Upload
vural-yigit
View
599
Download
3
Embed Size (px)
Citation preview
ANTİK ANTİK BATI ANADOLU BATI ANADOLU
MİTOLOJİSİMİTOLOJİSİDr. Vural Dr. Vural
YiğitYiğit12.12.201512.12.2015
ANTİK DÖNEMDE BATI ANADOLU
Antik Antik dönemddönemde Batı e Batı
AnadoluAnadoluYerleşiYerleşi
mimi
B.ANADOLU MİTOLOJİSİNDE B.ANADOLU MİTOLOJİSİNDE DÖNEMLERDÖNEMLER
Kahramanlar dönemi(M.Ö.1200–750)Mitolojide en bilindik dönemdir. Olayların çoğunluğu Anadolu topraklarında gerçekleşmiş ve o dönemden bir çok kent kalıntısı ve tarihi eser kalmıştır.
Arkaik dönem(M.Ö. 750 – 480 ) Mısır ve Mezopotamya’nın etkisini yansıtır. Ege Adaları
ve Anadolu’nun batı kıyılarında yayılmış ve anıtsal İon tapınakları inşa edilmiştir.
Klasik dönem(M.Ö. 480 – 323) Mitolojinin altın dönemidir.
ANADOLU MİTOLOJİK KAYNAĞI Kültürlerin geçiş ve toplanma yeri olan Anadolu,
yüzyıllar boyu, türlü uygarlıkların bıraktığı çok zengin bir kültür varlığına sahiptir.
Doğu ile batı arasında, birçok kültür ve onların mitolojik mirasını taşıması doğaldır.
Mitoloji, antik dönemlerde günlük yaşamı anlatan söylenlerdi. Daha sonra edebiyat haline geldi.
Onları bugüne ulaştıran da bu sözlü ve yazılı anlatımlar oldu.
Peki kimlerdi bunları derleyip, belleten? Günümüze dek ileten
?
HOMEROSHOMEROS Homer’in M.Ö. 8. yy, Sakız Adasında doğup, İzmir
(Symirna) yöresinde yaşadığı söylenir. İlyada ve Odysseia adlı destanların derleyicisidir. Truva savaşına ilişkin söylenceleri toplayıp, İlyada
ve Odessa adlı eserde yörenin mitolojik görenekleri, dinî ve felsefî inançlarını dile getirmiştir.
Kahramanlar çağını anlattığı destanlar, Klasik Çağ Mitolojisini ve bütün batı edebiyatına etkilemiştir.
Antik dönemde Anadolu ve Ege halkı, İlyada ve Odesa'yı ezbere bilirdi.
ODESSAVE İLYADA Odessa ve İlya’da Homeros'un ünlü destanlarıdır. İlyada,Troya Savaşını anlatır. (M.Ö 1184/1250 ?) Savaşın yapılışından yaklaşık 550 yıl sonra (M.Ö 750) Anadolu’nun batı kıyılarında, İyonya’da oluşturulduğu tahmin edilmektedir. Truva atının kahramanı Odysseus’un savaş sonrası evine yaptığı dönüş yolculuğunu konu edinmiştir. Truva Savaşı'ndan sonra Odysseus’un evinin bulunduğu İthake’ye dönmesi bir on sene daha alır. Odysseus’un yokluğunda, karısı Penelope ve oğlu Telemakhos, Penelope ile evlenmek isteyen bir grup azılı taliple baş etmek
zorunda kalır.
Destanın 1572 yılına ait Rihel baskısı. Yunanca ve Latince olarak Strasbourg'da basılmıştır. İlyada (Yunanca: Ἰλιάς, Iliás), Homeros'un Troya Savaşı'nı anlatan destanıdır.
Çok zeki bir adam olduğu varsayılır. Düşmanlarını zekası ve kurnazlığı ile yendi. Penelope ile evlendiği sıralarda Truva Savaşı başlayınca savaşa gitmemek için çeşitli bahaneler ileri sürdü ancak savaşa gitmek zorunda kaldı. Truva Atı fikri de Odisseas'a aitti.
Zeka tanrıçası tarafından çok sevilen kahraman Poseidon'un kinini kazandığından Truva dönüşü başına birçok belalar gelmiştir ve belalarla birlikte yaşadığı dönüş mitolojide bir nevi insanlığın öyküsü olarak bilinir, çünkü insanlara özgü zayıf yönler çerçevesinde gelişen olaylar anlatılır.
HESİODOSHESİODOS Hesiodos, didaktik şiirin babası diye anılan
ünlü ozandır. MÖ 8. yüzyıl dolaylarında yaşamıştır. Anadolu’nun Ege kıyılarında; Aiolia'nın, Kyme
(İzmir, Aliağa) şehrinde doğmuştur. Nerede öldüğü bilinmez.
Dağlarda koyun güderken musalar, yani ilham perileri ona şairlik bağışlamışlardır.
Tanrılar ile alâkalı mitler üzerine «Theogonia-Tanrıların Doğuşu» ve çiftçi yaşamını anlatan «İşler ve Günler» başlıca eserleridir..
OVİDİUS (M.Ö 43-17)OVİDİUS (M.Ö 43-17)Genelde aşk ve mitolojik temalı eserler yazan
Romalı şairdir.Aynı zamanda İstanbul'daki ünlü Kız Kulesi
hakkında bir efsanenin yazarıdır. Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan bir söylendir.
En ünlü yapıtı, dünyanın oluşumunu anlattığı 15 kitaptan oluşan «Metamorfozlar»dır.
Metamorfoz'un 6. cildinde Trakya kralı Tereus ile ilgili efsane anlatılır.
MİTOLOJİDE TRAKYAMİTOLOJİDE TRAKYATereus, Trakya kralıdır. Ares'in oğludur ve
Procne ile evlidir ve Itys adında bir oğlu vardır.Tereus karısının kız kardeşi Atina prensesi
Philomela'yı arzulamaktadır. Onu birlikte olmaya zorlar ve bunu kimseye anlatmaması için dilini keser.
Tanrılar Tereus’u ibibik kuşuna, Procne’yi bülbüle ve Philomela’yı kırlangıça çevirir.
Bülbül olan Procne sürekli cıvıldıyarak oğlunu kaybedişini anlatır. Kırlangıç olan Philomela ise dili olmadığı için ötemez.
ALTIN POSTALTIN POST Mitolojide zenginliği ve iktidarı sembolize
postun adıdır. Söylen, Çanakkale(Hellenspot) da başlar. Kendilerine Argonotlar denilen bir grup cesur
gencin, liderleri Jason ve gemici ustası Argos’un yaptığı ellibeş kürekli bir gemiyle bu postu ele geçirmek için, Kolhis (Gürcistan) ülkesine giderek ve uzun bir mücadele sonucunda postu almayı başarmışlardır.
Jason(İason)Yason burnu, adını bu söylenden alan Ordu ile samsun arasında doğal görünüme sahip bir yarımadadır.
ALTIN POSTALTIN POST
İDA DAĞI MİTOLOJİSİİDA DAĞI MİTOLOJİSİKaz Dağı veya İda Dağı, güzelliği ve görkemiyle
Antik Çağ mitoslarında yer alır.Klasik Mitolojideki olayların çoğu, İda Dağında
geçer. Bu dağlar bazen tanrılara veya efsanevi
kahramanlara ev sahipliği yapar, bazen de çok önemli şenlik ve yarışmalara mekan olur.
Yörede; Lelegler, Luviler, Peleaslar, Ledler, Frigler, Mysialılar,Troyalılar gibi Anadolu halkları, kendi kültür ve mitosları ile birlikte yaşamışlardır.
İDA-KAZ DAĞLARIİDA-KAZ DAĞLARI
İDA DAĞI SÖYLENLERİİDA DAĞI SÖYLENLERİ Homeros'un İliada destanında «Bin pınarlı İda» olarak geçmektedir. Efsaneye göre Hera, Afrodit ve Athena'nın katıldıkları,
Truva Savaşı'na yol açan o meşhur güzellik yarışması burada yapılmış, Zeus burada doğmuştur.
Tanrılar Truva Savaşı'nı buradan izlemiş ve Afrodit ilk kez burada aşık olmuş.
Hakim bir tepede Zeus Altarı isimli bir de tapınak bulunmaktadır.
Rivayet olunur ki, yüce Zeus bu tepede Afroditle sevişir ve bir yandan da savaş yönetirmiş.
ZEUS İLE HERA’NIN EVLENMESİ
Zeus tanrıların başıdır. Hera ise Olymposlu tanrıçaların en büyüğü, Zeus’un karısıdır.
Hera ve Zeus İda Dağı’nda görkemli bir düğünle evlenirler.
"Hera dosdoğru yürüdü Gargaros doruğuna, İda’nın en yüksek tepesiydi bu,
Zeus onu gördü, görür görmez aşk sardı düşünceli kafasını,
Öyle bir aşkı ilk ilk birleştikleri gün duymuştu, ana babalarından gizli çıktıkları gün yatağa."
AFRODİT’İN KAÇAMAKLARIAFRODİT’İN KAÇAMAKLARI Ankhises, Troia Savaşı'nın ardından Antandros’da
gemilerini inşa ederek oradan denize açılan ve Roma’yı kurduğuna inanılan kahraman Aeneias’ın babasıdır.
Tanrıça Afrodit, İda Dağı yamaçlarında sürülerini otlatan Ankhises’i görür ve âşık olur. Ankhises ile Aphrodite’nin birlikteliğinden Troia’lı kahraman Aeneias dünyaya gelir.
“Dardanielilerin başında Aeneias var, Ankhises’in oğlu, tanrısal Aphrodite doğurdu onu Ankhises’ten; bakmadı tanrıçalığına, birleşti İda Dağı eteklerinde bir ölümlüyle.” Homeros.
Ankhises ve Afrodit
HERMAFRODİTHERMAFRODİT Hermes ve Afrodit’nin birbaşka oğludur. Olağanüstü
güzellikteki çocuk İda ormanlarında büyütülmüştür. Onbeş yaşına geldiğinde dünyayı dolaşmaya çıkar.
Karia’da bulunduğu bir gün, güzel bir gölün kıyısına gelir. Bu gölün Salmakis adında bir Nymphe'si (peri) vardır ve Hermaphroditos’a âşık olur.
Nymphe aşkını söylemesine rağmen bir karşılık alamayınca, bir kenara gizlenip beklemeye başlar.
Suyun güzelliğine kapılan delikanlı soyunup göle girer. Tam bu sırada kenarda bekleyen Salmakis, kendi alanına giren delikanlıya sıkıca sarılınca iki cinsli tek bir insan olarak birleştirirler.
HERMAFRODİT
İDA DAĞI KAHRAMANLARIİDA DAĞI KAHRAMANLARI İdaia, İda’dan gelen veya İda’da yaşayan anlamına gelir. Bu
adı taşıyan pek çok kahraman vardır. Bunlardan ilki, İdea adlı Nymphe, yani doğa perisidir.
Nehir tanrısı Skamandros (Kara mendres çayı) ile İda Dağı perisi İdaea'nın, Teukros adında bir erkek çocukları dünyaya gelir. Mitoslarda sıkça adı geçen Teukros, kardeşi, Aias ile Truva
savaşına katılmış, okçu bir Akha savaşçısıdır. Kahramanlar döneminde, yörede yaşamış pek çok kişilik
vardır ve bunların çoğu, Troia kraliyet ailesine aittir.
NEHİRLERİN SAVAŞINEHİRLERİN SAVAŞI Söylenceye gire; Truva'nın iki ırmağı Skamandros ve
Simoeis'in de Aka askerlerine ve Akhilleus'a (Aşil) karşı savaşa katıldığı bölümü Homeros öyle etkileyici bir anlatımla aktarır ki:
Nasıl havalanırsa bir sürü çekirge, ateşten kurtulmak için nasıl kaçışırsa ırmağa doğru, alev fışkırmış onları cayır cayır yakacak, sığınak ararlar suda kendilerine, Akhilleus'un saldırışı altında da tıpkı öyle, dolar Ksanthos'un (Skamandros) derin suları, karmakarışık insan ve at kalabalığıyla.:
Skamandros ve Akhilleus
KASSANDRA Troya Kralı Priamos ve Hekabe'nin en güzel kızıdır ve
mitolojik bir kahramanıdır. Truva Savaşını yaşamış ,ağabeyi Hektor'u kaybetmiştir. Troya atı'nın getireceği tehlikeden dolayı çevresini
uyarmaya çalışmış, ancak dinleyeni olmamıştır. Tanrı Apollon onu görür görmez bu güzel kızı arzuladı,
onunla birlikte olursa, geleceği görme yeteneği verecekti. Kasandra geleceği görme yeteneğine sahip oldu. Ama
Apollon ile birlikte olmadı. Apollon bu duruma çok sinirlendi ve Kassandra'yı
lanetledi. Geleceği görecek ama kimseyi buna inandıramayacaktı
Aias ve Kasssandra, Pompeii
ÇOBAN PARİS Paris, Homeros’un İlyada Destanı’nın özünü oluşturan
Troia Savaşı’nın çıkmasına neden olan Troia’lı kahramandır.
Paris’in babası Troia kralı Priamos, annesi Hekabe’dir. Hekabe hamiledir ve bir gece korkunç bir rüya görür. Rüyasında karnından çıkan alevler Troia surlarını
yalamakta ve surlardan atlayan alevler kenti ve İda’daki ormanları yakmaktadır.
Kâhinler doğacak çocuğun kentin mahvolmasına neden olacağını bildirirler.
Kraliçe çocuğun öldürülmesine razı olmaz, ancak onun İda Dağı’na bırakılmasını kabul eder.
GÜZEL HELEN VE PARİSGÜZEL HELEN VE PARİS Paris İda Dağı’nda çobanlık yaparken Oinone adında
bir Nymphe’ye âşık olup evlenir. Ancak güzellik yarışması sırasında Aphrodit’in
verdiği söz ile aklı başından gider ve Oinone’yi terk eder.
Paris bir gemi ile denize açılıp Sparta’ya gider. Dünyanın en güzel kadını, Sparta Kralı Menelaos’un
karısı Helena’dır. Kısa sürede Helene ve Paris birbirlerine âşık olurlar.
Helene Paris ile birlikte, Troia’ya kaçarlar. Böylece tüm Akha ordusu gemileri ile toplanırlar ve
Truva’ya doğru sefere çıkarlar.
TRUVA SAVAŞITRUVA SAVAŞI Truva Savaşı tüm hızıyla devam etmektedir
ve savaşı Turuva’lılar kazanmaktadır. Akhalar'ın tarafını tutan tanrıça Hera, savaşın
yönünü değiştirmek için bir düzen kurar. Hera’nın bu uğurda yaptıklarını Homeros,
İlyada Destanı’nda çok güzel anlatmıştır: “alacalı bulacalı bir kordeleydi bu, alımlı ne
varsa hepsi onun içindeydi, sevgi onun içindeydi, istek onun içinde, cilveleşme, şakalaşma onun içinde, en akıllı insanı ayartan aşk onun içinde.”
AŞİL(AKHİLLEUS)AŞİL(AKHİLLEUS) Homeros'un MÖ 720'lerde yazmış olduğu on altı bin
dizelik İlyada eserinde kahraman olarak yer alır. Annesi Thetis onu ölümsüzlük nehri Styx'de yıkarken
elini suya değdirmemesi öğütlendiği için onu sol topuğundan tutup suya batırmıştır.
Yalnızca oradan vurulursa öleceğine inanılır. Güzel Helen'i geri almak için yapılan Truva Savaşı'na
katılır. Truvalı prens Paris tarafından sol topuğundan okla
vurularak öldürülür. Bu yüzden ayak topuğunda yer alan tendona "aşil
tendonu" adı verilir.
AKHİLLEUS- AŞİL
AGAMEMNON Homeros’ta adı geçen Miken kralıdır. Agamemnon’un kızı hastalanır ve bütün vücudunu
yaralar sarar. Agamemnon, kızını İzmir Balçova Kaplıcaları’nın bulunduğu yere getirir.
Hasta kız buradaki kaplıca suyundan içer. Çamurlara sürünür ve 21 gün sonra iyileşir. Eskisinden daha güzel, daha sağlıklı olmuştur.
Bir başka söylen ise; Agamemnon uzun süren Truva savaşlardan sonra yaralanmış ve kâhinin önerisi ile buraya gelerek şifa bulmuştur.
Ayrıca bu konuda dünyanın ilk hastanesinin burada olduğu da söylenmektedir.
İPHİGENİAİPHİGENİA Kral Agamemnon bir av sırasında Artemis'in kutsal
geyiklerinden birini öldürür. Bunu unutmayan Artemis, Agamemnon Turuva
savaşına giderken rüzgarları keser ve savaşa giden gemilerini engeller.
Agamemnon rüzgarın gelmesi için, kızı İphigenia kurban etmek ister. Kıza acıyan Artemis kızı havaya kaldırır ve onun yerine bir geyik koyar.
Euripides, Racine ve Alman şairi Goethe bu söylene uyan birer İphigenia trajedisi yazmışlardır.
Ünlü Alman bestecisi Gluck da bu efsaneyi opera haline getirmiştir.
François Perrier,
«Iphigenia» ’nın,
Agamemnon
tarafından kurban edilişi
NARKİSSOS Kendine âşık olanlara aldırmayıp, onları
karşılıksız bırakan ve çok güzel bir peri kızı olan Ekho, bir gün avlanan bir avcı görür. Narkissos adındaki bu avcı çok yakışıklıdır.
Ekho bu genç avcıya ilk görüşte âşık olur. Ancak Narkissos bu sevgiye karşılık vermeyerek, peri kızının yanından uzaklaşır.
Ekho bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevda ile içine kapanarak ölür.
Bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise 'eko' dediğimiz yankılara dönüşür.
Narkissos, İzmir’in Karaburun Yarımadasında yaşarmış. Şimdilerde
Karaburun, en güzel ve kokulu Nergislerin yetiştiği bir yerdir..
NERGİS ÇİÇEĞİ Olimpos dağında yaşayan tanrılar bu duruma çok
kızar ve Narkissos'u cezalandırmaya karar verirler. Bir nehir kenarında, su içmek için eğildiğinde, sudan
yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. Kendine âşık olmuştur. O ana dek kimseyi
sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü . O şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir,
aynı Eko gibi Narkissos da günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir.
Öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.
Salvador Dali – Metamorphosis of
Narcissus
AMAZONLARAMAZONLAR Mitolojiye göre Amazonlar, savaş tanrısı Ares ile
perilerin en barışseveri olan uyum tanrıçası Harmonia’nın birlikteliğinden doğmuşlardır.
Savaşarak Anadolu’nu birçok noktasını ele geçirmişler. Efsanevi Truva savaşları sırasında Amazonlar, Anadolu’nun savunucuları olarak Akhalar’a karşı Truva’nın yardımına koşmuşlardır.
Amazonlar’ın Smyrna ve Efes kentlerinin kurucuları oldukları ve hatta Efes Artemis Tapınağı’nı da inşa ettikleri söylenir.
AMAZONLAR
MARSİYAS Marsias, Frigyalı ünlü bir satyrdir. Armoniyi icat
ettiği söylenen Hyagnis'in oğludur. Efsaneye göre, Tanrıça Athena Büyük Menderes
Çayı'nın kaynağındaki bir gölde yetişen uzun sazlar üzerine delikler açarak ilk flütü icat eder.
Buluşu ile gurur duyan Athena, tanrılar önünde çalmak için tanrıların ziyafetine katılır.
Şölende Aphrodite ve Hera, flüt çalarken yüzünün aldığı şekille alay edince Athena sinirlenir ve toplantıyı terkeder.
Flütü lanetleyip atar ve onu tekrar kullananı çok büyük cezalara çarptırılmasını diler.
MARSİYAS SÖYLENCESİ
MARSİYASMARSİYAS Bundan haberi olmayan çoban Marsias kırlarda
dolaşırken flütü bulur, çalmaya başlar. Bunu duyan Apollon ile bir yarışmaya katılır. Hakem
olarak Figya kralı Midas seçilir. Apollon, Midas'ın oyunu Marsias’tan yana
kullanmasına çok kızar. Kulaklarını uzatıp eşek kulaklarına çevirir.
Marsias'ı da kayalıkta bir zeytin ağacına astırıp, çeşitli işkencelerle öldürtür.
Marsias'ın gözyaşları ile oluştuğu rivayet edilen ve Marsias Irmağı olarak anılan akarsu, günümüzde, Büyük Menderes Nehrine dökülen, Çine Çayı'dır.
EFES’İN KURULUŞUEFES’İN KURULUŞU Efes ören yerinde, Hadrian Tapınağı girişindeki frizde
Efes'in 3 bin yıllık kuruluş efsanesi şu cümlelerle yer alır:
Atina kralı Kodros'un cesur oğlu Androklos, Ege'nin karşı yakasını keşfetmek ister. Önce, Delfi kentindeki Apollon Tapınağındaki kahinlerine danışır.
Kahinler ona, balık ve domuzun işaret ettiği yerde bir kent kuracağını söyler.
Androklos bu sözlerin anlamını düşünürken, Ege'nin lacivert sularına yelken açar... Kaystros (Küçük Menderes) Nehri'nin ağzındaki körfeze geldiklerinde karaya çıkmaya karar verirler.
HADRİAN TAPINAĞI
EFES’İN KURULUŞU Ateş yakarak tuttukları
balıkları pişirirlerken çalıların arasından çıkan bir yabandomuzu, balığı kaparak kaçar.
Kehanet gerçekleşmiştir. Burada bir kent kurmaya karar verirler...
Liman kenti olan Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınır.
ARTEMİSARTEMİS Artemis, Delos adasında doğmuştur, Roma'daki adı
Diana’dı. Zeus ile Leto’nun kızıdır. Phoebe olarak da bilinir. Apollon’un ikiz kız kardeşi, vahşi doğa, avcılık
tanrıçasıdır. Apollon’un doğumu sırasında annesinin çektiği acıyı
gören Artemis, evlenmemeye ve bakire kalmaya yemin etmiştir.
Kyreneia adlı büyük geyik, Artemis'in kutsal hayvanıydı. Güçlü Herkül’e, bu geyiği yakalama görevi verilmişti. Herkül, geyiği yorulup bir su pınarı başında dinlenirken yakalamıştı.
ARTEMİS VE APOLLONARTEMİS VE APOLLON
ARTEMİS TAPINAĞIARTEMİS TAPINAĞI Dünyanın yedi harikasından
biridir. MÖ 7. yy. Lidya kralı Croesus
tarafından yaptırılmıştır. Artemis Tapınağı MÖ.356'da
Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakıldı.
Aynı gece Büyük İskender doğmuştu. Ancak buraya geldiğinde tapınağı yeniden yaptırmadı.
Günümüze sadece birkaç mermer blok kalmıştır.
APOLLONAPOLLON Mitolojideki en önemli tanrılardan biri olan Apollon,
Anadolu kökenlidir. Müziğin, sanatların, Güneşin, ışığın, ateşin ve şiirin
Tanrısıdır. Zeus ve Leto‘nun oğlu, Artemis‘in ikiz kardeşidir.
Sarışın ve çok yakışıklıdır. Altın bir lir çalar ve müzler korosunun başıdır. Gümüş yayıyla oku en uzağa o atabilir; okların
tanrısıdır. Tıbbı insanlara o öğretmiştir; hekimliğin tanrısıdır. Anadolu topraklarında geçen pek çok olaya ve
yarışmaya katılır.
DİONYSOSDİONYSOS Dionysos (Bacchus) Anadolu kökenli bir tanrıdır ve
Anadolu’nun her yerinde izleri vardır. Bazı mitolojik eserlerde ve özellikle tragedyalarda
Bromios, Euhios, Dithyrambos, İakkhos, İobakkhos olarak da adlandırılır.
Denizli, Çal‘da olduğu söylenir. Şarap, üzüm, bağbozumu, esin tanrısıdır. Şarabın sadece sarhoş ediciliğini değil, sosyal ve
faydalı etkilerini de betimler. On iki Olympos tanrısından biri olan Dionysos, Zeus
ile Semele’nin oğludur. Doğum söyleni çok ilginçtir
Dionysos'un Gençliği,
HERMİAS, YUNUS SIRTINDAKİ ÇOCUK
Iasos antik kenti Muğla'nin Milas ilçesinde, Argos'tan gelenler tarafindan 4 bin yıl once kurulmuştu.
Deniz kıyısında bulunan Iasos'ta erkek çocukların denizde yıkanmaları bir gelenekti.
Bu sırada kıyıya yanaşan yunus, Hermias adlı bir çocuğu sırtına alıp açıklara götürüp sonra yeniden
kıyıya bırakıyordu. Iasosta geçen bu olay, M.O. 3. yy. basılan madeni
paralarında yer almıştır. Fazıl Say’ın «Hermias, Yunus Sırtındaki Çocuk» adlı
bestesinin Dünya prömiyeri, Bodrum’da yapılarak müzik severlere tanıtıldı.
THE BOY ON THE DOLFİN FİLMİNDEN
NEDEN MİTOLOJİ? Mitoloji Yüzyıllar boyu toplumların inancı oldu. Pek çok esere ve sanat yapıtına esin verdi. Bilime, teknolojik buluşlara ve keşiflere ad verdi. Halen yaşıyor ve kuşaklar boyu yaşayacak. Anadolu pek çok uygarlık, kültür sanat ve felsefenin
doğuşuna kucak açtı. Batı Anadolu ve Ege kıyıları bu söylencelerin doğum ve
yaşam kaynağı oldu. Biz bu toprakta yaşayanlara düşen tüm bunların bilincine
varmak ve sahip çıkmak olmalı.
NEDEN ?NEDEN ? Yaşadığınız ve yazları tatil yaptığınız yörelerde
nice mitolojik söylence var. Bunları bilmiyorsak ve yerinde göremiyorsak
oralarda yaşamanın ne anlamı var? İnsanlar binlerce kilometre uzaklardan bunları
görmek için gelmiyor mu? Neden bu topraklarda yaşanmış mitlere yönelik
resim ve sanat eseri yapılmadı, yapılmıyor? Bütün bunları kendi kültürü gibi göstermek
isteyenlere söyleyecek sözümüz, bilgimiz ve eserimiz olmalı.