78
> DÜBAM DUNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI > 2016 MAYIS DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI

YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> DÜBAMDUNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

> 2016 MAYISDÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU

POLİTİKASI

Page 2: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar
Page 3: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

DÜBAM

YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN

ORTADOĞU POLİTİKASI

Genel Yayın YönetmeniErhan Erken

Yayın KoordinatörüHazinadar Hasan Hız

DÜBAM YayınlarıKüresel İletişim Merkezi

Barbaros Bulvarı, Balmumcu / BeşiktaşTel: (0212) 274 80 21 – 274 80 22

www.dunyabulteni.net/dubam

Page 4: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

4

Page 5: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

5

<

> 2

016

MAY

IS

Kadir TemizÇin Dış Politikası’nda Değişim Sancıları ve Ortadoğu.........................9

I-wei Jennifer ChangÇin’in İpek Yolu Vizyonunda Ortadoğu...............................................17

Xinhui JiangÇin’in Ortadoğu Politikasındaki Değişiklikler .....................................23

Yiyi ChenÇin, İsrail-Filistin Arasındaki Çatışmaya Müdahele Edecek Mi?........29

Degang SunÇin’in Ortadoğu’daki Yumuşak Askeri Mevcudiyeti............................38

Kyle Haddad FondaÇin-Arap İlişkilerinde Süreklilik Arayışı...............................................49

Jeffrey S. PayneÇin’in İran Bahsi..................................................................................58

Imad MansurÇin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı................................................67

Xumng QianÇin’in Ortadoğu’daki Enerji Politikaları...............................................74

İÇİNDEKİLER

Page 6: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

6

Page 7: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

7

<

> 2

016

MAY

IS

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in devlet başkanı Xi Jinping, 2016 yılının Ocak ayında Ortadoğu’ya 10 gün süren kapsamlı bir ziyaret gerçekleştirdi. Xi’nin Suudi Arabistan, Mısır ve İran ziyaretleri, sadece enerji piyasalarıyla ilgili değil, büyük yatırımlar, askeri anlaşmalar ve siyasi işbirlikleri açısından da çok büyük önem taşıyordu.

Soğuk Savaş sonrası Ortadoğu bölgesindeki siyasi sorunlara ve savaşlara dahil olmayan Çin’in yeni dönemde bölgesel siyasete müdahil olup olmayacağı ve yeni politikalar üretip üretmeyeceği sorusu da bu ziyaretin sonunda önem kazandı.

Bugüne kadar yumuşak güç, enerji işbirlikleri ve pragmatik dış politikayı öne çıkaran Çin’in, gelecekte bölgede nasıl bir pozisyon alacağı merak konusu. Yayınlanan bazı raporlara göre, Çin’in bölgedeki varlığı, sadece ekonomik işbirliğinden ibaret; bazı raporlarda ise özellikle Suriye konusunda net tavır alması, Çin’in gelecekte Ortadoğu’da alacağı role dair önemli emare oluşturuyor.

Elinizdeki bu dosya, Soğuk Savaş dönemi sonrası Çin’in Ortadoğu’daki politikalarını, Körfez ile İran arasındaki ilişkilerini, enerji stratejilerini ve Ortadoğu’daki askeri mevcudiyetini ele alan makalelerden oluşuyor.

Bu çalışmayı benzerlerinden ayıran özellik, Çin’in Ortadoğu politikalarını spesifik konularda ele alması ve Çin’in pragmatik politikalarını yansıtan makalelerden oluşuyor olmasıdır.

Çok yönlü düşünmeye kapı aralaması bakımından Dünya Bülteni okurlarının dikkatine sunuyoruz.

SUNUŞ

Page 8: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

8

Çin’in dış politikası dikkatle incelendiğinde gerek bölgesel gerekse de kü-resel sorunlarda bu gerilim alanlarına bağlı olarak çelişkili tavırlar rahatlıkla gözlemlenebilir.

Açılım politikalarından sonra Çin’in hem sosyal ve kültürel hem de siya-sal ve ekonomik olarak iki uçlu bir reform sürecinden geçtiği söylenebilir. Bu iki uçlu spektrumu genel anlamda Çin siyaseti olarak tanımladığımızda Çin’in yeni dış politika söylemini de bu spektrum çerçevesinde değerlendirebiliriz. 1949-78 arası dönemde yaşanan gerilimli süreç Deng Xiaoping’in geleneksel Çin siyasetinin yatıştırıcı lider tipolojisine uygun olarak ortaya çıkması ile yeni bir döneme girdi. Bu yeni dönemde bir uçta eski sol (old left) bulunurken diğer uçta liberal veya yeni sol (new left) diye tabir edilen düşünceler Çin siyasetinin temel belirleyicileri oldu. Aynı zamanda spektrumun iki ucunu oluşturan bu dü-şünceler Çin’in küresel ilişki ağlarını da belirleyici bir güce sahip.

Bu çerçevede Çin’in resmi söylemi daha çok liberal ve yeni sol düşünce akımlarıyla oluşurken, diğer yandan gerek iç politikada gerekse de dış politika-da ortaya çıkan sorunlara karşı verilen tepkinin dozajını ise eski sol belirliyor. Uluslararası İlişkiler literatüründe bir yandan “barışçıl büyüme” diğer yandan

Çin Dış Politikası’nda Değişim Sancıları ve Ortadoğu

Kadir Temiz

Page 9: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

9

<

> 2

016

MAY

IS

Çin Dış Politikası’nda Değişim Sancıları ve Ortadoğu

“alternatif hegemon” tartışmalarının altında yatan ana sebep iç politikadaki bu tartışmalardır. Reel politikanın zorlayıcılığı Çin’i bu iki gerilim alanlarından biri-ne yaslanmaya zorluyor.

Çin’in dış politikası dikkatle incelendiğinde gerek bölgesel gerekse de kü-resel sorunlarda bu gerilim alanlarına bağlı olarak çelişkili tavırlar rahatlıkla gözlemlenebilir. Örneğin, Tayvan sorununda bir yandan ekonomik veya kültü-rel bağlar göz önüne alınarak ılımlı bir söylem oluşturulmaya çalışılırken, diğer yandan Güney Çin Denizi güvenliği ve ABD etkisi göz önüne alınarak şahin politikalara geri dönülebiliyor. Japonya ile ilişkilerde de benzer bir çelişki söz konusu. Bir yandan medyada ve sosyal eğitim mekanizmalarında Japonya bir nefret unsuruyken, diğer yandan Japon sermayesi veya Asya güvenliği söz konusu olduğunda ilişkilerbirden yumuşayabiliyor.

Bu çelişkili tavrın ana sebebi olarak yukarıda bahsedilen Çin siyase-tinin belirleyici iki ucu arasındaki gerilimin en çarpıcı ve belki de en problemli yönü küresel sorunlarda ortaya çıkı-yor. Son günlerde Çin’in Türkiye ile bazı askeri alanlarda gerçekleştirdiği görüşmeler ve ikili ilişkiler de bu çerçeveden değer-lendirilebilir.

Çin’in Ortadoğu politikasında da yukarıda anlatılan bölgesel savrulmalara benzer savrulmalar yaşanıyor. Çin’in Ortadoğu ile geliştirmeye çalıştığı siyaset

Page 10: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

10

Çin Dış Politikası’nda Değişim Sancıları ve Ortadoğu

üç etki alanında değerlendirilebilir. Bu etki alanlarından ikisi tarihsel bir ilişkiye dayanırken son etki alanı yeni oluşmaya başlayan ve Çin-ABD ilişkileri ile be-raber düşünülmesi gereken bir alandır.

İlk olarak Çin Ortadoğu’da ekonomik çıkar politikası gütmektedir. Özellik-le körfez ülkelerinin başını çektiği bu etki alanındaki grup Yemen ve Suudi Arabistan’ın da rahatlıkla eklenebileceği bir ilişki ağının içindedir. Bu etki ala-nıyla Çin’in ne ideolojik ne de ekonomik bir sorunu vardır. Enerji aktarımı sağ-landığı müddetçe ne Çin için ne de bu ülkeler için ortada bir sorun yoktur. Çin siyaset spektrumunda liberal ve yeni sol düşünce akımlarının bu dış politika ilişkisini sonuna kadar desteklediği söylenebilir.

İkinci etki alanı Çin’in ideolojik anlamda önemli gördüğü ve Ortadoğu siyasi tarihi içinde zaman zaman kırılmalar yaşasa da İran devriminden sonra net bir şekilde ortaya çıkan İran-Irak-Suriye-Lübnan hattı ile oluşan etki alanıdır. Te-melde ABD ve İsrail karşıtlığına dayanan bazen bu ülkeler içindeki siyasi, sos-yal ve ekonomik krizlerden etkilenen bu hat Çin için oldukça önemlidir. Aslında soğuk savaş döneminde SSCB’nin etki alanı olarak ta tanımlanabilecek bu hat soğuk savaş sonrası Çin için oldukça verimli bir alan olarak ortaya çıkmıştır. Son zamanlarda İran ve Suriye sorunlarında BM vetosu da dahil bir çok seçe-neği ortaya koyan Çin’de bu alan eski sol veya geleneksel söylemin belirleyici olduğu bir alandır.

Üçüncü etki alanı Ortadoğu’nun merkezine çevreden gelen farklı baskı un-surları olarak Türkiye-Mısır-İsrail etki alanıdır. Her üç ülke de yukarıdaki tas-niflere giremeyecek kadar farklı özellikleri olan ülkelerdir. Çin’in İsrail ve Mısır ile Ortadoğu siyaseti üzerine tarihsel ilişkileri olduğu bilinmektedir. Ancak aynı şeyi Türkiye için söylemek mümkün değil. Türkiye’nin son on yıldır hem bölge-de hem de küresel anlamda öne çıkan bir ülke olması ister istemez Türkiye’yi

Page 11: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

11

<

> 2

016

MAY

IS

de Ortadoğu’daki güç mücadelesinin önemli bir parçası haline getirdi. Bu süreç son zamanlarda Çinliler tarafından yakından takip ediliyor. Ancak, diğer yan-dan bu çevresel etki alanı yazının başında bahsedilen Çin’in çelişkili tavırlarını da ortaya çıkartıyor.

Çin’in ilk iki etki alanına uyguladığı politikaları bu üçüncü etki alanına uygu-laması imkansız. Tam da burada Çin’in alternatif bir dış politika ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu zamana kadar küresel sisteme entegrasyon ihtiyacı dolayısıyla bi-rinci etki alanını küresel sisteme itirazlarından dolayı da ikinci etki alanını bir bakıma kullanan Çin için yeni dönem yeni ilişki ağlarını da ortaya çıkarabilir. Hem “Arap Baharı”nın evirileceği yön hem de üçüncü etki alanındaki ülkelerin tavırları etkileyici bir güce sahiptir. Bu sebeple Çin’in rakamsal ekonomik üs-tünlüklerinin dünyanın neresinde olursa olsun çok kırılgan bir temelde ilerledi-ğini hesaba katmadan Çin hakkında yapılacak negatif veya pozitif analizlerin geçerliliği yok denecek kadar azdır.

Çin Dış Politikası’nda Değişim Sancıları ve Ortadoğu

Page 12: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

12

Page 13: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

13

<

> 20

16 M

AYIS

Çin Başkanı Xi Jinping 2013’te ilan ettiği İpek Yolu Ekonomi Kuşağı (Bir Kuşak, Bir Yol) ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu teşebbüsleri Çin’in gelecek on yılki stratejik önceliklerini anlamada kapsamlı bir çerçeve sundu. Kara ve deniz odaklı İpek Yolları Asya ile Avrupa’yı Ortadoğu ve Orta Asya üzerinden bir dizi kıtalararası demiryolları, boru hatları, limanlar, havaalanları ve diğer altyapı projeleri aracılığıyla birbirine bağlayacak. Gayrisafi yurt içi hasılası çift haneli rakamlara ulaştıktan yıllar sonra Çin ekonomisi 2014’te yavaşlayıp yüzde 7.4’e geriledi ve çimento, çelik ve alüminyum endüstrilerinde hacim fazlalığıyla kar-şılaştı. Ekonomik büyümeye yeni itici bir güç olarak addedilen İpek Yolu ise Çin’in bu fazlalığı Asya ve Afrika’daki gelişmekte olan ülkelere ihraç etmesini mümkün kılacak.

Başkan Xi’nin yabancı ülkeleri yeni İpek Yolu’na katılmalarını teşvik eden mesajı Suudi Arabistan, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Türkiye, Ceza-yir ve Mısır liderleriyle yapılan görüşmelerde de gündeme getirildi. Bu makale İpek Yolu projesinin Çin’in Ortadoğu ülkeleriyle olan ilişkilerinde bir değişiklik-ten ziyade devamlılığı yansıttığını iddia etmektedir. Çin Ortadoğu ülkeleriyle olan ticaret ve yatırım ilişkilerine odaklanmaya devam ediyor. Bunu yaparken, İran’ın nükleer meselesinde yürütülen uluslararası müzakereler hariç, bölge ülkelerinin siyasetine karışmaktan da kaçınıyor.

Çin’in İpek Yolu Vizyonunda Ortadoğu

I-wei Jennifer Chang

Page 14: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

14

ÇİN’İN İPEK YOLU ÇERÇEVESİNDE ORTADOĞU

Yeni İpek Yolu sistemi Çin’in Ortadoğu ülkeleriyle sağlamlaştırmak istediği ekonomik ilişkilerinde bir sürekliliği temsil ediyor. Çin’in İpek Yolu planlarında muhtemelen geniş bir yer tutacak olan Ortadoğu ülkeleri halihazırda Çin’in böl-gedeki en büyük ticaret partnerleri: Suudi Arabistan, BAE ve İran. Ayrıca pro-jeyle birlikte, 2000’de 1.44 milyar dolardan 2013’te 22 milyar dolara yükselen ve halihazırda hızlı şekilde büyümesini sürdüren Çin-Türkiye ticaret ilişkilerinin gelişmesini de hedeflenecek.

Çin’in bölgedeki en büyük partneri Suu-di Arabistan’la olan ticareti 2013’te 72 mil-yar dolara ulaştı. Çin ile BAE arasındaki iki yönlü ticaret ise 2013’te 40 milyar dolardan 46 milyar dolara yükseldi. İthal ettiği yüksek miktarda petrol yüzünden Arabistan’la ara-sında dış ticaret açığı olsa da, BAE’ye yapı-lan ihracat bu ülkeden yapılan ithalatı geçti. Bu, Çin mallarının Arap dünyası ve ötesine ulaşmasında BAE’nin stratejik bir durak ol-duğunu gösteriyor. Değerli bir pazar olarak Ortadoğu Avrupa ve Afrika’ya kritik bir köprü rolü de üstleniyor ve bu durum, Çinli bir akademisyenin de işaret ettiği üzere, Avrupa Birliği pazarına giriş anlamına geliyor ki Çin’in İpek Yolu stratejisiyle arayışında olduğu asıl ödül bu.

Çin’in İran’la olan ticari ilişkileri uluslararası kamuoyundaki tartışmalı nükle-

Page 15: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

15

<

> 2

016

MAY

IS

Çin’in İpek Yolu Vizyonunda Ortadoğu

er programına rağmen gelişti. Çin-İran ticareti 2012’de 36.5 milyar dolardan 2013’te 39 milyar dolara çıktı. İran-Çin Ticaret Konseyi başkan yardımcısının tahminine göre 2015’in sonuna kadar karşılık ticaret 44 milyar dolara ulaş-mış olacak ki bu Çin’in İran’dan yaptığı petrol, petrokimya ürünleri ile maden-ler, sıkıştırılmış doğalgaz ve endüstriyel ürün alımının payını gösteriyor. İran medyasına göre Tahran ve Pekin yönetimleri 2016’ya kadar ticaret hacmini 60 milyar dolara ve sonraki on yıl içinde de 200 milyar dolara çıkartmayı umuyor.

Çin’in ekonomik yavaşlamasına rağmen bölgeden yaptığı enerji ithalatı yükseklerde seyrediyor. Arabistan ve İran Çin’in başlıca ham petrol sağlayıcı-sı, Çin de bu iki ülkenin en büyük petrol müşterisi. Çin’in Arabistan’dan yaptığı ham petrol ithalatı 2014’te günlük 993 bin 320 varil olarak, 2013’teki düzeyin-den yüzde 7.9 düşük gerçekleşti. Çin’in İran’dan yaptığı ham petrol ithalatı ise 2014’te günlük varil cinsinden 549 bin 250 ortalamayla 2013’e göre yüzde 30 artışla gerçekleşti. 2015’te ise Çin’in İran’dan ham petrol alımı günlük varil cinsinden Ocak’ta 469 bin Şubat’ta ise 532 bin varil olarak gerçekleşti.

Enerji ticareti Çin’in Arabistan ve İran’la olan ekonomik ilişkilerini canlı tu-tarken Çin’in yavaşlayan ekonomisine asıl can veren sermaye-yoğun sektör-ler için yeni pazarlar bulması: mesela inşaat. The Heritage Foundation’a göre 2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar yatırım yaptı. Körfezdeki Arap Kral-lıkları Arap Baharı’nın ardından sağlam kalan politik yapılarıyla bölgedeki Çin yatırımları için nispeten cazip yerler olmaya devam ediyor.

2014’ün ilk yarısında, 17.2 milyar dolarla İran Çin’den en yüksek miktarda yatırım alan ikinci ülke oldu. Bunun 11.6 milyarı enerji sektörüne, 3 milyarı

Page 16: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

16

metal sektörüne ve 2.1 milyarı da ulaşıma sarfedildi. Çin’in bilhassa İran enerji sektörüne yaptığı yatırım Suudi enerji sektörüne yapılandan daha yüksek. Bu kısmen Suudilerin yabancı yatırımcıları petrol sanayisine yatırım yapmaları-nı kısıtlamasından, kısmen de ülkenin zenginliği göz önüne alındığında dış kaynaklı finansmana pek ihtiyacı olmamasından kaynaklanıyor. Diğer taraftan İran ise rafineri kapasitesini genişletmek için petrol ve doğalgaz sektörünü ya-bancı yatırımlara açmakta daha hevesli. İran’daki birkaç petrokimya projesine finanse eden Çin, iddialara göre Sabalan, Lurdigân, Buşehr ve Mescid-i Sü-leyman’daki petrokimya projeleri için 13 milyar dolar temin etti. Çin devletinin kontrolündeki firmalar da Kum şehrindeki havaray ve havaalanı metrosu proje-lerine olan ilgilerini ifade ettiler.

The Heritage Foundation’a göre, Suudi Arabistan ve İran’dan sonra 2014’ün ilk yarısında Çin’den en çok ya-tırım alan ülkeler sırasıyla Ceza-yir (15.4 milyar dolar), BAE (9.5 milyar dolar), Türkiye (9.1 milyar dolar) ve Mısır (8.4 milyar dolar) oldu. Çinli bir şirket Türkiye’ye değeri 20 milyar doları bulan nükleer santrali inşa etme öne-risinde bulunurken yine Çinli bir devlet bankası Türkiye Devlet Demiryolları’na yüksek hızlı tren demiryolu hattının yenileme ve inşası için 770 milyon dolar kredi sağladı. Çin ayrıca Sincan’daki Uygurlularla etnik, dil ve tarihi bağları Türkiye’yi bu bölgeye yatırım yapması ve Urumçi’de bir Türk-Çin sanayi bölgesinin gelişimi için da-vet etti. Diğer örneklere bakacak olursak Çin, Mısır’da Yeni Süveyş Kanalı’nın

Page 17: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

17

<

> 2

016

MAY

IS

inşaatında yer aldı. Ama Suriye ve Libya’daki petrol yatırımları siyasi istikrar-sızlık ve devam eden çatışmalar nedeniyle kesintiye uğradı.

DAHA GİRİŞKEN BİR ORTADOĞU POLİTİKASI MI?Hükümetin İpek Yolu vizyonundan cesaretle Çin şirketleri Ortadoğu ülkele-

rinde ticari ilişkilerini büyütmeyi hedeflerken, Çinli siyasilerin bölgedeki mese-lelere siyaseten dahil olma yönünde bir politika üretip üretmeyecekleri sorusu hala cevap bekliyor. Şimdiye dek İpek Yolu stratejisi Birleşmiş Milletler Güven-lik Konseyi üyesi olmanın getirdiği sorumlulukların ötesinde, Çin’in, bölgedeki siyasi ve güvenlik sorunlarına yönelik aktivizmine dair somut politikalar ortaya çıkarmadı. İki yıl önce başkan olduktan sonra Xi herhangi bir Ortadoğu veya Kuzey Afrika ülkesini ziyaret etmedi. Onun yerine yardımcısı Li Yuanchao ve daha alt düzey yetkilileri bölgeye gönderdi veya konuk hükümet yetkilileriyle Çin’de bir araya geldi. (Ancak bir medyada çıkan bir habere göre 2015’in son-larına doğru Suudi Arabistan’ı ziyaret edebilir.) Xi’nin bölgedeki bu yokluğu, bu yılın başlarında Mısır, Ürdün, İsrail ve Filistin’i ziyaret eden Japon rakibi Baş-bakan Şinzo Abe ile tam bir tezat teşkil ediyor.

Çin’in Ortadoğu diplomasisinde asıl belirleyicinin enerji olduğunu önemle vurgulayan raporların aksine, Çin bölgede doğrudan stratejik olarak politik, as-keri ve ekonomik çıkarların eksikliğini yaşıyor. Bir istisna Çin’in Uygurları hedef alan terör operasyonlarına karşı cılız bir ses çıkaran Türkiye. Ortadoğu’da si-yasi istikrardan ve krizlerin çözümünden yana olmasına rağmen Çin bölgedeki ihtilaflara dahil olma arayışına da girmedi. Mesela devam eden Suriye İç Sa-vaşı veya Nisan 2014’te kesilen İsrail-Filistin barış görüşmeleri gibi. Pekin’in bu sorunlara müdahil olmaktaki isteksizliği Çin’in bölgede doğrudan stratejik çıkarlarının olmayışından ve yine bölgede gerçekleşmesi muhtemel bir deği-şikliğe yapabileceği sınırlı katkısının farkında olmasında kaynaklanıyor.

Çin’in İpek Yolu Vizyonunda Ortadoğu

Page 18: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

18

Örneğin Çin’in Ortadoğu özel temsilcisi İsrail-Filistin barış görüşmelerinde direkt bir politik rol değil de bir bilgi toplama ve danışma rolü oynuyor. 2011 Lib-ya ayaklanmasında 35,000 Çinlinin ülkeden uçaklarla tahliye edilmesinde de gördüğümüz gibi, Çin daha ziyade Ortadoğu’daki Çin vatandaşları ve onların mal varlığını himaye etmekle daha alakadar görünüyor.

Fakat Ortadoğu’daki siyasi anlaşmazlıklara uzak duran duruşları bir yana, Çinli liderler İran’ın nükleer programının geleceğiyle ilgili müzakerelere şiddet-le bel bağlamış durumdalar. 2 Nisan 2015 tarihinde P5+1 ülkeleri -Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin- ve İran, ana hatları belirlenmiş kap-samlı ortak bir planın Haziran sonuna kadar müzakere edileceğini duyurdular. Eğer 30 Haziran’a kadar kritik teknik sorunların çözüleceği son bir anlaşmada mutabık kalınırsa, Pekin bunun diplomatik bir zafer olduğunu iddia edecek ki böylece Amerika ve diğer büyük güçlerle ile ilişkilerini güçlendireceğini söyle-meye gerek bile yok. İran’a uygulanan yaptırımların Çin’in ülkedeki yatırımları-na zarar verdiği için varılacak nükleer anlaşmadan Çin ticari olarak da fayda-lanacaktır. İpek Yolu perspektifinden ötürü Çin İran’la daha çok ticaret yapmak

Page 19: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

19

<

> 2

016

MAY

IS

Çin’in İpek Yolu Vizyonunda Ortadoğu

isterken uluslararası siyasi ve ekonomik zorlamalara da maruz kalmak istemi-yor. Çin’in eski İran büyükelçisi Hua Liming Çin ve İran’ın İpek Yolu için tarihi önemi olduğunu ve bu kadim yolun eski günlerdeki ihtişamını bu iki ülkenin canlandıracağını söyledi.

SONUÇOrtadoğu’nun Çin’in İpek Yolu teşebbüssündeki esas rolü, ‘Çin’in endüst-

riyel hacmindeki fazlalığa hizmet edecek yeni pazarlar ve fırsatlar sunacak olmasıdır. Çin ile Ortadoğu ülkeleri -bilhassa Körfez ülkeleri, İran ve Türkiye- arasındaki ikili ticaretin Çin’in bölgeye yaptığı altyapı yatırımlarıyla birlikte art-ması bekleniyor. İpek Yolu projeleri ekonomi odaklı ve Çin’in bölgedeki siyasi ve asayiş sorunlarındaki faaliyetleri için bir artış gerektirmiyor. Öyle ki İpek Yolu girişimi Çin’in bölgedeki temel stratejik hesaplarında bir değişikliğe yol açmadığı gibi bölgesel sorunlara yönelik politika değişiklikleri ortaya çıkartma-dı. Şimdiye kadar Pekin bölgesel sorunlara BMGK’ndeki koltuğundan kalkma-dan ve P5+1-İran müzakereleriyle etki etmeye devam ediyor. Çinli siyasiler Ortadoğu’yu Çin’in stratejik çıkarları doğrultusunda görmeye başlamadıkları müddetçe, İpek Yolu stratejisi Ortadoğu’da hep olduğu gibi ticarete yönelik ol-maya devam edecek.

Kaynak: Middle East InstituteDünya Bülteni için çeviren: Mustafa Doğan

Page 20: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

20

Page 21: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

21

<

> 20

16 M

AYIS

Çin 2011’den beri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Rusya Federas-yonuyla hareket edip Suriye hakkındaki önergeleri veto etmesi sert eleştirilere yol açıyor. Yine böyle bir vetodan hemen sonra dönemin ABD BM büyükel-çisi Susan Rice “Birleşik Devletler olarak bu Konsey’deki birkaç üye ülkenin buradaki yegane amacımızı yerine getirmemizi engellemesinden sıkıldık.” Bu ağır eleştiriye karşılık Çin’in BM geçici temsilcisi Li Baodong veto kararını “BM Tüzüğü’nün uluslararası ilişkileri, egemenlik hakkını, bağımsızlığı, bölgedeki ülkelerin birliğini ve toprak bütünlüğünü esas alan prensip ve normlarına ciddi biçimde sahip çıkmalıyız.” şeklinde savundu.

Çin son 30 yıldır uluslararası ilişkilerinde ülkelerin egemenlik hakkına riayet eden pozisyonuna sadık kaldı. Yani Çin’in Suriye’de takındığı tavır yeni değil. Hakeza öne sürdükleri gerekçeler de... The Diplomat Dergisi’ndeki makalesin-de yazan Adrien Morin “Çin, prensipleri ve gelenekleri ile uyumlu olarak Suriye krizinde tutarlı bir dış politika izledi. Bunlar “Bir Arada Yaşamanın Beş Prensibi” (the Five Principles of Peaceful Coexistence) adı verilen antlaşmada açıkça belirtiliyor.

Çin’in Ortadoğu Politikasındaki Değişiklikler

Xinhui Jiang

Page 22: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

22

Çin’in Ortadoğu Politikasındaki Değişiklikler

Ancak bu nokta yanlış anlaşılmaya müsait. Her ne kadar Çin hala müdahale etmeme ilkesine bağlı kalsa da, daha önce görülmemiş derecede gösterdi-ği atılganlık ve “Ortadoğu ülkeleriyle dostane ve işbirliğine dönük ilişkiler güt-me” duruşundan taviz vermesi bu krizde kendini çoktan belli etti. Muhammed Olimat’a göre “Çin Arap Dünyası’nda bir Batı müdahalesine hep karşı oldu ama bu, son bir yılda olduğu kadar şiddetli bir karşıtlık da değildi.”

Çin 4 Şubat 2012 tarihinde Fas tarafından masaya getirilen S/2012/77 sayılı BMGK önerge-sini Rusya ile hareket edip veto etti. Önerge Konsey’den geçsey-di, Suriye’de kötüleşen durumla ilgili endişeleri bildirecek, ülke-deki insan hakları ihlallerini ve her nereden gelirse gelsin şiddeti

kınayıp Suriye hükümetinden Arap Ligi ülkelerinin önerdiği planı gecikmeden hayata geçirmesini talep edecekti.

Sadece 24 saat sonra, Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi’nden bir heyet Çin Dışişleri Bakanlığı’nın daveti üzerine Afrika ve Batı Asya’dan sorumlu bakan yardımcısı Zhai Jun ile görüşmek için Pekin’i ziyaret etti. Çin bundan kısa bir süre sonra da Suriye, Mısır, Suudi Arabistan, Katar, İran, Ürdün, İsrail ve Filistin’e askeri operasyona alternatif seçenekler hakkın-da fikir alışverişinde bulunmak üzere üst düzey heyetler gönderdi. Bu diplo-matik çabalara ilaveten Çin savaş gemilerini Akdeniz’e gönderip Suriye’deki Rus donanmasıyla beraber boy gösterme konusunda da kararlı gözüktü. Bu

Page 23: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

23

<

> 20

16 M

AYIS

Çin’in Ortadoğu Politikasındaki Değişiklikler

adımlarla Çin geleneksel duruşuyla bağlarını koparıyor ki bu yeni duruş bölge-deki ülkelerin içişlerine bulaşmaktan kaçınan bir niteliğe sahip olduğu şeklinde de tanımlanıyor.

Öyleyse bu değişimi kafamızda nasıl canlandırabiliriz? Degang Sun ve Yahia Zoubir gibi akademisyenler “adem-i müdahaleden yapıcı müdahaleye doğru” bir değişiklik şeklinde tanımlıyorlar. Wudan Üniversitesi’nden Chengqiu Wu değişikliği “koruma sorumluluğu” normunun tatbik edilmesine yönünde bir aşama olarak yorumluyor. Diğerleri, mesela Michael Swaine ise bu değişime “kendinden emin, yeni bir Çin”in doğuşuna ait bir unsur şeklinde yaklaşıyor.

Diğer taraftan, eğer Çin son yıllarda tutumunu gerçekten de temelden de-ğiştirdiyse ve böylece “kendinden emin yeni bir Çin” olduysa, 2003 Irak Savaşı gibi hadiselerde takındığı düşük profilli rolü ne açıklıyor ? Yine ek olarak, mü-dahalesizlik düsturunu kararlı biçimde bertaraf etme politikasını ne açıklıyor ? Ve Çin hakikaten uluslararası bir düstur olarak “koruma sorumluluğu”nu aşama aşama gündemine aldıysa, öyleyse neden masum Suriyeli sivilleri korunması için güç kullanımı yetkisi veren tasarıyı veto etti.

Bu değişimi ve Çin’in adem-i müdahale prensibiyle olan ilişkisini anlayabil-mek için Çin’in son on yıl sırasında ve öncesinde dahil olduğu bölgesel krizleri mukayese etmeye değer. Son yıllarda Çin Ortadoğu’da başlıca üç krizle karşı karşıya kaldı: 2003 Irak Savaşı, 2011 Libya Krizi ve 2012 Suriye İç Savaşı. On yıl önce Çin’in Ortadoğu’ya olan ve petrolün şekillendirdiği yaklaşımı taoguang yanghui yani hiçbir şey yapmamak olarak niteleniyordu. Son on yıldır ise Çin’in “dinyaya daha çok katkıda bulunmak” hedefiyle yönlendirilen yeni diplomatik stratejisi tedricen biçimlendi. Fakat bu tutum da çok tutarlı değil.

Page 24: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

24

Çin’in Ortadoğu Politikasındaki Değişiklikler

Kasım 2002’den Kasım 2003’e kadar Irak Savaşı boyunca Güvenlik Konseyi’nden yedi önerge geçti. Bunların özellikle ikisi (S/2002/1441 and S/2003/1511) müdahalesizlik prensibiyle alakalıydı. Çin tüm önergelere leh-te oy verirken Çin temsilcileri toplantılar boyunca S/2003/1511 sayılı teklifin güç kullanımını öngören kısmını tam olarak desteklemediğini belirtti. Çin’in o dönemki geçici BM temsilcisi Wang Guangya’nın bu hususu konuşmasında “bu önergelerin lehine oy vermemiz içerikleriyle tamamen mutabık olduğumuz anlamına gelmiyor.” şeklinde vurgulamıştı. Ve Çin çatışmaya müdahil olmakta isteksiz olduğu için pasif kaldı. Çinli yetkililer defalarca politik bir çözümün ve barışçıl bir uzlaşmanın yürürlüğe girmesi çağrısında bulundu ama hiçbir za-man ABD öncülüğündeki askeri işgale ciddi olarak karşı gelmediler. Yitzhak Schichor’un söylediği gibi:

“Çin bir taraftan olarak anlaşmazlıkların barışçıl şekilde çözümüne dair söz-de destek verirken, barışçıl bir uzlaşma için parmağını pek oynatmadı ve ABD liderliğindeki koalisyonun işgaline BM çerçevesinde kalarak veya kalmaksızın rıza gösterdi.“

Suriye örneğinde ise durum farklıydı. Krizle ilgili Kasım 2011’den Eylül 2013’e kadar yedi BMGK önergesi masaya getirildi. Çin bunların üçü aleyhin-de rey verdi. Lehte oy verdikleri 2042, 2043, 2059 ve 2118 sayılı kararlar oldu.

2042 ve 2043 sayılı olanlar dönemin BM Özel Elçisi Kofi Annan’ın Altı Mad-delik Barış Planı’nın uygulanması ve ateşkesi denetleyecek gözlemcilerin gö-revlendirilmesiyle alakalıydı. Bu iki kararla ilgili dikkat edilmesi gereken, ne güç kullanımı yetkisine veya tehdidine dair bir dile yer verilmesi ne de yaptırımların

Page 25: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

25

<

> 2

016

MAY

IS

Çin’in Ortadoğu Politikasındaki Değişiklikler

uygulanması. Annan’ın planı daha ziyade “Suriyelilerin öncülüğünde kurulacak kucaklayıcı, politik bir dönemin” başlamasının gerekliliğini vurguluyordu. Bu spe-sifik farklılık Çin’in müdahalesizlik ilkesine dair pozisyonunu yansıtıyordu.

Pekin penceresinden ise müdahalesizlik ilkesine bağlılık hareketsiz kalmakla aynı anlama gelmiyor. Birleşmiş Milletler’in karar almasına engel olmak demek de değil. BM Tüzüğü’nün 2.7. maddesinde tanımladığı üzere, müdahalesizlik

prensibi 7. Bölümde tanım-lanmış olan yaptırım tedbirle-rinin tatbikine zarar vermeye-cek ve Güvenlik Konseyi’ne “barışa yönelik tehdidi, ba-rışın ihlali veya saldırı fiilini” tespit etme ile uluslararası barışın ve güvenliğin korun-ması veya tamir edilmesi için hangi tedbirlerin alınacağına karar verme yetkisini vere-cek.

Irak ve Suriye meselelerindeki dahlinden de çıkarılabileceği gibi Çin müdahil-liği meşru kaldığı ve ilgili BM maddelerinde şartlarla uyuştuğu sürece sorumluluk üstlenmeye istekli. Dolayısıyla Çin’in Irak’ta güç kullanımıyla ilgili teklife lehte oy vermesi müdahalesizlik prensibinden bir sapma teşkil etmedi. Suriye örneğinde, yaptırımların uygulanmasını öngören üç tasarıyı veto etmiş olarak Çin yine de krizin çözümü için sorumluluk alma hususunda çok aktif ve istekli oldu.

Page 26: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

26

1990’larla kıyaslandığında Çin Ortadoğu’da daha faal bir rol oynamaya baş-ladı. Lakin manzara tartışmasız da değil. Irak ve Suriye örneklerini karşılaş-tırarak bu daha aktif Çin modelinde de farklılıklar olduğunu görebiliyoruz. Bu farklılıklar yüzünden Çin’in müdahalesizlik prensibini terk ettiğini ve “koruma sorumluluğu” düsturunu benimsediği sonucuna da varamıyoruz. Fakat Çin’in “norm belirleme projesi” (norm-building project) ve müdahalesizlik prensibine dair konumunun kademe kademe değişiyor.

Ortadoğu’nun Çin için stratejik ve ekonomik etkisinin arttığını göz ardı et-mek ve Çin’in diplomasi modelinin ideal politik olduğunu öne sürmek gittikçe zorlaşıyor. Çin’in kendi tarzını oluşturduğunu, koruma sorumluluğu anlayışını ve bölgedeki somut çıkarlarını dengelediğini söylemek daha makul olacaktır. Açık olarak bu adaptasyon Çin’in Ortadoğu’ya yönelik tavrında olumlu değişik-liklere yol açtı. Mesela son krizlerdeki girişkenliği, 2002’de daimi bir Ortadoğu temsilcisini tayin etmesi ve 2003’te Çin- Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi Forumu ile 2004’te Çin-Arap Forumu’nun teşekkülü gibi. Bu adaptasyon mo-deline bakıp yakın gelecekte Çin’in kendi etkisini planlama peşine düşeceği ve Ortadoğu ile daha meşgul olabileceği söylenebilir. Ancak Ortadoğu’nun Çin için arz ettiği ekonomik ve stratejik önem ortadayken Pekin’in Ortadoğu politi-kasında veya BM üzerinden bölgesel krizlere yaklaşımında esaslı bir değişiklik beklemek gerçekçi değil. Bunun yerine öngörülebilir gelecekte Çin’in ulusal çıkarlarını ve norm faktörlerini dengelemeye devam edeceği beklentisinde ola-biliriz.

Kaynak: Middle East InstituteDünya Bülteni için çeviren: Mustafa Doğan

Page 27: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

27

<

> 2

016

MAY

IS

Temmuz 1954’de Çin, Hindistan ve Myanmar liderleri Barış İçinde Bir Ara-da Yaşamanın Beş İlkesi’nin uluslararası ilişkileri yönetmenin temeli olduğunu ileri süren ortak bir bildirim yayınladırlar. Bu ilkeler, egemenlik ve bölgesel en-tegrasyon için ortak saygı, ortak saldırmazlık, iç işlerine karışmama, eşitlik ve ortak çıkar ve barış içinde bir arada yaşamayı temel alıyordu. O zamandan beri Çin, diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesine sıkı sıkıya bağlı kaldı ve geçtiğimiz yıllarda Pekin Suriye iç savaşına hiçbir şekilde müdahale etmedi.

Fakat mekik diplomasisinde Çin’in Sudan ve Güney Sudan’daki çatışmalara yaklaştığını söylemek doğru değil. Orada, Çin’in devlet tarafından (Çin Ulusal Petrol Şirketi başta olmak üzere) Sudan’ın petrol bölgelerinde ve 2011’de ba-

Çin, İsrail-Filistin Arasındaki Çatışmaya

Müdahele Edecek mi?

Yiyi Chen

Page 28: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

28

Çin, İsrail-Filistin Arasındaki Çatışmaya Müdahele Edecek Mi?

ğımsızlığını kazanmasından beri Güney Sudan’ın petrol altyapısında çok uzun bir zamandır güçlü yatırımlar yapmaktadır. Çin artık sadece Sudan’da değil, Afrika’nın birçok bölgesinde ve daha küçük ölçüde dünyanın diğer bölgelerinde iç işlerine karışmama politikasını “taşları hissederek suları geçmek” (Çin’de yeni bir problem için pragmatik bir yaklaşım anlamına gelecek bir deyim) tarzında bir değişime uğratmıştır.

Çin’in mantığı basit değil, amaç yatırımları korumak. Aslında Çin’in müdahale etmeye karar verdiği tüm bölgelerde, eğer yerel çatışmalar ya da siyasi çalkan-

tılar artarsa, Çin’in belirli ekonomik çıkarları potan-siyel olarak zarara maruz kalabilir. 2009 yılında Çin Afrika’nın en büyük tica-ret partneri olarak Birleşik Devletleri geçti ve Çin dün-yadaki doğrudan yabancı yatırımın üçüncü büyük kaynağı haline geldi. Böy-lece Çin hem siyasi aktivi-telerini hem de uluslararası

ticaretini açık bir şekilde arttırdı.

Bu nedenle, bu mantığa göre Çin’in kaderinde İsrail ve Filistin arasında ya-şanan çatışmalara da müdahale etmek var. Nihayetinde Çin kayda değer bü-yüklüklerdeki İsrail şirketlerini ele geçirdi. Hem Çin hem de İsrail şirketleri, risk sermayesi ve Pekin’in Zhongguancun’ını (halk arasında Çin’in Silikon Vadisi olarak bilinmektedir) ve İsrail’in Silikon Vadisini kapsayacak şekilde yapılan özel sermaye anlaşmaları ile, birbirleriyle ortak olmanın avantajını yaşadı.

Page 29: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

29

<

> 2

016

MAY

IS

Çin, İsrail-Filistin Arasındaki Çatışmaya Müdahele Edecek Mi?

Çin’in Filistinlilere yönelik ekonomik dahiliyeti Pekin’in Filistin Kurtuluş Örgütü’nin “eski dostu” rolüne bürünecek kadar önemli ve kapsamlı değil. Filis-tin için yapılan göstermelik destek hem Arap devletlerinden şikayetler gelme-sine neden oldu, hem de Çin’in gelişmekte olan ülkelerde adalet savunucusu olma yönündeki zaten zor kazanmış olduğu uluslar arası imajına zarar veriyor. Her Kasım ayında Pekin “Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü” adı altında bir anma düzenliyor.

Devlet Başkanı Xi Jinping, 2014 anmasında bir tebrik mektubu gönderdi ve Çin’in Filistin’e yönelik artan ilgisini göstermiş oldu. Tabii bu durum tüm Arap ülkelerinin ilgisini çekti. Bunun yanı sıra, Çin kendi Müslüman azınlık-ları ile gerilimin giderilmesi konusunda, Filistin meselesi ile ilgili destekleyici bir tutum içerisinde olmayı düşünüyor. Bu, Pekin’in Yeni İpek Yolu Ekonomik Kuşağı’nın önemli bir unsuru.

Ortadoğu sadece Çin’in zorunlu fosil yakıt kaynağı olarak değil, aynı za-manda Çin’de üretilen metalar ve ürünler için geniş bir pazar olarak da hizmet ediyor. Çin enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye çalıyor. Ve bundan dolayı Orta Doğu’daki üreticilere olan bağımlılığını azaltmış olması sebebiyle, bu çabaların alçak gönüllü bir başarı örneği olduğu kanıtlanmış oldu. Hakeza Rusya, Çin için ne güvenilir müttefik ne de ekonomik bir alternatif. Bu arada boru hattı yo-luyla Rus petrolünü Çin’e taşımasının maliyetine dayanarak yargılanıyor.

Pekin ayrıca, Afrika ülkelerindeki istikrarı sürdürmeye çalışmanın yüksek maliyetini de artık öğrendi. Bu sebeple, alternatifleriyle kıyasladığımızda, Ortadoğu’da hâlihazırda bir garantör ile (Birleşik Devletler) işbirliği içinde çalışmak kötü bir seçenek değil. “Asalak” olarak çağrılmak oldukça rahatsız edici. Ama tabiki her halükarda, araba kullanmak isteyen birinin önce bisiklet sürmeyi öğrenmesi gerekir. Yani, eğer Çin’in dünyadaki sorunlu bölgelerde-

Page 30: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

30

ki istikrara nasıl katkı yapabileceğini öğrenmesini isterse, Amerika Birleşik Devletleri’nin varlığını kabul edebilir.

Çin’i İsrail-Filistin arasındaki çatışmayı çözme konusunda daha katılımcı ol-ması için motive etmek de, Birleşik Devletler ile ilişkilerinde dengeyi sağlama arzusunda yatıyor. Çin ve Birleşik Devletler arasında artan gerilimler – Doğu Asya’daki bölgesel çekişmeleri idare etmek için – Çin bazen Birleşik Devletle-rin kendi bahçesindeki kırılganlığın Orta Doğu ya da Güney Amerika’da olup olmadığını test etmeye çalışıyordu.

Orta Doğu’da hiçbir şey İsrail-Filistin çatışması kadar kaynakları tüketmemiş ve Birleşik Devletler için kronik bir acıya neden olmamıştır. Her başarılı ABD yönetimi iki taraf arasındaki ilişkileri güçlendirmeyi amaçlayan yeni girişimlere başvurmuş ama tüm çabalar İsrail’i daha da güçlendirirken Filistin’ini zayıflatıp daha da parçalamıştır. Çin, İsrail-Filistin meselesini çözmeye çalıştığı halde potansiyel riskler dolayısıyla çözüme göre hareket geçemiyor. Pekin ABD’nin

liderliğini ve sahipliğini Çin sürekli erteliyor. Bunun temel sebebi de Ortadoğu konu-sunda Çin’in herhangi bir po-litikasının olmaması. Bu yüz-den İsrail-Filistin meselesinin çözümünü belirleyecek bir uzman grubu mevcut değil ve Çin halihazırda bu sorunları çözmek için yanlız başına.

Çin’in bu çatışmaya sü-rekli olarak ABD’nin aracılık etmesine yönelik kısır döngü yazgıyı kıracak bir yol bulma-

Page 31: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

31

<

> 2

016

MAY

IS

Çin, İsrail-Filistin Arasındaki Çatışmaya Müdahele Edecek Mi?

sı gerektiğini anlaması gerekiyor. Neyse ki, ABD çabasını içinden çıkılması zor bir hale getiren birçok faktör, Çin’de neredeyse hiç bulunmuyor. Çin’de geniş bir Yahudi popülasyonu yok, ve siyasi sistemi baskı lobiciliğinden ve parti içi ve partiler arası siyaset karışıklıklarından neredeyse tamamen uzak. Dahası, Çin sadece İsrail’le değil, aynı zamanda İsrail’in İran, Suriye ve Türkiye gibi tüm düşmanları ile de sıcak bir ilişki içerisinde.

Arap ülkelerine gelince, onların duruşu, yüzeyden görünenden daha kar-maşık olabilir. Çin’in desteklediği “kapsamlı” bir Arap Barış Girişimi olsa bile, İsrail’in birçok Batı Şeria bölgesinde birçok yerleşim inşa etmesi ve 2002 yı-lından sonra birçok Filistinlinin katledilmesi sebebiyle bu süreç miadını doldur-muş durumda. Bunun yanında, Orta Doğu’daki siyasi dengeler son beş yılda kayda değer biçimde değişti. Hem İsrailli hem Filistinliler hesaplarını değiştirdi ve artık ikisi için de müzakere masasına oturmak eskisinden daha zor. Bölgede başta Arap ülkeleri ve Müslüman mezhepleri artan iç gerilimler çatışmaların daha da karmaşıklığına sebep oluyor.

Yine de uzun ve karmaşık bir tarihe sahip olan, kültürel çözümler getirme hususunda daha duyarlı olan Çin, ABD’ye göre daha donanımlı gözükmekte. Ve Çin, Orta Doğu’daki tüm ülkelerle ortak bir çalışma yürüterek daha fazla baskı kullanabilir. Mevcut diğer ülkeler bölgede uzun dönem barış sağlama ko-nusundaki çabalardan elini eteğini çekecek gibi gözükmekte. Zira bu devletler Çin’in barışa ihtiyacı olduğunu düşünmekten ziyade, kendilerinin bir barışa ihti-yacının olduğunu öngörecek. Aslında bu durum ABD’nin imrendiği bir pozisyon olacak.

Çin’in tamamen hazır olup olmadığını, eğer İsrail ve Filistin arasındaki çatış-maya “müdahale” ettiğinde göreceğiz. Belki de son yıllarda Çin’in birçok girişi-minde olduğu gibi, yeni bir politikanın uygulama sürecinde, önce bu politikayı

Page 32: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

32

öğrenmek daha iyidir. Şimdilik Çin, Washington’ın Pekin’i barış sürecine ta-mamen dâhil olmaya davet edeceği gün için hazırlanırken, çatışmanın çözü-mü konusunda güçlü diplomatik açıklamalar yapmayı da bırakmayacak gibi duruyor.

Kaynak: Middle East InstituteDünya Bülteni için çeviren: Mustafa Doğan

Page 33: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

33

<

> 2

016

MAY

IS

Gücündeki büyük artışın bir sonucu olarak bugün Çin’in iki sınırı var. Bun-lardan biri, egemen topraklarını çevreleyen doğal sınırlar; diğeri de yurt dışın-daki çıkarlarının oluşturduğu suni sınır. Özellikle Orta Doğu olmak üzere yurt dışına “yumuşak” (soft) askeri varlık yerleştirerek Çin, bir yandan uluslararası topluma kamu malları temin eder ve çok taraflı ilişkilere zarar gelmesi riskini asgariye indirirken ticari menfaatlerini de koruyabiliyor.

Çin’in Ortadoğu’daki Yumuşak Askeri Mevcudiyeti

Degang Sun

Page 34: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

34

SERT VE ASKERİ YUMUŞAK ASKERİ YAKLAŞIMLAR

Dış askeri güçlerin uluslararası toplum için, vazifelendirilen topraklara ya da diğer ülkelerin topraklarına yerleştirilmesi, kabulü ve ilerlemesi genelde ya “sert” (hard) ya da “yumuşak” (soft) askeri stratejilere göre yapılır. Sert yakla-şımın birkaç önemli unsuru vardır.

Birincisi, diğer ülkelerin sınırları içinde yarı-daimi askeri üsler kurulur ve ya-bancı güç, bu ülkelerde özel askeri faaliyetlerde bulunma hakkını saklı tutar. İkincisi, yabancı ülke, bazı hak ve imtiyazlar elde ederek bu üsleri serbestçe kullanma hakkına sahiptir. Üçüncüsü, bu üsler genelde savaş, komuta, keşif ve istihbarat toplama operasyonları gibi askeri çabalara destekte kullanılır. As-keri üsler, ev sahibi ülkenin genel olarak caydırıcılık kabiliyetini artırırken aynı zamanda büyük ekonomik maliyetlerle birlikte ev sahibi ülkeyle yabancı ülke arasında sürtüşmelere de yol açabilir.

Yumuşak askeri yaklaşım, yurt dışına askeri tatbikatlar için geçici olarak si-lahlı kuvvetler gönderilmesiyle barış gücü askerleri, eğitmenler ve danışmanlar sevk edilmesini de içerebilir. Yine bu yaklaşım, yurt dışına mühimmat depoları, ortak istihbarat tesisleri, hava sahası gözetim tesisleri, deprem gözetleme is-tasyonları, teknik servisler, bakım üsleri ve askeri eğitim kurumları inşa edilme-sini de ihtiva edebilir.

Daha yumuşak bir askeri mevcudiyet, bir askeri üs gibi daha kalıcı bir mev-cudiyetten temelde birkaç şekilde ayrıdır. Birincisi, askeri üsler “devlet içinde devlet” ya da “özel askeri bölge” anlamına gelmediği için yabancı ülke, bulu-nulan ülkenin kanunları dışında olmak gibi bir imtiyaza sahip değildir. İkincisi, yabancı ülke ev sahibi ülkeyle olan askeri düzenlemelerini kurumsallaştırmaya

Page 35: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

35

<

> 2

016

MAY

IS

çalışmaz. Üçüncüsü, yabancı askeri kuvvetler özellikle insani yardım operas-yonları, arama-kurtarma faaliyetleri, insanları koruma, tahliye etme ve onlara refakat etme çalışmaları, barışı koruma ve ihtilafları önleme faaliyetleri sıra-sında olmak üzere hem askeri hem de sivil görevler icra ederler. Bunlar “sert gücün yumuşak kullanımı” kategorisine girer.

Dördüncüsü, yurt dışındaki askeri faaliyetlerde yumuşak yaklaşım, görevle alakalıdır ve geçici mahiyettedir. Bu da daha fazla esneklik ve daha az ekono-mik maliyet getirir. Bu yaklaşım, meseleleri kısa vadeli görevlerle halletmeye çalışır. Yayın aletleri, optik fiber kablo terminalleri, muhabere vasıtaları, uydu navigasyon yer istasyonları da yumuşak askeri mevcudiyetin önemli parçala-rıdır.

ÇİN’İN YENİ YUMUŞAK YAKLAŞIMLARIÇin diplomatik ilkeleri, “nüfuz alanı” düşüncesine karşı olsa da bu ilkeler Çin

çıkarları tehlikeye girdiğinde geçici olarak asker konuşlandırılmasını men etmez.

Son yıllarda, Çin donanma-sının barış ve kalkınma san-cağı altında askeri olmayan fonksiyonları yaygınlaştı. Do-nanma diplomasisi, korsan-lıkla mücadele, afet yardım ve okyanusta kurtarma faali-yetlerinin hepsi, donanmanın

önemli fonksiyonlarından oldu.

Çin’le Tayland, Myanmar, Kamboçya, Pakistan, Maldivler, Sudan, Seyşeller, Suudi Arabistan ve diğer ülkeler arasında askeri münasebetler de arttı. Bunlar,

Çin’in Ortadoğu’daki Yumuşak Askeri Mevcudiyeti

Page 36: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

36

Hint Okyanusu’nun batısı ve Basra Körfezi’nde daha fazla askeri iş birliği tesis edilmesinin de temelini teşkil etti.

Ayrıca Çin, 2008’de Somali sularına Çin donanmasından unsurlar gönder-diğinden bu yana askeri diplomasi çabaları kapsamında korsanlara karşı ortak tatbikatlara ve komşu ülke ve bölgelere donanma ziyaretlerine başladı. Çin ayrıca Cibuti, Umman, Suudi Arabistan ve Sudan’da geçici teknik servis is-tasyonları tesis etti. Bu etkileşimler, Çin’in yurt dışındaki askeri mevcudiyetini geliştirmesi için ideal bir ortam oluşturdu.

Çin’in yurt dışındaki yumuşak askeri mevcudiyetinin daha da yaygınlaşma-sı, Çinli göçmen işçilerin güvenliği ve Çin’in yurt dışındaki ticari yatırım ve çı-karlarının korunması için gereklidir. Böyle bir yaygınlaşma, Pekin’in uluslarara-sı hudutlara saygı duyma ve başka ülkelerin iç işlerine karışmama prensibine olan güçlü sadakati sebebiyle siyasi olarak mümkündür.

Çin’in yurt dışında yumuşak askeri varlığının yaygınlaşması teknik açıdan da mümkündür. Çin, ordusundaki modernleşmenin hızlanmasıyla şimdi gücü-nü yurt dışında da gösterebiliyor. Çin’in ilk uçak gemisi Liaoning da bu konu-da özellikle önemlidir. Bu gemi, ordunun Güney Çin Denizi, batı Pasifik ve Hint Okyanusu’na ulaşmasını sağladı. Gemi aynı zamanda geçici olarak yurt içindeki üslerle yurt dışındaki istasyonlar arasında seyreden Çin kuvvetlerine teknik destek de veriyor.

ÇİN’İN ORTADOĞU’DAKİ YUMUŞAK ASKERİ MEVCUDİYETİAmerika Birleşik Devletleri halihazırda altı Körfez İşbirliği Konseyi ülkesiyle

Türkiye, Cibuti ve Afganistan’da askeri üsler kurmuş durumdadır ve buralarda yaklaşık 50.000 personeli bulunmaktadır. Onun askeri nüfuzu ise emsalsizdir.

Page 37: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

37

<

> 20

16 M

AYIS

Çin’in Ortadoğu’daki Yumuşak Askeri Mevcudiyeti

İngiltere ve Fransa da Kıbrıs, BAE ve Cibuti’de askeri üsler kurdu ve oralara 3.000 personel yerleştirdi. Bunların askeri varlığı Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından ikinci sırada geliyor. Rusya ve Japonya da Suriye ve Cibuti’ye 200 personel yerleştirerek üçüncü sırayı oluşturdu. Bunların her birinin bir üssü var. Çin, Hindistan ve Güney Kore ise bunların aksine Somali açıklarındaki sular ve bölgede filo konvoyu ve barış gücüne sahip olmalarına rağmen Orta Doğu’da askeri üs kurmadı.

Bilim adamları, Batı’nın Orta Doğu’daki stratejik pozisyonunu inceledikleri zaman buna jeopo-litik bakış açısıyla başlamaları gerekir. Batı’nın milli menfaat ta-nımı, genelde milli güvenlik teh-ditleri hakkındaki endişelerle ilgi-lidir (örneğin terörizm, kitle imha silahlarının yayılması ve diğer bü-yük güçlerin Orta Doğu’da siyasi

ve askeri hakimiyet kurmaya çalışma ihtimali).

Genelde geleneksel kuvvetler, ekonomik, ticari ve enerjiyle ilgili çıkarlarını korumaktansa askeri denge ve bölgedeki nispi durumlarıyla daha ilgilidirler. Bu çıkarlar onlar için ikinci sırada gelir.

Çin, Hindistan ve Güney Kore ise tam tersine, özellikle fazla nüfus ve kıt kaynaklardan kaynaklanan iç problemleriyle ilgilenmeyi öncelikli hedefleri yap-tılar. Bu yüzden bu ülkeler, uluslararası alanda “yumuşak kontrol” denilen ik-tisadi rekabete odaklanırlar. Bu jeoekonomik stratejinin uygulanması, büyük ölçüde Çin hükümetinin yurt dışındaki yatırımlarını artırma ve enerjiyle ticaret konularında iş birliği tesis etme kabiliyetine bağlıdır. Çin, halkının refahını yük-

Page 38: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

38

seltip ülke ekonomisini geliştirerek istikrarını sürdürmeye ve dünya ekonomik düzenini yeniden şekillendirmeye çalışıyor.

Soğuk Savaş sonrasında Çin’in yurt dışındaki ticaret bağlantıları hiç doğru-dan tehdit altına girmedi. Çin’in deniz gücü batı Pasifik’te meydan okumayla karşı karşıya olsa da bu durum Çin’in barışçı bir şekilde yükselmesine mani olmadı. Jeoekonomik strateji, Çin diplomasisinin köşe taşı olmaya devam etti. 2013’te Devlet Başkanı Şi Cinping, 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu projesini başlat-tı. Bu, Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan tarihi İpek Yolu ticaret hattı boyunca denizcilik altyapısı (özellikle limanlar) geliştirilmesinde Çin’i iş birliği yapmaya çağıran bir girişimdir.

Başkan Şi, Çin-Arap Ülkeleri İşbirliği Forumu’nun Haziran 2014’te bakanlar düzeyinde yapılan altıncı konferansındaki önemli konuşmasında, kendisinin “1+2+3 stratejisini” anlattı. Bu kapsamlı strateji, enerji, ticaret ve yatırım alanla-rıyla yeni üç sektörde (nükleer güç, havacılık teknolojisi ve yeni enerji kaynak-ları) Çin-Arap iktisadi bağlarının artırılmasını amaçlıyor. Hem 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu girişimi hem de 1+2+3 stratejisi, öncelikle jeopolitik değil jeoekono-mik mülahazalarla gündeme getirildi.

Yumuşak bir askeri varlık tasarlamak ve lojistik destek yerleri tesis etmek, halihazırda Çin askeri diplomasisinin önemli parçalarıdır. Çin’in yurt dışındaki askeri varlıkları başlıca üç şekilde gerçekleşti.

Aden Körfezi’ndeki Çin koruma filoları. Çin, 2009’dan 2015’e kadar Aden Körfezi ve Somali sularına deniz kuvvetlerinden 19 koruma filosu gönderdi. Bunların ziyaret ettiği ülkeler arasında Cibuti, Kenya, Umman, Suudi Arabistan ve Pakistan da var.

Page 39: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

39

<

> 20

16 M

AYIS

Çin’in Ortadoğu’daki Yumuşak Askeri Mevcudiyeti

Çin donanmasının Orta Doğu’daki teknik servis istasyonları. İstasyonlar üç kategoriye ayrılabilir. Bunlardan biri Cibuti, Aden, Cidde ve Salalah’taki liman-larda olduğu gibi genelde gemilere yakıt ve malzeme ikmali yapılan yerlerdir. Diğer kategori, Seyşeller’deki gibi, ikmal gemilerinin rıhtıma yanaşması ve sa-bit kanatlı keşif uçaklarının kalkıp inmeleri için tahsis edilen yerlerdir. Bu istas-yonlar kısa süreli anlaşmalara dayalıdır. Üçüncü tip istasyonlar da Pakistan’da-ki gibi silahların şarj edildiği ve büyük gemilerin tamir edildiği merkezlerdir ki bunlar uzun vadeli anlaşmalara bağlıdır.

Çin’in Orta Doğu’daki barış gücü kuvvetleri. Bu kuvvetler 1.152 personelden oluşuyor: 1) Birleşmiş Milletler Ateşkes De-netim Teşkilatı (2 gözlemci); 2) Birleşmiş Milletler Lübnan Ge-çici Kuvveti (343 asker); 3) Bir-leşmiş Milletler Güney Sudan Cumhuriyeti Misyonu (444 asker, 18 polis ve 12 askeri gözlemci); 4) Birleşmiş Milletler-Afrika Birliği Darfur Hibrit Operasyonu (321 asker) ve 5) Birleşmiş Mil-letler Batı Sahra Referandum Misyonu (12 askeri gözlemci).

ÇİN’İN ORTADOĞU’DAKİ YUMUŞAK GÜCÜNÜN GELECEĞİBirincisi Çin, ordusunu jeoekonomik stratejisine hizmet için kullanmaya de-

vam edecek. Ülke, Orta Doğu’yla ticari ve ekonomik münasebetlerini kuvvet-lendirecek, bunu yurt dışındaki menfaatlerinin nispeten yoğun olduğu bölge-lerde bulunan yumuşak askeri varlığıyla tamamlayacak. Suudi Arabistan’da halen Çinliler tarafından finanse edilen 70 girişimde 16 bin Çinli işçi istihdam ediliyor. Dubai’de Çin-Orta Doğu Yatırım ve Ticaret Teşvik Merkezi, 150 bin-metrekarelik bir alanı kapsıyor. Dubai’de 3.000 Çin girişimi ve temsilcilik ofisi

Page 40: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

40

ve toplam 200.000 Çinli göçmen var. Bu durum onu en büyük Çinli göçmen topluluğu yapıyor. Çin, Orta Doğu’daki ekonomik çıkarlarını koruma ve geliştir-meye devam ederek zenginliğini artıracak ve küresel gücün tedrici ve barışçı bir şekilde transferini başaracaktır.

İkincisi, Aden Körfezi ve Somali sularındaki Çin filoları, doğal afet ya da acil kurtarma ya da tahliye gerektiren diğer durumlarda “köprübaşı” rolü oynaya-caktır. Çin, Güney Çin Denizi’nden Basra Körfezi’ne kadar 5.000 kilometrelik alanda yatırım projelerine ve güvenli deniz ticareti ulaşım hattına sahiptir. Çin’i Orta Doğu’ya bağlayan ticaret güzergahı bizzat Çin için önemli olduğu gibi, Orta Doğu aynı zamanda Avrupa ve Afrika’nın ticari olarak Çin’e bağlanmasın-da “ara bölge” durumundadır.

Üçüncüsü, Çin’in Orta Doğu’daki yumuşak varlığı, yurt dışına asker yer-leştirme, hegemonya ve güç siyasetini reddeden geleneksel Çin diplomatik prensiplerini takip etmeye devam edecektir. 21. yüzyılda Amerika Birleşik Dev-letleri, Avrupa ve Japonya “geleneksel merkez bölge” kurdular, Çin, Hindistan ve Brezilya ise “yeni merkez bölge” oluşturdu. Bu iki merkez bölge, yüksek düzeyde küreselleşme ve insani gelişmeye sahip.

Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika ise tam tersine marjinalleşmiş durumda. Bu fakir bölgeler, fakirlik, kronik hastalıklar, topluluklar arası ihtilaflar ve diğer meselelerle mücadelelerinde merkez bölgelere doğrudan ya da dolaylı tehdit teşkil edebilirler ve bu yüzden küresel yönetim için önemli bölgelerdirler. Ame-rika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa, Orta Doğu’da jeopolitik çıkarlarını korumak için öncelikle askeri üslere bel bağlarlar.

Page 41: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

41

<

> 20

16 M

AYIS

Çin, Hindistan ve Güney Kore ise jeoekonomik çıkarlarını korumak için ge-çici askeri münasebetlere bel bağlıyor. Batı ve Avrupa güçleri bu yüzden stra-tejik iş birliği fırsatları sağlayarak bölgede tamamlayıcı güç yapıları oluşturdu. Bölgede yumuşak askeri varlığın artması, sadece Çin’in kendi menfaatlerini korumasını sağlamakla kalmayacak aynı zamanda onun bölgesel yönetime katılmasını ve büyük güç ilişkileri için yeni bir model geliştirmesini de temin edecektir.

Kaynak: Middle East InstituteDünya Bülteni için çeviren: Mehmet Şeyhoğlu

Çin’in Ortadoğu’daki Yumuşak Askeri Mevcudiyeti

Page 42: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

42

Çin-Arap ilişkilerini araştıran tarihçiler, genelde siyaset bilimciler, ekonomist-ler ve Çin’in bölgede giderek artan rolü konusunda en çok yorumda bulunan insanbilimcilerle anlamlı bir diyalog içine girmezler. Giderek artan zenginliği ve yurt dışında siyasi ve iktisadi gücünü sergileme konusundaki emsalsiz ka-biliyetiyle bugünün Çin’i ilk bakışta Mao Zedong’un komünist hükümetinin ge-lişmiş ülkeler dünyasında diğer ülkelere ilk kez el uzattığı 1950’lerin Çin’iyle çok az benzerlik taşıyor gibi görülebilir. Yine de Çin’in Arap alemiyle ilişkileri konusunda süreklilik arz eden birkaç husus bulunabilir.

Birincisi Çin, dış politikasının temelinin 1950’lerde açıkladığı egemen ülkele-rin iç işlerine karışmama taahhüdüne dayandığında ısrar ediyor. İkincisi Çin’in, kendi topluluklarında otoriter bir nizam kurma konusunda Çin örneğini kullan-mak isteyen Arap siyasetçiler ve aydınları için eskiden beri özel bir anlamı oldu. Son olarak da Çin hükümeti, diğer Müslüman ülkelerle ilişkilerinde aracılık et-meleri için yaklaşık bir asırdır Çinli Müslümanlara bel bağlıyor. Ancak Çin-Arap ilişkilerinin bu eski özelliklerinin anlaşılmasıyla yorumcular Çin’in Arap alemiyle 21. yüzyıldaki ilişkilerinin karmaşıklığını tam olarak takdir edebilir.

EGEMENLİĞİN DEĞİŞMEYEN ANLAMIÇinli yetkililer, Çin’in Orta Doğu’ya yönelik tavrını belirleyen ilkeleri listele-

Çin-Arap İlişkilerinde Süreklilik Arayışı

Kyle Haddad Fonda

Page 43: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

43

<

> 2

016

MAY

IS

Çin-Arap İlişkilerinde Süreklilik Arayışı

meleri istenirse, değişmez şekilde Çin’in diğer ülkelerin iç işlerine karışma-ma politikasından bahsetmekle başlarlar. Çinli liderler, bu ilkeden o kadar çok bahsederler ki, bu artık bir klişe olarak görülebilir ama yine de bu, Çin’in dış politikasını belirlemede ayrılmaz bir parçadır. Çinli yetkililer açık bir şekilde, Orta Doğu’daki siyaset yapıcılarının, Çin’in ellerini iç işlerinden uzak tutmasıyla Amerika Birleşik Devletleri’nin (ve diğer Batı ülkelerinin) müdahaleci yaklaşım-ları arasındaki zıt tutumun farkında olacaklarını ümit etseler de sadece kendi iç dinleyicilerine hitap etmeye odaklanmış durumdalar. Çin hükümeti, 1949’dan beri Çin milli kimliğinin bir parçası olması bakımından milli egemenliğe saygı prensibine vurgu yaptı.

Çinli liderler, Arap ülkeleriyle ilk görüşmeleri yaptıklarında, iç işlerine karış-mama taahhütlerini Orta Doğu politikalarına da kattılar. Çin Başbakanı ve Dı-şişleri Bakanı Zhou Enlai, 1955’te Endonezya’nın Bandung bölgesinde yapılan Asya-Afrika Konferansı davetini kabul ettiğinde, Çin’in komünist devrim için çalıştığına dair korkuları ortadan kaldırmak, Asya ve Afrika ülkelerindeki hü-kümetlerin endişelerini gidermeye gayret etmek zorunda kalmıştı. Zhou, bu etkileyici taarruzuna, Bandung’daki Çin heyetinin her bir ferdine konferans sı-rasında komünizmden bahsetmekten kaçınmaları talimatı vererek başlamış-tı. Arap gazeteciler, Zhou’nun Bandung’da uzlaşmacı bir tavır sergilediğinden bahsettiler ve 1955’ten 1956’ya kadar Çin hakkında daha önceki eleştirilerini önemli ölçüde yumuşattılar.

Mısır, Mayıs 1956’da Çin’deki komünist hükümeti tanıyan ilk Arap ülkesi olduğu zaman ülkede devlete ait El Ahram gazetesi, Mısır’ın desteğinin ka-zanılmasındaki sebeplerden birinin Çin’in “tarafsızlık” konusundaki kararlılığı olduğunu bildirdi. Bu yüzden, mevcut hükümetlere saygılı olunacağına dair ta-ahhüt, Çin’in Orta Doğu’da yeni müttefikler bulabilmesi için oldukça başarılı

Page 44: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

44

Çin-Arap İlişkilerinde Süreklilik Arayışı

olan formülün bir parçası oldu.

Pekin bu stratejiyi takip etmeye son ayaklanmalar sırasında bile devam etti. Çin hükümeti, 2011’de tüm Arap aleminde otoriter rejimlere karşı halk protes-toları patlak verdiğinde de ismen görev başında hangi hükümet varsa onu des-tekleme politikasına başvurdu. Çin, Suriye ve Libya’da halk desteği olmayan rejimlere karşı iç savaş çıktığı zaman, isyancı grupları bu iki ülkenin meşru liderleri olarak tanıyan Batı ülkelerine katılmayı reddetti.

Ülke, Mart 2011’de zor durumdaki Libya lideri Muammer Kaddafi’yi kınayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararında çekimser kalsa da Çinli yetkililer daha sonra milli egemenliklerin korunması konusundaki taahhütlerinde daha atılgan olmaya karar verdiler. Çin, 2011 ve 2012’de Suriye konusunda bir dizi Güvenlik Konseyi kararında Beşşar Esad’ın vahşi rejiminin cezalandırılmasını isteyen Amerikan destekli teklifleri veto etmede Rusya’ya katıldı. Bu vetolar,

Page 45: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

45

<

> 2

016

MAY

IS

Çin-Arap İlişkilerinde Süreklilik Arayışı

Çin’in müdahaleci olmama ideolojisini kullanırken Amerika Birleşik Devletleri’ne meydan okuma arzusunu gösteriyordu. Çin’in Orta Doğu özel temsilcisi Wu Sike, Aralık 2013’teki konuşmasında, vetoların Çin’in “ayağa kalktığını ve Batı ülkeleriyle denk bir şekilde konuşmaya başladığını” gösterdiğini bildirdi. Çinli liderler, müdahaleci olmama konusundaki eski stratejilerini bir meydan okuma eylemi haline getirerek uzlaşmacı bir politikayı küresel ilgileri için kendisini his-settiren bir teşebbüse dönüştürdüler.

Ama Çin’in Orta Doğu’daki ihtilaflara karışmaktaki gönülsüzlüğü son birkaç yıldır bazı Arap yetkililerin sinirlerini bozdu. Çin’in uluslararası profili yükselince Arap liderler Pekin’den daha somut destek beklemeye başladılar. Pekin’de-ki çoğu Arap diplomat, onlara göre Çin’in Suriye’de çıkardığı engellemelerle Pekin’in Suriye’de ihtilaf sebebiyle yerlerinden olan Suriyelilere önemli insani destekte bulunmayı reddetmesinden hayal kırıklığına kapıldılar.

Esad rejimi uluslararası toplumun eylemsizliğinden faydalanmaya devam ettikçe Çin’in iç ihtilaflarda taraf tutmaktan kaçınma teşebbüsü çoğu kişi tara-fından rejime örtülü bir destek olarak yorumlanacaktır. Bu hayal kırıklıklarının günün birinde birikip şanını kurtarmak için Çin’i Orta Doğu’da daha aktif bir rol almak zorunda bırakıp bırakmayacağının beklenip görülmesi gerekiyor. Şimdi-lik böyle bir durum pek muhtemel görünmüyor. Çin hükümeti için ellerini uzak tutma politikasının bölgede yeniden değerlendirilmesi, 60 seneden fazla bir zamandır titizlikle inşa ettiği kimliğinin reddi olur.

ÇİN’İN ANLAMIÇin hükümeti, Orta Doğu’daki iç meselelere doğrudan müdahalede bulun-

maktan kaçınmış olsa da hep bölgede lider bir rol oynamak istedi. Çin liderleri,

Page 46: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

46

1950’lerden başlayarak Çin’in yönetim ideolojisinin, benzer bir yol takip etme-leri için Üçüncü Dünya ülkelerine ilham vereceği fikrini işlediler. O zamandan beri, Çin’in tecrübesinin ihraç edilebileceği düşüncesi birkaç farklı şekilde ger-çekleşti. 1950’lerin sonlarında Çin hükümeti, diğer ülkelere başarılı bir “dev-rimi” nasıl yapabileceklerini göstermeye çalıştı. Bugün ise tam tersine, Çin’in ideolojik cazibesi, istikrar ve kalkınma konusunda geliştirdiği otoriter formü-le olan inancından geliyor. Bununla birlikte, değişmeyen şey, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) düzen için reçete sunduğu görüşüdür. Arap yorumcular, hep onlara göre Çin hükümetinin vatandaşlarını ortak bir milli görev altında topla-yabilme kabiliyetine hayranlık duydular. Çin’deki düzenle ilgili bu klişe, Çin’in Arap siyasi şuurunda yer edinmesini sağladı.

Çin hükümeti, 1949’dan sonraki 20 senede nadiren başkalarını Marxist ide-olojiye çevirmeye çalıştı. Onlar daha çok Çin’in taklit edilmeye değer olduğu-na dair genel bir hissiyat oluşturmaya çalıştılar. Mao’nun tezlerinden sadece birkaç tanesi Orta Doğu’da cazibe kazandı. Mao ve diğer liderler, 1958 ve 1959’da ülkeyi ziyaret eden Cezayir Milli Kurtuluş Cephesi heyetlerine sömür-ge karşıtı bir gerilla harbinin nasıl yapılabileceği hususunda dersler verdiler. Tabii bu tür olaylar normalden sapmaydı.

Çin hükümeti, daha sonra bunun yerine ülkeyi ziyaret eden yetkililere yö-nelik titizlikle planlanmış propaganda turlarına bel bağladı. Bununla ÇKP’nin ülkede tam bir düzen sağladığı ve Çin toplumunu birleştirdiği hissi oluşturulma-ya çalışıldı. Arap ziyaretçiler, bu teşebbüse büyük bir hevesle karşılık verdiler. Bunların Çin hakkında yayımladıkları raporlar, Çin’in otoriterliğinin faydalarını yansıtan hikayelerle doluydu: Tek bir gecede tamamlanan dev inşaat projeleri, haşeratın kontrol altına alınması için kırsal kesimde yapılan geniş çaplı müca-

Page 47: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

47

<

> 20

16 M

AYIS

Çin-Arap İlişkilerinde Süreklilik Arayışı

deleler ve milyonlarca kişinin katıldığı tam bir nizam içindeki dev toplantılar…

Çin hükümeti bugün, derin ekonomik ve sosyal dönüşümü konusundaki ba-şarılı yönetiminin, en etkili cazibe noktası olduğu görüşündedir. Çinli yetkililer, Arap dinleyicilere hitap ettiklerinde sadece ülkenin iktisadi gelişmesi üzerine odaklanmama eğilimindedirler, Bunlar daha ziyade Çin’in 1949’dan bu yana tam bir milli uyanış geçirdiği görüşüne vurgu yaparlar. Çin’in yükselişini bu mil-liyetçi perspektifle değerlendirmekle bunlar, 1950’lerden beri Arap ziyaretçileri büyüleyen üzerinde birleşilmiş milli görev fikrine yeniden başvururlar Çin’in Mı-sır büyükelçisi Song Aiguo, El Ahram’da Nisan 2013’te yayımlanan “Çin rüya-sı” başlıklı makalede, zamanla test edilmiş bu formülü mükemmel bir şekilde tasvir etti.

O, makalesine al-çakgönüllülükle Çin-lilerin “mutlu, güzel ve barışçı bir hayat” sürmek istediğini ifa-de ederek başladı ve akabinde onların, hükümetlerinin eko-nomik gelişmeyle “milli bir rönesans” gerçekleştirmeyi başaracağından emin olduklarını duyurdu. Song daha sonra, aynı hayali Mısır’da da gerçekleştirmek için kendisi ve diğer Çinli liderlerin Mısır halkıyla birlikte çalışacakları sözünü verdi. Çinli yetkililer, “Çin rüyasının” gerçekte tam olarak ne anlama geldiği hususunda hiç açık değilken, diğer ülkelerin kendi rüyalarını gerçekleştirme-lerine nasıl yardımcı olmayı planladıkları da ayrı bir mevzudur ama yine de bu

Page 48: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

48

durum, mesajlarının tesirini hafifletecek gibi görünmüyor.

Aslında Çin’in otoriter kalkınma modeli, Batı tarzı liberal demokrasiye bir al-ternatif bulmak isteyen Arapları derinden etkiliyor. Büyük çaplı fakirlik ve siyasi istikrarda aksamalarla malul bir bölgenin sakinlerinin, Çin’in bu iki problemin her ikisine de çözüm olabileceği iddiasına bu kadar alaka duymalarının sebebi kolayca anlaşılabilir.

Gerçekten son birkaç kamuoyu araştırması, hem Orta Doğu hem de ötesin-de “sosyal düzen teminatına” desteğin giderek arttığını gösterdi. Siyasi duruş-ları Çinli liderlerden oldukça farklı olan teşkilatlar bile Çin’in kalkınma modeline hayranlıklarını ifade ettiler.

Bu durum en iyi, Mısır’daki Müslüman Kardeşler teşkilatının Eylül 2011’de, kendisine bağlı Hürriyet ve Adalet Partisi’nin “Çin’in tecrübesinin taklit edilme-ye değer” olduğunu düşündüğü açıklamasında görülür. Böyle bir açıklama, sa-dece Çin’in artan gelişmesine değil, aynı zamanda büyümeyle birlikte gelişen sosyal yapısına da gönderme yapıyor.

İSLAM’IN ROLÜ

Belki de Çin-Arap ilişkilerinde süreklilik arz eden en mühim şey, Çinli Müs-lümanların oynadığı önemli roldür. Bunlar Tang Hanedanı sırasında ilk Müs-lüman toplulukların tesisinden bu yana kendi memleketleriyle Arap dindaşları arasında aracı olarak davrandılar. Çin hükümeti, 20. asırda Arap rejimleriyle görüşmelerinde hep Müslüman vatandaşlarına güvendi. Çin’de çok miktarda Müslüman azınlık bulunması, Çin’in meşrulaşmasına yardım etti.

Page 49: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

49

<

> 2

016

MAY

IS

Çin hükümeti aynı zamanda diğer Müslüman ülkelerle olan yakın ilişkileri-ni, kendi Müslüman nüfusu üzerinde meşruiyetini pekiştirmek için de kullandı. Çin’de ateist olduğunu itiraf eden hükümet, İslam’ı tartışmaktan kaçınmak bir yana Müslümanlara karşı yüce gönüllü olmak istediğini ifade ederek yurt içinde ve dışında itibar kazanmaya çalıştı.

Müslümanlar 1949 öncesinden bu yana Çin’le Müslüman Orta Doğu ara-sında köprü görevi yaptı. 1930’ların sonlarında Chiang Kai-shek’in milliyetçi hükümeti, Japonya’ya karşı savaş konusunda Arap Müslümanlara propaganda yapmaları talimatıyla hac için Mekke’ye iki Müslüman heyet gönderdi. Komü-nist hükümet, Çin İslam Derneği gözetiminde hacı adayları göndererek Orta Doğu’ya uzun turlar düzenleme suretiyle bu hac diplomasisi stratejisini 1955 ve 1956’da da tekrarladı. Bu heyetlerin liderleri, Çin’in henüz resmen temsil edilmediği ülkelerde önemli diplomatik fonksiyonlar gördüler.

İleriye Doğru Büyük Sıçrama’nın başladığı 1958’de Çin hükümeti, Arap Müs-lümanlarla ortak paydalar tesis etmek için dini kullanmaya son verdi. Ama Çin’in 1980’lerde liberalleşmesiyle İslam diplomasisi hızla geri geldi. Çinli siyasetçiler, her sene hac yapan 13 binden fazla Çinli Müslüman’ı Pekin’in Orta Doğu’daki

Çin-Arap İlişkilerinde Süreklilik Arayışı

Page 50: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

50

çıkarlarını yaymak üzere kültür elçileri olarak görmeye başladı. İnsanbilimci Dru Gladney, Çin hükümetinin Orta Doğu’da ilişkileri geliştirmek için “İslam kartını” kullanmasında 1950’lerle son 10 yıllar arasında paralellikler olduğunu bildirdi.

Çin hükümeti, bir yandan Çin’i Orta Doğu’da savunmak üzere Müslümanları istihdam ederken diğer yandan da Arap ülkeleriyle gelişen ilişkilerini Çin’deki Müslümanları cezp etmek için kullanıyordu. ÇKP, 1950’lerin ortalarında halen gücünü Çin çapında pekiştirmeye çalışıyordu. Özellikle de devletin ücra ke-simleriyle etnik azınlıklar arasında… Bu yüzden, Çinli liderler, politikalarından genelde dünya çapında Müslümanların, özelde de Çinli Müslümanların fayda-landığını belirterek kendilerini İslam’ın ateşli savunucuları olarak tasvir etmeye özen gösterdiler. Bu çabalar, Arap Müslüman yetkililerin, Çin hükümetinin ken-di Müslüman nüfusuna muamelesini tasdik etmesiyle önemli destek kazandı.

Çin’i ziyaret eden ilk Mısır kabine mensubu olan Dini Vakıflar Bakanı Ahmed Hasan El Bakuri, bu vazifeyi Mayıs 1955’te açıkça “Çinli Müslüman kardeşle-rinin” ÇKP idaresi altında “barış içinde” bir hayat sürdürdüklerini ifade ederek yaptı. Çin hükümeti, benzer bir zaferi, Mart 1957’de sıradan Mısırlılardan olu-şan kalabalıkların ülkeyi ziyaret eden Çinli Müslüman heyeti karşılamak için sokaklara dökülüp “Çok yaşa Mao Zedong!” nidaları attığı bildirilince elde etti. Çin’in 1950’lerin ortalarında Orta Doğu ülkeleriyle bağ kurma çabalarında en büyük başarılarından birinin de giderek artan sayıda Arap liderin, Çin’in iç poli-tikalarına destek vereceklerine dair söz vermeleri olduğu ifade ediliyor.

Bu mantık, 21. asırda Çin’in Orta Doğu politikasına yeniden hükmediyor. Pekin, huzursuz Şincan eyaletinde karışıklık ihtimalinden derin endişe duydu-ğu için dışarıdaki Müslümanların Çin devletini meşrulaştırmasına yeniden bel

Page 51: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

51

<

> 2

016

MAY

IS

Çin-Arap İlişkilerinde Süreklilik Arayışı

bağlıyor. Temmuz 2009’da Şincan’ın başkenti Urumçi’deki ayaklanma, Çin’i baskıcı politikaları için dışarıdan tasdik aramak zorunda bıraktı. Kuvvetli İslami referanslara sahip iki otoriter ülkenin liderleri hemen devreye girdi. Pakistan Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari, ülkesinin “Çin’deki Müslümanların can ve mal-larının tam olarak korunması ve bunların serbestçe ibadet etme hakkı da dahil tüm haklarına tam olarak riayet edilmesini takdir ettiğini” bildirdi.

Suudi Arabistan dışişleri bakanının baş danışmanı da doğrudan Çin’de ayaklanan Müslümanlara hitap etti ve onlara “İster Çin’de ister başka bir ül-kede olsun iyi bir Müslüman, iyi bir vatandaş olmalıdır” diye ders verdi. Bu tür ifadeler Çin hükümeti için son derece kıymetlidir. Hükümet, bu ifadeleri sadece yeni yeni tomurcuklanmaya başlayan isyan olaylarını sekteye uğratmak için değil, aynı zamanda kendisini küresel İslam topluluğunun kabul edilen bir par-çası olarak göstermek için de kullanıyor.

EKONOMİNİN ÖTESİNE BAKMAKÇin’in ekonomik bir güç olarak ortaya çıkışını göz önüne alan çoğu analist,

Çin’in 1993’te net petrol ithalcisi ülke olmasını, Orta Doğu’da petrol ihraç eden ülkelerle ilişkilerinde dönüm noktası olarak değerlendirir.

Bu mantığa göre, Çin’in petrol dahil hammadde ithalatına olan bağımlılığının artması Çin hükümetini kendisinin Orta Doğu kaynaklarına ulaşmasını sağla-yacak politikalar benimsemek zorunda bıraktı. Realite ise, Çin Arap ülkeleriyle olan ekonomik bağlara şiddetle ihtiyaç duysa da onun bu ülkelere yönelik dış politikasında, çoğu bilim adamının zannettiği kadar büyük değişiklik olmadığı-dır. 1950’lerde Zhou tarafından tesis edilen ve her ülkenin egemenliğine saygı duyulmasını öngören Orta Doğu politikası, ticari ilişkilerdeki gelişmelerle tam

Page 52: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

52

olarak uyumludur.

Çin’in Orta Doğu’daki ekonomik çıkarları onun eskiden beri devam eden si-yasi pozisyonuyla çatışıncaya kadar, Çinli liderlerin Çin-Arap ilişkilerinin geliştiği paradigmadan mali kazanç uğruna taviz verip vermeyeceklerini bilmek mümkün değildir.

Kaynak: Middle East InstituteDünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya

Page 53: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

53

<

> 2

016

MAY

ISÇin Ortadoğu’daki ayak izini derinleştiriyor. Çin, “Batı Asya” dediği bir stratejik viz-

yon ile donatılmış ve Körfez enerji yataklarına susamış, bölgedeki çatışmalarla kapa-na kısılmadan varlığını artırmayı umut ediyor. Oysa çatışmayı önlemek için Pekin’in İran ile daha sağlam bir ilişki tesis etmesi tercihinin sorunlu olduğu ispat edilebilir. Çin’in hiçbir köklü ilişkisinin olmadığı bir bölgede ortaklara ihtiyacı var. İran, Çin’in hırsları için Ortadoğu’da benzersiz bir platform sunuyor ve Pekin, Tahran ile yakın iliş-kiler kurmasının fayda maliyetlerinden dolayı istekli konumda. Bu analiz Çin’in İran ile ilişkilerine ilişkin hesaplamaları inceliyor ve derinleşen ikili ilişkilerin, Çin’in Ortadoğu stratejisi için İran merkeziliğini ortaya koyuyor.

Çin’in İran BahsiJeffrey S. Payne

Page 54: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

54

Çin’in İran Bahsi

ÇİN’İN BATI UĞRAŞIÇin’in giderek artan ekonomik başarısı ile sanayi kollarının enerji için artan

miktarlarda yakıta ihtiyaç duyması, yabancı kaynaklara bağımlılığa yol açmış-tır. Çin arz kaynaklarını çeşitlendirerek bu bağımlılık ile ilişkili riskleri azaltma-ya çabalıyor. Çinli bankalar ile birlikte Çin’in devlet firmaları olan Sinopec ve Sinochem, uzun süreli enerji kaynaklarını güvence altına almak için Afrika’da, Latin Amerika’da ve başka yerlerde uzun süreli ortaklıklar kurdular. Çin’in özellikle güvenlik ve askeri alandaki yöneticileri enerji ithalatını emniyete alma noktasında sürekli bir endişe taşıdılar. Çünkü esas olarak bu malzemelerin çoğu Çin limanlarına deniz yoluyla taşınmaktadır ki, gemilerin geçtiği Malakka Boğazı çatışma zamanlarında muhalifler tarafından ablukaya alınarak “boğma noktası” olabilir.

1990’lardan beri Çin, deniz taşımacılığı üzerindeki yoğunluğu hafifletmek için alternatif yollara yatırım yapmıştır. 1997 yılında başlatılan Kazakistan-Çin petrol boru hattı, 2009 yılında faaliyete geçti. Aynı yıl Çin-Türkmenistan doğal gaz boru hattı tamamlandı. 2014 yılında, Myanmar’dan geçen bir doğalgaz boru hattı da faaliyete geçti. Arzın çeşitlendirilmesinin ötesinde, bu boru hatları ve Güneydoğu ve Orta Asya’da gerçekleştirilen altyapı projeleri, Doğu Hint Okyanusu’nda deniz yolunda meydana gelebilecek bir negatif durum karşı-sında ortaya çıkabilecek enerji kaynağı kesintilerine karşı korumayı hedefliyor.

Oysa daha iyi oluşmuş bir strateji -Ortadoğu’yu kapsayan belirgin olarak batıya dönük bir yönü olan- 2012 yılında Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in ikti-dara katılımı ile ortaya çıktı. Pekin Üniversitesi’nde, Çin’in önde gelen strate-jik düşünürlerinden biri olan Wang Jisi, Asya’ya büyük bir çıkarma çağrısında bulununca, böyle bir stratejinin ilk belrtileri o sene kamuya mal oldu. Bu çağrı Çin’in içinde ve dışında cesur bir çağrı olarak bir çerçeveye oturmaya başladı. Ayrıca Asya, ABD’yi yeniden dengelemek için bir sayaç olarak görev yaparken

Page 55: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

55

<

> 2

016

MAY

IS

Çin’in güvenliğini artırmak için bir araç oldu. Wang tarafından yazılmış ilk yazı, Çin devleti tarafından başlanacak faaliyetlerin bir habercisi oldu:

Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (SCO) küçük bölgesel örgüt olmaktan çıka-rılarak geliştirilmesi; ekonomik, güvenlik, Avrasya ile ortaklık kurma ve siyasi sorunların çözümü için ticaretin geliştirilmesi üzerinde duruldu. Rusya ile uzun bir süredir gecikmiş olan doğalgaz anlaşması imzalanması ve Asya Altyapı Ya-tırım Bankası’nın (AIIB) kurularak yeni üye (Hindistan, Pakistan ve İran) kabulü yoluyla SCO’nun genişlemesi yönünde adımlar atıldı. Bu girişimler, Avrasya’ya doğru yeni bir stratejik yönelim modellerinden birinin oluşturulacağını gösteri-yor.

KUŞAKLARDA VE YOLLARDABatı’da Çin’in hamlelerinin çoğu Rusya ile ilişkileri ilerletme ve Orta ve Gü-

ney Asya ülkeleri ile ortaklıklar geliştirmeye odaklanmıştır. Çin’in batı atağı ve Çin-Ortadoğu ilişkileri arasında açık bir bağlantı gösteren çok fazla kanıt yok-tu. Ancak bu durum, Çin’in, Asya kıtasının ulus devletlerini birbirine bağlamak amacıyla geliştirdiği “Tek Kuşak Tek Yol” (OBOR) girişimi ile kısmen değişmeye başladı.

Cumhurbaşkanı Xi, OBOR’dan ilk olarak Eylül 2013’te yaptığı bir Kazakis-tan gezisinde bahsetti ancak Çin devlet stratejisi hakkında daha fazla açıklığın sağlandığı 28 Mart 2015 tarihine kadar bu hedef gerçekleşmedi. OBOR, Çin’e Güneydoğu, Güney, Orta ve Batı Asya’daki ekonomileri bağlamak için kara ve deniz yollarını kullanmak için önerilen bir ağa olarak tanımlanabilir. İtalya Venedik’te, eski İpek Yolu’nun tarihi batı ucunda sona eren OBOR, Ortadoğu için özel bir odak içeren ilk Çinli stratejik kavramdır.

Çin’in İran Bahsi

Page 56: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

56

Çin tarafından önerilen deniz İpek Yolu, Çin’in güneyindeki Güneydoğu Asya Boğazlarından geçer ve oradan Avrupa’ya gider ama ilk önce Körfez’in içine sapmaz. Kara İpek yolu Avrupa’ya varmadan önce Çin’in batı sınırından geçer, Orta Asya üzerinden Ortadoğu’ya uğrar. Pekin tarafından yapılan iki yol ve resmi açıklamalarla çeşitli haritalar, yol boyunca sadece bir durak olarak Körfez’e uğrar. Ama yanlış olmasın: OBOR’un, Çin’in Körfez’deki konumunu artırmasında kısmen payı vardır.

Çin çeşitli araştırmalar yaptı ve sipariş enerji elde etmek ve pazara erişmek için birçok ülke ile ilişkilerini kötüye kullandı ama bir bölge var ki, o bölgede önemli büyüme potansiyelini korudu. O bölge de Körfez’de yer alan İran idi. Fakat Çin’in İran’daki ayak izi, Pekin’in tercih ettiğinden çok daha sığ bir du-rumda . Bu sebepten OBOR’un bu alanını genişletmesi ve derinleştirmesi ge-rektiği öngörülmektedir.

Çin İran’dan büyük miktarlarda gaz, petrol ve mineral satın almakla ilgileni-yor. İran bu kaynakların bol yataklarına sahip olmasına rağmen kendi enerji,

Çin’in İran Bahsi

Page 57: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

57

<

> 2

016

MAY

IS

Çin’in İran Bahsi

metal ve madencilik sektörlerinin modernizasyonu şu an itibariyle geciktirmiş durumda. Petrol sektöründe büyük ölçüde çıkarma, işleme, arıtma ve sevkiya-ta yardımcı olan bilgisayarı ve mekanize edilmiş sistemler, verimlilik standart-larının bir kısmını karşılamakta yeterli başarıya sahip değil.. Doğal gaz sektö-ründe olduğu gibi, İran’ın önemli gaz sahaları atıl durumda. İran’ın umut verici metal ve mineral sektörü de şu an için ileri teknolojiden yoksun ve verimsiz.

Emin olmak adına, İran kaynaklarına erişmek isteyen Çin’in arzusu, eko-nomik diplomasinin önemli bir unsurudur. Ancak İran’ın jeostratejik konumu

Pekin için önemli bir sorun. Bütün Ortadoğu ve Körfez Bölgesi Çin için çok önemli-dir. Ancak GCC (Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi) ve Batılı güçler arasında uzun zamandır devam eden iliş-ki,( özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile olan boyutuy-la), bir tedarikçi tüketici iliş-kisinin dar kapsamı dışında

daha yakın ilişkiler geliştirmeyi Çin için zorlaştırıyor

İran ise 30 yıldan fazla zamandır Batı tarafından en fazla izole edilmiş Körfez devletidir. Ayrıca, karayolu üzerindeki İpek Yolu, İran olmadan etkin bir şekilde batısı ve doğusu ile entegre biçimde bağlanamıyor. Orta Asya Cumhuriyetleri deniz ticaretine erişmek için bir mekanizma olarak İran’ı kullanmak istiyor ve daha büyük bir Orta Doğu karayolu ile İpek Yolu’na bağlanacak ise, en verimli yol İran’dan geçecektir. Son olarak Çin’in Afrika’daki çıkarları doğrultusunda Körfez, Çin’in kıtaya ticaret, yatırım ve kalkınması için bir köprü vazifesi olmak-tadır.

Page 58: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

58

Çin’in İran Bahsi

Orta Doğu’yu kalkındırmak için Çinli yatırımcı ve gurbetçi Çinli işçilerin var-lığı ile Çin’in bölgeye milli gücünü yönlendirebilmesi noktasında daha fazla talep var. Korsanlıkla mücadele operasyonları yürütmek için Aden Körfezi’nde kurulan Halk Kurtuluş Ordusu Deniz Kuvvetleri (PLAN) tarafından gösterildiği gibi Çin, kendi kıyılarında bu amacına ulaşabilir. Nihayetinde Çin operasyonel dostlukları baz alarak kendi menfaatlerini güvence altına almak için bölgesel stratejik ortaklık geliştirmek zorunda kalacaktır. Büyük bölgesel güçler (Mısır, Türkiye, Suudi Arabistan, İsrail ve İran) arasında İran, Çin için tek gerçekçi seçenektir.

Yakın ikili ilişkiler geliştirmek artık kolay olamayacaktır. Sonuçta Çin’in ve İran’ın stratejik hırsları, siyasi kültürler, ekonomik yapı ve yetenekleri farklıdır. Bununla birlikte, Çin düşünce kuruluşları ve üniversiteler, iletişimi daha da ko-laylaştırmak amacıyla İranlı akademisyenler, diplomatlar ve askeri yetkilileriyle düzenli ikili ve çok taraflı bir dizi uygulama ortaya koydular. Bu etkileşimlerin amacı daha yakın bir hükümetler arası ilişki ortaya çıkarabilmektir. Karşılıklı taahhütler sonuçları itibariyle önemli bir mesafe alıyor gibi görünüyor. Çin-İran ilişkilerinde bugün gelinen nokta , düzenli yapılan üst düzey toplantılar ile güçlü bir seviyeye ulaşmış durumda

Çin OBOR’u bir askeri strateji olarak tasavvur etmemekte. Zaten Pekin’in güvenlik ortağı olarak İran’ı kullanmak gibi herhangi bir planının olduğu gö-zükmüyor. Ancak Çin’in ikili ilişkileri, diğer herhangi bir bölgesel devletle daha fazla seçenek sağlayabilecek bir şekilde gelişmiş durumda da değil. İran’ın nükleer programının durumu bu ilişkinin daha da gelişmesi için tek önemli en-gel olarak ortada duruyor.

P5 + 1 HESAPLAMALARI

Page 59: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

59

<

> 20

16 M

AYIS

Çin’in İran Bahsi

Nükleer müzakerelerde küresel ilginin çoğu İran ve Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik olarak odaklanmış durumda. Bunda haklılık payı da yok değil . Müzakerelere katılan yedi ülkeden, Amerika Birleşik Devletleri nükleer silah edinme konusunda İran’a muhalefet açısından en yüksek ses çıkaran ülke durumunda. Aynı şekilde, İran da ulusal çıkarlarının gelişmesi noktasında en büyük engel olarak ABD’yi görüyor.

Görüşmelerde Çin’in katılımı ile son nükleer anlaşmaya varılamadığı takdir-de bu noktada dikkat çekici bir durum ortaya çıkacaktı. Çin’in bu müzakereler ve görüşmelerde oynadığı rol daha yakından incelenmeyi hak ediyor. Görüş-meler süresince Çin heyeti sessizce uzlaşma yönünde her iki tarafı da zorladı. Çin müzakere ekibi, aynı zamanda Rus ve İran hedeflerine kabaca uyumlu olurken, BM çerçevesine de zarar vermemeye çalıştı. Görüşmelerde pozisyon alırken, yaptırımları kaldırma hızına ilişkin İran konumunun yumuşatılmasına yardımcı oldu.

Bir nükleer anlaşma üretmek için çabalayan Çin’in yatırım için birincil hedefi OBOR’un başarılı bir şekilde uygulanması önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Böyle bir anlaşmanın neticesinde yaptırımların kaldırılması mümkün olmazsa, bu Obor’un engellenmesi manasına gelecekti bu da başarı sayılmazdı. Zaten Çin’in arzusu da İran’ın zengin doğal kaynaklarına erişebilmekti.

MALİYETLERİ TARTIŞMAKÇin, İran’da potansiyel olarak bölgede artarak güçlenen güvenli bir ortak

bulmuş durumda. Son nükleer anlaşmaya varılır ve yaptırımlar kaldırılır ise, Pekin’in yeni ekonomi fırsatlarını takip etmesi ve daha fazla enerji çıkarlarını koruması mümkün olacaktır. Ancak İran ile kapsamlı bir anlaşma ve kalıcı stra-teji her ne kadar Pekin’in ilkeli politikaları çerçevesinde olsa da, Körfez’deki Arap ortaklarının itirazlarına sebep olacak ve bu durum da İran-Çin ilişkilerini zorlaştıracaktır. İşte bunun için Suriye’deki çatışmalar ve Arap devletlerinin re-

Page 60: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

60

Çin’in İran Bahsi

aksiyonları Çin’in pozisyonu konusunda açıklayıcı bir durum sergiliyor. Suriye iç savaşı, Çin’in bu güne kadar sürdürdüğü geleneksel ideolojik tutumu doğ-rultusunda değerlendirilmelidir. Zira, Pekin Suriye’deki çatışmalarda ulusal çı-karlarına hayati bir tehlike görmemektedir. Bu yüzden Çin’in resmi açıklamaları Suriye’yi istikrara döndürmek için Esad rejimi ile muhalefet arasında siyasi bir çözümü öngörüyordu. Suriye konusunda bu tutum ise oldukça tartışmalıydı. Zaten Pekin’in yaklaşımları Arap devletleri tarafından sürekli izlemeye tabi tu-tuldu

Çin-İran ilişkilerinin kapsamlı hale gelmesinin bir takım sonuçları olabilir. Özellikle bölgede İran’ın politikaları, Körfez ülkeleri tarafından dikkatli bir şe-kilde izlenmektedir. Çinli bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, bölgede köklü ekonomik ilişkiler geliştirilmesi istikrarı güçlendirmeye yönelik bir adım olarak görülebilir; fakat mevcut şartlarda bu çok pragmatik bir perspektif olarak gö-

Page 61: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

61

<

> 2

016

MAY

IS

rülmelidir. Zira Çin-İran ilişkilerinin yoğunlaşması Körfez ülkelerinin hırçınlığını arttıracaktır.

SONUÇPekin’in Ortadoğu’da bir ortağa ihtiyacı var ve birçok belirti İran’ın tercih

edilen aday olduğuna işaret etmektedir. Çin’in enerji gereksinimleri ve küre-sel ticaretin içinde olma isteği Çin’i özellikle Ortadoğu yönüne çekmişti. Xi yö-netiminin “Tek Kuşak Tek Yol” girişiminin ortaya çıkması, Avrasya’nın hepsini kapsamakla birlikte, Çin’in Ortadoğu’ya yaklaşımlarını aşikar eden bir strate-ji ortaya koymuştur. Basit bir ifadeyle, Çin, daha spesifik olarak Körfez’ e ve Ortadoğu’ya gücünü ve projelerini taşıyor. Çin’in uygulamaya çalıştığı strate-jinin kapsamı ve ölçeği, hem Çin’in Ortadoğu ülkeleri ile ilişkileri çerçevesinde, hem de Çin-İran ilişkileri açısından dikkatle izlenmelidir.

Kaynak: Middle East InstituteDünya Bülteni için çeviren: Cumhur İlter

Page 62: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

62

“Stratejik Ortaklık” terimi, Çin ile ilişkilerin uzun vadede önemli ve değerli olduğunu ifade etmek için, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi çevresinde gitgide daha fazla kullanılmaya başlandı. 14 Mart 2014’te Pekin’e ziyaretinde yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Salman, “Çin ile ilişkileri-mizin geniş boyutlarda stratejik ortaklığa dönüştüğüne şahit oluyoruz, bu her iki ülkenin de çıkarına hizmet edecek” dedi. Tüm Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerini ilgilendiren bu konuda, Suudi Arabistan’ın pozisyonu, Ka-tar emirinin 2014’te Çin’e yaptığı ziyaretinde tekrar edilmiş ve özellikle terörle mücadele konusu tartışmaya açılmıştır. Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi müzakere ve stratejik diyalog genel sekreter yardımcısı da Körfez’de Çin ile bir “stratejik diyalog” geliştirme konusunda büyüyen bir ilginin olduğunu vurguladı.

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

Imad Mansur

Page 63: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

63

<

> 2

016

MAY

IS

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin Çin’in bölgedeki stratejik rolünü git-gide daha çok tanımasına rağmen, “stratejik ortaklık” ya da “stratejik diyalogun tam olarak ne anlama geldiği henüz net değil. Bu makale neden Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi üye devletleri içindeki yetkililerin, bir yandan Çin ile ilişkilerini güçlendirmeye ihtiyaç duyarken, diğer yandan Çin’i geçerli bir stra-tejik askeri ortak olarak kabul etme konusunda tereddüt yaşadığını tartışacak.

BAĞIMSIZ ASKERİ KAPASİTENİN KORUNMASIKörfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi liderlerinin perspektifinden, Çin ile ya-

pılacak bir ortaklığın en önemli askeri avantajı, Pekin’in, ABD’nin şu anda sat-maya isteksiz olduğu silahları sağlayabilme isteği göstermesi. Birleşik Devlet-lerin mevcut bölgesel karışıklığa yönelik isteksiz tepkileri, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ülkelerini bağımsız kapasitelerini arttırmaya yönelik bir arayışa itti. Bu durumda Çin tamamen bir “stratejik ortak” olmasa da, buna yönelik önemli bir tedarikçi olabilir.

Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin ekonomik bağımsızlığın artması-na dayanan bu görüşüne göre, Çin daha çok sayıda ve daha güçlü silahları sağlama konusunda daha istekli olabilir. Çin’in silah satmasının, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerinin tedarikçi ağlarını genişletmeye yönelik daha geniş stratejileri ile birbirini tuttuğunu da unutmamak gerekir.

Yine de, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi liderleri, Birleşik Devletler ile kalıcı ilişkileri yoluyla, böyle düzenlemelerin faydalarını değerlendirmeye de-vam ediyor. Bu büyük ölçüde yaşanan tarihsel ivmeden kaynaklanıyor. Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletleri askeri donanımlarının, eğitimlerinin,

Page 64: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

64

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

istihbarat sistemlerinin ve savaş sistemlerinin çoğunu ABD hükümetinden ya da Amerikan işletmelerinden elde etti.

Buna ek olarak, Birleşik Devletler ve ittifakları Körfez Arap Ülkeleri İşbirli-ği Konseyi’nin Irak ve Suriye’deki bölgesel çatışmaları kapsayan kaygılarına ve El-Kaide ve bileşenleri tarafından sergilenen bölgesel tehdide ortak oluyor. Üstelik belirli silahları doğrudan Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’ne satma konusundaki isteksizliğine rağmen, Birleşik Devletler üstü kapalı olarak Körfez

Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin bu silahları Çin’den satın almasını onayladı.

Birleşik Devletler’in, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletleri başka yerlerden silah almasını ka-bul ederken, bu ülkelere konvansi-

yonel silah sistemlerini satması arasındaki bu denge, bir taraftan ABD hima-yesini arttırırken, diğer taraftan Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin ABD çatısı altında daha fazla fayda elde etmesini sağlıyor. Birleşik Devletlerin onay-lamadığı bir şekilde Çin’den askeri donanım elde etmek, oldukça hassas bir diplomatik oyun ortaya çıkartacaktır. Bu oyunda Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi, kazanacağından daha çok kaybedecektir.

KÖRFEZ’İN KORUNMASI VE İRAN’LA ZITLAŞMAKörfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerinin siyasi anlaşmazlıklarına

rağmen, İran’ın kontrol altına alınması ve hatta gerektiğinde zıtlaşması ge-reken başlıca tehditlerden biri olmaya devam ettiği konusunda aynı fikirde-ler. Birleşik Devletler de tarihsel olarak benzer bir görüşe sahip. Fakat İran

Page 65: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

65

<

> 2

016

MAY

IS

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

ve Birleşik Devletler arasında son zamanlarda biraz rahatlayan gerilimler ve süregelen bağlantıları, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’ni ikilemde bırak-tı. Amerika’nın Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin katı tutumuna yönelik desteği, İran’la karşılaştırılınca, ABD-İran nükleer müzakereleri başarılı olursa azalacak gibi görünüyor.

Yine de, Çin İran karşısında güçlü bir ortak olamayabilir. Çin’in müdahale etmemeye ve ulusal egemenliğe saygıya yönelik dış politika çerçevesi, Kör-fez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin ilgisini çekti. Çin, Arap özgürleşmesini her zaman destekledi, Arap-İsrail çatışmasında her zaman Filistinlerin yanın-da oldu ve Arap-İsrail barış anlaşmalarını takip ederek, 1992’ye kadar İsrail’le diplomatik ilişkiler kurmayı bekledi. Günümüzde ise, Birleşik Devletler ve itti-fakları Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin Bahreyn’e yaptığı müdahaleyi eleştirdiğinde, Çin bu konuda sessiz kalmayı sürdürdü. Böylece Çin, iç güven-liğe yönelik tehditler bağlamında, Birleşik Devletler’den daha anlayışlı bir ortak olabileceğinin sinyalini vermiş oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Libya’ya yönelik müdahale konusunda Çin’in çekimser oy kullanması da ben-zer şekilde yorumlanabilir.

Yine de, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin Çin’in tarafsızlığını algıla-yışı, 2012 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Suriye ile ilgili teklifi-nin reddedilmesinden sonra zayıflamaya başladı. Çin hükümeti bu oyu “çekim-ser” olarak sundu, ama Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin perspektifine göre Çin’in çekimserliği, Rusya ile üstü kapalı bir ittifak içinde olan Suriye ve daha da önemlisi, İran ile ilgili.

İran için Suriye çatışması gibi mühim bir konuda yapılan bu dolaylı destek, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’ne Çin’in İran’la güvenlik ve askeri ilişki-

Page 66: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

66

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

lerinin Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ile kurduğu (veya kurmayı teklif ettiği) bağdan çok daha açık olduğunu hatırlattı. Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’ne yakın gözlemciler, İran’ın açık bir şekilde, Körfez ülkelerine kıyasla, savaşçı pozisyonunu devam ettirebileceğini inanıyor. Çünkü onlara göre, İranlı liderler Rusya ve Çin tarafından korunduğunu hissediyor. Çin ve İran arasın-daki daha yakın bağ kurulma ihtimali Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi için daha büyük bir endişe konusu.

Çin-İran bağlarına ilişkin endişeler, Körfez müzakeresi ve deniz güvenliği ile ilgili konular nedeniyle daha da kışkırtılıyor. Deniz güvenliğini güvenceye almak sadece Çin’in sorumluluğunda değil; Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Kon-seyi liderleri, Birleşik Devletler, Avrupa ve Japonya’nın da, ticaret rotalarının güvenliğinin sağlanmasına yardım etme konusunda önemli bir rol oynadıkları-nı kabul ediyor. Ama Çin’in Körfez ülkeleri ile geniş enerji ticareti içinde olması, bölgedeki yolların güvenliği ile ilgili özel ilgilerinin olduğu anlamına geliyor.

2025 yılıyla birlikte Çin ticaretinin yüzde 75’i, Asya, Körfez ve Avrupa ekonomileri için uluslararası ticarette en önemli yollardan biri olan Malakka Boğazı’ndan geçecek. Körfez ve Boğaz arasındaki geçişin güvenliğini sağ-lamak amacıyla Çin, Pakistan’daki Gwadar limanını geliştirmek için yaklaşık olarak 1 milyar dolar harcadı. Çin ayrıca Kızıl Deniz’de korsancılık karşıtı ön-lemler almaya başladı.

Deniz güvenliğine yönelik bu ilgiye rağmen, Çin, Kızıl Deniz’deki, Aden Kör-fezi’ndeki, Hint Okyanusu’ndaki ve Umman Körfezi’ndeki nakliyatı gözlemleme ve denetlemeden sorumlu olan Birleşik Görev Kuvvetleri’ne katılmaktan, Afrika Boynuzu’ndaki korsancılığı bozmaktan, Körfez’deki deniz güvenliğini sağlama almaktan imtina ediyordu. Çin bunun yerine, korsan karşıtı görevini yürütmek

Page 67: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

67

<

> 2

016

MAY

IS

için (Çin Donanması aynı zamanda mevcut güçlerle işbirliği içinde olduğu hal-de) Aden Körfezinde kendi deniz kuvvetlerini kurmayı seçti. Buna ek olarak, Çin deniz yolu güvenliğini gözlemlemek ve ortak askeri güç geliştirmek için İran’la işbirliği yaptı. Bununla birlikte, bu adımlar, Çin’i hem tek başına hareket ediyor hem de İran’la işbirliği yapıyor olarak gören Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi liderleri için önemli bir problem teşkil ediyor.. Körfez Arap Ülkeleri İş-birliği Konseyi devletleri bölgesel güvenliği İran merkezli ele alıyor. Bu yüzden, Çin’in İran’la koordineli şekilde çalışması Körfez Arap İşbirliği Konseyi’nin böl-gede Çin’i askeri bir ortak olarak kabul etmesini güçleştiriyor.

İSRAİL’İ KONTROLDE TUTMAKKörfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi, Suudi Arabistan’ın öncülüğünde 2002

yılında başarısızlıkla sonuçlanan İsrail/Filistin için bir barış planı önerisi sundu. Hiçbir devlet İsrail’i engelleyemediği ve zorlayamadığı için, Körfez Arap Ülke-leri İşbirliği Konseyi devletleri en önemli amaç olarak İsrail ile denklik kurmayı gördü. Gelişmiş askeri sistemler, sadece İsrail’e yönelik caydırıcı bir rol oyna-mıyor, aynı zamanda Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerinin diğer sahnelerde daha büyük bir manevra gücü elde etmesini sağlıyor. Tarih boyun-ca İsrail’le olan ilişkilerine baktığımızda, yine de, Birleşik Devletler’in Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerini silahlandırması, dengelerin İsrail’in avantajına doğru yönelmesine engel olamadı..

Bu yüzden Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi askeri becerisini inşa etme-sine yardım edecek farklı yerler aramaya devam etti. Fakat Çin’in Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerine İsrail’le askeri denklik elde etmek için yar-dım edeceği konusunda hiçbir gösterge mevcut değil. Washington’un sık sık tartışma konusu olan balistik füzeleri Suudi Arabistan’a satmayı 2007’de “CIA teknik uzmanlarının nükleer savaş başlığı elde etmek için dizayn edilmedikleri-ni onaylaması şartıyla” kabul ettiği söylentilerini de unutmamak gerek.

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

Page 68: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

68

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

Çin’in Körfez hidrokarbonuna olan büyük güvenine rağmen, İsrail’le olan ilişkilerine zarar vermeyi göze alması imkansız görülüyor. Bu ilişki tarımdan askeri ilişkilere kadar birçok sektöre yayılmış durumda. Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ve Çin arasında stratejik bir askeri ortaklık kurulması İsrail’le

ortaklık kurma amacını ger-çekleştirmediği için, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi liderlerinin yardımına başvu-rulmuyor ve bu kesinlikle ABD himayesini kaybetme riskiyle aynı değerde değil.

GÜNCEL CAYDIRICILIKLARKörfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ve ABD ilişkilerinin tarihsel ivmesi,

Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerini Çin ile askeri bir ortaklık ge-liştirme konusunda tereddütte bırakıyor. ABD, küresel güvenlik angajmanları-nı azaltma planlarına paralel olarak Körfez’deki askeri mevcudiyetini azalttığı için, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin ABD’ye olan güveni de azaldı. Bu Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin dış politikasını küresel olarak (Çin de dahil olmak üzere) daha seçici ve kendinden emin bir hale getirdi. Bu senar-yo da “özel” bir Çin- Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi ilişkisi için fırsatları arttırdı. Ama yine de bugün Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin güvenlik çerçevesi NATO’nun bir uzantısı ve bu da Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerinin Çin’le kurulabilecek bir ortaklığa yönelik isteksizliğini arttırıyor.

Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletlerinin güvenlik kaygıları büyük çoğunlukla bölgesel ve stratejik ortak seçimleri, böyle bir partnerin bölgesel faaliyet alanlarında temin edilebilmesi hakkında düşündüklerini yansıtıyor. So-

Page 69: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

69

<

> 2

016

MAY

IS

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

mut politika sonuçlarında, Çin, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’ni ilgilendi-ren bölgesel güvenlik meselelerinde Birleşik Devletlerle aynı hizaya koyuldu (iki ülkenin de tabii ki kendi politikaları için farklı sebepleri vardı).

Örneğin, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletleri, İran’ı sınırlamayı öncelik sırasında daha öne koyduğu halde, Birleşik Devletler ve Çin, İran ile gerginliği yatıştırmaya çalışıyor. Dahası, Çin İsrail’le diplomatik bağlar kurma-

dan önce bekliyorken, şimdi ise sağlam bir ortaklıkları var. Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin İsrail’le denklik kurmayı başarmasına izin veren bir silah anlaşması konusunda anlaşmaya vardıklarına dair ikna edici bir kanıt yok. Bu sebeple Birleşik Devletler de, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi de dahil ol-mak üzere, Arap devletlerinin İsrail ile denklik kurabilmeyi başarmaya yönelik girişimlerine karşı koyuyor.

Çin’in, İsrail ile yaşanan çatışmadaki Arap yanlısı duruşunun Soğuk Savaş döneminde özel bir yeri vardı ama günümüzdeki durumda, Arap yanlısı olmak

Page 70: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

70

yerine daha kurnazca yaklaşıyor. İran’la olan ilişkileri de benzer bir akılcı tu-tumda ilerliyor. Bunun sonucu olarak, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi devletleri ABD’nin sağlayacağından daha çok askeri destek beklerken, günü-müz koşulları altında Çin’le kurulacak bir ortaklığın çok daha farklı sonuçlara yol açıp açmayacağı ise çok da net değil.

Kaynak: Middle East InstituteDünya Bülteni için çeviren: Cansu Gürkan

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

Page 71: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

71

<

> 20

16 M

AYIS

“Tek Kuşak Tek Yol” Stratejisi’nin doğuşu –Kuşak ve Yol İnisiyatifi olarak da biliniyor- 2013 yılının ikinci yarısında peş peşe meydana gelen üç kayda değer kamusal olayla izlenebilmektedir. 7 Eylül’de Kazakistan’ın Nazarbayev Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping İpek Yolu Ekonomik Köprüsü’nün inşasını önerdi.

3 Ekim’de Endonezya parlamentosuna hitaben yaptığı konuşmada ise Çin ve Güneydoğu Asya ülkeleri Denizcilik İpek Yolu’nu yeniden canlandırmak için birlikte çalışmayı önerdi. 24-25 Ekim’de, Pekin’de Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından düzenlenen “çevre diplomasisi” konulu bir çalışma forumda Xi, Çin’in onların yararlanacağı şekilde komşularıyla dostane ve karşılıklı ya-rar ilişkileri kurmaya kararlı olduğunu vurguladı. Bu şekilde, başkan kavramsal bölgesel kalkınmaya “Çin rüyası” kavramını bağladı. Bu konferans, Çin’in “İpek Yolu stratejisinin” resmi bir doğumu olmuştu.

Bir yıl sonra, strateji şekil almaya başladı. Ekim 2014 yılında Pekin birçok ortak ülke ile birlikte, yeni Asya Altyapı Yatırım Bankası’nı (AIIB) oluşturmak için 50 milyar dolar ortaya koydu. Banka, Asya’da altyapı projeleri için kay-naklarını 100 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyor. 8 Kasım 2014 tarihinde Xi, Çin’in Asya’da ticaret ve ulaşım bağlantıları geliştirmek için tasarlanmış yeni İpek Yolu Fonu için 40 milyar dolar katkı sağlayacağını söyledi. Asya için 2015

Çin’in Ortadoğu’dakiEnerji Politikaları

Xumng Qian

Page 72: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

72

Çin’in Ortadoğu’daki Enerji Politikaları

Boao Forumu’nda yaptığı açış konuşmasında ilk kez Xi, İpek Yolu Ekonomik Kuşak ve Denizcilik İpek Yolu’nun derinliği için Çin’in vizyonunu açıklamıştır. Forum süresince, Çin’in Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu (NDRC), dı-şişleri bakanlığı ve ticaret bakanlığı ile işbirliği içinde, Kuşak ve Yol için bir eylem planı yayınladı.

Eylem planına göre Kuşak ve Yol, diğer Avrupa ekonomileriyle bir ucunda Doğu Asya’yı ekonomik ve küresel olarak bağlayarak Asya, Avrupa ve Afrika’ya kadar devam edecek. Yollar, demiryolları, boru hatları ve kara tabanlı altyapı projeleri dahil olmak üzere İpek Yolu Ekonomik Kuşağı marifetiyle; Çin, Orta Asya, Rusya ve Avrupa (özellikle Baltık) arasındaki bağların güçlendirilmesi üzerinde duruluyor.

Çin, bir taraftan Basra Körfezi, Orta Asya ve Batı Asya ile yoluyla Akdeniz’e erişecek ve diğer yandan da Güneydoğu Asya ve Güney Asya üzerinden Hint Okyanusuna ulaşacaktır. Güney Pasifik bölgesine Güney Çin Denizi aracılığıy-la, Güney Çin Denizi ve Hint Okyanusu üzerinden Avrupa’ya Çin’in sahilinden ulaşmak düşüncesiyle 21. yüzyıl Denizcilik İpek Yolu projesi iki ayrı yol olarak tasarlanmıştır.

Kuşak ve Yol Girişimi Birleşmiş Milletler’in kuruluş şartlarının amaç ve ilke-leri doğrultusunda oluşturulmaktadır. BM’nin Barış içinde birlikte yaşama için öne sürülen beş İlkesini kabul etmektedir.: Egemenlik ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, karşılıklı saldırgan olmama, içişlerine karşılıklı olarak müdaha-le etmeme, eşitliği sağlama, karşılıklı olarak yarar sağlama ve huzurlu şekilde bir arada yaşama. Ayrıca bu girişimin kapsayıcı olması ve piyasa ilkelerini takip etmesi de amaçlanmıştır.

Page 73: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

73

<

> 20

16 M

AYIS

Çin’in Ortadoğu’daki Enerji Politikaları

“Tek Kuşak Tek Yol” stratejisi önem verdiği beş önceliğe göre uluslararası işbirliğini vurgulamaktadır:

1. Politikalar arasında koordinasyon

2. İmkanların bağlantılı hale getirilmesi

3. Engelsiz ticaretin sağlanması

4. Finansal entegrasyon (ör: Asya Altyapı Yatırım Bankası, BRICS Yeni Kalkınma Bankası ve İpek Yolu Fonu gibi kurumları aracılığıyla ekonomilerini birbirine bağlamak)

5. Kişisel tahviller (uygulanması için kamu desteği sağlanması)

Arap dünyası ile Çin’in stratejik koordinasyonu, “Tek Kuşak Tek Yol” vizyo-nunun önemli bir parçası olduğunu ve Çin’in “1 + 2 + 3” olarak bilinen kapsamlı

Page 74: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

74

Çin’in Ortadoğu’daki Enerji Politikaları

işbirliği stratejisini önermektedir.

“Bir”; enerji nakil yollarının güvenliğini sağlamak, karşılıklı yarar, uzun vade-li Çin-Arap enerji ilişkisi kurma, petrol ve doğal gaz üretimi dahil çeşitli konuları kapsayan artan enerji işbirliği ihtiyacı anlamına gelmektedir.

“İki” ;altyapı geliştirme, inşaat, ticaret ve yatırımı kolaylaştırmayı içermekte.

“Üç”; Çin ve Arap dünyası arasında pratik işbirliğini arttırmak amacıyla nük-leer enerji, uzay uyduları, yeni enerji kaynakları ve yüksek teknoloji alanlarında yapılması gereken atılımlar ile ilgilidir.

ENERJİ POLİTİKALARIOrtadoğu, dünyanın ispatlanmış petrol rezervlerinin yüzde 60’ını içermek-

tedir. Bu nedenle uluslararası enerji piyasalarında önemli bir rol oynamakta-dır. Çin hükümetinin ekonomide reform paketiyle birlikte Çin’in petrol ihtiyacı dramatik bir şekilde artmıştır. Dolayısıyla Çin’in Ortadoğu ülkeleri ile istikrarlı ilişkileri daha da önem kazandı. Bu ilişkilerin temel alt yapısını “Tek Kuşak Tek Yol” stratejisi oluşturmaktadır.

1993 yılında, pragmatik stratejiler sebebiyle, Çin hükümeti üç büyük enerji şirketini -Çin Ulusal Petrol Şirketi, Sinopec Grubu ve Çin Ulusal Off-shore Pet-rol Şirketi- yurtdışına gönderdi. Bu gurupları özellikle Ortadoğu bölgesinde, petrol, güvenli malzeme ve yatırım, arama, sondaj, rafineriler ve gaz boru hatlarının inşaatına teşvik etti.

1990 yılından 2000 yılına kadar, Ortadoğu petrolü Çin’in petrol ithalatının yüzde 45-50’lik bir kısmını oluşturdu. 2011 yılında, Çin, Orta Doğu’dan 130 milyon ton petrol ithal etti ve bu hacim 2013 yılında 146 milyon 540 bin tona ulaşarak artan bir seyir gösterdi. Çizelgelerin aksine Ortadoğu ve Kuzey Afrika için, Çin’in petrol ihracat pazarı olma durumunun önemi azalmamakta, bilakis

Page 75: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

75

<

> 2

016

MAY

IS

artarak devam etmektedir.

Çin’in Ortadoğu’da artan enerji bağımlılığına karşın, Pekin enerji politikala-rında çeşitli düzenlemeler yapıyor. Ülkenin Batı kesiminde enerji üretimi, enerji tüketim yapısı ve enerji tasarrufu en öncelikli konu haline geldi. Artan ihtiyaç doğrultusunda bir ulusal enerji rezerv sistemi inşa edildi.

Çin, petrol ve gaz ithalatı ve bunların ulaşım yollarının çeşitlendirilmesi-ni sağlamak için Orta Asya-Sibirya, Endonezya-Avustralya, Afrika ve Latin Amerika’da dünya çapında büyük enerji projeleri çerçevesinde onlarca yatırım yaptı. Bu tür önlemlere rağmen, göstergelere bakıldığında, Çin’in Ortadoğu petrolüne bağımlılığı yüksek düzeyde devam ediyor.

AYAKLANMA ÇAĞINDA ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKALARIÇin’in Ortadoğu’daki enerji politikası birçok sorunla karşı karşıyadır. Birin-

cisi, Yemen’deki kargaşa, Suriye’deki iç savaş ve de uzun yıllardır süregelen İsrail-Filistin çatışması nedeniyle Çin’in Ortadoğu’daki yatırımları ve ortaklıkları risk altındadır.

Bir diğeriyse terör örgütlerinin petrol tankerlerine ve ulaşım kanallara saldır-mak için her yolu denemesi. Mesela DAEŞ, Doğu-Batı bağlantılarıyla Çin’in çabalarını istikrarsızlaştırmak için sadece bir tehdit oluşturmuyor. Aynı zaman-da Sincan bölgesini hilafetinin bir parçası ilan etmiş durumda. Irak’ta DAEŞ oluşturduğu tehditler ile Irak’taki birçok Çinli işletmeyi işlerini askıya almaya veya kapatmaya zorlamıştır. Sonuç olarak, Çin bölgede bu örgütlere karşı tavır almıştır.

Üçüncüsü, sivil-ekonomik faktörler ve özellikle bazı ülkelerde yolsuzluk so-

Çin-Körfez İşbirliği ve Askeri Ortaklığı

Page 76: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

76

Çin’in Ortadoğu’daki Enerji Politikaları

runları, Çinli yatırımcıların çıkarlarına zararlı olabilmektedir.

Dördüncüsü, nükleer anlaşmazlık nedeniyle İran’a uygulanan ABD öncülü-ğündeki yaptırımlar ile bölgedeki Çinli enerji politikasının kısıtlı bir durum içine sürüklenmesi. İran ‘a yaptırım-ların sıkılaştırılmasından önce, Suudi Arabistan ve Rusya’dan sonra Çin ham petrolün üçüncü büyük alıcısı olmuştu. Yaptırım-ların uygulanması dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ile güçlü diplomatik iliş-kileri korumak için, Çin İran’dan ithalatını azalttı.

Son olarak, yoğunlaşan Su-udi-İran rekabetinden dolayı, şüphesiz ki bölgedeki enerji ilişkilerini korumak ve daha da geliştirmek için Çin’in çabaları daha da karmaşık hale gelmiş du-rumdadır

Bununla birlikte, Çin ve Ortadoğu arasındaki enerji işbirliği sağlam bir teme-le dayanmaktadır. Çin büyük bir enerji tüketicisi olduğundan enerji için talep yükselmeye devam ediyor. Orta Doğulu tedarikçiler ise bir bütün olarak Çin ve Asya’daki kendi pazar paylarını genişletmekte istekliydiler. Ayrıca Çin Ortado-ğu enerji piyasasında yatırımı ve doğalgaz ile petrol ithalatı yapmak için 3.7 trilyon dolar döviz rezervlerine sahip.

Page 77: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

77

<

> 2

016

MAY

IS

Çin’in Ortadoğu’daki Enerji Politikaları

Çin kendisini özellikle petrokimya sektöründe, bölgedeki kamu ve özel sek-törler için cazip bir pozisyona getirdi. Zaten halihazırdaki Çinli enerji şirketle-ri, Ortadoğu’daki enerji geliştirme projelerine katılmak için yeterli uzmanlığa sahip durumdalar. Genel olarak Çin, Çin-Ortadoğu enerji işbirliği için sağlam bir temel strateji oluşturdu. Bu yüzden de İsrail ve İran dahil olmak üzere tüm Ortadoğu ülkeleri ile iyi siyasi ilişkiler geliştirmeyi başarmıştır.

SONUÇÇin “Tek Kuşak Tek Yol” stratejisiyle, Ortadoğu enerji politikasını geliştirirken,

bölgedeki Arap devletleriyle de iyi ilişkiler kurmak istiyor. Zaten Ortadoğu’nun enerji kaynaklarına bağımlılığı önlemek için, Çin diğer yurtdışı enerji kaynak-larını ve ulaşım kanallarını geliştirmeye ve çeşitlendirmeye devam ediyor. Ortadoğu’da yaşanan sıkıntılardan dolayı enerji ithalatındaki zorluklara ve risk-lere rağmen Çin bölge ülkeleri ile güçlü ilişkiler kuruyor. Önümüzdeki yıllarda bu ilişkiler ve bilhassa ekonomik bağlar şüphesiz ki daha da gelişecektir.

Kaynak: Middle East InstituteDünya Bülteni için çeviren: Cumhur İlter

Page 78: YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI2014’ün ilk yarısında Arabistan’ın enerji sektörüne 6.8, metal sektörüne 5.2 ve ulaşım sektörüne de 1.9 milyar dolar

> D

ÜN

YA B

ÜLT

ENİ A

RAŞT

IRM

A M

ASA

SI

78

> DÜBAM DUNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

> 2016 MAYISDÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

YÜKSELEN GÜÇ ÇİN’İN ORTADOĞU POLİTİKASI

DÜBAM YayınlarıKüresel İletişim Merkezi

Barbaros Bulvarı, Balmumcu / BeşiktaşTel: (0212) 274 80 21 – 274 80 22

www.dunyabulteni.net/dubam