Upload
guler-bugdayci
View
252
Download
6
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Bitkisel tedavilerin Laboratuvara Sonuçlarına Etkisi
Citation preview
Bitkisel Tedavilere Genel Bakış ve Tıbbi Laboratuvar
Testlerine EtkisiDr.Güler BUĞDAYCI
AİBÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya AD.24 Eylül 2014
Sunum Planı
• Dünyada neler oluyor?• Türkiye de neler oluyor?• Genel bilgiler• Olgu Sunumları
GİRİŞ
ABD’de bitkisel tedavilerin satışı 1988’de 200 milyon dolardan, 1997’de 3.3 milyar doların üstüne çıkarak önemli bir artış gösterdi. Avrupa topluluğunda da bitkisel tedavilerin satışı yaygınlaşmış ve 2001’de tahmini yıllık satışları 7 milyar dolara ulaşmıştır. Bitkisel takviyelerin satışının, 2000’de tahmini olarak 15.7 milyar dolardan, 2003’te 18.8 milyar dolara yükseldiği tahmin edilmektedir.• Günümüzde, dünya genelinde bitkisel tedavilerin yıllık satışlarının, 60 milyar dolar olduğu tahmin
edilmektedir. Bu oran ise bütün farmasötik pazarın hemen hemen %20’sini oluşturur.
Bitkisel takviyelerin popularitesi, ABD’de ki genel toplumda gittikçe artmaktadır. ABD’de yaklaşık 20.000 bitkisel ürünün mevcut olduğu tahmin edilmektedir.
• Bir araştırmada geçen yılda, yaklaşık her 5 yetişkinden birinin bitkisel takviye kullandığı rapor edilmiştir.
• En çok kullanılan 10 bitkisel takviye ise: ekinezya, jinseng, ginkgo bilboa (mabet ağacı), sarımsak, sarı kantaron, nane, zencefil, soya, sarı papatya ve kavadır.
• Genellikle, bitkisel takviyeleri büyük oranda kullanan kişiler; eğitimli, yüksek gelirli, beyaz ve ileri yaşta ki kadınlar olduğu düşünülmektedir.
Dünyada neler oluyor? ABD
• ABD’de satılan bitkisel tedaviler (ilaçlar), 1994 yılında Beslenme Takviyesi ve Sağlık Eğitim Yasasına [Dietary Supplement Health and Education Act (DSHEA)], göre sınıflandırılmıştır. Bitkisel tedavi üreticilerinin, bu ürünlerden herhangi bir tıbbi yarar sağlanacağını iddia etmeleri kanunen yasaklanmıştır, bunun yanı sıra üreticiler ABD Gıda ve İlaç Kurulu’nun [Food and Drug Administration (FDA)] denetimi altında değildir.
Almanya
• Almanya’da Alman E Komisyonun [German E Commission] bitkisel takviyelerin piyasaya sürülmesi konusunda bazı kontrolleri vardır. Bu kontrollerde bitkisel takviyelerin monografları oluşturulur. Bitkisel takviyeleri; kimyasal, farmakolojik, klinik ve toksikolojik özelliklerinin yanısıra epidemiyolojik ve yayınlanmayan üretici verileri hazırlanan monografilerinde yer almaktadır. Bitkisel takviyenin monografisi onaylanmış ise pazarlanabilir.
Avrupa
• Avrupa Parlemantosu ve Avrupa Konseyi tarafından 2004’te verilen 2004/24/EC sayılı Avrupa Yönergesi, Avrupa piyasasındaki bitkisel takviyelerin düzenlenmesi için temel oluşturmaktadır. Bu yönergeye göre, bitkisel tedavilerin piyasada serbest satılabilmesi için yetki her Avrupa ülkesinin düzenlemeden yetkili ulusal makamlarından alınır ve bu ürünlerin güvenilir olması zorunludur . Bitkisel takviyelerin güvenilirliği, yayınlanan bilimsel literatüre göre belirlenir ve güvenilirlik ile ilgili veriler yeterli değilse, bu durum tüketicilere bildirilir.
• Avrupa’da gelecekte iki çeşit bitkisel takviye olacaktır; (1) etkinliği ve güvenilirliği iyi tanımlanan bitkisel takviyeler ve (2) nispeten güvenilir ama etkinliği belirlenmemiş, geleneksel bitkisel takviyeler
Avusturalya-Kanada
• Bitkisel ilaçlarla ilgili yasal sorunları gidermek için Avustralya hükümeti de 1997’de Tamamlayıcı Tıp Değerlendirme Komitesi’ni [Complementary Medicine Evaluation Committee (CMEC)] kuruldu.
• Kanada’da 2004 yılında federal hükümet, doğal sağlık ürünlerini ve doğal ürünlerle ilgilenen uzmanları düzenlemek için bir politika belirledi. Belirlenen politikaların sonucunda; geleneksel Çinli tıp uygulayıcıları, homeopatlar ve batılı bitki bilimciler, etkin uygulama için gereken kullandıkları bitkisel takviyelere erişimlerinin engellenmesi olasılığı nedeniyle kaygı duymaktadırlar [2].
http://www.iegm.gov.tr, bu linkten listeye geçiş var
http://www.titck.gov.tr/ adresinden Capsella bursa-pastoris (L.) Medikus
BİTKİNİN ADI
Latince: Capsella bursa-pastoris (L.) Medikusİngilizce: Shepherd's purseTürkçe: Çoban çantasıSinonimi (varsa): Thalaspi bursa pastoris L.
FAMİLYASI Brassicaceae
KULLANILAN KISMI Topraküstü kısımları
GÜVENLİLİKLE İLGİLİ UYARILAR Etkili bileşiklere karşı duyarlılık durumlarında kullanılmamalıdır. Çocuklarda ve 18 yaş altında doktor kontrolü gerektirir. Kullanımı sırasında swemptomlar kötüleşirse bir doktor ile temasa geçilmelidir.
LİTERATÜR 1) Şöhretoğlu, Didem “FFD Monografları “s. 95-98, 20112) Lewis, Walter, Medical Botany, 2003.
Türkiye de neler oluyor?
• Her bitkisel ürün masum değildir.• Geleneksel Tıbbi Ürünler ve Gıda Takviyeleri hakkında bilinmesi gerekenler.• Gıda takviyeleri konusunda, AB Gıda Kanunu, EFSA/Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu kriterleri, AB’deki yasal
çerçeve uygulanmaktadır. Gıda takviyeleri ile ilgili yasal dayanağın 5179 Sayılı Kanun ve gıda takviyeleri konusunda tek yetkili kuruluşun Tarım ve Gıda Bakanlığı olduğunu belirtir. Tarım Bakanlığı Gıda takviyelerinin beyanları konusunda ‘mucize kür, sihirli, yeni icat’ vb. doğruluğu ölçülemeyen ifadelerin yer alamayacağını, beyanlarda hastalık ismi veya hastalık sınıfı belirtilemeyeceğini belirtiyor.
• Halka arz sırasında tanıtım için daha çok televizyon kanalları, internet siteleri ve gazeteler kullanılmaktadır. Birçok bitkisel ürün için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan “gıda takviyesi” adı altında ruhsat alınmakta ancak bu ürünler sanki bir ilaçmış gibi endikasyon belirtilerek hatta “Sağlık Bakanlığı’ndan izin alınmıştır” şeklinde aslı olmayan ifadeler kullanılmak suretiyle satılmaktadır. Bu ürünler laboratuvarda inceletildiğinde, içeriğinde cinsel uyarıcılar, analjezikler, zayıflatma amacıyla üretilmiş ilaç molekülleri vs. gibi kimyasal maddeler saptanmakta, bu ürünlerin gıda takviyeleri ile pek de ilgili olmadıkları anlaşılmaktadır. Gıda takviyesi adı altında pazarlanan çeşitli ürünlerin içine yukarıda sayılan ilaçlar katılarak sanki bu ürünler aynı zamanda ilaç etkisine de sahipmiş gibi bir izlenim oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Sağlık Bakanlığı, “sağlık beyanında bulunan bu tür ürünlerle mücadele edebilmek için, 2 Kasım 2011 tarihli ve 28103 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanan 663 no’lu “Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Hükmünde Kararname ”de (27. Madde, ikinci fıkra (b) bendi) aşağıdaki düzenlemeye yer vermiştir: “Sağlık beyanı ile satışa sunulacak ürünlerin sağlık beyanlarını inceleyerek bu beyanlara izin vermek, izinsiz veya gerçeğe aykırı sağlık beyanı ile yapılan satışları denetlemek, gerektiğinde durdurma, toplama, toplatma ve imha iş ve işlemlerini yapmak veya yaptırmak, izin ve sağlık beyanları yönünden bunların her türlü reklam ve tanıtımlarını denetlemek ve aykırı olanları durdurmak, piyasaya arz edilen ilaç, tıbbî cihaz ve ürünlerin reklam ve tanıtımının usul ve esaslarını belirlemek ve uygulamasını denetlemek.” Bu düzenleme sayesinde, başka bir Bakanlıktan izin veya ruhsat alınmış olsa bile, endikasyon belirtilen yani sağlık beyanı ile satışa sunulan (daha açık bir ifade ile ilaç gibi etki gösterdiği iddia edilen) ürünlerin sağlık beyanları incelenmekte ve bunların bilimsel bir dayanağı olup olmadığı araştırılmaktadır. Eğer bir endikasyon belirtilmişse (yani hastalıkları önlediği veya iyileştirdiği yönünde bir ifade mevcutsa) bu ürün hakkında işlem yapılmaktadır. Çünkü bir endikasyona sahip olduğu belirtilen ürünün, aslında “ilaç” olduğu iddia edilmektedir. İlaç ise sadece Sağlık Bakanlığı’nca ruhsatlandırılabilen bir üründür.
• Bu ürünlerin tek tek takibi ve denetimi ise bugünkü şartlarda oldukça zor. Bu ürünlerin internet sitelerinde ya üreticinin adresi belirtilmemekte ya da verilen adrese gidildiğinde ilgililere ulaşılamamaktadır. RTÜK, Ticaret Bakanlığı ve özellikle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile yaptığımız ortak çalışmalar yavaş yavaş netice vermektedir. Özellikle bu tip web sayfaları artık güvenli internet portalı içerisinde tanımlanarak ulaşımları engellenmeye başlandı. Bu şekilde 2000 e yakın web sitesi ve 4500 ürün engellenmiştir.
• Yeni uygulanacak yaptırımlar:
• Yetkili merciden izin almaksızın veya verilen izne aykırı olarak sağlık beyanı ile ürün tanıtım ve satışını yapanlar hakkında 20 bin Türk Lirası'ndan 300 bin Türk Lirası'na kadar idarî para cezası verilecek. Fiillerin tekrarı hâlinde verilecek idarî para cezası, daha önce verilen cezanın iki katı olarak uygulanacak. Ruhsatsız olarak bitkisel ürün ve gıda takviyesi imal edenler veya bu şekilde imal edilen ürünleri bilerek satan, satışa arz eden veya sattıranlar, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu kişiler kendilerine atfedilen tedavi vasıflarını haiz olmadığı veya bu vasıfları azaltacak veya kaybedecek şekilde veya saf olmayan maddelerden imal edildiği anlaşıldığı takdirde ceza üçte bir oranında artırılacak. Hastalıkları teşhis ve tedavi ettiği beyanı ile herhangi bir ürünün satışını, pazarlamasını veya reklamını yapanlar bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Genel Bilgiler
1- Bitkisel takviyelerin kullanılması laboratuvar test sonuçlarını dört farklı mekanizmalarla etkileyebilir 2- Olgularla örnekler3- Sarı Kantaron4. Varfarin etkileşimleri
Bitkisel takviyelerin kullanılması laboratuvar test sonuçlarını değişik mekanizmalarla etkileyebilir (4):
• 1- Fizyolojik etkiler: Bitkisel ilaç vücudun normal fizyolojik fonksiyonlarını değiştirdiğinde veya organ hasarına neden olduğunda, beklenmeyen laboratuvar test sonucu, bitki toksisitesinin ilk belirtisi olabilir. Buna örnek olarak, kava bitkisinin kullanımına bağlı olarak karaciğer enzimlerinin artması verilebilir.
• 2- İlaç-bitki etkileşimleri, terapötik ilacın beklenmeyen seviyelere gelmesine neden olabilir; bu da yetersiz tedavide veya ilaç toksisitesi ile sonuçlanabilir. Terapötik ilaç izleme, ilaç-bitki etkileşimlerini tespit etmek için çok yararlıdır. Önceden siklosporini uygun tedavi düzeyinde alan bir hastada, bitkisel antidepresan sarı kantaronun alınmasıyla, siklosporin ile etkileşimine bağlı olarak beklenmeyen bir şekilde siklosporin seviyesinin kanda azaldığının görülmesi bir örnek olarak verilebilir.
• 3- Bitkisel ilacın bir bileşeni; söz konusu ilaç için yapılan immun yöntemde kullanılan antikor tarafından yanlışlıkla ilaç olarak değerlendirebilir.
• 4- Bitkisel ilaç, ağır metaller (kurşun, civa veya arsenik) veya Western ilacı ile kontamine olduysa, hastanın kanında beklenmeyen bir şekilde bu maddelerin bulunması, doktorun kafasını karıştırabilir. Buna ek olarak, bitkisel takviye alınması, ağır metal toksisitesine neden olabilir.
Bitkisel Takviyelerin Laboratuvar Analizlerine Beklenmeyen Etkisi
Laboratuvar Test Sonuçları Bitkisel takviyeler
Karaciğer enzimleri/bilirubinin ve diğer karaciğer hasarını gösteren testlerin artışı
Kava, kaparal, eşekkulağı/karakafes,dalakotu, takke çiçeği, kediotu, mahuang
Kreatinin, BUN ve diğer böbrek hasarını gösteren testlerin artışı
Aristoloktic asit içeren Çin bitkileri, pelin yağı, sassafras, atkestanesi, Hint kamışı, bladderwrack, beyaz sandal ağacı yağı, ardıç dutu, yohimbin, söğüt kabuğu, meyan kökü
Hipoglisemi Giseng (Asya, Kore, Amerikan), Coccinia indica, Acı kavun (Momordica charantia), çemen tohumu , gymnema sylvestre, aloe vera, dikenli armut kaktüsü, incir yaprağı, Süt Devekine , Kutsal fesleğen,( Ocimum sanctum), Frenk inciri,(Opunita streptacantha), krom, oral hipoglisemik ajanlarla kontamine olmuş Asya bitkisel ürünleri
Anormal tiroid profili Kelp ( Su yosunu)
[P1]yükselmesi [P2]EKSİK [P3]Deve Dikeni
Karaciğer hasarı ile ilgili iki olgu
• Birinci vaka, 55 yaşında, kadının kolesterolünü düşürmek için, 6 ay boyunca her gün 1600 mg dalak otu kullanmasıyla hastalanmıştır. Hastanın laboratuvar sonuçları, total bilirubin 13,9 mg/dL, direkt bilirubin 8,4 mg/dL, AST 1.180 U/L, ALT 1.500 U/L ve ALP 164 U/L olarak tespit edildi. Hepatit (A-C) için tüm serolojik testler negatifti . Hastanın hepatiti dalak otunu kullanmayı bıraktıktan sonra, 2 ay içinde düzeldi.
• İkinci vakada, kilo vermek için 45 yaşındaki kadın dalak otu (260 mg/gün) kullandı. Laboratuvar sonuçları da hepatotoksisite desteklemekteydi. Total bilirubin 3,5 mg/dL, direkt bilirubin 2,2 mg/dL, AST 417 U/L, ALT 451 U/L ve ALP 79 U/L olarak saptandı. Hasta dalak otu tüketmeyi bıraktı ve sağlık durumu düzeldi. 4 ay sonra daha kendini iyi hissetti ve dalak otunu tekrar kullanmaya başladı. Bir hafta içinde hasta tekrar karaciğer toksisite belirtileri göstermeye başladı; total bilirubin 17,0 mg/dL, direkt bilirubin 13,2 mg/dL, AST 1.245 U/L, ALT 784 U/L ve ALP 89 U/L olarak saptandı. Hepatit testleri yine negatifti. Hasta dalak otunu kullanmayı tekrar bıraktı ve karaciğer fonksiyon testleri 3 ayda düzeldi
•
Böbrek Hasarı ile ilgili bir olgu
• Daha önce idrar yolları iltihabı öyküsü olan 41 yaşındaki Çinli adam , Çin bitkisel karışımlarından (“fen qing wu lin wan”) 4 kutu almıştı, her kutu da 40 tane küçük paket içeriyordu. Bu preparatlar günde iki kez alınıyordu (her seferinde bir küçük paket olarak) ve 2 gün sonra hastada günde 4-5 kez olmak üzere ishal ve karın ağrısı başladı. Karın ağrısı 23. günde çok şiddetlendi ve hasta hastaneye gitti. Hastanın serum kreatini 484 umol/L (5,5 mg/dL) ve BUN 16,8 mmol/L (101,2 mg/dL) idi. Hastanın oligürisi (200 ml/gün idrar) vardı, hasta bitkisel takviyeyi almaya başlamasından bir buçuk ay sonra çoklu organ yetmezliği nedeniyle kaybedildi. Otopsi sırasında yapılan patolojik incelemede, belirgin protein çökmesiyle birlikte akut tübüler nekroz, ileumda hematosel ile birlikte akut hemarojik nekrotik enterit, bronşlarda kan birikmesiyle birlikte ciddi iki taraflı pulmoner kanama, hafif kardiyak hipertrofi, beyinde hafif ödem ve konjesyon, karaciğerin hafif yağ dejenerasyonu ve soluk dalak görülmüştür. “Fen qing wu lin wan” ürünü, aristolochic asit içeren Aristolochia manshuriensis’in kökünden kurutulan Çin bitkisi “guan mu tong” içerir. Bu tür bir bitki, uzun süre boyunca veya yüksek dozda kullanılırsa, aristoloşik asit akut renal tubüllerin nekrozu ve kronik interstisyel nefrite de neden olabilir
Hipoglisemi ile ilgili bir olgu
• Tip 2 diyabeti bulunan 58 yaşındaki erkek hasta, günde iki kez 1000 mg metformin ve günlük 10 mg uzun salımlı glipizid ile tedavi edilmiştir, hasta iyi bir glisemik kontol gösterdi, çünkü 1 yıllık süre içinde hastanın açlık kan şekeri seviyesi 113 ve 132 mg/dL arasında ve iki hemoglobin A (1c) değerleri sırasıyla %6.8 ve %6.7’dir. Hasta herhangi bir bitkisel takviye almadığını söyledi. Bir ay sonra, hasta glukoz seviyeleri 49 ila 68 mg/dL arasında olan 4 hipoglisemik atağı rapor etti. Bu sırada, glipizid kullanımı bırakıldı. Bir ay sonra, hasta herhangi bir hipoglisemik olay olmadığını söyledi, ancak glukoz kontrolü için 2 aydır kaktüs meyvelerini tükettiğini söyledi. Hipoglisemik maddeleri alan tip2 diyabeti bulunan hastalara, hipoglisemik ataklardan kaçınmak için, bitkisel takviyelerin kullanımı hakkında danışmanlık verilmelidir
Hipokalemi ile ilgili bir olgu
• OLGU SUNUMU Önceden herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan beyaz 31 yaşında erkek hasta, birkaç saat içinde gelişen ve bacaklarında giderek artan güçsüzlük ve kas kramplarıyla hastaneye geldi. Hastanın klinik muayenesinde, duyu kaybı olmayan paraparezi saptandı, bunun yanısıra laboratuvar sonuçlarında ciddi hipokalemi (1,5mmol/L; normal aralık, 3,6-4,5 mmol/L), hipofosfatemi (0,42mmol/L; normal aralık, 0,87-1,45 mmol/L) ve hafif hipomagnezemi (0,65 mmol/L; normal aralık, 0,7-1,1 mmol/L) bulundu. Hastanın kreatin kinaz seviyesi (3.425 U/L; normali <190 U/L) çok yükselmişti ve bu rabdomiyolizi göstermekteydi. Hastanın kreatinini 1,2 mg/dL’dir. Hasta son 3 aydır günlük yaklaşık bir buçuk paket orijinal Fisherman’s Friend mentollü okaliptus pastillerinden kullandığını belirtti. Pastiller meyankökü içeriyordu ve hastanın glikirzinik asit (meyankökündeki aktif madde) tüketimi günlük yaklaşık 60-90 mg’dı. Hasta pastilleri kullanmayı bırakmasına rağmen, potasyum seviyesi düşüktü. Hasta ilk olarak parenteral ve enteral potasyum, aynı zamanda spironolakton ile tedavi edildi. Hastanın potasyum seviyesi 24 saat içinde yükselmeye başladı ve nörolojik belirtileri düzeldi. Hastada 3 gün sonra herhangi bir belirti yoktu ve bu sırada potasyum seviyesi 2.9 mmol/L’ye yükselmişti ve tanı hipokalemi ve Gitelman sendromunu akla getiren sekonder hiperaldosteronizmdir.
• Bu sırada, hasta taburcu edilmesine ve aldosteron antagonisti, potasyum ve magnezyum takviyesiyle tedavi edilmesine rağmen, hastaneye tekrarlayan belirtilerle başvurdu.
• Hastalığın alevlenmesinin tetikleyicileri; fazla miktarda alkol, limon suyu ve soğuk çay tüketimi olabilir. • Sonuçta, kusma ve tuzun yerine koyulmasındaki yetersizlik serum potasyum seviyesinin 1,0 mmol/L’ye düşmesine
neden olur ve hasta geçici olarak mekanik ventilasyona bağlandı. Bu vaka, aşırı miktarda tüketilen meyankökü ve besinsel seçimlerin ciddi sonuçlarını göstermektedir.
Sarı Kantaronun Önemli İlaç Etkileşimleri
İmmunsupresiflerProteaz inhibitörleriNNRTIAntikoagülanlarKalsiyum kana blokerleriBeta blokerlerAngina ilaçlarıAntikonvülzanlarAntihistaminiklerBenzodiazepinlerAntineoplastiklerTrisiklik Antidepresanlar
HipolipidemiklerSentetik opiodlerOKSProton pompa inhibitörleriAntidiabetiklerSSRIsSNRIAntidepresanlarAntimigren ilaçları
Varfarinin etkisi Bitkisel takviye
Varfarin etkisini arttırarak varfarin tedavisine bağlı kanama riskini arttırır. INR’nin artması bu varfarin-bitkisel takviye etkileşiminin indikatörü olabilir.
Melekotu kökü, arnika çiçeği, anason, bogbean, hodan tohumu yağı, bromelian, boldo, hodan, sarı papatya, koenzim Q10, danshen, dong quai, şeytan pençesi, boyotu, feverfew, sarımsak, zencefil, üzüm çekirdeği, ginko biloba, atkestanesi, meyan kökü, selam otu kökü, erkeç sakalı, çarkıfelek otu, papaya, balık yağı preperatları, çuha çiçeği yağı, arı sütü, saw palmetto, sögüt kabuğu
Azalmış varfarin etkisi Sarı kartaron, Yeşil çay,
Azalmış INR’nin azalması varfarin-bitkisel takviye etkileşiminin indikatörü olabilir
Süt devedikeni, goldenseal
Zayıflama uğruna öldüBir süredir yaşam savaşı veren genç kadın hayatını kaybetti. Radyodan duyup zayıflama hapı almıştı...
SONUÇ
• Genel populasyonda bitkisel tedavilerin popülaritesi artmaktadır ve bu uygulama aynı zamanda bitkisel takviyenin neden olabileceği karaciğer hasarı, diğer organ zararları, ve ilaç bitki etkileşimlerin de riskini arttırmaktadır. Bitkisel takviyelerin güvenli olduğu algısından dolayı, insanlar bitkisel takviye kullandıklarını doktorlarına söylememektedirler. Mehta ve ark. toplamda bitkisel ve besin takviyesi kullananların sadece %33’ünün bu takviyeleri kullandıklarını doktorlarına söylediklerini belirtti. Bu nedenle klinik labaratuarlar doktorlara potensiyel ilaç-bitki etkileşimlerini belirlemek için yardımcı olabilirler. Örnek olarak, sağlıklı bir bireyde rutin fizik muayene sırasında yapılan anormal karaciğer fonksiyon testleri kava veya herhangi başka bir bitkisel takviyenin karaciğerde hasara neden olduğunu gösterebilir. Geçmişte hastanın kolesterol seviyesini kontrol eden statin ilacını kullanan bir hastada yükselen kolesterol seviyesinin görülmesi; ilaç-bitki etkileşimleri sonucunda serumdaki statin konsantrasyonunun azalmasına bağlı olarak ilacın etkinliğinin düşmesinin göstergesi olabilir. Benzer olarak hipoglisemik ilaç alan bir hastada hipoglisemi görülmesinin nedeni ilaç-bitki etkileşimleri olabilir. Rutin ilaç taramaları sırasında, gözlenen ilaç seviyesi daha önceki ölçümlere göre daha düşükse ve uyumsuzluk ekarte edilebiliyorsa, bu potansiyel ilaç-bitki etkileşiminin bir göstergesi olabilir. Bu durumun en muhtemel sebebi sarı kantaron kullanımıdır, ve sarı kantaronu kullanmayı bıraktıktan sonra yaklaşık 2 hafta içinde ilaç seviyesi, hastanın herhangi bir bitkisel takviye kullanmadan önceki seviyesine geri döner. Benzer olarak, varfarin alan hastanın rutin ilaç gözlemi sırasında alışılmadık INR gözlenmesi, varfarin ve bitkisel takviye arasındaki potansiyel etkileşimin göstergesidir .
•
SONUÇ
• Buna ek olarak, rutin olarak görüntülemeleri yapılmayan bitkisel takviyelerin çoğu da ilaçlarla etkileşime girer ve bu etkileşimleri labaratuvar testleriyle tespit etmek daha zordur. İlaç-bitki etkileşiminden kaynaklanan tedavi başarısızlıklarının ciddi sonuçları nedeniyle, nakil alıcıları, AIDS tedavisi için HAART alan hastalar ve varfarin ya da alakalı herhangi bir antikoagulasyon ilacı alan hastalar, herhangi bir bitkisel takviye kullanmaktan sakınmalıdırlar.
Temel Kaynak;7.Bölüm