49
İZDÜŞÜM

İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

İZDÜŞÜM

Page 2: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

MEHMET AKİF ERSOY

Page 3: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

Başlarken…

Sevgi Bir kuşun kanadı, Bir çiçeğin yaprağı, Belki de bir çocuğun gülümsemesi! Yakaladığımız, yakalayamadığımız… Her şey Sevgi, Sevgi...

Sevgili Öğrenciler, Bir toplumun, bir milletin, bir ülkenin

çimentosu sevgidir! Biz çocukluğumuzda bu öğreti ile büyüdük. Şu anda da en önemli gereksinim sevgidir. Sevginin olduğu her ortamda tüm problemler çözülür.

Biz “Yavuz Sultan Selim”li olmanın haklı gururunu her zaman yaşadık, çok uzun yıllar da yaşayacağız!

Sizlerin katkılarıyla kısa sürede çıkarttığımız bu dergide emekleriniz çok büyük! Bunu da birbirimize olan sevgi ile başardık. Ne mutlu ki bu çatı altında bilimde, sporda, sanatın her dalında başarıdan başarıya koştuk!

Dileğimiz her konuda başarılı, mutlu, sağlıklı, sevgi dolu bireyler yetiştirmek, onların bu toplumun büyüyüp gelişmesinde aktif rol oynamalarını sağlamaktır. Sizlere çok güvenen ve sizleri çok seven Büyük Atatürk'ün yolundan hiç sapmadan onun ilkelerini sonsuza kadar yaşatın. Atamızın yaktığı meşaleyi hiç söndürmeyin, sizden sonraki nesillere teslim edin. Vatanını, milletini seven, kendine ve topluma saygılı, çevreye duyarlı bireyler olun. Her konuda ileride olun, çalışın, çalışkan olun, bu güzel vatan için güzel işler yapın!

Daha güzel yarınlar için el ele vererek sevgiyle kalalım... Gamze SAKLICA

İÇİNDEKİLER

1. Gençliğe Hitabe, Başlarken

2.Vizyonumuz, Misyonumuz

3.Müzik Kültürü

4.Beyaz Gemi

5.Dönüşüm

6.Geçmişten Günümüze At

7.Hasret

8.Korsana Hayır

9.Noktasilvanya

10.Ben Atatürkçüyüm

11.23 Nisan- Şiir

12.Samsun’dan Doğan Güneş

13.19 Mayıs-Şiir

14.Anneler Günü-Şiir

15.Mucize Kitap

16.Ecdada Mektup

17.Tarihçe

18.İngilizce

19.Bilim ve Teknik

20.Az Bilinen Sporlar

21. Öğretmenler Günü-Şiir

22.23 Nisan-Şiir

23.23 Nisan Kutlama

24.Mezuniyet

25.Güle güle çocuklar!

26.Rehberlik Odası

27.Ödüller

28.Tübütak

29.Karikatür

Derginin Sahibi ve Sorumlusu:

İlker KAVLAK (Okul Müdürü)

Yayın Kurulu:

Nurcan AKBAŞ (Türkçe Öğretmeni)

Gamze Saklıca (Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni)

Ayla Ünal (Türkçe Öğretmeni)

Sevgi Sönmez (Türkçe Öğretmeni)

Ayşegül Orhan ( Bilişim Teknolojileri Öğretmeni)

Seda Bayölken (İngilizce Öğretmeni)

Özlem Berber Şarlı (İngilizce Öğretmeni)

Mücella Acar (Görsel Sanatlar Öğretmeni)

3

Page 4: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

Değerli Öğrencilerimiz,

Yavuz Sultan Selim Ortaokulu ailesi olarak siz çocuklarımızın geleceğine katkıda bulunmak bizi

gururlandırır. Bu gurur çerçevesinde yaptıklarımızın anlamını duyurup gösterebilmek için siz

öğrencilerimizin katkılarıyla ve emeğiyle elinizdeki yayını vücuda getirmeye çalıştık. Umarız başarılarınızı

ve başaracaklarınızı bir nebze de olsa taçlandırabilmişizdir.

Sevgili Çocuklar,

Dört yılsüreyle ailemizin bir parçası oldunuz ve olmaya devam edeceksiniz. Bunun için her

birinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Bu zaman zarfında sizlerin beklenti ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda ve

yine sizlerin katkılarıyla kendimize minval edindiğimiz bir vazifemiz var. Bunu şu sözcüklerle dile getirmeye

çalıştık.

MİSYONUMUZ

ARAŞTIR, SORGULA, ÖĞREN, UYGULA

Mutlu, özgüvenli, başarılı, ilkeli, duyarlı,

öğrenmeye ve yeniliklere açık, öz değerlendirme

yapabilen, yaratıcı ve eleştirel düşünen, iş

birliğine yatkın, açık fikirli, iletişim becerileri

gelişmiş, akılcı, cesaretli, çok yönlü, ulusal

kültürünü özümsemiş, aynı zamanda küresel

bakış açısına sahip huzurlu bir dünya için

araştıran, sorgulayan, üretken, bilgili ve duyarlı

Atatürk’ün ilke ve düşüncelerini benimsemiş,

genç bireyler yetiştirmektir.

VİZYONUMUZ

Eğitim-öğretimde kalitesi ve başarılı çalışmaları ile

fark yaratandeğişen dünya koşullarına uyum

sağlayarak öğrencilerimizi geleceğin dünyasına iyi

hazırlamak çağdaş ve öncü uygulamalarımızı,

ülkemizin tüm bölgelerinde yaygınlaştırmak;

toplumumuzun çağdaş medeniyet düzeyini

aşmasına katkıda bulunmak; kurumsal yönetim

ilkelerine bağlı olarakulusal alanda örnek,

uluslararası alanda saygın olmak.

YAVUZ SULTAN SELİM ORTAOKULU MÜDÜRÜ

İLKER KAVLAK

“ DAĞIN ÖTE YÜZÜ GÜNEŞE BAKIYORMUŞ ÇOCUKLAR. HAYDİ, DAVRANIN, GÜNEŞLE SOHBETİMİZ

VAR. GEÇ KALMAYALIM”

YAŞAR KEMAL

4

Page 5: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

İ

anat, boşuna olmaması

gereken bir şey. İçinde hiçbir

şey yazmayan roman

okunamaz. Üzerine rastgele

boyaların döküldüğü resim incelenemez. Ve

hiçbir hikâyesi olmayan duygusuz bir müzik

dinlenemez.

Günümüzde insanların müzik zevkine

baktığımda gördüğüm tek şey “zevksizlik”.

Pekâlâ dinlenilen müzik zevk meselesi olabilir

ama şarkılar ve müzik türleri var ki gerçekten

zevksizlik. Üstelik bunlar en çok dinlenilen ve

sevilen türler. İçinde çok fazla aşk sözü

geçmesine rağmen aşka dair en ufak bir

hissiyatı olmayan sözler, laf olsun diye

bestelenmiş ezgiler ve insanların oynaması

adına eklenmiş gürültü niteliğinde bir ritim ve

bateri seslerinden başka bir şey yok.

İnsanlar şarkıları sadece gürültü olsun

diye dinliyor. İnsanların büyük çoğunluğunda

müzik kültürü yok. Müziği dinlediklerinde

içlerinde hisler oluşmuyor. Hiçbir şey

anlamıyorlar müzikten. Zaten dinledikleri

müziğin da anlattığı bir şey yok.

Müzik laf olsun diye dinlenilecek veya

bestelenecek bir şey değil bence. Bir insan,

okuduğu bir romandan nasıl bir şey

öğrenebiliyor ve bir fikir edinebiliyorsa

müzikten de bir şey öğrenip fikir edinebilir. Ki

bunun için şarkının illa sözlü veya anlatıcı

olmasına gerek de yoktur. Birçok yazar,

özellikle de tarihi yazarlar, romanlarını

yazarken bir şey öğretmeyi amaçlamaz.

Fakat siz romanı okurken inanılmaz şeyler

öğrenir, yeni fikirler edinirsiniz. Müzik de aynı

bu şekildedir. Sözlü veya sözsüz birçok şarkı,

pek çok hikâye anlatır. Şarkıyı dinledikten

sonra üzerine düşünürsünüz. Hikâyeyi

anlamaya çalışırsınız.

Birçok şarkıcı ve besteci müzikte

olması gereken hikâyeyi düz duygular ile

karıştırır. Bestelerini dinlediğimizde bir şey

anlamazsınız. Ama anladığınızı zannedersiniz.

Bunun sebebi şarkıda bir duyguyu düz ve boş

bir şekilde anlatmaya çalışmasıdır bestecinin.

Bir romanı açtığınızda bütün sayfalarında

“Çok üzgünüm, ağlıyorum.” Yazması gibi, o

şarkının içinde manasız, hikâyesiz ve hissiz bir

üzüntü bulunur. Eğer bir öykü okuduğunuzda

duygulanıyorsanız bunun sebebi öykünün

konusudur. Hiçbir yazılı eserde konu üzüntü

duymak olmaz. Konu başka bir şeydir. Bir

olaydır. Bir anıdır. Üzüntü o hikâyedeki

“baskı” duygudur. Öykünün bütün

paragraflarında bir karakterin üzüntüsünü

anlatıyor, ama neden ve nasıl üzüldüğünü

anlatmıyorsa o öykü boş bir öyküdür. Kimse

o öyküyü beğenmez ve kimse o eserden bir

şey anlamaz.

Konu müziğe veya şiire gelince

insanlar gelince nedense insanlar beğenerek

dinlerler veya okurlar. En ufak bir tempoyu

veya anlamsız sözlerle yazılmış kafiyeleri

beğenen insanlara baktığınız zaman, zaten

bu insanları hiçbir sanat kültürüne sahip

olmadıklarını, hiçbir şekilde sanattan anlam

aramaya çalışmadıklarını görürsünüz. Aynı

zamanda hiçbirinde okuma kültürü de olmaz.

Sonuçta edebiyat da bir sanattır.

Müziği laf olsun diye dinleyen insan,

romanı ya da öyküyü de laf olsun diye okur,

evine ünlü bir ressamın tablosunu alır fakat

ona hiç bakmaz, süs olsun diye duvara asar.

Sanatla laf olsun diye ilgilenen insan, hayatı

da laf olsun diye yaşar. Sanattan bir şey

anlamayan insan hayattan da bir şey

anlamaz.

EGEMEN SAKLAVCI 8/A

S

5

Page 6: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

6

Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi adlı romanı, "hayvanlar

insanları koruyorsa insanlar da hayvanları korumalıdır,” fikri

etrafında gelişir.

Romanın kahramanı hayalperest bir çocuktur. Adı

söylenmeyen bu çocuk, anne ve babasını kaybetmiştir ve

kimsesizliğinin acısını Maral Ana efsanesine dört elle sarılarak

dindirmeye çalışır. Hayalini kurduğu ve onu yaşama bağlayan diğer

şey Isık Gölü'nden bir gün gelecek olan Beyaz Gemi'dir. Beyaz Gemi

ile babası da gelecektir. Bu hayal onu mutlulukla kucaklar.

Gerçekte ise dedesi kendisine güven veren tek kişidir. Çocuk

anne ve babasına kavuşacak günü beklerken dedesi ve Maral Ana

efsanesi onu ayakta tutar. Yaşama bağlar. Kahramanımız dağların ardında üç haneli küçük bir köyde

yaşamaktadır. "Orozkul" adındaki akrabası çocuğun yüreğine korku, öfke ve nefret yükler.

Romanın sonunda Maral Ana köye döner ve çok kötü şeyler yaşanır. Maral, insanlar tarafından

ihanete uğrar, avlanır. Çocuğun hayalleri bitmiştir, yıkılır. Bu arada dedesinin de bu ihanete ortak

olduğunu anlayınca kendisini yaşama bağlayan son bağı da kaybetmiş olur.

Dedesine, Boynuzlu Maral Ana'ya, oyunlar oynadığı taşlara veda ederken tek isteği bir an önce

babasına kavuşmaktır. Isık Gölü'ne gider. Beyaz Gemi kendisine gelemiyorsa o Beyaz Gemi'ye gidecektir.

Bir süredir hayalini kurduğu balık olma vakti gelmiştir. Kendini Göle bırakır. Ama yüzme bilmeyen balık

olur muymuş? Bundan böyle Isık Gölü'nün bir parçasıdır.

CEYDA DEMİR 7/A

Page 7: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

ranz Kafka, Dönüşüm” adlı eserini, “Amerika” adlı romanı üzerinde çalıştığı

sırada ilerleme kaydedemediğini görüp ara vermek için yazmaya başlar.

Kitap bu şekilde ortaya çıkar.

Bence bir sanat eserini ortaya koymak için en iyi anlardan biridir baskı altında

olmak. Böyle bir durumda iken toplumun istediği şekilde değil, basit şeylerin altında yatan

gerçekleri ve zorlukları ifade etmek daha etkilidir. Kafka da bir eser ortaya koymanın

baskısı altındayken, insanların çalışma hayatındaki sıkıntılardan ve baskılardan dolayı

böcek gibi görülme ve ezilme metaforunu

kullanmıştır. Bir gün uyandığınızda sizin de o

durumda olabileceğinizi anlatmıştır. Belki sıkıntı

çekip “yerde” olabileceğinizi, çok kötü bir

durumda can çekişebileceğinizi ve sizi kaldıracak

kimsenin olamayacağını betimlemiştir.

Yazar bu eserinde, her zamanki gibi

sayfalarca betimlemeler yapmıştır. Olay

hikâyenin ana karakteri olan Gregor Samsa’nın

odasında geçer. Okur hikâye boyunca hayatın

gerçekleri ile acımasızca yüzleştirilir. Bu anlatıda asıl hissettirilmek istenen duygu

bunalımıyla birlikte özgürlüğe kavuşamamanın verdiği hayal kırıklığıdır.

Biz de bu karmaşık dünyada bir odaya sıkışmış gibi değil miyiz? Aile baskısı, patron

baskısı, evdeki sorunlar, yarının kaygısı… Hepsi tıpkı Samsa’ya olduğu gibi bizim

yaşamlarımızda da ne yazık ki görülüyor. Tüm bu can çekişmelerin, kendi ayakları üzerinde

durabilmek için verilen mücadelenin sonunda hiç kimsenin sizi çıkaramayacağı bir

durumun getirdiği umutsuzlukla, hayat denilen sonsuz evrenin küçücük bir odasında

birilerinin haberi olmadan son bulur hayatlarımız.

MELİSA BİSNE SHARKLY 8-E

F

7

Page 8: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

Atlar, eski çağlardan beri insanların, özellikle

Asya halklarının hayatında önemli bir yere sahip

olmuştur. Türklerin uçsuz bucaksız Orta Asya

bozkırlarında hâkimiyet kurmasında atların rolü

büyüktür. Bozkırın evladı, at sırtında doğar, yaşar ve

ölürdü.

Ulaşımın ve iletişimin temel çözümü olan atlar

zorlu şartlarda insanların en iyi arkadaşı olmuştur.

Sanayi devriminin başlaması ve motorlu araçların

yaygınlaşmasıyla atlar önemini giderek yitirmiş, at ve

insan arasındaki bağ yavaş yavaş kopmaya başlamıştır.

Gelişmiş ülkelerin ata binmeyi bir spor olarak görmesi

atları bu alanda öne çıkarmıştır.

Dünyada motorlu araçların yaygınlaşmasıyla bir

ulaşım aracı olarak atın tercih edilmesi geri plana

itilmiştir. Çünkü atın yaptığı işleri, motorlu araçlar çok

daha kısa sürede ve çok daha kolay bir şekilde

gerçekleştiriyordu. Bu da özellikle ülkemizde birçok at

neslinin tükenmesine neden olmuştur. Bugün Karaman atı, Çukurova atı, Uzunyayla atı gibi bir

zamanların asil atlarının yerinde yeller esmektedir. Ne yazık ki nesilleri yok olmuştur. Yaşar

Kemal’in de dediği gibi: “O güzel insanlar, o güzel atlara bindiler ve gittiler.”

Son yıllarda umut verici gelişmeler de yaşanmaktadır. 1980’lerden sonra sosyoekonomik

ve sosyokültürel alanda yaşanılan çeşitli gelişmelerle birlikte insanlar kültürel ve sportif faaliyetlere

daha fazla vakit ve para ayırma imkânı bulmuştur. Böylece ata binme, ülkemizde bir spor olarak

kendisine tekrar yer bulabilmiştir.

Atların sadece binek hayvanı olarak düşünülmesi yanlış olur. Tıp alanında hipoterapinin

önemi anlaşılmış, otizmli, down sendromlu ve hatta spastik gibi özel bireylerin atla tedavisi

gerçekleştirilmiştir. Tedavi sadece at binerek değil, ata dokunarak, atı tımar ederek, yıkayarak,

onları çimenlere salıp saçlarını örerek yani atla bir bağ kurarak ve onlarla nitelikli vakit geçirilerek

gerçekleştirilebilir. Atla vakit geçirmek aslında her insana iyi gelen bir aktivitedir. At binmek ve atla

vakit geçirmek insanı hem fiziksel hem de ruhsal açıdan iyileştirir. Hem bütün vücudumuzu

çalıştıran bir spor hem de şehir hayatının stresinden arınmanın en güzel yolu...

Türkler binlerce yıl ata binmiş ve at üzerinde ok atmıştır. Ancak son 150 yılda insanımız

attan uzaklaşmış ve atlı okçuluk ise tamamen unutulmuştur. 2008 yılında Sami GENEL ve iki

arkadaşının İstanbul Kâğıthane Şenliklerinde attığı “Üç Ok” ile atlı okçuluğun fitili yeniden

ateşlenmiş ve on bir yılda bu alanda büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Yirminin üzerinde atlı okçuluk

kulübü kurulmuş ve yüzlerce insan at üzerine ok atar vaziyete gelmiş, yani “ok yaydan çıkmıştır”.

“O iyi adamlar o iyi atlara bindiler ve geldiler,” denecek günler yakındır.

JANSELEY GENEL 8-E

8

Page 9: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

HASRET encereden sızan gün ışığı ile aydınlanan odamda deri koltuğuma

oturmuştum. Araf’ta kalmıştım annemle yüzleşmek konusunda.

Kararımı verip eski fotoğraf albümünün yıpranmış kapağını araladım.

Karşıma çıkan ilk fotoğraf, kenarları eskimiş eski bir fotoğraftı. Bu fotoğraf

ressamın elinden çıkmış bir tabloya benziyordu. Annem dudaklarını kıvırmış,

ışıldayan kehribar gözleriyle yan bakmıştı. Yeni doğum yapmış bir anne olarak bana,

ellerindeki bebeğe, sevgi ve şefkatle bakıyordu. Kalbimin ısındığını hissettim bu

fotoğrafa bakarken. Sevgisi hala kalbimde yanıp tutuşurken hasret kalmıştım ona.

Parmak uçlarımda hissettim, bu değerli şeye dokunurken ıslaklık vardı

yanaklarımda.

Bu özel kadına hayatımı borçluyum ben. Ömrünün yarısını bana adamış, bana

bakmış, beni doyurmuş. Hastalandığımda başucumda beklemiş. Ne var ki hayatta

güzel olan herşeyin bir sonu olduğu gibi o da kanatlanıp uçmuştu başka diyarlara.

Etrafımdaki ki herkes alışırsın dedi bana. Anne, ben alışamadım. Yoksun

kaldım neşeden. Yanaklarımda hissediyorum öpücüklerini, “kızım” deyişiniz

duyuyorum. Karşımda oturmuş bana bakıyorsun sanki. Senin varlığınla gözlerim

açılıyor dünyaya anne. Kalbimde hissediyorum sevgini, anne! Seni tüm varlığımda

hissediyorum.

Bir fotoğraf bile yetiyorsa bunları hissetmeme, anılarım bir gül bahçesine

sürüklüyor beni ısrarla. Bir hayat borcum var sana anne! Minnettarlığımı

sığdıramam yazılara. Ama yine de sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

HİLAL AHSEN ALBAYRAK 7/C

P

9

Page 10: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

KORSAN YAYIN ALMAYIN!

ahibinden izin almaksızın,

orijinal bir fikir veya sanat

eserinden çeşitli şekillerde

çoğaltılarak elde edilen ürünlere korsan

yayın diyoruz. Bir eserin sahibinden veya

telifine sahip olan kişilerden izin

alınmaksızın o eser çoğaltılıp

yayınlanıyorsa bu emek hırsızlığıdır.

Dünyanın her yerinde bu böyledir. Ayrıca

Telif hakları ihlali 1886 tarihli Bern

Sözleşmesi’nden bu yana korsanlık olarak

adlandırılmaktadır.

Korsan ürünleri kullanırsak o iş için

emek vermiş herkesin hakkını elinden

almış oluruz. Korsan yayın

kullanmamalıyız çünkü korsan yayın

emeğin değerini azaltır. Bir düşünelim, bir

film çekilirken kaç insan emek verir, alın

teri döker? Kamera önünde, arkasında

yüzlerce insan çalışarak bir film ortaya

çıkarıyor ve korsan yayın yapanlar tüm bu

emekleri hiçe sayıp filmi çoğaltarak

piyasaya sürüyor. Sonuçta sinemanın asıl

emekçileri değil, korsan yayın yapanlar

gelir elde etmiş oluyor.

Ülkemizde yayıncıları ve eser

sahiplerini büyük kayıplara uğratan ciddi

bir sorun olan korsan yayının engellenmesi

konusunda daha ciddi adımlar atılmalıdır.

Korsan yayın yapanlara caydırıcı cezalar

verilmeli, emek hırsızlığının yanlışlıkları

toplumumuzun her kesimine ciddiyetle

anlatılmalıdır.

ADAR AKBAŞ 8/A

Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği’nin 2018-2019 eğitim öğretim

yılında Türkiye geneli ortaokul, lise ve dengi okullarda öğrenci ve öğretmenlerine yönelik AFİŞ

yarışmasında okulumuzu temsil eden eserlerini aşağıda yayınlıyoruz.

Öğrencilerimizi duyarlılıklarından dolayı tebrik ediyoruz.

ADAR AKBAŞ 8-A İLKER ALAİYE-8-A

S

10

Page 11: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

11

İREM KARAKIZILCIK 8-E

ILGIN ONUK 8-E

YAĞMUR VARDAR 8-E

AZRA USTAOĞLU 8-E

Page 12: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

SERAY VARLI 8-E

ECE MUTLU 8-E

YERSTEM G. ÖZOĞLU 8-D

12

Page 13: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

NOKTASİLVANYA

ünlerden bir gün nokta dışarı gezmeye

çıkar. Ormanda dolaşırken arkasında üç

noktayı görür ve onu da alır, beraber

dolaşırlar.

Noktanın bazen nefesi kesilir ve zorlanır.

Üç nokta da ona yardım eder ve bu yüzden en iyi

arkadaşlardır.

Kesme işareti büyük harflerin üstünden zıplar ve onları korur. Onlara çekim eki

gelmesine asla izin vermez. Çok kıskançtır, hemen ayırır onları. Virgül de kavga eden

cümleleri ayırmaya çalışır noktanın yokluğunda. Bu iş noktanın işidir fakat virgül çok

yetenekli olduğu için bunu da yapar. Yanına da yardımcısı noktalı virgülü alır. Noktalı virgül

onu hep destekler asla yalnız bırakmaz.

Soru işareti dolaşır şaşkın şaşkın. Kafasında hep bir soru vardır. Ardından ünlem

görünür. Soru işareti ona pek yanaşmak istemez çünkü şu aralar karışık duygular içindedir.

Nasıl davranacağını bilemez. Tırnak işareti kendine yer bulmaya çalışır. Hep başka lafları

iletir bize. Adeta bir mektup kuşu…

Uzun çizgi almıştır yanına çocuğu olan kısa çizgiyi. Çok benzetilirler fakat görevleri

ayrıdır. Sonra gelir ardından yay ayraç. Yay ayraç da çok detaycıdır. Her şeyi ayrıntılarıyla

iletir. Tırnak işareti gelir ve der ki: “Hayat detaylarda gizlidir.” “Ha yaşa!” der yay ayraç. İki

nokta da herkesin örneklerinin önüne gelir, “En iyisi benim, en önde ben duracağım.” der.

İşte böyledir Noktasilvanya. Herkesin mutlu, huzurlu yaşadığı bir yer ve hepsinin

size bir mesajı var: “Bizi yanlış kullanmayın, yanlış kullanılmamıza müsaade etmeyin!”

İLKER ALAİYE 8-A

G

13

Page 14: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

BEN ATATÜRKÇÜYÜM

Benim maviye olan sevgim 1881 yılında Selanik’te açılan bir çift

göz ile başladı. Hani bazen, biri için kelimeler kifayetsiz

kalır deriz ya, tam anlamıyla kelimelerin kifayetsiz

kaldığı bir adamı anlatıyorum sizlere, Mustafa

Kemal’i…

Mustafa Kemal’i nasıl bir sayfaya

sığdırabilirim, bilmiyorum ama onu nasıl bir ömür

yaşatabileceğimi biliyorum. Mustafa Kemal

Atatürk’ü bana ilk anlattıklarında hissettiğim tek

şey sevgi ve gururdu. Onun gibi bir lidere sahip

olmaktan gurur duymuştum hâlâ da duyuyorum.

Sonra yaşım ilerledikçe bazı şeyleri daha iyi

kavramaya ve anlamaya başladım. Bu yaşıma kadar

ailem beni bir Atatürk çocuğu olarak yetiştirdi. Bu

yüzden onlara minnettarım. Beni onun evladı olarak

yetiştirdikleri için onlara şükran duyuyorum.

Ne demiş Gazi Mustafa Kemal: “Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk

istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Bunun

bilincinde olan ben, ömrüm boyunca Atatürk’ün ilkelerine bağlı kalacağıma yemin

ettim.

Ben Atatürkçü olmaktan gurur duyuyorum.

Ben Mustafa Kemal’in çocuğu olmaktan gurur duyuyorum.

PINAR BEREN DALLI

8-E

14

Page 15: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

SAMSUN’DA DOĞAN GÜNEŞ

Yurdumuz işgal edilmiş

Paylaşılmış dört bir yan

Millet endişeli

Elden gidiyor vatan.

Kederliydi Anadolu

Düşmana teslim mi olunurdu?

Güzel haber birden doğdu.

Atam işgale karşı koydu.

Yıl 1919, Mayıs’ın 19’u

Atam Bandırma Vapuru’nda

Çıktı Samsun kıyılarına

Güneş oldu, hüznü boğdu.

Alınan kararlarla

Düşman yurdumuzdan kovuldu.

Atam durmadı.

Düşündü, karar aldı.

Bundan böyle 19 Mayıs

Kutlu bir bayram olacaktı.

ALPER BURAK ÇAYIROĞLU 7/C

15

Page 16: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

16

19 MAYIS

Vatanımıza güneş gibi doğan

Her zaman bizi mutlu kılan

Milletiyle gurur duyan

Atatürk’tür bize armağan

İşte tam da bugün yola çıktı

Ulu önder Atatürk’ümüz

Samsun, Amasya, Erzurum ve Sivas

Yankılanıyordu kahramanca sesimiz

Düşmanlar gitsin istiyordu

Halk bıraktı, işi, gücü, evi, aşı

Hiç kimseye sorulmadan yaşı

Başlamıştı Kurtuluş savaşı

Korkmadan savaşan cesur bir halk,

Ata’mın önderliğinde gidiyordu

Yolları ya istiklale çıkacak

Ya da ölümle son bulacaktı

RANA CEYLİN DOĞAN 7/C

Page 17: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

ANNELER GÜNÜ

EN GÜZEL ANNEYE

En güzel şey sensin anne,

Beni geleceğe hazırlayan sensin.

Beni ışığınla aydınlatan parlak ışık,

Güneş gibi sıcak olan bir dolu sevgi sende…

Bazen kızan yine de sevgisini veren,

Şefkatle hep yaklaşan sensin.

Bütün çiçeklerden güzel kokan,

Sadece sensin güzel annem.

Tüm anneler eşittir,

Ama benimki en özeldir,

Şefkatli tüm annelerin

Anneler Günü kutlu olsun.

SUDE ARI 7-C

CANIM ANNEM

Sabah kalktığımda,

Görürüm başucumda seni,

O sımsıcak sesini duyarım.

Sımsıcak ellerin değer saçlarıma.

Sen olmasan ben ne yaparım,

Canım annem…

Sensin en değer verdiğim,

Kılına zarar gelmesin dediğim,

En içten duygularımla sevdiğim,

İyi ki sen annemsin,

Canım annem…

ŞEVVAL ORDU 7-A

ÖLÜMSÜZDÜR ANNELER

Annedir dokuz ay karnında taşıyan,

Hastalandığımızda başucumuzda,

Sabahı karşılayan.

Derdimizde, sevincimizde,

Her durumda yanımızda…

Kendinden önce bizi koyar,

Her şeyin başına.

Annede sevgisi sonsuzdur

Ölümsüzdür tüm anneler.

ÖZGE ATAN 7-A

Page 18: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

KRALİÇEM

Annem, canım, hayatım

Yaşamımda en iyi destekçim,

Kelimeler yetmiyor, duygularım için,

Derdimi paylaştığım biricik anneciğim…

Yıllar yılı bıkmadan, usanmadan,

Beni bu yaşıma getiren kraliçem,

Ben de hiç bıkmayacağım,

Hayatımın en güzel parçasından

İyi ki hayatımdasın,

İyi ki varsın.

Benim biricik güzel annem.

Anneler Günün kutlu olsun.

AZRA DEĞİRMENCİ 7-A

DÜNYA MELEKLERİM

Bu dünyaya çiçek açtıran kırlangıçlar gibi

Yumuşak kalplerle zeytin dalı uzatanlar gibi

Yalnız baharda değil, dört mevsim açar gibi,

Kalbinin kapısı açık olan güzel annem.

Gökkuşağı gibi rengârenk,

Bir gülüşünle dağları delersin sen annem.

Sorgusuz sualsiz dünyanın yükünü taşıyan

Ayağına taş değmesin dünya meleğim.

Gözlerinin güzelliğinde başlayan masmavi okyanusun

Berraklığında biten koca yürekli saf annem.

Üzüldüğünde için için ağladığını, yüreğinde açan

Sevgi çiçeklerinden anlarız biz annem.

Ey, tüm insanoğlunun varoluş sebebi,

Bu evrenin her santimi,

Bizden hiç gitmeyin, dünya melekleri.

JÜLİDE KORKMAZ 7-A

Page 19: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

BENİM ANNEM

Güzel kalbi, tatlı sözü,

Şefkat dolu güler yüzü

Annelerin en güzeli

Benim annemdir, benim annem.

Bana gösterdiği saygı,

Yüreğindeki büyük sevgi,

Annelerin en güzeli,

Benim annemdir, benim annem.

Kocaman yüreğinin merhameti,

Gülümsemenin ışıltısı,

Annelerin en güzeli,

Benim annemdir, benim annem.

Bana oldu arkadaş,

Gerektiğinde bir sırdaş,

Annelerin en kıymetlisi,

Benim annemdir, benim annem.

YAĞMUR AYDAR 7-A

Page 20: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

20

25-31 Mart tarihlerinde Kütüphane Haftası nedeniyle okulumuzda yapılan ilçe

töreni Bornova ilçe kaymakamımız Sayın Fatih GENEL’in ve ilçe Milli Eğitim

Müdürümüz Sayın Kadir KADIOĞLU’nun katılımıyla kutlanmıştır. Tüm hazırlık

sürecinde yanımızda olan ve bizden desteğini esirgemeyen, bizleri yönlendiren

Türkçe Öğretmenimiz Ayla ÜNAL’a ve diğer tüm öğretmenlerimize teşekkür

ediyoruz.

KİTAP BİR MUCİZEDİR

Kitaplar hayatımızın vazgeçilmezi olan varlıklardır. Evet, varlık diyorum çünkü kitap için cisim, nesne, eşya, madde gibi ifadeleri kullanmak bana pek mantıklı gelmiyor. Kitaplar, tıpkı iyi birer dost gibi size sarılır, başarılı bir doktor gibi sizi tedavi eder. Ufkunuzu açar, size yol gösterir, sizi yalnız bırakmaz. Yeri gelir en yakın arkadaşınız olur yeri gelir akıl danışacağınız hocanız…

2009’da Sussex Üniversitesinde yapılan bir araştırmaya göre, stresi yenmenin en etkili yolu, eski moda hobileri ortaya çıkarmak; kitap okumak, müzik dinlemek, yürümek... Kan basıncı kontrol edilerek yapılan ölçümlerde, sayfaları çevirmeye başladıktan altı dakika sonra katılımcıların stresinin düştüğü gözlemlenmiştir.

Ne kadar okursanız o kadar bilirsiniz. Ne kadar öğrenirseniz o kadar farklı yere gidersiniz. Çocuk kitapları, televizyona kıyasla çocuklara yüzde elli daha fazla kelime öğretmektedir. Okumak zekâmızı da keskinleştirir. Yapılan araştırmalara göre kitap okumak, bulmaca çözmek gibi beyni normalden fazla çalıştıran hobilere sahip olan insanların alzheimer hastalığına yakalanma riskini düşürmektedir.

Okumak bulaşıcıdır. Eğer çocuğunuzun daha fazla kitap okumasını istiyorsanız, evde kitap okumaya başlamanızı öneririm. Scholastik’de yayımlanan bir rapora göre, ortaokul çağına kadar kitap okuyan ebeveynlerin olduğu bir evde yetişen çocuklar, gelecekte iyi birer okur haline geliyorlar.

Tarihin en eski dönemlerinden, antik çağlardan beri hayatımızda olan, papirüslerin birbirine yapıştırılmasıyla başlayan bu harika serüven, kitaplar, çantamızda, kitaplığımızda, kütüphanemizde kısacası hayatımızın her yerinde…

YAĞMUR SUNAN- 8-C

Page 21: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

21

“Ecdada Mektup” adlı yarışmada okulumuzu temsil ederek ilde derece yapan eser:

18 ŞUBAT 2019

İZMİR

Ey Vatan Uğruna Can Veren Ecdadım,

Yüz yıl geçmiş aradan, koskoca bir asır…

Eğer sen, bu direnişi başlatmasaydın, belki de yüz yıldır başka bir ülkenin himayesi

altındaydık. Bu bayrak, senin sayende göklerde. Bu ülke, senin sayende bağımsız ve biz, bugün

senin sayende rahat ve özgürce yaşayabiliyoruz. Sana minnettarız.

Şimdi, yüz yıl öncesine gidelim. Halk umudunu yitirmiş, ordu zaten perişan, ülke uçurumun

eşiğinde… İşte tam bu sırada sen geldin, geldin ve herkese bir umut ışığı oldun.

Bugün, kendimi milli mücadelede savaşmış bir askerin, bir komutanın yerine koyuyorum.

Karşıdaki ordu neredeyse on katımız. Biz bu durumda, bu kadar ilerlemiş bir teknolojiyle bile bu

kadar korkuyorsak savaşlardan, sizin o zamanda yaptıklarınız gerçek bir kahramanlık. Bu

kahramanlıktan dolayı size minnettarız.

Bu kahramanlık bir ömür sürdü ama yüz yıldır konuşuluyor ve konuşulmaya devam edecek.

Çünkü biz var olduğumuz sürece, bu mücadeleyi unutmayacağız, unutturmayacağız ve and olsun

ki Cumhuriyet’imizi “ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceğiz.”

Mehmet Akif Ersoy’un yazmış olduğu marşı da koruyacağız. Çünkü bu marş, sizin

kahramanlığınızı anlatıyor. Çünkü bu marş, neyi var neyi yoksa savaş için feda eden Türk halkını

anlatıyor. Çünkü bu marş, Kurtuluş Savaşı’nı anlatıyor.

Aradan bir yüz yıl daha geçse biz bu marşı okumaya devam edeceğiz. Haftayı bu marşla

başlatıp, bu marşla sonlandırıyoruz. Yani her hafta, Türk halkının ve sizin azminizi, kararlılığınızı,

gücünüzü ve vatan uğruna yaptıklarınızı bir kez daha hatırlıyoruz ve içimizden diyoruz ki ‘‘Vatan

uğruna yaptıklarınıza minnettarız.’’

Ben ve benim gibi birçok genç, o zaman yaşanan zorlukları, sıkıntıları bildiğimiz için sizi daha

iyi anlayabiliyoruz. Biz bir daha ülkeyi bu duruma getirmeyeceğimize, bu vatanı sahipsiz

bırakmayacağımıza söz veriyoruz.

Biz ki Atatürkçü düşünceyi benimsemiş, Atatürk’ün fikirlerini anlayabilmiş ve dahası

Atatürk’ü tanımış gençleriz. Gözünüz arkada kalmasın. Bize güvenin. Bir Türk gencinin verdiği söz,

yarım kalmaz. Sözümüz sözdür. Ülke bize emanet.

Bu ülke sizi unutmadı. Verdiğiniz mücadeleyi unutmadı. Ne kadar kan döküldüğünü

unutmadı. Sırf bizim için, Türk gençleri ve Türk istikbali için verilen bu mücadele, Türk tarihi

boyunca yaşayacak, yaşatılacaktır.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın bu yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk

varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!

BEREN İSTEK 8-B

Page 22: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

22

OKULUMUZ, EVİMİZ:

YAVUZ SULTAN SELİM ORTAOKULU

ornova’nın tanınan

ortaokullarından olan

Yavuz Sultan Selim

Ortaokulu yıllar önce mezun ettiği

öğrencileri tarafından sık sık ziyaret

edilir.

Yavuz Sultan Selim

Ortaokulu, Kazım Dirik Mahallesi’nde,

bağış bir arsa üzerinde, Yavuz Selim İlkokulu

adıyla, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından

beş derslik olarak yapılmıştır. Betonarme

bina olarak inşa edilen okulun İlk müdürü

Hasan Tahsin ÖNDERSEV’dir.

Kuruluşundan tam 19 yıl sonra, 1977

yılında, mevcut binaya iki derslik daha ilave

edilir. Böylece derslik sayısı 7’ye çıkarılmış

olur. O tarihte halen ilkokul olarak eğitim

veren okulun mevcudu da oldukça azdır. 1977

yılında okul müdürü ise Recai

KAĞIZMANLI’dır.

O yıllarda bile Bornova’nın bilinen

ilkokullarından olan Yavuz Selim İlkokulu

halen o dönem verdiği mezunlar tarafından

ziyaret edilir.

Okulun ikinci kat ilavesi 1994 yılında

okul müdürü İrfan YAVUZ zamanında inşa

edilir. Böylece okula 5derslik,1 laboratuar, 2

idare odası, 1 ana sınıfı kazandırılır.

B

Page 23: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

23

2

1994 yılında okulumuza Fen Bilgisi öğretmeni olarak atanan ve halen Fen ve Teknoloji

öğretmeni olarak okulumuzda çalışan Hülya ÜNSAL, bu yıllarda okulun zamanın koşullarına göre

oldukça iyi bir durumda olduğunu söyler ve devam eder:

“Yavuz Selim İlkokulu’na atandığım zaman-ki o yıllarda adı öyleydi- okulda iki tane ortaokul sınıfı

vardı. İlkokul kısmı oldukça çalışkan ve azimliydi. Ortaokul ise yeni açıldığı için kadrosunu

oluşturmaya çalışıyordu. Öğretmenlik yıllarımın başlarında tecrübeli ve çalışkan bir ekibin içinde

yer almak benim için bir şanstı.”

Okulun fiziki koşullarından da bahseden öğretmenimiz o yıllarda öğretmenler odasında

odun sobası ile ısındıklarını söyler.

Henüz 6 yıllık öğretmenken Yavuz Sultan Selim’de çalışmaya başlayan ve bugün Teknoloji

ve Tasarım derslerine giren Gamze SAKLICA, o yıllardan bugüne okulun fiziksel koşullarının çok

değiştiğini, birçok öğretmen ve idarecinin gelip geçtiğini söyledikten sonra konuşmasına şöyle

devam ediyor:

“Yavuz Sultan Selim, her dönem Bornova ilçesinin saygın okullarından biri olmuştur. Yalnızca

akademik başarıdan söz etmiyorum. Oldukça önemli sosyal başarı ve etkinliklere de imza atmıştır.

Her yıl öğrencilerle geziler düzenler, il ve ilçe çapında yapılan yarışmalara katılırdık.”

Okul 2012 yılında ilkokul statüsünden çıkartılıp ortaokul olarak eğitim ve öğretime devam

eder. Okul mevcudu artınca 2015 yılında ana sınıfı kapatılarak dersliğe dönüştürülür.

2017 yılına kadar Yavuz Selim Ortaokulu olarak eğitim veren okulun adı, Valilik Makamının

kararıyla Yavuz Sultan Selim olarak değiştirilir.

1956’den bu yana ilçemizin en gözde okullarından biri olarak kabul edilen Yavuz Sultan

Selim Ortaokulu, kendisine gösterilen teveccühe layık olmaya çalışmaktadır. Gerek akademik

gerekse yalnızca ilçede değil İzmir’de de adını duyuran okulumuzun başarısını daha nice yıllar

katlayarak devam ettireceğini umuyor, bu yolda emek veren tüm öğrencilerimize ve

öğretmenlerimize başarılar diliyoruz.

Hazırlayan: Nurcan AKBAŞ (Türkçe Öğretmeni)

Page 24: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

24

BIOGRAPHY OF MUSTAFA KEMAL ATATURK

Atatürk was a Turkish

nationalist leader and founder

and first president of the

republic of Turkey.

Mustafa Kemal Atatürk was born in 1881

in Salonika (now Thessaloniki) in what was

then the Ottoman Empire. His father was a

minor official and later a timber merchant.

When Atatürk was 12, he was sent to

military school and then to the military

academy in Istanbul, graduating in 1905.

In 1911, he served against the Italians in Libya and then in the Balkan Wars (1912 - 1913). He

made his military reputation repelling the Allied invasion at the Dardanelles in 1915.

In May 1919, Atatürk began a nationalist revolution in Anatolia, organising resistance to

the peace settlement imposed on Turkey by the victorious Allies. This was particularly

focused on resisting Greek attempts to seize Smyrna and its hinterland. Victory over the

Greeks enabled him to secure revision of the peace settlement in the Treaty of Lausanne.

In 1921, Atatürk established a provisional government in Ankara. The following year the

Ottoman Sultanate was formally abolished and, in 1923, Turkey became a secular republic

with Atatürk as its president. He established a single party regime that lasted almost without

interruption until 1945.

He launched a programme of revolutionary social and political reform to modernise

Turkey. These reforms included the emancipation of women, the abolition of all Islamic

institutions and the introduction of Western legal codes, dress, calendar and alphabet,

replacing the Arabic script with a Latin one. Abroad he pursued a policy of neutrality,

establishing friendly relations with Turkey's neighbours.

In 1935, when surnames were introduced in Turkey, he was given the name Atatürk,

meaning 'Father of the Turks'. He died on 10 November 1938.

Page 25: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

25

Animal Word Search

R E D O G V U Y V O S C S A D M

T A F H V I U G E R W S V E O O

A V B F A L L I R O G O M L L U

R V L B A K A Z C T K O C I P S

O V N Q I R O L A L N P T D H E

O D S G L T I T L K M K B O I B

U O O R Z B N G E I C Y G C N D

H N G Z E A D Y Y U G O O O E Q

O K V P H G K W D K R A X R E B

X E U P I C I A X F X X T C B H

G Y E Q Q F B T F W V K S O N V

U L T Z U I N O I L T W Q A R W

E J D W R O Y Z W A F J S Z E U

Q W T D K B D Q C D X O O W K C

ALLIGATOR BEE BIRD CAT COW CROCODILE DOG DOLPHIN DONKEY

DUCK ELEPHANT FROG GIRAFFE GORILLA LION MONKEY MOUSE

RABBIT

RAT TIGER

Page 26: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

26

HILARIOUS JOKES T Teacher: Tell me a sentencethatstartswith an "I".

Student: I is the....

Teacher: Stop! Never put 'is' after an "I". Always put 'am'

after an "I".

Student: OK. I am theninthletter of thealphabet.

Customer: Excuse me, but I sawyourthumb in mysoupwhenyouwerecarrying it.

Waitress: Oh, that'sokay. Thesoupisn't hot.

A: Hey, man! Pleasecall me a taxi.

B: Yes, sir. Youare a taxi.

Whydoesthegiraffehavesuch a longneck?

Becauseitsfeetsmellreallybad.

A mangoestothedoctorandsays, "Doctor, wherever I touch, it hurts."

Thedoctorasks, "What do youmean?"

Themansays, "When I touchmyshoulder, it reallyhurts. If I touchmyknee,OUCH!

When I touchmyforehead, it really, reallyhurts."

Thedoctorsays, "I knowwhat'swrongwithyou. You'vebrokenyourfinger!"

Page 27: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

27

English Language Facts

English is a West Germanic Language.

The English languagespreadwiththegrowth of the British Empire, becomingthe

dominant language in Canada, the United States, New ZealandandAustralia.

Thegrowingglobalinfluence of the US has furtherincreasedthe spread of English.

Today English is probablythemostwidelyspokenlanguage in theworld,

withmanypeoplelearning it as a secondorforeignlanguage. It is

estimatedthattherecould be as many as 1.5 billion total English

speakersworldwide.

Withover 800 millionnativespeakers, Chinese Mandarin is

themostspokennativelanguage, followedby Spanish and English.

Thecountrieswiththehighestpopulations of native English speakersarethe US, UK,

CanadaandAustralia.

English is one of sixofficiallanguages of the United Nations, as well as French,

Russian, Spanish, ArabicandChinese Mandarin.

English has a hugevocabulary, withover 250000 differentwordslisted in the Oxford

English Dictionary.

English incorporateswordsfrom a largenumber of differentlanguages. Many of

thesewordshave French, OldNorseorDutchorigins.

Manyscientificwordsused in the English languagecomefrom Latin orGreek.

English is written in the Latin alphabet (alsoknown as the Roman alphabet).

Page 28: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

28

ACROSS

1- Thepartthatpowersyourcomputer

2- Thepartthatyouusetoclicktheicons on thescreen

3- Thepartthatconnectsyoutothe internet

4- Thepartthat is usedtoscandocumentsandphotosintoyourcomputer

D1 •

D2 •

D3 •

A2 +

D4 •

C O M P U T E R P A R T S

A 3 +

A 4 +

AS + .______.__....______._ _ __.______. _ __,

Page 29: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

29

ENVIRONMENT PAGE

WE HAVE A BIG PROBLEM

Global warming is increasingdaybyday. Wemust stop it!

Global warmingcausesmajorchanges.

Itthreatensmany of speciesandclimatesarechanging.

Wemust stop speed of heating. Glaciersaremeltingandthehouse

of animals is disappering.

Weareresponsibleforourplanet .

OUR HOUSE IS WARMING UP AND WE MUST TAKE

PRECAUTIONS TO PREVENT IT!

GLOBAL WARMING

Scientists made an alarming discovery in

the 1980s. They found out that

the average temperature of the

Earth's surface was slowly rising. This

trend is called global warming. Today we

know that global warming

is increasing because more and more

gases get into the atmosphere.

Greenhouse effect

A greenhouse is a glass house in which

plants grow. The glass lets light in and at

the same time keeps heat from getting

out. This heat keeps the plants warm,

even when it is cold outside. The same

happens to the Earth's atmosphere. It

lets sunlight in and keeps carbon

dioxide and other gases from getting

out. We need these gases but too much

of them trap more heat.

Causes of Global Warming

For a long time people on our Earth

didn't think a lot about greenhouse

gases. The situation changed when

people started using more and

more energy in the form of fossil fuels,

like oil, gas and coal. We burn fossil

fuels to power factories, run cars,

produce electricity and heat houses.

As fossil fuels burn they let carbon

dioxide into the atmosphere.

During the last few decades people have

also cut down many forests. Trees

Page 30: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

30

use carbon dioxide when they make their

own food. Fewer trees mean that less

carbon dioxide is taken out of the

atmosphere.

Possible effects of global warming

Scientists have different opinions on

how warm the Earth's surface will really

get. The increase may be between 1.5°C

and 6°C by the year 2100.

Warmer weather will make ice

caps and glaciers melt. Sea levels could

rise dramatically. Plants, animals and

people living in coastal areas all could be

in danger. The weather may change in

many areas of the

world. Floods, droughts and damaging

storms could be the result.

People in colder regions might welcome

warmer weather but those who live in

regions that are already hot

may suffer from new diseases. At the

time some animals may

not survive because they

cannot adapt to the new environment.

They could move to other places in order

to live there.

Reducing global warming

Finding a solution to solve the world's

biggest environmental problem is not an

easy task. Although we need energy to

make our economy grow there are

things that could be done to fight off this

problem. Carpools or travelling by public

transport could take many cars off the

roads. You could turn off lights, TV sets,

computers and other electrical items if

you don't need them. Companies have

been spending a lot of money to produce

items that use little energy.

We also need to use more alternative

energy, like sunlight, wind power

or wave power. Car companies have

started to produce a new type of cars

known as hybrids. It works like an

electric car but also has a

small petrol engine.

The Kyoto Protocol

In 1997 over 150 countries signed the

Kyoto Protocol at the United

Nations Climate Conference. Industrialized

countries should reduce their emissions of

greenhouse gases. The United States which

produces about 25 % of all greenhouse

gases has often made public that it will

not support the agreement.

Page 31: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

31

SOME ENGLISH PROVERBS

More haste more waste

Haste makes waste

More haste less speed. (Aceleişeşeytankarışır.)

You can not teach an old dog a new trick. (Ağaçyaşikeneğilir.)

Keep something for a rainy day. (Akakçekaragüniçindir.)

A word to the wise is enough. (Anlayanasivrisineksaz,

anlamayanadavulzurnaaz.)

There is no smoke without fire. (Ateşolmayanyerdendumançıkmaz.)

FUNNY RIDDLES

Which month has 28 days?

I have 12 legs, 12 arms and 8 heads. What am I?

How many letters are there in the English alphabet?

What word begins with “e”, ends with “e”, and has one letter?

ANSWERS: 1- All of them. 2- A liar! 3- 18 letters! 3 in “the”, 7 in “English”, and 8 in

“alphabet”. 4- Envelope!

TONGUE TWISTERS

How many cans can a canner can if a canner can can cans? A canner can can as

many cans a canner can can.

She sells sea shells on the sea shore.

Smile a while and while you smile another smiles and soon there are miles and

miles of smiles and life’s worthwhile because you smile.

Mix a box of mixed biscuits with a boxed biscuit mixer.

A proper copper coffee pot.

Six thick thistle sticks. Six thick thistles stick.

Hazırlayanlar: Elif Naz Mutlu, Ahmet Yiğit Er, Elif Kanbal, Ece Mumcu 7-F

Page 32: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

32

Uzaydaki Kara Delikler

Gök bilimciler, bizim galaksimizden

uzaklarda yer alan devasa bir kara

delik buldular ve fotoğrafını çektiler.

Dev Kara deliğin fotoğrafını çekme

önerisini Profesör Heino Falcke

vermişti. Dünya’dan 500 milyon

trilyon kilometre uzaktaki kara deliğin

fotoğrafını çekmek için dünyanın farklı

yerlerinde bulunan 13 teleskop kullanıldı.

Bu kara delik fotoğrafı bize biraz farklı gelmiş olabilir. Kimimiz soğan halkasına

bile benzetebilir. Ama bilim insanları bu kara deliğe “Canavar” demeyi tercih ediyorlar.

Kuantum Bilgisayarları ile Zaman Geri Alındı

Bilim insanları kuantum* bilgisayarları sayesinde zamanı geriye aldıklarını duyurdular.

Rus, Amerikan ve İsveçli bilim insanları temel fizik kurallarına ters düşen bir çalışma

ortaya koydular. Bu çalışma sayesinde evreni yönettiği düşünülen fizik kuralları

kökünden değişebilir.

Bilim insanları yaptıkları bu çalışma için “Bilardodaki açılış vuruşu ile dağılmış olan

topların tekrar başlangıçtaki yerlerine dönmesine benzer bir eylem gerçekleştirdik .”

diyorlar.

Bu olay gerçekten bilim dünyasının da ufkunu geliştirmiş bulunmakta. Kim bilir beklide

şu ana kadar bildiğimiz her şey bir yalandır.

Kuantum: Kuantum mekaniği; madde ve ışığın, atom ve atom altı seviyelerdeki davranışlarını

inceleyen bir bilim dalı.

Kaynakça: www.bbc.com Hazırlayan: EYLÜL YAVUZ 7/A

Page 33: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

33

Ayak Voleybolu

çer kişilik iki takım tarafından oynanan

ve el dışında vücudun bütün

kısımlarının kullanıldığı özellikle ayak,

diz, omuz ve kafa ile oynanan bir file

oyunudur. İlk olarak 15. yüzyılda oynanan

oyun en çok Tayland ve Malezya’da

popülerdi. Resmi adı 1965’te konan oyun, ilk

kez 1829’da resmen bir yarışma olarak

düzenlenmiştir. Bu oyun 250 gram ağırlığında

bir topla oynanmaktadır.

Satranç Boksu

em zekâ hem de fiziksel gücün

varlığına dayalı bu oyun bir ringde 8

dakikalık 11 raunt şeklinde oynanır. 8

dakikanın 4 dakikasında satranç

oynanır, 4 dakikasında ise boks yapılır. Şah mat

ya da nakavt yapan oyunu kazanır. Tarihçesine

gelirsek bu oyunun geçmişi 1978 yılına kadar

gidiyor. 1978 yılında ilk kez Stewort ve James

Robinson kardeşler kendi aralarında maç

yapmışlardır.

Kaval Kemiğine Tekme

ngilizlerin çoraplarının içine saman

doldurarak bileklere yapılan tekme

darbeleriyle birbirini yere yıkmaya

çalıştıkları dövüş sporudur. Finlandiya’da bir

şaka olarak başlayan bu oyun, Amerika Birleşik

Devleti’nde bir spora dönüşmüştür.

E

EYLEM KOTAN

7-A

Ü

H

İ

Page 34: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

34

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü coşkuyla kutlarız. Okulumuzu süsleyip

törenler düzenleriz. Törenlerde şiirler okuyup, şarkılar söyleriz. En önemlisi de

başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, sevgi ve minnetle anarız. Onun bize

emanet ettiği ilkeler doğrultusunda ilerleriz.

Öğretmenler anne ve babamız gibi bize saygı ve sevgiyle yaklaşırlar. Doğruyu

ve yanlışı gösterirler. Onların sayesinde okumayı öğreniriz, en güzel yazımızla yazmayı

onlarla başarırız. Dertlerimize ortak olurlar, üzüntü ve sevincimizi paylaşırlar. Bilime,

sanata önem verirler, tıpkı hayalimdeki gibi. Atatürk ile ilgili bütün bilgileri ilk onlardan

öğreniriz. Komşularımızı, ülkemizin coğrafi özelliklerini, gelenek ve göreneklerimizi,

örf ve adetlerimizi onlarla tanırız. Nene Hatunları, Mevlana’yı, Yunus Emre’yi, Mehmet

Akif’i onlardan dinleriz. Kısacası her şeyi… Onlar bizim bilgi kaynağımızdır. Gelecekte

de bizi zirveye yükseltecek onlardır. Bu yüzden Öğretmenler Günü’nü sadece 24

Kasım’da değil, her gün kutlamalıyız. Onlara karşı sevgi ve saygımızı arttırmalıyız.

Uzun saçlısı, kısa saçlısı, renkli gözlüsü, siyah gözlüsü bütün öğretmenlerimi çok

seviyorum. Onları anlatmaya kelimeler yetmez.

Öğretmensiz bir toplum düşünülemez. Başarıya ancak onlarla ulaşırız.

TUĞÇE ÖZTÜRK 5/B

Page 35: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

35

23 NİSAN

Siz sadece bayram mı sandınız?

Bir kurtuluş hikâyesidir 23 Nisan.

Siz sadece çocuklara mı sandınız?

Koca bir ulusa hediyedir 23 Nisan.

Büyük Millet Meclisi 23 Nisan’da kuruldu.

Vatanım prangalardan kurtuldu.

İnsanların kaderi kendi reyine sunuldu.

Egemenlik yalnız milletin oldu.

Milletin vekilleri toplandılar.

Anadolu’da atan kalpler Ankara’da yürek oldular.

Akıp giderken avuçların arasından.

Bu şanlı vatanı yeniden kurdular.

Ata’m dedi ki bugün çocukların

Onlar ki sahipleri yarınki makamların

Siz sadece bayram mı sandınız?

23 Nisan dirilişidir tüm umutların…

ECE ERDOĞAN 5/E

Page 36: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

36

NİSAN’DA ÇOK EĞLENDİK

Page 37: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

37

8-A

A sınıfı Türkiye gibidir. Dört mevsim yaşanır bu sınıfta. Öfke, sevinç, heyecan, korku… Bazen

gereksiz öfkelenir bazen çok güzel zaman geçirir eğlenirsiniz. Arkanızdan konuşan da vardır,

yüzünüze konuşan da… Ama ne olursa olsun hep yanınızda olanda vardır. Boş derslerde en çok ders

buradan gelir. Bazen azarlanırsınız, çoğu zaman da tebrik edilirsiniz. Her şeye rağmen ortaokulda son

yılınızı

8-A’da geçirmek sizi hafızalara kazımıştır.

8/B

Biz arkadaşlık dostluk ilişkilerimizle, birbirimizi desteklememizle, yardımlaşmalarımızla,

başarılarımızla, sanata ve spora olan ilgimizle 35 kişilik bir aileyiz. Gerek futboldaki, gerek

voleyboldaki gerekse katıldığımız yarışmalardaki başarılarımız bizi biz yapar. Biz daima birbirimizin

yanındayız. Birbirimizi kollar yarı yolda bırakmayız. Çünkü biz 8/B’yiz. 8/B olmak bunu gerektirir.

Page 38: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

38

8-C

8-C sadece bir sınıf değil. Biz 8-C olarak bir aileyiz. Biz arkadaş değiliz, kardeşiz. Birimize bir şey olduğunda

hepimiz koştuk. Yeri geldi çok mutlu olduk, birlikte kahkahalar attık; yeri geldi çok üzüldük birlikte ağladık. Sınıfın

her köşesine bir anı bıraktık. Hani derler ya “Okul bir çocuğun ikinci evidir.” diye,

8-C sınıfı bizim ikinci evimiz oldu. Bu sınıf bizi tek bir çatı altında topladı. Bize derslerimizden önce dostluğun ve

kardeşliğin önemini, aslında birbirimize ne kadar bağlı olduğumuzu, dayanışma içerisinde olursak her işin

üstesinden gelebileceğimizi ve en önemlisi “BEN” değil “BİZ” olursak her şeyi başarabileceğimizi

gösterdi. Bu sene birçok şey yaşadık ve bu yaşanan şeyleri eminim ki hiçbirimiz unutmayacağız. Bir sürü

zorluğun üstesinden geldik. Önümüze daha ne kadar çok zorluk çıkarsa çıksın bu sene birbirimizden

aldığımız güçle yolumuza devam edeceğiz. Biz biriz. Biz beraberiz. Biz 8-C ailesiyiz.

8-D

Zor bir yıldı ama güzeldi. Aslında her yıl olduğu gibi bu yıl da okulun hemen tatile girmesini

bekliyorduk. Ancak bu sene diğerlerinden çok farklıydı. Ortaokuldaki son senemizdi. Sona yaklaştıkça

ne okulumuzdan ne de arkadaşlarımızdan ayrılmak istiyorduk. Ama bitti ve birbirimizi çok

özleyeceğiz.

Page 39: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

39

8-E

Okulun ilk günü utanıp sıkılarak oturduk şimdi bırakmak istemediğimiz sıralara. İlk gün sesi

çıkmayan 8/E şimdi okulumuzun en çok konuşkan sınıfı. Konuşkan olduğu kadar çalışkan, çalışkan

olduğu kadar sosyal bir sınıf… Enis’iyle şakacı, Seray’ıyla sessiz, Bora’sıyla çalışkan, Ecem’iyle

gözlüklü, Arda’sıyla kahkaha dolu bir sınıfız. Çantası gelmeyenlerini fotokopileriyle dolu bendeniz

Elanur, yemeği bir türlü bitmeyen Kayra, harika sesiyle İrem, bizi asla yerimize oturtamayan başkan

Murat, uykucu Ceyda, ne konuştuklarını hiçbir zaman bilemediğimiz ayrılmaz ikili, Onur Asaf ve Yüksel

Efe, İngilizce sözlüğü Melisa, yüzünü ayda yılda bir gördüğümüz Mehmet Emir, birbirinden ayırt

edemediğimiz ikizler, Ece ve Ceren, öğretmenlerini çok seven Özgür, dolabın anahtarını getirmeyi

sürekli unutan Azra ve tüm bu öğrencilere sahip olduğu için şanslı, bir o kadar anlayışlı öğretmenimiz

Nurcan AKBAŞ… Harika öğrencileriyle 8/E tam da böyle… Yani biz konuşkanıyla, sessiziyle;

çalışkanıyla, haylazıyla; kızıyla, erkeğiyle Atatürkçü bir yürekle gurur içinde mezun oluyoruz.

Sıfır Atık Afiş yarışması birincisi ve Beslenme Dostu Okul resim yarışmasında okul birincisi Melis Köseoğlu 7-C

Page 40: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

Sevgili öğrencilerim, en değerlilerimiz, kıymetlilerimiz, geleceğimiz, ümitlerimiz...

Fidanlar nasıl ağaç olur, tomurcuk nasıl çiçek olur, meyveye durur? Nasıl rengârenk olur

bahar çiçekleri? Nasıl coşku içinde kalır doğa kokusundan, renginden… Bütün bu güzellikleri adım

adım, gün gün yaşıyoruz her birinizde. Ellerimizde büyüttüğümüz fidanlarımız, tomurcuklanıp çiçek

açıyor yüreğimize coşkular yayarak.

Büyüdüğünüzü izliyoruz, heyecanlarınızı, sevinçlerinizi, kalp kırıklıklarınızı yaşıyoruz birlikte.

O kadar içimize işliyorsunuz ki, sizi evimize kadar taşıyor, kalbimizde endişelerinizi, korkularınızı

hissediyoruz zaman zaman. Sonra bir gün bakıyoruz ki siz ne kadar da büyümüşsünüz. Nasıl gurur

duyuyoruz sizinle bilseniz. Nasıl güven duyuyoruz yarınlar için, ümit dolduruyorsunuz içimize. İşte o

zaman “niye ödevini yapmadın bakayım, derse geç kalmışsın bak yine, arkadaşınla kavga mı ettin,

konuşmayın da dersi dinleyin!”cümleleri sadece bizi büyüten ve aklımıza geldikçe güldüren birer tatlı

anıya dönüşüyor.

Her birinizden birer renk, birer iz, birer tatlı tebessüm kalıyor yüreğimizde. Bizim tatlı, küçük

sevgili çocuklarımız, bizim sevdası her gün büyüyen masum sevgilerimiz, göz bebeklerimiz, siz uçup

gitseniz bile yuvadan, kelebekler gibi kanatlanıp vefalı yavrularımız olarak geri geliyorsunuz. Buradaki

dostluklarınızı, acısı tatlısı ile paylaştığınız ne varsa özleyerek geliyorsunuz. Çok özlendiğinizi de

bilerek geliyorsunuz en samimi duygularınızı yaşadığınız okulunuza. Çocukluktan gençliğe adım

attığınız bu yıllarda, kişiliğinizi süsleyen değerlerinizi kazandığınız bu eğitim yuvanızı özleyerek

geliyorsunuz. Bizler de size baktıkça bu muhteşem gençler bizim çocuklarımız, diyerek bir anne baba

mağrurluğu yaşıyoruz her defasında.

Heyecanın zirve yaptığı günlerdir mezuniyet günleri. Bir coşku bir sevinç, büyük bir mutluluk

olurken içimizde, buruk bir hüznü, sıcak bir yuvadan ayrılmanın kederini de taşır yüreklerimiz. Dönüm

noktalarından biridir hayatın, yeni başlangıçların kapısını araladığımız. Her birinizde Atatürk Gençliği

ışığının parladığı, güzel günlere doğru bir yolculuktur aslında. Bu yolda dimdik, hedefleri olan ve o

hedeflere inançla, azimle yürüyen gençler olacağınızdan eminiz. Yolunuz açık olsun yavrular. Sizlere

her zaman gönül gözü ile bakıp, her birinizde koskocaman dünyalar gördüğümüzü ve size çok

inandığımızı sakın unutmayın.

AYLA ÜNAL

TÜRKÇE ÖĞRETMENİ

Page 41: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

41

İNTERNETİN BİLİNÇLİ VE

GÜVENLİ KULLANIMI

AİLEMİZDEKİ AFACAN: İNTERNET İNTERNET BİRÇOK AÇIDAN HAYATIMIZIN

VAZGEÇİLMEZLERİNDEN OLDU. Onunla beraber

dünyayı dolaşabiliriz, evimizden dünyaya açılan bir

kapı, bir pencere… Ancak evimizden dünyaya

açılırken, evimizin içine istemediğimiz misafirlerin

girmesini istemeyiz değil mi?

PENCERENİZİN NEREYE AÇILACAĞINI SİZ

BELİRLEYİN

Seçimlerinizi ailenizle ve öğretmenlerinizle beraber

yapın. Onlara danışmaktan çekinmeyin. İnternette

karşılaştığınız herhangi bir bilgiyi başka kaynaklardan

da sorgulayın ve doğruluğunu araştırın. Unutmayın ki

İnternette herkes istediği gibi bilgiler oluşturabilir ve

yayınlayabilir. Ayrıca, bir ödev hazırladığınızda,

bulduğunuz bilgileri ve kullandığınız resimlerin

kaynağını mutlaka belirtmelisiniz… HER BİLGİ

GERÇEĞİ YANSITMAYABİLİR

BEDAVA TEKLİFLER BEDAVA DEĞİLDİR

BÜYÜK İHTİMALLE GERÇEK DEĞİLDİR.

DÜŞÜNÜN, TANIMADIĞINIZ KİŞİ SİZE

NEDEN BEDAVA BİRŞEY TEKLİF ETSİN Kİ?

Tanımadığınız kişilerle sohbet etmeyin. Sosyal

paylaşım sitelerinde tanıştığınız kişilere karşı

dikkatli olmalısınız. Yeni arkadaşlar edinmek

eğlenceli olabilir ancak bazıları kendileri hakkında

yalan söyleyebilir. İnternet ortamında tanıştığınız bir

yabancıyla gerçek hayatta buluşmamalısınız.

Gerçekten tanışmak istediğiniz biri olursa yanınızda

mutlaka aile bireylerinden bir yetişkin olmalı ve

buluşmak için kalabalık yerleri tercih etmelisiniz.

KİŞİSEL BİLGİLERİNİZİ GİZLİ TUTUN İnternet ortamında kişisel ve özel bilgilerinizi

vermeyin. ( Kimlik no, adres, telefon vs) Facebook

gibi sitelere üye olurken gizlilik ayarlarını

yapmalısınız. Aksi halde İnternette herkes sizi

görebilir, sizi tanıyabilir. Bunlar arasında kötü

niyetli insanlar da olabilir. Web kameralarını

kullanırken dikkatli olun. Bir yabancının evinizin

içini ve sizi görmesini istemezsiniz

Page 42: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

42

ÖNCE DÜŞÜNÜN SONRA PAYLAŞIN

İnternet ortamında paylaşılan bilgilere çok dikkat edilmeli, çünkü bir

defa İnternete aktarılan bir şey bir daha geri alınamaz. Büyüyünce

bile karşınıza çıkabilecek ve sizi üzecek şeyleri (resim, özel bilgi vs.)

paylaşmaktan kaçınmalısınız. Arkadaşlarınıza ve ailenize ait bilgileri

paylaşmadan önce onlardan izin alınması

.gerekir.PAYLAŞTIKLARINIZ SONRADAN SİZİN VEYA

BAŞKALARIN ÜZÜLMESİNE NEDEN OLMASIN

İYİ VE NAZİK BİR KULLANICI OLABİLİRSİNİZ

YALNIZ GÜNLÜK HAYATTA DEĞİL İNTERNETTE DE

DİLİMİZİ DOĞRU VE GÜZEL KULLANALIM. Kimseye hakaret,

argo, küfürlü hitap etmemelisiniz. Yüzüne söylemek nasıl saygısız

bir hareketse internet üzerinden yapmak da öyledir. Size yapılmasını

istemediğinizi başkalarına da yapmayın.

İNTERNETTE TANIMADIKLARINIZIN SİZİ İNCİTMESİNE

İZİN VERMEYİN.

TANIMIYORSANIZ teklifini reddedin, mesajlarını açmayın, cevap

vermeyin ve şikayet edin. Çünkü bu mesajlar genellikle uygunsuz,

virüslü ya da gereksiz şeyler içerir. Güncel anti-virüs ve filtreleme

programları kullanmak sizi ve bilgisayarınızı bu sorunlardan

koruyacaktır .

İNTERNETTE BİRÇOK SORUN BULUNMAKTADIR.

SORUNUN KAYNAĞI;

Yüksek oranda zararlı içeriğe sahip internet siteleri, internet

ortamındaki risklerin yeterince bilinmemesi, bilinçli internet kullanım

kültürünün oluşmaması, internetin bilinçli kullanımı konusunda

yeterli projeler üretilememesi, içerik üretmekten çok, içerik

tüketimine yönelik internet kullanımı, bilinçlendirme amaçlı kamu

spotlarının yetersizliği Kamu Kurumlarının çocuklara yönelik

sitelerinin olmaması.

İNTERNETİN GÜVENLİ KULLANIM KURALLARI Kendinizi eğitin, interneti güvenli kullanmayı öğrenin. İnterneti

oturma odanıza taşıyın; Kendinize zaman sınırlaması yapın. İnternet

kullanımıyla ilgili kurallar belirleyin ve uyun Veliniz tarafından

yapılan uyarıları dikkate alın. Velinizle bağlantıyı koparmayın.

İnternette oynadınız oyunları ailenizden saklamayın. Her şeye

inanmayın. Sosyal paylaşım sitelerinde çok yanlış ve eksik olacağını

unutmayın. Kişisel ve ailevi bilgilerinizi sanal ortamda paylaşmayın.

İNTERNETİN GÜVENLİ KULLANIM KURALLARI GİRDİĞİNİZ WEB SİTELERİNDE; Kumar, intihara yönlendirme,

çocukların cinsel istismarı, uyarıcı madde kullanımını

kolaylaştırma,sağlık için tehlikeli madde temini,

müstehcenlik,ırkçılık, ayrımcılık, nefret, terör, şiddet görüntüleri, kan

ve şiddet içeren dövüş sporları, hayvan dövüşleri, dolandırıcılık,

zararlı yazılım vb. içerikler BULUNMAMALIDIR!!!

Page 43: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

43

HAYAT SADECE İNTERNETTEN İBARET DEĞİLDİR ZAMANI ETKİN YÖNETİN. Başka aktivitelere de vakit ayırın.

Arkadaşlarınızla ve ailenizle beraber gerçek hayatta da

eğlenebilirsiniz.

DÖRT ŞEY GERİ GELMEZ.

1- ATILAN OK 2- KAÇIRILAN FIRSAT 3- SÖYLENEN SÖZ

4- GEÇEN ZAMAN

UNUTMAYIN ŞİKÂYET ETME HAKKINIZ VAR Karşılık vermeyin. Sanal ortamda size rahatsızlık veren kişilere cevap vermemeli ve derhal

onlarla görüşmeyi bırakmalısınız. İnternet ortamında sizi rahatsız eden şeylerle (kişilerin küfürlü

ve argo konuşmaları, hakaretler, uygunsuz teklifler ya da zararlı sitelerle) karşılaştığında

ailenize, öğretmenlerinize ya da İhbarweb'e (www.ihbarweb.org.tr ) şikayet edebilirsiniz.

İnternet güvenliği ile ilgili bilgi almak için, Türkiye’de bilinçli İnternet kullanımına

katkıda bulunmak amacıyla hazırlanmış olan Güvenli Web (www.guvenliweb.org.tr) ve Güvenli

Çocuk (www.guvenlicocuk.org.tr) portallarını ziyaret edebilir ya da (0312) 294 74 00 nolu

telefondan bilgi alabilirsiniz.

Çocuklar için özel olarak hazırlanmış güvenli İnternet kullanımı ile ilgili kılavuza

www.guvenliweb.org.tr/e_kilavuz/ bağlantısından ve ebeveynler için hazırlanmış klavuza

www.guvenliweb.org.tr/annebaba kilavuz/ bağlantısından yararlanabilirsiniz.

Öğrencilerimizin, yaptıklarının farkında, kendini kontrol edebilme becerisine sahip,

davranışlarıyla çevresindeki herkese karşı duyarlı olmasını istiyoruz. Bu duyarlılık kendisine

yapıldığında öfkelendiren, inciten, ailelerinizi küçük duruma düşüren tavırları asla yapmamaya

özen göstermenizi sağlayacaktır. Hepinizin ahlaki olarak güçlü olduğunuzu düşünüyoruz . Her

zaman yanınızda olduğumuzu unutmayın.

İntern tte Güvende, Hayatta Mutlu Kalın

E.Nezaket ALTIOK

Psikolojik Danışman

● ● ●

● ● ●

Page 44: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

44

TEBRİKLER GENÇLER!

İlçemizde düzenlenen İngilizce Scrabble Turnuvası Tenis turnuvasında 3. olduk

7. Sınıf öğrencilerimiz ikinci oldu.

Dynet ilçe birincisi olduk

Page 45: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

4006 TUBİTAK BİLİM FUARI’NDAN GERİYE KALANLAR

Page 46: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

46

Page 47: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

AFRA NUR GÜL-ÖZGE SENA DERVİŞ 8-C

Page 48: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez

48

Page 49: İZDÜŞÜM - M.E.Bbornovayavuzsultanselimoo.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/35/06/716… · şey yazmayan roman okunamaz. Üzerine rastgele boyaların döküldüğü resim incelenemez