40
HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com SAYI 4 - 10 Mayıs 2015 Bilişim teknolojilerinin en fazla etkisini gösterdiği alanlardan bir tanesi de sağlık. Ayrıntılar Dosya sayfalarımızda. Sayfa 15 26 DOSYA: SAĞLIKTA BİLİŞİM 1020 Ana odak: Büyüme ve istihdam Sayfa 14 Sayfa 32 Sayfa 10 Büyük veri ve yenilikçi iş uygulamaları Smartcon 2015 İstanbul konferansında ele alınacak. Tüm detayları ile BT’den fayda sağlama yöntemleri Günümüzde, çocukları bekleyen tehlikenin teknoloji bağımlılığı olup olmadığı sorusu akılları meşgul ediyor. Teradata Universe Europe etkinliği sonucu: Büyük veriye gerçek değeri analitik uygulamalar katıyor. Teknoloji eğitiminin yaşı küçülmeli Artan hacim ve karmaşıklık, analitiği tetikliyor Doç. Dr. Selçuk Özdemir Hermann Wimmer Hazırlayan: Sedef ÖZKAN 2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı yürürlüğe girdi. 10. Kalkınma Planı’nda tanımlanan bilgi toplumu politikaları ve hedefleri detaylandırılarak bunların hayata geçirilmesine yönelik strateji ve eylemler belirlendi. Özel Haber Sayfa 3-4 Sedef Özkan

BThaber Sayı 1020

  • Upload
    bthaber

  • View
    245

  • Download
    5

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Türkiye'nin en köklü bilişim yayını BThaber'in 1020'nci sayısı.

Citation preview

Page 1: BThaber Sayı 1020

HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com

SAYI

4 - 10 Mayıs 2015

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ASRACK.pdf 1 29.4.2015 14:51:40

Bilişim teknolojilerinin en fazla etkisini gösterdiği alanlardan bir tanesi de sağlık. Ayrıntılar Dosya sayfalarımızda.

Sayfa

1526

DOSYA:SAĞLIKTA BİLİŞİM

1020

Ana odak: Büyüme ve istihdam

Sayfa

14

Sayfa

32

Sayfa

10

Büyük veri ve yenilikçi iş uygulamaları Smartcon 2015 İstanbul konferansındaele alınacak.

Tüm detayları ile BT’den fayda sağlama yöntemleri

Günümüzde, çocukları bekleyen tehlikenin teknoloji bağımlılığı olup olmadığı sorusu akılları meşgul ediyor.

Teradata Universe Europe etkinliği sonucu: Büyük veriye gerçek değeri analitik uygulamalar katıyor.

Teknoloji eğitiminin yaşı küçülmeli

Artan hacim ve karmaşıklık, analitiği tetikliyor

Doç. Dr. Selçuk Özdemir

Hermann Wimmer

Hazırlayan:Sedef ÖZKAN

2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı yürürlüğe girdi. 10. Kalkınma Planı’nda tanımlanan bilgi toplumu politikaları ve hedefleri detaylandırılarak bunların hayata geçirilmesine yönelik strateji ve eylemler belirlendi.

ÖzelHaberSayfa

3-4 Sedef Özkan

Page 2: BThaber Sayı 1020

Dakikalarınızı internete dönüştüren tarifeVodafone’daDönüşen Tarife ile çalışanlarınız tarifelerindeki dakikalarıihtiyacı olduğunda kolayca internet olarak kullanabiliyor.

Vodafone

Arayın, gelelim: 0 850 542 42 42

“Biz tahinle pekmezi karıştırdık, Vodafone da internet ve

dakikayı karıştırmış.”Adil Dindar

Koska Yönetim Kurulu Üyesi

Tüm Vodafone kurumsal hat sahibi abonelerimiz faydalanabilir. Dönüşen Tarife’deki data kullanımları 1 DK = 1 MB hesaplamasına denk şekilde tarifelerin aylık her yöne ses dakikalarından düşülecektir. Paketlerdeki görüşmeler yurtiçi sabit hat ve operatörlere yapılan aramalar için geçerlidir; yurtdışı ve Kıbrıs yönüne aramaları, roaming halindeyken yapılan aramaları kapsamamaktadır. Dönüşen Tarifelerdeki kullanımlar sona erdiğinde, günlük aşım ücreti 5 TL olup, karşılığında 500 DK ve 500 MB hatta yüklenecektir. Bu paket de bitince dakika ve MB başı 25 Kuruş’tan iletişime devam edilebilir. Abone dilerse aşım paketini iptal edip standart ücretlerle kullanım yapabilir. Ücretlendirme periyotları yurtiçi ses için 6 sn, uluslararası ses için 20 sn, roaming ses için 60 sn, yurtiçi ve roaming data için 1 KB ve yurtiçi ve yurtdışı SMS/MMS için 1 birimdir. Detaylı bilgi: vodafone.com.tr/donusentarife

İşOrtağım

IO Koska 28x40.indd 1 20.04.2015 20:23

Page 3: BThaber Sayı 1020

E-TOPLUM 3

kapsamında toplam 72 eyleme yer verildi. Her bir eylem için sorumlu kuruluşlar, takvim ve üst seviye uygulama adımlarını da tespit ettik. Uygulamayı üst seviyede izleyip yönlendirmek amacıyla Kalkınma Bakanı başkanlığında, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı’nın katılımıyla ‘Yönlendirme Kurulu’ oluşturuldu. Kurulun sekretarya hizmetleri de Kalkınma Bakanlığı tarafından yürütülecek. Eylemlerde kaydedilen gelişmeler dönemsel olarak ‘Yönlendirme Kurulu’na raporlanacak ve tespit edilen sorunlar burada alınacak kararlar çerçevesinde çözüme kavuşturulacak. Ayrıca, ilgili kamu kurumlarının üst düzey bürokratları ve sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin katılımıyla ‘Bilgi Toplumu Stratejisi Danışma Kurulu’ da oluşturulacak. Danışma Kurulu’nun rolü; görüş ve önerileriyle ‘Yönlendirme Kurulu’na destek olmak” açıklamasını yaptı. Strateji’deki eksenlerin genel kapsamına ilişkin

Ana odak: Büyümeve istihdam

Kamu hizmetlerinin sunumundan kritik altyapıların yönetimine, ticaretin elektronik ortama taşınmasından büyüyen şehirlerin ulaşım ve enerji gibi sorunlarına yönelik yenilikçi çözümler geliştirilmesine kadar çok geniş bir yelpazede BT’nin etkileri görülüyor. Özellikle internetin ticarileşmesinin ve geniş toplum kesimlerince kullanılmaya başlanmasının ardından hızlanan bu süreç ekonomik ve sosyal anlamda hem yeni fırsatları hem de tehditleri gündeme getiriyor. Bu doğrultuda, Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Başkanı Furkan Civelek, 2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı ile ilgili bilgi vererek öncelikli olarak şunları söyledi: “Yeni Strateji’deki ana hedefimiz de bu temel tespit doğrultusunda belirlendi; BT’nin küresel ölçekte dönüştürdüğü ekonomik ve sosyal yaşamda ortaya çıkan fırsatlardan en üst düzeyde faydalanmak ve tehditleri en aza indirmek suretiyle büyümeyi hızlandırmak ve istihdamı artırmak. Ana odakta; büyüme ve istihdam yer alıyor. Strateji, önümüzdeki dönemde bilgi toplumuna dönüşüm alanında yapılacak çalışmaları sekiz ana eksen çerçevesinde ele alıyor: Bilgi Teknolojileri Sektörü, Genişbant Altyapısı ve Sektörel Rekabet, Nitelikli İnsan Kaynağı ve İstihdam, BİT’in Topluma Nüfuzu, Bilgi Güvenliği ve Kullanıcı Güveni, BİT Destekli Yenilikçi Çözümler, İnternet Girişimciliği ve e-Ticaret, Kamu Hizmetlerinde Kullanıcı Odaklılık ve Etkinlik.”

BT’nin ekonomiye doğrudan ve dolaylı katkısını artırmak hedefleniyor

Strateji’deki eylemleri de aktaran Civelek, “Bahsettiğim eksenler

değerlendirmede bulunan Civelek, şunları aktardı: “Bu bilgiler; eksenlerle Strateji’nin ana odağı olan büyüme ve istihdam arasındaki ilişkinin nasıl kurulduğuna da ışık tutacaktır: Birinci eksenimiz olan ‘Bilgi Teknolojileri Sektörü’ ekseninin temel amacı rekabetçi bir bilgi teknolojileri sektörü oluşturarak sektörün ekonomiye doğrudan ve dolaylı katkısını artırmak. Bu çerçevede; bulut bilişim kullanımının yaygınlaştırılması yoluyla özellikle KOBİ’lerin verimliliğinin artırılması ve maliyetlerinin düşürülmesine, BT’ye yönelik Ar-Ge ve ihracat teşviklerinin gözden geçirilip etkinleştirilmesine ve BT ürünlerinde yerli katma değerin artırılmasına yönelik eylemlere yer verildi. Ayrıca, bilgi teknolojileri sektörünü izlemek ve buna yönelik politika belirleme sürecini iyileştirmek üzere sektörel veri altyapısının oluşturulması ve yazılım sektörüne yönelik bir çalışma grubu kurulması da öngörülen çalışmalar arasında.

4 - 10 MAYIS2015

BThaber KATMA DEĞERİNİMZASI

Uçtan uca çözümler ile daima iş ortaklarınınhayatını kolaylaştıran Arena,yeni markalar ilebüyüyor, gücüne güç katıyor.

Sunucu

İşİstasyonları Güvenl�k Yazılım

Ver�Depolama

AğÇözümler�

value.arena.com.tr | 0212 364 65 66

Sedef Özkan

2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı, 6 Mart 2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ülkemizin 2023 hedeflerinin gerçekleştirilmesine yönelik bir politika aracı olarak tasarlanan Strateji’de 10. Kalkınma Planı’nda tanımlanan bilgi toplumu politikaları ve hedefleri detaylandırılarak bunların hayata geçirilmesine yönelik strateji ve eylemler belirlendi.

Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Başkanı Furkan Civelek

Devamı 4. sayfada

Page 4: BThaber Sayı 1020

E-TOPLUM4

Bu tedbirlerle hem sektörün kendi rekabetçiliğinin ve yerli katma değerin artırılması hem de BT kullanan diğer sektörlerde verimlilik ve rekabet gücü artışı yoluyla genel olarak ekonomik büyüme ve istihdam artışı sağlanması hedefleniyor.” Civelek, eksenlerle ilgili bilgi aktarımında bulunmaya devam ederek “Son yıllarda genişbant altyapıları BT hizmetlerine ve bilgi kaynaklarına erişimi sağlayan temel altyapı olma niteliğini kazandı. Bu altyapılar ayrıca bölgesel farklılıkların azaltılmasına hizmet etmekte, ekonomik ve sosyal aktörlerin yürüttüğü faaliyetlerin etkinliğini arttırmakta ve genel olarak ekonominin rekabet gücünün geliştirilmesine de katkı sağlamakta. Bu nedenle, Strateji’nin ikinci ekseni olan ‘Genişbant Altyapısı ve Sektörel Rekabet’ ekseninin temel hedefi de genişbant teknolojilerine erişimde alternatiflerin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi olarak belirlendi. Bu eksen kapsamında sektördeki düzenleyici yapıyı etkinleştirecek ve fiber ve mobil genişbant altyapısını yaygınlaştıracak eylemlere yer verildi. Bu surette, toplumun daha nitelikli genişbant hizmetlerine uygun maliyetlerle erişim sağlaması ve bu hizmetleri girdi olarak kullanan hemen hemen tüm sektörlerde verimlilik artışı yakalanması hedefleniyor. Ayrıca, yüksek hızlı genişbant altyapılarının yaygınlaştırılması yeni ve yenilikçi hizmetlerin ortaya çıkmasını da hızlandıracaktır” dedi.

Strateji’de bilgi toplumuna dönüşümün sosyal boyutu ihmal edilmedi

BT’in yaygın kullanımıyla birlikte iş yapış biçimlerinde yaşanan değişim nedeniyle meslek tanımları değişiyor, bir yandan bazı meslekler ortadan kalkarken diğer yandan nitelikli insan gücü açığı ortaya çıkıyor. Bu durum, BT alanında yetkin insan kaynağı için

fırsatlar sunarken niteliklerini bu dönüşüme uyduramayan kesimler için tehditleri de beraberinde getiriyor. Civelek, “Strateji’deki ‘Nitelikli İnsan Kaynağı ve İstihdam’ ekseninde; bu fırsatları değerlendirmek ve riskleri azaltmak üzere tedbirlere yer verdik. Bu çerçevede, yükseköğretim kurumları ve meslek liselerindeki BT eğitiminin sektörün ihtiyacının karşılanmasını sağlayacak şekilde güncellenmesine ve başta gelişmekte olan bölgeler olmak üzere çağrı merkezleri gibi BT destekli uzaktan çalışmaya yönelik teşviklerin sağlanmasına yönelik tedbirler tasarlandı. Strateji’nin odağında her ne kadar büyüme ve istihdam yer alsa da bilgi toplumuna dönüşümün sosyal boyutunu da ihmal etmedik ve Strateji’de ‘Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin Topluma Nüfuzu’ başlıklı eksene yer verdik. Bu eksende toplumda BT kullanımının artırılmasını sağlayacak tedbirler öngörüldü. Bu çerçevede, bireylerin BT’ye erişim ve kullanımları arasındaki eşitsizliğin ölçülebilmesini, engellilerin ve dezavantajlı kesimlerin BT’ye erişim imkânlarının arttırılmasını, BT’nin bilinçli kullanımının temin edilmesini, Türkçe sayısal içeriğin geliştirilmesini ve yoksul ailelere internet erişim imkânı sağlanmasını amaçlayan eylemler geliştirildi. İnternet, ticaret hayatında da önemli değişikliklere neden oldu. e-Ticaret yoluyla pazara girişin kolaylaşması sonucunda yeni girişimcilerin nispeten kısa sürelerde başarılı e-Ticaret firmaları ortaya çıkarabildiğini görüyoruz. Strateji’nin ‘İnternet Girişimciliği ve e-Ticaret’ ekseninin temel

amacı ülkemizde yüksek katma değerli internet girişimlerinin ortaya çıkmasına imkân veren gelişmiş bir internet ekosisteminin oluşması ve Türkiye’nin bir e-Ticaret merkezi haline gelmesidir. Bu çerçevede, internet girişimciliği destek programının oluşturulması, üniversitelerde hızlandırıcı kuluçka merkezlerinin kurulması ve girişimcilik kültürü programının geliştirilmesine yönelik tedbirler tasarlandı. e-İhracat stratejisinin oluşturulması ile e-Ticaret izleme ve değerlendirme sisteminin kurulması da bu eksende yer verdiğimiz eylemlerden. Bir diğer eksen de ‘BİT Destekli Yenilikçi Çözümler’. Kentlerin karşı karşıya kaldığı pek çok sorunun temelinde hızla artan nüfus ve kırsaldan kente göç önemli bir yer tutuyor. Kentleşmeyle birlikte gelen bu olumsuzlukların azaltılması kentlerdeki mevcut altyapıların daha verimli bir şekilde yönetilmesini gerektiriyor. Bu noktada BT destekli yenilikçi çözümler önemli fırsatlar sunuyor. Bu potansiyelden faydalanmak amacıyla Strateji’de akıllı kent uygulamalarının desteklenmesi, e-Sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kamuda büyük veri pilot uygulaması yapılması gibi eylemler tanımlandı. Bu eylemlerin hayata geçirilmesiyle, özellikle yerel kapasite sonucu ortaya konulan yenilikçi uygulamaların ekonomik değere dönüşmesini bekliyoruz” açıklamasını yaptı.

Ülkemizdeki mevzuat altyapısının küresel BT pazarına uyumunun sağlanması amaçlanıyor

BT’in ekonomik ve sosyal hayatta yaygın kullanımı BT kaynaklı bilgi güvenliği ve mahremiyet sorunlarını da

gündeme getirdi. Civelek, bu sorunlara yönelik çözümler geliştirmek üzere Strateji’de ‘Bilgi Güvenliği ve Kullanıcı Güveni’ eksenine yer verdiklerini belirterek şunları kaydetti: “Bu eksendeki eylemlerle ulusal siber güvenliğin sağlanmasına ve kişisel bilgilerin mahremiyetinin korunmasına yönelik mevzuat altyapısının oluşturulması amaçlandı. Bu surette, ekonomik ve sosyal yaşamın bilgi güvenliği tehditlerinden mümkün olduğunca korunması, ülkemizdeki mevzuat altyapısının küresel BT pazarına uyumunun sağlanması ve kullanıcıların BT’ye güveninin artırılması yoluyla kullanım oranlarının yükseltilmesi hedefleniyor.” Civelek, ‘Kamu Hizmetlerinde Kullanıcı Odaklılık ve Etkinlik’ başlıklı eksen için de, “Bu eksende e-Devlet hizmetlerinin sunumunda etkinliğin sağlanması ve kullanıcı odaklılık ilkesinin benimsenmesi hedeflendi ve buna yönelik tedbirler öngörüldü. Ayrıca istihdama ve büyümeye önemli katkı sağlayacağını öngördüğümüz iki eylem de bu eksen altında yer alıyor. Bunlardan ilki kamu verisinin paylaşımına ilişkin eylemimiz. Yerel yönetimler dâhil olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının topladıkları ve ürettikleri verilerin, kişisel bilgilerin korunması, güvenlik, ticari sır vb. kısıtlar dikkate alınarak paylaşılması yoluyla bir yandan katma değerli yeni hizmetlerin yaratılacağını bir yandan da yeni girişimlerin ve istihdam alanlarının oluşacağını düşünüyoruz. Bir diğer önemli eylemimiz de kamu bilişim tedarikinin

etkinleştirilmesine ilişkin. Bu eylem ile kamunun BT ürün ve hizmet tedarikiyle ilgili yasal ve idari düzenlemelerin, bu ürün ve hizmetlerin teminini kolaylaştırıp etkinleştirecek ve yerli sanayiye destek olacak şekilde gözden geçirilmesini planlıyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Eylemlerden sorumlu kurumlar kilit role sahip

Furkan Civelek, Strateji’nin uygulanması sürecinde paydaşlardan beklentileri de dile getirerek şunları aktardı: “Strateji’de 26 farklı kurumun sorumluluğunda 72 eylem yer alıyor. Her eylem için iş birliği yapılacak ilgili kuruluşlar da var. Dolayısıyla, çok sayıda kurum ve kuruluşun beraber yürüteceği bir çalışmadan söz ediyoruz. Strateji’nin koordinasyonu Kalkınma Bakanlığı’nca yürütülecek ve hâlihazırda buna ilişkin mekanizmayı da kuruyoruz. Koordinasyon önemli ancak her bir eylem kapsamındaki çalışmaların yürütülmesinde harcanacak çaba ve gösterilecek özen ondan daha da önemli. Bu nedenle, Strateji’nin hayata geçirilmesinde ve öngörülen faydaların gerçekleşmesinde eylemlerden sorumlu kurumlar kilit role sahip. Yakın zamanda bu kurumlardan her bir eylem için öngördükleri iş planlarını isteyeceğiz. Kendilerinden temel beklentimiz çalışmaların bu iş planlarında öngörüldüğü şekilde yürütülmesini ve izleme sürecinin sağlıklı şekilde işletilebilmesi için etkin ve sürekli bilgi alışverişini sağlamak. Bu çerçevede, sorumlu kurumların ihtiyaç duyduğu her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu da belirtmek isterim.”

Strateji metnine, www.bilgitoplumustratejisi.org adresinden ulaşılabilir.

4 - 10 MAYIS2015

BThaber

Page 5: BThaber Sayı 1020

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

EFB ADV 280X400.pdf 1 4/29/15 4:48 AM

Page 6: BThaber Sayı 1020

İzmir bilişim konusunda desteklere açıkSahip olduğu genç nüfus, bölgedeki üniversiteler ve yeni açılan teknopark ile Ege Bölgesi’nin “bilişim merkezi” haline gelmeye başlayan İzmir, her ne kadar İstanbul ve Ankara’nın gerisinde olsa da, gelecek için umut verici gelişmelere sahne oluyor. İzmir ve Ege Bölgesi’ne bilişim faaliyetlerini ve sektördeki gelişmeleri Aldenard Kurucusu Anıl Gündoğan ile konuştuk.

n İzmir ve Ege Bölgesi’nde bilişim potansiyelini değerlendirebilir misiniz?

Ege bölgesi ve bilişim dediğimizde kesinlikle akla gelen ilk ve tek şehir İzmir. Bunda teknoparklarımızın ve İzmir’den dışarıya açılmış firmalarımızın katkısı oldukça fazla. Özellikle bu yıl yapılan İnovasyon Haftası etkinliği İzmir’in 2015 yılı için önemli bir etkinliğiydi. Bu tür etkinlikler artış göstermeye başladı. Fakat yine de bir İstanbul değiliz, bu sebeple biz genç kesim bunun farkında olarak İzmir’i bilişimde daha ileriye taşıyacak faaliyetlerde bulunmaktayız .

n Bilişim faaliyetleri özellikle İstanbul’da

ağırlıklı olarak gerçekleşiyor. İzmir ve diğer bölgelerdeki bilişim faaliyetlerini artırmak için yapılması gerekenlere örnekler verebilir misiniz?

Bundan en çok dert yananlardan biriyim. Büyük etkinliklerin İstanbul’da olması ve çoğu zaman vakit ayıramayıp gidememek en büyük sorunlarımızdan. Ama dert yanan biri olarak; asıl konu İstanbul’a gidememekten ziyade bu tür etkinliklerin neden İzmir’de olmadığı.

Biz imkanlarımız el verdikçe tüm destekçi büyüklerimiz ve abi dediğimiz firmalarla birlikte İzmir’e dair üzerimize

Verimlilik Haftası, 27 Nisan - 3 Mayıs tarihleri arasında ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. Etkinliğin açılış töreninde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, verimliliğin hayatımızı derinden etkilediğine vurgu yaparak “Verimlilik temel devlet politikası olursa ancak gelişme olabiliyor” dedi. Kavranoğlu, “Türkiye bilgi ekonomisine, yüksek katma değerli ekonomiye geçmeli. Sistem değişikliği yapmamız gerekiyor. Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı 2015 – 2018’i hazırladık. Verimliliği bir yaşam felsefesi olarak toplulumumuzun tamamına anlatmak zorundayız” şeklinde konuştu.

düşeni yapmaya devam edeceğiz. Bizim dışımızda ise teknoparklara, devlet kanadına ve belediyemize önemli görevler düşüyor. Artık içe kapanıklığı aşmalı ve biraz medyatik olmalıyız, yani etkinliklerde boy göstermeliyiz. Bir diğer önemli rol ise Üniversitelerde. Özellikle vakıf üniversiteleri İzmir’de öğrenci kulüplerine gerekli yatırımları yapmıyorlar ve öğrenciler de elde imkan olmayınca birçok faaliyeti planlamalarına rağmen hayata geçiremiyorlar. Bu da ileriye yönelik karamsarlıklara ve tecrübesizliklere yol açıyor. İzmir’in gelişmesini istiyorsak, istekli ve bizim gibi genç bilişimcilerin sesini duymalı ve kulak vermeliyiz.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz da, “Verimlilik Haftası kapsamında, hafta içinde ülkemizin dört bir yanında; başta kamu ve özel kesim kurum ve işletmeleri, eğitim kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşları olmak üzere tüm kesim ve sektörlere yönelik olarak verimlilik bilgi ve bilincini geliştirmek ve yaygınlaştırmak amaçlı 150’den fazla etkinlik düzenliyoruz. Yoğun ilgi ve destek gördük” açıklamasını yaptı. Erkunt Traktör Sanayi Genel Müdürü Zeynep Erkunt Armağan konuşmasına israfın her alanda çok acımasızca yapıldığını söyleyerek başlayıp şunları kaydetti: “Kaynağı

Biz de daha yolun çok başındayız ve bizim de birçok desteğe ihtiyacımız bulunmakta.

n İzmir Bilişim Zirvesi de bu potansiyele epeyce katkıda bulunuyor olmalı. Bu etkinlikten biraz daha bahsedebilir misiniz?

İzmir Bilişim Zirvesi gelenekselleşmeyi hedefleyen bir zirve ve bu bağlamda ilk zirvemiz bu yıl Bilge Adam organizasyonu olarak Aldenard ve Depark iş birliğinde 6 Mayıs tarihinde gerçekleşiyor. Az önce de bahsettiğim gibi, İzmir’i bilişim alanında daha ileriye taşıyacak etkinlikler şart ve biz önemli bir adım atarak

yanlış kullanmanın ne kadar büyük verimsizliğe yol açtığını gördük. Verimlilik çalışmasında en önemli şey davranışımızı değiştirmek. Daha az zamanda daha kaliteli iş yapmak aidiyet duygusunu da artırıyor. Yaptığımız verimlilik çalışmaları bizi yeni yatırımlar yapmaya kadar götürüyor” dedi. Açılış töreninde; 2015 Verimlilik Proje Ödülleri Bakan Yardımcısı Kavranoğlu tarafından kazananlara takdim edildi. Hafta boyunca; ‘Verimlilik Temalı Fikir Yarışması’, ‘Verimlilik Temalı Kısa Film Yarışması’ kazananları belli olurken, ülke çapında da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İl Müdürlükleri koordinasyonunda pek çok etkinlik düzenlendi.

Android Geliştirici Günleri, 11-12 Mayıs tarihinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. Etkinlik herkese açık ve ücretsiz.

Android Geliştirici Günleri’ne geri sayım başladı. Etkinlikte; alanında uzman konuşmacıların sunumları yanında ‘Android’e Giriş’, ‘IOS’a Giriş’, ‘Cardboard’, ‘Unity’, ‘Android Wear’, ‘Polymer’ ve ‘BLE’ gibi konularda çalıştaylar ve 24 saatlik ‘hekaton’ da gerçekleştirilecek. Elektronik Yapbozlar, Sanal Gerçeklik Oyunları,

Masa Oyunları, İnteraktif ve eğlenceli DIY projelerini deneyerek keşfetme şansı, en yeni mini bilgisayar kartlarını ve android uyumlu ‘maker’ ürünlerini inceleme imkânı ve 3D yazıcılar da, AGG’de katılımcıları bekliyor olacak. Aklınızdaki proje fikrini 24 saat içerisinde Hackingfest Ankara’da geliştirebilir, sürpriz ödüllerin de sahibi olabilirsiniz.

Android Geliştirici Günleri’yle ilgili tüm detaylara http://www.androiddeveloperdays.com/2015/tr/ adresinden ulaşabilirsiniz.

İstanbul’un ve İzmir’in önde gelen, küreselleşen firmalarını bu zirvemizde ağırlayacağız. İzmir Bilişim Zirvesi’15 bir başlangıç olacak ve her yıl İzmir’e daha çok şey katacak inancındayız.

n Aldenard olarak faaliyetlerinizden söz edebilir misiniz?

Bireysel olarak çalıştığımız birçok doktorumuz ve danışmanlığını gerçekleştirdiğimiz çeşitli sektörlerden bireyler bulunmakta. Bu danışmanlıklarımıza Web hizmetleri ve sosyal medya danışmanlığı da dahil olmakta.

Kurumsal tarafta ise İzmir’e verdiğimiz önem doğrultusunda birçok yerel firmayla Web Hizmeti-Danışmanlık ve Kurumsal Sosyal Medya çalışmaları yürütmekteyiz. Ayrıca kendi bünyemizdeki projelerimiz ve girişimlerimiz çalışma alanımızın büyük bir kısmını kapsamakta. Bunun yanı sıra İzmir’e değer katacak projeler ve organizasyonlar yürütmek üzere “Bilişim Etkinlikleri” alanında çalışmaktayız. Yani klasik bir web yazılım ya da sosyal medya ajansı mantığında değil, İzmir Bilişimi’nin eksikliklerine ve bilişim girişimlerine dair çalışan bir “Bilişim Hizmetleri” markasıyız.

4 - 10 MAYIS2015

BThaberE-TOPLUM6

Haber MerkeziBilişim sektörü daha çok İstanbul ve Ankara üzerinde yoğunlaşsa da, barındırdığı genç nüfus ve potansiyel ile İzmir de bu anlamda oldukça gelecek vaat ediyor.

Android GeliştiriciGünleri başlıyor!

Verimlilik temel devlet politikası olmalı

Page 7: BThaber Sayı 1020
Page 8: BThaber Sayı 1020

8 E-TOPLUM Edip Emil Öymen [email protected]

Oyundan ilaçlığa terfi

Tom Hanks’in yenilikçilikleri

MEB’in, 2016 Eylül’de başlatmayı planladığı yeni müfredata göre, 5’inci sınıflarda 4 saat olan İngilizce dersi 16 - 20 saat olacak. Bakan Avcı, altyapısı “uygun” özel okullarda bu uygulamaya hemen geçileceğini, devlet okullarındaki altyapının tamamlanmasıyla orada da başlayacağını söyledi (17.04).

Ancak basın, Türkiye’de 130 bin öğretmen açığını, 300 bin öğretmenin atanmadığını yazıyor. Sadece İstanbul’da 23 bin 641 öğretmene ihtiyaç var diyor. İŞKUR’a göre en fazla öğretmen açığı % 7.5’la ingilizcede. Temininde güçlük çekilen mesleklerde ise ilk sırada % 10.6’yla ortaöğretim matematik öğretmenliği. İngilizce % 6.7’yle üçüncü sırada.

MEB bu arada, 2015-19 dönemi Stratejik Plan Taslağı’nı Kalkınma Bakanlığı’na gönderdi. Taslaktan bir cümle: “Öğrencilerin en az bir yabancı dili iyi

derecede öğrenmesi için düzenlemeler yapılacak.”

Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM’e göre bir öğrenci 12 yıllık orta öğretimi boyunca 1,296 saat ingilizce eğitimi görüyor. Bunun 720 saati ilk ve orta okul döneminde, 576 saati lise döneminde. Ancak, ingilizce öğretimin verimli olmadığı küresel göstergelerde yazılı: İngilizce Yeterlilik İndeksi’nde Türkiye, 54 ülke arasında 32. sırada.

TEPAV ve British Council 2014 İngilizce İhtiyaç Analizi’ne göre ilkokul öğrencilerinin % 21’i ingilizce eğitiminde “başlangıç düzeyindeyim” diyor. Ama lisede hala “başlangıç düzeyindeyim” diyenler % 32’ye çıkıyor.

Yine aynı kaynaktan bir başka veri: 5’inci sınıfta % 80, “İngilizceyi seviyorum” diyor. Ama 12’inci sınıfa gelince, seviyorum diyenler % 37, sevmiyorum diyenler % 29. İngilizce öğretiminde pedagojik sorunlar yoğun.

İngilizce mi? Gerçekten mi?

4 - 10 MAYIS2015

BThaber

Bir video oyununu şu sırada Amerikan İlaç ve Gıda Kurumu (FDA) “acaba ilaç sayılabilir mi?” diye inceliyor. Eğer “evet” derse, ilk kez bir video oyunu ilaç sayılacak. Konuyu, oyunu yazanlar kadar yakından izleyen bir başka taraf daha var: Pfizer ilaç şirketi. Çünkü eğer FDA “ilaçtır” derse, Pfizer oyunu Alzheimer’e karşı destek “ilaç” olarak satacak. Doktorlar, reçeteye bu oyunu yazabilecek.

Eğer bu gerçekleşirse, Pfizer, beyninde Alzheimer özellikleri olan ve olmayan 100 kişiyle bir ay sürecek deneysel bir çalışma yapacak. İki grup arasında zihinsel süreçlerdeki farklar veya benzerlikler saptanacak. Bütün beklenti, Alzheimer “olmayan” grupta, Alzheimer’a yatkınlık gösteren belirti çıkacak mı? Çıkmazsa ne ala! Ama çıkarsa, ilk kez, Alzheimer tanısında yenilikçi bir adım atılmış olacak.

Şimdilik sadece Apple’lar için yazılan (ama satılmayan) Project:EVO adlı oyun, Akili Interactive Labs ürünü. Bir “aynı anda çok iş yapma” oyunu. Geliştirenlere göre bu oyunla Alzheimer tanısı koymak veya ilerlemesini izlemek daha kolay. Bu nedenle, sağlıklı görünen kişilerde gizlice Alzheimer başlıyor mu, yani erken tanı koyma bakımından da önem kazanıyor.

Bu oyunun ilk aşaması U.California/San Fransisco’da Gazzaley Lab’de geliştirildi. NeuroRacer adlı oyunda oyuncunun, buzlu bir yolda hızla giden bir aracı yönetirken, yol kenarındaki bazı işaretleri

Kanadalı pop şarkıcısı Carly Rae Jepsen’ın yeni “I really like you” (Senden gerçekten hoşlanıyorum) klibinde şarkıcıyı son dakikaya kadar görmüyoruz. Şarkıyı o söylüyor, ama klip boyunca Tom Hanks senkronize dudak oynatarak söylüyor gibi yapıyor. Bu sevimli klip için twitter’da yazılanlar, şarkıcı Jepsen’in “akıllıca” bir iş yaptığına işaret: Şarkı, her hangi bir disco-pop şeysi, ama ekranda, Amerika’da “en sevilen sayılan” (her

zaman “iyi” kahramanları canlandırmış) sinema sanatçısı Tom Hanks var. ABD’de #everyonelovestomhanks (Herkes Tom Hanks’i Sever) diye bir hashtag boşuna değil.

Jepsen, Hanks’in ülke çapında yarattığı sempatiden olanca yararlanmış. Yoksa, twitter’da, “Şarkıyı, Tom Hanks var diye sevdim” diyen çıkmazdı. İşte size harika bir inovasyon! “Ben şarkıyı söyleyeyim, ama ekranda sen görün.” En sonda da, yine milyonlarca hayranı

olan Justin Bieber kısaca görünüyor. Carly, Hanks ve Bieber birlikte dansla bitiriyorlar.

Tom Hanks’in böyle bir işe kalkışması hiç tesadüf değil, menajerinin becerisi de değil. Tom Hanks,

bizim buralarda bilinmeyen yenilikçi bir zihne sahip: iPad ve iPhone’larda “daktilo sesi çıkartarak” yazı yazma uygulamasını düşündü, yaptırdı. iTunes/Apple Store’da Hanx Writer diye bakın, göreceksiniz. Bu uygulamada, ekrana çıkan harfler, emektar bir daktilodaki bozuk ve uyumsuz sıralı harflere bile benziyor. Tom bu ayrıntıyı dahi düşünmüş ve yazılımını yaptırmış. Arkadaş, yenilikçiliğe açık.

vurup yok etmesi gerekiyordu. Bu, çoklu görev (multi tasking) becerisinin, yaş ilerledikçe gerilediği bilinen bir şey. Odaklanma ve bellek gücü de yaşla azalıyor. Ancak, işin tuhaf tarafı, EVO’yu oynayan 60 - 85 yaş grubunda zihinsel süreçlerdeki canlanmanın ve odaklanma becerisinin “aylarca” sürdüğü saptandı. Bunun ardından, oyunu ticarileştirme girişimini Akili yapmaya başladı. Bünyesine Star Wars filmlerinin teknik ekibinden uzmanlar katıldı. Akili, projenin geliştirilmesi için 7 milyon Dolar hibe, kredi, girişim sermayesi vb buldu.

Konu, bilim camiasında o kadar ilgi çekti ki ağırbaşlı ve mesafeli Nature bile bir

sayısının kapağına bunu “Game Changer” (Oyunun Kuralını Değiştiren) başlığıyla taşıdı.

Bu arada Akili, EVO’nun acaba depresyon, otizm, dikkat eksikliği (ADHD=hiperaktivite) için de bir çare olup olmayacağını da araştırıyor.

Öte yandan, oyuna “bağımlılık” kazanıp, oynamadan duramama sorununu önlemek için oyun 24 saatte sadece 20 dakika oynanabiliyor.

FDA incelemesi uzun sürdüğü kadar, olumlu bir sonuç garantisi de yok. Ama sonuç olumlu olursa Akili, geliştirmekte olduğu 4 oyunu daha FDA incelemesine sunacak.

Page 9: BThaber Sayı 1020
Page 10: BThaber Sayı 1020

BİLİŞİM DÜNYASI10 4 - 10 MAYIS2015

BThaber

• Büyük veri teknolojilerine daha fazla yatırım yapmak

• Analitik modelleri için bulutu kullanmak, melez bulut ilgisini ABD’den Avrupa’ya taşımak.

• Danışmanlık hizmetlerine daha fazla yatırım yapmak.

• Müşteriler için en iyi BT sağlayıcı olmak

• Tüm verilerde en iyi analitik• Entegre pazarlama

yönetiminde en etkili çözümler• Kurumsal sosyal

sorumluluklara önem vermeyi sürdürmek.

Yeni çözümler tanıtıldıTüm veriyi merkeze alan sektör

ve şirket sayısının artışına işaret eden Teradata Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Chris Twogood da, konuşmasında tıbbi araştırmalar gibi birçok sektörde veri ve analitik kombinasyonuna dikkat çekti. Analitik ekosisteme geçerken, bunu yönetebilmeyi de bilmek gerekiyor ve “Buna ‘Teradata bütünleşik veri mimarisi’ diyoruz. Veri platformunda Hadoop’u

Artan hacim ve karmaşıklık, analitiği tetikliyor

Tabiri sevmem ama farkındalık yarattığı bir gerçekTeradata’nın 19-22 Nisan tarihlerinde düzenlediği ve veri analitiği konusunda stratejisini paylaştığı etkinlikte düzenlenen medya toplantısında ilk sözü Teradata Eşbaşkanı Hermann Wimmer aldı. Dijitalleşmeden pay almak isteyen tüm şirketler karşısında stratejik odaklarını ‘entegrasyon, altyapıda sadelik, tercih imkanı, esneklik, hız ve bilgi, yani insan kaynağı’ olarak gösteren Wimmer, stratejik yatırımlar, Ar-Ge çalışmaları, Hadoop ve büyük veri analitiği odaklı satın almalar yaptıklarını vurguladı. “Tüm sektörlerde rekabet sürekli değişiyor” diyerek, “Apple saat üretiyor ve İsviçre saat üreticilerine rakip oluyor” örneğini paylaşan Wimmer’a göre, değişen mimari bütünleşik bir yapıyı gerekli kılıyor. Teradata’da öncelikler ise şöyle sıralanıyor:

• Analitik ekosistemin entegrasyon parçalarına daha fazla yatırım yapmak

temel alıyoruz” bilgisini veren Twogood’un da dikkat çektiği gibi tüm bu yapıyı birleştiren

esnek yazılım yapısını iyi anlamak gerek. Bu noktada Twogood, yeni çözümlerini katılımcılarla

paylaştı. Bunlardan ilki olan ve

geliştirilmiş altıncı Teradata QueryGrid, analitik ekosistemde veri işlemeyi özel araçlar veya BT birimlerinin müdahalesinden bağımsız hale getirerek, açık kaynak teknolojilerinin gelişimine destek sunuyor. Teradata Database’e dahil edilen Software-Defined Warehouse ise işletmelerin tüm depolama yapılarını tek bir sistemde konsolide etmesini, bunu yaparken güvenlik veya servis seviyesi performansında verimi korumasını sağlıyor. Son olarak Teradata Data Warehouse Appliance 2800 ise kurumlara veri kapasitelerini ve analitik yetkinliklerini geliştirme imkanı sunan bir uygulama.

Teradata, Amsterdam’da 20’inci

kez düzenlediği Teradata Universe

Europe etkinliği ile büyük veriye

asıl değeri analitik uygulamaların

kattığını anlatmakla kalmadı. Yeni

çözümlerini de katılımcılarla

paylaştı.

Handan Aybars

Etkinlik kapsamında Teradata CTO’su Stephen Brobst ile görüşme yapma imkanı bulduk. İşte Brobst’un büyük veriden öte analitiğe bakışı ve beklentileri:

n BT bütçeleri ve yeni sistemlerin bütçelere etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? CFO’lar BT’ye fazla para harcamak istemiyor. Ama bir tarafta da büyük veri ve analitik söz konusu.

Şu bir gerçek ki veri, kesinlikle BT bütçelerinden daha hızlı büyüyor. Bu da bütünleşik veri mimarisini pekiştiriyor. Farklı veri türleri ve bunları depolamanın ekonomik gereklilikleri gibi konularda bu önemli bir kolaylık. Sonuçta tüm veriler, entegre veri merkezinde tutulmak zorunda değil. Çünkü bu da maliyet demek. Burada önemli olan hizmet seviyesi ihtiyaçlarına bağlı olarak verileri düzgün biçimde ayrıştırmanız. Diğer taraftan bütçeler, artık BT’den iş birimlerine kayıyor. Pazarlama birimi bunun ilk akla gelen örneği. Bu açıdan bakınca, gelecek 2-3 yıl içinde pazarlama biriminin teknoloji harcamaları BT’den fazla olacak.

n Sunumunuzda da dikkat çektiğiniz gibi, etrafımız alıcılarla çevriliyor. Bunun etkileri ne olacak ve kamunun bu yapıya ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Analitik keşif öne çıkacak ve temelde de veri var. Daha kapsamlı gelişmeler kendini gösterecek. Hemen hemen her ülkede genelde kamu sektörü önce özel sektörün bu konuda attığı adımları izler. Bu yapıya ilk uyum sağlayanlar da telekom ve imalat sektörü şirketleri olur. Üretim aşamasında üretimi ve kaliteyi kontrol eden alıcılar, sevkiyat için kapıdan çıkan ürünlerin nasıl kullanıldığını izlemek

için kullanılır. Örneğin bir araçtaki alıcılar, sürücünün dikkat seviyesini, frene ne sıklıkla bastığı gibi bilgileri toplar. Bunlar hem sigorta hem otomotiv şirketleri için rehber olabilir.

n Analitik konusunda nasıl bir kurumsal farkındalık var?

Sektör ve coğrafya, bazı noktalarda şirketin ölçeği önem taşır. Eskiden kurumlar genelde raporlama ile kendilerini hep rahat hissettiler. Ama günümüzde artık değerin kaynağı raporlama değil. Sorulması gereken soru şu: İş süreçlerini değiştirmeye ve iş analitiğini karar alma süreçlerine dahil etmeye ne kadar hazırlar?

n Hazırlar mı? Hayır, birçok şirket hazır değil.

Bunun bir sebebi üst yönetim ve veri vizyonunun sınırlı kalması. Eski yöneticiler bu tarz bir yatırıma ihtiyaç olmadığını, gereksiz maliyet olduğunu düşünebiliyor. Bu nedenle nesil farkından kaynaklanan kültürel bir boşluk var. Verinin öneminin farkında olan gençlerin yönetim kademelerinde görev alması ile bu yatırımlar hızlanabilecek, bir sonraki nesilde bu tarz yatırımlar tartışma konusu bile olmayacak. Ama kastım da ‘Bugün milyonlarca doları bu teknolojiye harcayacağım, çünkü gelecek bunda’ demek değil.

Önemli olan küçük adımlarla başlamak, uzun vadeyi de gözden kaçırmamak.

n ABD Başkanı Obama’nın yenilik ve teknoloji danışmanları komitesinde (PITAC) görev aldınız. ABD hükümeti ile çalışmak nasıldı?

Obama bize hayat kalitesinin geliştirilmesi hedefiyle bazı çalışma alanları sundu. Sürpriz değil tabi, sağlık, eğitim, ulaştırma gibi her ülkede olan öncelikler. Obama’nın o dönemki CTO’su Aneesh Chopra ile çalıştık. Biz 12 kişilik bir ekiptik ve bizden beklenen, bu sektörlerde hayat kalitesinin gelişmesine yardımcı olacak teknoloji odaklı yatırım önerileri sunmamızdı. 9 akademisyen, buna ek olarak, benim de dahil olduğum ve bilişim sektöründe çalışan 3 kişi olarak temelde önceliklerin neler olması, bütçelerin nasıl hesaplanması gerektiği gibi birçok konuyu tartıştık, ardından önerilerimizi yaptık. Direkt olarak kamu ile çalışmıyor, bir danışmanlık hizmeti sunuyorduk. Belli başlı alanlarda nasıl bir konumda olduğumuzu gördük ve politikacı olmadığımız için yaptığımız analizlerimizle gördüğümüzü söyleme imkanımız vardı. Farklı düşünen akıllı insanlar güzel bir işbirliği ortaya koyduk.

n Bir röportajınızda ‘büyük veri devri bitecek’ demiştiniz, yerini ne alacak?

Büyük veri fenomen bir tabir ve herkesi heyecanlandırıyor. Oysa veri her zaman büyüktü ama şimdi pazarlama aracı olarak kullanılır hale geldi. Sonuçta geleceğimiz nokta, büyüklüğü küçüklüğü bir kenara bırakıp sadece veriye odaklanmak olacak. Bu ‘büyük veri’ tabirini sevmiyorum, ama şu da bir gerçek ki sektörün dikkatini çekmek için fazlasıyla işe yaradı.

Stephen Brobst

Page 11: BThaber Sayı 1020

BİLİŞİM DÜNYASI 11

Çilek, çocukların gündeminden fikirler oluşturuyor

Çilek olarak, inovasyona büyük önem verdiklerinin altını çizen Talha Çilek, bu konuda

oluşturdukları bir kurulları olduğuna da dikkat çekti. Çilek, “Çilek İnovasyon Kurulu; inovasyon, iyileştirme ve geliştirmeye yönelik tüm süreçlerin üzerinde çatı-omurga konumunda çalışan ve bu kapsamda kararlar alıp görevlendirme yapan bir yapıda çalışır. İnovasyon Merkezi / Arge Merkezi açılmasına yönelik yürüyen tüm faaliyetler de bu kuruldan çıkan bir proje gibi kabul edilir” dedi.

Aynı gün içerisinde 20 farklı ürün üretebiliyoruz

Çilek, 2014 Aralık ayında, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen, Türkiye’nin inovasyon liderlerinin belirlendiği İnovaLİG’de en inovatif şirketler sıralamasında 15 firma arasında ikinci oldu. Talha Çilek, “Lider firmaların 5 farklı kategoride değerlendirilerek belirlendiği yarışmada İnovasyon Döngüsü kategorisinde ikinci seçilerek, sıralamaya giren ve ödül alan tek mobilya markası olduk” ifadesini kullandı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Teknolojiyi yakından takip edip bizim için en faydalı sistemleri kullanmaya özen gösteriyoruz. Örneğin Çilek; bugün 33 bin m² kapalı olmak üzere toplam 212 bin m² alanda son Alman teknolojisi makine parkuru ve Japon Yalın Üretim felsefesi ile üretim yapıyor. Günde 1.200 adet ürün kapasitesi ile 2 vardiya çalışma düzeninde aynı gün içerisinde 20 farklı ürün üretebiliyor. Üretim sürecinde, son teknolojiye uygun bilgisayar kontrollü CNC tezgâhlar kullanılıyor” açıklamasını yaptı.

Ekranların yazılımı kendi BT ekibimiz tarafından yapıldı

“Genel olarak mobilya ‘low-tech’ bir ürün ancak Çilek olarak üretimimizi ‘high-tech’ makinelerle yapıyoruz” diyen Çilek, konuşmasına şu şekilde devam etti: “ MRP işletim sistemi olarak SAP kullanıyoruz.

Üretim hatlarımızda bilgisayar destekli son teknoloji CNC makineler kullanılıyoruz. Üretim sırasındaki puantajlarımızı, genel ekipman verimliliklerimizi, işlem resimlerini, operasyon planlarını elektronik ortamda her makinenin başındaki dokunmatik ekranlarımızdan takip ediyoruz. Bu ekranların yazılımı kendi BT ekibimiz tarafından yapıldı ve TEYDEB projesi olarak TUBİTAK tarafından desteklendi.” Çocukların hayal dünyasının çok geniş olduğunu ve küçük şeylerden mutlu olduklarını bildiklerini ifade eden Çilek, “Bu yüzden onların nelerden hoşlandığını belirleyip bu konulara yoğunlaşıyoruz. Örneğin tasarım ekimimiz, her yıl Disneyland gibi dünyaca ünlü tematik oyun parkları ve oyuncak fuarlarını gezip, miniklerin gündemini ve isteklerini yakından takip ediyor, buna göre fikirler oluşturuyor” şeklinde konuştu.

‘Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Marka’ seçildik

Talha Çilek, 2015’te özellikle yurt dışındaki büyümelerini devam ettirmek istediklerini belirterek ABD, Almanya, İngiltere, Japonya, Kazakistan gibi birçok ülkede Çilek olarak yer aldıklarını kaydetti. Çilek, “En son Katar ve Ukrayna mağazalarımızı

açtık. Buralarda gördüğümüz ilgi bizi çok memnun etti. 2015 yılında, özellikle Rusya, İran, Hindistan ve ABD pazarlarında önemli bir gelişme öngörüyoruz. Bu ülkelerdeki büyümemize ve yatırımlarımıza devam edeceğiz. Çilek olarak hedefimiz her yıl dünyanın farklı yerlerinde daha fazla çocuk odasında hayalleri süslemek” dedi ve şu açıklamayı yaptı: “Ayrıca geçtiğimiz günlerde; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından bu yıl 18.’si gerçekleştirilen ‘Geleneksel Tüketici Ödülleri’ kapsamında; ‘Satışa arz edilen ürünlere, 2 yıllık yasal garanti süresine ilaveten 5 yıla kadar ücretsiz garanti verilmesi, ücretsiz montaj yapılması, 10 yıl yedek parça garantisi verilmesi, paketi bozulmamış veya teslimatı henüz yapılmamış ürünlerde gerekçe göstermeden tüketiciye 30 gün içerisinde iade ve değişim hakkı tanınması, konusunda uzman ve deneyimli ekiplerle çalışılması, ileri çocuk güvenliği ilkeleri uygulaması, çalışanlarına yönelik tüketici mevzuatı ile ilgili eğitim çalışmaları yürütülmesi nedeniyle’, ‘Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Marka’ ödülüne layık görüldük. Böyle ödüller bizi gururlandırırken aynı zamanda doğru yolda olduğumuzu ifade ediyor.”

4 - 10 MAYIS2015

BThaber

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜKSAĞLIK BİLİŞİMİ

ORGANİZASYONU İÇİNGERİ SAYIM BAŞLADI

SAĞLIKBİLİŞİMZİRVESİ ve FUARI8-9 Mayıs 2015Haliç Kongre Merkezi

ONLINE DAVETİYE

SAĞLIKTAVERİMLİLİK

www.saglikbilisimzirvesi.org

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCETÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ (TOBB)

DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

10x40 ilan_baský.pdf 1 28.04.2015 11:32:02

Çilek Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Talha

Çilek, teknolojiyi yakından takip edip en faydalı sistemleri

kullanmaya özen gösterdiklerine

vurgu yaptı.

Sedef Özkan

Page 12: BThaber Sayı 1020

BİLİŞİM DÜNYASI12 4 - 10 MAYIS2015

BThaber

formatlarının incelenmesi, altyapı çalışmaları ile birlikte geliştirilmesi de yaklaşık olarak 6 ay sürdü.

n Bu çalışmada neden Twitter odaklı ilerlediniz?

Twitter ve Facebook en fazla kullanılan sosyal mecralar ve Twitter daha fazla metin ağırlıklı bir platform. İlk olarak Twitter verisi üzerinde çalışmaya başladık, ama sonra diğer mecralara da kaydı bu çalışma.

n Hangi sosyal medya ağlarında arama yapılabiliyor? Bu ağ yapılarında nasıl bir bağ olması, arama sonuçlarına etki ediyor?

edilmesinin ve telif hakları mevzuatlarının doğru yorumlanmasının sektörün büyümesi için gerekli adımlar olduğu dile getirildi.

TELKODER raporda Türkiye’de yüksek vergilendirme rejimini ÖYP sektörünün üzerinde nasıl büyük bir yük olduğunu ve sektörün gelişmesini, dolayısıyla da vatandaşlara daha kaliteli hizmet verilmesini engellediğini belirtti. ÖYP sektöründe, verilen hizmetler üzerinden toplam yüzde 33, hizmeti veren işletmeci üzerinden toplam yüzde 1,35 ve platform cihazları üzerinden de toplamda yüzde 37,7 vergi alınmakta olduğu dile getirilen raporda TELKODER, çok yüksek rakamlara

Mesaj takibinde son nokta

Ödemeli yayıncılığa vergi engeli

Marka ya da istenen güncel konular, eğilimlerle ilgili sosyal medyada neler konuşulduğunu

öğrenmek için kullanışlı bir araç sunan Anlyz-x, Twitter’ı merkezine alıyor. Ama Twitter ile bütünleştirilmiş diğer sosyal medya platformlarını da dikkate alıyor. “Böylece paylaşımların orijinlerini kullanıcıya sunuyor” bilgisini veren Koddemy kurucusu Özgür Öztürk’ün de dikkat çektiği gibi, bu sayede kullanıcılar Facebook, Instagram, Foursquare ve diğer birçok sosyal medya platformundan gönderilen paylaşımları görebiliyor. Anlyz-x sosyal medya arama motorunun kendi veri tabanı da var. Böylece istenen paylaşımları saklayabilmek ve bir veri tabanı oluşturabilmek mümkün. “Daha sonra bu veri tabanı üzerinde arama ve analiz de yapabilirsiniz” bilgisini veren Özgür Öztürk, sorularımızı yanıtladı:

n Anlyz-x nasıl bir fikirle, ne kadar zamanda doğdu?

Anlyz-x; kişilerin, firmaların ve kurumların marka imajlarını, kendileri ile ilgili olarak ne konuşulduğunu sosyal medyada takip edebilmelerine bir olanak sağlamak fikrinden ortaya çıktı. Sosyal medya platformlarının ve veri

TELKODER, Türkiye’de ödemeli yayıncılık platformu (ÖYP - Pay TV) sektöründe DSmart, Tivibu, Turkcell+, Digitürk, Teledünya, Doping, Filbox gibi markalarla hizmet veren işletmecilerin yaşadığı sorunları açığa çıkaran bir rapor yayınladı. Hazırlanan raporda ÖYP sektörünün dört önemli sıkıntısı olan yüksek vergilendirme rejimi, haksız kullanım ve iletimler, e-fatura imkânının ÖYP sektörüne tanınmaması ve telif hakları sorunlarına dikkat çekildi. TELKODER, Ödemeli Yayıncılık Platformu Raporu’nda sektörün üzerindeki aşırı yüksek vergilerin mutlaka azaltılması gerektiği, haksız kullanımın önlenmesi için teknik çözümlerin tercih

Popüler olan tüm sosyal medya platformlarını tarayabildiğimiz gibi, web ve mobil ortamlarda uygulama bazında da arama yapabiliyoruz. Yani orijini Twitter, Facebook, Instagram, Foursquare, Pinterest ve diğerleri gibi mecralar olan paylaşımları tarayabildiğimiz gibi, o paylaşımın web ya da mobil ortamında herhangi bir özel uygulama kullanılarak yapılıp yapılmadığını da anlayabiliyoruz.

n Kurumsal ilgiyi nasıl görüyorsunuz? Bunu tanıtmak için ne gibi çalışmalarınız olacak?

Kurumsal ilgiyi iyi görüyorum. Henüz etkili bir pazarlama faaliyeti yapmamış

ulaşan bu vergilerin hem tüketiciyi hem de hizmeti veren işletmeciyi büyük maddi sıkıntılar içerisine soktuğunu belirtti. Bu bağlamda, birçok eksiği bulunan mevcut mevzuatın mutlaka yenilenmesinin gerektiğini açıklayan TELKODER, bu yolla hem ÖYP sektörünü her açısından geliştirmenin yolunun açılacağını, hem de ülkemiz ekonomisinin gereksiz külfetlerden kurtarılmış olacağını vurguladı. Bunun yanı sıra son kullanıcıların beğendiği bir uygulama olan e-fatura uygulamasının, telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren operatörlerde olduğu gibi ÖYP hizmeti veren şirketler için de sağlanması gerektiği

olmamıza rağmen iletişim kuranlar var. Nisan ayı ile birlikte daha etkili pazarlama faaliyetlerimiz oluyor.

n Farklı sosyal ağ arama yapıları arasında Anlyz-x’i farklı kılan özellikleri neler?

Anlyz-x, arama yapılan kelime başına para talep eden ya da kullanıcıyı anahtar kelimelerini bizimle paylaşmaya zorlayan bir uygulama değil. Bizim böyle bir anlayışımız da yok. Bir kez alınıyor ve istenildiği kadar anahtar kelime ile, diğer tüm özellikleri ile sınırsız bir şekilde kullanılabiliyor. Ayrıca, offline olarak da analiz yapabilirsiniz. Ciddi bir veri biriktirebilme, veri tabanı oluşturabilme

belirtildi. Sektörün karşılaştığı

önemli sorunlardan birinin de haksız içerik kullanım, iletimi ve paylaşımı olduğunun belirtildiği raporda, bu sorunla ilgili teknik çözümler üzerine yoğunlaşılması gerektiği vurgulandı. Telif hakları konusunda da yayıncı statüsünde olmayan ödemeli yayıncılık platformlarının ekstra “yeniden iletim” bedeli ödemesinin önüne geçilecek düzenlemelerin yapılması gerektiği de TELKODER tarafından hazırlanan raporda yer aldı.

Ödemeli Yayıncılık Platformu adlı rapor ile ilgili konuşan TELKODER ÖYP Komisyonu Başkanı Rifat Bayatlıoğlu, “Pay TV

kabiliyeti var. Tek makine ya da kurumsal bir servisin tüm makinelerinde o kuruma özel olarak çalışabilir. İnternet erişiminiz olmasa bile mevcut veri tabanınız üzerinde analizler yapabilir, raporlar oluşturabilirsiniz. Uygulamaya sahip olan herkes ya da her kurum, kendine özel bir şekilde kullanabilir ve kendi analizlerini yapabilir, hiçbir şeyi bizimle paylaşmak zorunda değil. Ürünün içerisinde olan analiz ve rapor tiplerinden farklı raporlar ya da analizler istenirse de bizimle rahatlıkla iletişim kurulabilir. Sürekli güncelleme ve yazılım desteği ile uygulamanın arkasındayız.

n Kaç dilde arama yapılabiliyor ve kaç dil eklenebiliyor?

Şu an 6 dilde arama yapabiliyor. Ancak istenildiği kadar dil eklemesini dinamik olarak çok hızlı bir şekilde yapabilirsiniz.

n 2015 yılında bu çözümle hedefleriniz, stratejiniz neler olacak?

Bu ürünü sıkı bir şekilde tanıtacağız ve bir farkındalık yaratacağız. Özellikle sosyal medyadaki imajına önem veren kurumlar ve firmalar için çok faydalı bir araç gerçekten ve buna ilgi duyan tüm kurumları ve firmaları ziyaret etmeyi planlıyoruz. Bunun dışında bizimle Koddemy üzerinden de iletişim kurabilirler tabi ki.

sektörü çok önemli bir sektör olmakla birlikte, henüz ülkemizde gerekli büyüklüğe ulaşamamıştır. Bu konuda mutlaka yapılması gereken düzenlemeler mevcuttur. TELKODER’in birleştiriciliği ve liderliğinde bu konuda çalışma yapmak üzere TELKODER bünyesinde bir Ödemeli Yayıncılık Platformu Komisyonu kurduk. Ödemeli Yayıncılık Platformu hizmetleri ile ilgili düzenlemeler hayata geçirilirken, ÖYP sektörünün yapısının bozulmaması da mutlaka dikkate alınmalıdır. Raporumuzda, bu amaca yönelik olarak, ÖYP sektörünün iyileşmesi için yapılacak olan düzenlemelere yönelik öneriler getirilmiştir” dedi.

Koddemy, Twitter temelli

sosyal medya arama motoru

Anlyz-x’in ikinci ve geliştirilmiş

versiyonunu kullanıcılara

sundu.

Handan Aybars Özgür Öztürk

Page 13: BThaber Sayı 1020
Page 14: BThaber Sayı 1020

BİLİŞİM DÜNYASI14 4 - 10 MAYIS2015

BThaber

yıl devam ettireceğiz. Dubai ve Güney Afrika komşu ülkelerden ziyade, gelişen pazarlar. Türkiye de bu pazarlar arasında yerini alıyor.

n Bu ülkeleri farklı kılan özellikleri neler?

Hamit Hamutçu: Analytics Center olarak güncel teknolojiler odaklı bir topluluk oluşturmak üzere yola çıktık. Bunların sadece Türkiye’de olmadığını biliyoruz. Sonuçta analitik alanında büyük veri ve IoT alanında çalışan, bu başlıklarda Ar-Ge yapan akademisyenler, bu konulara yatırım yapan reel sektör ve teknoloji şirketleri var. Biz de ekosistemin tüm paydaşlarını biraraya getirmek istedik. Tek bir ülke ile sınırlı kalmıyor bu bakış açısı ve bölgesel yayılım sergilemek istedik. Böylece ekosistem bir bütün olarak gelişsin, paydaşların karşılıklı fikir alışverişleri ön plana çıksın.

n Analytics Center sitesinde güncel araştırmalar var. Bu araştırmaları siz mi yapıyorsunuz, farklı kaynaklardan derleyerek mi sunuyorsunuz?

Emre Yayıcı: Amacımız bir topluluk oluşturmak olduğu için sitemizde fikir önderi dediğimiz isimlerden yorumlar yer almasını istiyoruz. Bizim

Tüm detayları ile BT’den fayda sağlama yöntemleri

Analytics Center; Çağlar Göğüş, Hamit Hamutçu ve Emre Yayıcı tarafından, EMEA bölgesinin düşünce liderliği, bilgi ve mükemmellik merkezi olma vizyonuyla kurulan bir yapı. Büyük veri ve beraberinde getirdiği yenilikçi iş uygulamaları da bu üçlünün çalışmasıyla 26-27 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek Smartcon 2015 İstanbul konferansında tüm yönleriyle ele alınacak. Pazarlama, yeni teknolojiler, dijital ve mobil, optimizasyon ve nesnelerin interneti gibi büyük verinin çeşitli alt başlıklarda değerlendirileceği etkinliğin konuşmacıları arasında, dünyanın en önemli veri bilimcileri var. Ama Zorlu Center PSM’de gerçekleştirilecek etkinlik bu çalışmaların sadece ilk adımı. Daha doğrusu farklı ülkelere yayılımda önemli bir nokta. Smartcon Kurucu Ortağı Hamit Hamutçu, Smartcon ve Analytics Center Yönetici Ortağı Emre Yayıcı ve Analytics Center Kurucu Ortağı Çağlar Göğüş ile hem İstanbul etkinliğini hem farklı coğrafyalarda devamı gelecek çalışmaları hem de bilişim adına tüm tarafları buluşturma planlarını konuştuk:

n Smartcon ve Analytics Center arasında nasıl bir görev dağılımı var?

Emre Yayıcı: Analytics Center ana şirketimiz. Büyük veri, IoT gibi yırtıcı teknolojilerde hizmet verecek bu ana firmamız. Smartcon bu şirketin altında etkinlik bacağımız ve konferans markamız. Bu bizim oldukça özel olarak konumlandırdığımız bir etkinlik yapısı. Bu yıl başlangıç olarak İstanbul, Dubai ve Güney Afrika’da birer etkinlik yapacağız ve bunları her

oluşturduğumuz içerikler tamam, ama bu konuda önde gelen kişilerin de deneyim ve bilgilerini paylaşabileceği bir ortam olmasını istiyoruz. Bu topluluğu oluşturabilirsek, insanlar bir soruları olduğunda benzer konularla ilgilenen uzman kişilere ulaşabilecekler. Bunları biraraya getirdiğimizde, Türkiye’den veya bölgeden yeni fikirler oluşmasını sağlayabileceğimiz bir platform olacak

n Bu etkinlikte hedef kitleniz kimler?

Emre Yayıcı: Teknoloji ve iş birimleri, yani reel sektör ve BT birimleri birarada olacak. Teknoloji kullanımı ile çok farklı endüstrilerde çok büyük faydalar elde ediliyor. Biz de programı oluştururken buna dikkat ettik. Perakende, lojistik, sağlık gibi farklı noktalardan katılımcıları görmek sevindirici. Sponsorlarımızda da benzer sektörel dağılım var. Akademik katılım da olacak. Çalışmamızın sosyal sorumluluk olarak adlandırdığımız bir öğrenci kanadı var. Sabancı Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi desteğiyle belli sayıda öğrenci

grubunu ücretsiz davet edeceğiz etkinliğimize. Bu onların bilgilerini artırması ve bağlantılar kurabilme fırsatları yakalaması adına önemli olacak.

n Bu yıl ilk kez düzenlenecek etkinlikte ana tema büyük veri. Neden?

Hamit Hamutçu: Bu öncelik muhtemelen gelecek birkaç yılda yine ön planda olacak. Terimler geçici olabiliyor ama içeriğine bakarsak, çok önemli bir devrim yaşanıyor şu anda. Her ülke bu devrimin belli noktasında. Ama iş yapma biçimini toptan değiştirme potansiyeli barındıran bir dalga bu. Bu dönüşüme kayıtsız kalma lüksünüz yok. Dünyada yaratılan veri sürekli büyüyor. IoT de bunun parçası. Çünkü veriyi yaratan artık sadece insanlar değil, makineler olacak. Hatta gelecek birkaç yıl içinde makineler daha çok veri yaratacak. Toplanacak veri analiz edilip, bunun üzerinden bir içgörü yaratılmazsa hiçbir anlamı yok. Dolayısıyla iş gene büyük veriye, oradan da analitiğe geliyor. Veriyi depolamaktan ziyade, artık bu

verileri kullanarak öngörüler çıkartabilmek önemli.

n Analytics Center olarak 2015 plan ve öncelikleriniz neler?

Emre Yayıcı: Teknoloji ve iş birimleri için kapsamlı bir eğitim programı oluşturduk. Bu eğitimlerle BT biriminden ziyade, şirket bütününü kazanmak istiyoruz. Çünkü bu analitik yöntemleri kullanmak aslında herkesin işi. Uzun vadede ayakta kalabilmek için bunları yapabilmelisiniz. BT birimi size sadece bunun için gereken altyapı ve teknolojiyi sunar. Bunun vizyonunu belirleyecek şey ise tüm birimlerin teknoloji farkındalığı ile çalışması. Bu bilinci artırmaya yönelik, uluslararası ortaklarla çalıştığımız bir eğitim programı oluştu ve eğitimlere başladık. İlk eğitimler bireylerin kayıt olması usulü başlayacakları bir eğitim. Eğitimin ikinci bacağında ise şirketlerin ihtiyaçlarına göre onlara yönelik özelleştirdiğimiz bir kurgu olacak.

Hamit Hamutçu: Holding şirketleri şu anda üzerinde çalıştığımız bir yapı. En yeni çalışandan başlayarak, tüm sürece dahil olacak kişileri kapsayacak, holdinge özel eğitim programları tasarlıyoruz. Bunu sadece sınıf eğitimi gibi düşünmemek lazım. Eğitim alan kişilerin sıkıştıkları noktalarda destek vermek, eğitimde öğretilen konuların iş hayatına geçişini de kontrol ederek tam başarı sağlanacak bir model geliştiriyoruz. Bir master programı gibi bir içeriğimiz, şu an oluşmuş 18 farklı ders var. Tabi ki herkesin her eğitimi alması çok da gerekli ve bir şart değil. Herkesin farklı uzmanlık alanları var. Ama en azından 3-4’er derslik paketlerin bir sertifika olarak sunulması ve bu sertifikayı alan kişinin söz konusu eğitimler sonucunca bilgisine ve yeterliliğine güvenilmesi, hem kurumsal fayda hem bireysel kariyer rotasında avantaj olacaktır. İş dünyası da buna ihtiyaç duyuyor. Kurumların kendi içlerinde sundukları eğitimlerin üstüne, sürekli güncelliği olan bir eğitimle katma değer sunmuş oluyoruz.

Çağlar Göğüş: Sonuçta teknoloji sürekli gelişen bir alan ve hangi sektörde faaliyet gösterirse göstersin, şirketlerin eğitim programlarında herkese sunulan bilişim eğitimleri de en günceli yakalamak zorunda. Bunlara ilk etapta genelin aldığı eğitimlerle, sonra kuruma ve sektörüne göre özelleştirilmiş eğitimlerle devam edeceğiz.

Handan Aybars

Büyük veri ve yenilikçi iş uygulamaları 26-27 Mayıs tarihlerinde Smartcon 2015 İstanbul konferansında ele

alınacak. Ama daha fazlası da var.

Page 15: BThaber Sayı 1020

BThaber

DOSYA 4 - 10 MAYIS2015

www.bthaber.comSağlıkta Bilişim

Sağlık bilişiminde uluslararası ortaklıklarve iş birliği ön plandaSağlık sektörü çok hızlı bir değişim süreci içerisinde. Bir yandan kullanılan teknolojiler yenilenmekte ve gelişmekte, diğer yandan rekabet gittikçe fazlalaşmakta. Maliyetler artarken, yasal düzenlemeler sürekli değişmekte. Sağlık alanında görev yapanların, BT dahil işlerini kolaylaştıracak her şey, bu değerli insan gücünü daha verimli hale getirecek. Bilişim, milyarlarca insanın hayatını etkileyen sağlık hizmetleriyle buluştuğunda tam manasıyla çarpıcı değişimlere yol açabiliyor ama nihai hedef, klinik sonuçları artırmak ve bu doğrultuda hasta odaklı sağlık hizmetleri sunmak olmalı. Katma değerli çözümlerle; sektörde yerleşmeye başlayan ‘Bütünleşik Sağlık’ hizmeti kavramının önü açılmaya çalışılıyor. Diğer yandan sağlık bilişimi

sektörü, dünyada diğer ülkelerle rekabet edebileceğimiz bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde sağlık alanında kurumlarımızın geçtiğimiz yıllarda yapmış oldukları pek çok teknolojik yenilik ülkemizi bu alanda dünyada en iyi ülkeler arasına yükseltti. Sunulan kaliteli hizmeti yaygınlaştırmak ve sürdürülebilir bir hale getirmek gerekiyor. Bu noktada kamu, özel sektör ve üniversite iş birlikleri gerçekten büyük önem taşıyor. Üniversitelerde yapılan akademik çalışmalar, özel sektör ve kamu ile buluşup ortak projeler yaratılarak bu alandaki kazanımlar artırılabilir. Sosyal devlet anlayışının benimsendiği ülkelerde hükümetler vatandaşlarının sağlık hizmetini olabilecek en yüksek kalitede en düşük maliyetle alabilmelerini sağlama

sorumluluğunu üstlenmekte. Sağlık Bakanlığı da, sağlık alanındaki teknolojik gelişmeleri eşgüdüm halinde takip ederek dünya ile aynı anda hayata geçirmeye çalışıyor. Türkiye’de ve dünyada sağlık kurumları organizasyonlarını geleceğe hazırlayacak iş ortaklarına ve ülke iş birliklerine ihtiyaç duyuyor. Bu noktada; sağlık firmaları ülkemizi ziyeret edip fuar ve etkinliklerde buluşurken üniversitelerimizdeki eğitimlere katılıyor. Öte yandan sağlık ihracatımız yoğunlaşıyor, dünyaya rol model olduğumuz uygularımız bulunuyor. Başarılı olmak hepimizin hedefi olmalı çünkü başarı kendini tüm ekosistemiyle, yani bu başarının paydaşı olmuş tüm ülke katma değeriyle birlikte dünyaya taşıyıp farklılaştırabilir.

15

Sedef Özkan

Page 16: BThaber Sayı 1020

16 4 - 10 MAYIS2015

BThabersağlıktabilişimDOSYA

İHTİYACI EN İYİ ŞEKİLDE KARŞILAMAYA YÖNELİK PROJELER

GELİŞTİRİYORUZ

‘ULUSAL AŞI BİLGİ SİSTEMİ’ GELİŞTİRDİK

Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü olarak, bilişim teknolojileri yönetim unsurumuzun ve projelerimizin merkezinde. Her alana kalite ve performans getiren bilgi teknolojilerini sağlıkla buluşturarak hizmet kalitemizi maksimize etmeyi hedefliyoruz. Özellikle sağlığın yönetimi konusunda çalışmaları devam eden Sağlık Yönetim Sistemi ve Coğrafi Bilgi Sistemleri ile tüm Türkiye’deki sağlık parametrelerimizi gerçek zamanlı olarak takip edebiliyor, bölgesel analizler çıkarabiliyor ve elde edilen bu verilerle sağlık politikalarımıza yön verebiliyoruz. Teletıp Sistemimiz bugün, tüm radyoloji verilerinin hekimler tarafından her an ve her yerden erişimini sağlıyor. Teletıp Sistemi, raporlama sürelerini hızlandırırken tekrar eden çekimlerin önüne geçiyor ve bu yolla ciddi bir tasarruf sağlıyor. Buna paralel olarak kısa süre önce hizmete aldığımız e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi ile sadece hekimlerin değil, vatandaşlarımızın bizzat kendilerinin de her türlü sağlık kaydına erişimini mümkün kıldık. Artık tüm vatandaşlarımız sağlıklarına dair tüm detayları sağlık profillerinde tutabiliyor ve kendi izinleri doğrultusunda hekimleriyle paylaşabiliyor. Bu sayede kişiye özel tedavinin önü açılırken aynı zamanda bizlere, vatandaşlarımızın talep ve ihtiyaçlarını görme imkânı sağlayarak hizmet kalitemizi her geçen gün geliştirme sorumluluğunu beraberinde getiriyor. Tüm bunlar ve bu çalışmalar ışığında geliştirmekte olduğumuz projeler, bilişim teknolojileri temelinde gerçekleşiyor. Bu kapsamda Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü olarak muhakkak ki, teknolojik yenilikleri hayata geçiren, kamu yararına her geçen gün yeni sistemler üreten paydaşlarla birlikte çalışıyoruz. Bu alanın yeniliklerini takip etmek ve sürekli üretmek, sistemi geliştirmek kadar elzem bir konu.

Teknolojik anlamda yeni projeleri ülkemize kazandırma gayretindeyiz

Bildiğiniz üzere tüm bu sistemlerin etkin kullanılmasında temel amaç sağlıklı veriye sahip olarak planlı koordinasyonu sağlamaktır. Sağlıklı

planlama için ihtiyacımız olan ilk şeylerden birisi veriye; her an, her yerden ulaşma ve veriyi yönetebilme yeteneğidir. Bu noktada devreye giren sağlık bilişim teknolojileri, mobil uygulamalar, karar destek sistemleri ve Teletıp uygulamaları bize bu yeteneği sağlamakla birlikte etkin izleme, ölçme ve değerlendirme imkânı sunuyor ve bu da şüphesiz verimliliğe büyük katkı sağlıyor. Yine çalışmalarımızdan örnek verecek olursam; bugün Coğrafi Bilgi Sistemleri ile hangi bölgede, hangi branşta, ne kadar hasta sirkülasyonu olduğunu gerçek zamanlı görebilir ve iş gücü planlamanızı buna göre yapabilirsiniz. Sağlık Yönetim Sistemi ile performans ve maliyet verilerinizi analiz ederek yönetim haritanızı çizebilirsiniz. Türkiye olarak, sağlık alanındaki teknolojik gelişmeleri eşgüdüm halinde takip ederek dünya ile aynı anda hayata geçirmeye çalışıyoruz. Küresel vizyona sahip bir kamu kurumunun yapması gereken tüm gereklilikleri yerine getirerek hem vatandaşımıza kaliteli hizmeti sunma hem de teknolojik anlamda yeni projeleri ülkemize kazandırma gayretindeyiz.

Sağlık alanı farklı kurum ve kuruluşların hizmet aldığı aynı zamanda da hizmet verdiği, büyük ve karmaşık bir alan. Tüm dünyada hükümetlerin başlıca görevlerinden biri olan vatandaşına sağlık hizmeti sunma zorunluluğu ülkemiz için de geçerli. Bizler, Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Anlamsal Web Çalışma Grubu olarak, sağlık bilgisini tanımlama, bu tanımlanan bilgiyi sağlık bilgi sistemlerinin modüler parçaları olacak klinik bilgi sistemlerinde kullanımına, kullanıcı mahremiyetini korumaya ve sistemlerin güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yapmaktayız. Çalışma grubumuz, anlamsal web teknolojilerinin kullanıldığı bir ‘Ulusal Aşı Bilgi Sistemi’ geliştirdi. Bu sistemle, günümüzde kullanılmakta olan ‘Genişletilmiş Aşı Programı’ kapsamında; kişilerin aşı bilgileri tutulmakta, zamanı gelen aşı için hem kişilere hem de sağlık çalışanlarına aşı zamanı hatırlatılma, aşı sonrası istenmeyen etkilerin kayıt altına alınarak izlenmesi ve aşıya karşı olası alerjik tepkiler için bireyin aşılamadan önce uyarılması hizmetleri tamamen anlamsal web teknolojileri kullanılarak web tabanlı ve mobil olarak veriliyor. Aynı zamanda, ‘Klinik Hasta Takip Sistemi’ için hastalık teşhisinde kullanılmak üzere doktorlar tarafından istenilen tıbbi testleri modellemekteyiz. Geliştirdiğimiz tüm sistemlerde; ‘hasta mahremiyeti’nin korunması ilkesi göz önünde bulunduruluyor.

Hasta mahremiyeti ve sistem güvenliği sağlanarak bilişim güvenliği açısından katma değer yaratılıyor

Sağlık hizmetlerinde elektronik sistemler, son yıllara kadar hastaların adres, sigorta, sağlık kuruluşuna giriş tarihi gibi sadece yönetimsel ve özellikle finansal etkinliklerde yer aldı. Geliştirilen yeni bilgi sistemleri, her ne kadar sağlık bilgisinin paylaşımını hedeflese de, sağlık kuruluşunun sadece belirli bir bölümüne hizmet sunmakta, kuruluşun ne kendi içindeki ne de diğer sağlık kuruluşlarıyla oluşturulan bilgilerin elektronik ortam üzerinden paylaşımı sağlanamamakta.

Hastayla ilgili bilgilerin defalarca sisteme girilmesi, aynı laboratuvar incelemelerinin farklı klinik birimler tarafından yeniden istenmesi, maliyeti ve zaman kaybını arttırması açısından sıkça karşılaşılan bir sorun, ayrıca elde edilen sağlık bilgisi sadece uzmanlar tarafından yorumlanabilmekte. Sonuç olarak da; sağlık hizmetlerinden faydalananlar açısından bakıldığında oldukça karmaşık bir durum ortaya çıkıyor. Anlamsal web teknolojileri, üretilen bilginin hem makineler hem de insanlar tarafında aynı şekilde anlaşılarak paylaşılmasını ve bilginin tekrar kullanımını hedeflemekte. Böylelikle de, hastayla ilgili bilgilerin her sağlık kurumunda tekrar istenmesine gerek kalmıyor, maliyetin düşürülmesi ve teşhisin daha hızlı konulması sağlanarak da verimlilik artırılıyor. Aynı zamanda, sistemlere erişimlerin denetlenerek kontrol altına alınmasıyla hasta mahremiyeti ve sistem güvenliği sağlanarak bilişim güvenliği açısından da bir katma değer yaratılıyor.

Üniversite özel sektör buluşması sağlıkta kazanımları artıracak

Dünyada, sağlık alanında bilişim sitemlerinin kullanımına yönelik ciddi derecede araştırma ve uygulama çalışmaları gerçekleştiriliyor ve konuya oldukça önem veriliyor. Son yıllarda e-Sağlık uygulamaları kapsamında sağlık bilişimine ağırlık verilmeye başlandı. Sağlık bilişim sektörünü dünyada diğer ülkelerle rekabet edebileceğimiz bir alan olarak görmekteyiz. Çalışmalarımız sırasında özel sektördeki farklı kurumlarla yapmış olduğumuz görüşmelerin sonucunda, maalesef devletin sağlıktaki bilişimsel dönüşümün farkındalığının henüz özel sektör tarafında oluşmadığını deneyimledik. Üniversitelerde yapılan akademik çalışmaların özel sektör ile buluşarak ortak projeler yaratılması bu alandaki kazanımları arttıracağına inanmaktayız. Sağlıkta bilişim çalışmalarının yeni teknolojiler ışığı altında gerekliliğinin ve öneminin farklı platformlarda dile getirilerek, akademik çalışmaların daha çok ilgi ve destek görmesini umuyoruz.

Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. M. Mahir Ülgü

Ege Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Anlamsal Web

Çalışma Grubu Soldan sağa: Doç. Dr.

Murat Osman Ünalır, Yrd. Doç. Dr. Özgü Can, Araş.

Gör. Dr. Emine Sezer, Araş. Gör. Okan Bursa

Page 17: BThaber Sayı 1020
Page 18: BThaber Sayı 1020

ODER – Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği, 28 Aralık 1999’da otizmli bireylerin aileleri tarafından İzmir’de kuruldu ve Türkiye’deki otizmli bireylerin ekonomik, sosyal ve kültürel hayata tam katılımlarının sağlanması amacıyla çalışmakta. Otizm, genellikle yaşamın ilk iki yılında ortaya çıkan, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğu. Otizmli çocuklar, özellikle erken teşhis ve yoğun özel eğitimle meslek edinip üretken, kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız bireyler olabilmekte. Bu doğrultuda, ODER Otizm Derneği tarafından yürütülen ve özellikle okul öncesi dönemdeki otizmli

çocukların gelişimlerini destekleyen mobil uygulamaların geliştirildiği İZKA destekli ‘Ben de Başarabilirim’ projesi tamamlandı. Proje ile okul öncesi dönemde özellikle otizmli çocukların becerilerini destekleyen ‘Gelişim Atölyesi’ ve ‘Plan ve İletişim’ android tablet uygulamalarıyla otizmli çocukların eğitim ve sağlıklı gelişiminden sorumlu olan kişiler için güvenilir içerik sağlayan

‘Birikim Dükkanı’ iOS/Android akıllı telefon uygulaması geliştirildi ve kullanıma sunuldu.

‘Gelişim Atölyesi’ uygulaması, çocukların eğitim ve yönlendirme faaliyetlerinin elektronik ortamda yürütülmesini sağlayacak şekilde, çocukların her an her yerden erişebilecekleri zengin içerikli, etkileşimli etkinlik havuzunu planlama

işleviyle bir arada sunan bir uygulama olarak tasarlandı. Görsel planlama ve iletişim işlevlerinin yer aldığı ‘Plan ve İletişim’ uygulaması ise; özel gereksinimli ve otizmli çocuklar başta olmak üzere, tüm çocukların uzun dönem yol arkadaşı olmaya aday özel eğitim uzmanları danışmanlığında Türkçe geliştirilmiş bir etkileşim aracı. Bu uygulamalar aracılığıyla otizmli çocuğun kaynaştırma eğitimindeki hazır bulunuşluk düzeyinin ve katılımının artırılması amaçlanıyor. ‘Birikim Dükkânı’ ile, çocukların eğitimlerinde ve sağlıklı gelişimlerinde rol oynayan kişilere, özel gereksinimli çocuklara ilişkin her alanda bilgi sağlamayı hedefleniyor.

18 4 - 10 MAYIS2015

BThabersağlıktabilişimDOSYA

YENİ ZELANDA SAĞLIKTA İŞ BİRLİĞİ İÇİN TÜRKİYE’YE GELİYOR

TEKNOLOJİ OTİZMİN HİZMETİNDE

DÜNYA SAĞLIKÇILARINA STEM’DE EĞİTİM VERİLİYOR

1915 yılında Çanakkale Savaşı’na Anzak Birlikleri içerisinde katılan Yeni Zelanda ve Türkiye arasında 100 yıl önce başlayan dostluk ilişkisi her platformda giderek güçleniyor. Yeni Zelanda Ticaret ve Kalkınma Ajansı (New Zealand Trade and Enterprise-NZTE) önderliğinde, 21 Mayıs tarihinde İstanbul Çırağan Sarayı’nda sağlık teknolojileri sektörüne yönelik özel bir etkinlik düzenliyoruz. Çanakkale Savaşı’nın 100. yıl dönümü vesilesiyle daha da anlamlı hale gelen etkinliğe, Türk ve Yeni Zelanda sağlık sektörünün önde gelen isimleri katılıyor.

Etkinlikte hastane inşaatından, hastane bilişim ve güvenlik hizmetlerine, kullanılacak medikal ekipmanlardan keçi sütü bazlı bebek mamalarına kadar bir hastane içinde kullanılacak tüm ürün ve hizmetlerden temsilcilerin olması amaçlanıyor.

2015, Anzak-Türkiye ilişkilerinin 100. yıldönümü. Çanakkale Savaşı ile başlayan ikili ilişkiler her alanda giderek gelişti. İstanbul’daki etkinliğimize Yeni Zelanda’nın sağlık sektörünün farklı dallarında faaliyet gösteren önemli firmaları ve Türkiye’den sektör temsilcileri katılacak. İstanbul’un, hem coğrafi hem de taşıdığı ekonomik potansiyeli açısından Avrasya bölgesi, Kuzey Afrika gibi önemli pazarlar için ana hareket merkezimiz olmasını arzuluyoruz. Yeni Zelanda, sürdürülebilir ve çevre dostu enerji

sistemleri, alt yapı çalışmaları, ileri bilişim ve sağlık teknolojileri sektörleriyle dünyada hatırı sayılır bir konuma sahip. Bu uzmanlığın paylaşılmasının yaratacağı katma değerin yanı sıra iç pazarı geliştirici, Türkiye sağlık sektörünü daha da güçlendiren bir etki sağladığını düşünüyoruz. Türkiye ile ilgilendiğini bize ileten Yeni Zelanda firmalarının sayısı her yıl katlanarak artıyor. Neredeyse her hafta yeni bir firmamız Türkiye’yi ziyaret ediyor. Bu yüzden ikili ilişkileri güçlendiren etkinlikleri artırarak devam edeceğiz.

Eğitimdeki görseller üç boyutlu animasyona dönüştürülüyor ve canlı cerrahi, kadavra uygulamalarıyla birlikte hibrid bir eğitim materyali oluşturuluyor. Ayrıca yine üzerinde çalıştığımız sağlık alanında simülasyon modellerinin kullanımı ve etkinliğiyle ilgili inovatif proje çalışmalarını da birlikte yürütüyoruz. Eğitim çalışmaları sonrasında elde edilen video görselleri, kadavra modeli temel alınarak medikal animatörler ve klinisyenlerin ortak çalışmalarıyla üç boyutlu ve cerrahi uygulamanın animasyonuna dönüştürülüyor. Sağlık eğitim merkezinde, hayvan ve simülasyon modellerinde tekli veya hibrid eğitimi, Ar-Ge faaliyetleri, akademik çalışmalar yapılabilecek. Böylece tüm akademisyenlerin ve sağlık çalışanlarının faydalanabileceği sosyal ve akademik merkez hedefine ulaşılacak. Bununla ilgili çalışmaları Hacettepe Üniversitesi bünyesinde araştırma merkezi olarak kurulan İleri Düzey Sağlık Teknolojileri Uygulama, Eğitim ve Araştırma Merkezi (STEM) olarak gerçekleştiriyoruz. Hedef kitle olarak öncelikle Hacettepe Üniversitesi’nin sağlık bilimlerindeki bölümleri belirledik. Merkezi, uluslararası alanda da bilinir hale getirmek istiyoruz. Bu kapsamda birçok ülkeden sağlık çalışanlarına eğitim veriyoruz. Bu eğitimler, özellikle Orta Doğu, Kafkas, Orta Asya, Afrika ve Doğu Avrupa ülkelerinden talep görüyor. Bu, ülkemizde başlayan

bir inovasyon ve bunu ilk aşamadan itibaren Arnavutluk, Kırgızistan, Romanya, Sudan, Yemen, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Katar gibi ülkelere tanıttık. Bu ülkelerin sağlık bakanlıklarıyla görüşerek hedefimizi anlattık, önerilerimizi yaptık. Üroloji, ortopedi, plastik cerrahi, beyin cerrahisi alanlarında yapacağımız pilot eğitimleri, bu ülkelerden gelen sağlık çalışanlarına verdik. Bugüne kadar düzenlediğimiz eğitimlere Körfez ülkelerinin yanı sıra İtalya, Fransa, Belçika, Rusya ve Romanya’dan sağlık çalışanları da katıldı.

NZTE Türkiye Ülke Müdürü Gökşin Duman

ODER - Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Güngör

STEM Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Doç. Dr. Emre Huri

Page 19: BThaber Sayı 1020
Page 20: BThaber Sayı 1020

20 4 - 10 MAYIS2015

BThabersağlıktabilişimDOSYA

TÜM BİLGİ VEVERİLER TAKİP ALTINDA VERİ İŞLEME, DAHA İYİ SAĞLIK

HİZMETİ GETİRİYOR

BULUT BİLİŞİM ZORUNLU HALE GELDİ

Advantech, merkezi Tayvan olan ve endüstriyel bilgisayar ve aksamları üretiminde dünya lideri olan bir firmadır. Entegre PC, Otomasyon ve Akıllı Servis ürünlerinde uzman olan firma, sağlık sektöründe ise dijital hastane veya akıllı hastane konusunda ürünler geliştirmektedir. Hastanelerde kullanılan kağıt ortamını ortadan kaldırmayı ve ortaya çıkacak ve çıkmış olan tüm bilgi veya verilerin dijital ortamda takip edilmesini öngören bu ürünler aslında 4 ana başlık altında toplanabilir.

Mobil İş Üniteleri: Üzerindeki bilgisayarı 10 saate yakın süre çalıştırabilen bir bataryaya sahip bu ünite ile hemşireler tüm viziteleri süresince bu üniteyi yanında taşır, hasta ile ilgili yapılması gereken işlemleri bu bilgisayar üzerinden takip eder, her an hastane bilgi yönetimi yazılımı ile entegre çalıştıkları için hastanın bilgilerine anında ulaşır ve girilmesi gereken bilgileri anında girer ve hastanın vital bilgilerini bu bilgisayar üzerinden anında görebilir veya incelebilir. Bu yöntem ile hemşire ve doktorlar hasta bilgilerine hasta yanında ulaşabilir ve zaman kaybetmeden girilmesi gereken takip bilgilerini bu ünite üzerinden girebilirler.

Medikal Tablet Bilgisayarlar: Doktor ve hemşirenin hasta ile ilgili bilgileri istedikleri an görmesini sağlayan ve istenen bilgilerin istenen hasta kartına girilmesine olanak sağlayan bu üniteler, üstün işlemci hızları, barkod okuyucu sistemleri, NFC, RFID okuyucuları, GPS ve 3G özellikleri ile akıllı bir telefon ve masa üstü bir PC den beklenen tüm aplikasyonları gerçekleştirebilirler. Hastane ortamına uygun olarak üretilmiş oldukları için alkolle yıkanıp bakteri oluşumundan uzak tutulmaları dışında aynı ünite 90 cm den düşmeye karşı da özel olarak dizayn edilmiştir.

Yatak Başı Özel Bilgisayarlar: Hastanın kullandığı TV’nin bilgisayara ve aynı bilgisayarın sadece TV uygulamaları için değil de hastanın sosyal medya, haberleşme, e-posta, hasta eğtimi, eğlence ve diğer aplikasyonların kullanıldığı özel bir araca dönüştüğünü hayal edin. Dahası

aynı PC’nin hastanın kullanmadığı süreçte doktor tarafından hastanın bilgilerinin izlendiği ve girilmesi gereken bilgilerin girildiği araç olarak ta kullanılabildiğini düşünün. Yatak Başı Özel Bilgisayarlar ile bunların hepsini aynı an da yapabilmek artık mümkün.

Özel Ortam Bilgisayarları: Günümüzde firmalarımızda, fabrikalarımızda ve tabi ki hastanelerimizde kurumsal / endüstriyel bilgisayarlar yerine tüketici ürünleri kullanılmaktadır. Tüketici ürünleri içindeki fan nedeni ile bakteri toplayan, alkolle silinemeyen paneli nedeni ile mikropların temizlenemediği, 7x24 kullanıma uygun olmadıkları için yüksek enerji harcayan ve sıkça arızalanan ürünlerdir ve bugün hastanelerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Özel Ortam Bilgisayarları ile hastanenin Acil, Ameliyat ve Yoğun bakım ünitelerinde artık bu sorunların üstesinden gelinebildiği gibi kısa süre sonra yapılan yatırım, elde edilen faydalar sayesinde geri dönmekte ve diğer faydalar ise hastane ve hasta için verimliliğe dönmektedir.

Türkiye özellikle son dönemlerde dijital hastane konusunda önemli atılımlar yapmıştır. Bu konuda öncü olan pek çok standart Türkiye’ye getirilmiş ve bu standartların Türkiye’de uygulanmasına başlanmıştır. Daha yeni bir kuram

olduğu için yaygınlaşmamak ile beraber bulunan konum itibari ile pek çok hastanede konu ile ilgili çalışmalar

başlamış durumdadır.

Sağlık ile ilgili kurum ve kuruluşlarda, telekom ve finans sektörlerinde de olduğu gibi veri miktarı ve veri kaynağı çeşitliliği çok fazladır. Bu nedenle özellikle operasyonel sistem olarak tüm fonksiyonlara tek başına hizmet verecek bir sistem oluşturulmasının maliyeti yüksektir. Bunun yerine fonksiyonlara özel uygulamalar ve bu uygulamalar arasında operasyonel seviyede gerçekleştirilen veri alışverişi tercih edilmekte. Veri analizi safhasında ise fonksiyonlar arası veri bütünleştirmesi sağlanmadığı noktada elde edilecek fayda, minimum düzeyde kalabilmekte. Bu nedenle operasyonel tarafta nasıl bir yapı olursa olsun, analitik tarafta veri yönetimi, veri tanımlama projeleri gerçekleştirilmeli, kurumsal veri sözlüğü oluşturulmalı ve güncel tutulmalıdır. Sonrasında analize yönelik bütünleşik bir veri modeli oluşturulmalı ve oluşturulan bu veri modeli kurumda hem stratejik hem de operasyonel karar süreçlerinde kullanılmak üzere doğru

zamanlı beslenmelidir. Oluşturulan bu sistemle beraber ‘Anahtar Performans Göstergeleri’ daha güncel ve daha doğruluğu kesin şekilde takip edilebilir hale gelecektir. Kurum içinde oluşan bu şeffaflık sayesinde operasyonel verimsizlikler görünür hale gelecek ve hızlı önlem alınarak verimlilik artırılabilecektir.

Dünyada farklı veri yapılarının kullanıldığı ve büyük veri analitik yöntemlerinden yararlanılarak gerçekleştirilen örnekler gün geçtikçe artmakta. Birkaç örnek verilecek olursa bunlar; vaka yönetimi incelemesi, kanser için klinik tanımlama süresinin düşürülmesi, acil servis kullanımının azaltılmasıdır. Ülkemizde bu konuda farkındalık artıyor. Gerçekleştirilen projelerle büyük veri kapsamına giren veriler toplanmaya başlandı. Ancak toplanan bu veriler üzerinde gerçekleştirilecek analizlerin sonuçları sayesinde fayda sağlanabilecektir. Bu noktada ilgili kurumların hem bütçe hem de insan kaynağı ayırarak konu üzerinde vakit harcamaları gerekmekte.

Sağlık bilişimi alanında, geliştirdiğimiz merkezi sunucu üzerinde çalışan web tabanlı uygulamalarımızla küresel çapta birkaç dev firmanın girdiği ihalelere girebilen nadir firmalardan birisi haline geldik. Yazılımın sorunsuz çalışmasından ve beklentileri karşılamasına ek olarak, güvenilirlik ve teknolojiye uygunluk da önemli faktörlerden birkaç tanesi. Hâlihazırda, KKTC, Senegal, Nijerya ve Azerbaycan’da projelerimiz mevcut. Yazılımlarımızın kusursuz olması, klinik süreçlerin verimliliğini de olumlu yönde etkiliyor. Hataları en aza indirmek, israfı önleyerek maliyetleri denetim altına almak, kanıta dayalı tıbba uygun yazılımlar geliştirmek, doğru ilacın doğru hastaya uygulandığını bilmek, sağlık hizmetlerini kolay erişilebilir ve sürdürülebilir kılmak… Bunların hepsi artık sağlık hizmetinden beklenilen ve olması gereken işlemler... Son yıllarda ülkemiz sağlık bilişimi, teknolojinin her türlü nimetinden faydalanarak hızla gelişti. Sağlık bilişimi, uluslararası düzeyde incelendiğinde, ‘bulut bilişim’ uygulamalarının giderek yaygınlaştığı görülüyor. Bu alandaki uzmanlar da sağlık bilişiminin geleceğinin bulut bilişiminde olduğunu göstermekte.

Bulut bilişim; güvenlik, güvenilirlik, sürdürülebilirlik ve izlenebilirlik gibi en temel gereksinimlere tümüyle karşılık veriyor. Ayrıca, radyoloji görüntülerinin (PACS) arşivleme ve iletişim sistemlerinde depolanma gereksinimi de bulut bilişimi zorunlu hale getirdi. Sağlık Bakanlığı, sağlık bilişimi alanında hayati denebilecek pek çok çalışmaya imza attı. Kimi çalışmalar yalnızca ülkemizde yapıldığı için, ülkemiz sağlık bilişimini ihraç eder hale getirdi. Buna paralel olarak, firmamız da merkezi yapı ve web tabanlı ürünlerimizle Türkiye’deki hastanelerimize kullanıcı dostu çözümler sunarken, yurt dışında da Türkçe dışında 6 farklı dil desteğiyle ülkemiz dışındaki taleplere cevap veren uluslararası bir firma haline geldi. Sektörümüzde geldiğimiz noktanın ABD ve Avrupa’nın çok önünde olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayede Sisoft’un dünya devleri arasında yer almasını ve ülkemizde gelişen ve değerlenen yazılımlarımızın yurt dışına ihracatının artırılmasını, halen 4 olan çalıştığımız yabancı ülke sayısını 2 haneli sayılara, yurt dışı gelirlerimizi ülkemizdeki gelirlerimizin en az 5-10 katına ulaştırmayı amaçlıyoruz.

Advantech Türkiye Ülke Müdürü Mert Erinç

Teradata Çözüm Mimarı Burak Biçen

Sisoft Genel Müdürü Ömer Siso

Page 21: BThaber Sayı 1020
Page 22: BThaber Sayı 1020

22 4 - 10 MAYIS2015

BThabersağlıktabilişimDOSYA

SAĞLIK, BİLİŞİMİNEN VERİMLİ ŞEKİLDE

KULLANIMINI GEREKTİRMEKTE90’lı yıllar döneminde o zaman çalıştığım çok uluslu teknoloji firmasının desteğiyle hem Sağlık Bakanlığımız hem de Sosyal Güvenlik Kurumu için model projeler geliştirdik. Bunu yaparken ABD’de çeşitli firmaları ziyaret ettik. O dönem çok revaçta olan doküman yönetimi firmaları zamanla gelişmiş hastane yönetim sistemleri üreten ve hizmetler de sunan firmalara dönüştü. 2000’li yıllarda çağrı merkezi tecrübemden dolayı bir dönem MHRS projesi çalışma grubunda bulundum, daha yakın bir dönemde de özel bir firmanın geliştirdiği ‘Sağlık Bilgi Kartı’ projesinin danışmanlığını yaptım. Dolayısıyla sağlıkta BT’nin kullanılması yönünde kamu dahil öncü sayılabilecek projelerde yer aldım. Şu an çalıştığım uluslararası optik ortam üreticisi Falcon Technologies şirketinin de sağlık sektörü için geliştirilmiş ‘Mediline’ adında bir ürün grubu bulunuyor. Kamu ve özel sektörde özellikle tıbbi görüntülemenin kaliteli korunmasını hedefleyen ve hastane ortamından en az etkilenecek şekilde, 30-50 yıl garantili medikal standartlarda ürünlerin kullanılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Öncelikle kendi sağlık sektörümüzde her açıdan tatmin edici kalite seviyesine ulaşmalıyız

Bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve hayata geçmesi sağlık alanında çok önemli işlerin başarılmasına yol açtı. Oluşan bu katma değerin yalnızca maddi değerlerle sınırlı olmadığını söylemek isterim. Sağlık alanında görev yapan herkes; özveri, feragat, sebat ve mukavemet göstererek bu hizmetleri hakkıyla yerine getirmeye çalışıyor. Bir kere onların işlerini kolaylaştıracak BT dahil her şey, bu değerli insan gücünü daha verimli hale getirecektir. Geçmişte en büyük engelimiz; merkezi nüfus idare sistemimizin henüz devreye girmemiş olmasıydı. Doktor, eczane, hastane süreçlerinin verimli, doğru ve izlenebilir olması için yapılacak yatırım boyutu fazlaydı. Bu projeler teknolojinin hızla gelişmesi ve e-Devlet uygulamalarının desteğiyle büyük ölçüde hayata geçirilebildi. Sağlık alanı giderek artan kalite talebi ve sorunlarıyla bilişimin en verimli şekilde kullanımını gerektirmekte. Öncelikle kendi sağlık sektörümüzde her açıdan tatmin edici kalite seviyesine ulaşmamız gerekiyor. Özel ve kamu ayrımı olmaksızın sağlık hizmeti talep edenlerin bu hizmete

en kısa zamanda, ucuz ve doğru standartlarda ulaşması sağlanmalı. Bunu yaparken bilimsel gelişmenin sürekliliği ve uluslararası iş birlikleri çok önemli. Diğerlerinin başarılı olduğu uygulamaları iyi izlemeli ve kendi başarılı olduğumuz uygulamaları da onlara anlatmalıyız. Burada başarılı olmak hepimizin hedefi olmalı çünkü başarı kendini tüm ekosistemiyle, yani bu başarının paydaşı olmuş tüm ülke katma değeriyle birlikte dünyaya taşıyabilir. Örneğin sağlık turizmi konusunda son dönemde başarılı çalışmalar var, bu alanda Türkiye hız kesmeden ve kaliteden ödün vermeden marka ülke olmalıdır.

Falcon Technologies International Türkiye İş Geliştirme Direktörü Şeref Özkan

KAMUNUN TEDAVİMASRAFLARINI DÜŞÜRÜYORUZ

AMAÇ; VERİMLİLİK ODAKLIİŞ MODELİ YARATMAK

Kamuda sağlık noktasında bizim en büyük faydamız, aslında kişiye özel yaklaşımların getirileri. Bu teknoloji sayesinde hem hastanın tedavi ve toparlanma süreci çok ciddi anlamda iyileşiyor, hem de düzeltme ameliyatlarına ihtiyaç duyulmaması, hastanın protezlere çabuk uyum sağlaması, hastanın hızlı bir şekilde sosyal hayata dönmesi sayesinde kamunun tedavi masraflarını düşürüyoruz. Üniversite hastaneleriyle yaptığımız vaka ve Ar-Ge çalışmalarıyla da kamu hastanelerinde tedavi gören birçok hastaya yurt dışında bile alamayacakları tedavileri almalarını sağlıyoruz. Dünyada ilk olan çalışmalarımızla;

Türkiye’nin sağlık konusunda bir cazibe merkezi olmasına fayda sağlamaya çalışıyoruz. Hastane yönetiminden, ameliyathanelere kadar her yerde bilişim teknolojilerinin kullanılması kritik öneme sahip. Günümüzde en değerli şeylerden birisi veri. Elimizdeki verileri iyi kullanıp araştırmalarda, geliştirmelerde ve süreç iyileştirmelerde kullanmak zorundayız. Bunlar da verimliğimizi doğrudan etkileyen unsurlar. Sadece medikal cihazların performansı değil, akıllı binalar, akıllı teknolojiler sayesinde hastanelerin ve tüm sağlık sisteminin verimini artırmak mümkün. Yeni açılan şehir hastaneleri bence bunların ilk ve önemli örnekleri olacaklar.

BTech Innovation Kurucu Ortağı ve Ar-Ge Direktörü Kuntay Aktaş

ACRON Bilişim Satış ve Pazarlama Direktörü Armağan Aydın

Kurumsal kaynak planlama sisteminin ana amacı; verimlilik odaklı bir iş modeli yaratmak. Kurumların; satın almadan depolama süreçlerine, stok yönetimi süreçlerinden, finans ve insan kaynağı yönetimi süreçlerine her aşamadaki kayıplarını önlemek ve tasarruflarını sağlamak amacıyla, operasyonun planlanması, yönetimi ve izlenebilirliğine yönelik çözümler sunmaktayız. Dolayısıyla tedarik zinciri süreçlerinin etkin olarak yürütülebilmesi, finansal mükemmelliğe ulaşılması, maliyetlerin kontrol altına alınması, hem klinik hem diğer çalışanların birbiriyle bütünleşmesinin sağlanması temel

hedefimiz. Büyük veri üzerinden anlık veriye ulaşmak, iş zekâsı modelleme ve tahminleme çözümlerini kullanarak doğru aksiyonları alabilmek, sağlık kurumlarına önemli avantajlar sağlıyor. Türkiye’de zincir hastane ve sağlık kuruluşlarının hızla büyüdüğü ve yaygınlaştığı bir ortamdayız. Dünya pazarına baktığımız zaman, gelişmekte olan bir seviyedeyiz. Sektör, ülkemiz için yeni yeni olgunlaşmakta. ACRON Bilişim olarak, bugün ve gelecekte, bu sektörün ihtiyaçlarına yönelik, özel çözümler sunma arzusundayız. Hem PPP’ler (Kamu – Özel Sektör Ortaklıkları) hem kamu hastaneleri hem de özel hastaneler açısından, sektörün dinamik olarak geliştiği bir ortamdayız. Dolayısıyla tüm oyuncular, rekabette farklılaşabilmek için, uçtan uca yenilikçi, hızlı cevap

üretebilecekleri çözümlere ihtiyaç duymaktalar. Bu farklılık, sektörde

farkındalık yaratmanın da ana anahtarı olacaktır diye

düşünüyorum.

Page 23: BThaber Sayı 1020

234 - 10 MAYIS2015

BThaber sağlıktabilişim DOSYA

ALTYAPIMIZ YURT DIŞINDAN GELECEK HASTALARA AÇILABİLİR

TÜRKİYE HİZMET KALİTESİ VE HIZINI ARTIRACAK ÇÖZÜMLERLE FARKLILAŞABİLİR

BİLİŞİM VE SAĞLIK GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİLERDE SOMUTLAŞIYOR

SAĞLIKTA DÜNYAYA ROL MODEL OLDUĞUMUZ UYGULAMALARIMIZ VAR

Dünyada sağlık hizmetlerinde cerrahi ve organ nakli konularında göstermiş olduğumuz başarılara BT uygulamalarında da başarılı örnekler ekleniyor. Ülke kapsamında devlet hastanelerinden randevu alma sistemi olan Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS), İlaç Takip Sistemi (İTS) ve tüm sağlık birimlerinin canlı ortamda veri alışverişini sağlayan Saglık.Net Online Sistemleri bu uygulamaların başında geliyor. Geçtiğimiz günlerde lansmanı yapılmış olan e-Nabız Sistemi ile bahsi geçen tüm sistemlerin verinin sahibi olan vatandaşlarımıza sunumu da sağlanıyor. Sağlık Bilgi Ağı Projesi ile tüm sağlık kuruluşlarının güvenli iletişim altyapısı hedeflendi ve bu adımla birçok gelişmiş ülkenin iletişim altyapısının ötesine geçilmesi

amaçlandı. Ayrıca dünyada farkındalığı oluşmuş olan ‘Halk Sağlığı’ kavramına uygun olarak mevcut nüfusun sürekli takibinin sağlanması ve hastalık öncesinde önleyici sağlık hizmetleriyle nüfusun sağlıklı tutulması konusunda farklı uygulamalar geliştirilmeli. Tıbbi görüntüleme ve analizi konusunda ülkemizde bulunan güçlü altyapının daha etkin ve katma değerli kullanımı amacıyla bu hizmetin yurt dışından gelecek hastaların kullanımına açılması ek bir gelişim alanı. Bu amaçla halkımız tarafından farklı alanlarda oldukça hızlı kabul gören BT’nin sağlık alanında da kabulü amacıyla kamu spotları, promosyon çalışmalarıyla vatandaşlarımıza olan faydalarının gösterilmesi ve kullanımının desteklenmesi gerekiyor.

Sağlık sektörü çok hızlı bir değişim süreci içerisinde. Bir yandan kullanılan teknolojiler yenilenmekte ve gelişmekte, diğer yandan rekabet gittikçe fazlalaşmakta. Maliyetler artarken, yasal düzenlemeler sürekli değişmekte. Sağlık güvencesi ve sigorta paketlerindeki çeşitlilikler sürekli artmakta. Hizmet kalitesini artırmak ve ödeme işlemlerini

hızlandırmak için sürekli iyileştirme gerekirken, aynı hastaya hizmet veren hastane, özel doktor, ilaç şirketi, sigorta şirketi, devlet kuruluşu, laboratuvar ve eczane, daha fazla bilgi paylaşımına ihtiyaç duymakta. Karmaşayı çözebilmek için otomasyon ve ihtiyaç duyulduğu anda doğru bilgiye ulaşabilmenin önemi her geçen gün artıyor. Bu noktada iş zekâsı

teknolojileri ve analitik çözümlerin kullanılması sağlık sektöründe hizmet sunan tüm oyuncalara kârlılık ve müşteri memnuniyet artışını beraberinde getiriyor. Diğer yandan mobil cihazlar ve büyük veri işlemeye dayalı teknolojiler de sağlık sektöründe hizmet hızı, doğru teşhis ve erken tanı yetkinliğini, operasyon verimliliğini artıracak. Türkiye ancak

hizmet kalitesi ve hızını artıracak çözümlerle farklılaşabilir. Obase olarak, mobil cihazların veri toplama ve karar vermede hasta görüşmeleri ve sahada kullanılması, tıbbi cihaz verileri, giyilebilir bilgisayarlarla anlık toplanacak sağlık verileri üzerinde büyük veri analitiğiyle sektörün hizmet kalitesinin artırılmasına katkıda bulunmayı hedeflemekteyiz.

Bilişim, milyarlarca insanın hayatını etkileyen sağlık hizmetleriyle buluştuğunda tam manasıyla çarpıcı değişimlere yol açabiliyor. Özellikle nüfusun hızla yaşlandığı ve tıbbi gelişmeler sayesinde yaşam süresinin uzadığı gelişmiş ülkelerde sağlık hizmeti alan insanların sayısı gerek hastanelerin gerekse sosyal güvenlik sistemlerinin karşılayabileceği kapasitenin çok üzerinde seviyelere ulaştı. Sensör teknolojileri ve giyilebilir teknolojiler hastaların tanı, tedavi ve bakım süreçlerinde verileri uzaktan aktarıp anlamlandırarak normalde hastanede takip edilecek bu süreçlerin hastane dışında da takip edilebilmesini sağlıyor. Bu sayede hastanın gündelik hayatı herhangi bir kesintiye uğramıyor ve bedensel değerler gündelik yaşantının doğallığı içerisinde daha sağlıklı bir şekilde elde edilebiliyor. Uzaktan izleme teknolojileri, kablosuz bağlanabilirlik

ve mobil sağlık teknolojileri şimdiden yakın gelecekte sağlık sektöründe bizleri ne gibi yeniliklerin beklediğini müjdeliyor. Geçtiğimiz yıllarda İngiltere’de gerçekleştirilen 3 milyon hayat programıyla (3millionlives program) hastaların sağlık durumlarının uzaktan izlenmesiyle ölüm oranlarında yüzde 45 ve yoğun bakım girişlerinde yüzde 20 azalma olduğu görülmesine rağmen günümüzde kullanılan medikal cihazlarının sadece yüzde 5’inde kablosuz bağlantı özelliği bulunuyor. Yapılan diğer araştırmalar, doktorların da uzaktan takip kavramına olan taleplerini ortaya koyuyor. Bu dönüşüm sağlık harcamalarında önemli tasarruflara yol açarken, hasta verilerinin daha verimli bir şekilde işlenebilmesine olanak tanıyor ve nihayetinde hastaların tanı ve tedavi süreçleri çok daha kolay ve hızlı gerçekleşiyor.

Bilgi teknolojileri her alanı olduğu gibi ‘Sağlık’ı da derinden etkiledi ve farklılaştırdı. Ülkemizde HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri) ile başlayan sağlık verilerinin otomasyonu, daha sonra tıbbi görüntülerin arşivlenmesi (PACS) ve erişilmesiyle bu süreç devam etti. Mobil teknolojilerle birlikte hasta verilerine sadece hastane içinden değil hastane dışından, her türlü mobil cihazdan erişmek mümkün oldu. Sağlık alanında yıllar içerisinde çok büyük bilgi sistemleri yatırımları yapıldı. Sağlık verilerinin sayısallaşması, hem hastalar hem de sağlık çalışanları açısından iş süreçlerini hızlandırdı, verimliliği artırdı. Günümüzde ve gelecekte bilgi teknolojileri olmaksızın sağlık alanı düşünülemez hale geldi. Son dönemlerde Sağlık Bakanlığı ‘e-Nabız Projesi’ ile ülkemizdeki her bireyin

sağlık verilerine e-Devlet üzerinden erişilebileceği bir projeyi hayata geçirmekte. Bu sayede hem kişinin kendisi hem de hekimi geçmiş sağlık verilerine web tabanlı olarak erişerek hastalık takipleri daha hızlı ve güvenli yapılabilecek. Sağlık Bakanlığı’nın başka bir projesi olan ‘Teletıp Projesi’ hastaların tıbbi görüntülerinin, merkezi bir sistemde depolanmasını ve her yerden erişilebilmesine olanak sağlamakta. Bu sayede farklı hastanelerde mükerrer filmlerin çekimi önlenip önemli maddi tasarruflar da sağlanabilecek. Ayrıca yine Sağlık Bakanlığı sağlık alanında çalışan şirketlerin kalite düzeyini yükseltebilmek amacıyla bir ‘akreditasyon sistemi’ getirdi. Böylece istenen belgelerin zaman içerisinde alınmasıyla şirketler dünya ölçeğinde iş yapabilme seviyesine ulaşacaklar.

Siemens Sağlık Görüntüleme Pazarlama Müdürü Mehmet Ayçin

Obase Genel Müdürü Bülent Dal

Qualcomm Türkiye Genel Müdürü Barış Ruacan

DataMed Genel Müdürü Ömer Kayahan Yalçın

Page 24: BThaber Sayı 1020

24 4 - 10 MAYIS2015

BThabersağlıktabilişimDOSYA

SAĞLIKTA GÜVENLİKÖNEMLİ BİR UNSUR

SAĞLIK HİZMETLERİ DÜNYASI DEĞİŞİM YAŞIYOR

EN YÜKSEK KALİTEDE EN DÜŞÜK MALİYETLE SAĞLIK HİZMETİ

Sağlık sektörünün de diğer sektörlerde olduğu gibi kendi özgü zorlukları ve sorunları var. Hasta taleplerinin sorunsuz ve hızlı karşılanması, hasta bakım kalitesinin artırılması için çalışanlar ve sağlık personeli arasındaki iş birliği ve iletişimin kolaylaştırılması ve hızlanması, hastalar ve aile üyeleri arasında etkili iletişimin kurulması gibi pek çok konuda en optimal çözümün bulunması sağlık hizmeti veren kurumların temel hedefleri arasında yer alıyor. BT artık sağlık sektörü kurumlarının iş süreçlerine bütünleşik olarak yeni iş yapış biçimleri geliştirmesini sağlamakta ve benzerleri arasında öncü, farklı olarak konumlanmalarını desteklemekte. Günlük hayatımızı değiştiren ve kurumların iş süreçlerini farklılaştıran IP tabanlı haberleşme, tümleşik iletişim ve kablosuz teknolojilerin kazanımları sayesinde, sağlık sektöründe hizmet veren kurumlar kullanımı kolay, yakınsamış ve gelişmiş çözümleri rahatlıkla mevcut sistemlerine bütünleştirebilmekte. Deloitte’un ‘2015 Küresel Sağlık Hizmet Sektörü Görünümü’ raporuna göre sağlık harcamalarının 2014-2018 yılları arasında, artan ve yaşlanan nüfus, kronik hastalıkların yaygınlaşması, gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme

ve gelir seviyelerindeki artışın, altyapısal iyileştirmeler ve tedaviye yönelik teknolojik gelişmelerin etkisiyle yılda ortalama yüzde 5,2 oranında artarak 9,3 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Farklılaşan nüfus yapısı, ortaya çıkan yeni hastalıklar, gelişen teknoloji, sağlık masraflarındaki büyük artış gibi faktörler nedeniyle, sağlık sektöründe faaliyet gösteren firmaların da iş stratejilerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiği çok

açık. Öte yandan Türkiye, dünya genelinde sağlık turizminde 7.

sırada yer alıyor. 2012’de 1,5 milyar dolar sağlık turizmi gelirinin 2018 yılında 9-10 milyar dolara, 2023 yılında da 20-25 milyar dolara

çıkarılması hedefleniyor. Bu beklenti karşısında gerek kamu, gerekse özel sektördeki sağlık hizmeti sunan kurumların maliyetlerini

azaltmaları, hizmet kalitelerini iyileştirmeleri ve en önemlisi

değer odaklı sağlık anlayışına geçmeleri gerekiyor. Ancak bu

şekilde sağlık sektöründe arzu edilen dönüşüm gerçekleşebilir. Karel olarak, sağlık sektörünün hizmetine sunduğumuz, birbirleriyle bütünleşik çalışan katma değerli çözümlerimizle sektörde yerleşmeye başlayan ‘Bütünleşik Sağlık’ hizmeti kavramının önünü açıyoruz. Çözümlerimizle, hasta ve hasta yakınlarının memnuniyetinin artırılmasına, hızlı ve etkin hasta müdahalesinin desteklenmesine, maliyetlerin düşürülerek operasyonel ve sağlık personeli

verimliliğinin artırılmasına önemli katkılar sağlıyoruz.

Dünya genelindeki 76 bin çalışanımız, CSC’nin sağlık ve teknoloji alanındaki uzmanlığını ihtiyaç duyulan her bölgeye taşıyor. Çalışanlarımız arasındaki bir grubun sadece sağlık inovasyonu alanında çalışmalar yürüttüğünü de özellikle belirtmek isterim. Sağlık hizmetleri dünyası bir değişim yaşıyor. Silo mantığı ile çalışan ve ‘bağlı’ (connected) olmayan, ‘kapalı sistem’ de diyebileceğimiz dağıtım modellerinden, koordineli, yönetilebilir ve ayrıca sosyal - topluluk bakımlarını da içeren dağıtım modellerine doğru küresel bir eğilim söz konusu. CSC olarak biz, hasta odaklı bir iş akışı içinde, sağlık kuruluşlarının sahip oldukları veriyi ve bilgiyi en iyi şekilde kullanmalarında yardımcı oluyoruz. İnovatif ve tamamen mobil uyumlu çözümlerimiz maliyetleri düşürürken, elde edilen sonucun kalitesinin iyileşmesini sağlıyor; bakım hizmetlerine olan erişimi optimize ediyor. Portföyümüz koordineli ve bütünleşik sağlık hizmetlerini hayata geçirmeyi hedefleyen danışmanlık ve teknoloji servislerinden oluşuyor. Servis odaklı mimari altyapı servislerimiz; Sağlık Bilgi Değişimi (Health Information Exchange -HIE), Elektronik Sağlık Kaydı (Electronic Health Record - EHR), Ana Hasta Endeksi (Master Patient Index - MPI) ile iş akışı motorunun yanı sıra iletişim sunucusu işlevselliğini içeriyor. Tüm bu e-Sağlık çözümlerimiz, klinik karar alma süreçlerinde ihtiyaç duyulan verilerden yararlanabilmeyi sağlıyor. Bulut/aaS, mobil ya da yerinde çözümler, müşterilerimize

tam esneklik, ölçeklenebilirlik ve yinelenebilirlik sağlarken, sistem entegrasyonu, uygulama modernizasyonu ve altyapı servisleri, mevcut sistem ve tesislere tam bütünleştirmeyi beraberinde getiriyor. Kamu sağlığına rehberlik eden ve hastalık yönetimi yaklaşımına sahip bulunan danışmanlık hizmetlerimiz; klinik iş akışı, sağlık analizi (risk katmanlaması ve tahmini modelleme) ve değişim yönetimi gibi başlıkları kapsıyor. Süreç ve organizasyonel tasarımla optimizasyon, teknoloji denetimi ve değişim yönetimi, sektörel danışmanlık hizmetlerimizin çekirdeğini oluşturuyor.

Ar-Ge ekiplerimiz tarafından, usulsüzlükleri ortadan kaldırabilmek üzere kimlik tespitinin yanı sıra biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapılabilmesini sağlayan SGK Biyometrik Kimlik Doğrulama Projesi için BioPOS cihazı geliştirildi. BioPOS sistemini kısaca açıklamak gerekirse; sağlık hizmeti alacak vatandaş öncelikle hastaneye yapacağı ilk müracaatında, hastanelerin danışma bankolarında kurulu parmak damar izi alımı gerçekleştirebilen BioPOS adını verdiğimiz (Biometric Point of Service) cihaz üzerinden kayıt yaptırıyor. İki parmağına ait damar izleri alınan vatandaşın bu bilgileri özel bir algoritma ile şifrelenmekte ve SGK merkezinde bulunan sunuculara yine şifreli bir şekilde saklanmak üzere gönderilmekte. Daha sonra hasta sağlık hizmeti almak

istediğinde T.C. kimlik numarası ile çağırılan kayıtlı veri başvuru anındaki damar izi verisiyle eşleştirilmekte ve doğrulama yapılmakta. Başarılı bir şekilde doğrulaması yapılan hasta, gerekli diğer işlemlerinin yapılması için sürecine devam ediyor. Böylelikle hastanın gerçekten o anda hizmet alımı yapacağı yerde olduğu (yerindelik) ve gerçekten iddia ettiğini söylediği kişi olduğu doğrulanmış oluyor. Bu süreçte; damar izi sensörü dışında Türk mühendislerinin geliştirdiği yazılım, cihaz ve çözümler kullanılmakta. Biyometrik Kimlik Doğrulama sistemi sayesinde sahtecilik ve usulsüzlüğün önüne geçilmesiyle birlikte sağlık hizmetlerinin daha etkin ve daha kaliteli verilmesi hedefleniyor. Böylelikle kayıp ve kaçakların en aza indirgenmesi dolayısıyla kamu yararının sağlanması da amaçlanmakta.

Karel Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım

CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen

Proline Satış Yöneticisi İbrahim Çalıova

Page 25: BThaber Sayı 1020
Page 26: BThaber Sayı 1020

26 4 - 10 MAYIS2015

BThabersağlıktabilişimDOSYA

UZAKTAN TAKİP - YAKINDAN YÖNETİM

SAĞLIK SEKTÖRÜ E-İMZA İLE E-DÖNÜŞÜMÜN ETKİ

ALANLARINDAN

OPERASYONLARIN GÜVENLİĞİ İÇİN GELİŞMİŞ GÖRÜNTÜLEME SİSTEMLERİ ÇOK ÖNEMLİ

VERİ TABANLI HASTA YÖNETİMİ YAKLAŞIMI VERİMİ ARTIRICAK

Mobil iletişim teknolojilerindeki gelişim ile sağlık sektörünün geleneksel teşhis-tedavi-takip süreçleri zenginleşiyor ve kalıplarının dışına çıkıyor. Akıllı telefonlardaki sağlık uygulamalarından, gittikçe küçülen ve neredeyse giyilebilir hale gelen medikal cihazlara, oluşan yeni sağlık dünyasını bir cümle ile özetlemek gerekirse; sağlık artık parmaklarımızın ucunda. Bunu sağlayan, öncelikle mobil internet altyapısının güçlü olması elbette. Kronik hastalıkların uzaktan yönetilebilmesi gibi iletişim teknolojileri sayesinde, hastalar evlerinde ya da iş yerlerinde iken yaptıkları şeker, tansiyon gibi ölçümleri anında doktorlarıyla paylaşabiliyor ve bu sayede sağlık hizmetinin alındığı alan tanımı tamamen değişebiliyor. 4G mobil sağlık alanında bu işlemlerin çok daha kısa sürelerde yapılmasını sağlarken, sağlık sektörünün de

dönüşmesinde itici güç olacak ve yepyeni çözümlerin hayatımıza girmesini sağlayacak. Mobil iletişim teknolojileri artık sağlık alanında da verimlilik artışı, hizmet kalitesinin arttırılması ve maliyetlerin düşürülmesi için kullanılmaya başlandı. Özellikle kronik hastalıkların mobil sağlık uygulamalarının kullanımıyla etkin ve etkili bir biçimde yönetilmesi sayesinde, bu hastalıkların ortaya çıkarabileceği komplikasyonları ve bağlı maliyetlerin engellenmesi mümkün. Biz teknolojinin insan yararına kullanımını çok önemsiyor ve sağlık alanında teknolojinin gücüyle çok büyük mesafe kat edilebileceğine inanıyoruz. Türkiye’nin Turkcell’i olarak, iletişim altyapımızı, Ar-Ge gücümüzü, operasyon yeteneğimizi, geniş iş ortaklıklarımızı kullanarak, insana faydayı temel alan sürdürülebilir çözümler üretmeye devam edeceğiz.

Ülkemizin e-dönüşüm sürecindeki odak noktalarından biri olan sağlık sektörüne yönelik iş geliştirme, katma değerli yazılım paketleri, yerinde kurulum ve kimlik tespiti gibi pek çok yatırımımız bulunuyor. Sağlık sektörünün e-Dönüşümüne, sağlık hizmetinden faydalanan bireyler de dahil olmak üzere hastaneler, doktorlar, eczacılar, sağlık sektörüne ürün ve hizmet sunan kurumsal şirketlerle yaptığımız iş birlikleriyle destek oluyoruz. Ayrıca e-Reçete uygulaması kapsamında Türk Eczacıları Birliği’nin vizyonu ve öncü adımlarıyla 20 bin eczaneye e-İmza temin ettik. 2003 yılından beri ulusal çapta yürütülen e-Sağlık Projesi’ne katkıda bulunan şirketlerden biriyiz. Vatandaşların, sağlık hizmetlerine daha hızlı ve daha kaliteli bir şekilde ulaşması için çalışıyoruz. Artık pek çok hastane kendi iş süreçlerinin yönetilmesinde e-İmza kullanmaya

başladı. Bu çalışmalarımızı yaparken sağlık hizmetlerinin daha düşük maliyetli, daha çevreci ve daha güvenli bir altyapıya kavuşmasını hedefliyoruz.

e-İmza ile devletler tüm işlemlerinde vatandaşlara, şirketler de müşteri ve çalışanlarına daha iyi hizmet veriyor. Sağlık sektöründe de e-İmza sadece hastalarla ilgili resmi prosedürlerde değil, hastane içi idari işleyişte de hayatı kolaylaştırıyor. Islak imza gerektiren izin, sipariş, satın alma, performans değerlendirme ve benzeri formlar da elektronik ortamda hazırlanıp e-İmzalı olarak saklanabiliyor. Hasta epikrizleri ve raporlarda, ilaç siparişlerinde, laboratuvar raporlarının imzalanmasında, medikal muhasebe işlemlerinde, doktor hak edişlerindeki mutabakatlarda, protokol defterlerinde ve bankacılık işlemlerinde e-imza kullanılabiliyor.

Teknoloji artık medikal prosedürlerde geçmişe kıyasla çok daha büyük bir rol oynuyor ve Sony, görüntüleme alanındaki rakipsiz teknik bilgilerini kullanarak ameliyat görüntülerini 2D ya da 3D olarak, HD ve 4K çözünürlükte yakalama, depolama, yönetme ve görüntüleme için yeni nesil çözümler geliştiriyor. Sony’nin medikal çözümleri, ameliyathanelerden radyoloji laboratuvarlarına kadar uzanan

geniş bir yelpazeye yayılıyor. İlk danışma ve teşhisten, ameliyat ve ameliyat sonrası bakıma kadar Sony görüntüleme ürünleri, yüksek görüntü kalitesini güvenilir çalışma ve daha düşük sahip olma maliyetleriyle birleştiriyor. Sony medikal kameralar, LCD monitörler, video kayıt cihazları ve yazıcılar; cerrahlar, danışmanlar ve ameliyathane personelini çok çeşitli cerrahi uygulamada destekliyor.

Medikal teknolojinin, medikal prosedürleri aksatmaması, aksine bu prosedürlere yarar sağlaması gerekiyor. Ameliyatlarda, yeri geldiğinde saatler boyu çalışmak durumunda kalan cerrahlar için en önemli unsurlar görsel netlik ve rahatlık. Sony’nin medikal ürün yelpazesi, yüksek çözünürlüklü ve 3D görüntüleme ürünleriyle bu süreçleri iyileştirmeye yardımcı oluyor. Böylece cerrahlar işini

daha iyi yapıyor ve gözleri daha az yoruluyor. Bu da hata yapma riskini azaltıyor ve hastalar için daha güvenli oluyor. Mikrocerrahi prosedürlerinde, hata marjı çok olduğu için, 0.01 mm’lik bir hata bile hastada dönüşü olmayan hasarlar yaratabiliyor. Dolayısıyla, operasyonların güvenliği ve başarısını optimize etmek açısından gelişmiş görüntüleme sistemleri önemli bir rol oynuyor.

Türkiye’de ve dünyada sağlık kurumları organizasyonlarını geleceğe hazırlayacak ve şekillendirecek iş ortaklarına ihtiyaç duyuyor. Gündemlerinde; internetin daha iyi hizmet ve tedavi deneyimi vermelerini sağlayabileceği ve yeni fırsatları açabileceği bulunuyor. Sağlık sektöründe verimsizliğin sebebi çoğunlukla silolar halinde istiflenmiş bilgi ve veri kaynağı. Bu bilgi siloları arasında tedavi anında doğru veriye ulaşmak çok zor. Sağlık sektörü daha fazla internet bağlantısı bulunan bir çevreden, gittikçe daha çok faydalanacak. Daha fazla bağlantı içeren bir ortam, sağlık hizmetlerine de büyük katkılar vaat ediyor. Örneğin sağlık durumunu uzaktan izleyerek, gereken tüm bilgilerin hastanede görülmesini ve hastanede yatma

süresinin azaltılmasını sağlayan ağ bağlantılı sağlık ve izleme hizmetleri verilebilecek. Nabız monitörleri ve diyabetik şeker seviyelerini kaydetmek için giysilere yerleştirilen sensörler, testlerin elle yapılması yaklaşımını ortadan kaldıran tek bir elektronik hasta dosyasının oluşturulmasına yardımcı olacak ve bu veri tabanlı hasta yönetimi yaklaşımı sağlık hizmetlerinde etkinliğin ve verimin artmasını sağlayacak. İş birliği video çözümleri; sağlık profesyonellerinin lokasyondan bağımsız bir şekilde birlikte çalışabilmelerini ve hizmet sürelerini ve kalitesini iyileştirmelerini sağlıyor. Video teknolojilerine ve uygulama potansiyellerine baktığımızda özellikle sağlık alanında yapılabilecekler oldukça heyecan verici.

Turkcell Grup Strateji ve Stratejik Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Doğa Ünay

E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun

Sony Medikal Çözümler Türkiye Kanal Müdürü Tamkan Örsçelik

Cisco Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Işıl Hasdemir

Page 27: BThaber Sayı 1020
Page 28: BThaber Sayı 1020

Mobil bankacılık geliştirme seçenekleri:

Reponsive web design mı yoksa yerel uygulama mı?

28 GÖRÜŞ 4 - 10 MAYIS2015

BThaber

Aslında soru yanlış gibi gözükebilir. Responsive Design (uyumlu tasarım) tasarımla ilgili bir konu olduğu, yerel uygulamalar (native) ise bir geliştirme kavramı olduğu için elmalarla armutlar karşılaştırılıyor gibi görülebilir: Fakat bu soruya günümüz finans kurumlarının özellikle bankaların mobil kanallarını yaygınlaştırma yöntemi olarak baktığımızda soru daha anlamlı bir hale geliyor. Bu kapsamda bahsedilen iki yaklaşım mobil kanallarını müşterileri ile buluşturmak isteyen finans kurumları için alternatifler olarak düşünülebiliyor.

Cihazlara uyumlu web tasarımı, adı üzerinde uyumlu tasarım çalışmasının web’e uygulanışı ile ortaya çıkıyor. Yani aslında artık yıllanmış diyebileceğimiz web deneyiminin mobil cihaz deneyimine uyarlanması anlamına geliyor. Farklı boyutlarda ve teknik özelliklerdeki cihazlarda, web uygulamalarının daha anlaşılır, çalışır ve kullanılır olması çabasını içeriyor. Bir tasarım konsepti olmasına rağmen uygulamanın uyarlanması ile ilgili bir geliştirme faaliyetini de içerdiği için teknolojik gelişmelerden etkileniyor. Uyumlu web tasarımının önünü HTML 5 açıyor.

Yerel uygulamalar ise artık alışkanlıklarımız arasına girdi ve deneyimlerimizi şimdidden değiştirdi. Bir bankanın web sitesinin linkini Safari ya da Chrome’a yazmak yerine, ilgili uygulama dükkanına gidip bankanın uygulamasını aratıp, download edip uygulamayı kullanır hale geldik. Yani aramalarımızı App Store’larda (uygulama dükkanları) yapıyoruz. Bunun bir kaç haklı nedeni var. Öncelikle kullanıcılar ömür için kısa teknoloji için uzun denebilecek bir süredir uygulama indirip kullanma deneyimini yaşadılar: İçinde bulunduğumuz çağın bir dürtüsü olarak “hız”ı yerel uygulamalarda buldular. Ayrıca cihzalarımızın yer çekimi sensörleri, gps, nfc gibi teknik özelliklerinden çok hoşlandıkları için bu teknolojik özelliklerin hakkını veren uugulamaları görmek hoşumuza gitti. Ayrıca

her zaman internete bağlı olamayabiliyorduk fakat uygulamalarımız çalışmaya devam edebiliyordu.

Kullanıcıların deneyimleri her şeyden önemli olsa da, işler maliyet ve yatırım söz konusu olduğunda değişebiliyor. Bu açıdan bakıldığında yerel ve cihaz uyumlu tasarıma bankacılık özelinde bakmak gerekiyor.

Öncelikle maliyetlerdeUyumlu web tasarmını

gündemde tutan konu yerel uygulama geliştirmeye oranla daha az maliyetli olması. Bunu gerek dış kaynak kullanımı ile yaptırın, gerek satın alın gerekse varolan kaynaklarınızı kullanın, yerel uygulama gelştirmenin maliyeti fazla olacaktır. Öncelikle yerel uygulamalar için farklı işletim sistemleri olan iOS, Android veya Windows8 için farklı versiyonların yazılması/derlenmesi gerekecek. Kendi ekiplerinizden böyle bir işe girmesini istiyorsanız muhtemelen benzer bir tecrübeyi bulamayıp ekiplerinizi eğitmeniz gerekecek. Yerel uygulamaları müşterilerle buluşturmak için Google, Apple, Microsoft gibi

şirketlerin mobil uygulama dükkanlarına girmek için bir onay ve sertifikasyon süreci olması da geliştirme sürecini karmaşık hale getiriyor. Üstelik bu süreç uygulamayla ilgili tüm güncellemeleri de içeriyor.

Kullanıcı deneyimiKullanıcıyı yakalamakla

ilgili olarak bakıldığında ise alışkanlıklardan yola çıkmak makul görünüyor; her ne kadar cihaz uyumlu web’de mobil web sitesi için yeni bir url vermeniz gerekmiyor ise de kullanıcı deneyimi ve alışkanlıkları konusunda yerel uygulama kullanımı oldukça fazla yol aldı. Bunda yüksek hızlı mobil internet bağlantısının rolü elbette en önemli etken oldu. Yüz megabaytlık bir uygulama dakikalar içinde mobil cihazda hazır hale gelebiliyor. Yerel uygulamaların cihazın teknik kapasitesini zorluyor olması hem cihazlarına büyük meblağlar ödeyen kullanıcılar için mutluluk kaynağı hem de bu özellikleri kullanarak hizmet yelpaze ve kalitesini artırmak isteyten finans krumları için yeni fırsatlar doğuruyor. Müşterilerin lokasyon bilgileri GPS, GPRS

ile, bildirimler Push notification ile ya da kartlı sistemlerle ödemeler NFC teknolojileri ile mobil cihaz teknik özelliklerini kullanarak hizmet alternatifleri sunuyor. Bunları cihaz uyumlu web sitelerinde henüz gerçekleştirmek mümkün olmasa da web API’lerinin gelişmesiyle yakın zamanda bunlar da web tabanlı olarak mümkün hale gelebilecek.

Hibrid uygulamalarWeb teknolojilerini ve

yerel uygulamaları birleştiren çözümlere hibrid uygulamalar deniyor. Hibrid uygulamalar temelde yerel bir uygulama kabuğu içinden web uygulamalarının yerleştirilmesi şeklinde geliştiriliyor, web - native kod geliştirme oranı ise uygulama tasarımına göre değişebiliyor. Hibrid çözümler native uygulamaların ve uyumlu web uygulamalarının avantajlarını birleştirirken dezavantajları da taşıyor. Bir nativ kabuk geliştirmek her ne kadar tam bir nativ uygulama geliştirmek kadar zor olmasa da yine de bir bilgi birikimini gerektiriyor ve ve yerel uygulama geliştirme zorluklarını içeriyor. Aynı zamanda web uygulama

geliştirme bilgisini de gerektiriyor.

Basit güzeldir

Perakende – bireysel bankacılık stratejileri olan finans kurumlarının mobil deneyim konusunda yol haritalarını elbette bu artı eksileri göz önünde bulundurarak çiziyorlardır. Burada önemli olan büyüklüğü ya da küçüklüğü farketmeden mobil kanalın ister web sitesi, ister yerel uygulama ister hibrid sistem üzerinden olsun müşterinin ilk kanalı olduğu görüşüyle hareket edilmesi. İnternet kanalı masaüstü uygulamaları ya da web sitesi ile sınırlamadan mutlaka mobil cihazlardan erişim sorununu ve kullanıcıya düzgün bir arayüz sunmak konusunu gündemlerine alınmalı. Kendi geliştirmelerini yapanlar ekiplerinde gereken teknik birikimlerin edinilmesini sağlamalı, geliştirme yapılmıyorsa vizyonları ve tabii bütçelerini buna göre uyarlamalı. Kullanıcıya erişim gerek yerel uygulaması olsun gerek cihaz uyumlu web sitesi gerekse hibrid bir uygulama olsun müşteriye mobil kanaldan erişim imkanı sunulmalı.

Basit güzeldir yaklaşımı ile bütçesi dar ve bireysel pazarda stratejisi daha az agresif olan finans kurumları için uyumlu web tasarımına en yakın zamanda devşirilmek üzere mobil bankacaılık sitelerini hayata geçirmeleri bir presitij konusu haline oldu. Mobil cihazlarda düzgün gözükmeyen bir internet sitesinin ise yenilenme ve cihaz uyumlu hale getirilme zamanı çoktan geldi. Cihaz uyumlu web tasarımının erişilebilirlik ve kullanılabilirlik adına mutlaka gerçekleştirilmeli. Hibrid sistemlerin mobil internet uygulamasının pazarlama ve erişilebilirlik açısından avantajları değerlendirmek için düşünülebilirler. Yerel uygulama seçeneği ise daha çok özelleştirilmiş uygulamalar için gündeme getirilmesi tercih edilebilir: Google ve Apple’ın çipsetlerinde yaptıklar güncelleme mobil ödemenin yakın alan teknolojilerine kayması ve kart emülatörlerinin ödeme sistemi olarak kullanılması gibi.

Kazım Oğuz

Page 29: BThaber Sayı 1020
Page 30: BThaber Sayı 1020

BTnet com tr30 4 - 10 MAYIS2015

BThaber. .

sonra akıllı telefon üretmeye başlamasına kesin gözüyle bakılan Finlandiyalı şirket, yaptığı açıklamayla bu iddiaları reddetti. Şirket şu an için böyle bir planlama içerisinde olmadıklarını belirtirken, hali hazırda Microsoft ile yapılan

Mamutlar hayata geri dönüyor

SAP bulutta büyümeye devam ediyor

Nokia ‘şimdilik’ akıllı telefon üretmeyecekCep telefonu kullanımının yaygınlaştığı yıllarda oldukça popüler olan ve 2000’li yılların ortalarına kadar bu pazarın önemli oyuncularından olan Nokia, daha sonra Microsoft ile bu konuda çalışmalar yapmıştı. Microsoft ile yaşanan ayrılıktan

stratejimizi kusursuz bir biçimde uygulamaya devam ediyoruz.”

HANA platformu kurum için büyümeyi tetikleyen en önemli faktör olmaya devam ediyor. Bu çeyrekte, SAP HANA müşterilerinin sayısı 6 bin 400’ü aşarak bir yıl öncesine kıyasla iki katına çıkmış bulunuyor. SAP S/4HANA’nın duyurulduğu günden bu yana yarattığı ilgi ise SAP’nin büyümesine önemli bir katkı sağlıyor. Pazara sunulduğu 3 Şubat’tan bu yana hızla kabul gören ve 370’i aşkın müşteriye ulaşan SAP S/4HANA, dünyanın tüm bölgelerinde ve farklı endüstrilerde HANA platformunun daha yaygın kullanımına olanak sağlıyor.

SAP HANA, ayrıca geliştirme platformu olarak da büyüme istikrarını sürdürüyor. Bir hizmet platformu olarak piyasaya sunduğumuz HANA Bulut Platformu, kurumlara SAP uygulamalarını bulut üzerinde hızlı ve kolay bir biçimde yapılandırma ve kişiselleştirme imkânı sunuyor. Hızla büyüyen bu yeni platform kısa sürede yaklaşık 1.400 müşteriye ulaştı.

SAP’nin buluttaki performansının kilit göstergesi olan yeni bulut satışları ilk çeyrekte yüzde 121 artarak 120 milyon euro’ya ulaştı. Şirket, IFRS olmayan bulut ve yazılım toplam gelirlerinde ise yüzde 24’lük artışla 3,66 milyar euro’ya ulaşarak güçlü bir bulut ve yazılım geliri performansı sergiledi. SAP’nin IFRS olmayan faaliyet karı ise yüzde 15 artışla (Sabit kurlarda yüzde 2 oranında düşüşle) 1,06 milyar euro’ya ulaştı.

SAP Yönetim Kurulu Başkanı Bill McDermott, yılın ilk çeyreğinde elde ettikleri başarıyı şu şekilde açıkladı: “Hem bulut, hem de iş ağları segmentimizde üç haneli büyüme gerçekleştirdiğimizi duyurmaktan memnuniyet duyuyoruz. Duyurulduğu ilk günden bu yana büyük ilgi toplayan SAP S/4HANA, SAP genelinde hızlı bir büyüme ivmesi yaratıyor. Yılın ilk çeyreğinde her bölgede bulut ve yazılım gelirleriyle iki haneli büyüme gösteren güçlü bir şirket olmaya devam ediyoruz. Her zaman olduğu gibi müşteri odaklı

Fosiller tekrar canlanabilir

Mamutların ve diğer prehistorik canlıların yeniden hayata döndürülmesi ile ilgili çalışmalar yapan ve fon sağlayan San Fransisko merkezli Long Now Foundation örgütü, yapılan gen çalışmasıyla birlikte amacına bir adın daha yaklaşmış oldu. Özellikle Sibirya olmak üzere, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki kutup altı ormanlarda ve tundralarda mamutların üreyebileceğini öne süren örgüt, bu sayede prehistorik canlıların hayata döndürülebileceğini de savunuyor.

Long Now Foundation, Harvard Üniversitesi’den

Yaşanan son buzul çağıyla birlikte nesilleri tükenen mamutların gen haritası yapılan araştırmalarla birlikte çıkarıldı. Biliminsanları tarafından oluşturulan bir ekip tarafından mamutların gen haritası ile ilgili dizilim tamamlanırken, Stockholm’deki İsveç Doğa Tarihi Müzesi’nde görevli bilim insanı Love Dalen, mamutun ilk eksiksiz DNA diziliminin, nesli tükenmiş bu hayvana yeniden vücut buldurmak isteyenlere yardım edebileceğini belirtti.

Gen haritalarının, yumuşak doku örneği ve bir diş kullanılarak çıkarıldığı mamutlardan birinin, yaklaşık 45 bin yıl önce Sibirya’nın kuzeydoğusunda, diğerinin de 4 bin 300 yıl önce Rusya’nın Wrangel Adası’nda yaşadığı kaydedildi.

bir ekibin, canlı fil hücrelerine mamut genleri yerleştirmek için gen mühendisliği tekniklerini kullanmasını destekliyor. Buna karşın, Stockholm’deki İsveç Doğa Tarihi Müzesi’nde görevli bilim insanı Love Dalen, mamutun ilk eksiksiz DNA diziliminin, nesli tükenmiş bu hayvanlara yeniden vücut buldurmak isteyenlere yardım edebileceğini ifade ederken, bunun doğayla oynamak olduğunu ve etik olmadığını söyledi. Love Dalen, bahsi geçen girişimin gerçekleşmesi durumunda dişi fillerin büyük acılar çekeceğini de sözlerine ekledi.

anlaşma gereği akıllı telefon üretemeyeceklerinin de altını çizdi. Nokia yetkilileri bu süreçte iletişim altyapı çalışmalarına devam edeceğini ifade etti.

Son dönemde Android işletim sistemli akıllı cihazlar üreteceği

söylentileri dolaşan Nokia’nın bu konuda Çin Hükümetiyle görüşmeler yaptığı ve bu ülkede fabrikalar açacağını iddiaları yer alıyordu. Çin’deki Ar-Ge merkezinin yanı sıra mobil cihaz üretimini de Çin’e taşıyacağı şeklindeki iddialar, Nokia

tarafından gelen açıklamayla şimdilik rafa kaldırıldı.

Yine de teknoloji dünyasının sürekli devinim halinde olduğunu düşünürsek, Nokia 2016 yılında kalkacak üretim yasağıyla birlikte yeni bir yol haritası çizebilir.

Page 31: BThaber Sayı 1020

BTnet com tr 314 - 10 MAYIS2015

BThaber. .

Yasada bazı ek düzenlemeler gerekliİnternet ve telefon üzerinden satış/pazarlama faaliyeti sunan şirketlere yönelik çeşitli yükümlülükler getiren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun, 1 Mayıs’ta yürürlüğe girdi. Kanun her ne kadar ticari iletinin izinsiz gönderimini engelliyor gibi görünse de izin alma, tahsilat, borç hatırlatma, bilgi güncelleme, anket, bilgilendirme gibi amaçlarla yapılacak aramaların önünün kesildiği de bir gerçek.

Yeni kanunla birlikte birçok sektörde olduğu gibi çağrı merkezi sektöründe de önemli değişikliklerin yaşanması bekleniyor. ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, yeni yasayla CRM uygulamalarında, sadakat programlarında ve dijital pazarlama faaliyetlerinde dönüşüm yaşanacağını vurguladı. Bu tip düzenlemelerin, tüketicinin haklarının korunması ve bilgilerinin güvenliğinin sağlanması, sektörlere güvenin artırması ve AB uyumu açısından önemli olduğunu söyleyen Tarakçı, “Ancak sektörlerin ticari faaliyetlerinin de aynı bakış açısı ile korunması gerek” dedi. Tarakçı, şöyle devam etti:

Bu haliyle istihdam olumsuz etkilenir

“Mayıs itibariyle izni olmadan hiçbir tüketiciye kısa mesaj, e-posta gönderilemeyecek, sesli arama yapılamayacak. Opt-in olarak adlandırılan bu yöntem ile kurumlar, müşteri ilişkileri yönetimlerindeki iş yapış biçimlerini değiştirecek. Tüketiciye ulaşmak isteyen kurumlar ya müşterilerinden bu izinleri alacak ya da elinde izinli veri tabanı bulunan kaynak firmalarla işbirliği yaparak profesyonel destek alacaklar. Bu tip yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Ancak bu kadar katı ve belirsizliklerle dolu bir düzenleme, ekonomik ve ticari faaliyetlerin önüne kesmekle birlikte, sağlanan on binlerce istihdamın da olumsuz etkilenmesine neden olacak. Kanunun uygulama esaslarını belirleyecek olan yönetmeliklerin, sektörleri de koruyacak şekilde hazırlanması elzem. Dernek olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü yetkililerini ziyaret ettik ve bazı hususları somut önerilerimizle aktardık. Umuyoruz ki kanun yürürlüğe girmeden evvel bu konudaki çalışmalarımız sonuç verir.”

ÇMD’nin önerileri • Kanunda‘tanımlar’bölümünde

çağrımerkezleri,‘ticarielektronikileti’tanımındayeralıyor.OysaçağrımerkezleriSMS,e-posta,faksgibibirticariiletitürüdeğil,tüzelkişilikler.Öneri;çağrımerkezlerininticarielektronikiletikapsamıdışınaçıkarılması,‘aracıhizmetsağlayıcı’olarakifadeedilmesiyönünde.

• Kanundaizinalmakonusundakullanılacakaraçlar,yöntemlerveiçeriknetdeğil.Bunedenlekurumlarizinalmakonusundahalahareketegeçemedi.KanununMayıs’tadevreye

girecekolmasıilefirmalarayeterlizamankalmadı.Öneri;Mayısayınakadargeçerliolanizinalmafaaliyetinin2015sonunakadaruzatılması,seskaydınınizinalmavesaklamaaracıolarakyönetmelikteaçıkçaifadeedilmesi.

• İzindurumugeçerliliksüresinedairbilgibulunmadığından,firmanınizinalamadığıbirmüşterisiilesonsuzadektemaskuramamasıdurumuortayaçıkıyor.Bu,kurumunmüşterisiileilişkisiaçısındansıkıntılıbirdurumdemek.Öneri;izinalmafaaliyetininyıldabirkeztekrar

edilebilmesi.• Kanundaasılsorumluluğun

hizmetsağlayıcıdaolmasıgerektiğiortada,amaaracıhizmetsağlayıcınınbusüreçtensorumluolmadığınadairbirifadeyok.Öneri;kanunkapsamındakiyükümlülüklerdearacıhizmetsağlayıcınınyükümlülüğününbulunmadığı,bunlardanhizmetsağlayıcınınsorumluolduğununifadeedilmesi.

• Aracıhizmetsağlayıcıilehizmetsağlayıcınınyükümlülüklerifarklılıkgöstereceğihalde,kanundaki

cezaihükümlerkapsamında,aynıorandavemükerrerolarakhemhizmetsağlayıcıyahemdearacıhizmetsağlayıcıyacezauygulanabileceğiifadeedilirken,herhangibirihtarmekanizmasıbulunmuyor.Öneri;hizmetsağlayıcınındışkaynakçağrımerkezineyaptırdığıaramadaikitarafadacezatahakkukettirilmemesi,tekcezauygulanmasıvearacıhizmetsağlayıcıyabircezauygulanmaması.Cezalarınuygulanmasındanönceihtarverilmesidegereklibulunuyor.

Page 32: BThaber Sayı 1020

BTnet com tr32 4 - 10 MAYIS2015

BThaber. .

24 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi’ne bedelsiz olarak www.bzcocuk.com adresinden kayıt yaptıran herkes katılabilecek.

Çocuklar teknolojiye bağımlı değil bağlı olmalı

Çocukların bilişimle üretim yapma becerisini ve bunun öneminin farkındalığını erken yaşlarda kazanmalarının gerekliliğini vurgulayan Özdemir, buna karşın son 15 yıldır fiyatı ucuzlayan, boyutları küçülen, işlem

Teknoloji eğitiminin yaşı küçülmeliTürkiye’de bilgisayar kullanma yaşının 8’e, cep telefonu kullanma yaşının ise 10’a düştüğü günümüzde, çocukları bekleyen tehlikenin teknoloji bağımlılığı olup olmadığı sorusu akılları meşgul ediyor. Bunun tam tersine dikkat çeken Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Selçuk Özdemir, teknolojinin tehlike olmadığına, teknolojiyi nasıl ve ne şekilde çocukların kullanımına sunduğumuzun önemli olduğuna dikkat çekiyor. Teknolojiye doğan yeni neslin teknolojiyi sadece kullanan değil, üreten de olmasının altının çizileceği Türkiye’de ilk kez düzenlenen “Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi” etkinliği kapsamında, ‘Download Toplumundan Upload Toplumuna’ isimli çalışması ile yer alacak Özdemir, bilişim ve teknoloji eğitiminin küçük yaşlarda verilmesini, teknolojiyi anlama bilincinin küçük yaşlarda kazandırılmasını öneriyor. Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde 23-

bilişim araçlarını “doğru” ve “dengeli” bir şekilde kullanmasını sağlayacakları yerde doğrudan “su içmeyi yasaklamayı” tercih ediyor görünüyorlar. Aileler ve eğitimcilere bu işin nasıl olması gerektiği ile ilgili “çalışan doğru modeller” sunulması gerekiyor. Teknolojinin sadece zararlı yönünü yaşamış bir toplumun sahip olduğu “kirli algıyı” temizleyecek başarılı modeller ve rol modeller, anne-babaların ve eğitimcilerin farkındalığının düzeltilmesine yardımcı olacağına inanıyorum” dedi.

gücü artan bilgisayar ve türevi cihazların ağırlıklı olarak eğlence ve iletişim amacıyla kullanılmasının ciddi ölçüde “algı kirliliği” yarattığını ifade ediyor. Özdemir, “Çocukların bilişim araçlarını “amacına uygun” olarak kullanması ile sokakta oynamaları sanki birbirinin alternatifi olarak gösteriliyor. Su, dünyanın en faydalı içeceği ama bir çocuk günlük 1-2 litre değil de 10 litre su içerse bir hafta içinde böbreklerini kaybedebilir. Aileler ve eğitimciler, benzer şekilde çocuklarının

Günümüzde, çocukları bekleyen

tehlikenin teknoloji

bağımlılığı olup olmadığı

sorusu akılları meşgul ediyor.

Teknoloji anlama yaşı küçülmeli

Teknolojik ürünlerin yapısı gereği, artık bebeklerin bile kullanımına uygun olduğunu ve teknolojik aletlerin kullanım yaşının düşmesinin doğal olduğunu söyleyen Selçuk Özdemir, artık teknolojiyi kullanan ve tüketen değil üreten ve pazarlayan bir toplum olmamız gerektiğinin altını çiziyor. Toplumlar ve ülke ekonomileri için hayati önem taşıyan bu süreç için ise, konuşulanların aksine bilişim ve teknoloji eğitiminin küçük yaşlarda verilmesini, teknolojiyi anlama bilincinin küçük yaşlarda kazandırılmasını öneriyor. Özdemir, çocukların “doğru” ve “dengeli” kullanmaları kaydıyla dönemin teknolojileri ile mümkün olan en erken yaşlarda tanışmalarında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Böylesine bir kullanım, çocukların erken yaşlarda bilgisayar ve türevi cihazların, eğlence ve iletişimin yanında “değer yaratma” ve “problem çözme” amaçlı kullanımını da fark etmelerine yardımcı olacaktır” dedi. “Bugün kullandığımız bir çok yüksek teknolojinin çıkış noktası olan Silikon Vadisi’ndeki yüzlerce firmanın kuruluş hikayelerine baktığımızda, kurucularının bilgisayar ve türevi sistemleri “üretim” amaçlı kullanmaya ilkokul ve ortaokul yıllarında başladıklarını görüyoruz. ABD’nin 18 trilyon dolar gayri safi milli hasılasının yaklaşık 3 trilyon doları doğrudan bilişim firmaları tarafından yaratılıyor. Bu noktada emek yoğun sanayide çalışmak yerine, yüksek teknoloji üreten nesiller ülkemizin geleceği olacak. Bunu başaramadığımız takdirde dünyanın en büyük 20 ekonomisinden birisi olma özelliğimizi bir 15 yıl daha taşıma ihtimalimiz düşük görünüyor” dedi.

Page 33: BThaber Sayı 1020
Page 34: BThaber Sayı 1020

34 KARİYER 4 -10 MAYIS2015

BThaber

Insititute for the Future ve Vanson Bourne’un gerçekleştirdiği, “Bilgi Nesli: Geleceği Dönüştürme” isimli araştırma mobil, bulut, sosyal ve Büyük Veri’nin bilgiyi nasıl demokratikleştirdiğini ve tüketicilerin beklentilerini nasıl değiştirdiğini ortaya koyuyor. 18 ülkeden direktör seviyesinden CEO, CFO, COO seviyesine kadar toplam 3 bin 600 kişinin katıldığı araştırmada iş liderleri, sahip olunması gereken 5 temel nitelik konusunda hemfikir:

1. Pazarlardaki yeni fırsatları önden tespit etmek

2. Şeffaflık göstermek ve güven aşılamak

3. Çevik şekilde yeniliklere imza atmak

4. Benzersiz ve kişiye özel deneyimler sunmak

5. Gerçek zamanlı çalışmak Az sayıda şirkette uyum varBu sıralamayı yapan iş

liderleri, az sayıda işletmenin bu niteliklere tam anlamıyla sahip olduğunu ve işletme içinde benimsendiğini de kabul ediyor. İşletmelerin yalnızca yüzde 12’si yeni fırsatları önsezili şekilde tespit edebiliyor, sadece yüzde 9’u çevik yöntemlerle yeniliklere imza atabiliyor, ancak yüzde 14’ü şeffaflık gösterebiliyor ve güven aşılıyor, yalnızca yüzde 11’i kişiye özel deneyimler

sunabilirken, sadece yüzde 12’si gerçek zamanlı çalışabiliyor.

Değişim hızı daha da artacak

Araştırma, dijital vatandaşlardan oluşan küresel bir toplumun etkisini araştırdı. Bu bireyler daima internete bağlı ve dünyayı çok farklı görüyor. Araştırma, bu bireylerin yeni beklentilerini ortaya çıkartırken, bu ortamda işletmelerin başarısı ve rekabet edebilmeleri için sahip olmaları gereken en önemli nitelikleri de tanımlıyor. Araştırmaya katılan iş liderlerinin yüzde 96’sı yeni teknolojilerin iş ve ticaret kurallarını değiştirdiğine inanıyor. Yüzde 93’ü teknolojideki son gelişmelerin müşteri beklentilerini tamamen değiştirdiğini ve hemen hemen hepsi de bu değişimin önümüzdeki 10 sene içinde daha da hızlanacağını belirtiyor.

Bu arada Institute For The Future, araştırmada, teknolojinin 2024 senesine kadar dünyayı nasıl dönüştüreceğine dair tahminlerde de bulundu. Bireyler ve kurumlar açık bilgi alışverişleri yoluyla bilgileri satacak, bağışlayacak ya da takas edecek. Cansız nesneler etrafımızda hayat bulacak, daha bilinçli ve bağlı olacak.

Hızlandırıcı programı ve erken aşama yatırımcısı Etohum, 17 Haziran’da San Francisco Toplantısı’nın üçüncüsünü gerçekleştirecek. Zorlu Etohum süreçlerinden geçen 15 girişim, bu kez teknolojinin ve internetin kalbi Silikon Vadisi’nde büyümek için ter dökecek. Etohum San

Francisco Toplantısı’na katılma hakkı kazanan girişimcilere iki hafta boyunca ofis kullanımı, mentorluk alma ve Silikon Vadisi’nde önemli yatırımcılara sunum yapma imkanı tanınacak. Bu toplantı sonunda bir yatırım almaları, dünya çapında isimlerini duyurma açısından da önemli olacak.

Ödeme sistemleri platformu iyzico, kadrosunu PayPal’dan iki yeni transfer ile güçlendirdi. Bu yolda iyzico, şirketin COO pozisyonuna sektörün deneyimli isimlerinden, 2001 yılından beri Fransa’da yaşayan ve

PayPal’da Doğu Avrupa ve Orta Doğu satış öncesi ve entegrasyon takım lideri olarak rol aldıktan sonra EMEA bölgesinde girişimlerle ilişkileri yöneten Orkun Saitoğlu’nu getirdi. Key Account Manager pozisyonuna ise yine PayPal ekibinden Haktan Ömaçer atandı.

Haktan Ömaçer

Orkun Saitoğlua

Nitelikler net, ama kurumsal uyum zayıf

Herşey girişimciler için

iyzico’ya iki önemli transfer

4-7 Mayıs 2015

EMC World 2015Las Vegas, ABDAYRINTILI BİLGİ: www.emcworld.com

2-5 Haziran 2015

Cisco Partner SummitSingapurAYRINTILI BİLGİ: www.communicasia.com

8-9 Haziran 2015

Open Innovation 2.0 Conference 2015Espoo, FinlandiyaAYRINTILI BİLGİ: http://ec.europa.eu/digital-agenda/en/news/save-date-open-innovation-20-conference-2015 s

E T K İ N L İ K L E R Y U R T D I Ş I

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

13-14 Mayıs 2015

UX Alive Konferansıİstanbul Wyndham Grand LeventAYRINTILI BİLGİ: www.uxalive.com

20-24 Mayıs 2015

Antalya Cebir Gunleri XVIIİzmir-Şirince’de Nesin Matematik KöyüAYRINTILI BİLGİ: https://matematikkoyu.org/etkinlikler/2015_acg/index.php

22-23 Mayıs 2015

Türkiye Elektronik Sanayii ve Elektronik Mühendisliği TESEM-2015 KurultayıBursa - BAOB YerleşkesiAYRINTILI BİLGİ: www.tesem.org.tr

23-24 Mayıs 2015

ICT Summit Now Kids ‘15Kadir Has ÜniversitesiAYRINTILI BİLGİ: www.bzcocuk.com

26-27 Mayıs 2015

Smartcon 2015 İstanbul Büyük veri, büyük fikirler Zorlu Center PSMAYRINTILI BİLGİ: http://smartcon.com/

BTvizyon Anadolu Toplantıları

15 Eylül 2015 AnkaraAYRINTILI BİLGİ: www.btvizyon.com.tr/

E T K İ N L İ K L E R

Bu köşede yayınlanmasını istediğiniz etkinliklerinizle ilgili bilgileri [email protected] adresine gönderebilirsiniz.

Y U R T İ Ç İ

Teknolojik uygulamalar öğrenmeyi kolaylaştırıyor

Dünyada 11 milyondan fazla kişinin kullandığı sayısal İngilizce eğitim platformu LinguaLeo’nun CEO’su Dmitry Stavisky, 18 Nisan’da İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Eğitim Teknolojileri Konferansı EdTechIst’te, İngilizce eğitiminde teknolojinin rolünü katılımcılarla paylaştı. İngilizce bilmenin günümüzde vazgeçilmez hale geldiğini ifade eden Stavisky, teknolojik uygulamaların kullanıcıların motivasyonunu artırarak İngilizce öğrenmeyi kolaylaştırdığına dikkat çekti. Stavisky, online eğitim sektörü adına Türkiye’nin büyük potansiyele sahip olduğunun da altını çizdi.

Online dil eğitimi katlanarak büyüyecekZahmetli, yeterince ilgi çekici olmayan ve pahalı yöntemlerin aksine, teknolojik uygulamaların kullanıcıların motivasyonunu artırarak İngilizce öğrenmeyi kolaylaştırdığına işaret eden Stavisky, şu bilgileri verdi: “İngilizce konusunda en ileri ülkeler Orta Avrupa ülkeleri. Türkiye ise Kuzey Afrika ülkeleri ile birlikte alt sıralarda yer alıyor. Bu durum Türkiye’de birçok kişinin küresel rekabette geri planda kalmasına yol açıyor. İngilizce eğitimi dünyada 36 milyar dolarlık bir alan. Şu anda bunun sadece 1,8 milyar dolarlık bölümünü oluşturan

online eğitimin 2018’de iki kat artarak 3,1 milyar dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Sıralamada Çin, dijital eğitim uygulamalarının en fazla kullanıldığı ülke. Türkiye ise büyük potansiyel barındırıyor. Ayrıca akıllı telefonlar ve internet erişiminin yaygınlaşması, açık kaynak teknolojisi ve oyun endüstrisi, İngilizce eğitiminde yeni olanaklar yaratıyor. LinguaLeo da, oyun mekaniğiyle kurgulanmış ve kişiselleştirilmiş içerikleriyle, farklı ilgi alanlarına özel kurslarıyla, öğrencilerin İngilizceyi eğlenerek öğrenmesini ve interaktif bir ortamda pratik yapabilmesini sağlayan bir platform.”

Page 35: BThaber Sayı 1020
Page 36: BThaber Sayı 1020

açılıp gündelik hayatımızın bir parçası haline gelebilecek.

Bahar demek, üniversiteler için bahar şenlikleri demek. Koç Holding’in düzenlediği Türkiye Koç Fest Üniversite Spor Oyunları, 21 Nisan’da Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde başladı. Koç Fest’te Bilkom, müzisyen, radyo sunucusu, gazeteci-yazar, reklamcı kimliğinin yanı sıra Bilkom’un dijital yaşam koçu unvanına da sahip Kaan Sezyum ile yerini aldı. 22 Nisan’da Muğla’da Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin ardından, 12 Mayıs’ta Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde gençlerle buluşulacak. Bu habere gençler daha sevinecektir: Bilkom, klasik karanlık fantezi hikayesi oyuncularının heyecanla beklediği The Witcher serisinin son oyunu ‘The Witcher 3’ün 19 Mayıs’taki Türkiye lansmanı öncesinde oyunun en önemli karakterlerini özel kostümleriyle festival taşıyacakmış.

Haftaya noktayı, seninle 2014 sonbaharında dinlediğimiz ama doyamadığımız Ceyl’an Ertem ile koyuyorum. Ertem, 2006’dan bu yana Almanya’nın Bremen şehrinde, “European Jazz Meeting” organizasyonu kapsamında düzenlenen ve önemli caz müzisyenlerinin sahne aldığı jazzahead! festivalinde sahne almaya hazırlanıyormuş. Bizim için en iyi haberi sona sakladım: Ertem; Bremen dönüşünde konserlerine devam edecek. 1 Mayıs’ta Bodrum’da Mandalin Bar’da, 2 Mayıs’ta İzmir Alsancak Hayal Kahvesi’nde, 8 Mayıs’ta Beyrut Performans Hall’da, 22 Mayıs’ta da Hayal Kahvesi Beyoğlu sahnesinde olacakmış Ertem ve bize de tahmin edeceğin üzere takvimlerimizde uygun zamanı kollamak kalıyor.

Bu hafta da bu kadar olsun, daha fazlası haftaya kalsın.

36 MEKTUP

Baharın son ayından merhaba, Bir önemli bayramımızı, 23

Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı geride bıraktık, bu özel güne adanan başlıkları seninle paylaşmak istiyorum. Açılışı da kitaplarına, sohbetine, bilgisine hayran olduğumuz yazar Sunay Akın’ın Erenköy’de gezmeye doyamadığımız oyuncak müzesi ile yapıyorum. 10 yıl önce yine 23 Nisan’da hayata geçirilen Akın’ın tabiriyle bu mütevazi adım, İstanbul Oyuncak Müzesi, şehre “oyuncak müzelerinin başkenti” unvanını kazandırdı. Şimdi de Google tarafından Street View teknolojisi ile dijital ortama taşınarak 23 Nisan’da kapılarını tüm dünya çocuklarına açtı. Her yaştan insanı kucaklayan, Sunay Akın tarafından tüm dünyadan özel olarak toplanan 5 binden fazla oyuncak, 4 katta katılımcılarını artık sanal ortamda da bekliyor. İstanbul’a geldiğinde yine birlikte gideriz, ama sen şimdilik hasretini Google ile telafi et.

Çocuklar için bir keyifli gün, yazılım şirketi Logo’dan geldi ve şirket, 23 Nisan’da çalışanlarının çocuklarını özel bir şenlikte bir araya getirdi. İzmir ve Gebze’de düzenlenen Logo Çocuk Şenliği’nde yaşları 1 ile 12 arasında değişen 150’nin üzerinde çocuk bir araya geldi. Logo çalışanlarının çocuklarının yanı sıra, Çayırova Yenimahalle İlköğretim Okulu ve Demirsaç İlköğretim Okulu’ndan öğrencilerin de katıldığı şenlikte çocuklar eğlendi.

Bir gurur verici çalışma da Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nden. Bu yıl 9’uncusu düzenlenen ‘Uluslararası Gülen Çocuk Şenliği’ kapsamında Azerbaycan, Bosna Hersek, Fas, Gürcistan, KKTC, Kosova, Litvanya, Makedonya, Rusya ve Türkiye’den yaklaşık 200 engelli ve engelsiz çocuk 20-25 Nisan

tarihlerinde İstanbul’da biraraya geldi ve bu yıl çocuklara Işık Üniversiteli abi ve ablaları da rehberlik yaptı. Gezilerde Ayşe Arman, Burcu Kara, Burçin Terzioğlu, Metin Şentürk, Zahide Yetiş gibi birçok isim de çocuklara eşlik etti.

İşte sana İstanbul’a gelmen için bir sebep daha… Tayvan’ın en son teknolojiyle üretilen ve önce doğaya hizmet amacı güden çevre dostu ürünleri İstinye Park’ta 15-19 Mayıs arasında Tayvan Doğa Dostu Ürünler Etkinliği ile tanıtılacakmış. Etkinlikte kurulacak Tayvan Çevre Dostu Ürünler Pavilyonu’nda çevre dostu özellikleri ile Guinness Rekorlar kitabına giren ve “Dünyanın en küçük insansı robotu” Berobot ile, güneş enerjisiyle çalışan “Dünyanın ilk katlanabilir elektrikli scooter’ı” da olacak. Haberi vermesi benden, ziyaret etmesi senden.

Hazır gezmekten bahsettik, turizm ve seyahat endüstrisinin ileri teknoloji çözümleri sağlayıcısı Amadeus Bilgi Teknolojileri Grubu’nun “Seyahatin Geleceğini Şekillendirmek” raporunu paylaşmasam olmaz.

Buna göre, küresel seyahat endüstrisi önümüzdeki yıllarda istikrarlı gelişimini sürdürecek. Çalışmada Türkiye’ye dair tahminler de var: 2023’e kadar Türkiye’deki yurtdışı seyahat harcamalarının her yıl yüzde 5’in üzerinde oranda artacağına işaret ediliyor. Çin’in yurtdışı seyahat harcamaları da önümüzdeki 10 yılda, yurtdışına gidecek ekonomik güce sahip Çinlilerin sayısının ikiye katlanmasıyla tırmanacak. Artan gelir ve değişen tüketici alışkanlıkları ile Türkiye gibi Rusya, Brezilya, Hindistan ve Endonezya gibi gelişmekte olan ülkelerin de gelecek 10 yılda bu alanda yıllık yüzde 5’in üzerinde büyüme kaydedeceği hesaplanıyor.

Neredeyse her hafta burada bir ödül haberini paylaştığım Kuveyt Türk’te sıra. Kuveyt Türk Katılım Bankası, “XTM: eXtreme Transaction Machine” projesi ile IDC CIO Awards kapsamında 3 ödüle layık görüldü. Kuveyt Türk, XTM ile “Türkiye 2015 En İyi İnovasyon Projesi” alanında birincilik, “En İyi İş Etkinleştirme (Business Enablement)” alanında ikincilik ve “En iyi

Bilgi Teknolojileri Yönetişimi (IT Governance)” alanında üçüncülük ödülünün sahibi oldu. Ödülleri Kuveyt Türk Katılım Bankası Bilgi Teknolojileri Grup Müdürü Mücahit Gündebahar aldı.

Güzel bir haber daha… Endüstri yapılarını mimari ve kentsel bağlamlarda ele alan ve mevcut potansiyelleri üzerinden nitelikli dönüşüm projeleri geliştiren Dila Gökalp Architects, yapıların dinamiklerini anlamak için hazırladığı ön çalışmalardan yola çıkarak İstanbul’un endüstri mirasını haritalandırmaya ve dijital ortamda sunmaya hazırlanıyormuş. Dila Gökalp Architects ekibinin, İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileriyle birlikte endüstri mirasına dikkat çekerek, bu yapılarla ilgili farkındalık yaratmak ve kent hayatına katılmalarını sağlamak amaçlı başlatılan tasarım araştırması ışığında, İstanbul’un potansiyel endüstri mirası haritalandırılacak. Bu haritalama dijital ortama aktarılarak tasarlanan bir akıllı telefon uygulaması ve web sayfası aracılığıyla herkesin kullanımına

4 - 10 MAYIS2015

BThaber

Her şey çocuklar için...

YIL 21SAYI 10204 - 10 MAYIS2015

www.bthaber.com

Yönetim Yeri: BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş.Fetih Mah. Tahralı Sokak Kavakyeli Plaza C Blok 7/5 34704 Ataşehir/İSTANBULTel 0216- 291 13 90

ISSN 1300-6495

Satıştan SorumluGenel Müdür YardımcısıZehra Sevimli [email protected]

Satış MüdürüNurşen Usta [email protected]

Satış GrubuEvrim Koç [email protected] Kıtay Ö[email protected]Özge Karataş[email protected] Güç[email protected]

REKLAM SATIŞ GRUBU

Cilt, Baskı, Poşetleme: Apa Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.

BThaber Yayıncılık ve Etkinlik Hizmetleri A.Ş. adına SahibiAyhan Sevgi

[email protected]

tarafından dağıtılmaktadır.

www.linkedin.com/groups/BThaber

twitter.com/bthaber

www.facebook.com/BThaber

Bültenlerinizi

[email protected] adresine gönderebilirsiniz

Abone ve Dağıtım SorumlusuCanan Ş[email protected]

BThaber GrubuYayın KoordinatörüAyhan [email protected]

Yazı İşleri Müdürü(Sorumlu)Bülent [email protected]

EditörlerHandan Aybars [email protected] Özkan (Ankara) [email protected]

Haber MerkeziEkrem Uç[email protected] Yaylacı[email protected]

Görsel Tasarım Nevzat Karataş [email protected] Keskingö[email protected]

Okur TemsilcisiBehçet Envarlı

[email protected]

Page 37: BThaber Sayı 1020

ICT NEWS 374 - 10 MAYIS2015

BThaber

Main Focus: Growth and Employment

İzmir is ready to receive informatics supportIzmir is promisingly becoming the “informatics center” of Aegean Region thanks to its young population, universities and technoparks even though it is still behind Istanbul and Ankara. Aldenard’s founder Anıl Gündoğan gives information on Izmir and Aegean

Region’s informatics activities and sectorial improvements:

“When Aegean Region and informatics are mentioned, the only city comes up to mind is Izmir thanks to our technoparks and national/international companies. That’s why; the young entrepreneurs like me

are engaged in activities to take Izmir a step further in informatics. To-be-hold in May 6th, Izmir Informatics Summit is the first summit aims at becoming traditional. This year the summit is held as a Bilge Adam organization thanks to the cooperation of Aldenard and Depark.

2015-2018 Information Society Strategy and Action Plan goes in effect by being published in the gazette of March 6th, 2015. The strategy is designed as a policy media for Turkey’s 2023 goals to be realized. New strategies and actions are designated to put 10th Development Plan’s information society policies and aims into practice by detailing the plan.

Ministry of Development Information Society Department Head Mr. Furkan Civelek initially states by giving information on 2015-2018 Information Society Strategy and Action Plan that: “Our main focus in the new strategy is based on these two issues; benefiting at the highest level from the opportunities emerging in the economic and social environment that IT globally transformed and accelerating the growth and increasing employment by minimizing the threats. Our main focus is both growth and employment. The strategy approaches transforming into information society projects from eight main axis: Information Technologies

Sector, Broadband Infrastructure and Sectorial Competition, Qualified Human Resources and Employment, ICT’s Influence on Society, Information Security and User Trust, ICT Aided Innovative Solutions, Internet Entrepreneurship and E-trade, User-Centered Approach and Effectiveness on Public Services.”

Increasing IT’s direct and indirect contribution to economy is the aim

Mr. Civelek narrates the actions in the strategy: “In the scope of fore-mentioned axis, 72 actions are stated. For each action, responsible institutions, calendars and high level implementation steps are fixed. A guidance committee is formed in order to monitor and guide the implementations in higher levels with the participation of Ministry of Development, Transportation, Maritime Affairs and Communication, Science, Industry and Technology. The secretariat services will be carried out by the Ministry of Development. The progressed made in

the actions will be reported periodically to the ‘Guidance Committee’ and possible problems will be solved by the decisions made in this committee. Besides, an ‘Information Society Strategy Consultative Committee’ will be formed with participation of related public institutions’ senior bureaucrats and non-governmental organization representatives. The role of the consultative committee will be supporting the ‘Guidance Committee’ with its opinions and suggestions.”

Evaluating the general scope of the strategy’s axis Mr. Civelek says: “This information will illuminate on how the strategy’s main focuses growth and employment are interrelated. Our first axis ‘Information Technologies Sector’s main goal is to increase direct and indirect IT contribution to economy by creating a competitive IT sector. Within this framework; actions are included towards increasing SME’s productivity and lowering the costs by generalizing cloud computing, reviewing and activating incentives towards R&D and export projects of IT, and enhancing the local added value in IT products. Furthermore, a study group is to be formed in the near future in order to watch the IT sector, to create a data infrastructure in contemplation of improving policy determination and the software sector. With these precautions, increasing the IT sector’s competitiveness and local added value, improving productivity and competition in other sectors using IT thus generally reaching economic

growth and employment increase.” Mr. Civelek continues giving information on axis: “In recent years, broadband infrastructures gained the qualification of being the main infrastructure access to IT services and information resources. These infrastructures are also serving for reducing regional differences, increasing the effectiveness of the activities of economic and social actors and generally contributing the economy’s competition power. For this reason, the strategy’s second axis ‘Broadband Infrastructure and Sectorial Competition’s main goal is increasing alternatives for accessing broadband technologies and reducing the costs. In the scope of this axis, actions which will activate the regulatory construction and extending fiber and mobile broadband infrastructure are given importance. The aim is to provide cost-effective broadband services to the society and to increase productivity in all sectors. Besides, extending high speed broadband infrastructures would accelerate the new and innovative services.”

Organizing events to carry Izmir a step further in IT area is a must and we are beginning by hosting Istanbul’s and Izmir’s leader and global companies in our summit. Izmir ICT Summit’15 is a start and we believe that it will contribute a lot to Izmir year by year.”Anıl Gündoğan

Ministry of Development Informa-tion Society Department Head Mr.

Furkan Civelek

Page 38: BThaber Sayı 1020

38 ICT NEWS 4 - 10 MAYIS2015

BThaber

Technology education age should be lowered

Tax barrier to Pay TV broadcasting

Nowadays in Turkey, computer using age is as low as 8 and it is 10 for mobile usage. The mind-occupying question is whether the biggest threat for children is the technology addiction. Gazi University Computer and Teaching Technologies Department Associate Professor Selçuk Özdemir claims the quite opposite and states that the

TELKODER Turkish Competitive Telco Operators’ Association prepared a report on the troubles of operators which provides service to brands like DSmart, Tivibu, Turkcell+, Digitürk, Teledünya, Doping, Filbox in Pay TV – Broadcasting Platform (ÖYP) sector. In the report, the biggest four problems in the ÖYP sector are mentioned as high taxing regime, unlawful usage and transmittal, ÖYP sector’s not being permitted to switch to e-invoice and copyrights.

TELKODER, in the report, expresses the needed steps

technology is not a threat as long as the people acknowledge the best way to offer it to the children. In the scope of ‘ICT Summit for Kids’ organized for the first time this year with the emphasis on the generation born into technology as they will not only use it but also produce it. Mr. Özdemir is taking part with his work ‘From Download

as decreasing high taxes in the ÖYP sector, choosing technical solutions in order to prevent unlawful usage and righteously interpreting copyrights’ regulations in order to support sectorial growth. In the report of TELKODER, it is emphasized that the high taxing regime on ÖYP sector is a burden and a hindrance towards sectorial growth and service quality offered to the users. In ÖYP sector, the tax is 33% on services, 1,35% on the service providing operator and 37,7% in total on the platform equipment. These

Society to Upload Society’. He is recommending that the technology education age to be lowered and the technological understanding to be brought in the early ages. ICT Summit for Kids will be held in Kadir Has University Cibali Campus on May 23rd - 24th, free of charge for everyone who registers in www.bzcocuk.com website.

astronomically high figures are causing financial difficulty for both operators giving service and the consumers. In this context, TELKODER explains the need of a change in the inefficient regulation thus clearing the way for an improved ÖYP sector and saving the country’s economy from a great expense. Besides, it is highlighted that the e-invoice application which is very favorable for the users should be permitted in the ÖYP sector as it is enabled for operators in the telecommunication sector.

Increasing volume and complicacy triggers analytics

Methods of benefiting from technology with all the details The big data and innovative business applications are to be approached in Smartcon 2015 Istanbul conference on May 26th – 27th. Marketing, new technologies, digital and mobile, optimization and IoT are going to be discussed as sub-topics of big data and among the event’s speakers, there are the world’s most significant data scientists. The event which will be held in Zorlu Center PSM is only the first step of the series of events. To be precise, it is a critical one

in extending to other countries. Smartcon and Analytics Center directors give us further information:

“Analytics Center is our mother company. It is the main company serving in fierce technologies such as big data and IoT. Smartcon is our event and conference brand under this main company. This is our specially positioned event structure. This year as a start, we will organize events in Istanbul, Dubai and South Africa and maintain these

events annually. Dubai and South Africa are developing markets rather than the neighboring countries. Turkey is among these markets as well.

As Analytics Center, we started our journey to form a community based on contemporary technologies. We are aware of that these communities are not only in Turkey. There are academicians working on analytics, big data and IoT and real sector and technology companies investing in these topics. We wanted

to unite the co-owners of this ecosystem. This point of view consists of not only one country but all of the countries in a region. Hence, the ecosystem may grow as a whole and the co-owners’ exchange of ideas may stand out.

Technology and business units, I mean the real sector and IT units will be together in this event. Various industries benefit hugely from technology usage; so it is a focus point for us while creating a program. It is pleasing to see participants

from different sectors such as retail, logistic and health. Our sponsors also have a similar sectorial distribution. There will be academic participation as well. There is also a student wing as we call it social responsibility. We will invite a number of students to our event with support of Sabancı University and Bahçeşehir University. This is going to be very important for them to increase the information level and have a chance to establish sectorial connections.”

Teradata, via 20th Teradata Universe Europe event on 19-22April in Amsterdam, tells how the actual value is added to the data by analytic applications and also shares new solutions with participants. In the press conference of Teradata’s event in which its strategy on data analytics is shared Teradata’s co-chairman Hermann Wimmer begins his speech with enthusiasm. He indicates that their strategic focus against all companies willing to take share from digitalizing is ‘integration, simplicity in infrastructure, options, flexibility, speed and knowledge, which means human resources’. Wimmer emphasizes on their purchases based on strategic investments, R&D projects, Hadoop and big data analytics. He says: “The competitiveness is constantly changeable in every sector. Apple produces watches and becomes a competitor for Switzerland watch producers. The changing architecture makes an integrated structure a

need.” Teradata’s priority list is

to: • Invest more in the

integration pieces of the analytic ecosystem

• Invest more in big data technologies

• Use cloud for analytic models, carry the hybrid cloud interest from USA to Europe

• Invest more in consultancy services

• Be the best IT supplier for the clients

• Offer the best analytics in all data

• Offer the most effective solutions in integrated marketing management

• Continue giving importance to corporate social responsibilities

Mr. Wimmer replies our question based on sectorial cooperation and purchases: “In IT sector, competition and cooperation go hand in hand. We are taking our steps accordingly. Our priority is big data and analytics. In the last 7 years, we made purchases based on consultancy and technology. We will maintain our focus.”

Teradata Vice Chairman of Marketing Mr. Chris Twogood emphasizes on the increase in number of sectors and companies taking the whole data in the center and he draws attention to the data and analytics combination in various sectors such as medical research.

Chris Twogood

Page 39: BThaber Sayı 1020

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 40: BThaber Sayı 1020

Doğru Hastaya Doğru Tedavi Uyguladığınızdan Emin Olun !

Yerleşik Barkod Tarayıcı Hafif Antibakteriyel hale getirilebilir

Daha Detaylı Bilgi İçin Lütfen Yerel Advantech Resmi Partneri İle İletişime Geçin ;Email: [email protected] Tel: +90 (212) 337 57 99 www.advantech.com.tw/digital-healthcare/

DAVETLİSİNİZ

Sağlık Sektörü için Microsoft Mobilite Çözümleri Etkinliği Tarih : 20 Mayıs 2015Yer: Marriott Hotel İstanbul - Şişli

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Patient Bracelet_F2_Turkey.pdf 1 2015/4/30 上午 11:41:46