63
SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUM Olgu, Görüş, Kavram SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUM OLGU: Doğruluğu kişiden kişiye değişmeyen ve herkes tarafından kabul edilen, varlığı deneyler ve bilimsel verilerle kanıtlanabilen bilgilere denir. GÖRÜŞ: İnsanların kişisel fikirlerini yansıtan ve doğruluğu kişiden kişiye değişen bilgilere denir. OLGUDAN GENELLEMEYE Olgu: Herkesin bildiği ve kabul ettiği şeylerdir. Bir olgunun genelleştirilmesi için tümevarım ve tümdengelim kavramlarını bilmek gerekir. Tümevarım: Parçadan bütüne varmaktır. Yani küçük olgu ve olaylardan, asıl konuya, öze ulaşmaktır. Tümevarım yöntemini kullanmak doğru yoldan bilgiye ulaşmamızı daha da kolaylaştırır. Günümüzde özellikle okula yeni başlayanlar için, tümevarım yöntemi kullanılmaktadır. Bundaki amaç öğrenmeyi kolay ve sürekli hale getirmektir. Örnek: Ülkemizde köyler ilçeleri, ilçeler illeri, iller bölgeleri, bölgeler de Türkiye'yi meydana getirir. İşte parçadan, bütün oluştuğu açıkça anlaşılmaktadır. Tümdengelim: Bütünden parçaya varmaktır. Bir bütünü parçalara ayırarak incelediğinizde, tümdengelim yöntemini kullanmış olursunuz. Örnek: Dünyayı tanıtarak, birçok ülkeden oluştuğunu ve bu ülkelerin ayrı özelliklere sahip olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu yaptığınız sistem tümdengelimdir. Genellemeler, olgu ve kavramlardan bağımsız düşünülemez. Olgular, genellemelerin geliştirilmesi için temel verilerdir. Kavram: Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımıdır. BİLGİ KUMBARAM Karşılaştığınız bir terim ya da sözcüğün kavram olup olmadığını anlamak için size beş maddelik "kavram tanımlama testi" öneriyorum. Eğer bir sözcük, genel ve soyutsa, bir ya da iki sözcükle ifade ediliyorsa evrenselse bir zamana bağlı değilse OLGU GÖRÜŞ 1 Yüz ölçümü bakımından Türkiye’nin en büyük bölgesi Doğu Anadolu Bölgesi'dir. Doğu Anadolu Bölgesi Türkiye'nin en güzel bölgesidir. 2 Bir futbol takımı sahada on bir kişi ile mücadele eder. Dünyanın en iyi futbol' takımı İtalya'dadır. 3 Türkiye'nin güney kıyıla- rında deniz suyu sıcaklı- ğı kuzeye göre daha fazladır. Türkiye'de tatil yapılabilecek en güzel kıyılar güneyde yer almaktadır. 4 Uludağ'ın yükseltisi 2543 metredir. Dünyadaki en ilgi çekici kayak merkezi Uludağ'dır. 5 2006 Eurovision şarkı yarışmasında birinci olan ülke Finlandiya'dır. 2006 Eurovision şarkı yarışması Türkiye'nin katıldığı en güzel organizasyondur.

1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

  • Upload
    others

  • View
    17

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU

1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUM

Olgu, Görüş, Kavram

SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUM

OLGU: Doğruluğu kişiden kişiye değişmeyen ve herkes tarafından kabul edilen, varlığı deneyler ve

bilimsel verilerle kanıtlanabilen bilgilere denir.

GÖRÜŞ: İnsanların kişisel fikirlerini yansıtan ve doğruluğu kişiden kişiye değişen bilgilere denir.

OLGUDAN GENELLEMEYE

Olgu: Herkesin bildiği ve kabul ettiği

şeylerdir. Bir olgunun genelleştirilmesi için

tümevarım ve tümdengelim kavramlarını bilmek

gerekir.

Tümevarım: Parçadan bütüne

varmaktır. Yani küçük olgu ve olaylardan, asıl

konuya, öze ulaşmaktır. Tümevarım yöntemini

kullanmak doğru yoldan bilgiye ulaşmamızı daha

da kolaylaştırır.

Günümüzde özellikle okula yeni

başlayanlar için, tümevarım yöntemi

kullanılmaktadır. Bundaki amaç öğrenmeyi kolay

ve sürekli hale getirmektir.

Örnek:

Ülkemizde köyler ilçeleri, ilçeler illeri, iller bölgeleri, bölgeler de Türkiye'yi meydana getirir.

İşte parçadan, bütün oluştuğu açıkça anlaşılmaktadır.

Tümdengelim: Bütünden parçaya varmaktır. Bir bütünü parçalara ayırarak incelediğinizde,

tümdengelim yöntemini kullanmış olursunuz.

Örnek:

Dünyayı tanıtarak, birçok ülkeden oluştuğunu ve bu ülkelerin ayrı özelliklere sahip olduğunu

söyleyebilirsiniz. Bu yaptığınız sistem tümdengelimdir.

Genellemeler, olgu ve kavramlardan bağımsız düşünülemez. Olgular, genellemelerin

geliştirilmesi için temel verilerdir.

Kavram: Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımıdır.

BİLGİ KUMBARAM

Karşılaştığınız bir terim ya da sözcüğün kavram olup olmadığını anlamak için size beş

maddelik "kavram tanımlama testi" öneriyorum.

Eğer bir sözcük,

• genel ve soyutsa,

• bir ya da iki sözcükle ifade ediliyorsa

• evrenselse

• bir zamana bağlı değilse

OLGU GÖRÜŞ

1

Yüz ölçümü bakımından

Türkiye’nin en büyük

bölgesi Doğu Anadolu

Bölgesi'dir.

Doğu Anadolu

Bölgesi Türkiye'nin

en güzel bölgesidir.

2

Bir futbol takımı sahada

on bir kişi ile mücadele

eder.

Dünyanın en iyi

futbol' takımı

İtalya'dadır.

3

Türkiye'nin güney kıyıla-

rında deniz suyu sıcaklı-

ğı kuzeye göre daha

fazladır.

Türkiye'de tatil

yapılabilecek en

güzel kıyılar güneyde

yer almaktadır.

4 Uludağ'ın yükseltisi

2543 metredir.

Dünyadaki en ilgi

çekici kayak merkezi

Uludağ'dır.

5

2006 Eurovision şarkı

yarışmasında birinci olan

ülke Finlandiya'dır.

2006 Eurovision şarkı

yarışması Türkiye'nin

katıldığı en güzel

organizasyondur.

Page 2: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

• ortak özelliklere sahip farklı özelikleri temsil ediyorsa kavramdır.

Aşağıda sosyal bilgiler dersi içerisinde yer alan bazı kavramlar örnek olarak verilmiştir.

• nüfus• enerji• değer• kültür• değişim demokrasi• aile•güç• çevre• bağımsızlık

OLGU - KAVRAM - GENELLEME ZİNCİRİ

Olgu:Tam olarak bilinen, objektif olarak ispatlanan, somut bağlar, olay ve düşüncelerdir.

Kavram:Bir nesnenin veya düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımıdır.

Genelleme:Kavramlar arasındaki ilişkiyi açıklayan bir kuram veya cümle, genellikle çok geniş

alan kapsayan bazı ilkeleri içeren ifadelerdir.Örnek:

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YAPIYORUM

Bilimsel araştırma yapılırken aşağıda verilen basamakların kullanılmasına dikkat edilmelidir.

1. Basamak

ilgi duyulan, merak edilen bir olay ya da sorun seçilerek

araştırılacak konu belirlenir.

2. Basamak

Araştırmanın çözümüne yönelik varsayımlarda (hipotez)

bulunulur.

3. Basamak

Konuyla ilgili kitap, dergi, gazete ve makalelerden bilgi

toplanır.

4. Basamak

Konu ile kaynaklardan elde edilen notlar konularına göre

sınıflandırılır ve varsayımlar (hipotez) test edilir.

5. Basamak

Notlar kontrol edildikten sonra metin oluşturulur.; Metin

oluşturulurken bilgi alınan kaynaklar dipnot ile gösterilir.

VATANDAŞLIK HAK VE GÖREVLERİ

Yurdumuzda bütün vatandaşlar aynı haklara sahiptir. İnsanların kanun Önünde eşit

haklara sahip olması kolay kazanılmamıştır. Bu hakların kazanılması için çok uzun ve çetin

mücadeleler verilmiştir.

Olgu Dünya'nın kutuplardan basık Ekvator'dan şişkince

olan şekline geoid

denir.

Kavram Dünya

Genelleme Dünya'nın geoid şeklinde olmasının sonucunda

güneş ışınları her noktaya farklı açılarla düşer.

Page 3: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Vatandaşların haklarını koruma görevini devlet üstlenmiştir. Bu nedenle hakkını arayan

her vatandaşın başvuracağı İlk yer devlettir.

Vatandaşlar, kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve

hürriyetlere sahiptir. Buna göre her vatandaş hür doğar ve hür yaşar. Onun bu

hürriyetini kimse etinden alamaz. Buna bağlı olarak din ve vicdan hürriyetine de sahiptir.

Her vatandaş istediği dine inanmakta serbesttir. Onu bu konuda kimse zorlayamaz. Aynı

şekilde her vatandaş düşünce hürriyetine de sahiptir. Kişi istediği şekilde düşünebilir.

Yine herkesin bilim ve sanatı öğrenme, bu alanlarda araştırma yapma ve açıklama

hürriyeti vardır. Bütün bu hak ve hürriyetler Atatürk'ün önderliğinde kurulan

cumhuriyet yönetimi sayesinde elde edilmiştir.

Bu sayılanlar vatandaşın en önemli haklarından bazılarıdır. Devlet de vatandaşların bu

haklarına saygı duyar. Bu hakları edinebilmeleri için ortam hazırlar ve bu hakları yok

edebilecek engelleri ortadan kaldırır. Vatandaşlık görevlerine önem veren Atatürk

"Hakkın bulunduğu yerde görev, görevin bulunduğu yerde hak vardır." sözüyle vatandaşlık

görevinin önemini de belirtmiştir.

Hak: Hukuk düzeninin kişilere tanımış olduğu yetkidir. Bu yetkilerin belirli bir sının

vardır.

Sorumluluk: Kişinin kendine ve başkalarına karşı yerine getirmesi gereken

yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesi zorunluluğudur.

Özgürlük: Bireyin başkalarına zarar vermeden her şeyi yapabilmesidir.

Özgürlük ile hak arasında doğrudan bir ilişki vardır. Özgürlük bütün hakların ortak

kökenidir. Özgürlük olmadan hak söz konusu olamaz. Hak, özgürlüğü sağlamak için kişiye

hukukun sağladığı yetkidir. Örneğin, eğitim hakkı olmayan bir kişinin dilediği bir alanda

eğitim görmesi söz konusu olamaz. Çünkü eğitim hakkı, eğitim özgürlüğünü

gerçekleştirmek için tanınmıştır.

Vatandaşlık: Aynı vatan toprakları üzerinde yaşayan aynı devlete vatandaşlık bağı ile

bağlı olan bireylere vatandaş denir. Bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de

vatandaşlık hakkının kazanılması yasalarla belirlenmiştir. Anayasamıza göre, "Türk Dev-

letine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür."

Vatandaşlık hak ve görevlerinden bazıları şunlardır:

- Seçme ve seçilme hakkı

- Kanunlara uymak

- Vergi vermek

- Askerlik yapmak

TOPLUMSAL BİR SORUNA ÇÖZÜM ARARKEN

İnsanlar toplum içerisinde yaşarken birçok sorunla karşılaşır. Bu sorunların çözümü hak,

sorumluluk ve özgürlükler temelinde olması gerekir. Bu da ancak yasalara uyulmasıyla gerçekleşir.

Tüketici Hakların Koruma Yasası'na göre; tüketici bir ay içerisinde itiraz edebilir.

Satıcıdan ödediği paranın iadesini, özürlü malın iadesini, malın değiştirilmesini ya da ücretsiz

onarımını isteyebilir. Alıcının bu isteklerinden herhangi biri gerçekleşmediği zaman, il ve ilçelerde

yasa ile kurulmuş olan hakem heyetlerine başvurma hakkı vardır. Bu heyetlere bir dilekçe ile alınan

Page 4: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

malın faturası ya da fişi ile başvurulur. Tüketici burada verilen karardan da memnun

olmazsa, Tüketici Mahkemelerinde dava açabilir.

BİLGİ KUMBARAM

- Bir mal ya da hizmeti özel amaçlarda kullanan ya da tüketene "tüketici" denir.

- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 172. maddesin göre; "Devlet, tüketicileri koruyucu ve

aydınlatıcı tedbirleri alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder."

Bu maddeye göre devlet,

- Tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici,

zararlarını giderici, önlemler almak,

- Tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek zorundadır.

Tüketici hakları ihlalleri için başvurulabilecek yerler;

· Belediyeler,

· Tüketici Hakları Derneği,

· Tüketici Haklan Merkezi,

· Tüketici Mahkemesi,

· Tüketici Sorunları İl / İlçe Hakem Heyeti,

· Reklam Kuruludur.

Bazı durumlarda devlet kuruluşları ile de sorunlar yaşanabilir. Örneğin yol çalışmaları sonrasında

asfaltlama işleminin yapılmaması gibi hizmet aksamaları durumunda çeşitli devlet kurumlarına

başvurulabilir.

Hizmet aksamalarında başvurulabilecek yerler;

· Belediyeler,

· Muhtarlıklar,

· Kaymakamlıklar,

· Valiliklerdir.

DİLEKÇE VERME VE BİLGİ EDİNME HAKKI

· Demokratik devletlerin bireylere sağladığı temel haklardan biri de dilekçe verme hakkıdır. Dilekçe

verme hakkı, temel hakların korunmasını sağlar.

· Kişiler, uğradıkları herhangi bir haksızlık sonucu veya belirli bir konuda bilgi vermek amacıyla

dilekçe verme hakkına sahiptir.

· Dilekçe verme ve bilgi edinme hakkı yasalarla güvence altına alınmıştır. İlgili kurumlar, dilekçeleri

değerlendirerek vatandaşlara altmış gün içinde yazılı olarak cevap vermek zorundadır.

· Toplum içinde bireyler haklarını çok iyi bilmeli ve bunları kullanmalıdır.

· Toplum içinde bireylerin birbiriyle olan sorunlarının çözümünde empati kurmak da çok önemlidir.

EMPATİ: Bir bireyin kendisini karşısındakinin yerine koyması, onun duygu vedüşüncelerini

anlamaya çalışmasıdır.

Empati toplumsal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri olmalıdır. Empati duygusunun geliştiği

toplumlarda bireyler davranışlarında daha dikkatli olur ve davranışların karşılarındaki kişiler

tarafından nasıl algılanabileceğini daha iyi tahmin eder.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN ETKİN VE SOSYAL BİR VATANDAŞIYIM

Sosyal Bilgiler Dersi;

· Vatandaşlık görevi ve sorumluluklarının öğrenilmesini sağlar.

Page 5: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

· Öğrencilerin, Türk milletine, bayrağına ve Türk ordusuna karşı sevgi, saygı ve güven duygusunu

artırır.

· Atatürk ilke ve inkılâplarının öneminin anlaşılması ve bunların korunması bilincinin yerleşmesini

sağlar.

· Türkiye Cumhuriyeti'nin dayandığı temel ilkeleri öğretir.

· Türk tarihinin öğretilmesini amaçlar.

· Hem ülkemizi hem de dünyayı tanımamızı sağlar.

· Demokratik yaşam kurallarını öğretir.

· Beraber yaşama, sorumluluk alma, yardımlaşma ve karar verme duygularını geliştirir.

· İnsanların, birbirlerine karşı olan hak ve sorumluluklarını kavramalarını sağlar.

· Bilimin ve tekniğin gelişmesinin insan hayatı üzerindeki etkilerini öğretir.

ATATÜRK VE SOSYAL BİLİMLER

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bilime ve bilimsel araştırmalara

büyük önem verdiği herkesçe bilinmektedir. Atatürk'ün en büyük amaçlarından biri de Türkiye'yi

çağdaş bir ülke hâline getirmek ve Avrupalı devletler seviyesine çıkarmaktır. Bunu yaparken en büyük

yol gösterici olarak bilimi kabul etmiştir.

Atatürk'ün yaptığı inkılaplar incelendiğinde, bu inkılapların aklın ve bilimin önderliğinde

yapıldığı, modern yenilik ve gelişime açık bir özelliğe sahip olduğu görülmektedir.

Bir ülkenin hızla gelişebilmesi için öncelikle halkın eğitim seviyesinin yükseltilmesi gereklidir.

Şüphesiz Atatürk de bu durumun farkına varmış ve eğitim alanındaki inkılâplara önem vermiştir. Bu

nedenle Atatürk bütçeden ödenek ayırarak yurt dışına öğrenci gönderilmesine karar vermiştir. Fen

bilimleri, sosyal bilimler, görsel sanatlar ve arkeoloji gibi birçok alanda 1925 ile 1947 yılları arasında

Avrupa'ya 40 öğrenci gönderilmiştir.

Türk Tarih Kurumu

Tarih boyunca çok sayıda devlet kuran, binlerce yıllık geçmişi olan, dünya kültür, sanat ve siyasi

hayatına etki eden Türklerin tarihi, İslam tarihi ve Osmanlı tarihi ile sınırlandırılmıştı.

Atatürk 1930 yılından itibaren Türk tarihinin araştırılması konusuna önem verdi. Araştırmaları

bilimsel hâle getirmek için 1931 yılında Türk Tarihi Tetkik Cemiyetini (Türk Tarih Kurumu)

kurdurdu.

Yeni Türk Harfleri

Arap alfabesi ses uyumu bakımından Türkçeye uygun olmadığından okuma ve yazma güçlüğü

ortaya çıkarıyordu. Bu nedenle ülkemizde okuma ve yazma bilenlerin sayısı da oldukça azdı.

Latin alfabesinden yararlanılarak, Türk dilinin yapısına uygun Türk alfabesi hazırlandı. Yeni Türk

harfleri, TBMM tarafından 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edildi.

Türk Dil Kurumu

Osmanlı Devleti zamanında iki çeşit dil vardı. Biri Arapça, Farsça ve Türkçenin karışımıyla

oluşmuş Osmanlıca, diğeri ise halkın konuştuğu Türkçe idi.

Ülkede farklı dillerin konuşulması dil birliğinin oluşmasını engelliyordu. Bu nedenle Atatürk,

Türk dilinin geliştirilmesi konusu üzerinde önemle durdu.

Türkçenin yabancı dillerin etkisinden kurtarılması ve sadeleştirilmesi amacıyla 1932 yılında Türk Dil

Kurumu açıldı. Ayrıca Dil Kurultayları düzenlendi.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi

Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin kurulmasına Atatürk bizzat öncülük etmiştir.

Page 6: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Türkiye'nin gelişebilmesi için öncelikle bilimin önderliğini esas alan gençlerin yetiştirilmesi, millet

olarak bilinç seviyesinin yükseltilmesi, Türk diline ve Türk tarihine sahip çıkılması gerekiyordu. Dil

ve Tarih - Coğrafya Fakültesi 14 Haziran 1935 tarihinde kuruldu ..

Halkevleri

Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan inkılapların halka mal edilmesi ve halkın eğitilmesi için

herkesin rahatlıkla çalışmalarına katılabileceği yaygın bir teşkilata ihtiyaç vardı.

Atatürk'ün önderliğinde tarihinde resmen açılan halkevlerinin amaçları; halk arasında kültür ve

düşünce birliğini gerçekleştirmek, Atatürk inkılaplarının benimsenmesini sağlamak, cumhuriyetin

kültür atılımını yapmak, Türk milletini yeni amaçlar etrafında toplamak, kır -kent ile köylü - aydın

ikiliğini ortadan kaldırmaktır,

Halkevleri kısa zamanda Türkiye'nin dört bir yanına yayıldı. 1931 ile 1952 yılları arasında 478

halkevi, 4322 halk odası açıldı.

Halkevleri Atatürk inkılaplarının benimsenmesinde özellikle;

· Dilin Türkçeleşmesi,

· Tarih bilincinin yerleştirilmesi,

· Geniş halk topluluklarına okuma ve yazma öğretilmesi,

· Millî ve manevi değerlerin topluma kazandırılması konularında etkili oldu.

ÜNİTE2: YERYÜZÜNDE YAŞAM

YERYÜZÜNDE YAŞAM

COĞRAFİ KONUM

Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu konuma coğrafi konum denir. Coğrafi konum, ma-

tematik ve özel konum olarak ikiye ayrılır.

1- MATEMATİK KONUM

Dünya üzerindeki bir yerin başlangıç paraleline (Ekvator) ve başlangıç meridyenine

(Greenvvich) göre olan konumuna matematik konum denir.

Page 7: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

MATEMATİK KOORDİNATLAR

Paralel ve Özellikleri

Ø Ekvator'a paralel olarak geçtiği düşünülen dairelere paralel denir.

Ø Başlangıç paraleli (0°) ve en büyük paralel dairesi Ekvator'dur.

Ø Kutup noktalarına eşit uzaklıktaki noktaların birleştirilmesiyle elde edilen ve Dünya'yı

Ø ortasından çevreleyen en geniş paralel dairesine Ekvator denir.

Ø Ekvator'un kuzeyindeki paralellere kuzey paralelleri, güneyindekilere ise güney paralelleri denir.

Ø Ekvator yıl boyunca gece ile gündüz eşitliğinin yaşandığı, çizgisel hızın en fazla, yer çekiminin en az

olduğu paralel dairesidir.

Ø Paraleller, Ekvator'dan kutuplara doğru birer derece aralıklarla çizilir.

Ø 90 tane Kuzey Yarım Küre'de, 90 tane Güney Yarım Küre'de olmak üzere toplam 180 tane paralel

dairesi vardır.

Ø Dünya'nın şeklinden dolayı Ekvator'dan kutuplara doğru gidildikçe paralellerin boyları kısalır ve

kutuplarda nokta şeklini alır.

Bazı paralel dairelerinin özel isimleri vardır.

0° paraleli Ekvator

23°27' kuzey paraleli Yengeç Dönencesi

23°27' güney paraleli Oğlak Dönencesi

66°33' kuzey paraleli Kuzey Kutup Dairesi

66°33' güney paraleli Güney Kutup Dairesi

90° kuzey paraleli Kuzey Kutup Noktası

90° güney paraleli Güney Kutup Noktası

Ø Birbirini takip eden iki paralel arasındaki uzaklık her yerde eşittir ve yaklaşık 111 km'dir.

Meridyen ve Özellikleri

Ø Bir kutup noktasından diğer kutup noktasına uzanan, Ekvator ve paralelleri dik olarak kesen yarım

çemberlere meridyen denir. Meridyenler, 360° olan Ekvator çemberinin birer derecelik aralıklara

ayrılmasıyla oluşturulmuştur.

Ø Başlangıç meridyeni (0°), İngiltere'ni başkenti Londra yakınlarındaki Greenwich Gözlem Evi'nden

geçer.

Ø Başlangıç meridyeninin doğusunda kalan meridyenlere doğu meridyenleri, batısında kalan

meridyenlere batı meridyenleri denir.

Ø 180 tane doğuda, 180 tane batıda olma üzere toplam 360 tane meridyen yayı vardır.

Ø Dünya'nın şeklinden dolayı tüm meridyenler kutup noktalarında birleşirler ve birbirlerini kesmezler.

Buna bağlı olarak tüm meridyenleri uzunlukları aynıdır.

Ø İki meridyen arasındaki uzaklık, sadece Ekvator üzerinde 111 km'dir. Bu uzaklık, Dürya'nın şeklinden

dolayı kutuplara gidildikçe azalır ve kutup noktalarında sıfır olur.

Ø İki meridyen arasındaki zaman farkı 4 dakikadır. Ekvator'dan kutuplara doğru gidildikçe meridyenler

arasındaki uzaklık azaldığı hâlde zaman farkı değişmez.

Ø Aynı meridyen üzerinde bulunan tüm noktalarda yerel saat aynıdır. Çünkü aynı meridyen üzerindeki

bütün noktalar Güneş'in karşısında aynı anda geçerler.

Ø Meridyenler, Dünya üzerindeki herhangi bir yerin matematik konumunun belirlenmesinde yardımcı

olur. Ayrıca meridyenler yardımıyla; Dünya üzerinde iki yer arasındaki yerel saat farkı da bulunabilir.

Page 8: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

TÜRKİYE'NİN MATEMATİK KONUMUNUN SONUÇLARI

· Kuzey Yarımküre'nin Orta Kuşağı'nda yer alır.

· Başlangıç Meridyeni'nin (Greenvvich) doğusundadır.

· En kuzeyi (42° Kuzey) ile en güneyi (36° Kuzey) arasındaki kuş uçuşu uzaklık, yaklaşık 666 km'dir

(42° - 36°=6° 6x111 =666 km).

· En doğusu (45° Doğu) ile en batısı (26° Doğu) arasında, 76 dakikalık zaman farkı vardır (45°-26°=

19° 19x4'=76').

· Orta Kuşak'ta yer aldığı için yıl içinde dört mevsimi belirgin olarak yaşar.

· Kuzeyden esen rüzgarlar hava sıcaklığını düşürürken, güneyden esen rüzgarlarise hava sıcaklığını

arttırır.

2- ÖZEL KONUM

Dünya üzerinde bir yerin veya bir ülkenin kıtalara, okyanuslara, denizlere, işlek

ticaret yollarına, boğazlara, kanallara, ekonomik ve siyasi teşkilatlara, komşularına göre konumu ile

yer şekilleri ve yükselti özellikleri o yerin özel konumunu belirler.

Türkiye'nin Dünya Üzerindeki Yeri

TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMUNUN SONUÇLARI

· Üç kıtanın (Asya, Avrupa, Afrika) birbirine en yakın olduğu yerde bulunur.

· Üç tarafı denizlerle (Karadeniz, Ege Denizi, Akdeniz) çevrili bir yarımadadır. Marmara Denizi'ne

sahiptir.

· Önemli ticaret yollarına ve boğazlara sahiptir (İstanbul ve Çanakkale Boğazları). Bu durum

· Türkiye'nin jeopolitik önemini artırmıştır.

· Gelişmiş Avrupa ülkeleri ile zengin petrol yataklarına sahip Orta Doğu ülkeleri arasında yer alır.

· Ortalama yükseltisi fazladır (1132 m).

Page 9: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ø Batıdan doğuya doğru gidildikçe yükselti artar.

Ø Dağlar genelde doğu-batı yönünde uzanır.

Ø Sıcaklık ortalamaları batıdan doğuya gidildikçe azalır.

· Yer şekillerinin çeşitli olması, farklı iklim tiplerinin görülmesine neden olur.

· Yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapması nedeniyle, tarihsel ve kültürel

bakımdan çok zengindir.

COĞRAFYA

Yeryüzünde oluşan olayları, bu olayların nasıl meydana geldiğini, nerelerde dağılım

gösterdiğini ve oluşturduğu sonuçların çevresine ve insanlara etkilerini inceleyen bilim

dalına coğrafya denir.

Coğrafya başlıca iki bölüme ayrılır:

1. Genel coğrafya 2. Yerel coğrafya

1. Genel Coğrafya Kendi içinde ikiye ayrılır:

a)Fiziki Coğrafya: Yeryüzü şekillerini, dünyadaki iklim çeşitleri ve bitki örtüsü

çeşitliliğini, dünyanın şekli ve şeklinin sonuçlarını inceler.

b)Beşeri ve Ekonomik Coğrafya: Dünya üzerinde var olan insan topluluklarını, bu insanların

çevre ile ilişkilerini, ekonomik faaliyetlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Kısaca insanı ve ekonomik

faaliyetleri inceler.

2. Yerel Coğrafya: Dünya üzerinde herhangi bir alandaki tüm coğrafi olayları birlikte inceler.

Bu alan kimi zaman bir ülke, kimi zaman bir bölge olabilir.

HARİTA BİLGİSİ

Dünyanın tamamının ya da belli bir kısmının kuşbakışı olarak ve belirlenmiş bir ölçek

oranında küçültülerek bir düzleme aktarılmış haline harita denir.

Harita çizilirken şu hususlara dikkat edilmelidir:

Ø Haritayı hangi amaç doğrultusunda kullanacağımızı belirlemeliyiz.

Ø Bu amaç doğrultusunda bize uygun olan ölçeği seçmeliyiz.

Ø Haritaya uygun bir isim koymalıyız.

Ø Yönleri düzgün biçimde kullanabilmek için, daima kuzeyi gösterir bir yön oku kullanmalıyız.

Ø Lejand bölümü olmalıdır.

Lejand: Haritalarda kullanılan sembol ve işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren tablodur.

Plan: Plan en ayrıntılı haritalardır. Küçük alanlara ilişkin detaylı bilgi verir. Okullar, alışveriş

merkezleri, parklar plan ile gösterilirler.

Kroki: Bir yerin kuşbakışı görünüşünün belli bir ölçeğe uymadan kabataslak çizimine denir.

Ölçeksiz olduklarından harita değildir. Çoğu zaman bir yerin adresini tarif etmek için kullanılır.

Uyarı: Planlarda ve haritalarda belli bir ölçeğe göre küçültme yapılırken krokilerde ölçek

yoktur.

HARİTA ÇEŞİTLERİ

I. KULLANIM AMAÇLARINA GÖRE HARİTALAR

Haritalar kullanım amaçlarına göre iki bölüme ayrılırlar.

A) Genel Haritalar

Toplumun her kesimi tarafından kullanılan haritalardır. Topografya haritaları, atlas haritaları,

duvar haritaları, ansiklopedik haritalar, şehir haritaları ve turist haritaları bu gruba girer.

Page 10: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

1- Fiziki Haritalar:

Yer şekillerini (dağ, ova, plato, vadi vb.) gösteren haritalardır.

Marmara Bölgesi Fiziki Haritası

2- Siyasi ve İdari Haritalar:

Kıtaların, ülkelerin sınırlarını gösteren haritalar siyasi haritalardır. Ülke içindeki il, ilçe, kasa-

ba ve köy gibi idari birimler arasındaki sınırları gösteren haritalara da idari haritalar denir.

3- Beşeri ve Ekonomik Haritalar:

Nüfus miktarını, dağılışını, yoğunluklarını, göçleri, insanların milliyetlerini, dinlerini, dillerini,

kültürlerine ait özelliklerin dağılışını gösteren haritalara beşeri haritalardenir. İnsanların ekonomik

faaliyetlerini ve bu ekonomik faaliyetlerin gerçekleşmesi için gerekli olan mal ve hizmetlerin

dağılışını gösteren haritalara ekonomik haritalar denir.

B) Özel Haritalar

Bu tür haritalar herhangi bir konuyu detaylarıyla gösteren, dolayısıyla uzmanlaşma isteyen haritalardır.

Belirli bir alanda uzmanlaşmış kişi ya da kuruluşların özel amaçları için hazırlanmış jeoloji,

meteoroloji, toprak, bitki örtüsü gibi haritaları kapsar.

II. ÖLÇEKLERİNE GÖRE HARİTALAR

A) Büyük ölçekli Haritalar

Büyük ölçekli haritalarda, yeryüzü şekilleri daha az küçültülerek düzleme aktarıldıklarından

daha fazla ayrıntı gösterirler.

Page 11: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

1- Plan: Ölçekleri 1/20.000'e kadar olan haritalardır. Planların ayrıntı gösterme gücü daha

fazladır.

2- Topografya haritaları:

Ölçekleri 1/20.000 ile 1/200.000 arasında olan haritalardır.

B) Orta Ölçekli Haritalar

1/200.000 ile 1/500.000 arasında değişen haritalardır. Duvar haritaları orta ölçekli haritalardır.

C) Küçük Ölçekli Haritalar:

Ölçekleri 1/500.000'den daha küçük olan haritalardır. Atlaslar küçük ölçekli haritalardır.

Büyük ve Küçük ölçekli haritalar arasındaki fark

Büyük Ölçekli Haritalar Küçük Ölçekli Haritalar

Paydası küçüktür. Paydası büyüktür.

Küçültme oranı azdır. Küçültme oranı fazladır.

Ayrıntısı fazladır. Ayrıntısı azdır.

Hata oranı azdır. Hata oranı fazladır.

Daha küçük alanları gösterir. Daha geniş alanları gösterir.

Aynı alan çizildiğinde harita alanı

daha büyük olur.

Aynı alan çizildiğinde harita

alanı daha küçük olur.

ÖLÇEK: Haritadaki küçültme oranına ölçek denir. Ölçek, harita uzunluğu ile gerçek

uzunluğun birbirine oranıdır. Bir haritanın ölçeği iki şekilde gösterilir.

Kesir Ölçek: Haritalarda uygulanan küçültme oranı kesirle ifade edilir. Kesir ölçekte pay

daima 1 ile gösterilir. 1/100 000, 1/2 000 000 gibi paydadaki sayı, çizimin ne kadar küçültüldüğünü

ifade eder.

Kesir ölçeklerde, ölçek ile ölçek paydası arasında ters orantı vardır. Ölçeğin paydası bü-

yüdükçe ölçek küçülür, ölçek paydası küçüldükçe ölçek büyür.

Çizgi Ölçek: Küçültme oranının çizgi şeklinde gösterildiği ölçeklerdir. Eşit aralıklara

bölünmüş olan çizgi üzerinde, aralıkların gerçekte ne kadar uzaklığa eşit olduğu belirtilir. 20 0 20 40 60 80 km

1cm

Yukarıda verilen ölçekte, haritadaki 1 cm'lik uzunluk, arazide 2 000 000 cm'yi yani 20 km'yi

göstermektedir.

Haritalarda genellikle çizgi ve kesir ölçek birlikte kullanılır. Çizgi ölçek, kesir ölçeğe göre

daha kullanışlıdır. Bunun nedeni harita, fotoğraf veya fotokopi ile küçültülüp büyütülse de çizgi öl-

çeğin gösterdiği uzunlukların değişmemesidir. Çünkü bu işlem sırasında çizgi ölçek de aynı oranda

küçültülmüş veya büyütülmüş olur.

ÖLÇEKLERİN DÖNÜŞÜMÜ

Kesir Ölçeğin Çizgi Ölçeğe Çevrilmesi

Kesir ölçeğin çizgi ölçeğe çevrilmesi için haritadaki 1 cm'nin gerçekte kaç km'yi

gösterdiğinin bulunması gerekir.

Örnek:

1/2 000 000 kesir ölçeğinin çizgi ölçek olarak ifadesi nedir?

Page 12: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Çözüm:

Haritadaki 1 cm gerçekte 2 000 000 cm'ye yani 20 km'ye eşittir.

Buna göre, 1 cm'nin 20 km olarak gösterildiği çizgi ölçek hazırlanır.

ÇİZGİ ÖLÇEĞİN KESİR ÖLÇEĞE ÇEVRİLMESİ

Çizgi ölçeğin boyu haritadaki uzunluğu verir. Çizgi ölçek üzerindeki tüm bölümlerin toplamı gerçekteki uzunluğu ifade eder.

Yukarıdaki çizgi ölçeğin harita uzunluğu 5 cm'dir. Buna göre, kesir ölçek olarak

değeri nedir?

Ölçek Hesaplamaları

Harita üzerinden, haritadaki uzunluk, gerçek uzunluk ve ölçek hesaplamaları

yapılabilir.

Uzunluk hesaplarını hatasız yapabilmek için uzunluk ölçüsü birimlerini bilmek gerekir.

Uzunluk ölçüleri 10'ar 10'ar büyür, 10'ar 10'ar küçülürler.

Page 13: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Metre'nin alt ve üst katları:

Uzunluk hesaplamalarında;

- Gerçek uzunluk

- Harita uzunluğu

- Harita ölçeği hesaplanır.

Verilen uzunlukların daha iyi anlaşılması için formüller kullanılmaktadır.

1- Gerçek uzunluk = Harita uzunluğu x Harita ölçeğinin paydası

GU = HU x HÖ

UYARI: Formülleri pratik olarak öğrenebilmek için üçgen tabloyu kullanabiliriz.

UYARI: Kilometre cinsinden bir değer istendiğinde beş (5) sıfır silinir. Santimetre

cinsinden istendiğinde beş (5) sıfır.

Marmara Bölgesi Siyasi Haritası

3- Beşeri ve Ekonomik Haritalar:

Nüfus miktarını, dağılışını, yoğunluklarını, göçleri, insanların milliyetlerini, dinlerini, dillerini,

kültürlerine ait özelliklerin dağılışını gösteren haritalara beşeri haritalardenir. İnsanların ekonomik

faaliyetlerini ve bu ekonomik faaliyetlerin gerçekleşmesi için gerekli olan mal ve hizmetlerin

dağılışını gösteren haritalara ekonomik haritalar denir.

B) Özel Haritalar

Page 14: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Bu tür haritalar herhangi bir konuyu detaylarıyla gösteren, dolayısıyla uzmanlaşma isteyen haritalardır.

Belirli bir alanda uzmanlaşmış kişi ya da kuruluşların özel amaçları için hazırlanmış jeoloji,

meteoroloji, toprak, bitki örtüsü gibi haritaları kapsar.

Yeryüzünde Yaşam Ünitesi 2. Bölüm Dünyada Ve

Türkiye’de İklim

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İKLİM

Belli bir yerde, sıcaklık, nem, yağış, basınç, rüzgâr ve bulutluluk gibi hava olaylarının mevsimlik, yıllık

gidişlerinin uzun yıllar boyunca gösterdikleri ortalama duruma iklim denir. Bu ortalama durum uzun yıllar

içinde çok büyük değişikliğe uğramaz.

Sıcaklık, rüzgâr ve yağış gibi hava olaylarının bir yerde gösterdiği kısa süreli değişime de hava

durumu denir.

Tablo: İklimin insan ve doğal çevreye etkisi

Sıcak kuşak ve ılıman kuşak, Kuzey Yarım Küre'de, Güney Yarım Küre'ye göre daha geniş alan

kaplar. Bunun sebebi Kuzey Yarım Küre'de karaların oranının daha fazla olmasıdır. Denizler karalara göre

az ısınırlar. Oysa karalar çok ısınırlar. Bu durum Kuzey Yarım Küre'de sıcak ve ılıman kuşağın daha geniş

alan kaplamasına neden olmaktadır. Yine bu durumun sonucu olarak Kuzey Yarım Küre Güney Yarım

Küre'ye göre 2 °C daha sıcak olmaktadır.

Page 15: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

A) SICAK İKLİMLER:

1- Tropikal İklim:

* İsmini sıcak iklimlerde yetişen çayırlardan almaktadır.

* Sıcaklıklar bütün mevsimlere yayılır.

* Sıcak bir günde yağış görülebilmektedir.

* Sudan platosu, Doğu, Güney ve Merkez Afrika'da sıklıkla görülmektedir.

2- Muson İklimi:

* Bu iklim tipinde yaz mevsimi yağışlı, kış mevsimi kurak geçmektedir.

* Sıcaklık ortalamaları 10 °C'nin altına hiç düşmemektedir.

* Genellikle Güney, Güneydoğu Asya ve Doğu Asya'da etkilidir.

* Akarsu rejimleri düzensizdir.

* Yağışsız dönemde yaprağını döken ormanlar doğal bitki örtüsünü oluşturul^

* Pirinç, çay, kahve, pamuk, muz, ananas, turunçgiller, zeytin önemli tarım ürünleridir. Koyun, keçi ve

manda yetiştirilen evcil hayvanlardır.

3- Ekvatoral İklim:

* Bu iklim tipi günlük ve yıllık sıcaklık farklılıklarının en az olduğu iklimdir.

* Bitki örtüsü ekvatoral ormanlardır.

* Amazon ve Kongo havzaları, Malezya, Filipinler ve Papua Yeni Gine'de görülmektedir.

* Ormanların çok gür olması nedeniyle çok sayıda maymun ve kuş türü yaşar. .

* Yıl boyunca yüksek sıcaklık ve bol yağış nedeniyle bütün yıl yeşil kalan 40-50 m uzunluğundaki

ağaçlardan oluşan tropikal yağmur ormanları doğal bitki örtüsüdür.

* Kahve, kakao, kauçuk, ananas, şeker kamışı, soya fasulyesi, turunçgiller, Hindistan cevizi, mısır

ve pirinç yetiştirilir.

4- Çöl İklimi:

* Bu iklim tipinde sıcaklıklar oldukça yüksek, yağışlar ise son derece azdır.

* Arabistan yarımadası. Büyük Sahra Çölü, Avustralya'nın iç kısımları, Meksika Çölleri, Peru

Çölleri, Kızılkum, Karakum ve Taklamakan Çölleri bu iklimin görüldüğü yerlerdir.

* Çöller, bitki örtüsü bakımından oldukça fakirdir. Çoğunlukla dikenli çalılar ve gövdelerinde su

tutma özelliği olan kaktüsler, görülür.

* Çöl ikliminin simgesi hurmadır. Yeraltı suyunun yüzeye çıktığı yerler olan vahalarda sulama ile

pamuk, yer fıstığı, tahıl ve üzüm yetiştirilir. Koyun ve deve en çok yetiştirilen evcil hayvandır.

B) ILIMAN İKLİMLER:

1- Okyanus İklimi:

* Genellikle karaların batı kıyılarında hüküm süren bu iklim tipinde yazlar serin, kışlar ise ılık

geçmektedir.

* Bitki örtüsü ormanlardır.

* Görüldüğü yerler: Şili'nin güney kıyıları. Batı Avrupa ve Yeni Zelanda vb.

2- Akdeniz İklimi:

* Ülkemizde de görülen bir iklim tipidir.

* Yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir.

* Bitki örtüsü makilerdir.

* Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin büyük çoğunluğu ile Orta Şili ve California kıyılarında

görülmektedir.

Page 16: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

* Akdeniz ikliminin etkili olduğu yörelerde küçükbaş hayvancılık yapılır. Özellikle keçi en çok

yetiştirilen hayvandır.

* Buğday, arpa, zeytin, turunçgiller, üzüm, pamuk, şekerpancarı yetiştirilir.

3- Karasal İklim:

* Yazlar sıcak, kışlar ise çok soğuk ve yağışlı geçer. Yağışlar genelde kar şeklindedir.

* Denizden uzak karaların iç kesimlerinde görülmektedir.

* Yıllık sıcaklık farklılıkları oldukça fazladır. Bitki örtüsü bozkır (step) dır.

* Buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, patates, çeşitli baklagiller, üzüm, elma, armut, şekerpancarı,

keten ve tütün yetiştirilen başlıca ürünlerdir.

* Karasal iklimin doğal bitki örtüsü yağışlı mevsimde yeşeren, kurak mevsimde sararan ot

topluluklarından oluşan bozkırlardır.

* Karasal iklimin görüldüğü alanlarda küçükbaş hayvancılık yapılır. Koyun en çok yetiştirilen

küçükbaş hayvandır.

C) SOĞUK İKLİMLER:

1- Tundra iklimi:

* Sıcaklıklar son derece düşüktür.

* Yılın büyük bir bölümü soğuk geçer. Yazlar kısa ve serin, kışlar ise uzun ve serttir.

* Bitki örtüsü tundradır.

* Sibirya'nın kuzeyi, Grönland kıyıları ve Kanada'nın kuzeyi görüldüğü yerlerdir.

* Tundra ikliminde yılın büyük bir bölümü donmuştur. Kısa yaz mevsiminde karların erimesiyle

toprağın üst kısmı çözülür ve bataklığa dönüşür. Bu bataklıklarda bodur çalı, çayır ve yosunlardan oluşan

tundra bitkileri yetişir.

* Tundra ikliminin görüldüğü yerlerde ren geyiği, misk öküzü ve bizon gibi hayvanlar görülür.

2- Kutup İklimi:

* İklim tipleri içerisinde en soğuk olanıdır. Yılın büyük kısmında güneş ışınları görülmez. Hakim bir bitki

örtüsü yoktur. * Görüldüğü yerlere Antarktika,Grönland'ın iç kesimleri ve kuzey kutbunu örnek verebiliriz.

DÖRT MEVSİM TÜRKİYE

Kuzey Yarım Küre'de ve Orta Kuşak'ta yer alan Türkiye'de farklı iklim tipleri görülür. Türkiye'de

farklı iklimlerin ortaya çıkmasında;

1. Üç tarafının denizlerle çevrili olması,

2. Ilıman kuşakta yer alması,

3. Ortalama yükseltinin fazla olması ve yükseltinin batıdan doğuya doğru artması,

4. Kuzeyde ve güneyde dağların kıyıya paralel olarak uzanması etkilidir.

Kuzeyde Karadeniz Bölgesi'nde dağların kıyıya paralel uzanması denizden gelen nemli havanın

yüksek dağ yamaçlarında yükselip soğuyarak yoğunlaşmasını ve bol yağış bırakmasını sağlamıştır.

Dağların bu şekilde uzanması ayrıca deniz etkisinin iç kısımlara sokulmasına engel olduğundan iç kısımlara

doğru bol yağışlı iklim yerini karasallığa bırakmıştır. Böylece kıyıda ve iç kesimlerde farklı iklim

özelliklerinin görülmesine sebep olmuştur. Bu durumun ortaya çıkması dağların uzanış doğrultusu ile

ilgilidir.

Güneyde Akdeniz Bölgesi'nde de dağların kıyıya uzanış doğrultusu paraleldir. Bu durum tıpkı

Karadeniz Bölgesi'nde olduğu gibi Akdeniz Bölgesi'nde de kıyı ile iç kesimler arasında farklı iklim

tiplerinin görülmesine sebep olmuştur.

Türkiye'de İklim

Ülkemizde Akdeniz, Karadeniz ve Karasal olmak üzere üç iklim tipi görülmektedir.

Page 17: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Daha Büyük Boyutlu Türkiye İklim Haritası'na Ulaşmak İçin Tıklayınız

a) Akdeniz İklimi: Daha çok Akdeniz Bölgesi, Ege Bölgesi ve Marmara Bölgesinin bir

bölümünde etkilidir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.

b) Karadeniz İklimi: Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimlerinde görülür. Her mevsim yağışlıdır.

Yağışlar daha çok kış aylarında düşmektedir. Bitki örtüsü gür ormanlardır. c) Karasal İklim: Yazları sıcak ve kurak: kışları kar yağışlı geçen bir iklim tipidir. Doğu Anadolu,

İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ile Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu Bölümü ve Marmara

Bölgesinin Ergene Bölümünde görülür. Bitki örtüsü bozkırdır. Karasal iklim görülen yerler arasında

karasallık derecesi bakımından farklılıklar görülmektedir.

Yeryüzünde Yaşam Ünitesi 3. Bölüm Eski Çağlarda Anadolu

ESKİ ÇAĞLARDA ANADOLU

Anadolu; sahip olduğu coğrafi konum açısından son derece önemli bir bölgedir. Bu durum en eski

devirlerden başlayarak çeşitli toplumların Anadolu'ya göç etmesine ve yerleşmesine yol açmıştır. Bu

nedenle Anadolu toprakları birçok uygarlığın kesişme noktası olmuştur.

Anadolu'nun tarih boyunca önemli bir yerleşim bölgesi olmasında şu faktörler etkili olmuştur:

• İklim özelliklerinin insan hayatı için uygun olması

• Topraklarının insan yerleşimi ve tarım üretimi için elverişli olması

• Çok sayıda akarsuya sahip bulunması

• Asya ile Avrupa arasında göç yolları üzerinde yer alması

Anadolu'nun sahip olduğu bu özellikler pek çok toplumu bu bölgeye çekmiştir. Anadolu toprakları

günümüzün binlerce yıl öncesinden başlayarak Hitit, Lidya, Frig, Urartu, İyon, Pers, Helen, Roma,

Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi önemli uygarlıklara beşiklik etmiştir.

Tarih Öncesi Devirlerde Anadolu’da Yerleşim Yerleri:

Yontma Taş Devri'ne ait mağaralar: Karain, Beldibi, Belbaşı Öküzini.

Cilalı Taş Devri’ne ait ilk yerleşim yerleri: Çatalhöyük. Hacılar.

Maden Devri’ne ait yerleşim yerleri: Truva. Alişar. Alacahöyük. TARİHİN BAŞLANGICI VE DEVİRLERİ

İnsanlık tarihi M.Ö. 3200 yılında yazının bulunması esas alınarak iki bölüme ayrılır.

1.Tarih Öncesi Devirler :(Yazının bulunmasından önceki devirler)

Page 18: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

2. Tarih Devirleri (Yazının icadıyla başlayan devirler)

Tarihin çağlara ayrılması, tarihin incelenmesini ve öğrenilmesini kolaylaştırmıştır.

TARİH ÖNCESİ DEVİRLER

Bu dönemle ilgili bilgiler daha çok kalıntılara dayanmaktadır. Tarih öncesi devirler insanların kullandıkları

araç ve gereçlerin malzemelerine göre bölümlere ayrılır.

TAŞ DEVRİ

Taş Devri kendi içerisinde üç bölüme ayrılır.

Kaba Tas Devri

İnsanlık tarihinin en uzun dönemidir. Bu dönemde iklim elverişli olduğu için insanlar ağaç gölgelerinde

yaşadılar; barınaklara ihtiyaç duymadılar.

Bu dönemde yapılan aletler kaba ve ilkeldir.

Yontma Taş Devri

İlkel bir hayat tarzı yaşandı. İnsanlar doğadaki hazır gıdalarla ve hayvanları avlayarak beslendiler.

İnsanların avcılık ve toplayıcılıkla geçinmeleri tüketici bir toplum yapısının olduğunun göstergesidir.

Devrin sonlarına doğru ateşi buldular. Ateşi ısınma, aydınlanma, yiyeceklerini pişirme amacıyla

kullandılar.

Ateşin bulunması ile insanlar doğa güçlerini kontrol altına almaya başladı.

Mağaralarda ve büyük ağaçların kovuklarında barındılar.

Taşları ve kemikleri yontarak kullanacakları ilkel aletler yaptılar.

Mağara duvarlarına avladıkları hayvanları simgeleyen resimler yaptılar.

Page 19: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Yontma Taş Devri'ne ait kalıntılar, Antalya yakınlarındaki Karain, Beldibi ve Belbaşı

mağaralarında bulunmuştur.

Cilalı Tas Devri

Bu dönemde insanlar tarımsal faaliyetlere başladılar ve hayvanları evcilleştirdiler.

İlk köyleri ve kentleri kurarak yerleşik yaşama geçtiler.

Üretim hayatı ile birlikte ticari faaliyetlere başladılar.

Topraktan çanak, çömlekler ve aletler yapmaya başladılar.

Bitki liflerinden giysiler yaparak dokumacılık faaliyetlerine başladılar.

Tekerleği icat ettiler.

İlkel aile tipleri ortaya çıktı.

Kültürel etkileşim arttı.

Cilalı Taş Devri'ne ait kalıntılar Diyarbakır'da (Çayönü) ve Konya'da (Çatalhöyük) bulunmuştur.

MADEN DEVRİ

Kullanılan madenlere göre sırasıyla kır, tunç ve demir olarak üçe ayrılır.

Bakır Devri

Doğada bol miktarda bulunan bakır madeni insanlar tarafından bulunarak işlendi. Bakırdan çeşitli aletler ve

süs eşyaları yapıldı.

Tunç Devri

Bakırın kalay ile karıştırılması sonucunda tunç elde edildi. Tunç bakıra göre daha sağlam olduğu için

insanlar daha dayanıklı aletler yaptılar.

İlk şehir devletleri ve daha sonra büyük devletler bu dönemde ortaya çıktı (Mezopotam-

ya'da Sümerler, Anadolu'da Hititler gibi).

Demir Devri

Devrin sonlarına doğru demir bulundu. Demirin bulunup işlenmesiyle birlikte tunca göre daha dayanıklı

olan aletler yapıldı

Maden devrine ait kalıntılar, Yozgat (Alişar), Çorum (Alacahöyük), Çanakkale (Truva), Kayseri

(Kültepe), Burdur (Hacılar Höyüğü) ve Van (Tilkitepe)'da bulunmuştur.

TARİHİ DEVİRLER

Yazının icadından günümüze kadar geçen zamana tarih devirleri denir.

Tarihin çağlara ayrılmasında insanlık tarihinde meydana gelen ve bütün insanlığı etkileyen büyük

olaylar ölçü alınmıştır.

İlk Çağ (M.Ö. 3200 - M.S. 375)

M.Ö. 3200 yılında Sümerlerin yazıyı icat etmesi ile başlayıp M.S.375 yılındakiKavimler Göçü'ne kadar

süren dönemdir.

Page 20: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Orta Çağ (375 -1453)

Kavimler Göçü ile başlayıp, İstanbul’un fethine kadar süren dönemdir.

Yeni Çağ (1453-1789)

İstanbul'un fethinden, Fransız İhtilali’ne kadar süren dönemdir.

Yakın Çağ (1789 -.....)

Fransız İhtilali'nden günümüze kadar süren dönemdir.

Milat: Dünya'nın Güneş çevresinde bir defa dönmesi ile geçen süre Güneş yılıdır. Güneş yılına göre

düzenlenen takvimde Milat Hz. İsa'nın doğumudur ve (0) başlangıçtır. Hz. İsa'nın doğumundan önceki

tarihler milattan önce (M.Ö.), doğumundan sonraki tarihler ise milattan sonra (M.S.) şeklinde belirtilir.

Yüzyıl: Zamanın yüzer yıllık bölümlere ayrılmasıdır.

KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ?

HİTİTLER (MÖ 1200-MÖ 200)

· Başkentleri Hattuşaş'tır (Çorum-Boğazköy).

· M.Ö. 1700'lerde Kızılırmak yayı içerisinde kurulmuşlardır.

· Devleti krallar yönetirdi, fakat Pankuş adı verilen meclis ise krala yardımcı olmaktaydı. Gerektiğinde bu

meclis kralın işlerini denetlerdi.

· Tavananna adlı kraliçelerde yönetimde etkiliydi.

· Anal, adı verilen kral yıllıkları bulunmaktaydı.

· Medeni hukuk gelişmişti.

· Ekonomileri tarım ve hayvancılığa dayanmaktaydı.

· Çok tanrılı dinlere inanmışlardı

· Tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşmasını Mısır ile M.Ö 1280'de imzalamışlardır.

· Frigyalılar tarafından yıkılmışlardır.

· Hitit kralları hem başkomutan, başrahip ve baş yargıç idi. Askeri, dini ve hukuki otoriteye sahiptiler.

· Halk yöneticiler, rahipler, hürler ve köleler gibi sosyal sınıflara ayrılmıştı.

· Hititlerde din çok tanrılıdır. Hitit ülkesine “Bin tanrı ili” denirdi.

· Çivi ve hiyeroglif (resim) yazıları olmak üzere iki çeşit yazı kullanmışlardır.

İYONLAR (MÖ 1200-MÖ 700)

· Şehir devletleri halinde yaşamışlardır. En önemli şehir devletleri, Efes, Milet, Foça, Bodrum ve İzmir'dir.

Kurulan şehir devletlerinde sırası ile krallık, oligarşik ve demokratik yönetim şekilleri görülmüştür.

Kurulan şehir devletleri arasında siyasi bir birlik yoktur.

· Demokratik ve özgür ortam gelişmiştir.

· Bilim ve felsefede gelişmişlerdir.

· Önemli bilim adamları arasında; Herodot, Pisagor, Tales ve Hipokrat yer almaktadır.

· Deniz ticaretinde gelişmişlerdir. Akdeniz ve Karadeniz’de koloniler (ticaret şehirleri) kumuşlardır.

· Çok tanrılı dine inanmışlardır.

· Halk çeşitli sosyal sınıflara ayrılmış, kölelik yaygındı.

· Artemis tapınağı önemli sanat eserlerinden biridir. İyon edebiyatının en önemli eseri İlyada ve Odessa

destanlarıdır.

Page 21: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Bilgi Bankası:

Efes'te İyonlar tarafından yapılan "Artemis Tapınağı", dünyanın yedi harikasından biri

sayılmaktadır.

Oligarşi: Yönetimin belli bir zümreye ait olduğu yönetim şeklidir.

Artemis Tapınağı

LİDYALILAR (MÖ 700 - MÖ 546)

· Gediz ve Büyük Menderes ırmakları arasında kurulmuşlardır.

· Başkentleri Sard' tır (Manisa- Salihli).

· Efes’ten başlayıp Mezepotamya’ya kadar giden Kral Yolu’nu kullanarak ticaretle uğraşmışlardır.

· Alışverişte değiş-tokuş (takas) usulüne son vererek ilk parayı bulmuşlardır. · Tüccarlara devlet güvencesi getirerek, tarihteki ilk sigortacılığı yapmışlardır.

· Fenike alfabesini kullanmışlardır.

· İlk bankacılık faaliyeti de bu dönemde ortaya çıkmıştır.

· Ordularını paralı askerlerden oluşturmuşları Lidyalıların yıkılışının en önemli sebebidir. Persler

tarafından yıkılmışlardır. URARTULAR (MÖ 900 -MÖ 600)

· Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Van Gölü çevresinde kurulmuştur.

· Başkentleri Tuşpa'dır (Van).

· Tarım ve hayvancılıkla uğraşmışlardır.

· Anadolu'da bilinen ilk sulama kanallarını yapmışlardır.

· Maden işlemeciliği, mimari ve el sanatlarında ilerlemişlerdir.

· Öldükten sonra dirilmeye (ahiret) inanmışlardır.

· Mezarları ev ve oda şeklinde yaparak içlerine ölüleri ile birlikte eşyalarını da koymuşlardır.

· İstilalara karşı şehirlerinin etrafını surlarla çevirmişlerdir. Medler tarafından ortadan kaldırılmışlardır.

Bilgi Bankası:

Page 22: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Urartuların Türklüğü konusundaki tarihi veriler incelendiğinde Türk olabilecekleri tezi güçlenmiştir.

FRİGLER (MÖ 750 – MÖ 600)

· Sakarya ve çevresinde kurulmuşlardır.

· Başkentleri Gordion'dur (Kütahya).

· Tarım ve hayvancılıkla uğraşmışlar ve bu faaliyetleri korumak için sert kanunlar yapmışlardır (Örnek :

Bir öküz kesenin veya saban kıranın cezası ölümdü.).

· Tapetes adlı kilimler üretmişlerdir.

· Midas meşhur krallarındandır.

· Çok tanrılı dinlere inanmışlardır. Kibele en büyük toprak ve bereket tanrıçasıydı.

· Marangozluk, maden işlemeciliği ve müzik önemli uğraşılarıdır.

· Orduları genellikle yaya askerlerden oluşurdu.

· Persler tarafından yıkılmışlardır.

MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI

Mezopotamya

Mezopotamya:İlkçağda Anadolunun güneydoğusundan Basra Körfezine kadar uzanan Dicle Fırat nehirleri

arasında kalan bölgeye denmiştir.Verimli topraklara ve yaşamaya uygun iklime sahip olması nedeniyle bir

çok topluluk buraya yerleşmiştir.

Başhca Mezopotamya Uygarlıkları Babilliler, Asurlular, Sümerler, Akadlar ve Elamlılardır

SÜMERLER

Ø Sümerler MÖ 3500 yıllarında Mezopotamyaya yerleşmişler şehir devletleri halinde yaşamışlardır.Önce

Akadların hakimiyeti altına girmişler daha sonra Elamlılar Tarafından yıkılmışlardır. (MÖ 1500

Özellikleri

Ø Sümerler mezopamya uygarlıklarının kurucusudurlar.

Ø Tarhte ilk kez yazıyı kullanmışlardır.Böylece

Ø Tarih çağları başlamıştır.

Ø Bilgi birikimi ve aktarımı kolaylaşmıştır.

Ø Eğitim ve öğretim faaliyetleri kolaylaşmıştır.

Ø Tarihte bilinen ilk yazılı kanunlar Sümerler tarafından yapılmıştır.

Ø Sümerler matematik ve Astronomide ileri gitmişler ayın hareketlerine takvim yapmışlardır.

Page 23: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

ASURLULAR

Ø Yukarı Mezopotamyanın Fırat ve Dicle nehirleri çevresi ile Anadolunun güneyi İran bölgesinde Yukarı

Mezopotamya’da kurulmuşlardır

Ø Kral yolu üzerinden Anadolu ile ticaret yaptılar .

Ø Kurdukları ticaret kolonileri ile Anadoluya Sümerlerden öğrendikleri çivi yazısını getirdiler.Böylece

Anadolunun Tarih çağlarına girmesini sağladılar.

Ø Başkentleri Ninova’dır.

Ø Ticaretle uğraşmışlar,

Ø İlk kütüphaneyi ve arşivi yaptılar.

Ø Dinleri çok tanrılı idi.

Ø Geliştirdikleri ağırlık ve uzunluk ölçülerini daha sonra Yunanlılar ve Romalılar kullanmışlardır.

NOT: Koloni: Bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği ekonomik veya

siyasal çıkarlar sağladığı ülke, sömürülen ülke.

BABİLLİLER

Ø Babil krallığı Arabistandan Mezopotamyaya gelen Amurrular tarafından kuruldu

Ø Merkeziyetçi bir krallıkla yönetilmişlerdir.

Ø En güçlü dönemlerini Hammurabi döneminde yaşamışlardır.Hammurabi eski kanunlardan

yararlanarakHammurabi Kanunlarını oluşturmuştur

Ø En tanınmış hükümdarı Hammurabi’dir. Çok sert kanunlar yapmıştır.

Ø Dinleri çok tanrılı idi. Tapınaklarına Ziggurat denirdi.

Ø Astronomi ile ilgilenmişler, güneş ve ay tutulmalarını kaydetmişlerdir. Sümerlerden etkilenmişler, bir çok

alanda onları geçmişlerdir.

ÜNİTE 3: İPEK YOLUNDA TÜRKLER

TÜRKLERİN İLK YURDU ve GÖÇLER

Orta Asya (Ana Yurt)

Türklerin ilk yurdu Orta Asya'dır. Çok geniş bir bölge olan Orta Asya; doğuda Kingan dağları, batıda

Hazar denizi, kuzeyde Altay dağları ve Baykal gölü, güneyde Hindikuş ve Karanlık dağlarıyla çevrilidir.

Orta Asya’dan Yapılan Göçlerin Nedenleri:

1. İklim değişikliği ve şiddetli kuraklık,

2. Kıtlık ve açlığın ortaya çıkması,

3. Hayvanlar ve insanlar arasında salgın hastalıkların ortaya çıkması,

4. Nüfusun hızla artması,

5. Boylar arasındaki mücadeleler,

6. Yeni topraklar kazanma düşüncesi,

Orta Asya'da maden çağını yaşayan Türkler, demir tekerleği icat etmişler ve atı evcilleştirmişlerdir.

Bu yüzden rahatlıkla çok uzak bölgelere göç edebilmişlerdir.

•> M. Ö I. binde başlayan göçler Orta Çağ'ın sonuna kadar devam etmiştir.

Page 24: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Göçlerin Sonuçları:

• Orta Asya'dan çeşitli yerlere göç eden Türkler, gittikleri yerlerin kültürleriyle alış verişe girdiler.

Böylece yeni kültürlerin oluşmasını sağlamışlardır.

• Gittikleri bölgelerde henüz Taş Devri'ni yaşayan medeniyetlere madeni işlemesini öğrettiler.

• Göç eden yerlerde nüfus arttı. Yeni merkezler ortaya çıktı.

•> Bütün Türk boylan Orta Asya'yı terk etmediler. Yaşamaya elverişli yerler bulanlar o bölgede kalarak

daha sonraki dönemlerde bulundukları yerlerde büyük devletler kurmuşlardır

2- Göçlerden Sonra Orta Asya’da Kurulan Türk Devletleri

HUNLAR(ASYA HUNLARI) (M.Ö. 220 - M.S. 216)

M.Ö. III. yy'da Orhun ve Selenga nehirleri çevresinde kurutmuştur.

Başkent Ötüken'dir.

Bilinen ilk Türk Devleti'dir.

Hunların bilinen ilk hükümdarı Tuman (Teoman)'dır. Oğlu Mete Han zamanında Hunlar en parlak

zamanını yaşamışlardır.

Mete Çin'i vergiye bağlamıştır. Çin kalabalık nüfusundan dolayı istila etmemiş ve Çin'e yerleşmemiştir.

Mete Han'dan sonra Hunlar zayıflamaya başlamış ve Çinlilerle yapılan savaşlar sonucunda M.S 48

yılında kuzey ve güney olarak ayrılmışlardır

KAVİMLER GÖÇÜ

Kuzey Hunlarının M.S. 375'te Karadeniz'in kuzeyindeki toplulukları yurtlarından etmeleriyle başlayan

Avrupa'daki kavimlerin yer değiştirme sürecine "Kavimler Göçü" denilmektedir. Bu büyük olayın başlıca

sonuçları şunlardır.

ü Roma İmparatorluğu M.S. 395'te Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı.

ü Batı Roma M.S.476'da yıkıldı.

ü İlkçağ kapandı, Ortaçağ başladı.

ü Günümüz Avrupa toplumlarının temelleri oluşturuldu.

ü -Avrupa'da Feodalite (Derebeylik) sistemi oluştu.

ü Batı Hunlar, Avrupa Hun Devleti'ni kurdu.

ü Kavimlerin Hristiyanlığı kabul etmesi üzerine, Kilise Avrupa'daki en büyük güç haline geldi.

AVRUPA HUN DEVLETİ (375 -469)

Balamir başkanlığında Orta Macaristan bölgesinde kurulmuştur. (375)

Başkenti Budapeşte'dir.

Attila zamanında en parlak zamanını yaşamışlardır(434-453).Bu dönemde Doğu Roma İmparatorluğu

ile imzalanan Margos Antlaşması ile üstünlük sağlanmış Batı Roma(Bizans) vergiye bağlanmış. Bu dönem

içerisinde Attila, Avrupa'nın korkulu rüyası haline gelmiştir.

Attila'nın ölümünden sonra devlet zayıflamış. 469 yılında Bulgar ve Macar saldırıları ile ortadan

kalkmıştır

GÖKTÜRKLER (552)

Çin baskısı altında yaşayan Türkler, iç karışıklıklardan faydalanarak bağımsız birlikler halinde

yaşamaya başladılar. Göktürklerin bu yılları Ergenekon destanının konUSUolmuştur.

Göktürklerle ilgili bilgileri Ergenekon destanından öğrenmekteyiz. Bundan dolayı ilk dönemleri ile ilgili

bilgileri net değildir.

552 yılında Bumin Kağan liderliğinde Ötüken'de kurulmuştur.

Page 25: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Mukan Kağan ve İstemi Yabgu dönemi en parlak oldukları zamandır. Bu dönemde İpek Yolu’na hakim

oldular.

Göktürkler 582 yılında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Doğu Göktürkler 630'da Batı Göktürkler

ise 655 yılında Çin egemenliğine girerek bağımsızlıklarını kaybetmişlerdir.

II. GÖKTÜRK(KUTLUK)DEVLETİ(682-745)

Çin hakimiyetine giren Doğu Göktürklü Türk beyleri, Çin'e karşı bağımsızlık mücadelesi başlattılar.

Mücadele sonucunda 682 yılında Kutluk Kağan, Vezir Tonyukuk ile beraber Çin'e karşı verdikleri ba-

ğımsızlık mücadelesini kazandılar.

Devlet en parlak dönemini Bilge Kağan döneminde yaşadı. Bu dönemde Tonyukuk vezir, Kül Tigin de

ordu komutanı olmuştur.

Sırası ile Tonyukuk, Kül Tigin ve Bilge Kağan'ın ölmeleri üzerine Basmiller, Karluklar ve Uygurlar

birleşerek 745'te Göktürkleri yıktılar.

UYGURLAR (745-840)

Göktürklerden sonra 745 yılında Ötüken'de kurulmuştur. Önce Ötüken olan başkentleri daha sonra Ordu

-Balık (Kara Balasagun) olmuştur.

Çinliler ile Müslüman Araplar arasındaki mücadelede Uygurlar Müslümanları desteklemişlerdir. Nitekim

751 Talaş Savaşı'nı Müslüman Araplar kazanmıştır. Talaş Savaşı İslamiyet'in Türkler arasında yayılmasına

zemin hazırlamıştır.

Uygurlar Böğü Kağan zamanında Maniheizmi resmi din olarak kabul etmişlerdir. (763) Bu dini kabul

ettikten sonra hayvancılığı terk edip tarım ve ticaretle uğraşmaya başlamışlardır. Bunun sonucunda yerleşik

hayata geçen Uygurlar, zamanla savaşçı özelliklerini yitirmişlerdir.

840'ta Kırgızlara yenilip Doğu Türkistan'a göç etmişler ve burada bir devlet kurmuşlardır.

XIII. yy.'da Moğol egemenliğini kabul eden Uygurlar Moğol yönetiminde önemli görevler üstlendiler.

ORTA ASYA TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK

DEVLET YÖNETİMİ

Orta Asya Türk devletlerinde hükümdarlar; kağan, han, hakan, ilteber, ilteriş, idikutgibi unvanlar

almışlardır. Örneğin; Göktürkleri ikinci defa bir-araya getiren Kutluk Han'a, devleti derleyip toparlayan

anlamına gelen "ilteriş" unvanı verilmiştir.

BİLGİ BANKASI

Göktürkler, ilk kez Türk adını taşıyan bir devlet kurmuşlardır.

En eski yazılı Türk belgeleri Göktürklere aittir. (Orhun Kitabeleri)

38 harfli kendilerine özgü alfabe kullanmışlardır.

Türkler arasında devlet ve millet olma bilinci en üst seviyeye bu dönemde

çıkmıştır.

BİLGİ BANKASI

Uygurlar, yerleşik hayata geçen ilk Türk devletidir.

Saraylar, tapınaklar gibi kalıcı mimari eserler bıraktılar.

14-18 harfli Uygur alfabesini kullanmışlardır.

Klişe matbaayı bulan Uygurlar, Türkçe kitaplar basmışlardır.

Page 26: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Kağanın temel görevi ülkede otorite ve birliği kurarak halkın ihtiyaçlarını karşılamaktır. Kağan'ın dışında

ülke yönetiminde eşi, Hatun da etkilidir. Hatun gerektiğinde ülke yönetimine vekillik yapar hatta elçi bile

kabul ederdi.

Egemenlik Anlayışı

Türkler Gök-Tanrı dinine inanmışlardır. Türklerin inancına göre, yönetme yetkisi hükümdara Gök-

Tanrı tarafından verilmiştir, "kut" adı verilen bu yetkinin kişinin kanında dolaştığına inanılmıştır. Bu

anlayışa göre ülke hanedan üyeleri arasında paylaşılarak yönetilmiştir. Ama sürekli yaşanan taht kavgaları

sonucu devletler kısa sürede zayıflayıp yıkılmıştır.

Egemenlik anlayışını ortaya koyan, "Ülke, hanedan üyelerinin ortak malıdır."cümlesidir. Bu

anlayışta tahta kimin çıkacağı belirgin olmadığı için çok zorlanılmıştır.

Siyasi Yapı

Orta Asya'da Türk devletlerinde ülke, hanedan üyelerinin ortak malıydı ve paylaşılarak yönetilirdi.

Uygulanan yönetim şekillerinden biri olan "ikili yönetim" de ülkenin hanedanın ortak malı olması

anlayışına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Buna göre, ülke doğu ve batı olmak üzere iki merkeze ayrılmıştır.

Doğu, kutsal sayılan taraf olduğu için Kağana; batı taraf ise "yabgu" denilen birine bırakılmıştır.

Yönetimde, batıyı yöneten yabgu iç işlerinde serbesttir ama dış işlerde kağana bağlıdır.

Gerek "kut" anlayışı gerekse "ikili yönetim" uygulaması merkezi otoriteyi bozmuş, Türk devletlerini

zayıflatmıştır.

Orta Asya devletlerinin yapılanmasında kağanın yanında bir de meclis bulunmuştur.Kurultay (Kengeş) adı

verilen bu mecliste devlet meseleleri görüşülüp karara bağlanırdı. Alınan kararların kağana onaylatılması

zorunlu olduğundan bu meclis danışma meclisiydi.

Sosyal Yapı

Orta Asya Türklerinin yaşamlarının her alanına etki eden Bozkır kültürü ve yarı göçebe yaşam tarzı,

özellikle sosyal yapıyı şekillendirmiştir. Yaşadıkları coğrafyanın zor şartları karşısında ayakta kalabilmek

için Türk toplulukları, teşkilatçı bir karakter kazanmışlardır. Hem siyasi hem de sosyal hayatın teşkilatlı

düzeni, Türklerin tarih boyunca pek çok devlet kurmalarının temel sebebidir.

Eski Türklerde sosyal yapının temeli aileye dayanmaktadır. Oğuş denilen ailelerin

birleşmesiyle urug adı verilen sülaleler oluşmaktadır. Urugların birleşmesiyle boylar,boyların bir araya

gelmesiyle budun denilen millet meydana gelmektedir. Milletin siyasi teşkilatlanmayı gerçekleştirmesiyle

de il denilen devlet oluşturulurdu.

EKONOMİK HAYAT

Türklerin en önemli geçim kaynağı hayvancılıktır. At ve koyun, yetiştirilen önemli hayvanlardır. Atı

tarihte evcilleştiren ilk toplum Türklerdir. Orta Asya'da belli merkezlerde ayrıca balıkçılık da yapılmıştır.

Orta Asya Türkleri içerisinde Uygurlardan itibaren yerleşik yaşam başlamış ve tarımsal faaliyetler

görülmüştür. Hayvansal gıda tüketimini terk eden Uygurlar, tarımı temel ekonomik uğraş olarak seç-

mişlerdir.

İpek Yolu, Türklerin yaşadığı bölgenin en önemli ekonomik kaynağıdır. Çin'den başlayarak, Orta

Asya'yı geçen Anadolu'ya hatta Avrupa'ya ulaşan bu ticaret yolu, Türk-Çin savaşlarının da temel sebebidir.

Bu yola hakim olan devletin zenginliğe kavuştuğu düşünülürse, verilen mücadeleler daha kolay

anlaşılır. Göktürkler döneminde Çin sınırında ortak pazar şehirleri kurulmuş; canlı bir ticaret ortamı

oluşturulmuştur. Bu dönemde Türkler daha çok hayvan ve hayvansal ürünler satmış, tarımsal gıdalar

almışlardır.Yerleşik yaşama geçen Uygurlar döneminde ticaret büyük gelişme göstermiştir. Daha çok

tarımsal ürünlerin alınıp satıldığı bu dönemde Uygurlar, üzerinde kağanın mührü bulunan bez parçalarını

para olarak kullanmışlardır. Bunlara kamduadını vermişlerdir.

Page 27: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

ORDU

Geniş bozkırların ortasında her an saldırıya açık, savunmasız bir coğrafyada yaşayan Türkler, mü-

cadeleci ve savaşçı bir karakter kazanmışlardır. Türklerde askerlik bir meslek olarak görülmemiştir.

Karşılaşılan saldırılarda kadın, erkek, çoluk, çocuk ayırdetmeden herkes düşmana karşı koymuştur. Bu

nedenle Türkler "ordu - millet"olarak nitelendirilmişlerdir.

Atı evcilleştirmeleri sosyal yaşamda olduğu gibi askeri alanda da Türklere üstünlük kazandıracaktır.

Türkler hareketli ve güçlü yapılarını at ile pekiştirmişlerdir. Bu sayede etkili savaş taktikleri geliş-

tirmişlerdir.

ilk düzenli Türk ordusu Asya Hun hükümdarı Mete Han tarafından kurulmuştur. Bu yüzden günümüzde

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kuruluş yılı olarak, Mete Han'ın tahta çıktığı M.Ö. 209 yılı kabul edilir. Mete

Han, orduyu onluk, yüzlük, binlik ve onbinlik birimlere ayırmıştır. Bu ayırım bugün hala kullanılmaktadır.

Bu birliklerin başında onbaşı, yüzbaşı, binbaşı gibi rütbelere sahip komutanlar bulunmaktadır.

Orta Asya Türklerinde, sivil hayatta çalışan herkes aynı zamanda asker sayılmıştır. Ama bugün askerlik

görevi, 20 yaşını doldurmuş erkeklere aittir. Ayrıca askerlik günümüzde bir meslek haline gelmiştir.

Eski Türklerde orduda; kargı, ok, yay, kılıç ve kalkan gibi silahlar kullanılırdı. Bugün bu silahların

yerini ateşli silahlar aldı.

DİN VE İNANIŞ

İslamiyet öncesi Türk toplumlarındaki en yaygın din Gök-Tanrı inancı idi. Ahiret inancının da varol-

duğu bu dine göre, yerin ve göğün yaratıcısı tek ve soyut bir güç kabul edilmiştir. Göçebe toplumda tapınak

yapımı görülmemiştir.

Türklerde ölülere saygı duyulmuş; onlar için yas tutulmuş ve yuğ adı verilen törenler düzenlenmiştir.

Ölüler kurgan adı verilen mezarlara gömülmüştür. Mezarın başına da, ölünün hayattayken öldürdüğü

düşman sayısı kadar, balbal adı verilen taşlar dikilmiştir. Ölünün mezara eşyalarıyla hatta atıyla beraber

gömülmesi; Türkler'de ölümden sonraki yaşama yani ahiret hayatına inancın olduğunu gösterir.

Uygurlar Maniheizm dinini benimsemişlerdir. Bu din Uygurların yaşam şeklini, hayvani gıdalar yemeyi ve

savaşmayı yasaklamıştır. Bunun üzerine Uygurlar tarımla uğraşmış, yerleşik hayata geçmiş; surlarla

çevrilmiş şehirler kurmuşlardır. Uygurlarda mimari gelişmiştir. Tapınak yapımına da önem vermişlerdir.

Ama savaşçılık özelliklerini kaybetmişlerdir. HUKUK SİSTEMİ

Orta Asya Türk toplulukları, yarı göçebe yaşam tarzını benimsedikleri için, gelişmiş bir yazılı kültüre

sahip değillerdi. Yazılı hukuk kuralları da bulunmazdı. Sosyal yaşamı düzenleyen "töre" adı verilen sözlü

kurallardı. Töre; adalet, eşitlik ve iyiliğe dayanırdı. Töreye kağan bile uymak zorundaydı.

Türklerde yazılı hukuk kurallarına yerleşik hayata geçen ilk Türk devleti Uygurlar'da rastlanmıştır.

BİLİM VE SANAT

Orta Asya Türk sanatı Uygurlara kadar olan dönem ve Uygurlardan sonraki dönem olarak ele alınabilir.

Uygurlara kadar olan dönemde daha çok göçebe yaşamın etkisi vardır. Bu dönem eserleri taşınabilir, hafif

nitelikte sanat ürünleridir. Göçebe toplum için önemli olan hareketli av sahneleri ve hayvan motifleri

işlenen başlıca figürlerdir. Halıcılık ve dokumacılık çok gelişmiştir. Göçebe Türklerin madenleri

işlemedeki başarıları da meşhurdur. Madenden savaş aletleri ve silahlar yapılmıştır.

Uygurlar yerleşik hayata geçmişler ve daha kalıcı sanat eserleri meydana getirmişlerdir. Uygurlarda çok

gelişmiş bir şehir mimarisi ve tapınak yapımı göze çarpmaktadır.

Uygurlar, minyatür sanatını tüm dünyaya öğreten devlettir.

Orta Asya Türklerinde gözümüze çarpan en önemli bilimsel çalışma "On İki Hayvanlı Türk

Takvimi" dir. Bu takvimde her yıla bir hayvan ismi verilmiştir

.

Page 28: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

YAZI –DİL-EDEBİYAT

Orta Asya Türklerinde karşımıza çıkan ilk alfabe Göktürklere aittir. Göktürk Alfabesi38 harften

oluşmaktadır. Bu alfabeyle yazılmış en önemli eser, Türklere ait ilk edebi eser olan Orhun

Abideleri'dir. II. Göktürk Devleti dönemine ait olan bu eserler; Bilge Han,kardeşi Kül Tigin ve Vezir

Tonyukuk adına dikilmiştir. Abideleri Yolluğ Tigin yazmıştır.

Orhun Abideleri'nin Türk tarihindeki önemi ve özellikleri şu şekilde sıralanabilir;

- Akıcı ve edebi bir dilde yazılmıştır.

- Gelişmiş ve işlek bir alfabe ve dile sahip olması, Türklerin yazıyı uzun süredir kullandığının göstergesidir.

- Abideler Türk adının geçtiği ilk Türkçe metinlerdir.

- Türk tarihinin ilk yerli kaynaklarıdır.

- Türk tarihinin ilk edebi eserleridir.

-Türklerin siyasi tarihi, Türk devlet anlayışı, devlet - halk ilişkilerinin niteliği, Türk kültürü hakkında temel

bilgi kaynağıdır.

Orhun Abideleri 1893 yılında Danimarkalı bilimci VVilhelm Thomsen tarafından okunmuştur.

Türklere ait ikinci alfabe Uygurlar’ın 18 harften oluşan Uygur Alfabesidir.

Bozkır yaşantısına sahip Orta Asya Türk toplulukları, Uygurlara kadar çok fazla yazılı eser bırak-

mamışlardır. Sözlü edebiyat alanında pek çok eser oluşturmuşlardır. Bunlar arasında en önemli olanlar,

destanlardır.En ünlü Türk destanları arasında şunları sayabiliriz; Hunlar'a ait Oğuz Kağan Destanı, Saka

Türklerine ait Alp Er Tunga Destanı,Göktürklere ait Ergenekon Destanı, Uygurlara ait Türeyiş ve Göç

Destanları, Kırgızlara ait Manas Destanı.

4.ÜNİTE: ÜLKEMİZİN KAYNKALARI TÜRKİYE’DE TARIM

İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla toprağı işleyerek ürün elde etmesine denir. Bu faaliyet,

topraktan çeşitli ürünlerin elde edilmesinin yanı sıra hayvancılık ve ormancılık faaliyetlerini de kapsar.

Ülkemizde nüfusun yaklaşık yarısı (% 48,4) geçimini tarımla sağlamaktadır.

Cumhuriyet döneminde tarım olanaklarınıartırmak için;

· Sulama, gübreleme, tohum ıslahına önem verildi.

· Tarımda makineleşme ile birlikte modern tarım yöntemleri uygulanmaya başlandı.

· Ziraat Bankası, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu.

· Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde barajlar, hidroelektrik santralleri ve

sulama tesisleri yapıldı.

Tarımda Verimi Etkileyen Faktörler

1- Toprak ve bakımı: Topraktan en verimli şekilde yararlanmak için teknolojik yeniliklerin

uygulanması gerekir. Toprağın bakımı; toprağın sürülmesi, çapalanması, yabancı otlardan ayıklanması,

erozyonla mücadele ile sağlanır.

2- Sulama: Su, bitkiler için en önemli besin maddesidir. Toprağın uygun zamanlarda ve yeterince

sulanması gerekir. Ülkemizde özellikle İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde

sulama sıkıntısının fazla olması sebebiyle tarım alanları nadasa bırakılmaktadır. Nadas, yarı kurak

bölgelerde tarlanın sürülerek, suyunu biriktirmesi için bir yıl boş bırakılmasıdır. Toprakların nadasa

bırakılmasını önlemenin tek yolu ise sulamadır.

Page 29: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ülkemizde tarım alanlarında sulama yaygınlaştırılırsa;

a) İklim koşullarına bağımlılık azalır.

b) Üretimde süreklilik ve artış sağlanır.

c) Nadas yöntemi bırakılarak toprak her yıl kullanılabilir.

d) Aynı araziden yılda birden fazla tarım ürünü alınabilir.

e) Çiftçinin üretim geliri artar.

f) Sebze yetiştirilen alanlar genişler.

g) Sanayi bitkilerinin ekim alanları genişler.

3- Gübreleme: Toprağın besin ve mineral bakımından zenginleştirilmesidir. Toprağın

gübrelenmesi sonucunda birim alandan elde edilen ürün miktarı artar.

4- Tohum ıslahı: Ülke şartlarına en uygun tohumu üretmek için yapılan çalışmalara denir.

Ülkemizdeki Tohum Islahı İstasyonları, Devlet Tarım İşletmeleri, Devlet Üretme Çiftlikleri ve Ziraat

Fakülteleri gibi kuruluşlar kaliteli tohum elde etmek için kurulmuştur.

5- Makineleşme: Üretim işlemlerinin gelişmiş araçlarla yapılmasıdır. Tarımda makineleşme

sonucunda toprak daha iyi ve kısa sürede işlenir. Tarımsal üretim ve verim artar.

UYARI: Engebenin fazla olduğu

Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde

tarımda makine kullanımı oldukça sınırlıdır.

6- İlaçlama: Tarımda verimi ve kaliteyi artırmak için çeşitli hastalık ve böceklere karşı ilaçlama

yapılmasıdır.

7- Toprak analizi: Yapılan toprak analizi ile toprağın hangi tür bitkilerin yetiştirilmesine elverişli

olduğu belirlenir.

8- Çiftçinin Eğitimi: Verimin artırılması için çiftçilerin eğitim düzeyinin yükseltilmesi gerekir.

Çiftçi, hangi tarım aletini nasıl kullanacağını bilmeli, hangi tohumun kullanılacağı ve ne kadar gübreleme

yapılacağı konusunda gerekli olan bilgiye mutlaka sahip olmalıdır.

9- Pazarlama: Ürünün bozulmadan tüketim ya da işleme merkezlerine ulaştırılıp satılmasına

pazarlama denir. Ülkemizde çiftçilerin olumsuz yönde etkilenmesini engellemek için devlet, çiftçiye

önceden taban fiyattan ürün alma garantisi verir. Bu uygulamaya destekleme alımı denir. Tahıllar ve şeker

pancarı gibi temel besin maddeleri destekleme alımları yapılan ürünlerdir.

* Türkiye'de tarımın geliştirilmesi için yapılan en büyük proje Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)

dir. Bu proje ile Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde yapılan barajlarla sulama sorununun çözülmesi ve

üretimin artırılması amaçlanmaktadır.

* Bunun dışında özellikle Cumhuriyet Dönemi'nde önemli tarım yatırımları yapıldı. Bunlar;

üreticilerden ürünleri satın alıp depolayan Toprak Mahsulleri Ofisi, Ziraat Bankası, Tarım Kredi

Kooperatifleri gibi kuruluşlardır.

Page 30: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

TÜRKİYE'DE TARIMI DESTEKLEYEN KURULUŞLAR

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM)

Bitki ve hayvan üretimini artırmaya, ürünleri çeşitlendirmeye ve kaliteyi yükseltmeye çalışır.

Tarım Kredi Kooperatifleri (TTK)

Üreticilerin ürünlerini değerlendirmek ve fiyat düşüşlerine karşı üreticilerin zarar görmesini

önlemek amacıyla destekleme yapar.

Devlet Su İşleri (DSİ)

Kurduğu bent, gölet, baraj ve sulama şebekesiyle tarımdaki sulama ihtiyacını karşılar.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)

Özellikle tahıl ürünlerinin alım ve satışını yapar. Genellikle stok tesisini ve korunmasını sağlar. Bu

ürünlerin piyasada istikrarını sağlar.

Ziraat Bankası

Verdiği kredilerle üreticileri destekler. Çeşitli yatırımlarıyla tarımın gelişmesine katkıda bulunur.

Çaykur: Çay üreticilerini korumak için kurulmuştur.

Tariş: Ege bölgesindeki üreticilerin çeşitli ürünlerini satın almak ve aldığı ürünleri işleyerek

tüketiciye sunmak için kurulmuştur.

Fisko Birlik: Karadeniz Bölgesi'nde yetiştirilen ürünleri (başta fındık) işleyerek piyasaya sürmek

için kurulmuştur.

Gülbirlik: Akdeniz Bölgesi'nde gül üreticilerini korumak için kurulmuştur.

BAŞLICA TARIM ÜRÜNLERİMİZ

TAHILLAR

Buğday

· Yurdumuzda en çok üretilen ve tüketilen tahıldır.

· Un, ekmek ve makarna üretiminde kullanılır.

· Buğday, yetişme döneminde yağış, olgunlaşma döneminde kuraklık ister.

· Ülkemizde en fazla İç Anadolu Bölgesi'nde (başta Konya Ovası) yetiştirilir.Marmara ve

Akdeniz bölgelerinde de üretimi yapılır.

· Buğday, sürekli yağış almasından dolayı Karadeniz kıyılarında, düşük sıcaklıkların görülmesinden dolayı

da Doğu Anadolu Bölgesi'nin yüksek kesimlerinde yetişmez.

· Yağışların bol olduğu yıllarda üretim artarken kurak geçen yıllarda üretim azalır.

Arpa

· Buğdaydan sonra en çok yetiştirilen tahıldır.

· Soğuğa ve sıcağa dayanıklı olup buğdaya göre daha kısa sürede yetişir. Bu nedenle buğdayın yetişemediği

daha soğuk ve yüksek yerlerde de üretimi yapılır.

· Arpa, hayvan yemi olarak ve ekmek yapımında kullanılır. Bira sanayisinin ham maddesidir.

· En çok İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinde yetiştirilir.

Page 31: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Çavdar

· Buğdayın ve arpanın iyi yetişemediği yerlerde yetişir.

· İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nin yüksek kesimlerinde yetiştirilir.

· Fazla sıcaklıklardan zarar görür. Yayla iklimini sever, düşük ısıya dayanabilir. Bunun için buğdaya göre

daha fakir topraklarda ve yükseklerde tarımı yapılmaktadır.

· Tanesinden ekmek ve bira, saplarından hasır şapka yapılır. Sandalye yapımında ve hayvan yemi olarak da

yararlanılır.

Yulaf

· Serin, yüksek, nemli bölgeler ile sıcak ve kurak yörelerde yetiştirilir.

· Daha çok hayvan yemi olarak kullanılan yulaf, İç Anadolu, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde ekilir.

· Yulaf unu besin maddesi olarak da kullanılır.

Mısır

· Fazla su ve sıcaklık isteyen mısır, bu özelliğiyle diğer tahıllardan ayrılır. Yaz yağışlarının ve sulama

imkânlarının bulunduğu yerlerde yetiştirilir.

· Akdeniz, Karadeniz, Marmara ve Ege bölgelerinde üretilir.

· Doğal yetişme alanı Karadeniz Bölgesi'dir. Ancak temel besin maddesi olarak tüketildiği için bölge

ticaretinde önemli yer tutmaz.

· Mısır üretiminin yaklaşık yarısı Akdeniz Bölgesi'nde yapılır. Mısır üretiminin son yıllarda artış

göstermesinde sanayi ham maddesi olarak alkol ve yağ imalatında kullanılması etkilidir.

· Yemeklik yağ üretiminde ve hayvan yemi olarak kullanılır.

Pirinç

· Çeltik bitkisinin tohumlarının kabuklarından ayrılması ile elde edilir.

· Sıcak ve nemli iklim koşullarında yetişen bir tarım ürünü olduğundan akarsu boylarında ve sulak ovalarda

yetişir.

· Ülkemizde pirinç üretimi tüketimi karşılayamamaktadır. Bu nedenle yurt dışından pirinç ithal edilmektedir.

· Ülkemizde en fazla Marmara (Meriç Ovası), Karadeniz (Tosya - Boyabat) ve Akdeniz bölgelerinde

üretilir.

UYARI:

Çeltik tarlaları sivrisinek ve kurbağa gibi canlıların üremesi için

uygun ortam olduğu için, üretimi yerleşim merkezlerine yakın kesimlerde

yapılmamaktadır. Bu nedenle üretim alanları devlet tarafından sınır-

landırılmıştır.

SANAYİ (ENDÜSTRİ) BİTKİLERİ

Türkiye'de tahıllardan sonra en çok yetiştirilen tarım ürünleridir. Sanayi bitkileri doğrudan

tüketilmeyip fabrikalarda işlenerek kullanıma hazır hâle getirilen ürünlerdir.

Pamuk

· Dokuma sanayinin ham maddesidir.

· Alüvyal toprakları sever. Yetişme döneminde bol su ve yüksek sıcaklık, olgunlaşma ve hasat döneminde

tam kuraklık ister.

· Türkiye dünyanın sayılı pamuk üreticileri arasında yer alır. Pamuk ve pamuklu dokuma ürünlerinin bir

bölümü ihraç edilir.

Page 32: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

· En çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi (Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz

ovaları), Akdeniz Bölgesi (Çukurova, Antalya Ovası),Güney Marmara Bölümü ve Doğu Anadolu

Bölgesi'nde (Malatya, Elazığ, Iğdır ovaları) yetiştirilir.

Tütün

· Sigara sanayinin ham maddesidir.

· Yetişme döneminde bol su, olgunlaşma döneminde de yüksek sıcaklığa ihtiyaç duyar.

· Türkiye, dünyanın kaliteli tütün üreten ülkeleri arasında yer alır.

· Tütün üretimi belli bölgelerde toplanmıştır. Bu durum kaliteli tütün üretimi sağlamak için üretimin devlet

kontrolünde olmasından kaynaklanır.

· Ülkemizde en çok Ege Bölgesinde yetiştirilir. Bu bölgemizi sırasıylaGüneydoğu Anadolu, Karadeniz ve

Marmara bölgeleri izler.

UYARI:

Yüksek kaliteli ürün almaya elverişli

olmayan sahalarda üretimi devlet tarafından

engellenmiştir.

Şeker pancarı

· Şeker sanayinin ham maddesidir.

· Şeker pancarı yurdumuzun hemen her yerinde yetiştirilebilmesine rağmen kıyıya yakın alanlarda tarımı

yaygın değildir.

· Nemli topraklarda iyi gelişir. Yağışların yetersiz olduğu yerlerde ise sulama yapılarak üretilir.

· En çok İç Anadolu Bölgesi’nde yetiştirilir. Daha sonra Karadeniz ve Marmara bölgeleri gelir.

UYARI:

Şekerpancarı hasat edildikten

hemen sonra tüketilmesi

gerektiğinden, şeker fabrikaları üretim

alanlarına yakın yerlerde kurulmaktadır.

Çay

· Sıcaklık farkları fazla olmayan ılıman, yağışlı bir iklim ile kireçsiz ve yıkanmış toprak ister.

· Türkiye'de sadece Doğu Karadeniz Bölümü'nde, Giresun'dan Gürcistansınırına kadar olan kıyı

şeridinde yetişir. Üretilen çayın büyük bölümü Rize'den sağlanır.

· Çay, ekim alanı en dar olan sanayi bitkimizdir.

Ayçiçeği

· Alüvyonlu toprakları ve sıcağı sever.

· Tohumlarından yağ çıkarılan bitkiler arasında en önemlisidir.

· Ayçiçeğinin artığı aynı zamanda hayvan yemi olarak değerlendirildiği için ayçiçeği işleyen yağ

fabrikalarının çevresinde hayvancılık faaliyetleri de gelişmiştir.

· Ekim alanı yaygındır. Başta Marmara Bölgesi'nin Trakya kesimi olmak üzere,İç Anadolu ve

Karadeniz (doğu kıyıları hariç) bölgelerinde de yetiştirilir.

Keten - Kenevir

· Ilık ve nemli iklimlerde daha çok yetişir.

· Keten lifleri, keten kumaş ve kâğıt yapımında kullanılır. Tohumlarından boya yapımında kullanılan bezir

yağı elde edilir.

Page 33: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

· Kenevir bitkisinin lifleri ise halat, ip, paspas gibi kaba dokumalarda kullanılır.

· En fazla Batı Karadeniz Bölümü'nde üretimi yapılır.

Haşhaş

· Yazları sıcak geçen ve orta derecede yağışların görüldüğü yerlerde yetişir.

· Haşhaş ilaç sanayinde kullanılır ve tohumlarından yağ elde edilir.

· Haşhaş bitkisinin meyvesinde bulunan ve afyon sakızı adı verilen maddeden uyuşturucu özelliği olan

morfin elde edilir. Bu nedenle haşhaş üretimi devlet kontrolünde yapılır.

· Haşhaş üretimiinin büyük bir bölümü Ege Bölgesi'nde yapılır. Afyon, Denizli, Kütahya, Uşak, Konya,

Isparta ve Burdur'da üretimi yapılır.

Zeytin

· Kışların ılık geçtiği Akdeniz ikliminde yetişen ve ekonomik değeri yüksek olan bir bitkidir.

· Bir kısmından yağ elde edilir, bir kısmı ise sofralık olarak tüketilir.

· Ege Bölgesi (Edremit, Ayvalık arası) yağlık, Marmara Bölgesi sofralık zeytin üretiminde başta gelir.

· Akdeniz Bölgesi'nde daha fazla gelir getiren ürünlerin ekilmesi tercih edildiğinden zeytin üretimi az

yapılmaktadır.

· Az miktarda olmakla birlikte Doğu Karadeniz Bölümü'nde de zeytin üretilmektedir.

Susam

· Akdeniz ikliminde yetişir.

· Yağ ve tahin üretiminde kullanılır.

· Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde üretilir.

UYARI: Zeytin, ayçiçeği, susam,

keten, mısır, fındık ve pamuk

yağ elde edilen sanayi bitkileridir.

Anason

· Rakı ve içki yapımında kullanılır. Burdur (% 50) üretimde birincidir. Burdur'u, Muğla ve Antalya illeri

izler.

ÜRKİYE’DE SEBZECİLİK

· Ülkemiz, farklı iklim tiplerinin görülmesi nedeni ile sebze tarımına uygundur.

· Ülkemizde sebzelerin en erken yetiştiği yer Akdeniz Bölgesi, en geç yetiştiği yer

ise Doğu AnadoluBölgesi'dir (domates, biber, patlıcan, salatalık, kabak).

· Seracılık faaliyetlerinin gelişmiş olmasından dolayı en çok sebze

üretimi Akdeniz ve Egebölgelerinde yapılmaktadır.

· Akdeniz Bölgesi'nde turfanda sebzecilik gelişmiştir.

Seracılık (Turfandacılık)

· Cam veya plastikten yapılan seralarda mevsimi dışında meyve ve sebze üretme faaliyetlerine seracılık

(turfandacılık) denir.

· Seracılık güneşli gün sayısının fazla olduğu Akdeniz, Ege,

Marmara veGüneydoğu Anadolu bölgelerinde yapılır.

Page 34: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

· Karadeniz kıyılarında bulutlu gün sayısının fazla olması, Doğu Anadolu'da kış mevsiminin soğuk ve uzun

geçmesi, İç Anadolu'da ise yaz kuraklığının erken başlaması sebze üretimini sınırlandırmış ve seracılığı

engellemiştir.

Yumrulu Bitkiler

Ürünü toprağın altında olan, düşük sıcaklıklara dayanabilen patates, soğan, havuç, turp, sarımsak

gibi bitkilere yumrulu bitkiler denir.

TÜRKİYE’DE MEYVECİLİK

Fındık

· Nemli iklim, kış ılıklığı ve humuslu toprak ister.

· Ana vatanı Karadeniz kıyılarıdır. Ordu, Giresun, Trabzon ve Samsun illerinde ülkemiz fındığının %80'i

üretilir. Fındığın geri kalan kısmı Marmara Bölgesi'nde İzmit Körfezi çevresinden elde edilir.

· Yıllık üretimi ile Türkiye, dünyadaki fındık ihtiyacının yarısından fazlasını karşılar. Bu nedenle fındık

önemli bir ihraç ürünüdür.

Üzüm

· Ülkemizde yetişme alanı en geniş olan ve en çok üretilen meyvedir.

· Üzüm bitkisine asma, üzüm yetiştirilen yerlerebağ adı verilir.

· Olgunlaşma döneminde yüksek sıcaklık ister. Bununla birlikte soğuğa en dayanıklı bitkilerden biridir.

· Üzüm üretiminde ilk sırayı Ege Bölgesi alır. Bu

bölgeyi Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu,Marmara ve Doğu Anadolu bölgeleri izler.

Türkiye kuru üzüm ihracatında birincidir.

İncir

· Soğuğa karşı dayanıksızdır.

· Ege Bölgesi'nin kıyı kesimleri, Akdeniz, Marmara ve Karadeniz

Bölgesi ileGüneydoğu Anadolu’nun soğuk olmayan kesimlerinde yetiştirilir.

· İncir, kuru ve yaş olarak tüketilir.

· Kuru incir ihracatımız gelişmiştir.

Elma

· Üzümden sonra yetişme alanı en geniş meyvedir.

· Düşük sıcaklıklara dayanıklıdır.

· En fazla İç Anadolu Bölgesi'nde üretilir.

Turunçgiller (Narenciye)

· Turunçgil, mandalina, portakal, limon gibi meyvelere denir.

· Yüksek sıcaklık ve bol su ister. Don olaylarından olumsuz etkilenir. Bu nedenle sıcaklığın 0°C'nin üstünde

olduğu yerlerde üretilir.

· En fazla üretim Akdeniz Bölgesi’nin kıyı kesiminde yapılır. Daha sonra Ege, Marmara’nın güneyi, Doğu

Karadeniz Bölümü’nün (Rize ve çevresi) kıyılarında yetiştirilir.

Muz

· Tropikal bir meyvedir.

· Kış sıcaklık ortalamalarının yeterli olduğu Alanya - Anamur arasında üretilir.

· Ülke ihtiyacını karşılamak için ithal edilir.

Page 35: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Antep Fıstığı

· Dünyada yetişme alanı sınırlıdır.

· Türkiye'de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yetiştirilir. Üretiminde Gaziantep, Şanlıurfa başta gelir.

Kayısı

· Türkiye, kayısı üretiminde dünyada 1. sıradadır. Türkiye'de en fazla kayısı Doğu Anadolu'da (Malatya)

üretilmektedir.

Ceviz

· Soğuğa karşı dayanıklıdır. Her bölgede yetişir. Anayurdu Anadolu'dur. Kereste ve lüks mobilya yapımında

kullanılır. Üretimin %50'si ihraç edilir.

Şeftali

· En çok Marmara ve Ege'de yetişir. En kaliteli şeftalinin yetiştiği yer Bursa'dır.

BAKLAGİLLER

Fasulye

· Yetişme döneminde yağış veya sulama ister.

· Ege ve Marmara bölgelerimizdeki ovalar ile Çukurova ve BatıKaradeniz Bölümü'nde fasulye tarımı

yaygındır.

Nohut

· Baklagiller içinde üretim bakımından ilk sırayı alır.

· İç Anadolu, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilir.

Mercimek

· Baklagiller içinde nem isteği en az ve kuraklığa en dayanıklı olan bitkidir.

· Kırmızı mercimek üretiminde Güneydoğu Anadolu, yeşil mercimeküretiminde ise İç Anadolu

Bölgesi başta gelir.

UYARI: İç Anadolu Bölgesi

baklagil üretiminde ilk sırada yer alır.

Soya Fasulyesi

· Yazları sıcak ve yağışlı geçen iklim şartlarında yetişir.

· En çok Akdeniz Bölgesi'nde üretilir. Orta ve Batı Karadeniz kıyıları ile Ege ve Marmara'da üretimi yapılır.

Bakla

· Başlıca yetişme alanları Güney Marmara ve Ege Bölgesi’dir.

Mercimek

· Kuraklığa çok dayanıklı bir bitkidir.

· Yeşil mercimek en fazla İç Anadolu Bölgesi'nde, kırmızı mercimek iseGüneydoğu Anadolu Bölgesi'nde

üretilir.

Page 36: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

TÜRKİYE'DE HAYVANCILIK

· Ekonomik değeri olan hayvanların üretilip, beslenmesi ve pazarlanması işlerine hayvancılıkdenir.

· Hayvancılık özellikle yüksek ve engebeli yerlerde, ekime dikime elverişli olmayan bölgelerde, halkın

yaşayışında birinci derecede rol oynar.

· Türkiye, geniş çayır ve meralarıyla hayvan yetiştirilmesine elverişli bir ülkedir.

· Hayvan sayısı bakımından önemli bir zenginliğe sahiptir. Dünyada 9., Orta Doğu'da ve Avrupa'da 1. sırada

yer alır.

· Ülkemizde hayvancılık faaliyetleri, mera hayvancılığı ve ahır hayvancılığı olarak ikiye ayrılır. Mera

hayvancılığı doğa koşullarına bağlı olarak yapılan hayvancılıktır. Et ve süt verimi düşüktür. En çok Doğu

Anadolu Bölgesi'nde yapılmaktadır. Ahır hayvancılığı yıl boyunca hayvanların ahırlarında beslenmesidir.

En çok Marmara Bölgesi'nde yapılmaktadır. Ahır hayvancılığı daha çok sığır yetiştirilmesinde

uygulanmaktadır.

· Manda, sığır, deve, at, eşek gibi hayvanlar büyükbaş hayvanlardır. Ülkemizde en çok sığır yetiştirilir.

· Küçükbaş hayvancılık Türkiye'de en çok yapılan hayvancılıktır. Bu gruba giren hayvanlar koyun, kıl keçisi

ve tiftik keçisidir.

· Tavuk, horoz, hindi, kaz, ördek gibi hayvanlara kümes hayvanları denir. En çok Güney Marmara, Ege

Bölgesi, Orta ve Batı Karadeniz bölümlerinde yetiştirilir.

· İpek böceği, doğal ipek elde etmek için yetiştirilen ve dut yaprağı ile beslenen bir hayvandır. Türkiye'de

Bursa, Denizli, Elazığ, Ankara, Antalya, Amasra ve Diyarbakır'da ipek böcekçiliği yapılmaktadır.

· Bal ve balmumu elde etmek için arı beslenme faaliyetine arıcılık denir. Türkiye'nin iklimi, bitki örtüsünün

çeşitliliği, üstün nitelikli arı türleriyle arıcılığa elverişlidir. Türkiye'nin her bölgesinde arıcılık yapılır.

· Yurdumuzun üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen balıkçılık yeteri kadar gelişmemiştir. Türkiye'de

tutulan balığın denizlerimize göre dağılımı şöyledir; Karadeniz %85, Marmara Denizi %10, Ege Denizi

%3, Akdeniz%2'dir. Akarsu ve göllerimizin olduğu yerlerde ise tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır.

Türkiye'de balıkçılığın yeterince gelişmemesinin başlıca nedenleri:

· Balıkçılığın daha çok kıyı balıkçılığı olarak yapılması, açık deniz balıkçılığının yaygın olarak yapılmaması,

· Modern tekne ve yöntemlerle balıkçılığın yapılmaması,

· Halkın balık tüketimi konusunda yeterli bilince sahip olamaması,

· Kaçak, usulsüz ve aşırı avlanmaların yaygın olması,

· Son yıllarda su kirliliğinin artması,

· Su ürünlerinin işleneceği sanayi tesislerinin yetersiz olması,

· Su ürünlerinin saklanabileceği soğuk hava depolarının yetersiz olması,

Türkiye'de Hayvancılığın Gelişmesi İçin Gerekli Koşullar

Türkiye, hayvancılığın gelişmesi için önemli bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin

değerlendirilmesi için aşağıdaki koşulların uygulanması gerekir.

· Çayır ve mera hayvancılığı yerine, besi ve ahır hayvancılığının yaygınlaştırılması,

· Yem üretiminin artırılması,

· Hayvan soylarının iyileştirilmesi (ıslahı),

· Otlakların ıslah edilmesi ve korunması, aşırı ve erken otlatmanın engellenmesi,

· Süt dana ve süt kuzu ile doğurgan hayvanların erken kesiminin önlenmesi,

· Hayvan hastalıklarıyla mücadele edilmesi,

· Üreticilere yönelik hayvancılık eğitiminin yaygınlaştırılması,

Page 37: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

· Hayvan üreticilerine teşvik kredilerinin sağlanması,

· Üreticilerinin pazarlama olanaklarının geliştirilmesi.

TÜRKİYE'DE ORMANLAR

· Türkiye'de ormanların dağılışını etkileyen en önemli faktör nemlilik ve yağıştır.Bununla birlikte; yer

şekilleri, yükselti, toprak özellikleri gibi faktörlerde ormanların dağılışını etkiler.

· Türkiye'deki ormanların %79'u kıyı bölgelerinde yer alırken, iç bölgelerde orman varlığı yalnızca %21 'dir.

· Karadeniz'de nem oranının yüksek olması nedeniyle ormanlar deniz seviyesinden itibaren başlar. Bölgede,

her mevsim bol yağışlı olması nedeniyle gür ormanlar yetişir.

· İç bölgelerde yağışların yetersiz olması ve belli dönemlerde kuraklığın etkili olması nedeniyle, ormanlar

geniş alan kaplamazlar. İç kesimlerde ormanlar, genellikle daha nemli olan yüksek kesimlerde toplanmıştır.

· Türkiye'de orman varlığını korumak ve

ağaçlandırma çalışmalarıyla orman alanlarını genişletmek amacıyla, çeşitli kuruluşların çalışmaları vardır.

Bunların başlıcaları;

Orman Bakanlığı, TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları

Koruma Vakfı), ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı), Doğal Hayatı Koruma

Derneği (DHKD) ve Çevre Gönüllüleri Derneği gibi kuruluşlardır.

Ormanların Önemi

· Canlı yaşamı için gerekli oksijeni üretir.

· Erozyonu önler.

· İçinde barındırdığı bitki ve hayvan varlığını korur.

· Askerî ve stratejik yönden yurt savunmasına katkı sağlar.

· Kıyılarda, kumulların içerilere sokulmasını engeller

· Temiz havası ve doğal güzellikleriyle turizme katkı sağlar.

· Havanın temizlenmesine ve atmosferdeki nem dengesinin korunmasında düzenleyici rol oynar.

· Sel, çığ, taşkın ve heyelan gibi doğal afetleri önler.

SANAYİ VE TİCARET

Ülkemizde ve tüm dünyada sanayi faaliyetleri bazı koşullara bağlıdır.

Bu koşullardan bazıları şunlardır:

• Hammadde

• Sermaye

• Enerji

• İş gücü

• Ulaşım -İşletme

• Teknoloji

• Pazarlama

• Yer şekillerinin elverişliliği

Örneğin; ülkemizin tahıl ambarı olarak bilinen Konya ve civarında un, makarna ve bisküvi

fabrikalarının yaygın olduğu görülmektedir. Ayrıca Kocaeli, Bursa ve İstanbul'da ağır sanayi faaliyetleri

yapılmaktadır. Buradaki sanayi ürünleri İstanbul üzerinden deniz ve hava yolu ile tüm dünya pazarlarına

ulaşmaktadır. Hayvancılık faaliyetlerinin daha çok yapıldığı Erzurum ve Kars gibi illerimizde ise süt ve süt

ürünlerine ait yatırımların yapıldığını görmekteyiz.

Page 38: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ekonomiye Yön Verenler

Bazı kurum ve kuruluşlar ülke ekonomisinin gelişmesi için bir araya gelmiştir. Bu kurum ve kuruluşlar

oluşturdukları iş sahalarıyla ülkedeki işsizlik oranının düşmesini sağlamaktadır.

Ayrıca bu kurum ve kuruluşlar ürettikleri ürünleri dış pazarlara satarak ülkemize döviz kazandırmakta,

böylece ekonomiye katkı sağlamaktadırlar.

Bu kuruluşlar sanayi ve ticaret odaları olarak ayrılabilir.

Sanayi Odalarının Sorumlulukları

• Sanayinin gelişmesine hizmet etmek,

• Sanayiyle ilgili araştırma ve inceleme yapmak,

• Başlıca sanayi ham madde ürünlerinin fiyatlarını yayınlamak,

• Organize sanayi siteleri kurulmasını ve idaresini sağlamaktır.

Ticaret Odalarının Sorumlulukları

• Meslekî ahlak ve dayanışmayı korumak,

• Ticaret ve sanayiyle ilgili incelemeler yapmak,

• Bulunduğu yerin ticari örf, adet ve kurallarını tespit etmek,

• Meslekî konularda bakanlıklara, illere ve belediyelere teklif ve isteklerde bulunmaktır.

ÖNEMLİ TİCARET VE SANAYİ ODALARINDAN BAZILARI İSTANBUL TİCARET ODASI

(İTO)

Sanayi ve ticaretin birbirini destekleyerek hızla gelişmeye başlaması Coğrafi Keşifler ve Sanayi

İnkılâbı’ndan sonra oldu. Avrupa'da sanayi ve ticaret gelişirken, Osmanlı Devleti'nde kurulan loncalar

Batı'nın sanayi atılımı ve gelişmiş ticaretinin de etkisiyle işlevlerini yerine getiremeyerek çöktü.

Yaşanan gelişmeler, farklı bir anlayış ve yaklaşımla üretimin ve ticaretin yeniden örgütlenmesini

gerektiriyordu. Bu nedenle Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında farklı isimle faaliyet gösteren oda, 1952

yılında İstanbul Ticaret Odası adını aldı.

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ (TÜSİAD)

Derneğin merkezi İstanbul'dur ve Türkiye'de başka şubesi yoktur.

Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneğinin Amaçları

• Atatürk'ün çağdaş uygarlık hedefine ve ilkelerine sadık toplumsal yapının gelişmesine ve demokratik

sivil toplum ve laik hukuk devleti anlayışının yerleşmesine yardımcı olmak,

• Türkiye'de serbest ekonomi kurallarının yerleşmesinin yanı sıra ülkenin insan ve doğal kaynaklarının

teknolojik yönden desteklenerek en etkin biçimde kullanımını, verimlilik ve kalite yükselişini sürekli

kılacak ortamın sağlanması yoluyla rekabetin arttırılmasını hedef alan politikaları desteklemek.

TÜRKİYE'DEKİ SANAYİ KOLLARI

1. Besin (Gıda) Sanayisi

Hammaddesi tarım ve hayvansal ürünlere dayalı olan sanayidir. Sanayi kolları içerisinde ikinci sırayı alır.

Besin sanayisi, tarım ürünlerinin yoğun olarak yetiştirildiği merkezlere yakın yerlerde kurulmuştur.

Önemli besin sanayi kolları;

- Şeker fabrikalar (Karadeniz kıyısı hariç her yerde),

- Çay fabrikaları (Rize),

- Un fabrikaları, makarna ve bisküvi fabrikaları (özellikle İç Anadolu),

- Zeytin yağı fabrikaları (Ege ve Güney Marmara'da),

- Ayçiçek yağı fabrikaları (Trakya'da),

Page 39: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

- Tütün fabrikaları (İstanbul, İzmir, Bitlis, Samsun, Tokat vb.),

- İçki fabrikaları (İstanbul, Tekirdağ),

- Konserve ve salça fabrikaları (Marmara, Ege, Akdeniz bölgeleri),

- Süt ürünleri fabrikaları (İzmir, Edirne, Kars, İstanbul).

2. Dokuma, Tekstil ve Deri Sanayisi

Türkiye'de en gelişmiş sanayi koludur. En fazla işçi bu sektörde çalışır. Üretimin çoğu ihraç edilir.

- Pamuklu dokuma; Adana, Antalya, İzmir, Aydın, Nazilli, Manisa, Kayseri, Malatya, İstanbul ve

Bursa. Bursa'da ipekli dokuma, Gemlik'te suni ipek fabrikası vardır.

- Yünlü dokuma; İstanbul, Hereke, Bursa, İzmir, Uşak.

- Halıcılık; Isparta, Uşak, Gördes, Kayseri, Simav.

- Deri ve kösele işleme; İstanbul, İzmir, Bolu ve Uşak.

3. Maden Sanayisi

- Demir - Çelik; Karabük, Ereğli, İskenderun, Kırıkkale, Sivas, İzmir.

- Alüminyum; Konya-Seydişehir.

- Bakır işleme fabrikaları; Samsun, Murgul.(Artvin)

4. Makine Sanayisi

Bursa, İstanbul, İzmit, Adapazarı, Konya, Adana'da otomobil, kamyon ve otobüs fabrikaları. Eskişehir ve

Adapazarı'nda lokomotif ve vagon fabrikaları bulunmaktadır. İstanbul, Tuzla, Pendik, Gölcük ve İzmir'de

gemi tersaneleri bulunmaktadır. Kırıkkale ise savaş sanayinin merkezidir

5. Kimya Sanayisi

- Petrokimya; Batman, İzmit (İpraş), Mersin (Ataş), İzmir (Aliağa), Kırıkkale (Orta Anadolu

Rafinesi) bulunmaktadır.

- İlaç fabrikaları; İstanbul, İzmir, Ankara, Adapazarı.

- Lastik fabrikaları; İzmit, Adapazarı, Kırşehir.

- Gübre fabrikaları; Mersin, Bandırma, Elazığ, Kütahya, Tekirdağ ve İskenderun.

6. Orman Ürünleri Sanayisi

En fazla Karadeniz Bölgesi'nde gelişme göstermiştir. Kâğıt ihtiyacımızın bir kısmını ithal etmekteyiz.

- Kâğıt fabrikaları; İzmit, Balıkesir, Çaycuma (Zonguldak), Taşköprü (Kastamonu), Taşucu (İçel),

Dalaman (Muğla), Aksu (Giresun), Çay (Afyon) da bulunur.

- Mobilya sanayi; Adapazarı, Ankara, İnegöl, İstanbul, İzmir, Kayseri.

7. Çimento, Cam, Seramik Sanayisi

Hammaddesi taşa, toprağa bağlıdır.

- Çimento fabrikaları; Türkiye'nin her bölgesine dağılmıştır. İhraç ürünlerimizdendir. İstanbul, İzmit,

Adana, İzmir, Denizli, Ordu, Elazığ.

- Cam fabrikaları; İstanbul, Denizli, Mersin, Kırklareli, Sinop.

- Seramik fabrikaları; Çanakkale, Bilecik, Kütahya, İstanbul, İzmir.

MADENLER Maden: Yeraltından çıkarılan ve ekonomik değeri olan maddelere “maden” denir.

Page 40: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Bir madenin işletilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

1. Büyük sermaye (para),

2. Teknik olanaklar (bilgi, araç-gereç),

3. Cevherdeki maden oranının yüksek olması (madenin kalitesi), madenin değeri,

4. Madenin, zengin ve uzun süre işletilmeye elverişli olması (rezerv=madenin miktarı),

5. Madenlerin yeryüzüne yakın olması, bölgenin ulaşıma müsait olması.

Cumhuriyet dönemi ile birlikte madencilik alanında yapılan çalışmalar şunlardır:

1. Bilimsel çalışmalara başlandı.

2. Etibank, 1935 yılında yapılacak çalışmalar için gerekli olan sermaye için kuruldu.

3. 1935 yılında yer altı maden kaynaklarımızı araştırmak için MTA kuruldu.

4. Yatakların işletilebilmesi ve değerlendirilebilmesi için “Maden Kanunu” çıkarıldı (1950).

Madenlerimizin bir kısmı enerji kaynağı, bir kısmı ise çeşitli sanayilerin hammaddesi olarak değerlendirilir.

KULLANILDIĞI ALAN VE İŞLETMELER ÇIKARILAN YERLER

DEMİR: Demir-çelik sanayisinin temel

hammaddesidir.

Rezervde: 10

Demir-çelik fabrikaları: Karabük, Ereğli ve

İskenderun’daki demir-çelik fabrikalarıdır

Divriği, Hekimhan, Hasan Çelebi (Sivas-Malatya

arası);

Kayseri, Adana, K.Maraş arası;

Develi, Edremit (Balıkesir);

Simav (Kütahya); Poyas (İskenderun)

BAKIR: Elektrik ve elektronik sanayisinde kullanılır.

Bakır üretiminde Dünyada 1.

Samsun’da Karadeniz Bakır İşletmeleri

Küre (Kastamonu); Murgul (Artvin);

Ergani-Maden(Elazığ); İzmir (Dikili-Torba)

KROM: Demir-çelik sanayisinin önemli

hammaddesidir.

Çeliğin sertleştirilmesinde ve paslanmaz çelik

üretiminde, kaplamada (kromaj) ve savaş sanayiinde

kullanılır.

En önemli ihraç maddemizdir. (Üretimde Dünya 3.)

Fethiye-Köyceğiz (Muğla), Guleman-Maden

(Elazığ)

Bursa, Eskişehir arası,

Kayseri, Sivas, Adana, K.Maraş

Denizli, Kütahya.

Page 41: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

BOR: Jet ve roket yakıtı, cam, elyaf, sabun, deterjan,

tekstil boyaları, porselen, ilaç sanayi, fotoğrafçılıkta

kullanılır.

(Yarıdan fazlası ülkemizde ve bir kısmı ihraç edilir.)

Susurluk, Bigadiç, Sındırlı (Balıkesir)

Seyitgazi (Eskişehir), Emet (Kütahya)

M. Kemalpaşa (Bursa)

BOKSİT: Alüminyum ham maddesidir. Uçak, ve

otomobil endüstrisi ile ev eşyası yapımında... Konya (Seydişehir) İskenderun, Muğla, Adana

KÜKÜRT: Haşerelere karşı Keçiborlu (Isparta) Denizli (Sarayköy), Burdur.

KURŞUN-ÇİNKO: (Yahyalı, Ulukışla, Kütahya) Elazığ (keban), Akdağmadeni

CİVA: Eczacılık, elektrikli aletlerin yapımında

kullanılır. Konya (Sarayönü), İzmir (Çeşme)

MANGANEZ: Demirin çeliğe dönüştürülmesinde

kullanılır.

Artvin (Borçka), Zonguldak (Ereğli)

TUZ: Yemeklerde, kimya sanayiinde. Tuzgölü, İzmir Çamaltı, Çankırı

OLTU TAŞI: Tespih, süs taşı Erzurum (oltu)

LÜLE TAŞI: Pipo ve süs eşyası Eskişehir

MERMER: Heykel, inşaat işleri, süsleme.

Manisa, Kütahya, Muğla, Aydın

Çanakkale, Bursa, Gemlik, Erzurum

ZIMPARA TAŞI: Cila İzmir, Aydın, Muğla.

ENERJİ KAYNAKLARI

Enerji, bir cisim ya da sistemin iş yapabilme kapasitesidir ve değişik formlarda karşımıza çıkar:

Isı enerjisi, ışık (radyant enerji), mekanik enerji, elektrik enerjisi, kimyasal enerji ve nükleer

enerji gibi. Enerji kaynakları genelde yenilenebilir ve tükenebilir (veya yenilenemeyen) olmak

üzere iki grup altında toplanırlar. Yenilenebilir enerji, pratik olarak sınırsız varsayılan, sürekli ve

tekrar tekrar kullanılabilen enerjidir. Örneğin güneş enerjisi, güneşten gelir ve elektriğe veya ısı

enerjisine dönüştürülebilir. Rüzgâr enerjisi, yerküreden gelen jeotermal enerji, bitkilerden

üretilen biokütle ve sudan elde edilen hidrogüç de yenilenebilir enerji grubunda

değerlendirilmektedir. Yenilenebilir enerji, kısa sürede yerine konulan enerjidir. Tükenebilir

enerji ise, kullanılan ve fakat kısa zaman aralığında yeniden oluşmayan enerji olarak tanımlanır.

Bunlar genelde, petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yavkıtlardır. Bu tür enerjiler, yaşamları

milyonlarca yıl önce sona ermiş bitki ve hayvan gibi organik kalıntıların fosillerinden

kaynaklanmaktadır.

Page 42: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Kullanıldığı Alan Üretilen Yerler

Taş Kömürü (Maden Kömürü): Demir-çelik,

kimya, sanayisinin hammaddesi Gazı

alındığında kok kömürü elde edilir. Termik

santrallerinde kullanılır; ihtiyacı karşılamaz.

Zonguldak (Kilimli, Kozlu, Ereğli)

Linyit: Oluşumu taşkömüründen daha sonradır.

Kalorisi az, enerjisi düşük, külü çok. Isınmada

kullanılır. Ülkemizin ihtiyacını karşılar.

Termik santralleri: Maraş (Afşin-Elbistan) (ilk),

Zonguldak (Çatalağzı), Manisa (soma), Kütahya

(Seyitömer) (Tunçbilek), Muğla (Yatağan),

İstanbul (Ambarlı), Sivas (Kangal), Bingöl

(Karlıova)

Kütahya (Tunçbilek, Değirmisaz) Manisa

(Simav); K. Maraş (Elbistan) Amasya (Çeltik),

Ankara (Beypazarı) Çorum (Dodurga)

Petrol: Birçok alanda kullanılır. Ülkemiz zengin

değildir, %85’i ithal edilmektedir.

Rafineriler: Batman, Aliağa İzmir, İzmit (İpraş),

Mersin (Ataş) Kırıkkale (Orta Anadolu, Tüpraş).

Irak petrolleri boru hattı ile Yumurtalık Limanı’na

taşınmaktadır. Azerbaycan petrolü nün yapılacak

boru hattı ile İskenderun Körfezi’ne getirilmesi

planlanmaktadır.

Raman, Garzan (Siirt), Diyarbakır, Şanlıurfa,

Mardin, Adıyaman ve Adana.

Doğal gaz: Çabuk tutuşan, yanıcı özelliği olan,

yüksek ısı veren, kirlilik yapmayan yakıt.

Kırklareli (Hamidabat), Mardin (Çamurlu),

Cezayir(deniz yoluyla), Rusya’dan (borularla)

ithal edilir.

Hidroelektrik santralleri: Su gücünden enerji

elde edilmesidir. Avrupa’da Norveç’ten sonra 2.

sırada olmamıza rağmen elektriğin ancak %35’i bu

yolla elde edilir. Yani potansiyelin %25’ini

kullanmaktayız.

GAP ile Fırat ve Dicle üzerinde 21 baraj, 17

hidroelektrik santrali kurulması öngörülmektedir.

Bu proje ile elde edilecek enerji Türkiye’deki

mevcut hidroelektrik enerjisinden daha fazla

olacaktır.

Fırat üzerinde: Atatürk, Keban, Karakaya

Kızılırmak üzerinde: Hirfanlı, Kesikköprü,

Altınkaya

Yeşilırmak üzerinde: Almus, Hasan Uğurlu,

Suat Uğurlu

Sakarya üzerinde: Hasan Polatkan, Sarıyar,

Gökçekaya

Gediz üzerinde: Demirköprü

Menderes üzerinde: Kemer, Adıgüzel

Seyhan üzerinde: Seyhan

Ceyhan üzerinde: Aslantaş, Menzelet

Manavgat üzerinde: Oymapınar

Jeotermal Enerji: Yeraltından çıkan sıcak suyun Denizli (Sarayköy), İzmir (Balçova), Aydın

Page 43: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Enerji: İş yapabilme gücüne denir

TİCARET

Ülkeler arasında veya ülke içinde kâr amacıyla yapılan alış-verişe ticaret denir. Ülke içinde yapılan

ticarete iç ticaret, ülkeler arasında yapılan ticarete dedış ticaret denir.

A. İÇ TİCARET

Ülkemizde; hayvansal maddelerin her yerde üretil-memesi, nüfusun dengesiz dağılımı, bölgeler

arasında yetiştirilen tarım ürünlerinin farklı olması ve sanayi kuruluşlarının dengesiz dağılımı gibi ne-

denlerden dolayı çok canlı bir iç ticaret yapılmaktadır.

İç ticaretin yapıldığı yerler pazar, hâl, dükkân, mağaza, panayır ve fuar gibi isimler alır.

B. DIŞ TİCARET

Dış ticaret ihracat (dış satım) ve ithalat (dış alım) dan oluşmaktadır. Dış ticareti, ürün miktarı, ürün

kalitesi, ürün fiyatı, iç tüketim ve ulaşım şartlan gibi hususlar etkilemektedir.

Türkiye 1980'li yıllara kadar tarım ve maden ürünleri ihraç edip, işlenmiş sanayi ürünlerini ithal et-

mekteydi. 1990'lı yıllarda sanayi ürünlerinin ihracattaki payı % 90'a çıkmıştır.

Türkiye’nin En Fazla İthalat (Dış Alım) Yaptığı Ülkeler: Almanya, Rusya,İtalya ,Fransa,

İsviçre,İngiltere

Türkiye'nin En Fazla İhracat (Dış Satım) Yaptığı Ülkeler: Almanya,İngiltere,ABD, İtalya,

Hollanda,Fransa,İspanya,Rusya.

İTHAL ETTİĞİMİZ MALLAR

Petrol, doğalgaz, kömür, iş makineleri, elektronik ürünler, saat, otomobil ve yedek parça, gemi, uçak, ilaç

ve sağlık ürünleri, optik ve ölçü aletleri, muz, kakao, kauçuk, kahve, pirinç, şeker, et, kalay, alüminyum,

kağıt, içki, sigara, elektrikli makineler, v.s.

İHRAÇ ETTİĞİMİZ MALLAR

-Pamuk, tütün, fındık, turunçgiller, kayısı, kuru üzüm, kuru incir, ceviz, Antep fıstığı, halı,

mobilya, otomobil, otobüs, çimento, beyaz eşya ürünleri, demir çelik ürünleri, cam ve cam ürünleri, krom,

bor mineralleri, bakır, mermer, pamuklu dokuma ve konfeksiyon ürünleri, ayakkabı, deri v.s.

buharı ile elde edilen enerjidir.

Denizli (Sarayköy)’de jeotermal

santralbulunmaktadır.

(Germençik), Çanakkale (Tuzla), Afyon

(Sandıklı), Nevşehir (Acıgöl), Ankara

(Kızılcahamam)

Güneş enerjisi: Su ısıtma, sera ısıtma, su

pompası ve bazı elektrikli aletlerin

çalıştırılmasında kullanılır.

Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yararlanılan enerji

türüdür.

Nükleer enerji (Atom enerjisi):Uranyum ve

toryumdan elde edilen enerji olup Mersin

Akkuyu’da bir santral kurulması fikri vardır. Şu

anda bu enerji türü ile elektrik enerjisi

üretilmemektedir.

Uranyum yatakları: Aydın, Çanakkale,

Şebinkarahisar (Giresun), Manisa, Uşak

Page 44: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

HAYAT VEREN PROJE(GAP)

Bir bölge idaresidir.1989’da Başbakanlığa bağlı olarak kuruldu. Amacı; bölge kapsamına giren

illerde; konut, sanayi, madencilik, tarım, enerji, ulaşım gibi hizmetler ile bölgeyi hedef alan araştırmaların

yaptırılmasıdır.

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Türkiye'nin tarımla ilgili olarak hazırlanmış en büyük projesidir.

Projenin yapımı hâlâ devam etmektedir.

Bu proje Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde yapımı planlanan barajlar, hidroelektrik santraller ve sulama

tesislerini kapsamaktadır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi bir tarım ve hayvancılık alanıdır. Toprakları verimli ve geniş düzlükler

halindedir. Tarımda en önemli sorun sulamadır. Bu amaçla bölgede GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) adı

ile bilinen çalışmalarla (baraj, kanal, tünel) tarım alanlarının sulanması ve buraların değerlendirilmesi

düşünülmüştür. Buna paralel olarak çeşitli sektörlerin gelişmesi sağlanacaktır.

GAP 25 büyük sulama projesini kapsayan ve tamamlandığında 1,7 milyon hektar tarım alanının

sulanmasını gerçekleştirecek olan dev bir projedir. Ülkemizde sulanabilir potansiyele sahip olan alanların

8,5 milyon hektar civarında olduğu düşünülürse buprojenin büyüklüğü daha iyi anlaşılır. Projenin 2010

yılında tamamlanması beklenmektedir.

VERGİM BANA DÖNÜYOR

Vatandaşların, herhangi bir karşılık beklemeden kazançlarının bir bölümünü devlete

vermelerine vergidenir.

Vergilerin ne zaman, kimlerden ve ne kadar alınacağı kanunlarda belirtilir. Bir sanayici ile bir çiftçinin

kazancı aynı olmayacağından devlete vermeleri gereken vergiler de farklı olacaktır. Devlet, anayasadaki

kanunlara göre herkesten gelirine göre vergi alır.

Devletin, kendi kaynakları ile ülke için gerekli olan yatırımların tamamını yerine getirmesi mümkün

değildir. Bu nedenle devletin bu konuda vatandaşın desteğine ihtiyacı vardır. Vatandaşlardan alınan

vergiler yine toplum yararı için devlet tarafından kullanılır.

Bazı kurum, kuruluş ve kişilerin kazançlarının devlete vermeleri gereken bölümünü ödemedikleri

görülmektedir. Bu olaya vergi kaçırmak denir. Bir kurumun hangi vergi dairesine vergi ödediğini gösteren

ve iş yerinin duvarında asılı olan belgeye vergi levhası denir.

Ülkemizde devlete ödenen birçok vergi çeşidi vardır. Bunlardan gelir vergisi, vatandaşların bir yıl

içinde elde ettikleri gelirin belli bir oranda vergilendirilmesidir. Vergi sadece kişilerden değil, şirketler,

kooperatifler, iş ortaklıkları gibi kurumlardan da alınır. Buna kurumlar vergisi denir. Ev gibi gayrimenkul

sahiplerinin ödediği vergiye de emlak vergisi denir.

Vergi mükelleflerinin bir vergi döneminde sağladığı kazancı bildiren belgeye vergi beyan-

namesi denir.

Vergi mükelleflerini tespit eden vergiyi denetleyen ve toplayan resmî daireye vergi dairesi denir.

Memurların ve işçilerin belirli süreler sonunda kurumlarına verdikleri fiş ve makbuz üzerinden

kendilerine verilen paraya vergi iadesi adı verilir.

Vergi vermek her ülke vatandaşı için bir görev olarak kabul edilmeli ve yerine getirilmelidir.

Erozyon, toprakların üst kısmının akarsular, sel suları ve rüzgâr gibi dış kuvvetlerin etkisiyle

aşındırılarak taşınmasına denir.

Türkiye'nin bütün bölgelerinde erozyon görülür. Ancak şiddeti, bitki örtüsüne göre değişir. Örneğin; bitki

örtüsünün sık olduğu Karadeniz Bölge'nde şiddeti daha az iken, bitki örtüsünün cılız olduğu İç Anadolu

Bölgesi'nde şiddeti daha fazladır.

DİKKAT: Enerji Kaynakları ikiye ayrılır:

1. Tükenebilen (Yenilenemeyen) Kaynaklar:

Kömür, Petrol, Doğal Gaz, Odun.

Page 45: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

2. Tükenmeyen (Yenilenebilir) Kaynaklar: Güneş Enerjisi, Rüzgâr Enerjisi, Su Enerji, Jeotermal Enerji.

TURİZM

Turizm: İnsanların gezip, görmek, eğlenmek, dinlenmek amacıyla yaptığı gezilere denir.

-Turizm faaliyeti milli sınırlar içinde gerçekleşiyorsa "iç turizm" ülkeler arasında oluyorsa"dış

turizm" adını alır.

- Turizm, ülkeler için ekonomik, kültürel, sosyal ve halk sağlığı yönünden yararlar sağlar.

-Turizm ülkemizi ve kültürümüzü yabancı ülkelerin insanlarına tanıtmak için en iyi yollardan biridir. Bu

yüzden ülke ve insan olarak turizmi iyi değerlendirmemiz gerekir.

- Ülkemiz turizm açısından birçok imkana sahiptir.

Turizmin sağladığı yararlar:

Ülke içindeki birlik ve beraberlik duygusunu geliştirir.

Uluslararası yakınlaşma ve samimiyet sağlar.

Ülkeye döviz girdisi sağlar, ekonomiyi güçlendirir. Ticareti canlandırır. Ulaşım ve haberleşme olanakları

artar.

ÖNEMLİ TURİZM MEKÂNLARIMIZ:

Tarih turizmi:

Marmara Bölgesi: İstanbul, Edirne, Bursa, Çanakkale

Ege Bölgesi: Efes, Milet, Meryem ana Akdeniz Bölgesi: Aspendos

Karadeniz Bölgesi: Çorum'da Alacahöyük, Trabzon'da Sümela Manastırı

İç Anadolu Bölgesi: Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Anıtkabir, Kayseri'de Küstepe

Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Adıyaman'da Nemrut Dağı heykelleri

Kış Turizmi:

Marmara Bölgesi: Bursa'da Uludağ

Akdeniz Bölgesi: Antalya'da Saklıkent

İç Anadolu Bölgesi: Kayseri'de Erciyes

Karadeniz Bölgesi: Bolu’da Kartalkaya, Çankırı'da Ilgaz

Doğu Anadolu Bölgesi: Kars'ta Sarıkamış, Erzurum'da Palandöken Dağı

Deniz Turizmi:

Marmara Bölgesi: Balıkesir-Erdek, İstanbul-Şile-Silivri

Ege Bölgesi: Çeşme, Kuşadası, Bodrum, Didim, Marmaris, Datça

Akdeniz Bölgesi: Antalya, Alanya

Doğa Turizmi:

Marmara Bölgesi: Balıkesir'de Manyas Kuş Cenneti

Ege Bölgesi: Denizli'de Pamukkale Travertenleri

Akdeniz Bölgesi: Antalya'da Düden ve Manavgat Şelaleleri, İnsuyu ve Karain mağaraları, Cennet -

Cehennem Obrukları

İç Anadolu Bölgesi: Nevşehir’de Peri Bacaları, Aksaray'da Ihlara Vadisi

Karadeniz Bölgesi: Bolu'da Abant ve Yedigöller, Trabzon'da Uzungöl

Page 46: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Din Turizmi:

Marmara Bölgesi: Edirne'de Selimiye, Bursa'da Ulucami, İstanbul'da Sultan Ahmet Camii

Ege Bölgesi: Selçuk'ta Meryem Ana Mezarı

İç Anadolu Bölgesi: Konya'da Mevlana Türbesi

Doğu Anadolu Bölgesi: Erzurum'da Çifte Minareli Medrese, Ağrı Doğu Beyazıt'ta İshak Paşa Cami

Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Şanlıurfa'da Balıklı Göl

NİTELİKLİ İNSAN GÜCÜ

İnsanlar her mesleğin hizmetinden yararlanmaya ihtiyaç duyar. Bu hizmetlerden yararlanan insanlar

hayatlarını rahat ve mutlu sürdürürler.

İnsanlar, yaşamlarını devam ettirmek ve geçimlerini sağlamak amacıyla çeşitli işlerde çalışırlar.

İnsanlar, yaptıkları işlerin özelliklerine göre ikiye ayrılırlar.

Niteliksiz eleman, fiziksel güce dayalı işlerde çalışan kişilere denir.

Nitelikli eleman, iyi eğitim almış ve zihin gücüne dayalı işlerde çalışanlara denir,

Nitelikli insan;

• İşini iyi bir şekilde yapar.

• Daha üretkendir.

• Yenilik ve gelişmelere açıktır.

• Ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlar.

• Tasarrufludur.

Nitelikli insan, eğitim yoluyla okullarda yetişir. Ülkemizde nüfus fazla olmasına rağmen, çeşitli sektörlerde

çalışan nitelikli eleman sayısı azdır. Nitelikli eleman sayısının azlığı, yapılan işlerden gereken verimin

alınmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum ülke ekonomisi için olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.

Nitelikli eleman sayısının fazla olduğu ülkelerin siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyleri

yüksektir.

Bu konuda yaşanan büyük sorunlardan biri "beyin göçü" adı verilen iyi eğitim almış ve çeşitli

niteliklere sahip kişilerin dış ülkelere göç etmesidir. Bu durumun engellenmesi için nitelikli elemanlara

uygun ve verimli çalışma şartları hazırlanmalıdır.

MESLEĞİMİZİ SEÇERKEN

Bir kişinin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli işe meslek denir. Mesleklerin birbirine üstünlüğü

yoktur. Her meslek topluluk hâlinde yaşayan insanların ihtiyacına cevap verir.

Seçilen meslek insanın kişiliğine, yeteneğine, ilgisine, aile durumuna, değerlerine ve amaçlarına uygun

olmalıdır.

Meslek seçimi, yaşam biçimini etkiler. Nerede yaşanacağı ve sosyal yaşantının nasıl düzenleneceği

meslek seçiminde oldukça önemlidir. İş şartları, kişiye sağladığı yaşam koşulları daha sonra kişinin verimli

çalışmasını etkileyebilir.

Mesleğe yönlendirmenin doğru yapıldığı ülkelerde insanlar, mutlu oldukları ve sevdikleri işleri

yaptıkları için çalışma alanlarındaki verimlilikleri artmaktadır. Bu durum ülke ekonomisine olumlu katkı

yapmaktadır.

Meslek Çeşitleri

Kavramlara dayanan meslekler: Bu meslekler beyin gücüne dayalıdır. Soyut düşünme, yorumlama

ve keşfetme ön plandadır (Filozof, yazar).

Veriye dayanan meslekler

Sayıların çok kullanıldığı mesleklerdir (Matematikçi, istatistikçi).

Sosyal yönü yüksek meslekler

İnsan ilişkilerinde başarılı olan insanların yapabileceği mesleklerdir (Öğretmen, Eğitim Danışmanı).

Page 47: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Temelinde nesne olan meslekler Bitki ve hayvanlarla ilgilenmenin ön planda yer aldığı mesleklerdir

(Marangoz, veteriner).

5. ÜNİTE ÜLKEMİZ VE DÜNYA DÜNYA'NIN NERESİNDEYİZ

Sınırları belirli bir alan içinde yaşayan insan sayısına nüfus denir. Bu alan Dünyanın tamamı olabileceği

gibi kıta, ülke, bölge, il, ilçe, köy veya daha dar bir alan da olabilmektedir.

İnsanların eseri olan ya da doğal çevreden elde edilen, işletildiğinde gelir getiren zenginlikler ekonomik

kaynak olarak adlandırılır. Ekonomik kaynakların işleniş şekillen, mal ve hizmet etkinlikleri ile bu

etkinliklerden doğan ilişkilerin bütününe de ekonomik faaliyetler denir.

Nüfus ve ekonomik faaliyetler yeryüzüne eşit ve dengeli bir şekilde dağılmamıştır. Bunun nedeni

yeryüzündeki her alanın aynı özellikleri taşımamasıdır.

Dünya üzerinde nüfusun ve ekonomik faaliyetlerin dağılışının düzensiz olmasında çeşitli faktörler

etkilidir. Bunlar;

Fiziki Faktörler

1. Yeryüzü şekilleri

2.İklim özellikleri

3.Bitki örtüsü

4. Toprak verimliliği

5. Su kaynakları

6. Kara ve denizlerin dağılışı

7- Coğrafi konum

8. Yer altı kaynakları

9. Bakı

Beşerî ve Ekonomik Faktörler

1.Ulaşım

2.Sanayileşme

3.Ticaret

4.Tarım

5.Yer altı zenginlikleri

6.Turizm

7 Tarihî faktörler

8.Göçler

Ø Arazinin engebeli olduğu yerlerde ulaşım, iş olanakları ve tarım alanları kısıtlı olur. Bu nedenle dağlık ve

engebeli alanlar nüfusun seyrek olduğu yerlerdir. Dünya nüfusunun yaklaşık onda dokuzu ova ve

düzlüklerde yaşamaktadır. İnsanlar asırlar boyunca yerleşmek için düz alanları seçmiştir. Örneğin; Alp ve

Himalaya dağları gibi yüksek ve engebeli yerlerde nüfus oldukça azdır.

Ø İklim özellikleri de nüfusun coğrafi dağılışı üzerinde etkilidir. Sıcaklık ve yağış koşullarının yeterli

olduğu yerlerde nüfuslanma fazla iken ekonomik faaliyetler de çeşitlidir. Buna karşılık sıcaklığın ve

yağışın yetersiz veya çok fazla olduğu yerlerde ise nüfus ya çok az ya da hiç yoktur. Kutup bölgeleri ve

Ekvator çevresi bu duruma örnektir. Doğal bitki örtüsü orman olan bu alanlar tarıma ve yerleşmeye

elverişli değildir. Bu nedenle bu alanlarda nüfusun az olduğu görülür.

Ø Verimli toprakların bulunduğu, akarsuların, göllerin, tatlı su kaynaklarının olduğu yerlerde de nüfus

yoğundur. Örneğin; Nil, Dicle, Fırat, İndus ve Ganj gibi akarsu havzaları tarıma elverişli olduğu için

buralarda nüfus yoğundur.

Page 48: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ø Ulaşım, sanayi, tarım, ticaret ve enerji kaynaklarının işletilmesi gibi ekonomik faaliyetlerin yoğun olduğu

yerlerde insan gücüne ihtiyaç duyulması nedeniyle buralarda nüfus yoğundur. Örneğin; önemli ticaret

yollarının geçtiği Türkiye, tarım alanlarının geniş olduğu Hindistan, sanayinin geliştiği Batı Avrupa ve

Japonya nüfusun yoğun olduğu yerlerdir. Dünyada Nüfusun Yoğun Olduğu Yerler Ø Uzak Doğu (Çin, Japonya, Filipinler), Ø Güneydoğu Asya kıyıları (Malezya, Endonezya, Hindistan, Vietnam),

Ø Afrika'da Nil Vadisi,

Ø Kuzey Amerika'nın doğu kıyıları,

Ø Avrupa ülkeleri (Fransa, İngiltere, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Almanya, İsviçre, Macaristan,

Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya).

Dünyada nüfusun yoğun olduğu yerlerde iklim şartları elverişli, yeryüzü şekilleri sade, tarım alanları geniş,

toprak özellikleri tarıma elverişli, su kaynaklan bol, ulaşım ağı gelişmiştir.

Dünyada Nüfusun Az Olduğu Yerler

Ø Dağların yüksek kesimleri,

Ø Kuzey ve güney kutup çevreleri,

Ø Bataklık alanlar ve engebeli dağlık araziler,

Ø Ekvatoral bölgedeki Amazon ve Kongo havzaları gibi sık ormanlık alanlar,

Ø Asya Kıtası içlerindeki ve dönenceler çevresindeki çöl ve bozkır alanlarıdır.

Dünyada nüfusun ve ekonomik faaliyetlerin az olduğu yerler doğal faktörler açısından insan yaşamı için

uygun koşullar taşımayan yerlerdir.

Nüfus Yoğunluğu Fazla Olan Ülkelerden Bazıları

Çin, Bangladeş,Güney Kore,Hollanda,Belçika,Japonya, Hindistan,El Salvador,Sri

Lanka,İngiltere,Almanya

Nüfus Yoğunluğu Az Olan Bazı Ülkeler

Moğolistan,Nabibya,Avusturya,Moritanya,Libya,Kanada,Kazakistan,OrtaAfrika,Bolivya,Rusya,

TÜRKİYE'DE NÜFUS DAĞILIŞI

Ø Türkiye'de kıyı kesimleri, iklimin elverişli olmasından dolayı tarımsal etkinlikler için uygun koşullar

oluşturur. Bu nedenle kıyı kesimlerinde nüfus yoğunluğu fazladır.

Ø Kışları çok soğuk geçen yüksek ve engebeli alanlar ile kuraklığın yaygın olduğu kesimlerde nüfus yoğunluğu

azdır.

Türkiye'de Nüfusun Yoğun Olduğu

Kesimler 1. Çatalca-Kocaeli Bölümü başta olmak üzere

Marmara Bölgesi,

2. Ege Bölümü,

3. Çukurova ve Akdeniz kıyı kesimi,

4. Doğu Karadeniz'in kıyı kesimleri,

5. İç kesimlerde verimli alüvyal ovalar.

Türkiye'de Nüfusun Seyrek

OlduğuKesimler 1. Doğu Karadeniz'in iç kesimleri,

2. Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki yüksek

platolar,

3. Hakkari Bölümü(Doğu Anadolu)

4. Menteşe Yöresi(Akdeniz)

5. Teke ve Taşeli platoları(Akdeniz)

6. Yıldız Dağları Bölümü(Marmara)

KİM NEREDE ÇALIŞIYOR?

Dünya üzerinde yaşayan nüfusun bir kısmı tarım, bir kısmı sanayi, bir kısmı da hizmet sektöründe

çalışmaktadır. Bu sektörler içinde değişik meslek dalları yer almaktadır.

Page 49: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Sektörün

Adı

Ekonomik Faaliyet

Kolları

Tarım Tarla ve bahçe bitkileri,

hayvancılık ve ormancılık

Sanayi

Madencilik,

Elektrik, gaz ve su,

İnşaat ve bayındırlık işleri

Hizmetler

Toptan ve perakende ticaret,

lokanta ve oteller, ulaştırma,

haberleşme, depolama, mali kurumlar, sigorta ve

yardımcı

iş hizmetleri, toplum hizmet-

leri, sosyal ve kişisel hizmetler

Tarım sektöründe çalışan nüfusun yoğun olduğu ülkeler fazla gelişme gösterememiştir. Hizmet ve sanayi

sektöründe çalışan nüfusun fazla olduğu ülkeler ise oldukça gelişmiş ülkelerdir.

Malavi, Bolivya, Arnavutluk, Bangladeş ve Jamaika gibi ülkelerde tarım alanında çalışan nüfusun

oranı yüksek iken ABD, Japonya, İngiltere, Norveç, Güney Afrika gibi ülkeler hizmet ve sanayi sektörü

alanında gelişme göstermiştir. Tarım sektörüne ağırlık veren ülkelerin gelişmişlik düzeyi yetersiz, hizmet

ve sanayi sektörüne ağırlık veren ülkelerin gelişmişlik düzeyi yüksektir.

Sanayileşmiş ülkelerde tarımda çalışan insan sayısı azdır. Ancak tarımdan elde edilen verim oldukça

yüksektir. Sanayileşmiş ülkelerde tarım alanında modern yöntemler uygulandığı gibi teknik araç ve

gereçlerden yararlanarak daha çok gelir ve verim elde edilir.

Ülkelerin ekonomik alanda öne çıkmalarında; Ø İklim özellikleri

Ø Toprak özellikleri

Ø Doğal kaynaklar

Ø Devlet politikası

Ø Yetişmiş insan gücü

Ø Girişimcilik arayışı etkili olur.

Tüm bu etkinliklerin yanında yaşadıkları ülkenin kalkınması için insanların;

v Dürüst,

v Çalışkan,

v Vatanı ve milletini seven,

v Sorumluluk duygusu gelişmiş olmaları gerekmektedir. ALDIKLARIMIZ, SATTIKLARIMIZ

Belirli bir kazanç sağlamak amacıyla her türlü mal ve hizmetin alım satım faaliyetlerine ticaret adı

verilir. Bir ülkenin sınırları içindeki iç pazara yönelik ticaret iç ticaret, ülkeler arasında dış pazara yönelik

ticaret ise dış ticaret olarak adlandırılır.

Ülkeler ürettikleri malların ya da ham maddelerin fazlasını diğer ülkelere satar.

Dış ticaret içinde yer alan bu faaliyete dış satım (ihracat) adı verilir.

Dış ticaret ile satılan malların döviz olarak karşılığına dış ticaret hacmi denir.

Ülkelerin ihtiyacı olan çeşitli ürünleri diğer ülkelerden satın alması faaliyetine ise dış alım (ithalat) adı

verilir.

Page 50: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Bir ülkenin ihracatı ve ithalatı üzerinden alınan vergiye gümrük vergisi denir. Devlet gümrük

vergisinin alınmasından sorumludur ve bazı kuruluşları aracılığıyla bu işi yapar. Ülkelerin giriş ve

çıkışlarında gümrük kapısı olarak adlandırılan vergi denetiminin yapıldığı yerler vardır.

Ülke Başkenti Gümrük

Kapısı ÜLKE BAŞKENT

Suriye Şam

Nusaybin,

Cilvegözü,

Ceylanpınar

Azerbaycan Bakü

İrak Bağdat Habur Özbekistan Taşkent

iran Tahran Gürbulak,

Esendere Kırgizistan Bişkek

Gürcistan Tiflis Sarp Kazakistan Astana

Ermenistan Erivan Akyaka Türkmenistan Aşkabat

Nahcivan Özerk

Bölge Dilucu

Kuzey Kıbrıs

Türk

Cumhuriyeti

Lefkoşa

Yunanistan Atina İpsala

Bulgaristan Sofya Kapıkule

Türkiye'nin sınır komşuları Türki Cumhuriyetler

Son yıllarda ülkeler arasında belirlenen bazı merkezlerde gümrük vergisi ödemeden mal alımı ve satımı

yapılan serbest ticaret bölgeleri oluşturulmaktadır.

TÜRKİYE'NİN DIŞ SATIMI (İHRACATIMIZ)

Ülkemizin dış ticaret hacmi yıllara göre büyümüş olsa da henüz yeterli düzeyde değildir. Özellikle dış

satımımız istenilen düzeye ulaşamamıştır. Bunda dış pazarlarda yaşanan rekabet güçleri, hızlı nüfus artışı

ve dışarıdan alınan ağır sanayi ürünlerine ödenen giderlerin fazla olması gibi faktörler etkili olmuştur.

Türkiye'nin İhraç Ettiği Başlıca Ürünler

Madencilik sektöründe; Ø Krom

Ø Bor

Ø Civa

Ø Manganez

Ø Bakır

Tarım sektöründe;

Ø Pamuk

Ø Tütün

Ø Sanayi bitkileri

Ø İncir

Ø Üzüm

Page 51: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ø Zeytin

Ø Turunçgiller

Ø Buğday

Ø Arpa

Ø Sebze ve meyve

Ø Canlı hayvan

Ø Hayvansal ürünler

Ø Su ürünleri

İmalat sanayi sektöründe:

Ø Dokuma ve tekstil ürünleri

Ø Bitkisel ve hayvansal yağlar

Ø Unlu mamuller

Ø Plastik maddeler'

Ø Orman ürünleri

Ø Kimyasal maddeler

Ø Demir - çelik ürünleri

Ø Madeni eşyalar

Ø Ev eşyaları

Ø Şeker

Ø Lastik

Ø Çimento

Türkiye'nin En Fazla İhracat Yaptığı Ülkeler

Almanya, ABD,İspanya, İngiltere ,Hollanda,İtalya, Rusya, Fransa

TÜRKİYE’NİN DIŞ ALIMI (İTHALATIMIZ)

Türkiye'nin dış ticaretinde ithalatın payı ihracattan fazladır. Bu nedenle ticarette giderlerimiz

gelirlerimizden fazladır. İthalatımızda da en fazla pay sanayi sektörüne aittir. Türkiye bir tarım ülkesi

olduğu için ithalatta en az pay tarım sektörüne aittir.

Türkiye'nin İthal Ettiği Başlıca Ürünler

Tarım sektöründe;

Ø Çay

Ø Kahve

Ø Muz

Ø Pirinç

Ø Kauçuk

Madencilik sektöründe;

Ø Ham petrol

İmalat sanayi sektöründe;

Ø Sanayi ham maddeleri

Ø İlaç

Ø Boya

Ø Madeni yakıtlar Ø Yağlar

Ø Suni gübre

Page 52: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Türkiye'nin En Fazla İthalat Yaptığı Ülkeler

Almanya,İtalya,Fransa,Rusya,İngiltere

NOT:Türkiye'nin ithalat ve ihracat yaptığı ülkelerin başında Almanya gelir.

TÜRKİYE'NİN İTHALAT VE İHRACATINDA ÖNEMLİ YERE SAHİP ÜLKELERLE YAPTIĞI

TİCARET

1) Almanya

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Otomobil ve diğer taşıtlar, çeşitli makineler, plastik ve plastik ürünler, eczacılık ürünleri.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Hazır giyim eşyaları, otomotiv ürünleri, elektronik eşya, yarı mamul mallar (deri, kağıt, kauçuk), tütün,

meyve ve sebze.

2)ABD

Türkiye'ye yaptığı ihracat;

Hurda demir ve çelik, sivil uçak ve helikopter, haberleşme cihazları, elektrikli cihazlar, eczacılık ürünleri,

tıbbi malzemeler, mısır ve soya yağı.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Hazır giyim eşyası, demir ve çelik ürünleri, tütün, çeşitli meyve ve sebze.

3) İngiltere

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Petrol ürünleri, eczacılık ürünleri, otomobil ve kara taşıtları, uçak ve çeşitli makineler.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Otomotiv ürünleri, hazır giyim eşyaları, elektronik eşya, yarı mamul mallar (deri, kağıt, kauçuk), meyve ve

sebze.

4) İtalya

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Motorlu kara taşıtları, çeşitli makineler, ilaçlar ve kimyasal maddeler, mutfak eşyaları ve

ev gereçleri.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Otomotiv ürünleri, pamuk ve pamuk ipliği, hazır giyim eşyaları, elektronik eşyalar, demir ve çelik ürünleri,

çeşitli meyve ve sebze.

5) Fransa

Türkiye'ye yaptığı İhracat:

Otomobil ve diğer kara taşıtları, çeşitli makineler, haberleşme cihazları, kimyasal ürünler, eczacılık

ürünleri, kozmetik ürünler, demir ve çelik ürünleri, uçak ve savunma sanayisi ürünleri.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Otomotiv ürünleri, hazır giyim eşyaları, iplik, deri ürünler, elektronik eşya, çeşitli meyve ve sebzeler. TÜRKİYE'NİN KOMŞULARI VE TÜRK CUMHURİYETLERİ ÎLE YAPTIĞI TİCARET

1) Bulgaristan(Başkenti Sofya)

Page 53: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Petrol yağları, elektrik enerjisi, deri, bakır ve bakırdan eşya, işlenmemiş kurşun, plastik ürünler, mineral

yakıt ve yağlar.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Metal cevherleri, plastik mamuller, sabunlar, kağıt ve karton, cam ve cam eşya, pamuk, pamuk ipliği,

sentetik ve suni lifler, örme giyim eşyası, seramik ürünler, kara ulaşım taşıtları, elektrikli makine ve

cihazlar, turunçgiller, şeker ve şeker ürünleri, otomobil, elektrikli eşya, tekstil ürünleri.

2) Yunanistan(Başkenti Atina)

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Pamuk, tütün, balık ve deniz ürünleri, demir-çelik, ham deri ve kürk, kağıt, alüminyum, elektrikli makine,

bakır ve bakır eşya, fotoğraf cihazları.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Kimyasal maddeler, balık ve deniz ürünleri, plastik ürünler, kauçuk ürünler, otomobil lastikleri, haberleşme

cihazları, tekstil iplikleri, giyim aksesuarları, ayakkabı, fındık, seramik ürünler, çeşitli meyveler.

3) Azerbaycan(Başkenti Bakü)

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Pamuk, plastik eşya, ham deri, bakır, alüminyum, kurşun, çeşitli sebze ve meyveler, makine ve cihazlar,

yün, gübre, demir-çelik.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Şeker, elektrik enerjisi, un ve unlu ürünler, margarin, buğday, zeytinyağı, ayçiçek yağı, süt ve süt ürünleri,

peynir, bisküvi, deri ürünleri, deterjan, lastik ve plastik ürünler, beyaz eşya, tekstil, kağıt ve karton, telefon,

cam, halı ve ayakkabı.

4) İran(Başkenti Tahran)

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Petrol, ve petrol ürünleri, doğalgaz, deri, sofra tuzu, alüminyum, bakır, mineral yakıt ve yağlar, halı,

organik kimyasallar.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Demir - çelik, kağıt, iplik, makine, gıda ürünleri, bitkisel yağ, kimya ürünleri, oto lastiği, beyaz eşya,

sabun, cam eşya, pamuk, şeker, ahşap eşya, kumaş, ayakkabı, temizlik ve kozmetik ürünleri.

5) Suriye(Başkenti Şam)

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Mineral yakıtlar ve yağlar, pamuk, gübre, yün ve deri, petrol, motor benzini, fosfat, tuz, kükürt, sebze ve

meyveler.

Şeker ve şeker ürünleri, elektrikli makineler, demir - çelik ürünleri, motorlu kara taşıtları, çimento,

hayvansal ve bitkisel yağlar, plastik, cam, seramik, alüminyum, kağıt ve bakır ürünler.

6) Kazakistan(Başkenti Astana)

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Tahıl ürünleri, meyveler, pamuk, tuz, kükürt, ham petrol, demir ve çelik, bakır ve bakır ürünler, çeşitli

makineler.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Page 54: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Elektrikli makine ve cihazlar, mobilya, ayakkabı, halı, seramik ürünler, alüminyum, kağıt ve karton, sabun,

deterjan, kimya sanayi ürünleri, kozmetik, hayvansal, bitkisel, katı ve sıvı yağlar, inşaat malzemesi, telefon,

tütün ve tütün ürünleri.

7) Türkmenistan(Başkenti Aşkabat)

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Pamuk, pamuklu ürünler, mineral yağ ve yakıt, bakır ve bakırdan eşya, cam ve cam eşya, deri, kösele ve

halı.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Elektrikli makine ve cihazlar, demir-çelikten eşya, sabun temizlik malzemeleri, mobilya, aydınlanma

ürünleri, şekerli ve kakaolu ürünler, bisküvi, macun, sakız, un, nişasta, süt

.

8) Özbekistan(Başkenti Taşkent)

Hububat, yağlı tohum ve meyve, tuz, kükürt, mineral yakıt ve yağları, demir-çelik, bakır ve bakırdan eşya,

makinalar, mekanik cihazlar.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Gıda ürünleri, tıbbi cihazlar, elektrikli aletler, ulaşım araçları, elektronik ürünler, inşaat malzemesi, plastik.

KÜLTÜRLER ARASI KÖPRÜ

Ø Anadolu ilk çağlardan beri dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olmuştur.

Ø İklim koşullan, bol su kaynakları, önemli ticaret ve ulaşım yollarının Anadolu'dan geçmesi buranın yerleşim

yeri olarak seçilmesinde etkili olmuştur.

Ø Anadolu, konumunun sağladığı özelliklerden dolayı tarih boyunca farklı kültürlere, medeniyetlere ve

devletlere ev sahipliği yapmıştır. Aynı zamanda ticaret ve kültür iletişiminin kaynaşma noktası olmasıyla

dünyadaki birçok medeniyetin oluşmasında ve gelişmesinde önemli rol oynamıştır.

Ø Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu ilk günlerden itibaren dış politikasında barışı esas almıştır. Yabancı ülke

temsilcilerinin ziyareti, elçilik binalarının yapılması, devletlerarası antlaşmalar, uluslararası örgütlere

üyelik gibi faaliyetler Atatürk dönemi dış politikamıza örnek teşkil eder.

Ø Türkiye, I. Dünya Savaşı'nın ardından uluslararası barış ve güvenliği sağlamak, adaletli onurlu ilişkiler

sürdürmek amacıyla kurulan Milletler Cemiyeti'ne 1932 yılında üye olmuştur.

Ø Aynı işleri yürüten ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Birleşmiş Milletlere ise 50 asil üye arasında yer

alarak 1945 yılında üye olmuştur. Günümüzde dünya devletlerinin 189'u bu örgüte üyedir.

Ø 1937 yılında Türkiye, Iran, Irak ve Afganistan, İtalya'nın doğu ülkelerine yönelik politikalarına karşı iş

birliği içine girdiler ve Sadabat Paktı'nı imzaladılar. Böylece dört ülke arasında dostluk ilişkilerini

sürdüreceklerine, birbirlerine saldırıda bulunmayacaklarına ve sınırlarının korunmasına ilişkin anlaşma

sağlanmış oldu.

Ø .Atatürkçülüğün ilkelerinden biri de tam bağımsızlıktır. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonunda yurdumuzu

düşmanlardan kurtararak tam bağımsızlığına kavuşturdu.

ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİ

Yardımlaşma, kendi gücümüzü ve olanaklarımızı, başkalarının iyiliği için

kullanmaktır.Dayanışma, topluluğu oluşturan bireylerin bir konuda, duygu, düşünce ve karşılıklı çıkar

birliği içinde olmalarıdır.

Her ülke doğal afetlerden ve çevre sorunlarından zarar görenlere yardım etmek amacıyla yardım kurumları

kurmuşlardır. Ülkeler tek başlarına çözemeyecekleri doğal afetler ve çevre sorunlarıyla karşılaştıkları

zaman diğer ülkelerden yardım alırlar.

Page 55: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Doğal afetlerin ve çevre sorunlarının ortaya çıkması sonucu birçok ülke, uluslararası yardım kuruluşları

ve sivil toplum örgütleri iş birliği yaparak insanlığa hizmet etmektedirler. Hızlı teknolojik gelişmeler çevre

sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlarla başa çıkmak için ülkeler uluslar arası konferanslar

düzenleyip uluslararası sözleşmeler yapmaktadırlar. Örneğin Kyoto Anlaşması, gelişmiş ülkelerin sera

etkisi yaratan gazların salınımını 2008-2012 yılları arasında %5,2 düşürmelerini öngörmektedir.

DOĞAL AFETLER

Ø Deprem

Ø Erozyon

Ø Sel baskını

Ø Çığ

Ø Toprak kayması

Ø Yangın

ÇEVRE SORUNLARI

Ø Havanın kirlenmesi

Ø Suyun kirlenmesi

Ø Toprağın kirlenmesi

Ø Doğal varlıkların yok olması

Bu sorunlar karşısında hizmet veren çeşitli uluslar arası yardım kuruluşlarından bazıları şunlardır:

Ø Kızılay

Ø Kızılhaç

Ø FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü)

Ø WHO ( BM Dünya Sağlık Örgütü)

Türkiye Kızılay Derneği uluslararası yardımları nedeniyle dünya kamuoyu tarafından takdir edilmiştir.

Kızılay özellikle bulunduğu bölge (Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu) içerisindeki ülkelere yönelik yapmış

olduğu çalışmalarda Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmiştir. Güney Asya'da meydana gelen tsunami ve

Pakistan depreminde zarar gören afetzedelere de yardım etmiştir. Savaşta ve barışta Uluslararası Kızılhaç

Komitesiyle iş birliği yaparak afet, felaket ve acil yardım çalışmalarına katılmaktadır. Kızılay afet böl-

gelerine ekipler gönderir, acil yardım malzemesi ve para yardımlarında bulunur.

TÜRK İŞ BİRLİĞİ VE KALKINMA AJANSI (TİKA)

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra kurulan TİKA; Türk dilinin konuşulduğu ülkeler ve

topluluklar öncelikli olmak üzere, gelişmekte olan ülkelere teknik yardım vermek ve öncelikli ülkelerle iş

birliği ortamını geliştirmek amacıyla kurulmuştur.

TİKA, kuruluşundan itibaren Türk Cumhuriyetlerine ekonomik kalkınmalarında katkı sağlayacak

çok sayıda yardım faaliyetinde bulunmuştur.

Türkçe'nin yaygınlaştırılması amacıyla TİKA tarafından dünya çapında 21 üniversitede kurulan

Türkoloji bölüm ve merkezleri, faaliyet gösterdiği ülkelerde ilgi odağı olmuştur.

Page 56: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

6.ÜNİTE: DEMOKRASİNİN SERÜVENİ

HÂKİMİYETİN KAYNAĞINA GÖRE YÖNETİM BİÇİMLERİ

Monarşi

• Tüm yetkilerin ve güçlerin tek kişide toplanmasıdır.

• Seçim dışı yöntemler kullanılır.

• Yetki, genellikle miras yoluyla (babadan oğula- saltanat) geçer ve tek bir kişide toplanır.

Bu kişi kral, prens, padişah, çar olabilir

• Bu kişinin emirleri tartışılmaksızın kabul edilir.

• Yasama, yürütme ve yargı yetkileri bu kişinin elindedir. Kimseye hesap vermez.

Geçmişte monarşi ile yönetilen ülkeler; Roma İmparatorluğu, Rusya, İngiltere Osmanlı Devleti, Fransa. Günümüzde ise Suudi Arabistan, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, İngiltere, İspanya, Hollanda,

Japonya monarşik devletlerdir. Oligarşi

• Belli bir sınıfın, grubun ya da küçük bir azınlığın egemenliği ve yönetimi altında tutulan yönetim

şeklidir.

• Asiller meclisi vardır. Bu meclis krala yaptırım uygulayabilir.

• Meclisin kararlarına uymayan kral görevden alınabilir

• Kral yetkilerini bu meclisten alır

Geçmişte oligarşi(aristokrasi) ile yönetilen ülkeler; Eskiçağ’da Roma

Yunanistan Günümüzde Cezayir, Irak ve Suriye gibi ülkeler oligarşik devletlerdir.

Teokrasi

• Bir ülkedeki siyasal yapılanma, devletin yönetim organları tüm siyasal ilişkilerin dinîkurallara göre

düzenlenip yürütüldüğü yönetim biçimidir.

Geçmişte teokrasi ile yönetilen ülkeler; Osmanlı Devleti, Emeviler, Abbasiler. Günümüzde İran, Vatikan, İsrail teokratik devletlere örnek olarak gösterilebilir.

Cumhuriyet

• İnsanların eşitliğe, seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu yönetim biçimidir.

Yönetim ve güç halkın kendisinin seçtiği kişilere aittir.

Yöneticiler millet tarafından belirli süreler için seçilir.

Kişilerin vazgeçilmez hak ve hürriyetleri vardır.

• Yasaların üstünlüğü vardır. Buna herkes uymak zorundadır.

• Halk memnun olmadığı yöneticileri seçimle değiştirebilir•

Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa, Kanada demokratik devletlerdir

DEMOKRASİNİN TEMEL İLKELERİ NELERDİR

Millî Egemenlik

Ø Demokraside egemenlik millete aittir. Millet bu hakkını temsilcileri (milletvekilleri) aracılığıyla kullanır.

Yönetenler, gücünü milletten alır. Hiçbir kimse, zorla iş başına gelemez. Bu esas, anayasamızda şöyle

belirtilmiştir: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."

Hürriyet ve Eşitlik

Ø Demokraside, hürriyet ve eşitlik esastır. Hürriyet, başkalarına zarar vermeden her şeyi yapabilmektir.

Bütün insanlar hürdür. Herkes, serbestçe düşünür ve düşüncelerini açıklayabilir.

Page 57: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ø Eşitlik, hiçbir ayrım olmaksızın herkesin kanun önünde aynı haklara sahip olmasıdır. Hiç kimseye din, dil,

ırk, cinsiyet, siyasi düşüncesinden dolayı farklı işlem yapılamaz.

Siyasi Partiler

Ø Demokratik yönetimlerde, ülke sorunlarının çözüm yolları üzerinde aynı düşünceyi paylaşan insanlar

bir siyasi parti kurabilirler. Vatandaşlar, bu siyasi partilerden birine üye olabilirler. Ülkemizde Kurtuluş

Savaşı'ndan sonra ilk kurulan parti Halk Fırkası'dır. Fırka parti anlamına gelir. Cumhuriyetin ilanından

sonra partinin adıCumhuriyet Halk Partisi olmuştur.

Ø Siyasi partiler, anayasa ve ilgili kanun hükümlerine uygun olarak faaliyetlerini sürdürürler. Siyasi partilerin

hepsi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü kabul eder. İnsan haklarına saygılıdır. Millet

egemenliğini esas alır. Demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine bağlıdır.

Ø Demokrasilerde hükümeti kurma görevi, genellikle seçimler sonucunda en çok milletvekilliği kazanan

partiye verilir. Hükümeti kuran partiye iktidar partisi denir. Diğer siyasi partiler ise muhalefet

partileri olarak adlandırılır. Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır.

1946 yılında Türkiye'de ilk kez birden fazla partinin katıldığı seçimler sonucundaçok partili hayata

geçildi.

Demokrasinin Öğeleri

§ Hâkimiyetin asıl sahibi halktır.

§ Kişi hak ve özgürlüklerine yer verilir.

§ Herkes tek ve eşit oy hakkına sahiptir.

§ Toplum içinde yaşayan insanlar eşit haklara sahiptir.

§ Yönetenler halk tarafından belli aralıklarla yapılan seçimler sonucunda göreve gelir.

§ Azınlıkta kalanların haklarına saygılı bir çoğunluk yönetimi sağlanır

YAŞAYAN DEMOKRASİ

Ø Seçme ve seçilme demokrasinin temel özelliklerindendir. Bu temel özellik seçim kanunlarında

bazı maddelerle belirtilmiştir.

Bunlar;

Ø Madde 2: Seçimler serbest, eşit, tek dereceli genel oy esaslarına göre yapılır. Seçmen, oyunu kendisi

kullanır. Oy, gizli verilir. Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması açık olarak yapılır.

Ø Madde 6: On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı, seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.

Ø Madde 14/2: Oyunu kullanan seçmenin parmağının işaretleneceği özel boyayı ithal veya imal ettirmek,

sandık kurullarında zamanında bulundurmak ve saklamak devletin görevlerindendir.

Ø 1995 yılında yapılan bir değişiklik ile partilere üye olma yaşı 18’e indirildi. Siyasî partilerin kadın ve gençlik

kolları kurmalarını, yurt dışında örgütlenmelerini yasaklayan hüküm kaldırıldı.

Ø Yükseköğretim elemanları ile yükseköğretim öğrencilerine siyasi partilere üye olma hakkı getirildi.

Ø 1995 yılında milletvekili sayısı 450'den 550'ye çıkarıldı.

Tarihi Metinlerde İnsan Hakları, Hammurabi Yasaları BELGELERİN DİLİ

İnsan haklarının gelişimi geçmişten günümüze kadar gelen çeşitli belgeler ve yasalardan öğrenilmektedir.

Bu belge ve yasaların bazıları şunlardır:

Page 58: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

HAMMURABİ YASALARI (M.Ö. 1795 -1750)

Hammurabi, Babil küçük bir şehir devleti iken tahta çıktı ve devleti bir imparatorluğa dönüştürdü. Kendi

adıyla bilinen yasalar çıkardı. Bu yasalar, Hammurabi'nin hükümdarlığının son yıllarındaki 282 davayla

ilgili kararları kapsar. Kararlar evlenme, boşanma, ticaret, ceza gibi toplumsal adalet kurallarını içerir.

Hammurabi Yasaları kendinden sonraki toplumları etkiledi ve örnek oldu. Bu nedenle demokrasinin

gelişim sürecinde önemli bir belgedir.

Hammurabi Yasalarındaki maddelerden bazılarışunlardır:

• Sağlam olmadığı için yıkılarak içindekilerinölümüne neden olan binanın ustası da öldürülür.

• Ameliyat sırasında hastasını öldüren doktorun elleri kesilir.

• Bir insan, kendisi ile eşit olan birinin dişini kırarsa onun da dişi kırılır (Dişe diş).

• Bir insan başka bir insanın gözünü çıkarırsa onun da gözü çıkarılır (Göze göz). VEDA HUTBESİ (632)

İnsan hakları meselesi Hz. Muhammed’in önemle üzerinde durduğu bir konudur. Batı'da kabul

görmüş evrensel değerler, insan haklarına ilişkin hükümler asırlar önce Hz. Muhammed tarafından dünyaya

ilan edildi. Bu konuda Veda Hutbesi'nin önemi büyüktür.

Veda Hutbesi, Hz. Muhammed'in 23 yılda yaptığı ilahi duyurunun özünü, ana noktalarını vurgulayan

tarihî konuşmanın adıdır. Bu tarihî hitap iç içe geçmiş ve gittikçe genişleyen dairelerden oluşur. Merkez

dairede kişi yer alır. Kişinin yer aldığı bu merkezî daireyi aile ve bütün insanlığın bulunduğu daireler

kuşatır.

Veda Hutbesi'ndeki maddelerden bazıları şunlardır:

• İnsanların canları, malları ve ırzları kutsaldır.

• Kan davaları tamamen kaldırılmıştır.

• Hiç kimse diğerinden üstün değildir.

• Kimseye haksızlık yapmayın, boyun da eğmeyin.

• Kimse başkasının suçundan dolayı sorumlu tutulamaz. FRANSIZ İNSAN VE YURTTAŞ HAKLARI BİLDİRGESİ (1789)

1789 yılında Fransa'da çıkan ihtilal sonucunda mutlak krallıkların yıkılabileceği görüldü. Fransa 28

Ağustos 1789 tarihinde Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ni ilan etti. Demokrasi Batı uygarlığının

vazgeçilmez unsurlarından biri oldu. Eşitlik, özgürlük, adalet, anayasal yönetim ve milliyetçilik gibi ilkeler

önce Avrupa'ya sonra da dünyaya yayıldı.

Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ndeki maddelerden bazıları şunlardır:

v Hiç kimse inançlarından dolayı rahatsız edilemez.

v Düşünce ve ifade özgürlüğü garanti altındadır.

v Hiç kimse yasaların gösterdiği durumlar dışında suçlanamaz ve tutuklanamaz.

v Keyfî emirler verilmesini isteyenler ve bu emirleri yerine getirenler cezalandırılır. Suçlu olduğu ispat edilene

kadar herkes masumdur.

v İnsanlar özgür ve eşit değerdedir ve öyle de kalırlar.

v Hak ve özgürlüklerin sınırı yasalardır. Özgürlük bir başkasına zarar vermeden herşeyi yapabilme gücüdür.

v Kral dahil kimse halktan kaynaklanmayan iktidarı kullanamaz.

v Tüm yurttaşlar bizzat veya temsilcileri aracılığıyla yasaların yapılmasına katkıda bulunma hakkına sahiptir. İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ (1948)

İnsan haklarının uluslararası alanda korunmasını amaçlayan çalışmalar II. Dünya Savaşı'ndan sonra hız

kazandı. 24 Ekim 1945 tarihinde Birleşmiş Milletler kuruldu. Birleşmiş Milletler bünyesinde kurulan İnsan

Hakları Komisyonu’nun çalışmaları sonucunda 10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel

Page 59: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Beyannamesi kabul edildi. Bu bildirge insan haklarını uluslararası alanda korumayı amaçlayan önemli bir

belgedir.

İnsan Hakları Beyannamesi'ndeki maddelerden bazıları şunlardır:

v Her kişinin yaşama hakkı, kanun koruması altındadır.

v Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ya da işleme uğratılamaz.

v Hiç kimse köle veya kul olarak tutulamaz.

v Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ya da zorla çalışmaya bağlı tutulamaz.

v Herkesin özgürlük ve güvenlik hakkı vardır.

v Yasal yöntemler dışında hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.

v Herkes özel ve aile yaşamına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

v . Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Ancak bu özgürlük kamu güvenliğinin ve düzeninin,

genel sağlığın, genel ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için kanunda ön görülen

zorunlu olan önlemlerle sınırlanabilir.

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ (1950)

Birleşmiş Milletler Örgütü'nün kurulması ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul

edilmesinden sonra demokratik ilkeleri benimseyen Batı Avrupa ülkeleri 5 Mayıs 1949 tarihinde Avrupa

Konseyi'ni kurdular. Avrupa Konseyi insan haklarının korunmasında etkili olan ilk bölgesel kuruluştur.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki maddelerden bazıları şunlardır:

Ø Bütün insanlar hürriyet, haysiyet ve şeref bakımından eşittirler.

Ø Herkes ırk, renk, cins, din, dil gibi açılardan herhangi bir fark gözetmeksizin bu bildirideki hürriyetlerden

yararlanır.

Ø Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.

Ø Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında bulundurulamaz.

Ø Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ve haysiyet kırıcı cezalara tabi tutulamaz.

Ø Herkes hukuki kişiliğinin tanınması hakkına sahiptir.

Ø Kanun önünde herkes eşittir.

Ø Hiç kimse keyfi olarak tutulamaz, alıkonulamaz ve sürülemez.

7.ÜNİTE: ELEKTRONİK YÜZYIL

YAŞAMIN İÇİNDE SOSYAL BİLİMLER

Ø İçinde insan olan ve topluma ait olan bütün unsurların incelendiği bilim dalına sosyal bilimler denir.

Ø Sosyal bilimler; tarih, coğrafya, felsefe, psikoloji, sosyoloji, arkeoloji, antropoloji, ekonomi ve

siyaset gibi birçok bilim dalını içine alan geniş bir bilimdir.

Ø Sosyal bilimler hayatımızın her alanında vardır. İnsan, hayatında yaşadığı değişim ve gelişimleri

anlatabilmek için sosyal bilimlerden yararlanmak zorundadır.

SOSYAL BİLİM DALLARININ TOPLUM HAYATINA OLAN ETKİLER

Ø Tarih: Toplumu etkileyen hareketlerden doğan olayları, zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar

arasındaki ilişki ve bağlantıları ortaya koyan bilim dalıdır.

Ø Tarih bilimi, geçmişe ait bilgiler sunarken aynı zamanda geçmişte yaşanan olayların neden ve sonuçlarını

değerlendirme fırsatı da verir.

Ø Sosyoloji: Bir toplumun örfünü, âdetini, yaşam biçimlerini, toplumsal olay ve kurumlarını inceleyen bilim

dalıdır. Sosyoloji, törelerimizi, inanış ve düşüncelerimizi kısaca kültürümüzü incelemektedir.

Ø Sosyoloji ile uğraşan bilim insanlarına ise sosyolog denir. Sosyologlar, toplum içindeki değerleri araştırır.

Page 60: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ø Coğrafya: İnsanın içinde yaşadığı çevrenin doğal özelliklerini, insan ile doğal çevre etkileşimini konu

edinen sosyal bilim dalıdır.

Ø Coğrafyanın konusu yeryüzüdür,İnsanlar ve diğer canlılar, yeryüzü dediğimiz doğal çevrede yaşarlar.

İnsanlar yaşadıkları çevreden etkilenirler. Ancak uygarlık seviyesi yükseldikçe doğal ortamı etkilemeye,

daha uygun hayat şartları elde edebilmek için çevrelerini değiştirmeye çalışırlar.

Ø Coğrafya ile uğraşan bilim insanları çevre bilinci yüksek ve doğal çevrelerine karşı duyarlı kimselerdir.

Ø Felsefe: Varlığın ve bilginin kaynağını bilimsel olarak araştıran bir bilim dalıdır.

Ø Antropoloji: Kazılar sonucunda ortaya çıkarılan insan iskeletlerini inceleyerek insan ırklarını sınıflandıran

bir bilim dalıdır.

Ø Arkeoloji: Uzak ya da yakın geçmişte yaşamış insan topluluklarının ve onların oluşturdukları siyasi ve

sosyal yapıların ve tüm maddi kültür varlıklarının ortaya çıkarılıp incelenmesi ve insanlığın yararına

sunulmasını amaçlayan bir bilim dalıdır.

Ø Hukuk: Toplumsal ilişkileri düzenleyen, devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütününü inceleyen

bir bilim dalıdır.

Ø Ekonomi: İnsanların yaşamak için üretim yapma ve üretimi bölüşme biçimlerini inceleyen bir bilim dalıdır.

NANOTEKNOLOJİ

Ø Çok küçük anlamına gelen Yunanca bir kelimeden türeyen nano, bir ölçü birimidir ve milyonlarca parçayı

gösterir. Nanoteknoloji genel olarak maddeyi dolaylı olarak atom boyutuna yani "nano" boyutuna

indirgeme işidir.

Ø 1974 yılında Tokyo Üniversitesi'nde Nario Taniguchi tarafından ortaya atılan nanoteknoloji, mevcut

teknolojilerin daha ileri düzeyde duyarlılık ve küçültülmesine dayalı olarak hızla ortaya çıkan teknolojidir.

Gelecekte bu teknoloji muhtemelen moleküler nano büyüklüğündeki boyutlarıyla yapı makinelerini ve

mekanizmalarını da içerecektir.

İLETİŞİM TEKNOLOJİSİ

Ø Her türlü bilginin topluma ulaşabilmesi için iletişim teknolojisinin gelişmiş olması gerekir. 19.

yüzyıldaelektrikli telgrafın icadıyla iletişim çağı başladı ve günümüzde gelişmiş iletişim

araçları sayesinde dünyanın herhangi bir yerindeki kişi ve kuruluşlarla bağlantı kurmak mümkün hâle geldi.

NÜKLEER ENERJİ

Ø Nükleer enerjinin diğer adı atom enerjisidir.Maddenin en küçük birimi olan atomun parçalanması veya

birleştirilmesi ile ortaya çıkan enerjidir. Bu enerjinin ana maddesi uranyum ve toryumdur. Ancak

günümüzde bu enerji üretimi sadece uranyumdan faydalanarak yapılmaktadır.

Ø Nükleer enerji ile ilgili araştırmalar Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından başlatıldı. Alternatif bir

enerji kaynağı olarak düşünülen nükleer enerji ile dünyanın ilk tanışması 1945 yılında

Japonya'nınHiroşima ve Nagazaki kentlerine ABD tarafından atılan atom bombaları ile oldu. Bu durum

nükleerenerjinin silah olarak kullanıldığında olumsuz sonuçlara yol açtığını gösterdi.

Ø Nükleer enerjinin daha çok barışçıl amaçlarla ve insanlığın yararına kullanılmasını sağlamak

içinUluslararası Atom Enerjisi Kurumu kuruldu.

Ø 1970 yılındaki petrol krizinden sonra bazı ülkeler enerji elde etmek amacıyla nükleer çalışmaları

hızlandırdılar. Ancak bu enerji çok dikkatli kullanılmalıdır. Nükleer enerji tehlikeli sonuçlar ortaya

çıkarabilecek bir özelliğe sahiptir.

NÜKLEER ENERJİNİN OLUMSUZ ETKİLERİ

v Enerji elde edilirken çevreye yayılan gaz ve sıvı hâldeki atıklar çevreye zarar verir. Bu atıkların su, hava veya

toprağa karışması insan yaşamını olumsuz yönde etkiler.

v Nükleer kazalarda radyasyon tehlikesi ortaya çıkar.

v Nükleer santrallerin kurulması, atıklarının depolanması oldukça pahalı bir iştir.

Page 61: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

v Dünyadaki enerji kaynakları kısıtlıdır ve farklı enerji kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır. Nükleer enerjiyi

kullanacak olan ülkelerin çok dikkatli olması ve atıkların depolanması konusunda çok titiz davranmaları

gerekmektedir. Bir gaz sızıntısı çevreye çok büyük zararlar verebilmektedir. Yakın dönemde meydana

gelen Çernobil kazasının yol açtığı (kanser, deri hastalığı) olumsuzlukların izleri hâlâ devam etmektedir

.

TÜRKİYE'DE NÜKLEER ENERJİ

Ø Türkiye'de nükleer enerji çalışmalarını yürütmek amacıyla Türkiye Atom Enerjisi Kurumu kuruldu.

Ø Mersin (İçel) ilinin 150 km batısında Akkuyu mevkiinde Silifke Akkuyu Nükleer Enerji Santrali kurulma

aşamasındadır.

Ø Ülkemizde devlet nükleer enerji santrallerinin kurulmasında son derece titiz davranmaktadır. Çünkü bu

santraller çevreye zarar verdiğinden birtakım olumsuzluklar yaşanmaktadır.

TIP VE YARDIMLAŞMA

Canlılarda belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenen bölümlerine organ denir.Sağlam bir

organı tıbbi koşullar altında, başka bir kimsenin işlevini yitirmiş organı yerine takılmasına, organ nakli adı

verilir. Organ nakli hayat kurtaran bir operasyondur.

Yurdumuzda, yaşayandan veya ölüden organ veya doku alma 29 Mayıs 1979'da çıkarılan 2238 sayılı Organ

ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir.

Doku - Organ Bağışı ve Önemi

Ø Çeşitli hastalıklar ve kazalar sonucunda insanların çeşitli doku ve organlarında bozulmalar meydana

gelebilir. Bozulan doku ve organlar görevlerini yerine getiremediği için bunların yerine yenilerinin

nakledilmesi gerekir. Bu olaya doku ve organ nakli denir.

Ø Doku ve organ naklinde, aynı kişinin sağlam dokularından ya da başka bir kişinin doku ve organlarından

faydalanılır. Ayrıca beyin ölümü gerçekleşen kişilerin doku ve organları da nakledilebilir.

Page 62: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ø Tıbbın gelişmesi ile kornea, kemik iliği, akciğer, karaciğer, kalp, böbrek,

pankreas gibi organların nakli yapılabilmektedir.

Ø Türkiye'de doku ve organ nakli yasal kurallara bağlanmıştır. 18 yaşını dolduran ve akli dengesi yerinde

olanlar bu bağışı yapabilirler. 18 yaşından küçük olanların anne ve babalarından izin alması zorunludur.

Ø Daha önce organ bağışında bulunmamış olanlarda ve beyin ölümü gerçekleşenlerde ise yakınlarının izni

alınmalıdır.

Ø Organ bağışında bulunma dayanışma ve yardımlaşmaya verilebilecek en önemli örnektir.

Ø Her insan kendi başına da gelebileceğini düşünerek organ bağışı konusunda daha duyarlı olmalıdır.

EMEĞE SAYGI

Mevcut bilgi birikimleri ve deneyimlerden yararlanarak daha önceden bilinmeyen yeni bir bilgiye

ulaşma veya bu bilgiye ulaşma yöntemini geliştirmeye buluş denir.

Yeni bir eser üretmek veya bir buluşa imza atmak çok fazla emek gerektirdiğinden bu eserlerin yasa dışı

yollardan çoğaltılmasını önlemek buluş veya eser sahibinin haklarını korumak amacıyla patent ve telif

hakkı kavramları ortaya çıkmıştır. PATENT

Ø Patent buluş sahibinin buluş konusu ürününü belirli bir süre üretme, kullanma veya satma hakkıdır. Aynı

zamanda bu hakkı gösteren belgeye de patent denir.

Ø Patent, endüstri alanındaki bir buluşun sahibine resmî bir organ tarafından verilen ve bu buluşun belirli bir

süre kendisinin izni olmaksızın başkalarınca kullanılmasını engelleme yetkisi sağlayan belgedir. Bu belge,

hak sahibine belirli bir süre için buluşun başkalarınca kullanılması, satımı ve ithalini engelleme hakkını

sağlar.

Ø Patent hakları buluş yapmayı özendirmekte, teknoloji transferlerini sağlamakta ve ülkelerin sanayi planlama

ve stratejilerinin belirlenmesinde rol oynamaktadır.

Ø Buluş sahibi buluşunu gerçekleştirmek için emek, zaman ve para harcamaktadır.

Ø Patent belgesi, buluş sahibine belirli bir süre için üçüncü kişilerin müdahalesi olmadan işletme (kullanma,

üretme ve satma gibi) hakkını vermektedir.

Patent Tescili İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?

o Yenilik sağlaması,

o Tekniğin bilinen durumunun aşılması,

o Sanayi alanında uygulanmasıdır.

NOT: Ülkemizde özgün çalışmalar yapan insanların haklarını korumak amacıyla Türk Patent

Enstitüsü kurulmuştur.

TELİF HAKKI

Ø Bir düşünce veya sanat eserini ortaya koyan kişinin bu eserden doğan haklarının tümüne telif hakkı denir.

Ø Telif hakkına sahip olan kişi veya kuruluş, o eserle ilgili ekonomik hakların yanı sıra eserin sahibi olduğunu

iddia etme ve esere verilebilecek zararları engelleme hakkına sahip olur. Eserin çoğaltılması, kiralanması,

radyo ve televizyonlarda yayınlanması gibi haklar da telif hakkı kapsamındadır.

Page 63: 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİYORUMimg.eba.gov.tr/258/798/74a/938/7fa/f14/3cf/848/923/381/420/316/187/… · SOSYAL BİLGİLER 6. SINIF DERS NOTU 1.ÜNİTE : SOSYAL BİLGİLER

Ø Sembolü çember içinde © veya ® harfleri ile gösterilir. Bu işaretlerin bulunduğu ürünler, o ürünlerin tescilli

birer marka olduğunu ve yasalarla korunduğunu gösterir.

Ø Devlet yasalarla sanatçıların haklarını koruma altına alır(Anayasamızın 64. maddesi).

Ø Devlet, sanat eserlerini korumak için bu konuda "Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu", "Video ve Müzik

Eserleri Kanunu" gibi yasalar çıkarmıştır.

Ø Ülkemizde telif hakkı, 1951 yılında çıkarılan "Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu" ile düzenlenmiştir.

Bandrol (Denetim Pulu):

Ø Kaset, Kitap, Cd, Vcd, Dvd, gibi süresiz yayınlarda telif ödemelerini ve eserlerin tescillerini kontrol altına

almak için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen baskılı minik etikete verilen addır

Ø Üzerinde bandrol olan ürünler o üründen devletçe belli bir vergi alındığını göstermektedir

Bu konuda dört önemli ilke yer almıştır. Bunlar:

1-Eser sahibinin haklarının korunması,

2-Eser sahibinin haklarıyla ilgili süre,

3-Kamunun eserden yararlanmasının sağlanması,

4-Eserle ilgili yasal ve toplumsal yaptırımdır.

Ø Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre; eser sahibinin haklarını koruma süresi yaşadığı süreden sonra 75

yıldır. Böylece eser sahibi öldükten sonra eserle ilgili hakları, yakınlarına miras olarak kalmaktadır.

KORSANA HAYIR

Ø Türkiye'de eserlerin yasal olmayan yollardan çoğaltılmasının önüne geçebilmek için çeşitli yasalar

çıkartılmıştır.

Ø Telif ve patent haklan saklı olan ürünler yasal yollardan temin edilmelidir.

Ø Günümüzde yasal yollar dışında çoğaltılan ve satılan kitap, CD, kaset, bilgisayar yazılımı gibi bandrolsüz

ürünlere korsan denilmektedir.

Ø Korsan ürünlerinde bandrol olmaması yani bu ürünlerin vergisiz olması fiyatlarının çok ucuz olmasını

sağlamaktadır. Bu olay korsana olan ilgiyi artırıcı etki yapmaktadır. Hangi nedenle olursa olsun korsan

ürünlere rağbet etmemek gerekir. Korsan ürün almak, eser sahibinin haklarını çiğnemek ve emeğine saygı

duymamak, aynı zamanda devlete ekonomik olarak zarar vermek anlamına gelmektedir.

Atatürk'ün Bilim ve Teknolojiye Verdiği Önem

Ø Atatürk, ilerleme ve çağdaşlaşmayı her zaman temel prensip olarak kabul etmiştir. Bunu gerçekleştirebilmek

için de yol gösterici olarak akıl ve bilimi esas almıştır. Atatürk, "Hayatta en

hakiki mürşit ilimdir,fendir.’’ sözüyle bunun önemini belirtmiştir.

Ø Atatürk'e göre; bilim, öncelikle özgün bir kültür ortaya çıkarmanın aracıdır. O, bilimi toplumun gelişimini

engelleyen bozuklukların giderilmesinin ve millî bir kimlik oluşturulmasının etkin bir aracı olarak görür.

Ø Atatürk, ülkemizin kalkınmasının bilim ve teknolojiden geçtiğini bilmekteydi. Bu amaçla yeni kurulan

Türkiye'de araştırma enstitüleri oluşturulması gerektiğini düşünerek bu faaliyetlere hız kazandırdı.

Ø Bunlardan bazıları; Ankara'da Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü (1921), Adana Bölge Pamuk

Araştırma Enstitüsü (1924), Rize Çay Araştırma Enstitüsü (1924), Eskişehir Tarımsal Araştırma Enstitüsü

(1926), Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü (1929)dür.

Ø Atatürk'ün isteği üzerine 1935 yılında kurulan Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü(MTA) ile tarım ve

sanayi sayımı yapan İstatistik Umum Müdürlüğü Atatürk'ün bilim ve teknolojiye verdiği önemi ortaya

koyan kurumlar arasındadır.