88
YIL: 56 • SAYI: 4-5-6 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2019 Geleceğimiz için ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANI İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ Röportaj: Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir PAKDEMİRLİ #1YILOLDU Yetkili Kurullar Değerlendirme Toplantısı

İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

YIL:

56 •

SAYI

: 4-5

-6 •

NİSA

N-MA

YIS-

HAZİ

RAN

2019

Geleceğimiz içinORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANI

İhracatta Kadın Eli:

KAPI SÜSÜ

Röportaj:Tarım veOrman Bakanı

Dr. BekirPAKDEMİRLİ

#1YILOLDU

Yetkili KurullarDeğerlendirmeToplantısı

Page 2: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar
Page 3: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

EDİTÖRDEN

YIL:

56 •

SAYI

: 4-5

-6 •

NİSA

N-MA

YIS-

HAZİ

RAN

2019

www.ormuh.org.tr

/TmmobOrmuh

Geleceğimiz için

ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANI

İhracatta Kadın Eli:

KAPI SÜSÜ

Röportaj:

Tarım ve

Orman Bakanı

Dr. Bekir

PAKDEMİRLİ

#1YILOLDU

Yetkili Kurullar

Değerlendirme

Toplantısı

YIL: 56 • SAYI: 4-5-6 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2019 YEŞİL DÜNYA DERGİSİ / 3 AYDA BİR YAYIMLANIR

TMMOB Orman Mühendisleri Odası Adına SahibiHasan TÜRKYILMAZ

Yayın SorumlusuMesut GÜLER

Sorumlu Yazı İşleri Müdürüİsmail Hakkı GÜNEY

Düzey Ajans0212 417 92 92 | www.duzeyajans.com

Yayın YönetmeniEbru OLUR

EditörEcrin İBRAMOĞLU

Mizanpaj/Kapak TasarımCüneyt MELETLİOĞLU

Baskıİlbey Matbaa | 0212 613 83 63

Yönetim YeriBeştepeler Mah. Alparslan Türkeş Cad. 31. Sok. No: 3Beştepe-Yenimahalle/ANKARATel: (0312) 215 00 33 pbxBelgegeçer: (0312) 215 01 81e-posta: [email protected]

TMMOB Orman Mühendisleri OdasıGaranti Bankası Meşrutiyet Caddesi ŞubesiTR70 0006 2000 5280 0006 2981 35

ISSN 1301-3572

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİAĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ

Değerli okuyucularımız;

Bir önceki dergimizi sizlere ulaştırdıktan sonra yeni sayımı-zın hazırlıklarına başladık. Dergimizin sizlerin nezdinde güzel bir karşılığı olması için gayret gösteriyoruz. Antalya’da gerçek-leştirilen Yetkili Kurullar Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı-mız ankette bulduğumuz karşılık hem Yeşil Dünya ekibini hem de Orman Mühendisleri Odası Yayın ekibini oldukça mutlu etti. Ankete katılma nezaketini gösteren herkese OMO ve dergi ekibi-miz adına teşekkür ediyorum. Ekibimize ve bizlere destek veren mühendis kalemlerimizin de desteği ile başarılı çalışmalara imza atarken bu teveccühe layık olmaya çalışacağız.

Dergimizin bu sayısına gelince; tüm okurlarımız için bilgilen-dirici ve yeni ufuklara pencere açacak nitelikte metinler hazırla-maya çalıştık. Hepimizin malumudur ki tabiatın dengesini bozan en büyük unsur insanın bilinçsizce davranışıdır. Bu bilinçsizliğin ortadan kaldırılması için siz değerli okuyucularımız azami dere-cede çalışıyorsunuz. Bizler de dergi ekibi olarak siz meslek men-suplarının dışında kalan kesime bu bilinci aşılayabilmek adına dergimizi bir aracı olarak gördük. Dergimizi bilinçlendirici, uya-rıcı nitelikte konularla doldurarak, dergiyi eline alan her bireye küçük de olsa bir şeyler anlatabilmeyi amaçladık. Doğaya karşı duyarlılığın ve bilincin oluşmasına az da olsa katkı sağlayabilmeyi hedefleyerek yazdık tüm yazıları.

Dergimizde doğanın zengin hazinelerini ele aldık. Ormanın güzel kokulu efsanesi DEFNE’yi araştırdık ve sizlere güzel bir köşe hazırladık. Saklı Köşeler Bölümü’nde ise HEMŞİN’i tanıtmaya çalıştık. Dünya Çölleşme Günü ve Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü dolayısıyla farkındalığı artırmaya yönelik metinler oluştur-duk. Aktüel Bölümü’nde Tarihçi/Yazar Ahmet Anapalı sizler için güzel bir yazı kaleme aldı, kendisine teşekkür ediyoruz. Portreler Bölümü’nün bu defaki konuğu ise 24. Dönem Milletvekillerinden Sayın Osman Kahveci oldu. Kendisine teşekkür ediyoruz.

Yeni sistemin ilk Tarım ve Orman Bakanı olan Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’ye özellikle teşekkür ediyoruz. Yoğun programlarının içinde bize zaman ayırma nezaketini göstererek bizleri kırmayıp dergimize röportaj verdiği için ekibimiz ve okurlarımız adına şükranlarımızı sunuyoruz.

Dergimizin bu sayısını da keyifle okumanızı diliyoruz. Tüm ekibimiz adına hepinize iyi okumalar dilerim.

Yayın Kurulu

Prof. Dr. Ahmet YEŞİL İÜC Orman Fakültesi

Prof. Dr. Atakan ÖZTÜRK AÇÜ Orman Fakültesi

Prof. Dr. Aydın TÜFEKÇİOĞLU AÇÜ Orman Fakültesi

Prof. Dr. Azize Toper KAYGINBÜ Orman Fakültesi

Prof. Dr. Bedri SERDAR KTÜ Orman Fakültesi

Prof. Dr. Fatih MENGELOĞLU KSÜ Orman Fakültesi

Prof. Dr. Hakkı YAVUZ KTÜ Orman Fakültesi

Prof. Dr. İlker USTAHÜ Ağaç İşl. End. Müh. Bölümü

Prof. Dr. Nebi BİLİR ISUBÜ Orman Fakültesi

Prof. Dr. Ömer KÜÇÜK KÜ Orman Fakültesi

Prof. Dr. Türker DÜNDAR İÜC Orman Fakültesi

Prof. Dr. Yılmaz ÇATAL ISUBÜ Orman Fakültesi

Doç. Dr. Alkan GÜNLÜ ÇAKÜ Orman Fakültesi

Doç. Dr. İlker ERCANLI ÇAKÜ Orman Fakültesi

Doç. Dr. Sinan GÜNER AÇÜ Orman Fakültesi

Dr. Öğr. Üyesi Beşir YÜKSELDÜ Orman Fakültesi

Dr. Öğr. Üyesi Şemsettin KULAÇ DÜ Orman Fakültesi

Yayın KoşullarıDergimizde yayınlanması istenilen yazılar bilgisayarda yazılmalı, daha önce başka bir yerde basılıp, yayınlanmamış olmalıdır. İmzalı bir dilekçe ekinde kâğıda yazılı olarak dergimizin yönetim yerine posta ile, ayrıca elektronik ortamda eposta ile (dergide bir yada birden fazla kez yayımlanmak üzere talep eder onaylarım) ibaresi eklenerek gönderilmelidir. Yazılar 5 sayfayı (A4 /12 punto / satır aralığı 1,0) geçmeyecek şekilde hazırlanmalıdır. Yazıda kullanılacak fotoğraflar (çözünürlük kalitesi yüksek) yazar tarafından dosya ile dergimize iletilmelidir. Dergide kullanılacak AKADEMİ /ARAŞTIRMA bölümlerinde kullanılacak olan yazılar ilgili bilim dalının terminolojisine hâkim bir şekilde yazılmalıdır. Hiçbir koşul ve şart altında dergimiz yapılan çalışmaların içerik, kaynakça ve bilimsel sorumluluğunu yüklenmemektedir. Yapılan ve yayımlanan çalışmaların her türlü sorumluluğu ilgili yazar(lar) a aittir. Dergide yayınlanan yazılardan kaynak göstermek koşulu ile alıntı yapılabilir. Dergiye gönderilen yazılar yayınlansın ya da yayınlanmasın geri verilmez. Yazılar Yayın Kurulu tarafından incelenir. Yayın Kurulu yayınlanacak yazılarda gerekli düzeltmeleri yapabilir ve uygun görülen yazıları yayınlar.

Page 4: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

AKTÜEL:Dünyayı Sessizce Ele Geçiren Tehlike: Çölleşme

14 AKTÜEL:“Milli Kıyamın” En Büyük Hadisesi: 19 Mayıs

20

İçindekiler

Başkandan04 Su ve Çeşme Kültürünün Kuşlar İçin Önemi06

AK

TÜEL

İnsanın Doğaya Verdiği Zarar: Çevre Kirliliği10

AK

TÜEL

Dünya Çocuklarının Tek Bayramı: 23 Nisan18

AK

TÜEL

Anadolu Kültürü ve Biyoçeşitliliğinin Nazlı Sembolü: Alageyik (Dama dama L. 178)24

AK

AD

EMİ

Ormanın Güzel Kokulu Efsanesi: Defne Ağacı32

OR

MA

NIN

H

AZİ

NEL

ERİ

Page 5: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ODA FAALİYETLERİ72ODA FAALİYETLERİ:Orman Mühendisi Odası’ndan Avrupa Ziyaretleri68

“Ormanlar ÜlkemizinCan Damarıdır”38

POR

TAJ:

D

r. B

ekir

PA

KD

EMİR

Hemşin DedikleriKüçük Bir Şehir42

SAK

LI K

ÖŞE

LER

İhracatta Kadın Eli:Kapı Süsü46

AR

AŞT

IRM

A

Atlı OrmanKoruma Ekibi 50

MA

NŞE

T

“Ormancılık Masada Değil Sahada Yapılmalıdır”54

POR

TRE

Osm

an K

AH

VEC

İ

Türkiye Ormancılık Sektörü Buluşması (TORSEB)64

OD

A F

AA

LİYE

TLER

İ

Page 6: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar
Page 7: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

BAŞK

ANDAN

Saygıdeğer Meslektaşlarım;

ergimiz aracılığı ile yeniden sizlerle birlikteyiz. Son dönemlerde ülke-mizde yaşanan sürecin hızı ve her zamanki gibi ülkemizin önünü kes-mek için yapılan hamleler derken, insanımızı yıldırmak için yapılanla-rı görüp gözlemlediğimizde, bizlere yapacak çok şey düşüyor. Ülkemizin kalkınması ve insanımızın huzuru için meslektaşlarımızla birlikte ya-pacağımız daha çok işimiz var.

Hep söylüyorum; bizler meslek itibari ile çok şanslıyız. Yeşilin, do-ğanın içinde olmak, insanı karmaşa-dan kurtaran, sakinleşmesini sağla-yan bir ayrıcalık. Dergi ekibimiz, bu ayrıcalığı dergimiz aracılığı ile özel-likle meslektaşlarımızla birlikte tüm okurlarımızın elinin altına getirme-yi hedefleyerek çalışmalar yapıyor. Ekibimiz, ülkemizin ortak paydası olan konular ve doğayı merkezde tutan metinlerle karşınıza çıkma-ya çalışıyor. Koşturmacası çok olan gündemleriniz içerisinde dergimizin size az da olsa nefes aldıracağı kana-atindeyim. Yeşil Dünya Dergimizin vazgeçilmez desteği olan, her zaman yanımızda yer alan tüm meslektaşla-rımıza sağladıkları katkılardan dola-yı şükranlarımızı sunuyoruz.

Ülkemizin dünya siyasetindeki yeri gereği gündemi her daim sıcak. Bizler bu süreç içerisinde her zaman ifade ettik ve tekraren diyoruz ki, devlet ve milletimizin yanındayız, olmaya da devam edeceğiz.

Mesleki anlamda yaptığımız iş-ler büyük ehemmiyet arz ediyor. Zira mesleğimizin hayata ve dün-yanın geleceğine büyük bir hizmet olduğu inancını taşıyoruz. Orman Mühendisleri Odası olarak bizler de üzerimize düşeni hakkıyla yerine getirmek için çalışmalarımıza dört elle sarılmış durumdayız. Siz değerli meslektaşlarımız bizleri mesuliyeti

ağır ve önemli olan bu görevlerde tuttuğunuz sürece ülkemiz için en üst seviyede çalışmaya devam ede-ceğiz.

Yönetime talip olan her kişinin uğraştığı, karşılaştığı zorluklar olur, olacaktır da fakat şahsi kaygılara kapılmadan ilerlemek, sorunları çözebilmek açısından önemlidir. Zaman zaman şahsıma yönelik ya-pılan negatif hamleleri görüyorum, farkındayım. Bunu yapanların hak-kımda unuttukları bir şey var ki o da şudur; ben köklü bir görüşe ve inanışa sahip, her zaman nerede ve kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar ve gözlemleyenler dahi devletimin ve milli iradenin yanında nasıl yer aldı-ğımı bilirler.

15 Temmuz günü canımızı hiçe sayarak evlerimizden çıktığımızda biz neyin peşine düştüğümüzü bili-yorduk. Bu vesileyle 15 Temmuz’da darbe ve işgale girişen FETÖ terör örgütünü kınıyor ve destanlar yaza-rak bağımsızlığımızı muhafaza eden Aziz Milletimizi canı gönülden teb-rik ediyorum. Şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır ve gazilerimize sağlık ve huzur diliyorum. Allah’ımdan ni-yazım bu necip milletimize bir daha böyle olaylar yaşatmamasıdır. Kısa-cası tek derdimiz bu milletin bekası olduğunu anlatmıyor tüm fiiliyatı-mızla ortaya koyuyoruz. Günlük ve geçici olaylara takılmıyor, tüm olay-ları geniş açılardan gözlemleyerek ülkemiz, mesleğimiz ve meslektaş-larımız için daha fazla ne yapabiliriz sorusunun cevabını arıyoruz.

Ulusal düzeyde ve uluslararası arenada neler yaptığımızı ve sizler adına neyi takip ettiğimizi günümüz iletişim araçlarıyla sizlerle paylaşı-

yoruz. Dergimiz vasıtasıyla ifade et-mekte fayda olan ülkemizin istihda-mı konusundaki ehliyetli ve liyakatli meslektaşlarımızın milletimizin hiz-metine sunulması gerekliliği ve ihti-yacı konusudur. İlk aşamada kamu kurumlarımızın ihtiyacı kadar mü-hendisimizi bünyelerine almalarıdır. Ki bu konuda memnuniyet verici adımlar atıldığını hep birlikte mü-şahede ediyoruz. İkinci aşamada ise kurumlarımızın işlerini yine ülkemi-zin üniversitelerinde eğitimlerini ta-mamlayarak büro ve şirket kurmuş SMM meslektaşlarımızın kurulu kapasitelerini değerlendirmeleridir. Bu konuda da memnuniyet verici ge-lişmeler mevcuttur. Her iki konuda da OMO olarak “evet ama yetmez” ikazımızı tüm samimiyetimizle ifa-de ediyoruz. Devletimiz milletimizle bir bütündür. Kim ne yaparsa yapsın buna halel getiremeyecektir.

Değerli Meslektaşlarım;Orman Mühendisleri Odası’nın

yayını olan dergimizin bu sayısında yine keyifli ve bilgilendirici konular sizleri bekliyor. İçerik olarak günde-mi takip ederken kendi gündemini de oluşturan dergimiz ormancılık alanında yeni alanları görme ve keş-fetme zemini hazırlıyor. Dergimiz, sizin ilginiz ve alakanız ile her sayı-da bir adım daha ilerleyerek yoluna devam ediyor. Bu sayımıza kadar olduğu gibi bundan sonraki sayıları-mızda da sizlerin desteği ve ilgisiyle daha doyurucu içeriklerle birlikte ol-mayı umut ediyorum.

Sayın Bakanımız Dr. Bekir Pak-demirli Bey’e yoğunluğuna rağmen dergimizi dikkate alarak röportaj verdiği için hassaten teşekkürlerimi sunuyorum.

D

Hasan TÜRKYILMAZOrman Mühendisleri Odası

Genel Başkanı

Page 8: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

OSMANLI DÖNEMİ’NDE SUYU TÜM VARLIKLARIN HİZMETİNE SUNMAK SON DERECE ÖNEMLİYDİ. OSMANLI’YA “SU MEDENİYETİ” DE DENİLMEKTEDİR. YÜZYILLAR BOYUNCA YAPILAN KANALLAR, HAMAMLAR, KÖPRÜLER VE ÇEŞMELER BUNUN EN BÜYÜK DELİ-LİDİR. OSMANLI’DA CANLILARA SU VERMEK EN BÜYÜK HİZMET VE HAYIRLARDAN BİRİ OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR. BU SEBEPLERDEN DOLAYI “SU”YU HAYATIN OLDUĞU HER YERE ULAŞTIRMIŞLARDIR. BUNUN GEREĞİ OLAN ÇEŞME KÜLTÜRÜNÜ DE TÜM OSMAN-LI’DA HÂKİM KILMIŞLARDIR.

Su ve Çeşme Kültürünün Kuşlar İçin Önemi

Günlük hayatımız içerisinde neyi ne kadar kullanıyoruz diye durup düşünmeyiz. Hayatın koş-turmacası buna engel teşkil edi-yordur belki de… Özellikle şehir hayatında insan bir koşturmanın içinde bulur kendini ve bu türden soruları kendine sormayı aklına dahi getiremez hale gelir. Mesela doğanın aslî kaynaklarından olan “su” günlük hayatımızda ne ka-dar büyük bir öneme sahiptir diye kaçımız düşünmüştür ve oturup buna kafa yormuştur desek?

Evet “su” tüm canlıların ve “Dünya”nın yaşaması için hayatî bir öneme sahiptir. En küçük can-lı organizmadan, en büyük varlığa kadar, bütün biyolojik hayatı ayak-ta tutan “su”dur.

İnsanoğlunun hayatını ida-me ettirebilmesi içinse en önemli kaynaktır. Gerek insan biyolojisi gerekse günlük hayatını devam et-tirebilmek adına “su”ya duyduğu ihtiyaç tartışılmazdır. Dünyanın 3/4 ‘ünü su kapladığı gibi insan

vücudunun % 60’nı su teşkil eder.Bu ihtiyaç her varlık için aynı

öneme sahip olduğundandır ki Os-manlı Medeniyeti özellikle kırsal alanlara çeşmeler yaptırmış ve çeş-melerin bitişiğinde suyun toplan-ması amacıyla taştan ya da ağaçtan oyuklar yaparak hem insanların hem de yaban hayvanlarının suya ulaşımını kolaylaştırmayı hedefle-miştir. İnsanın en çok ihtiyaç duy-duğu su çevremizde yaşam sürdü-ren ve nefes alan her varlığın aslî ihtiyacıdır. Tüm insanlığın bunu farkında olarak suyu kullanması ve tüm canlılar ile hayatın kaynağı olan suyu paylaşması gerekmekte.

Bu sayımızda sizlerle Anado-lu’da Çeşme Kültürü ve Kuşlar İçin Önemi başlığı altında bir yazı pay-laşmayı uygun gördük zira suyun etrafımızdaki tüm varlıkların vaz-geçilmez olması ve bir medeniye-tin suyu yabanî hayvanata özellikle de kuşlara ulaştırma çabasının ne denli insanî bir davranış olduğunu tahlil edebilmek önemliydi...

Emir ÖZAY Orman Mühendisi

YEŞİL DÜNYA6 AKTÜEL

Page 9: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Küçük İskete (Serinus Serinus)

Su Medeniyeti ve Çeşme Kültürü

Hayatın kaynağı ve tarihte varlığın dört temel unsurundan biridir su. Bulunduğu ve geçtiği yerlere hayat veren insanlığın ya-şamındaki konumu neticesiyle en saygın kelimelerle ifade edilmiştir su. Türk Edebiyatı’n da canlılık, sonsuzluk ve hayat gibi ifadelerle bahsedilmiştir su’dan.

Su kültürümüzün önemli bir kısmını çeşmeler ve kitabeleri oluşturmaktadır. Su çıkan kayna-

ğa, pınara ve gözlere Farsça’da göz anlamına gelen ‘çeşm’ kelimesi ba-zen de aynı anlamda ‘ayn’ kelimesi kullanılmıştır. Türk su mimarisi-nin en yaygın, en tanınmış örneği olan çeşmelere, önceki çağ mede-niyetlerinde de rastlanmıştır.

Bu tarz yapılar Osmanlı Döne-mi’nde de son derece önemliydi. Hatta Osmanlı medeniyetine “su medeniyeti” de denilmektedir. Yüzyıllar boyunca yapılan kanallar, hamamlar, köprüler ve çeşmeler bunun en büyük örnekleridir.

YEŞİL DÜNYA 7AKTÜEL

Page 10: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Canlılara su vermek en büyük hizmet ve hayırlardan kabul edil-miştir. Bu sebeplerden dolayı suyu hayatın olduğu her yere ulaştır-mışlar ve hayatta suyun olduğu her yerde yoğunlaşmıştır.

Çoğunluğu kırsal alanlarda bu-lunan çeşmeler özellikle yabani hayvanlara yaşam kaynağı sağla-maktadır. Çeşmelerin bitişiğin-de bulunan ve suyun toplanması amacıyla koyulan taştan ya da ağaçtan oyularak yapılan yalaklar yaban hayvanlarının suya ulaşı-mını kolaylaştırır ve adeta hayatı etrafında toplar.

Bunların başında ise kuşlar ge-lir. Kuşlar içmek ve banyo yapmak için suya ihtiyaç duyarlar. Kış ayla-rında suyun donduğu zamanlarda ve yazın sıcağında suyun bulunma-sının zor olduğu aylarda çok zorla-nırlar. Kuşların ter bezleri yoktur.

Bu sebepten dolayı çok fazla su içme ihtiyaçları olmayacağı düşü-nülür. Kuşlar solunum yolu ve dış-kılarıyla su kaybederler. Özellikle sıcak günlerde kendilerini serin-letmek için banyo yaparlar ve yap-tıkları uçuşlardan sonra çok sık su içme ihtiyacında bulunurlar.

Kuşlar sıvı ihtiyaçlarını yiye-

Tohum ile beslenen kuşların kuru bir beslenme tarzı olduğu için daha fazla su içmeleri gerekmektedir.

Keten Kuşu (Linaria Cannabina)

YEŞİL DÜNYA8 AKTÜEL

Page 11: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ceklerden alabilirler. Birçok bö-cekçil kuş su ihtiyacını yediği bö-ceklerden alabilir. Fakat tohum ile beslenen kuşların kuru bir beslen-me tarzı olduğu için daha fazla su içmeleri gerekmektedir.

Su canlılar için bu denli önem-liyken bir medeniyetin onu tüm canlılar ile paylaşmayı esas alarak hareket etmesi takdire şayan bir davranıştır. Tüm insanlığın bu bi-lince ulaşmasını diliyoruz. Küçük bir hatırlatma yapmayı da insanlık

vazifesi olarak görüyor ve diyo-ruz ki; önümüz yaz tıpkı yabanî yaşamdaki hayvanların ihtiyaç duyduğu gibi sokak hayvanları-nın da suya ihtiyaçları olduğunu unutmayalım ve bahçemizde ya da apartman girişlerinde uygun olan yerlere küçük de olsa bir su kabı bırakmayı unutmayalım…

Kaynaklar: https://osmanlicesmeleri1453.wordp-ress.com/kultur/

Kuşlar kış aylarında suyun donduğu zamanlarda ve yazın sıcağında suyun bulunmasının zor olduğu aylarda daha fazla zorlanırlar.

Çaprazgaga (Loxia curvirostra)

Kaya Güvercini (Columba Livia)

YEŞİL DÜNYA 9AKTÜEL

Page 12: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

SANAYİLEŞMEYLE BİRLİKTE KENTLERDEKİ NÜFUS YOĞUNLUĞU ARTMIŞ VE BU NÜFUS ARTIŞI ÇEVRE SORUNLARININ ARTMASINA SEBEP OLMUŞTUR. BÜTÜN ÜLKELERİN OR-TAK SORUNU HALİNE GELEN ÇEVRE KİRLİLİĞİ İNSAN SAĞLIĞINI TEHDİT EDER BOYUT-LARA ULAŞMIŞTIR. SADECE İNSAN SAĞLIĞI DA DEĞİL YAŞAYAN VE NEFES ALAN TÜM VARLIKLARIN SAĞLIKLARI TEHLİKE ALTINA GİRMİŞTİR.

İnsanın Doğaya Verdiği Zarar: Çevre Kirliliği

Dünya üzerinde hayat süren tüm canlıların tehlike altında ol-ması ülkeleri bu konuda harekete geçirmiştir. Konuya dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak adına, İveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda alınan bir kararla, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmiş-tir.

Haziran ayının ikinci haftası ile başlayan hafta tüm yurtta dikkati çevreye çekmek ve onun korunma-sına yönelik farkındalıkları artır-mak amaçlı kutlanmakta.

Sanayileşmeyle birlikte kent-lerdeki nüfus yoğunluğu artmıştır. Bu nüfus artışı beraberinde çev-re sorunlarının artmasına sebep olmuştur. Bütün ülkelerin ortak sorunu haline gelen çevre kirliliği

Ebru OLUR Yayın Yönetmeni

YEŞİL DÜNYA10 AKTÜEL

Page 13: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

insan sağlığını tehdit eder boyut-lara ulaşmıştır. Sadece insan sağ-lığı da değil yaşayan ve nefes alan tüm varlıkların sağlıkları tehlike altına girmiştir. Çevrenin kirlen-mesi, havanın beslediği, topraktan ve denizden elde edilen ürünlerin kalite ve yeterliliğine zarar verdiği için ölümlere neden olan hastalık-larının çoğalmasına ve ölümcül so-nuçlar meydana gelmesine sebep olmaktadır. Özellikle hava kirliliği tüm varlıklara olumsuz yönde etki etmektedir.

Sanayi atıkları ve yapay olarak üretilen ve bunlardan meydana gelen her atık çevreye ölümcül bir yara açmaktadır. Özellikle doğada eriyemeyen ve toprağın dönüş-türemediği ürünler muazzam bir tehlike oluşturmaktadır. Örneğin plastik ürünler doğada 400 yıl ka-dar çürümeden kalabiliyor.

Doğayı olumsuz yönde etki-leyen bu listeye plastik ürünler, spreyler, kullanılan yakıtlarla or-taya çıkan dumanlar, petrol ve ilaç atıkları, suni gübreler, çöpler, kim-yasal atıklar vb. çevre kirlenmesi-ne sebep olan en önemli etkenler-dendir. Çevre kirlenmesi insanın doğaya verdiği zarardır. Bunun başka bir açıklama ve tanımlaması yoktur. Zira insan kendi eliyle ken-di rahatına yönelik olarak ürettiği her şey ile doğaya zarar vermekte-dir. Doğadaki bu tahribatının en-gellenmesi gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak adına zorunludur. Denizleri ve yeşil alanları koruya-rak hem insanlığın hem de yaşayan tüm canlıların dünya üzerinde ya-şam sürmesini sağlamanın yegâne yoludur.

Dağlar, ovalar, çayırlar, orman-lar, göller, denizler, ırmaklar, doğal

YEŞİL DÜNYA 11AKTÜEL

Page 14: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

çevreyi oluşturan ve kendi halinde kaldığı sürece insan ve hayvanlara şifa kaynağı olan bu eşsiz güzellik korunmaya muhtaç hale gelmiştir ve bu hale gelmesinde tek sorumlu “insan”dır.

Dünya çapında birçok ülke devlet bazında çevre konusunda çalışmalar yapsa da görünen o ki yeterli değildir. Bir taraftan bu çalışmaları yaparken üretilen her türlü ürünün çevreye verdiği zarar devam etmektedir. Bu yüzden cid-di anlamda bir bilinç oluşturulmak zorundadır.

Ülkemizde bu bilinci oluştura-bilmek adına 70’li yılların başında devlet tarafından Çevre Müste-şarlığı kuruldu. Çevre Müsteşar-lığı 5-11 Haziran tarihleri arasını Çevre Koruma Haftası olarak ka-bul etti ve ülke genelinde konuyla ilgili bilgilendirme ve bilinçlen-dirme yönünde faaliyetlerine baş-ladı. İşin kanunsal boyutları da düzenlenmiştir ve doğal çevrenin kirletilmesi yasalarımıza göre suç olarak nitelendirilmiştir. Bu suçu işleyenlere para ve hapis cezaları

verilir. Özellikle sanayi türündeki işletmelerin havaya, suya, toprağa karışan kimyasal artıklar yoluyla doğaya zarar vermeleri engellen-meye çalışılmıştır. Anayasanın 56. Maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı-na sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın ödevidir.” denilmekte-dir. Bu nedenle her bireyin çevre-sini korumak ve bu sorumluluğu taşımak zorunluluğu vardır.

Su, hava ve toprak kirlenmesiy-le zincirleme reaksiyonla birbirini tetikleyerek tüm doğayı etkisi altı-na alan çevre kirliliği tüm canlıla-rın hayat hakkını elinden almakta.

Su kirlenmesi; deniz hayvanla-rının yaşam ortamları bozuyor ve onları gıda olarak tükettiğimiz de ise biz insanların…

Hava kirliliğinde ise en büyük etken yakıtların gereği gibi yakıl-maması sonucu ortaya çıkar. Ve kirli hava solunum yolları hasta-lıklarını artırır. Sonuç olarak bu durum ölümlere bile sebep olur.

YEŞİL DÜNYA12 AKTÜEL

Page 15: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Toprak kirlenmesi; özellikle kimyasal atıkların ve çeşitli ilaç ve gübrelerle toprağın sağlıklı bir ta-rıma elverişsiz duruma gelmesidir. Bu durum büyük tehlike arz eder zira buradan elde edilen gıdalar yine insanların tüketimine verile-ceğinden bu sorun yine insana do-kunacaktır.

Bugün ülkemiz ve dünyada-ki birçok şehir çevre sorunları ile karşı karşıyadır. Eğer insan bu duruma dur demezse korkarız ki gelecek nesillerin yaşam hakkını ellerinden almış olacaktır.

Doğal çevrenin korunmasıyla ilgili alınabilecek belli başlı yapıl-ması gerekenler vardır. Kısaca sıra-lamak gerekirse;• Akar ve durgun sular, kanalizas-

yon ve kimyasal atıklar ile kirle-tilmemeli,

• Biriken çöplerin çevreyi kirlet-meyecek şekilde geri dönüştü-rülmesi,

• Yakıtların havayı kirletmesini engelleyecek şekilde tam yakıl-masının sağlanması gibi…

“En Büyük Sorumluluk İnsana Düşüyor”

Bu atıkların çoğalması insan sağlığını bozuyor. Kısaca çevre so-runları, sağlımızla yakından ilgili bir konudur. İnsanoğlunun gele-ceği çevrenin ve doğanın varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesine bağlıdır.

Çevre canlı ve cansız varlıkların bir arada bulundukları, birbirlerini etkiledikleri ve birbirlerinden et-kilendikleri bir ortamdır. Bu etki-leşimin en sağlıklı şekilde olması dünyanın varlığını sürdürüp sür-düremeyeceğini belirleyen unsur olduğundan en büyük sorumluluk da insana düşmektedir.

Çevre bilincine sahip olmak; çevre- insan ilişkilerinde adalet ve hak kavramlarını içine alarak, ki-şinin sorumluluk ve vicdan sahibi olabilmesinin temelini oluştur-maktadır. İnsan neslinin, dünya-nın ve içinde yaşayan tüm canlıla-rın devamı tam olarak bu duyguya bağlıdır.

YEŞİL DÜNYA 13AKTÜEL

Page 16: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

KÜRESEL ISINMAYLA BİRLİKTE SU KAYNAKLARININ İSRAF EDİLEREK KULLANILMASI VE AZALMASI DÜNYAYI ÇÖLLEŞME TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA BIRAKIYOR. DÜN-YA ÜZERİNDE YERLEŞİM ALANLARI ÇÖLLEŞMENİN HIZLA YAYILMASI NEDENİYLE YOK OLUYOR. UZMANLARIN YAPTIĞI ARAŞTIRMALAR SONUCUNDA DÜNYA TOPRAKLARININ GÜNÜMÜZDE 1/3’ÜNÜN (4 MİLYAR HEKTAR) ÇÖLLEŞME TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUNU SÖYLÜYOR.

Dünyayı Sessizce Ele Geçiren Tehlike: Çölleşme

Toprak dünyadaki yaşamın de-vamını sağlayan temel unsurdan birisidir. Hava ve su kirliliği doğayı dolayısı ile toprağın verimliliğini negatif yönde etkileyen unsurlar-dır. Bu unsurların negatif etkisiyle birlikte iklim değişimleri ve insan aktiviteleri neticesinde oluşan arazi bozulumu olarak da tanım-layabileceğimiz çölleşme meydana geliyor.

Sanayileşme ve kentleşme ile toprak alanlarının bilinçsizce tüke-tilmesine başlanmıştır. Toprağın bilinçsizce kullanımı, kaynak su-ların israf edilmesi ve kirlenmesi, bilinçsiz ağaç kesilmesi, iklim deği-şikliği vb. birçok etken birleştiğin-de küresel ısınmayla birlikte topra-ğın verimsizleşmesi sonucu ortaya çıkıyor. Toprak verimsiz ve ölü bir toprak haline geliyor. İnsanoğlu çoğunlukla bu tehlikeli durumun farkında bile değil.

Ecrin İBRAMOĞLU Editör

YEŞİL DÜNYA14 AKTÜEL

Page 17: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Dünya Çölleşmeye Doğru Gidiyor

Küresel ısınma ve su kaynak-larının israf edilerek kullanılması ve azalması dünyayı çölleşme teh-likesiyle karşı karşıya bırakıyor. Dünya üzerinde yerleşim alanları çölleşmenin hızla yayılması ne-deniyle yok oluyor. Uzmanların yaptığı araştırmalar sonucunda dünya topraklarının günümüzde 1/3’ünün (4 milyar hektar) çölleş-me tehlikesi ile karşı karşıya oldu-ğunu söylüyor. Uzmanlar eğer bu

hızla çölleşme devam ederse dün-yanın büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalacağını ve bunun vahim sonuçlar doğuracağını ifade ediyor.

Günümüzde 1,2 milyar insan ve 4 milyar hektardan fazla ara-zinin çölleşme tehdidi altında bu-lunduğunu belirten uzmanlar geç kalmadan insanlığın ve dünyanın geleceği için tedbirler alınması ge-rektiğini ifade ediyor.

Bu tehlikenin büyüklüğün-den dolayı 1994 yılında Birleşmiş Milletler tarafından alınan karar-

YEŞİL DÜNYA 15AKTÜEL

Page 18: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

la, dünyayı sessizce tehdit eden çölleşme tehlikesine karşı dünya kamuoyunun dikkatini çekmek, bilgilendirmek ve farkındalık oluş-turmak için 17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü ilan edilmiştir.

Her yıl dünya üzerinde 12 mil-yon hektar kullanılabilir toprak alanları çölleşiyor. Türkiye’de ise her yıl 500 bin hektar toprağın çöl-leşiyor olması durumun vahameti-ni anlatmak için yeterli bir veridir. Kuraklığın ve diğer etkenlerin te-tiklediği doğal afetlerin sonucun-da ise dünya üzerinde yaşayan tüm varlıklarla birlikte ortak geleceği-mizin tehlikeye girmesi kaçınılmaz olacaktır.

Bu tehlikenin farkına varılması ve önlenmesi, insanların farkın-dalığını artırmasına ve tedbirle-rin alınmasına bağlıdır. Tedbirler dünya çapında olmak zorundadır. İşte bu yüzden 17 Haziran Dün-ya Çölleşme ile Mücadele Günü

tüm dünya için önemlidir. Çölleş-me ve küresel ısınma gibi sorunlar karşısında önlem almaya dayanan bir yol haritası çizilmek zorunda-dır. Sürdürülebilir bir yaşam için ekosistemin sağlıklı kalabilmesi ve doğal hayatın gereğine uygun stratejilerin belirlenmesi için doğ-ru politikaların oluşturulması ge-rekmektedir.

Çölleşmenin önüne geçebilmek için yapılması gerekenleri kısaca şöyle sıralayabiliriz;

Doğal kaynakların israf edilme-den kullanılması,

Su kaynaklarının korunması ve suyun doğru kullanılması,

Ağaçlandırma çalışmalarının yapılması ve doğal bitki örtüsünün korunması,

Arazi kullanım planlarının bi-limsel ölçütlere göre yapılması,

Çölleşme ile mücadelede -dün-ya çapında- halkın bilinçlendirile-rek sürece dâhil edilmesi.

YEŞİL DÜNYA16 AKTÜEL

Page 19: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Günümüzde 1,2 milyar insan ve 4 milyar hektardan fazla arazinin çölleşme tehdidi altında bulunduğu belirtiliyor.

YEŞİL DÜNYA 17AKTÜEL

Page 20: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURU-CUSU VE İLK CUMHURBAŞKANI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK TARAFINDAN DÜNYA ÇO-CUKLARINA ARMAĞAN EDİLMİŞ TEK BAYRAMDIR.

Tarihler 23 Nisan 1920’yi gös-terdiğinde yer Ankara, günlerden ise cumadır. Hacı Bayram Veli Ca-mii’nde kalabalık bir cemaat bu-lunmaktadır. Cuma Namazı’nın kılınmasının ardından okunan Kur’an-ı Kerim, kesilen kurbanlar, Hatm-i Buhari’ler ve padişaha bağ-lılık yeminlerinin akabinde açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi…

Kalabalık, Meclis binasına gi-derken en önde yeşil örtülü bir rah-lenin üstüne konmuş olan Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin Sakal-ı Saadet’ini başının üstünde taşıyan biri vardı. Okunan dualar-dan sonra mebuslar binaya girdi-ler. Ve Türkiye Büyük Millet Mec-lisi 23 Nisan 1920’de açıldı.

Dünya Çocuklarının Tek Bayramı: 23 Nisan

Fatma CİN

YEŞİL DÜNYA18 AKTÜEL

Page 21: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Meclis o gün beş oturum yap-tı. Beşinci oturumda Mustafa Ke-mal Paşa 110 oyla Meclis Başkanı seçildi. İkinci başkanlığa ise 109 oyla İstanbul’daki Meclis-i Mebu-san’da başkan olarak görev yapan ve İstanbul’un işgali üzerine Ana-dolu’ya geçen ve o an mecliste bu-lunan tüm mebusları toplantı için Ankara’da açılan meclise çağıran Celalettin Arif Bey seçildi.

23 Nisan 1920 günü meclis açılmış ve seçimler yapılmıştı, bir milletin kaderini değiştirecek yeni bir süreç başlamıştı. 23 Nisan 1921’de ise bu büyük olayın Milli Bayram olarak kutlanmasına karar verildi. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk resmi bayramlarından biri oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu-su ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya

çocuklarına armağan edilmiş tek bayramdır. Gazi Mustafa Kemal, 23 Nisan 1921’de Milli Bayram olarak kutlanmasına karar verilen bu bayramı 23 Nisan 1929 tari-hinde çocuklara armağan etmiş ve böylece 23 Nisan ilk defa, 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak kut-lanmıştır.

Gazi Mustafa Kemal, “Küçük Hanımlar Küçük Beyler; Sizler he-piniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız. Memleke-ti asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıy-metli olduğunuzu düşünerek, Ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz.” diyerek ülkenin ve dünyanın geleceğinin çocukların ellerinde olduğunu vurgulamıştır.

23 Nisan 1929’da çocuklara armağan edildiği günden bu yana kutlanmaktadır. Bu bayramda

1933’te Atatürk’le başlayan çocuk-ları makama kabul etme merasim-leri gelenek haline gelmiştir. Günü-müzde çocukların kısa süreliğine devlet kurumlarının başındakile-rin makamına oturarak yerine geç-mesi bir seremoni şeklinde devam ediyor. Ayrıca Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarına bir-çok ülkeden çocuklar katılıyor, çe-şitli gösterilerle okullarda törenler ve çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Bir milletin geleceği o mille-tin çocuklarına yaptığı manevî ve maddî yatırımlarla gerçekleşece-ğinin bilincinde olan bir toplum olmak gerektiğinin sorumluluğu-nu yüreğimizde hissediyor ve bu yönde Orman Mühendisleri Odası olarak gayretlerimizi artırıyoruz. Yeşil Dünya Dergisi ekibi olarak tüm çocuklarımızın bayramını kutluyoruz.

YEŞİL DÜNYA 19AKTÜEL

Page 22: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

“Milli Kıyamın” En Büyük Hadisesi: 19 Mayıs

Her milletin tarihi macerasında kırılma noktaları vardır. Tam da her şey bitti dendiğinde kaderin hükmünü kesmesiyle başlayan ve küçücük gibi görünen hadiselerle belki de bir bitişi zafere çevirecek olaylardır bunlar. Bu necip milletin buna misal teşkil edecek yaşadığı o kadar çok bu türden vakıası var ki bunca yıldır yaptığım tarih oku-

malarımda araştırmalarımda hâlâ hayret ve hayranlıkla bakarım bu olaylara. İşte bu türden bir milat olan ve bu milletin kaderini değiş-tiren tarihlerden biridir 19 Mayıs. Şimdi gelelim 19 Mayıs’ın öncesin-de yaşanan küçük ama sonucu bü-yük olan o hadisenin detaylarına;

19 Mayıs 1919, işgal güçlerine karşı başlatılan “Milli Kıyamın” en

HER MİLLETİN TARİHİ MACERASINDA KIRILMA NOKTALARI VARDIR. TAM DA HER ŞEY BİTTİ DENDİĞİNDE KADERİN HÜKMÜNÜ KESMESİYLE BAŞLAYAN VE KÜÇÜCÜK GİBİ GÖ-RÜNEN HADİSELERLE BELKİ DE BİR BİTİŞİ ZAFERE ÇEVİRECEK OLAYLARDIR BUNLAR. 19 MAYIS 1919, “MİLLİ KIYAMIN” EN BÜYÜK VE EN MÜHİM HADİSESİ VE HERŞEYİ TERSİNE ÇEVİREN BİR DESTANDIR.

Tarihçi/Yazar Dr. Ahmet ANAPALI

YEŞİL DÜNYA20 AKTÜEL

Page 23: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

büyük ve en mühim hadisesidir. Fakat Milli Mücadele bununla baş-lamış değildir. Çünkü Tuğgeneral Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkmasından daha evvel pek çok paşa, bu mukaddes vazife için Ana-dolu’ya çıkmış ve vazife yerine yer-leşmişti. Üstelik memleketin her şehrinde “Kuva-i Milliye” grupları vardı ve bu milli birlikler, işgal or-duları ile çatışmalara giriyordu. Yani Milli mücadele için Anado-lu’ya ilk çıkan paşa Mustafa Kemal değil, 6 Nisan 1919’da Erzurum’a giden Kâzım Karabekir Paşa’dır. Anadolu’ya geçen son paşa ise Mustafa Kemal’dir.

Yakın tarihimizde Mustafa Ke-mal Paşa’nın Samsun’a çıkması ile il-gili bilinmeyen hakikatler ne yazık ki halâ mevcuttur. Bütün tarihçilerimiz Bandırma Vapuru’nun “Eski mi yeni

mi?” olduğu tartışmasını yapar da ne hikmetse içinde Mustafa Kemal’in de bulunduğu Bandırma Vapuru’nun İngilizler tarafından batırılacağının Mustafa Kemal Paşa’ya kim tarafın-dan haber verildiğini açıklamaz…

16 Mayıs 1919 günü, Mustafa Kemal Paşa ile beraber Samsun’a gidecek olan kumanda heyeti te-şekkül etmiş. Herkes ailesiyle san-ki bir daha hiç görüşmeyecekler-miş gibi vedalaşmıştır. O günlerde İngilizler de büyük bir hazırlığın içerisindedir. Bu hazırlık kapsa-mında, Mustafa Kemal ve arkadaş-larını Samsun’a götürecek olan Bandırma Vapuru’nu Karadeniz’in açıklarında batıracaklardır. Mala-ya Zırhlısı kumandanına, General Harrıngton tarafından son görevi tebliğ edilir; “İçinde Mustafa Ke-mal’inde bulunduğu Bandırma Va-

YEŞİL DÜNYA 21AKTÜEL

Page 24: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

puru Karadeniz açıklarında hiçbir iz bırakmadan batırılacak…”

Sultan Vahideddin’in büyük damadı olan İsmail Hakkı Okday, Türk ve İngiliz iş adamlarının da katıldığı Beyoğlu’nun “Tokatlıyan” Oteli’ndeki bir toplantıya davet-lidir. Bu toplantıda kafalar iyice dumanlandığı sıralarda çok saygın misafirlerle aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa’ya Samsun’a gitmek için vizesine onay veren İngiliz istihbarat subayı (Evet Mustafa Kemal Samsun’a bir İngiliz Yüz-başısının verdiği onay ile gitti.) İş-kenceci John Bennedıt Godolphın çıkagelmiştir. İçkiyi de biraz fazla kaçırdığı sıralarda damat İsmail Hakkı Beyin de bulunduğu guru-bun yanında korkunç haberi ağ-zından kaçırır;

“…Yarın bir Türk paşası, ya-nında kalabalık bir misyon ile ordu müfettişi olarak Anadolu’ya hareket edecektir. Bugün vizele-rini imzaladım. Yarın öğleyin yola çıkıyorlar. Ancak hedeflerini ula-şamayacaklar. Çünkü onları Ka-radeniz’in azgın dalgaları arasına

gömeceğiz. (19 Mayıs 1919 günü Samsun’a Mustafa Kemal Paşa ile beraber tam 48 subay daha çıka-caktır. Gemi mürettebatıyla bera-ber bu rakam 72’yi bulacaktır. Yani tek başına ve pusulası bile bozuk bir gemi ile değil…)

Bu arada Mustafa Kemal Paşa ertesi gün hareket edecektir. Yani zaman çok dardır. Kendisine ula-şılması için bir mucize gereklidir mucize de gerçekleşmiştir. Mus-tafa Kemal’in yakın arkadaşı Rauf Orbay bulunur. Bir gün sonra Mustafa Kemal ile vedalaşacaktır. Bunu öğrenen İsmail Hakkı Bey derhal harekete geçer. Son dakika-da Rauf Orbay’a ulaşmayı başarır. Bu durumdan padişah Vahideddin Han’ın da haberdar olduğunu ha-tıralarında kaydeden İsmail Hakkı Bey, Rauf Bey’e bu korkunç haberi aktardığında her ikisi de heyecan içindedir. Milletin son ümidi de yok edilmek istenmektedir. Niha-yet Galata Rıhtımı’ndan Bandırma Vapuru’na gitmek için kayığa bin-mekte olan Mustafa Kemal’e Rauf Bey durumu anlatır. Haberi öğ-

YEŞİL DÜNYA22 AKTÜEL

Page 25: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

renen Mustafa Kemal Paşa bir an düşünür ve der ki;

“… Beni İstanbul’dan hareket et-meden tutuklayabilir, ya da öldüre-bilirler. Fakat niçin Karadeniz’de yok etmeyi düşünsünler ki? Evet bunlar benimle beraber Türkiye’yi kurtara-cak olan heyeti de yok etmek hedefin-dedirler.”

Mustafa Kemal Paşa, Sultan Mehmet Vahideddin Han’ın dama-dı olan İsmail Hakkı Okday kay-naklı bu istihbarî bilgiyi değerlen-dirmiş ve Bandırma’nın kaptanına hep kıyıya yakın gitmesi emirini vermiştir. Kıyıya 10-15 metre açık-lıkta giden Bandırma vapurunu Karadeniz’in iç taraflarında arayan “Malaya” Zırhlısı aradığını bulama-mış ve geri dönmüştür. Sonraki za-manlarda Mustafa Kemal Paşa ha-tıralarında bu hadiseyi anlatacak ve “… Bandırma Vapuru’na suikast yapılıp batırılacağı gerçeğini bize pa-dişah damadı bildirdi.” diyecektir.

Allah her zaman doğrunun yanında olmuştur elhamdülillah. Eğer damat İsmail Hakkı Okday

bu bilgiye ulaşamasaydı ve eğer Bandırma Vapuru açıktan gitseydi de Malaya tarafından batırılsaydı, bizim için 19 Mayıs tarihi ne ifade edecekti acaba… Kim bilir belki bir “hiç” i… Bir de kaç kişi biliyor aca-ba Bandırma Vapuru’nun akıbeti-ni… Millî Mücadele tarihinde çok mühim bir rol üstlenen Bandırma Vapuru Cumhuriyet’ten sonra bir çelik tüccarına satılır. O da bu şanlı vapuru “JİLET” fabrikasında parçalatıp jilet yaptırır… Evet yan-lış okumadınız jilet. Biz tarihimize jilet kadar önem veren bir millet olduk. Yazık, çok yazık…

Kaynaklar 1- Son İmparator Vahdettin, Timuçin Mert, Karakutu yayınları, sayfa 96-97-98-99 2- Şahbaba, Murat Bardakçı, Gri yayın-ları, 4. baskı, sayfa 125-144 3- Son Padişah Vahdettin, Yılmaz Çetiner, Milliyet Gazetesi yayınları, sayfa 150 4- Yanya’dan Ankara’ya, İsmail Hakkı Okday, Sebil yayınları, sayfa 420-421-422

YEŞİL DÜNYA 23AKTÜEL

Page 26: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ALAGEYİK, ÜLKEMİZİN TARİH VE KÜLTÜREL DEĞERİ AÇISINDAN EN ÖNEMLİ TÜRLERİN BAŞINDA GELİR. ANADOLU KÜLTÜRÜNDE ÖNEMLİ BİR YERİ VE ROLÜ OLAN BİRKAÇ TÜRDEN BİR TANESİDİR. DÜNYA DOĞAYI KORUMA BİRLİĞİ’NİN (IUCN) KÜRESEL ÖLÇEK-TE TÜRKİYE’DEKİ TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLER LİSTESİNDE, TÜRKİYE’DE YOK OLMAK ÜZERE, TEHLİKE ALTINDA KATEGORİSİNDE BULUNMAKTADIR.

Anadolu Kültürü ve Biyoçeşitliliğinin Nazlı Sembolü: Alageyik (Dama dama L. 178)

Dr. Öğr. Üyesi Yasin ÜNALIsparta Uygulamalı Bilimler

Üniversitesi Orman FakültesiYaban Hayatı

Isparta

Orman Müh. Esra BAYRAMIsparta Uygulamalı Bilimler

ÜniversitesiIsparta

Yük. Biyolog Ahmet KOCAIsparta Uygulamalı Bilimler

ÜniversitesiIsparta

Orm. Yük. Müh. Mevlüt ZENBİLCİIsparta Uygulamalı Bilimler

ÜniversitesiIsparta

Dr. Öğr. Üyesi Halil SÜELIsparta Uygulamalı Bilimler

Üniversitesi Sütçüler Prof.Dr. Hasan Gürbüz Meslek Yüksek Okulu

Sütçüler Isparta

Özet Alageyik, sahip olduğu biyo-

çeşitlilik, tarih ve kültürel değeri açısından Türkiye’nin en önemli türlerinin başında gelmektedir. Anadolu kültüründe önemli bir yeri ve rolü olan birkaç türden bir tanesidir. Türkiye’de Alageyiğin doğal olarak bulunduğu tek böl-ge olan Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS), bu tü-rün aynı zamanda gen merkezidir. Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) Küresel Ölçekte Türki-ye’deki tehlike altındaki türler lis-tesinde, Türkiye’de yok olmak üze-re, tehlike altında kategorisinde bulunmaktadır.

Antalya Düzlerçamı YHGS’nda 2014-2018 yılları arasında, Dün-ya’da son doğal popülasyonunu bu bölgede kalan alageyiğin aktüel durumu, sorunları ve çözüm öne-rilerinin tespitine yönelik yürüttü-ğümüz araştırmada, yöre halkı ve ilgi grupları ile anket röportajlar

gerçekleştirilmiştir. Türün aktüel popülasyonu hakkında bilgi sahibi olabilmek amacıyla da yaban haya-tı envanter tekniklerinden dolaylı sayım teknikleri içerisinde yer alan fotokapan yöntemi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda Türkiye’de sadece Düzlerçamı YHGS içeri-sinde ve yaklaşık 12000 hektarlık küçük bir alanda sıkışıp kalmış durumda olan alageyiğin büyük sorunlarla başetmek zorunda ol-duğu, popülasyonun her geçen gün biraz daha gerilediği ortaya çıkmıştır.

Anahta Kelime: Alageyik (Dama dama L., 1758), Biyoçeşitli-lik, Populasyon, Envanter

GirişTürkiye, Asya, Avrupa ve Afrika

kıtaları arasında köprü konumun-da olan İran-Turan, Avrupa-Sibir-ya ve Akdeniz Biyo-coğrafyaları ile bu coğrafyaların geçiş zonlarında ve üç kıtanın birleşme noktasında

YEŞİL DÜNYA24 AKADEMİ

Page 27: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Alageyik (Dama dama L. 178)

yer almaktadır. (Akgündüz, vd., 2012; Ocak, 2012) Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi yapısı, bu coğrafi farklılığın getirdiği iklim çeşitliliği ve üç farklı bitki alanının kesişme noktasında yer alması, taşıdığı habitat özelliklerinin ve yaban hayatı çeşitliliğinin Avru-pa’nın en zengin ülkelerinden biri olmasının en önemli nedenleridir (Paşalı, 2014). Türkiye’nin çarpıcı biyolojik çeşitliliğinin oluşmasın-da iklim ve topografya çok önemli bir rol oynamıştır. Ülkemizde 150 memeli türü, 485 kuş türü ve 130 sürüngen türünün varlığı tespit edilmiştir (KOSKS Raporu, 2019). Nevarki, insan nüfus artışlarına bağlı yerleşim yerlerinin genişle-

mesi, habitat bölünme ve kayıp-ları, ekoturizm faaliyetleri, aşırı ve bilinçsiz avcılık gibi faktörlere bağlı olarak her geçen gün yaban hayatı popülasyonları azalma eği-limindedir. Türkiye’de yüzyıllar-dır nesilleri yok olan birçok yaban hayvanının yanısıra, günümüzde de nesli tehlike altında olan sırt-lan (Hyaena hyaena), Anadolu par-sı (Panthera pardus tulliana) gibi karasal memeli türlerin yok olma tehlikesi sınırında olduğu bilin-mektedir. Alageyik bu yokoluş sı-nırında bulunan Türkiye’deki en önemli otçul türlerinden birisidir. (Başkaya ve Bilgili, 2004; Akay, vd., 2011)

YEŞİL DÜNYA 25AKADEMİ

Page 28: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Alageyik, biyoçeşitlilik açısın-dan Türkiye’nin en önemli türle-rinden biri olduğu gibi Anadolu tarih ve kültüründe de önemli bir değere sahiptir (Arslangündoğdu, vd., 2010). Anadolu kültürümüzde kutsal bir canlı, yeryüzünün sim-gesi, motifi, dilimizde, edebiya-tımızda, halımızda, kilimimizde, türkülerimizde ve birçok alanda farklı renk ve şekillerde yer almak-tadır. Halk arasında yöreden yöre-ye değişiklik göstermekle birlikte alageyikle ilgili inanışlar, dini-ta-savvufi inanç dairesinde ise hem şehirli hem de kırsal kesimden in-sanlar tarafından benimsenmiş ve yazılı olarak nesilden nesile akta-rılmış, günümüzde dini-tasavvufi hikâyelerde de varlığını sürdüğü görülmektedir. Türk, Altay ve Mo-ğol mitodolojisinde Kutsal Geyik, değişik Türk lehçe ve şivelerinde Alageyik (Alakeyik, Alakiyik), Ala-boğan (Alabulan), Alabuğa (Alabu-ğu) veya Gökgeyik/Kökgeyik tabiri de kullanılmaktadır. Geçmişten günümüze Anadolu’nun farklı böl-gelerinde alageyiğe, maral, sığın, yağmurca gibi isimler verildiği de

bilinmektedir (Aytaş, 1999; Man-daloglu, 2013; Dalkesen, 2015). Anadolu ve Asya halılarında, ki-lim desenlerinde Alageyik mo-tifine resim veya sembol olarak sıklıkla rastlanmaktadır (Diyarbe-kirli, 1969; Dalkıran, 2008). Ana-dolu’nun dağlık, ormanlık bölge halkı arasında ve özellikle Toros-lar’ın Gâvur Dağları’nda alageyikle ilgili ağızdan ağıza dolaşan “ala-geyiği kovalayan ve kaybolan avcı motifi” masallarda ve türkülerde sıklıkla görülmektedir. Bunlar za-man zaman âşıklar tarafından dile getirilmiş, yazarlar tarafından ka-leme alınarak işlenmiştir. Hatta bu hikâyelerin bazıları halk türküle-rinin doğuşuna zemin hazırlayan-ları da olmuştur. “Ben de gittim bir geyiğin avına, Geyik çekti beni kendi dağına, Tövbeler tövbesi geyik avına, Siz gidin kardaşlar kaldım kayada” diye başlayan ve avcının ağzından söylenen bu türkü, yavrusunu avlayan ana alageyiğin intikam almak için avcıyı peşinden sürük-leyerek bir uçurumdan düşürmesi üzerine yakılmıştır. Burada alage-yik avlayanın onmadığı vurgulan-mak istenmiştir. Anadolu ve Azerî türkülerinde anasız geyik, anasız maral, anasız ceran, yaralı, dertli ceylan, avcı-maral gibi unsurlar büyük yer tutar. “Aman avcı vurma beni, Ben bu dağın maralıyam” diye başlayan ve geyiğin ağzından söy-lenen türkü de oldukça yaygındır (Mandaloglu, 2013).

Çeşitli araştırmalarda, 15. yüz-yılda Rodos şövalyeleri tarafından Güney Anadoludan, yani Toroslar özellikle de Akdeniz sahillerin-de Rodos’a götürülüp tanıtılan alageyikler; İngiltere, Almanya, Hollanda gibi Avrupa ülkelerine, Amerika, Kanada, Arjantin ve Yeni Zelanda’ya kadar geniş bir coğ-rafyaya yayıldığı bildirilmekte-dir (Masseti, 2012). Bu ülkelerde önceleri çiftliklerde ve parklarda

YEŞİL DÜNYA26 AKADEMİ

Page 29: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

beslenen alageyikler, zamanla Av-rupa kıtasına yayılmış buradan da dünyanın birçok yerine götürüle-rek av hayvanı olarak yaygınlaştı-rılması sağlanmıştır. Günümüzde, Almanya’da yaklaşık olarak 87000, İngiltere’de 62000, Macaristan’da 18000 olmak üzere Avrupa’daki toplam sayısının 250.000 civarın-da olduğu, ayrıca Yeni Zelanda’da 15000-35000 arasında, Kanada’da 28350 adet olmak üzere dünyadaki varlığının 450000 civarında oldu-ğu tahmin edilmektedir (Chapman ve Chapman 1980; Collins 2003). Anavatanı Anadolu olmasına rağ-men dünyadaki son doğal popu-lasyonu ve gen merkezinin Antal-ya-Düzlerçamı’nda olduğu bilinen alageyikler, IUCN Küresel Ölçekte Türkiye’deki tehlike altındaki tür-ler listesinde, Türkiye’de yok olmak üzere, tehlike altında ve hassas kategorisinde toplam 134 hayvan türünden ikinci sırada yer almak-tadır (IUCN, 2018). Türkiye’de ilk kez 1937 yılında korunmasına yönelik önlemler alınmıştır. Bu ta-rihten sonra 1966 yılında itibaren Antalya ile Düzlerçamı bölgesinde Koruma alanı statüsü kazandı-

rılmıştır (De Marinis ve Masseti, 2009; Arslangündoğdu vd., 2010; Ünal ve Çulhacı, 2018). Bu dönem-den günümüze kadar gerek Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü gerekse üniversiteler tarafından alageyiğin korunması ve gelişti-rilmesine yönelik çeşitli araştırma ve uygulamalar yapılmaya devam etmiştir. Bu çalışmalardan sonun-cusu, 2015-2018 yılları arasında Ünal vd., (2018) tarafından yürü-tülen ve başarı ile sonuçlandırılan TÜBİTAK 1001, 214O248 No’lu ve “Antalya Düzlerçamı Yaban Haya-tı Geliştirme Sahası’nda Alageyik (Cervus dama L.) Populasyonlarını ve Habitatını Koruma-Geliştirme Yöntem ve Stratejilerinin Araştı-rılması” isimli projedir (Ünal vd., 2018).

Bu çalışmada amacımız tarihi-miz, kültürümüz ve biyoçeşitliliği-mizde önemli bir yeri olan alageyik için yapılan örnek bir araştırma-nın tanıtılması ve türün öneminin daha fazla ilgi grubuna ulaştırıl-masıdır.

Çeşitli araştırmalarda, 15. yüzyılda Rodos şövalyeleri tarafından Güney Anadolu’dan, yani Toroslar özellikle de Akdeniz sahillerinde Rodos’a götürülüp tanıtılan alageyikler; İngiltere, Almanya, Hollanda gibi Avrupa ülkelerine, Amerika, Kanada, Arjantin ve Yeni Zelanda’ya kadar geniş bir coğrafyaya yayıldığı bildirilmektedir.

YEŞİL DÜNYA 27AKADEMİ

Page 30: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Materyal MetotGerek biyolojik anlamda gerek-

se kültürümüz ve tarihimiz bakı-mında oldukçu önemli olan Alage-yiğin tek doğal yayılış alanı Antalya ili Düzlerçamı YHGS ve çevresidir. Düzlerçamı YHGS Antalya ili Kor-kuteli, Döşemealtı, Kepez ve Kon-yaaltı ilçeleri mülki hudutları için-de kalmakta olup, Antalya şehir merkezinden karayolu ile alanın güney sınırına uzaklık 15 km’dir (Ünal ve Çulhacı, 2018). Alanın toplam yüzölçümü 29.033 hektar, deniz seviyesinden yüksekliği ise 150-1663 metre (Eren tepe) ara-sındadır. Düzlerçamı YHGS gerek floristik, gerekse faunistik açıdan oldukça zengin bir kaynak değere sahiptir. Yapılan bir araştırmada sahada 76 familyaya ait 288 cins ve 430 takson saptanmış, takson-ların 33’ünün endemik olduğu bu bilgilerden bölgenin endemizm oranının %7.7 olduğu hesaplan-mıştır. Ayrıca bitkilerden 24’ünün IUCN’e göre, Cyclamen coum ve Al-kanna pinardii isimli bitkilerin ise Bern Sözleşmesine göre tehlike altında olduğu belirlenmiştir (Ba-şaran vd., 2010).

Doğal yayılış alanında bulunan kırsal yerleşimlerin alageyiğe olan bakış açısının belirlenmesi ama-cıyla Düzlerçamı YHGS alanı ve ci-varında yerleşim yapan yöre halkı, DKMP personeli ve ilgi gruplarıyla anket ve röportajlar yapılmıştır. Proje alanında yayılış gösteren he-def tür alageyik ve diğer büyük me-meli türlerin populasyon büyüklü-ğü ve populasyon yoğunluğunu tespit edebilmek amacıyla yaban hayatı envanter teknikleri dolaylı sayım teknikleri içerisinde yer alan fotokapan yönteminin esasına uy-gun arazi çalışmaları gerçekleştiril-miştir.

Alageyiğin önemli bir özelliği, her bireye has özellik gösteren be-nek dizilişleri ve boynuz yapıların-daki farklılıklardır. Bu özelliklerin-den yola çıkılarak birey tespiti ve akabinde populasyon büyüklüğü-nün tahmini mümkün olmaktadır. Araştırmada, alageyik bireylerinin kalça kısmındaki benek dizilişleri Microsoft Powerpoint programın-da tek tek işaretlendikten sonra, farklı bireylere 1 den başlayarak numara verilmek suretiyle birey teşhisleri yapılmıştır.

BulgularYürüttüğümüz anket ve röpor-

tajlarda birçok veriye ulaşılmıştır. Örneğin, deneklerimizin %70’in-den fazlası alageyik gördüğünü, %57’si bu türün kaçak avlandığına dair duyum aldıklarını ve %63’ü de tüm koruma çalışmalarına rağmen neslinin azaldığını, eskisi gibi sık-ça göremediklerini ve deneklerin %52.3’ü yörede yürütülecek alage-yik başta olmak üzere yaban hayatı çalışmalarında gönüllü olarak gö-rev alabileceklerini bildirmişlerdir.

Araştırma alanında yapmış ol-duğumuz ön etüt arazi çalışmala-rında fotokapan yöntemiyle alanın faunası, yaban hayvanlarının po-pulasyon durumu, tehdit faktörle-

Şekil 1. Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Coğrafi Konumu

YEŞİL DÜNYA28 AKADEMİ

Page 31: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ri ve alanın kullanım durumu be-lirlenmeye çalışılmıştır. YHGS’nin güney kısmının daha düz olması, yükseltinin düşük olması ve habi-tat çeşitliliğinin fazla olması nede-niyle başta alageyik olmak üzere yaban hayvanları tarafından daha çok tercih edildiği göze çarpmak-tadır.

Ekim 2015-Ekim 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen arazi ça-lışmalarında oportünist yöntemle toplam 444 fotokapan istasyonun-da 33187 fotokapan görüntüsü ve video elde edilmiştir. Bu görüntü-lerden 2010 adedinde; 2649 alage-yik görüntülenmiştir. Elde edilen alageyik fotoğraflardan yapılan bi-rey tespit çalışmalarından; benek dizilişlerinin tespitiyle bu alanda minimum 232 alageyik bireyinin yayılış gösterdiği anlaşılmıştır.

Fotokapan envanterinde ala-geyik ve diğer yaban hayvanı tür-lerinin yanı sıra evcil hayvan, in-san-araç ve köpeklerin köpeklere sıkça rastlanılmıştır. İnsan, köpek ve küçükbaş-büyükbaş evcil hay-vanların alageyik habitatında ol-dukça yoğun gözükmesi bu alanda önemli bir insan yaban hayatı ça-tışması olduğu ve bu çatışmadan

en fazla zarar gören yaban hayvanı türünün alageyik olduğu müşahe-de edilmiştir.

Tartışma ve SonuçDüzlerçamı YHGS’inde alage-

yik populasyonlarının sorunları ve çözüm önerilerine yönelik yürüt-tüğümüz çalışmalarda, sistematik bir araştırma yürütülmeye çalışıl-mıştır. İlk aşamada, Düzlerçamı YHGS’nde yaban hayvanlarının populasyon durumlarını tespit etmek amacıyla çalışmaya, pro-je alanı ile ilgili bilgiler alabilmek için bölgede yaşayan yerel halk ve DKMP görevlileriyle anket ve rö-portaj tekniklerinin uygulanması ile başlanmıştır. Bu bölümde hedef türe ve proje alanına yönelik çok yönlü bir ön-etüt verisi elde edil-miştir. Alageyikler genel itibariyle gruplar halinde görüntülenmiştir. Bu araştırmada alageyik populas-yon envanterinde fotokapan yön-teminin doğru bir metot olduğu ortaya çıkmıştır.

Deneklerin ‘Yağmurca, Maral, Kiyik, Keyik’ gibi isimlendirmeler-le anlattıkları alageyiğin korunma-sı ve sayılarının artması için koru-ma ve geliştirme isteği duydukları,

Alageyik Ekibi:(Sağdan sola) Kürşat BAL, Yasin ÜNAL,

Abdülkadir ERYILMAZ, Mevlüt ZENBİLCİ

Bu çalışmayı gerçekleştiren ekibin amacı; tarihimiz, kültürümüz ve biyoçeşitliliğimizde önemli bir yeri olan alageyik için yapılan örnek bir araştırmanın tanıtılması ve türün öneminin daha fazla ilgi grubuna ulaştırılmasıdır.

YEŞİL DÜNYA 29AKADEMİ

Page 32: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

fakat bu konuda ne yapmaları ge-rektiği hakkında bilgi sahibi olma-dıkları görülmüştür. Deneklerin yaklaşık yarısı bilinçlenme ve eği-timin önemini vurgulamıştır. Bu konuda 2016 yılında hizmete açı-lan Antalya Termessos İnteraktif Tabiat Müzesi’nde, yerleşim yeri sakinlerine, doğaseverlere ve avcı-lara yönelik eğitsel ve görsel nite-likte özellikle alageyik konulu pa-nel, bilgilendirme toplantıları ile çocuklara yönelik eğlenceli aktivi-telere daha fazla yer verilemelidir.

Fotokapan envanterinde alage-yik ve diğer yaban hayvanı türleri yanısıra evcil hayvan, insan-araç ve köpeklerine sıkça rastlanılmış-tır. Türün bölgede özellikle yoğun insan araç geçişleri, tarımsal faa-liyetler, rekreasyon, mantarcılık, sportif (motor yarışları, atletizm, vd) faaliyetler, salıverilen köpekler ve yırtıcı türlerin baskısında ya-şam mücadelesi verdiği görülmüş-tür. İnsan, köpek ve küçükbaş-bü-yükbaş evcil hayvanların alageyik habitatında oldukça yoğun bir yer işgal etmesi, bu alanda insan ya-ban hayatı çatışması olduğunun önemli bir göstergesidir.

Av koruma memurlarıyla yap-tığımız görüşmelerde ve arazi göz-lemlerimiz neticesinde, araştırma alanında alageyiğin en önemli so-rununun başta başıboş köpekler olmak üzere, kaçak avcılık faaliyet-leri ve tarımsal-rekreasyonal faali-yetler olduğu ortaya çıkmıştır.

İnsanların bir hevesle evlerine aldıkları köpekleri, büyüdükten sonra bakamayacaklarını anlayıp, kendilerine yük haline gelince ev-lerinden uzak bölgelere, ormana, çöplüklere bırakılıp, kaderlerine terk etmektedirler. Bunların ba-zıları, araçlar tarafından kazaya uğrayıp ezilmekte, bazıları da pik-nik alanlarındaki çöplükleri karış-tırmakta ve en sonunda ormana, yaban hayatına müdahale eder duruma gelmektedir. Evcil köpek-lerin Antalya şehir merkezine çok yakın olan Düzlerçamı YHGS ve çevresine bırakılmaları başta he-def tür alageyik olmak üzere yaban hayvanlarının beslenme, barınma ve üremesi açısından ciddi tehlike oluşturmaktadır.

Düzlerçamı YHGS’nin içerisin-de 12000 hektarlık alanın alage-yiklerin yoğun olarak kullandığı teyit edilmiştir. Bu habitatın “Ala-geyik Koruma ve Rezerv Alanı” olarak ilan edilmesi, rekreasyon ve sportif faaliyetlerine kapatılması alageyikleri bir nebze olsun rahat-lacaktır.

Ayrıca, daha geniş ölçekte dü-şünüldüğünde alageyiğin ülkemiz-de önceden yayılış gösterdiği en uygun habitatların belirlenerek, bu alanlara tedrici yerleştirme ça-lışmalarının hızlı bir şekilde devam etmesi ve yeni rezerv/ihtiyat alan-larının artırılması gerekmektedir.

TeşekkürBu çalışmanın fikir kaynağı,

TUBİTAK tarafından desteklenen 214O248 No’lu projedir.

YEŞİL DÜNYA30 AKADEMİ

Page 33: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

KaynaklarAkay, A.E., İnaç, S., Yıldırım, I.C.,

2011. Monitoring the local distributi-on of striped hyenas (Hyaena hyaena L.) in the eastern Mediterranean Regi-on of Turkey (Hatay) by using GIS and remote sensing technologies. Environ-mental Monitoring and Assessment, 181(1-4):445-455.

Akgündüz, E., Karauz, E.S, Özü-doğru, E., Çekiç, A.O., Kalaycı, K., 2012. Türkiye Biyolojik Çeşitliliğinin Coğrafi Bilgi Sistemleri Yardımıyla İzlenmesi: Nuh’un Gemisi Biyolojik Çeşitlilik Veritabanı, Biyolojik Çeşitli-lik Sempozyumu 22 - 23 Mayıs 2012, Ankara

Arslangündoğdu, Z., Kasparek, M., Sarıbaşak, H., Kaçar, M.S., Yöntem, S., Şahin, M.T., 2010. Development of the population of the European Fal-low Deer, Dama dama dama (Linnaeus, 1758), in Turkey (Mammalia: Cervi-dae), Zoology in the Middle East 49, 2010:33-12

Aytaş, G., 1999. Türk Kültür Ve Edebiyatında Geyik Motifi ve “Haza Destan-ı Geyik”, Hacı Bektaş Veli Araş-tırma Dergisi, sayı 12, s.161- 170.

Baskaya, S., Bilgili, E., 2004. Does the leopard Panthera pardus still exist in the Eastern Karadeniz Mountains of Turkey? Oryx 38: 228-232.

Chapman, N.G., Chapman, D.I., 1980. The distribution of fallow deer: a worldwide review. Mammal Review, 10(2-3), 61-138

Collins, B.J., 2003. On the Trail of the Deer: Hittite Kürala, Hittite Stu-dies in Honor of Harry A. Hoffner Jr: On the Occasion of His 65th Birthday içinde, yazan Harry A. Hoffner, Gary M. Beckman, Richard Henry Beal ve MCMahon John Gregory, 73-83. USA: Eisenbrauns.

Dalkesen, N., 2015. Deer Cult in Turkish Culture from Central Asia to Anatolia, Millî Folklor, 27- 106: 58-69

Dalkıran, A., 2008. İslamiyet Ön-cesi Türk Sanatı‟nda Şamanizm‟in Etkisi. Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, 25:371-390.

De Marinis, A.M.. Masseti, M., 2009. Mammalian fauna of the Ter-messos National Park, Turkey, Zoo-Keys 31:221-228.

Diyarbekirli, N., 1969. “Türk Sa-natının Kaynaklarına Doğru” Türk Sa-natı Tarihi ve İncelemeleri. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.

IUCN, 2018. https://www.iucn-redlist.org/

Kavgacı, A., Başaran, S., Başaran, M.A., 2010. Batı Antalya’daki (Toros

Dağları, Türkiye) sedir orman toplu-lukları. Bitki Biyosistemleri-Bitki Bi-yolojisinin Her Yönüyle İlgili Uluslara-rası Bir Dergi, 144 (2):271-287.

KOSKS Raporu, 2019. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Kış Or-tası Su Kuşu Sayımları Raporu.

Mandaloğlu, M., 2013. The Culture Which Carried From Turkish Mytho-logy To Anatolia: The Motif Of Deer, 6-27:382-391

Masseti, M., 2012. Atlas of Ter-restrial Mammals of the Ionian and Aegean Islands, 1. Auflage 2012. Buch. XVI, 318 S. Hardcover, ISBN 978 3 11 025457 0

Ocak, A., 2012. Eskişehir, Afyon ve Kütahya’nın Floristik Çeşitliliği, Türkiye Biyolojik Çeşitliliğinin Coğrafi Bilgi Sistemleri Yardımıyla İzlenmesi: Nuh’un Gemisi Biyolojik Çeşitlilik Ve-ritabanı, Biyolojik Çeşitlilik Sempoz-yumu 22 - 23 Mayıs 2012, Ankara

Paşalı, H., 2014. Türkiye’de Yaban Keçisi (Capra aegagrus aegragrus), Animal Health Prod and Hyg (2014) 3(1): 245-247, Ankara

Sarıbaşak, H., Kaçar, M.S, Başa-ran, M.A., Cengöz, Y., Köker, A., Sert, A., 2006. Alageyik (Dama dama L. 1758) Üretim ve Yerleştirme Teknik-leri (ODC: 151.35; 151.2). Teknik Bül-ten NO: 23, Antalya: Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın No: 267.

Ünal, Y., Çulhacı, H., 2018 Investi-gation of fallow deer (Cervus dama L.) population densities by camera trap method in Antalya Düzlerçamı Eşena-dası Breeding Station.

Ünal, Y., Alkan, H., Gülsoy, S., Kav-gacı, A., Süel H., Şentürk, Ö., Yılmaz-türk, A., 2018. Antalya Düzlerçamı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nda Alageyik (Cervus dama L.) Populasyon-larını ve Habitatını Koruma-Geliştir-me Yöntem ve Stratejilerinin Araştı-rılması, TÜBİTAK ARDEB 1001, Proje No: 214O248, Sonuçlandı.

YEŞİL DÜNYA 31AKADEMİ

Page 34: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Tabiat öylesine güzel tasarlan-mış ve dizayn edilmiş bir varlık ki içinde yaşayan ve nefes alan ne-redeyse her şey insanın varlığına katkı sağlayacak şekilde yaratıl-mış. Yeryüzündeki bitkilerin bir-çoğu ise insana şifa katan özellik-lerle donatılmış. Kimi hastalıklara şifa oluyor kimi yemeklere aroma oluyor kimi çay olarak kullanılıyor kiminden kremler üretiliyor… Lis-teyi uzatmak mümkün zira doğa-dan gelen şifanın sınırı neredeyse yok…

Ormanlık alanlarda yetişen birçok ağaçtan elde edilen ürün-ler var. Bir önceki sayımızda ele aldığımız Kuşburnu gibi. Sadece kuşburnu nev’inden liste çıkartsak bile epey uzunca bir listeye sahip oluruz. Zira sadece yemiş ve meyve türünden yararlanmıyoruz ağaçla-rın. Kimin meyvesi kiminin kuru sapı kimin yaprağı…

Ormanlık alanlarda yetişen ve kokusu muhteşem olan bir ağaç olan Defne de insanların birçok alanda kullandığı yararlandığı bir tür. Çoğu zaman yaprağından ya-rarlandığımız Defne Ağacı’ndan

sabun, parfüm, çay, yağ, esans gibi birçok alanda faydalanıyoruz. Ül-kemizde Defne’yi en çok kullandı-ğımız alan ise sabundur. Akdeniz Bölgesi’nde üretimi oldukça yay-gındır. Yemek yapmasını ve değişik tatları seven kişiler içinse mutfak-ta kullanımı caziptir.

Hoş kokulu ve güzel çiçeklere sahip olan Defne Ağacı Yunan Mi-tolojisi’nde de karşımıza bir aşk hikayesi olarak çıkıyor. Hikâyenin giriş kısmını kısaca paylaşalım. Merak edenler devamına ulaş-makta zorlanmayacaktır. Hikâye Zeus’un oğlu Apollon’nun bir gün gökyüzünde Aşk Tanrısı Eros ile karşılaşmasıyla başlıyor. Apollon, Eros’un okçuluk kabiliyeti ile ilgili onunla alay ediyor. Bunun üzerine Eros, sinirleniyor ve Apollon’a ok-larının acısını tattıracağına yemin ederek iki ok hazırlıyor. Bunlardan biri saplandığı kişiye sonsuz aşk ve tutku verecektir diğeri ise aşktan tamamen uzaklaştıracaktır.

Bir gün Apollon Thessalia’da kıyıları ağaçlarla gölgelenen Pe-neus Irmağı kenarında, güzeller güzeli su perisi Daphne’yi görür.

TABİATIN HER BİR DETAYI ÖYLESİNE GÜZEL TASARLANMIŞ Kİ HER ŞEY İNSANIN VARLI-ĞINA KATKI SAĞLAYAN ŞEKİLDE YARATILMIŞ. BİTKİLERİN BİRÇOĞU İNSANA ŞİFA VEREN ÖZELLİKLERLE DONATILMIŞ. KİMİ HASTALIKLARA ŞİFA OLUYOR KİMİ YEMEKLERE ARO-MA… HATTA ÖYLELERİ VAR Kİ EFSANELERE KONU OLUYOR. TIPKI DEFNE AĞACI GİBİ.

Ormanın Güzel Kokulu Efsanesi: Defne Ağacı

Türkiye Dünya’nın defne ihtiyacının %90’nı karşılıyor.

Hifa HAMZAOĞLU

YEŞİL DÜNYA32 ORMANIN HAZİNELERİ

Page 35: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Defne Çiçeği

Apollon’un Daphne’ya hayranlıkla baktığını gören Eros intikam vak-tinin geldiğini anlar, aşk okunu Apollon’un kalbine saplar, Apollon Daphne’ya âşık olur… Ve böylelikle efsane hikayenin acı kısmı başlar.

Türkiye Açısından Defne’nin Önemi

Dergimize Defne’yi konu edi-neceğimiz zaman kaynak olarak elbette Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Ürünler Şube Müdürlü-ğü’ne baş vurduk. Buradan edindi-ğimiz bilgiler ışığında şimdi Defne Ağacı’nı detaylı bir şekilde ele al-mak istiyoruz.

Yetkililerle yaptığımız yazış-malarda, Orman Genel Müdürlü-ğü’nün ev sahipliğinde 13-14 Mart 2018 tarihinde Antalya ilinde aka-demisyenler, özel sektör temsilci-

leri, kurum yöneticileri ve teşkilat mensuplarının katılımıyla Defne Çalıştayı düzenlendiğini öğrendik. Çalıştayda 2 adet çalışma grubu oluşturularak çalışma gruplarınca 39 adet karar alınmış. Defne üre-timi ülkemiz için ekonomik açıdan oldukça ehemmiyetli zira Türki-ye’nin Dünya’nın defne ihtiyacının %90’nı karşılıyor olması büyük bir başarı. Bundan dolayı Orman Genel Müdürlüğü’nün konuya bu denli özenerek yaklaşması ve ko-nuyla ilgili çalışmalar yapması ül-kemiz açısından anlamlı ve önem-lidir.

Defne potansiyelinin ülke eko-nomisine daha istikrarlı biçimde kazandırılması, ihracatın yanı sıra iç tüketim kültürünün yaygınlaştı-rılması ve iç pazarın geliştirilmesi gerektiği için konuyla ilgili bir ey-

YEŞİL DÜNYA 33ORMANIN HAZİNELERİ

Page 36: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

lem planı da oluşturulmuş durum-da. Eylem planında ki başlıklarsa şöyle;• Kaliteli defne yaprağı üretimi

yapılabilen alanların rehabilitas-yonu, korunması ve bakımı,

• Artan sabit yağ ihtiyacının kar-şılanabileceği tohumluk defne alanlarının geliştirilmesi,

• Defne alanlarında transport ve makinalı çalışma imkanlarının artırılması,

• Kaynak yöneticilerinin, toplayı-cıların ve paydaşların eğitimi,

• İç tüketim imkanlarının gelişti-rilmesi…

Defne ve Defne mamulleri, gıda, ilaç, kozmetik, kimya gibi çok sayıda alanda kullanıma konu edildiğinden iç ve diş ticareti her geçen yıl artmakta. Artan talebin karşılanması açısından en avantaj-lı ve potansiyeli yüksek ülke Tür-kiye’dir. Halen Türkiye, dünyadaki kuru Defne yaprağının en önemli üreticisi ve satıcısı konumunda.

Türkiye’nin Defne yaprağı ihra-cı yaptığı ülkelerin başında Hong Kong, ABD, Almanya ve Brezilya gelmekte. Türkiye yıllık ortalama 1 milyon $ değerinde Defne uçucu

yağı ihraç etmekte. Ayrıca, defne meyvelerinden sıkma veya suyla kaynatma yoluyla üretilen sabit yağ sabun yapımında kullanılmak üzere özellikle Arap ülkelerine ih-raç edilmekte.

Defne’nin ÖzellikleriŞimdi asıl konumuza dönelim

ve Tarım ve Orman Bakanlığı Bit-kisel Ürünler Şube Müdürlüğü’n-den aldığımız bilgiler rehberliğin-de Defne’yi tanıyalım.

Ülkemizde ağırlıklı olarak Ak-deniz kıyılarında yetişiyor. Ege, Marmara ve Karadeniz kıyılarında da yetişiyor. Defne bir maki bitki-si. Kışın yaprağını dökmeyen ve her zaman yeşil kalan, 2-10 m boy alabilen, yuvarlak taçlı, sık dallı küçük bir ağaç. Kökleri çok iyi ge-lişiyor ve toprağın derinlere doğru gidebiliyor. Defne ağacı bol mik-tarda kök ve gövde sürgünü verme özelliğine sahip. Kuvvetli kök ve kütük sürgünü verme özelliği var. Gövde kabuğu koyu gri, siyaha ya-kın renkte ve pürüzsüz bir yapıya sahip. Taze sürgünleri yeşil, son-raları kırmızımsı siyah renkte ve tüysüz. Ayrıca Defne tek tohumlu bir ağaç.

Kış aylarında ılıman, yazları sıcak olan yerleri ve rutubeti ye-terli dere yataklarını sever. Sızıntı suyunun ya da nemli dere içi orta-mının olmadığı fakat deniz etki-sine açık kurak güney yamaçlarda da görülür. Küme, grup halinde çoğunlukla diğer maki türleri ve kızılçam altında topluluk oluştu-ruyor. Toprak bünyesi ise balçık, kumlu balçık, balçıklı kum, kum-lu killi balçık, killi balçık, kil olup, toprak pH’sı 6,70– 7,96 arasında. Defnenin kireçli, humuslu, serin toprakları sevdiği bilgisi mevcut. Defne’nin yayılışını etkileyen en önemli faktör ise toprak ve hava nemi.

Defne’nin odunu da yakacak

Defne Yaprağı

YEŞİL DÜNYA34 ORMANIN HAZİNELERİ

Page 37: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

odun olarak ve el aletleri yapımın-da kullanılıyor. Defne ağacı deko-ratif özellikleri olan bir bitki oldu-ğundan park ve bahçelerde süs ve çit malzemesi olarak da kullanıl-makta.

En yaygın kullanış biçimi ise Defne’nin yaprakları. Yaprakları ise 5–10 cm uzunluğunda, 2–3 cm genişlikte. Derimsi kenarları dal-

galı ve kısa saplı ve her iki uca doğ-ru sivriliyor. Üst yüzü parlak koyu yeşil. Yapraklarının kısa ve kalın bir sapı var.

Mart-Mayıs aylarında çiçekle-niyor. Erkek çiçekler görünüş iti-barıyla daha koyu sarı, daha bol ve küme halinde, dişi çiçekler ise açık yeşile kaçan sarı renkte, dal üze-rinde daha seyrek bir görünümde. Dioik bir yapıya sahip yani Def-ne’de erkek ve dişi çiçekler ayrı ayrı ağaçlarda bulunuyor.

Meyveleri zeytin tanesi şeklin-de ve olgunlaşmadan önce yeşil renkte. Olgunlaşınca koyu mor veya siyah renge dönüşüyor. Def-ne’nin meyveleri 2-3 cm uzun-luğunda 1-1,5 cm çapında oval şekilli. Meyveleri sabit yağ içeriği bakımından oldukça zengin (%25-30). Meyveler yapraklarından daha çok yağ içeriyor. Meyveler Eylül sonu ve Ekim ayı içerisinde olgunlaşıyor ve parlak mavimtırak siyah bir renk alıyor. Defne yaprağı ise %1-3 oranında uçucu yağ taşı-yor. Bu uçucu yağ içinde birçok bi-leşen bulunuyor.

Defne yaprağı ruh halini iyileştirici özelliğe sahiptir. Defne yaprağı tütsü olarak kullanılır ve ferahlatıcı etkisi ile rahatlatıcı bir etkisi vardır. Arada bir evinizde küçük bir tavanın içinde kuru Defne yaprağını yakarak evinizi bu rahatlatıcı kokuyla ferahlatabilirsiniz.

Defne Sabunu

Defne Sabunu Yapımı

YEŞİL DÜNYA 35ORMANIN HAZİNELERİ

Page 38: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Defne’nin Faydaları Bu güzel orman bitkisi insa-

noğlunun yüzyıllardır yararlandı-ğı bitkiler arasında. Teknolojinin ilerlemesi ile birçok alanda bizlerin kullanımına sunulmuş. Parfümeri,

sabun, gıda, ilaç, cila ile kimya sa-nayinde geniş bir kullanımı bulun-makta. İhtiva ettiği uçucu yağlar ve yüksek laurik asit dolayısıyla sabun yapımında kullanılmakta. Dünya mutfaklarında da kullanılır özellikle Fransız mutfağında etler-de (balık, beyaz, kırmızı vb.) rosto, köfte, sos, baharat karışımları vs. ile kullanılıyor.

Defne yaprakları bozulmayı önlediğinden kuru meyvelerin ambalajlanmasında kullanıyor. Özellikle gıda sanayinde koruyu-cu olarak yararlanılıyor. Fasulye, mercimek, nohut, pirinç gibi kuru yiyeceklerin içine konularak kurt-lanmalarını önlemekte. Koruyucu etki 1,8 cineol ve eugenol türevle-rinden ileri geliryor.

Ayrıca yaprak uçucu yağı ve oleoresini (hoş kokulu uçucu yağ-dan yana zengin bir reçine) parfü-meride kullanılmaktadır. Defne, odunsu parfüm bitkileri grubun-da değerlendiriliyor. Antakya’da meyvesinden elde edilen sabit yağ, prina yağı ile karıştırılarak “defne

Defne Yağı

Defne Tohumu

YEŞİL DÜNYA36 ORMANIN HAZİNELERİ

Page 39: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

sabunu” denilen kirli sarı renkli bir sabun yapılıyor ve bu sabun cilt hastalıklarına ve saç dökülmesine karşı kullanılıyor.

Hastalıklara Karşı Defne• Dalları kıyılarak çayının hazır-

landığı ve ülsere karşı kullanıldı-ğı ifade edilmektedir.

• Akut romatizma ve eklem ağrı-larında kullanılan defne yaprağı un haline getirilip, bal ve zeytin-yağı ile karıştırılarak ağrılı bölge-ye sürülür.

• Saç diplerini besler, veterinerler tarafından hayvanlarda parazit düşürücü olarak kullanılmakta-dır.

• Gargara yoluyla alındığında ba-demciklere, soğuk algınlığına ve gribal enfeksiyonlara iyi gelir.

• Terletici özelliği vardır, şeker dengeleyicidir.

• Romatizma ve adale ağrılarını giderir.

• Meyvelerinden halk arasında iş-tah açıcı, terletici, mide bağırsak gazlarını giderici, antiseptik ve idrar sökücü olarak da yararlanı-lır. Tabi tüm bu kullanım şekille-ri mutlaka işin uzmanına danışı-larak yapılmalı mutlaka…

Defne yaprağı özellikle balık, et, pilav, salatalarda aromasından yararlanılarak kullanabilirsiniz. Defne yaprağını kurutularak baharat haline getirip salatalarınızın soslarına ekleyebilirsiniz.

Farklı Karışımlarla YapılmışDefne Sabunu Çeşitleri

YEŞİL DÜNYA 37ORMANIN HAZİNELERİ

Page 40: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

YEŞİL DÜNYA DERGİSİ OLARAK BU SAYIMIZIN RÖPORTAJ BÖLÜMÜNDE YENİ SİSTEMİN İLK TARIM VE ORMAN BAKANI OLAN SAYIN DR. BEKİR PAKDEMİRLİ’Yİ AĞIRLIYORUZ. YAKLAŞIMI DAİMA DEVLET VE MİLLETTEN YANA OLMUŞ BİR AİLEDEN GELMEK, DEVLET GELENEĞİNİ VE YAPISINI DA TANIMANIZDA BÜYÜK BİR ROL OYNUYOR. VE KİŞİYE BÜ-YÜK BİR AVANTAJ DA SAĞLIYOR. BUNU SAYIN PAKDEMİRLİ’NİN VERDİĞİ CEVAPLARDAN ANLIYORSUNUZ. SAYIN BAKANIMIZA DERGİ EKİBİ OLARAK ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYOR VE VERDİĞİ İÇTEN CEVAPLAR İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUZ. VE BU SAMİMİ CEVAPLAR İLE TÜM OKUR-LARIMIZI BAŞBAŞA BIRAKIYORUZ.

“Ormanlar ÜlkemizinCan Damarıdır”

Röportaj: Ebru OLURYayın Yönetmeni

YEŞİL DÜNYA38 RÖPORTAJ

Page 41: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Ülkemiz politikalarında, sis-temde birçok değişikliğe gidildi. Bunlardan biri de bakanlıkların birleştirilmesi oldu. Yeni sistemin ilk Tarım ve Orman Bakanı oldu-nuz. Muhtemeldir ki bakanlığın sadece ismi değil işleyiş şartları da değişti. Böylesine kapsamlı ve sorumluluk gerektiren bir alanda ilkleri yerli yerine oturtmak elbet-te zordur. Bu zorlukları aşmak için nasıl bir bakış açısı ve iş yaklaşımı geliştirdiniz?

Sayın Cumhurbaşkanımız ta-rafından bana bu görevin layık görülmesi benim için büyük onur, gurur. Cumhurbaşkanlığı Hükü-met Sistemi’nin ilk Tarım ve Or-man Bakanı olmak gururlandırdı-ğı kadar büyük bir sorumluluk da yüklüyor. İki bakanlığın birleştiril-miş olması yetki alanımızı geniş-letirken, toplumun belki de temel direklerinden çiftçilik, hayvancılık gibi alanlarda etkinliğin ve verim-

liliğin sürekliliği için de çok çalış-mayı getiriyor. Biz de bu kapsam-da halka hizmet şuuruyla sadece bugün için değil, ileriye yönelik de düşünerek çalışmalarda bulu-nuyoruz. İşinizi severek yapar ve ülkeniz, milletiniz için çalıştığınız bilincini kendinizde oturtursanız aslında hiçbir iş zor değil, bende de öyle halka hizmet anlayışıyla, dur-madan yorulmadan çalışıyorum, çalışacağım.

Ekrem Pakdemirli’nin oğlu olarak her zaman devlet işlerinin konuşulduğu bir ortamda büyüdü-nüz. Bunun bulunduğunuz yerlere, aldığınız görevlere ne gibi katkısı olmuştur?

Siyasetin içinde büyüyünce, konulara da çalışma disiplinine de hâkim olabiliyorsunuz. Rahmetli babam vatanına milletine sevdalı, işinde titiz ve bu millet için daha iyi neler yapabilirim anlayışıyla

YEŞİL DÜNYA 39RÖPORTAJ

Page 42: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

durmadan yorulmadan çalışan bir siyasetçiydi. Bununla büyüyünce doğal olarak bunu kendinize örnek de alıyorsunuz. Bugün bulundu-ğum yer, yaptığım işler, daha iyi-yi yapma arzum hep idolüm olan babamdan kaynaklıdır. O büyüme döneminde gördüklerimdir yolu-mu aydınlatan.

Başında bulunduğunuz bakan-lığın alanı doğanın en önemli par-çalarından biri malum. Tarım ve Orman ile ilgili daha öncesinden geniş kapsamlı bir fikir bir kanaa-tiniz var mıydı?

Elbette vardı. Ben bakanlığım öncesinde gıda, tarım, hayvancılık sektörleri ve bunun dışında, tek-noloji ve otomotiv alanlarında ser-best girişimcilik yaptım, alana dair detaylı fırsatım oldu. Onun için bakanlığım hâkim olduğum bil-diğim bir alan oldu. Tabi bildiğim bir alan olmasına rağmen yine de her türlü gelişmeyi yakından takip ediyorum.

Son yıllarda ülkemiz orman alanlarının büyümesinde dünyada ikinci sırada bu gelişme ülkemizin

önüne ne gibi avantajlar sunmak-tadır?

Orman, bir ülkenin akciğeri-dir, süsüdür, ülkenin gücüdür. Son 17 yılda; 5 milyon 274 bin hektar alanda, 4 milyar 324 milyon fida-nın toprakla buluşması sağlandı. 2023’e doğru giderken de hedefi-miz 6 milyon 191 bin hektar alan-da, 7 milyar adet fidanı toprakla buluşturarak, orman varlığını 23,5 milyon hektara, yani ülkemiz yü-zölçümünün %30’una çıkarmak olacak.

Orman alanlarına bu denli önem vermemizin alanlarda artış yaşanmasının en önemli avantaj-larından biri erozyon, çölleşme konusunda önemli bir tedbir ol-ması. Bunun yanında da su kalitesi iyileştiriliyor, barajlarımızın ömrü uzuyor.

Ailenizle birlikte zaman ge-çirme şansınız olduğunda, doğa eksenli faaliyetleri mi tercih eder-siniz yoksa daha modern yerler mi ilginizi çeker?

Ben doğanın da gayet modern bir tercih olduğu kanaatindeyim. Üstelik son yıllarda gelişen alan-

larımızla beraber, doğa belki de en modern kaçış yeri oluyor. Şehrin gürültüsü, gündelik hayatın yo-ğunluğu derken ailenizle sakin, hu-zurlu bir ortamda vakit geçirmek adına tercih edilebilecek birçok milli parkımız, mesire alanımız, ormanın içinde, gölün kenarında yürüme fırsatı sunan birçok ala-nımız var, tercih edebilirsiniz. Ben öyle yapıyorum.

Bisiklet binmek, yürüyüş yap-mak ve bunları yaparken ağaçların kokusunu ciğerlerinize çekmek, kuşların cıvıltılarını duymak ol-dukça büyük bir keyif. Çalışma tempomuz çok yoğun olduğu için bunları çok fazla yapabilme şan-sımız olmuyor ama bulduğum her fırsatı böyle değerlendiriyorum.

Bildiğimiz kadarıyla Deniz kaptanlığı, pilotluk gibi hobileriniz var. Sizce bir insana herhangi bir hobi ile uğraşmak ne katar?

Takdir edersiniz ki oldukça yoğun; millet hizmet bekler anla-yışıyla 7 gün 24 saat esasıyla çalı-şıyoruz. Bu tempo içerisinde, alış-tığınız ya da gününüzün çoğunu ayırdığınız iş ortamından bir neb-ze sıyrılıp, sevdiğiniz başka şeyler de yapmak kendinizi yenilemenizi sağlıyor motive ediyor.

Bu kadar tempolu bir hayatın içinde hala hobilerinize vakit ayı-rabiliyor musunuz?

Eskisi kadar değil tabi ki. Başta eşim Ahu Hanım olmak üzere, ai-lem bu temponun içerisinde büyük bir anlayışla fedakarlıkta bulunu-yor. Ben de bulduğum her fırsatı ailemle geçirmeye çalışıyorum. Ama arada tabi pas tutmamak adı-na da pilot kabinine geçiyorum.

Bilmenizi isteriz ki; Orman Ge-nel Müdürlüğü’ne alımını açıkladı-ğınız orman mühendisliği kadrosu için Orman Mühendisleri Odası

YEŞİL DÜNYA40 RÖPORTAJ

Page 43: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

üyeleri yaptığımız tüm toplantılar-da size minnettar olduklarını belir-tiler. Göreve başlayacak meslektaş-larımıza neler tavsiye edersiniz?

Orman Mühendislerimiz özel-likle orman alanlarında verimliliği artırma anlamında yapacakları ça-lışmalarla bizlere büyük katkı sağ-layacaktır. Bu noktada göreve yeni başlayacak olan mühendislerimi-zin bütün iş hayatları boyunca ilk günkü heyecanla, bir ülkenin ciğeri olan ormanların onların ellerinde şekilleneceği bilinciyle çalışmaları-nı istiyoruz.

Malumunuz Orman Mühen-disleri Odası ilk defa (TMMOB’a bağlı diğer odalardan farklı olarak) hükümeti destekleyen bir görüş tarafından yönetilmeye başlandı. Odamızın devletin ve milli irade-nin yanındaki duruşunu nasıl bulu-yorsunuz?

Bir ülkenin kalkınması, ilerle-mesi, her alanda birlik, beraberlik, ortak çalışma ile mümkün kılınır. Bu doğrultuda, istikrarlı çalışma

ve ilerleme için, devlete, millete hizmet için STK’larımız çok önem-lidir. Bu hem işleyişi hızlandıracak-tır, ortak aklı işletecektir hem de ilerlemeyi sağlatacaktır.

Geçtiğimiz günlerde OMO yet-kilileri sizleri ziyaret ettiler, yap-tıkları çalışmalar hakkında sizleri bilgilendirdiler… Orman Mühen-disleri Odası’nın faaliyetlerini ve mesleğe katkı amaçlı yaptıkları ça-lışmaları nasıl buluyorsunuz?

Evet bakanlığımıza bir nezaket ziyaretinde bulundular, bu bizi zi-yadesiyle memnun etti. Yaptıkları çalışmalar hakkında bizlere bilgi sundular. Orman mühendisleri ül-kenin tamamını kapsayan geniş bir çalışma alanına sahip. Bu kapsam-da ormanların korunması, geliş-tirilmesi, artırılması, ormanların ve doğanın halka sevdirilmesi gibi önemli bir noktada, yapılan çalış-maları takdir ediyorum. Ülkemizin can damarı noktasındaki ormanlar uzman bir anlayışla büyütülerek yarınlara taşınacak; bizler bakan-

lık olarak orman mühendislerimi-zi desteklemeye devam ederken, sizlerden de ekip ruhu bilinciyle çalışmalarınızın artarak, devamını beklediğimizi bilmenizi isterim.

Son olarak Yeşil Dünya Dergisi okuyucularına neler söylemek is-tersiniz?

Hep birlikte yeşil bir dünya için çalışmalarınızı daha da artırmalı-yız. Sadece bugünü değil, bugünün fidanı ve geleceğimiz olan çocuk-larımızı göz önüne alarak, doğal alanlarımızın, çevremizin, or-manlarımızın, sularımızın korun-ması adına herkes üstüne düşeni yapmalıdır. Bizler devlet olarak vatandaşımız için çalışırken, tıpkı ‘herkes evinin önünü temiz tutar-sa dünyayı temiz tutmuş oluruz’ anlayışıyla hem bugünümüze hem yarınımıza sahip çıkmalıyız. Bol yeşilli, huzurlu, doğayla iç içe bir hayat diliyorum herkese… Yayın hayatınızda başarılar diliyorum.

YEŞİL DÜNYA 41RÖPORTAJ

Page 44: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Hemşin Şelaleleri Tabiat ParkıFotoğraflar: Mustafa KÖSE

Olur hani bazen sıkıldığınız anlarda başınızı alıp farklı diyar-lara ‘kaçmak’ istersiniz. Sessizlik ararsınız, insan kalabalığından uzakta… Yapabileceğiniz en iyi şey böyle kaçık vakitlerinizde, doğaya sığınmak, onun koynunda esrik ve sonsuzluk duygusuyla gezip dolaş-mak istersiniz. Yani duygu ötesi avuntu isteğinizi bir ‘keşif ’ yolcu-luğuna çıkarak atmak isteği pey-

dahlanır yüreğinizde. Hem kendi-nizi, kendi sınırlarınızı keşfetme hem de doğayı ve onun koynunda saklanmış gizemleri yerinde gör-me eylemi hâsıl olur. Olanca ağır-lığıyla üstünüzde biriken kentin atıklarından silkinmek, kurtulmak gelir içinizden.

Uhûlet ve suhûletle böyle bir mekân arayışınız var ise, size bir yer ‘alan’ önereceğiz. Denemek pa-

ÜLKEMİZİN DOĞAL ZENGİNLİKLERİ O DENLİ FAZLADIR Kİ ADETA DÜNYANIN HER KÖ-ŞESİNDEN BİR PARÇA ÜLKEMİZDE MEVCUTTUR. SİZLERİ ÜLKEMİZİN DOĞA HARİKA-LARINDAN BİR YERE, HEMŞİN’E GÖTÜRECEĞİZ. TANIYACAĞIMIZ BU NADİDE YER 50 HEKTARLIK BİR ALANI KAPSAYOR. TABİAT PARKI’NDA İSE ORMAN, AKARSU VE KAYA EKOSİSTEMİNİN TÜM TÜRLERİNİ BÜNYESİNDE BARINDIRIYOR. YANİ DOĞA İÇİN NE GE-REKLİYSE O ENSTRÜMANLARIN TAMAMINI BURADA GÖRMEK MÜMKÜN.

Hemşin DedikleriKüçük Bir Şehir

Ayşenur Yaşar ŞAVŞATLI / Kemal KARABULUT

YEŞİL DÜNYA42 SAKLI KÖŞELER

Page 45: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

rayla değil, sözümüz senet olsun! Olur da yolunuz Rize’ye düşerse, kendisi küçük ama barındırdığı kaynak değerleriyle kocaman bir ilçe olan Hemşin’e merdiven daya-yın; ona tutunup yükselebilesiniz diye… Burada her şey henüz ‘doğal’ halinde… Gelişigüzel oluşmamış bir doğa görürsünüz. Bulutların dans ettiği yeşilin doyumsuz tah-kimatlar ördüğü vadilerden ulaşır-sınız Hemşin’e…

Hemşin’de barındırdığı kaynak değerleriyle koruma altına alınmış bir bölge bulunmakta. Suyun bin-lerce yıldır şekillendirdiği derin bir vadinin kuytu bir yerinde oluşan bir şelaleden adını almakta: Hem-şin Şelaleleri Tabiat Parkı.

50 hektarlık bir alanı kapsayan bu Tabiat Parkı; orman, akarsu ve kaya ekosisteminin tüm türlerini bünyesinde barındırır. Yani doğa

için ne gerekliyse o enstrüman-ların tamamını burada görmek mümkün. Abartıya kaçmasın: bu-rası bir doğa, jeoloji laboratuvarı gibi.

Tabiat Parkına ulaştığınızda, vadi tabanına doğru akarsuya ve şelaleye ulaşmak için neşeli bir yürüyüş sizleri bekler. 1200 met-relik bu doğayla bütünleşik yürü-yüş parkurunda, burada ‘komar’ ya da ‘zifin’ olarak isimlendirilen morumsu, pembe orman gülleri, likapaların küpe gibi sarkan çi-çekleri ve yeşilliklerin arasından yürürken kuşların cıvıltıları eşlik eder. Kendinizi birden doğanın gerçek sahipleri arasında bulursu-nuz. Tabiat Parkında her an farklı bir görüntü gözlerinizi kamaştırır.

Hemşin Şelaleleri Tabiat Par-kı’nda bulunan yürüyüş parkuru, engelli ziyaretçilerin de çok rahat

Doğanın/suyun ve uhrevi sükûnetin dayanılmaz tilaveti…

Akyamaç Şelalesi,Hemşin

YEŞİL DÜNYA 43SAKLI KÖŞELER

Page 46: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

seyahat edebilecekleri %7’lik bir eğim şeklinde düzenlenmiş. Bu açıdan tabiat parkı, engelli ziya-retçilerin her noktasına rahatça ulaşabileceği ‘engelsiz’ bir tabiat parkıdır.

Alan içerisinde bir adet kır kah-vesi, tanıtım birimi ve ziyaretçile-rin günübirlik kullanıma yönelik kamelyalar bulunmaktadır. Olma-dı, şelaleye kuşbakışı bakan Akya-maç’ta biraz soluklanıp dost, has-retini çektiğimiz âşina simalarla kapı önü koyu, deminde sohbetler yapıp, mevsimiyse eğer “kar topu” yersiniz. “Kar topu da nedir?” der-seniz. Bildiğimiz patates! Ama or-ganik.

Güzel bir yürüyüşten sonra suyun binlerce yıldır aşındırdığı vadi tabanına ulaştığınızda sadece suyun ustalığından kaynaklanan akıştaki raksını görür ve senfoni-sini huzurla dinlersiniz. Şelaleye ulaştığınızda ise yüzünüzde hep kalacak güzel bir tebessüm oluşa-caktır. 15 metreden çağıldayarak düşen suyun kudreti karşısında divan kurarsınız. Hafiften ıslanır-

sınız, suyun küçücük boncuklaşıp buharlaşan tanelerinden.

Hâsıl-ı kelâm diyerek başa dö-nelim: yolunuz düşmese de yurdu-muzun bu cennet misal köşesine ‘misafir’ olun deriz. Tabiat parkı gözünüze, gönlünüz ikramınız olur. Doğayla ve onun içindekilerle dostluğunuzu ilerletiniz.

Ülkemizin her bir köşesinde cennetten numune-i misal teş-kil diyebileceğimiz birçok yer var. Siz değerli okuyucularımıza bu mekanları tanıtmak ve gidilecek yerlerin listesine bu mekanları da eklemenizi sağlamak bizim açı-mızdan önemli. Siz değerli üyeleri-mizden gelen gerek metin gerekse fotoğraflar dergimize ayrı bir renk katmakta. Bu sayımızda da Orman Mühendisi/ DKMP 12. Bölge Mil-li Parklar Şube Müdürü Ayşenur Yaşar Şavşatlı’ya, DKMP 12. Bölge Şube Müdürü Kemal Karabulut’a ve Orman Mühendisi/ DKMP 12. Bölge Müdürlüğü’nden Mustafa Köse’ye bu güzel metin ve fotoğ-raflar için Yeşil Dünya ekibi olarak teşekkür ediyoruz.

Komar (Zifin) Olarak İsimlendirilen Morumsu, Pembe Orman Gülleri

YEŞİL DÜNYA44 SAKLI KÖŞELER

Page 47: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

HEMŞİN ŞELALELERİ TABİAT PARKI KÜNYESİ• 25.08.2014 tarihinde Tabiat Par-

kı olarak ilan edilmiştir.• İlçe merkezinden 2 km’lik taş

parke yol ile alana ulaşım sağla-nabilir.

• Alanın tamamı Karışık İbreli ve Yapraklı Orman örtüsüne sahip-tir.

• Orman örtüsünü Doğu Kayını ve Doğu Ladini ağırlıklı olmak üzere Kestane, Meşe, Kızılağaç, Yabani Fındık, Ihlamur, Mor ve Beyaz Orman Gülleri, Likarpa gibi zengin tür çeşitliliği sağlar.

• Tabiat Parkı sınırları içerisinde 5’i endemik olmak üzere toplam 146 adet farklı bitki taksonu be-lirlenmiştir. Ayrıca 29 omurgalı türün varlığı tespit edilmiştir.

• Şelaleye 1200 m.’lik bir yürüyüş parkuruyla ulaşılmaktadır.

• Şelale yaklaşık 15 m.’lik bir dü-şüşe sahiptir.

• Alanda doğa yürüyüşü, foto sa-fari, yaban hayatı gözlemciliği, oryantiring, tabiat eğitimi, bo-tanik turizmi, gastronomi ya-pılabilecek etkinlikler arasında sayılabilir.

Yaban Mersini

YEŞİL DÜNYA 45SAKLI KÖŞELER

Page 48: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ÖZELLİKLE SON YİRMİ YILDIR ÜLKEMİZDE ORMANCILIK ÇALIŞMALARINDA ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNİN (ODOÜ) DAHA ÇOK ÖN PLANA ÇIKTIĞI GÖRÜLMEKTEDİR. ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ YILIN BELİRLİ DÖNEMLERİNDE ORMANDAN ELDE EDİLEN MEV-SİMSEL BİTKİSEL KÖKENLİ MATERYALLER KULLANILARAK TAMAMI AVRUPA ÜLKELERİ-NE İHRAÇ EDİLEN KAPI SÜSÜ OLARAK KULLANILAN ÇELENK YAPILMAKTADIR.

İhracatta Kadın Eli:Kapı Süsü

Ülkemiz iki kıta arasında geçiş zonunda bulunması yanı sıra Av-rupa-Sibirya, İran-Turan ve Akde-niz bitki coğrafyalarına sahip ol-ması dolayısıyla zengin bitki türü çeşitliliğine sahiptir. Ayrıca, iklim ve topoğrafik özelliklerin kısa sü-relerde değişiklik göstermesi so-nucu farklı ekolojik özelliklerin ortaya çıkmasına sebep olmakta-dır. Bu farklılıklar ise zengin bir tür çeşitliliğinin ortaya çıkarmak-tadır. Ülkemiz bitki türü çeşitliliği

bakımından çok zengin olup, tür çeşitliliği sayısı bakımından tüm Avrupa’nın tür çeşitliliği sayısına yakın bir değere sahiptir. Ayrıca ülkemiz endemik tür sayısı olarak zengin tür çeşitliliğine sahiptir. Zengin tür çeşitliliği de bitkisel ve hayvansal ürünlerin çeşitlenmesi-ni sağlamaktadır.

Özellikle son yirmi yıldır ül-kemizde ormancılık çalışmaların-da odun dışı orman ürünlerinin (ODOÜ) daha çok ön plana çıktığı

Yeliz ALBAYRAK ÇATAL Prof. Dr. Yılmaz ÇATAL

YEŞİL DÜNYA46 ARAŞTIRMA

Page 49: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

görülmektedir. ODOÜ ifadesi FAO tarafından “ormanlardan, diğer or-manlık alanlardan ve ormanların dışındaki ağaçlardan elde edilen odun dışındaki biyolojik kökenli ürünler” olarak tanımlamaktadır.

Bu tanımlama ile birlikte or-manlardan elde edilen odun dışın-da yer alan biyolojik kökenli ürün-ler tanımlanmıştır. Ormanlarda biyolojik kökenli ürünlerin ticari değerlerinin de tespiti ile ülke eko-nomisine kazandırılması çalışma-ları devam etmektedir. Ticari de-ğerlerin tespitinde Orman Genel Müdürlüğü’nün 302 Nolu “Odun Odun Dışı Orman Ürünlerinin En-vanter Ve Planlaması İle Üretim Ve Satış Esasları” tebliğ çerçevesinde, başta sürdürülebilirlik ilkesi ol-mak üzere ormancılık ana ilkeleri doğrultusunda orman ekosistem-lerinin odun hammaddesi dışında ürettiği odun dışı orman ürünle-rinden yapılacak faydalanmaya

ilişkin envanter, planlama, üretim, satış usul ve esasları belirlenmek-tedir.

Son yıllarda ODOÜ’lerin ön plana çıktığı yerlerden birisi de Burdur ili Bucak ilçesidir. Yörede, yılın belirli dönemlerinde orman-dan elde edilen mevsimsel bitkisel kökenli materyaller kullanılarak tamamı Avrupa ülkelerine ihraç edilen kapı süsü olarak kullanılan çelenk yapılmaktadır.

Kapı süsü olarak kullanılan çelenk (Christmas Wreath) Hıris-tiyanlar Christmas zamanında ka-pılarına takmakta olup, bu süse de-ğer vermektedirler. Kapı süsünde dairesel dış şekli sonsuzluğu ifade etmektedir. Çünkü dairenin baş-langıcı ve sonu yoktur. Hıristiyan dini açıdan bakıldığında bitmeyen bir yaşam döngüsünü temsil eder. Çelenk yapımında en sık kullanı-lan herdem yeşil bitki, büyümeyi ve sonsuz hayatı sembolize etmek-

YEŞİL DÜNYA 47ARAŞTIRMA

Page 50: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

tedir. Küçük meyveler ise Mesih’in kanını temsil etmektedir.

Kapı süslerinin yapılmasında yöre kadınları çalışmakta, evlerin-de hem günlük işlerini yerine ge-tirmekte, hem de aile bütçelerine önemli oranda katkı sağlamakta-dırlar. Ayrıca, kapı süsü yapımında köylülerin yoğun çalıştığı köylerde ihracat firmaları köye ortak sos-yal alan kazandırmış, sadece ev haneleri değil, köy ortak kullanım alanları ile köylüler kazanmıştır. Bu hali ile de kapı süsü yapımı işi yörede ciddi bir sektör oluştur-maktadır.

Yörede köylerde Eylül ile Aralık ayı arasında 4 ay süren sezonda yaklaşık 350 bin adet kapı süsü ya-pılarak doğrudan soğuk hava zin-ciri ile Hollanda başta olmak üzere Almanya, İngiltere, İspanya ve Bel-çika’ya ihraç edilmektedir.

Atölye ve ev ortamında yöre halkı her bir kapı süsünü 2-3 TL arasında işçilik ücretine yapmakta-dır. Bir kişi günde 25-30 adet kapı süsü yapabilmektedir. Yörede se-zonda 300 civarı köylü kadın çalış-maktadır. Duruma ve yapılan kapı süsünün bileşenine göre bir kişi günde 50-100 TL arasında günlük kazanç elde edebilmektedir. Yöre

halkı kapı süsü yapımı işi ile aile bütçelerine 1 milyon TL gelir sağ-lamaktadırlar. Kapı süsü yapımın-da da genel olarak kadınlar işlen-mektedir.

Üretilen kapı süslerinin birim fiyatı dönemsel olarak değişmek ile birlikte ortalama 3 avroya alıcı bulmaktadır. Böylece 350 bin adet kapı süsü üretildiği düşünülür ise, yıllık ülkemize 1 milyon avroluk döviz girdisi sağlanmaktadır. Bu değer küçükte olsa ülke cari açı-ğın azaltılmasında paya sahiptir. Ayrıca, çalışan sayısı da kadınların iş hayatına dahil edilmesinde kü-çümsenemeyecek bir rakamdır.

Yörede doğal olarak yetişen veya kültür ile yetiştirilmiş bitki-lerden faydalanılmaktadır. Bunlar; Yaban mersini (Myrtus communis), Kuşburnu (Rosa canina), Ateş Di-keni (Pyracantha coccinea), Oka-liptus (Eucalyptus spp.), Kızılcık (Cornus mas), Sandal (Arbutus and-rachne), Tesbih çalısı (Sytrax offici-nalis), Alıç (Crataegus monogyna), Hurma (Phoenix spp.), sarmaşık formunda bulunan Akdeniz sa-parnası (Smilax aspera) ve Orman sarmaşığı (Hedera helix), Süs biberi (Capsicum spp.), Süs patlıcanı (So-lanum spp.) türlerinin yaprak, dal

YEŞİL DÜNYA48 ARAŞTIRMA

Page 51: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ve meyvesinden yararlanılmakta-dır.

Kapı süsünün süslenmesinde yine yörede doğal olarak yetişen kızılçam (Pinus brutia) ve karaçam (Pinus nigra) çam türlerinin kuru kozalakları ile Doğu çınarı (Plata-nus orientalis) ve servi (Cupressus spp.) ağaçlarına ait taze kozalaklar kullanılmaktadır.

Artık, yörede kadınların çalıştı-ğı kapı süsü yapım işi kadın istih-damına ciddi katkı sağlamaktadır. Sadece ev işleri ile uğraşan, tarım çalışmaları ile ev bütçesine katkı-da bulunan, hayvancılık ile ailenin temel gıda maddelerini karşılayan kadınlar, değişik bir iş kolu ile kendilerine sosyal yaşantı ve eko-nomik hayatta ayrı bir yer açmış-lardır.

Avrupa’nın tüm bitki çeşitliliği kadar sayıda tür çeşitliliğine sa-hip ülkemizde, odun dışı orman ürünlerinin önemi bir kez daha ön plana çıkmıştır. Sadece bitkisel ürünlerin kullanıldığı bu ticaret alanında, ürünlerin biyo-kaçakçı-lık ile kaçırılma tehlikesine karşı Orman Bölge Müdürlüğü teknik elemanlarınca yöre halkı bilinçlen-dirilmektedir.

Kapı süsünde dairesel dış şekli sonsuzluğu ifade etmektedir. Çünkü dairenin başlangıcı ve sonu yoktur.

YEŞİL DÜNYA 49ARAŞTIRMA

Page 52: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜR-LÜĞÜ, ÖNEMLİ VE GÜZEL BİR ÇALIŞMAYI DAHA HAYATA GEÇİREREK İSTANBUL’DAKİ BELGRAD ORMANI’NDA ‘ATLI ORMAN KORUMA’ UYGULAMASINI BAŞLATTI.

Atlı OrmanKoruma Ekibi

Tarım ve Orman Bakanlığı Or-man Genel Müdürlüğü, önemli ve güzel bir çalışmayı daha hayata geçirerek İstanbul’daki Belgrad Or-manı’nda ‘Atlı Orman Koruma’ uy-gulamasını başlattı. Konuyla ilgili Bakanlıktan kamuoyunu bilgilen-diren bir açıklama yapıldı. Yapılan yazılı açıklamada Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, pilot atlı koruma uygulamasından alınacak başarıya göre sistemin yaygınlaştı-rılması için gerekli çalışmaları ya-pacaklarını belirtti.

Pakdemirli, “Pilot olarak hayata geçireceğimiz atlı koruma uygula-masından alınacak başarıya göre benzer uygulamanın yaygınlaştı-rılması için gerekli çalışmaları da başlatacağız. Bu ekiplerin orman-ları kanun dışı faaliyetlere karşı korumada kullanılmasının, orman teşkilatının kamuoyunda tanıtımı-na olumlu katkı sağlayacağını dü-şünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Belgrat Ormanları’nda; dört at ve altı orman muhafaza memurlarından oluşturulan atlı koruma ekibi 2019 yılı Mart-Eylül ayları arası hafta sonları görev yapacak.

YEŞİL DÜNYA50 MANŞET

Page 53: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

YEŞİL DÜNYA 51MANŞET

Page 54: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Yapılan açıklamalarda şu bilgi-lere de yer verildi; pilot uygulama olarak özellikle en yoğun bölgeler-den biri olan İstanbul’daki Belgrad Ormanı tercih edildi. OGM’nin ilk dönemlerinde ormanları ka-nun dışı faaliyetlerden koruyan atlı koruma ekiplerinin, kıyafet-leri modernize edilmiş haliyle, günümüzde ormanları kanun dışı faaliyetlerden korunmasında kul-lanılması Orman Genel Müdürlü-ğü’nün kamuoyunda tanıtımına katkı sağlayacağı düşünülerek ha-yata geçirilen bir proje oldu. Me-sire yerlerinde görev yapacak olan atlı koruma ekibi İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü Bahçeköy Or-man İşletme Müdürlüğü Belgrat Ormanları’nda ilk kuruluşu ya-pılmıştır şeklinde açıklamalarda bulundu. Ekipte görev alan orman muhafaza memurlarının bir ay süren at biniciliği eğitimi Emni-yet Genel Müdürlüğü at biniciliği eğitmenleri tarafından verildiği ve eğitim sonunda atlı koruma ekibi memurlarına at biniciliği sertifika-ları verilerek bu çalışmanın hayata geçirildiği belirtildi.

Belgrat Ormanları’nda; dört at ve altı orman muhafaza memur-larından oluşturulan atlı koruma ekibi 2019 yılı Mart-Eylül ayları arası hafta sonları görev yapacak. Orman Genel Müdürlüğü tarafın-dan başlatılan pilot atlı koruma uygulamasından alınacak sonuç-lara göre benzer uygulamanın yay-gınlaştırılması düşünüldüğü de ifade edildi.

Ekipte görev alan orman muhafaza memurlarının bir ay süren at biniciliği eğitimi Emniyet Genel Müdürlüğü at biniciliği eğitmenleri tarafından verildi.

Belgrad Ormanı

YEŞİL DÜNYA52 MANŞET

Page 55: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

YEŞİL DÜNYA 53MANŞET

Page 56: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

MESLEKİ KARİYERİNİ ÖZVERİ VE AŞKLA İNŞA EDEN VE MESLEĞİNE KATKI SAĞLAYAN-LARI PORTRELER BÖLÜMÜMÜZDE ELİMİZDEN GELDİĞİNCE SİZLERE TANITMAYA ÇALI-ŞIYORUZ. BU SAYIMIZIN KONUĞU İSE 24. DÖNEMDE KARABÜK MİLLETVEKİLİ OLARAK GÖREV YAPMIŞ, ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLLİĞİ, TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ İLE DIŞİŞLERİ KOMİSYONU ÜYELİKLERİNDE DE BULUNMUŞ OLAN SAYIN OSMAN KAHVE-Cİ OLUYOR.

“Ormancılık Masada Değil Sahada Yapılmalıdır”

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesini bitirerek Orman Yük-sek Mühendisi olarak mezun olan Kahveci, Orman Genel Müdürlü-ğü’nün çeşitli kademelerinde şef ve müdür olarak; merkez teşkila-tında da şube müdürü, daire baş-kanı ve başmüfettiş olarak görev-lerde bulunmuş bir isim. Osman Kahveci eğitimlerine hiç ara ver-memiş ve mesleğini en iyi şekilde yapabilmek adına yurt dışında bir-çok seminer ve eğitime katılmış. Almanya’da teknik ormancılık, or-mancılık planlama ve politikaları ve orman halk ilişkileri konuların-da eğitim almış ve ülkesine döndü-ğünde tüm öğrendiklerini bizzat uygulayarak mesleğinin saha alan-larına taşımış.

“Mesleğimize katkısı büyük-tür.” sitayişi ile meslektaşlarının dilinden dinlediğimiz ve mesleği-ne aşık bir portre olarak karşımıza çıkan Osman Kahveci mesleği ile ilgili dünya çapında ödüller almış. Ormancılık alanında yapmış oldu-ğu bu çalışmalardan dolayı 1999 yılında Ludwing Harting Ulusla-rarası Ormancılık Başarı Ödülü almış. Karabük’te doğumlu olan Osman Kahveci mesleğine hizmet alanında sadece bir tek ödülle kal-

mamış 2002 yılında Orman Ba-kanlığı Danışmanlığı ve ardından Orman Genel Müdürlüğü görev-lerine atandığı dönemin akabinde 2004’te dünya ormancılığına yap-tığı katkılardan dolayı Gürcistan Devlet Üniversitesince Fahri Dok-tora unvanı verilmiş kendisine. 2009 ve 2010 yıllarında ise devlet millet kaynaşmasında gösterdiği başarılardan dolayı Yılın Bürokratı seçilir.

Kendisi ile yapmış olduğumuz görüşmede mesleğini anlatırken içten ve coşkulu bir tavırla doğaya olan bakışını dinlediğimiz Sayın Osman Kahveci doğanın kendisi için neler ifade ettiğini anlatıyor bize, Kahveci; “Doğa, içinde canlı ve cansız bütün varlıkları barındı-ran çok geniş bir kavram. İnsan da doğanın bir parçası. Herkes farklı pencerelerden bakar. Doğa aslında yaşadığımız dünyanın ta kendisi. İnsan oğlunun yaşama kaynağıdır doğa. Doğada ne ararsan onu bu-lursun. Doğa Allah’ın insanoğluna sunduğu en büyük nimet. Allah doğa üzerinden insanoğluna me-sajlar vermiş. Gün gelmiş sevin-dirmiş gün gelmiş Nuh Tufanı’n-da olduğu gibi insanoğlunu doğal afetlerle cezalandırmış. Doğada

Yasin ÇİMEN Metin Yazarı

YEŞİL DÜNYA54 PORTRE

Page 57: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

bir denge var ve bu denge bozuldu-ğunda felaketler kaçınılmaz olur. Bunu bozan da çoğu zaman insan-dır.” diyor.

Doğaya dair öylesine heyecan-la konuşuyor ki ses tonundan bile onun doğa sevgisini sezinlemeniz mümkün. Anlatımına şöyle devam ediyor Osman Kahveci; “Doğa ne-dir diye insanlara bir soru sorsanız herkes farklı cevaplar verir. Kimi-si ormandır der kimisi dağlardan ovalardan akarsulardan denizler-den bahseder. Ama çoğu cevap da doğrudur. Bugün, doğayı tahrip etmenin dünyayı da yaşanamaz hale getirdiğini insanoğlu geç de olsa anlamıştır. Dünya, doğayı ko-ruma ana ekseninde toplumsal bir refleksin gelişmekte olduğu bir sü-reci yaşamaktadır. Bu süreç sadece doğa sevenlerce değil herkesçe des-teklenmelidir. Aksi takdirde insan oğlunu doğal felaketlerden kaça-mayacaktır…” diye ifade ediyor. Ve

insanlığın doğa için yapması gere-kenleri “Yalnızca doğa sevenlerce değil herkesçe desteklenmelidir.” diyerek listenin en başına alıyor.

Doğa konusunda o denli hassa bir yaklaşıma sahip ki çocukluğuna dönüp o zamanları anlatırken ise anlıyorsunuz doğanın, ormanların onun için ne ifade ettiğini. Bakın çocukluğunun geçtiği, büyüdüğü ve orman mühendisi olmaya karar verdiği o günleri anlatırken neler diyor Kahveci; Ben bir orman köyü çocuğuyum. Çocukluğum hep or-manla iç içe geçti. Çobanlık yaptım ormanlarda. Odun topladım mey-ve, mantar topladım ormandan. Oyunlar oynadım hep ormanda. Lisede okurken ormanda mesai işçisi olarak çalıştım. Evimize aş getirdim ormandan. Yeşil elbiseli ormancıların köylülerimiz üze-rindeki itibarını yakinen yaşadım. Hele orman şefi çok itibarlı birisiy-di benim için. Ortaokul yıllarımda

Defne Yaprak ÜretimiMersin

YEŞİL DÜNYA 55PORTRE

Page 58: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

önce subay olmayı hayal ediyor-dum. Liseyi geldiğimde yaz tatille-rinde ormanda mesai işçisi olarak çalışmaya başlayınca içimdeki or-mancı olma duygusu gittikçe ka-bardı ve ben o zaman karar verdim ormancı olmaya. Doğayı ve ormanı çok sevdiğim için orman mühen-disliği mesleğini seçtim. Orman mühendisi yani orman şefi olmaya karar verdim, hedefim buydu. Bi-zim zamanımızda Orman Fakül-tesi sadece İstanbul’da idi ve çok yüksek puanlarla giriliyordu. Ben birçok fakülteye girebilecekken orman fakültesini seçtim. Kimse beni yönlendirmedi. Babam işçi idi. Orman mühendisi olduğum için hiç pişman olmadım. Mesleği-mi hep sevdim ve severek çalıştım. Bir kere daha dünyaya gelsem yine orman mühendisi olurum. Aktif görevde değilim şu anda ama ak-lım ve gönlüm hep ormancılıkta.”

Osman Kahveci anlatırken mesleğinin her kademesine vakıf biriyle muhatap olduğunuzu an-lıyorsunuz. Mesleğine büyük bir bilinçle yaklaştığını ve işine vakıf olduğunu kurduğu her cümlede hissedebiliyorsunuz. Genel mü-

dürlüğü de dahil her kademede sahada bulunduğunu ve bundan da büyük mutluluk duyduğunu ve mesleğini bu pratiklerle en iyi se-viyeye taşıdığını görebiliyorsunuz. “Ormancılık masada değil sahada, ormanda yapılmalıdır.” diyerek bir mesleğin en detaylı şekilde asıl öğrenildiği yerin saha olduğunu kavrıyorsunuz. Bu heyecanlı an-latımında Kahveci saha çalışma-larıyla ilgili şunları dile getiriyor; “Meslek hayatımda genel müdür-lüğüm dahil hep sahada oldum. 12 yıl şeflik yaptım hep sahadaydım. Sonra silvikültür uzmanı olarak şube müdürü olarak yine yıllarca hep sahada oldum. Sahada olmak ormanla ve orman köylüsüyle iç içe yaşamak bana büyük bir haz veriyordu. Hele meslektaşlarımla tatbikatlarda bulunmak ve onların sorunları ve sorularıyla muhatap olmak problemlere çözümler üret-mek beni ziyadesiyle mutlu ediyor-du. Zaman zaman tatbikatlarda meslektaşlarımızın önünde ame-nejman–silvikültürcünün ateşli tartışmalarının içinde oluyordum. Bu beni heyecanlandırıyordu. Hele sonucunu tatlıya bağlamak daha güzel oluyordu.

Ormancılık masada değil sa-hada, ormanda yapılmalıdır. Ben buna inandım ve öyle yapmaya çalıştım. Çünkü ormancılıkta ge-nel bazı kurallar olabilir ama lokal şartlar hiçbir zaman birbirini tut-maz. Yerinde görmek ve reçeteyi yerinde yazmak çok daha doğru ve inandırıcı olur. Ülkemizde or-manların neredeyse tamamı dev-lete ait. Bu ormanların korunması işletilmesi görevi de Orman Genel Müdürlüğüne verilmiş. Böylesi ge-niş bir alanda çalışmanın da birçok problemleri olması elbette olağan bir durum. Kahveci kurumun için-den gelen birisi olarak problemleri zaten önceden biliyor ve duyuyor. Edindiği bilgiler ve sahada edindiği

Defne Tohum EkimiMersin

YEŞİL DÜNYA56 PORTRE

Page 59: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

tecrübeleriyle problemleri çözmek adına yaptıklarıysa onu tanıyanlar ve bilenlerce malum.”

Her meslek dalında problemi görmek önemlidir lakin o problemi çözebilmekse maharet ister. Bakın gördüğü problemlerin üzerine gi-dişini ve çözüm arayışlarını nasıl anlatıyor; “Dünyada her alanda olduğu gibi ormancılığımızda geli-şim ve değişime ihtiyaç vardı. Ben de bu gelişim ve değişimi OGM de de yapmalıyım dedim. Bizim or-mancılığımız orta Avrupa orman-cılığına çok benzer. Çünkü benzer şartlara sahibiz. Avrupa ormancı-lığını en iyi bilenlerden birisiydim. Dünya ormancılığındaki gelişimle-re paralel olarak bizim ormancılı-ğımızda da bazı değişimler yapma-lıydım. Bu düşünce ile sorunları ve yapacakları önceledim.

Hedefim şuydu: Ülkemiz Or-manlarını her türlü tehditlere karşı en iyi şekilde korumak ve en verimli bir şekilde işletmekti. Anayasamız ve orman kanunu da ormanları korunmasını işletilmesi görevini OGM’ye vermişti. Bundan da ha-reketle ormanların korunmasını önceledim. Kamuoyunda da or-manların iyi korunamadığı algısı da vardı. Şu soruya cevap aradım. Ormanları kimden koruyacaktık. Problem veya eksikliğimiz nelerdi.

Karşıma en büyük problem ola-rak mülkiyet sorunları çıktı. Bunu biliyordum zaten. Ama Genel Mü-dür olunca problemin boyutunun çok daha büyük olduğunu gördüm. Devletle millet kavgalıydı ve bu kavga devam ediyordu... Vatan-daş burası benim diyor biz orman diyorduk. Vatandaş haklı ama hakkını veremiyoruz bazen biz haklıyız hakkımızı alamıyoruz. Bu kavga bitmeliydi… Bunun tek ça-resinin bir an evvel orman kadast-rosunun bitirilmesi gerektiğini an-ladım. İki farklı kurum kadastro yapıyor. Birisi ötekinin yaptığını

tanımıyordu. 2b de ayrı bir sorun olarak karşımızda dev problem olarak duruyordu. Problemleri tespit ettik ve konuyu hükümete anlattık. Hükümet de ülke kadast-rosunun bitirilmesini istiyordu. İki bakanlık ve iki kurum bir araya geldik. Orman kadastrosunu tabu kadastroya devretmek suretiyle bu işi TKGM devrettik. Meslektaşla-rımızı bu yükün altından kurtar-dık. Ve bugün orman kadastrosu bitme noktasına geldi. 2b’yi de bitirdik. Teşkilatımız üzerindeki bu yükü büyük ölçüde kaldırdık. Hedefimiz ormancılığımızı mülki-yet kavgalarından kurtarmak ve orman mühendisini asli görevine döndürmekti. Bunu büyük ölçüde başardığımıza inanıyorum.

İkincisi orman yangınlarıydı. Ve bu konu da kamuoyu ve siyase-tin de çok sık gündemine geliyor ve tartışılıyordu. Bu konuda teşkilatı-mız acımasızca tenkit de ediliyor-du. Orman teşkilatı geç geldi, ye-tersiz kaldı gibi. Siyaset kurumu da bundan rahatsızdı. Bende. En çok neden orman yangınının çıktığını

Yılın Bürokratı Ödülü

YEŞİL DÜNYA 57PORTRE

Page 60: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

soruyorlardı. Ormanı olan ülke-lerde orman yangını kaçınılmazdı. Ama bunu anlatamıyorduk. Ancak şunu da gördüm. Alt yapı ve dona-nımımız yeterli değildi. Bunu ma-saya yatırdık. Durum tespiti ile işe başladık. Alınacak tedbirleri ko-nuştuk ve hemen uygulamaya geç-tik. Dünyada orman yangınları ile mücadele görevinin ormancılara bırakıldığı nadir ülkelerden birisi idik. Madem bu görev bize veridi bunu en iyi şekilde yerine getirme-liydik. Çok şükür üzerimize düşeni de yerine getirdik kanaatindeyim.”

Osman Kahveci’nin uzman olduğu konulardan biri de Or-mancılık teknikleri. Özellikle sil-vikültür konusunda uluslararası bir uzman. “Sürdürülebilir orman-cılık prensiplerinden en önemlisi ormanları ekolojik, ekonomik ve sosyal amaçlar için işletmektir.” diyor ve ekliyor; Orman bir doğal kaynaktır. Bu kaynağın ürettiği ürün ve hizmetlerden insanlar faydalanmalıdır. Biliyoruz ki eko-nomik orman işletmeciliğinde bu-gün odun halen ana üründür ve ol-maya devam etmektedir. Bizde de dünyada da orman işletmelerinin

en önemli gelir kaynağı odun üre-timidir. Orman işletmeleri odun üretimiyle hem orman köylüsüne daha fazla iş ve aş verirler ve hem de sektörün ham madde ihtiyacını karşılarlar…”

Kahveci’nin kent ormancılı-ğının, doğaya yakın ormancılığın mimarı olduğunu konunun uz-manları bilirler. Şehir hayatı doğa hayatıyla insan arasına büyük mesafeler koyduğundan buna bir çözüm arama gayretine girerek Kent Ormanları fikrini oluştur-muş ve bu konuda adımlar atmış. “Doğa ve çevre bilinci geliştikçe ormanlara şehir halkının da ilgisi artmıştı.” diyen Kahveci bu önemli olayı şöyle özetliyor; “Nüfusumu-zun %70 den fazlasının şehirlerde oturduğu gerçeğinden hareketle onların da ormanlardan beklen-tileri vardı. Doğa ve çevre bilinci geliştikçe ormanlara şehir halkının da ilgisi artmıştı. Ormanlar mil-letin ortak değerleriydi. Şehirde oturanların da ormanlardan fay-dalanma hakları vardı. Bunun için kent ormanları projesini başlattık. Bunu da sloganlaştırdık. Devlet or-mancılığından millet ormancılığına geçiyoruz dedik. Bu proje hükümet tarafından da büyük destek ve ilgi gördü. Her ilde bir kent ormanıyla işe başladık. Bugün ilçelere kadar indi. Şehir halkıyla ormanı buluş-turduk. Sürdürülebilir ormancı-lığın sosyal boyutunu da kent or-mancılığı ile uygulamaya koyduk. Bugün hafta sonlarında milyonlar-ca kişinin kent ormanlarını ziyaret ediyor.

Doğaya yakın ormancılık ise; bir ormanın kendisinden beklenen çok amaçlı ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarını kesintiye uğratmadan sürekli bir şekilde ye-rine getirebilmesi anlaşılmalıdır. Amaç orman ekosistemine hiç za-rar vermeden veya en az zarar ve-rerek ormanlardan faydalanmak-

YEŞİL DÜNYA58 PORTRE

Page 61: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

tır. Doğaya yakın ormancılıkta orman örtüsünün sürekliliği şart-tır. Orman örtüsünün devamlılığı ancak doğaya yakın ormancılıkla mümkün olur. Önemli olan topra-ğın devamlı ağaçlar ve çalılar tara-fından örtülmesidir. Doğaya yakın ormancılıkta Ormanların verimli-liği sürdürülebilir olacak, genetik ve biyolojik çeşitlilik korunacaktır. Orman işletmeciliğinde toprak

en önemli kapitaldir. Ormancı-lık sistemlerinin toprağın fiziksel ve kimyasal yapısını ve biyolojik faaliyetleri üzerindeki etkiler bü-yüktür. Ormanlar devamlı biyotik ve abiyotik tehdidin altındadırlar. Bunlar orman ekosistemini tama-men tahrip edebilmekte ve geri kazanılması uzun süre almaktadır. Ormanlar elastik yapıları ile ken-dilerini hızla yenileyebilmektedir-ler. Ancak zararların boyutunda ve azaltılmasında ormancılık sistem-leri büyük rol oynar. Bu yönüyle stabilitesi en yüksek ormanlar, do-ğaya yakın işletilen ormanlardır.”

Her mesleğin zor yanları var elbette. Sayın Vekilimize bu mes-leğin zor yanlarını sorduğumuz-da yüzünde hiçbir bıkkınlık ya da hayıflanma emaresi bile göremi-yorsunuz ve “Mesleğimizin en zor yıllarının çok gerilerde kaldığını düşünüyorum.” cevabıyla karşı-laşıyorsunuz. “Mesleğinizin en sevdiğiniz yanı nedir?” diye bir soru yöneltildiğinde ise mesleğine olan sevgisiyle coşkulu bir şekilde; “Mesleğimizin en güzel yanı doğay-la, ormanla iç içe olmaktır.” diyor ve bakın bu konuda neler söylüyor;

Üretim SahasıKastamonu

YEŞİL DÜNYA 59PORTRE

Page 62: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

“Belki bazı meslektaşlarımız kırsal alanda oturmak ve çalışma zorlu-ğundan bahsedebilirler. Bunu ben de kabul ediyorum. Kırsal alanda çalışmanın zorlukları vardır. An-cak doğayı ve ormanı sevenler için bu zorluk değil bir ayrıcalıktır. Ge-lişen teknoloji ve iletişim çağında bugün birçok talepler kırsaldan da çözülebilmektedir. OGM kullandı-ğı birçok yeni teknik ve donanımla birçok bürokratik işlemleri büyük ölçüde de kolaylaştırmıştır.

Ancak şöyle bir zor tarafı var o da şudur; Ormancılar, orman-ların geleceğini planlarken halkın gelecekte ormanlardan ne bek-lediklerini en doğru bir şekilde tahmin ederek planlama yapmak zorundadır. Dünyadaki hızlı bir gelişim temposu içinde bugünden yüz yıllar sonraki süreçte ortaya çıkacak sosyal ve ekonomik geliş-meleri tahmin ederek ormanların geleceğine karar vermek çok zor-dur. Bugün, kim yüz yıl sonra or-manlardan neler bekleyebileceğini tahmin edebilir? İnsanların yüz yıl sonraki ilgi alanları ve ihtiyaç-ları ne olacak? Ormanlar nasıl iş-letilecek? Bu soruların cevabının

ne olacağını hiç kimse şimdiden bilememektedir. Ancak bu soruya ormancılar cevap bulmak da zo-rundadırlar ve bundan kaçamaz-lar. Aksi takdirde ormanları plan-layamaz ve işletemezler. Bence ormancılığın en zor tarafı budur.

Mesleğimizin en güzel yanı ise doğayla, ormanla iç içe olmaktır. Orman dendiğinde sadece ağaçlar anlaşılmamalıdır. Orman büyük bir ekosistemdir. Bu sistemin için-de canlı ve cansız bütün varlıklar bulunmaktadır. Kuş sesinin gel-mediği bir orman düşünülemez. Sincapların, karacaların yaban hayatının olmadığı bir orman sür-dürülebilir değildir. Orman Mü-hendisi bu ekosistemi yönetendir. Böylesi muazzam bir sistemi yö-netmek bilgi ve beceri ister. Bunu yapabildiğinde mutlu olursun. Or-man köylüsüne iş ve aş vermek ve onların yüzünü güldürmek insanı mutlu eder.

Orman mühendisliği meslek yasasının çıkmasında büyük emek sarf eden Kahveci bu konuda gay-ret göstermesinin ve peşine düşe-rek çalışmasının nedenini anlamak yukarıda çizilen profilden sonra sanırım çok da zor değil.

“Mesleğe girdiğimden bu yana orman mühendisleri odasının her kongresinde meslek yasası konu-şulurdu. Bu yasa olmazsa orman mühendisliği kimliği ve kişiliği önemsizleşiyordu. Hep bu konu konuşulur fakat bir türlü hükü-metin gündemine getirilemezdi. Bu talep salonlarda kalırdı. Bu yasa bir türlü çıkarılamıyordu. Orman Mühendisi Bakanlarımız oldu, hatta meclis Başkanlarımız bile oldu. Ancak bir türlü meslek yasamızı çıkaramamıştık. Meslek yasası hiçbir hükümetin gündemi-ne giremiyordu... Çünkü oda ideo-lojik kalıpların dışına çıkamıyordu. Bundan dolayı da hükümetler ta-rafından oda ciddiye alınmıyordu.

YEŞİL DÜNYA60 PORTRE

Page 63: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Ama ben biliyordum ki her orman mühendisinin meslek yasası haya-liydi. Yeni orman fakülteleri ile bir-likte meslektaş sayımız artıyordu. Bunların işlendirilmesi için meslek yasası olmazsa olmazımızdı. Çün-kü binlerce orman mühendisi bize geliyor ne kadar orman mühendisi alacağımızı soruyorlardı. Bunların tamamının OGM ce istihdam edil-mesi bugün de gelecekte de imkan-sızdı. Meslektaşlarımızın bu soru-nunu çözmem gerekiyordu.

Dönemin Bakanı Sayın Baka-nımız Osman Pepe ormanları da ormancıları da seviyordu. Konuyu siyasi iradeyle konuştu ve meclis gündemine aldırdı. Kendisine bu konuda teşekkür borçluyuz. Bu ko-nuda bütün siyasi partilerden des-tek de aldık. Yani yasa muhalefet edilmeden çıktı. Bu konuda bakan-lığımız ve sivil toplum örgütleri-mizin desteği de arkamızdaydı. Bu yasanın çıkmasında birçok kişinin ve kurumun desteği oldu şüphe-siz. Ama benim Genel Müdürlük dönemimde çıkması beni ziyade-siyle mutlu etti. Bu konuda büyük emek ve gayretlerimizin olduğu da herkesçe malumdur. Bugün binler-

ce serbest çalışan orman mühen-disi bu yasa sayesinde işlendirildi-ğini görünce bu yasanın önemini daha iyi anlıyorum.

1999 yılında Ludwiğ Hartiğ Uluslararası Ormancılık Başa-rı Ödülü ve Gürcistan’dan aldığı ödülü de mütevazilikle dile getiren Kahveci bunun haklı gururunu ya-şıyor. Her insan yaptığı fedakârlık karşısında böylesi bir geri dönüşü hayal eder elbette. Sadece bu ödül-le de kalmamış dünya ormancı-lığına verdiği katkılardan dolayı Gürcistan devlet üniversitesince Fahri doktora unvanı da verilmiş kendisine. Bakın bu ödülleri nasıl anlatıyor; “Ludwig Hartig 18. yüz-yılda ilk ormancılık ilke ve pren-siplerini ortaya koyan bir Alman ormancı bilim adamıdır. Onun adına Ormancı bilim adamlarının kurduğu bir vakıf var. Bu vakıf her iki yılda bir dünya ormancılığına katkıda bulunan bilim adamını se-çer ve bilim ödülü verirler. Alman bilim adamları da 1999 yılında bir İrlandalı bilim adamı ile beni bu ödüle aday gösterdi. Ve ödüle layık görüldük. Benim çalışmam bozuk ormanların doğaya yakın bir anla-

İzmir Yangını

YEŞİL DÜNYA 61PORTRE

Page 64: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

yışla rehabilite edilmesiydi. Doğa-ya yakın ormancılık 21. yüzyılın öne çıkan ormancılığıydı. Ve bu anlayış orta Avrupa’da büyük ilgi ve destek görüyordu. Ben de bozuk ormanların mevcut yapısından da faydalanarak biyolojik ve genetik çeşitliliği koruyarak doğaya yakın bir anlayışla rehabilite edilmeleri gerektiğini savunduğumdan dolayı bu ödüle layık görüldüm.

Gürcistan’dan aldığım ödüle gelince; Orman Genel müdürünün daveti üzerine Gürcistan’a gittim. Gürcistan Üniversitesinde orman-cılıktaki gelişim ve değişimler üze-rine bir konferans verdim. Özetle de ormanların doğaya yakın bir anlayışla işletilmesi gerektiğini aksi takdirde doğayla savaşmak zorunda kalacağımızı ve kaybede-ceğimizi anlattım. Türkiye’de do-ğaya yakın ormancılık ilkelerinin benimsendiğini ve dünyan orman-cılığının da bu yönde gelişmek zorunda olduğunu açıkladım. Sa-nırım bu ödülü almamda konfe-ransım etkili oldu.”

Kahveci’nin başarı listesi henüz bitmedi Orman Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde kurumsal dü-zeyde birçok ödül alır kendisi. Bu

konuda da oldukça mütevazi bir şekilde şöyle diyor; benim döne-mimde OGM kurumsal düzeyde birçok ödüller aldı. Ancak ben bu ödülleri asla kendi başarım olarak görmedim ve görmüyorum. Bu bir ekip, takım çalışmasıydı. Ekip ar-kadaşlarımızla birlikte çalıştık ve kazandık.

Kahveci Orman Mühendisleri Odası’nın bu günlere gelmesinde büyük emeği olmuş bir şahsiyet. Orman Mühendisleri Odası için çalışmaya başladığında kurumun borç içerisinde bir kurum olduğu-nu ve Odanın bir gelirleri olmadı-ğından, aidatla ayakta durmaya çalıştıklarından bahsediyor o dö-nemleri anlattığında sözlerinin devamında şunları ifade ediyor; “Onlara kaynak bulunmalıydı. Odaya, Ormancılar Cemiyeti ile birlikte Antalya Belek’te eğitim ve dinlenme tesisi kurulması için zamanın bakanı tarafında bir alan tahsis edilmişti. Her iki mesleki si-vil toplum kuruluşunun da böyle bir tesis kurma imkânı yoktu. Bize bu alanı herhangi bir turizmciye kiralamak istediklerini söylediler. İzin ve olur istediler. Bizler bu izni ve oluru verdik. Buradan bir mik-

tar kaynak ürettiler. Bu kaynakla bugünkü odanın yeri alındı. Arka-sından meslek yasası çıktı. Kaynak yönünden oda rahatladı. Bugünkü yerini ve mekanını görünce mut-lu oluyorum. Bu işte bizim de bir tuzumuz var diye. Bugün odanın geldiği yerden elbette ki çok mem-nunum.

Ben Odaya 200 mt yakında otu-ruyorum. Orda her gün meslektaş-larımın gelip gittiğini gördükçe hele odanın ulusal ve uluslar arsı etkinliklerini görünce büyük mut-luluk duyuyorum. Odanın geldiği noktayı fevkalade önemsiyorum.”

Kahveci mesleğine değer kat-maktan hiç vazgeçmemiş ve bunu farklı alanlara da taşımış. Alman bir bilim adamı ile birlikte yazdığı Türkiye’de Doğaya Yakın Yapraklı Orman İşletmeciliği adlı kitap-tan bahsediyor bize; Türk-Alman Ormancılık projesi kapsamında 1989 yılında başlatılan bir proje vardı. Bu projede ben Türk tarafı-nın silvikültür uzman Prof. Jurgen Huss’ta Alman tarafının silvikül-tür uzmanıydı. Projenin konusu Karadeniz bölgesindeki yapraklı ve karışık orman işletmeciliğinin ge-

Sedir Kozalağı Toplama, Mersin

YEŞİL DÜNYA62 PORTRE

Page 65: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

liştirilmesiydi. Bu proje kapsamın-da birçok seminerler, konferanslar, tatbikatlar yaptık. Araştırmalar ve deneme alanları kurduk. Yurt içi ve yurt dışında sayısız seminerler düzenledik. Yaklaşık 15 yıl sürdü. Bu süreçte birçok bilgi ve tecrübe edindik. Bunları bir kitapta topla-yalım dedik.ve yazmaya başladık. Bu yazma 5 yıl falan sürdü. Kita-bın konusunu yapraklı ormancı-lığın önemini vurgulamak ve do-ğaya yakın ormancılığı da işlemek amacıyla bu konuyu seçtik. Ayrıca genel ormancılık sistemleri ve ilke-leri konularını da işledik. Kitabın özellikle okuyucularının tatbikat-ta çalışan meslektaşlarımız ola-cağından hareketle pratik bilgiler verdik. İnşallah meslektaşlarımız faydalanıyorlardır. Kitabın telif hakkını da bedelsiz OGM-VAK ver-dik.

Meleğine bu denli değer veren ve ona katabileceklerine odakla-

nan bir doğa severi tanımak ekibi-miz adına çok güzeldi. Yeşil Dünya okuyucularına dergilerini sevmele-rini ve takip etmelerini diliyorum diyor ve ekliyor Kahveci; çünkü birçok yeni bilgi ve gelişmeleri de ben dergi sayesinde öğreniyorum.

Gençlerin örnek almaları gere-ken ve bir meslek için neler yapı-labilir sorusunu kendilerine sor-duklarında önlerine çıkabilecek en iyi örneklerden biri olan Osman Kahveci tüm meslektaşlarını ku-caklayan ve mesleğini insanlara sevdirme gayretini, mesleğine kar-şı olan şevkini hiç kaybetmemiş bir şahsiyet. Bize vakit ayırdığı ve mesleğine bu denli değer verdiği için kendisine teşekkür ediyoruz. Biliyoruz ki dünyanın geleceği do-ğaya verilen değer üzerinden şe-killenecektir. Bunu bilen ve önem veren Osman Kahveci gibi isimlere dünyanın ihtiyacı var.

Sayın CumhurbaşkanınınYangın Hareket Merkezi Ziyareti

YEŞİL DÜNYA 63PORTRE

Page 66: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN 180. KURULUŞ YILI DOLAYISIYLA TÜRKİYE ORMANCI-LIK SEKTÖRÜ BULUŞMASI ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ. OGM YERLEŞKE ALANI İÇERİ-SİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN ETKİNLİKTE; AHŞAP ÜRÜNLER, FARKLI FİDAN TÜRLERİ, OR-MANCILIK İŞ MAKİNE VE EKİPMANLARI, ORMAN YANGINLARI SÖNDÜRME ARAÇ-GEREÇ VE EKİPMANLARI, ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ SERGİLENDİ.

Türkiye Ormancılık Sektörü Buluşması (TORSEB)

12-16 Haziran tarihleri arasın-da, Orman Genel Müdürlüğü’nün 180. Kuruluş Yılı dolayısıyla kısa adı TORSEB (Türkiye Ormancılık Sektörü Buluşması) etkinliği ger-çekleştirildi. Bu etkinlikler kap-samında Ormancılık sektöründe bulunan ahşap ve ağaç işleri, özel

fidancılık, ormancılık iş makine ve ekipmanları, orman yangınları söndürme araç-gereç ve ekipman-ları, odun dışı orman ürünleri sektörü, ormancılık alanında faa-liyet gösteren bilişim ve teknoloji sektörü, orman kooperatifleri ve ormancılık STK’ları gibi tüm pay-

YEŞİL DÜNYA64 ODA FAALİYETLERİ

Page 67: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

daşların bir araya geldi. Üretilen ürünlerin sergilenmesinin yanı sıra etkinliğin içerisinde paneller ve sosyal etkinlikler da yer aldı.

Yetkililer gerçekleştirilen bu programın ilerleyen yıllarda da ge-leneksel olarak yapılmasının plan-landığını ifade etti.

Organizasyon kapsamında; ta-nıtım merasimi, mehteran konse-ri, fotoğraf yarışması ödül töreni, ormancılık sektörü ürünlerinin sergileneceği stantlar, sektör so-runlarının çözümleri için hazırla-nacak paneller ile sosyal, sanatsal ve kültürel etkinlikler düzenlendi.

Ayrıca etkinliğin son günü sa-natçı Murat KEKİLLİ sevenleriyle buluştu. Gerçekleştirilecek olan

YEŞİL DÜNYA 65ODA FAALİYETLERİ

Page 68: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

sosyal, sanatsal ve kültürel etkin-likler ise M. Sait ZARİFOĞLU ka-palı spor salonunda yapıldı.

Program bitiminde ise 2400m2 kapalı alan ve yaklaşık 5000m2

açık alanda, Bakanlık başta olmak üzere 28 orman bölge müdürlüğü, 12 ormancılık araştırma müdürlü-ğü, sektör içerisinden 5 STK ve 35 firma stantlarıyla katılım sağlamış oldu.

Orman Mühendisleri Odası da etkinlik kapsamında stant açarak meslektaşlarıyla bir araya geldi. OMO standını etkinlik kapsamın-da Tarım ve Orman Bakanı Sayın Dr. Bekir Pakdemirli ve Orman Ge-nel Müdürü Sayın Bekir Karacabey ziyarete bulundu. Ayrıca standı birçok meslek mensubu ve vatan-daş da ziyaret etti.

Murat Kekilli Konseri

YEŞİL DÜNYA66 ODA FAALİYETLERİ

Page 69: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Mehteran Gösterisi

YEŞİL DÜNYA 67ODA FAALİYETLERİ

Page 70: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Orman Mühendisleri Odası 12.02.2019 tarihinde Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Bir-liği olarak işlevi olan IUCN’nin İs-viçre’nin Gland’da bulunan Genel Merkezi’ne ziyarette bulunarak birkaç ayrı toplantı gerçekleştirdi.

Orman Mühendisleri Odası ekibi IUCN’nin sunumunu dinle-yerek, Orman Mühendisleri Oda-sı’nın faaliyet alanlarını ve icraat-

larını katılımda bulunan yetkililere anlattı. Geleceğe dönük yapılması gereken çalışmalarla ilgili fikir alış-verişinde bulunuldu.

Ev sahipliği konumunda bulu-nan IUCN İletişim Müdürü Sarah J. Over ve ekibine Orman Mühen-disleri Odası ekibi tarafından te-şekkür ziyareti de gerçekleştirildi. Yine aynı program dahilinde Or-man Mühendisleri Odası tarafın-

ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI 12.02.2019 TARİHİNDE DÜNYA DOĞA VE DOĞAL KAY-NAKLARI KORUMA BİRLİĞİ OLARAK İŞLEVİ OLAN IUCN’NİN İSVİÇRE’NİN GLAND’DA BULUNAN GENEL MERKEZİ’NE ZİYARETTE BULUNDU.

Orman Mühendisi Odası’ndan Avrupa Ziyaretleri

YEŞİL DÜNYA68 ODA FAALİYETLERİ

Page 71: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

dan FAO EFC ve UNECE COFFI Ortak Çalışma Grubu da ziyaret edildi.

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün Avrupa Ormancılık Komisyonu ve BM Avrupa Ekonomik Komisyo-nu’yla birlikte yürüttükleri Ortak Çalışma Grubunu İsviçre’nin Ce-nevre Şehri’nde ziyaret ederek bir toplantı daha yapıldı. Bu ziyarette;

Orman Mühendisleri Odası’nı ve meslektaşların kapasitesinin izah edildiği bir sunum gerçekleştiril-di. Sunum sonrası ortak çalışma grubu da çalışmaları ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi. Orman Mü-hendisleri Odası Başkanı Sayın Hasan Türkyılmaz sunumlar için; “Karşılıklı sunumlar sonucunda kurumsal kapasitelerimizi gör-

YEŞİL DÜNYA 69ODA FAALİYETLERİ

Page 72: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

me ve geleceğe dönük yapılabile-cek müşterek çalışmaları mütalaa etme fırsatı bulduk. Ulusal alanda olduğu gibi Uluslararası alanda da yapacak çok daha fazla işimiz var...” ifadesini kullandı.

Orman Mühendisleri Odası or-ganizasyonda ev sahipliği yapan; BM Gıda ve Tarım Teşkilatı Avrupa Ormancılık Komisyonu Sekreteri Ekrem Yazıcı ve BM Avrupa Eko-nomik Komisyonu Ormancılık ve Orman Endüstrisi Komitesi Şefi Paola Deda’ya teşekkür ziyaretin-de bulundu.

Ayrıca Orman Mühendisle-ri Odası ekibi BM FAO EFC (BM Gıda ve Tarım Teşkilatı Avrupa Ormancılık Komisyonu) Sekreteri ve UNECE COFFI- FAO EFC Ortak Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı olan aynı zamanda Orman Mü-hendisleri Odası’nın Üyesi olan Orman Mühendisi meslektaşları-nı görev yapmakta olduğu BM’nin İsviçre’nin Cenevre’deki ofisinde ziyaret etti.

Ekrem Yazıcı ile OMO ile FAO EFC, UNECE (Avrupa Ekonomik Komisyonu), COFFI (Ormancılık ve Orman Endüstrisi Komitesi) ilişkileri ile birlikte ODA’nın Orta Asya ülkelerinde yapılmakta olan çalışmaları değerlendirildi.

Yine aynı program dahilinde, Orman Mühendisleri Odası’nın üyesi olduğu UEF (Avrupa Orman-cılar Birliği) Yönetim Kurulu Top-lantısı’na da katılım gerçekleştiril-di. Oldukça verimli geçen toplantı sonrası araziye çıkarak değişik or-mancılık uygulamalarını yerinde gören OMO heyeti değerlendir-melerde bulundu. Arazi tatbikat alanlarında Ormanların çığ ile mü-cadeledeki rolü üzerinde fikir alış-verişinde bulunan OMO yetkilileri tarafından; İklim değişikliği ile Ka-yın yetişme ortamı yukarı havzala-ra doğru (1300-1400 m rakımlara) kaydığı, Ladin ve Göknar tabii ye-

YEŞİL DÜNYA70 ODA FAALİYETLERİ

Page 73: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

tişme alanlarını aldığı ve Ladin ve Göknar’ın da daha yukarı havzala-ra doğru kaydığı ifade edildi.

OMO Başkanı Hasan Türk-yılmaz ise konuyla ilgili şunları ifade etti; “Tatbikat alanlarındaki uygulamaları gördüğümüzde Tür-kiye olarak çok değişik ve güzel çalışmalara imza attığımızı bir kez daha memnuniyetle müşahede et-

tik. Ancak yaptığımız çalışmaları gerek Ülkemizde gerekse de Ulus-lararası arenada gerektiği düzeyde paylaşamadığımızı da bu vesileyle daha net şekilde fark ettik. Türkiye Ormancıları ve Ormancılık Sektör Yöneticileri olarak gelecek yıllarda daha etkin bir iletişim ile Dünya-da hak ettiğimiz yeri alacağımıza inancımız tamdır.”

YEŞİL DÜNYA 71ODA FAALİYETLERİ

Page 74: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI TARAFINDAN 21-24 NİSAN 2019’DA YETKİLİ KURULLAR DEĞERLENDİRME TOPLANTISI ANTALYA RİXSOS OTELDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ. TOPLANTI-YA ORMAN GENEL MÜDÜRÜ BEKİR KARACABEY VE DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜR YARDIMCISI MUSTAFA BULUT DA KATILIM GERÇEKLEŞTİRDİ.

Yetkili Kurullar Değerlendirme Toplantısı

Orman Mühendisleri Odası ta-rafından 21-24 Nisan 2019’da Yet-kili Kurullar Değerlendirme Top-lantısı gerçekleştirildi. Toplantıda birçok önemli isim konuşmacı ola-rak yer aldı. Konuşmacılar arasın-da; Antalya OBM Vekili Ahmet Gü-neş, Burdur DKMP Bölge Müdürü Rıza Kamil, Orman Mühendisleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Yu-suf Öztürk, ORFAMDER Başkanı

Mehmet Yerli, ORFAMDER Onur-sal Başkanı Cemal Balibey, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı ve Oda-mız Denetleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Çatal, ÖZ-ORMAN İŞ Bölge Başkanı Ramazan Gün ve TOÇ- BİRSEN Genel Başkan Vekili Sabri Kızılkaya konuşmacılar ara-sında yer aldı.

YEŞİL DÜNYA72 ODA FAALİYETLERİ

Page 75: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Toplantıda Orman Genel Mü-dürü Bekir Karacabey ve Doğa Ko-ruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Bulut da katı-lım gerçekleştirdi.

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz da kanuşma yaparak katılımcıla-ra hitap etti. Türkyılmaz konuş-masında; “Kadro konusunda tüm adımları attık, ilgili her kuruma

derdimizi anlattık, tartışarak dik-leşerek değil çözüm odaklı omuz omuza vererek kadro müjdelerimi-zi bir bir aldık…” diyerek bu müj-deyi meslektaşlarıyla paylaştı.

Ayrıca Türkyılmaz; “Orman Ge-nel Müdürümüz Bekir Karacabey, Antalya’da Devam Etmekte Olan “Yetkili Kurullar Değerlendirme Toplantısı”na teşrif ederek, mes-lektaşlarımızla bir araya geldiler.

YEŞİL DÜNYA 73ODA FAALİYETLERİ

Page 76: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Yoğun programlarında toplantımı-za vakit ayırdıkları için genel mü-dürümüze şükranlarımızı sunuyo-ruz.” dedi.

Toplantıda Orman Genel Mü-dürü Bekir Karacabey de bir ko-nuşma yaptı. Karacabey konuş-masında; “5 bin alım ile ilgili tüm çalışmaları tamamladık, en kısa sürede ilana çıkıp temmuz ayına kadar alım süreci tamamlayaca-ğız… Ünvan değişikliği ile görev-de yükselme sınavlarının en kısa sürede yapılması için gerekli çalış-malara başladık, yakın bir tarihte gerekli açıklamalar yapılacaktır. Birlikte hareket etmenin gücüne inanıyoruz.” dedi.

Program dahilinde Orman Mühendisleri Odası yetkilileri sı-rasıyla; Erzurum ve Elâzığ, Bursa ve Sakarya, Doğu Akdeniz (Adana) ve Batı Akdeniz (Antalya), Deniz-li, Batı Karadeniz (Kastamonu) ve Amasya, İzmir, İstanbul, Ankara ve Doğu Karadeniz (Trabzon) Şu-beleriyle istişare toplantısında bu-luştu.

YEŞİL DÜNYA74 ODA FAALİYETLERİ

Page 77: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

YEŞİL DÜNYA 75ODA FAALİYETLERİ

Page 78: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ CERRAHPAŞA ORMAN FAKÜL-TESİ, ISPARTA UYGULAMALI BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ VE BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ MEZUNİYET TÖRENLERİNE KATILARAK MES-LEKTAŞLARINI BU ÖNEMLİ GÜNDE YALNIZ BIRAKMADI.

Orman FakültelerininYeni Mezunları

Orman Mühendisleri Odası 19 ve 22 Haziran tarihlerinde gerçek-leşen üç ayrı Orman Fakültesi’nin mezuniyet töreninde hazır bulun-du ve meslektaşlarına yeni çıktık-ları bu yolda daha ilk adımlarında destek olduklarını bilfiil gösterdi. OMO ekibi ilk olarak 19.06.2019’da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi mezuniyet prog-

ramı, 21.06.2019’da Isparta Uy-gulamalı Bilimler Üniversitesi Or-man Fakültesi 2019 yılı mezuniyet programı, 22.06.2019 tarihinde ise Bursa Teknik Üniversitesi Or-man Fakültesi Mezuniyetine katı-lım sağladı.

19.06.2019’da İstanbul Üniver-sitesi Cerrahpaşa Orman Fakülte-si’nde gerçekleştirilen törene Or-

YEŞİL DÜNYA76 ODA FAALİYETLERİ

Page 79: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

man Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Türkyılmaz ve Denetleme Kurulu Üyesi Nejdet Balcı, İstan-bul Orman Bölge Müdürü Recep Ateş, DKMP İstanbul 1. Bölge Mü-dürü Resul Doğan katıldı.

21.06.2019’da ise Isparta Uy-gulamalı Bilimler Üniversitesi Or-man Fakültesi 2019 yılı mezuniyet programına katılım sağlayarak Orman Mühendisleri Odası Ge-nel Merkezi adına Başkan Hasan Türkyılmaz, Isparta Orman Bölge Müdürü Kenan Akduman, Orman Mühendisleri Odası Batı Akdeniz Şube Başkanı Ahmet Keser katıldı.

Bu programlarda konuşma ya-pan Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz “Orman Fakültesinden mezun ola-rak meslek hayatlarına başlayacak olan meslektaşlarımızı Orman Mühendisleri Odası adına tebrik

ediyorum. Orman Mühendisleri Odası her zaman mesleğimizin ge-leceğini emanet edeceğimiz genç meslektaşlarımızın yanında olma-ya devam edecektir. Mezun olan genç meslek mensubu arkadaşla-rımızı kutluyor, hayat boyu başa-rı, sağlık ve mutluluk diliyoruz. Orman Mühendisleri Odası her zaman mesleğimizin ve meslek-taşımızın yanında olmaya devam edecektir.” şeklinde konuşma ger-çekleştirdi.

22.06.2019’da ise Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Me-zuniyetine OMO Yönetim Kurulu Üyelerimizden Mehmet Üstünyer ve Özgür Balcı ile Bursa Şubemiz Yönetimi, Bursa Teknik Üniversi-tesi Orman Fakültesi Mezuniyet Programına katılım sağlayarak mezun olanlara hediyeler takdim ettiler.

YEŞİL DÜNYA 77ODA FAALİYETLERİ

Page 80: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

OMO’nun ve Şubelerinin Gerçekleştirmiş Olduğu Faaliyetler

Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Bal-cı ve Şube Başkanı Deniz Aydemir, “Mesleki Deneyim Kazanım Çalış-maları ve Uyum Eğitimi” için De-nizli Şubesinde meslektaşlarıyla bir araya geldiler.

Orman Mühendisleri Odası 2. Başkanımız Ahmet Kara ve OMO Genel Yazmanı Mehmet Üstün-yer, “Mesleki Deneyim Kazanım Çalışmaları ve Uyum Eğitimi”nde Adana’da meslektaşlarıyla bir ara-ya geldiler.

Orman Mühendisleri Odası 2. Başkanı Ahmet Kara ve Dış İlişkiler Sorumlusu İsmail Belen, 1-5 Nisan 2019 tarihleri arasında Lübnan’ın Broumana kentinde gerçekleşti-rilen “6. Akdeniz Orman Haftası” toplantısına katılım sağladılar.

YEŞİL DÜNYA78 ODA FAALİYETLERİ

Page 81: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Etüt Proje Planlayıcılığı Eğitimi Meslek Mensubu katılımcılarıyla arazi çalışmasının ardından yapı-lan sınavla sona erdi.

Orman Mühendisleri Odası Ge-nel Başkanı Hasan Türkyılmaz ve Yönetim Kurulu Üyeleri, OGM’nin 180. Yılı Etkinlikleri kapsamında düzenlenen doğa yürüyüşüne katı-lım sağladılar.

Orman Mühendisleri Odası Yö-netim Kurulu Üyesi Mesut Güler, Denetleme Kurulu Üyesi Nejdet Balcı ve Şube Başkanı Yüksel Yük-sel, “Mesleki Deneyim Kazanım Çalışmaları ve Uyum Eğitimi” için İstanbul şubesinde meslektaşlarıy-la bir araya geldiler.

YEŞİL DÜNYA 79ODA FAALİYETLERİ

Page 82: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Öz Orman-İş Sendikası’nın 4. Olağan Genel Kurulu’na, YKÜ Mehmet Üstünyer, Mesut Güler ve Özgür Balcı katılım sağlayarak, yeni dönemde başarılı çalışmalar temennisinde bulundular.

Orman Genel Müdürü Sayın Bekir Karacabey, Antalya’da devam etmekte olan “Yetkili Kurullar De-ğerlendirme Toplantısı”na teşrif ederek, meslektaşlarıyla bir araya geldiler.

Ekibimiz “Yetkili Kurullar De-ğerlendirme Toplantısı” için Antal-ya’daydı.

YEŞİL DÜNYA80 ODA FAALİYETLERİ

Page 83: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

28 Nisan Pazar günü 49. Ola-ğan Genel Kurulunu Gerçekleşti-ren “Yeşil Türkiye Ormancılar Der-neği”nin, meslektaşımız Mahmut Aydın başkanlığındaki yeni yöne-tim kuruluna başarılar diliyoruz.

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz “2023 Hedefinde Ormancılar” söy-leşisi için Doğu Karadeniz (Trab-zon) şubesindeydi.

Adana Özel Adel Huzurevi’nde 1913 doğumlu 106 yaşında Orman Mühendisi olan Tahsin Çuhada-roğlu’ nu Doğu Akdeniz (Adana) Şube Başkanı Hakan Doğan ve Yö-netim Kurulu Üyesi Nevzat Eker ziyarette bulundular.

YEŞİL DÜNYA 81ODA FAALİYETLERİ

Page 84: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

OMO Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz “5531 Sayılı Meslek Kanunu ve Orman Mühendisi/Or-man Endüstri Mühendisi İstihda-mında Güncel Gelişmeler” konulu konferans için İstanbul Üniversi-tesi (Cerrahpaşa) Orman Fakülte-si’ndeydi.

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TOÇ-BİR-SEN Genel Başkanı Hüseyin Öztürk’ün Katılımıyla 21 Nisan’da 6. Olağan Genel Kurul sürecini ta-mamlayan MEMUR-SEN Yeni Dö-nem Genel Başkanı Ali Yalçın ve Yönetim Kurulunu ziyaret ederek kendilerini tebrik ettik, hayırlı ol-masını diliyoruz.

Orman Mühendisleri Odası’nın sponsorlarından olduğu OGM ta-rafından düzenlenmiş olan 180. Yıl Futbol Turnuvası’nda Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz ve Yönetim Ku-rulu Üyeleri katılım sağladı.

ODA FAALİYETLERİYEŞİL DÜNYA82

Page 85: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, 2. Başkan Ahmet Kara ve Yönetim Kurulu Üyeleri Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Sayın Fatih Me-tin’i makamında ziyaret etti.

OMO İzmir Şb. ile Türkiye Or-mancılar Derneği tarafından dü-zenlenen ‘Ormancılıkta Örgütsel Yapı Üzerine Tartışmalar Konulu’ panel İzmir OBM’de gerçekleşti-rildi. Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Balcı, İstanbul Üniversitesi Cer-rahpaşa Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Ok ve Orman Yük-sek Mühendisi Kenan Öztan yer aldı.

Genel Başkanı Hasan Türk-yılmaz, Sinema ve Devlet Tiyatro Sanatçısı ve aynı zamanda Orman Mühendisleri Odası tanıtım filmi-ni de seslendiren Turgay Tanülkü ile İstanbul’da bir araya geldiler.

ODA FAALİYETLERİ YEŞİL DÜNYA 83

Page 86: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz ve Dış İlişkiler Danışmanı İsma-il Belen UEF (Avrupa Ormancılar Birliği) 17 ülkenin katılım sağladı-ğı “İklim Değişikliği Kapsamında Ormancılıkta İnovasyon Konulu Çalıştay” Mainfield Kasabasında ‘Ormancılık Eğitim Merkezi’nde yapıldı.

Orman Genel Müdürlüğü’nce düzenlenen “Türkiye Ormancılık Sektörü Buluşması (TORSEB)” gerçekleşti. Tarım ve Orman Ba-kanı Sayın Dr. Bekir Pakdemirli ve Orman Genel Müdürü Sayın Bekir Karacabey Orman Mühendisleri Odası standını ziyaret etti.

OMO Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, 2. Başkan Ahmet Kara ve Yönetim Kurulu Orman Genel Müdürlüğü Yerleşkesinde gerçek-leştirilen bayramlaşma programı-na katılım sağladı.

YEŞİL DÜNYA84 ODA FAALİYETLERİ

Page 87: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

www.ormuh.org.tr

MERKEZBeştepeler Mahallesi 31. Sokak No:3 Yenimahalle/ANKARA+90 312 215 00 33 - [email protected]

AMASYAEllibeşevler Mahallesi Mehmet Varinli Caddesiİhlas Apt. No:117/3 AMASYA+90 358 212 18 [email protected]

BATI AKDENİZMeltem Mahallesi 3818. Sokak Anadolu Apt. No 4 D. 4 ANTALYA+90 242 237 76 [email protected]

BATI KARADENİZTopçuoğlu Mah. Cumhuriyet Cad. No:10/6 KASTAMONU+90 366 220 04 [email protected]

BURSAOdunluk Mahallesi Kale Caddesi No:6 Kat:1 B Blok Akademik Odalar Yerleşkesi BAOB - Nilüfer/BURSA+90 224 450 00 [email protected]

DENİZLİMehmetçik MahallesiDoğan Demircioğlu Caddesi Ölmez Apt. No:12 Kat:1 DENİZLİ+90 258 213 57 [email protected]

DOĞU AKDENİZReşatbey Mahallesi 62007. SokakSevilir Apt. Kat:3 No:12 SEYHAN / ADANA+90 322 459 01 [email protected]

DOĞU KARADENİZCumhuriyet Mahallesi Kasım Sokak No:11 Kat:3 TRABZON (Cudibey İlköğretim Okulu Karşısı)+90 462 326 39 [email protected] [email protected]

ELAZIĞOrman Bölge Müdürlüğü ELAZIĞ+90 424 241 11 13 +90 532 562 17 [email protected]

ERZURUMTerminal MahallesiSomunoğlu Sokkak Akyol Konut-2 No:6/A Zemin Kat No:4 Yakutiye - ERZURUM+90 442 235 61 [email protected]

İSTANBULBüyükdere Caddesi Nadide Apartmanı No:73 Kat:6 Daire:11 Mecidiyeköy-İSTANBUL+90 212 299 11 [email protected]

İZMİR1755 Sokak. No:6 D:1 Karşıyaka - İZMİR+90 232 364 19 [email protected]@gmail.com

SAKARYAGüllük Mahallesi Adnan Menderes Caddesi No:177/1 Adapazarı/SAKARYA+90 264 276 33 [email protected]@hotmail.com

ŞUBELER

Page 88: İhracatta Kadın Eli: KAPI SÜSÜ · kimin yanında durduğunu bilen, sa-fını milletinden ve onun iradesinden yana belirlemiş bir geçmişe ve aileye sahibim. Beni çok az tanıyanlar

www.ormuh.org.tr

/TmmobOrmuh