16
DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA RELIGIOUS AND PHILOSOPHICAL TEXTS: RE-READING, UNDERSTANDING AND COMPREHENDING THEM IN THE 21 st CENTURY CİLT - 1

DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER

YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA

RELIGIOUS AND PHILOSOPHICAL TEXTS:

RE-READING, UNDERSTANDING AND COMPREHENDING THEM IN THE 21st CENTURY

CİLT - 1

Page 2: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER

YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA SEMPOZYUMU

Bildiri Kitabı, Cilt: 1

Sultanbeyli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü

Kültür Yayın No: 8

ADRES: Abdurrahmangazi Mahallesi Belediye Caddesi No:4

Tel: 0 216 564 13 00Fax: 0 216 564 13 71

Mail: [email protected]

GENEL YAYIN YÖNETMENİMEHMET MAZAK

EDİTÖR:PROF. DR. BAYRAM ALİ ÇETİNKAYA

BÖLÜM EDİTÖRLERİ:YRD. DOÇ. DR. AHMET HAMDİ FURAT

YRD. DOÇ. DR. İSMAİL DEMİREZENYRD. DOÇ. DR. AHMET ERHAN ŞEKERCİ

YRD. DOÇ. DR. ÜMİT HOROZCUARŞ. GÖR. MEHMET FATİH ARSLANARŞ. GÖR. BİRSEN BANU OKUTAN

ARŞ. GÖR. ADEM İRMAKARŞ. GÖR. EMİNE GÖREN

ARŞ. GÖR. MUHAMMED VEYSEL BİLİCİ

978-605-89744-4-9

Ege BasımEsatpaşa Mh. Ziyapaşa Cd. No:4Ege Plaza Ataşehir/İSTANBUL

Tel: 0216 472 84 01www.egebasim.com.tr

SAYFA DÜZENİİBRAHİM AKDAĞ

ISBN:

BASKI

Nisan 2012

Copyright Sultanbeyli Belediyesi

Page 3: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

283

Bostanzâde Yahyâ Efendi’nin Mir’âtü’l-Ahlâk’ nda Geçen Hikâyelerin Günümüzde Okunup Anlaş lmas na

Dâir Bir Değerlendirme

An Evaluation on Contemporary Reading and Appreciation of Parables in Bostanzâde Yahyâ Efendi’s

Mir’âtü’l-Ahlâk (Mirror of Morals)

Nurgül SUCU*

Abstract

Mir’âtü’l-Ahlâk by Bostanzâde Yahyâ Efendi, a seventeenth century author, is a prose type and didactic book of morals consisting of twenty-four chapters, each deal-ing with an aspect of morals from a religious, mystical and philosophical perspec-tive. The book contains Arabic, Persian and Turkish poetry of moral and judgmental nature between sentences, is embellished with exemplary parables from prophets’ lives and Islamic history and makes quotations from prominent philosophers and scholars such as Plato, Avicenna and Hüseyin Vâiz Kâshifî. The book contains 854 poems and 110 parables.

In our classical books on morals, reinforcing the theme with parables so that the subject can be be er retained in the memory of the reader has been used as a method and most authors have preferred this method in their works. Likewise, Bostanzâde Yahyâ Efendi used this method in his book entitled Mir’âtü’l-Ahlâk. According to this, distribution of the 110 parables in the book into chapters is as follows: The prayers chapter contains three parables, patience and thankfulness chapter three, heroism chapter six, earnestness and diligence chapter three, consent chapter four, loyalty chapter three, keeping secrets chapter two, generosity chapter six, forgiveness chapter four, love and chastity chapter four, modesty and shyness chapter eight, con dence and delity chapter ve, benevolence chapter two, caution and consultation chapter six, gentleness chapter three, assiduity chapter one, foresight chapter twelve, vigilance chapter four, seizing opportunities chapter three, discretion chapter two, conversation with the good chapter six, complying with the law chapter two, sultanate and premier-ship chapter seventeen and conclusion and advice chapter ve parables.

* Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Ö retim Görevlisi, [email protected].

Page 4: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

284

Dinî ve Felsefî Metinler

The present paper will present Bostanzâde Yahyâ Efendi and his book Mir’âtü’l-Ahlâk. Then, it will dwell on the parables included in the book and the importance of reading and appreciation of these parables today. At the end of the paper, sugges-tions will be made concerning compilation of parables in our other classical books of morals penned in the style of Mir’âtü’l-Ahlâk and their classi cation by theme and formation of an anthology.

Giri

Aslen Tireli olan Bostanzâde Yahyâ Efendi (ö. 1049/1639); 16. ve 17. yüzy llarda önemli âlimler yeti tiren Bostanzâdeler ailesinden Bostanzâde Mustafa’n n torunu ve eyhülislam Bostanzâde Mehmed Efendi’nin o ludur. Fî Beyân- Vak‘a-i Sultan Osman, Tuhfetü’l-Ahbâb, Gül-i Sad-berg ve Mir’âtü’l-Ahlâk olmak üzere toplam dört eseri vard r.1

Mir’âtü’l-Ahlâk, ahlak aynas anlam nda Arapça bir tamlamad r. 10 Ramazan 1022 (24 Ekim 1613) tarihinde tamamlanan ve 24 bölümden olu an eserin her bölümünde “ahlâk- hamîde” olarak da adland r lan güzel huylardan biri ele al n p ayr nt l bir ekilde i lenir. stanbul Üniversitesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Bölümü’nde iki

nüshas (nu. 3537, 5607) mevcut olan eserin bu nüshalar ndan 3537 numaradakinin müellif ha oldu u tespit edilmi tir. Söz konusu nüsha 243 varak, emseli, k rma nesih ha ve sayfalar 19 sat rdan ibare ir. Nüshan n müellif ha oldu u, 242b vara-

nda yer alan “bi-yed-i mü’elli hi’l-‘abdi’l-ezell”2 ibaresinden anla lmaktad r. Eserde yer alan bölümlerin or inal adlar s ras yla öyledir: “ bâdet, sabr u ükr, ecâ‘at, cidd ü cehd, r zâ, vefâ, ketm-i s r, sehâ, afv ü hilm, i et ü evk ü mahabbet, hayâ vü tevâzu, emânet ü sadâkat, r u e at, ulüvv-i himmet, te’ennî vü mü âvere, hilm, gayret, ferâset, teyakkuz, i tinâm- f rsat, hazm, sohbet-i ahyâr, ri‘âyet-i hukûk, zikr-i saltanat u vezâret ve tertîb-i hadem ü ha em ü evlâd.”3 Eserin sonunda, bu yirmi dört bölümün haricinde bir de mü-elli n güzel ahlaka dair vaaz ve nasihatlerini ihtiva eden hâtime bölümü yer al r.

Hikâyelerin Konular ve Eserdeki Yerlerine Göre Taksimi

Burada evvela eserde yer alan hikâyelerin konular ve yerlerine göre taksimi tablo hâlinde gösterilecek, daha sonra örnek olarak sab r ve ükür bahsi, hikâyelerin metin içerisindeki konumu göz önünde bulundurularak daha geni bir ekilde ele

1 Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî, Ankara 2001, C. II, s. 1216, nu. 4757. 2 Nurgül Sucu, Bostanzâde Yahyâ Efendi ve Mir’âtü’l-Ahlâk’ ( nceleme-Metin), Konya

2010, s. 455.3 Bostanzâde Yahyâ Efendi, Mir’âtü’l-Ahlâk, stanbul Üniversitesi Kütüphanesi Türkçe

Yazmalar, nu. 3537, vr. 6b-7a; Sucu, age., s. 114.

Page 5: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

285

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

al nacakt r. Tabloda verilen varak numaralar hikâyelerin eserdeki ba lang ç yerle-rini göstermektedir.

Bahsin Ad Hikâyelerin Konular ve Mir’âtü’l-Ahlâk’taki Yerleri

1. badet1. Ebü’n-Nevvâs’ n cennete giri i. (9a)2. Zahidin ihlas n n zaaf ve eytan n galebesi. (11b)3. Gönül ehli bir padi ah n bir mür id-i kâmilden nasihat istemesi. (15a)

2. Sab r ve ükür

1. Hz. Peygamber’in Gadbâ isimli devesini müsabakada ba ka bir devenin geçmesi ve Hz. Peygamber’in bu durumu kader ile izah etmesi. (22b)2. Abbasi halifelerinden Muhammedü’l-Kâhir-Billâh’ n önce padi ah iken sonradan zelil olmas . (23a) 3. Deylemî meliklerinden Muizzüddevle’nin veziri Mühellebî’nin, önceden yiyecek ekme e muhtaç bir fakir iken sonradan vezirlik mertebesine yük-selmesi. (24a)

3. ecaat

1. Hz. Peygamber’in, Medine’de gece vakti duyulan ve herkesi korkutan bir ses üzerine ashab ndan evvel durumu ara t rmak üzere tek ba na yola ç kmas . (29b)2. Hz. Peygamber’in Uhut Gazvesi’nde Übeyy bin Halef’e kar gösterdi i cesaret. (30a)3. Nû irevân’ n kendisine do ru gelen bir l kar s nda dimdik durmas neticesinde lin feryat edip kaçmas . (31b)4. Yezîd bin Mühelleb’in kendisine sald ran bir y landan korkmay p hare-ketsiz vaziye e beklemesi. (32b)5. Uyan k tilkinin hile ile ay y ma lup etmesi. (33a)6. Abbasi halifelerinden Hâdî bin Mehdî’nin ecaati. (36a)

4. Ciddiyet ve Gayret

1. Bir dervi in tevekkülü yanl anlamas . (38b)2. Ebû Müslim Horasânî’nin, Abbasi devletinin kurulmas için rahat terk edip gayrete sar lmas . (41a)3. Y ld r m Bâyezid’in o ullar ndan Çelebi Mehmed’in, Ankara Sava ’ndan sonra ciddiyet ve gayret ile devleti yeniden toparlamas . (42a)

5. R za

1. Daima huzurlu ve sevinçli olan birine mutlulu unun sebebini sormalar ve onun, ba na gelen her eye r za gösterdi ini söylemesi. (46a) Manzum bir hikâyedir.2. Hakikat ehli birinin denize dü mesi ve kendisine yard m etmek isteyen-lerin yard m n reddetmesi. (47a)3. Ashâb- kirâmdan Sa‘d bin Vakkâs’ n, kapanan gözlerinin aç lmas için bizzat dua etmeyi inin sebebini r za ile izah . (48b)4. Abbasi halifelerinden Me’mûn ve karde i Muhammed Emîn aras ndaki mücadelede Me’mûn’un tavr . (49a) Bu hikâyenin içinde, Melik Ho nüvâz ile Fîrûz’un mücadelesini konu alan ba ka bir hikâye daha yer al r.

Page 6: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

286

Dinî ve Felsefî Metinler

6. Vefa

1. Benî-S âr meliki Yakup bin Leys’in, Ni abur emiri Muhammed bin Tâhir’in ülkesine sald rmas üzerine Ni abur halk n n hükümdarlar na vefas zl k edip Yakup bin Leys’in taraf n tutmas na mukabil civar halk -n n büyüklerinden brahim bin Ahmed bin Hâcib’in vefa göstermesi ve Muhammed bin Tâhir’in yan nda yer almas . (61a)2. Hakem olay . (62a)3. Abbasi halifelerinden Muhammedü’l-Emîn’in Gâdire adl cariyesinin ve-fas zl . (63a)

7. S r Saklama

1. Bâdiye Araplar ndan birine sad k bir dostunun s rr n söylemesi ve aka-binde, “Anlad n m ?”, diye sormas üzerine Arap’ n, “Anlad m ve unu um” eklinde cevap vermesi. (68b)

2. skender-i Zülkarneyn’in nedimine bir s rr n söylemesi neticesinde o s r-r n yay lmas ve skender’in halk nazar nda itibar n n zedelenmesi. (68b)

8. Cömertlik

1. Hâtem-i Tâyî’nin cömertli i. (71b)2. Haccâc bin Yûsuf’un ihsan . (72b)3. Bir hakîmin, s rt nda yük ta yan fakir ve zay f bir genç ile konu mas . (74a)4. Abbasiler döneminde devlet hizmetinde bulunan Bermekîlerin, özellikle de bu sülaleden Yahyâ bin Hâlid ile Ca‘fer bin Yahyâ’n n cömertlikleri. (74b)5. Abbasi halifelerinden Tâhir bin Hüseyin’in cömertli i. (76a)6. Abbasi halifelerinden Me’mûn’un veziri Hassan bin Sehl’in cömertli i. (77b)

9. Af

1. Devânikî ismiyle me hur olan Abbasi halifesi Ebû Ca‘fer Mansûr ile bn Fedâle’nin muhaveresi. (80b)2. Ebû Müslim’in a . (81a)3. Eski hükümdarlardan birinin, yüzük ta na a a ilgili ayeti yazd rmas . (81a)4. Selçuklu sultan Sencer’in a . (81b)

10. et, A k ve Muhabbet

1. Behrâm ile Dil-ârâm’ n a k maceras . (84b)2. Kays bin Zâbih ile Leyse’nin a k . (87b)3. E âtûn’un bir hastay muayenesi ve hastal te his etmesi. (90a)4. Belh ehrindeki bir gencin a k st rab ndan ölümü. (93a)

11. Tevazu ve Hayâ

1. Ömer bin Abdülaziz’in tevazuu. (98b)2. Abbasi halifelerinden Mu‘tas m-Billâh bin Hârun’un tevazuu. (99a)3. Abbasi halifelerinden Hârun Re îd’in tevazuu. (99b)4. Habe istan meliki Necâ î’nin tevazuu. (100a) 5. Hz. Peygamber’in tevazuu. (100b)6. Hz. Ali’nin tevazu ve hayâs . (102a)7. Ashâb- kirâmdan Abdullah bin Abbâs ile Zeyd bin Sâbit’in tevazu ve hayâlar . (102b)8. Hüseyin bin Zeyd’in tevazuu. (102b)

Page 7: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

287

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

12. Emanet ve Sadakat

1. Yavuz Sultan Selim’in emanet anlay . (105a)2. M s r meliklerinden Ahmed bin Tulun’un Yetîm adl nediminin sadakati. (107a)3. Kudretli bir padi ah ile kendisine hediye edilen maymunun dostlu u. (111a)4. Haccâc’ n zulmünden kaçan Hasan- Basrî’nin, Habîb-i Acemî’ye s n-mas . (113a)5. Hicri 994 y l nda Sultan Murad döneminde vuku bulan; Veziriazam Sinan Pa a’n n, dönemin eyhülislam olan babas ile K z lba isimli bir bozguncunun elçisi olarak gelen brahim Han aras ndaki sadakat ve kizb mü â‘aresi. (114b)

13. e at ve Merhamet

Bu bölümde hiç hikâye anlat lmam t r.

14. Himmet

1. Timur’un çok küçük ya lardan itibaren hükümdar olma yolunda gayret göstermesi ve husustaki himmeti. (120a)2. Yavuz Sultan Selim’in planlad fakat vefat nedeniyle gerçekle tireme-di i Hindistan seferi hususundaki himmeti. (121b)

15. Temkin ve Mü avere

1. am’da ya ayan bir zahidin evlilik hususunda bir müste ara dan mas , onun tavsiyeleri do rultusunda zahidin saliha bir han mla evlenmesi, ha-n m n n olmad bir gün evde çocu una bakan zahidin padi ah taraf ndan ça r lmas üzerine çocu u b rak p evden ayr lmas , o yokken çocu un can -na kasteden bir y lan n evdeki gelincik taraf ndan engellenip öldürülmesi; bir müddet sonra eve dönen zahidin gelinci in a z n kanl görmesi üzerine çocu a zarar verdi i vehmiyle, ö eyle ve dü üncesizce gelinci i öldürmesi, gerçe i anlay nca da yapt na pi man olmas . (125b) Bu hikâyenin içinde, konular n ; iki han m olan bir tüccar n ilk han m n n kurnazl k göstererek di erini bo atmas ve vefas z bir kad n n, kocas n n sakal n yolmas eklin-de özetleyebilece imiz iki hikâye daha yer al r. 2. Murad Hüdâvendigâr’ n, Kosova Harbi’nden sonra vezir Halil Pa a ile, mü avere hakk nda konu mas . (134a) 3. Abbasi halifelerinden Ebû Ca‘fer bin Mansûr’un, bir bina yap m husu-sunda ak ll veziri Yahyâ bin Hâlid’e dan mas . (134b)4. Ke mirli bir padi ah n çok önemli bir s rr n liyakatsiz bir veziri ile pay-la mas neticesinde o s rr n yay lmas ve bu durumun padi ah n ölümüne sebep olmas . (136a)

16. Yumu ak Huyluluk

1. Hz. sa’n n yumu ak huylulu u. (141a)2. Abbasi halifelerinden Ez-Zâhir-Billâh’ n yumu ak huylulu u. (142b)3. Yavuz Sultan Selim’in, Hilmî Çelebi lakab yla me hur hocas Mevlâna Abdülhalîm ile yumu ak huyluluk hakk nda konu mas . (143a)

17. Gayret 1. eyh Bü’l-Hasen-i Nûrî’nin gayret-i dîniyyesi. (144a)

Page 8: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

288

Dinî ve Felsefî Metinler

18. Feraset

1. Nû irevân’ n feraseti. (146b)2. mam â ‘î ve mam Muhammed’in ferasetleri. (147a)3. mam â ‘î’nin bir sefer esnas nda evinde misa r oldu u ahs n duru-munu ke fetmesi. (147a)4. Sultan Mahmud’un feraseti. (149b) 5. Abbasi halifelerinden Me’mûn’un ahlak anlay . (150b)6. mam Muhammed bin Sîrîn’in rüya tabiri. (150b)7. E âtûn’un bed-sûret bir ahsa muamelesi. (157a)8. Cûhî’nin ölüleri diriltmesi. (159b)9. Sadrüddin-i Konevî’nin dünya nimetlerine itibar etmemesi. (162a)10. Bir rüya tabircisinin görülmemi rüyay tabir etmesi. (163a)11. Nizâmî ile Zahîr-i Fâryâbî’nin mü â‘areleri ve Süheyl-i Yemânî’nin vasf . (167a)12. Hâlid-i Ezherî ile halife Me’mûn’un Kâ ehri hakk ndaki muhavereleri. (170b)

19. Uyan kl k

1. Abbasi halifelerinden Ebû Ca‘fer bin Mansûr’un emirlerinden, dönemin am valisi olan shak bin brahim’in uyan kl . (172b)

2. Ayn ahs n, huzurunda fakr u zarure en dert yanan birisinin tamah-kârl ktan kaynaklanan yalan n fark etmesi. (173a)3. Fât mî halifelerinden Hâkim-Biemrillâh’ n ehrin dört bir yan nda bulu-nan casuslar vas tas yla her eyden haberdar olmas ve neticede kendine uluhiyet atfetmesi. (173a)4. Yavuz Sultan Selim’in, Anadolu kazaskeri Tâcîzâde Ca‘fer Çelebi’yi öl-dürtmesi. (174a)

20. F rsat De erlendirme

1. Nû irevân’ n, be yüz sene ya ayan bir pîr ile konu mas . (175b)2. skender’in Kaydefâ ile sava . (177b)3. Sührâb ile Rüstem’in sava . (178a)

21. Tedbir ve Teyakkuz

1. Halife Me’mûn’un, Ebu’l-Atâhiyye’nin iirini yorumlamas . (179b)2. Zalim bir hükümdar n, sa l nda yapt rd bir köprü vesilesiyle cennete giri i. (181a)

22. yilerle Sohbet

1. Sultan II. Murad’ n, Düzme Mustafa’ya kar Emir Sultan hazretlerinin duas n almas . (183a)2. Câlinûs’un bir mecnuna rastlamas ve kendisinde de cinnet eseri bulun-du unu dü ünmesi. (184b)3. Muhammed bin Zekeriyyâ’n n, cahillerin methinden dolay kendi nefsin-den üphe etmesi. (184b)4. Sultan II. Bâyezid ile Cem Sultan’ n saltanat davas nda eyh Ebü’l-Vefâ hazretlerinin konumu. (185a)5. eyh Ebü’l-Vefâ hazretlerinin kerameti. (186a)6. Sultan Sencer’in Ömer Hayyâm ile dostlu u. (186b)

Page 9: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

289

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

23. Hukuka Riayet

1. Talhatü’t-Tulehât’ n Benî-Kays kabilesine misa r olmas . (191b)2. Eski hükümdarlardan birinin, sofras na oturan bir mücrimi a etmesi. (192b)

24. Sultanl k ve Vezirlik

1. Nû irevân’ n, mubitlerden mülkün zevalinin sebebini sormas ve Büzürc mihr’in cevab . (196a)

2. Ömer bin Abdülaziz’in, kendisinden bayraml k elbise isteyen o luna bunun için Beytülmâlden para almas n n do ru olmayaca n izah etmesi. (198a)

3. Ömer bin Abdülaziz’in, vefat ndan hemen önce sarf e i i sözler. (198a)

4. Selçuklu sultanlar ndan birinin yapt rd cami mukabilinde sevap um-mas ve mübarek bir ahs n ona, bu i ten sevap gelmeyece ini izah etmesi. (198b)

5. Yavuz Sultan Selim’in Sadrazam Piri Mehmed Pa a’ya, reayay kastede-rek hazinenin durumunu sormas . (204a)

6. Halife Me’mûn’un, Yahyâ bin Eksem’i güne ten korumak için onunla yer de i tirmesi. (205a)

7. Büveyho ullar ndan bir hükümdar n cennete giri i. (206b) Manzum bir hikâyedir.

8. Sâmâno ullar ndan smail bin Sâmân’ n adaleti ve halk na muamelesi. (208a)

9. smail bin Sâmân’ n bir sefer esnas nda, askerlerinin yoldaki elma a aç-lar na dokunmamas için bekçi tayin etmesi. (209b)

10. skender’in halk n mal na tasallut eden h rs za muamelesi. (209b)

11. Muâviye’nin Ahnef bin Kays’a zaman n durumunu sormas . (210a)

12. Abbasiler döneminde halifelerin sîretlerine göre halk n gidi at n n de-i mesi. (210a)

13. Nû irevân’ n adaleti. (211a)

14. Sultan Süleyman’ n, devlet erkân n n halka nas l davrand n kontrol etmesi. (212a)

15. Müellif Bostanzâde Yahyâ Efendi’nin Sultan Süleyman zaman nda bizzat ahit oldu u bir hadiseyi anlatmas : Sultan Süleyman’ n Timurta karyesi halk na zulmedenleri cezaland rmas . (212a)

16. Acem hükümdarlar ndan Erd îr’in vezirinin devletin bekas na dair sözleri. (213a)

17. Halife Mu‘tas m’ n, güvenilir bir kâtibi olmamas sebebiyle tehlikeli bir sefere ç kmak zorunda kalmas . (215a)

Page 10: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

290

Dinî ve Felsefî Metinler

25. Sonuç ve Nasihat

1. Erd îr ile Bâbeg aras ndaki dünya hayat n n fanili i konulu muhavere-nin neticesinde Erd îr’in, hakîm o lu Bâbeg’e uyarak dünya mal n terk etmesi. (223a) Bölümün esas hikâyesi budur. Bu hikâyenin içerisinde dört hikâye daha yer al r. Bunlar s ras yla öyledir: Bâbeg’in Erd îr’e anla çoban hikâyesi; rahibin çobana anla hikâye; Erd îr’in Bâbeg’e anla , bir dervi in, bir kervan gasp eden h rs zlar n emirinin oruç tu u unu ve haram maldan yemedi ini, daha sonra bu güzel davran lar n n hürmetine hidayete erdirildi ini görmesini konu alan hikâye; Bâbeg’in Erd îr’e anla -

, Irak’ta bir padi ah n yapt rd muhkem bir binan n iki dervi taraf ndan ele tirilmesi üzerine padi ah n gönlündeki dünya sevgisinin yerini ahiret haz rl na b rakmas ve k z ile birlikte dervi k l na girerek sefere ç kma-lar , yolda ve konaklad klar yerlerde ba lar ndan geçenler, neticede ikisinin de bir i iraya u rayarak ölmeleri ve kabirlerinin kutsal mekân addedilme-sini konu alan hikâye.

Sab r ve ükür Bahsi4

Bu bahiste ilk olarak sabr n tan m üzerinde duran müellif; sabr , kalp bak r n ce-vahire dönü türen halis ayar alt na ve kibrît-i ahmere benzetir. Daha sonra, Kur’an- Kerim’in yetmi yerinde sabr n zikredildi ine dikkat çeker ve din büyüklerinin bu güzel haslet sayesinde saadete erdiklerini ifade eder. Sab r her ne kadar ac ve mü -kül bir i olsa da, neticede peri an gönülleri rahatlat p feraha kavu turur, koyu ka-ranl k gecelerden murat sabah n n nurlar na eri tirir ve sabredenlerin kula na, “Ey ne s, murad n hâs l olmu tur.” nidas n ula t r r. Burada yer alan Arapça bir iirin tercümesi öyledir: “Dünyan n musibetlerinden biri sana ula t zaman onu sab rla kar la ve gönlünü ferah tut. Zaman n gidi at çok acayiptir. Onun bir gün kolayl n görürsen, ertesi gün sana zorluklar n gösterir. Bana bir zorlu u dokunup da i lerimi ziyan e i i zaman; o s k nt y gidermek, her eyin maliki, kuvvet ve kudret sahibi Cenâb- Hak kat nda kolayd r.”

Âlimler, sabr birkaç yönden tabir ve bir iki k sma taksim etmi lerdir. Buna göre sabr n ilk tabiri, nefsin ho lanmad i lere tahammül etmek eklindedir. Ki i kötü huylu dü man ile muharebede sabretse bunun ad ecaat; gazap an nda nefsine hâkim olup sabretse ad hilm ve mürüvvet; zahmetli, s k nt l durumlarda isyankâr olmay p sabretse bunun ad da itaat olur ve bu durum ki inin sadr n geni letir. Böylelikle ki i her hâlde züht ve kanaat yolunu tercih edip güzel hasletleri ahs nda toplar, kötü huylar n damar n keser. Sabr n faydalar n n haddi hesab yoktur. Burada yer alan Türkçe bir beyit u ekildedir:

4 Bostanzâde Yahyâ Efendi, Mir’âtü’l-Ahlâk (3537), vr. 16b-26b; Sucu, age., s. 128-146.

Page 11: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

291

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

Sab rdur mahz- nef‘ ü ‘ayn- hikmetBulurm sabr ile ‘âk l sa‘âdet

Her kim zamane hadiselerinin okunu yi itlik meydan nda sab r siperi ile kar -larsa, muhakkak dert ve bela askerinin yolunu keser, mihnet selinin hücumunu en-geller. Her kim de sab r yular na sahip olmay p acele yolunda yürürse, can mülkünü fena yolunda helak etmi olur. S k nt ve hastal k zamanlar nda sabredenler (Bakara, 2/177) saadete nail olur. Buna mukabil her kim sabra te ebbüs etmeyip ilahî takdirden mustarip olursa, sab rs zl kla s zlanmas onun k nanmas na sebep olur ve bu durum maruz kald iptiladan daha beterdir. Burada yer alan Farsça bir beytin tercümesi öyledir: “Ey gönül; ayet zamane sana yüzlerce s k nt eri tirirse, bekle ve sabret.

Zira o dertlerin devas ancak sab rd r.”

Sab r hem dünyaya ra bet edenlere, hem de ahireti isteyenlere laz m olan mühim bir vas r. Zira dünyada sab r ile murada eri mek kolayd r. Ahire e ise sab r ile ecir ve mükâfat mukarrerdir. Kötü huylu nefsin dünyadaki maksad ço unlukla rahat ya am, türlü nimetlere ula mak, yüce bir makam ve çok maldan ibare ir. nsan bu i ler için dahi sabretmek zorundad r. nsan n yarat l aceleye meyyal oldu undan teenni ve tehir ço u zaman zor ve s k nt l görünür. Bu durumda vesveseyi def edip sab r yoluna gitmek, acele ile ortaya ç kacak olan hatalardan ve be enilmeyen i ler-den sak nmak gerekir. Konuyu izah eden Farsça bir manzumenin tercümesi öyledir: “Hz. Peygamber buyurmu tur ki; ‘Her kimin tabiat nda sab r yoksa Cenâb- Hak ona iman vermemi tir.’ Ey o ul, sab r demirden bir kana r ki, Cenâb- Hak zaferi o sipe-rin üzerine yazm t r. Acele eytan n hilelerinden, sab r ve temkin ise Rahmân olan Allah’ n lutfundand r.”

Sabr n asl , pek çok ile kâdir iken onlardan müsta ni kalabilmektir. Zira kâdir ol-mayan fakir sab r ile ancak can na cebrederken, her mertebeye kâdir olan zengin sab r ile nefsini k rar ve onun isteklerine mukavemet eder. Mesela yiyece i olmayan fakir sabretmeye mecburken, i tah aç c yiyecekler haz rlamaya gücü yeten zenginin yeme-yip aç kalmas nefsine daha a r gelir. Halis niyetle sabreden ki i, “Çal anlar n ücreti ne güzeldir, onlar ki sabrederler...” (Ankebût, 29/58-59) ayetinin müjdesine erer ve ce-hennem ile aras na metin bir set çekmi olur. Müminin sad k dostu ilim, veziri hilim, k lavuzu ak l, babas r , ordu komutan ise sab rd r. Taç sahibi bir emir veya bir ehir komutan ordusunu nas l zapt ederse, sab r da müminin i lerini o ekilde idare eder.

Sab r üç çe i ir: Birincisi belalara kar sab r; ikincisi nefsini ibadete sevkte göste-rilen sab rd r ki, ayn zamanda ki inin dünya lezzetlerinden el çekmesini gerektirir; üçüncüsü ise isyan, günah ve bo eylerden yüz çevirmekte gösterilen sab rd r. Sab r ve tahammül sahibi olmayan ki i rahata eremez, yolculuk s k nt lar na katlanmayan menzile ula amaz. Sabr n pek çok hikmeti ve say s z faydas vard r. Peygamberler

Page 12: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

292

Dinî ve Felsefî Metinler

ve veliler, bu büyük haslet ve be enilen huy ile mu as f olup sab rla saadete ermi -lerdir. Yoldan ç km kavimler peygamberlerine her ne kadar zulme ilerse de, onlar yine sab r yolunu seçmi ve bu yolla mertebelerini yükseltmi lerdir. Hassaten Nuh (a.s.), kavminin had sa aya varan eza ve cefas na büyük bir mukavemet göstermi , Cenâb- Hakk’a samimi ilticas n n neticesinde azg n kavmi tufan ile helak olmu tur. Hz. brahim, Hz. Yakup, Hz. Yusuf ve Hz. Eyüp de sabr ile ön plana ç kan peygam-berlerdendir.

Zalim, vefas z ve hain dünyan n hilelerine aldanmay p sabretmenin fazileti çok-tur. ayet zamane aynas nda murada eri mek sureti görünmezse, bu duruma taham-mül edip s k nt ve ikâyete mahal vermemeli, acele yoluna gitmemelidir. Zira takdir edilen, zaman geldi inde vuku bulacakt r. ayet murat edilen ey takdir edilmemi -se, onun husulü için s k nt ve st rap bo unad r. yi kötü bütün i lere sabretmenin alameti, sebatkâr ve kanaatkâr olmakt r. Acele ise eytan n, aslan ve kaplan gibi y rt c hayvanlar n âdetidir. yi de olsa, kötü de olsa, evvela kazaya r za göstermek gerekir. Bu karars z dünyan n i i daima hâl de i tirmektir. Hangi iyilik ve güzellik vard r ki, zaman onu s k nt ve kedere dönü türmemi olsun? Bu dünyan n nimeti zahmet, baht ve talihi ise zille ir. Zira mutluluk ve keder birbirine yak n, ha a ikizdir. Dünyan n de i meyen bir tek hâli vard r, o da gönül ehline daima sitemkâr olmas d r. Gam ve kederin art arda geldi i zamanlarda, ferah ve mutluluk demlerinin yak n oldu unu hat rlay p mutlu olmal ve kalp aynas n keder tozundan ar nd rmal d r. Ak ll ki i geçici bir s k nt için gama bürünmez, mutluluk sinesini elem ve keder eli ile parçala-maz ve bu fani dünya için gam çekmez. Hiçbir karanl k gece yoktur ki, onu gündüz ayd nl takip etmesin ve hiçbir uzun k gecesi yoktur ki, onu bahar gündüzü k s-metli bir sabaha ula t rmas n. Ak beti sürura varacak olan gam için kederlenmek yer-sizdir. Kemalde zeval, darl n neticesinde ise ferah vard r. Burada yer alan Arapça bir manzumenin tercümesi öyledir: “Bu çivit renkli hokkabaz felek; bazen dü ün, bazen matem havas çal p söyler. te âlemin hâli de böyledir. E er ba n gö e ermi -se, bilesin ki sonunda yerin dibine geçecektir.”

Zaman ile mukabele etmek gereksizdir, ki i her hâlde sab r ve tahammül yoluna gitmelidir. Zira felek, acayip i ler yapan bir oyuncu gibidir. Bostanzâde Yahyâ Efendi sözün buras nda, “hikâyet” ba l alt nda öyle bir hâdiseyi nakleder:

Hz. Peygamber’in Gadbâ isimli me hur devesini hiçbir deve geçmez ve edep dai-resi d na ç kmazken bir gün Arap’ n birinin getirdi i bir deve müsabakada Gadbâ’n n önüne geçer. Bu deh etli durum ashâb- kirâma çok a r gelir. Hz. Peygamber (s.a.v.) ise; “Muhakkak ki bu dünyadaki her eyin yüceli i ve yüksekli i ancak Cenâb- Hakk’ n takdir e i incedir.” buyurur.

Bu hikâyeden sonra müellif konuya öyle devam eder:

Page 13: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

293

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

Hiçbir zaman hâlden ikâyetçi olunmamal , sabretmeli ve düzenin birden bire iyiye tahavvül edece i unutulmamal d r. Bazen ho lanmad m z bir ey hakk m zda hay rl , ho land m z bir ey de hakk m zda hay rs z olabilir (Bakara, 2/216). Akl ba nda olan ki i bu kavgac dünyan n hiçbir hâline itibar etmez, hile ve aldatma-cas na kanmaz. Ki inin eri ti i devlet, makam ve zenginlik ile övünmesi cahilce bir davran t r. Zira yokluk âleminin gizlili inden bu varl k sahas na ad m atan herkes, ak bet, ölüm yaras n n damgas ile ni anlan p beka âlemine intikal edecektir. Dünya ise mihnetler mahalli ve hüzünler mahzenidir. Onun zehirle kar k halaveti ancak ac l k verir, ferah nefesleri gam ve kederi muciptir, zineti ise süs de il ancak kusur ve ay ptan ibare ir.

Müellif burada 19. Abbasi halifesi Muhammedü’l-Kâhir Billâh’ n önceden güçlü bir padi ah iken sonradan zelil olmas n ve Deylemî meliklerinden Muizzüddevle’nin veziri Mühellebî’nin, önceden yiyecek ekme e muhtaç bir fakir iken sonradan vezir-lik mertebesine yükselmesini konu alan iki hikâyeyi pe pe e anlatarak iki z t duru-mu somut bir ekilde örneklendirmi tir. Hikâyeler s ras yla öyledir:

Halife Muhammedü’l-Kâhir-Billâh’ n döneminde devlet erkân onun hilafet ve saltanat na son verip Muktedir-Billâh Ca‘fer’e biat ederler. Bunun üzerine Kâhir’in gözlerine mil çekilir. Eski halife bin bir türlü eziyet ve i kence ile hapsedilir. Burada yer alan Türkçe bir beyit öyledir:

Devlet-i dünyâya me ûn olmasun erbâb- câhSer-nigûn câm içre turmaz bâde-i câh u gurûr

Uzunca bir zaman hapiste kal r ve unutulur gider. Burada yer alan Türkçe bir m sra öyledir:

Niçe sultanlar yatur külhanda bu dünya durur

Hilafetin El-Muktefî-Billâh’a geçti i bir dönemde Ba dat’ta k tl k vuku bulur. K tl n iddetinden insanlar ölü eti yemek zorunda kal rlar. Ha a o as r büyükle-rinden bir han m n, açl n iddetinden incilerini havanda döverek un hâline getirdi-

i, hamur yo urup ekmek gibi pi irerek yemeye çal t lakin hazmedeyip öldü ü anlat l r. Muhammedü’l-Kâhir-Billâh i te bu dönemde hapisten ç kar ve bir Cuma günü camiye gelip halk n aras na kar arak onlara; “Ey cemaat! Bana merhamet edin ve bu açl gidermeme yard mc olun. Dün halife idim ve bu mülkün sahibiydim, bugün ise yer ile beraber, zerreden kemter, hakir ve fakir bir köleyim.” der. Burada yer alan Farsça bir beytin tercümesi öyledir: “Bu dünya ve onun bütün i leri bir hiç-ten ibare ir. Ben bu nükteyi yüzlerce defa tahkik ve tecrübe e im.” Güçlü bir sultan iken zelil olmu , iktidar sahibi bir padi ah iken dilenci konumuna dü mü tür. Orada

Page 14: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

294

Dinî ve Felsefî Metinler

bulunanlardan biri merhamet edip be yüz dirhem ba lar ve eski halifeyi memnun eder. Hikâye u beyit ile sona erer:

Seri pâ pâyi ser eyler cihân- bî-ser ü pâdurHazîzi evc ider evci hazîz eyler bu dünyâdur

Deylemî hükümdarlar ndan Muizzüddevle’nin veziri ve mü iri olan, Mühellebî mahlas yla tan nan Muhammed, marifetli ve faziletli bir zât- muhteremdir. Mühellebî, Muizzüddevle’nin veziri olmadan önce hayat n fakr u zaruret içinde geçirmi ve bir lokma ekmek bulamad zamanlar olmu tur. Yine açl n n had sa aya vard böy-le bir zamanda çaresizlikten a k na dönmü ken fakr u zaruretini beyan eden bir iir söyler. Bu Arapça k tan n tercümesi öyledir: “Bak n, bu kendisinde hay r bulunma-yan haya a ancak ölüm sat l r ve ölüm al n r. Ölüm, yemeklerin en lezzetlisini getirir ve beni bu kötü haya an kurtar r.” Daha sonra sab r ve tahammül yolunu seçip;

Bitmez yüregüm yâreleri i ler oñulmazSabr eyleyelüm çâre nedür bitmez i olmaz

diyerek mahzun gönlüne teselli verir ve Hâf z’ n; “Ey Hâf z; madem ki cihan n sevinci de kederi de geçicidir. O hâlde ben gönlümü her zaman ho tutar m.” manal beytinin mazmununu zikrederek ilahî lütu ar beklemeye koyulur. Sâd k bir dostu o esnada duruma vâk f olur ve Mühellebî’ye bir miktar e ya hediye eder. Daha sonra Mühellebî’nin ezelde takdir edilen baht aç l r ve fakr u zaruret içinde geçen s k nt l günleri sona erer.

Sa‘âdet-i ezelî kâbil-i zevâl olmazGüne yir üstine hem dü se pây-mâl olmaz

güzâri ince Deylemî meliklerinden Muizzüddevle’nin veziri olur ve bu sayede fakirlere, muhtaçlara, miskinlere lutf u kerem kap lar n açar.

Müellif bu hikâyeden sonra konuya Farsça bir beyitle devam eder. Bu beytin ter-cümesi öyledir: “Ey gönül; ayet cihan senin murad n üzere gitmezse ne gam ki, bu hâl sürekli de ildir. Cihan n ahvali de i ken oldu u için Cenâb- Hakk’a sonsuz minne ar z.”

Murad n gecikmesinde, fakirlik ve felake e sab r laz m geldi i gibi; devlet, ma-kam ve izzete nailiye e de ükür laz md r. nsano lu gark oldu u say s z nimetler mukabilinde sonsuz ükür edas yla mükelle ir. ükrü terk ederek nimeti inkâr et-mek ise kaç n lmas gereken bir durumdur. ükreden tok, sabreden aç mesabesin-dedir. Ancak ükrün lay k yla eda edilmesi gerekir. mam Gazzâlî’ye göre nimete ükür; nimet verilenin, nimet verenin nimetlerini sena edip ga et üzere bulunma-

mas d r. Her nimet aslen Cenâb- Hak taraf ndan vas l oldu u için mün‘imi daima Allah ta‘âlâ olarak bilip öyle muamele etmeli ve her nimet için Cenâb- Hakk’a itaati

Page 15: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

295

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

art rmal d r. Nimetin ükrü Cenâb- Hakk’a yönelmek ve O’na kusursuz itaat gayreti içerisinde bulunmakt r. ükür nimetin celbine, küfür ise zevaline sebep olur. Kederi mucip hâllerin vukuunda sab r ile nefse mukavemet etmeli ve Cenâb- Hakk’a niyaz-da bulunmal d r. Hakk’ n dergâh O’na iltica edenlere aç kt r ve Kerîm olan Cenâb- Hak, kullar n , her ne kadar günahkâr da olsalar, kap s ndan kovmaz.

Bostanzâde Yahyâ Efendi, bu bahsin sonunda sabr n mahallinde olmas n n gereklili-i üzerinde durur. Buna göre; gayret gösterip hareket edilmesi gereken yerlerde sab r ad

alt nda hiçbir ey yapmadan beklemek, sab rdan de il, mertli in ve din gayretinin yok-lu undan kaynaklan r. Böyle davranan birinin kendisini sâbir (sabreden) mertebesinde görüp Hak kat ndan gelecek bir feraha talip olmas ise hakiki bir cehalet eseridir.

Bahsin sonunda yer alan ve konuyu özetleyen müellife ait Türkçe manzume öy-ledir:

Kal‘a-i sabra girüp eyle karârtmesün tôb- havâdis saña kâr

Sabr imi dünyâda mi âh- ferecGöre mi sâbir olan ki i haracSabrdur cevher iden topraSabrdur atlas iden yapraOlsa derd-i ecele ger dermânSabrdur dir-idi sor lsa LokmânYüri sabr itmeyi ‘âdet eyleKendüñi ehl-i sa‘âdet eyleSabr iden dü menine buld zaferTerk iden sabr çeker nice zarar

Sonuç17. yüzy l müelli erinden Bostanzâde Yahyâ Efendi’nin Mir’âtü’l-Ahlâk adl eseri

dinî-tasavvu ve felse cepheleri de bulunan mensur ve didaktik bir ahlak kitab d r. Sonuç ve nasihat bölümünün d nda 24 bölümden olu an ve her bölümde güzel has-letlerden birinin ayr nt l bir ekilde ele al nd eserde ahlaki nazariyelerden ziyade prati e a rl k verilmi tir. Bu bölümlerden her birinde müellif konunun okuyucunun zihninde daha iyi yer etmesini sa lamak amac yla yeri geldikçe birtak m hikâyeler anlat r. Bu hikâyelerden ço u, Bostanzâde Yahyâ Efendi’nin ayn zamanda bir tarihçi olmas sebebiyle tarihî niteliktedir ve hikâyelerde ad geçen ah slardan ço u hüküm-darlard r. Bostanzâde Yahyâ Efendi’nin bu eseri kaleme almas ndaki gayelerinden birinin de devlet kademelerinde görev alan idarecileri güzel ahlaka davet etmek ol-du unu dü ünürsek, hikâye kahramanlar n n ço unun özellikle hükümdarlar ara-

Page 16: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SUCUN.pdf · dİnÎ ve felsefÎ metİnler yİrmİbİrİncİ yÜzyilda yenİden okuma, anlama ve algilama religious

296

Dinî ve Felsefî Metinler

s ndan seçilmesinin sebebi de anla l r. Bunun yan nda eserde yer alan hikâyelerden önemli bir k sm siyer mahiyetindedir. Zira güzel ahlak söz konusu olunca evvela bunun en güzel ve en mükemmel temsilcisi olan Hz. Peygamber’i hat rlamak gerekir. Bir k s m hikâyelerde ise Hz. Peygamber’in ifadesiyle her biri birer y ld z mesabesin-de olan ashâb- kirâm n adlar geçer. Eserdeki hikâyelerin yerle imi belli bir düzene tabi de ildir. Kimi bölümlerde az kimi bölümlerde çok hikâye anlat lm t r ve bunlar birbirinden ba ms zd r. Hikâye anlat m tamamen konunun gidi at yla alakal d r. En çok hikâye anlat lan bölüm, 17 hikâye ile sultanl k ve vezirlik bölümüdür. e at ve merhamet bölümünde ise hiç hikâye anlat lmam t r. Hikâyelerden iki tanesi man-zumdur. Bunlardan biri r za bölümünde di eri ise sultanl k ve vezirlik bölümün-de yer al r. Hikâyelerden ço u birbirinden ba ms z olmakla birlikte r za, temkin ve mü avere bahisleri ile sonuç ve nasihat bölümünde, Kelile ve Dimne ile Mesnevî-i

erîf’de oldu u gibi ana hikâyeye ba l olmakla beraber birbirinin içine girmi bir-kaç hikâye yer al r. Hikâyelerin konulara göre taksimi çoktan aza do ru öyledir: Sultanl k ve vezirlik 17; feraset 12; tevazu ve hayâ 8; ecaat 6; cömertlik 6; temkin ve mü avere 6; iyilerle sohbet 6; emanet ve sadakat 5; r za 4; i et, a k ve muhabbet 4; uyan kl k 4; af 4; ibadet 3; sab r ve ükür 3; ciddiyet ve gayret 3; vefa 3; yumu ak huyluluk 3; f rsatlar de erlendirme 3; s r saklama 2; himmet 2; tedbir ve teyakkuz 2; hukuka riayet 2; gayret 1; sonuç ve nasihat 1.

Bu tebli de örnek olarak ele ald m z sab r ve ükür bölümünde de görülece i üzere, Mir’âtü’l-Ahlâk gibi dinî-felse ve tasavvu cepheleri bulunan eserlerin günü-müzde yeniden okunup anla labilmesi için, bu tür metinlerde yer alan hikâyelerin sadele tirilerek meselelerin günümüz insan n akl nda daha somut bir ekilde yer al-mas sa lanabilir. Ha a bu tür eserler muhtevalar nda yer alan hikâyeler bak m ndan teker teker incelendikten sonra elde edilen verilerin bir araya getirilerek konular -na göre tasnif edilip dinî-felse -tasavvu ve ahlaki eserlere dair bir hikâye antolojisi olu turulmas n n, bu konulardaki müstakil çal malar n toplu olarak yeniden de er-lendirilip belli bir düzen çerçevesinde bir araya getirilmesinin, bu tür eserlerin daha geni kitlelere ula mas na, günümüz insan n n bunlar daha rahat okuyup anlayabil-mesine ve bu eserlerden istifade etmesine katk da bulunabilece i kanaatindeyiz.

KaynaklarBostanzâde Yahyâ Efendi, Mir’âtü’l-Ahlâk, stanbul Üniversitesi Ktp. TY, nu. 3537.Sucu, Nurgül (2010), Bostanzâde Yahyâ Efendi ve Mir’âtü’l-Ahlâk’ ( nceleme-Metin), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay mlanmam Doktora Tezi, Konya.Tuman, Mehmet Nâil (2001), Tuhfe-i Nâilî, (Divan âirlerinin Muhtasar Biyogra leri),

hzl. CemâlKurnaz, Mustafa Tatç , C. I-II, Bizim Büro Yay., Ankara.