3
KERBELA buraya gelip kabrio üzerine bir bilinmektedir. Kanuni Sultan leyman sonra ziyaret (941/1 534) ve Hü- seyniye su onartarak kumla do- lan tekrar bahçe haline getiril- mesini lll. Murad da zaman içinde harap olan türbeyi 991'de (1583) yeniden yöne- timine geçmesinin 11 56 ( 17 43) Nadir ziyaret et- Hüseyin'in Sultan Begüm türben in giderlerini bir Aga Mu- hammed Han da kubbe ile minare külah- 1801 Nisan Vehhabl- ler 3000'in üzerin- de öldürdüler; bu arada Hz. Hüse- yin'in tahrip ederek türbe- deki ve hediyeleri gö- türdüler. XIX. Kerbela'ya bir devlete hareketi 1843 da Valisi Necib 1857'de Valisi ömer telgraf kuru- lurken Kerbela bu hatta Mid- hat da bu- rada imar faaliyetlerinde ve resmi binalar ala- XX. da 50.000 nüfusuyla sonra ikinci önemli olan Kerbela özellikle ziyaretçilerio gelirler, türbenin Necef ve Mek- ke üzerinde gibi etken- ler sebebiyle bölgenin en zengin ve ma- mur Basra de- miryoluna Hille'nin kuzeyinden tali bir hat daha da Günümüzde 5034 kmz 455.868 987) nüfuslu bir idari birimin (muhafaza) merkezi olan Ker- bela eski da- ha çok yönünde yeni mahal- lelerden modern bir merkezidir; 300.000 nüfusun büyük Pakistan ve Hindistan'dan gelip buraya ler'le Arap etmektedir. Hz. Hüseyin'in türbesi, eyvanlar ve hücrelerle 108 x 82,5 m. bo- bir avlunun içindedir. tara- iki minare bulunan ve çok olan cephesindeki süslemeli bir dehlizle dik- dörtgen harem. ziyaretçilerio 272 için üzeri kemerli bir ko- ridorla çevrilidir. yak- 2 m. ve 4 m . ile çevrili Hz. Hüse- yin'in ile ayak ucunda Ali el-Ekber'in daha küçük yer al- Türbenin üçüncü bir minare ve güneyinde avluya içinde bir de mescid olan büyük bir med- rese 600 m. kadar kuzey- ise Hz. Hüseyin'in üvey türbesi den istikametinde giden yol üzerin- de de kafilenin temsilen Haymegah denilen bir bina göze çarpar. Çevrede, Hz. Hüseyin'in türbesi gömülmek büyük bir üstünlük olarak kabul den, son günlerini burada geçiren çok sa- ve sakatla uzak yerlerde ölen ve mali buraya nakledilmeye uy- gun olan büyük bir : Taberi. Taril] (Ebü'I-Fazl), lll, 373; V, 153, 389,392,393,470, 588-589; VII , 416; IX, 185- 186; Havkal, M. de Goe- je), Leiden 1967, s. 243; Hatib, Tari/] u Bagdad, XII, 305-306; el-Munta;;am, Vlll, 13; Yaküt, Mu'cemü '1-büldan, Beyrut, ts. (Daru sa- IV, 445; el-Kamil, IV, 90, 288; V, 246; VII, 55-56; Vlll, 705; IX, 295, 525; Müs- tevfi, Nüzhetü '1-kulOb (Strange). s. 32; a.mlf .. Taril]-i Güzlde (Nevai). s. 264-265; Battü- ta, er-Ri Beyrut, ts. (Daru sad s. 221; Mec- lisi. Beyrut 1403/1983, XCVlll, 28-44; Delilü'l-fjalic (Tarih). IV, 1901-1902, 1985-1993, 2005-2006, 2232-2233; Anistas el- Kermeli. Lugatü ' l-'Arab, 1927 , s. 187; Seyyid Abdürrezzak AI-i Abdülvehhab. Taril]-i Kerbela', 1353, I-lll; Seyyid Abdülhüseyin b. Sey- yid Ali, Ttiril]-i Kerbela' (tre. Muhammed Tahran 1337 Hibetüddin tani. Nehçiatü'l-lfüseyin, 1345/1962, s. 6; v. Soden. AHW, 449; Hamid Algar, Din ü Devlet der lran(trc. Tahran 1349 bk. A'yanü 593-600, 612-613; IV, 390-394; Said ei-Useyli, Kerbela', Beyrut 1406/1986; Ca'fer ei-Hayyat, Kerbela' fi'l-meraci'i'l-garbiyye (Ca'fer ei-Hallll. Me usa 'a- tü'l-'atebati'l-mukaddese: Kerbela' için- de). Beyrut 1407/1987, Vlll, 275-280;J. Berque. "Hi er a et Kar bala"' , Arabica, IX, Le iden 1962, s. 325-342; W. R. Husted. "Karbala · Ma- de Immediale: The Martyr as Model in Imami Shi'ism", MW, LXXXlll/3-4 ( s. 263-278; Sayyid Wahid Akhtar. "Karbala', an Enduring Paradigm of Islamic Revivalism", al- Tawhld, Xlll/1, Kum 1996, s. 113-125; E. Honigmann, "Kerbela" , VI, 580-582; a.mlf .. "Karbala'", EJ2 IV, 637 -639; Abdulaziz Sachedina. "Karbala", The Oxford Encyclopedia of the Mo- dern lslamic World (ed. J. L. Esposito). Oxford 1995, II, 398-400. !il MUSTAFA Öz a) Arap Kerbela. Hz. Hü- seyin'in Emevller Kerbela'da edilmesi bütün müslüman milletierin bu alanda men- Kerbela ve ziyaretgah lardan "imam Hüseyin" ve "Tetimme-i imam gösteren tasvirler Nasuh, Menlizil-i Sefer-i lriikeyn, Ktp., TY, nr. 5964, vr. 62b-63' ) i :llb. i . i

KERBELA · 2020. 9. 2. · KERBELA buraya gelip kabrio üzerine gümüş bir şebeke yaptırdığı bilinmektedir.Kanuni Sultan Süleyman Bağdat'! aldıktan sonra Kerbela'yı ziyaret

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • KERBELA

    buraya gelip kabrio üzerine gümüş bir şebeke yaptırdığı bilinmektedir. Kanuni Sultan Süleyman Bağdat'! aldıktan sonra Kerbela'yı ziyaret etmiş (941/1 534) ve Hü-seyniye su kanalını onartarak kumla do-lan sahaların tekrar bahçe haline getiril-mesini sağlamıştır. lll. Murad da zaman içinde harap olan türbeyi 991'de (1583) yeniden yaptırmıştır. Bağdat'ın İran yöne-timine geçmesinin ardından 11 56 ( 17 43) yılında Nadir Şah Kerbela'yı ziyaret et-miş, Şah Hüseyin'in kızı Radıyye Sultan Begüm türbenin giderlerini karşılamak maksadıyla bir vakıf kurmuş, Aga Mu-hammed Han da kubbe ile minare külah-larını altın la kap l atmıştır.

    1801 yılı Nisan ayı başlarında Vehhabl-ler Kerbela'yı yağmalayıp 3000'in üzerin-de Şii'yi öldürdüler; bu arada Hz. Hüse-yin'in sandukasını tahrip ederek türbe-deki kıymetli eşya ve hediyeleri alıp gö-türdüler. XIX. yüzyılın ortalarına doğru Kerbela'ya sığınan bir kısım isyancının devlete baş kaldırma hareketi 1843 yılında Bağdat Valisi Necib Paşa tarafından bastı rı ldı. 1857'de Bağdat Valisi ömer Paşa zamanında telgraf şebekesi kuru-lurken Kerbela bu hatta bağlandı. Mid-hat Paşa da Bağdat valiliği sırasında bu-rada imar faaliyetlerinde bulunmuş ve bazı resmi binalar yaptınrken çarşı ala-nını genişletmiştir. XX. yüzyılın başlarında 50 .000 civarındaki nüfusuyla Irak'ın Bağdat'tan sonra ikinci önemli şehri olan Kerbela özellikle ziyaretçilerio bıraktığı gelirler, türbenin vakıfları, Necef ve Mek-ke yolları üzerinde bulunması gibi etken-ler sebebiyle bölgenin en zengin ve ma-mur şehriydi. Ayrıca Bağdat- Basra de-miryoluna Hille'nin kuzeyinden bağlanan tali bir hat ulaşımını daha da kolaylaştırmıştı.

    Günümüzde aynı adı taşıyan 5034 kmz genişliğindeki 455.868 (ı 987) nüfuslu bir idari birimin (muhafaza) merkezi olan Ker-bela şehri, eski Kerbela'nın etrafında da-ha çok batı yönünde gelişen yeni mahal-lelerden oluşmuş modern bir yerleşme merkezidir; 300.000 civarındaki nüfusun büyük çoğunluğunu İran, Pakistan ve Hindistan'dan gelip buraya yerleşen Şiiler'le Arap asıllı Şiiler teşkil etmektedir.

    Hz. Hüseyin'in türbesi, etrafı eyvanlar ve hücrelerle çevrilmiş 108 x 82,5 m. bo-yutlarında bir avlunun içindedir. İki tara-fında iki minare bulunan ve çok gösterişli olan kıble cephesindeki giriş kapısından yaldız süslemeli bir dehlizle ulaşılan dik-dörtgen şeklindeki harem. ziyaretçilerio

    272

    tavafı için kullanılan üzeri kemerli bir ko-ridorla çevrilidir. Suranın ortasında yak-laşık 2 m. yüksekliğinde ve 4 m. genişliğinde gümüş şebeke ile çevrili Hz. Hüse-yin'in sandukası ile ayak ucunda oğlu Ali el-Ekber'in daha küçük sandukası yer al-maktadır. Türbenin doğusunda üçüncü bir minare ve güneyinde avluya bitişik, içinde bir de mescid olan büyük bir med-rese vardır. Yaklaşık 600 m. kadar kuzey-doğuda ise Hz. Hüseyin'in üvey kardeşi Abbas'ın türbesi bulunmaktadır. Şehirden batı istikametinde giden yol üzerin-de de kafilenin çadırlarını temsilen çadır şeklinde yapılmış Haymegah denilen bir bina göze çarpar. Çevrede, Şla arasında Hz. Hüseyin'in türbesi civarına gömülmek büyük bir üstünlük olarak kabul edildiğinden, son günlerini burada geçiren çok sa-yıda yaşlı ve sakatla uzak yerlerde ölen ve mali durumları buraya nakledilmeye uy-gun olan kişilerin gömüldüğü büyük bir mezarlık teşekkül etmiştir.

    BİBLİYOGRAFYA :

    Taberi. Taril] (Ebü 'I-Fazl), lll, 373; V, 153, 389,392,393,470, 588-589; VII , 416; IX, 185-186; İbn Havkal, Şı1retü'1-arz(nşr M. ı. de Goe-je), Leiden 1967, s. 243; Hatib, Tari/] u Bagdad, XII, 305-306; İbnü'l-Cevzi, el-Munta;;am, Vlll, 13; Yaküt, Mu'cemü '1-büldan, Beyrut, ts . (Daru sa-dır). IV, 445; İbnü'I- Esir, el-Kamil, IV, 90, 288; V, 246; VII, 55-56; Vlll, 705; IX, 295, 525; Müs-tevfi, Nüzhetü '1-kulOb (Strange). s. 32; a.mlf ..

    Taril]-i Güzlde (Nevai). s. 264-265; İbn Battü-ta, er-Ri /:ıle, Beyrut, ts. (Daru sad ır). s. 221; Mec-lisi. Bi/:ıtirü 'l-envar, Beyrut 1403/1983, XCVlll, 28-44; Delilü'l-fjalic (Tarih). IV, 1901-1902, 1985-1993, 2005-2006, 2232-2233; Anistas el-Kermeli. Lugatü 'l-'Arab, 1927, s. 187; Seyyid Abdürrezzak AI-i Abdülvehhab. Taril]-i Kerbela', Bağdad 1353, I-lll; Seyyid Abdülhüseyin b. Sey-yid Ali, Ttiril]-i Kerbela' (tre. Muhammed Sadr-ı Haşimi), Tahran 1337 hş.; Hibetüddin eş-Şehristani. Nehçiatü'l-lfüseyin, Bağdad 1345/1962, s. 6; v. Soden. AHW, ı, 449; Hamid Algar, Din ü Devlet der lran(trc. Ebü'I-Kasım Sırri), Tahran 1349 hş., b k . İndeks; A'yanü 'ş-Şl'a, ı, 593-600, 612-613; IV, 390-394; Said ei-Useyli, Kerbela', Beyrut 1406/1986; Ca'fer ei-Hayyat, Kerbela' fi'l-meraci'i'l-garbiyye (Ca'fer ei-Hallll. Me usa 'a-tü'l-'atebati'l-mukaddese: Kısmü Kerbela' için-de). Beyrut 1407/1987, Vlll, 275-280;J. Berque. "Hi er a Nağaf et Kar bala"' , Arabica, IX, Le iden 1962, s. 325-342; W. R. Husted. "Karbala · Ma-de Immediale: The Martyr as Model in Imami Shi'ism", MW, LXXXlll/3-4 ( ı993). s. 263-278; Sayyid Wahid Akhtar. "Karbala', an Enduring Paradigm of Islamic Revivalism", al-Tawhld, Xlll/1, Kum 1996, s. 113-125; E. Honigmann, "Kerbela" , İA, VI, 580-582; a.mlf .. "Karbala'", EJ2 [İng.). IV, 637 -639; Abdulaziz Sachedina. "Karbala", The Oxford Encyclopedia of the Mo-dern lslamic World (ed. J. L. Esposito). Oxford 1995, II, 398-400. !il MUSTAFA Öz

    a) Arap Edebiyatında Kerbela. Hz. Hü-seyin'in Emevller tarafından Kerbela'da şehid edilmesi bütün müslüman milletierin edebiyatlarını etkilemiş. bu alanda men-

    Kerbela ve civarındaki ziyaretgahlardan "imam Hüseyin" ve "Tetimme-i imam H üseyin - ı gösteren tasvirler (Matrakçı Nasuh, Beylin-ı Menlizil-i Sefer-i lriikeyn, İÜ Ktp., TY, nr. 5964, vr. 62b-63' )

    i :llb. i . .::ifr~

    i

  • sur ve manzum birçok eser kaleme alınmıştı r. Kerbela hadisesi ve bunu izleyen olaylar üzerine yazılan şiirler Arap edebi-yatında önemli bir yer tutar. Ca'fer es-Sa-dık gibi Ehl-i beyt i mamlarının konuyu işleyen şairler hakkında teşvik edici sözler söylemeleri bu tür eserlerin yaygınlaşmasında etkili olmuştur.

    Kerbela hadisesiyle ilgili şiirlerde insan-ların, tabiat olaylarının, cinlerin ve melek-lerin Hz. Hüseyin 'in şehadetinden duy-dukları üzüntü yanında Ehl-i beyt'in fazi-letleri dile getirilmiş. olay bütün ayrıntılarıyla ve dramatik sahneler halinde tasvir edilmiş, kerbela kelimesindeki kerb (gam. keder. üzüntü) ve bela sözcükleriyle olay arasında bağlantı kurulmuştur. Ayrıca

    Kerbela toprağı şehidlerin vücutlarını ba-rındırdığı için sevilen bir toprak olarak tasvir edilmiş. sevgi ve üzüntünün bir arada dile getirildiği ağıtlarakonu olmuştur. Kerbela bir yandan belalı yer. öte yan-dan büyük kahramanlıkların gösterildiği kutsal mekan olarak tanıtılırken şairler şiirlerinde Kerbela için yağmur ve bere-ket duasında bulunmuşlardır.

    Arap edebiyatında Kerbela hadisesine dair bilinen ilk şiir Ebü'l-Esved ed-Düell'-ye ( ö. 69/688) ait bir gazeldir. Süfyan b. Mus'ab'ın (ö. 120/738) Ehl-i beyt hakkındaki şiirinde de olaya temas edilmiştir. imam Muhammed el-Bakır ile görüşen ve onun övgüsüne mazhar olan Kümeyt el-Esedi'nin ( ö. 126/7 44) Haşimoğulları (Eh1-i beyt) üzerine nazmettiği. bu sebep-le "el-Haşimiyyat" adıyla tanınan kaside-leri arasında Kerbela hadisesiyle ilgili gü-zel örnekler yer almaktadır. Seyyid el-Himyeri'nin belalardan kurtulmak ümi-diyle Ehl-i beyt imamları hakkında yazdığı şiirler içinde de Kerbela olayını söz ko-nusu eden kasidelere rastlanmaktadır. imam Şafii. Hz. Hüseyin'in şehadetinden duyduğu üzüntüyü bir şiirinde . "Ehl-i beyt'i sevmekle suç i şledimse bu pişman olmayacağım bir suçtur" diyerek ifade etmiştir. Di'bil el-Huza'i de Hz. Hüseyin'in şehadetini şiirine yansıtmış olan önemli şairlerdendir.

    Kerbela olayını dile getiren ilk dönem Arap şairleri siyasi iktidarlar tarafından tepkiyle karşılanmış. bazıları cezaya çarp-tırılmıştır. Kümeyt el-Esed'i. "el-Haşimiyyat"ından dolayı Hişam b. Malik tarafından öldürülmek üzereyken kaçarak kur-tulabilmiştir. Harunürreş'id. Mansur en-Nemerl'nin Hz. Hüseyin matemiyle ilgili şiirini duyduğunda çok hiddetlenmiş ve şairi n öldürülmesi için emir vermiştir. Di'-

    bil el-Huzai de duyduğu bu korkuyu şiirlerine yansıtmıştır.

    Emev'i dönemi şairlerinden Ubeydullah b. H ür el-Cu'fı, Kerbela hadisesi sırasında Hz. Hüseyin'e yardımı kabul etmemesine rağmen şiirlerinde onun şehadetinden duyduğu üzüntüyü dile getirmiştir. Sü-leyman b. Katta' el-Adevi et-Teym'i, olay-dan üç yıl sonra Kerbela'dan geçerken yazdığı şiirde Hz. Hüseyin'in şehadeti sırasında Kays ve Gan'i kabilelerinin göster-diği vefasızlıkları anlatmıştır. Fazi b. Ab-bas b. Utbe. Hz. Hüseyin'in şehadetinden duyduğu üzüntüyü ifade etmiş ve onu öldürenleri Ianetlemiş. Kerbela olayını birçok yönüyle ele alan Fazi b. Abbas b. Reb'ia Ehl-i beyt'in başına gelen daha son-raki acılı hadiselere temas etmiştir. Ebu Dehbel Vehb b. Zemea el-Cumahi de şiirIerinde Emevi döneminin aşırı lüksünü ve iktidarın Ehl-i beyt taraftariarına uygu-ladığı baskıyı dile getiren şairlerdendir. Em evi döneminde Hz. Hüseyin ve Kerbe-la şehidleriyle ilgili şiirlerde samimi bir üzüntü ve açık bir öç alma duygusu ha-kimdir. Bu sebeple o dönem şairleri Erne-vi iktidarı için tehlikeli görülmüştür.

    Abbasller devrinde de Kerbela hadise-siyle ilgili şiirler yazılmıştır. Bu dönem şairleri, Ehl-i beyt'in haklarını savunacakla-rını umdukları Abbas! iktidarından bek-ledikleri gayreti göremeyince hayal kırıklığına uğrayarak onları vefasızlık. Ernevi-ler'in devamı olmak ve intikam sancağını terketmekle suçlamışlardır. Mansur en-Nemer'i. Di'bil el-Huzai. İbnü'l-Mu'tez ve Kadi et-Tenuh'i bu duyguları dile getiren Abbas! devri şairleri arasında yer alır.

    Hz. Hüseyin'in şehadetiyle Kerbela ha-disesi Fatımiler döneminde yoğun biçim-de işlenmiştir. Şerif er-Radl. İbn Hani el-Endelüsi. Ebu Firas el-Hamdani. Sahib b. Abbad bu dönemde eser veren şairler arasında zikredilebili r.

    b) Fars Edebiyatında Kerbela. Fars ede-biyatında konuyla ilgili ilk örnekler daha çok manzum ürünlerle ortaya çıkmıştır. İran'da Şii mezhebinin yaygınlık kazan-masından sonra Kerbela hadisesine veri-len önem artmış ve düzenlenen yas tö-renlerinde mersiye okuma geleneğine bağlı olarak birçok şiir yazılmıştır. Dini mersiye türünün en önemli bölümü hali-ne gelen Kerbela edebiyatı. başta Hz. Hü-seyin olmak üzere onun yakınlarının şehadeti etrafında odaklanmış. şehidler yü-celtilip katiller şiddetle yerilmiştir. İlk ör-nekleri VI. (XII.) yüzyılda görülen bu şiirler arasında Cemaleddin Abdürrezzak is-

    KERBELA

    fahanl'nin "Lağzab" adlı kasidesi zikredi-Iebilir. Aynı yüzyılda Senai. divanında Hz. Hüseyin'i bütün şehidlerden üstün tutar-ken lfadi)fatü'l-J:ıa)filw'sında onun Ker-bela'da yaptıklarını bir cesaret ve özveri örneği olarak gösterir. Özellikle Büveyhi-ler döneminden itibaren aşura günlerin-de Kerbela şehidlerinin resmi törenlerle anılmaya başlanması Kerbela ile ilgili ede-bi çalışmaların da artmasına yol açmıştır. İlk Farsça Kerbela mersiyesi VI. (XII .) yüz-yılda Kawami-i Razi tarafından yazılmıştır. VII. (XIII.) yüzyılda Sa'di-i Şirazi kaside-lerinde Kerbela şehidlerini methetmiş . çağdaşı Fer!düddin Attar da divanında bu konuya bir bölüm ayırmıştır. VIII. (XIV.) yüzyılda Hacu-yi Kirmani'nin Hz. Hüse-yin'in şehadetini anlatan mersiyesi de önemlidir. Bu yüzyıllarda bazı Sünni kö-kenli şairler de Kerbela hakkında şiirler kaleme almışlardır. Mesela Seyfeddin Muhammed Fergani divanındaki kaside-lerinde halkı materne ve ağlamaya davet eder.

    X. (XVI.) yüzyıldan itibaren Şiiliğin dev-let dini olduğu Safevi döneminde bilhas-sa hükümdarların dini şiirler yazılmasını teşvik ve bu tür şiir yazan şairleri himaye etmeleri Kerbela ile ilgili edebi çalışmaları arttırmıştır. Hüseyin Vaiz-i Kaşifı'nin bu alanda en önemli eser sayılan Ravza-tü'ş-şüheda'ı Kerbela şehidlerini anmak için düzenlenen ve "ravza" denilen mec-lislerde yüzyıllardır okunagelmiştir. Halk bu meclisiere katılır. Hz. Hüseyin ve onun dostlarının şehadetinin hüznünü payla-şırdı. Bu dönemde İmam Herevi. Fahred-d!n-i Iraki. Selman-ı SaveeL Sald-i Herev'i, Hasan-ı Kaşi gibi şairler. Hz. Peygamber ve Ehl-i beyt'e dair şiirlerinde Kerbela ha-disesini işlemişlerdir. Nizam-i Esterabad'i. Ehl'i-i Şirazi ve Lisani-i Şirazi gibi şairler de Ehl-i beyt ve onlarla ilgili olaylar hak-kındaki şiirleriyle şöhret bulmuş lard ır.

    Daha sonra gelen Hayret'i-i Tun'i ve Muh-teşem-i Kaşani, Ehl-i beyt'e dair menkı beleri anlatan şiirlerin en iyi örneklerini vermişlerdir.

    Xl. (XVII.) yüzyılın ortalarından itibaren muharrem törenleri sırasında muhtelif taziye oyunları ortaya çıkmış. XIII. (XIX.) yüzyılın ikinci yarısında taziyeler Nasırüddin Şah'ın desteğini almakla kalmamış . bütün milletin en çok önem verdiği temel bir ritüel haline gelmiştir. Tekye veya Hü-seyniyye demilen binalar da bu dönemde yapılmıştır. Söz konusu taziyeler sadece muharrem ve safer aylarında değil bütün aylarda yapılırdı (bk. TAziYE)

    273

  • KERBELA

    Kaçarlar döneminde ravza meclislerinin çoğalmasıyla birlikte mersiye yazımı da artmış . bunda Nasıruddin Şah' ın emir ve teşviklerinin büyük rolü olmuştur. Safevi-ler devrinde pek uygun görülmeyen Ker-bela olayının sahnelenmesi bu dönemde yaygınlaştırılmıştır. Devlet adamları bu işin öncülüğünü yapmış. her yıl Gülistan Köşkü 'nün güneyindeki Tekye-i Devlet'te olay sahnelenmiştir. Bu dönem şairlerinin çoğu Kerbela olayına dair mesnevi. tercii-bend, müstezad, kıta ve rubailer yazmıştır. Visal-i Şi razi'nin mersiyesi, SurOş-i is-fahanl'nin Ravzatü'l-esrar'ı , Yağma-i Cendeki 'nin Zübdetü 'l-esrar adlı mes-nevisi bu dönemde kaleme alınan önemli mesnevilerdir. Bunlardan başka Muham-med Naki b. Ahmed Burücirdi'nin Ayi-nü'l- büka 'sı. Muhammed Hüseyin b. Muhammed Ali Kirmanl'nin Feth Ali Şah 'a sunduğu Ravzatü'l-Ifüseyniyye'-si. Mevlevi Muhammed Sıbgatullah b. Muhammed Gavs'ın Destan-ı Gam ' ı ve Gulam Ali MOsevi Cihangirnegari'nin Ifamle-i Ifüseyni'si de zikredilmelidir (ayrıca bk. HÜSEYiN [Literatür)}.

    BİBLİYOGRAFYA :

    Browne. LHP, III, ı 71-1 8 1, 182, 186; Storey. Persian Uterature, 1/1 , s . 207 -235 ; Safi'ı , E de· biyyat, III/1 , s. 336-337; Cemşid Melikpür. Ede· biyyat·ı Nümayişf der lran, Tahran 1363 hş. , I, 21 3-216; Nasrullah imami. Merşiyeseray der Edebiyyat·ı Fa rsf,Ahvaz 1369 hş. , s. 57-63; Hü-seyn-i RezmcQ, Enva'-ı Edebi ve Aşar-ı A n der Zeban-ı Farsf, Meşhed 1372 hş . , s . 105-106 ; P. Che lkowski. "Popula r Ente rta intment Media a nd Social Cha nge in Twentieth Centu ry Iran", CH!r. , VII , 765-81 4; Banu Nusret Tecrübekar. ira n Edeb iya tında Şiir : Kaçarlar Devri (t re. Mehmet Kana r). istanbul 1995, tür. yer.; L. Clar-ke . "Elegy (Marthiya ) on Husay n: Arabic a nd Persia n", al-Serat, XII, London 1986, s . 13-28; A. Schimmel, "Ka rbala a nd the Imam Husayn in Persian and !nda- Muslim Literature" , a .e. , XII ( 1986). s . 39-42; G. Kanazi. "Kerbela' fi' l-edebi 'ş-Şi'a " , el-Kermil, sy. 13 , Hayfa 1992, s. 179-194. r:;:ı

    ~ RıZA KURTULUŞ

    c) Türk Edebiyatında Kerbela . Hz. Hü-seyin 'in şehid edilmesini anlatan man-zum ve mensur eserlerle bu konuda ya-zılmış m ersiyeler başta olmak üzere Ker-bela adı Türk edebiyatında önemli bir mo-tif olarak yer alır: Türk muhayyilesinde Kerbela, Hz. Hüseyin'le ailesinin ve yakınlarının topluca şehid edildiği bir yerin adı olmanın dışında bu elim vak'ayı ifadelen-diren pek çok şair ve edip tarafından ade-ta bir remiz ve mazmuna dönüştürülerek "vak'a-i dil-süz-i Kerbela , haber-i Kerbela" gibi adlarla da anılan acıklı bir konunun adıdır.

    274

    Hz. Hüseyin'in başsız bedeninin gö-müldüğü bir meşhed iken sonraları üze-rine bir türbe yapılan , ardından suya ka-vuşturulup çöl ortasında güzel bir vaha-ya dönüştürülen Kerbela, Osmanlı tarihi boyunca Türk hacılarının uğrak yeri ola-rak Al-i aba sevgisini tazelemiş. özellikle Türk tasawuf kültürünü derinden etki-lemiştir. Mezhep farkı gözetilmeden bü-tün müslümanlarca rağbet edilerek bir nevi kutsallık kazanan Kerbela hakkında gitgide özel bir ziyaret kültürü oluşmuş. bilhassa Şii müelliflerce "Fazlü ziyarati'I-Hüseyin" gibi kitaplar. "Hz. Hüseyin Ziya-retnamesi" gibi tercüman ve gülbankler yazılması geleneği teşekkül etmiş . "Ka-milü'z-ziyarat" gibi eseriere konu olan ziyaret ada bı gelişmiştir. Halk kültürü ve falklor açısından da zenginleşen Kerbela edebiyatta adı sıkça anılan bir yer haline gelmiştir. Ayrıca Arap, Fars ve Türk kül-türünün hakim olduğu islam dünyasında Sünni çevreler yanında bilhassa Şiilik. Ca'ferllik, Zeydilik gibi mezhebi; kızılbaşlık. Alevilik ve Bektaşilik gibi zümrevi an-layışlara sahip şair ve yazarlar için bir il-ham kaynağı telakki edilir olmuştur (bu hususta bk. Hüseyin Müclb e l-M ı s rT, Ker-bela beyne şu'ara'i 'ş-şu'übi 'l-İs lamiyye, Kah i re 142 1/2000) .

    Kerbela hadisesinin meydana geldiği asırdan itibaren Hz. Hüseyin'in hayatı ef-sanevi ve menkıbevi bir hüviyet kazan-mıştır. Özellikle Şii müelliflerin mezhebi gayretleriyle abartılarak anlatılan şehadetinin hikayesi yüzyıllarca yazılarak okunmuş. anlatılmış ve dinlenmiş . ismi etrafında yeni birtakım inançlar gelişip yayılmıştır. Bu gelişme. giderek olayda bazı sırların ve hikmetlerin bulunduğu yönünde tecessüslere ve bunların batıni yorumlarına da kapı aralamıştır. Bu se-beple bazan hadis bile uydurulmuş . hatta Ahzab süresinin 33 , Şura süresinin 23. ayetleri zorlama yorumlarla Ehl-i beyt hakkında tefsir edilmeye çalış ılmıştır. Böylece Kerbela adı adeta bir kült halini almış . Hz. Hüseyin'in şehadeti için ma-tem tutmak ve bu konuda eser vermek sevap kazanmaya bir vesile kabul edil-miştir.

    Muharrem ayının ilk gününden başlayarak en muhteşem i onunda (yev m-i kat i. yevm-i aşOra) olmak üzere Şii ve Ca'-feri çevrelerinde "taziye, şebih" adlarıyla anılan çeşitli törenler tertip edilmesi (ge-ni ş bilgi için bk. And , Ritüelden Drama, s. 34-36}, bilhassa Safeviler'den itibaren devlet protokolüne girecek kadar önem

    kazanmıştır. Bu olaylardan çok sonra is-Iamiyet'i kabul eden Türk kavimleriyle Endonezya ve Jamaika'ya kadar müslü-man toplulukları da içine alacak kadar geniş bir alana yayılan şiirler, özel m ersi-ye ve makteller kaleme alınmıştır. Bu se-beple Kerbela Türk edebiyatının da en çok ilgilendiğ i konular arasında yer almış. müstakil mersiyeler dışında mecaz ve teşbihlerin konuları arasına girmiştir.

    Genel olarak dini- tasawufi Türk ede-biyatında , özellikle de Alevilik- Bektaşilik gibi zümre edebiyatlarıyla divan, halk ve aşık edebiyatında Kerbela hadisesiyle il-gili olarak müstakil eserler. mersiye ve manzumeler telif edilmiş . ayrıca başta divan şairleri olmak üzere konuya eğilen sanatkarların . halk aşıklarının his ve ha-yal dünyalarının ortaya konmasında Ker-bela adı önemli bir mazmuna dönüşmüştür. Türk edebiyatında Kerbela olayın ı ele alan lirik eserlerin pek çoğu manzum olmakla birlikte manzum- mensur karışık ve sadece mensur eserler de kaleme alınmıştır. Bunlardan mesnevi. kaside, gazel, terciibend, terkibibend, rubai, tu-yuğ , ilahi. koşma gibi aruzla yazılanlarda "failatün failatün failün" gibi halkzihnin-de yerleşmiş vezinlerin kullanıldığı görül-mektedir.

    Gerek divan şiiri gerek tekke ve saz şiiri geleneğ inde Hz. Hüseyin'ereva görülen muamelenin lirik ve trajik bir üslupla an-latıldığı bütün eserlerin ortak özelliklerin-den biri Kerbela'nın kutsal bir bölge ola-rak anılması , diğeri de Ehl-i beyt ile Ker-bela arasında bir bütünlük oluşturulmaya çalışılmasıdır. Şairlerin bu olayla ilgili duygu ve düşünceleri halk nazarında Ker-bela'nın faziletli bir mekan olması fikrini beslemiş. hakkında efsanevi ve menkıbevi rivayetlerin teşekkül etmesini sağlamıştır. Kerbela için şiir yazan. buradaki tarihi hadiseleri mersiye yahut ağıta dö-nüştüren hemen her şair manzumesinin sonunda Kerbela için de bir duada bulun-mayı ihmal etmez. Zaman zaman "deşt. sahra. çöl" gibi olumsuz adland ı rmalar ön plana çıkarılıp bir mahrumiyet bölgesi olarak ifade edilen Kerbela aynı zaman-da Hz. Hüseyin ile Ehl-i beyt' in kanını ta-şıdığı için gözlere sürme diye çekilecek bir toprak olarak da anılır.

    Türk edebiyatında Kerbela üzerine ya-zılıp daha ziyade muharrem ayının ilk on gününde yapılan toplantılarda okunarak yaygınlaşan eserler arasında , Kastamo-nulu Şazl' nin sade bir Türkçe ile 763 Zil-hiccesinde (Ekim 1362) telif ettiği Das-tan-ı Maktel-i Hüseyin adlı 3034 beyit-