16 NİSAN 2012 BİYOLOGLAR GÜNÜ BASIN BİLDİRİSİ
Üniversitelerin fen veya fen-edebiyat fakülteleri bünyesinde yer alan biyoloji bölümlerinin sayısı bügün 77‟yi bulmuĢtur. Mezunları aynı unvan ile kamuda görev yapan Moleküler Biyoloji ve Genetik, Biyoinformatik ve biyoteknoloji bölümleri ile birlikte 100‟ün üzerinde bölümden en az 4 yıllık eğitimleri sonucunda mezun olan biyologlar ne yazık ki mesleklerine ithaf edilen 16 Nisan Biyologlar Gününü bir bayram havasında kutlayamamaktadırlar. Mesleki sorunlarının doruk noktasına ulaĢması nedeniyle bu gün mezunu çok, çalıĢanı bir o kadar az bir grup haline gelmiĢlerdir . Sorunlarımız henüz lisans eğitimlerimiz aĢamasında baĢlamaktadır. Yeterli akademik personel ve teknik alt yapı oluĢturulmadan yeni biyoloji bölümleri açılmakta, her dönem yeni iĢsiz biyologlar mezun edilmektedir. Her yıl ortalama 5000 civarında Biyoloji öğrencisi lisans eğitimini tamamlayarak mezun olmaktadır. Mezunlarımız kamuda da özel sektörde de iĢsizlik sorunu ile karĢı karĢıyadır. Mezunlarımızın çoğu iĢsiz veya geçici iĢlerde çalıĢtıklarından dolayı gizli iĢsizdirler. Uygulama alanına giren tüm mesleklerin ve hatta bazen siyasi kararların hedefi haline gelen, yok sayılan her geçen gün hakları ve yetkileri diğer meslek grupları tarafından biraz daha gasp edilen bir meslek haline gelmiĢtir. Kamuda kendisine kadro bulabilen meslektaĢlarımızın özlük sorunları had safhadadır. EĢit iĢe eĢit ücret uygulaması maalesef biz biyologları teğet geçmiĢtir. Aynı derece-kademeye sahip, aynı hizmet yılındaki bir biyolog aynı birimde görev yapan fen fakültesinden mezun bir baĢka temel bilimciden daha düĢük ücret almaktadır. Çünkü 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda Sağlık Hizmetleri Sınıfına dahil edilen biyologlar aynı fakülteden mezun fakat teknik hizmetler sınıfında çalıĢan diğer meslek gruplarına kıyasla ek gösterge ve özel hizmet tazminatları yönünden geri bırakılmıĢlardır. Biyologların gerçek anlamda mesleklerini yaptıkları alanlardan biri olan sağlık alanında bizlere akademik kariyer yolu açan ve her dönem baĢarı ile verdiğimiz Tıpta Uzmanlık Sınavı hakkımız elimizden alınmıĢtır. ĠĢ bulma konusunda bizlere daha geniĢ alanlar sunan, iĢletmelerde mesul müdürlük yapma hakkımız elimizden alınmıĢtır. Daha önce biyologların da yetkili meslek grubu olarak tanımlandığı bazı yönetmeliklerden biyolog ünvanı çıkarılmıĢtır.
Kamuya özellikle de sağlık kurumlarına yerleĢtirilecek biyolog sayısı her geçen yıl azalmaktadır. Buna karĢılık sağlık kurumlarındaki hemĢire açığının kapatılması için biyologların hemĢire olarak atanması, doktor açığının kapatılması için de kısa süreli eğitimler verilerek hemĢirelerin pratisyen doktor yapılması gibi kara mizah örneği öneriler son dönemde gündeme getirilmiĢtir. Kamuda Sağlık Bakanlığı, Çevre ve ġehircilik Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı baĢta olmak üzere tüm bakanlıklarda ve birçok bağlı kuruluĢta bahsettiğimiz sıkıntılarla çalıĢan biyologların özel sektörde de durumları iç açıcı değildir. MeslektaĢlarımızın bir çoğu yeni mezun olduklarında ilaç ve medikal alanda satıĢ ve pazarlama yapmaktadır. BaĢlangıçta dolgun maaĢ ve iyi olanaklar sunan sektör kısa bir süre sonra meslektaĢları yüzüstü bırakmaktadır. Dolayısıyla baĢlangıçta sunulan iyi koĢullara aldanan biyologlar daha sonra hayal kırıklığı yaĢamaktadır. Özel sağlık kuruluĢlarındaki istihdam da Sağlık Bakanlığınca Özel Hastaneler Yönetmeliğinin yayınlanmasından sonra sekteye uğramıĢ, mevcut çalıĢanlar dahi iĢlerini kaybetmiĢlerdir. Tüm bu karamsar tabloda biz biyologlar artık yeter demek için örgütlü bir meslek olmanın bilinci ile bugün burada toplandık. Türkiye‟nin tüm biyologları adına ilgili ve yetkili tüm kiĢi ve kuruluĢlara seslenerek diyoruz ki; ÇağdaĢ Türkiye‟ye yakıĢır Ģekilde özgür bilimin ıĢığında yeterli alt yapıya sahip sınıf ve laboratuar ortamlarında ortak bir müfredatla biyoloji eğitimlerimizi almak istiyoruz. EĢit iĢe eĢit ücret uygulamasının hakkaniyetle yerine getirilmesini ve özlük haklarımızın düzeltilmesini istiyoruz. Özel sektörde bizlere iĢ olanağı ve imza yetkisi sağlayan „‟Mesul Müdürlük‟‟ hakkımızı geri istiyoruz. Haksız yere elimizden alınan „‟TUS‟‟ hakkımızı geri istiyoruz. Serbest çalıĢma alanlarında biyologların önünün açılmasını, çeĢitli mesleklerin ortak alanı olan iĢ kollarında biyologların da en azından aynı yetkilerle mesleklerini icra edebilmelerinin sağlanmasını istiyoruz. Biyoteknoloji, nanobiyoteknoloji, biyoenerji, çevre sağlığı, halk sağlığı, biyoçeĢitliliğin korunması biyologsuz olmaz, GDO sorunu, biyogüvenlik sorunu, biyolojik silahlar sorunu, küresel ısınma sorunu biyologsuz çözülmez diyor ve son olarak; çatı meslek örgütümüz „‟TÜRKĠYE BĠYOLOGLAR ODASI‟‟nın bir an önce kurulmasını istiyoruz. Tüm biyologların 16 Nisan Biyologlar Gününü kutlar, BĠYOLOGLAR DAYANIġMA DERNEĞĠ ve TÜRKĠYE BĠYOLOGLAR DERNEĞĠ adına, hepinize saygılar sunarım.15.04.2012 Uzm. Bio. Okan BAKġĠ Biy. Day. Der. BaĢk. Yrd.
www.biyologlarodasi.tr.gg
www.facebook.com/biyologodasi
www.facebook.com/biologlarodasi
www.facebook.com/biyoisilanlari
www.twitter.com/biyologlarodasi
www.dailymotion.com/biyologlar
www.issuu.com/biyoloji
Türkiye‟de Fen /Fen-Edebiyat Fakültelerinde Biyoloji Bölümlerinde halen, ortalama
25.000 öğrenci okuyor ve her yıl ortalama 6.000 öğrenci Biyoloji bölümlerinden
mezun oluyor. Kamuda meslek ünvanımızı 1933 yılında almıĢ bir meslek grubu
olarak:
Dünyada geliĢmiĢ tüm ülkelerde ve Avrupa Birliği ülkelerinde Çevre, Tarım ve Sağlık
sektörleri baĢta olmak üzere profesyonel meslekler içinde önem sırasına göre en ön
sıralarda yer alan Biyologlar, ülkemizde iĢsiz ve gizli iĢsiz durumuna düĢmüĢlerdir.
Biyoteknoloji, Biyomühendislik, Biyogenetik, Biyogüvenlik, Biyorafineri, Biyogaz v.b.
terimlerinin üzerine inĢa edilen hiçbir yasa ve yönetmelikte meslek ünvanımız hak
ettiği konularda ve konumda yer almamaktadır.
Sağlıkta DönüĢüm Yasası tasarı metninde 2 yıllık meslek yüksek okulları mezunları
dahil tüm sağlık çalıĢanları var BĠYOLOG yok.
Hastanelerde Genetik Tanı Merkezlerinde çalıĢacak personel içinde BĠYOLOG yok.
Genetik Biyolojinin temel dersidir.
Özel Hastanelerde asgarî bulundurulacak Sağlık Personeli içinde BĠYOLOG yok.
ĠĢ Güvenliği Yönetmeliğinde BĠYOLOG yok
Biyogüvenlik yasası çıktı adında BĠYO var içinde BĠYOLOG yok
Veterinerlik Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem kanunu çıktı içinde BĠYOLOG yok
BĠYOLOG, Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı gibi mesleğini
doğrudan ilgilendiren hiçbir bakanlıkta ayrıca BĠYOLOG yetiĢtiren fakültelerin
BĠYOLOJĠ BÖLÜMLERĠNDE KENDĠ KADRO ÜNVANIYLA ĠSTĠHDAM EDĠLEMĠYOR.
Bu nedenle aĢağıdaki sorularımıza yanıt arıyoruz:
Ekolojik sorunları giderek artan dünyada, Türkiye sınırları dıĢındaki özellikle geliĢmiĢ
ülkelerde bu problemlerle boğuĢan mesleklerin baĢında Biyolog geldiği halde neden
Türkiye‟de biyologlara önem verilmemektedir.
GeliĢmiĢ ülkelerde biyoloji, yaĢam boyu eğitim sürecinde çok önemli bir meslek
olmasına rağmen, neden ülkemizde sadece okullarda okutulan bir ders olarak
yorumlanmaktadır.
Ülkemizin stratejik konumu, korumamız ve sahiplenmemiz gereken biyolojik
zenginliklerimiz, su sorunu, çevre kirliliği ve küresel ısınmanın beraberinde getirdiği
ekolojik sorunların giderek artması, ulusal çıkarlarımızın korunması açısından
biyolojinin kapsamı ve giderek artan önemi neden görmezlikten gelinmektedir.
Biyoloji bilim dalından mezun olan biyologlar, bakanlıklara bağlı kurum ve
kuruluĢlarda mesleki kadro ünvanlarıyla çalıĢmalarına rağmen, neden Fen/Fen-
Edebiyat Fakültesi mezunu Fizikçi-Kimyager gibi temel bilimcilerden farklı (düĢük)
maaĢ almaktadırlar,
Biyologlar, neden Fen/Fen-Edebiyat Fakültesi mezunu Fizikçi-Kimyager gibi en az 4
yıllık fakülte mezunu olmalarına rağmen temel bilimcilerden farklı olarak, hem de ilgili
hizmet sınıfının hep yardımcı hizmet sınıfları ve diğerleri kapsamında yer almaktadırlar
(örneğin hastanelerde Laborant kadrolarında çalıĢtırılmaktadırlar).
Biyologlar. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Sağlık Hizmetleri Sınıfında yer
verilen bir meslek grubu olmalarına rağmen neden “Sağlıkta DönüĢüm Yasası”
kapsamında isimleri bile geçmemektedir.
Neden Biyologların hastanelerde ve benzeri sağlık kurumlarında istihdamları izne
bağlanmıĢtır. BaĢka hangi meslek grubunun bağlı bulunduğu hizmet sınıfıyla ilgili
kurum ve kuruluĢlarda çalıĢması yönetmelikle yasaklanmıĢtır.
Avrupa Birliği ülkelerinden Çevre, Tarım ve Sağlık sektörleri baĢta olmak üzere
profesyonel meslek grupları içinde en üst sırada yer alan biyologlar, neden ülkemizde
iĢsizliğin baĢını çekmektedirler.
Yıllardır her platformda meslek tanımımız dile getirilip ilgili bakanlıklara ulaĢtırılmasına
rağmen, neden henüz olumlu bir geliĢme kaydedilmemiĢtir.
Neden mesleki yetki ve sorumluluklarımızı belirten meslek yasası tüm çabalarımıza
rağmen anlamlandıramadığımız bir biçimde gündeme bile alınmamaktadır.
Dört yıllık Fakülte mezunları arasında BĠYOLOGLAR, eğitim kalitesi bakımından en
fazla Yüksek Lisans ve Doktora yapan meslek grubu olmasına ve yıllardır her türlü
giriĢimde bulunulmasına rağmen neden had safhaya ulaĢan meslek mağduriyetimiz
gündeme bile alınmamaktadır.
Ülkemizde en az 4 yıllık fakültelerde okuyarak mezun olan diğer tüm mesleklerde
olduğu gibi (Fizikçi, Kimyager, Ġstatistikçi ve Biyolog Fen/Fen-Edebiyat Fakültesi
mezunudur) neden Biyologlar yaptıkları çalıĢmalara imza atma yetkisine sahip
değildir.
Biyolog: bütün canlı varlıkları, birbirleri ve çevreleri ile olan etkileĢimlerini, bilimsel
yöntemlerle inceleyen, bu yöntemler sonucunda elde ettiği verileri eğitim, tarım,
orman, sağlık, çevre, gıda, endüstri, biyoteknoloji vb. alanlarda uygulayan ve
uygulatan, bu sonuçları rapor haline getirerek imzalama yetkisine sahip olan kiĢidir
Özlük haklarımızın hak ettiğimiz Ģekilde düzenlenmesi; biyologlar ve halen okumakta
olan biyoloji bölümü öğrencileriyle çocuklarının geleceğinden endiĢe duyan aileler için
çok önemli bir hale gelmiĢtir.
Öğretim programlarında biyoloji veya ilgili dersleri alan herkes, kendini bir biyologun
yapabileceği her Ģeyi yapabilir sanmakta, yasa ve yönetmelikler de bu durumu teĢvik
etmektedir.
Ne acıdır ki bu düĢünce tarzı giderek özel sektörde de yaygınlaĢmaktadır.
Biyologlar ve onların aileleriyle birlikte yaklaĢık 400.000 insanın kırgınlık, küskünlük,
umutsuzluk ve mağduriyetlerinin ivedilikle giderilebilmesi için gereğini tensiplerinize
arzederiz.
Biyologlara Yetkiler Veren Yönetmelikler ve Tebliğler
1) 29.12.2011 tarih ve 281571 sayılı (3.mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
(Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından) "GIDA KONTROL
LABORATUVARLARININ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ VE
SORUMLULUKLARI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARININ
BELİRLENMESİNE DAİR YÖNETMELİK" gereği gıda kontrol
laboratuvarlarında Biyologlar çalışabilmektedir.
2) 13.12.2011 tarih ve 28141 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığından) "DENEYSEL VE DİĞER BİLİMSEL AMAÇLAR
İÇİN KULLANILAN HAYVANLARIN REFAH VE KORUNMASINA DAİR
YÖNETMELİK" gereği Biyolog olarak çalışabilirsiniz ( a. Bir şekilde genetik yapıları
değiştirilmiş gen aktarımlı, nakavt gibi hayvanların bulunduğu araştırmaya yetkili,
üretici ve kullanıcı kuruluşlarda,b. Genetik yapıları değiştirilmiş balıklar söz konusu
olduğunda,c. Mikrobiyolojik özelliklerinden dolayı özel bakım gerektiren germfree,
patojen ari, spesifik patojen free ve benzeri hayvanların bulunduğu üretici ve
kullanıcı kuruluşlarda).
3) 25.08.2011 tarih ve 28036 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (Sağlık Bakanlığı –
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’ndan) “TIBBİ LABORATUVARLAR
YÖNETMELİĞİ” ne göre kamu ve özel sağlık kurum/kuruluşlarındaki tıbbi
laboratuvarlarda Biyologlarda çalışabilmektedir.
4) 24.08.2011 tarih ve 28035 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (Çevre ve Şehircilik
Bakanlığından) “AMBALAJ ATIKLARININ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ” ne
göre toplama-ayırma tesislerinin sağlaması gereken kriterler arasında tam zamanlı
olarak en az bir çevre görevlisi istihdam etmesi zorunluluğu getirilmiştir. Çevre
görevlisi belgesini alan Biyologlarda toplama-ayırma tesislerde çalışabilmektedir.
5) 17.06.2011 tarih ve 27967 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Çevre ve
OrmanBakanlığından) "TOPRAK KİRLİLİĞİNİN KONTROLÜ VE
NOKTASAL KAYNAKLI KİRLENMİŞ SAHALARA DAİR YÖNETMELİK
YETERLİLİK BELGESİ TEBLİĞİ” ne göre yeterlilik belgesi alınması için, gerekli
meslek grupları arasında Biyologlarda yer almaktadır.
6) 21.05.2011 tarih ve 27940 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“BİYOSİDAL ÜRÜNLERİN KULLANIM USUL VE ESASLARI
HAKKINDA YÖNETMELİĞİ” ne göre mesul müdür olarak çalışabilirsiniz (Sağlık
Bakanlığı tarafından açılan eğitimlere katılıp yapılan sınavda başarılı olanlara mesul
müdürlük diploması verilmektedir, mesul müdürlük eğitimi için bulunduğunuz İl
Sağlık Müdürlüğü’ne başvurularınızı her zaman yapabilirsiniz).
7) 26.04.2011 tarih ve 27916 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan (Çevre ve Orman
Bakanlığından) “ATIK ARA DEPOLAMA TESİSLERİ TEBLİĞİ” ne göre
tehlikeli atıkların dışındaki ara depolama tesislerinde çevre görevlisi olarak
Biyologlarda çalışabilmektedir.
8) 06.03.2011 tarih ve 27886 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“YÜZME HAVUZLARININ TABİ OLACAĞI SAĞLIK
ESASLARI VE ŞARTLARI HAKKINDA YÖNETMELİK” gereği yüzme havuz
sularının analizleri Bakanlıkça yetkilendirilmiş özel laboratuvarlarda da
yapılabilmektedir. Bu yönetmeliğe göre Biyologlarda yetkilendirilmiş özel
laboratuvarlarda çalışabilmektedir.
9) 04.12.2010 tarih ve 27775 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sanayi ve Ticaret
Bakanlığından) “ZEYTİNYAĞI LİSANSLI DEPO YÖNETMELİĞİ” ne göre
Zeytinyağı Depolama Tesisi açılabilmesi için ilgili Bakanlıktan lisans alınma
zorunluluğu getirilmiştir. Bu işletmelerin lisans alıp faaliyete geçebilmeleri için
istihdam etmeleri gereken personeller arasında Biyologa da yer verilmiştir.
10) 12.11.2010 tarih ve 27757 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Çevre ve Orman
Bakanlığından) “ÇEVRE GÖREVLİSİ VE ÇEVRE DANIŞMANLIK
FİRMALARI HAKKINDA YÖNETMELİK” doğrultusunda a) Çevreye kirletici
etkisi olan faaliyet ve tesislerde, b) Belediyeler, il özel idareleri ve mahalli idare
birlikleri veya bunların iştiraklerinin çevreye kirletici etkisi olan tesis ve
faaliyetlerinde, c) Organize sanayi bölgeleri yönetimleri bünyesinde, d) Sağlık
kuruluşları ve hastanelerden, yatak kapasitesi 20 ve üzerinde olanlarda ve e) Çevre
danışmanlık firmalarında çevre görevlisi olarak çalışabilirsiniz (Çevre ve Orman
Bakanlığı tarafından yapılan sınav sonucunda başarılı olanlara Çevre Görevlisi
Belgesi verilmektedir).
11) 12.11.2010 tarih ve 27757 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak (Ulaştırma
Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığından) yürürlüğe giren “DENİZ
ÇEVRESİNİN PETROL VE DİĞER ZARARLI MADDELERLE
KİRLENMESİNDE ACİL DURUMLARDA MÜDAHALE GÖREVİ
VEREBİLECEK ŞİRKET/KURUM/KURULUŞLARIN SEÇİMİNE İLİŞKİN
TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ”kapsamında, petrol
ve diğer zararlı madde kirliliğine müdahale yetki belgesi almak isteyen
şirket/kurum/kuruluşlarında Biyolog olarak çalışabilirsiniz.
12) 27.10.2010 tarih ve 27742 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“İNSAN DOKU VE HÜCRELERİ İLE BUNLARLA İLGİLİ
MERKEZLERİN KALİTE VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA YÖNETMELİĞİ” ne
göre kapsama giren merkezlerde, merkezin faaliyeti ile ilgili alanda doktora
düzeyinde eğitimini tamamlamış olan Biyolog merkezde tam gün görev yapmak
kaydıyla merkez sorumlusu olarak çalışabilmektedir.
13) 04.08.2010 tarih ve 27662 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“HAVUZ SUYUNDA KULLANILAN YARDIMCI KİMYASAL
MADDELERİN ÜRETİMİNE, İTHALATINA VE BİLDİRİM ESASLARINA
DAİR TEBLİĞ” e göre üretim yerinde mesul müdür olarak çalışabilirsiniz.
14) 17.06.2010 tarih ve 27614 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“TAMPON, HİJYENİK PED, GÖĞÜS PEDİ, ÇOCUK BEZİ VE
BENZERİ ÜRÜNLERİN ÜRETİMİ, İTHALATI VE BİLDİRİM
ESASLARINA DAİRTEBLİĞ” kapsamında mesul müdür olarak çalışabilirsiniz.
15) 13.06.2010 tarih ve 27610 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 5996 nolu
Kanun“VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI, GIDA VE YEM
KANUNU”kapsamında gıda ve yem işletmelerinde çalışabilirsiniz.
16) 06.03.2010 tarih ve 27513 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“ÜREMEYE YARDIMCI TEDAVİ UYGULAMALARI VE
ÜREMEYE YARDIMCI TEDAVİ MERKEZLERİ HAKKINDA
YÖNETMELİĞİ” ne göre tüp bebek merkezlerinde laboratuvar sorumlusu ve diğer
personel statüsünde çalışabilirsiniz.
17) 18.12.2009 tarih ve 27436 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Çevre ve Orman
Bakanlığından) “YETERLİK BELGESİ TEBLİĞİ” ne göre Çevresel Etki
Değerlendirmesi Raporu ve Proje Tanıtım Dosyası hazırlayan şirketlerde
çalışabilirsiniz.
18) 06.06.2009 tarih ve 27250 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Dış Ticaret
Müsteşarlığından) “TİCARİ KALİTE DENETİM YETERLİK BELGESİ
VERİLMESİNDE UYGULANACAK ESASLARA İLİŞKİN TEBLİĞ” e göre
imalatçı-ihracatçılar kimyasal ve fiziksel analiz gerektiren ürünler için firmaların,
laboratuvar elemanı olarak ürünün özelliğine göre biyolog olarak çalışabilirsiniz.
Ayrıca bu laboratuvar elemanı yani Biyolog şartları uygun olması halinde sorumlu
denetçi olarak da görev yapabilmektedir.
19) 15.05.2009 tarih ve 27229 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Tarım ve
Köyişleri Bakanlığından) “TOHUMCULUK SEKTÖRÜNDE YETKİLENDİRME
VE DENETLEME YÖNETMELİĞİ” doğrultusunda Tarımsal Üretim ve Geliştirme
Genel Müdürlüğü’nden doku kültürü ile tohumluk üretici belgesi alarak doku kültürü
ile tohumluk üreticisi iş yeri açabilirsiniz.
20) 02.08.2006 tarih ve 26247 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sanayi ve Ticaret
Bakanlığından) “FINDIK LİSANSLI DEPO YÖNETMELİĞİ” ne göre Fındık
Depolama Tesisi açılabilmesi için ilgili Bakanlıktan lisans alınma zorunluluğu
getirilmiştir. Bu işletmelerin lisans alıp faaliyete geçebilmeleri için istihdam etmeleri
gereken personeller arasında Biyologa da yer verilmiştir.
21) 08.10.2005 tarih ve 25960 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sanayi ve Ticaret
Bakanlığından) “YETKİLİ SINIFLANDIRICILARIN LİSANS ALMA,
FAALİYET VE DENETİMİ HAKKINDA YÖNETMELİĞİ” ne göre yetkili
sınıflandırıcı personel olarak çalışabilirsiniz.
22) 08.10.2005 tarih ve 25960 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sanayi ve Ticaret
Bakanlığından) “PAMUK LİSANSLI DEPO YÖNETMELİĞİ” ne göre Pamuk
Depolama Tesisi açılabilmesi için ilgili Bakanlıktan lisans alınma zorunluluğu
getirilmiştir. Bu işletmelerin lisans alıp faaliyete geçebilmeleri için istihdam etmeleri
gereken personeller arasında Biyologa da yer verilmiştir.
23) 08.10.2005 tarih ve 25960 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sanayi ve Ticaret
Bakanlığından) “HUBUBAT, BAKLAGİLLER VE YAĞLI TOHUMLAR
LİSANSLI DEPO YÖNETMELİĞİ” ne göre Hububat, Baklagiller ve Yağlı
Tohumlar Depolama Tesisi açılabilmesi için ilgili Bakanlıktan lisans alınma
zorunluluğu getirilmiştir. Bu işletmelerin lisans alıp faaliyete geçebilmeleri için
istihdam etmeleri gereken personeller arasında Biyologa da yer verilmiştir.
24) 23.05.2005 tarih ve 25823 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“KOZMETİK YÖNETMELİĞİ” doğrultusunda kozmetik ürünler
üreten imalathane ve fabrikalarda Sorumlu Teknik Eleman olarak çalışabilirsiniz.
25) 21.04.2005 tarih ve 25793 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“PELOİDLERİN ÜRETİMİ VE SATIŞI HAKKINDA
TEBLİĞ” e göre peloid üretim tesislerinde biyologlar mesul müdür olarak
çalışabilirsiniz. İmalatçı-ihracatçılar kimyasal ve fiziksel analiz gerektiren ürünler için
firmaların, laboratuvar elemanı olarak ürünün özelliğine göre Biyolog olarak da
çalışabilirsiniz. Ayrıca bu laboratuvar elemanı şartları uygun olması halinde sorumlu
denetçi olarak da görev yapabilmektedir.
26) 17.02.2005 tarih ve 25730 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“İNSANİ TÜKETİM AMAÇLI SULAR HAKKINDA
YÖNETMELİĞİ” ne göre içme suyu işleme fabrikalarında mesul müdür olarak
çalışabilirsiniz.
27) 01.12.2004 tarih ve 25657 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“DOĞAL MİNERALLİ SULAR HAKKINDA
YÖNETMELİK” kapsamında doğal mineralli su tesislerinde mesul müdür olarak
çalışabilirsiniz.
28) 30.06.2004 tarih ve 25508 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan (Sağlık
Bakanlığından)“BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNLER İMALATHANELERİ
YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
YÖNETMELİK” kapsamında biyoteknolojik ürün imalat yerlerinde, ürün
sorumlusu olarak çalışabilirsiniz.
DÜNYADA YENİ ARAŞTIRILMAYA BAŞLANAN LENF DAMAR BİYOLOJİSİ ÜZERİNE ALMAN KANSER ARAŞTIRMA
MERKEZİNDE (DKFZ) ÇALIŞAN BİYOLOG SILA APPAK
HAYATI KEŞFEDEN BİYOLOGLAR
Heidelberg Üniversitesi Alman Kanser Araştırma Merkezi Hücre ve Tümör Biyoloji Programı Vasküler Onkoloji ve Metastaz
Laboratuarında çalışan Biyolog Sıla Appak, lenf damarı ve endotel hücrelerinin moleküler biyolojisi hakkındaki çalışmalarını,
biyolog olmanın verdiği ayrıcalıkları ve Almanya’da akademik hayatın tüm yönleri hakkında bilgi verdi.
Avrupa’nın bilim atölyesi kabul edilen Heidelberg’te Alman Kanser Araştırma Merkezi Vasküler Onkoloji ve Metastaz
Laboratuarında lenf damarları biyolojisi üzerine çalışmalarını sürdüren Biyolog Sıla Appak, lenfe spesifik molekülleri embriyo
gelişiminden kansere, hatta metabolizmaya varıncaya kadar canlıda, bu yolaklarla ilgili molekülleri de hücreler üzerinde
inceliyor. Lenf damar biyolojisinin daha keşfedilmemiş ve bilinmeyen oldukça fazla yönü olduğunu dile getiren Appak, bu alanda
dünyada çalışan sayılı isimden biri. Avrupa ve Amerika’da yeni başlamış sayısı çok fazla olmayan seçkin laboratuarların yer
aldığı bir alanda çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Appak, bu konuda ülkemizde henüz yapılan çalışma olmadığını belirtti.
Yeni bir alan olan lenf endotel hücrelerinin ve damarlarının biyolojisi hakkında bilgilerini paylaşan Biyolog Sıla Appak, Sağlık
Dergisi Yazı İşleri Müdürü Esra Öz’e araştırmalarını, hedeflerini ve biyolog olmanın ayrıcalıklarını anlattı.
Ne üzerine çalışıyorsunuz?
Alman Kanser Araştırma Merkezinin Hücre ve Tümör Biyoloji Programına bağlı Vasküler Onkoloji ve Metastaz Laboratuarında
çalışıyorum. Laboratuarımız damar biyolojisi laboratuarı; damar gelişimi, damar yapılarının moleküler sinyal yolları, hastalıklarla
ilişkisi ve olası terapileriyle ilgilenmekte. Ben de lenf damarları kısmında lenf damarlarında hastalıkta ve sağlıkta önemli olan
molekülleri ve bunların etkileşimini hücrede ve canlı sistemde inceliyorum. Çalışma alanım lenf endotel hücrelerinin moleküler
biyolojisi burada spesifik molekülleri embriyo gelişiminden tutun kansere, metabolizmaya varıncaya kadar canlıda, moleküllerin
arttırılması ya da kaybedilmesi yöntemleriyle de hücrelerde inceliyorum.
angi tip hastalıklarla ilgili araştırmalar yapıyorsunuz?
Lenf sistemiyle ilgili gelişmeler son 10 yılda hız kazanmış durumda. Daha öncesinde lenfe spesifik moleküller bilinmediğinden
lenf damarlarınin gelişimi ve önemi bilinmemekteydi. Eskiden kanserin metastazında lenf damarlarının aktif rol oynadıgı
bilinmiyordu, örneğin meme kanserinde aksiler(koltukaltı) lenf bezlerinin sadece meme dokusuna yakınlığı nedeniyle kanserin
yayılmasında rol oynadığı düşünülüyordu. Fakat son çalışmalar gösterdi ki lenf damarlarının kanser hücrelerine ev sahipliği
yapmalarının yanında aktif olarak bu hücrelerin dağılmasında rol oynamakta. Bununla birlikte eskiden yalnızca kan damarlarının
etkin olduğunu düşündüğümüz birçok hastalıkta artık lenf damarlarının da rolü olduğunu biliyoruz bunlar obesite, damar sertliği
ve yüksek tansiyon gibi çağımızı etkileyen hastalıklar. Çok ilginç olmakla birlikte örneğin tuz hassasiyeti gösteren
hipertansiyonlu hastalarda görülen metabolik değişimlerinin başlangıcında lenf damarlarındaki hiperplazi gösterilmiş durumda.
Alınan tuz derialtında bazı proteinlere bağlanıp tutuluyor ve makrofajlar üzerindeki bazı reseptörlerle bu algılandığında lenf
damarına spesifik büyüme faktörleri salgılanıp lenf damarlarında hiperplazi oluşuyor. Yani besinlerle alınan fazla tuz deri altında
tutuluyor ve önce lokal olarak derialtındaki dokuda lenf damarlarında bir dizi değişimleri başlatıyor. Bilindiği gibi lenf damarları
yağın emilmesinde ve taşınmasında da görev alıyor. Vücutta yağ dokusunun artışı ile karakterize olan obesitede artan yağ
dokusu öncelikle civarındaki lenf damarlarının sıvı taşıma kapasitesini bozuyor yavaşlatıyor mekanik olan bu etkinin dışında
yapısal olarak çeşitli enflamasyon moleküllerine ev sahipliği yapan ve bağışıklık hücrelerine gerekli enerjiyi aktaran yağ dokusu
bütünüyle bir enflamasyon odağı haline gelip lenf damarlarını uyarıp yeni damar oluşumunu uyarıyor ama oluşan yeni damarlar
fonksiyonel olamadığından bütün lenf sistemi yağ dokusu etrafında sekteye uğramış oluyor. Bütün bunlar çok yeni bilgiler lenf
damar biyolojisinin daha keşfedilmemiş bilinmeyen oldukça fazla yönü var.
Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Hani çoğu sanatçı der ya küçüklükten beri şarkı söylüyordum o zamandan belliymiş diye benim ki de o hesap çok merakli bir
çocuktum dışarıda doğada varolan hayatı karıncayı böcekleri herşeyi merak ederdim nerede yaşıyorlar ne yiyorlar diye. Evde de
elime geçirdiğim herşeyin içinde ne var nasıl yapılmış diye bakmak isterdim bu yüzden kardeşimin arabalarını oyuncaklarını
kırıp dökerdim. Yani bu araştırma dürtüsünün peşine takıldım diyebilirim.
Bugüne kadar eğitim aldığınız ve çalıştığınız kurumlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Biyoloji bölümünde tamamladım. Bu esnada Tübitak Bilim Adamı Yetiştirme
Grubunun sınavla kazanılan bursunu aldım ve bölümü dereceyle bitirdim. Lisans eğitimim sırasında iki yaz Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi Patoloji bölümünde stajlarımı tamamladım. Yüksek lisansımı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Moleküler Biyoloji ve
Genetik bölümünde tamamladım, aynı bölümde 2005-2007 yılları arasında araştırma görevlisi, 2007-2009 yılları arasında da
uzman olarak görev yaptım. 2009 yılında doktora eğitimimi yapmak üzere İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Molekuler Biyoloji ve
Genetik bölümündeki görevimden ayrıldım. Belçika, İrlanda, İngiltere ve Almanyadan doktora için kabul aldıktan sonra tercihimi
Heidelberg Üniversitesinden yana kullanıp Alman Kanser Araştırma Merkezinde 2009 yılında doktoraya başladım.
Eğitim aldığınız kurumların halen bulunduğunuz konuma gelmenizdeki katkıları nelerdir, şu anda çalıştığınız kurumu
neden seçtiniz?
Lisans eğitimimde hangi araştırma dalında mutlu olabileceğimi belirlerken Biyoloji bölümündeki ders çeşitliliği en çok yardımcım
oldu, en çok ilgimi çekenler ise Ege Üniversitesi Tip Fakültesi Patolojideki stajlarimda öğrendiklerim oldu. Yüksek lisans
eğitimimde ve de çalıştığım kurumda öğretim üyelerinin çoğunluğu yurt dışında eğitimlerini tamamlamışlardı ben de yurt dışında
doktoranın Türkiyede henüz olmayan bir alanda çalışmanın hem kendi geleceğim hem de geri dönersem ülkem adına daha
uygun olabileceğini düşünmeye başladım. Ülkemizden herhangi bir burs almadan diğer ülkelerin uluslararası burs sınavlarına
başvurmaya başladım. Tercihimi ülke olarak değil ama çalışacağım proje olarak yapmak istedim ilk etapta İrlanda Belçika ve
Almanyadan kabul aldım. Şuan çalıştığım laboratuar dolayısıyla (Vasküler Onkoloji ve Metastaz) Alman Kanser Araştırma
Merkezini seçtim. Heidelberg Almanya’nın küçük bir şehri olsa da Avrupa’nın bilim atölyesi denilen EMBL, EMBO, Max Plank,
DKFZ gibi birçok araştırma merkezinin toplandığı bir yer. Burada bilimsel olarak ihtiyacınız olan herşeye çok kolay
ulaşabiliyorsunuz. Çalıştığım bölümde gerek Almanya da gerek Avrupa ve Amerikada çeşitli bilimsel ağlarla sürekli yeni
projelerde yer alan bir laboratuar. Ben de şu anda Avrupa ve Amerikada birkaç merkez arasında oluşturulmuş büyük bir projede
çalışmaktayım.
Halen pratiğini yaptığınız branşın Türkiye ve ABD'deki (ya da diğer ülkedeki) durumunu karşılaştırabilir misiniz?
Çalıştığım alan Avrupa ve Amerikada yeni başlamış sayısı çok fazla olmayan seçkin laboratuarların yer aldığı bir alan. Henüz
ülkemizde bu alanda yapılan çalışmalar yok. Zaten hastalıkta ve sağlıkta lenf endotel hücrelerinin ve damarlarının biyolojisi çok
yeni bir alan. Bu kadar yeni ve ilgi çekici bir çalışmada yer almak çok zor olsa da bir o kadar da mutluluk verici.
Halen çalışmakta olduğunuz kurumu ya da çalışmış olduğunuz kurumları eğitim, araştırma ve sağlık hizmetleri konuları
açısından Türkiye'de kurumlar ile karşılaştırabilir misiniz?
Türkiyede çalıştığım ya da eğitim aldığım kurumlara kıyasla şuan çalıştığım kurumda bilim adına olan yatırım beni çok etkiledi.
Bizim çalıştığımız alan kullandığımız kimyasallardan tutun mikroskoplara, hücrelere, hayvanlara varıncaya kadar çok ciddi bir
bütçe gerektiriyor. Burada böyle bir sıkıntının olmadığını araştırma için her türlü finansal desteğin bulanabileceğini görmüş
durumdayım. Bir de gerek bölüm içinde küçük gruplarla gerekse bölüm dışında daha büyük kitlelerle sürekli bilgi alışverişi var.
Makam olarak en ulaşılması güç görünen kişi bile size sorunuza en kısa zamanda yanıt verebiliyor. Burada herkes, herşey bilim
için var böyle olunca da başarı zaten geliyor.
Türkiye'de halen eğitim almakta olan biyoloji öğrencilerine ya da biyologlara neler önerirsiniz?
Biyoloji birçok farklı alana sahip bir yaşam bilimi. Araştırma yapmak isteyen biyoloji öğrencilerine tavsiyem gerçekten bunu
istediklerine karar verip severek yapacaklarsa bunu seçmeleri. Bu belki de bütün meslek dalları için geçerli olsa da bizimkisi
belirgin sonuçlar alabilmek gerçekten çok zor olduğundan çok sabır çok da kararlılık gerektiriyor. Bunların hepsi için de
gerçekten mesleğinizi sevmeniz gerekiyor.
Hangi bilimsel dergileri takip ediyorsunuz?
Nature, Cell ve Science en populer bilimsel dergiler bunlarin yanisira Blood, JCI, Cancer Research gibi dergileri de takip
ediyorum.
Mesleğinizle ilgili en çok ziyaret ettiğiniz 3 internet sitesi nedir?
Pubmed gibi veri tabanlarını sürekli tarıyorum bununla beraber çoğu bilimsel dergiyi de internet sitelerinden online olarak takip
ediyorum.
Alanınızda araştırma yapanlara mutlaka okumalarını tavsiye ettiğiniz kitaplar hangileri?
Tübitak yayınlarının kitapları her zaman ilgimi çekmiştir bence yalnızca biz yetişkinlere değil ama çocuklar için çok güzel öğretici
ilgi çekici kitapları var. Kendime aldığım kitapların yansıra küçük kardeşime de her zaman değişik bilgiler içeren kitaplarından
almışımdır. Bir de bilim tarihi felsefisiyle ile ilgili kitapları da severim. Bunun dışında kitapsız yaşayamacağımı düşünüyorum,
kitapları ekranda okumaktan hoşlanmıyorum elimde sayfaları çevirerek okumak bana keyif verir. Kitap sağlayan bir internet
sitesinin Avrupa kısmına üyeyim ve oradan kitap siparişleri yapıp Türkiyedeki kitapları rahatça takip edebiliyorum.
Bilim ile uğraşan veya ilgilenen herkese mutlaka okumalarını tavsiye ettiğin bir kitaplar hangileri? Ayrıca yaptığınız
spor, tavsiye edeceğiniz film, müzik nelerdir? Bulunduğunuz kurumun size sunduğu sosyal etkinlikler nelerdir?
Heidelberg küçük bir şehir olduğundan her yere bisikletle ulaşabilmek mümkün bu nedenle hergün bisikletle gidip geliyorum.
Kampüsümüzde iyi spor olanakları mevcut. Ben de haftanın bir ya da iki günü değişik aktivitelere katılmaya çalışıyorum. Sanırım
bizim gibi sürekli eğilerek çalışanlar için omurgayı destekleyen kasları rahatlatan pilates gibi sporlar biraz daha faydalı kendim
de arada sırada pilates yapmaya çalışıyorum. Müzik hayatımın vazgeçilmezlerinden bir tanesi, çok seçici değilim birçok farklı
müzik türünü severek dinliyorum, müziğe gerçekten çok ihtiyaç duyuyorum. Bazen de karakalem resim yapıyorum, şiir ve kısa
yazılar yazıyorum.
Yurt dışında biyolog olmanın sıkıntıları nelerdir?
Biyoloji burada ülkemizden çok daha iyi bilinen ve saygı duyulan bilim alanı. Biyolog olmakla ilgili bir sıkıntı yaşamadım aksine
insanların oldukça saygı gösterdiği güzel bir mesleğimiz var. Benim çalıştığım laboratuarda yanı başınızda çalışan insanın tıp mı
biyoloji kökenli mi olduğunu sormadan anlayamazsınız ikimiz de araştırma yapıyoruz aramızda bir sınır yok ama sanırım
ülkemizde tıp fakültelerinde birçok temel bilimler alanında uzmanlığa yalnızca tıp doktorları alınıyor. Tıp doktorları da biyoloji de
doktora yapmıyor sanırım ya da bu akademik hayatlarında geçerli bir derece olamıyor. Almanyada akademik anlamda
çalışmalar yapan insanlar için bazı sıkıntılar var. Doktora eğitiminiz dahil olmak üzere tüm akademik çalışmanız toplamı 10 yılı
aşmadan kendinize ait bir laboratuar kurmanız ya da doçent olmuş olmanız gerekiyor. Aksi takdirde akademik hayatınız bitmiş
oluyor ve farklı kurumlarda örneğin firmaların araştırma geliştirme kısımlarında çalışıyorsunuz ama bir daha akademik hayata
geri dönemiyorsunuz.
Türkiye'de biyolojinin durumu nedir? Ülke dışında tahsil almak gerekli midir? Kimler için daha uygundur?
Ülkemizde lisans düzeyinde biyoloji eğitiminin oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. Temel bilimler özünde doğayı matematiksel,
kimyasal, fiziksel ve biyolojik bakış açılarıyla araştıracak insanlar yetiştiren bilim dalı. Lisans eğitimimiz oldukça iyi ama biyoloji
açısından konuşmak gerekirse doktora çalışmaları araştırma için gereken alet ve sarf malzemelerinin hatta fiziksel alanın
yetersiz olması sebebiyle çok yönlü ilerleyemiyor yani bilimde başı çekenler bizler olamıyoruz bunu başaran kurumların sayısı
oldukça az. Ülkemizde araştırma denilince yalnızca üniversiteler akla geliyor çünkü araştırma merkezlerinin sayısı yok denecek
kadar az. Durum böyle olunca doktora düzeyinde eğitim almak isteyen araştırmacıların hiç olmazsa kısa süreli bile olsa yurt
dışında iyi bir laboratuarda çalışma yapmalarını tavsiye ediyorum. Ülkeye dönüşte de bilgi akışını sağlamalarının ülkemizi
bilimsel anlamda bir adım da olsa ileri götürebileceğini düşünüyorum.