68
Kurumsal Ağlar BT Altyapısının En Önemli Halkası SAYI 21 09/2015 İşiniz İçin Akıllı Telefon Satın Alma Rehberi • Üniversiteler Siber Savaşçı Yetiştirecek • Türkiye’nin Veri Merkezleri Windows 10 ile Gelen Yeni Kısa Yollar • Dünyamızı Değiştirecek Yeni Teknolojiler • Yerli Cep Telefonu Üretmeliyiz Türkiye PC Pazarı Azalan Tüketici Talebiyle Düşüş Gösterdi • PowerBank Alırken Nelere Dikkat Etmelisiniz? Daha Fazla BİT Daha Fazla İstihdam • e-Dönüşümle Her Yıl 125 Milyon Lira Cepte Kalacak Kurumsal Aglar BT Altyapısının En Önemli Halkası ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan 4.5G İhalesi Yapıldı! . ~

BT Günlüğü Eylül 2015

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BT Günlüğü Eylül 2015

Kurumsal Ağlar BT Altyapısının En Ö

nemli H

alkasıSAYI 21

09/2015

İşiniz İçin Akıllı Telefon Satın Alma Rehberi • Üniversiteler Siber Savaşçı Yetiştirecek • Türkiye’nin Veri MerkezleriWindows 10 ile Gelen Yeni Kısa Yollar • Dünyamızı Değiştirecek Yeni Teknolojiler • Yerli Cep Telefonu Üretmeliyiz

Türkiye PC Pazarı Azalan Tüketici Talebiyle Düşüş Gösterdi • PowerBank Alırken Nelere Dikkat Etmelisiniz? Daha Fazla BİT Daha Fazla İstihdam • e-Dönüşümle Her Yıl 125 Milyon Lira Cepte Kalacak

Kurumsal Agğlar BT Altyapısının En Önemli Halkası

ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan

4.5G İhalesi Yapıldı!

.

~

Page 2: BT Günlüğü Eylül 2015
Page 3: BT Günlüğü Eylül 2015

editör

Uzmanlara göre, bilişim sektöründeki hızlı gelişmelerin doğurduğu nite-likli insan kaynağı eksikliği, eğitim ve istihdam sistemleri arasında işlevsel bir işbirliği olmaması gibi sorunlar bilişim alanında etkin bir insan kaynağı yönetimi ve uluslararası standartlara göre hazırlanmış bir meslek sınıflan-dırması ve seviyelendirme sisteminin hazırlanması ile aşılabilir.

Bu sistemden alınacak geri beslemeler ile sektörün ihtiyaçları doğrultusun-da eğitim programlarının güncellenmesi öngörülüyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum çalışmaları sürecinde tamamlaması gereken meslek tanımları çalışması işverenlere, çalışanlara ve eğitimcilere çeşitli yararlar ve bilişim sektörü çalışanlarının AB’ye üye ülkelerde, o ülkelerin vatandaşları ile eşit şartlarda çalışabilmelerine olanak sağlıyor.

Son yıllarda endüstri toplumu olmanın ötesine geçen bilgi toplumu olma gerekliliği küreselleşen ekonomilerde bilişim teknolojilerinin tartışılmaz rolünden ortaya çıkıyor. Bilişim teknolojileri sadece yeni ürünler ve servisler olarak değil, mevcut işlerin daha verimli yapılmasını sağlayarak da ekono-mik büyümede etkin bir faktör olarak gelişimini sürdürüyor. Çok çeşitli iş ve hizmet alanlarında bilişimin önemli rolü ve ülkelerin ekonomilerine doğ-rudan etki eder boyuta ulaşmış olması, bu sektörde farklı tecrübe ve bilgi birikimine sahip kişilere gereksinimleri artırıyor. Olaya AB çerçevesinden yaklaşıldığında bugüne ve geleceğe yönelik bilişim alanında işgücü açığı analizleri yapıldığı görülüyor.

Sadece bilişim teknolojileri alanında değil genel olarak bütün meslek kol-larında ulusal mesleki yeterlilik sistemi; gerek Türkiye’de çalışma hayatını düzenlemek, gerekse Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde mevzuat uyumu ve hizmetlerin serbest dolaşımı kapsamında vatandaşların AB ülkelerinde çalış-ma imkanı bulabilmesi için kaçınılmaz bir gereklilik haline geldi.

Bu sebeple Ulusal Meslek Standartları Kurumu’nun kurulmasına dair ya-sanın çıkarılması ve çalışmalara başlanması büyük önem taşıyor. İstihdam ve Eğitim Projesi kapsamında yapılan çalışmalarda bilişim sektörüne ait profesyonelleri tanımlayan meslek tanımları henüz yer almıyor. Türkiye’de bugüne kadar bilişim sektörü profesyonellerine yönelik meslek tanımları konusunda yapılmış olan çalışmalar gözden geçirildiğinde Türkiye İş Kuru-mu, Türk Standartları Enstitüsü ve EMO bünyesinde Bilgisayar Mühendisliği Komisyonu tarafından yapılan çeşitli çalışmaların mevcut olduğu görülüyor. Bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek. Görünen o ki daha çok çalışma-mız gerekecek.

Bilişim Meslek Tanımları DeğişiyorKüreselleşmeyle beraber, yenidünya düzeninde ülkelerin uluslararası kurallar ve standartlar geliştirmesi ve bunlara uyması kaçınılmaz hale geldi.

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yö[email protected]

3

Page 4: BT Günlüğü Eylül 2015

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

TT_Avea_Lansman_44x27_BT_Gunlugu.pdf 2 21.08.2015 14:28

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

TT_Avea_Lansman_44x27_BT_Gunlugu.pdf 1 21.08.2015 14:28

Page 5: BT Günlüğü Eylül 2015

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

TT_Avea_Lansman_44x27_BT_Gunlugu.pdf 2 21.08.2015 14:28

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

TT_Avea_Lansman_44x27_BT_Gunlugu.pdf 1 21.08.2015 14:28

Page 6: BT Günlüğü Eylül 2015

6

künye

içindekiler

06 Haberler10 PowerBank Alırken Nelere Dikkat

Etmelisiniz? 19 Windows 10 ile Gelen Yeni Kısa Yollar21 Türkiye PC Pazarı Azalan Tüketici Talebiyle

Düşüş Gösterdi22 Başarısız Olan Start-Up Fikirleri25 Nesnelerin İnterneti BT’nin Geleceğini

Şekillendiriyor26 Dünyamızı Değiştirecek Yeni Teknolojiler29 Siber Saldırganların Yeni Hedefi, Yakıt

Tankları Oldu30 4.5G İhalesi Yapıldı32 Kurumsal Ağlar BT Altyapısının En Önemli

Halkası36 Röportaj: Vefa TARHAN40 Yerli Cep Telefonu Üretmeliyiz!42 e-Dönüşümle Her Yıl 125 Milyon Lira Cepte

Kalacak44 Daha Fazla BİT Daha Fazla İstihdam46 Türkiye’nin Veri Merkezleri50 İngiliz Üniversiteleri Siber Savaşçı

Yetiştirecek52 Türkiye’de Twitter 4. Kez Yasaklandı54 İşiniz İçin Akıllı Telefon Satın Alma Rehberi60 BT Günlüğü Test Merkezi

Yazı İşleri

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yönetmeni

(Sorumlu)

[email protected]

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı

[email protected]

Mehmet Ali GündüzProdüksiyon Sorumlusu

[email protected]

Editörler

Mücahit AytekinBarış TerunErhan TanMutlu ÇavuşAvşar Ö[email protected]

KreatifCreative [email protected]

Reklam

Reklam Departmanı[email protected]

AdresEylül Medyaİnönü Caddesi No: 8 Bulut İş Merkezi 4. Kat Daire: 72 ÇeliktepeKağıthane / İstanbulTel : 0212 270 36 37 PBXFax: 0212 270 36 37

DağıtımEtkin Dağıtım

Baskı ve CiltÖzgün OfsetAytekin sokak no:21

4.Levent / İstanbul

Tel : 0212 280 00 09

Fax: 0212 264 74 33

Page 7: BT Günlüğü Eylül 2015
Page 8: BT Günlüğü Eylül 2015

8 9

haberler

Dell yeni SonicWALL TZ Serisi güvenlik duvarlarını pi-yasaya sürdüğünü duyurdu. Daha yüksek İnternet hızını, şifreli SSL trafiğini ve entegre kablosuz denetleyiciyi desteklemek üzere ağ performansı büyük ölçüde artırılan yeni çözümler, küçük ölçekli işletmeler ve büyük, ancak birden fazla lokasyonda faaliyet gösteren organizasyon-lara cazip gelecek bir fiyatla kurumsal sınıfta güvenlik sunuyor. Günümüzde müşteriler yoğun ağ trafiğiyle başa çıkmaya çalışıyor ve sürekli artan geniş bant hızlarını kar-şılayacak, sınırlı bütçelerine uygun güvenlik çözümlerine ihtiyaç duyuyorlar. Yeni SonicWALL TZ Serisi, 1.1Gbps’ye varan yetkisiz erişim önleme hızlarıyla piyasadaki en yüksek performanslı, masaüstü kasada Bütünleşik Teh-dit Yönetimi (UTM) güvenlik duvarını sunmak için son teknolojiye sahip, çok çekirdekli güvenlik işlemcileriyle geliştirildi. Hızla yaygınlaşan kablosuz cihazlara yönelik olarak, yeni TZ Serisindeki sıkı entegre edilmiş ve güven-li kablosuz denetleyici, yüksek hızlı 802.11ac kablosuz standardı destekliyor. Yakın tarihte piyasaya sürülen 802.11ac-uyumlu Dell SonicPoints ile birleştirilen yeni TZ Serisi, gerek küçük ölçekli işletmeler gerekse de farklı lo-kasyonlarda faaliyet gösteren büyük kuruluşlar için ideal kablosuz güvenlik çözümünü sunuyor. Patentli yeniden kurma gerektirmeyen derin paket inceleme motoru saye-sinde SonicWALL TZ Serisi, tüm portlar ve protokollerde her paketin her bitini neredeyse sıfır gecikme ile tarıyor. Bu teknoloji, engelleri ortadan kaldırarak kuruluşların güvenliği bir engelleyici olarak değil, bir olanak sağlayıcı olarak kullanmasına imkân tanıyor. TZ Serisi’ndeki grafik kullanıcı arayüzü, kolay anlaşılır olmasının yanı sıra hızlı uygulanabilirlik ve kolay bakım sağlayarak kullanım kolaylığı ile güç arasında seçim yapma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Böylelikle ürüne sahip olmanın toplam maliyeti azalıyor.

Dell SonicWALL TZ Serisi ile Güvenlik Hat Safhada

Huawei, 2015 ilk yarıyıl finansal sonuçlarını açıkla-dı. Huawei Tüketici Elektroniği İş Grubu, bu yıl da rekor düzeyde büyümeyle, yılın ilk yarısında 9,09 milyar dolarlık bir gelir elde ederek, geçen yılın aynı dönemine oranla %69 oranında gelir artışına imza attı. Mobil cihazlardan elde edilen satış geliri Huawei’nin tüm iş birimlerinden elde edilen gelirin %32’sini oluşturdu. Bu oran geçtiğimiz yıl %24 olarak açıklanmıştı. Yine bu dönemde, Huawei’nin mobil cihazlar bazındaki geliri 7,23 milyar dolara ulaştı. Bu oran aynı zamanda geçtiğimiz yıla kıyasla %87’lik bir artış anlamına geliyor. Huawei’nin orta seviyeden üst seviyeye kadar yüksek kaliteli akıllı cihazlar ve uyguladığı akılcı fiyat politikası, bu bü-yümedeki önemli etkenlerden bazılarıydı. Huawei stratejisi doğrultusunda hem Çin hem de deniz aşırı pazarlar özelinde büyümesini sürdürüyor. Çin’de-ki gelirlerini geçtiğimiz yıla oranla %124 artıran Huawei, farklı bölgelerdeki gelir artışını ise %40’lar seviyesine kadar taşıdı. Batı Avrupa, Kuzeydoğu Avrupa, Güney Pasifik, Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgeleri, geçtiğimiz yıla göre sırasıyla, %45, %54, %41, %164 ve %48’lik oranlarla büyüme gerçek-leştirdi. GFK verilerine göre, Huawei akıllı telefon pazarındaki payını Ocak ayında %6,7, Şubat ayında %7,1, Mart ayında %7,8, Nisan ayında %8,1 ve Mayıs ayında %8,8 oranında artırdı. Huawei 15 milyar dolarlık tahmini marka değeri ile 2015 BrandZ sı-ralamasında “En Değerli 16’ncı Teknoloji Markası” olarak yer aldı. Huawei geçen yıl da Interbrand’ın gerçekleştirdiği ‘Dünyanın En İyi 100 Markası’ sı-ralamasında yer alarak, bu listeye adını yazdırmayı başaran ilk Çinli şirket unvanına sahip olmuştu.

Huawei 48,2 Milyon Akıllı Telefon Sevkiyatı Gerçekleştirdi

Page 9: BT Günlüğü Eylül 2015

8 9

Bir adam etrafındaki kişileri akıllı tele-fonuyla görüntülüyor. İsim, yaş, yakın zamanda yaptıkları kişisel değişiklikler, gelir seviyesi bilgileri ve hatta banka hesaplarında yaptıkları nakit transfer-lerini görüntülüyor. Akıllı telefonuyla trafik ışıklarını ve yakınındaki farklı ci-hazları kontrol edip kullanarak polisten kaçabiliyor. Bu sahneler, kısa bir süre önce pazara sunulan ve anti-kahramanı bilgisayar korsanı olan bir oyundan. Şu an bir oyunda görebileceğimiz bu sah-neler, her güvenlik sisteminin giderek savunmasız hale geldiği “Nesnelerin İnterneti” çağında gerçek hayatta da karşımıza çıkabilir.

Kişisel bilgisayarların ve internetin hızla yaygınlaştığı 1980’lerden bu yana, kötü amaçlı yazılımların oluşturduğu, nispeten düşük tehdit içeren reklam destekli bilgisayar yazılımlarından kötü amaçlı yazılımları tek bir tehdit haline getiren karışık yazılımlara kadar çeşitli tehditlerle karşı karşıya kalıyo-ruz. Bu nedenle ‘bağlantılı’ dünyamızın yakın geleceğinin, çok daha karmaşık bilgisayar korsanlığı türleri ve on-larla mücadele etmek için kullanılan yazılımlardan çok daha hızlı bir şekilde geliştirilen sistem saldırılarıyla dolu olacağını hayal etmek hiç zor değil. Yanlış hayata geçirilen ‘Nesnelerin İn-terneti’, ağın kapsamı birkaç basit cihaz bağlantısından daha fazlası olacağı için dış saldırılara karşı savunmasız olabilir. Kişisel bilgi ve fikri haklarımız, ağ alt-yapısında henüz farkına varmadığımız zayıf noktalara karşı kırılgan olabilir ve günlük hayatlarımızı çevreleyen sistemler saldırıların hedefi olabilir. Bu noktada güvenliği en temel noktadan itibaren sağlamak zorunda olduğumuzu vurgulamak gerekiyor. Nesnelerin İn-terneti ortamında işlemci ve sensörlerin

Nesnelerin İnterneti Çağında Donanım Güvenliği Hayati Önem Taşıyor

sektörden

Ömer ÇelebioğluAMD Türkiye Ülke Müdürü

modern, geniş bir güvenlik ekosistemi-ne dahil olmuş durumdayız. Gele-cek yıl istemci, sunucu, grafik kartı, tümleşik ve Yarı kişiselleştirilmiş işler için “AMD Secure Processor” temeline dayanan bir AMD ürün grubunu paza-ra sunmaya hazırlanıyoruz. AMD Gü-venlik Teknolojileri çatısı altına AMD Güvenlik İşlemcisi’nin yanı sıra Veri Yürütme Engellemesi ve Güvenli Varlık Yönetim Birimi’ne kadar birçok AMD IP yeniliğini de ekliyor. Yazılım ortak-larının hizmet verdiğimiz pazarlara mutlak çözümler üretmelerini sağ-lamak için kullanım senaryolarını ve odaklanılması gereken alanları müşte-rilerimizle birlikte belirledik. Birlikte çalışmak için tasarlanan bu çözümle-rin bileşenleri, OEM müşterilerimizin tüketici sınıfındaki ve ticari sınıftaki platform tekliflerimiz arasında doğru tercihi yapmalarını sağlıyor. Güvenlik, artık çoğunlukla yazılım sektörünün üzerine yüklenebilecek bir görev değil. AMD olarak ARM® TrustZone® tek-nolojisinin sektör standardı yaklaşımı üzerine kurulu olan donanım odaklı güvenlik stratejimizle müşterilerimiz ve teknoloji ortaklarımız için geliş-miş güvenlik seçenekleri sağlayarak, giderek daha dijital hale gelen hayatla-rımızın saldırılara karşı daha dayanıklı olmalarına yardımcı olma vizyonuyla çalışmalarımız sürecek.

kullandığımız her cihazın içine gömülü olması, ağ erişim noktalarının sayısında büyük artışa neden olacak. Bu artış da, güvenliği yalnızca yazılım aracılığıyla yönetmeyi oldukça zor bir hale getire-cek. Basit bir senaryoyla yarın akıllı evi-nizi yöneten sistem, bir sensör aracılı-ğıyla sabah kalktığınızda sizi tanıyacak, size kahvaltı hazırlayacak. Vücut ısınızı tespit edip ortamı ona göre ayarlaya-cak. Akıllı telefonunuza bağlanarak isterseniz televizyonunuzun istediğiniz kanalında sizi günlük planınız hakkında bilgilendirecek. Hal böyle olunca bir bilgisayar korsanı, basit ev cihazları-nız arasında iletilen bilgilere erişerek tercihleriniz, vücut ısınız ve günlük programınız dahil olmak üzere sizin kişisel bilgilerinizi inceleyebilir. Ve bu bilgiler arasında işle ilgili gizli bilgiler veya finansal işlemleriniz olabilir. Eski işletim sistemlerine güvenlik yaması desteğinin kesilmesi, bilişim sektörü-nün bu işletim sistemlerine bağlı çeşitli alanlarında büyük endişeye neden oldu. Gelecekte oluşacak muhtemel güvenlik sorunları göz önüne alındığında, bu en-dişe buz dağının yalnızca görünen kıs-mı. Sensörü ve işlemcisi olan ağ bağlan-tılı cihaz sayısının gelecek yıllarda ciddi oranda artması, donanım geliştirici ve mühendislerin günlük hayatta kullan-dığımız cihazlar için entegre güvenlik çözümleri üretmek için güvenliğe çok farklı bir açıdan bakmalarına yol açacak.

Yarı kişiselleştirilmiş çözümlerin de dahil olduğu yenilikçi yarı iletken siste-minde bir lider olarak AMD, Nesnelerin İnterneti çağında güvenliğin önemini çok iyi anlıyor ve bu ihtiyaçları karşı-lıyor. Donanım odaklı güvenlik için, fikri mülkiyet hakkına tâbi olan kapalı mimari ve sektör standartlarına bağlı mimari olmak üzere iki büyük alan bu-lunuyor. Uzun süredir sektör standart-larının destekleyicisi olarak, bu nedenle ARM® TrustZone® teknolojisine dayalı

Page 10: BT Günlüğü Eylül 2015

Ajandanıza Kaydedin!..‘’IDC Türkiye Buluşmaları – Deneyim Paylaşımları‘’

IDC Finans Teknoloji Konferansı11 Kasım, 2015 – İstanbul

Ana Konular • YeniNesilTeknolojiTemini• KurumsalAltyapı• İşSüreçleriOptimizasyonu• VeriveAnalitik• BilgiGüvenliği• Çoklu-Kanal• ÖdemeSistemleri• PazarlamaveMüşteriDeneyimi• RiskveUyumluluk

İçerik• SunumveParalelOturumlar• YuvarlakMasaTartışmaGrupları• 1-1Toplantılar

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/finance2015ist

IDC Perakende, Üretim, E-Ticaret Teknoloji Konferansı18 Kasım, 2015 – İstanbul

Ana Konular• YeniNesilTeknolojiTemini• KurumsalAltyapıveGüvenlik• İşSüreçleriOptimizasyonu• VeriveAnalitik• Çoklu-Kanal• PazarlamaveMüşteriDeneyimi• Nesnelerinİnterneti

İçerik• SunumveParalelOturumlar• YuvarlakMasaTartışmaGrupları• 1-1Toplantılar

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/retail2015

IDC Nesnelerin İnterneti Konferans Serisi8Aralık,2015-Ankara/10Aralık,2015–İstanbul

Ana Konular• IoT’nindönüştürücüetkisi• Güvenlik,VeriGizliliğiveIoT• IoT’deBüyükVeriveAnalitiğinRolü• GelişenIoTUygulamaları• AkıllıŞehirlerinYaygınlaşmasındakiArtış• AkıllıŞebekePlatformu• 21.Yüzyıl’daSağlığınDönüşümü• ÜrünTakibiveFiloYönetimi’ninGeleceği• AkıllıAraçFırsatınıArttırmak• M2MÇözümleriileÜretiminGeleceği

İçerik• SunumveParalelOturumlar• YuvarlakMasaTartışmaGrupları• 1-1Toplantılar

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/iot2015ist• idc-cema.com/events/iot2015ank

IDC BT Güvenliği Konferans Serisi16Şubat,2016–İstanbul/23Şubat,2016–Ankara

Ana Konular• GelecekNesilİşyerlerininGüvenliğini Sağlamak• GüvenlikveRiskYönetimi• BüyükVeriyeKarşıGüvenlik• Nesnelerinİnterneti’nden:Herşeyinİnterneti’ne• VeriKorumaRegülasyonlarınınEtkisi• SiberCasuslukveDiğerDevletSponsorluSaldırılardakiTrendler

7. IDC CIO Zirvesi4-6Mayıs,2016–İzmir

Ana Konular• Bulut• SosyalMedya• BüyükVeri• Mobilite• Güvenlik• AkıllıŞehirler

Konferansa katılım için;ŞuleSaltık,[email protected],02123560087•PelinPırnal,[email protected],02123560218Sunum ve Stand talepleriniz için;OnurHamitoğlu,[email protected],05333018998

IDCTürkiye:ZincirlikuyuAkademilerSitesiDBlok,D:74Beşiktaş-İstanbulwww.idc.com/www.idc-cema.com

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/itsec2016ist• idc-cema.com/events/itsec2016ank

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/tksummit2016

ILAN.indd 1 31.08.2015 21:57

haberler

Bitnami ve VMware, vCloud Air OnDemand için “tek tıkla” Uygulama ve Geliştirici Yığınları Kurulumu’nu mümkün kılan yeni VMware vCloud Air hizmeti ile kullanıcıların karşısına çıktı. VMware vCloud Air, iş-letmelere kendi sistemlerindeki BT altyapısını kesin-tisiz bir şekilde genel bulut üzerinde yapılandırma şansı tanıyor. Ortaya çıkan hibrit bulut, müşterilerin mevcut uygulamalarıyla uyumlu çalışabildiği gibi, aynı zamanda işletmelerein bulutta çalışabilen yeni uygulamalar geliştirmelerine yardımcı oluyor. Bu da işletmeler için güvenli ve güvenilir bir ortamda iş süreçlerine çeviklik ve üretkenlik katıyor. VMware vCloud Air OnDemand için geliştirilen Bitnami La-unchpad ise, farklı ölçeklerdeki bulut ortamlarında yalnızca birkaç tıkla başlatılabilen, tümüyle yapılan-dırılmış ve kullanıma hazır bulut şablonları sunuyor. Bu özellik, herhangi bir ek ayar gerektirmeden kul-lanıcıların uygulamaları yapılandırmasını ve geliş-tirme ortamları tasarlamasını kolaylaştırırken, aynı zamanda bulutla ilgili zorlukları ortadan kaldırarak kullanıcılara çok daha fazla sayıda çalıştırılabilir uygulama sunuyor ve hibrit bulutta uygulamalarını çalıştırmak isteyen kullanıcılar için düşük sürtünme-li bir yol oluşturuyor. Kullanıcılar, VMware vCloud Air Bitnami Launchpad sayesinde dakikalar içinde bulut üzerinde uygulamaları çalıştırabiliyor. Bitnami, aynı zamanda eksiksiz ve standart hale getirilmiş geliştirme yığınları ve araçları sayesinde uygulama geliştirmek ve test etmek için ideal bir hizmet olarak kullanıcıların karşısına çıkıyor ve Drupal, Joomla, WordPress gibi çok sayıda popüler sunucu yazılım görüntüleri için en geniş kaynağı sunuyor..

Bitnami ve VMware işbirliğiyle vCloud Air OnDemand

BYOD (kendi cihazını getir) tehditleri halen işletme-lerin gözünden kaçıyor. Kaspersky Lab’ın bir araştır-masına göre birçok küçük işletme sahibi BYOD uygu-lamasının şirketleri için bir tehdit oluşturmadığına inanıyor ve mobil cihaz güvenliği için çaba harcamakla ilgilenmezken çalışanlar cihaz güvenliğinin işletmenin sorumluluğu olduğunu düşünüyor. Çalışmada dünya-nın her yerinden işletme sahiplerinin ve çalışanların üçte ikisinin (%62) artık iş için kişisel mobil cihazları kullandığı, BYOD uygulamasının artık gelişmekte olan bir trend değil geniş çapta kabul görmüş bir iş uygula-ması olduğu ortaya kondu. En büyüklerden (5000’den fazla çalışan) en küçüklerine (25’ten az çalışan) kadar her ölçekten işletmeyi etkilemiş. Bununla birlikte mobil cihazlar üzerinde verileri korumaya yönelik tutum ideal güvenlik yaklaşımının çok uzağında. Kaspersky Lab tarafından yapılan tüketici güvenlik riskleri anke-tinde on katılımcıdan altısının (katılımcıların %60’ı) mobil cihazlarda gözetleme ve bilgi hırsızlığı tehditleri hakkında endişeli olduğu ancak kendilerini etkili bir şekilde korumadıkları ve işverenlerinin korumasına bel bağladıkları görülmüş. Hem cihaz sahibi hem de pat-ronlar açısından bu tür bir tutum kurumsal ağ için ciddi tehlikelere kapı açıyor. Zayıf noktalar potansiyel olarak siber suçluların yanı sıra vicdansız rakipler tarafından ihlal edilebiliyor. Genel kanı kaybedilen bir mobil ciha-zın şirkete zarar veremeyecek olması olsa da her zaman finansal kayıp (örneğin bir müşteri tabanı kaybetmek) yaşama şansı var. Mobil ortamın korunması önemli bir güvenlik konusu olmaya başladı.

KOBİ’ler BYOD’nin Tehditlerini Sık Sık Gözden Kaçırıyor

10

Page 11: BT Günlüğü Eylül 2015

11

Ajandanıza Kaydedin!..‘’IDC Türkiye Buluşmaları – Deneyim Paylaşımları‘’

IDC Finans Teknoloji Konferansı11 Kasım, 2015 – İstanbul

Ana Konular • YeniNesilTeknolojiTemini• KurumsalAltyapı• İşSüreçleriOptimizasyonu• VeriveAnalitik• BilgiGüvenliği• Çoklu-Kanal• ÖdemeSistemleri• PazarlamaveMüşteriDeneyimi• RiskveUyumluluk

İçerik• SunumveParalelOturumlar• YuvarlakMasaTartışmaGrupları• 1-1Toplantılar

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/finance2015ist

IDC Perakende, Üretim, E-Ticaret Teknoloji Konferansı18 Kasım, 2015 – İstanbul

Ana Konular• YeniNesilTeknolojiTemini• KurumsalAltyapıveGüvenlik• İşSüreçleriOptimizasyonu• VeriveAnalitik• Çoklu-Kanal• PazarlamaveMüşteriDeneyimi• Nesnelerinİnterneti

İçerik• SunumveParalelOturumlar• YuvarlakMasaTartışmaGrupları• 1-1Toplantılar

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/retail2015

IDC Nesnelerin İnterneti Konferans Serisi8Aralık,2015-Ankara/10Aralık,2015–İstanbul

Ana Konular• IoT’nindönüştürücüetkisi• Güvenlik,VeriGizliliğiveIoT• IoT’deBüyükVeriveAnalitiğinRolü• GelişenIoTUygulamaları• AkıllıŞehirlerinYaygınlaşmasındakiArtış• AkıllıŞebekePlatformu• 21.Yüzyıl’daSağlığınDönüşümü• ÜrünTakibiveFiloYönetimi’ninGeleceği• AkıllıAraçFırsatınıArttırmak• M2MÇözümleriileÜretiminGeleceği

İçerik• SunumveParalelOturumlar• YuvarlakMasaTartışmaGrupları• 1-1Toplantılar

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/iot2015ist• idc-cema.com/events/iot2015ank

IDC BT Güvenliği Konferans Serisi16Şubat,2016–İstanbul/23Şubat,2016–Ankara

Ana Konular• GelecekNesilİşyerlerininGüvenliğini Sağlamak• GüvenlikveRiskYönetimi• BüyükVeriyeKarşıGüvenlik• Nesnelerinİnterneti’nden:Herşeyinİnterneti’ne• VeriKorumaRegülasyonlarınınEtkisi• SiberCasuslukveDiğerDevletSponsorluSaldırılardakiTrendler

7. IDC CIO Zirvesi4-6Mayıs,2016–İzmir

Ana Konular• Bulut• SosyalMedya• BüyükVeri• Mobilite• Güvenlik• AkıllıŞehirler

Konferansa katılım için;ŞuleSaltık,[email protected],02123560087•PelinPırnal,[email protected],02123560218Sunum ve Stand talepleriniz için;OnurHamitoğlu,[email protected],05333018998

IDCTürkiye:ZincirlikuyuAkademilerSitesiDBlok,D:74Beşiktaş-İstanbulwww.idc.com/www.idc-cema.com

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/itsec2016ist• idc-cema.com/events/itsec2016ank

Bilgi İçin• idc-cema.com/events/tksummit2016

ILAN.indd 1 31.08.2015 21:57

Page 12: BT Günlüğü Eylül 2015

haberler

Türkiye, dünyadaki teknoloji gündeminin ana ko-nularından biri olan 5G konusunda Türk Telekom Grubu’nun katkılarıyla önemli bir toplantıya ev sa-hipliği yapmaya hazırlanıyor. Türk Telekom Grubu, dünyada 5G teknolojisinin gelişiminde yol haritasını belirleyecek en önemli girişimlerden biri olarak kabul edilen Avrupa Birliği COMBO Projesi’nde Türkiye’yi temsil ederek, ülkemizde 5G teknolojisinin gelişimi-ne de öncülük edecek. Türk Telekom Grubu COMBO Projesi’ne grup şirketi ARGELA ile katılacak. Tüm dünyada artan veri trafiği ve gelişen ihtiyaçlar çerçe-vesinde sabit ve mobil ağları kaynaştırma yönünde AB ülkeleri tarafından geliştirilen COMBO projesi; sabit, Wi-Fi ve mobil ağ hizmetlerini tasarlanacak ortak bir ağ mimarisinde birleştirmeyi hedefliyor. Türk Telekom Grubu, ARGELA sayesinde AB’nin COMBO ile 5G konusunda attığı adımlara aktif des-tek veriyor. Tüm dünyada artan veri trafiği ve gelişen ihtiyaçlar çerçevesinde sabit ve mobil ağları kaynaş-

tırma yönünde AB ülkeleri tarafından geliştirilen COMBO projesi; sabit, Wi-Fi ve mobil ağ hizmetlerini tasarlanacak ortak bir ağ mimarisinde birleştirmeyi hedefliyor. Türk Telekom Grubu, ARGELA sayesinde AB’nin COMBO ile 5G konusunda attığı adımlara aktif destek veriyor.

Türk Telekom Grubu Teknoloji Devlerini 5G İçin İstanbul’da Buluşturacak

Fortinet, dünya standartlarında güvenlik çözümleri ve ekspertiz hizmetlerini güçlendirmek amacıyla bilgi güven-liği ve risk yönetimi şirketi NTT Com Security ile iş ortak-lığına imza attığını duyurdu. İşbirliği sözleşmesi dahilinde Fortinet’in geniş ürün yelpazesi NTT Com Security’nin WideAngle çözümleriyle birleştirilecek ve ölçek veya sektör farketmeksizin her iki şirketin dünya çapındaki müşterilerine altyapı, kurulum, teknik destek ve danışmanlık hiz-metleri kapsamında sunulacak. Bu hizmetler arasında bulut güvenliği, güvenlik duvarı ve ağ risk yönetimi, Güvenlik Bilgisi ve Olay Yönetimi (SIEM) sistem entegrasyonu, yazılım tanımlı ağ (SDN) ve sanallaştırma yer alacak. Forti-net’in güvenlik platformu ise, NTT Communications’ Bulut Gözetimli Güvenlik Hizmetleri’nin bir parçası olacak. NTT Com Security, aynı zamanda olay yönetimi, operasyonel risk azaltma, karmaşık mimari tasarımı ve uygula-maları konularında Fortinet’in deneyimli teknik danışmanlarından faydalanma imkanı bulacak. Fortinet sözcüsü iş ortaklığıyla ilgili şunları söyledi: “İşletmelerin bulut tabanlı sistemlere ve sanallaştırma çözümlerine yöneldiği içinde bulunduğumuz bu mobil ve bulut çağında, biz de Fortinet olarak BT altyapılarını sadeleştirme ve güvenli hale getirme hedefimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. NTT Com Security ile hayata geçirdiğimiz bu işbirliği sayesinde, işletmelerin yeni nesil ağ ve veri mezkeri sistemlerini koruyan katma değerli güvenlik hizmetle-rimizi ve çözümlerimizi geliştirmemizi ve dünya çapında daha fazla işletmeye ulaşmamızı sağlayacak.”

NTT Com Security ve Fortinet Güçlerini Birleştirdi

12

Page 13: BT Günlüğü Eylül 2015
Page 14: BT Günlüğü Eylül 2015

14

Dijital tabelalar için portre boyutu görüntüleri yansıtabilen EB-Z11000 esnek bir kurulum açısına, merkez dışı konumlandırma için lens kaydırma gibi birçok kalibrasyon özelliği ile birlikte isteğe bağlı Wi-Fi ve HDBaseT bağlanabilirlik özellikle-rine sahip. 11.000 lümen EB-Z11000 XGA çözü-nürlüklü ultra parlak bir projektördür. Projektör, gün ışığında bile canlı renkler ve parlak görüntüler sunar. Eşit derecede yüksek Beyaz ve Renkli Işık Çıkışı (CLO) teknolojisi ile üç kata kadar daha parlak renklerle fark yaratır. Epson’un 3LCD teknolojisine sahip EB-Z11000 büyük tesisler için mükemmeldir. Vitrin giydirme, fuarlarda stand ve ürün farklılaştırma, müzelerde sergi zengin-leştirme gibi birçok farklı sektörde markanızı öne taşır. Ayrıca yeni ve özel LU02 kısa gösterimli lensi sayesinde ekrana daha yakın konumlandırılması mümkündür ki bu özellik üniversiteler için ideal. Portre boyutunda görüntüler yansıtan EB-Z11000 dijital tabelalar için idealdir. Çevrenizi görmenin yepyeni yoluna hoş geldiniz; portre modu sadece yatay projeksiyon için değil, aynı zamanda moda gösterileri gibi bir etkinlik veya toplantılar için de uygun. Esnek bir kurulum açısı ve merkez dışı konumlandırma için lens kaydırmanın yanı sıra EB-Z11000 kenar kaynaştırma, test şablonları ve Epson’un Süper Çözünürlük özelliklerini içeriyor. EB-Z11000 tek bir bağlantıda beş bağlantıya ola-nak tanıyan HDBaseT özelliğini içerir. Daha fazla esneklik için isteğe bağlı Wi-Fi eklenmiş.

Epson EB-Z11000 İşinizde Fark Yaratacak

Yılın 2. çeyreğinde 1. çeyreğin 2,8 katına tekabül eden 291.800 yeni mobil zararlı yazılım programı görül-dü. Aynı çeyrekte 1. çeyreğin 7 katına tekabül eden 1 milyon mobil zararlı yazılım kurulum paketi bulundu. Mobil bankacılık mobil tehditler için ana hedef olmayı sürdürdü. 2015 1. Çeyrek raporunda en az 29 bankacılık ve finans uygulamasına saldırma becerisine sahip SMS.AndroidOS.OpFake.cc Trojan’ından söz ediliyordu. Bu Trojan’ın 2. Çeyrekte ortaya çıkan en yeni sürümü 114 (dört kat fazla) bankacılık ve finans uygulamasına saldırma becerisine sahip. 2015 2. çeyrekte Singapur, web kaynaklı bankacılık Trojan’ı saldırısına uğrayan kullanıcısı sayısı bakımından lider oldu; Singapur’daki kullanıcıların %5,3’ü bu süre içinde bu tehditle yüzleşti. Ardından gelen ülkeler ise İsviçre (%4.2), Brezilya (%4), Avustralya (%4) ve Hong Kong (%3,7) oldu. İlk 10’daki ülkelerin teknolojik olarak ileri ve/veya siber suçluların ilgisini çeken gelişmiş bir bankacılık sistemine sahip ol-duğunu gözden kaçırmayın. Finansal tehditler çevrimiçi bankacılık sistemlerinin müşterilerine saldıran banka-cılık zararlı programlarından ibaret olmadı. Bankacılık zararlı yazılımlarının (%83) dışında Bitcoin madencileri (%9) finansal tehditler arasında yer aldı; bunlar, bitcoin üretmek için kurbanın bilgisayarının bilgi işlem kay-naklarını kullanan zararlı programların yanı sıra bitcoin cüzdanı hırsızları (%6) ve tuş kaydediciler (%2). Global Araştırma ve Analiz Ekibi dört adet siber casusluk kam-panyasını ortaya çıkardı: CozyDuke, Naikon, Hellsing ve Duqu 2.0. Kurbanlar arasında kamu daireleri, ticari kuruluşlar ve diğer üst düzey hedefler bulunuyor.

Mobil Zararlı Yazılımlar 3 Kat Arttı

haberler

Page 15: BT Günlüğü Eylül 2015

BT YöneticileriBu Adreste Buluşuyor

BTGunlugu.com

Page 16: BT Günlüğü Eylül 2015

Akıllı telefonlar her geçen gün daha fazla akıllanırken; bu durum karşısında pil güçleri yetersiz kalıyor. Bu noktada günü kurtaranlarsa PowerBanklar oluyor. İşte sizin için

seçtiğimiz en iyi PowerBanklar.

Süleyman [email protected]

PowerBank Alırken Nelere Dikkat Etmelisiniz?

özel haber

Akıllı telefonlarımızın ekran çözünürlük-leri öyle bir noktaya geldi ki birçok kişinin televizyonlarımızda

bile bu çözünürlükler yok. Hepimiz için hayal olan DDR4 RAM’leriyse PC’lerden önce cep telefonlarımız-da artık kullanabiliyoruz (Samsung Galaxy S6 ve Galaxy S6 Edge’de DDR4 RAM’ler kullanılmaya baş-landı). 8 çekirdekli ve 64 bit mima-riye sahip işlemcilere kavuştuk ve bu çekirdek sayısına halen sahip olmayan laptopları kullanıyoruz. Tüm bu donanım noktasında ihti-yacımız olan tek şeyse “güç”...

Akıllı telefonların son 3 yılda ne-reden nereye geldiğine hep bir-likte şahit olduk; oluyoruz. Akıllı telefonlar böylesine gelişirken pil teknolojisinin arpa boyu kadar yol alamaması neticesinde yaşanan-larsa oldukça tuhaf bir hal almaya başladı.

İş sonrası gidilen davetlerde birçok kişinin ellerinde şarj aleti ile do-laştığını ve “şarj cihazımızı nereye takabilirim” sorusuyla tüm geceyi geçirdiklerine üzülerek şahit olu-yoruz.

Bu duruma düşmek istemeyen kul-

lanıcıların ise PowerBank aldığını ve şarj sorununu böylece hallet-tiğini görüyoruz. Bende 2 farklı PowerBank kullanıyorum ve her ikisi de farklı amaca hizmet ediyor. Dilerseniz sizin için seçtiğimiz bazı PowerBanklara birlikte göz atalım.PowerBank alırken nelere dikkat etmek lazım?

En Güçlüsünü mü Almalıyım?

PowerBank alırken birçok kullanı-cının “en güçlüsü olsun” mantığı güttüğüne şahit oluyoruz ama bu kesinlikle doğru bir yaklaşım değil.

16

Page 17: BT Günlüğü Eylül 2015

Bir PowerBankın gücü yükseldikçe taşınabilirliği o derece düşüyor. Bundan dolayı PowerBank alırken sadece gücü değil kullanılabilirliği de önemli.

Kesintisiz Güç Kaynakları konu-sunda ülkemizde oldukça iyi bir konuma sahip olan Tunçmatikfir-masının geliştirdiği EnergyCard 1400 özellikle kadınlar için ol-dukça başarılı bir ürün. 1400 mAh kapasiteye sahip bu power bank ile akıllı telefonunuzu tamamen şarj edemeseniz de kredi kartı büyük-lüğündeki yapısı ve oldukça ince ve hafif olmasından dolayı cüz-danınızda ya da cebinizde bile bu ürünü taşıyabilirsiniz.

Taşınabilir Olsun!

Taşınabilirlik sizin için en önemli kriterse Tunçmatik EnergyCard 1400 işinizi fazlasıyla görecek ve birçok noktada hayat kurtarıcı olacaktır. Güç ve akım koruma mo-duyla bildirim ışığının EnergyCard 1400’e eşlik ettiğini de belirtelim.Bu noktada kapasiteyi biraz daha arttırmak isterseniz Schneider Electric üretimi APC PowerBank-larını size önerebiliriz. Güçlü bir marka olan Schneider Electric’in yeni nesil PowerBankları farklı kapasite seçeneklerini sunuyor ama en ideali 5.000 mAh ve 10.000 mAh gücünde olanları. Farklı renk

alternatifi de sunan Schneider Electric’in yeni nesil PowerBank-ların da güç koruma modunun ve LED bildirim ışığına sahip olduğu-nun da altını çizelim.

PowerBank alırken markadan vazgeçmemenizi sizlere şiddet-le öneriyoruz. Evet ortada birçok markaya ait birçok PowerBank var ama bizim bir başka tercihimiz Sasmung’un PowerBankleri olacak. 12.000 mAh gücündeki bu ürün rakiplerine göre daha büyük olsa da inceliği ile bu durumu lehine çeviriyor. Ülkemizde de buluna-bilen Samsung Power Banklar ile aynı anda hem cep telefonunuzu hem de tabletinizi şarj edebilirsi-niz. Çin’in Apple’ı olarak adlan-

dırılan Xiaomi, Powerbank Mi ile ülkemiz pazarına giriş yaptı. Farklı seçenekleri ile her kesime hitap etmek isteyen Xiaomi Power Bank-lerini 5.000, 5.200, 10.000, 10.400 ve 16.000 mAh kapasitede kulla-nıcılarına sunuyor. Yurt dışında 20 dolara satın alınan 10.400 mah kapasitesindeki ürünün ülkemizde ki satış fiyatı ise 70 TL.

Sony’nin PowerBankları da olduk-ça kaliteli oluyor. Bu noktada bir PowerBanktan beklenen tüm ener-jisini telefona aktarabilmesidir. Sony’de bu noktada oldukça başa-rılı bir marka. Sony CP-V10 10.000 mAh Power Bank ile 3000 mAh gü-

cündeki telefonunuzu 3 kez şarj edebilmektesiniz. Tek eksik tarafı ise sadece 1 adet USB çıkışına sa-hip olması.PowerBankların kralı nedir derseniz size Oppo VOOC PowerBank deriz. Zira bu ürün ile Oppo Find 7’yi 30 dakikada %75 oranında şarj edebilmektesiniz.

Markalı Ürün tercih Edin

Yukarıda tanıttığımız tüm Powe-Banklar ile telefonunuzu şarj ederken kullanmaya devam ederseniz ya aynı şarj yüzdesinin korunduğunu ya da (oyun oynar-sanız) şarjının bitmeye devam ettiğini görürsünüz. Oppoise bu noktada yine mobil sektör ile dalga geçiyor ve farkını ortaya koyuyor. Hızlının da hızlısı şarj teknolojisi VOOC ile geliştirdiği bu PowerBank bu bağlamda liste-mizin en güçlü ürünü oluyor.

PowerBank alırken bunun markalı bir ürün olmasına dikkat edin. PowerBank’lerde sadece güce takılı kalmayın ve bunun taşına-bilir olmasının da önemini kavra-yın. Bir PowerBank illa ki 10.000 mAh gücünde olmak zorunda değil. Belirttiği gücün ne kadarını size verebildiği en önemli alım kriterlerinden birisidir. Umarız hiçbir ürüne gerek kalmadan servet ödediğimiz akıllı telefon-larımızla daha uzun süre zaman geçirebiliriz.

17

Page 18: BT Günlüğü Eylül 2015

18

ESET File Security yazılımının Windows’un bulut platform Microsoft Azure’a yönelik versiyonu pazara sunuldu. Böylece bulutta saklanan şirket verileri artık ESET güvencesiyle korunabilecek. ESET File Security, kendini kanıtlamış teknolojisiyle uzun yıllardır kurumsal yapılar için sunucu güvenliği sağlıyor. ESET, şimdi de ESET File Security’nin Mic-rosoft Azure’da güvenlik çözümlerinin bir parçası olacağını açıkladı. Azure, Microsoft’un bulut bilişim platformudur ve hızla hareket ederek şirketlerin daha fazlasına ulaşmasını sağlar. ESET File Security, mevcut dijital güvenlik yeteneklerine ek olarak Azu-re için, Microsoft sanal sunucularını korumak adına antimalware çözümlerine yönelik zengin seçenekler sunuyor. Ayrıca kullanıcılar daha önceden bildikleri ve tanıdıkları bir güvenlik tedarikçisinden faydalan-ma imkanına da kavuşmuş oldu. ESET Ürün Müdürü Peter Vrana, “ESET File Security, sanal dosya sunu-cuları için üstün koruma sağlamaktadır. Kanıtlan-mış ESET NOD32® tarama motoru, yüksek algılama hızı ve pürüzsüz performansı ile sanal ortamlar için ideal bir çözüm sunmaktayız” açıklamasını yap-tı. ESET File Security’nin 6’ıncı versiyonu olarak pazara sunulan ve kurumsal yapılar için tam olarak ‘ESET File Security 6 for Microsoft Windows Server VM Extension in Microsoft Azure’ adıyla tanımla-nan yeni yazılım, yerli kümeleme sisteminde detaylı ve kapsamlı güvenlik günlüklerini, hayati koruma durumunu ve sistem bildirimlerini kolaylıkla sunu-yor. Böylelikle, bilgi işlem uzmanlarına otomatik olarak küme ortamlarında ayarları çoğaltmaya izin veriyor. Ek olarak ESET File Security tam anlamıyla ESET Remote Administrator 6 web konsolu üzerin-den yönetilebiliyor.

Verileriniz Bulutta da Güvende

Synology, kullanıma sunduğu RS18016xs+ ve RX1216sas ürünleriyle veri depolamaya yeni bir soluk kazandırıyor. 3.900 MB okuma ve 348.000 yazma hızları ile kolay kullanım olanağı sağlayan RS18016xs+, yüzlerce uygulamayı kullanı-cılarının hizmetine sunuyor. Özel şifreleme motoru sayesin-de, performanstan ödün vermeden veri güvenliği sağlayan RS18016xs+, 3.000 MB’ın üzerinde okuma ve yazma hızlı ile şifrelenmiş klasörlere ulaşmayı mümkün kılıyor.Kurumların en değerli varlıkları olan veriyi güvenli şekilde depolayan ve istenilen her yerden, her zaman erişim olanağı sunan RS18016xs+, işletmelerin sistem kaynaklarını kullanmadan veri akışının kopyalanmasını sağlıyor. RS18016xs+, sistem kaynakları kullanılmadan otomatik veri kopyalama ve ekran görüntüsü alabilmeyi mümkün kılıyor. Ayrıca RS18016xs+, veri kurtarma noktası oluşturulmasına da olanak tanıyor. Synology’nin hizmete sunduğu RS18016xs+ ve RX1216sas ürünleri, üzerinde bulunan güç kaynakları, sistem fanları ve yük devretme özellikleri sayesinde, kesintisiz çalışma olana-ğı yaratıyor. 4 ayrı ağ bağlantı noktasını barındıran ürünler, hizmet sürelerinin en üst düzeye çıkarılmasını sağlıyor. SATA III ve SAS teknolojilerini destekleyen RS18016xs+ ve RX1216sas, maksimum uyumluluk ve yatırım getirisi sağ-lamak için 32 GB’a kadar yükseltilebiliyor.Kurumların veri depolama ihtiyaçlarına özel ölçeklenebilirlik imkânı sunan RS18016xs+ ve RX1216sas ürünleri, iş akışının kesintisiz sürdürülmesi gibi önemli bir avantaj sağlıyor. Tek giriş nok-tasından 180 sürücüye kadar artırılabilme olanağı sunan, yüksek verimlilik elde etmek için DiskStation Manager (DSM) ile desteklenen RS18016xs+ ve RX1216sas ürünleri, sezgisel web tabanlı işletim sistemi aracılığıyla kolay bir şekilde kullanılabiliyor.

Synology’den Yeni Veri Depolama Ürünleri

haberler

Page 19: BT Günlüğü Eylül 2015

Süleyman [email protected]

19

Kısa yol tuşları bilgisayar kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştıran bir etkiye sahipler. Bir dosya üzerinde uzun uzun çalışırken arada CTRL+S

tuşlarına basıp dosyayı kaydetmeyen veya kopyalama/yapıştırma işlemi yaparken CTRL+C ve CTRL+V tuşlarını kullanmayan var mı?

Windows 10 ile Gelen Yeni Kısa Yollar

özel haber

Microsoft şimdi yeni Windows işletim sistemini piyasaya çıkardı, elbette herkesin çok iyi bildiği ve sık kullandığı, artık ezberlerimize girmiş kısa yol tuşları varlıklarını koruyacak ancak Microsoft bazı görevler için yeni kısa yol tuşları-nı da hayatımıza sokuyor.

Windows 10’un test süreci sı-rasında kullanıcılardan gelen yorumlara göre şekillenen, defa-larca değişen, kaldırılan veya yeni eklenen bu tuşlar, yine Windows kulanım sürecimizi kolaylaştıra-cak.

29 Temmuz günü kullanıcıların beğenisine sunulan Windows 10 ile birlikte artık yeni kısa yol tuşlarımız var. Haberimizin deva-

mında detaylıca açıklayacağımız yeni kısa yol tuşları aklınızın bir köşesinde dursun, mutlaka bir gün lazım olacaktır.

Ekranı Sağa veya Sola Yapıştırmak

Windows 10’un yararlı bir özelli-ği, o anda çalıştığınız tam ekran pencereyi, ekranın sağına veya soluna yapışacak şekilde yarım ekrana küçültmek. Böylece masa üstündeki öğelerinize erişmeniz mümkün olurken, çalıştığınız ek-ranı da kaybetmiyorsunuz. Açılan boşluk alanda başka bir uygulama çalıştırabiliyorsunuz.

Pencereyi sağa yapıştırmak: Win-dows key + Left

Pencereyi sola yapıştırmak: Win-dows key + Right

Pencereyi çeyrek ekrana oturtmak: Pencere sağa veya sola yapıştıktan sonra Windows key +yukarı ok veya aşağı ok

Bu özellik sayesinde Windows uygulamalarını çeyrek ekrana kü-çülüp aynı anda dört farklı uygula-manın penceresini ekranda hızlıca görebilirsiniz.

Ekranı Maksimize Etmek

Windows 10 ile birlikte, çalıştığı-nız ekranı tek bir kısayol ile anın-da tam ekrana çevirebileceksiniz Bunun için kullanmanız gereken kısa yollar: Windows key+ yukarı ok veya Windows key+ aşağı ok

Sanal Windows MasaÜstü Kısa Yolları

Görev penceresi (Tüm sanal masa üstlerini görmek içn) : Windows key + Tab

Yeni bir sanal masa üstü yarat-mak: Windows key + Ctrl + D

Mevcut sanal masa üstünü kapat-mak: Windows key + Ctrl + F4

Diğer sanal masa üstüne geçmek: Windows key + Ctrl + Right

Önceki sanal masa üstüne geç-mek: Windows key + Ctrl+ Left

Page 20: BT Günlüğü Eylül 2015

20 21

haberler

Fujitsu’nun dünya çapında uygulamakta olduğu kanal iş ortağı programı olan SELECT Partner Programı, beş başarılı yılı geride bıraktı. Program dünya çapındaki kanal iş ortaklarının değişen ihtiyaçları ve şirketin kârlı büyüme hedefleri göz önüne alınarak yeniden tasar-landı. Fujitsu, SELECT Partner programının yapısını, eğitim imkânlarını ve avantajlarını, değişen pazar dinamiklerini ve kanal iş ortakları ile yakın işbirliğini dikkate alarak güncelledi. Şu ana dek EMEIA, Asya, Okyanusya ve Kuzey Amerika’da uygulanan SELECT Partner Programı yakın zamanda Güney Amerika’da da uygulanmaya başlanacak. EMEIA’da elde edilen ba-şarının ışığında Fujitsu, küresel bazda cironun yüzde 80’ini kanal iş ortakları aracılığıyla yapmayı hedefliyor. Fujitsu aynı zamanda en üst seviyede kaliteyi sağlamak ve her bir ortağa kişisel iş planlarına uygun birebir yak-laşım sunmak amacıyla kanal iş ortaklarını bilgilerine dayanan bir biçimde ödüllendiriyor. Buna uygun olarak geliştirilmiş bir prim planı bile hayata geçirildi. Örne-ğin, bireysel bir SELECT Hedef Anlaşması imzalayan SELECT Expert’ler var olan kârlılıklarını yüzde otuza dek artırabilmekteler.

Fujitsu Select Partner Programı’nı Yeniledi

TELKODER, Ankara’da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yöneticilerine yöne-lik önemli ziyaretler gerçekleştirdi. TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak liderliğinde, BTK Başkan Vekili Ömer Fatih Sayan ile BTK Kurul üyeliklerine atanan Celalettin Dinçer, Hidayet Yıldız, Musa Şahin ve Figen Kılıç’ı ayrı ayrı ziyaret eden TELKODER yöneticileri, Türkiye’de son 5 yıldır büyümeyerek 16-17 milyar dolar seviyesinde kalan elektronik haberleşme alanı hakkındaki görüşlerini paylaştılar. Mevcut düzenlemelerin ve yaklaşımların gözden geçiril-mesine ve gerekmesi halinde radikal bir biçimde değiştirilmesine ihtiyaç olduğunu BTK’ya ileten TELKODER yönetimi ayrıca, serbestleşmenin başlamasının üzerinden 13 yıl geçmiş olmasına rağmen Türkiye’de elektronik haberleşme alanında rekabetin tam olarak gelişeme-diğine, alternatif işletmecilerin pazar paylarının çok sınırlı kaldığına, buna karşın AB ve diğer ülkelerde aynı sürelerde rekabetin çok daha hızlı geliştiğine dikkat çekti.

Mevcut Düzen Gözden Geçirilmeli

Kaspersky Lab ve International Society of Automa-tion (Uluslararası Otomasyon Birliği-ISA) endüst-riyel otomasyon ekipman operatörlerinin siber tehlikeler konusundaki farkındalıklarını artırmayı hedefleyen ortak bir eğitim inisiyatifinin başlan-gıcını duyurdu. İnisiyatifin bir parçası olarak, ISA eğitiminde Kaspersky Industrial Protection Simu-lation da yer alacak. Simülasyon, katılımcıların bir sanal kritik alt yapı tesisinden sorumlu olduğu ve her hangi bir aksaklık yaşanmadan çalıştırmalarının beklendiği, sıra tabanlı bir strateji oyunu. Çalış-manın nihai hedefi, artan siber saldırıların baskısı altında tesisin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve karlı bir şekilde işletilmesi. Simülasyon gerçek dünyadan örnekler kullanıyor, BT ve mühendislik uzmanlarının ortak vizyonu olmaksızın böyle bir tesisin dayanıklılığının optimal olmaktan çok uzak olacağını gösteriyor. Kaspersky Endüstriyel Koruma Simülasyonu, TS12 ve TS20 gibi kurslara katılan öğrenciler için eğitim sürecinin uygulamalı bir bileşeni olacak.

Kritik Alt Yapılar Kaspersky ile Artık Daha Güvenli

Page 21: BT Günlüğü Eylül 2015

Mustafa Hanlı[email protected]

20 21

IDC'nin en son açıklanan verileri, 2015'in 2. çeyreğinde Türkiye PC pazarının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla ciddi bir düşüş yaşadığını ve buna ülkede devam etmekte olan toplumsal ve siyasi tedirginliğin de neden

olduğunu belirtiyor.

Türkiye PC Pazarı Azalan Tüketici Talebiyle Düşüş Gösterdi

özel haber

IDC’nin yayınladığı sonuçlar Türkiye PC pazarının yıl bazın-da %41.6 ve geçen çeyreğe göre %41.4 oranında düşüşle 356.740 adete ulaştığını gösteriyor.

IDC Türkiye ofisinde Sistem ve Altyapı pazarından sorumlu Kıdemli Araştırma Analisti Ayşe Kaptanoğlu “PC pazarı yılın 2. çey-reğinde birçok ekonomik ve siyasi sebeplerden olumsuz bir şekilde etkilenmeye devam etti” yorumu-nu yaptı.” Döviz kurundaki den-gesizlik, pazardaki yüksek ürün stoğu, devam etmekte olan politik istikrarsızlık ve dönemin yaz tatili ile Ramazan’a denk gelmesi pa-zarda ciddi bir düşüş yaşanmasına sebep oldu. Ve tüm bu olumsuz faktörlerin önümüzdeki dönem-de tamamen düzeleceğini içinde bulunduğumuz belirsiz şartlardan ötürü öngörememekteyiz. Bu da tüm yıl bazında pazarda çift haneli bir düşüşün yaşanabileceği sinya-lini veriyor.”

Son Dönemde Stok Fazlası Sorunuyla Karşı Karşıyayız

“PC üreticileri son dönemde pazarda ortaya çıkan stok fazlası sorunuyla karşı karşıya geldiler ve birçok üretici 2015’in 2. Çey-reginde, planladıkları yükleme adetlerini optimize ederek önlem

almaya karar verdi” diye ekledi Ayşe Kaptanoğlu. “Çok küçük bir etki olsa da, bazı üreticiler Win-dows 10 lansmanı öncesi ellerin-deki Windows 8 stoğunu bitirmek istediler.”

Lenovo PC Pazarında 3. Sırada

IDC’nin açıkladığı rakamlara göre HP 2. çeyrekte %24.3 pazar payı ile lider olurken masaüstü seg-mentinde de en büyük paya sahip oldu. Asus %18.1 lik pazar payı ile 2. sıraya yükselirken notebook pazarında 1. sırada yer aldı. Lenovo ise toplam PC içerisinde %12.9 luk

pazar payı ile 3. sıraya yerlesti.

Araştırma Hakkında

IDC’nin “Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Çeyreklik PC Tracker” ser-visi, yüksek rekabetin yasandığı PC pazarındaki üretici firmaları, markaları, müşteri segmentlerini, dağıtım kanallarını, fiyatlamayı, iş-lemcileri ve PC ürün kategorilerini inceleyen geniş kapsamlı bir elekt-ronik veri tabanı hizmetidir. Çey-reklik güncellemeler, hızla değişen pazardaki en son bilgileri sağlarken zaman kritik kararların alınmasını kolaylaştırmayı amaçlıyor.

Page 22: BT Günlüğü Eylül 2015

Facebook, Twitter, Instagram, Pebble, GoPro... Milyarlarca dolar değerindeki bu markalar bir zamanlar start-up şirketleriydi. Ancak başarılı pazarlama stratejileriyle kısa sürede

milyar dolarlık şirketlere ve ürünlere dönüştüler.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Başarısız Olan Start-Up Fikirleri

özel haber

Fakat ne var ki, her start-up başarıya ulaşacak diye bir kural yok ve start-up’ların çoğu, biz daha onları tanımaya

bile fırsat bulmadan batıp gidiyor-lar. Peki, binbir umutla kurulan, geliştirilen ama şansı yaver git-meyip batan bu start-up ürün ve hizmetlerin neler olduğunu merak ediyor musunuz? Belki de biri sizin “yırtma” fikrinizdir?

GuGo

Her genç yazılımcının hayali olan çok popüler bir mesajlaşma yazı-lımı olma iddiasıyla ortaya çıkan GuGo, WhatsApp, Facebook Mes-senger gibi sayısız başarılı me-asjlaşma yazılımının karşısında tutunamadı ve kısa sürede ortadan yok oldu.

KOLOS

iPad’i ile yarış oyunları oynamayı sevenler için bir direksiyon simidi olarak ortaya çıkan KOLOS’un ça-lışma prensibi çok basitti. iPad’i direksiyona yerleştir ve sonra direksiyonu döndür. Ama bunu zaten iPAd ile yapabilen oyuncu-ların direksiyona niçin 50 dolar ödemesi gerektiği anlaşılamadı. Her yere röportajlar verip ürü-nünü tanıtan geliştirici, Kicks-tarter’da aradığı 50 bin doları bulamayınca, ürün de ortadan kayboldu.

Secret

Türkiye’deki itiraf.com’un ben-zeri mobil bir servis olan Secret ile insanlar birbirlerine sırlarını anlatacak ama kimse kimseyi ta-nımayacak, bilmeyecekti. Avrupa-lılar, ABD’liler bizim gibi dediko-duya meraklı olmadıklarından, fikri kimse satın almadı.

CombatCats

Angry Birds veya Candy Crush gibi, çok popüler bir oyun olmayı hedefleyen ve bu amaçla çok da gürültü çıkaran ama sonuçta kim-senin oynamadığı batık bir projeye dönüşen CombatCat’ın yapımcıları önemli bir detayı gözden kaçırmış-tı. Angry Birds, herkesin telefo-nuna sızmak isteyen ABD Ulusal İstihbarat Ajansı NSA tarafından destklenen ve muhtemelen de içine özel trojanlar saklanmış bir oyun olarak kasten pompalan-mış; Candy Crush da, benzeri olan milyonlarca oyunu yıllardır kimse oynamıyorken muhtemelen benzer bir gizli destekle herkesin telefo-nuna sızmayı başarmıştı. Keşke önce Edward Snowden’i bir dinle-selerdi. Kısacası, o işler öyle kolay değil.

College Inside View

22

Page 23: BT Günlüğü Eylül 2015

Hangi üniversiteyi tercih edeceğini düşünen öğrenciler için, o üniver-sitede okuyan öğrencilerin yaptığı yorumlara ve tavsiyelere ulaşma imkanı veren uygulama teoride faydalı bir iş yapıyormuş gibi gö-rünüyordu ama pratikte bir sorun çıktı. ABD’li üniversite öğrencileri üniversiteye girdikten sonra parti-lere katılıp çılgın atmak ve kızlarla gezip tozmak dururken gidip bir uygulamada üniversiteleri hakkın-da yorumlar yapmakla ilgilenmi-yorlardı. Proje tepetaklak çakıldı.

Emjoyment

İş ilanlarını Tinder gibi göste-rip oylatmayı ve iş arayanların iş bulmasını hedefleyen bu “acemi-ce” girişim iş verenlerden hiç ilgi görmedi. Neden mi? Siz iş veren olsanız, ekmek tekneniz olan şir-ketinizin işlerini teslim edeceğiniz işinin ehli çalışanları, iş ilanlarına sadece birkaç saniye bakıp karar ve-ren ergenlerin ilgi göstermesi için hazırlanmış bir uygulamada arar mısınız? Tabi ki aramazsınız! Akıl var izan var!

Dinnr

Akşam yemek yapmak üzere plan yapıyorsunuz ama o da ne? Evde gerekli malzemeler yok. Hemen Dinnr’a girip, yemeğin malzeme listesini çıkarıp aynı gün içinde size ulaştırmalarını istiyorsunuz. Fikir güzel ama dünya bu kadar mükem-mel değil! Bir tencere yemek için sipariş ettiğiniz malzemenin fiyatı, aynı yemeği dışarıdan hazır söy-lemekten daha pahalıya geliyorsa neden hazır yemeği sipariş vermek varken, yemeğin malzemelerini sipariş veresiniz ki? Kimse enayi değil! Aynı pizzayı hazır olarak 15 liraya sipariş edebilecekken, pizzanın malzemelerini sipariş edip evde onunla iki saat uğraşmak için 30 lira öder misiniz? Biz ödemeyiz! Başkaları da ödemedi, Dinnr kısa sürede battı.

Kurucu Ortaklar Belirlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Girişimciler karar verme konusun-da yetenekli olması gereken kişi-lerdir. Birçok girişimin 2-3 ortak ile kurulduğunu düşünürsek etrafta bir yönetim kurulu, danışmanlar, men-törler olmadan doğru kararların iyi bir sinerjiyle bu çekirdek ekipten çıkması gerekir. Ancak hepimiz biliyoruz ki bazen karar vermek o kadar da ani ve kolay bir şey değil-dir. Böyle durumlarda bazen çevre-mizdeki insanlara danışma ihtiyacı duyarız, en azından kararsızlığımızı onlarla paylaşırız. Bu kişilerden karar vermesini değil, bunun için gerekli destek ve motivasyonu sağ-lamasını bekleriz. Çevrenizde böyle insanlar var ise ne ala!

Peki ya çevrenizdeki kişiler aslında sizi geriye götürürse? İşte bazen de çevremizde konuşmaktan, akıl vermekten geri kalmayan, bilgili ve iyi niyetli gibi görünmesine karşın bize fayda yerine zarar getirecek kişiler de olabilir.

Dolayısıyla bu tip insanları en azından orta vadede saptamalı ve onlardan iş anlamında mümkün ol-duğunca uzak durmalısınız. Elbette işe başlarken seçtiğiniz ortaklar da sizi uzun vadede yanıltabilir. Eğer ortaklarınızdan biri bu ta-nımlamalara uyuyorsa onunla da ortaklığınıza bir son vermenizde fayda var. Biz onları şu şekilde beşe ayırıyoruz;

Mızmız

Sürekli şikayet edecek bir şeyler bulan insanlar çok rahatsız edici ve dikkat dağıtıcı olabilir, özellikle de dinamik bir çalışma ortamında. Bu çalışanların sürekli negatif olan tutumları, siz dahil ekibin geri ka-lanının motivasyonunu ve heyeca-nını törpüleyebilir. Ofis atmosferini ve yaratıcılığı kötü yönde etkileyen

mızmızların arasına kalmamaya özen gösterin.

Tembel

Bu insanlardan her ofiste en az bir tane vardır. Bir şekilde sürekli meş-gul olmayı başarırlar fakat hiçbir projeyi zamanında teslim edemez-ler. Tembel, sürekli erteleyen, her fırsatı işten kaçmak için değerlen-diren ve araştırmak yerine diğer-lerinden yardım isteyerek kolay bilgiyi hedefleyen çalışan tipidir. Tembellerle ilgili bir diğer ilginç bilgi ise sürekli çok konsantre gö-rünmelerine rağmen aslında hiçbir zaman sıkı çalışmamalarıdır.

Pollyanna

Girişimcilerin ve girişimin çekirdek ekibinin pozitif düşünürler olması bir avantaj olsa da, iş dünyasın-da başarılı olmak için gelişmeleri gerçekçi bir şekilde ele almanın önemli bir yeri vardır. Bazı insanlar çok pozitif düşünür fakat aldıkları kararlar gerçeklere dayalı değildir. Çoğu zaman verdikleri her kara-rının bir sonucu olacağını düşün-mezler bile. Bu gereğinden fazla pozitif insanların sonunu düşün-meden verdikleri kararlar girişimin şarampole yuvarlanmasına sebep olabilir.

Akıl Çelen

Tembel kadar sık olmasa da, profes-yonel kariyerinizin bir bölümünde akıl çelene rastlamışsınızdır. Bu in-sanlar öncelik sıralamasından ha-bersizdir. Büyük resmi göremeye-cek, sürekli olarak işin görece daha az önemli bir bölümüne odaklanır-lar ve her fırsatta bunun çok önemli olduğunu iddia ederler. Sürekli ‘çok acil’ yapılması gereken işler ile ortaya çıkarlar ve küçük şeylerle siz dahil ekibin geri kalanının dikka-tini dağıtırlar. Zaman yönetimine elveda demek istemiyorsanız, akıl çeleni dizginlemeniz şart.

23

Page 24: BT Günlüğü Eylül 2015

24

ZyXEL’in pazara sunduğu yeni ADSL2+ Modem/Routerı P1302-T10D, üstün performans ve geniş kapsama alanı ile dikkat çekiyor. Cihaz, ayrıca sahip olduğu üstün özellikler ile sadece performans değil güçlü ve sürekli bir ağ erişimini de garanti altına alıyor. ZyXEL P1302-T10D, 300Mbps yüksek hızda ve kesintisiz veri aktarımını destekliyor. Ürün ailesinin sahip olduğu 802.11n teknolojisi sayesinde servis sürekliliği ve ağ verimliliği, ulaşılabilecek en üst seviyeye çıkabiliyor. ZyXEL P1302-T10D, IEEE 802.11 b/g Wi-Fi sertifikalı tüm cihazlar için geriye dönük destek sunmanın yanında, bireysel güvenlik ve multi SSID desteği de sağlıyor. Böylece kullanıcılar, hem üst düzeyde bir performans hem de güçlü, sürekli ve güvenli bir internet erişimine sahip olabiliyor-lar. Wi-Fi Protected Setup(WPS), kablosuz ağların kolay ve güvenli kurulumu için standart bir özellik. WPS özelliği bulunan kablosuz ağ cihazlarını, tek tuşa dokunarak kendi aralarında yüksek güvenlik seviyesinde şifrelemek mümkün. ZyXEL P1302-T10D’nin dikkat çeken özelliklerinden bir kaçı ise, IPv6 desteği, kullanıcı dostu arayüz ve MAC adres tabanlı ebeveyn kontrol desteğine sahip olması. Ayrıca P1302-T10D’nin barındırdığı Durum korumalı Paket İnceleme (Stateful Packet Inspection – SPI) Firewall teknolojisi, bir veri paketinin başlığını ve sayfa sonunu incelemenin yanında, veri paketinin geçerli bir oturuma ait olup olmadığını denetliyor. Ürünler, barındırdıkları SPI, Denial of Service -DoS ve Distributed DoS – DDoS özellikleri sayesinde ha-cker’lara, sızma girişimlerine ve zararlı yazılımlara karşı önleyici savunma hattı oluşturabiliyor.

ZyXEL’den Yüksek Hızda Bağlantı Yanında Güçlü Savunma

4G yatırımlarının bu yıl içerisinde spectrum ihalesi ile başlaması ve önümüzdeki yıllarda kademeli olarak artması bekleniyor. Başarılı bir 4G lansmanı için reçete vermek mümkün olmasa da, global teknoloji danış-manlık firması IDC’ye göre başarılı bir 4G pazarlama stratejisinin 2 temel unsuru bulunuyor – rakiplerden farklılaşmak ve bu farklılığın son kullanıcılara iletişi-minin etkili bir şekilde yapılması. IDC’de telekom ve medya program müdürü Fatma Ozdemir’e göre “Bugün-den operatörlerin 4G lansmanı sırasında ve sonrasında kendilerini nasıl pozisyonlayacaklarını öngörmek güç. Ancak, her üç operator de rekabette önemli bir avantaj sağlayabilmek için ilk operatör olmak istiyor. Operatör-ler liderlik pozisyonu korumak için, lider operatörden pazar payı almak veya pazar payını artırmak için 4G ile birlikte genişbant pazarlama stratejilerini yeniden şekillendirmeliler. Her ne kadar 4G ile ilgili olarak be-lirli bir aşamaya gelinmiş olsa da, henüz tüm regülatif konular sonuçlandırılmış değil. Altyapı paylaşımı ve geçiş hakkı ile ilgili uygulamadaki problemler 4G’nin üllke çapında yaygınlaşmasının önünde engel teşkil ediyor. Ozdemir’in bu konudaki yorumları ise şöyle: “Spektrum paylaşımına izin verilmediğinde internet kapasitesi ve sinyal kalitesinden ödün vermeden çok sayıda kullanıcıya hizmet verebilmek için devlet daha geniş bir spectrum aralığını ihaleye çıkmalı. Operatörler yüksek kapasite ağları işletmek için gerekli spektrumu alamamaktan endişeli.”

Telekomünikasyon Sektörünün Gözü Yeni Fırsatlarda

haberler

Page 25: BT Günlüğü Eylül 2015

25

Mustafa Hanlı[email protected]

Veri miktarının hızla artmasının en önemli tetikleyicilerinden birisi olması beklenen Nesnelerin İnterneti (IoT) yeni iş fırsatları yaratmanın yanı sıra

BT altyapılarının da değişimini zorunlu kılıyor.

Nesnelerin İnternetiBT’nin geleceğini şekillendiriyor

özel haber

Araştırma şirketlerinin tahminle-rine göre, dijital evrendeki toplam veri miktarı 10 kat artarak, 2013 yılında 4,4 trilyon gigabaytken 2020 yılında 44 trilyon gigabayta ulaşacak. Bu artışın temelinde ise Nesnelerin İnterneti kavramının yer alması bekleniyor.

Önümüzdeki beş yıl içerisinde sensörlerin trilyonlara ulaşması ve akıllı sistemlerle birlikte çalışarak milyonlarca uygulama aracılığıy-la verilerin işlenmesiyle devasa kaynaklar oluşacak. Bulut bilişim temelli bu dünyada bağlantıda olmak büyük önem kazanarak ya-şamın daha da içinde olacak.Örneğin işe geç kaldığınız bir gün otomobilinizi bıraktığınız garajın kapısını kapamadınız. Bununla ilgili hemen bir uyarı ya otomo-bilinize ya da akıllı telefonunuza düşüyor ve uzaktan erişimle kapıyı kapatabileceksiniz. Bu sırada akıllı saatiniz trafikte çok vakit geçirdiğinizi hatırlatarak daha aktif olmanız gerektiği uyarısında bulunacak. Uzaktan erişim ve yö-netim imkanı öyle yaygın bir hale gelecek ki arkasında bulut bilişim, IoT ya da herhangi bir teknolojik yöntem bulunup bulunmadığı sorgulanmayacak.

Mobil Platformların Önemi Artıyor

Yazılım ve donanım üreticisi ol-

manın ötesinde bir çözüm sağlayı-cısı olan EMC, verinin artışıyla BT departmanlarının rolünün değişti-ğine inanıyor. Ayrıca bilgi neslinin de etkisiyle uzun süreli geleneksel BT yatırımları yerini daha modern hizmetlere bırakıyor. IoT de gele-cekte BT departmanlarının geliş-mesine katkı sağlıyor.

IoT Değere Dönüşüyor

Sensörler ve uygulamalar ile yep-yeni süreçler hayatımıza giriyorPeki, Nesnelerin İnterneti nasıl bir değer haline dönüştürülebilir? Şimdiden ortaya çıkan somut ör-neklerden bazıları şu şekilde:Bir servis sağlayıcı, orta ölçekteki

bir perakende müşterisine gerçek zamanlı analitikler sunarak mağa-zalarında tüketicilere özel hedefli kampanyalar düzenleyebiliyor Bir otomobil sigorta şirketi araç sensörleriyle ve navigasyon siste-miyle kullanıcının davranışlarını izleyerek ve analiz ederek ileride ödemesi gereken primleri hesapla-yabiliyor Sosyal fayda sağlamak üzere faa-liyet gösteren bir kuruluş elektrik santrali ve şebekedeki verileri sen-sörler aracılığıyla takip ve analiz eden uygulama ile enerji gider-lerini yönetebiliyor ve optimize edebiliyor.

Page 26: BT Günlüğü Eylül 2015

Teknolojik değişimler giderek daha hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Cep telefonlarının yaygın kullanıma gir-

mesiyle günlük yaşantımızın nasıl değiştiği herkesin malumu. Ancak 90’larda başlayan bu değişimden akıllı telefonlara ve mobil internet kullanımına geçişin 20 sene sürdü-ğünü de gözden kaçırmayalım.

Oysa akıllı telefonların ortaya çık-masından sadece birkaç sene son-ra, dünya artık mobil uygulamalar üzerinden dönmeye başlamıştı. Yarın keşfedilecek güçlü bir diğer

teknolojinin, hayatımızı değiştir-mesi ise sadece birkaç ay sürebilir. İşte, yakın gelecekte bizi bekleyen ve muhtemelen dünyanın işleyişi-ni kökünden ve hızla değiştirecek teknolojiler.

Ekransız Görüntüler

Bugün insanoğlu dijital bir görün-tüye ulaşabilmek için ekranlara muhtaç. Bu ekranlardan kurtul-mak için önemli bir yol kat ettiği de gerçek. Bir zamanların dev tüpü TV’leri veya CRT monitörleri yerine artık çok ince ve hafif LCD paneller hatta kıvrılabilir ekranlar

kullanıyoruz ama yakında doğru-dan gözümüze görüntü yansıtacak mikro projeksiyonlu gözlükler veya tüm odayı bir ekrana çevirecek özel hologram projeksiyonlar sayesin-de, TV ekranına veya bilgisayar monitörüne hatta telefon cihazına da ihtiyacımız kalmayacak. Te-lefonlarımızın, gözlüğe dönüşüp gereken görüntüyü göz bebeğimi-zin üzerine yansıtacağı gelecek çok uzak değil. Bu alandaki ilk ürünler Microsoft’un Hololens gözlüğü ve Oculus Rift adlarıyla katşımıza çıkıyor.

Sanal Gerçeklik

Her yeni teknolojik gelişimin veya yeni keşiflerin günlük yaşantımıza ve dolayısıyla dünyanın işleyişine yoğun ve hızlı bir etki bıraktığı bir çağı yaşıyoruz. Bakın gelecekte

ne gibi teknolojiler karşımıza çıkacak.

Süleyman [email protected]

Dünyamızı Değiştirecek Yeni Teknolojiler

özel haber

26 27

Page 27: BT Günlüğü Eylül 2015

Görüntü alanındaki bir diğer devrim ise sanal gerçeklik gözlükleri. Bu yı-lın sonunda, nihai tüketici ürünleri piyasada olacak ve Web’de gezin-mek, film seyretmek, oyun oynamak hatta arkadaşlarımızla görüşmeler yapmak, çok farklı bir boyut kaza-nacak.

Kablosuz Elektrik

Elektriği şu anda minik pad’ler üzerinden, kablosuz olarak minik mobil cihazların içindeki pillere aktarabiliyoruz. Banyodaki şarjlı diş fırçamız veya kablosuz şarj yetene-ğine sahip telefonlarımız bu sayede şarj oluyor. Ancak bu işlem için, şarj edecek cihazın şarj eden pad’in üzerine konulması gerekiyor, yani elektrik sadece bir iki santim öteye kadar etki edebiliyor.

Oysa metrelerce ötedeki cihazla-rı şarj edebilecek kablosuz enerji aktarımı hayali gerçek olduğunda, evdeki tüm kablolar ortadan kalka-cak ve elbette giyilebilir teknolojiler çok büyük bir hızla yükselecekler.

Hypersonic Trenler

Mevcut çok hızlı trenlerden çok daha hızlı olacak bu trenler sayesin-de yüzlerce kilometrelik mesafeleri bir saat içinde kat etmek mümkün olacak. Bu trenler için kullanılan maglev teknolojisinin önemli bir

hammaddesi ise bor olacak ve bilin bakalım dünyada en çok bor kimde var?

Neurohacking

Bu teknolojinin etik kuralları nasıl belirlenir ve uygulanır bilemeyiz ama bilim insanları insan beyninde-ki bazı noktalara müdahale edebi-lecek özel cihazlar ve yöntemler ge-liştirerek, insanların hafızlarından belirli detayları çıkarabilecek veya ekleyebilecek. Bu ilk başta kulağa korkunç geliyor ama İngilizceyi ya da Almancayı veya Çinceyi sadece bir saniyede öğrendiğinizi düşü-nün. Veya intihara kalkışacak kadar psikoloji bozulmuş birinin hafı-zasından kötü anıları çıkartıp ona

moral verecek güzel anılar yükleye-bildiğinizi hayal edin. Elbette kötü amaçla kullanıma çok müsait olacak bu teknoloji için çok ağır kurallar getirilmesi gerekecek. Ama birileri o kuralları hep çiğneyecek.

Bu teknolojinin bir diğer getirisi ise, düşünerek karşılıklı iletişim kurma-yı mümkün kılabilecek olması. Yani dünyanın herhangi bir yerindeki insanla sadece düşünerek iletişim kurabilecek ve düşüncelerinizle konuşabileceksiniz.

Görünmezlik

Bu teknoloji insanlara hayal ürü-

nü gibi gelse de şu anda mevcut ve üniversiteler üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Üzerlerine özel dijital örtüler örtecek insanların veya nes-nelerin, “görünmez” olduğu günleri de göreceğiz.

Özellikle askeri alanda bu teknolo-jiyi kullanmak isteyen o kadar çok ülke var ki, belki de çoktan geliştir-diler ve kullanıyorlar ama açıklamı-yor olabilirler zira sivil üniversiteler ellerindeki düşük bütçelerler bu pelerinlerin bir örneğini yaptılar. Dev bütçelere sahip askeri laboratu-varlar neden yapmamış olsun ki?

Otonom Robotlar

İşte dünya bunları çok istiyor ve Pentagon bu robotlar için daha yeni bir yarışma düzenledi. Yarışmada robotlardan bazılarının otomobi-le binip aracı kullandıktan sonra indiğini, bir kapıyı açıp içeri girdi-ğini gördük. Bu robotlar ilk aşama-da felaket bölgesindeki insanları kurtaracak ardından hastanelerde, fabrikalarda, evlerde, mağazalarda insanlara hizmet etmeleri için sa-tılmaya başlayacaklar ve emin olun aynı iPhone, iPad gibi, herkesin yeni robotları satın almak için robot mağazaları önünde kuyruk olduğu-nu göreceğiz. Hatta çok başka işlere yarayan robotlar ortaya çıkacak. Ne tür işler mi? Hayal gücünüzü kullanın.

2726 27

Page 28: BT Günlüğü Eylül 2015

28 2928

haberler

Elektronik haberleşme sektöründe faaliyette bulu-nan sabit, cep telefonu, internet servis sağlayıcıları ile uydu platform işletmecileri tarafından, pazar-lama ve tanıtım amaçlı olarak tüketiciler ile sesli arama, eposta ve SMS yöntemi ile izinsiz iletişim kurulamayacaktır. Bilindiği üzere 09/07/2015 tarihli Kurul Kararı ile işletmecilerin pazarlama ve tanıtım amaçlı haberleşme yapılabilmesi için izin alma zo-runluluğu getirilmiştir. Söz konusu mevzuat çerçe-vesinde sesli arama ile e-posta ve SMS gönderimi aynı hükümlerine tabidir. Buna aykırı olarak tüke-ticiler ile pazarlama ve tanıtım amaçlı olarak sesli arama yoluyla iletişim kurduğu tespit edilen işlet-mecilere bir yazı gönderilerek, ilgili mevzuat kapsa-mındaki yükümlülükleri hatırlatılmış ve şikâyet ko-nusu fiil ile ilgili denetim faaliyetlerini daha sağlıklı yürütülmesini teminen işletmecilerden mevzuat

hükümlerine uyup uymadıklarına ilişkin gerekli bil-giler istenmiştir. İşletmecilerin BTK’nın düzenlediği esaslara uymaması halinde ise 15/02/2014 tarihli ve 28914 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan BilgiTeknolojileri ve İletişim Kurumu İdari Yaptırımlar Yönetmeliği hükümleri uygulanacaktır.

BTK'dan İzinsiz Sesli Arama, E-posta ve SMS Gönderimine İlişkin Açıklama Geldi

2015 yılında kurumsal yazılım satışlarının fazlasıyla artması bekleniyor. Ancak yaşanacak büyük çarpışmada Bulut Bilişim hizmetleri ile CRM uygulamaları karşı karşıya gelecek. Gartner tarafından da ortaya atılan bu düşünce ya-zılım satıcılarını düşündürüyor. 2015 yılı içerisinde dünya genelindeki BT harcamalarının yaklaşık 3.8 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Bu rakam 2014 yılına bakıldığında yüzde 2.4 büyüme anlamına geliyor. Kurumsal müşterilerin kurum içi alt yapı ve uygulamaları için son dönemde Bulut Bilişim hizmetlerine olan rağbeti biliniyor. Bu sebepten yatırımların başında gelen Bulut Bilişim hizmetlerinde rekabet hat safhaya çıkmış durumda. Satıcılar günden güne uyguladıkları fiyat indirimleri ve çeşitli promosyonlar ile müşterilerin kalbini kazanmayı hedefliyor. Gartner’ın Ocak 2015 raporuna göre CRM uygulamalarının satış rakamlarının ise yavaş yavaş gerileyeceği tahmin ediliyor. 2018 yılında CRM satışlarının yüzde 25 düşmesi bekleniyor. Bu düşüşün başlıca sebeplerinden bir tanesi Bulut Bilişim teknolojilerinin farklı alanlardaki uygulamalardan rol çalması. Bu rol çalmalar Bulut Bilişim hizmetleri ile birlikte sunulan uygulamaların da yavaş yavaş değişmesine yol açacak. Değişim özellikle CRM uygulamaları satan firmaları etkileyecek. Kurumsal yazılım satışları dünya genelinde 2015 yılında yaklaşık yüzde 5.5 oranında artacak. Bu raka-mın yanı sıra cihaz pazarının yüzde 5.1 ve BT hizmetlerinin yüzde 2.5 büyümesi bekleniyor. Veri merkezleri sektö-ründe yüzde 1.8 büyüme beklenirken Telekom hizmetleri sektöründeki büyüme beklentisi ise yaklaşık yüzde 0.7.

Bulut Bilişim ile CRM Karşı Karşıya

Page 29: BT Günlüğü Eylül 2015

28 29

Süleyman [email protected]

İnternet ve veri güvenliğinde 25 yıllık tecrübesiyle küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro, benzin istasyonlarının güvenliğiyle ilgili önemli bir

araştırmagerçekleştirdi. Yapılan deneyin sonuçlarına göre her gün binlerce kişinin uğradığı benzin istasyonları için alarm zilleri çalıyor.

Siber Saldırganların Yeni Hedefi, Yakıt Tankları Oldu

özel haber

Trend Micro uzmanları benzin istasyonlarını hedef alan siber sal-dırıları ölçümlemek adına bir araş-tırma gerçekleştirdiler. Yapılan gözlemlerde ortaya çıkan sonuçlar ise oldukça korkutucu. Özellikle yakıt tanklarının doluluk oranları gibi verilerinin izlendiği ve yöne-tildiği sistemler hedefte. Siber sal-dırganlar bu sistemleri kapatmaya ve ele geçirmeye yönelik saldırılar düzenliyorlar.

Trend Micro uzmanları araştırma için özel olarak hazırlanan GasPot adını verdikleri düzmece yakıt tankı seviye izleme sistemlerini kullandılar. Araştırma kapsamında ABD, Brezilya, İngiltere, Ürdün, Almanya, Birleşik Arap Emirlik-leri ve Rusya’da aktif hale getiri-len sistemlerin uğradıkları siber saldırılar gözlemlendi. Kurulan GasPot sistemleri, siber saldırgan-ların dikkatini çekmek için birer benzin istasyonuymuş gibi yerel ve gerçekçi isimlerle adlandırıl-dılar. Trend Micro’nun kurduğu GasPot’lar arasında en fazla sal-dırıya uğrayanlar ise yüzde 44’lük oranla ABD’dekiler oldu. İkinci sırayı ise Ürdün’deki GasPot’lar aldı. Dünyada Almanya’dakilerin dışındaki tüm GasPot’lar siber saldırıya maruz kaldı.

Mevcut durumu Türkiye açısından ele alan Trend Micro Akdeniz Ül-keleri Genel Müdürü Yakup Börek-cioğlu, “Akaryakıt sistemlerindeki

güvenlik zafiyeti uzun zamandır biliniyor. Özellikle teknik ekibi-mizin sahada yaptığı güvenlik testlerinde bu sistemlerin ciddi güvenlik açıklarına sahip olduğu-nu gördük. Bu durum çoğunlukla bu sistemlerin dağıtık yapıdaki bilgi işlem altyapısının yöneti-mindeki zorluklardan kaynaklanı-yor. Ek olarak, özel yazılımlar veya eski donanımların kullanılması da buralara başka yazılımların yüklenmesini zorlaştırıyor. En son yaptığımız yerel araştırma-larda bölgesel dağıtımlı olan bu noktalarda özellikle eski versiyon işletim sistemlerinin güncelleme-lerinin yapılmadığını ve saldırı-lara açık olduğunu tespit ettik. Raporda da bahsi geçen güvenlik sorunlarının çözümü için özel ola-rak geliştirilmiş Portable Security +Safelock ve Deep Discovery’den oluşan bir çözüm seti öneriyoruz” şeklinde konuştu.

Hackerlar Ava Giderken Avlandı

Bir benzin istasyonunu hakladık-larını düşünerek GasPot’lara sal-dıran siber saldırganlar ise sistemi ele geçirmeye, yakıt tanklarının isimlerini ve programın kodlarını değiştirmeye çalıştılar. Saldırıları inceleyen Trend Micro uzmanları saldırının arkasındaki kişilerin Iranian Dark Coders (IDC) adında-ki İranlı bir siber sald ırgan grubu olduğunu ortaya çıkardılar. Sanal ve düzmece yakıt tankının veri-

leriyle oynayan siber saldırganlar program kodları arasına saldırının IDC tarafından gerçekleştirildiğini ifade eden ibareler yerleştirdiler.

Bununla da yetinmeyen korsanlar, ABD’de Washington D.C.’de kuru-lan bir başka GasPot’u kilitlemek amacıyla iki gün boyunca aralıksız şekilde DDoS saldırıları düzenle-diler. Trend Micro’nun elindeki bulgulara göre bu saldırı ise Suriye Elektronik Ordusu (SEA) tarafın-dan gerçekleştirildi.

Trend Micro’nun bu araştırma için özel hazırladığı GasPot’ların yanında endüstride kullanılan AST seviye izleme sistemlerine yapılan saldırılar, internet bağlan-tılı yakıt tankı izleme ve kontrol sistemlerine yönelik tehlikelerin, bir varsayımdan öte gerçeklik olduğunu ortaya çıkarttı. Endüst-riyel boyutlu sistemlerden ben-zin istasyonlarındaki ölçüm ve izleme sistemlerine kadar birçok yapı ciddi tehlike altında. Örneğin Porto Rico’nun Bayamon kentinde 2009’da gerçekleşen bir olayda, yakıt tanklarının doluluk oranını kontrol eden sistemdeki bir hata nedeniyle çıkan büyük yangında kentin birçok bölgesi tahliye edil-mek zorunda kaldı. Bu gibi örnek-ler göz önüne alındığında özellikle enerji ve yakıt sistemlerini hedef alan siber saldırıların binlerce ki-şiyi etkileyebilecek tehlike potan-siyeli taşıdıkları ortaya çıkıyor.

Page 30: BT Günlüğü Eylül 2015

İhaleyi yöneten BTK Başkan Yardımcısı Deniz Yanık, zarf-ların açılmasından önce yap-tığı konuşmada ihalenin tüm bedelinin KDV hariç 2 milyar

298 milyon 67 bin 661 avro olarak belirlendiğini belirtti. Yanık, BTK onayının ardından ihale sonuçları-nın kesinleşeceğini sözlerine ekledi.

4.5G ihalesi 800 MHz A1 paketiy-le başladı. Paket için kapalı zarfta Turkcell 377 milyon avro, Vodafone 380 milyon 100 avro, Avea ise 380 milyon 400 bin 1 avro teklif etti. Turkcell’in sözlü teklif sürecine katılmayı reddetmesinin ardından

başlatılan açık artırmayı 390 milyon avro karşılığında Vodafone kazan-dı. Böylelikle A1 paketi içinde yer tercihi hakkını da elde eden Voda-fone, tercihini 800 MHz’den yana kullandı.

A2 Paketi Avea’nın

A1 paketinin ardından sıra A2 paketine geldi. Vodafone A1 pake-tini kazandığından dolayı A2 için sunduğu teklif okunmazken; paket için Turkcell 375 milyon avro, Avea ise 374 milyon 1 avro teklif etti. Açık artırmanın sonunda Avea, 380 milyon avro karşılığında A2 pake-

tini kazandı ve en sondaki frekans olan 891 MHz’i seçti. A3 paketi ise tek başına kalan Turkcell’in oldu. Turkcell, 811-821 MHz bant aralı-ğını almaya hak kazandı. 800 MHz bandının ihalesi sonucunda ulaşılan toplam teklif bedeli, 1 milyar 142 milyon 926 bin 13 euro oldu.

B1 Paketine Sadece Avea Teklfi Verdi

900 MHz bandının B1 paketinin ihalesine sadece Avea girdi. Avea, 216 milyon 819 bin 184 avro karşılı-ğında paketin sahibi oldu. B2 paketi içinse hem Turkcell hem de Voda-

Devletin kasasına toplamda 2.7 milyar avro eklemesi beklenen 4.5G ihalesi, yaklaşık 3 aylık bir ertelemenin ve isim değişikliğinin ardından, geçtiğimiz ayın son günlerinde

gerçekleştirildi. İhale için şartname alan şirketlerden NetGSM, gerekli katılım şartlarını sağlayamadığı için sadece mevcut mobil operatörler Avea, Turkcell ve Vodafone 4.5G

ihalesine katıldı.

Mustafa [email protected]

4.5G İhalesi Yapıldı

özel haber

30 31

Page 31: BT Günlüğü Eylül 2015

fone 39 milyon 940 bin 375 avroluk teklif sundu. Kapalı zarfta sunulan teklifler aynı miktarda olduğu için kura çekimine gidildi ve Vodafo-ne, 39 milyon 940 bin 376 avro ile B2 paketini almaya hak kazandı. Turkcell de, yine aynı rakamla, B3 paketini aldı. B paketlerinin ihalesi sonucunda ulaşılan toplam teklif bedeli 296 milyon 699 bin 936 avro olarak gerçekleşti.

Turkcell ve Vodafone C1 İçin Kapıştı

1800 MHz frekans bandının C1 paketi için yarış Turkcell ve Vodafo-ne arasında geçti. 290 milyon avro ile başlayan teklif verme süreci-nin sonunda Turkcell, 430 milyon avro ile paket için en yüksek teklifi sunan operatör oldu. C2 paketinin teklif sürecinde ise sahnede Avea ve Vodafone vardı. 200 milyon avro ile başlayan teklif süreci, Avea’nın 310 milyon avroluk teklifi ile son buldu. C3 paketiyse 95 milyon 104 bin 623 avro karşılığında Vodafone’un oldu. C paketleri için verilen tekliflerin toplamı ise 835 milyon 104 bin 623 avroya ulaştı.

D1 Paketi Turkcell’in

2100 MHz frekans bandının paket ihaleleri D1 paketiyle başladı. Paket için ilk olarak Turkcell 36 mil-yon avro, Avea ve Vodafone ise 35 milyon 664 bin 234 avro teklif etti. Sözlü teklif sürecindeyse 160 mil-yon avroya çıkan Turkcell, paketin sahibi oldu. D2 paketi için verilen ilk tekliflerde de, şirketler D1 pake-tine sundukları ilk teklifleri korudu. Ardından başlayan açık artırmada ise önce Avea, ardından Vodafone çekildi ve paket 188 milyon avro karşılığında Turkcell’in oldu.D3 pa-ketinin kazananı da Turkcell oldu. Şirket, D3 için diğer 2100 MHz pa-ketlerine ödediğine kıyasla oldukça

düşük bir miktar teklif etti ve 35.6 milyon avroluk başlangıç teklifiyle paketin sahibi oldu. Turkcell 21000 MHz’deki paketlerin tamamını 383.6 milyon avro bedelle elde etti.

E4 Paketi İhale Dışında Bırakıldı

2600 MHz frekans bandının E1 paketi için Turkcell 65 milyon avro, Avea ve Vodafone ise 64 milyon 647 bin 293 avro teklif etti. Sözlü teklif sürecinin ardından 384 milyon avro ile Turkcell paketin sahibi oldu.E2 paketi için hem Avea hem de Vodafone 38 milyon 788 bin 376 av-roluk teklifte bulundu. Açık artırma kısmına geçildiğinde ise Vodafone, 240 milyon avro karşılığında paketi kazandı. E3 paketi ise 25,8 milyon avroluk teklif sunan Avea’nın oldu. İhaleye dördüncü bir operatör katıl-madığı için E4 paketi ihale dışında bırakıldı. 2600 MHz frekans bandın-da ulaşılan toplam teklif miktarı ise 429.8 milyon avroya ulaştı.

Turkcell ve Avea’nın F1 Yarışı

2600 MHz frekans bandındaki F1 paketi için yarış Turkcell ve Avea

arasında geçti. Kapalı tekliflerin sunulmasının ardından Turkcell’in 20 milyon avro karşılığında paketi kazandığı açıklandı. Ancak Avea bu karara itiraz etti. İtirazın ardın-dan başlayan sözlü teklif süreci-ne Turkcell katılmazken, Avea 22 milyon avro karşılığında F1 pa-ketinin sahibi oldu. F2 paketinde sözlü tekliflere geçilmeden mola isteyen Turkcelli teklif sürecine katılmadı ve paket 12.9 milyon av-roluk bedelle Vodafone’un oldu. F3 paketinin sahibi de yine aynı bedel karşılığında Turkcell oldu. İhaleye dördüncü bir operatör katılmadığı için F4 paketi ihale dışında bıra-kıldı. 2.7 milyar gelir beklentisiyle başlayan ve yaklaşık 6.5 saat süren 4.5G ihalesinin sonunda elde edi-len toplam gelir 3 milyar 356 mil-yon avro oldu. Turkcell’in 8 paket kazandığı ihalede Avea ve Vodafo-ne 5’er paket kazandı. Turkcell 8 paket için toplamda 1 milyar 623 milyon 460 bin 82 avro ödeyecek. Avea’nın 5 paket için ödemesi ge-reken bedel 954 milyon 678 bin 101 avro olurken, Vodafone kazandığı 5 paket için 777 milyon 974 bin 460 avro ödeyecek.

30 31

Page 32: BT Günlüğü Eylül 2015

30 31

kapak konusu

Kurumsal Ağlar BT Altyapısının En Önemli Halkası! Bilişim teknoloji yatırımlarına baktığımızda en uzun ömre sahip ürünlerin ağ çözümleri sunan yapılara ait olduğunu görmekteyiz. Sağlıklı bir bilişim altyapısı kurmak istiyorsanız sistemlerinizi birbirine bağlayacak ağ altyapısını seçerken ince eleyip sık dokumalısınız.

ZyXEL'in Katkılarıyla

Page 33: BT Günlüğü Eylül 2015

30 31

ğ yapısı oluştururken kritik kararlar almanız gerekebilir. Bu kararları almak her zaman zor-dur. Çünkü ağ yapılan-

dırmanız konusunda yapacağınız herhangi bir hata iş süreçlerini etkileyecek ve şirketiniz zarara uğrayacak. Bunun gibi sorunlarla uğraşmamak için elde ettiğiniz bi-rikim ve bilgileri bir araya getirerek risk hesaplaması yapmanız gereki-yor. Tabii ki bu tarz raporlamalar uzun zaman alacaktır fakat geçen süreç gelecekte şirketinizin zarar etmemesi için gerekli olan zaman-dır.

Hızla gelişen teknoloji beraberinde iş yüklerinin hafifletilmesi ve sü-reçlerin hızlandırılmasını getiriyor. Yeni nesil teknolojik gelişmelerin kurumlar tarafından takip edilmesi ve gerektiğinde kullanılması şart.Kullanılan teknolojilerin firmalara sağlayacağı yararların farklı şekil-lerde ortaya çıktığını görüyoruz. İlk olarak firma içi işleyişlerin daha hızlandığını görmekteyiz. Genel-likle kurumlar içerisinde kullanı-lan yeni nesil teknolojiler iletişim altyapısına dayanmakta.

İletişim ne kadar hızlanırsa iş süreçleri ve iç işleyiş de o kadar hızlanıyor. Tabii ki elde edilen verilerin şirket içi yönetim kad-rosu tarafından anlamlı yürütme stratejileri için de kullanılacağını göz önünde bulundurmanız şart. Tüm bunların yanı sıra bir firma-nın olmazsa olmazları arasında yer alan maliyet düşürme politikası yeni teknolojilerle birlikte başarılı bir sürecin başlangıcını da sunuyor. Kurum içerisi ve dışarısında kul-lanılacak doğru teknolojiler; ürün geliştirme, üretim, dağıtım ve müş-teri ilişkileri yönetimi bakımından maliyetleri büyük ölçüde azaltıyor ve aynı zamanda zaman tasarrufu sağlıyor.

Hızlı Hareket Yeteneği

Son döneme baktığımız teknolojiyi aktif olarak kullanan firmaların rakiplerine göre daha hızlı hare-ket yeteneğine sahip olduğunu görüyoruz. Ekonomik koşullar değiştiğinde karşımıza çıkan yeni ortama alışma süreci ne kadar kısa ise firmanın normal işleyişini de-vam ettirmesi o kadar kısa sürede yapılabiliyor. Bu da bilişim tekno-lojilerini kullanarak gerçekleştiri-lebilecek bir durum. Ülkemizde de KOBİ’lerin üretime, istihdama ve GSMH’ya olan katkıları, fazlasıyla büyük boyutta. Hatta imalat sana-yimize baktığımızda işletmelerin nerdeyse tamamının KOBİ adını verdiğimiz küçük ve orta ölçekli iş-letmelerden oluştuğunu görüyoruz.

Bu durum KOBİ’lerin gelişen tek-nolojiyi takip etmesinin önemini arttırıyor. Eğer küresel pazarlarda söz sahibi olmak istiyorsak gelişen teknolojilerde yararlanmak zorun-dayız. Özellikle iletişim teknoloji-lerinin kullanımlarının üst seviye-lerde olduğunu görüyoruz.

Kablosuz Ağ Yapılarına Dikkat

BT karar vericileri (ITDM), BT altyapısında saldırılara karşı en savunmasız olan unsurun kablo-suz ağlar olduğunu düşünüyor. Geçtiğimiz dönemde BT profes-yoneller üzerinde yapılan anketi yanıtlayanların neredeyse yarısı (%49), güvenlik açısından en zayıf halkanın kablosuz ağlar olduğuna kanaat getirmiş durumda. %29’luk bir kısım ise, çekirdek ağın korun-masız olduğuna inanıyor. Kablosuz ağ çözümlerine gerekli önemin verilmediğini ve bu neden-le şirket içinde yetersiz kaldığını düşünenlerin oranı ise %92. Bu hiç şaşırtıcı bir sonuç değil çünkü günümüzde şirket çalışanlarının kullanımına sunulan kurumsal kablosuz ağların üçte birinden fazlası, kritik güvenlik gereklilikle-rinden biri olan kimlik doğrulama işlevine sahip değil.

A

Page 34: BT Günlüğü Eylül 2015

32 33

kapak konusu

Kurumsal Verilerin Çalınma Olasılığı Yüksek

BT karar vericilerinin neredeyse yarısı (%48), güvenli olamayan kablosuz ağlar nedeniyle yaşanacak en büyük riskin, hassas kurumsal ve/veya müşteri verilerinin çalın-ması olduğunu düşünüyor. Anketi yanıtlayanların %72’si, kablosuz ağ altyapısını yönetmek için bulut bili-şim sistemini benimsemiş durumda. %88’i ileride yapılacak kablosuz kurulumlarda bulut altyapısına güveniyor. BT karar vericilerinin %43’ü, kurumsal kablosuz ağlarda “misafir” kullanıcılara erişim izni veriyor. Bu işletmelerin %13’ü, herhangi bir denetim mekanizması olmadan ağını bu tür bir kullanıma açıyor.

Veritabanları (%25), uygulama-lar (%17) ve depolama altyapıları (%11), anketi yanıtlayanlar tara-fından güvenlik saldırılarına en az maruz kalabilecek unsurlar olarak değerlendirildi. Aynı zamanda dünya çapındaki bu karar vericile-rin %37’sinin kablosuz ağ güvenlik önlemlerinden biri olan kimlik doğrulaması işlevine sahip olmadı-ğı ortaya çıktı. Şirketlerin sırasıyla %29’u ve %39’unun güvenlik duvarı

ve anti-virüs güvenlik işlevlerini dikkate almadığı da anket sonuç-larıyla ortaya kondu. Şirketlerin yüzde 41’ü tarafından kurulmuş olan IPS (41%), uygulama deneti-mi (%37) ve URL filtreleme (%29) gibi diğer güvenlik önlemlerinin ise, çekirdek ağ altyapısı için kritik olduğuna dair ortak görüş belir-tildi. Gelecekte ortaya koyacakları kablosuz ağ güvenliği stratejileri sorulduğunda, anketi yanıtlayanla-rın büyük bölümü, güvenlik duvarı ve kimlik doğrulama gibi en yaygın güvenlik özelliklerine odaklana-caklarını söyledi. Tehditlere karşı korunmak amacıyla daha kapsamlı ve daha çok sayıda güvenlik uygula-malarına ihtiyaç olduğunu düşünen %23’lük kesim ise, IPS, anti-virüs, uygulama denetimi ve URL filtrele-me gibi tamamlayıcı teknolojilere öncelik vereceklerinin altını çizdi.

Altyapı Yetersizliğine Çözüm Aranıyor

Ankete katılan BT karar vericileri-nin %83’ü, şirketlerindeki mevcut kablosuz ağ güvenliği altyapıları-nın yetersiz kaldığını düşünüyor. CIO’ların %92’si bunun en büyük sorunlardan biri olduğunu dile geti-riyor. Araştırma yapılan bölgelerde

en yüksek güvenlik önlemleri uygu-lanmasına rağmen, APAC bölgesin-deki BT karar vericileri, Kuzey, Orta ve Güney Amerika’dakilere (%30) ve EMEA bölgesindekilere (%20) oran-la, kablosuz ağ altyapıları konusun-da daha fazla endişe duyuyor (%44).

Ankette mevcut kablosuz ağ altya-pılarına güvenen BT karar vericile-rinin görüşleri de soruldu. Çin’deki karar vericilerin %71’i “çok endişe-liyiz” seçeneğini işaretleyerek mev-cut altyapılara dair güvensizliklerini dile getirdi. Japonya’da ise mevcut altyapılara güvenmeyenlerin oranı sadece %13 ile sınırlı kaldı. Anket sonuçları, kurumsal ağ güvenliğine dair artan farkındalığın, işletmele-rin mevcut sistemlere yönelik endi-şelerini de artırdığını ortaya koydu. En fazla güvenlik endişesi duyan ilk iki ülke olan Çin ve Hindistan’ın, en az endişe duyan iki ülke olan İtalya ve Japonya’ya kıyasla, kablosuz ağ güvenliği teknolojilerine ortala-manın üstünde bir yatırım yaptığı ortaya çıktı.

Bulut Yönetimine Yönelme Var

Anket sonuçlarına göre, şirket içindeki denetim mekanizması ile yönetilen kablosuz ağ altyapısı artık geçmişte kalan bir uygulama. Çün-kü anketi yanıtlayanların sadece %28’i hala bu yöntemi uygulama-ya devam ediyor. Bulut tabanlı ağ yönetimi, anket sonuçlarına göre büyüme gösteriyor. Kurumsal BT karar vericilerinin sadece %12’si gelecekte bulut tabanlı ağ yönetimi sistemlerine güvenmeyi reddediyor. Bulut altyapılarına açık olduklarını dile getiren BT karar vericilerinin %58’i, kablosuz ağ yönetimi için özel bulut kullanmak istediklerini belirtti. %42’si ise bu hizmeti dış kaynak yoluyla almak istediğini söyledi. Dış kaynak kullanımı dü-şünenlerin %14’ü, sunucunun aynı

Page 35: BT Günlüğü Eylül 2015

32 33

ülkede olması şartıyla bu seçeneği uygulayabileceğini belirtti. Karar vericilerin %28’i ise, sunucu lokas-yonundan bağımsız olarak genel bulut hizmetiyle kablosuz ağ yöne-timini yürütebileceğini aktardı.

Fonksiyonelliğinizi Arttırın

Şirketlerin başarıyı yakalaması için doğru teknolojiyi doğru alanda kullanması şart. Bu sebeple eğer ofisinize yeni bir ağ kuracak veya hazırda bulunan ağınızı güncel-leyecekseniz ilk durağınız router olacaktır. Birden fazla internet bağ-lantısını (kablo, ADSL, fiber vb) bir-leştirebilen bu tarz cihazlar bunun yanı sıra ağ içerisindeki yükü den-geleyebilir ve verimliliği arttırmak için kullanılan hatların durumlarını ölçerek hizmet sunabilir. Tabii ki güvenliğin olmazsa olmazlarından VPN’i hesaba katmalısınız. Güvenli bağlantı seçenekleri oluşturmanız için kullanılan VPN (Virtual Private Network) teknolojisi birçok şirke-tin ofis ve merkezleri arasındaki

iletişimi kurmak için kullanılabilir. Bu tarz bir teknoloji farklı araçlarla kullanabileceğiniz gibi VPN destekli router’lar üzerinde de kullanabilir-siniz.

IP Tabanlı teknolojilerin nimet-lerinden faydalanmayı da bilme-lisiniz. Ağ kurulum sürecinde IP tabalı hizmetlere ihtiyacınız olup olmadığına veya gelecekte kullanıp kullanmayacağınıza karar verme-lisiniz. BU tarz hizmetlere en iyi örnekler VOIP, IP Kamera, IP TV gibi teknolojiler olarak karşımıza çıkıyor. İnternetin ucuzlamasıyla birlikte bu teknolojilere kolay eri-şim imkanları da artmış durumda.Peki şirketinizde internet bağlantısı var ve bu bağlantı üzerinden başka kullanıcıları da ağa bağlamak isti-yorsunuz. Böyle bir durumda Acces Point diye adlandırdığımız (Erişim Noktası) cihazlardan faydalanabi-lirsiniz. Acces Point’ler birden fazla bilgisayarı kablosuz olarak birbirine bağlayabilen veya internet bağlan-tılarını sağlayan cihazlara verilen

isimdir. AP’ler sadece ağ ve internet bağlantısını sağlama için kullanıl-mayabilir. Aynı zamanda menzil arttırıcı olarak da kullanılabilirler. Sadece bir cihaz alarak birden fazla işi yaptırmak günümüz teknolojisi ile mümkün. Bu sayede ekstra mali-yetlerinde önüne geçmiş olursunuz.

Kurulu Elektrik Hattından Ağ Bağlantısı

Power Line Communication adı ve-rilen bu teknolojiye sahip cihazlar sayesinde aynı şebeke içerisinde iki elektrik pirizi arasında ağ bağlantı-sını aktarmanız mümkün. Kablolu ve kablosuz bağlantının uygulana-madığı ortamlar için geliştirilen bu teknoloji sayesinde bina yapılırken kullanılan elektrik şebekesinin kabloları üzerinde ağ bağlantısı gerçekleştiriliyor. Son dönemim en popüler cihazların olan PLC’ler fi-yat açısından da makul seçeneklerle satışa sunuluyor.İnternetin paylaş-tırılmasını sağlayan bu tarz cihazlar ofis ortamlarının vazgeçilmezleri olarak tanımlanıyor.

Son dönemde fazlasıyla popüler olan teknolojilerinden bir tanesi de Power over Ethernet. PoE kısa adı ile tanınan bu tarz cihazlar kulla-nılan cihazların ihtiyaç duyduğu elektriği , data kablosu üzerinden almasını sağlayan bir teknolojiyi üzerinde barındırıyor. Bu teknoloji sayesinde switch üzerinden çektiği-niz kabloyu PoE adaptörü ile birleş-tirerek router ( veya buna benzer bir cihazın) elektrik ihtiyacını karşıla-yabilmeniz mümkün.

Bu yazımızla birlikte sizlerin ilgisini bir nebze ağ teknolojilerine çeke-bildiysek ne mutlu bize. Tabii ki yazımız içerisine sığdıramadığımız birçok ağ çözümü, hizmet ve ürün var. Bunları da önümüzdeki sayıla-rımızda sizlerle paylaşacağız.

Page 36: BT Günlüğü Eylül 2015

36 37

söyleşi

Vefa Bey öncelikle bizlere kısaca kendinizden bahsedebilir misi-niz?

ZyXEL Türkiye Genel Müdürüyüm. İstanbul Teknik Üniversitesi Mate-matik Mühendisliği bölümü ve Koç Üniversitesi Executice MBA İşlet-me Master bölümlerinden mezun oldum. Profesyonel kariyerime Datateknik firmasında başladım. 13 Yıl Arge Mühendisi, Satış Destek Mühendisi, Ürün Müdürü, Network İş Birimi Satış ve Pazarlama Di-rektörü gibi farklı pozisyonlarda

görev aldıktan sonra 2007 yılında ZyXEL Türkiye ofisinin, yerel şirket olarak ZyXEL İletişim teknolojileri A.Ş kuruluş sürecinde yer aldım ve o tarihten beri Genel Müdürlüğü görevini yürütüyorum.

ZyXEL’in Türkiye’deki macerası ne zaman başladı ve ilk başladığınız günler ile şimdiki durumunuzu kıyaslayabilir misiniz?

ZyXEL’in Türkiye macerasından önce kuruluşundan kısaca bah-setmekte fayda var. Biliyorsunuz ZyXEL, 1989 yılında kurulan Tayvan merkezli bir firma ve sektöre konun-kasyon ürünleriyle girdi. Modem de devrim niteliğinde yenilikler yaptı. Hem fiyat hem hız olarak kendine özgü ve uluslararası standartlar ge-liştirdi. Günümüzde oldukça geniş katagorü ve yüzlerce çeşit ağ ileti-şim ürünleriyle ,ürün dizaynından üretim ve pazarlamaya Dünya’nın her yerine ulaşan, Dünyada önde gelen firmalardan bir haline geldi. 2007 yılında Türkiye’de doğrudan genel merkeze bağlı bir ZyXEL ofisi açılmadan önce, ülkemizde ZyXEL operasyonları distribütör firmalar

aracılığı ile yürüyordu. Aslında o dö-nemde de hem son tüketici pazarın-da hem telekom sektöründe ZyXEL oldukça bilinen bir markaydı. Ancak 2007 yılında Tayvan’daki genel merkezin doğrudan yatırım yapma ve ülke ofisi açma kararıyla birlik-te ZyXEL’in Türkiye operasyonları çözümlerinin zenginleşmesi, gelişen satış ve servis yapısı ile oldukça büyük ilerleme gösterdi.

Küresel BT pazarının en önemli markaları arasında yer alan ZyXEL, ülkemizde 2007 yılı Haziran ayın-dan bu yana ZyXEL İletişim Tek-nolojileri A.Ş. ticari unvanıyla, altı milyon Dolar ödenmiş sermayesi ve 2015 yılı itibariyle ortalama 70 kişi-lik kadrosuyla tam teşekküllü yerel firma olarak faaliyetini sürdürmek-te. Bu önemli yatırımın bir sonucu olarak ZyXEL ürünleri ülkemizde 2,5 milyonun üzerinde DSL, 500 binin üzerinde de fiber internet kulla-nıcısı tarafından tercih edilir hale geldi. Bugün Türkiye’de toplamda dört milyonu aşkın ZyXEL ürünü; gerek bireysel kullanıcılar tarafın-dan gerekse de fabrika, hastane, otel, eğitim, üniversite gibi her türlü

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Tek Bir Kurumsal Ürün Veya Çözüm Yerine Çok Farklı Gereksinimleri Adresleyen Bir Anlayışa Sahibiz

Artan internet kullanımı ve erişim teknolojilerindeki hızlı gelişim sayesinde bilgi alışverişi ortamı olmaktan çıkan kurumsal ağ yapıları daha kompleks bir yapıya kavuşarak günümüzde iş yapma platformu haline geldi. Bu platformda rekabet

avantajı kazanmanın en önemli yolu, sağlam ve güvenilir bir altyapıya sahip olmaktan geçiyor. Ağ konusunda sektörümüzün deneyimli oyuncularından biri olan ZyXEL'in Türkiye Müdürü Vefa Tarhan ile konu hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Söyleşimizi aşağıdaki QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.

36

Page 37: BT Günlüğü Eylül 2015

36 37

Vefa TarhanZyXEL Türkiye Genel Müdürü

kamu, özel sektör, kurumsal ve telekom alt yapısında aktif olarak kullanılmakta.

Ayrıca yine ZyXEL Türkiye ofisi, ZyXEL bünyesinde doğrudan Tayvan’daki genel merkeze bağlı bir yapılanmaya sahip ve üst düzey servis merkezi olarak Ortado-ğu ve Afrika bölgesinin servis ve destek merkezi konumunda hizmet veriyor. Yani 2007 yılı öncesinde distribütörler ile yü-rüyen ZyXEL operasyonları bugün ZyXEL Türkiye ofisinin tam sorumluluğunda farklı bir boyut kazanmış durumda.

Tabi bu noktada, hem 2007 öncesi operasyonlar için hem de ZyXEL’in ülke ofisinin açıldığı 2007 yılından bu yana geçen süre için, ağ teknolojileri alanın-da yaşanan devasa gelişmelerden, bu gelişmelerin ülkemizdeki etkilerinden, son kullanıcı alışkanlıklarındaki deği-şikliklerden bahsetme gereği bile duy-muyorum. ADSL’in olmadığı ve çevirmeli bağlantı ile internete bağlanılan bir dünyadan bugün 3G yedekli, farklı bant genişliklerinde trafik önceliklendirmesi yapabilen, Gigabit hızında veri aktarı-mına imkan veren ağ ekipmanlarının ve altyapısının olduğu bir dünyaya geçiş yaptık. ZyXEL de hem 1989 yılından beri sektörde öncü ve lider firmalardan birisi olmasının hem de sürekli Ar-Ge yatırım-ları yapmasının sayesinde ağ teknolojile-ri alanında çığır açmaya devam ediyor. ZyXEL’in ürün portföyü oldukça fazla, Türkiye’de hangi ürün grupları konu-sunda faaliyet gösteriyorsunuz?

ZyXEL olarak toplam 24 kategoride 400’ün üzerinde ürün sunuyoruz. Bizi belki de sektördeki rakiplerimizden ayıran en önemli özelliklerden birisi, ağ teknolojileri konusunda bireysel pa-zar, kurumsal pazar ve servis sağlayıcı / telekom endüstrisi pazarlarının tümüne yönelik farklı ürün ve servisler sağlıyor oluşumuz. ZyXEL’in bu konudaki yaklaşı-mı ülke ofisi olarak kurulduğumuz gün-den beri aynı ve her 3 pazara da odaklı bir biçimde faaliyet göstermeye devam

37

Page 38: BT Günlüğü Eylül 2015

38 39

ediyoruz. Her 3 farklı pazar için de en yenilikçi ve en son teknolojiye sahip ZyXEL ürün ve servislerini ülkemizde sunmakla kalmıyor, bah-settiğim gibi Orta Doğu ve Afrika’da desteğini de sağlıyoruz.

Bununla birlikte, ürün gamımızda özellikle son dönemde VDSL2 ve fiber çözümlerine muazzam bir ilgi söz konusu. Bu ilgiyi hem bireysel kullanıcı pazarında hem de servis sağlayıcı (ISP) tarafında gözlem-liyoruz zira ISP’ler kendi VDSL2 dönüşümünde ZyXEL çözümlerinin kalitesi sayesinde müşteri memnu-niyetini de artırmış oluyorlar. Bizce VDSL dönüşümü Türkiye’de ADSL kullanımına başlanmasından bu yana yapılan en büyük devrimdir. Bu dönüşüm sayesinde son kullanı-cılar ve kurumlar çok daha yüksek hızlara kavuşurken, servis sağla-yıcılar da artan bant genişliği ile birlikte müşterilerine ses, TV, oyun ve bulut depolama servislerinden oluşan farklı hizmet paketlerini sunup katma değer yaratma şansı elde ediyorlar. Bu dönüşüm her iki taraf için de çok daha kazançlı hale geliyor. Türkiye’de internet giri-şimciliğinin artması ve ekosistemin büyümesi için bu dönüşüm şarttır. ZyXEL olarak bu alanda en başa-rılı çözümleri sağlamaktan ve bu dönüşüme liderlik etmekten dolayı gururluyuz.

Son üç yıla baktığınızda ZyXEL’in rakiplerine göre Türkiye’deki durumunu nasıl özetlersiniz?

2012 – 2015 yılları arasında ZyXEL Türkiye olarak son derece istikrarlı bir büyüme yakaladık. 2013 yılında %30, 2014 yılında ise cirosal anlam-da %50’nin üzerinde bir büyüme kaydettik. Son yıllarda hem bilişim

sektöründeki durağanlık hem global ekonomik resesyon hem de döviz kurlarındaki dalgalanma göz önüne alındığında bu muazzam bir başarı. Ayrıca geçtiğimiz yıl yani 2014 sonu itibarıyla 900 bin adet rakamını de-viren satışla Türkiye’nin en çok ev - SOHO- SMB ağ ürünü satan markası olmayı başardık. Kurumsal tarafa baktığımızda orada da benzer bir performans söz konusu. 2014 yılın-da kurumsal çözümlere iş ortakları ile birlikte daha fazla odaklanan ZyXEL Türkiye, farklı sektörden müşterilerine çözüm odaklı projeler geliştirerek bu alanda %46 büyüme gerçekleştirdi. Dolayısıyla istikrarlı bir biçimde büyümesini sürdüren, kendi pazarında teknolojik anlam-daki öncülüğünü ve liderliğini satış rakamlarına da yansıtan bir firma-yız. Sadece pazarın tek bir segmen-tine değil bireysel, kurumsal ve telko segmentlerinin tümüne odaklı bir biçimde çalışmamızın da bizi rakiplerimizden ayrıştırdığı kanaa-tindeyim.

Sunduğunuz kurumsal ağ çö-zümlerini firmalar neden tercih etmeli? ZyXEL’in rakiplerine göre farkları neler?

Öncelikle en büyük avantajlarımız-dan birisi son derece güçlü bir ürün portföyüne sahip olmamız. 1989 yılında kurulan ZyXEL, dünya ça-pında hizmet veren 2 Ar-Ge merkezi aracılığıyla sürekli yeni teknoloji-ler geliştiriyor ve ağ teknolojileri ürünlerine öncülük ediyor. Bunu yaparken de sadece bireysel Pazar veya sadece kurumsal pazara odak-lanmadan, çok daha geniş bir pers-pektifte yenilikçi ürün ve servisler geliştiriyor. Dolayısıyla biz tek bir kurumsal ürün veya çözüm yerine çok farklı gereksinimleri adresleyen

bir sunum anlayışına sahibiz ve şirketler de kendi ihtiyaçlarına göre farklı çözümlerimizi tercih ede-biliyorlar. Bu güçlü ürün ve servis çeşitliliğinin rakiplerimize göre bizi öne çıkartan bir unsur olduğunu görüyoruz.

Ayrıca, ZyXEL Türkiye olarak kurumsal müşterilerimize hizmet verirken uçtan uca çözüm sağ-layabilmeyi, şirketlerin ihtiyaç-ları doğrultusunda projelerimizi ölçeklendirebilmeyi ve güçlü çözüm ortaklığı programımız ZyPartner üyesi çözüm ortaklarımız sayesinde tüm Türkiye’de servis sunabilmeyi son derece önemsiyoruz. Bu da bizi kurumsal projelerde öne çıkartan bir yaklaşım.

Pazarda hem kurumsal hem bireysel müşterilere yönelik müşteri hizmetleri konusunda nasıl bir yaklaşımınız var?

Ağ teknolojileri firmaları arasında müşteri hizmetleri konusunda en hassas davranan ve en ciddi yatı-rımı yapan firmalardan birisiyiz. ZyXEL Türkiye olarak 2007 yılında tam operasyon ofisimizin kurul-duğu günden beri sahadaki tüm ürünlerine, garanti süreleri bitse bile, sınırsız ücretsiz teknik destek sunarak müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutuyoruz. Bu konudaki kararlılığımızı bu yıl içinde yaptığı-mız bir yatırımla 7/24 çağrı merkezi kapasitemizi 2 katına çıkartarak ortaya koyduk. İnternet ve telefon kanalı üzerinden 365 gün - 7 gün 24 saat hizmet misyonuyla hareket eden ZyXEL İletişim Merkezi, uz-man bir ekiple müşterilerin soru ve sorunlarına çok kısa sürede çözüm üretebiliyor. Bu önemli hizmeti-mizle rakiplerimizden ayrıldığımızı

söyleşi

Page 39: BT Günlüğü Eylül 2015

38 39

düşünüyoruz.

ZyXEL, ilk ürün satın almasının ardından müşterisinin yanında ömür boyu dost olarak bulunuyor. Firma olarak bu güvenin karşılığını her zaman takdir edip korumak için desteğimizi esirgemiyoruz ve bunu her zaman aklımızda tutuyoruz. Da-ima önceliğimiz müşterimiz diyo-ruz. Servis kalitesinde hiçbir zaman maddi bakış açısıyla bakmıyoruz. Para kaybetmek müşterimizin dost-luğunu kaybetmenin yanında hiç önemli değil. Bu sebeple de belirt-tiğim gibi garanti süreleri bitse bile sahadaki tüm ürünlerimiz için ömür boyu teknik destek hizmeti sağlı-yoruz.

Son dönemde kurumsal ağ paza-rının durumunu nasıl görüyorsu-nuz? Büyüme sizce yeterli mi?

Kurumsal ağ pazarı, aslında bireysel pazara göre çok daha büyük bir bü-yüme potansiyeline sahip. Kurum-lar şimdiye kadar hep basit ağ altya-pısı çözümleriyle işlerini yürütmeye çalıştı. Ancak artık iş dünyasında rekabet teknolojiyle birlikte hızla artıyor ve firmalar da bu alana hızla yatırım yapmaya başladılar. Bizim çok önemsediğimiz, Yerel ağda akıllı gigabit ağ anahtarları, Profes-yonle kablosuz çözümleri, Ağ depo-lama ,VDSL2 ve fiber dönüşümü bu açıdan kurumsal ağ pazarına yeni bir ivme getirdi. Elektronik dönüşü-mü kurumlar her alanda yaşıyor ve rekabet avantajlarını korumak için buna ayak uydurmaları gerekmekte.

Ayrıca şuanda akıllı ev teknolo-jisi, BYOD yaklaşımı, giyilebilir teknolojilerin kurumsal anlamda kullanımları, sağlık sektöründe ağ teknolojilerinden faydalanma yön-

temleri gibi tam olarak benimseme kazanmamış ve çok büyük potansi-yel taşıyan alanlar mevcut. Kurum-sal ağ pazarı da bu alanda büyük bir potansiyele sahip ve büyümenin artarak sürmesi gerekiyor.

Bize, kurumsal tarafta sundu-ğunuz ağ çözümlerinden kısaca bahsedebilir misiniz?

Kurumsal tarafta Güvenlik Cihaz-ları ve Hizmetleri, Ağ Anahtarları, Kablosuz Yerel Ağ Erişim Noktaları ve Kontrolörleri, Ağ Geçitleri ve Ağ Yönetimi yazılımları olmak üzere 5 farklı ürün kategorimiz mevcut. Bu farklı kategoriler altında da hem kurumsal şirketlerin ölçek ve büyüklüklerine hem de değişik ih-tiyaçlarına yönelik özelleşmiş ürün ve çözümlerimiz yer alıyor. Örneğin Güvenlik Cihazları ve Hizmetleri kategorimizde USG serisi tümleşik güvenlik ağ geçidi ürünlerimizin yanı sıra ZyWall OPTv2 tek kulla-nımlık şifre sistemi ve VPN istemci yazılımı da yer alırken Kablosuz Yerel Ağ Erişim Noktaları ve Kont-rolörleri kategorimizde NWA serisi erişim noktaları ve NXC serisi dene-tim birimi ve kontrolörlerimiz yer alıyor. Yani farklı kurumsal ihtiyaç-lar için farklı ürün ve çözümler su-nabiliyoruz. Ayrıca tüm bu çözüm-leri, kurumsal bir proje kapsamında uçtan uca uyumlu bir ağ altyapısı oluşturacak şekilde de tasarlayabili-yor ve ölçeklendirebiliyoruz.

2015 yılı nasıl geçiyor? 2016 yı-lından beklentileriniz neler?

2015 yılı, hem satış adetleri ve cirosal anlamda hem de üstlenilen proje anlamında bir önceki yılın üzerine koyduğumuz bir sene ola-rak devam ediyor. İlk 6 aylık satış

hedeflerimizi tutturmuş durum-dayız, 2014’ün ardından 2015’te de son derece iddialıyız. Elbette döviz kurunun yılın ilk döneminde ve son zamanlarda oldukça dalgalı geçmesi bilişim alanında faaliyet gösteren tüm firmalarda olduğu gibi ZyXEL’de de etkilemektedir. Yılın sonuna doğru nispeten daha fazla istikrarlı olacağı kanaatindeyiz. an-cak hem 2015 yıl sonu için hem de 2016 için hedeflerimizi tutturacağı-mız ve büyümemizi sürdüreceğimiz öngörüsündeyiz.

Gelecekte hangi ağ teknoloji-lerinin daha popüler olacağını düşünüyorsunuz?

Ağ teknolojilerinin kullanılan teknoloji bağımsız öncelikle kendi başına bir popülaritesi var. İnsanla-rı cihazlar haberleştirmek çok özel bir alan. Dünyada her yıl birbiriy-le bağlanan insan ve cihaz sayısı katlanarak artıyor. Kısa zamanda biribire bağlı cihazların sayısı 50milyarı geçecek. Küçük ve orta büyüklükte işletme ve evler için Ağ teknolojilerinde güncel yenilikler ve trendler, VDSL2, Fiber, G.Fast, 10G akıllı ağ anahtarları, profesyonle WiF AC teknolojisi, NAS uygulam-ları yavaş yavaş başlayan akıllı ev dönüşümünün yakın gelecekte çok daha etkin bir rol oynayacağı görü-şündeyiz. Ayrıca giyilebilir teknoloji ürünlerinin ağ teknolojileri üze-rine getireceği yenilikler, LTE gibi teknolojilerdeki yenilikler de yakın gelecekte adından çok söz ettirecek. Tüm bu teknolojilerle birlikte, akıllı cihazların daha da akıllı hale gele-cekleri görülüyor. 1989 yılından beri ağ teknolojilerine yatırım yapan ve bu alanda lider bir firma olan ZyXEL de ağ teknolojilerinde pek çok yeni-liğe öncülük etmeyi sürdürecek.

Page 40: BT Günlüğü Eylül 2015

40 41

telekom

Sayan: “Yerli Cep Telefonu Üretmeliyiz”

BTK Başkanvekili Sayan, “Türkiye olarak yerli uçağımızı, yerli tankımızı, yerli gemimizi ürettiğimiz gibi yüzde 100 yerli cep telefonumuzu da üretmeliyiz” dedi.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanvekili Dr. Ömer Fatih Sayan, Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü

ile Samsung’un işbirliği ile orga-nize edilen ‘Samsung Akademi’nin mezuniyet törenine katıldı. Tö-rende yaptığı konuşmada önemli mesajlar veren BTK Başkanvekili Sayan, Samsung’un Koreli bir firma olması sebebiyle, Kore ile ülkemiz arasındaki tarihi bir gerçeklikten bahsetmek gerektiğini ve Türkiye ile Kore arasında kilometreler-ce uzaklık olmasına rağmen iki ülkenin dostluk bağlarının derin kökleri bulunduğunu söyledi. “So-ğuk Savaş yıllarında Kore halkı zor günler geçirirken, Mehmetçik kilo-

metrelerce uzaktaki Kore’li kardeş-lerine yardım etmek için gözünü kırpmadan cepheye koşturmuştur” diyen BTK Başkanvekili Ömer Fatih Sayan, Kunuri’de yazılan destan başta olmak üzere Kore Savaşı’nda-ki Mehmetçik’in kahramanlığının da hala Korelilerin hafızalarında bulunduğunu belirtti.

Anadolu’nun her kasabasında ve her köyünde “Koreli” lakabıyla anılan büyüklerimizin bulunduğu-nu ifade eden Fatih Sayan, Ekim 2014’te Busan’da ITU tam yetkili temsilciler konferansının düzen-lendiğini, bu vesile ile BTK olarak BUSAN’da bulunan şehitliğimizi ziyaret ettiklerini ve o ruhu tekrar yaşadıklarını söyledi.

“Servetimiz; Genç Nüfusumuz”

Türkiye’nin stratejik konumu, genç ve dinamik nüfusu ile büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen BTK Başkanvekili Sayan, “Ülkemizin genç nüfusu bizim en büyük servetimizdir. Son 12 yılda gençlerimize yönelik birçok adım atıldı, özellikle eğitim alanında reformlar hayata geçirildi” dedi. Gençlerin baş döndürücü hızla gelişen teknolojiye ayak uydurma konusunda yetişkinlerden çok daha yetenekli olduklarını vurgulayan Sayan şunları söyledi: “Ben buradan gençlerimize bir çağrıda bulun-mak istiyorum. Türkiye olarak her alanda yerli ürünlerimizi üreterek, dünya ile rekabet edebilecek hale

Avşar Ö[email protected]

Page 41: BT Günlüğü Eylül 2015

40 41

gelmeliyiz. Türkiye’nin nüfusu 77 milyonu aşıyor. Ülkemizdeki cep telefonu abone sayısı ise 72 milyo-nu geçti. 0-9 yaş arasındaki çocuk-ları çıkarttığımız zaman Türkiye’de bütün nüfusun cep telefonu abonesi olduğunu görüyoruz. Her evde anne ve babaların yanında bütün çocuk-ların bile cep telefonu bulunuyor.

Türkiye’de 72 milyon cep telefonu abonesi bulunmasına rağmen bu telefonların büyük çoğunluğunu it-hal ediyoruz. Türkiye yılda ortalama 14-15 milyon civarında cep telefonu ithal eden bir ülkedir. Yerli telefon üretimimizin son yıllarda artmasına rağmen ise yılda 1 milyon civarın-da olduğunu görüyoruz. Burada bulunan pırıl pırıl gençlerimizden bir isteğim olacak. Türkiye olarak yerli uçağımızı, yerli tankımızı, yerli gemimizi ürettiğimiz gibi yüzde 100 yerli cep telefonumuzu da üretme-liyiz, yerli telefon üretimi rakamını daha çok arttırmalıyız. Bu konuda siz gençlere büyük görev düşüyor. Çok iyi eğitim alıp çok çalışarak bunu başaracağınıza inanıyorum.”

Cep Telefonu ile Konuşmada Avrupa Birincisiyiz

“Türkiye olarak Avrupa’da bir reko-ra sahibiz” diyen BTK Başkanvekili Sayan, cep telefonu ile konuşma süresi bakımından Türkiye’de bir ki-şinin ayda 367,6 dakika cep telefonu ile konuştuğunu ve cep telefonu ile konuşma konusunda Avrupa’nın li-derinin Türkiye olduğunu hatırlattı.Cep telefonu ile konuşmak yerine aynı zamanda cep telefonlarının artık sadece telefon değil, bilgi-ye erişim aracı haline gelmesinin avantajını kullanarak, cep tele-fonlarını daha çok bilgiye erişim amacıyla kullanmak gerektiğini ifade eden Sayan, “Cep telefonunu sadece tüketen değil, cep telefonu üreten bir ülke olmalıyız. Tekno-lojiyi tüketen değil, üreten Türkiye olmalıyız” şeklinde konuştu. Bilgi

Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) olarak sektörün gelişmesinde önleyici değil, ön açıcı rol oyna-mak istediklerini söyleyen Sayan, “Türkiye’yi bilgi teknolojileri ve iletişim alanında merkez ülke hali-ne getirmek istiyoruz. Kara, hava ve demiryollarının kavşak noktası olan Türkiye’nin ‘internet üssü’ olmasını da hedefliyoruz” dedi.

BTK Başkanvekili Sayan şöyle de-vam etti: “Burada çok önem ver-diğimiz bir nokta ise Ar-Ge. Türki-ye’de 2002’de 3 milyar dolar olan AR-GE harcamaları on yıl içinde 15 milyar dolara ulaştı. Özellikle ‘Özel Sektörün’ Ar-Ge harcamaları içindeki payının yüzde 50’ye yak-laşmasını; bu konudaki en önemli gelişmelerden biri olarak görüyo-rum. 2018’de ise bu payın yüzde 60’a ulaşacağını öngörüyoruz.

Samsung’un Ar-Ge Ekibi 71 Bin Kişi

Şubat ayında Teknopark İstanbul’da bir Ar-Ge merkezi açan Samsung’u ülkemizde de bir Ar-Ge merkezi açtığı için kutluyorum. Özellikle haberleşme alanında çalışacağını bildiğim Ar-Ge merkezinin çalışma-larını izliyoruz. Ancak bunun yeterli olduğunu düşünmüyorum. Dünyada 71 bin kişilik dev bir Ar-Ge ekibi ile faaliyetlerini yürüten Samsung’un, ülkemizdeki Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla ağırlık vereceğini ümit ediyorum. Konuşmamın başında belirttiğim yıllık 14-15 milyon ithal edilen mobil telefon piyasasında, Samsung’un payının yüzde 40’ın üzerinde olduğunu tahmin ediyo-ruz. Gerek ülkemizde kullanılan mobil cihazların gerekse dünya pi-yasasına sunulan cihazların patent haklarının bu Ar-Ge merkezlerinde gelişen fikirlerden sağlandığını gör-mek bizi daha çok mutlu edecektir.

Bu çerçevede Samsung’un üretimi-nin bir kısmını da Türkiye’de yap-

masının ve Türkiye menşeli ürün-leri piyasaya sürmesinin de faydalı olacağını düşünüyorum.

Samsung daha ARGE merkezini yeni kurdu ancak, Ülkemizde ARGE ile ilgili bir önceki yetkilendirmede belirli zorunluluklar getirilmişti ve bunun denetimi BTK tarafından yapılmaktadır. Ancak tam olarak is-tediğimiz sonuçlara ulaşmadığımızı belirtmek istiyorum. Ar-Ge faaliyeti yapmak üzere alınmış mühendisle-rin Ar-Ge faaliyeti dışında çalıştı-rılmasını kabul etmemiz mümkün değil. Ar-Ge kriterleri noktasında TÜBİTAK ile bazı çalışmalar yapıyo-ruz. Bunların sonucuna göre Ar-Ge amaçlı yükümlülüklerin yerine geti-rilmesi için kurulan merkezlerin be-lirli kriterler doğrultusunda Ar-Ge faaliyeti yapacağından emin olmak üzere gerekli tedbirleri alacağımızı belirtmek isterim.

Bilgi teknolojileri ve iletişim sek-törünün en önemli ihtiyaçlarından biri, nitelikli elemandır ve bu konu-da eğitim büyük önem taşımaktadır. Milli Eğitim Bakanlığımızı ‘Bilişim Teknolojileri ve Yazılım’ dersinin 5. ve 6. sınıflarda zorunlu ders yapma-sından dolayı kutluyorum. Üni-versitelerimize bu konuda büyük görevler düşmektedir. Üniversitele-rimizin özellikle yerli cep telefonu üretimindeki Ar-Ge çalışmalarında özel sektörümüz ile işbirliği yapma-sının önemli olduğunu düşünüyo-rum. Tabi eğitim eksiğinin gide-rilmesinde özel sektöre de önemli görevler düşmektedir. Ben kendi eğitim sürecimden örnek verirsem elime ilk havyayı üniversitede değil, üniversite sonrası mastır eğitimimi yaparken çalışmış olduğum Mü-nih’te bir firmada almıştım. Meslek eğitimini başarılı ile tamamlayan-ların üniversitede konularında daha başarılı olduklarını da gözlemledim. Tabi, eğitime özellikle de teknik eğitime özel sektörün katkısı çok anlamlı.”

Page 42: BT Günlüğü Eylül 2015

42 43

e-Dönüşümle Her Yıl 125 Milyon Lira Cepte Kalacak

Maliye Bakanı Meh-met Şimşek, 1 Ocak 2016 itibarıyla yaklaşık 50 bin mü-kellefin e-Fatura ve

e-Defter uygulamalarından yararla-nacağını bildirerek, “Bu sayede her yıl ortalama 20 bin ağaç kesilmekten kurtulacak ve ilave 125 milyon lira kaynak tasarrufu sağlanacak” dedi.

Bakan Şimşek, daha önce belli sektörlerde faaliyet gösteren 20 bin civarında mükellefe e-Fatura ve e-Defter uygulamasına dahil olma zorunluluğu getirdiklerini anımsa-tarak, zaman içerisinde söz konusu uygulamaların kapsamının genişle-tilmesi ihtiyacının ortaya çıktığını söyledi.

Şimşek, bu doğrultuda akaryakıt ve

madeni yağ lisansına sahip olanlar ile faaliyet konusuna bakılmaksızın 10 milyon lira ve üzeri ciroya sahip yaklaşık 30 bin civarında ilave mü-kellefin 1 Ocak 2016 tarihine kadar e-fatura ve e-defter uygulamalarına geçeceğini belirtti.

Uygulama kapsamında yaklaşık 115 bin yetişkin ağacın kesilmek-ten kurtulduğunu, bunun dışında diğer yollarla sağlanan tasarrufun 750 milyon liraya ulaştığını belir-ten Şimşek, “1 Ocak 2016 itibariyle yaklaşık 50 bin mükellef e-Fatura ve e-Defter uygulamalarından yararla-nacak. Uygulama kapsamında aylık yaklaşık 50-60 milyon e-fatura dü-zenlenecek. e-Fatura kullanıcıları-nın sayısının artması ile yıllık asgari 1,2 milyar fatura e-Fatura olarak muhafaza edilecek. Bu sayede her

yıl ortalama 20 bin ağaç kesilmek-ten kurtulacak ve ilave 125 milyon lira kaynak tasarrufu sağlanacak” ifadelerini kullandı.

“2 Milyar Liralık Ekonomik Katkı”Bakan Şimşek, zorunluluk uygu-laması dışında isteğe bağlı olarak veya kamu kurumlarının uygula-maları nedeniyle e-Fatura siste-mine geçecek kullanıcı sayısında da önemli artışlar beklediklerini dile getirdi. Bu yolla 2 yıl içerisin-de e-fatura uygulamasına kayıtlı kullanıcı sayısının 100 bine, e-Def-ter uygulamasına geçen mükellef sayısının da 50 bine ulaştırılmasını amaçladıklarını anlatan Şimşek, “Sadece bu uygulamalar ile sağla-nacak ekonomik katkının 2 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz” dedi.

Maliye Bakanı Şimşek, yaklaşık 50 bin mükellefin e-fatura ve e-defter uygulamalarından yararlanmasıyla her yıl 125 milyon lira kaynak

tasarrufu sağlanacağını söyledi.

Avşar Ö[email protected]

Page 43: BT Günlüğü Eylül 2015

42 43

TÜRKKEP e-Arşiv Fatura Hizmeti Sunmaya Başladı

Öte yandan kağıt fatura basma ve gönderme maliyetini ortadan kaldıran e-Arşiv Fatura uygulama-sıyla kağıt fatura dönemi de geride kalıyor. Özellikle çok sayıda fatura kesen işletmelere önemli maliyet avantajları sağlayan e-Arşiv Fatura uygulaması, senede yüzbinlerce ağacın kesilmesini önleyen çevre dostu teknolojik bir hizmet. e-Arşiv Fatura hizmetiyle tüketiciler alış-veriş yaptıklarında, faturalarını cep telefonlarında veya e-posta adres-lerinde görüp yasal geçerli bir belge olarak saklayabilecekler.Kayıtlı Elektronik Posta (KEP), e-İmza, e-Fatura, e-Defter, e-Teb-ligat, e-Mutabakat, e-Bordro gibi e-hizmetlerin hepsini tek nokta-dan, ülke genelinde yaygın hizmet ağı ile sağlayan TÜRKKEP, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) Denetim ve Uyum Yönetimi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen izin doğrultu-sunda e-Arşiv Fatura hizmeti sun-maya başladı. Başvuru belgelerinin ve GİB sisteminde tutulan kayıtla-rın uygunluğu neticesinde, “e-Arşiv Özel Entegrasyon Test Planı”nda yer alan testleri başarılı şekilde tamamlayan TÜRKKEP, e-Dönüşü-mün öncü kurumu olarak, servisleri arasına E-Arşiv Fatura hizmetini de ekledi.

Fiziki Ortamda Fatura Saklama Bitiyor

Ülkemizde yasal düzenlemesi yapıl-mış KEP, e-İmza, e-Fatura, e-Defter, e-Tebligat, e-Saklama hizmetle-rinden bir diğeri de e-Arşiv Fatura uygulaması. e-Arşiv Fatura ile ilgili düzenlemeler, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Vergi Usul Kanunu (VUK) kapsamında yayımlanan düzen-lemelerde yer alıyor. TÜRKKEP tarafından sunulan kesintisiz ve hızlı bulut mimariye sahip e-Arşiv Fatura hizmetiyle işletmeler, fatura

oluşturma, saklama ve erişme ko-nularında işgücü, zaman ve kaynak tasarrufu sağlayabiliyorlar. Milyon-larca kağıt faturanın elektronik or-tamda saklanması, faturaları fiziki olarak arşivlemekten kurtarıyor. Faturalama süreçleri doğayla dost bir şekilde düzenleniyor.

e-Fatura servisinin tamamlayıcısı olan e-Arşiv Fatura uygulama-sından faydalanmak isteyen mü-kelleflerin öncelikle e-Faturaya geçmesi gerekiyor. Bu mükellefler, çözüm, entegrasyon ve sertifikas-yon maliyetine katlanmak zorunda kalmadan, özel entegratörlerle çalışarak hizmet alabiliyorlar. Bir başka yöntem ise işletmelerin bilgi işlem sistemlerinin yeterli olması halinde, kendi sistemlerini GİB’in sistemine entegre ederek e-Arşiv Fatura oluşturabilmeleri.

E-Arşiv Fatura hizmetinin e-ticaret firmalarının iş süreçlerini yakından ve olumlu şekilde etkilemesi bek-leniyor. Faturaları 10 yıl boyunca fiziki ortamda saklamak zorunda olan işletmeler, GİB tarafından tebliğ edilen 433 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile tüm faturalarını elektronik ortamda muhafaza edebiliyorlar. Kurumlar, kâğıt fatura basımı, postalanması ve arşivlenmesi gibi gider kalemle-rinden kurtuluyorlar.

Faturalar Cep Telefonlarından Takip Edilebilecek

e-Arşiv Fatura hizmeti, tüketici-ler nezdinde de önemli kolaylık-lar sunuyor. Tüketiciler alışveriş yaptıklarında, faturaları cep tele-fonlarına veya e-posta adreslerine gönderilebiliyor. Söz konusu fatu-ralar yasal geçerli bir belge olarak saklanabiliyor. Aynı zamanda kredi kartı satış bilgileri, e-Arşiv faturası ile eşleştirilebiliyor. e-Arşiv Fatura uygulamasının en belirgin özel-liklerinden biri de dijital faturala-

rın son kullanıcıya kolay şekilde ulaşabiliyor olması. e-Arşiv Fatura mükellefleri, Türkiye Cumhuri-yeti Kimlik Numarası sahibi tüm bireylere, Kayıtlı e-Posta (KEP) ya da Standart e-Posta (SEP) üzerin-den imzalı ve irsaliye yerine geçen bir belge olarak e-Arşiv Faturası gönderilebiliyor.

Müşterileri son kullanıcı veya e-Faturaya geçmiş bir ticari müş-teri olan işletmeler, faturalarını elektronik olarak gönderebiliyorlar. Muhasebe süreçlerinde hız ar-tarken, zamandan tasarruf sağla-nan bu teknolojik çözüm ile hata oranı en aza iniyor. e-Arşiv Fatura uygulamasıyla düzenlenen fatura çıktısının, malın teslimi anında imzalanması durumunda fatura irsaliye yerine de geçiyor.

e-Arşiv Fatura nedir?

e-Arşiv Fatura, faturaların 10 yıl boyunca saklanması gereken ikinci nüshalarının ve ilgili belgelerin elektronik ortamda oluşturulması-nı ve muhafaza edilmesini; ge-rektiğinde elektronik olarak ibraz edilmesini sağlayan bir hizmet. Fa-turanın birinci nüshasını da müş-terinin istemesi halinde elektronik yolla iletilmesine imkan veriyor.Alıcı firma e-Fatura kullanıcısı ise kesilen faturalar e-Fatura sistemi üzerinden karşı tarafa iletiliyor. Alıcı firma e-Fatura kullanıcısı değilse, ilk nüsha olarak elektronik faturayı kâğıda basmak suretiyle alıcıya gönderiliyor. İkinci nüsha da e-Arşiv Fatura sistemine gön-deriliyor. Fatura son kullanıcıya kesiliyorsa, ilk nüsha kâğıda basılıp müşteriye veriliyor. İkinci nüs-ha da elektronik bir kopya olarak e-Arşiv sistemine gönderiliyor. Son kullanıcı faturasını e-posta olarak almak istediği takdirde, ilk nüshası e-posta olarak gönderiliyor, ikinci nüshası e-Arşiv sistemine gönde-riliyor.

Page 44: BT Günlüğü Eylül 2015

44 45

telekom

Daha Fazla BİT Daha Fazla İstihdamBilişim teknolojilerini yoğun olarak kullanan, bilgiye dayalı sektörlerin doğması ve

yeni pazarlara erişim imkânı, yeni istihdam olanakları yaratıyor.

Bilgi ve iletişim teknolo-jileri ekonomik, sosyal ve bireysel yaşamı yoğun olarak etkiliyor. Sayısı üç milyarı bulan inter-

net kullanıcısı, internet ortamında giderek daha fazla zaman geçirir-ken, öğrenme, eğlenme, alışveriş ve sosyal faaliyet ihtiyaçlarını burada karşılıyor ve hayat dijitalleşiyor.

Ekonomilerde mevcut üretim, tü-ketim, birikim ve bölüşüm süreçleri dönüşüyor. Yeni ürün ve hizmetlerin payı ve etkisi artıyor. İş dünyasının rekabet gücü açısından bu teknolo-jilere sahip olma ve bu teknolojileri etkin biçimde kullanabilme yeteneği daha belirgin hale gelirken, iş mo-delleri ve işgücü piyasası değişime uğruyor. Bilgi ve iletişim teknolojile-

rini ve bilgiyi etkin kullanan ülkeler uluslararası rekabet avantajı kazanı-yor. Küresel rekabet koşullarında bu araçtan etkin olarak yararlanamayan ülkeler ise yarışın dışında kalıyorlar.

OECD ülkelerinde, 2012 yılı itiba-rıyla toplam katma değerin yüz-de 5,85’ini, istihdamın ise yüzde 3,68’ini oluşturan BİT sektörü, katma değeri yüksek, dinamik ve ni-telikli istihdam oluşturan bir sektör olarak ön plana çıkıyor. BİT sektörü-nün gelişimi bu sektörün GSYH’ye yapacağı doğrudan katkının yanı sıra, diğer sektörlerin gelişimi için de kritik bir rol oynuyor. BİT ürün ve hizmetlerinin diğer sektörlere nüfuzu; ekonominin geneli ve tüm sektörler için yenilik sistemlerinin etkinleşmesi, yeni ürün ve hizmetle-

rin üretilmesi, tedarik, üretim, satış gibi tüm süreçlerde maliyet avantajı, verimlilik artışı elde edilmesi ve yeni pazarlara erişimi mümkün kılıyor.

Sayısal İçerikler Büyüyor

BİT’in geleneksel sektörlere nüfuzu ile bu sektörlerdeki mevcut ürün ve hizmetlerin içinde BİT payı artıyor. Örneğin, geleneksel imalat sanayi alanlarından otomotiv sektöründe yazılım giderek daha önemli bir girdi ve maliyet kalemi haline geliyor ve üst seviye hibrit araçlarda milyon-larca satır yazılım kodu yer alıyor. Finans, lojistik, ulaştırma, enerji, sağlık, afet yönetimi gibi alanlarda internet ve BİT uygulamaları hizmet üretimi ve sunumunun asli unsuru haline geliyor.

Avşar Ö[email protected]

Page 45: BT Günlüğü Eylül 2015

44 45

Hayatın dijitalleşmesi eğiliminin bir sonucu olarak sayısal içerik hızla büyüyor. Geleneksel endüstrilerin bilgi teknolojileri ile dönüşümü ve hayatın sayısal ortama kayması ile birlikte artan veri hacminin, ve-rimlilik, maliyet, hizmet sunumu ve ürün geliştirme gibi alanlarda yenilikçiliğin yeni kaynaklarından biri olacağı öngörülüyor.

Bilgi ve iletişim teknolojileri ile iş yapış biçimlerinin köklü bir şekil-de değişime uğramasıyla birlikte, meslek tanımları da değişiyor. Bir yandan bazı meslekler ortadan kal-karken, diğer yandan nitelikli insan gücü açığı ortaya çıkıyor. Özellikle otomasyon sistemlerinin yaygınlaş-ması ve bireylerin eğlence, alışveriş, tüketim, haber alma gibi konularda alışkanlıklarının değişmesi bazı sektör ve mesleklerde iş kaybına yol açıyor. Buna karşın, BİT’i yoğun olarak kullanan, bilgiye dayalı sek-törlerin ve iş kollarının doğması ve yeni pazarlara erişim imkânı, yeni istihdam olanakları yaratıyor.

BİT İstihdamı Artıyor

BİT’teki gelişmeler siber güvenlik uzmanı, veri analisti, sosyal medya uzmanı gibi pek çok yeni mesleğin ortaya çıkmasına yol açıyor. BİT sektörü yanında, diğer sektörlerde de BİT uzmanı istihdamının top-lam istihdam içerisindeki payı-nın giderek arttığı görülüyor. Öte yandan, pek çok meslek de büyük bir dönüşüm geçiriyor ve neredeyse BİT’i etkin biçimde kullanmadan icra edilemez hale geliyor. Benzer şekilde, temel BİT becerileri pek çok meslek için önemli bir tercih nedeni haline geliyor. Bu durum bireylerin BİT becerilerini kazan-masını zorunlu kılarken, BİT ile ilişkili istihdamın toplam istihdam içindeki payı önemli ölçüde artıyor.

Örneğin, Avrupa Birliği’nde senaryo bazlı tahminlerde BİT tabanlı yeni-liklerin sektörlere hızlı nüfuz ettiği senaryoda 669 bin nitelikli eleman açığı olacağı öngörülüyor. Verim-lilik, ülkelerin rekabet gücü ve kişi başına gelirdeki artışın önemli bir göstergesi konumunda bulunuyor. BİT kullanımının verimlilik üzerin-deki etkisi son 20 yılda çok sayıda çalışmaya konu oldu. Bu kapsamda Avrupa Komisyonu tarafından 2010 yılında yapılan bir çalışmada, 2003-2007 yılları arasında, ABD’de emek verimliliğindeki yüzde 1,8’lik yıllık ortalama büyümenin 0,50 puanlık kısmının BİT sermayesindeki derin-leşmeden, 0,56 puanlık kısmının ise BİT kaynaklı toplam faktör verim-liliğinden geldiği ortaya konuldu. Aynı dönemde, AB yıllık yüzde 1,85’lik benzer bir emek verimliliği büyümesi göstermesine rağmen, bu büyümeye BİT sermayesindeki de-rinleşme 0,27 puanlık, BİT kaynaklı toplam faktör verimliliği ise 0,31 puanlık katkı sağlayabildi.

Ekonomiye 12,2 Milyar Dolarlık Ek Büyüme

Türkiye’de de BİT’in ekonomiye olan etkilerini ortaya koyan çalış-malar bulunuyor. Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından 2012 yılında yaptırılan bir çalışmada, BİT yatırımlarının GSYH’deki payında yüzde 1’lik artışın kişi başı geliri yüzde 1,6-1,8 civarında artırdığı ifade ediliyor. 2012 yılında Uluslararası Yatırım-cılar Derneği (YASED) tarafından hazırlatılan başka bir çalışmada ise BİT sektörü büyüklüğünün GSYH içindeki payının gelişmiş ülkeler ortalamasına gelebilmesi için 2011 yılı itibarıyla 15,2 milyar dolar daha büyük olması gerektiği ifade edili-yor. Sektörün bu büyüklüğe ulaşma-sı halinde BİT’in sağladığı verimlilik

artışı nedeniyle ekonominin gene-linde 12,2 milyar dolar düzeyinde ek büyüme sağlanacağı belirtiliyor.

Kalkınma Bakanlığı tarafından yürütülen Bilgi Toplumu Stratejisi hazırlıkları kapsamında da ayrı bir çalışmayla, belli alanlarda BİT sek-törünün gelişimine ve bu teknoloji-lerin nüfuzuna yönelik politikaların ekonomik büyüme ve istihdama olan katkısı ele alınıyor. Bu kapsam-da, yürütülecek bazı programların ekonomi üzerindeki etkisi, yatırım, tüketim, ihracat ve ithalat üzerin-deki doğrudan etkilerini girdi olarak alan bir küresel makroekonomik model vasıtasıyla inceleniyor. Bu doğrudan etkiler, dünya örnekleri, hedef pazarlar, mevcut uygulama-lar çerçevesinde yapılan analizlerle hesaplanıyor.

2015-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı ile hayata geçirile-cek eylemlerin; bilişim sektörünün güçlü ve rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşturulması, BİT’in diğer sektörlere nüfuzunun artırılması ve internet girişimlerinin gelişimlerine uygun bir ekosistemin oluşturulma-sı suretiyle ekonomide büyüme ve istihdam artışını desteklemesi ön-görülüyor. Diğer yandan; genişbant altyapılarının tesisi, yetkin bilişim personelinin teminine yönelik ça-lışmalar, bilgi toplumuna dönüşüm sürecinin gerektirdiği hukuki altya-pının hayata geçirilmesi suretiyle bilgi güvenliği ve kullanıcı güveni-nin tesisi, yenilikçi bilişim çözüm-lerinin kent hayatı, yeşil bilişim, e-sağlık, bilginin etkin kullanımı gibi alanlarda hayata geçirilmesi ve kamu hizmetlerinde kullanıcı odak-lılık ve etkinliğin sağlanması gibi destekleyici çalışmalar ile bilişim sektörünün ekonomiye katkısının etkin biçimde açığa çıkarılması da hedefleniyor.

Page 46: BT Günlüğü Eylül 2015

46 47

telekom

Türkiye’de Veri Merkezi OlmakVeri Merkezleri’nin Türkiye'deki durumu, dünyada da olduğu gibi gün geçtikçe

katlanarak büyüme eğilimi gösteren bir grafiğe sahip. Yeni fırsatların doğduğu sektörde yabancı yatırımcıların ilgisi de artmaya başladı. Yakın zaman içerisinde Türkiye Veri

Merkezi konusunda Avrupa ile Orta Doğu arasında bir köprü vazifesi görecek.

Türkiye için 2012-2013 yıllarına ait veriler, veri merkezi yatırımlarının %26,7, kapasitelerinin %31, enerji ihtiyaçla-

rının %29,6, operasyonel giderle-rinin %32,1 ve personel istihda-mının %13,5, toplamda ortalama %26,58’lik bir büyümenin oldu-ğunu göstermektedir. Bu veriler sektöre yapılan yatırımların açıkça gelecekte artacağını göstermek-tedir. Ayrıca Rekabet Kurumunun öngörüsüne göre de, dünyada 2012 ve 2013 yılları sonunda sırasıyla %19 ve %40’lık büyüme gösteren veri merkezi hizmetleri pazarı, Türkiye’de 2011 yılında, beyaz alan (sunucuların yer aldığı bölüm) ba-zında %60 büyüme hızıyla dünya-

da ilk sırayı almıştır. 2012 yılında ise Türkiye’de söz konusu alanın %22’nin üzerinde büyüdüğü belir-tilmiştir. Türkiye’de veri merkezle-rine doğrudan tanınan herhangi bir ekonomik teşvik bulunmamaktadır. Bu doğru olmayan tutuma ilave olarak dünyanın birçok ülkesinden daha yüksek seviyelerde vergilerde fiilen uygulamaktadır.

OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) verilerine göre ülkelerin ICT ürün ve hizmetlerine uyguladıkları vergi bakımından, Türkiye ve Kongo %25’den fazla vergi uygulayan iki ülkeden biri-sidir. ICT ürün ve hizmetlerine, Türkiye %26,1 ve Kongo %23,8 oranında vergi uygulamaktadır.

Veri Merkezi sektörünün bütün bu olumsuzluklara karşın büyüme eğilimi içerisinde bulunması birçok faktöre bağlıdır. Buna bir düzenle-me örneği vermek gerekirse, BDDK tarafından bankaların iç sistemleri hakkındaki yönetmelikte bulu-nan “Bankaların birincil ve ikincil sistemlerini yurt içinde bulundur-maları zorunludur” ifadesi, yerli ve yabancı tüm bankaların veri merkezlerinin Türkiye’de bulunma zorunluluğu bu alandaki hizmet-lerin büyümesini sağladı. Tabii bu büyüme zaman içerisinde hukuki, mali ve altyapı yönlerinden sıkın-tıları da beraberinde getirmiş oldu. Bilindiği üzere, fiber ağ altyapısı konusunda ülkemizin iyi bir kar-nesi bulunmamaktadır. Bu durumu

Mustafa [email protected]

Page 47: BT Günlüğü Eylül 2015

46 47

BTK verilerini Avrupa Birliği veri-leriyle kıyasladığımızda rahatlıkla görebilmekteyiz. 2014 yılı dördün-cü çeyrek itibarıyla fiber abonele-rin oranı Türkiye’de %1,9, Avrupa Birliğindeyse %7 dolaylarındadır. Alternatif işletmecilerin toplam fiber uzunluğu 52.801 km’dir. Türk Telekom’un ise 192.671 km fiber altyapısı bulunmaktadır. Bunun yaklaşık 123.858 km’si omurga, geri kalan kısmı erişim amaçlı kul-lanılmaktadır. Bunlara göre hem ülkemizde hem de dünyada veri merkezi sektörü-nün önünde bulunan başlıca en büyük engeller şu şekilde sırala-nabilir; Yüksek Vergi Rejimi, Eksik Düzenlemeler, Yetersiz Ağ Altya-pısı. Bu üç ana başlık ayrı ayrı ele alınacak olursa hem mevcut durum daha iyi anlaşılabilecek hem de bu konularda yapılacak iyileştirmeler ile veri merkezi sektörü ulusal ve uluslararası pazarda rekabetçi bir hale gelebilecektir.

Veri Merkezi Sektöründe Türkiye Pazarı Ne Durumda?

2014 yılı itibariyle Türkiye’de, Tier II ve Tier III seviyesinde toplam 25 Veri Merkezi İşletmecisi (Banka-lar ve Büyük Şirketlerin kendi Veri Merkezleri hariç) bulunmaktadır. Ülkemizde bulunan veri merkez-leri hakkında bazı teknik bilgiler vermek gerekirse; veri merkezi işletmecilerinin sahip olduğu top-lam beyaz alanının (sunucuların yer aldığı bölüm) yaklaşık olarak 12,000 m² olduğu tahmin edil-mektedir. Bu rakam, Bankalar için 10,000 m² Şirketlerin kendilerine ait sistem odaları için 25,000 m² ve Kamu kurumları (Bakanlıklar, Be-lediyeler vb.) içinse yaklaşık olarak 20,000 m² dir. Toplamda, Türkiye için ~70,000 m²’lik bir veri merkezi

alanından bahsetmek mümkündür. Metrekareye düşen kritik IT güç yaklaşık 1 kW’tır. Toplam Doluluk Oranları ise, İstanbul >%80 ve An-kara >%85 dolaylarındadır. Türki-ye’deki bulunan Veri Merkezlerine baktığımızda İstanbul’da Grid Te-lekom, Çizgi Telekom, Sadecehos-ting, Radore Hosting, TurkNet, MedNautilus, VodafoneNet, İş Net, Turkcell, Superonline, Doruk Net, Net pozitif, Dora Telekom, Anadolu Bilişim, Teknotel Telekom, Koç Sis-tem IBM ve Türk Telekom firmala-rının faaliyet gösterdiğini görüyo-ruz. Ankara’da Grid Telekom, Türk Telekom, Turkcell, Superonline ve Koç Sistem. Bursa’da DGN Tekno-loji, 7ve7, Medyabim ve Antalya, Denizli, Kayseri, Trabzon’da Doruk Net, Teknet, Net internet, Arseva ve Bplus’ın faaliyet gösterdiğini görmekteyiz.

İyileştirme İçin Neler Yapılmalı?

Bir Veri Merkezinin can damarı bağlantı hızıdır. Bu sebepten fiber altyapının daha geniş kapsamda

düşünülmesi gerekli. Fiber ağ alt-yapıları, günümüzde internet üze-rinden yaptığımız her türlü işle-mimizin daha hızlı ve daha verimli bir şekilde gerçekleştirmek için tasarlanmıştır. Uzun vadeli yatı-rımlar kategorisinde yer alan fiber ağların yaygınlaştırılması, maliyet-leri açısından yüksek gibi gözükse de gelecekteki getirileri açısından çok büyük bir öneme haizdir.

BTK verilerine göre 2014 dördün-cü çeyrek itibariyle Türkiye’de fiber abone sayısı 1.457.397 olarak verilmektedir. Bu rakam ülkemi-zin nüfusuna oranla çok düşüktür. Diğer ülkelere göre kıyaslanınca da çok geride kalmaktadır. Bu konun önemiyle ilgili çeşitli ülkelerde ki durumlara bakılacak olunursa, özellikle Asya-Pasifik bloğunda ardı ardına veri merkezleri açıl-maktadır. Bu durumun en büyük iki sebebini ülkelerinde bulunun fiber ağ altyapısının yaygınlığı ve hükü-metlerin veri merkezlerine verdik-leri destekler oluşturmaktadır. Gü-nümüz şartları altında hem küresel

Page 48: BT Günlüğü Eylül 2015

48 49

Avşar Ö[email protected]

anlamada hem yerel anlamda güçlü bir veri merkezi sektörü kurulması-nın güçlüğü bariz ortadadır.

Şuanda Amerika Birleşik Devletle-rinde hizmet vermekte olan Google Fiber ufuk açıcı bir örnektir. As-lında bir bakıma fiber ağın yaygın-laşmasının ekonomiye getireceği katkının farkında olan yerel yöne-timlerin, fiber döşenmesine yardım etmeleri bunun en güzel örneğidir. Google, yerel yönetimlerden, 3 ana başlık ve 9 maddeden oluşan fiber döşenmeye hazır olduğunu göste-ren bir kontrol listesi istemektedir (Fiber Ready Checklist).

Bu 3 ana başlık; Mevcut altyapı ile ilgili bilgi, Mevcut altyapıya erişim sağlanması hususunda yardım, Ka-zıları hızlı ve öngörülebilir yapabil-me, olarak ifade edilebilir. Google Fiber bu listeyi tamamlamayanlara fiber döşemeyeceğini belirtmek-tedir. Bu uygulama şimdiye kadar Austin, Kansas ve Provo şehirlerin-de yapıldı. 34 şehrinde ön hazırlığı tamamlandı ve takvim ayarlanması yapılmaktadır.

Fiber Şebekesi Yaygınlaşmalı

Fiber şebekelerinin yaygınlaşması konusunda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu çeşitli çalışmalar yapıyorlar ancak bu konuyla ilgili büyük sorunların devam ettiği açıkça görülebiliyor. Örnek olarak, fiber ağ alt yapısının yaygınlaşması şuanda gündemde olan LTE teknolojisinin verimli ola-rak kullanılması içinde gereklidir.

Şu anki mevcut fiber şebekesinin durumu bu ihtiyacı karşılamaktan oldukça uzaktır. Fiber şebekele-rin hızla yaygınlaşabilmesi için iki yol bulunuyor. Bunlardan ilki, bir işletmecinin kendi şebekesini (fiber kablo, kanal, göz) kurabilme-si ve kamu/ özel mülkiyet altındaki arazilerden geçebilmesi için kazı yapma izni alması. Genel olarak “Geçiş Hakkı” adı verilen bu izin ile UDH ilgileniyor. Bu konuda Ba-kanlık tarafından yapılan düzen-lemeler beklenen sonuçları vermiş değildir. İkincisi yol ise “Tesis Paylaşımı”, adı verilen mevcut milli

yeraltı kablo kanallarından iste-yen işletmecilerin makul bir bedel karşılığı faydalanması. Bu yolla her işletmecinin kendi kazısını yap-masının yerine, mevcut kurulmuş fiber şebekesinin herkes tarafından kullanılması sağlanıyor. Bu sayede fiber şebekelerin yaygınlaşması büyük hız kazanabiliyor. Bilgi Tek-nolojileri ve İletişim Kurumu’nun ilgilendiği “Tesis Paylaşımı” ko-nusunda da çok gecikmeli olarak yapılan düzenlemeden beklenen sonuç alınabilmiş değildir.

Kurumlar Neler Yapmalı?

Her şeyin İnterneti Çağında veri merkezlerinin dijitalleşmedeki rolünün fazlasıyla büyük olduğu-nu belirtmeliyiz. Şirketlerin veri merkezi stratejilerini sil baştan ele almaları gerekiyor.

Her şeyin İnterneti, insanları, sü-reçleri, veriyi ve nesneleri birbirine bağlayarak benzersiz fırsatlar yara-tacak. Tüm kuruluşların Her şeyin İnternetini tam anlamıyla kucakla-yabilmesi için dijital dönüşümleri-ni tamamlamaları gerekiyor.

Dijitalleşme inanılmaz bir hızla de-vam ediyor. IDC’nin tahminlerine göre 2017 yılında şirketlerin yüzde 25’inin mobil uygulamaya sahip olacaklar. Uygulamaların üretken-liğin, işbirliğinin, inovasyonun, ticaretin ve dönüşümün oksijeni olduğuna inanmalı ve bu konu-daki çalışmalarına geç kalmadan başlamalısınız. Uygulamaların tüm işin, müşteri hizmetlerinin, sonuç-ların ve karın merkezinde olduğu bir ‘uygulama ekonomisine’ doğru hızla gidiyoruz. Bugün şirketlerin iş yapış şekillerindeki bu dönüşüm süreci ve yeni beklentileri ağ alt yapısı için de önemli bir mücadele haline geldi.

Page 49: BT Günlüğü Eylül 2015

48 49

Ağ altyapıları işletmenin tüm kullanıcıları ve hatta iş ortakları ve müşteriler için tüm veri ve uygu-lamaları birbirine bağlamalı ve kullanılabilir hale getirmeli. Büyük verinin ve video iletişimi trafiği-nin gerektirdiği bant genişliği ve gizlilikten artık gittikçe yaygınla-şan bulut bilişime ve BYOD ( kendi cihazını getir)’e kadar ağ mimarisi ticari başarı için hiç bu kadar kritik olmamıştı. Şirketler bu dönüşümün farkına varmalı ve gelecek planları-nı dönüşü hesaba katarak yapmalı.

IDC’nin her çeyrek yayımladı-ğı, Sunucu Pazarı ve Öngörüleri Raporu’na dayanarak Türkiye ve bölgedeki sunucu ve blade pazarı verilerini ve trendleri gayet olum-lu. Türkiye Blade Sunucu pazarının geçen yıl yüzde 29.2 büyüme ile 26.2 milyon dolara ulaşmış du-rumda. Ayrıca Türkiye’deki blade sunucu pazar payı bir önceki yıla kıyasla 8 puanlık artış ile yüzde 18’e ulaşmış durumda.

Veri merkezi teknolojilerinde son

trendlere baktığımızda ise gelece-ğin veri merkezlerinde esnek ve çe-vik altyapı için hibrid veri merkezi modeli daha çok benimseneceğini görüyoruz. Blade sunucular, bütün-leşik sistemler veri merkezlerinde daha çok tercih edilen ürünler olacak. Yazılım tanımlı çözümlerin yanı sıra önce “bulut” yaklaşımı ön planda tutulacak.

Veri Merkezleri YenidenŞekillenecek

Veri merkezlerindeki değişim çok-tan başladı ve herşeyin interneti ile farklı uygulama ve donanımlar veri merkezleri içinde yer buluyor. 2020 yılında dijitalleşme ve herşeyin interneti ile oluşan yeni iş model-leri veri merkezlerini çok farklı bir yapı haline getirecek. Bugün her zamankinden daha fazla yeni tek-nolojilerin operasyon modellerinde nasıl bir etkisi olacağını ve var olan işimize nasıl uygulayabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor. BU konu-daki çalışmalara geçmişte başla-madıysanız geç kalmış değilsiniz.

Şimdi başlamanın tam zamanı. Türkiye’de özellikle finans, tele-komünikasyon, servis sağlayıcı ve enerji gibi önemli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin alt yapılarını kurgularken iş karar-larını hızlıca uygulama, çeviklik ve güvenliğin yanı sıra operasyon verimliliğini artırırken maliyetleri düşürme ihtiyaçlarının olduğunu görüyoruz. Bu sebepten öncelik-le bu alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin altyapılarını iş dünya-sının değişen ihtiyaçlarına göre geliştirip hızlı, sade ve verimli bir sistem kurmaları gerekiyor. Bu sa-yede firmalar daha çevik yapılarla sektörde stratejik rekabet avantajı sağlayabilirler.

Analizler Türkiye’nin Potansi-yelini Gözler Önüne Seriyor

Analizler, bilgi ve iletişim tekno-lojilerinin ekonominin genelin-de yarattığı üretkenlik etkisinin olmadığı, düşük üretkenlik etkisi-nin olduğu veya yüksek üretken-lik etkisinin olduğu varsayımları altında yapılmış olduğu belirtil-mektedir.

Türkiye’nin bölgesel veri merkezi olması ve bulut bilişimin yaygın-laştırılması konusunda potansiye-lin büyük olduğunu söylemeliyiz. 2013 yılı fiyatlarıyla 10 yıllık süre zarfında (2014- 2023) yapılacak 24 Milyar TL’lik yatırımın 52-86 milyar TL’lik Gayrisafi Yurt İçi Hâ-sıla artışı getireceği hesaplanmış-tır. Dolayısıyla yapılacak 1 TL’lik yatırım 2,2-3,6 TL’lik Gayrisafi Yurt İçi Hâsıla artışı sağlayabile-cektir. 2010 yılı itibarıyla 183 bin kişi olan BİT sektörü istihdamının, sadece öngörülen yatırımların yapılması durumunda dahi, yüzde 27’lik artış ile 233 bin kişiye ula-şabileceği öngörülmektedir.

Page 50: BT Günlüğü Eylül 2015

50 51

İngiltere’nin bilişim güvenliği belgelendirme kuruluşu (ISC) Eylül 2015’ten başlayarak 20 binden fazla lisans öğrencisine siber güvenliği öğretmek

için yeni akreditasyon kriterlerini yayınladı.

Lisans seviyesinde bilgisayar derecesi için Bir-leşik Krallık’ın ilk yüksek eğitim yönetmeliği olan bu yönetmelik, Birleşik Bilişim Kuru-mu’nun (BCS) referans olduğu akreditasyon kriterlerinin de bir parçasını oluşturacak.

BCS’de eğitim direktörü olan Bill Mitchell, bu yönet-meliğin, BCS tarafından akredite edilen bilgisayarla ilgili dereceler için mevcut olan bilgi güvenliği kriter-lerini tamamlamak üzere siber güvenlik unsurlarına ek talimatlar sağlayacağını söylüyor.

Birleşik Krallık hükümeti, (ISC), Profesörler ve Bilişim Liderleri Konseyi (CPHC) ve 30 kadar üniversite, ders yönetmeliğini 2 yılı aşkın bir sürede hazırladı. Söz konusu yönetmelik, Birleşik Krallık’taki 100 kadar üni-versitede bilgisayarla ilgili her lisans bölümünde siber güvenliğin öğretilmesini sağlayarak ülkedeki bilişim derecelerini dönüştürecek. Bu yeni dersler, İngiliz hü-kümetinin Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi’nin giderek büyümekte olan siber güvenlik uzmanı eksikliğini kapatmasında hayati bir girişim olarak görülüyor.

Siber Güvenlik Prensiplerinin Yerleştirilmesi

İngiliz Kabine İşleri Bakanı Matthew Hancock da Birle-şik Krallık’ın ancak yeterli sayıda yetenekli profesyone-li olursa dünya klasında bir siber güvenlik sektörünün sürdürebileceğini söyledi. Hancock, “Bu gibi girişimler, en iyi gençlerimizi siber güvenlik alanında bir kariyer yapmaları için teşvik etmek adına mükemmel örnekler” diye konuştu. Yönetmelik, her seviyedeki eğitim müf-redatlarında bulunan ilgili siber güvenlik prensiplerini, konseptlerini ve öğrenme çıktılarını geliştirmeleri ve yerleştirmeleri için üniversitelere yardımcı olacak. Bu yönetmelikle tehditlerden saldırılara, iyi yönetimden güncel endüstriyel uzmanlığa dayalı güvenli sistemler ve ürünler tasarlamaya kadar siber güvenlikle ilgili konseptlerin olduğu geniş bir spektrumun öğretilmesi amaçlanıyor. Yönetmelikte ayrıca bilgi ve risk, güvenlik mimarisi ve operasyonlar ve siber güvenlik yönetimi gibi ana konseptler de yer alıyor.

Bu üniversite yönetmeliği ayrıca bilişim diplomalarını, endüstrinin ihtiyaçları ile birbirine yakın bir hizaya getirmeyi hedefliyor. Üniversitelerin, Birleşik Krallık ekonomisini destekleyecek bilişim altyapıları inşa et-mek için gerekli olan anlayışa ve bilgiye sahip mezun-

Avşar Özgen [email protected]

İngiliz Üniversiteleri Siber Savaşçı Yetiştirecek

Page 51: BT Günlüğü Eylül 2015

50 51

lar vermesi ümit ediliyor.

CPHC’de Başkan Yardımcısı olan ve aynı zamanda Warwick Üniversitesi’nde siber sistem mühendisliği profesörü olan Carsten Maple, “Bu yüksek eğitimde güvenlik eğitimi alanında önemli bir değişikliğe işaret ediyor; siber güvenlik şu anda bilgisayar oyunu geliş-tirmekten ağ mühendisliğine kadar bütün ilgili bilişim disiplinleri için bütünleyici bir unsur olarak görülüyor” diye konuşuyor. Maple, “Daha önceleri siber güvenlik, programlamadan ayrı bir disiplin olarak görülüyordu, öğrencilere nasıl uygulama yazacakları, nasıl sistem ve teknoloji geliştirecekleri öğretiliyordu. Ama şimdi onları nasıl koruyacakları öğretilecek. Bu da sistemlerin içinde yerleşik zafiyetlerin yayılmasına neden oluyordu” diye de ekliyor.

İngiltere’deki Yetenek Eksikliğini Giderme

Maple ayrıca bu yönetmeliğin, siber güvenliğin üniversi-te müfredatına katılmasında ve bu disiplinin ilerletilme-sinde pratik ve erişilebilir bir yol olacağını düşünüyor. (ISC)’ Avrupa idare amiri olan Adrian Davis, Birleşik Krallık’ın hem siber güvenlik alanında yetenek eksikli-ğinden hem de sanayinin ihtiyaçları ile bilişim mezunla-rının kapasitelerinin birbiriyle uyuşmamasından dolayı uzun süredir olumsuz etkilendiğini belirtiyor. Ardından “Bunların hepsi birleşince, en nihayetinde bizim dijital ekonomiyi ve Birleşik Krallık programlanabilir mantık kontrolünü inşa etme ve savunma yeteneğimizi bir ara-ya getiriyor.” diye konuşuyor. Davis, Birleşik Krallık’ın şimdi ilgili bütün bilişim derecelerine siber güvenliği de yerleştiren dünyadaki ilk uluslardan biri olduğunu vurguluyor.

“Daha da önemlisi, bu sistem en ileri bilgi ve en önde gelen siber güvenlik uzmanları tarafından inşa edilip sürdürüldükçe, en güncel yetenekler de eğitilmiş olacak. İşgücüne katılan mezunlar, yeteneklerini hemen kul-lanma imkanına sahip olacaklar” ifadelerini kullanıyor. ISC’ye bağlı Global Bilgi Güvenliği İşgücü Araştırma-sı’nın son bulgularına göre İngiliz şirketlerinin yüzde 62’sinde çok az siber güvenlik çalışanı bulunuyor ve araştırmaya katılanların yüzde 20’si, bir güvenlik açığını kapatmalarının en az 8 gün aldığını kabul ediyor.

Araştırmada yer alan tahmine göre, 2020 yılında bilgi güvenliği alanında profesyonel açığı dünya genelinde 1,5 milyona ulaşacak. Bu da şirketlerin tehditlere karşı koymak ve hataları düzeltmek için daha fazla mücadele etmesi ve siber saldırılardan sonra toparlanmalarının daha uzun zaman alması anlamına geliyor.

İngiltere ve ABD Ortak Siber Tim Kuruyor

Bu arada bilindiği gibi geçtiğimiz aylarda ABD ve İn-giltere yeni oluşturdukları internet suçlarıyla mücade-le ortaklığı kapsamında birbirlerine karşı “siber savaş oyunları” planını hayata geçirmek için girişimlere başlamıştı. İngiltere’de Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamaya göre, ilk olarak bu yıl henüz açıklanma-yan bir tarihte finans sektörünü hedef alan bir saldırı tatbikatı hayata geçirilecek. İki ülke arasındaki bu tür-den ilk anlaşma İngiltere Başbakanı David Cameron ile ABD Başkanı Barack Obama arasında görüşmeler sürerken açıklanmıştı.

Siber Hücreler

Anlaşma kapsamında Atlas okyanusunun iki yakasın-daki istihbarat ajanlarının “siber hücreler” halinde işbirliği yapnaları planlanıyor. Başbakanlık, Britanya ve ABD iç istihbarat örgütleri MI5 ile FBI arasında oluşturulan bu ortaklığın, İngiltere için bir ilk olduğu-nu da duyurmuştu. Oluşturulacak siber hücreler arası işbirliği ile iki ülke arasında tehditler konusundaki bilgi akışının geliştirilmesi hedefleniyor.

İnternet korsanlığının oluşturduğu tehdit daha yakınlarda, Sony Pictures bilgisayarlarına sızılması ve ardından ABD ordusuna ait Merkez Komutanlığı (Central Command) CentCom twitter hesabının hack-lenerek IŞİD propagandası konulması ile gündemin ön sıralarına geçmişti.

Tehdit Büyüyor

İngiltere’de 2013 yılında hazırlanan resmi bir rapor-da yeterli sayıda yetişmiş eleman bulunmamasının siber suçlarla mücadeleyi sekteye uğrattığı sonucuna varılmıştı. ABD Başkanı Obama siber tehditlerin “acil ve giderek büyüyen” bir tehlike olduğunu söylemiş ve bu konudaki önlemleri içeren yeni yasal düzenlemeler önermişti. İngiltere başbakanı ABD temasları sırasın-da Google ve Facebook’un şifreli mesajlara güvenlik görevlilerinin erişimine izin vermesi konusunu da Başkan Obama ile konuşmuştu. Uzmanlar, bu tür girişimlerin sadece insan hak ve özgürlükleri alanında çalışan grupları değil, İngiltere’nin ticari ilişkilerine zarar vereceğini söyleyen teknoloji sektöründeki belli başlı firmaları da kaygılandırdığını söylüyor. Uzmanlar ayrıca internet korsanlarının ya da suç-terör örgüt-lerinin sadece iyi bilinen sosyal ağları değil yerel ve daha küçük internet sitelerini de etkili bir şekilde kullanabildiğine dikkat çekiyor.

Page 52: BT Günlüğü Eylül 2015

50 51

Temmuz ayının son günlerinde Türkiye’de kullanıcı sayısı 15 milyonu bulan Twitter’a erişim bir kere daha engellendi.

Nedeni ise Suruç’ta 32 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı intihar saldırısıyla ilgili kimi içeriklerin belirlenen süre içinde kaldırılmamasıydı. Bu engelleme Türki-ye’de ilk kez olmuyor. Gerekçeleri farklı

olsa da Twitter başta olmak üzere sosyal ağlara yönelik erişim engellemesi ve hatta topluca yasak daha önce de oldu. Öyle ki 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu yasaklara tepkisini Twitter hesabından yaptığı payla-şımlarla göstermişti. Suruç’taki bombalı intihar saldı-rının ardından Sulh Ceza Hakimliği, sosyal paylaşım sitelerindeki kimi içerikler ile yasadışı kitlesel eylem çağrılarına ilişkin paylaşımların çıkarılmasına karar verdi. Erişim Sağlayıcılar Birliği de mahkeme kararını sosyal paylaşım siteleri Twitter ve Facebook ile You-Tube’a iletti. Facebook ve YouTube içerikleri çıkardı. Ancak kitlesel eylem çağrılarına ilişkin paylaşımları belirlenen süre içinde çıkarmayan Twitter’a erişim en-gellendi. Erişim yasağı mahkemenin dikkat çektiği içe-riklerin kaldırılmasıyla birlikte Türkiye saatiyle 14.30 sularında kaldırıldı. Peki, daha önceki yasaklamalarda neler yaşanmıştı?

İlk Erdoğan Yasaklatmıştı

Türkiye’deki ilk yasak, dönemin Başbakanı Tayyip Er-doğan’ın Twitter’a yönelik sert sözlerinden sonra geldi. Bursa’da miting düzenleyen Erdoğan 17-25 Aralık yol-suzluk operasyonlarını eleştirirken, sözü Twitter’a geti-rip “Twitter, miviter falan hepsinin kökünü kazıyacağız” ve ekledi: “Efendim işte uluslararası camia şöyle der, böyle der. Hiç beni ilgilendirmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gücünü görecekler.” Erdoğan’ın bu açıklama-ları yaptığı gece Twitter’a erişim engellendi.

Yasak Gerekçesi, Özel Hayat

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu gece yarısı yasağı-na bazı vatandaşların şikayeti üzerine, kişilik haklarının ve özel hayatın gizliliğini ihlal nedeniyle değişik mahke-melerce alınmış kararlara Twitter’ın uymamasını gerek-çe gösterdi. ABD Dışişleri Bakanlığı kararı “21. Yüzyılda kitap yakmak” olarak değerlendirmişti.

Anayasa Mahkemesi: Özgürlüğe Aykırı

Türkiye’de Twitter 4. Kez Yasaklandı

AVŞAR Ö[email protected]

Page 53: BT Günlüğü Eylül 2015

50 51

Akademisyen ve siyasetçiler günler-ce süren Twitter yasağını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdılar. Başvuruları birleştirerek görüşen Anayasa Mah-kemesi, erişimin engellenmesinin, ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğine oy birliğiyle karar verdi. Yani Anayasa Mahkemesi ‘ifade özgürlüğünün ihlalini’ gerekçe göstererek sosyal medya yasaklarını kaldırdı. Bu kararla sosyal ağ ya-sakları en yüksek mahkemece ifade özgürlüğünün ihlali sayılmış oldu. Sağır Odadaki Sesin Getirdiği Yasak30 Mart 2014 tarihinde yapılacak yerel seçimlere sayılı günler kalmış-ken, Suriye konusunda yapılan gizli bir toplantıda dönemin Dışişleri Ba-kanı Ahmet Davutoğlu, Milli İstihba-rat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinir-lioğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kaydı gündeme gelmişti. Olası bir Suriye operasyonunun masaya yatırıldığı konuşmaların ses kay-dı YouTube üzerinden yayınlandı. Ankara’da kapalı kapılar ardında yetkililerin görüşme trafiği sürerken, YouTube yasaklandı. Ardından Tele-komünikasyon İletişim Başkanlığı da harekete geçerek Twitter ile YouTu-be’a idari tedbirle erişimi engelledi.

Dayanak Hangi Yasa?

Ses kayıtlarının ortaya çıkması üzerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın talebiyle Radyo ve Televiz-yon Üst Kurulu Yasası’nın “olağa-nüstü dönemde yayınlar” maddesi uyarınca ses kaydına ilişkin tele-vizyon ve radyolara da yayın yasağı getirildi. Olayın yaşandığı dönem-de Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, YouTube ve Twitter yasağına kişisel hesaplarından yaptığı payla-şımlarla tepki gösterdi. Gül Twitter hesabından yasağa ilişkin şu mesajı yayınlamıştı: “Sosyal medya plat-formlarının tamamen kapatılması tasvip edilemez. Ayrıca, daha önce

defalarca belirttiğim gibi iletişim teknolojilerinin bugün ulaştığı noktada Twitter gibi bütün dünyada kullanılan platformlara erişim top yekün engellenmişi teknik olarak zaten mümkün değil. Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal gibi suç oluşturan hususlar varsa, ancak mahkeme kararıyla sadece ilgili sayfalar kapatılabilir. Umarım bu uygulama uzun sürmez.”

Yasağa Görüntülü Tepki

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YouTube yasağını da yayınladığı video ile delmişti. Gül’ün YouTube adresinden gazetecilerin Dışişleri Bakanlığı’ndaki dinlemeye ilişkin sorularına verdiği yanıt paylaşıl-mıştı. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz kendi Twitter hesa-bından yasağa tepkisini 5 ayrı dilde “Özellikle Türkiye’deki takipçileri-me, Başbakan Erdoğan’ı ifade özgür-lüğünü hemen serbest bırakmaya çağırıyorum” mesajıyla dile getir-mişti. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de paylaştığı mesajlarla hem Twitter hem de YouTube yasaklarını delmişti.

En Kapsamlı Yasağın Nedeni

Sosyal ağlar Twitter, Facebook ve YouTube’un üçünün birden kapa-tıldığı olay ise İstanbul Cumhuri-yet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasıyla ilgili görüntüle-rin ardından verilmişti. Savcının şakağına dayanan silahla çekilmiş fotoğrafı en kapsamlı yayın yasağını ve erişim engellemesini beraberin-de getirdi. 31 Mart 2015 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde Ber-kin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Selim Kiraz odasında rehin alınmış ve ardından çıkan çatışmada öldü-rülmüştü. Savcının rehine alınması-nın hemen ardından eli silahlı kişi-ler, Twitter üzerinden savcıyı rehin aldıklarına ilişkin ses kayıtları ile

fotoğraflar yayınlanmıştı. Başbakan-lık, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Yasası’nın “olağanüstü dönemde yayınlar” maddesi uyarınca Kiraz’ın rehin alınmasına ilişkin haberlere yayın yasağı getirdi.İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği de savcı Kiraz’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada 166 habere URL bazlı erişim yasağı getirdi.

Mahkemenin Yasak Gerekçesi

Mahkeme erişim yasağına ilişkin kararını şu gerekçeye dayandırdı:“Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, kamu düzeninin bozulması, suç işlenmesi-nin önlenmesi ve vatandaşın hak ve özgürlüklerinin tehlikeye sokulma-ması için İnternet ortamındaki bu tür yayınların ivedilikle kaldırılması veya bunların erişiminin engellen-mesine karar verilmesi gerekliliği hasıl olmuştur.” Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasıyla ilgili görüntülerin kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararı doğrultusunda erişimi engellenen YouTube, söz konusu kararı uyguladı. YouTube, bu görüntülere ve benzer içerikle-re Türkiye’den erişimi engelledi. Bunun üzerine video paylaşım sitesi YouTube da yeniden erişime açıl-mıştı. Benzer durum diğer sosyal ağlar için de geçerli oldu.

Engelleme Nasıl ve Hangi Mevzuatla Yapılıyor?

Sosyal ağlarla ilgili engellemelere ilişkin kararlar, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suç-larla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun uyarınca Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne tebliğ ediliyor. Tebligatla birlikte tüm internet servis sağlayı-cılarına da tebliğ edilmiş sayılıyor. Servis sağlayıcılarının da bu aşa-madan itibaren 4 saat içinde kararı uygulaması gerekiyor. Aksi durumda engellemeler başlıyor.

Page 54: BT Günlüğü Eylül 2015

54 55

rehber

İşiniz İçin Akıllı Telefon Satın Alma Rehberi

Akıllı telefonlar arasından seçim yapmak oldukça güç. Birbirine benzeyen ve aynı özellikleri sunan pek çok model ve marka var. E-postalarınızı kontrol etmek için küçük

ve uygun fiyatlı bir model, yoldayken elektronik tabloları düzenlemek için büyük ekranlı bir phablet veya bu iki ürün arasında bir cihaz sizin isteklerinizi karşılayacak seviyede

olabilir. İş dünyanıza ışık tutacak ve sizin asistanınız olmaya aday bir akıllı telefon seçmeniz için size yardımcı olacak kriterleri araştırdık. Hepsi ve daha fazlası yazımızda.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Page 55: BT Günlüğü Eylül 2015

54 55

İşiniz için akıllı telefon seçerken kendinize soracağınız ilk soru akıllı telefonunuzu han-gi alanlarda kullanacağınız olmalı. Bu konuda günlük kullandığınız uygulamaların ne kadarını mobilde işlevsel olarak kullanabildiğinize bak-

malısınız. E-postalarını görüntülemek veya Everynote gibi düşük performans gereksinimi duyan uygulama-ları açmak basit bir akıllı telefon tarafından gerçekleş-tirilebilecek şeyler. Tabii ki bu durum işletim sistemi seçiminizin yanı sıra pil ömrünüzü de etkileyecek.

Eğer gün içerisinde akıllı telefonunuz üzerinden Word, pdf, excel veya bunun gibi belgeleri görüntüle-mek istiyor ve aynı zamanda düzenleyecekseniz büyük ekranlı modellere yönelmelisiniz. Tabii ki bu konuda Tablet PC’ler de işinizi görebilir fakat yanınızda taşı-yacağınız boyuttaki ürünlerin Tablet PC’lerden ziyade Phablet olmasını tavsiye ediyoruz. Bu sayede cihazı tek elle (tek el modu sayesinde) kullanabileceksiniz. Phablet’leri biraz açarsak genel olarak 5 ila 6 inç ara-sında ekran büyüklüğüne sahip olan akıllı telefonlar için bir kategori adı olarak kullanıldığını söyleyebili-riz. Bir anlamda akıllı telefon ile Tablet PC arasındaki ekran büyüklüğüne sahip cihazlara verilen isim.

İş Dünyasında Kalemli Telefonlara Rağbet Var

Akıllı telefonların hayatımıza ilk girdiği günlerde ekranların dokunma konusundaki yetersizliklerinden kalemlerle kullanılması kullanıcılara zaman kazan-dırıyordu. Şimdilerde ise bazı uygulamaların kalemle kullanılması daha uygun oluyor. Özellikle elle yazım veya imza gerektiren uygulamalarda kalem kullanı-mı bir elzem olarak karşımıza çıkıyor. Son dönemde Samsung’un Note serisi kalemli telefonlar arasında bu ihtiyacı karşılayabilecek en iyi çözümlerden birini sunuyor.

Bunların yanı sıra bazı akıllı telefonların ekranı üze-rinde çoklu uygulama desteği var. Samsung’un Ga-laxy Note serisi yine bu tarz akıllı telefonlara çok iyi bir örnek. Her ne kadar Samsung bu akıllı telefonları üzerinde Android işletim sistemi kullansa da kullan-dığı özel arayüz sayesinde ekran üzerinde birden fazla uygulamayı aynı anda yönetmenize olanak sağlıyor. Sizin de bu tarz bir ihtiyacınız varsı çoklu görev deste-ği sunan cihazları tercih edebilirsiniz.

Akıllı Telefonun Ekranı Ne Kadar Büyük Olmalı?

Günümüz akıllı telefonların ekran boyutlarını dört grupta inceleyebiliriz. Bunlardan ilki minyatür. Minyatür olarak tanımlayabileceğimiz akıllı telefon-

ların ekranı 4 ile 4.4 inç arasında veya 10.2 ile 11.2 cm arasında yer alıyor. Ekran çalışma alanı açısından fazla büyük olmayan bu tarz telefonlar mesajlaşma ve e-posta işlemleri için ideal seçenek sunuyorlar. App-le’ın iPhone 5S’i (4 inç) ve Motorola’nın Moto E’si bu tarz telefonlara iyi birer örnek.

İkinci grubumuzu ise kompakt olarak tanımlıyoruz. Kompakt grubunun içinde yer alan akıllı telefonların ekran büyüklüğü 4.5 ile 4.9 inç veya 11.4 ile 12.4 cm arasında. Tek elle kullanım konusunda ödün vermeyen ve kullanıcılara biraz daha büyük ekran deneyimi su-nan bu tarz akıllı telefonlar üzerinden hemen hemen her türlü işlemi yapmanız mümkün. Fiyat açısından da büyük abilerine göre iyi değerler sunan bu akıllı telefonlara örnek olarak Motorola Moto X (4.7 inç) ve Sony Xperia Compact (4.6 inç) modelleri örnek göste-rilebilir.

Orta karar grubunda ise 5 ila 5.4 inç veya 12.7 ila 13.7 cm arasında ekran büyüklüğüne sahip akıllı telefonla-ra rastlıyoruz. Bu ekran büyüklüğündeki akıllı tele-fonların çoğu markaların amiral gemisi pozisyonunda konumlandırdığı akıllı telefonlar. Bu tarz telefonları küçük ekranlı modellere göre tek elle kullanmak çok kolay değil. Fakat taşınabilirlik ve verimlilik arasında iyi bir denge kuran bu telefonların kullanım deneyimi açısından da iyi sonuçlar sunduğunu söylemeliyiz. Bu gruptaki akıllı telefonlara en iyi örnekler Samsung’un Galaxy S6 (5.1 inç) ve HTC One M9 (5 inç) olarak gös-terilebilir. Akıllı telefonlar arasında büyük ekranlı modellere verdiğimiz isim ise Phabletler. Phabletleri sınırlamak gerekirse: 5.5 inç ve üzeri veya 14 cm üzeri akıllı tele-fonlar olarak tanımlayabiliriz. Tablet benzeri bu akıllı telefonlar kullanıcısına geniş bir ekran alanı sunuyor. Büyük pil ömrüne sahip olan ürünlerin en büyük dez avantajı cepte taşınırken rahatsız etmesi olarak görü-nebilir. Phablet telefonlara en iyi örnekler ise Sam-sung Galaxy Note 5 (5.7 inç), LG G4 (5.5 inç) ve Google Nexus 6 (6 inç) olarak gösterilebilir.

Hangi İşletim Sistemi?

Bu konuda elimizde çok fazla seçenek yok. iOS, And-roid ve Windows Phone işletim sistemlerinden birini tercih etmeniz gerekiyor. Tabii ki öncelikle şirket içe-risnde kullandığınız uygulamların bu işletim sistemle-riyle uyumuna bakmalısınız. Daha sonrasında işletim sistemleri arasında karşılaştırma yapabilirsiniz.

iOS işletim sistemi özellikle iş kullanıcıları açısından verimli bir platform sunuyor. Uygulamaların güncel-

Page 56: BT Günlüğü Eylül 2015

56 57

lemelerinin de bu platforma öncelik tanınması cabası. Üç işletim sisteminde de bulunan uygulamaların çoğu ilk olarak iOS uygulamasını güncelliyor ve ardından belli bir zaman sonra Android ve Windows Mobile güncellemelerini yapıyor. Günümüzde iOS 9 işletim sisteminin beta sürümü kullanılabilir surumda. Bu işletim sisteminin yeni özelliklerine baktığımızda iOS’un verimliliğini daha kolay anlayabiliriz.

Apple’ın akıllı asistanı Siri iOS 9’da daha akıllı hale geliyor. Siri, iOS 9’da yüzde 40 oranında daha hatasız yanıt verecek. Siri ve Spotlight arama özelliği bir araya gelecek ve iOS üzerindeki aramalarınıza dair tüm sonuçlar daha akıllı bir şekilde sonuçlandırılacak. Siri, konum, zaman, açtığınız uygulama, son dinlediğiniz şarkılara ve daha fazlasına duyarlı olarak çalışacak. Google Now’a benzer şekilde daha akıllı bildirimler de yapacak. Örneğin trafiğin yoğun olduğu saatte ran-devunuz için daha erken hareket etmeniz gerektiğini haber verecek.Apple’ın açıkladığı rakama göre Siri haftada 1 mil-yar sorguya karşılık veriyor ve bu da neden daha iyi sonuçlar verdiğini açıklamaya yetiyor. Diğer yandan Siri arayüzündeki yeniliklerin çok sıradışı olmadığını da belirtelim. Bu yeniliği güçlendirmek için bir arama API’si yayınlayacak ve uygulama geliştiriciler arama sonuçlarına hitap eden uygulamalar yazabilecek.

Haritalar Uygulamasında Toplu Taşıma Bilgisi (Transit View)

Apple, beklendiği üzere iOS 9 ile haritalar (Apple Maps) uygulamasına toplu taşıma bilgilerini de ekle-yecek. ABD’nin çeşitli eyaletlerinde ve Avrupa ve As-ya’nın belli başlı başkentlerinde kullanılabilecek olan bu özellikler metro ve otobüs gibi çeşitli seçenekleri birleştirerek önerilerde bulunabilecek. Apple, haritalar uygulamasının haftada 5 milyar sorguyu karşıladığını ve bu rakamın 2. en büyük harita uygulamasından 2.5 kat daha fazla diyor. İkinci kim dersiniz? Yeni News (Haberler) uygulaması da iOS 9 yeniliklerinden biri. Bu uygulamayla Apple, haber uygulamalarını özellikle Flipboard’u hedef almış denilebilir. Haberlerin özel bir şekilde sunulduğu uygulamanın Facebook Instant Articles’a bir cevap olduğu bile söylenebilir. Wired, New York Times, Fortune, Financial Times, Bloom-berg Businessweek ve çok daha kaynak Apple News ile içerik paylaşacak. Apple okunan haber içeriklerinin diğer uygulamalarla ilişkiye sokulmayacağını söyledi. Apple fotoğraf galerilerini de ‘foto mozaik’ diye tabir

ettiği bir şekilde görüntüleyecek. News uygulaması ilk olarak ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya’da çıkacak. Apple nihayet not (notes) uygulamasında da gün-cellemeye gidiyor. Yeni uygulamaya fotoğraf/resim eklemek ve elle çizim yapabilmek ve bunları kolayca paylaşmak mümkün olacak. Safari’den, haritalar ve di-ğer uygulamalardan da not uygulamasına direkt içerik eklenebilecek.

iOS 9’da pil tasarruf moduna geçiş yapmak gibi bir yenilik de yer alacak. Eğer sizi arayan kişi adres defte-rinizde yoksa ama bu numara e-postalarınız arasında yer alıyorsa, iOS 9 bu kişiyi tahmin edip gelen arama ekranına yansıtacak. Böylece e-posta adresinde pay-laşılan her numarayı kaydetmeye gerek kalmayacak. iOS 9’da yeni HealtKit uygulaması daha fazla ölçüm yapacak. Ne kadar süre oturduğunuzu ve kadınların adet dönemlerini takip edecek. Apple, yeni CarPlay uygulaması konusunda çok detay vermese de artık kablosuz olarak kullanılabileceği ve araçlarda daha fazla kontrol hakkı olacağı belirtildi. Bunların en azın-dan bir kısmı Apple Watch üzerinden de kullanılabi-lecek. Örneğin araç kilidi veya farlarını kontrol etmek mümkün olacak.

Android, Lollipop ile Sağlam Bir Giriş Yaptı

Google Android işletim sisteminin yeni sürümü 5.0 Lollipop’u geçtiğimiz günlerde kullanıcıların beğe-nisine sundu. Android Lollipop’ta Google, “Materyal Tasarım” adını verdiği yeni bir görünümü Android cihazlara kazandırdı. Android Lollipop ile birlikte göl-

rehber

Page 57: BT Günlüğü Eylül 2015

56 57

geler kullanılarak işletim sistemine daha derinlikli bir hava katılmış ve içeriğe göre renk belirleme gibi eks-tra özellikler sunulmuş. Yeni tasarımda her şey sadelik düşünülerek geliştirildi. Stock Android Lollipop’ta durum böyle. Cihazlarda ekranın en altında bulunan yönetme tuşları, üç basit şekle indirgenmiş. Artık üç-gen, daire ve kare tuşları ile gerekli işlemler yapılıyor. Bunların dışında yeni animasyonlar ve dokunmatik geri bildirimler de Andorid 5.0 Lollipop ile karşımıza çıkıyor. Genel olarak baktığımızda, Android’in bu yeni halini oldukça beğendiğimizi söyleyebiliriz.

Google, Android Lollipop’ta bildirimleri büyük iyileş-tirmeler yer alıyor. Android Lollipop’ta artık bildi-rimler kilit ekranına düşüyor ve önem sırasına göre otomatik olarak diziliyor. Bildirimleri kaydırarak sile-biliyor veya ilgili uygulamayı diğer tarafa kaydırarak açabiliyorsunuz. iOS’te alışık olduğumuz bildirimlere benzeyen yeni özelliğin Android kullanıcılarını se-vindireceği şüphesiz. Android Lollipop’ta kilit ekranı bildirimler sebebiyle değişti. Bildirimleri görmenin dışında artık Android telefonlarda yukarı kaydırınca kilit açılıyor, sağa kaydırınca arama yapabiliyor ve sola kaydırınca da kamerayı açabiliyorsunuz.

Windows Phone 10

Microsoft’un yeni akıllı telefon işletim sistemi Win-dows 10 eski işletim sistemlerini aratmayacak gibi gözüküyor. Windows 10 ile birlikte Spartan isimli yeni bir tarayıcı geliyor. Bu tarayıcı hem mobil hem masa-üstü platformlarda kendine yer bulacak. Kendine özgü

tarayıcı motoru gibi özelliklerle tamamen yeni bir ta-rayıcı. Ayrıca Project Spartan isimli tarayıcı, Internet Explorer kullanımına bir engel olmayacak, Microsoft ikisini birden sunacak.

Windows 10’un bildirim merkezi ortak olacak. Yani tüm cihazların bildirimleri tek bir ekrandan kontrol edilebilecek. Windows 10 aksiyon merkezi olarak da Türkçeleştirilebilir. Asıl nokta senkronize çalışması. Arayüz değişikliği ile birlikte Windows 10 çok daha kullanışlı bir Ayarlar menüsüne sahip olacak. İlk etap-ta basit bir arayüzle kullanıcıları karşılayacak olan bu Ayarlar menüsü siz detaya indikçe karmaşıklaşacak. Skype altyapısını kullanarak yeni bir mesajlaşma yazı-lımına geçiş yapacak olan Microsoft, tüm ürünlerden bu yeni mesajlaşma servisine girişi mümkün kılacak. SMS’ler ile birlikte çalışacak olan IMs, tıpkı iMessage ve Hongouts gibi çalışacak. Windows RT sürümün-de ilk ipuçları verilen ortak programlar, Windows 10 ile mümkün olacak. İlk olarak Microsoft Office programları ile başlanacak olan bu değişim daha sonra yazılımların yapımcıları tarafından beğenilirse yaygınlaşacak. Yani artık Windows bilgisayarınızdaki programları Windows 10’lu telefonunuza kurabilecek-siniz.

Windows 10’un mobil versiyonunda ofis yazılımları tamamen desteklenecek. Bilgisayarınızda ofis yazılım-larında yapabildiğiniz her şeyi telefonunuzdan veya tablet bilgisayarınızdan da yapabileceksiniz. Örneğin kablosuz yazdırma seçeneği ekleneceklerden bir tane-si. Microsoft’un e-posta servisi Outlook, Windows 10 için yenilecek. Daha kolay ve işlevsel bir arayüze sahip olacak. Windows 10 Outlook sürümü önemli yenilik-lerden bir tanesi.

Takvim kısmı da yenileniyor. Tıpkı Metro arayüz-de olduğu gibi yenilikçi bir arayüze sahip olacak ve bu özelliği ile iş dünyası tarafından kabul görmeyi bekleyecek. Planlar yapmak, hatırlatıcılar yapmak gibi özellikleri ile iş dünyasına yönelik önemli bir çözüm sunacak. Fotoğraf konusunda da iCloud mantığına geçiliyor. Windows 10’lu telefonunuzdan çektiğiniz fotoğraflarınız otomatik olarak Windows 10’lu bil-gisayarınız ile eşleşecek ve bilgisayardan yaptığınız değişiklikler, düzenlemeler telefon ile senkronize olacak. Microsoft One Drive altyapısını kullanarak müziklerinizi bilgisayarınız ve akıllı telefonunuz arasında senkronize edebileceksiniz. Telefonunuza in-dirdiğiniz bir şarkı dosyası aynı zamanda bulut altyapı

Page 58: BT Günlüğü Eylül 2015

58 59

ile bilgisayarınızda da yer alacak. Siyah ve kullanışsız olarak Windows Phone 8 arayüzü tarihe karışıyor ve ni-hayet arka plana duvar kâğıdı yerleştirebiliyoruz. Metro arayüz kutucukları arasından duvar kâğıdımızı görebi-leceğiz. Zaten mevcut olan Cortana isimli sesli asistan, Windows 10’da daha da geliştirilmiş olarak karşımıza çıkıyor. Klavyeye entegre ediliyor ve sizin söyledikle-rinizi yazıya çeviriyor. Aynı zamanda Windows 10’lu bilgisayarlarda da kullanılabiliyor.

BlackBerry Venice Slider ile Android’e Yöneldi

BlackBerry’nin yeni akıllı telefonu Venice Slider hak-kında birçok dedikodu var. Firmanın yaptığı açıklama ile akıllı telefonun 4 Eylülde IFA fuarında tanıtacağını biliyoruz. Bunun dışında BlackBerry’nin tabii ki güven-lik öncelikli uygulamaları bulunuyor. Cross-platform BES12 ile BlackBerry’den Android’e, iOS’tan Win-dows’a ve Samsung Knox’a kadar tüm mobil platform-ları basitleştirilmiş Kurumsal Mobilite Yönetimi (EMM tools) çözümleriyle yönetebilirsiniz. IDC tarafından ya-pılan bir araştırmaya göre BES 12’nin sağladığı modern platform ile en karmaşık mobilite ihtiyaçlarınız bile ba-sitleşiyor. BES 12 Cloud, BES 12 güncel versiyonu 12.1, BBM Protected ve BBM Meeting ile modern platformun kapsamını genişletti.

BES 12 Cloud’un Kurumsal Mobilite Yönetimine (EMM) Katkıları

KOBİ’ler için mobil hayatı kolaylaştıran BES 12 Cloud; KOBİ’lere mobilite yönetiminin avantajlarıdan faydala-nıp işlerinin verimliliğini arttırmalarını ve şirketlerini büyütme fırsatı sunuyor. BES 12 Cloud ile kurumsal uygulama ve datalarınızı güvenli, esnek ve basit bir kurumsal mobilite platformu üzerinden yönetebilecek-siniz. BES 12 Cloud donanımına sahip olacak şirketler basit bir browser ara yüzü ile yüksek maliyetli server satın alması yapmadan mobil cihazlarını yönetebi-lecekler. Cloud tabanlı platformun avantajlarından yararlanırken BlackBerry Blend ve BBM Meetings uygulamalarının desteğiyle verimliliklerini arttırma fırsatı bulacaklar. BES 12 Cloud online olarak satın almak sadece birkaç dakikanızı alıyor. En uygun fiyatlı aylık lisanslar, ödül kazanmış BlackBerry Teknik Destek hizmetini de kapsıyor.

BES 12 yeni versiyonu 12.1 ile on-premise serverlarda sağladığı özellikler:BlackBerry 10 cihazlarının yönetimi ve güvenliği için yenilikler: BlackBerry 10 OS cihazların

kontrolu için administrator’e yeni yetkiler, iş emaille-rinin regulasyonu için yeni opsiyonlar, BlackBerry 10 cihazlarının merkezi olarak uzaktan yönetiminde mak-simum kontrol özellikleri. Android platformunda ye-nilikleri: BES 12 V12.1 versiyonu gelen Samsung Knox desteği cihazlarınızı BlackBerry Secure Connectivity özelliklerinden faydanladırın. BES 12 ve BES 12 Cloud ile ‘’Android for Work’’ platformunu kullanan cihazları-nızda iş ve kişisel data ve uygulamaları güvenle ayırın.

BBM Protected ile Güvenlik Seviyenizi Arttırın

BBM mesajlarınızda cross-platform’lardaki kullanım-larda bile kurumsal seviyede encyption sağlayabilen BBM Protected, BBM Protected kullanmayan kullanıcı-larla olan mesajlarınızı bile güvenlik altına alır. Şirket dışındaki kullanıcılarla yapılan mesajlaşmalarda bile BBM Protected kullanıcılarının tüm mesajları üst sevi-ye güvenlik altındadır.

Performans Konusunda Seçim Nasıl Yapılmalı?

Akıllı telefonunuzun performansı ödeyeceğiniz bedelle doğru orantılı. Telefonun işlemcisi genel olarak hız ve performansı belirler. Bu konuda üretim yapan Qual-comm’un hali hazırda bizlerin beğenisine sunduğu Snapdragon 400 işlemcisi e-postalarınızı kontrol ede-bileceğiniz ve genel akıllı telefon işlemlerinizi kolay-lıkla halledebileceğiniz bir çözüm sunuyor. Biraz daha yukarılara çıktığımızda karşımıza Snapdragon 800 ve 801 işlemcileri çıkıyor. Bu işlemciler daha yüksek per-formans isteyen kullanıcılar için iyi bir seçenek. Tabii

rehber

Page 59: BT Günlüğü Eylül 2015

58 59

ki Snapdragon 805 gibi bir de amiral gemisi bulunuyor. Bu işlemciyle birlikte hali hazırda kullanılan uygula-malardan en yüksek performansı alabilirsiniz.

Apple ise bu konuda farklı bir strateji izliyor ve ken-di işlemcilerini üretiyor. iOS’a göre dizayn edilen bu işlemciler A7, A8 ve A9 gibi isimler almakta. Bu işlem-ciler ile diğer işlemcileri karşılaştırmak biraz güç çünkü aynı platformlar üzerinde çalışmıyorlar.

Windows Phone işletim sistemine sahip cihazlar ge-nellikle Snapdragon yongalarını kullanıyorlar. Bir avuç BlackBerry’de yine Sapdragon 800 serisi işlemciler ile çalışmakta. Başta da söylediğim gibi cihazların per-formansı ödeyeceğiniz bedelle doğru orantılı olarak değişiyor.

Belleğin Fazlası Göz Çıkarmaz

Birçok kişi akıllı telefon alırken bellek yanılgısına dü-şer. Aslında Bellek kullanımı işletim sistemi ve işletim sisteminde kullanılan arayüz ile doğru orantılı olarak performans sunar. Windows Phone ve iOS işletim sis-temine sahip akıllı telefonların bellekleri Android akıllı telefonlara göre daha düşüktür. Bu sebepten bir akıllı telefonun belleğine bakarken işletim sisteminin önemi büyük.

Son dönemde amiral gemisi akıllı telefonlarda 3 ve 4 GB bellekleri görmeye başladık. Eğer bu büyüklükte belleğe sahip bir akıllı telefonunuz varsa performans konusunda sorun yaşamayacaksınız demektir. Özellikle

sürekli açık tuttuğunuz ve belleğinizi dolduran uygula-malar kullanıyorsanız bu tarz telefonları tercih etme-lisiniz. Sadece e-posta veya tarayıcı kullanacaksanız 1 veya 2 GB’lık bir bellek işinizi görecektir. Micro SD Kartlar İşinizi Görmeyebilir Son dönemdeki akıllı telefonlara baktığımızda depo-lama kapasitelerinin 8 GB ile 128 GB arasında değiş-tiğini görüyoruz. Bize sorarsanız işletim sisteminin büyüklüğü ve kullanılan uygulamalar düşünüldüğünde en az 32 GB’lık bir depolama alanına ihtiyacımız var. Tabii ki daha düşük depolama kapasitesine sahip bir akıllı telefon alıp asıl depolama işini Micro SD kart ile de çözebilirsiniz. Fakat bu konuda hem cihazın hem de kullandığınız kartın okuma yazma hızına dikkat etmelisiniz. Ava giderken avlanmayın. Çünkü okuma ve yazma hızı düşük olan akıllı telefon ve kartlar üzerinde işlem yaparken istenmeyen yavaşlamalar olabilir. Kritik uygulamaların ana depolama alnında olması şart. Akıllı telefon almadan önce elinize bir hesap makinesi alıp kullanacağınız uygulamaların ne kadar alan kullanaca-ğını hesaplamalı ve gelecek tahmini yaparak depolama alnınızı belirlemelisiniz.

En Önemlisi Maliyet

Bir akıllı telefonu satın alırken sadece ürüne verece-ğiniz bedeli düşünmemelisiniz, alacağınız aksesuar ve ödeyeceğiniz uygulama bedellerini de hesaba katmalı-sınız. Ülkemize baktığımızda akıllı telefon üzerindeki vergi yükünün diğer ülkelere nazaran biraz daha fazla olduğunu söylemeliyiz. Bu bağlamda 0-700 TL, 700 – 1300 TL ve 1300 TL üzeri olarak üç farklı kategoride akıllı telefonların bulunduğunu söyleyebiliriz. Fiyatı-nıza göre giriş, orta ve üst seviye olarak açıklayabilece-ğimiz bu cihazların performansı ise tamamen fiyatları ile doğru orantılı. Fiyatlar arttıkça akıllı telefonların sundukları deneyim de artıyor.

Teknoloji ne yazık ki hiç duraksamıyor. Bazılarınız yeni bir model ilk çıktığında biraz beklemeyi tercih etse de, fiyatlar düştüğünde teknoloji eskimmiş oluyor. Eğer yeni teknolojiye işinizde ihtiyacınız varsa hiç düşün-meden almalısınız. Siz bekledikçe akıllı telefonun size kazandıracağı verimlilik de düşecektir. Şunu unutma-yın her şey ödeyeceğiniz bedele bağlı değil alacağınız verime bağlıdır. Sonuçta akıllı telefonu iki ayda bir değiştirmeyeceksiniz ve ortalama 2 ila 3 yıl arasında kullanacaksınız.

Page 60: BT Günlüğü Eylül 2015

60 61

BT Günlüğü Test Merkezi, bundan böyle her ay yeni çıkan ürünleri mercek altına alıyor. Deneyimli bir kadro ile özellikle mobil hayatın inceliklerine parmak basacak olan BT Günlüğü, sunuculardan tutunda basit bir cep telefonuna kadar düşünebileceğiniz her türden ürünü sizlere anlatmak ve açıklamak için çabalayacak. Eskiden kurumsal ve son kullanıcı olarak iki ayrı ürün grubu pazarı bulunuyordu, fakat son yıllarda bu pazar ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Kurumsal pazara hitap eden ürünlerin çalışan kullanıcılar için tasarlandığı bir gerçek. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor her kurumsal kullanıcı aynı zamanda bir son kullanıcı ve birçok çalışan kendi özel teknolojik cihazını aynı zamanda işyerinde de kullanıyor. Yapacağımız ürün incelemelerindeki amacımız ise siz değerli okuyucularımıza satın alma kararı konusunda yardımcı olmak. Bu konuda aklınıza gelebilecek herhangi bir soruyu istediğiniz zaman bizlere sorabilirsiniz. E-Posta adresimiz [email protected].

donanım

Page 61: BT Günlüğü Eylül 2015

60 61

P8 sade bir tasarıma sahip. Arka kısmı ve yan kenar-lar, fırçalanmış alüminyum kasadan oluşuyor. Arka kapağın üst ve alt kısımlarında plastik şeritler yer alıyor. Bu plastik şeritler, tıpkı iPhone 6’da olduğu gibi antenlerin daha iyi çalışması için tasarlandı. P8’in sahip olduğu altın renk, Apple’ın piyasada olan ürün-lerini andırıyor. Her ne kadar iPhone 6’ya benzese de, kenarları çok daha keskin olduğunu söylemeliyiz. 6.4 mm kalınlığında olan Huawei P8, piyasanın en ince akıllı telefonlarından biri. Bu esasında çok önemli bir özellik. Çünkü bu incelikte bir ürüne, optik sabitleyici ve 13 MP’lik bir kamera koymak herkesin harcı değil. Yan tarafta bulunan tuşların metal olması önemli bir özellik. Nano SIM ve micro SD kart girişi aynı tarafta yer alıyor. Buna karşın hoparlörün ürünün alt kısmında olması tartışmaya açık bir konu. Oyun oynarken ister istemez parmaklarınızla sesi engelleyebiliyorsunuz ki bu hoş bir durum değil.

Ekran ve Performans

1920x1080 piksel çözünürlüğüne ulaşan IPS panel 424 ppi piksel yoğunluğuna ulaşıyor. Bunun anlamı, ekranın küçük puntolu yazılarda bile keskin ve okuna-bilir bir kalite sunması. Doğal bir renk dağılımına sahip olan bu ekran, yüksek bir kontrast ve parlaklık değeri ile en güneşli ortamlarda bile rahatlıkla okunabiliyor. Gorilla Glass 3 teknolojisi ile korunan bu ekran, su sıçramalarına karşı koruyan nano boyutunda bir kap-lamaya sahip. Ürünün performansından sekiz (4+4) çe-kirdekli HiSilicon Kirin 930 işlemcisi sorumlu. Yüksek performans isteyen uygulamalar, 2 GHz hızında çalışan dört çekirdekli birimlere aktarılırken, pil kullanımın önemli olduğu durumlarda 1.5 GHz’de çalışan diğer dört birime otomatik olarak geçiliyor. Bahsi geçen bu işlemci Snapdragon 810’u hiçbir testte geçemiyor.

Yinede şunu söylemekte fayda var. Huawei P8, menüler arasında çok hızlı geçiyor ve uygulamalar bekletilme-den açılıyor. Kamera’ya 1 saniye içinde ulaşılıyor ve Internet sayfaları takılmadan görüntüleniyor. Elbette burada 3 Gbyte belleğin ve Mali T628 GPU birimin katkısı çok büyük. 16 GByte kapasiteli olan bu ürün, istenildiğinde 128 GByte’lık bir kapasite eklene-biliyor.

Kamera

Huawei P8’in arka kamerası f2.0 diyafram aralığında 13 MP’lik fotoğraflar çekebiliyor. Çift Led flaş’a sahip olan P8, RGBW teknolojisine sahip. Bu teknolojinin avantajı kırmızı, yeşil ve mavi renklerle birlikte beyaz rengi de tanıyabilmesi ve bu sayede de loş ortamlarda çok iyi bir kaliteye ulaşabilmesi. Ürünün sahip olduğu optik sabitleyici teknolojisi oldukça başarılı. Bununla birlikte f2.4 değerli 8 MP’lik ön kamera da görülmeye değer. 2680 mAh’lik bir pile sahip olan Huawei P8, müthiş bir fiyat/performans oranına sahip. Orta sınıf bir telefona vereceğiniz para ile üst sınıf bir telefon satın alabili-yorsunuz. Çok başarılı bir ergonomiye sahip olan bu ürünün tek dezavantajı, kendisini rakipelrinden ayıran ve ön plana çıkan vurucu bir özelliğe sahip olmaması.

Huawei Metal Modasına Uydu Huawei P8

Uzun zamandır dedikodulara konu olan Huawei P8 nihayet piyasada. Metal kasa tasarımı modasına uyan Huawei, P8 modelinde iPhone 5 ve iPhone 6’nın tasarım izlerini taşıyor.

Teknik Özellikler:

İşlemci: HiSilicon Kirin 930 4+4 Çekirdek Bellek: 3 GBKapasite: 16 GByte Ekran: 5.2 IPS (1920x1080)Kamera: 13 MP arka /8 MP ön Boyutlar: 72,1 x 144,9 x 6,4 mmAğırlık: 144 gram

Page 62: BT Günlüğü Eylül 2015

62 63

donanım

Yeni nesil akıllı telefon ve tabletler en az bir PC sistemi kadar güçlü oldular. Dolaysıyla birçok kullanıcı işleri-ni bu mobil cihazlardan yapmak istiyor. Durum böyle olunca da fiziksel bir klavye ye ihtiyaç duyuyorlar. Bu eksikliği iyi bilen Logitech, K480 ile bu soruna bir çö-züm bulmuş durumda. Bluetooth teknolojisini kullanan K480, aynı anda üç Bluetooth cihazına bağlanabiliyor. Fakat bundan da önemlisi ise, üzerinde bulunan düğme sayesinde de bu cihazlar arasında hızlı geçişler yapabil-mesi. Kullanıcı, başka bir cihaza geçmek için yeniden bir bağlantı kurmak için beklemiyor. Bu işlem önceden yapılmış oluyor. Üründe beğendiğimiz bir özellik, kısa yol tuşlarının cihazlarda çalışabilmesi. PC’de Word dokumanı ile çalışıyorken, anında Tablet’e geçip Vi-deo’nun sesini açabiliyorsunuz. Bununla birlikte tablet ve akıllı telefonların dik durması için klavyenin üzerin-de bir yuvanın bulunması iyi düşünülmüş bir özellik. Bu yuvaya aynı anda 7 inç’lik bir Tablet ve akıllı telefon

konumlandırılabiliyor. K480’in diğer bir avantajı da, Mac OS, iOS, Android, Windows ve Chrome OS için özel tuş takımına sahip olması. Logitech elbette bir yazı-lım desteği sunuyor. Ama bu yazılımı kurmadan da bu klavyeyi rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. K480, ne yazık ki Windows Phone’u desteklemiyor.

Synology Diskstation 214, üzerine iki adet 3.5 inç disk takılabilen ve 1066 GHz hızında çalışan iki çekirdekli Marvell’in işlemcisini barındıran bir NAS sistemi. Synology DiskStation DS214, bir önceki nesil ile kıyasladığımızda Hot Swap disk yuvalarını değiştirmiş durumda. Vidasız disk montajı, inanılmaz kolay ve hızlı yapılabiliyor. 2.5 inç disk takmak isteyen kullanıcılar ise, vidalı montaja geç-meleri şart. Unutmadan söyleyelim. Bu NAS sisteminde maksimum 2 x 8 TByte diskler kullanılabiliyor. Disklerin kullanımını ön tarafta yer alan LED takımından takip edebiliyorsunuz. Ön tarafta yer alan USB 2.0 yuvası sayesinde, USB bellek-teki tüm içerikleri tek bir düğmeye basarak yedekleyebiliyorsunuz. Arka kısımda ise oldukça sessiz çalışan 9 cm’lik fan ve USB 3.0 bağlantısı yer alıyor. Ürün ile beraberinde gelen yazılım sayesinde, DS214 bir Audio Station, Photo Station, Video Station, iTunes sunucusu, Download Station, DLNA medya sunucusu, Bu-lut teknolojisine uyumlu, yedekleme ve Web sunucusu olarak görev yapabiliyor. Ürünün en büyük avantajı, veri transfer hızının oldukça hızlı olması. Yaptığımız denemelerde çok daha pahalı olan NAS sistemleri ile çok daha iyi bir performans sergilediğini gördük. Yük altında neredeyse ses çıkarmaması da görülmeye de-ğer. Synology DiskStation DS214 güç tüketiminde ortalama değerlerinde seyre-diyor. ARM bazlı bir sistem olarak düşünüldüğünde ise güç tüketiminin çok daha iyi olmasını isterdik.

Üç Cihazı Kontrol Edebiliyor Logitech K480

Her Ortama Uygun NAS SistemiSynology DiskStation DS214

Teknik Özellikler

Tipi: Türkçe Q klavyeKablosuz Teknoloji: BluetoothPil: 2 adet AAAKablosuz çalışma mesafesi: 10 mBoyut: 195 x 299 x 20 mmAğırlık: 820 gr

Teknik Özellikler

İşlemci: Marvell Armada XPBellek: 512 MB DDR3Maks disk sayısı: 2 adetMaks. Disk kapasitesi: 16 TByteBoyut: 108 x 165 x 233 mmAğırlık: 1.3 kg

Page 63: BT Günlüğü Eylül 2015

62 63

MacBook air 13’den (17 mm, 1.4 kg) çok daha ince ve hafif olan Yoga 3 Pro, 12 mm kalınlığı ve 1.2 kg ağır-lığı ile rahatlıkla taşınabiliyor. Bundan da önemlisi ise, bu cihazın oldukça sağlam ve stabil bir yapıya sa-hip olması. Çok başarılı bir malzeme kalitesi ve işçilik ile karşımıza çıkan Yoga 3 Pro, en ince yerinde bile herhangi bir zayıflık göstermiyor. Yüzeye tam outran bu cihazın Metal kasası, baskılara karşı çok dayanıklı. Soğutma ızgaraları ürünün arka kısmında yer alıyor. Dolaysıyla bu ürün, kuçağınızı yakmadan, rahatlıkla kullanabiliyor.

Yoga 3 Pro her ne kadar ince olsa da iki adet USB 3.0 ve bir adet USB 2.0 girişine sahip. Bununla birlikte Mini HDMI ve SD kart okuyucusunun unutulmama-sı çok büyük bir avantaj. Bağlantıların ürünün arka kısımlarında olması iyi düşünülmüş bir özellik. Bu sayede kablo salatasına maruz kalmıyorsunuz.

Özel Olarak Geliştirilen Core M İşlemci

8 Gbyte bellek ve 256 GByte SSD disk ile donatılmış olan Yoga 3 Pro, 3200x1800 QHD+ dokunmatik ekranı ile birçok isteği karşılıksız bırakmıyor. Bu üründe bel-lekler ürüne çakılı olarak geliyor. Bunun anlamı bu belleklerin çıkartılamaması ve yükseltilememesi.

Yoga 3 Pro’da kullanılan yeni nesil işlemci Core i5 4200U ayarında. Bunun anlamı, yüksek bir güçte yüksek bir performansından çok düşük güçte yüksek bir performans sağlaması. Zaten Yoga 3 Pro2nun da amacı bu. Lenovo, kullanıcıya uzun bir pil ömrün-de iyi bir performans sağlamak istiyor. Bunu da iyi beceriyor. Yaptığımız testlerde müthiş bir performans görmedik. Ama elde ettiğimiz performans bizi birçok uygulamayı çalıştırmak için fazlasıyla yetti. En az işlemci kadar kullanılan disk seçimi de çok önemli. Bunu çok iyi bilen Lenovo, oldukça kaliteli ve yüksek bir performans sergileyen bir SSD kullanıyor. Intel HD Graphics 5300 grafik yongası ise oyuncular için tasarlanmadığını hemen söylemeliyiz. Zaten Yoga 3 Pro kendisini bir oyun bilgisayarı olarak lanse etmi-yor. Yinede birçok oyunu, en düşük ayarlarında olsa bile, çalıştırabiliyor olması birçok kişi için küçük bir avantaj.

Buna karşın pil kullanım süresi, bir önceki nesile göre düzeltilmiş durumda. Yaptığımız testlerde Yoga 3 Pro’yu yaklaşık 6 saat boyunca kullanabildiğimizi söylemeliyiz. Aşırı yük altında yaptığımız deneme-lerde bu süre 2.5 saat’e kadar indiğini de belirtmekte fayda var. 13.3 inç dokunmatik ekran, 276 dpi piksel yoğunluğu ile piyasanın ortalamasının çok üzerinde. Bunun anlamı, ekranın oldukça parlak, renklerin can-lı ve doygun olması. Bununla birlikte 3200x1800’lük çözünürlük görülmeye değer.

Yoga 3 Pro, ortalamanın üzerinde bir performans ser-giliyor. Pilli kullanımda yaklaşık 6 saat’lık bir çalışma süresi,rakiplerine üstünlük sağlayamadığı bir gerçek. Fakat bu incelikte ve bu hafiflikte ikisi bir arada bir ürün için, piyasada neredeyse rakipsiz olduğunu söy-lemeden edemeyeceğiz.

360 Derece Dönebilen Dizüstü Lenovo Yoga 3 Pro

Yoga olarak adladırılan ve 360 derece dönebilen bu dizüstü ailesi çoğu kes farklı üreticilerden kopyalandı. Ama hiçbiri oldukça ince ve hafif olan Yoga 3 Pro kadar etkili olmadı.

Teknik Özellikler:

Ekran: 13.3 (3200x1800)İşlemci: Intel Core M-5Y71 (1.2-2.9 GHz)Ekran kartı: Intel HD Graphics 5300Bellek: 8 GByteKapasite: 256 SSDAğırlık: 1.2 kg

Page 64: BT Günlüğü Eylül 2015

64 65

donanım

Zyxel’in yeni nesil kablosuz modemi olan Zyxel VMG8924 öncellikle 802.11ac standardı ile fark ya-ratıyor. Benzer ürünler 300, 450 ve 867 MBit/sn’lik 802.11ac veri transfer hızlarını destekliyorken , Zyxel 1333 MBit/sn’lik veri transfer hızına kadar çıkabiliyor. Böyle olmasının en büyük nedeni de Zyxel VMG8924’ün 3x3 MIMO Streams desteklemesi. Bunun anlamı 3 adet alıcı ve verici anten ile bant genişliğini arttırabilmesi ve özellikle ev ile küçük ölçekli şirketlerde Zyxel VM-G89242ün fazlasıyla yeterli olması. Tabi şunu da unut-mamak gerekir. Zyxel, Multi user MIMO teknolojisini de destekliyor. MIMO teknolojisi tek bir kullanıcı için devreye girerken, Multi MIMO teknolojisi birden çok kullanıcıya bu teknolojiyi sunabiliyor. Dolaysıyla aynı ağda bulunan kullanıcılar yüksek hızdan aynı anda faydalanabiliyor. Zyxel VMG8924, hem ADSL 2+ hem de VDSL2 altyapılarını destekliyor. ADSL2+’dan VDSL2’ye geçiş yapmak isteyen kullanıcılar Zyxel’i tercih ettikle-

rinde yeni bir cihaz almaları gerekmiyor. Bitmedi. 1 adet GbE WAN, 4 adet GbE LAN ve 2 adet 2.0 USB Portuna sa-hip olan Zyxel VMG8924, 3G teknolojisini de destekliyor. USB yuvasına takılan 3G modem anında tanınıyor ve 3G şebeke kullanılabiliyor. İkinci bir Internet bağlantısı gibi kullanılabilen bu hat sayesinde 3G üzerinden yedekleme ve port yönlendirme yapılabiliyor. Neticede, yüksek bir performansa sahip olan ve karmaşık komplexlerde bile olumsuz yönde etkilenmeyen Zyxel VMG8924’e mutla-ka bir göz atmanızda fayda var.

Logitech, yeni ürünü olan MX Anywhere 2’yi MX Master’in mobil versiyonu olarak konumlandırıyor. En az MX Master kadar başarılı olan bu yeni ürün, Darkfield Lazer sensörü sayesinde cam ve parlak yüzeyler de olmak üzere her yüzeyde rahatlıkla kullanılabiliyor. 106 gr ağırlığında olan MX Anywhere 2, avuç içini tam kavrayacak şekilde tasarlandı. Bu oldukça önemli bir özellik. Çünkü bu sayede parmaklar ve bileklere bir baskı uygulanmış olmuyor ve uzunca bir süre işlerinizi yorulmadan yapabiliyorsunuz. Ürünün en büyük özelliği sahip olduğu Pico alıcısı sayesinde üç adet Bluetooth cihazına aynı anda bağlanabilmesi. İster Tablet olsun isterse de dizüstü ya da masaüstü sistemi. MX Anywhere 2’nin alt tarafında yer alan düğme sayesinde üç cihaz arasında rahatlıkla geçilebiliyor. Üzerinde bulunan kısa yol tuşları isteğe göre programlanabilmesi önemli bir özellik. Bu sayede inanılmaz hızlı ve kolay bir kullanım sağlanmış oluyor. Benzer bir durum üzerinde bulunan Scroll tekerleği için de geçerli. Bu tekerlek benzer ürünlerle kıyasla çok daha hızlı dönebiliyor ve özellikle uzun sayfalı doküman-larda sayfalar arası geçişlerde ciddi avantajlar sağlıyor. MX Anywhere 2, tıpkı MX Master gibi kendi piline sahip. Bu pil 1 dakikalık şarj süresi ile 2 saat kulla-nım sunuyor. MX Anywhere 2, Micro USB kablosu ile yapılan tam şarjda yaklaşık 2 ay boyunca kullanılabiliyor. MX Anywhere 2, ne yazık ki Bluetooth olmadan sadece micro USB kablosu ile çalışmıyor.

802.11ac Destekli Modem Zyxel VMG8924

MX Master’in Mobil Kardeşi Logitech MX Anywhere 2

Teknik Özellikler

Tür: VDSL2/ADSL2+ dual modKablosuz bağlantı standardı: 802.11acMaksimum veri transfer hızı: 1.3 GBit/sn (802.11ac)Bağlantılar: 1x WAN, 4x GBe, 2xUSB 2.0Boyut: 206 x 181 x 35 mmDiğer: 3G yedekleme, SPI, IPsec VPN

Teknik Özellikler

Algılayıcı teknolojisi: Darkfield LazerPil: Li-Po (500 mAh) pilKablosuz çalışma mesafesi: 10 mPil ömrü: 2 aya kadarBoyut: 100 x 61 x 34 mmAğırlık: 106 gr

Page 65: BT Günlüğü Eylül 2015

64 65

Fırçalanmış Aluminyum bir üst kapağa sahip olan Y70, iç kesimde kenardan kenara kadar cam ile kaplı olması çok önemli bir avantaj. Uçtan uca döşenmiş olan bu cam, ekranı koruyor ve çerçeveyi çok ince gösteriyor. Oldukça stabil bir yapıya sahip olan Y70, baskılara ve darbelere karşı dirençli.

Arka tarafta yer alan havalandırma ızgaralarının plas-tikten olması biraz düşündürücü. Üst seviye ürünlerde genelde Unibody tasarım kullanılıyor ve bu ızgaralar kimseyi rahatsız etmiyor. Lenovo Y70, ne yazık ki Unibody tasarımına sahip değil. Buna karşın şaşırtıcı derecede sessiz çalışıyor. Ayrıca benzer ürünlerle kı-yasla 50 mm yerine 26 mm’lik değeri ile çok daha ince ve 3.5 kg’lık ağırlığı ile de çok daha hafif.

Dokunmatik Ekran ve Core i7 Işlemci

Lenovo Y70 Touch, 17.2 inç’lik dokunmatik bir ekrana sahip. 1080p çözünürlüğüne çıkabilen bu ekran, renk-leri ve metinleri oldukça parlak bir şekilde verebiliyor. Başarılı bir parlaklık ve kontrast değerine sahip olan bu ekran sorunsuzca çalışıyor. Ekranın renk dağılımı ve renk doğruluğu üst seviyelerde olması özellikle oyun sevenlerini çok sevindireceğini düşünüyoruz.Benzer bir durum ürünün üzerinde bulunan işlemci

için de söyleyebiliriz. 2.5 GHz frekansındaki Core i7 işlemci, 3.5 GHz’e kadar çıkabiliyor. Düşük güçte 800 MHz’e kadar inebilen bu işlemci Intel HD 4600 enteg-re grafik işlemcisi ile temel ihtiyaçları karşılıyor. İişin içine oyun girdiğinde Optimus teknolojisi devreye giriyor ve modeline göre 2 ile 4 Gbyte arası değişen GTX 860M grafik yongasına otomatik olarak geçili-yor. Lenovo Y70 Touch oldukça iyi bir performansa sahip. Ama burada elde edilen performans çok daha ii olabilirdi. Lenovo fiyatı uygun tutmak için 1 Tbyte hibrid disk kullanıyor. İşte bu disk bu sistemde bir dar boğaz yaratıyor. Elbette bu darboğazı, profesyonel kullanıcılar anlayabilirler. Normal kullanıcılar Y70’in performansından memnun kalacakları kesin. Yine de şunu söylemek isteriz. Daha pahalı olan ve 512 GByte SSD diskli Y70 Touch çok başarılı bir seçenek oluştu-ruyor. Ttüm dengeleri altına üstüne getiren bu seçe-nek, profesyonel kullanıcılarının tam aradıkları ürün olmaya aday.

JBL Hoparlör ve Pil Kullanım Süresi

Lenovo Y70 Touch’ın en önemli özelliklerinden biri JBL hopar seti. İki adet stereo ve subwoofer’dan olu-şan bu set, Dolby Digital Plus tekenolojisi sayesinde oldukça güçlü ve tok bir ses kalitesi sunuyor. Oyun, film ve müzik için farklı ayar modlarına sahip olan bu entegre hoparlör seti yüksek kalitesi ve performan-sı ile müthiş bir deneyim sunuyor. 7400 mAh’lik bir batarya’ya sahip olan Lenovo Y70 Touch, düşük enerji modunda 3.5 saat kullanılabiliyor. Bu esasında olduk-ça iyi bir değer. Yüksek performans devreye girdiğinde ise, Y70’i fişe takmak çok daha mantıklı. Bu tür ürün-lerde, maksimum oyun zevki için, ürünün mutlaka fişte takılması olması gerekiyor.

Oyuncular Için GeliştirildiLenovo Y70 Touch

17.2 inç Lenovo Y70 Touch dizüstü sistemi, full HD çözünürlüklü dokunmatik ekranı, premium ses sistemi, güçlü işlemcisi ve grafik teknolojisiyle birçok oyunseverlerin yüzünü güldüreceğe benziyor.

Teknik Özellikler:

Ekran: 17.2 (1920x1080)İşlemci: Core i7 Ekran kartı: GTX 860MBellek: 16 GByteKapasite: 1TByte Hybrid/512 Gbyte SSD Ağırlık: 3.4 kg

Page 66: BT Günlüğü Eylül 2015

66 PB

editör

TrendLabs tarafından “Yükselen Dalga: Kamu Teknolojilerini Tehdit eden Saldırılar” başlığı altında yayınlanan raporda siber suçluların özellikle ha-vaalanları, ev ağları, PoS cihazları, televizyon kanalları ve kamu kurumları gibi günlük hayatımızı etkileyecek teknolojileri hedef aldıkları vurgulanıyor. 2015’in Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan raporda Türkiye ile ilgili çarpıcı veriler de yer alıyor.

Fidye Yazılımları Türkiye’yi Esir Aldı

2015’in ikinci çeyrek dönemi siber saldırılar açısından Türkiye için yine ha-reketli geçti. TorrentLocker isimli fidye yazılımı Türkiye’yi esir aldı. Özellikle Haziran ayında tavan yapan TorrentLocker saldırıları, siber saldırganlar tarafından hazırlanan cep telefonu faturalarının içine gizlenerek yapıldı. Kullanıcıların tıkladıkları zararlı siteler ve sahte e-postalarla yapılan yön-lendirmeler de bilgisayarlarına fidye yazılımı gibi zararlıların bulaşma riskini artırıyor. Türkiye’deki kullanıcılar zararlı sitelere toplamda 6 milyon 709 bin 683 kez tıkladılar.

Türkiye’yi hedef alan saldırılar daha önceki dönemlerde olduğu gibi yine online bankacılık uygulamalarını hedef almaya devam ediyor. TrendLabs’ın verilerine göre Türkiye’deki online bankacılık uygulamalarını hedef alan zararlı yazılımlar ise Nisan ayında tavan yaparak 2 bin 540 cihazı etkiledi.

Türkiye’de Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında toplam 231 bin 406 bin zarar-lı mobil uygulama indirildi. Bu uygulamaların içinde mobil cihazları hedef alan 4 bin 24 adet virüs saptandı.

TrendLabs’ın verilerine göre bu dönemde dünyada gerçekleşen saldırılardaki genel eğilim küçük ve orta ölçekli işletmeler ve kamusal bilişim altyapılarına yönelik oldu. Özellikle ABD’yi hedef alan saldırılar birçok vatandaşın kişisel verilerini tehlikeye attı.

Fidye Yazılımları Türkiye’yi Yine Esir Aldı

Kamu kurumlarının bilişim altyapılarına yapılan saldı-rılar yükselişte. 2015’in ikinci çeyrek döneminde tüm dünyada yaşanan veri güvenliği tehditlerini değerlen-dirdiği bir güvenlik raporu herkesi şaşırttı.

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı[email protected]

Page 67: BT Günlüğü Eylül 2015
Page 68: BT Günlüğü Eylül 2015

BT YöneticileriBu Adreste Buluşuyor

BTGunlugu.com