22
GÖK MEDRESE İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2 Ruh Ölüm ve Ötesi

İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

GÖK MEDRESEİLAHİYAT

ARAŞTIRMALARI2

Ruh Ölüm ve Ötesi

Page 2: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medreseİlahiyat Araştırmaları

-2-Ruh Ölüm ve Ötesi

EditörlerDoç. Dr. Hasan Özalp

Dr. Öğr. Üy. Abdullah Pakoğlu

ISBN978-605-2072-48-6

YAYIMCIPikatron Medya Ltd. Şti.

Barbaros Hayrettin Paşa Mh.No: 16 Vetro City Kat: 1/34

Esenyurt/İstanbul

MATBAA72 Tasarım Ldt. Şti.

Sertifika No: 40022

YAPIMPikatron Medya Ltd. Şti.

Sertifika No: 33979

© Asitan | Eylül-2019İstanbul

Page 3: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

DİNLERDE AHİRET TASAVVURU

Merve Gül ŞARALDI1

GirişÖlüm, insanoğlunun hayatında doğum gibi gerçek bir olgudur.

“Beni öldükten sonra ne bekliyor?” sorusu insan düşünce yapısının temelinde var olan bir sorudur. Öldükten sonraki hayat konusu, din-lerin tarih boyunca üzerinde durduğu en önemli konulardan birisi ol-muştur. Dinler tarihçilerinin çoğu şu konuda hemfikirdirler: Dinler, tarih boyunca insanoğlunu bu dünyadan öteki âleme geçişe hazırla-yan, bu dünyadaki varlık sebebini ve gayesini açıklayan, ona ölüm sonrası hayatı tanıtan ve bu konudaki sorularını cevaplayan en önem-li müesseselerdir. Bu nedenle, ahiret inancı da denilen öldükten sonra-ki hayata inanma, tarih boyunca ortaya çıkmış bütün dinlerde şu veya bu şekillerde mevcuttur. Bu çalışmada ahiret konusu, bütün dinlerin ahiret inancına dair düşüncelerine yer vermek makalenin sınırlarını aşacağından, Eski Mısır, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam dinleri çer-çevesinde ele alınacaktır.

Ahiret, Arapça bir kelime olup, “son”, “sonra” anlamına gelen “e-h-r” kökünden gelir. Tef’ıl kipine aktarıldığında “sonraya bırak-mak, ertelemek”, istif’al kalıbında ise “geriye bırakmayı arzulamak, geriletmek” gibi anlamalara gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de genelde, “evvel” in karşıtı manasında kullanılmaktadır.2 Ahiret dünya hayatını takip eden, ona benzer fakat daha değişik ve ölümsüz bir hayattan,

1 Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, Dinler Tarihi Doktora Öğrencisi. [email protected]

2 el-İsfahani, er-Rağıb, el-Müfredat fi Garibi’l Kur’an, İstanbul, 1986, s.13,14; İbn Manzur, Cemaluddin Muhammed b. Mukrem, Lisanu’l Arab, Beyrut, trz, IV, 11,12.

Page 4: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 216

ebediyet âlemine ait çeşitli merhaleler ve hallerden ibarettir.3

Genellikle “ruhun bedenden ayrılması suretiyle kişinin maddî hayat kaynağını yitirmesi” şeklinde tanımlanan ölüm ve ölüm sonrası hakkındaki algılama, inanış ve uygulamalar kültürden kültüre, devir-den devire değişmektedir4. Daha çok günah ve yargı kavramlarıyla birlikte tasavvur edilmeye çalışılan ölüm fikri ve ölüm korkusu ile kurtuluş ve ölümsüzlük ümidi dinin ve felsefenin en tartışmalı konu-larından olmuştur ve olmaya da devam edecektir.

1. Eski Mısır’da Ahiret İnancı

Mısırlı her zaman ölümden sonraki yaşamı düşünmek, ölüme hazırlanmak gibi ölümle ilgili mevzulara önem atfetmiştir. Mitolojinin zengin öykülerinden mumyalamaya kadar birçok motif Mısır’da ta-rih boyunca ölüm sonrası fikrinin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Mesela Mısır uygarlığının simgesi durumuna gelmiş olan piramitler de gömütlerden başka bir şey değildir. Piramitler, kralın ya da tanrı-nın ölümsüz yaşamını sürdüreceği yerdir. Firavun, tanrıların yanına dönüşünü piramit aracılığıyla yapacaktır. Kadim Mısır uygarlığın-da ölüm anlayışı yıllar boyunca değişse de, her gün yeniden doğan Güneş Tanrı Ra gibi veya yeniden dirilen Tanrı Osiris gibi, insan için de ölümün bir son olmadığı daima düşünülmüştür.

Ölüm, Mısır insanı için var oluş koşullarından biridir ve o sadece lanetliler için nihai bir son olabilir, diğer tüm varlıklar içinse yaşamın iki bölümü arasında bir eşik, bir gençleşme ve yaşamın yenilenmesidir. Öte dünya ise, hem ölünün bir “tanrı” olup, yeni ve daha yüce bir var oluşa kavuştuğu bir vaatler ülkesi, hem de ölünün tümüyle yok olmasına kadar varabilecek tehlikelerle dolu bir âlemdir. Eski Mısır’da ölüm ve ötesiyle ilgili kaynaklar Piramit ve Tabut ya-zıtlarıdır. Bütün bunlar “Ölüler Kitabı” denen ölüm, ölüme geçiş ve ölümden sonra yaşamla ilgili kuralları ve düzeni anlatan bütün bir bilgi veya inanç sisteminin parçalarıdırlar.5 Ölüm, Mısırlıların en fazla üzerinde uğraştığı ve kafa yorduğu konuların başında gelmektedir. Hatta denilebilir ki, günlük hayat prensipleri, yaşam tarzları hep bu

3 Topaloğlu, Bekir, “Ahiret”, TDV İslam Ansiklopedisi, 1: 543-548, İstanbul, TDV Yayınları, 1988.

4 Gürkan, Salime Leyla. “Ölüm”. TDV İslam Ansiklopedisi, 34: 32-34, 2007.

5 Çitçi, Meryem K. Eski Mısır Dininde Tanrı ve Öte Dünya İnancı, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2010, s. 47.

Page 5: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 17

konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması işlenmektedir.

Mısırlı, insanın varlığının birçok unsurdan oluştuğuna inanmış-tır. Bedensel doğanın yanı sıra, insanın bedenle birleşen ve onun bütü-nünü oluşturan kısımlarına dair belirlenen bazı kavramlar şunlardır:

Ka: Ka, bedene bağlıdır ve kişinin bütün karakteristik özellikle-rini barındıran soyut bir bireysellik ya da kişilik olarak tanımlanabilir. Ka, dünyada istediği herhangi bir yere gitmekte özgürüdür, göğe çı-kabilir ve tanrılarla konuşabilir. Tüm dönemlerde mezarlara konulan armağanlar Ka’nın beslenmesine yöneliktir. Yeterince gıda verilme-diğinde açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalabilmektedir. Ka, yukarıya uzanmış iki kolla temsil edilir.6

Ba: İnsan vücudunun öbür dünyada tekrar yaşayabilmesi için düzgün bir şekilde korunması gerekiyordu. Bedenin bir kopyasını sağlamak için doğumda tanrılar tarafından daha sonra heykeltıraşlar ve ressamlar tarafından kaybolabilecek cesetlerin benzerlerinin yapıl-dığı düşünülmektedir. Mısırlılar için en yakın ruh terimi, küçük bir kuş olarak hiyeroglifte temsil edilen “ba” idi ve bedenden gökyüzüne ayrılan uçan bir kuş gibi mezar sahnelerinde tasvir edilmiştir.7

Khat: Beden, mumyalandıktan sonra mezara gömülen şeydir. En erken zamanlardan en geç tarihlere kadar bütün sihirler, muskalar, formüller ve duaların hedefi, bu bedeni her türlü tahribattan koru-mak olmuştur. Kişinin ka’sı da bu bedene bağlıdır. İbis kuşu ile temsil edilir.8

Piramitler devrine gelinceye kadar, insan ruhu, ölüm sırasında bedeni terk etse bile, bedenin iyi bir şekilde muhafaza edilmesi şar-tıyla bu ruhun tekrar cesede döneceği yönünde kesin bir inanç mev-cuttur. Dolayısıyla beden ne kadar iyi korunursa öte dünyada ondan sürgün verecek ruhsal bedenin de bu bedene aynı ölçüde benzeyece-ğini düşünmüşlerdir.

6 Budge, E. A. Wallis, Mısır’da Ölüm Sonrası Fikri, Çev. : Rengin Ekiz, Ege Meta Yay. , İzmir, 2001, s. 138.

7 Lesko, Leonard H., “Egyptian Religion” Encyclopedia of Religion Second Edition, 4: 2710-2711, USA, Thomsan Gale, 2005.

8 Budge, E. A. Wallis, a.g.e. s. 138.

Page 6: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 218

Mısırlıların öte dünya tasavvuru hakkında çeşitli telakkilerle de karşılaşılmaktadır. Başlangıçta, ölülerin uzak bir ülkede ikamet ettik-lerini sanıyorlardı. Daha sonraları ise, dünyadan ayrılanların gökte oturduklarına ve bir merdivenle yukarı çıktıklarına inandıkları görül-mektedir. Burada ruhlar, Güneş Tanrısı Ra ile beraber, onun gemisiyle dünyayı dolaşıyorlardı.

Diğer bir görüşe göre de, Osiris’in yeraltı dünyasına gidiyorlar-dı. Ölüler Kitabı’nda orada ölünün muhakemesinin yapıldığına dair tasvirler vardır. Psikostazi (ruhun tartılması)9 olayında; Osiris, tahtına oturur, Hakikat Tanrıçası Maat, ölüyü içeriye alır, ölünün kalbi atma-ca başlı Horus ve Çakal başlı Anubis tarafından tartılır, Katip Tanrı Thot’da neticeyi yazarak Osiris’e bildirir. Ölü, Osiris’in çevresindeki kırk iki hâkimin önünde hiçbir kötülük etmediğine yönelik itirafta bulunur, eğer doğru söylerse rahmete kavuşur, yalan konuşursa su aygırı, aslan ve timsah karışımı bir yaratık olarak tasvir edilen Ammit tarafından ölünün kalbi yenilir.10

Mısırlılar, ölüler dünyasını içinde yaşadıkları dünyaya yani, Mısır’a benzetmiştir. Belli bir büyüklükte ve tıpkı firavunun Mısır’ı gibi on iki bölgeyi içine alan bu yere “Duat” (alt dünya) denmiştir. Duat’ın on iki bölgesinin her biri gecenin on iki saatine karşılık gel-mektedir. Gündüz Mısır’ı aydınlatan güneş, gece de bu alt dünya-da on iki saat boyunca ilerlemekte, çeşitli tehlikelere maruz kalsa da yeniden doğmaktadır. Bu bölgeler birbirinden, kuyrukları üzerine dikilmiş, ağızlarından ateş saçan, zikzaklı geçitlerde saklanmış yılan-ların, şüpheli ölülerin kendilerini atlatmaması için dikkatle nöbet bek-ledikleri yüksek kapılarla ayrılmıştır.11

Görüldüğü gibi eski Mısır’ın dininde yapısal özellikler gereği, dinin ana merkezine tanrı ve ahiret ögesi oturmuştur. Yapılan ve dü-şünülen hemen her şeyin ardında bu “tanrı” ve “öte dünya” mefhum-larını gözlemleyebilmemiz mümkündür.

9 Psikostazi: “psikhe” (nefes, ruh) ve “statis” (tartılma) sözcüklerinden türeyen Eski Mısır tradisyonundaki bir kavramın eski Yunanca’daki adıdır. Bk. https://insanveevren.wordpress.com/2011/04/16/243/

10 Champdor, Albert, Eski Mısır’ın Ölüler Kitabı, Çev.: Suat Tahsuğ, Ruh ve Madde Yay., İstanbul, 1984, s. 45-49.

11 Champdor, Albert, a.g.e. , s. 74.

Page 7: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 19

2. Yahudilikte Ahiret İnancı

Tek Tanrılı dinlerin ilk ve en önemli temsilcisi olan Yahudilik, ölüm gerçeğini inkar etmez fakat yaşam korunmalı ve ölümle sava-şılmalıdır. Onlar için ölüm, kötü bir şeydir. Erken ölüm bir talihsiz-lik, uzun yaşam bir kutsanmadır. Tanrı, Avraam Avinu’(İbrahim) ya ilerlemiş ve olgun bir yaşa geleceğini vaadetmiştir.12 Yahudilikte ruh terimi, “nefeş”, “ruah” ve “neşama” gibi kelimelerle ifade edilir.13 İnsanoğlunun mevcut bulunan bedenine karşılık, doğrudan doğru-ya Tanrı’dan gelen ve Tanrı’nın suretini yansıtan14 “yaşam nefesi” ( nişmat hayim)15 bulunmaktadır. Ölülerin dirileceği kavramı, Kutsal Kitap’ta mevcut olan ve insanın esas itibarı ile beden ve ruh, akıl ve madde, fizik ve maneviyattan oluştuğu öğretisinden de kaynaklan-maktadır.

Yahudilik öncesi İbranilerde, insanın öldükten sonra yok oldu-ğuna dair herhangi bir inanç yoktur. Geleneksel Yahudilikte de, ahiret inancı doğrudan Yahudi kutsal metinlerine dayandırılmakla birlikte, gerek Tevrat’ta gerekse Tanah’a ait diğer kitaplarda ahiret, bazı atıfla-rın ötesinde açık ve net biçimde yer almamaktadır.

Ahiret hayatı ile ilgili ayrıntı bilgiler Talmud’ta anlatılır. Mesela, Cehennemin öldükten sonra azap görmek için gidilecek yer olarak be-lirtildiği ilk kaynak, apokrif olan Hanok’un kitabıdır. (1. Hanok, 27/1) Salihlerin ve doğruların öldükten sonra mükâfat olarak gidecekleri yer olarak Cennetin karşılığında Gan Eden terimi ise, ilk kez Talmud’un Berakot16 kısmında yer almaktadır. Gelecek âlem (O lam HaBa) diye isimlendirilen âlemin adı yine ilk kez apokrif olan I. Hanok, 71/15’de, apokrif sayılmayan Yahudiliğin kendi kaynakları arasında ise ilk kez Mişna’da geçmektedir.17Fakat ahiret hayatı ile ilgili olarak ilk kez Tanah metninde yer alan konu, öldükten sonra diriliş ile mükâfat ve

12 Yaratılış, 15/15.

13 Besalel, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yay. , İstanbul, 2001, c. II, s. 530.

14 Yaratılış, 1/27.

15 Yaratılış, 2/7.

16 The Talmud Babylonian, “Berakot”, 28b, Edit. Isıdore Epstein, Sonciro Press, London, 1948.

17 Bamberger, Bernard J., “Paradise”, Encyclopedia Judaica, c. 13, s. 82-85, Jarusalem, 1973.

Page 8: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 220

cezanın olacağı meselesidir.18

Sürgün sonrası döneme ait kitaplarda Şeol19 kavramı geçmekte-dir. Bu kavram, başlangıçta, yerin altında bulunan bir çeşit toplu me-zar anlamında, sonraları genellikle kötülerle bağlantılı olarak kullanıl-mıştır.20 Tevrat’ta açık şekilde geçmediği için ahirete iman konusunda Yahudi mezhepleri farklı görüşler benimsemiştir. Mesela, Helenistik felsefenin izlerini taşıyan Esseniler’e göre, bedenden ayrıldıktan sonra iyi ruhların ebedi mükâfat, kötü ruhların ebedi cezayla karşılaşacağı inancına dayanan ruhun ölümsüzlüğü fikri yer almıştır. Yahudi kutsal metninin ilk yorumcuları olan Ferisiler, hem ruhun ölümsüzlüğünü hem de yeniden dirilme inancını benimsemiştir. Sadukiler, daha çok aristokrat bir sınıfın meydana getirdiği mezhebin mensuplarından-dır ve Tevrat’ta kesin olarak geçmediği için ölümden sonraki hayatı reddetmişlerdir.21

Orta Çağ’da Musa b. Meymûn22, Yahudi teolojisinin ve akide-sinin ana hatlarını çizmeye çalışmıştır. Maimonides, Mişna’nın yoru-munu yaparken Tora’daki 613 emir ve yasaktan derlediği 13 Esas’ı23 Yahudiliğin temel doğruları ve dayanakları olarak ortaya koymuştur. Bu 13 Esas’tan sonuncusu ölülerin dirilişidir. Maimonides, yeniden dirilmeyi Musa’ya verilen Tora’daki ana ilkelerden birisi olarak ka-bul eder. Maimonides, “Ölünün Dirilişi Hakkında Risale” adlı bir eser yazmış ve dirilişi, ruhun ölüm ile ayrıldığı bedene dönmesi olarak yorumlamıştır.24 Çağımızda da muhafazakâr Yahudilerin önemli bir kısmı ve Rabbani Yahudilik geleneğini sürdüren Ortodoks Yahudileri yeniden diriliş inancını kabul etmektedir.25

18 Daniel, 12/2-3.

19 Tekvin, 37/35; İşaya, 14/9-10; Eyub, 7/9.

20 Gürkan, Salime Leyla, Anahatlarıyla Yahudilik, İSAM yay. , İstanbul, 2014, s. 121.

21 Gürkan, Salime Leyla, a.g.e., s. 122-123.

22 Kurtubalı Yahudi filozof ve din âlimidir. Batı literatüründe Maimonides olarak geçen İbn Meymûn, Yahudi literatüründe Rabbi Moşeh ben Meymon olarak bilinir. Ortaçağın en önemli filozofları arasına girmiştir. Yahudi dini ile ilgili önemli çalışmalar yapmıştır. (bkz. Mustafa Çağrıcı, “İbn-i Meymûn”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 20, İstanbul, 1999, s. 194.

23 Yasin Meral, “İbn Meymûn’a göre Yahudilikte İman Esasları”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 52, 2011, s. 266.

24 Yıkmaz, Yusuf, Ruhun Yeniden Dirilmesi Unsuru Üzerinden Zerdüştlük-Yahudilik Etkileşimi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017, sayı: 11, s. 151.

25 Akbaş, Muhsin, Yahudi ve Hıristiyan Düşüncesinde Ölüm Sonrası Hayat ve Diriliş İnancının Dini ve Teolojik Temelleri, D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002, Sayı: XV, s.44.

Page 9: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 21

Bugün Yahudilerin çoğunluğu, ölümden sonra var olacak bir tür hayatı kabul eder. Bedenlerin dirilişi, modern bilim ve dünya gö-rüşü nedeniyle, tasavvuru bile imkansız bir şey olarak kabul edilir. Reformist ve Ortodoks Yahudi toplumları, ruhların ölümsüzlüğünü kabul eder. İnsanların bu dünyada yaptıklarının karşılığını görmesi, her şeye gücü yeten ve adil bir Tanrı anlayışının mantıki sonucudur. Bu dünyada günahkarların ve masumların çektikleri acılarının karşılı-ğı olmayacaksa, Tanrı’nın adaletinden söz etmenin bir anlamı yoktur. Bu karşılık bu dünyada olmuyorsa, bunun gelecekteki bir dünyada gerçekleşmesi gerekir. fakat, geleneksel Yahudi inancının tersine mo-dern Yahudi toplumu, bu inançları büyük ölçüde reddeder. Mesela, baş Rabbi Hertz, geleneksel Dua Kitabı’nda Yahudiliğin ebedi ceza-landırma inancını reddettiğini ileri sürer. Reformcu teolog Kaufmann Kohler de, modern zaman ve mekan anlayışının, ruhların cezalandı-rılması ve mükafatlandırılması ile ilgili bir yere ve döneme izin ver-mediğini; ebedi bir mutluluğun ve edebi bir azabın da dayanılmaz bir şey olduğunu söyler.26 Bu yaklaşımların bir sonucu olarak, geleneksel Rabbinik anlayıştaki ahiret tasavvuru, modern dönem Yahudilerin büyük bir kısmı üzerindeki gücünü kaybetmiştir.

Ruhların beden değiştirmesi de Yahudilikte inanılan görüşler-dendir. Ruhun ölümden sonra tekrar ortaya çıkıp yeni bir bedene girmesi kavramı, 12.yy sonlarından itibaren ilk Kabala çalışmaları ile girmiştir. Öldükten sonra insanların daha önceki hayatlarına göre ye-niden bu dünyaya gelme doktrinine ‘gilgul’ denmektedir. Günahkâr olarak ölen kimseler, günahlarının durumuna göre yeniden bu dünya-ya gelirler. Bu durum temiz bir hale gelene kadar sürer.27

Yukarıda da belirtildiği gibi ilk defa Tanah sonrası Yahudi lite-ratüründe açık biçimde ortaya konan ruhun ölümsüzlüğü ve yeniden dirilme inancı, Ferisi geleneğe dayanan Rabbani literatürle birlikte Yahudi öğretisinin bir parçası olmuştur. Fakat Rabbani literatürde öte dünya ifadesinin yeniden dirilme mi, Mesihi dönem mi, yoksa cennet ve cehennem manasında mı kullanıldığı açık değildir. Ayrıca öteki dünyanın bütün insanlık mı, yoksa sadece İsrail için mi geçerli olduğu noktasında da farklı görüşler bulunmaktadır. Tüm bunlardan anlaşılan şu ki, tarih boyunca ortaya çıkan Yahudi kaynaklarının ta-

26 Aydın, Fuat, Yahudilik, İnsan Yay., İstanbul, 2010, s. 127-128.

27 Besalel, Yusuf, a.g.e., s. 532.

Page 10: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 222

mamında ahiret inancı şu veya bu şekilde dile getirilmiştir. Farklılık, içerisinde yaşanılan çağa, coğrafyaya ve kültürel ortama göre yeni şe-killer alarak ortaya çıkmıştır. Ancak, tüm ifadelerin arkasında yatan ‘öldükten sonra hayatın devam ettiği’ fikri daima var olmuştur.

3. Hıristiyanlıkta Ahiret İnancı

Roma İmparatorluğu’nun baskısı altında acı çeken Yahudiler için yeniden diriliş, özellikle Ferisi liderliğindeki insanlar için bir toplanma sembolüydü. Yahudiler için yeniden diriliş, geleceğin vuku bulacağına dair bir umuda inanma anlamına gelirken, Hıristiyanlar için, gelecekte tüm inananları için yeniden dirilişi garanti eden İsa’nın şahsında, zaten meydana geldiği ile ilgili bir inanç anlamına gelmek-tedir.28

Hıristiyanlık, ortaya çıktığı coğrafya itibariyle ve Yahudiliğin Kutsal Kitab’ı Eski Ahit’i kabul etmeleri nedeniyle, önceki dini mi-rastan belli ölçüde yararlanmıştır. Nitekim Hıristiyanlığın doğdu-ğu ortam, İsrailoğulları ve Yahudi geleneği ile çevrilidir. Dolayısıyla Hıristiyanlığın kurucusu İsa Mesih’in, ölüm sonrası hayat tartış-masında Sadukilere karşı Ferisilerden yana olması, bu noktada Hıristiyanlığın Yahudilik ile kesişme noktasını bize bildirmesi açısın-dan önemlidir. Yeni Ahit, İsa ile Sadukiler arasında şöyle bir konuş-ma geçtiğini nakleder: “Kıyamet yoktur diyen Sadukiler İsa’ya dediler: Ey Muallim, ‘Musa dedi: Eğer bir adam çocuğu olmadan ölürse, kardeşi onun karısını alacak ve kardeşine zürriyet yetiştirecektir.’ imdi, bizde yedi kardeş vardı. Birincisi evlendi ve öldü, zürriyeti olmadığından, karısını kardeşine bıraktı. İkincisi ve üçüncüsü de, yedincisine kadar, öyle öldü. Hepsinden son-ra da kadın öldü. İmdi, kıyamette kadın o yediden kimin karısı olacaktır? Çünkü hepsi onu aldılar. Fakat İsa cevap verip onlara dedi: Siz kitapları ve Allah’ın kudretini bilmediğinizden sapıtıyorsunuz; zira kıyamette onlar ne evlenirler, ne de kocaya verilirler, ancak gökte olan melekler gibidirler. Fakat ölülerden kıyam hakkında Allah tarafından size: ‘Ben İbrahim’in Allah’ı, İshak’ın Allah’ı ve Yakub’un Allah’ıyım,’ diye söylenen sözü okumadınız mı? Allah ölülerin Allah’ı değil, ancak yaşayanların Allah’ıdır.”29 Bu akıl yürütme şu anlama geliyor: O hayat sahibi olanın Tanrı’sı olduğu için,

28 Obayashi, Hiroshi, “Afterlife: Christian Concepts”, Encyclopedia of Religion Second Edition, c.1, s. 156, USA, Thomsan Gale, 2005.

29 Matta, 22/23-32. Ayrıca bk. Matta, 10/28.

Page 11: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 23

onun ölüyü tekrar hayata geri döndürmesi mantıki bir zorunluluktur ve bundan dolayı diriliş mutlaka meydana gelecektir.

Yeni Ahit’teki bu bölümlerden başka, İsa’nın dirilişi bazı teolog-lar tarafından Hıristiyanlık’taki genel dirilişin temeli olarak görülmüş-tür.30 Hıristiyan inancına göre İsa Mesih, Pontius Pilatus döneminde çarmıhta acı çekerek öldükten sonra mezara gömülmüş ve üç gün boyunca mezarda kalmıştır. Üçüncü gün sonunda İsa Mesih ölümden dirilmiştir. Dirilen İsa, havarilerine dokunmuş, onlarla yemek yemiştir; bu da Hıristiyan inancına göre İsa›nın bedenen dirildiğini göstermektedir. Ölümden dirilen İsa Mesih, kırk gün talebelerini eğitmeyi sürdürmüş, bu sürenin sonunda göğe yükselerek Baba›nın sağ tarafına oturmuştur.31

Yeniden dirilişi odak noktası yapan Pavlus’tur. “Bedende Davud’un soyundan doğan Rabbimiz İsa Mesih, ölümden dirilişiyle Tanrı oğlu olduğunu kudretle ilan etti.”32 Helenistik Yahudi cemaatine mensup olan Pavlus, Hristiyanlığın yayılmasını hazırlayan havaridir. İsa’nın bir vizyonu sayesinde Hristiyan olup uzun seyahatlere çıkarak çeşitli ülkelerde misyonerlik yapmıştır. Kurduğu cemaatlere yazdığı mek-tuplarda, Yahudi şeriatinden serbest olarak, yalnız İsa’nın ölümünde gerçekleşen kurtuluşa güvenen bir dini bildirmiştir. İsa’nın gelişiy-le yeni aeon(sonsuzluk), ebedi dünya şimdiden gelmiştir.33 Pavlus’a göre ölüm, Tanrının yaratmasının bir parçası olamazdı; asli günahın34 bir sonucu olarak, insanın kaderine girmişti. Bu yüzden İsa’nın ken-disi, onun kurtuluş amelidir. Onun bütün öğretisi, İsa’nın ölmesi ve dirilmesi üzerine kurulmuştur.

Pavlus, Yahudi apokalipsliğin en belirgin özelliği olan iki çağ; şimdiki çağ ve gelecek çağ35 düşüncesini devam ettirir. Bu çağ, kötü ve bu dünyanın sakinleri de ahlaksız ve günahkardır. Eski şeyler, günah ve acı içindeki kurtarılmamış dünyayı temsil ederken, yeni şeyler kurtuluşu ve Mesih’in dirilişi ile ortaya çıkan yeniden yaratılışı temsil

30 Akbaş, Muhsin, a.g.e., s.48.

31 Gündüz, Şinasi, Hıristiyanlık, İSAM Yay., İstanbul, 2018, s. 85-87.

32 Rom. 1/3-5.

33 Schimmel, Annemarie, Dinler Tarihi Sözlüğü, Külliyat Yay. , İstanbul, 2016, s. 229.

34 Bk. Schimmel, Annemarie, a.g.e., s. 267.

35 Korintlilere 1. Mektup, 10/11; 7/31; Kor.2. 5/17.

Page 12: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 224

ederler. İsa Mesih’in gelişiyle yeni bir devir ve inananların kurtuluşu başlamış olmakla birlikte, kurtuluş tam anlamıyla İsa Mesih’in ikinci gelişinde (parousia) gerçekleşecektir.36 Bu bir anlamda dünyanın ve tarihin sonu olacaktır. Pavlus, bu ikinci gelişin çok yakın zamanda gerçekleşeceğini düşündüğünden, inananları buna uygun olarak dav-ranmaya teşvik eder.

Pavlus’un eskatolojisinde, dirilen Rab İsa ile Kutsal Ruh arasın-daki ilişki dikkat çekicidir. Ruh, imanın ilk meyvesidir. Pavlus mek-tuplarında, Ruh’un verilmesi lütfu, Tanrı’nın garantilediği bir şey olarak vasıflandırılır. Burada garanti edilen şey, Kutsal Ruh’a sahip olmaya dayanan nihai kurtuluştur. İbrahim vasıtasıyla vaadedilen kurtuluş, onun soyundan olmakla kazanılacağı Pavlus’un öğretisinin bel kemiğini oluşturur. Tanrı’nın evlatları olmanın temeli, Ruh’a sa-hip olmaktır.37 Hıristiyanların vaftizle Kutsal Ruh’a sahip oldukları ise, Pavlus’un mektuplarının her yerinde açıkça ifade edilir. “Ruh’u almak ya da “ruha sahip olmak” ölüme karşı bir zaferin, dirilişin ve ebedi hayatın güvencesidir.38

Diriliş sonrası giyilecek beden, göksel bir beden olacaktır. Çünkü Pavlus’a göre insanlar çürüyen bedenle gömülecek, çürümez beden-lerle kalkacaklardır. Dirilen bedenler, yaşayanlarla birlikte gökten ine-cek olan Mesih’i karşılayacak ve oradan alınıp sonsuza kadar Rab ile birlikte olacaklardır.39 Pavlus’un mektuplarında, Rab İsa Mesih’in ge-lişiyle nihai yargının yerine getirilmesi arasında yakın bir ilişki vardır. İsa Mesih’in gelişi ve Tanrı’nın önünde yargı ifadesi aynı cümlelerde yan yana kullanılır.40

Hıristiyanlık öte dünya, Cennet ve Cehennem inancına da yer vermektedir. Hıristiyanlıkta Cennet; Mesih’le birlikte ebedi yaşamı, Tanrı’yı olduğu gibi yüz yüze görmeyi, ebedi sevgi ve yaşam bir-liğini ifade etmektedir. İsa Mesih’ in ikinci gelişini ve onun dirileri ve ölüleri yargılamasıyla başlayan bin yıllık saadet dönemini ifade eden Praousia sonrasında, yeryüzünün yok edileceğine ve inanan-

36 Aydın, Fuat, Pavlus Hıristiyanlığına Giriş, Eskiyeni Yay. , Ankara, 2011, s. 336.

37 Aydın, Fuat, a.g.e., s. 349.

38 Galatyalılar’a Mektup, 6/8; Kor. 1. 12/13.

39 Kor.1. 15/51-52,54; Filipililere Mektup, 3/20-21; Selaniklilere 1. Mektup, 14/17.

40 Sel. 1. 3/12-15; Kor. 1. 3/12-15; Rom. 2/16.

Page 13: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 25

ların Mesih’le birlikte Cennet’e yükseleceklerine inanılır. Cehennem ise soyut anlamda ebediyen Tanrı’dan uzak olmayı ifade etmektedir. Bununla birlikte Hıristiyanlıkta somut bir Cehennem düşüncesi de var olmuştur. Hıristiyan geleneğinde Cehennem, Yahudi geleneğinde-ki gibi Şeol ve Hades olarak adlandırılır. İnançsızların öldükten sonra gittikleri bu mekana İsa Mesih’in de çarmıhta öldükten sonra gittiği ve üç gün orada kaldığı düşünülür. Ancak İsa Mesih oraya bir inanç-sızın gidişi gibi değil, kendisinin yeryüzünde bedenleşmesinden önce inançsız olarak ölmüş olanları da uyarmak üzere gitmiştir. Böylelikle İsa hem yaşayanlara hem de ölülere yönelik Mesihlik görevini icra etmiştir. Nitekim üçüncü günde oradan dönerek yeniden dirilmiştir.41

Ölümden sonra diriliş, 1215 yılında yapılan IV. Lateran Konsili tarafından kabul edilmiş Roma Katolik Kilisesi’nin temel dogmasıydı. Bu görüş, daha sonra Skolastik dönemin önemli isimlerinden Thomas Aquinas tarafından sistemleştirilmiş ve felsefi terimlerle ifade edil-miştir. Aquinas’a göre, insan ruhu bedenin formu olması nedeniyle, bedenle ruhun birleşmesi ruhun en temel tabiatıdır; ruh bedenden ay-rıldıktan sonra tabiatından uzaklaşmıştır ve mükemmelliğini kaybet-miştir.42 Bu nedenle, insan ruhu bedenle birleşmeyi arzu eder ve bu da ancak bedenin ölümünden sonra dirilişi ile gerçekleşebilir.

İlk dönem kilise babalarından Origen (M.S. 184-253), ruhani bedenle dirilişin ilk savunucusu olarak kabul edilir. “Tanrı’nın emriyle dünyadaki hayvani beden, cennette yaşamasını mümkün kılmak için ruhani bir bedenle değiştirilecektir.”43 Çağdaş Hıristiyan dünyada, ruhani diriliş düşüncesi ölüm sonrası kişisel devamlılığın yorumlarından birisi ola-rak görülür. Bir kişinin bedeninin kimliğinden söz ederken önemli olanın onun fizyo-kimyasal birleşimi değil, o kişiyle olan bağıntısı ol-duğunu kabul ederler.

Son zamanlarda, İngiliz din felsefecisi ve teolog olan John Hick,(1922-2012) diriliş inancının yeni bir yorumunu sunmuştur. Hick’in yorumu, bedenli diriliş ile ruhun ölümsüzlüğü düşüncele-rinin uzlaştırılması çabası olarak görülebilir. Hick, bedenin dirilişini “ölen kişinin tam bir psiko-fizik ‘replica’sının başka bir uzayda Tanrı

41 Gündüz, Şinasi a.g.e., s. 101-102.

42 Akbaş, Muhsin, a.g.e., s. 52.

43 Bettenson, Henry, The Early Christian Fathers (Oxford: Oxford University Press,1991), s. 255.

Page 14: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 226

tarafından yaratılması”44 olarak yorumlanabileceğini iddia etmekte-dir. “Replika teorisi” olarak bilinen bu görüşe göre, replika ile dünya-daki beden arasında maddi devamlılık söz konusu değildir. Replika, ölen kişinin aynı psiko-fizik özelliklerine sahip olacaktır. Sonuç olarak, ruhani diriliş öğretisi ve replika teorisi mezardaki ölünün yeniden ha-yata dönmesini reddeder ve ahirette yeni, maddi olmayan kusursuz bedenlerin varlığını gerekli görür.

Çağdaş Hıristiyan düşüncesinde diriliş görüşü, ruhun ölümsüzlüğü görüşü ile karşılaştırılarak, iki temel argümana dayan-dırılır. İlk olarak, insan ruhu yaratılışından ölümsüz olduğu ve ölüm-den sonra var olmaya devam etmesi nedeniyle, inanan kişiler tarafın-dan ahiret günü olacak olaylar hakkında anlamlı konuşabilmek için ruhun ölümsüzlüğü yetersiz görülmüş, bedenli dirilişin gerekli oldu-ğu iddia edilmiştir. İkinci olarak, eğer ölüm sonrası hayat Tanrı’nın insanlara bir lütfu ise, mantıki olarak ilahi kudret tarafından meydana getirilmesi ve Tanrı’nın yeni, özel bir yaratma fiili olacağı iddia edil-miştir. Hıristiyan teolojisinde diriliş tartışmalarındaki en önemli nok-ta, ölümden sonra kişisel devamlılığı sağlama kaygısı olarak görün-mektedir.45 Ölümsüz ruhun, ifade ve davranış aracına ihtiyaç duyması güçlü bir argüman olarak görünmektedir. Burada önemli olan, şu an bulunan kişi ile gelecek dünyadaki kişi arasında psiko-fiziki devamlı-lığın olmasıdır; bu da Tanrı’nın lütfuyla olabilir.

Hıristiyan kiliseleri ise ölüm sonrası hayatı, inancın ayrılmaz bir parçası olarak görürken, mahiyeti konusunda zaman zaman birbirle-rinden ayrılmaktadırlar. Protestan Kilisesi, hem ruhun ölümsüzlüğü hem de bedenli diriliş görüşlerini savunur. Katolik Kilisesinin İlmihali, ölülerin sonsuz bir hayata diriltilmelerini bir Hıristiyan inancı olarak açıkça savunur. Ortodoks Kilisesi de, ruh ve bedenden oluşan insanın ölümden sonra diriltileceğini, ruh ve bedenin birbirine bağlı olduğu-nu kabul eder.46

Sonuç olarak, Hıristiyan düşüncesinde, ölümden sonrası bir ha-yatın varlığı konusunda önemli derecede Kutsal Kitap desteği eksik-liği görülen Yahudilikten farklı olarak, ölüm sonrası hayatın varlığına

44 John Hick, Death and Eternal Life (London: Macmillan Press, 1994), s. 279.

45 Akbaş, Muhsin, a.g.e., s. 55.

46 Akbaş, Muhsin, a.g.e., s. 53-54.

Page 15: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 27

ilişkin dini gelenekte herhangi bir tereddüt yoktur. Fakat gelecek ha-yatın bedenli ya da ruhani diriliş veya ruhun ölümsüzlüğü şeklinde olacağı tartışma konusudur.

4. İslamiyet’te Ahiret İnancı

İslamiyet öncesi Araplarda ahiret düşüncesine rastlanılma-maktadır. Araplar ahiret hayatına inanmamakla birlikte, bu konuda çok katı bir tutum sergilemişlerdir. Çürümüş kemiklerin yeniden canlanıp, dirilmesi olayını imkânsız görmüşlerdir. Kur’an’da birçok ayette onların ahirete inanmadıkları açıkça dile getirilmektedir. Bu ayetlerden biri de şudur: “Onlar yeminlerinin bütün gücüyle Allah’ın üzerine yemin ederek şöyle dediler: Allah ölen kimseleri asla diriltmez. Yüce Allah onların bu iddialarına şöyle cevap verir: Bilakis, bu Onun kendi üzeri-ne aldığı gerçek bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bunu bilmez.”47 Bu ayette müşriklerin ahiretin olmadığına, Allah’a yemin edecek kadar kendi-lerini inandırdıkları ifade edilmektedir. Bu nedenle Kur’an’da ahi-ret konusuna büyük önem verilmekte, insanları ikna etmek için pek çok delil kullanılmaktadır. Nitekim tevhit ve şirk konusundan sonra Kur’an’ın üzerinde durduğu ikinci bir konunun da ahiret ve yeniden dirilme konusu olması, Kur’an’ın bu konuya ne kadar çok önem ver-diğinin bir göstergesidir. Yine diğer bir önemli kanıt ise, Kur’an’da ahirete imanın Allah’a iman ile birlikte yirmi altı yerde zikredilmesi-dir. Ayrıca bu konuya o kadar çok temas edilmiştir ki, ahiret gününe birbirinden farklı kırktan fazla isim verilmiştir.48

Görüldüğü üzere, Kur’ân-ı Kerîm’de yüzden fazla terim ve deyim kullanılarak âhiret inancı işlenmekte, konuyla ilgili âyetler hem Mekkî hem de Medenî sûrelerde sık sık tekrarlanmaktadır. Bu tekrarın, konunun önemini vurgulamak, sorumluluk duygusunu pe-kiştirmek, dünya ile âhiret arasındaki psikolojik mesafeyi kısaltarak müminin ruhunu yüceltmek ve hayatını ebedîleştirmek gibi hedeflere yönelik olduğunu söylemek mümkündür.

Kur’an’da ve sahih hadislerde sûr’a ilk üfürülüş ile birlikte kâi-natta ne kadar canlı varsa hepsinin öleceği49, insanın ölümü ile birlikte

47 Nahl, 16/38.

48 Güngör, Mevlüt, “Kur’an Bağlamında İslam Öncesi Mekke Toplumundaki Tanrı ve Ahiret İnancı”, Dini Araştırmalar, sayı: 23, Ankara, s. 21.

49 Nebe, 78/18; Naziat, 79/7-9.

Page 16: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 228

kabre konulmasıyla kabir/berzâh hayatının başlayacağı haber veril-mektedir. İsrafil’in ikici kez sûra üflemesiyle kabir hayatı sona erecek, hesap vermek üzere diriliş gerçekleşecektir.50 Dirilişin ardından ger-çekleşecek olaylara dair Kur’an’ın beyan ettiği hususlardan bir diğeri ise insanların mahşer adı verilen bir yerde toplanacak olmalarıdır. Bu yerde mizan terazileri kurulacak, akabinde mizanda ameller tartıla-cak, amellere göre amel defterleri verilecektir. Amelleri güzel olanlar amel defterlerini sağ taraftan alırken, amelleri kötü olanlar defterlerini sol taraflarından alacak ve cennet ve cehenneme sevk edileceklerdir.51

Ahiret konusu, Kur’an’da teorik düzlemde veya Kur’an’ın so-nuna ayrılmış ayrı bir konu olarak ele alınmamakta, aksine emir ve nehiy bağlamında baştan sona işlenmektedir. İslam nazarında insan, Allah’ın lütfu olan beden, akıl ve ruhtan oluştuğundan, bu üç isti-dadın tatmin edilebileceği unsurlarla da donatılmıştır.52 Ahirette de, iman edip iyi amel işleyenlerin arzularını Allah yerine getirecek ve onları memnun edecektir: “De ki: Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve güzel rızıkları kim haram etmiş? De ki: ‘Bunlar, bu dünya hayatında inan-mayanlarla birlikte inananlaradır; fakat ahiret gününde sadece onlaradır.”53

Kur’an’da öte dünya ve burası, hep birbiriyle bağlantılıdır. “Dünya” ve “ahiret” terimlerinin her birinin 115’er kez tekrarlanması ve Kur’an’da baştan sona yer alması, birinin ötekine anlamca dela-let etmeksizin zikredilmesinin dilbilimsel açıdan mümkün olmaması, bunu teyit eder niteliktedir. Burada yapılan her şey öbürünü etkile-mekte; öbürünün bilincinde ve şuurunda olmak da buradaki eylem-lere tesir etmektedir. Kur’an’a göre iyi Müslüman; “Ahiretin farkında ve O’nun rahmetinden ümitli olup,”54 şöyle yalvarandır: “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver ahirette de iyilik ver.”55

İlk dönemlerden itibaren İslam filozofları da eskatoloji ile meş-gul olmuşlardır. Onların konuyla ilgilenmesi inanç açısından değil,

50 Mü’min, 40/11; Bakara, 2/28; Yâsin, 36/78-79; Fâtır, 35/9.

51 Enbiya, 21/47; Kâf, 50/31-33; Zümer, 39/20.

52 Abdelaleem, Muhammed, Kur’an’da Ahiret-Dünya ve Dünya Hayatı, Çev. : Şehmus Demir, Ekev Akademi Dergisi, c.1, s. 3, 1998, s. 328.

53 A’raf, 7/32.

54 Zümer, 39/9.

55 Bakara, 2/201.

Page 17: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 29

yaratılış felsefesi, ahlâk anlayışı ve ruhun ölmezliği açısındandır. Mesela İbn Sînâ’da, ruhun bedenin tabiatına karışmamış, dolayısıyla varlığını sürdürmek için ona ihtiyacı olmayan basit bir cevher oldu-ğu görüşünü savunur. el-Adhaviyye fi’l-meâd56 adlı eserinde, ahiretin mahiyetini izah ederken Arap dilinde meâd kelimesinin a-v-d keli-mesinden türemiş olup, bulunduğu yerden veya durumdan ayrılan şeyin oraya geri dönmesi anlamına geldiğini ifade eder. Buradan in-sanın ilk hali veya ölümden sonra varacağı yer anlamına aktarılarak kullanılmıştır. Genel anlamda insanlar ruhların bedenlerden önce var olduğuna ve bu dünyadan ayrılan ruhların geldikleri o aleme geri dö-necekleri şeklinde inanılmıştır. İslam’da da bunu destekler anlamda “Ey iç huzuruna ermiş olan nefis! Sen O’ndan hoşnut O da senden hoşnut olarak Rabbine dön”57ayetlerini dile getiren İbn-i Sina, burada dönüşün ancak gelinen yer için söz konusu olacağını belirtir.

Farabi’ye göre ruh bedenle birlikte yaratıldığından, bedenden önce tam anlamıyla ruhanî nitelikte bir hayat düşünmek doğru de-ğildir. Gazâlî de, asıl mükemmelliğin ruhla beden birlikte bulunduk-ları zaman gerçekleşeceğini savunmasına rağmen, yine de ruhun zaman, mekân ve yönden soyutlanmış bir cevher olduğunu kabul etmiş ve ruhla bedeni ayrı varlıklar olarak görmektedir. İbn Rüşd, ruhun kişinin tabiatından ayrı olmadığı görüşünü savunur ve diriliş olmadan veya yeni bir beden verilmeden, insan hiçbir kişisel ebedî hayat umudu taşıyamaz.58

İnsan ruhunun ölümsüzlüğü ve ölümden sonra bu dünyada veya başka bir âlemde varlığını tekrar sürdüreceği inancına geçmişte ve günümüzde birçok kültürde rastlanmaktadır. Bu mânada tenâsüh öğretisi ölümsüzlükle ilgili inançların bir türü olarak görülebilir ‘Tekrar bedenleme’ (reincarnation), ‘ruh göçü’ (transmigration), ‘tena-süh’ ya da ‘ruhun bir bedenden diğerine geçmesi’ (metempsychosis) gibi çeşitli adlarla anılan bu öğretiye göre, ruh bedeni terk edince bir başka bedende yeniden doğar.59 Karma doktrinine bağlı olarak, ru-hun ontolojik olarak bedenden ayrı olduğu ve insanın kendisi demek

56 Kaya, Mahmut, Felsefe ve Ölüm Ötesi, Klasik Yayınları, İstanbul, 2011, s. 4.

57 Fecr, 89/27-28.

58 Farabi, El-Medinetü’l Fazıla, Çev: Ahmet Arslan, Kültür Bakanlığı Yay. , Ankara, 1990, s. 83-85; Kaya, Mahmut, a.g.e. , s. 70-80, 86-90. Tartışmalar için bkz. Hasan Özalp, Farabi ve İbn-i Sina Düşüncesinde Ruh ve Ölüm Ötesi, İlahiyat Yay., Ankara, 2014.

59 Yitik, Ali İhsan, “Tenasüh”, TDV İslam Ansiklopedisi, 2011, c. 40, s. 443-446.

Page 18: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 230

olan bu ruhun, sonu gelmeyen bir tenasüh zinciri içinde gidip geldiği görüşü hâkimdir. Tenasüh öğretisinde ölüm yok, değişim var; doğru çizgi değil, daire söz konusu olmaktadır. Ancak, her kötülüğün kefa-retinin ödenmesi gerektiğini kabul eden bu öğretide ceza ve mükâfat sahnesi öte dünya değil, bu dünyadır.

Başta kelâmcılar olmak üzere İslâm âlimlerinin60 büyük çoğunluğu, dinin temel esasları ve özellikle âhiret inancıyla çelişkili gördükleri tenâsüh fikrini bütün şekilleriyle reddedip taraftarlarını küfürle itham etmiştir. Diğer âlimler de tenâsühü savunanların küfre düştüğü konusunda müslümanlar arasında ittifak bulunduğunu, ru-hun bu dünyada herhangi bir bedene iadesinin düşünülemeyeceğini, bunun ancak âhiretin başlangıcını teşkil eden ba‘s döneminde söz ko-nusu olabileceğini belirtirler.61

Sonuç

İlk inandan itibaren insanoğlu, sonsuzluk düşüncesine sahip olmuştur. Ölümsüzlük düşüncesi, insanların büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmektedir. Ölümsüzlüğü en iyi ifade eden kavram, bu dünyadan sonra sonsuz bir yaşantı anlamına gelen ahi-ret kavramıdır. Dinlerin büyük çoğunluğunda, insanların dünyada işlediği ameller sebebiyle hesaba çekileceği ve amellerinin karşılığını göreceği inancı vardır. Bütün dinlerde ortak görüş bedenin değil ru-hun asli olduğu düşüncesidir. Çünkü beden geçicidir, yaşlanıyor, yok oluyor. Fakat içimizdeki ruh sabittir. Çünkü o semavi âlemden gelmiş-tir. Yeniden dirilme inancı Antik Mısır, İran, Çin ve Hint dinlerinde bulunmakla birlikte; Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’da da bulunan bir inançtır.

Antik Mısır’da, mitolojinin zengin öykülerinden mumya uy-gulamalarına kadar birçok motif, tarih boyunca ölüm sonrası fikrinin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Birçok Mısırlı, çok iyi korunmuş bir bedenin ölümden sonra yaşama kavuşmanın en iyi yolu olduğu-nu düşünüyordu. Öldükten sonra bedeninin, yiyecek adakları ve bir mezarın duvarlarındaki sihirli büyülerin kişiyle birlikte öbür dünya-

60 Bkz. Hasan Özalp, “Aristoteles ve İbn-i Sina’nın Reenkarnasyonu Reddi”, Dînî Araştırmalar Dergisi, Ocak-Haziran, Cilt:16, Sayı: 42, Ankara, 2013.

61 Mehmet Bulğen, Adnan Bülent Baloğlu, “Tenasüh”, TDV İslam Ansiklopedisi, 2011, c. 40, s. 443-446.

Page 19: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 31

ya geçmesine izin veren geçit görevi görüyordu. Aslında beden bir mumyaya dönüştürülerek çürümesi önleniyor ve ölümsüzlüğe giden yolun ilk adımı tamamlanıyordu.

Yahudiliğin kutsal kitabında ahiretle ilgili az da olsa bilgi vardır. Fakat ahirete iman konusunda açık ve net bir bilgi bulunmamaktadır. Bundan dolayı Yahudi geleneğinde ahiretle ilgili tasavvurlarda çeşitli hatta birbirine zıt anlayışların varlığını görmekteyiz. Mükafat ve ceza genelde bu dünyada olur; Lanetlenme, kuraklık, yokluk, ana yurttan sürülme gibi durumlar dünyevi cezalardır. Yahudilikte gizli bir reen-karnasyon inancı da vardır.

Hıristiyan düşüncesinde, ölümden sonrası bir hayatın varlığı konusunda önemli derecede Kutsal Kitap desteği eksikliği görülen Yahudilikten farklı olarak, ölüm sonrası hayatın varlığına ilişkin dini gelenekte herhangi bir tereddüt yoktur. Fakat gelecek hayatın bedenli ya da ruhani diriliş veya ruhun ölümsüzlüğü şeklinde olacağı tartışma konusudur. Hristiyanlıktaki ahiret inancı ruhsaldır; Mesih’le birlikte Tanrı’nın ihtişamını ebediyen izlemek nimet olarak vaat edilir.

Ahirete iman, İslam itikadında temel iman esaslarındandır. Diğer Kutsal Kitapların aksine Kur’an’da, ölümden sonraki hayat çok canlı ve somut örnekle anlatılır ve birçok Müslüman tarafından dünyada olduğu gibi ahiret hayatının da ruh ve bedenin birlikte yaşayacağı bir yer olarak kabul edilir. Yine, Kur’an’ın hemen her sayfasında ahiretin bir veya birden fazla yönüne gönderme yapılmaktadır. Bunun böyle olması, ahiretin hayatın her alanını kuşatmasından, İslam inancında imanın bir kısmı olmasından ileri gelmektedir. Bu konuda muhatap, hem inananlar hem de inkar edenlerdir. Fakat bu ebedî hayatın key-fiyeti konusunda birtakım farklı anlayışların olduğunu da müşâhede etmekteyiz. Müslüman filozoflar arasında da bunu gözlemlemekteyiz.

Anlıyoruz ki, her insanın zihninde var olan ölümsüzlük duy-gusu da ilahi kudret tarafından mayamıza katılan fıtrî ve temel bir duygudur. Her insanın en çok arzu ettiği şey, ebedi yaşama arzusu-dur. Çünkü beka fikri insanlarda fıtri olduğu için, ölümü müteakip cesedin bozulduğunu ve aslına dönüştüğünü gören insanoğlunu, ebe-dilik arzusu bir hayli meşgul etmiştir. İnsan ölümden sonraki âlemde ebedi yaşamayı arzuladığı gibi bu dünyada da eserleriyle ve hatıra-sıyla ebedi olarak yaşamayı ve sevenleri tarafından unutulmamayı

Page 20: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 232

arzulamaktadır. Bunun yanında ebedi hayatı bulamayan ve ahirete de inanmayan kimseler, bir hakikate dayanmayan çeşitli hayaller ve evhamlarla bazı şeylere beka süsü vererek kendilerini avutmaya çalı-şırlar. Nitekim krallar, sultanlar kısacası tüm insanoğlu, isimlerinin ki-taplarda, sağlam yapılarda ebedileşmesini isterler. Ab-ı hayat efsanesi işte bu ebedilik isteğiyle meydana getirilmiştir.

Ruh da yok olmaz bir nesnedir. Ruh düşüncesi, insan başlı bir kuş hiyeroglifi ile anlatılır. Onun gökte, güneşin yanında uçtuğu, ya da yeryüzünde mutlu vahalarda oturduğu, ya da bir yeraltı dünya-sında yaşadığı tasarımlanır. Ahiretin varlığı hiç şüphesiz, ruhun son-suzluğunun bir garantisidir. Dolaysıyla insan için, bir iman ve ümit kaynağıdır.

KAYNAKÇA

Abdelaleem, Muhammed, Kur’an’da Ahiret-Dünya ve Dünya Hayatı, Çev. : Şehmus Demir, Ekev Akademi Dergisi, c.1, s. 3, 1998.

Akbaş, Muhsin, Yahudi ve Hıristiyan Düşüncesinde Ölüm Sonrası Hayat ve Diriliş İnancının Dini ve Teolojik Temelleri, D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: XV, 2002.

Aydın, Fuat, Pavlus Hıristiyanlığına Giriş, Eskiyeni Yay. , Ankara, 2011.

Aydın, Fuat, Yahudilik, İnsan Yay., İstanbul, 2010.

Bamberger, Bernard J., “Paradise”, Encyclopedia Judaica, c. 13, Jarusalem, 1973.

Besalel, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yay., c. II, İstanbul, 2001.

Bettenson, Henry, The Early Christian Fathers (Oxford: Oxford University Press,1991)

Budge, E. A. Wallis, Mısır’da Ölüm Sonrası Fikri, Çev. : Rengin Ekiz, Ege Meta Yay., İzmir, 2001.

Bulğen, Mehmet, Baloğlu, Adnan Bülent, “Tenasüh”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 40, 2011.

Page 21: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Ruh Ölüm ve Ötesi 33

Champdor, Albert, Eski Mısır’ın Ölüler Kitabı, Çev.: Suat Tahsuğ, Ruh ve Madde Yay. , İstanbul, 1984.

Çağrıcı, Mustafa,“İbn-i Meymûn”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 20, İstanbul, 1999.

Çitçi, Meryem K. Eski Mısır Dininde Tanrı ve Öte Dünya İnancı, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2010.

Farabi, El-Medinetü’l Fazıla, Çev. : Ahmet Arslan, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara, 1990.

Gündüz, Şinasi, Hıristiyanlık, İSAM Yay. , İstanbul, 2018.

Güngör, Mevlüt, “Kur’an Bağlamında İslam Öncesi Mekke Toplumundaki Tanrı ve Ahiret İnancı”, Dini Araştırmalar, sayı: 23, Ankara.

Gürkan, Salime Leyla, “Ölüm”. TDV İslam Ansiklopedisi, c. 34, 2007.

Gürkan, Salime Leyla, Anahatlarıyla Yahudilik, İSAM yay., İstanbul, 2014.

Hick, John, Death and Eternal Life (London: Macmillan Press, 1994).

İsfahani, er-Rağıb, el-Müfredat fi Garibi’l Kur’an, İstanbul, 1986.

İbn Manzur, Cemaluddin Muhammed b. Mukrem, Lisanu’l Arab, c. IV, Beyrut, trz.

Kaya, Mahmut, Felsefe ve Ölüm Ötesi, Klasik Yayınları, İstanbul, 2011.

Kutsal Kitap, Kitab-ı Mukaddes Şirketi ve Yeni Yaşam Yay., İstanbul, 2011.

Lesko, Leonard H. , “Egyptian Religion” Encyclopedia of Religion Second Edition, USA, Thomsan Gale, c.4, 2005.

Meral, Yasin, “İbn Meymûn’a göre Yahudilikte İman Esasları”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 52, 2011.

Obayashi, Hiroshi, “Afterlife: Christian Concepts”, Encyclopedia of Religion Second Edition, USA, Thomsan Gale, c.1, 2005.

Page 22: İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI 2isamveri.org/pdfdrg/G00641/2019/2019_SARLDIMG.pdf · konu etrafında dönmekte; dini literatürlerde, papirüslerde ve mezar resimlerinde daima ölüm teması

Gök Medrese İlahiyat Araştırmaları / 234

Özalp, Hasan, Farabi ve İbn-i Sina Düşüncesinde Ruh ve Ölüm Öte-si, İlahiyat Yay., Ankara, 2014.

Özalp, Hasan, “Aristoteles ve İbn-i Sina’nın Reenkarnasyonu Red-di”, Dînî Araştırmalar Dergisi, Ocak-Haziran, Cilt:16, Sayı: 42, Ankara, 2013.

Psikostazi:https: //insanveevren.wordpress.com/2011/04/16/243/

Schimmel, Annemarie, Dinler Tarihi Sözlüğü, Külliyat Yay., İstanbul, 2016.

Topaloğlu, Bekir, “Ahiret”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul, TDV Yayınları, c.1, 1988.

The Talmud Babylonian, “Berakot”, 28b, Edit. Isıdore Epstein, Sonciro Press, London, 1948.

Yazır, Elmalılı M. Hamdi, Kur’an-ı Kerim Meali, İstanbul, 2006.

Yıkmaz, Yusuf, Ruhun Yeniden Dirilmesi Unsuru Üzerinden Zerdüştlük-Yahudilik Etkileşimi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017, sayı:11.

Yitik, Ali İhsan, “Tenasüh”, TDV İslam Ansiklopedisi, 2011, c. 40.