34
1 Pediatrik Odyoloji Kongresi”

İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

  • Upload
    others

  • View
    30

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

1

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

Page 2: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

2

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

İÇİNDEKİLER

Sayfa

DAVET 3

KURULLAR 4

BİLİMSEL PROGRAM 5-9

POSTER BİLDİRİLER 10-16

SÖZEL BİLDİRİLER 17-34

Page 3: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

3

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

DAVET Değerli Meslektaşlarımız;

Odyoloji’nin Türkiye’deki yolculuğu 50 yıl önce başladı…

Kıymetli hocamız Prof.Dr. Nazmi Hoşal'ın elli yıl önce açtığı bu kapıdan geçerek bugünlere geldik. Odyolojinin ülkemizde bu seviyeye gelmesine katkı sağlayan, Odyoloji bilimi adına marka olmamıza neden olan tüm emekleri birlikte anmayı ve çoşkuyu bir daha yaşamayı hadefledik..

Bu yolculuğumuzu güçlendiren güven, huzur, doğallık, uyum üretkenliği destekleyen herkesle birlikte olmak 50 yılı geride bırakmak adına hepinizi Hacettepe de görmeyi arzu ediyoruz.

Bu güzel birlikteliği, İlkini düzenleyecek olduğumuz “Pediatrik Odyoloji Kongresi” ile taçlandırmak istedik. Toplantımız 5-7 Şubat 2018 tarihleri arasında The Ankara Otel'de düzenleneceğini sizlere iletmek istiyoruz.

Amacımız Pediatrik Odyoloji konusundaki son bilgileri ve gelişmeleri sizlerle paylaşmaktır.

Kongrede yer almasını planladığımız konular davetli konuşmacılarımız tarafından detaylı olarak işlenecek sizlerin sağladığı katkılarla zenginleşecektir.

Pazar günü Anıtkabir ziyareti ile başlayacak olan toplantımız Pazartesi sabah Hacettepe Üniversitesi Kongre merkezinde M salonunda gerçekleştirilecek 50.yıl etkinliği sonrasında The Ankara Otelde bilimsel sunumlar ve kurslar ile devam edecektir. Pediatrik Odyolojinin temel bilgilerinin en iyi şekilde anlaşılmasını sağlarken bir taraftan da son gelişmelerin klinikte ve araştırmaların planlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz.

Sizleri 50. Yil Etkinliğimize ve Pediatrik Odyoloji Kongresine davet etmekten mutluluk duyuyoruz.

Prof.Dr. Gonca SENNAROĞLU

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölüm Başkanı

Page 4: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

4

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

KURULLAR

Kongre Başkanı Prof. Dr. Gonca SENNAROĞLU

Bilimsel Sekreterya Prof. Dr. Esra YÜCEL

Doç. Dr. Didem TÜRKYILMAZ

Düzenleme Kurulu Dr. Filiz ASLAN

Dr. Merve BATUK Dr. Betül ÇİÇEK ÇINAR

Dr. Burcu ÖZKAN Dr. Mehmet YARALI

Danışma Kurulu

Ayça ÇİPRUT Seyra ERBEK Aydan GENÇ

Ayşegül GÜVEN Şule KAYA

Günay KIRKIM Özlem KONUKSEVEN Gonca SENNAROĞLU Didem TÜRKYILMAZ Fulya YALÇINKAYA

Esra YÜCEL

*Soyadına göre Alfabetik Dizilmiştir...

Page 5: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

5

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

Page 6: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

6

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

Page 7: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

7

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

Page 8: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

8

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

Page 9: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

9

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

Page 10: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

10

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

POSTER BİLDİRİLER

Page 11: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

11

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

1 - COCKAYNE SENDROMU-OLGU SUNUMU

Poster Bildiri

Ayşenur ÖZKUL1, Betül BEŞİKÇİ1, Edanur IŞIK1, Tuğba İDİGUT1, Özge GEDİK2,

1Bezmialem Vakıf Üniversitesi-Odyoloji Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi, 2Bezmialem Vakıf Üniversitesi-

Odyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi,

2-3 milyonda 1 rastlanan Cockayne sendromu tanısı konulan 5 yaşındaki bir hastanın odyolojik açıdan

durumunu belirlemektir.

2-3 milyonda 1 görülen Cockayne sendromu nadir rastlanan otozomal resesif geçişli bir hastalıktır,

güneş ışığına hassasiyet, retinitis pigmentosa, cücelik, büyüme-gelişme geriliği, tipik yüz görünümü

(mikrosefalı) ve erken yaşlanma belirtileri ile karakterize giderek ağırlaşan bir hastalıktır.

Hastamızdan alınan hikayede motor gelişim geriliği (+), boy kısalığı, kuş yüzü görünümü, konuşma

geriliği(+), retinitis pigmentoza(+) olduğu gözlenmiştir. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Odyoloji

Kliniğinde; WBT, OAE, ABR, ASSR, P300 ve Serbest Alan Oyun Odyometrisi ile değerlendirilmiştir.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda; bilateral CM gözlenmemiş, sağ kulakta I/V>1 µV elde edilmiştir.

Bozuk dalga morfolojisi, bilateral TEOAE(+), sağ DPOAE(-),sol DPOAE(+), ASSR eşikleri yükselmiş,

bilateral tipA timpanogram(+), bilateral ipsilateral akustik refleks(+) elde edilmiştir. Serbest Alan Oyun

Odyometrisi değerlendirmesinde yüksek frekanslarda minimal düşüş gözlenmiştir.

Periferal işitmenin normal olabileceği düşünülmekle birlikte santral işitsel patoloji (?) olabileceği

düşünülen hasta takibe alınmıştır. 6 ay sonra kontrol önerilmiştir. Hasta özel eğitime yönlendirilmiştir

Page 12: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

12

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

2 - BAHA® 5 SERİSİ SES İŞLEMCİSİ KULLANICILARINDA BAHA® 5

SMART APP KULLANIMI VE TELEFON KULLANIM

MEMNUNİYETİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Poster Bildiri

ŞENGÜL TERLEMEZ1, BETÜL TAŞCI2, ERTUĞRUL GENÇTÜRK2, EZGİ KILINÇ2,

1Cochlear Tıbbi Cihazlar Ve Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi, 2İstanbul Medipol Üniversitesi,

Baha® 5 Smart App (Akıllı Uygulama), Cochlear™ Baha 5 serisi (Baha 5, Baha 5 Power ve Baha 5

SuperPower) ses işlemcileri ile birlikte kullanım için tasarlanmıştır. Baha 5 Smart App (Akıllı

Uygulama), sinyalleri Baha ses işlemcilerinden, uygulamanın geliştirildiği seçilmiş mobil cihazlar

üzerinden (IOS ve Android) alır ve gönderir. Cochlear Baha 5 serisi ses işlemcileri IOS Apple cihazları

ile doğrudan ses akışı için Gerçek Kablosuz bağlantı özelliğine sahiptir. Bu çalışmada Baha 5 serisi ses

işlemcisi kullanıcılarında akıllı telefon cihazlarının kullanımı, aplikasyon kullanımı ve yaşam kalitesine

etkisi araştırılacaktır.

Çalışmada 50 yeni ve upgrade cihazı mevcut olan Baha 5 serisi ses işlemcisi kullanıcısının akıllı telefon,

aplikasyon kullanımları ve telefonda konuşma memnuniyetleri anketler (Kepler et al, 1992) ile

değerlendirilecektir.

Kullanıcıların akıllı telefon ve aplikasyon kullanım oranları, telefon kullanımı sırasındaki

memnuniyetleri değerlendirilecektir.

Baha 5 serisi ses işlemcileri kullanıcılarına uygulanan anketler sonucunda telefon kullanım memnuniyeti

anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Kullanıcıların Bluetooth® Smart teknolojisi ile iOS Apple

cihazlarına direkt olarak bağlantı sonucunda video izleme ve müzik dinleme sırasındaki

memnuniyetlerinde belirgin bir artış gözlenmiştir. Kullanıcıların profesyonel profilleri, akıllı telefon

cihazları ile Baha 5 serisi cihazları arasında bağlantı kurma konusunda önemli bir etkiye sahiptir.

Page 13: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

13

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

3 - GOLDENHAR SENDROMU-OLGU SUNUMU

Poster Bildiri

İsmail Emre ÇELİK1, Başak Nisa ALTAN1, Özge YILMAZ1, Öykü ÖKTEM1, Özge

GEDİK2, Selahattin TUĞRUL3,

1Bezmialem Vakıf Üniversitesi-Odyoloji Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi, 2Bezmialem Vakıf Üniversitesi-

Odyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi, 3Bezmialem Vakıf Üniversitesi-KBB Anabilim Dalı Öğretim

Üyesi,

Nadir hastalıklardan biri olan Goldenhar Sendromu tanısı almış olan bir hastamızın işitsel bulgularını,

temporal kemik BT bulgularını ve hastaya uygun olan amplifikasyon seçeneğini sunmaktır

Okülo-auriculo-vertebral sendrom olarak da bilinen sendrom hemifasial mikrozomi, göz, kulak

anomalileri ve vertebral defeklerle karakterizedir. Bu yapılar 1.ve 2.brankial arklardan gelişirler ve

embriyolojik süreçte 1.ve 2. brankial yapılarındaki anomalilerden kaynaklı olabileceği düşünülmektedir.

Prevalansı 5600-26550 doğumda 1'dir. Kulak anomalilerinde dış ve orta kulak anomalileri daha sık

görülür. İç kulak anomalileri nadirdir. İşitme kaybı effüzyonlu otitis media olan hastalarda hafif-orta

derecede iletim tiptir. Koklear hipoplazi olan hastalarda ileri-çok ileri derecede sensörinöral tiptir.

Hastada tanı için multidisipliner yaklaşım gereklidir. Tedavi için ise tanıya göre hastanın bireysel

gereksinimlerini karşılayabilmeleri için uygun yöntem seçilir. İşitme kaybı için tipine ve derecesine göre

cerrahi, BAHA ve koklear implant tedavi seçenekleri arasındadır.

Göz kulak anomalisi, kuş yüzü görünümü, mitral yetmezlik, skolyoz, damak yarığı ve yüksekliği

mevcuttur. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Odyoloji Kliniğinde değerlendirilen hastada bilateral orta-

ileri derecede iletim tipi işitme kaybı, bilateral tip A timpanogram (+) elde edilmiştir. Bilateral OAE(-),

bilateral akustik refleksler(-) elde edilmiştir. Temporal kemik BT sonucuna göre bilateral orta kulak

anomalisi mevcuttur. Konuşma bozukluğu mevcut.

Bilateral orta ileri derecede iletim tipi işitme kaybı ve bilateral orta kulak anomalisi olan hastamıza

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesinde kemiğe implante işitme cihazlarından olan BAHA

uygulanmıştır. Hastamızın BAHA ile saf ses ortalaması 18dB HL'dir. Hastamız konuşma bozukluğu

nedeni ile konuşma terapisine yönlendirilmiştir ve düzenli olarak kliniğimizde kontrolleri yapılmaktadır.

Page 14: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

14

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

4 - İŞİTSEL REHABİLİTASYONDA ZAMAN YOLCULUĞU

Poster Bildiri

Deniz TUZ1, Mert HÜVİYETLİ1, Emre KANIK1, Özlem TOPÇU1, Hilal MECİT1, Gonca

SENNAROĞLU1, Esra YÜCEL1,

1Hacettepe Üniversitesi,

Doğru ve zamanında işitsel rehabilitasyon süreci hakkında fikir sahibi olunması istenmiştir.

MR ve BT bulguları normal, çok ileri derecede işitme kayıplı, 2. CI planlanması hastanın, işitsel

algısındaki gelişiminin değerlendirilmesi

Doğru ve zamında işitsel rehabilitasyonun birey üzerindeki pozitif etkileri gösterilmek istenmiştir

Bu çalışmada tanı,doğru tedavi ve çözümün bireye sağladığı katkının yanı sıra rehabilitasyon sürecini

her aşamanın takibi sonucunda işitme kayıplı bir bireyin becerileri ve işitsel algısındaki gelişim

gözlenmiştir.

Page 15: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

15

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

5 - BİZ KİMİZ?NE ZAMAN ŞÜPHE DUYARIZ?ORTAK

ÇALIŞMALARIMIZDA KİMLER YER ALIR

Poster Bildiri

MERİÇ YILDIZ1, FİGEN GÜNDÜZER2,

1HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ LİSANS 3. SINIF ÖĞRENCİSİ, 2HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ODYOLOJİ BÖLÜMÜ ARŞ. GÖR.,

ODYOLOJİ BİLİMİNİN DİĞER BİLİM DALLARI İLE İŞBİRLİĞİNE DİKKAT ÇEKMEK

HEDEFLENMİŞTİR.AYRICA DİKKAT ÇEKEN SORULARLA ORTAK ÇALIŞMANIN

ÖNEMİNİN VURGULANMASI AMAÇLANMIŞTIR.

DERLEME ÇALIŞMASI

Sağlık Bilimleri alanında meslek grupları arasında etkili iletişimin arttırılması, multidisipliner

modellerin oluşturulması ve çalışma politikalarında yapılacak düzenlemeler, son yıllarda sağlık alanında

en çok çalışılan konulardan birisini oluşturmaktadır. Birçok disiplinden meslek elemanlarının yer aldığı

ekip koordinasyonu, sağlık alanında hizmetlerin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi için oldukça önem

taşımaktadır.Bu koordinasyonda ekip üyeleri kendi disiplinlerindeki olanakları ve sınırlılıkları

oluşturarak en yüksek düzeyde iletişim, etkileşim ve işbirliği gerçekleştirmektedirler.

SAĞLIK BİLİMLERİ ALANINDA ORTAK ÇALIŞMALARIN VE KONSÜLTASYONLARIN

ARTMASI İLE ALANDA ÇALIŞAN MESLEK ELEMAMLARININ MULTİDİSİPLİNER

ÇALIŞMADAKİ ROLLERİ DE ÖNEM KAZANMAKTADIR.

Page 16: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

16

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

6 - DOWN SENDROMLU BİR BEBEKTE İŞİTME KAYBININ

PROGRESYONU

Poster Bildiri

SERPİL ALLUŞOĞLU1, SEVGİNAR ÖNDER1, MUSTAFA ÇOLAK1,

1ANKARA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ,

Down Sendromu (DS) genetik bir farklılık olup, bir kromozom anomalisidir. Sıradan bir insan

vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken DS’lu bireylerde bu sayı üç adet 21. kromozom olması

nedeniyle 47 olmaktadır. DS’nda dış kulak yolu stenozu, effüzyonlu otitis media ve işitme kaybı yaygın

bulgulardır. Sık geçirilen otit ve buna bağlı işitme kayıpları müdahale edilmediğinde, dil gelişiminde

gecikme ve santral işitsel işlemleme bozukluğunun nedenlerindendir.

Bizim vakamız 30 haftalık prematür doğum, düşük doğum ağırlığı ve yenidoğan yoğun bakımda kalma

risk faktörleri olan Down Sendromu tanısı almış bir çocuktur.

Yeni doğan işitme taramasından kalan çocuk merkezimize yönlendirilmiş ve odyolojik tetkikleri

yapılmıştır. 3 aylıkken orta derecede İletim Tipi İşitme Kaybı (İTİK) tanısı konularak yakın aralıklarla

Kulak Burun Boğaz (KBB) Hekimi ile sıkı işbirliği halinde takip edilmiştir. Çocuğun Denver Gelişimsel

Tarama Testi II’ye göre tüm gelişim alanlarında gelişimsel geriliklerinin olduğu gözlenmiştir.

Hastamıza işitsel rehabilitasyon desteği ve özel eğitim merkezinde fizik tedavi desteği verilmiştir. 9

aylık olduğunda yapılan odyolojik değerlendirmesinde işitmenin normale yakın seviyeye kadar

düzeldiği saptanmıştır. Aralıklarla sol kulakta gelişen effüzyon nedeniyle çocuğun yakın takibi 3 yaşa

kadar devam etmiştir. Şu anda çocuk 4 yaş 6 aylıktır ve tüm gelişim alanlarında iyi gelişim

göstermektedir.

Bizim vakamızın işitme kaybı düzelmiştir. Down Sendromlu çocuklarda İTİK çok sık rastlanılan bir

durumdur. Tekrarlayan otite bağlı işitme kayıpları, dil gelişiminde gecikme ve işitsel işlemleme

bozukluklarına neden olabildiğinden dolayı en erken dönemde cihazlanmalıdır. Ancak işitme kaybında

düzelme olabileceğinden dolayı yakın takip ve KBB Hekimi ile sıkı işbirliği yapılması önerilmektedir.

Page 17: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

17

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

SÖZEL BİLDİRİLER

Page 18: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

18

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

1 - GUILLAIN-BARRE SENDROMU İLE BİRLİKTE İŞİTME KAYBI

GÖRÜLEN VAKA SUNUMU

Sözel Bildiri

SERPİL ALLUŞOĞLU1, SEVGİNAR ÖNDER1, MEHMET FATİH KARAKUŞ1,

1ANKARA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ,

Guillain-Barre Sendromu (GBS) periferik sinir ve sinir köklerinin akut, enflamatuvar immun bir

hastalığıdır. GBS genellikle ilerleyici flask paralizi ve derin tendon refleks azalması ile giden, yaygın

duyusal, motor ve otonomik semptomlarla karakterize edinsel akut poliradikülonöropatidir.

Literatürde GBS’na eşlik eden işitme kaybı bildirilmemiştir. Bu nedenle karşılaştığımız vakada GBS’na

eşlik eden işitme kaybı bulgusuna dikkat çekmeyi hedefledik.

Bizim vakamız 4 yaşına kadar hiçbir sağlık problemi olmayan, 4 yaşında Guillain-Barre Sendromu tanısı

almış bir çocuktur. O dönem güç kaybı oluşmuş ve hastanede yatarak tedavi görmüştür. Aynı zamanda

aile, çocukta işitme kaybı geliştiğinden şüphelenerek KBB polikliniğine başvurdu. Hasta bize

ulaştığında odyolojik değerlendirmesi yapıldı ve her iki kulağında orta ileri derecede sensörinöral işitme

kaybı olduğu saptandı. Her iki kulağında işitme cihazı kullanması önerildi. Hastamız 4 yıldır

takibimizde olup şu anda 8 yaşındadır. Cihazlarından iyi derecede faydalanmaktadır. Halen işitsel algı,

dil gelişimi, artikülasyon becerileri, akademik becerileri aile eğitim programı ile desteklenmektedir.

Konuşma hızı yavaştır.Çiğneme, yutma ve salya kontrolü ile ilgili zorlukları vardır. İnce motor ve kaba

motor becerilerde zorlanmakta ve çabuk yorulmaktadır. Bu becerilerine yönelik Fizik Tedavi ve

Rehabilitasyon programı ile takip edilmektedir.

GBS’lu hastalarda multidisipliner takip gerekmektedir. İşitme kaybına da rastlanabileceği göz önünde

bulundurularak odyolojik değerlendirmeye de yönlendirilmesinin önemli olduğu düşünülmektedir.

Page 19: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

19

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

2 - SENDROMİK OLMAYAN İŞİTME KAYIPLI TÜRK AİLELERDE

SORUMLU GENLERİN ARAŞTIRILMASI

Sözel Bildiri

Duygu DUMAN1, Filiz Başak Cengiz2, Güney Bademci2, Aslı Subaşıoğlu3, Suna Yılmaz1,

Müzeyyen Yıldırım-Baylan4, Seyra Erbek5, Levent Sennaroğlu6, Gonca Sennaroğlu6,

Mustafa Tekin2

1Ankara Üniversitesi, 2Miami Üniversitesi, 3Katip Çelebi Üniversitesi, 4Dicle Üniversitesi, 5Başkent

Üniversitesi, 6Hacettepe Üniveristesi,

İşitme kaybı 650 doğumda bir çocuğu etkilemektedir. Bunların yarısından fazlasında çok heterojen

genetik faktörler sorumludur. Sendromik olmayan işitme kayıpları, genetik nedenli işitme kayıplarının

%70’ini oluşturur. Birçok toplumda bunların önemli bir kısmı GJB2 genindeki mutasyonlarla

açıklanmaktadır. Bugüne kadar toplam 66 gendeki değişimlerin sendromik olmayan otozomal resesif

işitme kaybı yaptığı ve bu genlerin dağılımının toplumlara göre farklılık gösterdiği bildirilmiştir. Bu

çalışmanın amacı, sendromik olmayan işitme kayıplı Türk bireylerde işitme kaybı nedeninin ortaya

çıkarılması ve işitme kaybı nedeni olabilecek yeni genlerin tanımlanarak Türk işitme kayıplı bireyler

arasında gen dağılımının ortaya konmasıdır.

İlk muayene bulgularında sendromik olmayan resesif işitme kaybı düşünülen 1053 ailenin

probandlarında GJB2 geni dizi analizi ile MTRNR1 geninde A1555G mutasyonu enzimle kesim

yöntemiyle taranmıştır. Mutasyon bulunmayan aileler içinden anne baba akrabalığı olan ve en az iki

etkilenmiş bireye sahip aileler seçilerek çalışmanın mikrosatellit ve mikroarray analizleri ile otozigozite

haritalaması veya yeni nesil dizileme tekniği ile tüm ekzom bölgeleri taranarak ilgili gen bölgeleri ortaya

konmuştur.

1053 probandın 197 (%19)’sinde GJB2 geninde, 5 tanesinde MTRNR1 geninde mutasyon bulunmuştur.

Diğer genlerin taranması ve yeni gen bulunması için uygun 280 ailenin 205 (%75)’inde sorumlu genetik

değişiklik gösterilmiş 75 tanesinde çalışmalar devam etmektedir. GJB2 geninden sonra Türk işitme

kayıplı bireyler arasında en sık mutasyon görülen genler SLC26A4 ve MYO15A (%15), TMC1 (%8),

TMIE ve MYO7A (%7), OTOF ve TMPRSS3 (%5), PCDH (%3), ILDR1, LRTOMT ve ESRRB (%1).

Diğer nadir genler %1’in altında bulunmuştur. Ayrıca 5 yeni genin işitme kaybı yaptığı bu çalışma ile

gösterilmiştir halen 4 aday gen üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

Sendromik olmayan işitme kayıplı Türk ailelerde kapsamlı genetik analizler ile 402 ailede sorumlu

genetik değişiklikler ortaya çıkarılmıştır. Kalan ve yeni eklenen ailelerde tüm ekzoma ek olarak tüm

genom taraması ile çalışmaya devam edilerek, hem işitme kaybı genetiği konusunda yeni bilgilere ulaşıp

hem de daha çok ailede altta yatan neden açıklanabilecektir.

Page 20: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

20

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

3 - İŞİTME KAYIPLI ÇOCUKLARIN İŞİTME CİHAZI VE KOKLEAR

İMPLANT KULLANIM SÜRESİ İLE GÜNLÜK HAYATTAKİ İŞİTSEL/

SÖZEL PERFORMANSLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Sözel Bildiri

Kader EROĞLU1, İsmet BAYRAMOĞLU2, Umut APAYDIN3,

1Gazi Üniversitesi KBB Anabilim Dalı Odyoloj Konuşma Ve Ses Bozuklukları Bölümü, 2Gazi

Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı, 3Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi

Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Bölümü,

İşitme cihazı ve koklear implant kullanan işitme kayıplı çocuklarda, cihaz kullanım süreleri ile günlük

hayattaki işitme ve konuşma becerileri arasındaki ilişkiyi incelemek.

Çalışmaya 3-12 yaş aralığında, normal kulak muayenesine sahip olan, odyolojik değerlendirme ile en

az bir kulakta 500, 1000, 2000, 4000 Hz saf ses ortalaması 25 dB HL üstünde olan ve kalıcı sensörinöral,

mikst tip ve ya iletim tipi işitme kaybına sahip, işitme cihazı ya da koklear implant kullanan 41 çocuk

dahil edilmiştir. İşitme kaybının değerlendirilmesi için çocuklara immitansmetrik ve odyolojik

değerlendirmeler yapılmıştır. Günlük yaşamdaki işitme ve konuşma becerilerinin değerlendirilmesi için

ailelere Ebeveynlerin Çocukların İşitsel/Sözel Performansını Değerlendirme Ölçeği (PEACH)

doldurtulmuştur.

PEACH ölçeğinde yer alan sessiz ortamlardaki işitsel ve sözel performans skorları ile işitme cihazı

kullanım süresi arasında r:0.618, p:0.004 anlamlı pozitif yönde; koklear implant kullanım süresi ile de

r: 0.521, p:0.015 anlamlı pozitif yönde korelasyon elde edilmiştir. Gürültülü ortamlardaki işitsel sözel

performans skorları ile işitme cihazı kullanım süresi arasında r:0.546, p:0.013 anlamlı pozitif yönde

korelasyon bulunmuştur ; koklear implant kullanım süresi arasında r:0.656, p:0.001 anlamlı pozitif

yönde korelasyon bulunmuştur. Her iki ortamdaki toplam skorlar ile işitme cihazı kullanım süresi

arasında r:0.565, p:0.009 anlamlı pozitif yönde korelasyon, koklear implant kullanım süresi ile r:0.593,

p:0.005 anlamlı pozitif yönde korelasyon bulunmuştur.

Bu bulgulara göre işitme cihazı ve koklear implant kullanım süresi arttıkça sessiz ortamlarda ve

gürültülü ortamlarda dinleme ve konuşma becerileri arasındaki ilişkininde olumlu yönde arttığı

görülmüştür. Ailelerin çocukların cihaz kullanım süresi ile işitme ve konuşma becerilerinin zaman

içinde olumlu olarak değişeceğini göz önünde bulundurarak, bu süreci gerekli eğitimlerle

desteklemesinin bu süreci hızlandırabileceği ve bu nedenle bu sürecin en etkili ve verimli şekilde

kullanılması gerektiği düşünülmüştür.

Page 21: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

21

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

4 - İŞİTME KAYIPLI ÇOCUKLARDA AKUSTİK VE ÖNEMİ

Sözel Bildiri

Asuman KÜÇÜKÖNER1, Ömer KÜÇÜKÖNER2,

1Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Samsun Eğitim Ve Araştırma Hastanesi,

Sınıflarda yeterli, iyi akustik şartlar öğretmen ve öğrenciler için konuşma netliği sağlar. Arka plan

gürültüsünü sınırlar, çocukların dinleme, anlama ve okuma becerilerini artırır. Konuşma netliği, sınıfın

mimari dizaynı, büyüklüğü, şekli ve yüzeyindeki kaplamalara bağlıdır. Sınıflarda yetersiz akustik

özellikler gürültü ile sonuçlanır. Gürültü, dinleyicinin istediği bilgileri duymasını engelleyen ve

rahatsızlık veren bir durumdur. Çocuklarda kelime dağarcığının büyümesini sınırlar. Sessiz ortamda

eğitilen çocuklar daha doğru kelime üretirler.

Gürültü sadece işitme kayıplı değil normal işiten çocuklarda da olumsuz etki yaratır. Çocuklar, özellikle

işitme kayıplı çocuklar işitsel bilgilere eriştikçe daha iyi öğrenirler. İşitsel fonksiyonlar 15 yaşına kadar

tamamen gelişmemiştir. Bu dönemde çocuklar en uygun şartlarda bile işitme ve konuşmayı anlamada

zorluk çekerler. Sınıflarda sinyal gürültü oranı (SNR) 15 dB üzerinde normal işitmeye sahip bireylerde

konuşma anlaşılabilirlik yüzdesi % 75 olarak bulunmuştur. SNR oranından bağımsız olarak işitme

engelli çocuklar ek sınırlılıklar nedeniyle bu oran daha da düşmektedir. Ayrıca yetersiz akustikten dolayı

öğrenme süreçleri, konuşma algısı, öğrenci davranışları ve eğitim çıktısı olumsuz etkilenmektedir.

İşitme engelli çocukların eğitim ortamlarının dinleme becerilerini artıracak özelliklere sahip olması

gereklidir.

Planlama en önemli kuraldır. Mimar, sıhhi tesisatçı, makine mühendisi, elektik- elektronik mühendisi,

özel eğitim öğretmenleri ve eğitim odyologları organize çalışmalıdır. Çevre gürültüsünün 30- 35 dB

fazla olmaması, ses yansıma süresinin 0.6-0.7 saniyeden fazla olmaması, SNR ‘ nin 15dB den fazla

olmaması dinleme, anlama ve okuma becerilerini artıracaktır. Bunlara ek olarak, duyarlılık eğitimi,

aydınlatma, dudak okuma, görsel materyal, ortak aktiviteler yapmak, sınıf mevcudu, oturma düzeni, yüz

yüze eğitim, sınıf kuralları, malzemelerin yapısı, zemin kaplamaları, duvarlara keçe veya mantar pano

asmak, klima, ışık, su tesisat gürültüleri kontrolü, izole sınıflar, okulun yeri önemlidir. Akustik şartlarda

iyileştirmenin yanısıra ek teknolojiler, FM sistem, sınıfta hoparlör ve akıllı teknolojiler kullanımı

yardımcı olabilir.

Sınıf ortamının elverişli, en azından engelleyici olmaması, eşit ve engelsiz erişim almak her çocuğun

hakkıdır.

Page 22: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

22

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

5 - KOKLEAR İMPLANT KULLANICILARINDA KULAK ARKASINA

TAKILAN VE TAKILMAYAN KONUŞMA İŞLEMCİLERİNİN

KONUŞMAYI ANLAMA PERFORMANSI ÜZERİNE ETKİSİ

Sözel Bildiri

Merve BAYRİ1, Ayça ÇİPRUT1,

1Marmara Üniversitesi Odyoloji Bilimdalı,

Çalışmamızda kulak arkasına takılan ve takılmayan konuşma işlemcisi kullanan erişkin koklear implant

kullanıcılarında konuşmayı anlama performanslarının sessiz ve gürültülü ortamlarda hoparlör açılarını

değiştirerek karşılaştırılması amaçlanmıştır.

18-70 yaş aralığında Nucleus 6 kulak arkasına takılan ve Kanso kulak arkasına takılmayan Cochlear

marka implant kullanan ve en az 6 ay koklear implant tecrübesi olan 25 koklear implant kullanıcısı

çalışmaya dahil edilmiştir. Katılımcıların önce kulak arkasına takılan ve kulak arkasına takılmayan

konuşma işlemcileriyle serbest alanda implantlı işitme eşikleri saptandı ve konuşmayı ayırdetme testi

uygulandı. Daha sonra her iki konuşma işlemcisi ile Türkçe Matriks test uygulandı. Türkçe Matriks test

uygulanırken SCAN program kullanılarak konuşma uyaranı 0°’de gürültü 0°(S0N0),

90°(S0N90),180°(S0N180), 270°(S0N270)’de ve konuşma uyaranı 180°’de gürültü 180°

(S180N180)’de gönderilerek değerlendirme yapılmış ve sonuçlar karşılaştırılmıştır.

Serbest alanda elde edilen implantlı eşiklerde ve konuşmayı ayırdetme testinde iki konuşma işlemcisi

arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Matriks testi sonuçlarında 5 farklı hoparlör yerleşiminde her iki

konuşma işlemcisi arasında istatisitiksel fark gözlenmemiştir.

Her iki konuşma işlemcinin çift mikrofonlu olması mikrofon yerleri farklı olsa bile gürültüde

konuşmanın anlaşılırlığını arttırmaktadır.

Page 23: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

23

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

6 - RİSKLİ YENİDOĞAN BEBEKLERDE İŞİTME TARAMA

PROGRAMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Sözel Bildiri

Aysel KOÇ1, Merve ÇEVİK2, Dilan ÖZDEMİR2, Ahmet Turan TANBEK2, Erkan

KARATAŞ1,

1İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi, 2İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri

Ensitüsü,

Çalışmanın amacı, riskli yenidoğan bebeklerde işitme tarama programının değerlendirilmesi ve riskli

yenidoğan bebekler için en güvenilir test protokolünün oluşturulmasıdır.

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan 100 yenidoğan bebeklerde, yüksek frekans timpanometrik

değerlendirme, tarama cihazı ile Geçici Uyarılmış Otoakustik Emisyon (Transient Otoacoustic Emission

(TEOAE)), DPOAE (Distortion Product Otoacoustic Emission) ve Otomotik Uyarılmış Beyin Sapı

yanıtlarına (Auditory Brainstem Response (A-ABR)) bakılmıştır. Tanıtıcı bilgi formu ile testlerden önce

bebeklerin klinik hikâyesi ve doğum ile ilgili bilgileri sorgulanarak, sahip oldukları risk faktörleri tarama

işitme testi sonuçları ile birlikte değerlendirilmiştir.

Bebeklerin %51’ i erkek, %49’ kız olup doğum ağırlığı ortalaması 2723.7 ± 790.2 gr, doğum haftası

ortalaması 36.3 ± 2.9 ve test yaşı (gün) ortalaması 11.0 ± 8.3 olarak tespit edildi. Bebeklere uygulanan

düşük frekans ve yüksek frekans timpanometri ölçümünde, her iki kulak için de yüksek frekans

timpanometri ile daha çok Tip B timpanogram elde edildi. TEOAE uygulamasında geçme oranı sol

kulak için %78, sağ kulak için %75, DPOAE uygulamasında geçme oranı sol kulak için %87, sağ kulak

için %90 olarak tespit edildi. A-ABR uygulamasında her iki kulak için geçti oranı %80, kaldı oranı %20

olarak tespit edildi. DPOAE ve A-ABR ölçümleri ile, TEOAE ve A-ABR ölçümlerine göre, daha kesin,

hızlı ve doğru sonuçlar elde edildi, işitsel nöropati bulgusu olan bebekler tespit edilebildi. Bebeklerde

en fazla bulunan risk faktörleri, ototoksite (%46), hiperbilirubinemi (%44) ve prematürite (%40) olarak

tespit edildi. Yüksek oranda görülmesine rağmen, hiperbilirubinemi ve akraba evliliği ile işitme kaybı

arasında anlamlı ilişki saptanmadı.

Riskli yenidoğan bebeklerde daha sık rastlanan orta kulak patolojilerinin ortaya çıkarılmasında ve

yalancı pozitif sonuçların engellenmesinde yüksek frekans timpanometri kullanılmalıdır. Riskli

yenidoğanların işitme taramasında, sık rastlanan işitsel nöropati bozukluğunun da tespit edilebilmesi

için öncellikle A-ABR testinin kullanılmasını ve testin olumsuz sonuçlanması durumunda, DPOAE ile

kombinasyonu, daha güvenilir, kesin ve hızlı bir tarama protokolü oluşturmuştur.

Page 24: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

24

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

7 - SUBJEKTİF VE OBJEKTİF TEST BATARYASININ BİRLİKTE

KULLANILMASININ ÖNEMİ

Sözel Bildiri

EBRU ZEREN1, İREM DÜŞÜNMEZ1, TÜRKAN ÖZLEM BAYÜLGEN1, MERVE

BATUK1, GONCA SENNAROĞLU1,

1HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ODYOLOJİ BÖLÜMÜ,

Bebek ve çocuklarda odyolojik değerlendirme tek bir yöntemle değil, tüm odyolojik test bataryasını

yani subjektif ve obtektif test yöntemlerini içerecek şekilde değerlendirme yapılmalıdır. Subjektif

değerlendirmede, pediatrik grup düşünüldüğünde test sonuçları her zaman güvenilir olmayabilir ve

odyoloğu hastanın işitmesi hakkında yanlış yönlendirebilir. Bu nedenle özellikle pediatrik grupta,

odyolojik test bataryası mutlaka bütüncül olarak kullanılmalı ve subjektif test sonuçları objektif test

sonuçları ile doğrulanmalı ve desteklenmelidir.

2015 doğumlu kız hasta konuşma gecikmesi şikayetiyle kliniğimize başvurmuştur.Annesi sadece 10

kelimesi olduğunu belirtmektedir. Hastanın prenatal, perinatal ve postnatal öyküsü normal olmakla

birlikte doğum ağırlığı 1990grdır. Hastanın ailesinde işitme kaybı ya da konuşma gecikmesi öyküsü

bulunmamaktadır.Hasta, ailenin tek çocuğudur.

14.12.2017 tarihinde GSI Odyometri ve TDH 39 Supra-Aural kulaklık kullanılarak VRA yöntemi ile

başlanan teste pediatrik hasta, kulaklıkları takmak istemediği odyolojik değerlendirme serbest alanda

yapılmıştır. Serbest alanda yapılan odyolojik değerlendirmede hava yolu saf ses eşikleri 500 Hz'de

45dB, 1000Hz ve 2000Hz'de 35 dB olarak elde edilmiştir. Daha sonra pediatrik hastanın kooperasyonu

bozulduğu için diğer frekanslara bakılamamıştır. Hava yolu SAT değerlendirmesinde hastanın eşiği

45dB olmakla birlikte, "ba" sesini 45 dB, "şş" sesini 65dB ve "ss" sesini 70dB'de

farketmiştir.İmmitansmetrik değerlendirmeye göre, sağ kulağında Tip-B , sol kulağında ise Tip-C

timpanogram bulgusu elde edilmiştir. Sol kulak ipsilateral refleksleri tüm frekanslarda mevcut iken, sağ

kulakta hiçbir frekansta refleks eşiği gözlenememiştir. Hastanın bilateral TEOAE yanıtları elde

edilmiştir. 16.01.2018'de yapılan ABR değerlendirmesinde sol kulak Click ABR'de 10 dBnHL ve sağ

kulak Click ABR'de 15 dBnHL V.dalgalar normal latans ve amplitüd aralıklarında gözlenmiştir.

Bu olgu bizlere pediatrik grupta subjektif testlerin tek başına güvenilir olmadığını ve mutlaka objektif

testlerle doğrulanması ve desteklenmesi gerektiğini bir kez daha göstermektedir. Yapılan objektif

değerlendirmelerde hastanın bilateral işitmesinin normal sınırlarda olduğu ve gecikmiş konuşmanın

periferik işitme kaynaklı olmadığı düşünülmüştür. Hasta timpanogram bulguları nedeniyle KBB'ye ve

konuşma gecikmesi nedeniyle dil konuşma terapisine yönlendirilmiştir.

Page 25: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

25

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

8 - ANOMALİLİ OLGUDA KOKLEAR İMPLANTASYONDA

REHABİLİTASYONDA ZORLUKLAR

Sözel Bildiri

İsmail DEMİR1, Ahmet Turan TANBEK1, Merve ÇEVİK1, Dilan ÖZDEMİR1, Erkan

KARATAŞ1,

1İnönü Üniversitesi,

Koklear implantasyon cerrahisi iç kulak anomalisi olan çocuklarada başarılı bir şekilde

uygulanabilmektedir. Literatürde birçok çalışmada , iç kulak anomalili koklear implantasyon yapılmış

çocukların işitme ve konuşma performanslarını değerlendirilmiş ve ileri düzeyde gelişim kaydedildiği

tespit edilmiştir. Bu çalışmada çok ileri sensörinöral işitme kaybı nedeni ile 3 yaşında iç kulak anomalisi

olan bir olgu tartışılmıştır. Sağ kokleada ortak kistik kavitesi olan olguda , sağ koklear sinir ince , sol

koklear sinir atrofik tespit edilmiştir. Sağ kulağa koklear implantasyon tatbiki zorlukla yapılmıştır.

Postoperatif dönemde , olgu 3 yıl takip edilmişir. Olgunun postoperatif rehabilitasyon döneminde ,

yeterli rehabilitasyon eğitimi aldığı halde , Evaluation of Auditory Responses to Speech (EARS) ,

Listening Progress Prpfile (LIP) ve Monosyllabic-Trochee-Polysyllabic (MTP) alt grup testlerinde dil

gelişiminde tatmin edici sonuçlar alınamamıştır. Olgudaki problemler literatür eşliğinde tartışılmıştır.

Page 26: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

26

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

9 - DİGEORGE SENDROMUNDA ODYOLOJİK BULGULAR:OLGU

SUNUMU

Sözel Bildiri

Ecem KARTAL1, Diala HUSSEIN1, Gamze MASÜT1, Merve BATUK1, Gonca

SENNAROĞLU1,

1HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ - SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ - ODYOLOJİ BÖLÜMÜ,

Çalışmanın amacı; DiGeorge (22q11.2 delesyon) sendromlu hastaların odyolojik bulgularını

tanımlamaktır.

Y.A.; 05.01.2016 doğumlu, erkek hastadır. Hastanın ayrıntılı anamnezine baktığımızda, aile hikayesinde

ve prenatal hikayesinde herhangi bir risk faktörü bulunmamaktadır. Natal hikayesinde önemli olarak,7

günlük yoğun bakım ünitesinde kalma mevcuttur.Postnatal hikayesinde,kalbinde bulunan delik

nedeniyle operasyon mevcuttur.Bununla ilgili olarak ilaç kullanımı vardır.Di George sendromu yaklaşık

her 4,000 canlı doğumda bir olmak üzere oldukça nadir görülen konjenital bir hastalıktır. Klinik olarak

hastalığın semptomları hastadan hastaya bariz değişkenlikler göstermekle beraber bu hastalarda tipik bir

yüz ifadesinin yanı sıra sıklıkla konjenital kalp defektleri, hipoparatiroidizim ve tekrarlayan ağır

enfeksiyonlar görülür. DiGeorge sendromunun literatürdeki odyolojik özelliklerine bakıldığında;

başlıca kulak anormallikleri; kepçe,düşük,asimetrik kulak, kalın heliks,nadiren de iç kulak patolojileri

(labirent anomalisi) ve eksternal odituar kanalın atrezisidir.DiGeorge sendromuna, kısmi olarak iletim

tipi işitme kaybı da eşlik etmektedir. İlk olarak hasta,genetik bölümünden 24.10.2017

tarihinde,DiGeorge sendromu tanısı ile odyoloji kliniğimize başvurmuştur.Başlangıçta,serbest alanda

VRA ile değerlendirilmek istenen hastanın yoğun şekilde ÜSYE geçirmesi ve test esnasındaki

kooperasyon problemi sebebiyle sonuç alınamadı.Objektif test bataryası için çocuğun yoğun ağlama

problemi nedeniyle 3 gün sonraya tekrar randevu verildi. İkinci olarak 27.10.2017 tarihinde serbest

alanda değerlendirilen hastanın saf ses uyaranlara tepkisi gözlenmediği için, konuşma uyaranları ile

SAT yapılmış, 45-50 dB olarak belirlenmiştir.Kemik SAT: /ba/: 20 dB /sh/: 35 dB. İmmitansmetrik

değerlendirme sonuçlarında, bilateral negatif OKB'yle birlikte akustik refleksler elde

edilememiştir.Bilateral TEAOE sınırda elde edilmiş ve bilateral negatif OKB sebebiyle,KBB

konsültasyonu sonrası ABR'yle kontrol planlanmıştır. Son olarak, 05.12.2017 tarihinde ABR planlanan

hastanın sonuçları,click uyaranda sağ kulakta 25dB nHL’de,sol kulakta 20 dB nHL’de, 500 Hz tone-

burst için bilateral 60 dB nHL’de V.dalga edilmiştir.

Sonuç olarak; bilateral işitmesinin normal sınırlarda olduğu düşünülmekle beraber,tone-burst ABR

sonuçlarına dayanarak çok hafif derecede iletim komponenti bulunabilir.İletim komponentinin negatif

OKB ile ilişkili olduğu ve KBB konsültasyonu sonrası takibi planlanmıştır.Genellikle Di-George

sendromlu çocukların tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları ve orta kulak iltihapları nedeniyle

iletim tipi işitme kaybına duyarlı oldukları gerçeğini desteklemektedir.

Page 27: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

27

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

10 - OTOAKUSTİK EMİSYON TESTİNDEN GEÇEMEYEN

YENİDOĞANLARDA TARAMA ABR SONUÇLARIMIZ

Sözel Bildiri

Ömer HIZLI1,

1GİRESUN ÜNİVERSİTESİ PROF DR. A. İLHAN ÖZDEMİR EĞT VE ARŞ HASTANESİ,

Çalışmamızın amacı, beş yıllık süreç içerisinde TEOAE testinden geçemeyen ve odyoloji birimimize

başvuran yeni doğanların tarama ABR sonuçlarını sunmaktır.

Çalışmaya 2011- 2016 yılları arasında TEOAE testlerinden geçemediği ve/veya işitme kayıpları için

risk faktörlerine sahip olduğu için odyoloji birimimize sevk edilerek tarama ABR testi yapılmış olan

478 yenidoğan dâhil edildi. Hastaların tıbbi anamnez kayıtları incelenerek risk faktörleri ve test

sonuçları kaydedildi. Yenidoğan işitme kaybı açısından risk faktörü bulunan ve bulunmayan hastaların

ABR sonuçları sunuldu.

Toplam 478 yenidoğanın 260’ı erkek, 218’i kız bebek olup yalnızca 62 (%13) hastanın ABR testinden

geçemediği saptandı. Risk faktörü olan hastalardan 140 (%29.2)’ ı yoğun bakıma alınmış, 249 (%52)’u

yenidoğan sarılığı geçirmiş, 17 (% 3.5)’ si ailede konjenital işitme kaybı hikâyesi olan, 46 (%9.6)’ sı

antibiyotik tedavisi almış ve 88 (%18.4)’i düşük doğum ağırlıklı hastalardı. Risk faktörü olmayıp

TEOAE testinden geçemediği için test yapılan 144 hastanın 20 (%13.9)’ si ve risk faktörü bulunan 344

hastanın 42 (%12.6)’si tarama ABR’den geçemedi.

Çalışmamızda TEOAE testinden geçemeyip ABR yapılan hastaların ABR’den kalma oranı %13 olarak

bulunmuş olup bu bulgu yenidoğan işitme taramasında TEOAE testinin %87 gibi yüksek bir yalancı

pozitifliğe sahip olduğunu göstermektedir. Bu nedenle yenidoğan işitme taramasında ilk seçenek olarak

tarama ABR tercih edilmelidir.

Page 28: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

28

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

11 - KONUŞMA GECİKMESİ: İŞİTME KAYBIYLA HER ZAMAN

İLİŞKİLİ MİDİR? - OLGU SUNUMU

Sözel Bildiri

İREM DÜŞÜNMEZ 1, TÜRKAN ÖZLEM BAYÜLGEN 1, EBRU ZEREN 1, MERVE

BATUK 1, GONCA SENNAROĞLU 1,

Gecikmiş konuşma, çocuğun konuşmasının beklenenden geri veya konuşma gelişimi açısından daha

yavaş olmasıdır. Gecikmiş konuşma birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. İşitme kaybı, fiziksel

yetersizlik, zihinsel yetersizlik, konuşma organlarında oluşan problem, kalıtsallık ve genetik

bozukluklar bu faktörlere örnek olarak verilebilir. Gecikmiş konuşmanın erken tanılanması ve altta

yatan sebebin belirlenmesi pediatrik popülasyonda çok önemli bir yer tutar. Bu çalışmanın amacı

konuşma gecikmesi olan bir hastanın işitme kaybını değerlendirmek ve işitme kaybı-gecikmiş konuşma

ilişkisi her zaman var mıdır? sorusuna yanıt aramaktır.

2010 doğumlu kız hasta konuşma bozukluğu şikayetiyle odyolojik değerlendirme için kliniğe

başvurmuştur. Hastanın prenatal, perinatal ve postnatal hikayesi normaldir. 3 kardeşinden büyük olanı

da geç konuşan hastanın ailesi, yaşadıkları il olan Van’da her yıl hastaneye konuşma bozukluğu için

gittiklerini fakat beklemeleri gerektikleri cevabını aldıklarını beyan etti. Hasta adını net söyleyemiyor,

kaç yaşında olduğunu söyleyemiyor. Kelimeleri anne, baba gibi temel kelimeler olmakla birlikte hiç

cümlesi bulunmamaktadır.

28.12.17 tarihinde yapılan GSI Odyometri ve TDH 39 Supra-Aural kulaklık kullanılarak oyun

odyometrisi (konvansiyonel yönteme koopere olamadı) ile yapılan odyolojik değerlendirmede sol

kulakta 6000 ve 8000 Hz’de minimal bir düşüş olmakla birlikte bilateral saf ses ortalaması normal

sınırlarda gözlemlenmiştir. Bilateral Otoakustik emisyon (TEOA) yanıtları alınan hastanın

İmmitansmetrik değerlendirmesinde (226 Hz) bilateral tip A timpanogram (sağ: -84 daPa, 0.43 mmHo,

0.7 Volume. Sol: -83 daPa, 0.40 mmHo, 0.8 Volume.) ve bilateral akustik refleks eşikleri elde edilmiştir.

Bilateral işitme normal sınırlarda olduğu ve gecikmiş konuşmanın periferik işitme kaynaklı olmadığı

düşünülmüştür. Hasta konuşma gecikmesi nedeniyle dil konuşma terapisine ve gelişim geriliği

şüphesiyle çocuk psikiyatrisine yönlendirilmiştir.

Page 29: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

29

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

12 - UNİLATERAL MİKROTİA VE AURAL ATREZİ OLGU SUNUMU

Sözel Bildiri

TÜRKAN ÖZLEM BAYÜLGEN1, EBRU ZEREN1, İREM DÜŞÜNMEZ1, MERVE

BATUK1, GONCA SENNAROĞLU1,

1HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ODYOLOJİ BÖLÜMÜ,

Konjenital aural atrezi yaklaşık 10000 canlı doğumda bir görülen; dış kulak yolunun hipoplazi veya

aplazisiyle karakterize; mikroti ve orta kulak anomalileriyle ilişkili bir hastalıktır. Tek taraflı olma şansı

çift taraflıya göre 3 kat daha fazladır.(1) Unilateral ve/veya bilateral aural atrezili pediatrik

popülasyonun odyolojik takibi dil gelişimi üzerinde kritik önem taşır. Bu çalışmada konuşma bozukluğu

olan unilateral mikrotia ve aural atrezili pediatrik bir hastanın odyolojik test sonuçlarının

değerlendirilmesi ve literatür ile karşılaştırılması amaçlanmıştır.

6 yaşında erkek hasta unilateral dış kulak yolu atrezisi, Evre1 mikrotia tanısı ve konuşma bozukluğu

şikayeti ile odyolojik değerlendirme için kliniğe başvurmuştur. Hastanın sol kulağında mevcut olan

mikrotiaya ipsilateral auriküler cilt katlantısı eşlik etmektedir. Annamnezde annenin gebelik için on beş

yıl süreli bir tedavi öyküsü dışında, hastanın prenatal, natal ve postnatal hikayesinde risk faktörü

bulunmamaktadır.

16.11.2017 tarihinde GSI Odyometri ve TDH 39 Supra-Aural kulaklık ile yapılan odyolojik

değerlendirmede kooperasyonu bozulması nedeniyle sadece sağ kulağın hava ve kemik yolu eşiklerinin

değerlendirilmesi yapılmıştır. Hava yolu saf ses ortalaması 12dB,kemik yolu saf ses ortalaması 5dB

olarak belirlendi. 500Hz ve 1000Hz’de hava-kemik aralığı gözlenmiştir. 04.12.2017 tarihindeki

immitansmetrik değerlendirmesinde TipAs basık tepeli timpanogram (19daPa, 0.6 Ear Canal Volume,

0.19 mmHo) elde edildi ve ipsilateral olarak akustik refleskler elde edilemedi.Otoakustik emisyon

yanıtları alınabildi. Sağ kulak için yapılan eşik ABR hava yolu değerlendirilmesinde (27.5/sRate) click

uyanla 20dB nHL’de, 500Hz Tone Burst uyaranla 50dB nHL’de V. Dalga gözlenmiştir.Click uyaranla

yapılan (37.5/sRate) Kemik yolu ABR değerlendirilmesinde maskesiz 15dBnHL’de maskeli

20dBnHL’de V.dalga gözlenmiştir.

Bulgular sağ kulakta alçak frekanslara doğru düşüş gösteren çok hafif derecede iletim tipi işitme kaybı

tespit edildi. Sol kulakta yapılan kemik ABR testi iç kulak işitmesinin normale yakın olduğunu

desteklemektedir. Sağ kulakta akustik reflekslerin elde edilememesi minimal hava kemik aralığına

neden olan orta kulak patolojisini düşündürebilir. Hasta odyolojik takibe alındı ve radyolojik

değerlendirme açısından KBB bölümüne yönlendirildi. Temporal BT değerlendirmesi ardından tüm test

bataryaları birlikte yorumlanacaktır.

Page 30: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

30

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

13 - SUPERİOR SEMİSİRKÜLER KANAL DEHİSSANSI OLGU

SUNUMU

Sözel Bildiri

Erva DEĞİRMENCİ1, Selvet AKKAPLAN1, Merve ÖZBAL BATUK1, Gonca

SENNAROĞLU1,

1Hacettepe Üniversitesi,

Süperiyor semisirküler kanal dehissans sendromu (SSKDS) temporal kemiğin nadir görülen

anomalilerinden biridir. Dehissans, en sık süperior SSK’da izlenmekle birlikte, lateral ve posteriyor

semisirküler kanalda da daha az sıklıkla görülebilir(1). Sendrom yüksek sesle ve basınçla oluşan, vertigo

veya nistagmus ile kendini gösterebildiği gibi iletim tipi işitme kaybı (İTİK), pulsatil tinnitus gibi

belirtilerle de izlenebilir. Temporal kemik bilgisayarlı tomografi (BT)’de, süperiyor semisirküler kanal

(SSK)’da, kemik defektinin gösterilmesi ile tanı konulur(2). Etyolojisinde, kemik ossifikasyon

sürecindeki bozukluk kemik çatıda incelmeye; travma ve erozif olaylar ise dehissansın oluşumuna neden

olmaktadır. Belirtiler, vestibüler sistemin üst yarım daire kanalının üzerindeki temporal kemiğin bir

kısmının incelmesinde veya tamamen yokluğunda ortaya çıkar. Bu durum temporal kemiğin yavaş

erozyonundan, kafa travmasından kaynaklanabilir veya konjenital olabilir(3,4). Bu sunumun amacı

vestibüler yakınması olmayan SSKD olgusunun odyolojik bulgularının gösterilmesidir.

10 yaşındaki erkek hastaya 8 yaşında iken bilateral orta derecede sensörinöral tip işitme kaybı tanısı

konulmuştur. Bilateral işitme cihazı kullanmaya başlayan hastanın işitme kaybı progresiftir.

Kliniğimizde takipli olan hastaya saf ses odyometri, konuşma odyometrisi, immitansmetrik ölçümler

uygulanmış olup, serbest alanda saf ses uyaranları ve konuşma testleri ile işitme cihazı kazançları

değerlendirilmiştir. Tullio ve Hennebert bulgularına bakılmış, VEMP uygulanmış ve üç boyutlu

temporal BT (koronal, aksiyal, sagital) yapılmıştır. Hastanın bilateral otoskopik bulguları normaldir.

Bilateral ileri derecede alçak frekanslarda düşüş gösteren mikst tip işitme kaybı gözlenmiştir. Bilateral

Tip A timpanogram elde edilmiştir. Konuşmayı ayırdetme skorları sol kulakta 100 dB’de %64, sağ

kulakta 100 dB’de %68, bilateral işitme cihazlı ise 60 dB’de %68 elde edilmiştir. 250, 500 ve 1000

Hz’deki hava-kemik aralığı immitansmetrik ve otoskopik bulgular ile uyumsuz bulunmuştur. Hastanın

temporal BT sonuçlarında; Sağ süperior semisirküler kanal posterior bacağı komşuluğunda fokal şüpheli

kemik defekti ve dehisans açısından şüpheli görünüm ve sol yüksek yerleşimli jugüler bulbus

saptanmıştır.

Page 31: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

31

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

14 - OTOAKUSTİK EMİSYON BULGULARININ İLETİM TİPİ

PATOLOJİLERDE KULLANIMI

Sözel Bildiri

Fatma Betül PEKDOĞAN1, Kürşad KARAKOÇ1, Nurşah ÇETİN1, Merve BATUK1,

Gonca SENNAROĞLU1,

1HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ODYOLOJİ BÖLÜMÜ,

Perforasyon ve TEOAE ilişkisinin değerlendirilmesi

5 yaşındaki İ.C.S çok sık otit geçirmiş , sol kulak zarında perforasyon sebebiyle 3.5 ay önce tüp ameliyatı

olmuş ve şu an ise sağ kulağında perforasyon bulguları gözlenmiş

Yapılan odyolojik incelemeler sonucunda bilateral işitme normal sınırlarda olup çok hafif iletim

komponenti elde edilmiş olup bilateral TEOAE elde edilmiştir.Perforasyon sebebiyle immitansmetrik

değerlendirmeler yapılamamıştır.

Perforasyonun büyüklüğü Emisyon cevaplarını etkilemiştir.Teorik bilgiye göre aslında perforasyon

bulgularında emisyon alınamadığıdır fakat bu vaka bize gösteriyor ki perforasyon büyüklüğü eğer küçük

ise emisyon alınabilir.

Page 32: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

32

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

15 - KEMİK YOLU İŞİTSEL BEYİNSAPI CEVABININ (BC-ABR)

PEDİATRİK POPÜLASYONDAKİ ÖNEMİ

Sözel Bildiri

Kürşad KARAKOÇ1, Nurşah ÇETİN1, Fatma Betül PEKDOĞAN1, Merve BATUK1,

Gonca SENNAROĞLU1,

1Hacettepe Üniversitesi - Sağlık Bilimleri Fakültesi - Odyoloji Bölümü,

Pediatrik popülasyonda hava-yolu işitsel beyinsapı cevabı (AC-ABR) testinin tanısal katkısı,klinik

odyolojide yaygın olarak kabul edilmektedir.Fakat bu test,iletim ve sensorinöral işitme kaybı arasında

ayrım yapmaya izin vermez.Bu vaka sunumunun amacı,kemik-yolu işitsel beyinsapı cevabı (BC-ABR)

testinin,işitme kaybının tipini belirlemedeki önemine dikkat çekmektir.

Kemik-yolu işitsel beyinsapı cevabı (BC-ABR) testinin,rutin bir klinik tanı aracı olarak kullanılması.

Vakamız; 1 yaş,kadın hastadır.Aldığımız ayrıntılı anamnez sonucunda; aile,prenatal,natal ve postnatal

hikayesinde dikkat çeken anormal bir bulgusu bulunmamaktadır.Bilateral YDİT’ dan 2 kez kalmış,daha

sonrasında ileri tetkik için yönlendirilmiştir.Yapılan diagnostik ABR sonuçlarında; click uyaranda,sağ

kulakta 40 dB nHL’ de,sol kulakta 30 dB nHL’ de V.dalga elde edilmiştir.Aynı zamanda bilateral düz

timpanogram elde edilmiş olup,KBB konsültasyonu önerilmiş ve 6. ayda A-ABR ile kontrol

planlanmıştır.Sonrasında,bilateral düz timpanogramı devam etmekle beraber,bilateral kontrol A-ABR

testinden kalmıştır.Serbest alandaki subjektif değerlendirmeleri; VRA ile narrow-band ve konuşma

uyaranları kullanılarak yapılmıştır.500-4000 Hz frekans aralık eşikleri orta-ileri derecelerde elde

edilmiştir.Sonrasında tekrardan gerçekleştirilen ABR testinde; click uyaranda,sağ kulakta 40 dB nHL’

de,sol kulakta 30 dB nHL’ de V.dalga elde edilmiş ve bir önceki ABR sonuçları ile aynı sonuçlar elde

edilerek desteklenmiştir.Fakat,bu aşamalardan sonra takip amacıyla bizlere gelen vakada,bu zamana

kadar yapılan testlerinde,işitme kaybının tipinin ne olduğuna yönelik ayırıcı bir tanı testi yapılmadığına

dikkat çekilerek,BC-ABR testi yapılması planlanmıştır.Son olarak,BC-ABR testi yapılmış olup,maskeli

olarak bilateral click uyaranda 20 dB nHL’ de V.dalga elde edilmiş ve mevcut işitme kaybının muhtemel

düz timpanogramdan kaynaklanan hafif derecede iletim tipi işitme kaybı olduğu tespit edilmiştir.Mevcut

orta kulak patolojisi nedeniyle KBB konsültasyonu (tüp-tatbiki) önerilmiştir.

Genellikle BC-ABR,esasen konjenital atrezi veya dış kulaktaki mikrotiaları olan kişilerde koklear

rezervini değerlendirmek için yapılmaktadır.Fakat,özellikle bu yaş aralıklarında olan vakalarda,AC-

ABR cevap şiddetleri yükseldiğinde de işitme kaybının tipini belirlemek amacıyla kemik yolu uyaran

(BC-ABR) kullanarak ABR testi tamamlanmalıdır.Dolayısıyla; maskeleme ikilemleri,uyaran

artefaktları,vb. gibi teknik zorluklara rağmen,klinik BC-ABR testinin,işitme kaybı tanısının doğru ve

tam olarak değerlendirilmesinde rutin bir klinik tanı aracı olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna

varılabilir.

Page 33: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

33

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

16 - PEDİATRİK HASTADA SUBJEKTİF VE OBJEKTİF ODYOLOJİK

TEST BATARYALARININ DİAGNOSTİK ÖNEMİ : OLGU SUNUMU

Sözel Bildiri

Elif Tuğba SARAÇ1, Esra DOĞRU HÜZMELİ2,

1Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi KBB ABD, 2Mustafa Kemal

Üniversitesi Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Yüksekokulu,

Subjektif ve objektif odyolojik test bataryalarının işitme kaybının tanılanmasındaki yeri ve öneminin

belirlenmesidir.

4 yaş 5 aylık kız hasta konuşma bozukluğu ve denge kaybı şikayeti ile kliniğimize başvurmuştur.

Bilateral işitme cihazı kullanmaktadır. Ancak işitme cihazını düzenli olarak kullanmamakta, cihazı

reddetmektedir. Bu nedenle öncelikle işitme kaybının progresyon gösterebileceği düşünülerek işitme

testlerinin tekrar yapılması planlandı.

Yapılan click beyin sapı odyometresinde sağ kulakta 60 dB nHL’ de , sol kulakta ise 100 dB nHL’de V.

dalga elde edildi. Hastanın transient otoakustik emisyon sonucu; sol kulakta hiçbir frekansta cevap elde

edilemezken, sağ kulakta 1000ve 1500 Hz’ de emisyon cevabı kaydedilmiştir. Yapılan akustik refleks

sonucuna göre sadece sağ kulakta ipsilateral olarak 500-1000 Hz’ de akustik refleks elde edildi. Diğer

hiçbir frekansta ipsilateral ve kontralateral akustik refleks gözlenmedi. Elde edilen bu sonuçlardan sonra

hastaya oyun odyometresi planlandı. Odyometri testtinin sonucunda sağ kulakta saf ses ortalaması 23

dB nHL solda ise 72 dB nHL olduğu görüldü. Bilateral yüksek frekanslara doğru artış gösteren asimetrik

bir işitme kaybı olduğu saptandı. Hastanın işitme cihazı ayarı oyun odyometresi test sonucuna göre

yeniden düzenlendi. Cihazını düzenli olarak kullanmaya başladı. Asimetrik işitme kaybı sonrası ileri

tetkik istendi. Manyetik rezonans görüntüleme sonucuna göre hastanın sol kulağında vestibulokoklear

sinirde nörit olduğu bulundu. Hastanın vestibüler rehabilitasyon almasının uygun olacağı düşünüldü.

Vestibüler rehabilitasyon; adaptasyon sağlamak,vizüel ve postüral stabiliteyi geliştimek amacıyla

fizyoterapistler tarafından önerilen egzersizlerden oluşmaktadır.

İşitme kaybını tanılamak ve uygun işitme amplifikatörü seçimi için odyolojik test bataryalarının hepsini

birlikte kullanmak gereklidir. Doğru tanı için tüm test bataryası değerlendirmeye dahil edilmelidir.

Page 34: İÇİNDEKİLERodyoloji50.com/gorseller/files/ODYOLOJİ KİTAP.pdfplanlanmasında kullanımı ile ilgili bilgi ve becerimizi arttırmayı hedefliyoruz. Sizleri 50. Yil Etkinliğimize

34

“Pediatrik Odyoloji Kongresi”

17 - RİSKLİ YENİDOĞAN BEBEKLERDE İŞİTME TARAMASINDA

YÜKSEK FREKANS TİMPANOMETRİNİN ÖNEMİ

Sözel Bildiri

Aysel KOÇ1, Dilan ÖZDEMİR2, Merve ÇEVİK3, Ahmet Turan TANBEK3, Erkan

KARATAŞ4,

1İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi KBB Anabilimdalı İşitme Ve Denge Merkezi, 2İnönü

Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü , 3İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 4İnönü

Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi KBB Anabilimdalı,

Riskli yenidoğan bebeklerde düşük frekans timpanometri ile yapılan ölçümlerde orta kulak patolojileri

tanımlanmayabilir ve tarama testlerini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle işitme tarama programına

geçmeden önce yapılan yüksek frekans timpanometri ile daha güvenilir sonuçlar elde edilebilir

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi gören 100 yenidoğan bebeğe işitme taraması yapılmıştır.

Tarama testlerinden önce yüksek frekans timpanometri ile bebeklerin kulakları ayrıca taranmıştır. Daha

sonra tarama cihazı ile bebeklere, Geçici Uyarılmış Otoakustik Emisyon (Transient Otoacoustic

Emission (TEOAE)), DPOAE (Distortion Product Otoacoustic Emission) ve Otomatik Uyarılmış Beyin

Sapı yanıtlarına (Auditory Brainstem Response (A-ABR)) bakılmıştır.

Bebeklerin %51’ i erkek, %49’ kız olup doğum ağırlığı ortalaması 2723.7 ± 790.2 gr, doğum haftası

ortalaması 36.3 ± 2.9 ve test yaşı (gün) ortalaması 11.0 ± 8.3 olarak tespit edildi. Bebeklere tarama

öncesi uygulanan düşük frekans timpanometri ile sol kulakta bir patoloji tespit edilemeyen 90 bebekten

17’sinde Tip B timpanogram elde edilirken sağ kulakta patoloji tespit edilemeyen 83 bebekten 9’unda

Tip B timpanogram tespit edildi. Yüksek frekans timpanometride patoloji saptanan bebeklere otomatik

ABR ile direkt bakıldı. Kalan bebekler tarama DPOAE ile değerlendirildi. Bebeklerin 11’inin sağ

kulağında, 9’unun sol kulağında işitsel nöropati tespit edildi. Uygulanan standart tarama protokolünde,

TEOAE uygulamasında geçme oranı sol kulak için %78, sağ kulak için %75, DPOAE uygulamasında

geçme oranı sol kulak için %87, sağ kulak için %90 olarak tespit edildi. A-ABR uygulamasında her iki

kulak için geçti oranı %80, kaldı oranı %20 olarak tespit edildi. DPOAE ve A-ABR ölçümleri ile,

TEOAE ve A-ABR ölçümlerine göre, daha kesin, hızlı ve doğru sonuçlar elde edildi, işitsel nöropati

bulgusu olan bebekler tespit edilebildi.

Riskli yenidoğan bebeklerde işitme taraması protokolüne, ilk basamakta yüksek frekans timpanometri

testi de eklenmelidir. Tip B timpanogram çıkan bebeklere, otomatik ABR ile bakılmalıdır. Kalan

bebeklerde, DPOAE ile taranmalıdır. Bu şekilde daha kesin, hızlı ve doğru sonuçlar elde edilir.