12
DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA RELIGIOUS AND PHILOSOPHICAL TEXTS: RE-READING, UNDERSTANDING AND COMPREHENDING THEM IN THE 21 st CENTURY CİLT - 2

DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_II/2012_II_GOKKIRN.pdf · 614 Dinî ve Felsefî Metinler will mainly argue that the “contemporary Tafsir”

Embed Size (px)

Citation preview

DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER

YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA

RELIGIOUS AND PHILOSOPHICAL TEXTS:

RE-READING, UNDERSTANDING AND COMPREHENDING THEM IN THE 21st CENTURY

CİLT - 2

DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER

YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA SEMPOZYUMU

Bildiri Kitabı, Cilt: 2

Sultanbeyli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü

Kültür Yayın No: 8

ADRES: Abdurrahmangazi Mahallesi Belediye Caddesi No:4

Tel: 0 216 564 13 00Fax: 0 216 564 13 71

Mail: [email protected]

GENEL YAYIN YÖNETMENİMEHMET MAZAK

EDİTÖR:PROF. DR. BAYRAM ALİ ÇETİNKAYA

BÖLÜM EDİTÖRLERİ:YRD. DOÇ. DR. AHMET HAMDİ FURAT

YRD. DOÇ. DR. İSMAİL DEMİREZENYRD. DOÇ. DR. AHMET ERHAN ŞEKERCİ

YRD. DOÇ. DR. ÜMİT HOROZCUARŞ. GÖR. MEHMET FATİH ARSLANARŞ. GÖR. BİRSEN BANU OKUTAN

ARŞ. GÖR. ADEM İRMAKARŞ. GÖR. EMİNE GÖREN

ARŞ. GÖR. MUHAMMED VEYSEL BİLİCİ

SAYFA DÜZENİİBRAHİM AKDAĞ

978-605-89744-5-6ISBN:

Nisan 2012

Copyright Sultanbeyli Belediyesi

Ege BasımEsatpaşa Mh. Ziyapaşa Cd. No:4Ege Plaza Ataşehir/İSTANBUL

Tel: 0216 472 84 01www.egebasim.com.tr

BASKI

613

“Çağdaş Tefsir” Tipolojilerinde “Okuyucu Bağlam ”

Reader Context” in the Typologies of “Contemporary Tafsir

Necme in GÖKKIR*

Abstract

The rise of the reader’s importance in 20th century critical theories has shi ed the emphasis of criticism and interpretation away from author and text-based approach-es to the reader and allowed them for a more plural set of responses to texts and also to give more a ention to the complex processes of reading and interpretation. In fact, this reader-centred mode of literary criticism based on pluralistic values is also an ideological and philosophical (Death of Author and Born of Reader) move away from author- and text-power to reader-power. The question is that it can be consequently said that this paradigm shi has a ected the Islamic world in the same way?

In parallel to modern developments in Muslim countries, Islamic intellectualism has a empted to reinterpret the Qur’an in the twentieth century in ways which re ect the realities of modern Muslim society and politics. In this period Muslim societ-ies have experienced signi cant transformations. Under Western in uence Muslim countries followed a path of modernisation as they increasingly adapted Western norms and models in politics, law and education. In the light of Western values e.g. democracy, social justice, freedom, gender and race equality, tolerance, human rights etc, the political and social spheres need re-interpretation. In relation to challenges of modernity in Islamic World, it can be said that the reading the Qur’an is not too much oriented on the literal sentence and verse (text-centred). Instead, contempo-rary theology, philosophy, politics, law, sociology speculate and generate their own problems and -through the rereading the sources- systematise them in the new social context. Since the Qur’an is the prime authority for the social, political, ethical and legal system of all Muslims, new challenges and concerns for Muslims can/should be accommodated, integrated and legally justi ed through the applicable interpreta-tions of the Qur’an.

It is clear now that “contemporary Tafsir” have in uenced by modernity and eventually by western critical thinking on the “text”. It is, therefore, of interest to study on “Contemporary Tafsir” and on the methodological outcomes of this tran-sition on the interpretation of the Qur’an, the main source of Islam. In this paper, I

* Doç. Dr., stanbul Üniversitesi lahiyat Fakültesi [email protected]

614

Dinî ve Felsefî Metinler

will mainly argue that the “contemporary Tafsir” with its new contextual typologies (Activist Interpretation, Sociological Tafsir, Thematic Tafsir, Historical Tafsir and Reception Hermeneutics) has been persistently a ected and in uenced by modern reader and social context because of being politically and culturally interwoven with contemporary issues. This research, thus, has underlined how a Modern Muslim and his rereading the Qur’an are linked to, or generated by, various interpretative typolo-gies within the context of Modernity.

Giri Bu tebli imizde, okuyucu ba lam olarak adland r labilecek “ça da soru ve so-

runlar n” merkezile ti i ça da tefsir tasavvurunu tahlil etmeye çal aca z. Konunun arkaplan n anlamak ve de i imin hangi noktada gerçekle ti ini daha net bir ekilde görmek için, çal mam za öncelikle Klasik tefsir tasavvurunu aç klamakla ba laya-ca z. Ard ndan yeni tefsir tasavvurun kendisine ve bu tasavvurun etkisiyle olu an yeni tefsir türlerine de inece iz. Çal mam z ça da problemleri Kur’an’ merkeze alarak çözmeyi hede eyen tefsir tipolojilerinin gerçekte okuyucuyu merkeze ald n tart maya açacakt r.

Klasik Tefsir Tasavvuru: Kasd- MütekellimKur’an, Allah Teâlâ’n n kelâm s fat n n bir tecellisi olarak be er diliyle Hz.

Peygamber’e vahyedilmi , bu yönüyle a k n varl k düzeyinde olan n ( kelam- nefsi), yarat lm lar n düzeyine ( kelam- lafzî) indirilmi ve nihayet yaz l bir mushaf halinde bize kadar ula m t r. Buna göre Kur’an’ n Mushaf olu u, Hz. Peygamber’e vahye-dili inden itibaren anlama faaliyetine kadar devam eden bir süreci göstermektedir. Bunu bir ema ile anlatacak olursak:

ALLAH/MÜTEKELL M KELAM NSAN

Kur’an’ anlama çabas yani tefsir ise bunun tam tersine i leyen bir süreçtir. nsandan ba lay p Mütekellim’e do ru ilerler. Kelamdaki anlam bulabilmek için in-

san/müfessirin Kasd- Mütekellimi bulma çabas TEFS R denir. öyle ki:

NSAN/MÜFESS R KELAM MÜTEKELL M

Ta azânî Tefsir ilmini, “murada delalet etmesi bak m ndan kelamullahtaki la-f zlar n hallerini ara t ran ilimdir” eklinde tarif etmektedir.1 Molla Fenârî’nin de i a-ret e i i üzere dil ilimlerini tefsir ilminden ay ran husus temelde, Tefsir’de mutlak

1 Molla Fenârî, Aynu’l-Âyân, s. 4’den naklen

615

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

olarak laf zlar n delaletinin de il, Cenâb- Hakk’ n murad olan laf zlar n delaletinin söz konusu edilmesidir.2 Müfessirlerin yapm oldu u tefsir ilmi tan mlar n n hemen tümünde, lafz n mânas n n tespitiyle, murad- ilahinin beyan edilmesi konular ön plandad r ki bu vurgu daha yak n dönemde ya ayan usûlcülerin de temel konula-r aras ndad r. Hüseyin ez-Zehebî’ye göre tefsir, Allah n murad ndan bahseden bir ilim olup mânan n anla lmas ve maksad n aç klanmas n kendine vazife edinmi tir.3

Zerkanî de ayn ekilde tefsiri, Allah n murad ndan bahseden bir ilim olarak tarif etmektedir.4

Di er tara an Kur’an’ anlama ve kar la lan sorunlar Kur’an’dan hareketle çözümleme dü üncesi Tefsir ilmi aç s ndan oldukça önemli görülmektedir. Bu ne-denle sorulara cevap arayanlar ilk olarak Kur’an laf zlar ile kar kar ya getirmi ve bu da tefsir çal malar n n KELAM/LAFIZ/MET N eksenli olarak sürdürülmesine sebebiyet vermi tir. Ayetlerin sadece dil kaidelerine göre anlamland ran yakla m n temelinde NSANI/MÜFESS R tümüyle devre d b rakmak ve manay mümkün mertebe objektif ve sa lam kaynaklara dayand rmak, keyfî yorumlara kar zannîligi en aza indirgenmi kesin bilgiye ula mak, nesnel anlam bulmak ve böylece Kur’an’ n daha do ru olarak anla laca kanaati bulunmaktad r.

Ancak anlama ve yorumlamada KELAM merkezli bir yakla m lafzi kurallar çerçevesinde kalaca ndan, bütüncül bir tarzda ele al nmas na mani olabilmekte ve gerçekte kasd- mütekellimin/murad- ilahinin ve ayetlerdeki gâî manalar n göz ard edilmesine neden olabilmektedir. Zira bu yakla m tarz nda anlama eylemi ayetlerin lafzî s n rlar na hapsolmakta, yorumcuya lafz n ötesine geçme hakk tan mamakta ve her hangi bir mana ve maksada binaen ayetlerin farkl biçimlerde de erlendirilme-sine imkan vermemektedir. Dolay s yla kelama ba l okuma biçiminde, muhatab n konumu, içinde bulundu u tarihi, sosyal ve kültürel ba lam, nüzul ça na ait soru ve sorunlar tam olarak itibara al nmamaktad r. Zira ayetlerin yorumlanmas nda kelam d etkinli inin k s tlanmas n hede eyen bu yakla m tarz , metnin zahirî anlam na ba l l öncelemektedir.

Bu nedenden ötürü Klasik tefsir usulü mütekellimin gaye ve maksad n sade-ce laf zlardan yola ç karak elde etmemi tir. Kur’an’ n dil ve üslubuna dair ilimleri geli tirdi i gibi, metin içi ba lam , tarihsel ve toplumsal ba lam dikkate alarak ve yine Kur’an’ anlama ve yorumlamada murad- ilahiyi tespite öncelik vererek farkl Kur’an ilimlerini geli tirdi ini söylemek yanl olmasa gerektir. Dolay s yla anlama unsurlar n n sadece iki ö esi yani MÜTEKELL M ve KELAM klasik Kur’an ilimleri

2 Molla Fenârî, Aynu’l-Âyân, s. 5; Kâ yeci, Kitâbü’t-Taysir fî Kavaidi ‘Ilmi’t-Tafsir, s. 31, 323 Zehebî, et-Tefsir ve’l-Müfessirun, 1/15.4 Zerkanî, Menahilu’l- rfan, 2/6.

616

Dinî ve Felsefî Metinler

ve tefsir usulü anlay n n olu umunda merkezi konumda iken “MÜFESS R” unsu-runu- F khi, Kelami ve ari yorum geleneklerindeki tart may u anl k bir kenara b rakt m z takdirde- bu tasavvurda bulmak çok da mümkün görülmemektedir.

Ça da Tefsir Tasavvuru: Toplum ve Müfessir Merkezli

Ça da döneme gelince KELAM ve MÜTEKELL M merkezli anlama tasavvuru-nun yerini TOPLUM ve MÜFESS R merkezli bir tasavvurun ald n görmekteyiz. Zira bu döneme ait Kur’an yorumlar ait olduklar zaman n ça da sorunlar etraf n-da çözümler üre ikleri; pratik, konjektürel ve pragmatik endi eler içerisinde hareket e ikleri; ayr ca Bat sömürgecili i ve Oryantalist sald r lara kar cevaplar verdikleri için, konular n büyük ölçüde aktüel geli melerin belirledi ini söylemek yanl ol-masa gerektir. Mesela Osmanl n n son dönemlerinde en temel problemi, devletin ve Müslümanlar n var olma problemi oldu undan, toplum ve devlet olarak geri kalm -l k, bat medeniyeti kar s ndaki çöküntü ve bunlara kar çözüm önerileri Kur’an yorumlar n n en önemli konular aras nda yer almaktad r. Bu nedenle ça da dönem Kur’an yorumlar , seçmeci bir tarzla problemlere k tutabilecek ayetleri konu edin-mekte oldu u s kl kla görülür.

Bu ba lamda ilk olarak çtimai ve Konulu tefsir türlerini görmekteyiz. do mu -tur. çtimai tefsir ile birlikte, Tefsir yaz m nda “KELAM ve MÜTEKELL M merkezli” (Kasd- Mütekellim) anlam aray ndan “ NSAN VE TOPLUM merkezli” bir anlay a geçi yap ld görülmektedir. Metin “ne diyor?” sorusunu sormak yerine; ça da toplumun ihtiyaç ve problemleri Kur’an ayetlerinden elde edilen verilerle “nas l çö-zümlenebilir” sorusuna cevaplar yo unluklu olarak i lenmektedir. Menar’ n mukad-dimesinde Re id R za hocas n bir Frans z oryantalistine kar tefsir yazma konusun-da nas l iknaya çal t n ve toplumun anlayabilece i, sorunlara cevaplar bulabile-ce i bir eser yaz lmas konular nda hocas n nas l ikna e i ini anlatmas bu yüzy l n tefsire bak n ortaya koymas aç s ndan önemlidir.

Ça da dönem Kur’an tasavvurunun makas d ve gayeden ayr larak toplum ve müfessirin sorular ve sorunlar merkezli bir tasavvura do ru gitmesinin nedeni genel olarak slam dünyas n n son as rda ya am oldu u siyasi, askeri, içtimai vb alanlarda-ki de i imleri gösterilmektedir. Bunlardan belki de en önemlisi sömürgecilik olarak gö-rülmektedir. Sömürge süreci slam dünyas nda “rol modellerin de erlerini kabul etme ve bu de erleri me rula t rma” eklinde tahakkuk etmektedir. Bu süreç neticesinde geleneksel de erler, sömürgeci bak ile de erlendirmeye tabi tutulmu ve böylece ge-lenek ve kaynaklar yeniden okunmaya ba lanm t r. te Kur’an yorumlar ndaki “par-çac l k” ve “sorunluluk” görüntüsü, asl nda sömürgecili in etkisi gibi durmaktad r. Modern dünyada Müslüman n var olu unu simgeleyen de erlerin “model de erler”le

617

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

uyu mamas bunlar n problemli hale dönü mesine neden olmaktad r. slami yönetim/hilafet sorunu, çok evlilik sorunu, Kad n n örtü sorunu, anadilde ibadet sorunu gibi “sorunlu” örnekler her halde konunun anla lmas na k tutacak niteliktedir.

Oryantalist/Bat slam çal malar n Kur’an yakla mdaki de i imin bir di er etkeni olarak saymak mümkündür. Oryantalizm zay f gördü ü noktalardan sald r-d kça cevaplar “geleneksel slam” red etmeye ve yerine “Kur’an slam ” olarak ad-land r labilecek bir yakla m n içerisine girmeye zorlamaktad r. Buna göre Kur’an, slam’ n temel ve yegane kayna olmas aç s ndan merkezi konuma yerle mi tir.

19. yüzy ldan itibaren slam dünyas nda savunulan “Kur’an slam ”n n temel hede “güncel dinî problemin çözümünde Kur’an’a ba vurmak ve onunla yetinmek” iddi-as yer almaktad r. Bu iddian n sonucunda ise Kur’an’ hadis, sahabe ve di er tarihi bilgilerin d nda tutarak, yani geleneksel paradigman n ba lamlar ndan kopararak ve yaln z b rak lm bir metin haline getirmek ve yorumlamak gelecektir. Kur’an d tüm kaynaklar n tas ye edilmesi Kur’an’ okurken anlam tayininde gelenekten bo a-lan belirleyici konuma modern toplum ve müfessirin öznel soru ve problemlerini ika-me etmesine neden olmaktad r. Zira Kur’an’ salt bir metin olarak okumak, manaya okuyucu müdahalesine mümkün k lm t r.

Di er tara an Müslüman ilim adamlar bat oryantalist sald r lara kar ç karken ve Kur’an’ tek kaynak olarak sunarken, bir paradoksa dü erek ayn oranda oryan-talist metodolojiyi de içselle tirmeye ba lam ve Kur’an’a yakla m nda “sorunlar ” merkeze alm ve tek tek konular gündeme alarak Kur’an’a yakla m lard r.

Yukar da say lan etkenler hiç ku kusuz d ar dan gelen yabanc karakterlidir. Bat n n tek tara kültürel etkisi yan nda ayr ca, iç etkenlerden de bahsedilmektedir. Ça da dönemde klasik e itimle yeti en slam âlimleri yerine, Bat tarz modern e i-tim alan ve uleman n otoritesini kabul etmeyen “Müslüman Ayd n” (Muslim intel-lectual) kimli inin do mu oldu u bilinmektedir. te bu bilim adamlar ça da ge-li melere paralel olarak Kur’an yeniden okuma çabas içerisine girmi ve hem içerik hem de metot olarak klasik tart malar n d nda kalarak yeni ve problemli konular ayd nlatma çabas na girmi lerdir.5 Tüm bu nedenler ça da Kur’an okumalar n ge-nel çerçevede toplum ve ça da sorunlar merkezli bir yakla m haline getirmi tir.

Ça da Dönemde Ortaya Ç kan Yeni Tefsir Tipolojileri

Ça da döneme ait Kur’an tefsirlerinin klasik kategori ve tipolojilerden, (riva-yet, dirayet, f khi, i ari gibi) farkl oldu u aç kt r. Ancak bu döneme ait bir tipleme

5 Daha fazla bilgi için bk: Michael E. Meeker, (1991) “The New Muslim Intellectuals in the Republic of Turkey” Islam in Modern Turkey, ed. by Richard Tapper, s. 189-219.

618

Dinî ve Felsefî Metinler

örne i olmamas tefsir tarihçileri taraf ndan sadece tarihsel olarak ( modern, ça da , günümüz gibi) kategorilere ayr lmas na neden olmaktad r. Biz burada ça da tefsir tipolojilerinin tümünü ele almak yerine toplum ve bireyin sorunlar n öne ç karanlar inceleyece iz.

1. çtimai Tefsir

Ça da dönemde çtimai tefsirin do mu olmas hiç de sürpriz olmamaktad r. Zira çtimai tefsir ile birlikte, Kur’an yorumlar nda “Kelam ve Mütekellim merkezli” anlama faaliyetinden ç kar p “toplum merkezli” bir tefsir anlay na geçi çok net bir ekilde görülmekte ve ça da toplumun ihtiyaç ve problemleri Kur’an ayetlerin-den elde edilen verilerle çözümlenmeye çal lmaktad r. Bütün bu gayretlerin ana hede nin ise slam toplumundaki geri kalm l k ve çöküntünün önüne geçerek top-lumun slah n ve kendi kimli inden sapma göstermeden yenilenmesini gerçekle tir-mek, toplumun inanç ve ahlâkla ilgili sorunlar n gidermek olarak belirtilmektedir.6

Bu toplumsal dönü ümü gerçekle tirmek amac yla, tefsir faaliyetlerinde, toplumsal yard mla ma, sab r, cimrilik, miskinlik, rü vet, faiz, hürriyet, ûra-demokrasi, kad n-erkek e itli i, kad n n bo anma hakk , miras meselesi gibi sosyal, siyasal ve aktüel alanlara fazlaca yer verildi i görülür.

çtimai tefsir toplum meselelerini ve toplumun hidayetini hede edi i gibi uslüp olarak da toplumun her kesiminin anlayabilece i bir dil kullanmay amaçlamaktad r. Böylece toplumun tüm fertleri problemlerinin çözümünü Kur’an’dan ve özellikle de anla l r bir üslupla bulma imkan na sahip olmaktad r.

2. Konulu Tefsir

Günümüz hayat artlar nda insanlar n Kur’ânî bilgilere daha çabuk ula abilme-si, dini problemlerinin çözümünde Kur’ân hükümlerine kolayca ba vurabilmesi için yeni baz çal malar n yap lmas gerekti i konusundaki dü ünceler, konulu tefsir yönteminin tetikleyici unsurlar n n ba nda say lmaktad r. Konulu Tefsir yazanlar bu-rada “Kur’an konular n n da n k” oldu u yarg s na dayanarak, tematik bütünlü ü bir araya getirme amac yla tefsir yazd klar n iddia etmektedirler. Kur’an’ n Mushaf tertibinde bu bütünlü ün olmamas do rudur. Ancak Kur’an n tematik bir bilgilen-dirme kayg s n n oldu unu iddia etmek de ayn ekilde do ru de ildir. Kur’an insan ve toplumu hidayete iletmeyi amaçlayan ve bu amaca yönelik olarak mesaj veren bir kitabt r. çerdi i konular bu mesaj ve amaca yönelik olarak çe itlilik arz etmekte-

6 Zehebî, et-Tefsir ve’l-Müfessirûn, 2/391, 402; Cerraho lu, smail, Tefsir Tarihi, 2/473, 483, im-ek, Said, Günümüz Tefsir Problemleri, 65-66, 94; Albayrak, Klasik Modernizmde Kur’an’a

Yakla mlar, 78-79, 101, 119.

619

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

dir. Aranmas gereken “tematik” bütünlük de il “paradigmatik” bütünlüktür. Yani Kur’an insana bir inanç sistemi, bir toplum yap s , bir varl k dü üncesi, uluhiyet, ahi-ret, nübüvvet anlay ve ahlaki bir sistem ö retmeyi amaçlamaktad r. Bu nedenle cüzî konular/temalar Kur’an’ n küllî yap s n n birer parçalar gibidir. Ancak s kça bu metot çerçevesinde Kur’an’ n kendi gündeminde olmayan, güncel ve popüler konu-larla (Kur’an’da genetik- kopyalama, laiklik vs. gibi) Kur’an mesaj n n bir birine ka-r t r ld da gözlemlenmektedir.

Dolay s yla Kur’an merkezli bir konu incelemesi yan nda, modern konular da Kur’an’da incelendi i görülmektedir.7 Nitekim Türkiye’deki uygulamalar ndan da gö-rülece i gibi seçilen konular n bazen Kur’an ile ilgisinin olmamas , güncel ve popülist konular n Kur’an’a dayand r lma çabas hiç ku kusuz ça da tefsirin tabiat nda var olan ve Kur’an’ merkeze ald n söylese dahi, gerçekte modern toplumun ve bireyin ihtiyaçlar na uygun yeni yorumlar geli tirme kayg s nda oldu unun bir sonucudur.

3. Tarihsel Ele tirici

Tarihsel Ele tiri, bir edebiyat eserini yaz ld tarihi ba lam içerisinde, yazar n n niyeti çerçevesinde ele alan di er bir deyi le edebi bir metnin yazar n n gerçekte ne demek istedi ini veya yaz ld dönemde gerçekten ne oldu unu bulmay amaçlayan bir meto ur.8

John Barton’a göre Tarihi Ele tiri metnin asl n sorgular. Bir kitap haline gelen me-tinden ziyade or inal kaynaklar inceler. Or inal metni ara t ran tarihsel ele tirmen, ayn zamanda or inal anlam da bulmaya çal r. Eserde e er tarihi bir bilgi varsa ya-zar n anla ile yetinmeyip, bu tarihte gerçekten ne olmu ise onu bulmal d r. Yani anlam , sadece metinden de il metin d bilgi kaynaklardan da ç karmak gerekir. Bu ele tiri metodu, objektif okuma önerisinde bulunur. Metnin anlamland r lmas n n belli bilimsel kurallar ve ölçütler içerisinde gerçekle ece ini savunur. “Ben metinden ne anl yorum” yerine basitçe “ metin ne anlama gelir” sorusunu bulmaya çal r. 9

Kur’an’ n tarihsel olarak kabul edilip anlam n objektif olarak ortaya konmas ge-rekti i iddias ise ça da dönemde Fazlurrahman’ n çal malar nda kendini göste-rir. Islam and Modernity adl eserde ayr nt l olarak anlat lan bu okuma biçimi10 “ikili

7 Ça da konular için bkz: im ek, Günümüz Tefsir Problemleri, s. 257-4868 Bk: W. S. Voster, (1991) “Historical Criticism”, Text and Interpretation ed. P.J. Hartin ve J.H

Petzer, Leiden, New York, Kobenhavn, Koln: E.J. Brill, s. 18.9 Bk: John Barton, (1998) “Historical-Critical Approaches” ed. John Barton The Companion to

Biblical Interpretation, Cambridge: University Press s. 9-20.10 Fazlurrahman, (1982), Islam and Modernity: Transformation of an Intellectual Tradition, Chica-

go: University Chicago Press, s.

620

Dinî ve Felsefî Metinler

hareket metodu” ad yla da sunulmaktad r. Bu metoda göre ilk olarak tarihsel kabul edilen metne gidip, metnin kendi tarihi ba lam içerisinde genel hükümler ç karmas , ard ndan da tekrar kendi tarihine dönüp ça n n problemlerini çözmesi mümkündür. Fazlurrahman n ikinci ad mda bahse i i okuyucunun ba lam na göre anlam n “uyar-lanmas ” ise, okuyucu merkezli bir metodun kullan ld n ortaya ç karmaktad r.

4. Progresivist (Tekaddümi) Yakla m

Modernite sonras felse dü üncenin etkisi ile Kur’an ara t rmalar nda okuyucu-nun/müfessirin ön plana ç kt görülmektedir. Bu ak m Roland Barthes’ n The Death of Author’ yani yazar n (Kasd- mütekellim) ölümünü ve okuyucunun do u unu ilan e ikten11 sonra 1980’lerden sonra slam dünyas nda da yay lm t r. Buna göre oku-yucunun kendi ba lam , yani soru ve sorunlar okuma faaliyetin temellerini olu tur-makta ve metin okuyucunun ba lam nda yeniden mana kazanmaktad r.

Bu yakla n önde gelen isimlerinden Güney Afrika’l Farid Esack’a göre Kur’an, her okuyucu taraf ndan kendi problemlerinin çözümünü ve öznel alg lan lar n aramal d r.12 Esack, metodunu regressive-progressive olarak tan mlamaktad r. Birin-cisini “metni olu turan tarihsel mekanizmalar n ve faktörlerin bulunmas ” olarak aç klayan Esack, vahyin indi i toplumsal ba lam n (social context) ara t r lmas n n gerekti ine vurgu yapar.13 Esack, vahyin olu umunu etkileyen ortamda kalmaz; bunu okuyucu olarak kendi ba lam na (reader’s context) ta maya çal r. Bu ise, yorumla-ma sürecinin ikinci ve en önemli k sm d r.14

Esack’ n bu ikili sistemi, regression-progression ile Fazlurrahman’ n ikili hareket (double-movement) metodu, ilk bak ta benzer olarak görülse de, Fazurrahman n mo-dernist kimli i ve buna dayal olarak objektif okuma tekli , postmodern perspektife sahip ve subjektivizmi savunan Farid Esack aras nda bir fark n bulunmas n gerekli k lar. Buradaki fark, Esack’ n vahyin indi i dönemin ba lam n inceleme amac nda yatmaktad r. Fazlurrahman bu tarihsel ara t rmada genel ilkeler/ratio legis/makas d ç karmak isterken, Esack bu tarihsel art n o döneme ait oldu unu vurgulamak is-ter. Ona göre özel artlara hitap eden vahiy, ça n gerçeklerine ve ihtiyaçlar na göre yeniden anlamland r lmal d r (recontextualisation).15 Bu nedenle Güney Afrika’daki siyasi sorunlar Esack’ n Kur’an okuyu unda önemli bir yer tutmaktad r. te Esack da Güney Afrika’daki rkç , s n fç , cinsel ve dini her türlü ayr mc l a kar öz-

11 Daha fazla bilgi için bk: A. W. Lyle, (1999) “Reader Response Criticism”, s. 920.12 Farid Esack, Qur’an Liberation and Pluralism, p. 51.13 A.g.e. s. 60.14 Farid Esack, “South Africa and Emergence of Qur’anic Hermeneutical Notions”, s. 218-9.15 Farid Esack, Qur’an, s. 68

621

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

gürlükleri savundu u Side-by-Side with the other: Towards a Qur’anic Hermeneutic of Religious Pluralism for Liberation16 adl tezinde Kur’an’daki ilgili anahtar kelimelerin, Güney Afrika ba lam nda yeniden tan mlamas n (recontextualisation) yapmaktad r. Mesela “takva” kelimesini, her türlü özgürlük için bir söz veri ve mücadele etme anlam nda,17 “tevhid”i, siyah beyaz ayr m na gitmeden tüm insanlar n bir oldu unu kabul edi anlam nda,18 kullanmaktad r.

Progressive Müslümanlar, her dönemde Kur’an’a sorular n yöneltildi ini ve so-runlar n arz edildi ini; bunlara farkl toplumlarda farkl cevaplar n verildi ini iddia etmektedirler. Bunun esas nedeni toplumlar n ihtiyaç ve sorunlar n n farkl l k arz etmesidir. Bu proje de tefsire yüklenen fonksiyonel rol art k “metni anlama ve kasd- mütekellimi tespit” olmay p, Kur’an’ yeniden actualize ederek toplum ile metin ara-s nda devaml ve dinamik bir etkile ime tabi tutmak olmaktad r. Bu dinamik ili ki sa-dece ça da tefsirin bir karakteristi i olmay p genel manada “Tefsir”in bir özelli idir. Zira Vahiy nüzülü s ras nda sosyal olgular ve sorunlar (sebeb-i nüzul) etkin rol oyna-makta; mekki ve medeni toplumun farkl ihtiyaçlar hükümlerin yeniden düzenlen-mesine (nesh) neden olmaktad r. Ayr ca Kur’an yorumlar Hz Peygamber’den hemen sonra dahi “Kur’an ne diyor” sorusunu sormakta ama farkl mezhep ve kri ekol-lere göre farkl cevaplar bulmaktad r. Kur’an’ n kelami, f khi, su vb. okumalar bu farkl l gözler önüne seren en önemli tarihi delillerdendir. Öyleyse, tefsir yaparken müfessirin kendi ba lam n (soru ve sorunlar n ) yorum faaliyetinin bir parças olarak görmek zorunludur. Bu bize Alman Felsefeci Gadamer’in yorum konusunda ula t “application” terimini hat rlatmaktad r. Ona göre yorum her ne kadar “anlama/un-derstanding” ve “aç klama/explanation” ise de gerçekte bireyin veya toplumun kendi sorunlar n n cevab n metne arz etmesi ve cevap aramas yani “application”d r ki, bu ise tarihi sürec içerisinde “gelenek” denilen sistemi olu turmaktad r. Progressivistler buna metnin laf z olarak sabit kalmas ama muhteva olarak devaml bir sure e okuyu-cu taraf ndan yeniden olu turulmas anlam na gelen “recontextualisation” ismini veri-yor. Bu teori bize Kur’an’ n ça da sorunlar ve konular ba lam nda; çe itli siyasi ve ideolojik perspekti erden nas l yorumland hakk nda bir çerçeve olu turmaktad r.

Burada “Context” kavram içerisine tabii olarak politika, devlet te kilatlanmas , devlet yönetimi, kurumlar , ça da soru ve sorunlar vb girmekte ise de, bunlara ek olarak ayr ca güncel, belli bir döneme ait kavram ve de erleri de katmam z mümkün-dür. Contextualisation veya metni farkl ba lamlarda okuma her ne kadar Kur’an’ n ça da kavramlarla anla lmas ve i levsel olarak dinamikle tirilmesi olarak tan mla-

16 Bu tez Qur’an Liberation and Pluralism ad yla 1997 y l nda Oxford’da bas lm t r.17 Farid Esack, Qur’an, s. 87-90.18 A.g.e. s. 91.

622

Dinî ve Felsefî Metinler

n rsa da; ayn zamanda, bu ça da kavramlar n slamla t r lmas ve me rula t r lmas eylemi olarak da tan mlanabilir. Yani bu yolla, her türlü ça da de erlerin ve kav-ramlar n, “Kur’an’da varm gibi ” görülmesi ve dolay s yla içselle tirilmesi ve bun-lar n dînî temellendirilmesi sa lanmaktad r. Bu nedenle ça da bir dil kullan larak, Kur’an’ n her toplum için canl l n ve dinamikli i sa lamak mümkün oldu u gibi; yine Kur’an’ n her ça n kir ve dü ünce yap s na uyumunu ve böylelikle slam n uygulanabilirli ine imkân verdi ini söylemektedirler. Di er bir deyi le, progressive bir yorumla Kur’an’ her ça a, ça n kendi kavram ve de erleri ile hitap eden bir özel-li e sahip k lma hede enmektedir. Tüm bunlar Kur’an’ n sabit ve dura an olmayan bilakis canl ve dinamik bir kavramsal yap ya büründürülmesi ile mümkün oldu u görü ü üzerine bina edilmektedir.

Sonuç20. Yüzy l Ele tiri kuramlar nda “okuyucunun” artan yükseli i “yazar” ve “ me-

tin” merkezli yakla mlardan “okuyucu”ya do ru ibre kaymas na neden olmu ve sonuçta karma k ve biraz da ço ulcu yorum ve okuma metotlar n n olu mas na ne-den olmu tur. Edebiyat ele tirilerinde bu okuyucu merkezli okuma asl nda yazar ve metnin gücünü kaybetmesinin ve yerine “okuyucu”nun yerle mesinin, ideolojik ve felse (Death of Author and Born of Reader) bir de i imin yans mas olarak görülür. slam dünyas nda da Klasik anlay tan ça da tefsire geçi sürecinde yap lan tart -

malarda, genellikle yorumun ço ulculu u ve farkl l noktas na vurgu yap lmak-tad r. Bu tart malarda Metin ve Okuyucu aras nda diyalektik bir etkile imin varl -

dü ünülerek, Kur’an n günümüz insan na da söyleyecek bir mesaj oldu u ifade edilmektedir. “Ça da Tefsir”in asl nda moderniteden ve nihayetinde de bat ele -tirel dü üncesindeki “ metin” ve “okuyucu” kavramlar ndan etkilendi i a ikard r. Bu nedenle “Ça da Tefsir”i ve bu de i im neticesinde Kur’an yorumlar nda ortaya ç kan metodolojik sonuçlar ele almak oldukça önemli görülmektedir. Bu sunumda genel olarak “Ça da Tefsir”in ve -toplum ve siyaset merkezli okumay öne ç karan- contextualist yakla mlar n (Sosyolojik Tefsir, Konulu Tefsir, Tarihselci yakla m ve Progresivist yakla m ), modern birey ve toplum ba lam ndan etkilendi ini, zira si-yasi ve kültürel olarak iç içe olduklar tart lm ve. Modern Müslüman n ve Kur’an’ Yeniden Okuman n ça da tefsir tipolojileri ile nas l ili ki içerisinde oldu u konusu üzerine yo unla lm t r. Sonuçta Klasik tefsirden farkl olarak, Ça da tefsir insan ve toplumu merkeze ald ve Kur’an’ toplumsal de i imin fonksiyonel bir unsuru olarak gördü ü mü ahede edilmi tir.