139

LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni
Page 2: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613

LA FONTAİNE’DEN SEÇMELERHzaırlayan Hasan Avni Yüksel

Yayın Yönetmeni Ercan Şen Yayın Koordinatörü Hakkı UsluYayın Sorumlusu - Tashih Çağrı Gürel

Kapak Tasarımı Ekrem AcarDizgi Pınar Balkış

Baskı Korza Yayıncılık Basım San. ve Tic. A.Ş.Yenice Mah. Çubuk Yolu No: 3 Esenboğa / AnkaraSertifika No. 30233

Türkçe yayın hakları MEB, 2017Tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında,yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

1. Baskı 20092. Baskı 2017 (3000 Adet)

ISBN 978-975-11-3237-6

İdare Yeri MEB Destek Hizmetleri Genel MüdürlüğüDers Kitapları ve Yayımlar Daire Başkanlığı, Kültür Yayınları KoordinatörlüğüMEB Beşevler Kampüsü I Blok, 06560 Yenimahalle/ANKARATel. 0312 413 36 48 • Belgegeçer 0312 222 40 85

Satış Yeri MEB Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü Atatürk Bulvarı Millî Müdafaa Cad. No.: 6 Kat: 6 Kızılay/ANKARATel. 0312 413 42 03 • Belgegeçer 0 312 419 20 14

kulturyayinlari.meb.gov.tr • [email protected]

La Fontaine, Jean de, (1621-1695) La Fontaine’den seçmeler / Hazırlayan: Hasan Avni Yüksel. – 2. bsk. -- Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı, 2017.

140 s. ; 19 cm. -- (Millî Eğitim Bakanlığı yayınları ; 6275 . Bilim ve kültür eserleri dizisi ; 1613 . Çocuk yayınları) ISBN 978-975-11-3237-6

1. Masallar. I. Yüksel, Hasan Avni. II. Seriler: .

398.2452

ÇOCUKYAYINLARI

Page 3: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

Ankara, 2017

La Fontaine’den

SeçmelerHazırlayan

Hasan Avni YÜKSEL

Page 4: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

Hasan Avni YÜKSEL1949’da Yozgat-Akdağmadeni’nde doğdu. Ortaöğrenimini, Kayseri Mimar Sinan İlköğretmen Okulunda tamamladı. 1972’de Ankara Yüksek Öğretmen Okulu ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Değişik il ve ilçelerde edebiyat öğretmenliği ve idarecilik yaptı. 1983’te Haccettepe Üniversitesine Türkçe Okutmanı olarak girdi. 1985’te Gazi Üniversitesinde yüksek lisansını, 1990’da Halk Bilimi dalında doktorasını tamamladı. Emekli olana kadar Hacettepe Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu ve Edebiyat Fakültesi Türkçe Biriminde çalıştı.1989-1992 yılları arasında Polonya Jagiellonski Üniversitesinde, 2006-2011 yılları arasında Bosna-Hersek Zenica Devlet Üniversitesinde, 2012 yılında da Makedonya Tetova Shteteror Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Bir yıl kadar Hindistan’da bulundu.Çeşitli edebiyat, sanat ve araştırma dergilerinde, armağan kitaplarında, bazı ulusal ve yerel gazetelerde makale, inceleme, araştırma, eleştiri, derleme ve tanıtım yazıları ile telif hikâyeler yayımladı.1992 yılında Polonya-Türkiye kültürel ilişkilerine katkılarından dolayı Polonya’da Polonya-Türkiye Dostluk Derneğinin “Hizmet Şeref Ödülü”nü aldı.İki yıl İLESAM yönetim kurulu üyeliğinde bulundu.Yayımlanmış çocuk hikayeleri, araştırma ve inceleme kitapları bulunmaktadır.

Page 5: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

İÇİNDEKİLER

Ön Söz ...................................................................................................5La Fontaine...........................................................................................10Karınca ile Ağustos Böceği ......................................................................11Karga ile Tilki .......................................................................................14Öküzü Kıskanan Kurbağa ......................................................................17At ile Eşek .............................................................................................19Kurt ile Köpek .......................................................................................20Tarla Faresi ile Şehir Faresi ....................................................................23Tavşan ile Tilki .....................................................................................26Tilki ile Leylek ......................................................................................28 Saz ile Zeytin Ağacı ...............................................................................31Horoz ile İnci ........................................................................................33Kurt ile Tilkinin Davası ........................................................................35İki Boğa ile Bir Kurbağa ........................................................................37Dişi Köpek ile Arkadaşı ..........................................................................38Aslan ile İyilikbilir Fare .........................................................................40Köpek, Horoz ve Tilki ............................................................................42Oduncu ile Ölüm ..................................................................................44Engerek ile Törpü ...................................................................................46Eşek ile Küçük Köpek .............................................................................47İki Kazan ..............................................................................................49

Page 6: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

Horoz ile Tilki.......................................................................................51Geyik ve Asma Yaprakları .......................................................................53Aslan ve Eşeğin Avcılığı ..........................................................................54Çaylak ile Bülbül ...................................................................................56Kuğu ile Aşçıbaşı ...................................................................................58Aslan Postuna Bürünen Eşek ..................................................................59Kocamış Aslan .......................................................................................60Yiyecek Beğenmeyen Balıkçıl Kuşu ..........................................................61Sokrates ve Evi .......................................................................................63Tavus Tüyüne Bürünen Karga ................................................................64İki Katır ...............................................................................................66Aslan ile Avcı ........................................................................................68Güneş ile Kurbağalar .............................................................................70Tavşan ile Keklik ...................................................................................71Köylü ile Yılan .......................................................................................73Altın Yumurtlayan Tavuk .......................................................................74Ambarda Kalan Gelincik .......................................................................75Hasta Aslan ile Tilki ..............................................................................77Çiftçi ile Çocukları ................................................................................79İhtiyar Aslan ile Aptal Geyik ..................................................................81

Page 7: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

Katır .....................................................................................................87Kuyruksuz Tilki.....................................................................................89Açgözlü Köpek .......................................................................................91Araba ile Sinek ......................................................................................92Sütçü Kadın ile Süt Kabı .......................................................................94İhtiyar ile Eşeği ......................................................................................95Aslan ile Ayı ..........................................................................................97Aslan ile Kurbağa ..................................................................................99Bülbül ile Kırlangıç .............................................................................100Aslan ve Öküzler .................................................................................101Aslan ile Sivrisinek ..............................................................................103Fareler Kurultayı .................................................................................105Gölgesine Hayran Olan Geyik ..............................................................107Köpek ile Eşek ......................................................................................109Aslan ve Danışmanları ........................................................................112Tilki ve Üzüm Salkımları ....................................................................114Geceleri Öten Kuş ................................................................................115Avcı ile Bıldırcın..................................................................................116Kedi ve Fareler ....................................................................................117Tarla Kuşu ve Yavruları .......................................................................119

Page 8: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

İnsan ile Aslan .....................................................................................122Ayı Sana Ne Dedi? ..............................................................................123Tilki ile Maymun ................................................................................125Çiftçi ile Tilki .....................................................................................127Poyraz ile Güneş ..................................................................................128Çiftçi ile Yılan .....................................................................................130Kaplumbağa ile Kartal .........................................................................131Uyuyan Aslan ile Sıçan .......................................................................133Fare ile Kurbağa ..................................................................................134Lamba ................................................................................................136Kurt ile Kuzu ......................................................................................137İhtiyar At ............................................................................................139

Page 9: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 9

İnsan ile Aslan.....................................................................................122Ayı Sana Ne Dedi? ..............................................................................123Tilki ile Maymun................................................................................125Çiftçi ile Tilki .....................................................................................127Poyraz ile Güneş ..................................................................................128Çiftçi ile Yılan.....................................................................................130Kaplumbağa ile Kartal.........................................................................131Uyuyan Aslan ile Sıçan .......................................................................133Fare ile Kurbağa..................................................................................134Lamba ................................................................................................136Kurt ile Kuzu ......................................................................................137İhtiyar At ............................................................................................139

ÖN SÖZ

nlü Fransız şairi La Fontaine’nin derleyip kendi şiir diliyle ka-leme aldığı bu masallarda aslında insanlar ele alınmaktadır.İnsanların bencilliği, korkaklığı, saflığı, yardımseverliği, ha-

inlik ya da kurnazlığı bazen hüzünlü bazen de eğlenceli bir şekilde hayvanlar aracılığıyla ortaya konmaktadır.

Masallarda anlatılmak istenenlerin okuyucu tarafından belir-lenmesi onun zihinsel gelişimi açısından çok önemlidir.

Masal kahramanlarımız bizlere neler söylemek istiyorlar, önce okuyalım sonra da bu söylenenlerden payımıza düşeni çıkaralım.

Ü

Page 10: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

10 •

LA FONTAINE

anınmış bir Fransız şairidir(1621–1695). Varlıklı bir aileninçocuğudur. Hukuk eğitimi almıştır.

Değişik mesleklere ilgi göstermiş ancak bunların hiçbirinde ka-rar kılmamıştır.

Düzensiz bir hayat yaşamasına rağmen çok sayıda eser vermiş-tir. Şiirlerinin yanında tiyatroları da önemlidir.

Kendine has bir anlatım tarzı vardır. Fabl türünün en tanın-mış temsilcisidir. Onu dünyaca ünlü kılan masallarıdır. Ezop’tan ve başka kültürlerden aldığı masalları kendi üslubuyla yeniden kaleme alarak ölümsüzleştirmiştir. Masalları dünya dillerinin çoğuna çev-rilmiştir. Bunlar farklı yazarlar ve şairler tarafından değişik zaman-larda Türkçeye de çevrilmiş ve defalarca basılmıştır.

La Fontaine göre masallar, sosyal hayatın bir aynası olduğu gibi eğitimin de temel kaynaklarındandır.

T

Page 11: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 11

KARINCA İLE AĞUSTOS BÖCEĞİ

avalar soğumuş, kış iyice yaklaşmıştı. Bazı ya-ban hayvanları ve göçmen kuşlar sıcak ülkelere

göçmüş, topraklarını terk etmeyenler ise hazırlıklarını tamamlayıp kapılarını, pencerelerini kapatarak kış uy-kusuna yatmaya başlamışlardı.

Yaşadığı yerleri terk etmeyen canlılardan karınca, yaz boyunca topladığı yiyecekleri kışlık ambarına taşımış, yorgunluğunu gidermek için yuvasının önünde dinle-niyordu.

Karşıdan bir canlının sürüne sürüne kendisine doğru geldiğini gördü. “Bu havada ortalıkta dolaşan şaşkın da kim?” diye mırıldandı. Gelenin ağustos böceği olduğu-nu görünce hayretten ağzı açık kaldı.

Açlıktan neredeyse ölmek üzere olan ağustos böceği, karıncanın yanına geldi ve ona,

‒ Karınca kardeş, açlıktan ölmek üzereyim. Ne olur hayatımı kurtar, bana biraz yiyecek ver, diye yalvardı.

Karınca yerinden doğruldu, ağustos böceğine şöyle

H

Page 12: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

12 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

bir baktı ve elini çenesine götürerek “Hımm!” diyerek sordu:

‒ Yazın seninle karşılaşmıştık değil mi?Ağustos böceği başını kaşıyarak düşünür gibi yaptı

ve ardından,‒ Evet, hatırladım, galiba bir kez karşılaşmıştık,

diye cevap verdi.‒ Ne konuştuğumuzu da hatırladın mı?Ağustos böceği utanarak başını eğdi. Karınca:‒ Ben yaz boyunca yiyecek toplamak için kan ter

içinde çalışırken sen gölgelerde yatıp şarkı söylüyor ve benimle alay ediyordun değil mi?

Ağustos böceği önce hık mık etti ise de ardından şöyle dedi:

‒ Şarkılarımda geçen sözlerden alındıysanız özür di-lerim. Söylediğim şarkılar sadece kendim için değildi. Yaz boyunca otlar arasında ıslık çalıp şarkı söyleyerek kendimden çok diğer hayvanları eğlendirdim, onlara çalışma gücü verdim.

Karınca:‒ Peki, yakında kış gelecek diye hazırlık yapmayı hiç

düşünmedin mi?‒ Düşünmez olur muyum, düşündüm ama havalar

Page 13: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 13

erkenden soğudu. Etrafta yiyecek diye hiçbir şey bula-madım, hepsini toplamışlar.

Karınca, ağustos böceğinin bu sözü üzerine acı acı gülümsedi. İçi yiyecek dolu ambarına şöyle bir göz attı ve ağustos böceğine,

‒ Suçu neden başkalarına atıyorsun, yaz boyunca ıs-lık çalıp şarkı söylediğini kendin söylüyorsun. Şimdi de kış boyunca şarkı söyleyip oyna da aklın başına gelsin, dedi ve kapısını kapattı.

Page 14: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

14 •

KARGA İLE TİLKİ

arganın biri ağzında kocaman bir peynir parçasıile gelip bir dala konmuş. Çok yorulduğu için o

güzelim peyniri biraz soluklanıp ondan sonra ağız tadıy-la yemek istemiş.

Peynir de öyle güzel kokuyormuş ki bir anda çevreyi peynir kokusu sarmış. Tilkinin burnu iyi koku alır der-ler ya, işte öyle olmuş. Diğer hayvanlardan önce kokla-mış bu peynir kokusunu ve bir yumak sarar gibi koklaya koklaya onun kaynağını bulmuş.

Kokunun yükseldiği yerde kafasını kaldırıp bakmış ki bir karga, ağzında koca bir peynir parçası ile süzülüp duruyor. Başlamış kargaya dil dökmeye:

‒ Aman efendim aman, kimleri görüyorum böyle! Sizi gördüğüme bilseniz ne kadar sevindim. Şu duruştaki hey-bete bakın, şu kanatlara, şu göğse, hele de şu peynir tutan gagaya bakın. Şu üzüm karası tüylerin parlaklığına bakın. Karşı kayalıklardaki kartalın size özendiğini söylemişlerdi de inanmamıştım, ne kadar da yanılmışım.

K

Page 15: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 15

Karga bu güzel sözler karşısında bir şey dememiş ama kendisini o ana kadar kimse böyle övmediği için de tilkinin bu sözleri hoşuna gitmiş? “Kartalın sadece adı var.” diye kendi kendine mırıldanmış. Tilki bu, bir iki sözle bırakır mı tuttuğunu? Boş laf parasıyla değil ya, övmeye devam etmiş. Sonunda sözü döndürüp dolaştı-rıp karganın sesine getirmiş:

‒ Bu kadar güzelliğe sahip olan birinin kim bilir sesi nasıldır? Şu ormanda o kadar bülbül sesi dinledim ama hiçbirinden hoşlanmadım. Acaba diyorum; siz karga hazretlerinin sesi de tüyleri gibi parlak, duruşu gibi gör-kemli midir? Dilerim beni bu zevkten mahrum etmez-siniz...

Tilki konuştukça karganın kafası büsbütün karışmış. “Acaba küçük bir şarkı mırıldanıp da şu tilkiyi güzel se-simle büyülesem mi?” diye düşünmüş.

Tilki sanki karganın düşüncelerini okuyormuş gibi devam etmiş:

‒ Ne olur efendim, beni o güzel sesinizden mahrum etmeyin!

Sonunda karga bu övgülere dayanamamış ve bir dos-tun hatırını mı kıracağım diyerek en çok sevdiği bir şar-kıyı söylemeye başlamış.

Tabii ağzını açıp da “Gaak, gak!” diye bağırmaya baş-layınca yemeye kıyamadığı peynir ağzından düşüvermiş.

Page 16: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

16 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Tilkinin de istediği buymuş. Peyniri daha yere düş-meden havada kapıvermiş.

Peynirin tadından dudaklarını yalarken kendisine şaşkın şaşkın bakan kargaya şöyle demiş:

‒ Ya karga efendi, işte böyle! Her söylenene kanma! Senin gibiler olmasa kurnazlar nasıl karın doyururdu. Yalan laflarla geçersen kendinden, sonunda mahrum kalırsın etten ve peynirden.

Karga şaşırıp kalmış buna ve yemin etmiş bir daha aldanmayacağına.

Page 17: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 17

ÖKÜZÜ KISKANAN KURBAĞA

urbağanın biri göl kenarında güneşleniyormuş.O sırada bir öküz su içmeye gelmiş. Kurbağa bir

öküze bakmış, bir de kendine. Öküze baktıkça bakası gelmiş. “Aman Allah’ım!” demiş. “Şu boya posa bakın. O hilal gibi kıvrılan boynuzlar, ta çenesinden göğsüne kadar kıvrım kıvrım sarkan gerdan ve de o vücut...” Hayran olmuş öküze. Sonra dönüp bir de kendine bak-mış, kargacık burgacık bir şey. Bir lokmacık et parçası. Öküzün karşısında kendi hâlinden utanmış.

‒ Afedersiniz, demiş öküze, nasıl bu kadar büyüdünüz?Öküz, ‒ Bilmem, demiş. Büyüdüm işte.Kurbağa, ‒ Ben de sizin kadar büyüyebilir miyim, diye eklemiş. Onun büyüyüp büyümemesi öküze dert değil ya, ‒ Neden olmasın, diye yanıtlamış üzgün kurbağayı.

K

Page 18: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

18 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Kurbağacık, öküzün şaşkın bakışları karşısında başla-mış şişmeye. Şişmiş şişmiş ve,

‒ Nasıl, büyüdüm mü, diye sormuş.Öküz,‒ Evet evet, biraz daha gayret, diye karşılık vermiş. Kurbağa biraz daha şişmiş. Öküz, ‒ Ha gayret, dedikçe zorlamış kendini. Suratı kıpkır-

mızı olmuş. İçinde bir nefeslik bile yer kalmamış. Ökü-zün “Biraz daha, biraz daha!” diye kışkırtması üzerine son bir gayretle ıkınmış, ıkınmış ve sonunda pattadak patlayıvermiş.

Page 19: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 19

AT İLE EŞEK

iftçinin birinin bir atı, bir de eşeği varmış.Bir gün satacağı malları her iki hayvana da yükle-

yip pazarın yolunu tutmuş. Yolda giderlerken eşek çok yorulmuş ve ata dönüp,

‒ Ne olur, şu benim yükümün birazını sen taşı, yok-sa yorgunluktan öleceğim, demiş.

At, eşeğin yalvarmalarını duymazlıktan gelmiş ve ön-den önden yürümeye devam etmiş. Bir müddet daha gidince eşek gerçekten yorgunluktan çatlayıp ölmüş.

Çiftçi ne yapsın, mallarını yol ortasında bırakacak değil ya. Eşeğin taşıdığı ne varsa atın üstüne yüklemiş. Üstelik eşeğin derisini yüzüp onu da atın üstüne atmış. Kan ter içinde kalan at içini çekerek “Gördün mü ba-şıma gelenleri? Ben azıcık yüke katlanamazken şimdi hepsini benim sırtıma vurdular. Üstelik eşeğin derisini de taşıtıyorlar.” demiş.

Ç

Page 20: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

20 •

KURT İLE KÖPEK

çlıktan kemikleri çıkmış bir kurt, mehtaplı birgecede yiyecek bir şeyler ararken besili bir ev

köpeği ile karşılaşmış. Selamlaşıp biraz sohbet ettikten sonra ev köpeğine sormuş:

‒ Merakımı bağışlayın dostum, çok sağlıklı ve keyifli görünüyorsunuz. Benim hâlim ise gördüğün gibi. Bir lokmacık yiyecek için ne zorluklar çekiyorum. Böyle sağlıklı ve keyifli olmanın sırrını bana da söyler misin?

Köpek, kurdun perişan hâline acıyarak şöyle demiş:

‒ Ah dostum, perişan bir durumda olduğuna gerçek-ten üzüldüm. Ben düzenli bir hayat yaşıyorum. Bir elim yağda, bir elim balda. Senin ise düzenli bir hayatın yok. Neden sen de benim gibi düzenli bir iş bulmuyorsun?

Kurt,

‒ Yerim yurdum belli değil, başımı sokacak bir yer bulabilsem hemen devamlı bir iş arayacağım, diye ya-kınmış.

A

Page 21: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 21

Köpek:

‒ Dert ettiğin şeye bak! Bu çok kolay. Beraberce efendimin evine gidelim. Geceleri ben evin bekçiliğini yaparken sen de bana yardımcı olursun.

Kurt, köpeğin bu teklifine çok sevinmiş ve teşekkür edip şöyle demiş:

‒ Artık ormanda hayat çok zorlaştı. Ben de gittikçe yaşlanıyorum. Başımı sokacak bir yer ve her gün karnı-mı doyuracak bir lokma yiyecek bulsam hayattan başka bir şey istemem.

Bu konuşmalardan sonra birlikte köpeğin sahibinin evine doğru yürümeye başlamışlar. Yolda giderlerken kurdun dikkatini bir şey çekmiş ve sormuş:

‒ Merakımı bağışlayın. Boynunuzda bir iz var. O ne-dir acaba?

Köpek geçiştirmeye çalışmış ama kurdun ısrarlı ba-kışları karşısında,

‒ Önemli bir şey değil. Zincirin bağlandığı tasma boynumu biraz sıkmış da, diye karşılık vermiş.

Kurt hayretle bağırmış:

‒ Ne! Yani sen özgür değil misin?

Köpek, mahcup bir şekilde başını öne eğerek demiş ki:

Page 22: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

22 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

‒ Doğrusunu istersen tam özgür değilim. Sahibim gündüzleri beni bağlıyor ama geceleri özgürüm. Hem gündüzleri bağlı olmam benim için iyi olduğu kadar başkaları için de iyi. Bağlı olduğumu bildikleri için in-sanlar etrafımda rahatça dolaşabiliyorlar. Gündüzleri ben istediğim kadar uyuduğumdan geceleri görevimi daha iyi yerine getirebiliyorum.

Kurt, bu söylenenler karşısında şaşırıp kalmış. Bir şeyler söylemek istemiş ama köpek konuşmaya devam etmiş:

‒ Ha, dostum, evde herkes beni seviyor. Sahibim bana kendi artıklarını veriyor. Hizmetçiler de mutfak-tan bana sık sık yemek getiriyor. Özgürlüğüm kısıtlı fa-kat karnım da hiç aç kalmıyor…

Köpek, sözlerine devam ederken, kurdun yanından uzaklaştığını fark etmiş ve seslenmiş:

‒ Hey dostum, nereye gidiyorsun?

Bunun üzerine kurt, köpeğe şöyle demiş:

‒ Sana uğurlar olsun köpek dostum. Sen boynunda tasma ile efendilerine iyi hizmet et. Ben aç da gezsem öz-gürlüğümü senin yediğin o güzel yemeklere değişmem.

Page 23: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 23

TARLA FARESİ İLE ŞEHİR FARESİ

arla faresinin şehirde yaşayan bir arkadaşı varmış. Bir gün onu tarladaki evine yemeğe davet etmiş.

Tarla faresi şehirde yaşamadığı için besili ve bakım-lı değilmiş. Etrafta fazla yiyecek olmadığı için biraz da tutumlu imiş. Bazıları onun bu tutumluluğuna cimrilik diyorlarmış ama hiç de öyle değilmiş; tutumluluk başka, cimrilik başka şeymiş. Dağ başında her şey, hemen iste-diğinde bulunmuyormuş. Yine de arkadaşını memnun etmek için elinden geleni yapmış. En güzel elbiseleri-ni giymiş. En kıymetli kaplarda, en güzel yiyecekleri-ni sunmuş. Bu; arpa taneleri, buğday kırıntıları ve bazı bitki tohumlarından oluşan bir kır ziyafeti sofrasıymış.

Şehir faresi, tarla faresinin sunduğu yiyeceklere du-dak bükerek şöyle demiş:

‒ Ah benim sevgili arkadaşım, günlerini hep bu yi-yeceklerle mi geçiriyorsun? Bu ıssız dağ başlarında taşlar ve odunlar arasında yapayalnız nasıl yaşıyorsun? Şehirde yaşamanın ne demek olduğunu bilsen buralarda bir gün

T

Page 24: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

24 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

bile durmazsın. Senin bu yaşamana hayat mı denir? En iyisi sen benimle gel, bizim evdeki yiyecekleri paylaşır, ikimiz de bolluk içinde yaşarız.

Tarla faresi onun bu sözlerine inanmış. Birlikte şehre doğru yola çıkmışlar. Gece yarısı şehrin etrafını çevreleyen duvardaki bir delikten gizlice içeri girmişler. Gizlene gizle-ne ve binbir güçlükle şehirli farenin evine gelmişler.

Evin yemek salonundaki masada bir ziyafetten kal-mış çeşitli yiyecek artıkları duruyormuş. Şehir faresi, hemen ev sahibi olarak arkadaşının önüne çeşit çeşit nefis yiyecekler koymuş. Tarla faresi bu kadar yiyecek karşısında şaşırmış ve “Ben ne ettim de bugüne kadar tarlalarda ömür tükettim.” diye mırıldanmış.

Şehir faresi, tarla faresinin o perişan hayatı karşısın-da kendisinin ne kadar lüks içinde yaşadığını gösterdiği için gururlanıyor ve onun etrafında çalımlı çalımlı do-lanıyormuş.

Bu sırada dışarıdan sesler gelmiş. İkisi de kaçarak he-men bir deliğe girmişler.

Tarla faresi merakla sormuş:

‒ Bu sesler de neydi?

‒ Merak etme, demiş şehir faresi, onlar efendinin kö-pekleri.

Page 25: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 25

Tarla faresi,

‒ Köpekler mi, diyerek bundan hoşlanmadığını be-lirtmiş.

Sesler kesilince saklandıkları yerden çıkmışlar ve tekrar yemeye başlamışlar. Tarla faresi peynir tabağına uzandığı sırada, birden kapı açılmış ve içeri bir hizmetçi girmiş.

Fareler, apar topar en yakındaki deliğe kendilerini zor atmışlar. Hizmetçi işlerini bitirene kadar delikte nefesle-rini tutarak korku içinde beklemişler. Bu durum birkaç defa tekrar edince tarla faresi arkadaşına şöyle demiş:

‒ Kapı her açıldığında biz hemen bir deliğe mi sak-lanacağız?

Şehir faresi,

‒ Ne olacak canım, oyun gibi bir şey işte, diye geçiş-tirmeye çalışmış.

Tarla faresi bu durumdan hiç hoşlanmamış ve arka-daşına,

‒ Ben gidiyorum dostum, sen istersen kal. Ben her an korku içinde yaşayamam. Tarlalarda huzur içinde ye-diğim buğday ve arpa tanelerini senin korkarak yediğin bu güzel yemeklere tercih ederim, diyerek oradan uzak-laşmış.

Page 26: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

TAVŞAN İLE TİLKİ

avşan ile tilki ormanda karşılaşmışlar. Hoşbeşten son-ra tavşan, merakını yenememiş ve tilkiye sormuş:

‒ Tilki kardeş, eğer kızmazsanız size bir şey sormak istiyorum!

Tilki:‒ Neden kızayım efendim, sormak ayıp değil ya. Ne

sormak istiyorsanız sorun.Bu cevap üzerine tavşan merakını gidermek için sormuş:‒ Senin için “İşini bilir, o her işten kazançlı çıkar.”

diyorlar. Bu doğru mu?Tilki böyle bir fırsatı kaçırmamış ve hemen cevap

vermiş:‒ Öyle derler. Gözünle görmek istersen bir ara be-

nim evime gel, hem birlikte yemek de yeriz.Tavşan “Gene iyi bir ziyafete konduk.” diye hemen

tilkinin peşine düşmüş.

26 •

T

Page 27: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 27

Tilkinin evine geldiklerinde tavşan bakmış ortada bir şey yok. Dişe dokunur sadece kendisi var. O an aklı başına gelmiş ama artık çok geçmiş. Titreyerek tilkiye şöyle demiş:

‒ Şimdi anladım sana niçin işini bilir dediklerini.

Page 28: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

28 •

TİLKİ İLE LEYLEK

ilki karada, leylek ise hem suda hem de karada avlanıyormuş. Tilki bir gün tok, beş gün aç ge-

zerken leylek sevdiğini yiyor, sevmediğini bırakıyormuş. Yani leyleğin yiyecek diye bir derdi yokmuş...

Nasıl olduysa olmuş, tilki ile leylek dost olmuş. Ol-muş ama tilki, o güne kadar leylek ile olan dostluğun-dan bir fayda görmemiş. Hem onun kendisine yukarı-dan bakıp gagasını taklatmasından da hiç mi hiç hoşlan-mıyormuş. Bir gün ne düşündüyse düşünmüş ve leyleği yemeğe davet etmiş:

‒ Sevgili dostum, bir akşam yemeğini bizde yiyelim. İnşallah beni kırmazsın, demiş.

Leylek uzun gagasını tak tak vurarak,

‒ Dostun daveti kırılır mı, elbette gelirim, diye kar-şılık vermiş.

Leylek, davet günü yakındaki gölde yıkanıp temiz-lenmiş ve gagasında gölden yakaladığı taze bir balıkla

T

Page 29: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 29

tilkinin evine gitmiş. Hoşbeşten sonra tilki, leyleği sof-raya davet etmiş. Leylek hemen mis gibi kokan yemek-lerin yanına gelmiş. Fakat yemekler hep suluymuş ve hepsi de düz tabaklara konmuş.

Leylek, gagasını tabakta taklatıp durmuş ama bir lok-macık bir şey yiyememiş. Tilki hem yan gözle leyleği sey-rediyor hem de önündeki yemekleri şapur şupur yiyor-muş. Leylek kibarlığından bir şey diyememiş.

Tilki,

‒ Yemeklerimi nasıl buldunuz, diye sorunca leylek hiç bozuntuya vermemiş.

‒ Güzel, eline sağlık, demiş.

Gururuna yedirip de tilkiye orada haddini bildire-memiş ama onun yaptığını da hiç unutmamış.

Yine birlikte oldukları bir gün leylek,

‒ Ne zamandır seni yemeğe davet etmek istiyordum. Eğer bir işin yoksa yarın bana yemeğe gelir misin, demiş.

Tilki,

‒ Elbette gelirim, diyerek hemen bu davetin üzerine atlamış.

Tilki gün boyunca bu daveti düşünmüş, ava çıkıp da karnını abur cubur şeylerle doldurmak istememiş. Aklından neler geçmiş neler. Çalılara sürünüp tüylerini

Page 30: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

taramış ve ağzında bir demet çiçekle leyleğin kapısını tıklatmış.

Leylek, sofrayı bahçede hazırlamış. Tilki ne var ne yok diye havayı şöyle bir koklamış. Yemekler mis gibi koku-yormuş. Deniz ürünleri ve kızarmış etler geçmiş aklından.

Hoşbeşten sonra leylek, tilki dostunu sofraya davet etmiş. Etmiş ama tabaklar vazo gibi uzun uzunmuş, ağız-ları da dapdar. Başını sokmaya çalışmış olmamış, dilini uzatmış yine olmamış. O kadar uğraşmış ama bir lokma bile yiyememiş. Kendi yaptıklarını hatırlayınca utanmış, bir şey diyememiş.

Leylek uzun gagasını daldırıp daldırıp yemiş o lop lop etleri, istiridyeleri, balıkları.

Leylek,

‒ Nasıl dostum, beğendin mi yemekleri, diye sorun-ca tilki kem küm etmiş, bir şey yiyemediğini söyleyeme-miş. Tilkiliğinden utanmış ve kuyruğunu bacaklarının arasına sokarak aç karınla evinin yolunu tutmuş.

30 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Page 31: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 31

SAZ İLE ZEYTİN AĞACI

öl kıyısında yaşayan saz bitkisi ile zeytin ağacı soh-bet ederlerken söz dönüp dolaşıp dayanıklılık ko-

nusuna gelmiş.Sen dayanıklısın, ben dayanıklıyım derken başlamış-

lar tartışmaya.Zeytin ağacı sazın konuşmalarına çok sinirlenmiş,‒ Sen kim oluyorsun da benimle boy ölçüşüyorsun!

Şu cılız hâline bak! Hafif bir yel esse iki büklüm olur-sun, demiş.

Bu söz üzerine saz hiç sesini çıkarmamış.Tam o sırada sert bir rüzgâr esmeye başlamış. Saz,

rüzgârın şiddeti karşısında sallanmaya başlamış. Hatta defalarca yerlere dek eğilmiş ama kırılmamış, yine de ayağa kalkmış.

Zeytin ağacı ne yapmış dersiniz? Zeytin ağacı, daya-naklılığına güvenerek rüzgâra karşı var gücüyle direnmiş.

Rüzgâr, zeytin ağacının kendisine kafa tuttuğunu görünce öfkelenmiş ve hızını daha da artırmış. Bütün

G

Page 32: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

32 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

gücüyle direnen zeytin ağacı, kökleriyle toprağa sımsıkı sarılmış ama onun bu hareketi, rüzgârın öfkesini daha da artırmaktan başka bir işe yaramamış ve zeytin ağacını kökünden söküp atmış.

Page 33: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 33

HOROZ İLE İNCİ

orozun biri çöplükte yiyecek ararken bir inci bu-lur. İri bir darı sanır önce. Gagasıyla şöyle bir iki

didikleyerek “I ıh, bu darı değil, ben de yiyecek bir şey sanmıştım.” der. Fakat kaldırıp atmak istemez. Boynuna taksa kim bilir tavuklar ne kadar güler. Hem bu şey ken-di tüylerinin parlaklığı, ibiğinin canlılığı karşısında ne işe yarar. “En iyisi, ben bunu kuyumcuya götüreyim.” diye düşünür.

Gagasında inciyle kuyumcunun kapısını tıklatır. Kuyumcu,‒ Hayrola bay horoz, sabah sabah ne işin var benim

kapımda, diye sorunca horoz inciyi göstererek,‒ Galiba bu kıymetli bir şey. Anlarsınız diye size ge-

tirdim. Bir bakıverin şuna, der ve inciyi kuyumcunun avucuna bırakır.

Kuyumcu, onun değerli bir mücevher olduğunu he-men anlar. Ucuza almak için yalancıktan evirir çevirir.

H

Page 34: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

34 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Bunu fark eden horoz sabırsızlanır ve kuyumcuya şöyle der:

‒ Bunu alın da bana biraz darı verin, o benim daha çok işime yarar.

Page 35: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 35

KURT İLE TİLKİNİN DAVASI

urdun biri soyulduğunu iddia ederek mahkeme-ye başvurmuş. Hâkim ise bir maymun.

Kurt demiş:‒ Hâkim bey, komşum tilkiden şikâyetçiyim. Çünkü

alın terimle kazandığım malımı çaldı.Tilki hemen itiraz etmiş:‒ Yalan söylüyor hâkim bey, ben bir şeyini çalmadım.Kurt:‒ Asıl o yalan söylüyor. Ondan başka komşum yok.

Başka kim çalabilir?Tilki:‒ İftira hâkim bey, ben komşumun malını çalacak

kadar alçak bir hayvan değilim.Kurt:‒ Hayır, çaldın.Tilki:‒ Çalmadım diyorum, ispat et o zaman.

K

Page 36: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

36 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Kurt:‒ Senin gibi bir komşumun olması bunun en iyi is-

patı değil mi?Hâkim, bir tilkiyi dinlemiş, bir kurdu. Kafası karış-

mış. Meslek hayatı boyunca böyle bir dava görmemiş. İkisi de arsız, ne laftan anlıyorlar ne sözden. Çaldın çal-madım derken bakmış iş kavgaya dönüyor, tokmağını masaya kuvvetlice vurarak,

‒ Dinleyin beni, hükmümü bildiriyorum, demiş. İkinizi de eskiden beri tanıyorum. Bu sizin ilk kavganız da değil. İkinizi de cezalandırıyorum.

Bu duruma kurt da tilki de şaşırıp kalmış.Hâkim, ‒ Sen malım çalındı diye iftira ediyorsun kurt efendi.

Senin komşun olması onun hırsız olduğunu göstermez. Sana gelince bay tilki, sen de her zaman çalıyorsun, di-yerek ikisini de makamından kovmuş.

Page 37: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 37

İKİ BOĞA İLE BİR KURBAĞA

ki boğa bir ineği paylaşamadıkları için kavga et-meye başlamışlar. Hem öyle bir kavga ki sonunda

mutlaka biri ölecek.Kurbağanın biri de uzakça bir yerden dizlerini dö-

verek ah ile vah ile onları izliyormuş. Onun bu hâlini gören arkadaşı merakla sormuş:

‒ Bu telaşın ne, neden böyle ahlayıp vahlıyorsun?Kurbağa şöyle cevap vermiş:‒ Görmüyor musun şu boğaların kavgasını? Sonun-

da bunların biri yenecek, diğeri de yenilecek. Yenilen başı yerde buralardan çekip gidecek. Kırda kendisi için yaşayacak yer kalmayınca çaresiz gelip bizim göle yer-leşecek. O zaman hâlimiz ne olur bir düşünsene. Biz gölde kaçacak yer bulamayız, hepimizi teker teker ezer bu koca hayvan.

Kurbağa haklı çıkmış. Sonunda korktuğu başlarına gelmiş. Yenilen boğa gelip göle yerleşmiş ve günde on-larca kurbağa ezmeye başlamış.

İ

Page 38: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

38 •

DİŞİ KÖPEK İLE ARKADAŞI

öpeğin biri yavrulamak üzereymiş. Sancılarıbirden bire bastırınca ne yapacağını bilememiş.

Oradan oraya koşarken bir dostuyla karşılaşmış. Dostu, ‒ Hayrola bu telaşın ne, diye sormuş. Doğurmak üzere olan köpek acı ile kıvranarak,‒ Sormayın dostum, neredeyse sokakta doğuraca-

ğım. Ne olur iki üç günlüğüne kulübenizi bana veriniz, diye yalvarmış. Diğeri,

‒ Aşk olsun, iki üç günün sözü mü olur, gelin benim kulübemde doğurun, diyerek memnuniyetle kulübesini arkadaşına vermiş.

Aradan bir süre geçince ev sahibi çıkagelmiş. Anne köpek, yavruları kucağında,

‒ Ne olur, bir iki hafta daha izin verin. Çocuklar göz-lerini daha yeni açtılar. Şöyle ayağa kalkıp yürümeye baş-lasınlar hemen çıkarım, diye yalvarmış. Ev sahibi “Ma-dem bir iyilik yaptım, bir işe yarasın bari.” diye buna da razı olmuş. Hatta süreyi bir iki hafta da kendisi uzatmış.

K

Page 39: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 39

Sonunda evine çıkagelmiş ve anne köpeğe,‒ Maşallah çocukların epeyce büyümüş, artık izin

verin de evime gireyim, demiş.Anne köpek; iyice büyümüş, kavgaya hazır yavruları

ile hırlayarak dişlerini göstermiş ve iyiliksever köpeğe,‒ Biz kulübeni boşaltmaya hazırız fakat gücün yeti-

yorsa sen çıkar bizi, diye meydan okumuş.

Page 40: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

40 •

ASLAN İLE İYİLİKBİLİR FARE

ir fındık faresi yanlışlıkla, uyuyan bir aslanın üze-rine çıkmış ve şaşkın şaşkın dolaşmaya başlamış.

Aslan “Kim o beni tatlı uykumdan uyandıran?” diye öf-keyle yerinden fırlamış. Bir de bakmış ki ufak bir fare. Hemen tutup ağzına atacakken fare,

‒ Ne olur beni bırak. Ben senin dişinin kovuğunu bile doldurmam. Bir gün gelir benim de sana bir iyili-ğim dokunur, diye yalvarmış.

Fare böyle yalvarınca aslanın kızgınlığı geçmiş ve gülerek, ‒ Hadi canım sen de. Etin ne, budun ne ki bana

iyiliğin dokunsun, diyerek fareyi bırakmış.Birkaç gün sonra aslan, avcıların kurduğu bir tuzağa

düşmüş. Avcılar gelip onu bir ağaca sımsıkı bağlamış-lar. Aslan var gücü ile zorlamış ama ipleri koparamamış. Kükremeye, inlemeye başlamış. Farenin de yuvası o ci-varda imiş. Aslanın inlemelerini duyunca koşarak gelip ipleri kemirmeye başlamış. Sonunda aslanı tuzaktan kurtarmış. Aslan bu küçük fareye teşekkür ederken fare ona şöyle demiş:

B

Page 41: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 41

‒ Zamanında sen bana gülmüştün, benden bir fayda geleceğini hiç beklemiyordun ama gördün işte. Fareler de iyilik bilirler. Ufacıktırlar ama onların da yapacakları büyük şeyler vardır.

Page 42: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

42 •

KÖPEK, HOROZ VE TİLKİ

ir köpekle bir horoz dost olmuşlar ve birlikte yol-culuğa çıkmışlar. Akşam olup da ortalık kararınca

konaklamaya karar vermişler. Horoz bir ağaca tünemiş, köpek de ağacın dibindeki kovuğa kıvrılıp yatmış.

Horoz daha sabah olmadan başlamış ötmeye. Yakın-larda da bir tilkinin yuvası varmış. Sesi duyunca koşup gelmiş. Bakmış ağaçta bir horoz. “İşte gün daha ağar-madan kahvaltım soframa geldi.” diyerek dudaklarını yalamış. Hemen horoza dil dökmeye başlamış:

‒ Günaydın efendim, günaydın. Ben de uyuya kal-mışım. Ne iyi oldu da ötüp beni uyandırdın, yoksa işe geç kalacaktım... Sahi sesin de ne kadar güzelmiş. Gel de seni bağrıma basarak kutlayayım.

Tilki böyle güzel sözlerle horozu kandırmaya çalış-mış. Horoz inanmamış ve ağacın dibindeki kovuğu işa-ret ederek,

‒ Kapıcım ağacın dibinde yatıyor, sen onu uyandır, kapıyı açsın, ben de inerim, demiş.

B

Page 43: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 43

Tilki, horozun bu sözüne kanmış. Kapıyı bulup da onunla konuşayım derken köpek uyanmış ve tilkinin üzerine atılmış. Neyse ki tilki hemen kaçarak canını zor kurtarmış.

Page 44: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

44 •

ODUNCU İLE ÖLÜM

aşlı bir oduncu sırtına odunları yüklemiş oflaya puf-laya yürüyormuş. Gençliğinde sırtındaki oduna sen

misin demeyen bu ihtiyara artık odunlar ağır geliyormuş. Öyle zor adım atıyormuş ki görenler hemen oraya yığılı-verecek sanırlarmış. Her adımda sırtındaki odunlar biraz daha ağırlaşıyor, dizleri biraz daha güçsüzleşiyormuş. So-nunda dayanamayıp olduğu yere yıkılıvermiş.

Odunların altında geride bıraktığı yılları düşünmüş. Gözlerinin önünden bir film şeridi gibi çocukluğu, genç-liği geçmiş. “Ne talihsiz bir kulmuşum.” diye mırıldan-mış. “Bir gün olsun rahat edemedim; hep yokluk, hep sıkıntı ve eziyet. Buna hayat mı denir? Bir lokma ekmek için yapmadığım iş kalmadı. Evde çoluk çocuk ekmek bekliyor. Bu yetmiyormuş gibi bir de alacaklılar, korucu-lar ve daha neler neler...”

Düşündükçe dünyası kararmış. Onun için hayat daha bir anlamsızlaşmış. “Neredesin, ey ecel!” diye feryat etmiş.

Ecel, sanki hazır bekliyormuş gibi bir anda yanında belirivermiş. İhtiyar adama,

Y

Page 45: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 45

‒ Ne var, ne istiyorsun, diye sormuş. Adam,‒ Ne mi, diye karşılık vermiş ve uzun bir süre düşün-

dükten sonra ecele şöyle demiş: ‒ Ne olur, yardım et de şu yükümü sırtıma alayım.

Page 46: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

46 •

ENGEREK İLE TÖRPÜ

ngereğin biri karnını doyurmak için yiyecek bir şeyler ararken bir demirci dükkânına girmiş. Ara-

mış, taramış fakat dükkânda yiyecek bir şey bulamamış. Bir de bakmış köşede bir törpü. Açlıktan başı döndüğü için başlamış kemirip yalamaya. Tadından önce bir şey anlamamış, biraz dili acımış o kadar. Yaladıkça yalamış, kemirdikçe kemirmiş. Sonunda yorulmuş ve hâlsiz bir şekilde törpünün yanına yığılıvermiş. Bir de ne görsün? Yalamayı bıraktığı hâlde ağzından oluk oluk kan geliyor. Dili de öyle acıyormuş ki anlatmak olanaksız. Törpüye bakmış, törpü olduğu gibi duruyor. Engereğin şaşkın şaşkın kendisine baktığını gören törpü, dile gelip enge-reğe şöyle demiş:

‒ Şuna bak, benden bir şey koparacağını sanıyor. Be aptal engerek! Sen bilmez misin; benim âdetim vermek değil, başkalarından almaktır?

E

Page 47: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

damın birinin küçük bir köpeği ile eşeği varmış.Köpeğini çok sever onunla oynar ve gezermiş.

Hatta evin içine bile sokarmış.Eşek ise ya dışarıda ya da ahırda kalırmış. Sahibi

onunla şakalaşmak şöyle dursun, bir defacık olsun evine sokmadığı gibi, devamlı ağır yükler taşıtırmış.

Adam dışarıdan her gelişinde köpeğini unutmaz, mutlaka ona bir şeyler getirirmiş. Köpek, kuyruğunu sal-layarak yanına gelince onu kucağına alır, getirdiği o güzel yiyecekleri kendi elleriyle yedirirmiş.

Sahibi her zaman böyle yaptığı için eşek bu hâli kıskanıyormuş. Bir gün “Köpeğin yaptığı marifet mi, onun yaptıklarını ben de yaparım.” demiş. Hatta birkaç kez kendi kendine köpeğin hareketlerini taklit etmiş. Bahçedeki ağacı sahibi yerine koyup ona sürünmüş, üzerine atlamış. Yaptıklarının köpeğin hareketlerinden hiç de farkı yokmuş.

• 47

EŞEK İLE KÜÇÜK KÖPEK

A

Page 48: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

48 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Akşam olup da sahibi eve gelince anırmaya başlamış ve kuyruğunu sallayıp etrafa çifteler atarak oynamış, ar-dından sıçrayıp adamın üzerine atlamış.

Adam neye uğradığını şaşırmış. Eşeğin ön ayakları kafasına çarptığı için eli yüzü kan içinde kalmış. Sahibi can acısıyla kalkmış ve eşeği döve döve ahıra götürüp bağlamış.

Eşek şaşkınlık içinde “Şu sahibimi de hiç anlayama-dım. Köpek yapınca onu sevip önüne yiyecek atıyor, ben yapınca acımasızca dayak atıyor.” diye için için ağ-lamış.

Page 49: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

iri bakır, diğeri toprak iki kazan nasıl olduysa birnehre düşmüşler. Her ikisi de akıntıdan kurtulmak

için var güçleriyle uğraşıyorlarmış. Daha güçlü kuvvetli olan bakır kazan, toprak kazana

seslenmiş:‒ Benden uzaklaşma, ben sana göre daha güçlü ve

dayanıklıyım seni korurum. Toprak kazan ona şöyle cevap vermiş:‒ Beni düşündüğünüz için size teşekkür ederim.Bakır kazan, bir yandan akıntıyla mücadele ederken di-

ğer yandan toprak kazanla konuşmaya devam ediyormuş:‒ Ne olacak canım, özümüz ayrı olsa da görevlerimiz

aynı. Biz meslektaş sayılırız. Hiç çekinme bana yanaş.O böyle söyledikçe toprak kazan daha da huzursuz

oluyor ve bakır kazandan uzaklaşmaya çalışıyormuş. Bakır kazan,‒ Çekinmeyin dostum, uygun bir yerde ben sizi kıyıya

• 49

İKİ KAZAN

B

Page 50: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

50 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

fırlatıveririm, deyince toprak kazan daha fazla dayana-mamış ve ona şöyle karşılık vermiş:

‒ Size bir itirafta bulunayım mı dostum, açıkçası si-zin beni korumanızdan korkuyorum! Ben sizden uzak durursam kendi çabamla yavaş yavaş kıyıya doğru yüze-bilirim. Ama size yaklaşırsam ister siz bana çarpın ister ben size çarpayım, bundan her zaman zararlı çıkacak ben olurum.

Page 51: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

gün horoz gezmek için çok uzaklara gittiği içinvaktinde kümesine dönememiş. Karanlıkta yollar

güvenli olmadığından yoluna gündüz devam etmeye karar vermiş. Geceyi tehlikesiz bir şekilde geçirmek için bir ağacın yüksekçe bir dalına çıkıp tünemiş.

Oradan geçen bir tilki bakmış dalda bir horoz. “Kıs-metim ayağıma geldi.” diye sevinerek horozun tünediği dalın altına gelmiş. Kibar bir sesle horoza seslenmiş:

‒ Aman efendim, aman! Şu tesadüfe bakın, ben de sizi arıyordum. Hayvanlar arasında barış oldu. Sizi or-talıkta göremeyince bu güzel haberi ben vereyim diye sizi arayıp duruyordum. Aşağı in de bu mutlu haberi birlikte kutlayalım.

Tilki, horozda bir hareket görmeyince sözüne devam etmiş:

‒ Biraz acele edersen sevinirim. Daha yapılacak çok işim var. Aslında şu mehtaplı gecede sizinle sabaha kadar oturup sohbet etmek isterdim. Başka zamana inşallah.

• 51

HOROZ İLE TİLKİ

O

Page 52: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

Şimdi aşağı in de kucaklaşarak barışı kutlayalım.Görmüş geçirmiş kart horoz,‒ Değerli dostum, bu haberinize ne kadar sevindim

bir bilseniz. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum, deyip kanadını siper ederek uzaklara şöyle bir bakıver-miş ve tilkiye,

‒ Galiba bunu müjdelemek için koşarak iki tazı geli-yor. Öyle de hızlı koşuyorlar ki… İneyim de bu mutlu haberi hep birlikte kutlayalım, demiş.

Tilki bunu duyunca telaşla,‒ Hiç fark etmedim, vakit de ne çabuk geçmiş. Be-

nim hemen gitmem gerek. Üzülme dostum, bu güzel haberi sonra kutlarız, diyerek tepeye doğru tozu duma-na katarak kaçmaya başlamış.

Görmüş geçirmiş horoz, kocaman ibiğini sallayarak kendi oyununa gelen tilkinin ardından katıla katıla gülmüş.

52 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Page 53: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

vcıların kovaladığı bir geyik kaçarak bir üzüm ba-ğına girmiş ve sık asma yapraklarının arasına giz-

lenmiş. Avcılar geyiğin bağa girdiğini gördükleri hâlde onu bir türlü bulamamışlar. Yorgunluklarını gidermek için bir ağacın dibine oturmuşlar.

Avcıların gittiğini sanan geyik, tehlike kalmadığını düşünerek açığa çıkmış ve kendisini ölümden kurtaran yaprakları yemeye başlamış. Yaprakların hışırtısı, biraz ileride dinlenen avcıların dikkatini çekmiş.

Yavaşça, hışırtının geldiği tarafa yaklaşmışlar. Kova-ladıkları geyiğin ortaya çıkıp asma yapraklarını yediğini görünce oklarını nişanlayıp onu vurmuşlar.

Geyik acı içinde kıvranırken kendi kendine şöyle mı-rıldanmış: “Beni saklayarak avcılardan koruyan asmala-ra nankörlük ettiğim için bu cezayı hak ettim.”

• 53

GEYİK VE ASMA YAPRAKLARI

A

Page 54: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

54 •

ASLAN VE EŞEĞİN AVCILIĞI

sta bir avcı olan aslan, hayvanlar kralı olarak tekbaşına av peşinde koşmaktan bıkmış.

Düşünüp taşınmış ve sonunda yanına bir yardımcı almaya karar vermiş. Bu iş için en uygunu eşek imiş.

Aslan ile eşek anlaşıp avlanacakları yeri ve günü be-lirlemişler.

Yaptıkları plana göre dağ keçilerinin sığındıkları ma-ğaraya gidilecek, eşek mağaradan içeri girerek birden anırıp oraya buraya tekme sallayacak, keçiler de neye uğradıklarını şaşırarak korku içinde dışarı fırlayacaklar-mış. Tabii o sırada da aslana yem olacaklarmış.

Plan başarı ile uygulanmış. Aslan, üç keçi yakalamış ve kendine iyi bir ziyafet çekmiş. Sonra üzerine bir ağır-lık çökmüş ve bir ağacın gölgesine uzanmış.

Bu avda büyük emeği olan eşek, aslanın yanına giderek,‒ Gördün mü, demiş, neler yaptım. İçeri büyük bir

cesaretle girip keçileri darmadağın ettim. Artık benim ne yiğit bir hayvan olduğumu anlamışsındır.

U

Page 55: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 55

Uykudan gözleri kapanmak üzere olan aslan, esneye-rek eşeğe şöyle karşılık vermiş:

‒ Doğrusu büyük bir iş yaptın. Gerçekte senin bir eşek olduğunu bilmeseydim ben bile korkudan ölebilirdim.

Page 56: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

56 •

ÇAYLAK İLE BÜLBÜL

aylak, kuşların korkulu rüyasıymış. Başlarında birdolaşmaya görsün, bütün kuşlar kaçacak delik

ararmış. Yine bir gün av için gökte süzülürken çalılar arasın-

dan güzel bir ses işitmiş. Bakmış bir bülbül. Bülbülün tepesine bir ok gibi inmiş ve kaptığı ile yükseldiği bir ol-muş. Zavallı bülbül neye uğradığını anlayamamış bile.

Çaylak, yuvasına konup da bu ufacık kısmetini hal-ledecekken bülbül yalvarmaya başlamış:

‒ Ne olur efendim, bana kıymayınız! Benim etim ne, budum ne? Dişinizin kovuğunu bile doldurmam. Kim-se beni etim için yakalamaz.

‒ Yaa, demiş çaylak. Peki ne için yakalarlar?Bülbül: ‒ Sesim için efendim. Ben çok güzel öterim. Zaten

başıma ne geliyorsa sesim yüzünden geliyor. İnsanlar bile benim sesime hayran. Öyle ki sesim için beni al-tın kafeslerde beslerler de ben yine razı olmam. Bırakın

Ç

Page 57: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 57

beni de size güzel bir şarkı söyleyeyim, neşeniz yerine gelsin.

Çaylak,‒ Peki, ses karın doyurur mu, diye gülmüş ve bir lok-

macık da olsa bülbülün eti ile açlığını gidermeye çalışmış.

Page 58: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

58 •

KUĞU İLE AŞÇIBAŞI

öşkün büyükçe havuzunda bir kuğu ile birkaçkaz varmış. Yedikleri önlerinde, yemedikleri ar-

kalarında rahat ve huzur içinde yaşarlarmış.Kuğu öyle güzel, öyle alımlıymış ki havuz onunla

daha bir güzelleşiyormuş. Zaten köşk sahibi de kuğu-yu güzelliği için besler, onun gölde nazlı nazlı yüzüşüne bakıp huzur bulurmuş. Kısacası, kuğu bahçenin süsü, kazlar da mutfağın baş tacı imiş.

O gün köşkte ziyafet varmış. Aşçı ziyafetlerin baş ye-meği olan kaz dolması hazırlamak istemiş fakat çok dal-gın ve hasta olduğu için ne yaptığını bilemez hâldeymiş. O hâliyle havuza gitmiş ve kaz yerine kuğuyu yakalamış.Kuğunun boynuna bıçağı çalacakken kuğu dile gelip yalvarmış. O zaman aşçının aklı başına gelmiş. Nere-deyse kaz yerine kuğuyu kesiyormuş: “Eyvah, ben ne yapıyorum? Nasıl kıyacaktım ben bu nazlı hayvana? Değer mi bir kaz dolması için bu güzelliği yok etme-ye?” diyerek kuğudan özür dilemiş ve götürüp havuza bırakmış.

K

Page 59: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

şeğin biri kırda yayılırken bir aslan postu bulmuşve hemen sırtına geçirmiş. Sonra da bu hâliyle hay-

vanların üzerine yürüyüp onları korkutmaya başlamış. Durumu anlamayan hayvanlar korkudan oraya buraya kaçışırken eşek zevkten dört köşe oluyormuş.

Bakmış karşıdan bir tilki geliyor. “Şuna hayatı bo-yunca unutamayacağı bir ders vereyim de görsün.” diye bağırarak tilkinin üzerine yürümüş. Tilki korkup kaça-cağı yerde kahkahalarla gülmeye başlamış ve eşeğe şöyle demiş:

‒ Ah benim eşek dostum, aslan postu giysen de yine eşeklikten kurtulamıyorsun. Eğer beni korkutmak isti-yorsan önce anırmanı değiştir.

• 59

ASLAN POSTUNA BÜRÜNEN EŞEK

E

Page 60: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

60 •

KOCAMIŞ ASLAN

rmanların kralı aslan iyice yaşlanmış, zayıflayıp güçsüz düşmüş ve adım atamayacak hâle gelmiş.

Onun bu hâli ormandaki diğer hayvanları cesaret-lendirmiş hatta arsızlaştırmış. Gelen geçen her hayvan ona bir şeyler söylemeye başlamış. At çiftelemiş, kurt ısırmış. Öküz ise boynuzlamış. Onlar bir yana, tilki arka ayağının birini kaldırıp üzerine çiş bile etmiş. Kısacası, güçlüsü de güçsüzü de onunla alay etmeye başlamış. Za-vallı aslan ne yapsın, içinden neler geçmiş ama elinden bir şey gelmemiş. Bazen kızmış, çoğu zaman da üzülüp kahretmiş.

Eşek, aslanın yaşlanıp güçsüz düşmesinden faydala-narak kendince diğer hayvanlara efelik taslıyormuş.

Aslan bakmış, karşıdan anırıp çifte atarak eşek geli-yor. Hemen neler olacağını anlamış ve eşek yaklaşınca güç bela ayağa kalkarak şöyle demiş:

‒ Yoo! Bu kadarı da fazla. Eşeğin çiftesini yemekten-se bin defa ölürüm daha iyi.

O

Page 61: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

çlıktan karnı zil çalan balıkçıl kuşu, ırmak kena-rında kendine yiyecek bir şeyler arıyordu. Bak-

tı, kendi tarafına doğru yüzen bir levrek gördü. Fakat balıkçıl, bu levreği çok küçük diye beğenmedi. Onun kahvaltısı krallara layık olmalıydı.

Biraz sonra salına salına gelen bir yayın balığı gördü. Balıkçıl ona da şöyle bir baktı ve “I ıh!” dedi, “Bu da çok kılçıklı, uğraşmaya değmez.”

Balıkçıl, gelen her balığa bir bahane buluyor ve yaka-lamaya tenezzül etmiyordu.

Güneş de iyice yükselmişti. Yuvalarından ayrılan ba-lıkların kimi salınarak, kimi suları şıpırdatarak balıkçı-lın önünden geçip derin ve serin taraflara gitmişlerdi. Balıkçıl, bir ara o taraflara gitmeyi düşündü ama oralar da çok derindi, hem ne gerek vardı o kadar zahmete…

Açlığının üzerine bir de tepesine dikilen güneşin sıcaklığı eklenince canı sıkılmaya ve kızmaya başladı. Vakit geçtikçe açlıktan karnı zil çalıyor, geçen balıkları

• 61

YİYECEK BEĞENMEYEN BALIKÇIL KUŞU

A

Page 62: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

62 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

yakalamadığına pişman oluyordu. Artık önünden mi-nicik bir balık bile geçmiyordu.

Balıkçıl, armuda saplı üzüme çöplü diye mırın kırın edince sonunda bırakın ufacık bir balığı, küçük bir sal-yangozla yetinmek zorunda kaldı.

Page 63: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

nlü filozof Sokrates kendine bir ev yaptırmış.Fakat aklı eren de ermeyen de bir tarafını eleştir-

miş: Biri demiş yeri güzel değil, diğer biri içini beğen-memiş. Başka biri evi överek söze başlamış ama sonun-da neredeyse Sokrates’i dövmediği kalmış.

Planını beğenmeyenler neyse de evi küçük bulup bunu Sokrates’e yakıştırmayanlar kızdırmış ünlü filozo-fu. Neymiş efendim; odaları küçükmüş, nasıl sığdıra-cakmış dostlarını bu küçük kutucuklara…

Sokrates, sonunda dayanamamış ve kendini eleşti-renlere şöyle demiş: “Merak etmeyin siz, evim gerçek dostlarımı alacak kadar geniş.”

• 63

SOKRATES VE EVİ

Ü

Page 64: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

64 •

TAVUS TÜYÜNE BÜRÜNEN KARGA

arganın biri kendini hiç beğenmezmiş. Tavus ku-şuna bakar bakar “Ah, bir tavus kuşu olsaydım,

kesin kuşlara kral olurdum.” der dururmuş. Sonunda tavus gibi olmaya karar vermiş ve dökülen tavus tüy-lerini toplayarak vücuduna yapıştırmış. Bir suyun ke-narına gidip tavus kuşuna benzedim mi, diye uzun bir süre kendini seyretmiş. Şurası uzun, burası kısa diyerek kendine çekidüzen verip kabara kabara tavus kuşlarının arasına dalmış. Fakat bunlardan biri sekişinden tanımış sahte tavus kuşunu. Hepsi birden başlamışlar karga ile alay etmeye. Islıklar, laf atmalar neyse de birisi gelip çel-me takmış. Diğer biri ise kuyruğunu çekmiş. Derken diğerleri de zavallı karganın başına üşüşmüşler. Her biri bir taraftan yolmuş, didik didik etmişler zavallıyı.

Bakmış olacak gibi değil, tekrar kendi cinslerinin ya-nına dönmüş. Dönmüş ama bu sefer de onlar içlerine kabul etmemişler: “Hadi git yeni dostlarının yanına. Sen bizleri beğenmedin, tavus kuşlarına özendin. Hadi git, git...” diye itekleyip çıkarmışlar aralarından.

K

Page 65: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 65

Karga bir kenara çekilip başını kanatlarının arasına almış ve öfkeyle “Allah’ın verdikleriyle yetinmeyip baş-kalarınınkini çalarak bir şey olacağımı sandım ve herke-se rezil oldum, oh olsun bana!” demiş.

Page 66: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

66 •

İKİ KATIR

ahsildarın biri, iki katırını da yüklemiş gidiyor-muş. Katırın birinde yiyecek giyecek, diğerinde ise

tahsildarın paraları ve değerli eşyaları varmış. Para taşıyan katır değerli şeyleri taşıdığı için kendini

arkadaşından üstün görüyormuş. Onunla konuşmuyor, kibirden başı hep havada önden önden gidiyormuş. Ta-şıdıkları değerli ama hafifmiş, ağırlığını duymuyormuş bile. Diğerinin oflayıp puflamaları kibirli katırın zilleri-nin şakırtıları arasında kaybolup gidiyormuş.

Bir ormandan geçerken yollarını haydutlar kesmiş. “Sökülün paraları!” demişler. Para yüklü katır tehlikeyi sezip kaçmaya çalışmışsa da haydutlar onu hemen ya-kalamışlar. Sen misin kaçmaya çalışan, diye bir güzelce dövmüşler. Diğeri kendisine üzüntüyle bakarken bizim kibirli katır,

‒ Ne umdum, ne buldum! Küçümsediğim dostum dayaktan nasıl da kurtuldu? Keşke adi demeyip onun yü-künü ben taşısaydım, diye inleyince arkadaşı,

T

Page 67: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 67

‒ Dostum, büyük iş görenler her zaman rahat etmez, sen de bir fakirin işini görseydin bunun hiçbiri başına gelmezdi, diyerek ona iyi bir ders vermiş.

Page 68: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

68 •

ASLAN İLE AVCI

damın biri ava merak sarmış. Gidip bir çiftlikten

Bu sözü duyan avcı esip gürleyerek,‒ Nerededir bu edepsiz aslan, tez söyleyin bana! Gi-

dip ona haddini bildireyim, demiş. Çobanın biri eliyle uzakları göstererek,‒ İşte beyim, karşıki dağlar aslanın mekânıdır. O,

buraların kralı olduğu için onun izni olmadan kimse bir adım atamaz, diye de adamı uyarmış.

Adam, çobana çıkışmış:

A yaman mı yaman bir köpek almış. Fakat nasıl ol-duysa olmuş daha ilk avında köpeğini kaybetmiş. Ara-mış taramış köpek yok.

“Nasıl olur da benim gibi büyük bir avcının köpeği kaybolur?” diye etrafı velveleye vermiş.

Demişler:‒ Kimin haddine senin köpeğini çalmak, olsa olsa

aslan almıştır.

Page 69: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 69

‒ Madem öyle, sen nasıl oluyor da buralarda hayvan-larını otlatıyorsun?

Çoban,‒ Ona her ay etlisinden bir koyun veririm. Onun

için buralarda hayvanlarımı rahatça otlatıyorum, diye karşılık vermiş.

Onlar böyle konuşup dururken gök gürlemesi gibi bir ses duymuşlar. Ardından da aslan görünmüş.

Adamı bir telaş almış ki sormayın. Sanki biraz evvel-ki kabadayı o değil.

‒ Aman Allah’ım sen benim canımı kurtar, diyerek kaçacak delik aramış.

Çoban, onun bu hâline kıs kıs gülmüş ve şöyle demiş:‒ Avcının palavrası, aslanı görünceye kadarmış.

Page 70: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

70 •

GÜNEŞ İLE KURBAĞALAR

rmandaki bütün hayvanlar güneşin evliliğini kut-luyorlarmış. Hayvanlar içinde güneşin evlenmesine

en çok sevinenler ise kurbağalarmış. “Aman ne güzel! Bu evlilikten yeni bir güneş doğacak ve iki güneşimiz olacak, belki hiç karanlıkta kalmayacağız, sürekli şarkı söyleyip eğleneceğiz.” diye mutluluktan uçuyorlarmış.

Onların bu çılgınca sevinç ve kutlamaları karşısında yaşlı ve akıllı bir kurbağa öne çıkarak onlara şöyle demiş:

‒ Ey kurbağa kardeşlerim, siz neden bu kadar sevi-niyorsunuz? Bir güneş, istediği zaman bütün bataklığı kurutabilir. Şimdi onun kendisi gibi bir çocuğu dünyaya gelirse hâlimiz ne olur, bunu hiç düşünemiyor musunuz?

O

Page 71: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

avşan ile keklik bir tarlada huzur içinde yaşıyor-larmış. Bir gün konuşurlarken tavşan,

‒ Ben düşmanlarımı çok kolay atlatıyorum, demiş. Keklik merakla sormuş:‒ Nasıl yapıyorsun bunu, bana da öğretir misin?Tavşan:‒ Nasıl olacak dostum, hayvanlar içinde en hızlı ko-

şan benim. Bir oraya sıçrıyorum bir buraya, düşmanım şaşırıp kalıyor. O zamana kadar da ben bir deliğe sıvı-şıyorum.

Derken karşılarında birkaç köpek belirmiş. Tavşan bir oraya sıçramış bir buraya. Önce işe yaramış bu numa-rası ama köpekler pes etmemişler, tavşan nereye kaçtıysa köpekler de oraya koşmuşlar. Sonunda yoruluvermiş tav-şancık. Başını sokacak bir delik bulamamış ve yakayı ele vermiş.

Tavşanın yakalandığını gören keklik,

• 71

TAVŞAN İLE KEKLİK

T

Page 72: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

72 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

‒ Hani sizin hızınıza hiçbir hayvan yetişemezdi? Ne oldu numaralarınıza? Bana bakın şimdi, bu numara var mı sizde, diyerek pırr diye kanatlanıvermiş. Köpekler bakakalmışlar ardından.

Keklik, tavşanın hâline bakıp gülerken tepesinde be-liren atmacanın farkında bile olmamış. Övünen tavşana dersini vereyim derken kendi de aynı hataya düşmüş ve atmacanın pençesinde can vermiş.

Page 73: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

yi kalpli bir köylü tarlalarda dolaşırken bir yılan gör-müş. Yılan soğuktan nerede ise donmak üzereymiş. O

da can taşıyor, diye acımış ve alıp evine götürmüş. Oca-ğın yanına yumuşak bir örtü serip yılanı üzerine yatırmış.

Yılan ısındıkça uyuşukluğu geçmiş ve giderek can-lanmış. Kafasını kaldırıp şöyle bir gerinmiş. Dilini çı-karmış ve kendini donmaktan kurtaran iyi kalpli ada-ma saldırmış. Adam çabuk davranıp geriye fırlayarak mutlak bir ölümden kurtulmuş. Yılan ikinci bir saldı-rıya geçmeden adam belindeki palayı çıkarmış ve yılanı bir hamlede ikiye bölmüş. İki parça olan yılan bir süre kıvranmış, kıvranmış ve sonunda olduğu yere dümdüz uzanıvermiş.

İyi kalpli adam üzülerek yılana bakmış ve şöyle de-miş: “Acıdım sana, alıp evime getirerek hayata döndür-düm ama sen bana nankörlük ettin ve cezanı buldun.”

• 73

KÖYLÜ İLE YILAN

İ

Page 74: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

74 •

ALTIN YUMURTLAYAN TAVUK

ir köylü yeni aldığı tavuğun yumurtlayıp yumurt-lamadığını öğrenmek için kümese girdiğinde bir

de ne görsün? Tavuk, altın bir yumurta yumurtlamış.Adam hayret ve sevinç içinde kalmış. Tavuk her gün

bir altın yumurta yumurtluyormuş.Fakir olan köylü böylece gün geçtikçe zenginleşmeye

başlamış. Fakat zenginleştikçe de aç gözlülüğü artmış. Günde bir altın yumurta yerine bir an önce tavuğun karnındaki altınları çıkararak ülkenin en zengini olmak istemiş.

Saraylar, köşkler yaptırma hırsıyla her gün kendine altın bir yumurta veren tavuğu kesmiş. Tavuğun karnın-dan ne çıkmış dersiniz?

Tabii ki hiçbir şey çıkmamış. Böylece adam, hırsı ve aptallığı ile baş başa kalmış.

B

Page 75: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

elinciği bilir misiniz bilmem. İncecik bir hayvan-dır. Hastalıktan yeni kalktığı için daha da bir in-celmiş, çöp gibi kalmış. Karnı acıkınca bir ambarın

ufacık bir deliğinden içeri girmiş.Aman Allah’ım! İçerisi yiyecek dolu. Ye ye bitmez.

Bir sevinmiş, bir sevinmiş ki sormayın. Sevinçten ne ya-pacağını bilememiş.

İçeride ne varsa hepsinden bir güzelce yemiş. Yedik-çe de semirip gelişmiş. Dostları görse bu tombiş hâliyle onu tanıyamazlarmış.

Aradan bir hafta mı geçmiş, iki hafta mı geçmiş, far-kında olmamış. Bir gün yemek yerken bir kapı gıcırtısı duymuş, arkasından da ayak sesleri. Hemen kendini girdi-ği deliğe atmış. Fakat bir türlü dışarı çıkamamış. Ambarın içinde daha büyük bir delik bulabilir miyim diye dolanmış durmuş. Ne yazık ki girdiği delikten başka bir delik yok-muş. Tekrar tekrar denemiş yine çıkamamış. Kendi kendi-ne “Bunda bir tuhaflık var!” diye söylenmiş.

• 75

AMBARDA KALAN GELİNCİK

G

Page 76: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

76 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Onun bu mırıltılarını minik bir fare işitmiş ve “Tu-haflık bunun neresinde, girdiğiniz delik aynı delik ama ya siz… Zayıf girdiğiniz delikten ancak zayıflayarak çı-karsınız.” diye öğüt vermiş.

Page 77: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

rmanlar kralı aslan, çok hasta ve ölmek üzere ol-duğu söylentisini yaymış. Vasiyetini okumak için

bütün hayvanları inine davet etmiş.Bunu duyan hayvanlar, teker teker aslanın inine gel-

meye başlamışlar.Kurnaz tilki, aslanın yanına ilk giren hayvan olmak

istemediği için bir kenarda beklemeye başlamış.Keçi, koyun ve inek aslana geçmiş olsun demek ve

üzüntülerini iletmek için büyük bir saygıyla içeri girmişler.Kısa bir zaman sonra aslan biraz iyileştiğini göster-

mek için ininin önüne çıkmış. Bakmış ki tilki oralarda geziniyor. Tilkiye seslenerek,

‒ Sen niye bana geçmiş olsun demeye gelmiyorsun, diye çıkışmış.

Tilki büyük bir saygıyla başını eğmiş ve aslana şöyle cevap vermiş:

‒ Yüce kralım, lütfen beni mazur görünüz. Kapıdaki

• 77

HASTA ASLAN İLE TİLKİ

O

Page 78: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

78 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

ayak izlerinden içerisinin çok kalabalık olduğunu anla-dım. Bir de ben girip daha kalabalıklaştırmak isteme-dim. Henüz hiçbiri de dışarı çıkmadı. Bazıları dışarı çı-kıp odanız sakinleşene kadar ben burada bekleyeceğim.

Page 79: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

aşlı bir çiftçi ile üç oğlu varmış. O güne kadaradam, çalışıp çabalamış ve mal mülk edinmiş. Ço-

cukları ise hiç de babaları gibi çalışkan değilmiş. Baba-larının kazancını yiyip orada burada gezip eğlenirlermiş.

Çiftçi “Benden sonra bu çocukların hâli ne olacak?” diye üzülüp dururmuş.

Sonunda adam hastalanmış ve yatağa düşmüş. Ölüm vaktinin geldiğini anlayınca çocuklarını çağırmış ve on-lara şöyle demiş:

‒ Evlatlarım, ben artık son günlerimi yaşıyorum. Sa-kın tarlaları satmayın. Onlar atalarımın bana emaneti-dir. Ben de size emanet ediyorum. Ölmeden önce size bir sır vermek istiyorum: Tarlalarda bir hazine gizlidir ama neresindedir ben de bilmiyorum. Biraz gayret eder-seniz o hazineyi bulursunuz. Tarlaların her tarafını ka-zın, sürün, belleyin. Sakın ha bellenmedik, sürülmedik bir yerini bırakmayın.

Adam böyle söylemiş ve kısa bir süre sonra da ölmüş.

• 79

ÇİFTÇİ İLE ÇOCUKLARI

Y

Page 80: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

80 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Çocuklar babalarının yası bile geçmeden “Babamı-zın vasiyetidir!” diyerek tarlaları kazmaya, sürmeye, bazı yerlerini de bellemeye başlamışlar.

Fakat hazineyi bir türlü bulamamışlar. “O kadar uğ-raştık, hazineyi bulamadık. Her taraf sürülüp bellendi, hiç olmazsa bu tarlaları ekelim.” demişler ve ekmişler.

O yıl ürün öyle bol olmuş ki ambarlar dolup taşmış.Çocukların büyüğü, kardeşlerini toplayarak onlara

şöyle demiş: ‒ Kardeşlerim, babamızın sözünü ettiği hazine har-

mandaki tepeler gibi yığdığımız ürün olsa gerek.Zaten babalarının istediği de buymuş.

Page 81: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

aşlı aslan hastalanınca bir mağaraya girip yatmış.Aslanmış, kralmış ama tilkiden başka öyle canciğer

bir dostu da yokmuş. Arada bir kendisini ziyarete gelen komşusu tilki ile sohbet eder, ona eski günlerindeki av-larından bahsedermiş. O günler artık hayal olunca eski avlarının mis gibi kokuları burnunda tüter olmuş. Yine böyle bir günde dostu tilkiden bir ricada bulunmuş.

‒ Geyik etini öyle özledim ki… Azizim, geyik eti yemeden ölürsem gözlerim açık gider. Madem ikimiz dostuz, ormandaki şu yaşlı geyiği getir de beraber yiye-lim, demiş.

Tilki,‒ Nasıl olur efendim, koca geyiği ben nasıl getirebi-

lirim, diye itirazda bulunmuş. Aslan:‒ Sen istersen yaparsın. Dil döker kandırırsın onu. O

geyik biraz salakçadır biliyorsun. Eğer benim iyileşme-mi istiyorsan bunu benim için yap.

• 81

İHTİYAR ASLAN İLE APTAL GEYİK

Y

Page 82: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

82 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Tilki düşünüp taşınmış. Aslanın isteğini kabul etme-se olmaz çünkü kapı dostu hasta yatıyor. Hastanın isteği yerine getirilmez mi? Getirmek istese, nasıl getirecek?

Sonunda aslanın isteğini kabul etmiş ve “Sen canını sıkma, elimden geleni yapacağım.” demiş.

Ormanda araya araya geyiği bulmuş. Selam vererek yanına yaklaşmış ve ona,

‒ Sana bir müjdem var dostum, demiş. Geyik,‒ Hayrola, neymiş o müjden, diye merakla sormuş. Tilkinin istediği de buymuş.‒ Sakın kimse duymasın, bu ikimizin arasında kala-

cak, diye fısıldamış. Biliyorsun aslan hasta. Kendisi de yakında öleceğini biliyor. Şimdi tek düşündüğü, krallı-ğı kendisinden sonra kime bırakacağı. Geçenlerde kendi kendine şöyle konuşuyordu: “Krallığımı domuza bırak-sam o akılsızın biri; ayı dersen çok kaba, halkımı incitme-sinden korkarım; kurt çok insafsız, kaplan ise övüngenin biri... En iyisi yerime kral olarak geyiği getireyim. Boyu uzun. Boynuzları ise bir orman gibi heybetli. Hem çok da uzun yaşıyor. Bu zamana kadar kimseyi gücendirdiğini de duymadım.”

Geyik bu sözleri duyunca sevinçten bir hoş olmuş.Tilki:

Page 83: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 83

‒ Anladın mı şimdi seni ne kadar çok sevdiğimi? İs-tedim ki araya fitne fesat girmeden aslan hemen seni kral ilan etsin. O öldükten sonra ne olur bilinmez. Ben şimdi yanına gidiyorum. Gecikirsem hemen beni aratır. Ha! İstersen sen de gel benimle. Öleceği zaman yanın-da ol. Belki vasiyetini yanında yazar, sana da birtakım öğütlerde bulunur.

Tilki, geyiğin hoşuna gidecek daha birçok şey söy-lemiş. Aslı olmasa da böyle güzel şeyler kimin hoşuna gitmez ki? Geyik hemen tilkinin peşine düşmüş.

Yaklaşan ayak seslerini duyan aslan, bir çalının arka-sına saklanarak geyiğin daha yakına gelmesini beklemiş. Sonunda yaşına başına bakmadan geyiğin üzerine atla-mış ama geyik atik davranıp aslanın pençelerinden kur-tularak ormana kaçmış. Paçayı bir iki sıyrıkla kurtardığı için Tanrı’ya şükredip “Bu bana ders olsun.” demiş.

Ayağına gelen avı kaçıran ihtiyar aslan ise soluk so-luğa kalmış. Tilki,

‒ Beğendin mi yaptığın işi? Ben onu buraya getire-ne kadar ne diller dökmüştüm, diye aslana üzüntülerini belirtmiş.

Aslan, tilkinin yanında avını kaçırdığı için çok mah-cup olmuş,

‒ Özür dilerim tilki dostum. İhtiyarlık işte, bir de hastalık olunca... diye titrek titrek kükremiş.

Page 84: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

Tilki, aslanın ne hâllere düştüğünü gördüğü için çok üzülmüş.

Aslan, ‒ Şimdi canım geyik etini daha çok çekti. Aziz dos-

tum, şu planını bir daha dene, aynı hatayı bir daha yap-mam, diye ricada bulunmuş.

Tilki ne kadar itiraz etmişse de sonunda aslanın ıs-rarlarına dayanamamış,

‒ Eh, güzel hatırın için bir daha deneyim bari, diye-rek tekrar ormanın yolunu tutmuş.

Uzun bir aramadan sonra geyiği bulmuş. Geyik til-kiyi görünce,

‒ Sakın yanıma yaklaşma. Artık senin yalanlarına kanacak kadar aptal değilim, diye tilkiye boynuzlarını sallamış.

Tilki:‒ Dinle bakalım bir kere. Hem senin bu kadar kor-

kak olduğunu bilmezdim. Aslan senin kulaklarından niye tutmak istedi hiç düşündün mü? Sana söyleyecek-leri vardı… Ne yani, hızlı söylesin de krallığın sırlarını herkes duysun mu? İhtiyar ve hasta bir aslan biraz ku-lağını çekti diye hemen tabanlarını yağlayıp kaçıyorsun. Böyle korkak biri nasıl kral olur?

Tilki böyle söyleyince geyik kendisini toparlayarak,

84 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Page 85: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 85

‒ Ne korkmasıymış. İsteseydim bir boynuz darbesiy-le onu yere sererdim, diye diklenmiş.

Tilki:‒ Ha şöyle, kendine gel biraz. Eski çamlar bardak

oldu. Şimdi sen krallığın tek varisisin. Biliyor musun, sen bırakıp gidince sana ne kadar öfkelendi. Onun ye-rine kurdu kral ederim, diyor. Bir düşünsene, kurt kral olursa hâlimiz nice olur?

Geyik:‒ Ne olacak peki? Tilki: ‒ En iyisi mi sen yine peşime düş. Ben onu caydır-

mak için elimden geleni yaparım. Bilirsin öyle kolay ko-lay beni kırmaz.

Geyik:‒ Ya kabul etmezse? Tilki:‒ Aşk olsun geyik dostum! Seni ne kadar çok sevdi-

ğimi daha anlamamışsın. Ne yapar, eder senin krallığın için aslanı ikna ederim. Hem o iyice yaşlandı, ne yaptı-ğının farkında bile değil. Kızgınlıkla sana pençe atsa bile sesini çıkarma. Bilmiyor musun insanın nazı da kahrı da sevdiğineymiş?

Page 86: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

86 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Geyik biraz düşünmüş, gerçekten tilkinin söyledikle-ri hiç de yalan yanlış değilmiş. Yaşlı aslan kulak çekse ne olur sanki. Yaşlılık işte.

Tilki, geyiğe dökmedik dil bırakmamış. Sonunda onu gene kandırıp mağaraya götürmüş.

Neyse ki aslan bu sefer hata yapmamış. Bir darbede ge-yiği oracığa yıkıvermiş ve bir güzelce karnını doyurmuş.

Tilki bir köşede onu seyrediyormuş. Geyiğin yüreği-nin düştüğünü görünce sessizce kapmış ve midesine in-dirmiş. Aslan kalan etlerin arasında yüreği aramış fakat bulamamış. Tilki durumu anlayınca biraz geri çekilmiş. Karşımdaki ihtiyar da olsa, hasta da olsa yine bir aslan, diye mırıldanmış.

Aslan,‒ Bunun yüreği nerede, diye kükreyince tilki,‒ Ne arayıp duruyorsun kralım. Öyle aptal bir hay-

vanın yüreği olur mu? Yüreği olsa kalkıp da ikinci kez kendi ayağıyla aslanın inine gelir miydi, diye filozofça bir cevap vermiş.

Page 87: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

atır, çiftlikte çok rahat bir hayat sürüyordu. İs-tediği kadar yiyor, istediği kadar dinleniyordu.Kimse ona bir şey demiyordu.

Bir gün kendisinin ak yeleli bir yarış atı olduğunu sandı. Kendi kendine “Annem çok ünlü bir yarış atıydı. Herhâlde ben de onun kadar hızlı koşabilirim. Belki de ondan daha hızlı koşabilirim. Sahibim beni yarışlara ka-tar, birincilikler alabilirim. O zaman annemden de ünlü olabilirim.” diye gururlanmaya başladı. Bunu ispat için de alanda defalarca koşu denemeleri yaptı. Her defasın-da kendini daha formda hissetti.

Rekor denemelerinden yorgun argın ahıra döndüğü bir gün, sahibinin kasabada çok acele bir işi çıktı. He-men katırı tutup sırtına eğerini taktı ve üzerine binerek yola koyuldu.

Adam kasabaya varıp işini bir an önce halledebilmek için katırı bütün hızıyla sürmeye başladı. Katır önce bir yarış atı gibi koştu.

• 87

KATIR

K

Page 88: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

88 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Çok kısa olsa da yelelerinin rüzgârda dalga dalga uçuştuğunu hissetti. Koştukça koştu. Sonunda koşmak-tan o kadar yoruldu ki neredeyse çatlayıp olduğu yere yığılacaktı. İstemeyerek hızını kesti. Sahibinin devamlı kamçılamasına aldırış edemez oldu ve kendi kendine şöyle mırıldandı: “Annem belki gerçekten cins bir yarış atıydı ama babam da sadece bir eşekti.”

Page 89: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

ilki, açlığını gidermek isterken neredeyse canın-dan oluyormuş. Neyse ki sadece kuyruğu kop-

muş. Herkesin ona geçmiş olsun, diyeceğini ve üzülece-ğini düşünürken onlar tilkiyi kuyruksuz hâliyle görünce başlamışlar gülmeye. Tilki bir utanmış, bir utanmış ki sormayın gitsin. “Artık yaşamak bana haram oldu. Her-kesin içinde böyle nasıl dolaşırım.” diye kara kara dü-şünmeye başlamış.

Sonunda aklına bir kurnazlık gelmiş. “Öteki tilkiler de kuyruklarını keserse benim onlardan bir farkım kal-maz.” demiş.

Bütün tilkileri başına toplayarak onlara çok önemli şeyler anlatacağını söylemiş. Tilkiler de merak edip gel-mişler. Onlara,

‒ Değerli arkadaşlarım, hiç düşündünüz mü bu kuyruklar neye yarıyor? Çoğu zaman avcılar sizi kuy-ruklarınızdan tanıyor. Bir yere saklansanız mutlaka ucu dışarıda kalıyor. Yani kuyruklarınız size hem yük oluyor

• 89

KUYRUKSUZ TİLKİ

T

Page 90: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

90 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

hem de çok çirkin şeyler. Madem bu koca kuyrukların size zararından başka bir faydası yok, ne diye kesip at-mıyorsunuz, demiş.

Bunları söylerken kandırmak istediklerinin de birer tilki olduğunu düşünmemiş.

Onu dinleyen tilkilerden biri söz alarak,‒ Hadi oradan sen de! Bir çıkarın olmasa bize böyle

öğüt verir misin, diye kuyruksuz tilkiye itiraz etmiş.

Page 91: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

öpeğin biri, ağzında av ile suyun karşı tarafına geçmek istemiş. Ayağını suya atacakken bak-

mış suyun içinde, ağzında kocaman bir av ile başka bir köpek. Onun ağzındakini kendi avına benzetmiş ama onunki daha büyükçeymiş. “Oh ne güzel, hazır bir av daha, o köpeği korkutup ağzından alırım.” diyerek ken-di avını suya bırakıp diğerinin peşine düşmüş.

Su sandığından da derinmiş. Köpek ayağını atar at-maz bir anda sulara gömülmüş. Neyse ki köpek biraz yüzme bildiği için var gücüyle kendini kıyıya zor atmış. Bir de bakmış ne gördüğü av ne de kendi avı var ortada.

Gördüğü sadece avı ile kendi gölgesiymiş.

• 91

AÇGÖZLÜ KÖPEK

K

Page 92: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

92 •

ARABA İLE SİNEK

üçlü kuvvetli atların koşulduğu bir araba dik ve bozuk bir yolda ilerliyormuş.Kadınlar, erkekler, yaşlı ve gençler de arabanın ar-

kasında yaya olarak yol almaya çalışıyorlarmış. Öğleye doğru güneş tepelerine dikilince yorgunluktan ve sıcak-tan adım atamayacak hâle gelmişler.

Atların da adım atamaz hâle geldiği bir anda, başla-rında bir sinek belirmiş.

Aklınca kafileye yardım etmek istiyormuş. Vızıldaya-rak hayvanları coşturmaya başlamış.

Bir o ata uçuyormuş, bir diğer ata. Var gücüyle atları ısırıp hızlandırmaya çalışıyormuş. Bazen de uyuklayan arabacının burnuna konup onu ikaz ediyormuş. “Hadi küheylanlarım biraz daha gayret, neredeyse yokuşun ba-şına geldik.” diyerek çırpınıp duruyormuş. Atları dehle-ye dehleye kan ter içinde kalmış.

Sinek aslında kendisini ilgilendirmeyen bir şey için koşuş-tururken bundan ne atların haberi varmış ne de arabacının.

G

Page 93: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 93

Sonunda araba yokuşun başında durunca sinek teri-ni silerek şöyle demiş:

‒ Çok yorulduysak da sonunda yokuşu çıktık. Verin şu emeğimin karşılığını da yoluma devam edeyim. Çün-kü yapılacak daha çok işim var.

Page 94: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

94 •

SÜTÇÜ KADIN İLE SÜT KABI

S ütçü kadın bir güğüm sütü başına koymuş pazaragötürüyormuş. Yol uzun, etrafta da kimseler yok-

muş. Şarkı mırıldanmış bir süre, sonra kendi kendine konuşmaya başlamış:

“Bu sütten elime şu kadar para geçer. Onunla gider yüz yumurta alıp kuluçkaya korum. Civcivler piliç, pi-liçler tavuk olur. Satarım tavukları, parasıyla iki kuzu alırım. Zaman nedir ki tez gelip geçer. Yaza kalmaz iki-şer üçer kuzularlar. Yünlerini kırparım. Birkaçını da sa-tarım. Parasıyla mal pazarına gider, koca ineğin yanına şöyle orta boylusundan bir düve alırım. O da güze kal-maz doğurur. Bir şenlik olur ahırda, sormayın gitsin. Kuzular bir tarafta zıplar, dana diğer tarafta. O zaman deme gitsin keyfime.”

Kadın böyle deyip kendisi de başlamış zıplamaya. Zıplar zıplamaz süt güğümü yere düşmüş ve güğümde ne kadar süt varsa toprağa akıp gitmiş.

“Eyvah, ben ne yaptım!” diye haykırmış. Böylece ha-yalinde kurduğu zenginlik dünyası da bir anda yıkılı-vermiş.

Page 95: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 95

İHTİYAR İLE EŞEĞİ

htiyarın biri eşeği ile yolculuk yapıyormuş. Hava da oldukça sıcakmış. Eşeği de kendisi de yorgunluk-

tan zor adım atıyormuş. Derken otu bol, ağaçlı bir yere varmışlar. İhtiyar “Eh, ben şu gölgede biraz dinleneyim.Bizim emektar da hem dinlenir hem de karnını bir gü-zelce doyurur.” demiş ve bir ağacın gölgesine uzanmış.

Eşek sevincinden ne yapacağını bilememiş. Ne za-mandır böyle otlu bir yerde yayılmadığı için bir o tarafa koşuyormuş, bir bu tarafa. Karnı doydukça keyfinden anırıp yeşil otlar üzerinde yuvarlanıyormuş.

Derken karşıdan bir eşkıya görünmüş, elinde de bir silah.

İhtiyar yerinden doğrulup eşeğe,‒ Eşkıya yanımıza gelmeden kaçalım, demiş. Eşek önce anlamamış bunu ve sahibine sormuş:‒ Neden kaçacağız? Kaçmazsam bana çok mu yük

taşıtırlar?İhtiyar kaçarken,

İ

Page 96: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

96 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

‒ Hayır, demiş fakat sözünün gerisini getirememiş. Bunun üzerine eşek, ihtiyarın ardından seslenmiş:

‒ Önemli değil o zaman. Kimin olursam olayım. Siz kaçın, canınızı kurtarın. Ben biraz daha otlayayım.

Page 97: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 97

ASLAN İLE AYI

evsimlerden yaz, aylardan ağustosmuş. Her taraf sıcaktan kavruluyor, otlar kuruyor, sular çekili-

yormuş. Artık her tarafta öyle kolay kolay su bulunmu-yormuş.

Aslan ile ayı, bir su birikintisinin başına gelmişler. Ayı su içmeye eğilince aslan,

‒ Hey, ne oluyor? O sudan önce ben içeceğim, demiş.Ayı,‒ Nedenmiş o, diye itiraz etmiş.Bunun üzerine başlamışlar ağız dalaşına. Sen-ben

derken sonunda iş kavgaya dönmüş. Hem öyle kavga ki ikisinden biri mutlaka ölecek.

O sırada arkalarında bir ses duymuşlar. Dönüp bak-tıklarında bir de ne görsünler? Akbabalar, kargalar ve bir sürü leş yiyiciler dizi dizi olmuşlar; ölecek olanın leşini yemeye hazırlanıyorlar. O zaman akılları başlarına gelmiş.

M

Page 98: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

98 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Aslan,‒ Bizim bu hareketimiz hiç de doğru değil. Ne diye

bencillik yapıp birbirimizi öldürmeye çalışıyoruz ki, demiş. Aslında ayı da böyle düşünüyormuş. Aslana şöyle demiş:‒ Öyle elbette, biz gene dost kalalım. Bu su, sana da

yeter bana da. Kavga ikimizin de sonu olabilir. Akba-baların, kargaların eline düşmektense paylaşmak daha iyidir.

Böyle konuşup birlikte su içmeye başlayınca umutla-rı kesilen kargalar, akbabalar ve diğer leş yiyiciler heves-leri kursaklarında sessizce oradan uzaklaşmışlar.

Page 99: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 99

ASLAN İLE KURBAĞA

slan ormanda dolaşırken yolu bir sazlığa düş-müş. Eğilmiş su içiyormuş. Birden çatır çutur

sesler duymaya başlamış ve hemen çekilerek bir çalının arkasına saklanmış. “Gelen seslere bakılırsa bu kocaman bir canavar olmalı. Ben tedbirimi alayım da gerisi kolay. Canımı pazarda bulmadım ya.” diye söylenmiş.

Sesler gittikçe yaklaşmış. Koca aslan korkudan tir tir titremeye başlamış. Çalıların arasından boynunu uzatıp şöyle bir bakmış. Bir de ne görsün? Ufak, çilli milli bir kurbağa. Derin bir oh çekmiş ve “Hay Allah!” demiş. “Şu minicik vücuttan çıkan sese bak. Boyuna posuna bakmadan ne diye bu kadar ses çıkarıyorsun? Çıkardı-ğın seslere bakıp ben de seni bir şey sanmıştım.” demiş ve kurbağayı cezalandırmış.

A

Page 100: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

100 •

BÜLBÜL İLE KIRLANGIÇ

ırlangıç, avının üzerine yıldırım gibi dalışlar ya-parken bir bülbül görmüş. Bülbül, dikenli bir

dal üzerine konmuş dertli dertli ötüyormuş. Kırlangıç, onun perişan hâline üzülmüş ve yanına yaklaşarak şöyle demiş:

‒ Seninki de hayat mı? Bak, ben insanların çatıları altında yaşıyorum. Sen niye şehre gelmiyorsun da öm-rünü dikenli çalılar üzerinde geçiriyorsun?

Bülbül kafesteki günlerini hatırlayıp derin derin iç çekerek,

‒ Ah dostum ah, ne sen sor ne de ben söyleyeyim.Eski esaret günlerime dönüp yeniden dertlenmek iste-mediğim için böyle ıssız çalılıklarda yaşıyorum, demiş ve kırlangıca teşekkür etmiş.

K

Page 101: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 101

ASLAN VE ÖKÜZLER

ünlerdir ağzına bir şey koymayan aslan, yiyecekararken çayırda otlayan üç öküz görmüş.

Öküzlerden birini ayırıp kendine çekmek istemişse de başarılı olamamış. Daha sonra üçüne birden karşıdan hücuma geçmiş ama yine amacına ulaşamamış. Çünkü öküzler hemen birleşip bir daire oluşturuyor ve birlikte hareket ederek aslanı uzaklaştırıyorlarmış.

Öküzlerin boynuz darbelerinden canı yanan aslan, bakmış böyle olmayacak. “İyi bir plan kurmam gereki-yor.” diye düşünmüş.

Düşündüğü plan gereği, tilki aracılığıyla öküzlerin birbirleri aleyhine konuştuklarını ve kötü sözler söyle-diklerini yayarak onların arasına fitne sokmuş.

Bunun üzerine öküzler birbirlerine şüpheli ve kızgın gözlerle bakmaya başlamışlar.

Önceleri hep bir arada otlayan öküzler, bu dediko-dular üzerine birbirlerinden ayrılıp başka yerlerde otla-maya başlamışlar.

G

Page 102: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

102 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Aslanın istediği de buymuş. Sevinçle pençelerini ovuşturmuş ve tek başına otlayan öküzlerden birini ya-kalayarak kendine güzel bir ziyafet çekmiş. Bir müddet sonra ikincisini, daha sonra da üçüncüsünü yakalayarak parçalayıp bir güzelce yemiş.

Page 103: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 103

ASLAN İLE SİVRİSİNEK

ivrisinekle aslan sohbet ederlerken söz dönüp dola-şıp kim güçlü meselesine gelmiş. Aslan,

‒ Kimin güçlü olduğunu tartışmaya gerek var mı, diye kükremiş. Elbette ben güçlüyüm.

Aslanın kendini beğenmiş tavırları sivrisineğin zoru-na gitmiş ve ona meydan okumuş:

‒ Senden korkum yok. Sen benden güçlü değilsin. Madem benden güçlü olduğunu söylüyorsun, göster kendini, elinden ne geliyormuş görelim. Sen sadece tır-naklarınla tırmalar, dişlerinle ısırırsın. O da bir şey mi? Onu sokaktaki miskin kediler de yapıyor.

Sivrisinek böyle konuştukça aslan katıla katıla gülü-yormuş.

Sivrisinek daha da hiddetlenmiş ve iğnesini bileyerek “Kolla kendini.” deyip aslana hücum etmiş.

Hayvanın tüysüz burnunu yakalayıp başlamış sok-maya. Aslan pençe attıkça sivrisinek çevik hareketlerle

S

Page 104: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

kaçıyor, ardından yine sivri iğnesiyle aslanın burnunu delik deşik ediyormuş.

Aslanın salladığı her pençe de sadece kendi burnunu parçalıyormuş.

Aslan, sivrisineği yakalamak için çok uğraşmış ama kendine zarar vermekten başka bir şey yapamamış. So-nunda pes etmek zorunda kalmış.

Sivrisinek aslanı yendikten sonra koca ormanlar kra-lının başında birkaç zafer turu atmış ve vızıldayarak ora-dan uzaklaşmış.

Sivrisineğin gururdan gözü bir şey görmüyormuş. Ağaçlar arasında kibirle zafer turları atarken bir örüm-cek ağına takılmış. Örümceğin kendini yiyeceğini anla-yınca “Ben ki koca koca aslanlara meydan okuyup on-larla savaştım ve hepsini yere serdim. Böyle bayağı bir hayvana yem olmak yakışır mı bana!” diye inlemiş.

104 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Page 105: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 105

FARELER KURULTAYI

areler, kedinin korkusuyla yaşamaktan bıkmışlar. Başlarını ne zaman delikten çıkarsalar karşılarına

hemen kedi dikiliyormuş. Sonunda bir kurultay düzen-lemeye karar vermişler. Kediye karşı ne gibi tedbirler alınması gerektiğini görüşüp uzun uzun tartışmışlar fa-kat bir sonuca varamamışlar.

Toplantı dağılmak üzereyken arkada konuşmaları ses-sizce dinleyen genç bir fare, ayağa kalkarak söz istemiş.

Başkanın söz vermesi üzerine ciddi bir eda ile şöyle konuşmuş:

‒ Ben, kedinin boynuna zil takılmasını teklif ediyo-rum. Kedi hareket ettikçe zil ses çıkaracak ve biz de kedi-nin nerede olduğunu anlayıp ona göre hareket edeceğiz.

Genç farenin bu teklifi çok beğenilmiş ve ayakta daki-kalarca alkışlanmış. Oylanan teklif hemen kabul edilmiş.

Kurultay boyunca konuşmaları bir köşede sessizce dinleyen yaşlı ve tecrübeli bir fare, yerinden güç bela kalkarak şöyle demiş:

F

Page 106: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

106 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

‒ Arkadaşlar bu basit ama akıllıca bir plan. Böyle bir planı ancak genç bir arkadaşımız sunabilir. Ne güzel! Kedinin boynuna bir zil takılacak ve artık biz güvenli bir şekilde yaşayacağız. Genç arkadaşı kutlarım. Ancak hepinize bir şey sormak istiyorum, kedinin boynuna zili hanginiz takacaksınız?

Page 107: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 107

GÖLGESİNE HAYRAN OLAN GEYİK

ir geyik gölden su içerken kendi aksini görmüş.Suya bakmış, bakmış ve güzelliğine hayran olmuş.

Koskoca, dal dal boynuzlar kendini ne kadar da heybetli gösteriyormuş. Fakat bacakları güzel değilmiş, onları hiç beğenmemiş. İncecik, çelimsiz, kuru dal gibi bacakları kendine hiç yakışmıyormuş. O an karşıdan bir aslanın kendine doğru yaklaştığını fark etmiş ve bir ok gibi yerinden fırlayıp oradan uzaklaşmış.

Aslandan kurtulup da ağaçlar arasına saklandığında yine kendi güzelliğini düşünmeye başlamış.

Önüne bakmadan baygın ve dalgın bir şekilde yü-rürken suda hayranlıkla seyrettiği o çatallı boynuzları bir ağacın dallarına takılmış. Uğraşmış uğraşmış boy-nuzlarını bir türlü kurtaramamış. Çabaladıkça dallar arasına daha da sıkışmış.

O, dallardan kurtulmaya çalışa dursun aslan yetişip onu kolayca yakalamış.

Geyik son nefesini verirken acıyla şöyle söylenmiş:

B

Page 108: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

108 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

‒ Vay benim kara bahtım, vay! Ben ayaklarımı be-ğenmiyordum, onlar bana iyilik etti de asıl güvendiğim boynuzlarım bana tuzak kurdu. Ne diyeyim, kendi gu-rurum kendi felaketimi hazırladı.

Page 109: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 109

KÖPEK İLE EŞEK

damın birinin yaylada koyunları varmış, bir degaripten bir çobanı... Adam her hafta heybesini

yiyecekle doldurup eşeğin sırtına atar, yaylaya çıkarmış.Yayla yolları git git bir türlü bitmezmiş. Adam, yolla-

rın pek güvenli olmadığını bildiği için ne olur ne olmaz diye köpeğini de yanından hiç ayırmazmış.

Yine bir gün heybesini yiyeceklerle tıka basa doldur-muş ve yaylanın yolunu tutmuş. Önde eşeği, arkada kendisi ve daha geride de köpeği.

Hava sıcak, yol çetin olunca yolculuk çekilmez hâle gelmiş. Güneş tepeden bakmaya başlayınca adamın adım atacak hâli kalmamış ve bir ağacın gölgesine çöküvermiş. Yorgunluktan bir süre sonra derin bir uykuya dalmış. Kö-peği de kıvrılıvermiş gölgenin kıyıcığına.

Başıboş kalan eşek, bunu fırsat bilerek hemen otların arasına dalıvermiş. Şu kekikti, şu sütlüydü, şu gevrekti, şu körpeydi, diye oradan oraya giderek adamın yanın-dan uzaklaşıvermiş.

A

Page 110: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

Köpek bir süre sonra uyanmış. Açlıktan karnı zil çalıyormuş. Etrafını kontrol edip bir iki şeyi koklamış ama boşuna, yiyecek bir şey bulamamış. Birden aklına eşeğin sırtındaki yiyecekler gelmiş. Bakmış, eşek nerede ise kaybolacak. Hemen yanına seğirtmiş ve ona,

‒ Ne yapıyorsun dostum? Nerede ise kaybolacaksın. Buraların tehlikeli olduğunu bilmiyor musun, diye çı-kışmış.

Eşek onun bu uyarısına aldırış bile etmemiş. Ağzını şapırdatarak taze otları yemeye devam etmiş. Onun ağ-zının şapırtıları köpeğin açlığını daha da artırmış. Eşeğe:

‒ Oh oh ne iyi! Sen mis gibi taze otlarla karnını do-yur, biz de açlıktan ölelim. Hiç olmazsa sırtındaki yiye-ceklerden biraz ver de açlığımı gidereyim.

Eşek söylenenleri duymamış bile. Köpek ısrar edince,‒ Amma da sabırsızsın. Biraz sonra sahibin uyanınca

ondan istersin, diyerek kayalıklara doğru otlamaya de-vam etmiş.

Bir kurt kayaların arkasına saklanmış eşeği izliyor-muş. Eşek kendisine biraz daha yaklaşınca saklandığı yerden fırlamış.

Eşek, can korkusuyla köpeğe doğru koşmaya başlamış.‒ Aman dostum yetiş, kurt beni parçalayacak, diye

köpekten yardım istemiş.

110 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Page 111: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 111

Köpek yerinden bile kıpırdamamış. Kırgın bir ifa-deyle ona şöyle demiş:

‒ Korkma dostum, biraz sonra sahibin uyanınca on-dan yardım istersin. O seni kurtarır.

Page 112: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

112 •

ASLAN VE DANIŞMANLARI

slan kral öfkeden yerinde duramıyor, kükreme-leriyle ormanı inletiyormuş. Meğerse, sabahleyin

hanımı ona ağzının koktuğunu söylemiş.Ağzının kokmadığını ispat için danışmanlarını yanına

çağırmış.Aslan, huzuruna gelen ilk danışmanı koyuna sert bir

sesle sormuş:‒ Bana bak arkadaş, söyle bakalım, benim ağzım ko-

kuyor mu?Aslanın samimi bir cevap beklediğini sanan koyun

doğruyu söylemiş:‒ Evet efendim, kokuyor. Bu cevaba bozulan aslan öfkeyle koyunun üzerine

atlamış ve kafasını koparmış.Sıra diğer danışman olan kurda gelmiş. Aslan aynı

soruyu kurda sormuş.Koyunun leşini gören kurt küçük bir tereddütten

sonra,

A

Page 113: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 113

‒ Aman efendim, ne kokması, aksine sizin nefesiniz bahar çiçekleri gibi taze ve hoş, diyerek yalan söyleyip kellesini kurtarmak istemiş. Fakat daha sözünü bitirme-den kendini aslanın pençeleri altında bulmuş.

Aslan aynı soruyu üçüncü danışmanı tilkiye de so-runca tilki sahte öksürüklerle burnunu silmiş ve hırılda-yan bir sesle şöyle demiş:

‒ Aslan hazretleri, beni bağışlayınız. Öyle kötü bir nezleye yakalandım ki burnum hiç koku almıyor.

Page 114: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

114 •

TİLKİ VE ÜZÜM SALKIMLARI

ilkinin biri açlık ve susuzluktan adım atacak hâlde değilmiş. Bir şeyler bulabilirim ümidiyle bir üzüm

bağına girmiş. Olgunlaşan üzümleri görünce ağzı sulan-mış ve bir salkım koparmak için var gücüyle zıplamış. Asmadaki üzüm salkımları oldukça yüksekte olduğu için tilki ne kadar sıçramışsa da bir türlü salkımlara ye-tişememiş. Zıplaya zıplaya kan ter içinde kalmış. Bütün gücünü toplayarak son bir kez daha denemiş ama yine erişememiş.

Sonunda üzümlere yetişemeyeceğini anlayınca etra-fına şöyle bir bakınıp kendi kendine söylenmiş: “Daha koruk bunlar. Zaten yemeye de hiç niyetim yoktu.”

T

Page 115: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 115

GECELERİ ÖTEN KUŞ

ir saka kuşunu kafese koyup pencerenin önüne as-mışlar. Kuş gündüzleri hiç ses çıkarmıyor, sadece

geceleri ötüyormuş. Her zaman olduğu gibi o gece de hüzünlü bir şekilde

ötmeye başlamış.Yarasanın biri onun sesini ta uzaklardan duyup yanı-

na yaklaşmış ve merakla sormuş:‒ Neden hep geceleri ötüyorsun?Kuş derin bir iç çektikten sonra şöyle karşılık vermiş:‒ Hiç sormayın yarasa kardeş! Ben gündüz yakalan-

dım ve bu kafese kondum, onun için hep geceleri ötü-yorum.

Bu söz üzerine yarasa gülerek kuşa şöyle demiş:‒ Ah benim saf kardeşim, şimdi tedbirli olmuşsun

neye yarar. Onu yakalanmadan önce düşünmen gerekirdi.

B

Page 116: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

116 •

AVCI İLE BILDIRCIN

vcı, kuş avlamak için bir kapan kurmuştu. Bir süre sonra kapana bir bıldırcının yakalandığını

gördü. Gidip kapandan kuşu aldı. O anda bıldırcın dile gelip avcıya yalvardı:

‒ Ne olur, beni serbest bırakın, yavrularım daha küçük!Avcı biraz duygulandı, kendi çocuklarını hatırladı.

Bırakayım mı bırakmayayım mı, diye düşünürken bıl-dırcın yalvarmaya devam etti:

‒ Beni serbest bırakırsanız diğer bıldırcınları sizin kapanınıza çekmeye yemin ederim.

Avcı birden toparlandı ve kafasını sallayarak ona şöy-le dedi:

‒ Yoo, artık seni serbest bırakmam. Yavruların için olsa neyse. Kendi canını kurtarmak için arkadaşlarını feda etmekten çekinmeyen bir kuş, nasıl cezasız bırakılır?

A

Page 117: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 117

KEDİ VE FARELER

edi yaşlandığı için fare yakalamakta çok zorlanı-yormuş.

Bir gün ambarın kapısının önünde hem güneşleni-yor hem de “Fareleri nasıl yakalayabilirim?” diye düşü-nüyormuş.

Birden, aklına parlak bir fikir gelmiş: “Eğer ambar kapısındaki çivilerin birinden baş aşağı sarkarsam fareler beni öldü sanırlar ve korkmadan yanıma gelirler, ben de onları kolayca avlarım.”

Hemen vücuduna bir yastık kılıfı geçirmiş ve güçlükle arka ayaklarını çiviye takarak baş aşağıya sarkmış.

Biraz sonra fareler bakmışlar ki kedi asılmış, hare-ketsiz duruyor. Öldü sanarak korkusuzca yanına yak-laşmaya başlamışlar. Tam o sırada yaşlı bir fare önlerine geçerek onları şöyle uyarmış:

‒ Sakın ha yanına yaklaşmayın! Ben hayatımda çok torba gördüm ama hiçbirinin dibinde kedi başı yoktu. Bunda bir iş var.

K

Page 118: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

118 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Arkadaşlarını bu şekilde ölümden kurtaran yaşlı fare kediye dönerek,

‒ Kedi efendi, orada istediğiniz kadar asılı kalabilir-siniz! Ama siz, peynirle dolu bir torba olsanız bile, ben yine de sizin yanınıza yaklaşmam, demiş.

Page 119: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 119

TARLA KUŞU VE YAVRULARI

uvasını buğday tarlalarının içine yapan tarla kuşu,her gün yavrularını bırakıp onlara yiyecek aramaya

gidiyordu.Zamanı gelip de buğdaylar başaklanmaya başlayın-

ca hasat vaktinin geldiğini anladı. Yavrularına, kendisi evde yokken tarlaya gidip gelenleri iyi dinlemelerini ve duyduklarını akşamları kendisine söylemelerini sıkıca tembihledi. Tarla kuşunun yiyecek toplamaya çıktığı bir gün çiftçi, oğlu ile birlikte tarlaya geldi. Buğdayları gözden geçirdikten sonra oğluna dedi ki:

‒ Bak oğlum, buğdayımızın hasat zamanı gelmiş. Hemen git ve komşulara haber ver. Yarın sabah erken-den gelip bize yardım etsinler.

Anne kuş yuvasına döndüğünde, yavruları işittikle-rini bir bir anlattılar. Çok korktukları için annelerine kendilerini daha güvenli bir yere götürmeleri için yal-vardılar.

Tarla kuşu,

Y

Page 120: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

120 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

‒ Korkmayın yavrularım, daha vaktimiz var, dedi. Eğer çiftçi, komşularının kendisine yardım etmesini is-tiyorsa hasat yarın yapılmayacak demektir.

Gerçekten, ertesi gün çiftçi ve oğlu tarlaya geldikle-rinde komşulardan kimsenin gelmediğini gördüler.

Baba, bu sefer oğluna,‒ Kaybedecek vaktimiz yok. Komşulara güvendik

ama onlar gelmediler. Hemen git ve amcalarına, dayıla-rına, yeğenlerine haber ver, yarın sabah erkenden tarlaya gelsinler, dedi.

Yavru kuşlar konuşulanları duyunca korkudan tir tir titremeye başladılar. Birbirlerine sıkıca sarılıp sessizce akşam olmasını beklediler. Akşam anneleri gelince duy-duklarını ağlayarak anlattılar.

Anne kuş yavrularını sakinleştirdi ve onlara şöyle dedi:

‒ Neden korkup ağlıyorsunuz yavrularım? Demek ki daha vaktimiz var. Anladığıma göre çiftçinin akrabaları da hasadı bekliyor. Siz yine konuşulanları iyi dinleyin, akşam eve gelince bana anlatırsınız.

Anne kuşun tahmin ettiği gibi, çiftçinin akrabaları da ertesi sabah tarlaya gelmediler. Çiftçi başaklara bak-tı, başaklar olgunluktan nerede ise dökülecekti. Oğluna başakları işaret ederek,

‒ Artık komşuları da, akrabaları da bekleyecek zaman

Page 121: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 121

kalmadı. Şimdi hemen eve gidelim, tırpanlarımızı bile-yip hazırlıklarımızı yapalım. Yarın sabah erkenden gelip ekinlerimizi kendimiz biçelim, dedi.

Akşam olunca yavru kuşlar işittiklerini annelerine tek tek anlattılar.

Anne kuş, ‒ Hımm, dedi. Şimdi kendimize yeni bir yuva kur-

manın zamanı geldi. Eğer çiftçi kendi buğdaylarını ken-di biçmeye karar verdiyse yarın bu iş yapılacak demektir.

Page 122: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

122 •

İNSAN İLE ASLAN

ir insanla bir aslan dost olmuşlar. Sık sık bir arayagelip sohbet eder, uzun yolculuklara çıkarlarmış. Yine

böyle bir yolculukta başlamışlar kendi soylarını övmeye.Bir yere gelmişler, bakmışlar bir heykel: Bir adam,

bir aslanı boynundan yakalamış boğuyor.Adam, heykeli aslana göstererek,‒ Görüyorsun ya! Biz senden ne kadar güçlüyüz, demiş.Aslan, adama alaylı bir şekilde bakarak gülümsemiş

ve şu karşılığı vermiş:‒ Biz heykel yapmasını bilmeyiz. Eğer heykel yap-

masını bilseydik, aslanın pençeleri altında ne insanlar görürdün.

B

Page 123: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 123

AYI SANA NE DEDİ?

ki arkadaş ormanlık bir alanda birlikte yolculuk

‒ Çok şükür kurtulduk, değil mi? Arkadaşı cevap vermeyince tekrar konuştu:‒ Sahi, ayı senin kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Ne

dedi Allah aşkına?

İ ediyordu. Yola çıkmadan önce, herhangi bir tehlike

karşısında ucunda ölüm de olsa birbirlerine yardım ede-ceklerine dair söz verdiler. Biraz ilerlemişlerdi ki önleri-ne kocaman bir ayı çıktı. Arkadaşlardan biri hemen en yakın bir ağaca tırmanarak saklandı, diğeri ise kaçacak zaman bulamadığından yüzüstü yere yattı ve nefesini tutarak ölü taklidi yaptı.

Ayı yerde yatan adama yaklaştı, kokladı, burnunu adamın kulağına değdirir gibi yaptı ve biraz sonra da ora-dan uzaklaştı. Meğerse ayı, ölmüş insana dokunmazmış.

Ayı uzaklaşınca ağacın üzerine çıkan adam, yere indi ve bir taşın üzerine oturup korkusunu yenmeye çalışan arkadaşına mahcup bir şekilde sordu:

Page 124: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

124 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Adam, kırgın bir şekilde arkadaşının gözünün içine bakarak cevap verdi:

‒ Bunu anlamayacak ne var. Bir daha senin gibi kor-kak ve sahtekâr birinin sözüne güvenmememi söyledi.

Page 125: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 125

TİLKİ İLE MAYMUN

ine bir gün hayvanlar toplanmış sohbet edip eğ-leniyorlarmış. Neşeden yerinde duramayan may-

mun kalkmış, herkesin ortasında oynamaya başlamış. Hayvanlar onun oynayışını öyle beğenmişler, öyle be-ğenmişler ki sonunda her zaman mutlu ve neşeli olalım diye maymunu kendilerine kral seçmişler.

Fakat tilki maymunu kıskanmış. Kendisi gibi akıllı ve kurnaz bir hayvan dururken şaklabanlık yapıp her-kesin ortasında oynayan birini kral yaptıkları için diğer hayvanlara da gücenmiş. “Elbet bir gün bunun hesabını sorarım.” diyerek fırsat kollamaya başlamış.

Bir gün ormanda gezerken bir kapan görmüş. İçinde de kocaman bir et parçası duruyor. “İşte tam zamanı, demiş kendi kendine. Hemen maymuna gitmiş:

‒ Soylu kralım, bir hazine buldum ama onu almak bana değil, sizin gibi krallara yakışır, demiş.

Maymun kasıla kasıla kapanın başına gitmiş ve eti al-mak için elini kapanın içine sokmuş. Elini sokar sokmaz da kapan şak diye elini yakalamış.

Y

Page 126: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

126 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Tilkinin oyununa gelen maymun acı ile bağırmış:‒ Seni hain, sen düşürdün beni bu tuzağa.Tilki bıyık altından gülerek, ‒ Amma da yaptınız. Siz hem bu kadar akıllısınız

hem de hayvanlara kral olmaya kalkışıyorsunuz. Olur mu böyle şey, diyerek oradan uzaklaşmış.

Page 127: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 127

ÇİFTÇİ İLE TİLKİ

iftçinin biri, tavuklarına zarar veriyor diye bir tilki-ye kin besliyormuş. Onu yakalamak için bir tuzak

kurmuş ve sonunda tilkiyi yakalamış.Öcünü daha iyi almak, içini rahatlatmak için hayva-

nın kuyruğuna bir bez bağlamış. Bezi de iyice yağlayıp ateşlemiş.

Zavallı hayvan kuyruk acısıyla oraya buraya koşar-ken çiftçinin tarlasına girmiş. Tam da hasat zamanı imiş. Ekinler kurumuş, çıtır çıtır olmuş, biçilmeyi bek-liyormuş. Tilkinin kuyruğundaki yanan bez, ekinleri bir anda tutuşturmuş.

Adam tilkiden intikam alacağım diye sevinirken yanan tarlası karşısında “Eyvah, ben ne yaptım!” diye üzüntüden dizlerini dövmeye başlamış.

Ç

Page 128: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

128 •

POYRAZ İLE GÜNEŞ

oyraz ile güneş öyle sık sık bir araya gelmezmiş. Geldiklerinde de hemen tartışırlarmış. Yine karşı-

laştıkları bir gün şundan bundan konuşurlarken başla-mışlar çekişmeye. Poyraz,

‒ Ben senden kuvvetliyim, demiş.Güneş hemen itiraz ederek, ‒ Hadi canım, ben senden daha kuvvetliyim, diye

karşılık vermiş.Tartışma bu şekilde uzayıp giderken şehre doğru gi-

den bir adam görmüşler.Güneş,‒ Şu yolcunun üzerinden elbiselerini hangimiz çıka-

rırsak en kuvvetlimiz odur, diye bir teklifte bulunmuş. Poyraz, bu teklifi hiç düşünmeden kabul etmiş ve

işe ilk kendisi başlamış. Göğsünü yarım şişirerek esmiş. Adam elbisesinin önünü kapatmış. Bu sefer daha güçlü esmiş ama adam soğuktan rahatsız olup üzerine bir şey

P

Page 129: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 129

daha giymiş. Poyraz sonunda var gücüyle esince adam el-biselerini çıkarmak şöyle dursun daha bir sarınmış onlara.

Poyraz, birkaç deneme daha yaptıktan sonra bu işi beceremeyeceğini anlamış ve sırayı güneşe bırakmış.

Güneş önce yavaştan almış, adama güler gibi bak-mış. Yolcu havanın ısındığını görünce sırtına sonradan giydiği elbiseyi çıkarmış. Ardından güneş sıcaklığını bi-raz daha artırmış, adam biraz daha soyunmuş.

Güneş sıcaklığını artırdıkça adam soyunuyormuş. Sonunda sıcaklığa dayanamayarak üzerinde ne var ne yok hepsini çıkarıp serinlemek için ırmağa girmiş.

Güneş gülümseyerek yan gözle poyraza bakmış. Poy-raz utancından ne diyeceğini bilememiş ve güneşle ve-dalaşmadan hemen oradan uzaklaşmış.

Page 130: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

130 •

ÇİFTÇİ İLE YILAN

ılanın biri, kendini yakalamaya çalışan bir çiftçininoğlunu sokarak öldürmüş.

Çiftçi, evlat acısıyla oğlunu öldüren yılanı yakalayıp ondan öç almak istemiş. Eline baltasını aldığı gibi yıla-nın peşine düşmüş. Sonunda onu bir kayanın dibinde güneşlenirken yakalamış. Baltasını kaldırıp da yılanın başına vuracağı an, yılan atik davranıp kaçmış. Kaçmış ama inen balta da kuyruğunu kesivermiş.

Yılanı elinden kaçıran çiftçi, onu yakalayamayacağı-nı anlayınca korkmuş. “Şu yılanla dost olayım da, bari bana başka kötülük etmesin.” diyerek bir fırsatını bulup yılana dostluk teklif etmiş. Yılan bu teklifi kabul etme-miş ve adama şöyle demiş:

‒ Var git işine, sende evlat acısı, bende de kuyruk acısı olduktan sonra biz artık dost olamayız.

Y

Page 131: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 131

KAPLUMBAĞA İLE KARTAL

aplumbağanın biri kuşların uçuşunu seyrederve onlara özenirmiş. “Ah bir de ben uçabilsem.”

diye iç çekermiş. Sonunda uçmayı öğrenmeye karar ver-miş ve bu iş için en uygun gördüğü kartala gitmiş.

Kartal,‒ Sen uçmak için yaratılmamışsın ki! Senin kanatla-

rın yok, demişse de bir türlü dinletememiş. Kaplumbağa,‒ Kanadım yoksa da dört tane ayağım var, onlar ne

güne duruyor, diye ısrar etmiş.Bunun üzerine kartal,‒ Madem çok istiyorsun, bir deneyelim öyleyse, de-

miş ve kaplumbağayı pençeleri ile kavradığı gibi göğe yükselmiş.

Yukarıdan yeryüzünü seyreden kaplumbağa, kutu gibi evleri, yürüyen noktalar gibi hayvanları gördükçe sevinçten deliye dönmüş ve kartala,

K

Page 132: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

132 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

‒ Bak işte, bu kadar kolaymış. Şimdi beni yavaşça rüzgârın kanatlarına bırak da göklerde şöyle bir süzüle-yim, demiş.

Kartal:‒ Olmaz öyle şey! Düşüp parçalanırsın, diye itiraz

etmişse de kaplumbağaya dinletememiş. Kaplumbağa daha da ısrar edince kartal,

‒ Madem o kadar istiyorsun, dikkat, bırakıyorum, diyerek kaplumbağayı boşluğa bırakmış ve kaplumbağa ne yazık ki bir taş hızıyla yere düşmüş.

Page 133: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 133

UYUYAN ASLAN İLE SIÇAN

ğle sıcağında aslan, bir ağacın gölgesine uzanmış horul horul uyuyormuş. Sıçanın biri de gelip asla-

nın üzerine çıkıp yiyecek aramaya başlamış. Aslan tüy-lerini bir titretmiş, iki titretmiş; üzerindeki neyse aldırış etmemiş. Uyanıp da şöyle yan gözle bakınca üzerinde ufacık bir sıçanın dolanıp durduğunu görmüş.

Oradan geçen bir tilki, bu durumu görünce aslanla alay etmeye başlamış:

‒ Ne o dostum, ufacık bir sıçandan mı korkuyorsun?Aslan bu söze pek aldırış etmemiş fakat sonradan

tilkinin orada burada dedikodu yapacağını düşünerek tilkiye şöyle demiş:

‒ Sıçandan korktuğum yok, bunu sen de bilirsin. Ama uyuyan aslanın üzerinde hangi yiğit dolaşmaya ce-saret ediyor, onu merak ettim.

Ö

Page 134: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

134 •

FARE İLE KURBAĞA

arla faresi, gölden su içerken bir kurbağa ile tanış-mış ve onunla arkadaş olmuş.

Bir süre sonra kurbağa,‒ Madem biz dost olduk, ikimiz birlikte gezip eğle-

nelim. Kaybolmamak için de ayaklarımızı bir iple birbi-rine bağlayalım, demiş.

Tarla faresi de yeni dostunun bu önerisini memnu-niyetle kabul etmiş.

Önce gidip yiyeceği bol olan bir yerde sevdikleri şey-lerden yemişler ve oturup sohbet etmişler. Sonra dere kenarına gitmişler. Kurbağa hiç düşünmeden “Vrak, vrak!” diye sesler çıkararak suya dalmış. Ayakları birbi-rine bağlı olduğu için fareyi de suya sürüklemiş.

Zavallı fare suda nasıl nefes alsın? Çalışmış çabalamış ama ayağındaki ipten bir türlü kurtulamamış. Su yuta yuta şişmiş ve sonunda boğuluvermiş. Şiştiği için su onu yukarı kaldırmış.

T

Page 135: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

LA FONTAINE’DEN SEÇMELER • 135

Gölün üzerinden geçen bir çaylak, suyun üzerinde farenin ölüsünü görünce hemen bir dalış yapıp fareyi kaptığı gibi havalanmış. Fare ile kurbağa ayaklarından birbirine bağlı olduğundan o da havada çaylağın yuvası-na doğru uçmaya başlamış.

Page 136: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

136 •

LAMBA

amba, fitili ile gaz yağını içtikçe parlamış, içtikçe parlamış ve odayı ışıl ışıl aydınlatmış. Etraf gün-

düz gibi olmuş.İçtiği gaz yağından başı dönmeye başlayınca ken-

dini güneşten üstün görmeye başlamış. “Güneş sadece gündüzleri aydınlatırken ben karanlıkları gündüz gibi yapıyorum.” diye gururlanmış. Tam o sırada şiddetli bir rüzgâr pencereyi açıp da lambayı fıss diye söndürüver-mez mi! Etraf karanlık içinde kalmış. Lamba ne yapaca-ğını bilememiş, sus pus olmuş.

Neyse ki odadaki biri kalkıp lambayı yeniden yakıvermiş.Bu olaydan ders alan lamba,‒ Ne diye gururlanıyorsun? Güneş kim, sen kim?

Işığını ver ama çeneni tut. Güneşin ışığı seninkine ben-zemez, bak o hafif bir rüzgârda hiç sönüyor mu, diye kendi kendine kızmış.

L

Page 137: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 137

KURT İLE KUZU

urt, ırmaktan su içerken ırmağın aşağısında bir kuzunun otladığını görmüş ve “İşte bugünkü yi-

yeceğimi buldum.” diye mırıldanmış ve hemen ardın-dan onu yemek için bir bahane uydurmuş.

Hemen suyun aşağısındaki kuzuya seslenmiş:‒ Hey, neden içtiğim suyu bulandırıyorsun? Kuzucuk incecik sesiyle meleyerek,‒ Ben sizin içtiğiniz suyu bulandırmıyorum ki... Siz

yukarıdasınız, ben aşağıdayım. Su sizden bana doğru akıyor. Hem ben ağzımı suya değdirmedim bile.

Kurt, kuzunun bu cevabına kızmış ve bağırmış:‒ Benimle tartışma, ben ne dersem öyledir! Kuzucuk, ‒ Ama kurt amca... diyebilmiş. Kurt daha kızgın bir

şekilde,‒ Sus diyorum sana. Hem sen geçen yıl da aynı şeyi

söylemiştin, diye kuzucuğu azarlamış.

K

Page 138: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

138 • LA FONTAINE’DEN SEÇMELER

Kuzucuk korkudan tir tir titriyormuş.‒ Ama efendim, geçen yıl ben daha dünyada bile de-

ğildim, diyebilmiş.Kurt, daha fazla dayanamamış ve kuzuya şöyle bağırmış:‒ Suyumu bulandıran sen değilsen bile annendi. Ne

diye çeneni yoruyorsun ki? Öyle de olsa, böyle de olsa ben seni yiyeceğim...

Page 139: LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER · MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI • 6275 BİLİM VE KÜLTÜR ESERLERİ DİZİSİ • 1613 LA FONTAİNE’DEN SEÇMELER Hzaırlayan Hasan Avni

• 139

İHTİYAR AT

ir zamanlar meydanlarda birinciliği kimseye kap-tırmayan ünlü bir yarış atıymış.

İhtiyarlayınca yarışamaz olmuş. Sahibi ona bir süre bakıp otlaklara salmışsa da sonunda onu pazara götürüp satmaya karar vermiş.

Bir değirmenci, gerçek fiyatından çok düşük bir üc-retle onu satın almış. Üzerine binerek değirmen taşını döndürmesi için değirmenine götürmüş.

Zavallı at, değirmen taşına bağlanıp da dönmeye baş-layınca kendi kendine şöyle demiş: “Hey gidi günler, hey! Bir zamanlar meydanlarda tozu dumana katardım, şimdi ise şu hâlime bakın. Beni neye koştular da döndürüyorlar.

B