Upload
oemer-durmus
View
18.549
Download
2
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Çiğdem Kağıtçıbaşı'nın Günümüzde İnsan ve İnsanlar adlı kitabının bölüm sunusu.
Citation preview
TUTUMLAR
Günlük hayatta sık sık kullandığımız tutum sözcüğünü bu bölümde psikolojik açıdan
etraflıca inceleyeceğiz. Bu kavramın önemini, sosyal davranışla ilişkisini, nasıl meydana
geldiğini ve nasıl değiştiğini anlamaya çalışacağız.
Tutum nedir?
Tutumlar uzun yıllardır psikolojinin ana konularından birini oluşturmuştur. Bunun nedeni hem sosyal algımızı hem de davranışlarımızı etkilemeleridir. Peki tutumlar tam olarak nedir, nasıl tanımlanabilir? Birçok sosyal farklı
kurumsal yaklaşımlardan hareket ederek tutumları farklı şekillerde kavramlaştırdıklarını görüyoruz. Bunları teker
teker ele almak gereksizdir, bunun yerine artık klasikleşmiş olan, fakat günümüzde birçok sosyal psikolog tarafından kabul edilebilecek bir tanımı
inceleyelim: ”Tutum bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını
düzenli bir biçimde oluşturan eğilimdir.”
Bu Tanımı Çözmeye Çalışalım:
En başta, tutumun bir bireye ait olduğunu görüyoruz. Tutum kavramının sosyal psikolojide gelişiminin başlarında Faris
kurumsal tutumları bireysel tutumlardan ayırt etmişse de,bu gün için böyle bir ayırım yapılmamakta ve tutumlar
bireysel olarak ele alınıp ölçülmektedir.
Tutum ve Davranış İlişkisi
(sebep)Tutum
(atıf)
Davranış
(gözlem)
Tutum Objesi – Tutum Öğeleri¹
Uyaran ya da psikolojik obje
(örnek: bire kişi ya da grup; bir televizyon programı ,bir sanat eseri,Mehmet’in çalışmaması;kadınların çalışması fikri;öğrenci olayları,bir ideoloji, vb. gibi
Gözlenebilen Bağımsız
değişkenler
Tutumlar
Bilişsel Öğe (belirtileri) Duygusal Öğe (belirtileri) Davranışsal Öğe (belirtileri)
Gözlenemeyen, varsayılan ara değişkenler.
O tutum objesine karşı gözlenilebilen tüm davranışlar (sözsel yada diğer davranışlar); Mehmet’in masasını sık sık cilalaması; Ahmet’in karısını çalıştırmaması için öğüt vermesi, vb. gibi
O tutum objesine karşı gözlenebilen duygusal tepkiler, (kalp çarpmasının sıklaşması,heyecanlanma, terleme gibi fizyolojik tepkilerle sözsel tepkilerin tümü); Mehmet’in masasını sevmesi (bunu söylemesi); Ahmet’in karısının çalışmak istemesine sinirlenmesi,rahatsız olması, vb. gibi.
O tutum objesi hakkında sahip olunan bilgiler (bunların sözle belirtilmesi); Mehmet’in çalışma masasının değerli olduğu hakkındaki fikri; Ahmet’in kadınların çalışmasının sakıncaları hakkında belirttiği fikirler; vb. gibi…
Göz
lene
b ile
n B
ağım
lı D
eğiş
kenl
e r
¹Tutumların bu tür ele alınışı ilk defa Rosenberg ve Hovland (1960) da görüyoruz,.
Tutum ve Davranış
Tutumun ne olduğunu ve hangi öğelerden oluştuğunu inceledikten sonra, şimdi de
tutumların davranışlarımız üzerinde ne ölçüde etkili olduğuna bakacağız. Tutumlarla davranışlar
arasındaki bağın ne kadar kuvvetli olduğunu anlamaya çalışacağız.
a) Tutum – Davranış İlişkisi
Uzun yıllar, tutumlara dayanarak davranışı öngörme çalışmalarında bir ölçüm sorunu
yaşanmıştır. Çok belirli bir davranışı tahmin edebilmek için genel tutumlar ölçülmüştür. Son
yıllarda yapılan çalışmalar, belli tutumların ölçülmesinin belli davranışların öngörülmesinde
daha çok işe yaradığını göstermiştir.
b) Zaman Faktörü
Davranışların tutumlara dayanarak tahmin edilmesinde rol oynayan başka bir faktör de “zaman” dır. Tutum ile davranışı ölçme arasında geçen zaman ne kadar uzun olursa, o kadar çok tutum-davranış ilişkisini etkileyecek
değişkenler işin içine girebilir;dolayısıyla tutumla davranış arasında tutarlık gözlenme olasılığı düşer. Bunun en güzel örneğini seçimler sırasında yaşarız. Örneğin seçimlerden 1 ay önceki seçim anketlerinin
seçim sonucuyla, 1 hafta önceki sonuçların sonuçlara benzerliğinden azdır
c) Tutumun Güç Derecesi
Her tutumun bir (şiddeti) gücü vardır. Bir tutumun gücü, her üç öğesinin (zihinsel,
duygusal, davranışsal) gücünün toplamı olarak düşünülebilir.
Güçlü tutumların bir özelliği vardır. O da güçlü tutumların değişmesinin zorluğudur. Demek ki
bir tutum ne kadar aşırı yüklüyse, onu değiştirmek de o kadar zordur.
d) Tutumun Ulaşılabilirliği
Sosyal biliş (sosyal algı) bölümünde (bölüm 7) etraflıca sözünü edeceğimiz zihinsel kestirme yöntemler vardır. Bu yöntemlerden bir tanesi de ‘ulaşabilirliğe dayanan
zihinsel kestirme yöntemi’dir.Tutumun Ulaşılabilirliği Modeli
Tutum Objesi Bellekten Çağırılan Tutum
Tutum objesi ve Durumun
Algılanışının Değişmesi
Tutum Objesine Karşı Davranışın
Etkilenmesi
e) Farkındalık
Tutum – davranış ilişkisini etkileyen bir önemli faktör de farkındalıktır. Farkındalık, kişilerin kendi tutum ve davranışlarının ne ölçüde
farkında olduklarını belirtmek için kullanılan bir terimdir. Yapılan araştırmalar yüksek
farkındalığın tutum – davranış ilişkisini güçlendirdiğini gösteriyor.
Planlanmış Davranış Kuramı
Tutumların davranışları nasıl ve ne zaman etkilediği ile ilgili son yıllarda gerçekleştirilen çalışmaların çoğu
Ajzen’ın oluşturduğu “Planlanmış Davranış Kuramı”ndan etkilenmiştir. Bu kuram Ajzen’ın Fishbein’la beraber
oluşturduğu “mantıksal eylem kuramı”nın bir uzantısıdır. Her iki kuram da, davranışların belli bir nedene dayandığı varsayımı üzerine kuruludur. Bu kuramlara göre, insanlar davranışlarının sonuçları hakkında önceden düşünürler, seçtikleri bir sonuca ulaşmak için bir karara varırlar ve bu
kararı uygularlar. Başka bir deyişle davranışlar belli bir niyet sonucu olmuştur.
Ajzen’ın Planlanmış Davranış Kuramı
Davranışa Karşı Tutum
Öznel Değerler Niyet Davranış
Farkedilen Davranışsal
Kontrol
Planlanmış davranış kuramına yöneltilen eleştiriler
Planlanmış davranış kuramına yöneltilen eleştirilerin bir kısmı, kuramın dayandığı ‘insanların rasyonel davrandıkları’ tezini
sorguluyor. Öne sürülen, bazı davranışların planlanmamış, düşünülmeden yapılan
davranışlar olduğu bir kısmının da alışkanlıklara dayandığıdır.
Tutumların Gelişmesi ve Kalıplaşması
İnsanlar tutumlara sahip olarak doğmazlar, tutumları sonradan öğrenirler. Peki, insanlar belli konular, objeler ya da kişiler hakkındaki
tutumlarını nasıl oluştururlar? Bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Bazı tutumlar insanların kendi
deneyimlerine dayanırken, bazıları başka kaynaklardan elde edilir. Tutumlar genelde şu
yollardan elde edilir: doğrudan deneyim, pekiştirme, taklit, sosyal öğrenme.
Tutum Objesiyle Doğrudan Deneyim
Bir konu ya da objeyle ilgili tutum sahibi olmanın en açık yolu, o konu ya da objeyle ilgili bir deneyim geçirmiş
olmaktır. Örneğin ‘güvenilmez’ kelimesinin bizde uyandırdığı düşünce ve duyguları ele alalım. Hemen hepimiz
güvenilmezliğe karşı olumsuz bir tutum içerisindeyizdir. Bir politikacının sürekli ‘güvenilmez’ biri olarak
tanınması, o kelimeyle politikacı arasında bir bağlantı kurmamızı ve ‘güvenilmez’ liğe karşı olan olumsuz tutumumuzun politikacıya karşı olan tutumumuzu
olumsuzlaştırmasına yol açabilir.
Ana – Babalar ve Arkadaşlar
Tutumlarımızın çoğunu başka insanlardan ediniriz. Ana-baba çocukların oluşturdukları ilk
tutumların kaynağıdır. Örneğin, çocukların politik tutumları, sigara içmeye karşı tutumları ana babanınkiyle çok güçlü bir benzerlik taşır.
Arkadaş çevresi de aynı şekilde tutumların oluşumuna etki eder. Müziğe, giyim ve saç
biçimine, davranış tarzına ve bunun gibi birçok tutum objesine yönelik tutumlarımız arkadaş
çevresinden etkilenir.
Medyanın Etkileri
Ana-baba arkadaş çevresi ve sosyal rollerimizden başka medya ve özellikle
televizyon, tutum oluşumuna etki etmektedir. Araştırmalar medyanı hem tutum oluşumuna hem de var olan tutumların pekişmesine etki
ettiğini göstermektedir. Örneğin çocukların hangi yiyeceği istedikleri, bu yiyeceğin televizyonda ne kadar sık reklamının çıktığıyla doğru orantılıdır.
Kalıplaşmış Tutumlar (Kalıpyargılar)
Bir önceki kısımda incelediğimiz araştırmalar genellikle tutumların erken yaşlarda edinildiğini
göstermektedir. Ancak şu soruyu sormak da gerekir. Özellikle belirli gruplar hakkında neden kalıplaşmış tutumlar gösteriliyor? Yani insanlar
niçin başka grupları tipleştirme eğilimi göstererek onlar hakkında kalıpyargılar geliştiriyorlar?
Ortam Engelinin Önyargılı Tutumunum Gücü İle Etkileşimi
Örnek:
Kömürocağı iş normu
Ya da
Yüzyüze olmak
Örnek:
Şehir ırk ayrımı normu
Ya da
Mektup yazmak
(Yüksek ortam engeli)
(Alçak ortam engeli)
a b c
a : Zayıf ırk tutumu
b : Orta güçte ırk ayrımı tutumu
c : Güçlü ırk ayrımı tutumu
Kalıplaşmış Tutumların Durağanlığı
Küçük yaşlardaki öğretmenlerle ortaya çıktığını gördüğümüz kalıplaşmış tutumlar acaba ne kadar durağandır? Kolay değişir mi?
Kalıplaşmış tutumların bilgi yokluğunda bilgi sağladığını belirtmiştik. Öyleyse, bu durumu değiştirecek önemli bir olay olmadığı ve kalıp
tutumlar bu görevlerini yerine getirdikleri müddetçe kendileri de var olmaya devam
edeceklerdir.
Tutumların Ölçülmesi
Bir tutum doğrudan ölçülemez, ancak dolaylı olarak davranış yoluyla ölçülebilir. Bu ölçümde genellikle kullanılan davranış, sorulara cevap vermek ya da fikir belirtme şeklinde beliren
sözel davranıştır.
Bu amaçla sosyal psikologlar çeşitli tutum ölçme teknikleri geliştirmişlerdir. Bu teknikleri iki
bölümde toplayabiliriz: doğrudan ölçümler ve dolaylı ölçümler.
1. Direk Ölçümler
a) Thurstone Ölçekleri(Eşit Görünen Aralıklar Tekniği)
b) Likert Ölçekleri (Toplamalı Sıralama Tekniği)
c) Guttman Ölçekleri (Birikimli Ölçekleme Tekniği)
d) Duygusal Anlam Ölçeği
2. Dolaylı Ölçümler
Ölçekler ne kadar dikkatli şekilde geliştirilirse geliştirilsin, tutum ölçmek için sadece insanlara
soru sorma yolunu başvurulması yeterli olmayabilir. Özellikle kültürler arası
araştırmalarda aynı tutum ölçeğinin farklı kültürlerde kullanılarak karşılaştırılmasında, insanların, anketi uygulayanın gözünde nasıl gözükmek istedikleri konusu bir sorun olarak
belirebilir.