9
biyat halkbilim o etnoloji o antropoloji o tarih e edebiyat Soylence, T arih-Gii.ncel T arih Dini Yapt, inanf, ibadet Halk Edebiyatt, Muzik, Sanat, Mimari Orgiitlenme, Medya B ibliyografya

biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

biyat halkbilim o etnoloji o antropoloji o tarih e edebiyat

Soylence, T arih-Gii.ncel T arih Dini Yapt, inanf, ibadet

Halk Edebiyatt, Muzik, Tiy~:ttro, Sanat, Mimari Orgiitlenme, Medya

B ibliyografya

Page 2: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

Nihat Taydaş

Tiyatro özeiliği Aç1s1ndan Taziye ve Muharrem Geleneği

oğu ·Anadolu, Azerbaycan ve Hindistan'da görülen ancak en gelişmiş

D} biçimine iran'da kavuşan Taziye Oyunla rı, dinsel nitelikte gösterilerdi. =-- ' Odak noktasında, Hz. Ali'nin oğlu ve Hz. Muhammed'in tarunu olan Hz.

Hüseyin'in Kerbela'da Yezid bin Muaviye'nin adamlarınca öldürülmesi olayı bulu­nan Taziyeler, 17. ve 18. yüzyıllarda yaygınlaşmaya başladılar ... Taziyeler, doruk noktasına, 19. yüzyılda çıktılar. Zaman içinde, tüm .kutsa.l nitelikli seyiriiiderin başına geldiği gibi, onlar da kutsallı k d ı şı alana yayılmaya, toplumsal eleştiriye daha çok kapıların ı açmaya, i ran tiyatrosunda güçili bir akım olan komedinin (tak­lit denen bu dağaçiama türünün en tutu lan ı Bakkalbazi den~n _bakkal oyunuydu) çeşit l i öğ~lerini kullanmaya baş lad ı la r. Kerbela olayının tarihsel· gerçekliği ve islam uygarlığı iÇinde an latt ı ğ ı haksızlığa başkald ı rı teme(~üşüncesi de her-halde, toplumsal eleştiriye açılmayı kolaylaştıran etkendi. ·.

Müslümanlar, tiyatro konusunda ilk sistemli düşünceiirün.ü olan Aristoteles'in Poetika'sını okumuşlardı.

Poetika'da sanatlar sınıflandırıldıktan sonra, özellikle tragedya türünün üzerinde duruluyor, bu türün tanımı yapılıyor, özelli~eri-bölümleri saptanıyor,

destan türünden ayrılan yanları belirtiliyordu. Ar~.stoteles, tiyatroya ilişkin görüşlerini , Antik (Eski) ·Yu nan'ın oyun yazarların ı n yapıtlarından yola çıkarak ve bu oyunlardan örnekler sunarak açıklamışt ı r.

. Arap yazarları, çeviri ya da özet yoluyla Poetika'daki çeşitli tragedya kavram­l arını değişik terimlerle karşılamışlardır. Buna karşın, ne yazık islam dünyasında dramın varlığını söyleyemeyiz. Ancak dramın, tragedyanın doğumu için ritüel (kuttören) ve mithos'a (olağanüstü öykülere) uygun ortam ve koşullar yeterliydi. özellikle Şiilerde Muharrem uygulamaları ve buradan doğan Taziye, islam dünyasının yaratabildiği tek dramdır. ·

321

Page 3: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

"( ... ) ilkönceleri aÇık kamu alanlarında ve pazar yerlerinde oynanan Taziye oyunları, daha sonra kapalı yerlerde, kervansaraylarda, tekkelerde, özel evlerde oynanır olmuş, daha sonra da takiye ya da Hüseyiniye adı verilen tiyatrolarda oynanmaya başlanmıştır. ( ... ) Hüseyin için yapılan dinsel ağıtların doğal gereği koşuldu olan ve ortaklaşalık taşıyan Taziye oyunları genellikle on bölümde· toplan ır:

ı.Hüseyin'in ve ailesinin Medine'den ayrı lı şı;

2.Hüseyin'in yardım sağ lamak üzere I<Ofe'ye gönderdiği yeğeni Mü'slim'in· öldürülmesi;

3.Hüseyin'in ilk oğlunun tutsak alınması; 4.Yolculuk etmekte olan ~ilenin kuşatılarak susuz bırakılması; s.Su getirmek üzere Fırat'a giden Abbas'ın ellerinin kesilmesi; 6.Hüseyin'in yeğeni Kasım'ın öldürülmesi; 7.Hüseyin'in iki oğlunun öldürülmesi; 8.Hüseyin'in karısı, kızkardeşleri ve annesinin yas tutmaları; 9.Hüseyin'in adamlarının öldürülmesi; 1o.Hüseyin'in öldürülmesi. · Bu oyunların gittikçe yoğunlaşan içli duygu yüklü havasının, bir katharsis'i

(boşa lma, arınma) zorlanması, ayrıca, Hüseyin adına dökülen yaşların sevap. sayılması ndeniyle, oyunUn son bölümünde izleyiciler büyük bir tutku ve esrime içinde yaş dökerler, dövünürler, giderek koro halinde oyuna katılırlar, böylece tam bir g~sterici-izleyici bütünleşmesi sağlanmış olurdu. Ortaçağ Batı tiyatrosunda görülen eşzamanlı sahn~ düzeni içinde oynanan bu oyunlarda, sahne orta yerde bir yükseltiydi; perde yoktu; oyuncuların bir köşeden öbür köşeye geçmesi, sahnenin değiştiğini anlatmaya yetiyordu; gerekli her şey soyutlamalarla ve simgesel bir anlatım la· veriliyordu (örneğin, bir tas içindeki su, Fırat Nehri'ni simgeleştiriyor-

. du). Oyun başı, oyunu izleyicilere anlattığı ve açıkladığı gibi, oyunculara da gerek­li buyrukları veriyor, oyunculc:ırın sahne giysileri ve sahne d.üzeniyle ilgileniyor, ayrıca, oyunculukta yapabiliyordu. Şehitl er ile yakınlarını temsil eden oyuncular yeşil ve beyaz, karşıt kişileri temsil edenler ise kırmızı giysiler giyiyorlardı; oyun­cular, sıraları gelince sahnede, bitince de izleyiciler arasındaki yerlerini alır, gerek­tiğinde ezberden, gerektiğinde de elden okuyarak (böylece temsil ettikleri kişilerin kendileri olmadıklarını belirterek) oynarlardı; kadın rolleri erkekler tarafından (ve kadınlar peçe kullandıklarından) kolaylıkla oynanıyordu.

Müziğin ve dinsel ezgilerin önem kazandığı bu oyunlarda bütün amaç istenen etkinin yaratılması ve izleyicilerin sondaki boşalmaya hazırlıklı kilınmasıydı. ( ... ) > > (Tiyatro Ansiklopedisi, Aziz Çalışlar, T.C. l<ültür Bakanlığı Yayınları. ı.baskı: 1995, Ankara, s.328.)

Tragedya ile Taziye arasındaki Benzerlikler ve Ayrılıklar Her iki dramın izleyicisi, olaylar dizisini ve öyk6yü çok iyi bilirler. Ancak Yunan

Tragedya kahramanının yazgısını bilmemesine karşın, Taziye kahramanının alınyazısının sonunun üzerine ön bilgisi vardır. Başta eksen kişi Hazret-i Hüseyin

___________ _..... 322

Page 4: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

... ...,=-===,......ı.=-"""""""'""=""''"""""' folklor!edebiyat .,.m,..w=-=""··~""·~""'"'-"""=""'==·•.,_"""""-=""'

olmak üzere, kahrama nların hepsi ne zaman, nasıl ölecekleri ya da sonlarını n ın ne o lacağını bilirler.

(Antik Yunan oyu nları ndaki-Tragedyalardaki-gibi, Taziyelerde; oyuncular, izleyicilerle bütünleşirler.

"Bir Fransız diplomatik misyonunun sekreteri olarak 1854'te iran'a giden ve orada beş yıl ka lan I<ont Artur de Gobineau taziyeterin izleyiciyle bütünleşmesi hakkında şun ları yazıyor:

'Seyirci kendini seyirci olarak değil, aktör olarak görüyor. Durmadan sahnede­ki eylemin içine sürükleniyor ve bunu gönüllü olarak kabulleniyor.' i rani ı seyircin in dram sanatı karışsındaki tavrını antik Yunan seyircisine benzeten Gobineau, nerede bir taziye oynandığı duyulsa insanla rın oraya ak.ın ettiğini, büyük şehirlerin neredeyse her semtinde taziye oynanan salonlar (tekye) bulunduğunu anlatıyor. Tekyelerde en zenginle en yoksulun eşit olduğunu belirten Gobineau, iran t iyat rosuyl a Batı t iyatrosundaki büyük dönemleri ka rş ılaştırıyor :

"Shakespeare tiyatrosunun çağdaşlarında büyük bir ilgi, hayranlık ve merak uyandırdığ ı doğrudur; XIV. Lou is'nin maiyetindeki senyörlerin ve hanımların Racine'in piyeslerini heyecanla alkışladıklarına inanırım. Geethe'nin 'Egmont'unun ve Schiler'in. Guillaume Tell'inin Alman gençlerinin zihinlerini sarstığını da kabul ederim. Ama Aiskhylos'un yazdığı 'Eumenides'in ilk kez sahnelenişini, sahneye fırlayan Erinnilerin önünde seyircilerin nas ı l korkuyla kaçtığın ı beynimde can­l andırd ığ ı mda, seyircinin tüm varlığına bu şekilde bir egemen oluşa sadece Iran tekyelerinde rastladığımı söylemeliyim. Bu toplu büyülenmeyi, sürüklenmeyi elek­tiriklenmiş kalabalığın ya rattığı ve yaklaşan herkesi de içine alan çekim gücünü bizzat yaşadığım için, zorunlu olarak şu sonuca varıyorum: Avrupa tiyatrosu bir zlhin kıvraklığı, bir eğlence, bi r oyu nd ur, oysa i ran tiyatrosu, tıpkı antik Yunan tiy­atrosu gibi, büyük bir olaydır."-Doğudan Açı k Biçim Örneği : Taziye, Ayşe Emel Mesci, Cumhuriyet gazetesi Bölüm 2., 7 Ağustos 2.ooo, s.ı.-)

Her iki dramda da insan yazgısı önemlidir. Yunan Tragedyas ında kahraman, ne denli soylu, yücelti lmiş olursa olsun, Tanrıların istemine karşı eylemleri için ceza­landırılacaktır. Oysa Taziye'de Hazret-i Hüseyin, Tanrı'nın istemine karşı çıkmaz, öyle ki Tanrırının isteğini yerine getirmek uğruna, utkuya sırtını çevirir. Hazret-i Hüseyin ve ya n daşları, Tanrı'n ı n ~eğil insanın istemine başkaldırırlar.

Yunan Tragedyasında kahramanın eylemi, Tan rı'nın ist emine karş ı ysa

kusurla rının karş ıl ığ ını ödemelidir. Taziye'de ise kiş i ne denli haklı ve kusursuz olursa olsun, gene de ac ı çekmeli ve yok olmal ıdı r. Yunan Tragedyas ı nda, kah ra- . man, yıkıntıya götürmesine karşın; gerçeği bulmak, ona erişmek ister. Oysa Taziye'de gerçek, kahrar;nan için bellidir, Yunan Tragedyasının tersine, gerçeği başkalarının da öğrenmesini ister. Yunan Tragedyasında kahramanın karşıtı, yazgıs ı, delaylı olarak Tanrı lard ı r. Taziye'de Tanrı, Hüseyin'in yol göstericisi, koruyucusudur, ka rş ı t ı ise insand ır.

Yunan Tragedyas ı nın Ta nrıları acımas ızdı r, hoşgörü leri yokt ur, öç alıcıd ı rla r .

Bunun gibi Taziye'de Suriye Ordusu, onun komutanları lbn Saad ve Ş i mr, sanki Yunan Tragedyasındaki Tanrılar gibidir. Bu ordu ve komutanları, Taziye'de en

323

Page 5: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

önemli dramatik karşı güçtür. Yunan Tragedyasında, trajik kahramanın Tannlara başkaldırması, bunun

sonunda yok olarak yücelmesi gösterilir. Taziye'nin kahramanı, kendi eliyle değil, öteki insanların eliyle yok olur.

Yunan TRagedyası, dine-Tanrı'ya saygılı ile günahlı ayrımını yapmaz ... izleyici bakımından kimin Cennete, kimin Cehenneme gideceği üzerinde durulmaz. Taziye ise seyirciye, kişiler üzerine değer yargılarıyla sunulur.

Taziye'nin Konuları Taziyelerin konuları üçe ayrılır: ı.l<erbela olaylarını anlatanlar, 2..1<erbela'dan önceki olayları anlatanlar, 3.l<erbela'dan sonraki olayları an latanlar.

Taziye'deki Kahramanların Nitelikleri Tazi'yenin eksen kişisi, Hazret-i Hüseyin'dir. Ancak binleri bulan Taziye

metinlerinde, başka eksen kişiler de yer alır: Adem, Musa, Yusuf, ibrahim, isa, Nuh, Mansur'il Hallaç, Timurlenk ve başkaları. l<imi Taziye'de, Hazret-i Hüseyin hiç gözükmez ... Ancak bütün Taziyeler dolaylı da olsa gene Hazret-i Hüseyin'in ekseninde gelişir, yan olay ve yan kahramanlar, hep onun kişiliğine yöneliktir ... Anıştırmalar, anımsatmalar, çağrışımlar, karşılaştırmalarla hep Hazret-i Hüseyin'in kişiliği vurgulanır. ·

M uharrem Törenleri Muharrem, ay takvimine göre yılın ilk ayıdır, güneş takvimi gibi durağan

olmayıp yıllar boyunca yer değiştirir. Muharrem, Şii ve Şii eğilimindeki

Müslümanlarca yas tutarak ve çeşitli uygulamalarla kutlanır. Türkiye'de geniş bir halk kesimi, Muharrem ayının ilk on gününü, inançları-sözlü ve yazılı gelenekleri titizlikle gözetir. Azerbaycan'da da Muharrem çok önemlidir.

Muharrem'in onuncu gününe (Aşure gününe) bağlı inançlar, gelenekler, uygu- . lamalar, çok yönlü ve karmaşık bir toplumsal olgudur. ilk bakışta Kerbela'da şehit edilen lerin an ısına bir yas töreni gibi karşımıza çıkan Muharrem'in, l<erbela'dan ­çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela olay l arı,

Ekim ayında gerçekleşmiştir ama halk arasında tarihsel gerçek bilmezlikten gelinerek, bunun yılın en sıcak ayına ve gününe rastladığına inanılmaktadır. Şiil­erde gerçek yeni yıl, ilkbahar gündönümüdür, Nevruz'dur. Muharrem ise güneş yılına çevrildiğinde, güz gündöriümüdür. Nevruz ile M uharrem'in -iki denge nok­tasının- ortasında, şehitl~rin ölüm günü, yılın en sıcak günü olan 11 Ağustos'ta yer almaktadır.

Şiilerde Muharrem, yeni yıldan çek, _yıl sonu niteliğinde kullanılmaktadır.

Sünnilerde ise imam Hüseyin'e saygı duruşu gözetilmekle birlikte, Muharrem bir yeni yı l kutlamasıdır ve sevinçli bir biçimde kutlan ı r. !<uzey Afrika'da, Mısır'da, Tunus, Cezayir ve Fas'ta; hayvan benzetmeceli maskeli, dramatik oyunlar oynanır.

324

Page 6: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

_..,,.._:ı=====ı.oıı.=,._"""""~zm .. ,.,. •. w,.,"'"'"'""' fo lk! or/ edebiyat

Muharrem'in onuncu günü, Şii l erde en acılı gün olmasına karşı n , insanlık için sevinçli bir o l ayın bu günde olduğuna inan ı lır: Nuh'un gemisinin Cudi dağına vanşı ... Nuh, gemiden çıktığında Muharrem'in 10. günüydü. Gemide kalan yiye­cekler, birbirine karıştırılıp Aşure yapılmıştır. (Antik-Eski-Yunanlarda, Tanrı Diorıysos için · yapılan törenlerde de buna benzer lapaların hazırlandığı gözden uzak tutulmamalıdır. Bu da tarımla doğayı canlandırmalda ilintili bitkisel ritüel­lerin -kuttörenlerin- ortaklaşa öğelerinden biri oluyor:)

Türkiye'de Muharrem inanç ve uygulamaları üç kesimde incelenir: 1.5Q yıl öncesine dek istanbul'da Şii azınlığın ritüelleri, ı.Anadolu'da bugün de görülen uygulamalar, 3.Edebiyata ve sözlü gelenekiere Muharrem'in yansıması. Türkiye'de bugün de Bektşilerde, Alevilerde, Tahtacı, Kızılbaş vb. kesimlerde

Muharrem'in on gününde oruç tutulur, su içilmez, traş olunmaz, çamaşır değiştir­ilmez, yıkanılmaz, aynaya bakılmaz, bir şey koklanmaz, şark ı söylenmez, ça lgı

çal ınmaz, dans edilmez, gü lünüp eğlenilmez, canlılar _özellikle böcek- öldürü lmez, cinsel ilişkilerden kaçınılır, tütün içilmez. Bu uygulamaların içinde en önemlisi oruçtur. On iki imam için on iki gün oruç tutulur. Oruç, on iki gün tutulursa, on ikinci gün sevinçli gündür ... Çünkü bu günde, imam Zeynel Abidin'in sağ olduğu haberi gelmiştir. l<imi Aleviler, orucu on beş gün tutarlar, on iki gün On iki imam için ve üç gün de Hazret-i Hüseyin'in amcaçocuğu, i lk şehit düşenerden Müslim ve iki oğ l u .için.

-Muharrem'in başındanonuncu gününe dek, Bektaşiler tek ya da toplu olarak FuzOII'nin "Hadikatü's-Süeda" adlı kitabından, Kerbela Savaşı'yla ilgili sayfaları okurlar. 1955'te Selahaddin Güngör tarafından dili yalınlaştrılarak "Sa'adete Ermişlerin Bahçesi" adıyla yayımlan.an Hadikatü's-Süeda kitabında, bu bölüm, 53.-551. sayfaların içindedir.(')

Bektaşllerde ve Alevilerde, Mersiye'nin nasıl okunduğu nu "Dedebaba" Doç. Dr. Op. Bedri Noyan şöyle belirtir: "Güzel ve yanı k sesli bir can veya derviş FuzOii'nin veya Safi'nin başka şairlerin yazmış oldukları mersiyelerden birisini okur. Mersiye okuyanın ·musiki bilgisi, güzel sesi etki bakımından çok önemlidir.

Şimdi, son yıllarda, on iki muharrem günü sabahı gün ışımadan önce mersiye ok.unuyor. Bunun nedeni: Zaman, devir gereğidir. Yani bumersiye okumanın ve bu dini ayin ve erkanın serbest olmayışıdır. Yoksa, eskiden, öğleden önce uygun bir saatte okunurdu.

Mersiye okuyan ayakta durur,. iki yanında iki derviş veya muhib ayakta· dururlar. Eğer sabah karaniıkça zamanında okunuyorsa bu iki zat ellerinde birer

- şamdan veya çerağ tutarlar. Bunların ışığı altında, önceden seçilmiş olan bir mersiye makaamla oku nur. Çoğunlukla ve yeğ tutularak saba makamında okunuy­or.

Mum, şamdan yerine elektirik tes isatı varsa onunla da ışık l and ı rma

mümkündür. ( ... )" (Bektaşi ve Alevilerde Muharrem Aylni, Aşure ve Matem Erkanı; Halk

Kültürü-Derleme, Araştırma-", 1984/1, birinci kitap, s.91.)

------------------------ 325

Page 7: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

ıs.ısmmımm===~~-====··'"""""'""'·"""'""'"' folklor!edebiyat ===~-=--==~""•""'===ız=-~--~

Muharrem'de okunan mersiyelerin her b'irinin ayrı makamları

bulunmaktadır ... Halk, bunlar okunurken bu makam ve ritme (tartıma) uyarak göğüslerini ve arkalarını döverler. Canlarını acıtırcasına dövenler ise çoğunlukla mersiyeyi okuyan, deste denilen öbeklerdir. Mersiyelerin kimi ikilik, kimi de dörtlüklerden oluşur. ilk ikilik ya da ilk dörtlü k, gen·ellikle tek kişi tarafından, ötek­iler ise koro gibi toplu okunmaktadır.

Iğdır ve köylerinde, l<erbela olayları üzerine mersiyeler, dramatik biçimde okunur. önce camide hoca, minberden dramatik ses tonlaması ve tavırlarla-yanık sesle l<erbela olaylarını anlatır. Bu aniatı sırasında bir dinleyici S1ne-zen, Nevha(* ) denilen şiiri okur. Bu okunurken dinleyiciler, göğüslerine hafif hafif vururlar. 10.

Muharrem günü ise köyde toplanı !ır, camide şebeh 1 şeb1h("--'") çıkarılır, bir başka deyişle "olaylar dramatik biçimde canlandırılır." Gençler sıra olup karşılıklı yük­sek sesle Nevha okurlar. Nevha bitince "Ya Hüseyin ... ya Hüseyin! " sesleri yükselir. Beyaz gömlekler giyen ve "ağ köyneh" adı verilen öbek gelir. Bunlar saçlarını tıraş ettirmiş ve başlarını ustura ile kesmişlerdir. !<anlar, yüzlerine ve buradan beyaz gömleklerinin üstüne akar. Ayrıca elleriyle başlarına ve göğüslerine vururlar. l<asım'ın tabutunu simgeleyen süslü tahtırevan, Aşure tören lerinde geçirilir. Adağı olanlar, bu adağı simgesel tabutun üzerine koyarlar ve dilekte bulunarak tabutun altından ge_çerler. Elem deni len alemler (bayraklar) çok yaygındır. Bu, yeşil bir bayrak olup üzerine siyah işlemeli ı<ur'an ayetleri vardır, bayrağın ucundaki alem (tepelik), çoğunlukla madenden yapılm ış eldir. · Beş simgesi, Muharrem'de çok yaygındır. Buna "pe n çe-i al-i aba" simgesi adı verilir ... Hz.Peyga·nber, Hz. Ali, Hz.Fatıma-i Zehra, Hz. Hasan ve Hz.Hüseyin'den oluşan ehl-i beyti temsil eder.

Türkiye'de Muharrem'le ilgili üçüncü konu, yazılı ve sözlü geleneklerdir. Yazılı olanların çoğu ı<erbela olaylarını şiirle anlatan mersiye ve maktellerdir. Bunların en bilineni ve yaygını FuzOII'nin "Hadikatü's-Süeda"sıdır. Mersiye ve Makteller,. Muharrem'de dramatik biçimde topluluk içinde okunur. Makteller, çoğunlukla on bölümden ya da oluntudan oluşur, Meclis denilen her bir bölüm, Muharrem'in bir gününde okunmaktadır. Halkedebiyatından da Muharrem üzerine nevha'lar, mer­siyeler, destanlar vardır.

Muharrem'deki Dramatik Aniatılar ve Geçit Alayları Muharrem kuttörenlerinin ve söylencelerinin Taziye denilen drama dönüşmesi

geç tarihlidir. Bununla birlikte Taziye'nin çıkış ı ndan önce de çeşitli ritüel (kut­tören) ve geçit alaylarında dramatik öğelere rastlıyoruz. Dr-amatik sunuş biçimleri dörde ayrılabilir:

1. Meddah, nakkali1_ ravza-hani (ya da "ruzehani"), perdedari gibi tek anlatıcıların, olay l arı dramatik biçimde anlatmalarıdır. içlerinde en ilginci perdedari'lerdir. Bunlar, bizim meddahliır gibi olayları, dramatik biçimde anlatırlar ancak şu ayrımla ki arkalarında büyük bir perde bulunur ... Tiyatro dekoru gibi bu perde üzerine, anlatılan olayların, yerdeş ve zamandaş biçimde resimleri yapılıp boya nmıştır.

326 - - ------"""""-- -

Page 8: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

~"""-""'~'···===·'""'"""'"""""""····""'-··•""·· """"= falklor/edebiyat """"""=-'='""""""-'"',........,.,~==

perdedari, anlatısı sırasında, perdenin üzerindeki resimden olayı gösterir. Bu, yoldan geçen herkesi çeken bir olaydır.

2. Gerek geçit alayların.da, gerek Taziye temsillerinde kuklalara başvuru lur. 3· Muharrem ve Aşure törenleri nde, dansın da yeri vardır. Özellikle geçit alay­

larında sinezenlerin, sengzenlerin ve; zincirzen lerin tartımlı hareketlerinde; dansa yaklaşımı bulmaktayız.

4· Belirti.len dramatik aniatıların içinde, tiyatroya en yakın olan, canlı oyuncu­larla günümüzün tiyatrosuna çok benzeyen Taziye temsilleridir. Bunların konuları, yalnız l(erbela olaylarını içermez ... Adem ile Havva'dan başlayıp yakın çağiara dek Tevrat'tan,. incil'den, l<ur'an ve islam söylencelerinden yüz!erce konuyu kap­samaktadır. Bir opera gbi şarkıyla kimini de manzum olarak oynadıkları, islam'ın tek dram türünde, bütüncül bir tiyatro olayını buluyoruz. Sunuş biçimlerinde, günümüzdeki çağdaş tiyatronun, özellikle "epik-diyalektik tiyatro nun" (gösterme­ci tiyatronun) çeşitli yöntemlerine yer verilmektedir.

(Taziyeler, Muharrem ayında -özellikle ilk on gününde-, Hz. Hasan'ın şehit edildiği Safer ayında ve Hz. Ali'n in şehit edildiği Ramazan ayında göst erime sunulurdu. Ancak giderek bu zaman dilimlerinin. dışına çı kılmış, profesyonel Taziye toplulukları oluşmuş, sarayda ya da zengin konaklarında istek üzerine gös­teriler verilmiştir ... l<imi Taziye toplulukları da gezgin bir nitelik alarak, çeşitli

yöreleri dolaşıp yaşamlarını böyle kazanmaya başlamışlardır.) -~-;-:-

Muharrem'de en ilginç olan, gösterişli geçit alaylarıdır. "Deste-i aza' dari" de~ ilen bu geçit alaylarında, yas tutanların, ya.slarını dışa vurmak için göğüslerini dövmeleri, bıçakla bedenlerinden kan çıkarmaları, ağlayıp inlemeleri, zincirlerle vücutlarına hızla vurmaları gibi çeşitli tepkiler de dramatik nitelik taşımaktadır ... Çağdaş tiyatroda "Zulüm (Ezinç) Tiyatrosu" diye bilinen ve Antonin Artaud'nun öncülüğünü yapttğı tiyatroya esin kaynağı olacak, zengin dramatik öğeler bulun­maktadır.

(') Hadikatü's-Süed:l: FuzQii'nin 1542'de kaleme aldığı yapıt. Kerbela'da Hz. Hüseyin'in şehit edilişini anlatmak amacıyia yazılan yapıt, düzyazı biçiminde olup yer yer şiirlerle bezenmiştir. Ürün, on bir bölümle bir hatime'den (bitiş) o l uşmaktadır. Yalnız Hüseyin'in' öyküsü değil, acı çekmiş peyganberlerin ve yakınlarının öyküleri de anlatılır. Anlatım

akıcılık, içtenlik ve dinsel bir şiirsellik taşır. özellikle Şiiler ve Bektaşilerce benimsenen Hadikatü's-Süeda, Mersiye-Maktel türünün başyap ı tları arasındadır.

('"') Nevha: "Nevha" ·sözlük anlamında, "ölü için sesle, iniltiyle ağlamak" demektir. CJ .... ) Siblh: Farsça şibh'den gelen "şibih" sözlük anlamında, "benzetmece" demektir.

Yansılama, taklit anlamında, dini tiyatro ve dramatik karşılığ ı olarak kullanılmaktadır. Nitekim Taziye yerine de Şebihhani ya da Şebihgerdani de denilmektedir.

327 ------------

Page 9: biyat - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01234/2002_30/2002_30_TAYDASN.pdf · 2019-02-08 · çok önceleri (insanlığın eski çağları na) uzanabildiğini saptıyoruz. Kerbela

.1 =.~:mm ..... ·""'=='"" '=="""'"'''= folklor/edebiyat =·-~-=~

.KAYNAKLAR

1. Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi, Sevda Şener, Adam Yayınları, istanbul, 1.baskı: Şubat 1982, s.1s.

2. islam'da Tragedya l<ahramanı ve Tragedya örnekleri, Metin And, Ulusal J<ültür (Üç Aylık J<ültür Dergisi), sayı: 2, Ekim 1978, ss.147-171.

3. Bektaşi ve Alevllerde Muharrem Ayrni, Aşure ve Matem Erkanı; Doç. Dr. Op. Bedri Noyan, Halk ı<ültürü (Derleme, Araştırma), 1984/1, birinci kitap, s.91.

4.islam Folklorunda Muharrem ve Taziye, Doç. Dr. Metin And, Türk Folkloru Araş.tırmalarL Yıllığı 1976, !<ültü r Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yayınları: 25, Ankara 1977, s. 8, 12, 16 ve 21. ·

s. Muharrem Törenleri ve Sanat: Drama Dönüşen Ritüeller, Danslar ve Sözlü Edebiyat Gelenelderi; Metin And, Milliyet Sanat Dergisi, sayı: 303, 25 Aralık 1978, ss. 9-11 ve 31.

6.Doğu'dan AÇık Biçim örneği: Taziye, Ayşe Emel Mesci, Cumhuriyet gazetesi Bölüm 2, 7· Ağustos 2000, s:1.

7· Tiyatro Ansiklopedisi, Aziz Çalışlar, T.C. !<ültür Bakanlığı Yayınları, 1 .. baskı: 1995, Ankara; "iran Dinsel Oyunları (Taziye)" maddesi: s. 328.

8. Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, Atilla Özkırımlı, Cem Yayı nevi, 2. baskı, istanbul1983, 2.cilt, "Fuzuli" maddesi: s.517 ve "Hadikatü's-Süeda" maddesi: s. 579. ·

9. Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik LOgat, Feri t Devellioğlu, Aydın l<itabevi Yayınları,_~

Ankara, 10. baskı, 1992.

. ....

328