Upload
others
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ET, 1952
M S etleri İ
E O Z S U R T
B A S I M E V İ
Telefon:
2 9 5 1
Bozkurt GÜNLÜK TARAFSIZ TÜRK GAZETESIDIR
YIL: 1 * SAYI: 132 * CUMARTESİ, 29 MART, 1952 * FIATI 1| Kr.
MÜDÜR VE İMTİYAZ
SAHİBİ :
CEMAL TOĞAN
İDARE EVİ:
Asmaaltı No. 75 Posta Kil tuşu 824
Lefkoşa-Kıbru
içli tezek J •ağı ekine £ ziyete so- ' DR.
diğer bir inilmesini vardır,
ur. g CONSOL S >CONSOL S )C ONSOL $ EN
ıgi bir hu-iıı
K Şirketi
Tun usta Durum iyileşiyor Salâheddin Bakuş Tunusun
Yeni Başbakanı Oldu
e köylü
Harından Dördün
ı ı ımak üzere do-
köylüye rastladı,
cin dibinde otu-
töylllye sordu:
: bekliyorsun?
:ekmiş de onu gö
rıle beraber gelir
n yanına götürü-
toylti, beraberce
î i r ara, köylü da
sordu:
kralı tanımıyo-
ağ ım vaki t ken-
nıyacağım ?
ay... Şimdi kra-
a giriyoruz. Her
nde eğilirse kral
kral ve köylii
•dılar. Tabiatiyle
»örünce önünde
köylüye sordu:
:ı tanıdın m i ?
ben, herkps önü
Kral, ya sizsiniz
nim...
A HUMU
lı molohiya
nak istiyen ->
e Çarşısı gi-
anında Bak-
lustafa Efen
vıat edebiliı -
toskurt Basımev» •
Altı No . 75
«a • Kibri»
propagandacılar Avdet Ettiler!
Mim Varoğiu
Herkes hatırlıyor. Bundan
birkaç yıl önce, Başdespotun
teşvikiyle kilise avlularında
kampana görültüleîrt arasında
yaptırılan plebisitin hiç bir işe
yaramıyacagını anlamış bulu-
run kut-iyetpenah Makarios,
son zamanlarda Millî Mecll-
^ tgcü! Yeni üyeler almış ve bu
^ E ^ f r u d a Atinada bir de propa-
ganda bürosu açmağı ihmal et
»içmiştir; Fakat, aradan uzun
zamanlar geçtiği halde, Yuna-
nlstanra Başkentinde açılan bü
ronun meyvesiz kalan faaliyet-
leri kilise başkanını ye'se dü-
şürmüş ve böyle bir durum
karşısında yeni bir denemeye
baş vurarak ilhakı propagan-
dalamak maksadile iki kişilik
bir heyeti kilise parası ile Pa-
r se göndermişti!
Kilise delegasyonu'nu teşkil
eden 2 Kıbrıslı Rum avukatı
I'.ossidis ile Loizidis aylarca
p ^Tariste kalmışlar ve ilhak le-
1) ne yardım sağlamağa çalış-
mışlardır!!!
Üyelerden Rossidis, bir kaç
giln ovvel K ıbnsa avdet etmiş
vc kendisini uçak meydanında
karşılayan R um gazetecilerine
yaptığı demecinde birkaç sözle
anlatmıya çalışmıştır ki, ilhak
meselesi, siyasi mahfil leri iş-
gal edebilecek hiç bir önem ta-
şımamaktadır.
İlhak meselesinin pek elim
olan bu durumu karşısmda
aşdespotun bundan sonra han
i propaganda vasıtalarına baş
vuracağı bilinmemekle beraber
Kıbrıs dahilinde Rum,gençleri-
ni teşkilâtlandırmağa teşebbüs
etmiş olması başkanı bulundu-
ğu Millî Meclisin!!! direktif le-
; rinin tesirinden henüz kurtula
mamış olduğu bu gün bir kere
daha belli olmuştur.
Kilisenin politika işlerinde
hakim durumunun sarsılmama
sı maksadile canla başla uğra-
n sağcılar, solcuların siyasî
rbelerinden ancak bu sayede
kurtulabilmektedirler Aksi
takdirde, bu adada, Belediye-
lerde reislik makamlar ın ın hep
Binin de solculara geçebilece-
ğinden kimse şüphe etmemek-
tedir.
Solcuların Başdespothaneye
karşı sönniiyen aleyhtarlıkları-
in bir sebebi de işte, budur.
Bu hesapça, herkes tarafın-
dan bilindiği veçhile, ada dahi-
de ilhak için yapılan taşkm-
hedef ve gayesi, kilise
iSk r ku
| Tunus, 28 (R ) : Tunus Beyi
bugün bağımsız Salâheddin
Bakuş u Başbakan tayin etmiş-
tir. Bakuş Başbakanlığı kabul
etmiş ve kabineyi erken bir za
manda kuracaktır.
Tunus, 28 (R ) : Tunus Beyi
bügün Fransız generali De
Hauteclocque'yu kabul etmiş
ve bir saatlik bir görüşme yap
mıştır. General Fransız Cum-
hurbaşkanının bir mesajını Be
ye vermiştir. Mesajda, Beyin,
Fransız hükümeti ile işbirliği
yapacak bir hükümet tayin et-
tiği takdirde Tunusa daha ge-
niş salahiyetli bir muhtariyet
verileceği açıklanmaktadır..
General daha sonra Tunus
Beyinin işbirliği vadettiğini
söylemiştir.
Yeni Başkan olan Bakuş, G9
yaşında olup 1943 den 1947 ye
kadar Başbakanlık yapmıştır.
Kendisi Tunusun yüksek bir
aile efradından olup Tunustaki
Fransız Lisesinde tahsil gör-
müştü. Şimdi, geçen Çarşamba
toplanacaktır. Bey, yeni hükû
metin tayini ve anayasadaki
değişikliklerden sonra, bundan
evvelki hükümetin Birleşmiş
Milletlere yaptığı şikâyetin ge
rı çekileceğini söylemiştir.
General tarafından bildiril-
diğine göre, yeni anayasa mu-
cibince Tunus Bakanları ba-
kanlıklarını idare etmekte ser
best olacak ve sivil işlerde yer
lileri tercih edeceğini söyle-
miştir.
israil, Arapların
Batılılar Tarafından
Desteklenmesini
istemiyor
Montrö, 28 (R ) : İsrail Millet
vekillerinden Chaim Landau,
batı demokrasisinin Orta Şark
ta barış istediği takdirde,
Arap devletleri yerine İsrai l ' i
desteklenmesinin lâzım geldiği
ni bildirmiştir. Londra basın
mümessillerine bulunduğu bir
demeçte, Araplarla müttefik ol
manın tehlikeli olacağım
söylemiş ve Israilin bazı Arap
devletlerinin elinde olan top-
raklardaki isteğini destekleme
sinin lâzım geldiğini ilâve et-
miştir.
Iranda Komünistler Yeniden Nümayişlere
Başladı
Mısırda Bir ingiliz Askeri idama Mahkûm
Oldu Fayıd, 28 (R ) : Bir İngiliz
askerî mahkemesi, bir subayı
öldürmekten maznun olan On-
günü üç bakanla beraber tev- b a ş l T o w Houghtow'u idama
kif edilen eski Başbakan Mu-
hammed Çenikin yerini almak
tadır.
General Hatecloque, Beyle
mümkün olduğu kadar liberal
olan Fransız anayasa raporla-
rını münakaşa ettiklerini söy-
lemiştir. Yeni Tunus hükümeti
müşterek Fransız Tunus ka-
misyonuna üye tayin edilecek
ve bu komisyon Tunusun umu-
mî ahvalini müzakere edecek-
tir. Bay, halka sakin olmasını
tavsiye edeceğini söylemiştir.
Fransız Tunus komisyonu ye
ni anayasa değişikliğini müza-
kere etmek için 24 Nisanda
mahkûm etmiştir. Onbaşı, su-
bayı tanıdığı bir Yunanlı kızla
dansederken görmüş ve bunun
üzerine kıskanmıştır. Hükü-
met yüksek makamların tasvi-
bine tabidir. Askerî bir akıl
mütehassısı mahkemede, onba-
şının, cinayeti işlerken aklını
kaçırdığını veya kıskandığını
söylemiştir.
hesabına olmak üzere, Rum
halkı arasında bir üstünlük
sağlamak ve bu sayede Beledi-
yeleri solculara kaptırmamak-
tır. Çünkü, Belediyeler de ta-
mamile kızıllaştırılacak olursa
solcuların kilise idarelerine
de el uzatacaklarından şüphe
edilmemektedir.
İşte, Bu endişe ve bu korku
iledir ki, kutsiyetpenah Maka-
rios vaktinin pek çok kısmını
politika işlerine harcamakte
bir mahzur görmiyor! Maama-
fih, haklı olarak bilinmelidir
ki, kilise başkanı politika işle-
rine karışmakta devam ettikçe
solcuların kiliseye karşı düş-
manl ığ ı da alevlenmekten geri
kalmıyacaktır. Bu arada, şu-
nu da belirtmek icap eder ki,
yersiz ve münasebetsiz i lhak
propagandalarından dolayı dün
ya Türklüğü de Kıbrıs kilisesi- j lu Öğretmenlerinden Bn. Fıtnat
nin bu yanlış hareketini daima Zeynel başkanlık etmektedir,
Lise Komisyonunun Yerinde Bir Kararı
Viktorya Kız Lisesi değerli
öğretmenlerinden Bayan Hati-
ce Tahsin Türkiyede Ankara
tsmetpaşa Kız Enstitüsüne gi-
derek bir müddet kursa devam
edecektir.
Değerli öğretmene hayırlı ba
şanlar temenni ederiz.
Viktorya Kız Okulu Son Sınıf Talebeleri Bu Gün Uçakla Türkiyeye
Gidiyorlar Bu gün Viktorya Kız Okulu
son sınıf talebelerinden 20 ki-
şilik bir gurup 8 öğretmenle
birlikte bir Cyprus A i m a y s
uçağı ile Türkiyeye hareket e-
decektir. Sömestir tatilinden
istifade ederek seyahata çı-
kan talebeler, Önce Ankaraya
gidecekler ve 3 gün orada kal
diktan sonra, 8 gün Istanbulda
bulunucaklar ve 6 gün de Bur
sada kalarak tekrar Kıbrısa
döneceklerdir.
Kafileye Viktorya Kız Oku-
takblh eylemekten geri kalmı-
yacaktır.
Genç kışlarımıza hayırlı yolcu-
luklar dileriz.
Milletler Sağlık Teşkilâtının öğle zamanı yedek d i nam i t i »
Tahran, 28 (R ) : Demokrat
Gençlik" bugün Favvcia mey da
nida yaptıkları bir toplantıdan
sonra kendi kulüpleri lokaline
değru yürüyüş halinde gider-
ken "Kahrolsun Anglo Ameri-
kan Emperyalizmi, yaşası dün
ya sulhunun koruyucusu Rus-
ya" diye bağırışmışlardır. Nü-
mayişçiler kulüplerine yaklaşır
ken, muhalifleri tarafından kar
şılanmışlar ve muhalifler "Kah
rolsün Rus uşakları" diye ba-
ğırmışlardır. Polis ile askerî
kuvvetler "Demokrat Gençler"
in kulüp lokalini işgal etmiş ve
birçok kimseyi tevkif etmiştir.
Bu nümayişlerin neticesi ola
rak 100 kişinin yaralandığı tah
min edilmektedir.
Daha sonra polis Generali
Danişpur, komünist nümayişçi-
lerinin polise ateş açtığını, ko-
münistlerden silâh alındığını,
iki polisin öldüğünü ve 20 si-
nin de yaralandığım söylemiş-
tir.
Teyid edilmlyen haberlere
göre, aldıkları yaraların tesiri
sonunda altı kişi ölmüştür.
iki İngiliz Askeri Ölümden Kurtuldu
SeragÜze, 28 (R ) ; (Sicilya)
(R) Maltada izinli bulunduğu
zannedilen iki İngiliz askeri,
İtalyan balıkçıları tarafından,
bu gün dalgalara kapılan bir
yat'tan kurtarılmıştır. İngllizle
rin bir kaç gün evvel sicilyaya
hareket ettikleri ve denizde
kendilerini kaybettikleri bildi-
rilmektedir.
Kahirede Tevkiflere Devam Ediliyor
Kahire, 28 (R ) : Polis bugün,
26 Ocaktaki karışıklıklarla il-
gili olmaktan şüphesi 300 kişi
tevkif etmiştir. Tevkif edilen-
lerin çoğu Sosyalist Partili, di
ğerleri ise Müslüman Kardeş-
ler Birliği taraftarıdırlar.
Fransız Kabinesinin
Düşeceği Sanılıyor
Paris: Başkan Antoine Pi--
nay eskiden yapılmış olan bü-
tün vergi kaçakçılıklarının af-
fedilmesini fakat yeni yapı
lacak kaçakçılıkların Fransa
için tamamen yeni olan çok şid
detli müeyyidelere bağlanması |
nı teklif etmiştir.
Vergileri artırmadan genişi
silâhlanma programını karşıla
mak mevkiinde olan yeni Fran
sız hükümeti, dün akşam mec-
lise yukarıdaki teklifi yapmış-
tır.
Bu meselenin gelecek hafta
içinde üç gün müzakere edil-
mesi beklenmektedir. Eski ka
çakçıları af ile Pinay, muaz-
zam miktarda paranın yeniden
tedavüle çıkmasını temin ve ik
tlsadî hayata yeni bir kıymet
eklemek istemektedir.
Saklı olan paraların ortaya
çıkması için üç aylık bir müd-
det verilmesi düşünülmektedir.
Şimdiye kadar Fransa vergi
kaçakçılıkları için hapis cezası
işitilmemişken, Pinay iki sene-
yo kadar hapis cezası istemek-
te ve para cezalarını da 120
bin ile 600 bin frank arasında
tayin etmektedir. Pinay hükü-
meti de aynen kendinden evvel
k kabinenin düşmesine sebep
olan meseleler ile uğraşmakta-
dır.
BOZKURT
ALBÜMÜ: 32
Yunanistanın Rusyaya Tütün Satma
Teşebbüsü
Atina: Lamros Lâmrianldis
adlı bir Yunan meb'usu 4 Ni-
sanda açılacak milletlerarası
iktisad konferansında bulun-
mak üzere geçen gün Moskova
ya hareket etmiştir.
Kendisine daha sonra diğer
bir Yunanlı parlâmento azabı-
nın iltihak etmesi muhtemel-
dir. Lâmrianidis partisinin tem
siicisi sıffatıyle özel mahiyet-
t3 konferansa iştirak edeceğini
Moskovada iken Yunan tütün-
lerini Sovyet ve peyk piyasala-
rına satmak imkânlarını araş-
tıracağını söylemiştir. Yunanis
tanın elinde halen 85 bin ton
tütün fazlası kalmıştır.
Komünistler Trygve
Lie'nin Mesajını
Reddetti
Malik, Milletlerarası Kızılhaç'ın
Mikrop Harbtai Tahkike Yetki-
li Olduğunu söyledi
Pan Mun Jon: (A.A.) ; Ko-
münist kurmay subayları ge-
çen günkü toplantıda Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Tryg-
ve Lie'nin Kuzey Kore hükü-
metine hitaben gönderdiği bir
mesajı hükümetlerine sunmayı
reddetmişlerdir. Bu mesajında
Trygve Lie, Kuzey Korede baş
göstermiş olan salgın hastalık
larla mücadele için Birleşmiş
TUNUSTA BİR
TOPOL REY VERMI-
YE GİDERKEN
Yürümeğe muktedir olmayacak derecede to-pal ve yaşlı bir müslü-man rey sahibi rey ver-mek için bu suretle bir hamalın sırtında rey sandıklarına götürülü-yor.
Bulgaristanın Türkiye-
ye Verdiği Yeni Nota
Londra: Geçen gece Londra-
dan zaptedilen Bulgar Haber-
ler ajansının haberine göre,
Bulgaristan hükümeti evvelki
gün Türkiye hükümetine ver-
diği şifahî bir nota, Türkiye
Bulgaristan hududunun kapa-
tılmasından dolayı her türlü
mesuliyeti reddetmiştir.
Stalin'in Hastalığı
Londra: Rusyanın atom bom
basma sahip olduğu haberini
ilk defa olarak vermiş olan İn-
giliz mecmuası, geçerygün Ma-
reşal Stalinin "kronik bir sa-
kat" olduğunu ve her an ölebi-
leceğim yazmıştır.
Kenneth de Courcy tarafın-
dan çıkarı lmakta olan "Intel-
ligence Digest" bu haberini
"Rusyanın en yetkili kaynak-
larından alınmış olduğunu" be
lirtmektedir.
Son aylar zarfınua Stalin'in
sıhhati hakkında pek çok söy-
lenti mevcuttur.
72 yaşında olan Stalin son
defa olarak 21 Ocak tarihinde
Moskovada, Bolshoi tiyatrosun
da Lenin günü münasebetiyle
görünmüştür.
Italvada Bir Tünel
lnf ilâkinde 38 Kişi öldü
Caserta (İtalya) Buradaki
hidro - elektrik trenindeki in-
fi lâk neticesinde ölenlerin sa-
yısı dün 38 e yükselmiştir. Ya-
ralı sayısı 50 dir.
Yerin takriben 2600 kadem
altında bulunan tünelde dün
yardımını talep etmekte İdi.
i. MAAD'TAKİ . infi lâk etmiştir.
AKTARILMIŞTIR
mmm
SAYFA 2 BOZKURT CUMARTESİ, 29 MART,
G Ü N L E R G E Ç E R K E N
Hürriyet Ağacı Özker YAŞIN
ÇARDAK Bütün Kıbrıs Türk Sanatçılarını, bir
Çardak altında toplamıya muvaffak olan
AYLIK FIKIR ve SANAT DERGİSİ -Pek yakında çıkıyor-
t)ç sene kadar oluyor. Marşal yardımının, Avrupa
devletlerinin kalkınması için sağladığı faydaları, en
manalı şekilde ifade eden bir afiş müsabakası açılmıştı.
Marşal yardımına dahil biitün devletlerin katıldığı bu
müsabakada; en beğenilen afişler Parise gönderildi.
Orada bütün devletlerin birincileri, salâhiyetli juri he-
yetinin süzgecinden geçirilerek; birinciler birincisi, da-
ha başka bir deyişle en güzel afiş seçildi..
Tabii bu arada müsabakaya Türkiye de katılmıştı.
Hatırımda kaldığına göre, Türk sanatkârlarının yaptı-
ğı en güzel afiş olarak. Güzel Sanatlar Akademisi öğ-
retmenlerinden Zeki Faik îzer'in eseri seçildi. Bu müsa
bakan pek kısa zaman sonra İstanbul sergisi açıldı,
ben o tarihte Istanbula bulunduğum için, Marşal Yar-
dımı Pavyonunda birincilik kazanan eseri görebildim.
Gayet basit çizgilerle meydana getirilen bu eserin,
ifade ettiği mana, çok yüksekti, ön plânda kesik bir
ağaç tesbit edilmiş, kompozisyonun diğer kısımları ka-
ranlık olarak bırakılmış.. Yalnız bu karanlıklar içinde
keskin bir güneş ışığı fırlamış ve ışığın ağaca çarpan
kısmından küçük bir filiz boy veriyor.
Şüphe yok ki, burada ağaç korkunç ikinci dünya
harbinden kurtulan Avrupayı, güneş ışığı Marşal yar-
dımını ve filiz tekrar canlanan milletleri sembolize et-
mektedir. Zeki Faik îzer'in bu fevkalâde eseri, Pariste
birincilik kazanmamakla beraber en beğenilen afişler
aıasındaymış.
İstanbul Sergisinin Marşal Yardımı Pavyonunda,
bu yardımın niçin yapıldığı anlatılıyor. Avrupa büyük
bir harpten kurtulmuştur, halk aç ve sefil bir vaziyet-
tedir. Açlık ve sefalet olan yerde komünizm mikrobu
kolayca yayılır. O halde bu hasta ağaca can verecek
güneş ışığı, bir rahmet yağmuru lâzım... Marşalın ze-
kâsı bu işi gördü. Amerika her türlü yardımı, aç Av-
rupaya yapmaktan çekinmedi..
Şimdi bir Türk sanatkârının eserindeki
hürriyet ağacı boy vermiş gürbüz dallar salmıştır. Ame
rikan yardımı halâ devam ediyor.. Artık Rusya için
dünyaya sahip olmak imkânsızlaşmıştır!
KIBRIS SANAT ALEMİNDE
Yeni Ufuklar:
im
O RE
Dergi ihtiyacımız ve Çardal Mustafa izzet ADILOĞI
Son zamanlarda memıleketi-kadaş, .hemen hemen ge
Sulh Perisini Uzaklaştıranlar Ahmet C. GAZIOĞLU
Şu iihiiiyar dünyamızın dert-
leri bitmedi, bitmiyecek... Son
iki Clilhan harbi dünyanın bağ
rında pek-çok yaralar açtı. İn
sarılık, büyük tehlikeler, emsal
siz konttular adattı. Hele son
Colhaını hartbi Aıvrupayı kasıp
kavuırdıu. Milyonlarca insanı
evsiz, barkısıız bıraktı. Yüzhin-
lerce yavru amasız, babasız kal
dı.
Müttefiklerin müşterek ve
esaslı, gayretli ile bu muazzam
tehlike atlatıldı. Atlatıldı ama,
iınsanlliık halâ bir korku, bir hu
zursuzluk içindedir- İkinci Ci-
han hatibinin sona ermesi ile
beklenilen sulh ve sükûn dev.
resi başlamadı. Harp, bitti top
ve 'bomba sesleri dindi ve ara
dan yıllar geçti... Geçti ama,
sulhün temini yolunda hiçbir
müşterek neticeye varılmadı.
Yüzlerce konferans... yüzler
ce toplamı yapıldı. Yayıldı a
ma, tam bir anlaşmıya yanla-
madı. Kahrolunan, Dünya yü
zündlen izleri, kaldırılan FA-
ŞÎZIM ve NAZiZİM'in zir
başka beteri ama,daha tehlike
lisi daha korkuncu dlünya in-
sanlığının başına bir dert oldu
Dünya sulbünün teminin-
den. insanlığın istikrarlı bir
huzura kavuşmasında hür ve
demokrat dünya milletleri can
la, başla çalışırlarken; Kızıl
Komünizm insanlığı birbirine
TEŞEKKÜR
Leymosunlu Abdulla Nasıf
isimli bir okuyucumuzdan al-
dığımız bir mektupta, Pambak
yan Bros. Ltd.'in, Leymosun
Orta Okulu talebesinden iki
çocuğun okul paralarını öde-
mek lûtfunda bulunduğu bildi-
rilerek teşekkür ediliyor.
BOZKURT: Gösterilen yar-
dım takdire lâyıktır. Her mües
sese ve şahsın bu hususta ha-
miyeti özlenir.
düşman ettirecek sinsi politika
sına "hız verdi. Muvaffak da
oldu. Birçok Balkan memleket
lerini peyki yaptı. Böylece de
tehlikesi bir kat daha artmış
oldlu.
Bütün gayesi insanlığın hu-
zurunu kaçırarak, memleketle
ri idaresi altına almak ve dün «
yayı kölesi! yapmak olan Kı-
zıl Komünizmin, hür insanlı-
ğın başına açmış olduğu Kore
derdi halâ devam ediyor. Ko-
ni ims t Korelilerin, hür Koreyi
ele geçirmek istemelerinden
doğan Kore harbi bir muam-
ma olmuştum.
Hür ve demokrat dıünya
menfaatlerinin Korede açılan
yarayı kapatmak için göster-
dikleri ve halen göstermekte
oldukları maddî ve manevi bü
tün gayretler çok büyüktür.
Hürriyet ve demokrasi dünya-
ile iftihar edilecek gayretler-
dir-
Komünistler nihayet müta-
reke konuşmalarına razı oJ|du
lar. Oldular ama, hu mütare-
ke konuşmalarında yaratma-
dıkları ihtilâf kalmadı. Müta-
reke konıuşmalannın verimsıiz
'kalması için ortaya öyle saçma
sapan fakirler atmakta; öyle
isnat ve tezatlarda bulunmak-
tadırlar ki!... Hiç akla, hayale
gelmiyecek teklifler ileri sür-
mektedirer.
Memnuniyetle haber aldığı
miza göre, Amerika, Kore M ü
tareke konuşmaları verimli kıl
mak amacıyle yeni teiklifler
hazırlanmaktadır. Ama, ne
yazık ki, komünıiısder, batılı ve
demokrat dünyanın bütün fe-
dakârlıklarınla rağmen bozgun
çu bir siyaset takip etmekten
asla çekinmiyorlar.
Kiımlbilir Amerikanın, yeni
mütareke teklifleni karşısında
yine ne umulmadık mukabele-
de bulunacaklar!..
raiızde yayınlananı kitaplar, şi-
irler ve yapJan şiir geceleri
bize sana-t hareketlerinin eski-
ye nazaran dlalha mütekâmil ol
duğumü gösteriyor. Gençler,
Türkiye'deki yeni sanat cere-
yanlarına ayak uydurmağa ça
Ilışıyorlar. Şilirde, Faruk Nazif'
iıı söyleyiş tarzını kullananlar
dahi yavaş yavaş yeni şiir cere
yanına kapıılmağa ve bu yolda
oldlukça iyi örnekler vermeğe
naçıl'an etrafında toplav
lara iyi imkânlar hazırla
olan bir dergıi çjkrmağı
düler, Ve faü düşüncelerin
ün sanaltçı arkadakiara
lar.
Bir çok musibet cevaplar a
dı ve derginin çıkmasına
rar verildiiı. Bundan sonra
giye çolk orijinal bir isim
lundu: "Çaitdak".
Memlekeimızin telli ba;lı
başlamışlardır. Hikâyede ve ro natçılarını göLgesinde toplayjj manda da yeni imzalar göze1 cak olan "Çardak" ın N.sa
çarpmaktadır. Mapolar'ın » keıı j ayında intişar edeceğini
di ağzından dinlediğimiz yeni rendik.
Memleketimizde; cemiyeti
mizin bir aynası demek olaıİ olan sanat ve edebiyatı "yaşaâ mak ve tekâmül1 ettirmiye ça-,1
lışmak gibi temilz bir gaye ile f
çıkacak olan "Çardak"ı des-I teklemek her sanatsever Kıb-
rıs Türkünün severek yapmasj
icap eden bir vazifedir.
hikâyeleri ve tamamlllamak ü-
zere olduğu romanı mütekâ-
mil Kıbrıs hikayecilerine ve
romancılarına örneklerdir.
Fakat, ssanat hareketlerini,
bu tekâmülüne reğmen mernle
ketimizde okul dergilerinden
ve K.T.L. Mezunlar Kuru-
munun baızan iki bozan altı
ayda bir intişar eden dergisin
den başka dergimiz yoktur.
Bu vaaiye karşısında genç şa
ir ve hilkâyeciler biır san art mu
biti bulamıyorlar- Bunıdlan do-
layı elinde kitap çıkarma im-
kânları bulunmayanlarımız ço
ğu zaıman eserlerini ya günde-
lik gazetelerde neşrediyorlar
veya hiç neşretmeyip sanatçı
arkadaşlarına okumakla iktifa
ediyorlar. -
İşte bütün ibunlaırı ve bir
sanat dfergiısine olan ihtiyacımı
zı göz önüne alan bir kaç ar-
Din Cemiyetinin
Müracaatı Lârnakada Aposto-
los Pavlos ismindeki Rum din cemiyeti baş-kanı tarafından hükû-, mete müracaat edilere gençleri korumak m£ sadile yaşları 16 dan a-şağı olan gençlerin si-nemalara gitmemek için kanunî tedbirler a l
lınması rica edilmiştiri
TENHA BİR YER
Unutabilirmiyim, ah unutabilirmiyim, Tenha bir yer aradığımız günleri. Tenha sinemalara gider, Tenha park köşelerinde buluşurduk; Doyasıya sevişmek için...
Zaman geçti güzelim zaman, Işığı kalmadı gözlerimde sevincin.
Ben o eski insan değilim sencileyin, Tenha bir yer arıyorum yine Tenha bir yer. Kendi yalnızlığıma gömülüp, Doyasıya ağlamak için...
y Onbeşll kai
y nemeler .
özker Y A Ş I N
' Genç kız ağlamağa başlamıştı. Kadınların yaşları daima göz ucundadır zaten. Bazan bu-nu hakikaten üzülerek akıtırlar; bazan da mak satlarını elde etmek, kendilerine zavallı süsü vererek merhamet dilenmek için koyverirler. Bu halde Ayten hakikaten üzülerek ağlamıştı. Lâkin Halûk'un evden atılmasına değil onu kay bedeceğine üzülmüştü.
Halûk fazla durmıyarak yürüdü. Elindeki paraları saydı. Tamam beş yüz lira. Aman ya-rabbi! Tam istediği miktar. Allahtan başka şey isteseydi. Fakat acaba kim göndermişti? Bir-denbire aklına geldi. Muhakkak ablası. Evve-lâ vermemezlikten gelmiş, fakat sonradan piş-man olmuş olacaktı. Evet, evet. Mutlaka öyle olmuştu. Hemen gidip ona teşekkür etmeliydi.
Oraya gidip te ablasının para falan gönder mediğini anlayınca son derece şaşırdı. Ablasını iyi kalpli tanıyordu. Halbuki Zişan işte yine kardeşine istediği parayı vermemişti. Bu ema-neti gönderen o değildi.
Halûk parka gidip oturduğu zaman da hep bunları düşünüyordu. , ,
—Ulu Tanrı, ne kudretlisin! diye mırıldan-dı Aciz bir kulun paraya muhtaçtır diye he-men onun arzusunu yerine getirirsin. •
SÖNEN YILDIZ Yazan: Argun F. KORKUT
13
İstediği parayı bulduğuna şükretti. Kim-den geldiğini de anlamak istemedi. Bir mesele fazla deşildiğinde altının çapan oğlu çıktığını biliyordu. Şimdi onun için sadece kalacak bir yer bulmak icap ediyordu. Bunun üzerinde de kafasını fazla yormak istemedi. Zaten şimdi yazdı. Nerede olsa kalabilirdi.
III 0 geceyi parkta geçirdi. Tahta kanapeler-
den birine uzanıp uyudu. Sabahleyin kalkınca gidip pide ve şiş kebabı alarak karnını doyur-du. Sonra yine parka döndü. Evden kaçalıdan-beri yirmi dört saat oluyordu. Bu yirmi dört saat,onun evden ayrılışının şehirdeki herkes ta rafından duyulmasına kifayet etmişti. Kaçış ha beri teyzesinin evinden çıkmış, evvelâ mahalle ye yayılmış ve bilâhare de o görünmez fakat
mükemmel haber ulaştırma sistemi ile büt şehri dolaşmıştı.
Şimdi, Selma da vak'adan haberdardı, eğer Halûk ta herkesin haberdar olduğunu se yolda giderken geçenlerin niçin kene dik dik baktıklarını anlardı.
Halûk yazın yakıcı güneşinden kurtı için gölgeli bir yer seçerek oturdu. Cebinde şıdığı bıı- kitabı çıkararak okumağa b£ Böylece yarım saat geçti. Bu müddet zaı.-yanından birçokları gelip geçti. Lâkin o hiç şını kaldırıp bakmadı. Görüş sahasına naylon çoraplı veya beyaz çıplak bacakk dar paçalı veya ütüsüz pantalonların kil ait olduğunu merak etmedi. Fakat bir a. yanma gölge gibi birisinin yaklaşması onu
b a k m a ğ a mecbur etti. Gelen T ıdı Haluk onu gördü. Elleri titremeğe bî Kitabı yere düştü. Başını yana çevirdi, kalkarak hızla uzaklaştı. Bu andaki his m kendisi de anlamamıştı. Niçin kızın v, dan uzaklaşmıştı. Belki de içindeki büyük alden dolayı belki de mahcubiyetinden " Yahut belki de sevdiği kızın önüne sol mış birisi olarak çıkmaktan hicap du]
Devamı var
Ü İse birinci ı
TARAFINDAN S
29 MART, 1952
Çardak CUMARTESİ, 29 MART, 1952
et ADÎLOĞLU
emen hemen genç sa.
ı etrafında toplayıp on.
i imkânlar hazırlayacak
•r d««i çjkrmağı diişün
Ve ıbü düşüncelerini bü
•aıtçı arkadaklıara yasdtı-
ok müsbet cevaplar alın
derginini çıkmasına ka.
i!diı. Bundan sonra der
*k orijinal bir isim bu-
"Çaııdak".
olekeimV.in bellli başlı sa
nnı gölgesinde toplaya-
nı "Çardak" ın Nisan,
intişar edeceğini öğ-
nlc.ketimi/de; cemiıyeti-
bir aynası demek olan
ı;ıat ve edebiyatı "yaşa-
e tekâmül ettimıiye ça-
gibi temiız bir gaye ile
k olan "Çardak"ı des-
ek lıer sanatsever Kıb-
rkünüıı severek yapması
den bir vazifedir.
in Cemiyetinin
Müracaatı
rnakada Aposto-Pavlos ismindeki din cemiyeti baş-tarafından hükû-müracaat edilerek eri korumak mak 3 yaşları 16 dan a-olan gençlerin si-.lara gitmemeleri canimi tedbirler a-ısı rica edilmiştir.
YER *
BOZKURT SAYFA 3
Bugünkü Şiirimizde Hece Vözni
İbrahim Zeki BURDURLU *
i 85 3
1
I
i
i s
utabilirmiyira, ız günleri. 1 i •» f
buluşurduk;
,man, ie sevincin, ilim sencileyin, yine
I
•r
;er YAŞIN
m
sistemi ile bütün
m haberdardı. Ve rdar olduğunu bil ı niçin kendisine
sinden kurtulmak ;urdu. Cebinde to-zumağa başladı, müddet zarfında
ti. Lâkin o hiç ba-ş sahasına giren ı plak bacakların; *" donların kimlere Fakat bir aralık
klaşması onu gay etti. Gelen Selma titremeğe başladı, la çevirdi. Sonra andaki hissiyatı-
^için kızın yanın-ndeki büyük infi-biyetinden dolayı, inüne sokakta kal ıicap duymuştu.
* 4
Hece vezninin onbirll kalıbiyle yazılan şiirlere Halk
şiirimizde çok rastlarız. Bugün (4 + 4-fS) ve (6-f3)
duraklı, duraksız veya bu İki şeklin karışnıâslyle veya
(7-f 4) olarak kulanılıyor. En fazla duraksız olarak kul
•anıldığı görülüyor. Bazı şairler (6 + 5) kulanıyorlar fa-
kat durağı hissettirmiyorlar.
"Bursa'da eski bir cami avlusu
Küçük şadırvanda şakırdıyan su
Orhan zamanından kalma bir duvar,,
(Ahmet H. Tanpınar) M Ç Ahmet Muhip Oranas'ın şu mısralarında (7 + 4) vardır.
"Bakıp imreniyorum akınına
Şshir üstünden geçen bulutların.,,
Onikl hece (6 + 6) veya duraksız şekilde kullanılı-
yor. Durak yapılsa da kesilme hemen hiç hissedilmiyor.
Ufuklar boyunca kır atlar üstünde
Doğudan batıya bir kesilmez akın.
(Turhan Oğuzcan)
Duraksız onikl:
"Yollar yollar da nihayet içime denk
Sonsuzlaşarak başı boş gidincedir,,
(C. Sıtkı Tarancı)
Onikl hece (7 + 5) olarak kullanılıyor:
"Ruhlar şimdi çok uzun bir seferdedir
Sevdayı zikreyliyen bahçelerdedir"
(Vehbi KızılgUn)
Onliç hece, bugUn de kullanılıyor. Bilhassa genç şair-
lerimiz bu ölçüyü üstiin tutuyorlar. (+6) duraklı o-
lan şu mısraları okuyalım:
"Ve sen ki sahibisin hülyamın daima
Senin olsun dalımda büyüttüğüm yemiş
? Yapraların üstünde masmavi ve geniş
§ Serin bir kanat gibi kimıldıyan sema.,,
(Oktay Rifat)
Ondört heceyi Behçet Kemal Çağlar, ustalıkla kullanır:
"Tur da Musa, gökte Rab, konuşmuştu diyorlar
Metrlstepe'de biri, Çankaya'da biri var,,
Onbeşli kalıbı yeni şairlerimiz önemle kullanıyorlar.
Oktay Rifatm şu mısraları duraksız onbeştlr:
"Sen en güzel çiçekleri açacaksın ve kuşlar
Tuhaf renklerinin methi vardığı zaman Hind'e,,
Bu kalıplardan başka bugünkü şiirimizde yeni de-
$ nemeler yapılmaktadır. Ayrı ayrı mısraları ayrı ayrı he v
$ çelerle kuruyorlar. Divan Edebiyatında bulunan müste-
y zat'ın bir çeşidini yapmak İstiyorlar. Meselâ Ceyhun $
M Atuf Kansu'nıın şu kıtasını okuyalım; bir mısra sekiz
$ ikinci mısra 16 (8 + 8).
£ "Sonra bir dost düğünü var,
Bir nazlı söğüt dalıyla, bir yiğit çınar dalını
Güllerle bağlıyacaklar
Kutlamak için ölümsüz olan ata toprağını,,
Ahmet Muhip Dranas'm "Akşam Ahengi,, şiirinde ¥
ise birinci mısra 4, ikinci mısra 5, üçüncü mısra 5, dör-
d üncü mısra 4, beşinci mısra 10; aynı şekilde ikinci, ü-
çüncü kıtalanda tekrarlanıyor:
"Karşı düzden
Karanlık çöktü
Yaprak döktü
Karanlık gözden
Iz kalmadı yüzünde gündüzüden,,
Şu gördüğümüz örnekler, hece vezninin bugünkü
$ şiirlmizdeki yerini açıkça göstermektedir. Gerek alışıl- $
£ mış kalıplarla, gerekse yeni, denenen kalıplarla yazıl- §
d ması, bize, bu veznin Türk dilinin imkânlarına ne kadar ^
uygun olduğunu da gösteriyor. Yeni şiirimizin bir gü-
jjj zel çeşnisi olan bu çalışmalar şiirimizin ilerisi için bü-
'4 B n i W
$ I * D
0 ı
| s
i i i i i û
'4
n
1
I i £ i 5
i ÇJ5 0 $
p «
1 I I i
i »
$ İÇ 6
İ s '4 i 3 $ ÎJ! c $ ŞJS @ $
g yük bir kazançtır.
t-:«< î-Kfcaes s» . : M»K mmsm ^^ymmmm&et
2724 RIFAT CEMAL
AKSI YAZIHANESİ
Lüks Otomobilleriyle
Servise Hazırdır.
Kıymetli Eserler Bulundu
Avustralya Arkeolog lan tarafından Mirtu civarında yapılan hafri yat neticesinde bakır devrine ait pek çok de-ğerli eserlerin bulundu ğu bildirilmektedir.
HAFTA SONU
BEETHOVEN , Taner Fikret BAYBARS
Aradan 125 yıl geçti. Bu günlerde, göklerde bulut
ların senfonisi çalarken, bir dâhi ölmüştü. Beethoven.
Bütün dünya, Beethoven'in ölümünü andı. Yer.
yüzüne gelen birkaç dâhiden biri olan Beethot^n, bal-
kın aşağı sanatla yuğrulmuş bir santkârdı. Sağır, fakat
hislerimduyar bir sanatkâr. Sahneden, alkışlandığı za-
man, alkış seslerlini işitmekten mahrum olan büyük bir
sanatkâr.
Bütün dünya radyoları, onun eserlerini çaldı. Bi-
ricik ve kıymetli operası "FlDELlO"u, Akdeniz'in bir
köşesinde, radyolardan dinledik. Opera görmiyen göz-
lerimiz, onun kudretti, nağmeleriyle, yaratabildi.
Lizst ne kadar ışıklıysa, Beethoven de o kadar de-
rin ve Oranlıktır. Beethoven'i dinlemek demek, onu
okumak, anlamak demektir. Hayatı, nağmelerle kendi
tarafından yazılmış tek sanatkârdır-
Beethoven'in en meşhur eseri olan "Dokuzuncu
Senfoni", bütün Almanya'yı kendine tapındırmıştı. O. I
nun sonatlarını dinleyenler bilir. O, baştan başa ruh- jj
tur.
Beethoven için iki aşk vardı: Kadın ve Demokrasi ^
aşkı. Yakışıksızlığı yüzünden alayla karşılanan Beetho. a
ven, büyük aşkını, "Mehtab Sonatı" ile; demokrasi
ajkını başka parçalarla döktü.
Birkaç gündür, Beethoven canlandı. Zaten vü-
cut denen kalıp işe yarar? Ruh, en büyük işi görür.
Beethoven öldü. Fakat ruhu halâ yaşamaktadır.
Memleket Haberleri
\
i
I
Türkiyede Ziraî Kalkınma
Türkiyede tarım faaliyetleri
bütün hıziyle devam etmakte-
dir. Türkiyenin toprak sahası
Fransanınkinden daha az değil
dir. 1948 yılında Türkiyede
traktör sayısı bini aşmamakta
idi. Halbuki, bugün Türkiyede
20 binden fazla traktör ile bir
o kadar da harman ve orak ma
kineleri mevcuttur.
Türk çiftçilerinin kullanmak
ta oldukları makinelerin pek
çoğu İngiliz veyahut Alman
mamulâtıdır. Maamafih, Batı
Almanyadan zirai alet ithalâtı
pek ilerilemiş bulunmamakta-
dır.
Gelecek yıl zarfında Türk
çiftçilerinin ellerindeki traktör
sayısı 40 bine yükseleceğinden
şüphe edilmemektedir. Türk
çiftçilerinin ekim vasıtaları bu
seviyeye yükselince Türkiye za
hire ihracatında birinci mevkie
erişmiş olacaktır.
iptidaları, Türk çiftçiliğinin
inkişaf ettirilebileceğinden şüp
he edilmekte idi. Çünkü, öyle
sanılıyordu ki, Türk köylüsü
makineleştirme işini zor kavra
yabilecekti.
Türk köylüsü sade bir hayat
yaşamaktadır. Son 4 yıllık kal
kınma programı gereğince Tür
klyede 18 milyon sterlin har-
canmıştır. Bu sayede, Türkiye,
şimdiki halde, harice pek çok
zahire ihraç edebilecek bir du-
ruma yükselmiş bulunmakta-
dır.
Yalnız, dört sene süren çalış
malar neticesinde, Türkiye çift
Çisinin son zamanlara kadar
kullandığı iptidai tipte odun sa
banlar yerine, şimdi, en mo-
dern tiplerde demir sabanlar
kaim olmuştur.
Türkiye, geçen 1949 za ka-
dar, dahili ihtiyaçları için A-
merikadan buğday ve um İthal
etmek »orunda İdi. Şimdi ise,
başka memleketlere 250 bin
Haftanın Kitabları
Okuyucularımıza her hafta bu sütünda. Tür-kiyede satışa çıkarılan kitabları bildirmeye ça-lışacağız. Böylece, Tür-kiyedeki kitab dünyası hakkında bir fikir vere ceğiz sanırız.
Tarihî Maddeciliğe Rap tiye: Prof. Hilmi Ziya Ülken'in eseri.
Türkçülüğün Esasları: Varlık yayınları tara-fından yapılan yeni bas kı. Ziya Gökalp.
Karacaoğlan: Ahmed Adnana Saygun'un ese-ri. Orta Okul Türkçe Ki-tabları Yardımcısı: Ke-mal Erten
Türkiyem: Turgut U-yar (Şiirler)
Sana Doğru: Engin Gönül (Şiirler)
tondan fazla ihracat yapabile-
cek bir durumda bulunmakta-
dır. Bu miktar, geçen yıl fazla
sından olup ingiltere ile Batı
Almanyaya ihracı için tertibat
alınmıştır.
Bugünkü Türk çiftçisi, çift-
çiliğe ait bilgisini memleketin
her bucağında açılan çiftçi
kurslarına medyundur. Kurs ta
kip etmiş olanların sayısı 100
binleri aşmış bulunmaktadır.
Türkiyede seyyar imalâtha-
nelerde Türk çiftçisinin kırılan
her şeyi kolayca tamir edile-
bilmektedir. Türk çiftçilerinin
çocukları 2 yıllık askeri hizmet
leri esnasında makine işletme
ve onarma içlerinde mükemmel
ameli bilgiler edinmektedirler.
Bu suretle TOrk çiftçiliğini par
lak bir İstikbalin beklediğinden
şüphe edilmemektedir.
(Rumcadan tercüme edilmiştir)
S
1 « * ı < > m m £ > » y :ım
Dr. Slight Bundan önce izinli o-
larak harice giden Maa rif müdürü Dr. Slight avdet ederek vazifesine başlamıştır.
Mr. Thomas Resmen bildirildiğine
göre Kıbrıs Defterdarı Mr. Thomas terfi ala-rak başka bir müstem-lekeye gidecektir.
Yeni Anayasa Sağcı gazetelerde il
hak leyhine geniş ölçü-de yapılan propaganda lara rağmen yeni Ana-yasayı kabul ederek hü kûmetle işbirliği yapa-cak olan Rumların az olmadıkları bildirilmek t e d i r
NOT: Bu maksat i-çin 100 kişilik bir gru-bun anayasayı imza e-decekleri ve müteaki-ben genel seçimlerin ya pılacağı haber verilmek 7. tedir.
Müthiş Kaza Dün Lefkoşadan Ma-
ğusaya gitmekte olan patates yüklü bir oto-mobil ile B 873 numara lı taksi 1 inci milde çar pişmiştir. Taksi tamn-mıyacak bir hale gel-miş takside bulunan 2 ingiliz ağır surette ya-ralanmıştır. Yaralılar hemen Lefkoşa hasta-hanesine kaldırılmıştır. Durumları tehlikelidir.
ilhak Telgrafları Lârnaka, ile Bafta
Gençlik teşkilâtına bağ-lı Rum gençleri tarafın dan Yunan Konsoloslu ğuna gönderilen telgraf larda ilhak uğrunda mücadele edecekleri be lirtilm'ıştir.
Kongre Unesco teşkilâtına
bağlı fen adamları hu-bubat pas hastalıkları-na ait toplantılarına dün Lefkoşada Ziraat dairesinde başlamışlar-dır. Kongreye iştirak eden 8 mütehassıs Do-ğu Akdenizde hububa-ta ariz olan pas hastalı ğı hakkında inceleme-lerde bulunacaklardır.
Petrol Geldi Nelli Marsk vapurun
dan Lârnaka limanına 1,100 ton petrol ihraç edilmiştir.
ı ı ıwıı»nı»«! i ı ı ı ıman t 8
işçilerin Müracaatı
Mağusada Türk ve Rum işçi sendikaları tarafından vapur açen-telerine yapılan müra-caatta 8 saatlik işten sonra beher mesai saati için 3 şilin ücret isten-miştir.
Avustralya Buğdayı Hükümet hesabına ol
mak üzere Leymosun limanına 9 bin ton A-vustralya buğdayı gel-miştir. Ayni limana Pancamar vapuru ile 250 ton çimentonun gel diği bildirilmektedir.
84 Yolcu
Abbazia vapuru ile Lârnaka limanından 84 yolcu hareket etmiştir.
BU GÜNKÜ ANKA-RA RADYOSUNUN
PROGRAMI 28 Açıl üş ive Program.
7.30 M . S. Ayan.
7.31 MÜZİK.
7.45 HAjBERLER-
8.00 MÜZ İK : Şarkılar.
8.28 Hava Raporu.
8.30 MÜZİK.
9.00 Günün Programı.
12.15 . 13.15 Asker Saati:
12.15 Memleketten Selâm.
12.20 MemJtekete Selâm.
12.30 MÜZİK.
13.00 HABERLER.
13-15 MÜZİK : Şarkılar.
13.30 öğle Gazetesi.
13.45 MÜZİK ; Şarkılar.
14.00 MÜZİK .
14.30 M t ^ l K : Sinema Seri. 14.55 Kayıp/Mektupları.
15.00 Hava Raporu, Toptu
Tatil Programı ve Ka-
pan.13.
16.58 Açıhg ve Program.
17.00 Çoouık Saati.
18.00 MÜZİK : İncesaz.
1900 HABERLER.
19.15 Tarihten Bir Yaprak.
19.20 MÜZİK : Türküler.
19.45 Radlyo ile İngilizce.
20.00 MÜZİK.
20.15 Radlyo Gazetesi.
20.30 MÜZİK : Şarkılar.
21.00 Beethoven'in 125 inci
Ölüm Yıldönümü Dola
yı siyle Ankara Devlet
Tiyatrosunda Tertiple-
nen Konserin Nakli, Be
ethoven: 9 uncu Senfo-
ni.
22.00 KONUŞMA.
22.15 MÜZİK : Şarkılar.
22-45 HABERLER.
23.00 MÜZİK.
23.30 Program ve Kapanış.
I Leymosun Türkleri JJ5
I Kıbrıs Kundura Şirketi, Leymosun- _ | daki şübesini, Kumaş Tüccarı Mr. PAFt-Ş SIS'İN dükkânı karşısında, Ayandrea s o- Ş
$ k a k No. 35 e nakletiğimi ve kunduracılık- *
t a Atinada ihtisas görmüş Mr.PHILIPS'in Müdürüyeti' altında iş gördüğünü ilân
§ eder, Q MA AD TARAİ
* * . »v ^ a*»™*.
SAYFA 4
Komünistler niçin mikrop harbinden
bahsediyorlar
BOZKURT
Londradaki resmî bir sözcü
Kuzey Kore ve Kuzey Dogu Çi
ne Birleşmiş Milletler uçakla-
rının "bakterioloji silâhları" at
tıklarına dair Sovyet gazetesi
Pravda'da çıkan bir itham hak
kında mütalâalarda bulunmuş-
tur. Bu haberler bazı Kıbrıs
gazetelerinde iktibas edilmiş-
tir.
Sözsü, bu ithamı gülünç diye
vasıflandırmış. Binlerce Birleş
miş Milletler askerinin esir bu
lunduğu bu yerlere "mikroplu
haşarat" atmak, Birleşmiş Mil
letlerce yapılması ihtimali
olan en son şey olsa gerektir.
Bundan maada Birleşmiş Mil-
letler pek alâ takdir ediyorlar
ki, bir defa bir salgın baş gös-
terdimi onun için hiç bir hudut
mevzuu bahis değildir ve Gü-
ney Koredeki Birleşmiş Millet-
ler kuvvetlerine de kolayca si-
rayet edebilir.
Amerika Dışişleri Bakanı Mr
Acheson, komünist ithamlarını
def'atle reddetmiş ve mesele-
nin Kızıl Haç Enternasyonal
Komitesi gibi Enternasyonal
bir teşekkül tarafından taraf-
sızca incelemeğe arzolunması-
nı, teklif etmiştir. Bu gösteri-
yor ki Birleşmiş Milletlerin sak
Uyacakları bir şey yoktur ve
komünistlerin de bu teklifi red
detmeleri manidardır.
İhtimal hakikat şudur ki,
Kuzey Korede, Kuzey Çine si-
rayet etmek istidadını göste-
ren ve komünistlerin halen
kontrol imkânını bulamadıkları
cidden bir tifüs (kara humma1)
salgını vardır. (Bu hastalık o-
ralarda oldukça muntazamen
vuku bulmaktadır)
Sözcünün hatırladığına göre
de geçen sene bu nevi mikrop
harbi ithamları yapılmışsa da,
salgın mevsimi sona erer er-
mez o hususta başka birşey işi
tilmemiştir.
Komünistlerin bu yalanları
yaymaktaki maksatlarının iki
olduğu sanılıyor: (i) Batıya
karşı savaşta Asyalıların sem-
patisini kazanmak ve (ii) mev
cut salgından doğacak mesuli-
yetleri Birleşmiş Milletlere yük
lemek.
İhracat Mağusa limanına ge-
len Filomel vapuru ile 15 bin sandık portakal ile 150 ton patates ih-raç edilecektir.
BİLDİRİR Ben aşağıda imza sadıibi
Köfünyeli Naci Derviş Bon-
diko, hali ha^rda ve bundan
sonra da nezaretim altında bu
lunan ve bulunacak olan 25
adet koıyıunun zevcem Köfün-
yeli Arzu Hasan'nı malı ol-
duğunu ve mezkûr 25 adet ko
yunu zevcem, Köfünyeli Os.
man Hüseyin Koniziden satın
aldığını ve ben ise zevcem Ar-
zu Hasandan aldığım 4/- yev-
miye mukabilinde mezkûr ko-
yunları otlattığımı umumun
malûmu olmak üzere bildiri-
rim.
Cİmza) Naci Derviş Bondiko
Köfünyeli.
Orman Mütehassısları
Gelecek ay zarfında bazı Amerikan eksper-leri Yunanistandan Kıb rısa gelerek buradaki ormanlar Hakkında in celemelerde bulunacak-lardır.
Dr. THEM. K. LEMONAF1DES M.D.
Dahiliye ve Hariciye Mütehassısı
ZURİH (İSVİÇRE) Darül-
fünundan mezun olarak Alman
ya ve îsviçredeki hastahane-
lerde çalışmış Dr. Lemonol'i-
öes Kıbrıs Bankası ittisalinde
Apollon sineması karşısındaki
Kliniğinde hasta kabulûna
başlamıştır.
Sözcü, dahilde aksi giden
her hangi bir işten dolayı ha-
riçtekileri kabahatli tutmak
komünistlere has mûtat bir tak
tiktir, diyor.
P.K. 329 Tel: 3746
Ahmet Aziz Bulli OTOMOBİL İCAR SERVİSİ
Atatürk Meydanı No. 4
Te l : 2937 LEFKOŞA
En müsait şeraitle otomobil icar edilir. Eski ve yeni otomobil alım ve satımı
yapılır.
* o
Üç Yunan Vapuru
Yunan vapurlarından Koritia ile îonia ve Aeo lia vapurlarının sıra ile her Cumartesi Leymo-suna uğrayacakları bil dirilmektedir.
Basit bir formalite...
Fransız ihtilâlinin en ziyade
kızıştığı, giyotinin durmadan
başları vücutlardan ayırdığı sı
rada, Fransız Tiyatrosunun
meşhur artistelerinden biri de
başının kesileceğini düşünme-
ğe başlamış ve nihayet bu dü-
şünceyi evham haline getirmiş
ti. Artist, her dakika kendisi-
nin de giyotine götürülmesini
bekliyor ve bir an önce çektiği
ıstırabın sona ermesini istiyor
du.
Beklemekten sıkılan artist,
bir gün giyotine bizzat gitmeğe
karar verdi. Cellâtların fevka-
lâde meşgul bulundukları bir
sırada giyotine çıkmak istiyen
şaşkın artist, telâşla söylenme
ğe başladı:
—Haydi, çabuk olun, artık
beklemekten bıktım...
Cellât, hayretle yüzüne baktı
ve sordu:
—Peki, numaran kaç?..
—Ne numarası?
—Sen giyotini ne zannediyor
sun sersem herif!..
—Ama ben bu formaliteyi
bilmiyordum...
—Haydi öyleyse, çabuk de-
fol... Kafanı giyotine sokmak
yeter mi zannediyorsun?..
tşte böylece, artist, bu basit
formaliteyi bilmediği için kel-
lesini de kurtardı...
C U M A R T E S İ , 20 MART, jj
Bir terci
meselesi
Eski Fransız
Talleyrand, zamanı:
hur hazırcevapların
zeki diplomatlarına
O sırada Pariste şöjl
mış iki Fransız kac!
cuttu. Bunlardan biri î
Recamier, diğeri ise
de Stael idi. Madam
çok güzel olmakla
de akıllı ve zeki deg
me de Stael ise, ta
çok fceki ve kurnaz,
kabil de oldukça ÇİrW$|
Bir gece toplantısında,
[rand, bir kanapede bu
dinin ortasında otur
da kaldı. Madame de
sattan istifade etti
ran'a sordu:
Acaba Madam Re
birlikte denize düşmüş ı
önce hangimizi kur
lışırdınız?..
Çok müşkil vaziyette!
Bakan, zeki kadının le
receği cevabın, çirJ
yısiyle hiç de müsbet
cağını düşündü ve vap verdi:
—Madame, siz çok
akıllısınız. Çok şey
Hiç şüphesiz yüa
lirsiniz zannederim...
İşte siz de bu aile gibi mesut olmak isterseniz ANK mobilya-larını tercih ediniz...
m Mobilyaları evinizin dekorunu zenginleştirebilir.
Mobilyaları evinizin ışığı olabilir.
Mobilyaları evinizin saadet kaynağı olabilir.
ANK Mobilya ve Buzluk Şirketi geçen 4 sene zarfında bini aşan müşterisini memnun ettiği gibi bundan böyle edineceği müş-terileri de memnun bırakacağını vadeder.
Düsturumuz sağlam, güzel iş yapmak ve en müşkilpesent müşteriyi memnun etmektir.
ANK Mobilya ve Buzluk Şirketi gününde iş teslim eden ye-gâne Mobilya ve Buzluk Şirketidir.
Mobilyalar sipariş sırasına göre imal edilir (geç kalma) Dün geçmiştir. Bu gün sizindir.
Yarın geç kalabilirsiniz ve ANK mobilyalarına sahip olmak için uzun bir müddet bekliyebilirsiniz.
Sipariş yeri Asmaaltı Sokak No. 32
İş evleri Mecidiye Sokak No. 12
Câlliobi Sokağı No. 11
LEFKOŞA.
' » _ ! « » : » » • » » » • » * • » +» »»- • » » » » » _ « » , • » » » + » . # » « » » » « » + » m , I'
YILDIZ FALI BU OtJN DOLANLARIN
29 Mart : Bu gün doğan kim
seler sert ve heyecanlı kimse-
lerdir. Şiddetten kaçınmalı ve
sükûnete kıymet vermelidir.
Fazla dost edinmeğe çalışmalı-
dır.
SAYIN HALKIMIZA MÜJDE
VATAN KADIN ve ERKEK Terzi evi "VATAN" Terzievi vatana hİ2
için açılmıştır.
Lefkoşada Müftü Ziyai Efendi SoL ğı No. 17 de yeni açtığımız terzievinde he zevke uygun KADIN ve ERKEK elbi rı diktiğimizi ve müracaat edecek müşterilerimizin memnun kalacakk müjdelerim.
KÜFI veSEYFl Kardeşler
Basıldığı yer Bozkurt Basımevi
Asma Altı No. 75
Lefkoga - Kıbrıs
PRODENî Diş Pastası
f n / n ı l t T f ı ithalâtçı ve Tevziatçı CYPRUS MEDICINE SUPPLIES i.
Solon Sokak No. 57, Lefkoşa.
333 ^ M C I G A R E T T E S
10 VE 14 LÜK
PAKETLERDE
1 / l î K r $ .
Roma:
ve Komün
fından kişi
len talebe
Mil&no sok.
riestenin ît
de gösterili
seler çıkan
Takribe
bir kalamalı
li polis m i
mekte oldu|
luğu üzerini
mıştır. Rom
gazetesinin i
yumruk yun
muştur. Gö
başkent soka
propagandası
binlerce risal
Ver yer kom
Ve Milliyetçi
Çiler arasınds
cereyan etmiş
İMAL SDEN ARDA1H TUTUN SIRkp-T,