153
ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ KAYSERİ-YAHYALI-KARAKÖY, KARAÇAT DEMİR YATAĞININ MADEN JEOLOJİSİ Deniz TİRİNGA JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI ANKARA 2009 Her hakkı saklıdır

ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

  • Upload
    lenhu

  • View
    279

  • Download
    19

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

KAYSERİ-YAHYALI-KARAKÖY, KARAÇAT DEMİR YATAĞININ

MADEN JEOLOJİSİ

Deniz TİRİNGA

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

ANKARA

2009

Her hakkı saklıdır

Page 2: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

TEZ ONAYI

Deniz TİRİNGA tarafından hazırlanan “Kayseri-Yahyalı-Karaköy, Karaçat Demir Yatağının Maden Jeolojisi” Adlı tez çalışması 30.01.2009 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı’nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Danışman: Prof. Dr. Taner ÜNLÜ Jüri Üyeleri Başkan: Prof. Dr. Cem SARAÇ

Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı

Üye: Prof. Dr. Taner ÜNLÜ Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı

Üye: Doç. Dr. Sönmez SAYILI Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı

Yukarıdaki sonucu onaylarım Prof. Dr. Orhan ATAKOL Enstitü Müdürü

Page 3: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

i

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

KAYSERİ-YAHYALI-KARAKÖY, KARAÇAT DEMİR YATAĞININ MADEN JEOLOJİSİ

Deniz TİRİNGA

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı

Danışman: Prof. Dr. Taner ÜNLÜ

Karaçat Demir Yatağı ve çevresinde, Torid’ler Tektonik Birliği içinde yer alan Geyikdağı birliğine özgü; Emirgazi formasyonu (Prekambriyen), Zabuk formasyonu (Alt Kambriyen), Değirmentaş formasyonu (Orta Kambriyen) ve Armutludere formasyonu (Ordovisiyen) litolojileri yüzeyler. Cevher, genelde hematit ve götitten oluşmakta olup, büyük bir bölümü ile siderit dönüşüm ürünü şeklinde izlenmektedir. Yatakta, şu anki konumu ile cevher ve yan kayaçlar (Zabuk formasyonu, Değirmentaş formasyonu ve Armutludere formasyonu) tektonik ilişkilidir. Cevherleşme sonrası gelişen faylar, yatağı yüzeye taşımış ve özellikle bu zonlarda gelişen karstlaşma ve yüzeysel etkileşimlerin, büyük bir çoğunlukla sideritleri ve demir minerallerini limonit ve götite dönüştürdüğü saptanmıştır. Bu şekilde bir ölçüde demir bakımından zenginleşen seviyeler, bugün işletmeye hammadde oluşturmaktadır. Yatak yaklaşık 25 milyon ton görünür + muhtemel bir rezerve sahiptir. Karaçat Demir Yatağı’nın kuzeybatısında, Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu içinde sideritlerle ardalanan veya yanal geçişli bazik volkanit örneklerinde, fuksit ve viridian (Cr2O3.2H2O) mineralleri belirlenmiş ve bu birimin, Attepe Demir Yatağı yankayaçları ile aynı litokimyasal özellikler sergilediği saptanmıştır. Bekirhacılı köyünün uzak güneyinde ise, Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu içerisinde yer alan metakum-kil taşlarını kesen diyabaz daykının varlığı bu çalışma ile özgünlük kazanmaktadır. Anılan dayklarda yapılan jeokimyasal çalışmalarda 3200 ppm’e varan Cr2O3 içeriği saptanmıştır (mikroskobi çalışmalarında da kromit minerali belirlenmiştir). Bu beklenenden, çok yüksek Cr içeriği, dikkate değerdir. Ayrıca, yerli mostralarına rastlanılmamış olsa dahi, bazik volkanit (spilit) parçaları da bu lokalitenin çok yakın güneydoğusunda gözlemlenmektedir. Aynı zamanda Bekirhacılı köyünün yakın güneyinde Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu içerisinde yer alan volkanit ara katkılı meta tortullar da bu çalışma çatısında ortaya konulmuştur. Bu metatortullar içerisinde yer alan polijenik konglomera veya polijenik kaba kumtaşlarında gözlenen bazik volkanik kayaç parçaları (spilit), jeokimyasal çalışmalarla da yüksek Cr içeriği ile (418 ppm’e kadar) desteklenmektedir. Bu özgün sonuç; bölgede daha önceleri Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu içerisinde rastlanmış bulunan asit ve ortaç volkanik kayaçlara, bazik volkanik kayaçların da eşlik etmesi nedeniyle (bimodal volkanizma) gerek kökensel, gerekse de bölgenin jeolojisinin açınımı açısından, anlam taşımaktadır. Bu koşullarda ve tüm çalışma, bölgede yapılan eski çalışmalar ile birlikte yorumlandığında; Yahyalı (Kayseri)-Mansurlu (Feke-Adana) bölgesi demir yataklarının; Prekambriyen yaşlı, rift kökenli volkanik-sinsedimanter veya ekselatif sedimanter kökenli demir yatakları ile yakın akrabalıkları güncellik kazanmaktadır. Karaçat Demir Yatağı ise, Prekambriyen yaşındaki muhtemel birincil demir yataklarından taşınarak oluşmuş ve deforme olmuş yatak türünü temsil etmektedir.

Ocak 2009, 139 sayfa

Anahtar Kelimeler: Kayseri, Yahyalı, Karaçat Demir Yatağı, volkanik-sinsedimanter tip, maden jeolojisi.

Page 4: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

ii

ABSTRACT

Master of Science Thesis

MINING GEOLOGY OF KARAÇAT IRON DEPOSIT IN KAYSERİ-YAHYALI-KARAKÖY

Deniz TİRİNGA

Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences

Department of Geological Engineering

Supervisor: Prof. Dr. Taner ÜNLÜ

The Karaçat Iron deposit and its surroundings are hosted in a variety of formations peculiar to Geyikdağ unit which is located in the Taurid Tectonic Belt. Emirgazi (Precambrian), Zabuk (Lower Cambrian), Değirmentaş (Middle Cambrian) and Armutludere (Ordovisian) formations are some of those exposed in the region. Ore mineralization consists of hematite and goethite and much of which are observed as a product of siderite alteration. Present-day relation between ore body and country rocks (Zabuk formation, Değirmentaş formation and Armutludere formation) is tectonic-controlled. Post-mineralization faults caused the deposit to expose and undergone to surface reaction mechanism and karstification. Atmosferic conditions especially in these zones where a surface reaction mechanism predominates altered siderite and iron minerals to limonite and goethite. Iron ore bodies occured as a result of above mentioned process are currently being used as a industrial raw material. The deposit has a capacity of 25 million tons of proven and probable reserves. At the northwestern part of Karaçat Iron ore deposit, fuchsite and viridian (Cr2O3.H2O) minerals have been detected in the basic volcanics samples intercalated with siderites of Precambrien aged Emirgazi formation and these basic volcanics carry same lithochemical signatures seen on country rocks of Attepe Iron ore deposit. The presence of diabase dyke cutting accross metasand-clay rocks of Precambrian aged Emirgazi formation which is located in far southern part of Bekirhacılı village has been detected in contex of this study. Geochemical analysis of above-mentioned dykes show Cr2O3 values of up to 3200 ppm (at microscopic studies, the presence of chromite mineral has also been detected). This unexpected very high Cr content attracts attention. Also, some basic volcanic rock fragments are observed in the proximal southeastern part of the this location. Metasedimentary rocks interlayered with volcanics of Precambrian aged Emirgazi formation which is located in southern part of Bekirhacılı village has also been detected within the framework of this study. Basic volcanic fragments (spilite) observed in polygenic conglomerate or polygenic coarse sandstone of these metasedimentary sequence contain high Cr values (418 ppm). Apart from acidic and intermediate volcanic rocks which previously found in Precambrian aged Emirgazi formation, basic volcanic rocks (bimodal volcanism) have recently detected within the contex of this study. This peculiar result is critically important in terms of genesis and regional geology. When interpreted together with previous studies, it can be concluded that iron deposits in the Yahyalı (Kayseri) – Mansurlu (Feke-Adana) districts are closely associated with volcanic syn-sedimentary or exhalative sedimentary iron deposits. Karaçat Iron ore deposit is inferred to represent a deformed deposit occurred by flow of hydrothermal fluids from Precambrian aged primer iron deposits. January 2009, 139 pages Key Words: Kayseri, Yahyalı, Karaçat Demir Yatağı, volcanic syn-sedimentary type, mining geology.

Page 5: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

iii

ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR

Kayseri-Yahyalı-Karaköy Karaçat Demir Yatağının Maden Jeolojisi konulu tez

çalışması, Sayın Prof.Dr. Taner ÜNLÜ danışmanlığında, Ankara Üniversitesi

Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Maden Yatakları-Jeokimya

Anabilim Dalı’nda; 2007-2009 yılları arasında hazırlanmıştır.

Tez çalışmasının tüm aşamalarında bilgi birikimi, değerli yorum ve önerileriyle çalışmamı yönlendiren, mesleki bilgi yanında, çalışma yöntemi prensipleriyle de donanımımı sağlayan değerli hocam Sayın Prof.Dr. Taner ÜNLÜ’ye (Ankara Üniversitesi), Petrografi laboratuar çalışmalarında verdiği katkılar ve yorumlarıyla, farklı düşünce açılımları sağlayan Sayın Doç.Dr. İ.Sönmez SAYILI’ya (Ankara Üniversitesi), Jeokimyasal analizlerin yapımı konusunda yardımcı olan Sayın Doç.Dr. Yusuf Kağan KADIOĞLU’na (Ankara Üniversitesi), Arazi ve büro çalışmalarında desteklerini esirgemeyen ve yorumlarıyla teze katkı koyan Sayın Jeo.Müh. Necdet ARDA’ya (MTA), Jeo.Müh. İlhan ODABAŞI’na (MTA), yine zorlu arazi koşullarında ve büro çalışmalarında her türlü desteği veren değerli mesai arkadaşlarım Jeo.Müh. Yılmaz ÇELİK’e (MTA) ve Jeo.Müh. Bülent ATEŞÇİ’ye (MTA), Laboratuar çalışmalarında kıymetli zamanlarını esirgemeyen Sayın Jeo.Yük.Müh. Okan ZİMİTOĞLU’na (MTA), Jeo.Yük.Müh. Banu PARLAK’a (MTA), Jeo.Yük.Müh. Bilgin ÇİFTÇİ’ye (MTA) ve Jeo.Yük.Müh. Gökçe GÜRTEKİN’e (MTA), Çalışmaları her aşamasında destekleyen; MTA Maden Etüt ve Arama Dairesi Başkanı Sayın Jeo.Yük.Müh. Murat OVAYURT’a ve Jeo.Yük.Müh. Halil TÜRKMEN’e (MTA), Çalışmanın değişik aşamalarında katkı koyan Sayın Jeo.Yük.Müh. Kemal REVAN’a (MTA), Jeo.Yük.Müh. Ercan KUŞÇU’ya (MTA), Jeo.Müh. Nihat YILDIRIM’a (MTA), Jeo.Müh. F.Engin ORTAÇ’a (MTA), Jeo.Yük.Müh. Bahattin GÜLLÜ’ye (Ankara Üniversitesi), Jeo.Müh. Nihal ÇEVİK’e (Ankara Üniversitesi), Jeo.Müh. Seda ÖZDEMİR’e ve Jeo.Müh. Yinal Neşes KUVAŞ’a (Ankara Üniversitesi), Araziden derlenen örneklerin taşınması ve paketlenmesi konusunda dikkatli ve özverili çalışmalarından ötürü mahalli işçilerimiz ve şoförlerimize, Çalışmalar boyunca, çalışmalara bilimsel ve yaşamsal destek sunan Sayın Jeo.Yük.Müh. İsmet CENGİZ’e (MTA),

Page 6: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

iv

Ocaklarda yapılan çalışmalarda her türlü yardım ve desteği veren Özkoyuncu Demir Madeni A.Ş. Elemanları’na, Tez çalışması süresince bilimsel desteklerini gördüğüm Ankara Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nün değerli Öğretim Üyelerine, Bu çalışma sırasında moral desteğini eksik etmeyen ve her zaman yanımda olan aileme, Yürekten teşekkürlerimi sunarım. Bu çalışmada; jeokimya bölümünde Microsoft Office Excel yazılımı, harita ve çizimlerin yapılmasında ise CorelDRAW v.12 çizim yazılımı kullanılmıştır. Deniz TİRİNGA Ankara, Ocak 2009

Page 7: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

v

İÇİNDEKİLER

ÖZET ................................................................................................................................. i ABSTRACT .................................................................................................................... ii ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR ................................................................................................ iii SİMGELER DİZİNİ ..................................................................................................... vii ŞEKİLLER DİZİNİ ..................................................................................................... viii ÇİZELGELER DİZİNİ ................................................................................................ xii 1. GİRİŞ ............................................................................................................................ 1 1.1 Çalışma Alanının Tanımı .......................................................................................... 1 1.2 Çalışma Alanının Coğrafik Durumu ........................................................................ 1 1.3 Çalışmanın Amacı ...................................................................................................... 3 1.4 Çalışmanın Yöntemi .................................................................................................. 3 1.4.1 Saha çalışmaları ...................................................................................................... 3 1.4.2 Laboratuar çalışmaları ........................................................................................... 4 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ........................................................................................... 5 3. BÖLGESEL JEOLOJİ ............................................................................................. 17 3.1 Stratigrafi ................................................................................................................. 18 3.1.1 Geyikdağı Birliği ................................................................................................... 19 3.1.2 Görbiyesdağı Birliği .............................................................................................. 24 3.1.3 Aladağ Birliği ........................................................................................................ 27 3.1.4 Bozkır Birliği ......................................................................................................... 29 3.1.5 Bolkardağı Birliği.................................................................................................. 29 4. YAPISAL JEOLOJİ .................................................................................................. 31 4.1 Geyikdağı Birliğinin Yapısal Konumu .................................................................. 33 4.1.1 Mansurlu Dilimi ................................................................................................... 33 4.1.2 Feke Dilimi ............................................................................................................ 34 4.2 Görbiyesdağı Birliğinin Yapısal Konumu ............................................................ 35 4.3 Aladağ Birliğinin Yapısal Konumu ....................................................................... 36 4.4 Bozkır Birliğinin Yapısal Konumu ........................................................................ 36 4.5 Kıvrım ve Faylar ..................................................................................................... 37 5. ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ ....................................................................... 42 5.1 Emirgazi Formasyonu (Prekambriyen) ................................................................ 42 5.2 Zabuk Formasyonu (Alt Kambriyen) ................................................................... 52 5.3 Değirmentaş Formasyonu (Orta Kambriyen) ...................................................... 55 5.4 Armutludere Formasyonu (Üst Kambriyen-Ordovisiyen).................................. 58 6. MİNERALOJİ ve PETROGRAFİ .......................................................................... 65 6.1 İnce Kesitler ............................................................................................................. 65 6.1.1 Kuvarsit - Metakumtaşı (Prekambriyen - Alt Kambriyen) ............................ 65 6.1.2 Metabazik Kayaçlar (Diyabaz - Spilit) (Prekambriyen) ................................. 68 6.1.3 Volkanit Ara Katkılı Metatortullar (Prekambriyen) ...................................... 72 6.1.4 Kireçtaşı - Mermer (Orta Kambriyen) ............................................................. 78 6.1.5 Metasilttaşı – Kalkşist (Ordovisiyen) ................................................................ 79 6.1.6 Siderit .................................................................................................................... 81 6.1.7 Hematit - Limonit - Götit .................................................................................... 83 6.2 X Işınları Kırınım (XRD) Analizleri ..................................................................... 83 6.2.1 Kuvarsit - Metakumtaşı (Prekambriyen - Alt Kambriyen) ............................ 83

Page 8: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

vi

6.2.2 Metabazik Kayaçlar (Diyabaz - Spilit) (Prekambriyen) ................................. 83 6.2.3 Kireçtaşı - Mermer (Orta Kambriyen) ............................................................. 84 6.2.4 Metasilttaşı – Kalkşist (Ordovisiyen) ................................................................ 84 6.2.5 Siderit .................................................................................................................... 84 6.2.6 Hematit - Limonit – Götit .................................................................................... 84 7. CEVHER MİKROSKOBİSİ .................................................................................... 86 7.1 Kuvarsit - Metakumtaşı (Prekambriyen - Alt Kambriyen) ............................... 86 7.2 Metabazik Kayaçlar (Diyabaz - Spilit) (Prekambriyen) .................................... 87 7.3 Volkanit Ara Katkılı Metatortullar (Prekambriyen) ......................................... 90 7.4 Kireçtaşı - Mermer (Orta Kambriyen) ................................................................ 91 7.5 Metasilttaşı – Kalkşist (Ordovisiyen) ................................................................... 92 7.6 Siderit ....................................................................................................................... 93 7.7 Hematit - Limonit – Götit ....................................................................................... 94 8. GENEL JEOKİMYA ................................................................................................ 95 8.1 Karaçat Demir Yatağı’nın Genel Tanıtımı ........................................................... 95 8.2 Karaçat Demir Yatağı ile Attepe Demir Yatağı’nın Karşılaştırması ............... 100 8.3 Karaçat Demir Yatağı ve Bekirhacılı Demir Oluşumlarının ve Çevresinin

Karşılaştırılması ................................................................................................... 117 8.4 Karaçat Demir Yatağı Cevher ve Yankayaçlarının Jeokimyası ...................... 121 9. MODEL ve KÖKEN ............................................................................................... 125 10. YORUM ................................................................................................................. 127 11. SONUÇLAR .......................................................................................................... 129 KAYNAKLAR ............................................................................................................ 133 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 139

Page 9: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

vii

SİMGELER DİZİNİ

AÜ Ankara Üniversitesi A.Z. Ateşte ZayiatACME ACME Laboratuarı, Kanada Bio Biyotit Cc Kalsit Chl Klorit Cr Kromit Gö Götit Grf Grafit Hem Hematit İl İlmenit K, G, D, B Temel coğrafik yönler Kar Karbonat Kçt Kireçtaşı Lim Limonit Kmt Kumtaşı Man Manyetit MAT Maden Analizleri ve Teknoloji Mn Mangan minerali MORB Okyanus Ortası Rift Bazaltları MTA Maden Tetkik ve Arama my Milyon yıl Min-pet Mineraloji-Petrografi Plj Plajioklas ppm Milyonda bir kısım Pr Pirit Px Piroksen Qz Kuvars Ru Rutil REE Nadir Toprak Elementleri Sd Siderit Ser Serisit Sf Sfen Sph Sfalerit TPAO Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Trm Turmalin XRD X-Ray Diffraction Zrn Zirkon

Page 10: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

viii

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1.1 Çalışma alanının yer bulduru haritası ................................................................. 2 Şekil 3.1 Tektonik dilimler haritası ................................................................................ 17 Şekil 3.2 Çalışma alanını da içine alan bölgenin tektonik birlikleri haritası ................... 18 Şekil 3.3 Geyikdağı birliğinin genelleştirilmiş dikme kesiti .......................................... 20 Şekil 3.4 Emirgazi, Zabuk ve Değirmentaş formasyonlarına ait genelleştirilmiş dikme

kesit ................................................................................................................... 21 Şekil 3.5 Görbiyesdağı birliğine ait genelleştirilmiş dikme kesit .................................. 26 Şekil 4.1 Doğu Toroslar’ın Yapısal Haritası .................................................................. 31 Şekil 4.2 Mağarabeli Demir Yatağı’ndan geçen eğim atımlı normal fay ....................... 40 Şekil 4.3 Oruçlu köyünde Yüksün tepe boyunca izlenen dik açılı bindirme fayı ........... 41 Şekil 4.4 Çalışma alanının yakınında gözlemlenen Faraşa ofiyoliti ............................... 41 Şekil 5.1 Yahyalı (Kayseri)-Mansurlu (Feke-Adana) yöresi demir sahaları jeoloji

haritası ............................................................................................................... 43 Şekil 5.2 Emirgazi formasyonuna ait orta-kalın katmanlı metakumtaşları .................... 44 Şekil 5.3 Emirgazi formasyonuna ait laminalı metakırıntılılar ...................................... 45 Şekil 5.4 Metakumtaşlarında görülen ripıllmarklar ....................................................... 45 Şekil 5.5 Emirgazi formasyonunun tabana yakın kısımlarında görülen bitümlü şist

seviyeleri .......................................................................................................... 46 Şekil 5.6 Bekirhacılı köyü yakınında gözlemlenen diyabazlar ...................................... 46 Şekil 5.7 Karaçat Demir Yatağı kuzeyinde gözlenen siderit mercekleriyle ara seviyeli

bazik volkanik kayaçlar .................................................................................... 48 Şekil 5.8 Şekil 5.7’deki aynı lokalitede izlenen bazik volkanik kayaçlarda gözlemlenen

yastık lav benzeri yapılar ................................................................................. 49 Şekil 5.9 Yeşilimsi renkli, killi, karbonat mercekli volkanik küller ............................... 49 Şekil 5.10 Mavimsi yeşil renkli metavolkanik küller ..................................................... 50 Şekil 5.11 Mavimsi renkli volkanik kayaç parçaları içeren, konglomeratik görünümlü

metavolkanitler .............................................................................................. 50 Şekil 5.12 Attepe Demir Yatağı’nda gözlemlenen siderit merceği ................................ 51 Şekil 5.13 Emirgazi formasyonu içerisinde gözlemlenen ankerit merceği ...................... 52 Şekil 5.14 Emirgazi formasyonu ile Zabuk formasyonu arasındaki açılı uyumsuzluk

ilişkisi ............................................................................................................. 54 Şekil 5.15 Alt Kambriyen yaşlı Zabuk formasyonunun arazideki tipik görünümü ........ 54 Şekil 5.16 Kuvars taneleriyle beraber çökelmiş, sedimanter hematitler ........................ 55 Şekil 5.17 Kireçtaşlarında etkili olan güncel karstlaşmalar ............................................ 57 Şekil 5.18 Karstik mağaralarda gelişen kalsit ve aragonit mineralleri ........................... 57 Şekil 5.19 Kızıl Demir Yatağı’nda mağara içerisine dolgulanmış cevher kütlesi .......... 58 Şekil 5.20 Ordovisiyen yaşlı Armutludere formasyonunun alt seviyelerinde

gözlemlenen kalkşist mercekleri ................................................................... 59 Şekil 5.21 Bol kıvrımlanmalı metaşeyllerin arazideki görünüşü ................................... 59 Şekil 5.22 Taşlıboyun tepede çörtlü hematitlerden oluşmuş kalkşist merceği ............... 61 Şekil 5.23 Armutludere formasyonunun kuvars damarlı, kıvrımlı yapısına özgü arazi

görüntüsü ...................................................................................................... 61 Şekil 5.24 Karaçat Demir Yatağı’nın güneydoğusundaki kıvrımlı siderit - şeyl birlikteliği ...................................................................................................... 62 Şekil 5.25 Karaçat Demir Yatağı GB’sında gözlenen yaklaşık 2m kalınlığa sahip siderit

Page 11: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

ix

oluşumları ..................................................................................................... 63 Şekil 5.26 Armutludere formasyonunda şistoziteye paralel gözlemlenen sideritler ...... 63 Şekil 5.27 Armutludere formasyonunda gözlemlenen özşekilli pirit kristalleri ............ 64 Şekil 6.1 Karbonat minerallerindeki mermer benzeri görüntü........................................ 66 Şekil 6.2 Üst kesimdeki serisitli kısımda muskovit ve kuvars mineralleri ..................... 66 Şekil 6.3 Kırıklı birbirini tamamlayan kayaç parçaları ve zirkon .................................. 66 Şekil 6.4 Siderit, zirkonlu kumtaşı ve kuvars damarı ..................................................... 66 Şekil 6.5 Plajioklas, kuvars ve dolomitlerin görünüşü .................................................... 67 Şekil 6.6 Turmalinin görünüşü ........................................................................................ 67 Şekil 6.7 Kuvars damarlarıyla kesilmiş tek tek kuvars taneleri ve serisit hamur ........... 67 Şekil 6.8 Kloritleşmiş biyotitler ve plajioklasların görünüşü.......................................... 67 Şekil 6.9 Şekil 6.8’in tek nikol büyütülmüşü .................................................................. 67 Şekil 6.10 Şekil 6.9’un çift nikolü .................................................................................. 67 Şekil 6.11 Hematit parçası içinde görülen plajioklaslar ................................................. 69 Şekil 6.12 İnce taneli mineraller-plajioklas ilişkisi ve hematitli kenar kısımları ............ 69 Şekil 6.13 Hematit içinde kırılmış plajioklas kristalleri ................................................. 69 Şekil 6.14 İri taneli kuvars, hematitli kayaç ve plajioklaslar .......................................... 69 Şekil 6.15 Hematit içinde iri dolgu şeklinde kuvars damarı ........................................... 70 Şekil 6.16 Parçalı görünüm ............................................................................................. 70 Şekil 6.17 Şekil 6.16’nın çift nikolü ............................................................................... 70 Şekil 6.18 Kuvars damarlı iri kayaç parçaları ................................................................. 70 Şekil 6.19 Plajioklaslar arasında bozulmuş mafik mineraller (piroksen) ....................... 70 Şekil 6.20 Şekil 6.19’un çift nikolü ................................................................................ 70 Şekil 6.21 Mafik mineraller, plajioklas ve olası piroksen ilişkisi ................................... 71 Şekil 6.22 Şekil 6.21’in çift nikolü ................................................................................. 71 Şekil 6.23 Parçalı görünüm ............................................................................................. 71 Şekil 6.24 Hematitlerin ortasında tek tek plajioklaslar ................................................... 71 Şekil 6.25 Şekil 6.24’ün hematit baskın hali ................................................................... 71 Şekil 6.26 Hematit parçaları, tek plajioklas mineralleri ve ince taneli hamur ................ 71 Şekil 6.27 Şekil 6.26’nın çift nikolü ............................................................................... 72 Şekil 6.28 İnce taneli hamur içinde hematitli volkanit parçaları .................................... 72 Şekil 6.29 Piroksen ve opak minerallerin görünüşü........................................................ 72 Şekil 6.30 Piroksen ve plajioklasların görünüşü ............................................................. 72 Şekil 6.31 Yeşil renkli metavolkanik küllerin genişleme bölgeleri ve bu bölgelerde

görülen mineraller........................................................................................... 76 Şekil 6.32 Genişleme boşlukları ve bu bölgelerde görülen mineraller ........................... 76 Şekil 6.33 Mavi renkli metavolkanik küllerde görülen siderit ve opak mineraller ......... 76 Şekil 6.34 Serisitli kayaç ve kuvars damarı .................................................................... 76 Şekil 6.35 Turmalin, klorit ve opak mineraller ............................................................... 76 Şekil 6.36 Plajioklaslar ve karbonat damarının görünüşü ............................................... 76 Şekil 6.37 Parçalı görünüm. Basınç ikizli ve iri karbonatlar ile metamorfik kayaç

parçaları .......................................................................................................... 77 Şekil 6.38 Karbonat, metamorfik kayaç parçası ve opak mineraller .............................. 77 Şekil 6.39 Parçalı görünüm. Basınç ikizli karbonatlar ve metamorfik kayaç parçası ..... 77 Şekil 6.40 Volkanik kayaç parçası ve karbonat ilişkisi .................................................. 77 Şekil 6.41 Şekil 6.40’ın tek nikol görüntüsü ................................................................... 77 Şekil 6.42 Karbonat iç ve dışındaki özşekilli opak mineraller........................................ 77 Şekil 6.43 Zonlu karbonat minerali ................................................................................. 78

Page 12: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

x

Şekil 6.44 Kireçtaşlarındaki breş parçalı görünüm ......................................................... 79 Şekil 6.45 İnce taneli ve kuvarslı, farklı tane boylarındaki karbonat mineralleri ........... 79 Şekil 6.46 Kireçtaşlarındaki kuvars damar-damarcık ilişkisi ........................................ 79 Şekil 6.47 Şekil 6.46’nın çift nikol görüntüsü ................................................................ 79 Şekil 6.48 Bol kloritli görünüm ...................................................................................... 80 Şekil 6.49 Şekil 6.48’in çift nikol görüntüsü .................................................................. 80 Şekil 6.50 Metasilttaşlarının yönlenme gösteren genel görünümü ................................. 80 Şekil 6.51 Kuvars-kalsit damarında opak mineraller ve klorit ....................................... 80 Şekil 6.52 Şekil 6.51’in çift nikol görüntüsü .................................................................. 81 Şekil 6.53 Kalkşistlerde mercek şeklinde yönlenmiş kıvrımlanmış serisitler................. 81 Şekil 6.54 Yönlenmiş ince taneli kuvarslar ve kuvars damarı ........................................ 81 Şekil 6.55 Serisit içindeki kuvars paketi ......................................................................... 81 Şekil 6.56 Siderit içindeki kuvars kristalleri ................................................................... 82 Şekil 6.57 Hematit içindeki kuvars kristalleri, sağ kenarda ise sideritler gözleniyor ..... 82 Şekil 6.58 Sideritlerle beraber görülen özşekilli kuvarslar ............................................. 82 Şekil 6.59 Sideritlerle beraber görülen özşekilli kuvarslar ............................................. 82 Şekil 7.1 Yarı özşekilli limonit ....................................................................................... 87 Şekil 7.2 Limonit, rutil ve grafitin görünüşü................................................................... 87 Şekil 7.3 Rutilin görünüşü .............................................................................................. 87 Şekil 7.4 Turmalin ve rutilin görünüşü ........................................................................... 87 Şekil 7.5 Kenarlarından itibaren limonitleşmiş pirit ....................................................... 88 Şekil 7.6 Rutil, pirit ve grafitin görünüşü ....................................................................... 88 Şekil 7.7 Grafit ve rutilin görüntüsü ............................................................................... 88 Şekil 7.8 Çok ince taneli hematit .................................................................................... 88 Şekil 7.9 Kenarlarından itibaren manyetitleşmiş kromitler ............................................ 89 Şekil 7.10 Kenarlarından itibaren manyetitleşmiş kromitler .......................................... 89 Şekil 7.11 Özşekilli sfenler ............................................................................................. 89 Şekil 7.12 Pirit relikti içeren limonitlerin görünüşü........................................................ 89 Şekil 7.13 Rutil, sfen ve ilmenit biraradalığı .................................................................. 89 Şekil 7.14 İlmenomanyetit (manyetit içinde ilmenit lamelleri) ...................................... 89 Şekil 7.15 Özşekilli pirit ve grafitin görünüşü ................................................................ 90 Şekil 7.16 Kenarlarından itibaren martitleşmiş manyetit ve pirit ................................... 90 Şekil 7.17 Çubuk şekilli hematit ve özşekilli pirit .......................................................... 90 Şekil 7.18 Çatlaklarında limonit bulunan özşekilsiz pirit ............................................... 90 Şekil 7.19 Grafit ve rutillerin görünüşü .......................................................................... 91 Şekil 7.20 Mangan grubu mineraller ............................................................................... 91 Şekil 7.21 Yarı özşekilli, kenarlarından itibaren limonitleşmiş pirit .............................. 91 Şekil 7.22 Böbreğimsi dokulu limonitler ........................................................................ 91 Şekil 7.23 Grafitlerin görünüşü ....................................................................................... 92 Şekil 7.24 Çok ince taneli hematitler .............................................................................. 92 Şekil 7.25 İnce taneli saçınımlı hematitler ...................................................................... 92 Şekil 7.26 Rutil ve hematitlerin görünüşü ...................................................................... 92 Şekil 7.27 Böbreğimsi dokulu limonitler ........................................................................ 93 Şekil 7.28 Birbirini ağsal damarlar şeklinde kesen götitler ............................................ 93 Şekil 7.29 Siderit örneğinde pirit içindeki sfalerit kapanımları ...................................... 93 Şekil 7.30 Sideritlerde gözlenen kataklastik piritler ve limonitler .................................. 93 Şekil 7.31 Cevher örneğinde hematit ve limonitlerin görünüşü ..................................... 94 Şekil 7.32 Mangan grubu mineraller ve hematitler ......................................................... 94

Page 13: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

xi

Şekil 7.33 Limonitler içinde pirit relikti ......................................................................... 94 Şekil 7.34 Birbirini ağsal damarlar şeklinde kesen hematit ve limonitler ...................... 94 Şekil 8.1 Çalışma alanı içerisinde yer alan önemli demir yataklarının uydu görüntüsü . 95 Şekil 8.2 Karaköy (Yahyalı) Karaçat Demir Yatağı’nın detay jeoloji haritası ............... 96 Şekil 8.3 Karaçat Demir Yatağı’nın kuzeybatısına özgü örnek yerlerini gösteren detay

jeoloji haritası .................................................................................................... 97 Şekil 8.4 Bulduru haritası ................................................................................................ 98 Şekil 8.5 Karaçat Demir Yatağı (KD’dan GB’ya bakış) ................................................ 99 Şekil 8.6 Karaçat Demir Yatağı (BKB’dan DGD’ya bakış) .......................................... 99 Şekil 8.7 Ünlü ve Stendal (1986) Attepe Demir Yatağı örnekleme sistematiği ........... 101 Şekil 8.8 Karaçat DemirYatağı KB’sından derlenmiş olan T-1 – T-6 nolu örneklerin

sistematiği ....................................................................................................... 102 Şekil 8.9 T-1 – T-6 nolu örneklerin düzeltmeleri yapılmış değerlerinin grafiksel

gösterimi ......................................................................................................... 110 Şekil 8.10 Şekil 8.9’daki T-1 – T-6 örneklerinin ortalamasının düzeltmesi yapılmış

değerlerinin, grafiksel gösterimi ..................................................................... 111 Şekil 8.11 T-7 nolu örneğe özgü REE kalıbı ................................................................ 111 Şekil 8.12 T-1 – T-6 nolu örneklerin ortalaması ile T-7 nolu örneğin karşılaştırması . 112 Şekil 8.13 Attepe Demir Yatağı’ndan alınan T-8 nolu siderit örneğine özgü

REE kalıbı ....................................................................................................... 112 Şekil 8.14 Bekirhacılı köyü ve civarındaki demir oluşumlarının jeolojik haritası ....... 118 Şekil 9.1 Geç Neoproterozoyik-Erken Kambriyen’de Gondvana kuzeyinin tektonik

evrim modeli ................................................................................................... 126

Page 14: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

xii

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 8.1 Attepe Demir Yatağı yan kayaçlarına özgü jeokimyasal analiz sonuçları .. 103 Çizelge 8.2 Attepe Demir Yatağı cevher örneklerine özgü jeokimyasal analiz

sonuçları .................................................................................................... 104 Çizelge 8.3 T-1 – T-8 nolu örneklerin Ankara Üniversitesi’nde yapılan jeokimyasal

analizlerin sonuçları ................................................................................... 105 Çizelge 8.4 T-1 – T-8 nolu örneklerin ACME Laboratuarı’nda yapılan jeokimyasal

analizlerin sonuçları ................................................................................... 106 Çizelge 8.5 Ankara Üniversitesi’nde yapılan analizlerin toplu değerlendirmesi ......... 107 Çizelge 8.6 ACME Laboratuarı’nda yapılan analizlerin toplu değerlendirmesi .......... 108 Çizelge 8.7 T-1 – T-8 nolu örneklerin makroskobik tanımlamaları ............................ 113 Çizelge 8.8 T-1 – T-8 nolu örneklerin mikroskobik tanımlamaları ............................. 114 Çizelge 8.9 T-1 – T-8 nolu örneklerin XRD tanımlamaları ......................................... 115 Çizelge 8.10 T-1 – T-8 nolu örneklerin cevher mikroskobisi tanımlamaları ............... 115 Çizelge 8.11 T-1 – T-8 nolu örneklerin Raman Spektrometresi tanımlamaları ........... 116 Çizelge 8.12 T-1 – T-6, T-7 ve T-8 nolu örneklere özgü jeokimyasal karakteristikler 116 Çizelge 8.13 Diyabaz, spilit ve meta volkanotortul birimlerinin jeokimyaları ............. 120 Çizelge 8.14 Karaçat Demir Yatağı yan kayaç örneklerine özgü jeokimyasal veriler 122 Çizelge 8.15 Karaçat Demir Yatağı’na özgü cevher örneklerinin, jeokimyasal

verileri ....................................................................................................... 124

Page 15: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

1

1. GİRİŞ

1.1 Çalışma Alanının Tanımı

Kayseri ili Yahyalı ilçesi Karaköy bölgesinde yer alan çalışma alanı 1:25000 ölçekli

Kayseri L 35 d3, d4, Kozan M 35 a1, a2, a3, b1, b4 paftaları sınırları içinde kalmaktadır

(Şekil 1.1). Bölgeye ulaşım Karaçat-Karaköy-Yahyalı; Karaçat-Karaköy-Şeyhli-Develi;

Karaçat-Dikme-Yahyalı ve Karaçat-Mansurlu-Feke üzerinden bir kısmı stabilize olan

yollarla sağlanmaktadır. Kayseri’yi Yahyalı, Karaköy ve Dikme köyüne bağlayan yol,

ile Develi, Şeyhli ve Karaköy’e bağlayan yollar asfalttır. Dikme Köyü Adana il

sınırından itibaren stabilize olan bir yolla Mansurlu’ya bağlanır. Mansurlu-Kozan yolu

asfaltken, Feke-Mansurlu yolunun büyük bölümü stabilize olup, 45 km’dir.

1.2 Çalışma Alanının Coğrafik Durumu

Çalışma alanı Kayseri ve Adana il sınırları içinde, İç Anadolu Bölgesi’nin güneydoğu

kesiminde yer almaktadır. Akdeniz iklimi ile karasal iklimin geçiş bölgesinde yer alan

bölgede, yarı karasal iklim şartları görülmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk

ve kar yağışlıdır.

Bölge, Alp Orojenik Kuşağı’nın Anadolu’nun güney ve doğu kesiminden geçen

bölümünden oluşması nedeniyle, yoğun tektonik hareketlerden etkilenerek çok engebeli

bir morfoloji kazanmıştır. Bölgedeki önemli yükseltiler; Tahtafırlatan dağı (2495 m),

Küçüktahtafırlatan tepe (2451 m), Sicimin dağı (2259 m), Mağarabeli tepe (2118 m),

Elma dağı (2089 m) ve Karaçat tepe (2007 m)’dir. Yörenin en alçak kesimlerini ise

1300 m. kotundaki Değirmen dere ve Menteş dere’nin yatakları oluşturmaktadırlar.

Akarsu yönünden son derece zengin olan bölgede; Değirmen dere, Menteş dere, Mağara

dere, Kızlap dere, Eğrisöğüt dere ve Uyuzpınarı dere gibi önemli akarsular ile yüksek

debili birçok kaynak bulunmaktadır. Bitki örtüsü bakımından fakir olan bölgenin

güneydoğu kesimlerindeki Bahçecik köyü civarında, yüksek çam ve katran ağaçlarının

oluşturduğu ormanlık alanlar gözlenir.

Page 16: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

2

Şekil 1.1 Çalışma alanının yer bulduru haritası

Page 17: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

3

1.3 Çalışmanın Amacı

Bu araştırmanın kapsamında; Kayseri ili, Yahyalı ilçesi, Karaköy köyü civarında yer

alan Karaçat Demir Yatağı incelenecektir. İnceleme alanından toplanan örnekler

üzerinde yapılacak makroskobik ve mikroskobik incelemelerle, jeokimyasal analizlerin

bütünleştirilmesi sonucunda, kökene yönelik yorumlar yapılması amaçlanmaktadır.

1.4 Çalışmanın Yöntemi

Çalışma alanında MTA tarafından farklı zamanlarda jeoloji ve maden jeolojisi amaçlı

çalışmalar yapılmıştır. MTA Kayseri-Adana Havzası Demir Aramaları Projesi

kapsamında arazi çalışmalarına katılınmış, bu çalışmalarda yapılan haritalar ve

yorumlardan tezde yararlanılmıştır. Büro çalışmaları sırasında arazi ile ilgili öncel

çalışmalar derlenmiş, makale ve raporlar incelenmiştir. Ayrıca toplanan örneklerde

laboratuar çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

1.4.1 Saha çalışmaları

Saha çalışmaları 2006, 2007 ve 2008 yılları yaz aylarında yapılmış, Karaçat Demir

Yatağı ve civarındaki yatakların jeolojisi ve demir oluşumları incelenmiştir. Arazi

çalışmalarında cevherleşmeyi ve yan kayaçları tanımak, mineralojik ve petrografik

özelliklerini belirlemek amacıyla sistematik bir şekilde örnekler alınmıştır. Çalışma

alanında (Karaçat Demir Yatağı’nın işletme basamaklarında DB yönünde 2 kesit ve KG

yönünde 1 kesitte) görülen kırıntılı, karbonatlı ve kuvarsit yankayalarından, limonit-

götitlerden ve hematitlerden, yatağın kuzey sınırında Demirçoluğu dere içinde görülen

olası bazik volkanik kayaçlar ve sideritlerden, yine yatak içerisinde şirket tarafından

yapılan sondajlarda kesilen sideritlerden, arazi çalışması sırasında rastlanılan Adana ili

Feke ilçesine bağlı Bekirhacılı köyünün batısında yüzeyleyen diyabazlar ve meta

volkanotortullardan ve karşılaştırma amacıyla Attepe demir yatağında bir cevher ve bir

yan kayaçtan olmak üzere, toplam 90 adet örnek alınmıştır. Karaçat Demir Yatağı’nın

içinden alınan örneklerin özellikle yankayaçtan, cevher-yankayaç dokanaklarından ve

cevherli kısımlardan alınmasına dikkat edilmiştir.

Page 18: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

4

1.4.2 Laboratuar çalışmaları

Laboratuar çalışmaları tüm örneklerden hazırlanan ince kesitlerde, değerlendirmeler

sonucu mineralojik ve petrografik çalışmalar ve kimyasal analizlerin yapılması şeklinde

yürütülmüştür. Bu kapsamda 79 adet örneğin ince kesiti MTA Genel Müdürlüğü MAT

Dairesi’nde, 11 adet örneğin ince kesiti de AÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü İnce Kesit

Laboratuarı’nda hazırlanmıştır. Yapılan ince kesitler Leitz marka polarizan mikroskop

altında incelenerek kayaçların mineralojik, petrografik ve dokusal özellikleri

belirlenmiştir. Petrografik çalışmalar ve saha verileri ışığında seçilen 62 adet örnekte

cevher mikroskobisi çalışmaları MTA MAT Dairesi’nde Leica marka alttan ve üstten

aydınlatmalı mikroskop ile yapılmıştır. 38 adet örnekte ana, eser ve nadir toprak

element analizleri (30 adet AÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Mineraloji ve Petrografi

Araştırma Laboratuvarı’nda ve 8 adet örnek hem AÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Mineraloji ve Petrografi Araştırma Laboratuvarı’nda, hem de ACME-Kanada

Laboratuvarı’nda) (XRF) Spectro XLAB 2000 Polarize Enerji Dispersive XRF cihazı

kullanılarak yapılmış, örnekler USGS standartlarına göre kalibre edilerek ölçülmüştür.

Ateşte kayıp, kızdırma kaybı yöntemine göre (örnekler 950°C’ye kadar ısıtılarak, 10

saat fırında bekletmek suretiyle) belirlenmiştir. Mineralojik tayinler için seçilen 37 adet

örnekte MTA MAT Dairesi’nde X Işınları Kırınım Analizleri (XRD), Philips PW 3710

aleti ile analizler yapılmıştır. Ayrıca Raman Spektrografi incelemeleri ile 9 adet örnekte,

AÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Mineraloji ve Petrografi

Araştırma Laboratuvarı’nda, yüksek çözünürlüklü, analitik Raman mikroskoplu Horiba

Jobin Yvon marka Labram HR (633 lazer gücünde) Konfokal Raman Spektrometre

cihazı kullanılarak, noktasal bazda mineralojik analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen

spektrumlar Jobin-Yvon Software’de bulunan Library Index Mineral Raman

Spektrumları ile karşılaştırılarak, doğrulanması yapılmıştır.

Bütün bu çalışmalar sonucunda mineralojik ve jeokimyasal veriler birlikte

değerlendirilerek, cevherleşmenin özellikleri belirlenmeye ve kökeni tartışılmaya

çalışılmıştır.

Page 19: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

5

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Türkiye’nin Divriği-Hekimhan Havzası’ndan sonraki ikinci büyük demir havzası olan

Mansurlu Bölgesi’nde birçok araştırmacı tarafından değişik çalışmalar yapılmıştır.

Çalışmaların bir bölümü bölge jeolojisine, diğer bölümü de ekonomik jeolojiye

yöneliktir. Aşağıda tüm bu çalışmaların önemli olanları Dayan (2007)’ın çalışması

ağırlıklı biçimde göz önünde tutularak, çalışma tarihleri de esas alınarak öz biçimde

sunulmaktadır.

Mansurlu yöresi demir yataklarında, Lucius (1927) ile başlayan ilk prospeksiyon

çalışmaları, daha sonra 1966-1979 yılları arasında yoğun biçimde ve günümüze kadar

üniversiteler ve MTA ekipleri tarafından yürütülmüştür.

Bölgede Tschihatschef (1869) tarafından başlatılan ilk jeolojik incelemeler daha sonra;

Philippson (1919), Blumenthal (1941, 1944, 1956a,b), Abdüsselamoğlu (1959),

Demirtaşlı (1967), Özgül vd. (1972, 1973), Ayhan ve İplikçi (1980), Tekeli (1980),

Tekeli ve Erler (1980), Metin vd. (1982), Ayhan (1983), Metin (1984), Tutkun (1984),

Ayhan (1988) ve Tekeli vd. (1988) tarafından devam ettirilmiştir.

Lucius (1927), “Faraş Demir Madeni” isimli çalışması ile bölgedeki cevherleşmelerin

ilk etütlerini yapmıştır. Bölgenin metamorfizma geçirmesi nedeniyle yaş verecek fosil

bulgusuna rastlanılmadığını, ancak yaşlarının Siluriyen(?) ve Devoniyen(?)

olabileceğini belirtmiştir. Demir cevheri minerallerinin hematit ve limonit olduğunu,

şistin üzerinde bulunan kireçtaşı ve bunun özellikle taban kısmında serpinti halinde,

yığın, damar ve mercek şeklinde cevherler gördüğünü, cevherleşmenin hidrotermal-

metasomatik oluşumlu olduğunu belirtmiştir. Zuhurların 1:50000 ölçekli krokilerini

yapmış, oluşumlarını günün koşullarında ayrıntılı olarak tanımlamış ve rezerv hesabı

yapmıştır.

Blumenthal (1941), Toroslar’ın, Niğde ve Adana illerinde yaptığı çalışmalarda,

bölgedeki demir oluşumlarını “Faraş Demirleri” olarak isimlendirmiş, fosil

bulunmamasına rağmen bu litolojilerin Devoniyen yaşında olduğunu savunmuştur.

Demir cevherleşmelerini; levha şeklindeki olijistler ile düzenli olmayan mercekler

Page 20: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

6

halindeki hematitler olmak üzere iki bölüm halinde sınıflandırmıştır.

Abdüsselamoğlu (1959), Yukarı Seyhan bölgesinde Doğu Toroslar’ı etüt etmiş, fosil

topluluklarını esas alarak birimleri ayırtlamış, Tufanbeyli civarında Siluriyen ve

Devoniyen’i fosilleri ile belirlemiş ve bölgenin 1:100000 ölçekli jeoloji haritasını

hazırlamıştır.

Brennich (1961), Faraşa cevher bölgesinde ekonomik olarak öneme değer

cevherleşmeler olmadığını belirtmiştir.

Arıkan (1966, 1968), Mansurlu civarındaki ve Kozan İnniktepe demir cevherleşmelerini

1:25000 ölçekli haritaya işaretlemiştir. Attepe ve dolayında gözlenen formasyonları

üyelere ayırarak 1:10000 ölçekli detay jeoloji haritasını yapmıştır. Ayrıca Attepe,

Menteşdere, Kızıl mevkii, Elmadağbeli ve İnniktepe mevkilerinin 1:1000 ölçekli

sondajlı etüt çalışmalarını yürütmüştür.

Özgül (1976), Toros kuşağında yaptığı çalışmalarla, Kambriyen-Tersiyer zaman

aralığında çökelmiş kaya birimlerini incelemiş; bölgede farklı havza koşullarını yansıtan

“Birlikler”in yer aldığını saptamıştır. Çalışma alanının temelini oluşturan “Geyikdağı

Birliği”nin diğer birlikler tarafından tektonik olarak örtüldüğünü belirtmiştir.

Henden vd. (1978), Mansurlu demirleri üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapmışlar,

Mansurlu demirlerinin hidrotermal metasomatik olarak Kambriyen yaşlı kireçtaşları

içine yerleştiğini, yer yer kırık zonlarında boşlukların doldurulması şeklinde de

cevherleşmelerin izlendiğini ve yapısal kontrolün cevherin yerleşmesinde önemli rol

oynadığını belirtmişlerdir. Çevrede en büyük rezerve sahip olan Attepe’de cevherin,

kıvrılma, faylanma ve litolojik kontrollerin etkisiyle meydana gelen bir “kapan”da

yerleştiğini savunmuşlardır. Ayrıca, birincil cevher mineralinin siderit ve az miktarda da

hematit olduğu, sideritin bozuşması sonucu cevher mineralinin götit ve limonite

dönüştüğü belirtilmiştir.

Önder ve Şahin (1979), Uzaktan algılama yöntemiyle bölgede domsal alanlar

belirlemişler, çalışmalarında İnfrakambriyen ve Ordovisiyen birimlerini

Page 21: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

7

ayırtlamamışlar, bu litolojileri Kambriyen birimleri adı altında 1:25000 ölçekli jeoloji

haritasında belirlemişlerdir. Ayrıca demir cevherleşmelerinin yapısal konumlarını ve

tenörlerini saptamışlar, önemli görülen Hanyeri civarı ile Kısacıklı yüzeylemelerinin

1:1000 ölçekli harita alımlarını gerçekleştirmişlerdir.

Ayhan ve İplikçi (1980), Kozan-Feke-Mansurlu dolaylarının 1:25000 ölçekli jeolojik

haritalarını yapmışlar, litostratigrafik ayırımını ve yapısal konumlarını ortaya

koymuşlardır. Bölgede Alt Kambriyen’den Pliyosen’e kadar çeşitli kaya birimlerinin

varlıklarını saptamışlar ve formasyon bazında adlamasını yapmışlardır.

Henden ve Önder (1980), yaptıkları çalışmada, cevherleşmenin derinde gömülü bir

plüton ile ilişkili olduğunu, metal gelim kaynağının ise, bölgede henüz yüzeylemediği

düşünülen Prekambriyen yaşlı sedimanter kökenli demirler olabileceğini belirtmişlerdir.

Tekeli (1980), Aladağlar yöresinin yapısal evrimini incelemiş, bölgedeki ofiyolitli

kayaçların Mestrihtiyen’de kıta kenarına yerleştiğini kabul etmiştir.

Tekeli ve Erler (1980), “Aladağ Ofiyolit Dizisi” şeklinde tanımlanan bu kayaçlar

içerisindeki diyabaz dayklarının kökenini ele alarak, diyabazların toleyitik karakterli

olduklarını ve okyanusal bir havzada ofiyolitik dizinin ilk oluşumu sırasında sokulum

yaptıklarını savunmuşlardır.

Ayhan (1983), Mansurlu (Feke-Adana) yöresinde araştırmalar yapmış, İnfrakambriyen,

Alt-Orta Kambriyen ve Üst Kambriyen-Ordovisiyen yaşlı birimleri, Kambro-

Ordovisiyen şeklinde bir tek başlık altında ele almıştır.

Metin (1984), çalışma alanının kuzeydoğusunda yaptığı doktora çalışmasında 1:25000

ölçekli jeolojik harita alımları ile tortul kaya birimlerini formasyon ve üye mertebesinde

incelemiş ve yapısal konumlarını ortaya koymuştur.

Ünlü vd. (1984), yaptıkları çalışmada, Attepe Demir Yatağı’nın tabanında yer alan

bitümlü şistler içerisinde gözlenen ve yankayaçlarıyla uyumlu konumda olan siderit

mercek reliktlerinden esinlenerek, Attepe Yatağı’ndaki sideritlerin; sedimanter

Page 22: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

8

karakterde olduğunu (sinsedimanter) ilk kez gündeme taşımışlardır.

Küpeli (1986), cevherleşmeyi sağlayan çözeltilerin, derinlere doğru süzülerek jeotermik

gradyana bağlı olarak ısınan asidik karakterli yüzey suları olduğunu kabul etmektedir.

Derinde ısınan bu suların, tektonik hatlar boyunca tekrar yukarılara doğru yükselmesi

sırasında, derinlerde yer alan İnfrakambriyen yaşlı demir oluşukları ile reaksiyona

girerek, demirce zengin hidrotermal çözeltileri ve maden yataklarını oluşturduğunu

vurgulamaktadır.

Ünlü ve Stendal (1986), Türkiye’nin en önemli demir kuşağına ait dokuz adet demir

yatağını incelemişler, Adana (Feke-Mansurlu) yöresi yatakları için Attepe Demir

Yatağı’nı tip yatak olarak seçmişler ve jeokimyasal verilere dayanarak yatağın

Paleozoyik yaşlı kayaçlar içerisinde sinsedimanter ortam şartlarında oluştuğunu

belirtmişlerdir.

Ünlü ve Stendal (1989), Attepe demir yatağının cevher ve yankayaçlarında yaptıkları

nadir toprak element (REE) jeokimyası çalışmalarında, limonit oluşumlarının

sideritlerden türediğini ve yankayaçlar olan metakumtaşı ve bitümlü şistlerin daha farklı

REE kalıpları sunduğunu belirtmişlerdir.

Öncel (1989), bölgede bulunan demir yataklarının kökeni konusunda, Küpeli (1986)

tarafından savunulan görüşleri paylaşmıştır.

Dağlıoğlu (1990), Mansurlu yöresinde yaptığı çalışmalar sonucunda Mansurlu

Bölgesi’nde demir cevherleşmelerinin Kambriyen yaşlı kireçtaşları ile Ordovisiyen yaşlı

şeyller içinde olduğunu, muhtemelen birincil cevherin bölgede oluşan karst boşluklarına

zenginleşerek yığıştığını belirtmiştir. Ayrıca aynı çalışmada Mansurlu Demir

Havzası’nda Ordovisiyen yaşlı şeyller içinde belirlenen demir cevheri oluşumlarının

ekonomik boyutlu olabileceği ve arama çalışmaları yapılması gerektiği sonucunu

vurgulamıştır.

Kröner ve Şengör (1990), Türkiye’nin güneybatısındaki Menderes-Toros

Platformu’ndaki metasedimanter kayalardaki zirkon yaşlandırma çalışmalarında, elde

Page 23: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

9

ettikleri yaşların Erken Arkeen’den (3140±2 my), Geç Proterozoyik’e kadar (657±5 my)

dağıldığını, bunun, metaklastik kayaların Orta Kambriyen (533 my) ile 657±5 my

arasında yaşa sahip olduğu anlamına geldiğini belirtmişlerdir. Zirkon yaşlandırması için

kronolojik karmaşık bir sistem gösteren Sandıklı granitinin xenokristalleri üzerinde ve

Bozburun ve Sarıçiçek formasyonlarından alınan detritik zirkonlar üzerinde yaptıkları

izotopik yaş ölçümleri sonucunda, bölgenin kuzeydoğu Afrika’nın devamı olmadığı,

daha çok Sibirya’nın Güney Angara Kratonu’nun devamı olabileceği sonucuna

varmışlardır.

Küpeli (1991), Attepe Bölgesi (Mansurlu-Feke) Demir Yatakları’nın kökeninin

aydınlatılmasına yönelik yaptığı doktora çalışmasında yaklaşık 146 km²’lik bir alanda

1:25000 ölçekli ayrıntılı jeoloji haritası yapmış ve bu bölgeye ait stratigrafik dizinimi

çıkarmıştır. Jeolojik, petrografik ve jeokimyasal incelemelere göre, bölgede yataklanma

şekli ve zamanı birbirlerinden farklı olan pirit ve hematit oluşukları, siderit ve hematit

damarları ile bunlardan türeyen karstik cevherin varlığını belirleyerek, cevher

yataklanmasının üç aşamada gerçekleştiğini savunmuştur. İnfrakambriyen yaşlı

Sicimindağı formasyonu içerisinde yer alan pirit ve hematit oluşuklarının denizel ortam

şartlarında kimyasal sedimantasyon süreçleriyle çökelmiş olduğu belirtilmiş, ekonomik

boyutlara ulaşan asıl cevherleşmelerin, bütünüyle karbonat kayaçların kırıklarında veya

bunlarla pelitik kayaçların tektonik dokanaklarında yerleştiğini savunmuştur. Hipojen-

epijenetik kökenli bu birincil cevherleşmeyi sağlayan cevherli çözeltilerin oluşumunu,

muhtemelen Paleosen-Alt Eosen zaman sürecinde bölgenin derinliklerinde etkili olan

granitik bir sokulumun lokal olarak yükselmesine bağladığı jeotermik gradyanla

ilişkilendirmiştir. Yükselen jeotermik gradyana bağlı olarak ısınan sığ ve derin

dolaşımlı yer altı suları ve gözenek suları ile muhtemelen mağmatik suları bünyesinde

bulunduran çözelti karışımların, bölgede bir kısmı yüzeyleyen İnfrakambriyen yaşlı

sedimanter kökenli pirit ve hematit oluşukları ile reaksiyona girerek, demir ve diğer

katyonlarca zenginleşmiş olan cevherli çözeltileri oluşturduğunu belirtmiştir. Birincil

cevherleşmenin yaşının Paleosen-Alt Eosen olduğunu savunmuştur. Bölgedeki

karasallaşma hareketlerine paralel olarak Tersiyer başlarından itibaren etkili olmaya

başlayan karstik süreçlerle birlikte siderit-ankerit ve hematitlerden oluşan birincil

cevherlerin limonite dönüştüğünü ve bunların önemli bir bölümünün de kolloidal

Page 24: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

10

çözeltiler veya kırıntılı malzemeler şeklinde yatak içi endokarstik boşluklara taşınarak

oralarda karst sedimantasyonunu simgeleyen tipik sarkıt-dikitli, kovuklu, kabuğumsu ve

böbreğimsi görünümlü kolloform yapılarla, bantlı ve tabakamsı yapıları oluşturduğunu

savunmuştur. Buralarda oluşan ikincil demir cevherlerinin hakim bileşenlerini götit,

lepidokrosit, hidrohematit ve diğer bileşenler olarak değerlendirmiştir.

Dağlıoğlu ve Bahçeci (1992), Attepe kuzeyinde ve Mağarabeli (Koruyeri) Demir

Yatağı’nda çalışmalar yapmışlar, Attepe cevherleşmesinin kuzeybatıya uzanımı ve

rezervinin ortaya konulmasına yönelik sondajlı çalışmalar yapmışlardır.

Tolluoğlu ve Sümer (1995), “Gondwana Kuzeyi Anadolu Mikrokıtası Erken Paleozoyik

Evrim Modeli” isimli çalışmalarında; Türkiye, Arap Plakası, İran-Lut Bloğu, Mısır vb.

alanların Erken Paleozoyik dönemde Gondvana Karası kuzeyinde benzer jeolojik

olaylardan etkilendiklerine işaret ederler. Türkiye'nin Erken Paleozoyik dönemde

Gondvana Karası kuzeyinde jeolojik evrim geçirdiğine işaret eden verilerin

bulunduğunu belirtmişler ve sedimantasyon (trasgresyon / regresyon), magmatik

aktivite, orojenik metamorfizma gibi jeolojik süreçler ve Erken Paleozoyik

Paleocografyası esas alınarak kronolojik sıra içinde Türkiye'nin evrim modelini

oluşturmuşlardır.

Dağlıoğlu vd. (1998), Attepe Demir Yatağı, Şölener Ocağı ve Hanyeri batısı sahaları ile

Koruyeri (Mağarabeli) Demir Yatağı’nın sondajlı etüt çalışmalarını yapmışlar, daha

önceki veriler ile yeni çıkan jeolojik verileri birleştirerek bu sahaların detay jeolojik

haritalarını yapmışlardır.

Küpeli (1998), bölgede gözlenen sedimanter piritlerin İnfrakambriyen yaşlı serinin en

alt kesimindeki bitümlü şeyl ve fillitler içerisinde, sedimanter hematitlerin ise aynı

serinin en üst kesimindeki metakuvarsitler içerisinde laminalı, bantlı ve tabakalı yapılar

oluşturacak şekilde çökeldiğini savunmuştur. Miyosen yaşlı birimler dışında, yörede

yüzeylenen tüm birimler içerisinde görülebilen hidrotermal cevherlerin, tamamen

tektonik kontrollü damar, mercek ve düzensiz sınırlı kütleler şeklinde hidrotermal

biçimde oluştuklarını belirtmiştir. Daha sonraki karstik süreçlerin ise cevherin bir kez

daha zenginleşmesini gerçekleştirdiğini savunmuştur.

Page 25: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

11

Çolakoğlu ve Kuru (2002), Attepe Demir Yatağı’nda siderit, kuvars ve baritlerde sıvı

kapanım çalışmaları gerçekleştirmişler ve bu minerallerde 4 ayrı sıvı kapanım tipi

belirlemişlerdir. Cevherleşmeler için bölgede 1. erken dönem, 2. geç dönem ve 3. son

geç dönem süreçlerini belirlemişler, homojenleşme sıcaklıklarının 350-170°C arasında

değiştiğini belirtmişler, tuzluluk verilerinden de yararlanarak yatağın hidrotermal evre

koşullarında gerçekleştiğini ve oluşum evrelerine göre hipotermal, mezotermal ve

epitermal evrelerin, sistem içinde yer aldığını savunmuşlardır.

Özgül ve Kozlu (2002), Kozan-Feke (Doğu Toroslar) yöresinin stratigrafisi ve yapısal

konumu üzerine yaptıkları çalışmada; Orta Toroslar’da daha önceden tanımlanmış olan

Geyikdağı, Aladağ ve Bozkır birliği dışında, yeni bir birlik olan Görbiyesdağı birliğini

ilk kez saptamış ve tanımlamışlardır.

Ünlü (2003), Çolakoğlu ve Kuru’nun (2002) “Attepe Demir Yatağı’nda Jeotermometrik

Ölçüm Çalışmaları Makalesi Üzerine Eleştiri” isimli kısa notunda, birincil siderit

cevherlerinin sedimanter olduğu konusunda düşüncesini yinelemiş ve yukarıdaki

yazarların savunduğu biçimde bölgede gözlenen tüm sideritlerin epijenetik damar

tipinde olmadıklarını, esas siderit cevherleşmelerinin (birincil oluşumlar) sedimanter

olduğunu (sin-sedimanter) savunmuştur.

Çolakoğlu (2003), Ünlü (2003)’deki eleştiriye vermiş olduğu kısa not biçimindeki

yanıtta, bitümlü seviyeyi karakterize eden birim içinde sedimanter kökenli siderit

merceklerinden, Ünlü vd. (1984) dışında kimsenin bahsetmemiş olmasının farkına

varıldığını ve bu ilginç gözlem dikkate alınarak temel istifle ilgili yeni çalışmalar

yapılması gerektiğini belirtmiştir.

Gürsu vd. (2004), Sandıklı bölgesindeki detaylı çalışmalarında Batı Torosların aslında

Alt Paleozoyik bir örtüden ayrıldığını, alt birliğin (Güvercinoluk formasyonu) düşük

dereceli dinamo metamorfik kayalarını, bir aktif tektonik havza kökeni yanında sığlaşan

bir serinin üst kesimi olarak yorumlanmışlardır. Formasyonun üst kısımlarında

yükselerek sığlaşmayı işaret eden ve felsik volkanik / volkanoklastik materyal içeren

yerlerde, Göğebakan formasyonu üzerlemesinin, akarsu çökelleri ile açılı uyumsuz

olduğunun kanıtları olarak, havzanın hızlıca dolarak, şeklinin bozulduğunu ve

Page 26: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

12

yükseldiğini ileri sürerler. Elde ettikleri verilerin güney Türkiye için genişlemeli yay

modelini desteklediğini, Sandıklı Bölgesi’ndeki Göğebakan formasyonunun alt

kısmındaki Erken Kambriyen metabazik kayalarının jeokimyasının, açıkça yayardı

tektonik bir ortamı işaret ettiğini belirtirler.

Gürsu ve Göncüoğlu (2005a), Sandıklı Bölgesi’nde az metamorfik Erken Kambriyen

spilitik lavları ve dolerit dayklarının jeokimyasal, jeolojik ve petrolojisi üzerine

yaptıkları çalışmada, GB Avrupa’daki Gondvana Kıtası ile ortak özellikler gösteren

Erken Kambriyen yaşlı Göğebakan formasyonunun, dolerit daykları tarafından kesilmiş

proklastik kayaçlar ve spilitik lavlarla, karasal-sığ denizel kayaçların değişiminden

meydana geldiğini, dolerit dayklarının ve spilitik lavların jeokimyasal özelliklerinin,

toleyitik bir bileşimi gösterdiğini, tüm benzerliklerle, bunların ortak kökenli olduklarını

ileri sürmüşlerdir. Jeokimyasal olarak, bu mafik kayaların bir üst manto kaynağının

kısmi ergimesinden türemiş olabileceğini, nadir toprak elementlerinin gösterdiği

verilerin ise, kıtasal kirlenmeyi işaret etmeyip, yay ardı havza açılması boyunca çok

ince kıtasal bir kabuğu katederek geçen magmayı işaret ettiğini savunmuşlardır. Sonuç

olarak bu çalışmalarında, Türkiye’de Geç Neoproterozoyik’ten Erken Kambriyen’e

kadar volkanik ürünler üzerinde kullanılabilir jeolojik ve jeokimyasal verilerin, hem

İstanbul-Zonguldak Zonu hem de Torit-Anotolit sahalarının, Doğu Avrupa Kadomiyen

ve Avaloniyen sahalarının doğusunda devam eden aktif Gondvana kökeninin, kısmen

parçalanmasıyla oluştuğuna işaret ederler.

Gürsu ve Göncüoğlu (2005b), “Batı Toroslar’ın (Sandıklı GB’sı, Afyon) Geç

Neoproterozoyik ve Erken Paleozoyik Yaşlı Birimlerin Jeolojisi ve Petrografisi” isimli

makalelerinde, daha önce İnfrakambriyen olarak tanımlanmış birimlerin Erken

Paleozoyik öncesi yaşlı olduğu ve birimin tektonik olarak aktif bir basende çökeldiğini

saptamışlarlardır. “Kestel Çayı Porfiroid Birliği’ne” ait metariyolitlerden yaptıkları yeni

zirkon yaşlarının, daha önce yapılanlarla uyumlu olduğunu ve bu magmatizmanın Geç

Neoproterozoyik sırasında ortaya çıktığını belirlemişlerdir. Yine bu çalışmalarında

önceki çalışmalarda öne sürülenden farklı olarak Erken Kambriyen yaşlı Göğebakan

formasyonunun, Erken Kambriyen yaşlı Hüdai formasyonu ile geçişli olduğunu

saptamışlar, elde ettikleri bütün verilere dayanarak, Torosların temelini oluşturan Geç

Page 27: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

13

Neoproterozoyik-Erken Paleozoyik birimlerinin, Afrika kuzey kenarı ve Güney

Avrupa’da yeralan eş yaşlı birimlerle ortak bir jeolojik evrim yaşamış olduğu şeklinde

yorumlamışlardır.

Gürsu ve Göncüoğlu (2006), Toroslarda, Geç Neoproterozoyik metasedimanter

kayalarına, kuvars porfirilerin sokulum yaptığını, bunlara riyolitlerin eşlik ettiğini,

intrüzyon yaşını, metariyolitlerden renksiz, şeffaf, öz şekilsiz, uzun prizmatik zirkon

topluluğundan elde edilmiş olan 207Pb/206Pb evaporasyon yaşı ile 541.3±10.9 my olarak

hesaplandığına işaret ederler. Granitik magmatizmanın jeokimyasal özelliklerinin, hem

sokulum hem de püskürük üyelerin ortak bir kökene ait ve üst kabuk kaynağının işareti

olduğunu ileri sürerler. Kuzey Gondvana’daki Geç Kadomiyen granitik magmatizması

ile Toroslar’daki Kestel Çayı Porfiroid Birliğinin felsik volkanik kayalarının

jeokimyasal karşılaştırması sonucu, bunların hepsinin çok benzer petrolojik özellikler

gösterdiğine ve olasılıkla benzer tektonik ortamlarda ve benzer jeolojik işlemlerle

şekillendiğine işaret ederler. Gösterdikleri jeodinamik modelde, Geç Proterozoyik (600-

575 my) boyunca devam eden dalma olayını, KB Gondvana kenarındaki Geç

Proterozoyik (575-550 my) oblik çarpışma yay hendeği oluşumunun takip ettiğini, 550

ve 540 my arasında Toroslar’da, çoğu çarpışma sonrası I-tipi granitlerin sokulumu

olayının meydana geldiğini, bunun Gondvana kıta kabuğu içerisindeki riftleşmenin ilk

evresinin göstergesi olması gerektiğini savunmuşlardır. Diğer taraftan Güney

Avrupa’daki Peri-Gondvana Kıtası içerisindeki kadar iyi olan Toroslar’daki granitoyit

magmatizmasını, Kadomiyen olayının ürünleri olarak düşünmüşler, çarpışma sonrası

genişlemenin muhtemelen Erken Paleozoyik’in geri kalanı boyunca devam ettiğini ve

bu nedenle Torosların kuzeyinde bir okyanusun ilk açılmasından sorumlu olduğunu ve

Gondvana’dan bazı mikro-kıtaların ayrılmasıyla sonuçlandığını belirtmişlerdir.

Bozkaya vd. (2006), Torosların Sandıklı Bölgesi’nde yaptıkları çalışmada arazi, yapı ve

mineralojik verilerden elde edilmiş sonuçlarla, silikaklastik kayalar içeren temel

kompleksi ve çarpışma sonrası I-tipi granitoyidlerinin rejyonal dinamo

metamorfizmadan etkilendiğini göstermişler ve bu olayın, güney Avrupa’da İberya’dan

itibaren genişleyen bir zonun temel kayalarında görülen Kadomiyen metamorfizmasının

izleriyle aynı zamana rastladığına işaret etmişlerdir. Bunun sonucunda da, Anadolu’nun

Page 28: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

14

kuzeyinde İstanbul-Zonguldak Zonu ve Toroslar’ın, benzer paleocaoğrafik bir konumda

fakat uzak doğuda yerleştikleri yorumunu yapmışlardır.

Özgül (2006), “Toros Kuşağı ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Prekambriyen-

Paleozoyik Kaya Birimlerinin Litostratigrafi Adlamaları” isimli Ankara’da (MTA)

yapılan Stratigrafi Komitesi 6. Çalıştayı’nda, “Toroslar’ın Paleozoyik Yaşta Bazı Kaya

Stratigrafi Birimleri” konulu sunumunda, bölgeye yönelik en son gelişmeleri bir bütün

halinde değerlendirmiş ve güncelleştirmiştir.

Küpeli vd. (2006), “Attepe (Feke-Adana) Demir Yatakları’ndaki Siderit

Mineralizasyonunun C, O, S ve Sr İzotop Çalışmaları ve Jenetik Bulgular” isimli

tebliğlerinde saha ve izotop verilerine göre; siderit ve ankeritlerden oluşan cevher

kütlelerinin, demirce zengin hidrotermal çözeltiler ile Çaltepe kireçtaşları arasında

ortaya çıkan kimyasal reaksiyonlarla oluştuğunu (yani sedimanter özellik

göstermediklerini), baritlerin ise sülfatça zengin meteorik sularla derin dolaşımlı

hidrotermal çözelti karışımları tarafından oluşturulmuş olduklarını savunmaktadırlar.

Alan vd. (2007), Orta Toroslar’ın doğusunda yaptıkları detaylı çalışmada, çalışma

alanları içindeki Toros Kuşağı’na ait Geyikdağı, Bolkardağı, Aladağ ve Bozkır ile

Namrun Tektonik Dilimi ile bunları uyumsuz olarak örten Tersiyer yaşlı kayaçların

stratigrafisi ve tektoniğini yeniden yorumlamışlardır. Bunun haricinde çalışmalarında

Toros Kuşağı ile çok genel olarak Anadolu Levhası’nın Prekambriyenden başlanmak

suretiyle jeodinamik evriminden bahsetmişlerdir. Buna göre Toros Kuşağı’nda geniş

alanlarda yüzlek veren Emirgazi formasyonunun alt düzeylerinin oluştuğu ortamın, Geç

Proterozoyik-İnfrakambriyen aralığında, olasılıkla Süperkıtanın dış orojenik kuşağında

yer aldığını, İnfrakambriyen-Kambriyen aralığında ise, Tetis Okyanusu’nun Baltık

tarafına daha yakın konumlu bu dış kuşakta açılma ve riftleşme olaylarının geliştiğini ve

riftleşme ile yaşıt ve ilişkili olan bir çökelme evresinin başlamış olması gerektiğine

işaret etmektedirler.

Dayan (2007), Attepe Demir Yatakları’nın kökeninin eksalatif-sedimanter olduğuna

dair izler taşıdığına işaret etmekte ve geniş bir tartışma, deneştirme ve yorum bölümü ile

Page 29: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

15

bu tezin irdelemesini yapmaktadır.

Arda vd. (2008), Kayseri-Adana Havzası’nı kapsayan bölgedeki benzer jeolojik

ortamlarda bilinenlerin dışında yeni yatak bulma şansının diğer bölgelere kıyasla daha

yüksek olduğunu belirtmişler ve bu amaçla kapsamlı bir çalışma gerçekleştirmişlerdir.

Çalışma sonucunda, demir cevherleşmelerinin yerleşmesinde litolojik ve yapısal

unsurların önemli rol oynadığını, hidrotermal olarak gelişen hematit, siderit ve

ankeritlerin kaynağının Prekambriyen yaşlı seri içindeki sedimanter pirit, siderit ve

hematitler olduğunu, cevherleşmelerin hidrotermel eriyikler halinde gelerek kireçtaşları

içine hidrotermal-metasomatik olarak, fay boşluklarına da dolgu olarak yerleştiğini

belirtmişlerdir. Ayrıca Prekambriyen yaşlı seri içerisinde bazik bir volkanizmanın

varlığına yönelik elde edilen bulgulardan bahsetmişlerdir.

Dayan vd. (2008), Dayan (2007)’nin tez çalışmasının özetinden oluşan çalışmalarında,

Attepe Demir Yatağı’nın kökenine yönelik verileri detaylı bir sentez biçiminde

sunmaktadırlar. Attepe Demir Yatağı’nın değerlendirilmesi sonucunda, birincil

sedimanter demir oluşumlarının Fe element kökeni konusunda, oluşum ortamındaki

olası bazik kayaçlara doğru olan bir eğilim (izler) saptandığını belirtmişler ve yatağın

oluşumu konusunda, olası volkanik-sinsedimanter tipe doğru bir yönelimin söz konusu

olduğunu ifade etmişlerdir.

Gürsu (2008), “Torit-Anatolit Platformunda (TAP)” Kadomiyen temelin dayklarının

yeni jeokimyasal analizlerinin sonuçları üzerine yazdığı makalesinde, düşük dereceli

metasedimanter (Güvercinoluk formasyonu) ve metafelsik kayalardan (Kestel Çayı

Porfiroid Birliği) oluşan “Sandıklı Temel Kompleksinin”, mafik dayklarla kesildiğini,

bu daykların jeokimyasal ve petrojenetik özelliklerinin, bunların eş kökenli bir birime

ait ve MORB gibi bazalt bileşiminde olduklarını gösterdiğine dikkat çekmiştir.

Petrojenetik model çalışmalarında, dalma batma zenginleşmesi boyunca magma

yükselimiyle sonradan ortaya çıkan spinel kloritin, düşük dereceli kısmi ergimesiyle

(<%5) türediği anlamına geldiğini belirtir. Daykların MORB’un kimyasal özelliklerine

sahip ve Pre-Erken Kambriyen boyunca kuzey kökenli Peri-Gondvana’yla birlikte

Kadomiyen yayının güneye dalması sonrası genişleme rejimi boyunca aktif TAP kıta

Page 30: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

16

kabuğu içerisine yerleşmiş olması gerektiğini öne sürmüştür.

Gürsu ve Göncüoğlu (2008), “KD Afyon’da Geç Neoproterozoyik Çarpışma Öncesi

Felsik Magmatizmasının Jeodinamik Evrimi ve Petrojenezi” isimli makalelerinde,

Toroslar’ın Geç Neoproterozoyik temeli içerisindeki granitik kayaçların, Kuzey

Gondvana kenarında çarpışma sonrası bir genişlemeyle oluştuğunu belirtmişler,

Gondvana kıtasal kabuğunun altına okyanusal litosferin güneye doğru dalması olayını,

muhtemelen Kuzey Türkiye’nin Safranbolu Bölgesi’nde kıtasal kabuğun eski bir

bölümüne, 590 ve 570 my önce yay tipi şeklindeki granitoyitlerin sokulum yapmasının

izlediğini işaret etmişlerdir. Felsik magmaların, Kadomiyen çarpışma sonrasıyla ilgili

kabuk genişlemesiyle oluştuğunu düşünmüşler, bu yüzden Kuzey Afrika’daki Geç Pan-

Afrikan-Kadomiyen’in doğu eşdeğerinin ve Güney ve Orta Avrupa’daki Gondvana’dan

türemeyi temsil ettiğini belirtmişlerdir.

Page 31: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

17

3. BÖLGESEL JEOLOJİ

İnceleme alanı Türkiye Tektonik Birlikleri’nden Toridler Tektonik Birliği içerisinde yer

alır (Şekil 3.1). Toroslar, Alp Orojenik Kuşağı’nın Anadolu’nun güney ve doğu

kesimlerinden geçen önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Batıda Ecemiş Fayı, doğuda

ise Doğu Anadolu Fayı ile sınırlanan Doğu Toroslar’ın batı kesiminde kuzeybatıdan

güneydoğuya doğru; Bolkardağı, Aladağ, Bozkır ve Geyikdağı tektonik birlikleri ile ilk

kez Özgül ve Kozlu (2002)’da varlığı ortaya konmuş Görbiyesdağı birliğine ait kayaçlar

yüzeyler (Şekil 3.2). Farklı havza koşullarını yansıtan ve her biri ayrı bir tektono-

stratigrafik birim niteliği taşıyan, birbirleriyle tektonik ilişkili bu tür topluluklar için

Özgül (1971, 1976) tarafından “Birlik”' terimi kullanılmıştır. Toros Tektonik Birlikleri,

özellikle Senoniyen ve Lütesiyen (Alt Tersiyer) devinimleri ile bazıları yüzlerce

kilometreye varan yatay yer değiştirmeler sonucu üst üste yerleşmişlerdir. Bu birimler

Geç Kretase sonlarında tektonik olarak bir araya gelmiş olup, Toros Kuşağı’nda Eosen

ve Miyosen sonlarında gerçekleşen yatay hareketlerden de etkilenmişlerdir. Hareket

eden birimler kırılgan olduklarından yer yer kıvrılırken, kırılıp sürüklenmişlerdir.

Böylece bindirmeli ve devrik yapılar gelişmiştir.

Şekil 3.1 Tektonik dilimler haritası (Okay, 2004)

Page 32: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

18

3.1 Stratigrafi

Bölgede yer alan Toros Tektonik Birlikleri’nden Bolkardağı, Aladağ, Geyikdağı ve

Görbiyesdağı birlikleri şelf türü karbonat ve kırıntılı kayaları kapsarken, Bozkır birliği

daha çok derin deniz çökelleri, ofiyolitler ve bazik denizaltı volkanitlerini kapsar

(Özgül, 1976). İnceleme alanı, Doğu Toroslar’ın batı kesiminde yer alan, Kayseri iline

bağlı Yahyalı ilçesi Karaköy köyü ile Adana iline bağlı Feke ilçesi Bekirhacılı köyleri

civarındadır. Bölgede, çalışma alanını da içine alan detaylı çalışmalar mevcuttur.

Bunların en önemlileri Özgül (2006), Özgül ve Kozlu (2002) ve Özgül (1976)’dır. Bu

nedenle bölgesel jeoloji irdelenirken, bu çalışmalardaki temel esaslar kabul edilerek

özetlenmeye çalışılmıştır.

Şekil 3.2 Çalışma alanını da içine alan bölge, KB'dan GD'ya; Bolkardağ, Aladağ, Bozkır, Geyikdağı ve

Görbiyesdağı tektonik birliklerinden oluşmaktadır (Özgül, 1976)

Page 33: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

19

3.1.1 Geyikdağı Birliği

Geyikdağı birliği, adını Orta Toroslar’ın yüksek dağlarından biri olan ve bu birliğe ait

kaya birimlerinden oluşan Geyikdağından alır (Özgül, 1976). Bu birlik, tümü allokton

olan diğer birliklerin altında ve onlara göre "göreli yerli" konumda bulunur. Geyikdağı

birliği, Doğu Toroslar’da Tufanbeyli-Kozan arasında geniş alanlar kaplar.

Prekambriyen-Tersiyer aralığının tüm sistemlerini temsil eden başlıca şelf tipi karbonat

ve kırıntılı kayaları kapsar (Şekil 3.3). Aladağ ve Bozkır birlikleri tarafından tektonik

olarak üstlenmiş olan Geyikdağı Birliği, özellikle Lütesiyen sonrası devinimleriyle,

kendi içinde de önemli ölçüde dilimlenmiştir.

Birliğin en altında Emirgazi formasyonu yer alır. Başlıca metakırıntılılardan oluşur;

inceleme alanındaki yüzeylemelerinde, alt kesiminde metavolkanit arakatkılarının, orta

kesiminde ise yeniden kristallenmiş kireçtaşı ve dolomitlerin yoğunlaştığı düzeyleri

kapsar. Taneler düşük derecede (yeşilşist başlangıcı) metamorfizma nedeniyle biçim

değişikliği ve giriklik gösterir. Spekülarit kırıntıları lamina düzlemleri boyunca, yer yer

yoğunlaşmıştır. Metakumtaşı düzeyleri kloritleşmiş, serisitleşmiş ince dokulu kayrak

düzeyleri ile değişik oranda ardalanmalıdır. İstif içinde yer yer, asidik ve ortaç bileşimli

volkanit arakatkı ve mercekleri görülür. Birim içinde, ankerite dönüşmüş kızıl tonlu koyu

kahverengi karbonat düzeyleri, açık külrengi, boz, orta kristalli, 1-2 metreden 10 metreye

değin değişen kalınlıklarda dolomit ve dolomitik kireçtaşı mercek ve düzeyleri sıkça yer alır

(Şekil 3.4).

Emirgazi formasyonu; başlıca kuvarsitlerden oluşan Zabuk formasyonu tarafından olası

açısız uyumsuzlukla üstlenir. Alt düzeylerinde, kumtaşı ve kayrak arakatkılı olan Zabuk

formasyonu, yeşilşist başlangıcında düşük metamorfizma gösterir. Alt Kambriyen yaşta

olduğu düşünülen, fosil içermeyen birim, Değirmentaş formasyonu tarafından çökel

ilişkili olarak üstlenir. Değirmentaş formasyonu (Demirtaşlı, 1967), alttan üste doğru

dolomit-dolomitik kireçtaşı, neritik kireçtaşı ve ince şeyl ara katkılı, yumrulu görünüşlü

kireçtaşı düzeylerini kapsamakta olup, Orta Kambriyen yaşlıdır.

Page 34: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

20

Şekil 3.3 Geyikdağı birliğinin genelleştirilmiş dikme kesiti (Özgül ve Kozlu, 2002'den değiştirilerek

alınmıştır)

Page 35: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

21

Şekil 3.4 Emirgazi, Zabuk ve Değirmentaş formasyonlarına ait genelleştirilmiş dikme kesit (Özgül ve

Kozlu, 2002'den değiştirilerek alınmıştır)

Page 36: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

22

Başlıca kumtaşı-şeyl ardalanmasından oluşan Alt Ordovisiyen trilobit ve graptolitlerini

içeren (Özgül vd. 1973) Armutludere formasyonu (Demirtaşlı 1967), Değirmentaş

kireçtaşını uyumlu ve geçişli olarak üstler.

Başlıca killi, kumlu kireçtaşı ara katkılı şeyllerden oluşan, Üst Arenigiyen’i (Alt

Ordovisiyen) temsil eden trilobitler içeren Sabova formasyonu (Monod, 1977),

Armutludere formasyonunu uyumlu olarak üstler.

Çoğunlukla kumtaşı, çakıltaşı ve daha az oranda miltaşı türünden kırıntılı kayaları

kapsayan Halityaylası formasyonu (Demirtaşlı, 1967), Armutludere ve Sabova

formasyonlarını dereceli geçişli olarak üstler. Formasyon, Pusçutepe şeyli tarafından

uyumlu olarak üstlenir. Fosil içermeyen formasyon, stratigrafik olarak Alt Siluriyen

yaşta Pusçutepe şeyli ile Arenigiyen (Alt Ordovisiyen) yaşta Armutludere ve Sabova

formasyonları arasında yer alır.

Başlıca siyah, koyu kül rengi, ince taneli, şeyllerden oluşan Pusçutepe şeylinin

(Demirtaşlı, 1967) alt düzeyinde Alt Siluriyen’i temsil eden bol graptolitli ve yüksek

oranda organik madde içeren silisli şeyller yer alır. Biyoklastik kireçtaşı ve koyu kül

rengi şeyl düzeylerinin düzensiz ardalanmasından oluşan Yukarıyayla formasyonu

(Demirtaşlı, 1967), bol brachiopod ve mercan kapsamakta olup, Siluriyen yaşlıdır.

Ayı Tepesi formasyonu (Özgül vd. 1973), Yukarıyayla formasyonunu uyumlu olarak

üzerler. Kırıntılı kayaların egemen olduğu Alt Devoniyen yaşlı formasyon, alt

düzeylerinde killi kireçtaşı ara katkılı, kumtaşı ve şeyl ardışığı, üst düzeylerinde ise

kuvarsarenitler içermektedir.

Başlıca neritik karbonatlardan (dolomit, kireçtaşı) oluşan, altta stromatolit ara katkılı

dolomit düzeyini kapsayan Şafaktepe kireçtaşı (Demirtaşlı, 1967), Ayı Tepesi

formasyonunu uyumlu olarak üstler. Formasyonun üst kesimleri mikritik kireçtaşından

oluşur. Özellikle alt düzeylerinde bol brachiopod ve mercan kapsayan birime Orta

Devoniyen yaşı verilmiştir (Özgül vd. 1973).

Page 37: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

23

Gümüşali formasyonu (Demirtaşlı, 1967), başlıca şeyl, kumtaşı, biyohermal ve

biyostromal kireçtaşının düzensiz ardalanmasından oluşur. Formasyon, Üst Devoniyen’i

temsil eden makrofosilleri kapsamaktadır (Özgül vd. 1973). Gümüşali formasyonu

Şafaktepe kireçtaşını uyumlu olarak üstler ve Ziyarettepe formasyonu tarafından

uyumlu olarak üstlenir.

Ziyarettepe formasyonu (Demirtaşlı, 1967), kumlu kireçtaşı ve kireçli kumtaşı ara

katmanlı, koyu renkli şeyl düzeyi ile başlar. Bol organik madde kapsamlı ve

Turnesiyen’i temsil eden brachiopodlar içeren bu düzeyin üzerinde kuvarsarenit, daha

üstte ise Viziyen’i temsil eden fosil topluluğu içeren kireçtaşı düzeyleri yer alır.

Karbonifer’in üst katlarını gösteren fosil saptanmamıştır. Bu formasyon, Yığılıtepe

kireçtaşı tarafından açısız uyumsuzlukla üstlenir.

Yığılıtepe formasyonu (Demirtaşlı, 1967), başlıca platform tipi neritik karbonatlardan

oluşur. Şeyl ara katkıları içeren formasyon, en altta 2,5-3 metre kalınlıkta kuvarsit

düzeyi ile başlar. Kireçtaşı istifi Üst Permiyen’i temsil eden fosil topluluğu içerir.

Formasyon, Katarası formasyonu tarafından uyumlu olarak üstlenir.

Katarası formasyonu (Demirtaşlı, 1967), başlıca şeyl ara katkılı neritik kireçtaşı ve killi

kireçtaşından oluşur. Alt düzeylerinde Alt Triyas lamelli branşları bolca bulunur.

Formasyon Keçilidağ formasyonu tarafından uyumlu olarak üstlenir.

Keçilidağ formasyonu, altta dolomit, üstte neritik kireçtaşı ve en üstte ince kumtaşı ara

katkılı şeyl olmak üzere başlıca üç düzeyden oluşur. Fosil topluluğuna göre Triyas

yaşını veren formasyon, Köroğlutepesi formasyonu’nu tarafından üstlenir.

Gedikli formasyonu, karasal fasiyeste olup, ince kömür ara katkılı, şeyl, çamurtaşı,

kumtaşı ve çakıltaşının düzensiz karışımından oluşur. Gedikli formasyonu Üst

Permiyen yaşlı Yığılıtepe formasyonunu uyumsuz olarak üstler. Formasyonun kömür

düzeyi içeren şeyllerindeki fosil topluluğu Liyas’ı temsil eder.

Page 38: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

24

Tümüyle şelf tipi sığ deniz karbonatlarından oluşan Köroğlutepesi kireçtaşı, altta

dolomit düzeyi ile başlar; daha üstte ise bol algli ve bentonik foraminiferli, dolomit ve

stromatolitli kireçtaşı ara düzeylerini kapsayan kireçtaşı istifi yer alır. Köroğlutepesi

kireçtaşı, Yığılıtepe, Katarası ve Gedikli formasyonlarını, doğrudan açısız

uyumsuzlukla üstler. Yanıktepe kireçtaşı tarafından olasılıkla açısız uyumsuzlukla

üstlenen formasyonun yaşı Dogger-Alt Kretase olarak belirlenmiştir.

Bütünüyle rudistli kireçtaşlarından oluşan Yanıktepe kireçtaşı Özgül vd. (1973)

tarafından tanımlanmış ve adlandırılmış olup Köroğlutepesi kireçtaşı kapsamında

değerlendirilmiştir. Akdere formasyonu tarafından açısız uyumsuzlukla üstlenen birim

Senoniyen’i temsil eden bentonik foraminiferleri kapsar.

Altta pelajik kireçtaşı, üstte şeylleri kapsayan Akdere formasyonu, ilk kez Aziz ve

Erakman (1980) tarafından Gürün ilçesi dolayında incelenmiştir. İçerdiği fosil

topluluğuna göre birimin Geç Senoniyen-Erken Tersiyer aralığında çökeldiği

belirlenmiştir.

Nummulitli kireçtaşı ile başlayan ve büyük bir bölümü ile filiş kırıntılılarından oluşan

Demiroluk formasyonu (Özgül vd. 1973), Paleosen yaşlı birimleri açısal uyumsuz

olarak üstler. İstif, Lütesiyen’i temsil eden bentik foraminifer türlerini içerir.

3.1.2 Görbiyesdağı Birliği

Görbiyesdağı birliği, Mesozoyik yaşta metamorfik karbonat ve kırıntılı kayaları kapsar.

Geyikdağı birliğinin Kambriyen-Prekambriyen yaşta kaya birimlerinin altından açığa

çıkan, Mesozoyik yaşta kaya birimlerini kapsayan farklı bir topluluk oluşturdukları ilk

kez Özgül ve Kozlu (2002) tarafından saptanmıştır. Kozan ilçesinin kuş uçuşu 30 km

kuzeybatısında Görbiyesdağı ve yakın dolayında geniş yüzeylemeler veren bu topluluğa

Görbiyesdağı birliği adını vermişlerdir. İnceleme alanı dışındaki yayılımı, kapsamı ve

Torosların bilinen diğer birlikleriyle ilişkisi henüz tam olarak bilinmemektedir. Alttan

üste doğru sırasıyla dolomit, neritik kireçtaşı, çakmaktaşlı kireçtaşı ve pelajik

mikritlerden oluşan kalın bir karbonat istifini kapsar. Karbonat istifi metakumtaşı-

Page 39: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

25

kayrak türünden kırıntılılarla üstlenir. Yer yer olistolit ve olistostromal oluşukları

kapsayan bu kırıntılılar, gerek stratigrafi konumu, gerekse kayatürü özellikleri ile

Torosların allokton birliklerinde görülen Üst Senoniyen filişi ile deneştirilebilmektedir.

Yeşilşist fasiyesi başlangıcında metamorfizma gösterir. İnceleme alanında, Geyikdağı

birliğinin Feke dilimine ait Ordovisiyen yaşlı kırıntılıların (Armutludere formasyonu)

üstünde ve Mansurlu diliminin Prekambriyen yaşlı kuvarsit ve kayraklarının (Emirgazi

formasyonu) altında, her iki birimle tektonik ilişkili bir dilim halinde yüzeyler.

Görbiyesdağı birliği Sağkaya formasyonu ve Kızlarsekisi formasyonu olarak iki

formasyona ayırtlanmıştır (Şekil 3.5).

Sağkaya formasyonu dolomitlerle başlar üste doğru neritik kireçtaşı ve onun üstünde de

çakmaktaşı yumru ve arakatkılı mikrit düzeylerini kapsar. Formasyonun düşük derecede

metamorfizma geçiren karbonatları yeniden kristalleşme gösterir. Dolomitler açık kül

rengi, orta-kalın katmanlı, kaba kristallidir ve bunlar, açıklı koyulu külrengi, orta-kalın

katmanlı, ince kristalli, yer yer afanitik dokulu neritik kireçtaşı düzeyi ile geçişli olarak

üstlenir. Formasyon, en üst kesimde çakmaktaşlı kireçtaşı düzeyini kapsar. Çakmaktaşlı

kireçtaşı açık külrengi, ince katmanlı ve ince kristalli mikrit türünden kireçtaşı ile

siyahımsı, koyu kahverengi, genellikle kalınlığı 5 santimetreyi geçmeyen çakmaktaşı

yumru ve arakatkılarını kapsar. Formasyon Sağkaya deresi ve Kıbrıslar dolayında Feke

diliminin Ordovisiyen yaştaki şeyllerini (Armutludere formasyonu) tektonik olarak

üstler. İstifin en üst düzeyini oluşturan çakmaktaşı ara katmanlı mikritler, Kızlarsekisi

formasyonu tarafından açışız uyumsuzlukla üstlenir. Formasyon metamorfizma ve

fasiyes özellikleri nedeniyle çok kıt fosillidir. Sağkaya formasyonunun neritik kireçtaşı

düzeyinin üst katmanlarında kristalleşmiş fosil izleri görülür. Lenticulina sp.,

Ataxophragmiidae, ince lamellibranş kavkıları ve ekinid dikenleri tanınmıştır. Olasılıkla

Jura’yı temsil etmektedir.

Sağkaya formasyonunu üstleyen ve Ayhan (1988) tarafından Ordovisiyen yaşta

Armutludere formasyonu olarak haritalanan metakırıntılılar (Kızlarsekisi formasyonu),

Krinoid ve Mizzia'lı kireçtaşı çakıllı çakıltaşı düzeylerini ve rudist(?) izli kireçtaşı

bloklarını kapsar. Kızlarsekisi formasyonu hemen her yerde Mansurlu dilimini

Page 40: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

26

Şekil 3.5 Görbiyesdağı birliğine ait genelleştirilmiş dikme kesit (Özgül ve Kozlu, 2002'den alınmıştır)

Page 41: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

27

Kambriyen-Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu tarafından tektonik olarak

üstlenmekte ve tektonik pencereler içinde açığa çıkmaktadır.

3.1.3 Aladağ Birliği

Çalışma alanının içine Aladağ birliğine ait litolojiler girmediğinden, birlik ile ilgili

açıklamalar bu bölümde, zaman birimi başlıkları altında verilmiştir.

Devoniyen

Başlıca şeyl, kumtaşı, kuvarsit ve resifal kireçtaşlarının değişen oranda ardalanması ile

temsil edilir. Yaşıt çökellerin Aladağlar yöresindeki yüzeylemeleri, Ayhan ve

Lengeranlı (1986) tarafından "Harabe formasyonu", Tekeli ve diğ. (1984) tarafından ise

Karbonifer ve Permiyen yaştaki istiflerle birlikte Siyah Aladağ formasyonu olarak

adlandırılmıştır.

Karbonifer

Karbonifer çoğunlukla bol fosilli sığ şelf karbonatlarıyla temsil edilir. Aladağlar

yöresindeki yüzeylemeleri Ayhan ve Lengeranlı (1986) tarafından "Köşkdere

formasyonu" olarak adlandırılmıştır. Altta koyu renkli, ince kireçtaşı ara katmanlı şeyl

düzeyi ile başlar. Aladağ birliğinin Orta Toroslar'daki yüzeylemelerinde, özellikle

Hadim ilçesi dolayında, söz konusu şeyl düzeyi Turneziyeni temsil eden bolca

Brakyopod ve Trilobit kapsar. Yüksek oranda organik madde kapsamıyla petrol

aramacılığı açısından elverişli kaynak kaya özelliği taşıyan bu koyu renkli şeyl

düzeyinin üstünde kalın bir karbonat istifi yer alır. Başlıca neritik kireçtaşından oluşan

karbonat istifi, yer yer kuvarsit ve ince şeyl arakatkılıdır. Karbonifer yaşlı istif, Toros

Kuşağı boyunca yüzlerce km. yanal süreklilik gösteren bazı biyozon ve bolluk zonları

kapsamıyla, Aladağ birliğinin diğer birliklerden kolaylıkla ayırt edilebilmesine yardımcı

olur.

Page 42: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

28

Permiyen

Aladağ birliğinde Permiyen çok büyük bir bölümü ile algli sığ deniz kireçtaşlarıyla

temsil edilir. Kalınlığı 1000 metreyi geçen bu kireçtaşı istifinin en alt düzeyinde yer

alan Girvenella'lı kireçtaşı katmanları Üst Karbonifer yaşta kireçtaşlarını uyumlu olarak

üstler. Doğu Toroslar’da Aladağlar, Yahyalı ve Pınarbaşı kuzeyinde sürekli izlenebilen

Girvenella'lı kireçtaşı düzeyi, sarımtırak krem, yeşilimsi, kırmızımtırak ve siyahımsı

renklerin verdiği alacalı görünümü ve bol mikro ve makro fosil kapsamıyla Aladağ

birliğinin ayırtman topluluk zonlarından birini oluşturur. Ayhan ve Lengeranlı (1986)

tarafından Aladağlar'daki yüzeylemeleri Sarıoluk formasyonu adıyla adlandırılan

Girvenella'lı kireçtaşı düzeyi, Alt Permiyen (Aseliyen) katını temsil eden

Sphaeroschwagerina sp., Pseudoschwagerina sp., Pseudofusulina sp. kapsar.

Üst Permiyen yaşlı istif, bol algli şelf karbonatlarıyla temsil edilir, kalınlığı bir kaç

metreden 30-40 metreye değin değişen kuvarsit düzeyi aracılığıyla Alt Permiyen yaşta

Girvenella'lı kireçtaşı birimini, açısız uyumsuz olarak üstler. Üst Permiyen kireçtaşları,

bol Mizzia sp., Permocalculus sp., Hemigordius sp., Hemigordiopsis sp. kapsamıyla

sahada çıplak gözle kolay tanınır.

Triyas

Toroslar’da Triyas, Bozkır birliği ile Antalya birliğinin kimi dilimleri (Özgül, 1976)

dışında kalan yerli ve yabancı birliklerin büyük bölümünde, Katarası formasyonu ile

benzer özellikte istiflerle temsil edilir.

Jura-Kretase

Aladağ Birliği'nde Jura-Kretase platform tipi kalın bir karbonat istifi ile temsil edilir.

Sözkonusu kireçtaşı birimi, büyük bir olasılıkla Triyas ve daha yaşlı kaya birimlerini

uyumsuzlukla örter.

Page 43: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

29

3.1.4 Bozkır Birliği

Orta Toroslar’da Triyas-Senoniyen aralığında çökelmiş kıta yamacı ve okyanus tipi

kayalardan, şelf tipi kayalara kadar değişen farklı fasiyes ve ortamları temsil eden

istiflerle, asidik tüf, bazik ve ultrabazik kayaları ve serpantinitleri kapsayan topluluk

Özgül (1976) tarafından "Bozkır birliği" adıyla adlandırılmıştır. Geniş anlamda bir

karışık (melanj) niteliği taşıyan bu birlik, kendi içinde çoğu düzenli istiflenme gösteren

çok sayıda tektonik dilimlerden oluşur. Bölgede Aladağ ve Geyikdağı birliklerinin

üzerinde allokton örtüler oluşturan Bozkır birliğine ait ofiyolitler ve ofiyolitlerle

karışmış karbonat ve kırıntılı kaya topluluğu "Karsantı ofiyolitli karışığı" olarak

adlandırılmıştır. Karsantı ofiyolitli karışığı başlıca dünit, harzburjit, piroksenit, gabro

v.b. ultramafik kayaları kapsayan Karsantı ofiyoiliti ve boyutları yüzlerce metre olabilen

karbonatlı, kırıntılı, mafik ve ultramafik kaya birimlerinin dilim ve bloklarından oluşan

Karsantı karışığı olmak üzere, iki alt birime ayrılabilir. Bunlardan Karsantı karışığı

genellikle altta, Karsantı ofiyoliti ise üstte yeralır. Aladağ birliğini ve Geyikdağı birliği

kapsamında düşünülen Mansurlu diliminin Senoniyen yaşlı mikritlerini tektonik olarak

üstler. Karışık, tabanındaki platform tipi çökellerle (Aladağ birliği, Mansurlu dilimi

gibi) birlikte önemli ölçüde dilimlenmiştir. Karsantı ofiyolitli karışığı ve onun diğer bir-

liklerle olan tektonik dokanakları Karsantı dolayında (inceleme alanı dışında) Oligosen

ve Miyosen yaşta karasal çökellerle transgresif olarak örtülüdür. Buna göre,

bindirmelerin yaşı Senoniyen-Oligosen aralığıyla sınırlandırılabilmektedir.

3.1.5 Bolkardağı Birliği

Çalışma alanında yer almayan, fakat bölgesel anlamda Doğu Toroslar’ın batı kesiminin

kuzeybatısında dar bir alanda gözlemlenen birliğin adı, Orta Toroslar’da Bolkar

dağından alınmıştır. Bolkardağı birliği, Menderes masifi ve olasılıkla Kırşehir

Masifi’nin örtüsünü oluşturur. Çoğunlukla, yeşil şist fasiyesli metamorfitleri kapsar.

Birliğin fosil kapsayan en yaşlı birimi Devoniyen şist ve mermerleridir (Özgül, 1971) ve

mercan ve brakyopodlar kapsar. Karbonifer; şist, kuvarsit ve kireçtaşı, Permiyen; ku-

varsit arakatkılı yeniden kristalleşmiş kireçtaşı ile temsil edilmiştir. Triyas; şeyl,

kuvarsit, kireçtaşı ve dolotaşı, metamorfizma gösteren bölgelerde ise mermer arakatkılı,

Page 44: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

30

yeşil kloritli, serisitli şistleri kapsar. Liyas; taban çakıltaşıyla başlar. Jura ve Kretase;

karbonatlı kayaları kapsar. Üst Kretase (Senomaniyen-Türoniyen); rudistli kireçtaşı ile

temsil olunurken Maastrihtiyen; pelajik kireçtaşı ile temsil edilmiştir. Birliğin en üst

birimini Maastrihtiyen ve/veya Paleosen yaşta, olistostrom fasiyesinde kayalar oluş-

turmaktadır.

Alan vd. (2008), Bolkardağı birliğinin Karbonifer-Geç Kretase yaş aralığını temsil eden

ve metamorfizma özelliği gösteren birimlerden oluştuğunu belirtmişler, bu birliğe ait

yüzeylemelerin Binboğa dağları ve Malatya güneyinde de var olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Doğu Toroslar’da yatay nap hareketleri büyük ölçüde Lütesiyen’de sona ermektedir.

Lütesiyen’den genç, özellikle Oligosen ve Miyosen yaştaki çökeller, genellikle napları

transgresif olarak örttüklerinden “neootokton çökeller” olarak varsayılmışlardır.

Page 45: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

31

4. YAPISAL JEOLOJİ

Doğu Toroslar’da Bolkardağı, Aladağ, Geyikdağı, Görbiyesdağı ve Bozkır birlikleri yer

almaktadır. Yahyalı ilçesinden geçen vadi, kabaca Bolkardağı ve Aladağ birliklerini

ayırmaktadır. Vadinin doğu yamacında Aladağ birliğinin en yaşlı birimini oluşturan Üst

Devoniyen yaşta kırıntılı ve karbonatlı kayalar, Bolkardağı birliğinin şistleri üzerinde

yer almaktadır. Aladağ’ın büyük bir kısmı Aladağ birliğinin ayırtman kaya birimlerini

kapsamaktadır. Aladağ’ın doğusunda, Blumenthal (1956) tarafından Basyayla koridoru

olarak adlandırılan bölgede, Bozkır birliğine ait ofiyolitli ve bloklu birim kabaca kuzey-

güney yönünde dar bir şerit halinde uzanmaktadır. Bu ofiyolitli birim içinde; Bozkır

birliğinde olduğu gibi, Üst Triyas yaşta kireçtaşı ve Globotruncana’lı Senoniyen pelajik

kireçtaşı blokları yer almaktadır. Basyayla koridorunun batısında Aladağ birliği,

koridorun doğusunda Geyikdağı birliği yer almaktadır (Özgül, 1976). Görbiyesdağı

birliği ise Geyikdağı birliğine ait Feke diliminin üzerinde, Mansurlu diliminin altında

yer alan tektonik pencereler şeklinde yüzeylemiştir (Şekil 4.1).

Şekil 4.1 Doğu Toroslar’ın yapısal haritası (Şenel vd., 2004)

Page 46: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

32

Bölgede Alpin ve Alpin öncesi hareketlerden etkilenme söz konusudur, ancak birimler

çok yaşlı olduğundan bu hareketleri birbirinden ayırt etme imkanı yoktur. Kıvrımlı,

bindirmeli, devrik yapılar esas alınacak olursa, bunların Neo-Tetis’in evrimiyle ilgili

Erken-Orta Alpin hareketleri sonucunda ortaya çıktıkları düşünülebilinir. Üst Kretase

sonunda gerçekleşen ve Alp Orojenezi’nin Laramiyen fazıyla ilgili kompresyonel

streslerle ortaya çıktıkları tahmin edilen yoğun kıvrımlanma, naplanma, kırılma,

bindirme ve devrilme hareketleri sırasında Neo-Tetis okyanus tabanına ait ofiyolitik

kayaçlar, kıtalar üzerine doğru itilerek o günün paleocoğrafyasında yüzeyleyen bütün

birimlerin üzerine bindirmiştir (Küpeli, 1991). Sıkışma Orta Miyosen sonuna kadar

devam etmiştir. Bunun sonucunda, KD-GB doğrultusunda, uzunlukları 100 km’yi aşan

itki veya ters faylar ve doğrultu atımlı faylar oluşmuştur. Kıvrım eksen ve tabaka

doğrultuları da KD-GB olup, bu yapılar, adı geçen itki fayları ile GD’dan KB’ya doğru

ekaylanmışlardır (Metin vd. 1985).

Özetle çalışma alanındaki yapısal elemanların oluşumu yaşlıdan gence doğru üç evrede

sınıflanabilir.

1.Evre: Geç Kretase’de gelişen nap hareketleri, birimler arasındaki faylı dokanakları

oluşturmuş, ayrıca Eosen ve Miyosen sonu sıkışmalı tektonik hareketler bölgede etkin

olmuştur. Bu sıkışmalı rejimin ürünleri olan bindirme fay zonları gelişmiştir. Genel

anlamıyla KD-GB doğrultulu bu faylar, KB-GD yönlü bir sıkışmayı göstermektedir.

2.Evre: Bölgesel ölçekte baskın olarak KD-GB yönlü sol yanal, KB-GD yönlü sağ

yanal doğrultu atımlı fay sistemleri gelişmiştir. Bu faylar önemli sayılabilecek ölçüde

eğim-atım bileşenine sahip olup, eşlenik konumda bindirme faylarını kesmektedir. Bu

sistem K-G yönlü bir sıkışmayı göstermektedir.

3.Evre: İnceleme alanında en genç sistemleri oluşturan faylar KD-GB sol yönlü

doğrultu atımlı faylar olup, 1. ve 2. evre fay sistemleri ile demir cevherleşmelerini de

kesmektedirler. Geç Miyosen’den itibaren geliştiği düşünülen bu faylar, tamamen

doğrultu atım karakterinde olmakla beraber, yersel eğim atım bileşenine de sahiptirler

(Arda vd. 2008).

Page 47: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

33

4.1 Geyikdağı Birliğinin Yapısal Konumu

Geyikdağı birliği Orta ve Doğu Toroslar’da kendi içinde dilimlenmiş olmasına karşın,

Senoniyen ve Tersiyer naplarının altında göreli yerli konumda bulunmaktadır. Bir

anlamda Toros Kuşağı’nın bel kemiği görünümünde olan istifin, özellikle Doğu

Toroslar’da bu konumunu yitirdiği ve önemli ölçüde yatay yer değiştirmelere uğradığı

anlaşılmaktadır. Birlik, Mansurlu dilimi ve Feke dilimi olmak üzere iki tektonik birimi

kapsar. Mansurlu dilimi, Görbiyesdağı birliği üzerinde yabancı (allokton) konumlu,

Feke dilimi ise Görbiyesdağı birliğinin altında göreli yerli konumludur.

4.1.1 Mansurlu Dilimi

Görbiyesdağı birliğinin Senoniyen yaşlı metakırıntılıları üzerinde tektonik olarak yer

alan Mansurlu dilimi, kendi içinde üst üste binmiş iki tektonik alt dilime ayırtlanabilir.

Alttaki dilim, büyük bölümüyle Emirgazi ve Zabuk formasyonundan oluşur, seyrek

olarak da aralarındaki stratigrafi ilişkileri korunmuş bulunan, Değirmentaş ve

Armutludere formasyonlarını kapsar. Üstteki dilim ise, Paleozoyik ve Mesozoyik yaşta

çeşitli kaya birimlerini kapsar.

Mansurlu diliminin büyük bölümünü oluşturan Emirgazi formasyonunun dolomit,

kristalize kireçtaşı ve metavolkanit ara katkılı kuvarsit ve kayrakları ile Zabuk

formasyonunun kuvarsitleri, Görbiyesdağı birliğinin Kızlarsekisi formasyonuna ait

kayraklarını tektonik olarak üstler. Kayraklardaki D-B eksen gidişli senklinallerde yer

yer kondular (klippe) halinde korunmuşlardır. Mansurlu dilimi, Görbiyesdağı birliği

üzerinde yatay ya da düşük eğimli nap özelliği taşır.

Çalışma alanı sınırları içinde Mansurlu diliminin Emirgazi ve Zabuk formasyonlarından

oluşan Alt Paleozoyik yaşlı alt dilimi yer alırken, Üst Paleozoyik-Mesozoyik yaşlı üst

dilimi bulunmamaktadır.

Mansurlu diliminin Üst Paleozoyik-Mesozoyik yaşlı allokton istifleriyle, Geyikdağı

birliğinin yaşıt istifleri arasında kaya türü ve stratigrafi özellikleri açısından yakın

Page 48: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

34

benzerlikler bulunur. Buna karşılık, söz konusu allokton istiflerle, bu yörede onların

üzerinde tektonik olarak yer alan Aladağ birliğinin yaşıt istifleri arasında stratigrafi

özellikleri açısından belirgin ayrımlar vardır.

Sonuç olarak, Mansurlu dilimi içinde birbirleriyle tektonik ilişkili olarak yer alan alt

dilimlerin, başlangıçta (olasılıkla Lütesiyen öncesinde) Geyikdağı birliğine bağlı

düzenli bir istif oluşturdukları, ancak Senoniyen-Alt Tersiyer hareketleriyle Paleozoyik-

Mesozoyik yaşlı örtünün tabandaki dayanıklı kuvarsitleri kapsayan temel kayalar

üzerinden tektonik olarak süpürülerek, ilerlemiş oldukları olasıdır (Özgül ve Kozlu,

2002).

4.1.2 Feke Dilimi

Yabancı birliklerin altında göreli yerli konumlu olarak yer alan Feke dilimi, stratigrafi ve

yapısal özellikleri açısından Mansurlu dilimi ile benzer özellikler taşır. Her ikisi de

Geyikdağı birliğinin Kambriyen-Üst Kretase aralığına ait ayırtman kaya birimlerini

kapsar. Ancak Feke dilimi Mansurlu dilimine oranla stratigrafi ilişkileri daha iyi

korunmuş, daha düzenli istifleri içerir. Feke dilimi Mansurlu diliminde olduğu gibi,

büyük bölümüyle Emirgazi ve Zabuk formasyonlarına ait kuvarsit ve kayraklardan

oluşan bir alt dilim üzerinde, Paleozoyik-Mesozoyik aralığına ait istifleri kapsayan

kondu ve yatay tektonik dilimleri kapsar.

Feke dilimi, Mansurlu dilimi ile bu dilimi sırtında taşıyan Görbiyesdağı birliği

tarafından tektonik olarak üstlenmiştir. Feke diliminin inceleme alanındaki göreli yerli

konumda bulunmasına karşın, bölgesel anlamda yerli olmayıp, onun da Mansurlu dilimi

gibi, Görbiyesdağı birliğinin üzerinde yabancı (allokton) konumlu olduğunu düşündüren

nedenler vardır.

Aynı birliğe (Geyikdağı birliği) ait oldukları anlaşılan Feke ve Mansurlu dilimlerinin

arasında, birincinin üstünde ikincinin altında olmak üzere, onlardan çok farklı kaya türü

ve stratigrafi özellikleri gösteren Görbiyesdağı birliği yer almaktadır. Görbiyes’e ait

kaya birimlerinin metamorfizma göstermelerine karşın, Feke ve Mansurlu birimleri,

Page 49: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

35

Emirgazi formasyonu dışında, metamorfizma göstermezler. Bu belirgin ayrımlar,

birliklerden en az birinin yabancı konumlu olduğunu gösterir. Mansurlu diliminin,

Görbiyesdağı birliğinin üzerinde nap örtüleri oluşturmasına karşın, Görbiyes’in

herhangi bir yerde Mansurlu dilimi üzerinde görülmeyişi, Mansurlu diliminin ve

dolayısıyla onunla başlangıçta bağlantılı olan Feke diliminin yabancı konumlu olduğu

düşüncesini desteklemektedir. Görbiyesdağı birliğinin Mansurlu diliminin altında Feke

diliminin ise üstünde yer alışı, naplaşma sonrası bindirme hareketleriyle açıklanabilir.

Yani Mansurlu ve Feke birimlerinden oluşan Geyikdağı birliğinin Görbiyesdağı birliği

üzerinde ilerlemesinden sonra, doğuya doğru dilimlenme sonucu Görbiyesdağı birliği

Feke dilimine bindirmiş olmalıdır (Özgül ve Kozlu, 2002).

Yukarıda belirtilen bölgesel gözlemler; Orta ve Doğu Toroslar’da Geyikdağı birliğinin

yerli (otokton) olmadığını, kabaca doğuda Sır barajı (Kahramanmaraş) ve güneyde

Silifke-Ovacık yörelerinde, Görbiyesdağı birliği benzeri metamorfitlerin üzerinde,

olasılıkla günümüzdeki coğrafya yönlerine göre doğu ve güney yönlerde, önemli ölçüde

ilerlemiş olduğunu düşündürmektedir.

4.2 Görbiyesdağı Birliğinin Yapısal Konumu

Görbiyesdağı birliği, Geyikdağı birliğine ait Feke diliminin üstünde ve Mansurlu

diliminin altında tektonik olarak yer alır.

Görbiyesdağı birliğinin Üst Kretase yaşlı Kızlarsekisi formasyonu’nun kayrakları, Feke

diliminin Ordovisiyen yaşta Armutludere formasyonuna ait kayraklarını tektonik olarak

üstler. Bu iki formasyona ait kayraklar, kayatürü özellikleri açısından birbirine çok

benzemektedirler. Aralarında kesin bir ayrım yapmak yer yer çok güçtür. Görbiyesdağı

birliği ile Feke dilimi arasındaki tektonik ilişkinin bir bindirme hareketi niteliği

taşıdığını gösteren veriler vardır. Bindirme düzlemi, alltaki Feke diliminin Ordovisiyen

yaşlı Armutludere formasyonu ile onun üstünde duran Görbiyesdağı birliğinin ve en

üstte yer alan Mansurlu diliminin farklı düzeylerini kesmiştir. Yani tektonik dokanak

düzlemi boyunca derin tektonik yontulma izlenmektedir. Buna ek olarak, dokanak

düzlemine yaklaştıkça altta ve üstteki birimlerde, çok şiddetli deformasyon izleri

Page 50: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

36

görülür.

Görbiyesdağı birliğinin gerek metamorfizma gösterişi, gerekse Geyikdağı birliğinin

Tersiyer yaşta filişine karşılık, olasılıkla Senoniyen kırıntılılarını kapsayışı göz önünde

tutulursa, bu iki birliğin birbirinden farklı iki ayrı ortamda çökelmiş ve önemli ölçüde

bir yer değiştirme sonucu bir araya gelmiş oldukları anlaşılır. Bu durumda birliklerden

en az birinin yabancı olması gerekir. Mansurlu ve Feke birimlerini kapsayan Geyikdağı

birliğinin bu yörede yerli olmadığını düşündüren bölgesel veriler de göz önünde

tutularak, Görbiyesdağı birliğinin, başlangıçta Feke diliminin tabanında göreli yerli

konumda bulunmasına karşılık, Feke diliminin üstündeki konumu Geyikdağı birliğinin

yerleşmesinden sonra, ikincil bindirmelerle kazandığı sonucuna varılmıştır (Özgül ve

Kozlu, 2002).

Görbiyesdağının Mansurlu dilimini de sırtında taşıyarak Feke dilimini tektonik olarak

üstleme yaşı konusunda yeterli veri bulunamamasına rağmen, söz konusu bindirmenin

Burdigaliyen hatta olasılıkla Oligosen öncesi yaşta olması gerektiği sonucuna

varılmıştır.

4.3 Aladağ Birliğinin Yapısal Konumu

Aladağ birliği bölgede Mansurlu dilimini tektonik olarak üstlemiştir. Aladağ birliğinin

Geyikdağı birliği üzerindeki ilerlemesinin Erken Tersiyer, ya da daha genç olduğu

düşünülmektedir. Lütesiyen, Tufanbeyli dolayında Senoniyen ve daha yaşlı kaya

birimlerini açısal uyumsuzlukla örten ve ofiyolit çakıllı taban çakıltaşı ile başlayan

karbonat ve kırıntılılarla temsil edildiğinden, naplaşma Erken Tersiyer-Lütesiyen

aralığında gerçekleşmiş olmalıdır.

4.4 Bozkır Birliğinin Yapısal Konumu

Aladağlar Bölgesi’nde, Bozkır birliğine ait ofiyolitler Aladağ birliğinin üzerine

Mestrihtiyen’de yerleşmiştir (Tekeli vd. 1984). Bozkır birliği kapsamına giren Karsantı

ofiyolitli karışığı, çalışma alanında Aladağ birliğinin Senoniyen yaşlı mikritlerini ve

Page 51: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

37

Geyikdağı birliği kapsamında düşünülen Mansurlu diliminin farklı yaştaki kaya

birimlerini tektonik olarak üstler. Karsantı ofiyolitli karışığı, Bozkır birliğinin

tabanındaki platform tipi çökellerle birlikte, önemli ölçüde dilimlenmiştir.

Karsantı ofiyolitli karışığı ve onun diğer birliklerle olan tektonik dokanakları Karsantı

dolayında Oligosen ve Miyosen yaşta karasal çökellerle örtülüdür. Buna göre,

bindirmelere neden olan hareketin yaşı Senoniyen-Oligosen aralığıyla

sınırlandırılabilmektedir.

4.5 Kıvrım ve Faylar

İnceleme alanının da içinde olduğu, dört büyük tektono-stratigrafi birliğini kapsayan

bölge, yatay nap hareketlerinden önemli ölçüde etkilenmiştir. Bu tektonik hareketler

sırasında büyük ölçekli kıvrımlardan ziyade, formasyon içi kıvrım niteliğinde küçük

ölçekli çok sayıda kıvrımlar meydana gelmiştir. Birliklerin yerleşmesinden sonra,

Miyosen yaşlı çökelleri de etkileyen kompressif sistem, bölgenin yapısını oldukça

karmaşık bir hale getirmiştir.

Bölgede, Geyikdağı ve Görbiyesdağı birlikleri içinde KKD-GGB eksen gidişli antiklinal

ve senklinaller gelişmiştir. Bu kıvrımlanmaya bağlı olarak gelişen antiklinallerin

çekirdeğinde açılan tektonik pencere ve yarı pencereler içinde Görbiyesdağı birliğinin

metamorfitleri açığa çıkar. Senklinallerde ise, Mansurlu diliminin allokton birimlerine

ait nap örtüleri korunmuştur. Lütesiyen yerleşmesinden genç olan bu hareketin,

Miyosen çökelleri ile ilişkisi henüz bilinmemektedir.

Esas olarak şist, fillit ve kalkşist gibi sünek davranışlı birimler içerisinde görülen küçük

ölçekli kıvrım yapıları arasında simetrik, asimetrik, yatık, devrik antiklinal ve

senklinaller, izoklinal ve disharmonik kıvrımlar, antiklinoryum ve senklinoryum yapıları

ile akma kıvrımları son derece yaygındır.

Yörede etkili olan tektonik hareketlerle birlikte gerçekleşen kıvrımlı, kırıklı, bindirmeli

yapıların yanında, devrik yapılar da gelişmiştir. MTA Demir Etüt Ekibi’nin yörede

Page 52: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

38

yaptığı jeolojik harita alımı çalışmalarında Hıdıruşağı köyünün kuzeyinde Gökbelen

tepe civarında ve Bekirhacılı Taşlıktepe Demir Zuhuru’nun güneyinde devrik yapılar

belirlenmiştir. Bunlardan Hıdıruşağı köyünde Ordovisiyen yaşlı Armutludere

formasyonuna ait birimler, Bekirhacılı köyünde ise Orta Kambriyen yaşlı Değirmentaş

formasyonuna ait birimler devrik bir konum kazanmışlardır.

Alpin ve Alpin öncesi tektonik hareketler sırasında kumtaşı, kireçtaşı ve konglomera

gibi kırılgan birimlerin varlığı inceleme alanında kıvrım tektoniğinden çok, kırık

tektoniğinin etkili olmasına imkan sağlamıştır. İnceleme alanı ve civarında küçük ve

büyük ölçekli olmak üzere 200’e yakın fay, bazı bindirme yapıları, büyük fayların

sınırladığı bloklu yapılar belirlenmiştir. Yörede, bilinen bu yapıların Alpin veya Alpin

öncesi hareketlerden hangisine ait olduğu, Prekambriyen ve Paleozoyik yaşlı birimlerin

geniş alanlar kaplaması nedeniyle ayırt edilememektedir. Ancak, bütün Toroslarda

olduğu gibi bu yapıların esas olarak Alpin hareketleri sonucunda ortaya çıktıkları kabul

edilmektedir (Küpeli, 1991).

Normal faylar, yörede en fazla gözlenen fay türünü oluşturmaktadır. Farklı

doğrultularda gelişmiş olup, yer yer küçük graben ve horst yapılarını sınırlarlar,

inceleme alanının çoğu yerinde normal fayların doğrultu atımlı faylarla kesildikleri

görülür. Bu faylardan önemli olanları aşağıda kısaca tanımlanmıştır.

KB-GD yönünde uzanan Attepe fayı, her iki yönde de doğrultu atımlı faylarla

sınırlanmıştır. GD’da Cinnikoyak dere Ümmügülsüm dere kesişiminden başlayarak

KByönünde Attepe Demir Yatağı’na, oradan da Elmadağbeli Demir Yatağı’na kadar

uzanmaktadır. Eğim atımlı normal bir fay şeklinde izlenen yaklaşık 4,5 km

uzunluğundaki Attepe fayı, Attepe Demir Yatağı’nın bulunduğu kesimde küçük bir

graben oluşturur. Attepe yatağının güneydoğusunda 450’lik açıyla GB’ya doğru

eğimlidir. Çalışma alanının kuzeyinde yeralan Kızıl fayı, kavisli bir yapıya sahiptir ve iç

bükey tarafı güneye doğru eğimlidir. Doğuda, Uyuzpınarı’nın hemen kuzeydoğusundan

başlayan bu fay batıya doğru bükülerek Karaçat Demir Yatağı’na, oradan da Karaçat

tepenin güneybatısından geçerek Mağaradere Demir Yatağı’nın yaklaşık 200 m

kuzeydoğusuna kadar uzanır. Uzunluğu yaklaşık 2 km’yi bulan eğim atımlı normal fay

Page 53: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

39

niteliğindeki Kızıl fayının kuzeybatı ucu sol yönlü doğrultu atımlı bir fayla, güneydoğu

ucu ise eğim atımlı normal bir fay olan Kartalkaya fayı ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca,

Kızıl Demir Yatağı’nın doğu ve batı kesimlerinde birçok doğrultu atımlı fay tarafından

atıma uğratılan Kızıl fayının doğu ucunda, güneybatıya eğimli 55°’lik lineasyon açısı

ölçülebilmiştir. İnceleme alanının kuzeydoğu kesiminde yer alan ve GB-KD yönünde

uzanan Kartalkaya fayı, Elmadağbeli Demir Yatağı’nın yaklaşık 650 m batısından

başlayarak kuzeydoğuya doğru Kartalkaya Demir Yatağı’na ve oradan da Kızlap dereye

kadar uzanır. Uzunluğu yaklaşık 4 km kadar olan Kartalkaya fayı, 70-80°’lik açılarla

GD’ya doğru eğimli normal fay olup, KB-GD yönünde uzanan doğrultu ve eğim atımlı

genç faylar tarafından kesilmiştir (Şekil 4.2).

Genellikle KB-GD ve KD-GB yönünde uzanan doğrultu atımlı faylar, inceleme

alanında belirlenen diğer fay türlerinden daha genç olup, birçok yerde onları keserek

atıma uğratırlar. Büyük kısmında oblik atım karakteri de olan söz konusu fayların

uzunlukları çoğunlukla 1 km’nin altındadır. Saha içerisindeki doğrultu atımlı fayların en

önemlileri birbirine yaklaşık paralel uzanan Küçük Tahtafırlatan tepenin 500 m

batısından geçen K40-45°B doğrultulu yaklaşık 2 km uzunluğundaki faylardır.

Bunlardan Eğrisöğüt dere yatağını takip eden güneydeki fay sol, kuzeydeki fay ise sağ

yönlüdür. Yine Çaldağı zirvesinden Oruçlu dereye doğru uzanan KB-GD yönünde

gelişmiş sağ ve sol yönlü doğrultu atımlı faylar yer almaktadır.

Bölgede iki farklı karakterde bindirme fayları izlenir. Geyikdağı birliği içinde, Mansurlu

ve Feke dilimlerini birbirinden ayıran ve çalışma alanı içinde yer almayan büyük bir

bindirme fayının yanında, çoğu kez aynı birliğe ait istiflerden gencini yaşlının üzerine

getiren düşük açılı bindirmeler de izlenir. İzlenmesi güç olan bu tür bindirmeler,

Geyikdağı birliğinin iyi bilinen stratigrafi özellikleri göz önüne alındığında, ancak fark

edilebilmektedirler.

Oruçlu köyü civarında gözlemlenen Değirmentaş formasyonunun Emirgazi

formasyonuna bindirmesi ise dike yakın açılı olduğundan, kolay ayırt edilebilir

özelliktedir (Şekil 4.3).

Page 54: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

40

Şekil 4.2 Mağarabeli Demir Yatağı’ndan geçen eğim atımlı normal fay

Aladağ’ların doğusunda Pozantı’dan başlayarak Faraşa’ya kadar uzanan bir ofiyolitik

kayaç kuşağı izlenmektedir. Bozkır birliğine dahil edilen allokton konumlu bu kuşak

inceleme alanının dışında kalmaktadır (Şekil 4.4). Söz konusu bindirme kuşağının K ve

G yönündeki uzantısı kilometrelerce devam etmektedir. Neo-Tetis’in okyanus tabanına

ait bu kayaçların Üst Kretase’de (Maestrihtiyen) bölgeye yerleştiği bilinmeltedir.

Ofiyolitik kayaçlar, bindirmeye paralel bir kuşak boyunca önemli ölçüde

serpantinleşmişlerdir. Ortalama 30-35°’lik bir açıyla batıya doğru eğimli olan bindirme

düzlemi boyunca, Miyosen ve Üst Kretase yaşlı birimler ile ofiyolitik kayaçlar yan yana

gelmişlerdir.

Bölgede, özellikle kaya birimlerinin ve düşük eğimli bindirme sınırlarının izlenmesi

sırasında, sınırların ötelenmesine neden oldukları için dikkati çeken küçük yırtmaç

fayları çokça gelişmiştir.

Page 55: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

41

Şekil 4.3 Oruçlu köyünde Yüksün tepe boyunca izlenen dik açılı bindirme fayı

Şekil 4.4 Çalışma alanının yakınında gözlemlenen Faraşa ofiyoliti

Page 56: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

42

5. ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ

Yahyalı (Kayseri)-Mansurlu (Feke-Adana) yöresi demir sahaları ve çevresinin jeoloji

haritası Şekil 5.1’de verilmiştir. Bölgede gözlenen litolojiler yaşlıdan gence doğru

aşağıda sunulmaktadır.

5.1 Emirgazi Formasyonu (Prekambriyen)

Başlıca meta kırıntılılardan oluşan formasyon, metavolkanit ve metakarbonat ara

düzeylerini kapsar. İnceleme alanında tabanı görülmeyen birim, 1000 m’den fazla

kalınlık sunar. En yaygın yüzeylemelerinin görüldüğü yer ise, Kozan’ın kuzeybatısında

Mansurlu yaylasının kuş uçuşu 8 km kuzeyinde yer alan Oruçlu köyüdür.

Emirgazi formasyonu başlıca yeşil-boz renkli metakiltaşı, metasilttaşı, metakumtaşı-

kayrak ardışığından oluşur. Metakumtaşları orta-kalın katmanlı, laminalı, ripılmarklı,

başlıca kuvars, daha az oranda mika ve bazen feldispat ağırlıklı, yer yer iri özşekilli

veya ince taneli özşekilsiz pirit içeren (piritler, bazen kenar zonlarından itibaren

limonite dönüşmüş halde, bazen de tamamen limonitleşmiş pseudemorflar halinde

gözlemlenir), lamina ve çatlak düzlemleri boyunca yer yer spekülaritli, düşük derecede

(yeşilşist başlangıcı) metamorfizma geçirmiş, serisitleşmiş, kloritleşmiş hamur ya da

silis çimento kapsar (Şekil 5.2-5.4). Metakumtaşları içindeki kuvarsların dalgalı yanıp

sönmesi, sınırlarının grift oluşu, bazılarının kataklastik kırılıma uğrayarak milonitik bir

doku kazanmış olması ve kayaç bileşenlerinde gözlenen kısmi yönlenmeler, yörede

etkili olan düşük dereceli bir metamorfizmaya işaret etmektedir (Küpeli, 1991).

İstifin tabanına yakın kesimlerinde özellikle Avuç mahallesi kuzey ve doğu

kesimlerinde ve Attepe Demir Yatağı’nın doğu bitişiğinde laminalanmaya uyumlu,

metakırıntılılarla yanal geçişli, bol piritli, grimsi siyah renkli bitümlü şist seviyeleri

yaygındır (Şekil 5.5).

İstif içerisinde yer yer örneğin Kozan’ın Akarca köyünün kuzeyinde ve Özbaşı köyünün

6 km kuzeyinde Yayla evleri mevkiinde (Özgül ve Kozlu, 2002), yine Feke’nin

Page 57: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

43

Şekil 5.1 Yahyalı (Kayseri)-Mansurlu (Feke-Adana) yöresi demir sahaları jeoloji haritası (harita alımı: Arda, Tiringa, Ateşçi, Tufan, Akça, Tüvar, Bakırdağ ve Bahçeci, 2004-2006)

Page 58: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

44

Bekirhacılı köyünün 1 km güneybatısında koyu yeşil renkli volkanit ara katkı ve

mercekleri görülür. Volkanik gereç genellikle ofitik-subofitik dokulu ve ayrışmıştır.

Bekirhacılı köyü civarında yankayaçlarla uyumsuz konumda olan, dokanakları keskin

olmaktan öte sahada oldukça zor tanımlanan geçişler sunan, yaklaşık 20-30 m kalınlıkta

ve sahada 125-150 m devamlılık sunan dayktan alınan örnekte yapılan mineralojik-

petrografik analiz neticesinde kayacın diyabaz türünde olduğu tespit edilmiştir (Şekil

5.6). Volkanik gereçler de metakırıntılılar gibi düşük dereceli metamorfizmadan

etkilenmişlerdir. Attepe ve Kandilcik tepe doğusunda koyu yeşil renkli, oldukça sert

masif görünümlü iri bloklar şeklinde parçalanmış damar kayaçlarına rastlanılmış,

yüzeyde merceksi veya elipsoidal kesitler veren söz konusu kayaçların; %55 plajioklas,

%30 amfibol, %14 epidot ve %1 oranında da opak mineral içeren düşük dereceli

metamorfizma geçirmiş metabazit daykları olduğu da belirlenmiştir (Küpeli, 1991).

Şekil 5.2 Cinnikoyak derede Emirgazi formasyonuna ait orta-kalın katmanlı metakumtaşları

Page 59: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

45

Şekil 5.3 Divarlıyurt derede Emirgazi formasyonuna ait laminalı metakırıntılılar

Şekil 5.4 Çondu köyü yolu üzerinde metakumtaşlarında görülen ripıllmarklar

Page 60: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

46

Şekil 5.5 Emirgazi formasyonunun tabana yakın kısımlarında görülen bitümlü şist seviyeleri (Attepe Demir Yatağı)

Şekil 5.6 Bekirhacılı köyü yakınında gözlemlenen diyabazlar

Page 61: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

47

Karaçat Demir Yatağı’nın batısında Demirçoluğu dere içinde K60°B ve K60°D

doğrultulu kesişen iki fayın arakesitinde dereye paralel uzanan, kuzey tarafı fayla

kesilmiş, güney tarafı mercek şeklinde kapanan, yaklaşık 10 m eninde, 50 m boyunda 3

ayrı siderit merceği ile ara seviyeli 1,5 m eninde 20 m boyunda yeşil-koyu yeşil renkli,

altere olmuş, metavolkanit? (çok ince taneli volkanik lav veya eksalatif tüfit?)

saptanmıştır (Şekil 5.7-5.8). Bu kayaçlardan alınan örnekler üzerinde analizler yapılmış,

XRD tanımlamalarında; kuvars, serisit, klorit, çok az plajioklas ve pirit tanımlanırken,

mikroskopta da başlıca kuvars, klorit, albit (?), serisit ve opak mineraller tanımlanmıştır.

Kayaç, el örnekleri ve mikroskop tanımlamalarına göre yeşilşist başlangıcında

metamorfizma geçirmiş çok hızlı soğumuş bazik bir lav veya çok ince taneli bazik kül

kökenli kayaç olarak tanımlanmıştır. Yine Emirgazi formasyonu içerisinde Dağlıoğlu

(1988, 1990) aldığı bir örnekte; spilit parçaları (silisleşmiş, kloritleşmiş ve

karbonatlaşmış), feldispatlar (killeşmiş, serisitleşmiş) ve ilmenomanyetit (martitleşmiş)

saptandığını belirtmiş, ayrıca Karakızoluğu gediği ve Attepe Demir Madeni’nin

doğusunda yüzeyleyen ve Emirgazi formasyonuna ait olan kumtaşlarında limonite

dönüşmüş siderit parçalarının, demir minerallerinden oluşan çimento tarafından

tutturulduğunu saptamıştır.

Emirgazi formasyonu içerisinde bu çalışmada ve önceki çalışmacılar tarafından farklı

bölgelerde tespit edilen bu volkanik ara katkı ve merceklerinin haricinde, Bekirhacılı

köyünde gözlemlenen, diyabaz daykının yaklaşık 750 m kuzeyindeki bir yol yarmasında

tabakalı görünümlü üç farklı tip ve renkte kayaç topluluklarına rastlanılmıştır (Şekil 5.9-

5.11). Bu litolojilere arazi gözlemlerine dayanılarak genel bir ifadeyle volkanit ara

katkılı metatortullar adı verilmiş, bunlardan sistematik olarak örnekler alınarak min-pet.

ve jeokimyasal analizler yapılmıştır. Mineraloji-petrografi bölümünde analiz

sonuçlarına yönelik detaylı bilgiler verilmiştir. Kayaç topluluğu, diyabaz tip yarı

derinlik kayaçlarına yakınlığı ile hayli ilginçtir ve ilk etapta bunlara ait volkanik kayalar

olduğu izlenimini vermektedir. Diyabaz türü kayaçlarla volkanit ara katkılı metatortullar

arasında topoğrafik konum itibariyle, her ne kadar bu yorum şüpheli olsa da, bu ilişkiyi

tam olarak açıklayabilmek için daha detaylı saha gözlemi ve laboratuar çalışmalarına

ihtiyaç vardır. Bu yönde gelecekte yapılacak çalışmaların bölgenin jeolojisine çok

önemli katkılar yapacağı tartışmasızdır.

Page 62: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

48

Dayan (2007), Emirgazi formasyonu içinde, Attepe Demir Yatağı’nın KD kesiminde 10

m uzunluğunda ve 80 cm kalınlığına ulaşan siderit merceğinin gözlemlendiğini

belirtmiştir (Şekil 5.12).

Şekil 5.7 Karaçat Demir Yatağı kuzeyinde gözlenen siderit mercekleriyle ara seviyeli bazik volkanik

kayaçlar

Page 63: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

49

Şekil 5.8 Şekil 5.7’deki aynı lokalitede izlenen bazik volkanik kayaçlarda gözlemlenen yastık lav benzeri yapılar.

Şekil 5.9 Bekirhacılı köyü civarında gözlenen yeşilimsi renkli, killi, karbonat mercekli volkanik küller

Page 64: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

50

Şekil 5.10 Bekirhacılı köyü civarında gözlenen mavimsi yeşil renkli metavolkanik küller

Şekil 5.11 Bekirhacılı köyü civarında gözlenen mavimsi renkli volkanik kayaç parçaları içeren, konglomeratik görünümlü metavolkanitler

Page 65: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

51

Şekil 5.12 Attepe Demir Yatağı’nda gözlemlenen siderit merceği

Emirgazi formasyonunun içerisinde değişik kalınlıklarda dolomitik kireçtaşı, ankerit ve

siderit mercekleri ile kireçtaşı ve mor, yeşil renkli kuvarsit blokları görülür (Şekil 5.13).

Birimin üst kısımlarına doğru yeşil renkli kuvarsit özelliği artarken, daha çok yeniden

kristalleşmiş kireçtaşı, dolomitli kireçtaşı, dolomit ara katkılı alt seviyelere nazaran daha

çok karbonat katkılı metakırıntılılardan oluşur. Kireçtaşları genellikle açıklı koyulu kül

rengi, sarımsı-boz, ince-orta katmanlı, ince-orta kristallidir. Metamorfizmaya bağlı

olarak gelişmiş açıklı koyulu çizgisel ince renk ardalanmalı düzeyleri, kireçtaşına yer

yer laminalı görünüm kazandırmıştır (Özgül ve Kozlu, 2002). Dolomitik kireçtaşları

daha çok ankeritleşmiş olup kızıl, kahve renkli mercek ve ara düzeyler şeklindedir.

Metakırıntılılar ve kayraklar alt seviyedekilerle benzer özelliktedir. Bahçecik köyü Fadıl

dere içerisinde Zabuk kuvarsitine doğru en üst seviyelerinde tane boyu ve silis içeriği

artarak, ince tabakalı bir görünüm kazanır. Emirgazi formasyonu bu seviyeden sonra Alt

Kambriyen yaşlı Zabuk formasyonuna ait kuvarsitler tarafından açılı bir uyumsuzlukla

üstlenir.

Page 66: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

52

Şekil 5.13 Emirgazi formasyonu içerisinde gözlemlenen ankerit merceği (Kayseri-Adana il sınırı, yol üzeri)

Birim içerisinde herhangi bir fosile rastlanılmamıştır. Zabuk formasyonunun alt

Kambriyen yaşta olduğu düşünüldüğünde (Özgül ve Kozlu, 2002), dolaylı olarak

Emirgazi formasyonunun stratigrafik olarak bu birim altında olmasından dolayı

Prekambriyen yaşında olduğu söylenebilir.

5.2 Zabuk Formasyonu (Alt Kambriyen)

Formasyonun adı Güneydoğu Anadolu’da TPAO Çalışanları tarafından tanımlanmış

olan Zabuk formasyonundan deneştirme yoluyla alınmıştır. Birime Özgül ve Kozlu

(2002), Koçyazı kuvarsiti, Küpeli (1991) Kandilcikdere üyesi adını verirken, Dağlıoğlu

vd. (1998) Emirgazi formasyonunun en üst seviyesi olarak değerlendirmiştir.

Zabuk formasyonu yüksek oranda kuvarsarenit kapsayışı, volkanit ve karbonat ara

katkılı düzeyleri bulundurmayışı ile Emirgazi formasyonundan ayrılır. Alt düzeylerinde

yeşilimsi renkli kuvarsarenitlerle başlar, mor renkli kuvarsitlerle devam eder, üst

Page 67: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

53

düzeyleri ise mavimsi-krem renkli kuvarsit özelliğindedir. Altındaki Emirgazi

formasyonunun üzerine açılı uyumsuzlukla gelir. Hanyeri tepede ve Fadıl derede bu

dokanak geçişi net olarak gözlemlenebilmiştir (Şekil 5.14). Her ne kadar genel

stratigrafik kesitlerinde Özgül ve Kozlu (2002) birimin altında ve Dağlıoğlu vd. (1998)

Emirgazi formasyonunun üzerinde kaba kırıntılılardan oluşan bir çakıltaşı seviyesine

işaret etmiş olsalar da teze konu olan çalışma alanı içerisinde böyle bir konglomeratik

seviyeye rastlanılmamıştır. Birim, Karaçat Demir Yatağı civarında en geniş

yüzeylemesini Domuztümseği tepede verir. Burada ölçülebilen kalınlık 250-300 m’dir.

Çalışma alanında dik topoğrafyalar sunmalarıyla karekteristiktir.

Formasyon alt seviyelerinde yeşilimsi renkli kuvarsarenit ve kayrak ara katkılı bir

seviyeyle başlar. Yeşilşist başlangıcında düşük dereceli metamorfizma gösterir. Orta-iyi

yuvarlaklaşmış, köşeli-yarı köşeli taneli, genellikle serisit, az oranda muskovit ve

kuvars bağlayıcılarla çimentolanmıştır. Bu seviyenin üzerine çalışma alanında daha

yaygın görülen morumsu-vişne çürüğü renkte, çapraz laminalanma sunan, köşeli-yarı

köşeli kuvars taneli ve orta-iyi yuvarlaklaşmış, granoblastik kenetlenme (Henden vd.,

1978) ve kısmen serisit çimentoyla bağlanmış kuvarsit gelir (Şekil 5.15). İçlerinde

kuvars taneleriyle beraber çökelmiş, yer yer limonitleşmiş yer yer spekülaritleşmiş

hematitler ile bol miktarda spekülaritli ikincil süt kuvars damarlarını kapsar (Şekil

5.16). Birimin en üst seviyeleri ise mavimsi-morumsu krem renkli kumtaşı-kuvarsit

bantlarından oluşur. Kuvarsit-kumtaşı bantlarının üzerinde sırasıyla 40 cm kalınlıkta,

karbonat çimentolu, ayrışmış kumtaşı düzeyi ve onun da üstünde stramatolitli, beyaz-

açık mavi renkli, çakmaktaşı yumrulu, siyahımsı dolomit katmanlarıyla başlayan

Değirmentaş kireçtaşı yer alır (Özgül ve Kozlu, 2002).

Zabuk formasyonu içerisinde herhangi bir fosile rastlanılmamıştır. Ancak Değirmentaş

kireçtaşlarında yaşı Alt Kambriyen’e kadar inen stramatolit ve oolit fosillerinin

bilinmesi ve bu birimle olan kesiksiz geçiş nedeniyle, formasyonun yaşı Alt Kambriyen

olarak verilebilir.

Page 68: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

54

Şekil 5.14 Hanyeri tepede gözlemlenen Emirgazi formasyonu ile Zabuk formasyonu arasındaki açılı uyumsuzluk ilişkisi

Şekil 5.15 Alt Kambriyen yaşlı Zabuk formasyonunun arazideki tipik görünümü (Mağarabeli tepe güneyi)

Page 69: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

55

Şekil 5.16 Kuvars taneleriyle beraber çökelmiş, sedimanter hematitler (Feke – İçmece köyü)

5.3 Değirmentaş Formasyonu (Orta Kambriyen)

Formasyonun adı Demirtaşlı (1967) tarafından verilmiş, Özgül vd. (1973) tarafından üst

sınırı değiştirilerek yeniden tanımlanmıştır. Çalışma alanında en geniş yüzeylemesini

Küçük Tahtafırlatan tepenin kuzey tarafındaki yüksek kesimlerinde ve Karaçat tepe

civarında verir. Birimin yaklaşık kalınlığı 150 m civarındadır. Yüksek enerjili ve duraylı

plaj ortamını temsil eden Zabuk kuvarsiti ile onun üstünde yer alan ve gelgit düzlüğü –

sığ deniz ortam koşullarını temsil eden Değirmentaş kireçtaşı tipik bir transgresyon

olayını yansıtır. Toroslar’ın ve Güneydoğu Anadolu’nun çeşitli kesimlerinde açığa

çıkmış yüzeylemelerde söz konusu kuvarsit ve karbonat istiflerinin sürekli olarak aynı

stratigrafi konumdaki birlikteliği, bu transgresyon olayının çok yaygın olduğunu,

dolayısıyla iki formasyon arasında önemli bir çökelme boşluğunun olamayacağını

gösterir (Özgül ve Kozlu, 2002).

Değirmentaş formasyonu altta krem, açık kahve renkli killi bir seviye ile başlar, üste

Page 70: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

56

doğru mavimsi gri, gri ve kirli beyaz renklerde dolomitik kireçtaşlarıyla devam eder ve

beyaz, bej renkli rekristalize kireçtaşlarıyla sonlanır. Dolomitler genelde ankeritleşmiş,

orta-kalın katmanlı, alt düzeylerinde çört yumruludur. Tektonik hareketlerin etkisiyle

bol miktarda kırık ve çatlaklı bir yapı sunar. Kırık ve çatlaklar yaygın olarak kalsit-

kuvars, hematit ve siderit mineralleriyle dolmuştur. Dolomitler maruz kaldıkları ve

günümüzde de devam etmekte olan karstik süreçler neticesinde birçok mağara ve dolini

bünyesinde barındırırlar (Şekil 5.17). Bu karstik mağaralarda karst içi sedimanları,

kalsit ve aragonit mineralleri gelişirken (Şekil 5.18), bazıları da cevherle

dolgulandırılmıştır (Şekil 5.19). Karstik mağaralardaki yaygın cevher minerali götittir.

Karstik süreçler en üst seviyede gözlenen rekristalize kesimde de etkili olmuş, benzer

şekilde mağaraların oluşmasını sağlamıştır. Karstik boşluklara ait belirli bir geometri

bulunmamaktadır.

Değirmentaş formasyonu az enerjili, sığ çalkantılı ve zaman zaman derinleşip

sığlaşabilen denizel ortam özellikleri sergilemektedir (Dağlıoğlu vd. 1998). Birimin

fosil içeriği konusunda Özgül ve Kozlu (2002), Feke’nin 1 km güneyinde Tepebağ

tepesindeki yüzeylemede Orta Kambriyen’i temsil eden Paradoxides sp. Saptandığını

belirtmişler, yine Dağlıoğlu ve Bahçeci (1992), Üst Kambriyen yaşı veren

Proconodontus sp. fosilinin varlığını tespit etmişler ve formasyon için Orta Kambriyen

yaşını vermişlerdir.

Page 71: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

57

Şekil 5.17 Kireçtaşlarında etkili olan güncel karstlaşmalar (Elmadağbeli tepe)

Şekil 5.18 Karstik mağaralarda gelişen kalsit ve aragonit mineralleri (Elmadağbeli Demir Yatağı)

Page 72: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

58

Şekil 5.19 Kızıl Demir Yatağı’nda mağara içine dolgulanmış cevher kütlesi

5.4 Armutludere Formasyonu (Üst Kambriyen-Ordovisiyen)

Formasyonun ismi Demirtaşlı (1967) tarafından verilmiştir. Genel olarak alt

seviyelerinde krem, bej, pembemsi renkli, ince-orta katmanlı kalkşist mercekleri ile

yeşilimsi, açık kahve renklerde bol kıvrımlanmalı ve erime boşluklu metaşeyl ve killi

şistlerden oluşur (Şekil 5.20-5.21). Birim Değirmentaş formasyonu üzerine uyumlu

olarak gelir. İnceleme alanı içerisinde en geniş yüzeylemeleri Elmadağı, Karaçat tepe ve

Deveçökeği tepe civarında gözlemlenir. İstif tektonik çizgisellikler boyunca kesikliğe

uğratıldığından, alttan üste eksiksiz bir şekilde takip edilememiş, fakat Özgül ve Kozlu

(2002) tarafından yaklaşık olarak 1500 m kalınlığa sahip olduğuna işaret edilmiştir.

Armutludere formasyonu da altında yer alan birimler gibi yeşilşist başlangıcı

fasiyesinde düşük dereceli metamorfizmaya uğramıştır.

Page 73: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

59

Şekil 5.20 Ordovisiyen yaşlı Armutludere formasyonunun alt seviyelerinde gözlemlenen kalkşist mercekleri (Alpseki dere kuzeybatısı)

Şekil 5.21 Bol kıvrımlanmalı metaşeyllerin arazideki görünüşü (Alpseki dere batısı)

Page 74: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

60

Formasyonun alt düzeyleri Değirmentaş formasyonuna ait yumrulu kireçtaşı ara katkılı

krem, bej renkli kalkşist mercekleriyle başlar. İnceleme alanında ince kuşak halinde

izlenen kalkşistlerde, ince-orta tabakalanma ve tabakalanmaya uyumlu şistozite

düzlemleri gözlenir, çok ince tane boyutunda yapraksı, yönlenmiş yer yer bükülme-

kıvrılmalar gösteren serisit mineralleri içerir. Bu bükülme ve kıvrılmalar kalkşistlerin

şeyler gibi kıvrımlı yapı göstermelerini sağlamıştır. Kalkşistler gerek ornatılmaya uygun

kimyasal bileşimleri, gerekse cevherli çözeltilerin hareketlerini kolaylaştıran süreksizlik

düzlemlerine sahip olmaları sebebiyle yöredeki geç evre demir cevher yerleşimi

açısından da önemlidir. İnceleme alanında cevherli kuşaklar içerisinde yer alan

kalkşistlerde çok yaygın ankeritleşmeler mevcuttur. Taşlıboyun tepe güneydoğusunda

15-30 m boyunda 5-6 m eninde değişen boyutlarda, üç adet çörtlü hematitlerden oluşan

demir zuhurları, kalkşist merceği içerisinde gözlemlenmiştir (Şekil 5.22).

Bu kalkşist merceği seviyesinin üzerinde, birimin taban kısımlarına yakın yerlerde

Emirgazi formasyonunda olduğu gibi şeyl ve killi şistlerle yanal geçişli grimsi renkli

bitümlü şist seviyeleri yer alır. Bu durum özellikle 2008 tarihinde Menteş dere

bölgesinde MTA tarafından yapılan sondajlarda kazanılan karotlarda açık biçimde

gözlenmektedir. Ancak, bu seviyelerin yaşı konusundaki tartışma halen devam

etmektedir. Bu seviyeler, ince taneli bol miktarda sedimanter pirit içerirler. Bitümlü şist

seviyesi faylarla atılıp kesildiği için kalınlığı belirlenememiştir.

Birimin başlıca kaya türünü oluşturan yeşil, açık kahve renkli metaşeyl ve killi şistler,

çoğunlukla kuvars taneli, az oranda muskovit, turmalin, ojit içerirken, serisit ve kloritten

oluşan hamur oranı % 50’yi aşar (Özgül ve Kozlu, 2002). Bol primer mika pulları

içerdiğinden parlak görünümlüdür. İçerdiği erime boşluklu yapısıyla Prekambriyen yaşlı

Emirgazi formasyonundan ayrılır, yine bu formasyona göre daha kalın, laminalanmaya

uyumlu budinleşmiş süt kuvarslar ile karbonat seviyeleri kapsar (Şekil 5.23). Tektonik

hareketler sırasında çok kıvrımlı, kısmen de kırıklı bir yapı kazanmıştır. Bunlar

formasyon içi yapılar şeklinde görülen, antiklinoryum ve senklinoryum yapıları,

izoklinal, harmonik ve disharmonik kıvrımlar ile akma kıvrımlarıdır.

Page 75: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

61

Şekil 5.22 Taşlıboyun tepede çörtlü hematitlerden oluşmuş kalkşist merceği

Şekil 5.23 Armutludere formasyonunun kuvars damarlı, kıvrımlı yapısına özgü arazi görüntüsü (Alpseki dere batısı)

Page 76: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

62

Armutludere formasyonu içinde Karaçat Demir Yatağı güneydoğusunda şeylerle birlikte

sinsedimanter olarak çökelmiş, onlarla birlikte formasyon içi kıvrım yapıları kazanmış,

kalınlığı 10 cm ile 1-2 m arasında değişen siderit oluşumları da gözlemlenmiştir (Şekil

5.24-5.25). Buna benzer fakat daha küçük boyutlu şeyl-siderit ardalanmasından bir

diğeri de Alpseki derededir (Şekil 5.26). Buradaki siderit seviyelerinden bazıları

hematitleşmiştir. Kuşkusuz böyle bir seviyenin varlığı bölgedeki sedimanter tip demir

yatak ve zuhurlarının kökeni açısından ilgi çekicidir. Metaşeyller içerisinde az oranda

olsa da iri, öz şekilli piritlere rastlamak mümkündür (Şekil 5.27).

Şekil 5.24 Karaçat Demir Yatağı’nın güneydoğusundaki kıvrımlı siderit - şeyl birlikteliği

Page 77: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

63

Şekil 5.25 Karaçat Demir Yatağı GB’sında gözlenen yaklaşık 2m kalınlığa sahip siderit oluşumları

Şekil 5.26 Armutludere formasyonunda şistoziteye paralel gözlemlenen sideritler (Alpseki dere)

Page 78: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

64

Şekil 5.27 Armutludere formasyonunda metaşeyller içerisinde gözlemlenen özşekilli pirit kristalleri (Güzle dere) Armutludere formasyonu fosil bakımından fakirdir. Arazi çalışması sırasında birim

içerisinde fosil içeriğine rastlanılmamış olmakla birlikte, bazı çalışmacılar tarafından

Ordovisiyen’i temsil eden Brachiopoda, Trilobit ve Graptolit içerdiği belirtilmiştir

(Demirtaşlı, 1967, Özgül vd. 1973, Ayhan ve İplikçi, 1980).

Çalışma alanı dışında Armutludere formasyonu, yaşı Üst Kretase olduğu düşünülen

Mesozoyik fliş birimi tarafından uyumsuz olarak üzerlenir.

Page 79: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

65

6. MİNERALOJİ ve PETROGRAFİ

6.1 İnce Kesitler

Mikroskobik çalışmalar Karaçat Demir Yatağı’ndan alınan 66 tane, Bekirhacılı köyünün

kuzeybatısından alınan 20 tane, Oruçlu köyünden alınan 2 tane ve Attepe Demir

Yatağı’ndan alınan 2 tane el örneğinin hepsinde yapılan ince kesit çalışmalarına

dayanılarak yapılmıştır. Bu çalışmalar sırasında sahada yapılan gözlemlere de dikkat

edilmiştir. Bunun sonucunda 7 kayaç grubu ayırtlanmıştır. Bu gruplar; kuvarsit-

metakumtaşları, metabazik kayaçlar (diyabaz-spilit), volkanit ara katkılı metatortullar,

kireçtaşı-mermerler, metasilttaşı- kalkşistler, sideritler, hematit- limonitler ve götitlerdir.

6.1.1 Kuvarsit - Metakumtaşı (Prekambriyen - Alt Kambriyen)

Kuvarsit örneklerinde, genelde ince taneli ve tane destekli, orta - kötü arasında

boylanmış, bazı ince kesitlerde orta-iyi yuvarlaklaşmış, bazılarında da köşeli-yarı

köşeli, öz şekilsiz-yarı öz şekilli, yer yer serisit bağlayıcı bulunduran, dalgalı yanıp

sönme gösteren kuvars mineralleriyle, eser miktarda sfen, zirkon, muskovit, titanit ve

turmalinler izlenmektedir. Opak minerallerden öz şekilsiz rutil, öz şekilli limonit ve yer

yer hematit, eser miktarda piroluzit grubu mangan mineralleri, 07Y-D19 nolu örnekte

eser miktarda martitleşmiş manyetit ve çubuk şekilli grafitlere rastlanmıştır. 06Y-D16

nolu örnekte, kuvars mineralleri 0,5 mikron - 3000 mikron arasında değişen kalınlıklara

sahip olan hidrotermal kuvars damarları tarafından kesilmiştir. 06Y-D19 nolu örnekte,

kuvars damarları yer yer oldukça iri kristalli ve grift sınırlı olup, kataklazma etkisinde

kalmış ve kuvarslarda kırılma - ufalanma - öğütülmeler ile rekristalizasyonlar

gelişmiştir. 06Y-D22 nolu örnekte ise, dalgalı yanıp sönme gösteren iri kristalli,

kırıklanmış kuvars mineralleri ile beraber muhtemelen sideritten dönüşmüş öz şekilsiz

limonitler görülürken, 07Y-D10 nolu örnekte de serisit bağlayıcının içerisinde eser

miktarda yer yer sideritler yer alır. 06Y-D23 nolu örnekte, makro kristalli karbonat

mineralleri gözlemlenirken, bu karbonat minerallerinin dilinimleri boyunca demir açığa

çıkmıştır. Bir diğer örnekte de kuvars taneleri arasında bağlayıcı olarak kenar

zonlarından itibaren limonitleşmiş dolomitler ile yer yer polisentetik ikizli feldispatlar

gözlenmiştir. K ve L simgeli örnekler metakumtaşı olarak adlandırılmış olup kesitlerde

Page 80: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

66

kuvars mineralleri ve aralarını doldurmuş halde serisitler ve aksesuar mineral olarak

biyotit ve turmalinler mevcuttur. Taneler genel olarak birbirleriyle dokunma ilişkili, öz

şekilsiz kırıntılar halinde kuvars mineralleri ile, aynı boyutta, öz şekilsiz polisentetik

ikizli plajioklasların aralarında, oldukça bol miktarda biyotitleşmiş kloritler ve opak

mineral olarak tek tek halde olasılıkla piritler şeklinde gözlenmiştir. K simgeli kesitte

hafif bir yönlenme de göze çarpmaktadır.

Şekil 6.1 Karbonat minerallerinde mermer benzeri görüntü Şekil 6.2 Üst kesimdeki serisitli kısımda muskovit ve kuvars (ÇN,06Y-D13 nolu örnek) mineralleri (ÇN, 06Y-D13 nolu örnek)

Şekil 6.3 Kırıklı birbirini tamamlayan kayaç parçaları Şekil 6.4 Sol taraf siderit, orta kısım zirkonlu kumtaşı ve ve zirkon (ÇN, 06Y-D16 nolu örnek) sağ taraf kuvars damarı (ÇN, 06Y-D23 nolu örnek)

Page 81: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

67

Şekil 6.5 Plajioklas, kuvars ve dolomitlerin görünüşü Şekil 6.6 Turmalinin görünüşü (ÇN,07Y-D25 nolu örnek) (ÇN, 07Y-D19 nolu örnek)

Şekil 6.7 Kuvars damarıyla kesilmiş tek tek kuvars Şekil 6.8 Kloritleşmiş biyotitler ve plajioklasların taneleri ve serisit hamur (ÇN, K simgeli örnek) görünüşü (ÇN, L simgeli örnek)

Şekil 6.9 Şekil 6.8’in tek nikol büyütülmüşü Şekil 6.10 Şekil 6.9'un çift nikolü, (renkliler kloritleşmiş biyotit) (TN)

Page 82: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

68

6.1.2 Metabazik Kayaçlar (Diyabaz – Spilit) (Prekambriyen)

S-1, S-2 ve S-3 nolu örnekler; yuvarlaklaşmış, hematitleşmiş (muhtemelen taşınmış),

limonitleşmiş volkanik kayaç parçaları ve fenokristalli bir matrixten oluşmuştur. Matrix

içinde mikro ve mesokristalen damar şekilli kuvars mineralleri ve serisit pulcukları göze

çarparken, volkanik kayaç parçalarında yarı öz şekilli fenokristal halinde plajioklas

(muhtemelen albit-oligoklas) ve biyotit pulcukları yer alır. Plajioklaslar yer yer kümeler

halinde ve oldukça iri görülürken, bazılarında da kırılmalar göze çarpmaktadır. S-2 nolu

örnekte; tek tek kuşak şeklinde dizilmiş hematitli volkanik parçaları saran, yine kuşak

şeklinde hematitli volkanik parçalar ve bu kuşakların arasını dolduran temiz, çok iri

taneli, boşluk dolgusu şeklinde kuvars kristalleri dikkati çekmektedir. Plajioklasların

tane boylarında da ufalma söz konusudur ve feldispatlar dış zonda ince taneliyken, iç

kısma doğru taneleri irileşmektedir. Bu kayaç spilit olarak tanımlanmıştır.

2 nolu örneğin mikroskop tanımı genel anlamda; vitrofirik - porfirik dokulu, volkan

camlı, yarı derinlik veya yüzeye yakın kayaçtır. İnce kesitinde kayaçta, yıldızcık

şeklinde ofitik doku gözlenirken, bol plajioklas taneleri ve camsı, çok hızlı soğumaya

işaret eden hamur kısmı gözlenmiştir. Örnekte piroksenler de yer alırken, çok az,

dissemine, büyük ihtimalle piritten oluşan opak mineraller de görünmektedir. 2 nolu

örnek yüzeylemesinin sağ ve sol yakınından alınan, dış zona ait 1 ve 3A nolu

örneklerde; kopmuş-kırılmış, sınırlarının dış kısmı hematitle çevrilmiş kayaç parçaları,

killi bir matrix, ağsal vaziyette kuvars ve beraberinde kloritle doldurulmuş yer yer tane

tane, yer yer killi tekstürü kesen kuvars damarları gözlemlenirken (bazı kesimlerde

kuvarslarda da kırılma izleri görülmektedir), kesitteki kılcal kırık ve çatlaklar, hematit

ve limonit dolgulu olarak gözlenmiştir. Bu kayaç diyabaz olarak tanımlanmıştır.

08 D-1 nolu örnekte ise, içlerinde muhtemelen piroksen kapanımları olan, ışınsal-radyal

şekilde dizilmiş, ikizlenmeli ve prizmalar şeklinde plajioklas çubukları ile serisit

minerallerine ve bu minerallerin aralarında yer alan piroksen minerallerine (ojit?)

rastlanmıştır. Kayaç bu haliyle ofitik-subofitik doku göstermektedir. Piroksenler yer yer

pseudomorflar halinde, yer yer tamamen mavi renkli (demir ve alüminyumlu)

kloritleşmiş şekilde gözlemlenirken, özşekilli-yarı özşekilli arasında dağılmış, kesitin

Page 83: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

69

bazı kesimlerinde bol miktarda, buna karşın çatlaklarda da mobilize olmuş halde opak

minerallere rastlanılmıştır. Aynı örnekten yapılmış bir diğer kesitte de yukarıdakilere

artı olarak mafik minerallerde kloritin yanında, epidota rastlanırken, kesitte

karbonatlaşmalar ve kuvars dolgusu da görülmüştür. Bu haliyle diğer kesitten farklı

olarak, klorit-epidot-serisit ve karbonat alterasyonlarının hepsi bu kesitte

gözlemlenirken, bütün bu evrelerin sonunda kuvars gelimi olduğundan bahsedilebilir.

08 D-1 nolu örnek bu incelemelerin ardından mikrogabro ya da iri taneli diyabaz olarak

isimlendirilmiştir. Bu kayacın kenar zonundan alınan 08 D-2 nolu örnekten yapılmış

kesitte; yoğun şekilde, bazen iri pulcaklar şeklinde serisit-kil karışımı dikkati

çekmektedir. Mikalar yoğun şekilde kloritleşmişken, çok iri taneli olmayan kuvars

damarları da gözlemlenir. Kesitin bir kenarında, kayaçta olan kırıklanma sonucu

milonitik zona benzer bir genişleme ve bu zon içerisinde yer alan kuvars ve serisitler

dikkati çekmektedir. Kayaca yoğun serisit ve killeşmenin olması nedeniyle, diyabazın

pişme zonu olduğu yorumu yapılabilir.

Şekil 6.11 Hematit parçası içinde görülen plajioklaslar Şekil 6.12 İnce taneli mineraller-plj. kümeleri ilişkisi ve (ÇN, S1 nolu örnek) hematitli kenar kısımları (ÇN, S1 nolu örnek)

Şekil 6.13 Hematit içinde kırılmış plajioklas kristalleri Şekil 6.14 İri taneli zigzag şekilli boşluk dolduran kuvars (ÇN, S1 nolu örnek) solda, hematitli kayaç ortada ve plajioklaslar sağ alt köşede (ÇN, S2 nolu örnek)

Page 84: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

70

Şekil 6.15 Hematit içinde iri dolgu şeklinde kuvars damarı Şekil 6.16 Parçalı görünüm (TN, 1 nolu örnek) (ÇN, S1 nolu örnek)

Şekil 6.17 Şekil 6.16'nın çift nikol görünümü Şekil 6.18 Kuvars damarlı iri kayaç parçaları (ÇN, 1 nolu örnek)

Şekil 6.19 Plajioklaslar arasında bozulmuş mafik Şekil 6.20 Şekil 6.19’un çift nikol görünümü mineraller (piroksen) (TN, 2 nolu örnek)

Page 85: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

71

Şekil 6.21 Mafik mineraller, plajioklas ve olası Şekil 6.22 Şekil 6.21'in çift nikol görünüşü piroksen ilişkisi (TN, 2 nolu örnek)

Şekil 6.23 3A nolu örneğin parçalı görünümü (ÇN) Şekil 6.24 Hematitlerin ortasında tek tek plajioklaslar (ÇN, S3 nolu örnek)

Şekil 6.25 Şekil 6. 24’ün hematit baskın hali Şekil 6.26 Hematit parçaları, tek plajioklas mineralleri (TN, S3 nolu örnek) ve ince taneli hamurla (TN, S3 nolu örnek)

Page 86: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

72

Şekil 6.27 Şekil6. 26'nın çift nikol görüntüsü Şekil 6.28 İnce taneli hamur içinde hematitli volkanit parçaları (ÇN, S2 nolu örnek)

Şekil 6.29 Piroksen ve opak minerallerin görünüşü Şekil 6.30 Piroksen ve plajioklasların görünüşü (TN, 08-D1 nolu örnek) (ÇN, 08-D1 nolu örnek)

6.1.3 Volkanit Ara Katkılı Metatortullar (Prekambriyen)

Arazi çalışmaları sırasında, Bekirhacılı köyünün güneyinde, kuzeybatı-güneydoğu

doğrultusunda uzanan bir yol yarmasında, yaklaşık 200 m uzunluğunda gözlemlenen bir

kesitte, makro olarak 3 farklı tipte tabakalı kayaç topluluklarına rastlanmıştır. Bu

nedenle her bir topluluktan, topluluğun tamamını tanımlaması amacıyla ayrı ayrı, kenar

zonlarından ve ortalarından 3’er tane örnek derlenmiştir.

Arazi ve mikroskop çalışmaları sırasında isim vermekte zorlanılan kayaçlara, arazi

gözlemlerine bağlı kalınarak, genel bir ifadeyle volkanit ara katkılı metatortullar ismi

verilmiştir. Ayırtlanan üç türe ait mikroskop çalışmaları şu şekildedir.

Page 87: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

73

1.Tür: Mavimsi yeşil renkli metavolkanik küller. 08Y-D3 nolu örnekte; kayaç, serisitli-

killi, parçalanmış (milonitleşmiş), açılmış ve genişlemiş halde gözlemlenir. Bu

genişleme bölgelerini kuvars ve karbonatlarla, kloritler doldurmuştur. 08Y-D4 nolu

örnek, 08Y-D3 nolu örnekle benzer özellikler gösterirken, ondan farklı olarak kuvars ve

karbonatlar daha ince tanelidir ve damar şeklinde kuvarslara da rastlanır. 08Y-D5 nolu

örnek de diğerlerine benzerlikler göstermekle birlikte, kuvars ve karbonatlar 08Y-D3

nolu örnekte olduğu gibi biraz daha iri tanelidir ve serisitlerin aralarında az miktarda

muskovitler de yer almaktadır.

2.Tür: Yeşilimsi renkli metavolkanik küller (karbonat ara katkılı). 08Y-D6 nolu

örnekte; kayaç, taneli-kırıntılı ve bazen irileşmiş muhtemelen sideritik parçalar da

içeren karbonat mineralleri ile, iri taneli, karbonatla çimentolanmış kuvarslardan

oluşmaktadır. Kırık ve çatlaklarda yer alan opak mineraller de dikkat çeker. 08Y-D7

nolu örnek, 08Y-D3 nolu örnekte olduğu gibi kırıklanmış-genişlemiş ve bu bölge iri

kuvars mineralleriyle doldurulmuş, serisitli-killi bir kayaç görünümündedir. 08Y-D8

nolu örnekte, kayaç, canlı renkli, küçük taneli karbonatlardan (muhtemelen siderit)

oluşmuştur. Özşekilli, iri taneli opak mineraller (pirit-kalkopirit) dikkat çekicidir.

3.Tür: Mavimsi renkli, volkanik kayaç parçaları içeren, konglomeratik görünümlü

volkanit ara katkılı metatortul kayaçlar (polijenik konglomera veya polijenik kaba

kumtaşı). 08Y-D9 nolu örnekte; kayaç kırıntılı bir görünüm sunar. Plajioklaslar kadar

temiz görünen kuvars minerallerinin yanında, turmalin ve mikalar bulunurken, bu

minerallerin araları serisitler tarafından doldurulmuştur. Kesitin bazı kısımları

kloritleşmişken, parça halinde klorit minerallerine de rastlanır. Kesitte muskovitler ve

kloritleşmiş biyotitleri de görmek mümkündür. Killerin metamorfizma sonucunda

serisitleştiği söylenebilir. 08Y-D10 nolu örnekte; kayaç, özşekilsiz feldispat

minerallerinin birbirine değmesinden oluşmuş, aralarında volkan camı gibi bir desteğin

olmadığı, plajioklasların ağırlıkta olduğu, taneli dokuludur. Kayaçta özşekilsiz, ince

taneli ve bol miktarda dissemine halde opak minerallerle, damar şeklinde karbonatlar da

vardır. Mafik minerallere ve çimentoya rastlanılmamış olması ve kayacın yaklaşık %

90’ının feldispatlardan oluşması nedeniyle örnek, sedimanter bir kayaca

benzememektedir. 08Y-D11 nolu örnekte; kayaç, farklı kayaç parçaları, tek tek ve

Page 88: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

74

birleşik vaziyette kuvars parçaları, ince uzun siyah mineraller, özşekilli ve özşekilsiz

opak mineraller, serisit, klorit, epidot, plajioklas taneleri ve serisitli-killi kayaç parçaları

ile akma yapısı gösteren volkan camımsı, özşekilsiz kayaç parçalarından oluşur. Bütün

bu karmaşık yapı, içlerinde renkli olanlarının da yer aldığı, karbonatlar tarafından

çimentolanmıştır. Bu kesite dik yönde yapılmış diğer bir kesitte de farklı tane

boylarında ve türlerinde parçalı (detritik gibi görünen) karbonatlar ağırlıktadır. Bu

karbonatların önemli bir kısmının içinde özşekilli opak mineraller gözlenirken

(çoğunlukla pirit), daha az oranda basınç ikizlenmesi gösteren karbonatlar ve çok az

oranda da zonlanma gösteren karbonat türleri tespit edilmiştir. Karbonat parçalarının

kenarları yenmiş, körfez yapısı kazanmış şekildedir. İçlerinde özşekilli opak mineral

içeren karbonat minerallerinin varlığı, kayacın jeokimyası da göz önüne alındığında bu

parçaların, karbonatlaşmış-silisleşmiş bazik (veya ultramafik) bir kayaca ait parçalar

olduğu düşüncesini akla getirmektedir. Yine kayaçta karbonatlar içerisindeki opak

minerallerin yanında tek tek özşekilli ve özşekilsiz (muhtemelen limonitleşmiş-

hematitleşmiş) opak mineraller de mevcuttur. Kayaçta metamorfize olmuş volkanik

kayaç parçalarına, serisitleşmiş metamorfik kayaç parçalarına, kenarları yenmiş bazik

(mafik) kayaç parçalarına, kenarları yenmiş kuvarslara, feldispatlara, ikizlenmeli

plajioklaslara da rastlanmıştır. Kesitte başka bir tanede turmalin içeren kuvars tanesi de

gözlenmiştir. Bu durum bize pegmatitli bir kayacın parçası izlenimini verirken, diğer

taraftan kayacın bünyesinde kuvars ve feldispatların yeralması asidik volkanizmayı da

işaret ediyor gözükmektedir. Tüm bunlar değerlendirildiğinde kayacın bünyesinde çok

farklı kökene sahip kayaç parçalarının bulunması nedeniyle, kayaca polijenik

konglomera ismi vermek yanlış olmayacaktır.

Burada, ayrıca 1.Tür ve 2.Türle benzer özellikte, ancak farklı lokalitelerde (Karaçat

Demir Yatağı kuzeybatısı; Demirçoluğu dere) izlenen, ekzalatif tüfit veya metatüf

olarak tanımlanan bazı kayaç örneklerinin petrografik analiz sonuçları aşağıda

sunulacaktır.

T 1-6 nolu örneklerde; çok ince taneli, muhtemelen amfibolden dönüşmüş klorit, illit,

serisit, ince-orta taneli dissemine ve çatlak dolgusu şeklinde kuvarsit ve öz şekilsiz

plajioklaslar (albit?) görülmektedir. T-4 nolu örnekte serisitler bazı kesimlerde kıvrılmış

Page 89: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

75

ve S yapmış şekildedir. Bazı çatlaklarda karbonatlar da görülmüştür. T-4 nolu örnek

dışındaki kesitlerde çok ince taneli ve yönlenmenin olmadığı kayaçlar sözkonusudur. T-

4 nolu örnek diğerlerine göre daha iri taneli ve hafif bir yönlenme ve şistozite (yeşilşist

başlangıç metamorfizması) göstermektedir. Kayaçlarda opak mineral olarak rutil (±

lökoksenleşme), yer yer bükülmüş ve kıvrılmış, yer yer limonitleşmiş pirit ve

ilmenohematit, yönlenmeye paralel dizilmiş grafit ve hematitler gözlenmiştir. T 1-6

nolu örnekler için; yeşilşist metamorfizma koşullarının başlangıcına karşılık gelen bir

metamorfizmadan etkilenmiş, çok hızlı soğumuş bazik bir lav veya çok ince taneli bazik

kül kökenli bir kayaçtan söz edilebilir. Kayaçlarda çok ender gelişmiş şistozite

görülürken, grafit birlikteliğe eşlik etmektedir. Detritik mineraller çok az

gözlenmektedir.

Ayrıca, Karaçat Demir Yatağı’nın kuzebatısında yeralan Demirçoluğu dere içinden

alınan ND-2b, 4, 5a ve 5b nolu örneklerde ise; kötü-iyi boylanmış, kaba silt-kaba kum

tane boyu aralığında, orta-kötü yuvarlaklaşmış, köşeli-yarı köşeli taneler halinde kuvars,

plajioklas, eser miktarda muskovit taneleri (ND-4) ve biyotitler yer alırken, bağlayıcı

olarak silis, karbonat, klorit ve serisit izlenmiştir. Kuvarslar özşekilsiz taneler halinde

olup, dalgalı yanıp sönmelidir. Plajioklaslar, özşekilsiz ve polisentetik ikizlidir.

Örneklerde eser oranda zirkon ve turmalinler de yer alır. Ayrıca, özşekilsiz taneler

halinde rutil-anataz, pirit, çubuksu şekillerde yönlenmeye uyumlu grafit ve eser

miktarda pirit içerisinde özşekilsiz kalkopiritler (ND-5a) ve pirit reliktleri izlenen

özşekilli limonitler de izlenmektedir.

T 1-6, ND-2b, 4, 5a ve 5b nolu örnekler hep birlikte metatüf olarak değerlendirilmiştir.

Page 90: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

76

Şekil 6.31 Yeşil renkli metavolkanik küllerin genişleme Şekil 6.32 Genişleme boşlukları ve bu bölgelerde görülen bölgeleri ve bu bölgelerde görülen mineraller mineraller (ÇN, 08Y-D4 nolu örnek) (TN, 08Y-D3 nolu örnek)

Şekil 6.33 Mavi renkli metavolkanik küllerde görülen siderit Şekil 6.34 Serisitli kayaç ve kuvars damarı ve opak mineraller (TN, 08Y-D6 nolu örnek) (ÇN, 08Y-D7 nolu örnek)

Şekil 6.35 Turmalin, klorit ve opak mineraller Şekil 6.36 Plajioklaslar ve karbonat damarının görünüşü (TN, 08Y- D9 nolu örnek) (ÇN, 08Y-D10 nolu örnek)

Page 91: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

77

Şekil 6.37 Parçalı görünüm. Basınç ikizli ve iri karbonatlar Şekil 6.38 Karbonat, metamorfik kayaç parçası ve opak ile metamorfik kayaç parçaları mineraller (ÇN, 08Y-D11 nolu örnek) (ÇN, 08Y-D11 nolu örnek)

Şekil 6.39 Parçalı görünüm. Basınç ikizli karbonatlar ve Şekil 6.40 Volkanik kayaç parçası ve karbonat ilişkisi metamorfik kayaç parçası (ÇN, 08Y-D11 nolu örnek) (ÇN, 08Y-D11 nolu örnek)

Şekil 6.41 Şekil 6.40'ın tek niköl görüntüsü Şekil 6.42 Karbonat iç ve dışındaki özşekilli opak mineraller

(piritler) (TN, 08Y-D11 nolu örnek)

Page 92: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

78

Şekil 6.43 Zonlu karbonat minerali (TN, 08Y-D11 nolu örnek)

6.1.4 Kireçtaşı - Mermer (Orta Kambriyen)

Kireçtaşlarında; meso-makro kristalen ve basınç ikizlenmesi gösteren karbonat

mineralleri ve aralarında bulunan yer yer iri, dalgalı yanıp sönen kuvars mineralleri,

taneler şeklinde izlenmektedir. Kuvars mineralleri ayrıca, kayaçların çatlak ve

boşluklarını doldurur şekilde de gözlenmiştir. Kayaçlar kırılmış, parçalanmış ve breşik

bir görünüm kazanmıştır. Kayaç kırıldıktan sonra karbonat minerallerinden (sideritler)

dönüşen limonitler, bu kayaçların dilinimleri boyunca, iri ve ince taneli olarak

izlenmiştir. Limonitleşmeden sonra da kayaçta kırılma ve breşleşme görülmektedir.

Opak mineraller olarak limonit dışında, eser miktarda mangan grubu mineraller de

izlenir. Kireçtaşlarına ait bazı kesitlerde yönlenme de görülmüştür.

Mermerler, çok az kötü boylanmış, kötü yuvarlaklaşmış, kaba silt tane boyunda kuvars

mineralleri içerirken, yer yer grift sınırlı, çoğu kez yönlenmiş, özşekilsiz, yer yer de

ikincil büyümeler halinde, basınç ikizlenmesi ve merceksi porfiroklast özelliği gösteren

kalsit minerallerinden oluşur. Bağlayıcı olarak serisit-muskovit mineralleri görülürken,

limonit, bazıları içinde rutil kapanımları gözlenen pirit, turmalin, klorit, rutil, zirkon ve

çubuk şekilli grafitlere rastlanmıştır. Rutiller öz şekilsiz, 7-14 mikron tane boyunda ve

yer yer özşekillidir. 07Y-D6 nolu örnek içinde az miktarda siderit-ankerit taneleri

izlenirken, 07Y-D16 nolu örnekte 0,8-1,1 mm arasında değişen genişlikte siderit/ankerit

damarının örneği kestiği görülür. 07Y-D15 nolu örnekte ise silisifiye kireçtaşı olarak

isimlendirilen bir seviye, keskin bir dokanakla, siderit bant ya da damarının ardından,

mesokristalin, basınç ikizli kalsitten olaşan rekristalize kireçtaşına geçiş gösterir.

Page 93: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

79

Şekil 6.44 Kireçtaşlarındaki breş parçalı görünüm Şekil 6.45 İnce taneli ve kuvarslı, farklı tane boylarındaki (ÇN, 06Y-D7 nolu örnek) karbonat mineralleri (ÇN, 06Y-D4 nolu örnek)

Şekil 6.46 Kireçtaşlarındaki kuvars damar-damarcık ilişkisi Şekil 6.47 Şekil 6.46'nın çift nikol görüntüsü (TN, 07Y-D18 nolu örnek)

6.1.5 Metasilttaşı – Kalkşist (Ordovisiyen)

Metasilttaşı örneklerinde, genelde yönlenme gözlemlenirken çok küçük taneli, dalgalı

yanıp sönme gösteren, yer yer orta-iyi boylanmış, iyi yuvarlaklaşmış, köşeli - yarı köşeli

kuvars taneleri ile bağlayıcı mineraller olarak çoğunlukla serisit (yer yer bükülmeli-

kıvrımlanmalı ve muskovite dönüşmüş halde), klorit, karbonat-silis, mikalardan illit ve

az miktarda da sideritler izlenir. Örneklerde, turmalin ile çok küçük taneler şeklinde

zirkonlar da yer alır. 07Y-D1 nolu örnekte, serisitler fibroblastik, kuvarslar ise

granoblastik doku göstermektedir. Opak mineral olarak, çubuksu-lifsi şekilde kıvrılıp

bükülme gösteren grafit, limonite dönüşmüş halde pirit, limonit ve genellikle saçınımlı

halde rutil gözlenir.

Page 94: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

80

Kalkşistler; basınç ikizlenmesi ve yer yer granoblastik doku gösteren kalsit mineralleri

ile içlerinde tek tek özşekilsiz, dissemine kuvars mineralleri ve kıvrılmış-bükülmüş, yer

yer king-band dokusu oluşturan, yer yer serisitik mikaca (illit) zenginleşmiş ana

minerallerden oluşur. Serisitler, yer yer kenar zonlarında kloritlerin yer aldığı mercekler

şeklinde görülür. Kesitlerde aksesuar mineral olarak, eser miktarda sideritlere de

rastlanılmıştır. Opak minerallerden yer yer mikaların bulunduğu yerlerde zenginleşmiş,

saçınımlı halde hematit, rutil, az miktarda grafit ve eser miktarda çok küçük taneli pirit

ve limonitlere rastlanır. Kesitin görünümü nedeniyle, paralel karbonat seviyelerinin

içinde bunlara aykırı yönlerde ve kıvrımlanmış halde mikaların ‘S’ler yapması

gerekçesiyle, karbonatlardan önce metamorfizma geçirdikleri ve daha sonra kayacın

bütün halde yeniden metamorfizmaya uğradığı söylenebilir.

Şekil 6.48 Bol kloritli görünüm (TN, 06Y-D1 nolu örnek ) Şekil 6.49 Şekil 6.48’in çift nikol görüntüsü, yeşil renkliler kloritler

Şekil 6.50 Metasilttaşlarının yönlenme gösteren genel Şekil 6.51 Kuvars-kalsit damarında opak mineraller ve görünümü (ÇN, 06Y-D3 nolu örnek) klorit (TN, 06Y-D3 nolu örnek)

Page 95: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

81

Şekil 6.52 Şekil 6.51'in çift nikol görüntüsü Şekil 6.53 Kalkşistlerde mercek şeklinde yönlenmiş kıvrımlanmış serisitler (ÇN, 06Y-D2 nolu örnek)

Şekil 6.54 Yönlenmiş ince taneli kuvarslar ve kuvars damarı Şekil 6.55 Serisit içindeki kuvars paketi (TN, M nolu örnek) (ÇN, 06Y-D14 nolu örnek)

6.1.6 Siderit

Sideritler; meso-makro kristalin tane boyundadır. Özşekilsiz taneler halinde kuvars

mineralleri içerir. Kırık ve çatlak dilinimleri boyunca yer yer limonitleşmiş şeklinde

gözlenir. Limonitler yer yer masif, yer yer de böbreğimsi dokuda özellik kazanmış,

birbirini kesen ağsal damarlar şeklinde götit olarak izlenirken, içlerinde yer yer özşekilli

yer yer de özşekilsiz (7,5-55 mikron arasındaki tane boyutlarında) pirit kapanımları ve

kuvars mineralleri de gözlenmiştir. ND-5c nolu örnekte, piritler yer yer kataklastik

dokuludur ve içlerinde eser miktarda sfalerit kapanımı da izlenmiştir. Karaçat Demir

Yatağı’nda yapılan sondajda kesilen 08Y-D14-15 nolu örneklerde ise, siderit

minerallerine eşlik eden özşekilli, küçük tane boyunda, dissemine kuvars kristallerine

Page 96: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

82

rastlanmıştır. Kuvars kristallerinin özşekilli oluşu, taşınmayıp ortamda büyüdüğüne

işaret eder. Kuvarsların ortasında toplu iğne başına benzer, çekirdek ve böbreğimsi

damlacıklar izlenmektedir. Raman Spektrometresi çalışmaları ile özgün ve özşekilli

kuvars kristalleri içindeki ve özellikle merkezi kısımlarındaki mikro boyutlarda

gözlenen kriptokristalen nodüllerin (çekirdeklerin) siderit olduğu saptanmıştır. Kristal

büyümesini ifade eden bu anılan kuvars kristal oluşumlarının, kalsit ve siderit kristalleri

ile kenetli konumlarda olduğu da gözlenmektedir. Bu durum, siderit, kuvars ve

kalsitlerin de birlikte büyüdüklerine işaret etmektedir.

Şekil 6.56 Siderit içindeki kuvars kristalleri Şekil 6.57 Hematit içindeki kuvars kristalleri, sağ kenarda (ÇN, 06Y-D6 nolu örnek) ise sideritler gözleniyor (ÇN, 06Y-D6 nolu örnek)

Şekil 6.58 Sideritlerle beraber görülen özşekilli kuvarslar Şekil 6.59 Sideritlerle beraber görülen özşekilli kuvarslar (ÇN, 08Y-D14 nolu örnek) (ÇN, 08Y-D15 nolu örnek)

Page 97: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

83

6.1.7 Hematit - Limonit – Götit

Cevher mineralleri olarak, hematit-limonit ağırlıklı olarak gözlemlenirken, bir diğer

önemli cevher minerali götittir. Birçok cevher örneğinde az miktarda sideritler de yer

alır. Cevher örneklerinin çoğunda özşekilsiz boşluklar yaygındır. Örneklerde gang

minerali olarak çok az kuvars, kalsit ve az miktarda barit gözlenirken, levha şekilli

muskovitler, bazı kesitlerde de rutil-anatazlar izlenmiştir. Kuvarslar yer yer özşekilli-

yarı özşekilli, dalgalı yanıp sönme gösterirken, karbonat mineralleri bazı kesitlerde

parçalar şeklinde kırılmış halde rombohedral şekilli ve limonitleşmiş biçimde gözlenir.

07Y-D22 nolu hematit örneğinde ise kuvars-karbonat minerallerinin pseudomorfları

gözlenmiştir.

6.2 X Işınları Kırınım (XRD) Analizleri

Çalışma sahasından toplanan örneklerin 36 tanesinde mineral tanımlamaları XRD

analizleri ile yapılmıştır. Bunlardan 28 tanesi Karaçat Demir Yatağı’nda cevher ve

yankayaçlardan, 8 tanesi de yatağın kuzeybatısında yeralan Demirçoluğu dere içinde

gözlemlenen Prekambriyen yaşlı metabazik kayaçlardan derlenmiştir. Bu analizlere

özgü değerlendirmeler, yine kaya türü ve yaş gruplamasına göre aşağıda verilmiştir.

6.2.1 Kuvarsit - Metakumtaşı (Prekambriyen - Alt Kambriyen)

Bu gruba dahil edilen 8 tane örnekten 2 tanesi cevher-kuvarsit dokanağından alınmıştır.

06Y-D19, 06Y-D22, 06Y-D24, 06Y-D25, 07Y-D13 ve 07Y-D25 nolu örneklerde

kuvars, çok az mika/illit ve dolomit saptanırken, cevher dokanağından alınan 07Y-D19

ve 07Y-D24 nolu örneklerde de ankerit, kalsit, kuvars, mika, hematit ve dolomite(?)

rastlanmıştır.

6.2.2 Metabazik Kayaçlar (Diyabaz - Spilit) (Prekambriyen)

Karaçat Demir Yatağı’nın kuzeybatısından alınan 7 tane örnekte saptanmış bulunan

mineraller; kuvars, klorit, mika/illit, az-çok az feldispat, çok az kalsit, çok çok az karışık

Page 98: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

84

tabakalı kil, çok çok az amfibol grubu mineral, çok çok az siderit, çok çok az ankerit,

çok çok az hematit ve pirit(?)’tir.

6.2.3 Kireçtaşı - Mermer (Orta Kambriyen)

Bu grupta değerlendirilen 4 adet örneğin 3’ünde (06Y-D4, 06Y-D17 ve 07Y-D17)

örnekler tamamen kalsitten ibarettir. 06Y-D7 nolu örnekte ise kalsitin yanında; az

dolomit, az kuvars, çok az götit, çok çok az feldispat, çok çok az klorit, çok çok az

mika/illit, çok çok az götit, çok çok az klorit, çok çok az amfibol grubu mineral ve

amorf malzemeye rastlanmıştır.

6.2.4 Metasilttaşı – Kalkşist (Ordovisiyen)

Bu bölümde 06Y-D1, 06Y-D3 nolu metasilttaşı örnekleri ile 06Y-D2 nolu kalkşist

örneğinde yapılan toplam 3 tane analizin sonucu değerlendirilmiştir. Metasilttaşlarında;

kuvars, feldispat, klorit, mika/illit, çok çok az dolomit, çok çok az siderit, çok çok az

karışık tabakalı kil, çok çok az amfibol grubu mineral ve siderite(?) rastlanırken,

kalkşist örneğinde yapılan analizde ise kalsit ve çok az mika/illit saptanmıştır.

6.2.5 Siderit

Demirçoluğu dereden alınan ND-2a nolu örnek tamamen sideritten oluşurken, Karaçat

Demir Yatağı’ndan alınan 06Y-D6 nolu örnekte sideret dışında; götit, hematit, çok az

kuvars, çok az mika/illit, çok az kalsit, çok az karışık tabakalı kil, çok çok az feldispat,

amfibol grubu mineral(?), dolomit(?) ve zeolit grubu mineral(?) saptanmıştır.

6.2.6 Hematit - Limonit – Götit

Bu grupta 11 tane hematit örneği ve 2 tane de götit-limonit örneğinin analizi yapılmıştır.

Hematit örneklerindeki mineral dağılımı; hematit, götit, dolomit, kalsit, amorf malzeme,

çok az kuvars, çok az mika/illit, çok az karışık tabakalı kil, çok az klorit, çok çok az

amfibol grubu mineral, çok az siderit, çok az feldispat, çok az barit, çok az zeolit grubu

Page 99: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

85

mineral ve çok çok az lepidokrozit biçimindedir. 06Y-D12 ve 06Y-D15 nolu götit-

limonit örnekleri de götit, lepidokrozit, kuvars, az mika/illit, az karışık tabakalı kil, çok

az feldispat, çok az hematit, çok çok az amfibol grubu mineral, çok çok az klorit, amorf

malzeme ve çok çok az zeolit grubu mineralden oluşmaktadır.

Page 100: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

86

7. CEVHER MİKROSKOBİSİ

Bu çalışma kapsamında sahadan derlenen 90 tane örneğin 62 tanesinde, MTA Genel

Müdürlüğü MAT Dairesi’nde cevher mikroskobisi çalışmaları yürütülmüştür. Bu

çalışmalara ait sonuçlar karışıklığı önlemek amacıyla Mineraloji-Petrografi Bölümü’nde

olduğu gibi kaya türü ve yaş sınıflamasına bağlı kalınarak verilecektir. Petrografi

çalışmalarında opak mineral olarak saptanan minerallerin ve cevher örneklerindeki

minerallerin türleri, cevher mikroskobisi çalışmalarıyla belirlenmeye çalışılmıştır.

7.1 Kuvarsit - Metakumtaşı (Prekambriyen - Alt Kambriyen)

Kuvarsit ve metakumtaşı örneklerinden 13 tanesinde cevher mikroskobisi çalışmaları

yapılmıştır. Örneklerde; rutil, anataz-lökoksen, limonit, mangan mineralleri, hematit,

manyetit, sfen ve genelde özşekilsiz, bazıları özşekilli, eser oranlarda piritler

saptanmıştır. Limonitler, çoğunlukla özşekilli-yarı özşekilli olup, bazı örneklerde götit

ve az lepidokrozit olarak tanımlanmış, 15-115 mikron arasında değişen tane boyunda,

bazı örneklerde (06Y-D22) demir karbonat minerallerinden dönüşmüş halde, bazı

örneklerde ise (07Y-D13) damarlar şeklinde (eser oranlarda pirit reliktli), az miktarda

ise pirit pseudomorfu şeklinde izlenmektedir. Grafitler, 16-210 mikron aralığındaki tane

boyunda olup, çubuk şekillidir, yönlenmeye sahip bazı örneklerde de yönlenmeyle

uyumludur. Bazı rutil ve anataz-lökoksenlerde kafes yapısı izlenmiştir. Hematitler, eser

miktarda olup, çok ince tanelidir. 06Y-D24 nolu örnekte özşekilsiz sfen mineraline

rastlanırken, çoğu örnekte de mikro çatlaklarda eser miktarda piroluzit grubu mangan

mineralleri izlenmiştir. Bunların dışında, fay zonuna yakın lokaliteden alınan 07Y-D19

nolu örnekte ise martitleşmiş manyetit saptanmıştır.

Page 101: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

87

Şekil 7.1 Yarı özşekilli limonit (06Y-D16 nolu örnek) Şekil 7.2 Limonit, rutil ve grafitin görünüşü

(06Y-D16 nolu örnek)

Şekil 7.3 Rutilin görünüşü (06Y-D19 nolu örnek) Şekil 7.4 Turmalin ve rutilin görünüşü (06Y-D19 nolu örnek)

7.2 Metabazik Kayaçlar (Diyabaz - Spilit) (Prekambriyen)

Demirçoluğu dere ve Bekirhacılı köyünün batısından derlenen 19 tane örnekte, cevher

mikroskobisi çalışması yapılmış olup, örneklerde; rutil, grafit, hematit ve özşekilliden

özşekilsize, 22-225 mikron arasında tane boylarında (T-2 nolu örnek) piritler

gözlenmiştir. Örneklerin birçoğunda piritler, kenarlarından itibaren, bazılarında ise

tamamen limonitleşmiş biçimdeyken, korunmuş şekilde olanları da kesitte

yeralmaktadır. ND-5a nolu örnekte ise pirit içerisinde özşekilsiz kalkopiritler

izlenmiştir. Rutiller, 135 mikronu geçmeyen boyutta (T-2 nolu örnek), genellikle ince

taneli, bazıları da çubuk şekillidir. Bazı rutillerde de lökoksenleşme gözlenmiştir.

Grafitler, çubuk şekilli-levhamsı taneler halindedir ve yer yer kıvrılmış-bükülmüş

durumda ve yönlenme gösteren örneklerde yönlenmeye paralel dizilmişlerdir.

Hematitler ince taneli ve bazen de submikroskobik taneler halinde, genellikle

yönlenmeye paralel dizilmiş şekildedir (gang mineralinin dilinim izlerini doldurmuş

veya levha şekilli minerallerin aralarına yerleşmiş biçimde). T-2 nolu örnekte ise,

Page 102: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

88

hematit ve rutil yer yer iç içe izlenmiş olup, ilmenitten itibaren ayrılmış olduğu

düşünülebilir. Bu örnekte hematit içindeki ilmenit (ilmenohematit) lamellerinin en

büyüğünün boyutu 60 mikron olarak ölçülmüştür.

Şekil 7.5 Kenarlarından itibaren limonitleşmiş pirit Şekil 7.6 Rutil, pirit ve grafitin görünümü (T-4 nolu örnek) (T-3 nolu örnek)

Şekil 7.7 Grafit ve rutilin görüntüsü (T-3 nolu örnek) Şekil 7.8 Çok ince taneli hematit (T-2 nolu örnek)

Bekirhacılı köyünün güneydoğusundaki diyabazlardan derlenen bir örnekte (2 nolu

örnek) yapılan cevher mikroskobisi çalışmasının, bu bölümde ayrı bir paragraf şeklinde

verilmesi özellikle uygun görülmüştür. Bu kayaç içerisinde; yoğunluklarına göre

sırasıyla rutil ve sfene dönüşmüş şekilde ilmenit, sfen, ilmenomanyetit, pirit, piritten

dönüşmüş pirit relikti barındıran limonit ve eser miktarda kromit ve kromspinele

rastlanmıştır. Kayaç, mineralojik olarak diyabaz-mikrogabro olarak tanımlanmıştır.

Diyabazların mineralojik bileşiminde kromit mineraline rastlanması olağan olmayıp,

daha çok, bazı gabrolarda kromit mineraline rastlanmaktadır. Bu konu daha sonra

bölgede yapılacak çalışmalar için, açık bırakılmıştır.

Page 103: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

89

Şekil 7.9 Kenarlarından itibaren manyetitleşmiş kromitler Şekil 7.10 Kenarlarından itibaren manyetitleşmiş kromitler (2 nolu örnek) (2 nolu örnek)

Şekil 7.11 Özşekilli sfenler (2 nolu örnek) Şekil 7.12 Pirit relikti içeren limonitlerin görünüşü

(2 nol örnek)

Şekil 7.13 Rutil, sfen ve ilmenit biraradalığı (2 nolu örnek) Şekil 7.14 İlmenomanyetit (manyetit içinde ilmenit lamelleri)

(2 nolu örnek)

Page 104: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

90

7.3 Volkanit Ara Katkılı Metatortullar (Prekambriyen)

Bekirhacılı köyünün güneyinden derlenen ve Petrografi Bölümü’nde anlatılan, volkanit

ara katkılı polijenik konglomera veya polijenik kaba kumtaşı adı verilen örneklerde

yapılan cevher mikroskobisi çalışmalarında; saçınımlı halde, bol miktarda, bazılarının

çatlaklarında limonitleşmelerin gözlendiği özşekilli ve özşekilsiz piritler, yer yer

özşekilli, çok az, grafitler, eser miktarda martitleşmiş manyetitler, eser miktarda rutiller

ve eser miktarda çubuk şekilli, birincil hematitler gözlenmiştir.

Şekil 7.15 Özşekilli pirit ve grafitin görünüşü Şekil 7.16 Kenarlarından itibaren martitleşmiş manyetit (08Y-D11 nolu örnek) ve pirit (08Y-D11 nolu örnek)

Şekil 7.17 Çubuk şekilli hematit ve özşekilli pirit Şekil 7.18 Çatlaklarında limonit bulunan özşekilsiz pirit (08Y-D11 nolu örnek) (08Y-D11 nolu örnek)

Page 105: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

91

7.4 Kireçtaşı - Mermer (Orta Kambriyen)

Karaçat Demir Yatağı’ndan 3 tane ve Attepe Demir Yatağı’ndan 1 tane, yankayaç

örneği olacak biçimde derlenen toplam 4 tane örnekte yapılan cevher mikroskobisi

çalışmaları sonucu örneklerde; rutil, pirit, limonit, grafit ve eser oranda mangan grubu

mineraller (ND-3a nolu Attepe’den alınan örnek) saptanmıştır. Limonitler, 23-100

mikron tane boyutlarında özşekilli biçimde gözlenirken, piritler 7-15 mikron tane

boyutunda özşekilli ve özşekilsiz biçimde izlenmiştir. Grafitler, çubuk şekillidir.

Rutiller, özşekilsizdir ve bazı piritler içinde rutil kapanımları gözlenmiştir (06Y-D17

nolu örnek).

Şekil 7.19 Grafit ve rutillerin görünüşü (06Y-D4 nolu örnek) Şekil 7.20 Mangan grubu mineraler (06Y-D7 nolu örnek)

Şekil 7.21 Yarı özşekilli, kenarlarından itibaren Şekil 7.22 Böbreğimsi dokulu limonitler (06Y-D7 nolu örnek) limonitleşmiş pirit (06Y-D4 nolu örnek)

Page 106: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

92

7.5 Metasilttaşı – Kalkşist (Ordovisiyen)

Karaçat Demir Yatağı’ndan derlenen 4 tane metasilttaşı-kalkşist örneğinde, cevher

mikroskobu çalışmalarında; grafit, anataz-lökoksen, hematit, rutil ve eser oranda

limonite dönüşmüş piritler saptanmıştır. Grafitler, 75-110 mikron tane boyutlarında ve

çubuk-lifsi şekilde olup, kıvrılma-bükülmeler göstermektedir. Hematitler, saçınımlı

taneler halinde, bazıları genel yönlenmeye uyumlu kıvrılma ve bükülmeler gösterir

şekilde, mikaların bulunduğu alanlarda zenginleşmiş olarak gözlenmiştir. Rutiller,

belirli hatlar boyunca saçınımlı taneler halinde özşekilsiz olarak izlenmiştir.

Şekil 7.23 Grafitlerin görünüşü (06Y-D1 nolu örnek) Şekil 7.24 Çok ince taneli hematitler (06Y-D2 nolu örnek)

Şekil 7.25 İnce taneli saçınımlı hematitler Şekil 7.26 Rutil ve hematitlerin görünüşü (06Y-D2 nolu örnek) (06Y-D14 nolu örnek)

Page 107: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

93

7.6 Siderit

Cevher mikroskobu çalışması yapılan 5 tane siderit örneğinde, sideritlerin yanı sıra, pirit

ve limonitler gözlenmiştir. Piritler, 7,5-550 mikron tane boyu aralığında, irili ufaklı, yer

yer özşekilli halde, yer yer limonite dönüşmüş halde, yer yer de kataklastik dokudadır.

ND-5c nolu örnekte, pirit içerisinde eser miktarda sfalerit kapanımları izlenmiştir.

Limonitler ise özşekilsiz, yer yer masif özellikte, böbreğimsi dokuda, birbirini kesen

ağsal damarlar şeklindedir (götit) ve içlerinde, bazıları özşekilli olmak üzere pirit

kapanımları izlenmektedir.

Şekil 7.27 Böbreğimsi dokulu limonitler (06Y-D6 nolu örnek) Şekil 7.28 Birbirini ağsal damarlar şeklinde kesen götitler (06Y-D6 nolu örnek)

Şekil 7.29 Siderit örneğinde, pirit içindeki sfalerit Şekil 7.30 Sideritlerde gözlenen kataklastik piritler ve kapanımları (ND-5c nolu örnek) limonitler (ND-5c nolu örnek)

Page 108: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

94

7.7 Hematit - Limonit – Götit

Karaçat Demir Yatağı’ndan derlenen 17 tane cevher örneğinde yapılan cevher

mikroskobu çalışmalarında; hematit, limonit, götit, piroluzit-psilomelan grubu mangan

mineralleri, karbonat, pirit ve rutil-anataz gibi minerallere rastlanmıştır. Hematitler, yer

yer submikroskobik, yer yer ince taneli, yer yer de birbirini ağsal damarlar şeklinde

keser şekildedir. Bazı hematitlerle iç içe limonitler de görülmüştür. Limonitler, yer yer

masif, yer yer birbirini kesen ağsal damarlar şeklinde (bu damarlar yer yer kafes dokusu

oluşturmakta), yer yer ince taneli, bir kısmı da iri, çubuksu kristallidir. Limonitler,

çoğunlukla böbreğimsi dokuludur. Bazı kesitlerde rombohedral karbonat

minerallerinden (siderit) dönüşen ince taneli limonitler, bu minerallerin dilinimleri

boyunca ince taneli olarak izlenmektedir. Mangan mineralleri ve rutil-anatazlar

limonitler içinde kapanımlar şeklinde, ya da boşluklarda yeralmaktadır. Limonitler

içindeki bazı boşluklarda ise özşekilli piritler izlenmiştir. Limonit grubu minerallerin bir

kısmı götit olarak belirlenmiştir.

Şekil 7.31 Cevher örneğinde, hematit ve limonitlerin görünüşü Şekil 7.32 Mangan grubu mineraller ve hematitler (06Y-D5 nolu örnek) (06Y-D11 nolu örnek)

Şekil 7.33 Limonitler içinde pirit relikti Şekil 7.34 Birbirini ağsal damarlar şeklinde kesen hematit (06Y-D15 nolu örnek) ve limonitler (06Y-D18 nolu örnek)

Page 109: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

95

8. GENEL JEOKİMYA

Bu bölümde öncelikle Karaçat Demir Yatağı’nın tanıtımı yapılacak, ayrıca bu yatağın

bölgede görülen diğer demir yataklarının (Şekil 8.1) bir bölümü ile olan karşılaştırması

sunulmaya çalışılacaktır. Her ne kadar jeokimyasal veriler bu bölümde sunulmakla

birlikte, diğer yataklarla olan karşılaştırmanın amacı doğrultusunda, makroskobik ve

mikroskobik tanım, XRD, cevher mikroskobisi ve Raman Spektrometresi sonuçları gibi

verilerden de yararlanılarak, bir sentez yapılmaya çalışılacaktır. Bu nedenle bölümün

adı jeokimya olarak değil de, genel jeokimya biçiminde seçilmiştir.

Şekil 8.1 Çalışma alanı içerisinde yer alan önemli demir yataklarının uydu görüntüsü

8.1 Karaçat Demir Yatağı’nın Genel Tanıtımı

Şekil 8.2’de Karaköy (Yahyalı) Karaçat Demir Yatağı’nın ocak detay jeoloji haritası

sunulmaktadır. Şekil 8.3’te ise yatağın yakın kuzeybatısında yeralan ve Karaçat Demir

Yatağı’nın kökenine ilişkin ipuçları taşıdığına inanılan, Demirçoluğu dereye özgü T-1 –

T-6 örneklerinin derlenmiş olduğu sahanın detay jeoloji haritası verilmektedir. Bu tez

çalışmasında detay jeolojisi verilmiş ve yararlanılmış bulunan haritalara özgü bulduru

haritası Şekil 8.4’te ayrıca sunulmaktadır. Derlenen örneklerin konumları bu haritalar

üzerinde işaretlenmiş bulunmaktadır.

Page 110: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

96

Şekil 8.2 Karaköy (Yahyalı) Karaçat Demir Yatağı’nın detay jeoloji haritası (Arda ve Bahçeci, 2004)

Cevher, genelde hematit ve götitten oluşmakta olup büyük bir bölümü siderit dönüşüm

ürünü şeklinde izlenmektedir. Yaklaşık 25 milyon ton görünür+muhtemel bir rezerve

sahiptir. Ocak içi görüntülerine özgü 2 adet fotoğraf Şekil 8.5 ve 8.6’da sunulmaktadır.

Bu yatakta bir diğer önemli nokta, yatağın kuzeybatısında Ordovisiyen yaşlı

Armutludere formasyonu içerisinde yapılan sondajlarda derinlerde siderit merceklerinin

kesilmiş olmasıdır.

Page 111: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

97

Şekil 8.3 Karaçat Demir Yatağı’nın kuzeybatısına özgü örnek yerlerini de gösteren detay jeoloji haritası (Arda, Tiringa, Çelik, Ateşçi ve Keskin, 2008)

Page 112: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

98

Şekil 8.4 Bulduru haritası

Şekil 8.2, Şekil 5.1 ile birlikte değerlendirildiğinde, cevherleşmenin Zabuk formasyonu

(Alt Kambriyen), Değirmentaş formasyonu (Orta Kambriyen) ve Armutludere

formasyonu (Ordovisiyen) ile tektonik ilişkili olduğu görülmektedir.

Page 113: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

99

Şekil 8.5 Karaçat Demir Yatağı (KD'dan GB'ya bakış)

Şekil 8.6 Karaçat Demir Yatağı (BKB'dan DGD'ya bakış)

Page 114: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

100

8.2 Karaçat Demir Yatağı ile Attepe Demir Yatağı’nın Karşılaştırması

Attepe Demir Yatağı’nda; cevher, Emirgazi formasyonu (Prekambriyen) ve

Değirmentaş formasyonları (Orta Kambriyen) tektonik ilişkilidir (Şekil 5.1). Cevher;

siderit, hematit, limonit ve götitten oluşmaktadır. Yatak yaklaşık 40 milyon ton görünür

bir rezerve sahip olup, şu an itibariyle cevher ocakta hemem hemen tamamiyle tükenmiş

durumdadır.

Bu bölümde Ünlü ve Stendal (1986) tarafından, Attepe Demir Yatağı’ndan toplanmış

bulunan örneklerin jeokimyası ile, Şekil 8.3’te sunulmuş bulunan ve Karaçat Demir

Yatağı’nın kuzeybatısında yer alan lokaliteden tarafımızdan derlenmiş olan T-1 – T-6

nolu örneklerin, ayrıca Attepe Demir Yatağı’ndan alınmış bulunan T-7 – T-8 nolu

örneklerin jeokimyalarının karşılaştırılması, amaçlanmaktadır.

Şekil 8.7’de, Ünlü ve Stendal (1986)’e ait Kopenhag Üniversitesi’nde analizleri

yapılmış bulunan Attepe Demir Yatağı örnekleme sistematiği; mineral beraberliklerine,

litolojik birlikteliklere ve özgün yorumlamaya uygun bir biçimde verilmiş, ayrıca T-7 ve

T-8 örneklerinin yerleri de belirtilmiştir. Şekil 8.8’de ise, Karaçat Demir Yatağı’nın

kuzeybatısından toplanmış bulunan T-1 – T-6 nolu örneklerin yerleri, litolojik

birliktelikler de göz önüne alınarak, sunulmaktadır.

Çizelge 8.1’de, Attepe Demir Yatağı yankayaç örneklerinin, Çizelge 8.2’de ise Attepe

Demir Yatağı cevher örneklerinin jeokimyası toplu bir biçimde sunulmuştur. Çizelge

8.3’te ise, T-1 – T-8 örneklerine özgü Ankara Üniversitesi Laboratuarları’nda yapılan

analizlerin sonuçları, Çizelge 8.4’te aynı T-1 – T-8 örneklerine özgü Kanada ACME

Laboratuarları’nda yapılan analizlerin sonuçları karşılaştırmalı biçimde verilmiştir.

Çizelge 8.5 ve 8.6’da ise, aynı analiz sonuçlarının toplu bir değerlendirmesi, özgün bir

biçimde sunulmaktadır.

Page 115: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

101

Şekil 8.7 Ünlü ve Stendal (1986) Attepe Demir Yatağı örnekleme sistematiği

Page 116: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

102

Şekil 8.8 Karaçat Demir Yatağı KB'sından derlenmiş olan T-1 - T-6 nolu örneklerin sistematiği

Şekil 8.9’da ACME Laboratuarı’nda yapılmış bulanan Karaçat kuzeybatısından

derlenmiş T-1 – T-6 örneklerine özgü, Sun ve McDonough (1989)’a göre normalize

edilmiş değerler, ayrı ayrı grafiksel bir biçimde toplu olarak verilmektedir. Şekil 8.10’da

ise, T-1 – T-6 örneklerinin ortalamalarını gösteren grafik ayrıca verilmiştir.

Şekil 8.11’de, Attepe Demir Yatağı yankayacından derlenmiş bulunan T-7 nolu örneğe

özgü, REE kalıbı sunulmaktadır. Şekil 8.12’de ise, Şekil 8.10 ile Şekil 8.11’in aynı

diyagram üzerindeki karşılaştırması yapılmaktadır.

Şekil 8.12 detaylı biçimde incelendiğinde, Karaçat Demir Yatağı kuzeybatısından

derlenmiş bulunan örneklerin REE kalıbı (T-1 – T-6) ile, Attepe Demir Yatağı yan

kayacından derlenmiş bulunan T-7 nolu örneğin REE kalıplarının birebir örtüştüğü

izlenmekte ve bu özgün sonuç kökensel anlam taşımaktadır.

Page 117: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

103

Çizelge 8.1 Attepe Demir Yatağı yankayaçlarına özgü jeokimyasal analiz sonuçları Element  İçerik 256  260  263  277  278  265  267  271  Ortalama

SiO2  %  57,2  24,65 45,07 9,47 49,6 63,15 69,34  55,23  46,7138

TiO2  %  0,809  0,13 0,659 0,088 0,542 0,196 0,566  0,954  0,493

Al2O3  %  18,03  8,16 17,55 2,85 10,95 5,11 13,93  20,62  12,15

ΣFe2O3  %  6,86  18,98 10,02 9,94 2,7 17,37 4,4  7,19  9,6825

MnO  %  0,049  0,268 0,129 0,378 0,163 0,002 0,026  0,063  0,13475

MgO  %  4,42  2,86 3,35 1,39 1,71 0,17 2,03  3,93  2,4825

CaO  %  0,77  15,9 5,96 37,35 12,55 0,12 0,27  0,64  9,195

Na2O  %  1,89  0,14 1,21 0,05 0,17 0,09 3,34  2,12  1,12625

K2O  %  3,571  2,08 4,073 0,848 3,302 1,476 1,702  4,226  2,65975

P2O5  %  0,203  0,364 0,227 0,363 0,721 0,122 0,187  0,215  0,30025

100-Σ %  6,198  26,468 11,752 37,273 17,592 12,194 4,209  4,812  15,0623

                          

S  ppm  10320  55250 21950 28210 5270 120490 4800  2690  31122,5

Cl  ppm  70  120 110 270 150 330 120  140  163,75

V  ppm  127  122 123 61 176 31 77  158  109,375

Cr  ppm  107  34 98 7 74 33 64  130  68,375

Co  ppm  26  46 37 30 20 355 39  25  72,25

Ni  ppm  35  203 75 50 18 559 34  28  125,25

Cu  ppm  26  585 88 27 10 212 49  12  126,125

Zn  ppm  48  31 47 15 2 10 71  83  38,375

Ga  ppm  21  12 25 6 12 7 13  25  15,125

Rb   ppm  127  79 151 31 108 37 65  157  94,375

Sr  ppm  37  269 160 811 197 13 94  57  204,75

Zr  ppm  143  16 111 1,8 141 31 133  173  93,725

Nb  ppm  13  3,2 12 2,8 8,5 4,5 8  16  8,5

Ba  ppm  2480  1395 2299 350 880 232 597  1624  1232,13

Pb  ppm  10  21 4 21 4 3 14  3  10

Th  ppm  8  6 13 7 13 3 8  17  9,375

Sc  ppm  19  11 19 10 14 2 11  24  13,75

La  ppm  18  40 34 19 27 41 22  33  29,25

Ce  ppm  37  79 71 28 45 79 46  62  55,875

Nd  ppm  18  39 33 19 18 24 20  26  24,625

Y  ppm  20  66 26 85 34 2,4 22  33  36,05

As  ppm  8  ‐ ‐ 17 7 ‐ ‐  ‐  11

Sb  ppm  <1  ‐ ‐ <1 <1 ‐ ‐  ‐  <1

Mo  ppm  10  ‐ ‐ 10 <10 ‐ ‐  ‐  10

Bi  ppm  <0,5  ‐ ‐ 0,5 <0,5 ‐ ‐  ‐  0,4

Sn  ppm  1,8  ‐ ‐ <0,5 0,8 ‐ ‐  ‐  1

W  ppm  <30  ‐ ‐ <30 <30 ‐ ‐  ‐  <30

Be  ppm  <5  ‐ ‐ <5 <5 ‐ ‐  ‐  <5

Li  ppm  19  ‐ ‐ 1 2 ‐ ‐  ‐  7

B  ppm  80  ‐ ‐ <10 80 ‐ ‐  ‐  56

Ag  ppm  0  ‐ ‐ 0 0 ‐ ‐  ‐  0

Page 118: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

104

Çizelge 8.2 Attepe Demir Yatağı cevher örneklerine özgü jeokimyasal analiz sonuçları

Element  İçerik  223  227  231  234  238  240  243  248  251  252  272  274  275  Ort. 

SiO2  %  1,43  5,8  3,31  23,94  0,66  44,21 2,29 1,48 7,07  9,03  1,86  1,87  0,16  7,9315 

TiO2  %  0  0  0  0  0  0,415 0 0 0,005  0  0  0  0  0,0323 

Al2O3  %  0,27  0,12  0,1  0,02  0  9,48 0,16 0 0,22  0,15  0  0  0,01  0,81 

ΣFe2O3  %  87,01  87,45  87,63  67,45  87,15  30,36 82,64 84,91 59,7  57,73  64,96  64,77  61,11  70,99 

MnO  %  0,287  0,012  0,002  0,111  0,46  1,799 2,295 1,009 0,766  0,85  1,015  1,061  1,098  0,8281 

MgO  %  0,52  0,51  0,53  0,34  0,48  1,85 0,75 0,62 3,66  3,24  1,68  1,62  4,86  1,5892 

CaO  %  0  0  0  0  0  0,19 0,02 0 0,5  0,45  0,14  0,16  0,22  0,1292 

Na2O  %  0,01  0  0  0,02  0  0,04 0,02 0 0,03  0,04  0,03  0,04  0,02  0,0192 

K2O  %  0,053  0  0  0  0  2,762 0,013 0 0,045  0,027  0  0  0,002  0,2232 

P2O5  %  0,012  0,008  0,004  0,022  0,004  0,169 0,086 0,11 0,014  0,007  0,006  0,002  0  0,0342 

100-Σ %  10,41  6,1  8,424  8,097  11,25  8,725 11,73 11,87 27,99 28,48 30,31 30,48  32,52  17,413 

                                            

S  ppm  100  920  46240  260  150  340 180 560 5650  2670  1350  840  250  4577,7 

Cl  ppm  5  15  40  30  30  60 10 60 540  600  360  310  150  170 

V  ppm  16  89  60  17  19  95 23 24 24  19  16  15  17  33,385 

Cr  ppm  242  237  223  177  247  108 238 246 186  156  185  196  167  200,62 

Co  ppm  427  455  473  323  456  112 372 432 287  268  316  315  289  348,08 

Ni  ppm  <2  <2  <2  <2  <2  44 <2 <2 <2 <2 <2 <2  <2  5 

Cu  ppm  <2  <2  <2  <2  <2  14 <2 <2 <2 <2 167  125  <2  25 

Zn  ppm  36  34  32  43  42  183 61 42 76  31  43  40  30  53,308 

Ga  ppm  28  31  35  20  28  20 24 29 19  22  19  24  21  24,615 

Rb   ppm  6  <0,5  <0,5  2,7  1,7  82 1,1 3 4,2  7,6  <0,5  2,4  1,4  8,7 

Sr  ppm  0  4,2  10  1,8  1,8  21 16 3,6 4,2  3,7  2,4  5,7  1  5,8 

Zr  ppm  13  12  9,5  7,2  14  93 14 13 14  9,1  8,2  9,5  9,3  17,369 

Nb  ppm  3,3  3,2  4  4,1  5,3  8,9 3,3 3,2 3,2  2,2  1,8  4,3  2,8  3,8154 

Ba  ppm  94  39  31  36  27  1641 486 442 276  26  43  57  20  247,54 

Pb  ppm  <1  <1  <1  <1  <1  33 <1 <1 <1  <1  129  32  <1  16 

Th  ppm  <1  <1  <1  <1  <1  <1 <1 <1 <1 <1 <1 <1  <1  <1 

Sc  ppm  4  5  2  2  <1  9 <1 5 <1  <1  <1  <1  <1  3 

La  ppm  <1  <1  3  <1  10  22 1 <1 <1  6  12  1  10  5 

Ce  ppm  <2  <2  <2  <2  <2  63 <2 <2 <2  <2  7  <2  <2  7 

Nd  ppm  10  4  6  9  12  33 12 7 6  8  13  7  3  10 

Y  ppm  <1  6  3,7  19  1,4  21 9,7 11 11  3,5  2,8  2,4  2,9  7,3 

As  ppm  0,6  ‐  0,7  ‐  ‐  ‐ 1,8 ‐ ‐ ‐ 21  ‐  0,6  4,9 

Sb  ppm  <1  ‐  <1  ‐  ‐  ‐ <1 ‐ ‐ ‐ <1  ‐  <1  <1 

Mo  ppm  <10  ‐  <10  ‐  ‐  ‐ <10 ‐ ‐ ‐ 10  ‐  10  8 

Bi  ppm  <0,5  ‐  <0,5  ‐  ‐  ‐ <0,5 ‐ ‐ ‐ 0,8  ‐  <0,5  0,4 

Sn  ppm  <0,5  ‐  5,2  ‐  ‐  ‐ <0,5 ‐ ‐ ‐ <0,5  ‐  <0,5  1,3 

W  ppm  86  ‐  39  ‐  ‐  ‐ 146 ‐ ‐ ‐ 135  ‐  183  118 

Be  ppm  <5  ‐  <5  ‐  ‐  ‐ <5 ‐ ‐ ‐ <5  ‐  <5  <5 

Li  ppm  1  ‐  1  ‐  ‐  ‐ 0 ‐ ‐ ‐ 1  ‐  0  1 

B  ppm  <10  ‐  <10  ‐  ‐  ‐ 10 ‐ ‐ ‐ <10  ‐  <10  8 

Ag  ppm  0  ‐  0  ‐  ‐  ‐ 0 ‐ ‐ ‐ 1  ‐  1  0,4 

Page 119: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

105

Çizelge 8.3 T-1 - T-8 nolu örneklerin, AÜ’de yapılan jeokimyasal analizlerin sonuçları Element  İçerik  T‐1  T‐2  T‐3  T‐4  T‐5  T‐6     T‐7  T‐8 

SiO2  %  55,27  56,3 51,85 56,83 50,13 56,03   54,63  2,056

TiO2  %  0,8785  1,072 0,8996 0,8311 0,7569 0,8559   0,5783  0,0041

Al2O3  %  18,65  16,4 19,81 17,44 17,08 17,93   19,26  0,025

ΣFe2O3  %  6,659  7,687 6,625 9,735 5,558 6,905   12,88  62,28

MnO  %  0,01065  0,01205 0,01296 0,01491 0,02486 0,01319   0,1908  0,9683

MgO  %  6,123  5,306 5,721 4,819 4,662 6,182   1,392  0,24

CaO  %  0,3447  0,6701 2,2948 0,2466 3,653 0,3631   0,4255  13,2422

Na2O  %  0,59  0,069 0,062 0,071 0,067 0,83   0,076  0,19

K2O  %  3,739  5,582 5,786 4,694 5,1 3,474   5,18  0,013

P2O5  %  0,219  0,4718 0,1895 0,2026 0,1627 0,227   0,2161  0,0039

A.Z. %  7,22  5,93 6,12 5,18 11,96 6,91   4,71  19,9

Toplam %  99,7039  99,5 99,3709 100,064 99,1545 99,7202   99,5387  98,9225

S  ppm  3  3 3 3 108 3   1950  5376

Cl  ppm  80  417 61 166 206 80   2  424

V  ppm  147  141 190 177 156 146   121  27

Cr  ppm  63  59 69 65 70 70   28  18

Co  ppm  35  41 51,2 48,5 53,1 36   66,5  160

Ni  ppm  57,6  42,2 52,4 56 52,2 55,8   7,5  22

Cu  ppm  3,9  2,1 1,6 6,3 1,6 24,9   13,1  7524

Zn  ppm  8  9,8 14,4 11 15 9   13,9  13

Ga  ppm  26,5  20,1 31,2 23,6 24,8 24,8   25,2  5,2

Rb   ppm  124,2  129,3 181,5 150 157,3 120,6   170,3  4,5

Sr  ppm  21,7  15,3 11,6 9 16,5 23,5   24,5  4,1

Zr  ppm  287,5  717 211,7 222,1 178,7 256,2   188,9  12

Nb  ppm  30,4  23,9 24,6 27 19,7 31,1   21,4  9,2

Ba  ppm  284,7  539 351,9 338,5 306 335,1   1139  39,3

Pb  ppm  1  1,7 0,7 2 2 2   1,1  16

Th  ppm  15,2  23,7 18,3 12,8 14,3 14,8   15,4  24

As  ppm  0,7  2,2 2,7 2,6 3,3 1,9   9,5  1493

Sb  ppm  2,4  1,7 0,9 1,2 1,4 1   3,3  2903

Mo  ppm  3,9  3,8 2,7 8,7 5 3,3   3,5  7,4

Bi  ppm  0,8  1 0,8 0,9 0,9 0,9   1,1  13,3

Sn  ppm  7,1  4,2 4 5 4 5,3   6,3  3,8

W  ppm  53,5  113,7 23,7 107,8 72,6 84,1   73,5  1728

Cd  ppm  1,7  0,6 0,8 0,6 1 1   0,5  2

U  ppm  9,3  14,7 15,3 8,2 10,9 8,5   10  21

Ta  ppm  4,5  4,9 4,4 5,3 4,2 6,4   6,1  230

Hf  ppm  2,9  10,5 3,4 4,2 3 3,8   5,3  150

Cs  ppm  3,7  5,1 3,2 3,7 3,4 3,8   8,7  5,2

In  ppm  1  0,6 0,9 0,9 0,7 0,9   1  2,7

Ge  ppm  2  1 2,5 1,9 1,1 1,1   1,3  12

Se  ppm  0,5  0,6 0,5 0,6 0,5 0,5   0,6  4,9

Hg  ppm  1,7  2,1 1,4 2,2 1,7 1,8   2,1  19

Br  ppm  1  0,6 0,8 0,4 0,7 1,1   0,4  4,6

I  ppm  2,2  2,3 2,1 2,2 2,1 2   2,4  3,2

Te  ppm  1,5  1,3 1,3 1,2 1,2 1,3   1,3  2,2

Tl  ppm  1,4  1,3 1,6 1,5 1,4 1,6   1,7  13

La  ppm  34,4  52,9 49,8 39,6 36,1 41,9   47,1  11,9

Ce  ppm  60,9  111,1 96,8 75 75,6 90,5   77,8  12

Y  ppm  32,3  32,4 27,8 23 24 29,2   14,7  5,8

Page 120: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

106

Çizelge 8.4 T-1 - T-8 nolu örneklerin ACME (Kanada) Laboratuarı’nda yapılan jeokimyasal analizlerin sonuçları Element  İçerik  T‐1  T‐2  T‐3  T‐4 T‐5 T‐6 T‐7 T‐8 TiO2  %  0,37  0,824  0,829  0,791 0,552 0,379 0,37 0,002 Al2O3  %  16,81  14,26  20,46  15,81 16,6 16,36 14,89 0,09 ΣFe2O3  %  6,55  7,54  6,95  10,11 5,61 6,69 12,54 66,75 MnO  %  0,0094  0,0103  0,0138  0,016 0,0254 0,013 0,1917 1,0493 MgO  %  4,34  3,56  4,94  3,55 3,91 4,36 1,41 1,43 CaO  %  0,39  0,7  0,35  0,31 3,19 0,41 0,5 0,21 Na2O  %  1,31  0,113  0,097  0,088 0,1 1,492 0,127 0,027 K2O  %  3,22  5,07  6,15  4,3 5,07 2,95 4,76 0,02 P2O5  %  0,245  0,538  0,229  0,229 0,192 0,231 0,257 <0,002 

S  ppm  <400  400  800  500 800 <400 4600 4700 V  ppm  123  109  150  111 120 111 104 5 Cr  ppm  61  63  73  62 56 57 65 1 Co  ppm  5,3  7,8  5,5  24,8 13,8 5,2 9,8 5,8 Ni  ppm  40,8  34,8  44,9  48 39,6 41,4 20 11,4 Cu  ppm  10,26  3,54  2,2  9,46 8,59 22,82 14,91 5952,75 Zn  ppm  7,4  8,8  12  9,9 8,5 7,5 12,7 129,4 Ga  ppm  24,19  20,21  28,09  23,48 23,32 22,03 22,09 0,47 Rb   ppm  103,7  113,9  152,7  127,5 142,2 97,8 147,4 0,7 Sr  ppm  19  15  11  9 16 19 22 4 Zr  ppm  10,8  11,7  16,5  23,4 15 11,1 14,1 <0,2 Nb  ppm  3,42  8,63  8,44  8,16 5,58 3,1 4,01 0,18 Ba  ppm  262  547  354  365 296 279 1068 55 Pb  ppm  0,9  1,47  0,9  1,61 2,19 1,49 1,98 2,23 Th  ppm  11,6  23,9  14,3  11,4 11,5 11,5 10,1 0,1 Sc  ppm  16,2  14,2  19,9  15,9 17 14,6 14,9 0,8 As  ppm  1,8  2,8  2,4  3,2 2,5 1,6 7,5 957 Sb  ppm  1,96  1,11  1,88  1,33 1,77 2,1 5,28 3188,46 Mo  ppm  <0,05  0,1  0,06  0,22 0,26 <0,05 1,28 0,18 Bi  ppm  0,04  0,08  0,06  0,05 0,77 <0,04 0,67 33,98 Sn  ppm  3,1  2,5  3,3  3,3 2,7 2,5 3,9 <0,1 W  ppm  34,1  74  15,9  74,4 48,2 48,7 46,7 >200 Cd  ppm  <0,02  0,02  <0,02  0,02 <0,02 0,02 0,02 1,13 U  ppm  1,5  3,2  2,2  2,3 2,4 1,1 1,6 0,1 Ta  ppm  0,3  0,9  0,9  0,8 0,6 0,3 0,3 <0,1 Hf  ppm  0,4  0,61  0,75  1,11 0,53 0,81 0,69 0,02 Cs  ppm  1,8  3,2  3,2  2,3 2,7 1,7 3 0,4 Be  ppm  2  2  3  3 3 3 3 <1 Li  ppm  31,5  41,8  48,9  35,4 39,5 29,8 7,3 0,9 Au  ppm  <0,1  <0,1  <0,1  <0,1 <0,1 <0,1 <0,1 <0,1 La  ppm  28,9  54,6  41,9  39,1 35,6 32,6 31,6 <0,1 Ce  ppm  59,83  109,51  86,15  77,02 68,83 67,19 62,91 1,07 Pr  ppm  6,8  12,7  9,9  8,3 7,8 7,5 6,8 0,1 Nd  ppm  26,9  51,7  39,9  33,9 30,9 31,6 28,1 0,5 Sm  ppm  4,8  9  6,3  5,9 4,7 5,6 4,6 0,1 Eu  ppm  0,8  1,6  1,3  1,1 0,9 0,9 1 0,2 Gd  ppm  2,9  5,5  4,1  3,5 3,3 3,4 3,1 0,4 Tb  ppm  0,3  0,7  0,5  0,4 0,4 0,3 0,4 0,1 Dy  ppm  1,4  2,6  2  1,4 1,7 1,3 1,6 0,6 Y  ppm  4,9  10,6  8,1  5,7 8,7 5,7 7,8 3,8 Ho  ppm  0,2  0,5  0,4  0,2 0,3 0,2 0,3 0,2 Er  ppm  0,5  1,1  0,9  0,6 1 0,5 0,7 0,5 Tm  ppm  0,1  0,1  0,1  0,1 0,2 0,1 0,1 0,1 Yb  ppm  0,5  1,3  1  1,2 1,1 0,7 1 0,5 Lu  ppm  0,1  0,2  0,1  0,1 0,2 0,1 0,2 0,1 Ag  ppm  <20  <20  <20  <20 36 21 27 15658 

Page 121: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

107

Çizelge 8.5 AÜ’de yapılan analizlerin toplu değerlendirmesi

Page 122: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

108

Çizelge 8.6 ACME Laboratuarı’nda yapılan analizlerin toplu değerlendirmesi

Page 123: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

109

Şekil 8.13’te ise, Attepe Demir Yatağı siderit örneğine özgü REE kalıbı, ayrıca

sunulmaktadır.

T-1 – T-8 nolu örneklere özgü makroskobik tanımlar Çizelge 8.7’de, mikroskobik

tanımlar Çizelge 8.8’de, XRD tanımları Çizelge 8.9’da, cevher mikroskobi tanımları

Çizelge 8.10’da ve Raman Spektrometresi tanımları ise Çizelge 8.11’de, toplu biçimde

sunulmaktadır.

Özellikle Çizelge 8.11’de izlenmiş bulunan, T-1, T-3, T-4, T-5, T-6 ve T-7 örneklerinde

fuksit mineraline (krom muskovit), buna karşın T-5 örneğinde viridian mineraline

(Cr2O3.2H2O) rastlanmış olması özgün sonucu da bir kez daha kökensel anlam

taşımaktadır.

Çizelge 8.12’de, T-1 – T-6, T-7 ve T-8 örneklerine özgü jeokimyasal karakteristikler

toplu bir biçimde sunulmuştur. Özellikle T-1 – T-6 ortalama örneklerinde görülen 95

ppm’lik Cr2O3 içeriği dikkate değer olup, Çizelge 8.11’in yorumu ile de birliktelik

sergilemektedir. Bu konu yukarıda belirtildiği gibi kökensel anlam taşımaktadır. Ayrıca,

T-7 örneğinde saptanmış bulunan yüksek Ba (1070 ppm) içeriği ile, T-8 nolu siderit

örneğinde saptanmış bulunan yüksek Cu (6000 ppm), Sb (3200 ppm), As (960 ppm), Zn

(130 ppm) içerikleri, Attepe Demir Yatağı’ndaki hidrotermal işlevlerin varlığına işaret

etmektedir. Aynı örnekteki Bi (34 ppm) ve Ag (16 ppm) içerikleri de bu tabloyu bir

nebze tamamlamaktadır.

Bu şekilde Çizelge 8.1 ve 8.2’de sunulmuş bulunan Ünlü ve Stendal (1986)’deki yüksek

krom içeriklerine yeni bir katkı daha koyulmuş olmakta, ayrıca bu çalışma kapsamında

hidrotermal işlevlerin varlığının da özgünleşmesi güncelleşmektedir.

Böylelikle, Karaçat Demir Yatağı yakın kuzeybatısından derlenmiş bulunan T-1 – T-6

nolu örnekler ile, Attepe Demir Yatağı’ndan derlenmiş bulunan T-7 ve T-8 örneklerinin

karşılaştırılmaları, her iki yatağın benzer kökenli olduğuna işaret etmektedir. Attepe

Demir Yatağı’nda Dayan (2007) ve Dayan vd. (2008)’de sunulmuş bulunan demir

element kökeni konusundaki, oluşum ortamındaki olası bazik kayaçlara doğru olan

Page 124: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

110

eğilim veya izler ile, yatağın oluşumu konusundaki olası volkanik-sinsedimanter tipe

doğru olan yönelim, bu çalışma kapsamında da özgünlük kazanmaktadır.

Şekil 8.9 T-1 - T-6 nolu örneklerin düzeltmeleri yapılmış değerlerinin grafiksel gösterimi

0.1

1.0

10.0

100.0

1000.0

La Ce Pr Nd Sm Eu Gd Tb Dy Ho Er Tm Yb Lu

Roc

k/C

hond

rite

T-1

T-2

T-3

T-4

T-5

T-6

Page 125: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

111

Şekil 8.10 Şekil 8.9'daki T-1 - T-6 örneklerinin ortalamasının düzeltmesi yapılmış değerlerinin, grafiksel gösterimi

Şekil 8.11 T-7 nolu örneğe özgü REE kalıbı

0.1

1.0

10.0

100.0

1000.0

La Ce Pr Nd Sm Eu Gd Tb Dy Ho Er Tm Yb Lu

Roc

k/C

hond

rite

T-1-6

0.1

1.0

10.0

100.0

1000.0

La Ce Pr Nd Sm Eu Gd Tb Dy Ho Er Tm Yb Lu

Roc

k/C

hond

rite

T-7

Page 126: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

112

Şekil 8.12 T-1 – T-6 nolu örneklerin ortalaması ile T-7 nolu örneğin karşılaştırması

Şekil 8.13 Attepe Demir Yatağı’ndan alınan, T-8 nolu siderit örneğine özgü REE kalıbı

0,1

1,0

10,0

100,0

1000,0

La Ce Pr Nd Sm Eu Gd Tb Dy Ho Er Tm Yb Lu

Roc

k/C

hond

rite

T-1-6T-7

0.1

1.0

10.0

100.0

1000.0

La Ce Pr Nd Sm Eu Gd Tb Dy Ho Er Tm Yb Lu

Roc

k/C

hond

rite

T-8

Page 127: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

113

Çizelge 8.7 T-1 - T-8 nolu örneklerin makroskobik tanımlamaları

MAKROSKOBİK TANIM

T-1: Çok ince taneli, masif görünümlü, orta-koyu yeşil renkli kumtaşı görünümlü

kayaç. Kayacın içinde gaz boşluğu benzeri dokular olasılıkla demiroksit (?) ile

dolmuş bir biçimde.

T-2: Çok ince taneli, koyu renkli minerallerin hakim olduğu, kumtaşı görünümlü

kayaç, çok ince taneli metalik görünümlü, parlak hematit (?) benzeri minerallerce

zengin. Yer yer ince taneli kuvars damarcıklarınca kesilmiş.

T-3: Çok ince taneli, açık-orta yeşil renkli, kiltaşı-silttaşı görünümlü kayaç. Kayaç kil

bileşenlerince zengin özellikte. Çok az bir laminalaşmalı katmanlanma izlenmekte.

İnce taneli kuvars damarcıklarınca kesilmiş.

T-4: Olasılıkla grafitçe zengin, çok az bir laminalaşma - ince katmanlanmanın

izlendiği, siyaha yakın renkli, masif görünümündeki ince taneli kayaç. İnce taneli

kuvars damarcıklarınca kesilmiş.

T-5: Çok ince taneli, açık-orta yeşil renkte, çok az bir laminalaşma-ince

katmanlanmanın izlendiği, kiltaşı-silttaşı görünümündeki kayaç. Kayaç kil

bileşenlerince zengin özellikte. İnce karbonat ve kuvars damarlarınca kesilmiş.

T-6: Çok ince taneli, açık-orta yeşil renkte, açık ve koyu yeşil minerallerin etkin

olduğu masif kayaç. Kayaç kil bileşenlerince zengin özellikte.

T-7: Çok ince taneli, grafitçe zengin, yer yer pirit içeren, yapraklanmanın (şistozite)

çok belirgin olduğu, siyah renkli, kiltaşı-silttaşı görünümlü metamorfik kayaç.

T-8: Orta-iri taneli tamamen siderit kristallerinden oluşan, sarımsı-turumcumsu renkli

kayaç. Yer yer grafit benzeri koyu renkli mineraller sideritlere eşlik etmektedir.

Saçınımlı halde piritler izlenmekte.

Page 128: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

114

Çizelge 8.8 T-1 - T-8 nolu örneklerin mikroskobik tanımlamaları

MİKROSKOBİK TANIM T-1: Küçük mika pulcukları (serisit), kuvars, klorit, çok ince taneli, özşekilsiz plajioklas (albit?), zirkon ve opak mineraller. Çatlaklarda kuvars. İnce taneli, eş tane boylu ve yönlenmenin çok belirgin olmadığı kayaç. T-2: T-1 örneğine göre daha ince taneli, kuvars, serisit ve klorit içermekte. Bol opak mineraller. Oksidasyon koşullarının izlerinin fazla olduğu bir örnek. Çatlaklarda kuvars. Çok ince taneli yönsüz dokudaki kayaç. T-3: T-1’den daha küçük, T-2’den daha büyük tane boylu kayaç. T-2’nin okside olmamış şekli. Klorit (çok ince taneli, amfibolden dönüşmüş olabilir), serisitlerin tane boyları küçülerek illite doğru gidiyor (Bu iki tanım T-1 ve T-2 için de geçerlidir). İnce taneli kuvars ve plajioklas (albit?). Çatlaklarda kuvars. Çok ince taneli yönlenmenin çok belirgin olmadığı kayaç. T-4: Kıvrılmış “S” yapmış serisitler, kuvars, çok ince taneli klorit ve plajioklas (albit?). Çatlaklarda kuvars. Grafit ve opak mineral dizilimleri belirgin. T-1, T-2 ve T-3’ten daha iri taneli. Yönlü doku ve şistozite etkin (yeşilşist fasiyesi başlangıç metamorfizması). T-5: Serisit, klorit, kuvars ve çok ince taneli opak mineraller. Çatlaklarda kuvars, karbonat ve serisit. Çok ince taneli kayaç. Dokuda belli bir yönlenme gözlenmemektedir. T-6: Serisit, kuvars, plajioklas (albit?), klorit, grafit, aktinolit ve dissemine opak mineraller. Tane boyları T-1 örneği gibi. Dokuda doğrudan bir yönlenme gözlenmemektedir. T-1-6 (Yorum): Yeşilşist metamorfizma koşullarının başlangıcına karşılık gelen bir metamorfizma. Çok hızlı soğumuş bazik bir lav veya çok ince taneli bazik kül kökenli bir kayaç. Çok ender gelişmiş şistozite. Grafit birlikteliğe eşlik etmektedir. Detritik mineraller çok az gözlenmektedir. T-7: Kuvars, serisit, grafit ve pirit. Yönlenmeye paralel opak mineraller. Kayaç dalgalı yanıp sönmeli karbonat damarlarınca (siderit) kesilmiş. Yönlenme ve şistozitenin belirgin olduğu ince taneli bir kayaç. T-1 ve T-6 serisi ile dokusal olarak aynı olan ve klorit dışında mineralojik olarak çok benzer olan metamorfik kayaç. T-8: İri taneli, dalgalı yanıp sönmeli, iki yönde dilinimleri gelişmiş sideritler ile aralarında dalgalı yanıp sönmeli, özşekilsiz kuvarslar (kuvarslar içinde siderit kapanımları). Kıvrımlanmış grafitlere serisitler eşlik etmekte. Özşekilsiz piritler ve opak mineraller örnekte ayrıca gözlenmektedir.

Page 129: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

115

Çizelge 8.9 T-1 - T-8 nolu örneklerin XRD tanımlamaları XRD TANIMI

T-1: Kuvars, korit, mika/illit (serisit), feldispat (plj.), çok çok az (kalsit, karışık

tabakalı kil, amfibol grubu mineral, siderit, ankerit) ve pirit (?).

T-2: Kuvars, mika/illit (serisit), az (korit), çok çok az (ankerit, hematit, kalsit, feldispat

(plj.), karışık tabakalı kil, siderit,) ve pirit (?).

T-3: Kuvars, korit, mika/illit (serisit), çok az (kalsit, ankerit), çok çok az (feldispat

(plj.), karışık tabakalı kil, siderit, amfibol grubu mineral, kaolinit) ve pirit (?).

T-4: Kuvars, mika/illit (serisit), korit, çok az (kalsit), çok çok az (feldispat (plj.),

hematit, karışık tabakalı kil, siderit, ankerit, kaolinit), pirit (?), amfibol grubu mineral.

T-5: Kuvars, mika/illit (serisit), az (korit), çok az (ankerit, kalsit, feldispat (plj.)), çok

çok az (siderit, karışık tabakalı kil, kaolinit, hematit), pirit (?), amfibol grubu mineral.

T-6: Kuvars, korit, mika/illit (serisit), az (feldispat (plj.), çok az (kalsit), çok çok az

(karışık tabakalı kil, siderit, hematit, amfibol grubu mineral, ankerit), pirit (?) ve zeolit

grubu mineral (?).

T-7: Kuvars, siderit, mika/illit (serisit), çok az (kalsit, ankerit), çok çok az (feldispat

(plj.), hematit), pirit (?), amfibol grubu mineral (?), grafit (?).

T-8: Siderit, kuvars (?), grafit (?). Çizelge 8.10 T-1 - T-8 nolu örneklerin cevher mikroskobisi tanımlamaları

CEVHER MİKROSKOBİSİ TANIMI

T-1: Rutil (±lökoksenleşme), grafit (yer yer bükülmüş, kıvrılmış) ve pirit.

T-2: İlmenit (hematit+rutil iç içe izlenmekte ve dönüşüm ürünü), hematit, rutil, pirit (±

limonitleşme) ve ilmenohematit (hematit içinde ilmenit lamelleri).

T-3: Rutil (± lökoksenleşme), grafit (yer yer bükülmüş, kıvrılmış ve yönlenmeye

paralel dizilmiş) ve pirit (± limonitleşme).

T-4: Hematit (yönlenmeye paralel dizilmiş), grafit (yer yer bükülmüş, kıvrılmış ve

yönlenmeye paralel dizilmiş), pirit (± limonitleşme) ve rutil (± lökoksenleşme).

T-5: Rutil (± lökoksenleşme), pirit (± limonitleşme) ve grafit (yer yer bükülmüş, kıvrılmış). T-6: Rutil (± lökoksenleşme), grafit (hafif bükülmüş).

T-7: Rutil (± lökoksenleşme), pirit ve grafit.

T-8: Fahlerz (arsenopirit kapanımları), kalkopirit (± limonit), pirit, ilmenit ve grafit (?).

Page 130: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

116

Çizelge 8.11 T-1 - T-8 nolu örneklerin Raman Spektrometresi tanımlamaları

RAMAN SPEKTROMETRESİ TANIMI

T-1: Kuvars, albit, grafit, rutil, manyetit ve fuksit.

T-2: Kuvars, azurit, pirit, hematit+rutil (iç içe) ve manyetit.

T-3: Kuvars, enstatit, rutil ve fuksit.

T-4: Kuvars, zirkonsilikat, sölestin, azurit, hematit, rutil, manyetit ve fuksit.

T-5: Kuvars, hauyine (zeolit), pyrophyllite, grafit, pirit, rutil, viridian ve fuksit.

T-6: Aktinolit, grafit, rutil, anatas, malahit, ankerit ve fuksit.

T-7: Kuvars, schorl, grafit, pirit, rodokrozit ve fuksit.

T-8: Grafit, covellite, realgar, rodokrozit ve siderit. Çizelge 8.12 T-1-T-6, T-7 ve T-8 nolu örneklere özgü jeokimyasal karakteristikler

JEOKİMYASAL KARAKTERİSTİKLER

T-1-6 (Ortalama)

(%) CaO(1.3), K2O(4.7), MgO(5.5), ∑ Fe2O3(7.2), A.Z.(7.2), Al2O3(17.9) ve SiO2(54) (A.Ü.).

(ppm) TiO2(8800), Na2O(2800), P2O5(2500), V2O5(280), MnO(150) ve Cr2O3(95) (A.Ü.).

(ppm) S(550), Ba(350), Ce(78), La(39), Nd(36) ve Ni (42) (ACME).

T-7

(%) CaO(0.4), MgO(1.4), A.Z.(4.7), K2O(5.2), ∑ Fe2O3(12.9), Al2O3(19.3) ve SiO2(54.6) (A.Ü.).

(ppm) TiO2(5800), P2O5(2200), MnO(1900), Na2O(760), V2O5(220) ve Cr2O3(40) (A.Ü.).

(ppm) S(4600), Ba(1070), Ce(63), La(32), Nd(28) ve Ni (20) (ACME).

T-8

(%) MgO(0.2), SiO2(2), CaO(13), A.Z.(20) ve ∑ Fe2O3(62) (A.Ü.).

(ppm) MnO(9700), Na2O(1900), V2O5(50), TiO2(40), P2O5(40) ve Cr2O3(25) (A.Ü.).

(ppm) Cu(6000), S(4700), Sb(3200), As(960), Zn(130), Ba(55), Bi(34) ve Ag(16) (ACME).

Page 131: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

117

8.3 Karaçat Demir Yatağı ve Bekirhacılı Demir Oluşumlarının ve Çevresinin Karşılaştırılması

Bekirhacılı yöresinin jeoloji haritası Şekil 8.14’te verilmektedir. Bu bölgede derlenmiş

bulunan örneklerin yerleri harita üzerinde gösterilmektedir. Bu bölgede, Şekil 8.14’deki

jeolojik harita üzerinde görüldüğü gibi, Orta Kambriyen yaşlı Değirmentaş formasyonu

kireçtaşları içinde Bekirhacılı Spekülarit Yatağı yeralmakta olup, yatak halen

işletilmektedir. Ayrıca haritanın yakın doğusunda ve harita alanı dışında (Bekirhacılı

köyünün 1 km Kuzeydoğusunda) Taşlıktepe zuhurunda, Ordovisiyen yaşlı Armutludere

formasyonu karbonatlı kayaçları içerisinde, 35-40 m kalınlığında siderit mostraları

izlenmektedir.

Şekil 8.14’de izlenen Bekirhacılı köyünün yaklaşık 650 m güneyinde mostra veren, 5.1

bölümünde anlatılmış bulunan Prekambriyen yaşlı birimler içerisinde yer alan diyabaz

daykından örnekler derlenmiştir. Bu örneklerin bir bölümünün jeokimyasal analizleri

Çizelge 8.13’de sunulmaktadır (2, 1, 3a, 08-D1 ve 08-D2). 2 nolu örnek diyabaz

daykının merkezi kesiminden, 1 ve 3a nolu örnekler ise diyabaz daykının kenar

kesimlerinden derlenmiştir. Ayrıca, aynı diyabaz daykının bir başka noktasından alınan

örnek 08-D1 simgesi ile ve bu örneğin kenar kesiminden alınan başka bir örnek ise 08-

D2 simgesi ile gösterilmiştir. Tüm bu örneklerde SiO2 içeriğinin % 52’nin altında

olduğu görülmektedir. MgO içerikleri % 7,5 ile % 22 arasında, Al2O3 içerikleri de %

14–20 arasında değişmektedir. Burada bir diğer önemli sonuç, 2 nolu örnekte izlenmiş

bulunan 3226 ppm’lik Cr2O3 içeriğidir. Diğer örneklerde de sırasıyla 262, 133, 477 ve

135 ppm Cr2O3 içerikleri saptanmıştır. Bu son veriler diyabaz kimyası ile uyum içinde

görülmekte olup, yalnızca 2 nolu örneğin yüksek Cr içeriğinden dolayı, daha mafik

kayaçlarla da ilişkili olabileceği düşüncesini gündeme taşımaktadır.

Şekil 8.14’te sunulan jeolojik haritanın en güneydoğu sınırından; S-1, S-2 ve S-3 nolu

spilit örnekleri derlenmiştir. Bu örnekler, sahada yerli kaya yüzeylemeleri biçiminde

izlenenemekte olup, tamamen döküntüler şeklindedir. Saha çalışmalarında henüz ana

kayaçlarına yerli biçimde rastlanılamamıştır. Döküntülerinde ise, yastık yapılardan çok

volkanik bomba görünümü izlenmektedir. Ancak 2-3 cm’den 30 cm’ye değin ulaşabilen

ekmek benzeri yapıları ve özellikle içyapılarının masif (az gaz boşluklu), dış yapılarının

Page 132: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

118

Şekil 8.14 Bekirhacılı köyü ve civarındaki demir oluşumlarının jeolojik haritası (Arda, Tiringa, Ateşçi ve Çelik, 2007)

Page 133: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

119

ise yoğun gaz boşluklu görünümü ile bazik kayaç lav kalıntısı izlenimini

sergilemektedirler. Bu üç örnekte SiO2 içerikleri, % 59 ile % 67 arasında değişmekte

olup, olasılıkla yüksek SiO2 içeriğinin; kayacı kateden mikro ve mesokristalen damar

şekilli kuvars mineralleri ile boşluk dolgusu kuvars kristalleri ve geç evre alterasyonlar

ile yükseldiği düşünülmektedir. Al2O3 içerikleri % 5 ile % 11 arasında değişmektedir.

Buna karşın Fe2O3 içerikleri % 16 ile % 27 arasındaki, yüksek oranlara işaret

etmektedir.

Ayrıca Şekil 8.14’te izlenen, Bekirhacılı köyünün hemen güneyinde, ilk bakışta meta

volkanotortul görünümlü, kumtaşı-konglomera litolojisi ile başlayan, kiltaşı, karbonat

ardalanması biçiminde süregelen, yaklaşık 200-250 m kalınlığındaki bir istiften de

örnekler derlenmiştir. Bu örneklerden, kiltaşı görünümünde olan yeşil renkli bölümden

derlenen 08Y-D4 ve 08Y-D5 nolu örnekler, karbonat merceği içeren kiltaşı benzeri

görünümlü bölümden derlenen 08Y-D6, 08Y-D8 nolu örnekler ve kumtaşı-konglomera

görünümlü bölümden derlenen 08Y-D9, 08Y-D10 ve 08Y-D11 nolu örnekler

jeokimyasal analizlerle değerlendirilmiştir. Yeşil renkli bölümlerde, yüksek SiO2

içerikleri (% 54), buna karşın mavi kesimlerde daha düşük SiO2 içerikleri (% 2-% 41)

belirgindir. Buna karşın, yeşil renkli bölümler düşük CaO içeriğine (% 3,6), mavi

kesimler ise yüksek CaO içeriğine (% 11-% 32) ve yüksek A.Z. içeriğine (% 15-% 41)

sahiptir. Tüm bu dört örnekte Cr2O3 içerikleri; 16 ppm ile 195 ppm arasında

değişmektedir. Konglomeratik görünümlü litolojilerden derlenen 08Y-D9, 08Y-D10 ve

08Y-D11 nolu örneklerin kimyaları, polijenik karakterlerinden dolayı kendi aralarında

oldukça farklılıklar sergilemektedir. Bu örneklerde en çok dikkati çeken nokta, Cr2O3

içeriklerinin 175 ppm ile 418 ppm arasında değişim sergilemesidir. Bu durum ise,

kumtaşı-konglomera litolojisinde izlenen bu birimin içerisinde gözlenmiş bulunan ve

bölüm 6.1.3’te petrografik detayları sunulmuş bulunan, kayacın bileşenlerini oluşturan

volkanit komponentlerin, bazik kökenli bir kaynaktan türediğine işaret etmektedir.

Bu şekilde, Çizelge 8.13’de sunulan jeokimyasal veriler, Bekirhacılı köyü çevresindeki

Prekambriyen yaşlı birimler içerisindeki; spilit, diyabaz ve bazik volkanit ara katkılı

meta tortulların varlığını açık biçimde ortaya koymaktadır. Karaçat Demir Yatağı’nın

kuzeybatısında Prekambriyen yaşlı birimlerin içinden derlenmiş bulunan olası bazik

Page 134: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

120

rinin jeokimyaları

Page 135: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

121

kökenli T-1 – T-6 serisi kayaçlar ile, Çizelge 8.13’de sunulmuş bulunan bazik karakterli

volkanitler arasında kökensel bir birlikteliğin varlığının işaretleri de bu şekilde

güncelleşmektedir.

Bu şekilde, Dayan (2007) ve Dayan vd. (2008)’de sunulmuş bulunan; yatağın oluşumu

konusundaki olası volkanik-sinsedimanter tipe doğru olan yönelim, bu çalışma

kapsamında da özgünlük kazanmaktadır.

8.4 Karaçat Demir Yatağı Cevher ve Yankayaçlarının Jeokimyası

Karaçat Demir Yatağı yankayaçlarından derlenen örneklerden; mermerlerden (07Y-D5),

kireçtaşlarından (07Y-D18), kalkşistlerden (07Y-D2), metasilttaşlarından (06Y-D1),

metakumtaşlarından (06Y-D16) ve kuvarsitlerden (06Y-D24) nolu örneklerde

jeokimyasal analizler yapılmıştır (Çizelge 8.14).

Bu analizler incelendiğinde, mermerlerden kuvarsitlere doğru olan Al2O3 ve SiO2

içeriklerindeki artış belirgindir. Buna karşın, örneklerin CaO içerikleri ile A.Z.

içeriklerinde düşüş izlenmektedir. Diğer element analiz sonuçları, yukarıdaki paragrafta

anılan litolojiler ile büyük bir uyum ve paralellik sergilemektedir.

Page 136: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

122

Çizelge 8.14 Karaçat Demir Yatağı yankayaç örneklerine özgü jeokimyasal veriler

Page 137: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

123

Karaçat Demir Yatağı’ndan derlenmiş bulunan örneklerden seçilen; siderit (KRÇ-1,

ND-5c, 06Y-D6, 08Y-D14 ve 08Y-D15), hematit (06Y-D8 ve 07Y-D22) ve limonit-

götit (06Y-D5 ve 06Y-D26) örnekleri jeokimyasal analizlerle değerlendirilmiştir

(Çizelge 8.15). Siderit örneklerinden KRÇ-1 ve ND-5c örnekleri, sahada Karaçat Demir

Yatağı’nın kuzeybatısındaki Demirçoluğu dereden derlenmiş bulunan T-1 – T-6

örnekleriyle yanal geçişli konumda gözlenmektedir. Bu iki siderit örneği ile, T-1 – T-6

serisi kayaçlar kökensel ilişkilidir. 06Y-D6 nolu örnek Karaçat Yatağı’nda halen

işletilmekte olan ana ocaktan alınmıştır. 07Y-D14 ve 07Y-D15 nolu örnekler ise,

Karaçat Demir Yatağı ana cevher ocağının yankayacı konumunda olan, ana ocağın 300

m güneybatısında yeralan ve Ordovisiyen yaşlı Armutludere formasyonu içerisinde,

2008 yılında yapılan 70 ve 71 nolu sondajlardan, sırasıyla 226. ve 219. metre

derinliklerindeki siderit karot örneklerinden alınmıştır.

Bu siderit örneklerinde Çizelge 8.15’te görüldüğü gibi; MnO içerikleri % 0,68 - % 1,10

arasında, SiO2 içerikleri % 0,02 ile % 8,92 arasında, A.Z. içerikleri % 14,90 ile % 32,35

arasında, Fe2O3 içerikleri ise % 53,41 ile % 78,51 arasında değişmektedir. Diğer

element içerikleri, siderit kimyası ile uyum içerisindedir.

06Y-D8 ve 07Y-D12 nolu hematit örneklerinde; MnO içerikleri % 1,37 ile % 1,49

arasında, CaO içerikleri % 0,36 ile % 2,19 arasında, SiO2 içerikleri % 6,80 ile % 8,61

arasında değişmektedir. A.Z. içerikleri % 7,03 ile % 9,34 arasındadır. Fe2O3 içerikleri

ise % 77,17 ile % 84,33 arasında değişimler sergilemektedir. Bu içerikler ve Çizelge

8.15’te verilen hematit örneklerine özgü diğer kimyasal veriler, hematit kimyası ile

uyum içindedir.

06Y-D5 ve 06Y-D26 nolu, siderit ve hematitlerin dönüşüm ürünü olan limonit ve götit

örneklerinde ise; MnO içeriği % 1,01 ile % 1,15 arasında, SiO2 içerikleri % 0,52 ile %

3,59 arasında, CaO içerikleri % 6,20 ile % 7,85 arasında değişmekte olup, A.Z. içeriği

ise % 11,05 ile % 11,30 arasındadır. Fe2O3 içerikleri % 73,73 - % 79,53 arasında

değişmektedir. Çizelge 8.15’te sunulmuş bulunan diğer kimyasal veriler de, limonit ve

götit kimyası ile büyük bir uyum içerisindedir.

Page 138: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

124

Çizelge 8.15 Karaçat Demir Yatağı’na özgü cevher örneklerinin, jeokimyasal verileri

Page 139: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

125

9. MODEL ve KÖKEN

Özgül ve Kozlu (2002), İnfrakambriyen yaşlı Emirgazi grubunun Kozan

formasyonunun Oruçlu üyesi içerisinde, metavolkanit (asidik-ortaç bileşimli) kayaçların

varlığını, Doğu Toroslar yöresinin stratigrafisi ve yapısal konumu ile ilgili

çalışmalarında belirtmişlerdir. Ancak, bu çalışmalarında bazik volkanik kayaçlardan söz

edilmemektedir.

Gürsu (2008)’nun Batı Toroslar’daki Sandıklı Bölgesi için hazırlamış oldukları, Orta

Toroslar, Pre-Erken Kambriyen mafik dayklarının rift ilişkisinin petrojenetik ve

tektonik önemi konulu çalışmasında, 520-550 my yaşlı (Tommotian) riftle ilgili (Alt

Kambriyen) mafik volkanik kayaçlardan bahsedilmektedir. Rift modeli Gürsu ve

Göncüoğlu (2005 a)’ndan olduğu gibi alınarak, aşağıda Şekil 9.1’de sunulmaktadır.

Karaçat Demir Yatağı’nın kökenine yönelik, bu çalışma kapsamında sunulmuş bulunan

Prekambriyen yaşlı birimler içerisinde gözlenmiş bulunan, spilit ve diyabazlar ile

volkanik ara katkılı meta tortulların varlığı ve bu kayaçların yüksek Cr2O3 içerikleri,

bazik volkanizmanın yaş aralığının daha erken safhalara gidebileceğini ve rift modelinin

belki de daha erken evrelerinin sahadaki varlığına işaret etmektedir. Bu özgün sonucun,

daha sonra yapılacak ayrıntılı çalışmalar ile detaylandırılması gerekmektedir.

Geniş bölgede sadece asit ve ortaç volkanitlerin değil, bazik volkanizmanın da varlığı;

bazik volkanizmayla ilgili volkanik-sinsedimanter veya eksalatif sedimanter demir

yataklarının oluşumu düşüncesi, Dayan vd. (2008)’nin tartışma, deneştirme ve yorum

bölümündeki sentez ile büyük bir paralellik göstermektedir. Ancak Dayan vd.

(2008)’nde; Attepe Demir Yatakları için, demir oluşumlarının Fe element kökeni

konusunda, oluşum ortamındaki olası bazik kayaçlara doğru olan eğilimden (izlerden)

bahsedilmekte, ancak bazik volkanik kayaçlar konusunda nicel verilerden

bahsedilmemekte, sadece Prekambriyen’in bu kayaçların varlığı konusunda araştırılması

önerilmektedir. Karaçat Demir Yatağı ile ilgili yapılan bu çalışmada saptanmış bulunan

bazik volkanik kayaçlara yönelik bulgular ise, şu an için bu boşluğu tamamen

dolduramayacak, ancak başlangıç aşamasında kökene ışık tutabilecek nitelikleri

Page 140: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

126

sergilemektedir.

Yatağın oluşumundan sonraki son safhada, geç evre etkileşimlerle yatağın bugünkü

konuma geldiği düşünülmektedir.

Bundan sonra yapılacak saha ve laboratuar çalışmaları ile Prekambriyen yaşlı

litolojilerin açınımının, bazik volkanizma açısından değerlendirilmesi önerisi, bu

bölümün son sözü olarak söylenebilinir.

Şekil 9.1 Geç Neoproterozoyik-Erken Kambriyen’de Gondvana kuzeyinin tektonik evrim modeli (Gürsu ve Göncüoğlu, 2005 a)

Page 141: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

127

10. YORUM

Burada verilmesi gereken tartışma ve deneştirme bölümleri, Dayan vd. (2008)’nde bu

bölümün geniş bir biçimde sunulması ve bu çalışmada elde edilen verilerin aynı

çalışmadaki verilerle büyük ölçüde örtüşmesi nedenleri ile verilmeyecektir. Buna

karşın, Karaçat Demir Yatağı’nın bu çalışma kapsamında yapılan saha ve laboratuar

çalışmaları sonucunda yorumlanması, bir akım şeması çatısı biçiminde aşağıda, toplu

olarak sunulacaktır:

Karaçat Demir Yatağı’nın Yorumu

SAFHA I

Karaçat Fe yatağı çevre kayaçları (siderit oluşumları ile ardalanan veya yanal geçişli,

çok ince taneli volkanik lav veya eksalatif tüfitler (?)) içerisinde Demirçoluğu dere

kesitinde, Cr element kaynağı olarak viridian ve fuksit minerallerinin saptanması ve

Attepe Fe Yatağı yan kayaçları ile deneştirilmesi.

SAFHA II

Bekirhacılı kesitinde; kromit içeren diyabaz-mikrogabro, spilit (?) ve bazik volkanit ara

katkılı metatortulların Prekambriyen yaşlı birimler içerisinde saptanması.

SAFHA III

Prekambriyen yaşlı, rift kökenli volkanik-sinsedimanter veya ekselatif sedimanter

birincil kökenli Fe yataklarının özgünleşmesi.

SAFHA IV

Prekambriyen yaşlı ana yatak ve zuhurlardan Kambriyen, Ordovisiyen veya daha genç

birimler içerisine kimyasal sedimantasyon yolu ile Fe elementinin taşınması (göçü) ve

böylelikle ikincil Fe yataklarının oluşumu.

Page 142: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

128

SAFHA V

Metamorfizma ve geç evre kıvrılma-kırılma tektoniği, yatakların veya Fe elementinin

zayıf zonlara hareket veya mobilizasyonları, madde alışverişleri (metazomatozları) ve

karstlaşmaları (bu şekilde yatakların yüzeylenerek son (güncel) şekillerini almaları).

Karaçat Fe Yatağı’nın Oluşumu

Page 143: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

129

11. SONUÇLAR

1. Toridler Tektonik Birliği içerisinde yer alan Karaçat Demir Yatağı ile yakın ve uzak

çevresinde, Geyikdağı birliğine özgü; Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu, Alt

Kambriyen yaşlı Zabuk formasyonu, Orta Kambriyen yaşlı Değirmentaş formasyonu ve

Ordovisiyen yaşlı Armutludere formasyonu yüzeyler.

2. Emirgazi formasyonu; metakırıntılılar (metakiltaşı, metasilttaşı ve metakumtaşı-

kayrak), metavolkanitler (diyabaz, bazik lav-spilit veya çok ince taneli bazik kül ve

volkanit ara katkılı meta tortullar) ile metakarbonat düzeylerini (kristalize kireçtaşı,

dolomitik kireçtaşı, ankerit ve siderit) kapsar. Zabuk formasyonu; alt düzeylerinde

yeşilimsi renkli kuvarsarenitlerle başlar, mor renkli kuvarsitlerle devam eder, üst

düzeylerinde ise mavimsi krem renkli kuvarsitlerle temsil edilir. Emirgazi formasyonu

üzerine açılı uyumsuzlukla gelir. Değirmentaş formasyonu; killi bir seviye ile başlar,

üste doğru dolomitik kireçtaşlarıyla devam eder ve rekristalize kireçtaşlarıyla sonlanır.

Değirmentaş formasyonu üzerine uyumlu olarak gelen Armutludere formasyonu, alt

seviyelerinde kalkşist merceklerinin yoğun olduğu metaşeyl ve killi şistlerden oluşur.

3. Karaçat Demir Yatağı’nda, şuanki konumu ile cevher ve yan kayaçlar (Zabuk

formasyonu, Değirmentaş formasyonu ve Armutludere formasyonu) tektonik ilişkilidir.

Cevher, genelde hematit ve götitten oluşmakta olup, büyük bir bölümü ile siderit

dönüşüm ürünü şeklinde izlenmektedir.

4. Cevherleşme sonrası gelişen faylar, derinlerde yer alan kimyasal sedimantasyonla

ilişkili sedimanter kökenli cevher kütlelerini yüzeyle buluşturmuş ve bu fay zonlarında

yaygın biçimde gelişen karstlaşma ve yüzeysel alterasyon olaylarının etkisinde kalan

cevherler oksitlenerek, limonit ve götit minerallerine dönüşümü yaşamışlardır.

Böylelikle demir elementince zenginleşmişler ve bugün işletilen ocakları

oluşturmuşlardır.

5. Yatak içinden alınan örneklerde mikroskobik çalışmalarla; kuvarsit-metakumtaşı,

metabazik kayaçlar, volkanik ara katkılı metatortullar, metasilttaşı-kalkşist, kireçtaşı-

Page 144: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

130

mermer, siderit, hematit ve limonit-götit grupları ayırtlanmıştır.

6. Cevher mikroskobisi çalışmaları ile cevher örneklerinde sideritlere eşlik eden pirit ve

limonit-götit mineralleri ile hematitlere eşlik eden pirit, piroluzit ve psilomelan grubu

mangan mineralleri, limonit-götit, rutil ve anataz ile karbonat minerallerine

rastlanmıştır. Siderit örneklerinde yapılan çalışmalarda, sideritlerin birçok kesitte

limonite dönüştüğü, limonit örneklerinde ise siderit mineral reliktlerinin varlığı

gözlenmiştir. Bu bağlamda, yatakta işletilen demir elementince zengin limonit ve

götitlerin büyük ölçüde siderit dönüşüm ürünü olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, mangan

mineralleri ve rutil-anataz limonitler içinde kapanımlar halinde, ya da boşluklarda

izlenirken, bazı boşluklarda özşekilli piritler de gözlenmiştir.

7. Jeokimya çalışmalar ile; siderit örneklerinde; toplam demir içeriği (Fe2O3) % 53,41-

78,51 arasında değişirken, SiO2 içeriği % 0,02-8,92, MnO içeriği % 0,68-1,10, Al2O3

içeriği % <0,02-1,31, MgO içeriği % <0,05-1,84, CaO içeriği % 2,45-6,08 ve A.Z.

içeriği % 14,90-32,35’tir. Hematit örneklerinde de toplam demir içeriği (Fe2O3) %

77,17-84,33 arasında değişirken, SiO2 içeriği % 6,80-8,61, MnO içeriği % 1,37-1,49,

Al2O3 içeriği % 0,09-0,12, MgO içeriği % <0,06-0,73, CaO içeriği % 0,36-2,19 ve A.Z.

içeriği % 7,03-9,34’tür. Limonit-götit örneklerinde toplam demir içeriği (Fe2O3) %

77,73-79,53 arasında değişirken, SiO2 içeriği % 0,52-3,59, MnO içeriği % 1,01-1,15,

Al2O3 içeriği % 0,09-0,42, MgO içeriği % <0,04-0,18, CaO içeriği % 6,20-7,85 ve A.Z.

içeriği % 11,05-11,30’dur.

8. Karaçat Demir Yatağı’nın kuzeybatısında yer alan Demirçoluğu derede,

Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu içinden alınan ve sideritlerle ardalanan veya

yanal geçişli bazik volkanit örneklerinde (bazik lav veya çok ince taneli bazik kül: çok

ince taneli volkanik lav veya tüfit) yapılan mineralojik, petrografik ve jeokimyasal

çalışmalar ile, bu birimin Attepe Demir Yatağı yankayaçları ile aynı litokimyasal

özellikleri sergilediği saptanmıştır. Demirçoluğu dereden derlenen örneklerde, fuksit ve

viridian (Cr2O3.2H2O) minerallerine rastlanmış ve daha önce Attepe Demir Yatağı

cevher ve yankayaçlarında jeokimyasal analizlerde karşılaşılmış bulunan Cr element

kökenine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Bu iki ayrı lokalitede yer alan litolojiler arasındaki

Page 145: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

131

tek ayrıcalık; Attepe Demir Yatağı’nda anılan birim içerisinde bitüm içeren malzemenin

(grafit) ve piritlerin yoğunluğuna karşın, Demirçoluğu derede bitüm içeren malzeme

(grafit) ve piritlere daha az biçimde rastlandığıdır.

9. Bekirhacılı köyünün uzak güneyinde, Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu

içerisinde yer alan metakum-kil taşlarını kesen diyabaz daykının varlığı bu çalışma ile

özgünlük kazanmaktadır. Anılan daykta yapılan jeokimyasal çalışmada 3200 ppm Cr2O3

içeriği saptanmıştır (mikroskobi çalışmalarında da kromit minerali belirlenmiştir).

Ayrıca, yerli mostralarına rastlanılmamış olsa dahi, bazik volkanit (spilit) parçaları da

bu lokalitenin çok yakın güneydoğusunda gözlemlenmektedir. Aynı zamanda,

Bekirhacılı köyünün yakın güneyinde Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu

içerisinde yer alan volkanit ara katkılı metatortullar da bu çalışma çatısında ortaya

konulmuştur. Bu metatortullar içerisinde yer alan polijenik konglomera veya polijenik

kaba kumtaşlarında gözlenen bazik kayaç parçaları (spilit), jeokimyasal çalışmalarla da

(yüksek Cr içeriği) desteklenmektedir. Bu özgün sonuç; bölgede daha önceleri

Prekambriyen yaşlı Emirgazi formasyonu içerisinde rastlanmış bulunan asit ve ortaç

volkanik kayaçlara, bazik volkanik kayaçların da eşlik etmesi nedeniyle, gerek

kökensel, gerekse de bölgenin jeolojisinin açınımı açısından anlam taşımaktadır.

10. Bu koşullarda ve tüm çalışma, bölgede yapılan eski çalışmalar ile birlikte

yorumlandığında; Yahyalı (Kayseri)-Mansurlu (Feke-Adana) Bölgesi demir

yataklarının, Prekambriyen yaşlı, rift kökenli volkanik-sinsedimanter veya ekselatif

sedimanter kökenli demir yatakları ile yakın akrabalıkları güncellik kazanmaktadır.

11. Prekambriyen yaşlı ana yatak ve zuhurlardan, Kambriyen, Ordovisiyen veya daha

genç birimler içerisine kimyasal sedimantasyon yolu ile Fe elementinin taşınması

(göçü), daha geç evreyi karekterize etmektedir. Metamorfizma ve en geç evre kıvrılma-

kırılma tektoniği, yatakların veya Fe elementinin zayıf zonlara hareket veya

mobilizasyonları, madde alışverişleri (metazomatozları) ve karstlaşmaları (bu şekilde

yatakların yüzeylenerek son (güncel) şekillerini almaları) ise, gelişimin son aşama ve

evresi biçiminde yorumlanmıştır. Böylelikle, Karaçat Demir Yatağı Prekambriyen

yaşındaki olasılıkla birincil demir yataklarından taşınarak oluşmuş ve deforme olmuş

Page 146: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

132

yatak türünü temsil etmektedir.

12. Özellikle; bölgedeki Prekambriyen yaşlı birimlerin detaylı biçimde haritalanması,

bu litolojilere yönelik petrokimyasal çalışmaların yapılması, bu litolojilerde olası

volkanik süreçlerin izlerinin aranması ve çoğaltılması ve de bulunması durumunda ise,

demir yatakları ile ilişkilerinin araştırılması gibi süreçlerin, bundan sonra yapılacak

çalışmalarda önemli olacağına, bu konuya zaman ve mekan içerisinde açıklık

getirileceğine, inanılmaktadır.

Page 147: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

133

KAYNAKLAR

Abdüsselamoğlu, Ş. 1959. Yukarı Seyhan Bölgesinde Doğu Toroslar’ın Jeolojik Etüdü.

MTA Enst. Raporu, Rap. No.2668, 38 s., Ankara (yayınlanmamış).

Alan, İ., Şahin, Ş., Altun, İ., Bakırhan, B., Balcı, V., Böke, N., Saçlı, L., Pehlivan, Ş.,

Kop, A., Hanilçi, N. ve Çelik, Ö.F. 2007. Orta Toroslar’ın Jeodinamik

Evrimi, Ereğli (Konya)-Ulukışla (Niğde)-Karsantı (Adana)-Namrun

(İçel) Yöresi. MTA Rap. No: 11006, 245 s., Ankara (yayınlanmamış).

Arda, N., Tiringa, D., Ateşçi, B., Akça, A. ve Tufan, E. 2008. Yahyalı (Kayseri)-

Mansurlu (Feke-Adana) Yöresi Demir Sahaları Maden Jeolojisi Ara

Raporu. MTA Rap. No: 44437, 75 s., Ankara (yayınlanmamış).

Arıkan, Y. 1966. Adana İli, Kozan ve Feke İlçeleri Demir Zuhurları Hakkında Ön

Rapor. MTA Rap. No: 859, Ankara (yayınlanmamış).

Arıkan, Y. 1968. Mansurlu Demir Zuhurları (Feke-Yahyalı; Adana-Kayseri). MTA Rap.

No: 410, Ankara (yayınlanmamış).

Ayhan, A. ve İplikçi, E. 1980. Adana İline Bağlı Kozan-Feke Saimbeyli Dolayının

Jeoloji Raporu. MTA Derleme No: 6737, Ankara (yayınlanmamış).

Ayhan, A. 1983. Aladağ Yöresi Karbonatlı Pb-Zn Yataklarının Kökeni. TJK Bülteni, 26

(2); 103-116.

Ayhan, A. ve Lengeranlı, Y. 1986. Yahyalı-Demirkazık (Aladağlar Yöresi) Arasının

Tektonostratigrafik Özellikleri. TMMOB Jeoloji Müh. Odası Derg.,

27;31-45.

Ayhan, A. 1988. 1:100.000 Ölçekli Açınsama Nitelikli Türkiye Jeoloji Haritaları Serisi,

Kozan-J 21 Paftası. MTA Gen. Müd. Yayını, 12 s., Ankara.

Aziz, A. ve Erakman, B. 1980. Tufanbeyli (Adana)-Sarız (Kayseri)-Gürün (Sivas)

İlçeleri Arasında Kalan Alanın Jeolojisi ve Hidrokarbon Olanakları.

TPAO Rapor no: 1526, Ankara (yayınlanmamış).

Blumenthal, M.M. 1941. Niğde ve Adana Vilayetleri Dahilindeki Toroslar’ın

Jeolojisine Umumi Bir Bakış. MTA Rap. No: 6, Ankara

(yayınlanmamış).

Blumenthal, M.M. 1944. Kayseri-Malatya Arasındaki Toros’un Permo-Karboniferi.

MTA Enst. Mecm., 31 (1); 105-133.

Page 148: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

134

Blumenthal, M.M. 1956a. Karaman-Konya Havzası Güneybatısında Toros Kenar

Silsileleri Şist-Radyolarit Formasyonunun Stratigrafi Meselesi. MTA

Dergisi, 48; 1-13.

Blumenthal, M.M. 1956b. Yüksek Bolkardağ’ın Kuzey Kenar Bölgelerinin ve Batı

Uzantılarının Jeolojisi. MTA yayını, seri D, 7, 153 s., Ankara.

Bozkaya, Ö., Gürsu, S. and Göncüoğlu, M.C. 2006. Textural and mineralogical

evidence for a Cadomian tectonothermal event in the eastern

Mediterranean (Sandıklı-Afyon area, western Taurides, Turkey). Science

Direct Gondwana Research. 10; 301-315.

Brennich, G. 1961. Türkiye Demir Cevheri Ruhsatı. MTA Rap No: 215, Ankara

(yayınlanmamış).

Çolakoğlu, A. R. ve Kuru, S. G. 2002. Attepe Demir Yatağı’nda Jeotermometrik Ölçüm

Çalışmaları. MTA Dergisi, 125; 1-11.

Çolakoğlu, A. R. 2003. Attepe Demir Yatağı’nda Jeotermometrik Ölçüm Çalışmaları

Makalesinin Eleştirisine Cevap. MTA Dergisi, 126; 89-91.

Dağlıoğlu, C. 1988. Kozan-Feke-Saimbeyli Tufanbetli (Adana İlçeleri)-Sarız (Kayseri)

İlçesi Dolayının Demir Cevherleşmeleri Prospeksiyonu Jeoloji Raporu.

MTA Derleme No: 9215, 102 s., Ankara (yayınlanmamış).

Dağlıoğlu, C. 1990. T.D.Ç.İ Genel Müdürlüğü Adına Adana-Feke-Mansurlu Çevresinde

İR:1704, AR:1544, İR:1660, İR:1662 Ruhsat Alanlarında Yapılan Etüt ve

Arama Çalışmaları Jeoloji Raporu. MTA Derleme No: 8910, Ankara

(yayınlanmamış).

Dağlıoğlu, C. ve Bahçeci, A. 1992. Adana-Feke-Mansurlu TDÇİ Ruhsat Sahalarının

(Attepe, Koruyeri (Mağarabeli) Değerlendirme Raporu. MTA Derleme

No: 9339, Ankara (yayınlanmamış).

Dağlıoğlu, C., Bahçeci, A. ve Akça, İ. 1998. Attepe, Koruyeri (Mağarabeli), Hanyeri

Batısı (TDÇİ Genel Müdürlüğüne Ait) Demir Madenlerinin

Değerlendirme Raporu. MTA Derleme No: 10101, Ankara

(yayınlanmamış).

Dayan, S. 2007. Adana-Mansurlu Attepe Civarındaki Demir Yataklarının Jeolojik,

Petrografik ve Yapısal Özelliklerinin İncelenmesi. Ankara Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 125 s., Ankara

Page 149: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

135

(yayınlanmamış).

Dayan, S., Ünlü, T. ve Sayılı, İ.S. 2008. Adana-Mansurlu Attepe Demir Yatağı’nın

Maden Jeolojisi. Jeoloji Mühendisliği Dergisi, 32 (2); 1-44.

Demirtaşlı, E. 1967. Pınarbaşı-Sarız-Mağara Civarının Jeoloji Raporu. MTA Enst.

Raporu, Rap. No: 1935, 129 s., Ankara (yayınlanmamış).

Gürsu, S., Göncüoğlu, M.C. and Bayhan, H. 2004. Geology and Geochemistry of the

Pre-early Cambrian Rocks in the Sandikli Area: Implications for the Pan-

African Evolution of NW Gondwanaland. Gondwana Research, 7 (4); 923-935.

Gürsu, S. and Göncüoğlu, M.C. 2005 a. Early Cambrian back-arc volcanism in the

western Taurides, Turkey: implications for rifting along the northern

Gondwanan magrin. Geol. Mag., 142 (5); 617-631.

Gürsu, S. ve Göncüoğlu, M.C. 2005 b. Batı Toroslar’ın (Sandıklı GB’si, Afyon) Geç

Neoproterozoyik ve Erken Paleozoyik Yaşlı Birimlerinin Jeolojisi ve

Petrografisi. MTA Dergisi, 130; 29-55.

Gürsu, S. and Göncüoğlu, M.C. 2006. Petrogenesis and tectonic setting of Cadomian

felsic igneous rocks, Sandıklı area of the western Taurides, Turkey. Int. J.

Earth Sci. (Geol. Rundsch) 95; 741–757.

Gürsu, S. 2008. Petrogenetic and Tectonic Significance of Rift-Related Pre–Early

Cambrian Mafic Dikes, Central Taurides, Turkey. International Geology

Review, 50; 895–913.

Gürsu, S. and Göncüoğlu, M.C. 2008. Petrogenesis and geodynamic evolution of the

Late Neoproterozoic post-collisional felsic magmatism in NE Afyon area,

western central Turkey. Geological Society, London, Special Publications, 297;

409-431.

Henden, İ., Önder, E. ve Yurt, M.Z. 1978. Adana-Kayseri, Mansurlu-Karaköy (Attepe,

Elmadağ Beli, Kızıl Mevkii, Menteşdere, Uyuzpınarı) Demir Madenleri Jeoloji

ve Rezerv Raporu. MTA Derleme Arşivi Rap. No: 6394, Ankara

(yayınlanmamış).

Henden, İ. ve Önder, E. 1980. Attepe (Mansurlu) Demir Madeni’nin Jeolojisi. TJK

Bülteni, 23 (1); 153-163.

Kröner, A. and Şengör, A.M.C. 1990, Archean and Proterozoic ancestry in late

Precambrian to early Paleozoic crustal elements of southern Turkey as revealed

Page 150: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

136

by single-zircon dating. Geology, 18; 1186-1190.

Küpeli, Ş. 1986. Attepe (Mansurlu-Feke) Yöresinin Demir Yatakları. Selçuk Üniv. Fen

Bilimleri Ens., Yüksek Lisans Tezi, 111 s., Konya (yayınlanmamış).

Küpeli, Ş. 1991. Attepe (Mansurlu-Feke) Yöresi Demir Yataklarının Jeolojik,

Petrografik ve Jenetik İncelemesi. Selçuk Üniv. Fen Bil. Enst., Doktora Tezi,

227 s., Konya (yayınlanmamış).

Küpeli, Ş. 1998. Attepe (Mansurlu-Feke-Adana) Yöresi Demir Yataklarının Jeolojisi ve

Kökeni. C. Ü. Müh. Fak. Derg., Seri A-Yerbilimleri, 15 (1); 101-118.

Küpeli, Ş., Ayhan, A., Karadağ, M. M., Arık, F., Döyen, A. ve Zedef, V. 2006. Attepe

(Feke-Adana) Demir Yataklarındaki Siderit Mineralizasyonunun C, O, S ve Sr

İsotop Çalışmaları ve Jenetik Bulgular. JMO 59. Türkiye Jeoloji Kurultayı

Bildiri Özleri Kitabı, 143-144, Ankara.

Lucius, M. 1927. Antitoros Silsilesinde Zamantı Suyu ile Göksu Arasında Faraşa Demir

Madeni Zuhurunda Yapılan Jeolojik Taharriyet Hakkında Rapor. MTA Rap.

No: 421, 84s., Ankara (yayınlanmamış).

Metin, S., Papak, İ., Keskin, H., Özsoy, İ., Polat, N., Altun, İ., Haznedar, H., Karabalık

N. ve Konuk, O. 1982. Tufanbeyli-Sarız-Göksun ve Saimbeyli Arasının

Jeolojisi (Doğu Toroslar). MTA Enst. Raporu, Rap no: 7129, 123 s., Ankara

(yayınlanmamış).

Metin, S. 1984. Doğu Toroslarda Derebaşı (Develi), Armutalan ve Gedikli (Saimbeyli)

Köyleri Arasının Jeolojisi. İ.Ü. Müh. Mim. Fak. Yerbilimleri Dergisi, 4 (1-2);

45-66.

Metin, S., Ayhan, A. ve Papak, İ. 1985. Doğu Torosların Batı Kesiminin Jeolojisi (GGD

Türkiye). MTA Dergisi, 107; 1-13.

Monod, O. 1977. Recherces Geologiques Dans le Taurus Occidental au sud de

Beyşehir-Turqie). These d’etat, l’Unıv. De Paris sud., Center d’Orsay, 442 s.,

Paris (yayınlanmamış).

Okay, İ.A. 2004. Türkiye’nin Jeolojisinde Paleo-Neotetis Problemi. Türkiye Jeoloji

Kurultayı, Bildiri Özleri, s., 8-9. Ankara.

Öncel, S. 1989. Sazak-Karaköy-Delialiuşağı (Yahyalı-Kayseri) Köyleri Arasının

Jeolojisi ve Maden Yatakları. Selçuk Üniv. Fen Bil. Enst., Yüksek Lisans Tezi,

89 s., Konya (yayınlanmamış).

Page 151: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

137

Önder, E. ve Şahin, M. 1979. Adana-Feke-Mansurlu (Hanyeri, Çaldağı, Taşlık Tepe,

Mursal Tepe, Bahçecik, Çandırlar, Kısacıklı) Demir Sahaları Jeoloji ve Kozan,

Saimbeyli İlçeleri Prospeksiyon Raporu. MTA Maden Etüt Arşiv Rap. No:

1636, Ankara (yayınlanmamış).

Özgül, N. 1971. Orta Toroslar’ın Kuzey Kesiminin Yapısal Gelişiminde Blok

Hareketlerinin Önemi. Türkiye Jeol. Kur. Bült., 14; 75-87.

Özgül, N., Metin, S. ve Dean W. T. 1972. Doğu Toroslar’da Tufanbeyli İlçesi (Adana)

Dolayının Alt Paleozoyik Stratigrafisi ve Faunası. MTA Enst. Derg., 79, 9-17.

Özgül, N., Metin, S., Göğer, E., Bingöl, İ., Baydar, O. ve Erdoğan, B. 1973. Tufanbeyli

Dolayının (Doğu Toroslar, Adana) Kambriyen-Tersiyer Kayaları. Türkiye

Jeoloji Kurumu Bülteni, 16; 39-52.

Özgül, N. 1976. Torosların Bazı Temel Jeoloji Özellikleri. TJK Bülteni, 19 (1); 65-78.

Özgül, N. ve Kozlu, H. 2002. Kozan-Feke (Doğu Toroslar) Yöresinin Stratigrafisi ve

Yapısal Konumu ile İlgili Bulgular. TPJD Bülteni, 14 (1); 1-36.

Özgül, N. 2006. Toroslar’ın Paleozoyik Yaşta Bazı Kaya Stratigrafi Birimleri.

Stratigrafi Komitesi 6. Çalıştayı (Toros Kuşağı ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi

Prekambriyen-Paleozoyik Kaya Birimlerinin Litostratigrafi Adlamaları).

Bildiri Özleri, s., 1-8, Ankara.

Philippson, A. 1919. Kleinasien. Handbuch d. Regional Geologie, 2, Heidelberg.

Sun, S. S. and McDonough, W. F. 1989. Chemical and isotopic systematics of oceanic

basalts: implications for mantle composition and process. In Magmatism in

Ocean Basins (eds A. D. Saunders and M. J., Norry), Geological Society of

London, Special Publications, 42; 313-45.

Şenel, M., Usta D., Metin Y., Bedi Y., Vergili Ö., Usta M., Balcı V., Kuru K., Tok T.,

Özkan, M., K. ve Kop A. 2004. Kozan-Tufanbeyli (Adana) Arasındaki Yapısal

Birimlerin Jeolojik Özellikleri. 57. Türkiye Jeoloji Kurultayı, Bildiri Özleri, s.,

275.

Tekeli, O. 1980. Toroslarda Aladağların Yapısal Evrimi. TJK Bülteni, 23; 11-14.

Tekeli, O. ve Erler, A. 1980. Aladağ Ofiyolit Dizisindeki Diyabaz Dayklarının Kökeni.

TJK Bülteni, 23 (1); 15-20.

Tekeli, O., Aksay, A., Ürgün, B. M. and Işık, A. 1984. Geology of the Aladağ

Mountains. Geology of The Taurus Belt (eds.: Tekeli, O. ve Göncüoğlu, M.C.),

Page 152: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

138

143-158.

Tekeli, O., Aksoy, A. ve Ürgün, B.M. 1988. 1:1000.000 Ölçekli Açınsama Nitelikli

Türkiye Jeoloji Haritaları Serisi, Kozan-J 20 Paftası. MTA Gen. Müd. Yayını,

17 s., Ankara

Tolluoğlu, A.Ü. ve Sümer, E.Ö. 1995. Gondvana Kuzeyi Anadolu Mikrokıtası Erken

Paleozoyik Evrim Modeli. Türkiye Jeoloji Bülteni, 38 (2); 1-22.

Tschihatschef, P. 1869. Asie mineure. Geologie, 1 (2); 552

Tutkun, Z. 1984. Saimbeyli (Adana) Yöresinin Stratigrafisi. C.Ü. Yerbilimleri Dergisi,

1 (1); 31-41.

Ünlü, T., Yıldırım, M., Öztürk, M., Dağlıoğlu, C., Kırıkoğlu, G. ve Hasarı, M. 1984.

Feke-Mansurlu Yöresi Demir Yataklarının Oluşum Modeli Hakkında Bir

Yaklaşım. MTA Maden Etüt Demir İzleme Destek 50225/1104, 3s., Ankara

(yayınlanmamış).

Ünlü, T. ve Stendal, H. 1986. Divriği Bölgesi Demir Yataklarının Element Korelasyonu

ve Jeokimyası (Orta Anadolu-Türkiye). TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

Dergisi, 28; 5-19.

Ünlü, T. ve Stendal, H. 1989. Divriği Bölgesi Demir Cevheri Yatakları’nın Nadir

Toprak Element (REE) Jeokimyası (Orta Anadolu-Türkiye). Türkiye Jeoloji

Kurumu Bülteni, 32; 21-37.

Ünlü, T. 2003. Attepe Demir Yatağı’nda Jeotermometrik Ölçüm Çalışmaları Makalesi

Üzerine Eleştiri. MTA Dergisi, 126; 87-88.

Page 153: ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi kayseri

139

ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı : Deniz TİRİNGA

Doğum Yeri : İstanbul

Doğum Tarihi : 28.10.1977

Medeni Hali : Bekar

Yabancı Dili : İngilizce

Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)

Lise : Pertevniyal Lisesi, İstanbul (1991-1994)

Lisans : Pamukkale Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği

Bölümü, Denizli (1994-1998)

Y.Lisans : Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeoloji Mühendisliği

Anabilim Dalı, Ankara (Şubat 2007-Şubat 2009)

Çalıştığı Kurumlar ve İlgi Alanları

İlke Sondaj Mühendislik ve Danışmanlık’ta (İstanbul) mühendislik jeolojisi ve

hidrojeoloji projeleri çalışmalarında (1998-2000) ve (2001-2003),

Data Su Sondajları A.Ş.’nde (İstanbul- Sudan), mühendislik jeolojisi ve hidrojeoloji

projeleri çalışmalarında (2004),

MTA Genel Müdürlüğü, Maden Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığı’nda (Ankara),

metalik maden aramaları projelerinde çalışmalar (2004-…..).