68
KAYSERİ Kayseri, a dynamic city at the foot of Mount Erciyes Erciyes’in eteklerinde dinamik bir kent: Anadolu’nun çiçekli camileri Floral Mosques of Anatolia İnsanlarıyla turizme gönül vermiş bir ülke: TUNUS Tunisia is a country that has dedicated itself entirely to tourism Kiraz Cenneti Cherry paradise DERGİ Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller Milli Parkı Yedigöller National Park KAKLIK MAĞARASI The Subterranean Pamukkale: Kaklık Cave Yer altındaki Pamukkale

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

KAYSERİKayseri, a dynamic city at the foot

of Mount Erciyes

Erciyes’in eteklerinde dinamik bir kent:

Anadolu’nun çiçekli camileriFloral Mosques of Anatolia

İnsanlarıyla turizme gönül vermiş bir ülke: TUNUSTunisia is a country that has dedicated itself entirely to tourism

Kiraz CennetiCherry paradise

TÜRSABDERGİ

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336

Yedigöller Milli Parkı

Yedigöller National Park

KAKLIK MAĞARASIThe Subterranean Pamukkale: Kaklık Cave

Yer altındaki Pamukkale

Page 2: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller
Page 3: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

Üyelik için: [email protected]

Dünya'nın seyahatini planlıyoruz!

CALL CENTER DESTEĞİ

444 0 830

www.isteda

nism

anlik

.com

Dünya çapında 230,000 ve üstü Otel ve Konaklama tesisi • Günlük güncellenen fiyat ve uygun tesis seçenekleri• Anında indirim /komisyon imkanı• Rezervasyon Teknolojisi : BiletBank Online Hotel

25.000 şehir ve 175’den fazla ülkede bağımsız 550 ad.bölgesel ve uluslararası oto kiralama firmasının seçe-neklerini Şehir merkezi ve havalimanlarında en uygun ko-şullarla 29 dilde siz değerli İş Ortaklarımızın kullanımına sunuyoruz.

online

online

online

bir “tık” yeter!

başka bir arzunuz?

• 5.900.000 Sorunsuz İşlem, 2.550.000 PNR, • 48 kişilik Bilet Çözüm Merkezi Personelimiz ile 7/24/365 gün hizmetinizdeyiz.• Gerçek On-Line İptal ve İade imkanı,• Hak edişlerinizi Biletleme ve diğer hizmetlerde kullanabilme imkanı,• İç hat uçuşlarda PNR yönlendirme (QUEP) imkanı,• Uluslararası Charter uçuşlarını aynı Bilet Sorgu ekranında görüntüleme ve biletleme imkanı,

BiletBank On-Line Bilet 5 yıldır hizmetinizde,

Page 4: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

Sayı 336 Haziran 2013 Issue 336

2013 June

‹çindekiler Contents

4Ev Turizmi Komitesi

Home Tourism Committee

10Erciyes’in eteklerinde dinamik bir kent:

KayseriKayseri, a dynamic city at the foot of

Mount Erciyes

16Özgür atlar diyarı Spil Dağı

Mount Spil, a realm of free horses

20Anadolu’nun çiçekli camileriFloral Mosques of Anatolia

28İnsanlarıyla turizme gönül vermiş bir ülke:

TunusTunisia is a country that has dedicated

itself entirely to tourism

34Kiraz cenneti

Cherry paradise

38Yedigöller Milli Parkı

Yedigöller National Park

44Kaklık Mağarası:

Yer altındaki PamukkaleThe Subterranean Pamukkale:

Kaklık Cave

48Şeylerin tarihi

History of things

52Türkiye’yi o kadar çok sevdi ki...

She loved Turkey so much…

56Not defteriNotebook

58TÜRSAB Haberler

TÜRSAB News

60EXPO Haberler

EXPO News

TÜRSABTÜRK‹YE SEYAHAT ACENTALARI B‹RL‹⁄‹taraf›ndan ayl›k olarak yay›nlan›rPublished monthly byASSOCIATION OF TURKISH TRAVEL AGENCIES

ISSN 1300-3364

Yerel Süreli Yay›nLocal Periodical

TÜRSAB ad›na Sahibi Owner on behalf of TÜRSABBaşaran ULUSOY

Sorumlu Yaz› ‹şleri MüdürüManaging EditorFeyyaz YALÇIN

TÜRSAB ad›na Yay›n KoordinatörüPublication Coordinator on behalf of TÜRSABArzu ÇENG‹L

Yayın KuruluEditorial BoardBaşaran ULUSOY, Arzu ÇENGİL, Hümeyra ÖZALP KONYAR, Ayşim ALPMAN, Özgür AÇIKBAŞ, Zafer AVŞAR, Gökçe KÖSEOĞLU,Gülce ERHAN

Görsel ve Editoryal YönetimVisual and Editorial Management Hümeyra ÖZALP KONYAR

Haber ve Görsel Koordinasyon News and Visual CoordinationÖzgür AÇIKBAŞ

Grafik UygulamaGraphical ImplementationSemih BÜYÜKKURT

BaskıPrinting Müka Matbaa

Bask› TarihiPrint DateHaziran/June 2013

TÜRSABTel: (0.212) 259 84 04 Faks: (0.212) 259 06 56Esentepe Mah. Villa Cad. No: 7 Şişli-İstanbul/Türkiye www.tursab.org.tre-mail: [email protected]

TÜRSAB DERG‹, Bas›n Konseyi üyesi olup, Bas›n Meslek ‹lkeleri’ne uymaya söz vermiştir. TÜRSAB DERG‹’de yay›nlanan yaz› ve fotoğraflardan kaynak gösterilmeden al›nt› yap›lamaz. TÜRSAB MAGAZINE is a member of the Turkish Press Council and has resolved to abide by the Press Code of Ethics. None of the articles and photographs published in the TÜRSAB MAGAZINE maybe quoted without mentioning of resource.

Ev Turizmi KomitesiHome Tourism Committee

Çiçekli Camiler Floral Mosques of Anatolia

Spil DağıMount Spil

Kaklık MağarasıKaklık Cave

Kayseri Kayseri

TunusTunisia

Yedigöller Milli Parkı Yedigöller National Park

Kiraz CennetiCherry Paradise

Page 5: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

3TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

İki önemli adaylık için hazırlanıyoruz

Bir yanda İstanbul’un Olimpiyat adaylığı, diğer yanda İzmir’in EXPO adaylığı... Türkiye turizmine çok önemli bir ivme ka-zandıracak iki küresel etkinlik için hazırla-nıyor.Hiç şüpheniz olmasın, bu ayla birlikte başlayan “yüksek sezon” iki adaylık için de önemli bir sınav anlamına gelecek. Konukla-rımızın izlenimleri, turizm raporları, olumlu ya da olumsuz haberler puana dönüşecek. O puanlar da gerçekte doğrudan bir ilişkisi olmasa bile adaylıklarla ilgili değerlendir-melerde etkisini gösterecek.Haziran’ın ilk yarısı boyunca İzmir’de çeşitli etkinliklerle devam edecek olan Kültür Şöle-ni, önemli adımlardan biri. Şölene tam 140 ülkeden 1000 kadar öğrenci katılacak. O gençler ülkelerine İzmir izlenimleriyle döne-cek. O gençlere eşlik eden ülke yöneticileri ya da gazeteciler de izlenimleri birer algıya çevirecek.Eğer iki adaylığımız da onaylanırsa, bu sayılar 2020 yılında milyonlara ulaşacak. Türkiye o yıl İstanbul ve İzmir’de küresel buluşmaların en iddialı ikisine ev sahipliği yapacak.Bu çapta organizasyonlar bütün örneklerin-de gördüğümüz gibi ülke çapında seferber-lik gerektirir. Sadece turizmciler veya spor kuruluşları değil; sadece ilgili bakanlıklar veya kurumlar değil tüm sektörler bu hazırlı-ğa katılır. Katılmalıdır.Bu yaz sezonu işte böyle bir sınav ve aynı zamanda böyle büyük bir fırsatla açıldı. Sonucu da umarız güzel haberler olur.

TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkan›The President of TÜRSAB

Başaran Ulusoy

We are getting ready for two vital candidacies

Turkey is preparing for two global events in 2020 that would add significant momentum to its tourist industry:Istanbul’s candidacy for the 2020 Olympics and Izmir’s candidacy for 2020 International Expo. Undoubtedly, Turkey’s “hot season” beginning this month will bring a crucial examination for both candidacies. Our guests’ impressions, tourism reports, and negative or positive rating by visitors will define the talking points of the examination. Even though these points may not be directly correlated to the award of either event, they will definitely influence the assessment of our candidacies and our chances of actually hosting these important events.The Culture Festival that takes place during the first half of June, featuring a wide range of activities, will be one of the first big opportunities to impress our visitors. About 1000 students from 140 different countries are expected to participate in the festival. Young people from all over the word will return to their countries with new impressions about Izmir.The accompanying administrators or correspondents from the visitors’ countries will form lasting perceptions from the impressions made during the festival.If our two candidacies are approved the number of visitors will reach into the millions in 2020. Turkey would be the host county for two of the most significant global events of the year. As we’ve witnessed in all past examples, organizing for events on this scale would require mobilization of resources all over the country. Not only tourism, sports institutions or related ministries and institutions, but virtually all sectors of the economy will take part in the preparations.So here we are! This summer season started with the opportunity to let visitors from all over the world learn from first hand experience what Turkey has to offer as host of the 2020 Olympics and the 2020 International Expo. We hope to receive good news soon.

Page 6: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 20134

Avrupa’da turizm cirosunun 1/3’lük bölümünü Ev Turizmi oluşturuyor. 2,4 milyon evin pazarlandığı, 42 milyon kişinin tatilini böyle geçirdiği biliniyor.

EV TURİZMİKomitesi

Shutterstock

Home Tourism Committee

Home Tourism accounts for 1/3 of the tourism turnover

in Europe. It is said that 2.4 million houses are being sold

and 42 million people go on such vacations.

Page 7: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

5TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Avrupa’da 20 milyar dolarlık bir pazara sahip. Dünya’da ise bu rakam 95 milyar dolara çıkıyor. Ev Turizmi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyüyerek gelişiyor. TÜRSAB çatısı altında kurulan Ev Turizmi Komitesi Başkanı Mücella Tarhan Ev Turizmi ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

TÜRSAB DERGİ: Ev Turizmi Türkiye’de de son yıllarda hızla gelişiyor. TÜRSAB çatısı altında bir “Ev Turizmi Komitesi” kuruldu. Ev Turizmi nedir, bize biraz anlatır mısınız?Mücella Tarhan: Ev Turizmi, eşyalı konutların, yerli ve yabancı turistlere kiralanması olarak tanımlayacağımız, müşterilere kendilerini özgür ve evindeymiş gibi hissettiren, yaşadığı çevreye ekonomik katkısı olan, gelinen yerin genel kültürünü tanıma amacıyla, ulaşım, transfer, tur, yeme-içme, rehberlik, tanıtım ve danışmanlık hizmetlerini içinde barındırabilen seyahat türü.

Ev Turizmi’nin TÜRSAB tarafından desteklenmesinin sebepleri neler?Öncelikle Başkanımız Başaran Ulusoy’un gelişmeleri görüp, turizme yeni bir çeşit kazandırma çabası ile yola çıkıldı. Avrupa’daki örnekleri inceleyerek, İsviçre’de (STV), Avusturya’da (ÖTV), Almanya’da (DFRV), TÜRSAB muadili kurumların çatısı altında Ev Turizmi standartları belirlenip, sertifikasyonlar

verilmekte olduğunu tespit ettik. TÜRSAB hem pazarlama yapacak seyahat acentelerini hem de eğitimi verecek “Mesleki Yeterlilik Kurumu”nu bir çatı altında toplayabilme özelliğine sahip bir kurum.

Türkiye turizmine katkısı nedir?Yatırımı önceden yapılmış konaklama birimlerinin sahipleri tarafından kullanılmayan dönemlerinin turizme kazandırılması, yatak kapasitesinin artırılması açısından çok önemli. Yaptığımız araştırmalar ışığında yaklaşık 200 bin adet ev kiralandığında ortalama 2,8 milyon rezervasyondan ve 13 milyon 720 bin hizmet alan kişiden bahsettiğimizi gördük. 15 milyar dolar seviyesinde olduğunu varsaydığımız Ev Turizmi, 2023 yılı turizm hedeflerine ulaşmada en önemli rolü oynayacak turizm çeşidi. Çevreyi koruyarak turizmin sürdürülebilirliğini desteklemek, Avrupalının gözündeki “monoprodukt” ülke imajından kurtulup, alım gücü yüksek turistin ülkemize gelmesini sağlamak, geleneklerimizi tanıma fırsatını sunmak gibi birçok katkısı var.

TÜRKİYE’Yİ DAHA İYİ

TANITMA FIRSATI DOĞACAK

A much better opportunıty to

introduce Turkey will be

realized

YATAK KAPASİTESİ

ARTACAK

The total number of beds

will increaseAL

IM G

ÜCÜ

YÜKS

EK

MÜŞTE

Rİ G

ELEC

EK

Some c

ustom

ers w

ith

high p

urchas

ing po

wer

will com

e

UÇAK

LARD

A DO

LULU

K

ORANI A

RTAC

AK

Seatin

g capa

city in

airpla

nes

will incr

ease

Europe has a tourism market share of 20 billion dollars. This figure rises to 95 billion dollars throughout the world. Home Tourism is also growing in Turkey as it does in the world. Mücella Tarhan, Chairman of Home Committee established under TÜRSAB answered our questions regarding Home Tourism. • TÜRSAB MAGAZINE: Home Tourism has recently been on the rise in Turkey. A “Home Committee” has been established under TÜRSAB. What is the Home Committee? Can you explain it to us?Mücella Tarhan: The Home Committee is concerned with a type of travel which we define as renting of furnished houses to local and foreign tourists. This lets tourists feel like they are at home with access to services such as transportation, transfer, tour, restaurants and bars, tour guides, and advertising and consultancy services. This unique service is designed to introduce our guests to the general culture of their destination while contributing to the economic health of the region. • Can you tell us the reasons why TÜRSAB supports Home Tourism?First of all, our President Başaran Ulusoy became aware of developments in other parts of Europe and strived to create a new style to tourism here in Turkey. We examined the examples in Europe, identified Home Tourism standards through TÜRSAB-equivalent associations in Switzerland (STV), Austria (OTV) and Germany (DFRV), and then we confirmed that certificates are being given. TÜRSAB has the capacity to enlist travel agencies that will do the marketing and “Professional Competency Associations” that will give education under a single roof. • What is the contribution of this to Turkish tourism?Regaining the unused periods of houses that were formerly available to tourism is crucial in increasing the capacity of bedding. According to our research, when we rent about 200,000 houses, we realized that we are talking about an average of 2.8 million reservations and 13.72 million people that use the service. Home Tourism, which we assume to be 15 billion dollars, plays the most crucial role in reaching tourism targets for the year 2023. It supports the sustainability of tourism by protecting the environment, encourages tourists with high incomes to come to our country by eliminating the image of “monoproduct” in the eye of the European, and offers foreigners the opportunity to recognize our traditions.

Page 8: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 20136

Dünyada ve ülkemizde gelinen noktadan bahseder misiniz?Dünyada 50 yıldır var olan ve 95 milyar dolarlık pazara sahip olan bir turizm çeşidi bu. Avrupa’da ise 20 milyar dolar seviyesine ulaşmış. Sürekli artan bir ivmeye sahip. Avrupa’da toplam turizm cirosunun 1/3’lük bölümünü Ev Turizmi teşkil ediyor. 2,4 milyon evin pazarlandığı, 42 milyon kişinin ise tatilini bu şekilde geçirdiği biliniyor. Ülkemizde yapılan konferanslarda, turizmin geleceğinin tartışıldığı zirvelerde değişen turizm trendlerinden söz ediliyor. İnsanların “özgün ve otantik tatil” istediklerinden ya da “belirli saat ve programa bağlı kalmadan seyahatlerini özgürce yaşamaktan” bahsediyorlar. Ama bu imkanı sunan turizm segmentini göz ardı ediyorlar. Ev Turizmi’nin ülkemizde hiç de küçümsenmeyecek çapta gerçekleştiğini biliyoruz ve gelişime açık olduğunu da görüyoruz. KKTC örneğin, Ev Turizmi yasasını çıkarmış. Ev Turizmi komitemizin toplantısına konuk olan KKTC Turizm Bakanlığı Müsteşarı Sayın Şahap Aşçıoğlu komite üyelerimizle deneyimlerini paylaştı.

Ev Turizmi komitesinin havayolları ile işbirliği olacak mı?Ev Turizmi ile seyahat edenler incelendiğinde, rezervasyon başına 4,9 kişi olduğunu görüyoruz. Doğu ve İç Anadolu’dan Ege sahillerine, ya da yurt dışında ikamet eden Avrupalı Türkler’in, aileleriyle birlikte tatillerini geçirmek üzere muhtelif sahil bölgelerine gelenlerin, uçak koltuğundaki doluluk oranını artıracağını düşünüyoruz.

Ev Turizmi’nin otelciler pastasından pay aldığını söyleyebilir miyiz?Otelciler tarafından böyle bir yanlış algılama söz konusu. Oysa Ev Turizmi müşterisinin talepleri farklı. Kendisini evindeymiş gibi hissetmek istiyor, manavdan, kasaptan, bakkaldan alışveriş yapmak, çevredeki otantik kahvede Türk kahvesini tatmak, gerekirse evinde mangal yapmak ya da yakınındaki restoranda balık yemek istiyor. Bu tarz konaklamadan haberdar olmadığı için Türkiye’ye gelmeyen, ne yapacağına kendileri karar veren, alım gücü yüksek müşterileri ülkemize çekmek istiyoruz. Gelişmeleri gören birçok otel yatırımcısı, yeni yatırımlarını bu yönde yapıyor.

“Agencies not only have new products to sell, but also sell tickets to alternative events, rent cars and sell daily tours to customers with high income.”

“Acentelere yeni bir ürün sağlamanın dışında, alım gücü yüksek müşteriye günlük tur, kiralık araba ve değişik etkinliklerin biletini satma imkanı doğuyor.”

• Will you describe the position of the sector in the country and in the world?This type of tourism has existed throughout the world for 50 years and has a market share of 95 billion dollars. In Europe it reaches 20 billion dollars. It has a constantly increasing momentum. Home Tourism forms 1/3 of the total tourism turnover in Europe. It is well known that 2.4 million houses are commercialized and 42 million people go on vacation accordingly. Changing tourism trends are the popular subjects of the summits where the future of tourism is being discussed in the conferences organized in our country. They are discussing “unique and authentic holiday” demands of people or flexible traveling options without being dependent on “certain hours or programs.” However, they neglect this tourism segment that offers such an opportunity. We know that Home Tourism cannot be underestimated when we look at the figures and we observe that it is open to improvements. For instance, TRNC enacted the Home Tourism law. TRNC Undersecretary of the Ministry of Tourism, Şahap Aşçıoğlu, shared his experience with committee members at our recent committee meeting. • Will the Home Tourism Committee cooperate with the airlines?When we examine those that travel with Home Tourism we realize that it is 4.9 persons per reservation. We believe that European Turks that reside in foreign countries, tourists that come from East and Middle Anatolia to Aegean region, or those that come to any coastal regions with their families will increase the occupancy rate in airplanes.

• Can we say that Home Tourism has a share from the piece of the pie of hotels?There is a misunderstanding on the part of the hotel sector. In fact the demands of Home Tourism customers are different. They want to feel like they are at home, shop at a grocery store or from the butcher. They want to taste Turkish coffee in a neighboring authentic Turkish café, and wherever possible want to barbecue at home or eat fish at a restaurant. We would like to attract those that do not come to Turkey because they are unaware that such accommodations exist - people that make their own decisions and people with high incomes. Several hotel investors invest accordingly after seeing the opportunities.

Page 9: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller
Page 10: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

Bilgi ve Kayıt için : Okan Üniversitesi Mecidiyeköy KampüsüAvni Dilligil Sok. No: 18 34394 Mecidiyeköy-İstanbulTel: 0212 212 65 26 Faks: 0212 216 18 03

Okan Üniversitesi Kadıköy KampüsüUzunçayır Cad. No: 4/A Hasanpaşa-Kadıköy/İstanbulTel: 0216 345 48 18/19 Faks: 0216 339 61 36

OKAN ÜNİVERSİTESİ TUZLA KAMPÜSÜ 34959 Akfırat / Tuzla / İstanbul

Okan ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü’nden

TÜRSAB üyelerine özelİndirimli Yüksek Lisans İmkanı

Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ileTürkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) arasında yapılan işbirliği protokolüne göre

enstitünün Yüksek Lisans programlarına kaydolan üyeler, özel eğitim indirimlerinden yararlanabilecekler.

Bilgi ve Kayıt için : Okan Üniversitesi Mecidiyeköy KampüsüAvni Dilligil Sok. No: 18 34394 Mecidiyeköy-İstanbulTel: 0212 212 65 26 Faks: 0212 216 18 03

Okan Üniversitesi Kadıköy KampüsüUzunçayır Cad. No: 4/A Hasanpaşa-Kadıköy/İstanbulTel: 0216 345 48 18/19 Faks: 0216 339 61 36

OKAN ÜNİVERSİTESİ TUZLA KAMPÜSÜ 34959 Akfırat / Tuzla / İstanbul

Okan ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü’nden

TÜRSAB üyelerine özelİndirimli Yüksek Lisans İmkanı

Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ileTürkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) arasında yapılan işbirliği protokolüne göre

enstitünün Yüksek Lisans programlarına kaydolan üyeler, özel eğitim indirimlerinden yararlanabilecekler.

Bilgi ve Kayıt için : Okan Üniversitesi Mecidiyeköy KampüsüAvni Dilligil Sok. No: 18 34394 Mecidiyeköy-İstanbulTel: 0212 212 65 26 Faks: 0212 216 18 03

Okan Üniversitesi Kadıköy KampüsüUzunçayır Cad. No: 4/A Hasanpaşa-Kadıköy/İstanbulTel: 0216 345 48 18/19 Faks: 0216 339 61 36

OKAN ÜNİVERSİTESİ TUZLA KAMPÜSÜ 34959 Akfırat / Tuzla / İstanbul

Okan ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü’nden

TÜRSAB üyelerine özelİndirimli Yüksek Lisans İmkanı

Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ileTürkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) arasında yapılan işbirliği protokolüne göre

enstitünün Yüksek Lisans programlarına kaydolan üyeler, özel eğitim indirimlerinden yararlanabilecekler.

Bilgi ve Kayıt için : Okan Üniversitesi Mecidiyeköy KampüsüAvni Dilligil Sok. No: 18 34394 Mecidiyeköy-İstanbulTel: 0212 212 65 26 Faks: 0212 216 18 03

Okan Üniversitesi Kadıköy KampüsüUzunçayır Cad. No: 4/A Hasanpaşa-Kadıköy/İstanbulTel: 0216 345 48 18/19 Faks: 0216 339 61 36

OKAN ÜNİVERSİTESİ TUZLA KAMPÜSÜ 34959 Akfırat / Tuzla / İstanbul

Okan ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü’nden

TÜRSAB üyelerine özelİndirimli Yüksek Lisans İmkanı

Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ileTürkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) arasında yapılan işbirliği protokolüne göre

enstitünün Yüksek Lisans programlarına kaydolan üyeler, özel eğitim indirimlerinden yararlanabilecekler.

Page 11: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

Bilgi ve Kayıt için : Okan Üniversitesi Mecidiyeköy KampüsüAvni Dilligil Sok. No: 18 34394 Mecidiyeköy-İstanbulTel: 0212 212 65 26 Faks: 0212 216 18 03

Okan Üniversitesi Kadıköy KampüsüUzunçayır Cad. No: 4/A Hasanpaşa-Kadıköy/İstanbulTel: 0216 345 48 18/19 Faks: 0216 339 61 36

OKAN ÜNİVERSİTESİ TUZLA KAMPÜSÜ 34959 Akfırat / Tuzla / İstanbul

Okan ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü’nden

TÜRSAB üyelerine özelİndirimli Yüksek Lisans İmkanı

Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ileTürkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) arasında yapılan işbirliği protokolüne göre

enstitünün Yüksek Lisans programlarına kaydolan üyeler, özel eğitim indirimlerinden yararlanabilecekler.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 12: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201310

Erciyes’in eteklerinde dinamik bir kent

KAYSERİ

Page 13: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

11TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Erciyes Dağı, Bünyan halısı, pastırması ve mantısı ile meşhur Kayseri son yıllarda büyük bir değişim içinde. Erciyes Dağı’nda açılan kayak tesisleri ve yenilenen kayak pistleri, “Anadolu Harikalar Diyarı Projesi”, “Kültür Yolu”, “SukayPark” gibi yeniliklerle Kayseri artık “Turizm ve Eğlence Şehri” olmaya hazırlanıyor. Bütün bu projelerin, kenti geleceğe taşıyan yeniliklerin arkasındaysa Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki var. Özhaseki sorularımızı yanıtladı, “yeni Kayseri”yi TÜRSAB Dergi’ye anlattı.

TÜRSAB DERGİ: Kayseri’nin gelişiminde vardığınız noktayı kısaca özetler misiniz?Mehmet Özhaseki: Kayseri Anadolu’da yıldızlaşan şehirlerin başında geliyor. Sorunuzla ilgili olarak öncelikle belirtmeliyim ki, Erciyes ve “Anadolu Harikalar Diyarı” sadece Kayseri’nin değil Türkiye’nin önemli projeleri arasında. Zaman zaman Erciyes’i görenler onunla ilgili olarak “Dünyanın en yakışıklı dağı” yorumunu yaparlar. İşte biz dünyanın en yakışıklı dağını, dünyanın en güzel kayak merkezlerinden biri yapmak için hayırlı bir yola baş koyduk. Allah’a şükür bunu da başardık. “Anadolu Harikalar Diyarı” ise; Türkiye’nin en büyük tematik parkı olacak. Bu projemizin yapımını tamamladık.

Son yıllarda Erciyes Dağı’nda ne gibi gelişmeler oldu?Erciyes düne kadar güzelliklerinden ve fiziki avantajlarından yararlanılamayan Kayseri için önemli bir potansiyel değerdi. Çok değil 10 yıl kadar önce Erciyes sivillerin faydalanamadığı bir kamu dağı gibiydi. Erciyes bölgesi Büyükşehir sınırlarına dahil olunca ciddi bir fizibilite çalışması hazırlattık. Yabancı uzmanların müşavirliğinde çok yönlü analizlerin yer aldığı teferruatlı bir master plan ortaya çıktı. Öncelikle Erciyes’in 26 milyon metrekarelik kısmının tapusunu Büyükşehir Belediyesi’ne kazandırdık. Sonra da master planın uygulanmasına soyunduk. Böylece A’dan Z’ye bütün detaylara varıncaya kadar projelendirilen, ardından da yatırımları bir belediye tarafından hayata geçirilen Türkiye’deki tek kış turizm ve kayak merkezi oldu. Şu ana kadar Erciyes’e kendi kaynaklarımızla yaklaşık 200 milyon lira para harcadık. Bu sene sonunda uzunluğu 100 kilometreyi geçen bir pistimiz olacak Erciyes’te. Proje tamamen bitince pistin uzunluğu 200 kilometreyi bulacak.

R

asim

Kon

yar

ve S

hutt

erst

ock

K

ayse

ri Bü

yükş

ehir

Bele

diye

si ar

şivi

Renowned for Mount Erciyes, Bunyan carpet, its “pastırma” and “mantı” Kayseri in recent years has undergone a big transformation. Nowadays Kayseri is getting ready to become a centre for tourism and entertainment with some important projects such as new ski facilities opened in Mount Erciyes, renewed ski runs, “Anadolu Harikalar Diyarı Projesi” (the Anatolian Wonderland Project) “Kültür Yolu” (Culture Road) and “SukayPark.” The driving force behind all of these projects and innovations aimed at carrying the city into the future is Mehmet Özhaseki, the mayor of Kayseri Metropolitan Municipality. Answering our questions Özhaseki told us about “New Kayseri” in TÜRSAB Magazine.

• TÜRSAB MAGAZINE: Can you sum Kayseri’s development thus far? Mehmet Özhaseki: Kayseri is a leader among the cities that gradually become like shining stars. Firstly, relating to your question I must indicate that “Erciyes” and “Anatolian Wonderland” are not only among Kayseri’s most important projects but also Turkey’s. Those who see Mount Erciyes sometimes describe it

KAYSERİ, a dynamic city at the foot of Mount Erciyes

Erciyes Kayak Merkezi’nden görüntüler.

Some Scenes from the Erciyes Ski Center.

Page 14: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201312

Erciyes Kayak Merkezi’ni tanıtmak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?Şu ana kadar ciddi bir tanıtım kampanyası yapılmadı. Erciyes kendi tanıtımını doğal bir süreçte kendi yapıyor. Hiç bir tanıtım olmamasına rağmen Erciyes yine de büyük ilgi görüyor. Geçtiğimiz kış döneminde yaklaşık 1 milyon ziyaretçi geldi. Proje tamamlanınca bu sayı katlanarak artacak. Bu ilginin nedeni kış ve kayak etkinliklerinden yararlanmak isteyenlerin aradıkları her türlü imkanı yüksek standartlarda bulmaları. Ulaşım imkanlarının da Erciyes’in tercih edilmesinde önemli bir payı var. Şunu da hatırlatmalıyım: Turizm bölgelerinde ya da kayak merkezlerinde konaklama tesisinin yapılacağı alanlar satılmaz, tahsis edilir. Yatırımcı bulmak çok kolay olmaz. Ancak bizim Erciyes’e olan inancımız, yatırımcının da inanmasını sağladı. Biz 21 otel yerini yatırımcıya ihaleyle sattık. Şimdi onlar tesislerin yapımına başlıyor. İki yılda tüm oteller bitmiş olur. Ayrıca Erciyes’teki Tekir Göleti etrafında oteller bölgesi ve çok güzel bir rekreasyon alanı oluşacak.

as “The most handsome mountain in the world.” And we dedicated ourselves to make “the most handsome mountain in the world” into one of the most beautiful ski resorts in the world as well. And we did it thanks to God. Whereas “Anatolian Wonderland” will be the biggest theme park in Turkey. We recently finalized our project’s feasibility study.

• What kind of improvements have taken place in Mount Erciyes in recent years?Until recently Erciyes was merely an important and valuable place whose natural beauty and physical advantages offered no practical benefits. Erciyes was just a state resource of which civil people could not make use. Once the Erciyes region was annexed into metropolitan districts, we ordered a very extensive feasibility study to be done. Thus, in concert with foreign advisors we prepared a very detailed master plan which includes versatile, multi-directional analyses. First, we extended the municipal boundary to include the 26 million square meters of land (6,424 acres) where Mt. Erciyes stands. Then we got off the ground to apply the master plan. Following the meticulously prepared master plan from A to Z, investments sponsored by the metropolitan municipality transformed Mt. Erciyes into the only hub for winter tourism and skiing in Turkey. Using only our own resources, we have spent 200 million Turkish Lira so far. On Mt.Erciyes, we will have a ski track more than 100 kms long at the end of this year. Once the project is completed, the length of the track will be 200 kms.

• What will you do to introduce the Erciyes Ski Center? A serious introductory campaign has not been done so far. Erciyes has been introduced through a “natural” process. Even without advertising, it has received significant attention from the public. About 1 million visitors came here during the

last winter season. Once this project is finished the number will grow rapidly. The reason for drawing that much attention is that people who want to make use of winter and ski activities can find every type of winter recreation available at higher standards than offered by the competition. The availability of public transportation is another reason why people prefer Erciyes. Let me remind you of this: Areas in which lodges or other facilities will be built in tourism regions or at the ski centers cannot be sold – they are allocated. It would never be easy to find the investor. But our reliance on Erciyes assured the investor to believe the project too. We sold 21 hotel sites to the investors by tender. They are about to build the facilities. All hotels will be completed in 2 years. Moreover a group of hotels and a very elegant recreation area will be developed around the Tekir Göleti near Erciyes.

• Do you think is the world aware of Erciyes?Particularly winter tourism investors and professionals follow it very closely and carefully. The Best Tourism Mayor of the Year Award given to me on behalf of Kayseri within the scope of Traditional 4th Tourexpi Destination Management at the

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki.Mehmet Özhaseki, the mayor of Kayseri Metropolitan Municipality.

Kayseri Kalesi.Kayseri Citadel.

Erciyes Kayak Merkezi.Erciyes Ski Center.

Page 15: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

13TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Sizce dünya Erciyes’ten haberdar mı? Özellikle kış turizm yatırımcıları ve profesyoneller çok dikkatli takip ediyorlar. Uluslararası Berlin Fuarı’nda Geleneksel 4.Tourexpi Destinasyon Yönetim Ödülleri çerçevesinde, Kayseri adına şahsıma verilen “Yılın En İyi Turizm Belediye Başkanı” ödülü yabancıların Erciyes’i çok sıkı takip ettiğinin bir göstergesi aslında. Biz Erciyes’i sadece kış sezonunda insanlara hizmet verecek bir şekilde planlamıyoruz. Her türlü dağ sporları, kamp merkezleri, serin havası, emsalsiz suyu, eğlence ve dinlence alanlarıyla Erciyes her mevsim ve 12 ay insanlığın hizmetinde olacak.

Anadolu Harikalar Diyarı projenizden biraz bahseder misiniz? Kayseri belki bir sanayi ve ticaret şehri olarak biliniyor; ancak biz Kayseri’nin diğer değerlerini de tek tek ortaya çıkarıyoruz. Turizm hedefimizin önemli ayaklarından biri Erciyes; ama onun başka ayakları da var. İşte bunlardan birisi “Anadolu Harikalar Diyarı”. Kayseri’deki “Anadolu Harikalar Diyarı” 700 bin metrekare üzerinde olacak. Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da Tivoli Parkı var. Tivoli Parkı’na ülke içinden ve dışından yılda yaklaşık 4 milyon ziyaretçi geliyor. Bu parkın büyüklüğü ne kadar biliyor musunuz? Sadece 84 bin metrekare. Biz daha geniş bir alanda ve daha farklı temaların bulunduğu bir projeyi hayata geçirdik. “Anadolu Harikalar Diyarı” içindeki farklı etkinlik alanlarının işletmesini belediyemiz yapacak; ama Eğlence Parkı’nı yap-işlet-devret modeliyle Türk-İtalyan ortaklığına verdik. Sadece onlar yılda 4-5 milyon ziyaretçiden bahsediyorlar. Ayrıca, “Anadolu Harikalar Diyarı”nın şehir merkezinde olması ve raylı sistem güzergâhında bulunması ziyaretçi sayısının artmasını sağlayacaktır.

International Berlin Fair Awards must be considered as an indicator that foreigners follow us very closely. We are not planning to develop Erciyes to serve people only in the winter season. Erciyes will provide the public with every kind of mountain sport, camping centers, entertainment and recreation zones all 12 months of the year.

• Can you tell us a little bit about Anatolian Wonderland Project? Though Kayseri is known as a city of industry and commerce, we unearth other values of Kayseri one by one. One of the important pillars of our tourism target is Erciyes, but it has another pillar too. That pillar is the “Anatolian Wonderland Project”. Anatolian Wonderland in Kayseri will cover 700 thousand square meters. Tivoli Park is in Copenhagen, the capital of Denmark. Tivoli Park attracts 4 million

foreign and domestic visitors every year. Can you guess what the size of this park is? It only occupies 84 thousand square meters. We designed our park to accommodate many different themes in a much larger area. Our Metropolitan Municipality will run the facilities that host the different activities within the Anatolian Wonderland; but we left the Recreation Park to a Turkish-Italian partnership with the “build-operate-transfer” model. Even they on their own are talking about 4-5 million visitors yearly. Because of advantages offered by the Anatolian Wonderland such as being in the downtown and being on our commuter rail system, the numbers of the visitors will go up.

• You just mentioned different areas of activity. What will this park include?There are 10 different themes that we actually can speak about in detail. There are 30 separate themes in the park in question. We’ll have a zoo in an area covering 180 thousand square meters. Almost 1000 animals from 145 different species will

Erciyes Dağı. Kayseri Kadir Has Stadı (altta).Mount Erciyes. Kayseri Kadir Has

Stadium (below)

“Anadolu Harikalar Diyarı” projesi.“Anatolian Wonderland” Project.

K

ayse

ri Bü

yükş

ehir

Bele

diye

si ar

şivi

Page 16: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201314

Farklı etkinlik alanları dediniz, ne olacak bu park içerisinde?Her birini uzun uzun anlatabileceğimiz 10 ayrı tema söz konusu. Biraz önce dile getirdiğim eğlence parkında 30 ayrı oyun grubu bulunuyor. 180 bin metrekare alanda hayvanat bahçemiz olacak. 145 ayrı hayvan türünden bine yakın hayvan görülebilecek. Bir hayvan hapishanesi olmaması ve hayvanların doğal barınaklarında yaşamaları için çok emek verdik. Üçüncü etkinliğimiz “SukayPark” dediğimiz su kayağı parkı. Kayseri’de kış mevsiminde Erciyes’te kar üzerinde, yazın da “Harikalar Diyarı”nda su üzerinde kayak yapma imkanı olacak. Ayrıca buz pisti, spor alanları, mini basketbol, voleybol, futbol sahaları ve tenis kortları, at binme alanları, lazer oyunları merkezi ve hobi bahçeleri bölgeye ayrı bir hareketlilik kazandıracak. Yine 8-10 kadar restoran ve kafemiz var. Burada ayrıca 55 bin metrekare üzerinde bir bilim merkezi kuruyoruz. TÜBİTAK ile ortaklaşa yapacağımız bu merkez çocuklarımıza çok farklı bir ufuk açacak. “Anadolu Harikalar Diyarı”nda çok ilgi çekecek bir de cami projemiz var. Farklı bir mimari ile yapılacak olan bu caminin Türkiye’de şu ana kadar bir benzeri yapılmadı.

Kayseri’ye bundan böyle çok turist gelecek diyebilir miyiz?Her iki proje de iç ve dış turizmi canlandıracak diye düşünüyorum. Ayrıca Kayseri’ye bir “Kültür Yolu” yapıyoruz. Cumhuriyet Meydanı’nın çevresine baktığınızda beş ayrı medeniyetin eserlerini görmeniz mümkün. İşte biz bu eserlerin etrafını açıyor ve bir yolla birbirlerine bağlıyoruz. Bu yol Cumhuriyet Meydanı’ndan başlıyor ve oluşturduğumuz Kayseri Mahallesi’nde sona eriyor. “Kültür Yolu”nda, Kayseri Kalesi içine yapılacak Arkeoloji Müzesi ve Kültür Merkezi ile dünyada ilk defa Selçuklu Medeniyeti Müzesi hayat bulmuş olacak. Tarihi Kayseri Lisesi binasında ise yapacağımız Milli Mücadele Müzesi görülmeye değer merkezler arasında olacak.

Kayseri için “Aslı ile Kerem” efsanesinin de ayrı bir önemi var. Bunun turizme katkıları olur mu?Evet, Aslı ile Kerem’in çok özel bir hikayesi var. Dünyanın ilgisini çekebilecek bir hikaye bu. Oluşturduğumuz Kayseri Mahallesi’nin ortasında Aslı ile Kerem’in çok güzel bir heykeli olacak. Tüm dünya bu coğrafyaya ait ve bizim kültür dünyamızda iz bırakan bu iki aşığı tanıyacak. İnsanımızın her şeyin en iyisine layık olduğunu düşünüyor ve bu gaye ile çalışıyoruz. Dünyaya çok önemli değerler kazandırmış bir medeniyetin mensupları olarak tabi ki iyilik ve güzellik mesajlarının verildiği, her yönüyle örnek bir Kayseri hayalimiz var. Ve bu hayalin adım adım hayat buluyor olması bizim için en büyük saadet.

be seen there. We went to great lengths to avoid creating an animal prison. Instead, the zoo will provide the animals natural habitats. Our third activity, called “Sukay Park,” is a water skiing park. People will find opportunity to ski on the snow along the slopes of Erciyes in winter and on the water in the Anatolian Wonderland in summer. In addition, an ice rink, sports arenas, mini-soccer, basketball and volleyball fields, tennis courts, riding grounds, a laser games centre and hobby gardens will add flavor and dynamism to the region. On top of this, we will have about 8-10 cafeterias and restaurants. We are planning to establish a science center covering 55 thousand square meters. This center to be built in collaboration with TÜBİTAK will expand our children’s learning horizons. We have a mosque project that will be a center of attraction too in the Anatolian Wonderland. The architectural design for this mosque is unlike anything built so far in Turkey.

• So, can you claim that more tourists will visit Kayseri in the future?I predict that all of these projects will vitalize domestic and the foreign tourism. In addition to these, we’ll build “a Culture Road.” When you look around the Republic Square you can see the works of Turkey’s 5 different civilizations. Now what we are doing is to open the surroundings of those works and connect them together with a road. This road starts from the Republic Square and ends in the Kayseri Neighborhood that we set up. The Seljukian Civilization Museum will be opened for the first time in the world along with the Archeological Museum and the Culture Center to be built within the Kayseri Citadel on the Culture Road. The Independence War Museum that we’ll plan to set up in the Historical Kayseri High School’s building would be among the museums that are worthwhile to see.

• The Legend of Aslı and Kerem have an importance in a different sense for Kayseri too. Would this contribute to tourism?Yes, the story of Aslı and Kerem is very special one. It’s a kind of story that would draw attention from the whole world. We’ll place a statue of Kerem and Aslı in the middle of the Kayseri Neighborhood we set up. People of the world will get to know these two lovers who left their footprints in this geography and our cultural world. Believing that our people deserve the best, we are working diligently to realize these aims. As members of a civilization that contributed vital values to the world, we absolutely have a Kayseri dream in which good and kind messages are delivered to the people. We want to create a Kayseri renowned in every respect. And making this dream come true, step-by-step, will be our biggest happiness.

Kayseri Saat Kulesi.Kayseri Clock Tower.

K

ayse

ri Bü

yükş

ehir

Bele

diye

si ar

şivi

Page 17: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

Amarok-ekg-23x27,5.pdf 1 24.05.2013 10:52

Page 18: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201316

Çam ormanları ile süslenmiş eşsiz manzarası ve serbest dolaşan Yılkı atlarıyla ünlü Spil Dağı Milli Parkı, doğa turizmi için çok önemli bir durak.

Özgür atlar diyarı SPIL DAGI.

MOUNT SPIL, a realm of free horsesMt. Spil National Park, renowned for its unique landscape, ornamented with pinewood, and the Yılkı Horses that wander there, is a vital station for nature tourism.

Page 19: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

17TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Spil Dağı ile ilgili en önemli şeyi ilk önce söyleyelim: Çünkü nasıl Ağrı Dağı’nın yüksekliği, Erciyes Dağı’nın volkanik özellikleri, Kaz Dağları’nın endemik zenginliği önemliyse, Spil Dağı’nın da “serbest dolaşan Yılkı atları” önemli. Spil Dağı, işte bu güzel hayvanlara ev sahipliği yapmasıyla meşhur. Ancak onları görmek öyle çok kolay değil. Bu yabani hayvanlar insanlara alışkın olmadığı için uzak kalmayı tercih ediyor. Yılkı atlarından söz edeceğiz. Ama gelin önce Ege’nin incisi Spil Dağı’nda bir gezintiye çıkalım, rengarenk orman lalelerinin arasından yürürken bol bol oksijen depolayalım.1517 metre yüksekliğindeki Spil Dağı Manisa ile İzmir’in ortasında yer alır ama adı çoğunlukla Manisa ile anılır. Manisa’ya 24 km, İzmir’e ise güney yoluyla 50 km uzaklıktadır ve 1968 yılından bu yana Milli Park sıfatı taşır.Dağın kendisi gibi çevresi de çok zengin. Derin vadiler ve bunların içinde akan derelerle, Spil Dağı’nın çevresi bir kır resmini andırır. Dağın bir başka önemli özelliği ise sık bir orman tabakası ile örtülmüş olması. Burası öyle iyi korunuyor ki, ormandan tek bir ağaç bile “kayıt dışı” eksilemiyor. Bu yüzden, çam ormanlarıyla kaplı dağ, orman havası almak için ideal bir rota.Manisa lalesi gibi endemik türler de dahil olmak üzere, zengin bir floraya sahip olan Spil Dağı’nda, sözünü ettiğimiz ünlü yaban atlarının yanı sıra, diğer birçok yaban hayvanı türleri de mevcut.

Bungalovlarda konaklayınSpil Dağı üzerinde “At alanı ya da “Piknik alanı” diye anılan düzlük bir bölge var. Burada bulunan çeşitli büyüklükteki bungalovlar dağda konaklama imkanı da sunuyor. Dağın coğrafi avantajları çeşitli spor aktivitelerine de imkan sunuyor. Yamaç paraşütü, dağcılık, yürüyüş, bisiklet, mağaracılık ve off road Spil Dağı’nı ziyaret eden macera meraklılarının ilgilendiği aktivitelerin başında geliyor. Bunların hiçbirini yapamasanız bile yürüme parkurunda bir yürüyüş yapmayı unutmayın. Dağın güzel havasını içinize çekmeniz bile kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak.

Ağlayan Kaya’yı görünSpil Dağı deyince aklımıza gelecek en önemli özelliklerden biri de Ağlayan Kaya. Dağın eteklerinde Niobe Kayası olarak da bilinen bu kayanın

doğal bir eser mi yoksa bir sanat ürünü mü

S

pil D

ağı M

illi P

ark

Müd

ürlü

ğü A

rşiv

i ve

Shut

ters

tock

Let me tell you about the most importing thing relating to Mt. Spil first: the wandering Yılkı horses of Mt. Spil are comparable in importance to the height of Mt. Ararat, the volcanic features of Mt.Erciyes, and the endemic characteristics of Mt. Kaz (known as Ida in ancient times). While Mt. Spil hosts these great animals, it’s not that easy to see them. Not being used to people, these wild animals prefer to stay away. We’ll talk later about the Yılkı horses, but first let’s take a trip on Mt. Spil, the pearl of the Aegean, and store that rich oxygen as we amble through multicolored tulips in the woods. Though Spil, a mountain of 1517 meters, is situated between Manisa and Izmir, it’s generally associated with Manisa. Spil is 24 kms from Manisa and 50 kms from Izmir via the south road and was awarded the title of “National Park” in 1968. The mountain and its vicinity have an

Yılkı atları doğa fotoğrafçılarının en sevdiği konulardan.Yılkı Horses, one of the most beloved themes of nature photographers.

17TÜRSAB DERGİ | MAYIS 2013

Page 20: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201318

Spil Dağı’nın çevresinde derin vadiler ve bunların içerisinde dere yatakları bulunuyor.

Deep canyons with stream beds around Mt. Spil.

Page 21: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

19TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Spil Dağı ile ilgili en önemli şeyi ilk önce söyleyelim: Çünkü nasıl Ağrı Dağı’nın yüksekliği, Erciyes Dağı’nın volkanik özellikleri, Kaz Dağları’nın endemik zenginliği önemliyse, Spil Dağı’nın da “serbest dolaşan Yılkı atları” önemli. Spil Dağı, işte bu güzel hayvanlara ev sahipliği yapmasıyla meşhur. Ancak onları görmek öyle çok kolay değil. Bu yabani hayvanlar insanlara alışkın olmadığı için uzak kalmayı tercih ediyor. Yılkı atlarından söz edeceğiz. Ama gelin önce Ege’nin incisi Spil Dağı’nda bir gezintiye çıkalım, rengarenk orman lalelerinin arasından yürürken bol bol oksijen depolayalım.1517 metre yüksekliğindeki Spil Dağı Manisa ile İzmir’in ortasında yer alır ama adı çoğunlukla Manisa ile anılır. Manisa’ya 24 km, İzmir’e ise güney yoluyla 50 km uzaklıktadır ve 1968 yılından bu yana Milli Park sıfatı taşır.Dağın kendisi gibi çevresi de çok zengin. Derin vadiler ve bunların içinde akan derelerle, Spil Dağı’nın çevresi bir kır resmini andırır. Dağın bir başka önemli özelliği ise sık bir orman tabakası ile örtülmüş olması. Burası öyle iyi korunuyor ki, ormandan tek bir ağaç bile “kayıt dışı” eksilemiyor. Bu yüzden, çam ormanlarıyla kaplı dağ, orman havası almak için ideal bir rota.Manisa lalesi gibi endemik türler de dahil olmak üzere, zengin bir floraya sahip olan Spil Dağı’nda, sözünü ettiğimiz ünlü yaban atlarının yanı sıra, diğer birçok yaban hayvanı türleri de mevcut.

Bungalovlarda konaklayınSpil Dağı üzerinde “At alanı ya da “Piknik alanı” diye anılan düzlük bir bölge var. Burada bulunan çeşitli büyüklükteki bungalovlar dağda konaklama imkanı da sunuyor. Dağın coğrafi avantajları çeşitli spor aktivitelerine de imkan sunuyor. Yamaç paraşütü, dağcılık, yürüyüş, bisiklet, mağaracılık ve off road Spil Dağı’nı ziyaret eden macera meraklılarının ilgilendiği aktivitelerin başında geliyor. Bunların hiçbirini yapamasanız bile yürüme parkurunda bir yürüyüş yapmayı unutmayın. Dağın güzel havasını içinize çekmeniz bile kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak.

Ağlayan Kaya’yı görünSpil Dağı deyince aklımıza gelecek en önemli özelliklerden

Let me tell you about the most importing thing relating to Mt. Spil first: the wandering Yılkı horses of Mt. Spil are comparable in importance to the height of Mt. Ararat, the volcanic features of Mt.Erciyes, and the endemic characteristics of Mt. Kaz (known as Ida in ancient times). While Mt. Spil hosts these great animals, it’s not that easy to see them. Not being used to people, these wild animals prefer to stay away. We’ll talk later about the Yılkı horses, but first let’s take a trip on Mt. Spil, the pearl of the Aegean, and store that rich oxygen as we amble through multicolored tulips in the woods. Though Spil, a mountain of 1517 meters, is situated between Manisa and Izmir, it’s generally associated with Manisa. Spil is 24 kms from Manisa and 50 kms from Izmir via the south road and was awarded the title of “National Park” in 1968. The mountain and its vicinity have an abundance of natural resources. The area surrounding Mt. Spil looks just like a country painting with deep canyons and streams flowing into the canyons. Another feature of the mountain is that it is covered with very thick forest canopy. This park is protected so carefully that not even one tree can grow “off the books,” so to speak. That is why, the mountain covered with pinewood is an ideal course for taking a fresh air in a forest. Mt. Spil has a rich flora including several endemic species. In addition to the famous wild horses we just talked about, you can see other wild animal species.

Stop Over in the BungalowsThere is a flat region named the “horse area” or the “picnic area” on Mt. Spil. Bungalows of many different sizes located there offer lodging opportunities on the mountain. The geographic advantages of the mountain offer good means for various sports activities. Paragliding, climbing, trekking, bicycling, speleology and off-roading are the leading activities for adventurers visiting Mt. Spil. Even if you don’t do any of these activities, don’t skip a walk in the walking track. Even just taking a deep breath of the mountain air makes you feel better.

See that Crying Rock When we talk about Mt Spil, one of the most important features that we recall is the Crying Rock. It’s not known whether this rock, also named “Niobe Rock,” situated at the foot of the mountain, is a natural work or a work of art. Some say that this is the shape of a crying woman with a bowed head that was formed

by natural erosion. There are some who claim that it is a work of art left from Ancient Greece. When considering natural events, it seems more reasonable to say that the rock was formed by erosion. According to the stories handed down to us through Greek Mythology, it’s believed that Niobe, a daughter of Phrygian Tantalus, became a symbol of sorrowful mothers who shed tears for their lost children, was transformed into a rock here by Zeus. By the way, an amphitheater was recently constructed near the Rock. Over time, writing emotional messages and putting them on the ground has become a tradition among visitors to the rock visitors. Whether you believe that the rock is the result of natural forces or a remnant of Greek Mythology, it is Niobe, no matter. The only important thing here is not to pass here without seeing that beautiful work. Yılkı Horses: Free and PowerfulWhat’s well known is that Yılkı horses are one of the most beloved themes of nature photographers. As we stated before, it’s not that easy to observe these pretty animals, the subject of documentaries and photography contests, because Yılkı horses are unlikely to get close to people on their own. The story of these horses that are very fond of their freedom is a bit poignant. The herds are the offspring of older, incapacitated horses that were left in the forest by their owners. Their sturdy offspring have increased in number over the years and thrive owing to a life style of their own. Yılkı horses live in a herd of 10-12

Page 22: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201320

Anadolu’nun

çiçekli camileri

18. yy.da Osmanlı batıya açılırken, Avrupa duvalarındaki “fresk” sanatı bizde “kalem işi”ne dönüşüyor. Bu yeni dekor ve süsleme akımının muhteşem örnekleri saray ve konaklarla birlikte camilerin de duvarlarını donatmaya başlıyor...

Page 23: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

21TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Onların ortak özelliği, çoğunun ahşap olması, 7-8 yüzyıldan bu yana yaşayabilmesi ve bezemeleri! Oysa, İslamın da etkisiyle bu dünyanın “geçici” olduğuna inananlar, ahşabı, ancak bir iki kuşak daha kullanılacak “ev” için seçip anıtsal ve kamu yapılarında “taş” kullanırdı. Su yolları, çeşmeler, köprüler ve kuşaktan kuşağa hizmet vermesi için külliyeler ve göğe uzanan minareleriyle camiler gibi. Ama Anadolu’da ahşap da en az onbin yıldır kullanılan bir malzeme. İşte Selçuklularla gelen, ağaç direkli ve ahşap tavanla örtülü camiler! Hele Karadeniz gibi ormanı bol yerlerde kamu yapıları da ahşaptan yapılmış. Öyle ki bu sayıda paylaştığımız örneklerde olduğu gibi çivi ve benzeri gibi başka metal de kullanılmamış. Ama buna karşılık alabildiğine yaşam sevinci ile donatılmış, bezenmişler. Hem de yaşamın en güzel, en estetik simgesi ile: “Çiçek”!

Anadolu’da resim ve mimari ilişkisiAnadolu’da mimari ve resim ilişkisinin bilinen en eski örnekleri Uygur prensleri, rahipler, kadınlar gibi insan figürleri ve yaşanmış olayların yanı sıra, sembolik çiçek ve hayvan tasvirlerinin önemli yer tuttuğu, Uygurlara ait duvar resimleri. 18. yy.da Osmanlı Batı’ya açılırken, Avrupa’da “fresk” tekniğiyle yapılanlar, bizde “kalem işi” tekniğiyle bir tür duvar resmine dönüşüyor (*). Gerçek veya hayali bir manzara, belli bir yapı, cami, konak tasvirleri, gemiler ve sembolik motifler gibi.

Saraydan Anadolu’ya18. ve 19. yy.da bütün alanlarda ithal edilen Batılı biçimler, örneğin Lale Devri’nde yurtdışından gelen mobilya ve saatler üzerindeki manzaralar, kase ve vazolardaki çiçek resimleri, Osmanlı resimsel bezemelerinde de görülüyor. En canlı örnek, Topkapı Sarayı. Tavan eteklerini dolaşan manzara şeritlerinde; sularla bölünmüş kara parçaları üzerinde yükselen yapılar, ağaçlar, denizde yüzen insansız kayıklar, yelkenliler ve adalar, Boğaziçi, ağaçlar... Duvar panolarında da Boğaziçi kasırları, kadırgalar ve çeşmeler... Osmanlı’da “yan” diye anılan ileri gelenler, İstanbul’daki akımların taşraya taşınmasında önemli rol oynamış ve 18. yy.da yeni dekor ve süsleme akımının zengin örneklerini kendi konaklarına yansıtırken, camileri de unutmamışlar. İşte bu yüzden duvar resimlerinin de en zengin örnekleri, âyanlık kurumunun daha güçlü olduğu Batı Anadolu’da daha çok görülüyor! (*) “19. yüzyıl Osmanlı Camilerinde Kalem İşi Tezyinatı”, Oktay Hatipoğlu, 2007, Erzurum

Floral Mosques of Anatolia The common characteristics of mosques are their ornaments, most of which are wooden. Many have survived since the 7th and 8th centuries. The influence of Islam would lead those who believe that this world is “temporary” to choose wood for “houses” which are to be used for at most one or two generations and to use “stone” instead for monuments and public structures, such as water ways, fountains, bridges and Islamic social centers that must last for many generations and mosques that rise high above the sky with their towering minarets. However, wood has also been used for at least 10.000 years in Anatolia. These are the mosques with roots back to Seljuk that use wooden poles and wooden ceilings. Even public buildings are made of wood in regions full of forests such as the Black Sea region. As can be seen in the examples given in this edition, no metals, including nails, etc., are used. On the contrary, they are ornamented and adorned with the joy of life all out. With the most beautiful, most aesthetical symbol of life: flowers! The relation between painting and architecture in AnatoliaThe oldest examples of the relation between painting and architecture in Anatolia are wall paintings of Uighurs which are dominated by historical events and human figures such as Uighur princes, monks, women, and also by symbolic flowers and depictions of animals. While the Ottomans expanded to the West in the 18th century, the art which was produced using the “fresco” technique in Europe is converted to some type of wall paintings through a “hand-carving” technique (a technique used to bind the wood together without nail). Examples include real or imaginary views, certain structures, mosques, mansion images, ships, and symbolic themes. From the Palace to AnatoliaWestern styles that are imported to all sorts of areas in the 18th and 19th centuries (for instance landscapes on furniture and watches brought from abroad in the Tulip period, and flower patterns in bowls and vases) can be seen in the pictorial ornaments of the Ottoman. The most vivid example is Topkapı Palace! Structures rising above lands divided by water on the landscape, belts that surround Ceiling skirts, trees, unmanned boats, sailboats floating on the sea, islands, Bosporus and trees… Bosporus pavilions, galleys and fountains on wall panels… Ottoman dignitaries, the so-called “sides” played a crucial role in transferring art movements in Istanbul to villages. While they reflected the rich examples of new décor and ornamentation of the 18th century in their palaces, they did not neglect mosques. Thus, the richest examples of wall paintings can be seen more frequently in Western Anatolia where Ayan Institution (a kind of parliament consisting of wise men) are more in charge. (*) “19. yüzyıl Osmanlı Camilerinde Kalem İşi Tezyinatı”, Oktay Hatipoğlu, 2007, Erzurum

Rasim Konyar

Page 24: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201322

CİHANOĞLUCAMİİ

Aydın, Merkez

Aydınoğulları Beyliği, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi kültür ve mimarlık mirasıyla Aydın da Anadolu’nun iltimaslı kentlerinden biri. İşte Aydın’ın Köprübaşı Mahallesi’ndeki Merkez Cihanoğlu Camii! Cihanoğulları, Kanuni’nin Rodos seferi sırasında bugünkü Koçarlı’da yaşayan önemli ailelerden. Müderris Cihanoğlu Abdülaziz tarafından 1756 yılında yaptırılan, 15 basamaklı bir merdivenle çıkılan, moloz taş ve tuğla karışımı cami, kare planlı ve 18. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı mimarisinde etkili olan barok üslubunda yapılmış. Dört yuvarlak sütunun taşıdığı son cemaat yerini üç kubbe örtüyor. İbadet yeri üç sıra pencere ile aydınlatılmış, yüksek bir kaide üzerine oturtulan caminin altı çarşı olarak kullanılıyor. 1950 ve 1967’de onarılan Cihanoğlu Camii’nin içi barok üslupta kalem işi tekniğiyle ve madalyon ve çiçek motifleri ile bezeli. Bunların arasında hayvan motifleri de var. Barok - rokoko tarzın egemen olduğu dönemin kalem işleri, kuru sıva üzerine kök boyalarla yapılmış. Merkez Cihanoğlu Camii’nde mermer bir şadırvan, çevresinde ahşap bir külliye de bulunmakta.

Aydınoğlulları Principality is one of the most favored cities of Anatolia in Aydın with a cultural and architectural heritage from the Ottoman and Republic Periods. Here is Central Cihanoğlu Mosque in Köprübaşı District of Aydın. Cihanoğulları, now living in Koçarlı, is one of the esteemed families of Kanuni during his Rhodes expedition. This mosque constructed by Müderris Cihanoğlu Abdülaziz in 1756 is a mixture of rubble stone and brick with a 15-step stairway; it has a rectangular plan and a baroque style conforming to the architecture of the Ottomans in the second half of the18th century. Three domes cover the narthex which is supported by four round pillars. The worshipping area is lighted with three lines of windows. The bottom part of the mosque, which is seated on a high basement, is used as a bazaar. The interior design of Cihangiroğlu Mosque, which was repaired in the 1950s and 1967, is ornamented with a hand-carving technique and medallion and floral patterns. There are animal motifs in between. Hand-carved arts of this period, which is dominated by baroque - rococo style, are dyed with madder over dry plaster. There is a marble water tank and a wooden Islamic social center in Central Cihanoğlu Mosque.

Page 25: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

23TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Koçarlı ilçe merkezinde bulunan ve 1584 yılında mescit olarak inşa edilen Cihanoğlu Camii, 1773 yılında Cihanzâde Mustafa Bey tarafından camiye dönüştürülmüş. Mihrabının üzerinde bir Mekke panoraması bulunuyor. Barok üslupta işlenmiş mermer minberi görülmeye değer. Ahşap işlemeli giriş kapısında ise ahşap süsleme ve oymacılık sanatının tüm incelikleri sergilenmiş.

CİHANOĞLU CAMİİAydın, Koçarlı

Cihanoğlu Mosque, constructed as a prayer room in 1584 and situated in Koçarlı town center, was converted to a mosque by Cihanzâde Mustafa Bey in 1773. There is a Mecca panorama on its mihrab (Altar). One can see its marble minbar embroidered in the baroque style. Wooden ornamentation and all delicacies of art of the sculptor can be seen on the wooden ornamented entrance door.

Page 26: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201324

Yalın, düz duvarları, kiremit kaplı kırma çatısıyla alelade bir konutu andıran, içinde ise hiç beklenmedik, olağanüstü bir süsleme sanatı saklayan, Boğaziçi Camii, sekiz ahşap direkle üç sahına ayrılmış. İlk yapımı 1767. Duvarları temele kadar taş, üzeri kerpiç örgülü olup, destekler Bursa kemeriyle birbirine bağlanmış. Yan duvarlar içten ve dıştan ahşap direklerle desteklenmiş. Ahşap minberi ve vaaz kürsüsü süslemesiz fakat tavan ve ahşap direklerde, zengin kalem işi süslemeler var. Kırmızı zemine çakılan beyaz çıtalarla oluşturulan tavan, bu süslemeler için son derece etkileyici bir zemin oluşturmuş. İç duvarları da bitkisel ve geometrik süslemeler ve mimari tasvirlerden oluşan resimlerle bezeli.

BOĞAZİÇİ CAMİİDenizli, Baklan

Boğaziçi Mosque, which resembles an ordinary structure due to its hipped roof coated with tiles, pure and smooth walls and on the other hand which hides unexpected and extraordinary art of ornamentation inside, is divided into three naves by eight wooden studs. Its first construction was in 1767. Its walls are made of stone beginning from the foundation, it has mud-brick knitting over it, and its supports are connected with Bursa belts to each other. Side walls are supported both internally and externally by wooden studs. Its wooden belt and pulpit have no ornaments, but there are rich hand-carved ornamentations on the roof and studs. The roof, which is formed by white bars pitched on red ground, created a rather impressive foundation for these ornaments. The interior walls are adorned with floral and geometrical ornaments and architectural depictions.

Page 27: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

25TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Denizli’nin Yazır kasabası halkı bu camiyi “Çarşı” ya da “Yukarı Camii” diye de anıyor. 1802-03’de Ömer Ağa tarafından yaptırılan caminin resimleri usta işi. Dikdörtgen planlı cami, altısı bağımsız on adet ahşap direk ile mihraba dik üç sahına ayrılmış. İçeri girildiğinde duvarlar ve tavandaki panolar içinde yer alan resimler, bakanları hayran edecek kadar güzel ve etkileyici. Vazo, sepet ve ibrikler içindeki gül, lale ve karanfiller, elma, üzüm, nar, armut, karpuz gibi meyvelerle oluşturulan natürmortlar, perde motifi... Bunların İstanbul’daki örneklerinde bulunmaması, o dönemde Anadolu’daki konakları resimleyen halk ressamları tarafından yapıldıklarını gösteriyor. Yazır Camii’nde, ayrıca “ahşap üstü kalem işi” tekniğinden de örnekler var. Resimlerde perspektif sınırlı kullanıldığından yer yer minyatürü çağrıştıran kompozisyonlar var. Batı duvarındaki manzaralı bir büyük külliye resminde olduğu gibi tek panolarda ise mimari tasvirler bulunuyor. Üç şerefeli dört minare, kubbeli revaklı yapılar ve bir çeşme gibi. Güney duvarındaki pano içindeki madalyonlarda, Allah, Muhammed, Ebubekir; doğu duvarındaki madalyonlarda Ömer, Osman, Ali; batı duvarındaki süsleme panolarının içindeki madalyonlarda ise Hasan, Hüseyin, Bilal-i Habeş-i yazıyor. Caminin tavanı da çıtalarla küçük karelere ayrılmış ve bu kareler, belirli aralıklarla serpiştirilmiş bitki motifleriyle süslenmiş.

YAZIR CAMİİDenizli, Acıpayam

People in Denizli’s Yazır town call this mosque “Çarşı” or “Yukarı Mosque”. The paintings of this mosque, constructed by Ömer Ağa in 1802-03, are master works. This mosque with rectangular planning is divided into three naves perpendicular to mihrab and ten wooden studs, among which 6 are independent. When one enters, paintings on the walls and in the panels over the ceiling are as beautiful and attractive as to enchant visitors. Roses, tulips and gillyflowers in a vase, baskets and pitchers; still-life paintings made of apple, grapes, pomegranate, pear and melon; curtain patterns... As these have no examples in Istanbul, this reveals that these were painted by public painters who painted mansions in Anatolia. There are also examples of “hand-carved wooden pieces” in Yazır Mosque. There are miniatures resembling depictions as perspective is used limitedly in paintings. There are architectural depictions on single panels resembling the great Islamic gathering painting on the western wall, such as four minarets with three balconies, domed and arcaded structures, and a fountain. On the medallions inside a panel on the southern wall, it says Allah, Muhammed, Ebubekir; on the medallions inside the panels adorning the eastern wall, it says Ömer, Osman, Ali; on the medallions inside the panels adorning the western wall, it says Hasan, Hüseyin, Bilali Habeş-i. The ceiling of the mosque is divided into small squares and ornamented with floral patterns splattered in even intervals.

Page 28: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201326

Kastamonu Kasaba Köyü’nde 1366’da yapılmış, bugün hala ayakta duran ve bir ahşap işçiliği harikası olan Candaroğlu Mahmut Bey Camii... Bu cami yapım tekniği ve dıştan yalın gözükmekle birlikte içindeki ahşap sanatının zenginliği ile özel bir yere sahip. Tek katlı, dikdörtgen planlı, üç bölümlü bir son cemaat yeri olan caminin giriş kapısındaki kabartma yazılar, bitkisel ve geometrik motiflerden oluşan ahşap süslemeleri nefes kesici. Esasen bu kapı Kastamonulu bir ahşap ustası tarafından yapılmış bir replika. Ankaralı usta Nakkaş Mahmut oğlu Ahmet’in yaptığı özgün kapı 1997’de çalınmış. Bulunduğunda da Kastamonu Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi’nde koruma altına alınmış.Asıl şaşırtıcı özellikler, dış duvarları moloz taşından harçla yapılmış olan caminin içinde! Sütunlarından mahfillere, minberinden tavanına kadar rengârenk işlemeleriyle her yer ahşaptan... Küçük pencerelerinden giren doğal ışık altında kök boyalı işlemeler ve kalem işleri harikulade! Cami, ahşap kirişleme tekniği ile yapılmış düz bir tavan ile örtülü. Yanlardan ve ortalardan bindirmelerle desteklenen ana kirişleri, dört yuvarlak ahşap direk taşıyor.

GÖĞCELİ CAMİİSamsun, Çarşamba

Karadeniz’in çiçekli ahşap camilerinden bir diğer örnek, Samsun-Çarşamba’da bulunan Göğceli Camii. Sekiz yüzyıldır ayakta olan ve karaağaç, dış budak, kestane gibi ağaçların kullanıldığı bu camii 1206’da yapılmış. Bir Selçuklu Dönemi eseri olduğu aşikâr fakat kimin yaptırdığı bilinmiyor. Girişteki revak 1335’de eklenmiş. İlçe mezarlığında olduğundan Mezarlık Camii ya da bindirme tekniğine atfen “Çivisiz Camii” olarak da anılıyor. Tek katlı ve dikdörtgen planlı yapı, çantı tekniği ile yani zemini iri taşlarla yükseltilip nemden korumak için toprakla bağlantısının kesilmesi sağlanarak yapılmış. Caminin dış duvarları 10 cm kalınlığında, 10-15 metre uzunluğundaki kestane ağaçlarından kalaslarla örülmüş. Kalaslar birbirine giydirme usulü ile

monte edilmiş, köşelerde geçme tekniği ile bağlanmış. Aşı boyası kalem işi nakışlarının 15. ve 16. yy. çini-seramik süslemeleri ile paralellik içermesi onların çok sonradan yapıldığını gösteriyor. Giriş çatısı hilal biçiminde. Mihrabın üzerinde bir hilal, onun üzerinde ışık saçan onbir yıldız, sağında ve solunda üçer ışık penceresi var.

MAHMUT BEY CAMİİ

Kastamonu, Kasaba

Another example of wooden floral mosques of the Black Sea is Göğceli Mosque situated in Samsun-Çarşamba. This mosque, which has survived for 8 centuries and in which wish elm, ash tree and chestnut tree were used, was constructed in 1206. It is apparent that it is a work of art from the Seljuk Period, but the constructor remains unknown. The cloister at the entrance was added in 1335. As it is situated in a town cemetery it is also called Cemetery Mosque or “Nail-less Mosque” in reference to joint technique. Its single-floor and rectangular planning is constructed according to çantı technique which is to raise the floor with huge stones to eliminate its contact with the soil in order to protect against moisture. The outer walls of the mosque were knitted with timbers of chestnut trees at a length of 10-15 meters. As hand-carved embroideries dyed with red ochre resemble the tile-ceramic ornamentation of the15th and 16th centuries which means that these are constructed after a long time. The entrance roof has the shape of a crescent. There is a crescent on mihrab, 11 stars that shine over it, and three windows for light both on the left and on the right.

Candaroğlu Mahmut Bey Mosque, which was constructed in 1366 in Kastamonu Town Village, still survives and is a wonder of wooden craftsmanship. This mosque has a special place with its interior rich of wooden art (although it looks plain from the outside) and thanks to its construction technique. Braille on the entrance door of the mosque, which has one-floor with a rectangular plan and a narthex with three divisions, and wooden ornamentations consisting of floral and geometrical patterns, are breathtaking. In fact this door is a replica constructed by a wood craftsman living in Kastamonu. The original door, constructed by Nakkaş Mahmut oğlu Ahmet,

a craftsman from Ankara, was stolen. When it was found it was taken under preservation in the Kastamonu Liva Paşa Mansion Ethnography Museum. The major striking characteristics are hidden inside the mosque whose outer walls are made of plasters of rubble stone. From columns to gathering places, minbar to ceiling, every part of the mosque is made of wood and filled with colorful ornamentation. Madder embroideries and hand-carved art look marvelous under the natural light that sails from the small windows. The mosque is coated with a flat ceiling made by a wooden joisting technique. Main girders are supported by central and side overlays.

Page 29: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller
Page 30: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201328

Tunisia is a country that has dedicated itself entirely to tourism.Here we are in these beautiful lands where the enigmatic deserts of North Africa meet the blueness of the Mediterranean and the historic texture dating back to the era of the Phoenicians.

Page 31: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

29TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Kuzey Afrika’nın gizemli çöllerinin, Akdeniz’in maviliği ile buluştuğu güzel topraklar. Fenikelilere kadar uzanan tarihi bir doku.

İnsanlarıyla turizme gönül vermiş bir ülke

tunus

Özgür Açıkbaş

Page 32: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201330

Akdeniz kıyısında palmiye ağaçlarının arasında uzanan plajlar, kilometreler boyunca birbirini takip eden zeytin ağaçları, üzüm bağları ve yasemin çiçeklerinin baş döndürücü kokusu ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Bu hayranlık akıllara hemen “Yasemin Devrimi”ni çağrıştırsa da, turizm cenneti Tunus değişimin ardından eski güzel günlerine dönmenin çabasında. Tunus sokaklarında gezerken yeniden doğmaya çalışan bir ülkenin yanısıra insanların turizme verdiği öneme şahit oluyorsunuz.

Başkent TunusÜlkeyle aynı adı taşıyan başkent Tunus, botanik parkları, müzeleri, tarihi ve modern alışveriş merkezleriyle rengârenk bir şehir. Ülkenin en büyük şehri olan Tunus’un eski sokaklarından modern caddelerine uzanan keyifli bir yolculuk yapmak mümkün. 7 Kasım Meydanı’ndan geçip gökdelenlerin eşliğinde Habib Burgiba Caddesi’nden ilerlerken şehrin modern yüzü, Tunus Medinası’nda eski dükkanlar arasında ise ansızın beliren ünlü “Tunus Kapıları” gezenleri hemen etkisi altına alıyor.

Sidi Bou SaidTunus Körfezi’ne bakan tepelerin, beyaza boyanmış evlerin, maviye boyanmış kapı ve pencerelerin şehri Sidi Bou Said, ülke turizminin önemli noktalarından biri. Efsaneye göre, Berberi bir prensese aşık olan Aziz Louis (Fransa Kralı IX. Louis) şehri koruması altına almış ve burada barış içinde mutlu günler yaşanmış. Şehrin deniz fenerine çıkan yokuşunda sıralanmış evlerin arasında ilerlerken bu efsaneyi hissetmek mümkün. El sanatlarıyla ilgilenenlerin açtığı dükkanları ve kafeleriyle ziyaretçilere hoş zamanlar geçirtiyor.

Bardo MüzesiBaşkentteki Bardo Müzesi, Kuzey Afrika’nın en büyük arkeoloji, dünyanın ise sayılı büyük mozaik müzelerinden bir tanesi. Tunus’ta keşfedilen, kuru ve sıcak iklim sayesinde doğal olarak korunan sayısız yer mozaiği Bardo Müzesi’nde sergileniyor. Tarih öncesine, Kartaca, Roma, Hristiyanlık ve İslam dönemlerine ait yüzlerce eseri müzede görmek mümkün. Mozaik koleksiyonunun örnekleri neredeyse tüm salonlara yayılmış durumda. Bu salonların sayısı o kadar çok ki, tam gezinizi tamamladığınızı düşündüğünüzde karşınıza bir yenisi

Tunus’un klasikleşmiş mavi kapılarına güzel bir örnek.A good example of Tunis’s classic blue gates.

Beaches stretching to the palms on the Mediterranean coast, olives trees following each other for kilometers, vineyards and the dizzying smell of jasmines charm visitors. Even this charm connotes the “Jasmine Revolution”, after that change Tunisia, a tourism paradise diligently tries to return to its old good days.While strolling in the streets of Tunisia, you are witnessing a country that tries to be reborn, as well as the importance that Tunisian people gave to tourism.

Tunisia the CapitalThe capital Tunisia, a namesake of the country, is a colorful city with its botanic parks, museums, history and modern shopping centers. You can make a cheerful journey starting from the ancient streets of Tunisia -the biggest city of the country- to its modern streets. While proceeding to Habib Burgiba Street in the company of the skyscrapers beyond 7th of November Square, you will slowly come under the influence of the modern face of the city and the “Tunisian Gates” immediately appearing between the old shops in Tunisia Medina. Sidi Bou SaidBeing a city of hills facing the Tunisia Gulf known for its white painted houses and their blue painted doors and windows, Tunisia is one of Tunisia’s important tourism centres. According to the legend, Saint Louis (French King Louis IX) who fell in love with a Barbary princess, took the city under his protection and enabled happy and peaceful days to be lived here. While going through the rows of houses on the slope that ascends to the lighthouse, you can indeed feel the influence of this legend. Shops opened by people who deal in handcrafts and cafeterias cause the people to have a great time.

Bardo Museum The Bardo Museum located in the capital is the biggest archeological museum of North Africa and it is also one of very big mosaic museums of the world. Innumerable ground mosaics discovered and naturally preserved thanks to the dry and hot climate in Tunisia are on display in the Bardo Museum. It’s possible to see hundreds of historical works belonging to the Carthage, Roman, Christian and Islamic periods in the museum. The samples of the mosaic collection are spread throughout nearly all of the galleries. The number of these galleries is so big that you

Page 33: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

31TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

çıkıyor. Antik kentlerden çıkarılıp bir araya getirilen paha biçilmez mozaikler görenleri hayretler içerisinde

bırakıyor. Mermer ve renkli taşlardan oluşan bu eserlerin

ana temaları mitoloji, günlük yaşam kesitleri ve ziyafetler…

Çöl turizmiTunus’un güneydoğusundaki egzotik çöl manzaraları da son derece büyüleyici. Kenti ülkenin diğer bölümünden ayıran tuz çölünden geçerken Chott El Jerid noktasında durakladığınızda, gördüğünüz serapla kendinizi bir sonsuzluğun içerisinde buluyorsunuz. Tozeur’da evler kahverengi toprak tuğlalardan örülmüş. Douz bölgesi, çölde deveyle gezme ya da ciplerle çöl safarisi yapma imkânı bulabileceğiniz alanların başında geliyor. Ünlü “Star Wars” filmlerinin çekildiği Matmata da görülmeye değer yerlerden biri.

Turizm cenneti HammametPlajlarıyla ünlü Hammamet, güneş ve deniz arayanların ilgi gösterdiği şehirlerin başında geliyor. Şehir planlamasına önem veren yetkililer Hammamet’te selvi ağaçlarının boyunu geçen herhangi bir binanın inşa edilmesine izin vermiyor. 1926’da Romanyalı milyoner George Sebastian, Hammamet sahillerine âşık olmuş ve karısı için burada “Villa Sebastian”ı inşa ettirmiş. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Winston Churchill’in bir süre yaşadığı ve anılarını kaleme aldığı villa günümüzde kültür merkezi olarak kullanılıyor.

Sidi Bou Said sokaklarında mavi pencere ve kapıların arasında dolaşırken, alışveriş yapmamak elde değil.You cannot help shopping while you are walking around blue windows and gates.

El Jem’de bulunan Kuzey Afrika’nın en büyük amfitiyatrosu, bugün birçok uluslararası orkestra ve sanatçıya ev sahipliği yapıyor (üstte). Matmata’da bulunan “Star Wars” filminin seti.North Africa’s biggest amphitheatre, located in El Jem, hosts many international orchestras and artists. (upper) Setting of the movie titled “Star Wars” in Matmata.

Tunus’ta golf meraklıları için pek çok golf sahası bulunuyor.

There are many golf courses for golf lovers in Tunisia.

immediately run across another one the moment you thought that you completed your trip. Invaluable mosaics unearthed from ancient cities and put together here cause the visitors seeing them to be dumbfounded. The main themes of these works of marble and colorful stones are mythology, scenes of daily life and feasts.

Tourism in the DesertThe exotic desert scenes lying along the southeast of Tunisia are extraordinary charming. When you stop by the Chott El Jerid spot, as you pass through the salt desert separating the city from the other part of

Page 34: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201332

TÜRSAB-FTAV İşbirliği ProtokolüTÜRSAB, 16-19 Mayıs 2013 tarihleri arasında Tunus’a 65 kişilik bir heyet ile inceleme gezisi düzenledi. TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy başkanlığında düzenlenen geziye, TÜRSAB II. Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeleri Hikmet Selçuk, Muammer Güner ve Sinan Haliç, TÜRSAB Başkan Danışmanları Çetin Gürcün ve Yusuf Duru, TÜRSAB Konya Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Mustafa Ulu, TÜRSAB Adana Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Nesrin Göçhan, TÜRSAB Kuşadası Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Fahrettin Çiçek, TURSAV Yönetim Kurulu Üyesi Davut Günaydın, Tunus ile outgoing bazında çalışan seyahat acentaları ve medya temsilcileri katıldı. Gezinin ikinci gününde ise TÜRSAB ve FTAV (Tunus Seyahat Acentaları Birliği) arasında bir işbirliği protokolü imzalandı. Toplantıya katılan Tunus Turizm Bakanı Cemal Gambra şunları söyledi: “Bu süreçte imzaladığımız bu anlaşma önemli bir rol oynuyor. İşbirliği fırsatlarının iki ülke için de çok önem teşkil ettiğine inanıyorum” dedi. TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, “Türkiye’nin en önemli acente temsilcileri ve Tunus’la çalışacak arkadaşlarımla beraber geldim. Gezmeye değil, dostluğumuzu sağlamlaştırmaya geldik. Tunus’a her zaman yardım etmeye hazırız. Dostluk için buradayız, olmaya da devam edeceğiz” dedi.

A COOPORATION PROTOCOL BETWEEN TÜRSAB-FTAV Bardo Müzesi’nde sergilenen mozaikler de, geçmişte yaşayan toplumların yaşam tarzları hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Ayrıca mitolojik öykülerden oluşan mozaiklere de sıkça rastlanıyor. Mosaics displayed in the Bardo Museum give some information about the life style in communities of the past. Mosaics of mythological stories are seen often.

the country, you might find yourself lost in an infinity because of the mirage you saw. Houses in Tozeur are bonded with brown earthen bricks. The region Douz is one of the main areas in which you can find an opportunity for going on a desert safari or riding on camels. Matmata where that famous “Star Wars” movie was shot is also one of those places worth seeing.

Hammamet Tourism ParadiseRenowned for its beaches, Hammamet is one of the leading cities to which sun and sea seekers pay much attention. Authorities sensitive about city planning don’t allow any edifice to be built if it would surpass the height of the cypress. In 1926, George Sebastian, a Romanian millionaire, after having fallen in love with Hammamet beaches, built “Villa Sebastian” here. This villa in which Winston Churchill lived for a short period and penned his memoirs at the end of the World War II is used as a culture centre in our day.

With a commission of 65 people, TÜRSAB made a study tour in Tunisia between 16-19 May 2013. This study trip, presided by Başaran Ulusoy, the president of TÜRSAB, included the following participants: Firuz Bağlıkaya, Vice President of TÜRSAB; Hikmet Selçuk, Muammer Gün and Sinan Haliç, the board members; Çetin Gürcün and Yusuf Duru, the president advisors of TÜRSAB, Mustafa Ulu, President of TÜRSAB KonyaRegional Executive Board; Nesrin Göçhan President of TÜRSAB Adana, Regional Executive Board, Fahrettin Çiçek President of TÜRSAB Kuşadası, Regional Executive Board; Davut Günaydın, the board member of Tursav and travel agencies working based on outgoing and media representatives. A cooperation protocol was signed between TÜRSAB and FTAV (Federation of Tourism Agencies in Tunisia). Cemal Gambra, Tunisia’s Tourism Minister who participated in the meeting, said, “This agreement we signed within this period plays an important role. I believe that cooperation opportunities are very important for both countries.” Başaran Ulusoy, the president of TÜRSAB, said, “I came here with the most prominent agency representatives of Turkey and our friends who are likely to work with Tunisia. We are always ready to assist Tunisia. We are here for friendship and will continue to be.”

Page 35: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller
Page 36: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201334

Kirazlı Köyü, Kuşadası’na 10 kilometre uzaklıkta çok eski bir yerleşim yeri. İlk kurulduğu yıllarda yeraltından çok fazla küp çıkmasından dolayı “Küplüce Köyü” adını almış. Hala daha yeraltından, içinde şarap kalıntılarının bulunduğu küplere rastlanıyor. Bu köyün en önemli özelliği sulamaya gerek kalmadan domates, biber, patlıcan yetişmesi. Hatta bir dönem toprağın verimliliğinden dolayı köye Akça Ova (Akçova) denmiş. Köyde çok kaliteli kirazlar yetişmeye başladıktan sonra ise “Kirazlı” adını almış.

Bereketli topraklar Bu köyde yeşilin her tonuna rastlamak mümkün. Kiraz, üzüm, zeytin ve incir önemli tarım ürünleri... Köyün yaylalara çıkan yollarında yaban çileği, yaban mersini, yaban armudu, böğürtlen, kızılcık gibi doğal ürünlere bolca rastlanılıyor. Dağlarında ise 2.500 çeşit bitkinin bulunduğu söyleniyor. Ayrıca ada çayı, kekik, filiskin gibi otlar da bütün dağlarında yetişiyor.

Organik tarımKirazlı Köy’ün en büyük özelliği kirlenmemiş havası ve toprağı ile organik tarıma çok elverişli olması. Köylüler doğanın onlara sunmuş olduğu bu armağanı değerlendirerek 2004 yılında on köylünün önderliğinde organik tarıma başlamışlar. 2005 yılında Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği’ni kurmuşlar ve ürünlerini satabilmek için Türkiye’nin ilk “eko köy yerel ürünler” pazarını hayata geçirmişler. Ama köylüler bununla da yetinmemiş, köyün ilk adı olan “Küplüce” markasıyla ürünlerini pazarlamaya ve ihraç etmeye başlamışlar. Bu da yetmemiş! Ürünlerin tanıtımı için de çeşitli yöntemler araştırmışlar ve sonuç, her yıl Mayıs sonunda düzenlenen Kiraz Festivali olmuş.

Kiraz cennetiKuşadası’nın doğusunda bir dağ köyü... Sebze ve meyvenin, özellikle de kara kirazın ana yurdu... Ekolojik üretimin Ege’deki başlıca merkezlerinden biri. Kirazlı’ya giderken Kuşadası’nda tabela aramayın, yolu ısrarla sorun. On kilometrelik asfalt yol, sizi Ege’nin en otantik, en organik köylerinden birine ulaştıracak.

Rasim Konyar

Page 37: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

35TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

The Kirazlı Village is a very ancient settlement at a distance of 10 kms from Kuşadası. Owing to many küps (a jar made of earth) unearthed in the early years of its founding, it has been called “Küplüce.”Even today, ancient jars with wine residue are discovered underground. As for the most important characteristic of this village, it is possible here to produce tomatoes, peppers, and eggplant without the need to irrigate. Even for a certain period, the village was called “Akça Ova” (Akçova) due to the fertility of the soil. After very high quality cherries were grown, it was renamed Kirazlı.

Fertile Soils You can relish every hue of the green in this village. Cherries, grapes, olives and figs are among the considerable agriculture products grown in the region. You can run across wild strawberry, blueberry, wild pear, blackberry and cranberry on the village slopes ascending to summer camping grounds. It’s rumored that 2500 species of plant exist in its mountains. In addition, herbs such as sage, thyme, and pennyroyal grow in its mountains.

Cherry ParadiseKirazlı is a mountain village situated at the east of Kuşadası. It is motherland of vegetables and fruits, especially black cherries. It is one of the primary hubs of ecological production in the Aegean. As you go to Kirazlı, never look for road signs; ask insistently along the road going there. Ten kilometers of asphalt highway will take you to one of the most authentic and the most organic villages of the Aegean.

Page 38: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201336

Korumaya alınan türlerKirazlı Köy’ün okullarda ders olarak okutulması gereken çabasında son halka “geleceğe yatırım” olmuş. Köylüler “tohum yaşamdır” felsefesiyle kendilerini yerli tohumun çeşitliliğini korumaya adamışlar ve organik tarım sayesinde bunu başarmışlar. Yöreye özgü sebze ve meyveler atadan kalma tohumlardan üretiliyor. Kara kiraz ve Osmancık üzümü başta olmak üzere, ada karası üzümü, pembe domates, karagöz börülcesi, beyaz bamya, bök fasulyesi, beyaz (sakız) balkabağı, iri çekirdekli şeker karpuz, yok olmasına izin verilmeyen türler... Tohumların üretkenliğini ve verimliliğini artırabilmeleri için süregelen bir yöntem de gelenek halini almış. Tohum sahipleri her yıl aralarında tohumları takas ediyor ve tohumlar tarla değiştiriyor. Böylelikle bir sonraki yıl için, değişik fiziksel koşullara uyum sağlamış sağlam tohumlar elde ediliyor. Yıllardır sofralık üzüm olarak kullanılan Osmancık üzümü dünyada sadece Kirazlı’da ve komşusu Gökçealan köyünde yetişmekte. Ege Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nce bu durum tespit edilmiş ve bir koruma projesi hazırlanmaya başlanmış. Osmancık üzümünden son derece kaliteli ve egzotik şaraplar yapılıyor.

Köyde bir restoranKöyün en önemli simgelerinden biri, nineden toruna, çalışkan bir ailenin emeğiyle 1992 yılında kurulan Kirazlı Köy Sofrası. Yedi dönümlük üzüm ve kiraz ağaçlarının arasında bulunan bu yer, aynı zamanda Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı olan Nihat Fırat’ın aileyi teşvik etmesiyle kurulmuş. Nihat Bey’in annesi Fadime Hanım, köy düğünlerinde aşçılık yaparmış. Onun elinden çıkan her yemeğin beğenilmesi Nihat Bey’in aklına restoran fikrini getirmiş. Bu fikri ailesiyle paylaştığında annesi “Köy yerinde restoran mı olur?” diye karşı çıkmış. Üç senenin sonunda sadece köy

Şimdi gitmenin tam zamanı

Yolunuz şu sıralarda Ege’ye düşerse, Kuşadası’na uğrayın. Oradan da birkaç dakika uzaklıktaki Kirazlı Köyü’ne gidin. Unuttuğunuz ve hatta belki de hiç bilmediğiniz doğal bir güzellik sizi bekliyor olacak. Duymadığınız isimlerle doğal, lezzetli meyvelerle, yiyeceklerle karşılaşacaksınız: Osmancık üzümü pekmezi, sirkesi, kurusu, sarma yaprağı, kara kirazın sapı, reçeli, kurusu, yerli zeytinyağı, pembe domates salçası, otlar, bük nohut, beyaz kuru bamya, oturak fasulye, karnıkara kuru börülce, tatlı maya ekmeği, pekmezli kurabiye, keşkek, erguvan reçeli, pekmezli ka-bak tatlısı, sabunlar, karabaş otu, kekik, nane ve limonlu, alaca zeytini, hamades (hurma) zeytin ezmesi.. Ayrıca Küplüce markasıyla, köylü kadınların el emeği ürünü tarhana, bulgur, kuskus, erişte... Üstelik şu sıra ziyaretin tam zamanı. Köye adını veren kirazlar dallardan fışkırıyor adeta. Yeşille kırmızı... Misafirperverlik ve lezzet vaadi...

Kirazlı Köyü sizi bekliyor.

yemekleri yapma koşuluyla kabul etmiş, restoranın adını da “Köy Sofrası” koymuş. Gözleme, bazlama, yuvarlama, bolama (kapama), kulaklı çorba, etli nohut, ev eriştesi, keşkek, mantı, zerde gibi birçok geleneksel lezzet bu sofra sayesinde insanların beğenisine sunuluyor. Fadime Hanım’dan “el alan”gelinleri, torunları şimdi mutfakta, ondan öğrendiklerini uyguluyor. Kirazlı Köy Sofrası, bu benzersiz köyün en güzel köşelerinden biri olarak konuklarını ağırlıyor.

Yel değirmenlerine karşı Nihat Fırat ve Kirazlı Köy sakinleri 1960’lı yıllardan itibaren Anadolu topraklarındaki tarımı bambaşka bir boyuta taşıyan hibrit tohumlarını tarlalarına sokmuyorlar. Yediğimiz her şeye şüpheyle baktığımız şu günlerde, bu insan üstü çaba bir an olsun yüreklerimize su serpiyor. Kirazlı Köy, hem ağırlamak hem de deneyimlerini paylaşmak için konuklarını bekliyor.www.koysofrasi.net

It’s just the time for going!

If you happen to go to the Aegean nowadays, call on Kuşadası and proceed to stay in Kirazlı Village which is at a distance of a couple of minutes. A natural beauty you have forgotten even you’ve never known, will be waiting for you. You will meet some dishes, tasty fruits and foods whose names never seem to you familiar. Molasses, vinegar made out of the Osmancık grape and Osmancık raisins, vine leaf (sarma yaprağı) jam, stalk and dried of black cherry, domestic olive oil, pink tomatoes sauce, herbs, bük chick pea, white dried okra, dried black pea, cookies soaked in molasses, keşkek, redbud jam, pekmezli kabak tatlısı (Pumpkin with molasses and walnuts), soaps, thyme, split olives, date, olive paste… Moreover, some hand lobor products of the women under the brand of Küplüce such as tarhana (a mixed soup), bulgur (cracked wheat), kuskus (a kind of pilaf), erişte (noodle). In addition to this, it is just time for visiting. Cherries after which the village was given name so to speak gush out of the branches. Red with green… a promise for hospitality and taste…Kirazlı Village is waiting for you.

Page 39: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

37TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği

Başkanı Nihat Fırat (sol

sayfa), Kirazlı Köy Sofrası’ndan görüntüler

ve lezzetler...Nihat Fırat President of Kirazlı

Ecological Life Association (left page) some snapshots, tastes from the Kirazlı Village Table.

Organic Agriculture The most important feature of the Kirazlı Village is that it is highly suitable for organic agriculture because of its unpolluted air and soil. Utilizing this gift granted by nature, the villagers, under the leadership of 10 villagers, started organic agriculture in 2004. After establishing Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği (Kirazlı Ecological Life Association) in 2005 they established a bazaar for “eco village local products” in order to sell their products. Not satisfied with this, however, they began to market and export their products branded with “Küplüce” - the first name of the village. Still not happy, they researched other methods to introduce their products and came up with The Kiraz Festival (Cherry Festival) held on the 1st of May every year.

Species under protection.The last link in the “chain of the effort” of Kirazlı Village, which is worth being a lesson in school, is to “invest in the future.” Identifying themselves with a slogan like “seed is life”, they dedicated themselves to protect the variety of seeds, and succeeded in their quest thanks to organic agriculture. Many vegetables and fruits peculiar to the region are now being raised from the seeds handed down by ancestors, in particular: kara kiraz (black cheery), Osmancık üzümü (Osmancık grape) and others such as adakarası grape, pink tomatoes, karagöz börülcesi (black eyed pea), white okra, bök bean, marrow, huge kernelled sugar watermelon, to name a few among the species under protection. A method developed and practiced for years by villagers to increase productivity and the fertility of the soil has become a tradition. Seed owners exchange their seeds with one another every year, substituting the seed of their neighbors in place of their own. In this way, farmers can procure seeds every year that continue to adapt to various physical conditions throughout the region. The Osmancık grape, consumed as a table grape for years, grows in only two places in the world: Kirazlı Village and its neighbor Gökçealan Village. The Botanic Department of Aegean University discovered this situation and prepared a protection program for it. Extremely high quality and exotic wines are made out of the Osmancık grape.

A Restaurant in the Village Kirazlı Köy Sofrası or Kirazlı Village Dining Table, one of the most important symbols of the village, was established thanks to the effort of a hard working family from grandma to grandchildren in 1992. Nihat Fırat, the President of Kirazlı Ecological Life Association, urged the family to establish this place, which is now located among grape and cherry trees covering 7000 square meters…Mrs. Fadime, Mr. Nihat’s mother used to cook for weddings. Since every dish touched by her hands has been admired by the people, it caused Mr.Nihat to set up a restaurant. When sharing this idea with his family, his mother objected to him asking, “How can there be a restaurant in a village?” After 3 years passed she finally accepted his offer provided that she would cook only village dishes. She named the restaurant “Köy Sofrası”(Village Table)...A lot of traditional tastes such as Gözleme (pancake, waffle), bazlama (flatbread), yuvarlama (a soup with small rolls made out of a mixture of meat, rice etc.), bolama (kapama or a kind of stew), kulaklı soup (a soup with meat filled dumplings in stock), chick peas with meat, homemade noodles, keşkek (a dish of mutton or chicken and coarsely ground wheat), mantı, and zerde (a sweet, gelatinous dessert colored and flavored with

saffron) are presented to all people’s taste thanks to this Table. Mrs. Fadime’s brides and granddaughters were trained by her perform what they learned from her in the kitchen. The Kirazlı Village Table, as one of most elegant corners of this unique village, hosts her guests.

Tilting at windmillsNihat and Kirazlı Village habitants don’t let hybrid seeds that led away the agriculture in Anatolian soils from the 1960s years to enter their fields. In these days when we look suspicious at everything we eat, this extraordinary effort gladdens our hearts for a moment. Kirazlı Village awaits her visitors to host them and share its agricultural and culinary experiences with them.www.koysofrasi.net

Page 40: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201338

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKIDerin, romantik ormanlarda yürümek, doğanın güzelliğini yansıtan duru suları izlemek... Art arda dizilmiş yedi tane göl, bir masal dünyasının kapılarını aralıyor.

Rasim Konyar, Özgür Açıkbaş

su ile doğanın muhteşem dansı

The magnificent dance of water with natureYEDİGÖLLER* NATIONAL PARK

Let’s stroll deep into the romantic forests and look at the crystal clear waters that reflect nature’s beauty. Seven lakes situated one after the other open the gates of a world of tales.

* Seven Lakes

Page 41: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

39TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

su ile doğanın muhteşem dansı

Page 42: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201340

Yedigöller Milli Parkı adını, hepsi birer tabiat harikası olarak nitelenebilecek irili ufaklı yedi adet heyelan gölünden alır. Kayan kütlelerin, vadilerin önlerini kapatması sonucu oluşmuş bu göllerin etrafı farklı ağaç türleriyle kuşatılmıştır. Sessiz ve sakin tabiatı, tertemiz havası, güzel manzaraları, farklı arazi şekilleri, şelaleleri, yürüyüş yolları, doğa ile uyumlu tahta köprüleri, bir orman denizini andıran zengin bitki örtüsü ve su ürünleriyle Yedigöller, herkesin mutlaka gidip görmesi gereken saklı bir cennet. Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Bolu ili sınırlarında yer alan 1.623 hektarlık bu doğa harikası 1965 yılından beri Milli Park olarak korunuyor.

Doğa’nın bütün renkleri Yedigöller’i oluşturan göller, yüzeysel ve yer altı akışlarıyla birbirine bağlı. İsimleri sırasıyla Büyük Göl, Serin Göl, Derin Göl, Nazlı Göl, Küçük Göl, İnce Göl ve Sazlı Göl... Kuzeyden güneye sıralanmış göllerin en büyüğü, adı üstünde, Büyük Göl’dür.Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı olan Yedigöller Milli Parkı; kampçılık, günübirlik piknik gibi faaliyetlerin yanı sıra, bitki, böcek, mantar ve balıkları gözlemlemek, fotoğraf çekmek ve yaban hayatını yakından takip etmek için de ziyaretçilerine çok geniş imkanlar sunuyor. Özellikle göllerin yaprak denizine döndüğü sonbahar aylarında, fotoğrafçıların akınına uğrayan bu yöre, bu özelliğiyle de adeta doğal bir fotoğraf stüdyosu... Yeşilden sarıya, kızıldan kahverengiye dönüşen yapraklar, ağaçların arasından sızan ışık hüzmeleri ve tüm bunların sudaki yansımaları... Böylesi bir doğanın fotoğraflarını görmek bile heyecan yaratıyor.

Olağanüstü bir çeşitlilikYedigöller’in böylesi bir güzelliğe sahip olmasının en büyük nedeni ülkemizin en zengin ormanlarının bu yörede bulunması. Hakim bitki örtüsü kayın ağaçları olmakla beraber; meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam, göknar, karaağaç, ıhlamur ve porsuk gibi değişik türdeki ağaçlar da Milli Park’ta bolca bulunuyor. Bölge ayrıca, barındırdığı ölü ağaçlarla da biyolojik çeşitliliğin devamını sağlıyor.

Büyük Gölİnce Göl Kuru GölSerin Göl

Yedigöller National Park was named after seven large and small landslide lakes each of which can be considered as a natural wonder in its own right. The surroundings of these lakes, formed in the wake of masses sliding down and blocking the valley’s entrance, were surrounded by different types of the trees. Yedigöller, with its tranquil and silent nature, very pure weather, scenes worthwhile to see, different topographic shapes, waterfalls, hiking trails, wooden bridges built in accord with nature, rich vegetation resembling a forest sea, and seafood, is a hidden paradise that everybody needs to go and see. Situated on the borders of Bolu in the West Black Sea Region and covering 16,230 square meters (4 acres), this natural wonder has been preserved as a national park since 1965.

Nature’s all colors.The park’s seven lakes are connected to each other through surface and subterranean streams. Their names are respectively: Büyük Göl (Büyük Lake), Serin Göl (Serin Lake), Derin Göl (Derin Lake), Nazlı Göl (Nazlı

Lake), Küçük Göl (Küçük Lake), İnce Göl (İnce Lake) and Sazlı Göl (Sazlı Lake). The biggest one of the lakes, lined up from north to south, is the Büyük Göl.

Yedigöller National Park, which is under the directorship of the Ministry of Forestry and the Water Affairs, offers an abundance of opportunities for its visitors who

want to camp as well as activities of a day or less, like having a picnic; observing the plants, insects, mushroom, and fish; taking photographs; and following very closely the wild life. This region, swarming with

the photographers particularly in the autumn season when the lakes transform into a sea of leaves, is so to speak a photographer’s studio thanks to its appealing characteristics. Let’s imagine the leaves changing to yellow from red, to brown from red, light beams leaking through the trees and the reflection of all these.

A splendid diversityThe main reason why Yedigöller has such beauty is that the richest

forests of our country lie here. Even though the dominant vegetation here is the beech, other trees such as oak, alder, mountain alder, black pine, scotch

pine, fir, elm, lime and the yew lie abundantly here in Yedigöller National Park. What’s more, this region enables the sustainability of biological diversity with the dead trees in its structure. Shrubs like rhododendron, euonymus japonica, sandalwood, rowan

Page 43: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

41TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Sazlı Göl Nazlı Göl Derin Göl

Orman Gülü, Papaz Külahı, Sandal, Üvez, Alıç gibi ağaçcıklar; çalı formundaki bitkilerden ahududu ve böğürtlen, alanın diğer zenginlikleri… Milli Park’taki yaklaşık 240 bitki türü, değişik zaman ve renklerde çiçeklenerek harika peyzaj görüntüleri sunuyor ve çeşit bu kadar çok olunca, Yedigöller de benzersiz bir tabloya dönüşüyor.Milli Park’ın hayvan popülasyonu da yörenin doğal hayatında önemli bir yere sahip. Yedigöller ve yakın çevresi; geyik, karaca, sincap, tavşan, vaşak, dağ kedisi, porsuk, sansar, yaban domuzu, kurt, tilki, ayı gibi memeliler ile yabani ördek, yabani güvercin, ağaçkakan, üveyik, bıldırcın, çulluk, sığırcık, alakarga ve keklik gibi 100’ün üzerinde kuş türünü barındırıyor. Göllerde ise Dere Alası, Gökkuşağı Alabalığı, Abant Alası ve Kadife Sazanı gibi balık türleri yaşıyor.Mayıs-Eylül dönemlerinde Büyük Göl, Eylül’de ise Büyük Göl ve Derin Göl’de ücret karşılığı sportif olta balıkçılığı yapılabiliyor.Kaynak: Orman ve Su İşleri Bakanlığı.

Nasıl Gidilir?

Yürüyüş yolları, ahşap köprüleri, kamping alanı ve bir kır lokantası ile özellikle hafta sonları büyük kalabalıkları ağırlayan Yedigöller, Bolu’nun mutlaka görülmesi gereken, en muhteşem yörelerinden biri. Bolu il sınırları içerisinde yer alan göller bölgesine Ankara-İstanbul karayolunun 152. kilometresindeki Yeniçağa’dan ya da Bolu içinden kuzeye ayrılan yollarla ulaşmak mümkün. Bolu-Yedigöller yolu, kış aylarında kar nedeni ile kapanır-sa, ulaşım sadece Yeniçağa-Mengen-Yazıcık güzergahından sağlanıyor.

How to get there?

Yedigöller, which receives big crowds particularly on weekends with its hiking trails, wooden bridges, camping areas and a country restaurant, is one of the most magnificent and worthwhile places to see in Bolu. It’s possible to reach the lake region situated on the borders of Bolu province either from Yeniçağa (at the 152nd km on Ankara Istanbul Highway) or through the Bolu Centrum (on highways that turn north toward the park). In winter months, if Bolu-Yedigöller Highway is closed owing to heavy snow, transportation is only available from the Yeniçağa-Mengen-Yazıcık Route.

Page 44: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201342

Durakları kaçırmayın...

• Kapankaya Tepesi manzara seyir terasına çıkıp doğayı seyretmeyi unutmayın.• İki ağacın birleşerek, dik bir üçgen meydana getirdiği Pisagor ağacını görün. • Gölleri besleyen su kaynaklarının birleştiği Dilek Çeşmesi’nde dilek dilemek bir Yedigöller klasiğidir. Dileği-nizi fısıldamadan gitmeyin... • Gülen bir insan yüzüne benzediği için Gülen Kayalar adı verilen kayalıklara uğrayıp, siz de gülümsemeyi ihmal etmeyin... • Geyik Üretme İstasyonu’nda bir mola verin.

Don’t miss these stops!

• Kapankaya Tepesi (Kapankaya Hill). Don’t forget to go up the terrace to take in the views of nature. • You must see the Pythagoras tree where two trees combine and form a right triangle.• Making a wish at the Wishing Well Fountain, where water resources combine to feed the lakes, is a Yedigöller tradition. Don’t go without whispering your wish.• Don’t forget to stop by and smile at the Smiling Rocks that are named for their resemblance to a human’s smiling face.• Take a break at the Deer Breeding Station.

tree and mayflower, and the busy plants such as raspberry and blackberry are amongst the other riches of the region. 240 thousand types of plants bloom at different times and colors in the National Park exhibit great landscapes, and thanks to those many diversities, Yedigöller transforms into a unique tableau. The animal population of the National Park occupies a considerable place in the natural life of the region. Yedigöller and its vicinity accommodate mammal species such as deer, roe deer, badger, weasel, rabbit, caracal, boar, wildcat, squirrel, wolf, fox, and bear and more than 100 bird species such as wild duck, wild pigeon, woodpecker, turtledove, quail, sandpiper, starling, jaybird, and partridge. Moreover there are some fish species such as Dere Alası (trout), Gökkuşağı Alabalığı (rainbow trout) and Kadife Sazanı in the lakes. Hand-line fishing is possible in the Büyük Göl during the May-September season and in the Derin Göl in September.Göl: means lake

Page 45: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller
Page 46: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201344

Page 47: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

45TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

KAKLIK MAĞARASIYer altındaki Pamukkale

Denizli’deki Kaklık Mağarası, içindeki travertenler dolayısıyla Pamukkale’ye benzetiliyor. O da tıpkı Pamukkale gibi doğanın bir mucizesi.

Rasim Konyar

The Subterranean PamukkaleKAKLIK CAVE The Kaklık Cave in Denizli has been considered parallel to Pamukkale due to its travertine interior. It is also a miracle of nature just like Pamukkale.

Page 48: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201346

Mağaralar insanların ilk doğal barınaklarıydı. Bu yüzden bu görkemli oyuklar, modern insana her zaman büyüleyici ve ilginç geldi. İnsanlar atalarının yaşadığı bu “eski ev”i görmek, keşfetmek, derinliklerine inmek için yüzyıllarca çaba sarf etti.İşte bu “eski ev”lerin en görkemlilerinden biri de Denizli’nin Honaz ilçesindeki Kaklık Mağarası. Denizli merkeze 30 km. uzaklıkta olan bu doğal güzellik, tıpkı yer üstündeki akrabası Pamukkale’ye benzer. Öyle ki ona Pamukkale’nin “gizlenmiş” hali diyebiliriz. Sarkıtlar ve dikitlerle süslü olan mağara, Pamukkale’de bulunan travertenlere olan benzerliğiyle dikkat çeker. Bu yüzden de bu mağaraya “Küçük Pamukkale” ya da “Mağara Pamukkale” de denir. Traverten basamaklar mağarayı ziyaret eden turistler tarafından çok ilginç bulunuyor. Turistlerin ilgisini çeken bir başka özelliği ise içerisinde bol miktarda termal su bulunması. Berrak, renksiz ve kükürt kokulu olan bu suyun bazı cilt hastalıklarına iyi geldiği düşünüldüğü için, mağara hem yurtiçinden hem de yurtdışından şifa arayan ziyaretçilerin akınına uğruyor. Kükürt kokusunun sizi ilk başta biraz rahatsız edebileceğini söyleyelim. Ama hassas burunlarımızın bu karakteristik kokuya alışması için sadece birkaç saniye geçmesi yeterli.Ziyaretçilerin bu şifalı suya ilgisi nedeniyle mağaranın yanına yakın zamanda bir yüzme havuzu, bir mini amfi tiyatro, seyir alanları, kafeterya ve kameriyeler yapıldı. Mağara ve çevresi Mayıs 2002 tarihinden itibaren turizmin hizmetine sunuldu.

Duvardaki sarmaşık mı?Kaklık Mağarası’nın en ilginç özelliklerinden biri de duvarlarındaki bitkiler. Işık almadıkları için, normalde bir mağarayı gezerken içeride bitki görmek olası değildir. Ama Kaklık Mağarası’nın doğrudan güneş alan ve sürekli damlayan, akan duvarlarında sık bir yosun tabakası ve küçük yapraklı sarmaşık türü bitkiler gelişmiş. Işığın gelişine bağlı olarak gün içinde yeşilin değişik tonlarını alan bu bitkiler, mağaraya ayrı bir güzellik katıyor. Kaklık Mağarası, büyük bir yer altı deresinin oluşturduğu boşluğun tavanının çökmesi sonucu meydana gelmiş . Karbonatlı ve sülfatlı kayaların yer altı suları tarafından eritilmesiyle gelişmiş. Mağaranın hemen yakınında mermerlerden oluşan 1277 metre yüksekliğindeki Malı Dağı var. Mağara pamuk ve üzüm tarlalarının içinde, düz bir ovanın altında bulunuyor.Kaklık Mağarası her anlamda doğanın bir mucizesi. Hem içi hem dış çevresi insanı şaşkınlığa sürükleyecek kadar güzel. Yolunuz Pamukkale’ye düşerse, “küçük Pamukkale” diye anılan Kaklık Mağarası’nı da görmeyi unutmayın. Burası son zamanlarda en az Pamukkale kadar dikkat çekiyor. Bölgeyi ziyaret eden turistler mağaradan gelen serin havaya karşı koyamıyor. Kaklık Mağarası özellikle yaz aylarında tarihi ve doğal güzelliklerin en “serin”i olarak ziyaretçilerin gözdesi...

Caves were the first natural shelters of people. Their splendid cavities have always been very interesting and mesmerizing to modern man. For hundreds of years people strove to see, discover and go deeper into the “old houses” that their ancestors once lived in.One of the most magnificent “old houses” is Kaklık Cave located in Honaz County in Denizli Province. This natural beauty is 30 kms from Centrum and resembles its above-ground kin, Pamukkale. The resemblance is so striking that we would say it is a hidden version of Pamukkale. Kaklık is ornamented with stalactites and stalagmites that strongly resemble those in Pamukkale. That’s why the cave is also named “Little Pamukkale” or “Cave Pamukkale.” Tourists pay great attention to the stairs composed (or made) of travertine. Other features of the cave which also draw attention from tourists are the thermal springs within the cave. Since many visitors believe that the cave’s clear, colorless and sulfur-laden water cures some skin diseases, the cave is swarmed by people from abroad as well as residents from the immediate area. I must confess that the smell of sulfur might bother you at first, but it’s only a matter of seconds to get used to this smell. Because of the visitors’ great interest in this healing water, a swimming pool, a small amphitheater, areas for viewers, cafeterias and pergolas were built.

The Cave and its vicinity were have been opened to tourists since May 2002.

Is that ivy on the wall? One of those most amazing features of Kaklık Cave is plant life on its walls. Normally it would not be possible to see a plant inside a cave due to the lack of sunlight. However, in the Kaklık Cave, a bushy moss coat and small leafed ivy-like plants grow on walls moistened by drops of leaking water and exposed to direct sun light. These green plants change colors according to the angle of the sunlight which emphasizes their

incredible beauty and adds to the ambience of the cave.Kaklık Cave was formed by the collapse of a hollow cell created by centuries of erosion from a large subterranean stream. Over time, it has expanded as subterranean waters continued to erode its carbonated and sulfated rocks. Mount Malı, 1277 meters high and made of marble, stands near the cave entrance. The cave itself is situated beneath a flat plain covered by cotton fields and vineyards. Kaklık Cave is a natural miracle in every sense. Both the interior and exterior of the cave are truly wonderful and awe inspiring. If you happen to visit Pamukkale, don’t forget to visit Kaklık Cave, Denizli’s “Little Pamukkale.” Recently this place has been drawing as much attention as Pamukkale. Tourists visiting the region cannot resist the cool breeze coming from the cave. Kaklık Cave, particularly during the summer months, is the favorite for tourists as the coolest place of all the historical and natural sites they visit.

Page 49: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

47TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Page 50: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201348

ŞEYLERİN TARİHİhistory of things

İnsanoğlunun kuşlara özenerek uçma arzusu, uygarlık tarihi kadar eski... Kuş kanatları ya da

şemsiyelerden esinlenerek başlayan tarihçe, paraşüte kadar ulaşıyor, tam dört bin yıllık bir öykü anlatıyor.

Kuslar gibi.

Just like birdsThe ambition of people who envy birds for flying is probably as ancient as the history of civilization. Man’s interest in flying was inspired by birds’ wings and umbrellas and goes up to the development of parachutes, spanning a chronology of 4000 years.

Page 51: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

49TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Shutterstock, Denisart & Neftali

W

ikip

edia

Tarihi anlatmaya “bir zamanlar” diye başlanır. Ama bu kez sonundan başlayalım. Paraşüt yakın bir gelecekte, çantalarımıza tıktığımız kişisel eşyalarımızdan biri olacak. Nedeni, iş yeri veya ev olarak uzun saatlerimizi geçirdiğimiz gökdelenler... Ve 11 Eylül faciasından alınan acı ders. 11 Eylül 2001 günü canlı yayınlarda görmüştük. Alevlerin tehdit ettiği insanlar, hiç kurtuluş çaresi olmadığını görünce kendilerini aşağı bırakmışlardı. Kimbilir dünya üzerinde kaç kişinin aklından o anda aynı şey geçmiştir: “Keşke paraşütleri olsaydı”. İşte şimdi bu, gerçek olmaya çok yakın. Kısa mesafelerde hemen açılıp havayla dolmadığı için kullanılamayan paraşüt, sırf bu amaçla geliştirildi. Panama merkezli bir şirket, gökdelenlerde yaşayanlar için kişisel paraşütler tasarladı. Son bilgilere göre de üretime geçti. Aslında kişisel paraşüt çok daha önce denenmişti. 1783 yılında Fransız Louis-Sebastien Lenormand imzasını taşıyan paraşüt, tam da bu amaçla yapılmıştı. Mucit iki

W

ikip

edia

Orijinali British Museum’da bulunan Da Vinci’nin çizimi 15. yüzyılda hayal ettiği uçuşu yansıtıyor (üst solda). André-Jacques Garner’in 22 Ekim 1797’te Paris’te gerçekleştirdiği ilk paraşüt atlayışının çizimleri (üst sağda). Sovyetler Birliği ve Çin’in eski pullarında paraşüt ve uçuş görüntüleri (üstte ve yanda).Da Vinci’s drawing, the original of which is in the British Museum, reflects his imaginary flight in the 15th Century. (Above left) Drawings of the first jump carried out by André Jacques Garner on October 22, 1797 in Paris (upper right) Some flight scenes on old stamps from the USSR and China (above and below).

Normally when we recall history, we start with “once upon a time.” However, for this story, we will start from the end. The parachute will become a personal item that we’ll tuck into our bags very soon. The reason why are the skyscrapers where many people live and work - where they spend

most of their time. And the painful lesson learned on 9/11. We On September 11, 2001, watched on live television as people threatened by fire had to jump from those buildings when they realized that there was no other way to escape. Who knows how many people thought the same thing at the time: “I wish they had had parachutes.”This is indeed very close to becoming reality. Traditional parachutes, however, cannot be used since they don’t open instantly and fill with air at the relatively low altitude of a skyscraper, a new type was improved. A Canadian company has designed a new type of parachute especially for people living in skyscrapers. According to the most recent articles, the company has started to produce its new parachutes. Actually personal parachutes were tried much earlier. A parachute bearing the signature of a Frenchman, Louis-Sebastien Lenormand, was designed for this very reason. The inventor jumped down from 4 and half meters with an umbrella-shaped parachute hooked with suspenders to his shoulders and landed safely. But this invention would not go beyond an ambition, and remain as a wish. As a matter of fact, the centuries following would define an era in which umbrellas would not function for high edifices.

Jumping down from the Great Wall of Chinese!4000 years earlier, not only would it not have been possible, jumping from such heights couldn’t even have been imagined. Heights and purposes were totally different. The first parachute jumping trials were made to amuse Chinese emperors in 2200 BC. Parachutes resembling umbrellas were used by jumpers from the Great Wall of China to slow their falls. It’s obvious that the Chinese people were pleased with this new form of entertainment and improvements followed little by little. It is generally acknowledged that parachutes originated in China

Page 52: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201350

Paraşütte ilk şehidimizbir genç kız...

Havacılığın gelişmesi için 3 Mayıs 1935’te Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvikiyle “Türk Kuşu” kuruldu. Türk Hava Kurumu bünyesindeki bu uçuş okulu, çeşitli motorlu ve motorsuz hava araçları ile sivil uçuş eğitimi vermeye başladı. Türkiye’de paraşütçülük alanındaki ilk çalışmalar bu kuruluş bünyesinde gerçekleşti. SSCB’den çağrılan iki hoca ilk Türk paraşütçülerini yetiştirdi. İlk Türk paraşütçüsü Abdurrahman Türkkuşu 12 Eylül 1935’te ilk atlayışını yaptı. 1936 yılında Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle düzenlenen Türk Kuşu gösterilerin-de Abdurrahman Türkkuşu’nun 18 yaşındaki kızı Eribe Türkkuş 600 metreden atlama yaptı. Ancak atlayış sırasında paraşütü açılmadı ve Eribe Türkkuş bu spor dalının ilk şehidi oldu. Bu hazin sona rağmen Eribe Türkkuş pekçok genç için heyecan verici bir örnek haline geldi. Onun yolundan giden gençlerle Türk havacılığı Batı ile mesafesini kısa sürede kapatmayı başardı.

omzuna askılarla takılmış şemsiye şeklindeki paraşütle dört buçuk metreden atlamış ve başarılı olmuştu. Ancak buluş hevesten öteye gidemedi. Zaten sonraki yüzyıllar, şemsiyenin yetemeyeceği yükseklikteki yapıların çağıydı.

Çin Seddi’nden atlamak!Bundan dört bin yıl önce bütün bunlar elbette bırakın mümkün olmayı, hayal bile edilemezdi. Mesafeler de amaçlar da bambaşkaydı. İlk paraşütle atlama deneyimleri MÖ 2200’lü

S

hutt

erst

ock,

Ruf

ous

yıllarda, Çin imparatorlarını eğlendirmek amacıyla yapılmıştı. Çin Seddi üzerinden şemsiyeye benzeyen ve düşüşü yavaşlatıcı bazı gereçlerle atlanırdı. Ancak belli ki Çinliler bu eğlenceyi pek sevmişti. Sonrasında yavaş yavaş geliştirmişti. Nitekim, paraşüte dair ilk bilgiler genellikle Uzak Doğu’dan ve Çin’den kaynaklanır. Milattan sonra ilk yüzyıllarda ise, deneyimler, Orta Doğu ve giderek farklı bölgelerde görülmeye başlanır. Örneğin, MS 810-887 yılları arasında yaşayan Arap mucit Abbas Kasım İbn Firnas’ın İspanya-Kordoba’da paraşüte benzer bir alet kullandığı tarih kayıtlarında mevcuttur. Bugünkü paraşüte benzeyen en önemli modellerden biri, Leonardo da Vinci’ye aittir. 1485 yılında paraşüte benzeyen çizimler yapmış ama bu taslakları pratiğe dökememiştir. 1595 yılında İtalyan Fausto Veranzio tarafından yapılan çizimler ise da Vinci’nin bir hayli ötesine geçmiştir.Aslında bu özel tarih sayfasında paraşütle kanatlar birbirine karışır. Çünkü insanoğlunun asıl amacı, başlığımızda da vurguladığımız üzere “kuşlar gibi” uçabilmektir. O nedenle süzülerek yere inebilmek için önce havalanıp uçmayı hayal etmiştir.Bu hayalde, Türkler ve İstanbul apayrı bir sayfada yer almıştır. Elbette, “bin ilimli” yani Hezarfen unvanını alan efsanevi mucit nedeniyle... Hezarfen Çelebi 1632 yılında kendi yaptığı

kanatlarla Galata Kulesi’nden atlayarak Üsküdar Doğancılar meydanına inmeyi başardı. Zamanın padişahı Sultan IV. Murat bu müthiş deneyimi korku ile izledi. Önce Hezarfen Çelebi’yi bir kese altınla ödüllendirdi. Sonra da ne yazık ki, teşvik edeceğine çevresindekilerin etkisiyle Cezayir’e sürgüne gönderdi. Çevresindekiler şöyle demişti çünkü: “Bunu yapan adam kimbilir başka neler yapar”...Oysa Avrupa, çok hızlı bir araştırma / geliştirme sürecindeydi. Hem yöntem günümüzdeki

örneklere yakınlaşıyordu hem de mesafeler giderek yükseliyordu. Bu konuda en ciddi deneyimi gerçekleştiren Fransız André Jacques Garner oldu. Garner ilk atlayışını kardeşinin kullanmakta olduğu balondan yaptı. O balondan yine balona benzer bir paraşütle atladı. Hem

de 700 metre gibi bir mesafeden. 1797 yılında Paris’te gerçekleştirilen bu deneyim, tarihin “ilk gerçek paraşüt deneyimi” olmuştu. Garner tutkusunun peşini hiç bırakmadı. Dahası, eşi Jeanne-Genevieve Labrosse de1799 yılında yaptığı atlayışla dünyada paraşütle atlayan ilk kadın olarak tarihe geçti.Binlerce yıllık bir tarihçede sonraki gelişmeler çok hızlı oldu. Bir kablo aracılığı ile açılması sağlanan

Our first martyr in parachute,a young girl.

On May 3, 1935, Türk Kuşu (The Turkish Bird) was established by Mustafa Kemal Ataturk’s encouragement in order to advance aviation in Turkey. This flying school within the scope of Turkish Aviation Association (Türk Hava Kurumu) gave the first civil flight education with its powered aircraft and sailplanes. The first studies in the area of parachuting were carried out within the scope of this association. Two tutors called from USSR raised the early Turk parachutists.Abdurahman Türk Kuşu, the first Turkish parachutist, made his first jump on September 12, 1935. In 1936 Turkish Bird’s performances held on the occasion of Cumhuriyet Bayramı (Republic Day), Eribe Türkkuşu, Abdurahman Türkkuşu’s 18-year-old daughter made a jump from a height of 600 meters. Unfortunately her parachute did not open during the jump and she became the first martyr of this sport. Notwithstanding her sorrowful end, she has become an inspiring example for Turkish youth. Supported by the youth who trod in her footprints, Turkish Aviation closed the gap with the West in a short period of time.

Page 53: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

51TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

S

hutt

erst

ock

paraşüt ile ilk atlayışı 1885 tarihinde Amerikalı Thomas Baldwin yapmıştı. Paraşütün açılmasını kolaylaştıran ve giderek otomatik hale getirenler hep Amerikalı mucitler oldu. Hayalin zirvesindeki atlayışı gerçekleştiren de yine bir Amerikalı, ABD Kara Kuvvetleri’nden Yüzbaşı Albert Berry olmuştu. Yüzbaşı Berry uçaktan paraşütle atlayan ilk insandı.

Savaş zamanlarında paraşüt Askeri amaçlı paraşüt ilk defa gözetleme ve topçu tanzimi için sabit balonlara çıkan gözcüler tarafından kullanıldı. Birinci Dünya Savaşı sonrası paraşütün pilotlar için vazgeçilmez bir can yeleği olduğu gerçeği ortaya çıktı. İkinci Dünya Savaşı’na doğru gelindiğinde uçak hacimlerinin büyümesi, süratlerinin artması ve teknolojik ilerlemeler paraşütün kullanım alanlarını genişletti. İkinci Dünya Savaşı patlak verince paraşüt askeri amaçlarla kullanılmaya başlandı. Havada süzülen yüzlerce paraşütlü asker görüntüleri, savaş görüntülerinin en heyecanlı anlarıydı artık.Sonrasında paraşütle yere silah, mühimmat, araç ve ikmal malzemeleri atılması devri açıldı. Derken, uçakların yanı sıra jetler gündeme geldi. Pilotların gerektiğinde olağanüstü bir hıza sahip jetlerden atlayabilmesi için bir tür paraşüt sistemine sahip “fırlatma koltuğu” fikri geliştirilip hayata geçirildi.1960’ların başından itibaren paraşütçülük önce spor, sonra da “adrenalin” peşindekilerin eğlencesi haline geldi. Parasoli ve yamaç paraşütü gibi çeşitleriyle her yaştaki insanın deneyimine sunuldu.Elbette insanoğlu hayal etmeye devam ettikçe öyküde bir “son” olmuyor. Olmayacak. Paraşüt madem sıradan insanların bile ulaşabileceği bir araç... Artık hedef “daha yüksekten atlamak”.

Uzaydan atlayan adamŞimdilik “en yüksekten atlayan” kişi, Avusturyalı ekstrem sporcu Felix Baumgartner. Üstelik kırılması çok zor bir rekora sahip. Son denemesinde kendini 39 bin metreden boşluğa bıraktı. Çok kısa bir sürede 980 km hıza ulaştı. 40 saniye boyunca da 1342 kilometre süratle ses hızını geçti. Ardından paraşütünü açtı. Yaklaşık on dakika süren yolculuğu internetten yedi milyon kişi canlı olarak izledi. Ve Baumgartner insanlığın uçma hayalini olağanüstü boyutlara taşıyan kişi olarak tarihe geçti.

or somewhere in the Far East. For example, historical documents indicate that Abbas Kasım İbn Firnas, the Arabian inventor who had lived between 810-887 AC, used an instrument resembling a parachute. One of the most important models resembling the modern parachute belongs to Leonardo da Vinci. In 1485 he made drawings looking like a parachute but never put them into practice. Whereas some drawings made by the Italian, Fausto Veranzio, far surpassed Vinci’s workings. As a matter of fact, parachutes and wings have often been confused with each other during this particular page in history. Recall that the real aim of humankind, as we stated in our title, was to be able to fly like birds. Therefore, humans first imagined flying before thinking about landing after soaring in the skies. Turks and Istanbul appear on a completely different page in this imagination. Of course it is due to a legendary inventor named “Hezarfen” or “a man with 1000 skills.” In 1632 after jumping down Galata Tower with the wings that he himself made, Hezarfen Çelebi succeeded in landing on Üsküdar Doğancılar Square. Murat IV, the Sultan at the time, watched this awful experience, overcome by fear. First he awarded him with one purse of gold. Then, after unfortunately lending an ear to his men’s nonsensical remarks, he exiled Hezarfen Çelebi to Algeria instead of promoting him. Because his retinue one day told him, “Who knows what else a man who can fly can do?”In the meantime, Europe had been undergoing a period of rapid research and development. Day by day, the designs they used were getting close to present day designs and the altitudes were becoming greater. A Frenchman, André Jacques Garner, was the first one to carry out the most serious experiments. Garner made his first jump from a balloon piloted by his brother. He jumped from the balloon with a parachute that also resembled a balloon. And what’s more, the height was 700 meters. This experiment, carried out in Paris in 1797, was considered to be “the first parachute jump” in history. Garner never gave up his passion. Furthermore Jeanne-Genevieve Labrosse, his spouse, made history as the first woman to jump with a parachute owing to the jump she made in 1799. Advances took place rapidly during the course of a thousand years of history. The first jump with a parachute that could be opened with a cable system was done by an American, Thomas Baldwin. Americans were always the inventors whose gradual

advances enabled parachutes to open more easily and automatically. The man who performed the jump at the top of the imagination was again an American, Captain Albert Berry from the US Army Air Corps. He was the first man who made a successful jump from a airplane.

Parachutes in wartime Military parachutes were used for the first time by observers climbing to the permanent balloons in order to observe and sort out artillerists. In the wake of World War I a parachute was an indispensable life jacket for pilots. Towards the end of World War II, the growing of aircrafts’ size, their increased speed, and other technological innovations caused the parachutes’ area of usage to spread. When World War II broke out, parachutes started to be used for military purposes. The most exciting moments of war coverage in those days were films and pictures of hundreds of soldiers gliding through skies hanging from their parachutes. And then a new era began in which guns, ammunition, meals and supplies were delivered by parachute to troops on the ground. After World War II, jet aircraft came to the forefront in military aviation. The idea of an “ejection seat” consisting of a sort of parachute system that enables a pilot to exit from his jet with extraordinary speed, when necessary, was developed and put into production. During 1960s, parachuting first became a sport for people who are after fun or an adrenalin “rush”. Some variations, such as paragliding and parasailing are now practiced by people of all ages. As human beings continue to imagine, we won’t likely find an “end” to this story. Since the parachute is a device that an “average Joe” can easily afford, we’ll see jumps from higher altitudes and maybe even from outer space. The person who jumped from “the highest place” for now is Felix Baumgartner, an Australian extreme sportsman. He is the holder of a record that will be very hard to break. In his last attempt, he threw himself into the air from a height of 39 thousand meters. In very short time, while in “free fall”) he reached a speed of 980,000 kms per hour. He surpassed the speed of sound (1342 km/h) during 40 seconds, and then opened his parachute. This very exciting journey, lasting about 10 minutes, was watched by 7 million people live on the Internet. And Baumgartner has passed into history as a person who carried man’s dream of flying to extraordinary lengths.

Page 54: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201352

Türkiye’yi o kadar çok sevdi ki...

ÇEKİMLERİ KARADENİZ’DE YAPILAN “SENİ O KADAR ÇOK SEVDİM Kİ” ADLI FİLMİ, BAŞROL OYUNCUSU ALMA TERZIC’DEN DİNLEDİK.

Eren Özel

She loved Turkey so much…We listened to Alma Terzic, who has taken on the leading role in the movie “I Loved You So Much”, shot in Karadeniz

Page 55: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

53TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Yapımcılığını Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun, yönetmenliğini ise Orhan Tekeoğlu’nun yaptığı “Seni O Kadar Çok Sevdim Ki” adlı filmin başrol oyuncusu olan Boşnak yıldız Alma Terzic’i, yönetmenliğini Angelina Jolie’nin yaptığı “Kan ve Bal Ülkesinde” adlı filmle tanımıştık. Güzel oyuncu daha sonra Türkiye’de “Mavi Kelebek” adlı filmde ve “Veda” adlı dizide rol almış ve Türk izleyicinin dikkatini çekmişti. Çekimleri Karadeniz’in muhteşem doğasında yapılan “Seni O Kadar Çok Sevdim Ki”yi Terzic’le konuştuk. Boşnak oyuncu bize yolunun Türkiye ile kesişme hikayesini, Angelina Jolie ile ilişkisini ve çekimler boyunca Karadeniz’i nasıl sevdiğini ve daha birçok şeyi anlattı.

TÜRSAB DERGİ: Filmde, Ukrayna’dan kaçıp Türkiye’ye gelmiş Olga isminde bir karakteri canlandırıyorsunuz. Fakat Olga ekonomik sıkıntılardan kaçayım derken baş-ka bir problemle yüzleşmek zorunda kalıyor. Kendisine “Nataşa” denilmesinden kurtula-mıyor. Nasıl hazırlandınız bu karaktere?Alma Terzic: Bu konuyu epey araştırdım. Olga Yalta’dan gelen bir kadın. Yalta’nın nasıl bir yer olduğunu, tarihini araştırdım. İnsanların yaşadıkları zorlukları öğrendim. Tabi ki yönetme-nimiz Orhan Tekeoğlu bölgeyi benden daha iyi tanıyordu, dolayısıyla onun da yardımları oldu. Trabzon’a gider gitmez, “Nataşa” diye adlandı-rılan Ukraynalı kadınlarla tanışmak istedim ama bunun mümkün olmadığını, çünkü çok zor ve sert şartlar altında çalıştırıldıklarını söylediler. Ancak otelde karşılaştım birkaçıyla ve yüz ifadele-rini, beden dillerini mümkün olduğunca ince-lemeye çalıştım. Bir fikir edinmem açısından iyi oldu bu. Büyük ve gerçek bir trajedi yaşamışlar. Türkiye’de çalışıyorlar ve ülkelerindeki hasta, yaş-lı, yoksul ailelerine para gönderiyorlar. İnanılmaz bir hikaye gerçekten.

Siz Boşnaksınız. Bosna Savaşı’ndaki dene-yimlerinizin Olga karakterini yaratmanızda etkileri oldu mu?Her insan içinde kendi savaşını yaşıyor. Evet ben savaşı yaşadım ama öyle olmasaydı da Olga’yı anlardım. Olga’nın annesi kanser ve onu iyileştir-mek için paraya ihtiyacı var. Çok saf bir neden. Ayrıca alkolik bir kocası var, Sergey. Olga’nın savaşını anlamamak imkansız. Türkiye’ye gelince de tamamen başka bir savaşın içinde buluyor

Alma Terzic, yönetmenliğini Orhan Tekeoğlu’nun yaptığı Seni O kadar Çok Sevdimki adlı filmde başrolü Oktay Gürsoy ile paylaşıyor. Filmin oyuncuları arasında usta aktör Kayhan Yıldızoğlu da var.

Alma Terzic, who co-starred with Oktay Gürsoy in the movie “How Much I Loved You,” a film by Orhan Tekoğlu. Kayhan Yıldızoğlu, a gifted veteran actor, is amongst the cast.

We met the Bosnian actress Alma Terzic, the leading actress in “I Loved You So Much”, produced by Nurdan Tümbek Tekeoğlu and directed by Orhan Tekeoğlu. We already knew her from Angelina Jolie’s movie “In the Land of Blood and Honey”. Later, the beautiful actress took a role in the film “Blue Butterfly” and in the Turkish TV Series “Farewell”, attracting the attention of Turkish viewer. We talked to Terzic about “I Loved You So Much”, filmed in the amazing natural beauty of the Black Sea Region. The Bosnian actress told us the story of her introduction to Turkey, her relationship with Angelina Jolie, how much she loved the Black Sea Region, and lots more.

• TÜRSAB MAGAZINE: You play a character named Olga who fled from Ukraine to Turkey. But Olga faces other kinds of problems after running away from economical troubles. She can’t stop people calling her “Natasha”. How did you prepare for this role?Alma Terzic: I studied the subject quite a lot. Olga is a woman from Yalta. I researched Yalta and its history. I learned about the troubles that people faced. Of course our director knew more about the region than I did so he helped me.After I arrived in Trabzon I wanted to meet Ukrainian women called “Natasha” but I found it was impossible as they were said to be working in very hard conditions. However I saw some of them a hotel and observed their expressions and body language as much as possible. It was a good chance for me to learn about it. They have experienced a big and real tragedy. They work in Turkey and send money to their sick, old and poor families. It is an incredible story.

• You are Bosnian. Did your experiences in the Bosnian War affect your portrayal of this character.Everybody has her own battle inside. Yes, I experienced the war but I could understand Olga without that experience too. Olga’s mother has cancer and she needs money to cure her. It’s a very reasonable reason. She has an alcoholic husband named Sergey. It’s impossible not to understand Olga’s battle. After she comes to Turkey she finds herself in another battlefield. So yes, my experience of war helped me to understand those personal battles. I understand people’s being constrained.

• How was your relationship with local people in the Black Sea Region?The Black Sea Region is an incredibly beautiful place. It’s nature is amazing. I have to admit that I was amazed when I saw it because I couldn’t have imagined how beautiful it would be! And the local people are very warm. They helped us a lot in the places we shot our scenes. For example, they were very quiet when we needed them to be. They put us up in their houses and served tea and food. You cannot experience that anywhere else in the world. They are really warm and helpful people!

Page 56: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201354

kendini. Dolayısıyla evet, savaşı yaşamamın kişisel savaşları anlamamda etkisi oldu. İnsanların bazı şeylere mecbur kalmasını anlıyorum.

Film çekimleri boyunca Karadeniz halkıyla ilişkiniz nasıldı?Karadeniz inanılmaz güzel bir yer. Doğası muh-teşem. Açıkçası ilk gördüğümde çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Çünkü bu kadar etkileyici bir doğası olduğunu bilmiyordum. Ve insanlar çok sıcak. Çekim yaptığımız yerlerde yöre halkı bize çok yardımcı oldu. Sessiz olmaları gerektiği yerde hiç ses çıkarmadılar mesela. Evlerine davet ettiler, çay ve yiyecek ikram ettiler. Bunu dünyanın baş-ka bir yerinde göremezsiniz. Gerçekten sıcakkanlı ve yardım etmeyi seven insanlar.

Türkiye’de başka nereleri gördünüz?Türkiye çok güzel bir ülke. Hem kış hem de yaz turizmi için ideal. Sanırım çok sık seyahat etmeni-ze gerek kalmıyordur. Çünkü deniz istediğinizde deniziniz, dağ istediğinizde dağınız var. Bu muh-teşem bir şey. Türkiye’de Antalya’yı, İstanbul’u ve Ankara’yı gördüm. Tarih, kültür ve doğanın

bir arada olması harika bir şey. Antalya’da Noel Baba Kilisesi’ni gördüm ve çok etkilendim. İnanılmaz huzurlu bir yer. Bence tüm dünyadan insanların ilgisini çekecek bir yer. Ancak etrafının biraz düzenlenmesi gerekiyor. Sanırım yeni bir yol yapılmış ve çok daha iyi olmuş ama biraz daha özen gösterilmesi gereken bir yer. Çünkü dünyada tek.

Bu kadar sevdiğiniz Türkiye ile yolunuz nasıl kesişti?“Kan ve Bal Ülkesi”nde filmimiz büyük ses ge-tirdi. O filmi izleyen Türk yapımcılar benzer bir proje için bana teklif sundu ve böylece Türkiye maceram başlamış oldu. Ama ben Türkiye’yi hep çok severdim. Savaş yıllarında bize en çok yardım eden ülke sizdiniz. Kapılarınızı açtınız, evimiz evinizdir dediniz ve bizi tüm dünyaya karşı savun-dunuz. Bunlar unutulmaz. Burada Boşnak isimli köyler var. Savaştan kaçan insanlar burada huzur içinde yaşıyor. Türkiye’ye her zaman minnettarız.

Sizin dünya çapında tanınmanızı sağla-yan film “Kan ve Bal Ülkesi” oldu. Filmin yönetmeni Angelina Jolie ile ilişkileriniz nasıldı?Ben senaryoyu ilk okuduğumda bunu kesinlik-le bir Bosnalı yazmış olmalı diye düşündüm. Amerika’da yaşayan biri bütün olanları nasıl bu kadar gerçekçi yazabilir diye düşündüm ama Angelina Jolie’yi tanıyınca anladım. O gerçek-ten çok hassas ve zeki bir kadın. Çok çalışkan bir insan. Ve Bosna Hersek’te yaşanan savaşı çok iyi okumuş, bölgedeki insanlarla konuşmuş, herkesin hikayesini dinlemiş. O kadar iyi bir yö-netmen ki onunla çalışmak çok iyi bir deneyim oldu.

Çalışmak istediğiniz bir yönetmen var mı?Fatih Akın’ı çok beğeniyorum, tarzını ve sanat anlayışını seviyorum. Türkiye’yi çok iyi anladı-ğını ve anlattığını düşünüyorum.

• Where else did you visit in Turkey?Turkey is a very beautiful country. Ideal for both summer and winter tourism. I believe you do not need to travel abroad a lot because whenever you want to go to the sea, here you have it, whenever you want to go to the mountains, here you have them too. It’s amazing. I visited Antalya, Istanbul and Ankara. It’s perfect when you have culture and nature engaged. I saw Santa Claus Church and I was amazed. It’s a perfectly peaceful place. I think it is attractive for all kinds of people from all over the world but it needs some environmental monitoring. I believe a new road was built recently, which has helped, but still it needs some more arrangements.

• How were you introduced to Turkey?“In the Land of Blood and Honey” had a great influence. Turkish producers who watched that

Page 57: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

55TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Yrd. Doç. Dr. Nurdan Tümbek Tekeoğlu: “2010’dan beri çalışıyoruz” Doğu Karadeniz kadınının doğaya karşı verdiği mücadeleyi anlatan İfakat belgeselinin yapımını gerçekleştirdikten ve ulusal/uluslararası birçok ödül kazandığını gördükten sonra, “Seni O Kadar Çok Sevdim Ki” filmimizin de senarist ve yönetmeni, Trabzon-Çaykaralı eşim Orhan Tekeoğlu, yine yörenin ve daha çok “kadının” sorunlarını kapsayan uzun metrajlı bir film çekmek istedi ve ben de yapımı için kolları sıvadım. 2010 yılından beri yapımı için uğraştığımız bu film için sağlık sorunlarından, kişisel birikimlerimizi harcamaya kadar her türlü sıkıntıyı atlattık. Varyap YKB Süleyman Varlıbaş’ın aracılığıyla tanıştığımız Avşar Film’in yöneticilerinden Ali Leskay’ın desteği ile Taylan Demir liderliğinde iyi bir ekip kuruldu ve çekimler tamamlandı. Orhan Tekeoğlu’nun sınıf arkadaşı, ödüllü görüntü yönetmeni Ercan Yılmaz da filme ayrı bir değer kattı. Başta Herry, Makyol ve TAV olmak üzere sponsorlarımızın katkısı büyük. Ayrıca Uluslararası Göç Örgütü IOM da bize manevi destek verdi.

Çekimler Trabzon’da gerçekleşti. Terzic, yöre halkının çekimlerde kendilerine çok yardımcı olduğunu, çay ve yemek ikram ettiğini anlattı.Scenes were filmed in Trabzon. Terzic stated that local people helped her much and offered tea and meals.

movie proposed a similar project and then my Turkey adventures started. But I have always loved Turkey. During the war it was one of the countries who helped us. You Turkish people opened your doors, you said that your houses are ours and defended us against the rest of the world. This is unforgettable. There are some villages with Bosnian names. People who fled from the war are living in peace in here. We are grateful to Turkey.

• The movie that made you famous is “In the Land of Blood and Honey”. How was your relationship with Angelina Jolie?When I first read the script, I thought that it was supposed to be written by a Bosnian. I wondered how a person living in America could have written such a realistic story, but I understood it when I met Angelina Jolie. She is really incredibly sensitive and clever. Also she is very hardworking. She also studied the war in Bosnia, talked to local

people and listened to everybody’s stories. She was such a successful director that it was a great experience to work with her.

• Are there any directors you would like to work with?I admire Fatih Akın, I like his style and perception of art. I believe he understands and narrates Turkey very well.

Assistant Prof. Dr. Nurdan Tümbek Tekeoğlu: “We have been working since 2010”

After shooting the documentary named “İfakat”, which is about the Eastern Black Sea Region Women’s struggles with nature, and seeing it win lots of national / international awards, my Trabzon-born husband Orhan Tekeoğlu, director and script writer of our movie “How Much I Loved You”, wanted to shoot another full-length movie and I started to work on its production. We had to cope with lots of problems such as health issues and spending our personal savings while producing this movie. With the support of manager Ali Leskay, who we met through Varyap Chairman Süleyman Varlıbaş - a good team was created under Taylan Demir’s leadership and the shooting was completed. Award winning cinematographer Ercan Yılmaz-schoolmate of Orhan Tekeoğlu-enriched the movie. Our sponsors, Herry, Makyol and TAV contributed a lot. Also the International Organization of Migration IOM provided great moral support.

Page 58: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 201356

• Trans Sibirya Demiryolu üzerinden yapılan yolculuk en zorlu turistik gezilerin ilk sırasında... Moskova’yı Vladivostok’a bağlayan bu tarihi yolculuk sırasında sekiz farklı zaman diliminden ve dört mevsimin içinden geçiliyor. Dünyanın yaklaşık dörtte biri katediliyor. • Trans Sibirya Demiryolu, dünyanın en uzun ve en ünlü demiryolu. Tam tamına 9289 kilometre uzunluğunda. Rusya’nın Avrupa ve Uzak Doğu’daki yerleşim bölgelerini, Moğolistan ve Çin’den gelen demiryolları ile birleştirerek Japon Denizi’nde son buluyor. • Gezginler için iki seçenek var. İlki, yolculuğa da adını veren Trans Sibirya hattı. Yolculuk Moskova’dan başlıyor. Dokuz Rus şehrinin yanında birçok köy ve kasabaya uğrayıp, Baykal Gölü kıyısından devam ediyor. Sibirya’yı boydan boya aşıp Asya Kıtası’nı enine kateden tren, ortalama yedi gün sonra Japon Denizi kıyısındaki Vladivostok’a varıyor.• Yaygın bir hatayla yine Trans Sibirya diye bilinen ikinci seçenekte ise istikamet Çin. Zaten bu hattın adı da Trans Mançurya. İkinci seçenekte de yolculuk Moskova’dan başlıyor. Sonra kıtanın aşağı kısmına, Çin’e uzanıyor ve yaklaşık 6 günlük bir yolculuk sonrası Pekin’de sonlanıyor.

NOT DEFTERİnotebook

...dünyanın en uzun yolculuğu

Tren sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda seyyar bir pencere... Kilometreleri birbirine bağlayan demirler, yolcusu için unutulmaz bir macera ya da romantik bir yolculuk. İşte dünyanın en uzun tren yolu olan Trans Sibirya’nın ilginç detayları...

S

hutt

erst

ock

A train isn’t only a transportation vehicle but also a roving window. Railways connect expanses covering thousands of kilometers and provide unforgettable adventures and romantic journeys for their passengers. Here are the amazing details of the Trans Siberian Railway, the longest railroad in the world…

• A journey taken on the Trans Siberian Railway is one of the most formidable trips a tourist can take. Travelers can go through 7 different time zones and all 4 seasons during their historical journey that binds Moscow to Vladivostok. One fourth of the world is traversed during this journey. • The Trans Siberian Railway is the longest and most famous railroad of the world. Its length is exactly 9289 kms. Before ending at the Sea of Japan, it connects Russian settlements in Europe and the Far East with railroads coming from China and Mongolia.• Two options are available for travelers. One of them is the Trans Siberian route from which the name of the journey is taken. Beginning in Moscow, the train visits many villages and towns, 9 major Russian cities, as well as Lake Baikal. After 7 days, gliding across Siberia and continuing into Asia, the train arrives at Vladivostok, a seaside city on the Sea of Japan.• The route for the 2nd option, which is mistakenly known as Trans Siberian, actually ends in China and operates on the Trans Manchuria route. This journey also departs from Moscow and stretches into the lower part of the continent into China, arriving in Beijing after a journey of almost 8 days.• Normally, journey durations can be estimated with some precision - within minutes in many cases. However the durations of trips on the Trans Siberian or Trans Manchuria routes are expressed with the words “average” or “about”. The reason for this is very clear: as we stated at the beginning, these are journeys of immense distances, embracing all 4 seasons. For this reason, some delays are bound to happen due to blizzards or other problems in the region. Nevertheless legendary journeys on these legendary routes are never left half finished.• What would you see on your route? The short answer is: three countries, three capitals and 8 important cities. Knowing the names of the cities and other famous destinations only increases the excitement of the journey.

…the Longest Journey in the World

Page 59: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

57TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Trans Sibirya Expresi (üstte büyük resim), Baykal Gölü yanında uzanan raylar (sol sayfa altta), Moğol çadırlarından biri (solda) ve Irkutsk (altta).The Trans Siberian Express (big picture above) The tracks along Lake Baikal (lower left) A Mongol tent (on the left side) and Irkutsk (below)

• Çağımızda yolculuk süreleri neredeyse dakikalarla belirlenmiş durumda. Ancak Trans Sibirya/Trans Mançurya hatlarında süre, “ortalama” veya “yaklaşık” sözcükleriyle ifade ediliyor. Nedeni açık: Başta da belirttiğimiz gibi, yolculuklar, dört mevsimi kucaklayan bir mesafede gerçekleştiriliyor. Bu nedenle kimi zaman bir kar fırtınası, kimi zaman bölgedeki bir karışıklık nedeniyle yavaşlamalar oluyor. Ama efsane hattın efsane yolculukları hiçbir zaman yarıda kalmıyor.• Peki, bu güzergahta nereleri görebilirsiniz? Özetlemek gerekirse, üç ülke, üç başkent ve sekiz önemli şehir denebilir. Biraz daha ayrıntıya girecek olursak, liste yolculuk heyecanını katlıyor.

Shutterstock, chiakto

• Moskova, Kızıl Meydan ve Kremlin... Avrupa’nın en uzun nehri Volga... Avrupa ve Asya’yı birbirinden ayıran Ural Dağları. Dünyanın en derin ve en büyük su rezervuarına sahip Baykal Gölü... 19. yüzyılda Rus devrimcilerin sürgün yeri olan, bugün Rusya’nın Paris’i olarak adlandırılan Irkutsk... Rus taygaları ve Moğol stepleri... Dünyanın en büyüğü unvanına sahip Gobi Çölü... Cengiz Han Anıtı... Türklerin bilinen ilk alfabesiyle yazılmış Tonyukuk Anıtı... Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur... Çin Seddi... Pekin ve Yasak Şehir.• Yolculuğun en önemli duraklarında trenden inilerek mola veriliyor. Böylece, örneğin Baykal Gölü’nde denize girilebiliyor. Pekin’deki Yasak Şehir’de gezilebiliyor. Hatta yolcular, Moğolistan’da elektrik, su, tuvalet, banyo olmayan bir çadırda bir süre kalmayı deneyimliyor; at sütü içip, konuk olduğu topluluğun dini ritüellerine katılabiliyor. • Trans Sibirya Hattı, aslında bir “tarih yolculuğunu” da simgeliyor. Demir yolunun yapımı, 1891 yılında başlamış ve 1916 yılında sona ermiş. Yani, Çarlık Döneminin en büyük projelerinden birinde “açılış” Sovyetler’e nasip olmuş!

• Moscow, Red Square and the Kremlin… The Volga, the longest river in Europe, the Ural Mountains separating Europe and Asia, Lake Baikal, with the deepest and richest water basin in the world, and the Irkutsk, where the Russian revolitioner were exiled in the 19th Century, a city that’s been called the Paris of Russia, Russian taigas and Mongolian steppes, the Gobi Desert, considered the world’s largest desert, the Cengiz Han Monument, the Tonyukuk Monument, inscribed with Turkey’s first known alphabet, Ulan Batur, the capital of Mongolia, the Great Wall of China, Beijing and the Forbidden City.• You can take a break at the most important stops by getting off the train. You can swim in Lake Baikal. You can walk around in the Forbidden City in Beijing. Passengers can even experience for a while life in a tent in which no electricity, water, bath exist. They can drink horse milk, and participate in the religious ceremonies of their host community. • The Trans Siberian Railway symbolizes “a historical journey” in fact. The construction of the railway started in 1891, during the reign of the czars, and ended in 1916, at the beginning of the rule of the Soviets who ultimately took credit for the project.

Page 60: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

haberl

er...

TÜRSAB

RSA

B A

rşiv

i

Air Astana Türkiye’de 10. yılını kutladıKazakistan Hava Yolları Air Astana Türkiye’deki 10. yılını Hilton Oteli’nde verdiği bir davetle kutladı. Davete yolcu acentaları, kargo acenta-ları, partnerler ve Air Astana çalışanları katıldı.Kazakistan Cumhuriyeti Büyükelçisi Canse-yit Tüymebayev ve Kazakistan Cumhuriyeti Başkonsolosu Arslan Dandibayev’in de katıldığı davette TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy da hazır bulundu. Air Astana Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü Elif Ağfaloğlu gecenin sunuculuğunu yaparken, Türkiye Müdürü Karlygash Omurbayeva şirketin on yıllık gelişimi ve başarısını değerlendirdi. Kazakistan Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev, Çin’in 1 milyar 350 milyon nüfusu olduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:“Çin’den Türkiye’ye 20 bin turist, yedi milyonluk Kazakistan’dan ise 360 bin turist geldi. İki kardeş ülke olarak, her konuda ilişkile-rimizi geliştirmeliyiz.”TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy da “iki kardeş ülke arasında düzenlenen uçak seferlerinin daha fazla olması gerektiğini” vurguladı ve şunları söyledi:“Türk Turizmi, her yönüyle iyi bir tatil sunmak, daha iyi hizmet vermek için çabalıyor. Daha fazla Kazak turist gelmesini isteriz.

Kazakistan ile gerçekleşti-rilecek işbirliğine destek vermeye her zaman hazırız.”Bölge Müdürü Michael Whitehead de katılım ve destekleri için konuklara teşekkür etti. Büyükelçi Canseyit Tüymebayev, TÜRSAB Başkanı Başa-ran Ulusoy’a, Türkiye Müdürü Karlygash Omurbayeva’ya ve Bölge Müdürü Michael Whitehead’e birer plaket ve madalya sunarak, katkıları ve çalışmaları için teşekkür etti.

Air Astana celebrated it’s 10th year in Turkey

Kazakhstan Airways Air Astana celebrated its 10th year in Turkey with a reception held at the Hilton Hotel. Passenger Agencies, Cargo Agencies, Partners and Air Astana personnel attended the celebration.Başaran Ulusoy was present at the event as well as Canseyit Tüymebayev, the Ambassador of Kazakhstan Republic, and Arslan Dandibayev, the Consul General. Karlygash Omurbayeva evaluated the success of the company in the last 10 years while Air

Astana Turkey Sales and Marketing Manager Elif Ağfaloğlu was the presenter.Ambassador Tüymebayev reminded that China’s population is 1 billion 350 million and went on: “We hosted 20 thousand tourists from China while 360 thousand tourists visited from Kazakhstan, whose population is only 7 Million. We should improve our relations together as two sister countries in every field.”TÜRSAB President Başaran Ulusoy stated that “there needs to be more scheduled flights between the two sister countries” and said “Turkish Tourism is working hard in order to provide better service and offer a good holiday in every aspect. We would like to host more Kazakh tourists. We are always ready to support a cooperation between Kazakhstan and Turkey.”Regional Manager Michael Whitehead also thanked the participants for their attendance and support. Ambassador Tüymebayev presented plates to TÜRSAB President Başaran Ulusoy, Turkey Country Manager Karlygash Omurbayeva and Regional Manager Michael Whitehead, and thanked them for their efforts.

Page 61: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

59TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Rumeli Teras yaza hazırİstanbul Lütfi Kırdar’ın muhteşem Boğaz manzaralı Rumeli Terası yaza tekrar merhaba diyor. Özel davetler ve özellikle düğünler için mükemmel bir seçenek sunan Rumeli Teras, tüm organizasyonlarını Borsa’nın eşsiz lezzetleri ile birleştiriyor. Boğaziçi Borsa Restaurant tarafından özel olarak hazırlanan menüler; benzersiz lezzetleri ve şık sunumları harmanlıyor, Ru-meli Teras’ta gerçekleşen düğün ve davetleri unutulmaz kılıyor. Deneyimli ekibin profesyonel hizmetlerinin yanı sıra Spectrum Gösteri Teknolojileri tarafından hazırlanan müzik, ses ve ışık altyapısı ile düğünler keyifli ve dört dörtlük bir organizasyona dönüşüyor. Yaz düğünlerinin gözde adresi olan Rumeli Teras’ta evlene-cek çiftler ve özel konuklarının ihtiyacına göre düzenlenen “Gelin&Damat Hazırlık Odaları” da bulunuyor.Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon için: (0212) 373 11 00

Super 8 business otel zinciri Türkiye’de!İlbak Holding medya, reklam, madencilik ve inşaat sektöründeki yatırımlarının yanısıra, turizm sektörünün en büyük otel gurubu Wyndham Hotels Group’un ekonomik otel zinciri olan Super 8’i,Türkiye’de haya-ta geçirecek. Super 8 otel zincirinin Türkiye lisans hakları ile ilgili imza töreni 30 Mayıs 2013 Perşembe günü The Marmara’da düzenlendi. Avrupa ülkeleriyle eş zamanlı olarak devreye giren bu dev yatırımın imza törenine CATHIC adına Jonathan Worsley, Wyndham Hotels Başkan ve CEO’su Eric Danziger, İlbak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İlbak ve iş dünyası ve medyadan konuklar katıldı. İlbak Holding, bu sözleşme ile 66 ülkedeki 7,380 otel ve 631,800 oda kapasitesi olan Wyndham Hotels Group bünyesinde önümüz-deki 10 yıl içinde Türkiye’de 20 otel açmayı hedefliyor. Kalite ve rahatlığı ekonomi ile birleştiren Super 8, 18-20 m2’lik odalarıyla iş hayatının tüm ihtiyaçlarını uygun fiyatla karşılı-yor. Super 8 otel İstanbul’dan başlayarak 2014 tarihinden itibaren Türkiye’nin çeşitli şehirlerin-de hizmete girecek.İlk olarak, 1974 yılında Güney Dakota’da kurulan Super 8 otelleri gelişip zincir olduktan sonra 1993 yılında Wyndham Hotel Group tarafından satın alındı. ABD, Kanada ve Çin genelinde 2,300’ün üzerindeki otel sayısı ile dünyadaki en büyük ekonomik otel zinciri.

Soldan sağa: CATHIC adına Jonathan Worsley, İlbak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İlbak ve Wyndham Hotels Başkan ve CEO’su Eric Danziger.

Rumeli Teras is ready for the summer

Rumeli Teras in Istanbul Lütfi Kırdar welcomes the summer once again with its gorgeous Bosphorus View. Rumeli Teras, a great choice for private parties and weddings, combines the events with the great tastes of Borsa Restaurant.Borsa Restaurant’s special menus blend unique tastes and elegant presentations and make parties and weddings held in Rumeli Teras unforgettable. Weddings are delightfully perfect events with music, sound and light by Spectrum Gösteri Teknolojileri (Spectrum Show Technologies) as well as the professional service staff.In Rumeli Teras, a popular place for Summer Weddings, there are “Preperation Rooms for Bride& Groom” specially for engaged couples. For details and reservations: (0212) 373 11 00

Super 8 Business Hotel Chains are now in Turkey!

İlbak Holding Company are to manage Wyndham Hotels Group’s economical hotel chains Super 8 in Turkey as well as its investments in media, advertisement, mining and construction.A signing ceremony of Super 8 Hotel Chains’ licence rights in Turkey was held in the Marmara Hotel. Jonathan Worsley of CATHIC Eric

Danziger, President and CEO of Wyndham Hotels, Mustafa İlbak Chairman of Ilbak Holding and many guests from businesses and the media attended the ceremony.Ilbak Holding is targeting the opening of 20 Hotels in Turkey in the next 10 years with this contract as a part of Wyndham Hotels Group, which has 7,380 Hotels with 631,800 rooms in 66 Countries. Super 8, with its 18-20 m2 rooms, fulfils the needs of business life at reasonable prices. Super 8 Hotel will enter service in several cities in Turkey, starting in Istanbul in 2014.Super 8 Hotels was founded in South Dakota in 1974

and then, after becoming a chain, was purchased by Wyndham Hotel Group in 1993. It is the biggest affordable a hotel chain in the world with more than 2.300 hotels all over the USA, Canada and China.

Left to Right: Jonathan worsley on CATHIC’s behalf, Mustafa İlbak, Chairman of Ilbak Holding, Eric Danziger, President and CEO of Wyndham Hotels

Page 62: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

haberl

er...

EXPO EXPO Arşivi Uluslararası

Türkçe Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından İzmir’de düzenlenen “11. Uluslararası Dil ve Kültür Festivali”ne katılan 145 ülkeden çocuklara, EXPO 2016 Antalya hakkında bilgi verildi.

EXPO 2016 ANTALYA DÜNYA ÇOCUKLARIYLA BULUŞTUİzmir Kültürpark Fuar Alanı’nda düzenlenen festivalde EXPO 2016 Antalya Ajansı tarafından oluşturulan stantta, Türkiye’nin ilk EXPO’su EXPO 2016 Antalya organizasyonu dünya çocuklarıyla buluştu. Çiçek ve Çocuk temasıyla, dünyanın en güzel çiçeklerini, dünya çocuklarıyla bu-luşturacak EXPO 2016 Antalya, gerek yabancı misafirler, gerekse İzmirli-ler tarafından yoğun ilgi gördü. Festivali ziyaret eden binlerce kişi, EXPO 2016 Antalya standını ziyaret ederek, organizasyon hakkında bilgi aldı. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen çocuklar, Antalya’yı çok merak et-tiklerini, Uluslararası Dil Festivali’nin Antalya’da olmasını da istediklerini belirttiler. İzmirli vatandaşlarsa, EXPO’yu Antalya’nın almasından mutlu olduklarını dile getirirken, çalışmalar hakkında bilgi aldılar.

ALANYA etkinliği

Alanya Belediyesi tarafından düzenle-nen 13. Alanya Tu-rizm ve Sanat Şen-

liği, Yat Limanı’nda gerçekleşti. Alanyalılar’ın yanı

sıra yabancı misafirlerin de yoğun ilgi gösterdiği şenlik-te, EXPO 2016 Antalya’nın

tanıtımı yapıldı. EXPO 2016 Antalya standında, tanıtım filmi oynatılırken, şenliğe katılanlara broşür dağıtılarak bilgi verildi.

Yerli ve yabancı sanatçıların sahne aldığı şenlikteTürkiye’den ve yurtdışından gelen sanatçılar,

konser verdi.

EXPO 2016 ANTALYA MET WITH THE WORLD’S CHILDREN

Children from 145 different countries participated in the 11th International Language and Culture Festival held by the International Turkish Education Association (TÜRKÇEDER) in İzmir and were informed about EXPO 2016 Antalya.

The organizing committee for EXPO 2016 Antalya, Turkey’s first such EXPO, met with the world’s children in the booth set up by the EXPO 2016 Antalya Agency at the festival organized in the Culture Park fair area. Selecting a single flower and a youthful theme to unite the most beautiful flowers of the world with the world’s children, EXPO 2016 Antalya received great attention from both foreign visitors and residents of İzmir. Thousands of people visiting the EXPO 2016 Antalya booth were informed about the organization. Children from various countries stated that they were very curious about Antalya and wanted the International Language Festival to be held in Antalya. The countrymen of İzmir said that they were happy since Antalya got the right to hold the EXPO and they were also informed about the activities.

Activity in AntalyaThe 13th Alanya Tourism and Art Festival held by the Alanya Municipality took place in Yat Limanı (marina).

EXPO 2016 Antalya was introduced to the people at the festival, attended by many attentive foreign visitors as well as residents of Alanya. While an introductory movie was playing in the EXPO 2016 Antalya booth, informational pamphlets were given to festival participants. Singers from both Turkey and abroad took the stage to give concerts during the festival.

Page 63: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

61TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

Antalya Flower FestivalEXPO 2016 Antalya was introduced at the 9th Antalya Flower Festival.

The 9th annual Flower Festival held this year began with a parade on the Işıklar Caddesi.Students from Portugal, Poland, Spain and Romania, appearing in traditional dress, accompanied

the parade whose participants included Ali Nazım Balcıoğlu, Vice Governor of Antalya, Selami Günay, the General Secretary of the EXPO 2016 Antalya Agency, Osman Bağdatlıoğlu, the President of Decoration Plants and Product Importers Association, Çetin Osman Budak, President of ATSO (Antalya Chamber of Commerce and Industry), Ali Çandır, the President of ATB (Antalya Commercial Exchange), and Ali Eroğlu the President of ANSIAD (Association of Industrialist and Businessmen in Antalya).Many colorful events took place during the festival. Several vehicles ornamented with flowers, clowns, students wearing EXPO 2016 Antalya T-shirts, proceeded to the Cumhuriyet Meydanı accompanied by the Metropolitan Band. During the parade, which drew much attention by the public, organizers of the parade dispersed flowers to the bystanders.The organizers and attendees alike took photos of the EXPO 2016 Antalya inscription written with flowers in front of the Atatürk Statue. Speaking at a show that began with a recital and stating that their initial goal was advertising when they kicked off this festival nine years ago, Osman Bağdatlıoğlu, the President of the Association of Decorative Plant and Product Importers said: “Our aim was to introduce the EXPO. I would like to thank primarily the exporters and other contributors.Declaring that the world’s flowers will come together in our city with EXPO 2016 Antalya, Ali Nazım Balcıoğlu, Vice Governor of Antalya, invited everyone to participate in EXPO 2016 Antalya. Flowers were dispersed to the people; balloons and wind roses were dispersed to the children in EXPO 2016 Antalya tents pitched in the Cumhuriyet Meydanı within the scope of Flower Festival. The Raymond Art Group, dealing with designing flowers from Azerbaijan, made a decoration out of flowers. The festival concluded with a recital.

AntAlyA ÇiÇek FestivAli

Antalya’da bu yıl 9’uncusu düzenlenen Çiçek Festivali, Işıklar Caddesi’nde oluşturulan kortejle başladı. Antalya Vali Yardımcısı Ali Nazım Balcıoğlu, EXPO 2016 Antalya Ajansı Genel Sekreteri Selami Gülay, Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, ATB Başkanı Ali Çandır, ANSİAD Başkanı Ali Eroğlu’nun katıldığı korteje, Portekiz, Polonya, İspanya, Romanya’dan gelen öğrenciler, geleneksel kıyafetleri ile eşlik etti. Kortejde, çiçeklerle süslenmiş araçlar, palyaçolar, EXPO 2016 Antalya tişörtü giyen öğrenciler, Bü-yükşehir Belediye Bandosu eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği kortej sırasında, protokol üyeleri vatandaşlara çiçek dağıttı.Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Heykeli önünde çiçeklerle yazılan EXPO 2016 Antalya yazısı önünde protokol ve vatandaşlar hatıra fotoğrafı çektirdi. Müzik dinletisi ile başlayan programda konuşan Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, dokuz yıl önce bu festivali başlatırken bir tanıtım amaçladıklarını belirterek, “Hedefimiz EXPO’yu tanıtmaktı. Başta ihracatçılar olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Antalya Vali Yar-dımcısı Ali Nazım Balcıoğlu da, EXPO 2016 Antalya ile dünya çiçeklerinin şehrimizde buluşacağı-nı belirterek, herkesi EXPO 2016 Antalya’ya katılmaya davet etti. Çiçek Festivali kapsamında Cumhuriyet Meydanı’nda oluşturulan EXPO 2016 Antalya çadırla-

rında, vatandaşlara çiçek, çocuklara balon ve rüzgar gülü dağıtıldı. Azerbaycan’dan festivale katılan çiçek tasarımcısı Raymond Art ekibi de çiçekten bir dekorasyon yaptı.

Festival, müzik dinletisi ile son buldu.

9. Antalya Çiçek Festivali’nde EXPO 2016 Antalya tanıtıldı.

AGC’de Expo anlatıldıExpo Genel Sekreteri Selami Gülay, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek Başkan Mevlüt Yeni ve yönetim kurulu üyeleriyle sohbet etti. Antalya Expo 2016’nın Türkiye’nin ilk Expo’su olması yüzünden çok önemli olduğunu belirten Genel Sekreter Gülay, kent adına bu uluslararası fuara destek olunmasını istedi. Cemiyet Başkanı Mevlüt Yeni’nin ev sahipliği yaptığı toplantıya, AGC Genel Sekreteri Haşmet Öyken, Başkan Yardımcıları İdris Taş ve Ah-met İstek ile üyeler Emin Demir, Cafer Eser, Mustafa Taş, Yalçın Doğan ve Denetleme Kurulu Üyesi Ali Buldu katıldı.

..

.

It was made clear of what EXPO is in AGC Selami Gülay, the EXPO General Secretary, during a visit to AGC, the Association of Journalists in Antalya, spoke with President Mevlüt Yeni and the board of directors. Stating that EXPO 2016 Antalya is a vital event because of being the first one, General Secretary Gülay asked his audience to support this international fair on behalf of the city. Haşmet Öyken, the AGC General Secretary; İdris Taş and Ahmet İstek, vice presidents, and Emin Demir, Cafer Eser, Mustafa Taş, Yalçın Doğan, board members, and Ali Buldu a member of board of auditors were among the others who attended this meeting, hosted by President Mevlüt Yeni.

Page 64: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

THYhaberl

er...

Dışişleri Bakanlığı ve Türk Hava Yolları arasında e-vize konusunda protokol imzalandı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru ile Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu tarafın-dan imzalanan bu protokolle, sınır kapısında vize alarak Türkiye’ye girme hakkı olan yabancı ülke vatandaşları vizelerini internetten online olarak alabilecek.

Turkish Airlines and the country’s Foreign Ministry have signed a protocol gover-ning the issuing of electronic visas. The agreement was signed by Deputy Foreign Minister Naci Koru and Tur-kish Airlines’ Board Chairman Hamdi Topçu. Under the agreement, foreign nationals who are eligible to purchase a visa at border crossings will now be able to purchase an e-Visa over the internet.

Turkish Cargo, hava kargo sektörünün Oscar’ı sayılan, 30. Air Cargo News “Cargo Airline of the Year” ödüllerinde,

müşteri oyları ile ödüle layık görüldü. Galada, Asya-Pasifik Bölgesi için “kargo hizmet kalitesi” kate-gorisinde, “en iyi hava yolu” seçilen Turkish Cargo’yu, Orta ve Güney Avrupa Kargo Bölge Müdürü Mehmet Kızılkaya temsil etti.

Turkish Airlines was deemed worthy of an award at the 30th Air Cargo News “Cargo Airline of the Year” awards, the “Oscars” of the air cargo sector. Central and Southern Europe Regional Cargo Manager Mehmet Kızılkaya represented Turkish Cargo, which was named best airline in the cargo service category for the Asia-Pacific Region at the gala.

Award for Turkish Cargo

e-vize uygulaması başlıyor

e-vize uygulaması başlıyor

Türk Hava Yolları tüm dün-yada uçuş ağını genişletirken, yeni kargo hatları açmaya de-vam ediyor. Kargo uçuş desti-nasyonu olarak 45 noktaya ser-vis sunan Turkish Cargo, uçuş ağına Kuveyt kargo uçuşlarını da ekleyerek tüm dünyada ol-duğu gibi Orta Doğu coğraf-yasında da hızlı büyümesini sürdürüyor.

Turkish Airlines continues to add new cargo routes as it ex-pands its flight network around the world. Currently serving 45 cargo flight destinations, Tur-kish Cargo is also sustaining rapid growth in the Middle Eas-tern region with the recent ad-dition of Kuwait cargo flights to its network.

YENİ KARGO HATLARI

NEW CARGO ROUTES

Turkish Cargo’ya ödül

Page 65: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

63TÜRSAB DERGİ | HAZİRAN 2013

T

HY

Arş

ivi &

Shu

tter

stoc

k KE

NC

KOph

otog

raph

y

Türk Hava Yolları, SAS, Air Astana ve Air Canada ile im-zaladığı anlaşmalarla şu destinasyonlara uçuş imkanı sağ-landı: Aarhus, Aalesund, Bergen, Stavanger, Haugesund, Trondheim, Kristiansand, Tromso, Bodo, Molde, Kristia-nasund, Ostersund, Evenes, Ronneby, Sundsvall, Visby, Skeleftea, Lulea, Umea, Kiruna, Malmö, Vaasa, Almata, Astana, Atlanta, Baltimore, Charlotte, Cincinnati, Fort Lauderdale, Cleveland, Dallas, Detroit, Las Vegas, Minne-apolis, Nashville, Pittsburg, Raleigh Durham, San Diego, Tampa, Seattle, Boston, San Francisco, Miami, Orlando, Denver, Philadelphia, Montreal, Calgary, Vancouver, Edmonton, Ottowa . Ayrıca Malezya Havayolları ile revize edilen Codeshare anlaşması ile İstanbul – Kuala Lumpur hattında Türk Hava Yolları tarafından haftalık 4, Malezya Hava- yolları tarafından haftalık 3 frekans sefer düzenlenecek ve

alternatif uçuş imkanı sağlanmış olacak.

Under agreements it has signed with SAS, Air Astana and Air Canada, Turkish Airlines can now fly to the following destinations: Aarhus in Denmark, Aalesund, Bergen, Bodø, Evenes, Haugesund, Kristiansund, Molde, Ostersund, Stavanger, Tromsø and Trondheim in Norway; Kiruna, Lulea, Malmø, Ronneby, Skelef-tea, Sundsvall, Umea and Visby in Sweden; Vaasa in Finland; Almaty and Astana in Kazakhstan; and Atlanta, Baltimore, Boston, Charlotte, Cincinnati, Cleveland, Dallas, Denver, Detroit, Fort Lauderdale, Las Vegas, Miami, Minneapolis, Nashville, Orlando, Philadelphia, Pittsburgh, Raleigh-Durham, San Diego, San Francisco, Seattle and Tampa in the U.S. and Calgary, Edmon-ton, Montreal, Ottawa and Vancouver in Canada. In addition, following a revised codeshare agreement with Malaysian Airlines (MA), alternating flights will be available on the Istanbul - Kuala Lumpur route at a frequency of four flights a week by Turkish Airlines and three by Malaysian Airlines.

Yeni CODESHARE noktaları

New CODESHARE destinations

MALTA BECOMES 100TH COUNTRY

Dünyada en çok ülkeye uçan “Avrupa’nın En İyi Havayolu Şirketi” Türk Hava Yolları, açılan Malta hattıyla 100. ülkeye ulaştı. Türk Hava Yolları haziran ayında da yeni hatlar açmaya devam ediyor. 3 Haziran 2013 tarihi itibariyle İstanbul’dan El Kasım seferleri haftada 4 frekans, Köstence seferleri haftada 3 frekans ve Mezar-ı Şerif seferleri haftada 2 frekans olarak icra edilmeye başlıyor. Ayrıca 7 Mayıs’ta başlayan Kuala Lumpur seferleri, 17 Haziran itibariyle haftada 4 gün karşılıklı olarak gerçekleştirilecek.

Flying to more countries than any other airline in the world, Turkish Airlines, “the Best Airline in Europe”, has now reached its 100th country with the opening of a new route to Malta. Beginning on June 3, flights from Istanbul to Gassim will be made 4 times a week, flights to Constance 3 times a week and flights to Mazar-i Sharif twice a week. Istanbul-Kuala Lumpur-Istanbul flights that began on May 7 will also be upped to 4 times a week.

Turkish Airlines has signed a Premium sponsorship agree-ment with German Bundesliga champion Borussia Dortmund to become the official airline of the giant club. In a talk he gave at the signing ceremony, Turk-ish Airlines President &CEO Temel Kotil, Ph.D said that the cooperation with Borussia Dortmund was very important for the airline, adding that Turkish Airlines and Dortmund had both grown very rapidly

to become two of the world’s leading brands. Borussia Dortmund flew to the Champions League final in Lon-don with Turkish Airlines. Something equally memo-rable: a specially designed plane, exhibiting Borussia Dortmund’s team colors of black and yellow, flew the team to the UK.

BORUSSIA DORTMUND’LA SPONSORLUK ANLAŞMASI

SPONSORSHIP AGREEMENT WITH BORUSSIA DORTMUND

100. ÜLKE MALTA OLDU

Türk Hava Yolları, Bundesliga Şampiyonu Borussia Dortmund ile Premium kategorisinde spon-sorluk anlaşması imzalayarak dev kulübün resmi havayolu oldu. Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, imza töreninde yaptığı konuşmada, Borussia Dortmund ile işbirliği yapmalarının kendileri için çok önemli olduğunu, Türk Hava Yolları ve Dortmund’un çok hızlı büyüyerek dünyanın önemli markaları haline geldiklerini belirtti. Borussia Dortmund’u UEFA Şampiyonlar Ligi Finali’ne Türk Hava Yolları taşıdı. Borussia Dortmund, renkleri olan sarı siyaha boyalı özel Türk Hava Yolları uçağı ile Londra’ya gitti.

Page 66: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller
Page 67: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller

“Bir adam kendisine çocuk veren kadından ayrılmak isterse çeyizini ve tarlanın, malların bir kısmını verir...” Kral Hammurabi binlerce yıl önce kanunu yazdı... Bu tabletlerle günümüze miras bıraktı.

İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZELERİ KOLEKSİYONUNDAN

HAMMURABI KANUNLARI DER KI!

İstanbul Arkeoloji MüzeleriOsman Hamdi Bey Yokuşu Sultanahmet İstanbul • Tel: 520 77 40 - 41 • www.istanbularkeoloji.gov.tr

“İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin Tanıtımı ve Ulaşılabilirliğinin Arttırılması Projesi Kalkınma Bakanlığı’nın ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle yürütülmektedir.”

Ana Sponsor

Page 68: Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish ... · Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Association of Turkish Travel Agencies HAZİRAN 2013 JUNE 336 Yedigöller