Upload
others
View
12
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KUŞ TİPİ MİKOBAKTERİYOZİSİN TAVUK VE HİNDİ
SÜRÜLERİNDE KÜLTÜR VE PCR TEKNİKLERİ İLE
TEŞHİSİ
Khair Elsid ABDALLA
MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Hakan YARDIMCI
2010- ANKARA
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
KUŞ TİPİ MİKOBAKTERİYOZİSİN TAVUK VE HİNDİ
SÜRÜLERİNDE KÜLTÜR VE PCR TEKNİKLERİ İLE
TEŞHİSİ
Khair Elsid ABDALLA
MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Hakan YARDIMCI
2010-ANKARA
iii
İÇİNDEKİLER
Kabul ve Onay ii İçindekiler iii Önsöz v Simgeler ve Kısaltmalar vi Şekiller vii Çizelgeler viii 1. GİRİŞ 1 1.1. Genel Bilgiler 1 1.2. Etiyoloji 2 1.3. Kanatlılarda Mikobakteri İnfeksiyonları 4 1.4. Kanatlı Mikobakteriyozisinin Epizootiyolojisi 6 1.4.1. Mikobakteriyozisin İnsidensi 8 1.4.2. İnfeksiyon Kaynakları 8 1.4.3. Çevresel Koşullara Direnci 9 1.4.4. Hayvan Rezervuarı 9 1.5. Konakçı Duyarlılığı 10 1.6. Cinsiyet ve Yaş 11 1.7. Ekonomik Önem 11 1.8. Kanatlı Mikobakteriyozisinin Bulaşma ve Patogenezi 12 1.9. Klinik Belirtiler 13 1.9.1. Ante-Mortem Bulgular 13 1.9.2. Post-Mortem Bulgular 14 1.10. Hastalığın Teşhisi 15 1.10.1. Klinik Buguları 15 1.10.2. Makroskobik Bulgular 15 1.10.3. Mikroskobik Değerlendirme 16 1.10.4. Kültür 17 1.10.5. Moleküler Tanı 19 1.11. Kanatlılarda Mikobakteriyozisin Tedavisi 20 1.12. Kanatlı Mikobakteriyozisinin Kontrolü 21 1.12.1. Dezenfeksiyon 22 1.12.2. Aşılama 23 2. GEREÇ VE YÖNTEM 24 2.1. Gereç 24 2.1.1. Standart Suş 24 2.1.2. Örneklerin Toplanması 24 2.1.3. Kullanılan Besiyerleri ve Boyalar 25 2.1.4. Bakteriyolojik Muayenelerde Kullanılan Cihazlar 28 2.1.5. Primerler 29 2.1.6. PCR testinde Kullanılan Cihazlar ve Ekipmanlar 29 2.2. Yöntem 30
iv
2.2.1. Nekropsi 30 2.2.2. Ziehl-Neelsen Boyama 30 2.2.3. Standart Suşların Aktivasyonu 31 2.2.4. İzolasyonu ve İdentifikasyon 31 2.2.4.1.Organ Örnekleri 31 2.2.4.2.Dışkı Örnekleri 32 2.2.5. İdentifikasyon 33 2.2.5.1.Kristal Violet Içermeyen MacConkey Agar’da Üreme 33 2.2.5.2. İnhibisyon ve Tolerans Testi 33 2.2.6. PCR Tekniği 34 2.2.6.1.DNA Eldesi (Ekstraksiyon) 34 2.2.6.2.PCR Amplifikasyonu 35 2.2.6.3.Elekroforez 36 2.2.7. İstatistiksel Değerlendirme 36 3. BULGULAR 37 3.1. Nekropsi ve Ziehl-Neelsen Boyama Bulguları 37 3.2. İzolasyon ve İdentifikasyon Bulguları 42 3.3. PCR Bulguları 48 4. TARTIŞMA 50 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 56 ÖZET 58 SUMMARY 59 KAYNAKLAR 60 ÖZGEÇMİŞ 70
v
ÖNSÖZ
Kanatlı tüberkülozu olarak bilinen kanatlı mikobakteriyozisine en sık Mycobacterium avium serovar 1-3 ve son zamanlarda da M. genavense neden olmaktadır. İnfeksiyon bütün kanatlı türlerinde görülmektedir. Dünyanın çeşitli yerlerinde ve çok sayıda kanatlı türünde, diğer hayvan türlerinde, özellikle HIV infeksiyonu taşıyan immun sistemi baskılanmış ya da sağlıklı insanlarda görüldüğü bildirilmiştir. İnfeksiyon Türkiye’de ve diğer ülkelerde hayvanat bahçelerinde oldukça sık görülür. Ancak, özellikle yumurtacı tavuk ve hindi sürülerinde ise bildirimi azdır. İnfeksiyonun inkübasyon süresinin uzun olması nedeniyle yabani ve yaşlı kanatlılar etkilenir. Ticari kanatlı işletmelerinde bu infeksiyon, yeterli bakım ve idare uygulamaları, uygun biyogüvenlik şartları, ticari tavuk ve hindilerin çok genç yaşta kesime gönderilmesi nedeniyle nadir görülmektedir. Aynı zamanda, kanatlı yetiştiriciliği yapan aile işletmelerinde hijyenik olmayan çevresel koşulların olması önemli bir problemdir ve bu durum kanatlı mikobakteriyozisi yanında farklı infeksiyonların oluşmasına da zemin hazırlar. Farklı kanatlı türlerinde oluşan mikobakteriyozis ile ilgili pek çok çalışma olmasına karşın hastalığın yumurtacı tavuk ve hindilerde görülmesi ile ilgili bilgiler sınırlıdır. Ev tipi yetiştiricilikte önemsiz sayılabilecek ölümlere neden olan infeksiyon duyarlı çiftlik hayvanları ve insanlar için risk oluşturur. Buna rağmen aile işletmeleri, hindi yetiştiriciliği ve yumurtacı işletmelerde bu infeksiyonların teşhisi için PCR ve diğer moleküler tekniklerin kullanımı sık olmamaktadır. Bu çalışmada, tavuk ve hindi sürülerine ait iç organ ve dışkı örneklerinden kanatlı tipi mikobakteriyozis etkenlerinin varlığının izolasyon ve moleküler yöntemle (PCR) teşhisi amaçlanmıştır. Tez çalışmasının belirlenmesinde ve yürütülmesinde bana yol gösteren danışman hocam Sayın Prof. Dr. Hakan YARDIMCI başta olmak üzere ve tez izleme komitesi üyesi hocalarım Sayın Prof. Dr. Osman KUTSAL ve Sayın Prof. Dr. Mehmet AKAN’a, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı hocam Sayın Prof. Dr. Serdar DİKER’e ve öğretim üyeleri; Prof. Dr. Müjgan İZGÜR, Prof. Dr. Ömer M. ESENDAL, moleküler çalışmalarda yardımlarını esirgemeyen Sayın Doç. Dr. Barış SAREYYÜPOĞLU’na, istatistiksel analiz konusunda yardımcı olan Doçent Dr. Safa GÜRCAN’a, materyal toplamamda yardımcı olan Araş. Gör. Bülent BAŞ, Vet. Hekim Ramin JAHED, Mehmet CENGİZ, Mehmet NOYAN’a, çeviride yardımcı olan Dr. Sibel GÜNGÖRDÜ, Araş. Gör. Dr. Seyda CENGİZ, Vet. Hekim Orkun BABACAN ve Nihan ALTINSOY DUYGU’ya, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Araştırma Görevlilerine, doktora ve yüksek lisans yapan arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.
vi
SİMGELER VE KISALTMALAR
ADC Middlebrook ADC (Albumin, Dextrose, Catalase) Enrichment ARB Asidorezistans Bakteri AIDS Acquired Immunodeficiency Syndrome AM Kanatlı Mikobakteriyozisi bp Baz çifti cm Santimetre dk Dakika DNA Deoksiribonükleik Asid D.S. Distile su DSMZ German Collection of Microorganisms and Cell Cultures ELISA Enzyme-linked Immunosorbent Assay g Gram HCl Hidroklorik Asid KH2PO4 Potasyum di-hidrojen Fosfat L-J Löwenstein-Jensen besiyeri MAA Mycobacterium avium subsp. avium MAC Mycobacterium avium complex MgCl Magnezyum Klorür µl Mikrolitre µm Mikrometre mg Miligram ml Mililitre mm Milimetre NaOH Sodyum Hidroksit NTM Non-Tuberculous Mycobacteria OADC Middlebrook OADC (Oleik Asid, Albumin, Dekstroz ve
Katalaz) Enrichment 1N Bir normal PBS Phosphate Buffered Saline PCR Polimeraz Zincir Reaksiyonu SDA Sabouraud dekstroz agar TBE Tris borate EDTA UV Ultra-Violet Z-N Ziehl-Neelsen boyama
vii
ŞEKİLLER
Şekil 3.1. Dalak, splenomegali, multifokal noduler granülomlar 38
Şekil 3.2. Karaciğer kesitinde multiple tüberküloz görünümü 39
Şekil 3.3. Karaciğerin Z-N boyası ile hazırlanan preparatında ARB görünümü 39
(x100)
Şekil 3.4. Akciğerlerde multiple tüberküloz görünümü 40
Şekil 3.5. Z-N boyama yapılan preparatta Mikobakterilerin asidorezistans 40
(ARB) görünümü (x100)
Şekil 3.6. Kalpte beyaz tüberküller 41
Şekil 3.7. L-J Besiyerinde Mycobacterium spp. üremesi 43
Şekil 3.8. L-J Besiyerinde küçük pigmentsiz koloniler 43
Şekil 3.9. Middlebrook (7H10) agar’da farklı koloni morfolojileri 44
Şekil 3.10. Middlebrook (7H9) buyyon’da üreme 44
Şekil 3.11. İzole edilen Mycobacterium genusunun izolatlarında16S-rRNA 48
(543 bp) PCR bulguları
Şekil 3.12. İzole edilen M. avium complex izolatlarında IS1245 (427 bp) 49
PCR bulguları
Şekil 3.13. İzole edilen M. avium subsp. avium izolatlarında (509 bp ve 376 bp) 49
(IS901) nested-PCR bulguları
viii
ÇİZELGELER
Çizelge 1.1. Farklı kanatlı türlerinden izole edilen mikobakteriyel izolatlar 7 Çizelge 2.1. Materyal kaynakları ve alınan örnek sayıları 25 Çizelge 2.2. Çalışmada kullanılan primerler 29 Çizelge 3.1. İncelenen doku ve dışkı preparatlarında Z-N bulguları 41 Çizelge 3.2. MAA’ya bağlı mikobakteriyozis yönünden pozitif bulunan 45 üç ticari tavuğun makroskobik görünüm, Z-N boyama, kültür ve PCR bulgularının karşılaştırılması Çizelge 3.3. MAA’ya bağlı mikobakteriyozis yönünden pozitif bulunan 46 dört ev tavuğunun makroskobik görünüm, Z-N boyama, kültür ve PCR bulgularının karşılaştırılması Çizelge 3.4. İzole edilen suşların bazı identifikasyon testleri 47
1
1. GİRİŞ
1.1. Genel Bilgiler Kuş tipi veya kanatlı mikobakteriyozisi, tüm dünyada görülmektedir ve genellikle
Mycobacterium avium complex serotip 1-3 tarafından meydana getirilir. Kronik
olarak seyreden bulaşıcı bir hastalıktır. Bu infeksiyon, tavuklarda büyük zararlara
neden olmaktadır. Hindi, güvercin, ördek, kaz, kanarya, papağan ve sülün gibi diğer
kanatlılarda da görülmektedir. Bu hastalığa doğal koşullarda yaşıyan kuşlarda
rastlanmaz. Fakat hayvanat bahçelerinde bulundurulanlarda görülebilir (Akay, 1999;
Tell ve ark., 2001; Hoop, 2002; Yardımcı, 2006).
Mikobakterilerin identifikasyonu ve teşhisi, 1800’lü yılların sonlarına doğru
tüberküloz (Bacterium tuberculosis) ve lepra bakterisinin (Bacillus laprae) keşfi ile
başlamış ve Lehman–Neumann’nın bu türleri 1876 yılında Mycobacterium cinsi
içerisinde incelemesi ile yapılmıştır. Robert Koch, 1882 yılında tüberkülozu
laboratuarda bir hastalık etkeni olarak bulmuş ve bu yüzyıl sonunda mikobakteri
etkenleri kanatlılarda ve bazı hayvanlarda hastalığa neden olan ancak çevresel olarak
hastalığa neden olmayan organizmalar olarak tanımlanmıştır. M. tuberculosis etkeni
dışındaki mikobakteri etkenleri (nontüberküloid mikobakteriler-NTM) 1880’li
yılların sonlarında bulunmuş, Alvarez ve Tavil bu organizmayı M. smegmatis olarak
tanımlamıştır. Tavuklarda bulunan ilk tüberküloz bulgusu Mycobacterium avium
complex (MAC) olarak tanımlanmış, insanlarda infeksiyon 1868 yılında İngiltere’de
görülmüştür. 1890’lı yıllarda “avian bacteria” olarak (Mycobacterium avium)
tanımlanan etken insan infeksiyonlarına neden olan M. tuberculosis etkenlerinden
ayrılmıştır (Shinnick ve Good, 1994; Biet ve ark., 2005).
2
1.2. Etiyoloji Kanatlı mikobakteriyozisi etkeni, Actinomycetales takımının Mycobacteriaceae
familyasına bağlı tek genus olan Mycobacterium genusu içindedir. Bu genusda alt
türlerle birlikte 60’dan fazla tür vardır. Etken Mycobacterium avium olup 1.0-10 µm
uzunlukta, 0.2- 0.6 µm genişlikte, ince çomak şeklinde, bazı preparatlarda kıvrık,
asido-rezistans, sporsuz, hareketsiz, Gram pozitif boyanma özelliğinde ve aerobik
olarak pH 6.8-7.3 ve 25°-42°C arasında üreyebilen bir mikoorganizmadır (Thorel ve
ark., 1990; Levy-Frebault ve Portales, 1992; Yardımcı, 2006). Mycobacterium
avium özellikle, gliserin içeren sıvı ve katı besiyerlerinde daha iyi üreme
göstermektedir. Yumurtalı besiyerlerinde, 10-21 gün içinde küçük, yapışkan, gri-
beyaz koloniler oluşur, sıvı besiyerlerinde ise, üreme tüpün dibinde olup,
çalkalandığında tüpün hafifçe bulandığı görülür (Akay, 1980; Benson ve Ellner,
1993; Atlas, 2004).
Günümüzde, Mycobacterium genusu içindeki türlerin minimum standartları; 1)
asit-alkole dirençli, 2) 60-90 karbon atomu içeren mikolik asit varlığında pyrolisiz ile
C22 ve C26 yağ aside esterazlarına bölünmesi, 3) % 61-71 oranında G+C yüzdesi
bulunmasıdır (Levy-Frebault ve Portales, 1992). Taksonomik olarak mikobakteriler
Actinomycetales’lerden ayrılarak Mycobacteriaceae ailesi içerisinde Mycobacterium
genusu içerisinde incelenir. Actinomycetales etkenleri geniş bir mikroorganizma
grubudur ve hücre duvarlarında bulunan mikolik asit sentezi ile kolaylıkla ayırt
edilebilir. Mikobakteriler aerobik, aside dirençli, çomak şekilli, fakültatif intraselüler
etkenlerdir ve uzun süre çevrede, kurumuş dışkıda hayatta kalabilirler (Levy-Frebault
ve Portales, 1992). Mycobacterium avium, sığır ve insan tipi mikobakterilere oranla
besi yerlerinde daha kolay ve çabuk üremektedir. Etken 25-45°C’lerde
üreyebilmektedir ancak, optimum ısı 37.5-40°C’ler arasındadır. M. avium katı besi
yerinde ürediği zaman yaygın, yapışkan, gri-beyaz koloniler meydana getirir (Akay,
2002).
Mycobacterium avium gibi pek çok mikobakteri türü hem insan hem de hayvan
populasyonları için patojeniktir. M. avium ve yakın ilişkili M. intracellulare, M.
3
avium-intracellulare kompleksi olarak bir bakteri grubu şeklinde tanımlanmıştır.
Mycobacterium avium complexi, M. avium subsp. paratuberculosis etkenlerini içerir.
M. paratuberculosis etkeni ruminant ve diğer memeli hayvan türlerinde Johne
hastalığı veya paratüberküloz olarak adlandırılan hastalığa neden olur (Biet ve ark.,
2005; Tell ve ark., 2001).
Kanatlılarda yapılan deneysel infeksiyon çalışmalarında M. paratuberculosis‘in
kanatlı tüberkülozunda etiyolojik ajan olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır
(Sykes, 1982). Kanatlılardan izole edilen M. avium izolatlarının büyük çoğunluğu
IS901 sekansına sahiptir ve RFLP ile IS1245 yapısına karakteristik 3 bant meydana
getirdiği görülmüştür. Kanatlılarda etkenin patojenitesi IS901’in bulunması ile
kanıtlanmıştır (Dvorska ve ark., 2003). Bu sekans M. slyvaticum etkenlerinde de
bulunur ve bu mikobakteri türü de kanatlılarda infeksiyona neden olmaktadır. IS901
sadece M. avium suşlarında 1, 2 ve 3 serotiplerinde saptanmıştır ve bu serotiplerin
kanatlılarda diğer serotiplere oranla daha patojenik etkili olduğu belirlenmiştir
(Pavlik ve ark., 2000; Tell, ve ark., 2001).
Kanatlı mikobakteriyozisinin varlığı Türkiye’de de yıllar önce saptanmıştır.
Birçok araştırıcı 20. yüzyılın başlarından itibaren hastalıkla ilgili değişik çalışmalar
yapmıştır. Bu çalışmalar ile daha çok tüberkülozun epidemiyolojisi, etiyolojisi,
teşhisi (geleneksel ve moleküler) ve immunolojisi üzerinde durulmuştur. A.Ü.
Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda 1933 yılından günümüze kadar
kanatlı hayvan hastalıkları ve tüberküloz olgularına ait bazı yayınlar yapılmış olup
(Ertürk ve Pamukçu, 1974), 1933-1974 yılları arası incelenen kanatlıların hastalık
olguları arasında 18 olguda, tavukta ve hindiler üzerinde yapılan bir çalışmada ise 14
olguda çeşitli organlarda tüberküloz lezyonlarına rastlanılmıştır.
Tantaş ve ark. (1990) tarafından bir ticari işletmede ani ölümlerle karakterize bir
kanatlı mikobakteriyozisi olgusu tanımlanmıştır. Bu olgularda tavuklarda viseral
tüberküloz lezyonları ve bu lezyonların periorbital yerleşimi görülmüştür. Beytut ve
4
ark. (2001), aside dirençli bakterileri Ziehl-Neelsen (Z-N) boyama yöntemi ile
parafinlenmiş dokularda görüntülemişlerdir.
Akay (1980), deneysel olarak infekte edilen hindilerde, hastalığın allerjik ve
serolojik yöntemlerle teşhisini gerçekleştirmiş ve Malya Devlet Üretme Çiftliği’nden
sağlanan tüberkülozlu hindilerden izole ve identifiye edilen 16 M.avium suşunun ise
biyokimyasal, patojenite ve serotipik karakterlerini incelemiştir. Son çalışmalarda
güvercinlerde tüberküloz varlığı gösterilmiştir (Sezen ve ark., 1986; Kutsal ve
Sağlam, 1988; Gümüşsoy ve ark., 2006). Kanatlı türleri içerisinde kazların hastalığa
direnç göstermesine rağmen, infeksiyonun görüldüğüne dair bir adet olgu
raporlanmıştır (Özcan ve ark., 2001). Daha önce yapılan çalışmalarda da
Türkiye’deki hayvanat bahçelerinde uzun gagalı akbabalarda (Buteo rufinus),
mandarin ördeklerinde (Aix galericulto), hindilerde (Meleagris gallopavo),
sülünlerde (Phasianus colchicus) tavuskuşu (Pavo cristatus) ve kümes
hayvanlarında infeksiyona yüksek oranda rastlanmıştır (Kul ve ark., 2005; Gümüşsoy
ve ark., 2006).
1.3. Kanatlılarda Mikobakteri İnfeksiyonları Kanatlı mikobakteriyozisi ilk olarak 1868 yılında İngiltere’de tanımlanmıştır. Tüm
dünyada yaygın olarak vahşi kanatlılarda, serbest yaşayan kafes kuşları türlerinde ve
tavuklarda görülen bir infeksiyondur. Mikobakteriyozis terimi kullanım olarak daha
geniş içeriklidir ve pek çok kanatlı türünde infeksiyona neden olur. Temel olarak M.
avium, M. intracellulare ve M. genavense infeksiyon oluşturur. M. avium ve M.
intracellulare’nin pek çok üreme özelliği olmasının yanı sıra türe spesifik antijenleri
bulunur ve bu türler sıklıkla M. avium-intracellulare (MAI) olarak gruplandırılır. M.
avium subsp. paratuberculosis (sığırlarda hipertrofik enteriditis veya Johne
hastalığına neden olur) ve M. lepramurium (rodentlerde lepra benzeri etki oluşturur)
M. avium ile yakın ilişkilidir ve MAI kompleks içerisinde gruplandırılır. M.
scrafulaceum MAI kompleksi içinde gruplanan diğer bir mikobakteri türüdür. Ancak
bu türler nadiren mikobakteriyozise neden olur (Grange ve ark., 1990).
5
M. genavense son zamanlarda identifiye edilmiş, genetik olarak tiplendirilmiş
ancak klinik ve histopatolojik bulguları yönünden MAI’den ayrılamamıştır (Portales
ve ark., 1996). M. fortuitum nadiren kanatlı türlerinde lezyonlara neden olur (Hoop
ve ark., 1996). M. tuberculosis ve M. bovis az görülse de kanatlılarda infeksiyon
şekillendirdiği raporlanmıştır (Van der Heyden, 1997a).
Yaklaşık bir asır öncesinde kanatlı hayvanlarda görülen mikobakteriyozis
olgularının MAI kompleksinden kaynaklandığı bildirilmiştir. İnfeksiyona neden olan
etkenler 1990’lı yıllarda büyük oranda M. avium iken (Çizelge 1.1.), bu tarihten önce
yapılan çalışmalarda etkenler asido-rezistans boyamada görülmüş ancak kültüre
edilememişlerdir (Keymer ve ark., 1982). Buna benzer durumlarda daha çok M.
genavense izole edilmiştir ve bu etken DNA yapısı ile teşhis edilen ve kültüründe
problemler oluşturan bir bakteridir. Etken ilk olarak 1990 yılında tanımlanmış olup,
AIDS’li bir hastadan izole edilmiştir (Bottger ve ark., 1992).
Mycobacterium avium etkeninin 3 serotipi (Serotip 1-3) ve M. intracellulare
etkeninin 20’den fazla serotipi tanımlanmıştır (Grange ve ark., 1990). M. avium’un
1-3 serotipi kanatlılarda M. intracellulare’den daha patojenik etki oluşturmuştur.
Aynı çalışmada M. intracellulare’nin 12 serotipinin 11’inin tavuklar için patojen
olmadığı bulunmuştur (Collins ve ark., 1983; Thorel ve ark., 1997). Buna karşın, M.
avium etkenlerinden test edilen 21 adet etkenin 19’u tavuklarda infeksiyon
oluşturmuş, 17 suş inokulasyon sonrası 115. günde letal etki göstermiştir. Ferguson
ve ark. (1969), bir ağaç ördeğinde dissemine bir tüberküloz olgusuna rastlamış,
ancak bu organizmanın tavuklar için nonpatojen bir etken olduğunu bildirmiştir.
M. avium’un klasik 3 serotipi arasında virulens farklılıklarının olduğu
gözlenmiştir. Collins ve ark. (1983) tarafından yapılan çalışmada, M. avium serotip
3’den sadece bir tanesi patojen olarak bulunurken diğerlerinin düşük virulense sahip
olduğu belirtilmiştir. M. avium serotip 2’den ise 6 suşdan 5 tanesinin ölümcül
özelliğe sahip olduğu belirlenmiştir. Virulens özelliği kuş türleri arasında değişim
6
göstermektedir. Serotip 2 ve 3’ün İngiltere de bazı su kuşlarında yüksek mortaliteye
sahip olduğu belirlenmiştir (Painter, 1997; Schaefer ve ark., 1973).
1.4. Kanatlı Mikobakteriyozisinin Epizootiyolojisi Kanatlı mikobakteriyozisi tüm dünyada yaygın olarak görülür ve genelllikle M.
avium serotip 1-3 tarafından meydana getirir. Hastalık açık yetiştiricilik yapılan
yetişkin kanatlılarda görülür, ilerlemiş enfeksiyonlarda kanatlıların dışkılarıyla dışarı
saçılan bakteriler toprakta uzun süre canlı kalırlar (Yardımcı, 2006), ancak Japonya
gibi bazı ülkelerde bu hastalık bildirilmemiştir (Morita ve ark., 1994b). Bu hastalık
şu anda ticari tavukçulukta nadiren görülmektedir, çünkü alınan kontrol önlemleri
başarılı sonuçlar vermektedir (Gill ve Blandy 1986; Smith ve ark., 1987; Mutalib ve
Riddell 1988; Tantaş ve ark., 1990). Geçen 20 yılda, pek çok kanatlı
mikobakteriyozisi pet kuşları, geniş kanatlı toplulukları (örn. hayvanat bahçesi ve
yabani hayvan rezervleri), uçamayan çiftlik ve küçük kanatlı sürülerinde
bildirilmiştir (Singbeil ve ark., 1993; Hoop ve ark., 1996; Portales ve ark., 1996;
Painter, 1997; Doneley ve ark., 1999).
7
Çizelge 1.1. Farklı kanatlı türlerinden izole edilen mikobakteriyel izolatlar (Tell ve ark., 2001) Kanatlı türleri Mikobakteriyel izolatlar Anseriformes Çin kazı (Cygnopsis cygnodes M.avium Mandarin ördeği (Aix galericulata) M.avium complex Ahşap ördeği (Aix sponsa) M.intracellulare Columbiformes Güvercin (Columba livia f. Domestica) Mycobacteria Beyaz carneaux güvercini (Columba livia) M.avium Posta güvercini (Columba sp. ) M.avium serotype 2 Galliformes Tavuk (Gallus gallus) M.avium , M. fortuitum Tavuk (Gallus gallus) M.avium Renkli sülün (Phasianus colchius) M.avium Hindi ARB Gruiformes Whooping crane(Grus americana) M.avium serotype 1 Sandhill crane (Grus canadensis) M.avium serotype 1 Passeriformes Avrupalı çekirgekuşu (Staurnus vulgaris) M.avium Mavi-ve-beyaz flycather M. genavense (Canoptila cyanomelana) Zebra finch (Taeniopygia guttata) M. genavense Ada kanarya kuşusu (Serinus canaria) M. genavense Psittaciformes Yeşil Amerika papağanı (Ara chloropterus) M.tuberculosis Sarı papağan M. genavense (Amazona ochrocephala auropalliata) Portakal renkli papağan t (Amazona amazonica) M. genavense Raptors Kuzey goshawk (Accipiter gentilis) ARB Dişi şahin (Falco biamicus) M.avium serotype 2 Kırmızı kuyruklu şahin (Buteo jamaicenisi) M.avium serotype 2 Ratites Amerika devekuşu (Rhea americana) M.avium Amerika devekuşu (Rhea americana) M.avium complex Devekuşu (Ostruthio camelus) ARB Devekuşu (Ostruthio camelus) M.avium Kivi (Apteryx australis mantelli) M.avium Diğer Küçük flamingo(Phoenicopterus minor) M.avium serotype 1 Turaco (Musophaga sp. and Turaco sp.) M.avium-intracellulare complex Yaygın buzzard (Buteo buteo) M.avium serotype 2
8
1.4.1. Mikobakteriyozisin İnsidensi Kafes kuşlarında mikobakteriyel infeksiyonların insidensi tam olarak bilinmemekte
ancak türe, yaşa, yaşam koşullarına ve kuşların bulundukları ortamlara göre değişim
gösterdiği görülmektedir. Pek çok araştırıcı kafes kuşlarında ve diğer kanatlı
hayvanlarda tüberküloz insidensini yapılan nekropsiler sonucunda %0.5-%14
arasında bulmuştur (Keymer ve ark., 1982; Panigraphy ve ark., 1983; Portales ve
ark., 1996). Farklı mikobakteri türlerinin ve serotiplerinin insidensi hakkında az
miktarda bilgi mevcuttur. Çünkü etkenin kültüre edilememesi nedeniyle geçmişte bu
hastalığa ait bulgular sınırlı seviyede bulunmuştur. İsviçre’de 5345 kafes kuşunu
içeren geniş bir çalışmada hayvanlara nekropsi yapılmış ve mikobakteri infeksiyonu
%3.8 oranında bulunmuştur. Bu izolatların büyük çoğunluğunu da (%30.9) M.
genavense oluşturmuştur (Hoop ve ark., 1996).
1.4.2. İnfeksiyon Kaynakları Mycobacterium avium complex (MAC) içinde yer alan çevresel mikobakterilerin
ekolojisi önemlidir. Etkenler yaşam alanlarında patojenitelerini kaybetmeden
yaşayabilir. Bazı suşlar doğal biyotip aracılığı ile infeksiyon oluşturur ve bu
biyotipler hastalık geçişi için bir rezervuar kabul edilir. Etkenlerin bu patojenik
özelliklerine rağmen pek çok özellikleri saprofit etkenlerin özelliklerine benzer.
Üreme için geniş ısı aralıklarına sahip olmaları, 37°C’den ziyade 20°C’de üremeleri,
bulundukları çevreye adaptasyonu hızlandırır. Etkenlerin sentetik besiyerlerinde
üreme kapasiteleri yüksektir. MAC üyeleri pH 4-7.5 arasında iyi gelişim gösterirler.
Ancak optimal pH aralığı 5.4-6.5 arasındadır (Yoder, ve ark., 1999).
Yaşam alanlarına bakıldığında MAC içindeki mikobakteri türleri atık su, su
tankı, aerosol, protozoa, taze vejetasyon alanlarında, hayvanlarda ve insanlarda
bulunabilir. İnsan immun yetmezlik virusu ile infekte hastalarda bulunan pek çok
opurtunistik patojen arasında MAC üyeleri de bulunur ve Mycobacterium avium
subspecies avium (MAA) temel olarak immun yetmezliği olan hastalarda bir yönetim
9
problemi olarak ortaya çıkar. Taşınabilir su kaynakları da MAC infeksiyonu
açısından insanlar için primer kaynak olabilmektedir (Ristol ve ark., 1999; Morita ve
ark., 1994). Gıdaların da MAA geçişinde etkili olduğu ve muhtemel hastalık
kaynağının tavuklar olabileceği düşünülmektedir (Tantaş ve ark., 1990; Yoder, ve
ark., 1999).
1.4.3. Çevresel Koşullara Direnci Mycobacterium avium complex içindeki mikobakteriler çeşitli çevre koşulları altında
yaşayabilirler (Primm ve ark., 2004). Düşük pH, farklı ısılar, klor veya ozonla
müdahale, düşük oksijen seviyesi (Falkinham ve ark., 1984) koşulları altında
yaşayabilme özelliklerine sahiptirler. Bu nedenle, etkenler pek çok biyotipte
yaşayabilir ve besleyici yapıları kullanabilirler. Etkenlerin yaşadıkları çevreye
adaptasyonları mikobakterilerin geçirgen hücre duvarı, yavaş üreme gibi fizyolojik
karakterleri ile ilişkilir ( Rastogi ve Barrow 1994; Brennan ve Nikaido, 1995 ).
1.4.4. Hayvan Rezervuarı Mycobacterium avium complex’de bulunan mikobakteri türleri farklı hayvan
türlerinde hastalıklara neden olurlar. Bu hastalıklar konakçılara göre 3 bölüme
ayrılabilir. İlk bölümü vahşi ruminantlar, 2. bölümü vahşi olmayan ruminant grubu
ve son bölümü kanatlılarda görülen infeksiyonlar olarak tanımlanabilir (Tell ve ark.,
2001).
10
1.5. Konakçı Duyarlılığı Mikobakteriyozis hemen hemen tüm kanatlılarda infeksiyon oluşturur (Çizlege 1.1.).
Bulgular çalışmalara göre farklılık gösterebilmektedir. En duyarlı zoolojik kanatlı
ailesi içindeki türler; kazlar, gruiformes ve galliformes ailesi içindeki kuş türleridir
(Keymer ve ark., 1982).
Hejlicek ve Tremel (1995), yabani ve evcil kanatlılarda M.avium etkeninin
patogenezisi ve epidemiyolojisi üzerine çalışmışlardır. Araştırıcılar, kümes
hayvanlarının, papağan, sülün, keklik, martı (Larus atricella) türlerinin hastalığa çok
duyarlı olduğunu belirlemiştir. Hindiler ve tavuklar orta derecede duyarlı iken, kaz
ve ördeklerin daha dirençli olduğu görülmüştür. Kazların M. avium ile oral
infeksiyona çok dirençli olduğunu bildirmiştir. Buna karşın, Özcan ve ark. (2001)
kazlarda bir tüberküloz olgusu raporlamış ve iç organlarda nodüler lezyonları
gözlemlemişlerdir.
Bıldırcınlar M. avium etkenlerine çok duyarlı bulunmuştur. Deneysel olarak oral
ve intravenöz yolla yapılan çalışmalarda mikobakteriyozis infeksiyonu yaygın bir
şekilde gelişmiştir. Oysa tavuklardaki infeksiyonlar sadece intravenöz yolla
sağlanmıştır. Oral yolla M. avium infeksiyonunu takiben bıldırcınlardan yapılan
örneklemede % 75 oranında etken izole edilirken, tavuklarda bu oran % 13’e
düşmüştür. M. avium bıldırcınlarda % 25 oranında kültüre edilirken, tavuklarda oral
yolla infeksiyon sonrası etken kültüre edilememiştir. Araştırıcılar kanatlılar arasında
M. avium’a karşı oluşan humoral cevap farklılığını ELISA ile ölçmüşlerdir. Bunun
yanında sülünler de M. avium etkenlerine yüksek duyarlılık göstermektedirler. İki ayı
aşan bir periyotta infeksiyonun klinik formu %25 oranında görülürken, %50’sinde
ölüm şekillenmektedir (Gross ve ark.,1989; Morita ve ark., 1999).
11
1.6. Cinsiyet ve Yaş Erkek ve dişi hayvanlarda mikobakteriyel infeksiyonlara duyarlılık eşit oranda
bulunmuştur (Keymer ve ark., 1982; Cromie ve ark., 1991). Ancak M. avium
inokulasyonundan sonra dişi hindilerde erkek hindilere oranla duyarlılık daha fazla
görülmüştür (Hejlicek ve Tremel, 1995). Ayrıca 2 çalışmada papağan, muhabbet
kuşları ve serçegillerde infeksiyon az farkla da olsa dişilerde erkeklerden daha fazla
saptanmıştır. (Panigraphy ve ark., 1983; Hoop ve ark., 1993). Mikobakteriyozis genç
kanatlılardan çok yaşlılarda daha sık görülmektedir. (Mutalib ve Riddel, 1988;
Cromie ve ark., 1991).
Retrospektif bir çalışmada, kuğulardan yapılan örneklemelerde, erişkin
kuğularda ölüm %33 oranında görülürken, yavru kuğularda %4 oranında görülmüş,
yeni tüylenmeye başlamış olan kuğularda ise görülmediği gözlenmiştir. Yaşlı ve
genç hayvanlar arasında duyarlılık farkından çok infeksiyonun kronik bir seyir
göstermesi ve sinsi bir şekilde seyretmesi bulguları önemli hale getirmektedir (Tell
ve ark., 2001).
1.7. Ekonomik Önem Kanatlı mikobakteriyozisi direkt ve indirekt ekonomik kayıplara yol açabilir. Direkt
kayıplar mortalite veya yumurta üretiminin azalması ile üretimde azalma, kanatlı
itlafının gerekliliği (Bennett ve ark., 1999; Chevrier ve ark., 1999) ve kontrol
programlarının maliyetidir (Örn. hijyen ölçümleri yenileme ve bakım araçları, itlaf
ve yeniden üretim izleme, gözlem programları). Direkt ekonomik kayıplar küçük
işletmelerde daha çeşitli olabilir. Mutalib ve Riddell (1988), batı Kanada’daki küçük
kanatlı sürülerinde bir araştırma yapmış ve çiftliklerdeki ölüm oranının %80’lere
vardığını tespit etmişlerdir.
İndirekt kayıplar daha az gözlemlenir ancak daha hızlı gelişir. Bu durum
yetiştirme programındaki beyaz kanatlı ördek gibi değerli, nadir bulunan veya nesli
12
tükenen türlerde daha sık görülür. Hastalık vahşi yaşam bölgelerinde turizm
açısından da tehlike yaratabilir. Örneğin, Kenya’daki Bogoria ve Nakuru göllerinde,
flamingolarda (Phoenicopierus minor) meydana gelen bir salgın, 1993’de üç aylık
bir zaman periyodunda 18.500’ün üzerinde hayvanın ölümüyle sonuçlanmıştır (Kock
ve ark., 1999).
1.8. Kanatlı Mikobakteriyozisinin Bulaşma ve Patogenezi Tavukları da içeren tüm infekte kanatlı türlerinde infeksiyon ağız yoluyla bulaşır.
(Tell ve ark., 2001). Bununla birlikte, nadiren aerojenik akciğer infeksiyonunun
ortaya çıkması (Thorel ve ark., 2001) ve infeksiyonun ve/veya MAA’nın yumurtalar
vasıtasıyla bulaşması da bildirilmiştir. Kanatlılarda bağırsak kanalında oluşan ilk
infeksiyon, genellikle patojenin ağız yoluyla tekrarlayan alımı ile oluşur (Thoen,
1994; Özcan ve ark., 2001).
Atipik mikobakteriyel infeksiyonun patogenezi genellikle klasik tüberkülozla
benzerdir (Morita ve ark., 1999). Bununla birlikte patojenitelerinde farklılık içerirler;
M. avium, pH 2.2’ ye kadar midedeki asidik ortama hem artan hem de sabit fazlarda
daha dirençlidir ve M. avium öncelikle enterositlerle intestinal mukozayı istila
ederken (Bermudez, 1994), M. bovis BCG ve M. avium subsp. paratuberculosis
intestinal mukozaya M hücreleri olarak adlandırılan Peyer Plaklarını çevreleyen
özelleşmiş hücreleri kullanır. Teorik olarak, mikobakteriyel infeksiyon konakçı
immun sistemi lokal veya genel olarak bozulduğunda ortaya çıkar. Mikobakteriyozis
öncelikli olarak granulomların şekillenmesiyle başlar ve ilerlemiş durumlarda bu
granulomlar sıklıkla tüberkül denilen tümör-benzeri kümeler şeklinde görülene dek
genişler (Mutalib ve Riddell, 1988; Morita ve ark., 1999; Dvorska ve ark., 2007).
13
1.9. Klinik Belirtiler 1.9.1. Ante-Mortem Bulgular Kanatlılarda mikobakteriyozis genellikle fekal-oral yolla yayılan kronik bir
hastalıktır ve ilerleyen kondisyon kaybına neden olmasıyla karakterizedir. Kanatlılar
normal gıda alımları sürmesine rağmen vücut ağırlıklarını kaybederler. Klasik
tanımıyla; aylar sonra ölümle sonuçlanan kronik zayıflık hastalığıdır. Etkilenen
kanatlılar zayıflamış, uyuşuk ve halsizdir. Derileri kötü durumdadır ve civcivlerde
ibik soluklaşır veya bazı durumlarda siyanotik bir hal alır (Panigraphy ve ark., 1983;
Mutalib ve Riddell, 1988; Gonzalez ve ark., 2002). Karaciğer kolaylıkla palpe
edilebilir (hem karın kaslarının atrofisi hem de karaciğer büyümesi sonucu) ve çeşitli
bağırsak lezyonlarıyla kalınlaşmış bağırsak lobları zayıf kuşlarda elle tutulabilir
(VanderHeyden, 1997a).
Mutalib ve Riddell (1988), görünüşte sağlıklı tavuklarda mikobakteriyozis ile ani
ölümlerin hepatik ruptur ve abdominal kavitedeki kan akımının engellenmesinin
sonucu olduğunu bildirmişlerdir. Kronik veya aralıklı diyare mikobakteriyozisli
kuşlarda ortak bir bulgudur. Bu bulgu, kanatlılarda doğal şekillenen
mikobakteriyozis olaylarındaki bulaşmada ağız-dışkı yolun tipik olduğunu kolaylıkla
açıklar ve bağırsak yolu büyük veya mikroskobik lezyonlar için ortak yerleşim
yeridir (Van der Heyden, 1997a; Mutalib ve Riddell, 1988).
Ortak olarak az görülen ancak sıklıkla rapor edilen bulgular kutanöz, subkutanöz
veya oküler granülamatöz lezyonlardır (Bowes, 1993; Morita ve ark., 1994a; Pocknel
ve ark., 1996; Washko ve ark., 1998). Hastalık kanatlılarda sıklıkla akciğer ile ilişkili
olmadığı için dispne ve diğer solunum belirtileri daha az görülür (Hoop ve ark.,
1993, Portales ve ark., 1996).
İnfraorbital sinüslerde, orofarenks veya tracheada glukamatöz kümeler ile
hırıltılı dispne birkaç klinik veya nekropsi olayında rapor edilmiştir (Tell ve ark.,
14
2001). Sinirsel bulgular, vertebral veya merkezi sinir sistemi ilişkisi sonucunda
nadiren bildirilir (Odiawo ve Mukurira, 1988). Mikobakteriyozis, etkilenen kanatlılar
klinik olarak normal gözüktüğü için çiftlik veya kümeste sinsi bir problem olabilir
(Davis ve ark., 1984; Painter, 1997). Çok çeşitli salgınlar bildirilmiş olsa da
(Gonzalez ve ark., 2002), kronik hastalık veya bir iki kuşun periyodik ölümleri daha
yaygındır (Mutalib ve Riddell, 1988).
1.9.2.-Post-Mortem Bulgular Kanatlı türlerinde kanatlı mikobakteriyozis lezyonları, sıklıkla karaciğer, dalak ve
bağırsaklarda görülen zaman zaman da farklı bir dokuyu etkileyebilen farklı
karakteristik özellik sergilerler. Doku tercihi, lezyonun tabiatı ve etkilenen kanatlı
türlerinin tür dirençliliği, mikobakteri türü, etkilenen kuşun bağışıklık durumu ve
bunun gibi çeşitli faktörlerle ile ilişkili de olabilir.
Nekropside kanatlılarda zayıflama, göğüs kası atrofisi ve iç yağın çok azalması
dikkati çeker. Karaciğer, dalak, bağırsaklar ve kemikiliği beyazdan griye değişen
çeşitli büyüklüklerde kazeöz nodüller (tüberkel) içerebilir. Tüberkeller bağırsak
kanalının iç serozasına dağılmış olabilir ve genellikle tüm bağırsak yüzeyi ile
ilişkilidir (Mutalib ve Riddell, 1988). Bir tüberkel ile bağırsak kanalının ülserasyonu
Mycobacterium spp.’nin bağırsak lumenine dökülmesine ve dışkıda bulunmasını
sağlar. Karaciğer en çok etkilenen organ iken bunu dalak ve bağırsaklar izler.
Yapılan iki çalışmada karaciğer, dalak, bağırsaklar ve kemikiliği civcivlerde de en
sık etkilenen organlardır (Robert ve Porter, 1998).
15
1.10. Hastalığın Teşhisi
1.10.1. Klinik Bulguları Mikobakteriyozisin ante-mortem tanısı, hastalığın teşhisi için yeterli değildir. Klinik
olarak ortaya çıkışı çok çeşitlidir, bununla birlikte pratikte tanı araçları oldukça
hassastır ve tüm kanatlı türlerine spesifite göstermemektedir. Hastalığın klasik tanısı
aylar süren kronik bir hastalık sonrası ölüm şeklindedir. Dispne ve diğer solunum
belirtileri, muhtemelen hastalık kanatlılarda sıklıkla akciğer ilişkili olmadığı için,
daha az görülür (Mutalib ve Riddell, 1988; Hoop ve ark., 1993; Portales ve ark.,
1996).
Evcil sürülerde hematolojik ve immunolojik değişiklikler sistemik
mikobakteriyozisde kullanışlı bir tanı aracı olabilir (Hawkey ve ark., 1990; Cromie
ve ark., 1993). Deri içi tuberkulin testi kanatlı sektöründe yıllardır sıklıkla
kullanılmaktadır, tam kan veya serumdan hemaglutinasyon testleri de
mikobakteriyozisli kanatlıların ayrımında kullanılmaktadır. Bununla birlikte,
komplement fikzasyon titreleri ve ELISA birkaç kanatlı türünde mikobakteriyel
infeksiyonun ayrımı için geliştirilen testlerdir (Başkaya ve ark., 1983; Cromie ve
ark., 1993).
1.10.2. Makroskobik Bulgular Tavuk ve hindilerde tüberküloz vücut ağırlığının azalması, tüylerin kabarması,
iştahsızlık, kemiklerde deformasyon gibi klinik belirtiler göstermektedir. Kanatlı
türlerinde kanatlı mikobakteriyozisi lezyonları, sıklıkla karaciğer, dalak ve
bağırsaklarda görülen zaman zaman da farklı bir dokuyu etkileyebilen farklı
karakteristik özellik sergilerler. Doku tercihi, lezyonun tabiatı ve etkilenen kanatlı
türlerinin tür dirençliliği, mikobakteri türü, etkilenen kanatlının bağışıklık durumu ve
bunun gibi çeşitli faktörlerle ile ilişkili de olabilir. Karaciğer en çok etkilenen organ
iken bunu dalak ve bağırsaklar izler (Tell ve ark., 2001).
16
Yapılan iki çalışmada karaciğer, dalak, bağırsaklar ve kemik iliği civcivlerde de
en sık etkilenen organlardır (Tantaş ve ark., 1990; Morita ve ark., 1994a; Beytut ve
ark., 2001). Tüberkülozlu tavuklar üzerinde yapılan nekropsi bulguları Shitaye ve
ark. (2008), tarafından değerlendirilmiş, bu araştırıcılar karaciğer, dalak, akciğer,
bağırsak, böbrek, kalp ve kemik iliğinde tüberküloz lezyonlarına rastladıklarını rapor
etmişlerdir. Tadesse ve ark. (2004), 5 tüberkülozlu tavukta lezyonların %33.3
karaciğer, %83.3 dalak, %83.3 bağırsak ve %16.7 kemik iliği oranında saptadıklarını
bildirmişlerdir. Tüberkülozlu hindiler üzerinde nekropsi bulguları Ghani (1968) ve
Akay (1980) tarafından değerlendirilmiş, bu araştırıcılar karaciğer, dalak, akciğer,
bağırsak ve kemik iliğinde tüberküloz lezyonlarına rastladıklarını rapor etmişlerdir.
Akay (1980), 22 tüberkülozlu hindinin yapılan nekropsilerinde, tüberküloz
lezyonlarının %81.8 karaciğer, %77.2 dalak, %50 akciğer, %22.7 bağırsak, %9.0
böbrek ve %4.5 oranında bezli mide ve kalpte bulunduğunu saptamış ve hindilerde
lezyonların en fazla lokalize olduğu organı karaciğer olarak belirlemiştir.
Klinik ve nekropsi bulgularına bakılarak hastalığın kesin tanısını koymak
mümkün değildir. Bu bakımdan infeksiyonla karışabilecek hastalıkların göz önüne
getirilmesi gerekmektedir. Kanatlı mikobakteriyozisi; aspergillozis, koligranuloma,
intestinal koksidiozis, lenfoid leukozis, Marek hastalığı, tifo ve neoplastik
hastalıklarla karışmaktadır. Bu sayılan infeksiyonlardan ayrımı bakteriyolojik
yoklamalarla kolaylıkla yapılabilir. Mikobakterilerin asido-resiztans bir özelliği
olmasına karşın, diğer bakteriyel etkenler bu özelliğe sahip değillerdir, lezyonlardan
yapılan frotilerde bol miktarda ve kümeler halinde mikobakteri görmek mümkündür
(Akay, 1999).
1.10.3. Mikroskobik Değerlendirme Mikobakteriler sporsuz, hareketsiz çomaklardır. Kompleks lipidden zengin hücre
duvarı ve kalın mikolik tabaka organizmaya aside dirençlilik (asido-rezistans)
özelliği verir. Bu durum dilue asitle muamele edildikten sonra fuksin gibi aril-metan
boyalarla tespit edildiğini gösterir. Biyopsi veya dışkı materyalinden etkenin tespiti
17
için kullanılan metot Ziehl-Neelsen (karbol-fuksin) boyama tekniğidir.
Mikobakteriler çomak şekillidir; M. avium pleomorfik eğilimli olduğu için kokoid
veya uzun boncuk şeklinde görülebilir (Aranaz, 1997; Chaskes, 2008). İnfeksiyonun
süre veya şiddetine bağlı olarak, bu asido-rezistans organizmalar klinik örneklerde
intrasellüler (doku makrofaj veya epiteloid hücre içlerinde) veya ekstrasellüler
bulunabilirler. Ziehl-Neelsen gibi asid-fast boya kullanımında çomaklar pembe-
kırmızı renklidir. Eğer rutin boyalar kullanılırsa boya almayan (‘hayalet’) çomaklar
intrasellüler olarak görülebilir (Huebner ve ark., 1993; VanderHeyden, 1997a).
1.10.4. Kültür Kültür, kanatlılarda mikobakteriyel infeksiyonu doğrulamanın kesin yoludur,
bununla birlikte bu tekniğin pratikte bazı sınırları mevcuttur. Kanatlılar için patojen
mikobakteriler en az 15 saatlik replikasyon süresine ihtiyaç duyan, yavaş üreyen
organizmalardır. Gözle görülür koloniler iki ile dört hafta arasında besiyerinde ortaya
çıkarlar ve bazı M. avium suş kolonileri altı ayda identifiye edilebilirler.
Mikobakteriler özel kültür besi yerlerine ihtiyaç duyar ve gelişmeleri için besin,
sıcaklık ve oksijen ihtiyaçları türlere göre oldukça değişiklik gösterir (Atlas, 2004).
Tüberküloz yönünden lezyonlu organlardan kültürel yoklamanın yapılabilmesi
için özel bir işlem uygulanması gerekmektedir (Petroff yöntemi). Bu amaçla en çok
kullanılanı %4 NaOH metodudur. Mycobacterium avium complex en iyi
Lowenstein–Jensen, Herrold’s besi yeri, Middlebrook 7H10 ve 7H11 veya %1
sodyum piruvat katılmış Coletsos gibi besi yerlerinde ürer. Bazen M.
paratuberculosis ve M. silvaticum izolasyonu için mikobaktin ilavesi de gerekebilir.
Kültürler en az sekiz hafta inkube edilmelidir. Tipik olarak M. avium ‘smooth’
koloniler oluşturur, 2-4 haftada kabaca değişikliklikler şekillenebilir. Daha kısa
inkubasyon süreleri BACTEC sıvı kültür sistemi kullanılarak elde edilebilir (Benson
ve Ellner, 1993; Atlas, 2004).
18
Bu nedenle örnekler laboratuvara gönderilerek organizmaların kültürü
yapılmalıdır. Kültüre edilen mikobakterilerde uygun protokol ve besiyeri
kullanılmasına rağmen sıklıkla herhangi bir gelişme meydana gelmeyebilir (Grange
ve ark., 1996). Bir kanatlıda Z-N boyama ile doğrulanan tipik mikobakteriyozis
lezyonları olabilir ancak, iyi kültüre edilemediğinden yanlış negatif sonuçlar
alınabilir. Mikobakteriyel kültür özellikle dışkı materyali kullanıldıysa, genellikle
düşük sensitiveye sahiptir. M. genavense için katkı maddesi olmadan pH 6.0 ve
düşük oksijen basınçlı BACTEC sistemi tavsiye edilmektedir (Realini ve ark., 1997;
Realini ve ark., 1998).
Mycobacterium avium complex üyelerinde üreme, genelde, yavaş bir şekildedir
ve bir haftadan on iki haftaya kadar sürebilir. L-J, Middlebrook 7H9 ve Middlebrook
7H10 besiyerleri 37ºC de inkube edilmelidir. Bu amaçla gliserin içeren L-J besiyeri,
ADC içeren Middlebrook 7H9 buyyon ve OADC içeren Middlebrook 7H10 agar
kullanılmıştır. Mikobakterilerin identifikasyonu koloni ve mikroskobik
morfolojilerine göre yapılır. Makroskobik (koloni morfolojisi) ve mikroskobik
özellikleri belirlenen koloniler, Z-N boyama yöntemiden yaralanılarak identifiye
edilir. Besiyerinde şekillenen koloniler, üreme hızı, durumu, şekli, ön yüzeyindedeki
pigmentasyon özellikleri dikkate alınarak makroskobik olarak kayıt edilir.
Mikroskobik muayenede ise, kültürden hazırlanan preparatlar Z-N boyama yöntemi
ile mikroskopta incelenir (Brown, 2001; Atlas, 2004).
Aranaz ve ark. (1997), kanatlı mikobakteriyozisinin teşhisinde, klinik bulguların,
materyalin direkt mikroskopi sonuçlarının, koloni görünümlerinin, mikroskobik
morfolojisi ve varsa etkenin özel karakterlerinin tümünün dikkate alınmasının yaralı
olacağını bildirmişlerdir.
Stager ve ark.(1991), L-J, zenginleştirilmiş Middlebrook 7H11 agarın
mikobakteriyozis teşhisinde etkinliklerini karşılaştırmak amacıyla 1184 tüberküloz
şüpheli materyali inceledikleri çalışmalarda; Middlebrook 7H (%91.7) besiyerinin L-
J (%83.3)’e göre daha iyi sonuçlar verdiğini ortaya koymuşlardır. Ayrıca
19
mikobakteri türlerinin identifikasyonu amacıyla, Wilson ve ark. (1995), L-J ve
Middlebrook 7H-selektif besiyerlerini kullanmışlardır. Karşılaştırmak amacıyla 580
mikobakteri izolatından yaptıkları ekimlerde; Middlebrook 7H (%81) besiyerinin L-J
(%40)’e göre daha iyi sonuç verdiğini bildirmişlerdir.
1.10.5. Moleküler Tanı Son yıllarda, gelişen moleküler teşhis ve tiplendirme yöntemleri kanatlı patojeni
M.avium’larla ilgili olarak yapılan araştırmalarda sıklıkla kullanılmıştır. Spesifik
DNA bölgesinin çoğaltılarak tanımlanmasını sağlayan Polimeraz Zincir Reaksiyonu
(PCR) ve ilgili teknikler mikobakterinin tanısında yaygınlık kazanmaktadır. Konuyla
ilgili bir çok teknik olmasına karşın temel prosedür mikobakteriyel nükleik asitlerin
elde edilmesi, PCR veya farklı bir teknik kullanarak spesifik genin amplifikasyonu,
hedef antijen veya gen sekansının identifikasyonudur (Telenti ve ark., 1993; Tell ve
ark., 2003a). Bu teknikler besiyerinde üreyen organizmalara, klinik materyale (dışkı,
biyopsi veya nekropside alınan doku örnekleri) ve hatta formalinle tespit edilmiş,
parafine gömülmüş kısımlara uygulanabilir (Bascunana ve Katinka, 1996; Aranaz ve
ark., 1997; Ikonomopoulos ve ark., 2009).
Çeşitli konvansiyonel PCR protokolleri kanatlı örneklerinde Mikobakteriyel
DNA’yı tespit etmek için kullanılmıştır. Kullanılan tanı tekniklerinden daha hızlı
sonuç vermesinin yanında (bir ile üç gün arası) diğer avantajları, mikobakterilerin
örnekte çok az sayıda bulunduğu durumlarda da tespit edebilme yeteneği ve
mikobakteriyel türlerin doğru identifikasyonudur (Hoop ve ark., 1996; Tell ve ark.,
2003a). Mycobacterium avium complex ile ilgili çalışmalarda farklı yöntemler
kullanılmaktadır. Bu yöntemler arasında PCR ve RFLP (Restriction Fragment
Length Polymorphisms) tekniklerinin daha hızlı olduğu belirlenmiştir (Kunze ve
ark., 1992; Pavlik ve ark.,2000; Dvorska ve ark., 2003).
Hoop ve ark. (1996) yaptıkları çalışmada, klinik materyallerden PCR ile kanatlı
mikobakteriyozisi varlığını saptamayı amaçlamışlardır. Hayvanlardan aldıkları
20
karaciğer, dalak ve bağırsak örneklerinden 16S-rRNA genine spesifik primer
kullanarak M.avium complex, M. genavense, M. tuberculosis, M.gordonae,
M.fortuitum ve M. nonchromogenicum türlerine spesifik DNA’ları hızlı ve etkili bir
biçimde saptamışlar ve bu çalışmanın kanatlılardaki en sık görülen
mikobakteriyozisin varlığını belirlemede yararlı olduğunu bildirmişlerdir.
Tell ve ark.(2003b), kanatlı örneklerinden real-time PCR yöntemi ile
Mycobacterium avium complex ve M.genavense saptamışlardır. Bu çalışmada real-
time PCR bulguları, konvansiyonel PCR bulgularına göre çok daha avantajlı
bulunmuştur.
Shitaye ve ark. (2008), 330 hasta tavuk örneğinden 124 M.avium subsp. avium
(MAA) serotip 2 ve genotip IS901+ ve IS1245+ PCR pozitifliğini tanımlamışlardır.
Hayvanlardan aldıkları 288 dokudan 103 MAA ve 21 dışkı örneklerinden 9 MAA
izolasyonu bildirmişlerdir. Benzer bir çalışmada Ikonomopoulos ve ark. (2009),
sağlıklı tavuk dokularından kanatlı mikobakteriyozisini PCR ile tespit etmişlerdir.
Hayvanlardan karaciğer, dalak ve gonad dokularından 16S-rRNA (Mycobacterium
spp. için), IS1245 (M.avium complex için) ve IS901 (MAA için) genine spesifik
primerler kullanarak spesifik DNA’ları saptamışlardır.
1.11. Kanatlılarda Mikobakteriyozisin Tedavisi Mikobakteriyel infeksiyonlarda antimikrobiyel tedaviye dair bilgi kısıtlı ve sıklıkla
insanlar ve klinik çalışmalar gibi in vitro çalışmalara yöneliktir. Terapötik sonuçları
etkileyebilen faktörler, kanatlının bağışıklık ve genel sağlık durumu, mikobakteriyel
yük, türlerin varlığı, önceki ilaç tedavisi ve ilaç duyarlılığını içerir. Kanatlı
mikobakteriyozisinin tedavisi tartışmalı ve aslında uygunsuzdur. Kombinasyonda
potansiyel zoonotik risk ile antimikobakteriyel ilaçların kuşlarda tedavi amacıyla
kullanımının önüne geçilmelidir. Mycobacterium avium antimikobakteriyel ilaçlara
karşı oldukça dirençlidir (Van der Heyden, 1997b; Tell ve ark., 2001).
21
Hasta insanlardan izole edilen Mycobacterium avium complex organizmaları in
vitro ortamda rifampicin, rifabutin, ethambutol, amikacin, azithromycin,
clarithromycin, clofazimine ve ciprofloxacin’e karşı duyarlıyken, isoniazid ve
pyrazinamide’e karşı dirençli bulunmuştur. Kanatlılarda bu ilaçların çoğunun
farmakokinetiği bilinmemektedir. Bununla birlikte kuşlarda yapılan tedavinin
başarılı olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Kuşlarda mikobakteriyozisin başlangıç
tedavisi olarak rifabutin (56mg/kg/gün), ethambutol (56-85mg/kg/gün), veya
azithromycin (43mg/kg/gün) yada clarithromycin (85mg/kg/gün) kombinasyonunu
önerilmektedir (Van der Heyden, 1997b).
1.12. Kanatlı Mikobakteriyozisinin Kontrolü Kanatlı endüstrisinde mikobakteriyozis için yönetim uygulaması çevredeki kuşların
kontrol altına alınarak hastalığı elimine etmeyi amaçlar. Bu uygulamalar başlıca iki
maddeye dayanır.
a) İdentifikasyon ve eliminasyon veya infekte kanatlıların kalıcı olarak sürüden
ayrılması
b) Katı hijyen uygulamaları ile dışkı, toprak ve diğer potansiyel kontamine
materyalin kanatlılarla temasını en aza indirmek.
Bu prensipler mikobakteriyozisin etkili kontrolü için pet kuşları, özel ve ticari
kuşhaneler ve zoolojik topluluklar için uygulanabilir (Gill ve Blandy, 1986; Thorel
ve ark., 1997).
Kanatlı tüberkülozunu kontrol altına almak için genelde kabul edilen metotlar
tuberkulin testi kullanılması, kontamine barınak ve ekipmanın değiştirilmesi ve
kontamine çevreden yeni sürünün izole edilmesi ile infekte kanatlıların
identifikasyon ve eradikasyonunu içerir. Kalabalıktan ve diğer stres faktörlerinden
kanatlıları uzak tutma ile dengeli ve yeterli beslenmelerinin sağlanması da bu
hastalığın etkisini ve insidensini en aza indirmek için önemlidir. Temas halinde olan
kuşlar en az on iki ay boyunca ayrı tutulmalı ve düzenli olarak test edilmelidirler.
Klinik veya bakteriyolojik infeksiyon belirtileri gösteren kuşlar grubun geri
22
kalanından ayrı tutulmalıdır. İyi bakım koşulları da mikobakteriyozisin kontrolünde
oldukça etkilidir (Gill ve Blandy, 1986; Mutalib ve Riddell, 1988; Hoop, 1997).
Kafesler ile tüm su ve yem kapları günlük olarak temizlenerek dezenfekte
edilmelidir. Kontamine olmuş dışkı, çöp, bitki materyalleri ve organik atıklar
kafesten hemen uzaklaştırılmalı, yakılmalı veya dezenfekte edilmelidir. İnfekte
kümeslerde toprağın üst kısmı uzaklaştırılmalı, bu toprak ve altı pH’sı M. avium’un
üremeyeceği düzeye inene kadar kireçlenmelidir. Personel infekte kanatlılar için
uygun önlemleri alabilecek ve infekte kuşlardan kontamine materyalin yayılmasını
engelleyebilecek durumda olmalıdır. Stratejik olarak yerleştirilmiş dezenfektanlı
ayak banyoları kontamine materyalin bir bölgeden diğerine yayılımını engellemeye
yardımcı olabilir. Sandıklar, tekerler, fıçılar gibi diğer potansiyel fomitler de
gözönünde bulundurulmalıdır (Gill ve Blandy, 1986; Tell ve ark., 2001).
1.12.1. Dezenfeksiyon Mikobakteriler biyositlere (dezenfektan) karşı diğer sporsuz bakterilerden çok daha
fazla dirençlidir ve hastalığın eliminasyonunda en büyük problem etkenin toprakta
yaşayabiliyor olmasıdır.
Aşağıdaki bileşenlerin antimikobakteriyel aktivitesi vardır:
- alkoller
- aldehitler (formaldehit, glutaraldehit, succinaldehit ve glyoxal)
- halojenler
- peroksijenler
- fenoller
- Kemosterilize gazlar (etilen oksit ve betapropiyolakton) (Russell, 1996;
Thorel ve ark., 1997).
Bununla birlikte yüksek konsantrasyonlarda olmasına rağmen klorheksidin ve
kuaternar amonyum bileşenleri sadece mikobakteriyostatiktir. Herhangi bir biyositle,
antimikrobiyel aktivite konsantrasyon ve sıcaklıkla birlikte arttırılır. Yine de, iyi etki
23
için uzun sure temas gerekebilir. Klorheksidin ve kuaternar amonyum bileşenleri
organik maddede en az etkili olanlardır (Russell, 1996).
1.12.2. Aşılama Deneysel çalışmalarda kullanılan aşılar BCG (M. tuberculosis için insan aşısı)
bakımından test edilen ve M. avium’un ölü veya inaktive edilmiş suşlarını içeren
aşılardır. Kuşlarda aşı etkinliğini arttırmak için yeni doz ve zamanlama denemeleri
sürmektedir. Ölü Mycobacterium vaccae Cairinini’yi (tünek ördeği) kanatlı
tüberkülozundan korumuş (p<0.02) fakat istatistik olarak diğer taksonomik gruplarda
belirgin koruma elde edilememiştir (Cromie, ve ark., 2000). Şu anda kanatlılarda
mikobakterilere karşı hiçbir ticari aşı kullanılmamaktadır.
Bu çalışmanın amacı, tavuk ve hindi sürülerine ait iç organ ve dışkı örneklerinden
kanatlı tipi tüberküloz etkenlerinin varlığının izolasyon ve moleküler yöntemle
(PCR) teşhisidir.
24
2. GEREÇ VE YÖNTEM
2.1. Gereç 2.1.1. Standart Suş Referans suş olarak Mycobacterium genusuna ait olan Mycobacterium avium subsp.
avium kullanıldı. [(DSM-No. 44156) tavuk izolatı, German Collection of
Microorganisms and Cell Cultures-DSMZ; InhoffenstraBe 7B, 38124,
Braunschweig, Almanya].
2.1.2. Örneklerin Toplanması Bu çalışmada, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim
Dalı’na rutin muayene amacıyla getirilen 53 kanatlı (45 adet 18 aylıktan büyük
yumurtacı tavuk ve 8 adet 18 aylıktan büyük hindi) ile mezbahada kesilen 50
kanatlıya (40 adet 18 aylıktan büyük yumurtacı tavuk ve 10 adet 18 aylıktan büyük
hindi) ait toplam 103 kanatlının organ (karaciğer, dalak, bağırsak, kalp, akciğer ve
gonad) ve dışkı örnekleri mikobakteriyozis varlığı yönünden incelendi. Çalışmada
toplam 385 organ ve 103 dışkı materyali kullanıldı (Çizelge 2.1.). Örnekler 50 farklı
kanatlı işletmesinden sağlandı. Mezbahalarda tavuklar ve hindiler her bir kümes için
tesadüfi örnekleme metoduyla sorumlu veteriner hekim ve sahiplerinin bilgileri
eşliğinde klinik olarak sağlıklı ve hasta kanatlılar arasından seçildi. Materyal toplama
işlemi Haziran 2008 ile Şubat 2009 tarihleri arasında yapıldı. Her bir kanatlıya ait organ örneği 20 ml’lik vida kapaklı ve polietilen kaplarda
tutuldu, laboratuvara 4°C’de muhafaza edilerek getirildi. Örnekler −18°C’de
donduruldu ve işleme aşamasına kadar bu şekilde saklandı. Aynı kanatlılardan
25
toplanan taze dışkı materyalleri 5 ml’lik tüplerde 1 ml fosfat tampon tuzu (PBS)
solüsyonu içerisinde muhafaza edildi (Tell ve ark., 2003a; Portales ve ark., 1996).
Çizelge 2.1. Materyal kaynakları ve alınan örnek sayıları
Örnekler
Materyal kaynakları
Tavuk sayısı
Organ örnekleri Dışkı örnekleri Toplam
Ticari Tavukçuluk
40 153 40 193
Köy Tavukçuluğu
45
160
45
205
Toplam
85
313
85
398
Ticari Hindiler
10
40
10
50
Köy Hindileri
8
32
8
40
Toplam
18
72
18
90
2.1.3. Kullanılan Besiyerleri ve Boyalar Löwenstein-Jensen Medium Base (Merck, KGaA 64271) Besiyeri Bileşeni (g/litre) Asparajin…..........................................................................3.6 g
Monopotasyum Fosfat …… ................................................2.5 g
Magnezyum Sülfat… ..........................................................0.24 g
Magnezyum Sitrat.. .............................................................0.6 g
Patates Unu .......................................................................30.0 g
Malaşit Yeşili.......................................................................0.4 g
Ticari olarak temin edilen besiyerinden 37.4 g alınarak, 600 ml distile su ve 12
ml gliserol ilave edildi. Sterilizasyon amacıyla 121°C’de 15 dakika otoklavda
tutuldu. Besiyeri 50°C’ye kadar soğutularak aseptik olarak yumurta katıldı. Hava
kabarcıkları oluşmasına izin vermeden yumurta karıştırıldı. Besiyeri uygun steril
26
vida kapaklı tüplere bölündü. Yatay pozisyonda 85°C’de 45 dakika bekletildi.
Koagülasyon olduktan sonra tüpleri buzdolabında saklandı.
Middlebrook 7H10 Agar (Difco) (900 ml için): Amonyum Sülfat ................................................... 0.5 g
Monopotasyum Fosfat .............................................. 1.5 g
Di-sodyum Fosfat..................................................... 1.5 g
Sodyum Sitrat............................................................ 0.4 g
Magnezyum Sülfat....................................................25.0 mg
Kalsiyum Klorür ........................................................0.5 mg
Çinko Sülfat .............................................................. 1.0 mg
Bakır Sülfat ............................................................... 1.0 mg
L-Glutamik Asid (sodyum tuzu) .............................. 0.5 g
Demir Amonyum Sitrat .............................................0.04 g
Piridoksin Hidroklorid............................................... 1.0 mg
Biyotin ...................................................................... 0.5 mg
Malaşit Yeşili..........................................................250.0 µg
Agar ......................................................................... 15.0 g
Middlebrook OADC Enrichment (BBL) (1 Litre için): Sodyum Klorür......................................................... 8.5 g
Dekstroz....................................................................20.0 g
Bovine Albumin (Fraksiyon V) ................................ 5.0 g
Katalaz ...................................................................... 0.03 g
Oleik Asit .................................................................. 0.6 ml
50 - 55 °C’ ye kadar soğuduğunda aseptik olarak 100 ml Middlebrook OADC
Enrichment eklendi.
Middlebrook 7H9 Broth (Difco) (900ml için): Amonyum Sülfat ...................................................... 0.5 g
L-Glutamic Asid .......................................................... 0.5 g
27
Sodyum Sitrat................................................................0.1 g
Piridoksin ..................................................................... 1.0 mg
Biyotin ......................................................................... 0.5 mg
Di-sodyum Fosfat.................................................. ….. 2.5 g
Mono-potasyum Fosfat..................................................1.0 g
Demir Amonyum Sitrat................................................. 0.04 g
Magnezyum Sülfat..................................................... ...0.05 g
Kalsiyum Klorür....................................................... … 0.5 mg
Çinko Sülfat.................................................................. 1.0 mg
Bakır Sülfat................................................................. ..1.0 mg
Middlebrook ADC Enrichment (BBL) (1 litre için): Sodyum Klorür..................................................................8.5 g
Bovine Albumin (Fraksiyon V) ..................................... 50.0 g
Dekstroz...........................................................................20.0 g
Katalaz...............................................................................0.03 g
45°C’ye kadar soğuduğunda aseptik olarak 100 ml Middlebrook ADC
Enrichment eklendi.
Sabouraud Dekstroz Agar (SDA), Merck, VM259638 Dekstroz ………………………………………………..40 g.
Pepton…………………………………………………. 10 g.
Agar …………………………………………………….15 g.
Distile su……………………………………………. 1000 ml
28
Kristal violet içermeyen MacConkey agar (Difco) (1 litre için)
Pepton......................................................................................20.0g
Laktoz......................................................................................10.0g
Safra tuzları................................................................................5.0g
Sodyum klorür............................................................................5.0g
Agar.........................................................................................12g
Neutral red.................................................................................0.05g
Yukarıdaki besiyerlerinin ticari karışım 1000 ml distile su ile karıştırılıp
eritildikten sonra 121°C’de 15 dakika otoklavda steril edildikten sonra kullanıldı.
Ziehl-Neelsen Boyama Bileşenleri • Konsantre Karbol Fuksin Fuksin………………………………………………..1.0 g
Etanol % 95 (v/v)……………………………...........10.0 ml
Fenol ………………………………………………..5.0 g
D.S ……………………………………………….100.0 ml
• Metilen Mavisi Metilen mavisi……………………………………...…8.0 g
Etanol % 95 (v/v)……………………………………300.0 ml
Potasyum hidroksit…………………………………... 0.13 g
D.S……………………………...…………………1300.0 ml
• Asit- Alkol (Dekolarizasyon) Konsantre HCl asit...………………………………….8.0 ml
Ethanol % 95...............................................................97.0 ml
29
2.1.4. Bakteriyolojik Muayenelerde Kullanılan Cihazlar
• Etüv (EN120, Nüve, Türkiye)
• Fırın ( Fu-Berlin, Almanya)
• Mikroskop (Olympus-CX21, Japonya)
• Otoklav (Medexport-TK-100-2, Rusya)
• Santrifüj (JANETZKI-T30, Almanya)
• Vortex (FISONS, İngiltere)
2.1.5. Primerler Primerler The Midland Şirketinin (A.B.D) ürünlerini pazarlayan Bio-Kim Group
firmasının Ankara temsilciliğinden alındı. Primerlerin açık formulü aşağıda
verilmiştir (Çizelge 2.2).
Çizelge 2.2. Çalışmada kullanılan primerler
Çalışmada kullanılan primerler
Bakteri türleri Primer isimleri Primers sekansları (5´------------3´) Ürün Kaynak Boyutu(bp) Makale Mycobacterium spp. 16SrRNA F,25-mer 5´-ACGGTGGGTACTAGGTGTGGGTTTC-3´ 543 Huard
R,28-mer 5´-TCTGCGATTACTAGCGACTCCGACTTCA-3´ ve ark.2003 M. avium complex IS1245 F,19-mer 5´-AGGTGGCGTCGAGGAAGAC-3´ 427 Guerrero ve
R,18-mer 5´-GCCGCCGAAACGATCTAC-3´ ark. 1995
M. avium avium IS901(nested-PCR) NP1, 20-mer 5´-TTAACACGATGAGTCATGCG-3´ 509 Pavlik ve NP2, 20-mer 5´-GCTTATCGATGTCCTTGATC-3´ ark. 2000 NP3, 19-mer 5´-GTACCCGGCGAAGACCTGG-3´ 376 NP4, 19-mer 5´-AAGTCCAGCAGCCGTGCTG-3´
2.1.6. PCR testinde Kullanılan Cihazlar ve Ekipmanlar DNA Thermal Cycler (Biyometra, Almanya)
Elektroforez Tankı ve Güç Kaynağı (Wealtec elite 3000 plus, A.B.D.)
30
UV Transillüminatörlü Bilgisayarlı Jel Dokümantasyon Sistemi (Gene Genius, Bio
Imaging System, İngiltere)
Biyogüvenlik Kabini (Bioair Instruments, Aura 2000, MAC, İtalya)
Soğutmalı Santrifüj (Hettich, Almanya)
Vortex (Fine Vorex, Kore)
Hassas Terazi (Scaltec sbc41, Almanya)
Mikrodalga Fırın (AKAI, MW-GS0923DP, Çin Halk Cumhuriyeti)
pHmeter model 420A (Orion, A.B.D.)
Dry Block Heating Thermostat (Life Sciences, TDB-100, A.B.D.) 2.2. Yöntem 2.2.1. Nekropsi Mikobakteri izolasyonu için tavuk ve hindilerden sağlanan 385 organ materyali
kullanıldı. Tavuk ve hindilerin nekropsi işlemlerinden sonra karaciğer, akciğer,
dalak, kalp, bağırsak ve gonad aseptik koşullarda alındı ve lezyonların varlığı
yönünden incelendi. Organlardan preparatlar hazırlandı ve asido-rezistans
mikroorganizmaların varlığını incelemek için Z-N boyama yapıldı. Tüm organlardan
hazırlanan inokulumlar gliserinli L-J, Middlebrook 7H10 ve Middlebrook 7H9
besiyerlerine ekildi ve 37°C’de inkubasyonda tutuldu.
2.2.2. Ziehl-Neelsen Boyama Örneklerden yapılan preparatların incelenmesinde ve izole edilen suşların ve
pasajları yapılan kültürlerin saflık kontrollerinde Ziehl-Neelsen boyama yöntemi
uygulandı. Hazırlanan preparatların alt yüzü alevin mavi kısmına yukarıdan aşağıya
doğru hareket ettirildi, bu işlem birkaç kez tekrarlandı ve sonra soğutuldu. Preparatın
üzerine fenollü bazik fuksin döküldü, alttan kaynamayacak şekilde ısıtıldı. Su ile
31
yıkandıktan sonra asit ve alkol içinde 1 dakika renksizleştirme yapıldı. Tekrar su ile
yıkandı ve metilen mavisi ile 2 dakika muamele edildi. Preparat su ile yıkandı,
kurutulduktan sonra immersiyon objektif ile incelendi. Bu boyama yömtemi ile aside
dirençli bakteriler koyu parlak kırmızı renkte ve diğer bakteriler mavi renkte boyandı
(Goldman and Green, 2009).
2.2.3. Standart Suşların Aktivasyonu M. avium subsp. avium (DSM-No. 44156) suşu gliserollü Lowenstein-Jensen
Medium’ (Merck, KGaA 64271), Middlebrook 7H10 Agar (Difco) ve Middlebrook
OADC Enrichment (BBL) ile Middlebrook 7H9 Broth (Difco) ve Middlebrook ADC
Enrichment (BBL) besiyerlerine ekildi. İki ile 4 hafta süre ile 37ºC’de
gerçekleştirilen inkubasyon sonrası, Ziehl-Neelsen (Z-N) boyama yöntemi ile
boyanarak ışık mikroskobunda asido-rezistans bakteri varlığı incelendi. Bakteri
kültürleri tüplere bölünerek, steril distile su ile süspanse edildi (Brown, 2001; Atlas,
2004). DNA ekstraksiyonu için bir öze dolusu bakteri kültürü 200-300 µl distile su
ile karıştırıldı, 98ºC’de 30 dakika kaynatıldı ve 12000 rpm’de 10 dakika santrifüj
işleminden sonra, 2 µl supernatant template DNA olarak PCR’da kullanıldı (Hoop ve
ark., 1993).
2.2.4. İzolasyon ve İdentifikasyon
2.2.4.1. Organ Örnekleri
Mikobakterilerin izolasyon ve identifikasyonu için tekniğe uygun olarak hazırlanan
organ örnekleri kullanıldı. Bu amaçla, 1-2 g organ örneği 10-15 ml PBS (pH 7.2)
içerisinde homojenize edilerek inokulum hazırlandı. İnokulum steril gazlı bez ile
filtre edilerek, homojenizasyondan sonra 50ml’lik plastik tüplere transfer edildi.
Dekontaminasyon amacıyla eşit hacimde 1N %4’lük NaOH solüsyonu ile 10-20
32
dakika muamelesi yapıldı. Nötralizasyon amacıyla 1.25 N HCL veya yeterli miktarda
fenol kırmızısı (40mg/litre, sarı renk oluşuncaya kadar) (kırmızı rengin görülmesi
nötralizasyonun tamamlandığını gösterir) ile birlikte %14’lük monopotasyum fosfat
(KH2PO4) ile muamele edildi. 3000- 4000xg’de 20-30 dakika santrifüj sonrası
peletlere 1ml Middlebrook buyyon veya 1 ml distile su ilave edildi. İki tüp gliserinli
Lowenstein-Jensen besiyeri, 2 tüp Middlebrook 7H10 agar ve 2 tüp Middlebrook
7H9 buyyon (Middlebrook OADC Enrichment BBL ve Middlebrook ADC
Enrichment BBL ilave edilerek) besiyerlerine inokule edildi ( Salfinger ve Kafader,
1987; Grange ve ark., 1996; Manarolla ve ark., 2007 ). Katı ve sıvı besiyerleri
37°C’de inkube edilerek ve ilk 48 saat sonunda kontaminasyon varlığı yönünden
incelendi. Besiyerleri haftada 1 kez olmak üzere 12 hafta boyunca mikobakteri
kolonileri yönünden kontrol edildi (Quinn, ve ark., 1999).
Lezyonlu organlardan mikotik etkenler yönünden ayırım amacıyla Sabaroud
Dextrose Agar (SDA)’a ekim yapıldı. İnokulasyon öncesi, Ziehl-Neelsen boyama
yöntemi uygulandı ve ışık mikroskobu altında ARB varlığı yönünden araştırıldı.
2.2.4.2. Dışkı Örnekleri Dışkı örneklerinde mikobakteri varlığını saptamak için, 1-3 g fekal örnek 10 ml
distile su ile süspanse edildi. Otuz dakika karıştırılarak, oda ısında 30-60 dakika
bekletildi. Beklemenin ardından 5 ml supernatant alınarak, üzerine eşit hacimde
%4’lük NaOH eklendi ve dekontaminasyonun tamamlanması için 15 dakika
inkubasyona bırakıldı. Tüpler 3000xg 15 dakika santrifüj edildi ve supernatant atıldı.
Dipte kalan sediment 1ml Middlebrook 7H9 buyyon içerisinde süspanse edildi ve
bütün besiyerlerine inokule edildi. Örneklerden smear hazırlanması işlemi yapıldı ve
Z-N boyama yöntemi ile ARB varlığı yönünden incelendi. Bu işlemi takiben, 0.1-0.2
ml olarak Lowenstein-Jensen yatık besiyeri, Middlebrook 7H10 agar, Middlebrook
7H9 buyyon’una inokulasyonları yapıldı (Salfinger ve Kafader, 1987; Tanaka ve
ark., 2005).
33
2.2.5. İdentifikasyon Lowenstein-Jensen besiyerinde üreyen Mycobacterium spp. yönünden şüpheli
koloniler inkubasyondan 48 saat sonra diğer mikroorganizmaların kontaminasyonu
(üreme veya diskolorizasyon) yönünden incelendi. Kontamine olan besiyerleri
atılarak değerlendirme dışı bırakıldı. Besiyerleri her hafta olmak üzere, 12. haftanın
sonuna kadar değerlendirildi. Üreyen koloniler Ziehl-Neelsen boyama yöntemiyle
boyanarak ARB yönünden mikroskobik olarak incelendi (Chaskes, 2008).
Mikobakteriyel üremenin karakterizasyonu için inkubasyon periyodu, üreme
ısısı (37°C ve 42°C), pigmentasyonun varlığı, koloni morfolojisi ve bazı
biyokimyasal testler yönünden değerlendirildi (Wayne ve ark.,1974; Levy-Frebault
ve Portales,1992; Quinn ve ark., 1999).
2.2.5.1. Kristal Violet İçermeyen MacConkey Agar’da Üreme İzole edilen suşlardan bir öze dolusu mikobakteri sıvı kültürüne alındı ve agarın
ortasından başlayarak spiral şekilde agar etrafına doğru ekim yapıldı. Pleytler 37°C’
de 5 ile 11 gün inkübasyona bırakıldı. Saprofitik türler genellikle inhibe olurken,
patojen mikobakteriler genellikle 5 ile 11 günde üreme gösterirler. Bu süre sonunda
üreme olması pozitif olarak değerlendirildi (Quinn ve ark., 1999).
2.2.5.2. İnhibisyon ve Tolerans Testi Mikobakteri izolatlarının identifikasyonunu sağlamak amacıyla %5 NaCl içeren L-J
medium içeren tüplerde üreme olup olmadığına bakıldı. Bu test Wayne ve ark.
(1974), Conville ve Witebsky (1998), ve Quinn ve ark. (1999)’na göre
gerçekleştirildi. Her bir izolattan 100 µl kadar süspansiyon üreme kontrolü için biri
%5 NaCl içeren, diğeri normal L-J olan 2 set besiyerine inokule edildi. Her iki
besiyeri haftalık üreme durumu kontrol edilerek 37°C’de 4 hafta inkübasyona
34
bırakıldı. Kontrol besiyerinde çok sayıda koloni varsa ve %5 NaCl içeren besiyerinde
50’den fazla koloni bulunuyorsa tuz tolerans testi pozitif olarak değerlendirildi. Buna
karşın, kontrol besiyerinde 37ºC’de 4 haftalık inkübasyondan sonra üreme
görülmemesi negatif sonuç olarak kaydedildi.
Lowenstein-Jensen besiyerinde yapılan direnç testinde, isoniazid (1µg/ml) ve
thiophen-2-carboxylic hydrazide (TCH, 1µg/ml) son konsantrasyonları kullanıldı.
Bunun yanısıra, L-J besiyerinin direnç testi için hazırlanması aşamasında isoniazid
ve TCH koagülasyon öncesinde eklendi. İzole edilen suşların kolonileri distile suda
süpanse edilip L-J besiyerine 100µl ekildi. Dört hafta süre ile 37°C’de
inkubasyondan sonra üreme sonuçları değerlendirildi. Ayrıca, kontrol olarak aynı
suşlar isoniazid ve TCH içermeyen L-J besiyerine ekildi (Levy-Frebault ve Portales,
1992).
2.2.6. PCR Tekniği PCR yöntemi Mycobacterium spp. için 16SrRNA geni, (Huard ve ark., 2003), M.
avium complex için IS1245 (Guerrero ve ark., 1995) ve M.avium subsp. avium için
IS901 (Pavlik ve ark., 2000) genleri hedeflenerek uygulandı (Çizelge 2.2). Bu
amaçla, aşağıda bildirilen çalışmalar yapıldı.
2.2.6.1. DNA Eldesi (Ekstraksiyon) Katı besiyerinde, üreyen kolonilerden öze ile şüpheli olanlar alınarak 200 µl distile
su ile süspanse edildi ve 98°C’de 30 dakika kaynatma işlemi uygulandı. Bu işlemin
sonunda 5 dakika 13000 rpm’de santrifüj edildi. Sonuç olarak 2 µl supernatant
PCR’da template DNA olarak (Hoop ve ark. 1993; Tortoli ve ark. 2001).
35
2.2.6.2. PCR Amplifikasyonu PCR testlerinde mikobakterileri cins düzeyinde saptamak amacıyla 16SrRNA geni,
Mycobacterium avium complex suşlarının saptanmasında IS1245 geni,
Mycobacterium avium subsp. avium suşlarının moleküler identifikasyonunda ise
IS901 geni hedeflendi. IS901 genine yönelik PCR testleri iki aşamadan (aynı genin
509 bp’lik porsiyonunu çoğaltan NP1 ve NP’ primerleri ile PCR-1 ve bunun
amplikonlarının template DNA olarak kullanıldığı, 376 bp’lik porsiyonunu çoğaltan
NP3 ve NP4 primerleri ile PCR-2) oluşan Nested-PCR tekniği uygulanarak
gerçekleştirildi (Çizelge 2.2.).
PCR amplifikasyonu için 200µl’lik tüplerde ve GeneAmp PCR System 9700
thermocycler (Applied Biosystems, Foster City, CA., A.B.D.) kullanılarak
hazırlandı. Her tüpte 25 µl final hacimde 2 µl DNA kullanıldı. İki mikrolitre DNA
her reaksiyon tüpüne eklendi. PCR karışımı (25 µl), 17.25 µl distile su, 2.5 µl 10x
PCR Buffer, 1.5 µl MgCl2, 0.5 µl 10mM Deoksinükleosid trifosfataz karışımı, her bir
primerden 0.25 µl ve 0.25 µl Taq polymerase’dan hazırlandı.
PCR amplifikasyon koşulları; 94ºC’de 4 dk’lık ön denatürasyon aşamasını
takiben, 35 siklusluk, 94ºC’de 1 dk denaturasyon, 65ºC’de 1 dk primer bağlanması,
ve 72ºC’de 1 dk polimerizasyon ve 72ºC’de 7 dk’lık final polimerizasyon
aşamalarından oluştu. PCR amplifikasyon ürününün bant büyüklüğü ise 543bp
olarak belirlendi. IS1245 primerlerinin kullanıldığı PCR aşamasında; denatürasyon 4
dakikada 94ºC, 30 siklusta 1 dakikada 94ºC, 1 dakikada 65ºC, ve 1 dakikada 72ºC,
final ekstensiyon aşaması 10 dakikada 72ºC olarak uygulandı. Bu PCR aşamasında
amplifikasyon ürünü 427bp’dir. IS901 (nested) (Kunze, ve ark. 1992; Pavlik, ve ark.,
2000 ; Ikonomopoulos, ve ark., 2009). PCR’da 30 siklus 30 saniye 94ºC, 30 saniye
65ºC, ve 150 saniye 72ºC ve final ekstensiyon aşaması 300 saniye 72ºC ve amplifiye
olan birinci ürünün bant büyüklüğü 509 bp (NP1 ve NP2) ve ikinci ürünün ise 693bp
(NP3 ve NP4) olarak tanımlandı (Pavlik, ve ark., 2000). Tüm PCR ürünleri %2’lik
agaroz jelde ve etidium bromide kullanılarak analiz edildi. Tüm reaksiyonlarda,
36
pozitif kontrol olarak ekstrakte edilen M. avium subsp. avium DNA’sı ve negatif
kontrol olarak steril su kullanıldı.
2.2.6.3. Elektroforez Her 200 ml TBE buffer’da 3g agaroz çözeltisi hazırlandı, mikrodalga fırında önce 1
dk tutuldu. Fırından çıkartılıp karıştırıldı ve 45 saniye daha fırına sokularak
kaynatıldı. Jel çıktıktan 1-2 dk sonra 8 µl ethidium bromide eklendi, bilek
hareketleriyle karıştırıldı ve elektroforez tablasına döküldü. İlk göze 100 bp ağırlık
markerı, ikinci göze negatif kontrol sonrakilere ise test örnekleri olacak şekilde 10 µl
örnek eklendi. Örnek başına 2 µl 6xLoading dye ile karıştırıldı. Elektroforez 180
V’ta 60 dk koşturuldu. Sonuçlar UV-transilluminator’da incelenerek Genius marka
(Syngene) görüntüleme ünitesinde fotoğraflandı.
2.2.7. İstatistiksel Değerlendirme İncelenen hayvanlardan izole edilen pozitif kültürlerdeki toplam mikobakteriler
yüzde oran olarak tanımlandı. Ticari ve köy tavuklarından elde edilen izolasyon
oranı chi-square testi ile analiz edilerek karşılaştırıldı ( Field, 2009 ).
37
3. BUGULAR
Bu çalışmada, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim
Dalı’na rutin muayene amacıyla getirilen 53 kanatlı (45 tavuk ve 8 hindi) ile
mezbahada kesilen 50 kanatlıya (40 tavuk ve 10 hindi) ait toplam 103 kanatlının
organ (karaciğer, dalak, bağırsak, kalp, akciğer ve gonad) ve dışkı örnekleri
mikobakteriyozis varlığı yönünden incelendi. Çalışmada toplam 385 organ ve 103
dışkı materyali kullanıldı.
3.1. Nekropsi ve Ziehl-Neelsen Boyama Bulguları Toplam 103 kanatlıdan (tavuk ve hindi) 8’inde tüberküloz lezyonları görüldü. Bu
hayvanların nekropsisinde rastlanan 20 tüberküloz lezyonunun organlara göre
dağılımı sırasıyla, %40 karaciğer , %20 dalak, %20 akciğer, %10 bağırsaklar, %5
kalp ve %5 gonadlar olarak saptandı (Şekil 3.1, 3.2, 3.3, 3.4.).
Kanatlılarda lezyonların en fazla lokalize olduğu organ karaciğer olarak
belirlendi. Karaciğerin büyümüş ve üzerinde mercimekten fasulye büyüklüğüne
kadar nodüllerin olduğu gözlendi. Ayrıca, splenomegali, akciğer ve kalpte nodüler
formda lezyonlar saptandı. Bağırsaklar ve gonadlarda da farklı büyüklüklerde
nodüller belirlendi. Organlardaki nodüler lezyonların beyaz renkte olduğu görüldü.
Kesit yapıldığında kalsifikasyona rastlanmadı. Toplanan organ ve dışkılardan
hazılanan preparatlar Z-N boyama yöntemi ile boyandı ve mikroskopik bakıda 45
örnekte asido-rezistans bakteri saptandı (Çizelge 3.1.).
Nekropsisi yapılan 45 köy tavuğundan 4 (%8.9) tavukta özellikle, göğüs
kaslarında atrofi ile seyreden kaşeksi görüldü. Bu tavuklardan, toplanan 160
organdan 12’sinde (%7.5) tipik tüberküloz lezyonu saptandı. Hazırlanan
preparatların 24’ünde (%11.7) mikroskobik bakıda ARB pozitif sonuç bulundu
(Şekil 3.5.ve Çizelge 3.1).
38
Bu çalışmada, 40 ticari tavuğun 3’ünde tipik tüberküloz lezyonları görüldü.
Bunlardan 2 tavukta kaşeksi ve kas atrofisine rastlandı. Toplanan 153 organdan
7’sinde (%4.6) tipik lezyonlar belirlendi. Örneklerden hazırlanan preparatlarda Z-N
boyama yöntemi ile 15 ARB pozitif örnek saptandı (Çizelge 3.1.).
On sekiz köy hindisi ve ticari hindinin yapılan nekropsisinde bir hayvanda tipik
lezyon bulundu. Hindilerden toplanan 72 organ örneğinin birinde (%1.4)
tüberkülozlu karaciğere rastlandı. Hazırlanan preparatlar Z-N boyama yöntemi ile
boyandı ve mikroskopik bakıda tipik ARB görüldü İzolasyon yapılan toplam 8
kanatlının 7’sinde (6 tavuk ve 1 hindi) nekropside lezyon görülmesine karşın 1
tavukta lezyona rastlanmadı. (Şekil 3.3. ve Çizelge 3.1).
Şekil 3.1. Dalak, splenomegali, multifokal noduler granülomlar
39
Şekil 3.2. Karaciğer kesitinde çoklu tüberküloz görünümü
Şekil 3.3. Karaciğerin Z-N boyası ile hazırlanan preparatında ARB görünümü (x100)
40
Şekil 3.4. Akciğerlerde çoklu tüberküloz görünümü
Şekil 3.5. Z-N boyama yapılan preparatta Mikobakterilerin asido-rezistans (ARB) görünümü (x100)
41
Şekil 3.6. Kalpte beyaz tüberküloz nodülleri
Çizelge 3.1. İncelenen doku ve dışkı preparatlarında Z-N bulguları
Örnek kaynağı
Doku örnekleri (Z-N stain)
Örnek Kaynağı
Dışkı örnekleri (Z-N stain)
Z-N Pozitif
(%)
Z-N Negatif (%)
Z-NPozitif
(%)
Z-N Negatif
(%)
Ticari
Tavuk
(n:153)
13(%8.5)
140(%91.5)
Ticari
Tavuk
(n:40) 2 (%5)
38 (%95)
Köy
Tavuğu
(n:160)
19
(%11.9)
141(%88.1)
Köy
Tavuğu
(n:45)
5(%11.1)
40(%88.9)
Ticari Hindi (n:40)
1(%2.5)
39 (%97.5)
Ticari
Hindi
(n:10)
0 (%0.0)
10 (%100)
Köy Hindisi (n:32)
3 (%9.4) 29(%90.6) Köy Hindisi (n:8)
2 (%25) 6 (%75)
Toplam (n:385)
36 (%9.4) 359(%90.6) Toplam (n:103)
9 (%8.7) 94(%91.3)
42
3.2. İzolasyon ve İdentifikasyon Bulguları Direkt mikroskobik incelemede, çalışmada kullanılan toplam 488 materyalin (organ
ve dışkı) 45’inde (%9.2) asido-rezistans bakteri saptandı. Pozitif 45 materyalin
yapılan kültürü sonucunda 17’sinden (% 37.8) ARB izolasyonu gerçekleştirildi.
Direkt mikroskopide pozitif olarak tespit edilen 28 (% 62.2) materyalin kültürü
sonucunda ise mikobakteriyozis yönünden herhangi bir üreme görülmedi. Direkt
mikroskopisinde ARB rastlanmayan 2 (%0.04) materyalin kültürü sonucunda üreme
saptandı. Hem mikroskopi hem de kültür ile 469 (% 96) örnek mikobakteriyozis
yönünden negatif saptandı.
Değerlendirilen 488 örneğe ait homojenatın üç besiyerine (gliserinli L-J,
Middlebrook 7H10 agar ve Middlebrook buyyon) ekimleri sonucunda 19 suş izole
edildi. Gliserinli L-J besiyerinde Middlebrook 7H10 agara göre daha fazla sayıda
izolasyon gerçekleştirildi (Şekil 3.7, 3.8).
Kolonilerin gliserinli L-J besiyerinde üreme şekli incelendiğinde, besiyeri
yüzeyinde ilk üç haftada tek tek ve bundan sonra ise yaygın üreme belirlendi.
Kolonilerin mukoid karakterde ve gri-beyaz ile açık sarı renkte oldukları, buna karşın
bazı kolonilerin Middlebrook 7H10 agar’da krem-beyaz oldukları gözlendi (Şekil
3.8. ve Şekil 3.9.). Üremeler Middlebrook 7H9 besiyerinde hafif bulanıklık şeklinde
meydana geldi ve tüpün dibinde tortu oluşturdu ( Şekil 3.10.).
Örneklerden üreyen 19 ARB suşundan tamamı (%100) gliserinli L-J besiyeri,
14 (%73.7)’ü Middlebrook 7H10 agar ve 16 (%84)’sı Middlebrook 7H9
buyyon’unda üreme gösterdi. Köy tavuklarından üreyen 13 ARB suşundan tamamı
(%100) gliserinli L-J besiyerinde, 11 (%85)’i middlebrook 7H10 agarda ve 11
(%85)’i middlebrook 7H9 buyyonda üredi. Ticari tavuklardan ise 5’i hem L-J
besiyeri hem de Middlebrook 7H10 agar’da üreme gösterdi. Köy hindisinden sadece
bir suş L-J besiyerinde üredi (Çizelge 3.2. ve Çizelge 3.3.). Kanatlı
43
mikobakteriyozisi ve mantar infeksiyonları arasında ayırt etme amacıyla kullanılan
Saboroud Dekstroz Agar’da üreme görülmedi.
Şekil 3.7. L-J Besiyerinde Mycobacterium spp. üremesi
Şekil 3.8. L-J Besiyerinde küçük pigmentsiz koloniler.
1 2 3 4
44
Şekil 3.9. Middlebrook (7H10) agar’da farklı koloni morfolojileri
-ve +ve
Şekil 3.10. Middlebrook (7H9) buyyon’unda üreme
45
Nekropsisi yapılan 45 köy tavuğundan 4’ünde (%8.9), 40 ticari tavuktan 3’ünde
(%7.5) ve 8 köy hindisinden 1’inde (%12.5) M.avium subsp. avium izole edildi.
İzolasyon yapılan köy tavuklarında organlar dikkate alınarak yapılan
değerlendirmede; 13 organın 4’ünde (%30.7) karaciğerden, 3’ünde (%23) dalaktan,
3’ünde (%23) akciğerden, 1’inde (%7.7) bağırsaktan, 1’inde (%7.7) kalpten ve
1’inde (%7.7) gonadlardan, ticari tavuklarda ise; 5 mikobakteri suşunun 3’ünde
(%60) karaciğerden, 1’inde (%20) dalaktan ve 1’inde (%20) akciğerden M. avium
subsp. avium izole edildi (Çizelge 3.2 ve Çizelge 3.3). Bir köy tavuğunun dışkısından
ARB izole edildi ancak, subkültürde üreme olmadı. Ticari ve köy tavuklarında
mikobakteri izolasyonu oranları arasında istatistiksel bir önem saptanamadı (chi
square testi, p<0.05).
Çizelge 3.2. MAA’ya bağlı mikobakteriyozis yönünden pozitif bulunan üç ticari tavuğun makroskobik görünüm, Z-N boyama, kültür ve PCR bulgularının karşılaştırılması
TL, Tüberkel lezyonu; DY, Değişiklik yok ; B, Büyüme; KB, Kalın bağırsak. Z-N boyama: -, ARB yok; + ile +++ birden çok fazla ARB. L-J besiyerinde: -, üreme yok; +≤ 10 koloni; ++, 10-20 koloni; +++ ile ++++> 30 koloni. 7H10 besiyerinde: -, üreme yok; +≤ 10 koloni; ++, 10-20 koloni; +++ ile ++++> 30 koloni. 7H9 boyununda: -, üreme yok; + üreme var. MAA genotipi: 16SrRNA (Genus spesifik) PCR (+), MAC spesifik (IS1245) PCR (+), ve MAA spesifik (IS901) nested PCR (+).
46
Çiz
elge
3.3
. M
AA
’ya
bağlı m
ikob
akte
riyoz
is y
önün
den
pozi
tif b
ulun
an d
ört k
öy ta
vuğu
nun
mak
rosk
obik
gör
ünüm
, Z-
N b
oyam
a, k
ültü
r ve
PCR
bul
gula
rının
karşı
laştırı
lması
Köy
tavuğu
1
Köy
tavuğu
2
Köy
tavuğu
3
Köy
tavuğu
4
Num
une
Kay
naği
O.E
A
RB
L-
J 7H
10
7H9
PCR
O
.E
AR
B
L-J
7H10
7H
9 PC
R
O.E
A
RB
L-J
7H10
7H
9 PC
R O
.E
AR
B
L-J
7H10
7H
9 PC
R
Kar
a ciğe
r B
&TL
++
+ ++
+ ++
+ +
IS90
1+
TL
+++
++++
++
+
IS90
1+
TL
+++
++
+++
+ IS
901+
TL
++
++
++
+++
+ IS
901+
Dal
ak
B&
TL
+++
- -
- -
TL
+++
+++
+++
+ IS
901+
TL
-
++
- +
IS90
1+
TL
+++
+++
+++
+ IS
901+
Ak
ciğe
r B
&TL
++
-
- -
- D
Y
+ ++
++
+
IS90
1+
DY
+ ++
+ +
+ IS
901+
TL
+
++
+ +
IS90
1+
Bağır
sak
KB
+
- -
- -
DY
+
- -
- -
DY
- -
- -
- K
B ++
++
++
-
IS90
1+
Kal
p TL
++
-
- -
- D
Y
+ -
- -
- D
Y
+ ++
+ -
+ 16
S-
rRN
A+
DY
-
- -
- -
Yum
urta
lık
TL
+ -
- -
- D
Y
+ ++
++
+
IS90
1+
DY
- -
- -
- B
-
- -
- -
O.E
, org
anla
rda
efek
tler
TL, t
über
kel l
ezyo
nu; D
Y, D
eğiş
iklik
yok
; B
, Büy
üme;
KB
, Kalın
bağırs
ak.
Z-N
boy
ama:
-, A
RB
yok;
+ il
e ++
+ bi
rden
fazl
a A
RB.
L-J b
esiy
erin
de: -
, üre
me
yok;
+≤
10 k
olon
i; ++
, 10-
20 k
olon
i; ++
+ ile
+++
+> 3
0 ko
loni
. 7H
10 b
esiy
erin
de: -
, üre
me
yok;
+≤
10 k
olon
i; ++
, 10-
20 k
olon
i; ++
+ ile
+++
+> 3
0 ko
loni
. 7H
9 bu
yyon
unda
: -, ü
rem
e yo
k; +
üre
me
var.
MA
A g
enot
ipi:
16Sr
RNA
(Gen
us sp
esifi
k) P
CR
(+),
MA
C sp
esifi
k (I
S124
5) P
CR (+
), ve
MA
A sp
esifi
k (I
S901
) nes
ted
PCR
(+).
46
47
Yapılan biyokimyasal testlerde, izole edilen suşların hiçbiri MacConkey
besiyerinde (Kristal viyoletsiz) üremedi, bunun yanında, % 5 NaCl’de üreme
görülmezken, suşlar 25°C’de ve 42°C’de farklı sayıda koloni oluşturdular. İzole
edilen suşların tamamı isoniazid (1µg/ml) ve thiophene-2-carboxylic acid (1µg/ml)
katkılı Löwenstein-Jensen besiyerinde üreme gösterdi (Çizelge 3.4.).
Çizelge 3.4. İzole edilen suşların bazı identifikasyon testleri
Suş No.
25-42°C’de Üreme aralığı
Üreme hızı Y=yavaş H=hızlı
Pigmentasyon Varlığı
MacConkey’de üreme
%5NaCl L-J’de üreme
TCH(µg/ml) üreme
İsoniazid’de (1µg/ml) üreme
KT.KC.1 F. Üreme
Y Pigmentsiz Üremedi
Üremedi
Üredi
Üredi
KT.KC.2
Üredi Y Pigmentsiz // // + +
KT.D.2
// Y Pigmentsiz // // + +
KT.AC.2 // Y Pigmentsiz
(azpigmentli)
// // + +
KT.Y.2 // Y Pigmentsiz // // + + KT.K.3
F.Üreme Y Pigmentsiz // // + +
KT.D.3 Üredi Y Pigmentsiz // // + +
KT.AC.3 // Y Pigmentsiz // // + + KT.K.3 // Y Pigmentsiz // // + + KT.K.4 // Y Pigmentsiz // // + + KT.D.4 // Y Pigmentsiz // // + + KT.AC.4 // Y Pigmentsiz
(azpigmentli)
// // + +
KT.B.4 // Y Pigmentsiz // // + + TT.KC.1
F.Üreme Y Pigmentsiz // // + + TT.D.1 Üredi Y Pigmentsiz // // + + TT.KC.2 // Y Pigmentsiz // // + + TT.AC.2 // Y Pigmentsiz // // + + TT.KC.3 // Y Pigmentsiz // // + + KH.KC.1 // Y Pigmentsiz // // + + KT= köy tavuğu, TT= ticari tavuğu, KH= köy hindisi, F= farklı., KC=karaciğr, D=dalak, AC=
akciğer, Y= yumurtalık, B= bağırsak, K= kalp .
48
3.3. PCR Bulguları Sekiz kanatlıdan izole edilen toplam 19 mikobakteriyel izolata PCR uygulandı ve
543 bp’lık spesifik fragment saptandı (Şekil 3.11.). Bunlardan sadece 16S-rRNA’ya
pozitif tepki veren istisnai bir örnek dışında (%5.3), 18’i (%94.7) Mycobacterium
avium complex (16S-rRNA & IS1245) olarak ve Mycobacterium avium subsp.
avium (16S-rRNA, IS1245, ve IS901) olarak tespit edildi (Şekil .3.12-3.13.).
Yukarıdaki yüzde oranlar sırasıyla şu şekilde formüle edilmiştir: Toplam örneklerin
% 3.9 (19/488)’u Mycobacterium cinsi, %3.7 (18/488) MAC ve MAA.
Mycobacterium avium subsp. avium genotip IS901 infekte 8 tavuğun örneklerinde
izole edildi. Köy tavuklarından dördü, üç ticari tavuk ve bir köy hindisi IS901 genine
karşı pozitif reaksiyon verdi.
Şekil.3.11. İzole edilen Mycobacterium genusunun izolatlarında16S-rRNA (543 bp) PCR bulguları.
(M; Moleküler ağırlık marker (Gene Ruler TM 100 bp ,DNA Ladder Plus, Fermantas,
Litvanya)
1;Pozitif Kontrol M.avium subsp. avium DSM-No. 44156), 2-8; Mikobakteri izolatları, K
Negatif Kontrol).
49
Şekil.3.12. İzole edilen M. avium complex izolatlarında IS1245 (427 bp) PCR bulguları.
(M; Moleküler ağırlık marker, 1;Pozitif Kontrol (M.avium subsp. avium DSM-No. 44156), 2-8; Mikobakteri izolatları M.avium subsp. avium), K-; Negatif Kontrol).
Şekil.3.13. İzole edilen M. avium subsp.avium izolatlarında (376 bp) (IS901) nested-PCR bulguları. (M; Moleküler ağırlık marker, 1;Pozitif Kontrol(DSM-No. 44156), 2-13 ; Mikobakteri izolatları (M.avium subsp. avium), K-; Negatif Kontrol).
50
4. TARTIŞMA
Kanatlı mikobakteriyozisi kanatlılarda sıklıkla görülmektedir. Birçok mikobakteri
türü ve bunların neden olduğu klinik hastalık pek çok kanatlı türünde görülen
infeksiyonlarda rapor edilmiştir; ticari ve köy tavukçuluğu ile hindilerde en sık izole
edilen türler M. genavense ve M. avium complex (MAC)’te bulunan
mikobakterilerdir. Bu çalışmada tavuk ve hindilerin organ ve dışkı örneklerinden
kanatlı mikobakteriyozisinin teşhisi hedeflenmiştir.
Bu çalışmada, kullanılan toplam 103 kanatlıdan (tavuk ve hindi) 8’inde (%7.8)
tüberküloz lezyonları görüldü. Bunlardan 95 tavuğun mikobakteri yönünden yapılan
değerlendirmesinde 7 (%7.4)’i pozitif bulundu. Konuyla ilgili olarak, köy
tavuklarında yapılan çalışmalarda Shitaye ve ark. (2008), klinik şüpheli 21 tavuğun
7’sinde (% 33) tüberküloz lezyonları belirlemiştir. Coles ve ark. (2007) ’nın
Arjantin’de yaptıkları bir çalışmada 20 hayvandan alınan materyal, kanatlı
mikobakteriyozisi yönünden incelenmiş ve sonuçta 3 (% 15) hayvanda tüberküloz
lezyonları varlığı saptanmıştır. İspanya’da yapılan başka bir çalışmada ise klinik
şüpheli 8 tavuk kanatlı tüberkülozis yönünden incelenmiş ve 3 (%37.5) tavukta
tüberküloz lezyonları bulunmuştur.(Gonzalez ve ark., 2002). Etiyopya’da yapılan
çalışmada, Tadesse ve ark. (2004), kanatlı mikobakteriyozisi şüpheli 95 tavuktan,
5’inde (%5.3) visceral organlarda tüberküloz lezyonları bildirmişlerdir. Ticari
tavuklarda yapılan çalışmalarda ise, Gonzalez ve ark. (2002), yaptıkları 8 tavuğun
6’sında ( %75); Tantaş ve ark. (1990), şüpheli 13 tavuktan tüberküloz lezyonları
belirlemiştir. Bu çalışmadaki %7.4’lük infekte hayvan oranı diğer araştırmalardaki
sonuçlar ile karşılaştırıldığında, Tadesse ve ark. (2004)’nın bulgularına yakın
bulunmuştur. Bu çalışma sonuçlarındaki farklılık alınan materyallerin ait olduğu
kanatlı sayısı, türü (tavuk/hindi), yetiştirme tipi (ev/ticari) ve materyal sayısı ile
açıklanabilir.
Ayrıca, çalışmada hayvanların nekropsisinde rastlanan 20 tüberküloz
lezyonunun dağılımı sırasıyla, %40 karaciğer, %25 dalak, %15 akciğer, %10
bağırsaklar, %5 kalp ve %5 gonadlar olarak saptandı. Tüberkülozlu hayvanlarda
51
lezyonlar genellikle karaciğer, dalak, bağırsak, kemik iliği, akciğer, yumurtalık ve
böbrek gibi organlara lokalize olduğu belirlenmiştir (Mutalib ve Riddell 1988;
Tantaş ve ark. 1990; Thorel ve ark. 1997; Yardımcı, 2006). Ayrıca farklı
çalışmalarda yapılan nekropside bezli mide ve kalpte tüberküloz lezyonlarının
bulunduğu saptanmıştır (Akay, 1980; Shitaye ve ark. 2008). Konuyla ilgili olarak,
Akay, (1980), deneysel bir çalışmada, tüberküloz lezyonlarının sırası ile %95
karaciğer, % 90-95 dalak, % 70-80 bağırsak, %90 kemik ilği, %6 böbrek ve % 50
oranında akciğerlerde görüldüğünü bildirmektedir. Bu çalışmada elde edilen
lezyonların dağılımı, genel olarak literatür sonuçlarına benzerlik göstermektedir.
Bu çalışmada bağırsak lezyonu olan 3 tavuktan 1’inde dışkıdan Z-N boyama ve
izolasyonda mikobakteri varlığı pozitif olarak saptandı. Toplanan diğer dışkı
örneklerinde de pozitif bulguya rastlanmadı. Mikobakteri izole edilen ve
bağırsaklarında lezyon görülen hayvanların dışkılarında etkene rastlanmamasının
nedeninin tüberkellerin gelişim periyoduyla ilgili olabileceği düşünüldü.
Bu çalışmada, toplam 18 köy hindisi ve ticari hindiden toplanan 72 organ
örneğinin 1’inde (%1.4) tüberkülozlu karaciğere rastlandı. Hindilerde bozuklukların
en fazla lokalize olduğu organ karaciğer olarak belirlenmiştir (Ghani, 1968;
Gümüşsoy ve ark. 2006). Konuyla ilgili olarak Akay (1980), yaptığı çalışmada 22
hindide lezyonların %81.8’ini karaciğerde olduğunu belirlemiştir. Gümüşsoy ve ark.
(2006), inceledikleri 2 hindide nekropside karaciğerde tüberküloz lezyonları
gözlemişlerdir. Bu çalışmada da hindilere ait tüberküloz lezyonları karaciğerde
görülmüştür. Bu çalışmada toplanan 103 kanatlının organ ve dışkılarından hazılanan
preparatlarda 8 (%7.8) hayvanda Z-N pozitif bulundu. Ayrıca, hazırlanan toplam 488
preparat Z-N boyama yöntemi ile boyandı ve mikroskopik bakıda 45 (%9.2) örnekte
ARB saptandı. Kanatlılardan sağlanan materyallerden Z-N boyama ile ilgili yapılan
çalışmalarda; Shitaye ve ark. (2008), 330 materyalden 15 (% 4.5); Coles ve ark.
(2007), 80 örnekten 12 (%15) ARB pozitif sonuç elde etmiştir. Bu çalışmada elde
edilen Z-N boyama bulguları ile diğer araştırmalardaki tüberküloz lezyonları oranları
52
karşılaştırıldığında, sonuçların Shitaye ve ark. (2008)’nın bulgularından yüksek,
diğer araştırıcıların bulgularından düşük olduğu görüldü. Sonuçlardaki farklılıkların
yukarıda bildirilen kanatlı sayısı, türü (tavuk/hindi), yetiştirme tipi (köy/ticari) ve
materyal sayısı, örnekleme şekli gibi nedenlerden ileri geldiği düşünüldü.
Bu çalışmada incelenen materyallerin orijinleri dikkate alınarak yapılan
değerlendirmede, 45 köy tavuğunun 4’ünde (%8.9) tipik lezyon görüldü. Bu
hayvanlara ait 160 organın 12’sinde (% 7.5) tipik tüberküloz lezyonu saptandı. Aynı
hayvanlardan Toplanan 205 örnekten (organ ve dışkı) hazırlanan preparatların
24’ünde (%11.7) mikroskopik bakıda Z-N boyama ile ARB pozitif sonuç bulundu.
Köy tavuklarından sağlanan materyallerden tüberküloz lezyonu ve ARB pozitif
sonuç verenlerle yapılan çalışmalarda; Shitaye ve ark. (2008), 21 klinik şüpheli
tavuktan 7’sinde (% 33) tüberküloz lezyonları belirlemiştir. Aynı çalışmada 330
materyalin (dışkı ve organ) 15’inde (%4.5) ARB pozitif olarak saptanmıştır.; Tadesse
ve ark. (2004), kanatlı mikobakeriyozis şüpheli 95 tavuktan, 5’inde (%5.3); Coles ve
ark. (2007) 20 tavuktan 3’ünde (%15) iç organlarda tüberküloz lezyonları ve ARB
pozitif sonuç belirlemiştir. Bu çalışmada elde edilen bulgular Shitaye ve ark (2008)
ve Tadesse ve ark’nın (2004) sonuçları ile benzerlik göstermektedir.
Bu çalışmada, 40 ticari tavuğun 3’ünde (%7.5) tipik lezyonlar görüldü.
Toplanan 154 organdan 7’sinde (%4.6) tipik lezyonlar belirlendi. Hazırlanan
preparatların 15’inde (%7.8) Z-N boyama yöntemi ile mikroskopik bakıda ARB
pozitif sonuç bulundu. Kanatlı tüberkülozisi şüpheli tavuklarda yapılan çalışmalarda,
ticari sürülerle yapılan çalışmalarda Gonzalez ve ark. (2002), 8 şüpheli tavuktan 6;
Tantaş ve ark. (1990) ise sekiz bin tavukluk bir sürüde şüpheli 13 tavukta tipik
tüberküloz lezyonu bildirmişlerdir. Bu çalışmada tipik tüberküloz lezyonlu tavuk
sayısı, diğer çalışmalarda elde edilen tipik lezyonlu hayvan sayılarına göre düşük
bulundu. Bunun nedeni şüpheli hayvanların seçim kriteri, hayvanların yaşı ve kümes
hijyeni olabilir.
53
Bu çalışmada kültür amacıyla 103 hindi ve tavuktan alınan toplam 488
materyalin 19 (%3.9) ’undan mikobakteri izolasyonu yapıldı. Konuyla ilgili olarak,
Ertürk ve Pamukçu (1974), farklı tavuklardan aldıkları 531 materyalin 18 (%3.4)’ini
mikobakteriyozis yönünden pozitif olarak saptamışlardır. Hoop ve ark. (1996)
İsviçre’de yaptığı bir çalışmada ise, 5345 hayvandan alınan materyal,
mikobakteriyozis yönünden incelenmiş ve sonuçta 204 (%3.8) örnekte hastalık
varlığı tespit edilmiştir. Keymer ve ark. (1982), 5177 hayvandan alınan materyal;
kanatlı mikobakteriyozisi yönünden incelenmiş ve sonuçta 112 (%2.2) hayvanda
kanatlı mikobakteriyozisi varlığı saptanmıştır. Hollanda’da yapılan başka bir
çalışmada ise 11662 hayvan kanatlı mikobakteriyozisi yönünden incelenmiş ve 82
(% 0.7) düzeyinde kanatlı mikobakteriyozisi bulunmuştur (Smit ve ark., 1987).
A.B.D.’de yapılan çalışmalarda, Tell ve ark. (2003a), kanatlı mikobakteriyozisi
şüpheli 32 materyalde, % 12.5 oranında mikobakteri izolasyonu bildirmişlerdir.
Yunanistan’da yapılan bir çalışmada, Ikonomopoulos ve ark. (2009), 500 tavuktan
alınan materyali, kanatlı mikobakteriyozisi yönünden incelemişler ve %10 düzeyinde
pozitiflik bulmuşlardır. Bu çalışmada elde edilen izolasyon oranları ile diğer
araştırmalardaki izolasyon oranları karşılaştırıldığında, bulunan oranlar
Ikonomopoulos ve ark. (2009) ve Tell ve ark. (2003a)’nın bulgularına göre daha
düşük olup diğer araştırıcıların bulgularına benzerlik göstermektedir.
Bu çalışmada, incelenen 45 köy tavuğunun 4’ünde (% 8.9 ) kanatlı
mikobakteriyozisi saptandı. Köy tavuklarından sağlanan materyallerden mikobakteri
izolasyonu ile ilgili yapılan çalışmalarda; Beytut ve ark. (2001), bir köy tavuğundan;
Tadesse ve ark. (2004), 95 köy tavuğundan 6 (%6.3); Shitaye ve ark. (2008), 21
şüpheli tavuktan 16 (%76.2); Coles ve ark. (2007), 20 şüpheli tavuktan 3’ünde (%15)
izolasyon gerçekleştirmişlerdir. Araştırmalarda elde edilen farklı sonuçlar diğer
araştırıcıların kullandıkları besiyerleri ve toplanan tavuk materyallerinin
çoğunluğunun tüberküloz şüpheli hayvanlardan alınan lezyonlu organlardan olması
ile açıklanabilir. Bu çalışmada incelenen 40 ticari tavuğun 3’ünde (%7.5) kanatlı MAA izole
edildi. İncelenen materyallerin orijinleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmede,
54
incelenen 153 ticari tavuk materyalinin, 5’inde (%3.3) mikobakteriyozis belirlendi.
Ticari tavuklardan M. avium izolasyonu farklı ülkelerden bildirilmiştir. Kanada’da,
Mutalib ve Riddell (1988), tavuklarda tüberküloz salgınını tanımlamıştır; İspanya’da
Gonzalez ve ark. (2002), ticari tavuklarda kanatlı mikobakteriyozis salgınını
bildirmişlerdir; Türkiye’de, Tantaş ve ark. (1990), diyette protein miktarını
dengelemek için kullanılan kontamine et ürününde kanatlı mikobakteriyozis
olgusunu bildirmişlerdir. Kanatlı mikobakteryozisine, ticari olarak beslenen
tavuklarda sık olarak rastlanmamaktadır, çünkü bu hayvanlar çok genç yaşlarda
kesime sevkedilmekte, işletme yönetimi ve biyogüvenlik uygulamaları yeterli
düzeyde yapılmaktadır (Mutalib ve Riddell, 1988; Porter, 1998; Gonzalez ve ark.
2002). Bu çalışmada izolasyon oranı olarak düşük düzeyde MAA izole edilmesi
diğer araştırıcıların bulguları ile benzerlik gösterdi.
Bu çalışmada incelenen 18 ticari hindi ve köy hindisinin 1’inde (%5.5) MAA
izolasyonu saptandı. Konuyla ilgili olarak; Ghani, (1968), Clarke ve ark. (2006),
Akay, (1980), Gümüşsoy ve ark. (2006), Mycobacterium avium’u yalnız hindilerin
iç organlarından izole etmişlerdir. Bu çalışmada, evde beslenen bir hindide istisna
olarak karaciğerde granülomlar görüldü ve bir izolasyon yapıldı. MAA, hindilerin
dışkı ve diğer örneklerinde görülmedi. Ticari hindilerde MAA izolasyonunun
olmaması; hayvanların kısa süre içerisinde kesilmesi (4.5-5 ay) ve bu sure içerisinde
infeksiyon gelişememesi şeklinde açıklanabilir.
Bu çalışmada izolasyon amacıyla L-J, 7H10 ve 7H9 besiyerleri kullanıldı. L-
J besiyerlerinde, Middlebrook 7H10’a göre daha fazla sayıda mikobakteri izole
edilmesi nedeni ile bu besiyerinin rutin kullanımının relatif olarak daha uygun
olduğu sonucuna varıldı. Tell ve ark. (2003a), kanatlı mikobakteriyozisinde L-J
besiyerinin kısa sürede fazla sayıda mikobakteri izolasyonunu sağladığını rapor
etmişlerdir. Middlebrook agarda koloni morfolojisi, kontaminantların azlığı gibi
avantajlar sağlamaktadır (Anargyros ve ark. 1990; Stager ve ark. 1991; Wilson ve
ark. 1995). Bu çalışmada elde edilen bulgular, diğer araştırıcıların bulgularına
benzemektedir.
55
Çeşitli hayvan türlerinden izole edilen mikobakteri suşlarının biyokimyasal
testleri bir çok araştırıcı tarafından incelenmiştir. Wayne ve ark. (1974), Levy-
Frebault ve Portales (1992), Quinn ve ark. (1999), M.avium suşların, isoniazid
(1µg/ml) ve TCH (10µg/ml) L-J besiyerinin pozitif sonuç verdiğini ortaya
koymuşlardır. Konu ile ilgili olarak, Thorel ve ark. (1990), M.avium suşlarının 25°C
ve 42°C’de farklı decerede üreme, pigmentasyon oluşturmamasını saptanmıştır.
Diğer araştırcıların yaptıkları çalışmalarda, M.avium suşlarının, %5 NaCl ve Kristal
violet içermeyen MacConkey agar’da üremediğini bildirmişlerdir (Wayne ve ark.,
1974; Levy-Frebault ve Portales, 1992). Bu çalışmada, izole edilen suşların,
isoniazid içeren L-J ve TCH içeren L-J besiyerinde ürediği, 25°C ve 42°C’de farklı
üreme gösterdiği, %5 NaCl ve Kristal violet içermeyen MacConkey agar’da
üremediği belirlendi. Bu sonuçlar diğer araştırıcıların bildirdiği bulgulara uygunluk
göstermektedir.
Bu çalışmada izole edilen etkenlerin mikobakteri olduğu PCR testiyle
doğrulandı. PCR testi sonucunda 16S-rRNA genine spesifik 543 bp büyüklüğünde
bantlar görüldü. Guerrero ve ark. (1995) yaptıkları çalışmada F, 19-mer ve R, 18-mer
primer setini kullanılarak MAC türlere spesifik bantları 427 bp’de elde edilmiştir.
Bu çalışmada izole edilen mikobakteri türleri için elde edilen bulgular,
Ikonomonopoulos ve ark. (2009) bulgularını destekler niteliktedir. Konu ile ilgili
yapılan diğer çalışmalarda tür spesifik nested-PCR çalışmaları da gerçekleştirilmiştir
(Huard ve ark. 2003; Guerrero ve ark. 1995 ; Pavlik ve ark. 2000). Ayrıca moleküler
temelli tekniklerin kullanıldığı çalışmalar da bulunmaktadır (Telenti ve ark. 1993;
Tell ve ark. 2003a). Bu çalışmada elde edilen bulgular, diğer çalışma bulguları ile
birlikte değerlendirildiğinde, PCR tekniğinin özellikle kanatlı mikobakteriyozisi
etkenlerinin rutin teşhisinde yararlı olacağı sonucuna varıldı.
56
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalışmada, toplam 103 kanatlıdan (tavuk ve hindi) 8’inde (%7.8) mikobakteri
izole edildi. Kanatlı mikobakteriyozisi boyama, kültür ve PCR yöntemiyle araştırıldı.
Çalışmada alınan sonuçlar aşağıda verilmiştir.
• Yumurtacı tavuklar ve hindilerden alınan toplam 448 örnekte, 19 mikobakteri
etkeni teşhis edildi.
• 45 köy tavuğundan 4’ünde ve 40 ticari tavuğun 3’ünde olmak üzere toplam
85 tavuğun 7’sinde Mycobacterium avium subsp. avium izole edildi. Kanatlı
mikobakteriyozisinin köy tavuklarında olduğu gibi ticari tavuklarda da
dikkate alınması gerekliliği ortaya konuldu.
• İnfeksiyon hem ticari hem de köy tavuklarında ergin hayvanlarda (18 aylıktan
büyük) belirlendi.
• Toplam 18 hindi’den 1’inde Mycobacterium avium subsp. avium izole
edilmiştir. Bu durum hindi yetiştiriciliğinde de etkenin dikkate alınması
gerekliliğini ortaya koymaktadır.
• Her iki materyal tipinde de, gliserinle zenginleştirilmiş L-J besiyerinde
middlebrook 7H10 agara göre ilk izolasyonda daha fazla pozitif kültür elde
edildi. İnkubasyon süresinin daha kısa olduğu saptandı.
• İzolatların pasajlanarak subkültürlerinin elde edilmesi sırasında L-J
besiyerine göre Middlebrook 7H10 agar ile daha az kontaminant içeren
koloniler elde edildi.
• Kanatlı izolatlarının identifikasyonunda PCR tekniğinin kullanılması suşların
Mycobacterium avium subsp. avium olduğunun doğrulanmasında son derece
hızlı (yaklaşık 4 saat) sonuç verdi.
Bu çalışma kanatlı mikobakteriyozisinin halk sağlığı da düşünülerek gerek
ticari ve gerekse köy tavuğu sürülerinde dikkate alınması gerekliliğini ortaya
koymuştur. Ayrıca, hastalık özellikle yumurtacı sürülerde ve hastalığa duyarlı
diğer tür hayvancılık işletmeleri için ciddi ekonomik kayıplara neden olacak bir
57
tehdit olmaya devam etmektedir. Ayrıca, küçük kanatlı işletmeleri için de gerekli
hijyen uygulamaları ve halk sağlığı eğitimi yaygınlaştırılmalıdır.
58
ÖZET
Kuş Tipi Mikobakteriyozisin Tavuk ve Hindi Sürülerinde Kültür ve PCR Teknikleri ile Teşhisi
Yumurtacı tavuk ve hindi sürülerinde Mycobacterium avium complex (MAC) tarafından oluşturulan kanatlı mikobakteriyozisinin tanısı zordur. Bu çalışmada kanatlılardan alınan organ ve dışkı örnekleri kültür ve Ziehl Neelsen boyama (Z-N) ile asido-rezistans organizmaların tanısı yapılarak değerlendirildi. İzole edilen etkenlerin kuş tipi Mycobacterium avium subsp. avium olduğu Polimeraz Zincir Reaksiyonu (Polymerase Chain Reaction-PCR) ile doğrulandı. Kültür için 3 farklı besiyeri (Gliserollü Lowenstein-Jensen , ADC ile zenginleştirilmiş Middlebrook 7H9 buyyon ve OADC içeren Middlebrook 7H10 agar) kullanılarak, bunların mikobakterileri izole etmekte de başarısı test edildi. Aside-dirençli boyama metodu olarak Z-N tekniği uygulandı. Mikobakteri izolatlarında M. avium subsp. avium’un moleküler identifikasyonu için IS901 genine spesifik primerler ile yapılan PCR testi kullanıldı. Bu çalışma kapsamında toplam 103 tavuk ve hindi kanatlı mikobakteriyozisi yönünden incelendi. Toplam 103 hayvanın 8’inde (%7.8) Mycobacterium avium subsp. avium izole edildi. İzolasyon yapılan toplam 8 kanatlının 7’sinde (6 tavuk ve 1 hindi) nekropside lezyon görülmesine karşın 1 tavukta lezyona rastlanmadı. İncelenen materyallerde, mikobakteri izolasyon oranları 40 ticari tavukta 3 (% 7.5), 45 köy tavuğunda 4 (%8.9) ve 18 hindide 1 (% 5.5) olarak belirlendi. Toplam 385 doku örneğinin 20’sinde (%5.19) tipik tüberküloz lezyonları görüldü. Direkt mikroskobik muayene ile 488 örneğin 45’inde (% 9.2) asido-rezistans bakteriler (ARB) görüldü. Kültür “Gold standart” test olarak kabul edildi. Diğer besiyerleriyle karşılaştırıldığında L-J besiyeri ile daha fazla sayıda pozitif kültür elde edildi. Mikobakteri izolatlarının PCR testi ile değerlendirmesi sonucunda, 18 (% 4.67) izolatın Mycobacterium avium subsp. avium, 1 izolatın ise Mycobacterium spp. olduğu saptandı. Bu çalışmada elde edilen bulgular açısından ticari ve köy kanatlı sürüleri arasında önemli farklılıklar bulunmadı (p>0.05). Sonuç olarak, kanatlı mikobakteriyozisi şüphesiyle getirilen tavuk ve hindilerden M. avium subsp. avium üredi ve izolasyon amacıyla L-J’in Middlebrook 7H10 agar’a göre daha etkin olduğu saptandı. İzole edilen suşların doğrulanmasında moleküler tekniklerin teşhiste kullanılabilirliği ortaya konuldu. M. avium subsp. avium’ un kanatlı yetiştiriciliği ve halk sağlığı yönünden dikkate alınması gerektiği sonucuna varıldı.
Anahtar Sözcükler: hindi, Mikobakteri, PCR, yumurtacı tavuk,
59
SUMMARY
Diagnosis of Avian Mycobacteriosis in Layers and Turkey Flocks by Culture and PCR Techniques Diagnosis of avian mycobacteriosis in layer hens and turkeys, caused by Mycobacterium avium complex (MAC), is problematic. In this study, culture and Ziehl-Neelsen stain (Z-N) were used to detect acid-fast orgamisms in tissue and fecal samples. The isolates were confirmed using Polymerase chain reaction (PCR). Three different culture media (Lowentein-Jensen [L-J] with glycerol, Middlebrook 7H9 broth supplemented with ADC and Middlebrook 7H10 agar with OADC were tested to determine which medium had the greatest success in isolating mycobacteria. Acid-fast staining method included Ziehl-Neelsen (Z-N) technique was applied. The PCR assay was applied to identificate M. avium subsp. avium from mycobacterium isolates using specific primers to IS901 gene. Mycobacterium avium subsp. avium was cultured from 8 (7.8%) of 103 layer hens and turkeys. From a total of 8 nekropsied birds, 7 (6 layer hens and 1 turkey) birds with tuberculous lesions and 1 bird without lesions showed growth on mycobacterial medium. Considering to the origins of materials examined, mycobacteria were detected in 3 (7.5%) from 40 commercial, in 4 (8.9%) from 45 backyard hens, and in 1 (5.5 %) of 18 turkeys. Typical tuberclous lesions were observed in 20 (5.19%) samples out of 385 organs. Acid-fast bacilli (AFB) were detected in 45 (% 9.2) out of 488 samples following direct microscopic examination. Culture was considered the gold standard. Compared with other culture media, L-J yielded more positive cultures and greater numbers of colonies on positive tubes, and incubation times were shorter. From a total of 19 isolates 18 were found belonging to Mycobacterium avium subsp. avium, and only 1 was identified as Mycobacterium spp. From the results of this study, no significant differences were detected between commercial and backyard poultry flocks (p>0.05). In conclusion, M. avium subsp. avium was isolated from mycobacteriosis suspected hens and turkeys and L-J medium was determined to be more effective than Middlebrook 7H10 agar concerning bacterial isolations. The feasibility of molecular techniques for confirmation of laboratory diagnosis of isolated strains had been stated. Key words: layer hens, Mycobacterium, PCR, turkeys.
60
KAYNAKLAR
AKAY, Ö. (1980). Hindi Tüberküloz Etkenlerinin İzolasyon, İdentifikasyon, Tiplendirilmesi ile Deneysel Hindi Tüberkülozisinde Allerjik ve Serolojik Yöntemlerin Uygulanmsı Üzerinde Araştırmalar. Doçentlik Tezi. Ankara Üniv. Vet. Fak., Ankara. AKAY, Ö. (1999). Aside-Dirençli Bakteriler. In.: Özel Mikrobiyoloji. Arda, M., Minbay, A., Leloğlu, N., Aydın, N., Kahraman, M., Akay, Ö., İlgaz, A., İzgür, M., Diker, K.S. Medisan Yayınevi. 4. baskı. Ankara, s.: 180-202. AKAY, Ö. (2002). Tüberkülozis. In:Kanatlı Hayvan Hastalıkları. Ed.: M. İzgür, M. Akan. Medisan Yayınevi. 1. baskı. Ankara, s.: 101-104. ANARGYROS, P., DAVID, S.J., LIM. I.S.L. (1990). Comparison of improved BACTEC and Lowenstein-Jensen Media for Culture of Mycobacteria from Clinical Specimens. J. Clin. Microbiol. 28: 1288-1291. ARANAZ, A., LIEBANA, E., MATEOS, A., DOMINGUEZ, L. (1997). Laboratory Diagnosis of Avian Mycobacteriosis. Semin. Avian Exot. Pet Med. 6: 9-17. ATLAS, R.M. (2004). Handbook of Microbiological Media. 3rd. Ed. CRC Press, A.D.B., p.: 942-943. BASCUNANA, C.R., KATINKA, B.K. (1996). Detection and Identification of Mycobacteria in Formalin-Fixed, Paraffin-embedded Tissues by Nested-PCR and Restriction Enzyme Analysis. J. Clin. Microbiol. 34: 2351-2355. BAŞKAYA, H., AYDIN, N., AKAY, Ö. (1983). Kanatlı Tüberkulozisinin Teşhisinde Allerjik ve Serolojik Yöntemlerin Karşılaştırılması Üzerine Bir Araştırma. A. Ü.. Vet. Fak. Derg. 30: 440-448. BENNETT, R.M., CHRISTIANSEN, K., CLIFTON, R.S. (1999). Direct costs of endemic diseases of farm animals in Great Britain. Vet. Record. 145: 376- 377.
BENSON, C.A., ELLNER, J.J. (1993). Mycobacterium avium complex infection and AIDS: advances in theory and practice. Clin. Infect. Dis. 17:7-20.
BERMUDEZ, L. (1994). Immunobiology of Mycobacterium avium. Eur. J. Clin. Microbiol. Infect. Dis. 13: 1000-1006. BEYTUT, E., ATABAY, H.İ., AKÇA, A.(2001). Tuberculosis and Sarcosporidiosis in the Periorbital location in a hen. Kafkas Üniv. Vet. Fak. Derg. 7: 213-217.
61
BIET, F., BOSCHIROLI, M.L., THOREL, M.F., GULLOTEAU, L.A. (2005). Zoonotic aspects of Mycobacterium bovis and Mycobacterium avium-intracellulare complex (MAC). Vet. Res. 36: 411-136. BOTTGER, E.C., TESKE, A., KIRSCHNER, P., BOST, S., CHANG, H.R., BEER, V., HIRSCHEL,B.(1992). Disseminated Mycobacterium genavense infection in patients with AIDS. Lancet. 340: 76-80. BOWES, V. (1993). Avian tuberculosis in ostrich. Can. Vet. J. 34: 758. BRENNAN, P.J., NIKAIDO, H. (1995). The envelope of Mycobacteria. Annu. Rev. Biochem. 64: 29-63. BROWN, A. E. (2001). Acid-Fast Staining: Ziehl-Neelsen Method. In: Microbiological Applications (Laboratory Manual in General Microbiology 8th. Ed. McGrow-Hill Companies, A. B. D., p.:69. CHASKES, S. (2008). Stains for light Microscopy. In.: Practical Handbook of Microbiology. Ed.: E.GOLDMAN, L.H. GREEN. 2nd ed. CRC PRESS, A.B.D. p.: 41-42. CHEVRIER, D., OPRISAN, G., MARESCA, A., MATSIOTA-BERNARD, P., GUESDON, J. (1999). Isolation of a specific DNA fragment and development of a PCR-based method for the detection of Mycobacterium genavense. FEMS Immunol. Med. Microbiol. 23: 243-252. CLARKE, K.R.; FIRLGERALD, S.D.; HATTEY, J.A.; BOLIN, C.A.; BERRY,
D.E.; CHURCH, S.V.; REED, W.M. (2006). Experimental inoculation of wild turkeys (Meleagris gallopavo) with Mycobacterium bovis. Avian Diseases. 50: 131-134.
COLES, C., CICUTA, M.E., ZUMARRAGA, M., ETCHETCHOURY, I., LERTORA, J., RAMIRAZ, G.V. (2007). Avian Mycobacteriosis in chickens from a rural area of Argentina. Rev. Vet. 18: 72-77. COLLINS, P., MATTHEWS, P., MCDIARMID, A., BROWN, A. (1983). The pathogenicity of Mycobacterium avium and related mycobacteria for experimental animals. J. Med. Microbiol. 16: 27-35. CONVILLE, P.S., WITEBSKY, F.G. (1998). Variable Affecting Results of Sodium Chloride Tolerance Test for Identification of Rapidly Growing Mycobacetria. J. Clin. Microbiol. 36: 1555-1559. CROMIE, R.L., BROWN, M.J., PRICE, D.J., STANFORD, J.L. (1991). Susceptibility of captive wildfowl to avian tuberculosis: the importance of genetic and environmental factors. Tubercle. 72: 105-109.
62
CROMIE, R.L., BROWNI, M.J., FORBES, N.A., MORGANS, J., STANFORD, J.L. (1993). A comparison and evaluation of techniques for diagnosis of avian tuberculosis in wildfowl. Avian Pathol. 22: 617-630. CROMIE, R.L., ASH, .N.J., BROWN, J.M., STANFORD, J.L. (2000). Avian immune responses to Mycobacterium avium: the wildfowl example. Develop. Comp. Immunol. 24: 169-185. DAVIS, G.B., WATSON, P.R., BILLING, A.E. (1984). Tuberculosis in a kiwi (Apteryx mantelli). N. Z. Vet. J. 32: 3-30. DONELEY, R.T.J., GIBSON, J.A., THONE, D., COUSINS, D.V. (1999). Mycobacterial infection in an ostrich. Aust. Vet. J. 77: 368-370. DVORSKA, L., BULL, T.J., BARTOS, M., MATLOVA, L., AVASTOVA, P.,
WESTON, R.T., KINTR, J., PARMOVA, I., VAN, S.D., PAVLIK, I. (2003). A standardised restriction fragment length polymerasim (RFLP) method for typing Mycobacterium avium isolates links IS901 with virulence for birds.J. Microbiol. Methods. 55: 11-27.
DVORSKA, L., MALTOVA, W.Y., AYELE, L., FISCHER, O.A., AMEMORI, T.,
WESTON, R.T., ALVAREZ, J., BERAN, V., MORAVKOVA, M., PAVLIK, I. (2007). Avian tuberculosis in naturally infected captive water birds of the Ardeideae and Threskiornithidae families studied by serotyping,IS901 RFLP typing, and virulence for poultry. Vet. Mic. 119: 366-374.
ERTÜRK, E., PAMUKÇU, A.M. (1974). 1933-1975 Yılları Arasında Ankara ve
Yöresinde Kanatlı Hayvanlarda Rastlanan Hastalık ve Tümör Olayları. A. Ü. Vet. Fak. Derg. 21: 13-20.
FALKINHAM, J.O., GEORGE, K.L., PARKER, B.C., GRUFT, H. (1984). In vitro
susceptibility of human and environmental isolates of Mycobacterium avium, M. intracellulare, and M. scrofulaceum to heavy-metal salts and oxyanions. Antimicrob Agents Chemother. 25: 137–139.
FERGUSON, S.H., WALLACE, L.J., DUNBAR, F., CACCIATORE, R. (1969). Mycobacterium intracellulare (Battey bacillus) infection in a Florida wood duck (Aix sponsa). Am. Rev. Resp. Dis. 100: 876-879. FIELD, A. (2009). Discovering Statisitics Using SPSS. SAGE Publication Ltd. 3. ed. London. p.687-688. GHANI, Z.G.A. (1968). The diagnosis of Avian Tuberculosis in a turkey in Iraq. Vet. Rec. 16: 508. GILL, I.J., BLANDY, M.L. (1986). Control of avian tuberculosis in a commercial poultry flock. Aust. Vet. J. 63: 422-423.
63
GOLDMAN, E., GREEN. L.H. (2009). Practical Handbook of Microbiology. CRC Press. 2. ed. FL, ABD. pp. 41. GONZALEZ, M., BERTOS, A.R., GIMENO, I., FLORES, J.M., PZARRO, M. (2002). Outbreak of avian tuberculosis in 48-week old commercial layerhen flock. Avian Dis. 46: 1055-1061. GRANGE, J.M., YATES, D.M., BROUGHTON, E. (1990). A review: the tubercle bacillus and it’s relative. J. Appl. Bacteriol. 68: 411-431. GRANGE, J. M., YATES, M. Y., KANTOR, H, N. (1996). Emerging and other
Communicable Diseases, Surveillance and Control. 2nd ed. WHO/EMC/ZOO/96.4. p.: 1- 10.Erişim:(whqlibdoc.who.int/hq/1996/WHO_EMC_ZOO_96.4.pdf). Erişim tarihi: 10.04.2009.
GROSS, W.B., FALKINHAM, J.D., PAYEUR, J.B. (1989). Effect of environmental-genetic interactions on Mycobacterium avium challenge infection. Avian Dis. 33: 411-415. GUERRERO, C.C., BERNASCONI, D., BURKI, T., BODMER, T., TELENTI, A.
(1995). A novel insertion element from Mycobacterium avium, IS1245, is a specific target for analysis of strain relatedness. J.Clin. Microbiol. 33: 304-307.
GÜMÜŞSOY, K.S., BEYAZ, L., AYDIN, F., ÖZCAN, M., ATASEVER, A. (2006). Avian tuberculosis in Kayseri zoo. Erciyes Üniv. Vet. Fak. Derg. 3: 25-28. HAWKEY, C., KOCK, R.A., HENDERSON, G.M., CINDERY, R.N. (1990). Haematological Changes in Domestic fowl (Gallus gallus) and Cranes (Gruiformes) with Mycobacterium avium infection. Avian Pathol. 19: 223- 234. HEJLICEK, K., TREMEL, F. (1995). Comparison of pathogenesis and epizootology signification of avian mycobacteriosis in different sorts of domestic and free living synanthropic fowl . Vet. Med-Czech. 40: 187-194. HOOP, R.K. (1997). Public health implications of exotic pet mycobacteriosis. Semin. Avian exot. Pet Med. 6: 3-8. HOOP, R.K. (2002). Mycobacterium tuberculosis Infection in a Canary (Serinus canaria L.) and a Blue-Fronted Amazon Parrot (Amazona amazona aestiva). Avian Dis. 46: 502-504. HOOP, R.K., BOTTGER, E.C., OSSENTS, P., SALFINGER, M. (1993). Mycobacteriosis due to Mycobacterium genavense in six pet birds. J. Clin. Microbiol. 31: 990-993.
64
HOOP, R.K., BOTTGER, E.C., PFYFFER, G.E. (1996). Etiological agents of Mycobacteriosis in pet birds between 1986 and 1995. J. Clin. Micrbiol. 34: 991-992. HUARD, R.C., LAZZARINI, C.O., BUTLER, W.R., VANSOOLINGEN, D., HO, J.L. (2003). PCR-based method to differentiate the subspecies of MTB on the basis of genomic deletions. J. Clin. Microbiol. 41: 1637-1650. HUEBNER, R.E., GOOD, R.C., TOKARS, J.I. (1993). Current Practices in Mycobacteriology: Results of a Survey of State Public Health Laboratories. J. Clin. Microbiol. 31: 771-775. IKONOMOPOULOS, J., FRAGKIADAKI, E., LIANDRIS, E., SOTIRAKOGLOU, K., XYLOOURI, E., GAZOULI, M. (2009). Estimation of the spread of pathogenic mycobacteria in organic broiler farms by the polymerase chain reaction. Veterinay Microbiology. 133: 278-282. KEYMER, I.F., JONES, D.M., PUGSLEY, S.L., WAFSWORTH, P.E. (1982). Asurvey of tuberculosis in birds in the Reagent’s Park Gardens of the Zoological Society of London. Avian Pathol. 11: 563-568. KOCK, N.D., KOCK, R.A., WAMBU, J., KAMAU, G.J., MOHAN, K. (1999). Mycobacterium avium-related epizootic in free-ranging lesser flamingos in Kenya. J. Wildl. Dis. 35: 297-300. KUL, O., TUNCA, R., HAZIROĞLU, R., DİKER, K.S., KAHRAMAN, S. (2005).
An out break of avian tuberculosis in peafowl (Pavo cristatus) and pheasants (Phasianus colchicus) in a zoological aviary in Turkey. Vet. Med.-Czech. 50: 446-450.
KUNZE, Z., PORTALES, M.F., MCFADDEN, J.J. (1992). Biologically distinct subtypes of Mycobacterium avium differ in possession of insertion sequence IS901. J. Clin. Microbiol. 30: 2366-2372. KUTSAL, O., SAĞLAM, M. (1988). Güvercinlerde Tüberküloz olgularının değerlendirilmesi. A. Ü. Vet. Fak. Derg. 35: 545-552. LEVY-FREBAULT, V.V., PORTALES, F. (1992). Proposed minimal standards for the genus Mycobacterium. Int. J. Syst. Bacteriol. 42: 315-323. MANAROLLA, G., LIANDRIS, E., PISONI, G., MORONI, P., PICCININI, R., RAMPIN, T. (2007). Mycobacterium genavense and avian polymavirus co- infection in a European Goldfinch (Carduelis carduelis). Avian Path. 36: 423- 426. MORITA, Y., ARIA, M., NOMURA, S., KATSUBE, Y. (1994b). Avian
tuberculosis which occurred in an imported pigeon and the pathogenicity of the isolates. J. Vet. Med. Sci. 56: 585-587.
65
MORITA, Y., MARUYAMA, S., KATSUBE, Y. (1994a). Pathogenicity of Mycobacterim avium serovar 1 isolated from swine in Japan for the first time. J.Vet. Med. Sci. 56: 77-81.
MORITA, Y., MARUYAMA, S., KATSUBE, Y. (1999). Pathogenicity of Mycobacterium avium complex serovar 9 isolated from painted quail (Excalfactoria chinensis). J. Vet. Med. Sci. 61: 1309-1312. MUTALIB, A.A., RIDDELL, C. (1988). Epizootiology and pathology of avian tuberculosis in chickens in Saskatchewan. Can. Vet. J. 29: 840-842. ODIAWO, G.O., MUKURIRA, J.M. (1988). Avian cerebral tuberculosis. Vet. Rec. 122: 279-280. ÖZCAN, K., BEYTUT, E., AYDIN, F., TUZCU, M. (2001). Tuberculosis in geese (Anser anser). Avian Dis. 45: 755-759. PAINTER, K.S. (1997). Avian tuberculosis caused by Mycobacterium avium serotype-3 in captive wildlife. Vet. Rec. 140: 457-458. PANIGRAPHY, B., CLATRK, E.D., HALL, C.F. (1983). Mycobacteriosis in psittacine birds. Avian Dis. 27: 1166-1168. PAVLIK, I., SVASTOVA, P., BARTL, J., DVORSKA, L., RYCHLIK, I. (2000). Relationship between IS901 in the Mycobacterium avium complex strains isolated from birds, animals, humans, and the environment and virulence for poultry. Clin. Diagn. Lab. Immunol. 7: 212-217. POCKNEL, A.M., MILLER, B.J., NEUTFELD, J.L., GRAHN, B.H. (1996). Conjunctival mycobacteriosis in two emus (Dromaius novaehollandiae). Vet. Pathol. 33: 346-348. PORTALES, F.L., REALINI, L., BAUWENS, B., HIRSCHELS, W.M., MEYERS,
M., MEURICHY, W.M. (1996). Mycobacteriosis caused by Mycobacterium genavense in birds kept in a zoo: 11-year survey. J. Clin. Microbiol. 34: 319-323.
PORTER, R.E. (1998). Bacterial enteritides of poultry. Poultry Science. 77: 1159-
1165. PRIMM, T., LUCERO, P. CHRISTEI, A., FALKINHAM, J.O. (2004). Health impacts of environmental mycobacteria. Clin. Microbiol. Rev. 17: 98-106. QUINN, P.J., CARTER, M.E., MARKEY, M.E., CARTER, G.R. (1999). Clinical Veterinary Microbiology. MOSBY, London, U.K. p.: 161.
66
RASTOGI, N., BARROW, W.W. (1994). Cell envelope constituents and the multifaceted nature of Mycobacterium avium pathogenicity and drug resistance. Res. Microbiol. 145: 243-252. REALINI, L., RIDDER, K., PALMINO, J., HIRSCHEL, B., PORTALES, F. (1998). Microaeriphilic conditions promote growth of Mycobacterium genavense. J. Clin. Microbiol. 36: 2565-2570. REALINI, L., STUYTP, V., RIDDER, K., HIRSCHEL, B., PORTALES, F. (1997). Inhibitory effects of Polyoxyethylene staerate, PANTA, and neutral Phon growth of Mycobacterium genavense in BACTEC primary cultures. J. Clin. Microbiol. 35: 2791-1794. ROBERT, E., PORTER, J.R. (1998). Bacterial Enteritides of Poultry. Poultry Science. 77: 1159-1165. RUSSELL, A.D. (1996). Activity of biocides against mycobacteria. J. Appl. Bacteriol. 81: 87-101. SALFINGER, M., KAFADER, F.M. (1987). Comparisn of two pretreatment
methods for the detection of mycobacteria of BACTEC and Lowenstein-Jensen slants. J. Micrbiol. Mehtods. 6: 315-321.
SCHAEFER, W.B., BEER, J.V., WOOD, N.A., BOUGHTON, E., JENKINS, P.A., MARKS, J. (1973). A bacteriological study of endemic tuberculosis in birds. J. Hyg., Camb. 71: 549-557. SEZEN, İ.Y., ERER, H., ERGANİŞ, O. (1986). Bir güvercinde tüberküloz olgusu. Selçuk Üniv. Vet. Fak. Derg. 2: 163-166. SHINNICK, T.M., GOOD, R.C. (1994). Mycobacterial Taxonomy. Eur. J. Clin. Micribiol. Infect. Dis. 13: 884-901. SHITAYE, J.E., MALTOVA, L., HORVATHOVA, A., MORAVKOVA, M., BARTOSOVA, L., TREML, F., LAMKA, J., PAVLIK, I. (2008). Mycobacterium avium subsp. avium distribution studied in a naturally infected hen flock and in the environment by culture, serotyping and IS901 RFLP methods. Veterinary Microbiol. 127: 155-164. SINGBEIL, B.A., BICKFORD, A.A., STOLTZ, J.H. (1993). Isolation of Mycobacterium avium ringneck pheasants (Phasianus colchicus). Avian Dis. 37: 612-615. SMIT, T., EGER, A., HAAGSMA, J., BAKHUIZEN, T. (1987). Avian tuberculosis in Wild Birds in the Netherlands. J. Wildl. Dis. 23: 485-487. STAGER, C.E, LIBONATI, J.P., SIDDIQI, S.H., DAVIS, J.R., HOOPER, N.M., BAKER, J.F., CARTER, M.E. (1991). Role of Solid Media When Used in
67
Conjunction with the BACTEC System for Mycobacterial Isolation and Identification. J. Clin.Microbiol. 29: 154-157. SYKES, G.P. (1982). Tuberculosis in a red-tailed hawk (Buteo jamaicensis). J.
Wildl. Dis. 18: 495-499. TADESSE, S., WOLDEMESKEL, M., MOLLA, B., TIBBOS,M., KIDANE, D., MEDHIN, G., BRITTON, S. (2004). Avian Mycobacteriosis in Domestic Chickens from Selected Agro-climatic Regions in Ethiopia. J. Appl. Res. Vet. Med. 2: 17-25. TANAKA, C., MIYAZAWA, T., WARATAI, M., ISHIGURO, N. (2005).
Bacteriological Survey of Feces from Feral Pigeons in Japan. J. Vet. Med. Sci.67: 951-953.
TANTAŞ, A., AK, S., YILMAZ, H. (1990). A case of fowl tuberculosis in which are taken from a poultry farm. İstanbul Üniv. Vet. Fak. Derg. 16: 61-66. TELENTI, A., MARCHES, F., BALZ, M., BALLY, F., BOTTGER, E., BODMER, T. (1993). Rapid Identification of Mycobacteria to the Species Level by Polymerase Chain Reaction and Restriction Enzyme Analysis. J. Clin. Microbiol. 31: 175-178. TELL, L.A., FOLEY, J.M., NEEDHAM, L., WALKER, R.L. (2003a). Diagnosis of Avian Mycobacteriosis: Comparison of Culture, Acid-Fast Stains, and Polymerse Chain Reaction for the Identification of Mycobacterium avium in Experimentally Inoculated Japanese Quail (Cturnix coturnix japonica). Avian Dis. 47: 444-452. TELL, L.A., LEUTENEGGER, C.M., LARSEN,R.S., AGNEW, D.W., KEENER,
L., NEEDHAM, M.L., RIDEOUT, B. (2003b). Real-Time Polymerase Chain Reaction Testing for the Detection of Mycobacterium genavense and Mycobacterium avium complex species in Avian samples. Avian Dis. 47: 1406- 1415.
TELL, L.A., WOOD, L., CROMEI, R.L. (2001). Mycobacteriosis in birds. Rev. Sci. tech. Off. Int. Epiz. 20: 180-203. THOEN, C.O. (1994). Mycobacterium avium infections in animals. Res. Microbiol. 145: 173-177. THOREL, M.F., HUCHZERMEYER, H., MICHEL, A.L. (2001). Mycobacterium avium and Mycobacterium intercellulare infection in mammals. Rev. Sci. Technol. 20: 204-218.
68
THOREL, M.F., HUCHZERMEYER, H., WEISS, R., FONTAINE, J.J. (1997). Mycobacterium avium infections in animals. Literature review. Vet. Res. 28: 439-447. THOREL, M.F., KRICHESKY, M., LEVY, F.V.V. (1990). Numerical taxonomy of
Mycobactin-dependent Mycobacteria, emended description of Mycobacterium avium, and description of Mycobacterium avium subsp. avium nov., Mycobacterium avium subsp. paratuberculosis nov., and Mycobacterium avium subsp. silvaticum. Int. J. Syst. Bacteriol. 40: 254-260.
TORTOLI, E., NANETTI, A., PIERSIMONI, C., CICHERO, P., FARINA, C., MUCIGNAT, G., SCARPARO, C., BARTOLINI, L., VALENTINI, R., NISTA, D., GESU, G., TOSI, C.P., CROVATTO, M., BRUSARROOCO, G. (2001). Performance Assessment of New Multiplex Probe Assay for Identification of Mycobacteria. J. Clin.Microbiol. 39: 1079-1084. VAN der HEYDEN, N. (1997a). Clinical Manifestations of Mycobacteriosis in pet birds. Semin. Avian Exot. Pet Med. 6: 18-24. VAN der HEYDEN, N. (1997b). New Strategies in the Treatment of Avian Mycobacteriosis. Semin. Avian Exot. Pet Med. 6: 25-33. WASHKO, R.M., HOEFER, H., KIEHN, T.E., ARMTRONG, D., DORSINVILLE, G., FRIDEN, T.R. (1998). Mycobacterium tuberculosis infection in a green- winged macaw (Ara chloroptera): report with public health implications. J. Clin. Microbiol. 36: 1101-1102. WAYNE, L.G., ENGBAEKH, H.C., NGELH, H.W.B., FROMANS, S., GROSS, W.,
HAWKINS, J,. KAPPLER,W., KARLSSON, A.G., KLEEBERG, H. H., KRASNOW, I., KUBICA,G. P., MCDURMONCT, C., NEEL, E.E., PA-ITYNS, S.R., SCHRODER, K.H., SHOWALTER, S., TARNOK, I., TSUKAMURMA, M., VERGMANN, B., WOLINSKY, E. (1974). Highly reproducible techniques for use in systematic bacteriology in the genus Mycobacterium: tests for pigment, urea, resistance to sodium chloride, hydrolysis of Tween 80 and P-galactosidase. Int. J. Syst. Bacteriol. 24: 41 2-4 19
WILSON, M.L., STONE, B.L., HILDRED, M.V., REVES, R.R. (1995). Comparison of Recovery Rates for Mycobacteria from BACTEC 12B Vials, Middlebrook 7H11- Selective 7H Biplates, and Lowentein-Jnensen Slants in a Public Health Mycobacteriology Laboratory. J. Clin. Microbiol. 33: 2416-2518. YARDIMCI, H. (2006). Mycobacterium İnfeksiyonları. In: Veteriner Mikrobiyoloji: Bakteriyel Hastalıklar. Ed.: N. Aydın, J. Paracıkoğlu. Medisan Yayınevi, Ankara, s.: 87-107.
69
YODER, S., ARGUETA, C., HOLTZMAN, A., AROSON, T., BERLIN, O.G. TOMASEK, P., GLOVER, N., FROMAN, S., STELMA, G (1999). PCR comparison of Mycobacterium avium isolates obtained from patients and foods. Appl. Environ. Microbiol. 65: 2650-2653.
70
ÖZGEÇMİŞ
I. Bireysel Bilgiler
Adı : KHAIR ELSID
Soyadı : ABDALLA
Doğum yeri ve tarihi : SUDAN, 1970
Uyruğu : SUDAN
Medeni durumu : Bekar
İletişim adresi ve telefonu : [email protected]
0555 543 3881
II. Eğitimi
2005- Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doktora öğrencisi
1997-2000 Bağdad Üniversitesi Veteriner Fakültesi (MSc.), IRAK
1991-1995 Hartum Üniversitesi Veteriner Fakültesi (BSc.), SUDAN
1987-1990 Kosti Lisesi
1983-1986 Tendelti Ortaokulu
1977-1983 Tendelti İlkokulu
Yabancı dili : Türkçe ve İngilizce
III. Ünvanları
1995- Veteriner Hekim
1996- Araştırma Görevlisi
2000- Okutman
IV. Mesleki Deneyimi
Araş. Gör.
V. Üye Olduğu Bilimsel Kuruluşlar
Sudan Veteriner Hekimleri Genel Derneği
Darfur Veteriner Hekimleri Derneği
Nyala Üniversitesi Meclisi
71
VI. Bilimsel İlgi Alanları
Yayınları:
1. ABDALLA, K., MOHAMED, T., KHALIFA, A.A., AL-IZZI, S. (2007).
Transfer of Rhodococcus equi Immunity in guinea pigs by means of
Sensitized Spleen Cells. J. Anim. Vet. Adv., 6: 223-233.
Posterler:
1.SAREYYUPOGLU, B., BABACAN, O., ABDALLA, K. (2009). Design
of Primers for Multiplex PCR Detection of Pathogenic Mycobacteria in Pet
Birds. XVI th. World Veterinary Poulty Congress, 8-12, Nov. 2009,
Marakesh, Morocco.
VII. Bilimsel Etkinlikleri
Tezler:
Transfer of Rhodococcus equi Immunity in guinea pigs by means of
Sensitized Spleen Cells. (2000). Master Tezi. Bağdad Üniv. Vet. Fak.,
Bağdad.
Seminerler:
1-Kazanılmış Genler
2-Atipik (Non-tüberküloz) Mikobakterileri İnfeksiyonlarının Tanı
Yöntemleri ve Zoonotik Önemi.
Katıldığı Kongreler
1- II. Ulusal NBC Sempozyumu (Uluslararası Katılımlı). 08-09 Kasım
2005, GATA-Ankara, Turkey.
2- VII. Ulusal Veteriner Mikrobiyoloji Kongresi (Uluslararsı Katılımlı).
26-28 Eylül 2006. Side-Antalya, Türkiye.