96

Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1
Page 2: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel

Müdürlüğü

Çiftçi Eğitimi ve Yayım Serisi

Yayın No: 35

Kitabın Orijinalinin Yayın Yılı: 2002

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü

Cinnah Cad. No: 16 06690 Kavaklıdere ANKARA

İnternet Adresi: www.tarim.gov.tr

Telefon: 0 312 466 82 74 (6 hat)

Faks: 0 312 466 82 81

YAYÇEP (Yaygın Çiftçi Eğitim ve Yayım Projesi) Tarım ve Köyişleri Bakanlığı

Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü

Yayım Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmektedir.

Page 3: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

TEKNİK METİN YAZARLARI

Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Cengiz ÖZER

Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Mualla ERKAN

Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Rahime ALTINÇAĞ

Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Temel ÖZEN

Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Yılmaz BOZ

Ziraat Yüksek Mühendisi Aykut KAPKİN

Ziraat Yüksek Mühendisi Fehmi YAYLA

Ziraat Yüksek Mühendisi Kamil GÜRNİL

Ziraat Yüksek Mühendisi Nalan DELİCE

Ziraat Yüksek Mühendisi Nevin KEBELİ

EDİTÖR

Dr. Sema GİDER E-KİTAP HAZIRLIĞI

Aynur GELBAL

Başak SÖKMEN

M. Serdar ERMAN

Page 4: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

İÇİNDEKİLER

1. TÜRKİYE BAĞCILIĞI VE BAZI ÜZÜM ÇEŞİTLERİMİZ

1.1. Bağcılığın Durumu ve Önemi

1.2. Bölgelere Göre Standart Üzüm Çeşitleri

1.3. Bazı Standart Üzüm Çeşitlerinin Tanıtımı

2. AŞILI VE AŞISIZ AMERİKAN ASMA FİDANI ÜRETİMİ

2.1. Aşılı Asma Fidanı Üretimi

2.1.1. Çelik ve Kalemlerin Alınması

2.1.2. Anaç ve Kalemlerin Aşıya Hazırlanması

2.1.3. Masabaşı Aşılarının Yapımı

2.1.4. Dikim

2.1.5. Bakım İşleri

2.1.6. Asma Fidanlarının Sökümü, Tasnifi ve Muhafazası

2.2. Aşısız Amerikan Asma Fidanı Üretimi

3. BAĞ TESİSİ VE BAĞDA AŞILAMA

3.1. Bağ Tesis Edilecek Arazinin Seçimi, Anaç ve Çeşit Belirlenmesi

3.2. Dikim Yerlerinin İşaretlenmesi

3.3. Çukur Açılması ve Fidanların Dikime Hazırlanması

3.4. Bakım İşleri

3.5. Bağda Aşılama Teknikleri

3.5.1.Yarma Aşı

3.5.2. Kakma Aşı

3.5.3. Göz Aşısı

Page 5: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

4. BAĞCILIKTA TERBİYE SİSTEMLERİ VE BUDAMA

4.1. Geleneksel Terbiye Sistemleri

4.1.1.Goble Terbiye Şekli

4.2.Telli Terbiye Sistemleri

4.2.1. Kordon Terbiye Şekli

4.2.2. Guyot Terbiye Şekli

4.2.3. Avustralya Terbiye Şekli (Telli Goble)

4.2.4. Çift T Terbiye Şekli

4.2.5. Büyük T Terbiye Şekli

4.3. Budama

4.3.1. Kış Budaması

4.3.2. Yeşil Budama

a) Filiz Alma

b) Koltuk Alma

c) Uç Alma

d) Salkım Seyreltmesi

e) Yaprak Alma

f) Bilezik Alma

5. BAĞCILIKTA BAKIM İŞLERİ

5.1. Bağlarda Toprak İşleme

5.2. Bağlarda Gübreleme

5.2.1. Bağlarda Verilecek Gübre Miktarının Tespiti

5.2.2. Gübrenin Verilme Zamanı

5.3. Bağlarda Sulama

6. BAĞCILIKTA HASAT VE AMBALAJLAMA

6.1. Sofralık Üzümlerde Hasat Zamanının Tespiti

6.2. Sofralık Üzümlerin Hasat ve Ambalajlanması

6.3. Şaraplık ve Şıralık Üzümlerin Hasatı

Page 6: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

7. ÜZÜMLERİN MUHAFAZASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ

7.1.Sofralık Üzümlerin Muhafazası

7.2. Üzümlerin Kurutulması

7.3. Pekmez Yapımı

7.3.1. Ev Koşullarında Pekmez Üretimi

7.4. Pestil Yapımı

7.5. Köfter Yapımı

7.6. Salamura Yaprak Üretimi

8. BAĞ HASTALIK VE ZARARLILARI

8.1. Bağ Hastalıkları

8.1.1. Bağ Küllemesi

8.1.2. Mildiyö

8.1.3. Ölü Kol Hastalığı

8.1.4. Kurşuni Küf

8.1.5. Bağ Kanseri

8.2. Bağ Zararlıları

8.2.1. Maymuncuk

8.2.2. Salkım Güvesi

8.2.3. Unlu Bit

8.2.4. Bağ Uyuzu

8.2.5. Filoksera

9. SALKIM GÜVESİ VE BAĞ MİLDİYÖSÜ MÜCADELELERİNDE

TAHMİN - UYARI SİSTEMİ

9.1. Bağ Salkım Güvesi Mücadelesinde Tahmin-Uyarı

9.2. Bağlarda Mildiyö Hastalığı Mücadelesinde Tahmin-Uyarı

Page 7: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

SUNUŞ

Asma, fazla seçici olmaması ve ülkemizin de bu bitkinin gen

merkezlerinden biri olması nedeniyle ekolojik koşullarımıza en iyi uymuş meyve

türlerinden biridir.

Son yıllarda hem iç piyasada, hem de dış piyasada üzümden elde edilen

gıda ürünlerine olan talep artışı, bağcılığı her zamankinden fazla ilgi duyulan bir

tarım kolu haline getirmiştir. Ayrıca, bağların tesis masrafından sonra göreceli

olarak daha az yıllık bakım masrafı ve işgücü gerektirmesi, asmanın kanaatkâr

bir bitki olması, bağcılığı cazip kılan nedenler olarak sıralanabilir.

Böyle önemli bir tarım kolunun bilinçli yapılması ve bağcılıkta yeni

tekniklerin uygulanması verimi ve kaliteyi, dolayısıyla yetiştiricilerimizin

kazancını artıracaktır. Bu amaçla, kitabımızda bazı düzeltmeler yapılmış ve yeni

bölümler eklenmiştir. Teknik konuların daha kolay anlaşılabilmesi amacıyla,

A.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr.

Hasan ÇELİK ve arkadaşlarınca hazırlanan “Genel Bağcılık” Kitabından bazı

resimler alınmıştır. Burada kendilerine teşekkür etmeyi borç sayarım.

Kitabımızın yeni haliyle siz değerli çiftçilerimize katkıda bulunması dilek

ve beklentisiyle, bereketli hasatlar temenni ederim.

Editör : Sema GİDER

Page 8: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

1- TÜRKİYE BAĞCILIĞI VE BAZI ÜZÜM ÇEŞİTLERİMİZ

1.1. Bağcılığın Durumu ve Önemi

Ülkemiz bağcılık için en uygun iklim şartlarına sahiptir. Bu nedenle asma

yetiştiriciliği yüzyıllardan beri yapılmaktadır.

Asma hemen her toprakta yetişir. Az sulamayla yetinmesi, yamaç arazileri

de değerlendirmesi tercih edilmesini sağlamıştır. Ayrıca üzümün birçok

değerlendirme şeklinin olması da dünya üzerinde en fazla üretilen meyve

olmasına yol açmıştır.

Bağ yetiştiren ülkeler içinde Türkiye 1999 yılı verilerine göre 560.000 ha

bağ alanı ile dördüncü, 3.650.000 ton yaş üzüm üretimi ile de beşinci sırada

yer almıştır. Üzüm üretiminin tüm meyve üretimimiz içindeki payı %30.7’dir.

Üzüm sofralık, şaraplık, kurutmalık olarak üç şekilde değerlendirilir. Bunun

yanında pekmez, pestil, köfter, sucuk, ezme gibi değerlendirme yolları da

vardır.

Ülkemizde üretilen üzümün 2.235.000 tonu çekirdekli, 1.365.000 tonu

çekirdeksizdir. Toplam üretimin %35.4’ü sofralık, %41.7’si kurutmalık, %5.5’i

şaraplık olarak , %8.8’i çeşitli gıda ürünleri elde etmek amacıyla

kullanılmaktadır.

Ülkemizde yer alan 9 tarım bölgesi içinde hem alan, hem de üretim

yönünden Ege Bölgesi birinci sırada gelmektedir. Sadece bu bölgemiz bağ

alanlarının %28.5’ine, üzüm üretiminin % 45.6’sına sahiptir. Modern bağcılık

tekniği sayesinde dekara ortalama verim 1.000 kg’ın üzerine çıkmıştır. Son

yıllarda tesis edilen bağlarda telli terbiye sistemleri kullanılmaktadır. Bölgede

kurutmalık üzüm yetiştiriciliği yapılmakta olup, %90 oranında yuvarlak

çekirdeksiz üzüm çeşidi üretilmektedir.

Page 9: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Bağ alanı ve üretim açısından ikinci sırada gelen Akdeniz Bölgesi erkenci

üzüm yetiştiriciliği açısından önemlidir.Örtü altı bağ yetiştiriciliği son yıllarda

artmıştır. Yalova İncisi ve Trakya İlkeren çeşitleri ile artık Mayıs ayı sonunda ilk

turfanda ürün alınabilmektedir. Akdeniz Bölgesi’nde yayla bağcılığı konusunda

da gelişmeler vardır.

Marmara Bölgesi’nin Trakya kesiminde şaraplık, Anadolu tarafında ise orta

mevsim ve geç mevsimde olgunlaşan sofralık üzüm çeşitleri yetiştirilmektedir.

Tekirdağ ve Edirne’de şaraplık üzüm üretimi çok yaygındır, ürünleri ise Tekel

ve özel sektöre ait şarap fabrikalarında değerlendirilmektedir.

Ülkemizin diğer bölgelerinde de standart üzüm çeşitlerine ait bağlar

bulunmaktadır. Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP)’nin tamamlanması ile

çalışmaya başlanmasından sonra Güney Doğu Anadolu Bölgemizde bağcılık

daha önemli hale gelecektir.

Bağcılıkta filokseranın tahribatı nedeniyle aşılı-köklü fidan kullanmak

zorunlu olmaktadır. 1998 yılı verilerine göre bir yılda üretilen fidan sayısı 2.7

milyonu aşılı, 1.25 milyonu aşısız Amerikan asma fidanı olmak üzere 4 milyon

adettir. Bu rakamın yoğun tarım dallarından olan bağcılığın geliştirilmesi için

artırılması gerekmektedir.

Türkiye bağlarının %80’i goble ya da mahalli terbiye sistemlerine göre

kurulmuş bağlardır. Yüksek terbiye sistemleri daha çok Ege Bölgesi’nde

yoğunlaşmıştır. Türkiye genelinde son yıllarda tesis edilen bağlarda telli

terbiye sistemleri kullanılmaya başlanmıştır.

Bağcılık özel bilgi ve beceri isteyen tarım koludur. Bakım işlerinin

zamanında uygulanması çok önemlidir. Hastalık ve zararlılarla mücadele

mutlaka yapılmalıdır. Ancak zamansız ve gereksiz ilaç kullanımı doğal dengeyi

bozar, insan sağlığına zarar verir, üründe kalite ve verim kayıplarına yol açar.

Page 10: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Yanlış yapılan ilaçlı mücadele sonucu kuru üzüm ve şarap ihracatında, ayrıca

yurt içi tüketimde, meyvedeki ilaç kalıntıları nedeniyle sıkıntı yaşanacaktır.

Ülkemizde üzümler çeşit ve ekolojiye göre Haziran başı ile Kasım ayı

sonuna kadar olan periyotta hasat edilmektedir. Hasat zamanı ve şekli

çeşidin sofralık, şaraplık ya da kurutmalık oluşuna göre değişir. Pazar

isteklerine, tatlanma durumuna, salkım sapı ve iskeletinin rengine göre hasada

başlanır. Ambalajlama özellikle sofralık üzümlerde önem taşır. Standartlara

uyulmalıdır. Ülkemizde yıllık ortalama 5.000 ton civarında üzüm soğuk hava

depolarında depolanmaktadır. Üretilen yaş üzümün 1/3’ü kurutmalık olarak

değerlendirilmektedir. Ülkemiz bu yönden dünyada ilk sırada yer almaktadır.

Ülkemiz Uluslararası piyasada çekirdeksiz kuru üzüm ticaretiyle

tanınmaktadır. Üzüm ihracatının %87 ila 91’i kuru üzümden oluşur. Sofralık

üzüm ihracatımızın oranı %3.3’tür. Erkenci üzüm çeşitlerinin yaygınlaşmasıyla

bu rakamın artması beklenmektedir.

Türkiye bağlarının büyük bölümünde (%80), mekanizasyona elverişli

olmayan terbiye şekli kullanılmaktadır. Oysa insan iş gücünün azalması

mekanizasyonun artması gerekmektedir. Bunun için geleneksel terbiye şekli

olan Goble vb. sistemlerden hızla yüksek telli sistem bağcılığa geçilmelidir.

Bağcılık gelir açısından önemli tarım kollarından biridir. Tabii olarak bu

sektörü üzüm üreten işletmeler oluşturmaktadır. Bu işletmelerden 2,5 milyon

kişi gelir sağlamaktadır. Ülkemizde bağcılık genellikle küçük işletmelerde

yapılmaktadır. Küçük alanlarda yapılan bağcılık büyük alanlar üzerinde

yapılırsa karlılık artar.

Dünya şarap üretiminde ve ticaretinde Türkiye’nin payı % 0.11 ile son

derece küçüktür. İhraç edilen şaraplar çok az miktarda şişelenmiş olarak, daha

büyük miktarda ise dökme olarak satılmaktadır.

Page 11: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Üzümün diğer değerlendirme ürünleri pekmez, sucuk, reçel, köfter,

bastık, samsa, pestil vb. iç pazarda tüketilmektedir.

Bağcılık dünyanın en uygun iklim kuşağında yer alan ülkemiz için

vazgeçilmez tarım kollarından biridir. Ülkemiz bağcılığını geliştirmek için

modern bağcılık tekniklerini kullanmak, üretim-pazarlama zincirini sağlamak

gerekmektedir.

1.2. Bölgelere Göre Standart Üzüm Çeşitleri :

MARMARA BÖLGESİ

Sofralık Çeşitler

Amasya Beyazı, Alphonse Lavallée, Alpehlivan, Cardinal, Çavuş,

Değirmendere Siyahı, Erenköy Beyazı, Edincik Karası, Hafızali, Hacıbalbal,

Hacıoğlu Siyahı, Hamburg Misketi, İtalia, Kozak Beyazı, Kozak Siyahı, Muscat

Reine des Vignes, Müşküle, Razakı.

Şaraplık ve Şıralık Çeşitler

Adakarası, Beylerce, Clairette, Cinsaut, Gamay, Karalahana, Karasakız,

Papazkarası, Pinot Chardonnay, Pinot noir, Riesling, Semillon, Vasilaki,

Yapıncak.

EGE BÖLGESİ

Sofralık Çeşitler

Alphonse Lavallée, Cardinal, Hamburg Misketi, İtalia, Kozak Beyazı, Kozak

Siyahı, Muscat Reine des Vignes, Razakı, Osmancık, Pek, Pembe Çekirdeksiz,

Pembe Gemre, Perlette, Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz.

Şaraplık ve Şıralık Çeşitler

Alicante Bouschet, Cabernet Sauvignon, Carignane, Çalkarası, Merlot,

Semillon.

Kurutmalık Çeşitler

Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz.

Page 12: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

KARADENİZ BÖLGESİ

Sofralık Çeşitler

Çavuş, Hafızali, Hamburg Misketi, Kömüş Memesi.

Şaraplık ve Şıralık Çeşitler

Boğazkere, İzabella, Narince, Öküzgözü.

İÇ ANADOLU BÖLGESİ

Sofralık Çeşitler

Alphonse Lavallée, Çavuş, Hafızali, Hamburg Misketi, Muscat Reine des

Vignes, İtalia, Razakı, Gül Üzümü, Kadın Parmağı, Parmak.

Şaraplık ve Şıralık Çeşitler

Akdimrit, Emir, Hasandede, Kalecik Karası, Karadimrit, Papazkarası.

Kurutmalık Çeşitler

Akdimrit, Karadimrit, Besni.

AKDENİZ BÖLGESİ

Sofralık Çeşitler

Alphonse Lavallée, Muscat Reine des Vignes, İtalia, Razakı, Adakarası,

Cardinal, Hönüsü, Işıklı, Pance précose, Perlette, Perle de Csaba, Tarsus

Beyazı, Yıldız.

Şaraplık ve Şıralık Çeşitler

Burdur Dimriti, Dökülgen, Kabarcık, Sergi Karası.

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Sofralık Çeşitler

Ağ besni, Dımışkı, Hönüsü, Tahannebi.

Şaraplık ve Şıralık Çeşitler

Boğazkere, Dökülgen, Horozkarası, Kabarcık, Öküzgözü, Rumi, Sergi

karası.

Kurutmalık Çeşitler

Besni

Page 13: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Sofralık Çeşitler

Karaerik, Tahannebi, Şilfoni.

Şaraplık ve Şıralık Çeşitler

Boğazkere, Kabarcık, Narince, Öküzgözü.

Kurutmalık Çeşitler

Besni

1.3. Bazı Standart Üzüm Çeşitlerinin Tanıtımı :

ÇAVUŞ

Türkiye'nin her yerinde rastlanmakla beraber daha ziyade Marmara

Bölgesinde ve Bozcaada'da geniş olarak yetiştirilmekte olan erkenci sofralık bir

çeşittir. Tanesinin gevrek sulu ve hoş aromalı olması, çekirdeklerinin kolay

ezilmesi nedeniyle çok sevilen bir çeşittir. Tek kusuru fizyolojik dişi çiçekli

olması ve dölleyici bir çeşide ihtiyaç göstermesidir. Kara sakız, Hacıbalbal ve

Hamburg Misketi çeşitleri dölleyici olarak kullanılmaktadır. Omcalar kuvvetli

gelişir, iri taneli, verimli bir çeşittir. Kısa budanır. İnce kabuklu ve beyaz

renklidir.

HAFIZALİ

Trakya Bölgesinin en yaygın sofralık beyaz çeşididir.Balkan ülkeleri ve

İtalya'da çok yetiştirilir. Omcaları iyi gelişir ve verimlidir. Kısa veya karışık

budanır. Orta Anadolu'da da iyi sonuç vermektedir. Orta kalın kabuklu ve

beyaz renklidir.

MÜŞKÜLE

İznik ve Geyve civarında yetiştirilen son turfanda sofralık bir çeşittir.

Omcaları kuvvetli gelişir. Kordon şeklinde terbiye edildiğinde iyi ve kaliteli ürün

alınmaktadır. Kısa budanır.

Page 14: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Omcaların üzerinde bekletilerek veya soğuk hava depolarında muhafaza

edilerek pazar süresi uzatılmaktadır. İhraçlık çeşitlerimizden biridir. Kalın

kabuklu ve beyaz renklidir.

RAZAKI

Ülkemizin hemen hemen her bağ bölgesinde Razakı adıyla bilinen

gösterişli, yol ve muhafazaya uygun bir sofralık çeşittir. Verimli bir çeşit olup

karışık budanır. İnce kabuklu ve beyaz renklidir.

TARSUS BEYAZI

Adana ve Mersin civarında geniş olarak üretilen, piyasaya erken çıkan yerli

üzümdür. Omcaların gelişmesi ve verimi iyidir. Kısa budanır. Biraz bekletilince

tanelenme yapar. Bu özelliği sofralık karakterini olumsuz yönde etkilemektedir.

Erkenci olması nedeniyle bir miktar ihraç edilmektedir. Kalın kabuklu ve beyaz

renklidir.

TAHANNEBİ

Güneydoğu'nun en erkenci çeşididir. Verimi ve gelişmesi iyidir. Karışık

budanır. Fizyolojik dişi çiçeklidir. Bu nedenle babalık çeşide ihtiyaç gösterir.

Kabarcık ve Sergi Karası dölleyici olarak kullanılmaktadır. İnce kabuklu ve

beyaz renklidir.

ALPHONSE LAVALLÉE

Koyu mor renkli, iri taneli, gösterişli, yola dayanıklı, pazar değeri yüksek

sofralık bir çeşittir. Kuvvetli ve verimli taban topraklara uygundur. Kısa

budanır. Kordon terbiye sistemiyle iyi sonuç verir. Kalın kabuklu ve siyah-mor

renklidir.

Page 15: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

CARDİNAL

Çok iri taneli ve salkımlı erkenci sofralık bir çeşittir. Son yıllarda Akdeniz,

Ege ve Marmara Bölgelerinde süratle yayılmıştır. Omcaları kuvvetli gelişir.

Verimi çok iyidir. Kısa budanmalıdır. Kordon terbiye sistemleri önerilir.

Çiçekten önce somak seyreltmesi, kaliteyi artırır. Sıcak yerlerde güneş yanığı,

taban yerlerde tane çatlaması görülebilir. Orta kalın kabuklu ve kırmızı

renklidir.

YUVARLAK ÇEKİRDEKSİZ

Ege bölgesi bağlarının yarıdan fazlasını teşkil eden çekirdeksiz üzümlerin

%90'nı bu çeşit oluşturur. Çok kaliteli kehribar sarısı renkte kuru üzüm elde

edilir ve çoğu ihraç edilir. Sofralık olarak değerlendirilen ve aranan bir çeşittir.

Kendine has karamelize bir lezzeti vardır. Çekirdeksiz olduğundan taneleri

küçüktür ve pazara ulaşıncaya kadar tanelenme yapar. Hormon uygulanması,

bilezik alma ve salkım seyreltmesi yapılarak tane irileştirilebilir. Uzun budama

gereklidir. İnce kabuklu ve beyaz renklidir.

Şekil 1: Ülkemizde yetiştirilen bazı önemli üzüm çeşitleri

Page 16: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

DÖKÜLGEN

Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilen çok verimli bir

çeşittir. Orta kalitede sofra şarabı verir. Daha çok şıralık olarak yetiştirilir.

Karışık budanır. Güneydoğu da Hönüsü çeşidinin dölleyicisi olarak

kullanılmaktadır. Sek ve likör şarabı yapılır. Şarabı altın sarısı renkte, kuru

madde ve gliserince zengindir. Alkol derecesi %11-13 arasında değişir. Genel

asidi 4 gr/L. civarında olup, biraz düşüktür. Kabarcık veya Hasandede şarabı

ile karıştırılarak paçal da yapılmaktadır. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir.

EMİR

Nevşehir, Kırşehir, Kayseri ve Niğde çevresinde yetiştirilen, Orta

Anadolu'nun kaliteli şaraplık çeşididir. Sek şarabı yapılır. Alkol derecesi %10-

11 asidi 5-6 gr/L. civarındadır.Kuru madde ve pH' sı kalite şaraplar için

belirlenmiş sınırdadır. Omcaları iyi gelişir. Kısa veya karışık budanan verimli bir

çeşittir. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir.

NARİNCE

Tokat ve Amasya yöresinde bağların %80-90'nı bu çeşitten kurulmuştur.

Yerli çeşitlerimiz arasında en kaliteli sek ve dömisek şarap yapılan çeşitlerden

birisidir. Verimli bir çeşittir. Kısa veya karışık budanır. Sek şarabın alkol

derecesi %11-13 arasında, asidi 6-7 gr/L civarındadır. Sek şarapları gibi,

dömisek şarapları da kimyasal bileşim ve aroma maddeleri bakımından iyi ve

kaliteli olmaktadır. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir.

Page 17: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

SEMİLLON

Dünyaca meşhur şaraplık bir çeşittir. Şarabında incir aroması vardır. Sıcak

yerde yetiştirilirse mükemmel kalitede tatlı şarap verir. Yurdumuzda yaygın

olarak Tekirdağ yöresinde yetiştirilmektedir. Sek şarabı yapılmaktadır. Ege

veya Güneydoğu Anadolu’da yetiştirildiğinde kaliteli tatlı şarap verebilir. Erken

olgunlaşan verimli bir çeşittir. Kısa ve karışık budanır. Uzun budandığında daha

fazla ürün almak mümkündür. Şarabı dolgundur, oksidasyona kısmen

dayanıklıdır ve 1-1,5 yılda şişeleme olgunluğu kazanır. Orta kalın kabuklu ve

beyaz renklidir.

CABERNET SAUVİGNON

Çok kaliteli şaraplık bir çeşittir. Şaraplarında karakteristik tat, buke, alkol-

asit dengesi ve renk mükemmeldir. Dünyanın en iyi kırmızı şaraplık

çeşitlerinden birisidir. Tane tutumu seyrek ve gayri mütecanis olduğundan

verimi az ve gelişmesi orta bir çeşittir. Karışık budama gerektirir, serin

bölgelere iyi adapte olur. Tekirdağ yöresine iyi uyabilir. Verimi az ve salkımları

gayri mütecanis olduğundan yurdumuzda arzu edilen düzeyde

yetiştirilmemektedir. Kalın kabuklu ve siyah renklidir.

KALECİK KARASI

Orta Anadolu, Ankara, Kalecik ve Kırıkkale dolaylarında yetiştirilen çok

kaliteli sek şarap yapılan bir çeşittir. Dolgun bukeli ve dengeli şarap verir. Orta

Anadolu'nun en kaliteli siyah şaraplık çeşididir. Verimi iyidir ve karışık budanır.

Şarabında %12-13 alkol, 5-7 gr/L. toplam asit ve 23-24 gr/L. şekersiz kuru

madde vardır. Kalın kabuklu ve siyah renklidir.

ÖKÜZGÖZÜ

Tek başına şarabının toplam asidi yüksek, alkolü az olmasına rağmen,

dolgun bukeli kaliteli ve kendine has aromalı şarap veren bir çeşittir.

Boğazkere çeşidinin şekeri daha yüksek olduğundan Öküzgözü-Boğazkere 2:1

oranında paçal yapılmaktadır.

Page 18: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Bu paçal şarabın alkol derecesi %12-13, toplam asidi 5-6 gr/L. ve şekersiz

kuru maddesi 22-24 gr/l. olup dengeli ve dolu bir yapıdadır. Karışık budanır,

orta verimliktedir. Orta kalın kabuklu ve siyah renklidir.

SERGİ KARASI

Gaziantep bölgesinin kırmızı şaraplık üzüm çeşididir. Şarabı orta kalitede

koyu kırmızı renkte ve alkol derecesi %11-14, genel asidi 5 gr/L ve şekersiz

kuru maddesi 28-29 gr/L civarındadır. Tanesi fazladır. Eskitildiğinde iyi bir buke

kazanır. Gelişmesi kuvvetli, verimi iyidir. Karışık budanır. İri taneli ve

gösterişli olduğundan sofralık ve kurutmalık olarak da değerlendirilmektedir.

Orta kalın kabuklu ve siyah renklidir.

BESNİ

Güneydoğu'nun en önemli kurutmalık çeşitlerinden birisidir. Omcalarının

gelişmesi ve verimi çok iyidir. Sofralık olarak da kullanılır. Karışık budanır. İnce

kabuklu ve beyaz renklidir.

SULTANİ ÇEKİRDEKSİZ

Yuvarlak çekirdeksizle birlikte Ege Bölgesi bağlarının yarıdan fazlasını

oluşturan, dünyaca meşhur mükemmel kaliteli kurutmalık bir çeşittir. Sofralık

olarak da değerlendirilmektedir. Bu durumda tanelerinin irileşmesi için hormon

atılır, bilezik alınır ve çilkim seyreltmesi yapılır. Tanelerin salkıma bağlantıları

zayıf olduğundan pazara ulaşıncaya kadar tanelenme yapar.

Omcaları kuvvetli gelişir. Bu yüzden budamada fazla göz bırakılmalıdır. Karışık

budanır. İnce kabuklu ve beyaz renklidir.

HAMBURG MİSKETİ

Hem sofralık hem de şaraplık olarak değerlendirilen kokulu bir çeşittir.

Yaygın olarak Marmara ve Orta Anadolu Bölgesi’nde yetişir. Omcaları kuvvetli

gelişir, verimi iyidir. Kısa veya karışık budanır. Orta kalın kabuklu ve siyah

renklidir.

Page 19: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

HASANDEDE

Ankara, Çorum ve Çankırı yöresinde yetiştirilen bir çeşittir. Orta Anadolu'da

yapılan beyaz şarapların çoğu bu çeşidin şarabıdır. Tatlı doyumlu ve kendine

özgü aromalı olması nedeniyle sofralık olarak da kullanılır. Kısa budanır. Sek ve

dömisek şarabı yapılır. Sek şarapları sofra şarabı niteliğinde orta kalitededir.

Alkol derecesi % 12 dolayında, toplam asidi beyaz şaraplar için gerekenden

biraz düşüktür. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir.

İZABELLA

Karadeniz sahil kesiminde özellikle Samsun'dan Rize'ye kadar, ağaçlara

sarılmış olarak en fazla rastlanan bir çeşittir. Mantari hastalıklara dayanıklıdır.

Tane sıkıldığında içi bütün olarak fırlar. Ekşi ve çilek kokulu bir üzümdür. Esas

olarak şıralık olmasına rağmen Karadeniz Bölgesinde sofralık olarak

değerlendirilmektedir. Kalın kabuklu ve siyah renklidir.

YALOVA İNCİSİ

Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilen, ıslah çalışmaları sonucu elde

edilmiş yeni bir çeşittir.Sofralık olup, erkencidir. Taneleri beyaz renkli, oval ve

iridir. Kısa budanmalıdır.

ATA SARISI

Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilen beyaz sofralık, çok iri, yuvarlak

taneli, kısa budama orta mevsimde olgunlaşan bir çeşittir.Kısa budanmalıdır.

TRAKYA İLKEREN

Siyah renkli, çekirdekli, erkenci, sofralık olarak tüketilen, örtü altı

yetiştiriciliğine uygun özellik gösteren, Marmara, Ege, Akdeniz Bölgesi’nde

yetiştirilen, yuvarlak ve orta büyüklükte taneleri olan bir çeşittir.

Page 20: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

2- AŞILI VE AŞISIZ AMERİKAN ASMA FİDANI ÜRETİMİ

Filokseranın girmiş olduğu bağ alanlarında yeni bağcılığın

yapılabilmesi, yalnız filoksera zararlısına dayanıklı Amerikan Asma

Anaçları veya bunların melezleri ile mümkün olmaktadır.

Bu dersimizde filokseralı bağ bölgelerinde yeni bağların kuruluşunda

kullanılan aşılı ve aşısız asma fidanlarının üretim tekniğini

göreceğiz.

Filokseralı bağ bölgelerinde yeni bağlar iki şekilde kurulmaktadır.

1- Aşılı asma fidanları ile

2- Aşısız Amerikan asma fidanları ile

Öncelikle aşılı asma fidanı üretim tekniğini kısaca ana hatları ile

görelim

2.1. Aşılı Asma Fidanı Üretimi :

Bağcılıkta gelişmiş ülkelerde bağların büyük çoğunluğu bu fidanlar

ile tesis edilmektedir.

Aşılı fidanlarla bağ tesisi mahsul yönünden en az bir yıl öncelik

kazandırmaktadır. Bunun yanında işgücü yönünden önemli ölçüde

ekonomi sağlamaktadır.

Aşılı asma fidanı üretiminde yapılacak ilk iş çelik ve kalemlerin

alınmasıdır.

Page 21: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

2.1.1. Çelik ve Kalemlerin Alınması

Anaçlık ve bağların budamalarına sonbaharda yaprak

dökümünden, ilkbaharda sürgünlere su yürüyene kadar devam

edilir. Asma sürgünleri 35-45 cm uzunlukta dip gözün hemen

altından kesilerek asma çeliği haline getirilir. Dip göz hariç diğerleri

köreltilir. Çeliklerin üzerindeki koltuk, sülük, salkım sapı gibi

kısımlar çıkarılır. Aşılık çeliklerin çapları 6-12 mm arasında

olmalıdır. Çelikler çaplarına göre ayrılarak 100’lük demetler halinde

bağlanmalıdır.

Demetler haline getirilip etiketlenmiş çeliklerin aşı yapımına kadar

herhangi bir su kaybına neden olmadan saklanmaları gerekir.

Çeliklerin saklanmaları katlama havuzu veya soğuk depolarda

yapılır. Katlama havuzlarının drenajının çok iyi yapılması gerekir.

Drenajı iyi olmayan katlama havuzlarında çelik muhafazası mümkün

değildir. Katlama havuzlarında çelik demetleri sürmeyi geciktirmek

için ters olarak yerleştirilir. Demetler hava almayacak şekilde milli

toprakla sıkıştırılır ve üzerleri 5-7 cm kalınlıkta milli toprakla örtülür.

Katlama havuzunda çelikler 3-4 ay süre ile sağlıklı olarak

saklanabilir. En sağlıklı saklama şekli ise soğuk depolarda, 0-4°C de

ve % 75-80 nem ihtiva eden ortamlarda muhafaza edilmeleridir.

Aşı kalemleri de asma çeliklerinde olduğu gibi kum havuzlarında

veya soğuk hava depolarında muhafaza edilirler.

Page 22: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 2. Tele alınmış Amerikan asma anaçlığı

2.1.2. Anaç ve Kalemlerin Aşıya Hazırlanması

Daha önce alınmış olan çelik ve aşı kalemlerinin saklama

ortamlarında kaybettikleri suyun bünyelerine geri verilmesi

sağlanmalıdır. Bu amaçla anaç çelikleri 20°C deki suda 48 saat, aşı

kalemleri 12 saat bekletilmelidir.

2.1.3. Masabaşı Aşılarının Yapımı

Aşı makinalarını; açtıkları aşı kesitlerine göre 3 ana grupta

toplamak mümkündür.

A. Dilcikli İngiliz aşısı

B. Testereli aşı

C. Omega aşısı

Avrupa'da ve Yurdumuzda genellikle omega işareti şeklinde aşı

makinaları kullanılmaktadır. Makine tipi ne olursa olsun aşı kesit

yeri çok düzgün olmalı ve anaçla kalem birbirine sıkıca temas

etmelidir.

Page 23: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Aşıda dikkat edilecek en önemli hususlardan bir tanesi çepeçevre

kallus oluşumunu sağlamak için, anaçla kalemin mümkün olduğu

kadar aynı kalınlıkta olmasıdır.

Aşı yerinden su kaybının önlenmesi, aşı yerindeki enfeksiyonlar ile

aşı gözünün sürmesinin engellenmesi için, aşılı çelikler aşı

işleminden sonra aşı yerinin 2 cm altına kadar 1-2 saniye parafin

içerisine batırılır.

Parafinlenmiş çelikler çeşitli metotlarla kaynaştırılırlar. Bunlardan bir

tanesi katlama materyali kullanılmak suretiyle sandıklarda, diğeri

ise suda çimlendirmedir.

Aşılı çelikler sandıklara yerleştirilirken altına ve aralarına katlama

materyali konur. Katlama materyali olarak genellikle kavak talaşı,

perlit veya bunların karışımları kullanılır.

Su içinde yapılan çimlendirmede plastik kasalar kullanılır. Kasalara

çeliklerin 6-8 cm’ lik bölümüne kadar su konulur.

İçine oksijeni sağlamak için bir miktar odun kömürü konur.

Parafine batırılmış olan aşılı çelikler aşı yeri üste gelecek şekilde

dizilirler.

Şekil 3. Dilcikli İngiliz aşısı

Page 24: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 4. Testereli aşının kesiti

Şekil 5. Omega aşısının kesiti

Page 25: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 6. Masa başı aşılama

Şekil 7. Aşılı çeliklerin parafinlenmesi

Page 26: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 8. Aşılı çeliklerin suda çimlendirilmesi

Aşılı çelikleri içeren sandık ve kasalar çimlendirilmek üzere

çimlendirme odalarına alınırlar. Çimlendirmenin esası, anaç ile

kalemin birbirleriyle iyice kaynaşmasının sağlanmasıdır.

Çimlendirme odalarına konan sandıklar ilk hafta 28-30 °C arasında

tutulur. Daha sonra ısı 24 °C’ye düşürülür. Oda rutubetinin % 75-

85 arasında olması uygundur. Kallus oluşumu 8. günden başlar, 15-

20 gün sürer. Yeterli kallus oluşumu sağlandıktan sonra

çimlendirme işine son verilir. Ortamın ısısı 20 °C ye düşürülerek

bitkiler dış şartlara hazırlanırlar.

2.1.4. Dikim

Çimlendirme sürelerini doldurmuş ve dış ortama alıştırılmış olan

aşılı çelikler ya fidanlık toprağına veya kontrollü ortamda karton

saksılara veya naylon torbalara dikilirler. Sandıktan çıkarılan aşılı

çelikler önce temizleme işlemine tabi tutulurlar. Anaçtan ve dipten

çıkan kökler kesilir. Alıştırma sırasında uzamış sürgünler 1-1,5 cm

den bıçak veya tırnak ile koparılır. Aşılı asma çeliklerinin genelde iki

şekilde dikimi yapılır. Bunlar tepe dikim ve çiziye dikimdir.

Page 27: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Kumsal hafif bünyeli üretim parsellerinde çiziye dikim, ağır

topraklarda ise tepe dikim tercih edilmelidir.

Çiziye dikimde çelikler üretim parsellerine don ve kırağı tehlikesi

ortadan kalktıktan sonra dip kazan ile açılan çizilere 5-8 cm aralık

ve 90-100 cm sıra arası mesafe ile dikilirler, üzerleri 5 cm tavlı

toprakla örtülür. Bu işlem, olası bir ilkbahar geç don ve

kırağısından sürgünlerin zarar görmesini önlemek için gereklidir.

Son yıllarda fidan üreten kuruluşlarda naylonla kaplanmış

kümbetlere, tepe dikim şeklinde fidanlar 4-5 cm aralıklarla

saplanmaktadır. Damlama sulama yapılan kümbetlerde bu şekilde

hem yabancı ot kontrolü, hem de söküm işlemi özel pulluklarla

kolayca yapılabilmektedir.

Şekil 9. Damla sulama sistemli ve plastik örtülü köklendirme alanı

Page 28: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 10. Aşılı çeliklerin köklendirme alanına dikimi

2.1.5. Bakım İşleri

Aşılı çeliklerin dikileceği toprağın sonbaharda dönüme 2-3 ton

hesabıyla iyi yanmış ahır gübresiyle gübrelenmesi gereklidir. Kış

döneminde dönüme 20 kg. P205 ve 30 kg. Amonyum Sülfat

verilmelidir. Gelişme devresinde yaprak gübresi veya Amonyum

Nitrat ile takviye yapılmalıdır.

Gelişme döneminde sulama ve çapa işleri 20-25 gün arayla

yapılmalıdır. Bu sayı iklim koşullarına göre değişebilir. Aşılı

fidanlarda mildiyö ve külleme hastalıklarına karşı gerekli mücadele

yapılmalıdır. Aşılı fidanlarda aşı yerinden boğaz kökleri varsa

bunlar fazla büyümeden alınmalı ve arkasından sulanmalıdır.

Sürgünlerin fazla büyüyüp aşı yerinin kırılmasını önlemek için 35-40

cm den tepelerinin kesilmesi kök oluşumunu da artırır. Sökümden 2

ay kadar önce sulamaya son verilmelidir.

Page 29: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 11. Fidanların çapalanması

Şekil 12. Fidanların sulanması

Page 30: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

2.1.6. Asma Fidanlarının Sökümü, Tasnifi ve Muhafazası

Fidan sökümü, yaprakların dökülmesinden sonra toprağın tavlı

olduğu zamanda söküm pullukları ile yapılır. Sökülen bu fidanlar

kök, sürgün ve kalınlığına göre ayrılır. 25 veya 50'şerlik demet

yapılarak bağlanır ve çeşit etiketi konur.

Şekil 13. Fidan sökümü

Şekil 14. Aşılı fidanların soğuk depolarda muhafazası

Page 31: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Demet haline getirilen fidanlar satışa kadar kum havuzlarında

veya soğuk depolarda muhafaza edilirler.

Filokseralı bağ bölgelerinde diğer bir bağ kurma şekli Aşısız

Amerikan Asma Fidanları ile olmaktadır.

2.2. Aşısız Amerikan Asma Fidanı Üretimi

Aşısız asma fidanı üretiminde, 4-6 mm ve daha kalın çelikler

kullanılır. Bu çeliklerin en önemli özelliği odunlaşmış olmalarıdır.

Üretim çelikleri 35-45 cm uzunlukta dip tarafından ve uç tarafından

birer göz bırakılacak şekilde bir yıllık sürgünlerden elde edilir. Üst

göz ve alt göz hariç diğer gözler körletilir. Bu çeliklerin muhafazası

da aşılı çeliklerde olduğu gibi naylon torbalar içinde soğuk hava

depolarında veya kum içinde olur.

Çelikler dikimden önce 24-48 saat su içinde bırakılmalıdır.

Dikim daha önce hazırlanan balık sırtı şeklindeki kümbetlere yapılır.

Dikim sıra üzeri 5-6 cm, sıra arası 80-120 cm olacak şekilde yapılır.

Aşısız çeliklerin dikileceği toprağın da kış döneminde fosforlu ve

azotlu gübrelerle gübrelenmesi gerekir. Gelişme döneminde de

fidanlara iklim ve toprak durumu göz önüne alınarak yeterli sayıda

çapa ve sulama yapılmalıdır. Aşısız asma fidanlarında hastalık ve

zararlı görülmemektedir. Bunun için ilaçlama yapılmasına gerek

yoktur.

Yaprak dökümünden sonra fidanlar söküm pullukları ile sökülürler.

Gelişme durumuna göre ayrılan fidanlar 50'şerlik demet yapılarak

etiketlenir, satışa arz edilir. Bunların muhafazaları soğuk hava

depolarında veya kum içinde olmaktadır.

Page 32: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

3-BAĞ TESİSİ VE BAĞDA AŞILAMA

Aşılı ve aşısız Amerikan asma fidanı üretimini ne şekilde yapacağımızı bir

önceki dersimizde gördük. Bu dersimizde de bağ tesisi ve aşılamayı nasıl

yapacağımızı göreceğiz.

3.1. Bağ Tesis Edilecek Arazinin Seçimi, Anaç ve Çeşit Belirlenmesi

İyi bir bağ yetiştirmenin temel şartı, bağ kurulacak arazinin doğru seçilmesidir.

Bu nedenle bir yerde bağ kurmak istiyorsak önceden o yöreye uygun anacı ve

amaca uygun çeşidi belirleyerek bunların iklim ve toprak isteği ile bağ

kurulacak arazinin özellikleri iyi incelenmeli, uygunluğu belirlendikten sonra

dikime geçilmelidir.

Bağ yeri seçildikten, dikilecek anaç ve çeşit belirlendikten sonra, toprağın

hazırlanması işlemine geçilir. Bunun için arazide varsa kayalar, ağaçlar ve

çalılar temizlenir. Tümsekler düzeltilir, çukurlar doldurulur. Fazla su tutan

yerlerdeki suyun akıtılması için drenaj kanalları açılır.

Daha sonra toprak 50-60 cm derinlikte traktör arkasına takılan tek kulaklı

pullukla Sonbahar başlangıcında sürülmeli ve sürüm esnasında çizi tabanına saf

madde olarak dönüme 20-30 kg. fosfor ve 40-50 kg. potasyum, taban gübresi

şeklinde verilmelidir.

Dikim, sonbahardan ilkbahara kadar yapılabilir. Kışı sert geçmeyen ve fazla

su tutmayan yerlerde sonbahar dikimi tercih edilmelidir.

3.2. Dikim Yerlerinin İşaretlenmesi.

Dikimden önce toprak tırmık vs. ile düzeltilerek fidanların dikileceği yerlerin

işaretlenmesine geçilir.

Page 33: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Bağda bırakılacak sıra arası ve sıra üzeri mesafeler yöreye, çeşide, iklim ve

toprak durumuna göre değişmekle beraber en uygun mesafe sıra arası için

traktörün geçebileceği mesafe kadar olan 2-3 metre ve sıra üzeri içinde 1,5-2

veya 2,5 metredir. İyi bir güneşlenme içinde sıraların istikameti doğu-batı veya

kuzey-güney gibi ana yönler doğrultusunda olmalıdır.

Eğer bağ tesis edeceğiniz arazi meyilli ise, toprak erozyonuna engel olmak için

sıralar meyle dik yapılmalıdır.

3.3. Çukur Açılması ve Fidanların Dikime Hazırlanması.

Dikkatli yapacağınız işaretlemeden sonra fidanları dikeceğiniz çukurların

açılmasına geçilir. Bunun için insan gücü ya da traktöre takılan burgu makinası

ile 30 cm genişlikte 30-50 cm derinlikte çukurlar açılır, her çukurdan çıkan

toprak çukurun bir tarafına yığılır ve bu toprağa varsa yanmış ahır gübresi

konulur.

Dikilecek fidanların kökleri dikimden bir gün önce su içine konmalı ve dikim

esnasında fidanların yan kökleri dipten, dip kökleri 4-8 cm uzunluktan

kesilmeli, sürgünlerin birisi hariç diğerleri dibinden, kalan sürgün de 1-2 göz

üzerinden budanarak dikim budaması yapılmalıdır.

Şekil 15. Aşılı asma fidanı ve dikim öncesi tuvaleti yapılmış hali.

Page 34: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

İşaretleme yapılırken dikim tahtası kullanmak gerekir. Yaklaşık 150 cm

uzunluğundaki tahtanın birer ucuna 2 yiv ve fidanın yerleştirileceği orta

kısımda bir yiv açılır. İşaretlenen bu üç yive birer işaret kazığı çakılır. Tahta

kaldırılır. Ortadaki kazığın olduğu yer fidanın dikim noktasıdır. Dikimde fidan o

kısımda tutularak çukur toprakla doldurulur.

Dikilecek fidan aşısızsa ileride aşıyı toprak seviyesinin üstünde yapabilmek için

8-10 cm’lik kısım; fidan aşılı ise aşı noktası toprak seviyesinin üstünde kalacak

şekilde çukurun içine tutulur ve dibine gübreli toprak atılır. Fidan bu toprağın

üzerine oturtularak çukur yarıya kadar üstten çıkan toprakla doldurulur ve

ayakla çiğnenerek sıkıştırılır. Sonra toprak seviyesine kadar alttan çıkan

toprakla doldurmaya devam edilir ve tekrar sıkıştırılır.

Şekil 16. Açık köklü bir fidanın dikimi

Dikimden sonra bir miktar can suyu verilir. Toprak üstünde kalan kısmın hava

şartlarından zarar görmemesi için üzerine 5-10 cm gevşek toprakla kümbet

yapılır ve fidanların dibine birer herek dikilir.

Page 35: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 17. Açık köklü bir fidanın dikim tahtası kullanılarak dikilmesi

Dikimden sonraki ilk yıl tutunma yılı olduğundan iyi bir gelişme için çaba sarf

edilmeli ve uygulanacak terbiye şeklinin tesisine 2. yıldan itibaren geçilmelidir.

3.4. Bakım İşleri.

İlk yıl yapılacak bakım işleri arasında toprak işlemesi yanında sulama

gelmektedir. Gelişen sürgünlerin mildiyöden zarar görmesini önlemek için 3-4

yapraklı oldukları devreden itibaren bölge özelliğine göre 2-3 defa %1’lik

bordo bulamacı veya bakırlı ilaçlarla ilaçlanmalı, küllemeye karşı da lüzumlu

görüldüğü zamanlarda kükürt atılmalıdır. Ayrıca zararlı böcekler görüldüğünde

mücadele yapılmalıdır.

Aşılı fidanlarda aşı noktasında meydana gelen boğaz kökleri ilkbahar sonunda

ve sonbaharda kümbetler açılarak temizlenmelidir.

Aşı sürgünlerinin rüzgardan kırılmasını önlemek için hereğe bağlanması

gereklidir. İlk yıl bırakılan sürgünlerden uygun olan birisi kış budaması

sırasında düşünülen terbiye sistemine göre gövdeyi teşkil etmek üzere seçilir

ve ikinci yıldan itibaren şekil oluşturmaya başlanır.

Page 36: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 18. Mekanizasyona imkan verecek şekilde kurulmuş bir bağ ve

çapa makinası ile çapalama

Şekil 19. Genç omcaların bağlanması ve şekil verilmesi.

3.5. Bağda Aşılama Teknikleri

Daha önceki dersimizde bahsettiğimiz gibi filoksera, nematod gibi toprak

zararlıları ile bulaşık bölgelerde bağlar bunlara dayanıklı anaçlar üzerinde

kurulmaktadır.

Page 37: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Anaç kullanarak bağ tesisinin aşılı fidan ve aşısız fidan ile olmak üzere iki

şekilde yapıldığını öğrendik, herhangi bir nedenle aşılı asma fidanı

bulamadığımızda bağa önce amerikan asma fidanı dikilir. Bunlar baş parmak

kalınlığını alacak kadar gelişince istenen çeşitle yerinde aşılanır.

Bağcılıkta yerinde aşılamada en yaygın olarak kullanılan aşı şekli yarma aşı ve

kakma aşıdır. Son yıllarda göz aşısı kullanımı da geniş ölçüde uygulanmaktadır.

3.5.1. Yarma Aşı

Amerikan asma anaçları dikiminden sonra 2-3 yıl içinde baş parmak kalınlığına

gelince İlkbaharda Mart, Nisan aylarında aşılanır. Aşı için önce anacın

çevresindeki topraklar çapa ile açılır ve anaç toprak seviyesinin 10-15 cm

üzerinden kesilir. Aşı bıçağı ile üst yüzeyi düzeltilir, perdahlanır.

Anacın fazla yarılmasını önlemek için alttan rafya ile sıkıca bağlamak gerekir.

Aşı baltası ile tam ortadan 3-4 cm kadar yarılır. Aşı baltasının uç kısmı yarığa

sokulur. Aşılanacak çeşidin iki gözlü kalemi alt gözün 1 cm altından ve göz

dışarı gelecek şekilde kama gibi kesilir. Kamanın bir tarafında öz diğer tarafında

odun kısmı görülmeli anaçtaki yarık kadar olmalıdır. Kalemin kabuğu anacın

kabuğu ile aynı hizaya gelecek ve boşluk kalmayacak şekilde kalem anaçta

açılan yarığa yerleştirilerek balta çıkarılır. Altta önceden bağlanmış olan rafya

yukarı doğru sıkıca sarılarak aşının hemen altından düğümlenir. Aşının üzeri

gevşek toprakla yavaşça kapatılıp kümbet yapılır ve yanına bir işaret çubuğu

konur.

Baş parmak kalınlığındaki anaçlara iki gözlü bir kalem yeterlidir. Kalın anaçlara

iki kalem konmalıdır.

Page 38: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 20. Bağda yarma aşının yapılışı

3.5.2. Kakma Aşı

Yapılışı yarma aşıya benzemektedir. Bu aşıda anaç toprak seviyesinin hemen

üzerinden kesildikten sonra ortadan baltayla yarma yerine bir kenarına

karşılıklı olarak içe doğru daralan V şeklinde yuva açılır. İki gözlü kalem açılan

yere tam oturacak, şekilde hazırlanır. bunun için kalemin alt gözü dışta olacak

şekilde kama gibi kesilir ve anaçtaki yerine kabuk kabuğa değecek biçimde ve

boşluk kalmadan sıkıca oturtulur. Aşı tamamlandıktan sonra rafya ile bağlanır.

Üstü yavaşça tavlı toprakla kapatılır ve yanına bir herek dikilir.

Page 39: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 21. Bağda kakma aşının yapılışı.

3.5.3. Göz Aşısı

Biz burada bağlarda en çok uygulanan yongalı göz aşısını öğreneceğiz.

Bağda yongalı göz aşısı iki dönemde yapılmaktadır.

1- İlkbaharda bağlarda su yürüdüğü dönemde yapılanına sürgün göz aşısı ,

2- Yazın sonunda gelişmenin durduğu zaman yapılan aşıya ise durgun göz aşısı

denir.

Yongalı göz aşısı genellikle çapı 1-2,5 cm arasında olan anaçlarda en iyi

sonucu vermektedir. Yapılışına gelince; Bu aşının yapılabilmesi için anaca su

yürümesi gerekmektedir. Aşıdan bir gün önce başın hemen altından makas

veya bağ bıçağı ile anacın tepesi kesilir. Anacın toprağa yakın veya boğaz kök

oluşmasını önlemek için toprâğın 10-15 cm kadar üzerinden iki boğum

arasındaki düzgün bir yerden 3 cm’lik kısmın kabukla birlikte çıkarılır. Bu yere

aşılanacak çeşidin göz kaleminden aynı büyüklükte bir yongalı göz alınarak

yerleştirilir. Burada dikkat edeceğimiz nokta, göz parçasındaki kambiyum

(kabuk altındaki odunla kabuk arasındaki kısım) tabakası ile anacın kambiyum

tabakasının üst üste gelmesidir. Göz yerleştirildikten sonra enli esnek bantla

sıkıca ve hava almayacak şekilde bağlanması gerekir.

Page 40: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Aşıdan 7-10 gün sonra aşılar kontrol edilir, tutmayanlar yenilenir. İyice

kaynamış aşıların tırnakları gözün hemen yanından meyilli olarak kesilir.

Şekil 22. Bağda yongalı göz aşısının yapılışı.

Page 41: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

4-BAĞCILIKTA TERBİYE SİSTEMLERİ VE BUDAMA

Bağ tesisini ne şekilde yapacağımızı ve aşılamanın nasıl olduğunu gördük. Bu

dersimizde de bağlarda uygulanan başlıca terbiye sistemlerini ve budamayı

öğreneceğiz. Bağlarda uygulayacağımız terbiye şekli ve budama, ürünün

miktarını, kalitesini ve maliyetini doğrudan etkilediğinden yanlış yapılması kötü

sonuçlar doğurur. Bu nedenle bu konu üzerinde biraz fazla duracağız.

Terbiye şekli yetiştirilen üzüm çeşidinin özelliğine, bağ bölgesinin iklim ve

toprak durumuna, mahalli imkanlarına, bağcının bilgisi ve becerisine göre

seçilir.

Önce en yaygın olarak uygulanan geleneksel terbiye şekillerinden gobleyi,

sonra en çok kullanılan telli terbiye şekillerinden bir kaçını açıklayacağız.

4.1. Geleneksel Terbiye sistemleri

4.1.1. Goble Terbiye Şekli

Yurdumuz bağlarında en yaygın kullanılan terbiye şeklidir. Tesisi kolay ve

ucuzdur. Omcalar 30-100 cm arasında değişen yükseklikte taçlandırılırlar.

Gövde üzerinde 3-5 kol ve her kolun ucunda çeşide ve yörelere göre 2-4 göz

üzerinden kısa budanan budama çubukları bulunur.

Şekil 23. Goble terbiye şekli verilmiş iki ayrı omca.

Page 42: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

İlk tesis yıllarında omca gövdesi kendisini taşıyabilecek kalınlığa gelinceye

kadar dibine bir herek dikilir. İznik'te Müşküle üzüm çeşidi bağlarında her kola

bir herek dikilir. Sürgünler bağlanmadığında kırılma ihtimali fazladır. Ayrıca

taban arazilerdeki böyle terbiye edilmiş bağlarda sık sık don tehlikesiyle

karşılaşılır.

Bu sistemde bağlar mekanizasyona imkan vermediğinden toprak işleme,

mücadele gibi kültürel işlemler insan gücüyle yapılır.

Goble terbiye şeklinden başka ülkemizin değişik yörelerinde rastlanan serpene,

ağaca sardırma, herek, Bursa, İznik, Kemalpaşa, çardak gibi geleneksel terbiye

şekilleri de vardır.

4.2. Telli Terbiye Sistemleri

4.2.1. Kordon Terbiye Şekli

Kordon şekli, belirli yükseklikteki gövde üzerinden tele yatırılmış bir veya iki

yöne doğru uzanan yaşlı kollar ile bunların üzerinde 20-25 cm aralıklarla teşkil

edilmiş ve mahsule budanan başlardan ibarettir.

Bu terbiye sisteminde mahsulün omca üzerinde dağılımı iyi, hastalık ve

zararlılar ile mücadele ve toprak işleme ve diğer kültürel işlemlerde

mekanizasyon imkanı kolaydır.

Kordon şeklinde omcaların gövde kol ve sürgünlerin desteğini sağlamak için

direk ve tellere ihtiyacımız vardır. Kullanılacak direkler ağaç, beton veya demir

olabilir.

Sıra üzeri mesafeye bağlı olarak değişmekle birlikte 4-5 omcada bir 2 m

boyunda 7-10 cm kalınlığında direkler dikilir. Sıra başları ile gerekirse orta

kısımlarında direklerin yıkılmaması için payanda konur. Bu direkler üzerine

kolların yatırılacağı yükseklikten tek sıra 1. tel, bunun 35-40 cm yüksekliğinden

çift sıra tel ve 2. telin 50-55 cm yukarısından 3. tel gerilir. Yazlık sürgünler

yeterli uzunluğa geldiklerinde çift sıra tel arasına alınarak daha düzgün bir

şekilde bulunmaları sağlanmaktadır.

Page 43: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Kordon şekli Cardinal, Alphonse, Müşküle ve Razakı gibi iri salkımlı sofralık

üzüm çeşitleri için çok uygundur. Tek kollu ve çift kollu olarak uygulanabildiği

gibi gövde yüksekliği ve kollar üzerindeki başlarda yapılan değişik budamalarla

Lenz Mozer terbiye şekli ve tek kollu pergole şekli gibi çeşitli adlarla anılan

terbiye şekilleri geliştirilmiştir. Bu şekilde kısa budamaya olanak veren kordon

terbiye şekli, karışık budamaya uygun hale gelmektedir.

Şekil 24. Kordon terbiye şeklinin oluşturulması

Şekil 25. Kordon terbiye şekli verilmiş bir omca

Page 44: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Ege Bölgesi’nde yetiştirilen ve dip gözleri verimsiz olan çekirdeksiz üzüm

veya küçük salkımlı şaraplık ve şıralık çeşitler goble yani kordon şeklinde

terbiye edilirse üzüm miktarı düşer. Bu çeşitlerle kurulan bağların uzun karışık

budamaya imkan verecek şekilde Guyot şekli, Avustralya sistemi (Telli Goble),

çift T sistemi gibi terbiye sistemleriyle terbiye edilmesi gerekmektedir.

4.2.2. Guyot Terbiye Şekli

Bu şekli oluşturmak için sıra başındaki omcanın yanına 2-2,10 m uzunlukta

payandalı bir direk, daha sonra 6 – 7,5 m de bir olacak şekilde ara direkler

dikilir. Sıra sonuna yine payandalı bir direk konur. Direkler dikildikten sonra

yerden 60-65 cm yükseklikten 3 mm kalınlığında bir sıra tel, bunun 35-40 cm

üzerinden yan yana çift sıra tel, bunların 50 - 55 cm üzerinden yine çift olmak

üzere 2 mm kalınlığında 3. sıra tel geçirilir.

Şekil 26. Guyot terbiye şeklinin oluşturulması

Page 45: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Omcaların dibindeki hereğe en yakın olan ve düzgün gelişen bir sürgün hariç

diğerleri dibinden temizlenir. Sürgün ilk tel seviyesini 30- 40 cm geçince tel

hizasından ucu alınır. Ucu koparılan sürgün üzerinde koltuklar gelişir.

Bunlardan telin 15-20 cm altında olanlardan karşılıklı ikisi bırakılır. Diğerleri

dibinden çıkarılır. Koltuk sürgünleri 30- 40 cm olunca birisi bir tarafa diğeri

öbür tarafa gelecek şekilde birinci tele bağlanır. Kışın bu sürgünler iki göz

üzerinden budanır. Üçüncü yıl sonunda omcada ikisi sağda ikisi solda dört

sürgün bulunur. Bunlardan uçtakiler 2-9 göz üzerinden, gövdeye yakın olanlar

2 şer göz üzerinden budanır. Uzun budanan sürgünlerden birisi sağa diğeri

sola bükülerek uçlardan alt tele bağlanır.

Böylece omcalara çift kollu guyot şekli verilmiş olunur. Eğer tek kollu guyot

şekli yapmak istiyorsak çift kol yerine 1 kol teşkil ettirilir.

Şekil 27. Guyot terbiye şekli verilmiş bir omca

4.2.3. Avusturalya Terbiye Şekli (Telli Goble )

Ege Bölgesi’nde yetiştirilen çekirdeksiz üzüm çeşitleri ve Perlette çeşidine

uygun bir sistemdir. Yerden takriben 1,20 m yükseklikten ve birbirinden 60 cm

aralıkla paralel geçen iki çubuk yatırma teli (3 mm) bunların 45-50 cm üst

ortasından geçen bir sürgün bağlama teli (2 mm) olan bir terbiye şeklidir.

Page 46: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 28. Avustralya terbiye şekli.

Bu sistemin oluşturulması için 2,20 m boyunda ve dipten itibaren 1-,70 m

yükseklikte 65-70 cm uzunluğunda T şeklinde parça bulunan ahşap, beton

veya demir direkler kullanılır.

Bağın dikiminden hemen sonra belirtilen direkler sıra başından itibaren 3-4

omca da bir 50 cm’si toprağa girecek biçimde dikilir. Aradaki 3-4 omcanın

dibine ise 50 cm si toprağın altında kalmak üzere 1,50-1,70 m uzunluğunda

düz herek konulur.

Omcalara Avustralya şeklinin verilebilmesi için aşı yılının sonunda iki göze

budanan sürgünler 25-30 cm olunca iyi gelişen bir sürgün seçilerek arkadaki

hereğe bağlanır, diğerleri dipten çıkarılır. Sürgün uzunluğu 1,50 m’yi bulunca

koltuk gelişimini teşvik etmek ve sürgünün kalınlaşmasını sağlamak için 100-

110 cm den tepesi alınır. En üstte gelişen 3-4 koltuk sürgünü hariç alttakiler

temizlenir. Bırakılan koltuk sürgünleri geliştikçe tellere bağlanır.

Yıl sonunda kış budamasında bu koltuk sürgünleri dipte 1-2 göz bırakılarak

budanır.

Page 47: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Üçüncü yıl baharda çıkan sürgünler tele bağlanır. Üzerinde salkım varsa

koparılır, gövdenin alt kısımlarından süren filizler temizlenir. Aynı yıl kış

budamasında omca üzerindeki sürgünlerden tele yatırılmaya uygun 2-3'ü 15-

18 göz üzerinden, kalanlar 2 gözden budanır. Uzun budananlar taşıma tellerine

bağlanırlar. Birkaç yıl içerisinde taşıma tellerine yatırılan sürgün sayısı 4'e

çıkarılır. Bunların dibine yakın yerlerde iki göze budanmış 3-4 yedek çubuk

bırakılır. Tele yatırılmış olan ürün çubuklarından ve yedeklerden çıkanlar

uzayınca ortadan geçen bağlama teline bağlanır.

4.2.4. Çift T Terbiye Şekli

Avustralya sistemine benzemektedir. Bu sistemde Avustralya sisteminde en

üstte bulunan bir bağlama teli yerine 1,20 m aralıklı 2 sürgün bağlama teli

vardır. Direk üzerindeki 2 çapraz desteğin görünüşü nedeniyle çift T olarak

isimlendirilmiştir.

Bu sistemde sürgünler sağa sola açılarak geliştiğinden güneşlenme daha

fazla olmakta, sürgün bağlama işçiliği de azalmaktadır.

Şekil 29. Çift T Terbiye Şekli

Page 48: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

4.2.5. Büyük T Terbiye Şekli

Büyük T terbiye şekli yerden 1,60 m yükseklikte ve 1,20 m aralıklı 2 taşıma teli

bulunmaktadır. Bunun için yerden 1,60 m yükseklikte bir direğe ve buna

tutturulan 1,20 m uzunluğunda çapraz demir veya ağaç desteğe ihtiyaç vardır.

Bu sistemde ayrıca sürgün bağlama teli yoktur. Böylece 15-18 gözden

budanmış ve taşıma tellerine yatırılmış ürün çubukları ve yedeklerden çıkan

sürgünler geniş bir alana yayılarak güneşlenme ve havalandırılmaları

arttırılmıştır. Direk ve çaprazın görünüşü nedeniyle bu şekle Büyük T ismi

verilmiştir.

Bu sistemin teşkil edilmesi Avustralya sisteminde olduğu gibidir.

Şekil 30. Büyük T Terbiye Şekli

4.3. Budama

Bağda istenen terbiye şeklini oluşturduktan sonra bu şeklin devamlılığının

sağlanması, omcaların iyi gelişmesi, bol kaliteli ürün vermesi ve toprak işleme,

hastalıklara karşı mücadele gibi kültürel işlemlerin daha kolay yapılabilmesi için

bağları her yıl budamamız gerekmektedir. Budama ile omca üzerinde dengeli

dağılım sağlanır.

Page 49: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Budama, kış budaması ve yeşil budama olmak üzere ikiye ayrılır.

4.3.1. Kış Budaması

Kış budaması sonbaharda yaprak dökümünden ertesi ilkbaharda gözler

uyanıncaya kadar yapılır.

Kışı ılık geçen yörelerde budama erken yapılırsa bağlar daha çabuk

uyanacağından mahsul erken olgunlaşır. Kışı sert geçen yörelerde ise Şubat

ayındaki soğuk ve donlu havalar geçtikten sonra budamanın yapılması tavsiye

olunur.

Ege ve Marmara Bölgelerinde bazı yerlerde bahar işini azaltmak için kışa

girerken bağlarda aralama yapılmaktadır.

Kış budaması yaparken bazı kurallar göz önünde bulundurulmalıdır.

Bunlar,

1.Budamanın asma üzerinde zayıflatıcı veya gelişmeyi durdurucu etkisi

vardır. Sert budama asma kapasitesini azaltır. Çünkü hafif budamaya göre

daha az yaprak alanı oluşmaktadır. Yaprak alanının azlığı nedeniyle asma

yeterli besin depo edemez.

2.Bağlarda gelişmeyi geriletmeyecek fakat kaliteli ürün alabilecek ölçüde

budama yapılmalıdır. Bunu gerçekleştirmenin pratik yolu 1 yıllık sürgünlerin

gelişme durumuna bakmaktır. Omcalarda gelişme gerilemişse daha az göz,

sürgünler aşırı uzamış kalınlaşmışsa ve gövdeden oburlar çıkmışsa fazla göz

bırakılmalıdır.

3.Omcaların şeklinin bozulmaması ve üzerinde mahsulün dengeli dağılması

için kalın çubuklar üzerinde incelere göre daha fazla göz bırakılmalıdır.

4.Telli terbiye sistemi uygulanan bağlarda terbiye şekli oluşuncaya kadar

ürün almayı düşünmemeli, bağın ilk ürün yılında ise mahsul seyreltilerek

denge sağlanmalıdır.

Page 50: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 31. Kısa Budama

Şekil 32. Karışık budama

Omca üzerinde bırakılan çubukların uzunluklarına göre budama kısa ve karışık

olmak üzere ikiye ayrılır. Goble ve kordon şeklinde olduğu gibi çubukların 2-4

gözden budanmasına kısa, Ege Bölgesi çekirdeksiz üzüm bağlarında olduğu gibi

bir kısa (2 göz), bir uzun (8-16 göz) budamaya karışık budama denir.

Page 51: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

4.3.2. Yeşil Budama

Asmaların yapraklı olduğu dönemlerde yapılan budamalara yeşil budama veya

yaz budaması denir. Yeşil budama ürün kalitesini artırmak, boyuna büyümeyi

engellemek, sürgünlerin odunlaşmasını sağlamak, omcanın iç kısımlarının

havalanmasını sağlamak amacıyla yapılır. Yeşil budama filiz alma, koltuk alma,

uç alma, salkım seyreltmesi ve yaprak alma şeklinde uygulanır.

a) Filiz (Obur) Alma

Omca üzerinde lüzumsuz bulduğumuz yeşil, verimsiz filizlerin koparılması

işlemidir. Bu şekilde omcanın geriye kalan verimli sürgünleri daha iyi gelişir.

Fazla obur dal oluşumu omcanın sert budandığını ya da gereğinden fazla azotlu

gübreleme veya sulama yapıldığını gösterir. Filiz alma, yaz sürgünleri üzerinde

salkımlar görülünce yapılmalıdır. Yalnız don tehlikesi olan yerlerde filiz alma bu

tehlikeyi atlattıktan sonra yapılmalıdır.

b) Koltuk Alma

Ana sürgünün yaprak koltuklarındaki gözlerden oluşan yeni sürgünlerin

koparılmasıdır. Dengeli budanmış bağlarda sorun yaratacak kadar koltuklar

oluşmaz. Kuvvetli koltuk gelişen bağlarda omcaların havalanmasını temin için

zaman zaman koltukların alınması gerekebilir. Bunun dışında işçiliği arttırdığı

ve omcanın beslenmesine katkıda bulunduğu için koltuklar bırakılabilir.

c) Uç Alma

Gelişme döneminde sürgün ucunun belirli bir kısmının koparılması

işlemidir. Terbiye şekillerinin oluşturulması sırasında çok uygulanan bir

işlemdir. Rüzgarlı yerlerde sürgünlerin kırılmasını önlemek, hızlı gelişmeyi

frenlemek, tane tutumunu arttırmak amacıyla yapılır.

Page 52: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

d) Salkım Seyreltmesi

Çiçeklenmeden önce salkımların bir kısmının koparılması veya çiçeklenmeden

hemen sonra salkımların uçlarının veya bazı çilkimlerinin koparılması

işlemidir. Ürün kalitesini artırmak amacıyla sofralık çeşitler için önerilmektedir.

e) Yaprak Alma

Güneşlenmenin yeterli olmadığı, sık dikildiği ve hızlı geliştiği için bağların

havalanmasının ve hastalık kontrolünün zor olduğu yörelerde salkımların

etrafındaki veya omcaların iç kısımlarındaki bazı olgun yaprakların

koparılmasıdır.

f) Bilezik Alma

Asmanın gövde, kol ve dalları üzerinde 3-4 mm genişliğinde çepeçevre kabuk

dokusunun kesilmesidir. Amaç meyve tutumunu artırmak, tanenin irileşmesini

sağlamaktır.

Page 53: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

5-BAĞCILIKTA BAKIM İŞLERİ

Verim çağına gelmiş, terbiye şekilleri oluşturulmuş olan bağlarımızdan düzenli

ve kaliteli ürün alabilmemiz için bağların yıllık bakımlarının düzenli olarak

yapılması gerekmektedir.

Bağlarda bakım işlerini şu başlıklar altında toplayabiliriz.

1. Bağlarda kış budaması

2. Bağlarda toprak işleme

3. Bağlarda gübreleme

4. Bağlarda sulama

5. Bağlarda yaz budaması

6. Bağlarda mücadele

Kış ve yaz budamalarını önceki derste görmüştük. Mücadeleyi ise ayrı bir ders

olarak ileride göreceğiz.

5.1. Bağlarda Toprak İşleme

Bağ topraklarını işlememizdeki amaç, yabancı otların yok edilmesi ve bağ

toprağının iyi bir şekilde havalanmasının sağlanmasıdır. Yabancı otlar asma için

gerekli olan topraktaki besin maddelerini ve suyu sömürdüğü gibi bazı

zararlıların da konukçularıdır. Aynı zamanda bağ içinde nispi rutubeti

yükselterek mantari hastalıkların bağlarda etkili olmasına neden olur.

Bağ bozumundan sonra bağlarda 20-25 cm derinliğinde bir sonbahar toprak

işlemesi yapılmalıdır. Bu işleme ile hasatta çiğnenen toprağın kabartılarak kış

yağışlarından azami faydanın sağlanmasına çalışılır. İlkbahardaki toprak

işlemesindeki amaç ise yabani otların yok edilmesi ve toprağın kabartılmasıdır.

Genç bağlarda ilkbahar toprak işlemesi ile beraber boğaz köklerinin

temizlenmesinde de yarar vardır. Yaz aylarında bağın otlanma durumuna göre

birkaç kez çapalama yapılmalıdır.

Page 54: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Bağlarda yabancı otlarla mücadele için hububat tarlalarında olduğu gibi bazı

ilaçlar kullanılmaktadır. Ot öldürücü ilaçların kimyasal yapıları nedeniyle etkileri

değişiktir. Bazıları belirli otları öldürüp bir kısmına etkili değildir. Bazı yabancı

otlar seneliktir. Ayrık, kanyaş gibi bazıları ise çok seneliktir. Yıllık otlara karşı

ilaç atılmadan önce, bağlarda daha tomurcuklar uyanmadan (çoğu yerde Mart

sonunda) toprak iyi bir şekilde işlenir ve düzlenir. Sonra toprak üzerine

triazinlerden sinazin dekara 1-1.5 kg atılır. Ayrık ve Kanyaşın toprak altında

yumruları olduğundan, yukarıda anlatılan ilaçlama bunlar için yeterli olmaz.

Ayrık ve Kanyaşı yok etmek için Aminotriazol, Gramaxone, Raundup gibi

sistemik etkili ilaçlar ilkbaharda bağda ayrık ve kanyaş görülünce sadece bu

otlara ilaç değecek şekilde üzerine atılır. Bu ilaçlar asma yapraklarına da zarar

vereceğinden yapraklara hiç değdirilmemelidir.

5.2. Bağlarda Gübreleme

Asmanın topraktan kaldırdığı bitki besin maddelerini tekrar toprağa vermeğe

gübreleme demekteyiz. Bütün canlılarda olduğu gibi asma da yaşamını

sürdürmesi, gelişmesi ve mahsul vermesi için gerekli olan gıda maddelerini

ham olarak su ile birlikte topraktan alır. Yıllar geçtikçe toprakta mevcut olan

maddeler gittikçe azalacağından yerine yenileri ilave edilmezse gelişme

yavaşlar ve mahsul de düşer. İşte bu sebepten bağlarda iyi gelişmeyi sağlamak

ve yeterli mahsul alabilmek için topraktan kaldırılan gıda maddelerini yeniden

toprağa ilave etmek gereklidir.

Burada şu noktayı belirtmek yararlı olacaktır. Asma kökleri geniş alanlara ve

toprakta derinliğine kolayca yayılan özelliğe sahiptir. İlkbaharın başlangıcından

sonbahar ortalarına kadar uzun bir süre gelişmesini sürdürür ve bu geniş

zaman içerisinde topraktan gıda maddelerini alır. Bu sebeplerden diğer meyve

türlerine nazaran daha az verimli topraklarda dahi yetişebilir. Her ne kadar

daha geniş adaptasyon kabiliyetine sahipse de topraktan kaldırdığı maddeleri

tekrar ilave etmediğimiz takdirde bağda gıda noksanlığından ötürü arazlar

görülmeye başlar. Bu nedenle toprakta eksilen maddelerin ilavesi maksadıyla

gübreleme yapmak mecburiyeti vardır.

Page 55: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 33. Bağların gübrelenmesi.

5.2.1. Bağlara Verilecek Gübre Miktarının Tespiti

Bağlara verilecek gübre miktarının tespiti çok fazla faktöre bağlı olan ve

önceden bazı tahlilleri gerektiren bir işlemdir. Her bölgede hatta her bağda

ihtiyaç duyulan mineral ve organik madde miktarını ayrı ayrı tespit etmek,

daha sonra gübreleme tatbikatına geçmek en isabetli yoldur. Zira bir gıda

maddesinin toprakta azlığı veya fazlalığı diğer gıda maddelerinin bitki

tarafından alınmasına da etkili olabilir. Tek yönlü yapılan gübrelemeler bu

yüzden bazen faydadan çok zarar verebilir. Kullanılacak gübre miktarı ve

cinsini önermeden önce :

1. Bağ toprağının kimyasal analizi;

2. Asmanın gelişme ve mahsuldarlık durumunun incelenmesi,

3. Mukayeseli tarla denemeleri,

4. Yaprak analizleri,

5. Asmanın her yıl topraktan kaldırdığı gıda maddelerinin miktarı ve toprağın

bu maddelerce zenginliği gibi unsurların incelenmesi, bunların sonuçlarına göre

hareket edilmesi zorunludur. Bu işlemler bütün bağ bölgeleri için yapılarak

hangi gıda maddelerinin nerede ve ne miktarda kullanıldığı ve hangilerinin

eksik olduğu saptanır. Bugüne kadar yurdumuzda da böyle çalışmalar yapılmış

ve bağ bölgelerimiz için gerekli gübre cinsi ve miktarı ile ilgili genel tavsiyeler

yapılmıştır. Bu çalışmaların ışığı altında bölgelere göre tavsiye edilen azot,

fosfor ve potasyum miktarları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Page 56: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

B Ö L G E

Tavsiye Edilen Gübre

Miktarı Saf Madde

( Kg./Dekar )

TRAKYA ve

MARMARA

( N )

AZOT

( P2O3 )

FOSFOR

( K2O )

POTASYUM

Bağ (kuru) 5-7 4-6 4-5

Bağ (sulu) 8-10 5- 5-7

KARADENİZ

Bağ (kuru) 5-6 4-5 4-5

Bağ (sulu) 6-8 4-6 5-7

ORTA ANADOLU

Bağ (kuru) 5-7 4-6 -

Bağ (sulu) 8-10 5-7 -

GÜNEYDOĞU

ANADOLU

Bağ (kuru) 5-7 4-6 -

Bağ (sulu) 8-10 5-7 -

DOĞU ANADOLU

Bağ (kuru) 5-7 4-6 -

Bağ (sulu) 6-8 5-7 -

EGE

Bağ (kuru) 6-8 5-6 -

Bağ (sulu) 10-12 6-8 5-7

GÖLLER BÖLGESİ

Bağ (kuru) 6-8 5-6 -

Bağ (sulu) 8-10 5-7 -

AKDENİZ

Bağ (kuru) 5-7 4-6 4-5

Bağ (sulu) 8-10 5-7 5-7

Çizelge 1. Bölgelere göre tavsiye edilen saf makro element miktarları.

Page 57: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Saf madde olarak verilmiş bulunan bu rakamlar ve piyasada mevcut ticari

gübrelerin ihtiva ettiği esas madde göz önünde bulundurularak bağlara

verilecek gübre miktarı hesaplanır.

Eğer bağlardaki gıda ihtiyacı çiftlik gübresi kullanılarak giderilecekse (ki çiftlik

gübresi toprağı organik maddece zenginleştirir ve yapısını düzeltir), üç yılda bir

dekara 3-5 ton yanmış gübre sonbaharda verilmeli ve hemen toprağa

karıştırılmalıdır.

5.2.2. Gübrenin Verilme Zamanı

Bağlara verilecek ahır gübresi sonbaharda verilmeli ve toprak derince

sürülmelidir. Potaslı ve fosforlu gübreler ise yine sonbaharda derine ve sıra

arasına verilmelidir.

Azotlu gübrelemede ise; verilecek gübre miktarı en az 2-3 defada vermeliyiz.

Gözler uyanmadan önce bir kısmı, ben düşme dönemine kadar ise kalan kısmı

verilmelidir. Geç zamanlarda verilecek azotlu gübreler büyümeyi

hızlandıracağından sürgünlerin pişkinleşmesini önler ve kışın bağların

soğuklardan zarar görmesine neden olur.

5.3. Bağlarda Sulama

Yurdumuzda bağların ekseriyeti yamaç arazilerde ve sulama suyunun

bulunmadığı yerlerde kurulmuş durumdadır. Birçok yerde sulamaya ihtiyaç

bulunsa bile bu mümkün olmadığından birim alandan elde edilen ürün de düşük

olmaktadır.

Her ne kadar yıllık yağış toplamı 500 mm civarında olan yerlerde sulanmadan

da bağcılık yapılabileceği daha önce bir vesile ile belirtilmişse de Akdeniz gibi

yağışın çoğunluğunun sadece kış aylarında düştüğü, ilkbahar ve yazın çok

kurak geçtiği yerlerde imkan bulunursa bağların sulanması gereklidir. Özellikle

Ege Bölgesi’ndeki taban arazide kurulmuş ve uzun budama uygulanan

çekirdeksiz bağlarında iyi ürün alabilmek için bağlar zaman zaman

sulanmalıdır.

Page 58: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Asmanın kökleri, derin ve gevşek topraklarda 4-6 m derinliğe kadar gitmekle

beraber bağ bölgelerimizde köklerin çoğunluğu 60-100 cm derinlikte yayılırlar.

Hızlı gelişme devresi olan Mayıs-Haziran aylarıyla, salkımlara ben düşme

zamanında (Temmuz ayı) kök Bölgesi’nde yeterli su bulunmadığı hallerde

omcaların gelişmesi yavaşlar, yapraklar pörsür ve renkleri solar. Salkımlardaki

taneler normal iriliklerini alamaz ve rengi matlaşır, üzerlerinde güneş yanıkları

artar. Böyle durumlarla karşılaşınca bağın suya ihtiyacı olduğu anlaşılmalıdır.

Yurdumuzda bağlarda sulama çoğunlukla karık yöntemiyle yapılmaktadır.

Karıklar açılmadan önce arazi tesviye edilmeli sonra sıra aralarına karıklar

açılmalıdır. (Sıra arası geniş ise 2 karık yapılır.) Arazide fazla meyil varsa

karıkların önüne yer yer set yaparak suyun hızlı akışı önlenebilir.

Sulamada nehir, dere veya yer altı suyu kullanılabilir. Kuyu suyu kullanılıyorsa

havuz vs. gibi bir yerde bir süre dinlendirilmesi yararlıdır. Sulama suyu fazla

tuzlu, kireçli olmamalı, sanayi artıkları ihtiva etmemelidir.

Bağa verilecek su miktarı iklime, toprağa ve çeşide göre değişiklik gösterir.

Toprağın üstten 60-70 cm’lik bölümü suya doymalıdır. Bunu anlayabilmek

üzere sulama yapıldıktan hemen sonra bir demir çubuk toprağa batırılmalı ve

rahatça ilerlediği derinlik suyun işleme seviyesi olarak kabul edilmelidir. Karığın

suyla doldurularak suyun sıra sonuna ulaşması da verilecek su miktarının

yeterliliğinin tespitinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır. Normal yapıdaki bir

dekar bağın toprağının 60 cm derinlikte sulanması için takriben 100 ton suya

ihtiyaç bulunmaktadır.

Page 59: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

6- BAĞCILIKTA HASAT VE AMBALAJLAMA

Bu dersimize kadar bağı nasıl tesis edeceğimizi, aşılamayı, uygulayacağımız

terbiye şeklini nasıl oluşturacağımızı ve budamayı ne şekil yapacağımızı

gördük. Şimdi de bağ yetiştiricileri için en önemli konu olan hasat işine geldik.

Çünkü hasat sizler için bütün yıl sarf ettiğiniz emeğin ve masrafın karşılığının

alınması zamanı demektir.

Üzümler olgunluklarını omca üzerinde tamamlamalarından sonra hasat

edilmelidir. Zira hasattan sonra olgunlaşma devam etmez. Hasadın da belli

bazı kurallara uygun olarak yapılması gerekmektedir.

6.1. Sofralık Üzümlerde Hasat Zamanının Tespiti

Hasat zamanı tanenin rengi, tane kabuğu kalınlığı, tane sapının rengi ve salkım

iskeletine bağlantısı, salkım iskeletinin rengi, tane etinin sertlik, yumuşaklık,

gevreklik ve liflilik durumu ile çekirdekten ayrılıp ayrılmama hali ve üzümün

şırasında bulunan kuru madde ve asit miktarı ile bunların birbirine oranı (buna

olgunluk indisi denir), ile üzümün lezzet durumu göz önünde bulundurularak

saptanmaktadır.

Üzümün şırasında % kuru madde refraktometre denilen aletle, asit miktarı da

titrasyon yoluyla tartarik asit cinsinden kolayca saptanabilmektedir.

Refraktometre ile kuru madde, salkımın orta kısmındaki taneleri sıkarak çıkan

meyve suyunu, refraktometre prizmasına damlatmak ve okuma yapmak

suretiyle tespit edilir.

Herhangi bir bölgede ya da bir çeşitte, birkaç yıl doğru bir şekilde olgunluk

indisi tespiti yapıldıktan sonra, her yıl tayine gerek kalmadan bu oran için

gerekli kuru madde miktarına ulaşıldığında üzümün olgunlaştığına karar

verilerek hasada başlanabilir. Bunun tayin imkanı yoksa, üzümün görüntüsü,

çeşide has bir renk kazanması ve tanenin tadılması suretiyle hasada karar

verilebilmektedir.

Page 60: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

6.2. Sofralık Üzümlerin Hasat ve Ambalajlanması

Genellikle taze olarak tüketilen sofralık üzümlerin hasadı güney illerimizde

Haziran ayında erkenci tabir edilen üzüm çeşitleriyle başlar. Ekim ayı sonuna

kadar orta mevsim daha sonra ise son turfanda üzüm çeşitleri ile devam eder.

Sofralık üzümler kurutmalık ya da şaraplık üzümler gibi bir defada değil, birkaç

defada (ortalama bir hafta aralıklarla) hasat edilirler. Sofralık üzümlerin

pazarda yüksek fiyatla satılabilmeleri için görünüşlerinin alıcıyı çekmesi ve

yemeklik özelliklerinin iyi olması gerekmektedir. Bunu sağlamak için de hasat

sırasında uyulması gereken kurallar bulunmaktadır.

Hasadına karar verilen üzümler çekme, serpet, çakı ve sivri uçlu makaslar

kullanarak kesilirler. Toplayıcı, tanenin pusunu silmemek için salkımı avuç içine

almamalı sapından tutarak kesmelidir. Sivri uçlu makas yardımıyla çürük ve

yeşil tane gibi istenmeyen kısımlar temizlendikten sonra toplama kabına sap

kısmı yukarıya gelecek şekilde konmalıdır. Hasat; üründe su kaybını ve

dolayısıyla ağırlık kaybını önlemek için günün serin saatlerinde yapılmalı,

kasalar mümkün olduğunca gölgede tutulmalıdır.

Şekil 34. Sofralık üzümlerin ambalajlanması

Page 61: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Hasadı yapılan üzümlerin bozulmadan pazara nakledilmesi gerekmektedir. Bu

iş için özel kaplar kullanılmaktadır. Bu kaplara ambalaj kabı, yapılan işleme de

ambalajlama denir. Üzüm ambalajlamada tahta, oluklu mukavva vb.

malzemeden yapılmış ambalaj kapları kullanılmaktadır. Tahta kasaların kasa

tabanı ve kenarları kağıtla kaplanmalıdır. Kasa doldurulduktan sonra üzeri kağıt

ya da naylon örtü ile kaplanır. Kasanın köşe tahtalarından ip geçirilerek

sabitlenir.

Ambalaj işi çok önemlidir. Zira iyi ambalaj yapılmış üzüm yarı yarıya satılmış

demektir. Bunun için ambalaj kapları gösterişli, hafif olmalı ve ucuza mal

edilmelidir. Ayrıca ambalaj edilen üzüm, kabın her yerinde aynı kalitede

olmalıdır.

6.3. Şaraplık-Şıralık Üzümlerin Hasadı

Ülkemizde şaraplık üzümlerin alımı Tekel ve özel şarap işletmeleri tarafından

yapılmaktadır. Şaraplık üzümler 10.5-12.5 bome dereceleri arasında, kanyaklık

üzümler 9 bome derecesinde hasat edilir. Şarap işletmeleri çeşitler ve yöreler

itibariyle kampanya dönemleri tespit ederek bağcılara standart ölçülerde plastik

kasalar dağıtmaktadır.

Şaraplık üzümlerin hasadında uygun olgunluğun yanında şıra randımanı önemli

olmaktadır. Bu nedenle hasat esnasında üzümler taneleri dökülmeden ve

ezilmeden toplanmalıdır. Hasat edilen üzümlerin uzak mesafelerden dökme

olarak taşınması şarap kalitesini olumsuz etkilemektedir.

Hasat edilen üzümler plastik kasalara konularak alım yerlerine götürülmekte,

buralarda preslenerek şaraba işlenmektedir.

Page 62: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

7-ÜZÜMLERİN MUHAFAZASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ

7.1. Sofralık Üzümlerin Muhafazası

Bazı sofralık üzüm çeşitleri soğuk hava depolarında bir süre muhafaza

edildikten sonra daha yüksek fiyatlarla pazara sunulmaktadır. Müşküle,

Alphonse Lavallée, Hafızali, Erenköy Beyazı, İri Kara, Kozak Siyahı, Emperor,

Amasya Siyahı, Almeria, Ribol ve Palieri gibi genellikle orta veya geç mevsimde

olgunlaşan, tane kabuk kalınlığı nispeten daha fazla ve tane sap bağlantıları

daha güçlü olan çeşitler soğukta muhafazaya uygundur.

Muhafaza edilecek sofralık üzümler de tam yeme olumuna geldiklerinde hasat

edilmelidirler. Üzümler –1 ve +1 oC’ ler arasında muhafaza edilebilirler. –1 o C’

nin altındaki sıcaklıklarda üzümler donabileceği için dikkatli olunmalıdır.

Tanelerden meydana gelebilecek su kaybını en aza indirmek için ortamın nispi

nem oranı %95’e kadar çıkarılabilir.

Şekil 35. Sofralık üzümlerin muhafazası

Sofralık üzümlerin muhafazasını diğer meyve türlerinin muhafazasından ayıran

en önemli özellik muhafaza süresince yapılan kükürtdioksit gazı ile

fümigasyondur. Fümigasyon yapılmadığı takdirde üzümlerde düşük

sıcaklıklarda bile özellikle Kurşuni Küf hastalığından dolayı çürümeler meydana

gelebilir.

Page 63: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Kükürtdioksit ile fümigasyon başlıca iki şekilde gerçekleştirilmektedir. Birinci

yöntemde içerisinde basınçla sıvı hale getirilmiş kükürtdioksit bulunan çelik bir

tüpten oda içerisine gaz verilmektedir. Plastik bir hortum yardımıyla fanların

önüne verilen gaz oda içerisinde dolaştırıldıktan sonra havalandırma yapılarak

dışarı atılmaktadır. Hastalık gelişiminin önlenmesi için başlangıçta yapılan

fümigasyonun 7-10 gün aralıklarla tekrarlanması gerekmektedir. Hasattan

sonra yapılan ilk fümigasyonda oda içerisinde %1 konsantrasyonda

kükürtdioksit gazı bulunmasını sağlayacak şekilde 20 dakika süre ile yapılan

fümigasyon yeterli olmaktadır. Daha sonra yapılan fümigasyonlarda ise doz

%0.25’e düşürülmekte, süre ise 30 dakikaya çıkarılmaktadır. Odaya verilecek

kükürtdioksit gazının miktarı bir formül yardımıyla hesaplanmakla birlikte %

1’lik dozda fümigasyon için kasalar ve soğutma ekipmanı hariç serbest oda

hacminin m3‘üne 28 g kükürtdioksit gazı verilmektedir.

Diğer bir yöntem kapalı ambalaj içerisinde muhafaza boyunca kükürtdioksit

gazı yayan üzüm koruyucu kağıtların kullanılmasıdır. Polietilen bir ambalaj

içerisinde bulunan üzümlerin üzerine üzüm koruyucu kağıtlar konduktan sonra

ambalajlar kapatılarak soğuk hava deposuna konmaktadır. Burada dikkat

edilecek nokta, üzüm koruyucu kâğıdın direk üzümlerle temasını önlemek için

araya kağıt konması ve üzüm koruyucu kağıdın kahverengi yüzünün üzümlere

bakmasıdır.

Şekil 36. Üzüm koruyucu kağıtlarla birlikte ambalajlanmış üzümler

Page 64: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

7.2. Üzümlerin Kurutulması

Üzümü değerlendirme yöntemlerinden birisi de kurutularak saklanmasıdır.

Ülkemizde bu amaçla geniş ölçüde ve ticari anlamda çekirdeksiz ve çekirdekli

kurutmalık üzüm yetiştiriciliği yapılmaktadır. Kurutulan üzümler çerezlik olarak

ve sanayide kullanılmaktadır.

Kurutmalık üzümlerden elde edilecek kuru üzüm verimi ve kalitesi açısından

hasat zamanının doğru seçilmesi çok önemlidir. Bunun için hasat, yaş üzüm

şırasında şeker oranı en yüksek seviyede olduğu zaman yapılmalıdır.

Hasat olgunluğuna gelen üzümler toplayıcılar tarafından uygun kesici aletlerle

tanelenmeden kesilip alınır ve toplama kaplarına konur.

Kurutma işlemi doğal olarak ve bandırma yapılarak iki şekilde olmaktadır.

Doğal kurutma yöntemi genellikle siyah renkli çekirdekli üzüm çeşitlerinde

kullanılmaktadır. Bu yöntemde hasadı yapılan üzümler bağda bol güneş gören

yerlere toprak üzerine serilmekte veya salkımlar ipe dizilerek bağdaki

çardaklarda veya sundurma altlarında gölgede kurutulmaktadır.

Gerek çekirdekli ve gerekse çekirdeksiz beyaz çeşitler bandırma yöntemi

kullanılarak kurutulmaktadır. Bandırmada amaç üzüm tanesi üzerindeki mumsu

pus tabakasının uzaklaştırılıp ve bir miktar çatlama sağlayarak tanenin su

kaybını hızlandırmak suretiyle kurumanın çabuklaştırılması ve iyi bir renk elde

edilmesidir.

Bandırma sıvısı olarak potasa denilen potasyum karbonat ile buna zeytinyağı

ilave edilmiş şekli bazen de küllü su-zeytinyağı karışımı kullanılmaktadır.

Bandırma işlemine tabi tutulan üzümler toprak, kağıt, beton veya tel sergi

yerlerinde kurutulmaktadır.

Page 65: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 37. Kurutmalık üzümlerde bandırma işlemi

Şekil 38. Sergi yerinde üzümlerin kurutulması

7.3. Pekmez Yapımı

Türkiye’de pekmez üretimi geleneksel olarak binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir.

Üretim daha fazla aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır. Eskiden beri halk

arasında pekmezin insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğuna

inanılmaktadır.

Bir kg pekmez; bomesi 11, şıra randımanı %70 olan 5-6 kg üzümden

üretilmektedir.

Page 66: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

7.3.1. Ev Koşullarında Üretim

Pekmezlik üzümler çeşitli şekillerde sıkılır ve şırası elde edilir. Bu şıra üzerinde

ekşiliği giderme işlemi uygulanır. Ekşiliği giderme ve durultma genel olarak

%50-90 kireç içeren pekmez toprağı kullanılarak yapılmaktadır. Şıraya pekmez

toprağının katılmasının nedeni, şırayı durultmak, süzmeyi kolaylaştırmak ve

şıra ekşiliğini azaltmaktır.

Kestirme işlemi; presten alınan şıra 50-60 °C’ de 10-15 dakika kaynatılıp,

pekmez toprağı ilave edilerek yapılmaktadır. Şıraya katılacak toprak miktarı

100 kg üzüm şırasına 1-5 kg arasında değişmektedir.

Kestirilen şıra dinlendirme kaplarında en az 4-5 saat durulması için bekletilir.

Bu süre sonunda kabın dibinde tortu oluşur. Şıranın berrak kısmı sifon

yapılarak alınır. Berrak şıra hemen kaynatma kazanlarına boşaltılır.

Şekil 39. Pekmez Toprağının Hazırlanması

Kaynatma işlemi açık yayvan kaplarda yapıldığı gibi, vakum kazanlarında daha

düşük ısıda koyulaştırma işlemi ile açık renkli pekmez üretilebilir.

Kaynatma kazanında şıra kaynamaya başlayınca köpük oluşur. Bu köpükler

kepçe ile alınır. Kaynama ilerledikçe şıra üstü gittikçe kızaran köpükler bağlar,

şıra içten içe kızarır. Daha sonra şıra göz göz olarak kaynar ve kendine has

pekmez kokusunu yayar. Bu gözlemler sonucunda pekmezin kıvama geldiği

anlaşılabilir.

Page 67: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 40. Pekmezin kıvama geldiği an

Pekmez toprağıyla ekşiliği giderilen, 50-60 °C’de 10-15 dakika kestirilip,

tortusundan ayrılan şıranın ateşte kaynatılmasıyla elde edilen ürüne tatlı

cıvık pekmez denir.

Diğer bir usulde pekmeze işlenecek şıra güneş altında geniş yayvan kaplarda

suyu uçurularak koyulaştırılarak günbalı denen pekmez elde edilmektedir.

Türkiye’de piyasadaki katı pekmezler ise tatlı cıvık pekmeze maya katılarak ve

devamlı karıştırmak suretiyle hava emdirilip ağartılması sağlanarak elde edilir.

Katı Pekmez: Cıvık pekmez ateşten indirilerek devamlı karıştırılır. Bu arada

pekmez soğurken bir yandan pekmezin katılaşmasını sağlayacak maya

hazırlanır. 25 kg pekmez için 5 yumurta akı, 500 g pudra şekeri ve 500 g eski

pekmez katılarak pekmez devamlı savrulur. Bu şekilde rengi ağartılan pekmez

bir gün bekletilip, ertesi gün tekrar iyice karıştırılır. Elde edilen katı tatlı

pekmez ambalajlara alınır.

7.4. Pestil Yapımı

Pekmez pestil üretiminde hammadde olarak kullanılır. Tatlı cıvık pekmezler

bunun için en uygun olanlarıdır.

Pekmez üretiminde olduğu gibi elde edilen üzüm şırası durultulur ve ekşiliği

giderilir. Şıra bunun için pekmez toprağı ile kestirilir. Bu şıranın yarıdan çoğu

kaynatma kazanlarına alınır. Geri kalan ise şıra bulamacı hazırlamak üzere

ayrılır. Bulamaç için nişasta veya düşük randımanlı un kullanılır. Bulamaç

şırasına katılacak nişasta veya unun miktarı şıranın onda biri kadarıdır.

Hazırlanmış olan bulamaç diğer taraftan kaynamış olan cıvık pekmeze

karıştırılarak ilave edilir. Yayma kıvamına ulaştığında bu işleme son verilir.

Page 68: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Tahta kerevet veya kaput bezi üzerine ince bir tabaka olarak yayılır. Bu

işlemden önce, eğer istenirse ceviz, badem pestile katılabilir. Bir gün süre ile

güneşte tutulur. Ertesi gün elle bezden ayrılır ve ipe asılarak diğer yüzeyinin de

kuruması için 1-2 saat bekletilir. Bükülgen bir yapıdaki pestil istenilen şekil ve

büyüklükte kesilir. Katlamada yapışmayı önlemek için iki tabaka arasına pudra

şekeri veya nişasta serpilir. Hazırlanan pestil nemli olmayan bir ambalaj ve

depoda muhafaza edilmelidir. .

7.5. Köfter Yapımı

Üzüm şırası pekmez toprağı ile kestirilir. Şıra duru ve berrak hale getirilir. Şıra

kaynatma kazanlarında kaynatılır, tatlılaşınca; 8 birim şıraya 1 birim iyi un

veya nişasta konur. Bunun için; şıra ateşten indirilir. Un ölçülerek başka bir

kaba konur. Üzerine kaynamış şıra yavaş yavaş karıştırılarak katılır. İçerisinde

hiç topak kalmayacak şekilde çırpılır. Lokma hamuru gibi bir hal aldıktan sonra

ölçüler şıranın hepsi karıştırılarak ateş üzerine konur. Uzun saplı kaşıkla

karıştırılarak 1 saat pişirilir. Bu arada bir miktar numune alınır, hamur kokusu

var ise kaynatma biraz daha uzatılır. İstenilen koyuluğa gelince ateşten

indirilir.

Köfter 4-5 cm yüksek kenarlı tepsilere dökülür. Güneşte 1 gün kaldıktan sonra

baklava dilimleri şeklinde bıçakla dilimlenir. Böylece 1 gün daha güneşte

bırakılır. Yavaş yavaş tepsiden çıkarılır. Alt tarafı üste gelecek şekilde güneş

altında sergilere dizilir. Bu şekilde ne az nede çok kurutulmamalıdır. Kuruma az

olursa ileride küflenir, çok kurur ise, sert olur ve ileride şekerlenme yapmaz.

Şekerlenme istenen bir özelliktir.

Bir ay kutu içerisinde kalan köfterler terlemeğe, üstünde bir nem oluşmaya

başlar. Bu zamanda kutudan çıkarılır ve birbirinden ayrılır. Sık olmayacak

şekilde tekrar kutulara konur. Aradan 1-2 ay geçince yüzeyi şekerlenir. Beyaz

bir renk alır. Bundan sonra tüketime çıkartılır.

Page 69: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

7.6. Salamura Yaprak Üretimi

Türkiye’den son zamanlarda salamura yaprakların yurt dışına ihraç edildiği

gözlenmektedir. Bu nedenle salamura yaprak üretimi üzerinde önemle

durulması gerekmektedir. Salamura yaprak üretimi asmada gözler uyanıp

yaprak oluştuğu anda başlamaktadır.

Kış aylarında asma yapraklarından yararlanabilmek için yaprak salamurası

yapılmaktadır. Yaprak asmanın önemli bir organıdır. Salamura için kullanılacak

yaprakların büyüklüğü, rengi ve şekli üzüm çeşidine, büyüme şartlarına ve

yaprağın sürgün üzerinde yerine göre değişir. Örneğin Tekirdağ’da yetiştirilen

Yapıncak, Tokat yöresinde ise Narince üzüm çeşitlerinden çok kaliteli yaprak

salamurası üretilmektedir.

Salamura kurmak için sürgün üzerinde bulunan 4, 5 ve hatta 6. yapraklar

toplanır. Yapraklar çok fazla soldurulup, kurutulmadan salamura kaplarına

uygun bir şekilde dizilir. Daha önceden hazırlanmış olan %8-10’luk tuzlu su,

salamura kaplarına yaprakların üzerini örtecek şekilde doldurulur. Salamura

suyuna %0.2 oranında limon asidi katılmasının yararı vardır. Bundan sonra

yaprakların salamura yüzeyine çıkmaması ve hava ile temasını önlemek için bir

ağırlık ile bastırılır. Böylece yaklaşık 2 ay sonra güzel açık rengi olan salamura

yaprakları elde edilir.

Page 70: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

8- BAĞ HASTALIK VE ZARARLILARI

Bu dersimizde daha iyi ürün elde edebilmek için, önemli bağ hastalık ve

zararlılarını tanımlayacak, bunlara karşı yapacağınız kültürel ve kimyasal

mücadele metotlarından bahsedeceğiz.

8.1.1 Bağ Küllemesi

Bağ hastalıkları arasında en fazla bilinen ve en sık görülenidir. Hastalığı bir tür

fungus (mantar) meydana getirir. Hastalık omcanın bütün yeşil organlarında

görülebilir. İlk gelişme döneminde genç yapraklarda hastalık güç farkedilir.

Yaprağın alt yüzünde yağ lekesine benzeyen, üst yüzünde renk açılması

gösteren belli belirsiz tekeler oluşur. Yaprak yaşlandıkça normal parlaklığını

kaybeder, kalınlaşıp gevrekleşir. Daha ileri dönemde yaprak yüzeyinde kirli

beyaz renkte kül serpilmiş gibi lekeler oluşur ve kenarlarından içe doğru

kıvrılır. Hastalığa erken yakalanan tane büyüyüp gelişemez, olgunluğa yakın

dönemde hastalığa yakalanırlarsa danelerin çatladığı, çekirdeklerin dışa doğru

çıktığı görülür.

Şekil 41. Külleme hastalığının asma yaprağındaki belirtileri

Page 71: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 42. Külleme hastalığının salkımdaki belirtisi

Çubuklar üzerindeki lekeler, yeşil dönemde iken siyahımsı, sonbaharda

odunlaşmış dönemde ise kahverengimsidir. Hastalık Türkiye'nin hemen her

yöresindeki bağ sahalarına yayılmış durumdadır. Mücadelesi yapılmadığı

zaman büyük oranda ürün kaybına yol açar ve omcayı zayıflatarak bir sonraki

yılın ürününü de etkiler.

Mücadelesi

Hastalıkla mücadelede kültürel önlemler önem taşır. Kısa budama ile

omcaların çubuk ve tomurcuk pullarında kışı geçiren mantarın zararını bir

ölçüde hafifletmiş oluruz. Omcaların havalanmasına ve güneşlenmesine imkan

veren budama şekliyle de hastalığın şiddetini azaltma şansı yaratılmış olur.

İlaçlı Mücadelesi

Külleme hastalığına karşı ülkemizdeki farklı bölgelere göre ilaçlama sayıları

değişmekle beraber, genellikle yılda iklim şartlarına bağlı olarak, 3-5

arasında olmaktadır.

Birinci İlaçlama: Çiçeklenmeden önce ve sürgünlerin 20-25 cm. boya

ulaştığı devrede yapılmalıdır.

Page 72: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

İkinci İlaçlama: Çiçek taç yapraklarının döküldüğü ve korukların saçma

tanesi iriliğine ulaştığı devrede uygulanmalıdır.

Üçüncü İlaçlama : 3.ve diğer ilaçlamalar, kullanılan ilacın etki süresine

bağlı olarak 1 hafta ya da 10 gün aralar ile hastalığın durumuna göre

yapılmalıdır. İlaçlamalarda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının il, ilçe ve köylerdeki

ilgili uzmanlarına danışılarak hangi ilacın kullanılacağı öğrenilmelidir. Bu

uzmanların Teknik talimatlarla dayanarak yapacağı tavsiyeler doğrultusunda

davranılmalıdır.

Bağ küllemesi ile mücadelede kükürtün yanı sıra kullanma izni olan bazı

sistemik ilaçlar kullanılabilir. Kükürt toz olarak bulunabileceği gibi suda

eriyebilir nitelikte olanlar da vardır. Toz kükürt kullanılacak ise sabah erken

saatlerde yahut akşam üzeri atılması uygundur.

Sistemik ilaçları sık sık ve birbiri ardı sıra bilinçsizce kullanmak bazı durumlarda

sakıncalı sonuçlar doğurabilmektedir. İlgili tarım kuruluşlarından bilgi

alınmalıdır. En iyisi bir kez sistemik ilaç kullanılmışsa arkasından gelen

ilaçlama kükürtle yapılmalı ve ilaçlamalar münavebeli sürdürülmelidir.

8.1.2. Mildiyö

Bağcılar arasında Pronos diye bilinen bir fungal (mantari) hastalıktır. Daha çok

yağışlı ve rutubetli ilkbahar ve yaz başlangıcında dikkati çeker. Kurak

bölgelerde ve yörelerde pek görülmez. Ülkemizde, külleme hastalığı gibi her yıl

görülen bir hastalık değildir. Ancak görüldüğü yıllarda ve yerlerde mücadelesi

yapılmazsa çok büyük ürün kayıplarına yol açar. Asmanın her türlü yeşil

organını (yaprak, sürgün, salkım, sülük) hastalandırabilir. Sürgünler 25 cm

boya ulaşınca hastalık önce yapraklarda dikkati çeker. Başlangıçta yaprak bir

yağ lekesi görünümünde olan lekelerin bir süre sonra alt yüzünde beyaz bir küf

örtüsüyle kaplandığı görülür. Bu kısımlarda yaprak rengi sarımtıraktır. Lekeler

zaman geçtikçe büyür orta kısımları kızarır kurur ve dökülür. Sürgünler de

bazen hastalığa yakalanır. Hastalık şiddetli olursa sürgünleri kurutabilir.

Çiçek salkımlarının hastalığa yakalanmaları sıkça görülür. Böyle çiçek

salkımları bembeyaz bir küf örtüsüyle kaplanır ve sonuçta kururlar. Daneler

ise külleme hastalığında olduğu gibi çatlamaz sadece suyu çekilir, buruşur ve

adeta meşinleşir.

Page 73: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Mücadelesi

Kültürel Önlemler

Özellikle hastalığın art arda görüldüğü yıllarda ve yerlerde yere dökülmüş

hastalıklı yaprakları ve omca üzerinde hastalıklı kısımları toplayıp imha etmek

bir sonraki yıl için yararlı olur.

İlaçlı Mücadele

Bugün ülkemizde bu hastalık için geliştirilmiş tahmin ve uyarı sistemi ile

uygulamaların yapıldığı bölgeler olduğu gibi klasik mücadelenin uygulandığı

yöreler de vardır. Tahmin ve uyarı sistemine ileriki sayfalarda yer verileceği için

burada klasik mücadele biçimine değinilecektir. Hangi sistem uygulanırsa

uygulansın mücadeleye hastalık görülmeden önce başlamak esastır. Bu

bakımdan genellikle sürgünler 20-25 cm. boya ulaştığında 1. ilaçlamayı

yapmak gerekir. 2. ve daha sonraki ilaçlamalar için yörede hastalığın görülüp

görülmediğine ve havanın yüksek orantılı nemli, yağışlı ve çiğli olup olmadığı

dikkate alınarak karar verilir. Hastalığın çıkışı için uygun koşullar varsa

ilaçlamalara devam edilmelidir.

Şekil 43. Mildiyö hastalığının asma yaprağındaki belirtisi

Page 74: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 44. Mildiyö hastalığının çiçek salkımında ve tanedeki belirtisi

Bu konuda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının kitle haberleşme araçları ile yaptığı

duyurular dikkatle izlenmelidir. Mildiyöye karşı bordo bulamacı veya ruhsatlı

diğer hazır ilaçlar koruyucu olarak kullanılabilir. İlaçlamalara nem ve yağış

devam ettiği sürece devam edilmelidir.

İlaçlamalarda dikkat edilmesi gereken husus pülverize edilen ilacın, omcanın

bütün yeşil aksamını ve özellikle de yaprakların alt ve üst yüzeylerini ince

zerreler halinde tam olarak kaplamasını sağlamaktır.

8.1.3. Bağlarda Ölü Kol Hastalığı

Bağlarda görülen fungal (mantari) hastalıklardan biridir. Omcanın bütün yeşil

kısımlarında görülebilir. Ancak daha çok sürgünlerde dikkati çektiği için, bir

sürgün hastalığı olarak bilinir. Bu yüzden bazı yörelerde sürgün kuruması

olarak da anılır. İlkbahar veya yaz başlarında sürgünler üzerinde önceleri

siyah lekecikler halinde görülür. Daha sonra da birleşip genişleyen bu lekeler

yüzeyde çatlak ve yaralar meydana getirir. Bu belirtiler sürgünlerin daha çok

dip kısımlarında ilk 5 boğuma kadar olan bölgelerde yoğunlaşır. Yapraklar ise

sararır buruşur ve parçalanır. Daneler üzerinde de yuvarlak siyah lekeler

meydana gelir. Sonbahara doğru hastalığa yakalanmış çubuklar beyazlaşarak

hastalık için çok tipik olan bir görünüm alırlar.

Page 75: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 45. Ölü kol hastalığının sürgün ve yapraktaki belirtisi

Şekil 46. Ölükol hastalığının salkımdaki belirtisi

Page 76: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 47. Ölükol hastalığına yakalanan çubukların durumu

Mücadelesi

Kültürel Önlemler

Asmalarda budama ve temizleme işleri zamanında yapılmalı hasta sürgünler

dipten kesilerek bağdan uzaklaştırılmalıdır. Budama artıkları bağın içinde

bırakılmamalı mutlaka imha edilmeli, yakılmalıdır.

İlaçlı Mücadele

Kış İlaçlaması

Budamadan sonra gözler uyanmadan hemen önce yapılmalıdır.

Yaz İlaçlamaları

1. İlaçlama: Sürgünlerin 2-3 cm boya ulaştığı devrede

2. İlaçlama: Sürgünlerin 8-10 cm boya ulaştığı devrede

3. İlaçlama: Sürgünlerin 25-30 cm boya ulaştığı devrede yapılmalıdır.

Kış ilaçlamalarında %4'lük bordo bulamacı veya ruhsatlı kışlık ilaçlar

kullanılabilir. Yaz ilaçlamalarında da yine bu hastalık için ruhsatlı ilaçlardan biri

seçilerek kullanılmalıdır.

Page 77: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

8.1.4. Kurşuni Küf

Kurşuni küf hastalığı sadece bağda değil çok sayıda bitkide görülmektedir.

Hastalığı bir tür fungus (mantar) meydana getirir. Ilıman ve serin, yağışlı

iklimler hastalığı teşvik ederler. Hastalık daha çok üzümlerin olgunlaşma

dönemi ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Özellikle hasadı sonbaharda olan

çeşitlerde daha da önem kazanmaktadır. Hastalıklı taneler üzerinde yuvarlak

açık kahverenginde lekeler oluşur, bu lekeler parmakla bastırılacak olursa,

kabuğun üzümün etli kısmından kolayca ayrıldığı görülür. Kurak havalarda bu

taneler kururlar. Nemli ve yağışlı havalarda ise taneler yarılır, içindeki tatlı su

dışarı çıkar, ve bunların üzerinde kurşuni renkli küf tabakası oluşur. Küf

zamanla salkımın her tarafını kaplar. Salkım güvesinin, dolunun ve kuşların yol

açtığı yaralar hastalık için kolay birer giriş yoludur. Kurşuni küf bağda, depoda

ve nakliyat sırasında üzümün kalitesini düşürür.

Page 78: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 48. Kurşuni küf hastalığının salkımlardaki belirtisi

Şekil 49. Taneler üzerindeki kurşuni küf belirtileri

Mücadelesi

Kültürel Önlemler

Bağlarda aşırı azotlu gübrelemeden kaçınılmalıdır. Asmalarda güneşlenme ve

havalanma iyi bir şekilde sağlanmalıdır. Salkımlarda yaralanmalara meydan

verilmemelidir. Özellikle salkım güvesi mücadelesi çok iyi gerçekleştirilmelidir.

Page 79: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

İlaçlı Mücadele

İlk ilaçlama, tanelere ben düşme zamanında yapılmalıdır. Diğer ilaçlamalar

ilacın etki süresi bitince yinelenmelidir. Son yapılan ilaçlama ile hasat arasında

geçmesi gereken gün sayısı dikkate alınarak mücadeleye son verilmelidir. Bu

süre, ilaçların üzerindeki etiketlerinde yazmaktadır. Hasat bu süreden önce

yapılmamalıdır.

8.1.5 Bağ Kanseri

Bu hastalığı bir tür bakteri meydana getirmektedir. Bağcılık yapılan hemen her

ülkede görülen bu hastalığa ülkemizde Orta Anadolu bağlarında daha sık

rastlanmaktadır. Ege Bölgesi’nde ise soğuk ve don olaylarının fazlaca

görüldüğü kesimlerde dikkati çeker.

Bağ kanseri, fidanlıklarda, asma fidanlarının aşı yerlerinde ve köklerinde

omcalarda ise toprak üstü kısımlarında, fındık veya ceviz büyüklüğünde

tümörler şeklinde görülür. Tümörler yeni meydana geldiğinde yuvarlak,

yüzeyleri düz, renkleri açık kahverengi ve yapıları yumuşaktır. Eskidikçe

renkleri esmerleşir ve yüzeyleri çatlayarak girintili çıkıntılı bir hal alır. Adeta

karnabahar çiçeğini andırır.

Kanserle bulaşık fidanlar iyi gelişmezler ve bu fidanlarla tesis edilen bağlar

hastalıklı olur. Yıldan yıla şiddetini arttıran hastalık asmaları zayıflatır, ürün

miktarı düşer ve sonunda asmalar kurur.

Mücadelesi

Kültürel Önlemler

Fidanlık toprağının bu hastalıkla bulaşık olması en önemli husustur. Şüpheli

fidanlıklardan köklü fidan ya da aşı kalemi alınmamalıdır. Şüpheli hallerde

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili kuruluşlarının tavsiyeleri doğrultusunda

dezenfekte edilmesi gerekir.

Page 80: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 50. Asmalarda kanser hastalığının oluşturduğu tümörler

Kanser, eğer fidanlıkta değil de bağda görülmüş ise ilaçlama ile birlikte

koruyucu önlemler almak gerekir. Hasat sonrasında Ağustos Eylül aylarında

önce tümörler bağ bıçağı ile sağlam dokuya kadar derinleşerek çıkarılır ve

temizlenir. Sonra yara yerlerine %5'lik göztaşı eriyiği sürülür daha sonra

bitkisel katranla yara yeri örtülür.

Koruyucu önlem olarak da budama, don ve dolu yaralarından olabilecek

bulaşmaları önlemek için bu gibi olaylardan hemen sonra bağlar %3'lük bordo

bulamacı ile ilaçlanmalıdır.

8.2. Bağ Zararlıları

8.2.1. Maymuncuk

Maymuncuklar genellikle siyah veya koyu kahverenkli 5-15 mm boyunda

böceklerdir. Vücutlarının üzeri yaldızla kaplı veya çizgilidir. Ağız parçaları kısa

ve geniş hortum şeklindedir. Yurdumuzda bölgelere göre zaman zaman yoğun

olarak bulunmakla beraber daha ziyade kumsal ve taban yerlerde tesis edilmiş

olan bağlarda her yıl ve yer yer görülürler.

Maymuncuk erginleri ilkbaharda gözler uyanmağa başladığı zaman kışladıkları

yerden çıkarak kabarmakta olan gözleri genç aşıları, filizleri daha sonraları

yaprakları yemek suretiyle zarar yaparlar. Yoğunlukları fazla olduğunda

gözlerin uç kısmından başlayarak taban kısmına kadar tamamen

yediklerinden, zarar yaptığı omcalar yeşermezler.

Page 81: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 51. Maymuncuk ergini

Böyle bir bağa uzaktan bakıldığında don vurmuş bir bağ gibi, görünür.

Maymuncuklar gözlerden başka olgun yapraklarda da beslenirler. Yaprakların

kenarlarını yarım yuvarlak şekiller meydana getirecek şekilde, damar aralarını

genişçe, muntazam sadece yaprak damarları kalacak şekilde yemek suretiyle

de zararlı olurlar.

Larvalar (kurtlar) omcaların kökleri ile beslenirler. Yoğun larva hücumuna

uğrayan omcalar kurur veya cılız kalıp verimden düşer. Özellikle yeni kurulmuş

bağlardaki zararları önemlidir.

Maymuncukların en ekonomik zararı baharda gözlerde meydana getirdikleri

zarardır. Özellikle zararlı yoğunluğu fazla ise zarar gören omcalardan o yıl ürün

almak mümkün olmaz.

Maymuncuklar kışı ergin halde toprakta, omca kabukları altında, yere düşmüş

yapraklar altında geçirirler. İlkbaharda gözler uyanmaya başlarken omcalara

tırmanarak kabaran gözleri, daha sonraları yeni çıkan yaprakları yiyerek

beslenirler. Gündüzleri omcaların dibinde, toprakta, omcanın yarık ve

çatlaklarında, kabuk altında gizlenirler. Geceleri faaliyete geçerler.

Yumurtalarını omcaların dibine veya toprak içerisine bırakırlar. 15-20 gün sonra

yumurtalardan çıkan larvalar bitki kökleri ile beslenerek gelişirler. Toprak

içerisinde yaptıkları odacıklarda pupa olurlar. Pupa dönemleri genel olarak 20-

35 gün devam eder. Çıkan erginler asma yapraklarında beslenirler. Yılda 1-1,5

döl verirler.

Page 82: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Mücadelesi

Bağın içinde ve çevresinde zararlının kışlayabileceği barınak yerleri yok

edilmeli, bağ otlu bırakılmamalıdır. Ayrıca zararlının omcaya yerden sürünerek

tırmanması dolayısıyla, omcaların dallarına yapışkan bir macunun çepeçevre

sürülmesi halinde gelen erginler, yakalanır ve bunlar kısa aralıklarla yapılan

kontrollerde yok edilebilir.

Erken ilkbaharda zararlının çıkması muhtemel olan zamanlarda bağlarda

gözlemler yapılmalı, zararlının kendisi veya zararı görülür görülmez ilaçlamaya

geçilmelidir. İlaçların uygulanmasında omcaların tümüyle ilaçlanmasına özen

gösterilmesi, özellikle gözlerin ve kök boğazlarının da ilaçla kaplanmış olması

gerekmektedir.

8.2.2. Bağ Salkım Güvesi

Salkım güvesi ergini küçük bir kelebektir. Kelebeğin kanat açıklığı 10-12 mm,

boyu 6 mm kadardır.

Ön kanatların zemini gri renkte, üzeri gri-mavi, kahverengi, kızılımsı sarı ve

zeytin yeşili renklerle mozaik gibi süslüdür. Arka kanatlar ise gri renkte açık

sarı, mavi parıltılıdır. Etrafı saçaklıdır. Yumurta mercimek şeklinde ve çok

küçüktür. Larva yumurtadan yeni çıktığında yaklaşık 1 mm boyundadır. Olgun

larva ise 9-10 mm boyundadır. Larvanın vücut rengi genellikle sarımsı yeşildir.

Koyu renkli üzüm çeşitlerinde beslenen larvanın rengi mor renkte olabilir.

Larvanın başı kahve renklidir. Larva her döneminde çok hareketlidir. Rahatsız

edildiğinde salgıladığı ince bir iplikle kendini yere sarkıtır.

Page 83: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 52. Salkım güvesinin larvasının

A)Çiçek salkımı B) Olgun tane üzerinde beslenmesi

Pupa kahve renginde ve boyu 5-7 mm' dir. Beyaz bir kokon içinde bulunur.

Salkım güvesi yurdumuz bağlarının tümünde yayılış göstermektedir. Salkım

güvesinin 1. döl larvaları salkımın tomurcuk ve çiçekleri, 2. döl larvaları

korukları 3. döl larvaları olgun taneleri delip içine girerek beslenir. Tomurcuk

çiçek veya tanede beslenen larva oradan çıkıp hemen yanındakine girerek

içinde beslenir. Bu şekilde birden fazla tanede beslenir. Bu arada beyaz renkli

salgıladığı ipliklerle taneleri birbirine birleştirir. Olgun üzümde beslenme

esnasında tanelerde sulanma başladığı için larva bir tane içinde uzun süre

kalamaz ve daha fazla yer değiştirir. Bu arada larvanın girip çıkarken deldiği

tanelerden akan şekerli su çürüklük meydana getiren mantarların çoğalması

sonucu salkımda önemli derecede zarar meydana gelir. Salkım güvesi bu

şekilde direkt olarak üründe meydana getirdiği zararla bağların en önemli ve en

ekonomik öneme haiz zararlısıdır.

Ayrıca yaş üzüm ihracatında ambalajlamada sorun olarak karşımıza çıkar.

Zarar görmüş üzümlerden yapılan şarapların da kalitesi düşük olur.

Page 84: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Salkım güvesi kışı omca kabuklarının altında ya da barınabileceği yerlerde pupa

halinde geçirir. İlkbaharda uygun orantılı nem ve sıcaklıkta pupalardan

kelebekler çıkar. Kelebekler gündüzleri omcanın iç kısımlarında hareketsiz

dururlar. Akşamüstü güneş battıktan sonra sıcaklığın 10°C üstünde olduğu

saatlerde uçuşmaya başlarlar. Uçuşlar gece yarısına kadar devam eder. Dişiler

yumurtalarını baharda çiçek tomurcuklarına, çiçeklere ve çiçek saplarına

bırakırlar. Bir dişi 60-70 yumurta bırakabilir. Yumurtalardan 8-10 gün sonra

larva çıkar. Yeni çıkan larva bir süre dolaştıktan sonra çiçek kılıflarını delip

tomurcuk veya çiçek kılıfı içine girer ve beslenir. Dört gömlek değiştirdikten

sonra olgun larva salgıladığı iplikçiklerle bir kokon örer ve onun içinde pupa

olur. 1. dölün yaşam süresi 35-40 gün kadardır. 2. döl larvaları korukta; 3. döl

larvaları da asmanın olgun üzüm döneminde zararlı olurlar. Bu dönemlerde

hava koşulları zararlının gelişme isteklerine daha uygun olduğundan bu döllerin

gelişme süreleri daha kısadır. Salkım güvesi genellikle yurdumuzda 3 döl verir.

Ancak hava koşulları zararlının isteklerine uygun olan bölgelerde ve yıllarda 4.

bir döl daha meydana gelebilir.

Mücadelesi

Salkım güvesi larvalarının faaliyeti için sıcaklık ve orantılı nem bakımından

omcaların iç ve alt kısımları daha uygun olduğu için salkım güvesi dişi

kelebekleri yumurtalarını iç alt kısımlardaki salkımların üzerine bırakılır. Bu

nedenle omcayı askıya almak, aralama ve uç almayı omcanın iç kısmını

havadar tutacak şekilde yapmak, bağı otlu bırakmamak, kış temizliğine önem

vermek zararlının faaliyetini azaltmak bakımından yararlıdır.

Bugün için salkım güvesi ile en etkin mücadele yöntemi kimyasal mücadeledir.

Kimyasal mücadelede en önemli husus ilaçlama zamanının iyi bilinmesidir.

Bunun için de Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı kuruluşlarda çalışan Ziraat

Mühendisleri ve Ziraat Teknisyenlerince, tahmin-uyarı yöntemi esaslarına göre

yapılan incelemeler sonucunda saptanan ilaçlama tarihleri, çeşitli araçlarla

üreticilerimize bildirilmektedir. İlaçlamalar için uyarı alındığında görevli

elemanların önerdikleri ilaçları, verilen dozlarda kullanmalıdır. Uygulamalarda

özellikle salkımların ilaçlanmasına özen gösterilmeli ve ilaçlama günün serin

saatlerinde yapılmalıdır.

Page 85: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

8.2.3. Unlu Bit

Ergin dişi oval ve yassı biçimde, 3.5 mm uzunluğunda, 2-2,5 mm

genişliğindedir. Vücut rengi sarı veya sarımsı turuncudur. Ancak üzeri un

görünümünde beyaz mumsu tabaka ile örtülü olduğu için beyaz renkte

görünür.

Yumurta, uzunca oval şekilde ve sarı renktedir. Yumurtalar beyaz mumsu

iplikçiklerden oluşmuş yığınlar arasında kümeler halinde bulunur. Bir kümede

150-200 adet yumurta vardır.

Şekil 53. Salkım üzerinde unlu bitler

Larva açık sarı renklidir. Mumsu örtüleri yoktur. Unlu bit asmanın her tarafına

yayılarak, yaprak sürgün salkım ve gövdede zarar yapar.

Bitkinin özsuyunu emerek omcanın zayıflamasına, üründen düşmesine ve

sonunda kurumasına neden olur. Unlu bitin salgıladığı tatlımsı maddeler

çürüklük yapan mantarların gelişmesine ortam sağlar. Böylece bitki

organlarının üzerinde siyah renkli küfler oluşur. Bunlar solunuma ve bitkinin

güneş ışığından yararlanarak besin maddesi üretmesine engel olarak bitkiyi

zayıf düşürdüğü gibi meydana gelen ürün de kalitesiz olur.

Unlu bit kışı ergin, yumurta ve çeşitli larva dönemlerinde omcaların kabuk

altında, yarık ve çatlaklar arasında, kök boğazına yakın yerlerde geçirir. Mayıs

ayı sonunda kışlağı terk eden ergin ve larvalar, beslenmek üzere omcanın yeşil

kısımlarına tırmanırlar. Yaz ortalarında, taneler sulanmaya başlayınca

salkımlara geçiş başlar ve bu dönemde çoğalmaları da hızlanır.

Page 86: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Yumurta bırakma süresi uzundur. Bu nedenle, her zaman ergin yumurta ve

larva dönemlerine her zaman birlikte rastlamak mümkündür. Bir dişi 250-600

adet yumurta bırakabilir.

Unlu bit sıcak ve nemli yerleri seven bir zararlıdır. Bu nedenle ilkbaharda ve

yaz mevsiminde orantılı nem yüksek olduğu zaman çoğalmakta, kurak geçen

yıllarda zarar daha az olmaktadır. Bu nedenle unlu bitin zararı yıldan yıla

değişmekte ve özellikle sık dikilmiş nemli ve gölgelik bağlarda daha fazla zarar

yapmaktadır. Unlu bit yurdumuzda 2-6 döl vermektedir.

Mücadelesi

Çok su tutan taban arazide ve gölgelik yerlerde bağ tesis edilmemelidir.

Zorunlu kalındığı taktirde omcalar seyrek dikilmeli ve sürgünler

yükseltilmelidir.

Bulaşma görülen bağlarda omcaların yaprakları seyreltilmeli, salkımların

havalanması temin edilmelidir. Ayrıca kışın budama yapılırken kabuklar soyulup

yakılarak, zararlı yoğunluğunun azalması sağlanmalıdır.

Bağda unlu bite karşı kimyasal mücadele iki devrede yapılabilir. 1. devre

omcanın gövdesinde kabuklarda ıslaklık görülmeye başladığı ve unlu bitin

bitkinin yeşil kısımlarına doğru yürümeye başladığı devredir. Bu devrede

koruklar tahminen nohut büyüklüğündedir. 2. devre unlu bitin yaprak ve

salkımlara geçtiği tanelerin sulanmaya başladığı devredir.

Ancak 1. devrede zararlı birkaç omcada ve çok seyrek olarak rastlanmışsa

sadece 2. devrede ilaçlama yapılmalıdır.

İlk devrede omcaların çoğunda, bulaşma saptanırsa ve ayrıca ihraç edilen

çeşitlerde her iki devrede de ilaçlama yapmak zorunludur.

Her iki devrede de tarım teşkilatlarınca öğütlenen ilaçlar önerilen dozlarda

yazlık yağ ile karıştırılarak kullanılmalıdır. Ancak yazlık yağların kükürt ile

karışması halinde yakma yapabileceği göz önünde bulundurularak bağlarda

kükürt kullanılması gereken durumlarda unlu bite karşı yapılan uygulamalarla

kükürt uygulaması arasında en az 15- 20 gün zaman bulunmalıdır. Mecbur

kalınırsa, ilaçlar yazlık yağ karıştırılmadan kullanılmalıdır.

İlaçlamalarda gövde, sürgün ve salkımların iyice ilaçlanmasına dikkat edilmeli

ve ilaçlama kaplama şeklinde yapılmalıdır.

Page 87: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

8.2.4. Bağ Uyuzu

Bağ yaprak uyuzunu meydana getiren zararlı, gözle görülemeyecek kadar

küçük bir akardır. Akar kışı asmanın gözlerindeki tüyler arasında, kalın ve ince

dalların çatlakları arasında ergin halde geçirir. İlk baharda taze yapraklara

geçerek beslenmeye başlar. Yaprakları alt yüzünden emer. Emgi yaptığı

yerlerde yaprak üst yüzüne doğru kabarcıklar meydana gelir. Kabarcıkların

içinde beyaz renkli tüyler meydana gelir. Dişiler bu tüylerin arasına

yumurtalarını bırakır. Yumurtalar açılınca çıkan yavrular da aynı erginler gibi

beslenerek zararlı olurlar.

Bu akar türü yılda 7-8 döl vermektedir. Bu nedenle yapraklardaki belirtiler

devamlı olarak görülür. Uygun giden havalarda bulaşmalar çok olduğu için

yaprakların üstünde, çiçek tomurcuklarında ve çiçeklerde de beslenir ve ağır

zararlar meydana gelir. Kabarcıkların içinde önceleri beyaz renkli olan tüyler

zamanla kahverengi olurlar. Yeni bulaşmalarla meydana gelen kabarcıkların

üzerindeki tüyler beyaz renklidir. Beslenme İlkbaharda gözler açılırken başlar,

geç sonbahara kadar devam eder. Zarara uğrayan yapraklar özümleme işini

tam olarak yapamazlar ve zararının yoğunluğu oranında ürün miktarı etkilenir.

Külleme hastalığı için kükürt kullanılıyorsa bu zararlının zararı pek hissedilmez.

Çünkü kükürt bu zararlıyı da kontrol altında tutar. Ancak kükürt kullanılmayan

bağlarda yapraklarda kabarcıklar görüldüğü zaman ilaçlama yapılmalıdır.

Şekil 54. Bağ yaprak uyuzu tarafından yapraklarda meydana getirilen

kabarcıklar

Page 88: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

8.2.5. Bağ Filokserası

Filokseranın köklerde yaşayan formuna kök filokserası, yapraklarında

yaşayan formuna yaprak filokserası denir.

Kök filokserası yerli asmaların köklerinde, yaprak filokserası ise Amerikan

asmalarının yapraklarında zarar yapar.

Kök filokserası oval veya armut şeklinde, sarımsı yeşil esmer, kırmızı

kahverengine kadar değişen renklerdedir. Sırtında koyu renkli lekeler vardır.

Ağız uzun bir emici hortum şeklindedir. Vücut uzunluğu 0,5-1,3 mm' dir.

Yaprak filokserası ise 1,5-1,7 mm, sarı renkli sırt kısmı lekesizdir. Emici

hortumu daha kısadır.

Ayrıca filokseranın kanatlı ve kanatsız olan formları vardır. Filokseranın değişik

formları tarafından 4 farklı tipte yumurta bırakır. Bunların bir kısmı küçük bir

kısmı büyüktür. Bir kısmı döllenmiş bir kısmı döllenmemiş yumurtadır.

Yumurtalardan çıkan larvalar gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Boyları

0,55 mm kadardır. Yeşilimsi sarı renklidir. Dört gömlek değiştirdikten sonra

ergin olurlar.

Yurdumuzun tüm bağ yetiştiriciliği yapan yerlerinde yayılmıştır. Zaman zaman

hissedilecek derecede zarar yapar. Kök filokserasının köklerde beslendiği

yerlerde emgi sonucu meydana gelen şişkinlikler görülür. Bu şişkinliklerin

çürüyüp dağılmaları ve bu şeklin devamlı tekrarı köklerin görev yapamaz hale

gelmesine sebep olur.

Yaprak filokserası ise yeni açılan tomurcuklara girerek taze tomurcuk ve

yaprakları sokup emer. Emgi noktalarında yaprak dokusu alt yüze doğru

çıkıntılar yaparak şişkinlikler meydana gelir.

Page 89: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 55. Filokseranın a) Köklerdeki b) Yapraklardaki zararı

n:Nodozite (İnce köklerdeki urlar) t:Tüberozite (Kalın köklerdeki urlar)

Filoksera ile bulaşık olan bağlarda zamanla sürgünlerde genel bir durgunluk,

omcada zayıflık, yapraklarda küçülmeler, sararmalar görülür. Boğum araları

daralır. Çubuklar odunlaşamadıklarından kışın soğuktan etkilenirler. Ayrıca

salkımlarda tanelerin seyrekleştiği, normal şekerleme ve renklenmenin

olmadığı görülür. Omcalar birkaç yıl içinde ağır bir durgunluk göstererek

kururlar. Bu tip omcalar bağın içinde kümeler halindedir:

Kök filokserası, kışı nimf halinde omca köklerinde geçirir. İlkbaharda

beslenerek ergin olurlar ve yeni dölleri vermeye başlarlar. Köklerde yumurtalar

ve larvalar ana etrafında birlikte bulunurlar. Beslenen ve gelişen larvalar ergin

olarak yaz süresince bir kökten diğerine ve toprak yarık ve çatlaklarına çıkarak

diğer omcalara geçerler. Bunlara göçmen denir ve yeniden çoğalarak yeni

bulaşmalara sebep olurlar. Bir yılda 4 veya daha fazla döl verirler.

Page 90: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Yaprak filokserası, kışı omca gövde ve dallarının kabukları arasında yumurta

halinde geçirir. Havaların ısınması ve gözlerin uyanması ile birlikte yumurtalar

açılır ve genç larvalar genç yapraklara giderek yaprakların alt yüzeylerinde

şişkinlikler meydana getirirler. Yaz boyunca 6-7 döl verir.

Filokseranın omca kökünü emdiği kısımda omcanın gösterdiği reaksiyon ile bir

mantar tabakası meydana gelir ve bu tabaka kökün iç kısımlarını çürümekten

korur. Yerli asmalarda bu reaksiyon yavaş olduğundan mantar tabakası ya çok

ince teşekkül eder veya hiç teşekkül etmez. Amerikan asmalarında bu tabaka

çok kalın olmaktadır. Bu bakımdan %60'dan az kum ihtiva eden topraklarda

bağ tesisinde toprağın tipine göre filokseraya dayanıklı, toprağın kireç oranına,

üzerine aşılanacak asma çeşidine ve bölge koşullarına uyabilen anaçlar

kullanılmalıdır. Filoksera ile mücadelede en etkili yöntem budur. Bundan başka

şu hususlara da dikkat edilmelidir;

Filoksera'nın bulunduğu bölgelerde temiz bölgelere topraklı veya topraksız

asma fidan ve çubukları nakledilmemelidir.

Kök filokserasının kimyasal mücadelesi yoktur. Yaprak filokserası için

yapraklarda şişkinlikler görülür görülmez fidanlıklarda bulunan aşısız köklü

Amerikan asma fidanları sökülerek yakılmalıdır. Filokseranın kontrolü ancak

karantina önlemleri ve dayanıklı asma anaçlarının kullanılmasıyla mümkündür.

Bu nedenle filokseraya dayanıklı anaçların üzerine yerli çeşitlerin aşılanmasıyla

oluşmuş fidanlarla bağ tesis etmek, filokseradan korunmak için tek yöntemdir.

Page 91: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

9-SALKIM GÜVESİ VE BAĞ MİLDİYÖSÜ MÜCADELELERİNDE

TAHMİN VE ERKEN UYARI SİSTEMİ

Bir önceki dersimizde bağlardaki önemli hastalık ve zararlıları gördük. Bu

dersimizde bağın önemli hastalıklarından olan mildiyö (Pronos) ve önemli

zararlılardan Salkım güvesi’ne karşı uygulanan kimyasal mücadeleden en iyi

sonucu alabilmemiz için ilaçlama zamanını önceden tahmin ederek gerektiği

zaman ve yeterince ilaçlama yapmanızı sağlayacak tahmin ve uyarı sistemlerini

göreceğiz.

9.1. Bağ Salkım Güvesi Mücadelesinde Tahmin Uyarı

Direkt olarak üründe yaptığı zarar sebebiyle salkım güvesi gerek dünyada

gerekse ülkemizde bağların en önemli zararlısıdır. Bu zararlı ile mücadele

zamanına karar vermede asmaların salkımlarının tomurcuk, çiçek, koruk, olum

zamanı gibi gelişme dönemleri esas alınıyordu. Ancak buna göre yapılan

ilaçlamalar isabetli olmuyordu. Ya larvalar zarar yapmaya başlamadan önce ilaç

atılıyordu. Bu durumda ilacın etki süresi azaldıktan veya bittikten sonra zarar

başlıyordu ve ilaçlamadan yeterli sonuç alınamıyordu, ya da larvaların ilk

çıkışları fark edilmiyordu, zarar yapmaya başladıktan sonra ilaç atılıyordu. Bu

nedenle üreticiler zarar görmemek amacıyla çok sayıda ilaçlama yapmak

zorunda kalıyordu.

Halbuki son yıllarda Salkım güvesi mücadelesinde tahmin-uyarı sistemi

sayesinde aşırı sayıda yapılan ilaçlamalar çok az sayılara indirilebilmiştir.

Tahmin-uyarı sisteminde, salkımın gelişme dönemlerine paralel olarak salkım

güvesinin yaşayışı, döllerinin mevsimsel çıkışları, iklim koşulları ile birlikte

değerlendirilerek en isabetli ilaçlama zamanları Tarım Teşkilatlarına bağlı teknik

elemanlar tarafından saptanmaktadır.

Bağ salkım güvesinin tahmin-uyarısı için geniş bağ alanlarının bulunduğu

yörelere çeşit yaş ve diğer yönleriyle bölgeyi temsil edebilecek 5 dekarlık bir

Asal Gözlem İstasyonu kurulur. Bu istasyonlarda Meteoroloji Genel

Müdürlüğünün standartlarına uygun bir rasat siperi konur.

Page 92: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Bunun içine sıcaklık ve nem değerini almak için termohigrograf, maksimum-

minimumlu termometre yerleştirilir. İstasyona ayrıca yağış miktarını ölçmek

için plüviyometre yerleştiriliri.Ayrıca zararlının yaşayışını incelemek için 130-

140-190 cm boyutlarında kültür kafesi konulur. Kültür kafesinin raflarına 7-15-

25 cm boyutlarında, kapağına elek teli geçirilmiş kültür kutuları yerleştirilir.

Şekil 56. Tahmin-uyarı asal gözlem istasyonu

Şekil 57. Salkım güvesi pupalarının kışladığı kültür kutusu

Tahmin-uyarı asal gözlem istasyonuna ait bağın yarısı şahit olarak Salkım

güvesi ve diğer zararlılara karşı ilaçlama yapılmamak üzere ayrılır.

Hastalıklara karşı ise ilaçlama yapılır.

Page 93: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Diğer taraftan bağ Salkım güvesi Asal Gözlem İstasyonunun etki alanı içine

giren ve yörenin özelliklerine sahip üretici bağları seçilir. Bu bağlar Tarım

Teşkilatı teknik elemanları tarafından devamlı kontrol edilir. Teknik elemanların

talimatlarına göre bağ sahibi tarafından ilaçlanır.

Salkım güvesi’nin döllere göre ergin çıkışlarını, erginlerin uçuş seyirlerini

uçuşlar bitinceye dek izlemek için, bağların uyanmasından önce istasyon

bağlarına eşeysel çekici tuzaklar asılır. Bir tuzak 1 hektar alana etkilidir. Bu

tuzaklarda yakalanan kelebekler sorumlu teknik elemanlarca haftada 2 kez

sayılarak kaydedilir. Elde edilen kelebek sayım sonuçlarına göre kelebek uçuş

grafikleri çizilir.

Ergin çıkışları ayrıca kültür kafeslerinde de takip edilir. Bir önceki yılın yaz

sonunda zarar görmüş ve üzerinde çok sayıda larva bulunan salkımlar plastik

kaplar içine alınır. Salkımlar arasına olgun larvaların pupa olmak için

girebileceği oluklu karton şeritler konur. Şeritler haftada 2 kez kontrol edilerek

pupa olmak üzere kokon örenlerin bulunduğu şerit parçaları kesilerek kültür

kutularına yerleştirilir ve kutular kültür kafesi raflarına koyularak kışı orada

geçirirler. İlkbaharda pupalardan kelebekler çıkmaya başlayınca, bu kelebekler

cam tüplere alınarak, üzerinde salkım bulunan ve omcanın güney yönündeki

dallara geçirilmiş naylon tülbentten yapılmış çapı 20, boyu 40 cm. olan dal

kafesleri içine verilir. Burada kelebeklerin yumurta bırakması izlenir ve kayıtları

tutulur.

Ayrıca salkım güvesi ilk dölünün ergin çıkışlarının tahmin edilmesinde

termohigrograftan alınan maksimum sıcaklıklardan yararlanılır. 1Ocaktan

itibaren günlük maksimum sıcaklık toplamının 1000 °C ye yaklaştığı günlerde

eşeysel çekici tuzaklarda ilk erginlerin yakalanması beklenir.

Page 94: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Şekil 58. Asmaya asılmış bir eşeysel çekici tuzak.

Yine termohigrograftan 1 Ocak'tan itibaren elde edilen verilerle hesaplanan

etkili sıcaklık toplamlarına göre salkım güvesinin yumurtalarını bırakması ve

yumurtalardan ilk larva çıkışları tahmin edilir.

Bütün bu yapılan çalışmalar sonucu elde edilen veriler sorumlu elemanlarca bir

arada değerlendirilerek her döle ait ilaçlama tarihleri, uygulanacak ilaçlar ve

dozları kitle iletişim araçları ile üreticiye duyurulur. İlaçlama uyarısını alan

üreticiler vakit geçirmeden ilaçlama yapmalıdır.

9.2. Bağlarda Mildiyö Hastalığı Mücadelesinde Tahmin ve Uyarı

Bağ mildiyösü daha çok yağışlı ve çok rutubetli yerlerde görülen ve salgın

yaptığı yıllarda büyük ürün kayıplarına yol açabilen önemli bir bağ hastalığıdır.

Ülkemizin bağcı yörelerinde her yıl görülmese de, bu tehlikeli özelliği yüzünden

üreticilerimiz bağlarını bu hastalığa karşı düzenli olarak ilaçlamak gerektiğine

inanırlar. Bu ilaçlamaları da yıllardır kendilerine tavsiye edildiği biçimde yani

bitkinin gelişme dönemlerini dikkate alarak yaparlar.

Bu mücadele şekli bağcıların her ne kadar bağlarını ve ürünlerini hastalığa karşı

korumada etkili oluyorsa da hastalığın görülmediği yıllarda da yapmak zorunda

kaldıklarından gereksiz yere ilaçlama masraflarına katlanmalarına yol açıyordu.

Page 95: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Son yıllarda Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Zirai Mücadele ile ilgili

araştırma kurumlarında geliştirilen tahmin ve uyarı sisteminin uygulamaya

sokulmasıyla üzüm üreticileri artık bu hastalığa karşı ancak gerek olduğunda

ilaçlama yapmaktadırlar. Böylece hem maliyet giderlerini azaltmış olmakta,

hem de çevre kirlenmesinin önlenmesine karınca kararınca katkıda bulunmuş

olmaktadırlar.

Bu sistemin uygulanmasında bağcılarımızdan beklenen, dikkatle bu konuda

kendilerine çeşitli haberleşme araçlarıyla duyurulacak uyarıları izlemelerinden

ibarettir. Çünkü hastalığın çıkıp çıkmadığını, çıkacak ise ilaçlamanın ne zaman

yapılması gerektiğini kendilerine bildirmek için, konu uzmanları gece gündüz

sürekli olarak en gelişmiş aletlerle bölgelerinde hastalığı ve onu ortaya

çıkaracak hava şartlarını izlemekte, gerekli hesaplamalarla tahminlerde

bulunmaktadırlar.

Bu gözlemler her önemli bağ yöresi için kurulmuş tahmin ve uyarı gözlem

istasyonlarında yürütülmektedir. Söz konusu istasyonlarda daha önce

bahsedilen salkım güvesi ile birlikte bağ mildiyösü ile ilgili gelişmeler de günü

gününe tespit edilip kaydedilmekte, zamanı geldiğinde üreticiler

uyarılmaktadır.

İki konuda da kullanılan meteorolojik ölçüm aletleri ortaktır, ancak bağ

mildiyösü için ayrıca Yaprak Islaklık Ölçme aleti de kullanılır. Bu aletle

hastalığın çıkışı için en önemli şart olan yaprağın ıslak kalma süresi

saptanabilmektedir. Sisteme göre ilaçlamaya geçiş için şu şartların bir araya

gelmesi beklenir.

1. Asmanın gelişme dönemi: Sürgünlerin en az 5-6 cm boya ulaşmış olması.

2. Toprak nemi: Yağışlardan sonra toprağın sıcaklıklara bağlı olarak 3-8 gün

boyunca %70 nem taşıması.

3. Asmanın yeşil organları üzerinde (yaprak, sürgün vb.) en az 2 saat süreyle

ıslaklık olması.

Page 96: Tar - Freedogadostlari.free.fr/MEYVE AGACLARI/Bagcilik Uzerine Bilgiler.pdf · 8.1.3. Ölü Kol Hastalığı 8.1.4. Kurşuni Küf 8.1.5. Bağ Kanseri 8.2. Bağ Zararlıları 8.2.1

Bu koşulların saptanmasından itibaren uzmanlarca yapılan hesaplamalar ile

ilaçlamanın hangi tarihte yapılması gerektiği kolayca belirlenir ve üreticiler

ilaçlamalara başlamaları için uyarılırlar.

Bu ilk ilaçlamanın ardından yine gözlemler sürdürülerek 2. ve gerekirse

müteakip ilaçlama zamanları için duyurularda bulunulur.

Bu sistem ülkemizde özellikle Ege Bölgesi’nde İzmir, Manisa, Denizli,

Çanakkale, Uşak illerimizin bağlarında, kısmen de Marmara, Akdeniz ve Orta

Anadolu bağlarında başarı ile uygulanmakta ve önemli ilaç tasarrufu ile ülke

ekonomisine her yıl milyarlarca lira kazandırılmaktadır.