45
*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ SAYI: 01 MART 2016 S 08 POLO TASARIM İSTANBUL’DA... S 23 GİRİŞİMCİLERİN YAPTIĞI 5 HATA... S 43 TÜRKİYE’NİN DİJİTAL DÜNYASI... S 63 KAPAK KONUSU S 42 İÇERİK PAZARLAMASINDA YILDIZI PARLAYAN ARAÇ: VİDEO İÇERİĞİ S 69 NEDEN DİJİTAL AJANS?

*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ SAYI: 01MART 2016

S08 POLO TASARIMİSTANBUL’DA...

S23 GİRİŞİMCİLERİN YAPTIĞI 5 HATA...

S43 TÜRKİYE’NİN DİJİTAL DÜNYASI...

S63 KAPAK KONUSU

S42 İÇERİK PAZARLAMASINDA YILDIZI PARLAYAN ARAÇ: VİDEO İÇERİĞİ

S69 NEDEN DİJİTAL AJANS?

Page 2: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com2 3

Page 3: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

4

Dikkat ederseniz aynı sektörde olan markalar birbirlerine yakın söylemlerle iletişim yapıyor. Tüketici bunları gördüğünde maalesef kafası karışıp

hangi marka ne söylemiş hatırlamıyor. Ya da A markasının iletişimini B marka olarak hatırlıyor. Bu aslında yapılan reklamın ve iletişimin ne kadar yanlış olduğunun bir göstergesidir. Bunun tek nedeni var markaların aynı sektörde ayrışma ve farklı olmak için bir çaba harcamaması. Her marka tüketiciye sıcak ve samimi davranmayı ilke edinir. Bu dar kalıp içinde yapılan her şey genel çoğunluğuyla başarısız olur.

Aynı sektörde aynı iletişim ya da benzer iletişim söyleminde bulunduğunuzda markanıza hiç bir faydası olmayacaktır. Tüketiciyi yakalamayan her söylem sizin rakibinize yarayacaktır.

Nasıl mı ?Televizyonda A marka çikolata ya da A marka dondurma reklamı gördünüz. Canınız çikolata ister değil mi ? ya da dondurma. Peki reklamını izlediğiniz A marka değil de elinizin altında B marka çikolata varsa onu alıp tüketmez misiniz?O zaman ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor, A marka çikolata ya da dondurma reklamını seyredip B marka çikolata ve dondurma yediğinizde A marka B markaya para kazandırmış oluyor.Çok saçma değil mi ? A marka milyonlar harcayıp

reklam yapıyor ama B markası satış yapıyor.O halde markanıza yapacağınız en iyi hamle aynı sektörde bulunan diğer markalardan sizi ayrıştıracak bir yol bulmanız olacak. Sizi farklı bir kulvara, farklı bir söyleme itecek ve bunu da başaracak bir reklam ajansı seçmek o kadar basit bir şey değil.

Ama şöyle bir tiyo vermek gerekirse, bir reklam ajansı sizi bir önceki reklam ajansının yaptığı iletişimin üstüne çıkartamıyorsa sorun büyük demektir. Sizin satışlarınızı bir önceki reklam ajansından daha fazla arttıramıyorsa, sorun büyük demektir. Sizin reklam ajansınız aynı sektörde bulunan diğer markalarla aynı dili kullanıyorsa sorun büyük demektir. Unutmayın, iyi bir reklam ajansı iyi bir marka doğurur.

TÜKETTİRMEZSENİZ TÜKENİRSİNİZ...

Bülent YILMAZGenel Yayın Yönetmeni

DİJİTALİN faceBOOKUNU ÇIKARDIK.

www.polodijital.com /polodijital T: +90 322 459 22 01

ED!TÖR’DEN...

sektorgitdergi.com

Evet dijitalin faceBOOK’unu çıkarttığımız doğru,

ama bir sorun bakalım niye çıkartıyoruz.

Ya da en iyisi siz sormayın, teklif almak

için arayın, gelelim biz size anlatalım.

Page 4: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

İmtiyaz SahibiSenk Ajans-MatbaacılıkEdiz ERSOYGenel Yayın Yönetmeni Bülent YILMAZ Sorumlu Yazı İşleri MüdürüPelin ATARReklam DepartmanıAyşegül YÜKSEL Sanat YönetmeniSemih AKDOĞAN Fotoğraf EditörüAlper ASLANGÖREN

Yapım ve Basım Yeri Senk Ajans Reklam MatbaacılıkSan. ve Tic. Ltd. Şti.T: 0212 264 38 77F: 0212 264 36 75Sanayi Mh. Sultan Selim Cd.Aybike Sk. Cihad İş MerkeziNo: 22/ -3 Kağıthane İstanbul - Türkiye

İÇİNDEKİLER

Ayda bir yayımlanır.© Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflar, yayıncının izni alınarak, kaynak belirtilerek, tam veya özet alıntı yapılarak kullanılabilir. Dergide yayınlanan yazılar yazarların sorumluluğundadır. Derginin tüm hakları Senk Ajans’a aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ SAYI: 01MART 2016

08-0976-78

42-44

82-83

10-11

14-15

28-29

ÜLKÜ KAYA KARABİBER RENKLERİN GÜCÜ

DALPA, BÜNYESİNDEKİ MARKALARLA GÜÇLENİYOR!

MİLENYUM KUŞAĞI VE PAZARLAMA

POLO TASARIMİSTANBUL’DA

İÇERİK PAZARLAMASINDA YILDIZI PARLAYAN ARAÇ: VİDEO İÇERİĞİ

YARATICI FİKİR BULMANIN MATEMATİĞİ

BAŞARININ FORMÜLÜ; GÜVEN, İTİBAR VE YENİLİK

Page 5: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Temizlik yaparken sadece

www.gosonic.com.tr

ses-siz olun.

Home Apliances

Page 6: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Anadolu’da bir çok markanın iletişim ve pazarlama danışmanlığını yürüten POLO TASARIM İstanbul ofisi ile birlikte müşterilerine sunduğu

hizmetin çıtasını yükseltiyor.

Anadolu’da 10 yıldır 100’den fazla markaya kreatif tasarım, reklam kampanyası ve medya satın alma alanlarında hizmet veren, üç yıl önce de bölgenin ilk dijital pazarlama ve sosyal medya ajansını POLO DİJİTAL markasıyla hayata geçiren Polo Tasarım, şimdi de İstanbul Etiler’deki yeni şubesiyle tüm Türkiye’ye hizmet veriyor.

Ajans Başkanı Rıza Coşan “Bugüne kadar bir çok markaya hizmet veren güçlü bir ekibin birleşmesiyle oluşan POLO’un yakın zamanda çok konuşulacak kreatif çalışmalara imza attğını hep birlikte gördük. Önümüzdeki dönemde de Reklam Filmi, Mobil ve Dijital mecralarda inovatif işlerle daha da büyüme kaydedeceğimize inanıyorum. Amacımız özgün işlerle müşterilerimizi rakiplerinden ayrıştırmak ve bu sayede ajansımızı İstanbul’da da kısa zamanda hem ödüllü, hem de sektörde aranılan bir hale getirmek.” olduğunu belirtti.

NEDEN İSTANBUL?Polo Tasarım’ın İstanbul’da ofis açma kararının

arkasında özellikle dijital alanda büyüme ve yatırım planları çok önemli bir yere sahip. Bünyemizde bulunan alanlarında uzman profesyonel 25 kişilik ekibimizle, sahip olduğu tecrübemiz ile birlikte geleneksel iletişim çalışmalarını, dijital ve mobil hizmetler ile entegre ederek global ve lokal müşterilere iletişim danışmanlığı hizmeti vermeyi hedefliyoruz.

İstanbul’da ofis açmanın çok önemli bir adım olduğunun altını çizen Rıza Coşan; “Müşterilerimizin, İstanbul’da bir Polo Tasarım ofisi açılması yönündeki talepleri de son yıllarda giderek arttı. Bu bağlamda, İstanbul pazarına herhangi bir birleşme veya satın alma olmaksızın kendi ofisini kurarak giren bir ajans olmaktan, yereldeki sektör deneyimimizi ulusal firmalara da taşıyacak olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. İstanbul ofisinin de Anadolu’daki faaliyetlerimizi daha üst seviyelere taşıyacağından eminim.” şeklinde konuştu.

“Dünya’nın yükselen değeri olan İstanbul’da bir ofisimizin olması POLO’nun yereldeki müşterilerine sunduğu hizmetin de gelişerek devam etmesi anlamına geliyor.” dedi.

Polo Tasarımın yereldeki bilgi birikimi, itibar

yönetimi ve dijital alanlarındaki uzmanlığını, müşterilerinin ihtiyaçlarına özel çözümlerle harmanlayarak global ve ulusal müşterilerinin stratejik iletişim ihtiyaçlarını tek bir elden karşılayacak.” şeklinde konuştu.

DAHA AZ HARCAMA, DAHA ÇOK TANITIMRıza Coşan, “Doğru planlama ile daha az harcayarak, daha fazla satışın mümkün olabileceğini” savunuyor ve şöyle devam ediyor; “Ürün tanıtımının gittikçe daha da zorlaştığı ve diğerlerinden ayırt edilebilir hale getirmenin neredeyse imkansızlaştığı günümüzde iyi bir fikir/mesaj, doğru hedef kitle, doğru zaman ve doğru mecra kullanımı çok kıymetli hale geldi.

Doğru strateji ile beslenen planlama sayesinde; tek bir reklam, neredeyse on reklamlık iş yapılmasını sağlamakta. Bunun için ise iyi bir analiz ve araştırma gerekmektedir.

Tüketiciye ne anlatacağımızı belirlerken amacımız yalnızca ürünü tanınır hale getirmek değil, farkındalık yaratarak onu talep edilir duruma getirmek. İnsanları heyecanlandıran şey, onlara ne anlattığımız değil bunu nasıl söylediğimizdir.” şeklinde konuştu.

SEKTÖRÜNDE !LER! G!DENLER

POLO TASARIM

iSTANBUL’DA Anadolu’da 10 Yıldır 100’den fazla markaya kreatif tasarım, reklam kampanyası ve medya satın

alma alanlarında hizmet veren, üç yıl önce de bölgenin ilk Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya ajansını POLO DIJITAL markasıyla hayata geçiren Polo Tasarım şimdi de İstanbul Etiler’deki yeni şubesiyle

tüm Türkiye’ye hizmet veriyor.

sektorgitdergi.com 1110

34POLO TASARIM AJANS BAŞKANI RIZA COŞAN

Page 7: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

12 13sektorgitdergi.com

İnşaat sektörünün yenilikçi ve öncü kuruluşlarından Pırlanta Erciyes İnşaat’ın genel müdürü Ferhat Beluk, sektörün yüksek faiz oranlarından olumsuz

etkilenmesine rağmen, gayrimenkulün halen en güvenli yatırım aracı olarak görüldüğünü, bu nedenle sektörün büyümesini sürdürdüğünü söyledi. Sektörde satış kaygısı yaşamamak için itibar ve güvenin yanı sıra yenilikçi olmanın şart olduğuna dikkat çeken Ferhat Beluk ile, sektöre giriş hikayelerini, başarılarının formülünü ve sektörde öncü olmanın yüklediği sorumlulukları konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?Ben Ferhat Beluk. Babamız Muammer Beluk’un yıllar önce temellerini attığı Pırlanta Erciyes İnşaat’ın genel müdürlüğü görevini yürütüyorum.

Sektöre giriş hikayenizi sizden dinleyebilir miyiz?Babam 45 yıldır bu sektörde. Sektörün her alanında çalışarak bugünlere gelmiş bir insan. 1979’da gittiği Arabistan’da duvar ustası olarak çalışıp, biriktirdiği sermayeyle ilk olarak Kayseri’de işe başlamış, 1989’dan itibaren de Adana’da faaliyet göstermiş. Müteahhit olarak 1997 yılından itibaren de Pırlanta Erciyes olarak devam ediyoruz. Temelden başlanmış bir emek var. İşin mutfağında yıllarca çalışmış, sektörün her alanını gayet iyi bilen bir insan babam.

Sektörün güven duyulan, en başarılı firmalarındansınız. Bu başarının formülü nedir?Başarımızın formülü, sürekli kendimizi yenilememiz ve dinç, enerjik olmamız. Aynı zamanda işi bilen ve başarılı insanlarla çalışıyoruz. Aile şirketinde çalışmak, birinci ve ikinci kuşak çatışmasını engellemek çok

zordur. Bu anlamda sürekli bir baba oğul ilişkisinden ziyade ortaklık ilişkisinde devam ediyoruz.

Bir de sektörde büyümenin, öncü firma olmanın getirdiği sorumluluklar var. Bu konudaki görüşlerinizi de alabilir miyiz?Yenilikçi, önder, lider olmanız kendinizi her zaman dinç, enerjik ve dinamik tutmanızı gerektiriyor, daha da ilerlemek için. Örnek işler yaparak sorumluluklarımızı taşımaya çalışıyoruz. İşin geçici, dostluk kurmanın daha önemli olduğunu bilerek ilerliyoruz.

İnşaat sektörünün bugününü ve geleceğini nasıl görüyorsunuz?Sektör açısından 2015 yılı zorlu geçti. Faizlerin çok yüksek olması sektörü olumsuz etkiliyor. Ancak, hala en güvenli yatırım aracı gayrimenkul. Bunun bilincindeyiz, en güvenilir liman ve büyümeye devam ediyor. Genç nüfusa sahip olmamız ve bunun getirdiği arz fazlalığı. Talebe göre arz üretmek gerek, en çok talep neredeyse oraya yönelirsen satış kaygısı yaşamazsın.

Bunun da formülleri var; itibar ve güven. Bunlara sahip olmak gerekiyor. Bunlar zaman içinde oluşan temellerdir. Sektörün daha da büyüyüp ilerleyeceğine inanıyoruz.

İnşaat sektöründe gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?Binaları bir yandan yapıyoruz, diğer yandan eskiyor. Bir binanın ömrü 50 yıldır. Sektörün önünün açık olduğunu düşünüyoruz. Hayalimdeki şey; otel mantığıyla yaşanabilen konseptler. Böyle bir fikrim var. İçinde binlerce dairesi, okulu, sosyal tesisleri, alışveriş merkezleri vs. olan otel konseptinde yerleşim alanları hayal ediyorum. Bence insanlar 30 yıl sonra böyle yaşamak isteyeceklerdir.

BAŞARININ FORMÜLÜ; GÜVEN, ITIBAR VE YENILIKFERHAT BELUK: “GAYRIMENKUL EN GÜVENLI LIMAN”

SEKTÖRÜNDE !LER! G!DENLER

PIRLANTA ERCIYES INŞAAT GENEL MÜDÜRÜ

FERHAT BELUK, INŞAAT USTALIĞINDAN

ZIRVEYE UZANAN SERÜVENI ANLATTI.

Pırlanta Erciyes İnşaat Genel Müdürü Ferhat BELUK

Page 8: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

14

hazırlanan Adana’dan bahsetti. Kampanyamız teaser sürecinde sadece Facebook’ta 5.000.000 kişiye erişti. Herkes bu kampanyayı o kadar çok benimsedi ki, 31 Aralık gecesi Adana istasyonunda yaptığımız etkinliğe katılan insanlarla hep birlikte 2017’ye girdik.

Sonuçta; Yeni yıla nasıl girersen tüm yıl öyle geçermiş. 2016, 2017 ya da bambaşka bir yıl… Hangi yıla girdiğimiz hiç fark etmez. Biz de, Pırlanta Erciyes’te, Adana’da bu kampanya ile yeni yıla eğlenerek, gülerek, büyük bir giriş yaptık. Destekleri için tüm Adana halkına çok teşekkür ederiz… Bu mutluluğun tüm yıl devam etmesi dileğiyle…

Projelerinde kullandığımız bu ileri teknolojiyi duyurmak için ajansımız ile birlikte bir reklam kampanyası planladık.

Çağın ötesinde bir teknolojiden bahsediyorduk. Biz de bu durumu en iyi, gerçekten günümüzden öteye giderek anlatabileceğimize karar verdik. Ve tüm dikkatleri üzerine çekecek bir teaser ile kampanyamızı başlattık.Yeni yıla bir hafta kala Adana’nın her yanına, üzerinde “Hoş Geldin 2017” yazan billboardlarımızı astık. Ardından da kısa bir internet videosu ile teaserımızı dijital dünyada yayınladık. Herkes 2016’ya girmeye hazırlanırken, tuhaflıklar şehri olarak bilinen Adana’nın 2017’ye giriyor olduğunu duyurarak

dikkatleri topladık. #Adana2017’yeGiriyor hashtagimizle kampanyamızı sosyal medyaya taşıdık. Hashtagimiz daha yayınlandığı ilk gün Twiter’da TT oldu ve 9.784.303 görüntüleme aldı. Facebook’ta başlattığımız ‘Adana2017’ye Giriyor’ etkinliğimiz ile kısa sürede 58.000 kişinin ilgisini çektik.

Haber bültenlerinde, yerel ve ulusalda neredeyse tüm gazetelerde haber olan kampanyamız, 1.000.000 kişi tarafından okundu.Fox Çalar Saat haberinde Levent Üzümcü, Demet Akalın gibi ünlülerin yanı sıra Adana Büyük Şehir Belediye başkanı Hüseyin Sözlü ‘de eğlenceli paylaşımlarıyla, 2017’ye girmeye

Pırlanta Erciyes İnşaat; konforu, kaliteyi ve teknoloji ile birleştiren bir inşaat firması.

Page 9: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com16 17

SEKTÖRÜNDE !LER! G!DENLER

İtalya’nın sektördeki öncü markası CAM başta olmak üzere Prego, Sunny Baby ve Cystal Baby markaları ile anne ve babaların hayatlarındaki en değerli varlıklarına güvenli

bebek araç ve gereçleri sunan Dalpa, yeni yatırımlara yelken açtı.

Bebeklerin, sağlıklı büyümeleri ve gelişmelerinde büyük önemi olan bebek araç ve gereçlerinin, lider ve yenilikçi markalarını bünyesinde barındıran Dalpa’nın başarı hikâyesini, şirketin yönetim kurulu üyesi Muharrem Dalmızrak’tan dinledik.

Sektördeki başarılarının formülünü, “İnsanlara verdiğimiz güven duygusu ve ürünlerimizin daima arkasında durmamız.” diye özetleyen Muharrem Dalmızrak, sektöre giriş hikayelerini ve sektörde öncü olmanın getirdiği sorumlulukları anlattı.

Faaliyet gösterdikleri sektörün, bebeklerin sağlıklı büyümesi açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Dalmızrak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüketicilere, daha sağlıklı ürünler sunma hedeflerinin ana amaçları, olduğunu söyledi.

Dalmızrak, 1999 yılında girdikleri sektörde Dalpa’nın edindiği konumu ve bebek araç-gereç sektörünün dünyada ve Türkiye’deki durumu ile ileriye dönük hedeflerini anlatırken, yatırım hedeflerinden de söz etti.

“Yabancı ortaklıkla sektörün en yenilikçi ürünlerini Türkiye’de üretme kararı aldık.” müjdesini veren Muharrem Dalmızrak, bu sayede gümrük vergilerindeki artış nedeniyle yükselen tüketici fiyatlarını aşağıya çekmekle kalmayıp, ülke ekonomisine de katkı sunmanın mutluluğunu yaşayacaklarını kaydetti.

Bebek araç-gereçleri sektörüne ne zaman girdiniz? Bize, sektöre giriş hikâyenizden bahseder misiniz?

Sektöre, 1999 yılında girdik. Ondan önce de ithalat yapıyorduk, ama bunlar dayanıklı tüketim ürünleri grubundaydı. Daha sonra bebek araç-gereç sektörünün Türkiye’de gelişmekte olan bir sektör olduğunu fark ettik. Çünkü sosyo-ekonomik düzey yükseldikçe, anne ve babaların çocuklarına olan ilgi ve alakaları artıyordu. Anne ve babalar, çocuklarına hep daha iyisini sunmak için çabalıyordu. Bunu fark ettik. Bir de yurt dışına gidip geldiğimizde orada da insanların çocuklarına karşı daha özenli olduklarını gördüğümüz için, bu sektörün geleceği olan bir sektör olduğunu düşündük ve ilk ithalatımızı 1999 yılında yaparak, bebek araç-gereç sektöründe “Biz de varız.” dedik.

Bugün gelinen noktada tam 17 yılı geride bıraktınız. Bu süre zarfında, sektörün en başarılı firmalarından biri olarak, başarıya ulaşma formülünüz ne oldu?

Bu sektör daha Türkiye’de neredeyse oluşmamışken, biz bu sektörde çok ciddi bedeller ödedik. “Nasıl bedeller?” diye sorarsanız; Gelen ürünlerin o zaman üretim kalitesi bu kadar yüksek değildi. Sadece bizim için değil, diğer tüm markalar için geçerli bir sorun vardı. Teknoloji bu kadar gelişmemişti. Teknoloji bu kadar gelişmediği için de ürünlerde kalite problemleri yaşanıyordu. Bu genel bir sıkıntıydı.

“Ürün gamımız, Türkiye’de bugüne kadar

hiç üretilmeyen fonksiyonel ürünlerden

oluşacak”

DALPA, BÜNYESINDEKI MARKALARLA GÜÇLENIYOR!

DALPA Yönetim Kurulu Üyesi Muharrem Dalmızrak

Page 10: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Doctor Bed® Türkiye’yi uyutuyor.Ama biz o zamandan bu zamana hep ürünümüzün arkasında durduk. Müşteriye sunduğumuz 2 yıllık garanti, yalandan bir garanti değildi. Para da kaybetsek, sıkıntı da yaşasak her zaman biz ürünümüzün arkasında durduk. Bizim markamızı tercih edenlere mahcup olmamak için para kaybetmeyi göze aldık. Ürünlerinin garantisi bitmiş tüketiciler bile, bizden yardım talep ettiklerinde, bu taleplere karşılık verdik.

SATIŞ SONRASI HİZMETİN ÖNEMİBu hassasiyetimiz sayesinde bizim satış sonrası hizmetimiz Türkiye’de ön plana çıktı. Anne ve babalar, bizim ürünlerimizi gönül rahatlığı ile almaya başladılar. Çünkü, marka olmak markaya sahip çıkmakla mümkündür. Biz sattığımız her ürünün arkasında durmayı bildik. Bununla birlikte de ikili ilişkiler çok önemliydi. Bizim şirketimiz ciddi bir güven verdi piyasaya. Bu anlamda Türkiye genelinde şu an 400’e yakın bayimiz var ve bunların birçoğu ile 1999’dan beri çalışıyoruz. İnsanları üzmedik, onlara hep zor zamanlarında destek olduk. Çok çalıştık. Ürün seçerken, ürünleri tasarlarken kendimize hep dünya markalarını örnek aldık. Güzeli örnek almayı taklitçilik olarak görmedik. Biz örnek aldık ama taklit etmedik, bu örneklere artı değerler katmayı bildik. Gerek ürün dizaynı, gerekse renk ve ürün kalitesi konusunda en güzeli yakalamak için dünyanın bu sektörde en gelişmiş ülkelerinde incelemeler yaptık. Böylelikle satışlarımız arttı. Zamanla da ikili ilişkileri koruduk. Hala bize çok bağlı müşterilerimiz olmasıyla gurur duyuyoruz. Özetle söylemek gerekirse; Başarımızın temeli insanlara verdiğimiz güven duygusu, ürünlerimizin arkasında her şartta duruşumuzdur.

Dalpa, her geçen gün sektörde büyümesini sürdürüyor. Bu büyümenin Dalpa’ya yüklediği sorumluluklar nelerdir?Artık bu iş eskisi gibi değil. Eskiden insanlar, aldıkları ürünün plastiğinde veya kumaşında kanserojen ya da sağlığa zararlı bir madde var mı? buna dikkat etmezlerdi. Ama şimdi herkes, sosyal medyanın, internet kullanımının yaygınlaşmasıyla her bilgiye çok çabuk ulaşabiliyor. Bir de insanlar birbirleriyle sürekli konuşuyorlar, iletişim halindeler. Bir üründe

bir sıkıntı olduğu zaman sosyal medyada paylaşılıyor. Eğer hata yaparsanız, yanlış yaparsanız veya daha fazla para kazanmayı tercih ederseniz, veyahut da insanları aldatmayı tercih ederseniz, bu çok riskli bir şey. Bundan herkesin kaçınması lazım. Biz zaten bunu hiçbir zaman yapmadık, ama daha çok dikkat etmek zorundayız. Her ürüne, her ürünün plastiğine, her ürünün kumaşına ayrı bir özen gösteriyoruz.

VİCDANİ SORUMLULUKBu sorumluluk aynı zamanda vicdani de bir sorumluluk. Vicdanen de bebeklerin sağlıklı büyümesi, onların zarar görmemesi için ekstra çaba sarf ediyoruz. Mesela şu an özellikle plastik grubu ürünlerimizin tamamı, ülkeye giriş yapmadan test laboratuvarlarına gidiyor. ‘Herhangi bir kanserojen madde var mı? zararlı bir madde var mı?’ diye. Büyümenin bize getirdiği sorumluluklar daha çok çalışmak, daha fazla dikkat etmek, daha sağlıklı ürünler sunmak. Bunlar bizim sorumluluklarımız.

Sektörden beklentileriniz nedir? Sizden genel bir sektör değerlendirmesi alabilir miyiz?Sektör son 5 yıldır çok büyüdü, büyümeye de devam ediyor. Son dönemde ithal ürünlere çok ciddi vergiler bindi, kotalar bindi. Sektör sallandı açıkçası. Geçen yıl gümrük vergisi % 50 zamlandı, hatta bazı ürünlere %100 zam geldi. Bu da nihai tüketiciye %50, %60, %70 oranlarında yansıdı. Nihai tüketici, bu ürünleri daha pahalı almaya başladı ve sektör bir sıkıntıya girdi. Ancak, bu zamlar, sektörde bir yenilenmeyi de beraberinde getirdi. Herkes Türkiye’de üretime yöneldi ve üretici sayısı çok arttı. Firmalar üretime yöneldi, ama maalesef ki belli ürün gruplarında başarıyı yakalayamıyorlar. Elle tutsanız Türkiye’de 10-15 üretici vardır, ürünlerini çok mecbur kalmazsanız almazsınız. Ne tasarımları, ne kaliteleri ve ne de kullandıkları malzemeleri hoş değil.

YABANCI ORTAKLIKLA ÜRETİM

Biz ne yapacağız? Kısmetse niyetimiz de var, biz de burada üretim yapacağız. Ama biz farklı bir yol izleyeceğiz. Yabancı bir şirketle

anlaşacağız. Bu sektörde 30 yıllık tecrübesi olan ve dünya çapındaki markalara ürün satan bir markayla işbirliği yapacağız. Dolayısıyla onların AR-GE çalışmalarını kullanacağız, kendi bilgi birikimimizi onlarla birleştireceğiz. Ve biz insanlara hem çok kaliteli, hem göze çok hoş gelen, hem de burada Türkiye’de üretilemeyen fonksiyonel ürünleri üreteceğiz. Farkımız bu olacak.

İTALYAN CAM MARKASI DA GÜVENLİ ELLERDE

Bünyenizdeki Prego, Sunny Baby ve Cystal Baby gibi öncü markaların ardından İtalyan devi “CAM” markasının da Türkiye distribütörlüğünü aldınız? Bu konuda neler söyleyeceksiniz?Dünyada önemli bir pazar payına sahip olan CAM ile anlaşma imzaladık. CAM, Dalpa şemsiyesi altında, kısa zamanda Türkiye’de de bebek araç gereçleri sektöründe önemli bir paya sahip olacaktır. 17 yıllık tecrübemizle, standartları ve kalitesiyle rakiplerinin önünde olan CAM’ın arkasındayız. Oto koltuğu, mama sandalyesi, yürüteç, bebek arabası, banyo ve tuvalet gereçleri, ana kucağı, beşik, bebek bezi ve ıslak mendil gibi geniş ürün yelpazesine sahip olan İtalyan firma “CAM” markasını da en iyi şekilde temsil edeceğiz. İşimiz de çok zor olmayacak. Çünkü, CAM, dünyanın en kaliteli, en sağlam ve en kullanışlı üretimini yapan, sektörün lider firmalarından birisi. Tamamen sağlıklı ve ebeveynlerin hayatlarını kolaylaştıracak üretim yelpazesiyle kısa zamanda Türkiye pazarında yer edinecek.CAM, üretim ve tasarım aşamasında diğer markalardan farklı olarak ‘Dünyaya çocuk gözüyle bakmak’ misyonuna sahip. Bu bakış açısı da onu diğer dünya markalarından ayrıştırıyor. Türkiye’nin 81 ilinde 400 bayi ve 1000’i aşkın satış noktasına bünyemizde yer alan tüm markaların ürünleri gibi CAM markasına da ulaşmak artık çok kolay. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?Biz işimize aşık bir firmayız. Dünyada sektörü takip edip, Türk tüketicisinin talepleri ile harmanlarken kendimizle yarış içindeyiz. Hep daha iyiye, daha güzele hedefimizden hiç sapma olmayacak. Prensipli ve dürüst ticaret anlayışından bir an bile uzaklaşmayan kurumsal yapımız ve yaptığımız işe olan tutkumuz, daha uzun yıllar bu sektörde hizmet vereceğimizi işaret etmektedir. Biz de size DALPA ailesi olarak sayfalarınızda yer verdiğiniz için teşekkür ederiz.

SEKTÖRÜNDE !LER! G!DENLER

ÜRÜNLERIMIZIN HEP ARKASINDA OLDUK.

Yatak Doktorunuzdoctor-bed.com.tr

Page 11: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 21

!Ş DÜNYASI

Başlangıçlar küçük ama iddalı olur, bu bir sır değil. Şirketler, rakiplerine karşı pazarda bir yer edinmek için çetin ve kavgacı bir savaş verirler. Ancak bu

desteklenmeye kapalı oldukları anlamına gelmiyor.

2008 yılına kadar her yıl yeni kurulan 100.000 şirket yıl sonunda genellikle başarısız oluyordu, ancak bu oran son yedi yılda tam tersine dönmüş durumda. Gelinen bu aşama girişimcilerin temiz bir başlangıç için desteği reddetmelerine neden olmuştur, ancak gerçekte destek zaten kendi içinde geliyor.Devlet tarafından güvenceye alınıncaya kadar (veya büyük bir zincir oluncaya kadar) görünen en iyi yol kendi başınızın çaresine bakmaktır. Yatırımcılar bir güç olabilir, ama onlara gitmeden önce kendinizi sonuna kadar uzakta tutmaya çalışın.

Şirketinizin hayatta kalabilmesi için bu 4 adımı uygulamalısınız:

1- Ürünle değil, sorunla başlayınÇözmeye çalıştığınız sorunları yazıya dökün,

fikirlerinizi değil. Öncelikle ürün odaklı çalışmaya başlamanız gelecekte ürünle ilgili yaşacağınız sıkıntıları gözden kaçırmanız, hem işletmenizin gidişatı açısından, hem de çabalarınızın boşa çıkması açısından size zarar olarak geri döner ve zarar ciddi maliyette olabilir. Bu da üretim sürecinde başa dönerek her şeyi baştan başlatmanız anlamına gelir. Bu yüzden, işletmenizin geleceği açısından öncelikle stratejinizi belirleyerek, karşılaşabileceğiniz tüm sorunları yazıya dökmeniz ve daha sorunlarla karşılaşmadan çözüm yolları üretmeniz veya sorunu hafifletmenin bir yolunu bulmaya çalışmanız gerekmektedir.

Büyük sorunların çözülmesi gerekir, önceden çözüm ise size avantaj sağlar. Bu yüzden, küçük düşünmekten kaçının, başkalarının ticari zekasına özenenler her zaman kaybeder. Başarılı girişimciler sadece para için bir işe girişmezler, dünyayı daha yaşanabilir bir yer kılmayı amaç edinirler. Bu düşünce tarzı girişimcinin büyümesini sağlar.

ADIMDA IŞLETMENIZIGEÇMIŞTEN GELECEĞE

TAŞIYIN.

20

2- Hedef kitlenizden 100 kişiyle görüşün

Potansiyel ve mevcut müşterilerinizle problem çözümü için görüşecek çalışma ekibi oluşturun. Hedef kitlenizdeki müşterinizin %20’sinden alacağınız geri bildirimler, ürünlerinizin %80’ni etkiler. Stratejik olarak da hedef kitleniz ürünlerinize daha hakim olmanızda yardımcı olur.

3- Modellerinizde sorun yaşattığınız yerleri tespit edin

Müşterilerinizin modellerinizle ilgili savunduğu hataları araştırın. Çünkü, müşterilerinizden gelen bildirimler gelişiminiz açısından oldukça önemlidir. Sizin şirket olarak farkında olmadığınız bazı sorunları müşteriler tespit edebiliyor. Siz de yapacağınız araştırma ile bu geri bildirimleri toplayarak ürünlerinizde iyileştirmeye gidersiniz böylelikle hem işinizi daha iyi yaparsınız, hem de müşteri memnuniyetini sağlayarak büyümenizi sağlayabilirsiniz.

4- Müşterilerinizin şirketinizi ve ürünlerinizi tanımasına izin verin

Yatırımcıların % 42’sinin belirttiğine göre iş

hayatlarına ilk atıldıklarında en çok yaptıkları hata, ürünlerinin üretime geçmeden pazarda olmasına ihtiyaç olmadığını düşünmeleridir. Müşteriniz hakkında ne bildiğiniz çok önemli değil, önemli olan müşterilerinizin şirketiniz ve ürünleriniz hakkında fikir sahibi olmalarını sağlamaktır. Böylelikle, müşterilerinizin sizi ve ürünlerinizi ne kadar tanıdığı sorusuna cevaplar bulmanız gerekiyor. Cevabı bulmak için de karmaşık olmayan bir web sitesi kurularak, kimler için, nasıl bir soruna, nasıl bir çözümü ürettiğinizi anlatmaya çalışın. Müşterilerinize sizinle iletişim kurabilecekleri kanalları da siteye ekleyin (e-mail adresi, telefon numaraları, sosyal medya bağlantıları vs).

Google Adwords ‘te sitenizin trafiği için reklam oluşturun. Sitenizi ziyaret eden kişilerden en az 50 adet önemli geribildirim maili alana kadar bu reklamları sürdürmelisiniz.

Her bir girişimci fikrinin bir devrim niteliğinde olmasını arzu eder ve öyle olduğunu düşünür. Müşteri yorumları olmadan sadece ürün odaklı ilerleme odaklı olmanızın size geri dönüşü şirketinizin zarar etmesine sebebiyet vermektedir. Daha sonra oturup nerde hata yaptığınızı bulmaya çalıştığınızda, sorunuzun müşteri odaklı olmak yerine ürün odaklı

olmaktan kaynaklandığını fark edeceksiniz.

Gerçek şu ki; iş hayatında bir işletmeyi ayakta tutmak kolay değil ve genellikle yeni başlayan şirketlerin %75’i ilk yıl dönümlerinde batma riski ile karşı karşıya kalırlar.

Bu yüzden ürününüzün kısa yolları üzerinde odaklanmak yerine muhtemel müşterilerinizin veya hedef kitlenizin aslında neyi istediğine kulak vermeniz önerilir.

Page 12: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 23

Her gün, birçok farklı kişi ile etkileşim içerisindeyiz. Bazıları ile kendimiz tanışırız veya online çalışmalarından biliriz, bazen de izlediğimiz

videolardan tanırız. 2 hafta geriye doğru gitsek gerçekten tanıştığınız tüm kişileri hatırlayabilecek misiniz?

Bazen hatırlarız ama çoğunlukla hatırlamayız. Yüzleri, söyledikleri ve neye benzedikleri geçen hafta bugün akşam yemeğinde yediğimiz şey gibi beynimizden kaybolur.Kişisel markalaşmayı sanata dönüştürebilenler, her zaman diğer kişiler üzerinde daha etkileyici olmayı başarmıştır.

İşte, kişisel markanızı güçlendirmeniz için yapmanız gerekenler:

1- Cesaret gösterin ve korkusuz hareket edin.Kendinize güvendiğiniz konulardagirişimlerinizden korkmayın. Yaptıklarınızdan dolayı başkalarının düşüncelerinden korkmayın. Yaptığınız işlerdeki hatalarınızı bulun ders çıkarın, hata yapmaktan da korkmayın. Bir süre sonra korkusuz olduğunuzu göreceksiniz.

Not: Şüpheye düştüğünüzde cesaretli olun ve şüphelerinizden kurtulun.

2- Bir niş bulun.Çalışmalarınıza başladığınıza odaklanmak için

KİŞİSEL MARKANIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN YAPMANIZ GEREKEN 5 ŞEY

bir anahtar sözcüğe ihtiyaç duyarsınız. Eğer, odaklandığınız bir alan olmazsa bir süre sonra anahtar sözcüğün “başarısızlık” olduğunu göreceksiniz. Nişinizi belirledikten sonra diğer insanlarla bu konu hakkında konuşmaya başlarsınız. Böylelikle çevrenizdekilerle bağlantılarınızı güçlendirir ve sizi ilgilendiren konular üzerinde yoğunlaşırsınız. Özel alanınızda akla gelen ilk isim olursunuz.

Not: Benzersiz bir şeyle başlayın.

3- Değer sağlamak.Sadece başarısızlıklarınızdan öğrendikleriniz yetmez. Kariyeriniz boyunca birçok yeni başlangıçlar yaparsınız ve bu uzun yol boyunca birçok yeni şeyler öğrenirsiniz. Belki aldığınız dersler size çok pahalıya mal olacaktır. Bir şekilde yolunuza devam etmeyi başardığınızda, mutlaka elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalısınız ve geçmişten aldığınız derslerle benzer hatalar yapmayı engellemelisiniz.

Not: Okumaya değer bir hikaye yaratın.

4- İçten ve dürüst olun.Dürüstlüğünüz sayesinde kişilerle güven dolu ve sağlam ilişkiler kurabilirsiniz.

Not: Dürüstlük en iyi politikadır.

5- Başarılar yığını.Markalaşmanız üzerinde yoğunlaştığınızda art

arda küçük başarılardan sonra arkaya dönüp baktığınızda bir başarı yığını oluştuğunu göreceksiniz. En önemli şey, markanızı adım adım yaratmaya odaklanmanızdır. Kendi markanızı oluşturmadan önce, birçok işte reddedilmiş olabilirsiniz.

Kendi kişisel markanızı oluşturduktan sonra iş hayatınızda seçeneklerin arttığını göreceksiniz. Bunlar izlediğiniz yavaş ama istikrarlı bir yolun sonucu olacaktır. Etkileyici ve kaliteli bir kaynak olarak aranacaksınız.

Kişisel markanızı inşa etmek ve güçlendirmek için aşağıdakileri yapmanız oldukça önemli:

• İçten ve samimi tavsiyeler için etrafınızdan çıkarımlar sağlayın,• Bir sorun oluşmadan detaylara inin,• Alanınızla ilgili önemli konferansları takip edin,• İş alanınıza yakın hemen hemen her sektörden tecrübeler edinin,• Tekliflerinizi beklentiler doğrultusunda sonunda başarıya ulaşacak şekilde hazırlayın.

Kişisel markanızı oluşturmanız için birkaç yıl gerekebilir, ancak bunu başardıktan sonra kapıların ardına kadar sizin için açıldığını göreceksiniz.

Her gün yeni kişilerle tanışıyorsunuz, peki onlar daha sonra sizin kim olduğunuzu hatırlıyorlar mıdır?

!Ş DÜNYASI

22

Page 13: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Restaurant & Cafe

Eninde sonunda geleceksiniz!

Page 14: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

26

Toplantı, kısaca bir sorunu çözmek için toplanan bir grup insanın bir araya gelmesi demek oluyor. Günümüz iş dünyasında toplantıların sayısı o

kadar arttı ki yaptığımız işten çok toplantılara katılıyoruz.

Bu toplantılar ne kadarı verimli geçiyor bilemeyiz, ama bir kısmının sadece vakit kaybı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Toplantıda iken çoğu zaman burda olmak yerine, “Şu işlerimi halletseydim.” diye düşünürüz.

Toplantı sonunda ise yapılacak işlerimize yenileri eklenir. Yani aslında bir sorunu çözmek için bulunduğumuz ortamda halledilmesi gereken sorunlara yenilerini ekliyoruz.

Şimdi oturup düşünelim ve bu toplantıların sayısını azaltıp toplantıları daha verimli hale getirmeye çalışalım. CT Business Travel’ın yayınladığı infografiği yakından inceleyelim:

1-Toplantıdan önce net bir gündeminiz olsun.İnsanların toplantıya tamamen hazırlanmış şekilde gelmeleri her zaman için daha iyi olacaktır. Net bir gündemin oluşturulup katılanlara iletilmesi, katılanların da buna hazırlanması odaklanılan ve üretken bir toplantı ile sonuçlanacaktır.

2- Toplantı lideri belirleyin.Toplantı ayarlamada iyi olan ve toplantıda her

şeyin yolunda olmasını sağlayacak bir toplantı lideri ayarlayın. Takımınızın güvendiği ve saygı duyduğu birini seçin.

3- Telefon, tablet gibi cihazları ortamda bulundurmayın.Çalışma zamanlarında e-mailler, telefon çalması, uyarı gelmesi gibi dikkatinizi dağıtan bir sürü şey var. Eğer, mümkünse dikkatinizi dağıtacak cihazları toplantı ortamında bulundurmayın.

4- Toplantıyı 4-7 kişiyle sınırlı tutun.Nerede çokluk orada b*kluk misali, çok fazla insan da faydasız toplantılara sebep olur. Son toplantılara katılanlara veya katılmayı bekleyenlere aldırış etmeden sadece katkı sağlayabilecek kişileri toplantıya davet edin.

5- İsviçre treni yaklaşımını benimseyin.Eğer, takımınız toplantılara zamanında girmek için çaba gösteriyorsa, belli bir saat ve zaman aralığı belirleyin. Sabah 9:23 veya 9:44 gibi. Zaman konusunda kesin olmanız, katılanların daha meraklı ve özenli olmasını sağlayacaktır.

6- Güncelleme işlerini, mail yoluyla halledin.Vakit kaybının yanında, toplantılardan sonra toplantı takımınız yorulur. Keskin düşünme ve güzel karar verme yetisi, depodaki benzin gibidir, kullandıkça biter. Güncellemeler e-mail yoluyla iletilebilecekse toplantı ayarlamanın bir mantığı yok.

7- Dışarıda toplantı yapmayı deneyin.Resmi olarak otur-konuş mantığı gayet iyi, ama eğer toplantıda evrak işleri yoksa dışarıda yürü-konuş taktiğini neden denemiyorsunuz? Alternatif olarak, eğer birebir görüşme şeklinde olacaksa rahat edebileceğiniz konforlu bir kafede görüşmeyi deneyin.

8- Toplantı süresini tutabildiğiniz kadar kısa tutun.Kısa süren toplantılarda insanlar daha fazla odaklanmaya eğilimlidir. Zaman kısıtlanması sebebiyle insanlar daha hızlı çalışır ve minimum çene çalar. Araştırmalar da insanların soru sormayı bırakıp işleri halletmeye odaklandığını gösteriyor. Bu yüzden ideal toplantı bir saatten az sürmelidir.

9- Son 10 dakikayı toplantı özetine ayırın.Yol almak için herkesin katılıp kendi eylem noktalarını anladığından emin olun. Ayrıca ne zaman ve nasıl cevap vereceklerini de anladıkların emin olun.

TOPLANTILARI ETKiLi HALE GETiRMENiN YOLLARI

!Ş DÜNYASI

sektorgitdergi.com 27

Page 15: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

PAZARLAMA

kullanılan; “Yazılım geliştiriciler tarafından yazılım geliştirenler için tasarlandı.” klişesinden Atlassian şirketi şu şekilde kurtulmuş…

“y” olan yerde “z”ye gerek yokturİşte en çok duyduğumuz sloganlardan biri daha. Markalar, böyle bir slogan kullanarak tüketicinin gerçekten başını döndürüyor olabilirler, ama olumsuz anlamda. Blue Apron şirketi bu klişe için bir çözüm üretmiş. Bizim olduğumuz yerde sizin yemek yapmanıza gerek yok yerine “Yemek yapmak için daha iyi bir yol” gibi basit ve etkili bir tamlamayla durumu toparlamış.

Daha az “x” ile daha fazla “y”Tamamen can sıkıcı bir başka slogan olarak yıllardır hayatımızdan çıkması heyecanla bekleniyor. Kullanımı hala çok yaygın olsa da Kayak isimli seyahat web sitesi bu sloganı “Kayak web sitesi ile daha az zamanda daha fazla site araştır.” yerine; “Yüzlerce seyahat sitesini bir defa da karşılaştırın.” sloganıyla göz dolduruyor.

“Türünün en iyisi” ya da “dünya markası”“Türünün en iyisi” hemen hemen tüm ürün gamları için kullanılan bir slogan. “Kime göre türünün en iyisi?” gibi soruları akla getiren bu slogan yerine online bütçeleme aracı olan mint.com dikkat çeken bir slogan bulmuş ve şöyle demiş; “Paranızla neler olup bittiğini anlamanız çok kolay”

“x” kadar insan yanılıyor olamazDaha fazla talep yaratmak için uzun yıllardır kullanılan bir slogan daha. Basecamp, sloganınızda mutlaka rakam vermek isteyenler için güzel bir örnek oluşturmuş; “285 bin kurum yanılıyor olamaz” yerine, “Sadece geçen yıl 285 bin kurumun 2 milyondan fazla projesine yardım ettik”.

Sloganlar, markaların akılda kalıcılığını artıran ve kampanyalarının daha çok dikkat çekmesini sağlayan pazarlama öğelerinden biri. Ancak, bazı sloganlar

yıllardır pek çok marka tarafından o kadar çok kullanıldı ki, fayda yaratmak yerine tüketicilerin üründen ve markadan soğumasına yol açtı diyebiliriz.

Amerikalı ünlü karikatürist Hugh MacLeod “Eğer insanlar birbirleriyle reklam sloganları gibi konuşsaydı herkes birbirini dövebilirdi.” diyerek sloganların amacını aşan kullanımına yönelik çarpıcı bir yorumda bulunmuş. Durum belki bu kadar sert değil, ama her gün türlü sloganlarla posta kutularımızı dolduran, gazete, internet siteleri ve televizyonlardan bize ulaşmaya çalışan reklamcılar, bu eleştiriyi göz önüne alabilir.

İşte size demode olmuş, artık kullanılmaması gereken bazı reklam sloganları ve onların yerini alabilecek alternatifler…

“Bildiğiniz her şeyi unutun”Bir ürünün kullanıcılara ne kadar yararlı olduğunu anlatmak ve diğerlerinden farkını ortaya koymak için “Bildiğiniz her şeyi unutun.” ya da “Bu konuya en başından başlayın.” anlamında kullanılan bu slogan, yıllardır karşımıza en çok çıkanlardan biri. Dropbox “Dosya paylaşımına en baştan başlayın.” gibi klişe bir cümle yerine ürünü kısaca ve zekice anlatan “Her şey her yerde” sloganıyla bu klişeden kurtulmuş.

“x” için “y” yi satın alın“Ucuzluk için kaliteyi seçin ” gibi sloganları mutlaka duymuşsunuzdur. Tüketiciyi bir şey yapmak için mutlaka başka bir şey yapmaya odaklayan bu sloganlar artık yavaş yavaş kayboluyor. Yazılım programları için

ARTIK KULLANILMAMASI GEREKEN PAZARLAMA SLOGANLARI

sektorgitdergi.com 2928

Page 16: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com30 31

MİLENYUM KUŞAĞI VE

Y nesli, günümüzde kırılması en çetin ceviz olarak anılmaktadır. Bu kuşak 1981-2000 yılları arasında olan kuşaktır. Globalleşmenin, aşırı

bireyciliğin etkisi altında büyüyen bu kuşağa sosyal medya kuşağı da diyebiliriz. Bu kuşağa çok çeşitli fikirlere sahip ve şirketlerin aradığı kuşak diyebiliriz.

Şirketler ilk defa bu kuşağın demografik özelliklerinin yanında bir de çekirdek değerlerini göz önünde bulundurdukları bazı kampanyalar yaptılar.

İlk olarak American Eagle markası Aerie Lingerie line ve Distressed Denim Campaign ile bu neslin öz değerlerini baz alarak adım attı. Bu kampanyalarda temel olarak bireysellik işlenmiştir.

Ayrıca, Burger King de bu jenerasyona odaklanmış ve bu yönde büyük adımlar atmıştır. En iyi örneğini henüz 34 yaşında olan Tim Hortons’un CEO olması ile açıklayabiliriz. Bu jenerasyonu anlamanın en rahat yolu

o nesilden olan birini yönetici olarak atamaktan geçer.

Milenyum kuşağını anlamak.

Teknolojideki değişiklikler ve global farkındalık yeni tüketicideki gelişmişliği de arttırdı. Bu tüketiciler bir ürünü almadan önce iyice bir araştırma yapar ve ondan sonra ürünü alıp almamaya karar verirler. Böylece reklamın nerede ve nasıl yapılacağı da değişim göstermek zorunda kalmıştır.Diğerleri ile karşılaştırıldığında Milenyum kuşağının genelinin sahip olduğuna inandığı prensipler aşağıdadır:

• Duyulma hakkı• Kaliteli hizmet ve ürün talep etme hakkı• Bu kaliteli hizmeti ve ürünü uygun fiyata alma hakkı• Tatmin olmadıkları zaman başka bir yere gitme hakkı • Bunlarla beraber ücretsiz aplikasyon alma hakkı• Mobilden erişim hakkı

• Ürününüzü tüm dünyaya eleştirmek veya övmek gibi bir hakları var.

• Dünyayı keşfetme gibi bir hakları var• İş yaptıkları şirketler tarafından moral yükseltici hareketleri, aktiviteleri talep etmeye hakları vardır.• Satın alım yapmadan önce arkadaş ve aile çevresinin yorumlarına değer verirler.• Tutumlu olma gibi bir durumları vardır.• Teknoloji meraklısıdırlar• Bireysel olma gibi bir özelliğe sahiptirler• Adil olma özelliğine sahiptirler• Kendilerini önemli hissederler

Tüketicileri ve muhtemel müşterileri bilmek hiçbir zaman günümüzde olduğu kadar gerekli olmamıştır. Çünkü bu kuşak her zamankinden daha çok her şeyin farkında ve daima daha iyisini talep etmekte ve bunu kendine hak görmektedir. Globalleşen dünya daha çok alternatif sunduğundan tüketicileriniz daima daha fazlasını daha iyisini ve daha uygununu talep edeceklerdir.Onları önemseyin…

PAZARLAMA

PAZARLAMAGloballeşmenin, aşırı bireyciliğin etkisi altında büyüyen bu kuşağa sosyal

medya kuşağı da diyebiliriz. Bu kuşağa çok çeşitli fikirlere sahip ve şirketlerin aradığı kuşak diyebiliriz.

sektorgitdergi.com 3130

Page 17: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com32 33

SADAKA BELAYI DEF EDER!www.dosteller.org.tr

Page 18: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 3534

PR KONUSUNDA FİRMALARIN VERİMLİLİĞİNİ ARTIRACAK İPUÇLARI VE

PAZARLAMA

4ARAÇ

Page 19: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 3736

PAZARLAMA

Halkla ilişkiler çalışmalarının artan önemi, bu alanı firmaların hemen her konudaki faaliyetlerinde göz önünde bulundurması gereken bir mecra

haline getirdi. Özellikle dijital pazarlamanın giderek artan önemine paralel olarak gelişen online PR çalışmaları, artık pazarlama stratejilerinin temel dayanaklarından biri.

Ancak, kapsamı genişleyen halka ilişkiler faaliyetleri, firmaların bu mecradaki projelerini hayata geçirirken; önceliklerini, teslim tarihlerini, çalışılacak konuları, çalışan ve müşteri ilişkilerini yakından takip etmesini gerektiriyor.

Bu kadar farklı ve birbirinden bağımsız konuyu belirli bir sistem içinde takip ederek verimli olabilmek için teknolojiden faydalanmak mümkün. Takım çalışması, proje yönetimi ve iletişim konusunda yöneticilerin imdadına yetişen online araçlar işleri biraz olsun rahatlatıyor.

Peki PR uzmanları bu yoğun gündem içinde çalışma saatlerini nasıl düzenleyebilirler? İşte bu konuda yöneticilerin işine yarayacak bazı ipuçları…

Öncelikleri belirlemek.Güne başlarken o gün mutlaka yapılması gereken işleri öncelik sırasına göre listelemek işinizi kolaylaştırabilir. Bu konular genellikle zor ve zaman alacak tarzda olduğu için günün sonuna bırakılır.

Ancak, bu yaklaşım konunun çözülmemesi ya da mesai saatinin uzaması anlamına gelebilir. Bu nedenle günlük iş planınızı yapmaktan hoşlandığınız işlere göre değil önceliklerinize göre hazırlamanızda fayda var.

Kesintileri önlemek.Etkili bir çalışma için o işe kesintisiz zaman ayırmak önemli bir nokta. Odaklandığınız noktada çeşitli etkenler tarafından bölünmeniz tekrar işe döndüğünüzde odaklanmak için vakit harcamanıza neden olabilir.Telefon görüşmeleri, sıkıldığınız bir anda sosyal ağlara göz atmak istemeniz sizi işten uzaklaştırabilir. Eğer, firmanın sosyal medya takibini yapacaksanız, bunun için belirli bir zaman dilimini ayırmanız, o süre içinde işlerinizi maddelendirerek halletmeniz yararlı olabilir. Bu anlamda toplantılarınızın saatlerini de önceden belirlemenizde fayda var. Amacından sapan ve uzun saatler süren toplantılar verimliliğinizi düşürebilir.

Motivasyonunuzu artıracak bir yerde bulunmak.Eğer, ofiste bulunmanızı gerektirmeyen işler için farklı bir yerde çalışmayı tercih ederseniz motivasyonunuzu artırabilirsiniz. İş planı yapmak, proje değerlendirme gibi çalışmalarınızı bulunmaktan hoşlandığınız bir yerde bulunmanız faydalı olabilir.

Verimliliğinizi artıracak araçlar.Hootsuite: Web tabanlı bir sosyal medya yönetim aracı olan Hootsuite tek bir platform üzerinden tüm sosyal ağlara ulaşabileceğinizi söyleyen bir araçtır. Eş zamanlı olarak, birçok sosyal medya profilini yönetebileceğiniz bu araç, hem zaman yönetimi, hem de organize olmak için önemli bir avantaj sunuyor. Hootsuite analiz ve raporlama konusunda da son derece gelişmiş bir araç.

Google Drive: Gittiğiniz her yere projelerinizi, raporlarınızı ve dokümanlarınızı götürmenizi sağlayan Google Drive, bir bulut depolama servisi olarak verimliliğinizi artırma açısından işinize yarayabilir.

Mavenlink: Online proje yönetimi tecrübesi sunan ve takım çalışması için ortam sağlayan bir proje yönetim aracı olan Mavenlink’in  “en iyi ortak çalışma platformu” ve “proje yönetimi için en kapsamlı çözüm” gibi ödülleri bulunuyor.

MailChimp: Bir e-posta pazarlama aracı olan MailChimp, e-bülten tasarımı oluşturmaktan, e-postaları sosyal ağlarda paylaşmaya ve kullanıcılara toplu şekilde gönderilmesine kadar birçok konuda firmaların işini kolaylaştırıyor.

PR

Ya rahatsız mısınız?sizYattığınız yatakta rahatsızsanız

buyurun Doctor Bed®’e gelin sizi rahat ettirelim.

Yatak Doktorunuzdoctor-bed.com.tr

Page 20: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

38

Pek çok marka, ürün veya hizmet fiyatlandırması yaparken, karlılığını ve hedef kitlesinin alım gücünü göz önünde bulundurur. Ancak, üretim

sürecindeki maliyetler, marka konumlandırma gibi birçok nedenden dolayı bu süreçte her zaman düşük fiyatlandırma yapmanız mümkün olmayabilir.

Bir başka açıdan bakacak olursak da fiyatları düşürmeniz, markanızın prestiji açısından bazen doğru bir strateji olmayabilir. “Ucuz” olarak algılanmayı, işletme kültürünüz için doğru bulmayabilirsiniz.

Yine de genel olarak müşteriler, elbette en iyi ürünleri en uygun fiyatlara almak için alternatifleri değerlendirmek isterler. Peki, siz “ucuz” olmayı mı tercih edersiniz, yoksa müşteri kaybetmeyi mi? Elbette ikisi de hiçbir markanın arzu edeceği seçenekler değil. Bu durumda fiyatlarınızı düşürmeden ürün ya da hizmetlerinizi konumlandırabilmek ve müşteri kaybı yaşamamak için neler yapabilirsiniz?İşte ürün ya da hizmetlerinizi doğru şekilde fiyatlandırarak, pazarda başarılı şekilde bir konumlandırma yapabilmeniz için uygulayabileceğiniz bazı yöntemler…

1. Müşteriyi daha ucuz alternatiflere yönlendirmek.

Müşterileriniz ürün ya da hizmetlerinizin fiyatını yüksek buluyorsa, onlara pazarda yer alan alternatifleri önerebilirsiniz. Evet yanlış duymadınız, kalitenize güveniyorsanız müşterilerinize rakiplerinizi önerebilirsiniz. Elbette daha ucuza bu kaliteyi satın alamayacaklarını ekleyerek. Böylece ödedikleri ücretin, satın aldıkları ürün ya da hizmette nelere karşılık geldiğini anlayabilir, ondan sağladıkları faydayı başka şekilde elde edemeyeceklerini daha net bir şekilde görebilirler.

2. “Para vermiyorsunuz; fayda satın alıyorsunuz” algısı yaratmak.

Satın alma sürecindeki müşteriler genellikle, ne satın aldıklarından çok ödedikleri ücrete odaklanabilirler. Ancak, siz ürün ya da hizmetinizle, onlara sağladığınız faydadan eminseniz, bunu onlara hatırlatabilirsiniz. Satın aldıkları ne olursa olsun onu uzun süre kullanarak aslında uzun vadede bir yatırım yaptıklarının ya da markanızın kendilerine, aradıklarının en iyisini verdiğinin altını

çizmeniz bu anlamda faydalı olur.Ayrıca, marka değeri oluşturabilmek için yüksek fiyatlı konumlandırma, sık uygulanan pazarlama stratejilerinden biri. Unutmamak gerekiyor ki birçok marka ürün değil prestij sattığını vurgulayarak, pazarda birçok benzeri olan ürünlerini çok daha yüksek fiyatlandırabiliyor.

3. Müşterinizle aynı fikri paylaşın.

Fiyatlandırma, satış ve pazarlama stratejileri arasındaki en hassas konulardan biri. Dolayısıyla, müşterilerinizden ürün ya da hizmet için para alıyorsanız, onların yanında olmanız gerekir. Onlara karşı çıkmak, düşüncelerine destek vermemek, hem onların güveni kaybetmenize neden olur, hem de alışverişte sürekliliğe engel olabilir.Bu durumda, ücretin yüksek olduğunun farkında olduğunuzu, daha önceki müşterilerin de benzer yorumlarda bulunduğunu söyleyerek onlara destek verebilirsiniz. Ancak, ödenen paranın buna değeceği ve tekrar benzer bir ürün ya da hizmet için harcama yapılmasına gerek kalmayacağı gibi güven veren noktaları öne sürebilirsiniz.

YÜKSEK FİYATLANDIRMAYLA

PAZARLAMA

sektorgitdergi.com 39

SAĞLAMANINMÜŞTERi SADAKATi

3YOLU

Page 21: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com40 41

Dijital dünyaya ilginin her geçen gün arttığı ülkemizde ne kadar sosyal medya hesabı var? Veya son bir yılda ne kadar aktif yeni sosyal medya

hesabı açıldı? 14 maddede Türkiye’nin dijital dünyasına birlikte bakalım.

Global Web Index’ten aldığı bilgileri derleyerek görselleştiren We Are Social, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da 30 ülkenin internet, sosyal ve mobil dünyasına ait detaylı rakamları paylaştı. Ülkelerin internet penetrasyonundan, sosyal ağ kullanım sıralamasına kadar hazırlanan 376 sayfalık sunumu yazının sonunda bulabileceğinizi belirterek Türkiye özelindeki bilgilerle devam edelim.

Türkiye’deki Dijital Dünya37,7 milyon aktif internet kullanıcısı olduğu belirtilirken, bu sayı 76,7 milyon kişinin yaşadığı ülkemizde nüfusun yüzde 49’unun aktif internet kullanıcısı olduğunu da gösteriyor.

40 milyon aktif sosyal medya hesabı bulunduğu belirtilen ülkemizde penetrasyon %52 olarak açıklanmış. Bir kişinin birden fazla sosyal medya hesabının olmasını düşündüğümüzde %52 penetrasyon öne çıkmasa da, 40 milyon aktif sosyal medya hesabı kaydadeğer bir sayı olduğunun altını çizelim.

Aktif mobil sosyal medya hesapları 32 milyon olarak dikkatleri çekiyor. 40 milyon aktif sosyal medya hesabının %80’ine mobilden erişim yapıldığını söylememiz mümkün.

Mobil kullanıcı sayımızsa 69,6 milyon olarak belirtilmiş.

Yıllık BüyümeBir yıl içerisindeki artışlara baktığımızda;Aktif internet kullanıcısı %5, aktif sosyal medya kullanıcısı %11, mobil kullanıcı sayısıysa %2,olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Temmuz 2014’ten beri aktif mobil sosyal medya

kullanımındaki %14’lük artış sadece dünyada değil, ülkemizde de burada yaşanılan gelişmeyi özetlemiş.

Mecralarda harcanan zamanGünde;• 4 saat 37 dakikayı internette,• 2 saat 51 dakikayı mobil internette,• 2 saat 56 dakikayı sosyal medyadageçirdiği belirtilen ülkemiz internet kullanıcısının televizyon başında geçirdiği süreyse internetin neredeyse yarısı olarak açıklanmış: 2 saat 17 dakika.

En çok kullanılan sosyal ağlarFacebook’un ilk 3’ü oluşturduğu sosyal ağ kullanımında ardından Twitter ve Google+ takip etmiş. Instagram’ın Google+’dan az kullanılmasıyla dikkat çektiği tabloda küresel kullanımdaysa Twitter’ın, Instagram’ın altında yer aldığını belirtelim.

PAZARLAMA

40

Page 22: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

 

Page 23: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Video içeriği pazarlamanın önemli bir aracı hatta başrol oyuncularından biri olma yolunda uzun süredir göz kırpıyor.Peki işletmeler video içeriği

için bir hazırlık yapıyor mu? Neler yapmak gerekiyor? Dilerseniz bundan hemen önce video içeriğinin yıldızının nasıl parladığına biraz göz atalım.

Video İçeriğinin Yükselişi

Cisco öngörülerine göre 2017’de tüketici içeriğinin %69’unu video içeriği oluşturacak. On demand video tarafında tahminler şu andaki video içeriğini üçe katlayacağı yönünde. Cisco bu artışın neye bağlı olacağı yönünde bir açıklamada bulunmamış. Özellikle bilgi paylaşımı konusunda online videonun önemli bir açığı kapatacağı (hatta kapatmaya başladığı) konuşuluyor. Bilginin yanı sıra eğlence türü paylaşımlarda da video içeriği başı çekiyor. Üstelik sadece büyük değil orta ve hatta küçük işletmeler için de

durum değişmiyor. Video içeriği üretmeye başlamamış küçük işletmeler için tehlike çanları çalıyor diyebiliriz!

Nielsen’in yaptığı bir başka araştırmada da Video içeriğinin geleceğin içeriği olacağı yönünde önemli rakamlar var. Hedef kitleye ulaşma yönünde de video içeriği bir numara görünüyor. Youtube her ay 1 milyar (evet 1 milyar) ın üzerinde tekil ziyaretçi alıyor. Bu rakam Facebook da dahil olmak üzere diğer tüm kanallardan yüksek.

Video ile viral yayılan başarı öyküleri markalar dünyasında efsanelere dönüşüyor. Viral etkisi yüksek videolarda hızlı paylaşımın ve yüksek izlenme oranlarının etkisi ile bir videonun izlenme sayısı kısa sürede milyonları bulabiliyor. Bu rakam sadece marka bilinirliği açısından sevindirici olmakla kalmıyor, aynı zamanda web sitesinin trafiği yükseliyor, sosyal medya takipçileriniz artıyor. SEO için de oldukça faydalı…

Video Diğer İçeriklere Göre Daha Kolay Anlaşılıyor

Video içeriğinin daha önemli hale gelmesinin bir diğer nedeni de daha kolay anlaşılır olması. Internet şu anda içerik açısından limitini aşmış izlenimi veriyor. Özellikle metin içeriğinde önemli oranlarda bilgi kirliliği göze çarpıyor. Bu içeriklerle kıyaslandığında video içeriğinin hem anlaşılması daha kolay, hem de daha inandırıcı. Bu konuda da Forresters’ın yaptığı bir başka araştırma var. Bir fotoğraf 1000 kelimelik bir anlam içeriyorsa, 1 dakikalık bir videonun 1 milyon anlamın üzerinde çağrışım yaptığından bahsediliyor.

Peki Video İçeriği Küçük İşletmeler için Gerçekten Gerekli mi?Video içeriği küçük işletmelere ne kadar gerekiyor? Küçük işletmelerin pazarlama araçlarına video eklenebilir mi? Evet kesinlikle gerekiyor ve video içeriği üretmek sanıldığı kadar zor değil.

sektorgitdergi.com

iÇERiK PAZARLAMASINDA YILDIZI PARLAYAN ARAÇ:

DİJİTAL PAZARLAMA

44 45

Filmin adı: Akıllı EvMarka: Pırlanta Erciyes İnşaat Ajans: Polo Tasarım

Filmin adı: 1 DakkaMarka: Bekaroğlu İnşaat Ajans: Polo Tasarım

ViDEO iÇERiĞiVideo içeriğin artan önemine paralel olarak rekabet de artıyor.

Artık çoğu şirket kaliteli, müşterisini bilgilendiren, fark yaratan videolar üretmek istiyor. Bu nedenle eğer markanın amacı viral

bir etki yaratmaksa mutlaka yaratıcı bir ekiple çalışılmalı.

Son olarak online video prodüksiyonunun ciddi bir iş olduğu unutulmamalı. Geniş kitlelere ulaşması hedeflenen videolarda,

videonun uzunluğuna, “call to action” içermesine ve markanın kimliğini yansıtmasına özellikle dikkat edilmeli.

Page 24: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 47

DİJİTAL PAZARLAMA

Video içeriklerin yükselişte olduğu bu dönemde video pazarlama da hem bir trend olarak değer kazandırıyor hem de gün geçtikçe küçük markalar için de daha önemli hale geliyor.

Video içeriklerle pazarlamayı tercih eden markalar ürünlerini etkili şekilde tanıtabiliyor, marka bilinirliğini sağlayabiliyor, markanın internet sitesinin ve blog sayfasının trafiğini artırabiliyor, indirim kampanyalarını duyurup takipçi ve üye sayılarını da artırabiliyor.

Popüler sosyal ağların videoya yönelik yatırımları ile YouTube ve alternatif video sitelerinde tüketici nezdinde sürekli artan ilgi video pazarlamayı markaların sosyal medya ve dijital kanallardaki iletişim stratejilerinde ilk sıraya çıkarmış durumda.

Videonun beğenilmesi yeterli değil!

Online video ile video pazarlamaya başlayan markaların amacı sadece beğenilmek olmamalı. İyi bir senaryo ve kurgu ile yüksek tıklanma sayılarına ulaşmak mümkün. Ayrıca videonun tıklanmadan önce gösterilen küçük resmin doğru seçilmesi de gerekli.

Video İçeriğine Yatırım Yapacak İşletmeler Nelere Dikkat Etmeli?

Video içeriği üretirken öncelikle hedef aldığınız izleyici kitlesinin beğenilerini göz önünde bulundurmak en önemli kriter. “Hedef kitleniz bu videoyu izler mi?” gibi en basit soruya kesinlikle “Evet” cevabını verebilmelisiniz. Sonraki sorunuz sosyal medya üzerine olmalı. Videonuz sosyal medyada izlenir mi? Birkaç sosyal medya platformunda (özellikle hedef kitlenizin çok olduğu) paylaşmaya uygun mu? Tüm bu kriterleri sağlayan video içeriğini üretmeniz, video izlenirliğini ve paylaşımını arttırması açısından faydanıza.

Ve tabi mobil tarafı ihmal etmemek gerekiyor. Bizde yeni yeni önemi farkedilen ama epeydir gündemimizde olan mobil dünya video içeriği açısından da çok önemli. Mobil ve tabletlerden izlenebilir videolar üretmek, süreyi bu cihazları da göz önünde bulundurarak ayarlamak önemli. Hedef kitlenizin hangi taraftan geldiğine bağlı olarak tüm bunları dengelemek gerekiyor.

Son olarak sadece tek bir videoya veya

video içeriklerine takılıp kalmamanız, video içeriğinizi genel kampanya hatlarınız ile uyumlu hale getirmeniz gerekiyor.

Pazarlama stratejiniz bir bütünlük içermeli. Kampanyalarınız ayrı telden, videolarınız ayrı telden olursa mesajınız istediğiniz kitleye istediğiniz şekilde ulaşmayabilir.

Unutmayın yüksek erişilirlik rakamları söz konusu olduğunda yaratıcılık her zaman bütçeye üstün geliyor !!

Yaratıcı ekip

Video içeriğin artan önemine paralel olarak rekabet de artıyor. Artık çoğu şirket kaliteli, müşterisini bilgilendiren, fark yaratan videolar üretmek istiyor. Bu nedenle eğer markanın amacı viral bir etki yaratmaksa mutlaka yaratıcı bir ekiple çalışılmalı.

Son olarak online video prodüksiyonunun ciddi bir iş olduğu unutulmamalı. Geniş kitlelere ulaşması hedeflenen videolarda, videonun uzunluğuna, “call to action” içermesine ve markanın kimliğini yansıtmasına özellikle dikkat edilmeli.

Filmin adı: Çağrı MerkeziMarka: Pırlanta Erciyes İnşaat Ajans: Polo Tasarım

www.polodijital.com /polodijital

BUGÜNE KADAR SOSYAL

MEDYA HESAPLARINIZIN

YANLIŞ YÖNETİLDİĞİNİ

BİLİYORUZ VE GÖRÜYORUZ.

BİZE HESAP VERİN SİZE

BUNLARI YAPANLARA

İŞLERİMİZLE

HESAP SORALIM.

46T: +90 322 459 22 01

Page 25: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

48

Google AdWords, sunduğunuz ürünleri veya hizmetleri arayan yeni müşteriler bulmanıza yardımcı olur.

Tam olarak sunduğunuz ürün veya hizmetleri Google’da arayan potansiyel müşteriler sizi bulsun. Siz de yalnızca reklamınız tıklanıp web siteniz ziyaret edildiğinde veya telefonla arandığınızda ödeme yapın.

Neden Google AdWords?İnternet’teki müşterilere ulaşın.İnternet ortamında alakalı web sitelerinde, alakalı müşterilere ulaşabilirsiniz. Bir dizi seçenek, gerektiği zaman ve gerektiği yerde; web sitesi türüne, kitle türüne veya yeniden pazarlamaya göre hedefleme yapmanızı sağlar.

Pazarlamada işi şansa bırakmayınDaha fazla müşteri çekin.Web sitenize yeni ziyaretçiler çekmek, internet satışlarını artırmak veya mevcut müşterilerinizin ilgi düzeyini yükseltmek gibi farklı amaçlarınız olabilir. Google AdWords sayesinde hepsi mümkün.

Doğru kullanıcılara doğru zamanda ulaşın.Google’daki kullanıcılar, sunduğunuz ürün ve

için, tüm önemli istatistikleri ve rakamları listeleyen aylık bir özet de gönderilir.

Doğru Zaman, Doğru Yer, Doğru Bütçe… Kontrol Her Zaman Sizde.

Ziyaret yoksa ödeme de yok.Google AdWords’e kaydolmak ücretsizdir. Yalnızca kullanıcılar reklamınızı tıklayıp web sitenizi ziyaret ettiğinde veya sizi aradığında ödeme yaparsınız. Diğer bir deyişle; reklamınız işe yaradığında para ödersiniz.

Bütçe belirlemede esneklik.Reklamınız her tıklandığında, ne kadar ödeme yapmak istediğinizi kolayca ayarlayabilirsiniz. Ve sonradan bu tutarı istediğiniz zaman değiştirebilirsiniz. Ne kadar yatırım yapacağınıza siz karar verirsiniz. Kendinize uygun bir günlük bütçeyle başlayın ve daha sonra aldığınız sonuçlara göre bütçenizi ayarlayın. Birçok işletme en az 20 - 30 TL tutarında bir günlük bütçeyle iyi bir başlangıç yapmaktadır.

hizmetleri tam aradıkları anda bulabilir.

Reklamları, bölgesel veya küresel olarak yayınlayın.Reklamlarınızda belirli ülkeleri, bölgelerdeki şehirleri ya da işletmenizden belirlenmiş uzaklıkta bulunan müşterileri hedefleyin.

Ölçülebilir, güvenilir, esnek.Google AdWords, reklamlarınızı kaç kişinin fark ettiğini ve web sitenizi ziyaret etmek için tıklayanların veya sizi arayanların yüzdesini gösterir. İzleme araçları sayesinde, reklamlarınızın doğrudan sonucunu hatta web sitenizde gerçekleşen fiili satışları bile görebilirsiniz.

Anında raporlama.Web sitesi ziyaretleri, mağaza ziyaretleri, internet’ten satışlar, telefonla yapılan sorgular veya bültene kaydolmalar gibi konuların tümünde, izleme araçları Google AdWords’ün neler sağladığını her zaman size gösterir. İstediğiniz zaman bilgi alabilirsiniz.Google AdWords hesabınıza giriş yaparak reklamlarınızın nasıl bir performans gösterdiklerini istediğiniz zaman görebilirsiniz. Size zaman kazandırmak

ile işinizi

DİJİTAL PAZARLAMA

sektorgitdergi.com 49

büyütmeninyolları

Page 26: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 5150

DİJİTAL PAZARLAMA

Girişimciler için birçok zorluğun üstesinden gelerek tamamladıkları girişimlerini tanıtmak, girişimin bilinirliğini artıracak mecralarda yer

almak, her zaman düşünüldüğü kadar kolay olmuyor.

Özellikle internet ekosistemi içinde yer alan girişimlerin sayısının her geçen gün artması, girişimciler için tanıtım ve büyüme süreci içerisinde birçok rakiple yarışmak anlamına geliyor. Bu yoğunluk içinde hedef kitleye ulaşabilmek de önem taşıyor.

Girişimlerin büyüme süreci ve growth hackingGirişimleri doğru şekilde tanıtabilmek için dijital platformlarda yer almak son derece önemli. Bu anlamda özellikle internet tabanlı projelerin tanıtımı konusunda karşımıza sık sık “growth hacking” kavramı çıkıyor. Yayın hayatı başlayan internet projelerinin alışılanın dışında, analiz odaklı çalışmalarla büyümesi için yapılan çalışmalar anlamına gelen growth hacking, girişimcilerin tanıtım çalışmaları sırasında en çok üzerinde durdukları konular arasında yer alıyor.

Facebook, Twitter, Linkedin, AirBnB ve Dropbox gibi şirketlerin de büyüme süreci içerisinde  growth hacking yöntemlerini kullandığı biliniyor. Bu anlamda growth hacking ile ilgilenen ve pazarlama ekosisteminin bir parçası olan growth hackerlar; içerik pazarlaması, arama motoru optimizasyonu (SEO), web sitesi analizleri, A/B testleri gibi konulara yoğunlaşır. Kısacası yeni bir girişimin tanıtılması ve büyüme süreci içerisinde growth hacking yöntemleri ile bütçe göz önünde bulundurularak,

radyo, televizyon, gazete gibi geleneksel reklam kampanyaları yerine  sosyal medya pazarlaması ve viral içerikler gibi düşük maliyetli, yenilikçi yollara başvurulur. Peki bu süreç içerisinde, girişimcilerin bahsettiğimiz yöntemleri göz önünde bulundurarak özellikle odaklanması gereken noktalar neler?

Sosyal medyanın etkisini göz ardı etmeyinSosyal medya, kuşkusuz, tüm sektörlere pazarlama anlamında birçok fırsat sunuyor. Sosyal ağların her geçen gün artan kullanıcı sayısı potansiyel müşterilerine ulaşmak isteyen markalar için bu platformların önemini artıyor. Sağlık, bilim, teknik, kozmetik, gıda, tekstil ve aklınıza gelebilecek daha pek çok sektörün bir araya gelerek, hedef kitlelerine ulaştığı bu ağları doğru ve etkili şekilde kullanmak rekabet ortamında öne çıkmayı sağlıyor.

Özellikle online uygulamaların kullanıcıların izniyle yine kullanıcıların Twitter veya Facebook hesaplarından gerçekleştirdiği otomatik paylaşımlar, uygulamanızı kullanan her kullanıcı üzerinden en az 100 kişiye girişiminizi duyurma fırsatı sunabiliyor.Otomatik sosyal medya paylaşımları sosyal medyada uygulayabileceğiniz growth hacking yöntemlerinden sadece biri.

Eğer bu gibi yöntemlerle sosyal medyadaki varlığınızı doğru kullanabilirseniz, girişiminizin dijital dünyadaki başarısını sürekli hale getirebilirsiniz. Bu anlamda sosyal medya uzmanlarıyla, ya da şirketinizde kendi kuracağınız profesyonel bir ekiple sosyal medya hesaplarınızı etkili bir şekilde yönetmeye başlamanız faydalı olabilir.

ÖLÇMEZSENİZ YÖNETEMEZSİNİZ!

Page 27: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 5352

Profesyonel içerik editörleriyle çalışınYeni girişimlerin pazarlama stratejisi arasında yer alması gereken konulardan biri de içerik pazarlaması. Girişiminizin bir marka olarak büyümesi ve hedef kitleniz ile aranızda rakiplerinizden farklı bir iletişim kurabilmeniz için pazarlama stratejinizi mutlaka içerik pazarlaması kavramının etrafında şekillendirmeniz gerekiyor.

Ancak, dijital platformlarda kaliteli ve etkileyici içerikler hazırlamak, birçok kişinin düşündüğünün aksine o kadar da kolay bir iş değil. Bu nedenle, pek çok web sitesi, blog ve promosyon çalışması beklenen etkiyi yaratamıyor ve tanıtımı yapılan ürün ya da hizmet hedef kitlesine ulaşamayabiliyor. Bunun nedeni, ürün ya da hizmetin sağladığı

yararların doğru ifade edilememesi ve girişim ya da ürün hikayesinin etkili bir şekilde aktarılamaması.

Dolayısıyla, sizin de girişiminizin, dijital platformlarda hedeflediğiniz etkiyi gösterebilmesi için profesyonel içerik editörleri veya ajanslarıyla çalışabilirsiniz.

Blog etkisiİçerik pazarlamasıyla ilişkili bir konu olarak girişiminizin farkını ortaya koyabilmek ve hedef kitlenizle etkileşim sağlayarak bağ kurabilmek için blogunuzun olması son derece önemli bir nokta. Ürün ya da hizmetin faydalarını ortaya koyabileceğiniz aynı zamanda okuyucuların dikkatini çekecek, yarar sağlayacak içeriklerle blogunuzu zenginleştirmeniz bu noktada işinizi kolaylaştırabilir.

Blog içeriklerinizi sosyal medya hesaplarınızda da paylaşmanız hem blogunuzun ziyaretçi sayısını artırabilir, hem de sosyal medya paylaşımlarınızı daha kaliteli hale getirir.

Gerçek kişiler üzerinden tanıtımÖzellikle internet ekosistemi içinde gelişen girişimlerin tamamen, araç ve uygulamadan ibaret olarak görünmesi zaman zaman müşteriyle bağ kurma konusunda olumsuz

etki yaratabiliyor. Bu nedenle web sitenizin “Hakkımızda” bölümünde girişimci olarak fotoğrafınızın ve öz geçmişinizin yer alması, e-posta pazarlamasında gönderici olarak firma yerine firma yetkilisinin isminin bulunması potansiyel müşterileri etkilemek ve güven oluşturmak açısından etkili olabilir.

Ölçmezseniz yönetemezsiniz!Bir pazarlama klişesi haline gelen bu ifade, özellikle yeni girişimlerin geleceğini bugünden görmemizi sağlıyor. Analiz özellikle growth hacking yöntemlerinin dolasıyla girişimlerin büyüme sürecinin temelini oluşturuyor. Analiz sonuçlarınız işe yarayan ve yaramayan faaliyetlerinizi kolaylıkla görmenizi ve stratejinizi bu doğrultuda geliştirmenizi sağlar. Böylece girişiminize destek olmayacak işe yaramayan yöntemleri zaman geçmeden değiştirebilirsiniz.

WEB DEMEDEN WEBWEBİYİ ANLAYACAK

WEB TASARIMCI, SOSYAL HAYATINDA A SOSYAL

OLMAYAN SOSYAL MEDYA UZMANI, GELECEKTE

PLANLARINI MEDYA ÜSTÜNE KURAN,

MEDYA PLANLAMA UZMANI, KİMSEYE YAZMADAN İYİ

YAZAN YAZAR, ART DÜŞÜNCELERİNDEN TAMAMEN

ARINMIŞ ART DIRECTOR, ARAYA KİMSEYİ SOKMAYAN

ARAYÜZCÜ, OFİSTE BOY GÖSTERECEK OFİS BOY

ARANIYOR.

[email protected]

www.polodijital.com /polodijital T: +90 322 459 22 01

Page 28: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 5554

Facebook 2004, Twitter ise 2006 yılında kuruldu. Instagram bile 6. yılını doldurmak üzere. Öyleseyse bu tür mecralara yeni diyemeyiz, öyle

değil mi? Tüm bu mecralara rağmen bazı markalar ve pazarlamacılar, bu dev iletişim çağının nimletlerinden faydalanmakta sıkıntı yaşıyor ve bir türlü doğru adımı atamıyor.

Tüm bunların yaşandığı dönemde bu tür markaların yaptıklarına veya yapamadıklarını tamamen şansızlığa bağlamak herhalde çok iyimser bir tavır olur. (Kendimizi kandırmayalım, çok daha iyisini yapabileceğimizi hepimiz biliyoruz.)

Sosyal medya günümüzde şirketler, markalar, pazarlamacılar ve hatta sıradan insanlar için bile çok büyük önem arz etmekte ve oyun kurucu ve oyun değiştirici rol üstlenmektedir. Sosyal medyayı doğru kullarak kitle ile aranızda sıcak bir bağ kurabilir, sıradan bir marka iken bir anda patlama yaşayabilirsiniz.Tüm bunlara rağmen yanlış mı yapıyorsunuz? Tüm iyi niyetlerinize rağmen hala başarısız mı oluyorsunuz?  Muhtemelen bir çok marka gibi siz de aşağıdaki hataları yapıyorsunuz.

Sık sık “daha iyi olmanın yolları” gibi yazılar okuyorsunuz. Belki de hatalarımızı, yanlışlarımızı görmek daha farklı şeyler yapmamızı sağlar.

Bir planınız yokYapmamanız gereken ilk şey hataları gözardı etmek. Sosyal medyada paylaşım yapmadan önce bir durup bakmanız gerek paylaşacağınız şeye. Sosyal medyada karşılığının ne olacağını görmeniz açısından iyice ölçüp biçmeniz gerek paylaşımlarınızı. Hedef kitlenizin ne istediğini bilmelisiniz. Kullanacağınız araçları seçmeli, içeriğinizi hazırda tutmalı, gerektiğinde geliştirmelisiniz. Ondan sonra gerektiği gibi hareket etmelisiniz. Yani kendi hayatınızda olduğu gibi rutinleriniz ve planlarınız olmalı.

Yalnız başınıza çalışıyorsunuzTek başınıza sosyal medyada fenomen olamayacağınızı kimse söyleyemez, ama mükemmel bir başarı elde etmek için bir takım olarak çalışmak çok daha faydalı olur. Stratejik planlama, metin yazarlığı, tasarım, pazarlama, markalaşma, halkla ilşkiler, web geliştirmeleri, analiz gibi alanların hepsiyle

bir kişi ilgileneceğine bir ekip oluşturup işleri kişilere bölerseniz sosyal medyayı fethedersiniz, en azından başarılı olma ihtimalinizi büyük oranda artırırsınız.

Muhtemelen iyi bir yazar değilsinizSizden tabiki mükemmel bir kitap yazarı gibi yazmanızı beklemiyoruz, ama iyi bir metin yazarı olmanız  gerekir, en azından 140 karaktere etkili içerik oluşturabilmeniz için. Noktalamalardan dilbilgisine kadar bu işi sizden iyi yapan birini işe almanız markanız için daha iyi olur. Sosyal medya metin yazarlığı sandığınızdan daha etkili ve bir o kadar da zor bir şey unutmayın.

Her alana yayılmışsınız ama etkisizsinizSosyal medyada sadece bir mecrada olmaktansa birkaç farklı mecrada olmak daha iyidir. Ama unutmamanız gereken şey oltayı bütün bir denize rastgele atmak değil de, balığın olduğu yere atmaktır. Bütün mecralarda olup etkisiz ve zayıf bir sosyal medya yönetimi sergilemektense kitlenizin yoğun olduğu 1-2 mecrada etkili bir şekilde olmak daha faydalı olacaktır. Bunu bir düşünün…

DİJİTAL PAZARLAMA

SOSYAL MEDYADA MARKALARIN EN ÇOK YAPTIĞI HATALAR

sektorgitdergi.com 55

Page 29: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com56 57

Tek maçlık oyuncu gibisinizSosyal medyada güzel bir paylaşım yaptıktan sonra gerisini getirmezseniz ve hergün o paylaşımı tekrar edersiniz, bir müddet sonra bu iş monotonlaşır ve sizi takip edenler bile takip etmeyi bırakır. İşi sıkı tutup tek hamlelik işler yapmaktansa, yeni şeyler üretmelisiniz. Süreklilik her mecrada önemlidir.

Gerçek zamanlı paylaşım yapmıyorsunuzSosyal medyanın en güzel ve ayırt edici özelliklerinden biri gerçek zamanlı paylaşım özelliğinin olmasıdır. Önceden hazırlanmış ve paylaşım planı yapılmış içerikler sizi bir yerlere götürür, ama hiçbir zaman hayal ettiğiniz patlamayı yaptırmaz.

Gerçek zamanlı paylaşımlar sizi başka kitlelere bağlar ve zamanın ruhunu yakalamanızı sağlar. O anda sosyal medyada bulunan kitlelere götürür. Tabi unutmayın, gerçek zamanlı pazarlama sizi çok iyi yerlere götürebileceği gibi zor durumda da bırakabilir. Bu nedenle, kararlarınızı alırken dikkatli olun.

Kendin değilsinSahte davranmayın sosyal medyada. İnsanlar ile iletişime geçerken karakteriniz ne ise ona göre hareket edin, konuşun. Kendi düşüncelerinizi dile getirmekten çekinmeyin. Sadece gerçekleri söylemekle kalmayın. “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün.” mottonuz olsun. Markanızın bir yüzü, bir karakteri, bir şahsiyeti olsun. Kısacası ne olduğunuz belli olsun.

DinlemiyorsunuzSadece kendini anlatan, başkalarını dinlemeyen bir marka olmayın. Eğer böyle olacaksanız sosyal medyada olmayın!

Başkalarına kulak verin, markalarının ne dediğini dinleyin. Sosyal medya konuşmak, tartışmak, gelişmek, iletişime geçmek için var. İçeriklerinizi paylaşan insanlara teşekkür ederek başlayabilirsiniz.

Eğlenceli değilsinizSosyal medyada azıcık eğlenceli, neşeli olmak

her zaman iş görür. İlham verici, eğlenceli hesaplar popüler olur. Takipçileriniz ve sevenlerinizle birkaç gülücük paylaşmaktan kendinizi alıkoymayın. Sosyal medyada başarılı olan markalar genelde ürünlerini, hizmetlerini ciddiye alan markalardır. Unutmayın, eğlenceli olmak sizi değersiz, ciddiyetsiz göstermez.

Görsel paylaşmıyorsunuzSosyal medyada görsel içerikli paylaşımların daha dikkat çekici olduğu aşikar. Facebook etkileşimlerinin %95’i görsel bulunan içeriklerde meydana geliyor. Görsellerinizi özel olarak üretirseniz bu etkileşiminizi de katlayacaktır, ama bunu yapma imkanınız yoksa da karşınızda ücretsiz milyarlarca görsel bulabileceğiniz Google gibi bir nimet var, değerlendirin. Video, fotoğraf, vine gibi paylaşımlarınız yazıdan daha çok ilgi toplayacaktır.

Sizce yapılan diğer hatalar nelerdir? Gelin tüm hataları toplayıp, markaların bu hataları yapmamaları için paylaşalım.

www.polodijital.com /polodijital

DİJİTAL PAZARLAMA

Ayıptır söylemesi ama, Adana’ya Instagram

reklamlarını da ilk biz getirdik. Markanız hiçbir

noktada eksik kalmasın istedik, fena mı ettik...

T: +90 322 459 22 01

Page 30: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com58 59

Farklılaşmak bir şekilde daha fazla öne çıkmak için bazı konulara dikkat edilmesinde fayda var. Bu maddeler Facebook’a özel gibi dursa da her

platform için uyarlayabileceğiniz şeylerdir.

1- En iyi içerik, link barındıran içeriktir. İçeriklerinizde mutlaka link verin.Özellikle internet sitenize trafik çekmek için içerikler giriyorsanız linki mutlaka tıklatmaya yönlendirici bir mesaj ile paylaşın. Tıklanan içerik de ilgi çekerse çok daha fazla etkileşim yaratmış olursunuz. Facebook da açıkladığı verilerde link bulunan içeriklere yönlendiriyor. Farklı türlere ilişkin detayları da okuyabilirsiniz.2- Kısa metinlerle paylaşılan içerikler daha fazla ilgi çeker. Herhangi bir şeye çok fazla tahammül edemediğimiz bir dönemdeyiz. Bu nedenle içeriklerinizi imkanlar dahilinde en kısa haliyle sunun. Araştırmalar 40-70 karakter arasında olan paylaşımların en fazla etkileşime sahip olduğunu gösteriyor.

3- En iyi içerik, en yoğun zamanda “gönderilmeyen” içeriktir. Evet, uzun bir süre ben de dahil bir çok kişi müşterilerine her zaman “facebook sayfa istatistiklerine göre en aktif saatler şunlar, biz de o zaman paylaşalım” dedik fakat artık bu aktif saatler ortalamanın çok çok üzerinde aktif olunan ve dolayısıyla kullanıcıların çok fazla içerik bombardımanına sahip olduğu saatler anlamına geliyor. Bu nedenle en yoğun saat aralıkları değil de istatistiklerinize göre en yoğun 3. veya 4. saat aralığında paylaşım yaparsanız artışı yakalayabilirsiniz. Haftasonları da iyi bir zaman olabilir. Hubspot’un analizini de kaynak olarak baz alabilirsiniz.4- Belli bir stratejiye dayalı içerik amacına ulaşır!Her gün içerik paylaşmak çoğu marka için etkilidir, ama unutulmaması gereken şey, paylaşılan içeriğin kalitesidir. Her içerik, bir stratejinin parçası olmak zorundadır. Günü kurtarmak amacıyla paylaşılan içerikler faydadan çok zarar verir. Kitlenizi tanıyın, neyi isteyeceklerini bilin ve bu doğrultuda viral yayılım sağlayabilecek içerikler hazırlayın.

5- Gündemi takip eden, gündeme dokunan içerikler ile takipçilerinizi yakalayın. Bu konu oldukça hassas bir konudur. Birçok marka için de onaylanması zor bir konudur, fakat doğru zamanda doğru atışı yaptığınız zaman çok büyük fayda sağlayabilecek bir konudur. Facebook paylaşımlarınızı yaparken gündemi mutlaka yakından takip edin ve söylemek istediğiniz şeyleri gündemi de içine katarak söyleyin. Böylece çok daha fazla dikkat çekebilirsiniz. Unutmayın, başarı hikayesi olabileceğiniz gibi bir krize de neden olabilirsiniz.

DİJİTAL PAZARLAMA

BAŞARILI FACEBOOKBiR

iÇERiĞiNiNÖZELLiĞi

Facebook‘da her kullanıcının yüzlerce sayfa takip ettiği

dönemleri yaşıyoruz. Bunun anlamı, her bir kullanıcı

arkadaşlarının dışında yüzlerce, özel hazırlanmış Facebook içeriği görüyor,

etkileşime geçiyor. En azından hazırlayanlar daha fazla kişinin

görebilmesi ve etkileşime geçebilmesi için çabalıyor.

58

Page 31: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com60 61

Yeter ki doğal olsun!

www.madencigida.com

Page 32: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

2014 yılında dijital pazarlama alanında öne çıkan konuların başında içerik pazarlaması geliyor. Bu anlamda birçok firmanın içerik pazarlaması stratejilerini

ilk kez geçtiğimiz yıl oluşturduğunu da söyleyebiliriz. Google’da yapılan aramalar da bu bilgiyi doğrular nitelikte. Google’da “Content Marketing” araması yaptığınızda yaklaşık 355 milyon sonuç bulunuyor. Aramayı sadece geçen yılın sonuçlarını göstermek üzere daralttığınızda 311 milyon sonuç görüntüleniyor.

Tüm bu rakamlar 2014 yılının içerik pazarlaması için önemli bir yıl olduğunu ortaya koyuyor. Ancak içerik pazarlamasının önemine vurgu yapan ve stratejiler sunan kaynaklara rağmen, 2014 yılında tüm firmalar doğru çalışmalar yaparak, içerik pazarlaması yöntemleriyle dijital pazarlama stratejilerine olumlu katkılar sağlayamamış olabilir.

Peki bu firmalar nerede hata yaptı. İşte 2015 yılında içerik pazarlamasının yükselen çıtasını yakalayabilmeniz için kaçınmanız gereken yanlışlar…

İçeriklerinizin Google’a sorulan sorulara cevap verememesiİster B2C alanında ister B2B alanında iş yapıyor olun, internette ürün ya hizmet arayan kullanıcılar size Google’a sorduğu sorular yoluyla ulaşıyor. Aramaların soru-cevap yöntemiyle yapılıyor olması, artık kullanıcılar için de Google için de alışılmış bir yöntem.Ancak, dijital platformlarda yayınladığınız içeriklerin, kullanıcıların aradığı sorulara cevap veremiyor olması sitenizin ya da sosyal medya platformlarınızın arama sonucu sayfalarında üst sıralarda görüntülenmesini engelleyebilir.Örneğin “muhasebe yazılımı” üreten bir yazılım firmasıysanız ve içerikleriniz “neden firmalar muhasebe yazılımı kullanmalı?” sorusuna cevap vermiyorsa organik trafik yoluyla elde edebileceğiniz potansiyel müşterilere ulaşamıyor olabilirsiniz.

İçeriklerin hedef kitleye ulaşmamasıÇok kaliteli içerikler oluşturmuş olabilirsiniz. Ancak, bu içerikler eğer hedef kitlenize ulaşmıyorsa, bu durum pazarlama anlamında önemli bir eksiğiniz olduğunu gösterir. Hedef kitlenizin kullandığı sosyal ağlarda yer almak,

bu platformlarda reklamının gösterilmesi, Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) çalışmalarıyla, web sitenizin sizi arayan hedef kitleyle buluşmasını sağlamanız, bu anlamda son derece önemli. Bu anlamda içerik pazarlaması optimizasyonu çalışması yaparak tüm bu adımları gözden geçirebilirsiniz.

Sitenize gelen ziyaretçiyi müşteriye dönüştürememenizSitenizin trafik alması önemli bir gösterge. Ancak, site ziyaretçilerinizi müşteriye dönüştürememeniz, yani sitenizin dönüşüm oranının düşük olması bir yerlerde hata yaptığınızı gösteriyor olabilir. Blog ya da web sitenize gelen trafiği satın almaya da herhangi bir aksiyona yönlendirebilmek için doğru Call To Action (CTA) kullanımına ve faydalı içerik oluşturmaya dikkat etmeniz gerekiyor.

Bu anlamda sitenizi ziyaret eden kullanıcılarla firmanız arasında bağ oluşmasını sağlayacak “hikayeleştirme” niteliğindeki içerikler hazırlamanız ve kaliteli bir müşteri deneyimi sunmanız da önem taşıyor.

DİJİTAL PAZARLAMA

iÇERiK PAZARLAMASINDABAŞARISIZLIĞIN 3 ÖNEMLi NEDENi

sektorgitdergi.com 6362

PEKi BU FiRMALAR NEREDE HATA YAPTI. iŞTE 2015 YILINDA iÇERiK PAZARLAMASININ YÜKSELEN ÇITASINI YAKALAYABiLMENiZ iÇiN KAÇINMANIZ GEREKEN YANLIŞLAR…

Google’da “content marketing” araması yaptığınızda yaklaşık 355 milyon sonuç bulunuyor.

Page 33: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

DOSYA

Araştırma yapmak, bilgi almak ve bilgi paylaşmak amacıyla kullanılan dijital dünya, günümüzde artık eğlence, haber, alışveriş ve sosyal etkileşimin

bir arada yaşandığı geniş kapsamlı bir ortam haline geldi. İnsanlar ders aralarında, iş molalarında, evde, yolda ve her yerde bu dünyanın içindeler artık. Durum böyle olunca da büyük küçük tüm markalar, tüketicileriyle buluşmak için bu platformda yerini almaya başladı.

Küreselleşme, gelişen teknoloji ve değişen tüketici alışkanlıkları büyük bir rekabeti de peşinde getirdi. Dijital pazarlama ise işte tam da bu değişimin merkezinde yer alıyor. Bugün baktığınızda, Avrupa’dan bir ürün satın almak sadece iki parmağınızın ucunda. Aynı şekilde oradaki bir insanda sizin ürününüzü bir tıkla satın alabilir. Belki de sadece birkaç tuş yardımıyla yabanı ortaklar edinebilir, işlerinizi büyütebilirsiniz. Önünüzde yepyeni bir dünya var. Dijital bir dünya. Ve bu dünyanın en güzel yanı sınırlarının olmaması. Karmaşık ya da zor gibi görünebilir ama işin aslı formül basit; “Ne kadar çok ‘tık’, o kadar çok kazanç!”İnsanlar marka, ürün veya hizmet alacaklarında aradıkları ilk şey o firmaya güven duymak oluyor. Bu yüzden de ürün ve hizmetini satın aldıkları firmaları tanımak, bu firmalarla birebir iletişim kurmak istiyorlar. Tam da bu noktada dijital platformlar devreye giriyor. Web siteleri, sosyal medya hesapları, bloglar… markaları hedef kitleleri ile kolay ve hızlı bir şekilde buluşturuyor ve markaların insanlarla iletişim kurmasına olanak sağlıyor. Firmalar dijital platformlar aracılığı ile kendilerini daha iyi ifade edebiliyorlar. Burada eğlenceye dayalı bir ortam olduğu için firmalarda tüketicileriyle daha samimi, daha sıcak bir iletişim kurabiliyorlar. Böylece tüketicilerinin güvenini daha kolay kazanıyorlar. Yani formül aynı; Daha

çok tık, daha çok insan. Bu da demek oluyor ki; Daha çok iletişim, daha çok güven.

Dijital pazarlama interaktif özellikte bir sistem. Yani müşterilerin anlık tepkilerine, taleplerine ve önerilerine anında yanıt verebilme özelliği taşıyor. Hedef kitlesinden olumsuz bir dönüş alan marka böylelikle yanlış sonuç doğuran stratejisini hemen değiştirebiliyor. Tüketiciden olumlu dönüş alan marka ise izlediği yolu pekiştirerek daha fazla insanı çekiyor. Markalar dijital platformların bu özelliğini kullanarak, insanların kafalarındaki imajlarını kolay bir şekilde öğrenebiliyorlar. Gelecek planlarını da buna göre hazırlıyorlar. Bir marka ne kadar çok insana ulaşır, ne kadar fazla görüş alırsa, gelecek planlarında da o kadar başarılı oluyor.

Dijital dünya sadece tüketiciyle buluşmak adına kolaylık sağlamıyor. Teknolojik gelişmeler, firmaların içinde bulunduğu sektörde neler olup bittiği, rakip markaların neler yaptığı… gibi birçok bilgiyi size faydalı olacak şekilde sunuyor. Google Partners’da bu noktada gösterilebilecek en iyi örnek. Hiç şüphesiz bu iş ortaklığında yer alan ajanslar bir adım daha öne taşınıyor. Gerçekleştirilen etkinlikler ve eğitimler ile ajanslar Google’daki gelişmelerden önceden haberdar oluyorlar. Böylece, tüm gelişmelere daha rahat ayak uyduruyor, birçok hizmeti ilk veren firma olma farklılığını taşıyorlar. Bunun yanında Google Partners pazarlama bütçenizi de doğru yönetmeniz konusunda sizi yönlendiriyor. Dünya genelinde gerçekleştirilen bu iş ortaklığı, ismini uluslararası platformlara taşımak isteyen tüm firmalar için büyük bir destekçi oluyor.

Dijital pazarlama markaların tüketiciye sunduğu hizmetleri de arttırdı. e-ticaretin ortaya çıkmasıyla pazarda bu dijital dünyaya

kaydı. Markalar artık insanların kalkıp mağazalarına gelmelerini ve ürünlerini almalarını beklemiyorlar. e-ticaret kullanan markalar böylece insanların evlerine girmiş oluyorlar. Üstelik belirli bir bölge ya da zaman kısıtlaması da yok. Firmalar başka şehirlerdeki hatta başka ülkelerdeki insanlara dijital platformlar aracılığıyla rahat bir şekilde ulaşabiliyorlar. Özellikle de web sayfalarının mobile entegre edilmesiyle 7/24 tüketicinin hayatına giren firmalar, bu sayede pazar paylarını oldukça büyüterek, ciddi bir gelişme gösterdiler. Bu yeni dünyayla birlikte rekabet şeklide değişmiş oldu. Artık saatlik tıklamalar rekabet ediyor. Tıkı fazla olanın, kazancı da fazla oluyor.

Transmedia dediğimiz dönüşüm yani çağımız teknolojisi ile hayatımıza giren dijital mecranın, diğer geleneksel mecraların yerini alması, tahmin edilenden daha hızlı olacak gibi. e-ticaretin gelişmesi ve büyük talep görmesi, dijital dünyanın her geçen gün daha fazla büyümesi, gelişen teknolojiler, reklam ve pazarlamada yeni stratejilerin, farklı yöntemlerin ortaya çıkması, insanların dijital platformlara olan ilgisinin her geçen gün daha fazla artması… firmaları bu sanal dünyanın içinde yer almaya zorluyor. İnsanlar yeni şeyler görmek istiyorlar. Modern hayata uyum sağlayan markaları kullanıyor, yenilikçi ve gelişmiş firmalara güveniyorlar. Tüm bunlara ayak uydurabilen, bu yeni dünyaya kapılarını açan firmaların bu rekabet ortamından sıyrılarak, başarılı olacağı çok açık. Uzun lafın kısası, yepyeni bir dünya var önümüzde. Her ne kadar sanal desek de hayatımızın merkezine yerleşmiş, giderek büyüyen ve herkesi içine alan bir dünya bu.

Bu dijital dünyada şansınız da, tıkınız da bol olsun.

64 sektorgitdergi.com 65

Page 34: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Siber saldırganların durmaksızın sürdürdüğü saldırılar, kimi zaman kullanıcıları kimi zaman da şirketleri ve devlet kurumlarını hedef alıyor.

Türkiye ise her zaman en çok saldırı alan ülkelerin arasında yer alıyor. Trend Micro’nun yayınladığı güvenlik raporlarına göre ise, Türkiye en çok siber saldırıya uğrayan ülkeler arasında son yıllarda hep ilk beş arasında yer alıyor. Peki, Türkiye en çok hangi siber saldırı çeşitlerine maruz kalıyor? Trend Micro, Türkiye’nin en fazla maruz kaldığı siber saldırı çeşitlerini açıklıyor.

Fidye yazılımlarıFidye yazılımlarını; kullanıcıların dosyalarını ve cihazlarını şifreleyip, tekrar ulaşabilmek için kişileri ücret ödemeye zorlayan zararlı bir yazılım şeklinde tanımlayabiliriz. Cryptolocker ise, Türkiye’de en çok görülen fidye yazılımı çeşitlerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Genellikle sahte e-postalarla kullanıcılara yollanan sahte faturalara saklanıyorlar. Cryptolocker, kişilerin ya da kurumların verilerini ve cihazlarını şifreleyerek erişilemez hale getiriyor. Kullanıcılar ise karşılaştıkları kilit ekranında yönlendirildikleri noktalara ödeme yapmak zorunda bırakılıyor. Trend Micro’nun araştırma birimi TrendLabs’ın verilerine göre 2015 yılının ikinci yarısında 4 milyondan fazla fidye yazılımı çeşidi gözlemlendi. 2016’da ise fidye yazılımlarının artarak devam edeceği öngörülüyor.

Olta saldırılarıPhishing, yani olta saldırısı olarak da adlandırılan bu siber saldırılar tamamen karşıdaki kişiyi aldatma esasına dayanan bir yöntem. Bu saldırının amacı ise hedefteki kişinin şifrelerini ve kullanıcı hesaplarını ele geçirmek. Siber saldırganlar bir kurumdan yollanmış gibi hazırladıkları e-postalarla, kullanıcıları bu kurumların adını kullanarak hazırladıkları sahte sitelere yönlendiriyorlar.

Bu siteler genellikle orijinal site ile çok benzer bir kullanıcı arayüzü kullanıyorlar. Bundan dolayı kullanıcılar aradaki farkı anlayamıyorlar ve kendi hesaplarına eriştiklerini zannediyorlar. Kullanıcı adı ve şifre kısmına bilgilerini girdiklerinde ise, bu bilgiler bilgisayar korsanları tarafından çalınıyor. Bu yöntem, Türkiye’de özellikle kullanıcıların banka hesaplarını, ya da sosyal medya profillerini ele geçirmek için kullanılıyor.

Kredi kartı dolandırıcılıklarıSiber suçlular, kullanıcılara özellikle herkesin ilgi gösterdiği ürünler için çeşitli kampanya, fırsat ve indirimler içeren sahte sipariş sayfalarını içeren e-postalar yolluyorlar. Bu e-postalar özellikle Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü ve yıl başı gibi birçok kişinin birbirine özellikle online alışveriş yaparak hediye aldığı dönemlerde oldukça yoğunlaşıyor. Bu e-postalardaki bağlantılara tıklayıp sahte sipariş sayfalarından alışverişini

yapan kişilerin kredi kartı bilgileri bilgisayar korsanları tarafından çalınıyor.

DDoS saldırılarıÖzellikle son dönemde Türkiye’nin gündemini meşgul eden yoğun bir saldırı dalgasında kullanılan DDoS yöntemi aslında basit bir siber saldırı biçimi. DDoS (Distributed Denial of Service Attack) saldırıları genellikle bant genişliğini istilaya uğratarak sistemleri ve sunucuları hizmet veremez hale getiren bir saldırı çeşididir. Yani ağ üzerinde çok yoğun bir trafik yaratarak sistemleri kilitler.

Mobil tehditlerMobil cihazların artışıyla iletişim, dolayısıyla veri miktarı sürekli artıyor. Bundan dolayı mobil tehditler giderek daha tehlikeli hale geliyor. Özellikle Android platformundaki güvenlik problemlerinden dolayı birçok zararlı yazılım, mobil cihazlara indiriliyor.

Akıllı telefon kullanımının oldukça yaygın olduğu ülkemizde 2015’in üçüncü çeyreğinde kullanıcılar, zararlı ve yüksek tehlike içeren mobil uygulamaları tam 160 bin 717 kez telefonlarına indirdi. TrendLabs tarafından kullanıcıların indirdikleri bu uygulamaların içinde 2 bin 681 adet virüs keşfedildi. Trend Micro’nun verilerine göre 2016 yılında mobil zararlı yazılımların sayısının 20 milyona çıkacağı öngörülüyor.

DOSYA

sektorgitdergi.com 6766

Page 35: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Her şey yolunda... İspirler Otomotiv

www.ispirlerlastik.com.tr

Page 36: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com 71

DOSYA

Firmanız için belirleyeceğiniz dijital ajans, sanal ortamda hedef kitlenize beraber sesleneceğiniz en önemli partnerinizdir.Dijital mecra artık giderek medya

planlama ve satın almalar içerisinde önem kazanmakta, çünkü dijital dünya gün geçtikçe ilerliyor ve sizin marka olarak bu dünyada doğru bir yer edinmeniz gerekiyor. Stratejisini dijital ağırlıklı yapan markalar artık bir adım önde olmakla beraber, ürün satışlarını da hızla arttırıyor. Ancak diğer taraftan da hızla gelişen bu mecra sıkı bir takip gerektiriyor. Bu noktada profesyonel yardım almak şart hale geliyor. Bu hıza ayak uydurmak için bir an önce dijital dünyada yer almak önem arz ediyor.

Günümüzde öne çıkan trendleri zaman kaybetmeden yakalamak, hem marka bilinirliği için önemli, hem de gündemi bilmek açısından faydalıdır. Birlikte çalışacağınız ya da halen çalıştığınız dijital ajans, markanızın geleceğini belirlemekte rol oynar ve mevcut durumunu koruyarak doğru adım atması için stratejiler belirler.

Dijital ajanslar, müşterilerinizle aranızdaki köprüdür ve iletişim sağlayıcıdır. Dijital dünyada iyi bir imaja sahip olmak gittikçe önemli olmakta, çünkü hayatımızın her bölümü hızla dijitalleşiyor. Hangi sektör olursa

olsun sosyal medyanın önemini göz ardı edemeyiz.

Doğru mecra, doğru zamanlama ve doğru planlama ile küçük bir işletme bile hızla büyüme sağlayabilir. Dijital ortamda verimli geri dönüşün sırrı, doğru ve profesyonel kişiler ile çalışmak. Birçok seçenek arasında doğru dijital ajansı seçmek bu nedenle markanız için vereceğiniz en önemli kararlardan biri haline geliyor. Küçük bir bütçe harcayarak, geniş kitlelere ulaşabilirsiniz. Hedef kitlenizi net olarak belirleyebilir ve dijital ortamda sadece onlara ulaşabilirsiniz. Dijital ortamda reklamın hedef kitleye ulaşmasını ölçümleme şansı da mevcut. Raporlama ve analiz yapabilme avantajı diğer mecralara göre daha net ve kesin. Bu yüzden son birkaç yılda dijitalin medya planlarında yeri üst sıralarda, destek değil artık ana mecra olarak var.

Reklamcılar Derneği’ nin açıkladığı 2015 verilerine bakacak olursak;Reklamcılar Derneği üyesi medya ajanslarının verileriyle hazırlanan, 2015 yılı toplam reklam yatırımları açıklandı. Toplam 6.474 milyon TL olarak gerçekleşen reklam yatırımları, bir önceki yılki artışını ikiye katlayarak, %9 oranında büyüdü. Televizyon, yatırım yapılan mecralar arasında yine ilk sırada yer alırken,

takipçisi en hızlı büyüyen dijital oldu.

2015 yılı Eylül ayında e-Marketer tarafından yapılan araştırmaya göre reklam yatırımları, tüm dünyada yaklaşık %5,7 oranında büyüyerek, 569.65 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2016 yılında %6,5’luk büyüme öngörülüyor.

Dijital, TV’den sonra ikinci mecra haline geldiYatırımlarda %50,5 oran ile bu yıl da TV ilk sırayı aldı. İkincilik %22,9 ile dijital mecraların, üçüncülük ise %15,4 ile basın reklamlarının oldu. Televizyon reklamlarına yapılan toplam 3.270 milyon TL’lik yatırımda ölçülen televizyonlardaki reklam yatırım payı %81 olarak gerçekleşti.

ArtışAçıkhava reklam yatırımı, bir önceki yıla göre %7.7, radyo reklam yatırımı %1,9 ve sinema reklam yatırımı %14,8 oranında artış gösterdi. Dijital mecralar ise artışta ilk sırayı alarak bir önceki yıl ile kıyaslandığında %25,4 büyüme gerçekleştirdi.

Kaynak: Reklamcılar Derneği

70

Page 37: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com72 73

İnsanlar iyi bir reklamı ancak izlediklerinde bilirler. Fakat bu iyi reklamı doğru zamanda, doğru kitleye ulaştırmak reklam sanatıdır diyebiliriz.

Reklam teknolojilerindeki inovasyon çalışmaları modası geçmiş reklam taktiklerini tekrar yorumlamamıza ve doğru hedef kitleye ulaşmak için yeni fırsatlar sunulmasına imkan sağlıyor.

Bugün dijital reklam dünyasının gündemindeki sorular:

İnsanlar bizi nerede dinler?İnsanlar hangi içerik ile ürün ve servislerime bağlanırlar?Bu insanlara nasıl ulaşabilirim?

Sektörü şekillendirecek aşağıdaki trendleri anlamak, bu sorulara cevap vermeye yardımcı oluyor:

1- Markalar artık yayıncılık oyunundaBüyük hacimde kitlelere ulaşmak ve yayılmak için sosyal ağlarda ve iyi yayıncı sitelerindelerİçeriğin iyi olduğu yerde tüketiciye ulaşmaya çalışıyorlar.

Sadece anlık-geçici dikkat çeken <Banner Ad> deneyiminden ziyade iyi içerik ile dikkatleri bölünmeyen tüketiciye etkili şekilde mesajlarını iletmeye çalışıyorlar.

2- Dijital - Mobil Video Yayılmaya Devam Ediyor.

Geçtiğimiz yıl ABD’de online video reklam harcamaları %44 oranında arttı. Pre-roll reklamlar <Banner Ad>’lere oranla izleyicinin dikkatinin yoğun olduğu anda karşısına çıktığı için daha etkili videonun yayılım gücü stabil reklam alanlarına göre çok daha yüksek Twitter, Facebook ve Google, TV reklam pastasından pay çalmak için uğraşıyor. Mobil video da yayılmaya devam ediyorMobil video tüketimi hızla artıyor ve bu kanal, reklam verene, kullanıcının dikkatinin yoğun olduğu anlarda onlara ulaşma fırsatı sunuyor. Ooyola’nın video tüketimi raporuna göre (Global Video Index) Q3 2012 ve Q3 2014 geçişinde akıllı telefon ve tablet üzerinden video tüketimi %400 oranında arttı. Ve şimdilerde tüm online video tüketiminin %30’unu teşkil ediyor diyebiliriz.

4G/LTE kapsamının genişlemesi bu trendin yayılmasını destekledi.Daha büyük Iphone6 ekranı ve phablet’ler(büyük ekran akıllı telefonlar - large-screen smartphones) de benzer şekilde büyüyen mobil video tüketiminin önemini gözler önüne serdi. Phablet (büyük ekran akıllı telefonlar) penetrasyonu arttıkça, mobil video tüketimi de paralel şekilde büyüyecek ve artacak.

Mobil video izleyicisi – esir izleyicidir denebilir.Tv’de reklam başlayınca, reklamlar süresince insanlar akıllı telefonlarına ya da tabletlerine bakarlar. Otobüs ya da metrolarda ise

konvansiyonel reklam alanlarının yerine dijital ekranlara odaklanır, akıllı telefon-tabletleri ile vakit geçirirler. Radyo reklamları başlayınca da kanal değiştirirler..

Peki ya akıllı telefonlarına bakarken karşılarına reklam çıktığında?Hiçbir şey onları yollarından alıkoyamaz, video reklamlarını avantaja çevirmenin de temel dayanağı budur.

3- Native AdvertisingNative Advertising, online web sitelerinin ya da uygulamaların kendine has tasarımı ve içeriğiyle özdeş görünen ve doğal yolla yapılan reklam modelidir. İçerik pazarlamasının bir fonksiyonudur, çünkü içerik pazarlaması her zaman native olmayabilir. e-marketer’a göre, native advertising reklam yatırımlarının 2014 -2018 arasında $3.2 milyar’dan $8.8 milyar’a yükselmesi bekleniyor.

Çünkü, reklam verenler bu yöntemde ortalamanın üzerinde bir engagement fırsatı görüyor. Native modellerde engagement daha yüksek doğru fakat işin execution, ölçüm ve ölçeklendirme aşamaları premium modellerden daha meşakkatli diyebiliriz.Native –doğal reklamlar uzun blog yazıları, infografikler ve videolar gibi daha fazla interaktif öğe içeren ve insanları direkt olarak reklama maruz bırakmayan içerik reklamcılığı türleridir. Genellikle ‘sponsored content’, ‘paid post’ ve ‘promoted by’ şeklinde label’lar içerirler yer aldıkları sitelerin evreninde.

DiJiTAL REKLAMCILIĞIN GELECEĞi

Reklam teknolojilerindeki inovasyon çalışmaları modası geçmiş reklam taktiklerini tekrar yorumlamamıza ve doğru hedef kitleye ulaşmak için yeni fırsatlar

sunulmasına imkan sağlıyor.

DOSYA

Özellikle, Millenials-Y jenerasyonunun geleceğin tüketicileri ve yön verenleri olduğunu düşünürsek, ‘satış kokan’ reklamlardan, yönlendirmelerden hoşlanmayan bu nesil için native advertising en uygun strateji gibi görünüyor.

Günümüzde yayıncılar, reklamcılarla ortaklaşa içerik üretimi sağlayıp, işin uzmanlarından bu desteği alıyorlar. Native advertising, kompleks ilişki yönetimi olmadan başarılı olamaz. Yaratımdan, dağıtıma, her oyuncu önemlidir.

4- Viewable ImpressionsDijital reklamcıların fraud ile baş etme gibi bir derdi hep oldu. Bu sebeple daha yüksek fiyatlı, sayfanın scroll edilmesine gerek kalmadan gözükebilen alanlarda yüksek maliyetlerde reklam vermeyi tercih ediyorlardı. Click fraud ise ayrı bir endişe konusuydu.

Botnetler tarafından insan davranışını taklit ederek reklam tıklatmak mümkündü. Bu açık sebebiyle dijital reklam pazarında 2014 yılında $11,6 milyar kayıp yaşandı.

Şimdilerde ‘viewable impressions’ adında bir reklam modeli hayatımıza girmeye başladı.Bu modelde reklam eğer okurun ekranında min XX süre görünür ise reklam bedeli charge ediliyor. Viewable impression satın alırken siz de zaman taahhüdünün yerine getirildiğinden emin olun. Örneğin: eğer 10 sn’lik bir reklam dilimi satın aldıysanız, reklamınızın 10 sn boyunca kesintisiz izletildiği-gösterildiği durumda ödeme yapmayı kabul edin.

Yaptığınız ödemenin oranı, tüketicilerin reklamınızda geçirdiği süreyi yansıtacaktır..

5- Behavioral DataReklamlarınız doğru insanlara ulaştığı zaman, yeni kanal ve taktikler ile sarf ettiğiniz pazarlama eforunuzun karşılığını alabilirsiniz.

Bütçenizi geniş bir kitleye hitap ederek harcamak yerine, sizin hedef kitlenize uyan kitleye ulaşarak daha efektif reklam kampanyaları düzenleyebilirsiniz.

Davranışsal hedefleme yapabilen yayıncılar; bireylerin okuma alışkanlıklarından, arama yaptıkları konulardan, alışveriş alışkanlıklarına kadar birçok farklı parametre ile uygun gruba hedefleme yapma imkanı sunarlar. (Küçük çocuğu olan anneler, daha önce min. 100 TL’lik alışveriş yapmış, cilt bakım kremi arayan 30-35 yaş arası kadınlar.. vb.) Davranışsal hedefleme yapmak, acemice ve yüksek bütçeli bir reklam kampanyası yapmanın çok ötesinde, efektif bütçe ile yüksek geri dönüş yaratan kampanyalar yapabilmenizi sağlar.

Bu 5 trend geleceğin dijital reklamcılık dünyasına hükmedecek. Eski alışkanlıklar kalmadı, nesiller değişiyor, markaların iletişim kanalları değişiyor. Eski yöntemler artık geçerli ve etkili olamayacak, hız kesmeden bu trendlere ayak uydurabilmek gerek.

Size en uygun olan strateji ile başlayın, hangisinin sizin için çalışacağını ise denedikçe, test ettikçe ve ölçtükçe anlayacaksınız.

Page 38: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, Cumhurbaşkanı’nın onay vermesiyle resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. 88

maddelik kanunda en dikkat çekici değişiklik ise, artık markaların karşılaştırmalı reklam yapabilecek olmasıydı. Başka bir ifadeyle, artık markalar aşağılayıcı cümle ya da görsel kullanmadıkları sürece rakiplerine reklamlar üzerinden saldırabilecek.

Yaratıcılık diyarını nasıl etkileyeceği soru işaretleri oluşturadursun, biz tüketicilerin daha çok eğleneceği kesin. Çünkü karşılaştırmalı reklamın yasal olduğu ülkelerdeki örnekler bir hayli eğlenceli. İşte biz de bu yaratıcı ve eğlenceli reklamlardan bir liste yapalım dedik. Türkiye’de de buna benzer reklamlar yapılacaksa eğer “Savaş başlasın” diyelim ve bekleyelim.

DOSYA

EN YARATICI KARŞILAŞTIRMALI REKLAM10

sektorgitdergi.com 7574

Page 39: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

1- Audi satrançtan esinlenerek savaşı başlatır: “Hamle sırası sende BMW...”2- BMW’den yanıt gecikmez: “Şah Mat!”3- Audi pisleşmeye başlar: “Senin piyonun asla benim kralımın dengi olamaz.”4- BMW olayı biraz abartarak son noktayı koyar: “Oyun bitti!”5- Audi BMW’ye sataşmaya devam eder: “Bir Quattro sahibi değilseniz, başınıza bunlar gelir.”6- BMW’den yine yanıt gecikmez: “Bir Quattro sahibiyseniz, başınıza bunlar gelir.”7- Bu kez kavgayı BMW başlatır: “Güney Afrika’nın en iyi arabası seçilen Audi’yi tebrik ederiz”-2006’nın en iyi arabası seçilen BMW...8- Audi el mahkum cevap verir: “2006’nın en iyi arabası seçilen BMW’yi tebrik ederiz.”– 6 kez Le Mans 24 Saat Yarışları’nı kazanan Audi...9- Subaru sessizliğini bozar: “Güzellik yarışması birincileri BMW ve Audi’yi tebrik ederiz.”-2006’nın en iyi motoru seçilen Subaru...10- Fatality: Reklam yapmaya bile gerek duymamasıyla bilinen Bentley.

1 6

8

9

7

10

3

5

2

4

DOSYA

sektorgitdergi.com 7776

Page 40: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com78 79

Eserleri ulusal ve uluslararası birçok sergide yer alan Ressam Ülkü Kaya Karabiber, deneyimlerini, resme olan aşkını ve sanata bakışını bizlerle paylaştı.

Sanatın bir dışavurum biçimi olduğunu belirten Ülkü Kaya Karabiber, sanat eserini, “düşüncelerin tasarlanması ve uygulanması” olarak tanımladı. Düşünceyi farklı malzemelerle ifade etmenin, özgürce tasarlamanın ve onu eyleme dönüştürmenin önemine vurgu yapan Karabiber, şunları söyledi:

“Her dönemde sanatı ve sanatçıları etkileyen sosyolojik, ekonomik ve tarihsel olaylar yaşanmıştır. Sanat evrenseldir. Sanatçı, kendi kültüründen, yaşadığı coğrafyanın kültüründen beslenir. Bu kültür, sanatçının eserlerinin oluşumunun baş aktörlerindendir.” “Eserlerimin kaynağı, içimde esen fırtınalar, sevinçler…”

Yaşamının her alanında var olan resmin, kendisi için okul öncesinden başlayıp, bugüne kadar gelen ve bundan sonra da devam ettireceği bir serüven olduğunu ifade eden Ressam Ülkü Kaya Karabiber, “Benim eserlerim sevgi ürünüdür, içgüdülerimle çalışırım. Bazen içimdeki fırtınalar, sevinçler benim eserlerimin oluşumunu sağlar” dedi. Ressam Ülkü Kaya Karabiber’le dergimiz için gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajı siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.

Ressam Ülkü Kaya Karabiber kimdir? Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?Okul öncesinden başlayan, babamın kitaplarının boş yerlerinden tutun da duvarlara kadar çizim yapan 3 sanatçı kardeşten

ortancasıyım. Ülkü Kaya Karabiber sanatçı, sanat eğitmenidir. 1974 İzmir Buca Eğitmen Grafik Bölümü’nden Şeref Biyal ve Nejat atölyesinden mezun oldum. Çeşitli liselerde öğretmenlik yaptım.

Bu sanat dalına olan yeteneğinizin hikayesi nedir?Anne tarafından gelen bu yeteneğimiz, babam tarafından desteklendi. Babam resim konusunda her zaman yanımızda oldu.“Çizginin gücüne inanırım.”

Her insanın kendini ifade etme şekli farklıdır. Sanatçılar da öyle… Siz hangi akımlardan, hangi ressamlardan etkilendiniz?Herhangi bir sanat ekolünü benimsemem. Kurallar arasında sıkışmışlık duygusu yaratır bende. Bazen klasik derecede gerçekçi, bazen soyut ve dışavurumcuyum. Çizginin gücüne inanırım. Renkler benim tutkumdur. Doğadan etkilenmeyi tercih ettim.

“Sanatçı eserini ödül almak için yapmaz.”Yerli ve yabancı birçok önemli sergide yer aldınız. Bize deneyimlerinizi anlatır mısınız?Aslında resim yarışmalarına katılmayı sevmiyorum. Sanatçı hiçbir eserini ödüle ait bir duygu ile yapmaz. Ödül ona yakıştırılandır. 2005 yılında, Romanya ARAD Bienali’nde ikincilik ödülü aldım. Romanya’nın ünlü sanat kritikçisi, benim ‘Yeşil Düşlerin Kırmızı Şeytanları’ adlı savaş konulu eserim için “fantastik, romantik, sürrealist, güçlü formlar, güçlü renkler ve güçlü kompozisyon. Bir savaş, ancak bu kadar güzel olabilir.” yorumunu yapmıştır. Bu yorumu yapan kritikçi Oliv Micceu idi. Orada dünyanın her yerinden gelen sanatçılarla olmak inanılmaz bir duyguydu.

“Duygular nasıl netse, renkler de nettir.”Sanat emek ve zaman ister ve ilgi uyandırmak için farklı olmak gerek. Sizi diğer sanatçılardan farklıkılan nedir desek?Sanatçı olarak beni tanımladığımızda; renklerim hayatın yaşananları kadar gerçekçi ve net olmalı; flu, pastel, olmamalı. Hayat, gerçekler, acılar yüksek tonlardadır. Benim renklerimin tonları bu yüksek tonlara yakışır.Duygular nasıl netse, renkler de nettir. Sanatın emek ve zaman istediğini sanatçılardan iyi kimse anlamaz. Benim nostalji eserim bunun örneğidir. Bir tablo bazen ay, bazen hafta sürebiliyor. Her sanatçı diğerlerinden farklıdır. Beni farklı kılan, benim renklerim ve yorumlama şeklimdir diye düşünüyorum.

“Kırmızı, yeşil, turuncu, mavi illaki olmalı.”Kullandığınız renklerin canlılığı ve yoğunluğu sanki küçük bir yolculuğa çıkarıyor insanı… Siz tarzınızı nasıl yorumluyorsunuz?Ben renkçi ve renkli bir insan olduğumu düşünüyorum. Pastel renkli çalışmalar benim tarzım değildir. Eserlerimde illaki kırmızı, yeşil, turuncu, mavi olmalı. O zaman kendimi buluyorum. Büyük tuvalleri tercih etmemin nedeni, rahat fırça kullanmamı sağlıyor. Kendimi sıkışmış hissetmiyorum. Çalışmalarımı herhangi bir akımdan etkilenerek değil, özgün ve içgüdülerimle oluşturuyorum.

Bir resme başlarken size ilham veren ne olur? Yoksa bir fikirden mi yola çıkarsınız genelde?Bana bir sözcük, bir nesne, acı ve tatlı duygular ilham verir. Ne zaman geleceği belli olmaz. Geldiği zaman da benim bu duyguyu resmetmeme hiçbir şey engel olamaz.

“RENKLER BENiM iÇiN BiR TUTKU. DUYGULAR NASIL NETSE, RENKLER DE O KADAR NETTiR.”

RENKLERiN GÜCÜ:

ÜLKÜ KAYA KARABİBER

DOSYA

Page 41: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

80

BLACKBRUIN.COM.TR EVET! GERÇEKTEN DE SÜPERMİŞ...

KREATİF

Page 42: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

82

Stanford Üniversitesi’nde Evan Spiegel ve Bobby Murphy isimli iki sıkı arkadaş tarafından kurulan Snapchat, kendi kendini yok eden video ve fotoğraflar

üzerine bir mesajlaşma uygulaması. Aslında yapı olarak diğer mesajlaşma platformlarına benzer. Android ve iOS üzerinde çalışan snapchat, ücretsiz olarak kullanıcılara sunulmaktadır.

Kullanıcı hesabınızı oluşturduktan sonra kamera uygulaması da açılarak program çalışmaya başlar. Gönderdiğiniz mesaj, belli bir süreliğine karşı tarafta görünür. Tabii bu süreyi siz belirlersiniz. Gönderdiğiniz iletiyi alan kişi, ekranına dokunarak açar. Belirlenen süre boyunca içeriği görüntüler ve sonra Snapchat tarafından bir daha asla açamayacağı şekilde ileti silinir.

Snapchat, Eylül 2011’de pazara girdiğinde sunduğu farklarla dikkat çekip, popülerliğini her geçen gün artıran ve özellikle gençler arasında popüler bir uygulamaya dönüştü. ComScore’un araştırmasına göre Snapchat; Amerika’daki Y kuşağının en çok kullandığı üçüncü uygulama. Yine aynı araştırmada Facebook birinci, Instagram ikinci sıradalar.

Snapchat mobil mesajlaşma pazarına getirdiği etkiyle haliyle markaların dikkatini çekmeyi başardı. Dolayısıyla, Snapchat sadece bireysel kullanıcılar için değil, markaların dijital pazarlama faaliyetlerini sürdürmesi açısından da son zamanların en öne çıkan platformlarından biri haline geldi.

Markalar, dijital pazarlama sürecini yönetirken ve hangi mecralardan ilerleyeceğini değerlendirirken, “Hedef kitlelerinin hangi mecralarda vakit harcadıklarını anlamak.” üzerine yoğunlaşmalılar. Bu açıdan bakıldığında Snapchat’ in kullanıcılarının %70 oranında kadınlardan oluştuğunu hatırlatmak gerek.

Bugün son istatistiklere baktığımızda her gün 400 milyondan fazla “Snap” gönderildiğini görüyoruz. 18-24 yaş arası kitlenin %70’i Snapchat uygulamasını en çok Cuma ve Cumartesi günleri kullanıyor. Üniversite öğrencilerinin %69’u bir markayı, diğer sosyal medya hesaplarından takip ettiği için, o markayı Snapchat uygulamasından da takip etmeye eğilimlidir. Üstelik aynı kitlenin bu tip kampanya ve indirimleri satın alma eğilimi bulunmaktadır.

Markalar İçin Snapchat KullanımıSon zamanlarda sıkça içerik pazarlamasının önem kazanacağına dair yazılar her yerde gözümüze çarpıyor. Markaların pazarlama stratejileri için görsel içeriklerin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Hali hazırdaki hızlı gelişmelerin ve yeni trendlerin ortaya çıkmasıyla markalar, yeni çıkan trendlere ayak uydurmak için pazarlama ve reklam stratejilerinde dikkat çekmek adına daha fazla görsele ve hikaye anlatım tarzına yönelmeleri gerektiği de bir gerçek.

Snapchat’i bir sosyal medya mecrası olarak düşündüğümüzde, yine bir dijital pazarlama aracı olarak kullanabiliriz. Bu mecrayı kullanmak isteyen markaların Snapchat hesaplarını açtıktan sonra diğer sosyal medya hesaplarından da bunu duyurarak desteklemeleri gerekmekte. Kullanıcılarını burada yaptıkları kampanyalarla ödüllendirmeler ile teşvik edebilir. Snapchat’in mantığına uygun anlamlı görsel içerikler üreterek hesaplarından takipçilerine göndermeleri ve son olarak uygulamanın “MyStory” özelliğinden yararlanarak daha dar bir kitleye hedeflendirilmiş reklamlarını gösterebilirler.

SNAPCHAT

DOSYA

http://www.yasinkaplan.com.tr/snapchat-nedir-nasil-kullanilir/http://www.reklam.club/markalar-icin-snapchat-kullanimi/http://sosyalmedya.co/snapchat/ sektorgitdergi.com 83

YENi MODASISOSYAL MEDYANIN

Page 43: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

Büyük fikirlere dikkat edin içinde sıradışı hiç bir şey yoktur. fantastik fikirler hariç bulunan fikirlerin hemen hemen hepsi insanların günlük hayatında

yaşadıkları şeylerdir. İnsanları iyi analiz edip iyi gözlemlediğinizde ya da hayatından bir kare alıp, bunu fikre çevirdiğinizde ortaya iyi fikirlerin çıktığını göreceksiniz. Eğer o karenin içine kendinizi koyabilirseniz, o zaman ortaya büyük bir fikrin çıkacağına emin olabilirsiniz.

İnsanalara bakıp fikir üretebilirsiniz, bir binaya bakıp fikir üretebilirsiniz, film seyrederken oradan bir kare alıp başka bir şeyle birleştirip fikir üretebilirsiniz, ağaca bakıp fikir üretebilirsiniz. Hatta sokakta bir köpeğe bakıp fikir ürütebilirsiniz.

Büyük fikirler bulan insanlar genel de asi bir yapıya sahiptir. Darbeci ve devrimci bir yanı vardır. Hiç bir şey onu tatmin etmez. Sürekli bu neden böyle olmak zorunda diye düşünür. Var olan şeyin yerini değiştirmeyi sever. Var olan şeyin aslında yanlış olduğunu bile düşünebilir.

2+2=4 eder... Bunu kabulleniyor musunuz ?eğer bunu kabulleniyorsanız büyük fikir

bulamazsınız. Büyük bir fikir bulmak için bütün bir sistemi bozup kendi dünyanızı kurmanız ve o dünyayı sizin yönetmeniz gerekiyor.

2+2= 4 eder diye düşünürseniz dar bir dünyanız olur. Ama bunu kabellenmezseniz doğruyu bulmak için bir çok fikir üretirsiniz.Sonucun 2+2= 4 olması önemli değil önemli olan bu sürece kadar gittiğiniz yoldaki bulduğunuz fikirlerdir. Şunu da unutmayın bir kaç fikir bulmadan büyük fikir bulamazsınız.önemli olan hep düşünmek ve hep üretmektir.

Çok düşünmeden fikir bulamazsınız. Yolda, işte, okulda, evde, her hangi kalabalık ortamdaki insanları gözlemlemeden iyi fikir bulamazsınız. Herkesin düşündüğünün tersini düşünmeden iyi fikir bulamazsınız.

Büyük bir fikir bulmak sanıldığı kadar zor bir şey değildir. Bu kitabı okurken reklam fikri bulmanın aslında matematiksel bir durum olduğunu göreceksiniz. Bulduğunuz her fikrin üstüne bir şey kattığınızda fikrin nasıl değiştiğini ve fikir değiştiğinde diğer markaya ve onun ürünlerine nasıl uyduğunu göreceksiniz.

Sorunların çözümlerinin aslında sorunun içinde gizli olduğunu göreceksiniz.

Her şey ürünle ve onun bağlantısıyla alakalıdır. Ürüne direkt ya da dolaylı bir bağlantı bulmadan fikir bulamazsınız.

Aklınıza gelen bütün iyi fikirler ürünün bir yerden dolaylı bağlantısıyla ortaya çıkmıştır.Parlak ve büyük fikir bulmanız için yapacağınız tek şey hiç kimsenin o ürünle daha önce bağlantı kurmadığı ya da kuramadığı bağlantıyı kurmaktır. Bağlantı ne kadar uzak olursa fikir de o kadar iyi ve bir o kadar çarpıcı olur.

Farklı bir reklam fikri bulmak için üründen çok çok uzaklaşmanız gerekmektedir. Ürünün tek bir özelliğinden yararlanıp bu ürünün uzaktan bir bağlantısını kurarsanız çok iyi fikirlerin ortaya çıktığını göreceksiniz.

Aileniz kadar yakın şeylerle uğraşmayın.Uzak akrabalarınızın yanına gidin. Hatta öyle uzaklara gidin ki kimsenin aklına bile gelmesin.

KİTAP TANITIMI

FİKİR HAYATIN İÇİNDEN BİR KARE SEÇEBİLMEKTİR.

BAZEN DE O KARENİN İÇİNDE KENDİNİ GÖREBİLMEKTİR.

YARATICI FİKİR BULMANIN MATEMATİĞİ:BÜLENT YILMAZ

sektorgitdergi.com 8584

Page 44: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

sektorgitdergi.com86 87

birkaboya.com

rengi doğadan, gerisi...

Page 45: *SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART …raymek.com.tr/katalog/img/file.pdf*SEKTÖRÜNDE İLERİ GİDENLERİN DERGİSİ MART 2016 SAYI: 01 08-09 76-78 42-44 82-83 10-11

www.polodijital.com /polodijital

MARKANIZ İÇİN TIK

ÖNEMLİ. YAPTIĞINIZ İŞ

TIKLANMAYIP SİTENİZE

GİRİŞ YAPILMIYORSA

GELİN TIKINIZI

ARTTIRALIM.

T: +90 322 459 22 01