2
L DERS ( ybl ) Klasik münasebetleri olmak üzere, pedagojik düzenleyen disipline verilen ad. _j ilimierin ve ferdi ve içtimaL maddi ve manevi da- ha verimli _hale getirilmesi ve gayesi. metodu ve üzerinde. oldukça erken za- manlardan üzere pedagojik Mesela Cahiz'in Risôletü ' l-mu 'allimin'i. Sahnün'un Adôbü'l-mu 'allimin'i. Kabisi'nin Ah - 'l -müte 'allimin ve 'allimin'i. Zernüci'nin Ta 'limü'l-müte- ' 'allim'i. Te?kiretü 's-sô- ' mi' ve'l-mütekellim ii edebi'l - 'ôlim ve'l-müte 'allim'i gibi kitaplar derse dair m.üstakil eserler- dendir. Farabi'nin , Fi-môyenba- gi en- yukaddeme kabl e te 'allümi'l- felsefe'si. Maverdi'nin Ede' d-dün ve'd-din'i. Kurtubi'nin Cômi 'u beyô- ni'l- 'ilm 'i. Gazzali'nin 'ulumi'd- din'i. Haldün' un Mukaddime'si. Mittdh u 's-sa 'ôde'si. Katip Çelebi'nin gibi ansiklopedik mahiyette olan eser- lerde, daha çok mukaddimelerde yer almak üzere. pedagoji yer Bütün bu eserlerde tim ve Kur'an ve Sünnet'e na, selef alimlerinin sözlerinden deliller getirilmesine özel bir ve- bu durum. ge- nel birlik ve giderek ilkelerinin mü- sonucunu göre lik, bilgiyle birlikte özel yete- nekler isteyen bir (bk . i bn Hal- dün. s. 502-509) Bu sebeple bilgili psikoloji ve peda- goji formasyonunun tam da gerekli gören ve renci, ve aile üçlüsünün bir- likte sarfedecekleri çabaya Buna göre, Allah kabul edilen ve ibadet menlik icra edecek öncelikle hem bilgi hem de ahlak ve fazilet bu ehli ol- ve na- zik gerekir. Farabi de. " Ho- ca ne çok sert, ne de çok çünkü sertlik talebenin nefret et- mesine. müsamaha ise talebenin ve bilgisini hafife al- yol açar" diyerek pedagojinin önemli bir Haldün, zor renme arzusunu olumsuz yönde etkile- Gazzali daha da ileri giderek talebenin gençlik guru- runu rencide etmemek için. nin ifadeler yerine üstü sözlerle ve sert pedagojik esaslara naatü't-ta'llm) belirt- mektedir. ara- soy sop, zenginlik vb. dan gözetmemesi. ilimierin bir kanaat pedagojik bir takip etmesi. fiziki ve ma- nevi kabiliyetlerini. zeka se- viyelerini dikkate gibi hususlar ve öngörülen esaslar- dan istenilen düzeye için çocuklara oyun maddi ve manevi mükatatlarla ödüllendirilmesi- nin önemi hususuna eskiden beri dikkat Kur'an ve Sünnet'- in ilme ifade eden ayet ve hadisiere dayanarak, bedeni ve zihni yerinde olan her yolculuk, yoksulluk gibi paha- da olsa. bilgilerini Ancak ilim tahsilinde geçici ve bencil gayeler yerine. ah lak yönünden in- sanlara olmak gibi yüksek gaye- ler gözetmeli, mak için zihnini ve gerekli olma- yan ilgilerden ilme. ve ve alçak gönüllü Zernüci. ders ilminin en önem- li olarak gösterilen (bk rizade, ·s-sa 'ade, 303; ·?· zunan, 42) eserinde rnek ilmi tesbitinden üzere. sürekli olarak bir birlikte ve onun tecrübesinden önemini genel olarak bir gözetiminde ge- ZUREFA kaynaklarda da (bk. Ahmed s. 209-21 !). : ibn Miskeveyh, Teh?ibü'l·al)liik, Kahire 1323, s. 19·21; Gazzali. ihya', Beyrut 1402·1403 / 1982·83, 1, 8·13, 48-58; lll, 72-74; Zernüci, Ta· 'limü 'l ·müte'allim, istanbul 1192 ; ibn Haldun. Kahire, ts. s. 502· 510; Mi{tiihu 's·sa 'ade Ab- dülvehhab Ebü'n-Nür- Kamil Kamil Bekri), 13·49, 303; 1, 42; Stddtk Ha- san Han, Ebcedü'l· 'utam Abdülcebbar Zekkar), 1978, 124·133 ; Ahmed le bi. et-Terbiyetü'l-isliimiyye, Ka hire 1982, s. 209·211, 257·275, 291-327. L L liJ MusTAFA (,_:,,;. ts.. (bk. EDEP). ZUREFA ( ,1.! _,1;. ybl) Hüseyin Harniz (ö. 1200 / 1786 [?]) düzenlenen tezkiresi. _j _j Rômiz Tezkiresi ola rak da 1133 ( 1720-21 ) kadar içine alan lim Tezkiresi'nin zeylidir. Eserde, 1133-1198 ( 1721 -1784) 376 alfabe edebi ve eserleri bilgi verilerek örnekler Yazar, tarihini göste- ren Zurefd 89) terkibi ni ad olarak söylüyorsa da. 1198 kadar esere tezkiresini bu tarihten son- ra da yazmaya devam Zurefô'da sade- ce isimleri lerinden örneklerin yer yer görülen ifade birbiriyle ilgisiz cümlelere bakarak ese- rin veya en temize söylemek müm- kündür. Bu eksikliklerine La le Devri'nde ve zamanda Sa- . fayi ile Salim tezkirelerinde de yer alan ilgili ilave bilgilerle daha sonraki dönemde ha- yat hikayelerini içine alan bir eser özel- 335

ZUREFA · ADAB-ı ZUREFA liğine sahiptir. Bu yüzden. bilhassa ilgili olduğu dönem için tek kaynak duru mundadır. Adab-ı Zurefô basılmamıştır. Bugün eserin dört nüshası

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ZUREFA · ADAB-ı ZUREFA liğine sahiptir. Bu yüzden. bilhassa ilgili olduğu dönem için tek kaynak duru mundadır. Adab-ı Zurefô basılmamıştır. Bugün eserin dört nüshası

L

ADAB-ı DERS ( ..r.)~ ybl )

Klasik İslam eğitiminde, öğretmen-öğrenci münasebetleri

başta olmak üzere, pedagojik kuralları düzenleyen

disipline verilen ad. _j

İslam dünyasında ilimierin gelişmesi. yayılması . eğitim ve öğretimin ferdi ve içtimaL maddi ve manevi bakımdan da­ha verimli _hale getirilmesi düşüncesiyle eğitim ve öğretimin gayesi. metodu ve kuralları üzerinde. oldukça erken za­manlardan başlamak üzere pedagojik çalışmalar yapılmıştır. Mesela Cahiz'in Risôletü 'l-mu 'allimin'i. İbn Sahnün'un Adôbü'l-mu 'allimin'i. Kabisi'nin Ah­vôlü 'l -müte 'allimin ve aJ:ıkômü'l-mu­'allimin'i. Zernüci'nin Ta 'limü'l-müte-

' 'allim'i. İbn Cemila ' nın Te?kiretü 's-sô­' mi' ve'l-mütekellim ii edebi'l - 'ôlim ve'l-müte 'allim'i gibi kitaplar adab-ı derse dair yazılmış m.üstakil eserler­dendir. Ayrıca Farabi'nin , Fi-môyenba­gi en-yukaddeme kable te 'allümi'l­felsefe'si. Maverdi'nin Edebü 'd-dünyô ve'd-din'i. Kurtubi'nin Cômi 'u beyô­ni'l- 'ilm 'i. Gazzali'nin İhyô 'ü 'ulumi'd­din'i. İbn Haldün'un Mukaddime'si. lfaşköprizade'nin Mittdh u 's-sa 'ôde'si. Katip Çelebi'nin Keşfü'z-zunun·u gibi çoğu ansiklopedik mahiyette olan eser­lerde, daha çok mukaddimelerde yer almak üzere. pedagoji konularına geniş yer verilmiştir. Bütün bu eserlerde eği­tim öğretim metotlarının ve kuralları­

nın Kur'an ve Sünnet'e dayandırılması­na, ayrıca selef alimlerinin sözlerinden deliller getirilmesine özel bir ağırlık ve­rilmiş, bu durum. İslam dünyasında ge­nel öğretim metotlarında birlik sağlan­ması ve giderek eğitim ilkelerinin mü­esseseleşmesi sonucunu doğurmuştur.

İslam eğitimcilerine göre öğretmen­lik, geniş bilgiyle birlikte bazı özel yete­nekler isteyen bir sanattır (bk. ibn Hal­dün. s. 502-509) Bu sebeple öğretmenin bilgili olması yanında, psikoloji ve peda­goji formasyonunun tam olmasını da gerekli gören İslam eğitimcileri. eğitim ve öğretimin başanya ulaşmasını öğ­

renci, öğretmen ve aile üçlüsünün bir­likte sarfedecekleri çabaya bağlamış­

lardır. Buna göre, Allah adına yapıldığı kabul edilen ve ibadet sayılan öğret­

menlik mesleğini icra edecek kişinin,

öncelikle hem bilgi hem de ahlak ve fazilet bakımından bu mesleğin ehli ol-

ması , öğrencilerine karşı şefkatli ve na­zik davranması gerekir. Farabi de. "Ho­ca öğrencisine karşı ne çok sert, ne de çok yumuşak davranmalı : çünkü aşırı

sertlik talebenin hacasından nefret et­mesine. aşırı müsamaha ise talebenin hocasının şahsını ve bilgisini hafife al­masına yol açar" diyerek pedagojinin önemli bir kuralına işaret etmiştir. İbn Haldün, eğitimde zor kullanmanın öğ­renme arzusunu olumsuz yönde etkile­yeceği düşüncesindedir. Gazzali daha da ileri giderek talebenin gençlik guru­runu rencide etmemek için. öğretme­nin uyarılarını açık ifadeler yerine üstü kapalı sözlerle yapması gerektiğini. açık ve sert ikazların pedagojik esaslara (sı­

naatü't-ta'llm ) aykırı olduğunu belirt­mektedir. Öğretmenin öğrenciler ara­sında soy sop, zenginlik vb. bakımlar­

dan ayırım gözetmemesi. öğrencilerde bazı ilimierin değersiz olduğu şeklinde bir kanaat uyandırmaktan kaçınması.

öğretim programında pedagojik bir sıra takip etmesi. öğrencilerin fiziki ve ma­nevi kabiliyetlerini. mizaçlarını. zeka se­viyelerini dikkate alması gibi hususlar eğitim ve öğretimde öngörülen esaslar­dan bazılarıdır.

İslam eğitimcileri. eğitimde istenilen düzeye ulaşabilmek için çocuklara oyun fırsatının tanınması. onların maddi ve manevi mükatatlarla ödüllendirilmesi­nin önemi hususuna eskiden beri dikkat çekmişlerdir. Ayrıca, Kur'an ve Sünnet'­in ilme verdiği değeri ifade eden ayet ve hadisiere dayanarak, bedeni ve zihni sağlığı yerinde olan her yaştaki insanın yolculuk, yoksulluk gibi sıkıntılar paha­sına da olsa. bilgilerini geliştirmesinin

gerekliliğini ısrarla vurguları;ıışlardır.

Ancak öğrenci ilim tahsilinde geçici ve bencil gayeler yerine. Allah'ın rızasına

erişmek, ahlak yönünden gelişmek, in­sanlara faydalı olmak gibi yüksek gaye­ler gözetmeli, öğrenimde başanya ulaş­mak için zihnini meşrü ve gerekli olma­yan başka ilgilerden arındırmalı. ilme. öğretmene ve diğer öğrencilere karşı

saygılı ve alçak gönüllü davranmalıdır.

Zernüci. adab-ı ders ilminin en önem­li kaynağı olarak gösterilen (bk Taşköp­rizade, Mi{ta.tıu ·s-sa 'ade, ı . 303; Keş{ü ·?· zunan, ı . 42) eserinde öğrencinin. yetiş­rnek istediği ilmi alanın tesbitinden başlamak üzere. sürekli olarak bir öğretmenle birlikte çalışmasının ve onun tecrübesinden faydalanmasının

önemini vurgulamış, genel olarak bir öğretmenin gözetiminde çalışmanın ge-

ADAB-ı ZUREFA

rekliliği diğer İslami kaynaklarda da benimsenmiştir (bk. Ahmed Şelebi. s. 209-21 !).

BİBLİYOGRAFYA :

ibn Miskeveyh, Teh?ibü 'l·al)liik, Kahire 1323, s. 19·21; Gazzali. ihya', Beyrut 1402·1403 / 1982·83, 1, 8·13, 48-58; lll , 72-74; Zernüci, Ta· 'limü 'l·müte'allim, istanbul 1192 ; ibn Haldun. Mu~addime, Kahire, ts. (Darü'ş-Şa'b). s. 502· 510; Taşköprizade. Mi{tiihu 's·sa 'ade (nşr. Ab­dülvehhab Ebü 'n-Nür - Kamil Kamil Bekri), ı,

13·49, 303; Keş{ü 'z·?Unün, 1, 42 ; Stddtk Ha­san Han, Ebcedü 'l· 'utam (nşr. Abdülcebbar Zekkar), Dımaşk 1978, ı , 124·133 ; Ahmed Şe­le bi. et-Terbiyetü 'l-isliimiyye, Kahire 1982, s. 209·211, 257·275, 291-327.

L

L

liJ MusTAFA ÇAGRıcı

ADAB-ı MUAŞERET (,_:,,;. ts.. yl~l) .

(bk. EDEP).

ADAB-ı ZUREFA ( ,1.!_,1;. ybl)

Hüseyin Harniz (ö. 1200 / 1786 [?])

tarafından düzenlenen şuara tezkiresi.

_j

_j

Rômiz Tezkiresi olarak da tanınır.

1133 ( 1720-21 ) yılına kadar yaşayan şairleri içine alan Sôlim Tezkiresi'nin zeylidir. Eserde, 1133-1198 ( 1721 -1784) yılları arasında yetişen 376 şair alfabe sırasıyla kaydedilmiş, hayatları. edebi şahsiyetleri ve eserleri hakkında bilgi verilerek şiirlerinden örnekler yazılmış­tır. Yazar, kitabına bitiş tarihini göste­ren Adôb-ı Zurefd (ı ı 89) terkibi ni ad olarak verdiğini söylüyorsa da. 1198 yı­lına kadar yetişen şairlerin esere alın­

masından, tezkiresini bu tarihten son­ra da yazmaya devam ettiği anlaşıl­

maktadır.

Adab-ı Zurefô'da bazı şairlerin sade­ce isimleri kaydedilmiş, bazılarının şiir­

lerinden örneklerin yazılacağı kısımlar

boş bırakılmıştır. Ayrıca yer yer görülen ifade bozukluklarıyla · yarım bırakılmış

birbiriyle ilgisiz cümlelere bakarak ese­rin tamamlanmadığını veya en azından temize çekilmediğini söylemek müm­kündür. Bu eksikliklerine rağmen. Lale Devri'nde yetişen ve aynı zamanda Sa- . fayi ile Salim tezkirelerinde de yer alan şairlerle ilgili bazı ilave bilgilerle daha sonraki dönemde yetişen şairlerin ha­yat hikayelerini içine alan bir eser özel-

335

Page 2: ZUREFA · ADAB-ı ZUREFA liğine sahiptir. Bu yüzden. bilhassa ilgili olduğu dönem için tek kaynak duru mundadır. Adab-ı Zurefô basılmamıştır. Bugün eserin dört nüshası

ADAB-ı ZUREFA

liğine sahiptir. Bu yüzden. bilhassa ilgili olduğu dönem için tek kaynak duru­mundadır.

Adab-ı Zurefô basılmamıştır. Bugün eserin dört nüshası bilinmektedir. Otuz sekiz şair- ihtiva eden Süleymaniye Kü­tüphanesi'ndeki (Esad Efendi, nr. 3876/ 1, vr. ı •-29 b) nüsha eksik olup "R" har­finde Raşid Efendi'nin biyografisinin bir kısmından başlamaktadır. Müellif hat­tı olan diğer nüsha ise (Esad Efendi , nr. 3873) tamdır. Bu nüshanın sayfa kenar­larında bazı ilaveler bulunmaktadır. Ali Canib bu ilavelerin Müstakimzade'ye ait olduğunu delillerle ortaya koymuştur.

Doksan dokuz varak olan bu nüshanın bazı yaprakları boştur. Eserin diğer iki nüshası, Millet Kütüphanesi ile (Ali Emi­ri, Tarih, nr. 762) İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde (1Y, nr. 91 ı bulunmak­tadır. Sonuncu nüsha, Zihni adlı bir müs­tensih tarafından, eksik bırakılan bilgi­ler ve şiir örnekleri tamamlanarak is­tinsah edilmiştir.

Adab - ı Zure{<1 'da n bir sayfa (! ü Ktp .. TY, m. 91)

' ı,..ıi.JV.,~ ~ı:Ju-i ~~~~ /:C:·•'hl'"'~~··;tıJL.. ~_)1~,.._..jı

.)~ı..ıL.JJ~_.ı(.j~N!..~~',.J!f;i_.:,~_)~ .. :'::'JvcV.,.­'~j.J-M _....;,_.,.,~·.>4•v/"/;.ı, '. '--'. ••.ı· ~ . ı • -- "·' ,; '~ • • • . •• ,.;_r.,ıy ~ 1.-' ı,;T.; y .. ,.,_;~~,,

-~..ı • .::~ ı; (1: '• u~ ... ~.: ·· ... o(./J;;ı:,_;.,r.:_ \\"V ,.~.;_; ... ı..-: . ~~ı

(.f.....,ji_,ı~lı.!-IJ.- :~6/Ü;..l-:~ ı.~. ...... .~;_,_..,;;-:?) 'f:f

._,..,~~ ,..lf_.ı,/~.:.>;.:- - /,;;();(}t.'-''_$ \ . .

~WL-. ~,~..,v "~:;.:':'..)

-7t.;)~_.._;; _ . ..:..Jr.~r(.~ ....

--!..:; ;.;..: ı ..., v :...ı ~;j'it vı...; ~

-:\f' if:'.;. ı.) ... -:'~ ... ~(-:. ~:_,;;~ ıP.:~ı.i~~\)<'~.1;· ~~.~V• :..~~· J~ #_._,; ~

---;--'~:y.)_,t &G ..h .. ~y~

--:-' ~ ...- F_.,ı .r. ()' ~ )_ .. ,J.ı' J C

-:'u.;.~l""'..o-;" iı~;:.e.J-"~ ....... :_. ı

-,>W..::" -': <>) -..;; 0~

(!i..>..ı/.:-.,.i; .... ı...; ... _, ..... ,'.J

.,_.k· .i .. ~/, üı-u'~

..-7-'•'-L:-"~--:'',.;..:t, .-(e~.,ıJ? ... ./;;..1./,A;.,;

(.~~/; t-;. ~vı.WL

J..:.,<'L::h.e .... '.;.r:.~.r:ı "-.' ..,.ıC:.:,/Jtj:.:.,»~}

!f..:t.ı·~-:~;.·.ı~~~ _j~.l) _;.._.,~if-:~(J..:-.

f: ı.: ~~-"· L-i ı :r .ı.->j..:--:

d;~u_, .-_y;,.)(~.J.o:->/

--· ,. • ~ - • ı ,, 1J(i,-.J_~~~:,oıj ı , ..-J-(' ~ ,..A-: (( L" _!....~ ....... _, ~ ~ l-' ( -'_j J_~•

336

BiBLiYOGRAFYA : Osmanlı Müelli{leri, lll, 48 ; Şerif Oktürk.

istanbul Kütüphanelerinde Bulunan Osmanlı Şuara Tezkire/eri (li sans tezi, 1945), iü Edebi­yat Fakültesi; istanbul Kitaplıkları Tarih-Coğ­rafya Yazmaları Kata/oğu, istanbul 194 7, 7. fas. ( Şuara Tezkireleri), s . 604; Ni had Sami Ba­narlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, istanbul 1971 , ll , 789; Agah Sırrı Levend, Türk Edebi­yatı Tarihi, Ankara 1973, 1, 320-323; Babinger (U çok), s. 343; Ali Ca ni b. "On İkinci Asrr Tez­kirecilerinden Ramiz Efendi ve Eseri" Ha­yat Mecmuası, sy. 27, istanbul 1927, s.' 3-4 ; J. S. Robinson, "The Ottoman Biographies of Poets", XIV, JI'/ES (1 965), s. 57·74 ; Abdül­kadir Karaha n, "Tezkire", iA, XII / 1, s. 229; TDEA, ı , 30. ı:;ı.1

M MusTAFA isEN

L

ı

L

ı

L

ı

L

ı

L

ı

L

ı

L

ı

L

ADABÜ1-ARAB ve'l-FÜRS ( "'..})~ ..,_.__,..ll ....,bT )

. (bk. CAVIDAN-HIRED).

ADABÜ'l-BAHS (~1..,_.\)T)

(bk. MÜNAzARA).

ADABü1-FETVA ( .s_,:.;ll ..,_.ı)T )

(bk. FElVA).

ADABü·ı-KAZA (,l.;..ill ....,bT)

(bk. EDEBÜ'I-KADI).

ADABÜ KİTABETİ'l-MUSHAF ( ~~ :LL..S ..,_.bT )

(bk. MUSHAF).

ADABÖ1-MUHADDİS ( -:..=.ıı ..,_.\)T )

(bk. MUHADDİS).

ADABÜ'I-MÜLÜK ( o.!l_,J..ll ..,_.bT )

(bk. SİYASETNAME).

ADABÜ'l-MÜRİD ( k_,..ll ..,_.ı)ı)

Sufilerin uymaları gereken kurallardan bahseden eseriere

verilen genel ad.

_j

ı

_j

_j

ı

_j

ı

_j

ı

_j

ı

_j

_j

Mutasawıfların sohbetinde bulunan­ların, şeyhlere bağlananların ve tarika­ta girenierin uymaları gereken adab ve erkandan, seyrü süluk• sırasında göz

önünde bulundurulması gereken kural­lardan, şeyh ve ihvan • a karşı takınıl­ması gereken tavırdan bahseden. mü­rid ve dervişlere yol gösteren eserle­re "Adabü'l-müridin", "Edebü'l-mürid", "Adabü'l-mutasawıfe". "ei-Vasaya" ve "Tarikatname" gibi isimler verilmek­tedir.

Tasawufta müridierin adabı bahsi ya müstakil risaleler ve eserler halinde ve­ya tasawufa dair genel bilgiler veren eserlerin içinde bir bölüm olarak ele alınmıştır. Bu konu hakkında ilk olarak kaleme alınan başlıca müstakil eser ve yazarları şunlardır: Yahya b. Muaz er­Razi (ö 258 / 872), Kitôbü 'I-Müridin (b k GAS, I. 646) Ebü Nuaym. Ifilyetü'l-evli­yô'da (Kahire 1394-99 / 1974-79, X, 55-66) bu eserden iktibasta bulunur. Haris ei­Muhasibi (ö 243 / 857), Adôbü'n-nüfus (bk GAS, I, 64 ı ı Hakim et-Tirmizi (ö

285 / 898), Adôbü'l-müridin (nşr . Abdül­fettah Abdullah Bereke, Mı sır, ts .); Ede­bü 'n-nefs (bk. GAS, I, 658) Cüneyd-i Bağdadi (ö 298/ 910). Edebü1-mütiakir ilailah (bk GAS, 1, 649) Ebü Ali er-ROz­bari (ö 303 / 915). Kitôbü Edebi'I-fakr (bk. GAS, ı. 663) Ebü'I-Kasım ei-Vezz~n (h V. asır), Edebü'l-müridin (bk GAS,

I, 676) Sülemi (ö 412 / ı 02 ı), Adôbü's­şuJ:ıbe ve hüsnü'I-'uşre (Kudüs 1954.); Cami 'u ôdôbi'ş-şufiyye (nşr s Ateş, Ankara 1981 ); Adabü'l-fa~r ve şerô'i­tuh; Beyanü zeleli'l-fukarô' ve mevô­cibü ôdôbihim (bk. GAS, I, 673) Ebü Be­kir b. Davüd es-Salihi (ö 806/ 1403), Adô­bü'I-mürid (bk. GAL Suppl., ll, 149) Ab­dülvehhab eş-Şa'rani (ö 973/ ı 565 ). Ede­bü'I-mürid (bk GAL Suppl., ll, 467) Ta­ceddin b. Zekeriyya ei-Abşemi (ö 1050/ 1640), Adôbü'l-müridin (bk GAL Suppl., II , 618) Abdullah b. Al~yi ei-Haddad (ö

1132 / I 720), Risaletü adôbi sülı1ki'I­

mürid (Mısır 1958).

Tasawufa dair genel mahiyetteki eserlerde de adabü'l-mürid bahsine ge­niş bir yer ayrılmıştır. Mesela Serrac, el-Luma'da (Mı s ı r ı 960) "Kitabü ede­bi'l-mutasawıfe" başlığı altında konu­yu geniş olarak ele almıştır (s 194-280). Kuşeyri ise er-Risôle'sinde hem irade ve edep bahsinde, hem de eserine ekie­diği son bölümde müridierin dikkat et­meleri gereken kaide ve esasıardan

bahsetmiştir. Hücvirfnin Keşfü'l-rriaf:ı­

cub'unda da konu ele alınmıştır. Ebü Talib ei-Mekki ~ütü'I-~ulı1b'da mürio­lerin uymaları gereken adab ·ve esasla· ra bir bölüm ayırdıktan sonra eserinin değişik yerlerinde çeşitli vesilelerle bu