4
U SUL İ Lİ MLERİ VE M ÜSLÜMANLI ĞIMIZ İSLAMÎ İLİMLER KOLEKSİYONU EBUBEK İ R S İ F İ L

Ebubekir Sifil - Usul İlimleri ve Müslümanlığımız

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ebubekir Sifil - Usul İlimleri ve Müslümanlığımız

USUL İLİMLERİ VE MÜSLÜMANLIĞIMIZ

İSLAMÎ İLİMLER KOLEKSİYONU

EBUBEKİR SİFİL

Page 2: Ebubekir Sifil - Usul İlimleri ve Müslümanlığımız

USUL İLİMLERİ VE MÜSLÜMANLIĞIMIZ

∏ÖZET

Tefsir, Hadis, Fıkıh… gibi ilim dallarında eğitim görmüş nice insanın, İslam’ı, çağın hakim m o d e r n p a r a d i g m a l a r ı v e kavramları ile takdim hastalığına düçar olması bu yüzdendir. Bir y a n d a n A l l a h ’ a k u l l u ğ a çağıracaksınız, öbür yandan “En ideal insan hakları İslam’dadır” diyeceksiniz!.. Bu garabeti izah etmenin de, bu tür garabetlerden kurtulmanın da başka bir yolu yoktur.

Page 3: Ebubekir Sifil - Usul İlimleri ve Müslümanlığımız

NOTLAR

• İslamî ilimlerin bize bekleneni vermesi de hiç şüphesiz, üzerine oturdukları “usul”lerin ihya edilmesiyle mümkün olacaktır.

• Usulüddîn, bizim ontolojimizi, Usul-i Fıkıh da epistemolojimizi ortaya koymuştu. Bunlar bizim hem “inşa edici”, hem de “muhafaza ve müdafaa edici” sistemlerimizdi.

ASLEYN’İN ÖNEMİ∏

Müslümanların ahir zamanda –sadece– karşılaştığı fer’î/cüz’î meselelerin değil,

aynı zamanda maruz kaldığı kimlik problemlerinin çözüm adresinin de İslamî İlimler

olduğu, ayrıca delillendirilmeye ihtiyaç bırakmayacak kadar açık bir hakikattir. Zira

“Müslüman” olmanın en tabii ve vazgeçilmez gereği budur.

İslamî ilimlerin bize bekleneni vermesi de hiç şüphesiz, üzerine oturdukları

“usul”lerin ihya edilmesiyle mümkün olacaktır. Usul zeminine otur-tul-mayan bir

“İslamî İlimler tahsili/tedrisi”nin ete-kemiğe bürünüp hayatın içine girmesi, bizde

beklenen zihnî dönüşümü sağlaması ve daha da önemlisi bize, bugünün dünyasına

hakim olan modern algı ve değerlendirme mekanizmalarına müslümanca mukabele

imkânı sağlaması mümkün olmayacaktır.

Tefsir, Hadis, Fıkıh… gibi ilim dallarında eğitim görmüş nice insanın, İslam’ı,

çağın hakim modern paradigmaları ve kavramları ile takdim hastalığına düçar

olması bu yüzdendir. Bir yandan Allah’a kulluğa çağıracaksınız, öbür yandan “En

ideal insan hakları İslam’dadır” diyeceksiniz!.. Bu garabeti izah etmenin de, bu tür

garabetlerden kurtulmanın da başka bir yolu yoktur.

2

Usul İlimleri ve Müslümanlığımız

Page 4: Ebubekir Sifil - Usul İlimleri ve Müslümanlığımız

Şu halde hakkı verilmiş bir İslamî İlimler tahsili/tedrisi,

behemehal Usul İlimleri’nin tedris/tahsiliyle birlikte

düşünülmek durumundadır.

Usul İlimleri derken –hep vurguladığımız gibi– iki

temel sahayı kast ediyoruz: Usul-i Din ve Usul-i Fıkıh;

“Asleyn” yani..

Bunlardan ilki bizi, itikadımızı, din ve dünya algımızı hem

dış dünyanın meydan okumalarına karşı korur, hem de içeride

ortaya çıkabilecek arızaların çözüm adresini teşkil eder.

Haricî/felsefî cereyanlar, dahilî/bid’at oluşumlar ve bunların

yol açtığı arızalar bu zeminde çözüme kavuşur.

İkincisi ise Müslümanca bir hayatı inşa etmenin imkân

ve zeminini sunar. Kur’an ve Sünnet’ten, Allah Teala’yı razı,

Resul-i Ekrem (s.a.v)’i memnun edecek bir Müslümanlık

çıkarmanın biricik zemini budur. Kur’an ve Sünnet’in bize

hem “ne” dediğini, hem de “nasıl” dediğini bu ilmin imkânları

üzerinden tesbit ederiz. Kur’an-Sünnet münasebeti, diğer aslî

ve fer’î deliller… hep bu zemin üzerinde anlam ve ifade bulur.

Bu iki ilim ihmale uğradığında ortaya “farklı” İslam

algılarının çıkması kaçınılmazdır ki, bugün bunun çarpıcı

tezahürlerini Ümmet olarak yakından müşahede ediyor,

sıkıntılarını hep birlikte yaşıyoruz. Bir kısım insanların

Kur’an (ve Sünnet) üzerinde “farklı” anlama!! girişimlerinde

bulunması ve bunu Ümmet’e “en doğru Müslümanlık”olarak

takdim etmesi bu alanda oluşmuş bulunan boşluğun ortaya

çıkardığı neticelerdir.

Vahdet Gazetesi - 9 Ocak 2015

3