Say› 02 Mart 2011
TÜMB‹AD’tanFutbol PaneliTÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet AKAY’›n önderli¤inde TÜMB‹AD Genç Giriflimciler
Komisyonu ve Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin UYSAL’›n ortak çal›flmalar› ile
Karabük Üniversitesi Prof. Dr. Bektafl Aç›kgöz konferans salonunda gerçeklefltirildi.
1
‹kinci say›m›zla yeniden huzurlar›n›zday›z.Yine büyük bir flevk ve heyecanla yüklü-yüz. ‹lk dergimiz ç›kar ç›kmaz yine gönülve ak›l yollar›na düfltük. Dergimizi sahifesahife aya¤a kald›racak fikir p›narlar›ndansat›r sat›r testilerimizi doldurduk ve büyükbir sevinçle kap›lar›n›z›n efli¤ine geldik.Çin atasözü oldu¤u söylenen ve bencehayatta önemli karfl›l›klar› bulunan bir sözvar: “Bir kez olan ikinci kez olmayabilirama ikinci kez olan üçüncü kez ve sonra-sında mutlaka olacaktır.” ‹stisnalar› da ola-bilir ama bu söz negatif ya da pozitif herkonudaki istikrar potansiyelini ifflâ ediyor.Ve bu potansiyeli üreten dinamikler için ikiadres veriyor: fiuur ve irade… Bu yüzdenaç›k söyleyeyim, benim için elinizdeki ikin-ci say› evvelkinden çok daha önemliydi.Çok flükür gerçekleflti. TÜMB‹AD olarakçeflitli etkinliklerimiz var. Geri dönüflleriharika mesajlar ve ilhamlarla dolu etkinlik-ler. Fakat biz en önemli etkinli¤imizin budergiyi ç›karmak oldu¤una inan›yoruz.Çünkü platform olarak bafllang›çta belirle-yip toplumsal vitrinde deklare etti¤imiz he-deflerimiz ad›na fluur ve irademizi tescileden en önemli araç iflte bu dergidir. Der-
gimizin çok özel bir misyonunu buradanduyurmak istiyorum: Biz sadece konuflande¤il konufltu¤unu fiil plan›nda hayata ge-çirmek isteyen bir ekip olarak ötekilefltir-me cinnetine bafl kald›rma fikrini Yunus’çabir deyiflle “ete ve kemiğe büründürmek”istiyoruz. Bunu da dergimizle göstermekarar›nday›z.
Yaflad›¤›m›z ça¤›n en önemli sorunu farkl›-l›klar düzleminde birlikte yaflama bilincinintam olarak yerleflmemifl olmas›d›r. Farkl›-l›klar›n do¤al karfl›l›¤› zengin ve rengin birhayat kompozisyonu iken düflünme esare-tinin inflâ etti¤i önyarg›lar ve önyarg›lar›nflekillendirdi¤i korku-nefret atmosferi sözkonusu do¤all›¤› tahrip edip düflmancahislerin geliflmesine yol aç›yor. Ötekilefltir-me hastal›¤› iflte bu korkunç iltihaptanpüsküren cerahat y›¤›nlar› üzerinde alevle-niyor. Günümüzde modernizm ile medeni-yet aras›nda sökün eden kopuflma ve bunoktada bafl gösteren sosyal savrulmalaruygarl›k ve onun kurucu öznesi olan insanhakk›ndaki egemen tan›m ve tariflerin nedenli kusurlu oldu¤unu deflifre etti. Moder-nizmin kaynak co¤rafyas› olan Avrupa’dayükselen yabanc› düflmanl›¤›, kodlar›n›Bat› ayd›nlanmas›n›n belirledi¤i ça¤dafluygarl›¤›n “açmaz üretme” potansiyelinigün yüzüne ç›kard›. Bat› modernizmi öyleveya böyle dünyan›n her yerini etkiledi¤iiçin söz konusu açmazlar›n en önemlibafll›klar›ndan biri olan ötekilefltirmeci zih-niyet bizim ülkemizde de ciddi bir alan ifl-gali yap›yor. Modernizm ile ötekilefltirmecizihniyet aras›ndaki do¤rusal iliflkiyi de fla-fl›rt›c› bir flekilde ele veren en ilginç gös-
terge, kendisini en fazla modern kabuleden ve kendisini ötekine karfl› bu temel-de ifade eden kesimlerin ötekilefltirmecilikfiilini en ziyade icrâ ediyor olmas›. Bu du-rum flu anda karfl› karfl›ya oldu¤umuz enilginç ve düflündürücü resmi çerçeveliyor.Modernizm ve medeniyet ayr›flmas›n› ifltebu resim zorunlu k›l›yor. fiimdi yeni bir zih-niyet üretme zaman›. Sahici bir medeniyetyolunda. Sahici, samimi, ötekinden kork-mayan, ötekini bask›lamayan bir medeni-yet. Asimilasyon yerine entegrasyonu mer-keze alan, kendi varl›k iradesini baflkas›-n›n yokluk flart›na ba¤lamayan, bütünfarkl›l›klar› tad›las› ve tan›nas› bir lütuf ola-rak gören hakiki bir medeniyet.
Bafl›ndan beri ›srarla vurgulad›¤›m bir hu-susu tekrar edeyim: Sivil Toplum Kurulufl-lar›n›n tek görevi organizasyonlar yapmak,siyaset alan›na sivil alan›n güncel sorunla-r›n› tafl›mak ve çeflitli sosyal etkinlikler dü-zenlemek de¤ildir. STK’lar›n belki en ha-yâtî misyonu bahsini etti¤im sâhici mede-niyeti tesis edecek olan hakiki insan›n e¤i-tim iflçili¤ini yapmakt›r. Bu noktay› es geç-mek hayat› ›skalamakt›r. Hayat›, insan› vegelece¤i…
Farkl› kesimlerden bir çok düflünceye der-gimizde yer vererek ve herhangi bir san-sür çi¤li¤ine gitmeden yaz›lanlara ve söy-lenenlere sâd›k kalarak elinizdeki mec-muaya ço¤ulcu bir karakter kazand›rmakistedik. Takdir ve elefltirileriniz bizim içinrehber k›ymetindedir.
Selam ve sevgilerimle…
Merhaba,
Ayla ‹SP‹RTÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s›TÜMB‹AD Genel SekreteriTÜMB‹AD Dergisi Genel Yay›n Yönetmeni
22
‹MT‹YAZ SAH‹B‹Venüs Yap›m-Yay›mc›l›k Ad›na
Cevdet AKAY
Genel Yay›n YönetmeniAyla ‹SP‹R
Genel KoordinatörArif EKfi‹
Yaz› ‹flleri MüdürüAv. Özgür ÖZGÜN
Haber KoordinatörüTahsin BAYRAKTAR
Murat KARAL‹
Foto¤rafErsoy KÖSE
Yay›n KuruluProf. Dr. Ayla OKTAY
Prof. Dr. Bayraktar BAYRAKLIProf. Dr. Mehmet AKALIN
Prof. Dr. ‹smail PEKERProf. Dr. Ender PEHL‹VANO⁄LU
Prof. Dr. Erhun EYÜPO⁄LUProf. Dr. Esat ÇELEB‹
Prof. Dr. Yurdagül MEHMEDO⁄LUProf. Dr. Fahameddin BAfiAR
Prof. Dr.Ertaç ERGÜVENProf. Dr.fiehvar BEfi‹RO⁄LUProf. Dr. Ahmet ‹NCEKARA
Prof. Dr. Can ‹K‹ZLERProf. Dr.Engin ÖZHATAY
Prof. Dr.Ara ALTUNProf. Dr. Metin YEREBAKAN
Prof. Dr. Atilla ARINCIProf. Dr. H›z›r ÖNSOY
Tamer TAfiPINARHayri ÜLGEN
Grafik Tasar›mYeliz fiENCAN
Bas›mMilsan Bas›m
Yay›n Türü‹ki ayda bir yay›nlan›r.
Yerel Süreli Yay›nÜcretsizdir.
84
38MAKALEDemiryolu Bo¤az Tüp GeçifliAhmet ARSLAN
B‹ZDEN HABERLERTürk Futbol’unun Sorunlar› veÇözüm Önerileri Paneli
3
48RÖPORTAJ“Türkiye insani kurallar›n hakim oldu¤u,ileri demokrasiye sahip bir ülke olmal›d›r” Dr. Mehmet Nil HIDIR
50MÜZ‹KTürk pop müzi¤inin önde gelen ismiGökhan TEPE
80B‹ZDEN HABERLERE¤itim ve Spor Elele ProjesineTümbiad Deste¤i
8
52SANATTAN PROF‹LLERAnadolu Uygarl›klar›n›n Ayak ‹zleri
Önder AYDIN
24RÖPORTAJ
AK Parti Döneminde Türkiye’nin Önemi
Mehmet Zafer ÜSKÜL
ARAfiTIRMAHukuk Devleti ve Anayasa
Metin ÖNEY
72 42KÜLTÜR-SANATKara Fatma Ölümsüzleflti
Gonca Elmas AKAY
RÖPORTAJBazen öyle ifller olur ki, bir o yana bir bu
yana koflturuyorsunuzdur. Ayla ‹SP‹R
4
SÖYLEfi‹
Ülkeninsorunlar›naçözüm bulmakiçin buplatformuoluflturduk.
CEVDET AKAYTÜMB‹AD Genel Baflkan›
5
SÖYLEfi‹
TÜMB‹AD Genel Baflkan› olarak TÜMB‹AD’I bi-
ze nas›l anlat›rs›n›z?
TÜMB‹AD: Tüm Bürokratlar ve ‹fl Adamlar›
Sosyal Dayan›flma Platformudur. Resmi
olarak 2010 y›l›n›n ikinci yar›s›nda hayata
geçirdi¤imiz TÜMB‹AD’›n geçmifli yaklafl›k
5-6 y›l öncesine dayan›yor. Ad› üstünde
bürokratlar ve ifl adamlar›ndan oluflan bir
platform. Bünyemizde çok seçkin bürok-
ratlar›m›z, ifl adamlar›m›z ve akademik
dünyadan hocalar›m›z profesörlerimiz, do-
çentlerimiz var. Yine adliye dünyas›ndan
üyelerimiz mevcut. Amac›m›z TÜMB‹AD’ta
ülkemizin kalk›nmas›na yönelik projeleri
hayata geçirmek, istihdam› artt›rmaya yö-
nelik projelere öncelik vermek, ülkemizin
ve ülkemizi oluflturan illerin tan›t›m›na katk›
sa¤lamak ve sosyal sorumluluk projelerin-
de yer almakt›r.
Bu ba¤lamda TÜMB‹AD olarak gerçekten
büyük özveriyle çal›flmalar yapmaktay›z.
Alt komisyonlar kurduk. Her komisyonda
baflkanlar›m›z, baflkan yard›mc›lar›m›z ve
üyelerimiz bulunuyor. Onlar çok çeflitli ko-
nularda çal›flmalar› aktif flekilde yürütüyor-
lar ve bunlar› da zamanla kamuoyuyla
paylafl›yoruz.
Bürokratlar ve ifladamlar› asl›nda ayn› yolda
yürürler ama z›t kutuptalarm›fl gibi gözükür-
ler. Bu ba¤lamda bürokratlar› ve ifl adamlar›-
n› bir araya getirmek, ayn› çat› alt›nda topla-
mak zor oldu mu?
‹lk baflta böyle bir izlenim oluflabilir fakat
burada niyet önemli. Tabi ki karfl›l›kl› iyi ni-
yet oldu¤u müddetçe herhangi bir s›k›nt›y-
la karfl›laflmad›k. Çünkü ülkenin sorunlar›-
na çözüm bulmak için bu yap›-platform
olufltu. Kanun, tüzük ve yönetmelik çerçe-
vesinde tabiî ki ifl adamlar›n›n yat›r›mlar›y-
la veya de¤iflik projeleriyle alakal› baz›
makamlara müracaat etmesi söz konusu
olabilir ama burada önemli olan kanun, tü-
zük ve yönetmeliklere uygun, h›zl› ve düz-
gün bir flekilde ifllerin yürütülmesi ve so-
nuçland›r›lmas›d›r. Biz bu yap›yla hem bü-
rokratlar›n ve ifl adamlar›n aras›ndaki kay-
naflmay› sa¤lam›fl oluyoruz hem de h›zl›
hareket etme imkân› yakalamay› umuyo-
ruz.
TÜMB‹AD kuruldu¤u günden beri birçok proje-
ye imza att› bundan sonra da önünde epey
projesi oldu¤unu zannediyorum. Bize projele-
rinizden bahseder misiniz?
Komisyonlar›m›zdan az önce bahsetmifl-
tim, her bir komisyonumuz alan›nda uz-
man kiflilerden olufluyor ve çok ciddi ça-
l›flmalar yap›yorlar. Bu çerçevede ilk etap-
ta spor komisyonumuz çok güzel bir çal›fl-
maya imza att›. Türk Futbolu’nun Sorunlar›
ve Çözüm Önerileri’nin tart›fl›ld›¤› bir panel
düzenledik. Bu paneli Karabük Üniversite-
si ile ifl birli¤i fleklinde, Karabük’te gerçek-
lefltirdik. Say›n Valimizin büyük destekleri
oldu. Karabük Üniversitesi Rektörü Say›n
Burhanettin Uysal bu konuya çok önem
verdi. Tabiî ki TÜMB‹AD Spor Komisyonu
Baflkanl›¤›n› yürüten, spor camias›n›n seç-
kin ismi, hem televizyon yorumcusu, hem
yazar Say›n Hayri ÜLGEN’in yani HAYR‹
BABA’n›n çok büyük katk›lar› oldu. Spor
camias›ndan gündemde olan yazarlar›,
spor adamlar›n›, hakemlerimizi, teknik di-
rektörlerimizi ve baflkanlar›m›z› Karabük’te
buluflturduk. Panelde çok önemli konulara
de¤inildi, bunlar da bir rapor halinde iler-
leyen günlerde kamuoyuyla paylafl›lacak-
t›r.
Bunun d›fl›nda ülkemizin kalk›nmas›na ve
istihdam sorunlar›n› çözmeye yönelik pro-
jeleri de hayata geçiriyoruz. ‹lk etapta 18
Karadeniz ilini kapsayan genel bir çal›flma
gerçeklefltirdik. Bu çal›flmada Karadeniz
Bölgesi’nin sosyo-kültürel, ekonomik ve
politik yap›s›n› ortaya koyan bir rapor olufl-
turduk. Bu illerimizde nerede ne üretiliyor,
hammadde olarak hangi ilimizde ne tür
kaynaklar›m›z var, bunlar› tespit ettik yani
ekonomik verilerinden tutun da meyve-
sebze üretimine, gümrük kap›lar›ndaki gi-
rifl-ç›k›fl say›lar›na kadar akl›n›za gelen bü-
tün konular› bir rapor fleklinde ortaya koy-
duk. Bunu da kitap haline getiriyoruz ve
da¤›t›m›n› da çok yak›nda gerçeklefltirece-
¤iz. Hemen arkas›ndan Güneydo¤u ile il-
gili raporumuzdan bahsetmek istiyorum.
Ayn› flekilde Güneydo¤u Bölgesi’nin de
bu manada sorunlar›n› ve mevcut durum-
lar›n› ortaya koydu¤umuz çal›flmam›z bit-
mek üzere, bu raporu da en yak›n zaman-
da paylaflaca¤›z.
‹stanbul Üniversitesi ile iflbirli¤i içerisinde
nisan ay›nda ‹stanbul’a Ulaflmak Sempoz-
yumu’nu gerçeklefltirece¤iz. Sempozyum-
6
SÖYLEfi‹
da ‹stanbul’un bütün sorunlar›n› tart›flaca-
¤›z. Ekonomi, spor, tarih, kültürel yap›,
ulafl›m gibi bütün hususlar konular›nda uz-
man kiflilerce masaya yat›r›l›p tart›fl›lacak.
Buradan elde edilecek sonuçlar› da rapor
fleklinde kitap haline getirip kamuoyuyla
paylaflaca¤›z.
Yine ulafl›m komisyonumuzun çok güzel
bir çal›flmas› var. ‹stanbul’un ulafl›mla ilgili
tüm konular›n›n yer ald›¤› bir rapor haz›rla-
d›k. Bütün bu raporlar› bir plan çerçeve-
sinde s›ras›yla kamuoyuyla paylaflaca¤›z.
Biz TÜMB‹AD olarak ihtiyaç duyulan konu-
lar› masaya yat›r›yor, önceden oluflturdu-
¤umuz ilgili komisyonlar›m›z› görevlendiri-
yoruz ve o komisyonlar da çal›flmalar›n› ti-
tizlikle sürdürüyorlar.
TÜMB‹AD Dergisi ikinci say›s›n› ç›kart›yor. ‹lk
say›da umdu¤unuz fleyleri bulabildiniz mi?
Dergimizin ilk say›s› gerçekten çok büyük
ilgi gördü. ‹kinci say›s› da merakla bekle-
niliyor. Dergimizin içerisinde hem yapt›¤›-
m›z faaliyetlerden hem de çeflitli etkinlik-
lerden bahsettik, konusunda uzman kiflile-
rin farkl› alanlarda yapt›¤› çal›flmalar ve in-
celemeler makale fleklinde yer ald›. ‹nflal-
lah ikinci say›da da çok önemli konulara
de¤inece¤iz ve ayn› performans› sürdüre-
ce¤iz. Kültür, sanat, spor, ekonomi ve ifl
dünyas›yla ilgili birçok haber dergimizde
yer alacakt›r.
Karabük Dernekler Federasyonu’nun Baflkanl›-
¤›’n› yap›yorum dediniz. Bu konuyla alakal›
‹stanbul’da ve Karabük’te ne tür çal›flmalar›-
n›z var?
‹stanbul’da yaklafl›k 250.000 civar›nda Ka-
rabüklü var. Bu hemflerilerimiz ‹stanbul’a
gelmifller fakat memleketlerinden hiç kop-
mam›fllar. Biz Karabük’te ve ‹stanbul’da
yaflayan Karabüklü hemflirelerimiz bütün-
lefltirmeyi-birlefltirmeyi görev sayd›k ve bu
konuda da yo¤un çal›flmalar›m›z var. ‹limi-
zin tan›t›m›na önem veriyoruz ve bizim için
en önemli konu da e¤itim. E¤itime çok
önem veriyoruz ve bölgeye de çeflitli yat›-
r›mlar› çekmeye çal›fl›yoruz. Bu manada
flahsi olarak da Karabük’te, Safranbolu’da
yat›r›mlar›m›z var.
Bildi¤iniz üzere Safranbolu Dünya Miras
fiehri. Safran›, lokumu ve Safranbolu Evle-
riyle meflhur olan flehir 1994 y›l›nda
UNESCO taraf›ndan koruma alt›na al›nan
çok güzide bir flehirdir. Dolay›s›yla o böl-
gede do¤a ve kültür turizmi de önem arz
ediyor. Fakat Safranbolu’da en büyük s›-
k›nt› konaklama süresinin k›sa oluflu. Saf-
ranbolu’nun çevre ilçelerinde de gezilip
görülecek birçok turistik bölgesi var. Saf-
ranbolu’ya yap›lan ziyaretleri çevre ilçeler-
le de bütünlefltirmek laz›m ki konaklama
süreleri arts›n. Örne¤in Yenice’nin orman-
lar› dünyaca ünlüdür. Yine Eflani’nin gölet-
leri, Ovac›k’›n ormanlar› ve kaya mezarlar›,
Eskipazar’›n Hadrianapolis Antik Kenti gö-
rülmesi gereken yerlerdir.
Dolay›s›yla buralarda da kal›fl sürelerini
art›rarak turizmi yaymak-gelifltirmek önem
arz etmektedir. Tabi ki küresel ›s›nmayla
birlikte önümüzdeki y›llarda Karadeniz
Bölgesi’nin önemi biraz daha artacakt›r.
Burada önemli olan turizmi gelifltirirken
do¤ay› bozmamakt›r. Do¤ay› koruyarak
buradaki turizmin geliflmesine de destek
olmak gerekir.
Karabük’ü çok güzel anlatt›n›z Cevdet Bey, ke-
sinlikle görülmesi gereken bir yer diye düflü-
nüyorum. Peki, y›l›n hangi döneminde gitsek
Karabük’ü daha iyi gezebiliriz?
Karabük y›l›n her döneminde çok güzeldir,
tabi belirli dönemlerde hava koflullar› iyi
oldu¤undan, daha rahat gezilebilir. Genel-
likle mart ay›n›n 15’i ile kas›m ay›n›n sonu-
na kadar yo¤un ziyaretler olur ama di¤er
aylarda da gezilecek görülecek pek çok
yer var Karabük’te. O yüzden Türkiye’nin
ve dünyan›n her yerinden misafirlerimizi
Karabük’e, Safranbolu’ya ve ilçelerine
bekliyoruz.
TÜMB‹AD’tan epey bir bahset-tik, dilerseniz biraz da sizdenbahsedelim. Cevdet AKAY kim-dir?1966 Karabük do¤umluyum.Üniversite e¤itimimi AnkaraGazi Üniversitesi ‹ktisadi ‹dariBilimler Fakültesi Maliye Bö-lümü’nde tamamlad›m. Yineayn› üniversitenin Sosyal Bi-limler Enstitüsü’nde masteryapt›m. ‹fl hayat›ma da ban-kac›l›k ile bafllad›m, çok çe-flitli bankalarda ve finans ku-rumlar›nda müfettifllik, flubemüdürlü¤ü, bölge müdürlü-¤ü, genel müdür yard›mc›l›¤›ve genel müdürlük görevle-rinde bulundum. 2000 y›l›n-dan itibaren de özel sektöriçerisindeyim. Halen akarya-k›t, turizm, g›da, lojistik alan-lar›nda faaliyet gösteren Be-yazyaka grubun yönetim ku-rulu baflkan›y›m. Yine sosyalfaaliyetler olarak TÜMB‹ADGenel Baflkanl›¤› haricinde‹stanbul’daki Karabük Der-nekler Federasyonu’nun Ge-nel Baflkanl›¤›’n› ve Sivil Top-lum Kurulufllar› Konfederas-yonu’nun da Genel Sekreterli-¤i’ni yürütüyorum.
8
ARAfiTIRMA
Her fleyden önce hukuk devleti olabilmekiçin gerçekten “demokratik bir anayasaya”sahip olmak gerekir. Böyle bir anayasabütünüyle insan hak ve özgürlüklerini te-minat alt›na ald›¤› içindir ki o ülke hukukdevleti olmufltur.
Bunun yan› s›ra ülkede yaflayanlar›n dademokratik kültüre eriflmifl olmalar› ve hu-kuk devletinin gereklerini yerine getirecekhukuki misyona sahip olmalar› gerekir.Çünkü demokrasi fazilet rejimidir ve fazi-letli insanlar›n rejimidir.
Hukuk Devletinin temel güvencesi de yar-g› ba¤›ms›zl›¤›d›r. Ba¤›ms›z yarg› bütü-nüyle yurttafllar›n hak ve özgürlüklerininkesinlikle teminat alt›na al›nd›¤› bir sistem-dir. Hiç kimse, yarg›n›n d›fl›nda hiçbir ma-kam yurttafllar›n hak ve özgürlüklerinin ne
teminat› ve nede kefili olamaz. Ancak dik-ta rejimlerinde ve diktatörler kendilerininyurttafllar›n teminat› veya kefili olduklar›n›söylerler ki bu da büyük bir yutturmaca vebüyük bir yaland›r. Her ne flekilde olursaolsun, dolayl› veya do¤rudan yarg›y› yü-rütmenin emrine alan bütün tasarruflar, ifl-lemler ve eylemler hukuk devleti ilkesineayk›r›d›r ve antidemokratiktir. Bunun içindirki de¤irmeninin y›k›lmas›na direnen Almanköylüsünün vaktiyle söyledi¤i BERL‹NDEHAK‹MLER VARDIR sözü bu kadar mefl-hur olabilmifltir.
Anayasa, milli mutabakat metnidir. Yap›l-mas›, de¤ifltirilmesi, tamamen milli muta-bakatla olabilir. Ben yapt›m oldu mant›¤›bizzat hukuk devleti ilkesine ayk›r›d›r. Vaktiyle Latin Amerikan Ülkelerinden birin-de yeni bir anayasa yap›lacakm›fl. Bir uz-
man ça¤›ral›m demifller. Hemen ABD aklagelmifl. Yeni anayasay› yapacak komisyo-nun di¤er üyeleri itiraz etmifller. Gelin Tür-kiye’den uzman ça¤›ral›m demifller. Niçindiye soruldu¤unda baksan›za her haftaanayasalar›n› de¤ifltiriyorlar. Art›k iyice uz-man olmufllard›r diye cevap verilmifl.
Gerçekten 1982 tarihli anayasa flimdiyekadar tam 19 defa de¤ifltirilmifltir. Yine bu-güne kadar yüzden fazla maddesi de de-¤iflikli¤e u¤ram›flt›r. Hal böyleyken seçim-den sonra yeniden de¤ifliklikler yap›laca-¤›na dair söylentiler yo¤un bir biçimde de-vam etmektedir.
Oysa bir anayasa milli mutabakat metniolmal›d›r demifltim. Bu sebeple yap›lmas›veya de¤ifltirilmesi halinde de milli muta-
Metin ÖNEY20.DÖNEM ‹ZM‹R M‹LLETVEK‹L‹
TÜRK PARLAMENTERLER B‹RL‹⁄‹‹ZM‹R fiUBE BAfiKANI
HUKUKDEVLET‹ VEANAYASADünyada “Sa¤l›k Devleti” yoktur. “Kültür Devleti” yoktur.“Ekonomi Devleti” yoktur. Bütün bunlara karfl›l›k rejimlerine olursa olsun bütün devletler “Hukuk Devleti” olmakisterler. Veya öyle olduklar›n› söylerler. Oysa biliniyor kipek az devlet “Hukuk Devleti”’dir. Çünkü “Hukuk Devle-ti” olmak kolay de¤ildir.
9
ARAfiTIRMA
bakat›n aranmas› gerekir. Yani yenidenyap›lacaksa veya de¤iflikli¤e u¤rat›lacak-sa, ülkenin bütün kurum ve kurulufllar› buyenilenmeye kat›lmal›d›r, kat›lmalar› sa¤-lanmal›d›r. Baflta üniversiteler olmak üze-re, barolar, bas›n, ayd›nlar, demokratik kit-le örgütleri ve has›l› hemen herkes bu ye-nilenmeye ifltirak etmeli, tart›fl›lmal› ve or-taya ç›kacak metinde uzlaflma sa¤lanmal›-d›r. Bu hal de ancak milli mutabakat metniolur ve toplumun vicdan›nda yer eder.Uzun samanda bir de¤ifliklik ihtiyac› du-yulmadan yürürlü¤ünü sürdürür. ‹flte bafl-ta ABD olmak üzere bütün bat› ülkelerininanayasalar› y›llarca yürürlükte kalmaktad›r.Oysa bir nerdeyse her y›l anayasa de¤i-
flikli¤i ile u¤rafl›yoruz veya sürekli anaya-say› konufluyoruz.
Türkiye bafltan beri tarif etmeye çal›flt›¤›-m›z anlamda ne yaz›k ki bir HUKUK DEV-LET‹ olamam›flt›r. Baz› hukuki kurumlarvard›r ama bunlar hukuk devleti olmayayetmemektedir. Öncelikle siyasi iradenintamamen hukuk devletine inanmas› ve hu-kuk devleti normlar›na uymas› gerekir. Oy-sa bütünüyle olup bitenleri dikkate ald›¤›-n›zda ne kadar hukuk devleti ilkelerindenuzaklaflt›¤›m›z apaç›k ortaya ç›kmaktad›r.
Yarg› ba¤›ms›zl›¤›ndan önemle bahset-mifltim. Elbette yarg› ba¤›ms›zl›¤› hukuk
devleti için gereklidir ama yeterli de¤ildir.Adil ve h›zl› çal›flan bir yarg›ya ihtiyaç var-d›r. Türkçemizde yerleflmifl deyimlerdenbir kaç› da ne yaz›k ki yarg› ile ilgilidir. El-bette mevcut yarg› personeli elinden gele-ni yapmaktad›r ama gerek kadrolar›n ye-tersizli¤i ve gerekse hukuki mevzuat›nboflluklar› ve günün ihtiyaçlar›n› karfl›laya-mamas› bu deyimleri gündeme getirmek-tedir. “Mahkemelerde sürünmek” veya“mahkemelerde süründürürüm” deyimleribunlara önektir.
Oysa hiç flüphesiz adaletin da¤›t›ld›¤› yer-de “sürünmekten” söz edilemez. Bununiçin hem adil ve hem de en az onun kadar
h›zl› bir adaletin gerekli oldu¤u flüphesiz-dir. Bu do¤rultuda yarg› reformu yap›lmas›gerekirken daha çok siyasal iradenin etkiliolaca¤› bir de¤iflikli¤i hukuk devleti ilkelerive yarg› ba¤›ms›zl›¤› ve ayn› zaman daparlamenter sistemin temel tafl› olan kuv-vetler ayr›l›¤› ilkeleri ile ba¤daflt›rmak ke-sinlikle mümkün de¤ildir.
Son y›llarda bir de en çok kullan›lan de-yimlerden biri de “sivil anayasa” deyimi-dir. Oysa anayasan›n elbisesi olmaz. ‹çeri-¤i olur. Anayasan›n milli mutabakatla ya-p›lmas› gerekti¤ini vurgulam›flt›k. Bu do¤-rultuda yap›ld›ktan sonra ikinci önemli hu-sus içeri¤idir. Yani tamamen demokratik
ve hukuk devleti ilkelerine uygun hükümlertafl›yor mu tafl›m›yor mu, mesele budur.Hitler ve Musolini anayasalar›n› da meclis-ler yapt› ama her ikisi de faflist anayasa-lard›. Da¤›lmadan önceki Sovyetler Birli¤ianayasalar›n› da meclisler yapm›flt› amabütünüyle “Marksist” anayasalard›. De-mokratik hükümler tafl›m›yordu. Demek kiönemli olan yap›lmas› kadar tafl›d›¤› hü-kümlerdir.
Son söz olarak flunu söylemek isteriz. Se-çimlerden sonra Türkiye’yi anayasa ile bir-likte rejimin ve ülke bütünlü¤ünün kaderinitayin edecek çok önemli sorunlar›n bekle-di¤i flüphesizdir.
"Bir de çeflitli zamanlarda ve zeminde dilegetirmeye çal›flt›¤›m bir hususu belirtmekistiyorum: fiimdiye kadar kullan›lan ADA-LET BAKANLI⁄I ve ADALET SARAYI isim-leri kanaat›ma göre yanl›flt›r. Çünkü ADA-LET‹N BAKANLI⁄I olmaz. ADALET‹N SA-RAYI DA olmaz. Adaletin Bakanl›¤› olursaflimdi gibi "yarg›n›n ele geçirilmesi " adetakaç›n›lmazd›r. Adaletin SARAYI olursa birde adaletin gecekondusu mu var gibi ga-rip bir soru ile karfl›lafl›r›z. Bu sebeple es-kiden oldu¤u gibi bu isimler ADL‹YE BA-KANLI⁄I VE ADL‹YE SARAYI ( hatta SA-RAY KEL‹MES‹ B‹LE YANLIfi) olarak de-¤ifltirilmelidir”.
10
RÖPORTAJ
Hamzaçebi kimdir?
Trabzon-Arakl› do¤umlu. AnkaraÜniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi‹ktisat ve Maliye Bölümü’nü bitirdi.Yüksek Lisans›n›; Gazi ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü’nün MaliyeBölümünde ’Vergi Entegrasyonu’alan›nda tamamlad›.
Maliye Bakanl›¤›’nda Müfettifl Yar-d›mc›s› olarak göreve bafllad›, Mali-ye Baflmüfettifli oldu. ABD’de bire¤itim gördü. ‹stanbul DefterdarYard›mc›s›, Ankara Defterdar›, MilliEmlak Genel Müdürü, ‹stanbul Def-terdar›, Gelirler Genel Müdürü olarakbaflar›l› hizmetler sundu.Birçok kamu ve özel kurulufllar›ndaYönetim Kurulu Üyeli¤i görevlerindebulunan Hamzaçebi 22 ve 23.Dö-nem CHP Trabzon Milletvekili veGrup Baflkanvekili olarak Yüce Mec-lis’te görev yap›yor.
Evli ve bir çocuk babas› olan Ham-zaçebi, iyi derecede ‹ngilizce bili-yor.
Akif HAMZAÇEB‹CHP Grup Baflkanvekili ve Trabzon Milletvekili
11
RÖPORTAJ
*Türk ekonomisini iyi bilen, siyasete seviye
getiren, diplomas› nazik dil kullanan, elefl-
tirilerini bile incitmeden yapabilen, siyaset-
teki kalitenin adresi olarak da tan›nan
Hamzaçebi; bu kez çok sert konufltu;
*‘Trabzonlu ve Trabzon Milletvekili olmak-
tan onur duyuyorum. Türkiye ola¤anüstü
bir süreçten geçerken; benim nereden
aday olaca¤›m konusu hiç önemli de¤ildir.
Genel Baflkan›m›z nereden isterse oradan
aday gösterir’
*AKP HYSK’yi ele geçirdi, yarg›y› siyasal-
laflt›rd›. Hizbullah olay›n› kullanarak; flimdi
de Yarg›tay’› ele geçirmek istiyor. Türkiye
faflizme gidiyor.’
*AKP iktidar›nda; Türkiye bölünme nokta-
s›na geldi’
*Irak’ta yüz binlerce müslüman›n kan›
akarken, AKP’nin sesi ç›kmad›.
Cumhuriyet tarihinde hiçbir iktidar; kendi
ordusuyla bu kadar u¤raflmad›, küçük dü-
flürmedi.
*AKP iktidar›, ekonomiyi, siyaseti kendisi
yönetmiyor, birilerinin talimatlar›yla yap›l›-
yor.
-ANKARA (ÖZEL)
CHP Grup Baflkanvekili ve Trabzon Millet-
vekili Akif Hamzaçebi ile, CHP’nin yeni
kadrolar›n›, seçim sürecine nas›l haz›rlan-
d›klar›n›, Milletvekili aday listelerinin hangi
kriterlere göre haz›rlanacaklar›n›, CHP’nin
oy hedefi, aday profillerini, kendi adayl›¤›,
AKP’ye bak›fl›n› ve Karadeniz Bölgesi’ni
konufltuk.
CHP Grup Baflkanvekili ve Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi konufltu.
‘AKP ‹KT‹DARINDA
TÜRK‹YE,BÖLÜNME NOKTASINA GELD‹’
12
RÖPORTAJ
AKP iktidar›n›n sekiz y›l›n› devletin tüm ku-
rumlar›yla kavga ederek geçirdi¤ini belir-
ten Hamzaçebi ’Bugün iflçisi, köylüsü, ifla-
dam›, gazetecisi, ö¤rencisi, ö¤retmeni,
yarg›s› ile kavgal›d›r. CHP ile özgürlük, de-
mokrasi gelecek. Korku imparatorlu¤u y›-
k›lacak’dedi.
AKP iktidar›n›n, Cumhuriyeti, rotas›ndan
ç›karmay› hedefledi¤ini belirten Hamzaçe-
bi “ AKP iktidar› Cumhuriyet Üniversiteleri
baflta olmak üzere; Türkiye’nin ayd›nl›k bi-
rikimlerini bitirdi. D›fl güçlerin isteklerine
hay›r diyemeyen, laik, demokratik, Cum-
huriyetin yurttafllar›, bu anlay›fltaki hükü-
met iflbafl›ndayken, geceleri rahat uyuya-
bilirler mi?”
CHP olarak; bu memleketi; ne yapaca¤›n›
bilmeyen böyle bir iktidar›n keyfi kararlar›-
na teslim etmeyeceklerini belirten Hamza-
çebi ’Türk halk›n›n temel de¤erlerine ve
temel tercihlerine ayk›r› düflüncelerin sa-
vunuculu¤unun yap›lmas› büyük bir talih-
sizliktir. Bu iktidar›n uygulamalar›ndan Tür-
kiye tedirgin, toplum tepkili’ diye konufltu.
Nereden aday olacak?Hamzaçebi ’Türkiye’nin çok önemli sorun-
lar› var. Türkiye ola¤anüstü bir süreçten
geçiyor. Terör örgütü eylemsizlik sürecin-
de oldu¤unu söylüyor, ama örgüt kuruldu-
¤u tarihten bu yana; hiç olmad›¤› kadar
baflar› elde etti. Bütün çizgiler yok oldu.
CHP bunlar› çözecek tek partidir. Bu ka-
dar mesele varken, kendi adayl›¤›m›n ne
önemi vard›r. Trabzonlu ve Trabzon millet-
vekili olmaktan gurur duyuyorum. Genel
baflkan›m›z nereden isterse, ihtiyaç duyar-
sa oradan aday gösterir. CHP’de siyaset
yapmak için herkese yer vard›r. Ben bun-
larla meflgul de¤ilim, ülke sorunlar›yla ilgi-
13
RÖPORTAJ
leniyorum’
CHP’nin Karadeniz’den beklentisi ne?Hamzaçebi ’Genel Baflkan›m›z Kemal K›-
l›çdaro¤lu; Karadeniz ve Karadenizlilere
çok önem veriyor. ‹lk talimat› Karade-
niz’den bir Genel Baflkan Yard›mc›s›n›
seçmek oldu.(Volkan Canalio¤lu). 2011
Milletvekili seçimlerinde; Samsun-Artvin
aras›nda büyük patlama bekliyoruz. Kara-
denizli hemflerilerim, AKP’n›n gerçek yü-
zünü gördüler,
Türkiye genelindeki oy oranınız kaç olur?CHP Grup Baflkanvekili Akif Hamzaçebi,
genel seçimlerde alabilecekleri oy oran›
konusunda umutlu. Hamzaçebi ’Ben, Ge-
nel baflkan›m›z›n tahminlerine kat›l›yorum.
Bu seçimlerde; CHP olarak yüzde 37’nin
üstünde oy alaca¤›m›z› tahmin ediyorum.
Tek bafl›na iktidar olmam›z sürpriz olma-
yacak. Kad›nlara, gençlere a¤›rl›k verip,
önlerini açaca¤›z. CHP’nin iktidar yürüyü-
flü bafllam›flt›r. Kimse bizi durduramaz.
Türkiye’nin kurtuluflu buna ba¤l›d›r’
Hizbullah olaylarına ne diyor?‘AKP, HSYK’ ele geçirdi. Yarg›y› siyallafltir-
di. fiimdi Hizbullah olay›n› kullanarak Yar-
g›tay’› ele geçirmek istiyor. Daire say›s›n›
art›r›p, yandafllar›n› getirecekler. Yarg›ya
dinsel kuflatma diyebiliriz. Hizbullahç›lar;
iktidar taraf›ndan toplumun içine bir an-
lamda sal›nd›. Bu katiller d›flar›dayken,
Haberal, Balbay ve eline silah almayan
ayd›nlar içerde.
Bunun hukuk devleti ve demokrasiyle bir
ilgisi yoktur. Türkiye ad›m ad›m otoriter bir
rejime gidiyor. Her kesimi dinleyen, kimin
ne yapt›¤›ndan haberdar olan iktidar, tah-
liyelerini sa¤lad›¤› Hizbullah terör örgüt
yöneticilerini takip edemedi mi? Kaç›fllar›-
na zemin sa¤lad›lar.’
Terör konusu
Hamzaçebi “Ülke 30 y›ld›r terörle müca-
dele ediyor. Kimse bölünmekten söz etmi-
yordu. AKP iktidar›nda Türkiye bölünme
noktas›na geldi. Baflbakan ikili oynuyor.
Vatandafllar›m›z›n bunu bilmesi gereki-
yor.”
‘İslam’a saygıları yok’AKP iktidar›n›n kul hakk›na sayg› göster-
medi¤ini belirten Hamzaçebi ’Bunlarda
demokrasi de araç, ‹slam’a sayg› da araç.
‹slam’a sayg›s› olan, Allah korkusu bulu-
nan böyle siyaset yapar m›? Irak’ta binler-
ce müslüman›n kan› akarken, binlerce
Müslüman kad›na tecavüz edilirken sesleri
ç›kmad›. Çünkü bu projenin eflbaflkan› bu
ülkenin baflbakan›yd›.’
‘Aynı anda iki dinin kahramanı’Baflbakana Kuveyt’te ’üstün Müslüman
flahsiyet ödülü’ verildi. Daha önceden Su-
udiler de böyle bir ödül vermifllerdi. Ayn›
Baflbakan Yahudilerden de ’cesaret ma-
dalyas›n›’ ald›. Ayn› anda iki dinin kahra-
man›. Bütün bu geliflmelere bakt›¤›m›zda;
zaten AKP ekonomiyi de kendisi yönetmi-
yor. Siyaseti kendisi üretmiyor. Birilerinin
talimatlar›yla yap›l›yor. Avrupa Birli¤i AKP
için zaten bir araçt›r.’
Ordumuza ‘işgalci ‘ dedirttiler Hamzaçebi ’Erzurum’da Yunanistan Bafl-
bakan› ‘Türkiye, K›br›s’ta iflgalcidir’ dedi.
Ülkesini pazarlamakla görevli bir Baflba-
kan, ülkemizin ç›karlar›n› savunmad›, ken-
di ordusuna sahip ç›kmad›. AKP iktidar›
Türk ordusu ile u¤raflt›¤› kadar; terör örgü-
tü ile u¤raflm›fl olsayd›, bugün Türkiye bö-
lünme noktas›na gelmez, kardefl kavgas›
bafllamazd›. Bir orduyu ordu yapan moral
de¤erleridir. E¤er siz bir ordunun moral
de¤erlerini y›karsan›z; o orduya en büyük
kötülü¤ü yapm›fl olursunuz. Cumhuriyet
tarihinde hiçbir iktidar kendi ordusuyla hiç
bu kadar u¤raflmam›flt›. Bu olay vatana
ihanetle efl de¤erdir. Silivri ile Yass› ada-
da yaflananlar ayn›d›r’
‘AKP, terörle müzakere ediyor’
CHP Grup Baflkanvekili Hamzaçebi;
AKP’nin hem terörist bafl› Öcalan ile te-
masta oldu¤unu, müzakere etti¤ini, bunun
yan›nda PKK karfl›tl›¤› yapt›¤›n› belirterek
’AKP, Türkiye’nin yaflam biçimini sistema-
tik olarak de¤ifltiriyor’ dedi.
‹nançlara sayg›l›, istismar edilmesine karfl›
Grup Baflkanvekili Hamzaçebi ’CHP ola-
rak emperyalizmin Türkiye üzerindeki ope-
rasyonlar›n fark›nday›z. Ünitelikte hassas›z
ve ödün vermeyiz. CHP, inançlara son de-
rece sayg›l›, ancak onun istismar edilme-
sine karfl›. Ergenekon da; Silivri’de yap›lan
yarg›lamalar AKP’nin sindirme, susturma
operasyonu oldu¤una inan›yoruz. Cumhu-
riyet, s›radan bir rejim de¤iflikli¤i de¤ildir.
Cumhuriyet, bir kültür de¤iflimidir, bir ça¤
de¤iflimidir, bir uygarl›k de¤iflimidir.
Böylesine köklü bir de¤iflimi; insan hak ve
özgürlükleriyle, hukukuyla, e¤itimiyle, sa-
nat›yla, kültürüyle, ça¤dafl de¤erleriyle
gerçeklefltirip sürdürebilmek, çok büyük
bir ifltir. Türkiye bunu baflarm›flt›r.
Cumhuriyeti ortadan kald›rmak isteyenler
içerden ve d›flar›dan her türlü bask›y› uy-
gulam›fl, bütün f›rsatlar› de¤erlendirmifl,
isyanlar, ayaklanmalar tahrik edilmifl, her
türlü güçlük Türkiye’nin önüne getirilip y›-
¤›lm›flt›r. Genç cumhuriyet, bütün bunlar›
kararl›l›kla aflm›flt›r.
Bugün de aflacak ve Cumhuriyetine, de-
¤erlerine ve insanlar›na sahip ç›kacakt›r.’
14
SA⁄LIK
fiiflmanl›k vücutta afl›r› miktarda ya¤ birik-
mesi olarak tan›mlan›r.
Ancak ideal a¤›rl›¤›n üzerinde olmak her
zaman fliflmanl›k anlam›na gelmez, örne-
¤in kasl› bir atletin kilosu ideal kilosundan
fazla olabilmesine karfl›n beden ya¤ kilo-
su normal olabilir.
Vücut ya¤› ideal kilolularda;
Erkeklerde % 12-18
Kad›nlarda % 20- 30 olmal›d›r. Erkeklerde
% 22-25 in üzerinde olmas›, kad›nlarda da
% 32-35 in üzerinde olmas› durumunda
obeziteden bahsedilir.
Bir kiflinin fliflman olup olmad›¤›n›n ortaya
konmas› için baz› hesaplamalar yap›lmak-
tad›r. Bunlar “ ideal kilo” hesaplamalar›, “
vücut-kitle indeksi ( VK‹ veya BM‹ ) he-
saplamalar›” ve “ deri alt› ya¤ dokusu öl-
çülmesi” olarak s›ralanabilir.
Örneklemek gerekirse boy ve kilonun
oranlanmas›yla elde edilen “ideal kilo”
dan 45 kg. fazlas› durumunda morbid
obezite ( hastal›k derecesinde fliflmanl›k )
durumu var demektir.
Di¤er taraftan fliflmanl›¤›n s›n›fland›r›lmas›
ve tedavisinin planlanmas›nda standardi-
ze edilmifl olan VK‹ ( BM‹- body mass in-
dex ) kullan›lmaktad›r, pratiktir. Bu vücut
a¤›rl›¤›n›n ( kg ) boyun karesine ( metre )
bölünmesiyle ortaya konulan bir indekstir.
Vücut a¤›rl›¤› ( Kilogram ) = BM‹ kg/m2
Boy ( metre )
Buna göre ;19-25 arası normal25-30 arası kilolu30-35 arası obez35-40 arası ciddi obez40 üzeri Morbid obez45 üzeri Süper obezdir.
Bir di¤er yöntem deri alt› ya¤ dokusunun
ölçülmesidir. Kürek kemi¤i üstü ve triceps
cilt kal›nl›¤› toplam› kad›nlarda 55 mm.’nin,
erkeklerde 32 mm.’nin üzerindeyse flifl-
man olarak de¤erlendirilir. fiiflmanl›k, er-
keklere oranla kad›nlarda 4 kat fazlad›r.
Beslenme gereksinimi mide ile beyinde hi-
potalamus ad› verilen bir bölgenin kontro-
lü alt›ndad›r. Açl›k ve tokluk merkezi hipo-
talamusta yer almaktad›r. Yan hipotala-
mustaki çekirdekler sinirsel ve hormonal
faktörlerle AÇLI⁄I ön plana ç›kar›r, ön hi-
potalamustaki çekirdekler ise TOKLUK
hissini ön plana ç›kar›rlar.
Al›n›n g›dalar ile mide dolup gerildi¤inde
tokluk merkezi uyar›l›r ve kifli doydu¤unu
hissederek yemeyi b›rak›r.
Kan flekerinin düzenlenmesini sa¤layan
insülin yan›nda baflka peptidler açl›k-tok-
luk üzerinde etkilidir. Bunlardan en önem-
lileri LEPT‹N ve GREL‹N hormonlar›d›r.
Leptin ya¤ hücresinden salg›lan›r, kandaki
düzeyi ile BM‹ aras›nda s›k› iliflki vard›r.
Bu hormon beyine tokluk mesaj› yollar ve
kifliyi çok yemekten al›koyar. Bu nedenle
biraz yemek yiyip bir müddet beklenilirse
( 15-20 dk ) leptin devreye girece¤inden
tokluk hissi ortaya ç›kar ve fazla yemek
yenmemifl olur. Grelin hormonu ise Lepti-
nin tam tersi faaliyet gösteren bir hormon-
dur. Kifli ac›km›fl oldu¤unda grelin hormo-
nu devreye yaklafl›k her 20 dk.da bir be-
yine yemek yenmesi için uyar› gönderir ve
gere¤inden fazla yenmesine yol açar.Bu
nedenle al›nan g›dalar›n cinsi kadar ( 1
gram ya¤ = 9 Kcal demektir ) yemek ye-
me al›flkanl›¤›n›n ve s›kl›¤›n›n düzenlen-
mesi de önemlidir.
Enerji al›m›yla–tüketimi aras›ndaki denge-
nin bozulmas› fliflmanlaman›n ana nedeni-
dir. Denge; 1- Diyet 2- Egzersiz 3- gene-
MORB‹D OBEZ‹TE( Hastal›k derecesinde fliflmanl›k )
Prof.Dr.Erhun EYÜBO⁄LU‹.Ü Cerrahpafla T›p Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dal›
Ö¤retim üyesi
15
SA⁄LIK
tik etkenlerin uyumlu olmas›yla mümkün
olur.
Genetik etkenler fliflmanl›k için haz›rlay›c›
faktördür. Ancak diyet ve egzersiz kifli ta-
raf›ndan kontrol edilebilir etkenlerdir. Has-
tal›k düzeyindeki fliflman olan kiflilerde “
düflük bazal enerji harcamas› “ söz konu-
sudur.
fiiflmanl›k hastal›¤›na efllik eden yandafl
hastal›klar ve bozukluklar mevcuttur. Yük-
sek tansiyon fleker hastal›¤›, meme-rahim
ve kal›nbarsak kanserinde art›fl, koroner
kalp hastal›¤›, uyku- apne sendromu ve
buna ba¤l› uykuda bo¤ulma, solunum ve
kalp yetersizlikleri bunlardan baz›lar›d›r.
Ayr›ca idyopatik siroz, idrar kaç›rma, ek-
lem bozukluklar› reflü hastal›¤›, psikolojik
bozukluklar göz ard› edilemeyecek du-
rumlard›r.
Sonuç olarak kilo verilmesi durumunda ne
gibi kazan›mlar ortaya ç›kacakt›r.
1-Ölüm oranlar›nda % 20 den fazla bir
azalmaya neden olur
2-‹nsülin duyarl›¤› ve glikoz intolerans› dü-
zelir
3-Kansere ba¤l› ölümler % 40 oran›nda
azal›r
4-Büyük tansiyon ( sistolik ) 10 mmHg, kü-
çük ( diyastolik ) tansiyon 20 mmHg aza-
l›r.
5-Total kolesterol % 10 oran›nda düfler
6-Trigliserid % 30 oran›nda düfler
7-HDL ( iyi kolesterol ) artar
8-Kad›nlarda adetler düzene girer
9-Eritrosit ( k›rm›z› kan küreleri ) kümelefl-
mesi ve p›ht›laflma bozukluklar› düzelir.
Bunlar ilk akla gelen iyileflmelerdir, bunun
ötesinde bozulmufl olan birçok fonksiyon
giderek düzelme gösterir.
Diyet, egzersiz gibi yöntemlerden yara gö-remeyen kişilerde endoskopik ve cerrahibazı yöntemlere başvurulabilir.Bunlardan “ mide balonu” denilen yöntemkolayca uygulanabilen bir yöntemdir. En-doskopik olarak konulur ve hasta aynı günakşamı evine gönderilebilir. Ancak mideiçine konularak 500 cc. sıvıyla şişirilen bubalonun midede kalma süresi 6 ay kadar-dır. İki amaçla uygulanır. 1-BMİ’si 45’inüzerinde yani süper obez hastaların bir
miktar kilo kaybederek ameliyata hazırlan-masını sağlamak 2- BMİ 35-40 arası ciddiobez gurubundaki hastaların diyetle birlik-te kilo kaybetmelerini sağlamak. 6 aysonunda bu balon yine endoskopik olarakçıkarılır.Şişmanlık için yapılan ameliyatlar iki gu-ruptadır.1-Malabsorbsiyon ( emilim bozukluğuoluşturan ) ameliyatları2-Bariatrik ( engelleyici ) ameliyatlar.
Morbid obez hastaların ameliyat kararı ba-zı kriterler göz önüne alınarak verilmelidir.• BMİ 40’tan fazla olmalıdır.• Yaş aralığı 18- 60 arası tercih edilir.
• Diğer yöntemler başarısız olmalı.• Şişmanlığa bağlı hastalıkların varlığı• Şişmanlığın 5 yıldan fazla sürmesi• Günlük yaşam koşullarına bu nedenleuyamamak, psikolojik sorunların belirmesi
Diğer taraftan • Takip protokolünü yerine getiremeyecek
olan
• Fazla miktarda alkol ve uyuflturucu kulla-
n›m› olan
• Zeka gerili¤i
• A¤›r psikiyatrik hastal›k
• Tokluk merkezini engelleyen tümör vs…
durumlar›nda cerrahi yöntemden kaç›n-
mak gerekir.
Bu ameliyatlar aç›k cerrahi yöntemleriyle
yap›labilece¤i gibi laparoskopik yani ka-
pal› ameliyatlar biçiminde de yap›labilir.
Bunlardan malabsorbsiyon yöntemlerinde
mide ve incebarsaklarda baz› noktalardan
kesilerek yeni ekler yap›l›r, ancak engelle-
yici yöntemlerden “gastrik band” uygula-
mas›nda organlara yönelik bu tür ifllemler
yap›lmad›¤›ndan daha kolayd›r ve hasta-
n›n günlük yaflam›na dönüflü daha çabuk
olmaktad›r.
Gastrik band, ve mide-yemek borusu bir-
leflim yerinin alt›na do¤ru yerlefltirilen, sili-
kon bir band ile ciltalt›na ( sol kaburga ke-
nar› alt›na do¤ru ) konulan bir fliflirme par-
ças›ndan ibarettir. Bu band›n kontrollü fli-
flirilmesiyle mide üst taraf›nda küçük ve
çabuk dolup gerilerek tokluk hissini beyi-
ne yollamay› sa¤layacak bir cep oluflturu-
lur.
Bu ifllem laparoskopik yani kapal› olarak
yap›labilir, konuyla ilgili deneyimli cerrah-
lar›n elinde “ölüm oran›” yok denecek ka-
dar azd›r ( % 0-2 ). Hasta ilk aylarda h›zl›
kilo verir ancak hedeflenen her ay 4-7 kilo
aras› kilo verilmesinin sa¤lanmas›d›r.
Ameliyat sonras› periyodik kontrollerle
hastan›n sa¤l›kl› kilo vermesi sa¤lan›r.
16
RÖPORTAJ
CHP’deki son durumu de¤erlendirir misiniz?Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki son gelifl-meleri son derece olumlu buluyorum.Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir de¤iflim,bir dönüflüm var. Ama bir fleyin alt›n› özel-likle çizmek istiyorum ki Cumhuriyet HalkPartisi’ndeki de¤iflim ve dönüflüm asla veasla ilkelerinden ödün vermeden, asl›ndankopmadan, asl›n› inkâr etmeden yaflanande¤iflim ve dönüflümdür. Bu da benceson derece yerinde bir de¤iflimdir ve belkide y›llard›r parti taban›nda da, partiye oyveren vatandafllar aras›nda da hatta vehatta partiye hiç oy vermemifl vatandaflla-r›m›z aras›nda da özlenen bir tabloydu.De¤iflim ve dönüflüm derken neyi kastedi-yorum.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin biraz dahahalka aç›lmas›, siyasetin halka rağmen de-ğil halkla beraber yapılacağını göstermeçabas› içerisinde olmas› ve bu kararl›l›kiçerisinde olmas›d›r. Önümüzdeki seçimle-rin Türkiye için çok kritik oldu¤una inan›-yorum. Yaln›z ben de¤il, ülkemizdeki nüfu-sun büyük bir bölümü, milyonlarca vatan-dafl›m›z Türkiye’nin belki de bir kader se-çimiyle karfl› karfl›ya düflünüyor. 2002 y›-l›ndan beri AKP ülkeyi yönetiyor ve tek ba-fl›na iktidar. Sa¤l›kl› iflleyen demokrasiler-de, normal flartlarda her iktidar›n bir alter-
natifi olmal›d›r. Demokrasinin iyi iflleyebil-mesi için iktidar varsa muhalefet de olmal›ayn› do¤ada nas›l siyah varsa beyaz davarsa iyi ve kötünün olmas› gibi iktidar vemuhalefetin de ayr›lmaz bir bütün oldu¤u-nu kabul etmek gerekiyor. Adalet ve Kal-k›nma Partisi 8 y›ld›r ülkeyi öyle ya daböyle yönetiyor. Ama bugün gelinen nok-tada ülkenin çok da iyiye gitmedi¤ini gö-
rüyoruz. Say›n Baflbakan yap›lan konufl-malarda, verilen beyanatlarda Türkiye’ninçok h›zl› bir ilerleme ve geliflme kaydetti¤i-ni söylüyor. ‹hracat›m›z›n 2002’ye göre katkat artt›¤›n› ve di¤er birtak›m geliflmelerinpozitif yönde ilerledi¤ini söylüyor ama çokiyi biliyoruz ve görüyoruz ki, iktidar birta-k›m de¤erleri birtak›m rakamlar› kendi ifli-ne geldi¤i gibi yorumluyor. Mesela, ihra-cat›n art›fl›ndan bahsedilirken, kesinlikleve kesinlikle hiç kimse ithalattaki art›fla vea盤a dikkat çekmiyor. Bütün olumlu gelifl-melere ra¤men iflsizlik istenilen seviyedeazalm›yor. Bunun gibi daha birçok örnekvar.
Önümüzdeki seçime nas›l haz›rlan›yorsunuz?Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak önü-müzdeki seçimleri çok önemsiyoruz veTürkiye’nin var olup olmama mücadelesiolarak de¤erlendiriyoruz ve bunun için deçok yo¤un bir flekilde seçimlere haz›rlan›-yoruz. ‹ktidar›n sa¤l›kl› iflleyen demokrasi-lerde biraz önce söyledi¤im gibi demokra-sinin sa¤l›kl› iflleyebilmesi için, iyi bir flekil-de iflleyebilmesi için iktidar›n karfl›s›ndamutlaka sa¤lam bir muhalefetin hatta vehatta iktidar› devirip iktidara aday oldu¤u-nu gösteren güçlü bir muhalefetin olmas›gerekiyor. Biz de bu bilinçle önümüzdekiseçime çok ciddi bir flekilde haz›rlan›yo-ruz. Biraz önce de söyledi¤im gibi halka
Faik TÜNAY kimdir? Bize biraz kendiniz-den bahseder misiniz? 5 Mart 1981 ‹stanbul do¤umluyum. RumeliBalkan kökenli ve Trabzon kökenli bir aileninçocu¤u olarak ‹stanbul’da do¤dum. Marma-ra Üniversitesi, ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fa-kültesi, Ekonometri Bölümü’nden mezun ol-dum. Üniversite e¤itimimden sonra alt yap›-lar›n› ortaokulda atmaya bafllad›¤›m yabanc›dilimi gelifltirmek için yaklafl›k 3 y›l yurtd›-fl›nda kald›m. 1 y›l ‹talya’da, 1 y›l ‹spanya’da1 y›l da H›rvatistan’da tamamen yabanc› dile¤itimleri için bulundum. Bugün ileri seviye-de ‹ngilizce, ‹talyanca, ‹spanyolca, Boflnakçave H›rvatça konuflmaktay›m. 18 yafl›mdanberi siyasetin içerisindeyim. Son yap›lanCumhuriyet Halk Partisi Kurultay›’nda daParti Meclis Üyeli¤i’ne seçildim ve halen bugörevimi devam ettirmekteyim.
Hepimiz üzerimize düflen görevi fazlas›yla yerine getirip, ‹stanbul’da
Cumhuriyet Halk Partisi’nin baflar›l› olmas› içinelimizden geleni yapaca¤›z...
Faik TÜNAY.................................................
17
RÖPORTAJ
ra¤men de¤il halkla beraber olma ilkesinibaz alarak Say›n Genel Baflkan›m›z KemalKILIÇDARO⁄LU önderli¤inde il il, ilçe il-çe, köy köy çal›flmalar›m›z› sürdürüyoruz.Say›n KILIÇDARO⁄LU Genel Baflkanl›kgörevine geldi¤inden beri genel merkez-de bir gün oturmad›. Sürekli geziyor, halk›-m›zla beraber oluyor özellikle referandumsürecinde bunu çok ciddi yaflad›k çok k›-sa bir süre içerisinde Türkiye’nin hemenhemen bütün illerinde yaklafl›k seksen ildemitinglerimiz yap›ld› ve bu çal›flmalar›m›zayn› h›zla devam ediyor. ‹l yönetimlerimiz,kad›n kollar›m›z, gençlik kollar›m›z birlikberaberlik içerisinde önümüzdeki seçimle-re çal›fl›yoruz.
Bu genç yaflta parti meclisi üyesi olmak nas›lbir duygu?Tabi benim için genç yaflta -29 yafl›nda-Cumhuriyet Halk Partisi gibi Türkiye’nin eneski partisinin ve Ulu Önder Atatürk’ümü-zün kurdu¤u partinin Parti Meclis Üyesi ol-mak çok büyük bir gurur meselesi. Benimburada olmam›n benim yafl›tlar›ma da birörnek teflkil edece¤ini düflünüyorum. Amabu bile Say›n Genel Baflkan›m›z Kemal KI-LIÇDARO⁄LU’nun Cumhuriyet Halk Parti-si’nde bafllatt›¤› de¤iflim ve dönüflümünbir iflaretidir diye düflünüyorum. BugünCumhuriyet Halk Partisi’nin Parti Meclisi’nebakt›¤›n›z zaman otuz yafl›n alt›nda 4-5 ta-ne arkadafl›m›z var. Bu daha önceki dö-nemlerde pek al›fl›k olmad›¤›m›z bir tablo.Bugün Türkiye nüfusunun yar›s›ndan faz-las›n›n 30 yafl›n alt›nda oldu¤unu düflün-dü¤ümüz zaman ve ilk defa seçimlerde oykullanacak yaklafl›k 3,5 milyon gencin ol-du¤unu hat›rlarsak bu, hem CumhuriyetHalk Partisi aç›s›ndan hem de Türkiye’mizaç›s›ndan çok önemli bir gösterge. Bu dabence somut olarak Genel Baflkan›m›zSay›n KILIÇDARO⁄LU’nun gençlere ver-di¤i önemin bir göstergesi diye düflünüyo-rum. Benim için çok büyük onur ve gurur.Ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin PartiMeclisi’nde olmak tabi ki yeterli de¤il, he-defimiz çok daha yüksekler. Burada hede-fimiz derken kiflisel hedeflerden bahsetmi-yorum, partimiz için, ülkemiz için mücade-
le edece¤iz ve çok çal›flaca¤›z.
CHP’nin bu seçimden baflar›l› ç›kabilmesi içinne gibi bir de¤ifliklik yapmas› laz›m?Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu seçimdenbaflar›l› ç›kabilmesi için bence konuflma-m›n da bafl›nda belirtti¤im gibi halka ra¤-men de¤il halkla beraber siyaseti ilkeedinmesi gerekiyor, bu çok önemli bir k›s-tas. 18 yafl›mdan beri siyasetin içerisinde-yim, yaklafl›k 11 y›l olmufl ve bu 11 y›ll›ksüreçte geçmiflte Anavatan Partisi’nde ‹s-tanbul ‹l Gençlik Kolu Baflkanl›¤›, GençlikKollar› Genel Baflkan Yard›mc›l›¤› ve AnaKademe ‹l Yöneticili¤i gibi birçok görevdebulundum. Ve bu bulundu¤um görevleriçerisinde gördü¤üm bir fley vard› ki halk-la beraber olan her siyasi hareket mutlakave mutlaka er ya da geç baflar›ya ulafl›r.Ama halka ra¤men bir fleyler yapmayaçal›flan siyasi hareketlerin maalesef bafla-r›l› olma flans› yok. O yüzden CumhuriyetHalk Partisi’nin önümüzdeki seçimlerdenbaflar›l› bir flekilde ç›kabilmesi için planla-r›n›, programlar›n›, stratejilerini 7 gün 24saat halk›m›zla beraber yaflamas› ve pay-laflmas› gerekiyor. Bu oldu¤u takdirde za-ten sonucun çok rahatl›kla gelece¤ine ina-n›yorum.
CHP’deki bayan kontenjan yeterli mi?Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki bayan kon-tenjan›na gelince bu da Genel Baflkan›m›-z›n bence kad›nlar›m›za verdi¤i önemin enbüyük göstergelerinden bir tanesi. BugünCumhuriyet Halk Partisi’nin Parti Meclisi’nebakt›¤›m›z zaman %20 oran›nda hatta%20’den daha fazla oranda kad›nlar›ntemsil edildi¤ini çok rahatl›kla görüyorsu-nuz. Biraz önce de bahsetti¤im gibi 30yafl›n alt›nda da 4-5 tane Parti Meclisigenç üyemiz var. Bu bence çok önemli birgösterge. Genelde Türkiye’de insanlar, si-yasilerin sözler verip, vaatlerde bulunupyerine getirmemelerine çok al›fl›kt›r amaSay›n Kemal KILIÇDARO⁄LU kurultay ön-cesinde kad›n kotas›n› ve gençlik kotas›n›uygulayaca¤›na söz vermiflti ve bu kurul-tayda ç›kan Parti Meclisi de bunun enönemli göstergesi. Bugün Türkiye’de çok
partili hayata geçildi¤inden beri sonuçlarabakt›¤›n›z zaman çok net bir fley ortadad›rki kad›nlar› ve gençleri arkas›na almayan,kad›nlar ve gençlerle beraber yürümeyensiyasi hareketlerin baflar›l› olmas› dahado¤rusu iktidar olmas› çok mümkün de¤il-dir. Kad›nlar› ve gençleri yan›na al›p bera-ber yürümesinden kast›m, kad›nlar vegençlerin parti içerisinde aktif olarak çal›fl-mas›. Biraz önce de bahsetti¤im gibi bu-gün Türkiye nüfusunun yaklafl›k yar›s› 30yafl›n alt›nda ve önümüzdeki seçimlerdeilk defa oy kullanacak yaklafl›k 3,5 milyongenç seçmenimiz var. Zaten bu rakamlarda her fleyi net bir flekilde anlat›yor diyedüflünüyorum.
Parti içinde çekiflme var m›?Kamuoyunda belli kesim gazetelerde vetelevizyonlarda Cumhuriyet Halk Partisiiçerinde bir çekiflme oldu¤u havas›, izleni-mi yarat›lmaya çal›fl›l›yor, bu kesinlikledo¤ru de¤il. Evet Cumhuriyet Halk Parti-si’nde bir de¤iflim, bir dönüflüm var amaher de¤iflim ve dönüflüm sanc›l› olur. Herde¤iflim ve dönüflüme ilk baflta rezistansgösterenler olur, karfl› ç›kanlar olur. Amade¤iflim ve dönüflümü gösterenlerin karar-l›l›¤›, arzusu, iste¤i, çal›flma h›rs› görüldü-¤ü zaman de¤iflim ve dönüflüme karfl› du-ranlar hele bir de de¤iflim ve dönüflümügerçeklefltirenlere halk deste¤inin oldu¤ugörüldü¤ü zaman do¤al olarak onlar›nfazla yapaca¤› bir fley kalm›yor. Cumhuri-yet Halk Partisi’nde kesinlikle bir parti içiçekiflmenin oldu¤una inanm›yorum amaher partinin içerisinde olan bir iktidar mü-cadelesi vard›r.
Bu da gayet normaldir. Siyasetin do¤as›budur çünkü. Birileri bir yerlere aday olur,aday olduktan sonra makamlar›-mevkilerikazan›rlar, kaybederler. Her zaman müca-dele içerinde olurlar. Bu yaln›zca Cumhu-riyet Halk Partisi’nde de¤il, bu MilliyetçiHarekete Partisi’nde de vard›r, DemokratParti’de de vard›r, Adalet ve Kalk›nmaPartisi’nde de vard›r, Türkiye’nin d›fl›ndadünyan›n her yerinde siyasetin do¤as› ge-re¤i bütün siyasi partilerde parti içi bir
18
RÖPORTAJ
mücadele, bir iktidar mücadelesi vard›r.Ama önemli olan parti içi iktidar mücade-lesinin d›flar›ya yans›mamas›d›r. D›flar›datek ses olunmas›d›r ve Cumhuriyet HalkPartisi kurultay sonras›nda tek ses oldu¤u-nu bence çok net bir biçime ortaya koy-mufl ve kan›tlam›flt›r. O yüzden ben Cum-huriyet Halk Partisi içerisinde bir çekiflmeoldu¤u düflüncesine kesinlikle kat›lm›yo-rum. Az önce de söyledi¤im gibi de¤iflim-ler-dönüflümler her zaman zor olur, herzaman sanc›l› olur ama de¤iflim ve dönü-flümü gerçeklefltirenlerin kararl›l›¤› karfl›-s›nda, çal›flma arzusu, h›rs›, iste¤i karfl›-s›nda direnenler de mutlaka bir zamansonra bunu kabul edeceklerdir.
Ege ve Akdeniz’in CHP kanad›nda olu-flunu neye ba¤l›yorsunuz?Ben aç›kças› toplumumuzdaki baz› kesim-lerin yapt›¤› gibi ülkemizi bölmek, ayr›flt›r-mak taraftar› de¤ilim. Yani Ege ve AkdenizCumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi, iç ke-simler Adalet ve Kalk›nma Partisi’nin oydepolar›, Do¤u ve Güneydo¤u da BDP’ninoy depolar› fleklinde görmek istemiyorum.Türkiye 72 milyondan oluflan do¤usuylabat›s›, kuzeyiyle güneyiyle çok büyük birülke. Türkiye’yi bu flekilde bölmenin ayr›fl-t›rman›n çok do¤ru oldu¤una inanm›yo-rum.
Cumhuriyet Halk Partisi belki dönem dö-nem Ege ve Akdeniz’in haricinde iç bölge-leri bofllam›fl veya oralara çok fazla gidiphalk›m›zla beraber olmam›fl olabilir. Bu ta-mamen oralara gidip oralarda siyaset ya-p›lmas›yla alakal› olan fleyler oldu¤unudüflünüyorum. Bugün Türkiye’de 81 ilin si-yasi tablosuna bakt›¤›n›z zaman çok netbir flekilde bugün Cumhuriyet Halk Parti-si’ne oy vermeyen ve Cumhuriyet HalkPartisi’nin oy oran›n›n düflük oldu¤u illerdebile 15-20 sene önce buralar›n Cumhuri-yet Halk Partisi’nin kaleleri oldu¤u çok netbir flekilde ortaya ç›kar zaten bunlar ra-kamlarla da belli. Demek ki dönem dönempartimiz oralarda yeterli flekilde temsiledilmemifltir, yeterli çal›flmalar› yapmam›fl-t›r. Ben Türkiye’nin her yerinde yaflayan
vatandafllar›m›z›n kap›s›na gidildi¤i za-man, tek tek onlarla birebir siyaset yap›ld›-¤› zaman, partinin program›, ilkeleri anla-t›ld›¤› zaman ve bunlar vatandafl›m›zlapaylafl›ld›¤› takdirde her yerde CumhuriyetHalk Partisi’nin oylar›n›n artaca¤›n› ve heryerin Cumhuriyet Halk Partisi’nin belirliorandaki çok güçlü orandaki seçmenleriy-le dolu olaca¤›n› düflünüyorum.
‹stanbul’da ne tür bir baflar› bekliyorsunuz?Tabi Anadolu’yu konuflurken ‹stanbul’uunutmamak gerekir. Çünkü ‹stanbul yakla-fl›k 15 milyon yurttafl›m›z›n yaflad›¤› megakent. Yaln›z Türkiye’nin de¤il dünyan›n sa-y›l› flehirlerinden birisi. Hem nüfus aç›s›n-dan hem de seçmen aç›s›ndan çok önem-li bir flehir. ‹stanbul’da iktidar olunmadanTürkiye’de iktidar olmak çok kolay de¤il.Evet Türkiye’de bugün 16-17 tane büyük-flehir var ama bunlar›n içerisinde ‹stan-bul’un çok ayr› bir yeri var. ‹stanbul dedi-¤im gibi Türkiye’nin belki resmi baflkentide¤il ama ekonominin, sanat›n, kültürün,sporun daha birçok fleyin baflkenti. ‹stan-bul’da bu önümüzdeki seçim dönemindeçok büyük baflar›lar bekliyoruz. Bugün 13Ocak 2011 tarihinde ‹stanbul ‹l Baflkanl›¤›-m›zda bir devir teslim töreni vard›. Eski ‹lBaflkan›m›z Say›n Berhan fi‹MfiEK göreviyeni ‹l Baflkan›m›z Say›n Nebil ‹LSEVEN’edevretti. Ben bu de¤iflimin de CumhuriyetHalk Partisi için çok olumlu oldu¤unu dü-flünüyorum.
Yeni bir güç, taze bir kan olarak de¤erlen-diriyorum. Ve yeni ‹l Baflkan›m›z önderli-¤inde Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‹stan-bul’daki oy oran›n› çok ciddi oranda art›ra-ca¤›n› düflünüyorum. Çünkü bugün ildedevir teslim törenine de kat›ld›m. Yeni ilbaflkan›m›z›n gözlerindeki o çal›flma iste-¤ini, halkla beraber kontak kurma ve kap›kap› gezip Cumhuriyet Halk Partisi’ninprogram ve planlar›n› anlatma iste¤ini gör-düm. Bir genç olarak bundan da çokumutland›m. Hepimiz üzerimize düflen gö-revi fazlas›yla yerine getirip, ‹stanbul’daCumhuriyet Halk Partisi’nin baflar›l› olmas›için elimizden geleni yapaca¤›z. Zaten
Say›n Genel Baflkan›m›z geçti¤imiz dö-nem 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde ‹s-tanbul’dan aday oldu¤u zaman çok k›sabir süre içerisinde partimizin ‹stanbul’dakioy oran›n› çok ciddi bir flekilde art›rd›. Buart›fl trendinin h›zl› bir flekilde artarak de-vam edece¤ini düflünüyorum ve 2011 Ha-ziran›nda yap›lacak seçimlerde Cumhuri-yet Halk Partisi ad›na ben flahsi olarak ‹s-tanbul’da bir oy patlamas› bekliyorum.
CHP için Deniz BAYKAL bir kay›p m›?Kesinlikle ve kesinlikle böyle bir fleye kat›l-m›yorum. Eski Genel Baflkan›m›z DenizBAYKAL Cumhuriyet Halk Partisi’ne uzuny›llar emek vermifl, Cumhuriyet Halk Parti-si’ni yoktan var etmifl ve bir yerlere tafl›m›flbir liderimiz. Geçmiflte Cumhuriyet HalkPartisi’nde genel baflkanl›k olsun, genelbaflkan yard›mc›l›¤› olsun, genel sekreter-lik olsun, il baflkanl›¤› olsun, ilçe baflkanl›-¤› olsun, belde baflkanl›¤› olsun, kad›nkollar› baflkanl›¤›, gençlik kollar› baflkanl›¤›olarak kim hizmette bulunduysa onlarasonsuz teflekkürlerimizi sunuyorum. Azönce de dedi¤im gibi Cumhuriyet HalkPartisi’nin ayr›s› gayr›s› yok. Onlar›n bilgisi,onlar›n birikimi, onlar›n tecrübesinden so-nuna kadar yararlanmak gibi bir zorunlulu-¤umuz var. Say›n Deniz BAYKAL da buparti için çok çok önemli fleyler yapm›flt›r.Bu bir bayrak yar›fl›d›r. Deniz BAYKAL dabayra¤› Say›n Genel Baflkan›m›z KemalKILIÇDARO⁄LU’na devretmifltir ve bütüngücüyle bizi desteklemektedir. Kamu-oyunda Cumhuriyet Halk Partisi’nin içeri-sinde bir çekiflme var, bir mücadele var-m›fl gibi yans›t›l›yor ama ben bunu iktida-r›n art›k karfl›s›nda ciddi bir muhalefetinoluflmaya bafllad›¤›n›n bir göstergesi ola-rak görüyorum.
Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi eskisindendaha fazla halkla iç içe. Çünkü Cumhuri-yet Halk Partisi eskisinden daha fazlahalkla bütünleflmifl durumda, çünkü Cum-huriyet Halk Partisi eskisinden çok dahafazla il il, ilçe ilçe, köy köy, kasaba kasa-ba, belde belde gezerek plan, programve stratejilerini, uygulamak istediklerini
19
RÖPORTAJ
halk›m›zla paylafl›yor. Ve bu da kamu-oyunda ve halk›n aras›nda takdir topluyorve bir tak›m güçler Cumhuriyet Halk Parti-si’ni engellemek ad›na Cumhuriyet HalkPartisi’nin içerisinde, örgütler aras›nda,eski genel baflkan›m›zla yeni genel baflka-n›m›z aras›nda veya eski genel sekreteri-mizle yeni yöneticilerimiz aras›nda bir so-run varm›fl gibi göstermek istiyor. Benbunlara kesinlikle kat›lm›yorum. Geçmifltebu parti için hizmet yapan herkes bafl›m›-z›n tac›d›r. Onlar›n tecrübesinden, onar›nbilgisinden, onlar›n birikiminden yararlan-mak bizim en önemli görevimizdir. Amabu bir bayrak yar›fl›d›r, siyasi partilerin içe-risinde her partide, yaln›z Türkiye’de de-¤il, dünyan›n her yerinde iktidar mücade-lesi olur. Ve Cumhuriyet Halk Partisi’ndebayra¤› Say›n Kemal KILIÇDARO⁄LUdevralm›flt›r. Gençlerle, kad›nlarla genelbaflkan›m›z›n çok iyi fleyler yapaca¤›n› dü-flünüyorum. Ve 2011 y›l›nda yap›lacak ge-nel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’ninçok ciddi oranda oy patlamas›n› yap›p ikti-dara gelece¤ini düflünüyorum. Bunu birCumhuriyet Halk Partili olarak arzu etmiyo-rum, bunu bir Türkiye Cumhuriyeti vatan-dafl› olarak arzu ediyorum, çünkü sa¤l›kl›iflleyen demokrasilerde iktidar›n mutlakave mutlaka güçlü, kararl› bir alternatifininolmas› gerekir.
Demokrasinin olmazsa olmaz kaidesi bu-dur. Art›k Adalet ve Kalk›nma Partisi Türki-ye’deki görev süresini doldurmufltur. Kar-fl›s›nda yepyeni, de¤iflen, dönüflen amaasla ve asla ilkelerinden ödün vermeyen,Atatürk ‹lke ve ‹nk›laplar›na sonuna kadarba¤l›, Türkiye’yi muhas›r medeniyetler se-viyesine yükseltmeyi hedefleyen ama enönemlisi halka ra¤men de¤il halkla bera-ber siyaset yapmay› ilke edinmifl bir genelbaflkan, bir yönetimle Adalet ve Kalk›nmaPartisi’nin karfl›s›ndad›r. Bunun da sonuç-lar›n› önümüzdeki yap›lacak olan genelseçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’ninçok net bir flekilde alaca¤›na bütün kal-bimle inan›yorum. Ve bu sonucu almas›için de bizler elimizden geleni yap›yoruz.Geçti¤imiz hafta Say›n Genel Baflkan›m›z-
la birlikte Ayd›n’›n Germencik ilçesindekiprograma kat›ld›k. Oradan Kufladas›’ndakiRoman Çal›fltay›’na gittik, ordan ‹zmir’egeçtik, oradan Isparta’ya geçtik. Yani an-latmak istedi¤im flu. Biz Cumhuriyet HalkPartisi Yönetimi olarak genel merkezdedurmuyoruz. Türkiye’yi kar›fl kar›fl geziyo-ruz ve seçime kadar da gezmeye devamedece¤iz. Halk›m›z aya¤›na giden, onunderdini dinleyen, kendisi de beraber yürü-yen bütün siyasi hareketlere geçmiflte ol-du¤u gibi gelecekte de iktidar flans›n› ve-recektir. Ve 2011 genel seçimlerindeCumhuriyet Halk Partisi’nin çok ciddi biroranda oylar›nda patlama yaflanaca¤›nave iktidar olaca¤›na can› gönülden inan›-yorum.
Geçmiflte Anavatan Partisi içinde aktifsiyasette yer alman›z bugünkü konumunuzunas›l etkiliyor?Geçmifl dönemde Anavatan Partisi’ndegörev yapmam›n, ‹stanbul ‹l Gençlik Kolla-r› Baflkanl›¤›’ndan, Gençlik Kollar› BaflkanYard›mc›l›¤›’na, Ana Kademe ‹l Yöneticili-¤ine kadar birçok görevde bulunmam›nbenim için çok büyük bir avantaj oldu¤u-nu düflünüyorum. 2011 seçimlerinin Türki-ye için hayati öneme sahip oldu¤una ina-n›yorum ve Türkiye’nin bir nevi varolufl se-çimleri olarak görüyorum. CumhuriyetHalk Partisi’nin Anavatan Partisi’nden çokçok daha farkl› oldu¤unu düflünmüyorum,çünkü benim için temel olan Atatürk ‹lkeve ‹nk›laplar›d›r. Ça¤dafl, laik, sosyal hu-kuk devletidir. Bugün yaflanan geliflmelerebakt›¤›m›z zaman Adalet ve Kalk›nma Par-tisi’nin yapt›klar›n›n, izledi¤i politikalar›nkarfl›s›nda bir tek güçlü bir biçimde Cum-huriyet Halk Partisi’nin kararl›l›kla durdu-¤unu görüyoruz. Ve ben art›k Türkiye’desiyaset yapan insanlar›n geçmiflte hangipartide olurlarsa olsun Cumhuriyet HalkPartisi’nin ilke, plan ve program›na ba¤l›kalmak kofluluyla Cumhuriyet Halk Parti-si’nde siyaset yapmalar› gerekti¤ine inan›-yorum.
Çünkü biraz önce dedi¤im gibi demokra-silerin sa¤lam iflleyebilmesi için mutlaka
ve mutlaka iktidar›n çok ciddi bir alternati-finin olmas› gerekir. Bugünkü Türkiye kon-jonktüründe de Adalet ve Kalk›nma Parti-si’ne karfl› en büyük alternatifin, en büyükiktidar aday›n›n Cumhuriyet Halk Partisi ol-du¤una inan›yorum. Ve birey olarak, yurt-tafl olarak hepimiz bence sorumluluk al-mal›y›z, tafl›n alt›na elimizi de¤il bedenimi-zi koymal›y›z diye düflünüyorum. Geçmifl-te Anavatan Partisi’nde yapt›¤›m siyasetin,edindi¤im tecrübelerin benim için çok bü-yük bir zenginlik ve çok büyük bir tecrübeart› de¤er oldu¤unu düflünüyorum.
TÜMB‹AD (Tüm Bürokratlar ‹fladamlar› SosyalDayan›flma Platformu) hakk›ndaki görüflleriniznelerdir?Tüm Bürokratlar ve ‹fladamlar› Sosyal Da-yan›flma Platformu’nu (TÜMB‹AD) çokönemsiyorum. Çünkü Türkiye’nin temelproblemlerinden bir tanesi herkesin dilin-de dolaflan art›k klasik hale gelen bürok-raside yaflanan birtak›m aksakl›klar, bü-rokraside birtak›m yaflanan gecikmeler.‹fladamlar› ve bürokratlar birbirinin ayr›l-maz iki parças›. Bir elman›n yar›s› gibi dü-flünebiliriz. Bürokratlar olmadan ifladamla-r› olmaz, ifladamlar› olmadan bürokratlarolmaz. Ve genelde Türkiye’de maalesefbu iki kesim birbirinin z›tt›, birbirinin karfl›-t›ym›fl gibi gösterilir. O yüzden ben TÜM-B‹AD’› çok önemsiyorum.
Bu platform çat›s› alt›nda bürokratlar›n veifladamlar›n›n beraber olmas› bence bir si-nerji yaratacakt›r ve bu platform çat›s› al-t›nda bafllayan sinerji dalga dalga tümTürkiye’ye yay›lacakt›r. Az önce de söyle-di¤im gibi bürokratlar olmadan ifladamlar›olmaz, ifladamlar› olmadan bürokratlar ol-maz. Her iki kesimin birbirini çok daha iyi,çok daha net bir flekilde anlamas› gerekti-¤ini düflünüyorum. ‹ki kesim de birbiriniçok daha iyi ve net flekilde anlad›¤› takdir-de de Türkiye’de baz› fleylerin çok dahah›zl› bir biçimde çözülece¤ini düflünüyo-rum. O yüzden de TÜMB‹AD’a ilerleyendönemlerde baflar›lar diliyorum. Çal›flma-lar›n› da dikkatle izliyorum ve takdir ediyo-rum.
20
MAKALE
Küme kavram›, özellikle 1990’lar-
dan itibaren, bölgesel geliflim ve
ekonomi politikalar›n›n oluflturul-
mas›nda ve bu konudaki araflt›r-
malarda konuflulmaya bafllanm›fl
olsa da küme kavram› bu co¤raf-
yada Osmanl› ‹mparatorlu¤undan
beri var olan ve Lonca Teflkilatlar›
veya Esnaf Loncalar› olarak yer al-
m›flt›r. Özellikle geliflmifl ülkelerde
etkin yönetilen kümeler, flirketlerin,
bölgelerin ve ülkelerin rekabet gü-
cünü ve ekonomik performans›n›
artt›rmakta çok etkili olmaktad›r.
Küme kavram› pek çok farkl› iflletme yap›-s›n› kapsamakta ve kümelenme / kümegelifltirme planlar› de¤iflik hedeflere yöne-lik olarak ( ekonomik geliflimi destekle-mek, KOB‹’lerin rekabet gücünü artt›rmak,Ar-Ge konusundaki iflbirliklerini destekle-mek, endüstrinin yap›sal durumunu dü-zenlemek, ihracat› gelifltirmek ve çevreyönetim sistemlerini uygulamak vb) yap›l-maktad›r. Planlamalar›n ortak noktalar›,co¤rafi yak›nl›k, iletiflim a¤lar› ve belli birsektörde uzmanlaflma olarak görülmekte-dir.
Kümelenme ve rekabet gücü aras›ndakiiliflkinin yap›s›n› 1990’l› y›llarda kurup ge-lifltiren Michael Porter kümeleri flöyle ta-
n›mlamaktad›r:
Ayn› sektörde faaliyet gösteren, aralar›ndaiflbirli¤i ve ayn› zamanda rekabet olan ifl-letmelerin, onlara mal/hizmet sunan teda-rikçilerin, ilgili kurumsal yap›lar›n (üniver-siteler, meslek kurulufllar›, ifl koluyla ilgilistandartlar› belirleyen ve kontrol eden ku-rumlar gibi) ayn› co¤rafi bölgede yo¤un-laflmalar› [Michael Porter ‘Kümeler ve Re-kabetin Ekonomisi’, Harvard Business Re-view, Kas›m/Aral›k 1998]
Kümeler, ba¤›ms›z firmalardan ve bunlarlailintili kurumlardan oluflurlar. Bu grubunüyeleri:
KALKINMA, ‹HRACATI GEL‹fiT‹RME VEKOB‹LER AÇISINDAN KÜMELENME YAKLAfiIMI
Prof.Dr. Mehmet AKALINMarmara Üniversitesi, Teknik E¤itim Fakültesi
Tekstil E¤itimi Bölüm Baflkan›
21
-Co¤rafi olarak bir ya da birkaç bölgedeyo¤unlaflm›fllard›r ( küresel uzant›lar› daolabilir)-Birbirleriyle rakiptirler fakat gerekti¤indeiflbirli¤i yaparlar-Belli bir sektörde faaliyet gösterirler, dola-y›s›yla ayn› teknolojilere ve becerilere ihti-yaç duyarlar-Faaliyet alanlar› geleneksel iflkollar› (teks-til, mermer, vb.) olabilece¤i gibi ileri tek-noloji alan›nda ( bilgi teknolojileri, tekniktekstiller, vb.) da çal›flabilirler-Kurumsallaflm›fl bir yap› içinde (ortak biryönetim alt›nda) faaliyet gösterebileceklerigibi kurumsallaflmam›fl da olabilirler
Ça¤lar boyunca süregelen sektörel faali-yetler üzerinde yap›lan gözlemler, ayn› yada benzer sektörlerde faaliyet gösterenküçük ve orta boy iflletmelerin biribirlerineyak›n mesafelerde topland›¤›n› göster-mektedir. Bu olgu hem geliflmifl hem degeliflmekte olan ülkelerde, pek çok de¤i-flik sektörde, tarihin de¤iflik zamanlar›ndagözlenmifltir. Kümelenme ad›n› verdi¤imizbu olgunun mant›kl› ekonomik nedenlerivard›r. Kümelenmenin oldu¤u bölgelerdefaaliyet gösteren KOB‹’ler bulunduklar›
co¤rafyadan kaynaklanan belirgin rekabetavantajlar› sa¤lamaktad›r. Bu avantaj›nkaynaklar›n› flöyle s›ralayabiliriz:-Hammadde kaynaklar›na co¤rafi yak›nl›k-Sektöre yönelik iflletme / ifl gelifltirmedesteklerinin bollu¤u-Bölgedeki endüstriyel faaliyetlerin yo¤un-lu¤u nedeniyle buraya gelen müflteriler-Yetiflmifl iflgücünün bölgedeki varl›¤›-KOB‹’lerin tek bafllar›na olduklar›nda ya-pamad›klar› baz› yaflamsal ve rekabetavantaj› sa¤layan faaliyetleri, di¤erleriyleiflbirli¤i yapt›klar›nda gerçeklefltirebilecekgücü kazanmalar› – flöyle ki;
o Tek bafllar›na olduklar›nda yakalayama-d›klar›, yüksek teslimat miktarlar›, düzenliarz gerektiren pazar f›rsatlar›n› de¤erlen-direbilmeleri o Girdilerde ölçek ekonomilerinden yarar-lanabilmeleri (donan›m ve hammaddeal›mlar›, finansman, dan›flmanl›k hizmetlerigibi) o E¤itim, lojistik, yeni teknolojilerin kullan›-m›, istihbarat gibi iflletme dinamizmini sür-dürmekte hayati olan fonksiyonlar› yerinegetirebilmelerio ‹flgücünün uzmanlaflm›fl kadrolara bölü-
nebilmesi ve bunun sonucunda üretim veyenilikçilik yeteneklerinin art›fl›o Pazarlara girifl engellerini geçmek ya dabaflkalar›n›n giriflini engellemeko Ortak altyap›dan, kaynaklardan ve kalifi-ye çal›flan havuzundan yararlanmak
Bunlar›n sonucu olarak, kümelenme, kü-me içindeki iflletmelerin afla¤›daki özellik-lerini olumlu yönde gelifltirerek kendi ken-dini besleyen bir de¤er zincirine dönüflür.o Kalite ve mükemmeliyeti yakalama, o Üretkenlik, o Rekabet gücü,o Yenilikçilik o Bilgi ak›fl› / bilgi birikimio Beceri gelifltirme o De¤er yaratmao Sürdürülebilir büyüme ve uzun erimli ifldinamiklerini yakalama
Özellikle finansman, teknoloji, pazarlama,üretim ve altyap› sorunlar› yaflayan KO-B‹’lere, sahip olduklar› esneklik avantaj›n›yitirmeden, di¤er KOB‹’lerle ve küme içeri-sinde yer alan destekleyici kurulufllarla ifl-birli¤ine giderek, siparifl alma, üretim, tek-noloji gelifltirme, pazarlama, vs. konularda
MAKALE
22
MAKALE
büyük ve entegre bir iflletme gibi hareketedebilme kabiliyeti sunan kümelenme mo-deli, bu model içerisindeki iflletmelere da-ha etkin faaliyet gösterme yetene¤i sa¤la-maktad›r.
Bu noktada, kümelenme modelinin bilinenörgütlenme modellerinden farkl› bir yakla-fl›m getirdi¤i görülmektedir. Ayn› üretimkolunda faaliyet gösteren iflletmelerin d›flticarette yeni bir tüzel kiflili¤e sahip tek birflirket modeli alt›nda bir araya gelmelerin-den ziyade, kümelenme modelinde, ifllet-melerin bu modelle herhangi bir yasal ba-¤› olmas› gerekmemekte, her iflletme ken-di tüzel kiflili¤ini ve mali ba¤›ms›zl›¤›n› de-vam ettirirken, bir yandan da di¤er iflletmeve kümeyi destekleyici kurulufllarla ayn›amaç do¤rultusunda iflbirli¤inde buluna-rak, ortak proje ve faaliyetler yürütebil-mektedir. Kümelenme modeli, istihdam,üretim ve ihracat art›fl› ile ekonomik büyü-meyi olumlu yönde etkileyebilmekte, reka-betçi olunan alanlarda ülkenin uzmanlafl-mas›n› ve uluslararas› alanda farkl›l›k ya-ratmas›n› sa¤lamakta, ülkenin yenilikçilikve üretkenlik seviyesini yükseltmekte, böl-gesel kalk›nmada önemli rol oynamakta-d›r.
Öte yandan, dünyadaki küme örnekleri in-celendi¤inde, ‹talya’n›n kuzeyindeki tekstilve haz›r giyim kümeleri, Orta ve Kuzey‹talya’daki ayakkab› ve deri kümeleri,ABD’de Michigan/Detroit’te ve ‹ngiltere’deBirmingham, Coventry ve Rugby’deki oto-motiv ve yan sanayii kümeleri, yine ‹ngilte-re’de North West ve East Midlands bölge-lerindeki tekstil ve haz›r giyim kümeleri,Norveç’in güneybat› sahilinde deniz tafl›-mac›l›¤› ve lojistik kümesi, ABD Kaliforni-ya’daki bilgi teknolojileri kümeleri dünya-daki baflar›l› küme örnekleri olarak ortayaç›kmaktad›r. Bu kümelerin içerisinde özel-likle ABD’deki Silikon Vadisi, kümelenmeyönteminin üyelerine yeni teknolojiler ge-lifltirmede ne derece büyük kazan›mlarsa¤lad›¤›n›n en somut göstergesidir. Ayn›
zamanda, ‹ngiltere’deki tekstil ve haz›r gi-yim kümelerinde de, tekstilde teknik veak›ll› tekstiller, konfeksiyonda ise moda,tasar›m ve marka gibi daha h›zl› ve derinbir büyüme potansiyeline sahip olan, yük-sek katma de¤erli alanlara yönelindi¤i gö-rülmektedir. ‹ngiltere’de son y›llarda, teks-til ve konfeksiyon alan›ndaki kümelerinotomotiv, havac›l›k ve sa¤l›k gibi di¤ersektörlerdeki kümelerle iflbirli¤i yapmas›yönünde baz› giriflimler bulunmakta; buda kümelerin iliflkili olduklar› di¤er sektörleiflbirli¤ine giderek geliflmesine örnek say›-labilmektedir.
Harvard ‹flletme Okulu Strateji ve Reka-betçilik Enstitüsünce dünyadaki kümelen-me oluflumlar›n› araflt›rmak üzere yap›lanbir çal›flmada, 52 ülkede 42 sektörde800’ün üzerinde kümelenme oluflumu bu-lundu¤u tespit edilmifltir. Söz konusu olu-flumlar›n sektörel da¤›l›m› incelendi¤indeise, maden-metal (56 küme), bilgi teknolo-jileri (42), mobilya (35), e¤lence (35), oto-motiv (32) ve tekstil-konfeksiyon (30) sek-törlerinin kümelenmede ön s›ralarda yerald›klar› görülmektedir. Bu çal›flmaya gö-re, ayr›ca, kümelenme oluflumlar›n›n ani-den ortaya ç›kmad›¤›, aksine yüzy›llar sü-rebildi¤i, Avrupa’daki kümelerin ABD, Ye-ni Zelanda veya Hindistan’dakilerden 100-150 y›l daha eskilere dayand›¤› ifade edil-mektedir.
Bu aç›dan bak›ld›¤›nda kümelenme mo-delinin, ayn› üretim dal›ndaki KOB‹’lerinihracat sektörü içinde bir organizasyon al-t›nda toplanarak, dünya pazarlar›na yönel-melerini sa¤lamak amac›yla, ihracat ve il-gili konularda (finansman, tedarik, nakliye,sigorta, gümrükleme v.b.) hizmet sa¤laya-rak, d›fl ticarette uzmanlaflmalar› için 1996y›l›ndan itibaren uyulanan bir örgütlenmemodelinden, Sektörel D›fl Ticaret fiirketleri(SDfi)’nden bahsetmek ve bu yap›n›n kü-melenme ile benzerlik ve farkl›l›klar›n› orta-ya koymak konuya aç›kl›k getirmek aç›s›n-dan yararl› olacakt›r.
‹hracat mevzuat›, vergi mevzuat› ve Exim-bank kredileri (D›fl Ticaret fiirketleri K›saVadeli ‹hracat Kredisi, Sevk Öncesi ‹hra-cat Kredileri) aç›s›ndan çeflitli avantajlarsa¤lanan bu örgütlenme modeli, KOB‹’le-rin tek tek yapmak zorunda olduklar› d›flaaç›lma faaliyetlerini flemsiye örgütlenmemodeli alt›nda, uzmanlaflm›fl bir d›fl ticaretflirketi olarak yerine getirmeleri için kuru-lan bir yap›d›r. KOB‹’lerin tek tek k›s›tl› ma-li ve personel imkânlar› ve d›fl ticaret bilgi-leri ile ihracat yapma ve bunu rekabetçikoflullarda gerçeklefltirmelerinin güçlü¤üdikkate al›nd›¤›nda, SDfi’lerin fonksiyonla-r›n›n önemi daha da belirgin bir flekildeortaya ç›kmaktad›r.
Ancak, 90’l› y›llar›n sonundan bugüne dekKOB‹’lerimizi kurumsallaflmaya ve d›fl pa-zarlara aç›lmaya teflvik ederek, ihracat›m›-z›n art›r›lmas›nda çok önemli misyon vefonksiyonlar› bulunan bu örgütlenme biçi-mi, esasen KOB‹’lerin çok ortakl› d›fl tica-ret flirketleri fleklinde örgütlendi¤i hukukibir yap›y› gerektirdi¤inden ve KOB‹’lerinhukuki aç›dan bu yeni flirketle yak›ndaniliflkili olmas›, onun kar ve zarar›na kurulanflirket yoluyla ortak olmas› gerekti¤inden,iflletmelere her türlü faaliyetlerinde esnekyap›lar›n› devam ettirme avantaj› sa¤layankümelenme modeli ile tam anlam›yla ör-tüflmemekle birlikte, ayn› amaçtan ortayaç›kan modeller olarak ciddi benzerliklerarz etmektedir.
Di¤er taraftan, ülkemizde belirli sektörler-de günümüze kadar kendili¤inden ortayaç›kan birtak›m co¤rafi yo¤unlaflmalar bu-lunmaktad›r. Örne¤in, ‹stanbul ve ‹zmir’detekstil, haz›r giyim, deri, Denizli’de evtekstili, Bursa’da otomotiv ve yan sanayii,Afyon ve Diyarbak›r’da mermer bu olu-flumlar aras›nda en dikkat çekici olanlar›-d›r. Ancak, bütün bu oluflumlar›n kapsaml›bir biçimde ele al›nmas›, de¤er zincirinde-ki iliflkilerin irdelenmesi, sektörel ve bölge-sel bazda yap›lan de¤erlendirmelerin so-
23
MAKALE
nuçlar›na göre bu bölgelerde faaliyet gös-teren iflletmeleri destekleyici ve mevcutrekabet güçlerini art›r›c›, ihracat perfor-manslar›n› ve di¤er ekonomik göstergele-rini yükseltici birtak›m mekanizmalar gelifl-tirilmesi ve altyap› imkânlar›n›n güçlendiril-mesi yönünde sistematik ve kapsaml› birçal›flma yap›lmam›flt›r. Dolay›s›yla, ülke-mizde maalesef henüz tam anlam›yla vebilinçli bir politikayla oluflturulmufl bir kü-melenme modelinden söz etmek pekmümkün de¤ildir.
Kümelenme modelinin dinamiklerine bakt›-¤›m›zda, iflletmelerin “küme”ye üye olmaksuretiyle, baflta verimlilik ve yenilikçilikavantaj› sa¤layarak, rekabetçiliklerini art›r-d›klar›n› söyleyebiliriz.
Bölgesinde, kendisiyle ayn› sektörde faali-yet gösteren di¤er iflletmeler ve destekle-yici kurulufllarla güçlü bir iflbirli¤i imkân›elde eden küme üyesi, girdi temininde,bilgi, teknoloji, vb. kaynaklara ulaflmada,üretimde uzmanlaflmada, dolay›s›yla kaliteve verimlilik art›fl›nda, üretim maliyetlerin-de ölçek ekonomisine ulaflmada, depola-ma ve pazarlama sürecinde, kredi temi-ninde, ortak altyap› (e¤itim, teknoloji, ula-fl›m, iletiflim) kullan›m›nda, nitelikli iflgücütemininde, müflteri ve tedarikçi bulmada,toplu ancak esnek örgütlenmeden kay-naklanan, birçok maliyet avantaj›na sahip-tir.
Bir küme üyesi, di¤er iflletmelerle bir ara-ya gelerek toplu siparifl alabilmekte, de-¤er zincirinde birbirini tamamlay›c› üretimyapt›¤› iflletmelerde üretimde iflbirli¤i ya-parak stok maliyetlerini düflürebilmekte,üretimde uzmanlaflma sonucunda teslimatsürelerini k›saltabilmekte, o bölgedeki üni-versite veya di¤er araflt›rma kurumlar› ileortak Ar-Ge projeleri yürüterek, yenilikçilikkapasitelerini yükseltebilmektedir.
Ayr›ca, ayn› ifl kolunda faaliyet gösterenüyeler aras›nda sahip olduklar› ba¤›ms›z
yap›lardan ve birbirlerine yak›nl›klar›ndandolay› do¤al olarak küme içi rekabet vemotivasyon da sürdürülebilmektedir. Bunailave olarak, belirli bir sektörde faaliyetgösteren iflletmelerden oluflan bir küme-de, ayn› co¤rafya içinde bu sektörle iliflkilibaflka bir sektöre/alt sektöre de ihtiyaçduyulmas› durumunda, küme geniflleye-bilmekte; giriflimcilik, yeni ifl alanlar› ve is-tihdam bak›m›ndan kümeleme önemli ka-zan›mlar sa¤layabilmektedir.
Küme içerisinde zamanla ortaya ç›kan bil-gi birikimi ve tecrübe ile kümede oluflaniletiflim a¤› tüm üyelerin bilgiye kolaycaulaflabilmesine imkân vermektedir. Bu ile-tiflim a¤› içerisinde yer alan finansal kuru-lufllar da küme üyelerinin performanslar›hakk›nda bilgi sahibi olabildi¤inden, kreditemininde iflletmeler daha kolay bir süreçyaflamaktad›rlar. Bu bilgi ve iletiflim a¤›,küme üyelerine küme içerisinde kendi te-darikçilerinin veya müflterilerinin ihtiyaçla-r›n› da daha yak›n bir flekilde tespit ede-bilmelerini sa¤lamakta, dolay›s›yla taraflararas›nda sa¤lanan koordinasyon ile bu ih-tiyaçlara tam olarak cevap verebileceksistem ve teknolojileri gelifltirmede dahaetkin olabilmektedirler.
Kümelenmenin bir iflletmeye sa¤lad›¤›avantajlar›n d›fl›nda, ekonomik büyümedeve bu büyümeyi sa¤layacak etkenlerdekümelenme politikas›n› benimseyen bir ül-kenin elde etti¤i kazan›mlara bak›ld›¤›ndaise, bölgelerin rekabet avantajlar›na uy-gun sektörlerde uzmanlaflmalar›na olanaksa¤lanacak politikalarla bir ülkede bölge-leraras› geliflmifllik farkl›l›klar›n›n ve gelirda¤›l›m›n›n dengelenebildi¤i, gelir ve istih-dam olanaklar›ndaki uçurumlar›n azalt›la-bildi¤i görülmektedir.
Kümelenme modelinin, ülkemizde bafllat›-lan bu ve benzeri “kümelenme odakl› poli-tika ve strateji” çal›flmalar› sonucunda,mikro düzeyde iflletmelerimizin uluslarara-s› rekabet güçlerinin artaca¤›, makro sevi-
yede ekonomimizin temel destek noktala-r›ndan ve ekonomik geliflmelerin belirleyiciunsurlar›ndan olan ihracat›m›zda sürdürü-lebilir bir art›fl›n teminine ve ekonomik bü-yümeye çok olumlu katk›lar sa¤lanaca¤›muhakkakt›r.
Kümelenmenin iflletmelere sa¤lad›¤›avantajlar ve ülkemizdeki KOB‹’lerin bualanlardaki sorunlar› dikkate al›nd›¤›nda,bu modelin özellikle ülkemiz gibi üretimin-de KOB‹’lerin a¤›rl›kl› paya sahip oldu¤uekonomiler aç›s›ndan önemi daha da iyianlafl›lmaktad›r.
Ülkemizde gerek üretim ve ihracatta sek-tör ve bölge çeflitlili¤in k›s›tl›l›¤›, gereksebölgeleraras› sosyo-ekonomik geliflmifllikfarkl›l›klar› dikkate al›nd›¤›nda, flimdiye ka-dar a¤›rl›kl› olarak uygulanan merkeziyetçiyaklafl›mlar›n, sektörlerin bölgesel yo¤un-laflmalar› olarak nitelendirilebilecek küme-leme modeli baz al›narak revize edilme-siyle, her bölgenin kendine ait rekabetçiüstünlüklerinin ortaya ç›kmas›na ve bu üs-tünlüklere göre sektörel bazda uzmanlafl-malar›na olanak sa¤lanacakt›r.
Bu ba¤lamda, Türkiye’nin önümüzdeki dö-nemlerde global rekabet ortam›nda haketti¤i konuma ulaflabilmesi ve yakalad›¤›ihracat performans›n›n sürdürülebilirli¤iiçin, sektörel analizlerin co¤rafi analizlerlebütünleflti¤i politikalar yoluyla uluslararas›rekabet flans› bulunan tekstil ve haz›r giyi-min yan› s›ra, özellikle ihracat›m›z içindekipaylar› h›zla artan otomotiv ana ve yan sa-nayi, makina imalat sanayi, elektrik veelektronik gibi dünya ticaretinde yüksekpaya sahip, ileri teknoloji ihtiva eden vesermaye yo¤un sektörlerde bölgesel ça-l›flmalar yürütülmesi, bu çal›flmalar ile herbölgeye özgü sorunlar›n giderilmeye çal›-fl›lmas›, buralardaki KOB‹’lerin mevcut ya-p›lar›n›n güçlendirilmesi için “kümelenmemodeli” halihaz›rda en bütüncül yaklafl›molarak gözükmektedir.
24
RÖPORTAJ
Ayla ‹SP‹R: De¤erli hocam, Parlamentoya gir-meden önce 2007 y›l› bafl›nda TÜS‹AD için "Tür-kiye’de Demokratikleflme Perspektifleri" adl› ça-l›flmay› haz›rlam›flt›n›z ve bir tak›m tespitlerdebulunmufltunuz. 2007 Genel Seçimlerinde Mer-sin Milletvekili olarak parlamentoya girdiniz veTBMM ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme KomisyonuBaflkanl›¤›na seçildiniz. Raporu haz›rlad›¤›n›zdönemden bugüne Türkiye'de demokratikleflmeve insan haklar› aç›s›ndan hangi ilerlemeler kay-dedildi?Zafer ÜSKÜL:Türkiye son on y›lda insanhaklar›n›n korunmas› ve güvenceye al›n-
mas› yolunda çok önemli geliflmeler kay-detti. 2001 y›l›ndaki Anayasa de¤ifliklikle-riyle bafllayan süreçte; temel hak ve öz-gürlüklerin güvenceleri art›r›ld›, genel s›n›r-lama nedenleri Anayasadan ç›kart›ld›, herhak ve özgürlükle ilgili olarak güvencelergüçlendirildi, idarenin yetkileri azalt›lmayaçal›fl›larak bu yetkiler yarg› organ›na akta-r›ld› ve ölüm cezas› tümden kald›r›ld›.
Özellikle, 2004 y›l›nda Anayasa’n›n 90.maddesinde yap›lan de¤ifliklikle; ulusalyasalar›n insan haklar› alan›nda taraf oldu-
¤umuz temel insan haklar› sözleflmeleriyleçeliflmesi durumunda, uluslararas› sözlefl-melerde yer alan hükümlerin geçerli ola-ca¤›n›n kabul edilmesi; bu alandaki evren-sel hukukun benimsenmesi ad›na çok bü-yük bir ad›m oldu.
TÜS‹AD için haz›rlad›¤›m›z raporu kalemeald›¤›m›z dönemde ise, insan haklar›nadayanan bir hukuk sistemiyle ba¤›ms›z vegüçlü bir yarg› sistemi konusunda önemlisorunlar vard›. Bugün de k›smen devameden bu sorunlar›n bir k›sm› Anayasadan,
Mehmet Zafer ÜSKÜLTBMM ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu Baflkan›
BÜTÜN DÜNYA AK PART‹ DÖNEM‹NDETÜRK‹YE’N‹N ÖNEM‹N‹ ÇOK DAHA NET B‹R fiEK‹LDE GÖRDÜ
25
RÖPORTAJ
yasalardan, yönetmeliklerden, uygulama-dan ve yarg›ç kültüründen; bir k›sm› dayarg› organ› ve yarg›sal denetim alan›ndayaflanan sorunlardan kaynaklan›yordu.Yarg› organ›na bütçeden ayr›lan pay›n az-l›¤›, çal›flma flartlar›n›n elveriflsizli¤i, ifl yü-künün fazlal›¤›, karfl›lafl›lan sorunlardanbaz›lar› olarak öne ç›k›yordu. “Adalet Sa-raylar›”n›n durumu, duruflma salonlar›n›ndüzeni, o düzen içinde yarg›ç, savc› vesavunmanlar›n ald›klar› yer bile sorunluhaldeydi.
Yarg›, bugün de bir bütün olarak yenidendüzenleme ihtiyac› içinde… Nitekim Hükü-metimiz Yarg› Reformu çalmalar›n› sürdü-rüyor. Yarg›çlar›m›z›n ifl yükü, adaletin ge-cikmesi, cezaevlerindeki tutuklu say›lar›n›nfazlal›¤› ve genel olarak cezaevi koflullar›-n›n yetersizli¤i gibi sorunlar›n çözümü içinsamimi bir çaba söz konusu. Ama mekân-sal ve mali sorunlar›n büyük ölçüde çözül-dü¤ünü söyleyebiliriz. Adalet Saraylar›n›n
say›s› ve yeterlili¤i büyük ölçüde artt›r›ld›.Yarg›çlar›m›z›n ve savc›lar›m›z›n mali ko-flullar› düzeltildi.
Mevzuat düzeyinde ise 2007’den bu yanaçok önemli düzenlemelere gidildi. 12 Eylül2010’da yap›lan referandumda kabul edi-len Anayasa de¤ifliklikleriyle; öncelikle bi-reyin devlet karfl›s›ndaki konumu tart›flma-s›z olarak güçlendirildi. Gerek AnayasaMahkemesine bireysel baflvuru hakk›ylagerekse kamu denetçili¤i kurumuyla; yurt-tafllar›m›z›n hak arama olanaklar› art›r›ld›ve idareye karfl› daha güçlü bir konumagelmeleri sa¤land›. ‹lgili kanun ç›kt›¤›nda,Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgür-lükler konusunda art›k bir insan haklar›mahkemesi gibi ifllev görebilecek… ‹dare-nin her türlü ifl ve eyleminden dolay› hak-s›zl›¤a u¤rayan, uygunsuz bir muamele ilekarfl›laflan vatandafllar›m›z, mahkemelerd›fl›nda flikâyetlerini Kamu Denetçili¤i Ku-rumu’na iletebilecek. Öte yandan, sendi-kal haklarla ilgili olarak, grev hakk›n›n kul-lan›lmas›n›n önündeki baz› engeller Ana-yasadan ç›kar›ld›, memur ve di¤er kamugörevlilerine toplu sözlefleme hakk› getiril-di. Hukuk devleti ilkesinin bir gere¤i olarakidarenin yarg›sal denetiminin kapsam› ge-niflletildi. Yarg› denetimi d›fl›nda kalan me-murlara verilen disiplin cezalar› ve YüksekAskeri fiura kararlar› da yarg›sal denetimkapsam›na al›nd›. Di¤er düzenlemelerleise, zay›f durumdaki kiflilere pozitif ayr›m-c›l›k tan›nd›, ailenin korunmas› ve çocukistismar›n›n önlenmesini anayasan›n emrihaline getirildi, kiflisel verilerin korunmas›anayasal güvenceye kavuflturuldu ve yurtd›fl›na ç›kma yasa¤› yarg› karar›na ba¤-land›. Bütün bunlar temel insan haklar›alan›na iliflkin düzenlenmelerdir ve art›kAnayasam›zda yer almaktad›r.
Bundan önce de insan haklar› ihlallerineyol açan mevzuat›n de¤ifltirilmesi amac›y-la çok önemli kanun de¤ifliklikler yap›lm›fl-t›. Örne¤in; 2008’de Türk Ceza Kanu-nu’nun 301. maddesinin uygulamas›ndankaynaklanan sorunlar› aflmak için ifadeözgürlü¤ünü güçlendiren ve suçun sorufl-
turulmas›n› Adalet Bakan›n›n iznine ba¤la-yan bir de¤ifliklik yap›ld›. 2009’da ceza in-faz kurumundaki tutuklu ve hükümlülerinönceden bildirdikleri kiflilerle Türkçe d›fl›n-daki bir dilde konuflmas›na izin verilmesisa¤land›. 2010’da Terörle Mücadele Ka-nunu ile baz› kanunlarda de¤ifliklik öngö-ren yasa tasar›s›n› kabul ederek, kamu-oyunda “tafl atan çocuklar” diye bilinen bi-zim “suça itilmifl çocuklar” olarak nitelen-dirdi¤imiz konuda yaflanan ma¤duriyet gi-derildi.
Öte yandan, iflkence ve kötü muameleyekarfl› “s›f›r tolerans” politikas›nda belli birbaflar› düzeyine ulafl›ld›. Bu çerçevedeyap›lan yasal de¤iflikliklerle iflkence ve kö-tü muamele suçunun tan›m› geniflletildi,cezalar art›r›ld›, bu cezalar›n tecili ve pa-raya çevrilmesi önlendi.
Ayr›ca temel haklara iliflkin pek çok ulusla-raras› sözleflmeyi de onaylayarak hukuku-muza dâhil ettik. Son 8 y›lda tam 19 adetsözleflmeyi onaylad›k. Son dönemdeonaylanan en önemli sözleflmeler ise Bir-leflmifl Milletler Engellilerin Haklar›na ‹lifl-kin Sözleflme ile BM ‹klim De¤iflikli¤i Çer-çeve Sözleflmesine Yönelik Kyoto Protoko-lü’dür. Bugün temel haklar alan›nda nere-deyse bütün BM Sözlemlerinin taraf› duru-munday›z.
Önümüzdeki dönemde “BM ‹flkenceyeKarfl› Sözleflme’ye Ek ‹htiyari Protoko-lü’nün onaylanmas›na dair kanunun ç›ka-r›lmas› ve ulusal önleme mekanizmas›n›nkurulmas› ayr›ca Ba¤›ms›z bir Kolluk fiikâ-yet Mekanizmas›’n›n kurulmas› öngörül-mektedir. Bu tedbirlerle insan haklar› ala-n›nda gündeme gelen ihlallerin soruflturul-mas›nda, iflkence ve kötü muamelenin en-gellenmesinde ciddi bir ilerleme sa¤lana-ca¤›n› umuyoruz.
A.‹. : TBMM ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme Komisyo-nu'nun Baflkan›s›n›z. Komisyonunuzun Türki-ye'de insan haklar›n›n korunmas› ve geliflmesiaç›s›ndan nas›l bir konumda bulundu¤undan vehangi çal›flmalar› yapt›¤›ndan söz edebilir misi-
Mehmet Zafer Üskül, 30 A¤ustos1944'de Mersin Silifke'de do¤du.Babas›n›n ad› R›za, annesinin ad› FatmaFikriye'dir. Ö¤retim Üyesi; AnkaraÜniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nibitirdi. Doktoras›n› Fransa'da GrenobleÜniversitesi'nde siyasal bilimler dal›ndatamamlad›. Eskiflehir ‹T‹A'da Ö¤retimÜyesi olarak görev yapt›. 1974'tedoçent, 1979'da profesör oldu. Birçoküniversitede ö¤retim üyeli¤i görevindebulunarak lisans ve yüksek lisans ders-leri verdi. Mersin Üniversitesi ‹‹BFAnayasa Hukuku Ö¤retim Üyeli¤i veRektör Yard›mc›l›¤› görevini yapt›. ‹nsanHaklar› Yüksek Dan›flma Kurulu Üyeli¤ive Baflkan Yard›mc›l›¤› görevinde bulun-du.Birçok sivil toplum kuruluflunun kuru-cusu, yöneticisi oldu. Anayasa hukuku,kamu yönetimi, kooperatifçilik ve yerelyönetimler alanlar›nda çal›flmalar yapt›.14 telif ve tercüme kitab›n›n yan›ndayüzü aflk›n makale yay›nlad›. 1990'daYunus Nadi Ödülü'nü kazand›. 23.Dönem'de Türkiye Büyük Millet Meclisi‹nsan Haklar›n› ‹nceleme KomisyonuBaflkan› oldu. Çok iyi düzeyde Frans›zcabilen Üskül, evli ve 2 çocuk babas›d›r.
26
RÖPORTAJ
niz?Z.Ü.: Komisyonumuz, Türkiye’de insanhaklar›n›n ulusal düzeyde korunmas› ama-c›na uygun olarak kurulan ilk ve kurumlafl-m›fl ulusal insan haklar›n› koruma meka-nizmas›d›r. Bu aç›dan ülkemizde çokönemli bir konuma sahiptir. Çünkü Komis-yonumuz ve Baflbakanl›k ‹nsan Haklar›Baflkanl›¤› d›fl›nda flu anda ülkemizdeböyle bir kurum yok. Tabi Meclisin, yanimilletin temsilcilerinin oluflturdu¤u bir ko-misyon olarak daha farkl› bir yerimiz ve
sorumlulu¤umuz da var.
Komisyonumuzun temel görevi, insanhaklar›na iliflkin uygulamalar› incelemek,denetlemek ve geliflmeleri izlemektir. Buçerçevede, 23’ncü dönemin bafllang›c›n-dan bu yana 10 binden fazla baflvuruyuiflleme ald›k ve 50 adet rapor yay›mlad›k.fiu anda Üniversitelerde yaflanan psikolo-jik bask›, yani “mobbing” iddialar›n› arafl-t›rmak üzere bir alt komisyonumuz kurulduve çal›flmalar›na bafllad›. Ayr›ca, cezaevi
ve çocuk yurtlar›nda incelemeler yapan altkomisyonlar›m›z da çal›flmalar›na devametmektedir. Komisyonumuz çal›flmalar›n›genellikle alt komisyonlar kurmak suretiylesürdürüyor ama kimi zaman olaylar›n aciliyeti veya önemi nedeniyle gerek Komis-yon Baflkan› olarak ben bizzat, gerekseKomisyon uzmanlar› olay›n taraflar› ve ola-ya iliflkin ilgili merci ve makamlarla görüfl-mek suretiyle do¤rudan inceleme yapabi-liyor.
Ayr›ca uluslararas› heyetleri kabul ediyo-ruz, yurt d›fl›na inceleme gezileri düzenli-yoruz. Özellikle Türklerin yaflad›¤› ülkeler-deki ayr›mc›l›k ve benzeri iddialar› araflt›r-mak üzere, Almanya, Fransa, Hollanda,Belçika ve Avusturya’ya geziler düzenle-dik. ‹nsan haklar›na yönelik ihlallerin heryerde olabildi¤ini gördük. Tespitlerimizi buülkelerin ilgili makamlar›yla da paylaflt›k.Bu ba¤lamda Türkiye’nin art›k insan hak-lar› suçlusu muamelesi gören ve süreklidenetlenen bir ülke olmad›¤›n› da belirt-
meliyim. Tabi ki sorunlar›m›z çok. Ama enaz›ndan çözüm için samimi bir çabam›zve ald›¤›m›z ciddi bir mesafe var.
A.‹. : Komisyona gelen baflvurulara bakt›¤›n›zdaTürkiye'nin devam eden insan haklar› sorunlar›olarak hangi konular öne ç›k›yor. Bunlar›n çözü-mü için at›lacak ya da at›labilecek ad›mlar neler-dir?Z.Ü.: Komisyona ulaflan baflvurular aras›n-da en fazla flikâyet önceki y›llarda oldu¤ugibi yarg›ya iliflkin olup “yarg› kararlar›n-
dan memnuniyetsizlik” alt bafll›¤› ilk s›ra-dad›r. Bu baflvurular›n ço¤unda adli so-ruflturman›n yetersiz oldu¤u, adil bir yarg›-lama yap›lmad›¤›, tarafl› davran›ld›¤› gibiflikâyetler yer almaktad›r. “Davan›n sonuç-land›r›lmas› talebi”, “sal›verilme talebi”,“bireysel ve genel af ile cezan›n ertelen-mesi talepleri” de yarg›ya iliflkin sorunlariçerisinde önde gelen di¤er flikâyet konu-lar›d›r. Ancak kuvvetler ayr›l›¤› ve yarg›ba¤›ms›zl›¤› ilkeleri gere¤i bu tür baflvuru-lara Komisyon taraf›ndan herhangi bir in-
27
RÖPORTAJ
celeme ifllemi bafllat›lmamakta ve bu du-rum baflvurucuya gerekçesi ile bildirilmek-tedir.
Komisyona gelen baflvurularda ikinci enfazla flikâyet konusu cezaevlerindeki so-runlard›r. “Keyfi tutum ve ifllemlerin varl›¤›”iddialar› ile “cezaevindeki koflullardan fli-kâyet” en fazla yak›n›lan konulard›r. Ceza-evleri koflullar›n›n iyilefltirilmesi taleplerikapsam›nda ilk olarak göze çarpan konuceza ve tutukevlerinin kapasitesinin üze-rinde tutuklu ve hükümlü bulunmas›ndando¤an olumsuzluklar›n giderilmesi mese-lesidir. Gerçekten ceza infaz kurumlar›n›nmevcut yap›s›, y›llar içerisindeki iyilefltir-melere ra¤men, afl›r› doluluk nedeniyleçeflitli s›k›nt›lara neden olmaktad›r.
Bu arada flunu hemen belirtmem gerekirki, Komisyona gelen baflvurular›n hepsiortada gerçekten bir ihlal oldu¤u anlam›nagelmiyor. Burada yap›lan sadece iddialar›ortaya koymakt›r. Ama komisyona gelenbaflvurular içinde adil yarg›lanma hakk› ilecezaevlerindeki sorunlara iliflkin flikâyetleraç›k bir farkla en üst s›rada duruyor. Dola-y›s›yla bu iki alanda da çözüm zaten her-kesin kabul etti¤i reformlar› gerçeklefltir-mekten geçiyor.
Adalet Reformu noktas›nda hükümetin yü-rüttü¤ü bir çal›flma var, biliyorsunuz. Bun-lara iliflkin yasal düzenlemeler flu andaMeclisin gündeminde. Burada sa¤lanacakbir iyileflme cezaevlerindeki hükümlü vetutuklu say›s›n› da etkileyecek ve say›lar›n-da bir düflüfl olacakt›r. Bunun yan›nda di-¤er flikâyetler için Adalet Bakanl›¤›’n›nyapmas› gereken bir tak›m çal›flmalar var.Biz TBMM ‹nsan Haklar›n› ‹nceleme Ko-misyonu olarak, gerek askeri cezaevlerin-de gerekse di¤erlerinde incelemelerimizisürdürüyoruz ve tespitlerimizi kamuoyunada Adalet Bakanl›¤›’na da iletiyoruz.
Öte yandan, “BM ‹flkenceye Karfl› Sözlefl-me’ye Ek ‹htiyari Protokol’ü 14 Eylül 2005tarihinde imzalam›fl olup, onaylanmas› içinhükümet taraf›ndan 30 Eylül 2009’da Mec-
lis’e sevk edilmifltir. Bu tasar›n›n kanunla-flarak yürürlü¤e girmesi önem arz ediyor.Zira bu protokolün onaylanmas›yla birlikteiflkence ve kötü muameleyle mücadeleninuluslararas› denetim boyutu daha da pe-kiflmifl olacakt›r. Ayr›ca baflta da belirtti-¤im gibi, Anayasa Mahkemesine BireyselBaflvuru Hakk›n›n getirilmesi, Kamu De-netçili¤i Kurumu’nun oluflturulmas›, Bafl-bakanl›k ‹nsan Haklar› Baflkanl›¤›’n›n yenibir düzenlemeyle daha özerk bir hale geti-rilmesi de Türkiye’de çok k›sa bir süredehak arama olanaklar›n› bir hayli artt›rm›flolacakt›r.
A.‹.: Türkiye’de sivil toplumun bugün ulaflt›¤›seviyeyi ve demokratikleflme aç›s›ndan önemininas›l de¤erlendiriyorsunuz?Z.Ü.:Demokrasilerde egemenlik halka aittir.Günümüz ça¤dafl demokrasilerinde halkbu egemenli¤ini temsilcileri eliyle kullan›r.Ayr›ca dernekler, vak›flar, sendikalar, oda-lar, birlikler, platformlar oluflturarak örgüt-lenir ve amaçlar› do¤rultusunda faaliyetgösterir. Bu noktada önemli olan, örgüt-lenme ve ifade özgürlükleri önündeki en-gellerin kald›r›lmas› ve sivil toplumun ge-liflmesinin desteklenmesidir.
2004 y›l›nda 5253 say›l› Dernekler Kanu-nu’nun yürürlü¤e girmesiyle, demokratikbir yönetimin hayata geçirilmesi, sivil top-lumun güçlenmesi ve örgütlenme özgürlü-¤ünün sa¤lanmas› amac›yla önemli birad›m at›ld›. Bu sayede dernek kurma hak-k›na getirilen k›s›tlamalar kald›r›larak, Av-rupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi’ne uygunolarak örgütlenme özgürlü¤ü sa¤land›.Bundan önce, aç›k fleffaf ve hesap verenyönetim anlay›fl›n›n gere¤i olarak 2003’teBilgi Edinme Hakk› Kanunu ç›kar›lm›flt›.Toplant› ve gösteri yürüyüflü düzenlemehakk›n›n kullan›m›n›n daha demokratik te-mele dayand›r›lmas› için de bir tak›m yasade¤ifliklikleri yap›lm›flt›. Bunlara 2008 y›l›n-da kabul edilen yeni Vak›flar Kanunu’nuda ekleyebiliriz. Az önce belirtti¤im gibison Anayasa de¤ifliklikleriyle sendikal öz-gürlüklerin önündeki bir tak›m engeller dekald›r›ld›. Ayr›ca Ekonomik ve Sosyal Kon-
sey, Anayasal bir kurum haline getirildi.Böylece esnaf›n, sanatkâr›n, tüccar›n vesanayicinin hükümetin sosyal ve ekonomikpolitikalar›nda söz sahibi olmas›na olanaktan›nd›. Bunlar›n yans›malar›n› önümüzde-ki dönemde daha net olarak görece¤iz.Türkiye’de sivil toplumun bütün bu düzen-lemelerden sonra çok daha etkin bir halegelece¤i muhakkakt›r. Türkiye’de sivil top-lumun belirli bir geliflme düzeyine ulaflt›¤›muhakkak. Fakat geliflmifl ülkelerdeki siviltoplumun etkinli¤ini veri al›rsak, ülkemizdebu alanda daha al›nacak çok mesafe ol-du¤u söylenebilir.
A.‹.: ‹ktidar partisine mensup bir milletvekili ola-rak ülkemizin ulaflt›¤› maddi kalk›nma düzeyi vetemel ekonomik sorunlar›n çözümü için yap›lançal›flmalar hakk›nda ne düflünüyorsunuz?Z.Ü.:Bir kere flunu herkes kabul ediyor;Türkiye’de son 8 y›ld›r oluflan güven ve is-tikrar ortam› ile Avrupa Birli¤i’ne tam üye-lik hedefinin samimi bir çabaya dönüflme-si, hem uluslararas› platformda hem deekonomide ülkemizi dünyada üst düzeyle-re ç›kard›. Bunda Hükümetimizin baflar›l›ve ak›lc› politikalar›n›n katk›s› büyük… Tür-kiye dünyan›n 26. büyük ekonomisiykenflimdi 17. büyük ekonomi haline geldi. IMFile yeni bir anlaflma yapmaya gerek duy-mad›k. Bu, kendi ekonomik ve mali politi-kalar›m›z› kendi halk›m›z›n ç›karlar›na görebelirleyebilme özgürlü¤ü getirdi. Komflula-r›m›zla s›f›r sorun politikas› izliyoruz ve bu-nu e¤ilip bükülmeden yap›yoruz. Bütündünya Ak Parti döneminde Türkiye’ninönemini çok daha net bir flekilde gördü.Bunlar›n d›fl›nda sa¤l›k, e¤itim, ulaflt›rmave di¤er alanlarda kaydedilen geliflmelerinsan›m›z›n yaflam kalitesini önemli ölçüdeyükseltti.
Önümüzdeki en önemli sorun, iflsizli¤inazalt›lmas› ve gelirin daha adil bir flekildeda¤›t›lmas›n›n sa¤lanmas›d›r. Bunun içinde gerek bölgesel ve sektörsel teflvik poli-tikalar›yla gerekse sosyal ve mali politika-larla ciddi bir çaba sarf edilmektedir.
28
RÖPORTAJ
Geliflmifllik demokrasi veSTK’lar aras›nda
çok önemli bir ba¤ vard›r.
Mehmet ÇERÇ‹AK Parti Manisa Milletvekili
29
RÖPORTAJ
Ayla İSPİR : Sayın Çerci Neden siyasetçioldunuz?Mehmet ÇERC‹: Siyaset ülkemize ve mil-
letimize hizmet etmenin yegâne yoludur.
Ülkemizin geliflmesi ve kalk›nmas› için
herkesin elini tafl›n alt›na koymas› gerekir.
Bunun için de çeflitli yollar vard›r; ancak
bu yollar›n en önemlisi siyasettir. Bu
amaçla siyasete at›ld›m. Bizler siyaseti bir
meslek olarak de¤il bir mesuliyet olarak
görüyoruz.
A.İ.: Milletvekili olarak birçok etkinliğe katı-lıyorsunuz. Siyasi yaşantınız aile hayatını-zı etkiliyor mu?M.Ç.: Do¤al olarak siyasetle u¤rafl›yorsa-
n›z bir bütün olarak ülkenin de bir ferdi
olarak vatandafl›n derdiyle dertlenmek zo-
rundas›n›z. Ülkenin sorunlar› ve bu sorun-
lara çözüm yollar› bulmak, u¤rafl›y› ve za-
man ay›rmay› gerektirir. Bu zaman, genel-
likle insan›n kendisinden ve en yak›nlar›n-
dan feragat ederek art›rd›¤› zamanla
mümkün olabiliyor. Bu durumda hem ken-
di yaflant›n›z hem de aile hayat›n›z olum-
suz etkileniyor. Fakat bu ifl gönül ifli. Ken-
dinizi ülkenize milletinize adam›flsan›z bu
durum sizin ve aileniz için sorun olmaz.
Sadece biraz özveriye ihtiyaç var.
A.i.: Halkın içinde bulunup onların arasın-da dolaşmayı seviyor musunuz ?M.Ç.: Siyaset anlay›fl›m›z gere¤i hep hal-
k›n içindeydik ve hep halk›n içinde olaca-
¤›z. Sorunlar›n yerinde tespiti, çözüm yol-
lar›n›n sahada belirlenmesi ve bu sürece
halk›n kat›l›m› ancak iç içe olmaya ba¤l›-
d›r. Halktan kopuk siyaset düflünülemeye-
ce¤i gibi halktan kopuk siyasetçi de düflü-
nülemez. fiunu unutmayal›m; Biz bu halk›n
bir parças›y›z, onlar›n içinden geldik ve yi-
ne onlar›n yan›na dönece¤iz.
A.İ.:Siyasi tecrübelerinize dayanarak Mani-sa’nın geleceğini nasıl görüyorsunuz ?M.Ç.: Bir bütün olarak Türkiye’yi ele ald›¤›-
m›zda Manisa ilimiz oldukça iyi konumda-
d›r. Fakat yap›lan iflin kötüsü olmaz. Ama
her zaman daha iyisi olur. Manisa’m›z bir-
çok konuda ülkemizin kalbi konumunda-
d›r. Sanayisi, istihdam›, e¤itimi, kültürü, ta-
r›m›, ekonomiye katk›s› noktas›nda gelifl-
mifl illerimiz aras›ndad›r. Bu geliflmifllikte
illerimiz aras›nda ilk 10 ilimiz içerisindedir.
Türkiye’nin topyekûn kalk›nmas›nda önem-
li bir yere sahip olan Manisa ilimiz hem bu
sürece katk› sundu¤u gibi hem de bu sü-
recin sonuçlar›ndan istifade etmektedir.
Mevcut durumuna nazaran; Manisa ilimi-
zin potansiyeli çok daha fazlad›r ve öne-
mini her geçen gün göstermektedir.
A.i.:Manisa ile irtibatınız ne durumda, han-gi sıklıkla ziyaret edersiniz ?M.Ç.: Bu konuda oldukça iddial› oldu¤u-
mu söylemek isterim. fiöyle ki; arzulanan
ve olmas› gereken siyasetçi gibi davran›fl
sergilemekteyiz. ‹ki dönemdir ilimizi temsi-
len milletvekiliyim ve istisnas›z haftan›n 3
gününü Ankara’da 4 gününü Manisa ilinde
geçirdik. Bunu olumlu sonuçlar›n› flahs›m
olarak hissetti¤im gibi Manisa lehine de
olumlu sonuçlar do¤urdu¤unu düflünüyo-
rum. En az›ndan halk her zaman siyasetçi-
sini yan›nda görmek imkân›na kavufltu.
“Siyaset ülkemizeve milletimize hiz-met etmenin yegâneyoludur”A.İ.:Manisa’da birçok etkin sivil toplum ku-ruluşları var bu kuruluşları ve çalışmalarınınasıl değerlendiriyorsunuz ?
M.Ç.: Manisa iline yapm›fl oldu¤um s›k zi-
yaretlerimiz sonucu birçok Sivil Toplum
Kuruluflumuzun çal›flmalar›na ve program-
lar›na kat›labilme f›rsat› bulabildik. Manisa
ilimizin geliflmiflli¤i ile do¤ru orant›l› olarak
geliflmifl bir sivil toplu kuruluflu yap›s› var-
d›r. Ulusal ölçekte faaliyette bulunan STK
lar›n hemen hemen hepsinin Manisa’da
temsilcili¤i veya flubesi oldu¤u gibi Mani-
sa’ya özel STK’lar da mevcuttur. Bu konu
bizim içinde çok önemlidir. Bu konuda
“Manisa’da Sivil Toplum Kurulufllar›n›n sa-
y›s›n›n ve etkinli¤inin art›r›lmas›” konulu
sempozyum organize etmifltik. STK lar›n
birçok program›na kat›lan biri olarak gelifl-
mifllik demokrasi ve STK lar aras›nda çok
önemli bir ba¤ vard›r.
A.İ.:Zaman ay›r›p sizleri tan›ma imkan›
sundu¤unuz için çok teflekkür ederiz. Son
olarak TÜMB‹AD arac›l›¤› ile Manisa halk›-
na iletmek istedikleriniz nelerdir?
M.Ç.; As›l bu imkan› verdi¤iniz için ben si-
ze teflekkür ederim. Umar›m Manisa halk›-
na bu geçen süre zarf›nda faydal› olabil-
miflizdir. ‹nsan›m›z her fleyin en iyisine la-
y›kt›r. Bir de Manisa’y› tan›tan bir yay›n ya-
pars›n›z çok sevinirim.
30
RÖPORTAJ
Kas›m Keremullah CEYLAN kimdir?
Kas›m Keramullah Ceylan 1959 tarihinde Kurta-
lan’da do¤du.
‹lk ve orta ö¤reniminin ard›ndan 1977-78 ö¤re-
tim y›l›nda Siirt E¤itim Enstitüsünde bir y›l ö¤re-
nim gördü. 1979 y›l›nda 9 Eylül Üniversitesi ‹k-
tisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesini kazand›. 1983
y›l›nda mezun oldu.
Daha sonra ‹stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslar aras› ‹liflkiler
Ana Bilim Dal›nda yüksek lisans yapt›.
1986-1987 y›llar› aras›nda ‹ngiltere’nin Brighton
flehri Regent School’da lisan ö¤renimi gördü.
1987 y›l›ndan itibaren ticari ve zirai faaliyetler
içerisinde bulundu. ‹yi düzeyde ‹ngilizce bilmek-
tedir. Evli ve 3 çocuk babas›d›r. 1996 y›l›ndan
beri ailesi ile birlikte Siirt merkezinde ikamet et-
mektedir.
Ayla ‹spir: Neden TÜMB‹AD’ das›n›z?
Keremullah Ceylan: De¤iflik meslek grup-
lar›ndan yüzlerce üyesi bulunan ve de¤erli
bürokrat ve ifladamlar›ndan müteflekkil bir
kurulufl olan TÜMB‹AD’›n çal›flmalar› ülke-
mizin tüm bölgelerini kapsamaktad›r. Ül-
kemizin bütünlü¤ü noktas›nda ana ilkeleri
bulunan bu platformun çözüm üretmedeki
kararl›l›klar› ve samimiyetleri toplumumu-
zun tüm kesimleri taraf›ndan takdirle karfl›-
lanmaktad›r. Bir nefer olarak katk› sunabil-
mek ad›na TÜMB‹AD’day›m.
A.‹.: Siirt’in gelece¤iyle ilgili temel düflünceleri-
niz nelerdir?
K.c.: Siirt kozmopolit etnik yap›s› itibariyle
yüzy›llard›r ortaklafla bir yaflam alan› içeri-
sinde halklar aras›nda güzel bir birliktelik
yaflam›fl nadir bir Güneydo¤u Anadolu
kentidir. Bundan sonras› için gelecek ne-
sillerimize bu kardeflli¤in devam›n› sa¤la-
mada toplumumuzun her kesimine önemli
görevler düflmektedir. Kendi pay›ma böl-
genin sosyo-kültürel yap›s› içerisinde top-
lumun de¤iflik katmanlar› aras›nda iyi-kötü
günlerinde sorunlar›na karfl› çözüm nokta-
s›nda katk› sunmada bir aile büyü¤ü ola-
rak sorumluluktan kaçmad›m. Yaflam›m
boyunca gerek siyasi, gerek ekonomik
gerekse sosyal yaflam›n her alan›nda sü-
rekli aktif bir rol olmaya gayret gösterdim.
Yaflad›¤›m bu kentte ekonomik alanda gi-
riflimcili¤i canland›rmak için hayvanc›l›k,
“Anlarsa uza¤›m yak›n›md›r,Anlamazsayak›n›m uza¤›md›r”
TÜMB‹AD Platformu Dergisi’nin 2.say›s›ndaki konu¤umuz; ül-kemizin ücra kentlerinden biri olan ve turizm kitaplar›nda “Be-yaz Kent” olarak tan›mlanan Siirt’ten Kas›m Keremullah CEY-LAN’d›r. TÜMB‹AD’›n Tar›m Komisyonu Baflkanl›¤› göreviniyürüten Say›n Ceylan, 2009 Yerel seçimlerde AK Parti’nin SiirtBelediye Baflkan aday› idi. 2011 Genel Seçimlerinde AK Par-ti’den Siirt Milletvekili adayl›¤› için kollar› s›vam›fl deneyimli birsiyasetçi olmas›n›n yan› s›ra tar›m, hayvanc›l›k ve bunlara da-yal› sanayi alan›nda da flehrin geliflimine katk› sunan baflar›l›bir müteflebbis ve ifladam›d›r. Kas›m Keremullah CEYLAN
TÜMB‹AD Tar›m Komisyon Baflkan›
31
RÖPORTAJ
tar›msal ve bunlara dayal› sanayi yat›r›m-
lar›m› Siirt’te yapt›m.
A.‹.: Siirtli olmayan yat›r›mc›lar›n Siirt’i nas›l ele
almas› gerekir?
K.C.: Siirt tar›m, hayvanc›l›k ve bunlara da-
yal› sanayi, petrol, madencilik ve inanç tu-
rizmi alan›nda yüksek potansiyele sahip
bakir bir bölgedir. Bu potansiyelin de¤er-
lendirilebilmesi için öncelikle son durak ol-
maktan kurtar›lmas› gerekmektedir. Bunun
için Siirt-Pervari-Van karayolu ve Siirt-
Eruh-fi›rnak-Habur karayolu ile Siirt-Ba¤-
dat Demiryolu’nun bir an önce bitirilmesi
gerekmektedir.
Böylece bölge ekonomisi için önemli bir
maliyet arz eden ulafl›m sorununu çöze-
cek ve yat›r›mc›ya göz k›rpan önemli bir
cazibe kenti haline gelecektir. Do¤algaz›n
flehrimize gelmesi için çal›flmalar tamam-
lanmak üzeredir. Hükümetimizin Güney-
do¤u’ya sa¤lam›fl oldu¤u ekonomik ve
sosyal destekleri Siirt d›fl›ndaki yat›r›mc›la-
r› teflvik etmektedir. Cümlemin bafl›nda da
belirtti¤im üzere, özellikle tar›m, hayvanc›-
l›k ve bunlara dayal› sanayi, petrol, ma-
dencilik ve inanç turizmi alanlar›nda Siirt
kazançl› bir flehirdir.
A.‹.: Ticari yaflam d›fl›nda Siirt’in Türkiye geneli-
ne tafl›yabilece¤i sosyal ve kültürel alanlar› bu-
lunuyor mu?
K.C.: Olmaz m›? ‹limiz Siirt’in önemli bir ha-
ber sitesi olan Siirtliler.net taraf›ndan gün-
deme getirilen iki proje var ki bunlar›n Tür-
kiye gündemine oturmas› gerekti¤ine ina-
n›yoruz. Anneye sevgi ve hürmet denilin-
ce ilk akla gelen örneklerimizden Hz.Vey-
sel Karani’nin türbegah› Siirt’tedir. Her y›l
May›s ay›nda kutlanan Anneler Günü’nde
Veysel Karani hazretleri Türkiye genelinde
anlat›lmal›d›r. Erzurumlu ‹brahim Hakk›
hazretleri Siirt’in Tillo ilçesinde metfundur.
Hocas› ‹smail Fakirullah hazretlerine olan
muhabbetinden dolay› yapm›fl oldu¤u ve
görenleri hayretler içerisinde b›rakan Ka-
let’ül Üstad ö¤retmene olan sevgi ve say-
g›n›n müthifl bir eseridir. Ö¤retmen sevgi-
sinin en iyi anlat›labilece¤i bu örnek 24
Kas›m Ö¤retmenler Günü’nde ülkemiz ge-
nelinde dile getirilmelidir.
A.‹.: Önümüzdeki seçimlerde milletvekili olma
yönünde gayretleriniz bulunuyor. Niçin AK Parti
diye sorsak?
K.C.: Çünkü AK Parti ve partiyle özdefllefl-
mifl olan Baflbakan›m›z say›n Recep Tay-
yip Erdo¤an, Türkiye için bir alternatif parti
olmaktan ziyade flahs›mca önemli bir ge-
rekliliktir. Türkiye’de yaflayan vatandaflla-
r›n do¤usundan bat›s›na, kuzeyinden gü-
neyine herkese önemli bir heyecan ve gü-
ven ortam› sa¤lad›¤›n› söyleyebiliriz. Bafl-
bakan›m›z›n bu heyecan› ülke içindeki is-
tikrar kadar ülke d›fl›ndaki istikrara da yan-
s›maktad›r.
Düflünün ki tüm komflu ülkelerine düflman
gözüyle bakan bir ülke konumundayken
bugün s›n›rlar kald›r›l›p, serbest dolafl›m
hakk› tan›man›n yollar› aç›lmaktad›r. Hake-
za Dünya ülkelerinin mali krizlerle bo¤ufl-
tu¤u bir dönemde ülkemizin ekonomik is-
tikrar›n› ve büyümesini sürdürmesi, de-
mokratik geliflmeyle birlikte paralel olarak
ilerlemektedir. Bu istikrar› sa¤layan bir
parti ihtiyaç de¤il de nedir?
A.‹.: Son olarak ne söylemek ister siniz?
K.C.: ‹limizin markas› olan astronomi, fizik,
kimya bilim dallar›nda önemli çal›flmalar›
bulunan ‹smail Fakirullah hazretlerinin bir
sözünü hat›rlatmak istiyorum. ‹smail Faki-
rullah hazretleri “anlarsa uza¤›m yak›n›m-
d›r, anlamazsa yak›n›m uza¤›md›r” demifl-
tir. Birbirini anlayan, anlamaya çal›flan bi-
reylerin bulufltu¤u platform olan TÜMB‹-
AD’›n çal›flanlar›na, yöneticilerine sayg›la-
r›m› sevgilerimi sunarken, platformumuzu
Siirt’e gelmeye davet ediyorum.
32
MAKALE
Kamu Diplomasisi, ülke ç›karlar›n› ve ide-allerini hükümetler ötesinde yabanc› ka-muoylar›na ulaflt›rmak, iletmektir.
‹nsanlar günümüzde, tarihte herhangi birzamandan daha çok, hükümetlerin ifl veifllemlerini flekillendirme gücüne sahiptir-ler. Bu da Kamu Diplomasisini ülke ç›kar-lar› aç›s›ndan hükümetler aras›ndaki diplo-matik iliflkiler kadar önemli bir alan halinegetirmektedir.
Hükümetler de artan bir flekilde kamuoyla-r›n›n olaylar› ve kararlar› etkilemede dahabüyük güce sahip oldu¤unu anlamakta veyabanc› kamuoylar› ile iletiflimin, diploma-tik nota teatisinden daha fazla etki yapt›¤›-n›n fark›na varmaktad›r.
Bugün hükümetler e¤er politikalar›nda ba-flar›l› olmak istiyorlarsa, liderlerin ve di¤erülkelerdeki insanlar›n, sivil toplum unsurla-r›n›n deste¤ini elde etmek zorundad›rlar.Hükümetler, ülke içindeki seçmen bask›la-r›yla ve di¤er hükümetler üzerindeki ka-muoyu bask›lar›n›n sonuçlar› ile bafl etmekzorundad›rlar. Hükümetler, çok tarafl› ku-rulufllardaki politikalar için koalisyonlar›seferber etmek, destek sa¤lamak zorun-dad›rlar. Çünkü ülke içinde söyledikleriher fley an›nda yurt d›fl›nda da ö¤renil-mektedir. Politika aç›klamalar›n›n tutarl› vehem iç kamuoyuna ve hem de d›fl kamu-oyuna karfl› inand›r›c› olmas› zorunludur.
21. yüzy›lda ülkeleri çevreleyen uluslarara-s› ortam›n gerçekleri, ciddi de¤iflim ve dö-nüflümler göstermeye bafllam›flt›r: ‹letiflimdevrimi ile yüzy›llar›n bilgi ve teknoloji evri-mini prati¤e geçirme flans› bulan toplum-lar yan›nda, önce iki kutuplu, sonra tek ku-tuplu gibi görünen dünya düzenindeki be-lirsizliklere flimdi bir de küresel ekonomikkriz eklenmifl, ülkelerin ve devletlerin ken-
dilerini tan›tma konusundaki perspektiflerive politikalar› göreceli olarak arka planadüflmüfl gözükmektedir.
Ülkeler kamu diplomasini yeterince etkinve güçlü araçlarla, kurumsallaflmalarla veörgütlenme ile yürütme konusunda çoküstün bir baflar› modeli ortaya koyabilmiflde¤illerdir.
De¤iflim programlar›, kanaat önderlerininetkilenmeye çal›fl›lmas› vb. etkinlikler, bualana ayr›lan kaynaklar›n s›n›rl›l›¤› nede-niyle, hemen hiç bir ülkede kapsaml› vegüçlü bir mekanizma yaratamam›flt›r. De-¤iflim programlar›ndan, burslardan, ziya-ret programlar›ndan yararlanan kiflilere yö-nelik daha sonra yap›lmas› gereken izle-me çal›flmalar›, hemen hemen etkisiz de-necek düzeylerdedir. Kamu diplomasisi-nin, ülkelerin d›fl politikalar›nda çok önemlive öncü bir yeri oldu¤u kabul edilmelidir.
Ülkelerin tan›t›m› art›k yaln›zca diplomatla-r›n görevi olmaktan ç›km›flt›r. Sivil ToplumKurulufllar›, ifladamlar›, sanatç›lar, gazete-ciler, ö¤renciler ve daha kim varsa, baflkabir ülke kamuoyunu etkileme flans› olanbütün kifli ve kurumlar, bir ülkenin olumlud›fl tan›t›m›nda de¤erli aktörler olarak ka-bul edilmektedir.
Kamu Diplomasisi, halkla iliflkilerden veyabas›nda iyi bir flekilde yer almaktan öte birfleydir. Kamu Diplomasisi, bir siyasal veekonomik gerekliliktir.
Yeni Gerçekler
Küreselleflmifl ‹letiflim: Enformasyonun bololdu¤u, sürekli iletiflimin yafland›¤› ve ge-çirgen s›n›rlar›n oldu¤u bir dünyada yafl›-yoruz. ‹letiflim Ça¤›, Sanayi Ça¤›n›n yerinialm›flt›r.
Televizyon, dünyan›n ço¤u yerinde anahaber ve bilgi kayna¤›d›r. Uydu televizyo-nu, birçok geliflmekte olan ülkede bile ço-¤u kiflinin olanaklar› içindedir.
Say›sal telekomünikasyon, fiber optik veyüksek kapasiteli uydu sistemleri, iletifli-min h›z›n› ve boyutunu dönüfltürmektedir.‹nternet, Küresel Enformasyon Altyap›s›n›nbelkemi¤i durumuna gelmektedir. Bununsonucu olarak ortaya ç›kanlar flunlard›r:
- Enformasyon h›z, çeflit ve niteli¤inde ar-t›fl - Çok az say›daki yap›mc›dan/üreticidenpek çok kullan›c›ya kontrol de¤iflikli¤i ilebirlikte artan ortak ba¤lanabilirlik - Mesaj bafl› giderin düflmesi ve etkinli¤inartmas› - Kolayca tan›mlanan ulusal kamuoylar›yerine çoklu, uzmanlaflm›fl kamuoylar›
Demokratikleflme: Son 20 y›lda demokra-siye geçen ülke say›s›nda ciddi bir art›flvard›r. Bu da halk›n hükümeti etkileme gü-cünde bugüne kadar görülmemifl bir ge-niflleme demektir.
‹dealler ve pratik bilgiler, demokrasi ve gi-riflimcilik gelene¤i olmayan yeni demokra-siler için hayati önem tafl›maktad›r. ‹deal-ler, çat›flmalarla bölünmüfl bölgelerde çokbüyük etki yapmaktad›rlar.
Serbest Pazarlar: Bugün serbest olmayan
Mesut fiENOLAraflt›rmac›-Yazar
ÜLKELER‹N DIfi TANITIMI ‹Ç‹N BAZI PERSPEKT‹FLER
VE ÜLKE MARKALAfiMASI
33
MAKALE
pazar say›s› pek azd›r. ‹nsanlar deneyim-leriyle pazar ekonomilerinin refaha ulafl-mada ve kiflisel f›rsatlar› kullanmada enetkin yol oldu¤u sonucuna varm›flt›r. ‹deo-lojik düflmanl›klar kaybolup gittikçe, ticaretve yat›r›m rekabeti uluslararas› politikalar›nmerkezine yerleflmektedir.
STK'lar: Uluslararas› iliflkiler daha h›zl› vekiflisel temelde yürümektedir. (S›n›rlar öte-sindeki insanlar aras›nda sürekli etkile-flim.) ‹fl, e¤itim, insani konular, e¤lence veher tür gönüllü faaliyetlerde büyüyen birSTK sektörü vard›r. Bu gerçeklerin d›fl po-litika ve Kamu Diplomasisi aç›s›ndan so-nuçlar› çok önemlidir.
- Hükümet iletiflimi daha çok rekabetlekarfl›laflmaktad›r. - H›zl› iletiflim, karar vericiler için düflünmezaman›n› büyük ölçüde azaltm›flt›r. - Daha çok say›da STK, daha önce hükü-met yetki alan›na giren de¤iflim ve demok-ratikleflme faaliyetlerini yürütmekte, d›fliliflkiler kurulufllar› kendi rollerini yenidende¤erlendirmektedirler.
Ülke Markalaflmas› Çal›flmalar›Son y›llarda ülkelerin de özel sektör kuru-lufllar› gibi bir marka ve imaj yaratma ça-bas› içine girdikleri gözleniyor. Peter vanHam’›n ‘’Markal› Devletin Ortaya Ç›k›fl›’’(The Rise of the Brand State) bafll›kl› ma-kalesi, imaj ve tan›nm›fll›¤›n post modernpolitikalar›n› ele al›yor. Ham’e göre art›k ül-keler son y›llarda kendilerini insanlar›nduygusal bir boyutla özdefllefltirme yönün-de do¤rudan reklâm çabalar›na kalk›fl›yor-lar. Bu flekilde bak›ld›¤›nda örne¤in Sin-gapur ve ‹rlanda art›k yaln›zca yerleri hari-talarda güçlükle bulunan ülkeler olmaktanç›k›yor. Markal› ülke ve devletler olma yo-lunda küresel çapta uygulad›klar› reklâmve tan›t›m kampanyalar› onlar› art›k baflkakategorilere ç›kart›yor.
Markalaflma ve tan›nm›fll›k günümüzdeyaln›zca devletlerin, ülkelerin de¤il, bölge-lerin, flehirlerin, flirketlerin, kurulufllar›n vehatta kiflilerin kendilerini profesyonelce ve
ileri sat›fl ve pazarlama teknikleri kullana-rak yürütmeye çal›flt›klar› konseptler vestratejiler olarak uygulama alanlar› bulu-yor.
Markalaflman›n öneminin anlafl›lmas›ylaart›k devletler ve ülkeler, kendi imajlar›-na/markalar›na ve tan›nm›fll›klar›na dahaçok de¤ er veriyorlar. Küreselleflmenin vemedyan›n etkisiyle marka ve imaj konu-sundaki boflluklar ve gereksinimler dahaçabuk hissediliyor.
Burada ‘’Güney Afrika Markas›’’ndan sorumluGüney Afrika Uluslararas› Pazarlama Kon-seyi Yürütme Kurulu Baflkan› YvonneJohnston’un ‘’Güney Afrika-Ülke Örnekola-y›’’ makalesinde belirtti¤i aflama ve strate-jileri gerçekten bu alandaki örnek çal›flma-lardan birisi olarak de¤erlendirmek ola-nakl›.
2000 y›l›nda kurulan Güney Afrika Ulusla-raras› Pazarlama Konseyi, Güney Afri-ka’n›n pozitif ve güçlü bir marka gereksini-mi üzerine kurulmufltu. Özellikle kurulufly›llar›nda, ülkenin dünya çap›nda yayg›nimaj›/markas› alg›lamalar› ile gerçekleraras›nda büyük uçurumlar vard›. Konsey’everilen görev, Güney Afrika’y› yat›r›m po-tansiyeli, kredibilitesi, ihracat f›rsatlar›, tu-rizm potansiyeli ve uluslararas› iliflkiler yö-nünden güçlü/kendisini kabul ettiren birülke markas›n›n oluflmas›n› sa¤lamakt›.Konsey çal›flmalar› sonunda flu dört afla-mal› ifl program›n› kabul etti:
1. Güney Afrika’y› temsil edecek bir ANAMARKA oluflturulmas› 2. Ana marka ile alt markalar (turizm, ifldünyas› gibi) aras›ndaki iliflkileri belirleyenMARKA M‹MAR‹S‹nin oluflturulmas› 3. Konseyin hedeflerini gerçeklefltirmesin-de yol gösterici olarak STRATEJ‹nin belir-lenmesi ve 4. Sürecin izlenmesi ve gözden geçirilme-si
Yap›lan uzun araflt›rma, anket ve de¤er-lendirmelerden sonra Güney Afrika’n›n
ana marka slogan› olarak GÜNEY AFR‹-KA, FIRSATLARIYLA CAPCANLI ortayaç›kt›.
Bu marka slogana var›fltaki de¤erlendirmead›mlar› ise özetle flöyle:
- REKABETÇ‹ ORTAM: Kendimize güvenlibir flekilde hedeflenen küresel oyuncular›nbizimle ticaret, turizm ve yat›r›m alanlar›n-da ortakl›k yapmas› için çaba gösterme(‹fl ve turizm alanlar›ndaki özel hedeflerbelirlenecek) - HEDEFLER: Güney Afrikal›lar›n yaflamkalitesine katk› sa¤layacak Güney Afrikaiçinde veya dünyan›n herhangi bir yerindeyaflayan herkes (Özellikle kanaat önderle-ri, karar vericiler ve yurt içinde ve d›fl›ndayaflayan Güney Afrikal›lar) - ‹NSAN GERÇE⁄‹: Gittikçe daha çok ka-bul gören bir fark edifle göre, dünyan›ndominant güçleri art›k sorunlara çözümbulmada her zaman baflar›l› olam›yorlar.Daha iyi yar›nlar› arayan dünyada baflar›,bütün insanlar›n ihtiyaçlar›n›n baflar›l› veyarat›c› bir flekilde karfl›lanmas›nda yat›-yor.
- YARARLAR: Fonksiyonel ve duygusalyararlar - DE⁄ERLER VE K‹fi‹L‹K: Sunulan de¤er-ler ve özgün kiflilik/karakter - ‹NANMA GEREKÇELER‹: Neden dolay›önerilenlere inanmak gerekir.
- D‹⁄ERLER‹NDEN AYIRAN ÖZELL‹KLER:Güney Afrika, Afrika’n›n Güney ucunda,bütün dünyaya, bizim özgün olanaklar›-m›zla hayat› daya da canland›ran f›rsatlaryaratarak yeni yol ve yöntemleri sunma,yeni yaflam tarzlar›n› esinlendirme gücünesahiptir.
- GÜNEY AFR‹KA: FIRSATLARIYLA CAP-CANLI
Ne dersiniz? Türkiye için marka çal›flmas›yapanlar acaba Güney Afrika örne¤ini bili-yorlar m›?
34
RÖPORTAJ
Fethi O¤uz Eyübo¤lu sosyal hayatla sü-rekli aktif oldu. Akçaabatl›lar Vakf› GenelSekreterli¤i, Avc›lar Derne¤i Baflkan Yar-d›mc›l›¤›, Do¤a ve Hayvanlar›n korunmas›ile ilgili çeflitli sivil toplum kurulufllar›ndagörev yapt›. Bireysel çal›flma yerine insan-larla iletiflim içinde olmay› tercih etti.
Fethi O¤uz Eyübo¤lu “Ben, ‹nsanlar›n so-runlar›n› dinlemek, onlara çözüm önerilerisunmak ve yard›mc› olmak için çal›flmal›-y›m” sözleri ile siyasete ve dan›flmanl›¤abafllamas›n›n hikâyesini de flöyle anlatma-ya bafllad›: “1990 y›l›nda siyaset girmeyekarar verdim. Yaflad›¤›m beldenin beledi-ye olmas› kararlaflt›r›l›nca Trabzon, Akçaa-bat-Sö¤ütlü Beldesi DYP Belde teflkilat›n›kurdum ve 1992 Aral›k ay›na kadar BeldeBaflkanl›¤› görevini yürüttüm. 1992 ’ nin
sonunda zaman›n Spordan Sorumlu Dev-let Bakan› Mehmet Ali Y›lmaz’›n teklifi üze-rine Bakan Dan›flman› olarak memuriyethayat›m bafllad›.
Befl dönemdir (19. 20. 21. 22. 23.Dönem)devam eden dan›flmanl›k görevimde; Ba-kan Dan›flmanl›¤›, TBMM Baflkanl›k Diva-n›nda; ‹dare Amiri ve Kâtip Üye Dan›fl-manl›¤›, Grup Baflkanl›¤›nda; Grup Bafl-kanvekili Dan›flmanl›¤› ve Milletvekili Da-n›flmanl›¤› olmak üzere her kademede gö-rev yapt›m.”
Dan›flman›n görevleri nedir?Asl›nda TBMM’de dan›flmanl›¤›n ayr›nt›l›bir meslek tan›m› yok,” Milletvekilinin ver-di¤i görevleri yapar” deniyor. Siyasetçile-rin yan›nda resmen siyaset yapman›n ya-
sak oldu¤u bir ifli yap›yoruz. Görev alan›-n›z› ve tan›m›n›z› çal›flt›¤›n›z milletvekili be-lirliyor. E¤er verimli bir uyumluluk sa¤la-d›ysan›z devam ediyorsunuz. Tabii buradainsani iliflkiler birinci öncelik.
Ne gibi insani iliflkiler?Sab›rl›, dinlemeyi bilen, s›r tutan, çabukkavrayan, dürüst ve empati yapabilen birinsan olmak zorundas›n›z. Dan›flmanl›kiçin baz› özellikleri do¤ufltan, baz›lar›n›nda e¤itim ve çal›flma hayat›nda edinirsi-niz.
Nas›l bir e¤itimden söz ediyorsunuz? Yüksekö¤renimini hangi alanda yapanlar daha baflar›l›olurlar?Sadece üniversite e¤itiminden bahsetmi-yorum. ‹lkokuldan bafllay›p, çal›flma haya-t›n›z boyunca devam eden bir süreçtensöz ediyorum. Yeni fleyler ö¤renmeye aç›kolmal›s›n›z. Merak›n›z hiç dinmemeli, dün-yaya aç›k olmal›s›n›z. Do¤ru iletiflim kur-mak için sürekli kendinizi yenilemelisiniz.Ne kadar donan›ml› olursan›z iflinizi o ka-dar mükemmel yapars›n›z. Dan›flmanl›ksan›ld›¤›n›n aksine “ne ifl olsa yapar›m ”zihniyeti ile yap›labilecek bir ifl de¤ildir.Sorumlulu¤unuzu ve s›n›r›n›z› iyi tayin et-meniz gerekmektedir.Dan›flman karar alan de¤il, do¤ru kararverilmesine katk› yapan insand›r. Son dö-nemlerde ülkemizde artan iflsizlik veya ifl
1963 y›l›nda Trabzon’da do¤du.Babas›n›n Subay olmas› nedeniy-le ‹lkö¤retimini Kocaeli’nde, Liseö¤reniminin yar›s›n› ‹stanbul Fe-
nerbahçe Lisesinde di¤er yar›s›n›ise Trabzon - Akçaabat lisesindetamamlayarak 1979 y›l›nda me-
zun oldu. 1980y›l›nda girdi¤i Karadeniz Teknik
Üniversitesi, Fatih E¤itim Fakülte-si, Sosyal Bilgiler Bölümünden,
Co¤rafya - Tarih ö¤retmeni olarak1985 y›l›nda mezun oldu.
Evli ve Anadolu Lisesi son s›n›ftaokuyan bir erkek çocuk babas›.
Fethi O¤uz EYÜPO⁄LUMilletvekili Dan›flman›
"DANIfiMAN KARAR ALAN DE⁄‹L,DO⁄RU KARAR VER‹LMES‹NEKATKI YAPAN ‹NSANDIR"
35
RÖPORTAJ
bulma güçlü¤ü nedeniyle Milletvekili Da-n›flmanl›¤›n›n ifl kap›s› – ifle atlama ç›tas›olarak görülmesi, Dan›flman olan arkadafl-lar›n yap› itibariyle ifle yatk›n olup olmad›k-lar›na bak›lmadan ne olursa yapar›m zihni-yetiyle göreve bafllamalar›, baz› zafiyetleriortaya ç›karm›flt›r. Burada yap›lan görevimeslek olarak kal›c› görmeyen, gelip geçi-ci gören arkadafllar›n ifli sahiplenmemele-ri, siyasi tecrübelerinin olmamas›, psikolo-jik yap›lar›n›n uygun olmamas› sorunlarç›kmas›na ve sürekli dan›flman sirkülâsyo-nuna sebep olmaktad›r. (Bunu belirtirkenarkadafllar›m›z›n büyük bir ço¤unlu¤u lay›-¤› ile görevlerini sürdürmektedirler.) Asl›n-da burada yapm›fl oldu¤umuz görev; ken-dine has incelikleri olan, bir meslek olaraksahiplenilmesi gereken bir görevdir. ‹lçeve ‹l delegesinin ne oldu¤unu, Kad›n veGençlik Kollar› Baflkan ve üyelerinin, Bel-de-‹lçe-‹l Baflkan ve üyelerinin görevlerini,her kademenin seçilme usullerini, yaflad›k-lar› zorluklar› bilmeden, TBMM’ne günlükgirifl yapan yaklafl›k onbinlerce ziyaretçi-nin sorunlar›n› dinlerken, Meclis’in vedevletin iflleyiflini, kurallar›n›, kanunlar›n›,yönetmeliklerini bilmeden çal›flt›¤›n›z Mil-letvekiline katk› sa¤layamazs›n›z.
Y›llard›r hep ayn› konular s›k›c› gelmiyor mu?Kesinlikle de¤il… Çal›flt›¤›n›z kifli ve kuru-mun ihtiyaçlar›na göre konumunuz ve ko-nular›n›z sürekli de¤iflmekte, ba¤l› oldu¤u-nuz Milletvekilinin görevinin gerektirdi¤i ih-tiyaçlar neyse siz de o konuda yo¤unlafl›r-s›n›z. TBMM Baflkanl›k divan›nda görevliMilletvekili ile Grup baflkanvekilinin ihti-yaçlar› farkl›d›r. Tar›m komisyonunda gö-revli Milletvekilinin çal›flt›¤› konu ile ‹nsanHaklar› Komisyonunda görevli Milletvekili-nin konular›n›n farkl› oldu¤u gibi. 2008’denbu yana birlikte çal›flmaktan onur duydu-¤um Antalya Milletvekili Say›n Abdurrah-man Ar›c›, futbol hakemi olmas›n›n etkisiy-le Milli E¤itim, Gençlik ve Spor Komisyonuüyesi, sporla daha yak›ndan ilgili hattaSporla ilgili ç›kan bütün kanunlar›n mutfa-¤›nda eme¤i var. Ve biz bütün sportif ge-liflmeleri yak›ndan takip etmek zorunday›z.
Muhalefet ile iktidar dan›flmanl›¤› aras›nda birfark var m›?Asl›nda özünde ayn›. Ufak-tefek farkl›l›klarvar tabii. ‹ktidar partisi dan›flmanl›¤› talep-lere cevap vermek, muhalefet dan›flman-lar›nda ise eksiklerin alt›n› çizmek daha önplandad›r. Esas itibariyle halk›m›z›n ikti-dar partisi milletvekilinden de, muhalefetpartisi milletvekilinden de beklentileri çokfarkl› de¤il, her ikisinden de hayat›n› ko-laylaflt›racak faaliyetler bekliyor. ‹fl, afl, ta-yin, terfi konular› milletvekillerimizi as›l iflle-rinden al›koyan temel sorunlar olarak de-vam etmektedir. Dan›flman›n ifli iflte bura-da bafllamaktad›r. Milletvekilinin as›l iflineyo¤unlaflmas›na zaman kazand›rmak, bu-nu yaparken de yerel iliflkilerini gelifltirmekdan›flman›n görevleri aras›ndad›r.
‹ller aras›nda farkl›l›k oluyor mu?Her bölgeden Milletvekilimizle çal›flt›m.Her Bölgemizin - yöremizin insan davra-n›fllar›n›, adetlerini, geleneklerini ö¤ren-dim. Her sorunla karfl›laflt›m, hepsine çö-züm arad›m, çözüm yollar›n› araflt›rd›m.Asl›nda yapt›¤›m›z Yaflam Koçlu¤u. Ben19 y›ld›r yapm›fl oldu¤um bu görevi art›kmesle¤im olarak görüyorum. Dan›flmanl›-¤›n bir okulu yok, fakat son y›llarda yay-g›nlaflan ve her ilde zaman zaman aç›lanAk Parti Siyaset Okullar›n›n devreye gir-mesi, bu görevin kayna¤›n› oluflturabilir -dan›flmanl›¤›n meslek haline getirilmesinisa¤layabilir diye düflünüyorum.
TBMM de son y›llarda Dan›flman arkadafl-lar› bilinçlendirmek ad›na kurslar, konfe-ranslar, paneller düzenleniyor. 22.Dönem-de kuruluflu gerçekleflen Parlamenter Da-n›flmanlar› Derne¤inin çal›flmalar›n› da bukonuda çok olumlu buluyorum.
Deneyim, bilgi ve becerinin yan› s›ra yüksek birkonsantrasyon ve enerji gerektiren bu ifli dahane kadar yapmay› düflünüyorsunuz?Son derece severek, zevk alarak yapm›floldu¤um bu görevi emeklili¤ime kalan 3sene daha yaparak, kamu hizmetini sade-ce Dan›flmanl›k yaparak bitiren tek örnekolarak tamamlamak istiyorum.
Emeklilikten sonra? Genelde bürokrasiden ayr›ld›ktan sonrabafllan›lan siyasi hayat, bende tam tersiolarak siyasetten sonra bürokrasiye dö-nüfltü. Ancak 5 dönemdir devam etti¤imTBMM’deki dan›flmanl›k hayat›mda, iki bu-çuk y›l süren siyaset yaflant›m›n çok fay-das›n› gördüm ve halen o kaynaktan ya-rarland›¤›m› fark ediyorum. Allah izin verir,sa¤l›¤›m›zda yerinde olursa kamu görevi-mizi sonland›rd›ktan sonra, talep de olursatekrar yerelde siyaset yapabilirim diye dü-flünüyorum. .
Bu arada TBMM de görev süremde yafla-m›fl oldu¤um ilginç olaylar› da emekli ol-duktan sonra, her okuyan› gülümsetecek,bazen de hüzünlendirecek flekilde kalemealmay› da düflünüyorum. Çok k›saca birörnek vermek gerekirse; Sosyal güvencesiolmayan abisini kendi sa¤l›k karnesiylehastaneye yat›ran küçük kardeflin, abisivefat edince karfl›laflt›¤› durum gibi…
Dikkatimizi çeken bir konu daha var. SizeTBMM’deki arkadafllar›n›z Bafldan›flman olarakhitap ediyor. Böyle bir unvan var m›?Hay›r… Hepimiz Milletvekili Dan›flmanlar›-y›z, ancak benim befl dönemdir görevimisürdürmem ve 2004 y›l›nda MECL‹S Der-gisinin Y›l›n “EN” leri anketinde,” Y›l›n Da-n›flman›” seçilmem nedeniyle bizi sevenarkadafllar›m›z›n ve a¤abey olarak görenkardefllerimizin ihdas etti¤i bir makam.Bende arkadafllar›m›n bahfletti¤i bu maka-m› gururla tafl›maya çal›fl›yorum.
36
EKONOM‹
Ülkemiz; Deprem, sel, yang›n gibi afet ve
mücbir sebepler, siyasi bir tak›m kayg›lar
veya ekonomik yap›n›n gereklili¤i gibi
sebeplerle bir çok kez kamu alacaklar›n›n
yap›land›r›lmas›na flahit olmufltur.
Örne¤in, son 11 y›l içinde; 1999, 2003 ve
2008 y›llar›nda üç kez vergi bar›fl› düzen-
lemesi yap›lm›flt›r.
Kamuoyu bugünlerde yine bir vergi aff›
kanununu beklemektedir. Halen TBMM
gündeminde bulunan ve yasalaflmak
üzere olan torba tasar›n›n, Cumhuriyet tar-
ihimizin en kapsaml› yap›land›rmas›
olaca¤› ifade edilmektedir. Vergi ve prim
borç as›llar› ile vergi asl›na ba¤l› olmayan
özel usulsüzlük v.b. cezalar›n, uzlaflma,
takdir komisyonu ve dava aflamas›ndaki
kamu alacaklar›n›n büyük bir bölümünün
tahsilinden vazgeçilmekte, vergi as›llar›na
iliflkin ise son derece rahatlat›c› ödeme
seçenekleri sunulmaktad›r. Ayr›ca ifl
adamlar›m›z›n korkulu rüyas› haline gelen
fiktif stok, kasa ve ortaklar cari
hesaplar›n›n cüz’i bir vergi ödemesi
karfl›l›¤›nda temizlenmesi amaçlanmak-
tad›r.
Beklenen aff›n soka¤a yans›mas› da ola-
cakt›r. Adi borçlar olarak tan›mlanan elek-
trik, su v.b. borçlar ile emlak vergisi,
motorlu tafl›t vergisi, trafik cezalar› ve sair
idari para cezalar› da yap›land›rma kap-
sam›na al›nmaktad›r.
Halk aras›nda vergi aff› ya da varl›k bar›fl›
gibi isimlerle de adland›r›lan ve kamu
otoritesinin sa¤lad›¤› bir kolayl›k olarak
görülen bu türden borç yap›land›rmalar› ifl
dünyas›nda ve vatandafl nezdinde farkl›
tepkilerle karfl›lanmaktad›r. Kimileri ver-
gisini normal takvim içinde ödeyen sorum-
lu bir vatandafl›n bu tür aflarla
Fatih AYDINS.M.Mali Müflavir
[email protected]ÜMB‹AD Genç Giriflimciler Kurulu
VERG‹ AFLARI VESOSYO-EKONOM‹K
ETK‹LER‹
37
EKONOM‹
cezaland›r›ld›¤›n› düflünmektedir. Baz›lar›
ise kriz ve ekonomik darbo¤az gibi sebe-
pleri öne sürerek vergi aff›n›n olmas›
gereken bir uygulama oldu¤unu vurgula-
maktad›r.
Bir uygulamac› olarak tecrübe etti¤imiz
baz› hususlar ›fl›¤›nda vergi aflar›n›
de¤erlendirelim. Büyük-küçük ayr›m› yap-
maks›z›n vergi mükellefi olan ifl
adamlar›m›z›, esnaf›m›z› iki bölümde ird-
elemek vergiye bak›fl› ve vergi aff›n›n nas›l
alg›land›¤›n› ortaya koymak bak›m›ndan
yararl› olacakt›r.
Birinci grupta vergi ve prim ödemelerine
öncelik veren ‘’kazan›yorsam öderim’’
mant›¤›ndaki mükelleflerimizi
de¤erlendirelim. Bu grup, beyana dayal›
vergi ve primlerini zaman›nda ödemekte,
mali hukuk, ifl hukuku ve di¤er yasal
yükümlülüklerine hassasiyet göstermekte-
dir. Piyasa gözü ile örneklendirecek olur-
sak; Personelini SGK güvencesine alan,
primlerini gerçek ücret üzerinden ödeyen,
vergi matrah›n› düflürmek için stok ayarla-
mas› yapmak, muhteviyat› yan›lt›c› belge
almak gibi yasa d›fl› yollara tevessül
etmeyen mükellef grubu elbette ki vergi
aff› ve benzeri düzenlemeleri pek mem-
nun karfl›lamayacakt›r. Zirâ mükellefiyetin
do¤urdu¤u tüm yükümlülüklerini yerine
getirmekte ve kendi anlay›fl›na göre
yükümlülüklerini yerine getirmeyen
mükelleflerin kamuya olan yüklerini
gö¤üslemektedir. Bu anlay›fl bize göre
do¤rudur. Fakat üzülerek belirtmeliyiz ki
uygulamada, yükümlülüklerini -her aç›dan-
yerine getirme konusunda bu derece has-
sas olan mükelleflerimiz çok azd›r.
‹kinci grup ise birinci grubun aksi uygula-
malar içindedir. ‹kinci grubu, her koflulda
gelirini kamudan gizlemek isteyen ‘’flart-
lanm›fl’’ bir grup ve gerçek gelirini k›smen
beyan edip k›smen beyan etmeyen ‘’orta-
da’’ bir grup olarak ikiye de ay›rabiliriz.
Uygulamalar›m›z s›ras›nda flartlanm›fl
gruptaki mükelleflerin vergi oranlar› ne
olursa olsun -örne¤in kurumlar vergisi %1
bile olsa- gelirini devletten gizlemeye
meyilli olduklar› gözlenmektedir. ‘’Ben
kazan›yorum devlet ortak oluyor. Tafl at›p
kolu mu yoruluyor ki benden vergi al›yor’’
gibi bir mant›k içinde hareket ettikleri
söylenebilir. ‘’Ortada’’ olarak
s›n›fland›rabilece¤imiz mükellefler ise
daha çok vergi ve prim yüklerinin a¤›rl›¤›n›
öne sürmektedirler ve yüksek oranlardan
flikayet etmektedirler. ‹kinci gruptaki
mükellefler hem vergisel yükümlülüklerini
zaman›nda yerine getirmemekte hem de
tespit durumunda kesilen cezalardan
flikayet etmektedir. Hali ile vergi aff› ve
benzeri düzenlemeler bu tür mükellefler
için bir anlamda cezalardan kurtulufl yolu
olmaktad›r.
Türkiye’de vergi ve prim oranlar›n›n yük-
sekli¤i ve çeflitlili¤i bir gerçektir. Bize göre
vergi türleri sadelefltirilmeli ve vatandafl›n
vergiye bak›fl› de¤ifltirilmelidir. Örne¤in bir
sermaye flirketi; Kurumlar Vergisi, Gelir
Vergisi (Stopaj) , KDV, Damga Vergisi,
SGK Primleri, Emlak Vergisi gibi vergilerin
ve primlerin mükellefi olmak zorundad›r.
Üstelik bu tür bir flirket; Vergi Usul
Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Özel
Tüketim Vergisi Kanunu, Özel ‹letiflim
Vergisi Kanunu, Motorlu Tafl›tlar Vergileri
Kanunu, Veraset ve ‹ntikal Kanunu gibi
muhteviyat itibari ile birbirinden çok farkl›
mevzuat›nda kapsam›na girmektedir. ‹flçi
özlük dosyalar›, alt iflveren çal›flt›rma
yükümlülü¤ü, ‹fl Kanunundan do¤an
yükümlülükler gibi düzenlemeler de tabiri
caizse ifli 盤›r›ndan ç›karmaktad›r. Hâl
böyle olunca vatandafl›nda flikayet etti¤i
noktalar fazlalaflmaktad›r.
Sonuç olarak;
Görevlerini bihakk›n yerine getiren
mükellefleri de ödüllendirmek sureti ile
vergi ve prim yap›land›rmalar›n›n piyasay›
ve vatandafl› rahatlat›c› bir enstrüman
olarak kullan›lmas›nda bize göre bir
sak›nca yoktur. Ancak bu uygulamalar›n
sürekli hale getirilmesi ve vatandaflta
‘’nas›l olsa üç-befl y›lda bir af ç›k›yor’’
rahatl›¤› uyand›rmas› hem duyarl› mükelle-
flerimiz için haks›zl›k olur hem de kamu
harcamalar›n›n finanse edilmesi aç›s›ndan
son derece tehlikeli sonuçlar do¤urabilir.
‹fl adamlar›m›za tavsiyemiz birinci gruba
girmeleri için gayret göstermeleridir.
Mükellefiyetini yerine getiren ifl
adamlar›m›z mali idareye karfl› ‘’aln› aç›k’’
olman›n rahatl›¤›n› yaflayacaklard›r.
38
GÜNDEM
MARMARAY PROJES‹ DURUM RAPORU (19.01.2011 tarihi itibariyle)
DEM‹RYOLU BO⁄AZ TÜP GEÇ‹fi‹,TÜNELLER VE ‹STASYONLAR ‹NfiAATI
(SÖZLEfiME BC1)
Ahmet ARSLANDLH Genel Müdürü
39
Fiziki Gerçekleflme %67,20 dir. 28 Ekim
2013 tarihi itibar›yla Avrupa ile Asya yaka-
s› ba¤lanarak demiryolu araç geçifli sa¤-
lanacakt›r.
YAPILACAK İŞLER:BC1 sözleflmesi kapsam›nda Yedikule ile
Kad›köy-Ayr›l›kçeflme aras›ndaki 13,5
km.lik güzergâhta, 1387 m.si bat›rma tüp
tünel olmak üzere 2 hatl› TBM delme tü-
nel, Yenikap›, Sirkeci ve Üsküdar yer alt›
istasyonlar›, hemzemin yap›lar ve bunlar›n
elektrik ve mekanik tesisatlar› yap›lacakt›r.
Yedikule-Yenikap› aras›ndaki TBM1 tüneli
2475 m; Yenikap›-Bat›rma Tüp aras›ndaki
TBM2 tüneli 3048 m, TBM3 tüneli 3071 m;
Bat›rma Tüp-Ayr›l›kçeflme aras›ndaki
TBM4 tüneli 4203 m, TBM5 tüneli 4176 m.
olacakt›r.
BATIRMA TÜP TÜNEL İMALATI:Toplam 1387 m. uzunlu¤undaki 11 adet
tüp eleman› Bo¤az’daki yerlerine bat›r›lm›fl
ve dolgu iflleri tamamlanm›flt›r.
TBM TÜNEL İMALATI:AVRUPA TARAFI:Yedikule-Yenikap› aras› TBM1 tünelinde
toplam 2475 m . nin 1701 m si tamamlan-
d›.
Yenikap›-Bat›rma Tüp aras› TBM2 tünelin-
de toplam 3048 m.nin 2070 m si tamam-
land› ve Sirkeci’ye ulafl›lm›flt›r.
Yenikap›-Bat›rma Tüp aras› TBM3 tünelin-
de toplam 3071 m. nin 2984 m.si tamam-
lanm›flt›r. Makina yaklafl›k 1 ay sonra Sa-
rayburnu’na ulaflarak tüple ba¤lant›s› sa¤-
lanm›fl olacakt›r.
ANADOLU TARAFIAyr›l›kçeflme-Üsküdar aras› TBM 4 tünelin-
de %100 gerçekleflme 4203 m. kaz›,
Ayr›l›kçeflme-Üsküdar aras› TBM 5 tünelin-
de %100 gerçekleflme ile 4176 m. kaz›,
GÜNDEM
40
yap›lm›fl ve tüple ba¤lant› sa¤lanm›flt›r.
NATM TÜNEL İMALATI:Üsküdar bölgesinde 129,20 m. uzunlu-
¤undaki makas tüneli tamamlanm›flt›r. Sir-
keci ‹stasyonu bölgesinde tünel çal›flmala-
r› devam etmektedir.
İSTASYONLAR:
İstasyon Arkeolojik Kazıları:Yedikule, Üsküdar ve Sirkeci bat› flaft› ile
Yenikap› ‹stasyonunun tamam›nda arke-
olojik kaz›lar tamamlanm›fl, Sirkeci do¤u
flaft› ile kuzey ve güney girifl yap›lar›nda
kaz› çal›flmalar› devam etmektedir.
Üsküdar:Diyafram duvar tamamlanm›fl, ‹stasyon
duvar ve tabliye betonu imalatlar› devam
etmektedir.
Sirkeci:Bat› fiaft› tamamlanm›fl, Do¤u fiaft›, Kuzey
ve Güney Girifl Yap›lar› arkeolojik kaz›lar›
devam etmektedir.
Yenikapı:Yenikap› Yeralt› ‹stasyonu temel, duvar ve
tabliye betonu imalatlar› devam etmekte-
dir. Havaland›rma Binas› sahas›nda kaz›k
imalatlar› tamamlanm›fl, ankraj ve destek
kirifli imalatlar› ile makineli zemin kaz›s›
devam etmektedir. Yenikap›’da arkeolojik
kaz› çal›flmalar› sona ermifltir.
GEBZE-HAYDARPAŞA, SİRKECİ-HALKA-LI BANLİYÖ HATLARININ İYİLEŞTİRİL-MESİ İNŞAATI
YAPILACAK İŞLER:
Sözleflme kapsam›nda 2 hatl› mevcut
banliyö sistemi kald›r›larak 63 km uzunlu-
¤unda yeni teknolojiye uygun 3 hatl› yeni
bir demiryolu sistemi kurulacakt›r.
GÜNDEM
41
36 adet mevcut istasyonun baz›lar› yeni-
den infla edilecek, baz›lar› da yerinde ko-
runarak ve rehabilite edilerek yenilenecek-
tir.
Hatt›n elektrik, sinyal ve mekanik iflleri ta-
mamen son teknolojiye uygun olarak ger-
çeklefltirilecektir.
İNŞAATTA SON DURUM
2007 y›l›nda ihale edilerek yap›m›na bafl-
lanan iflte yüklenicinin iflten çekilmesi üze-
rine sözleflme Bakanl›¤›m›zca 19 Temmuz
2010 da feshedilmifltir.
‹flin yeniden ihale çal›flmalar› bafllat›lm›fl
olup 28 fiubat 2011 de tekliflerin al›narak
ihalenin sonuçland›r›lmas› planlanm›flt›r.
ÇEKEN VE ÇEKİLEN ARAÇLARIN TEMİ-Nİ(SÖZLEŞME CR2)
YAPILACAK İŞLER
2011 y›l›nda 225 adet,
2012 y›l›nda 160 adet,
2013 y›l›nda 35 adet olmak üzere toplam
440 adet araç (34 adet 10’lu set, 20 adet
5’li set olmak üzere 54 set) tamamlanm›fl
olacakt›r.,
Teslim edilen araçlar›n iflletme ve bak›m
testleri 2014 y›l›nda tamamlanacakt›r.
İMALATTA SON DURUM
31.12.2010 tarihi itibariyle 20 adet araç (1
adet 10’lu set, 2 adet 5’li set) Güney Ko-
re’de imal edilerek ‹zmit Derince liman›na
getirilmifltir.
60 adet arac›n montaj›na Adapazar› Euro-
tem fabrikas›nda devam edilmektedir.
GÜNDEM
42
RÖPORTAJ
Ayla ‹SP‹RTBMM Dan›flman›TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s›
Bazen öyle ifller olur kieriyip telefon kablolar›n›n içine girmiflve devletin bitmez tükenmezkoridorlar›nda
bir o yanabir bu yanakoflturuyorsunuzdur.
43
RÖPORTAJ
Hayat›n›z›n kilometre tafllar› hakk›nda bir
fikir edinmek istesek nas›l bir portre ile
karfl›lafl›r›z?
Babam hayat›m›n flekillenmesine sebep
olan kilometre tafllar›m›n önemli birinci tafl›
..Babam kereste tüccar›yd› iflçilerinin ya-
naklar›ndan süzülen al›n terine kendisinin-
kini kar›flt›r›rd›. Onlar› evlatlar›ndan ay›r-
mazd›. Dudaklar›ndan eksik olmayan “ya-rına senedimiz mi var çıkmaya” sözü onu
bütün hayat›n› kontrol eden bir köfle bafl›
rehberiydi. O benim ç›nar babamd›. Hima-
ye eden, flefkatli, heybetli, sa¤lam ve âli-
cenap bir ç›nar.
Yapt›¤› iyilikleri kulaklara ve gözlere de¤il
denize atard›. Babamla ilgili unutamad›-
¤›m bir an›mda, çok ufa¤›z evimiz, alt› kat-
l› bir evin teras kat›… annemin babam›n
biriktirdi¤i ilk parayla ald›klar› …üst katta
iki küçük oda daha var babam›n kitaplar›
…kutular içerisinde bir sürü fley …
Alç› çerçeve içinde bir adam resmi sakla-
nan… Büyükbabam de¤il dedem de¤il…
Çok sonra bunun rahmetli Menderes oldu-
¤unu ö¤reniyorum…
Zaman zaman aramalar olurdu sabah
kalkt›¤›m›zda duvarlar beyaza boyanm›fl
olurdu… anlamazd›m.. bizim için hiçbir
fley yokmufl gibi hayat devam ederdi ç›-
kar sokakta oynard›k….asl›nda çok fley
vard›…
Kök sa¤lam olmal› derdim her sohbet or-
tam›nda çünkü köküm babamd› ç›nar ba-
bam gurur duyard›m bizi böyle saf temiz
duygularla bu kadar s›k›nt›l› zor dünyaya
haz›rlad›¤› için. Can›m ac›sa da çok…
İkinci taşı analık tahtı, dünyan›n en güzel
duygusu anlam arad›¤›m›z hayata sonsuz
anlam katan var olufl sebebi. Evlat sevgi-
sini anlatmak ad›na bir fleyler söylemek is-
tedi¤imde hakikatin hep gerisinde kalaca-
¤›m› düflünerek bir flevk yitimi yaflar›m
Geçmiş ve günümüz kıyaslaması…
Geçmiflin, en mühim özelli¤i bence zama-
n›n geniflli¤i. Ancak o genifl zamana ra¤-
men bugün geldi¤imiz noktada flunu esef-
le fark ediyoruz: Vaktimizi iyi de¤erlendir-
memifliz. Nas›l yetifltirece¤im sözünü yeni
zamanlarda daha çok kullan›yoruz. Aslın-da bu durum annemin hayatın kaşla gözarasında olduğunu anlattığı ama bizim an-lamadığımız….Belli bir süreden sonra evet
kaflla göz aras›nda dedi¤imiz zamanda
yafl›yoruz…
Bunu ev hayat›ndan ifl hayat›na geçince
daha a¤›r anl›yorsunuz. Kamuda çal›flma-
ya rahmetli Mustafa Taflar zaman›nda Ta-
r›m bakanl›¤›nda ‹flçi Kadrosuyla baflla-
d›m. Kadromu ›srarla neden de¤ifltirme-
din diyenlere ise ben iflçi s›fat›mdan mem-
num oldu¤umu söylüyorum …bununla gu-
rur duyuyorum.. ‹flçi kavram›n›n da iflçile-
rin de politize edilmesine karfl›y›m. Bu iti-
barla iflçi derken insanlardan bir insan ol-
ma anlam›nda kulland›m.
Ben Allah nereyi nasip ederse oraya iflçi
kadromla geldim demek istiyorum diyo-
rum..
Sorumluluk katsayısı yüksek bir makamla
Ayla Han›m’› TBMM’deki dan›flmal›k görevinden ve özellikle son gün-
lerde Karabük bas›n›nda ç›kan haberlerden tan›yoruz. Kendisiyle
TBMM’deki odas›nda yapt›¤›m›z görüflme hayli samimi geçti. Samimi
ve dobra dobra. Umumiyetle nefleli, yer yer k›vr›l›p hüzün koylar›na
yaslanan mülakat›m›z, kad›n do¤all›¤›n›n karakter çizgileri hakk›nda
önemli ipuçlar› veriyor.
44
RÖPORTAJ
çalışıyorsanız yaptığınız her işin alnınınortasına kritik damgası vurulmuştur. Bazenöyle işler olur ki eriyip telefon kablolarınıniçine girmiş ve devletin bitmez tükenmezkoridorlarında bir o yana bir bu yana koş-turuyorsunuzdur.
“DİŞLERİN BİR ŞEYLER KO-PARIP ALDIĞI YERDE KADIN-LIK TABİATI DEFORME OLU-YOR.”
‹fl hayat›nda kad›n olman›n resmini yapa-
bilirimsiniz?
Bu resmi yapmak ve sonra çerçevelemek
biraz zor. Çünkü ifl hayat›n›n maskülen
difllileri aras›nda do¤as› bozulmam›flsa
e¤er kad›n›n ifl hayat› da kad›n gibi renga-
renk .Yer yer ›fl›ldayan,yer yer solukla-
flan,zaman zaman mütebessim ,bazen
a¤lamakl›, bir parça coflkulu ve tabii ço¤u
vakit esrar dolu…
Bunlar kad›n›n do¤al muhtemelleri. Fakat
o bahsetti¤im difllerin bir fleyler kopar›p
ald›¤› yerde kad›nl›k tabiat› deforme olu-
yor .
Bence dünyadaki mevcut huzursuzluğunmutsuzluğun temel sebeplerinden birisi ohakiki kadının yitirilmesidir. Sadece insan›
de¤il insanl›¤›da kad›n›n emzirdi¤ini unut-
mamak laz›m.
Sizin tasviriniz Picasso’nun mücerret resimlerini
hat›rlatt› .
Evet, kad›n aynen öyledir ço¤u zaman
meçhulü malumuna galiptir her kad›n ev-
vela mukaddes bir k›ymettir. . Netine ulafl-
mak emek ister, himmet ister, birazda yü-
rek ister.
İlginç bir Yaklaşım.Kadın hakkında söylenemeyenler söylene-bilenlerden çoktur çünkü.
Biraz önce “ağlamaklı “dediniz. Bu meçhulvarlığın iş hayatındaki o tarafını da merakettim..
‹fl hayat›nda kad›nlar›n içine girdikleri ser-
gi yar›fl› gerçekten aç›kl› bir tabloyu afifle
ediyor. Göreneksel etkileflimler kad›nlar›n
rahat ve özgür davranmas›na engel olu-
yor. Çarp›k modernleflme ça¤dafl kölelik
olgusunu hayat›n her alan›na tafl›yor. Ka-
d›n›n ifl hayat›nda hata lüksü s›f›r nokta-
s›nda. Buda haliyle zaman zaman hüzün
ve göz yafl›na dönüflüyor.
Bunlar çok sıra dışı düşünceler. Boş dadeğil. İnsanı şaşırtıyor. Sanki kadın erkekeşitliği konusunu sorarsak o konuda da tu-
45
RÖPORTAJ
haf ama sarsıcı şeyler söyleyecekmişsinizgibi…
Kim bilir…
Neden eflit de¤iliz?
‹çinde binlerce belki milyonlarca terazinin
oldu¤u sonsuz genifllikte bir hayat formü-
lasyonumuz var. Bu bizim de¤il yarat›c›-
m›z›n tercih etti¤i rengarenk bir hayat ta-
sar›m›. Bu terazilerin birinde siz birinde
biz üstünüzdür.
“Yani bir a¤ac›n kökü gibi bir, dallar› gibihür olmal›y›z”
Baflkalar›ndan hep Türkiye’liyim dedi¤inizi
duyduk. Birde sizden iflitelim nerelisiniz ?
Türkiye’liyim sözü bazen beynelminellik
forsu ad›na kolay tasarruf edilebiliyor. Fa-
kat benimkisi böyle bir psikolojik ihtiyaç-
tan de¤il yaflad›¤›m hayat›n benim d›fl›m-
da belirlenmifl gerçek flartlardan kaynak-
lan›yor. “do¤du¤um yer de¤il doydu¤um
yer” meselesi de de¤il bu.
Nas›l bir gerekçesi var bu tercihinizin?
Bunun asl›nda çok basit bir sebebi var.
Şayet doğduğunuz yer sizin babanızın,dedenizin yani kökünüzün memleketi ol-makla birlikte o yerde kan bağı dışında birpaylaşım hissiyatı doğuracak kadar yaşa-mamış ve başka yerlere göçmüşseniz söz-
de de¤il özde Türkiye’lisinizdir. Yani birağacın kökü gibi bir, dalları gibi hür olmalı-yız.
Bu ay›r›m neden?
Çünkü aidiyet ayr› mensubiyet ayr›d›r.
Bunlar›n farkl› kaynak psikolojileri var. ‹n-
san›n en mühim ihtiyaçlar›ndan biri bir ye-
re dayanmak yani bir yere ait olmakt›r. Bu
psikoloji o kadar güçlüdür ki e¤er flartlar›-
n›z benimkisi gibi tutuyorsa asl›nda hiçbir
yerli de¤ilken biranda her yerli oluyorsu-
nuz. Çünkü kök memleketinizde o doğal
46
RÖPORTAJ
aidiyet tutkusuna karşılık gelecek bir şuur-lanma vaktiniz olmamışsa, daha sonrakibütün duygusal dokunuşlar, acı tatlı hatıra-lar içinden geçtikleri mekânları sizin içinmemlekete dönüştürürler.
Bunlar›n hiç birisinde mensubiyetin i¤reti
duruflu yoktur. Hepsi de aidiyet hissinin
heybetli resmini çerceveler. Mensubiyet
ikincil ve kabuk seviyesinde bir bütünlefl-
medir. Aidiyet öyle de¤il. Birincil ve öz k›-
vam›nda.
Bu aidiyet dokunufllar›n mekânlar›ndan
bahsetsek.?
Kökümüz Erzurum ‹spir. Soyad›m›z› ora-
dan alm›fl›z. Molla Mustafa’n›n torunuyum.
Bu zat dedemin dedesi. Bir k›z kaç›rma
davas›ndan Rize ‹kizdere Ya¤c›lar Kö-
yü’ne göç gündeme gelmifl. Bense Sam-
sun’da do¤dum ve büyüdüm. Burada yüz
eli y›ll›k bir geçmiflimiz var. Bu arada an-
nemde Gümüflhane Çal›k köyünden ve
beklide eklene bilecek birçok il.
Karabük?
Karabük benim 15 y›l üzerine hamd›m ol-
dum dedi¤im bir il. Bana çok fley katan
bir flehir. Birçok büyük ille çal›flt›m ama
ufak yerlerin insan sevgisi ,samimiyeti ,do-
¤all›¤›, vefas› ..( ellerinde bir parça tafl f›-
r›nda piflmifl bir ekmek ile gelen insanlar
).. ve s›k›nt›lar›? Ac›yan yüreğime birçokacı daha eklendi…
Dergi ç›karmak nereden geldi akl›n›za?
Dergiden maksat asla bir entelektüel tat-
mine eriflmek de¤il. ‹nsan›m›za hizmet için
her fleyin araçsallaflt›r›lmas› fakat amaç-
sallaflt›r›lmas› gerekti¤ine inanc›n yans›ma
zeminidir. Bence dergi ham olmayan pifl-
mifl fikirlerin sergi alan›d›r. TÜMB‹AD ola-
rak kitlelere uzanan bir dilimizin olmas›n›
hedeflerimizin ac›s›ndan zaruri görüyo-
rum.
Dergi ç›karmak ta bir hizmettir diye düflü-
nüyorum. TÜMB‹AD’›n ilk say›s›nda ‹stan-
bul Milletvekili Say›n Lokman AYVA’ n›n
röportaj›nda bana “EĞİTİM HER ENGELİAŞAR” reklam sayfas› rica etmesi beni
çok mutlu etti.
Yo¤un bir hayat›n›z var. En güçlü dayana-
¤›n› sorsak…
Allah’›n yan›mda oluflunu hissetmek.
O’nun benden istediklerini biliyorum. Hep-
si kabulümdür ve bütün irademle O’nubenden razı etmeye çalışıyorum. Bu yolda
bana güç vermesini dileme makam›nda-
y›m.
‹lginç. Manevi konularda da aç›k bir yan›-
n›z var anlafl›lan
Bunu neden söyledi¤inizi bilmiyorum.
Baflka bir fley de¤il, sadece flunu söylüyo-
rum:
Harabat ehline hor bakma zakir
Defineye malik viraneler var.
Tamam. Ald›m mesaj›n›z›. Peki, en büyük
tutkunuzun ne oldu¤u sizde bir s›r m›d›r
yoksa bizimle de paylafl›r m›s›n›z?
Hay›r, neden s›r olsun. En büyük tutkum
S›la’md›r.
Hangisi? Erzurum mu Samsun’mu ?
Hay›r, kast etti¤im benim biricik k›z›m S›la.
Evlat… hem çok güzel hem çok ac› anlat›-
lamaz bir tutku dünya üzerinde tarifi yok…
Biraz da entelektüel kulvara geçelim. Oku-
du¤unuz bir kitap var m› bugünlerde?
Evet. Asl›nda okudu¤um de¤il çöl s›ca¤›n-
da serinledi¤im bir vahâ, yahut dolu ya-
¤arken alt›na geçti¤im bir sundurmad›r ki-
tap. (Ama bu s›ralar ›slan›yorum…)
‹lginç bir bak›fl aç›s›. fiu anda hangi kitap
bu ince iltifatlar›n sahibi?
Huzur. Tanp›nar’›n yazd›¤› bence edebi-
yat›m›z›n en iyi romanlar›ndan.
Huzur asl›nda huzursuzlu¤un roman›.
Türk ayd›n›n›n içinden geçti¤i de¤iflim sü-
recinde yaflad›¤› sanc›lar›n roman›. Tanp›-
nar bu roman› divan edebiyat›n›n en unu-
tulmaz dizelerinden al›nt›lar yaparak mu-
azzam bir edebi flölene çevirmifl. Defalar-
ca okuya bilirsiniz.
En hoflunuza gideni?
Gittin emmâ ki kodun hasret ile cân› bile
‹stemem sensiz olan sohbet-i yârân› bile
Edebiyat deyince Aylâ Han›m, fliirsiz ol-
maz. Bu konuda sizi anlatan yahut kalbini-
zin teline dokunan bir baflucu fliir var m›?
Elbette, olmaz m›? fiiir sevgisi bir dönem
önce çal›flt›¤›m vekilim say›n dr. Süleyman
Gündüz beyle perçinleflti. Onun birçok fle-
yi ac›y›, hüznü, ölümü, sevgiyi… Birkaç
m›sral›k fliirlerle cevap vermesi benim fliir
üzerinde daha çok durmamama sevmeme
sebep olmufltur…
Hatta bir dörtlü¤ü vard›r hep okudu¤u ona
47
RÖPORTAJ
çok yak›flan ve beni a¤latan… susman›n
ne kadar anlaml› ve o kadarda belki
baflkas› nezdinde kaybettiren bir asil dav-
ran›fl oldu¤u anlatan…ço¤u zamanda su-
sard› kendisi…
“Sütunlar ağır kubbeler taşıyor üstümü-ze/Havada kehribar sarısı kuşkuya düşü-rüyor/Şüphe ediyoruz hayallerimizden/ Su-suyorsun, bu bilinmeyecek demektir ebe-diyen/Ne kazanılan, ne kaybedilen”
fiiir bence hayat› dam›tan bir kalp iflçili¤i.
Hayat›n konsantre izah bahçesi. Biraz ço-
cuksu gelebilir ama fliirin harf örgüsü bile
edebiyat›n di¤er dallar›ndan daha k›sad›r.
Bu durum da sanki bize onun hayat› nas›l
da mahir bir sanatkâr edas›yla özetledi¤i-
ni, k›sac›k sat›rlara, beyitlere neleri s›¤d›r-
d›¤›n› anlat›yor. Anlatacak birçok fleyinizi
bir dörtlükle anlata biliyorsunuz k›sacas›…
fiimdi daha çok merak ettim o baflucu flii-
ri.?
'Hand›r bu gönlüm, ya misafirhane...
Dert konuklar, derman konuklar, hayal ko-
nuklar, melal konuklar; mümkün konuklar,
muhal konuklar. Hele hasret, hiç ç›kmaz
ordan, ç›kmaz ordan.
Hand›r bu gönlüm, y›k›k, dökük...
Fakir konuklar, zengin konuklar, alim ko-
nuklar, cahil konuklar; gelen konuklar, ge-
çen konuklar. Hele bir hanc› vard›r, hiç
ç›kmaz ordan, ç›kmaz ordan.'
Aslında danışmalık görevini ne kadar gü-zel anlatıyor değimli? Şiirin kısacık insanhayatını ne kadar güzel özetlediğini söyle-rim. bana bunu ö¤retene sevdirene dua
eder ?her önüme gelene anlat›r›m Samiha
Ayverdi hanfendiyi……
Sahiden etkileyici bir fliir. Size en büyük
hülyan›z›n ne oldu¤unu sorsak.?
En büyük hayalim ya da kafamda süreklimeşgul olup erişmek istediğim bir aş evi
kurmak.
Afl evi öylemi? Bir STK gönüllüsü oldu¤u-
nuz için flafl›rt›c› de¤il.
Evet TÜMBİAD’ da olduğu gibi sadecetoplumsal dinamikleri harekete geçirip da-ha yüksek bir cemiyet standardına eriş-mek üzere bir sinerji oluşturmakla yetin-mek istemiyorum. Aş evi hayali buna yakınama aynı zamanda bundan farklı bir hiz-met kategorisine dahil.
Duyurmadan önce doyurmak gibi bir fley
mi?
Aynen öyle. Toplumsal bünyeyi farkl›l›kla-
r›yla ve çok genifl ihtimalli realiteleriyle ku-
caklamayan bir sivil aksiyon sahici de¤il-
dir. Afl evi gibi oluflumlar›n sadece karn›n›
doyurdu¤unuz insanlara faydas› yoktur.
Ayn› zamanda has›l etti¤i d›flsal faydalar›
toplumsal huzur için hayati k›ymet tafl›r.
Peki son olarak TÜMB‹AD’›n hedef kitlesi-
ne söylemek istedi¤iz bir fley varm›?
‹lk say›m›zda heyecan›m›za karfl›l›k gelen
genifl ilgi halesi ikici say› konusunda flev-
kimizi art›rd›. ‹nan›yorum ki uzun soluklu-
yuz. ‹lgi ve desteklerini esirgememelerini
diliyorum.
48
RÖPORTAJ
“Türkiye kurals›zl›klar›n hâkim oldu¤u bir ülke olmaktan ç›k›p;
insani kurallar›n hakim oldu¤u,ileri demokrasiye sahipbir ülke olmal›d›r”
Dr. Mehmet Nil H›d›rAK Parti Mu¤la Milletvekili
49
RÖPORTAJ
Ayla İSPİR: Neden Siyaset Desek?Mehmet Nil HIDIR: Siyaseti insan’aHizmet, ülkenin kalk›nmas›nda ve Adaletintesisinde bir araç olarak görüyor.Siyasette sadece bireysel gayretin yeterliolmad›¤›na inan›yor. Kaderci bir ruh yap›s›ve buna dayal› samimiyet, hoflgörü,Mevlana sevgisi, gibi hasbi bir davran›flbiçimine sahip olman›n da önemlioldu¤una iflaret ediyor.” Benden baflkas›bu ifli baflaramaz “fleklinde “ego”ya dayal›bir siyasetten ziyade “biz baflarabiliriz”düflüncesiyle siyaset yap›yor.
A.İ: Ülkemizde Sağlık:Say›n H›d›r Sa¤l›k konusunda düflünceleri-ni flöyle aktar›yor.
Devlet hizmetimde gerek hekim olarakgerek idareci olarak çal›flt›¤›m dönem-lerde ;her platformda sa¤l›¤›n “ticaretarac›” olarak kullan›lmas›na karfl› ç›kt›m.Doktorlar›n muayenehaneleri ile has-tanede verdi¤i sa¤l›k hizmetlerini bir-biriyle kar›flt›rmalar›n› hekimlerin“h›rs›ndan” ziyade sa¤l›k sistemindeki“yanl›fl yap›lanmadan” kaynakland›¤›söyledim. Bu çerçevede genel sa¤l›k sig-orta sistemini, tamgün yasas›n›, has-tanelerin tek çat› alt›nda toplanmas›n› hepsavundum… Sa¤l›k sisteminde aksayanhususlara Siyaset yoluyla çözüm bulun-mas› için Pratisyen Hekimler oda temsil-cisi s›fat›mla TTB onursal baflkan›Sn.Nusret Fiflek beyden ve eski sa¤l›kbakan› say›n Y›ld›r›m Aktuna beyden tale-plerim oldu ama hiçbiri bugün yap›lansa¤l›kta dönüflümü gerçeklefltiremediler.Oysa; bugün içinde bulundu¤um TBMM23. dönem parlamentosu ile; Ak Partihükümetinin Sayg›de¤er Baflbakan›taraf›ndan “sa¤l›kta dönüflüm program› “hayata geçirildi.
A.İ :Turizm Bölgelerinde Sigara Ve İçkiYasağı Konusunda DüşünceleriniziAlabilirmiyiz?M. N.H.: ‹nsan sa¤l›¤›na zararl› mad-delerin zamana ve flartlara göre zararl›olmad›¤›n› söylemek yada birileri bundanal›nacak diye göz göre göre bunlar›savunmak, ne etik olarak ,nede Hipokratand›na göre kabul edilebilir söylemlerde¤ildir… Sigaran›n insan bedenindemeydana getirdi¤i tahribatlar› vesonuçlar›n› meslek hayat›m›zda binlerceac› örnekleriyle gördük ve tedavisi içinmücadele ettik. fiimdi milletin vekili olarakyasama organ›n›n (TBMM) içine girince;ömür boyu hekimlikte mücadelesiniverdi¤imiz insan sa¤l›¤›na zararl› maddel-erle yasal olarakta mücadele etmektendaha normal ne olabilir? Kald› kianayasam›z›n 58.maddesi 1960 ‘danbuyana vard› ve y›llar y›l› bu Anayasamaddesi uygulamada göz ard› edildi….(Anayasa 58) Bu, turizm bölgelerindealkolün yasaklanmas› anlam›na gelmez.Tam aksine; turistlerin kendi ülkelerindeyasal olarak yafl s›n›r› ile s›n›rland›r›lm›flolan alkol ve sigara içme s›n›rlar›n›; tatil-lerini geçirmek üzere geldikleri Türkiye’dede uygulamaktan ibarettir. Bununmuhalefet, taraf›ndan çarp›t›lmas›, turizm-cilerin ve kahvecilerin gönüllerini hofl ede-
Dr. Mehmet N‹L HIDIR Kimdir?
1956 y›l›nda Karamanda do¤mufl, ilk, orta, lise
ö¤renimi Karaman’da, T›p Fakültesini ‹zmir
Ege Üniversitesi T›p Fakültesinde, 1983 y›l›nda
tamamlad›. 1970’li y›llar›nda o zamanki üniver-
siteler aras›nda en çok sol- sa¤ çat›flmalar›n›n
ve sol fraksionlar›n yo¤un oldu¤u Ege Üniver-
sitesinde; kendisi gibi düflünen ve yaflayan
Anadolu gençleriyle “Düflünce ve Dayan›flma
çat›s›” olan Milli Türk Talebe Birli¤i il
baflkanl›¤›n› yürüttü.12 eylül döneminde sudan
sebeplerle, s›k› yönetim taraf›ndan göz alt›na
al›nd›. 1983-1996 y›llar› aras›nda T›p doktoru
olarak devlet hizmetinde bulundu. Bu dönem 5
y›l Van’da 5 y›l Konya’da 3 y›l Mu¤la’da sa¤l›k
kurumlar›nda idareci ve hekim olarak görev
yapt›.
1994 de Mu¤la Belediye Baflkan adayl›¤› ile
siyasete girdi. 1995’de Mu¤la Milletvekili
adayl›¤› ,1996 da il baflkanl›¤›, 2002 de yine
Mu¤la Milletvekilli¤i aday adayl›¤›, 2003de ‹l
Baflkanl›¤›, 2007 de Milletvekili olarak devam
etti. Halen Mu¤la’dan Ak Parti Milletvekili
olarak TBMM’dekigörevine devam ediyor.
TBMM’ de Sa¤l›k, Aile, Çal›flma ve sosyal ‹fller
komisyonu, Türk dilini araflt›rma ve yabanc›
kelimelerden ar›nd›rma komisyonu ile maden-
cili¤in sorunlar›n› araflt›rma komisyonlar›nda
görev ald›. Ak Parti Genel Merkez Tan›t›m ve
Medya Baflkan yard›mc›l›¤› ile Teflkilat
Baflkanl›¤›nda ‹l koordinatörü olarak çeflitli
görev yapt›.
50
bilir ... ancak uzun vadede, alkole vesigaraya ba¤›ml›l›k sebebiyle hastalananve ölenlerin efl, çocuk ve yak›nlar›n›nac›lar› hepimizin gönüllerini ac› ve kederebo¤ar…. Çocuklar› babas›z, eflleri yaln›zkal›r… Bu sebeple, Türkiye kurals›zl›klar›nhakim oldu¤u bir ülke olmaktan ç›k›p ;insani kurallar›n hakl› oldu¤u, ileridemokrasiye sahip bir ülke olmal›d›r.
A.İ.:Dünya Siyaseti Sıcak Gündemi Mısırve Tunus Hakkında Ne Söyleyebilirsini?M. N.H.: M›s›r ve Tunus , takriben 40 y›lönce darbeyle iflbafl›na gelmifl anti-demokratik, bask›c›, bireysel hak veözgürlükleri nazar-› itibara almayan dik-tatör heveslisi devlet baflkanlar› taraf›ndanyönetilmifl tir. Bu yönetim alt›nda vatandafls›n›flara ayr›lm›fl fakirleri çok fakir, zengin-ler çok zengin olmufltur. Toplumda uçu-rumlar ortaya ç›km›flt›r… istibdat dönemi-nin devam› için, halk›n›n inanc›na, hayattarz›na ters düflen, hatta kendi halk›na zul-meden, ittifaklar kuran ülkelerinidemokratik devletten polis ve asker devle-tine dönüfltüren bir devlet yap›s› ortayaç›km›flt›r. Hukuk rafa kald›r›lm›fl,Hapishaneleri on binlerce suçsuzmazlumlar doldurulmufltur… Orta do¤uday›llar boyu devam eden bu dikta rejim-lerinin mazlum halklar›, kendi haklar›nasahip ç›kan bir Baflbakan› ülkelerinde
görme umuduyla sokaklara ç›km›fl, canpahas›na, zulme baflkald›rm›fllard›r…‹nsanl›k ad›na baflar›l› olmalar›n› temenniediyorum…. Nitekim önce Tunus DevletBaflkan› sonra M›s›r Devlet Baflkan› görev-lerinden ayr›lmak zorunda kalm›fllard›r.
A.İ.: Aktif Siyasete Girmek İsteyenlereÖnerileriniz Nelerdir?M. N.H.: Siyasette niyet, “hizmet” olmal›…h›rstan uzak olmal› siyaseti meydanmuhaberesi gibi alg›lamamal› ….Fikirlerin çarp›flmas›yla do¤rular›n ortayaç›kar›lmas› amaçlanmal› yalandankaç›nmal› Milletin vekilli¤ine aday olanlar, milletesevgi ve flefkat nazar›yla bakmal›, yetimin
hakk›n› koruyamama endiflesini her zamantafl›mal›. Kendisinin ve yak›nlar›n›n siyaset yoluylamülk edinme niyet ve düflüncesiniakl›ndan ç›karmal›, aksine kendi kazanc›n›da katarak, seçildi¤i topluma hizmetetmeyi fleref ve nimet kabul etmeli. Sab›rl› olmal›…. Hakk› -hakikati savunma-da cesur olmal›…. talepler ne kadarbüyük olursa olsun vatandafl›, sükunetleve hofl görüyle dinlemeli… sorunlar›nçözümü için gayret sarf etmeli; …söylediklerini kendisi yaflamayan, bir kim-senin sözlerinin tesiri de olmaz ... Busebeple; siyasetçi çal›flkan, dürüst vedo¤ru sözlü olmal›…..
RÖPORTAJ
51
KÜLTÜR-SANAT
2006 y›l›nda Ankara’da Gül Seyrekbasanve Gonca Elmas Akay taraf›ndan kurulanG&G Sanat Galerisi, sanat›n ve sanatç›n›nyan›nda olmay› ilke edinmifl ve sanat›n birtoplumun yaflamla aras›ndaki köprü oldu-¤u düflüncesiyle günümüz sanatç›lar›n›nsergilerine ev sahipli¤i yapmakta sanat
dostlar› ile buluflmalar›n› sa¤lamaktad›r.Tüm sanat dostlar›na ve sanata ilgi duyanherkese aç›k olan galerimizde Galeri veAtölye çal›flmalar›n›n haricinde sanatç›lar-la söylefliler de düzenlenmektedir.
Galerimiz;• Ça¤dafl Türk Sanatç›lar›na düzenli ola-rak sergiler açmay›,• Usta sanatç›lar haricinde yeni yetiflenbaflar›l› genç sanatç›lara da f›rsatlar tan›-may›,• Türk Sanat›n›n ve Sanatç›s›n›n yurtiçindeve yurtd›fl›nda tan›t›lmas› için gerekli tan›-t›mlar› yapmay›,
• Atölye çal›flmalar› ile yeni sanatç›lar ka-zan›lmas›na katk›da bulunmay›,• Toplumun, sanat› bir yaflam biçimi ola-rak benimsemesi ve sanata gereken öne-min verilmesini, ö¤retilip ö¤renilmesini veyaflam›n bir parças› haline gelmesini sa¤-lamay›,• Sanat-Toplum-Sanatç› aras›nda güçlübir köprü oluflturmay› misyon edinmifltir.Toplumun sanat› bir yaflam biçimi olarakbenimsemesinin; Sanat-Toplum-Sanatç›birli¤i ve beraberli¤i ile gerçekleflece¤ineinanmakta ve sanata gereken önemin ve-rilmesi ve ayn› zamanda yaflam›n bir par-ças› haline gelmesini amaçlamaktay›z.Galerimiz hem usta hem de genç yete-
neklere kiflisel ve karma sergiler açarakve sanat fuarlar›na kat›larak Türk Sanatç›-lar›n›n eserlerini yurtiçi ve yurtd›fl› birçoközel ve kurum koleksiyonlar›na kat›lmas›n›sa¤lam›flt›r. Bu kurulufl ve kiflilerinin birk›sm›n›n ilk defa sanat eseri sahibi olduk-lar›n› göz önüne ald›¤›m›zda sanat›n toplu-ma yay›lmas›nda da katk›da bulundu¤u-muzu düflünüyoruz.
G&G Sanat Galerisi, atölye çal›flmalar› iletoplumu sadece izleyici olarak de¤il, uy-gulay›c› olarak da sanatla buluflturmay›hedeflemifltir. Bir toplumun gelece¤i olançocuklar›m›z›n sanat› bir yaflam tarz› ola-
rak benimsemesini, sanatla birlikte büyü-yerek estetik duygusu ve görüflünün gelifl-mesini, düflünen-araflt›ran-sorgulayan bi-reyler olmas›n› sa¤lamak bizlerin görevive sorumlulu¤udur.Atölyemiz ayn› zamanda ba¤›ms›z çal›fl-mak isteyenlere de aç›kt›r. Resmin temeliolan çizgi ve noktayla bafllayan hayaldünyan›za, farkl› formlar ve farkl› anlat›mbiçimleri vererek tuvalinizde renklendirme-ye ya da çamura ellerinizle hayat vererekheykel sanat›na katmaya sizleri de bekli-yoruz.
Sanatla u¤raflan bireyler G&G Sanat Atöl-yesinin s›cak ve keyifli ortam›nda yaflam›nstresinden uzaklaflarak duygular›n› tuvale
aktarman›n ya da çamura elleriyle formvermenin mutlulu¤unu yaflamaktad›rlar. ‹s-terseniz uzman hocalar›m›z eflli¤inde, is-terseniz ba¤›ms›z çal›flmak için sanat yol-culu¤una ilk ad›m› birlikte atabiliriz. “Tüm Sanat Galerileri Derne¤i” üyesi olangalerimiz günümüz koflullar›n›n zorlu¤unara¤men sanat ve sanatç›yla birlikte olma-ya azim ve kararl›l›kla devam etmektedir.
GÜL SEYREKBASANG&G SANAT GALER‹S‹Hollanda Caddesi No.54/AY›ld›z-Çankaya-AnkaraTel : 0312 442 45 50www.ggsanat.com
G&G SANAT GALERİSİ
Gül SEYREKBASAN
52
SANATTAN PROF‹LLER
Gül Seyrekbasan: Sanat sizin için ne ifade ediyor?ÖnderAyd›n: Sanat, insanlar›n duygu dünyalar›n› güzellefltiren,
insan iliflkilerini sevgi, hoflgörü ve estetik be¤eni temeline otur-
tan, üretken ve uygar yapan üst bir kurumdur. K›saca sanat bir
yaflam biçimi ve kayna¤›d›r.
G.S: Atölyenizden dış dünyaya baktığınızda neler görüyor ve ne-ler hissediyorsunuz?
Ö.A: Atölyemde d›fl dünyadan çok farkl› bir dünyam var, hayal
dünyas›. ‹mkâns›z›n gerçekle iç içe geçti¤i renkli bir dünya. Ha-
yal kuramayanlar›n yerine de kurulan hayallerin biçimlenmesi.
D›fl dünya estetik yorumdan çok uzak. Soka¤a ç›kt›¤›n›zda sizi
karfl›layan ilk fley görsel kirlilik. Di¤eri ise duygusal ve toplumsal
kirlilik. ‹flte o andan ihtibaren sanat, de¤ifltirme ve dönüfltürme ifl-
levini yerine getirir.
RESSAM ÖNDER AYDIN ‹LE SÖYLEfi‹
ANADOLUUYGARLIKLARININ
AYAK ‹ZLER‹...
53
SANATTAN PROF‹LLER
G.S: Türk Resim Sanatının dünyadaki yeri nerededir?Ö.A: Türk Resim Sanat›n›n geçmifli bat› ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda he-
nüz çok gençtir. Bu nedenle Türk resmi, bat› sanat›n›n bir bölü-
münden kendi bafllang›c›n› oluflturdu. fiu anda bulundu¤u yer
ise bat›y› taklit ve öykünme evresidir. Kendine has, evrensel bir
Türk resminden bahsedemeyiz. Bu anlamda kimlikli oldu¤umuz
tek alan Türk Edebiyat›d›r.
G.S: Başarılı bir ressam olmanızın yanında sanatı ve sanatçıyıtanımak, desteklemek için kurulan BRHD Başkanlığı görevini de5 yıldır başarı ile yürütüyorsunuz. Ayrıca bu yıl BRHD 41.yılınıkutlayacak. Neler söylemek istersiniz?Ö.A: BRHD ülkemizin en önemli sanatç› örgütü ve sivil toplum
kurulufludur. BRHD sanatç›lar›n birlikteli¤ini sa¤laman›n, özlük
haklar›n› savunman›n yan›nda ülke sanat›n›n ve kültürünün olu-
flup geliflmesine de katk›lar sa¤lamaktad›r. Ülke genelinde 17 il-
de üyelerimiz bulunmaktad›r. Son 10 y›l içinde 8 ilde sergiler ger-
çeklefltirmifltir. Toplumsal konulara duyarl›, projeler üreterek,
farkl› illerde Resim ve Heykel Müzeleri kurulmas› için sanatç›lar
gönderen bir sanatç› meslek örgütüdür.
G.S: Önümüzdeki dönemler için ressam Önder Aydın ile BRHD
Başkanı Önder Aydın’ın hedefleri nelerdir?Ö.A: 04 Mart - 03 Nisan 2011 tarihleri aras›nda G&G Sanat Gale-
risi-Ankara’da 20.kiflisel sergimi açaca¤›m. Bu sergi için iki y›l›
aflk›n bir süredir çal›fl›yorum.18 Mart -04 Nisan 2011 tarihleri ara-
s›nda da baflkan› oldu¤um BRHD’nin Ankara Ça¤dafl Sanatlar
Merkezi’nde 41.Y›l Büyük sergisi aç›lacakt›r. Yo¤un bir tempo ile
çal›fl›yorum.
G.S: 30.Sanat Yılınızda gerçekleştireceğiniz ve 04 Mart 2011 tari-hinde Ankara’da G&G Sanat Galerisi’ndeki “Kumsaldaki İzler”isimli serginizin konusu ve resimlerinizin felsefesi hakkında bilgiverirmisiniz?Ö.A: 30 y›ll›k sanat yaflam›mda 25 y›l› aflk›n bir süredir resimleri-
min konusu 12 bin y›ll›k Anadolu Uygarl›klar›d›r. Yani Anado-
lu’nun Görsel Tarihidir. Bir arkeolog titizli¤inde bu topraklar›n
görsel zenginli¤ini tuvallerime tafl›y›p yeniden yorumluyorum. Ta-
rihte geriye do¤ru göndermeler yap›yorum.
Türk sanat›n›n esin kayna¤› bu topraklar olmal›d›r. Benim resim
serüvenimin ayak izleri G&G Sanat Galerisi’nde Anadolu Uygar-
l›klar›n›n ayak izleri ile buluflup sanatseverlere sunulacakt›r.
54
ARAfiTIRMA
‹KT‹SAD‹ KONTROLÜN ÜÇ FONKS‹YONU(TEKELLER‹ ÖNLEME HUKUKU)
Dr. Mustafa ÜNALAK Parti Karabük Milletvekili
55
ARAfiTIRMA
A)Girifl: Genel olarak iktisad› kontrolün ta-
n›m› ve zaman›m›za ¬kadarki anlam›
1)Hukuk tarihi aç›s›ndan konuya k›sa bir
bak›fl.
2)Justintanus.dan öncekiler aras›nda 474
y›l›nda ‹mparator ilan edilen Zeno'nun
seçkin bir yeri vard›r. Çünkü zeno, da¤
kabilele¬rinin ya¤mac› tecavüzlerine ve
bat›da Anadolu’daki Araplara karfl› impa-
ratorluk bar›fl›n› korumay› baflarm›fl ve bu
arada -dini alan¬da- ‹san›n insan olarak
sahte bir hayat yaflad›¤›n› savunan Mo-
no¬fizitizm' e karfl› da en önemli karar› al-
m›flt›. Zeno askeri ve dini alanlardaki ba-
flar›s› yan›nda 483 y›l›nda da en etkili ve
genifl kapsam kartel kanunlar›ndan biri
olan Zeno temel yasas›n› hukuk hayat›na
katm›flt›.
Gerçek bir tüketiciyi koruma yasas› karak-
teri tafl›yan bu temel yasa, yiyecek mad-
deleri ile di¤er günlük ihtiyaç maddeleri-
nin ticaretini kartele benzer anlaflmalar ve
tekeller teflki¬li ile s›n›rlayan veya bu tip
besin maddelerinin fiyat›n› yükselten¬ler
için müeyyideler ön görmekteydi.
Tekelci giriflimlerin yasaklan›fl› asl›nda da-
ha eski bir geçmifle sahiptir. Eski Yunan
ve Hindistan'da da bu çeflit yasaklamala-
r›n varl›¤› bildirilmekte, Julius Caesar'›n
M.Ö. 50de yiyecek maddelerinin fiyatlar›n-
da veya sat›fl ve nakliyelerinde hile yapan
esnafa kar¬fl› ç›kard›¤› Lex Julia De Anno-
na'n›n Roma Cumhuriyetinde uyguland›¤›
bilinmektedir.
Nitekim Diocletianus da 301 y›l›nda ç›kard›-
¤› fermanla mallar›n toptan pazardan kal-
d›r›l›fl›n› cezaland›r›lm›flt›.
Justinianus ise bu konuda yasaklamalar
yerine ticaret alan›nda Devletin tekeller
kurmas›n› tercih etmiflti. Kurulan bu tekel-
ler yük¬sek fiyatlar sorununu iktisat politi-
kas›n›n yaratt›¤› tedbir kanunlar›yla çöz-
müfllerdi. Tarihi geliflim içinde az çok de-
¤iflen bu tedbir¬ler ortaça¤ flehirlerinde
hem kartel yasaklamalar›, hem de tekel
ifl¬letmeleri olarak birlikte yer alm›fllard›.
Tekelleri önleme konusundaki ilk modern
düzenleme ise 1624 tarihli ‹ngiliz Statute
of Monapolies [1] de - gerçekleflti. Bu ka-
nu¬nun kabulünde en büyük gayreti sar-
feden _ Edward Coke, ‹ngiliz Hukuku Mü-
esseseleri adl› eserinde monopolün her
çeflidinin ve hat¬ta ‹ngiliz kral›n›nkinin- bi-
le meflru olmad›¤› fikrini temsil etmekte ve
monopolü «ever without the law, ... never
witout friends» olarak dile getirmekteydi.
Bu konudaki düzenlemenin dayan¬d›¤›
esas fikir böylece yay›lm›fl ve rekabet s›-
n›rlamalar› art›k bu tarihten itibaren ‹ngiliz
ve ondan esinlenen Amerikan huku-
kun¬da kesin olarak kamu yarar›n› (public
policy) çi¤neyici nite1i¤e bü¬rünmüfltü.
2) «Charter» görüflü ve bu görüflün libera-
lizmle sona erifli16. ve 17. yüzy›llarda Hollanda ve ‹ngilte-
re'de büyük ticaret flirketlerinin _ kuruluflu,
tekel konusuna yeni bir aç›dan bakmay›
gerekirdi. Örne¤in, ‹ngilizlerin « East - In-
dia – Company” si veya Hollandal›lar›n
«Oostindische Compagnie»sinin normal
bir ‹nsan hayat›n› aflan, gerçek kiflilere k›-
yasla daha büyük iktisadi güce sahip ola-
bilen ve bu nedenlerle de hukukun çizdi¤i
s›n›rlar ve kontrol mekanizmas› içine al›n-
malar› gerekli teflekküller (bugünkü hukuk
dilimizde tüzel kifliler) olduklar› fark edildi.
Bu durum ‹ngiltere'de bu tip flirketlerin bir
kamu hukuku imtiyaz› fleklinde, yani
«char¬ters» ile kuruluflu sistemine gidil-
mesine sebep oldu. Bunun sonucu, kuru-
lufl imtiyazlar›nda gösterilen gayelerin d›-
fl›ndaki faaliyetlerin yoklukla malul olaca¤›
anlay›fl› do¤du. Ancak, iktisadi güç ve te-
kelin s›n›rlanmas›na yönelik böyle bir tica-
ret anlay›fl›, 18. yüzy›l›n sorunlar› ve 19,
yüzy›l›n bafllar›nda Manchester – Libera-
lizminin geliflmesiyle unutulmaya terk edil-
di.
Dolay›s›yla «charter» anlay›fl›n›n ve bun-
dan kaynaklanan «ultra vires» doktrininin
günümüz Anglo -Ame¬rikan hukukunda
hemen hiç anlam› kalmam›fl oldu.
3) 1891 tarihli «Sherman-Act» ve 1945'ede¤in Almanya'daki geliflme19.Yüzy›l›n ikinci yar›s›nda önceden kesti-
Prof. Dr. Wolfgag FIKENTSCHER* Çevirenler: Tu¤rul ANSAY** Mustafa ÜNAL***
56
ARAfiTIRMA
rilmeyen bir h›z ka¬zanan sanayileflme ve
iktisadi gücün merkezileflmesiyle Ortaya
ç›kan problemler, tekel konusunda yeni
boyutlarda tekrar çözüm arama zorunlulu-
¤unu do¤urdu. Tekellere ve «restrictive
covenants” kar¬fl›t bulunan «common
law,.lar›yla bu sorunlar›n a¤›rl›¤›n› hisset-
meyen ‹ngilizlere karfl›l›k örne¤in Ameri-
ka’l›lar, 1891 )'y›l›nda, bugün de yürürlükte
olup kartel ve tekeller alan›nda Ameri-
ka'n›n temel yasas›n› teflkil eden «Sher-
man-Act »› kabul etmek zorunda kald›.
Almanya'daki geliflme tamamen aksi bir
yön ald›. ‹mparatorluk Mahkemesi 1897
tarihli bir prensip karar›nda «iyi niyetle»
kurul¬mufl olmalar› flart›yla, kartellerin
meflrulu¤unu saptam›flt›. Ancak, iyi niyete
iliflkin bu s›n›rlama k›sa bir zaman sonra
unutuldu ve Almanya 1923 tarihli kartel
düzenlemesine ra¤men klasik bir kar¬tel-
ler ve hukuki denetiminden yoksun, gide-
rek tasvip gören iktisadi yo¤unlaflmalar ül-
kesi halini ald›.. Ekonominin desteklenme-
si gerek¬lili¤ine inanan Devlet, iktisadi yo-
¤unlaflmay› daima teflvik etmifl ve Alman
ekonomisi, bir süre sonra da Hitler'in mü-
tecaviz arzu¬lar›na rahatça hizmet edebi-
len bir araç olarak Devletin emrine b›-
ra¬k›lm›flt›.
4) Antitröst ideolojisiAlmanya'da uygulamalar k›saca de¤indi-
¤imiz bu seyri takip ederken Amerika’da
«Antitrus» ideolojisi geliflmeye 'bafllad›.
Amerika'daki gelifl-meleri yak›ndan tan›-
yan birisi, Amerikan tarihini, ifl adamlar› ile
Devletin, iktisadi gücü elde etmek için bir-
birleriyle yapt›klar› mücadeleden daha
fazla meflgul etmifl bir konunun olmad›¤›n›
Söylemifltir. «Scherman-Act» ve ona ilave
olarak ç›kar›lan di¤er kanunlarla -bu ka-
nunlar›n ›fl›¤› alt›nda verilen mahkeme ka-
rarlar›, hemen her zaman, iç ve d›fl politi-
ka alan›nda öl1gÜitlenmi›fl t0p¬luma, yani
Devlete özel ekonomik gücün yön verme-
sini önlemeyi gaye edinmifllerdi. Buna
ra¤men, üstünlü¤ü sa¤lama konusunda
Devlet her zaman baflar›l› olamad›. Ameri-
kan antitröst ideolojisi¬nin etkinli¤i husu-
sundaki fikirler de bu bak›mdan birbirlerin-
57
MAKALE
den oldukça farkl›d›r.
1940'larda Antitrust Dairesinin baflkanl›¤›-
n› yap¬m›fl olan Mason da Amerikan sa-
nayicilerine sundu¤u bir tebli¤de «sizin
ifliniz tekeli oluflturmak, benimki ise size
bu çaban›zda engel olmakt›r» diyerek bu
mücadeleye iflaret etmiflti.
5 ) Freiburg Ekolü‹ktisadi özgürlü¤ün, sadece kendi kendisi-
ni bo¤mas›n›n önlen¬di¤i yeterlerde haya-
t›n› sürdürebilece¤i fikrini savunan ekono-
mi doktrini taraftar› bir grup profesörün
Freiburg ekolü ad› alt›nda yapm›fl oldu¤u
çal›flmalar, 1945 sonras› Almanya’s›nda,
geçmifl gün¬lere k›yasla temel bir düflün-
ce farkl›l›¤›n› beraberinde getirdi. Bu fikir
ak›m›n›n bafl›nda Franz Böhm, Leonhard
Miksch, Walter Euc¬ken, Alexander Rustow,
Ludwig Erhard ve Müller-Armack gibi iç¬lerin-
den baz›lar›n›n 1945'ten sonra Alman-
ya’n›n tekrar kuruluflunda önemli görevler
üstlenerek Freiburg ekolünün «sosyal pa-
zar ekono¬misi» görüflünü uygulamaya
koyan ilim adamlar› yer alm›flt›.
6)Rekabet S›n›rlanmalar›na Karfl› Kanun ( =Gesetz gegen Wett-¬bewerbsbeschraen-kungen = GWB)
Sadece teoride kalmayarak yukar›da an›l-
d›¤› gibi uygulamaya konulan sosyal pa-
zar ekonomisi görüflü, özellikle, 1958 y›l›n-
da ka¬bul edilen ve «Almanlar›n Scher-
man-Act»i dedi¤imiz rekabeti s›n›r¬lanma-
y› önleyen Kartel Kanunu»nda (=GWB) et-
kileyici oldu ve bu kanunda Amerikan an-
titröst ideolojisinden ziyade Freiburg yeni
liberalizminin karakterini üstün k›ld›. Reka-
bet s›n›rlamalar›n› ön¬leyen bu kanunu Al-
manlar «iktisadi özgürlüklerin anayasas›»
say¬maktad›rlar.
Bu kanunun iktisadi hayattaki önemini ifa-
de için 1975 sonuna kadar sadece Fede-
ral Kartel Dairesine 38.508 kartel huku¬ku
olay›n›n getirilmifl olmas›na iflaret yeterlidir
[*]. Bu say›ya, kanun de¤iflikleriyle yasak-
lanan fiyat tespiti uygulamalar›na iliflkin
yüz binlerce olayda eklenmelidir.
1958'den bu yana verilen kartel ve tekele
iliflkin mahkeme kararlar›n›n say›s› ise bir-
kaç bini (3 – 5.000) bulmaktad›r [**]. Her
ne kadar Avrupa Komisyonunun ve Avru-
pa Adalet Divan›n›n bu konudaki kararlar›
flimdilik nadir ise de, zamanla bu kurulufl-
larda da Almanya'daki rakamlar›n afl›la-
ca¬¤› muhakkakt›r.
Kartel ‹darelerinin flimdiye kadarki uygula-
mas› ve kartele iliflkin mahkeme kararlar›-
n›n hemen hepsi liberal, fiyatlan düflü-
rü¬cü ve iktisadi merkezilefl.meyi önleyici
etkiler yaratm›fllard›r. Kar¬tel denetiminin
Avrupa ülkelerinden hangisinde daha et-
kin oldu¤unun saptanmas› için ise örne-
¤in, benzin fiyatlar›n›n mukayese edil¬me-
si yeterlidir.
7) Tekelleri önleyici Devletler hukukununbulunmay›fl›Miletler aras› iktisat hukukunun bugünkü
ana sorunu trans nasyonal düzeyde tekeli
önleyici bir Devletler hukukunun yoklu¤u-
dur. Havana Bildirisinin ve 1953'deki Bir-
leflmifl Milletler Ekonomik ve Sosyal Kon-
seyi (= ECOSOC) önerilerinin sonuçsuz
kalmas›ndan bu yana 1974 y›l›na kadar
milletleraras› tekelleri önleyici hukukla
il¬gili her hangi ciddi bir at›l›m olmad›.
OECD ise sadece karfl›l›kl› bilgi al›flveriflini
sa¤layabilmektedir. Amerika ile Almanya
aras›nda k›sa bir süre önce imzalanan ve
rekabet s›n›rlamalar›n› izlemede karfl›l›kl›
yard›mlaflmay› öngören ikili anlaflma bu
konuda kayda de¤er tek olumlu ad›mda-
d›r. Bafllang›çta bu tip ikili anlaflmalarla
milletleraras› tekelleri önleme hukukunun
yeri doldurulmal› ve ya¬p›lacak ilk milletle-
raras› kartel hukuku kongresinde de bafll›-
ca amac› bilimsel tecrübelerin de¤ifl toku-
flu yan›nda, milletleraras› an¬timenopol
hukuku tasar›s› haz›rlamay› hedef edinen
bir «Asso¬ciation lnternationale de Droit
Antimonopol» kurulmal›d›r.
8) ‹ktisadi kontrolün fonksiyonlar› sorunu‹ktisadi kontrolün k›saca aç›klama¤a çal›fl-
t›¤›m›z tarihçesine tekrar bir göz atacak
olursak, bu konudaki temel fikrin giderek
yayg›nlaflt›¤›n tesbit ederiz. Zeno temel ya-
sas›ndaki kartel kontro¬lü yerine Justinia-
nus zaman›nda iktisadi güdüm, iktisadi
müdahale yoluyla ekonomik adaleti ger-
çeklefltirme çabas›n›n hakim oluflu gibi,
bugün de hukuk mekanizmas›n›n hizme-
tinde iktisadi kontrol diye nitelendirece¤i-
miz birçok met odlar›n, birçok hedef, bir-
çok amaç ve birçok fonksiyonlar›n varl›¤›
ortadad›r.
Afla¤›daki aç›klamalar›m›z, esas itibariyle,
iktisadi kontrolün üç ana fonksiyonunu, bu
hukuk dal›n›n bugünkü geliflme ›fl›¤› alt›n-
da incelemeyi gaye edinmifltir.
*Berlin’deki Federal Kartel ‹daresinin y›ll›k raporlar›n-
dan ç›kar›lan sonuçlar.
**Wirtschaft und wettbewerb Dergisinde yay›nlanan
kararlardan derlenmifltir.
Bu çeviri prof .D r FIKENTSCHER2in 1978 y›l› Haziran
ay›nda Hür Berlin Üniversitesinde yapm›fl oldu¤u bir
konuflmas›n› izleyen Prof.Dr.T.ANSAY’a Prof.Dr.FI-
KENTSCHER’in verdi¤i izin üzerine o tarihlerde Ber-
lin’de doktoras›n› baflar› ile tamamlam›fl olan Dr. Ünal
taraf›ndan haz›rlanm›flt›r. Prof. ANSAY ‘›n çeviriye
önemli katk›lar› olmufltur.(Devam› dergimizin gelecek
say›s›nda )
*Münich Üniversitesi Hukuk fakültesinde profesör.
**AÜHF . Ticaret hukuku profesörü.
***Bursa ‹ktisadi ve Ticari ‹limler Akademisinde Ö¤-
retim Görevlisi
58
MAKALE
Makul süreleri aflan yarg›lamalar ve özel-
likle dava dosyalar›n›n Yarg›tay’da uzun
sürelerle incelenmeyi beklemeleri, toplum
kesimlerinde adalete olan güvene karfl›
rahats›zl›klara neden olmaktad›r.
Özellikle geliflen teknoloji ve uluslar aras›
iliflkiler nedeni ile Mahkemeler önüne son
derece spesifik ve uzmanl›k gerektirici da-
valar gelmektedir. Her konuda uzman ol-
ma imkan› bulunmayan Mahkeme Hakim-
leri, davalar hakk›nda karar verebilmek
için bilirkiflilerin raporlar›na ba¤l› kalmak-
tad›rlar.
Alt derece Mahkemelerinin vermifl oldu¤u
kararlar›n ciddi bir k›sm›n›n Yarg›tay tara-
f›ndan bozuluyor olmas›, esasen yarg›la-
malar›n branfllaflm›fl uzman hakimler tara-
f›ndan yap›lmas› gereklili¤ini gündeme ge-
tirmektedir.
Y›llar›n birikimi olan yarg›sal problemlerin
çözümü için son 5 y›l içinde at›lan ad›m-
lar, halk taraf›ndan memnuniyet ama bek-
lenti içinde takip edilmektedir.
Bu noktada ülkemizde pek bilinmeyen ve
uygulamas› da olmayan TAHK‹M YARGI-
LAMASI’, davalar›n adaletli ve h›zla so-
nuçlanmalar›nda ciddi önem kazanmakta-
d›r.
Geliflmifl ülkelerde yarg›lamalar›n nerede
ise %75’i TAHK‹M YARGILAMASI ile yap›l-
maktad›r.
Dolay›s› ile ülkemizde davalar›n adaletli ve
h›zla neticelenmesi için TAHK‹M YARGI-
LAMASI’n›n bilinir hale gelmesi ve aktif
olarak uygulanmaya bafllanmas› zorunlu-
lu¤u bulunmaktad›r.
TAHK‹M YARGILAMASI’n› esas almayan
yarg› reformlar›n›n, yarg›lamalar› daha
adaletli ve h›zl› bir flekle sokmas› beklen-
memelidir.
TAHK‹M YARGILAMASI, kanunlarda tah-
kim yarg›lamas›na gidilmesi yasaklanma-
m›fl olan hukuki uyuflmazl›klar›n, Mahke-
melere gidilmeksizin husumet taraflar›n›n
talebi ile HAKEMLER taraf›ndan çözülmesi
sistemidir.
TAHK‹M YARGILAMASI’nda hakemler ya
taraflarca, ya taraflar›n belirledi¤i kurum-
larca ya da Mahkemelerce tayin edilmek-
tedirler.
Av. F. Cem fiENOCAKGüven Tahkim ve Hukuk Derne¤i Kurucusu
www.evrenselavukatlik.com
TAHK‹M YARGILAMASI VEYA
AMER‹KA’YI YEN‹DEN KEfiFETMEKAdalet sisteminin ac›mas›zca sorguland›¤› birdönemden geçmekteyiz.
59
MAKALE
TAHK‹M YARGILAMASI’nda hukuki prob-
lem, husumet konusu alan›n uzman› olan
ve taraflar›n kabul ettikleri güvenilir kifliler
taraf›ndan çözümlenmektedir. Bu kiflilere
de hakem denmektedir.
Hakem olabilmek için herhangi bir özel
koflul da bulunmamaktad›r. Yerli ve ya-
banc› herkes hakem olarak tayin edilebil-
mektedir.
Taraflar, TAHK‹M YARGILAMASI’n›n flekli-
ni yasalara ayk›r› olmamak flart› ile bizzat
belirleyebilmektedirler.
Bu yönü ile taraflar, TAHK‹M YARGILA-
MASI s›ras›nda dava konusu talepleri ve
savunmalar› ile delillerini ve beyanlar›n›
serbestçe, süre s›n›rlamas› olmaks›z›n ve
ileri sürdükleri hususlar›n dikkate al›nma-
yaca¤› endiflesini yaflamaks›z›n dosyaya
sunabilmektedirler.
Hakemler, taraflar›n dava konusu yapt›kla-
r› talep ve savunmalar›n›n tamam›n› ince-
leyerek, bildirilen delillerin tamam›n› araflt›-
r›p de¤erlendirerek ve taraflar›n talep ve
savunmalar›n›n tamam› hakk›nda gerekçe
göstererek karar vermek zorundad›rlar.
Bu yönü ile TAHK‹M YARGILAMASI, da-
valar›n, husumet konusu alanda uzman
olan güvenilir kifliler taraf›ndan eksiksiz in-
celeme yap›lmak sureti ile çözüme kavufl-
turulmas›ndan dolay›, adaletin en güvenilir
flekilde tesis ettirildi¤i bir yarg›lama siste-
mi olarak kabul edilmektedir.
Mevcut yasal düzenlemelere göre TAH-
K‹M YARGILAMASI ile bir davan›n 6 ay
içinde sonuçland›r›lmas› gerekmektedir.
Taraflar yarg›lama süresini serbestçe azal-
t›p ço¤altabilmektedirler.
TAHK‹M YARGILAMASI’nda dava aç›l›r-
ken yarg›lama harc› yat›r›lmas› gerekme-
mektedir. Yarg›lama harçlar› dava netice-
lendikten sonra ödenmektedir. Bu durum
maddi imkans›zl›klar nedeni ile davalar›n
aç›lmas›ndaki külfeti de ortadan kald›r-
maktad›r.
TAHK‹M YARGILAMASI neticesinde ha-
kemler taraf›ndan verilen kararlar, aynen
Mahkemeler taraf›ndan verilen kararlar gi-
bi taraflar› ba¤lamaktad›r. Hakemler tara-
f›ndan verilen kararlar, Mahkeme Kararlar›
gibi icraya konulabilmekte ve devlet gücü
ile yerine getirilmeleri sa¤lanabilmektedir.
TAHK‹M YARGILAMASI neticesinde veri-
len hakem kararlar›na karfl› Yarg›tay’da iti-
raz edilebilmektedir.
Bugün uluslar aras› ticaret yapan kifli ve
kurulufllar›n hemen tamam› yapt›klar› ticari
sözleflmelerine tahkim flart›n› koymaktad›r-
lar. Karfl›l›kl› ticari iliflki içinde olan farkl›
ülkelere mensup kifli ve kurulufllar, ticari
iliflkileri neticesinde do¤abilecek husumet-
lerin Mahkemelerde çözümlenmesini ter-
cih etmemektedirler. Bu isteksizlik, bütün
ülkelerin Mahkemeleri için geçerli olup,
sadece ülkemiz Mahkemelerine yönelik
de¤ildir.
Uluslar aras› ticaret yapan kifli ve kurulufl-
lar, ileride do¤abilecek husumetlerinin,
husumet konusu alanlarda uzman olan
güvenilir hakemler taraf›ndan TAHK‹M
YARGILAMASI ile çözümlenmelerini tercih
etmektedirler. Taraflar bu flekilde hukuki
problemleri hakk›nda iddia ve savunmala-
r›n› konunun uzmanlar›na daha rahat akta-
rabilmekte ve s›n›rlama olmaks›z›n talep
ve beyanlarda bulabilmektedirler.
Esasen ülkemizde TAHK‹M YARGILAMA-
SI’n›n geliflmesi, baflka ülkelere mensup
uluslar aras› kifli ve kurulufllar›n ülkemizde
daha fazla yat›r›m yapmalar›n› ve ülkemiz
ile daha fazla ticari iliflkiler içine girmeleri-
ni de netice verecektir.
fiuras› unutulmamal›d›r ki, TAHK‹M YAR-
GILAMASI ile davalar›n çözülmesi yoluna
gidilmesi zorunlu de¤ildir. Devlet sadece
TAHK‹M YARGILAMASI’n›n önündeki en-
gelleri kald›rarak halk› bu yönde bilinçlen-
direbilir. TAHK‹M YARGILAMASI ancak
halk›n umumi kabulü ile mümkün olabile-
cektir.
60
EKONOM‹
• Dünya ekonomisi 1929 Büyük Ekonomik
Buhran›ndan sonra en derin ekonomik
buhran› geride b›rakmaktad›r. 15 trilyon
dolarl›k GSMH büyüklü¤üyle dünya
ekonomisinin yaklafl›k %20’sini üreten ve
en az bunu 2 kat› finansal sektör hacmine
sahip ABD ekonomisinde bafllayan kriz,
yüksek küreselleflme düzeyiyle bir domino
etkisi yaratarak bütün dünyay› etkisi alt›na
alm›flt›r. Dünya ekonomik krizinin
bafllang›ç y›l› olan 2008’in ilk yar›s›nda
küresel ekonomide yavafllama ortaya
ç›karken ikinci yar›da Amerikan finansal
piyasalar›ndaki saadet zincirinin kopmas›
sonucu büyüme oranlar›nda ciddi ger-
ilemeler ortaya ç›km›flt›r. 2008’de %0,0’a
düflen büyüme oran› 2009’da %-2,6 ger-
ilemifltir. 2010 y›l›nda ABD ekonomisi
toparlanmaya bafllam›fl, ancak yüksek
iflsizlik oran› ve kamu borcu ile düflük
büyüme oran› sürmektedir. Buna karfl›l›k
2010 büyüme oran›n›n %2,6 olarak
gerçekleflece¤i, 2011 için ise %2,3 olmas›
beklenmektedir.
• Dünya ekonomisinde 2008’de büyüme
oran› %2,8 olarak gerçekleflirken küresel
krizin de etkileriyle büyüme 2009’da orta-
lama olarak %-0,6 oran›nda gerilemifltir.
2010 y›l›nda %4,8 olarak gerçekleflmesi
beklenen dünya üretim art›fl h›z›n›n 2011
y›l›nda %4,2 olmas› beklenmektedir. Kriz
sonras› büyüme performans›n›n
artmas›nda geliflmekte olan ekonomilerin
yüksek büyüme h›zlar› daha çok etkilidir.
• Geliflmifl ekonomilerde 2008’de %0,2
olarak gerçekleflen büyüme oran› 2009
y›l›nda küresel finansal krizin de etkisiyle
%-3,2’ye gerilemifltir. 2010 y›l›nda %2,7
olarak beklenen büyüme oran›, 2011
y›l›nda %2,2 olarak öngörülmektedir.
• Dünya ekonomisinde 2007 bafl›ndan
itibaren enflasyonda art›fl e¤ilimi bafllam›fl
idi. Geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler
ekonomilerinde ayn› e¤ilim paralel olarak
2008 A¤ustos ay›na kadar sürmüfltür.
ABD mali piyasalar›nda bafllayan kriz,
finans kurumlar›nda büyük zararlara, reel
kesimde üretim gerilemelerine, iflsizlikte
art›fla yol açm›flt›r. Para ve maliye poli-
tikalar› krizi önleyecek paketler içinde
DÜNYA EKONOM‹KKONJONKTÜRÜNÜN ANAL‹Z‹Büyüme ve Enflasyonun Seyri
Prof. Dr. Ahmet ‹NCEKARA‹.Ü. Ö¤retim Üyesi
‹ktisadi Araflt›rmalar Vakf› Baflkan›
61
EKONOM‹
yeniden tan›mlanm›flt›r. Faiz oranlar›nda
h›zl› düflüfller yap›lm›flt›r. Finansal kurum-
lara likidite sa¤lan›rken zor durumdaki reel
kesim iflletmelerine destekler verilmifltir.
Daha önce enflasyonda art›fla neden olan
dünya emtia fiyatlar›nda önemli oranda
düflüfller gerçekleflmifltir. Bugün itibariyle
gerileyen talebi canland›rmak üzere para
politikas›nda gevflemeye gidilmifltir.
Enflasyon riski ikinci plana at›lm›flt›r. Krize
karfl› al›nan gevfletici para ve maliye poli-
tikas› önlemleri, piyasalardaki canlan-
man›n yeniden sa¤lanmas›yla bir-
likte, belirli bir sistematik içinde
s›k›laflt›rma yönünde yeni
kararlarla yer de¤ifltirebile-
cektir. Ancak sa¤lanan
piyasa desteklerinin
zaman›ndan önce
kald›r›lmas› yeni
yavafllama hatta dip
risklerini ortaya
ç›karm›flt›r. O sebeple
ABD’de yeni destek
paketleri uygulamaya
konulmufltur. Bu
çerçevede piyasadan
hazine bonosu al›n›p nakit
fonlama yap›lmaktad›r. Bu
durum ABD d›fl›ndaki di¤er
ülkelerin finans piyasalar›na
s›cak para girifline sebep olmakta,
yerli paralar›n de¤erlenmesi sonu-
cunu do¤urmaktad›r. Özellikle geliflmekte
olan ekonomiler ve Türkiye’de ekonomi
yönetimi buna karfl› para politikas› önlem-
leri almaktad›r.
• Al›nan bu önlemler dâhilinde 2008
y›l›nda Geliflmifl Ekonomilerde Tüketici
Fiyatlar› %3,4, 2009 y›l›nda ise %0,1
oran›nda gerçekleflmifltir. Enflasyon oran-
lar›n›n 2010 y›l›nda %1,4, 2011’de ise
%1,3 oran›nda gerçekleflmesi beklenmek-
tedir.
• 2008 y›l›nda Geliflmekte Olan
Ekonomilerde Tüketici Fiyatlar› %9,2, 2009
y›l›nda ise %5,2 oran›nda gerçekleflmifltir.
Enflasyon oranlar›n›n 2010 y›l›nda %6,2,
2011’de ise %5,2 olmas› beklenmektedir.
• Sonuç olarak geliflmifl ekonomilerde
düflük büyüme h›z› ve düflük enflasyon
geliflmekte olan dünya ekonomilerinde
ise; yüksek
büyüme
h›z› ve daha dengeli bir enflasyon oran›
hakim olacakt›r denilebilir.
• Euro Bölgesinde 2008’de %0,5 olarak
gerçekleflen büyüme oran› 2009 y›l›nda
%4,1 oran›nda gerilemifltir. 2010 y›l› bek-
lentileri Yunanistan’da bafllayan ve di¤er
Avrupa ülkelerini de tehdit eden ekonomik
krizdeki derinleflme ile bozulmufltur. Euro
Bölgesi için 2010 y›l›nda beklenen y›ll›k
büyüme %1,0 olmas›na karfl›l›k, Avrupa
Birli¤i Ekonomi Yönetimi’nin ald›¤› önlem-
lerle büyüme oran›n›n %1,7 olarak gerçek-
leflebilece¤i tahmin edilmektedir. 2011 y›l›
büyüme oran› ise %1,5 olarak
öngörülmektedir.
• Geliflmekte olan ekonomilerde 2008’de
%6,1 olarak gerçekleflen büyüme oran›
2009 y›l›nda küresel finansal krizin de etk-
isiyle %2,5’e gerilemifltir. 2010 y›l›nda
7,1 oran›nda büyüme sa¤lan-
mas› ve tekrar kriz öncesi
düzeyin üzerine ç›kmas›
beklenmektedir. 2011
y›l›nda büyüme
oran›n›n biraz ger-
ileyece¤i ve %6,4
olarak
gerçekleflece¤i
tahmin edilmek-
tedir.
• Geliflmekte
Olan Asya
Ülkeleri ekonomi-
leri kriz y›l›nda
%7,7 büyürken
2009da büyüme oran›
%6,9’a gerilemifltir.
2010 y›l›nda beklenen
büyüme oran› %9,4 ile kriz
öncesinin de üzerinde tahmin
edilirken, 2011 y›l›nda büyüme oran›
%8,4’e gerileyecektir.
• Görüldü¤ü gibi dünya ekonomisinde
özellikle ABD ve Euro Bölgesinden oluflan
ve krizle bozulan ekonomik büyümedeki
gidifl, düflük büyüme h›z›, yüksek kamu
borcu ve yüksek iflsizlikle karakterize edil-
erek sürebilecektir. Buna göre, dünya
ekonomisi ve özellikle finans piyasalar›
aç›s›ndan yeni yap›sal düzenlemelerin
gere¤i ortaya ç›kmaktad›r.
62
MAKALE
Kanûnî’den sonra yap›lm›fl birçok flifaha-nenin (hastanenin) kitabesinde veya her-hangi bir yerinde, Halk içinde mu’teber birnesne yok devlet gibi Olmaya devlet ci-handa bir nefes s›hhat gibi beytini görür-sünüz. ‹nsanl›k tarihinde sa¤l›¤›n öneminiböylesine anlatan beyit, m›sra veya sözsay›s› herhalde azd›r.
Döneminde Osmanl› Devletini cihan dev-leti hâline getiren, kanun hâkimiyetini ku-ran, adaleti sa¤lay›p devleti ifller hâle geti-ren ve bu yüzden hakl› olarak “Kanûnî” ve“Muhteflem” unvanlar›n› kazanan SultanSüleyman (1520-1566) ayn› zamanda bü-yük bir flairdi. Muhibbî mahlas›yla fliirler yazan KanûnîSultan Süleyman yukar›daki beytinde halkaras›nda devlet kadar itibarl› bir fley olma-d›¤›n›, halk›n böyle düflündü¤ünü belirttik-ten sonra, gerçek devletin s›hhat oldu¤u-nu hat›rlatmaya çal›flm›flt›r. Hayat› uzunsüre hastal›klarla mücadele içinde geçenbir hükümdar flairin halka ve insanl›¤a ya-pabilece¤i en güzel nasihati yapm›fl, hal-
k›n sahip oldu¤u sa¤l›k devletini onlarahat›rlatm›flt›r.
900/1495’te Trabzon’da do¤an, Kur’ân-›Kerim’den tefe’ül edilerek ad› Süleymankonan ve babas› I. Selim’in vefat› üzerine936/1520’de ‹stanbul’a gelerek padiflaholan, k›sa zamanda Osmanl› Devleti’nin s›-n›rlar›n› bilhassa bat›da geniflleten ve dö-neminde Osmanl›y› dünyan›n en büyük,en güçlü, en sosyal devleti haline getirenKanûnî Sultan Süleyman, Türk siyasi tari-hinde oldu¤u gibi Türk edebiyat› tarihiiçinde de mümtaz bir yere sahiptir. O pa-diflah olmasayd› da fliirleriyle önemli birflair olarak mutlaka tan›nacakt›. Bu yüzdenonun için “Sâhibü’s-seyf ve’l-kalem”(=k›l›çve kalem sahibi) denmifl, hem gerçek an-lamda sultan, hem de fliirde sultan olaraktan›nm›flt›r.
Maalesef Türk gençli¤i gerek Kanûnî’ningerekse di¤er padiflahlar›n flair, sanatkârve fikir adaml›¤› yönlerinden haberdar de-¤il. Osmanl› hanedan›n›n padiflah ve fleh-
zadelerinin ço¤u ayn› zamanda flairdir.Fatih sultan Mehmet (1451-1481) Osmanl›sultanlar› aras›nda ilk divan sahibidir.Mahlas› “Avnî”dir. II. Bayezid (1481-1512)’in Adlî mahlas›yla Türkçe ve Farsçafliirleri vard›r. Ad›n› mahlas olarak kullananCem Sultan›n, Korkud Sultan (öl. 1513)’›n,Kanûnî’nin o¤ullar›ndan fiehzade Mustafa(öl. 1553)’n›n, Sultan II. Selim (1566-1574)’in, fiehzade Bayezid (1525-1561)’ingüzel fliirleri vard›r. Özellikle Kunûnî’ninbabas› I. Selim (1512-1520), yaklafl›k 300gazelli Farsça divan sahibidir.
fiair sultanlar aras›nda Muhibbî’nin farkl›bir yeri vard›r. Zira onun biri Farsça, üçüTürkçe olmak üzere dört divan teflkil ede-cek kadar çok fliirleri vard›r. Ço¤u gazelolmak üzere 3000 civar›nda fliiri vard›r veTürk edebiyat›n›n en çok gazel yazan flair-lerindendir. fiiirlerinin ço¤u hikemî, fikrî,hamasî, âfl›kane ve rindane mahiyettedir.fiiirlerinde padiflahl›¤›n verdi¤i kibir ve bü-yüklenmeye rastlanmaz. Aksine hakk›n ku-lu oldu¤unu ve padiflahl›¤›n›n zahiren ol-
Prof. Dr. Nihat ÖztoprakMarmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan›
MuhteflemMuhibbî
63
MAKALE
du¤unu unutmam›fl biri izlenimini yans›t-maktad›r. Bir beytinde bu hususu,
Gayret-i ‹slâm içindir k›ld›¤›m azm-i seferHak bilir kim etmedim ben an› milk ü dâd için
“Sefere azmetme sebebim dinî gayretim-dendir. Allah biliyor ki ben toprak elde et-mek için sefere ç›kmad›m” diyerek belirt-mektedir. O dünyadaki padiflahl›¤› bir an-l›k uykuya benzeterek kendi kendine“ma¤rur olma” diye uyar›da bulunur.
Ma¤rur olup cihâna olma Muhibbî gâfilDünyâda pâdiflahl›k bir lahza hâba benzer
Muhibbî’nin Allah aflk›n›, peygamber sev-gisini dile getiren, ‹slâm inanc›n› anlatandinî mahiyette tevhid, münacaat, na’t ka-rakterinde müstakil fliirleri ve beyitleri var-d›r. Onun için hakiki sevgili Allah't›r ve Hz.Peygamberdir. Âlemlerin nuru, Allah'›nsevgilisi Hz. Peygamberdir:
Nûr-› âlemsin bugün hem dah› mahbûb-› Hudâ Ey-leme âfl›klar›n bir lahza kap›ndan cüdâ
Muhibbî her fleye ra¤men bir sultand›r,devlet adam›d›r. Di¤er flairlerden farkl›olarak onun hükümdarl›¤›n› yans›tan keli-meler, fikirler fliirlerinde s›kl›kla görülür.Onun fliirlerinde devlet, ferman, abd, kul,sultan, asker, leflker, tu¤, sancak, alem,tabl, taç, tu¤ra gibi bir devlet adam›n›nkullanabilece¤i kelimeler çoktur. Yer yerfliirlerinde savafl meydanlar›ndaki mehtermusikisini, kös seslerini, k›l›ç flak›rt›lar›n›hissettiren tok ve hâkim bir ses duyulur.
Allah Allah diyelim sancak-› flâhî çekelimYürüyüp her yanadan flarka sipâhî çekelim
‹ki yerden kuflanal›m yine gayret kufla¤›nBulafl›p toz ile topra¤a bu râh› çekelim
Pâymâl eyleyelim kiflverini surh-serinGözüne sürme diye dûd-› siyâh› çekelim
Bize farz olmufl iken olmam›z ‹slâma zâhirNice bir otural›m bunca günâh› çekelim
Umar›m rehber ola bize Ebûbekr ü Ömer
Ey Muhibbî yürüyüp flarka sipâhî çekelim
Bugün fliirden ve di¤er güzel sanatlardanbir hayli uzaklaflm›fl bir topluluk olarak Ka-nûnî’nin fliirle bu denli hafl›r neflir olmas›n›anlamakta zorluk çekildi¤ini görüyoruz. fii-irin kültür ve fikir tarihi içindeki yerini bil-meyen, güzel sanatlar aras›ndaki mevkiinitakdir edemeyen, özellikle Osmanl› toplu-mundaki de¤erini bilmeyen günümüz in-san›n›n Kanûnî’nin fliire olan ba¤l›l›¤›n› de-¤erlendirmesi elbette beklenemez. Kanûnîdöneminde fliir, di¤er güzel sanatlardançok farkl› olarak oldukça ra¤bet görüyor-du. Dönemin âlim, bilgili, kabiliyetli olanlar›bu hayat›n bir parças› hatta gere¤i olarakfliirle meflgul olurlard›. ‹çlerinden fliire ka-biliyetli olanlar bilgilerini, fikirlerini, tecrü-belerini, sevgi ve nefretlerini velhas›l aklagelebilecek her konuyu fliirle dile getirme-ye çal›fl›rlard›. Bu yüzden devlet adamlar›,din adamlar›, fikir adamlar› hangi kesim-den olursa olsun insanlar fliirle meflgulolurlard›.
Kanûnînin ömrü ülkelerden ülkelere at sür-mekle, içeride adaleti tesis edip imar iflle-rini yükütmekle geçmifl olmas›na ra¤menfliir yazma¤a f›rsat yarat›yor böylece buyorucu ifllerden uzaklafl›p gönlüyle hasbi-hal edip sade bir insan gibi düflüncelerinifliir yoluyla ifade ediyordu. fiiir onun içinkendi kendine söylefli, s›k›nt›lar›ndanuzaklaflma, dertleflme, hayaller kurma yeriidi. K›saca afla¤›daki beyitte belirtildi¤i gi-bi fliir kendini anlatma yeri idi:Bu Muhibbî hâlini tahrire alm›flt›r kalemNice defter doldu flerh olmad› ahvâlim he-nüz Muhibbî'nin fliirlerinin özünde aflk vesevgi vard›r. Afla¤›daki beytinde,Kim ki ö¤renmek diler aflk›n rümûzun ser-teser Okusun görsün Muhibbî defter ü dî-vân›m›z “Aflk›n rumuzunu bafltan sona ö¤-renmek isteyen bizim defterimizi divan›m›-z› okusun” diyerek divan›nda hâkim unsu-run aflk oldu¤una iflaret etmektedir. Dilegetirdi¤i aflk bazen Allah, bazen peygam-ber, bazen bir insan aflk›d›r. Hürrem Sul-tan’a besledi¤i sevginin bir niflan› olarakafla¤›daki gazel manidard›r:
Abîrim anberim var›m habîbim mâh-› tâbân›m Enî-
sim mahremim var›m güzeller içre sultân›m
Hayât›m hâs›l›m ömrüm flarâb-› Kevserim Adn’imBahâr›m behcetim rûzum gülüm ey verd-i handân›m
Ç›nâr›m seyr ü seyrân›m gülistân ile bostân›m Me-râm›m dürr-i flehvâr›m sabâh›m sohbetim flâm›m
Neflât›m iflretim bezmim çer⤛m neyyirim flem’imTurunc u nâr u nârencim benim flem‘-i flebistân›m
H›redmendim hudâvendim nihân›m zâhir ü pendimKubâd’›m Hüsrev’im mîrim cihân iklimine cân›m
Nebât›m flekerim gencim bu âlem içre bî-rencimAzîzim Yûsuf’um var›m gönül M›sr’›ndaki hân›m
Sitanbul’um Karaman’›m diyâr-› milket-i Rûm’umBedahflân’›m ve K›pça¤’›m ve Ba¤dâd’›m Hora-sân’›m
Saç› var›m kafl› yay›m gözü pür-fitne bîmâr›m Ölür-sem boynuna kan›m meded hey nâ-müselmân›m
Kap›nda çünki meddâh›m seni medh iderem dâyimYürek pür-gam gözüm pür-nem Muhibbî’yem hofl-elhân›m
Netice olarak Kanûnî, sade ve ak›c› diliyle,samimî ve içten üslubuyla, içinden geldi¤igibi söyleyifliyle dönemine göre sade, an-lafl›l›r ve baflar›l› fliirler yazm›flt›r. Fikrî, hi-kemî ve âfl›kâne fliirler söyleyerek hayatanas›l bakt›¤›n› anlatamaya çal›flm›flt›r. ‹n-san oldu¤unu, kul oldu¤unu unutmadan,âfl›kâne fliirlere öncelik vererek aflk›n vesevginin insanlar aras›ndaki iliflkiye hâkimolmas›na gayret etmifltir. O, bu fliirleriylegerçek anlamda hükümdar olman›n yan›s›ra sözde de sultan oldu¤unu göstermifl,bu yönüyle de Türk milletinin gönlündetaht kurmufltur.
1 Tefe'ül, fal açmak, fal tutmak anlam›ndad›r. Eskiden bakla, kahvetelvesi yan›nda Kur’ân-› Kerim, Haf›z Divan› ve Fuzûlî Divan›na bak›la-rak da fal aç›l›r ve buna tefe’ül etmek denirdi. Önce niyet edilerek kitapaç›l›r, parmak sayfa üzerinde bir yere getirilir oran›n anlam› o niyetiçin yorumlan›rd›.
2 Yavuz Sultan Selim Divan›, Terc. Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan, ‹stanbul1946.
3 Farsça Divan› için bk. Muhibbî, Farsça Divan (Metin-Çeviri), haz.Coflkun Ak, Ankara 2006. Türkçe Divan› için bk. Muhibbî Divan›, haz.Coflkun Ak, Ankara 1987.
64
ARAfiTIRMA
Türkiye’nin de içinde oldu¤u geliflmekteolan ekonomilerde (emerging markets)gelir da¤›l›m›n›n adaletsiz oldu¤u, di¤eryandan, Gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizlik-lerin çözümü, di¤er makro de¤iflkenleregöre (Enflasyon, Milli gelir, Faiz, Kur, v.b.)daha zor ve daha uzun vadeli oldu¤u veLiberal ekonominin temel iflleyifl çark› olanpiyasa mekanizmas›n›n, tek bafl›naçözemiyece¤i gerçe¤inden hareketle,ancak, siyasal iktidarlar taraf›ndan, tasar-ruf, yat›r›m, büyümeyi ve Reel sektörünküresel rekabet gücünü zaafiyete u¤rat-mayacak bir flekilde uygulanacak maliyeve sosyal politikalar çerçevesindeçözülebilece¤i de¤erlendirilmektedir. Sosyal tabakalar aras›nda adil gelirda¤›l›m›n›n sa¤lanmas›na teminen, MilliGelirin büyüklü¤ünden ziyade bir ülkedeüretim sürecinde kullan›lan üretim faktör-lerinin, yarat›lan gelirden ald›¤› pay önemarz etmektedir. Üretime, eme¤i ile kat›lan-lar ücret geliri elde ederken, gayrimenkulsahipleri kira, parasal sermaye sahiplerifaiz ve giriflimciler kar elde etmektedirler.Faktörel gelir da¤›l›m› olarak adland›r›lanbu gelirler, birbirlerine ne kedar yak›nolursa o kadar adil bir gelir da¤›l›m›oldu¤u anlam›na gelmektedir. AK Partihükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›nday›l›nda iflsizlik oran›, yüzde 10,3 (eksik isti-hdamla birlikte iflsizlik oran› yüzde 14.5)düzeyi ile 2 Milyon 452 kifli oldu¤u, 2010y›l› Kas›m ay› itibar›yla yüzde 11 oran› ile2 milyon 811 bin kifli oldu¤u, 2010 y›lsonunda istihdam›n yüzde 10-11band›nda olaca¤› de¤erlendirilmektedir.2002 y›l›ndan itibaren, Türkiyedeki h›zl›nufus art›fl› ve köyden kente göçün yo¤unyaflanmas› ve bunlara ilaveten, 2007y›l›nda yaflanan cumhurbaflkan›n›seçtirmeme vakas›, akabinde 2008 y›l›ndaAK Partiye aç›lan kapatma davas› ve 2009y›l›nda tüm dünyaya sirayet eden küreselkriz gibi hususlar›n istiham üzerinde olum-suz etkiledi¤i gözlemlenmektedir.Gelirden en az pay alan yüzde 20’lik kes-
imin, (sosyal tabakan›n açl›k kesimi)gelirinde düzelmeyi sa¤layacak en önemligeliflme, iflsizlik oran›n›n azalt›lmas›oldu¤u, dolay›s›yla, ‹flsizli¤in, geliflmiflekonomilerdeki gibi do¤al iflsizlik oran›yüzde 5’lerin alt›na indirilmedi¤i sürece,sosyal tabakan›n en fakir kesiminingelirinde bir düzelme olmayaca¤›de¤erlendirilmektedir.
Afla¤›daki tabloda görüldü¤ü üzere, AKParti hükümeti göreve geldi¤i 2002y›l›ndan itibaren, maliye politikas› olarakfaiz d›fl› fazla ve para politikas› olarak fiyatistikrar› çerçevesinde uygulad›¤› poli-tikalar neticesinde, 2002-2010 y›llar›aras›nda yüzde 4,8 büyüdü¤ü, bun karfl›nadil gelir da¤›l›m›n› ifade eden Gini kat-say›s›, 2002- 2005 y›llar› aras›nda (2002-2005) döneminde istikrarl› biçimdedüzelme e¤ilimine girdi¤i, ancak bu y›ldansonra bozuldu¤u ve taraf›m›zca küreselkrizle birlikte bu rasyonun 2009 ve 2010y›llar›nda önemli bir de¤ifliklik olmayaca¤›öngörülmektedir.
BÜYÜME ‹LE GEL‹R DA⁄ILIMINDAADALET‹ ‹FADE EDEN G‹N‹ KATSAYISI
*Gini katsay›s›, Gelir da¤›l›m› adaletiniölçmekte kullan›lan ölçü oldu¤u ve 0 ile 1aras›nda de¤er alan Gini katsay›s›,s›f›ra yaklaflt›kça gelir da¤›l›m› daha adiloldu¤u, bire yaklaflt›kça gelir da¤›l›m›n›nadaletsiz oldu¤u anlam›na gelmektedir.Afla¤›daki tabloda görüldü¤ü üzere,toplam nüfusun milli gelirden en yüksek
pay› alan %20’lik kesimi, 1963’te yarat›lanmilli gelirin yüzde 55’ni ald›¤›, 1968’de buoran›n yüzde 60’fla yükseldi¤i, K›br›s bar›flharekat› ve petrol krizi nedeniyle, 1973y›l›nda yüzde 56,5’e düfltü¤ü ve bu y›ldanitibaren düflüfl e¤ilimi sergileyen bu rasyo,AK Parti Hükümeti göreve geldi¤i 2002y›l›nda yüzde 50’ye düfltü¤ü gözlenmekte-dir. Öte taraftan, Nüfusun milli gelirden endüflük pay› alan %20’lik kesiminin ise,1963 y›l›nda milli gelirin yüzde 4.5’niald›¤›, 1986 y›l›na kadar düflüfl sergileyenbu oran 1987 y›l›ndan itibaren yükseliflegeçti¤i ve krizle birlikte 1994 y›l›nda yüzde4.9 yükselen bu oran, AK Parti Hükümetigöreve geldi¤i 2002 y›l›nda yüzde 5.3’eyükseldi¤i izlenmektedir. Bu çerçevede,Gini katsay›s›, 1963 y›l›nda 0.55seviyesinde oldu¤u, bu rasyonun 1986y›l›na kadar 0.55-0.56 band›nda yer
de¤ifltirdi¤i, bu y›ldan itibaren afla¤› yönlütrend sergileyan gini katsay›s› 1994’te0.49’a düfltü¤ü, AK Parti Hükümeti görevegeldi¤i 2002 y›l›nda 0.44’e düfltü¤ü izlen-mektedir.
1963-1994 YILLARI ARASI GEL‹R DA⁄ILIMIYÜZDELER‹ VE G‹N‹ KATSAYISI
AK PART‹ HÜKÜMET‹ DÖNEM‹NDEEKONOM‹K BÜYÜME VE GEL‹R DA⁄ILIMI ARASANDAK‹ KORELASYON
Abdusselam DE⁄ER Ekonomist
e-mail: [email protected]
65
ARAfiTIRMA
Afla¤›daki tabloda görüldü¤ü üzere, Milligelirden en yüksek pay› alan %20’likgrubun, AK Parti Hükümeti göreve geldi¤i2002 y›l›nda yüzde 50 oldu¤u ve buy›ldan itibaren düflüfl trendi segileyen burasyo 2005 y›l›nda yüzde yüzde 44.4’edüfltü¤ü ve bu y›ldan itibaren, ekonomikaktörlerce, faizlerin afla¤› çekilmesi gerek-ti¤i beyan edilmesine ra¤men, hernedense Merkez Banakas› taraf›ndan poli-tika faizleri düflürümedi¤i, di¤er yandan,kamu borçlanma gere¤i kapsam›nda,tahvil ve bono gösterge faizleri yüksekteseyretmesi sebebiyle, yükselifl trendigözlemlenen bu rasyo 2008 y›l›nda yüzde46,7 oldu¤u görülmektedir. Taraf›m›zca,2005 y›l›na kadar inifl trendi görülen, Milligelirden en yüksek pay› alan yüzde 20’likgrubun, yukar›da söz etti¤imiz göstergefaiz oranlar›n›n yüksek olmas› sebebiyle,ad› geçen y›ldan itibaren bu rasyonundüflmedi¤i de¤erlendirilmektedir. TU‹KTaraf›ndan 2008 y›l›ndan itibaren gelirda¤›l›m›na iliflkin verilerin aç›klanmad›¤›,ancak 2008 y›l› sonlar›ndan itibaren faizoranlar›ndaki düflüfle paralel olarak 2009ve 2010 y›l›nda bu rasyonun afla¤› yönlüolaca¤› de¤erlendirilmektedir. Di¤er yan-dan, Nüfusun milli gelirden en düflük pay›alan %20’lik kesimin ise, AK PartiHükümeti göreve geldi¤i 2002 y›l›ndayüzde 5.3 oldu¤u, 2003 -2004 y›llar›ndabu grubun, gelirden ald›¤› pay yüzde 6’yayükseldi¤i ve 2005 y›l›nda bu oran›n,yüzde 6,1’e yükseldi¤i, 2006 y›l›nda yüzde5.1’ düfltü¤ü ve 2007 y›llar›ndan itibarentekrar yükselifl trendine giren bu rasyo2007 ve 2008 y›llar›nda yüzde 5.8 olarakgerçekleflti¤i gözlenmektedir. 2008 y›ldanitibaren Nüfusun milli gelirden en yüksek
pay› alan %20’lik kesimin, gösterge faiz-lerinin düflmesine paralel olarak gelirininazalaca¤›, di¤er yandan, en düflük kes-imin geliri ise, küresel krizle birlikte artaniflsizli¤e ra¤men, yüksek grubun pay›n›nazalamas› sebebiyle, 2009 ve 2010y›llar›nda iyileflme olaca¤›de¤erlendirilmektedir.
AK PART‹ DÖNEM‹NDE GEL‹R DA⁄ILIMIYÜZDELER‹ VE G‹N‹ KATSAYISI Sonuç olarak, 1986 y›l›na kadar 0.55-0.56band›nda yer de¤ifltidi¤i gözlemlenen adilgelir da¤›l›m›n› ifade eden Gini katsay›s›,bu y›ldan itibaren afla¤› yönlü trendegirdi¤i ve 1994’te, 0.49’a düfltü¤ü izlen-mektedir. AK parti iktidar›n›n (2002- 2005)döneminde gelir da¤›l›m›n›n istikrarl›biçimde düzelme e¤ilimine girdi¤i, ancakyüksek faizlerle kamu borçlanma gere¤idolay›s›yla 2006 y›l›nda gini katsay›s›0.43’e yükseldi¤i, 2007 ve 2008 y›llar›ndaenflasyonun düflmesiyle birlikte bu rasy-onun biraz düzelme e¤ilimine girdi¤i vegini katsay›s› her iki y›lda 0.41’e düfltü¤ügözlenmektedir. Bir baflka ifade ile,AK Parti göreve geldi¤i 2002 y›l›ndan
2005 y›l›na kadar Gini katsay›s›ndaiyileflme oldu¤u, ancak faizlerin yüksekseyretmesi sebebiyle, 2006 ve 2008 y›llar›aras›nda bu oran›n bozuldu¤u, küresel kri-zle birlikte ülkemizde artan iflsizli¤era¤men, dünyadaki faiz indirimine paralelolarak ülkemizde düflen faiz oranlar›çerçevesinde 2009 ve 2010 y›llar›nda, üstkesimin gelirinin azalaca¤› varsay›m› ilegelir da¤›l›m›n›n bir önceki döneme göreiyileflme olaca¤› de¤erlendirilmektedir.Netice itibar› ile AK Parti hükümeti döne-minde, sabit fiyatlarla GSYH ortalamyüzde 4,8 civar›nda büyüdü¤ü, bunakarfl›n gelir da¤›l›m›nda adaleti ifade edengini katsay›s› 0.44’ten, 0.41’e düfltü¤ü,dolay›s›yla, Milli Gelirin büyüklü¤ü, k›smengelir da¤›l›m›n› olumlu etkiledi¤i, ancaktoplumun de¤iflik sosyal tabakalar›aras›nda adil gelir da¤›l›m› sorununutamamen ortadan kald›rmad›¤› ve busorunun ancak maliye ve sosoyal poli-
tikalar ile istihdam›n art›r›lmas› ileçözülebilece¤i de¤erlendirilmektedir.Taraf›m›zca, ‹flsizlik sorunun çözümüneyönelik olarak, istihdam üzerindeki vergive sosyal güvenlik primlerininin özel sek-törün önünü açacak bir orana düflürmesigerkti¤i ( OECD verilerine göre, Türkiyeistihdam üzerindeki vergilerde %42.1oran› ile seçilmifl 26 ülke aras›nda ilks›rada yer ald›¤›), di¤er yandan, istihdamstrateji belgesi ihdas edilerek, ‹stihdam›ngözetim ve gelifltirilmesine iliflkin özel birBirim yeniden tesis edilerek, bölgeselkalk›nma planlar› çerçevesinde, ekonomikboyutu d›fl›nda sosyal yönü a¤›r basanistihdam konusunun çözümüne yönelikolarak kapsaml› bir çal›flma yap›lmas›gerekti¤i de¤erlendirilmektedir.
66
GÜNDEM
Yeflille ve mavinin kucaklafl›p dans etti¤ibir bölgedir Karadeniz…
Bat›s›yla do¤usuyla birbirini tamamlayanyaz, k›fl ve bahar demeden kendine hasbir baflka gizem tafl›r bünyesinde Karade-niz…
Do¤as›yla, kültürüyle, insan›yla, termal su-lar›yla, yaylalar›yla, da¤lar›yla, denizi, de-releri, flelaleleriyle, yöreye has mimari ya-p›s›yla, tulumuyla ve kemençesiyle birbaflkad›r zümrüt misali Karadeniz…
K›sacas› bir do¤a cennetidir Karadeniz…
Dünyada çok az rastlanan birçok güzellik-leri içinde saklar Karadeniz…
Gezgincilerin gezip de doyamad›¤›, tabia-t›n o vahfli güzelli¤ine hayran kalanlar birgelmekle yetinmeyip birçok kez gelip do-yas›ya yaflad›¤› yerdir Karadeniz…
Çay›, f›nd›¤›, tütünü, bal›¤›, bal›, dokuma-c›l›¤›, tar›m›, do¤a güzelliklerinin yan› s›rapolitikac›s›yla, kahramanl›klar›yla, sanayi-cisiyle, sanatç›s›yla futbolu ve birçok yönüile kendisinden söz ettiren Karadeniz böl-gesi ülkemizin adeta mozai¤idir.
Bir turizm ülkesi olan ülkemizin turizm aç›-s›ndan gere¤i kadar tan›t›m› yap›lamayan,turizm lobisi olmayan ve yat›r›mlardan na-sibini almayan Karadeniz bölgesi, bunara¤men son y›llarda yerli ve yabanc›lar›n
ilgi oda¤› haline geldi.
Özellikle kültür turizmi aç›s›ndan oldukçazengin bir bölgedir. Ülkemizin önde ge-len turizm acenteleri geçte olsa bu bölge-mizi adeta keflif ederek yurt içinden veyurt d›fl›ndan çok say›da turisti bu bölgeyeyönlendirerek Karadeniz’in tan›t›m›na bü-yük katk›lar sa¤lamaktad›rlar. Ama bu kat-k›lar sadece turizmcilerin de¤il, Karade-niz bölgesindeki mahalli idarelerin, siviltoplum örgütlerinin ve bölge halk›n›n en azturizmciler kadar destek vermelidirler.
Önümüzdeki birkaç y›l içerisinde potansi-yel olarak turizm aç›s›ndan çok büyük pat-lamalara sahne olacak olan KaradenizBölgesi yerli ve yabanc› turist ak›n›na u¤-rad›¤›nda mevcut ve yap›lmakta olan te-sisler yetersiz kalacakt›r. Bunun içindir ki,hükümetin bu bölgeye turizm yat›r›mlar›n›ngeniflletilmesi konusunda ad›m atmal› buad›mla birlikte yat›r›mc›lara teflvik kap›lar›aç›larak bunlar› yat›r›m yapmak için bölge-ye çekmelidir.
Turizm ve seyahat acenteleri d›fl›nda mer-kezi ‹stanbul’da bulunan ve k›sa ad›MRDS olan Marmara Rizeliler E¤itim, Sa¤-l›k, Sanat, Kültür, Turizm ve Spor Derne¤i,Karadeniz bölgesinin turizm alan›nda da-ha aktif bir duruma gelebilmesi için Türki-ye Seyahat Acenteleri Birli¤i (TÜRSAB) ilebu konuda bir çal›flma içerindedir. MRDSnin bu çal›flmas›na baflta Karadeniz illerin-
deki valilikler, belediyeler ve sivil toplumörgütleri destek vermelidirler.
Karadeniz oto yolunun hizmete girmesi,uçak seferlerinin artmas›, çok say›da ko-naklama tesislerinin hizmete aç›lmas›, evpansiyonculu¤unun ço¤almas› do¤a yap›-s› ve Karadeniz insan›n›n misafirperverlik-leri bu bölgenin turizmi ne kadar çokönemsedi¤ini gözlemekteyiz.
Özellikle içinde bulundu¤umuz 2011 y›l›Arap ülkeleri baflta olmak üzere birçokAvrupa ve uzak do¤u ülkelerinden çok sa-y›da turizm firmas›n›n rezervasyonlar› d›-fl›nda ev pansiyonculu¤u içinde anlaflma-lar›n›n yap›ld›¤›na iliflkin duyumlar al›n-maktad›r.
‹ç turizm olarak baflta ‹stanbul, ‹zmir, Ada-na, Gaziantep, Eskiflehir ve birçok ilimiz-deki turizm seyahat acenteleri kültür turiz-mi olarak seçikleri Karadeniz bölgesi bir-kaç y›l içerisinde dünyan›n önde gelen tu-rizm bölgelerinden biri olacakt›r.
O zaman flimdiden tatil programlar›m›zaKaradeniz’i tercih ederek bafllayal›m.
Ne dersiniz…
Haydi Karadeniz’e…
Veya yöre deyimiyle..!
HAYDE KARADEN‹Z’E…
Selehattin BAKIR Turizmci
HAYDİKARADENİZE
67
SÖYLEfi‹
fiiir yazmaya ne zaman ve nas›l bafllad›n›z?1979’da ortaokul ö¤rencisiyken MustafaGüzelnazl› ad›na bir Türkçe hocam›z vard›.Türkçe dersinde Karacao¤lan’›n fliirleriniiflliyorduk. Bizlere “herkes kendine bir fliiryazs›n” dedi. Ben de,“Karfl› da¤lara karya¤m›fl a¤ar›yor” diye bafllayan bir fliiryazd›m. Bu fliirle bana bir cesaret geldi.Demek ki, ben de bir fleyler yaz›yordum, ozaman ben de yazay›m dedim ve bafllad›m.Kahvehane de arkadafllar›m oyun oynarkensigara k⤛tlar›na yazd›¤›m fliirleri; geçvakitte eve gelince not defterime yaz›yor-dum. Tabii konusu aflk oluyordu. 07.07.1983askerlik görevim bafllad›. O zamanlaraskerde de bir hayli yazd›m. Askerdengeldikten sonra 2004 de küçük o¤lumMuhammet Ali ve arkadafllarla bir Çanakkaleturu düzenledik, orada gördü¤üm manzarabeni çok etkiledi. Gezimiz bitene kadargözümün yafl› hiç kurumad›. Geziden birgün sonra, Çanakkale fliirimi yazd›m. Bu fliiribir hafta boyunca her okudu¤umdagözyafllar›na bo¤uldum. Bu fliiri yazd›ktanbir y›l sonra Türkiye Büyük Millet MeclisindeÇanakkale fiehitleri Sergisi düzenlendi. fiiiri-mi TBMM Baflkan› Say›n Bülent ARINÇ’atakdim ettim. Say›n Baflkan, fliirimin ilkdörtlü¤ünü okudu. Bu fliiri bana m› veriyor-sun? dedi. Ben de tüm Türk Milletinehediyemdir, dedim. Orada bulunan dernekbaflkanlar› ve milletvekilleri alk›fllad›lar. Sonrabu fliirim Meclis Bülteninde yay›mland›.Bundan sonra bana daha da bir flevk geldi.Yazmay› art›rd›m, bu fliirim 02 Nisan 2006’daulusal bir gazetede yay›mland›. Arkadafllar›mfliirlerimin güzel oldu¤unu, bu fliirlerin gün›fl›¤›na ç›kar›lmas› gerekti¤ini söylediler.Böylece, fliirlerimi kitap olarak yay›nlamayabafllad›m. fiu anda 5 fliir kitab›m var. Adlar›:“Aflk›n Dilinden”, “Gönlümde Hasret”, “Lay›kM› De¤ilim?”, “Ad›n Ne Olsun”, “HasretimKöyüme” ve yak›nda ç›kacak olan “GönülÇeflmemden Dökülenler” kitab›mla alt› ola-cak.
fiiirlerinizde hangi konular› iflliyorsunuz vehangi flairleri okuyorsunuz?Tabi Karaco¤lan’dan ilham ald›¤›m›zdan eskisevdalar›m›z› da fliirlerimize konu ediyoruz.
Çocuklar›m›z›, hayat mücadelesini, s›la has-retini fliirlerimize konu ediyoruz.
Karacao¤lan’dan bafllad›k. Necip Faz›l daNaz›m Hikmet de okuduk. Tabi ben dahaçok halk fliirinden, halk deyifllerinden vekoflmalardan etkilendim. Onlar› kendimeyak›n hissettim. Mahsuni fierif’in, Ali Ercan’›n,Neflet Ertafl’›n saz›n› da sözünü de çok sev-erim. Bir de Refik Baflaran gibi yöreselsanatç›lar›m›z›n eserlerini be¤enirim.
fiair kimli¤iniz size nas›l bir yaflam biçimikazand›rd›?Ben fliir sevgimin d›fl›nda kültürel konularada duyarl›y›m. ‹flin içine memleket sevgisi degirince Nevflehir, Derinkuyu’ya ba¤l› TilKöyüne bir kütüphane kazand›rmak içinyo¤un bir çaba sarf ettim. Kütüphanemizikurduk. Kampanya bafllatt›m ve duyarl›vatandafllar›m›z sayesinde 4 bine yak›n kita-ba kavufltuk.
Öte yandan memleketimdeki tarihi eserlerinkorunmas› ve turizme aç›lmas› için deu¤rafl›yorum. Til köyündeki Dolayhan ve 15km uzaktaki Do¤alahan, onun yan›ndaÇardak Köyündeki Camili Kilise’nin restoreedilmesi için Kültür ve Turizm Bakanl›¤›nailgili evraklarla müracaat›m oldu. Say›nBakan›m›z Ertu¤rul Günay’a da Meclis’tegördü¤ümde konuyu ilettim. Ama flimdilik birsonuç alamad›k. Hatta Vak›flar GenelMüdürlü¤üne de baflvurduk. Amau¤raflmaya devam edece¤im.
‹lginç an›lar›n›z oldu mu?Lübnan için bir fliir yazm›flt›m. Tesadüf ogünlerde Lübnan Büyükelçisi çal›flmaktaoldu¤um ‹nsan Haklar›n› ‹ncelemeKomisyonu’nu ziyaret etmiflti. Baflkan Say›n
Mehmet Elkatm›fl idi. O günlerde Lübnan’a‹srail sald›r›s› olmufltu. Büyükelçi verdi¤imfliirden çok etkilendi. Çok memnun kald›.Bunun d›fl›ndan az önce söyledi¤im gibiSay›n Bülent Ar›nç’a Çanakkale fliirimiverirken yaflanan muhabbet de güzel biran›yd›. Ben Meclis’in Bas›n kulisinde deçayc›l›k yapt›¤›m için bas›n dünyas›ndanbirçok tan›d›¤›m var. Onlar da bu flairyönümü biliyor arada s›ra haberlerine konuediyorlar. O nedenle baz› milletvekillerimiz“ya bizden çok ç›k›yorsun bas›na” diyetak›lmadan edemiyorlar. ‹nsanlar›n ço¤u birifle girdikten sonra okumay› yazmay›b›rak›yor. Oysa ben severek buna devamediyorum. Bu da insanlara ilginç geliyorsan›r›m.
Peki, bu okur-yazarl›k konusunda gençlerehangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?Gençlere her zaman günlüklerini, hat›ralar›n›yazmalar›n› tavsiye ediyorum. Okumalar›n›tavsiye ediyorum. Bizim halk kültürümüz çokgüzel. fiiirlerimiz, Türkülerimiz çok güzel.De¤erini bilmelerini tavsiye ediyorum.Karacao¤lan’›, Yunus Emre’yi, Mevlana’y›okusunlar. Halk fliirimizi ve türkülerimizimerak etsinler. Dostluklar› korumalar›n› herzaman sal›k veriyorum. Tarihlerine, kültür-lerinse sahip ç›ks›nlar. Okumak yazmakömür boyu sürmesi gereken çok güzelu¤rafllard›r. Bir ifle girdikten sonra bunub›rakmamak laz›m. Ben mesela flu anda 48 yafl›nda olmamara¤men hem Aç›k Ö¤retim Fakültesinedevam ediyorum hem de fliir okuyorum,yaz›yorum. Memleketimdeki tarihi eserlerinkorunmas›na çal›fl›yorum. Köyüme birkütüphane kurdum, onu güçlendirmeyeçal›fl›yorum. Kampanyalar düzenliyorum.
En sevdi¤iniz dörtlü¤ünüzü alabilir miyiz siz-den?Yeni ç›kacak kitab›mda “Avare Gezece¤im”ad›nda bir fliirim var. Ondan bir k›taokuyay›m size:
Sevda denen atefl ba¤r›mda sönmedikçe,
Giden sevgili bana geri dönmedikçe,
Sevdi¤im dedi¤im elimden tutup
çekmedikçe,
Avare gezece¤im,
dostlar bunu böyle bile…
MECL‹S‹N fiA‹R ÇAYCISINECAT‹ ASLAN
68
MÜZ‹K
69
MÜZ‹K
Türk pop müzi¤inin önde gelen ismi
Gökhan Tepe
GÖKHAN TEPE K‹MD‹R ?
8 fiubat 1978 y›l›nda ‹stanbul’da do¤du. Ortaokul,lise ve üniversite e¤itimini ‹stanbul Teknik Üniver-sitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuar› Çalg›Bölümü’nde tamamlad›. Sanatç› flimdilerde HaliçÜniversitesi Konservatuar Bölümü’nde yüksek li-sans yapmakta. Gökhan TEPE ilk bestesini ortaokul y›llar›nda yapt›ve müzik sektörüne o tarihten itibaren bestelerkazand›rmaya devam etti.
1996 y›l›nda yap›mc›l›¤›n› ‹skender ULUS’un, pro-düktörlü¤ünü U¤ur BAfiAR’›n üstlendi¤i “Çöz Be-ni” adl› ilk albümüyle profesyonel müzik hayat›naad›m att›.1999 y›l›nda Selim Çald›ran ve Cenk ERO⁄-LU’nun aranjörlü¤ünde haz›rlad›¤› “Canözüm” ad-l› albümünü müzik severlerle buluflturdu.
2000 senesinde kariyerine oyunculu¤u da ekle-yen Gökhan TEPE, yap›mc›l›¤›n› Osman Ya¤murDEREL‹’nin üstlendi¤i, yönetmenli¤ini ise Ümit
EFEKAN’›n yapt›¤› ve 33 bölüm yay›nlanan “Be-nim ‹çin A¤lama” adl› dizide Fatma G‹R‹K’in o¤lu-nu canland›rd›¤› rolüyle baflrolleri paylaflt›. 2002 senesinde “Belki Hüzün Belki De Aflk” adl›albümünü müzikseverlerle buluflturdu.
Dört y›l›k ayr›l›¤›n ard›ndan 2006 y›l›n›n Temmuzay›nda aranjörlü¤ünü Erhan BAYRAK, MustafaCECEL‹ ve Bar›fl ÖZESENER’in üstlendi¤i “YürüYüre¤im” adl› albümle profesyonel sanat yaflant›-s›n›n 10. Y›l›nda zirvedeki yerini sa¤lamlaflt›rd›. Müzik çal›flmalar› devam ederken oyunculuk ad›-na gelen teklifleri de de¤erlendirme f›rsat› bulanGökhan TEPE, “Maçolar” adl› dizide BurhanÖÇAL ve Özlem TEK‹N’le baflrolleri paylaflt›. Ar-d›ndan “Elveda derken” adl› dizide doktor Ateflrolüyle yer ald›.
2008 y›l› sonlar›nda bafllad›¤› yeni albüm haz›rl›k-lar›n› tamamlayarak 5. Albümü “Vur” ile müzikse-verlerin karfl›s›na ç›kt›. Erhan BAYRAK ve Bar›flÖZESENR’in aranjörlü¤ünde haz›rlad›¤› bu al-bümde Gökhan TEPE de ilk kez prodüktör s›fat›y-la yer ald›.
70
MÜZ‹K
Gökhan Tepe’yi ilk olarak 1996 y›l›ndaÇöz Beni adl› albümle tan›d›k. O gündenbugüne Gökhan Tepe’nin hayat›nda nelerde¤iflti?‹fl hayat›mda önemli tecrübeler edindim.Çok fley yafland›. Aflklar›m oldu. Kaybetti-¤im ve kazand›¤›m dostlar›m oldu. fiükür-ler olsun iyi bir ismim oldu.
‹lk single çal›flman›z olan “Birkaç BedenÖnce” bu y›l çok konuflulan flark›lar ara-s›nda oldu. Bununla ilgili söylemek istedik-leriniz var m›?fiark›y› 2010 yaz›nda yapt›m. Sözleri fieb-nem Sungur’a ait. Asl›nda Nisan ay›ndaç›karaca¤›m albümde yeralacakt› bu flark›.Fakat flark› beni çok heyecanland›rd› vedinleyenlerimle bir an evvel paylaflmak is-tedim. fiark› hissetti¤im gibi de bir tepkiald›. Çok begenildi ve bir çok müzik liste-sinde 1 numaraya yükseldi, halen de bir-çok listede ilk s›ralarda.
Yeni albümle bir önceki albüm çal›flmalar›aras›nda uzun zaman geçse de yine zir-veden inmeyen isim olmay› baflar›yorsu-nuz. Bunu neye borçlusunuz? Sürekli üretiyorum. Bir süredir benimle ça-l›flan fiebnem Sungur, Ayla Çelik ve SedarAslan gibi söz yazar› arkadafllar›m var.Uzun zamand›r sadece kendim için de¤ildi¤er sanatç› arkadafllar›m için de beste-ler yap›yorum. En son Ebru Gündefl’in al-bümünde yorumlad›¤› ve albüme ad›n› ve-ren Beyaz, Vatan ve Severek Ölece¤izisimli besteleri yapt›m. Müzikte moday› ta-kip ediyorum. Kendimi sürekli gelifltiriyo-rum.
Müzik sektörünün son zamanlarda en bü-yük sorunu flark›lar›n yasal olmayan yollar-la bilgisayarlara indirilmesi. Albüm sat›flla-r›n› sekteye u¤ratan bu olay için neler söy-lemek istersiniz? Korsana karfl›y›m elbette. Eme¤e sayg›n›nbilinmesi gerekli.
3 dizide baflrol oynad›n›z. Oyunculukta dabaflar›n›z› kan›tlad›n›z. Yeni dizi projeleri-niz var m›?
Bu y›l yeni bir dizi-film projesinde yer al-may› istiyorum. Ama önce nisan ay›ndakialbümümü ç›kard›ktan sonra bu teklifleride¤erlendirece¤im
Yeni albüm çal›flman›zdan biraz bahsedermisiniz bizleri nas›l sürprizler bekliyor?fiu anda okumalar›m devam ediyor. Re-pertuar çal›flmam›z son ana kadar süre-cek. Baflar›l› bir albüm olmas› için elimdengelenin en iyisini yap›yorum. AranjörlerimErhan Bayrak ve Bar›fl Özesener’le çal›fl›-yorum ve keyifli bir heyecan içindeyiz.
Müzik d›fl›nda yapmaktan zevk ald›¤›n›zbaflka u¤rafllar›n›z var m›?Spor, playstation, arkadafllar›mla vakit ge-çirmek.
Gökhan Tepe bofl zamanlar›nda neler ya-par?Kiflisel geliflimim için bana faydal› olacakfleyleri yapmaya çal›fl›yorum.
Kendi tarz›n›z d›fl›nda farkl› tarzda yap›l-m›fl müzikler dinler misiniz? Örne¤in ens-trümantal ya da klasik müzik gibi?Enstrümantal müzikler dinlerim.
Teflekkür ederiz. Son olarak söylemek is-tedi¤iniz bir fley var m›?Ben çok teflekkür ederim TÜMB‹AD oku-yucular›na ve sizlere. Yeni flark›lar›mla Ni-san ay›ndan itibaren görüflmek üzere di-yorum.
Sevgili Okurlar›m, bugün siyasetten uzak,derin konulara de¤inmeden, ruh halimi anla-tan,özlemlerimi aktaraca¤›m..
Bendeniz Rize’nin Ardeflen ilçesi Yukar› du-rak köyündenim. Okuma yazma bilmeyen birailenin on iki çocu¤undan biriyim. Lise sonakadar Kaçkar’›n eteklerinde çobanl›k yapt›m.K›sacas› hem çal›flt›k, hem okuduk. Hayat›niçinden geliyoruz. M›s›r ekme¤i tek g›damaddemiz, beyaz f›r›n ekme¤i ise pastam›zoldu. Tabandan, tavana uzun bir yürüyüflyapt›k.
Cahit Külebi’nin ”Benim doğduğum köydeCeviz ağaçları yoktu, ben bu yüzden serinli-ğe hasretim” diye bafllayan”Hikaye” adli flii-rinde oldu¤u gibi, benim de köyümün yok ol-mufl tüm özelliklerini özledim..
Da¤lar›n tepelerinden inen, kayalara çarpa-rak u¤uldayan, Fırtına vadisi’nden sal›narakakan, insan›n ruhunu tazeleyen suyun sesiile büyüdük. Ayder’in, Sırt yaylan›n, dahas›Kaçkar’›n tepelerini yalayarak ormana inen,yapraklar› okflayarak yay›lan, yorgun yeflilin,güz k›z›l›n›n kokusuyla yo¤rulmufl rüzgar›nsesi hayat›m›z›n bir parças›yd›. Her ne kadarbölgedeki: HES inflaatlar› yüzünden; bu gü-zellikler yok oluyorsa da…
****Yaylaya gidenlere, sonbaharda dönenlere,göç yolunda ç›kanlarla onlar› u¤urlayanlar›nbirbirine kar›flt›¤› kufllar›n ve kuzular›n sesiile sabahlar› uyand›m. Köyümde T›p Fakülte-si’nde okuyan ilk ö¤rencilerinden Hasan veOsman Balcan’a bakarak ”Acaba bende on-lar gibi okuyabilecek miyim” hayranl›¤›yla ya-flad›m.
Benim okumam için ç›rp›nan, y›rt›p Trabzonlasti¤i ile köyden Ardeşen’e, 20. km yolda,s›rt›yla odun tafl›yan rahmetli anac›¤›m› hat›r-lad›¤›mda, yüre¤imde oluflan ac›larla olgun-laflt›m.
Maddi durumu iyi olan arkadafllar›m›n s›rt›n-daki güzel montlara bakarak, “Keşke bendede olsa” dedi¤imi hat›rlad›m.Almanya’dan köye gelen gurbetçilerin banaverdikleri bir Mark’›n heyecan›yla yaflad›m.
Bayram günlerinde giyece¤im ve yast›k al-t›nda ütüledi¤im yamal› pantolonla büyüdü-¤ümü hat›rlad›m.
Sar›n›n, k›rm›z›n›n tonlar›na bürünmüfl, heryapraktan da¤›lan hüznün, ayr›l›¤›n korku-suyla yaflad›m. Sahilden ya da büyük flehir-lerden gelenlere, yurt d›fl›ndaki gurbetçileri-mize, hayranl›kla bakarak büyüdüm.
Suyun, rüzgâr›n, sarp kayalara ya¤an karla-r›n, çobanl›k yapt›¤›m hayvanlar›n ç›ng›rakseslerinin, denizi and›ran sise kar›flt›¤› anlar-da, kuzular›m› kaybederim endifleleriyle ya-flad›m. ***
Aradan y›llar geçti. Köprülerin alt›ndan çoksular akt›. 46 y›lda, hayal bile edemeyece-¤im görevler nasip oldu. Adeta Kaçkar’›neteklerinden bürokrasinin tepelerine yürü-düm. Baflar›l› da oldum. 30 yıllık gazeteciliği-min yanında, 2 Başbakan, 5 Bakana Danış-manlık, iki kuruma Genel Müdürlük ve 8 Ka-mu kurumunda Yönetim Kurulu Üyeliği gö-revlerinde bulundum. Ancak geriye bakt›-¤›mda, yine eski günlerimi, özlemlerimi farkettim.
A¤ustos s›ca¤›nda derin vadinin devasa ka-yal›klar›ndan adeta püsküren Ayder’i özle-dim. ‹nsan›n içinden derdi, tasay› al›p götü-ren billur renkli Fırtınayı özledim. Çocuklu-¤umda tuttu¤um, günümüzde yok edilen kır-mızı benekli Alabalığı özledim. Suya düflenyapraklar Mevlevi dervifller gibi semaya dö-nen buz gibi suyu oluflturdu¤u “Uzun gölü”özledim, Sümela’y›, Sultan Murat’›. Özledim.
Y›llarca muhabirlik yapt›¤›m Trabzon’u, Uzunsoka¤›, Kundurac›lar caddesini, param›z ol-mad›¤› için veresiye yemek yedi¤imiz PolatUsta’yı, Arafıl Boyunu, Erdoğdu’yu, Uzun ku-mu, dahas› 12 y›l›m› geçirdi¤im Trabzon’u vetüm Trabzonlu’yu özledim. Eflim olan MelihaYazıcı ile ilk tan›flt›¤›m, Karadeniz TeknikÜniversitesi kampusunu özledim.
***Kuzular›m›, saf temiz insan›m›, yok edilme-mifl ormanlar›m›, misafirperverli¤i, do¤all›¤›,köydeki eski dü¤ünleri, imeceleri, akflamlar›toplan›p, lamba ›fl›¤›nda kuzinenin etraf›ndayap›lan sohbetleri özledim.
Tencerede kaynayan lahanay›, m›hlamay›,alt›n sar›s› gibi m›s›r ekme¤ini, yo¤urdu tur-fluyu, hamsiyi özledim.Gerçek insanl›¤›, karfl›l›ks›z dostlu¤u, entri-kas›z yaflam› özledim. Hayallerimi yüzdürdü-¤üm ›rmaklar›, gölleri özledim.
Ahflap kokular›n sindi¤i, yok edildi¤i 100 y›l-l›k ahflap evlerini, Serenderlerini, yayla göç-lerindeki flenliklerini, art›k mumla arad›¤›m›zbahçemizdeki hormonsuz sebze ve meyve-leri özledim Senetin sepetin olmad›¤›, sözünnamus oldu¤u güven dolu mertli¤i özledim.
Köy k›zlar›n›n, çay bahçelerinde, ya da yaylayollar›nda s›rt›ndaki yüküyle niflanl›s›na bir“merhaba” demesinin, ya da lamba ›fl›¤›ndayazd›¤› iki sat›r mektubunu verebilmenin gü-zelli¤ini özledim.
K›sacas›, do¤du¤um ve büyüdü¤üm co¤raf-yan›n da¤›n› tafl›n›, suyu, havas›n›, insan›n›ve her fleyini özledim…
KARADEN‹Z’‹ ÖZLEYENLER ‹Ç‹N YAZDIM…
Her yapraktan dağılan Hüznün kokusuyla yaşadım!
Osman YAZICIBaflbakan Eski Dan›flman› ve Genel Müdür
Her yapraktan dağılan Hüznün kokusuyla yaşadım!
71
GÜNDEM
72
GÜNDEM
KURTULUfi SAVAfiINDA ÇARPIfiAN ‹LK TÜRK KADIN SUBAYI,ANADOLU KADINININ GÖZÜ KARALI⁄ININ GERÇEK B‹R KANITI OLAN KARA FATMA,YAZAR GONCA ELMAS AKAY’IN T‹T‹Z ÇALIfiMASI SONUCUNDAUNUTULMAYA YÜZ TUTMUfi TAR‹H SAYFALARINDAN EVLER‹M‹ZE DO⁄RUYEN‹ B‹R YOLCULU⁄A ÇIKIYOR.
HAYATI BU ÜLKEYE ADANMIfi KADIN KAHRAMANIMIZ KARA FATMA’NIN‹MKANSIZLIKLARLA DOLU YAfiAMI BU ÜLKEYE ‹NANAN HERKES‹ B‹RKEZ DAHAKALB‹NDEN VURACAK VE TAR‹HE,B‹R KADIN KAHRAMANIN HAYATINA,Y‹NE ÇA⁄DAfi B‹R KADIN GÖZÜYLE YEN‹ B‹R PENCERE AÇACAKTIR.
KARA FATMA
ÖLÜMSÜZLEfiT‹
Gonca Elmas AKAY Yap›mc›-Yazar
73
GÜNDEM
“ANADOLU’DAK‹ KARA FATMALARIN EN
GÖZÜ KARASI BEN‹M,
MUHABERE BANA DÜ⁄ÜN GEL‹R”
FATMA SEHER (KARA FATMA)
O B‹R KADIN…
O B‹R ANA…
O B‹R KAHRAMAN…
GERÇEK B‹R ANADOLU EFSANES‹…
FATMA SEHER, NAMI D‹⁄ER
KARA FATMA…
74
GÜNDEM
‹stiklal savafl›nda
cephede savaflan
Türk kad›n Subay›
olan “Kara Fatma”
lakab› ile bilinen
Fatma Seher’in
hayat›
roman oldu.
Öykü Yap›m sahibi Gonca Elmas AKAY
taraf›ndan kaleme al›nan romanda, Kara
Fatma’n›n cephede geçen günleri ve sa-
vafl sonras› yaflad›¤› sefaleti anlat›l›yor.
Kahraman Türk kad›n Subay’› Fatma Se-
her’in hayat›n› anlatan roman, Ekim ay›nda
75
GÜNDEM
piyasaya ç›kt›. Yazmaya bafllamadan yak-
lafl›k dört ay önce ‹stiklal Savafl›’n›n kad›n
kahramanlar›n› incelemeye bafllad›¤›n›
söyleyen Gonca Elmas AKAY, “Araflt›rma-
lar›m sonucu arflivlere bakt›¤›mda kad›n
kahramanlar üzerine bir kitap yaz›lmam›fl.
Bir kad›n kahraman›n hiç roman›n›n yaz›l-
mamas›na çok üzüldüm ve bunun için bu
anlamda bir ilki gerçeklefltiriyorum.” dedi.
Cephelerde çarp›flm›fl bir kad›n subay›n
roman›n› ilk defa yazd›¤›n› anlatan Akay,
“Erzurumlu Fatma Seher han›m, nam› di-
¤er ‘Kara Fatma’ lakab› Atatürk taraf›ndan
verilmifltir. ‹zmit bölgesinde çarp›flm›fl bir
kad›n kahraman›m›zd›r. Hayat› çok büyük
sefalet içerisinde geçmifl.
Bunun sebebi de Üste¤menlik maafl›n› K›-
z›lay’a ba¤›fllamas›. Ben bu kadar yüce ve
kahraman bir kad›n›n roman›n› yazd›ktan
sonra gelirinden pay almay› düflünebilir
miyim? Yazd›¤›m bu roman›n gelirini Meh-
metçik Vakf›’na ba¤›fllamak istedim.
Onun yolunda bir nebze olsun katk›da bu-
lunmak için böyle bir tercih yapt›m. Bu ki-
taba bafllarken elim çok titredi ve korktum.
76
GÜNDEM
Böyle bir kahraman› lay›k oldu¤u yere
oturtabilecek miydim? 2.5 ay hiç kimseyi
görmeden inzivaya çekilerek adeta onunla
bütünlefltim. 1912 ila 1930’lu y›llar aras›n-
da hakk›nda o kadar çok az bilgi var ki.
Kitab› yazd›ktan sonra baz› elefltirmenler
çok yerinde bulduklar›n› ve duyguland›kla-
r›n› söylediler. Ekim sonunda raflarda bu
roman›m›z yerini ald›.
Ona lay›k bir flekilde bir tan›t›m kokteyli de
düzenledik. Bundan sonra eserimize, tari-
himize ve kad›n kahramanlar›m›za hep bir-
likte sahip ç›kaca¤›z. Bu romandan ald›-
¤›m güçle seri kitaplar› ç›karmay› düflünü-
yorum. Çünkü çok say›da kad›n kahrama-
n›m›z var.” diye konufltu. Roman› ç›kard›k-
tan sonra bir sinema ya da dizi film fleklin-
de bir projenin ortaya ç›kaca¤›n› ifade
eden Gonca Elmas Akay, sözlerini flöyle
sürdürdü :
“Öykü yap›m olarak bizim katlanabilece¤i-
miz bir proje de¤il elbette. Bu roman ç›k-
t›ktan sonra Milli E¤itim Bakanl›¤› bu kitap-
lar› ders kitab› olarak da okutabilir. Çünkü
ders kitaplar›nda kad›n kahramanlar›m›z
yok. Biz tarihimize sahip ç›kmad›ktan son-
ra, çocuklar›m›za ö¤retmedikten sonra
geçmiflimizi nas›l ö¤renecekler? Asl›nda
bu kitab› yazarken bir taraftan da dizi filmi
olabilece¤ini düflündüm.
Çünkü biliyorsunuz sinemaya herkes gide-
miyor ama herkes televizyon seyrediyor.
Kültür Bakanl›¤›, Milli E¤itim Bakanl›¤› ile
Türk Silahl› Kuvvetleri ve televizyon kanal-
lar›n›n bu ifle ortak yap›m fleklinde gire-
ceklerini düflünüyorum. Umuyorum olur.
Bu da Türkiye’de bir ilk olur.
Yazar Gonca Elmas
Akay, ‹stiklal Savafl›’nda
çarp›flan ve “Kara Fatma”
diye an›lan Türk kad›n
subay› Fatma Seher’in
cephede geçen günleri
ve savafl sonras›
yaflad›klar›n› “Kara
Fatma” roman› ile kaleme
ald›. Akay, kitab›n tüm
gelirlerini Mehmetçik
Vakf›’na ba¤›fllad›.
77
GÜNDEM
‹lknur GÜNTÜRK KALIPCI Araflt›rmac›-Yazar
Rana ALPÖZ Alfa Yay›nlar› Editörü
Av. Aytekin EROL
Erdal GÜZEL Erzurum Tan›tma Vakf› Baflkan›
Ercan Ç‹TL‹O⁄LU Araflt›rmac›-Yazar
78
B‹ZDEN HABERLER
TÜMB‹AD Dergisi’ninilk say›s› Ç›ra¤an Saray›’ndagerçeklefltirilen törenle tan›t›ld›.
TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s› Ayla ‹SP‹R
Prof. Dr. Erhun EYÜBO⁄LU,Sanatç› Erol BÜYÜKBURÇ,
Prof. Dr. Fehameddin BAfiAR
TÜMB‹AD Genel Koordinatörü Arif EKfi‹,TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet AKAY
79
B‹ZDEN HABERLER
TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet Akay,
“Dergimizin ilk say›s›n› tan›tt›k. Tabi ki çok
önemli olan bu dergiyi inceledi¤iniz za-
man göreceksiniz, orada ifl adamlar›, bü-
rokratlar, sanat-kültür, ekonomi ve siyaset
alan›nda her türlü ilgi alanlar›nda bilgiler
yer alacak.
Bizim için TÜMB‹AD olarak önemli konu
ülkemizin kalk›nmas›na yönelik projelere
imza atmak, istihdama yönelik projelere
imza atmak, sosyal projeleri hayata geçir-
mek bu vesileyle de bürokratlarla ifl
adamlar›n› kaynaflt›rarak kanun ve tüzü¤e
uygun olarak da projeleri hayata geçir-
mektir” diye ifade etti.
14 Aral›k 2010’daÇ›ra¤an Saray›’ndayap›lan tan›t›m kokteyli ileTÜMBİAD dergisininilk say›s›n›n tan›t›m›n›gerçeklefltirildi.
80
B‹ZDEN HABERLER
Kavram meslek Yükseko-
kulu taraf›ndan önümüz-
deki E¤itim ve Ö¤retim y›l›
içerisinde gerçeklefltire-
ce¤i ve e¤itim ile spor ifl-
birli¤inin en güzel örnek-
lerinden biri olarak 1000
spor kökenli ö¤rencinin
bursland›r›laca¤› ' EĞİTİMVE SPOR ELELE' projesi-
ne ,tüm bürokrat ve ifla-
damlar› sosyal dayan›flma
platformu Tümbiad des-
tek verdi.
Proje kapsam›nda buy›l ki tan›t›mlarda bü-
yük rol oynayacak olana Kavram Meslek
Yüksek Okulu Futbol Tak›m›na sponsor
olan Tümbiad yetkilileri okulumuzu ziyeret
ettiler...Tümbiad genel baflkan› Cevdet
Akay ve gazeteci yazar Hayri Ülgen bu
ziyaretleri s›ras›nda okul müdürümüz
YAR.DOÇ .DR Ergin Gümüfl ile bir süre
görüfltüler.
Katk›lar›ndan dolay› Tümbiad genel bafl-
kan› Cevdet Akay ve Hayri Ülgen'e teflek-
kür plaketi sunan Ergin Gümüfl, Gençlik
e¤itim ve spor üçgeninin gelece¤imize
daha sa¤l›kl› nesilller haz›rlamak ad›na
özel kurum ve kurulufllara önemli görevler
düfltü¤ünü ve bu konuda Kavaram Myo
ve Kavram Dershaneleri olarak üzerlerine
düflen tüm sorumluluklar› yerine getitecek-
lerini söyledi.
Böylesine bir projede katk›lar›n›n olmas›n›
gurur ve mutlukla karfl›lad›klar›n› belirten
Tümbiad genel baflkan› Cevdet Akay bun-
dan sonra da gençlik ad›na gerçeklefltiri-
len tüm projelerde yer alman›n kendileri
için önemli bir görev olaca¤›n› sözlerine
ekledi.
E⁄‹T‹M ve SPOR ELELE PROJES‹NE
TÜMB‹AD DESTE⁄‹
81
B‹ZDEN HABERLER
Dergimizin 2. Say›s›nda sizlerle birlikte ol-
ma mutlulu¤unu yafl›yoruz. Amac›m›z de-
¤inilmeyen konularda ve çal›flmalarda or-
tak noktalar› yakalamakt› ve bunu baflard›-
¤›m›z› düflünüyorum ki bu konuda birçok
tebrik ve teflekkür ald›k. TÜMB‹AD’›n kuru-
lufl gününden itibaren komisyonlar›n olufl-
turulmas› ve etkili bir flekilde çal›flmalar›na
bafllamalar› platformumuz için sevindirici
olmufl, ilginin her geçen gün artmas› biz-
leri daha da mutlu etmifltir.
TÜMB‹AD Dergisinin ç›kmas› ve TÜMB‹AD
web sayfas›n›n hizmete girmesi TÜMB‹-
AD’›n tan›nmas› ve ifllevinin artmas›nda
büyük katk› sa¤lam›flt›r. TÜMB‹AD’›n Kara-
deniz Bölgemizin sorunlar›na yönelik 3
ciltlik bir araflt›rma kitab› ç›kartmas›, ayn›
zamanda bir baflka komisyonumuzun da
Güneydo¤u Anadolu Bölgemizin sorunlar›-
na yönelik çal›flmalar›n› tamamlamas› ve
yine 3 ciltlik kitap haline getirecek olmas›
platformumuz aç›s›ndan büyük önem tafl›-
maktad›r.
TÜMB‹AD Dergisi’nin ilk say›s›n›n tan›t›m
organizasyonu çok say›da davetlinin kat›l›-
m›yla Ç›ra¤an Saray›’nda gerçeklefltirilmifl,
ücretsiz da¤›t›lan dergimizin kokteyli bir-
çok kifliyi bir araya getirmifltir.
TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu
“Türk Futbolunun Sorunlar› ve Çözüm
Önerileri” panelini Karabük Üniversitesi’yle
birlikte Karabük’te gerçeklefltirmifl olup
futbol alan›ndaki sorunlar ve çözüm öneri-
leri alan›nda uzman kiflilerce kalabal›k bir
dinleyici kitlesi önünde tart›fl›lm›flt›r.
TÜMB‹AD Ekonomi Komisyonu Baflkanl›-
¤›’nda Türkiye’nin 2010-2011 Ekonomik
De¤erlendirilmesi bir bas›n bülteniyle ger-
çeklefltirilmifl ve rapor haz›rlanarak web
sayfam›zda ilan edilmifltir.
Tüm bu çal›flmalar› Yürütme Kurulu ve Da-
n›flma Kurulu ile organize eden TÜMB‹AD,
hem yeni görevinin hay›rl› ve u¤urlu olma-
s›, baflar›lar›n›n devam etmesi dileklerini
iletmek hem de TÜMB‹AD’›n k›sa vadede-
ki çal›flmalar›ndan ve amaçlar›ndan bah-
setmek için, ‹stanbul Valimiz Hüseyin Avni
MUTLU Bey’i makam›nda ziyaret etmifltir.
TÜMB‹AD ad›na Say›n Valimiz’i ziyarete
gidenler aras›nda:TÜMB‹AD Onursal Baflkan› Hasan EKfi‹
TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet AKAY
TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s› Yunus CAN
TÜMB‹AD Genel Baflkan Yrd. ve Genel Sekreteri Ayla ‹SP‹R
TÜMB‹AD Genel Baflkan Yard›mc›s› Musa KUMBARO⁄LU
TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu Bafl. Mehmet KIYAK
TÜMB‹AD Tar›m Komisyonu Baflkan› Kas›m CEYLAN
TÜMB‹AD Kad›n Komisyonu Baflkan Yrd. Nezaket ATASOY
TÜMB‹AD Kad›n Komisyonu Baflkan Yrd. Keriman KESER
TÜMB‹AD Projeler Komisyonu Baflkan› Taha GERGERL‹O⁄LU
TÜMB‹AD Proje Koordinatör Yrd. Ersoy KÖSE bulunmaktad›r.
ÇAY MOLASI
Say›n Valimiz TÜMB‹AD’› yak›ndan tan›ma
f›rsat› oldu¤unu ve çal›flmalar›n› yak›ndan
takip ederek çok baflar›l› buldu¤unu ifade
etmifltir.
Sosyal sorumluluk içeren projelere kiflile-
rin, kurum ve kurulufllar›n ilgisiz kalmad›¤›-
n›, ülkemizde her alanda bu tür etkinlik ve
çal›flmalar›n artmas›n› temenni ederek
TÜMB‹AD’› çok güçlü bir oluflum olarak
gördü¤ünü ve çok faydal› çal›flmalar›n bu
güçlü ve seçkin ekipten ç›kaca¤› görüflle-
rinde bulunmufltur.
Say›n Valimiz TÜMB‹AD çal›flmalar›nda
eme¤i geçenlere teflekkür etmifl ve toplu
bir foto¤raf çektirerek ziyaretimiz tarihteki
yerini alm›flt›r.
Bizler de Say›n Valimiz Hüseyin Avni
MUTLU Bey’e desteklerinden dolay› te-
flekkür ediyoruz.
Arif EKfi‹TÜMB‹AD Genel Koordinatörü
TÜMB‹AD Genel Baflkan Dan›flman›
82
B‹ZDEN HABERLER
Safranbolu-Cinci Han Otel’de fas›l eflli¤in-
de yenen akflam yeme¤inde Karabük Va-
lisi ‹zzettin KÜÇÜK; Karabük Üniversitesi
Rektör Yard›mc›s› Dilek DADAYLI PAK-
TAfi; Spor Yazar› Hayri ÜLGEN; Prof. Dr.
Ertaç ERGÜVEN, Prof. Dr. Fehameddin
BAfiAR, Prof. Dr. Esat ÇELEB‹, Prof. Dr.
‹smail PEKER, Prof. Dr. Hasan KASAP gibi
farkl› üniversitelerden hocalar; Hasan EK-
fi‹, Ziya ALAK, Abdülbeflir CEYLAN, Tah-
sin D‹KEN, Abdullah T‹FT‹KÇ‹, Mete FI-
RINCIO⁄LU, Medeni DEVEC‹, Mustafa
DEM‹R, Kas›m CEYLAN, Av. Gönül GÜR-
SOY, As›m UZUN, Yaflar SAKA, Hasan Ali
CESUR, Hidayet YÜNSEL, Halil KÜTÜK,
Adnan KOPUZ, Necdet ATASOY, Raflit
fiAH‹N, Necmi KANDEM‹R, Ertu¤rul YAZI-
CI, Ahmet KÖMÜ, Osman KAYA gibi va-
k›f, dernek ve platform baflkanlar›; Ayla ‹S-
P‹R, Okan UZUN, Murat KARAL‹, Ali ÜL-
GEN, Sercan DUYGAN gibi TÜMB‹AD
bünyesinden isimler buluflmufltur.
TÜMB‹AD Genel Koordinatörü Arif EKfi‹
taraf›ndan organize edilen, sunuculu¤unu
Gültekin TAfiPINAR’›n yapt›¤› gecede söz
alan TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet
AKAY, bu tür gecelerin önemine dikkatleri
çekmifl ve kat›l›m›n yüksek olmas› husu-
sundaki memnuniyetlerini dile getirmifltir.
Tüm Bürokratlar ve ‹fladamlar› Sosyal Dayan›flma Platfor-mu’nun düzenledi¤i TÜMB‹AD Dayan›flma Gecesi 15 Ocak2011’de Safranbolu’da gerçeklefltirilmifltir.
TÜMB‹AD’TAN DAYANIfiMA GECES‹
83
B‹ZDEN HABERLER
84
B‹ZDEN HABERLER
TÜMB‹AD Genel Baflkan› Cevdet AKAY’›n önderli¤inde TÜMB‹AD Genç Giriflim-ciler Komisyonu ve Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin UYSAL’›nortak çal›flmalar› ile Karabük Üniversitesi Prof. Dr. Bektafl Aç›kgöz konferans sa-lonunda gerçeklefltirildi.
Türk Futbol’unun Sorunlar› veÇözüm Önerileri Paneli
85
B‹ZDEN HABERLER
Panele AK Parti Karabük Milletvekilleri
Mehmet Ceylan ve Cumhur Ünal, Karabük
Valisi ‹zzettin Küçük, Safranbolu Belediye
Baflkan› Necdet Aksoy, TÜMB‹AD Onursal
Baflkan› ve Sivil Toplum Kurulufllar› Konfe-
derasyonu Genel Baflkan› Hasan Ekfli, bir-
çok ilin dernek baflkanlar›, de¤iflik üniver-
sitelerden akademisyenler ve çok say›da
sporsever kat›ld›.
Karabük Valisi ‹zzettin Küçük panel önce-
si yapt›¤› konuflmada, futbolun art›k top-
lumlar› yönlendirdi¤ini ve etkiledi¤ini söy-
ledi.
Futbolun di¤er sporlardan çok daha farkl›
bir yerinin oldu¤unu anlatan Küçük, “Fut-
bol dünyada çok farkl› bir yer edindi. Art›k
sadece spor de¤il. Bulundu¤u yerde top-
lumlar› etkiliyor, yönlendiriyor. Ekonomisini
de¤ifltiriyor, gelifltiriyor. ‹limizden futbolun
sorunlar›n› tart›flarak ve çözüm önerilerini
getirerek futbola hizmet etmek bizi mutlu
etti.
Bu panelin ilimizde yap›lmas›nda Karde-
mir Karabükspor’umuzun ligdeki baflar›lar›
çok etkilidir. Futbolumuzun sorunlar› da
çok yönlüdür. Ülkemizde futbol istenilen
yerde de¤ildir.
Alt yap› sorunlar› vard›r. Geliflmifl ülkeler-
deki kentlerde 10-15 stat var amatör ta-
k›mlar destekleniyor. Ülkemizde bunlar›n
sa¤lanmas› gerekiyor.” diye ifade etti.
TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu
taraf›ndan haz›rlanan panelde söz alan
TÜMB‹AD Genç Giriflimciler Komisyonu
Baflkan› Mehmet KIYAK, panele gösterilen
yo¤un ilgiden çok memnun kald›klar›n› ve
86
B‹ZDEN HABERLER
komisyon olarak di¤er spor dallar›yla da
ilgili çal›flmalar›n›n oldu¤unu, bunlar› da
zaman› geldikçe kamuoyuyla paylaflacak-
lar›n› ifade etti.
Panelde, Spor Bilimleri Derne¤i ve ICH-
PER-SD Avrupa Baflkan›-Marmara Üniver-
sitesi Beden E¤itimi ve Spor Yüksekokulu
Müdürü Prof. Dr. Hasan Kasap, Spor Ya-
zar› Hayri Ülgen, L‹G TV Spor Yorumcusu
ve Spor Yazar› Altan Tanr›kulu, Milli Ha-
kem Orhan Erdemir, Kardemir Karabüks-
por Kulüp Baflkan› Hikmet Ferudun Tankut
ve Teknik Direktörü Yücel ‹ldiz kat›l›mc›la-
r›n sorular›n› yan›tlad›.
Panel sonunda panelistlere ve panele
eme¤i geçenlere TÜMB‹AD taraf›ndan
plaket ve Karabük Üniversitesi taraf›ndan
çeflitli hediyeler takdim edildi.
87
B‹ZDEN HABERLER
88
SPOR
Aikido, uyum, yol ve disiplin olarak kabuledilmektedir. Genel anlam›yla “evrenselenerji ile uyumun yolu” olarak tercümeedilen bu disiplinde, temel amaç sald›r›yau¤rayan kiflinin, sald›rgan›n da zarar gör-mesini engelleyecek flekilde kendini koru-yabilmesidir
.Aikido temel olarak sald›r›lar›n çeflitli at›fl-lar, eklemlere uygulanan kilitler ve tutufl-larla etkisiz hale getirilmesi prensibine da-yan›r. Teknikler, sald›rgan›n hareketi iledo¤rudan karfl›laflmak yerine bu hareketinyönlendirilmesi ile yap›l›r. Güce karfl› güçuygulanamaz ve minimum enerji kullan›l›r.Önemli olan rakibe zarar vermek de¤il,uyum içinde hareket ederek rakibin etkisizhale getirilmesidir. Her yafl grubundan in-sanlara tavsiye edilen bu sporun tarihçesi-
ne Bakt›¤›m›zda:Morihei UESH‹BA, 14 aral›k 1883’de Wa-kayama olarak bilinen Kii eyaletinin Tane-be flehrinde do¤mufltur. Çocukluk y›llar›n-da dahi Budo’ya olan ilgisi oldukça yo¤un
idi. Babas›n›n yerel konsey olmas› sebe-biyle s›k s›k evinde ç›kan tart›flmalara fla-hit olurdu ve beklide ileride güçlü biradam olmak için o zaman karar›n› vermifl-ti. 1903 Rus-Japon savafl›na kat›lmadanönceki dönemde Tokyo’da Kito-Ryu Jujut-su ve Shinkage-Ryu Kenjutsu çal›flm›flt›r.Daha sonra Sakai’ye giderek Yogyu-RyuJujutsu çal›flm›flt›r.
1915 y›l›nda Hokkaido’yaflad›¤› s›radaDiato-ryu Aikijujutsu’nun kurucusu SokakuTAKEDA (10 Ekim 1859 - 25 Nisan 1943)ile tan›flma f›rsat› buldu. Sokaku TAKEDA,Daito-ryu sanat›n› halka ö¤retmeye (dahado¤rusu askeri personel, polis memurlar›,yarg›çlar gibi seçkin bir s›n›fa) bafllayanadek bu ö¤reti 19. yüzy›la kadar Takeda ai-lesi içerisinde nesilden nesile bir gizlilikiçerisinde aktar›ld›. M.S 858-876 y›llar›ndahüküm süren imparator Seiwa ailesindenç›kan ve Shinra Saburo Minamoto no Yos-himitsu taraf›ndan 11. yüzy›lda geliflenDaito-ryu sanat›n› babas›ndan ö¤renenSokaku TAKEDA, ayr›ca babas› SokuchiTAKEDA ile kenjutsu, bojutsu ve sumo daçal›flm›flt›r. Ono-ha Itto-ryu sanat›n› Yoki-kan dojoda Shibuya Toba’dan ö¤renmifltir.Daha sonra babas›n›n arkadafl› olan k›l›çustas› Sakakibara Kenkichi ile Jikishinka-ge-ryu çal›flm›flt›r.
Sakakibara’n›n dojosunda o günün ünlük›l›ç ustalar›yla çal›flma f›rsat› bulmufltur.Ayr›ca çok çeflitli silahlar›n kullan›m›n› içe-ren Hozoin-ryu dan lisans alm›flt›r. Tano-
ma Saigo’dan oshikiuchi ö¤renmifltir. So-kaku TAKEDA 150 cm. den daha uzun veiri olmamas›na ra¤men “Aizu’nun küçükfleytan›” olarak an›l›r ve Japonya’n›n birçok yerine ziyaretler yaparak dojolar› do-lafl›r kendini test ederdi. Meiji dönemininbafllamas›yla k›l›ç devri sona ermifl ve ar-t›k yoluna jujutsu ile devam edecektir.Böylece Dito-ryu aikijujutsu do¤mufltur.Sokaku TAKEDA tüm ö¤rencilerini kay›t al-t›na alm›fl ve hangi y›llarda ne kadar süreile çal›flt›¤› bilgisi günümüze kadar gel-mifltir.
UESH‹BA. Sokaku TAKEDA ile 1915 y›l›n-dan 1937 y›l›na kadar uzun bir süre çal›fl-m›flt›r. O günlerde en yüksek seviye olankyoju dairi lisans›n› ve goshinyo no te bel-
gesini alm›flt›r. O Sensei’in y›llar boyu sü-ren araflt›rmalar› ve çal›flmalar› sonucu, enson 1942 y›l›nda Aikido olarak adland›rd›-¤› sanat› kurmufltur.
Tansel KILIÇTBMM Milletvekili Dan›flman›Türkiye Wushu ve Kung fu FederasyonuA‹K‹DO Teknik Kurul Üyesi2.Dan 1.Kademe AntrenörA‹K‹DO’yu Özet olarak tan›mlayacak olursak;
A‹K‹DO NED‹R?
Recommended