36
lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir ŞENER i. lSLAMDA MEZHEBLER Burada önce "mezheb" kelimesinin anlam ve tanımına işaret et- mek istiyoruz; Arapça bir sözcük olan mezheb, yol, çığır ve görüş anlamlarına gelmektedir. Bilginlerin kendi anlayış, görüş, yorum ve ictihadlarına uygun olarak benimsedikleri yoİa, mezheb denilmektedir. Bu, genellikle dini ve felsefi alanlarda kullanılan bii. terimdir. Günü- müzde, mezheb sözcüğüne karşılık olarak, "ekol" kelimesi de kullanıl- maktadır. . Dinlerde, özellikle İslam'da mezhebIerin ortaya çıkmasının sebep- leri neler oıabilir? Bu soruyu genel olarak şöyle cevaplandırmak mümkündür: ls- lam'ın ilk d<:virlcıinde yetişen bilginlerin diiıi metinler üzerindeki anla- yış ve yorumları, dinin ilkeleri hakkındaki görüş \c düşünceleri, kendi öğrencileriyle belli kişiler ve çevrelcrce benimsenıneyc başlayınca mez- hebler doğmuş ve böylece din mensupları arasında bir zümreleşme mey- dana gelmiştir. Yalnız İslam'da değil, bütün evrensel dinlerde bu tür mezhepler ve zümreler ı::özkonu!:.udur. Meself!, Hrıstiyanlıkta Katolik- lik, Ortodoksluk ve Protestanlık gibi taraftarları pek çok olan mezhep- ler vardır. İdam'da da zamanla irili ufaklı çok sayıda ınezhebi~ ortaya çıkmış olduğunu görüyoruz. Burada, İsıam'da mezhebıerin ortaya çıkış sebeplerine şöyle kısaca değinmek isteriz: 1) Kur'an-ı Kerimin. bazı ayetleriyle Hz. Peygamber'in bir kısım . hadislerinin anlam ve yorumları üzerindeki tartışmalar ve görüş ayrı- lıkları. . 2) Kimi hadislerin Hz. Peygambcr'e ni5beti, yani bazı hadislerin gerçekten Hz. Peygamber tarafından söylenmiş olup olmaması; başka bir deyişle hadislerin sahlh veya mevzu (uydurma) olup olmaması ko- nusundaki tartışmalar ve bunların sonuçları.

lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ

Doç. Dr. Abdulkadir ŞENER

i. lSLAMDA MEZHEBLER

Burada önce "mezheb" kelimesinin anlam ve tanımına işaret et-mek istiyoruz; Arapça bir sözcük olan mezheb, yol, çığır ve görüşanlamlarına gelmektedir. Bilginlerin kendi anlayış, görüş, yorum veictihadlarına uygun olarak benimsedikleri yoİa, mezheb denilmektedir.Bu, genellikle dini ve felsefi alanlarda kullanılan bii. terimdir. Günü-müzde, mezheb sözcüğüne karşılık olarak, "ekol" kelimesi de kullanıl-maktadır. .

Dinlerde, özellikle İslam'da mezhebIerin ortaya çıkmasının sebep-leri neler oıabilir?

Bu soruyu genel olarak şöyle cevaplandırmak mümkündür: ls-lam'ın ilk d<:virlcıinde yetişen bilginlerin diiıi metinler üzerindeki anla-yış ve yorumları, dinin ilkeleri hakkındaki görüş \c düşünceleri, kendiöğrencileriyle belli kişiler ve çevrelcrce benimsenıneyc başlayınca mez-hebler doğmuş ve böylece din mensupları arasında bir zümreleşme mey-dana gelmiştir. Yalnız İslam'da değil, bütün evrensel dinlerde bu türmezhepler ve zümreler ı::özkonu!:.udur. Meself!, Hrıstiyanlıkta Katolik-lik, Ortodoksluk ve Protestanlık gibi taraftarları pek çok olan mezhep-ler vardır. İdam'da da zamanla irili ufaklı çok sayıda ınezhebi~ ortayaçıkmış olduğunu görüyoruz.

Burada, İsıam'da mezhebıerin ortaya çıkış sebeplerine şöyle kısacadeğinmek isteriz:

1) Kur'an-ı Kerimin. bazı ayetleriyle Hz. Peygamber'in bir kısım. hadislerinin anlam ve yorumları üzerindeki tartışmalar ve görüş ayrı-

lıkları. .

2) Kimi hadislerin Hz. Peygambcr'e ni5beti, yani bazı hadisleringerçekten Hz. Peygamber tarafından söylenmiş olup olmaması; başkabir deyişle hadislerin sahlh veya mevzu (uydurma) olup olmaması ko-nusundaki tartışmalar ve bunların sonuçları.

Page 2: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

372 ABDULKADİR ŞENER, ,

3) Müslümanlarla başka 'din mensupları arasındaki 'tartışmalarda,yani İslamın diğer din .•..e inançlara karşı savunulmasında henimsenenkelami (teolojik ve felsefi) metodlarla yorumlar.

4) Yeni olaylar, hayatın yeni ieap ve şartları kar~ısında bilginleringörüş ve ietihadları.

5) İslam devletinde haşkimlık (o devl'in deyimiyle hilafet) konu.suyliı. ilgili siyasi ve idari düşünceler ve kanaatlar.

İslam'da mezhehlerin ta~mifj veya sayıları konusuna gelince, bıınlar:

1) Siyasi ve itikadi mezhebieı', 2) Fıkhi mezhehler olmak üzere ikisın1fta to~lanabilir. ,

Birinci sınıfa giren mezhepleı'in ilk olarak ortaya çıkışlarını günü-müzdeki siyasi partilere henzeteJıiliriz. Sözgelişi, Hz. Ali taraftarları,Muaviye taraftarları ve Harieiler, hölyedir. Aslında Harieile~, önceleriHz. Ali taraftarı oldukları halde, ~onra ona karşı çıkan kimselerdir. Busiyasi topluluklar, daha sonra kendi aralarında da birçok fırkalar •• ay-rılmışlar ve çeşitli adlar ~ltında va.rlıklarını günümüze kadar sürdürmüş-lerdir. Bütü'l İslam ülkelerinde üçte ikiden fazla ,çoğunluğu oluşturanEhl.i Sünnet ve'I-Cema'at mensupları. genellikle Eş'ari ve MatütidimezhebIerine bağlıdırlar. Bu itikııdi, yani inançla ilgili mezhepler ara-sında ~u'tl'Zile mezhebinin yeri de önemlidir: Geneııikle Şiiler de bumezhebe daha çok yakınlık ,duymuşlardır.

İkinci sınıfa giren mezhebIne" y~nj ibadet ve uygulama ilc ilgiliolan fıkhi mezhepler için örnek olarak Sünnilerden Hımefi, Maliki, Şafii,Hanbeli Vf; Zahiri mezhebIerini verebiliriz. Burada Şiilerden de Zeydi,Ca'fcri ve İsmaili mezhebIerini, Haricilerden ise İbazi (İbadiye) mezhe-bini anabiliriz. Bu fıkhi mezhebl.:rin mensupları itikadi konularda daheııi imamlara bağlı oldukları gibi, kendilerine özgü bir takım inanç vedüşüncelere de sahiptirler. Bu saydığımız mezhebIerin taraftarları,çağırnız İslam dünyasında deği~ik sayıda n yer, ver iç(çe yaşamak-tadırlar.

Böylece İslam'da birçok mc:dıehin ortaya çıkışİ, aeab"a miislüman-lar için yararlı mı, yokı:.a zararlı mı olmuştur?

Kanaatimjzee, daha doğrusu İslam kültür ve medeniyet tarihi iU7celendiğinde görülüyor ki ilmi ijlçülel'den ayrılmayan, sadece inanç,ihadet ve ııygulama alanında' kalan samimi düşiinee, ietihad ve yo-rumlar, İslam için çok yararlı olmuş, ona esneklik kazandırmı~, İslami-yetin d~ği~ik toplum ve çevrelerde yayılmasını kolaylaştırmış ve İs-

Page 3: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMDA MEZHEBLER .VE HUKUK EKOLLERİ 373

lami hükümlerin yeni olaylara rahatlıkla uygulanmasını sağlamıştır.İşin içerisine siyaset. kişisel çıkarlar, cehalet: taklitçilik Vt~ taassupkarışınca, mezhepçilik, son derecede zararlı olmuştur. Zaman zaman'mezhep çatışmaları yüzünden İslam'ın emrettiği birlik bozulmw;" dirlikve düzenlik yerine kargaşa ve anarşi gelmiştir. Hatta bu, yüzden nicegünahsız insanların kanlar! boş yere akıtıımıştır. Oysa höyle bir tutum,ne İslam'la, ne imanla, ne de Kur'aıı'la bağdaşır.

Burada, çağdaş İslam ülkelerindeki mezheblcrar"sı ilişkilere dekısaea değinmek isteriz. Eski ve orta çağlardaki büyük ve kanlı savaş-lara dönüşen ıq.ezhep kavgaları, ötekidinlerde olduğu gıbi, İsalm'dada artık tarihe karışmıştır veya bımların tarihe' karışıp gitmesi gerekir.Bununla birlikte gerek öteki dinlerin egemen olduğu yt rlerde, gerekseİslam ülkelerinde. ne yazık ki ,çeşitli kışkırtmalar sonucurda, yine ocufak tefek, kimi. vakit de arzu edilmeyen boyutlara ulaşan mezhep ça-tışmalarına tanık olmaktayız. Üzülerek söyleyelim ki şu güzel yurdu-muzda da bu tür gereksiz, anlamsız ve İslam açısından asla doğru ol-mayan bu nevi talihsiz olaylaraşahit olduk. Halbuki Müslümanlık,bütün müslümanların kardeş olduklarını bildirmiştir.

Sırası gelmişken üstüne 'basarak söylemek isterim ki miislümanlıkadına insanların mal ve canına saldırmak şöyle dursun, kalp kırmak,gönül incitmek bile doğru değildir. Müslümana yaraşan, ancak iyilik,110şgörü, tatlı söz ve güler yüzdur.

Herkesin bir mezhebe bağlı olmak zorunluluğu var mıdır?

Aslında bilenler için böyle bir zorunluluk yoktur. Esas olan is~am-dır. MezhebIer, Hz. Peygamber'dcn yıllarca sonra çıkmı,ştır. Ebu Hanifeve Şafii gibi büyük imam ve bilginler, kendilerinin körü körüne taklitedilmesini istememişlerdir. AneaK şu da bir gerçektir ki herke~ müetehidve din bilgini olamaz. Halk kendisine öğretilen inanç esaslarına, itikadigörüşlere ve dini bilgilere uymak zorunda kalmaktadır. Bu yüzdenmezhepler kolayıa yerleşmiş ,re büyük halk kitlelerine mal olmu~tur.Müslümanların her konuda olduğu gibi, bu konuda da birbirine karşıanlayışlı, saygıli olmaları ve akıllıca davranmaları, karışıklık ve huzur-suzluklara asla 'yol açmamaları gerekir.

Bu ko~uy'u şöylece bitirmek i~tiyoruz:

Dini bozmak veya yıkmak isteyen kötü niyetli ve gizli maksatlıbazı kişilerin bulunabileeeğini ve onların ortaya attıkları sapık düşünce-ler konusunu, hurada bir yana bır~kıyornz. Tamamıyla 'ilmi açıdan ve

Page 4: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

374 ABDULKADİR ŞENER

iyi niyetle dini ve İslami kuraııara yorum getirtniş olan imam, müete-hid ve bilginlerin kendi çağlarındaki hoşgörülü yaşayışlarını örnek ola-rak almak gerekir. Tarihte çeşitli nedenlede ortaya çıkan mezhep tartış-malarını tekrarlamakta hiç kimse için yarar yoktur. Hatta bu, müslü-man toplumları için çok zararlı ve pek tehlikelidir. İnanç ve düşüncc-lerin belli kalıplara sokulmasıııı istcmek ve hu uğurda zor kuııanmak,son derecede yanlı!1tır. Müslümanlar, İnsanları doğru yola çağırmadaKıır'an-ı Kerimin metoduna uymalıdırlar. Nahl Suresinin 125. £ıyetin-de, "İnsanları doğru yola hikmetle ve güzel ö~ütIe çağır. Onlarla en gü-zel şekilde tal'tış. Elhette' Rabbm kendi yolundan sapanları daha iyibilir ve 0, doğru yolda olanları da çok iyi bilir." buyurulniuştur. Doğrubulduğumuz inanç, düşünce ve görüşlerimizi, kimseyi kırmadan, incit-meden ve. tatlı bir dille anlatmalıyız. Siyasi ve şahsi menfaatlere kutsaldjnimizi £ılet etmemeliyiz. Bütün müslü~anıarın kardeş olduklarını as-la unutmamalıyız. Mezhep ve jnançl~rımızda faı:klılıklar olabilir. Fa-kal hatırdan çıkarmamalıyız ki yine de hepimiz, kıvanı"t~ ve tasada bir-leşen ve aynı kaderi paylaşan bir miIlt"tin fertleriyiz. Aynı vatan ın ço-cuklarıyız. Kıblemiz, Ka'hemiz bir, .miJ'nberimiz, mihrabımız bir, AynıTanrı'ya el açıp dua etn'ıekteyiz. Nihayet hCl'jmiz, insanlık denizinin bi-rer damlası değil miyiz?

II.. İSLAM HUKUK EKOLLERİ

Yeri gcIdikçe zaman zaman değindiğimiz gihi, İslam hukuku, Kur'anve Sünnet'in ışığı altında ve bu iki temel kaynağıngösterdiği doğruİtudagelişirkenhukukçuların jctihad ve diişüncelerinin ağırlığı daima hissedil-miş1.ir.

İlk önce Roma'da nasıl Sabinm ve Proeulus ile Laheo birer hukukekolleri kurmuş ve bu ekoBer onların adlarına nisbet edilerek, SabinIiler(Sabiani) ve proculular (Proeuliani) diye anılan hukukçular ortaya çık-mış ise, aynı şekilde İslam dünyasındada bir kısım ünlü hukukçulartarafından fıkhi mezhebIer, yani hukuk ekolleri kurulmuş ve onların ad-larına nisbet. edilerek, Hanefiler, Malikiler, Şafiiler ve Hanbelile.. gibiadlarla anılan İslam hu~ukçuları yetişmiştir. Romalılarda olduğu gibi,İslam dünyasında da bu ietihad hareketi, giderek duraklamış ve eskileri,tekrar etme, yaııi ta~id devri başlamıştır'.

İslaın hukukunun gelişme çağında kurulan ekoııerin birkısmı, za-manla taraftarları tükenerek, ortadan kaybolmuş; bir kısmı da günü-

f Mahmud Es'ad, Tarih.i İlm.i Hukuk,. s. 225.

i.

Page 5: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAM DA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERi 375

müze kadar canlılığını korumuştur. Bu yaşayan lslam hukuk ekôlleri-nin mensupları sayı bakımından birbirlerinden oldukça farklıdırlar~_Burada biz, günümüze değin yaşayan ve ya~amıyan önemli İslam hukuk

.ekollerine, kısaca, değinmeye çalışacağız.

A-RE'Y VE HADİS EKOLLERİNİN DOGUŞU

Ünlü hukukçuların adlarına izafe edilerek anıla~ fıkhi mezhebierinortaya çıkışından önce İslajn hukuk tarihinde biri Hadis, diğeri de Re'-yi ön plana alan ve ",Re'y ve Hadis Ekolleri" diye bilinen iki ana hukukakımmın kendisini hissettirdiği görülmektedir.

Büyük fetilılerle İslam dünyasının-son derecede genişlemesini sağ-layan Dört Halife (HulefU-i Raşidin) devrinden s0Il:ra iktidar, Muaviyeh. Ebi Süfyan (ü. 60/679)'m çabalarıyla Emevilerin eline geçmiş ve

-İslam Hilafeti bir çeşit sahanat haline gelmişti. Emevilerin iktidardabulunduğu 41-132 h. (661-750 m.) yıllarında, çeşitli iç savaşlar ve fit-neler yüzünden bir kısım sahabilerle tabiiler, hükumet merkezinden uzakşehiriere çekilip İslami ilimlerle uğraşmışlardır.

Bilgin sahabl ve tabiilerin bu ilmi l,alışmaları ve çevrelerinde topla.nan öğrencilerinin gayretleri, daha sonra' Tefsir, Hadis ve Fıkıh gibiilimIerin teşekkül ve tedvinini doğurmuştur. Tabiilerden olu!jan öğrencitoplulukları, kendi hocaları olan sahabilerin anlayııı ve görüşleriylebirlikte rivayet ettikle. i hadisleri, oturdukları çevrelerde yaynıışlardır.Her şehirde ünliı bir tabii bilgini vardı. Medine'de S••id b. el.Müseyyib(ü. 94/712). Mekke'de Ata' b. Ebi Rabah (ö. 114 (732), Kufe'de İbrahimen-Nehai (ö. 95/713), Basra'da H~san el-B••sri (ö. 110/728), Şam'daMekhul b. Muslim el-Huzcli (ö. 112/730.) ve Yemen'de Tavııs b. Keysan(ü. 106 (724) huhmuyordu2 •

. Tabiatiyle birbirinden uzak ve değişik toplumsal şartlara sahipolan bu !jeliirlerdekf bilginler arasında görüş farkları gittiklte helirginhale geliyordu. Her şehirde"kendisine göre bir fıkıh ekolü doğmaya baş-lıyordu. Bunların en etkili olanları, Hicaz ve Irak, ya da Medine ve KufeekolleriydL Elbette Hicazdaki yaşayış ve toplumsal durum, Hz. Pey-gamher devrine oranla pek farklı olmadığı halde, Irakta çok değişikbir çevre ve birtakım yeni sorunlar vardı. Kur'an, Sünnet ve Sahabileriniema'larıyla. hük~ü belirtilmemiş olan meseleleri, Iraklı bilginler, riva-yet edilen bazı hadislerin sıhhatinden de şüphe ettik,leri için, akıl

2 Şafii, el-Umm, c. VII, s. 258; A.H. Abdulkadir, ,,"azratu'n Amme ri Tarlhi'l-Fıkhi'l-ıslami, s. 137, 138. •

Page 6: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

376 ABDULKADİR ŞENER

vc ictihad ile çözmeye çalışıyorlardı. Bu da re'y ve kıyas ile oluyordu.Bu yüzden Iraklılara "Re'y" veya "Kıyas" ehli deniliyordu. HicazIıIarada, daha çok Hadis ve geleneklerden hareket ettikleri için. "Hadis"veya "Eser" ehli adı veriliyordu3•

Bu dem'ek değildir ki Hicazlı hukukçularm hep~i rp'yi kabul etmez-ler ve Iraklı hukukçulaim da hepsi rc'y taraftarı idiler. EII:.ette her ikickol mepsupları arasında karşılıklı temaslar, etkiler ve düşünce alış veriş-Ieri oluyordu. Dolayısıyla Irak'ta Şa'bi4, Ahmed h. Hanbel (ö. 241/855)ve Davun. b. Ali el-İsfehanı cz-Zahiri (ö. 270/883) gihi Hadis taraftarlarıbulunduğu halde, Hicaz'da RahI'a b. Ebi Abdirrahman (ö. 136/753)ve. İm.am Malik gibi re'ye önem veren bilgin ve müctehidler vardı. İmamŞafii ise, hu iki ckolün tam ortasında bir yer almış, hem Hadis'e hem deRe')-'e fictihad ve kıyas anlamında) birlikte .önem veren bir ek olün ku-rulmasına yol açmıştırs.

Bu genel açıklamalardan sonra bu iki eko! üzerinde biraz daha dur-mak istiyoruz.

1) Hadis Vpya Hi,'az Ekolü:

.Bu ekol, Hicazlı fakihler, daha çok Hz. Ehu 'Bekr, Ömer b. cI.Hat-tah, Ali h. Ebi Talih, Zeyd h. Sabit, Abdullah b. Ömer, Hz. Aişe, Ahdul-lah h. Abba;;. Übeyy b. Ka'b gibi bilgin sahabilel'in öğrencilerini teşkileden Medineli Yeeli Fakih ve özellikle Said b. el-Museyyib tarafında~ıtemsil edilir. Bunlar, hakkında nass bulunmayan konular üzerinde ic-tihad yaparlarken cn çok maslahat'a öncm verirler. Hicazlılar, gencllikleortaya çıkmamış olan olaylar hakkında fazlaca kafa yormazlar ve bugibi konularda görüş heyan etmczler6•

Burada Medineli Yedi Fakih'in adlarını anmak isteriz:

] - Said ho el-Museyyib (~.. 94/712).

2- Ebu Bekr b. Abdirrahmı.n bo Haris ho Hişam (ö. 94/712).

3- Kasım h. Muhammed h. Ebi Bekr cs-Sıddik (ö. ]07/725).

4- Urve b. Zuheyr b. el-Avvam (ö. 94/712).

5- Süleyman h. Yesar (ö. 107/725).

3 KoA.:ı.'anıki,IslumicJuri.pnıdencc, s. 142;!Il.E. Zchra,Tarihu'l.l\Iezalıibi'I-Fıklıiyye,s: 31; İbn Kuteybe, K. el-Ma'ôrif,s. 2170

.4 Ebu Amr Aın;r b. Şerahi!(ö. yakla~ıkolarak: 110/728)'dir.5 l'tLE. Zelıra,.age.,s. 31, 32; ı. Goldziher,"Fıkıh", İslamAnsiklopedisi,c. IV, SO 60506 M.EoZehra, age., So32, 133;AoH Ahdulkadir,age., so139vd.; MoY.Musa,Tarihu'l-

Fıkhi'I-İslami,s. 41.

Page 7: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

iSLAM DA MEZHEBLER VE HUKUK EKOllERİ 37;'

6- Harice b. ZeY,d h. Sahi.t (ö. 104/722 veya 107/725).

7- Uheydullah h. Ahdillah h. Dthe h. :Mes'nd (ö. 98/716).

2) Re'y Vpya [.ak Ekolii:

Bu ekolün ilk temsilcisi olarak Hz. Ömer kabul edilir. O, bir yandanHicazlı huku'kçuların ha~ında, hir yandan da re'y ile ietihada önem ver-diği ve Hadis rivayeti konusund.ı çok sİkı davrandığı için İrakh fakihlereeönder olarak görülmektedir. Irak ekolü, ayrıca, sonr~ları Kufe'ye yer-leşmiş bulunan Hz. Ali ve Abdullah h. :Me'ud gibi hilgin ve hukukçusahabilerin ilim, fetva ve yargıiarına dayanır. Bu ekol mensuplarının ie-tihadları, daha çok re"y ve kıyas esasına bina edilmiştir. Ortaya çık-mamış olan birtakım meseleleri varsayıp hunların hükümlerini açıkla-dıkları için "takdiri" (farazi) fıkıh denilen nazari fıkıh çalışmaları, Irak-hların eserlerinde çok göze çarpar?

Irak ekolünün en biiyük tcmsilcisi, Kıyas üstadı Ebu Hanife'dir.Bu ekolünilk ve ünlii temsilcilcri arasında şu tahii fakihlerinin adlarıanılmaya 'değer:

i..,. Alkame h. Kays cn-l\.ehai (ö. 62/681).

2- Mesrnk b. eJ-Ecda' el-Hemdani (ö. 63/682).

3- Kadı Şureyh h. l~aris h. Kays (ö. 78/697 veya 80 (699).

4- Said b. eubeyr Cö. 95/713).

5- Habib b. Ebi Sabit el-Kahili (ö. 119/737).

6- İbrahim en-Nehai (ö.95 /713).

7- Hammad h. Ebi Süleyman (Ebu Hımife'nin lioeası, ii. 120/738).

Burada Nehai ailesinden ve Alkame b. Kays'ın yeğenIeri olan Es-ved h. Yezid en-Nehai (ö. 75/694) ve Abdurrahman b. Yezid en-Ne-hai'yi de anmak gerekir., Nasıl Said h. cl-Museyyib Hicazhların im güçlüfakibi ise, İbrahim en-Nehai de Iraklıların imamlarıydı3•

Bu konuyu hitirm~den şuna da tekrar işaret etmek isteriz: Re'yve Hadis ekolleri arasındaki asıl fark, Hadisi tanımamak veya hüsbütün,Re'ye ycr vermemek değildir. Hı:r iki ekol mensupları da, dercce far-kıyıla, Hadis ve Re'yi kabul etmektedirler.

7 M.E. Zehra, age., s, 132. 133: A.H. Abdulkadir, age., s. 1&1.,8 M.Y. Musa, age., S. 44 vd., 104: A.H. ALdulkadir, age., s. ısı, 154, 157; J. Schacht,

The Origins of Muhammadim Juri.prudence, s. 131. 132.

Page 8: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

378 ABDULKADIR ŞENER

B- YAŞAYAN SÜNNİ HUKUK EKOLLER!

Burada, bölge adlarıyla anılan hukuk ekollerinden sonra belirlidoktrinleı: etrafında oluşan ve müctehid imamların şahıslarına izafeedilerek günümüze kadar hayatiyetini sürdüren Sünni fıkıh mezhebIeriüzerinde 'duracağız.

1) Hanefi Ekolü:

a) Irak-Kufe ekolünün en güçlü ismi İmam A'zam Ebu Hanife'dir.Bu ekole adını veren Ebu Hanife'nin asıl ismi, Numan b. Sabit'tiı:.Kufe'de 80/699 yılında doğmuş ve 150/767 yılında Bağdad'da vefatetmiştir.

Ebu Hanife'nin ailesi ticaretle, özellikle ipekli kumaş alım-satı-mıyla uğraşıyordu. Kendisi de hem gençliğinde hem' de hoe,alık yılların-da bu işi sürdürmüştür. İşte Ebu Hanife'nin fıkhi düşüncelerinde buticari tecrübelerinin etkisi açıkça görülür.

Ebu Hanife de, çağının geleneğine uygun olarak küçük yaşta ,Kur'.an-ı Kcrimi okümak vç ezber etmekle öğrenime başlamış, kelam gibidini ilimierde bir haylı yol aldıktan sonra fıkıh'ta karar kılmıştıı:. Bukonuda Ebu Hanife'den şöyle rivayet edilmiştir:

"Kendi kendimi yokladım, düşündüm ve şu kanaate vardım:, geçipgitmiş olan sahabi ve tabiiler. bizim anladığımız şeylerin hiçbirisini göz-den kaçırmamışlar. Onlar bu şeyleı:i anlamada, daha güçlü ve daha iyi i

kavrayış sahibi idiler. Meselelel'in inceliklerini daha iyi anlıyorlardı.Sonra bu hususlarda birbirleriyle sert bir şekilde mücadele ve münakaşaetmiyorlar, faydasız çekişmelere dalmıyorlardı. Aksine, bunlardan uzakkalıyorlar ve insanları da men ediyorlardı. Yine giirdüm ki onlar, ıslamhukuku ile ilgili konulara dalmışlar ve bu hususlarda pekçok şey söyle-mişlerdir. Onlar, fıkıh meclisleri teşkil ederek, birbirlerini fıkha teşviketmişlerdir. İnsanlara fıkıh 'öğretmişler, müslümanları fıkıh öğrenmeye'çağırmışlar ve ona teşvik etmişlerdir. Birbirlerine fetva vermişler vebirbirlerinden fetva istemişlerdir. İşte İslamın ilk asl'I böyle geçmiştir.Sonrakilerde onlara. yani ilk asır müslümanlarına böyleceuymuşlardır.Kısaca anlatmaya çalıştığım onların bu tutumunu öğrenince ben de~münakaşaya, mücadeleye ve kelam bahislerine dalmayı bıraktım. Fıkıhilmi ile yetindim, seleflcıimizin yaptığı işlere döndüm. Ma'rifet sahibiolanlarla düşüp kalktını. Gördüm ki kelam'la uğraşan ve kelam meseleleriüzerinde tar~ışmalarda bulunan kimselerin simaları eskilerin simalarına,metodları da ~alihlerin metodlarına uymamaktadır. Yine gördüm ki

Page 9: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ 379

eedeleilerin kalbIeri katı, (uhları kabadı!". Onlar Kitab, Sünm t ve Sf,-

lef-i sulihe muhalefctten çekinmiyorlar, vcra' Ye takyadan da uzaktır-lar"9.

Çağıuda çok f'ert tartı~malara giren kelameılsrdan niçin uzaklaşıpfıkıhla uğra~maya karar verdiğini bu sözleriyle açıklamış hulıınan EbuHanife, kdam ilminde de üstad idi. Öyl•. ki Hanefi kelameıIarının oluş-turduğu Matüddi ekolürıün itikadi csa~ları, O'nun el-Fıkhu'l-Ekberadlı eserine dayanmaktadırid.

Ebu Hanife fıkıhla uğraşmaya karar verdikten sonra Hammad h.Ebi Süleyman'ın derslerine devam etmiş; hoea8: Hammad'ın 120 h.(737 m.) yılında vefatı üzerinc onun yerine geçip ders meclislerini sür-diirmüştür.

Son deıeeede dindar ve dürüst olduğu için haksizlık yaparım en-di~e~iyle resmi devlet görevi ••lmaktan şiddetle kaçman, akıl ve hürdüşünel'ye önem veren hir ilim adamı olarak hukuk çalışmalarını yü-rüten, ietihad ve tenkitleriyle çeHesine daima yararlı olan Büyük İmam,sayısız denecek kadar çok öğrenci yetiştirmiş ve çağına ilmiyle ışıktutmuştur. Her .zaman kişi hürriyetine hüyük önem veren İmamımız,ietihadlarında şu metodu izlerdi:

1- Önce Kur'an'a haşnırurdu.

2- Kur'an'da hir hüküm hulamadığı zaman Sünnet'e başvururdu.

3- Süruıet'te de bulamazsa bilginlerin icma'ını kabiıI ederdi.

4- İema'da yoksa sahaMlcrin söz ve uygulamalarına bakardı.Sahabilerin ittifak ettikleri görüşü tartışmasız benimser, ihtilafa düş-meleri halinde onlardan birisinin görüşünü tercih ederdi. Tabiileringörüş ve fetvalarma uymayı zorunlu görmez; "Onlar nasıl insan i8e1erbiz de öyleec insanız.", yani hiz de onlar gibi ic,ıihad yaparız, derdill .

.')- ;Kıyas. Bu, hakkında hüküm bulunmayan bir meseleyi, araların-daki ortak illet sebehiyle hakkında hüküm bulunan meseleye göreçözümlemf.ktir. Ebu Hanife hu metodu çok kullanırdı.

6- İstihsan. Ebu hanife, kıyas bazan katı sonuç verirse, kolaylıkesasına dayanan bu prensipe başvurur ve oilu ustalıkla kullanırdı.

9 M.E. Zehra, ısınında Fıkhi Mezhepler Tıırihi, çev. Abdulkadir Şener. 2. bası, ErenBa"mevi - Ayyılaıı Matbaası, İst- 1978, s. 210.

LOBu escr, Hasan Basri çağatay ve Sabit Ünal tarafiudau dilimize çevrilmiş veher iki çeviri de Diyanet İşleri Başkanlığınca bastırılın;.ştır (1954, 1957).

II Bak. Ebu Zehra, İslaında :Fıkhi Mezheblcr Tarihi, 2. ba.ı, İstanbul 1978,8.80.

Page 10: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

380 ABDULKAD.İR ŞENER

7- Örf ve teumül de Ebu Hanife'nin delilleri. arasında yer alırdı..Ticari hayatı iyi bilişi, hukukun kaynakları arasında bu esasa çok iyideğer vermesinde etkili olmuştur. Ancak O, örfü, sahih ve fiisid olmaküzere ikiye ayırır: Sahih örf, nass'lara aykırı olmayan örftiir; fiisid örde nass'lara aykırı olan örftür12•

Ebu Hanife, kendi ictihad ve görüşlerine taassup derecesinde bağ-lılık göstermezdi. Arkadaş ve öğrencilerinin görüşlerine de çok saygıduyardı. O, "Bu bizim ulaşabildiğimiz en iyi görüştür; kim bundan dahaiyisine ulaşırsa, hize değil, ona uysun". derdi IJ.

Ebu Hanife, fıkh'a dair başlı başına bir eser telif etmemiştir. Ancakkendisine nisbet edilen birkaç risale bize kadar ulaşmıştır. Bunlar dael.Fıklıu'I-Ekberl4, el-Alim vel'.Muıeallim, öğrencilerinden Yusuf b.Halid es.Sınet} ile Osman el-Betti'ye yazdığı risalelerden ibarettir.

Ebu Hanife'nin hukuki ictihadları, bize, Onun öğrencilerinin eser-leri aracılığı ilc ulaşmıştır.

b) Hanefi mezhebinin yayılışında asıl rolü, Ebu Hanife'nin öğren-cileri oynamıştır: Burada onlardan özeııikle Ebu Yusuf, 31uhammedb. el-Hasan eş-Şeybani, Zufer b. el-Huzeyl (ö. 158/774) ve Hasan h.Ziyad e-Lul'lu'i (ö. 204 j819)nin adlarını anmak yerinde olur. Ebu Ha-nife'nİn görüşleri, gt'nedikle, Ebu Yusuf ve Muhammed h. cl.Hasaneş.Şeybani'nin eserleri aracılığıyla yayılmıştır. Hanefi literatürlinde,imamlar arasındaki ihtilaflar anlatılırken hu iki imama "Siihibeyn".(iki arkadaş, iki öğrenci), veya "İmameyn" (iki imam), Ebu Hanifeil"eEbu yusuf'a "Şeyhayn" (iki hoca) ve Ebu Hanife ile Muhammedb. e1-Hasan'a "Tarafeyn" (bir yanda bulunan iki kişi) denilir'5,

Ebu Yusuf'un adı, Yakub b. İbrahim cl-Ansari (ö. 182/798)' dir.Bağdad kadılığına tayin edilen Ebu Yusuf, Harun er-Reşid zamanındahaşkadı (kadı'l-kudat) olmuş ve Hanefi mezİıebinin uygulama alanınakonu lmasını ve yayılmasını sağlamıştır. Ebu Yusuf'un tatbiki hukuktecrübelerine derin Hadis bilgisini de eklersek, bu mezhebe olan katkıve hizmetini daha iyi değerlendirmiş oluruz.

Ebu Yusufun bize ulaşan eserleri şunlardır:

12 Bak. Ebu Zema, pge., s. 239 vd.13 Şehristani, el.Milel ve'n.~'Hhal, ılın Ha,m'in e!.Fıs3I'ın kenanııdu, Mısır 1347-1~48,

e. II, s. 39.14 nu eser, Mollu Ali el.Kari' tarafından şerhedilmiş ve basılmıştır (Mısır 1323.).15 Muhammed el.Leknevı, el.Fevaidu'l.nehiyye, Mısır 1324, s. 248.

Page 11: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERl 381

1- Kitahu'I-Asal'. Bu eseri Ebu Yusufun oğlu Yusuf babasındanrivayet etmiştir. Fıkıhla ilgili hadisleri ihtiva etmektedir.

2- Kitahu'l-Harac. Bu değerli eserinde Ebu Yusuf, İslaın devletininmaliyesi ve vergi sistemini ele almaktadır.

3- İhtilafu Ebi Hanife ve İbn Ebi Leyla. Ebu Hanife ile çağda~ıKadı İbn Ebi Leyla (ö. 148/765) arasındaki tartışmalan konu edinenbu eseri, İmam Şafii el-Umm adlı kitabında'6 nakletmiştir.

4- er-Reddu ala Siyeri'l- Evziiİ. İslam devletler hukukuyla ilgiliolup İmam Evzai'nin bu konudaki göriişlerinin tenkidiııi içeren bu eseride İmam Şafii rivayet etmiştir'7.

İbnu'n-Nedim el.Fihrist'te, Ebu Yusuf'un el-Cami' ve el-Emiiliadlı çok haeimli eserlerinden de ~öz eder. Ayrıca Ebu Yusuf'un FıkıhVsülii'ne dair ilk eser telif eden bilgin olduğunu rivayet eder.

Hanefl mezhebinin tedvininde en biiyük rolü oynayan İmam Mu-hammed b. cl-Hasan eş-Şeybani (ö. 189/805) dir. İmam Muhammed.Irak fıkhını öğrenmekle kalmamış, Medine'ye de gitmiş ve İmam Malik'.ten hadis ve Hicaz fıkıhını da tahsil etmiştir. Kadılık görevlerinde debulunan İmam Muhammed'in Hanefi ekolünün görüşlerini gelecekil esillen' aktaran eserleri iki sınıfa ayrılır:

1) Kendisinden tevatürle ve güvenilir kişileree rivayet edilen ve"Zahir-i Rivaye" veya "Mesailu'I-Vsı1l" diye anılan eserleri. Bunlar:

1- el.AsI (el.Mebsut).

2- cl.Cami'u'I-Kebir.

3- cl-Cami'u's-Sagir.4- es-Siyeru'I.Kebir.

5- (s-SiYfl'u's-Sagir.

6- ez-Ziyadat.

cl-Hakim eş-Şehid diye anılan Ebu'I-Fazl cl.Mervezi (ö. 344/955),İmam Muhammed'iiı bu altı kitabını el-Kafi adı altında birleştirerekşerhetmiştir. Büyük Türk hukukçusu Şemsu'l-Eimme Muhammed b.Ahmed es.Serahsi (ö. 483/1090) de cl-Kafi'yi şerhetmiş ve otuz cüzteşkil eden bu muazzam eserine el.Mebsut adını vermiştir. Pekçok yaz.ma nushaları bulunan bu kaynak eser, Kahire'de 1324-1331.h. yıllarındabasılmıştır.

16 Bak. el-Umm, Bıilak-Muıır, 13~5, c. VII, s. 87-150.i7 Bak. el-Umm, c. VII, s. 303-336.

Page 12: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

382 ABDULKADİR ŞENER

2) Meşhur olmayan kişilerce rivayet edilen ve "Gayr-i Zahir-i Ri.vaye" veya "Mesililu'n-Nevadir" diye hilinen eserleri. Bunlar da:

1- e1-Keysaniyylh.

2- cr-Rakkıyyat.

3- el-Haruniyyat.

4- el-Cürcaniyyih.

5- Ziyadatu'z-Ziyadiit.

Bunlardan başka İmam Muhammed'in el-Emali fi'I.Fıkh, el.Maharicfi'I.Hıyel, en-Nevadir, el-Asar, er.Reddu ala Elıli'I.Medine ve mukayeseliİslam hukukuna dair yazmış olduğu el-Hucec (Hindjştan-Luckr.ow'dabasılmıştır) adlı eserleri de önemlidirl8•

Burada Şeybani'nin, İmam Malik b. Enes'in el-Muvatta' adlı eseri-nin ilaveli ve tenkitli bir rivayetini (bu, nusha 1909'da Kazan (Rusya)'-da, 1306'da da Lucknow (Hindistan)'da basılmıştır) bize ulaştırmı~olduğunu helirtmek yerinde olur.

c) Hanefi ekolünün daha sonraki dönemlerde yetişmiş olan ünlütemsilcileriyle bunlardan bazılanIlIn önemli esorlerine de burada kısacadeğinmek te yarar görmekteyiz.

Ebu Hanife'nin öğrencilerinden ilim vc feyiz alan Hilalu'r-He'y(ö. 245 (859), Kitabu'I.Hıyel ve Ahkamu'I-Evkaf gibi eiicrlerin yazarıAhmed b. Ömer el.Hassaf (ö. 245/859) ve Kitabu Şurut es-Sagır ve'l-Kebir müellifi Ebu Ca'fer et-Talıtlvı (ö. 321/933) gibi hukukçulardansonra, Ebu'I.Hasan el-Kerhl (ö. 340/951), Ebu'I-Leys Nasr es-Semer-kandı (ö. 373/983), Ebu Abdillah el.Cureanl (ö. 398/1007), Te'sİ8u'n-Nazar yazarı Ebu Zeyd Abdullah ed.Dehı1si (ö. 432/1040), el.Mebsutve Usiilu'I-Fık1ı yazarı Şemsu'I.Eimme es-Serahsı (ö. 483/1090), yineUsulu'I.Fıkh müdlifi Ali b. Muhammed d.Pezdevi (ü. 482/1089),Bediii'u's.Sanai' müellifi Ebu Bekr el.Kasanl (ü. 587/1191) ve nihayetel-Hidaye yazarı Burhanuddin Ali el.Mergınanl (ö. 593/1196) dikkati.mizi çeken ünemli Hanefi hukukçularıdır.

cl-Merginani'nin el.Hidaye'sine Hanefi hukukçuları pek çok ı;ıerhyazmışlardif. Bu şerhler arasmda Kemaluddin b. cl.Hiimam es.Sivasi(ö. 861/1457) tarafmdan yazılan Fethu'I.Kadir adlı eseri burada zikrt.mekle yetiniyoruz.

18 İbnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 287, 288; Subhi Mahroasani, Felsefetu't-Teşri ri I-İslam,s. 32-35; İmam Muhammed'in er-Reddu alıi. Ehli'l.Medlne'si de el-Umı:n'de (c. VII, s. 277-303 içinde ınezcedilerek) rivayet edilmiştir.

Page 13: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

tSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ 383

Sonraki hukukçular (müteahhirın), özellikle şu beş fıkıh kitabınaçok itimat etmişlerdir:

1- Ebu'I.Huseyn d.Kudurİ (ö. 428/1036), el.Muhtasar.

2- Burhanu'ş-Şerİa el-Mabbııbi (ö. 673/1274), eleYikaye.

3- Abduııah el-Mevsıli (ö. 683/1284), el-Muhtar ve bunun şerhiel.İhtiyar.

4- Muzafferuddin Ahmed b. es-Sa'ati (ö. 694/1294), Mecma'u'l.Bahreyn.

5- Hafızuddin en-NeseCi (ö. 710/1310), Kenzu'd.Dakaik. Bu eserinşerhleri arasındı. Osman ez-Zeyla'i (ö. 743/1342)'nin Tebyınu'I.Hakaik'lilc İbn Nuceym (ö. 970 j1562)'in el-Bahru'r-Uaik adlı eserleri oldukçaönemlidir.

Hanefi hukukçuları arasında Muhammed Molla Husrev (ö. 885 i1480)'in Dureru'l-Hukkiim fj Şerhi Gurari'l-Ahkiim'ı, İbrahim el.Ha-lebi (ö. 956/1549)'nin Multeka'I.Ebhur'u, Muhammed Timurtaşİ (ö.1004/1595)'nin Tenvİru'I-Ebsar'l, e1-Haskefi (ü. 1088/1677)'nin Durru'l-Muhtar'ı ve Muhammed Emin h. Ahidin (ö. 1252/1836)'nin Reddu'l-Muhtar ala'd-Durri'l-Muhtar Şerhi Tenviri'l-Ebsar'ı elden ele dolaşanfıkıh kitaplarıdır.

Hanefi ekolüne göre yazılmış olan ve uygulamalı hukuk açısındançok hüyük önem ifade eden ünlü fetva mecmualarından bazıları da şun-lardır:

1- Abdurreşid el.Velvalici (ö. 540/1145), c1.Fetava el-Vclvaliciyye •

. 2- Kadihan Hasan b. Mansur (ö. 592/1195), el.Fetııva d-Haniyye.

3- Zahiruddin Muhammed el-Buhari (ü. 619/1222), el.FetiİvaC7 .Zahiriyye.

4- İbrahim h. Ali et-Tarsusi (ö. 758/1356), el-Fetava et-Tarsusiyye.

5- Alim h. Alaeddin (ö. takriben 800 [1397), cl.Fetııva ct-Tatarhaniyyc.

6- Hafızuddin Muhemmed b. el.Bczzaz (ö. 827/1423), el.Fetavacl-Bezzaziyye.

7- Hayruddiıı cl-Munif cl-Farukİ (ö. 1081/1670), (J-Fetava el-Hayriyye.

8- Muhammed Efondi el-Ankaravİ (ö. 1098/1668), Fetiivay.iAn.karavİ.

Page 14: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

384 ABDULKADİR ŞENER

9- Şeyh Nizam başkanlığında bir heyet, el.Fetava eI.Hindiyye."el.Fetava el.Alemgiriyye" diye de allılan 6 ciltlik bu ünlü eser, Hin-distan Türk-Moğol İmpatatorlarından Sultan Muhammed EvrengzibBahadır Alemgir (ö. l1l8/l706)'in emriyle yazılmıştır.

10- Hamid Efendi b. Ali eI-İma di (ö. 1252/1836), cloFetava el-Hamidiyye.

11- Ali Efendi, Çatalealı (ö. 1104/1692), cl-Fetava19•

d) Haneri mezhebinin yayıldığı ülkelere gdinee, bu mezhep, AbbasiDevletinin hakim olduğu bütün yerlerde yayılmıştır. An(;ak kimi ülke-lerde tamamıyla halka malolurken, kimi ülkelerde de sadece resmimezhep olarak kalıyordu. İbadet konusunda halk üzerinde bil' egemenlikkuramıyordu. Irak, Maveraunnehr ve fethedilen Doğu İslam ülkelerindehem resmi hem de müslüman halkça benimsenen mezhep, Hancfilikti.Türkistan ve Maveri'mnnehr'de Hanefi mezhebiyle Şafii mezhebi ara-sında şiddetli rakabet ve mücadeleler olmuştur. Suriye'de de genişbir yayılma sahası bulan Hanefi mezhebi, Mısır ve Kuzey Afrika'da pekyayııamamıştır. Daha sonra Mısır'a resmi mezheı; olarak giren Hane-£ilik, halk üzerinde fazla otorite kuramamı~, Maliki ve Şafii mezheplerinekarşı etkinlik gösterememiştir. Özellikle Kavalalı Mehmed Ali PaşaMısıra hakim olunca, Hanefi mezhebini resn.:i mezhep olarak kabul etmişise de, bugün Mısır'da Hanefilerin sayısı oldukça azdır20• Libya, Tunusve Ceza ir gibi Kuzey Afrika ülkelerinde, lIandi mezhebi, Maliki mez-hebi karşısında çetin hir hakimiyet mücadelesi vermiş, fakat üstünlüksağlayamamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu zamanında Hamfi mezhebi oldukça iti-bar kazanmış ve bu İmparatorluğun resmı mezhebi olarak muamelegörmüştür. Horasım, Sicistan, Türkistan, Kafkasya, Azerbaycan, Kı-rım, Kazan, Çin, Afganistan, Hindistan ve Pakistan, Yemen ve Haheşis-tan müslümanlarının büyiik çoğunıuğu hanefi mezlı('bine ba.ğlıdırlar.Balkanlar gibi Tü) kler aracılığı ilc fethedilip İslamlaştırılan ülkelerin müs-lümanları da, genellikle, Hanefi mezhebine mensupturlar. Kısaca, dünya-daki müslümanların, yaklaşık olarak, üçte ikisi Hanefi mezhebindedir.

2) Maliki Ekolü:

a) Hicaz veya Medine ekolü diye bilinen ve esas itibariyle Hz.Ömer, AbdullaIı b. Ömer, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Abbas, Hz. Aişe

1'9 Burada amlan eser ve yazarlaruun biyografileri için Bak. Katib Çelebi, Keşfu'z-Zununve Bağdath İsmail Paşa, Hediyyetu'ı-Arifin, ilgili maddeler. .

20 M.E. Zehra, İslamda Fıkhl Mezhebler Tarihi, s. 251, 252.

Page 15: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMOA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ 385

gibi sahabileI'le Said b. el-Museyyib, Urve b. ez-Zubeyr, Kasım b. Mu-hammed, Ebu Bekr b. AJıdirrahman, Süleyman b. Yesar ve Harice b.Zeyd gihi tabiilerin ietihad ve fetvalarma dayanan Maliki mezhebininünlü temsilcisi, Malik b. Enes el.Asbahi'dir. Kısaca İmam Malik diyeanılan bu büyük bilgin, Medine'de 95(713 yılmda doğmuşZ! ve 179(795senesinde orada vefat etmiştir.

Malik b. Enes, Medine'nin bilgin, fakih, müetehid, muhaddis veimamı idi. İmam' Malik, fıkıh ilmini Rabiatu'r.Re'y diye tanınan Rahilıb. Ebi Ahdirrahman (ö. 136(753)'dan; hadisi de İhn Ömer'in azatlısıNafi' (ö. 119/737), İbn Şihah ez-Zuh!i (ö. 124(741), Ebu'z-Zinad (ö.136/747) ve Yahya b. Said el.Ansari (ö. 143/760) gih tahii ve teha-itabiinden tahsil etmiştir.

Onüç yıl gibi uzun bir süre derslerine devam ettiği v(' çeşitli İslamiilimIeri tahsilde kendisine asıl rehberlik eden hocası ise Abdurrahman b.Hürınüz (ö. II 7 (735)'dur22•

Z<ımanla hadis ve fıkıhta büyük bir üne kavuşan İmam Malik cesur,imanlı ve çok dindar bir insamlı. İmam Şafii, onun ilim ve şahsiyetinehayrandı. Şafii, dokuz yıla yakm bir SÜrt İmam Malik'in ilminden feyizalmıştır.

, İmam Malik, icıilladlarında özellikle:

1- Kur'an'a, 2- Sünııet'e, yani sahih ı>larak kabul ettiği hadislerc,'3- İema'a, 4- Sahabilerin fetvalarma, 5- Medinelilerin iema' ve amel-lerine, 6- Kıyas'a, 7- Masalih-i mıırse1e'ye, yani hakkmda herhangi birnass bulunmayan kamu yararların" dayanırdlı3.

İmam M::ılik'in en önemli eseri, ••.l-Muvatta'dır. Bu eser, nevi ken-disine özgü ilk fıkıh ve h<tdis kitaplarından biridir. O, bu eserinde Hicaz-hların rivayet ettiği hadisleri, sahabi ve tabiilerin sözlerini,Mtdinedekihukuki tatbikat ve teamülleri toplamış; bunları fıkıh bölümlerine göretertib etmiş ve kırk yıl kadar ona emek vermiştir. el-Muvatta'ın meş-hur ve muteher rivayetlerinden birisi, büyük Hanefi hukukçusu İmamMuhammed b. el-Hasan eş-Şeybani tarafından yapılan rivayettir. Ma-liküerce en çok tutulan öteki rivayet ise, Yahya b. Yahya el-Leysi(ö. 234/848)'nin yapmış olduğu rivayettir.

21 tmam Malik'in 93 veya 97 hieri yılında doğduğu da rivayet edilmektedir.2~ M. Ebu Zebrn, tBlaında Fıkhl Mezhebler Tarihi, s. 257, 263; Hahmasam, FelBefetu't.

Teşri'i'l.tslaml, s. 41.23 M.Y. MUBa,e1-Fıkhu'l-tBlami, Kahire 1954, s. 146; İbn Ferhun, ed-Dibiicu'I-Muzebheb,

6. 1(;.

Page 16: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

386 ABDULKADtR ŞENER

Adıgeçen Yahya e1-Leysi tarafından rivayet edileıı cJ-Muvatta'üzerinde M"liki/er çok durmu~lardır. Burada Ebu'I-Velid cl-Büei (ö.takriben 480 rl086)'nin" el-Mul1tek5 adıyla 6 eilt halinde kalenıe aldığı. ~erhi anmak gerekir. Ayrıca Zurkani (ö. 1122/1310)'nin cl-MII\'atta'üzerine yazdığı 4 ciltlik ~erh de çok önemlidir.

Bilindiği gibi Ahdullah b. cl-Mukaffa'ııı teklifi üzerine Abbasi Hali-fesi el.Mansur, İmam Malik'ten hııkuki ve kazai farklılıkları ortadau kal.dıracak kaynak bir eser hazu.lama:;lUı istemiştir. O da, el-Mllvatta'ı bumaksada yazmıştır. Daha sonralan Halife eI-Mansur, Halife cl.Mehdive Harun er-Reşid, el.Muvatta', bütün hakimleree başvurulması gere-ken bir düstur olarak ilan elmek ü,temişlerse de, İmam Malik huna razıolmamış; hukukla ilgili hadis ve tatbikatııı bu kitaptakilerden ibaretolmadığını, Hz. Peygamber'in sahabi/erinin öteki İdam ülkelerine dedağıldıklarım ileri süreıek, ietihad alanını daraltmaktan, hakim ve bil-ginleri kendi kitabıyla sınırlamaktan kaçınnıl~tır24.

b) Bu mezhcbin yayılmasında İmam Malik'in öğrencilerinin çaba-ları büyük roloynamıştır. İslam dünyasından, özelliklt> Mısır ve Tunusgibi Kuzey Afrika ülkc1erindtn gelip İmam Malik'ten ders ve feyiz alan-lar, onun görüş ve ietihadIarınl memleketlerinde yaymayı başarmış-lardır. Ünlü Hanefi hııkukçu8u İmam Muhammed b. el-Hasan eş-Şey-bani ve Şafii mezhebinin kurucusu İmam Muhammed b. İdris eş-Şafiide İmam Malik'ten ders aJan seçkin öğrenciler arasında yer alırlar.

İmam Malik'in görüşlerini, öğrencisi Abdurrahman b. Cı-Kasım(ö. 191/806)'dan da yararlanan Esed L. cloFurat (ii. 231/828), el.Ese-diyye adı altmda biraraya toplamış; daha sonra bu eseri, Sahnun diyeanılan AhdtlEselam et- Tenlıhi (ii. 240/854), genişleterek, .el.Mudevvenc-lu'I.Kühra adıyla 16 cüz halinde tertip etmiş ve yaymıştır.

İmam Malik'in Mısır'da yerleşen ünlü öğrencilerinden Abdurrah.man h. cl.Kasım (ö. 191/806), Abdullah b. Vehh (ö. 197/812), Eşhcbb. Abdilaziz (ö. 204/819), Ahdullah L. Abdilh:ıkcm (ö. 2H /829) ,Asbağb. cl-Feı'ee eı-Ernev! (ö. 225/839) Ye Muhammed b. Abdilıah b. Abdil-hakem (ii. 268 j881)'iıı burada adlarını anınadan geçemiyeeeğiz.

Maliki bilginlerinclı'n el.Muvaıta' 'iarihi Ebu'J.Velid cl-Bad, el.Mu'kaddemaı ye'l-Mumehhedet müelIifi ilm Ruşd el-Kebir (ö. 520/1126)ve Bida)'etu'I.Muctehid ve Nihayetul'.Muktasıd yazarı ünlii filozof İbn

. 24 M.Y. Musa, age., s. 145; lIlahınasan!' Fclsefetu't-Tcşrl'i'!.İslami, s. 67, 68: İbn Ahdi!-berr, c\.ll1lika', s. 41.

Page 17: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

tSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERt 387

Ruşd el-Rafid (ö. 595 (1198), el-Kvaaııiııu'l-Fıkhiyye Ci Telhisi Mezhe-hi'l-Malikiyye müellifi EbuF-Kasım h. Cizzi (İbn Cuzey, ö. 741 (13/to),ünlü el-Muhtasar'm yazarı Seyyidi Halil (ö. 767(1365), Ebu Alırlillah:Muhaınmed cl.Hara~i (el.Hır~ı, ö, 1I0l (1690) ve Ehu'I-I-Iasan Ali h.Ahmed el.AdeVı (ö, 1189 (1775) de otorite olarak kabul edilirler25•

e) Maliki mezhebi Medine'de doğdu. Önce Hieaz'da yayıldı. Sonrabütün Kuzey Afrika'da, özellikle Mağrih ve Endülüs'te egemen uldu.Bunun sebebini İbn Haldun şöyle açıklar:

"Bu ülkelerin fakihleri genellikle Hicaz'a kadar giderlerdi. O devirdeMedine ilim merkeziydi ... Irak onlar il,in sapa idi. Dolayı;;ıyla uı~lar,Medindi bilginlerden ilim tahsil etmekle yctiniyorlardı. Ayrıea Mağrilıve Endülüs'e genci olarak bedevi hayatı hftkimdi. Iraklılar gibi onlarmedenı değiııerdi, Bedevilikleri nedeniyle onlar, Hieadılara dah" fazlameylediyorlardı" ,26

Maliki mezhehi, hugün de Fa~, Cezayir, Tunus, Libya, )fısır veSudan gibi Afrika memleketleriyle Bahreyn ve Kuveyt gibi bırtakımİslam ülkelerinde hftkim durumdadır. Hieaz gihi öt(ki İslam ülkelerindede bu mezhebe bağlı olan müslümanların sayıları çoktur27•

;{) Şafii Eko/ii:

a) Bu ekolün kurucusu, dalıa önce de belirttiğimiz gibi, İmam:l\Iuhammed b. İdris eş-Şafii'dir, 150/767 yılında Gazze'de doğmuş ve204/8] 9 senesinde Mıl:'ır'd" vefat etıni~tir, Soyea KUJ'eyşlidir. Oldukçahareketli bir hayat geçiren Şafii, genç yaşında Hİeaz'a gelip ilk öğreni-mini Mekke'de yaı,tıktan sonra Medineye gitmiş ve tu şehrin büyükbilgini İmam Malik b. Enes'ten dokuz yıla yakın bir süre ilim tahsiletmiştir. İmam Malik'in. vefatından S(}Jlra Yemen'de hil- ;;Ü~'Cgörevyapmış, çölde Huzeyl kahilesinin yanında kalarak Arapçasını gcli9tir-miş, Irak'a gelince İmanı Ebu Hanife'nin öğrencisi İmam Muhammedh. cl-Hasan eş-Şcybani'nin iltifatına mazhar olmuş ve onun himayesindeuzun süre Bağdad'da kalmı~, bu imamın ilim ve feyizinden işt.ifade et-ıniş ve ömrünün sor yıllarını Mısır'da geçirmiştir28•

"Fıkıh öğrenmek isteyenler Ehu Hanife'ye muhtaçt.ır"l9. diyenİmam Şafii, önceleri İmam Malik ve Hadisçilerin yolundan gittiği hal-

25 Subhi Mahrnasani, age., s. 42, 43; M.Y. Musa, cl.Fıklıu'l-ls1ıırni, s. 147 vd.26 İbn Haldun, Mııkad<lime, s.. 392.'"'7 S. Mahmusanl, age., s. 43; M.E. Zehra. İslamda Fıkhi Mezhepler Tarihi, s. 3U,ı.

28 Bak. Fahruddin er-Razi, Menakll)\\'I~İmam c~.Şufii. lilısır. 1279.29 İlın Alıdilberr, el-Intikô', s. 136.

Page 18: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

388 ABDULKADİR ŞENER

£.:.c,sonraları hilgi ve teerübesi artınca kendisine özgü bir hukuk ekolügeliştirmiştir. İmam Şafii'nin mezhebi eski ,e yeni olmak üzere ikiyeayrılır. haktııki görüş ve :etihadları onun eski mezhebini oluşturur.Mısır'a gelinee eserlerini gözden geçirmi~, öneeki ictihadlarmın bir kıs-mmı değiştirmiş ve eserlerin! öğrencilerine yeniden yazdırmış (imla et-miş)tir ki bunlar da, Şafii'nin yeni mezhebini meydan«' getirir30•

Edebiyat '"'e şiirde hayli ilerlemiş olan İmam Şafii, Kur'an-ı Ke-rim, Fıkıh, Hadis ve Kelam ilimIerinde çok güçlü idi. Burada hemenilave edelim ki Şafii, irade ve kader gibi kclam.i konular üzerindeki tar-tışmalardan ve kelameılardan hoşlanmazdı. Çok keskin bir zekaya,sağlam bil' muhakerne ve anlatım gücüne sahip olan İmam Şafii, Malikive Hanefi ekolleri, diğer hir deyişle Hadisçilerle Re'y taraftarları arasın-da orta hir yolu benimsemiş, İslam hukukunda hem hadisIere hem deakıl ve düşüneeye önem vermiştir.

İmam Şafii'nin ictihad yaparken dayandığı delilleri şöylece özetli-yehiliriz:

1- Kitab (Kur'an-ı Kerim) ve Sünnet.

2- İema'.

3- Sahabilerin ittifak halindeki sözleri.

4- Sahabilcrin ilıtilaf halindeki sözleri.

5- Kıyas3!.

İmam Şafii, Hanemcrin "İstihsan" ve Malikllerin "İstıslah" pren-siplerini reddetmiştir. Ayrıca hurada, Şafii'nin KitaL ve Sünneti aynıderecede ve birinci kaynak olarak kahul etmiş olmasına dikkati çekmekisteriz. Yani İmam Şafii, hüküm istinbat ederken İslam hukukunun asılkaynakl~.rı olarak Kitab v(' Sünneti kahul etmekte ve öteki kaynaklarıbunlara dayandırmaktadır. O, Kur'aıı'ın bir açıklaması ve esas itibariylevahye dahilolarak kabul ettiği sahih (sabit) sünneti, hukuki hüküm-lerin kaynağı olma bakımından Kitab'la aynı mertehede görmektedir.Haher-i :1hild hile olsa, kcndi tabiriyle, "Siibit" olan süıınet'e asla mu-halefet edihnemelidir. Ş"fii, "Sahih hir hadis hulunursa i!tte iwnim mez-hebim odur." deı: ve şayet Sünnet'e aykırı görüşleriyle karşılaşılırsaonlara uyulmamasını söyler?i32•

h) İmam Şafii'nin escrleri iki kısma ayrılır:

30 Malınıasaııı, age. >. 4.ı.:ıı Şafii, el-Vnını, c. VII, s. 246.32 M.E. Zelıra, İslanıda Fıklıi Mezheblcr Tarihi, s. 81, 336, 339.

Page 19: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERt 389

1- Bağdad'da iken yazdığı veya öğrencilerine yazdırdığı cserler.Bunlar, Fıkıh usulünc dair olan el'-Risale ve Furu'a dair olan el-Melısut(veya cl-Hucce) adlı kitaplarıdır. Bu kitapları Ehu Ali el-Hasan ez-Za'-ferani (ö. 260 (873) rivayet etmiştir. Bu kitaplar, İmam Şafii'nin cskimezhcbini oluştururlarJ.'.

2- 199/200 lı. yılında Mısır'da el.Melısut adlı escrini yeniden göz-dcn gcçirmiş vc hazı kısımlarını değiştircrl'k el-Umm adı altında öğren-cilerine yazdırınıı;;tır. Ayrıca Şafii, eı'-Riale'sini deMısır'da yenidengözden geçirmiştir. Şafii'nin yeni mezhebini yansıtan bu eserlerini Mı-sır'da Rahi' h. Süleyman el-Mm'adi c1-Mül'zzin (ö. 270/884) rivayctetmiş ve yaymıştır ..'4

İmam Şafii'nin er-Risale'si kendi türünde, yani fıkıh usulü konusun-da bizc kadar ulaşan en cski eserdir. Henüz Türkçcyc çevirilmcl11h olanbu ölmez escr, İngilizcc ve Urdncaya çevirilmiştirJ5,

e1-Umm ise ibadat, muamdfıt, müniıkelıut ve ukuhııt (ceza huku-ku) gibi fıkıh konulannı ele almaktadır. Bu eserin yedinci cildinde deHilafu Ali ve İlın Mes'ud, Hilafu Malik, tbtalu'ı-tstihsan gilıi bölüm-lerin yanında icma' ve kıyas üzerinde durulmuş, hadisleri tanımayanladahaber-i alıad'ı reddedcnlcrin görüşlerini eleştİı'cn bölümlcre yer verilmiş-tir. Bu- eiltte ayrıca İmam Şafii, Ebu Yusuf'un ihtilafu Ebi Hanife vetbn Ebi Leyla ve er-Reddu alii Siyeri'I.Evzai adlı escrleriyle İmam Mu-hammed b. cl-Hasan eş-Şeyhani'nin el'-Reddu ala Ehli'I-Me(line adlıeserini rivayet etmiştir.

c) İmam Şafii'nin öğrencilerine gelince, bunları üç tmııfa ayırmakmümkün olup ünlüleri ~unlardır:

1- Mckeke'deki öğrcncileri: Ebu Bekr eı-Humeydi (ö. 2J9/834),Ebu İshak İbrahim b. Muhammed (ö. 237/851), Ebu Bekr Muhammedb. İdris (ölümü belli dcğil), Ebu'l-Vclid Musa h. Ebi'l-Ciirud (ölümübclli değil).

2- Bağdad'daki öğrcncilcri: Ebu'l-Hasan es-Sabbalı ez-Za'feranı(ö. 260/873), Ebu Ali Huseyn b. Ali el-Korabisi (ö. 256/869), Elıu Sevrd.KeIbi (ö. 240/854), Ebu Abddirrahman Ahmcd b. Muhammed b.Yahya Cı-Eş'ari (ölümü bclli değil), Ahmed b. HanIJc1 (ö. 241/855) vehhak 1:..RahUfc (ö. 238/852).

33 M.E. Zehra, ııge. s. 353.34 M.E. Zehra, age. 5. 35,ı; eı-tmıım eş-Şafii, 5. 154, 155. el-umm 7 eilt halinde hasılmıştır

(Kahire 1321-1325). er-Risale ıle A.M. Şakir t.ıuarındıın tahkikli olıırak yeniden IJasllmlştır(Kııbire 194,0).

35 er-Risalconin İngilizce çevirisi i,;in yazdığuııız tanıt.ma yazısına Bak. A,Ü. ılahiyatFak. Dcr., e. XVIII, s. 275-292.

Page 20: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

390 ABDULKADİR ŞENER

3- Mısır'daki öğrel!cil~ri: HanneIeh. Yahya (ö. 243/857), EbuYakuh Yusuf b. Yahya d-Buvayti (ö. 231/84.5). cl-Buvayti, İmamŞafiinin görüşlerini el.Muhtasaı' adı altında toplamıştır. Ebu İhrahimİsmail b. Yahya doMuzeni (ö. 264. (877) de Şafii'den i1ititiği görüş ve ri-vayet leri el:.Muhtasar adlı eserinde derlemiştir. Bu eser, el-Uınm'unkenarında hasılmıştır36• Rahi' b. Süleyman e1-Cizzi (ö. 257/870) deŞafiinin yakın öğrencilerindendir. Habi' h. Süleyman el-Muradi el-Müez-zin (ii. 240 (884), Eski ~fısll' (Fustat)'daki Amr b. cl-As Camiinde müez-7.in idi. Bu zat, Şafii'nin lVIısır'daki en yakm iiğrencisi olup onun yenımezhebini dikkatle rivayd ctm iştir.

e) Şafii mezhebinin yayıldığı yerler ise, Mısır, SUl'iye, İran, Mave-ramıııehr, Kafkasya, Azerhayean, Hindistan, Filipin, Seylan, Malayave Endonezya adaları gibi İslam ülkeleridir. Yurdumuzun Doğu böl-gesinde de Şafii mezhebine bağlı olanlar çoktur.

Bıı mezhep, özellikle Mısır'da yayılmıştır: çünkü İmam Şafii, ha-yatının son ve en verimli kısmını burada geçirmiştir. Şafii mezhrbi,lrak'ta da yayılmıştır. Zira Şafii, görüşlerini yaymaya önee buradahaşlaml~tır. Irak yoluyla Horasan ve Maveraunnehr'de de yayılma im-kanma kav119an Şafii mezhehi, fetv:'i ve öğrenimi huralarda Hanefimezhehiyle paylaınıştır. Bununla birlikte hıı memleketlerde Hanefimezhebi hakimdi.

~fısır'da iktidar Eyyuhilerin eline geçince, hıı iilkede Şafii mezhebidaha da güçlenmiş, hem devltt hem de halk üzerinde büyük bir otoriteyesahip olmuştur. Şafii mezhebinin bu durumu, Kölemenler devrindeSultan Zahir Baybars'a kadar sürüp gitmiş! ir. Bu SuIt:m, kadıların dörtmezhehe göre tayin edilmesi fikrini ortaya atmıştır. Bunun üzerine hernıezhehin kendi kadı~ı, mensuplarının davalarına hakmı~ ise de, Şafiimezhebi daha etkili olmuştur. Şafii ınezhebinden sonra sırasıyla Maliki,Hanbeli ve Hanefi mezhepleri geliyordu. Ancak Osmanlı! •.r Mısır i fethe-dinee Hanl'n mczhehini biıinci sıraya alnıı~lardır. Kavalalı Mchmed AliPaşa Mısır'a hakiın oluııe\>, Hanl'n mezhebinin dışındaki mezheblerleresıniyette amel edilmesini yasaklamı~ ise ue, Maliki ve Şafii mezhebIerihalk üzerindeki otoritelerini koruınuşlardır37•

ŞamIılar, :W2/914 yılında ölen -Ebu Zur'a ed-Diınaşki eş-Şafii diyehilinen Muhammed b. Osman Şam kadılığına tayin cdilinceye kadar,

36 Şafii'nin llıtilafu'j.IIadıs adlı eseri de cJ-ljmm'lın b" basklSmın vıi. cildinin kenarındatabedilmiştir.

37 lILE. Zehra, age., s. 358, 359.

Page 21: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ ~91

Evzai mezhehine hağlı idiler. Ancak Şafii mezhebi hurada da yavaşyavaş halk üzerinde etkili olmaya başlamıştı. ::Vlağri})ve Endülüs'teŞafii mezhebinin önemli hir yer işgal etmediği söylen<~bilir. Bu mezhep,Yemen taraflı;.rıııda Ze/di ve kısmen İran'da Cafer'i mezhebiyle üstün-lük mücadelesi yapmaktadır38•

1) Hanbeli Mezlu,bi:

a) Bu ekolün temsilcisi, BağdadJda 164/780 yılında doğup 241/8)5senesinde ölen İmam Ahmed b. Hanbel cş-Şeybani'dir. Biyografik kay-nakların ve özellikle İhnu'l-Cevzi'nin Menakıbu'I-İmall1 Ahmed b. Han-hel (Mısır 1349) adlı eserinde verdiği bilgilere göre, ilim ve hadis öğrl'n-mek için pek çok seyahatte bulu~an Ahmed b. Hanhel Şam, Hicaz,Yemen, Basra, Kufe ve Bağdad gibi o çağın ilim merkezlerindı' öğrenimyapmış ve öğrendi ği hadisleri el-Musned adı altında hir mecmuada toı)-lamıştır. Bu eserde yer alan hadislerin sayısı kırk bini geçer.

Ahmed b. Hanhel, re'y ile ictilıad'dan ziyade Kital. ve Sünne'tcgöre fetviı vermekle ün yapmıştır. Öyle ki onun fakih değil, sadece ha-disçi olduğunu söyleyenl{'r hile vardır. ibnu'n-Nedim, Ahmed h. Haıı-bel'i Buhar! ve Muslim gibi hedisçiler arasında zikrctmiştir39• İbn Ab-dilhen de el-İntikii'fi Farlaili Eİmmetİ'I-Fukahii'sında ona yer verme.miştir. Tal-:eri'nin lhtila£u'I-Fukahii'slyla İhn Kuteyhe'nin Kİtahu'l-Ma'iirİf'inde Alımed b. Hanhel'e, Iıadisçi olması nedeniyle, yer veril-mediğini görmekteyiz.

Bütün hunlara rağmen, Ahmed b. Hanbd'iıı, hadis yönü üstün ol.makla hirlikte, fakilı oluşu da bir gerçektir. Nitekim İmam Şafii'nin enbüyük üğreneilerinden biri sayılan Ahmed b. Hanbel, kendi adına nis-bet edilen bir fıkıh ekolünün ima'mı olup ietihadlarııuh. sırasıyla ŞII

delillere dayanırdı:

1-- Kitalı, 2- Sünnet, 3- tema', 4- Sahabilerin ihtilaf halinde ol-mayan fetvabın, 5- Sahabiıerin ihtilaf halindeki görüşleri, 6- Mürsdve zaif hadisler, 7- Kıyas40•

Sahabilerin görü~lcrindcıı sonra tabiilcrin fetvalarını da delilolarakkabul eden Ahmed L. Hanbel, iemrt' konusunda çok ihtiyatlı davranırdı.O, "Bil' kimse bu konuda iema' vardır, diyeceğinc, bu konuda ihtilaf 01-

38 M.E. Zchra, age., 5. 359, 360.39 tbnu'ıı-Nedim, e1-Fihrist; s. 3H, 320; lbnu'ı-tmııd, Şczeratu'z-Zeheb, c. II, s. 190. ,40 ıbn Kayyim el.Ccvziyye, l'lıımu'l.l\IuYııkklln, Dellıi ıabı, c. I, s. 10, 11,26, lII.E. Zehra,

age., s. 416-421.

Page 22: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

392 ABDULKADİR ŞENER

duğunu bilmiyorum, desin, daha iyidir." derdi41. Ahmed b. Haııhel,kıyas'ı da yetersiz görür ve oııa ancak zaruret hasıl olunca b;ışvurula-hilec~ğini süylerdi. Daha sonra HanheIiler istıslah, istıshah, istihsan vezeriiyi' gibi hüküm çıkarma metodlarını da. kendi anlayışları çerçeve-sind~, delilolarak kuIlanımışlardır41.

Ahmed ll. Hanhel'in eserierine gelince, hiraz önce işaret ettiğimizgihi, bunların haşında eI-Musned'i gelir. Bu muaZ7am hadis kolleksiyo-nunu Ahmed b. Hanhcl'in oğlu AhduHah (ö. 290/902) rivayet etmiştir.Ahmed h. Hanbd, topladığı hadisleri yazar ve onları zaman 7.amunayıklardı. Kendi çocuklarına ve diğer öğr~ncilerine bunları dikkatleokuturdu. Ancak oııun hütün titizliğine rağmen eI.Musned'dc mevzu(uydurma) hadislerin bulunduğu da ileri sürülmüştür. Gcrçi Ahmed b.Hanbel 7.aif hadisleri kahul ederdi; aneak uydurma hadisleri kendisininhilerek kitabma aldığını söylemek. doğru değildir. Belki bazı mevzuhadisler daha sonra ha~kaları tarafından el-Mu8Iıed'e sokulmuştur.İbn Teymiyye Milıhieu's,Sul1lle adlı eserinde bu hususta şöylc der:"Ahm~d h. Hanıcl'in el-Mıısned'ine Ehu Bekr ~I-Katı'i (ö. 368/978)bir çok m~vzfı hadis sokmuştur. Bilmeyenler de, buııları eI-Muslıed'dfAhmed b. Hanbel'in riv"yet ettiğini . anmışlardır. Bu çok çirkin biryanlıştır"4.1•

Ahmed b. Hanbel'in bundan haşka bir çok eserleri vardll'. Bu aradaF9diilu's.Sahahe ve Kitabıı'l.ııeI ve Ma'rifetu'r:RieiI adlı eserleri, hadisusulü a<~ıs1Jldan çok iinemlidiı.44.

. lı) Ahmed h. Haııhel'in fıkhmı rivayet eden öğrcncilerinin başınd:akendi oğlu Salih (ö. 266/879) geli]'. Salih, kadııık görevine atandığı içinbabasının fıkhi görüşlerini yalnız nakletmekle kalmamış,. aynı zamanda.onlun uygulama alanına da koymuştur.

Hanbeli [ıklıınm öteki öncmli i ııvi ve temsilcileri de ~unlardır:

KitallU'I.Sulıen yazarı Ebu Bckr cl-Esrem Ahmed L. Hani' (ö.26] /874), Abdulmelik h. Abdilhamid h. Mihran cl-Meymuni (ö. 274/887), Ehu Bekr Ahmed b. Muhammed el-Mervezı (ö. 275/888), Harhb. İsmail eI.HanzaI1 (ö. 280/893), İhrahim b. İshak el-Harbi (ö. 285/898),

41 İbn Kayyim cl-Cevziyye, age., c. I, s. 288.42 M.E. Zehra, age., •. 422-427.43 ;\1. Ebu Zebm. el-İmam Ahme,l b. Hanbel, s. 160. cl.Musned ilk defa allı cilt halinde

h.ılmıştır (Mısır-Bulak 1313).44 Rak. İhnu'I-Cevzı, Menakıbu'I-İmnm Ahmed lı. Hanlıel, s. 191: M.E. Zehra ,İsınında

Fıkhi Mezheblcr Tarihi, s. 416. Kitabu'I-İ1el'in ı. cildi, İsmail Cerrahoğlu ve Talat Koçyiğit tıı-rafmdan yayımlanmıştır (A.u. İlahiyat Fak. Yayınları, No. 49, Doğuş Matbaası, Ankara 1963).

Page 23: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKüLLERI 393

Ebu Bekr eı-HaııaI (ö. :n] 1923), ünlü el-Muhtasar'm müellifi Ehu'l-Kasım Ömer h. e1-Huscyn cl-Hıraki (ö. 334 (945), Abdulaziz b. Ca'fer(ö. 363/973), Kadı Ebu Ya'lil (ö. 458/1'065), el-Mugııi yazarı Muvaf.fak~ddiıı b. Kudame (ö. 620/1223), eş-Şerhu'I-Kebil' müellifi Şmnsuddinh. Kudamc cl-Makdisi (ö. 682/1283), Takiyyüddin Ahmed b. TeymiYYft(ö. 728/1328) ve İ'lamu'I-Muvakkıin adlı eSl'l'in yazarı ıbn Kayyim el-Cevziyye (ö. 751/1350).

e) Hanbeli elmlünün yayıldığı alanlar, önceki üç Sünni l:koIe oran.la oldukça sınırlı ve azdır. Hanbeli ekolü, önce Bağdad'da, sonra hierldördüncü yüzyılda Irak'ın dı~ına taşarak Sııriye ve Hicaz gibi iilkdcrde,hieri altıncı yüzyıloa da Mısır'da yayılma imkanı hulmu~tur.

Bu ekolü, İbn Teymiyye ve öğrencisi ıbn Kayyim el-Ccvziyyc gibibilginler daha çok yayılma imkanına k,nuşturmuşlardır. Nihayet hicrionikinci (miladi onsekizinei) yüzyılda Arabistan'nı Neeid hölgesindeMuhammed Abdulvahhah (ö. 1201 11787) tarafınJan başlatılan ve "Vah-habil ik hareketi" diye anılan akım sayesinde Hanbeli mezhebi güı;len-miş ve Suuoilerin yardımıyla siyasi hir desteğe kavuşmuştur. Bugün İbnTeymiyye'yi ikinei imam olarak kabul eden Suudı Arabistan'da Han-/}l'lilik devletin resmi mezhebi sayılmaktadır. Filistin, Şam, Irak gibiArabistan Yarımadasının hir çok bölgelerinde Hanbelilcr vardır45•

C- YAŞAMAYAN SüN~İ HUKUK EKOLLERİ

Sünni İslam hukuk ekollerinin çoğu günümüz!: kadar taraftarlarınıkoruyamamış ve zamanla ortadan kalkını,tır. Btmlardan önemli ckol.lerin temsilcileri ~unlardJr:

Abdullah b. Şubrnme (ö. 144. /7(1).

Kufe kadısı Muhammnl h. Abdirrahman b. Ebi Leylil (ii. 148/765).

Ebu Arnı' Abdurrahman b. Arnı' cl-Evzai (i>. 157/7i1).

Sufyan es-SevrI (ö. 161/778).

Leys b. Sa'd (ö. 175/791).Kadı Şureyk b. Abdillah en-~ahaı (ci. 177/793).

Sufyan b. Uyeyne (ii. 198/813).

İshak h. Rahfıye (ö. 238/852).

Ebu Sevr İbrahim b. Halid (ö. 246/860).

45 M. Mahmasani, age, s. 52.

Page 24: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

39t ABDULKADiR ŞENER

Davnd b. Ali eI-İsfahani (ö. 270 (883).

Ebu Ca'fcr Muhammed b. Ceıir et-Taberi (ö. 310 (922).

Burada hiz, yaşamayan hu Sünni İslam hukuk ekollerinden saderı~haklarında az-çok bilgi sahibi olduğumuz veya eserleri kısmcn günümiizekadar gelcn ~u ekoller üzerinde biraz durmak istiyornz:

1) Evzai Eko/ü:

Bu ekoliin imamı Ebu Amr Ahdurrahman b. Aııud-Evzai, hazırivayetıere göıe Suriye'nin Ba'lehek şehrinde, Zehebi'ye görc ise Şam'-da 88/707 yılında doğmuş; l.57 /774 yılında Beyrut'ta vefat etmiştir.Evliai, çağının seçkin bilginlerinden olup Suriyı lilerin imam! idi. O,re'y ve kıyas'tan hoşlanmazdİ; hadis üzerine Kur'an'dan başka hiçbir~eyi tercih veya takdim etmezdi. Daima Sünnete uyulmasını ve eemaat-tcn aynIımımayı tevsiye edcrdi. "Sana Hz. Peygamher'in bir hadisiulaşll'sa ona sarıl, başkasına kulak asma; çünkü Hz. Peygamber'in sözüyalı iy cs(~ridir." d(~rdi46.

Evzai'nin cserleri hize kadar ulaşmış değildir. Ancak İmam Şafii,el.Umm'de Ebu Yusuf'un er-Reddu ali Siyerİ'I.Evziİ adlı eserini rivayetederken Evzai'nin devletler hukukuna ait görüşlerini de vermiştir.Evzai'nin tt~fsir, hadis, fıkıh ve hilaf kitapıarında dağınık olarak hulu-n,an hukuki görüş ye ictihadlatını Dr. Ahdullah Muham:mcd ei-Cuburibiraraya toplamış ve Fıkhu'ı-lmam el-Eviizi adıyla diğcr mczheplerlekarşılaştırmalı olarak iki cilt halinde yayımlamıştır47.

Evzai mezhebi, Suriye'df, yani Şam ve Beyrut'ta hakimdi. Emc-vilcrin kalıntıları Endülüs'e hi,kim olunca, Evzai mezhehi de bu ülkedeyayılmış ve üstünlük kazanmıi;tır. Ancak hieri üçüncü yüzyılda hu mez-hebin ycrini Suriyc'dc Şafii mezhebi, Endülüs'te de Maliki mezhebi al.mıştır4S•

2) Sevri Ekolü

Ebu Abdiilah Sufyan b. Said es.SevrI, Kufdi olup 161/778 yılındavefat etniiı;;tiı. Mutlak miktehidIerden olan es-SeHi hadis, fıkıh vll ötekiilimIeri çok iyi bilirdi. İbn Haııikan, "Hz. Ömer, çağında insanlann ba-şıydı. Ondan sonra Abdullah h. Abbas (ö. 68/6?7)'ın, ondan sonraEbuAmr e,-Şa'bi (ii. 104 j722)'niıı, ondan f,oııra da Sııfyan es-Sev'i'ııiıı

46 Zehebi, Tezkiratu'I-Hullaz, c. I, s. 17. 169.47 1977'de Bağdad'da basılmış olan bu eseri tanıtma yazıınız için Bak. A.tU. Fak. Der.

c. XXIV, s. 355-357.48 M.Y. ;'ılusa, cl.Fıkhu'I-İslaml, s. 170,171.

Page 25: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

iSLAMOA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ

geldiği söylenir". demi~tir49. Re'ye karşı olduğu için Ebu Hanife ileara~ı pek iyi değildi. Abbası halifesi el-Mehdı tarafından Kufe kadılığınaatanmışsa da bu görevi kabul etmemiştir. Çok tah-u sahibi olduğu içinAbdnll~h b. Mubarek onu pek severdi. Mezhebi, hicrı beşinci yüzyılınsonlarına kadar Horasan taraflarmda yaşamıştırso.

3) Leys Ekolü:

a) Bu ekolün teınsilcisi,Ebu'I-Haris el-Leys b. Sa'd cl-Fehmi (ö.175 (791)'dir. Medine'de kendisini yetiştirdikten sonra Mısır'a gelip yer-leşmiş ve Mısırlıların fakıhi olmu~tur. İmam Malik, daima Leys'i övgüve saygı ile anardı. Oldukça zengin olan Leys h. Sa'd, Ebu Hanife gibi,arkadaş ve yakınlarına ~ömertçe yardımlarda bulunurdusı.

Leys, Medine'de iken İmam Malik'le ilmi tartışmalara girerdi.Mısır'a geıdikten sonra da Leys b. Sa'd, İmam Maıik'e İlmı tartışmalarıihtiva eden mektuplar göndermiş vt İmam Malikde kendisine cevaplarvCl'miştir. Bu yazışmalardan bize kadar ulaşan belgelerde bir kısım fıkhlkonular tartı~ılmakta ve Leys b. Sa'd'in, İmam Malik'i Medinelilerinam elini delilolarak kabul ettiği için eleştirdi ği görülrrı.cktedir52•

Leys b. Sa'd ile İmam Malik arasında bir karşılaştırma yapmakgerekirse, Leys'in daha güçlü olduğu görülür. İbn Hallikiln'm nakıet-tiğine göre İmam Şafii, "Leys, İmam Malik'ten daha fakıh idi; ancaköğrencileri onun mezhebini yaymayı başaramamışıardır." demiştirs3•İşte bu yüzd~n Mısır'ın ünlü hukukçusu Leys b. Sa'd'in geliştirdiği ekol,zamanla sönüp gitmiştir.

4) Ziihiıi Ekolü:

Bize göre Süımı mezhepler arasında sayılması gereken Zahiri eko-lünün kurucusu Ebu Süleyman Daviıd l:. Ali b. Halef el-İsfahani eı-Za-hiri (ö. 270 (883)'dir. Bağdad'da İmam Şafii'nin öğrencilerinden ilim tah-sil eden Davud ez-Zahiri, daha sonra Şafiı mezhebinden ayrılmış, sırfKur'an ve Sünnet'in zahiri (dı~) manalarına, yani lafızlarma dayanmakgerektiğine inanmıştır. Davud, icma'ı da; ancak sahabilerin ve bütünümmetin icma'ı ;sc kabul eder. Kıyas, istihsan ve re'y ile ietihadı red--deder. Hakkında nass bulunmayan konularda, "Yer yüzündekilcrin

49 Vefeyatu'I-A'yan, c. II, s. 127.50 Osman Keskioğlu, Fıkıh Tarihi .ve Islam Hukuku, s. 137.SI Hatih el-Bağdadi, Tarihu Bağdad, c. XII, s. 3 vd.52 Bu yazışmalıınn 'mahiyeti ve Türkçe çevirisi için Bak. A. Şener, A.ü.ı. Fak. Der. c.

XVI (1970), s. 131-154.53 Vefeyatu'I-A'yan, c. III, •. 280.

Page 26: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

396 ABDULKADİR ŞENER

hepsini sizin için yaratan O'dur"s4. ayetine dayanarak istıshab kuralınagöre hüküm verirSS.

İmam Şafii'ye büyük bir hayranlık duyan ve önceleri kendisi deŞafii mezhebini benimseyen Davud ez-Zahii"i'ye, ."İmam Şafii kıyasıkabul eder; sen niçin kabul etmiyorsun?" diye sorulduğu zaman; "Şa-fii'nin istihsanı ihtal için ileri sürdüğü delilleri inceledim; gördüm kibunlar, kıyası da ibtal etmektedir:" demiştirs6• Davud ez-Zahiri, kıyasıreddetikten sonra, hakkında hüküm bulunmayan konularda "delil"admı verdiği bir prensipe başvurmak zorunda kalmıştır. Oysa bu "delil",mahiyet itibariyle bir çeşit kıy~'tır".

b) Zahiri mezhebinin yayılışmda Davud' ez-Zahiri'nin tamamıylahadiı.lere dayanan eserleri ve bu eserlerdeki görü~lerin yayılması içinöğrencileri tar;Uından gösterilen çabalar çok etkili oJmuştur. BuradaözeHikle Davud ez-Zahiri'nin oğlu Muhammed (ö. 297/909) ile ünlü ta-raftarı Abduııah b~Ahmed b. el-Mugaııis (ö. 324j936)amlmaya değerss.

Zahiri mezhebinin ikinci imamı Ebu Muhammed Ali b. Ahmedb. Hazm (ö. 45~/1064)'dir. Kısaca İbn Hazm el-Endelüsi diye tanınanbu bilgin, Zahiri mezhebinin, Kadı Ebu Ya'la (ö. 458/1065) vasıtasıylaHanbeli mezhebi tarafından doğu İslam ülkelerinde sıkıştırıldığı birsırada ortaya çıkmış ve Zahiri mezhebi uğrunda göz kırpmadan müca-. dele etmiştir.

Zahiri mezhebinin yeniden eanlandırılmasında ve onun Batı İslamülkelerinden Endülüs'te de yayılmasında İbn Hazm'in rolü çok olduğugibi, bu mezhebin görüşlerini, ciltleri biılan eserleriyle günümüze intikalettiren de odur. İlk kurucusu Davud ez-Zahiri zama~ında çok az yayı-lan ve büyük şehirlerde pek rağbet görmeyen bu mezhebi yaymak içinİbn Hazm'in gösterdiği çabaları şöylece özetleyebiliriz:

. .1- İbn Hazm, Zahiri mezhebinın usulünü tesbit etmiş ve etkisini

günümüze kadar sürdüren eserlerinde açıklamıştır. Onun bu eserlerininen önemlileri şunlardır:

i) eI.lhkim Ci.Usôli'l-Ahkiim. İbn Hazm, bu eserinde kendi mez-hebinin usulünü el~ alıp açıklamış, öteki mezhebIerin usulleriyle. karşı-

54 Bakara Sutesi, 29.55 M.Y. Musa, age., s. 172, 173.56 M.E. Zehra, Tarihu'I-Mezahibi'I-Fıkhiyye, 8. 354, 355.57 Tarihu Ba~dad, c. VIII, s. 374; A. Şener, ıslam Hukukunun Kaynaklanndan Kıyas,

ıstihJan ve ıstıslah, s. 90.58 S. Mahınasani, age., s. 56.

Page 27: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

iSLAMOA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ 397

laştırmı~ ve görüşlerinin heIJsinde haklı değilse bile, bunları şiddetlesavunmuştur.

ii) en-Nubez: İbn Haznı, adı geçen kitabını kısa bir risale şeklindeözetlemiş ve ona hu adı vermiştir. Bu risalede Zahiri mezhebine aitmetodların ince bir özetiyle diğer ~ezheplerle küçük münakaşalar yeralmaktadır9•

iii) el-MuhaUa: Bu eser, tam anlamıyla bir İslam hukuku küUiya-yatıdır. İbn Hazm, bu eserinde ahkam hadisleriyle İslam ülkelerindekibütün bilginlerin ictihad ve görüşlerini bir araya toplamıştır. Bu eser,Zahiri mezhebinin bütün görüşlerini yansıtmakla birlikte karşılaştır-'malı fıkıh açısından da çok önemlidir. Bu eserde İim Hazm'ın bir kısımçok sert (iıkışları ve bazı tuhaf iddiaları yer almasaydı, sünnet fıkhı üze-rinde yazılmış olan eserlerin en iyisi olurdu.

2- İhn Ha7m, Zahiri mez,hebini yaymak için davete başlamış vebu uğurda bütün ömrünü harcamıştır. Bu maksatla seyabatler etmiş veher türlü çileye katlanmıştır.

3- İhn Hazm, Zahiri mezhebini emsal i ve yaşça kendisine yakınjJlan kimBeler arasında yayamayınca, çiftliğine ,dönmüş ve prada ölün-ceye kadar başına topladığı gençlere mezhebinin görüşleıini öğretmeyeçalışmıştır. İşte İbn Hazm'in bu genç öğrencileri, hocalarınm ilmini bü-yük bir gayretle öğrenip ODun fıkıh, hadis ve diğeı: İslami ilimIere dairgörüşlerini henimsemişlerdir. Ölümünden sonra İbn Hazm'in kitaplarınıbiı araya toplamak ve göriışlerini açıklayarak Zahiri nıezhebinin yayıl-masını sağlamak hususunda hu gençlerin etkisi büyük olmuştur.

e) İbn Hazm'~en sonra Öğrencileriyle oğulları Ebu Rafi' elFadi(ö. 479/1(86), Ebu Üsame Ya'kub ve Ebu Süleyman el-Mus'ab, Zahid-emzhebini ya'lnız Endülüs'te değil, Doğu İslam ülkelerinde de eanlan-dırmış ve yaymışlardır.

Hic~l VI. ve VII. yüzyıllarda yaşayan ve Zahiri görüşleri benimse-yen Ebu'l-Hattab Mecduddin Ön:ı,erb. el.Hasan (ö. 633/1235), dikkati-mizi çekmektedir. "İbn Dibye" diye bilinen Ebu'I.Ha1:tab .Misır,MağrihŞam, Irak. ve İran'da rivayet ile uğraşmış, hadis tahsili için' seyahatleryapmış ve pek çok kıymetli eserler yazmıştır.

İslam düşüncesinde büyük tesirleri o,lan' mutasavvıf ve bilginMuhyiddin b. cl-AraM (ö. 638/1240) de ibadet hakımından Zahiri mez-hebinde olup Ebu'l-Hattab b. Dihye ile çağdaşil60•

59 Bu eser, Zabid el.Kevseri'nin mukaddime ve not1anyla basılmıştır (Kabire 1940).60 el-Makkari, Nefhu't-Tib, c. I, s. 100.

Page 28: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

398 ABDULKADİR ŞENER

Ebu'l-Hattab ile İbnu'l-Arahi, Emiülüs'e hükmeden Muvahhidi-ler devrjnde yaşamı~lardır. Öyle anlayİşılıyor ki VI. yüzyılın sonu ilcVII. yüzyılın' ba~ları Zahiri mf'zhebinin paılak ve yayılma devridir. Bumezhebi, hicri 580-595 (1184-1198) yıııarında iktidarda olan Muvah-hidi Emiri Yakub l. Yusufb. Abdilmu'min, Kuzey Afrika ve Endülüs'teyaymaya çalışmış,tır.

Adı geçen Emir Yakub, halkm Zahiri mezhebine göre amel edece-,ğini ilan etmiş, müslümanları Kitab ve Sünnet'in zahiri ile amel etmeye,Maliki mezlıebini bırakmaya çağırmıştır. Hatta Maliki mezhebine göreyazılmış fıkıh kitaplarını toplatıp yaktırmıştır~l.

Ebu Yakub'un 595 h. (1198 m.) yılında ölümünden sonra Mağribve Endülüs'te Maliki mezhebi yeniden güçlenmiş ve Zahiri mezhebi za-manla buralarda sönmüştür. İran'd.! bir hayli yayılmış olan Zahiri mcz-ehhi, yavaş yavaş burada da sön!Düştür. Aneak günümüzde Hindistan'mBhopal eyaletinde bulunan müslümanlar arasında ,Zahiri mezhebinebağlı olanlar vardır. Zahiri mezheline ve özeııikle İbn Hazm'iİı görüş-lerine ölümünden sonra daha çok yazıyla hücum edilmiştir. Mesela, yak-laşık olarak İbn Hazm'den bir asır sonra, Maliki bilginlerinden "İbnZerkun" diye, meşhur olan Muhammed h. Muhammed b. Said el-İşbili(ö. 6Z1 11224) Kitabn'I.Mualla adlı eseriyle İbn Hazm'in Kitabu'J-Mu-halla'sını tenkit ve reddetmiştir62~

5) Taber~ EkoW:

Bu ekolün kurucusu, ünlü t.:.rih ve tefsir yazarı Ebu Ca'fer Muham.med b. Cerır et-Taberi (ö. 310/922)'dir. Taberistaniın Amul şehrinde"224/838'de doğan Taberi, çok seyahı..t eden ilim adamlarından olup tef-sir ve hadisia yanında Şafii fıkhını Mısır'da Rabi' b. Süleyman'dan tah-sil etmiştir; Irak Fıkhı ile Maliki ve Hanbeli fıkhmı da ö~rendikten sonrakı:ndisine özgü bir mezheb gcliştirmiştir. Bağdad'da ölen Taberi'İıinmezhebi o devirdI' yayılmış ise de, anMk hicri 450/1058 yılına kadaryaşayabilmiştir63.

Taberi'nin bir çok eser telif ettiği bilinmektc ise de, aneak büyükbir ilim hazınesi olan Tersir'i ile ünlü Tarihi'nden başka eseri tam olarak,ne yazık ki, bize kadar ulaşamamıştır. Kar~ılaştırmalı fıkha dair yazdığıİhtilafu'J-Fukaha' adlı büyük eserinin ise sadfee iki parçası bulunabil-miş ve yayımlanmıştır. Bunlardan birisini Alman müsteşri~i F. Kern

61 Abdulvahid b. Ali el~Merreakeşi, el-Mu'db ci Tellıi.i Alıbari'I-Magrib, s, 278.62 Bak. M.E.,Zelıra, tslaıiıda Fıkhi Mezlıebler Tarihi, s. 103-105.63 S. Mahmasani, age., s. 57; ıbn Hallikiin, Vefeyatu'I-A'yan, e. III, B. 332.

Page 29: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ,

399

Mısır'da L902'de, ötekisini de J. Schaeht Leiden'de 1933 yılında neşret-'mi~tir.,Zamanla Taberi'nin bir çok eseriyle birlikte ictihlıd ve görüşleri-nin büyük bir kısmı tarihin karaıılıklarına gömiılüp gitmiştir.

Taberi mezhebinin bir kısım esaslarını, İhtilafu'I-Fukahi' ve Tef-sİr'ini taramak suretiyle tesbit etmek mümkündür ve böyle bir araştır-ma, fıkhi mezhebler tarihi açİsından olduğu kadar, karşılaştırmalı fıkıhçalışmaları bakımından da çok faydlılı olur sanırım'.

D- YAŞAYAN ştı HUKUK EKOLLERİ

İslam'da itikadi ve siyasimezhebler tarihini ele alan eserleri ince-lerken de görece~imiz gibi Şii fırkaların sayıları oldukça kabarıktır. Biz,ancak bu fırkalar arasında kendilerine özgü hukuk ekoBeri olan ve gü-nümüzdede' mil}onlarea mensupları bulunan Zyediler, İsmaililer veCa'feriler (İmamiler - İsna-aşeriler) üzprinde kısaca duracağız.

1) Zeydiler:

a) Bu ekol mensupları, Hz. Hüseyn'in oğlu ZeyneHibidin'den sonraimam olarak Zeyd b. Ali Zeynelahidin'i kabul ederler. İ~maiJilerle Ca-ferilpr ise İmam Zeyd (ö. 1?2j749)'in ağabeyi Muhamme<l Bakır (ö.115j732)'ın imam olduğunu söyhrler. Emevi Halifesi Hişam b. Abdil-melik'e karşı Kufe'de ayaklanan İmam Zeyd, savaş sırası~da şehid edil-miş Ye cesedi yakılarak küllpri yele verilmiştir64•

Hicri 80 (699 m.) yılında Medine'de doğan, yani ımam Ebu Hanifeile yaşıt olan '\ e aynı zamanda onunla düşünce yönünden çok yakın iliş-kileri bulunan İmam Zeyd; Kur'an, hadis ve fıkıh konularında büyükbir bilgin ve ."ağının seçkin şahsiyetlerinden biriydi. Kıra ••t i/mi, tefsirve kelam konularında da söz sahibi olan İmam Zeyd; imametin yalnızHz. Ali'ye ve onun Hz. Fatıma'dan doğan oğlu Hüseyin soyundan gClen-lcre özgü olmadığım, Hz. Hasan ncslinden gelenlerin de imam olabilecek-Lerini, hatta Hz. Ebu ~Bekr ve Ömer gibi Ehl-i Beyt'ten olmayanlarında imam (haıife) olarak seçilebilecek~erini, ancak halifenin Ehl-i Beyt'- .ten seçilmesinin daha iyi olabileceğini kabul ederdi6S•

İmam Zey'd'in bize ulaşan en övemli eseri, "el-Mecmft'" adlı fıkıhve hadis kitabıdır. Bu eser, Şeı:afuddin Huseyn el-Haymi (ö. 1221/1806)t;arafından "er-Ravdu'n-Nadir Şerhu Mecmu'i'I-Fıkhi'I.Kebir" adıyla şer-hedilmiş ve dört cilt halinde Mısırda 1348-1349 yıllarında basllmıştır66•

64 Mes'ôdi, Munıcu'z.Zeheb. c. lU. s. 182.65 M.E. Zehra, age., s, 162.66 M.Y.Musa, el-Fıkhu'ı.lslaml, s. 164; M.E. Zehra, age, s. 153 vd.

Page 30: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

400 ABDULKADİR ŞENER

İmam Zeyd'in genellikle babası Ali Zeyndabidin ve dedesi Hz.Hüseyn yoluyla büyük dedesi Hz. Peygamber'den yapmış olduğu ri.ayvetlerle kendi ictihadlannı, yani Ehl.i Beyt'in ilmini içine alan buel.Meemu'u, gelecek nesillere ulaştıran öğrencisi, Ebu Halid Amr b.Halid el.Vasıti (ö. takriben' 150 j767)'dir67•

b) Zeydi ekolünün yayılmasında büyük rolü bUIl;1nan imamların,"oğu, Ehl~i Beyt'e mensup kimselerdir. İmam Zeyd şehid edildiktensonra oğulları ve torunları onun zen~in ilim ve fıkıh mirasına sahip çık-,mışlardır. Bunlar arasında Ahmed b. İsa b. Zeyd (ö. 240/854), EbuHanife'nin öğrencilerinden de yararlanmış olup fıkha dair görüşleriniel.Emali adı altın?a ,bir kitap halinde toplamıştır68• ~

Zeydilerde ictihad ve imamlık yalnız Hz. Hüseyin soyuna inhisaretmemiş, Hz. Hasan soyundan gelen İmamlar da bu işe karışmışlardır.Hz. Hasan'ın torunlarından olup 170 h. (786 m.) yılında doğan ve "er.Hf ss" denilen yerde 242 h. (856 m.) senesinde ölen el-Kasım b. İbrahimer.Hessi, Zeydi ekolünün "'Kasımiyye" kolunun İmamıdır. Hanefi 1?e:r..hebine de çok iyi vakıf olan el.Kasım'ın görüş ve ictihadları, Zeydilerin{uru' kitaplarında toplanmış olup bu mezhebin Yemen'de yayılmasındabüyük bir roloynamıştır.

el.Kasım'dan sonra 245 h. (859 m.) yılında Medine'de doğan torunuel.Hadi İlelhak Yahya b. el.Huseynb. el.Kasım, Yemen'de imam ola.rak ortaya çıkmış ve bid'lJtçilerle Karmatilerden bıkmış ?]an Yemenli.leri kendi etrafında toplayarak, bir taraftan KarmatilerIc !'avaşmış,bir taraftan da bu ülkede Zeydi mezhehini yaymıştır. eJ.Hadi (ö. 298 r910), hem cihadla hem de ictihadla meşgul olmuşbir imamdır69•

Kitab Cami' fi'I.Fıkıh, Risale fi'I.Kıyas, el.Ahkam £i'I.Halal ,.e']-Haram adlı eser]eı in yau •.rı olan el.Hadi'İıin fıkhi görüşıerini yayanİmam en.Natık Bilh, k (ö. 424/1032) dıı, kendi mezheplerinde bir hükümbulamayınca Hanefi m, zhebinin ictihadlarına başvururdu.

cl.Hadı'ye bağlı olan Zeydüen~ "Hiideviyye" adı verilir.

cl.Hadi, Y men ve Hicaz taraflarında Zeydi mezhebini yayarken,Güan ve Deylem ülkelerinde de Hz. Hüseyn Soyundan' gelen co.Nasl.ru'I.Kebi.r70, Zeydi mezhelini yaymaya çalışıyordu. en-Nasıru'I.Kebir,230 h. (844 m.) yılında doğmuş ve 304 h. (916 m.) seresinde ölmüştür.

67 Bak. A. Şener, A.tl. İlahiyat Fak. ner. c. XVii (1969), s. 339-347.68 M.E. Zehra, age., s. 161.69' M.E. Zehra, age., s. 162.70 Asıl adı, ,Ebu Muhammed el.Hasan b. Ali'dir.

Page 31: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

tSLAMOA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ 401

Zeydi mezhebi Irak, Hicaz ve Yemen çevrelerinde yayılmış ise de,bugün Zeydilerin merkezini Yemen teşkil etmektedir. İran'da da Zey-dilerin sayısının yüzbinden fazla olduğu tahmin edilmek.tedir'!.

ZeydHeree çok önem verilen eserlerden 1iri de, İmam Ahmed b.Yahya b. el-Murtaza (ö. 840/1436)'nın karşılaştırmalı bir fıkıh kitabıolan ve dört hüyük eilt halinde hasılan (KahirI' 1948) el.Bahru'z.Zahhiradlı e&eridirn.

c) Zeydi mezhebi, Sünni hukuk ekollerine çok yakındır. Delilola.rak Kitab, Sünnet. tema', Kıyas, İstihs3n, Masalih.i Mursele ve aklabaşvuran Zeydiler, bir kısım mesele1erde Sünnilerün aynlırlar. Mesela,mest üzerine meshetmeyi caiz görmezler; gayr-i müslimlerin kestiği hay.vanın etiniyemezler; ehl-i kitab olan kadınlarla evlenmeye müsaadeetmezler. Öte yandan "mut'a" nikahmı kahul eden Ca'ferilere karşıçıkarlar ve evlenmede küfüvlük (df nklik) kon'ısundada Hanefilerin ilerisürdükleri şartlardan yalnız milslüman olmayı kahul ederler, yani hü-tün müslümanların evlenme konusunda birbirine denk (küfüv) ol-duklarını söylerler'3.

2) tmanıiler :

a) Şiilerin sayıca en kalabalık kolunu oluşturan,. "Ca'feriler"(İsnfı-aşeFiler), hilafet (imamet)'in Hz. Ali ve onun Hz. Fatıma'dangelen .soyundan sadece oniki imama özgü olduğunu söylerler. Buimamlar da şunlardır:

1- Ali b. Ebi Talib (ö. 40/660).

2- Hasan b. Ali (ö. 491669).

3- Hüseyn. b. Ali (ö. 61/680).

4- Ali Zeynelabidin (ö. 92/710).

5- Muhammed Bakır (ö. 114/731).

6- Ca'fer es-Sadık (ö. 148 [765).

7-Musa Kazım (ö. 183/799).

8- Ali Riza (ö. 202/817). .

9- Muhammed Cevad (ö. 220/835).

71 M.E. Zehra, age., s. 163, 164.7Z M.Y. Musa, el.Fıkhu'l-tslaıni, •. 158, 508.73 İmam Zeyd, el.Musned, Beyrut 1966, s. 309;M.Y. Musa, age., •. 159; M.E.Zehra. age .•

s. 160.

Page 32: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

402 ABDULKADİR ŞENER

10- Ali el-Hadi (ü. 254/868).

ll- Hasan el-Askeri (ö. 260/873).

12- Muhammed b. Hasan cl-Askeri el-Mehdi.

Bu mezhep mensuplarına göre onikinci imam, genç yaşta 260/873yıl;ndan sonra gizlenmiş, yani evlerinin mahzenine girip kaybolmuş vebir daha ortaya çıkmamıştır. Ca'ferilerce "Gaib" olan hu imam "Meh.diy~i Muntazar" (Beklenilen Mehdi)'dir; yani kıyamet günü yaklaşaıncatekrar dönecektir. Dinı liderler ohin büyük müetehidlel' (AyctulIah-lar), hu "Gaib" imamın vekili dq.rumundadırIaI'74.

Ca'feres-Sadık, bu İsna.aşeriyye.(Oniki imameılar) mezhebinin aynızamanda fıkıh imamıdır.

Ca'fcriIere göre şer'i deliller: ı) Kitab, 2) Sünnet, 3) İcma', 4) akıldır.Ancak onlar, Ehl-i Beyt yoluyla rivayet edilen veya kendilerince mak-bulolan 5"10 sahabinin naklettiği hadisleri kabul ederler. Ayrıca ic-.ma' konusunda da Sünnilerden ayrılırlar. Yani onlara göre herhangibir bilginin görüşü üzerinde yapılan ittifak icma' sayılmaz. Sadeeekendi ma'sum imamtarının bir görüş üzerindeki ittifakları İcma' sayılır.Öte yandan İctİhad kapısının daima açık olduğunu söyleyen Ca'fcrl-ler, kıyas ve re'ye dayanan İ(;tihadı kabul etmezler ve bunları bid'atsayarlar7s.

Ca'feriler, bazı bakımıardan ŞafİiIere daha yakın olup Sünnilerden'fazla uzaklaşmazlar. Ca'ferilerin genellikle öteki hukuk ekollcrinden ay-rıldıkları mt"selelelerden baziları şunlardır:

1-Mut'a nikahını, yani muvakkat evlenmeyi caiz g~riirler.

2- Boşanmada iki şahit bulundurulmasını şart koşarlar. Bu konu.da Talak Suresİnİn ikineİ ayetine dayanırlarken Şafiilerle birleşirler.

3- Zcydilcl' gibi, Hrıstiyan ve Yahudi kadınlarıylu edenmenin caizolmadığını söylcrler.

4- Miras hukukuna giren bİr kınm konularda Sünnilei'e muhalefetederler. Sözgelişi, öz amcaoğlunu bababir amcaoğluna tercih ederler.Belki burada siy<,si düşüncelerinin etkİsİ vardır; çünkü onlar, imametinHz. Peygamber'in ana-babir amcasının oğlu Hz. AIİ'ye ait olduğuna ve

74 M.E. Zehra, age., s. 57, 58.75 Haşim Ma'ruf el-Hasani, Tarihu'I-Fıkhi'I-Ca'feri, s. 190. 191; Muhammed Iluseyn Al-i

Kôsif'I-Cltô', Aslu'ş.Şi'a ve UsUlühli, s. 121.

Page 33: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

isı"AMOA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLI,.,ERİ 403

ondan sonra da Hz. Ali'nin evlat1aı'ına intikal edeceğine; Hz. Peygam-ber'in bababir amcası Abbas'ın. oğuııarma intiklaetmeycceğiııc inamr-lar.

5- Ahdest alırken ay"klarını yıkamazlar ve sadece çıplak ayakları-na meshederler.

6- İmam gaib olduğu için Cuma namazını kılmazlar, sadece onunyerine öğle namazını kılmakla yetinirler. Oyöa Zeydilcrle İsmaililer Cu-nıa namazını kılarhır7t•

c) Ca'fcrl mezhebinin ilk fıkıh kitabı, İmam Musa Kazım tar~fın-dap yazıtan el-Halal ve'l-Haram .adlı eserdir. Bundan sonra Musa Ka-zım'ın o~;lu Ali Riza'nın yazdığı Fıkhu'r-Ridii adlı eser 'gelir.

Bu mezhebiıı İran'da yayılmasını sağlayan Ebu Ca'fer Muhammedb. Hasan d-Kummi (ö. 290/903)'nin hadis konusundaki Beşairu'd-De-recat ci lJlônıi Al-i Muhamnıed adlı eseri de çok önemlidiı. Bunlardan

. isonra şu dört kitap, Imamilerin kaynak eserlerini oJu~turur: .

1- cl-Kuleyni, Ebu Ca'fer Mubanınied b. Yak'ub (ö. 328 (940),el-Kiifi, :3 cilt.

2- ct-Tusi, Şeyhu't-Taife, Ebu Ca'fer Muhammed b. Hasan (ö.460/1067), el-İstiMar, 4 cilt.

3- et-Tıisi, bir önceki maddede adı geçen yazar, Tchzibu'I-Ahkiim,10 cİlt.

4- es-Saduk el-Kummi, Muhammed b. Ali cl-Huseyn (ö. 381/991),'Fakihu men iii Yahduruhu'l-Fakih, 4 cilt.

Burada, Ebu'I-Kasıni ~ecmuddin Ca'fer b. el-Huseyn e1-Muhakkıke1-Hılli'nin (ö. 676/1276)Şerai'u'I-Ahkiim fi MesaiJi'I-Halali ve'l. Haram adlı dört ciıtlik eserini de anmak yerinde olur.

Ca'fcrl mezh~binin yayıldığı yerler ise, genellikle İran, Pakistan,Afganistan, lIindistan, Irak, Suriye, Liihnan, Mısır ve bazı Kuzey Af-rika İsl~,m ülkeleridir: Tiirkiye'd( ve özellikle bazı doğu illerimizde de

.bu mezhebe bağlı olanlar vardır.

3) ısmailile,.:

d) Bu mezhebe bağlı olan Şiiler, Musa Kazım'ın imametini tanı-mazlar ve onun ağabeyi İsmail'i imam olarak kabul ederler. İmamiy-

76 Karş. M.Y. Musa, cl-FıkllIl'I.İslami, s, 161, 162, handa bugün Ca'feriler, şehirlerdebeIl; bir namazgahda Cuma namazı kılmaya başlamışlardır,

Page 34: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

40~ ABDULKADİR ŞENER

ye'nin bir kolu olan bu ekol; Ca'fer cs-Sadık'a kadar İsna -aşeriyye iLcmüşterek idiler. İmam İsmail, babasının, yani Ca'fer es-Sadık'ın sağ-lığında ölmüştür. İsna-:ı.şeıitere göre imamet, Ca'fer'in oğlu Musa Ka-zım'a geçtiği hd.lde; İsmailiter, imametin İsmail'in oğlu MuhammedMektum ve evlatları yoluyla devam ettiğini ileri sürmüşlerdir77.

b) Batınıyye fırkası diye.de anılan .İsmaililer, kendilerine göre birde fıkıh ekolü geliştirmişlerdir. Bu fıkıh ekolünün ~aynak eserlerivi ya-zan, önceleri Hanl'n veya Maliki olduğu ve sonraları Biltıni-İsmaiIimezhehini benimsediği söylenen ünlü Kadı Ebu Hanife en.Numan(ö.363/974)'dır. 297/909 - 557/1161 yıllarında Mısır'da Fatımilereebenimsendiği için İsmaiIi-Filtimi mezhebi diye de bilinen bu İmami~İs-maiIi fıkıh ekolünün kurucusu Kadı en-Numan, İsmaiIilerin Ebu Ha-nife'sidir. Bir ara Fatımı Halifesi Muizz Lidinillah (341 /953 - 365/975)'inbaşkadısı olan en-Numan, 363/974 yılında Kahire'de ölmüştür78.

Fıkıh ve hadisıl' ilgili pek çok eserleri bulunan Kadı en-Numan'mfıkıh kitapları şunlardır:

1- Deaimu'I.İslam ci Zikri'I-HalaIi ve'l-Haram (2 cilt, Mısır 1951).2- Te'vilu Deaimi'ı-ıslam (2 eilt, Mısır 1969).3- Kitabu'ı-ıktisar (Beyrut 1957)79'.

Sünni fıkıh ekolünden ziyade Ca'fed ve Zeydi ekollerine daha yakınolan İsmaili - Fatımi ekolünün ünlü yazarlarında'n Hasan b. Nuh h. Yu-suf eloHindi (ö. 939 jI532)'nin el-Ezhar ve Meemau')-Envar adlı eserindeİsmaili kaynaklarına ve siyasi görüşı"erine d~ir geniş bilgi meveuttur79a.

e) Bugün İsmaiIiler, Doğu ve Batı İsmailiIeri olmak ü~ere ikiyeayrılırlar. Doğu İsmailileri, günümüzde Hindistan, Pakistan ve Bangla-deş'te yaşamakta olup halen imamları ünlü Muhammed Ağ~ Han'ıntorunu Kerim Han'dır. İsmailiIer, bugün mallarının öşürlerini zamanınimamı sıfatilye Kerim Han'a verirler ve Cuma namazını '~nun ya dahalifesinin arkasında kılarlar. Batı İsmaiIileri ise, Güney Arabistan'da,Basra Körfezi civarında, Suriyenin Hanıa ve L••zkıye dağlık bölgeleriyleDoğu Mrika memleketlerinde yaşamaktadırlarBo.

77 Geniş bilgi için Bak. B. Le,,-is, Usiılü'ı-ismailiyye, s. 96, 97.78 ıbn Tağriberdi, en-Nueiimu'z-Zahira, c. LV. s, 106, 107; ıbn Hallikan, Vefeyatu'l-

A'yan, c. V, s. 48.79 Kadı en-Numan'ın öteki eserleri ve Kitabu'ı-tktisar'ııi muhtevası için Bak. A. Şener,

A.Ü,İ.F. tslam ılimleri Enstitüsü Der. e. III (1977), s. 345-349.79 aNebile Abdulmun'im, Neş'etu'ş-şra eı-tmamiyye, s. 16 (e1-Ezhar'uı i. cildi Şain'da

i958'de basılmıştır). .80 Bak. S. Mahmasanı, age., s. 64, 65; Yaşar Kutluay, Tarihte ve Günümüzde İslanıMez-

heb1eri, s. 134.

Page 35: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

İSLAMOA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ

E- HARİcİLERDEN İBAZİLER

405

İbazıyye ( İbadiyyc - ~...;~':I\) ekolünün kurucusu Abdullah b.İbaz ( ..,..;~\) el-Murrl et-Temimi'dir (ölüm tarihi bilinmiyor).

Sünni - Şii ç~tışması sırasında üçüncü cepheyi teşkil eden Harici.lerin başlıca kollarından hirisini oluşturan İbaziIcr; hugün Uman'dave Arabistan Yarımadasının diğer bazı bölgelerinde, Madagasgar'da,'Zcngibar'da, Libya'da (özellikle Cehcl.i Nefı1sa Sancağında), CerheAadası ve Güney Cezaİr gibi bir kısım Kuzey Afrika ülkelerinde yaşa.maktadırlar8'•

Abdullah b. İbaz hakkında fazla hir biıgiye sahip değiliz. Ancakonun yerine geçen' Cfıbir b. ZeycfCı-Ezdi (ö. takriben 100/718), bu ,eko-lün ilk bilginlerindendir. Önceleri Basra'da gelişen İbazi toplulukları,sonraları Kufe, Musul, Mekkc, Medine, Uman, Güney Arabir,tan, Zen-gibar (Doi;u Afrika), Kayravan ve Trablusgarb (Kuzey Afrika) veHorasan (tran) gibi İslam ülkelerinde varlıklarını, duyurınuşlardır82

İbazilc~r, Sufril~r gibi, Hfıricilerin ılırnh kollarından olup HfıriciolmayanJr.rı karir sayarlarsa da, müşrik saymazlar. İbazi olmaynılarla

,evlenmeyi de c,aiz gö.rürle'r. Genellikle seçim yoluyla işhaşına geçenİbaıi i,mamlarınm: 1) Kur'an, 2) Sünnet, 3) Önceki imamlarının ictihadve tatbikatı, 4) Maslahat-i mürscle gibi esaslara uymaları gerekiı. İ~amnass'lara uymadığı takdirde işbaşından uzaklaştınhr. İbaziler kclamigörüşleri bakımından bazı hususlarda Sünnilere uymakla birlikte bazıkonularda da Mu'tezile'ye yak1<.şırlar83•

İbaziler, kendilerine göre bir de fıkhi mc~hep geliştirmişlcr ve buınezhebi yaymak için çok çaba harcamışlardır. İbazi fakihleri, kıyas'ıtanımazlar; kıyas'ın yerini re'y ve ictihada bırakırlar84• Öte yandanİbaziler, rnuteber olup olmadığına dair hakkında bir nass bulunmayanmaslahat-İ mürşcleyc uyulabileceğini kabul ederlcr85•

İslam hukuku açısından öteki İslaın hukuk ekoııcrine kısmen ya-kın oldukları anlaşılan İbazilerin basılmış eserleri çok azdır. Umaıı'da

81 Yaşar Kutluay, Tmhte ve Günümüzde İslam Mezhebieri, s. 97 vd.; T. Levieki, "İba.diye", İslam hnsiklopedisi, e. V III, s. 687 vd. '

82 E, Ruhi Fığlalı, İbadiyenin Doğuşu ve Görüşleri, Doktora tezi, A.Ü. İlabiyat Fak.

Ankara 1972, 5. 83-99.83 T. Levieki, "İbadiye", LA. e. V lll, s. 689; A. Şener, İslam Hukukunun Ka)'naklanndan

Kıyas, İstilısan ve İstıslah, s. 34.84 A.K. Faruki, Islamie .Ju~ispruılenee. s. 63.,85 A. Şener, age. s. 149.

Page 36: lSLAMDA MEZHEBLER VE HUKUK EKOLLERİ Doç. Dr. Abdulkadir

406 ABDULKADİR ŞENER

Sultan Seyf b. Malik devrinde, 1059/1649 - 1079/1668 )'ılları arasındaCumeyyil b. Hamis b. Lafi b. Hilfan h. Haınis es-Sa'irJi tarafından ha-zırlanan Kamusu'ş-Şeri'a adlı eser, 1298/1880 senesinden itibaren Zen-gibar'd~ basılınaya başlanmış ise de, 90 cilt olacağı bildirilen bu ansik~o-pedik eserin' sadece LO cildi çıkmıştır. Bu cserde İbazi tarihi, imamları,bilgi,ııeri, kelam ve fıkhı hakkında geniş bilgiler bulunmaktadır86,

Burada e1-Keşf ve'I-Beyan87 yazarı Umanlı İbazi bilgini Ebu Sa'idd-Ezdi e1-Kelhati (ö. Takriben VIII. /XI V. yüzyıl), Trablusgarblıİbazi fıkıh 've hiyografi yazarı Ahmed b. Ehi Osman eş-Şemmahi (ö.928/1522) ve Tal'atu'ş-Şems Şerhu Şemsi'I-UsUl adlı fıkıh usulünün ya-zarı Ebu Muhammed Abdullah b. Humeyd es-Selaml'yi anmakla yetinmek istiyoruz88•

SONUÇ:

İlk devirlerde sahabi, tabii ve müetehid imamların bazı ayetlerifarklı şekilde anlamaları ve bir kısım hadisleri sıhhat ve muhtev£työnünden değerlendirirken farklı metodlarla hareket etmeleri, müslü-manların birtakım dış fikirlerle temaslarınm artması, karşılaşılan yeniolaylar ve problemler için yeni çözüm yollarııiın aranması ve siyasiiktidarın kimler tarafından temsil edileceği konusu, tslamda fıkM, iti-kadi ve siyasi mezhebIerin doğmasına yol açmıştır. Ancak ilmi ölçüleriçerisinde inanç, ibadet ve uygulama alanlarında saınimi düşünce veiyi niyetle yapılan yorum ve ictihadlarııı oluşturduğu mezhep ve görüşayrılıkları, İslam toplumuna yarar ve davranış kolaylığı sağlamıştır.İşin içerisine birtakım menfaatler ve ard niyetler karışınca, mezhepve görüş ayrılıkları, hem İslam'ı hem de İslam toplumunu yıpratmışve zararlı olmuştur.

Bir toplumda herkesin aynı görüşte' ve bütün müslümanların tekmezhebe bağlı olması şart değildir. Üstelik buna imkan da yoktur.Nitekim tarih de, her alanda bu gerçeği göstermektedir. Yet(~r ki IllÜS-lümanlar, Kur'an ve Sünnetin dışına çıkmasınıar; ilim, akıl ve mantıksınırların~ aşmasınıar. Aynı Allah'a, aynı Peygamber ve Kitab'a inanan;kıblesi, camisi, mihrap ve minberi bir olan müslümanlar kardeştirler.O halde bütün müslümaniar, birbirlerini dostça, kardeşçe sevmelidirler.

86 Y, Kuthıay, "İbadilere ait"bazı metinler", A.Ü. İlahiyaı Fak. Der. c. XV (1968), s. 141,142.

81 Bıi eseriu muhtevası ve"British Museum'da bulunan diğer İbazl yazmaları hakkındabilgi için Bak. Y. Kutluay,"İbadllere ait bazı metinler", A.Ü.İlahiyat Fak ..Der. c. XV, s. 142 vd.

88 İhazilerin kaynakları ve hasılmış e,erler; için Bak. E.R. Fığla1l, age. (Tez), ,. ı-ıo .

. "