29
ADANA (322) 457 66 54 AMASYA (358) 218 20 28 ANKARA (312) 363 52 58 ALANYA (242) 528 37 52 BURSA (224) 254 53 26 ÇAYCUMA (372) 643 62 72 G.ANTEP (342) 232 45 53 GÖLCÜK (262) 414 28 82 DENÝZLÝ (258) 372 11 66 ÝSTANBUL (216) 342 18 01 ÝZMÝR (232) 431 06 48 ÝSKENDERUN (326) 615 73 56 KAYSERÝ (352) 222 38 83 K.MARAÞ (344) 221 98 99 ELBÝSTAN (344) 415 02 00 KARABÜK (370) 712 13 85 KARAMAN (338) 214 57 04 KONYA (332) 251 83 00 KARAPINAR(332) 755 21 11 ILGIN (332) 882 73 64 MALATYA (422) 324 34 36 MERSÝN (324) 231 30 95 OSMANÝYE(322) 812 78 21 SAKARYA (264) 281 00 26 SAMSUN (362) 431 40 99 SÝNOP (368) 681 55 19 SÝVAS (346) 224 21 31 TOKAT (356) 212 24 63 TURHAL (356) 272 41 82 ZONGULDAK (378) 251 48 31 TEMSÝLCÝLÝKLER ES-SEYYÝD OSMAN HULÛSÝ EFENDÝ VAKFI Somuncu Baba ES-SEYYÝD OSMAN HULÛSÝ EFENDÝ VAKFI ADINA ÝMTÝYAZ SAHÝBÝ A.Þemsettin ATEÞ GENEL YAYIN YÖNETMENÝ A.Tacettin ATEÞ YAZI ÝÞLERÝNDEN MESUL MÜDÜR Av. Haki DEMÝR REKLAM ve HALKLA ÝLÝÞKÝLER Mehmet UÇARALP Yusuf MUTLU - Mehmet ÞEN Ali GENCAL - Yemliha GÖNCÜ Ali AYDOÐAN KAPAK Kudret Hamamý-Darende FOTOÐRAFLAR Bekir SARI TEKNÝK YAPIM AJANS B / Darende Tel:615 17 55 GRAFÝK - TASARIM Aslan TEKTAÞ YAZIÞMA ADRESÝ Zaviye Mah. Hacý Hulûsi Efendi Cad. No:71 44700 Darende / MALATYA e.mail: [email protected]. BASIM - YAYIM - DAÐITIM - PAZARLAMA Somuncu Baba Basýn-Yayýn Tic.San.Ltd.Þti. RENK AYRIM - FÝLM ÇIKIÞ Bizim Repro (312) 231 26 72 BASKI Poyraz Ofset (312) 384 19 42 Dergide Yayýnlanan Yazýlardan Yazarlarý Mesuldür Kaynak Gösterilerek Ýktibas Edilebilir. KÜLTÜR-EDEBÝYAT ve ARAÞTIRMA DERGÝSÝ Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfý’nýn Yayýn Organýdýr Ýki Ayda Bir Yayýnlanýr ISSN:1302-0803 YIL:7 SAYI:28 EYLÜL - EKÝM 2000 Ahmed’in þer’ini baþa tâc edüp Vârýný râhýnda hep târâc edüp Hâne-i tenden çýkýp mi’râc edüp Âþina ol ânla yâri âþinâ Dîvân-ý Hulûsi-i Darendevî Baþyazý............................................... 2 Mektûbat’tan...................................... 3 Araþtýrma Somuncu Baba ve Neseb-i Âlisi............. 4 Kapak Hayat Bahþeden Su ve Kudret Hamamý. 6 Gezi Özbekistan Gezisi “Taþkent”................. 11 Gençlik Gençlerimiz ve Ýnanç Ýhtiyacý................ 16 Basýndan Basýndan Belgelerle Es-Seyyid O. Hulûsi Efendi................... 18 Altun Silsile Þahý Nakþibend (K.S)........................... 20 Kültür Beni mâzur gör bu defa Ey Þanlýurfa..... 24 Edebiyat Kemal Ümmi’nin Þeyh Hamid-i Veli Mersiyesi................. 32 Araþtýrma Nakub’ül Eþraflýk-2................................ 34 Sempozyum Hulûsi Efendi’nin Ýnsan Sevgisi-2.......... 36 Þiir...................................................... 39 Tasavvuf Ayetler ile Tasavvuf’ta “Vesile”............. 40 Hatýra Hatýra Fotoðraflarý ............................... 43 Ekonomi Kalite, Üretkenlik ve Kâr........................ 44 Araþtýrma Tasavvuf’ta “Nokta”............................. 45 Hadis Hadisler Iþýðýnda Tasavvuf ................... 47 Tomurcuklar Tatilde Eðlenirken Öðrenmek................ 48 Hanýmlara Özel Kandiller ve Ramazan Hazýrlýklarý ........ 51 Haberler............................................. 53

Dîvân-ý Hulûsi-i Darendevî Somuncu Baba · 2017. 1. 5. · Tahrir Defterleri'ne göre daha modern bir tasarýma sahip olan Temettuat Defterleri, hane halkýnýn mevcut menkul

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • ADANA (322) 457 66 54AMASYA (358) 218 20 28ANKARA (312) 363 52 58ALANYA (242) 528 37 52BURSA (224) 254 53 26ÇAYCUMA (372) 643 62 72G.ANTEP (342) 232 45 53GÖLCÜK (262) 414 28 82DENÝZLÝ (258) 372 11 66ÝSTANBUL (216) 342 18 01ÝZMÝR (232) 431 06 48ÝSKENDERUN (326) 615 73 56KAYSERÝ (352) 222 38 83K.MARAÞ (344) 221 98 99ELBÝSTAN (344) 415 02 00

    KARABÜK (370) 712 13 85KARAMAN (338) 214 57 04KONYA (332) 251 83 00KARAPINAR(332) 755 21 11ILGIN (332) 882 73 64MALATYA (422) 324 34 36MERSÝN (324) 231 30 95OSMANÝYE(322) 812 78 21SAKARYA (264) 281 00 26SAMSUN (362) 431 40 99SÝNOP (368) 681 55 19SÝVAS (346) 224 21 31TOKAT (356) 212 24 63TURHAL (356) 272 41 82ZONGULDAK (378) 251 48 31

    TEMSÝLCÝLÝKLER

    ES-SEYYÝD OSMAN HULÛSÝ EFENDÝ VAKFI

    Somuncu Baba

    ES-SEYYÝD OSMAN HULÛSÝ EFENDÝ VAKFI ADINAÝMTÝYAZ SAHÝBÝA.Þemsettin ATEÞ

    GENEL YAYIN YÖNETMENÝA.Tacettin ATEÞ

    YAZI ÝÞLERÝNDEN MESUL MÜDÜRAv. Haki DEMÝR

    REKLAM ve HALKLA ÝLÝÞKÝLERMehmet UÇARALP

    Yusuf MUTLU - Mehmet ÞENAli GENCAL - Yemliha GÖNCÜ

    Ali AYDOÐAN

    KAPAKKudret Hamamý-Darende

    FOTOÐRAFLARBekir SARI

    TEKNÝK YAPIMAJANS B / Darende Tel:615 17 55

    GRAFÝK - TASARIMAslan TEKTAÞ

    YAZIÞMA ADRESÝZaviye Mah. Hacý Hulûsi Efendi Cad. No:71

    44700 Darende / MALATYAe.mail: [email protected].

    BASIM - YAYIM - DAÐITIM - PAZARLAMASomuncu Baba Basýn-Yayýn Tic.San.Ltd.Þti.

    RENK AYRIM - FÝLM ÇIKIÞ Bizim Repro (312) 231 26 72

    BASKI Poyraz Ofset (312) 384 19 42

    Dergide Yayýnlanan Yazýlardan Yazarlarý MesuldürKaynak Gösterilerek Ýktibas Edilebilir.

    KÜLTÜR-EDEBÝYAT ve ARAÞTIRMA DERGÝSÝEs-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfý’nýn Yayýn Organýdýr

    Ýki Ayda Bir YayýnlanýrISSN:1302-0803

    YIL:7 SAYI:28 EYLÜL - EKÝM 2000

    Ahmed’in þer’ini baþa tâc edüp

    Vârýný râhýnda hep târâc edüp

    Hâne-i tenden çýkýp mi’râc edüp

    Âþina ol ânla yâri âþinâDîvân-ý Hulûsi-i Darendevî

    Baþyazý............................................... 2Mektûbat’tan...................................... 3AraþtýrmaSomuncu Baba ve Neseb-i Âlisi............. 4

    KapakHayat Bahþeden Su ve Kudret Hamamý. 6

    GeziÖzbekistan Gezisi “Taþkent”................. 11

    GençlikGençlerimiz ve Ýnanç Ýhtiyacý................ 16

    BasýndanBasýndan Belgelerle Es-Seyyid O. Hulûsi Efendi................... 18

    Altun SilsileÞahý Nakþibend (K.S)........................... 20

    KültürBeni mâzur gör bu defa Ey Þanlýurfa..... 24

    EdebiyatKemal Ümmi’nin

    Þeyh Hamid-i Veli Mersiyesi................. 32

    AraþtýrmaNakub’ül Eþraflýk-2................................ 34

    SempozyumHulûsi Efendi’nin Ýnsan Sevgisi-2.......... 36

    Þiir...................................................... 39TasavvufAyetler ile Tasavvuf’ta “Vesile”............. 40

    HatýraHatýra Fotoðraflarý ............................... 43

    EkonomiKalite, Üretkenlik ve Kâr........................ 44

    AraþtýrmaTasavvuf’ta “Nokta”............................. 45

    HadisHadisler Iþýðýnda Tasavvuf ................... 47

    TomurcuklarTatilde Eðlenirken Öðrenmek................ 48

    Hanýmlara ÖzelKandiller ve Ramazan Hazýrlýklarý ........ 51

    Haberler............................................. 53

  • Kýzým Fatýma'yaHaným kýzým: Sizler benim en mesut günlerimin meyvesisiniz.

    O günlerde sade ve külfetten uzak bir hayat yaþýyordum. Ruhumdailahi bir rahatlýk ve güzel bir neþe hüküm sürmekteydi. Divanýmýn enseçkin þiirlerini o günlerde yazmýþtým. Sizler henüz dünyaya ayakbasmamýþtýnýz. Bende henüz sevgili anne ve babamdan ayrýl-mamýþtým.

    Rahmetli babamdan sonra dünyaya gelen erkek evladýmýn ismi-ni Hasan koymuþtum. Babacýðýmýn ismini anma fýrsatýna sahipolduydum. Ne çare ki yavrucuk hastalandý, gözlerimin içine bakarak,gülümseyen yüzüyle cennete yürüdü. Þefkatli annemi babamdan birgün önce kaybetmiþtim. O anne ki analar anasý, göðsü-gönlübütünüyle þefkat ve muhabbet duygusuyla dolu olarak, bizi emzirmiþve kucaðýnda büyütmüþtü.

    Annemin neþeli bir aný idi; "Caným anne! Eniþteler evlatlardandaha sevgili olur derler. Sizde bu duygu öylemidir?" diye sormuþtum.Annem gözleri yaþararak yüzüme baktý; "yok efendi oðlum, evlatlarýnsevgisindeki farkýný göstermek uygun olmaz, ama ne yalan söyleyey-im Ahmet ilk çocuðum olduðu için daha çok severdim. Lakingördüðüm bir rüya üzerine farkýnýz yoktur. Ahmet'te genç idim, pekuyamadým. Fakat size abdestsiz süt vermedim." diyerek rüyalarýnýanlatmýþlardýr. Merhumenin vefatýnda baþýnda bulundum. Kýbleyeyönelik, diz çökmüþ olarak Allah Allah diye ruhunu teslim etti.

    Ýþte o çok sevdiðim þefkatli annemin ahirete irtikalinden sonraen önce dünyaya gelen kýz evladým da sizdiniz. O sevgili anneminadýný size ad koymakla, sizi onun yerine koymuþtum. Þimdi kýzýmannem Fatýmam sizsiniz. Ümid ederim ki, onun kurduðu þerefliyuvalar gibi yuvan, þen ve neþeli gönlün, ýþýklý, saðlýklý ve mutluuzun ömrün, çok ve kýymetli hayýrlý evladýn, Allah'ýn isteðine uyguniþ, hareket ve samimi ibadetin olsun.

    Allah'ýn selamý üzerine olsun.Babanýz Hulûsi

    *Günümüz Türkçe'sine çeviren Yrd. Doç. Dr. Cemil Gülseren

    Ýnsan oðlu yeryüzünden varolduðu zamandan günümüze gelene kadar farkýnda olarakveya olmayarak eðitmiþ ve eðitilmiþtir. Çaðlarýn deðiþimi, geliþimi ve ilerlemesiyle eðitimseviyesinde de yükselme olmuþtur. Nüfusun artmasý ihtisaslaþmaya yönelme ve hýzlý deðiþim-ler, sistemsiz ve programsýz olan eðitim faaliyetlerini programlý ve örgün hale dönüþtürmeyezorlamýþtýr.

    Eðitim insaný hayatý boyunca yaþadýðý toplum içersinde ve kendi þahsý açýsýndan hede-fine göre yetiþmesini ruh ve beden saðlýðýný muhafaza etmeyi temin eder. Eðitim ruhu ve karak-teri þekillendirdiði gibi fert ve milletlerin de deðerlerinin yücelmesine katkýda bulunur. Bir mil-letin yaþayýþ ve düþünüþe ait bütün görevlerini tarihi seyir içerisinde nesillerden nesillereaktararak ve geliþtirerek sürdürdüðü en büyük çalýþmalar, eðitim çalýþmalarýdýr. Eðitim,nesiller arasýndaki anlayýþ yakýnlýðýný ve ahengi koruyarak, tarih boyunca milli þuurundevamýný ve geliþmesini saðlamayý hedef alýr. Fertlerin içinde yaþadýðý cemiyete ahenkleintibak etmesini, cemiyetlerinde refah içerisinde bekasýný saðlayan çalýþmalara eðitim çalýþ-malarý denir.

    Kültür ve medeniyet ilerledikçe insanlarýn öðrenmek zorunda kaldýklarý bilgilerde hýzlaartmaktadýr. Bu hýzlý ilerleme ve geliþmeye ayak uydurabilmek için eðitimciler eðitim pro-gramlarýný ileriye yönelik ve günlük problemleri de bu meyanda çözebilecek program yapmakzorunda kalmaktadýrlar. Ancak bu hýzlý ilerlemeye her zaman ayak uyduramayan eðitim pro-gramýnýn zamanýn gerisinde kalmasý eðitim faaliyetini güçleþtirmektedir.

    Ýlk zamanlarda az olan bilgileri, az olan nüfusa ana-babalar veya yaþlýlar ampirik olaraköðretiyorlardý. Ancak nüfusun ve bilgilerin çoðalmasý, özellikle ihtisaslaþmasýnýn artmasýöðretmene, okula ve yaygýn eðitim yerine, örgün öðretime olan ihtiyacý artýrmýþtýr.

    Milletler için her zaman en önemli mesele hiç þüphesiz eðitimdir. Ve bu eðitimin gayesi deçaðý anlayan geçmiþle gelecek arasýnda iyi bir köprü olabilen nesli yetiþtirmek olmalýdýr.Çünkü bir toplumun uzun süreli yaþamasý o toplumdaki ailelerin çocuklarýna verdikleri deðer-lere ve ahlakî karaktere baðlýdýr. Ahlakî karakter bakýmýndan aile içi eðitimin deðeri çok büyük-tür. Çocukta ahlâkî geliþmeyi ailesi, arkadaþlarý, oyunlarý dinî eðitimi ve benzeri faktörler yön-lendirir. Bu çevre, çocuðun ilk ahlakî modelinin temelini meydana getirir. Ailenin yaþadýðý vebenimsediði ahlakî ilkeler çok kere çocuk tarafýndan da benimsenir. Temeli sevgiye, güvene,þefkate dayanma zorunluluðu olan aile yuvasý çocuk için ilk tecrübî laboratuar niteliðindedir.

    Dengesi bozulmamýþ bir aile yuvasý çocuk eðitimi için en elveriþli bir ortamdýr. Çocuk ilktasavvurlarýný, alýþkanlýklarýný ideallerini, ruhî hayatýnýn ana imajlarýný bu ocakta alýr.

    Ýdeal bir eðitimi önce aile ocaðýndan sonrada teþekküllü kurumlardan yani ilk okuldanbaþlayýp üniversite seviyesine kadar devam ettirmek insanlarý kültür, medeniyet ve sair alan-larda üstün kýldýðý gibi, eðitim görmüþ fertlerin oluþturduðu toplumlarda içtimaî olarak yük-selir ve hedefe ulaþýrlar. Nesillerin eðitilmesi, gönüllerin olgunlaþmasý, insanlarýn kemâl vas-fýný yakalayabilmesi muhakkak surette bir emeðin, bir rahle-i tedrisden geçmenin tezahürüdür.Bazen okul bazen aile bazen ise hayatýn seyri istikametinde cemiyeti ayakta tutan büyükinsanlarýn sosyal açýdan bir mektep kabul edeceðimiz sohbetleri, yaþantýlarý en güzel birbiçimde bizlere örnek teþkil etmektedir. Darende'nin eðitimi konusunda her sahada okullar yap-týran, ilçe fakülte açýlmasý için gayret gösteren, adýna yurtlar ve eðitim müesseseleri kurulanEs-Seyyid Osman Hulûsi Efendi'yi milli eðitimimize ve insanlarýmýzýn yetiþmesine vermiþolduðu önemi bir kez daha idrak ediyoruz. Aslýnda onun eðitim hizmetleri kadar önemli olanve etkisini muhafaza eden sosyal kiþiliði, insan severliði, birlik ve beraberlik duygusuna verdiðiönem, memlekete hizmet anlayýþý; onda vücut bulan manevi kimliðin ve kâmil kiþiliðin en barizgöstergesidir. Her haliyle insanlara hizmet eden örnek olan, hayýrda yarýþan yüce þahsiyetlerintoplumumuzu ayakta tutan mümtaz kiþiler olduðu bir hakikattir. Anlamak, anlamaya çalýþ-mak, idrak etmek ve müdrik olmak bir kabiliyet ve nasip iþidir. Hisseyâb olanlara selamlar...

    Fertten Cemiyete Eðitim

    Somuncu BabaBaþyazý

    Eylül-Ekim 20002

    Fertten Cemiyete Eðitim

    Yayýn Heyeti

    Mektûbat-ý Hulûsi-i Darendevi’den

    Somuncu Baba Mektûbat’tan

    Eylül-Ekim 2000 3

  • II- DARENDE KOLU ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ BELGELER

    1. Somuncu Baba Temettuat Kayýtlarý

    Temettuat Defterleri 1840'lý yýllarda veTanzimat'ýn cari olduðu yerlerde yapýlantahrirleri kap-samaktadýr. Kiþilerin sahip olduðu tüm mal varlýklarýnýmüfredatýyla kaydeden defterler, Osmanlý taþrasýnýn enayrýntýlý bilgilerini bizlere sunmakta ve Osmanlý taþrasý-na iliþkin tahlilî çalýþmalar için, önemli istatistiki verilerikapsamaktadýr. Dolayýsýyla ilgili bölgenin sosyo-ekonomik profilinin çýkarýlmasý noktasýnda özgün bilgi-leri ihtiva etmekte ve bir fotoðraf sunmaktadýr.

    Temettuat Defterleri adýyla Osmanlý Arþivi'ndebulunan ve araþtýrmacýlara birkaç yýldan beri ancaksunulabilen bu defterler, 1840'lý yýllarda yapýlan genelbir tahririn sonuçlarýdýr. Týpký, Fatih. II. Bayezit, I.Selimve Kanunu döneminde oluþturulan Tapu TahrirDefterleri gibi bir mantýk ve gerekçelerle hazýrlanmýþtýr.Tahrir Defterleri ilgili bölgenin genel vergi yüküne ýþýktutarken, Temettuat Defterleri daha modern biranlayýþla düzenlenmiþtir. Tahrir Defterleri'ne göre dahamodern bir tasarýma sahip olan Temettuat Defterleri,hane halkýnýn mevcut menkul ve gayrý menkullerini, yýl-lýk kazancýný, mesleðini, iþletmelerin büyüklüðünü ver-mesi açýsýndan Tapu Tahrir Defterleri'nden daha üstünözellikleri taþýmaktadýr.

    Temettuat Defterleri'nin, klasik dönemde yapýlantahrirler sonucu oluþan defterlere kýyasla þu farklý özel-likleri ayrýca dikkat çekmektedir. Tahrir Defterlerimesela bir köyün, vergi mükelleflerini ve bu mükelle-flerden tahsil edilmesi gereken toplam vergi miktarýný vebu toplam verginin hangi kalemlerden oluþtuðunuverirken, Temettuat Defterleri vergi mükellefinin adýný,vergiye esas olan gelir kaynaðýný, kaynaðýn yýllýk gelirinive bu gelire göre tarh edilen vergiyi vermektedir. Birbakýma tahrirlerde en küçük vergi birimi köy veyamezra olurken, Temettuat Defterleri bunu þahýs planýnaayrýntýlý bir þekilde indirmiþtir. Yani Tahrir Defterleri'ndeher bir vergi mükellefinin ödemekle yükümlü olduðuvergi bile verilmezken, Temettuat Defterleri her bir þah-sýn gelir kaynaðýný, bu kaynaktan elde edilen yýllýkkazancý ve bu kazanç üzerinden alýnmasý gereken

    vergiyi bizlere sunmaktadýr. Ayrýca zirai kaynaklarýndýþýnda gelire sahip kiþilerin bu artý gelirlerini ve bu gelirüzerine tarh edilen vergiyi de açýklamaktadýr.

    Defterler, her bir þahsýn tüm mâmelekini müfre-datýyla vermektedir. Kiþilerin ekili ve nadasa býrakýlanarazisi, bu arazinin miktarýný ve nevini (dutluk, cehrîlikvs.), yýllýk gelirini ve vergisini, bütün hayvanlarýnýnmüfredatýný ve yýllýk gelirini, dükkan, deðirmen gibi gelirkaynaklarýný ve yýllýk vergilerini, ticari, sýnai ve hizmetgelirlerini tek tek açýklamaktadýr.

    Hane esasý üzerine yapýlan bu sayýmlarda yer alanbilgiler nihai olarak üç grubta toplanabilir;

    1. Menkul ve gayri menkul servet.2. Gelirler.3. Vergi ödemeleri. 13

    Ýþte 1840'lý yýllara ait Darende TemettuatDefterlerinde Somuncu Baba ailesine de ciddi biçimdeyer verilmiþtir. Somuncu Babanýn torunlarýnýn oturduðuHýdýrlýk Mahallesi kayýtlarýnýn baþýnda, bizim baþýndanberi ýsrarla üzerinde durduðumuz þu gerçekler tekrar-lanmaktadýr:

    Darende Kazasý Mahallelerinden HýdýrlýkMahallesi ahalisinden olup ellerinde avarýz vergisinetabi arazi ev emlaklarý bulunmayan ve þimdiye kadarPadiþahýn Hatt-ý Hümayunu ile bütün vergiden muaftutulan ve kendilerinden vergi alýnmasý gerekmeyen,adý geçen mahallede medfun bulunun Kutbu'l-arifin,Ðavsu'l-vasýlin Þeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin sahi-h'un-neseb evlatlarý, her açýdan merhamet ve inayetelayýktýrlar. Özellikle Atik Valide Sultan Vakýflarýndanaldýklarý tahsisatla geçindikleri ve bunlarýn 36 hanedenibaret olduðu aþaðýdaki þekilde beyan edilmiþtir.

    Burada bizim dikkatle üzerinde durduðumuzhusus, Þecerede yer alan Feryadi Þeyh Hasan'ýn oðluÞeyh Seyyid Mustafa'nýn da bu 36 hane arasýnda yeralmasýdýr. Hülasa þeceremizdeki bilgiler, bu belgesayesinde tashih edilmiþ bulunmaktadýr.14

    HÜVEDarende Kazasý mahâllatýndan Hýdýrlýk nam

    mahallesi ahalisinden olub yedlerinde mal-i Avarýzamerbut arazi ve emlakleri olmayan ve þimdiye kadarBa-Hatt-ý Humayun muaf ve müsellem olarak bir vecih-

    Eylül-Ekim 2000

    Somuncu Baba Araþtýrma

    5Eylül-Ekim 2000

    Somuncu BabaAraþtýrma

    4

    SOMUNCU BABA VE NESEB-Ý ALÝSÝ ÝLE ALAKALI YENÝ ARÞÝV BELGELERÝ

    Prof.Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ

    DÝPNOTLAR13 Akgündüz, Ahmed/Öztürk, Said, Yozgat Temettuat Defterleri, c. I,

    Mukaddime.14 Baþbakanlýk Osmanlý Arþivi, Temettuat Defterleri, No: 13221, sh.26-34.

    Devam Edecek

    le tekalif-i þahane alýnmasý lazým gelmeyen mahalle-imezburada vaki defin-i hak-i ýtýrnak olan Kutbu'l-arifin,Ðavsu'l-vasýlin ve bedirka-i rah-i yakin eþ- ÞeyhHamid -i Veli kuddise sýrrýhu 'l- celi hazretlerinin sahi-hu'n-neseb evladlarý ezher cihet þayan-ý inayet ve mer-hamet olduklarý ve ale'l-husus Atik Valide SultanAliyyetü'þ-þan Hazeratlarýnýn Evkafý'ndan evladiyet vemeþrutiyet vechile nail olduklarý sýla ve vazife-i saire ileteayyüþ ve temettu etmekte olan zirde muharrer otuzaltý adet hane ahalilerinin bi-la virgü defter-i temet-tuatlarýdýr ki, zikr-i ati beyan olunur.

    Hane : 1; Numro : 1Ba-Hatt-ý Humayun tekalif-i hazret-i þahaneden

    muaf ve müsellem olduðu iþ bu mahalle þerh verildi.

    Mahalle-i mezbur sakinlerinden AbdulhamidEfendi-zade Þeyh Abdulkadir Efendinin emlak-i temet-tuatý

    Baðçe 1 Saðmal keçiCanib-i vakf-ý þerifden nail

    OlduðuDönem :1 Re's :2

    Ðuruþ : 8Guruþ : 56.5

    Mecmuundan bir senede temettuatý ðuruþ: 64.5

    Bu dahi

    Hane:2; Numro:2Mahelle-i mezburdan Hamid Efendizade Þeyh

    Muhammed Saim'in emlak-ý temettuatý

    Baðçe Saðmal inekVakf- þerifden

    Dönüm 1 Re's 1Hasýlat

    Guruþ 20Guruþ 56.5

    Bir senede temettuatý76.5

    Bu dahi

    Hane:3; Numro: 3Mahalle-i mezburdan Hamid efendi-zade Þeyh

    Osman'ýn emlak ve temettuatý

    Baðçe Vakf-ý þerifden hasýl temettuatýKatý 1 Ðuruþ 56.5

    Bu dahiHane:4; Numro ; 4

    Mahalle-i mezburdan Hamid efendi zadeÞeyh Bekir'in emlak-ý temettuatý

    Baðce Vakf-ý þerifden temettuatýKata 1 Ðuruþ 56.5

    Bu dahi

    Hane:5; Numro;5

    Mahalle-i mezburdan Sadýk Efendi-zadeMüderrisin Hasan Efendi ve biraderi Þeyh SeydiEfendi'nin temettuatlarý

    Baðçe Vakf-ý þerifden hasýl olan temettuatý

    Kýta: 1 Ðuruþ : 500

    Bu dahi

    Hane:6; Numro; 6

    Mahalle-i mezburdan Þeyh Mahmud-zade Þeyh Hafýz Abullah'ýn emlak-i temettuatý

    Baðçe Saðmal keçiKýta : 1 Re's : 3

    Ðuruþ : 12

    Bir senede temettuatý

    Ðuruþ : 012350 merkumun vakf-ý mezburdan temettuatý362 Vakf-ý þerifden hasýl olan temettuatý Vakfý

    þerifden hasýl olan temettuatý

  • Somuncu Baba Kapak

    Yüksek Mimar-MühendisYücel SARI

    Somuncu BabaKapak

    Zamanla tekamül eden insan düþün veduygu sistemi yeni çýkan dinlerin felsefelerinikabullenirken eski alýþkanlýklarýndanvazgeçmemiþ, bunlarý, mevcutlarla baðdaþtýr-mak suretiyle yaþatma yollarýn aramýþtýr. Ruhve bedende temizliði þart koþan Ýslamiyettede su, aziz bir varlýk olmuþtur. KutsalKitabýmýz Kur'an-ý Kerim’deki ayetlerdePeygamberimizin hadislerinde bu konu daönemli sözler mevcuttur. Ýslamiyette, susamýþbir canlýnýn, bilhassa insanýn bu ihtiyacýnýgidermek en büyük sevap sayýlmýþtýr.

    Ýþte bu düþünüþ ve inanýþlar, toplumhalinde yaþayan insanlarýn içmek, kullanmakve onun her türlü hassasýndan istifade etmekve baþkalarýn da ettirmek arzusuyla, çeþitliyapýlarýn vücut bulmasýna sebep olmuþtur kiinþasý, fonksiyonu ve bunlarla ilgili adet, örfve an'ananelerin hepsi "Su Medeniyeti" dediðimiz sosyal ve kültürel insanlýk tarihinin mühim bir bölümünü teþkileder. (Bkz: Yýlmaz Önge, Türk Mimarisinde Selçuklu ve Osmanlý Dönemlerinde Su Yapýlarý, TTK Yay, Ank. 1997)

    "Ýnkâr edenler, gökler ve yer yapýþýkken onlarý ayýrdýðýmýzý ve bütün canlýlarý sudan meydana getirdiðimizibilmezler mi? Yine de inanmýyorlar mý? (Enbiya,30) Ayeti kerimesinde buyurulduðu gibi suyun diri ve diriltici olmaözelliðinden açýkca bahsedilmektedir. (Halûk Nurbaki, K. Kerimden Ayetler ve Ýlmi Gerçekler, TDV yay, Ank,1993)

    6 Eylül-Ekim 2000

    iyolojik hayatýn baþlangýcý ve can-lýlarýn yaþamasý için þart olan su, insanoðlutarafýndan çok eski devirlerden beri kutsalbir varlýk addedilmiþtir. Dinlerin ortayaçýkýþý ile birlikte, muhtelif biçimlerdemukaddes varlýk þeklinde; þahýslaþtýrýlansuyun, hayat, þifa, bereket, kuvvet, güzellikve zevk verici hassalarýný sembolleþtireneserler, abideler yapmýþtýr. Anadolu'dakiEski Çað insanlarýnýn deniz, göl, nehir,pýnar, yaðmur destanlarý veya bunlarla ilgiliolaylar hakkýnda düzenlemiþ olduklarýefsane, hikaye, devirler boyunca ve kýsmendeðiþerek günümüze kadar gelmiþtir.Hatta bugün dahi Anadolu halký arasýndayaþayan su ile ilgili inançlar, tabirler ve anasözler, hep binlerce yýllýk düþünceleriaksettirmektedir. Eski medeniyetlerdekisunak, çeþme ve havuz-lar, eski düþünce veinançlarýn sadece edebiyat þahsýna deðil,mimari heykeltraþi, resim, müzik gibi çeþitlisanat dallarýna da konu yapýldýðýný göster-mektedir.

    B

    Eylül-Ekim 2000 7

  • A l l a h ’ uTeala'nýn insanlarabahþettiði en güzelihsanlardan birisi de;sudur. Kuruyandudaklara ferahlýkbahþeden su, aynýzamanda temizleyi-cidir. Özellikle akar-sularýn ve kaynaksularýnýn insanlarahayat verdiði birhakikattir. Su, yalnýz-ca içmek için deðil,topraklara can veren,yeþillikleri besleyen,hayvanata, nebetatahasýlý bütün varlýk-larýn istifadesine ver-ilmiþtir. Ayrýca"Anasýr-ý Erbaa"(Toprak, Ateþ, Hava,Su)'dan biri olan suinsan yaratýlýþýnýn vekainattaki anaunsurlarýn temeliniteþkil eder.

    Denizler, büyükakarsular ve küçükçaylar etrafýna hemdoðal bir güzellik,hem de canlýlýk kazandýrmýþtýr. Onun için insanoðlu birmekan tutacaðý zaman, su baþlarýný seçmiþtir.

    Ýlçemiz Darende'de Tohma Çayý'nýn içindengeçmesiyle meskun mahallerden biri olarak beðenil-erek, þehirleþen bir Anadolu kasabasýdýr. Ayný zamandahasseten Zaviye mahallesinde manevi bir atmosferinyanýnda, kayadan çýkan ýlýk sular, insanlara olduðukadar, balýklara da kucak açmýþtýr. Tohma kanyonun-da, kaya sularýnýn þýrýl þýrýl akmasý tabii bir güzellikarzetmekle beraber, gözlere pýrýltý olmaktadýr. Ýþte tarihiçok eskilere dayanan tabii kaya sularýndan birideKudret Hamamý'dýr. Bilindiði gibi, yeraltýndan fýþkýranveya kayalardan çýkan, içinde bazý kimyevi maddelerinvarlýðý sayesinde bir takým hastalýklara karþý þifa vericiolan sulardan istifade edilen yerlere bazý yörelerdehamam, bazý yörelerde kaplýca bazý yörelerde ise ýlýcadenilmektedir. Bu tip hamamlar muhakkak havuzludur.Suyun boðucu özelliðinin olmasý insanlara yüzmeyi

    öðretmiþtir. ÝþteDarende halkýnýnyüzmeyi öðrendiði enönemli yerlerden biriKudret Hamamý' dýr.1950'li yýllarda Es-Seyyid Osman HulusiEfendi'nin büyük birgayret göstererek,mahalle halkýnýngençlerini de yanýnaalarak, KudretH a m a m ý ' n ý nhavuzunu kullanýla-bilecek durumagetirmesi, yani insan-larýn istifadesineyeniden sunmasý,hatta; ýrmak ve havuziçerisinde saatlercetaþ ayýklayarak, te-mizliði ve güzelleþtir-ilmesi için canlýþahitler tarafýndantakdir ve hayranlýklaanlatýlmaktadýr.(Ali Ateþ(65)ile yapýlan Röpörtajdan)

    Arkeolog AliKýlcý' nýn KudretHamamý hakkýnda kiteknik ve açýklayýcý þu

    tespitleri gayet ilgi çekicidir; "Tohma Çayý Darende'yegelmeden önce dar ve derin bir kanyon içinden birmüddet daðlarý yararak akar. 'Tohma Kanyonu, gerçekbir doða harikasý þeklinde nitelenebilecek özellikleritaþýyan, enteresan görünümde bir memleket köþesidir.Kanyon Somuncu Baba Zaviyesi civarýnda geniþ birkapý gibi kýsa bir aralýkla dýþa açýlýr. Buradan tekrarbaþlayan kanyon Darende'nin meþhur Zengibar kalesi-ni arkasýndaki daðlardan ayýrmak üzere biraz dahadevam ettikten sonra, býçakla kesilmiþ gibi bitiverir.Tohma suyu buradan kasabanýn bulunduðu vadiyeçýkar, geniþ yataðýndan bazen nazlý, bazen de çok öfke-li bir þekilde yoluna devam eder. Kanyonun vadiye çýk-týðý yer, en dar kýsmýdýr. Tohma kanyonunu daha fazaanlatmak yerine burayý görmemiþ olanlarýn muhakkakgörmelerini tavsiye ederek konumuza devam edebiliriz.Kudret Hamamý'na Tohma çayý üzerindeki bir köprü-den geçilip, kanyonun sol tarafýndaki yükselti þeklinde-ki kayalar üzerinden yürüyerek ulaþýlýr. 1984 yýlýnda

    8 Eylül-Ekim 2000 Eylül-Ekim 2000 9

    Hulusi Efendi'nin himmeti ve hayýrsever Ali Çömlekçi'nin yardýmlarýyla yapýlan betonarma köprünün kitabesiþöyledir:

    "Bu köprüyü Hacý Ali Çömlekçi etti inþa Kendisini hayr ile yad et eserini kýl temaþa-

    1984 Kudret sözlükte; güç, kuvvet, manasýnda olup,

    halk arasýnda "kudret-i ilahiyye", (ilahi kudret) yaniinsan eli deðmeden Allah'ýn insanlarýn faydalanmasýiçin yarattýðý, Allah yapýsý þeyler için kullanýlýr. Buyörede kaplýca pek görülmediðinden, burasý sýcak sukaynaðý sebebiyle “Kudret Hamamý” þeklinde isim-lendirilmiþtir. Çünkü burada eskiden yapýlmýþ, herhan-gi hamam binasý yoktur. Sýcak su kan-yonun dibinde,sað kenarda kaya içine suyun oyduðu küçük birmaðaradan çýkmaktadýr. Maðaranýn içi kendi yapýsýn-dan + (artý) sýcak suyun meydana getirdiði bir renk

    c ü m b ü þ ü n es a h i p t i r .M a ð a r a d a nçýkan su; gri,beyaz, kahv-erengi kayalariçinden büyükbir kaynak þek-linde çýkarakturkuaz rengiyletohma suyunubeslemektedir.K u d r e tHamamýnda ,taþ bir duvarlasuyun önükesilerek bura-da dikdörtgenplanlý bir odaþeklinde havuzoluþturulmuþ-tur. Havuzunsað alt köþe-sinde bir delikten su boþalmaktadýr. Açýk banyo þeklin-deki hamamýn bütün binasý bu havuzdur. Çevre halkýsu kaynaðýnýn biraz, aþaðýsýndaki küçük alanda soyun-duktan sonra, havuza girebilmektedir. Kudretten,Darende’ye verilen böyle bir þifalý sudan halkýn ilkel birþekilde ve sýnýrlý zamanlarda yani yaz mevsiminin sýcakgünlerinde faydalanabilmesi hayýflanabilecek birdurumdur. Buradaki þifalý suyun yeterince deðer-lendirilemeden tohma suyunda kaybolup gitmemesilazýmdýr."

    Kudret Hamamý'ndan yeteri derecede halkýn isti-fadesi için, Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfýtarafýndan bir havuz geniþletme, çevre tanzimi projesihazýrlatýlmýþtýr. Benimde içinde bulunmuþ olduðum buziyarette; 19 Ekim 1999 tarihinde, Adana AnýtlarKurulundan ilgili Heyet bizzat Darende'ye gelerekyerinde incelemelerde bulunmuþ, buradaki doðal güzel-liðe hayran kalarak, projenin bir an önce hayata geçir-ilmesi için yardýmcý olacaklarýný ifade etmiþlerdir. Bütünbu hizmetler, insanlýðýn Allah'ýn nimetlerinden dahagüzel ortamlarda ve gönül rahatlýðýyla istifade etmesiiçin düþünülmektedir. Es-Seyyid Osman HulusiEfendi'nin 1950'li yýllarda ki gayretleriyle, þifa kaynaðýbu sudan yöre halký istifade ederken yüzme, sporunada bir teþvik olmuþtur. Bugün Hulusi Efendi Vakfý'nýngayreti de ayný hizmet felsefesini geliþtirerek devamettirmektir. (Musa Tektaþ, Kudret Hamamý, Darende Haber Gazetesi, Y:1, S:7, Kasým 1999)

    Somuncu Baba KapakSomuncu BabaKapak

  • zbekistandaki gezimizin baþlangýç noktasý olanTaþkenti programýmýz icabý en son olarak ziyaret etmeknasib olacaktý.Taþkent denilince hemen akla Zengi Atahazretleri geliyor. Bizimde ilk iþimiz sabah Türk lokan-tasýnda kahvaltýlarýmýzý yaparak, buraya ziyarete gitmekoldu.

    Taþkent, Özbekistan’ýn kuzeydoðusunda bir yöne-tim birimidir. Kara ikliminin egemen olduðu bölgedekýþlar, ýlýk, yazlar kurak ve sýcak bir iklime sahip yýllýkyaðýþ 350-400 mm.’dir.

    Özbekistan’ýn ekonomik olarak en geliþmiþ bölge-si olarak kabul ediliyor. Makina, gýda ve orta sanayitesisleri mevcuttur.

    Altýn, bakýr, kömür, kalay, çinko madenciliðininmerkezidir. Bölgenin baþlýca tarým ürünü pamuk, buð-day, pirinç, süt, sebze ve kavun yetiþtirilir. Ýpek böcek-ciliðinin yaný sýra çöllük ve yarý çöllük bölgelerde koyun,daðlýk bölgelerde büyük baþ hayvan besiciliði yapýlýyor.

    Taþkent, sýralý aðaçlarla pýrýl pýrýl, geniþ caddelerleve kocaman havuzlarla güzelleþen, büyük meydanlar,heybetli binalar ve gölgeli, çiçekli parklarýyla süslü bir

    þehir. Geniþ caddelerle büyük meydanlarla çok az sayý-da insana rastladýk. Bizde olduðu gibi sokakta binlerceinsan yýðýný yok.

    Timur Ýmparatorluðu sýrasýnda ve 19. yüzyýlbaþlarýnda Orta Asya’nýn en önemli merkezlerindenbirisi olan Taþkent, tarihte Özbek Hanlarýnýnhakimiyetine 1503 yýlýnda geçmiþ. 1865 yýlýnda Çar

    Cemalettin AKGÜL

    Özbekistan Gezisinden Notlar

    TAÞKENT

    Eylül-Ekim 2000 11

    Somuncu Baba Gezi

    10 Eylül-Ekim 2000

    2000 yýlýitibariyle projeonayý alýnmýþ vegerekli çalýþmalarb a þ l a t ý l m ý þ t ý r .Deve boðanmevkii olarak bili-nen, Tohmanehrinin KudretHamamý civarýn-daki akýntýlý bölge,önüne kýrýlan kay-alarýn, büyükp a r ç a l a r ý nd ö k ü l m e s i y l e ,önce durgun birgöl manzarasýoluþmuþ, ve bugölün sonunda;bir þelale görüntüsünü arz eden þýrýltýlý çaðlayan mey-dana gelmiþtir. Kudret Hamamýnýn yanýnda bu manzar-alarýn da oluþmasý tabii güzelliðe katkýda bulunmuþtur.

    Bu arada henüz keþfedilmeyi bekleyen Tohmakanyonu; KudretHamamýndan, KöprüGözüne kadar tabiatharikalarýnýn bulunduðueþine pek rastlanmayanturizm sporu açýsýndangayet ilgi çeken yer-lerdir. Bu kanyonunun-da havuz inþaatýndansonra turizme açýlmasýDarende'ye olan ilgi vealâkayý artýracaktýr.

    Havuz projesikapsamýnda soyunmaodalarý, duþ, tuvalet gibiyardýmcý birimlerle bir-likte, mevcut havuzgeniþletilerek, daha çokinsanýn kullanýmýnaaçýlacaktýr. Böyle birtabii ortam içerisindekibu güzelliðin bütün-lüðüne uyacak þekildeçevre düzenlemesi, gez-inti alanlarý, oturmamekanlarý inþaa edile-cektir. Ayný zamanda

    doðal ortamýn korunmasý esas alýnacaktýr. Son olarakþunu açýklýkla söyleyebiliriz ki; memleketimizin müstes-na köþelerinden biri olan Darende ilçemizin özellikleZaviye mahallesi, insanlara þifa sunan tabii ve manevi

    güzelliklerle doludur.Elbette ki balýn lezzetianlatýlmakla tadýlmaz.Bizzat bu lezzeti kiþininkendisinin hissetmesilazýmdýr. Bu açýdantüm Darendelihemþehrilerimizi veokurlarýmýzý bu güzel-liklerden tat almaya,tanýmaya, tanýtmaya,yaþatmaya çaðýrýyor,gayretli çalýþmalar net-icesinde nelerin olabile-ceðinin bir canlý örneði-ni görmeye davet ediy-orum. Çocukkenyüzdüðümüz, Kudret(Gevr) Hamamýnýn;Hulûsi Efendi Vakfý'nýngöstermiþ olduðuhizmet anlayýþý ve pro-jelendirmeler net-icesinde nasýl bir büyükKudret Havuzuolduðunu, birlikte göre-lim.

    Somuncu BabaKapak

    Ö

    Zengi Ata Ziyaret

  • ordularýnca iþgaledilmiþtir.

    Sokak la rdamilli kýyafetleriylegezen seyreksakallý, sarkýk býyýk-lý yaþlý özbeklergörüyoruz.

    Þehrin dýþýnadoðru hareketettiðimizde, birdeno kasvetli beton yýðýnlarýnýn yerini yemyeþil bahçeler veþirin köy evleri alýyor. Buranýn Taþkente baðlý, uzak birmahalle olduðunu öðreniyoruz.Takriben 15-20dakikalýk bir yolculuk neticesinde yolun solunda; mesc-it, türbe vede dersliklerden müteþekkil bir dergahageliyoruz. Binalarýn hemen önünde geniþçe bir çiçek-bahçesi mevcut. Burasýný da ilk baþta cami zannedipiçerisine giriyoruz. Ýlerledikçe yükselen arapça çocuksesleri kulaklarýmýzý çýnlatýyor. Ýçeride, onlarcaöðrencinin kitaplarý ile oturup ayaktaki uzun sakallý yaþlýhocayý dinlerken görünce buranýn külliyeye baðlý der-sane olduðunu anlýyoruz. Sýradan ziyaretçilerolmadýðýmýzý hemen fark etmiþ ve dayanamayýpyanýmýza gelmiþ. Zengi Ata'nýn kabrini soruyoruz.Hemen bizi gezdirmeye baþlýyor týpký diðer yerlerdeAllah(CC)’ýn karþýmýza çýkarttýðý gönüllü özel rehberlergibi. Kendisi Zengi Ata hazretlerinin oradaki dergahýnsorumlusu ve hocasý. Ayrýca Taþkent müftüsü olduðunuöðreniyoruz. Oradaki insanlar rusça yada özbekçebildikleri için anlaþmamýz bazen hayli zor olabiliyordu.Bizler Rusça bilmiyor ve orjinalliði bozulup deðiþmiþolan Türkçemizlede onlarýn herdediðini anlayamýyorduk.Burada ise bunlarýn dýþýndaanlaþma Arapça olarak saðlandý.Biz hemen merak edip hocayasorduk, bu güzel arapçayý ve demedresede ders verecek kadarÝslami bilgiyi, ne zaman, neredeve nasýl aldýðýný? Çünkü halaezan-ý muhammediyenin dýþarý-dan sesli olarak okunmasýnamüsade etmeyen bir devlettebunlar imkansýz gibiydi. Bizehoca, Rus zamanýnda çok zorgünler geçirdiklerini herþeyinyasak olduðu dönemlerde tümbu ilimleri ve Kur'an-ý Kerimikendilerine gizli gizli toplandýk-

    larý yerlerdehocalarýnýn öðrettiði-ni söy-lüyor ve bun-larý söylerken gözleriaðlamaklý oluyordu.Hemen ekliyordu;"O günleri düþünün-ce bizim þimdiburalarda yapmýyaçalýþtýðýmýz çokkolay" Taþkentteezanlar cami

    içlerinde okunmasýna raðmen sadece burada dýþarýyases veren ses cihaz-larýyla ezan bile okuduklarýný ifadeedince bizler sevindik ve içimizde bir kývýlcým oldu.Çünkü daha önce ziyaret ettiðimiz medrese ve der-gahlarda insanlara tuvalet adabýný bile unuturmayaçalýþtýklarýný hatta bir çok medreseye su bile vermedik-lerini görmüþtük. Buradailk defa bol su ve tertemizabdesthaneleri görünce çok sevindik. Çünkü buralardabir dönem, Güneþi balçýkla sývamaya çalýþmýþ fakatbaþarýlý olamamýþlardý. Zaman içinde bulaþtýrdýklarý bubalçýk zerrecikleri temizlenecek yine O Güneþ tüm aza-met ve ihtiþamý ile kýyamete kadar parlamaya devamedecekti. Bunun en büyük kývýlcýmlarýný da buradabizlere görmek nasib oldu.

    Taþkent müftüsü, bizlerle bir yandan sohbet edi-yor, bir yandanda mescit ve türbeleri gezdiriyordu. Ýlkolarak tedrisat yapýlan medresenin hemen yanýndakitaþ ve aðaç iþçiliðinin ustalýkla kullanýldýðý mescit veZengi Ata'nýn türbesini ziyaret için zarif kapýsýndaniçeriye giriyoruz. Taþ bir yürüme yolu içeriye doðru iler-lerken sol tarafýnda güzel bir bahçe ve ortasýnda

    Eylül-Ekim 2000Eylül-Ekim 200012 13

    Somuncu BabaGezi

    muhteþem bir minare mevcut. Buralarýn minareleridaha geniþ ve küt baþlý bir mimari ile dikkatleri üzerler-ine çekiyorlar. Sað tarafýmýzda ise caminin eyvaný vemuhteþem renklerle bezenmiþ dýþarýya bakan aðaçtavan iþçilikleri mevcut. Biz buralara hayranlýklabakarken, bu arada hocada bizlere Zengi Ata hazret-lerinin türbesinin yapýmý hakkýnda hikmetli bilgilernaklediyordu. Bir gurup usta; Timurlenk zamanýnda,Ahmed Yesevi hazlerine türbe yapmak için kollarýsývamýþ ve gerekli malzemeyitedarik edip inþaatabaþlamýþlar. Ýlk gün baþlayanduvarlar hýzla yükselmiþ.Fakat ikinci gün aðýr taþlarýüstüste koyarak yükselttiklerio duvar taþlarý yerlerdegeziyor vede ortada örülü birduvarda yok. Onlar bunaþaþýrsada pek anlamveremeden çocuklar filanyýkmýþtýr deyip olayý geçiþtir-miþler. Ayný olay ikincigünde tekerrür edince gecebir bekçi koymaya karar ver-miþler. Sabahleyin kalktýk-larýnda koyduklarý bekçiuyur vaziyette ve baþlanýlaninþaat ilk günkü gibi dümdüzolunca bekçiye sormuþlar;"Ben bir an gafletle uyuk-lamýþým, uyuyana kadarduvar sapa saðlam ayaktaidi, demiþ. Bunun üzerine buiþ rahmani olabilir düþünce-siyle o gün çalýþmadanakþam etmiþler, ve yattýk-larýnda rüyalarýnda AhmedYesevi hazretleri;"Gardaþlarým orada ZengiAtanýn kabrinin üzeri açýkdururken bize türbe yapýl-masý olmaz. Öncelikle ZengiAtanýn kabrini bir muhafaza-ya alýp üzerini kapatýnýz."diye buyurmuþ. Bu ustalargördükleri bu rüya üzerineolanlarý idrak edipTaþkentteki garip kalmýþZengi Atanýn türbesini inþaaetmiþler, daha sonradaAhmed Yesevi hazrelerinin.

    Zengi Ata Hakim Atanýn baþlýca halifesi.Doðduðu,yaþadýðý ve vefaat ettiði yer Þaþ vilayeti. HocaUbeydullah hazreleri buyurmuþlar ki: "-Zengi Ata'nýnmezarýný her ziyaret ediþimde, kabirden ‘Allah Allah’!'nidasýný duyardým. Hakim Ata siyaha yakýn koyuesmermiþ. Bir gün Anber Ana'nýn gönlünden þöylebirþey geçmiþ; "-Ne olurdu, Hakim Ata siyah olmasay-dý!" Hakim Ata, keramet nuruyla bu gizli fikre mazharolmuþ ve zevcesine demiþ: "-Yakýn zamanda benden

    daha siyahýna düþeceksin!"Çok geçmeden Hakim Atavefaat etmiþ ve Anber Ana kuz-guni siyah olan Zengi(Zenci)Ata ile nikahlanarak zevcesiolmuþ. Böyle hikmetlerle doluZengi Atayý ziyaret için bahçe-den türbesinin bulunduðubölüme geçiyoruz. Burasýkapalý bir türbe olmasýna karþýniçeride iki tane tuð mevcut. Buniþane sadece bizim pîranýmýz-da mevcut. Kabirin üzerinde birörtü mevcuttu bunu kaldýrýncablok mermer üzerinenakþedilmiþ harika desenleri vetüm ihtiþamý ile bizi adetakucaklamýþtý. Burada o anlatýl-maz huþû anlarýný yaþadýk hep-beraber. Bizlere 3 gencinhikayesinide anlatýyorlar. Hicaztaraflarýndan 3 ihlaslý ve azimligenç zamanýn kutbunu, mürþi-di kâmilini bulup onun talebesiolabilmek için yola çýkarlar bin-lerce kilometre ve aylarca yolgelirler. Bir gün dört tarafý açýkdüz bir arazide yine ayný gayeiçin ilerlerken koyunlarýný yay-makta olan bir çoban ileridengözlerine iliþir. Yanýna giderekbu çobana buralarda Allahdostu büyük insan olupolmadýðýný soralým demiþler.Nurani yüzlü bu zenci çobanonlarý görünce nerden gelip,nereye gittiklerini sorar.Onlarda meramlarýný anlatýrlarbu zenci çobana. Çoban ayaðakalkýp dört yönünede dönerekderin nefesler alýr ve gençleredönerek sizin bahsettiðiniz gibi

    Somuncu Baba Gezi

    Zengi Ata Külliye Minaresi

  • imkansýz gibiydi. Bir gurup halinde ara sokaklardanpazarýn merkezine doðru ilerledik. Burada aklýnýzagelen herþey vardý ama pazar olmasýna karþýn her ürüngurubu bir mevkide sunuluyordu. Giysiciler, mey-vacýlar, kasaplar, peynirciler….. vs. ve her köþe baþýn-da çöp þiþ yapan mangal ve sýcak kuyu fýrýnýndayapýþtýrma ekmek piþiren fýrýnlar pazarýn vazgeçilmezleriidi. Pazar meydanýna giden düzlükteki kalabalýðýgörünce dayanamayýp yaklaþarak baktým. Bir gurupcanbaz ve gösteri adamý sanki büyük bir sirkiniçerisindeymiþcesine o pazar gürültüsüne aldýrmadankendisini izleyen kalabalýða çeþitli gösteriler sunmakta.Buradan yüksekçe merdivenleri çýktýðýmýzda bölümbölüm kesilip gazete kaðýtlarýna sarýlmýþ ve demir çen-gellere bir vitrin edasýyla dizilmiþ kuzu ve inek etlerinihayretle izledik. Buradan aðýrlýkla bayanlarýn satýþ yap-týðý rengarenk bahçe meyvalarýnýn bulunduðu bölümegeçiyoruz. Ýleriden mavi bir gök kubbe þeklindegözüken çarþýnýn kapalý kýsmýnýn kapýsýnda “Eskiþýra pazarý” ibaresi büyük harflerle yazýlmýþ.Bizlere yabancý gelmiyor bu terimler. Ýçerisinegirdiðimizde yüzlerce tezgah ve binlerce insanlakarþýlaþýyoruz. Tezgahlarda daha çok; yoðurt,tereyað, peynir, baharat çeþitleri ……vs gibi gýdaaðýrlýklý þeyler mevcut. Buranýn çýkýþýnda yerlereyýðýlmýþ o meþhur Özbek kavununu sizlere anlat-madan geçemiyeceðim. 3 kg.'dan 30kg.'a kadarboyuna büyümüþ uzun yeþil rengin hakimolduðu ve saplarýylada taþýnmasý için özel birörgü yapýp adeta çanta gibi taþýnmasý saðlananbu kavunun dýþ özellikleri, içi ise armut ile balarasý, fazla anlatýlmayýp tadýlmasý gereken birlezzet diye düþünüyorum. Ve pazarýn çýkýþýndaünlü semaverciler çarþýsý. Bizler burada orjinal

    dökme kömür semaverler ararken orada insanlarýn butip eski semaverlerine para verip orjinalliðinide bozarakelekterikliye çevirttirmeye çalýþtýklarýna þahit olduk.Bizler semaver sorduðumuzda nerdeyse tozlanýpkenarlarda küf tutmuþ ama çok güzel semaverler gös-terdiler. Onlara göre artýk iþe yaramaz þeylerdir bunlarama özellikle bizler için semaverin anlamý vardý. Bu yüzyýla yakýn ömür sahibi semaverleri arkadaþlar 20-30dolara bulunca birer ikiþer alý verdiler. Gerçi bununyüzünden bazý arkadaþlara gümrükte sorun çýkartacak-lardý ama kim bilebilirdi. Buradan da çýkýp doðruca bizibekleyen aracýmýza gidiyoruz. Alýþveriþimizi de yaptýk-tan sonra eþyalarýmýz toplamak üzere otelimize dönüy-oruz. Burada arkadaþlar eþyalarýný toplayarak oto-büsümüzün yanýna gidiyoruz. Artýk otelden de ayrýlý-yoruz. Buradaki son yemeðimiz için “Efendim" Türklokantasýna gidiyoruz. Bu cadde üzerinde giyimdükkaný bulunan hemþerimiz Hakký Delier'in maðazasý-nada uðrayarak hayýrlý iþler dileðinde bulunuyoruz.Ayrýca tüm gezimiz boyunca bizleri havaalanýndanotellere kadar her noktada yalnýz býrakmayýp en iyi þek-ilde misafirperver davranýþlarýndan dolayý Hakký Delierve ortaðý Murad Þah beye kalbi teþekkürlerimizideburadan kendilerine iletiyoruz. “Efendim” Türk lokan-tasý sahipleri ve çalýþanlarý ile göstermiþ olduklarý ilgi vede lezziz kebaplarýndan dolayý onlara teþekkürler ediy-oruz.

    Zahirde üç gün olup himmetleriyle 3 ay da gezile-meyecek yerleri hiç bir zorlukla karþýlaþmadan bilakisgüler yüz ve hikmetli anýlarla ziyaret etmemizi saðlayanEfendi Hazretlerinin himmeti var olsun.

    Eylül-Ekim 200014 Eylül-Ekim 2000 15

    Somuncu Baba GeziSomuncu BabaGezi

    birinin kokusunu alamýyo-rum der ve tekrar yerineoturur. Bu nurani zatýhayranlýkla izleyengençlerden birisiarkadaþlarýna dönerekbizim aradýðýmýz mürþidikamil baþka bir yerde deðilburada bencede bu zaatolsa gerek diyerek eliniöpüp talebesi olmak ister-ler. Yalnýz içlerinden birtanesi iki arkadaþý gibidavransada içinden;"Bizler aylardýr yollardamedreselerde, þehirlerdearadýðýmýz büyük zaatýbulamadýkta bu dað baþýn-daki bir koyun çobanýmýbize bu irþadý yapacakhemide zenci bu..!" diye-

    rek hor görmüþ. Zengi Ataya talebe olan bu gençlerdenikisi kýsa zaman içerisinde büyük merhaleler alarakgönül insaný oluvermiþler. Diðer genç, arkadaþlarýnýnbu terakkilerini görüyor fakat kendinde en ufak birgeliþme olmadýðýný hissediyormuþ. Bunuda hocasýnasöylemekten utanan genç Zengi Ata'nýn hanýmý AnberAna'ya derdini açmýþ;"Yýllardýr bu kapý da talebeyim,benden sonra gelenler bile bu yolda yükseldi ben ise ilkgeldiðim günkü gibi bom boþum demiþ.Hoca efendibana da bir himmet buyursa." diye rica etmiþ. AnberAna bu talebeye de acýyarak konuyu hoca efendiyenaklettiðinde Zengi Ata hazretleri o genç için; "Ýlk geldiðigünde bizi hor görmeyip Allah(CC) için gönülden baðlansaydýþimdi o da diðer iki arkadaþý gibiçok mesafeler kat ederdi." diyebuyurmuþ.Bunu duyan gençhatasýný ve de hocasýnýn büyük-lüðünü anlayýp af dilemiþ. O dadiðer arkadaþlarý gibi yetiþerekvazifelendirilmiþ.

    Bu arada bizlerde türbeniniçerisinden çýkarak mescidinarka bahçesindeki mezarlýðý ikiyebölen yoldan az ilerdeki ZengiAta'nýn zevceleri olan AnberAna'nýn ziyaretine geçiyoruz.Yolda ilerlerken mezarlýðýn birtarafýnda fotoðraflý mezar taþlarýdikkatimizi çekiyor ve soruyoruz

    hocaya. Ýlk baþta biraz tebessüm edip anlatmaya baþlýy-or;

    “-Buralarý kurtulmadan önce karýþýk mezarlýketmiþlerdi ve kafirleride buralara müslümanlarla göm-müþlerdi. Bizlerde kurtuluþtan sonra (Özbekistanýnbaðýmsýzlýðý) cami bahçesindeki gayri müslimleri yolundiðer tarafýna attýk." Zaten bizlerde Cami tarafýndakimezarlar arapça yazýlý diðer taraftakiler ise resimli. Hocabize la-tife ederekten: “-Orada bari rahat etsinler, gayrimüslimleri yanlarýndan ayýrdýk onlarda kurtuldu bizde.”dedi. Yolun ilerisindeki Anber Ana'nýn türbesini deziyaret ediyoruz. Burada da ilginç bir aðaç gösteriyorlarbizlere. Sanki bir aðacý baþ aþaðý çevirmiþler, yani üstkýsmý aðacýn kökleri. Bu ilginç aðaca bakýnca tel telsaçlarý andýrýyor. Bize anlatýlana göre buraya AnberAna saçlarýnýn bulunduðu taraðý gömmüþ ve bu aðaçþekilde buradan zuhur etmiþ.

    Ziyaretlerimizi tamamlamamýza raðmen ayaktasaatlerce hoca ile sohbet ediyoruz. Sanki kýrkyýldýrgörüþmeyen dostlar gibi. Hocada tarikat terbiyesi almýþve nakþi üzere dersini yaptýðýný ifade ediyor. Bizlerdekendisine silsile ve de esans hediye ediyoruz. Hoca biz-lerin arkasýndan baka kalýyor, bir anlýk rüya gibi.Burada son ziyaretimizi de tamamlayýp ülkeden ayrýl-madan önceki son günümüzde, sanki bir rüya alemindegezermiþcesine ailelerimizi bile unutuðumuz bu günlerinsonunda da olsun onlarý hatýrlayýp birer hediye ile buziyaretlerimizi anýlaþtýrma düþüncesi hasýl oldu.

    Bizde Taþkentin o geniþ yollarýndan ilerleyerekþehrin en ünlü pazarýnýn olduðu meydanýna gittik.

    Burada pazara giripte biribirini kaybetmemek

    Taþkentteki “Efendim” Türk Lokantasý Önünde

    Türk Ýþadamý Hakký Delier’in Maðazasý Önünde

    Taþkent Pazarýndan

  • Eylül-Ekim 200016

    Tektanrýlý dinlerin dýþýn-da da bir çok inanç sistemivar. Ýnsanlýðýn tarihinde var,insanlýðýn bu günkü yaþayýþýn-da var ve yarýn da olacaktýr.

    O sistemlerde de kendiler-ine göre bir gücü kabul ediy-orlar. Bazýsý "elektrik" diyor,bazýsý "ilk çarpýþma aný" diyor,"hayatýn baþlangýcý" diyor.Bazýsý da, hayata sevk eden,hayata istikamet veren bir-takým ruhlarý, ecdat ruhlarýnýileri sürüyor...

    Ýlim ilerledikçe ve iliminsanýn yaradýlýþýndaki sýrlarýçözdükçe, ýrsiyet sýrrýný, "DNA"dediðimiz hücrenin yapýsýný vebu yapý vasýtasýyla insanýnyarýn ne olabileceðini anla-mayý öðrendikçe, insanlar,"inanç" ihtiyacýný daberaberinde getiriyorlar.Çünkü inanç, insanýn bir nok-tada yetmezliðini telafi eden, oyetmezliði dolduran, çaresizkaldýðý zaman, herkesin onuyapayalnýz býraktýðý zamansýðýnabileceði bir fikir, bir var-lýk oluyor. Ýster ateist olsun,ister tek tanrýlý dine inansýn,ister diðer bir inanç sistemiiçinde olsun, inanmayan insanyok sevgili okuycular. Ýnan-mayan bir insanlýðýn mevcutolduðunu söylemek mümkündeðil. Herkes bir þeye inanýy-or, Allah'a inanýyor veya biryüce kudrete, kendisindenüstün bir kuvvete inanýyor.

    Ýnsanlar inandýklarý içinmesut olabiliyorlar, cesaretliolabiliyorlar, fedakarlýk yapa-biliyorlar ve inandýklarý içininsanlar, hayatý bitirip ölmekabiliyetini gösterebiliyorlar.Ölüm de bir kabiliyet!.. Onakarþý da soðukkanlý baka-bilmek ve onun tabii bir neticeolduðunu anlayabilmekkabiliyetine sahip olabiliyor-lar.

    Ýnançlý bir milletinçocuklarý olarak hepinizehayýrlý, uzun, saðlýklý veinançlý yýllar niyaz ederim.

    Somuncu Baba

    GençlerimizVe Ýnanç Ýhtiyacý

    GAhmed Aydýn BOLAK

    ençlerimiz; yani yarýnýmýz ve yarýnýmýzýnteminatý olan çocuklarýmýz... Nüfusu her yýl % 2,5oranýnda artan genç bir millet olduðumuzu biliy-oruz. Ben, yaþlý kesime mensup biri olarak gençler-imizle ilgili düþüncelerimi söylemek istiyorum.

    Gençlerimiz 2000'li yýllarýn eþiðinde ve bilgiçaðýna girerken, acaba kendilerinin arzu ettikleribilgi, ahlak ve imkana sahipler mi? Sokaklarýmýzý,evlerimizi, bahçelerimizi ve okullarýmýzý doldurancývýl cývýl Türk çocuklarý... Her birisi istikbalegüvenle bakmak isteyen ve her birisi yarýn iþini,eþini ve aþýný bulmak isteyen umutla dolu Türkçocuklarý!

    Acaba bunlara biz, bizim neslimiz ve bizdenevvelkiler istediklerini verebildiler mi? Ve acabaonlar 2000'li yýllara, bilgi çaðýna güvenle girebile-cekler mi?

    Etrafýnýza baktýðýnýz zaman kötü örneklergörebilirsiniz. Sokakta þurada-burada teröre,ahlaksýzlýða ve kötü örneklere özenen çocuklargörebilirsiniz...

    Ama ben þunu güvenlesöyleyebiliyorum:Yetiþen gençliðimizin büyük birçoðunluðu, millî ve manevî deðerlere sahip ve mutluyarýnlara ulaþabilme hýrsýyla dolu, okuyan, öðre-nen, öðrenmek isteyen ve yarýna güvenle bakmakisteyen çocuklarýmýzdýr.

    Hepimiz biliyoruz ki, gençleri iyi yetiþmeyenmilletlerin yarýnlarý yoktur!.. Mutlu yarýnlar, iyiyetiþtirilmiþ gençlerle mümkündür.

    Acaba biz gençlerimize, iyi yetiþmeleri içinlüzumlu imkanlarý saðlayabiliyor muyuz?.. Acabaevlerimizde anne ve babalar olarak çocuklarýmýzaiyi örnek oluyor muyuz?.. Acaba okullarýmýzdaöðretmenler olarak çocuklarýmýza iyi þeyler verebiliyor muyuz?.. Ve acaba Türk Milli Eðitimi, hede-flediði Türk gencini yetiþtirirken, o gencin yetiþme-si için lüzumlu imkanlarý saðlayabiliyor mu?..

    Geçenlerde Milli Eðitim Bakaný, hedeflenenTürk çocuðunun bize tarifini ve o hedefe ulaþmak

    için çalýþmalarýný anlattý. Ýçim kývançla dolu olarakdinledim. Dilerim, bir gün bütün çocuklarýmýz aynýimkana sahip ve ayný kavganýn içinde baþarýylayürüyen çocuklar olsun.

    Bir milletin çocuklarý o milletin ta kendisidir.Eðer çocuklarýnýz mutlu ise, aileleriniz mutlu ola-caktýr. Çocuklarýnýz baþarýlý ise yarýnýnýz emin ola-caktýr ve eðer çocuklarýnýz muvaffaksa, yani bilgiçaðýnýn içine girebilme kabiliyetine sahipse, siz mil-let olarak bilgi çaðýnýn içine gireceksiniz demektir.

    Çocuklarý yetiþmiþ, çocuklarý mutlu, çocuklarýistediklerini bilen ve bulan bir milletin insanlarýolarak yaþamak hepimizin hakkýdýr.

    Ýnanç Ýhtiyacý:Ýnsanoðlu doðduðu günden itibaren bir çok

    ihtiyaçla karþý karþýyadýr. Gýda ister, oksijen ister,büyümek için protein ister. Bu maddi þeylerinyanýnda, þefkat ister, bakým ister, anne sütü gibi"sevgi" ister.

    Ýnsanoðlunun bu ihtiyaçlarý karþýlandýkça,vücudunun büyümesine muvâzî olarak geliþen biruzvu daha vardýr:Beyin!.. Beyni inkiþaf ettikçe,insanoðlu sualler sormaða baþlar. Evvela anneden,babadan sorar. Sonra çevreden sorar. Ve nihayetkendi kendine sormaða baþlar."Neden,niçin,nasýl?..."

    Bu sualler, yaþý ilerledikçe onu, kainatýnyaratýlýþýna, kendisinin yaratýlýþýna, insanlýðýnyaratýlýþýna ve yaklaþmaya baþlayan "ölüm" ünsebebini araþtýrmaya doðru götürür. Anlamayaçalýþýr suallerle...

    Sonunda insanoðlu, bütün bu sebepleriararken, "sebeplerin sebebi" dediðimiz nihai sebebe,yani son noktaya ulaþýr: Demek ki bütün bunlarýyapan bir kuvvet var; bütün bunlarý meydanagetiren bir güç var!.. Tektanrýlý dinler bu güce"Allah" diyorlar... Ýslamiyet "Allah" diyor, yahudiler"Yehova" diyor, "Rab Yehova" diyor ve hýristiyanlarda "Allah" ve "O'nun Oðlu" diyorlar.!

  • 18 Eylül-Ekim 2000 Eylül-Ekim 2000 19

    Somuncu BabaBasýndan Somuncu Baba Basýndan

  • Eylül-Ekim 200020

    Somuncu Baba

    azreti Muhammed (s.a.v)’den günümüze kadardevam eden Altýn Silsilenin parlak yýldýzý, NakþibendiTarikatýnýn kurucusu, Orta Asya’yý, Anadolu’yu ve bütüncihanýNakþibendi nuruyla aydýnlatan büyük insan, yücepîr, Hace Muhammed Bahâeddin Nakþibend(ö.791/1389) Hazretleridir.

    1999 yýlýnýn Kasým ayýndaki Özbekistan ziyare-timizde Þahý Nakþibendi Hazretlerinin mübarek makamýKasr-ý Ârifan’ý da görme þerefine nail olduk. Yaþamýþolduðu mekanlar, yetiþtirdiði insanlar ve çaðlar ötesine buþûlenin yansýmasý ilk günkü kadar taze ve canlýdýr...

    Uzunca boylu, buðday benizli, gökçek simalý, nahiv,zarif, tarikat aleminin imamý, hakikat diyarýnýn pîri, þeri-atýn ve ehli sünnetin yegane baðlýsý ve iþleyicisi ve velayetbaðýnýn gülü idi. Billur gibi parlak ve ziyalý gerdaný,peygamber niþanesinin alameti idi. Merhamet, tevazu,baðlýlýk, muhabbet, þefkat, himmet ve tasarruf onunmübarek sinesinde katreden deryaya tebeddül etmiþtir.Þah-ý Nakþibend Hazretleri kendisine kadar "Hacegân

    yolu" olarak anýlan yolu Tarikat-ý “Nakþibendî” yapan,veliler serdarý bir uludur. Adý Muhammed Bahaüddîn b.Muhammed el- Buhârî dir. Buhara yakýnýnda ki Kasr-ýÂrifân'dandýr. Kendilerine nisbetle “Arifler köþkü” anlamý-na gelen Kasr-ý Ârifân denildi. tarikatta “Hafî zikir”esasalýnmasýnda “Nakþibend” Nakýþçý, Nakýþbaðý anlamýnagelmektedir. “Þah” kelimesi ise “Gönül sultaný” anlamýn-da saygý ifadesidir. Haiz olduðu bu erdemler; tarikat-ýaliyyenin ana direkleri olmuþ, onun üzerine hafiyyat alem-inin kâþaneleri bina edilmiþtir. Ýslam'ýn latif ve zarif birerþubesi olan tasavvuf aleminin santrali; onun kurduðutarikat-ý aliyye ile muhaberatýný, rabýta hatlarýyla dergah-ýilahiyyeye ulaþtýrmýþtýr. "Rabbini kendi nefsinde tazarru ilegizlice zikret" ayet-i celilesi, her sahifesi güzellik babýnýnanahtarý olan ve onunla insanlýk aleminin erdemkapýlarýný açan bir kitap olmuþtur. Dil; onun tespit ettiðibaðlayýþla mahkumiyetten hürriyet alemine açýlmýþ vekalbe indirilen gizli zikir, esrar-ý ilahiyyenin þahidi veteþhircisi olmuþtur.

    Mevlüt SARIOÐLUNecmettin SARIOÐLU

    Þah-ý Nakþibend, H.718/M.1318'de Kasr-ýHindûvân'da (Kasr-ý Arifan) tevellüd etmiþ olup, bu yýllarOsmanlý Devleti'nin kuruluþ dönemlerine rastlamaktadýr.Buhara ise, Ýran Moðollarý ile müttefikleri ÇaðatayHanedanýnýn elindeydi. Þah-ý Naþibend Hazretlerinin ilkHocasý Muhammed Baba Semmasi (KS) 'dýr. Dedesi vebabasýnýn da þeyhi olan Semmasi (KS) hazretlerinin ken-disinin doðumunun "Benim burnuma bu evden bir yiðitkokusu geliyor" diyerek müjdeleyen ve O'nu üç günlük birbebek iken manevi evlatlýða kabul edip, terbiyesini halife-si Emir Külâl (KS) Hazretlerine havale etmiþtir. AncakSeyr-i Sülûkünu yanýnda tamamlayýp,manevi emanetialdýðý mürþidi Emir Külâl (KS) Hazretleridir. Bu doðuþ,kendileriyle beraber kýyamete kadar kapanmayacak birkapýyý açmýþ ve nice beldeleri arifler diyarý olarakadlandýrarak ve o beldelerin emsallerini bütün Ýslam ale-minde açagelmiþtir.

    Þah-ý Nakþibend Hazretleri bir peygamber deðildir.Ancak velilerin ulusudur. Bilinmelidir ki; Kur'an-ý Hakimevliyaullahýn (Allah dostlarýnýn) hüzünden ve korkudanberi olduklarýný haber verir. Yine bilinmelidir ki; veliyinebiden efdal tutmak küfürdür ve sapýklýktýr. Ancak insanýkemale erdiren hangi unsur, hangi sebep ve hangi saikaolursa olsun, kutsidir, mükemmeldir. Tarikat; insanlýðýzikir ve nefse muhalefet yoluyla Allah (c.c)'a yaklaþtýrmayadavet eder. Ýþte otarikatýn kuru-cusu olan veli de,o davetcilerinbaþýdýr. Yani açýkifadeyle belirte-cek olursak; velil-er teblið veeðitim sýfatlarýyla,hatta sahipolduklarý zahir vebatýn ilmiylepeygamber vari-sidir. Ýþte nicemürþidleri venice davet vet e b l i ð c i l e r iy e t i þ t i r e n ,Buhara erlerininreisi deB a h a e d d ü n iBuhari'dir. Daha çocukken yollardan taþ toplayýp yaralýhayvanlarýn yarasýný timar eden bu pîr, ayný þefkatýný vemerhametini insanlýk alemine yönelterek "hayrun nasmenyenfeun nas" tavsiyesinin iþleyicisi olmuþtur.

    Bahâeddin Buhârî hazretlerinin Özbekistan-Buhâra'da, küçük bir yerleþim merkezi olan Kasr-ýArifân'da bulunan medreselerinin giriþ kapýsý.

    Þah-ý Nakþibend hazretleri, maneviyat yolunagirmeden önce bir süre dini ilimler tahsil için Semerkandagitti. Onsekiz yaþýnda Semerkat'daki tahsilini tamamla-yarak Kasr-ý Arifan'a döndü ve orada evlendi.Evlenmesinden bir süre sonra Þeyhi vefat etti. Emir KülâlHazretleri, Þah-ý Nakþibend Hazretlerinin manevi eðitimiile meþgul olmaya baþladý. Daha sonra beraber Nesef'egiderek yedi yýl orada kaldýlar. Nakþibend Hazretlerinin ,cehri zikre katýlmayýþýndan dolayý , halinde ki farklýlýðýsezen Emir Külâl Hazretleri, bir müddet sonra O'na"Þeyhim Muhammed Baba Semmasi (KS)'nin senin yetiþ-men konusunda ki emirlerini yerini yerine getirdim.Göðsümde ne varsa sana aktardým. Ama senin himmetkuþun beni geçti. Artýk kemâl semâsýnda dilediðin gibiuçmaða mezunsun. " diyerek icâzet verdi. Suhâr'da birmescid inþasýnda 500 müridin huzurunda gerçekleþen buicazetten sonra Þah-ý Nakþibend (KS) Hazretleri, vefatýnakadar Buhara'da irþad hizmetini sürdürdü.

    Kendi zamanýna kadar açýk zikri tercih edenHacegan tariki, onun elinde müntehi zikri olan hafiyedönderilerek, talibanýn kalbine ilka edilmiþ ve ruhunaelmas kalemle iþlenmiþtir. Sükut salikin keskin kýlýcýdýr.Gizlilik ise, yani sýr; ebrarýn (iyilerin) sinesinde mekantutar. Azimetin gizli olaný makbuldür. Bu cihetle Hazreti

    pîr, insanlarýmükemmel kýlansükut, tahammülve gizlilikö ð e l e r i y l eyetiþtirmeyi tercihe t m i þ t i r .N a k þ i b e n d itarikatý ismini buzattan almýþtýr.Bu tarikatýn gizlizikir esasý ileberaber bir takýmletaiflerini veinceliklerini (rabý-ta, mübeaya,muahebe, nafilevb.) yine bu ulumürþidimiz belir-lemiþtir. Buhususta kendileri

    nisbetini Havâce Abdulhalýk Goncdüvani Hazretlerininruhaniyetinden almýþtýr. Halbuki Þah-ý Nakþibendefendimizle, Abdulhalýk Goncdüvani Hazretleri arasýndaüç asýr vardýr. Bu da onun ne denli büyük birmazhariyyete sahip olduðunun delilidir. Böyle birmazhariyyete sahip olan bu veliler serdarýnýn, Emir KülalHazretlerine teslimiyeti; tevazunun o teslimiyette aczedüþtüðü vakalardan birisidir.

    Eylül-Ekim 2000 21

    Altun Silsile

    Þahý Nakþibend Külliyesinden

    H

    Somuncu BabaAltun Silsile

    HÂCE MUHAMMED BAHÂEDDÝNÝ

    BUHÂRÎ ÞÞÂÂHH-II NNAAKKÞÞÎÎBBEENNDDÎÎ(K.S)

    HÂCE MUHAMMED BAHÂEDDÝNÝ

    BUHÂRÎÞÞÂÂHH-II NNAAKKÞÞÎÎBBEENNDDÎÎ(K.S)

    Þahý Nakþibendi Müze Giriþi

  • Eylül-Ekim 2000 23Eylül-Ekim 200022

    Somuncu Baba Altun SilsileSomuncu BabaAltun Silsile

    Bir kýþg ü n ü d ü r .Akþama yakýn birsaatte Seyyid'inkapýsý dövülür.Meramýný haliyleanlatan Þah-ýN a k þ i b e n dHazretleri kabulg ö r m e m i þ t i r .Sabah namazýnamescide gitmeküzere kapýyý açanSeyyid, kapýeþiðinde Þah-ýN a k þ i b e n dH a z r e t l e r i n i nmübarek baþýnýnüzeri karlarlaörtülü olduðunumüþehade eder.Aðlayarak içerialýr. Ve ayaklarýn-

    daki yaralarý timar eder. Elbiselerini deðiþtirir. Kendileridaha sonralarý baþka bir ifadeyle þöyle anlatýr :

    - Kabul görmediðim için geri dönmüþtüm. Daha birfersah gitmeden kendi kendime nefsimin serkeþliðinekapýldýðýmý düþünerek büyük bir piþmanlýkla geridöndüm. Ve o Seyyid'in hizmetine talib oldum.

    Þah-ý Nakþibend Hazretleri daha çocukluk zaman-larýnda keþif ve kerametlerini saklayamamýþtýr. 6 yaþlarýn-da iken; doðumlu bir ineðin belirli iþaretlere sahip biryavruyu doðuracaðýný söylemiþ ve söylediði de aynýbiçimde zuhur etmiþtir. Kendileri gençlik çaðlarýnda çoðuzaman tefekkürü ve uzleti tercih ederlerdi. Hatta kabris-tanlarda çok otururdu. Yine böyle bir gün kendileriolaðanüstü bir halin içine düþmüþ, ziyaret ettiði kabirlerinbaþýnda yanan kandiller görmüþtür. Ama o kandillerin fit-illerinin daðýnýk olmasý sebebiyle sönük yandýklarýný gör-müþ, baþka bir pirin kabri baþýnda neden böyle sönükyandýklarýný düþünürken: Kýble tarafýndan yeþil örtülerledonatýlmýþ bir kürsünün hemen önüne kurulduðunu gör-müþtür. Kürsünün etrafýnda oturan bir kaç þahýstan birini(Hace Muhammed Baba Semmasi) tanýr. O esnada ken-disine; o kürsünün Hace Abdulhalýk GoncdüvaniHazretlerinin kürsüsü olduðu söylenmiþ ve AbdulhalýkGoncdüvani Hazretleri de kürsüsüne oturmadan evvelÞah-ý Nakþibend Hazretlerine bir hýrka hediye etmiþtir.Hýrkanýn özelliði ise; giyen kimsenin musibetlerden beriolmasýný temin etmektir. Manevi âlemde AbdulhâlýkGoncdüvani (KS) Hazretlerinin talimatý þöyledir. "OðlumBahaeddin! Hakk tarafýndan büyük bir isti'dada sahipsin.Âleme manevi ýþýk yayacak olan bu istidat fitilini tahrik

    lazýmdýr. Zikri ilâhiden farið olma! Mahlukata hâlisanehizmet et! Çünkü Hakka giden yol hizmetten geçer.Ayaðýný þeriat seccadesine koy, emir ve nehiy huhusundaistikamet üzere ol. daima azimetle amel et, sünnete ittibaet, ruhsatlarý býrak,bi'datlardan kaç, insanlar, hayvanlar vebitkiler senden hizmet bekliyor. Seyr-i Sülükünevvelinde, ortasýnda ve sonunda gerekli bilgi ve usulleriHýzýr (AS) 'dan aldýðým gibi sana talim eyledim. Daha çokzikr-i Hafiyi iltizam et! Allah yâr va yardýmcýn olsun."Diðer pîran sýrasýyla; þu Mahmud Engir Fagnevi, ötekisiArif Rivgeri diðeri de Evliya-i Kebir ve benzerleri gibitakdim edilmiþlerdir. Daha sonra seyr-i sülûkün baþ ortave son merhaleleri; Abdulhalýk Goncdüvani Hazretleritarafýndan kendilerine talim buyurulmuþtur. Ýntisablarýndaise, çoðu zaman gizli zikri tercih ettiði için; Seyyid EmirKülal Hazretlerinin diðer müridaný tarafýndan þikayet vetenkitlere maruz kalmýþtýr. Ancak ondaki vehbi sýfatlarýntezahürü sonucu Seyyid Külal Hazretleri terbiyesindenmuafiyetini dileyerek, Hz.Þah-ý Nakþibend'in artýk kendisahrasýnda uçmasýný ve Ýslam alemine sayýsýz fütûhatlarýnve tasarruf kapýlarýnýn kendi eliyle açýlacaðýný beyanetmiþtir. Hz.Pîr-i Ruþen ise, kendisine böyle bir ruhsat ver-ildiði halde oniki sene Havace Halil Ata'ya hizmet etmiþtir.Halbuki kendileri fenâ'nýn, yakîn'in ve bekâ'nýn doruðun-da idiler. Daha doðrusu irþada memur olduðu cemaatinve ýhvanýn içinden, kýyamete kadar Ýslam nurunu vetarikat ruhunu iletecek Alaaddin Attar'lar MuhammedParisa'lar, Yakub-i Çarhi'ler ve Muhammed Zahid gibimaneviyat erleri yetiþtirmiþtir. Biz burada olumsuzluklaralemini; insanlýðýn hizmetine inanýlmaz noktasýný aþarakmüsbet bir layiha açan bu maveraünnehir sultanlarýnýnHz.Þah'a nasýl tabî ve hizmetine talib olduklarýný anlat-madan geçemeyeceðiz. Bunlardan muhabbetin tevazu-nun, fakrýn, fahrin ve hizmetin elinde þekillendiðiHz.Muhammed Parisa (k.s)'lerinin macerasýný ve mav-erasýný izaha çalýþacaðýz.

    Günlerden bir gün Þah-ý Nakþibend Hazretlerininkapýsýna henüz yirmi yaþýný doldurmamýþ bir civanmertgelir. Þah-ý Nakþibend HazretleriMuhammed Parisa Hazretlerini dahailk gördüðü anda :

    - Lehül hamd. Bu gün aðýmýzabir þahin düþtü.

    Diyerek sevincini belirtmiþtir.Çünkü baþlangýcýn baþlangýcýndan,nihayetin nihayetini gören ve bütünesrarý çözmeye muktedir nazarlarýyla,o Zat-ý Pâk'ýn maya hamurunun,velayet ve kemalattan yoðrulduðunubilmiþtir. Muhammed ParisaHazretleri Þah-ý NakþibendHazretlerine bütün sýfatlarýný terkederek arýnmýþ ve safiyane bir merd

    Muhammed Þâhý Nakþibendi tülû eyledi çün hurþidÝhâta etti âfâký anýn nûru füyuzâtý

    olarak teslim olmuþtur. Onun feyziyle feyzlenmiþ, onunbereketiyle bereketlenmiþ, onun ahlakýyla ahlâklanmýþ vehatta fenafiþ-þeyh ifadesiyle ikisi birbirinde yok olmuþtur.Ýlk bakýþta acayip görünse dahi þu olay bu gerçeðin enaçýk delilidir :

    Muhammed Parisa Hazretleri bir gün ayaklarýnýhavuza salmýþ, iklimin ve bulunduðu halin tesiriyle istiðrakhalinde oturuyordu. Bunu gören Þah-ý NakþibendHazretleri soyunarak havuza girmiþ ve yüzleriniMuhammed Parisa Hazretlerinin ayaklarýna sürerek þumeþhur duasýný yapmýþtýr :

    - Ýlahi! Þu Muhammed Parisa'nýn hürmeti için benBahaeddin kulunu affet ve kötülüklerden mutahhar kýl.

    Ey salik ve ey yirminci asrýn medeniyet hevesatýylaizzetini ve iffetini günahýn kirli ellerine teslim eden tarikatmuhalifleri! Bilmelisiniz ki; Ýnsan, yaratýlanlarýn enekremidir. O ekremler içinde velayet sýfatýna sahip olanlarda ikinci derecede mükerrem ve müstesna þahsiyetlerdir.Efdaliyetin en son noktasýnda olan peygamberler ise;evvela veli ve sonra nebidirler. Ýþte ruhlarý ve mükemmel-lik erdemleri hiçbir pazarda satýlamayan ve hiçbir olumsuzetkiden zedelenmeyen bu veliler, yeri geldiði zaman Allah(c.c)'ýn rýzasýnda, sevginin ve muhabbetin deryasýnda yüz-lerini ayaklar altýna sermekten çekinmemiþlerdir. Yine bil-inmelidir ki; müsveddelerin yapmýþ olduklarý ahlaksýzlýk

    veya mürâilikler, o sultanlarýn þahsýna gölge düþüremez.Gerçek manadaki mürþid-i kâmilin en belirgin sýfatlarýn-dan birisi de tevazudur. Bil ki; ne zaman safahat ve zevkuykusundan uyanýrda, o insanlýk erlerinin tevazu ellerinekendini teslim edersen, uyanýklar ve Allah (c.c)'a yak-laþanlar safýnda yer alacaksýn. Tevfik Allah (c.c)'ýn þefaatpeygamberlerin ve himmet pîrlerindir.

    Tarikat aleminde böyle bir mazhariyyete sahipvelilerin, gavslarýn veya kutuplarýn hiçbirinde böyle biryok oluþ görülmemiþtir. Bundan dolayýdýr ki; Þah-ýNakþibend Hazretleri velilerin baþbuðu ve serdarýdýr.Çünki bu yolun ulularýnýn bir tek rehberi ve önderi vardýr,o da peygamberler peygamberi Hazreti Muhammed(s.a.v)'dir. Dikkat edilecek olursa Allah (c.c) Adem (a.s)'asýfatýný sorduðunda "safiyullah'ým" demiþtir. Nuh (a.s)'asorduðunda "nebiyyullah'ým", Ýbrahim (a.s)'a sorduðun-da"halilullah'ým", Musa (a.s)'a sorduðunda "kelimul-lah'ým", Ýsa (a.s)'a sorduðunda da "ruhullah'ým" cevap-larýný almýþtýr. Hz.Muhammedül Arabi (s.a.v)'e sorduðun-da ise; "ene abdükel yetim" yani "ben senin yetimkulunum" cevabýný almýþtýr. Halbuki Cenab-ý Zülcelal O'na"habibim" dememiþ midir? Keza "Sen olmasaydýn hiçbirþeyi yaratmazdým" buyurmamýþ mýdýr? Bunun içindir ki;yüzyirmidört bin nebi geçmiþtir ama Muhammed (s.a.v)bir tanedir. Ve o veliler ordusu da O'nun varisleridir.

    Þahý Nakþibend Þerbet Sebili

  • Beni mazur gör bu defa;

    Ey Þanlýurfa

    Peygamberler Þehri Urfa... KâbeiMuazzama'nýn mimarý ÝbrahimAleyhisselam'ýn nurlandýrdýðý þehir.Odunun balýða, ateþin gül bahçesinedöndüðü mekân... Nemrud'un çilesiniçeken, hakk yolunda boyun büken,daha mancýnýkta iken; "BenimRabbim benim halimden haberdard-ýr" diyerek teslimiyetin en yükseðineþahit þehir... Milli mücadelenin enmücahit þehri...

    Halilürrahman diye de, Ayn-ýZeliha diye de anýlsan sen aklýmadüþersin. Sende tarih, sende tevhidmücadelesi, sende kültürlerin hasý,imanýn sesi... Baðrýnda yanýyor imanmeþ'alesi...

    Acýlara tahammül eden, sabrýnsembolü Eyyüp aleyhisselamý senmisafir ettin... her zaman Rabbininverdiðine razý olan o yüce peygam-berin haline de þâhitsin...Taþlarýndamuhabbetin sýcaklýðý, kuyularýndasabrýn serinliði ve ulvi bir bakýþlamânalarýn derinliði...

    Camilerin, medreselerin, han-larýn, hamamlarýn hepsi en güzelustalýklarýn eseri... En duyguluzamanlarýn, en estetik dilimlerin þah-eseri... Ustalar, imanla yontmuþtaþýný, iþçileri abdestli koymuþ harcýnýve dimdik ayakta þimdi tâ o eski gün-lerden beri... Köprüleri, su kemer-leri... Hayratlarýn dillere destansöylenir diyâr diyâr... Kalelerdesurlarýn var, yýkýlmaz bir duvar...Musa TEKTAÞ

    Dar ve yüksek duvarlý sokaklarýn mahrem ha-yatýnýn bekçileri, el iþçiliði ve misafire merhaba diyen,el uzatan kapý tokmaklarýn tuttuðunu çeker içeri...Büyük bahçelerin ortasýnda tarihi Urfa evleri.... Hayat'tahayat bulan hayat, selamlýkta aðýrlanýr, haremlikte evhalkýyla kaynaþýr... Eyvanlar sýcaða inat, motif motifiþlenmiþ; taþlarla bezenmiþ, insana huzur saðlayan birortam... Bahçenin ortasýnda bir þadýrvan var ki, canbahþeden su sesi ve etrafýnda çocuklarýn neþ'esi... Birde, tulumbanýn tatlý ama kulaðý týrmalayan gýcýrtýsý....

    Bakýrcýlar, kilimciler, saraçlar... Pazar ola, gar-daþlar, canlar, can Urfalýlar.... Kebapçýlardan dýþarýyaakseden leziz kokular ve lahmacuncular, çið köfteci-ler......

    Hayat El-Harrani hazretleri kadar nurlu, dünyanýnen eski medresesi Harran gibi onurlu ve göðe uzanançadýr tipli yapýlarýyla otað kültürünün timsali, Türk-Ýslam mührünün vurulduðu yerdir Urfa. Ovalarýsulayan, gönüllere ferahlýk veren, çýramýzýn gazýný elek-triðe, Fýrat'ýn sularýný, kanallara baðlayan bir yýkýlmazköprüdür Urfa...

    Þarkýn göz bebeði, altýn fýþkýran topraklar...HalilÝbrahim'in bereketi, her taraf canlý her yerde yeþilyapraklar....

    Urfa'ya baktýkça Darende'yi, Darende'ye veSomuncu Baba önündeki havuzu seyrettikçe, Urfa'yýhatýrlýyorum. Bir tarafta Halilürrahman niðmeti, diðeryanda Þeyh Hamid-i Veli’nin ayný râha hizmeti...

    Allah'ýn nurundan oraya Ýbrahim peygamber ýþýktutmuþ, Darende'ye O, Peygamberin temiz neslinden,âlemlerin efendisi Hz. Muhammed (S.A.V) in evlatlarýn-dan Somuncu Baba meþ'ale yakmýþ... Hulusi Efendi omeþaleyi en güzel bir biçimde, Peygamber neslineyakýþýr bir þekilde þuâlandýrmýþ.

    Allah'ýn hikmeti, balýklarýnda kardeþ olduklarýný daseziyorum sessizce.

    Ýbreti âlemdir bu iki þehir, düþtü gönlüm bir âha.Bu iki nurlu merkezden de yol ulaþýr Hakk râha...Görmek gönle safa, göze þifa...

    Seni gönül gözüyle görüp, gönül diliyle anlatmakisterdim.... Ama þimdilik dünya gözüyle görüp, kalemdiliyle anlatýyorum...

    Beni mâzur gör bu defa...Ey Peygamberler Þehri Urfa...

  • Eylül-Ekim 2000 27Eylül-Ekim 200026

    Somuncu Baba Kültür

    Tarihi seyri içersinde Adem (a.s) dan bu yanahemen hemen her devirde önemini koruyan, tarihi,kültürü ile devamlý bir medeniyet merkezi olmuþtur.Arkeoloji literatüründe "Bereketli Hilal" olarakadlandýrýlýr.

    Þanlýurfa da birçok Peygamber yaþadýðý içinburaya Peygamberler þehri anlamýna gelen Dir-iMesih de denir.

    Rivayetlere göre Hz. Adem (a.s) bu topraklardaçiftçilik yapmýþ, HzEyyüp (a.s) birmaðarada sabrýnýgöstermiþtir. Ýbrahim(a.s), Nemrut'un put-larýna karþý tekAllah'ýn birliðine inan-mayan insanlara butopraklara da davetetmiþ. Hz. Musa (a.s)Tek Tek daðlarýmevkiinde ÞuayipPeygamberin yanýnda7 yýl çobanlýk yapmýþve sihirli âsasýnýÞ u a y i pP e y g a m b e r d e nalmýþtýr. Hz. Yusuf(a.s) annesi SaraHatun Þanlýurfatopraklarýnda doð-muþ. Hz Davud (a.s)uzun süre bu toprak-larda yaþamýþtýr.

    Bu gündeÞanlýurfa, tarihiçersindeki önemineve zenginliðine uygun

    olarak, dünya çapýnda bir pro-jenin uygulanma.sý sonucu (GAP),Halil Ýbrahim (a.s) sofrasýnýnbereketini tekrar bizlere sun-manýn gururunu yaþamayabaþlamýþtýr.

    Ýbrahim Aleyhisselam:Ýbrahim (a.s), Nemrut'un

    vezirlerinden Azer'in oðludur. ÝbnAbbas (r.a)'ýn anlattýðýna göreÝbrahim (a.s)'ýn annesi hamileolduðu vakitler kâhinler,"Nemrut'a; sana haber verdiðimizçocuk bu gece ana rahminedüþtü." Dediler. Bunu üzerineNemrut, doðacak olan çocuklarýöldürtmeðe baþladý. AncakÝbrahim (a.s)'in annesi hamileliðini

    gizledi ve doðumu yaklaþýnca þehrin dýþýnda bulu-nan bir maðaraya giderek, orada doðumunu yaptý.Ve çocuðunu maðarada gizledi. Bundan sonraannesi her fýrsat buldukça oðlunun yanýna gidiyor vebakýmý ile ilgileniyordu. Parmaklarýný kontrolettiðinde birinden süt, diðerinden bal, birinden sugibi bir mayinin çýktýðýný müþahede etti.

    Bazý tarihçilere göre Ýbrahim (a.s)’ýn, bumaðarada 16 yýl kaldýðýný, bazýlarý da 15 ay kaldýðýnýama her ay bir sene kadar büyüdüðünü rivayet eder-ler.

    Ýbrahim (a.s), maðaradan çýkýnca, daðlarý,ovalarý, gökyüzünü seyretti. Bunlarýn yaratýlýþýnýdüþündü. Kainatýn mutlak bir yaratýcýsýnýn olduðunainandý. Cenab-ý Hakk; "Böylece biz Ýbrahim'e gök-lerin ve yerin melekûtünü (büyük ve harikulademuhteþem varlýklarýný) gösteriyorduk ki,(kudretimizle) kesin inanlardan olsun."(En’am, 75)

    Ýbrahim (a.s), Allah’ýn dostu ve MüslümanlarýnBabasýdýr.

    Ýbrahim (a.s), putperestlikle mücadele etmeyebaþladý.

    "Hani babasýna ve kavmine demiþti ki: " Butapýnýp durduðunuz heykeller nedir?" onlar da;"Babalarýmýzý bunlara tapar bulduk"demiþlerdi."(Enbiya, 52-53)

    Hz. Ýbrahim (a.s)'ý Tasdik Edenler;Hz Ýbrahim(a.s)'ý ateþte yanmadýðýný gören

    halkýn çoðu onun davetine icabet ettiler. Kardeþioðlu Hz. Lut (a.s), diðer kardeþi olan Nahor daLokman (a.s)'ýn dedesidir.

    Hz Ýbrahim (a.s), ateþten selametle kurtuluncaNemrud baþka bir tuzak kurmaya karar verir. Bunuhaber alan Hz Ýbrahim (a.s) göç etmeye karar verir.Ýlk hicret yeri Harran'dýr. Bir müddet sonra Þam veFilistin'e doðru göç eder. Hz Ýbrahim (a.s) , yanýndaeþi ve Hâcer isminde ki Cariyesi ile birlikte Filistin'eyerleþti. Hz. Ýbrahim (a.s)'ýn gönlü bir çocuk istiyor-du. Kendisine bir salih kul vermesi için Allah'a þöyledua etti;

    “Rabbim! Bana salihlerden bir çocuk ver”(Saffat,100)

    Hz Ýbrahim (a.s), karýsý Sare Hazretleri yaþlýolduðundan Cariyesi Hacer'i, Hz Ýbrahim (a.s) evlen-mesi için müsaade etti. Hz. Hacer'den Ýsmail (a.s)doðdu. Allahýn emriyle Hz Ýbrahim (a.s), Hacer veÝsmail'i alarak Mekke'ye götürdü. Onlarý tenha biryere býraktý ve döndü.

    Hz Hacer ve Ýsmail (a.s) ile, kendilerinebýrakýlan suyu ve ekmeði yiyerek kaldýlar. Yiyecek veiçecek bitince susadýlar. Bu yakýcý tabloya dayana-madýlar. Safa ve Merve tepeleri arasýnda Hz Haceryedi defa gidip geldi. Son olarak Merve'ye týrmandýðýsýrada bir melek kanadýyla Zemzemin bulunduðuyerde yeri eþdiðini gördü. Su görülünceye kadardeþmeye devam etti. Hz. Hacer ve Ýsmail (a.s),sudan doya doya içtiler. Cürhümlülerden bir guruboraya gelerek yerleþti ve Ýsmail (a.s), Cürhümlü birkadýnla evlendi. Hz Ýbrahim (a.s) zaman zamanonlarý ziyaret ettiler. Bir gün rüyasýnda Allah'ýn ken-disinden Ýsmail (a.s)'ý kurban etmesini istedi.Durumu oðlu Ýsmail (a.s)'a arz etti. Ýsmail (a.s) da tam

    bir teslimiyetle Allah'ýn emrini yerine getirmesi içinbabasýna söyledi. Böylece ikisi de Allah'ýn kendileriiçin yaptýðý imtihaný kazandýlar.

    Kabe'yi Ýnþa ediyorlarHz Ýbrahim (a.s), uzun müddet oðlundan uzak

    kaldý. Sonra önemli bir iþ için ona geldi. Allah ona;kendisine ibadet edilen ilk mescid olmak üzereMekke'de Kabe'yi kurmasýný emretti. Ýsmail (a.s) daona yardým etti ve Kabe'yi yaptýlar. Kabe'yi yaparkendevamlý olarak þöyle dua ediyorlardý."Ey Rabbimiz!Bizden bu hayýrlý iþi kabul et. Gerçekten senduamýzý iþitici ve niyetimizi bilicisin." (Bakara, 127)

    Sonuç olarak: Ýbrahim (a.s), Hakk'ýnyeryüzünde yayýlmasýna hizmet edenlerin en önem-li þahsiyetlerinden biri olmuþtur. Onun neslinden deinsanlýðýn zirvesi olan son Peygamber Hz.Muhammed (SAV) Efendimiz dünyadaki karanlýðýnura çevirmiþlerdir.

    Somuncu BabaKültür

  • Halilürrahman Külliyesi ve Balýklý Göl-Þanlýurfa Fotoðraf: Aslan Tektaþ

  • Hz. Eyyüb Aleyhisselam:Hz. Eyyüb (a.s), Hz. Ýbrahim (a.s) neslindendir.

    Annesi Lut (a.s)'ýn kýzý Leyla'dýr.Hz Eyyüb (a.s) son derece muttaki, düþkünlere

    þefkatli idi. Dul ve yetimlerin bakýmlarýný üstlenir.Misafire ikram eder, kavmini sadece Allah'a kulluketmeðe çaðýrýrdý. Eyyüb (a.s) her yönüyle zengindi.Bir çok oðullarý vardý. Bunlarýn hepsini kaybetti.Vücuduna isabet eden hastalýklarla imtihan edildi.

    Allah'ý zikretmiþ olduðu dili ve kalbi dýþýnda kitüm azalarý hastalandý. Yine de devamlý Mevla'yýzikrediyordu. Hastalýðý uzadý, yatalak oldu. Tüminsanlar kendinden uzaklaþtý,yurdundan çýkarýlýp, viraneyebýrakýldý.

    Yalnýz eþi kendisine hizmetediyordu. Onunda gücü azaldý,kocasýný doyuracak bir þeyikalmadý ve baþkalarýna ücretlehizmet etmeðe baþladý. Bütünbunlar, Hz Eyyüb (a.s) ve eþininsabrýný artýrdý, þükrünü artýrdý.Hz. Eyyüb (a.s)'ýn uðradýðý belalardarb-ý mesel oldu.

    Kur'an-ý Kerim'de Cenab-ýHakk;

    "Eyyüb'u da hatýrla. HaniO, Rabbine "Bana gerçektenzarar gelip çattý. Sen merhametedenlerin en merhametlisisin"diye niyaz etmiþtir. Biz deduasýný kabul edip, zararýnýgidermiþ, tarafýndan bir rahmetve ibadet edenler için bir hatýraolmak hem ailesini, hem de

    onlarla beraber bir mislini onavermiþtik."(Enbiya, 83-84)

    Sabýr, Peygamberlerin ahlaký, muttaki-lerin silahýdýr. Hiçbir baþarýlý insan yoktur ki,baþarýsýnýn en önemli özelliklerinden birisabretmesini bilmesidir.

    Sabýr, Kur'an-ý Kerim'de de 70'e yakýnyerde zikredilmiþtir. Peygamber Efendimiz de(SAV), sabrý tavsiye etmiþtir. Ve þöyle buyur-muþtur; Sabýr, imanýn yarýsýdýr"

    Halilurrahman ve Ayný Zeliha Gölü:Hz Ýbrahim (a.s)'ýn, Nemrut tarafýndan

    ateþe atýldýðý yerdir. Günümüzde de göl olarakkalan yerin eni 30m, boyu 150m dir. Ateþe

    atýlan odunlar balýða dönüþmüþtür. Aynýzeliha da Nemrut'un kýzýdýr. Hz Ýbrahim

    (a.s)’a, iman etmiþtir. O da kendisini Ýbrahim (a.s)dan sonra ateþe atar. Onunda düþtüðü yer göl olur.

    Harran ve GAP :Kendi adýyla anýlan büyük bir ovanýn

    merkezinde kurulmuþ olan bu antik kentin en eskiadý Harran olarak bilinir. Çevresi bu gündegözlenebilen surlarla çevrili kentin ortasýnda önemlibir höyük bulunmaktadýr.

    Harran asýl ününüokullarýnda yetiþtirmiþ olduðubilginlerinden alýr. Bunlar, ünlümatematikçi Sabit Bin Kurra,Astronomi bilgini Battani,Harrani lakabý ile ün salmýþAhmet bin Yunus ve Ömer binYunus kardeþler. Cabir b.Hayyandýr.

    GAP rojesi ile 1.800.000hektar alan sulanacak, 23 mil-yar KWH hidroelektrik enerjiüretilecek. 7'si Fýrat, 6'sý Dicleüzerinde olmak üzere 13 pro-jeden müteþekkil olan GAP'tatoplam olarak 22 baraj, 17Hidroelektrik santrali kurula-caktýr. GAP, Harran Ova.sý eskidöneminin belki de yenidenyakalamýþ olacak. Tarih teker-rürden ibaret derler ya.

    Eylül-Ekim 200030 Eylül-Ekim 2000 31

    Somuncu Baba Kültür

    Hayat ElHarrani 581 'de

    (1185) seksenyaþlarýnda vefate t m i þ t i r .Hakkýnda bilgiveren kay-naklarýn çoðuadýný Hayat b.Kays el Harrani,bazýlarý Sultan elEnsari el Harraniþeklinde kayded-er.

    Þ e y h i nkünyesinde kiEnsari nisbesionun sahabis o y u n d a ngeldiðini gösterir.Þeyh Hayat'ýnHarran'da 50 yýlHüseyin elBevari'nin soh-b e t l e r i n d eb u l u n d u ð u

    rivayet edilir.Ýyi hali ve kerametleriyle tanýnan Hayat b.

    Kays'ýn (Zehebi), Sultan Nureddin Zengi veSelahattini Eyyübitarafýndan ziyaretedilmiþ olmasý,çaðýnda ki þöhretinive nüfuzunu gös-terir.

    H a r r a n ' d aadýný taþýyanmescidin kýbletarafýnda inþa edilenZaviyesinde irþadfaaliyetinde bulunanHayat b. Kays, böl-genin en çok saygýgösterilen þeyhihaline gelmiþtir.Aðustos 1185 yýlýn-da vefat etmiþtir.

    Oðlu Ömer'inyaptýrdýðý türbeninkitabesi N. VanBerchem ve Ricegibi þarkiyatcýlartarafýndan yayýnlan-mýþtýr.

    Þeyh hayata

    göre temkinli bir sufinin sahip olduðu marifet onundindarlýðýný gölgelemez. Gönlünde Allah korkusu-nun yer etmesini ve keþf ehlini hallerini temaþaetmeyi isteyenlere helal yemesini tavsiye eder.

    Kaynaklarda Þeyh Hayat güler yüzlü, yumuþakhuylu, cömert, gece ibadetine düþkün, inzivayýseven bir veli olarak tanýnýr. Ölümünden sonra datasarruf sahibi olduðu söylenir.

    Anadolu’nun maneviyat merkezlerinden Urfave Darende muhabbet deryasýnda el ele, gönülgönüle...

    Atatürk Barajý

    Hayat el-Harrâni (K.S.)’nin Türbesi

    BÝBLÝYOÐRAFYABOLAK, Ahmed Aydýn, Söylediklerim ve Yazdýklarým, Ýst. 1996KÜRKÇÜOÐLU, A. Cihat, Þanlýurfa, T.C. Þ.Urfa Valiliði Yay. Ank.1997

    Peygamberler Þehri Þanlýurfa, Þanlýurfa Valiliði Yay. Ank. 1995Ruha’dan Urfa’ya Þanlýurfa Belediyesi Yay. Ank. 1990Þanlýurfa’da Cananlan Tarih, Þurkav yay, Ank. 1995.

    YAZAR, Sabri, Ayetler Iþýðýnda ÝBrahim Aleyhisselam ve Urfa Tarihçesi Ýst. 1998.HAYIRLI, Hasan Fehmi, Hz. ÝBrahim Hz. Eyyub ve Þanlýurfa, Özbek Yay. Ýst.

    Saat Kulesi

    Somuncu BabaKültür

  • Eylül-Ekim 2000 33

    Somuncu Baba Edebiyat

    Eylül-Ekim 200032

    Fâtih devrinin önemli tekke þair-lerinden biri olan Ümmî Kemal(ö. 1475) hakkýnda kaynaklar-da hem çok az hem de birbiriyleçeliþen bilgiler bulunmaktadýr.Muhtemelen XIV. yy'ýn baþlarýndaNiðde'de doðdu. KaynaklardaKaraman'da vefat ettiði kaydedilmek-te ise de, türbesi YeniceMahallesindedir. Adýna Karaman'danbaþka Manisa, Bolu, Mudurnu veNiðde Mevlevihanesi'nde birermakam bulunmasý halk tarafýndan nekadar sevildiklerini göstermektedir.Ayrýca Bolu'nun Tekke Köyü'nde hersene adýna yaptýrýlan cami ve türbe etrafýnda tekkebayramý yapýlýr.

    Asýl adý Ýsmail'dir. Aslen Karaman'lýdýr. MahlasýÜmmî Kemal'dir. Mahlasýnda Ümmî kelimesi bulun-masýna raðmen, o da Yunus Emre gibi devrindekiÝslâmî ilimlere, menkýbelere ve tasavvufî görüþevâkýfdýr. Þiirlerinden anlaþýldýðýna göre uzun bir ömüryaþamýþtýr. Erdebil'eki Safevî tarîkatýnýn þeyhi, ÞeyhSafiyyüddîn'nin torunu Hoca Ali'ye intisap etmiþtir.

    Kemal Ümmî Divan'ýnda, ölümüne çok samimi venefis bir mersiye ile aðladýðý, dünyaya deðil ukbaya bilenazar kýlmayan, müttekî ve zâhit þeyhi UbeydullahHâmid Sultan (Ubeyd Allâh Hâmid Sultan)'nýn Þaban815/Kasým 1412'de göçtüðünü ifade etmektedir.

    Kemal Ümmî'nin þiirlerinden onun Anadolu'daEkmekçi Koca veya Somuncu Baba diye bilinen veHoca Ali'nin yetiþtirdiði þeyhlerden olan Þeyh HâmidÝbn-i Mûsâ ile iliþkisi olduðu anlaþýlýr. Büyük bir ihti-malle Ümmî Kemal, Þeyh Hamid tarafýndan Erdebil'e,Hoca Ali'ye gönderilmiþtir. Ümmî Kemal, Hoca Ali'yeintisap etmiþ olmasýna raðmen, divanýnda hiçbir Alevî-þiî temayül görülmemektedir. Bunun sebebi bu tarîkatýnsünnî-sûfî görüþten, þiî görüþe Hoca Ali'nin torunu ÞeyhHaydar zamanýnda geçmiþ olmasýdýr.

    Þiirlerinde Allah aþkýný öne çýkaran þâir, insanýnkendi nefsi ile mücadelesinin en büyük gaza olduðunusöylemektedir. Muhteva bakýmýndan Yunus Emre veEþrefoðlu tarzýný takip eder. Ayrýca þiirlerinde dünyanýnfaniliðinden bahsettiði gibi Melâmî meþrepli olduðunadair izler de görmek mümkündür.

    Klasik edebiyatýn gazel, kasideve mesnevî gibi nazým þekillerinikullanmasýna ve aruz vezniyleyazmýþ olmasýna raðmen, þiirlerindeçok sade bir Türkçe kullanmýþtýr.Türk halk þiirinin geleneðine uyarakþiirlerinde cinaslý kafiyeye yer ver-miþtir. Þiirlerinde konuþma dilindenve günlük hayattan gelen kelimeler,deyimler, atasözleri sayýca çokfazladýr. Onun þiirleri sadeceAnadolu sahasýnda deðil Kýrýmyoluyla Kazan Türkleri arasýndayayýlmýþ oradan, oradan da

    Baþkýrtlar'a ve Özbekler'e geçerek oralarda tanýnmýþtýr. Türkçe divanýnýn bir çok nüshasý Ýstanbul ve

    Anadolu'nun deðiþik kütüphanelerinde bulunmaktadýr.Bu divaný üzerinde biri Ýnönü Üniversitesi'nde diðeriGazi Üniversitesi'nde olmak üzere iki ayrý doktora çalýþ-masý yapýlmýþtýr.

    Kemal Ümmî'nin Kýrk Armaðan adlý didaktikmuhtevalý bir eseri daha vardýr. Dînî konularý ve bilgileriele alan bu eser kýrk bölüme ayrýlmýþtýr. Mesnevîtüründe yazýlmýþ olan eserde münker, nekir, mizan, sýratköprüsü, mâlik-i cehennem, Rýdvan, Cebrail,Peygamberler ve Allah gibi bahisler bulunmaktadýr.

    Bu eser bilinen Türkçe ikinci Kýrk Hadis tercüme-sidir. (trc. 815/1412'den sonra) Orijinalitesi olan bu KýrkHadis, Nehcü'l-ferâdis gibi müstakil bir risale deðildir,divaný içinde yer almaktadýr. 1.Görün bu çarh-ý gaddârý ki âlemde neler kýldý

    Yine bu gerdiþ-i gerdûn niçe müþkül hatar kýldý

    Bu insafsýz gaddar feleðe bakýn ki alemde nelermeydana getirdi. Yine bu dönen dünya nice gönüllerüzdü. Ne kadar zor, acý bir hadiseye sebep oldu.

    2. Zihî gurbet zihî hicret zihî fürkat zihî hasretBu âh u derd ü bu hasret bize yavlak eser kýldý

    Ne güzel gurbet, ne güzel göç (yolculuk), ne güzelayrýlýk, ne güzel özleyiþ. Ah bu hasret derdi bize çok tesiretti.

    3. Kaný ol ýþk eri heyhât kaný ol merd-i pür-tâatHayýf kim hâdimü'l-lezzât bize her nef-i zar kýldý

    Heyhat! Hani o ibadet ehli, hani o Hakk aþýðý.Yazýk ki dünya lezzetlerini yok eden Azrail bize her fay-dayý zararlý kýldý.4. Kaný ol ârifün þevki taðýldý meclisi çavký

    O cümle lezzet ü zevki ecel zîr ü zeber kýldý

    Hani o ariflerin neþeli meclisi, nerede kaldý? Ecelrüzgarý o meclisin bütün lezzetini daðýttý, gitti.

    5. Kaný o âlim ü âmil delil ü mürþid-i kâmilCihân milkinde ol âkýl ne hoþ feth ü zafer kýldý

    Ýlmiyle amil olan manevi rehber nerede? Cihanmülkünde o bilge kiþi gönülleri ne güzel fethediyordu.

    6. Kani ol þeyhimiz Hâmid saîd ü müttekî zâhidFenâ âlemden ol âbid bekâ milke güzer kýldý

    Hani o takva sahibi salih insan Þeyh Hâmidnerede? Bu geçici âlemden ebedî âleme göçüp gitti.

    7.Ubeydullâh idi ismi buyýdi âdet ü resmiKi herkiz düzmedi cismi o cânýn muteber kýldý

    Ýsmi Abeydullah idi ve tarzý da "Allah'ýn kulu köle-si" olmaktý. Zira o asla bedenini beslemedi; o ruhunuolgunlaþtýrdý.

    8.Bu vîrandan çün ol þehbâz bekâya eyledi pervâzSalât u savmý ol demsâz özine bâl ü per kýldý

    Bu viran dünyadan o muhteþem insan ahiretegöçünce namazý ve orucu bir doðanýn kanatlarý gibi onayoldaþ oldu.

    9.Vefatýn iriken bildi Hakun emrine râm oldý Kiþi gelür didi geldi velâyetten haber kýldý

    Ölmeden önce ölümü bilerek Hakk'a baðlandý.Böylece velilikten haber verdi, ermiþliðini gösterdi.

    10.Yer ü gökler kamû âlem anunçün tutdýlar mâtemMelâik cinn ü hem âdem figân u nevhalar kýldý

    Yerler gökler bütün dünya onun için matem ettiler.Melekler, cinler ve insanoðlu aðlayýp inlediler, yas tut-tular.11.Bu kamû sûfî miskinler kýlur nâle vü nefrinler

    Firâký cümle mü'minler gözin pür-hûn-ter kýldý

    Bütün bu sofiler, derviþler inlediler, aðladýlar. Onunayrýlýðýnýn acýsý cümle mü'minlerin gözünü kan çanaðýnadöndürdü. (Aðlamaktan gözlerine kan doldu). Feleðesitem ettiler.

    12.Müridler âh idüp aðlar muhibler cigerin taðlarAnun derdi kamû saðlar yüregin haste-ter kýldý

    Müridler âh edip aðlarken, sevdiklerinin dostlarýnýnciðerin daðlanýr-yanar. Onun ayrýlýðýnýn derdiyle bütünmüminlerin yüreði daralmýþtýr. Bu ayrýlýk derdiyle insan-lar hasta düþmüþlerdir.

    13.Anun odý kaçan söyne gerek her cân u dil göyne Kim ol yâr meskenin beyne't-turâbu ve'l-hacer kýldý

    Onun vefatýyla bütün gönüller yanýp tutuþtu. O taþ-tan ve topraktan mesken yaptý, gitti.

    14. Kani ol sûfî vü sâfî þehîd-i câhid ü vâfiYüritdi emr-i marûfý þu resme kim ömür kýldý

    Hani o sofi ve halis temiz insan, o sözünün eri.Elinden geldiði kadar çalýþan cehd eden þehid, o ki diningerektirdiði gibi yaþamayý dinin emirlerine uymayýsürdürdü; onu bir hayat biçimi, dünya görüþü hâlinegetirdi.

    15.O nehy-i münker-i mutlak ne sürdi þer ile saddakAdûler boynuna ol hak sözü tîg u teber kýldý

    Kötülüklerden men eden o zat kötülüklerle ülfetetmedi. O Hak sözünü düþmanlarýn boynuna keskin birkýlýç gibi indirdi.

    16.Çü cânýn fî-sebîlillâh komuþtur bî-garaz lillâhZihî gâzî kim ol Allâh yolýnda terk-i ser kýldý

    Allah için, Allah yolunda canýný bu yola vermiþtir.Ne mutlu ki o Allah yolunda bu varlýðý, bu caný, bubedeni Allah için Allah uðruna feda etmiþtir. Allah içinçalýþmýþ, Allah için yaþamýþtýr.

    17.Þu dostluklar kim ol üstâd bize kýlmýþdurur bünyâdNe kavm ü kardeþ ü evlâd mâder ne peder kýldý

    Kardeþin kardeþe, evladýn ana-babaya göster-mediði dostluðu, yakýnlýðý o üstad bizim aramýzda tesisetti.

    *Yrd. Doç. Dr. Cemil GÜLSEREN

    Devam Edecek

    Somuncu BabaEdebiyat

    Þeyh Hamid-i Veli Türbesi-Darende

    *Kocatepe Ünv. Uþak Eðitim Fak. Dekan

  • Eylül-Ekim 2000 35

    Somuncu BabaAraþtýrma

    34 Eylül-Ekim 2000

    Osmanlýlar Nakibü'l-Eþrafa pek ziyade hürmetgösterir, davet ve törenlere sadrazamýn imzasý ileçaðrýlýrdý. Hatta Nakibü'l-Eþraflar padiþah deðiþimindekýlýç alayýna katýlýr, padiþaha kýlýç kuþatýrlardý. DualarýMakbul- kabul olduðu için dualarýn çoðunu kendileriyapar23 bu ise neþe ve ferahlýk verirdi.

    b)-NAKÝBÜ'L-EÞRAFIN TAYÝNÝ Nakibü'l-Eþraflar genellikle ulema sýnýfýndan olup

    çoðunlukla Ýstanbul kadýsý ve kazasker mazulleriarasýndan seçilirdi. Tayin edilecek olan Nakibü'l-Eþraf,bab-ý aliye davet olunur Sadrazam tarafýndan ayaktakarþýlanýrdý. Bu görüþmeden sonra özel bir odayaalýnýr kahve, gül suyu, buhur ikramýndan sonra, samurerkan kürkü giydirilir, görevine tayin edilir kendisineNakibü'l-Eþraflýk beratý verilirdi. Nakibü'l-Eþrafýn giy-diði elbise kazaskerin giydiði elbisenin aynýsý olupbaþýndaki örf denilen kavuðun yerini küçük tepelikavuk giyip üzerine sadat'a mahsus yeþil alametsarardý.24

    Nakibü'l-Eþraf devletin önemli kademelerinegetirilirdi. Hatta kendisi de bu makam ve görevdururken ilmiye ile ilgili diðer görevleri de üstlenir,yapardý. Malûlzade Seyyid Mehmet efendi önceRumeli kazaskerliðine oradan da Þeyhülislamlýkgörevine getirilmiþtir.25 Malûlzade Seyyid Mehmetefendiden baþka þeyhülislam olanlardan Nakibü'l-Eþr