60
’’’(%"%(%#! !(%"%(%#! $) " () "$ ($) &

˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

'''�(%"%(%#��!��

� �! (%"%(%#��!�

���$��)����"�������()���������"$ ���

��(�$)� ��������&�������

� � � � � �� ���"'��� ���%7���� ��5�'���%3"���3%�

� � � �� � ���������������������������

� � � � �� � � � �

� � �� � � � �

� � � �

��������������� ���������

��������������� ���������

���������������� ������ �������������� ���������� ���������������������������

����������������������������������������

Page 2: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

!'./(/�:+ !469219�%'<F/J1+6/��A*A6A��978','��4G69

�*6+7���'8/5��978','�=+1+(/��'.��/1196)9�!40���4���������+;4G19�H!"���#��,7+8��'<F61F0� �<'3�%';F3)F1F0�*6+7� &A(+;*+��'3F2��'.���+:</='02'0��'*�������!40'0��4�����'/6+���!918'3-'</���H!"���#�"+1� ������� ������'07� ������� �����

%968*FJF��A64� $'0F,���!�����/+8+6�*+��44).786�������!� 488+6*'2��+*+61'3*�!!������������'70F� �<-/��'8('')F1F0!'3';/��'*���18';�!40���4����=4('3?+J2+���%+3/(473'���H!"�"+1�������������

�'GF8F2� "9609:'<��'GF8F2�'<'61'2'�!'3��:+�"/)����I������"+1������ �����������

�:695'�����964�12'3;'�����964�6'37'�����964H7:/?6+� ��6'30

�411'3*'�����964H3-/18+6+��B��+1?/0'�����964�:97896;'�����964

���� �������������� ��������������� ���� �����������

�',8'1F0�!A6+1/%+6+1�%';F3!/;'7/��+6-/�����������/;'8F� ��"�

� � �� � � �

� � � �� � �� �

� � � �� �

� �

� � �� �� � �

� �� � � �� � � � �

� �� � �

Page 3: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

39 Halkın Hukuk Bürosu:

Berkin Elvansoruşturmasında zet silahıkullanan polislerin resim vesicilleri savcılığa bildirildi

40 Halk düşmanları, burası Gazi!

Gazi Cephe’dir,mücadeledir!

43 Berkin’in ölüm emrini veren

Tayyip Erdoğan! Halkınadaletinden kaçamayacaksın!

46 Sanatçıyız Biz: Bataklıktan

çıkmak için, sanatçılarımızyüzlerini halka dönmelidir

48 Devrimci tutsakları 24 saat

kamera ile izlemekşerefsizliktir!

50 Kawa’dan Cengiz’e,

Cengiz’den Berkin’e isyanı

büyütenlere selam olsun!

52 Berkin için adalet istiyoruz!

53 Yürüyüş Dergisi halkın olduğu

her yerde!

54 Avrupa’da Yürüyüş:

İsmail Zat özgür!

56 Yitirdiklerimiz...

58 Adalet İstiyoruz: Devlet

“kendisi için kurşunsıkanları” koruyor

İ ç i n d e k i l e r23 Asıl terörist

emperyalistlerdir!Emperyalizme direnenlergerçek vatanseverlerdir,devrimcilerdir!

26 Devrimci Okul:

Tarihte kitlelerin rolü

27 Hayatın Öğrettikleri:

Her şeyin ilacı halkta

28 Fuhuş ve kumarı

büyüten AKP’dir!

31 10 Soruda:

İşçi örgütlenmesininönündeki engellernelerdir!

34 Sol’un Köşe Taşları:

Partizan da tercihiniparlamentarizmden yanayapmıştır!

37 TAYAD’lı Ailelerden:

Oligarşi eğitimliköpekler, biber gazları veateşli silahlarlatutsakların iç dünyalarınanüfus edecekmiş!Katliamlarınızla teslimalamadınız, yasalarınızlada teslim alamayacaksınız!

38 Cepheli: Cepheli emeğin en

yüce ders olduğunu bilir!

4 Kızıldere devrimin yoludur!

9 “Rojava Devrimi” söylemi

Kürt milliyetçileri vekuyrukçularının emperyalizmleolan işbirliği ve tasfiyesininörtüsüdür - 1

12 Düzene dönenler devrime

düşmanlaşırlar...Kürt milliyetçi hareketinGrup Yorum’a saldırısıdüzene dönüşün

üstünü örtme çabasıdır!

14 Kürdistan’da Tek Yol Devrim:

HDP burjuvazinin limanınademir atmış görünüyor!

17 Tüm Cepheliler! Bağımsızlık

konseri için gecenizigündüzünüze katmalısınız!

19 Grup Yorum konser

çalışmaları her gün artangönüllülerle sürüyor

21 İş kazaları kader değil

katliamdır! Adalet istiyoruz!

22 Her Cephelinin doğum yeri

Kızıldere’dir, Kızıldereyolumuzu aydınlatıyor!

Kurtuluşa Kadar Savaş!

Küçükarmutlu Cemevi’nde Devrim Şehitleri Haftası nedeniyleŞehit Aileleri olarak tüm devrim şehitleri anısına yemek veriyoruz.Tüm halkımız davetlidir.

Yer: Küçükarmutlu Cemevi - Tarih: 5 Nisan PazarSaat:14.00-16.00

Armutlu Halk Cephesi

Patronsuz Sömürüsüz Üretime Başladık!Tüm Halkımızı Açılışımıza Davet Ediyoruz...

Program: Grup Yorum ve konuk sanatçılarYer: Litos Yolu Genç Sanayi Sitesi No: 2 BayrampaşaTarih: 4 Nisan 2015 Cumartes iSaat: 16.00

Diren Kazova...İ letişim: 0 530 543 41 59twitter: @kazovadirenisi / facebook: kazovadirenisi

30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitlerini Anıyoruz!

Page 4: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

İdeolojik Siyasi Öncülüğünü Emperyalizmin

Yaptığı İnkar, Uzlaşma, Tasfiye Değil,

Kurtuluşa Kadar Savaş

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!

SAYI: 48 TARİH: 30 Mart 2015

30 MART-17 NİSAN, DevrimŞehitlerimizi Anma ve Parti’ninKuruluşunu Kutlama Günle-ri’mizde, 45 yıllık onurlu tarihimi-zin yaratıcısı Mahir Çayan’danDursun Karataş’a önderlerimizive tüm şehitlerimizi saygıyla anıyor,kuruluşumuzun 45. yılını devriminancımızın coşkusu ve kararlılığıy-la selamlıyoruz.

Kızıldere devrimin yoludur. Mark-sist-Leninist devrim anlayışının terkedilip, silahlı mücadele veren örgüt vepartilerin emperyalist ve yerli işbir-likçileri ile uzlaşma noktasına geldi-ği, 2015’in dünyasında emperya-listler için tehdit oluşturan M-Ldevrim anlayışıyla silahlı müca-dele veren tek örgüt biziz.

Bütün emperyalistlerin tecrit, ku-şatma ve her türlü saldırıları üzeri-mizde iken 45. yılımıza savaşı bü-yüterek, onurlu ve başımız dik giri-yoruz...

45 yıllık tarihimizin en zor döne-meçlerinde bile bizi yalnız bırakmayanfedakar halkımızı, en küçük katkıla-rından dolayı bile sempatizanlarımızı,taraftarlarımızı, tarihimiz boyunca ca-nını ortaya koyarak hiçbir bedeli öde-mekten çekinmeden öne atılan yöne-ticilerimizi, kadrolarımızı şehitleri-mizin huzurunda selamlıyoruz...

Halkımız, yoldaşlar, dostları-mız...

Bu onurlu tarihi Kızıldere’nin yo-lundan bir milim bile sapmadan yü-rümemize borçluyuz.

Kızıldere devrimin yoludur!

Kızıldere ihtilalin yoludur! Kızıldere bizi devrime götüren

pusulamızdır!84 Ölüm Oruçları’ndan 12 Tem-

muzlar’a, 17 Nisanlar’dan BüyükDireniş’e, sayısız ilklerin, kahra-manlıkların yaratıcısıyız.

Büyük Direnişimiz Anadolu top-raklarından devrim umudunun aslayok edilemeyeceğinin kanıtıdır. Er-dallar, Hasan Selimler, İbrahimler,Muharremler, Berkinler... Büyük Di-renişimiz’in zaferidir...

Savaşımızı Büyük Direnişimizinyaratıcılığıyla, feda ruhuyla büyüte-ceğiz... Emperyalizmin, işbirlikçi oli-garşinin kuşatmalarını Büyük Dire-nişimiz’in yaratıcılığıyla, feda ru-huyla yaracağız...

İdeolojik-siyasi öncülüğünü em-peryalizmin yaptığı Kürt milliyetçi-liğinin, reformizmin, oportünizminuzlaşma, tasfiye ve teslimiyetçiliğiniBüyük Direnişimizin yaratıcılığı vefeda ruhuyla boşa çıkartacağız.

Tarihin Tekerleği İleriye DönerGeleceği Biz Temsil Ediyoruz; Tarih Bizden Yana, Emperyalizm Kendi Sonunu Hazırlıyor!

Yoldaşlar, halkımız...“ML devrim anlayışıyla silahlı

mücadele veren tek örgüt biziz”umutsuz olmayın. Karamsar olmayın.Tek başına kalmayı göze almadan

devrim mücadelesi sürdürülemez.Kaldı ki, tek başımıza değiliz;

halkımız bizimle, dünya halkları bi-zimle, tarih bizimle...

“Tarih sınıf savaşımından ibaret-tir” diyor ustalar; tarihte yenilgiler de,zaferler de iç içedir. Hiçbir kuvvet ta-rihin akışını geriye çeviremez.

Tarih bizden yana, geleceğin tem-silcisi biziz. Emperyalizm, çürüyenkapitalizmdir. Kapitalizmin son aşa-masıdır.

Sosyalizm, proletaryanın öncü-lüğünde, çürüyen, lime lime dökülenemperyalist kapitalizmin sonunu ge-tirecek yepyeni bir toplumsal dü-zendir.

Tüm dünyada ulusal-sosyal kur-tuluş hareketlerinin emperyalizm veişbirlikçi iktidarlarla uzlaşma içine gi-rip silahların üstüne beton dökmeyehazırlanması kimseyi yanıltmasın.Dünya halklarının tek alternatifi sos-yalizmdir. Sosyalizme giden tek yolsilahlı mücadeledir...

İşte emperyalistlerin geldiği du-rum. Amerika dünya imparatorluğu-nu ilan etmişti. Irak’ı, Afganistan’ı iş-gal etti. “Arap baharı” demagojileriyleOrtadoğu’da demokrasi havariliğinesoyundu. Tunus’ta, Mısır’da, Lib-ya’da, Suriye’de “diktatörlükleri” yı-kıp demokrasiyi getireceklerdi... Or-tadoğu’daki bütün politikaları iflasetti. Dün “diktatörlükleri devirece-ğim” diye besleyip büyüttükleri IŞİD,El Nusra gibi işbirlikçi dinci örgütlerbugün kendilerini vuran silaha dön-üştü...

Page 5: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Irak’tan Afganistan’a, Suriye’denAfrika ülkelerine kadar emperyaliz-min politikalarını iflas ettiren sınıfsalbakış açısından uzak da olsa halkla-rın direnişidir. Emperyalistler işbirlikçiiktidarlar yaratsa da dünyanın hiçbiryerinde halkları teslim alamıyor.

Emperyalistler çaresizlik içindedün “diktatör, terörist” dedikleriylebugün yeni ittifaklar kurmaya çalışı-yor. Dün “diktatörlükleri yıkmakiçin” diye besleyip büyüttüğü işbir-likçi dinci örgütlerle bugün çatışıyor.Ortadoğu’ya hakim olmak bir yana,bozulan dengeleri yeniden kurmayaçalışıyor...

Latin Amerika’da Venezuella’da-ki ekonomik krizi fırsat bilerek Ve-nezuella’yı karıştırmak istiyor. Uk-rayna’da Rusya muhaliflerini açıktandestekleyerek Kafkaslar’da Rusya’yıkuşatmak istiyor. Emperyalistler bü-tün bunları yaparken dünya halkları-nın kanını akıtmaya devam ediyor..

Dünya halkları şu gerçeği bir kezdaha görmelidir; emperyalistler halk-larının baş düşmanıdır. Sınıf bilin-cinden kopuk, her zaman emperya-lizmin işbirliğine açık dinci örgütlerhalkların kurtuluşunu sağlayamaz.Dünyanın dört bir yanındaki kan der-yasının, açlığın, yoksulluğun tek ne-deni emperyalizmdir. Ezilen dünyahalkları için sosyalizmden başka al-ternatif, devrimden başka kurtuluşyoktur.

Emperyalizmin Maşası İşbirlikçi AKP’nin Tüm Politikaları Çökmüştür!

Oligarşinin bugünkü temsilcisiAKP, Amerika’nın en sadık uşakla-rından birisidir. Ortadoğu’dan Afri-ka’ya, Balkanlar’dan Kafkaslar’a ka-dar Amerikan çıkarlarının bekçisidir.BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kap-samında maşa olarak sınırsız kulla-nılmıştır. Ancak Suriye halkının di-renişi karşısında çöken Amerika’nınBüyük Ortadoğu Projesi’yle birlikteAKP’nin tüm politikaları da çök-müştür. Ortadoğu’da oluşturulmayaçalışılan yeni dengeler AKP iktidarı-na tümüyle ters de olsa AKP emper-

yalistlere uşaklık yapmak zorundadır.Bağımsızlığı olmayan yeni sömürgebir ülkenin emperyalizmden bağım-sız hiçbir politikası olamaz. Yeni sö-mürgelerde AKP gibi işbirlikçi ikti-darların temel görevi emperyalistle-rin çıkarlarını korumaktır.

Bunun içindir ki, AKP’nin dışpolitikaları oligarşinin yönetememekrizini derinleştiren temel etkenler-den birisidir.

Oligarşi Tarihinin En Büyük Yönetememe Krizlerinden Birini Yaşıyor! Çözüm Faşizmin Parlamentosunda Değil, Devrimdedir!

1950’lerden beri seçimler yapılı-yor. Oligarşinin parlamentosu halkaumut olarak gösteriliyor. Oligarşininparlamentosu halkın hiçbir sorununuçözmemiştir. Oligarşi yıpranan par-tilerinin yerine bir başka düzen par-tisini öne çıkartarak krizini hafiflet-miş ve halk kitlelerini yeniden düze-ne yedeklemiştir.

Ancak bugün oligarşi 13 yıldır ik-tidarda olan AKP’nin tüm yıpran-mışlığına rağmen alternatiflerini ya-ratamıyor.

AKP, oligarşik devletin kendi ya-salarına göre de olsa halkı yönetmi-yor. 12 Eylül faşist cunta anayasası-nı dahi uygulayacak manevra alanıyok. Tam bir diktatörlükle halkı faşistterörle baskı altında tutuyor.

AKP’nin iktidarı koruyabilmekiçin faşist terörden başka politikasıyoktur...

AKP, emperyalizmin yarattığıyağma, talan, soygun iktidarıdır...Bugün iktidar kavgası, yani yağma vetalan kavgası kendi içlerine kadar bü-yümüştür.

Kürt Milliyetçi Hareket En Kritik Dönemlerinde AKP’nin Can Simidi Olmuştur!

Bizzat Abdullah Öcalan, AKP’yeverdikleri desteği “AKP’ye biz ikti-

darı altın tepside sunduk” diye ifa-de etmiştir. Oligarşiyle “barış”, “çö-züm” adı altında yürütülen uzlaşmapolitikaları çerçevesinde Kürt milli-yetçi hareketin desteği 13 yıl boyun-ca sürdü.

AKP, oligarşi içi çatışmada ra-kiplerini bir bir yok ederken en büyükdesteği yine Kürt milliyetçi hareket-ten aldı. “Açılım”, “barış”, “çözüm”adı altında sürdürülen uzlaşmacı po-litikalar ile AKP faşist iktidarını pe-kiştirdi. Yönetememe krizinin de-rinleştiği ve faşist terörün en üstnoktaya çıktığı süreçlerde emperya-lizmin ideolojik, siyasi öncülüğünüyaptığı İmralı’da, Öcalan ile “çö-züm” süreci başlatıldı.

İki yıl boyunca AKP ve Kürt mil-liyetçi hareket halkı “çözüm” süre-ciyle oyaladı. Bugün gelinen süreçKürt sorununun oligarşik düzen için-de çözümünün olmadığını bir kezdaha kanıtlamıştır. Kürt halkına“çözüm” adı altında teslimiyet vetasfiye dayatılmaktadır.

Kimse kendini aldatmasın; oli-garşik düzen içinde Kürt sorunununçözümü yoktur. Tarih bir kez daha Kı-zıldere’nin tek doğru yol olduğunu ka-nıtlamıştır.

Uzlaşma, Tasfiye, Teslimiyet DeğilKurtuluşa Kadar Savaş!

Bağımsız Kürdistan hedefiyle ge-rilla mücadelesini başlatan Kürt mil-liyetçi hareket ‘90’ların başındakikarşı devrimlerle birlikte sırtını da-yayacağı güç olarak emperyalistleri veoligarşi içindeki çeşitli güçleri gördü.1993 Newrozu’nda yaptığı tek taraf-lı ateşkes ilanından bugüne kadarstratejik hedefi oligarşiyle uzlaşmakoldu. Kürt milliyetçi hareket için ge-rilla savaşı oligarşiyle uzlaşmak içintehdit aracı olarak kullanıldı. Bütünmücadele tarihi boyunca emperya-lizmi hiç hedef almadılar. BugünKürt milliyetçi hareketin önderliği si-lahlı mücadeleyi oligarşiyle uzlaş-manın önündeki engel olarak gör-mektedir. Öcalan ile AKP tarafındanyürütülen “çözüm” süreci ise bu en-gelin tasfiye edilmesi sürecidir. An-cak oligarşi o kadar güçsüzdür ve yö-

Page 6: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

netememe krizi o kadar derindir ki,Kürt halkını bu “süreç”e ikna edeceken küçük bir adımı dahi atamamak-tadır.

Öcalan’ın 2015 Newroz mesajı si-lahları bırakmaktan geri dönüşün ol-madığını göstermiştir. CumhurbaşkanıTayyip Erdoğan, “Kürt sorunu yok-tur” noktasına gelirken Öcalan New-roz mesajında PKK’ye “kırk yıldır

yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi

sonlandırmak ve yeni dönemin ru-

huna uygun siyasal ve toplumsal

strateji ve taktiklerini belirlemek

için bir kongre yapmalarını gerekli

ve tarihi görmekteyim” diye çağrıyapmaktadır.

Burada Öcalan’ın “yeni dönemin

ruhuna uygun siyasal ve toplumsal

strateji ve taktikler” den kastı; Orta-doğu’da emperyalizmin kurmaya ça-lıştığı yeni dengelerde rol üstlen-mektir. Mesajın devamında vurguyaptığı “Eşme ruhu” ise bu rolü oli-garşi ile paylaşma isteğidir...

Silahlı Mücadelenin Miadının Dolduğunu İlan Etmek Halkların Direnme Umudunu Bitirmektir!

Ezenlere karşı ezilenlerin silahlıdirenişi tarihin her kesitinde meşru vetek geçerli yol olmuştur. Kürt milliyetçihareketin silahlı mücadelenin miadınındolduğunu ilan etmesi milliyetçi poli-tikaların iflasıdır. Miadını dolduran si-lahlı mücadele değil, Kürt milliyetçili-ğidir. Küçük burjuva milliyetçilik te-melinde yürütülen silahlı mücadeleoligarşi ile uzlaşmanın önünde engel ol-maktadır. Kürt milliyetçi hareket ise si-lahlı mücadelenin miadının dolduğunuilan ederek sadece Kürt halkımızındeğil, tüm halkların direnme umutları-nı yok etmek istemektedir. Buna izinvermeyeceğiz. Öcalan’ın oligarşiyleuzlaşmak için ileri sürdüğü subjektif dü-şünceleri, tarihsel gerçekleri değişti-remez. Bugün emperyalistler ve işbir-likçileri tepeden tırnağa en gelişmiş si-lahlarla donanırken halklara silahlımücadeleyi bırakın çağrısı yapmakhalklara sırtını dönmektir. Halklarınumudunu bitirmektir.

Halkların Demokrasi Partisi, Düzene Giden Kürt Milliyetçi Hareketin Solu Da Düzenin İçine Çekme Projesidir!

Bu proje emperyalizmden ve oli-garşiden bağımsız değildir. Oligarşi-nin asıl hedefi DHKP-C’yi düzen içi-ne çekmekti, bunu başaramadı, bizimiçin uzlaşmaya, teslimiyete, düzenegiden tüm yollar kapalıdır.

BİZİM YOLUMUZ ÇAYANLA-RIN YOLUDUR! YOLUMUZ KI-ZILDERE’NİN, DEVRİMİN YO-LUDUR!

Bugün HDP, solu düzen içineçekme misyonunu layıkıyla yerine ge-tirmektedir. Bir kaç hareket dışında re-formist, oportünist sol örgütlerKürt milliyetçi hareketin kuyru-ğunda emperyalizmin ve oligarşininpolitikalarına yedeklenmişlerdir.ESP gibi bazı örgütler ise kendi kim-liklerini tamamen unutup Kürt milli-yetçi hareketin adına konuşmaktadır.

Oligarşinin yönetememe krizi ala-bildiğine büyürken, HDP düzeninmuhalefeti olma misyonuna so-yunmuştur.

Oportünist-Reformist Sol İdeolojikBağımsızlığını Yitirmiştir!Kendine Ait BağımsızHiçbir Politikası Yoktur!

Oligarşinin F Tipi saldırısı karşı-sında “direnmeyen çürür” demiştik.Reformist ve oportünist solu BüyükDireniş karşısındaki tavrı çürütmüş-tür. Çürüyen sol ideolojik, politikolarak ölmüştür. Kendine ait bağım-sız hiçbir politikası yoktur. Kendi ba-şına bağımsız örgütlediği tek birkampanyası, tek bir eylemi yoktur.Oportünizmin bu durumu bugün or-taya çıkmış değil, Büyük Direnişe ka-dar uzanır.

Oportünizm ölüsünü Kürt milli-yetçi hareketin yedeğine düşerek giz-lemeye çalışıyor. Ancak Kürt milli-yetçi hareketin yedeğinde geldikleridurum hiç de saklanıp gizlenecek gibideğildir. Kobane’de IŞİD’e karşı mü-

cadele adı altında emperyalizminkara gücü haline gelmişlerdir.

HDP içinde yer almayan ÖDP,TKP gibi reformist partiler seçimler-de olduğu gibi birlikte hareket etme-seler de oligarşiyle “barış”, “uzlaşma”gibi reformist politikalarda ya Kürtmilliyetçi hareket ile ya da sivil top-lumcu düzeniçi politikalarda CHP ileaynı noktada buluşmaktadırlar. Halkiçin alternatif olacak ne bir politikaüretebilmekte, ne de bunu yapabile-cek bir güçleri vardır.

Hala M-L örgüt anlayışı ile varlı-ğını koruyan kimi yapılar ise soliçinde oldukça etkisizdir ve bağım-sız bir politikayı hayata geçireme-mektedir.

Düzene DönenlerDevrime Düşmanlaşırlar

Kürt milliyetçi hareket başındanberi devrimci hareketi oligarşi ileuzlaşmanın önündeki engel olarakgörmüştür. Onun için ‘90’lardan berihareketimize karşı tavırları hep düş-manca saldırgan olmuştur. Bu saldı-rıları oligarşiyle uzlaşma masasınaoturdukları dönemlerde silahlı, mo-lotoflu kurum basmalardan, yakma-lara kadar kimi zaman düşmanın bileyapmadığı fiili saldırılara dönüş-müştür. En son “Rojava’ya devrimdemiyorsunuz” diye bilinen bir mü-zik grubunun konserlerini engelle-meleri bu saldırıların hangi boyutla-ra varacağını göstermektedir.

Değişmez kuraldır: Düzene dö-nenler devrimcilere düşmanlaşırlar.Kendilerini düzene kabul ettirmek içindevrimcilere saldırırlar. Kürt milliyetçihareket de emperyalizmin ve oligar-şinin düşman olarak gördüğü ve terörlistelerinin başına koyduğu hareketi-mize saldırarak kendini emperyalist-lere ve işbirlikçi oligarşiye kanıtla-maya çalışıyor.

HDP içindeki reformist-oportünistkesimler ise “kraldan daha kralcı”olarak iftiracı, kışkırtıcı tavırlarıylaKürt milliyetçi hareketin gölgesindesaldırıyor. Onların gerekçesi de ay-nıdır: Çünkü, düzene dönüşlerindeyüzlerine taktıkları maskeyi yırtıyo-ruz. Eleştirilerimizle, ideolojik mü-cadelemizle oligarşinin, emperyaliz-

Page 7: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

min politikalarına yedeklenmeleriniaçığa çıkartıyoruz.

Düzene Dönüş, Tasfiyecilik Daha Çok Devrim ve Sosyalizm Söylemleri ile Yapılıyor!

Kürt milliyetçi hareket devrimkulvarını ta ‘90’ların başında terk et-miş bayrağından sosyalizmin simge-si olan orak-çekici söküp atmıştır.‘90’lardan beri de burjuvaziyle aynısaflara geçip sosyalizmin değerlerineküfretmiştir. İmralı savunmalarındaÖcalan ‘devrim’e karşı olduğunu“evrim’i savunduğunu söylemiştir.

Kürt milliyetçi hareketin önderli-ği devrimi inkar ederken, bugün Ko-bane’de, Rojava’da ne olmuştur dadevrimden bahsedilmektedir?

Birincisi; Ortadoğu’nun yenidendizayn edilmesinde Kürt milliyetçi ha-reket ABD’nin öncülüğünü yaptığıkoalisyon güçleri içinde yer almak-tadır. İlerici olduğunu iddia eden hiç-bir hareket ABD’nin güdümünde ha-reket etmeyi açıklayamaz... “Rojavave Kobane devrimi” söylemleriemperyalistlerle girilen ilişkiyi giz-lemenin örtüsüdür.

İkincisi; Faşist düzenle uzlaşırkenTürkiye solunu da yanında götürmekisteyen Kürt milliyetçi hareket “dev-rim-sosyalizm” demagojilerini yap-madan AKP faşizmiyle işbirliğiniaçıklayamaz.

Üçüncüsü; Düzen içine çekil-mek istenen devrimci, ilerici sol,sosyalist kesimler “devrim ve sos-yalizm” demagojisi yapılmadan çe-kilemez.

Demagoji “halk avcılığı” de-mektir. Kürt milliyetçi hareket veonun yedeğindeki reformist-oportü-nist sol kesimler “devrim-sosya-lizm” söylemleriyle halk avcılığıyapmaktadırlar...

“Devrim, mevcut egemen sınıf-

ların iktidarının aşağıdan yukarıya

halk hareketiyle zora dayalı olarak

ele geçirilmesi ve ele geçirilen bu ik-

tidar vasıtasıyla da yukarıdan aşa-

ğıya yeni bir toplumsal üretim iliş-

kisinin, yani sosyalist üretim ilişki-

lerinin örgütlenmesidir”

Rojava’da böyle bir devrimin tar-tışması bile söz konusu değildir. Sos-yalizm kavramlarının içinin boşaltıl-masına izin vermeyeceğiz. Bunu her za-man yapan burjuvazidir. Burjuvazigerçek anlamda bir devrimden söz et-meyi yasaklayıp suç sayarken devrimolmayan her türlü gelişmeye devrim di-yerek de devrimin içini boşaltmaya ça-lışmaktadır. Kürt milliyetçileri ve opor-tünizmin bugün yaptığı da budur.

Tek Başımıza da Kalsak, Sosyalizmi Savunmanın Onuru Bizimdir

Dün de, bugün de sosyalizminonurunu canımız, kanımız pahasınasavunduk, savunuyoruz. Emperyalizmçağında devrimciliğin, ilericiliğinkıstası emperyalizme karşı alınan ta-vırdır. ‘90’lı yıllarda da, bugün debunu tek başımıza kalma pahasınaolsa da yaptık, yapmaya devam edi-yoruz.

Dayı’nın 21 yıl önce Partimizin ku-ruluş Kongresi’nde yaptığı şu değer-lendirme bugün içinde aynen geçerli-dir. “Emperyalizmin, sosyalist siste-

mi yıktığı, sosyalizmin yenildiği ma-

sallarını anlattığı bir dünyada, ken-

disine “devrimci-komünist” diyen

birçok örgütün emperyalizmle uz-

laşmak ve silah bırakmak için kuy-

ruğa girdiği bir dünyada, “M-L’yiz”

diyerek tüm emperyalistlere ve yerli

işbirlikçilerine meydan okuyarak, si-

lahlı mücadele bayrağını kaldırmak,

deli damgasını yemekle özdeşti....

Çürümenin, kokuşmanın doruğa

tırmandığı, ihanetin alabildiğine

ucuzladığı bu sol dünyada, namus-

suzların, hainlerin, ülkelerini em-

peryalistlere satanların yanı sıra,

bütün dünyanın düşmanlığını ka-

zanma pahasına bile olsa, proletar-

yanın, halkın, adaletin, özgürlü-

ğün, sosyalizmin savunucusu ol-

malıydık.

Emperyalizme teslimiyet yarışına

girildiği, çıkarlardan oluşmuş ve

bataklık haline gelmiş bu sol içeri-

sinde boğulmayacak, ayakta kalacak,

sosyalizmi yeniden yükseltecek si-

yasal bir çizginin, M-L’nin yalnız ül-

kemizdeki değil, dünyadaki temsil-

cilerinden olmalıydık.

Hangi söylemle yola çıkarsa çık-

sın, ne tür büyük silahlı bir gücü

elinde bulundurursa bulundursun,

emperyalizme tavır almayan, onun-

la uzlaşan her hareket, nihai sonuçta

emperyalizmin denetimi altına gir-

meye ve ülkesini sömürgeleştirmeye

mahkumdur.

Emperyalizm, kendisine tavır al-

mayan özelliklerini korudukları sürece,

bu örgütlerin dünyadaki politik den-

geleri ve çıkarları çerçevesinde yaşa-

malarına, gelişmelerine izin vermek-

te bir sakınca görmeyecektir. Bu ha-

reketler, aynı zamanda halkların kur-

tuluş yolunu saptıran, devrimci po-

tansiyellerini tüketen, milliyetçi-prag-

matist ideolojileriyle de sosyalizme

karşı inançsızlığı geliştirerek, kapita-

list bencilliği körükleyen bir işlev gör-

düğünden, bu olumsuz yanlarıyla

halkların kurtuluş mücadelesinin ge-

lişmesini dolaylı da olsa engelleyici bir

rol oynuyorlardı. Bu nedenle, milli-

yetçiliği de körükleyip, kendi kendini

tüketmesini sağlayarak, sosyalizm

mücadelesi önünde bir engel olmala-

rı emperyalizmin işine gelmektedir.”

Emperyalistler sosyalizme en büyük za-rarı bu tür örgütlerle vermiştir. Onun içinbu tür örgütleri desteklemiş ve politi-kaları doğrultusunda kullanmıştır.

Biz Kendi RotamızdaYürümeye, Kendi Sandalyemizde Oturmaya veKafamızın ÜstündeKendi Başımızı TaşımayaDevam Ediyoruz!

Emperyalizmden oligarşiye... düş-man ısrarla bizi de düzen içine çek-meye ve yok etmeye çalışmıştır.‘90’larda 12 Temmuz Katliamı, 16-17Nisan Katliamı, infazlar, işkenceler,kayıplar, onlarca yılı bulan hapislik-ler bunun içindi. 19 Aralık Hapisha-neler Katliamı, F tipi tecrit politika-ları bunun içindi.

Ancak başaramadılar. Bugün artıkitiraf ediyorlar “bir siz kaldınız de-ğişmeyen” diyorlar... “Kızıldere’ninadı değişti siz hala değişmediniz” di-yorlar.

Page 8: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Hayır Biz Değişmeyeceğiz! Her Cepheli’nin Doğum Yeri Kızıldere’dir!

Dayı’nın söylediği gibi; “Biz ken-

di rotamızda yürümeye, kendi san-

dalyemizde oturmaya ve kafamızın

üstünde kendi başımızı taşımaya

devam” edeceğiz. “Biz dünyanın en

inatçı savaşçılarıyız, onlarla, yüzlerle

katledilir, birliklerimiz imha olur,

yine silahlanmaktan, savaşı sür-

dürmekten vazgeçmeyiz.”

Biz Kızıldere’nin Yolundan Yürüyoruz! Bizim Rotamız Kızıldere’dir!Kızıldere’nin Yolunda Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Her Alanda Savaşı Büyüteceğiz!

Kızıldere’nin yolu oligarşiyle,emperyalizmle uzlaşmanın işbirliği-nin yolu değil; KAHROLSUN EM-PERYALİZM YAŞASIN BAĞIM-SIZ TÜRKİYE diyenlerin yoludur!

Kızıldere’nin yolu “barış” adı al-tında oligarşiyle, emperyalizmle uz-laşmanın, silahlı mücadeleyi tasfiye-nin yolu değil, KURTULUŞA KA-DAR SAVAŞ diyenlerin yoludur.

Kızıldere’nin yolu devrimin yo-ludur! Devrim oligarşiyle ve emper-yalizmle uzlaşarak, düzeniçi yön-temlerle değil savaşı büyüterek ger-çekleşecektir. Devrimin başka yoluyoktur. Başka yolu olduğunu iddiaedenler halka yalan söyleyenlerdir.

Tüm dünyada tek başımıza dakalsak savaşı büyüteceğiz. 2015 yı-lının daha ilk gününde zulmün sa-raylarından biri olan Dolmabahçe’yedayanmamız bunun içindir.

Şehirlerden kırlara... Her alandasavaşı büyüteceğiz. Alanlardan sa-raylara her yerde düşmandan hesapsoracağız. KERPİÇ EVLERDENGELİP SARAYLARINI YIKA-CAĞIZ!

“Barış”, “çözüm”, “demokratik-leşme”... bunların hepsi safsatadır. Fa-

şizmle barış olmaz. Dünyanın hiçbiryerinde olmamıştır.

AKP iktidarı doğusundan batısınaülkemizin dört bir yanında halkımızakarşı savaş halindeyken “barış”tan,“demokratikleşmek”ten bahsetmek,halka karşı açılan savaşta halkı silah-sızlandırmaktır. Halkı sahte umutlar,beklentiler içine sokarak faşist AKP ik-tidarının politikalarına güç vermektir.

AKP, polisin, MİT’in, askerinyanı sıra mafya çetelerini dahi kont-ra bir güç olarak halka karşı kullan-maktadır.

Devrimcilerin görevi bu gerçeğigözardı ederek halkın faşist düzeneolan öfkesini, olmayan “barış”, “çö-züm” söylemleriyle düzeniçine çek-mek değil, bu gerçekliğe göre halkı si-lahlandırmak ve halkın silahlı sava-şını örgütlemektir.

Cepheliler! Halkımız!...AKP’nin her geçen gün daha da

pervasızlaşan faşist terörü, iç güven-lik yasaları... hepsi çaresizliğindendir.Yönetememe krizinin büyüklüğün-dendir. Devrimcilerden halktan kor-kusundandır.

AKP’nin krizini derinleştirmek,korkularını büyütmek devrimcileringörevidir.

Bunun yolu her alanda silahlımücadeleyi örgütlemekten ve büyüt-mekten geçer...

Bunun yolu boykotlarla, direniş-lerle, barikatlarla ve her türlü meşrumücadele araçlarıyla hesap sormak-tan geçiyor.

Amerika, “Tekrar M-L bir örgü-

tün güç olmasına izin veremeyeceğiz.

Dünyaya olumsuz örnek olacaklar,

bundan sonra herkes kendini bize

karşı eylem yapabilecek güçte his-

sedecek, bu çok tehlikeli bir yöne-

lim… buna asla izin vermeyece-

ğiz!” diyor. ML bir örgüt olarak dünya halk-

larına örnek olmamıza hiçbir güçengel olamayacaktır!

Cepheliler!Silahlı savaşı büyütmemiz sadece

Türkiye halklarına değil, ezilen, sö-mürülen tüm dünya halkları içinumut olacaktır. Her Cepheli bu umu-

du ete kemiğe büründürme misyo-nuyla görevlidir.

Halkımız veDünya Halkları!

1970’lerden bugüne 45 yıldır sos-yalizmin bayrağını tek başımıza kal-ma pahasına büyük bedeller ödeyerekonurla, gururla dalgalandırdık, dal-galandırıyoruz.

Tarih bizi her geçen gün doğrula-maktadır: Silah bırakıp düzene dönenörgütler sadece kendilerini tasfiyeederler, halkların mücadelesine önem-li bir etkide bulunamazlar. Halklarınsosyalizmden başka kurtuluş yoluyoktur. Halklarımızı kurtuluşa götü-recek olan DHKP-C’dir.

Tüm dünyada herkes emperya-lizmle ve işbirlikçi iktidarlarla uzlaşsada biz uzlaşmayacağız. Kızıldere’ninyolunda devrimin ve sosyalizminbayrağını dalgalandırmaya devamedeceğiz.

Kızıldere’nin yolu uzlaşmanın,tasfiyenin, teslimiyetin yolu değildevrimin yoludur. Kızıldere’nin yo-lunda oligarşiye ve emperyalizmedaha büyük darbeler vurarak savaşıbüyüteceğiz.

30 Mart -17 Nisan Devrim Şe-hitlerini Anma ve Partimizin Ku-ruluşunu Kutlama Günleri’nde hal-kımıza ve şehitlerimize ant olsun ki,yolumuzdan dönmeyeceğiz, bedeli neolursa olsun sosyalizm yolunda kur-tuluşa kadar savaşacağız. Türkiye veDünya halklarına anti-emperyalist,anti-oligarşik halk iktidarını armağanedeceğiz!

YAŞASIN DEVRİM, YAŞASINSOSYALİZM!

YAŞASIN HALKLARIN KAR-DEŞLİĞİ!

YAŞASIN ÖNDERİMİZ DUR-SUN KARATAŞ!

YAŞASIN DEVRİMCİ HALKKURTULUŞ PARTİSİ - CEPHESİ!

UZLAŞMA, TASFİYE, TESLİ-MİYET DEĞİL, KURTULUŞA KA-DAR SAVAŞ!

Devrimci Halk Kurtuluş Partisi

Page 9: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Rojava ve Kobane üzerine yazdık-larımız, söylediklerimiz geniş bir tartışmayarattı. Son olarak, bir soru üzerine G.Yorum’un “Rojava’yı biz devrim olarak

değerlendirmiyoruz” açıklaması tartış-mayı farklı bir boyuta çekme çabalarınakarşın yeniden gündeme getirdi.

Tartışma esasen sadece devrimin neolup ne olmadığı tartışması değildir.Tartışma aynı zamanda ideolojik mü-cadele nedir, ideolojik mücadeledenkim ne anlıyor tartışmasıdır. Emper-yalizm ve ilericilik tartışmasıdır. Milli-yetçiliğin neden halkları kurtuluşa gö-türemeyeceği tartışmasıdır. Ve elbettehalkların kurtuluşunun neden Mark-sizm-Leninizm’den geçtiği tartışmasıdır.

Öncelikle söylemeliyiz ki ideolojiktartışma kültürü oldukça geridir. Bu tar-tışma zemininde bu durum bir kez dahaortaya çıkmıştır. Kürt milliyetçi hareketive ona yedeklenmiş ESP başta olmaküzere kimi siyasal anlayışlar değerlen-dirmelerimiz karşısında deyim yerindeyse“siyasal bir linç” kampanyası başlattılar.“G. Yorum’a boykot” çağrıları yaptılar.

İdeolojik mücadele ve tartışmayı bil-meyenler dahası kendi ideolojisine gü-venmeyenler zayıflıklarını saldırıyla,tehditle, boykotlarla, kışkırtmalarla ört-meye yönelmektedirler.

İdeolojik-politik değerlendirme vetahlilleri kendilerine “hakaret” olarakalgılayanlar herkesi de kendileri gibidüşünmeye, değerlendirmeler yapmayazorlamaktadırlar.

Gerçek neyse odur. Hiçbir zor onudeğiştiremez.

“Devrim Nedir?” Tartış-ması Bitmiş TamamlanmışBir Tartışmadır

Devrim kavramı da çarpıtılan kav-ramların başında gelmektedir. Özellikle

1990’lı yıllarla birlikte emperyalizmindevrimci değerlerin içini boşaltması,ters yüz etmesi tasfiyecilik saldırısınınöne çıkan yanlarından biri oldu.

Emperyalist yalan ve demagoji ma-kinası karşı-devrimleri devrim diyesundu. Halk düşmanı katilleri, işbir-likçileri “özgürlük savaşçıları” diye.Emperyalizmin denetimine girmeyenülkeleri işgal etmenin, halklarını kat-letmenin adı “demokrasi ve özgürlükgötürmek”ti. Devrimci değerleriniçini boşaltmanın, değersizleştirmeninbir diğer biçimi de siyasal kavramlarıolur olmadık her yerde kullanmaktı;sıradanlaştırmaktı. Her şeye devrimdemeye başladılar. Öyle ki artık devrimreklamların konusuydu.

İktidar ve devrim iddiasını yitirmiş,emperyalizmin ideolojik etkisi altınagirmiş sol, devrimci, ilerici güçler deemperyalizmin bu politikasına hizmetettiler. Bu kavramları literatüründençıkarmak da, her yerde olur olmadıkşekilde kullanmak da iktidar ve devrimiddiasını yitirmenin farklı görünmeklebirlikte iki benzer biçimidir. İkisi deçarpıtmaya hizmet eder.

Kimse Marksist-Leninist kav-ramları istediği gibi çarpıtamaz.Çarpıtma gördüğümüzde buna karşımücadele ederiz. Bu siyasal kimli-ğimizin bir sonucudur. Yanlışa, çar-pıtmaya müdahale etmeyen bunakarşı ideolojik mücadele yürütmeyenbir devrimci anlayış kendi varlıknedenini yitirmiş demektir.

Devrim nedir, ne değildir bunlargerçekte Marksist-Leninist’ler için bit-miş tartışmalardır. Ancak bir kez dahakavramları hatırlatmakta fayda görü-yoruz.

Marks ve Engels’de politik devrim,sosyal devrim ve sürekli devrim olmaküzere üç tip devrim kavramı görürüz.

“Marksist devrim anlayışı,

sürekli ve kesintisiz bir ihtilal

sürecini öngörmektedir. Dev-

rim, halkın devrimci girişimiyle

–aşağıdan yukarı- mevcut dev-

let cihazının parçalanarak, po-

litik iktidarın ele geçirilmesi

ve bu iktidar aracılığıyla –yu-

karıdan aşağıya- daha ileri bir

üretim düzeninin örgütlenme-

sidir.” (Kesintisiz Devrim-1,Mahir Çayan)

Marks, Engels, Lenin ve ül-kemiz devriminin önderlerindenMahir Çayan’ın devrim konu-sunda söyledikleri açıktır.

Bir; mevcut politik iktidarınparçalanıp yıkılarak daha ilericibir iktidarın eline geçmesi kibuna politik devrim deniyor.

İki; bu politik iktidar aracı-lığıyla daha ileri bir üretim tar-zına geçiş ki buna sosyal devrimdeniyor.

Marksist-Leninist devrim teo-risi zora dayanır. Bu gerçekde sınıflar savaşımının ifade-sidir.

“ROJAVA DEVRİMİ” SÖYLEMİ “ROJAVA DEVRİMİ” SÖYLEMİ KÜRT MİLLİYETÇİLERİ VE KUYRUKÇULARININKÜRT MİLLİYETÇİLERİ VE KUYRUKÇULARININ

EMPERYALİZMLE OLAN İŞBİRLİĞİ VEEMPERYALİZMLE OLAN İŞBİRLİĞİ VETASFİYENİN ÖRTÜSÜDÜR -1-TASFİYENİN ÖRTÜSÜDÜR -1-

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

9KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 10: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Marks ve Engels’e görepolitik devrim; politik ik-tidarın o tarihsel süreç için-de daha ilerici bir yöne-time, mevcut gerici ikti-darın alaşağı edilerek geç-mesidir. Bir hareketin po-litik devrim olabilmesi içinhalk kitlelerinin en azındanönemli bir kesiminin ikti-dara yönelik mücadelesininolması şarttır. Ancak kit-lelerin ayaklanması sonucuiktidarın devrimci elleregeçmesi halinde politikdevrimden söz edilebilir.

İkinci olarak Marks veEngels’e göre bir hareketinpolitik devrim sayılabil-mesi için bu hareketin sonucundaoluşan yönetimin ilerici ve demokratolması şarttır. (Marks’ın bu tanımıtekel öncesi dönemin burjuva toplu-muna ilişkindir.) Marks ve Engels’tepolitik devrim proletarya devri-midir ve bu devrim aynı zamandasosyal dönüşümü de sağlar.

Marks’ın sosyal devrim tanımıise (gerçek devrim demektedir buna)bir üretim tarzından daha ileri birüretim tarzına geçişi temel almak-tadır.

Leninist devrim teorisinde, işçi sı-nıfının zayıf olduğu, nüfusun büyükçoğunluğunu köylülerin teşkil ettiğibir ülkede, emperyalist zinciri parça-lamak mümkündür. Burada köylülerindevrimci potansiyelinin, proletarya-nın ve partisinin yönetiminde hare-kete geçirilmesi temel alınmaktadır.

Mahir Çayan, Marksist devrimteorisini ülkemiz koşullarına uyar-lamıştır. Mahir Çayan devrim soru-nunu şu şekilde ortaya koymaktadır:

“‘Devrim politik iktidarın ele ge-çirilmesidir; veya devrim bir üretimtarzından bir ileri üretim tarzınageçiştir’ şeklinde karşı karşıya geti-rilmeye çalışılan bu iki tanım, kendibaşlarına hem doğru hem de eksiktir;ve eksik oldukları için de yanlıştır.Marksist devrim teorisinde böylekarşı karşıya getirilen bir ikilemyoktur. İktidar meselesi her devriminana meselesidir; ama bütünü değildir.‘Proletarya ve müttefiklerinin iktidara

el koymasıdır’ şeklindeki devrim tanımıtek başına eksiktir ve dolayısıyla hereksik tanım gibi yanlıştır. Tarihte pro-letaryanın iktidarı ele geçirdiği haldesosyal dönüşümü sağlayamadığı, ParisKomünü gibi pek çok devrimci giri-şimi olmuştur. Bu tanıma göre bütünbu hareketleri devrim saymak gereke-cektir. Aynı şekilde ikinci kavram daeksik olduğu için nitelik belirleyicideğildir. Bu tanıma göre ‘yukarıdandevrim’le Almanya’yı feodalizmdenkapitalizme yükselten Bismarck yö-netimini devrimci saymak gerekecektir.

“Marksist devrim anlayışı, sürekli

ve kesintisiz bir ihtilal sürecini ön-

görmektedir. Devrim, halkın devrimci

girişimiyle –aşağıdan yukarı- mevcut

devlet cihazının parçalanarak, politik

iktidarın ele geçirilmesi ve bu iktidar

aracılığıyla –yukarıdan aşağıya-

daha ileri bir üretim düzeninin ör-

gütlenmesidir.” (Kesintisiz Devrim-1, Mahir Çayan)

Marks, Engels, Lenin ve ülkemizdevriminin önderlerinden Mahir Ça-yan’ın devrim konusunda söyledikleriaçıktır.

Bir; mevcut politik iktidarın par-çalanıp yıkılarak daha ilerici bir ik-tidarın eline geçmesi ki buna politikdevrim deniyor.

İki; bu politik iktidar aracılığıyladaha ileri bir üretim tarzına geçiş kibuna sosyal devrim deniyor.

Marksist-Leninist devrim teorisizora dayanır. Bu gerçek de sınıflar

savaşımının ifadesidir. Ve altı çizilmesi gereken bir nokta

da emperyalizm çağında politik vesosyal devrimi, mücadelesi ve ör-gütlenmesi ile gerçekleştirecek tekdevrimci sınıfın proletarya ve onunkitlelerle bütünleşmiş öncü partisiolduğudur.

Bu teori, tarihin kanıtladığı tekdoğru ve devrimci teoridir.

Rojava-KobaneDevrim Mi? Değil Mi?

Marksist-Leninist teori ışığında“Rojava Devrimi” söylemlerini ne-reye oturtacağız?

Gerçekte oportünistçe söylemlerindışında devrim diyen yoktur. Devrimdiyenler de tam bir teorik sefaletiçindedirler.

"Bir de bu arkadaşların unuttukları

bir kavram var; demokratik devrim...

Halkların kurtuluşu, kendi kaderlerini

tayin hakkı için mücadeleleri... Ro-

java’da olan ve yaşanan tam olarak

budur. Evet, sosyalist/sosyal bir devrim

değil ama demokratik/siyasal bir dev-

rim gerçekleşmektedir. Hem de Or-

tadoğu gibi gericiliğin ve mezhep sa-

vaşlarının kana boğduğu bir bölgede.

Eski Baasçı, Arap milliyetçisi yöneti-

min yerini; halkın devrimci demokratik

direnişine dayanan yeni bir iktidar

almıştır. Bu tam olarak siyasal bir

devrimdir. Elbette bitmiş, sonlanmış

değil devam eden bir süreçtir." (Ev-rensel/ Faruk Ayyıldız)

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!10

Page 11: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

“Rojava’da devrim” diyenlerin başında EMEPgelmektedir. Evrensel Gazetesi bu yönlü değer-lendirmelerle doludur. F. Ayyıldız’ın yazısı bunlardanbiridir. Ne diyor Ayyıldız? “Sosyal değil ama tamolarak siyasal bir devrimdir” diyor. Peki iktidarıhangi sınıf aldı? Hangi sınıf öncülük etti bu siyasaldevrime? Bu soruların cevabı yoktur. Bu sorununcevabı yaşananın politik bir devrim olmadığınınifadesidir.

Aşağıdaki de Kürt milliyetçi çevrelerinden birdeğerlendirmedir:

“PYD, Rojava kantonlarında denetimi –politikkıvırmaları bir tarafa bırakırsak iktidarı- ele geçir-miştir. Evet bu bölgelerdeki Suriye denetimini -iktidarını- açık bir silahlı mücadele ile yıkmamış-lardır ancak zaten ortadan kaybolan bir iktidarınsebep olduğu boşlukta kendi iktidarlarını ilan et-mişlerdir ve bu iktidarı selefi hareketlerin tümünekarşı ısrarla savunmuşlardır. Türkiye’li Marksistlerinkafası ile hareket edilirse ortada zaten bir iktidaryok, devrilen bir şey yok dolayısı ile devrim deyok denir, ki diyorlar da. (…) Rojava Kantonlarında devrimin temel sorunu olan iktidar sorunu çö-zülmüştür. Bundan sonrası devrimin korunması,geliştirilmesi ve yayılması sorunudur.”

“Rojava Devrimi”nin en ateşli savunucularındanESP’nin değerlendirmeleri ise asıl olarak devrimtespitini neye dayandırdığından çok Cephe’yesaldırı ve Cephe kışkırtıcılığından ibarettir.

“Ama, eğer ‘Suriye Devleti’nin yanında’, ‘Ro-java’nın karşısında yer alınmalıdır’ der ve bütünsolu da bu doğrultuda tavır almaya, saf tutmayaçağırırsanız, ki yaptığınız bu, açıkça sosyal-şovenbir pozisyon almış olursunuz. (Yürüyüş, sayı 275,sayfa 23)” (Atılım/ Haydar Özkan)

Atılım alıntı yapmıyor, kendi düşüncelerini veuydurmalarını Yürüyüş’ten yaptığı bir alıntı gibisergiliyor. Bu Atılım’ın genel karakteridir ve kış-kırtıcılığına da uygundur.

Atılım, Rojava için "Ulusal Demokratik Devrim"diyor. Atılım, diğer pek çoklarının aksine politik birdevrimle sınırlı kalmayıp sosyal bir devrim içeriği dekazandırmıştır Rojava’da yaşananlara.

Kimse ben adını böyle koydum böyledir diyemez.Ciddiyet, ortaya konulan değerlendirmeyi temellendirmeyigerektirir. Böyle bir devrim olduysa bu devrime kim,hangi sınıflar önderlik etmektedir? Bu devrimin programınedir? Emperyalizm karşısındaki duruşu nedir? Aslındabu soru bütün yukardaki değerlendirmeler için geçerlidir.

“Rojava’da atılan tek taş bile devrimdir" diyorlar. Tartışmaya çalıştığımız anlayış tam da budur. Devrim

tartışması ideolojik, siyasal ve pratik bir tartışmadır.Her türlü duygusallığın, sübjektif niyetlerin ötesinde birdurumdur. Kadınların yoğun ve aktif olarak çatışmalardayer alması... Rojava, Kobane’de IŞİD çetelerine karşısavaşım vb. rahatlıkla devrim nitelemeleriyle adlandırılıyor.

Öyle ki “Rojava Devrimi” değerlendirmelerinin oda-ğına neredeyse IŞİD’e karşı mücadele oturtulmaktadır.IŞİD canavarına karşı mücadele özgürlük mücadelesiolarak ortaya konulmaktadır.

Bu değerlendirmelerde IŞİD ve IŞİD’leri yaratanhalkların düşmanı emperyalizm gerçeği ortada yoktur.Canavar mı aranıyor? Emperyalizmden daha büyük ca-navar yoktur. Vahşet ve katliam mı aranıyor, emperyalizmindünya halklarına yaşattığı katliamların sayısı telaffuzbile edilemez.

Bizim söylediğimiz açıktır; Rojava Devrimi vb.diyerek halkları aldatmayın diyoruz.

Devrim istiyorsanız bunun yolu emperyalizme karşısavaşmaktan geçiyor diyoruz. Emperyalizmin dene-timinde, onunla kol kola bir devrim olamaz diyoruz.Emperyalizm Kürt, Arap, Süryani, Türk, Ezidi halklarınındüşmanıdır diyoruz.

DEVAM EDECEK

6 Ocak 2014 tarihinde Rojava’nın Amûdê kentinde toplananRojava Demokratik Özerklik Yönetimi Yasama Meclisi, RojavaToplumsal Sözleşmesi’ni kabul etti.

“Sözleşme”den Bazı Maddeler: - 24. Madde: Her kişi ve grup; düşünce, inanç, karar ve

görüşlerinde özgürdür. Alınan kararların toplumsal barışa,ahlaka aykırı olmaması ve diktatörlüğü savunmaması koşuluyla.

- Bu madde açık ve net bir düşünce içermemektedir. “Top-lumsal barışa, ahlaka aykırı” Bu maddeye göre birçok şey“toplumsal ahlaka aykırı” denilerek halkın üzerinde baskı uy-gulamak mümkündür. Yine faşist ve gerici düşüncelere yaşamhakkı tanımayacağı belirtilmediği gibi buna göre proletaryadiktatörlüğü de suç sayılabilir.

- 41. Madde: Mülkiyet ve özel mülkiyet hakkı güvencealtına alınır. Yasadışı olarak hiç kimse emlaklarını kullanımhakkından mahrum bırakılamaz. Hiç kimsenin toprağı vemülkü elinden alınamaz. Kamu çıkarı için alınması gerekiyorsada karşılığı ödenmelidir.

- Bu madde açıkça özel mülkiyeti güvence altına aldığınıbeyan ediyor. Oysa demokratik ve sosyalist devrim anlayışındaözel mülkiyete son verilir. Devrim temel görevi budur zaten.Sözleşme bu yanıyla kapitalist bir düzeni temsil ediyor.

- 85. Madde: Demokratik Özerklik Yönetimi’nin hukukiyemini: Tanrı (Allah) adına yemin ederim ki bu ToplumsalSözleşme’ye ve onun yasalarına saygı duyacağım. Ben halkınözgürlüğü ve çıkarlarını savunacağım....

“Tanrı adına” yemin etmek inanç özgürlüğünün gereği de-ğildir, devrimci hiç değildir; bilimsel sosyalizmi yok sayanidealist bakış açısının ürünüdür.

ROJAVA ANAYASASI: “ROJAVA TOPLUMSAL

SÖZLEŞMESİ”

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

11KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 12: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Kürt milliyetçi hareketi 15 Mart2015 tarihinde Grup Yorum'un Wan'dayapacağı konseri, salon sahibini tehditederek, gelecek kitleyi tehdit ederekengellemeye çalıştı. Günler öncesindeninternet üzerinden açıktan tehditlersavruldu, ağıza alınmayacak küfürleredildi Grup Yorum'a. Tüm bu engellemeçabalarına karşı Grup Yorum Wan'agitti, konser salonunun önünde 170kişiyle ateşler yakıldı, halaylar çekildi,konserimizi yasaklara rağmen yaptık.Kürt Milliyetçi hareketi 15 Mart 2015tarihinde Grup Yorum'un Wan'da ya-pacağı konseri, salonu tehdit ederek,gelecek kitleyi tehdit ederek engelle-meye çalıştı. Günler öncesinden internetüzerinden açıktan tehditler savruldu,ağıza alınmayacak küfürler edildi GrupYorum'a. Tüm bu engelleme çabalarınakarşı Grup Yorum Wan'a gitti, konsersalonunun önünde 170 kişiyle ateşleryakıldı, halaylar çekildi, konserimiziyasaklara rağmen yaptık.

Tekirdağ'da 30. yıl söyleşisinde,

“Rojava'daki direnişin devrim olma-dığını” söylediği için, Kürt milliyet-çileri Yorum'a karşı yoğun bir linçkampanyası başlattılar. Grup Yorum'akarşı bu düşmanlığın sebebi nedir?Ne yapmak istiyor Kürt milliyetçileri?Bize zorla "devrim” dedirtmeye miçalışıyorlar… Biz devrim deyinceKobane’de devrim olmuş mu olacak?Bu tamamen bahane. Çünkü Kürtmilliyetiçilerinin Grup Yorum'a karşıyaptıkları saldırılar yeni değil. Süreklibenzer saldırılara maruz kalıyoruz.Bu linç saldırılarının sebebi Tekir-dağ'da söylediklerimiz değildir. Bizilk defa Kürt milliyetçilerinin saldı-rısına maruz kalmıyoruz.

1- Kürt Milliyetçilerindenİzmir’de Canan KulaksızŞenliğine Saldırı

İzmir'de Canan Kulaksız Şen-liği’nde, binlerce kişiye konser ve-rirken, yaklaşık 200 kişilik BDP kit-

lesi Yorum sahnedeyken, Yorum'asaldırdı, enstrümanları kırdı. Yorumise binlerce kişilik kitlesini sakin-leştirip sadece insan zinciri oluştu-rarak Kürt milliyetçilerini engellediuzaklaştırdı.

2- İzmirEge Üniversitesi’nde30. Yıl Şenliğine Saldırı

Kürt milliyetçileri yine İzmir EgeÜniversitesi’nde yapılan 30. yıl söy-leşisini fiili olarak engellemeye ça-lıştılar. Yorum söyleşisine gelen kitleyikışkırttılar, söyleşinin yapılacağı bah-çeye gelerek, Yorum ve dinleyicile-rinin etrafında dolaştılar, sloganlarla,ıslıklarla bazen de fiziki olarak iterek,tahrik ederek Yorum'u engellemeyeçalıştılar.

Kobane devrim midir, değil midirtartışmasının çok öncesinde, Grup-Yorum 30. yıl söyleşilerinin hemenhepsinde Kürt milliyetçileri Yo-rum'a saldırgan, kışkırtıcı sorularlakatıldılar, söyleşileri sabote etmeyeçalıştılar. Sordukları sorulara cevapvermemize bile izin vermeden, arkaarkaya yalan yanlış bilgiler vererekkitleyi kışkırtmaya çalıştılar. Birçoksöyleşide hemen hemen aynı sorular,aynı saldırgan üslupla karşımıza çık-tılar. Neredeyse aynı soruları, aynıcümlelerle Urfada'da, Tekirdağ-da'da sordular.

3- Bakırköy Bağımsızlık Konserine SaldırıYalanlar ve Gerçekler

Urfada ki söyleşide, Bakırköy

KÜRT MİLLİYETÇİ HAREKETİN GRUP YORUM’A SALDIRISI, DÜZENE

DÖNÜŞÜN ÜSTÜNÜ ÖRTME ÇABASIDIR!

Düzene Dönenler Devrime Düşmanlaşırlar… İstanbul’da AKP’nin Polisi, Wan’da HDP’liler Grup Yorum’a Saldırıyor...

HDP’liler Grup Yorum’un Wan Konserini Engellediler!

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!12

Page 13: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

halk Konseri’nde neden YDGH'lılarıkovdunuz? diye soruldu. İşte kışkırtıcısorulardan biri bu?

Bakırköy Halk Konseri’ndeYDG-H'lıların kovulması yalandır.

YDG-H'lılar konserimizi saboteetmeye çalıştılar, kitleye taşlarlasaldırmışlardı ve Halk Cephelilerinsan zinciri oluşturarak bu saldırgangrubu alandan uzaklaştırdı. Söyleşi-lerde arka arkaya bu tür soruları so-rarak Yorum'u dinlemeye gelen kitleyide Yorum'a karşı kışkırtmaya çalış-tılar. Neredeyse konuşmamıza bileizin vermeden, arka arkaya sorularyağdırdılar.

Grup Yorum neden Kobane'yegitmedi?

Neden Suriye'de konser yaptı-nız?

Kobane için neden şarkı yap-madınız?

HDP'ye oy verecek misiniz?

Rojava’ya neden beste yapma-dınız?

Neden Newroz'a konsere git-mediniz?

Grup Yorum neden Beşar Esadposteri arkasında konser verdi?

Dolmabahçe'de silah neden tu-tukluk yaptı?..

Birbiriyle alakası olmayan, GrupYorum'u ilgilendiren, ilgilendirmeyensorular arka arkaya soruldu. İstediklericevapları alamayınca da, salondanayrıldılar.

Gazi Mahallesi'nde 12 Mart GaziKatliamı'nın yıldönümünde HDP kit-lesi "Grup Yorum şaşırma Sabrı-mızı Taşırma" sloganları attı. GrupYorum'un söylediği hangi söz Kürthalkına karşıdır? Böyle bir gerçekneden bulamazlar, bu nedenle sahtenedenler uydurarak saldırıyorlar.

Emperyalistlerle, İşbirlikçileriyleKolkola Girmiyoruz!Biz IsrarlaDevrim Diyoruz!

Kürt milliyetçilerinin Grup Yo-rum’a, Devrimcilere saldırısının tek

nedeni budur.

DÜZENE DÖNENLER, DÜ-ZENLE İŞBİRLİĞİ YAPANLAR,BIJİ SEROG OBAMA DİYEN-LER, DEVRİMCİLERE DÜŞ-MANLAŞIRLAR!

KÜRT MİLLİYETÇİLERİNGRUP YORUM’A SALDIRISIDÜŞMANCADIR.

Biz ısrarla AKP ile uzlaşmaya-cağız, Kürdistan Kürt halkınındır,dünya halklarının baş düşmanı"Amerika'yla uzlaşılmaz, ona karşısavaşılır..." dediğimiz için bize sal-dırıyorlar. Değilse Kobane'de devrimolmuş desek ne olur, demesek neolur. Biz dedik diye Kobane’de dev-rim olmaz.

Devrime küfreden, devrimi ağzınaalmayan Kürt milliyetçi hareket vekuyrukçuları Amerika ile işbirliğininüstünü örtmek için devrimci oluver-diler. Zorla devrim yaptıklarını söy-letmeye çalışıyorlar.

Ama biz ısrarla gerçek devrimdensözedince, Kobane'de Amerika'ylauzlaşmalarını, "Biji Obama, BijiAmerika" demeleri kolay olmuyor,halkı o kadar kolay aldatamıyorlar.

"Kobane" saldırılarının, linçlerininbahanesidir… Kobane’de bir devrimolduğunu Kobane yönetiminin kendiside söylemiyor… Rojava yönetimiMerkezi Suriye devletinden ayrılmakisetemiyoruz, birlikte yaşamak isti-yoruz diyor… Rojava Anayasası’ndaözel mülkiyet güvence altına alınacakdiyor… Devrim saflarını çoktan ter-keden Kürt milliyetçi hareket vekuyrukçuları şimdi devrimci oluver-diler, devrim dersi veriyorlar...

2015 Newroz'unda Öcalan'ın met-ni okundu, bu metinde de, Kobaneiçin, Rojava için "devrim" denmiyor.Ve Öcalan'ın konuşma metni halkı,devrime değil, reformlara, revizyon-lara çağırarak bitiyor. Hiçbir resmiyayınlarında Kobane ve Rojava için"devrim" denmezken, neden Yorum'asaldırıyorlar.

Özgür Gündem Gazetesi adınaröportaj yapan M. Ali Çelebi konuylailgili ısrarlı sorularına aynen şunlarısöylüyor; “Suriye vatandaşlık kimliği.

Rojava bir bölgedir. Halk kendi ken-dini yönetiyor. Suriye’de bir çözümbulununcaya kadar. Ayrı bir şeydir,veyahut ayrı bir devlettir, veyahutayrı sınırlar çizilecek diye bir şeyyok. Ne olursa, bütün Suriye içindebir çözüm bulunursa olacak.” Rojo-va'da da, Kobane'de de IŞİD çetele-rine karşı bir direniş verildi. Ve Ko-bane'de bu direniş zaferle sonuçlan-mıştır. Ancak bu zafere, devrim de-nemez.

Bize saldırmalarının nedeni bizimısrarla DEVRİM dememizdir… Kürtmilliyetçi hareket devrim söylemlerini’90’ların başında terketmiştir… Bütünpolitikaları düzenle uzlaşma yönün-dedir…

Devrim lafını da daha çok KürtMilliyetçilerinin kuyrukçuluğunu ya-pan Oportunizm dillendiriyor. DeğilseKobane yönetimi de, Rojova yönetimide devrim yaptıklarını iddia etmiyor.Tersine Suriye Devleti ile sürekli birilişkileri ve bağları var. Türkiye'deAKP’ye yaranmak için "KatilEsad" sloganları atıyorlar, oysaPYD ilk silahlarını Suriye Devle-ti’nden aldı. Beşar Esad yaptığı açık-lamada; “Kürt halkına Suriye Devleti

askeri açıdan ayni yardım ve mü-

cadelesinde her türden yardımı yap-

tık bunun belgeleri elimizde bulun-

maktadır" dedi.

Grup Yorum'un benimsediği dü-şünce ise uzlaşmanın, teslimiyetinönündeki engeldir… Grup Yorum,Marksist-Leninist temelde devrimisavunan ve bunun için iktidar savaşıveren devrimci hareketin şarkılarını,marşlarını milyonlara taşır. DünyanınMarksist-Leninist Kültür mirasını,dünya halklarının direniş destanlarınısahiplenir ve onları ileri taşır. Bugündünyada devrimci müziğin öncülü-ğünü yapmaktadır. Bunun için esasolarak bize saldırıyorlar.

Israrla “devrim” dediğimiz içinsaldırıyorlar. Biz halkın çocuklarıyız,halk için devrimci müzik yapıyoruz.Bu nedenle bu saldırıları da boşa çı-kartacağız. Hiçbir güç halkla olanbağımızı koparamayacağı için, GrupYorum bu saldırılara karşı da güçle-nerek çıkacaktır.

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

13KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 14: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

“Erdoğan’ın konuşması kadaryavan, basit ve seviyesiz bir konuş-ma olamaz. (...) Türkiye halklarınıntoplumsal sağlığı açısından TayyipErdoğan tımarhaneye bile kapatıl-malıdır denilebilir (...) Böyle birisiBaşkan olursa vay Türkiye’nin hali-ne! Herhalde Türkiye’yi Hitler ve En-ver Paşa gibi sonu felaket olan ma-ceralara sürükler.

Aslında Tayyip Erdoğan’ın böy-le bir cesareti ve iradesi yoktur. Birzamanlar İtalyanlara yakıştırılançakal karakterinde bir politikacı-dır.” (Cemil Bayık, DİHA, 19 Mart2015)

“Biz kim iktidarda ise onunlamasaya otururuz. Bu yadırganamaz.Dünyada benzer sorunları çözenle-rin hepsi ya faşist iktidarlarla ya dadiktatörlerle meseleleri çözmüş ya damüzakere etmiştir. Burada olan dabudur.”

“AKP hegemonyasını ve dikta-törlüğü temsil eden Erdoğan’dır.AKP bir yandan Türkiye’de Erdoğandiktatörlüğünü geliştirecek öte yan-dan güya Kürdistan’da sorun çöze-cek. Bu mümkün değil.” (Cemil Ba-yık, Cumhuriyet, 14-15 Mart 2015)

“Barış sürecinin ilerlemesi ka-rarındayız, HDP olarak süreci des-tekleyeceğiz. AKP’nin barış ve öz-gürlük konusundaki hiçbir politika-sına güvenmiyoruz. Bu güvensizliği-mizi gidermeye yönelik hiçbir adımatmadı, atacaklarına da inanmıyo-rum.” (Selahattin Demirtaş, Cum-huriyet, 16 Mart 2015)

"Cumhurbaşkanına kalsa barışzaten gelmiş. 'Daha ne istiyorsunuz'diyor. Biz senden bir şey istemiyoruz.Allah bizi ve bizim halkımızı senin gi-bilerinin eline düşürmesin yeter.”

(S.Demirtaş, DHA, 18 Mart 2015)

“Cumhurbaşkanı’nın üslubu çokseviyesiz, düşük. Artık siyasi olarak,ahlaki olarak da kendisini kaybedenbir kişiye dönüştü” (S.Demirtaş,Cumhuriyet, 23 Mart 2015)

Seçimler yaklaştıkça burjuva si-yasi arenadaki tüm propagandalar de-magoji, yalan ve karşılıklı atışmalarüzerine yürümektedir. Aslında budurum sadece ülkemize yönelik birdurum da değildir. Tüm kapitalist-yeni sömürge ülkelerde seçimlere gi-ren burjuvazinin, oligarşinin partile-ri halka yaranmak ve kendilerinifarklı göstermek için yarışırlar. Bu ya-rış, halktan yana olmayan partiler ol-maları nedeniyle de gerçekler üzeri-ne değil, yalanlar üzerine kurulu biryarıştır... Başka türlü de olamazdı.

Çünkü, bu partilerin hiçbiri halkiçin bir çözüm değildir. Halkın so-runlarını çözmek için değil, egemengüçlerin çıkarlarını korumak için ik-tidara taliptirler. Fakat bunu yaparkende halkı aldatmak, sisteme karşı çık-malarını engelleyerek egemenlerin çı-karı için siyasi istikrarı sağlamaklayükümlüdürler.

Burjuva siyasetçilerin yalan ve de-magoji üzerine kurulu olan propa-gandalarının, günü gününü tutmayankonuşmalarının sonradan nasıl bir çır-pıda inkar edilerek sermaye çıkarınayollarına devam ettiklerine en iyi ör-neği ülkemizde Süleyman Demi-

rel'dir... Demirel'in meşhur “dün

dündür bugün bugün” sözü birgün söylediğini ertesi gün inkar edenburjuva siyasetçilerin rehberi gibidir...

Utanmadan, yüzü kızarmadan ya-lan söyleyen ve halkı aldatma üzeri-ne propagandasını kurarak egemen-lerin çıkarlarına hizmet eden ve hal-

kı soyup soğana çeviren bu siyaset-çi tarzına ülkemizde zübük de de-nilmektedir. Bu tür siyasetçiler mey-danlarda bir yandan bol keseden va-atlerde bulunurlarken bir yandan dabirbirlerinin kirli çamaşırlarını orta-ya döken bir kavgaya tutuşurlar. Bir-birlerine demediklerini bırakmazlar.

Buna halk dilinde “kayıkçı kav-

gası” denir... Halkı aldatmak ve ken-di yalanları etrafında toparlayabilmekiçin karşı tarafa atıp tutarlar... Bu öylebir kavgadır ki dıştan görenler bunungerçek olduğunu sanırlar ve araya gir-meye ve daha baskın çıkandan

yana tavır alarak saf tutmaya baş-

larlar... Eskilerde Haliç'te kayıklar-la yolcu taşıyanlar böyle yalancıkavgalarla müşteri kapmaya çalış-tıkları için buna “kayıkçı kavgası”

deniyor...

İşte bugün AKP ile HDP-KCKarasında sert bir tonda süren kavga dabuna benzemektedir... HDP'nin Cum-hurbaşkanı olduğunda ayakta alkış-larla karşılayarak süreç açısındanönemli gördüğü Erdoğan ile atışma-ları tam da bu hikayeye denk düşü-yor.

Erdoğan hemen her seçim önce-sinde MHP oylarını da toparlayabil-mek için Kürt sorunu konusundamutlaka atıp tutmaya başlar. Bu se-çimlerde de bunu yaptı. Gittiği bazıillerde şunları söyledi:

“Şimdi varsa yoksa bakıyorsunKürt sorunu. Kardeşim ne Kürt so-runu ya. Artık böyle bir şey yok”...Erdoğan çeşitli konuşmalarında bu-nunla da yetinmedi. Dolmabahçe’deyapılan ortak basın açıklamasınakarşı çıktı.

"Ben oradaki toplantıyı da doğ-ru bulmuyorum. Çünkü bu toplantı-da hükümetin Başbakan Yardımcısıile şu an parlamento içinde olan birgrubun yan yana o resmi vermesiniben şahsen doğru bulmuyorum” di-yerek aslında orada ortak bir açıkla-ma olmadığını, Yalçın Akdoğan'ınfarklı şeyler söylediğini söyledi...

Bunlar Erdoğan gibi bir burjuvapolitikacısına yakışan sözlerdir el-bette... Ki daha sonrasında Erdoğan

HDP BURJUVAZİNİN LİMANINADEMİR ATMIŞ GÖRÜNÜYOR!

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!14

Page 15: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

ile Bülent Arınç arasında bu konudabazı tartışmalar ve atışmalar da ya-şandı... Geçmişte de örneği görülen vesonrasında Bülent Arınç gibi bir zü-büğün çok rahat inkar ettiği veya ya-layıp yuttuğu türden atışmalardırbunlar.

Ancak bu tür atışmaların içineKCK-HDP'nin girmiş olması ve ben-zer türden bir atışmanın muhatabı ol-maları ilginçtir... Kendilerine emek-çilerin partisi diyen, Kürt sorunun çö-zümüne soyunan sol, sosyalist söy-lemler son zamanlarda dilinden dü-şürmeyen bir anlayışın burjuva siya-si arenada onlara uygun bir tartışma-nın içinde olması ve kendi kendisiy-le çelişen yaklaşımlar içine girmesitercihlerini de ortaya koyar nitelik-tedir.

Birlikte “çözüm süreci” adı altın-da bir teslimiyet sürecini şekillendi-ren ve bu konuda hiç de geri adım at-maya niyetleri olmadığını beyan edenHDP-KCK tarafının siyasi muhatap-larıyla yukarıda alıntılarını yaptığımızbir üslupla konuşmaya başlamaları ilkbakışta AKP gerçeğini kavradıkları veonların halkın çıkarına hiçbir şeyyapmayacağını gördükleri gibi yo-rumlanabilir. Ancak bunun böyle ol-madığını yine kendi konuşmalarıiçinde de görüyoruz. Demirtaş biryandan Erdoğan'a veryansın eder-ken diğer yandan ise “Ülkeyi yöne-tenler barış istemiyor diye savaş is-teyecek halimiz yok” diyerek AKP ilebirlikte başlattıkları sürecin dışına düş-meyeceklerini de garanti ediyor...

“Kırmızı Çizgimiz Yok”

Her Koşulda Teslimiyet

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İz-leme Komisyonu”nun oluşturulma-sına karşı çıkması üzerine Demirtaşyaptığı açıklamada İzleme Komis-yonu’nun “Kırmızı Çizgi”leri olma-dığını söyleyerek “sürecin kesintiyeuğramasına” neden olacak hiçbirşey yapmayacaklarını açıkladı. Er-doğan’dan Kürt sorununu bile red-deden açıklamalar yapılırken De-mirtaş’ın açıklaması bütün medyayışaşırttı... “Şartsız şurtsuz silah bıra-kılacaksa da bizim buna karşı çık-

mamız sözkonusu olamaz” diye açık-lama yaptı.

Birçok yazımızda ifade ettik; Kürtmilliyetçi hareket silahlı mücadeleyioligarşiyle uzlaşmanın önünde engelolarak görüyor. AKP hiçbir şey ver-mese de silahlı mücadeleyi tasfiyedengeriye dönüş yok... Süreç gerillayı ve

Kürt halkını tasfiyeye ikna süreci-

dir.

Burjuva politikacıları Demirel'insözü üzere bugün söylediklerini ya-rın pekala ve çok kolayca yalayıp yu-tabilecek kişiliktedirler... Bu neden-le de hem üst perdeden ve her türlüyalanı söylerler ve hem de hakaretevaran lafları söyleyip sonra da bun-ları çok rahat yalayıp yutabilirler.

Peki KCK-HDP bu kayıkçı kav-gasında neden yer alıyor. Erdoğansanki halk düşmanı, Kürt düşmanı ka-rakterini ilk defa ortaya koyuyor-muş gibi neden atıp tutuyorlar... Ba-yık açıkça hakaret ediyor Erdoğan'a...Cevabını da aynı şekilde kendisine ha-karet eden Yalçın Akdoğan’dan alıyor.Oysa daha düne kadar birlikte “çözümsüreci”ni oluşturmaya çalışıyorlardı.

Halkın kaderini neredeyse bağla-dıkları, bağlamak istedikleri ve birlikteçözüm sürecini sonuna kadar götü-receklerini söyledikleri güçlere ilişkinbir gün bir türlü, öbür gün başka tür-lü sözler edebilmekte AKP ile yarış et-meye soyunmaktadırlar... Bayık Cum-huriyet ile yaptığı röportajında tutar-sızlıklarını birbiri ardına dizebilecekkadar kendinden geçiyor... Yukarıdayaptığımız alıntılarda görüleceği gibihem süreç diktatörlerle yürür diyor,hem de Erdoğan’ın diktatör olması-nın sorunu çözmeyeceğini söylüyorvb...

Bayık'ın Hakan Fidan'a ilişkinsözleri de aslında bu tutarsız bakış açı-sını çarpıcı şekilde ortaya koyuyor...Hem yoldaşlarının katlinden so-

rumlu olduğunu söylüyor, hem de

onun “çözüm süreci” için önemini

söylüyor. Bu nasıl bir çelişkidir. Sizikatleden bir MİT ile barışı nasıl öre-ceksiniz? Hem de siz onunla bu sü-reci örmeye çalışırken o sizi katledi-yor, gözdağı veriyor vb.

Seçim süreci başlamadan hemen

önce ve bu sürece girilirken birlikteaçıklamalar yapmaktan “çözüm sü-reci”nde sona gelindi havaları yara-tılmasına kadar hemen her konuda bir-likte olunan AKP ile bir anda köprü-ler atılıyor havası verilmeye çalışıl-masının hiçbir gerçekliği yoktur. Busürece ilişkin yapılan açıklamaları heriki tarafta kendi çıkarına kullanmayaçalışıyor. Hemen her seçim süreci ön-cesinde bu tür kavgaları gördük.

Yarın seçim olup bittikten sonra ikitarafın da yeniden anlaşacakları, kar-şılıklı makul, iyi havalarda “çözümsüreci” adı altındaki teslimiyet süre-cini devam ettireceklerini şimdidensöyleyebiliriz... Demirel’in “dün

dündür” demagojisini HDP-KCKtarafının da uzun zamandır benimse-diğini ve yaşattığını görüyoruz... Bu-günkü kayıkçı kavgasında da yaşanantam olarak budur.

Sonuç olarak;

1- AKP ile HDP-KCK arasındadevam eden söz düellosu tipik bir ka-yıkçı kavgasına benzemektedir.

2- Sözler ne kadar sert ve hakaretiçerirse içersin yarın yine birliktekol kola “çözüm süreci” adı altında-ki teslimiyet sürecinin örülmeye de-vam edeceğini söyleyebiliriz.

3- AKP bir burjuva partisidir. De-mirel’in demagojik söylemine yakı-şır bir yalancılığının olması doğaldır.Ancak kendine sol, sosyalist sıfatla-rını yakıştıran HDP-KCK’nın böylebir yaklaşım içinde bulunması, soldanne kadar uzaklaştığını göstermektedir.

4- “Kır atın yanında duran ya hu-yundan ya tüyünden” demiş halkımız.HDP de oligarşinin parlamentosundayer alıp onlarla fazla mesai yapıncaonlara benzemekte bir sakınca gör-müyor olsa gerektir.

5- HDP bu tavrıyla, tutarsızlığıy-la halklar için hiçbir çözüm üretemez.Halkın çıkarlarını savunamaz. Dünsöylediklerini bugün unutanlar, bugünsöylediklerini de yarın unuturlar. Bu“unutkanlık” burjuva politikacılığınınunutkanlığıdır. Bundan kurtulama-yan bir HDP halktan yana bir politi-ka ve çözüm üretemez.

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

15KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 16: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

“Deklarasyon gereği ilkelerdemutabakat oluşmasıyla birliktePKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'nekarşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğüsilahlı olan mücadeleyi sonlandır-mak ve yeni dönemin ruhuna uygunsiyasal ve toplumsal strateji ve tak-tiklerini belirlemek için bir kongreyapmalarını gerekli ve tarihi gör-mekteyim. (...) Bu kongremizle bir-likte artık yeni dönem başlamakta-dır.” (A.Öcalan, 2015 Newroz Me-sajı)

Öcalan’ın Newroz mesajında ge-çen yukarıdaki sözlerin anlamı ol-dukça açıktır. PKK’nin silahlı müca-deleyi bırakmasının ne anlama geldiğikonusunda daha önce KCK’nın veÖcalan’ın söyledikleriyle birlikte elealındığında TC’ye karşı silahlı mü-cadelenin sonlandırılması ancak si-lahların bırakılmaması konu edil-mektedir.

Toplanacak bir kongrenin alacağıkarar ile Türkiye oligarşisine karşı si-lah kullanmaya son verilecek. PKKkongresinin bu kararın yanı sıra “yenidönemin ruhuna uygun siyasal vetoplumsal strateji ve taktiklerini be-lirlemek için” toplanması gerektiği-ni söylüyor Öcalan.

Öcalan’ın burada kastettiği yenidöneme uygun strateji emperyalizminOrtadoğudaki çıkarlarına göre silah-lı gücünü kullandırtmaktan başka birşey değildir.

Rojava’da PYD’nin son dönememperyalizmle girdiği ilişkiler veson Kobane sürecinde emperyalistgüçler ile birlikte IŞİD’e karşı sür-dürülen savaş bölgede PKK’nin silahlıgüçlerinin emperyalizmin çıkarlarıdoğrultusunda kullanılmasını da gün-deme getirmiştir. Ve Kobane bu ko-nuda hem Kürt milliyetçi hareketinemperyalistlerle işbirliğini meşru-laştırmış, hem de emperyalistlerindüne kadar “terörist” dedikleri PKK

ile işbirliğini meşrulaştırmıştır.

Öcalan’ın Newroz mesajına ba-kıldığında tersi bir hareket izlene-cekmiş gibi görülebilir. Öcalan şöy-le diyor mesajının daha giriş bölü-münde:

“Emperyalist kapitalizmin ve des-potik yerel işbirlikçilerinin tüm dün-yaya dayattığı neo liberal politikala-rın yol açtığı kriz, bölgemiz ve ülke-mizde çok yıkıcı bir şekilde yaşan-maktadır.”

Evet, bu bir gerçeği de ifade edi-yor... Emperyalizmin Ortadoğu böl-gesinde halkların boğazına nasıl çök-tüğü ve teslim almaya çalıştığı bilin-mektedir. Irak, Libya, Suriye vb... ör-nekler ortadadır. Ve halen de emper-yalizm bölgede varlığını sürdürmek-te, halkları birbirine kırdırma, bölgeselişbirlikçiler yaratarak bunlar eliylekendi egemenliğini orada sağlamanınçabası içine girmektedir.

Keza bölgede şu an emperyaliz-min doğrudan denetlediği ve yön-lendirdiği IŞİD eliyle emperyalistlerkendi politikalarına hakim kılmaya vebölge ilerici güçlerini de kendi saf-larına çekmeye çalışmaktadırlar.

Bu durumu Öcalan da mesajındaşöyle ifade ediyor:

“Bilmeliyiz ki Ortadoğu üzerin-deki emellerinden vazgeçmeyen Em-peryalist güçlerin yol açtığı son zor-balık IŞİD görüntüsünde ortayaçıkmıştır.”

IŞİD’in emperyalistlerle ilişkile-rini bu kadar açık olarak ifade edenve bölge halkları açısından yaşanankatliamları vb. ortaya koyan Öcalan’ınemperyalistler ve bölgedeki işbirlik-çilerine yaklaşımı hiç de bu sözleri-ne uygun değildir.

Emperyalizmin bölgedeki en temelgücü ABD’dir ve en yakın işbirlikçi-si de Türkiye oligarşisidir. Bu tespit-leri yapan aynı Öcalan Türkiye oli-

garşisine karşı silahlı mücadelenin bı-rakılmasının çağrısını yapmaktadır.Öte yanda ise ABD ile bölgede giri-len ilişkilere tek bir söz etmemekte-dir. Geçmişte ise bu konuda yaklaşı-mı PYD’nin ABD ile ilişkileriningeliştirilmesi yönünde olmuştur. Vemesajda Kobane sürecine yapılanselamlama aynı zamanda bu işbirli-ğine yapılan selamlamadır.

Emperyalistler bölgede IŞİD üze-rinden tüm güçleri kendine bağlamayaçalışırken Öcalan da IŞİD vurgusuyapmaktadır. Bu vurguyu emperya-listlerle işbirliğini ortaya koyarakyapması klasik Ortadoğu politikacı-lığı ekseninde düşmana karşı hergüçten yararlanma temelinde değer-lendirilebilir.

Fakat bu Ortadoğu politikacılığıher zaman güçlünün güçsüze karşı

galip olması ve onu kullanması ilesonuçlanmıştır. PKK de kendi çıkarhesapları içinde emperyalistlerle böl-gede yeni ilişkiler geliştirme hesap-ları içindedir. Bu haliyle de her za-mankinden daha fazla emperyalistlerekendini kullandıracaktır.

Yine Öcalan’ın mesajındaki“Eşme ruhu”ndan kastedilen; Or-

tadoğu’da emperyalizm adına üst-

lenecekleri rolde Türkiye oligarşi-

siyle birlikte hareket etmeleridir.

Sonuç olarak;

Öcalan’ın Newroz çağrısında ge-çen yeni dönem stratejisi emperya-lizmle bölgede uyumlu çalışma, onunpolitikalarına ortak olma stratejisidir.Bu da PKK hareketinin emperyalizmtarafından bölgede bölge halklarınakarşı kullanılması anlamına gelir.

Bu nedenle, Öcalan’ı ve PKK ha-reketini, bir kez daha yüzlerini halk-lara dönmeleri ve emperyalizmle tümilişkilerini kesip silahlarını bölgehalklarıyla birlikte emperyalizme çe-virmeye çağırıyoruz.

ABDULLAH ÖCALAN'IN NEWROZ MESAJINDAKİ ‘YENİ DÖNEM STRATEJİSİ’ EMPERYALİZMİN ORTADOĞU POLİTİKALARINA UYUMDUR!..

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!16

Page 17: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Emperyalizmin, iş-birlikçi oligarşinin veasıl olarak inkarcı, tas-fiyeci ve teslimiyetçiKürt miliyetçilerinin, re-formist-oportünist tümkesimlerin saldırılarıbize yönelecektir!

Emperyalizme, işbir-likçilerine, inkarcı, tas-fiyeci-teslimiyetçilerekarşı direneceğiz!

Hiç kimse, hiçbir güçtarihin akışını durdura-maz!

Emperyalist sömürü-nün, yağmanın, işgallerin, çürümenin,yozlaşmanın, açlığın, yoksulluğun,adaletsizliğin olduğu bir dünyadaezilen, sömürülen, toprakları işgaledilip yağmalanan halkların tek al-ternatifi sosyalizmdir!

Tek kurtuluş yolu Marksist-Le-ninist devrimdir!

Bağımsızlığı unutanlar, emper-yalizmle, işbirlikçi oligarşiyle işbir-liğine can atanlar, faşizmin saldırılarıher alanda pervasızca sürerken “barış”adı altında faşizmle uzlaşanlar ileri-cilik-devrimcilik adına tek bir sözsöyleyemezler.

İdeolojik-politik öncülüğünü em-peryalizmin yaptığı “çözüm süreci”Kürt sorununun çözümü değil, 40yıldır süren mücadelenin inkarıve tasfiyesidir! Ezilen halkların kur-tuluş umudu olan silahlı mücadelenintasfiye edilmesidir! Teslimiyettir!

İnkarcı, uzlaşmacı, tasfiyeciler,devrim ve sosyalizm adına tek birsöz söyleyemezler! Faşizmle uzlaş-maya can atanların devrim ve sos-yalizm adına söyledikleri her sözdemagojidir! Halk avcılığı yapmak-tır! İnkarı, tasfiyeyi, teslimiyeti giz-lemektir!

Parti-Cephe devrim stratejisiyle,taktik ve politikalarıyla, ideoloji-siyle, pratiğiye inkarın, tasfiyenin,teslimiyetin önündeki tek barikat-tır! Onun için tüm saldırılar bizeyönelecektir!

Çünkü biz BAĞIMSIZ TÜRKİ-YE demeye devam ediyoruz!

KAHROLSUN FAŞİZM deme-ye devam ediyoruz…

Emperyalizme ve işbirlikçi oli-garşiye karşı savaşı büyütmeye devamediyoruz…

Biz var olduğumuz sürece em-peryalistler ve işbirlikçi oligarşi huzurbulamayacaktır!

Biz var olduğumuz sürece Türkiyeve tüm dünya halkları için devrimve sosyalizm umudu yok edileme-yecektir!

Biz var olduğumuz sürece inkar,tasfiye ve teslimiyet hayat bulmaya-caktır!

İnkarcılar, tasfiyeciler, teslimi-yetçiler kendi tükenişlerini yaşa-yacaklardır!

Çünkü hiçbir güç tarihin akışınıtersine dönderemez! Tarih bizdenyana! Çürümüş emperyalist, kapitalistdüzenin tek alternatifi sosyalizmdir!Biz sosyalizmi temsil ediyoruz! Asla

emperylizmle uzlaş-mayacağız!

Tüm Cepheliler!Emperyalizmin, iş-

birlikçi oligarşinin vetasfiyecilerin ideolo-jik, politik ve her tür-den saldırılarına karşıhazır olmalıdır!

Cepheliler! Hal-kımız!

Bağımsız Türkiyekonserini böyle bir ku-şatma altında gerçek-leştiriyoruz!

Tüm Cepheliler!Gecenizi gündüzünüze katmalı-

sınız! Örgütlemediğiz hiçbir iştensonuç alamayız! Kendiliğindencilikdevrimciliğin düşmanıdır! Biz dev-rimciyiz! Yüz binler bağımsızlık kon-serine kendiliğinden gelmeyecek, bizörgütleyerek getireceğiz!

Tüm Cepheliler! Gecenizi gündüzünüze katmalı-

sınız çünkü; bu sene sadece AKP fa-şizminin salıdırılarıyla, engelleriylekarşı karşıya kalmayacağız, inkarcı-tasfiyeci-teslimiyetçilerin de saldı-rılarıyla, kuşatmasıyla karşı karşıyakalacağız!

Tüm Cepheliler!Gecenizi gündüzünüze katmalı-

sınız çünkü; 30 yıl boyunca GrupYorum konserleri faşist iktidarlar ta-rafından binbir gerekçeyle yasaklan-mış ya da engellenmiştir!

İlk kez 15 Mart 2015’te GrupYorum’un Wan konseri faşizmin dı-şında Kürt milliyetçileri tarafındanengellenmiştir!

Tüm Cepheliler!Gecenizi gündüzünüze katmalı-

sınız çünkü; bizim dışımızda bir kaçörgüt hariç reformist, oportünist sol,Kürt milliyetçi hareketin yedeğinde

İdeolojik-Politik Öncülüğünü Emperyalizmin Yaptığı İnkar, Tasfiye ve TeslimiyetSürecinden Geçiyoruz! İnkar, Tasfiye ve Teslimiyetin Önündeki Tek Engel Cephe’dir!

TÜM CEPHELİLER! BAĞIMSIZLIK KONSERİ İÇİN

GECENİZİ GÜNDÜZÜNÜZE KATMALISINIZ!

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

17KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 18: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

ideolojik-politik bağımsızlıklarını yi-tirmişlerdir. Emperyalizmle, oligar-şiyle uzlaşma çizgisine girmiş inkarve tasfiyeye doğru sürüklenip git-mektedirler!

Tüm Cepheliler!Gecenizi gündüzünüze katmalı-

sınız çünkü; tek başımıza da kalsakbağımsız Türkiye demeye devamedeceğiz! İnkarın, tasfiyenin, tesli-miyetin önüne güçlü barikatlar örmekzorundayız!

Tüm Cepheliler!Gecenizi gündüzünüze katmalı-

sınız çünkü; asla tek başınıza kal-mayacaksınız! Bağımsız Türkiye is-teyen, faşizme karşı direnen milyonlarbizimle! Halkımız bizimle!

Genç Cepheliler, Umudunçocukları… Şimdi Berkin olma za-manı… Kuşatmayı birlikte yaraca-ğız…

Tüm Cepheliler!Gecenizi gündüzünüze katmalı-

sınız çünkü; devrimciliğin sınandığıtarihsel bir süreçten daha geçiyo-ruz…90’lı yıllarda inkarcılık, tasfiye,teslimiyet açıktan yapılıyordu… Em-peryalistler tarihin sonunu ilan etmiş,inkarcılar, teslimiyetçiler emperya-lizmin dümen suyuna kendilerinikaptırmış devrime, sosyalizme açıktanküfrediyorlardı!

Biz ısrarla devrim, sosyalizm der-ken, bize soyları tükenmekte olankelaynak diyorlardı!

Biz, sosyalizme en büyük ihanetinyaşandığı o günlerde tek başımızakalmayı göze alıp emperyalizme, iş-birlikçi oligarşiye karşı atılım yıllarınıbaşlattık! Canımız kanımız pahasınasosyalizmin-devrimin değerlerini sa-vunduk…

Emperyalizm çağında devrimci-liğin, ilericiliğin tek bir kıstası vardır!Emperyalizme karşı alınan tavırbir hareketin ilericiliğinin, gerici-liğinin, devrimciliğinin ölçütüdür!

Çünkü; emperyalizm çağının uz-laşmaz temel çelişkisi ezilen dünyahalkları ile emperyalistler arasındakiçelişkidir.

Bir hareketin ilericiliği-gericiliğibu çelişkiye göre değerlendirilir. Birhareketin attığı her adıma, her poli-tikasına bakılır: Emperyalizme mi,

hizmet ediyor, ezilen halklara mı?Emperyalizmin politikalarına hiz-met ediyorsa gericidir, halklarınçıkarlarına hizmet ediyorsa ileri-cidir!

Üçünü bir yol yoktur! Ya em-peryalist politikalara güç verilir! Yada emperyalist politikalara karşı di-renip halkların kurtuluş mücadelesibüyütülüp, desteklenir…

Gücümüzü geçmişimizden, tari-himizden, değerlerimizden, M-L doğ-rulardan ve ilkelerimizden alıyoruz.Onun için Kızıldere’den beri pu-sulamız hiç şaşmamıştır!

Çavuşeskular’ın emperyalist kom-plo ile katledilmelerinin karşısındatek başımıza biz vardık… Çünkü“yeniden yapılanma” adı altındaişbirlikçi liderler tek tek ülkeleriniemperyalizme teslim ederken Çavu-şeskular emperyalizme karşı ölümügöze alarak direniyordu!

Gerek 90’lı yıllarda gerekse2000’li yıllarda ABD’nin tüm dünyayıteslim alma politikalarına karşı di-renen Saddam Hüseyin’in küçükburjuva diktatörü olduğuna bakmak-sızın tereddütsüz yanında olduk.

Bugün aynı şekilde tereddütsüzLibya’da Kaddafi’nin, Suriye’de Esadiktidarının yanında olduk…

Çünkü; halkların asıl düşmanıemperyalizmdir! Ortadoğu’da akanher damla kanın sorumlusu emper-yalizmdir!

Cepheliler!Tüm inkarcılar, tasfiyeciler birleşse

de bizi tasfiye edemezler… 7 yıllıkbüyük direnişimiz bunu tüm dün-yaya kanıtlamıştır! Umut biziz!Onun için emperyalistlerin terör lis-telerinin başındayız!

12 Temmuzlar’da, 16-17 Nisan-lar’da sosyalizmin değerlerini kanı-mızla savunduk… Kürt milliyetçihareket sosyalizmin simgesinin bay-rağından sökerken biz Çiftehavuz-lar’da orak-çekiçli devrimin şanlıbayrağını dalgalandırdık!

Evet, bugün M-L devrim anla-yışının dünyadaki tek temsilcisibiziz! Onun için Amerika “Tekrar

M-L bir örgütün güç olmasına izin

vermeyeceğiz. Dünyaya olumsuz ör-

nek olacaklar, bundan sonra herkes

kendini bize karşı eylem yapabilecek

güçte hissedecek, bu çok tehlikeli

bir yönelim… buna asla izin ver-

meyeceğiz!” diyor. Hiçbir güç dünya halklarına örnek

olmamıza engel olamayacak!Kürt milliyetçi hareket 93”lerdeki

ilk ateşkesten beri Bağımsız Kür-distan hedefini unutup “barış” adıaltında tasfiye sürecine girmiştir.

Bugün ideolojik-politik önderliğiniemperyalizmin yaptığı “çözüm po-litikaları” bu sürece son noktanınkonulma sürecidir!

İdeolojik-politik önderliğini em-peryalizmin yaptığı bu politikalarsinsice yürütülmektedir!

Emperyalistler ve işbirlik oligarşiTürkiye sol, sosyalist devrimci ha-reketleri de tasfiye etmeden Kürthalkının mücadelesinin tasfiye edi-lemeyeceğini çok iyi bilmektedir!

HDP, Türkiye Sol,Sosyalist, DevrimciHareketleriDüzene Yedeklemek veTasfiye Etmek içinÜretilmiş Bir Projedir!

Kürt milliyetçi hareket HDP ara-cılığıyla Parti-Cephe’yi düzen içineçekip tasfiyeye ortak edemediği içinCephe’ye saldırmaktadır…

Bugünkü saldırıların gerekçesi“Rojava’ya neden devrim demi-yormuşuz”

Rojava’ya devrim demiyoruz çün-kü Rojava’da bir devrim yapılma-mıştır…

Herkes kendine göre bir devrimtanımı yapamaz!

Olur olmadık her şeye “devrim”demek burjuvazinin, ödünün koptuğugerçek devrimlerin içini boşaltmakiçin yaptığı demagojidir…

Devrim sınıfsal bir kavramdır.Gerici olan emperyalizmin değil,emperyalizmi yıkmak için savaşanezilen halkların kavramıdır!

Cepheliler!Gecenizi gündüzünüze katmalı-

sınız. Hedefimiz büyük, milyonlarvar önümüzde, işimiz çok...

Konser komitelerimizi çoğalta-lım... Milyonlara ulaşalım!

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!18

Page 19: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Halkın acılarını, coşkularını,sevinçlerini türküleri ve marşları ile dilegetiren Grup Yorum’u halk sarıp sar-malıyor.

30. Yılında Halkla Birlikte Umudun

Ezgilerini Büyütüyoruz

İSTANBULYenibosna: Halkın Mühendis Mimar-

ları, 18 Mart akşamı "Grup Yorum 30Yaşında Geliyoruz!" kampanyasının bro-şürlerini dağıttı. Yenibosna metrobüs du-rağında bir araya gelen Halkın MühendisMimarları 500 broşürü halka dağıttılar.Grup Yorum’un Bakırköy Konseri’ne hersene geldiğini belirtenler, bu seneki kon-serin ne zaman olacağını soranlar, arka-daşlarına dağıtmak için fazladan broşüristeyenler oldu. Halkın Mühendis Mi-marları ayrıca "İşsizliğe, Düşük ÜcretleGüvencesiz Çalıştırılmaya Karşı MühendisMimar Meclislerinde Birleşelim" kam-panyasının bildirilerini de halkla paylaş-tı.

İkitelli: Köyiçi Mahallesi’nde 18Mart’ta kapı çalışması yapıldı. HasanFerit Gedik'in ve süren davanın anlatıldığıkapı çalışmasında Yürüyüş Dergisi’ninde tanıtımı yapıldı. Esnaflara ve kahve-hanelere de girilen kapı çalışmasında ma-halle halkıyla mahalle sorunları üzerinesohbet edildi. Mahalle ara sokaklarına,caddelerine "Grup Yorum 30 YaşındaGeliyoruz" afişlerinden de 50 adet ya-pıştırıldı ve 25 dergi halka ulaştırıldı.Aynı gün içerisinde ise Arenapark AVMyolu üzerine masa açıldı. Masa da GrupYorum broşürlerden dağıtıldı. Grup Yo-rum’un 30. yıl konserleri ile ilgili bilgi-lendirme yapıldı. Masa da Yürüyüş Der-gisi’nin de tanıtımı yapıldı. 1 dergi ve 60tanıtım broşürü dağıtıldı. 17 Mart'ta Par-seller ve Atatürk mahallelerinde “GrupYorum 30 Yaşında Geliyoruz! 12 Nisan'daBağımsız Türkiye Konserinde MilyonlarOlalım!” yazılamalarından 5 adet yapıl-dı.

22 Mart günü Pazar Pazarı'nda birbaşından bir başına dolaşılarak, BağımsızTürkiye Konseri’nin davetiyeleri dağı-

tıldı. Konserin içeriği de anlatılarak 500davetiye dağıtıldı. 24 Mart'ta AtatürkMahallesi’nde kapı çalışması yapıldı.Çalışmada üç evde uzun uzun sohbetedildi ve 70 konser bildirisi ile 10 Yü-rüyüş Dergisi halka ulaştırıldı.

Avcılar: Halkın Mühendis Mimarlarıtarafından 14 Mart'ta Grup Yorum bro-şürlerinden 250 adet halka ulaştırıldı. Ya-pılan dağıtım sırasında bir aile konsereher sene katıldığını ve bu sene de mutlakageleceğini söyledi. Broşürde Grup Yorumlogosunu görüp bildiri almak için geridönenler oldu. Marmara Caddesi’nde vemetrobüs içinde 22 Mart'ta 6 kişinin ka-tılımıyla Grup Yorum konser bildirileridağıtıldı. Çalışmada 200 bildiri dağıtıldı

Gülsuyu: Mahallede “Grup Yorum30. Yıl Geliyoruz” afişleri asıldı. EmekCaddesi tarafına 50 tane Son DurakMesut Caddesi üzeri ve Heykel Mey-danı’na 200 afiş ve 25 pullama yapıştı-rıldı. Afişler 18 Mart'ta asıldı.

Bahçelievler: Zafer Mahallesi’nde 19Mart’ta masa açıldı, evler gezilip 5. Ba-ğımsız Türkiye Konseriyle ilgili bilgi ve-rildi. Çalışmada yaklaşık 200 bildiri da-ğıtıldı.

1 Mayıs: Mahallede Grup Yorumkonseriyle ilgili 60 afiş asıldı. YürüyüşDergisi’ni tanıtmak için “Bağımsızlık,Demokrasi ve Sosyalizm için YürüyüşDergisi Okuyalım ve Okutalım” afişle-rinden mahallenin çeşitli bölgelerine 60adet asıldı.

Esenyurt: Halk Cephesi olarak 22Mart'ta Grup Yorum tarafından 12 Nisan'da5.'si düzenlenecek olan Bağımsız TürkiyeKonseri üzerine sohbet edildi. Sohbettedaha önce konser çalışmalarında hiç yeralmayanlarla konser çalışmasında neleryapılması gerektiği üzerine konuşuldu.Ayrıca yeni kararların da alındığı sohbete15 Grup Yorum gönüllüsü katıldı. 23Mart'ta Esenyurt Meydanı ve YeşilkentMahallesi’nde 20 çıkartma ve 200 stickeryapıştırıldı. Ayrıca konserin yeri ve tarihinibelirten 1 adet "Grup Yorum Halktır,Susturulamaz! Halk Cephesi" imzalı ya-

Bağcılar

İki telli

Bursa

Hatay

Grup YorumKonser Çalışmaları

Her Gün ArtanGönüllülerle Sürüyor

19KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 20: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

zılama yapıldı.İdil Kültür Merkezi: İdil Kültür

Merkezi Grup Yorum konser çalış-malarına devam ediyor. 22 Mart'taTaksim Galatasaray Lisesi önündemasa açıldı. Açık kalan masada 2 binkonser davetiyesi halka ulaştırıldı.Aynı gün Umudun Çocukları Orkes-trası öğrencileri kurstan sonra evlerinegiderken kendi bulundukları mahal-lelerde esnafa, mahalle halkına konserdavetiyesi dağıttı.

Armutlu: 23 Mart günü Grup Yo-rum konser afişlerinden 100, Kazovaişçilerinin üretim atölyelerinin açılışınaçağrı afişlerinden 50 afiş mahallenindeğişik yerlerine asıldı.

DENİZLİ: Halk Cepheliler veDev-Genç'liler 22 Mart'ta 30 yıldırhalkın umudunu, isyanını türküleretaşımış Grup Yorum ‘un 30. Yıl İzmirkonserini duyurmak için otobüs du-rakları, panolar gibi birçok yere yazı-lamalar yaptılar.

HATAY: Hatay Grup Yorum KorosuNewroz’da İlk Konserini Yaptı! HatayGrup Yorum Korosu, 21 Mart’ta Sa-mandağ Abdullah Cömert Alanı'ndaDemirci Kawalardan Cengiz Soydaşlaradevam eden Newroz’un mücadele ru-hunu ezgileriyle yaşattığı ilk sokakkonserini verdi. Enstrümanlarıyla alandatoplanan Grup Yorum Hatay Korosu,halkın geleneksel Newroz Bayramı’nıkutladıktan sonra kısa bir açıklamaylaçalışmalarını anlatarak, 30. yılında umu-dun ezgilerini haykırmaya devam edenGrup Yorum’un sesine ses olmaya devamedeceklerini belirttiler. 6 bölgede yapı-lacak olan 30. yıl konserlerine bu böl-geden de araç kaldırılacağının duyurusuyapıldı. Ayrıca 12 Nisan’da İstanbul

Bakırköy’de beşincisi gerçekleştirilecekolan Bağımsız Türkiye Konseri'nin du-yurusu yapılarak halkla konser çağrılarıpaylaşıldı. Etkinliğe yoğun destek veilgi vardı. Konser sırasında ara ara “Tür-küler Susmaz, Halaylar Sürer”, “GrupYorum Halktır, Susturulamaz” sloganlarıatıldı. Halaya geçildiğinde ise alandabir ateş yakılarak çevresinde halaylaraomuz verildi. Gittikçe artan desteğe bal-konlardan ve işyerlerinden konseri ilgiyleizleyenler de alkışlarıyla katıldır. "ÇavBella" marşıyla Grup Yorum HatayKorosu konserini bitirdi.

MERSİN: Mersin Grup YorumGönüllüleri'nden Sokak Konseri

Mersin’de 22 Mart'ta "Mersin GrupYorum Gönüllüleri" Büyükşehir Be-lediyesi Taş Bina çevresinde masaaçıp, sokak konseriyle “Grup Yorum30. Yılında Geliyoruz!” başlıklı bil-dirileri dağıttı. İlerleyen süre içerisindefarklı siyasetler içerisinden gelen in-sanlar Grup Yorum’a başlatılan pro-vokasyona karşı olduklarını ve Yo-rum’la beraber olduklarını söylediler.Ardından türküler eşliğinde halay çe-kildi. Bildiri dağıtımına yeni gönüllülerde katıldı ve yaklaşık bir saatlik çalışmasonunda 500'e yakın bildiri dağıtıldı.

Grup YorumKürdistan SöyleşilerineDevam Ediyor

DERSİM: Grup Yorum gönüllüleri22 Mart'ta Dersim Çemişgezek’te ör-gütledikleri 30. yıl söyleşilerine GrupYorum elamanı Ayfer Rüzgâr ve DersimGrup Yorum korosu katıldı. Grup YorumÇemişgezek'te ilk kez bir programakatıldı. Yolların kapalı olmasına rağmen

köylere ulaşılıp söyleşiye gelecek kit-lenin geliş, gidişleri örgütlendiktensonra tekrar ilçe merkezine geçildi.Söyleşi saati yaklaştığında söyleşininyapılacağı Meyman Kafe dolmaya baş-ladı. Yaklaşık 180 kişinin katıldığı söy-leşide Grup Yorum ‘un 30.yıl proje-lerinden bahsedildi. Grup Yorum’un30. yılında vereceği stat konserlerindenbahsedildi. Elazığ’da yapılacak konserinduyurusu yapıldı. Yorum gönüllülerininkomiteler kurarak yapacağı çalışmalarlabu konserlerin başarıldığı anlatıldı.Söyleşi soru cevap şeklinde devam et-tikten sonra müzik dinletisine geçildi.Müzik dinletisinin ardından söyleşi bi-tirildi. Söyleşiye yaklaşık 180 kişi ka-tıldı.

ÇANAKKALE: Grup Yorum 24Mart’ta yapacağı söyleşi için 18Mart'tan beri Çanakkale Dev-Genç’lilerçalışmalarını sürdürüyor. Çanakkalesokaklarını afişle donatan ve bildirilerdağıtan ve her yerde olumlu tepkilerlekarşılanan Dev-Genç’liler ÇanakkaleÜniversitesi’nde de çağrı çalışmalarıyaptılar.

KIRKLARELİ: Çarşı bölgesinde18 Mart'ta Grup Yorum söyleşi standıaçıldı. Türküler eşliğinde, 22 Mart’taTMMOB lokalinde yapılacak olan söy-leşi için çağrı bildirileri dağıtıldı. AyrıcaDev-Genç'liler de İstasyon Caddesi vepazar yerinde bildiriler dağıtarak halklasohbet ettiler. Esnaf dolaşılarak bilgi-lendirme yapıldı. Çeşitli noktalara ayrıcaçıkarılan davetiyeler dağıtıldı. Özellikleliselilerin olumlu tepkileriyle karşılaşıldı.Yapılan çalışmalarda yaklaşık 500 bildirihalka ulaştırıldı.

Biz Bir Dost

Sofrasında, Bir De

Harman Dalında Diz

Kırarız!Antalya TAYAD’lı aileler 15 Mart’ta

özgür tutsak Sercan Ahmet Arslan’ın kardeşiCankat’ın sünnet düğününü ailelerin katılımıile yaptı. Eğitim-Sen binasında yapılansünnet düğününde birlikte halaya durupyemek yenildi.

Devrimcilere Uzanan Elleri Kırarız!Hatay Samandağ Atatürk Anadolu Lisesi'nde 11 Mart'ta Umudun

Çocuğu Berkin Elvan için Boykot çalışması yapan Dev-Genç'lilere, okulmüdürü Enver Canpolat sözlü ve fiziki şiddette bulunarak darp etmişti.Bunun üzerine Cephe milisleri, Samandağ Atatürk Anadolu Lisesi du-varlarına ve giriş kapısına 23 Mart'ta “Enver Canpolat'ı Uyarıyoruz!Devrimcilere Kalkan Elleri Kırarız! DHKP-C” ile birer “DHKP-C”,“DHKC”, “CEPHE”, ve “Berkin Elvan Ölümsüzdür” yazılamaları ve“Samandağ Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü Enver Canpolat'ı Uyarıyoruz!Devrimcilere Uzanan Elleri Kırarız! Hesabını Soracağız! CEPHE” yazılıkuşlamalar yapılarak işbirlikçi okul müdürü Enver Canpolat uyarıldı.

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!20

Page 21: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

21KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Devrimci İşçi Hareketi “Çalışırken Ölen ve SakatBırakılan İşçiler İçin Adalet İstiyoruz” şiarıyla UnkapanıSGK önünde başlattığı oturma eylemlerinin üçüncüsünüyaptı.

21 Mart tarihinde, Unkapanı SGK önünde toplananDİH’liler, “Çalışırken Ölen İşçiler İçin Adalet İstiyoruz”yazılı pankartı açarak önce basın açıklaması yaptılar.Daha sonra Devrimci İşçi Hareketi olarak, 13 Nisan’daManisa Akhisar Adliyesi’nde, Soma'da katledilen madenişçilerinin davasında olacaklarını duyurdular. Daha sonraoturma eylemi başladı. Oturma eylemi sırasında çevredebulunan halka ajitasyon çekildi, eylemin amacı anlatıl-dı.

Devrimci İşçi Hareketi; “Çalışırken Ölen İşçilerİçin Adalet İstiyoruz” talebi ile başlattığı kampanyasınıyoksul emekçi mahallelerinde sürdürüyor. 20 Mart tari-hinde, DİH Gebze İnönü ve Emek mahallelerinde toplubildiri dağıtımı yaptı. Yapılan çalışmada yaklaşık 2000bildiri halka ulaştırıldı.

İŞ KAZALARI KADER DEĞİL,KATLİAMDIR!ADALET İSTİYORUZ!

NEFA İŞÇİSİ DİRENİŞİNE DEVAM EDİYOR!Nefa işçisi Erkan Munar, 23 Şubat günü işten atıldığı fabrikanın

önüne kurduğu çadırla başlattığı direnişine hala devam ediyor.Nefa işçisi Erkan Munar, fabrikanın

önüne çadır kurup tek başına direnişe baş-ladı. Direnen tüm işçiler gibi, ilk yaşadığıpatronun tehditi ve gözaltı oldu. Bedelödemeden, zaferin kazanılamayacağını ilkgünden öğrendi. Ve direnmeye devam etti.

Daha sonra karşısına çeşitli biçimlerdeçıktı direniş kırıcıları. Onlar patronlar gibideğildi. Dost gözüküyorlardı:" Direnmeyedeğmez, yazık sana, bu düzen haksız veadaletsizdir, baş edemezsin" dediler...

"Direnmeye değer" dedi Erkan Munar."Direnmeye değer. İşçilerin ve ailelerininkaderi patronların iki dudağı arasındadeğil. Bizlerin de söyleyecek bir sözü var.Ve bunu sesli bir şekilde duyurmaya çalı-şıyorum." diyerek sürdürdü direnişini.

Nefa işçisi direnişe tek başına başlasada yalnız değil. Emeğiyle çalışan tüm

işçi-emekçiler, işsizler onunla beraberler.Erkan Munar sadece kendisi için değil onlar için de direniyor.

Soma’da, Ermenek'de katledilen madenciler için de direnişinedevam ediyor.

Çalışırken Ölen İşçiler İçin AdaletTalebimizi Büyüteceğiz !

Devrimci İşçi Hareketi olarak başlatılan, "ÇalışırkenÖlen İşçiler İçin Adalet İstiyoruz” kampanyası kapsamındaadalet talebi halkla buluşturulmaya devam ediliyor. GaziDevrimci İşçi Hareketi 23 Mart'ta İsmetpaşa Caddesi’ndeişçi katliamları ile ilgili 100 afiş astı. Akşamüstüne kadaraçık kalan masada 600 adet "Çalışırken Ölen İşçiler İçinAdalet istiyoruz" konulu bildiri, 1800 adet Grup Yorumkonser davetiyeleri, 100 adet 30 Mart Kızıldere anmasıiçin bildiriler halka ulaştırıldı. Açılan masada ayrıca Ça-lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan veRTÜK tarafından yayınlatılan “İş Kazası Yoktur. İhmalve Tedbirsizlik Vardır” temalı iş kazalarını işçilerinhatası olarak yansıtan ve böylelikle patronları ve devletiaklayan “Kamu Spotları Kaldırılsın” talepli başlatılanimza kampanyası çerçevesinde 100 imza toplandı.

ZAFER DİRENEN EMEKÇİNİN OLACAK!Gerici Yobaz AKP ve Düzen Partilerine Geçit Vermeyeceğiz!

Esenyurt Halk Cepheliler Balıkyolu Mahallesi’nde 23 Mart'tayobaz ve gerici AKP'nin pankartını indirdi. Yapılan açıklamada;"Biz bulunduğumuz mahallelerde düzen partilerine geçitvermeyeceğiz ve siyaset yapma izni vermeyeceğiz. Halklarınkurtuluşunun seçimlerde değil, devrimde olduğunu tümhalkımıza anlatacağız. Ve düzenin kirlettiği vatanımızı dev-rimle temizleyeceğiz" denildi.

Devrimci İşçi Hareketi Meclisi, 22 Mart tarihinde ikincitoplantısını yaptı. Bu toplantılarla Devrimci İşçi HareketiMeclisi fabrikalarda çalışan işçilerden, kamu sektöründe çalışantaşeron işçilere, sendikalı işçilerden, sendikasız işçilere, özelsektörde çalışan işçilerden emeklilerimize, işçi ailelerine kadarbir araya gelerek birlik ve dayanışmamızı büyütüyor. Yapılantoplantıdan sonra kısa bir seminer verildi. Seminerde Devrimciİşçi Hareketi’nin mücadele çizgisi, tarihi ve direnişi kısaca an-latıldıktan sonra İşçi Meclisleri tartışıldı. İşçilerin meclis giri-şimlerinden, çalışmalarından bilgi verdikleri sohbetlerin ardından“Çalışırken Ölen İşçiler İçin Adalet İstiyoruz” kampanyası tar-tışıldı. Daha sonra Soma'da katledilen 307 maden işçisinin 13Nisan'da Manisa Akhisar'da yapılacak mahkemesine gidiş içinçalışma yapılması konusunda konuşuldu. İki saat süren toplantınınardından çay içilip börekler yendikten sonra toplantı bitirildi.

Sorunlarımızın ÇözümüBirlikte Mücadeleden

Meclisleri Büyütmeden Geçer!

Page 22: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

THKP-C önderi Mahir Çayan’ında aralarında bulunduğu 9’u THKP-C’li, 2’si THKO’lu 11 devrimci, De-niz Gezmiş, Hüseyin İnan ve YusufAslan’ın idamını engellemek için,26 Mart 1972’de Ünye'de NATO üs-sünde görevli 3 İngiliz teknisyenirehin aldılar. Yanlarında rehinelerlebirlikte Tokat’ın Niksar ilçesinin Kı-zıldere köyüne gittiler. 30 Mart1972’de Kızıldere’de, düşmanınkuşatması karşısında, Mahir Ça-yan’ın “Biz buraya dönmeyedeğil, ölmeye geldik!” söz-leriyle Türkiye devrim tari-hinin manifestosunu yazarakşehit düştüler. Samanlığa ge-çip saklanan Ertuğrul Kürk-çü dışında savaşçıların hepsi,dillerinde slogan ve marş-larla, çatışarak şehit düştü-ler.

Mahir ÇAYAN:THKP-C önderi. Ya-zılarıyla, eylemleriyle,

yaşamıyla ve ölümsüzleştiğiKızıldere direnişiyle, çizdiğidevrim yolu bugün de yol gös-termeye devam ediyor. 15 Mart1946 Samsun doğumludur. 1963’temücadeleye atıldı. 1964'te AnkaraSBF öğrencisi olduğu dönem, onunönderlik misyonunu üstlendiği dö-nemdir. Dev-Genç’te hep önder birdevrimci olarak yer aldı. Türkiyedevriminin yolunun netleştirilmesininönderi oldu. THKP-C’nin kurucusu,Merkez Komitesi üyesidir.

Sinan Kazım ÖZÜDOĞRU:THKP-C'nin önder kadroların-dandır. Genel Komite üyesidir.1947 Sivas-Şarkışla-Ortaköy

doğumlu olan Sinan Kazım, An-kara'da mücadele içinde yer aldı.Ekim 1970'te TDGF Genel Sekre-terliği’ne getirildi. 12 Mart faşizmive ihanet karşısında da omuz omu-zadır Mahir'le; Kızıldere'de olduğugibi.

Sabahattin KURT:1949, Van Gevaş doğum-ludur. Ankara'da Devrimci

Gençlik Hareketi içinde sa-vaşçı yanlarıyla

öne çıktı.

Nihat YILMAZ: 1937,Fatsa-Bozdağı Köyü do-

ğumludur. Karadeniz böl-gesindeki Parti-Cepheliler’dendir.Fındık mitinglerinden tütün miting-lerine kadar bölge halkının mücade-lesinin içindedir.

Ahmet ATASOY: 1946Ünye-Sarıhalil Köyü do-ğumludur. Karadeniz köy-

lüleri içinde yürütülen mü-cadelelerde örgütlenmiş bir devrim-cidir. TİP içinde yaşanan ayrışmasürecinde reformizmden koparakTHKP-C önderliğinde mücadeleyeatılmıştır.

Hüdai ARIKAN: 1946,Denizli-Çivril doğumludur.Ankara'da gençlik müca-delesinin ve Dev-Genç'in

örgütlenmesinin birçok aşama-sında vardır. Partinin ilk örgütlen-melerinde yer alan kadrolardan veTHKP Genel Komitesi üyesidir.

Ertan SARUHAN:1942, Fatsa, Beyceli Köyüdoğumludur. Karade-niz'deki mücadelenin yerel

önderlerindendir. Karade-niz'in çeşitli kesimlerinde yayınfaaliyetinden eylemleri organizeetmeye, gerillanın lojistik ha-zırlıklarına kadar sürekli aktifbir yerel önderdir.

Saffet ALP: THKP-C'nin ordu içindeki ör-gütlenmesini gerçek-

leştiren kadrolardan bi-ridir. 1949, Kayseri doğumludur.

Başlangıçta askeri birliklerde“Hava Kuvvetleri Proleter Devrimci

Örgütü” adlı bir örgüte önderlikyapmış, giderek Parti-Cephe'nin kad-rolarından biri olarak doğrudan ör-gütlenmenin içinde yer almıştır.

Ömer AYNA: 1952 Di-yarbakır, Dicle doğumludur.THKO'ludur. 1960'ların ge-lişen mücadelesi içinde ter-

cihini silahlı savaştan yanayapmıştır. Kızıldere'deki siper yol-daşlığına THKO cephesinden katılan

ikinci savaşçıdır.

Cihan ALPTEKİN:1947 Rize, Ardeşen do-

ğumludur. THKO yönetici-lerindendir. Bir dönem TDGF İstanbulBölge Yürütme Kurulu üyeliği yaptı.1969 Temmuz’unda, THKO'yu oluş-turacak gençlik önderleriyle birlikteFilistin kamplarına gitti. Ayrışmalardatercihini silahlı kurtuluş savaşındanyana koyarak THKO içinde yer aldı.

Her Cephelinin Doğum Yeri Kızıldere’dir

Kızıldere Yolumuzu Aydınlatıyor

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!22

Page 23: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

ABD emperyalizmi, Anadolutopraklarında, halk düşmanıAKP’ye karşı büyüyen öfkeninDHKP-C'de birleşmesinden veDHKP-C'nin bu öfkeyi devrimegötürmesinden korkuyor. ‘Çö-züm süreci’ni Türkiye'nin gün-demindeki en önemli konulardanbiri olarak gördüğünü ve destekvereceğini açıklayan, Öcalan'ınPKK'ye silah bırakma çağrısın-dan büyük memnuniyet duyanABD emperyalizmi; silahlı mü-cadelede ısrar eden, halkın adaletiolmakta kararlı, hesap soran DevrimciHareketi terörist ilan ediyor.

Terörizm demagojisiyle tüm dünyahalklarını, örgütleri yıldırmayı, düzeneçekmeyi, boyun eğdirmeyi amaçlı-yorlar. “Terörist” diyerek, ülkeleriişgal ediyor, katlediyor, kaybediyor,başka ülkelerin yasalarını hiçe sayarakdevrimcileri kaçırıyor. “Terörist” di-yerek gözaltına alıp işkence yapıyor,“Terörist” diyerek tutukluyor... Ame-rikan çıkarlarına karşı olan, Ameri-ka'yı eleştiren, Amerika’nın ve iş-birlikçilerinin düzenine karşı çıkanherkese “terörist” diyor. Bu yüzdenterörist ülkeler, örgütler, kişiler listesiyapıyorlar. Bunun için yoldaşımızınbaşlarına ödül koyuyorlar.

Haydut ABD, devasa askeri, tek-nik gücüne rağmen devrimci iradekarşısında çaresiz. Para ödüllerindenmedet umuyor. Fiziki, ideolojik, psi-kolojik hemen her türlü yöntemledevrimcileri yok etmek istiyor.ABD’ye karşı çıkma ve savaşma ce-sareti gösterenler, dünyanın en onur-lu, soylu tavrını gösteriyorlar. Çünküezilen halkların ve dünya halklarınınsaflarında yer alıyorlar.

En Büyük Terörist,Dünya HalklarınınBaş Düşmanı ABD’dir!

En büyük terörist, ayak bastığıher yere işkence, katliam, gözyaşı,açlık, yoksulluk götüren, halklarıninançlarını, kültürlerini, dillerini yokeden dünya halklarının baş düşmanıterörist ABD emperyalizmidir. ABDemperyalizminin bu azgın terörünü-nün kökeninde, dünya halklarınınayaklanacağı ve sömürü düzenlerininbaşlarına yıkılacağı korkusu vardır.Ülkemizde ve dünyada devrimi, si-lahlı mücadeleyi savunan örgütler,partiler, önce bayraklarından orak-çekiçi çıkarıp sonra on binlerle ifadeedilen gerilla güçlerine rağmen dev-rim iddiasından vazgeçerken, uzlaş-maya, barışmaya çalışırken; DHKP-C'nin, Marksizm-Leninizm'de, devrimiddiasında ve silahlı mücadeledekiısrarı korkutuyor emperyalizmi.

4 Şubat 2015 tarihinde, WallStreet Journal'da, Jonathan Schan-zer ve Merve Tahiroğlu imzasıyla,"Türkiye'den hortlayan terör teh-likesi" başlıklı yazı da bu korkununifadesidir. Yazıyı kaleme alanlardanJonathan Schanzer, Amerikan baş-

kanlarının koruma biriminin debağlı olduğu Hazine Bakanlı-ğı’nda, terörle mücadele analistiolarak uzun süre görev yapanCIA'nın has adamlarındandır.Eski CIA yöneticilerinin birarada toplandığı, kısa adı,‘FDD’ olan, ABD merkezli,Demokrasiyi Koruma Vakfı(Foundation for Defence of De-mocracies) isimli düşünce ku-ruluşunun da başkan yardımcı-sıdır. Merve Tahiroglu ise yine

emperyalizmin hizmetinde, CIA'yaçalışan bir araştırmacıdır. “DüşünceKuruluşu” adı altında CIA'nın birkolu gibi çalışan Demokrasileri Sa-vunma Vakfı, asıl olarak, Amerikanemperyalizminin politikalarını uy-gulama konusunda yeni sömürge ül-kelerin işbirlikçi iktidarlarına akılhocalığı yapan bir kurumdur. Şu ankiyöneticisi de eski CIA başkanlarındanR. James Woolsey'dir.

Parti-Cephe'de BirleşmesiCIA'yı Korkutuyor

Yazıyı kaleme alanın kimliği deyazının içeriği de niyeti ve korkuyuaçıkça gösteriyor. Aynı zamanda ya-zının hangi merkezden servis edildi-ğini de tabi... Bu yazı ile CIA, AKPfaşizmine, DHKP-C için “Türkiye'nin

en aktif terör tehdidi olarak ortaya

çıkmış durumda ve hiç kimse duru-

mun farkında değil” diyerek bir yan-dan AKP'ye “daha fazla saldır, ayak-

larınızın altında ez onları” mesajlarıgönderiyor, diğer yandan da “Alevi-

lerin DHKP-C'ye gitmesinin önünü

kes” diye akıl veriyor. Korku sadeceAlevi halkın Devrimci Hareketle bir-leşmesinden değil, CIA aynı zamanda

DHKP-C Sadece Oligarşinin Değil, Emperyalizmin De Korkusudur!

Amerikan Gazetesi Wall Street Journal’da DHKP-C HakkındaYayınlanan “Türkiye’de Hortlayan Terör Tehlikesi” Başlıklı

Bir Makale Üzerine

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

23KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

ASIL TERÖRİST EMPERYALİSTLERDİR!EMPERYALİZME DİRENENLER GERÇEK

VATANSEVERLERDİR, DEVRİMCİLERDİR!

Page 24: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Kürt milliyetçi hareketin AKP ilearalarında uzlaşma sağlaması halinde,bu tasfiyeye karşı olan Kürt halkınında "DHKP-C'nin çekim alanına"girebileceği konusunda uyarıyor.

“2000'lerin ortalarında sessiz-

diler, grubun kurucu lideri Dursun

Karataş 2008'de kanserden öldü.

2012'den beri çarpıcı bir şekilde

geri döndüler“ diyorlar CIA besle-meleri. Öncelikle belirtelim ki; Öğ-retmenimiz, önderimiz, Dayımız sa-dece fiziki olarak aramızda yok.Savaş onun öğrettikleriyle, çizdiğiyolda onunla yürüyor.

İkincisi; biz bir yere gitmedik kidönelim... Halkın adaletini istediğimizgibi uygulayamadık, hesap sormaktazayıf kaldık belki ama, herkesin sus-tuğu bir dönemde hep mücadeleninortasında olduk. “Ya ölüm ya dü-şünce değişikliği” saldırıları karşı-sında “ölürüz ama inançlarımızdanve düşüncelerimizden vazgeçmeyiz”dedik. Siz daha DHKP-C'nin “çarpıcıdönüşünü” görmediniz. Çarpıcı dö-nüşümüz sonunuz olacak!

Üçüncü olarak; onlarca yıldır,başta ABD olmak üzere emperyaliz-min terör listesine aldığı, insanlarınbaşına ödüller koyduğu, 45 yıllıktarihe sahip DHKP-C için “Pek bi-

linmeyen Marksist bir grup, pek de

beklenmemesine karşın hızla Anka-

ra'nın güvenlik sorunlarından biri

haline geliyor” diyorlar. “Pek bilin-

meyen Marksist bir grup” ifadesinikullanmaları, bir bilmemezlik durumusöz konusu olmadığına göre bilinçlibir çarpıtma. CIA'nın has adamı olupda THKP-C'den Devrimci Sol'a,DHKP-C'ye uzanan tarihin Türkiyeve dünya halkları nezdinde bilinme-diğini düşünmek mümkün değildir.

Patlamayan BombalaraBoşuna Şükretmeyin!Çünkü Her An Her YerdePatlayacakların KorkusuylaYaşayacaksınız

Jonathan Schanzer ve işbirlikçisiMerve Tahiroğlu; “2012 ortalarında

ve 2013 başlarında DHKP-C bir dü-

zine saldırı gerçekleştirdi. ... Anka-

ra'nın şansına, bereket versin ki gru-

bun taktikleri küçük ölçekli bombalar

ve küçük ölçekli silahlarla yapılan

gerilla saldırıları ile sınırlı” diyekendilerini avutuyorlar ama o “küçükölçekli” saldırılar “büyük ölçekli”korkular yaşatıyor.

Devrimci Hareketin anti-emper-yalist eylemlerinden ne kadar rahatsızoldukları ortada. “Silahlar evde ya-pılmış olduğundan çoğu işe yara-mıyor” diyorlar ama “Bütün bun-

lara rağmen saldırıların sıklığı ve

hedefi, belli bir şekilde Batıya ve

NATO'ya yönelmiş durumda. Bunlar

endişe sebebi” demekten de kendi-lerini alamıyorlar. Onlara şimdidendaha büyük endişelere hazır olun!diyoruz.

Berkin Elvan'ın katillerinin açık-lanması için yapılan eylemlerle ilgili“DHKP-C'li bir terörist, başbakanınofis olarak kullandığı İstanbul'dakitarihi Dolmabahçe Sarayı'na iki elbombası attı. İki bomba da patlama-dı.“ diye yazıyorlar. Ama patlamayanbombalar bile size “Türkiye'nin kar-

şısına çıkan diğer terörizm sorunları

sona ererken, DHKP-C yeniden di-

riliyor” dedirtmeye yetti.2013 Şubat'ında Cephe savaşçısı

Alişan'ın Ankara ABD elçiliğine yap-tığı feda saldırısı sonrası yaşadığınızkorku, fiziki kayıptan ya da bizim fi-ziki gücümüzden değildi. Hala Mark-sizm-Leninizmi savunmamızdan, dev-rim iddiamızdandır korkunuz. Halkınadaletinin peşini bırakmayacağımız-dan, yoldaşlarımızın hesabını sorma-daki ısararımız ve kararlılığımızdandıkorkunuz. 3 devrimcinin başına, 3’ermilyon dolarlık ödül bu korkularınsonucudur. Siz, bir yandan bombalarpatlamadı diye şükrederken diğeryandan da her an, her yerde patlayacakgibi korkuyla yaşayacaksınız.

Tüm Yoksul Kentler veMahalleler Bizim Olacak

Haziran Ayaklanması’nı “DHKP-

C için, eylemlerin düzen karşıtı ka-

rakterinden menfaat sağladığı bir

armağan” olarak değerlendirmişCIA'nın beslemeleri. Bu sonuca Ha-ziran Ayaklanması’ndan aylar sonraçatışmaların “DHKP-C'nin destek

bulduğu Okmeydanı gibi mahallele-rinde” devam etmesinden varmışlar.Oysa DHKP-C'nin, yoksul emekçimahallelerindeki polisle, sivil faşist-lerle, mafyalarla çatışmaların, ayak-lanmaların, barikatların, gecekondudirenişlerinin tarihi çok eskidir. Vebundan böyle de sadece Okmeydanı,Çayan, Gazi değil tüm yoksul kentlerve mahalleler bizim olacak. Ayak-lanmaların merkezi olacak. Tüm yok-sul mahalleler bizimle özgürleşecek.

Bizi Dünya ÖlçeğindeM-L Bir Örgüt Yapanİdeolojik-PolitikGücümüzdür

CIA beslemeleri, “Geçmişte polisbaskısının etkileyici bir şekilde ispatettiği gibi DHKP-C kolayca dağıtı-lamıyor.”, “28 şehirde yapılan seri

operasyonlar, baskınlar, grubu zap-

tetmede başarısız oldu. DHKP-C,

bir ay sonra iktidardaki Adalet ve

Kalkınma Partisi ve Adalet Bakan-

lığı'nın Ankara'da bulunan mer-

kezlerine saldırdı” diyerek 45 yıllıktarihimizden öğrendiği bir gerçeğiitiraf ediyorlar. Kızıldere’den buyana, en öndekilerimiz, en dene-yimlilerimiz olmak üzere onar, yüzerşehit düştük, yüzlerle tutuklanıp ha-pishaneleri doldurduk. Fiziki olarakgüçten düştük. Ama ideolojik olarakasla zayıflamadık. Politik olarak dahada güçlendik. Halk hareketi olduğu-muz için, halkın örgütü olduğumuziçin, köklerimiz halkın içinde olduğuiçin “bittiler”, “bitirdik” denilen yerdeyeniden doğduk biz. 45 yıllık özgünve ilklerle dolu tarihimiz boyunca,bizi dünya ölçeğinde M-L örgüt ya-pan, direniş destanlarına, kahraman-lıklara imza atan ne sayımız, ne parave silah gücümüzdür. İdeolojik-po-litik gücümüzdür. Eylem anlayışımız,halkın örgütü oluşumuzdur. Cesare-timiz, cüretimizdir. Feda ruhumuzdur.Dünya ve ülkemiz halklarını sömü-ren, katleden emperyalizme ve fa-şizme öfkemizdir, devrim iddiamızdır.45 yıllık tarihimiz Cephe’nin gücü,kesintisizliği ve yenilmezliğidir.

“DHKP-C'nin 2015 yılında da

iddiasından vazgeçtiğine dair bir

işaret yok”

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!24

Page 25: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Halkların katili CIA'nın, verdiğiakıl da, uyarıları da boşuna... Korku-sunun da ecele faydası yok. DHKP-C, Anadolu devriminin öncüsü ve ik-tidarın tek alternatifidir. Parti-Cephe,beynini emperyalizme teslim etmediğiiçin, emperyalizmin saldırıları karşı-sında teslim olmadığı için, Yeni DünyaDüzeni saldırıları karşısında ideolo-jik-politik bağımsızlığını koruduğu,eğilip bükülmediği için, halkların baş-belası emperyalizm ve halk düşmanıoligarşi ile barışmadığı, uzlaşmadığıiçin tek alternatiftir. ABD emperya-lizminin korkularını büyüteceğiz. Sa-dece Alevileri ve Kürt halkını değil,Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez bütünulus ve milliyetlerden, Alevi, Sünni,Şafi, Hristiyan bütün din ve inançlar-dan, işçi, işsiz, memur, köylü, gençlik

kadın-erkek halklarımızı birleştirecek,örgütleyecek ve silahlanıp savaşacağız.Zaferi kazanacak, Demokratik Halkİktidarını kuracağız.

CIA'nın satılık kalemleri «Türk

iktidarı gelecek aylarda daha fazla

DHKP-C saldırısına kendini hazır-

lıyor» diye yazmışlar. Doğru amaeksik yazmışlar. Türkiye oligarşisinin,AKP iktidarının devrimcilere ve halkakarşı bütün saldırılarından ABD em-peryalizmi de sorumludur ve yaptığıher saldırının mutlak bir karşılığıolacaktır. Oligarşi nasıl bekliyorsaAmerika da beklesin...

Devrimciler bedel ödemeyi gözealarak mücadele ederler. Emperya-listlerin her türden askeri, politik,psikolojik saldırılarına uğrayacaklarını

bilirler. Ölümü halaylar ve tilililerlekarşılayan 600'ü aşkın kahraman şe-hitlerimizin yazdıkları direniş des-tanları, kanlarıyla attıkları imzalar,emperyalizmin her türlü zorbalığına,haydutluğuna direnme azmimizdiraynı zamanda. Emperyalizmin hedefiolmak, terör listesinde yer almakonurdur, doğru yolda olduğumuzunkanıtıdır. Çünkü emperyalizme karşıolmak, bizi teslim alamadığını gös-terir. Bütün dünya halklarını, ülkeleri,örgütleri, partileri bu onuru birliktetaşımaya; dini ve milliyeti ne olursaolsun, emperyalizme karşı birleşmeye,Asya'dan, Afrika'dan, Avrupa'dan,Latin Amerika'dan dünya halklarınıAmerika karşısında dimdik durmayave mücadele etmeye çağırıyoruz.

Grup Yorum 23 Mart'ta, Stadyum kon-serleriyle ilgili karşılaştıkları yasaklamaylailgili açıklama yaptı. Açıklamada: "2010yılına denk gelen 25. yılımızı, Türkiye'ningelmiş geçmiş en büyük konseri ile kut-lamıştık. İstanbul İnönü Stadyumu'ndayaptığımız konserimize 55.000 dinleyicimizkatılmıştı. Bu sene 30. yılımızı kutlamakiçin hazırlıklarımıza erkenden başladık.Görsel ve müzikal bir şölen hazırladık.'Grup Yorum Tarihi Müzikali' bu şölendeSenfoni orkestrasından dans ve teatral gösterilere, vi-deolardan ışık ve dekorlara kadar tüm detaylar üzerindeaylardır çalışma yürütüyoruz. İstiyoruz ki hem politikhem estetik anlamda halkımıza, dinleyicilerimize unu-tulmaz bir etkinlik yaşatalım." denilerek bu defa sadeceİstanbul ile sınırlamayıp, Anadolu'nun 5 ayrı noktasındastadyum konserleri vermek için aylar önceden girişimlerebaşladıklarını ama stadyumların çeşitli bahanelerleolumlu cevap vermedikleri anlatıldı. İstanbul'daki stad-yumların yanı sıra, Ankara 19 Mayıs Stadı, İzmir AtatürkStadı, Adana 5 Ocak Stadı ile Elazığ Atatürk Stadı içinyetkilileri ile görüşmeler yapıldığı, ancak tüm şehirlerdeyapılan tüm başvuruların; 'sahanın uygun olmadığı', 'stadyumun tadilata alınacağı', 'söz konusu tarihlerdemüsabakalar olacağı' gibi gerekçelerle reddedildiği be-lirtildi. Stadyumların halkın vergileri ile yüzbinlerce,milyonlarca taraftarın desteği ile yapıldığını ve kimseninmalı olmadığı vurgulanan açıklamada; "... Bu nedenlestadyumlar tüm halka aittir. Başta spor müsabakaları

olmak üzere, kitlesel halde yapılacak olan kültür - sanatetkinliklerine de açılması gerekir. Bu tüm dünyadaböyle yapılmaktadır. Ülkemizde de birçok yabancı grupya da kişi benzer şekilde konserler yapmıştır, yapmaktadır.Ancak bize hiçbir stadyum verilmiyor... Bir ayrıcalıkistemiyoruz. Başkasına hangi şartlarda veriliyorsa, bizede aynı şekilde verilmesini istiyoruz...Bu keyfiyeti buyasağı kabul etmiyoruz. Sesimizi böyle kesemezsiniz.Görkemli sahneler kurmamızı, ülkemizin dört birtarafında yaşayan insanlarımıza sesimizi, müziğimizitaşımamızı engelleyemezsiniz.

...Dinleyicilerimize çağrımızdır! AKP'nin Gençlikve Spor Genel Müdürlüğü'nü, Adana İl Spor Müdürlü-ğünü, İzmir İl Spor Müdürlüğünü, Elazığspor Kulübünütelefonla arayalım ya da mailler gönderelim. Yaptıklarıbu yanlışı düzeltmelerini isteyelim. Stadyumların tümhalkın malı olduğunu hatırlatalım. Bu yasağa, bukeyfiyete, bu hukuksuzluğa karşı hep birlikte mücadeleedelim!" denildi.

Halkımıza En Görkemli Sahneleri Kurmamızı Engelleyemezsiniz!

Stadyumlar Grup Yorum’a Yasaklanamaz!

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

25KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 26: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Sevgili Devrimci Okul okurlarımerhaba;

Burjuvazi; kitlelerin tarihteki ro-lünü asıl olarak tarihi yazanların ezi-len halk kitleleri olduğunu gizleme-ye çalışır.

Burjuvaziye göre tarihi yazanlar;krallar, imparatorlar, beylerdir. Onlarınkaleme aldığı tarihte kitleler yoktur.Varsa da ya bir devlet ada-mının ya da bir kralın, ge-neralin ardından hareketeden, onlara tabi olan "yı-ğın"lar vardır. Gerçekte buhalk kitleleri ne düşünürler,nasıl yaşarlar, ne isterlerbunların hiçbirisi burjuva-zinin tarihinde yoktur.

Burjuvazi yok saysa da,gerçekte tarihi yazanlarkitlelerdir.

Kitlenin kelime anla-mı "insan topluluğu" de-mektir.

Biz, kitleler derken emekçi kitle-lerini, halk kitlelerini tarif etmiş olu-ruz. Bir toplumun elinin altındaki bü-tün maddi değerleri, emekçi kitleleryaratmıştır. Biliyoruz ki toplumlar ta-rihi maddi "üretim"e dayanır. Bura-da belirleyici güç; üretime emekleriylekatılanlar, emekçi halklardır.

Halkın günlük yaşamı, çalışmasıgösterişsizdir. Ama tarihin gerçektemeli onlardır. Halkı oluşturan top-lumsal katmanlar toplumdan toplumadeğişse de halkın rolü hiç değişmez.

Köleci toplumda kitleler köleler-den oluşmuştu. Feodal toplumda kit-leler köylülerdi. Günümüzde ise eme-ğiyle geçinen tüm yoksullar; emper-yalizmin ve oligarşinin haklarını yoksaydığı, ezdiği milyonlarca genç,yaşlı, kadın, erkek her milliyet vemezhepten halkımızdır.

Egemen sınıflar istedikleri kadaryok saysa da tarihte daima belirleyi-

ci olan ezilenlerolmuşlardır. Ta-rihi yazan onlar-dır.

Adalet içinbaşkaldırmala-rıyla, sınıf kinle-riyle, sevgileriy-le, emekleriyle...

düzenleri yıkmışlar, yerine yeni top-lumsal bir düzen kurmuşlardır... Günügelmiş dağlara bakıp "of" çeken ol-muşlar, günü gelmiş "ferman padi-şahınsa.." deyip dağlara çıkmışlardır.Gün olmuş "devlet yıkılmaz" deyipkralların imparatorların önünde boyunbükmüşler günü geldiğindeyse taht-ları devirmişlerdir.

––Halk Tarihin Nesnesi veÖznesidir

Halk, yaşadığımız toplumun tümmaddi varlığının üreticisidir. Engels,servetin anasının doğa, babasınınise emek olduğunu söyler. Toplumunbütün maddi zenginliklerini emeğiy-le yaratan, bütün bu üretim sürecin-de değerler, gelenekler yaratan dahalktır. Emek gücüne, üretme gücü-ne sahip olan halk, aynı zamanda bü-tün zenginliklere zorla el koyan ege-men sınıfın iktidarını yıkma hakkınave gücüne de sahiptir. Bunlardan do-layı halk, toplumlar tarihinin hem nes-nesi hem de öznesidir. Nesnesidir,çünkü toplumlar tarihi halkın tarihi-dir. Öznesidir, çünkü tarihi yazanlarbizzat halkın kendisidir.

Halklar toplumsal gelişmenin nes-nel yasalarına uygunluk içinde tarihi

yazarlar. Bugüne kadar tüm altüstoluşların fitilini ateşleyenler; kendi-liğinden ya da örgütlü olan ayaklan-maların yaratıcısı ve temel gücünüoluşturanlar; en çok ezilenler en çokyoksullar olmuştur.

Köleci toplumda Spartaküsler’inöncülüğündeki köle ayaklarmaların-dan feodal toplumdaki Bedreddin-ler’in Thomas Münzerler’in öncülü-ğündeki köylü isyanlarına; Paris Ko-münü’nden Sovyet Devrimi’ne, KübaDevrimi’ne kadar bütün isyanlardahalk kurtuluş savaşlarında belirleyi-ci rol ezilenlerin olmuştur. Halk kit-leleri kanlarıyla yazdıkları tarih ile za-ferlerin nasıl kazanıldığını, devrim-lerin nasıl yapıldığını da öğretirler.

––KitlelerEsas OlarakÖrgütlendiklerindeBir GüçOlmuşlardır veOlacaklardır

Kitleler örgütsüzken,kendi başlarına potansiyelbir güç olmaktan başka biranlam ifade etmezler. Dev-rim örgütlü halk kitleleriy-le yapılır. Devrim iddiası ta-şıyan, kendini devrimci ola-

rak tanımlayan tüm hareketler içinhalk kitlelerinin örgütlenmesi, kitle-lerin devrim mücadelesine yönlendi-rilmesi, devrimci faaliyetin temelinioluşturur.

Devrimi halk kitleleri yapacaktır.Ama kendiliğinden bu mücadeleyekatılmazlar. Lenin’in söylediği gibi"devrimin gereğini tam olarak anla-mış olmaları ve uğruna hayatlarınıfeda etmeye hazır olmaları" gerekir.

Bugün, halk kitleleri sömürü dü-zeninin etkisi altındadır. Emperyalizmve işbirlikçilerinin çeşitli propagan-daları, örgütsüz olan milyonlarca in-san üzerinde etkili olabilmektedir.Devrimcileri yeterince tanımamak-tadırlar. Gerici, şoven politikalaragöre düşünebilmekte, tarikat, aşiretilişkileri içinde hareket edebilmekte-dirler. Umutsuzluk ve yozlaşma, ülkegerçeğini ve devrimin gerekliliğinigörmelerine engel olmaktadır. Ege-

Ders: TarihteKitlelerin Rolü

MİLYONLARCAYOKSULLA

DEVRİM YAPACAĞIZ,TARİHE

YENİ SAYFALARYAZACAĞIZ

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!26

Page 27: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

men sınıflar, daha çocuk-luktan başlayarak eğitimsistemleriyle ve diğer tümkurumlarıyla; kitleleri mev-cut düzeni ayakta tutacakşekilde biçimlendirmekte-dirler. Halk kitlelerini ken-dileri için, düzenleri içinbir tehlike oluşturmaktançıkarmak isterler.

Halk kitlelerini düzeninetkisinden çıkarıp, devri-min belirleyici gücü halinegetirecek olan devrimciler-dir. Devrimcilerin görevi,aldatılan, yozlaştırılan, sö-mürülen kitlelere gerçek-leri göstermek ve devrimmücadelesinin saflarındaörgütlemektir.

En yoksullar başta ol-mak üzere bütün halk kit-lelerinin desteğini kazana-mayan ya da aldığı desteğisürekli hale getiremeyentoplumsal hareketler, kit-lelerin gücünü kavrayama-mış, dolayısıyla da kitlele-rin desteğini kaybettiklerinoktada mücadeleyi zaferetaşıyamamışlar ya da yap-tıkları devrimler kalıcılaş-mamıştır.

––HalkıÖrgütlemekBir Zorunluluktur

Binlerce yılın sınıf mü-cadelesi ve gerçekleşen dev-rim deneyimleri bize gös-termiştir ki; bir ülkede dev-rimci mücadeleyi örgütle-mek, geliştirmek ve devri-mi gerçekleştirmek için halkkitlelerini, yoksul kitleleriörgütlemek zorunluluktur.

Zorunluluktur çünkü,devrimci olmamızın, mü-cadele etmemizin, sosya-lizm ideolojimizin temelamacı sömürüye ve sömü-rüden kaynaklanan yoksul-luğa son vermektir.

Milyonlarca yoksul bu-gün açlığın, yoksulluğun

nedenlerini tarihsel sezgi-leriyle, deneyimleriyle gör-mekte, yaşadıkları sorunla-rın kaynağını anlamakta-dırlar.

Ama devrimci alternati-fi yeterince görememekte,ona güven duymamaktadır.Halk örgütlülükleri henüzyeterince gelişmiş, halkıörgütlü bir güç haline geti-rememiştir. Dayı; "yoksul-luğa ancak yoksullar sonverebilir, açlığa ancak aç-lar son verebilir. Onlarıörgütlemek devrimi ör-gütlemektir" diyor. Bizhalka gittikçe, halk kitlele-rine önderlik ettikçe, kitle-ler gerçeği görecek, nedenve nasıl mücadele edeceği-ni kavrayacaktır.

Mahirler'den bugünehalka güvenerek, halkı ör-gütleyerek mücadele ettik.En yoksullar başta olmaküzere bütün halk kitlelerinedevrim alternatifini göster-dik... Tarihimiz boyuncahep halk kitlelerinin içindeolduk, devrim için, halkiçin "canım feda" dedik.Devrimin, uğruna canımızıverecek kadar gerekli ol-duğunu göstermek için sa-vaşı büyüttük. Gün olduhalkla mahalleler kurduk,gün oldu "hedef karakol"deyip ayaklandık, gün oldubarikatlar kurduk, gün oldumeydanlarda yüzbinler ol-duk. Ve gün gelecek mil-yonlar da olacağız. Lenin'indediği gibi "devrim uğ-runa hayatlarını feda et-meye hazır" milyonlarcayoksulla yeni bir tarih ya-zacak, dünyayı bir kez deTürkiye'den sarsacağız.

Sevgili okurlar,Haftaya başka bir konu-

da görüşmek üzere... Hoş-çakalın..

Okulların açılmasına azbir zaman kalmıştı. Tabi bizimiçin Seher Şahin Rehberlik veDayanışma Masası hazırlıkdönemi başlamış oluyordu.

Seher Şahin Rehberlik veDayanışma Masası için bir ar-kadaş bilgisayarda broşür ha-zırlamıştı. Tabi iş o kadarla kalmıyordu. Gidip onu bas-tırmak gerekiyordu. Ve bu görev bana verilmişti. Ben-de sabah erken saatlerde dernekten çıkmak için ha-zırlandığım bir sırada Anadolu'dan bir arkadaş geldive " seninle geleceğim sonra geri döneceğim, aynı bro-şürden banada lazım" dedi. Biz böylelikle dernektençıktık.

İlk olarak Anadolu'dan gelen arkadaşın broşürünübastırdık ve o yola çıktı. Benim işim sonra bitti ve bro-şürlerin parasını verdim. Tabiki üzerimdeki bütün parabroşürlere gitti. Geri dönmek için param kalmadı. Elim-de 2 poşet dolusu broşür ile düşünmeye başladım. Dı-şarı çıktığımda, kapının önünde CD satan bir genç var-dı. Yanaştım yanına anlattım kendimi, ne yaptığımı vedüştüğüm durumu. Ve verebiliyorsa bana 1 TL ver-mesini, buraya hep geldiğimi ve parayı geri verece-ğimi söyledim. Çıkartıp 1 TL'yi verdi. Akbile attırmakistediğimde Akbil bayisi en az 3 TL dedi, ne kadar tar-tışsamda sonuç alamadım. Geri gencin yanına gidip1 TL'yi geri vermek istediğimi teşşekkür ettigimi sö-ledim. Yürüyerek gideceğimi söyleyinci beni durdu-rup 50 kuruş daha verdi ve "minübüsle git" dedi. Ben-de parayı alıp, geri vereceğimi belirterek yanından ay-rıldım.

Sonuç Olarak; Her Şeyin İlacı Halkta Herşeyin ilacı halka gitmek diyoruz. Ve bunu ger-

çekleştirdik mi büyük veya küçük herşeyi halkta bu-labiliriz.

Kendimizi anlatmalıyız. Niyetimizi söylemeli-yiz. Eğer bizler kendimizi anlatırsak açamayacağımızkapı yoktur.

Her zaman tedarikli olmalıyız. Alternatif bir pla-nımız olması gerekiryor. Herşeyi düşünmeliyiz. Benparamın yetemeyeceğini veya yol parasını hiç dü-şünmedim. Düşünmüş olsaydım baştan ayırırdım yolparasını ve bu durum başıma gelmezdi.

Hayatın Öğrettikleri

Her Şeyin İlacıHalkta

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

27KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 28: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Yozlaştırma Politikası,Yozlaştırma Politikası,Emperyalizmin HalklarıEmperyalizmin Halkları

Teslim Alma PolitikasıdırTeslim Alma Politikasıdır

Kapitalizm; Müzikten Edebiyata;Sinemadan Tiyatroya, Şiirden Resme

Sanatın Bütün Alanlarını; Kültürü, Tarihi, Eğitimi, Bilimi, Teknolojiyi,Bütün İletişim AraçlarınıKitleleri Yozlaştırmak ve

Beyinlerini Teslim Almak İçin Kullanır!

7. Bölüm

Dünyanın dört bir yanından belli fuhuşmerkezlerine özel uçaklar kaldıran, turizmşirketleri var. Bunlar zenginlere her türsapıklıkları için "alternatifler" sunmakta-dırlar. Bu alternatiflerin içinde, aleni olarakçocuk fuhuşu da vardır. Özel olarak Fili-pinler'den Tayland'a, Brezilya'ya kadarbir çok ülkeye yönelik çocuk fuhuşu içinturlar düzenlenmektedir. Yoksul Tayland,fuhuş turizmi denilince akla ilk gelen ül-kelerdendir. Ve Tayland'ın yoksul çocuklarıtüm dünyanın gözleri önünde sapıklarınzevk nesnesi haline getirilmişlerdir.

Latin Amerika ülkelerinde fuhuş yap-tırılan çocukların sayısının 40 milyonuaştığı belirtilmektedir. Asya ülkelerindefuhuş ticaretinde kullanılan 16 yaşın al-tındaki çocukların sayısı 2 milyondur.

"Özgürlükler ülkesi" ABD'de 400 biniaşkın çocuğa fuhuş yaptırılıyor.

Son 10 yılda fuhuş yapan insan sa-yısının 3 kat arttığı Türkiye'de 50 binçocuk, 'fuhuş' için sokakta çalıştırılı-yor.

Rusya, Japonya, Avustralya gibi birçok ülkede çocuk yaşta fahişeler alenenpazarlanmaktadır. Bütün emperyalist ül-kelerde fuhuş ticareti yaygındır. Çocukfuhuşu için yapılan uluslararası turizmturları, dünyanın tüm kapitalistlerinin vepolisinin bilgisi dahilindedir.

Türkiye’de de FuhuşSektörü Devlet Eliyle veKontrolünde İşlemektedir

Fuhuş, devletin vergi aldığı, resmiizin verdiği bir yozlaştırma biçimidir.AKP iktidarında fuhuş, genelevleri de

aşarak, mantar gibi her yerde çoğalanbarlara, pavyonlara, otellere, giderek cad-delere, meydanlara taşmış, hatta üniver-sitelere, öğrenci yurtlarına ve hatta yetiş-tirme yurtlarına uzanmıştır.

Türkiye’de de fahişelik bir “meslek”olarak görülmekte ve yasal kılıf için “ve-sika” dağıtılmaktadır. Fuhuş, “genelev”,“randevuevi” gibi adlar altında normalgörülmektedir.

Fuhuş sektörü doğrudan devlet eliyleveya devletin göz yummasıyla ya dadolaylı biçimlerde oluşturulmuştur ve sü-rekli olarak da genişlemektedir. Ülkemizdeyüz binlerce kadın, genç kız ekonomiknedenlerle fuhuş batağına sürüklenmiştir.Bunda elbette yalnızca ekonomik nedenlerbelirleyici değildir. Ekonomik nedenlerfuhuşa, kadın ticaretine zemin hazırla-maktadır. Bu zemin, halkın değerlerininyozlaştırılmasıyla birleşince, işte oradafuhuş normal görülmeye, kanıksanmayabaşlanmaktadır. Burada en önemli olgu-lardan biri, burjuvazinin kadını bir cinselmeta olarak görmesi ve bu anlayışı datopluma eğitimiyle, medyasıyla, dizileriyle,dayatmasıdır.

Fuhuşu, bu anlamda kanıksatan birkültürel ortam söz konusudur. Aleni fahi-şelik, “aşk” diye sunulabilmekte, evliliktealdatma gayet normal bir davranış gibisunulabilmektedir.

Daha da önemlisi fuhuş sektörü devleteliyle ve kontrolünde işlemektedir. Fuhuşayasal çerçevede izin veren, vergilendirenbir devlet, fuhuşa ve kadın ticaretine dekarşı olamaz. Fuhuşa verilen bu “izin veicazet”in hem ekonomik, hem kültürelamacı vardır. Fuhuşun yaygınlaştırılma-sında elbette asıl belirleyici olan; halkın

Fuhuş ve KumarıBüyüten AKP’dir!

Uluslararası Fuhuş Turizm Turları,Devletlerin ve İstihbaratÖrgütlerinin Bilgisiyledir

Son 10 Yılda Fuhuş Yapan İnsanSayısının 3 Kat Arttığı Türkiye'de

50 Bin Çocuk 'fuhuş' İçinSokakta Çalıştırılıyor

Türkiye’de de Fuhuş SektörüDevlet Eliyle ve Kontrolünde

İşlemektedir

Fuhuş, Kapitalist İlişkilerOrtadan Kalkınca, Sosyalizmde

Son Bulur

Türkiye Cumhuriyeti TarihindeKumara En Büyük Yatırımı

Yapan AKP'dir

Devlet Eliyle Oynatılan SanalKumarlarda Türkiye

1 Milyar Dolarlık HacimleDünya Üçüncüsüdür.

Son 10 Yılda Şans Oyunları4 Kat Arttı!

Türkiye’de Milli Piyango’danİddaa’ya, Ganyan’dan Loto’ya,

Toto’ya Varıncaya KadarŞans Oyunu Adı Altında Kumarda

Dönen Para 9 Milyar Dolar...

Kumarı, Umut Haline GetirenGiderek Artan Yozlaşma ve

Yoksullaşmadır

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!28

Page 29: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

ahlaki değerlerinin yok edilmesi, halkınçürütülmesidir.

6. Filo ülkemize geldiğinde İstan-bul’daki genelev sayısını arttıran, ge-nelevleri bakımdan geçiren de oligarşikdevlettir. Bugün de İncirlik’te görevliAmerikan askeri personeli için İn-cirlik diskolar, barlar ve genelevlerledoldurulmuştur.

Bugün Türkiye'de fuhuş yasaldır,hatta Yargıtay fuhuşu “bir kadınınmenfaat karşılığı veya alışkanlık su-retiyle, vücudunu başkalarının cinselzevkine teslim etmesi ve bu suretlebirçok erkekle cinsel ilişkide bulun-ması sanatı” olarak tanımlamıştır. Yaniutanılacak bir durum olan fuhuş, sanatolarak görülmektedir.

Fuhuş, Kapitalistİlişkiler Ortadan Kalkınca,Sosyalizmde Son Bulur

Bu soruya Marx-Engels’ten cevap ve-relim. Komünist Manifesto’da “günümüz

üretim ilişkilerinin ortadan kaldırılmasıyla,

ondan kaynaklanan kadın ortaklaşalığının

da, yani resmi veya gayri resmi fuhşun da

yok olacağı kendiliğinden anlaşılmaktadır”

diyor Marx ve Engels. Yani kapitalizminbütün pislikleri gibi fuhuşu da temizleyecekolan devrimdir. Fuhuşla mücadele içindevrimi beklemeyeceğiz elbette. Fuhuş daiçinde olmak üzere yozlaşmanın her türünekarşı mücadelemizi sürdürmeliyiz.

Türkiye CumhuriyetiTarihinde KumaraEn Büyük Yatırımı YapanAKP’dir!Sömürmek ve Yozlaştırmakİçin Şans Oyunları AdıylaKumar Yaygınlaştırılıyor

Kapitalist düzendeki çürüme veyozlaşma yaşamın her alanına yansır.Bencillik, çıkarcılık, yolsuzluk, hırsızlık,her türden ahlaksızlık devletin bütünkurumlarında mevcuttur. Burjuvazinin“şans oyunları” dediği kumar da bun-lardan biridir.

Yoksulluk arttıkça, umudunu ku-mara, çekilişlere bağlamak gittikçedaha yaygın bir duygu haline getirilir.

Halk içinde bulunduğu yoksulluklasürekli bir boğuşma içindedir. Ama neyaparlarsa yapsınlar, yoksulluktan kur-tulamazlar. Bu nedenledir ki, “daha iyibir yaşam”, geniş halk kitlelerinin hiçbitmeyen özlemi durumundadır. Yok-sulluğun, işsizliğin çözümü ve dahaiyi bir yaşam elbette mücadele ve ni-hayetinde sömürü düzeninin yıkılma-sıyla gerçekleşebilir. Fakat kapitalistsistem, kitleleri mücadeleden uzaklaş-tırmak için, yoksulluktan kurtuluş umu-du olarak, emeksiz para kazanmayıözendirir. Kumar; emeksiz para ka-zanmanın ve kitleleri yozlaştırmanınyollarından sadece biridir. Kumarla,suni bir hayal dünyası yaratılır vekitleler sahte umutlarla oyalanır, so-runlarının kaynağının bu sistem olduğudüşüncesinden uzaklaştırılır. Böylecekendi benliğini yitirmesi, çevresine ya-bancılaşması sağlanır.

Ekonomik ve sosyal bunalımın art-tığı, çözümsüzlük ve yoksulluğun de-rinleştiği dönemlerde toplumun büyükçoğunluğu şans oyunları ile umut ara-yışına yönelir. Bu yönlendirme basınve TV aracılığıyla özellikle körüklenir.Her sokak başındaki iddia bayileri, bü-felerde de sigara ve çikolatanın yanındaspor toto kuponları, at yarışları, piyan-golar, kazı kazanlar, TV’lerde çok damasum görülen, gösterilen yarışmaprogramları ile kumarı hayatımızıniçine sokarlar. Televizyonlarda, haftanınhemen her günü, günün her saati in-sanların kumar oynamaları için prog-ramlar düzenleniyor. Bir gün On Nu-mara, diğer gün Şans Topu, ertesigün Süper Loto, daha sonra SayısalLoto diye devam ediyor. Ayda üç kezMilli Piyango çekilişi yapan Milli Pi-yango İdaresi, Spor Loto ve SporToto’yla beraber, Altılı Ganyan, Kazı

Kazan ve İddaa ile birlikte haftanınhiçbir anını boş bırakmıyor.

Kumarı, Umut HalineGetiren Giderek ArtanYozlaşma veYoksullaşmadır

Yasalara göre, Türkiye'de kumarhaneaçılması yasaktır ve kumarhane açanave oynatana hapis cezası vardır. Fakatkumar, "şans oyunları" adı altında ya-sallaştırılıp, masumlaştırılarak bizzatdevlet eliyle oynatılmaktadır. Kumarsadece kağıt üzerinde yasadışıdır. Devleteliyle oynatılan sanal kumarlardaTürkiye; 1 milyar dolarlık hacimledünya üçüncüsüdür.

Devlet, kumar ve şans oyunlarınıyozlaştırma politikasının bir aracı olarakkullanır. Özellikle emekçi-yoksul semt-lerde, gecekondu mahallelerinde kıra-athanelerin, “kulüp”lerin çoğalması,“küçük çaplı” kumarın adeta masum-laştırılıp meşrulaştırılması bu politikanınsonucudur. Devletin şans oyunları ola-rak adlandırıp masumlaştırdığı kumarı,giderek umut haline getiren yoksul-luktur. İşsizlik, yoksulluk ve kültüreldejenerasyon, yozlaşma, sosyal kültürelimkanın darlığı, yoksul emekçi halkıkahve kültürüne yöneltmekte, buralarda yer yer kumara açılan bir kapıyadönüşebilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’nde gelmişgeçmiş kumara en büyük yatırımı yapanAKP iktidarıdır. İstatistiklere göre;Milli Piyango İdaresi’ne bağlı şansoyunlarının satış gelirleri, AKP'nin ik-tidarda olduğu son 10 yılda 4 kat artışgöstermiş ve Türkiye’de Milli Piyan-go’dan İddaa’ya, Ganyan’dan Lo-toya, Toto’ya varıncaya kadar şansoyunu adı altında kumarda dönen para9 milyar doları bulmuştur.

Kumar, çok eskilerde, gizli ve hepkaranlık, kuytu yerlerde oynanırdı.Şimdi her yerde aleni oynanır halegeldi. Neredeyse her yerde, istediğiniztürde kumar oynayabileceğiniz bir bayiiveya bir kazı kazancı var. Şans oyunlarıbayileri, dağ başındaki bir köyden, şeh-rin en dışındaki gecekondulara kadaryayılmış durumdadır. Devletin MaliyeBakanlığı’na bağlı Milli Piyango,

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

29KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 30: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Spor Toto, Süper Loto, Sayısal Loto,Hemen Kazan, Şans Topu, İddaa,Müşterek Bahis, Ganyan, On Nu-mara gibi bahis oyunları her geçengün yaygınlaşıyor. Özellikle futbolmaçlarına bahis yapılarak oynanan "İd-daa" oyunu futbolu bir `kumar ara-cına` dönüştürdü. Milli Piyango İdaresiGenel Müdürlüğü, Spor Toto GenelMüdürlüğü, Türkiye Jokey Kulübü..vb. kurumlarla bizzat devlet eliyle oy-natılan kumarlardır.

Devletin, Özelleştirme İdaresi Baş-kanlığı, 2014’de, Milli Piyango İdare-si’ne ait şans oyunları lisansını, 2 milyar755 milyon dolara, Besim Tibuk’unbaşında olduğu Net Şans-Hitay OrtakGirişim Grubu’na sattı. İhaleyi alanfirma “Mevcut sisteme yeni oyunlarekleyeceğiz” dedi. Yani ülkemiz in-sanlarının hem bilinçlenmesini engel-lemek ve yozlaştırmak hem de zatenyoksulluk ücreti olan ceplerindeki parayıçalmak için yeni tuzaklar kuracaklar.

Sanal Soygun, SanalYozlaştırma Makinaları;Online Casinolar

Her geçen gün bir yenisinin eklen-diği kumar oyunları, halkı adeta kıskaçaltına almış durumdadır. İnternet sa-yesinde kumar oynamak da, oynatmakda kolaylaşmıştır. “Online casino”larınyıllık cirosu 5 milyar doları buluyor.İstatistikler, Türkiye’de 2 milyon sanalkumar bağımlısı bulunduğunu, dün-yadaki kumar gelirinin yüzde 2.5’ininde Türkiye’den sağlandığını açıklıyor.

Sözde yasalara göre Türkiye'de ku-marhane yasak. Ancak, internete taşınan

kumarhaneler, bağımlılarınazahmetsiz kumar oynama ola-nağı sağlarken, yeni bağımlı-ların sayısı da gün geçtikçe ar-tıyor. İnternet yaygınlaştıkçasanal kumar bağımlılığı da pa-ralel olarak artıyor. Evde yada internet kafede oturup vecep telefonuyla, yalnız ya daarkadaşlarıyla sanal kumarha-nelerde; 21, Rulet, Poker oy-nayabiliyor, dünyanın dört biryanındaki futbol, basketbol, atyarışı, boks, tenis maçları için

iddiaya girebiliyor insanlar.

Dünyada ve ülkemizde yeni kumarbağımlılarının, yüzde 75'ini sanal ortamdakumar oynayanlar oluşturuyor. Sanalkumarhanelerde daha çok erkeklerinkumar oynadığı şeklindeki değerlendir-meler ise gerçeği yansıtmıyor. Bağımlılararasında bayanlar ve çocuklar başı çe-kiyor. Bazı siteler 18 yaşın altındakiçocukları kabul etmediğini söylüyor an-cak tıpkı sigara paketlerinin üzerindeyazan yasak gibi göstermelik kalıyor.

İnternetteki kumar siteleri; reklam-larını internetteki siteler üzerinden ya-pıyorlar. Örneğin her hangi bir servissağlayıcısından maile bakmak için gir-diğimizde bu kumar sitelerinin rek-lamları çıkıyor karşımıza. Ve bu sanalkumarhaneye girmek için sadece "tık-lamak" yetiyor. Yeni kumar bağımlılarıyaratmak için, yeni başlayanlara öğ-retmek için siteler eğitim de veriyor.

Sanal kumardan karlı çıkanlardanbiri de bankalar. Sanal kumar oynamakiçin en çok kullanılan ödeme şeklikredi kartı. Bankalar internetten oynanankumarda, kredi kartından nakit avansçekilmiş gibi işlem yapıyor, müşteriyegünlük faiz uyguluyor

Ankara Ticaret Odası (ATO)'nın sonraporuna göre; İlk Türkçe kumar sitesini,2000 yılında, Anthony Mataye adlı birAmerikalı kurmuş. Kumar tutkunlarınınyüzde 2.5'ini Türkiyeliler’in oluşturdu-ğunu ortaya çıkaran Mataye, GüneyAmerika yakınlarındaki Antigua isimlibir adaya giderek kumar lisansı alıyor.

Devlet Denetleme Kurulu'nun ra-porunda yer alan bir araştırmaya göre,18 yaşın altında bulunan gençler yoğun

bir şekilde şans oyunlarına yöneliyor.Yasal yaş sınırı on sekizin altındaki-lerin yüzde 28,4'ü Sayısal Loto, yüzde25,9'u Piyango, yüzde 25,9'u İddaa,yüzde 19,8'i de Hemen Kazan oynu-yor. Kredi kartı ile para yatırarak oy-nanan online okey oyunu bile kumarbağımlılığına kapı açıyor. Kumara elinikaptıran, bir süre sonra vücudunu, ya-şamını, beynini kaptırıyor ve yozlaşıyor.Bu tablonun sorumlusu devlettir.

Mafya ve Çeteleri YaratanKapitalizmdir

Açlığın ve yoksulluğun olduğu biryerde, kitleler düzene karşı örgütlen-miyorsa orada "bireysel kurtuluş" dü-şüncesi öne çıkar. Sekiz saat değil 18saat çalışsa da yoksulluktan kurtula-mayacağını düşünmeye başlayanlarınyöneleceği yer çalışmadan para kazan-ma yollarıdır. Bunlar da kumar, fuhuş,uyuşturucu, tahsilatçılık, çetecilik, maf-yacılıktır. Çeteleşmenin, her tür yoz-luğun bu kadar hızlı yayılmasının asılnedeni kapitalist sistemin yarattığı eko-nomik koşullar iken diğer yanı da dü-zenin bunların propagandasını yapmışolmasıdır. Çeteleri üreten sömürü dü-zenidir. Çetecilik adaletsiz düzenin or-taya çıkarttığı bir yapıdır. Ekonomisiçarpık şekillenen ve talana, soyguna,yolsuzluğa dayanan, kontrgerilla poli-tikalarının her dönemde revaçta olduğu,demokrasi olmayan bir ülkede bundanbaşka nasıl bir sonuç çıkabilir ki?

İnsanların yoksulluktan kurtulmakistemesi doğal ve anlaşılır bir duyguve düşüncedir. Sorun yoksulluktan nasılkurtulacaklarına dair onlara sunulanseçeneklerdedir. Devrimciler, onlaratoplumsal kurtuluş yolunu, mücadeleseçeneğini sunarken, düzenin geçmiştenbu yana yoksul gecekondu gençliğinesunduğu, "köşe dönmeci" ve bireycikültürün çeşitli versiyonlarıdır. Bu te-melde de buralarda kâh futbolculukla,kâh şarkıcılıkla, kâh mankenlikle, kâhçetecilikle köşeyi dönme revaçta ol-muştur. Ve bu özlemlerle doldurulmuş,şartlandırılmış gençler bu özlemlerineasla ulaşamazlar. Ulaşacakları yer, yoz-laşmanın şu veya bu biçiminden oluşanbir bataklık olacaktır.

Devam Edecek...

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!30

Page 31: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

1)- İşsi̇z Kalma KorkusuÖrgütlenme ÖnündeEngel Mi̇di̇r? Neden?

Engeldir. Çünkü işsizlik bir işçininyaşayabileceği en kötü durumlardanbiridir. İşçi işsizlik baskısı altında“aman işimi kaybetmeyeyim” veya“hiç olmazsa evime ekmek götüre-

biliyorum” ve yahut “hiç yoktan iy-

idir, beterin beteri var” vb. gibi “ka-derci” bir düşünceyle çoğu zamanustabaşı, amir veya patron karşısındasusar veya örgütlenmekten hakları içinmücadele etmekten uzak durur.

Ayrıca işsizlik demek halkımızındeyişiyle “ele güne muhtaç olmak“demektir. Çoluk çocuğun perişan ol-ması demektir. İşte işçiler varolan kötüde olsa işini kaybetme korkusu yüzün-den çoğu zaman örgütlenmekten uzakdururlar.

2)- Patron BaskısıÖrgütlenme ÖnündeEngel Mi̇di̇r? Neden?

Engeldir. Çünkü, patronlar işçilerinörgütlenmesini birleşmesini istemez.En örgütlü sınıf olan burjuvazi, işçi-lerin kendilerine karşı örgütlenip hak-larını aramaması için elinden gelen heryolla engellemeye çalışır. İşçilerinörgütlenmesi demek, haklarını iste-mesi ve sonunda zor yoluyla elde et-mesi demektir. Bu da patronların işi-ne gelmez karları düşer, sömürü çarkıbozulur, eskilerin deyişiyle “düzen bo-zulur” ve bu mücadelenin en sonun-da da üretim araçlarını işçiler elleri-ne geçirir.

Patronlar her daim bunun korku-su içinde yaşar ve bu yüzden de işçi-

lere nefes aldırmakbile istemez ve herfırsatta saldırırlar.

Patronların enbüyük saldırısı olanörgütsüzleştirmesaldırısı, patronlarınsaltanatlarının dahaiyi sürmesi içindir.

Ö r g ü t l e n m eişçiler için kurtuluşsa, pat-

ronlar için de yolun sonu demektir.Patronlar bu bilinçle saldırırlar. İşçi-ler de bu bilinçle ve sınıf kiniyle örgüt-lenmelidirler…

3)- Mevcut Sendi̇kalarİşçi̇leri̇ PatronlarınBaskısına KarşıÖrgütleyebi̇li̇r Mi̇?

Hayır, örgütleyemez. Çünkü mev-cut sendikaların çoğunluğu işbirlikçi,sarı, uzlaşmacı ve sivil toplumcu –re-formistlerin yönetimleri altındadır.Bunlar muhalif görünürler fakat, pro-testoculuktan öteye gitmeyen ica-zetçi sendikacılık yaparlar… Kezapatron sendikacılığı da çok yaygındır.

Mevcut sendikacıların uzlaşmacı,icazetçi düzen içi anlayışı işçilerin pat-ronlara karşı hakları için direnmesimücadele etmesi önünde engeldir.

Zaten, bu sendikaların, sendik-acıların misyonu da budur…

Bu sendikal anlayışın bir sonrasıise patron sendikacılığıdır. Patronlarınçıkarlarını koruyan ama çok işçici“keskin” görünen bu anlayıştakilerişçiyi ilk fırsatta satarlar.

Patronların baskısına karşı işçilerancak bu uzlaşmacı teslimiyetçi pat-ron sendikacılarından kurtulup kendiöz örgütlülükleri olan i̇şçi meclislerive i̇şçi komitelerinde örgütlenereksonuç alabilirler, baskıları geriletebi-lir, haklarını kazanabilirler…

4)- Patron SendikacılarıÖrgütlenme ÖnüneNe Gi̇bi̇ EngellerÇıkarmaktadır?

Patron sendikacıları işçilerin değil

patronlar yararına çalışan asalaklar gü-ruhunun üyeleridir.

Patronların çıkarlarına çalışan busendikacıları fiili – meşru direniş – gre-vin ismini dahi duymak istemezler. Fi-ili meşru mücadeleye alerjileri vardır.Gördükleri yerde de engelleyebilmekiçin her yolu mübah görürler.

Patron sendikacılarının işi işçiyidüzen sınırlarında tutup sorunlarıpatron yararına işçileri de birkaç hakkırıntısıyla kandırarak çözmektir.

Bir grev veya direniş mi baş-layacak patron sendikası hemen işçi-lerin yanına koşup “hukuki yollarabaşvuralım mahkeme sonucunu bek-leyelim” diye oyalamaya çalışırlar.Sorunun çözümü yıllara yayılırken buarada işçilerin de hakları katlanarakgasp edilmeye, sorunlar kangrenleş-meye devam eder.

Patron sendikacıları eğer grevi –direnişi engelleyemediyse bitirmekiçin çalışır. Yoksa da patronlarla bir-likte arkadan oyunlar çevirerek işçi-lerin aleyhine veya patronların enaz zarar göreceği şekilde grevi-dire-nişi bitirtmeye çalışırlar.

Aynı şekilde, işçiler arasında de-vrimciler mi örgütleniyor. Hemen odevrimcileri devlete-patrona ihbarederler. “Bunlar falan yasadışı örgütünmilitanı, filan örgütün üyesi vs” diye,patron sendikacısı, yalakası Kani Be-ko’nun devrimci sendikacı işçi ön-derlerinden Erol Ekici’yi devlete-patronlara “yasadışı örgüt üyesi’’ id-diası ile ihbar etmesi gibi..

İhbarcılık, ajanlık, yalakalık işçidüşmanlığı…. Ne ararsanız bu patronsendikacılarında mevcuttur. Bu yüz-den de bunların varlığı dahi örgüt-lenme önünde engeldir…

5)- Bireyselleşme İşçilerinÖrgütlenip BirleşmesiÖnünde Engel Midir?

Engeldir. Çünkü bireysellik başlıbaşına örgütsüzlüktür.

Halkımızın deyişiyle “bir elin

nesi var, iki elin sesi var’’ örgütlen-me çağrısı ise “her koyun kendi

bacağından asılır’’ da bireyselleş-

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz den

öğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgi

güçtürgüçtür

SORUDAİŞÇİ ÖRGÜTLENMESİNİN

ÖNÜNDEKİ ENGELLER NELERDİR?

10

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

31KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 32: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

menin çağrısı ve tezahürüdür.

Birey olmak, zayıf, güçsüz ve za-vallı olmaktır. Bu yüzden burjuvazi“birey olun’’ der. Bireysellik arttıkça,örgütsüzlük de artar. Burjuvazi de,patronlar da işçileri rahatça, bu şekildeezebilir. Karşısındaki bir çok “bi-rey’’i tek tek ezebilir patronlar, amaörgütlü bir gücü asla ezemez….

Bireyselleşme, bencilleşme ve içekapanmadır. Çoğunluğun değil ken-di çıkarını düşünmektir. Bu da işçi-lerin birleşmesinin önünde engeldir.

Her işçi ortak çıkarı, kendi çı-karının önünde tutmayı öğrenirse, bir-leşir ve patronları her alanda yener-ler… Ve sonunda üretim araçlarını elegeçirip, ortak mülkiyet haline getire-bilirler…

6)- İşçilerin ÖrgütlenmeyeKarşı Mesafeli DurmasınınSebepleri Nelerdir?

Bunun temel sebeplerinden biri;faşizmin 12 Eylül cuntası sonrasıyaratmaya çalıştığı “örgüt” korku-sudur. Örgütü öcü olarak göstermeyeçalışan faşizm, örgütlenmeyi de uzakdurulması gereken “tehlikeli’’ bir

faaliyet olarak göstermeye çalışmıştır.Zira bunun için de her türlü yolla hal-ka, işçilere saldırmış işkencelerdengeçirmiş, devrimcilere yaptığı gibikatletmiştir. Eskiye oranla ‘’örgüt’’korkusu kısmen kırılsa da halen en-gel olarak önümüzde durmaktadır.

Diğer bir sebep ise, işçinin kendiçıkarını, ortak çıkarın önünde tut-masıdır. Yani bencilleşme- bireysel-leşmedir.

Bununla beraber burjuvazinin ese-ri olan, işçilerin geri bıraktırılmış, geribilinç düzeyi, kurtuluşun örgütlen-mede değil, her daim işçinin kendisinidüşünmesini, ‘’birey olması’’nı örgüt-lenmesinde bu zehri enjekte etmes-inde yatmaktadır bir başka sebepde…

İşçiler aslolarak örgütlenmeninne demek olduğunu, amacını ihtiyaçolup-olmadığını gerçek anlamıylabilmemektedir. Temel sebeplerdenbiri de budur…

Çoğu işçi kendisi işten atılıp da di-renişe başladığında, diğer fabrika-lardan, işyerlerinden işçilerin kendi di-renişçilerine destek vermeyişlerini,çadırlarına bir kez olsun uğramayış-larını gördüğünde kendisinin de aynı

şekilde davranmış olduğunu hatırla-ması gibidir durum…

Örgütsüzlüğün, bireysel düşün-menin olumsuz sonuçlarını ancak ozaman bilince çıkarmaktadırlar.. Ve birkez örgütlü olup, birlikte direnip dekazanınca yani kendi deneyiniyaşayınca, hep örgütlü davranmayabaşlamaktadırlar..

7)- İşçiler KendiÖz ÖrgütlülükleriyleNasıl Buluşacaktır?İşçi Meclisleri veKomiteleri NasılÖrgütlenmelidir?

İşçiler kendi öz örgütlülükleriyle,devrimci işçilerin, işçiler ile dahasıkı ilişki kurması ve daha çok çalış-ması ile buluşacaktır. İşçiler kendisorunlarının çözümünün örgütlen-mek ve birleşip fiili meşru mücade-le ile hakları için patronlara meydanokumaktan geçtiğini gördükçe, işçimeclisleri ve komitelerinde daha kit-lesel bir şekilde örgütlenecektir.

Devrimci işçiler, işçi arkadaş-larının günlük sorunlarıyla daha faz-la ilgilenmeli, evlerine misafir olmalı,ilişkilerini daha fazla sıkılaştırıp,bağlarını güçlendirmelidir.

İşçi meclisleri ve komitelerigünlük sorunlar etrafında, iktidarperspektifi ve bilinciyle örgütlen-melidir. İşçiler kendi sorunlarını me-

clislerde, komitelerde çözdükçe,kendi öz örgütlülüklerine daha fazlasarılacak birbirlerini daha fazlatanıyıp, dayanışmasını arttıracaktır.Birleşip, güçlü olma bilinci daha faz-la gelişecektir.

Alevi-Bektaşi deyişi olmakla bir-likte tüm Anadolu kültürüne malolan; “bir olalım, iri olalım, diri

olalım,’’ sözü veya “hepimiz birimiz,

birimiz hepimiz için’’ sözü örgüt-lenme şiarımız olmalıdır…

8)- İşçiler, SorunlarınıBu ÖrgütlülükleriyleÇözebilirler Mi?

Evet, çözebilirler. Diyelim ki; bir

İşsizlik ordusu gitgide bü-yüyor. TÜİK verilerine göre iş-siz sayısı 3 milyon 145 bin kişioldu. DİSK-AR'ın belirleme-lerine göre ise iş bulma umu-dunu yitirenler de eklenince iş-siz sayısı 6 milyon 665 bin kişioldu. Çalışmak isteyen her 5kişiden biri işsiz...

Türkiye İstatistik kurumu (TÜİK)verilerine göre, Avrupa ülkelerinde te-mel işsizlik verisi olarak kabul edilentarım dışı işsizlik de yüzde 12.9'a,Aralık 2014 sonu itibariyle yüzde10.9'a yükseldi.

DİSK'e göre işsizlik oranı yüzde17.8. Geçici işlerde çalışan sayısı 1milyon 131 bin kişi.

İşsizlerin sayısı 5 milyon 563 binkişi... Bu sayıya iş bulma umudunuyitirenlerin sayısı da eklendiğinde iş-sizlerin sayısı 6 milyon 655 bin kişi...

6 milyon 655 bin işsiz demek, 6milyon 655 bin aç demektir... AKPher yıl milyarderlerin sayısını artı-rırken, halkın payına işsizlik ve açlıkdüşüyor...

İşsizlik Son 4 YılınEn Yüksek Seviyesine Çıktı!

Halka Düşen Yine İşsizlik, Açlık Yoksulluk

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!32

Page 33: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

işçinin çocuğu hasta, işçi parasızlık-tan ilaç temin edemiyor. Hemen me-clislerde örgütlü işçiler, dayanış-mayı örgütleyip bu sorunu giderebi-lirler. Aynı şekilde düğünlerinde, ce-nazelerinde, camiide, mevlüt okutma,cemevlerinde yemek verme gibi faal-iyetlerde de Sunni-Alevi vb. ayrımıolmadan işçiler birbirlerine bu özörgütlenmeleri aracılığı ile yardımcıolmalıdır. Bu etkinlikler işçi sınıfı için-deki bağları da güçlendirir.

Aynı şekilde ve esas olarak gre-vlerde direnişlerde de meclisler ar-acılığı ile kurulacak komiteler işçilerinzaferinin tek güvencesidir. Bu örgüt-lenmeleriyle direnişçilerinin tüm ih-tiyaçlarını giderebilir, sorunlarına ça-reler üretebilirler. Grev komitesi,dayanışma komitesi, işçi ailelerineyardım komitesi vb. gibi alt komite-leri aracılığıyla direnişlerinin süresi-ni uzatıp patronların iradelerini kıra-bilirler…

İşçilerin sorunları meclislerce,komitelerce sahiplenildikçe, işçiler buörgütlenmelere önce omuz verecek,zamanla asli unsuru olacaklardır…

9)- İşçi SınıfınınKurtuluşu Devrimde;Bağımsız, Demokratik veSosyalist Bir Türkiye’ninKurulmasındadır!Peki İşçiler, DevrimcilerinÖnderliği Altında NasılDaha Fazla BirleşipDevrim MücadelesineKatılabilecektir?

Öncelikli olarak işçi sınıfının, tektek işçilerin vatan ve halk sevgisiyledonanmasını sağlayıp, sosyalist bi-linçle eğitip, devrimci bir çalışmatarzıyla kendi kurtuluş kavgasınakatmak, devrimci işçilerin en önem-li görevlerinden biridir.

İşçiler direnişlerle, eylemlerle,grevlerle, ayaklanmalarla bilinç ve bil-gi düzeyini yükseltecek, kurtuluşkavgasına daha fazla katılacaklardır.

İşçilerin sınıf kardeşleriyle dahasık iletişim kurmasını, hareket etme-

sini sağlamak da devrimcilerin önün-deki önemli görevlerdendir. İşçileringüncel ekonomik-demokratik hak-ları için fiili-meşru mücadele yön-temleriyle kazanma mücadelesiniörgütleyen devrimci işçiler, bu mü-cadelenin; bağımsız, demokratik, so-syalist Türkiye mücadelesiyle bir-likteliğini de sağlayacaktır.

İşçi sınıfının gerçek kurtuluşu-nun bağımsız , demokratik ve sosy-alist bir Türkiye kurma kavgasında ol-duğunun bilincine varması, işçilerindaha fazla sayıda devrimci mücade-le içerisinde yer almasıyla mümkünolacaktır.

10)- İ̇şçi̇ Mecli̇sleri̇ veKomi̇telerde ÖrgütlenecekOlan İ̇şçi̇leri̇Halk ve Vatan Sevgi̇si̇ İleNasıl Devri̇mci̇ SaflardaSavaştırabi̇li̇ri̇z?

İşçilere öncelikli olarak gerçekhalk ve vatan sevgisinin ne olduğu-nu emperyalizm ve yeni sömürgeci-lik gerçeğini kavratmalıyız.

İşçilere ülkemizin işbirlikçilereliyle ‘45’li yıllarda nasıl emperya-lizm ile ekonomik, siyasal, kültürel vesosyal ilişkiler içerisine girilerekyeni-sömürge haline getirildiğini an-latmalıyız. Gizli işgali, suni den-geyi, nispi refahı anlatmalıyız.

Parti-Cephe’nin 45 yıllık de-vrim stratejisi olan PASS (Poli-tikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi)’ıverdiği kan-can bedeli mücade-lesini, bu uğurda toprağa verdiği600’ün üzerinde şehidini, yaniülkemizin 45 yıllık bağımsızlık,demokrasi ve sosyalizm mücade-lesini anlatmalı kavratmalıyız.

İşçilere açlığımızın, yoksul-luğumuzun, işsizlik tehdidiyle kö-lece koşullarda çalıştırıldığımızınsebebinin emperyalistler ve işbir-likçi oligarşi olduğunu iyi anlat-malıyız.

Anlatmak yetmez! Soframız-daki ekmeğin artması mücadele-sinin, aynı zamanda çocuğumuzuneğitiminin, sağlığının, insanca

koşullarda yaşayabilmesi; halkımızın

emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı

mücadele olduğunu bizzat mücadele

yaşatarak gösterebiliriz…

İşçi sınıfı içinde revizyonistler, op-

ortünistler hep anlattılar… Hem yanlış

anlattılar hem de işçi sınıfını mü-

cadeleden uzak tuttular…

Biz devrimci işçiler olarak hem

doğruları gerçekleri anlatacak hem de

mücadele ederek kavratacağız… Biz-

zat sıcak mücadele içinde öğrenilen-

ler asla unutulmaz…

İşçi meclisleri ve işçi komiteleri,

işçi sınıfının sömürüye ve zulme

karşı en kitlesel savunma örgütlen-

meleridirler… İşçi sınıfı, işçi me-

clisleri ve komiteleri ile fabrikaları, iş

yerlerini kendi kurallarıyla yönet-

meyi öğreneceklerdir…

İşçi meclisleri ve işçi komiteleri

işçi sınıfının en kitlesel, dinamik,

emperyalizme ve oligarşiye karşı mü-

cadelesinin de öz örgütlenmeleri

olacaktır…

İşçilerimiz anladıkça, kavradıkça,

bilinç düzeyi yükselip aydınlandıkça

devrimci saflarda daha fazla sa-

vaşacaktır…

ODTÜ’deEmekçi Meclisi Toplandı

ODTÜ’de taşeron işçiler arasındakurulan Emekçi Meclisi çalışmalarına de-vam ediyor. Her hafta düzenli olarak ya-pılan toplantı 17 Mart'ta Halkın HukukBürosu avukatlarının katılımıyla ger-çekleştirildi.

Gündemde, taşeron işçilerin taleple-riyle ilgili başlatılan imza kampanyası veişçilerin hukuksal hakları vardı. Avukat-lar, işçilerin hak alma mücadeleleriyle il-gili deneyimlerini paylaştılar. Ayrıcasendika yönetimlerinin güvenilmez ol-duğu ve esas olanın işçilerin kendi ara-larında kurdukları öz örgütlenmeler ol-duğu konuşuldu. Toplantıya 70 işçi ka-tıldı.

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

33KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 34: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Parti-Cephe dışında Türkiye solunun temel hatta tekgündemi vardır. O da, 7 Haziran’da yapılacak “GenelSeçimler”dir.

‘İttifaklar’ kurulmakta, seçimlerde hangi partininhangi gerekçelerle destekleneceğine dair düşünceler,kararlar açıklanmaktadır. Partizan da beklenen açıkla-masını yapmıştır.

“Beklenen” diyoruz, çünkü Kürt milliyetçi hareketleve O’nun denetimindeki HDP ve HDK içerisindeki faa-liyetleriyle, daha ötesi genel mücadeledeki yeri, pratiğiile tercihini farklı yapamadı. 7 Haziran Genel Seçimle-ri’nde HDP’ye “tüm alanlarda ve tüm bileşenleriyleaktif destek vereceği” yönündeki açıklaması tercihininilanı olmuştur.

“Kürt hareketinin omurgasını oluşturduğu, yö-netimin belirlediği” diye tanımladığı HDP’ye “aktifdestek” verme nedenlerini de şu şekilde sıralamışlardır:(Bkz: 3 Mart 2015 Özgür Gündem Gazetesi)

“ … başta Kürt hareketine destek amacı ile beraberHDP’nin kadın, çevre, ezilen uluslar ve azınlıklar, LGBTbireyleri, ezilen inançlar ve gençlik için sunduğu prog-ramın, güçlü bir demokratik muhtevayı taşıması nedeniile sahiplenecek bir niteliğe sahip olduğu…”

“Seçimlerde HDP’ye destek kapsamında yürütülecekçalışmaların devrimci demokratik cepheyi güçlendireceği,şovenizmi kırmakta önemli rol oynayacağı”

“HDP’nin barajı aşması mücadelenin tüm ayaklarındaolumlu etki yaratacağı…”

“… bunun aynı zamanda Kürt ulusunun taleplerindeyalnız kalmadığını göstereceğini ve egemenlerin kriziniderinleştirmede rol oynayacağı…”

Evet, Partizan HDP’ye “aktif destek” verme kararınıbu nedenlere dayandırmaktadır. Ancak bunlar nedendeğil gerekçelerdir. Gerekçelerdir çünkü, faşizmle yö-netilen Türkiye’de pratik karşılığı yoktur ve olmayacaktırda.

Partizan’ın HDP’ye “Aktif Destek”Vermesi Devrimden,İktidar Bilincinden Ne KadarUzaklaştıklarını Göstermektedir

Vurguladığımız gibi, Partizan’ın HDP’ye “aktif des-tek” vermesinin gerekçesi olarak sıraladıklarının karşılığıyoktur. Olduğunu iddia edenler, reformistler, parlamen-taristlerdir. Bunların başında da Kürt milliyetçileri gel-mektedir. Zaten pratiğinde HDP’ye destek verdiğini

açıklarken, özünde Kürt milliyetçilerinin politikalarınadestek verdiğini ilan etmiş olmaktadır.

Bugün tartışma konusu yapılan İmralı’da AKP ileÖcalan’ın üzerinde anlaştığı ilan edilen “10 Madde”HDP dahil, Kürt milliyetçilerinin tüm etkili ve yetkili-lerince “Türkiye’nin demokratikleşme paketi” olaraktanımlanmaktadır.

Kürt milliyetçilerinin “ Türkiye’yi demokratikleş-tirme” ve “radikal demokrasi” ile ifade ettikleri,devletin etki alanını sınırlamaktan ibarettir. Reformlarlaburjuva anlamda “demokrasiyi” hedeflemektedirler. He-deflerinde devleti yıkmak, devrim yoktur. Kısacası Tür-kiye’nin emperyalizmin yeni sömürgesi olduğu, faşizmleyönetildiği gerçeğinin üzerinden atlamaktadırlar. Bureformizmde, parlamenterizmde ifadesini bulmaktadır.Zira HDP’nin yüzde 10 barajını aşması ve 60-70 mil-letvekili çıkarması durumunda her şeyin değişeceğiniiddia etmektedirler.

Partizan’ın HDP’ye “aktif destek” vermesine gerekçeolarak sıraladıkları Kürt milliyetçilerinin reformizm-parlamentarizmde ifadesini bulan çizgisini desteklemeninötesinde, geldikleri yeri göstermektedir. Ki, PartizanHDP’nin programından, seçim propagandasından hare-ketle yüzde on seçim barajını aşmasının “mücadelenintüm ayaklarında olumlu etki yaratacağı” da dahil “Kürt

ulusunun taleplerinde yalnız kalmadığını göstereceğini”,“şovenizmi kırmakta önemli rol oynayacağını”, “ka-dın, çevre, ezilen uluslar ve azınlıklar, ezilen inançlarve gençlik”in sorunlarının çözüleceğini iddia etmekte-dir.

Partizan’a sormak gerekiyor, “Kürt ulusunun talep-leri”nin başında gerillanın, silahlı mücadelesinin tasfiyesi,Kürt halkının silahlı kurtuluş umudunun yok edilmesimi yer almaktadır?

HDP’nin seçim barajını aşması, mücadelenin hangiayağına olumlu etkide bulacaktır? Halkların gerçek kur-tuluşunun biricik yolundan silahlı mücadeleyi mi yük-seltecektir? Yoksa “ reformlar için değil, devrim için,iktidar için” de anlamını bulan pratik mücadeleyi migeliştirecektir? Ya da Türkiye halklarının ekonomik,demokratik mücadelesinin önünü mü açacaktır?

Hayır HDP’nin seçim barajını aşması (ya da aşmaması)halkların devrim mücadelesine hiçbir olumlu katkıdabulunmayacaktır. Sadece ve sadece reformist-parlamen-taristlerin yeni yalanlarına zemin hazırlayacaktır. Türkiyehalklarına mevcut oy oranının ve milletvekili sayısınınyeterli olmadığını, yüzde yirmi-otuz oy aldıklarında“sorunların çözüleceği” yalanlarını söyleyerek, aldatmak

PARTİZAN DA TERCİHİNİ PARLAMENTARİZMDEN YANA

YAPMIŞTIR!

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!34

Page 35: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

isteyeceklerdir.

Bilinmektedir ki, şovenizmi var eden, körükleyenoligarşik devletin aralıksız-sistemli olarak sürdürdüğübu yöndeki politikalarıdır. Yine bilinmektedir ki, Kürtmilliyetçi hareketinin başta yanlış eylem çizgisi olmaküzere giderek güçlendirdiği milliyetçi politikaları daoligarşiye şovenizmi körüklemesi için fazlasıyla malzemesunmaktadır. Seçimlerin bu yönde olumlu etkide bu-lunmayacağı da bilinen bir gerçektir.

Kısacası Partizan’ın HDP’ye aktif destek vermesininnedeni, sıraladığı gerekçeler değildir. Gerçek neden,devrim-iktidar hedefinden uzaklaşmalarıdır. Uzaklaştıklarıiçinde düzenin demokrasicilik oyununun bir parçasıolma güzergahına girmişlerdir.

Partizan’ın “Dönem Politikaları”,Kürt Milliyetçilerinin Kuyrukçuluğunave Reformizm Çizgisine Getirmiştir

Klasik halk savaşı savunucusu olan Partizan, yayın-larında bu anlayışlarını sürdürdüğünü ifade etse depratiği buna denk düşmemektedir. Mevcut politikalarını,pratiğini eleştirenlere Partizan’ın cevabı “dönem poli-tikaları” olmuştur. Bu politikasını da şu şekilde açıkla-maya çalışmışlardır;

“Ülkemizde bazı çevreler açıktan, kimi de isim ver-meden proleterya partisinin dönem politikası çerçevesindegeliştirdikleri taktik adımları “sağcılık”, “düzeniçicilik”,

“reformizme kayış”, “reformizme boyun eğme” şeklindeyorumluyor, bu durum Kürt meselesi ve kadın sorunubaşlıkları altında bazı tartışma ve polemiklerde kendinigösteriyor…” (Partizan, sayı:80, Mart 2015, 169/183)

Partizan “dönem politikaları”nın nedenlerini de şuşekilde açıklamaya çalışmıştır: “Durumu (Türkiye’dekimücadelenin ‘geri durumu’ kastediliyor-bizim notumuz)tersine çevirecek, daha büyük dalgalara, kendisindengelme hareketlerin yükseliş göstermesine ihtiyaç duyul-duğu kadar bu süreci ateşleyecek öncünün de sahnedeağırlık koyarak atılımlarda bulunmasına, bu yönde önaçıcı, buzları kıracak politikalarla ileriye doğru sıçrama,yapmasına da şiddetli bir gereksinim duyulmaktadır”

Partizan’ın söz konusu değerlendirmeleri 2013 yılıMart ayına aittir. 2013 Haziran’ında Türkiye’nin 81ilinin 80’inde yaklaşık 11 milyon insan bir biçimiyleayaklanmanın içerisinde yer almıştır.

Söz konusu Haziran Ayaklanması Kürt milliyetçilerininde, HDP-HDK bileşenlerin de, Partizan’ın da tavrı or-tadadır. Kürt milliyetçileri, ayaklanmanın kendilerine,“barış görüşmeleri”ne karşı gerçekleştirildiğini söyleyip,karşısında yer almışlardır. Daha sonraki tavırları, benzeriayaklanmaların da karşısında yer alacaklarını gözlerönüne sermiştir.

Kendine “öncülük”, “buz kırıcılığı” misyonunubiçen Partizan dahil HDK-HDP birleşenleri de ayak-

lanmayı ileriye taşıyan olmamışlardır. Ayaklanmanınbir an önce bitirilmesine çalışmışlardır.

Haziran Ayaklanması ve sonrasında yaşananlardançıkan sonuç, Partizan’ın ‘dönem politikaları’nın danedenlerinin de doğru olmadığını göstermiştir. YineKürt milliyetçilerinin de “doğru ittifak”ın adresiolmadığı deneylerle ortaya çıkmıştır. Zira, söz konusupolitikaları ve pratiği Partizan’ın önce Kürt milliyetçi-lerinin kuyrukçusu, peşinden de yardakçısı olarak Par-ti-Cephe’ye tavır almaya kadar getirmiştir.

Parti-Cephe’ye tavır almak, Partizan dahil EMEP,MLKP ve diğer yardakçı ve kuyrukçular için bir zorun-luluk olmuştur. Çünkü Parti-Cephe devrim iddiasından,iktidar hedefinden vazgeçmemiştir. Feda savaşçılığı te-melinde silahlı mücadeleyi yükseltmesiyle, sisteme al-ternatif örgütlenmeleriyle halkın kurtuluş umudunu bü-yütmektedir.

Söz konusu politikaları ve pratiği nedeniyle dünyahalklarının baş düşmanı ABD emperyalistlerinin “yokedilmesi gereken Marksist-Leninist örgüt” olarak hedefiolmaktadır.

Onlar da karşı-devrim güçleri gibi Parti-Cephe’ninyok olmasını ya da kendileri gibi “akıllı solcu” olmalarınıistemektedirler. Partizan’ın (ve MLKP’nin) “siyasi vesosyal tüm ilişkilerimizi kestiğimizi”* diye devameden kararları almalarının nedeni uzlaşmacılıkta-refor-mistlikte geldikleri noktadır. (*Partizan’ın 26 Ağustos2014 tarihli açıklaması. Aktaran; Atılım Sayı: 136, 29Ağustos 2014)

Partizan’ı Bu Noktaya,Bedel Ödemek İstememesi,Direniş Kaçkınlığı Getirmiştir

2000 yılının başında gündeme sokulan F Tipi tecritsaldırısı tutsaklarla sınırlı değildir. Amaçlarının Türkiyedevrimci hareketini tavsiye etmek, halkı sindirmekteslim almaktır. Söz konusu politikanın amacını döneminBaşbakanı Bülent Ecevit “IMF politikalarını uygula-yabilmemiz için hapishaneler sorununu çözmemizgerekir” diyerek ortaya koymuştur.

26 Eylül 1999’a gerçekleştirilen Ulucanlar Katliamı,emperyalizmin ve işbirlikçi oligarşinin F Tipi tecrit po-litikasını hayata geçirmek için neleri yapabileceğininde işaretiydi. Oportünist sol bu işareti almış, anti-dire-nişçiliği temel politikası haline getirmiştir. Çünkü Ulu-canlar’da “Teslim mi olacaksınız, ölecek misiniz” di-yerek saldırmıştı karşı-devrim güçleri. On devrimciyikatletmişti. F tipi tecrit saldırısına karşı direnişte çokdaha büyük bedelleri göze almak gerekiyordu.

Büyük bedelleri göze alamayan Partizan’ın da içeri-sinde yer aldığı, oportünist blok 20 Ekim 2000’debaşlayan direnişin dışında kalmıştır. 19-22 Aralık gün-lerinde fedalarla ölüme direnen devrimci tutsaklara

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

35KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 36: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

sadece karşı-devrimci güçleri değil, TKP/ML’nin Üm-raniye Hapishanesi temsilcisi de düşmanın megafonuyla“teslim olun” çağrıları yapabilmiştir.

19 Aralık sonrası getirildikleri F tiplerinde Partizandahil oportünist blok Ölüm Orucu direnişine başlamakzorunda kalmıştır. Hedefleri direnişin zaferle sonuçlanmasıiçin gerekenleri yapmak değil bir an önce direnişibitirmek, bırakmak olmuştur. Nitekim, Mayıs 2002’de“Bayrağı dışarıya devredeceğiz” diyerek direnişi kır-mışlardır. Mayıs 2002’den, 22 Ocak 2007’ye kadardirenişi Parti-Cephe tutsakları sürdürmüştür.

Partizan direnişin dışında kaldığı sürede ve direnişinsonrasında yazıp-söyledikleriyle, pratiğiyle direniş kar-şıtlığında başı çekenlerden biri olmuştur.

Yapılması gereken ise açıktır. Bedel ödememekteifadesini bulan direniş kaçkınlığını sorgulayıp özeleştirivermeliydi. Bunu yapmamış megafonla “Teslim olun”anonsunu geçiştirmek istemiştir. Direnişin bırakılmasınaihanet, direnişi bırakanlara hain diyemeyenlerden ol-muştur. Özeleştiri verme yerine geçiştirmeyi ya da yan-lışlarını savunduğu için teslimiyetlerini meşrulaştırmayıdaha kötüsü ileriye taşımalarını getirmiştir.

Partizan Tercihini ParlamentarizmdenYana Değil Devrimden Yana YapmalıdırHDP’nin hangi amaçla kurulduğu-kurdurulduğu hiçkimse için sır değildir. HDP, düzenle uzlaşan Kürt mil-liyetçi hareketin Türkiye solunu da düzen içine çek-mek için kurulmuş bir partidir. Amaç Türkiye devrim-ci hareketinin de tasfiyesidir.

Öcalan’ın HDP kuruluş kongresine gönderdiği mesajınözü şu idi; ‘geride kalan on yıl devlete isyan dönemiydi,

şimdi ise artık devlet ile nitelikli müzakere dönemin-

deyiz’

Öcalan’ın 2013 Newroz’unda ki çağrısı da açıktı;‘silahlı mücadele dönemi kapanmıştır.’

Partizan’ın da içerisinde yer aldığı HDK’nın Öcalan’ınNewroz çağrısı ile ilgili değerlendirmesi ise şöyleydi;‘HDK doğmakta olan barış iklimini, tüm bileşenleriylebirlikte ilerletme, Türkiye’nin bütününe taşımakta ka-rarlıdır…’

‘Türkiye’yi yönetenlerin barış, demokratikleşme veözgürlüklerin genişletilmesi taleplerini meşrulaştırmakiçin silahlı çatışma bahanesini ellerinden alarak kar-şıtlarını da silahsızlandırdı.’ (24 Nisan 2013 tarihliHDK Genel Meclisi sonuç bildirgesinden)

Silahlı mücadeleyi mahkum eden bir anlayışın altındaPartizan’ın da imzası vardır. O günden bugüne HDK’nınve Partizan’ın pratiği de bu yönde olmuştur. HDP’ninburjuva partileri ile gireceği seçim yarışında Türkiyehalklarına kurtuluşun yolunun parlamentodan seçimlerdengeçtiği propagandasını yapmaktadırlar.

Oligarşinin yönetememe krizinin derinleştiği koşul-

larda devrimcilere, halktan yana olduğunu eden örgütlere,kişilere düşen görev açıktır. Düzenin krizini daha daderinleştirmek. Bunun için de halkı sindirmeye, teslimalmaya dönük politikalarının karşısına, silahlı mücadelebaşa olmak üzere tüm alanlar da mücadeleye yükselterekkarşı koymak gerekiyor.

Partizan dahil tüm HDK, HDP ve BHH bileşenleri,Türkiye halklarına sorunlarının çözüm yeri olarak seçimsandığını göstermektedir. Üstelik 2013 Haziranı’ndaiktidardan umudunu kestiği için sokağa çıkan, ayaklanmada yer alan halkın seçim sandığına gitmesi yönündeadeta baskı yapmaktadırlar. Halbuki bugünün Türkiye’sinde yapılması gereken açıktır, yeni ayaklanmaların ör-gütleyicisi olmaktır.

ÖDP, EMEP, ESP, SDP, Kürt milliyetçileri… Ter-cihlerini düzenden yana reformizmden, parlamenta-rizmden yana yapmışlardır. Devrim, sosyalizm kelime-lerini de halkımızı aldatmak amaçlı demagojik söylemlerdışında genellikle kullanmamaktadır. O halde yapılmasıgerekenler de bilinmez değildir.

Sonuç Olarak;1- Partizan’ın HDP’ye seçimler de aktif destek verme

nedeni olarak sıralandırdıkları reformizmde geldiklerinoktayı görmemenin gerekçeleridir. Çünkü emperyalizminyeni sömürgesi Türkiye’de demokratikleşmenin yoluseçimlerden değil, anti-emperyalist, anti-oligarşik dev-rimden geçmektedir. Devrim için savaşmaktan geçmek-tedir.

2- Partizan’ın HDP’ye aktif destek vermesinin nedenidevrim iktidar hedefinden uzaklaştıkları içindir. Devrimve iktidar hedefinden uzaklaşanlar söylemde ne iddiaederlerse etsinler, düzenin demokrasicilik oyunun parçasıolmaktan kurtulamazlar.

3- Devrim iddiasından, iktidar hedefinden uzaklaşan, yok olma sürecine giren Partizan dahil pek çok solörgüt özeleştiri verip ayağa kalkmak yerine ‘dönem po-litikaları’ diyerek Kürt milliyetçilerinin kuyruğuna ta-kılarak halka hesap vermekten kurtulmaya çalışmakta-dırlar.

4- Emperyalizm ve oligarşinin F tipi tecrit saldırısıyladevrimci örgütleri düzeniçileştirme teslim alma politikası,bedel ödemek istemeyen, direniş kaçkınlığını inkarcılığınınözeleştirisini vermeyen Partizan dahil tüm oportünistörgütler nezdinde başarılı olmuştur. Çünkü hementamamı reformizm parlamentarizm kulvarına girmiş-lerdir.

5- Devrimcilerin seçimlerdeki tavırlarını belirleyen,kitleleri düzenden koparmak, devrim saflarına katmaktır.Partizan’ın HDP’ye aktif destek vermesi tam tersi sonuçdoğuracaktır. Partizan tercihini HDK-HDP den parla-mentarizmden yana değil devrimden yana yapmalıdır.

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!36

Page 37: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Oligarşinin halka yönelik saldırı-larının mihenk taşı her zaman hapis-haneler oldu. Hapishaneleri susturupsindirdiklerinde halkı sindirecekleri-ni biliyorlardı çünkü. Direnmeninonurunu taşıyan, düşünceleri içinölümü göze alan tutsaklar olduğusürece halkın direnme dinamikleriniyok edemeyecekler, umudunu sön-düremeyeceklerdi. O yüzden bütün ik-tidarlar önce hapishanelere saldırdı.Geleneği bozmayan AKP de tutsak-lara saldırmanın ve yeni katliamlarınyasal zeminini hazırlıyor.

İç Güvenlik Yasası’nın, halka aç-tığı savaşla ilgili maddelerini mec-listen geçirdikten sonra tutsaklaraaçılan savaşın yasa tasarısı olan Cezaİnfaz Kurumları Güvenlik Hiz-metleri Kanunu Tasarısı görüşül-meye başlandı. Yazımızı yazdığımızsırada 19 maddesi geçmişti.

İktidarların hapishane yapmaklaövündüğü ülkemizde 385 hapishane-de toplam 152 bin tutuklu ve hüküm-lü var. İşte bu 152 bin tutsağın içinden“... toplumsal yaşama karşı uyum-

suzluk göstermiş kişilerin iç dünya-

larına nüfuz ederek iyileştirilmeleri...”

için hazırlanmış yasa tasarısı. Tasarınıngenel gerekçe bölümünde, yasanın çı-karılma nedeni bu sözlerle özetlenmiş.

İç dünyalarına nasıl mı nüfuz ede-cekler? Eğitimli köpekler, kapalıalanlarda veya yakın mesafeden kul-lanıldığında kimyasal silah kapsamı-na giren biber gazı ve ne olduğu ta-rif edilmeyen tozlar, basınçlı su veateşli silahlarla...

Mahkemelerce yasaklanan veyasuç örgütlerini temsil eden yayın,afiş, pankart, resim, sembol, işaret, do-küman ve benzeri malzemeler ileörgütsel haberleşme araçlarını ceza in-faz kurumuna sokan, bulunduranveya kullananlara 2 yıla kadar hapiscezası verilecek. Bu maddeyle yasa-lara göre suç olmasa bile hapishane

istediği yayına, mektuba,kitaba, hatta fotoğrafatam bir keyfiyetle el ko-yabilecek dahası sokan,bulunduran, kullananla-ra hapis cezası verilecek.Arkadaşlarınızla çektir-diğiniz fotoğraf bile ör-gütsel materyal olabi-lir...

Güvenlik görevlileri,isyan, direniş, firar, firarateşebbüs veya asayişibozan olayları önlerkenveya “kanuna uygunbir emrin ifası sırasında aktif veyapasif direniş gösterilmesi” halindezor kullanmaya yetkili olacak. Dire-nişin niteliğine göre uyarı yapılma-dan da “zor” kullanılabilecek. “Asa-yişi bozan olay”, “kanuna uygunemrin ifası” kelimeleri her türlü sal-dırı için geniş bir zemin yaratıyor. Ha-pishanelerin girişindeki, insanı be-denin çıplaklığıyla aşağılayarak onu-runu kırmaya yönelik çıplak arama iş-kencesine direnmek her türlü saldırıyauğramanın gerekçesi olacak. Ya dason zamanlarda tutsakların hücrele-rinin içini görecek şekilde yerleştiri-len kameraları kırmak...

Müdahale birimi ve dış güvenlikgörevlileri, cezaevi içine ateşli silah-la girebilecek. “Karşı koymaya el-verişli eşyaların teslim edilmesi is-tendiği halde teslim edilmemesi”bile silahlı müdahaleye neden olabi-lecek. Uyarı amacıyla ateş edilecek.Kişinin eylemine son vermemesi ha-linde “ölçülü” ve “orantılı” şekildeateş edilebilecek. Hapishanelerdeki bukeyfiyet varken su ısıtıcısından, ka-leme kadar her şey “karşı koymayaelverişli eşya” kapsamına sokulabi-lir. Ateş etmenin ölçüsü ve orantısı ne?O ölçülü ve orantılı ateş nedeniyleFerhat felç kaldı, Haziran Ayaklan-ması’nda Berkin’le birlikte 7 kişidaha öldürüldü, “ölçülü zor” ile En-

gin işkencede katledildi.

Hücrelere, koğuşlara, nakil aracıve hatta hastanelerdeki mahkum ko-ğuşlarına sınırsız arama yetkisi geti-riliyor. Esas amacı yıldırma ve zararverme olan aramalarla tutsaklar heran, her yerde karşılaşabilecek.

Tutsakların ziyaretçileri ile gö-rüşmelerinin içeriği kaydedilebile-cek. Zaten disiplin cezalarıyla kulla-nılamaz hale getirilen görüş hakkı fii-len ortadan kaldırılıyor.

Elbette bütün resmi katillerin ve iş-kencecilerin olduğu gibi hapishane-lerdeki güvenlik görevlilerinin dekimlikleri gizli tutulacak.

Buca, Ulucanlar, 19-22 Aralıkkatliam ve direnişleri!.. 84, 96 ve em-peryalistleri bile hayrete düşüren Bü-yük Ölüm Orucu...

Türkiye’de hapishaneler tarihinioligarşi katliam ve işkencelerle, ÖzgürTutsaklar direnişlerle yazdılar. ÖzgürTutsaklık her türlü sınamadan alnınınakına bir damla olsun halel getirmedençıkmış bir kavramdır. Bahşedilme-miştir. Ateş çemberlerinin ve ölüm-ka-lım savaşlarının içinde kazanılmıştır.12 Eylül koşullarında yapamadıkları-nı, hapishaneler katliamı ve tecritle sağ-layamadıklarını bu yasayla da başa-ramayacaklar. Yarattığımız geleneklerve direnme gücümüzle her türlü sal-dırıyı parçalayacağız.

Oligarşi, Eğitimli Köpekler, Biber Gazları ve Ateşli SilahlarlaTutsakların İç Dünyalarına Nüfus Edecekmiş!

Katliamlarınızla Teslim AlamadınızYasalarınızla da Teslim Alamayacaksınız!

TAYAD’lı Aileler

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

37KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 38: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

“Benim dünyam emektir hele

nenni nenni dost nenni

Kuran da kurtaran da insanoğ-

lu insandır.

Benim kabem emektir. Hele nen-

ni nenni dost nenni, kuran da kur-

taran da emekçi insanlardır” diyedevam eder Ruhi Su’nun söylediği,insana ve emeğin dönüştürücü gü-cüne yaptığı bu güzelleme türkü-sünde…

Yeni bir dünya, yeni bir hayat ku-racağız diyoruz. Peki, yeni bir dün-yayı, yeni bir hayatı nasıl kuracağız?

Cepheli; yeni dünyanın, yeni ha-yatın emekle inşa edileceğinin bi-lincinde olandır.

Cepheli örgütlenmiş emekle, zul-mün, sömürünün olmadığı, halkı-mızın açlıktan soğuktan ölmediğiTam Bağımsız Türkiye inşası yolundailerlerken, o yolun taşlarını büyük biremekle-özveriyle döşer! Ve emekolmadan hiçbir şeyin olmayacağınıbilir Cepheli!

Devrim mücadelesi, devrimcilikbize yeni bir kimlik sunuyor. Gerçekanlamıyla bunu emek vererek sağlamtemellere oturtmadığımızda, hayatınzorluklarıyla gırtlak gırtlağa bir mü-cadele vermeyi öğrenmediğimizde,işin kolayına kaçmış oluruz.

Cepheli hiçbir zaman işin kola-yına kaçan olmamıştır, olmamalıdır.Zira, devrimci mücadele zorluklarla

doludur.

Kızıldere’den günümüze onlarcaateş çemberinden geçilmiş, ilkleryaratan bir mücadele tarihimiz ol-muştur. Yenilgiden zaferler yaratançok zengin bir tarihimiz vardır.

Tüm dünyanın nedamet getirdiği,emperyalizme biat edip, devrime,sosyalizme sırtlarını döndüğü, düş-manına “barış” adına el uzattığı,halkların kurtuluşunun emperyalizmebırakıldığı bir zamanı yaşıyoruz.

İşte bu zorlu dönemde Cepheli ta-rihinden, şehitlerinden, devrime olansonsuz inancından almış olduğu güç-le yoluna devam edendir.

Cepheli bilir ki, emek olmadanhiçbir şey olmaz. Nasıl ki, bir lokmaekmeği yiyebilmek için dahi emekvermek gerekiyorsa, devrimi örgüt-lemekte emekle olacaktır. Hiçbir şeykendiliğinden olmaz.

Cepheli örgütleyeceği milyonla-rı büyük bir sabırla, emeğin yaratı-cılığıyla örgütlenmesi gerektiğini bi-len, bu perspektifle hareket edendir.

Cepheli devrimciliği tüketen, bi-tiren yaratıcılığın önünü kesen kısır“küçük dünyaları”, devrimci eği-timle kendine ve yoldaşlarına emekvererek, irade ve cüretle yıkandır.

Emek olmazsa bir şey yaratmak,üretmek; elde etmek mümkün de-ğildir. Emek zorunludur ve değerli-dir.

İlkel toplumdan bu yana insanın

gelişimini, hayatı ve mücadeleyi be-lirleyen en temel gerçektir emek.

Cepheli emeğin örgütlenmesi içindisiplin, plan-program olması ge-rektiğini bilendir.

O büyük emek; plan ve programlıçalışmanın sonucudur ki, 500 binle-ri, 1 milyonları alanlara çıkartabil-miştir.

O büyük emek, örgütlenmiş emeksonucudur ki düşmanın elinden yol-daşımız alınmıştır.

O büyük örgütlenmiş emekle düş-manın kaleleri vurulmuştur.

Bu yüzdendir ki, emek vereceğiz!

Emek vermekle yetinmeyip ver-diğimiz emeği örgütlü hale getirme-liyiz.

Emek en başta Cepheli’nin ken-dine duyduğu saygıdır. Emek, onur-dur.

Emek en büyük değerdir.

Cepheli emeği en yüce değer bi-lip devrim mücadelesini, vatanınkurtuluşu için emek vermekten kaç-mayacaktır.

Cepheli tüm bunları bilen, bu bi-linçle mücadelesini sürdürendir. Onuniçin beynimizi silahlandırmak, sürekliateş altında tutmak, emekle, emeğibüyütmekle olacaktır.

Emek olmazsa olmazdır. Cephe-li böyle bilir, böyle büyütür devrimateşini.

CEPHELİ EMEĞİN EN YÜCE

DEĞER OLDUĞUNU BİLİR

Trakya Halk Cephesi 22 Mart'ta 75. YılOrtaokul Müdürünün yaptığı ahlaksızca

hakaretle ilgili açıklama yaptı. Açıkla-mada; Çerkezköy 75. Yıl Ortaoku-lu’nda okul müdürü Metin Demir-bağ, 12 yaşındaki kızları spor salonu-na topladıktan sonra, "Yeteneksizsinizyarışmasındaki köpek kadar beyninizyok, makyaj yapar, kıvırtırsanız, yanı-

nızdaki erkeklere sarılırsanız, sonunuzÖzgecan gibi olur, sizler erkeklerden

daha betersiniz. Siz kuyruk sallamasanız onlar da size gel-mez”, dediğini, sonrasında erkekleri de aynı salona top-layarak “Yavşak yavşak gülmeyin. Kızlara yanaşmayın. Mu-hatap olmayın” dediği belirtilerek. "AKP’nin ahlaksız mü-dürleri! Siz kimsiniz! Siz Berkinlerin, Uğurların, Ceylan-ların katilisiniz, siz çocuklarımızın hayatlarına kast eden,lise bahçelerinde gaza boğanlarsınız, ahlak ve namusun neolduğunu siz mi bizim çocuklarımıza öğretecekseniz! Ço-cuklarımızdan ellerinizi çekin. Metin Demirbağ’ı uyarı-yoruz, okullarımızda senin gibi ahlaksızları barındırma-yacağız" denildi.

Metin Demirbağ Gibi Ahlaksızları Okullarımızda Barındırmayacağız!

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!38

Kendini Geliştirmeyen Düzeni Geliştirir

Page 39: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Berkin davası ne durumda diye so-ranlara; soruşturma sürüyor diye ce-vap veriyoruz.

Peki, ne anlama geliyor soruştur-ma?

Konusu suç oluşturan bir olay ger-çekleştiğinde ya bir şikâyet yoluyla yada re’sen? yani kendiliğinden bir so-ruşturma açılır. Şikâyet edilen olayın suçoluşturmadığı düşüncesine varan sav-cı söz konusu olay ile ilgili takipsizlikkararı verebilir. Eğer konusu suç teşkiletse bile suçun faili bulunmazsa olay fai-li meçhul dosyalar arasında kalır gider.Eğer faili bulunursa bu kez soruşturmasavcısı suçun niteliğini, uygulanacak ka-nun maddelerini tespit eder ve bu bil-gilerle bir iddianame yazarak mahke-meden suçun kesin olarak tespit edilipsuçlunun cezalandırılmasını ister. Buaşamadan sonra mahkeme iddianame-yi kabul ederse kovuşturma aşamasınageçilir. Suçun sabit olduğuna ve ceza-nın miktarına karar verecek olan mah-kemedir.

İşte Berkin Elvan’ın vurulması ileilgili olayın yargısal pozisyonu budur;fiil tespit edilmiş ancak failler tes-pit edilememiştir. İdari olarak kusuroluşmuş, devletin sorumluluğu oluş-muştur. Ancak kişilerin cezai sorum-luğunun tespiti için gerekli koşulyani iddianame yoktur.

İşte şu andaki çabamız budur;Berkin Elvan soruşturması-nın faili meçhul olaylar liste-sine terkedilmesini önlemek.

Bilindiği gibi haziran ayındagerçekleşen halk ayaklanması sı-rasında polis birçok suç işlemiş vebu suçlar şikâyet üzerine bir so-ruşturma dosyasında toplanmış-tı. Gezi soruşturması olarak ad-landırılan bu dosyada bir tek so-ruşturma numarası üzerinden,birçok olayın, bir tek savcı tara-fından yürütülmesi anlamını ta-şıyordu. Bir tek savcının bir ev-rak ve dosyalar yığınının, içindençıkması çok zor olduğu için de buçuvalın içinden birbirinden fark-lı yerlerde oluşmuş farklı kişiler-

ce işlenmiş suçların iddianamesininoluşturulması çok daha zordu. BerkinElvan dosyasında savcılığa attırdığımızilk önemli adım Berkin Elvan soruş-turmasının Gezi soruşturması denilenbu evrak yığını çuval dosyadan çıka-rıp ayrı bir soruşturma dosyası üze-rinden yürütülmesini sağlamak oldu.

Ancak soruşturmanın ilerlemesini is-temeyenler vardı. Hükümetin İçişleriBakanlığı kendisine bağlı olarak çalı-şan polislerin isimlerini vermemek içinbin dereden su getirdi. Emniyet Mü-dürlüğü’nün en temel gerekçesi şuydu;Gezi olayları sırasında İstanbul dışın-dan çok sayıda polis getirilmiş, çok sa-yıda olay ve polis olduğu için de bir tür-lü Berkin’e ateş eden polisi tespit ede-miyorlarmış.

Geçtiğimiz hafta bu bahaneyi dahafazla sürdüremediler. Çünkü sen tespitedemiyorsan bu polislerin fotoğraf-larını gönder biz tespit ettirelim de-miştik. Savcı nihayet bu yazıyı yazmışve polis bir CD içinde 22 polisin fo-toğraflarını ve sicillerini, dolayısıyla dabirçoğunun ismini de bildirmiş olu-yordu.

Şimdi Ne Olacak; Şimdi daha önce gönderilen ve

olay anını içeren TOMA görüntüleriile geçen hafta bir CD içinde savcı-lığa bildirilen bu polislerin görüntü-

leri karşılaştırılarak faillerin isimleribelirlenecek. Bu karşılaştırmayıADLİ TIP KURUMU yapacak.

Eğer fail belirlenirse artık soruştur-ma aşamasında yapılacak fazla bir işkalmamış oluyor. Sırada idianameninyazılıp mahkemeye sunulması var.

Eğer Berkin Elvan’ın katillerininbulunmasında bu aşamaya kadar ge-linebildiyse bu ancak “yatıp kalkıpBerkin diyenlerin” sayesinde olmuş-tur. Aksi halde savcılık ve polis buolay ile ilgili soruşturmayı adliyeninkaranlık dehlizlerinde faili meçhulolayların içinde bulunduğu arşive

kaldırmış olurdu. İster yargısal ister fiili bir kazanım

olsun mutlaka ve mutlaka sıkı bir takip,emek, ısrar ve inanç gereklidir. BerkinElvan’ın katillerinin peşini bırakma-yacağız. Bu tek başına bir davanın ta-kip edilmesi de değildir. Bu bir adaletmücadelesedir.

Bu davada burjuva hukuku, yasalar,her şey rafa kaldırılmıştır. AKP’ninmahkemeleri, yasalar, hukuk her şey ka-tili korumak için işlemektedir.

Bizim gece gündüz, yaz kış deme-den adalet için mücadele etmektenbaşka silahımız yoktur. Meşruluğu-muzu en geniş halk kitlelerine kabul et-tirip davayı saheplendiğimiz oranda bizkazanacağız. Katilleri yargılayacağız.

Halkın

Hukuk

Bürosu

BERKİN ELVAN SORUŞTURMASINDA ZET SİLAHI KULLANAN

POLİSLERİN RESİM VE SİCİLLERİ SAVCILIĞA BİLDİRİLDİ

Berkin’inKatillerini Biz Yargılayacağız!

Halkın Hukuk Bürosu 21 Mart’taNewroz ile ilgili bir açıklama yayınladı. Ya-yınlanan açıklamada; “Bugün Newroz. Bu-gün yeni bir gün… Kendi gücü ve iktida-rı için halkın kanını emen varını yoğunualan Dehak kendi bedeninin sağlığı için hergün iki genci kurban etmektedir. Demir-ci Kawa 7 çocuğunu zalime kurban ver-dikten sonra bunun böyle gidemeyeceği-ni anlar. Kawa bir emekçidir.... Ve ancakböyle bir emekçi isyan ettiğinde zafermümkündür. Dağlarda ateşler yanar. Bukutsal ateşi görenler bilir ki orada da zul-

me isyan vardır. İsyanın bayrağı emekçi-nin sarı kırmızı yeşil renkleri taşıyan ön-lüğü olmuştur.

Bugün Newroz, isyanın ve kurtuluşungünü... Nerede olursa olsun zulme isyanedildiğinde ateş yakılır, burası dört duvarve dikenli tellerle çevrili bir hapishane deolabilir. Ve işte Cengiz Soydaş isyanınıölümsüzleşerek kutlamıştır... Selam olsunyeni güne, selam olsun geleceğe..

Agır Newrozê Heviya Ronahîye BêYe! Tu Bi Xer Hati Hey Newroz!” de-nildi.

Agı rê Newrozê Di Dest Gelê Bindest Di Mezin Bibe! Newroz Ateşi Ezilen Halkların Elinde Büyür!

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

39KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 40: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!40

24 Mart tarihinde sabahın erkensaatlerinde, AKP’nin katil polisleritarafından Gazi Mahallesi’nde evlereve Gazi Halk Meclisi’ne baskın dü-zenlenip onlarca kişi gözaltına alın-dı. Gazi Halk Meclisi basılmadanönce, Gazi Halk Meclisi TemsilcisiMehmet Yücetepe evinden gözaltınaalındı.

Baskınlardan kısa süre sonra,Gazi halkı katillerden hesap sormak,mahallesini sahiplenmek için sokağaçıktı. Halk düşmanı polisleri ma-halleden kovmak için polisle ça-tışmaya başladı. Sabah başlayançatışmalar akşam da devam etti.Çatışmalar esnasında en çok daumudun çocuklarının cüretkârlığıdikkat çekti. Okul çağındaki ço-cuklar, hayatın içinde, çatışmanınortasındaydı. Akreplerle, polisle alayedercesine en önde çatıştılar. Ak-ranları Berkin için savuruyorlardıellerindeki taşları.Umudun Çocuk-larının cüreti polisleri korkuttu.Biber gazı fişeğiyle 15-16 yaşındakiMehmet Ali adlı bir çocuğu vurarakayak bileğini kırdılar. Çatışmalarakşam da devam etti.

Akşam Gazi Halk Cephesi’ninçağrısıyla Gazi Halk Meclisi’ninönünde 250 kişi toplandı. Saat20.00’da başlayan yürüyüş marşlarve sloganlar eşliğinde Dörtyol’akadar devam etti. Gazi Dörtyol’da

kitlenin önü akrepler ve TOMA’larlakesildi. Cepheliler mahallenin ortasınakadar gelen polise militanca cevapverdiler. Molotoflar ve havai fişeklerin

atılmasıyla beraber kurulan barikatlarardında çatışma başladı. Çatışmalardapolisin saldırısı sonucu yıkılan bari-katlar tekrar tekrar kuruldu. Katil

sürüsü, Hasan Ferit Gedik Uyuştu-rucu ile Savaş ve Kurtuluş Merke-zi’nin açtığı çadıra defalarca saldırdı.Gazlar ve TOMA’dan sıkılan su ileçadıra hasar verdiler. Bu esnadapolisin attığı gaz bombası ile DenizGenç isimli 13 yaşındaki bir kızçocuğu başından yaralandı. Şu andaKarayolları’ndaki Taksim İlk YardımHastanesi’nde ameliyata alındı. Po-lisle çatışma saat 20.30'a kadar de-vam etti. Çatışmalardan sonra polisgeri çekildi. Gazi Özgürlükler Der-

neği’nin önünde, polisin geri çekil-mesinden sonra havai fişekli gösteriyapıldı, eylemin amacı anlatıldı.Gös-teriden sonra eylem iradi olarak bi-tirildi.

***

GAZİ HALKTIRTESLİM ALINAMAZ!

24 Mart tarihinde, sabaha karşıGazi Halk Meclisi ve halkın evleriAKP'nin polisleri tarafından basıldı,onlarca insan gözaltına alındı.PolisinGazi Mahallesi’nde estirdiği terörbirçok kurum tarafından protestoedildi:

İdil Kültür Merkezi; Gazi'de

250 POLİS, 10 AKREP

4 TOMA

VE BİR HELİKOPTER İLE

GAZİ’YE SALDIRDILAR!

HALK DÜŞMANLARI! BURASI GAZİ! GAZİ CEPHE'DİR, MÜCADELEDİR!

Evlerimizi Basabilirsiniz, Ama Akreplerle-TOMA’larla Girdiğiniz Gazi’nin Sokaklarından Çıkamazsınız. Karşınızda Gazi Halkının Kurduğu Barikatlar Var

Page 41: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

41KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

yapılan polis operasyonuyla ilgili:"Halkın üzerinden elinizi, devlet te-rörünüzü çekin! Gazi Mahallesi’ndendefolun! Gözaltına aldığınız insanlarıderhal serbest bırakın! Suçlarınızayeni yeni suçlar eklemeyin!

AKP faşizmini uyarıyoruz! Yoksulmahalleler, Gaziler, Çayanlar bizim-dir, onları teslim alamazsınız! Devletterörünüz, işkenceleriniz, baskılarınız,yasaklamalarınız kar etmeyecek! Hal-kın örgütlenmesini engelleyemeye-ceksiniz! Bunu o cehaletle, faşizmleörülü beyninize kazıyın!" açıklama-sında bulundu.

İkitelli Halk Cephesi; Gazi Mahallesi’nde yapılan polis

operasyonuyla ilgili; "Katil AKP'ninkatil polisleri yine iş başında. Sabahakarşı dayandılar yine kapılara acizlikve korkaklıklarıyla, uzun namlulusilahların ve maskelerinin arkasınasaklanarak... Biliyoruz, en büyük

korkuları halk korkusu. Bu korkuyladayanıyorlar sabah 05.00'da kapılara,bu korkuyla saldırıyorlar Gazi hal-kının iradesi olan Halk Meclisine veüyelerine.

İşkencelerle, kafa- kol bükerekgözaltına aldığınız yoldaşlarımızın,halkımızın başına gelecek her şeyinhesabını soracağız sizden. Baskınların,kırıp dökmenizin de hesabı sorulacak!Korkun Bizden! Öfkemizle, hesapsorma isteğimizle geliyoruz!" açık-lamasını yaptı.

Çayan Halk Cephesi,Dev-Genç ve HalkınMühendis Mimarları;

24 Mart tarihinde Gazi Mahalle-si’nde yapılan operasyonla ilgili;“Baskınlarınız, korkunuzun, acizli-ğinizin ifadesidir. AKP Gazi HalkMeclisi’ni basarak halka gözdağı ve-riyor, terör estiriyor. Halk meclisleri

halkın örgütlü gücünün mer-kezleridir; AKP faşizmine kar-şı direnen, yoksulluğa, yoz-laşmaya karşı mücadele edenhalkın evleridir. Yine geceninbir yarısı kapımıza dayandınızve yine halkın direnişi ve öf-kesiyle karşılaştınız. Bir kezdaha söylüyoruz, mahalleri-mizde elinizi kolunuzu salla-yarak gezemeyeceksiniz. Geceyarıları evlerimizi öyle rahatçabasamayacaksınız, kapımızıher çaldığınızda halkın direnişiile karşılaşacaksınız. İşte şimdiGazi Mahallesi’nde yaşanandireniş bunun göstergesidir.Gazi halkı sokak sokak, ba-rikat barikat direniyor, diren-meye devam edecek. Sizleriuyarıyoruz: Mahallerimizdenuzak durun, sabrımızı sına-mayın" dedi.

Dersim, Alibeyköy ve Bah-çelievler Halk Cephesi veDevrimci İşçi Hareketi; Gazi

Mahallesi’nde yapılan operasyonlailgili; "24 Mart, sabah saatlerindeGazi Mahallesi’nde, Gazi Halk Mec-lisi ve bununla beraber birçok evbasıldı. Sayısı net olmamakla beraber14 kişi gözaltında. Bu tabloya yoksulmahalleler yabancı değildir. AKP’ninkatil polisleri halkın ve devrimcilerinemeğiyle kurulmuş olan halk mecl-islerini basarak acizliklerini bir kezdaha göstermiş oldular. AKP, Gazihalkının örgütlü mücadelesinden kor-kuyor. Her yerde her alanda halkmeclislerini hayata geçirerek korku-larınızı büyüteceğiz.

Sizleri uyarıyoruz; halkımızın vedevrimcilerin üzerinden o kanlı el-lerinizi çekin. Ne helikopterleriniz,ne de şafak operasyonlarınız bizimmeşru mücadelemizi engelleyemez!Mahallelerimizden defolun! Her in-sanımızın akan kanı kadar acımasızolacağız katillere karşı!" denildi.

PSAKD Sultangazi ŞubeGazi Şehitleri CemeviYönetimi; İstanbul Gazi Mahal-

lesi’nde yapılan polis baskınını yaptığıaçıklama ile protesto etti. Polislerinyine helikopterlerle, gaz maskeleriyle,özel timleriyle mahalleye geldiğininbelirtildiği açıklamada “Bizler bugüngüçlerimizi birleştirmeli, saldırılarkarşısında, zalimlerin karşısına di-kilebilmeliyiz. İmam Hüseyinler, PirSultanlar, Nesimiler, Hallac-ı Man-surlar ve Bedreddinler gibi biat et-meden, sinmeden mücadeleye omuzvermeliyiz. Bugün zalimin zulmünekarşı Gazi halkıyla dayanışmaya,Gazi Halk Meclisi’ni sahiplenmeyetüm halkımızı çağırıyoruz” denildi.

İŞTE BERKİNLER...

GAZİ MAHELLESİ’NDE

9 YAŞINDA PANZERİ

PARÇALIYOR!

BİTİREBİLİR MİSİNİZ

VURARAK BERKİNLERİ...

BARİKATLARIN USTASI

PANZERLERİNİZİN,

TOMA’LARINIZIN GÜCÜ YETMEZ

ONLARI DURDURMAYA....

Page 42: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!42

24 Mart’ta, sabah saatlerindeGazi Mahallesi’ne şafak baskınıyapılarak 1'i çocuk 11 kişi göz-

altına alındı. Çok sayıda ev ve mahallelilerin sorunlarınaçözüm bulmak için kurduğu, daha önce de defalarca basılanHalk Meclisi, arama adı altında talan edildi. Mahalle halkıbu baskı ve sindirme operasyonlarını protesto etmek içinyapılan yürüyüşe abileri ablaları ile birlikte 14 yaşındakiDeniz Genç de katıldı. Yürüyüş başlar başlamaz TOMA’sıyla,akrebiyle, biber gazıyla, plastik ve gerçek mermileriylesaldıran polis 14 yaşındaki Deniz Genç'in kafasını hedefalarak gaz kapsülü ile vurdu.

Halkın Hukuk Bürosu Gazi'de yapılan polis baskınlarıylave Deniz Genç'in polisler tarafından gaz kapsülüyle başındanvurulmasıyla ilgili 25 Mart'ta yaptığı açıklamada, olayıgören bir müvekkillerinin müdahalesiyle hastaneye kaldı-rıldığı belirtilerek yaşanlar şöyle dile getirildi:

" Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne ulaşan müvekkilimizintüm çabalarına, ısrarına rağmen tedaviye başlanmamış,bilinci kapalı olan Deniz bu sırada kusmaya başlamıştır.Doktorlar tüm ısrarları “burada herkesin işi acil”, “ailesigelmeden müdahale edemeyiz”, “film çekilmesi gerek”gibi bahanelerle geçiştirmiş, 22.00 sularında çekilen filmsonucu nihayet durumun vahameti anlaşılmış ve Denizacilen ameliyata alınmıştır. Bu sırada mahalleden ve sosyalmedyadan durumu öğrenen insanlar hastaneye gelmeyebaşlamış, büromuz avukatı Özgür Yılmaz da hastaneyegelmiştir.

Daha ameliyat devam ederken, kalabalığın artmasındanrahatsız olan polisler hastane içinde insanları tahrik etmeye“Deniz’i biz vurduk, şimdi de görmeye geldik” diyerekprovokasyona başlamışlardır. Hemen akabinde de hastaneyiboşaltacaklarını söyleyerek coplarını rasgele insanlara sa-vurarak, adeta toplu linç girişiminde bulunmuşlardır. Avukatarkadaşımızı dahi darp etmiş, hakaret ve tehditlerde bu-lunmuşlardır. 3 kişi de gözaltına alınmıştır. Bunlardan biride Deniz’in teyzesidir. Akrep aracının içinde yüzüne tükü-rülmüş, hakaret ve tehditlere maruz kalmış, tokatlanmıştır.Araya girenlerin baskısı üzerine teyze serbest bırakılmış,2 müvekkilimiz Özcan Bayram ve Enez Erkuş akreparacında dövüle dövüle Karadeniz Mahallesi Karakolu’nagötürülmüştür. Müvekkilimiz Enez’in burnu kırılmış, şuan tedavisi devam etmektedir. Ancak yaptığı hukuksuzluğakılıf uyduramayan polis, gözaltı işlemi uygulamamış gibi

tutanak tutmaksızın müvekkillerimizi serbest bırakmıştır. Hastanede ise üst düzey emniyet amirlerinin trafiği

başlamış, memurlarının yaptığı hatanın farkına varanamirler üstünü örtme turları atmışsa da aile kendileriylegörüşmeyeceklerini bildirdikten sonra başhekimlikten bilgialarak hastaneden ayrılmışlardır... "

Deniz Genç'in bilinci yerinde ve ertesi sabah annesiylekonuşabilmesine rağmen hayati risk devam ettiği içingözetim altında...

Polis Vuruyor, Doktor Tedavi Etmiyor!Çocuklarımızı KatletmeniziSeyretmeyeceğiz!

Deniz Genç’in ailesi ve Avukat Özgür Yılmaz açıklamayaptı. “Diren Deniz Halk Cephesi Seninle” yazılı pankartınönünde yapılan açıklamada öncelikle Av. Özgür Yılmazsöz alarak Deniz’in durumunu ve hastanenin, gece yarısıçeviklerle saldıran polislerin yaklaşımını anlattı. Deniz’inGazi Dörtyol’da vurulduğunu söyleyen Yılmaz, MOBESEgörüntülerinin olduğunu ve kaybedilmesine izin vermeye-ceklerini söyledi. Tanıkların da gaz fişeğinin arkadan hedefalınarak atıldığını anlattıklarına işaret etti. Ayrıca hastaneninde bir buçuk saat beklettikten sonra ailesi ve avukatıgelinceye kadar yaşını gerekçe göstererek tedaviye geç-mediğinin altını çizerek haklarında işlem başlatacaklarınısöylediklerinde ancak tedavi edildiğini vurguladı. Hastanedesahiplenmek için gelenlere polislerin saldırdığını, busaldırıda 2 Halk Cephelinin ve teyzesinin gözaltına alındığınısöyledi.

Av. Yılmaz takım elbiseyle hastanede bekleyen ikikişiye kim olduklarını sorduğunda “Deniz’i biz vurduk,şimdi de görmeye geldik, sana mı soracağız?” dediklerinibelirtti. Av. Özgür Yılmaz, Deniz’in bir takım ameliyatlargeçireceğini ekledi. Ardından Deniz’in dedesi ve babasısöz aldı. Deniz’in babası Fırat Türkeş hastanenin, ne kadarbekletirsek o kadar izi kalır mantığıyla hareket ettiğiniaktardı. Deniz’i vuranın polis olduğunu ve tedavi etmemekiçin de hastanenin bu yasanın arkasına sığındığını, bununölümleri seyretmek anlamına geldiğini vurguladı. Hazırlanandoktor raporunda yer alan ifadelerin de hatalı olduğunudoktorların gaz kapsülüyle ilgili ifade kullanmadıklarınıaktaran Av. Özgür Yılmaz, doktorun "ben rapor yazamam"diye tutturduğunu da sözlerine ekledi.

Tıpkı Berkin gibi başından, Tıpkı Berkin gibi biber gazı kapsülü ileTıpkı Berkin gibi polis tarafındanvuruldu Deniz

Yine Gaz Fişeği,Yine 14 Yaşında Bir Çocuk: Deniz Genç Yaşam Mücadelesi Veriyor!

Page 43: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Ülkemizde Gençlik

Berkin’in Ölüm Emrini VerenTayyip Erdoğan

Halkın AdaletindenKaçamayacaksın!

19 Mart tarihinde, Haliç Kongre Merkezi’nde düzen-lenen Çanakkale Ruhu ve Gençlik konulu komposizyonyarışmasının ödül töreninde Tayyip Erdoğan'ın karşısın-da yine Dev-Genç'liler vardı. Dev-Genç'liler Berkin içinadalet istedi. Dev-Genç'in gözaltılarla ilgili yaptığı açık-lamada; " Nereye gidersen git, orada karşına dikileceğiz!Berkin için adalet isteyeceğiz. Adalet mücadelemiz herne pahasına olursa olsun sürecek, vazgeçmeyeceğiz.'Milyonlarca Göz Berkin’in Katillerini Arıyor!' kampan-yası dahilinde onlarca eylem yaptık. Defalarca gözaltınaalındık, tutuklandık. İşkencelerden onursuz aramalardangeçirildik. Korkmuyoruz! Berkin'in katillerini arıyoruz!Katilleri halka teslim edinceye kadar da susmayacağız!Şimdi 2 Liseli Dev-Genç’li ile karşınıza dikildik! 'Tali-matı ben verdim' diyen T.Erdoğan'ın ağzına lafını tıkıp,'Berkin İçin Adalet İstiyoruz!' dedik. Tayyip Erdoğan’ıntam karşısındaydık, belki on metre yoktu aramızda. Bukez orada gözlerimizdeki öfkeyi gösterdik. Bir daha ki se-fere öfkemizin nasıl yansıyacağını kimse bilemez! Göz-altına alınan 2 Dev-Genç'li Karaköy Polis Merkezi’ne gö-türülmüştür. Başlarına gelecek her şeyden sorumlu olanbaşta Tayyip Erdoğan’dır. Hazımsızlığından çıkacak tu-tuklamalar adalet mücadelemizi engellemek yerine öf-kemizi daha da arttıracaktır” denildi.

Antalya Çağlayan Lisesi’ndeLiseli Dev-Genç’lilereDisiplin Soruşturması

"Berkin için adalet istemek suç değildir, okul

içinde boykot yaptık, asla pişman değiliz"

Berkin Elvan’ın katillerinin cezalandırılması için 11Mart’ta Çağlayan Lisesi'nde boykot yapan Liseli Dev-Genç’liler ve boykota katılan birkaç öğrenciye disiplin so-ruşturması açıldı.

Dersten rehberlik servisine 19 Mart’ta çağrılan Safi-gül, Sibel, Melike, Didem isimli 4 Liseli Dev-Genç’li veboykota katılan 2 öğrenci hakkında “yaptığınız eylem suç-tur, pişman mısın” denildi. Liseli Dev-Genç’liler “Berkiniçin adalet istemek suç değildir, okul içinde boykot yap-tık, asla pişman değiliz” cevabını verdi. Dev-Genç’lile-re “okulda siyaset olmaz, yönetmelik yıllardır böyle” de-nildi. Dev-Genç’liler “ilkokuldaki Sevcan Yavuz’u pan-zer ezerken de okulda siyaset yoktu değil mi, Uğur Kurt’ukatleden katil polisler İTO Lisesi’nden çıkmıştı hocam”dediler.

Antalya Liseli Dev-Genç’liler okul idaresinin bir öğ-renciye; “arkadaşlarına karşı bizimle işbirliği yap” demesiüzerine konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: Çağlayan Li-sesi okul yönetimi, işiniz eğitim vermek mi, yoksa polislikyapmak mı? Hepiniz birlik olup Berkin’i katleden katilpolisleri savunuyorsunuz. Okul yönetimini uyarıyoruz, sab-rımızı sınamayın, yaptığımız demokratik eylemlerden do-layı bizi tehdit edemezsiniz, gerekirse biz gece gündüz de-meden okulun önünde çadır kurar otururuz, bizi okuldanatarsanız sizleri pişman ederiz! Bizler Liseli Dev-Genç’li-leriz! Berkin Elvan’ın katilleri cezalandırılana kadar ey-lemlerimize devam edeceğiz!”

Şair Abay Konanbay LisesiÖğrenci Meclisleri Toplantılarına

Devam Ediyor!Şair Abay Konanbay Anadolu Lisesi öğrenci meclis-

leri 19 Mart’ta toplantı yaptı. Yapılan çalışmada ilk ola-rak 11 Mart boykotunun nasıl geçtiği konuşuldu. Daha son-ra ise Newroz’un programı çıkartıldı. Toplantıda bir de herhafta belirli bir günde toplanma kararı alındı. Yapılan top-lantıya 45 öğrenci katıldı.

Tehditleriniz Bizlere Vız GelirMücadelemizi Engelleyemezsiniz!

Eskişehir'de katil polisler Liseli Dev-Genç'li bir öğ-rencinin ailesini terörle mücadele şubesine götürerek ta-ciz etti. 6-7-8 Mart tarihlerinde üç gün boyunca öğrencininannesi babası ve abisini emniyete çağırıp, EskişehirHalk Cephesi ve Dev-Genç ile ilgili acizce sayısız yalanlarsöyledi. Bu yalanlara ek olarak Ali İsmail'in de Cepheliolduğunu ve katledilmesinin iyi olduğunu söylemişlerdir.Eskişehir Dev-Genç yapılan bu tacizi teşhir etmek için15 Mart'ta Adalar'da eylem düzenledi. Eyleme 9 kişi ka-tıldı. Yapılan açıklamada "AKP’nin katil polisleri hiçbirkanıta dayanmadan bizleri yasadışı örgüt üyesi olarak an-latıyor. Esas terörist halkın cebindeki her kuruşa göz di-ken, Haziran Ayaklanması’nda 14 yaşındaki çocuklarımızıkatletme emirleri veren, Soma'da daha fazla kar için 300işçiyi katleden düzeni yaratan, Kobane eylemlerinde 40kişiyi katleden AKP iktidarı ve onun kapısında bekçilikyapan AKP'nin katil polisleridir. Arkadaşlarımızın aile-lerini taciz etmeyi bırakın. Yıllardır medet umduğunuz butacizleri sonlandırın ve bizim hakkımızda söylediğiniz iğ-renç yalanlarınızı bitirin. Tehditleriniz bizlere vız gelir mü-cadelemizi engelleyemezsiniz" denildi.

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

43KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 44: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

İstanbul Üniversitesi ÖGB'lerinive SBF Dekanlığını Uyarıyoruz!Dev-Genç, İstanbul Üniversi-

tesi SBF Dekanlığı’na veÖGB'lere uyarı amaçlı 20Mart'ta bir açıklama yaptı.Açıklamada; "Siyasal Bi-limler Fakültesi Dekanlığıson günlerde Dev-Genç’li-lerin yaptığı çalışmalardanrahatsız olarak devrimci de-mokrat öğrencilere afişsınırlandırması koyu-yor. 20 Mart'ta Siya-sal Bilgiler Fakülte-si'nde Newroz kut-laması ve 30 Martanması çalışması ya-pan İstanbul Üniver-sitesi öğrencisi DilanAlavi ÖGB'ler tarafından ite kaka fakülteden çıkarılmayaçalışıldı. Neden olarak dekanlığın yeni bir kararı olduğu söy-lendi. Karar “Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olmayanlarbu fakülteye giremez.” Bu kararın yükselen mücadelemi-zin verdiği korkudan olduğunu çok iyi biliyoruz. İstanbulÜniversitesi SBF Dekanlığı’nı ve ÖGB’lerini uyarıyoruz;Bizim kim olduğumuzu çok iyi biliyorsunuz. O yüzden bizesınırlandırmalar getirirken iki kez düşünün. Geçmişimizetarihimize bakın ve bir kez daha düşünün. Okuldan ite kakaattığınız bir öğrencimize karşılık nelerle karşılaşacağınızıçok iyi biliyorsunuz. Kararlarınızı tanımıyoruz ve o fa-kültelere girmeye devam edeceğiz" denildi.

Dev-Genç'liler Umudun SesiniÖmürtepe Mahallesi’ne Taşıdı!21 Mart tarihinde, Dev-Genç'liler Ömürtepe Mahal-

lesi’nde afiş ve dergi çalışmaları yaptı. Çalışmada 4 Dev-Genç'li 25 Yürüyüş Dergisi’ni halka ulaştırdı.ÖmürtepeMahallesi’nde kapı çalışması yapan Dev-Genç’liler, yeniinsanlarla tanıştılar. Dergi dağıtımından sonra 50 adet “Kı-zıldere” ve 25 adet de Kazova’nın açılış afişlerinden du-rak, park ve camlara yapıştırdı. Aynı gün içerisinde 3 adet"Dev-Genç" yazılamaları yapıldı.

Taleplerimiz açık ve net; Soma Katliamının Hesabını SoranDev-Genç'liler Değil,307 İşçimizin Katilleri Yargılansın!

Yurt Dışı Yasakları Kaldırılsın!

18. Gün

Kıbrıs’ın çeşitli şehirlerinden gelen arkadaşlarımızladirenişimiz üzerine sohbetle geçti günümüz. Arkadaşla-rımızın artık hayata daha dirençli baktıklarını söyleme-leri şimdiden onurlu açlık grevi direnişimizin kazanım eldeetmeye başladığını gösterdi.

19. Gün

İnsanı besleyen yedikleri değil, iradesi ve de haklı birmücadelenin içinde olmasıymış. Öğlene doğru Mağo-sa’daki arkadaşlarımızın Kaleiçi’nde 200 bildiriyi veODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü’nde 80 adet bildiriyi hal-ka ulaştırdıkları bilgisini aldık.

(...)

25. Gün

AKP’nin katil polisleri Gazi Mahallesi’ne ve Gazi HalkMeclisi’ne baskın düzenleyip birçok kişiyi gözaltına al-dığını öğreniyoruz. Gazi Halk Meclisi halkın ve dev-rimcilerin emeğiyle kurulmuştur. Bu saldırı AKP’nin aciz-liğinden başka bir şey değildir. Bizler açlık grevi dire-nişçileri olarak devletin saldırılarına karşı direnen, sava-şan Gazi halkını selamlıyoruz. Arkadaşlarımızdan aldı-ğımız haberler, destek mesajları bizleri çok mutlu ediyor,Dev-Genç’li olmanın onurunu, gururunu bir kez daha ya-şıyoruz.

Tutsak Dev-Genç'liler OnurumuzdurDerhal Serbest Bırakılsın!

Dev-Genç'liler 24 Mart’ta tutsak yoldaşları UmutcanArıkan ve Burhan Eraslan için Dumlupınar ÜniversitesiSiyaset Bilimi binasına pankart astılar. "Tutsak Dev-Genç'liler Umutcan Arıkan ve Burhan Eraslan Serbest Bı-rakılsın / Kütahya Dev-Genç" yazılı pankart 35 dakika bo-yunca binada asılı kaldı.

16 Mart Katliamını UnutmadıkUnutturmayacağız!

Tekirdağ’da Dev-Genç'liler tarafından 16 Mart Kat-liamı’yla ilgili bir anma düzenlendi. 17 Mart'ta gerçek-leştirilen anmada 16 Mart Katliamı’nın devlet eliyle ger-çekleştirilmiş bir katliam olduğu ve devrimci gençliğinyükselen mücadelesini bastırmak için yapıldığı anlatan birmetinle başlandı. Ardından 16 Mart’ı anlatan bir belge-selin izlenmesiyle anma sona erdi.

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!44

Page 45: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

İyi ve Kötü GündeDayanışmamızı Büyütüyoruz!

Dev-Genç'liler 22 Mart'ta Ankara'da kahvaltı progra-mı yaptı. Kahvaltıdan sonra türküler söylendi, faşizm veülkenin içinde bulunduğu durum üzerine sohbetler edil-di, geçmişten bugüne devrim mücadelesi hakkında ko-nuşuldu. Kahvaltıya 11 kişi katıldı.

TAYAD Dev-Genç EleleHacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'nde Dev-

Genç’liler TAYAD için Ankara’da yapılacak konserin ça-lışmasını yaptı. 19 Mart’ta kampüs içinde masa açan Dev-Genç’liler Ankara’da 28 Mart'ta Ahmet Taner Kışlalı SporSalonu'nda yapılacak konserin duyurusunu yaptı. Beş saataçık kalan masada Yürüyüş Dergisi’nin de tanıtımı yapıldı.Kampüs içinde de konserin afişleri asıldı.

HÜKAD Halk Okulu’ndaBilim Dersi ve

Halk Bahçesi ÇalışmasıHalk için bilim,

halk için mühendislikşiarıyla yola çıkanmühendis-mimarlarHüseyingazi KültürAraştırma Derneğitarafından açılanhalk okulunda Bi-lim Dersi vermeyebaşladı. 21 Mart'ta yapılan ilk derste, bu der-sin amacının okulda gördükleri ancak gerçek hayatta gö-remedikleri pratik uygulamaların gösterilmesi ve merakettikleri, okulda uygulayamadıkları şeyleri gerçekleştir-mek olduğu anlatıldı.

İlk derste halk bahçesinden söz edildi, halk bahçesi içinhep birlikte fide yetiştirme önerisi, çocukların ilgisiyle kar-şılandı. Mühendislere ulaştırılan tohumlar çocukların el-lerinde filizlenecek ve halk bahçesinde meyve verecek.Daha sonrasında çimlenme konusu işlenerek tohumları na-sıl büyüteceklerini anlatılan derste, ayrıca bilim adamla-rı hakkında konuşuldu. Derslerin bitmesinden sonra FenBilgisi sınavı olan çocuklara sınav konuları çalıştırıldı.

Halk Bahçesi için başlatılan tohum yardım kampan-yasıyla pek çok tohum bir araya getirildi. 28 Mart’ta halk-la birlikte düzenlenecek toplantıyla halk bahçesinin ne ol-duğu, neden böyle bir çalışma yapıldığı anlatılacak.Hep birlikte ekip, tohumlar çimlendirilecek.

Tohum göndermek için iletişim numarası:

0535 292 18 13

Tüm YasaklaraAldığınız Güvenliğe RağmenFaaliyetlerimizi SürdüreceğizBizleri Yıldıramazsınız!

Neredeyse bir aydır faşist bir işgal altında olan, ade-ta bir karakolu andıran İzmir Ege Üniversitesi’nde 23Mart'ta 6 Dev-Genç’li Mahir Çayan’ları, ON’ları anmakiçin 30 Mart’ta Kızıldere’ye gitmek isteyen öğrencilerleirtibat için masa açtılar. Henüz fakülte önüne gelmedenDev-Genç'lilerin peşine yaklaşık 30 kadar halk düşmanıpolis takıldı ve masayı açar açmaz yanlarına gelip bununyasak olduğunu söyledi. Nedeni sorulduğunda ise “senato”kararı böyle diyerek geçiştirip masayı dağıtmak ve Dev-Gençlileri ise işkence ile gözaltına almak istediler. Dire-nen Dev-Gençlileri işkence ile yaka paça araca soktular.Aciz ve ahlaksız halk düşmanı polis Dev-Genç'lilere araçiçerisinde ağıza alınmayacak derecede küfürler ve haka-retlerle işkenceye devam ettiler. Dev-Genç’liler bu yap-tıklarının hepsinin hesabının sorulacağını söyleyerekkarşılık verdiler. İşkence esnasında Dev-Genç’li AliYünlü'nün kolu çatladı. Dev-Genç'lilerden 3’ü TEM Şu-beye götürülürken, 18 yaşın altında olan diğer 3 kişi Ço-cuk Şube’ye götürüldü. Yaklaşık 8 saatlik gözaltı sonunda6 Dev-Genç'li serbest bırakıldı.

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

45KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 46: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Sanatçılarımız yüzlerini halk gerçeğimize çevirme-lidirler. Anlatılması gereken değerler, dertler ve müca-deleler halk gerçeğimizin içindedir. Ki bu gerçekliğianlatmak, aynı zamanda halkla paylaşıma girerek,giderek sanatı içselleştiren ve sanatçıyı boğan kuşatmayıda parçalamak demektir.

Yönetmen Derviş Zaim ile röportaj yapan gazeteciönce bir durum tespiti yapıyor:

"Son dönem sinemamızda özellikle festivallerdekifilmlerde bireysel hikayeler izliyoruz. Sıradan insanlarınbuhranları yalnızlığı, çıkmazları... Bireyin bunaltı hi-kayelerini didikleyip duruyorlar."(26 Eylül 2014 Cum-huriyet.)

Bu tespite dair Derviş Zaim ise şunları söylüyor: "...

Yönetmenler değer arayışı çabalarını sinemada göster-

miyoruz. Değer skalası yok. Beyazperdede sadece ve

sadece her şeyin boş, beyhude olduğu bir dünyanın

temsili yapılıyor, dolayısıyla nihilizmin Türk sinemasında

yaygın ve olumsuz bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

Oysa bir sinemanın değer üretme gayreti göstermesi

gerekir. Aksi halde hem sinema sanatı, hem de o

sinemanın içinden çıktığı toplum ve toplulukların hayatı

da yoksullaşabilme tehlikesine maruz kalabilir.

Nihilizm, Türk sinemasının en büyük belalarından

biri...

Türk sinemasında böyle bir hastalık var, bu bataklıktan

çıkamazlar da... Türkiye'de tartışılması gereken mese-

lelerden biri de toplumsal beğeni ve ilgi.

Neden bu hallere geldik? Niçin nihilist bataklığa

girdiler ve bu bataklıktan çıkamıyorlar?

Niçin peki?

Çünkü yaşadığımız son 20-30 yıl bizi bu hale getirdi.

Ama insan değişen ve değiştiren bir varlık. Bunu da de-

ğiştirmemiz lazım..." ( Age)Evet, sormalıyız bu soruları. Bunlar doğru sorulardır:

Sanat ve sanatçılarımız, neden bu hallere geldi? Niçinburjuva ideolojisinin o bataklığına düştüler ve çıkamı-yorlar?

Ve daha önemlisi nasıl çıkabilirler?Evet; "Bunu da değiştirmemiz lazım."

Soruların cevabı Kaf Dağı'nın ardında değil. Halkave halkın devrimci sanatçılarına kulak vermek yeterli-dir.

Bakın, sinemamızın ustalarından, devrimci sanatçıYılmaz Güney ne diyordu: "Aslında sanatçı halkın

içindeki kişidir: Ahmet'tir, Mehmet'tir, Süleyman'dır.

Yani sanatçı kendi gerçeğini yansıtmalıdır. Geçmiş yüz-

yıllarda Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre

gibi bir çok halk ozanı halkın içinde, halkın gerçeğiyle

yaşamıştır. Sinema sanatçısı da Karacaoğlan, Yunus

Emre gibi nesiller boyu yaşayabilmek için halkını yani

kendisini tanımalıdır." ( Aktaran: Yürüyüş Sayı: 435)Sanatçılarımız burjuva ideolojisinin kuşatmasından,

"her şeyin boş, beyhude olduğu bir dünyanın temsili

yapma" dayatmasından, bir diğer ifadeyle nihilist ba-taklıktan kurtulmak için yüzlerini halka dönmelidirler.Temel şart budur.

Ve bakın, devrimci sanatımızın ustalarından NazımHikmet ne diyor: "Şair oldum olalı, güzel sanatlardanbeklediğim istediğim şey, halka hizmetleri, halkı güzelgünlere çağırmalarıdır. Halkın acısına, öfkesine, umuduna,sevincine, hasretine tercüman olmalarıdır. Sanat telak-kimde değişmeyen işte budur. Geri yanı boyuna değişti,değişiyor, değişecek. Değişmeyeni en dokunaklı, enusta, en faydalı, en güzel, en mükemmel ifade edebilmekiçin durup dinlemeden değiştim, değişeceğim..." (YazılarNazım Hikmet-YKY-Syf:200)

Bir yanda, her şeyin boş, beyhude olduğu bir dünyanıntemsilini yaparak halkın aldatılmasına, gözlerine perdeçekilmesine hizmet eden burjuvazinin çürümüş sanatı.Diğer yanda, "halkı güzel günlere çağıran", hayatdenilen kavganın umutlu, onurlu değerlerini taşıyanhalkın devrimci sanatı..

Saflaşma bu ikisi arasındadır. Ve değersizlik üreteno bataklıktan çıkmanın, o bataklığın çürütücü etkilerindenkurtulmanın tek yolu, halk için üretmektir.

Elbette, böyle bir bataklık var. Egemenler bu bataklığınyaydığı çürüme kokusuyla, "her şeyin boş olduğu"nubencilliği değersizleşmeyi, kısaca çürümeyi meşrulaş-tırmaya çalışıyorlar. Bu çerçevede sanatı, değersizleşmeyayan bir araç olarak kullanıyorlar. Çünkü, çıkarlarıöyle gerektiriyor. Çünkü sanatın halkı aydınlatan işl-evinden korkuyorlar.

İşte bu yüzden sanatı bir bataklığa, sanatçıyı da çü-rümenin şarkısını söyleyen bir sivrisineğe çevirmekiçin her şeyi yapıyorlar.

Ve bakın, devrimci sanatımızın sıra neferlerindenEnver Gökçe ne diyordu: "Sanatçıyı sosyal problemlerin,

halk hayatının, sosyal davaların dışında görenler, men-

faatleri icabı, rahata alışık olanlardır, sosyal gelişmenin

hızlandırılmasından korkanlardır, taşlaşmış, yosun

tutmuş değerleri muhafaza etmek isteyenlerdir, hastalıklı

melonkoliklerdir.

Oysaki hayat bütün hareketi, aktivitesi, ileri atılışlarıyla

BATAKLIKTAN ÇIKMAK İÇİN,SANATÇILARIMIZ YÜZLERİNİ

HALKA DÖNMELİDİR...

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!46

Page 47: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

diri, canlı ve değişiktir. Hayat dinamizmine can katan,

hayatı ören, kötülükleri protesto eden, insanlığımızı

yükselten sanatçılardan huylananlar, onları fildişi kulede

tutmak istiyorlarsa, korktukları içindir." (Bütün Şiirleri.Syf: 21 Evrensel Yayınevi)

Evet, korkuyorlar.Sanatın halkı aydınlatmasından, sanatçının da onurlu

halk aydını olmasından korkuyorlar. İşte bu yüzden obataklığı canlı tutuyorlar.

Egemenler 1990'dan bu yana "sosyalizm öldü", "tarihbitti" yalan yaygarasıyla halkların hak ve özgürlükmücadelesine, bu mücadelelerin eseri olan devrimcideğerlere, kültüre, sanata karşı dizginsiz bir saldırı için-dedir. Yönetmen Derviş Zaim'in "yaşadığımız son 20-30 yıl bizi bu hale getirdi" deyişi, bu süreci ifade eder.

Ve fakat, bu saldırılar karşısında o bataklığa da düş-medi. Grup Yorum ve meydanlara çıkardığı milyonlarıngerçekliği bunu ifade eder.

Ve bakın, devrimci sanatımızın Mitralyöz’ü Ayçeidil Erkmen, sanatçı kimliğiyle tutsak düştüğü hapisha-neden dışarıdaki arkadaşlarına ne yazıyordu:

... Sanatımızı engellemek, halkın sesini susturmakisteseler de bağlamamız özgürlük ve kurtuluş türküleriniçalmaya devam edecek.

Tiyatromuz misyonunu her koşulda yerine getirecek.Fotoğraf makinalarımız ve kameralarımız tarihe tanıklıkedecek. Ve Tavır'ımız emekçi halkımıza elden ele,yürekten yüreğe ulaşmaya devam edecek. Bunu hiçbirgüç engelleyemeyecek. Ve devrimci sanatçılar her günebir adım daha ileride başlayacak.." ( İDİL-Syf 225-Tavır yayınları)

Doğrudur; sanatın ve "sinemanın değer üretmegayreti göstermesi gerekir."

İşte bu gerekliliğin yerine getirilmesi için sanatçıla-rımızın yüzü halka, hayat denilen kavgaya ve o kavganınölümsüz değerlerine dönüşen İdil’lere dönük olmalıdır.

Nihilizm: Hiçcilik, Yokculuk da denir. Her türden

değeri yadsır. Yerine alternatif koymaz. Devrimci de-

ğerleri de yadsıdığı için burjuvaziye hizmet eder. Ki öz

olarak, burjuva ideolojisinin küçük-burjuva kesimler

içinde etkili olan biçimlerinden biridir.

Telakki: Görüş, anlayış.

Behey uzaklarda yaşanan işkenceyi görmeyen göz-lerimiz, hey dört duvar arasında olup bitene duyarsızkalan insanlığımız, tutsakların açlık grevi yapmasınıbile kanıksayan bilinçsizliğimiz, cahil hafızamız… Ha-pishaneleri unutan avukatlığımız!

Belki hapishanelerde her gün yaşanan zulümlerdensadece bir tanesi ama gördüğümüzü anlatmak da bizeödevdir… Size bir haberimiz var…

Müvekkilimiz hasta tutsak Türkan Özen, Uşak Ha-pishanesi’nde hükümlü olarak tutulan bir Özgür Tutsak’tı.6 Mart günü hastane sevki olduğu söylenerek kaldığıkoğuştan çıkarıldı ve sonrasında hapishane idaresinceŞakran Hapishanesi’ne sevk edildiği söylendi.

Hapishane idaresi müvekkilimize yalan söylemiştir.Hiçbir neden olmaksızın müvekkilimiz sürgün edil-miştir.

Hasta tutsak Türkan Özen şu anda Şakran Hapishane-si'nde tekli hücrede tutulmakta günde 1 saat havalandırmayaçıkarılmakta ve sohbet hakkı da kullandırılmamaktadır.

Hapishanelerde keyfi uygulamalar artarak devametmektedir. İdari yetkililerin bakanlık talimatı dedikleribir uygulama var ki akıllara zarar. Her saat başı hücrekapısının mazgalı açılarak "iyi misin" şeklinde sesle-nilmekte, müvekkil bu uygulamayı kabul etmediği içinbir kaç görevli paldır küldür hücreye girerek "yaşıyor"

kontrolü yaparak çıkmaktadırlar.Gece-gündüz her saat başı "iyi misin", "yaşıyor"...Müvekkil sürgün, hücrede tutulma, sohbet hakkının

uygulanmaması ve her saat yapılan keyfi uygulamalarıprotesto etmek amacıyla açlık grevi yapıyor.

Hapishaneler ile ilgili yeni "güvenlik" yasalarınınuygulamaya gireceği günler yaklaşırken tutsaklar üze-rindeki tecrit ve keyfi uygulamalar gün geçtikçe artı-yor.

Müvekkilimiz hasta tutsak Türkan Özen'e yapılantecrit içinde tecrittir, işkencedir. Müvekkilimize uygulananbu haksızlıklara derhal son verilerek uygun şartlardatedavi edilmesi sağlanmalıdır.

Hapisanelerde Keyfi Uygulamalara Son!Tecrit İnsanlık Suçudur! Hasta Tutsaklara Özgür-

lük!

Halkın Hukuk Bürosu

Gürsel Mah. Çevik Sok. No:13/10Kâğıthane/İSTANBUL

Tel/Faks: 0212 296 31 [email protected]

21.03.2015

Halkın Hukuk Bürosu Açıklama No: 419

Hapishanelerde Tutsak Kalan İnsanlığımız...Hasta Tutsak Türkan ÖzeN

Tecrit İşkencesine KarşI Açlık Grevinde!29 Mart

2015

Yürüyüş

Sayı: 462

47KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 48: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Armutlu: 30 Mart Kızıldere Katlia-

mı ve kahramanlığının yıldönümündeKızıldere'de yapılacak anmanın çağrı af-işleri Armutlu'nun değişik yerlerineasıldı. Halk Cephesi imzalı afişlerden 50tanesi 19 Mart’ta Armutlu duvarlarınayapıştırıldı.

Çayan: Çayan Halk Cepheliler Kı-

zıldere anması için 19 Mart'ta 200 afişyaptı. Çayan Mahallesi'nde "Kızılde-re’ye, Mahirler’i Anmaya Gidiyoruz"masası açılarak halka 50 bildiri ulaştırıldı.Bir adet “Mahir Hüseyin Ulaş” kitabı ve5 Yürüyüş Dergisi verildi.

Esenler: Halk Cepheliler Çifteha-

vuzlar ve Namık Kemal mahallelerinde20 Mart’ta Kızıldere ile ilgili toplam 100afiş yapıldı. Çiftehavuzlar Mahalle-si'nde Halk Cepheliler 22 Mart'ta Ka-zova, Kızıldere’ye gidiş, Grup Yo-rum’un 30. yılı ile Yürüyüş Dergisi ileilgili 30 afiş astılar.

Şişli-Mecidiyeköy: TAYAD’lı ai-

leler 22 Mart'ta Mecidiyeköy ve Şişli et-rafında afişleme yaptı. Kazova işçileri-nin afişlerinden 60, 30 Mart Kızıldere af-işlerinden 160, Yürüyüş Dergisi afiş-lerinden 30 afiş yapıldı. Yoldan geçenbirkaç kişi afişleme yapanların yanına ge-lerek “ne zaman geri dönülüyor, araçlarnereden kalkıyor” diye sorular sordu.

1 Mayıs: Mahallede Kızıldere afiş-

leri asıldı. 22 Mart'ta cemevi bölgesi vesağlık ocağı bölgesine toplamda 70 afişasıldı.

Yenibosna: Zafer Mahallesi’nde 23

Mart'ta 60 adet Kızıldere afişleri asanHalk Cepheliler halktan olumlu tepkileraldılar.

İkitelli: 20 Mart'ta Kızıldere Katlia-

mı anması ile ilgili afiş ve yazılama ya-pıldı. Kemalpaşa Caddesi baştanbaşaafişle donatıldı. Parseller Caddesi’nde

afiş çalışması yapılırken "kolay gelsin"diyerek Kızıldere'ye ne zaman gidile-ceğini soranlar oldu. Mehmet Akif veAtatürk mahallelerinde yapılan çalış-mada 100 afiş yapıldı.

Avcılar: Parseller ve Firuzköy’de

23 Mart'ta 70 adet Kızıldere ve 20 adetYürüyüş Dergisi afişleri asıldı.

Esenyurt: Esenyurt Meydan ve çev-

resine 23 Mart'ta "Kızıldere Son Değil,Savaş Sürüyor" imzalı afişleme çalışmasıyapıldı. Sivil polislerin taciz etmelerinerağmen Halk Cepheliler afişlemeye de-vam etti. Ve toplamda 75 afiş yapıldı.

Okmeydanı:Okmeydanı’nda 22-

23 Mart'ta Piyalepaşa, Mahmut ŞevketPaşa, Örnektepe ve Anadolu Kahve-si’nde 30 Mart Kızıldere’ye çağrı, Yü-rüyüş Dergisi tanıtımı ve Grup Yorum30. yıl afişlemeleri yapıldı. Okmeyda-nı sokaklarında iki gün boyunca 400’üaşkın afiş yapıldı.

Esenyurt Halk Cephesi 18 Mart’ta yaptığı açıkla-mada halka çağrıda bulundu. Açıklamada; “34 ZC 5221ve 34 EH 2873” plakalı sivil polis araçları arkadaşla-rımızı takip ve tehdit edip sözlü tacizde bulunuyor.

AKP'nin eli kanlı polisleri sizi uyarıyoruz! Arkadaşlarımızı takip ve tehdit etmeyi bırakın!”denilerek 34 EH 2873 plakalı araçların görüldüğü her yerden kovulması mahallelerde AKP’nineli kanlı polislerinin barındırmama çağrısı yapıldı.

Kızıldere Son Değil Savaş Sürüyor!

Okmeydanı'nda Kızılderekonulu seminer, 24 Mart'tadevrim şehitleri anısına saygıduruşu ile başladı. Mahir Ça-yan'ın ‘Hücredeki Adalı’nınRüyası’ şiirinin okunmasındansonra toplantıya katılan kitleile Kızıldere türküsü söylen-di.

30 Mart 1972 Kızıldere di-renişi ve katliamına gelinensüreç anlatıldı. Daha sonra Kı-zıldere'den bugüne, Mahir'denDayı'ya devrimci mücadeleningelişimi ve bugün verilen an-tiemperyalist, anti oligarşikdevrimci savaş değerlendi-rildi. Yaklaşık 40 kişinin ka-tıldığı seminer 29 Mart'ta Kı-zıldere'de yapılacak olan an-maya çağrı ile sonlandırıldı.

Devrim Şehitlerini AnıyorUmudu Büyütüyoruz!

İşkencecileri Teşhir Ediyoruz!34 ZC 5221 ve 34 EH 2873

6 – 7 Ekim 2014’te Amed’de Suri-ye’deki IŞİD saldırılarına ve katliamlarınakarşı Kobane halkı ile dayanışma ve Türki-ye'nin Amerikan emperyalizmiyle yarattığıIŞİD’e desteğini protesto etmek için Amed’inher sokağında barikatlarda Amed Halk Cep-hesi de halkla omuz omuza olmuştu.Amed Halk Cephesi üyesi Malik (Dünya-malı) Kef, 18 Aralık günü Ofis Sanat Soka-ğı’nda keyfi bir şekilde işkenceyle gözaltı-na alınmış ve ardından Kobane eylemlerinekatıldığı gerekçe gösterilerek tutuklanıp Di-yarbakır D Tipi Hapishanesi’ne konulmuş-tu. 26 Şubat günü ilk mahkemesine çıka-

cakken Malik Kef’e ayakkabı araması da-yatılmış, bu onursuzluğu kabul etmediği için-de savunma hakkı engellenerek mahkeme-ye çıkarılmamış ve hakkında disiplin so-ruşturması açılmıştır. Savcı ise; zorla yani iş-kenceyle getirilmesi için talimat vermişti.

Malik Dünyamalı Kef, 24 Mart'ta Di-yarbakır Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkeme-si’nde görülen duruşmasına ayakkabısı zor-la çıkarılarak getirildi. Mahkemeye ayak-kabısız getirilen Malik Dünyamalı Kef ha-pishanenin ve jandarmanın onursuz ve key-fi uygulamasını protesto etti. Duruşmanın ar-dından tahliye kararı verildi.

Onursuz Aramaya Son! "Adalet aramak, hele hele tek kişiysen, Cepheliysen çok anlamlı!"

Malik (Dünyamalı) Kef Diyarbakır D Tipi'nden Tahliye Oldu!

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!48

Page 49: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Hüseyin Kasım Armutlu bir halk adamıydı. 18 yıldır devrimci mücadelenin içindey-di. Büyük Ölüm Orucu Direnişi döneminde yaşadığı gözaltılar ve tutsaklıklar, İngiltere’deyaşadığı sorunlar onu savurmadı. Aksine yaşamıyla yeni olanaklar yaratan, hasta yata-ğında bile dergi satmaya, yeni ilişkiler çıkarmaya, hareket için maddi olanaklar yaratmayaçalışan ve ailesini de örgütleyen oldu.

İngiltere’den 21 Mart sabahı getirilerek Gülsuyu’na defnedilen Hüseyin Kasım Ar-mutlu’yu, Halk Cepheliler ellerinde kızıl flamaları, dillerinde “Kahramanlar Ölmez HalkYenilmez” sloganları ile Gülsuyu Mezarlığı’na yürüyerek andılar. Mezarının başına ge-lindiğinde Hüseyin Kasım Armutlu nezdinde 1 dakikalık saygı duruşunun ardından HalkCephesi’nin yaptığı açıklama ile “Mücadelesinde gösterdiği özverisinin, mütevazılığınınve harekete bağlılığının önünde saygı ile eğiliyoruz” denildi. Ardından İngiltere’den ge-len yoldaşları Hüseyin Kasım Armutlu’nun hayatından kısaca bahsettiler. Ardından kızıve oğlunun da konuşmasının ardından “Bize Ölüm Yok” marşı söylendi. Anma bitirildi.

Hüseyin Kasım Armutlu Ölümsüzdür!

TAYAD’lı aileler 18 Mart’ta Antalya Kışlahan Meydanı'ndayaptıkları eylemle devrimci tutsakların 24 saat kamera ile iz-lenmesini protesto etti. AKP iktidarının kendisine biat etmeyenher kesime saldırdığının ifade edildiği açıklamada, “AKP ikti-darı dışarıda saldırırken hapishanelerde de boş durmuyor, dev-rimci tutsakları 24 saat gözetliyor, avukat görüşmeleri yaptırmıyor,hasta olan tutsakların tedavilerini yaptırmıyor, bizler evlatlarımızınanneleri, babaları, arkadaşları olarak tecrit içinde tecrit yaparakevlatlarımızı katletmenize izin vermeyeceğiz. 24 saat kamera ilegözetleyerek neyi aradığınız evlatlarımızın beyinlerindedir”denildi. TAYAD’lı aileler “faşizmin hapishanelerinde evlatları-mızı yalnız bırakmayacağız” diyerek bitirdikleri eylemde slo-ganlarıyla tutsakların yanında olduklarını gösterdi.

HATAY: Samandağ Abdullah Cömert alanı’nda TAYAD’lıaileler devrimci tutsakları sahiplendi. 23 Mart'ta bir araya gelenTAYAD’lı aileler yaptıkları basın açıklamasında “evlatlarımızın24 saat izlenmesine izin vermeyeceğiz. Tecrit hücrelerinde ev-latlarımızı kamera ile izlemek ahlaksızlıktır. Avukat görüşlerinicam kafeslerle engellemeye çalışmak faşizmin alçaklığını gös-teriyor” dediler. Devrimci tutsakların sesi olunup AKP'nin dev-rimcilere karşı olan politikaları halka teşhir edildi. Açıklamadansonra TAYAD’lı aileler slogan atarak açılan masaya geçip hal-ka bildiri dağıttı. Ayrıca masada Onbeşinde Bir Fidan Berkin El-van, Mahir Yürekliler, Ferhat ile Volta, Umut Veren Asi Gaze-tesi ve Yürüyüş Dergisi halka ulaştırıldı.

Armutlu halkı, esnafların kaldırımları işgalinden kaynaklı yaşadıkları sorunların çö-zülmesi için halk meclisine başvurmuş, ardından başlatılan çalışmalar sonucunda halk-la birlikte bir karar alınmıştı. Bu karar esnafların kaldırım işgalini ortadan kaldıracak vehalkın güvenli rahat bir şekilde, yola çıkmadan kaldırımdan yürüyebilmesini sağlayacaktı.Bu doğrultuda halk meclisi üyeleri yaklaşık 15 kişiyle birlikte kaldırım işgali yapan es-nafları ziyaret edip kaldırımları açmaları üzerine konuşup söz aldı. Söz alınmasıyla bir-likte halk meclisi bu kararını mahallede herkese duyurdu. Karara uymamakta kendini da-yatan Mehmet Aydın ve oğlu Erhan Aydın kendilerini uyarmaya gelen halk meclisi üye-lerine saldırdılar, bıçak çekip tehdit ettiler. Bu saldırının ardından halk meclisi üyeleri tek-rar geleceklerini, halkın kararına saygısızlık yapılamayacağını anlattılar. Daha sonra alı-nan karar ile halk meclisi üyeleri ve mahallenin devrimcileri Armutlu meydanında olanbu dükkânın kaldırımı işgal eden kısmını balyozlarla yıktılar.

Halkın Mühendis Mimarları, 20Mart'ta Okmeydanı Halk Meclisitoplantısına katılarak elektrik fatura-ları üzerinden yapılan soygun ile il-gili bilgilendirme sunumu yaptı.

Toplantıda; kayıp kaçak bedelibaşta olmak üzere diğer bedeller ileenerji dağıtım tekellerinin halkın ce-bindeki üç kuruşa bile göz diktiği an-latıldı. Sadece kayıp kaçak bedeli üze-rinden 8 yılda 33 milyar liranın hal-kın cebinden çıktığı belirtildi. Ayrıcafaturalardaki soygunun perakendesatış bedeli, dağıtım bedeli, iletim be-deli, enerji fonu, TRT payı, belediyetüketim vergisi adı altında devam et-tiği, üstüne bir de KDV alındığı an-latıldı. Bu büyük elektrik soygununakarşı çözümün örgütlenmek olduğu,bunun da yerinin halk meclisleri ol-duğu, halk meclislerinde halkın ortaksorunlarının tartışılıp halkın kendiçözümünü üreteceği vurgulandı.

Halkın Mühendis Mimarları’nınyaptığı Hasan Ferit Gedik Rüzgar Tür-bini gibi alternatiflerin de tam olarakbu soyguna karşı hayata geçirildiği be-lirtildi ve daha fazla yaygınlaşması, buve benzeri projelerin daha fazla üre-tilmesi için de torna atölyelerine,torna ustalarına ulaşma çağrısı yapıldı.Halk, kendi elektrik faturalarını dagösterip faturaların neden yüksekgeldiğini gözleriyle gördü. 30 kişininkatıldığı sunum, 1 saat sürdü.

Devrimci Tutsakları 24 Saat Kamera İle İzlemek Şerefsizliktir!

Soyguna KarşıHalkın Öfkesi

Büyüyor!

Halkın İradesine Saygısızlık Yapanları

Mahallemizde Barındırmayacağız!

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

49KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 50: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Asırlar öncesinden günümüze nasıl yıkıldıysa zalim-lerin saltanatları başlarına; bugün de emperyalizmin ve iş-birlikçilerinin sömürü düzeni öyle yıkılacak! Bizler bu is-yan gününde milyonlar olup zalimlerin yenildiğini müj-deleyen yeni ateşleri dünyanın dört bir yanında yakaca-ğız! Newroz Piroz Be! Halk Cepheliler bulundukları her-yerde Newroz Ateşlerini yaktılar.

İstanbul’un İkitelli, Çayan, Gazi, Bahçelievler, Esen-ler, Armutlu mahallelerinde Newroz ateşleri yakılarak kut-landı. Ayrıca İstanbul Üniversitesi’nde ve İstanbul GaziMahallesi Şair Abay Konanbay Lisesi’nde Newroz ateş-leri yakıldı.

Halk Cepheliler, 21 Mart günü Newroz ateşini Gazi Ma-hallesi Fevzi Çakmak Caddesi Dörtyol bölgesinde yak-tılar. Gazi Halk Meclisi’nden döryola kadar yürüyüşle baş-layacak olan program öncesinde Fevzi Çakmak CaddesiHalk Cepheliler tarafından iki yönlü trafik kesilerekaraç geçişlerine kapatıldı. Saat yaklaştıkça kalabalıklaşankitle 19.00’da “Kawa’dan Cengiz’e Cengiz’den Berkin’eİsyanı Büyütüyoruz! - Halk Cephesi” pankartıyla yürüyüşebaşladı. Gazi Halk Meclisi’nden başlayan yürüyüş New-roz ateşlerinin yakıldığı dörtyola kadar sürdü. Dörtyola ge-lindiğinde ateş etrafında davul eşliğinde halaylar çekildi,sloganlar büyük bir coşkuyla atıldı. Sahneye ilk olarakDenge Hewi çıktı. Denge Hewi’nin yaptığı Kürtçe ve Türk-çe açıklamada, Kürt halkının kurtuluşunun savaşmakta ol-duğu, serhıldan çağrısının bugün halen geçerli olduğu an-latıldı. Daha sonra Halk Cephesi açıklamasında; barış veçözüm sürecinin aldatmaca olduğu, amacın emperyalizm

ve oligarşinin Kürt halkının direnişini tasfiye etmeye ça-lıştığı, Kürt halkının kurtuluşunun diğer Türkiye halkla-rıyla birlikte mücadeleden geçtiği belirtildi. “Kürt halkı-mız katliamlara uğramaya devam ederken hangi BA-RIŞ’tan bahsediyorsunuz? Tayyip Erdoğan “Kürt sorunuyok terör sorunu var deyip, daha ne istiyorsunuz neyinizeksik” derken hangi SÜREÇ’ten bahsediyorsunuz” diyesoruldu. Açıklamadan sonra Denge Hewi’nin söylediğiKürtçe halay şarkılarıyla kitle coşkulu halaylara durdu.Ateşlerin üzerinden atlanıldığı, havai fişeklerin atıldığıNewroz etkinliğine 400 kişi katıldı.

İstabul dışında da Anadolu’nun dörtbir yanında New-roz kutlamaları yapıldı. Bu illerden bazıları şöyle Hatay,Wan, Ankara, Bursa, Muğla, İzmir, Antep ve Dersim il-lerinde Newroz ateşleri yakılıp kutlamalar yapılrı.

Günümüzün Dehak’ları ABD Emperyalizmi ve İşbirlikçilerine Karşı

Savaşımız Artarak Sürecek!

Mahallerimizde Berkin'in KatiliHalk Düşmanlarının Tacizine

Geçit Vermeyeceğiz!Çayan Mahallesi’nde 24

Mart'ta “Bağımsız Türkiye HalkKonseri” için stant çalışması ya-pan Halk Cepheliler, mahallele-rinde standın ve Halk Cepheli-ler’in fotoğraflarını çekip, an bean yaptıklarını işkence karar-gâhlarına aktararak, halkı tacizedip, fişleme yapan bir sivil po-lis fark ettiler. Halktan gelen tep-kiler üzerine ağlayarak kaçmayaçalışan katil, halkın adaletinden

kaçamadı. Halk tarafından dövülerek cezalandırıldı! Ça-yan Halk Cephesi açıklamasında; "Hiçbir mahallemizdeelinizi kolunuzu sallayarak gezmenize izin vermeyeceğiz.Her taciz girişiminizde halkın adaletiyle karşılaşacaksı-nız. Her girişiminizde yeni Sibel Yalçınlar’la, Hasan Se-lim Gönenler’le, Fırat Özçelikler’le karşılaşacaksınız" dedi.

Okmeydanı'nda ProvokatörMahalleden Kovuldu!

Halk Cephesi 18 Mart’ta yaptığı açıklamada İstanbulOkmeydanı Mahallesi’nde faşist bir kişinin 30. Yıl kon-seri çalışması yapan Halk Cephelilere saldırdığını bildirdi.Açıklamada “Grup Yorum 30. yıl konser çalışması için 18Mart’ta açılan masayı gerici faşist bir kişi tekbir çekerektekmeledi ve arkadaşımıza saldırdı” denilirken, bu kişi-nin mahalle halkı tarafından Okmeydanı’ndan kovuldu-ğu ifade edildi. Açıklamada ayrıca bu saldırının polisinplanlanmış bir provokasyonu olduğu dile getirildi.

Çayan Mahallesi’ nde TorbacıHalka Teşhir Edildi

Halk Cepheliler 19 Mart’ta yaptığı açıklamada İstan-bul Çayan Mahallesi’nde geçmişte torbacılık yaptığındandolayı cezalandırılan bir kişinin tekrar mahallede görül-düğünü haber alır almaz harekete geçti. Halk Cephelile-ri görünce kaçan torbacı ile ilgili halka bilgi aktarıldı vebir daha mahallede görüldüğünde cezalandırılacağı bil-dirildi.

Gazi

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!50

Page 51: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

AKP’nin beslediği çetelerinin devrimcilere ve halka yö-nelik saldırılarına karşı Cephe milisleri uyarı amacıyla, 23Mart’ta AKP Maltepe Esenkent Mahalle Temsilciliği’nitaradı. Bir sonraki gün de çetelerin üssü olan Cadde Te-kel'i taradı. Yaptıkları açıklamada: “Gülsuyu Mahallesi’ndeson 2 yılda AKP’nin polisinin yönlendirmesiyle çeteler ta-rafından devrimcilere ve halka yönelik saldırılarda HasanFerit Gedik katledildi, birçok insan yaralandı. Son olarakKartal Adliyesi’nde görülen Hasan Ferit Gedik’in katle-dilmesi davası çıkışında Umut Kaya silahla vuruldu. Tümsaldırılar mobeselerin altında olmasına rağmen hiçbir sal-dırının failleri yakalanmadı. AKP çeteleri halkı sindirmekiçin kullanıyor. Bu nedenle bu saldırıların sorumlusu AKP

ve polisidir. Artık yeter. Halkın da bir adaleti olduğunu gös-tereceğiz size. Devrimcilere ve halka kurşun sıkmanın nedemek olduğunu göstereceğiz. Çete elebaşları Aykan Ak-dağ, Barış Yılmaz, Uğur Köroğlu sizleri mutlaka bulacakve suçlarınızın cezasını ödeteceğiz" denildi.

Artık Yeter! Halkın Da Bir Adaleti Olduğunu Göstereceğiz Size!Köpeklerinizi Bağlamazsanız Hem Sizi Hem de Köpeklerinizi

Hedef Alacağız!

Birbirimizden, Hayattan veTarihimizden Öğreniyoruz

1 Mayıs: 1 Mayıs Mahallesi'nde düzenli olarak ya-pılan ateş başı sohbetleri 19 Mart'ta Şükrü Sarıtaş Parkı’ndayapıldı. Halk Cepheliler Yürüyüş Dergisi’nin son sayısındaçıkan "Devrimci Okul" ve "Cepheli" köşelerini okuyaraküzerine sohbet ettiler, değerlendirmelerde bulundular. Gün-deme dair de bilgilendirmeler yapılan sohbete 10 kişi ka-tıldı. Mahallede 20 Mart'ta Halk Okulu çalışması yapıl-dı. Akşam Anadolu Haklar Derneği’nde bir araya gelenHalk Cepheliler "Gözaltı Tavrı", "Korku ve Meşruluk" ko-nularını ele aldılar. Yaşanan örnekler, işkencehanelerde-ki direniş üzerine sohbet edildi. Korku nedir, asıl olaraknelerden korkulması gerektiği, meşruluk nedir, meşrulu-ğun temelleri anlatıldı. Çalışmaya 17 kişi katıldı.

İkitelli: İkitelli Özgürlükler Derneği’nde 20 Mart'taHalk Okulu çalışması yapıldı. "Disiplin" konusu üzerineYürüyüş Dergisi’nde yayımlanmış bir yazının okunma-sının ardından “Neden Disiplinli Olmalıyız?" sorusu so-ruldu ve herkesin kendine göre cevaplamasının ardındandisiplin ve disiplinsizlik örnekleri verildi. Karşılıklı ko-nuşmaların ardından çalışma sona erdi. Hazırlanan ikramlardağıtıldı ve dernek çalışanları tarafından Halk Okulu ça-lışmasına katılanlara ithafen yazılmış bir şiir okundu. Halkokuluna 7 kişi katıldı.

İnsana Yaraşır Ulaşım İstiyoruz!Ankara Halk Cephesi

“İnsana Yaraşır Ulaşımİstiyoruz” şiarıyla 20Mart’ta kampanya başlat-tı. Kampanyanın ilk eyle-mi Tuzluçayır meydandayapıldı. Halk Cepheliler kampanyanın amacını anlatan bil-diriler ve önlüklerle General Zeki Doğan Mahallesi’ndenmeydana doğru yürüyerek bildiri dağıtımı yaptı. Meydandayapılan açıklamada Tuzluçayır Mahallesi’ne verilen oto-büs hatlarının az, seferlerin yetersiz olduğu, türlü baha-nelerle otobüs seferlerinin iptal edildiği, mahalle halkı-nın pahalı ulaşımı tercih etmek zorunda bırakıldığı ifadeedildi. Yaşanan sorunların Mamak halkının AKP‘ye oy ver-memesinden kaynaklandığı ve insanca ulaşım hakkı içinmücadele edileceği söylendi. Kampanyanın imza topla-ma ve eylemlerle devam edeceği söylenen açıklama ”Ula-şım Haktır Engellenemez, Halkız Haklıyız Kazanacağız”sloganlarıyla sona erdi. Eyleme 14 kişi katıldı.

Volkan Baran TutuklandıHalk Cepheli Volkan Baran çalıştığı işyerinden iş-

kenceciler tarafından 22 Mart gecesi zorla gözaltına alın-dı. Halk Cephesi, Mersin Emniyet Müdürlüğü Ek Hiz-met Binası’nda(merkezde) bekletilen Volkan için çağrıyaparak emniyetin önünde sahiplenmişti. Mersin HalkCephesi Volkan Baran’ın 3 farklı dosyadan aranması ol-duğu gerekçesiyle gözaltına alındığını, bir dosyadan ke-sinleşmiş 1 yıl 3 ay hükmü olduğundan dolayı tutukla-narak Mersin E Tipi Kapalı Hapishanesi’ne gönderildi-ğini bildirdi.

Avcılar'da Halk Toplantısı Yapıldı22 Mart tarihinde, Avcılar Parseller Mahallesi’nde halk

toplantısı yapıldı. 22 Mart'ta yapılacak toplantı için 20Mart'ta ozalit asıldı, bildiri dağıtıldı. Toplantı öncesi, ma-hallede esnaflar ve kahveler dolaşıldı, sesli çağrı yapıl-dı. AKP'nin polisleri, toplantıyı engellemek için halkı ta-ciz etmeye çalıştı. Katil polisler halkla beraber mahalle-den kovuldu. Toplantı akşam başladı. Toplantıda diğer ma-hallelerdeki Halk Meclisi çalışmaları anlatıldı. HalkMeclislerinde halkın söz sahibi olduğu anlatılarak, bugünneden halk meclislerinde birleşmek gerektiği, önemi an-latıldı.Toplantıya katılan mahalleli mahallenin sorunlarınıanlattı. Toplantıda şu kararlar alındı; iki hafta sonra dahabüyük bir yerde kitlesel toplantı yapma kararı alındı. Ailekomitesi, Köy dernekleri ile ilgilenme komitesi, Gençlikve Esnaf komitesi olmak üzere 4 komite kuruldu. Top-lantıya 50 kişi katıldı.

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

51KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 52: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

ANTALYA: 19 aydır, her hafta cumartesi günü yapı-lan "Berkin İçin Adalet İstiyoruz" eylemi, Antalya Halk Cep-hesi tarafından bu hafta da yapıldı. 21 Mart tarihinde Kış-lahan Meydanı'nda yapılan adalet eyleminde; “Berkin El-van’ın Katilleri Cezalandırılsın Adalet İstiyoruz!” pankar-tı açıldı. Eylemde aynı içerikte sloganlar atıldı. Eylemde ya-pılan açıklamanın ardından Grup Yorum‘un Berkin için bes-telediği türkü söylendikten sonra eylem bitirildi.

ESKİŞEHİR: 20 Mart tarihinde, Berkin'in katillerininaçıklanması için oturma eylemi yapıldı. Eskişehir AdaletSarayı önünde yapılan oturma eylemine 8 kişi katıldı. HalkCepheli ve Dev-Genç'lilerin adliyenin önüne gelmesiyle ad-liye önünde bekleyen katil polis sürüsü adliyenin içine kaç-tı. "Berkin’in Katilleri Açıklansın" yazılı pankart açılıp ba-sın açıklaması okundu ve ardından yarım saatlik oturma ey-lemine geçildi. Eylemde sık sık hesap soran sloganlar atıl-dı. Eskişehir'de katledilen bir diğer halk çocuğu Ali İsma-il Korkmaz gibi, Berkin Elvan'ın da Eskişehir’de Cephe-liler tarafından sahiplenileceğini, Berkin için adaletin sağ-lanması için Türkiye'nin dört bir yanında bedel ödenen ey-lemleri ve Berkin’in katillerinin bulunması için meydan-lardan saraylara savaşa devam edileceğini anlatan ajitas-yonlar çekildi. Halkın ve adliye çalışanlarının alkışlarıyladestek verdiği eylem iradi olarak sona erdirildi.

Adalet Ne Dolmabahçe Sarayı’ndaNe Aksaray’da,Ne de Adalet

Sarayı’ndadır! Adalet HalkınEllerindedir!

Çayan Mahallesi’nde 23 Martakşamı Cephe milisleri SokulluCaddesi’nde “Berkin’siz DünyayıBaşınıza Yıkarız / CEPHE” yazı-lı pankart astı. Halka ajitasyonlar-la “Berkin için 600'ü aşkın gündüradalet verilmediği, adalet isteme-dikleri bir günün bile olmadığı,

adalet talebi karşısında işkence, gözaltı, tutuklama gibi sal-dırılara uğradıkları anlatıldı. “Adalet ne Dolmabahçe Sara-yı’nda ne Aksaray’da, ne de Adalet Sarayı’ndadır. Adalet hal-kın ellerindedir” denildi. Eylem “Umudun Adı DHKP-C”,“Fırat’larla Hesap Sorduk Soracağız”, “Berkin’siz Dünya-yı Başınıza Yıkarız”, “DHKC - SPB Katillerin Peşinde” slo-ganlarıyla iradi olarak bitirildi.

Berkin İçin Adalet İstiyoruz!Halkın Adalet İçin MücadelesiniHiçbir Güç Engelleyemez!

Halkın adalet talebini gözaltı, baskı ve soruşturmalarlabitirebileceğini sanan AKP, Berkin için adalet isteyen Eği-tim-Sen'li bir öğretmene soruşturma açtı.

11 Mart’ta Berkin Elvan’ın katledilmesinin birinci yıl-dönümünde, Eğitim-Sen tarafından yapılan basın açık-laması gerekçe gösterilerek, Ayhan Erkal hakkında so-ruşturma açıldı.

23 Mart tarihinde, Eğitim-Sen Antakya Şubesi, “HepimizAyhan’ız” başlığıyla sendika binasında açıklama yaptı.Açıklamayı Antakya Emek ve Demokrasi Güçleri adınaKESK dönem sözcüsü Atıf Kılıç okudu; Yapılanın faşizm ol-duğunun altı çizilen açıklamada “Sonuç olarak son dönem-lerde artan baskı, tehdit, soruşturma vb. yaklaşımlara karşıfiili-meşru mücadelemizi yılmadan, korkmadan sürdürece-ğimizi ilan ediyoruz” denildi.

KATİLLER CEZALANDIRILANA KADAR SUSMAYACAĞIZ,

ADALET MÜCADELEMİZ SÜRECEK!

BERKİN İÇİN ADALET İSTİYORUZ!

Eskişehir

Berkin Elvan’ın cenazesinemilyonlar katıldı...

Antalya Hatay

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!52

Page 53: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

“Sen yürürsün rüzgar yürür

Sabahlar sığmaz olur gözlerine

Her adımda çözülür bir karanlık...”

Adnan Yücel

Halk Cepheliler, Dev-Genç’liler,okurlarımız yürüyor, umudun sesiTürkiye’ye yayılıyor. Şairin dediğigibi her adımımızda bir karanlık ay-dınlanıyor…

İSTANBULİkitelli: 17 Mart ve 18 Mart gün-

lerinde gerçeğin sesi Yürüyüş Dergi-si’nin son sayısının tanıtımı yapıldı.Atatürk Mahallesi’nde 30 YürüyüşDergisi halka ulaştırıldı.

18 Mart günü de Parseller Mahal-lesi’nde hedeflenen bir sokakta kapıçalışması yapıldı. Bir saat süren dergi ta-nıtımında 10 adet dergi halka ulaştırıldı.

19 Mart günü Parseller-PerşembePazarı’nda yapılan tanıtımda, pazarınbir başından öbür başına kadar slo-ganlar atıldı ve ajitasyon çekildi. Der-gi dağıtımı sırasında halkla gündem vehalk meclisleri hakkında sohbet edil-di. Yaklaşık 2 saat süren bu çalışma sı-rasında, 40 adet dergi halka ulaştırıl-dı. Ayrıca 24 Mart tarihine kadar hergün dergi satışına satılıdı.

Gazi: 18 Mart günü, Liseli Dev-Genç’liler, Şair Abay Konanbay Li-sesi’nde Yürüyüş Dergisi’nin 460. sa-yısının tanıtımını yaptı. Yapılan çalış-mada 20 dergi öğrencilere ulaştırıldı.

Esenler: Çiftehavuzlar Mahalle-si’nde 20 Mart’ta yapılan kapı çalış-masında 20 dergi halka ulaştırıldı.

Bahçelievler: 19 Mart günü, Za-fer Mahallesi’nde kapı çalışması ya-pıldı. 19 dergi halka ulaştırıldı. Ayrı-ca Mahmutbey yolundan Şirinevler’ekadar olan bölgede esnaf çalışması ya-pıldı, 30 dergi dağıtıldı.

22 Mart günü, Yıldırım BeyazıtCaddesi ve Şirinevler Metrobüs Köp-rüsü üzerinde dergi dağıtımı yapıldı. 20dergi halka ulaştırılıdı.

Kadıköy: Dev-Genç`liler 20Mart’ta Yürüyüş Dergisi’nin tanıtımı

için masa açtı. Masada Grup Yorum şar-kıları çalınarak 30. yıl broşürleri dağı-tıldı. Üç saat açık kalan masada 16 Yü-rüyüş Dergisi ve 1 Berkin Elvan kita-bı Kadıköy halkına ulaştırıldı.

Karanfilköy: 17 Mart günü, Hal-kın Mühendis Mimarlarının yaptıkla-rı çalışmada 28 dergi halka ulaştırıldı.Yapılan çalışmada halkla gündem hak-kında sohbetler yapıldı.

Mahmutbey: 20 Mart’ta iki HalkCephelinin yaptığı çalışmada 11 der-gi halka ulaştırıldı.

İstanbul Üniversitesi: Dev-Genç’liler 18-19-20 Mart’ta SiyasalBilgiler, İletişim ve Hukuk fakültele-rinde yaptıkları çalışmada üniversite öğ-rencilerine 40 dergi ulaştırdı. Öğrenci-ler ayrıca Beyazıt Meydanı'nda yapı-lacak Newroz kutlamasına davet edil-di.

Gebze: Devrimci İşçi Hareketi22 Mart’ta Çayırova, Emek ve İnönümahallelerinde yaptığı çalışma ile 31Yürüyüş Dergisi’ni işçilere ulaştırdı.Yapılan çalışmada yeni işçilerle tanı-şıldı, ilişki kuruldu.

ANTALYA: 15 Mart günü,

Halk Cepheliler Yürüyüş Dergisi’nin459. sayısının tanıtımını Göksu Ma-hallesi’nde yaptı.Yapılan çalışmadamahalle halkı evlerinde ziyaret edildi.

MUĞLA: Dev-Genç'liler 20

Mart'ta esnafları gezerek Tavır ve Yü-rüyüş dergisinin 460. sayısının tanıtı-mını yaptı. Çalışmada 16 Yürüyüşve 2 Tavır Dergisi halka ulaştırıldı.

TEKİRDAĞ: Dev-Genç'liler

19 Mart’ta Çiftlikönü Mahallesi’nde ikisaat boyunca yaptıkları tanıtımda 28dergiyi mahalle halkına ulaştırdılar.

BURSA: 17 - 22 Mart tarihleri

arasında Bursa’nın birçok mahallesindeYürüyüş Dergisi’nin tanıtımı yapıldı.Halk Cepheliler’in ve Dev-Genç'lile-rin yaptığı dergi tanıtımı boyuncaBursa’nın yoksul mahallerinde

AKP’nin gerici faşist politikaları hal-ka teşhir edildi. Halk Cepheli ve Dev-Genç'liler Gemlik’te 60, Kestel’de55, Panayır’da 35 ve Teleferik’te 55 ol-mak üzere toplamda 205 dergiyi hal-ka ulaştırdı.

KOCAELİ: Dev-Genç'liler 22

Mart'ta dergi dağıtımı yaptılar. Esente-pe Mahallesi’nde 65, Tavşantepe Ma-hallesi’nde 10, Erzurum( Çınarlı ) Ma-hallesi’nde 20, İzmit merkezde ise 10tane olmak üzere toplamda 105 dergihalka ulaştırıldı. Dergi dağıtımı sırasındahalkla sohbet edildi ve halk Dev-Genç'lileri evlerine davet ettiler. Ev zi-yaretlerinde geçen sohbette mahalledekiuyuşturucu kullanımının arttığı, polisingöstermelik operasyonlar düzenlediği-ni söylendi.

İZMİR: Narlıdere Çatalkaya

Mahallesi’nde Yürüyüş Dergisi dağı-tımı yapıldı. 22 Mart'ta yapılan ve beşHalk Cepheli’nin katıldığı dağıtımın-da 41 dergi halka ulaştırıldı.

DENİZLİ: Halk Cepheliler ve

Dev-Genç’liler Yürüyüş Dergisi’nihalka ulaştırmaya devam ediyor. Pı-narkent’te evlerin kapısı tek tek çalındı,esnaflar ziyaret edildi. Gidilen herevde sohbetler edildi ve halkın sorun-ları dinlendi. Yapılan dağıtımda 27 der-gi halka ulaştırıldı.

Çarşıda, Pazarda, Metroda, Otobüste!Yürüyüş Dergisi Halkın Olduğu Her Yerde!

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

53KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

İkitelli

Page 54: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

İSMAİL ZAT ÖZGÜR!Alman emperyalizmi tarafından 16

Aralık 2014'de tutuklanan İsmail Zat tah-liye oldu.

Bu haksız, hukuksuz, gayri-meşru tu-tukluluk 23 Mart, saat 12.30'da sona erdi.

Anadolu Federasyonu konu ile ilgili yaptığı açıklamada: "İs-mail Zat arkadaşımızın özgürlüğü, birincisi, Almanya'nın elin-de onu suçlayabilecek tek bir gerekçe bile olmamasının, ikin-cisi, onun sahiplenilmesinin sonucudur. İsmail Zat'ın tutuk-luluğu boyunca, Fransa'dan Belçika'ya, Avusturya'ya kadar Av-rupa'nın birçok ülkesinde, Almanya konsolosluklarının önün-de bu haksız tutuklamayı protesto edip, "İsmail Zat'a Özgürlük"talebini haykırdık. Almanya'nın birçok şehrinde, Anadolu Fe-derasyonu üyeleri, "İsmail Zat'a Özgürlük" talebiyle eylem-ler yaptılar. Yunanistan'daki Halk Cepheliler, örnek bir sa-hiplenme gösterdiler. Kısacası, bu haksızlık, hukuksuzluk kar-şısında sessiz, tavırsız kalınmadı. Hiçbir devrimcinin yalnızve sahipsiz olmadığı emperyalistlere bir kez daha gösterilmişoldu" dedi.

Av�ru�pa’da

1923 yılında Uluslararası Kızıl Yardım örgütü tarafındanParis Komünü’ne atfen (18 Mart - 28 Mayıs 1871) Politik Tut-saklarla Uluslararası Dayanışma Günü ilan edilen 18 Mart'taAvusturya'da ve Almanya'da eylemler düzenlendi.

Viyana solu ve demokratik kurumlarının düzenlediği ey-leme, Anadolu Federasyonu Avusturya ve Uluslararası Tec-ritle Mücadele Platformu da katıldı. Eyleme katılan Anado-lu Federasyonu Avusturya üyeleri Şadi Özpolat ve İsmail Zat'ınresimleri dışında Yusuf Taş, Özgür Aslan, Sonnur Demiray,Muzaffer Doğan ve Özkan Güzel'in resimleri bulunan bir pan-kart taşıdılar.

Devrimci İnşaa'nın taşıdığı “Tüm Siyasi Tutsaklara Öz-gürlük” yazılı pankartlar, kızıl bayraklar ve tutsak bulunan PeruKomünist Partisi lideri Gonzalo ile Fransa ve Almanya'da tut-sak bulunan Türkiyeli devrimciler Zehra Kurtay, İsmail Zatve Şadi Özpolat'ın resimleri bulunan dövizlerle YunanistanBuyükelçiliği'nin önüne yüründü.

Viyana'daki Türkiye Büyükelçiliği'nin önüne gidilmesine500 metre mesafede engellendiler. Son olarak İspanya Bü-yükelçiliği’nin önünde, orada tutsak bulunan anarşist ve ko-münist tutsaklarla dayanışma ifade edildi.

En son İranlı tutsaklarla ilgili bir yazı okundu. Avustur-yalılar’ın açtığı Grup Yorum marşlarıyla Avusturya Ekono-mi Odası'na kadar coşkulu sloganlarla yüründü ve orada günedair son bir açıklama yapıp eylem bitirildi.

Almanya:22 Mart günü saat 14.00’da Anadolu Federasyonu Netzwerk

für Politische Gefangen, Rote Hilfe Stuttgart ve Antifa Stuttgartile birlikte düzenlenen miting ve yürüyüş Stuttgart StammheimHapishanesi’nin önünde gerçekleştirildi. Stuttgart-StammheimHapishanesi’nde tutuklu olan Anadolu Federasyonu üyelerindenYusuf Taş, Özgür Aslan, Muzaffer Doğan ve İsmail Zat sürprizbir şekilde arkadaşlarını coşkuyla karşıladılar. Hapishane önü-ne gelen kitleyi hücrelerin bir penceresinden dalgalanan kızıl birfularla karşıladı tutsaklar. Yürüyüşü düzenleyenler açıklamalarıile başlanıldı eyleme. Kızıl bayraklar dalgalandırıldı ve hep birağızdan halay türküleri söylendi. Stuttgart Antifa grubu uçurmakiçin hazırladığı balonlar hep birlikte havaya bırakıldı. Her balonunucunda bir yazılı kart bağlanmıştı. Kartlarında üzerinde Al-manya’da tutuklu olan bir siyasi tutsağın resmi ve kısa anlatımıbulunuyordu. Hapishaneden tutsakların 'İnsanlık Onuru İşken-ceyi Yenecek' sloganları yankılandı. Daha sonra Stuttgart-Stammheim Hapishanesi’nin önünden başlayarak hapishaneninetrafından yürüyüşe geçildi. Yürüyüş boyunca sloganlar atıldı.Eyleme yaklaşık 110 kişi katıldı.

Halk Komitesi Sinema AkşamıBremen'de Umudun Çocuğu Berkin'in

Okmeydanı'ndaki anma etkinliği görüntü-leriyle birlikte Halk Komitesi-SinemaAkşamı gerçekleştirildi. 12 kişinin katıldığısinema akşamımıza, Berkin’imizi anma et-kinliklerinden oluşan video gösterimiylebaşlandı. Ayrıca Grup Yorum'un gelenek-

sel hale getirdiği "Bağımsız Türkiye Konserinin duyurusu vetanıtımı yapıldıktan sonra, halk komitemizin sinema topluluğutarafından seçilen "12 Kızgın Adam" filmi izlendi.

Gerçeğin Sesi'niHalklarımıza Ulaştırıyoruz

Londra'da Haftalık Yürüyüş Dergi-si standı 21 Mart Cumartesi 14.00 –16.00 arası Woodgreen Kütüphanesiönündeydi. İki saat süren stantta 11 der-gi ve Halk Cephesi tanıtım broşürlerihalka ulaştırıldı. İngiltere'nin York şeh-rinde de 21 Mart Cumartesi günü, 10Tavır Dergisi 10 Yürüyüş Dergisi halk-larımıza ulaştırıldı.

Dünyadaki Hiçbir Siyasi TutsakYalnız Kalmayacak!

Viyana

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!54

Page 55: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Ordunun Ünyeilçesinde oligarşiningüçleriyle girdiği ça-tışmada şehit düşenHalk Kurtuluş Sa-vaşçısı Gökçe Şa-hin’in şehitliğininyıldönümü olan 20

Mart’ta Ankara'da Cebeci Asri Mezarlığı’nda anıldı. Anma-da Gökçe nezdinde tüm devrim şehitleri için yapılan bir da-

kikalık saygı duruşunun ardından Gökçe Şahin’in haya-tını ve mücadele yıllarını anlatan bir açıklama yapıldı. Dahasonra Gökçe’nin babası Bayram Şahin söz alarak Gökçeile ilgili anılarını anlatıp Gebze Hapishanesi'nden özgür tut-

saklar tarafından gönderilen mesajı okudu.Gökçe Şahin’in şehitliğinin yıldönümünde ailesi tarafından

her yıl geleneksel hale getirilen anma yemeği 21 Mart'ta günüAnkara İdilcan Kültür Merkezi'nde verildi. Yemek öncesi Gök-çe Şahin’in babası TAYAD’lı Bayram Şahin yaptığı konuşmada"Gökçe mücadelenin her alanında fedakârdı. Bizleri şu an bu-rada buluşturan Gökçelere, Turan Şahinlere, Şengül Gürsoy-lara, İbrahim Çuhadarlara minnettarız" dedi. 40 kişinin katıl-dığı anmaya İbrahim Çuhadar’ın babası da katıldı. İbrahimler,Gökçeler üzerine sohbetler edilerek anma yemeği sona erdi.

14 Mart günü,“Militaristleşme veSavaşa Karşı İnisi-yatif” Ukrayna'daki

savaşla ilgili Viyana'daki Amerlinghaus'ta bir panel düzen-ledi. Yaklaşık 45 kişinin katıldığı toplantıya konuşmacı ola-rak Ukrayna'dan bir Borotba temsilcisi katıldı. SunucuUluslararası Tecritle Mücadele Platformu (UTMP) temsil-cisi, önce sorular sordu ve sonra izleyicilerin sorularına yerverdi. Borotba temsilcisi, öncellikle örgütünden selamlar ge-tirdiğini belirterek, Ukrayna'da bir birlik olan Borotba'nın ken-disini radikal marksist bir örgüt olarak tanımladığını ve 2011yılında kurulduğunu anlattı. Rusya, ABD ve Avrupa Birli-ği'nin Ukrayna üzerindeki hesapları hakkında da şunları be-lirtti: “Tabi ki, bütün bu güçler kapitalisttir ve kendi ekonomik,siyasi hedeflerini takip ediyorlar. Ancak bu üçlünün çıkar-

ları birbirinden farklıdır. Rusya öncelikle kendi sınırlarını ko-rumak istiyor ve Ukrayna'nın NATO'ya dahil edilmesine kar-şı. Kırım'daki gemi üssünü güvence altına almak istiyor. ABile çatışmalar, Ukrayna'nın serbest ticaret anlaşmasını im-zalamayı reddetmesiyle başladı. Ardından IMF; fiyatların ar-tışı, sanayi, elektrik santralleri ve fabrikaların özelleştirilmesinigündeme getirdi. AB içindeki Doğu Avrupa ülkeleri büyükölçüde ABD yanlısıyken; Almanya, Fransa veya İtalya gibiBatı Avrupa ülkeleri bağımsız politika yürütmek istiyor. Uk-rayna'da çatışmaları sürekli şiddetlendiren ve ateşi çoğaltangüç ABD hükümetidir. Rusya ile AB arasındaki ekonomikilişkileri yok etmeyi amaçlıyor ve aralarını bozmaya çalışı-yor.” Son olarak dünyadaki sol, devrimci hareketlerin Uk-rayna'daki anti-faşist mücadeleye desteği hakkında da bil-gi verildi. Avusturya'daki birçok örgütlerin katılımıyla ger-çekleşen etkinlikten sonra birlikte yemek yenildi.

Krizin, İşsizliğin, Yoksulluğun,Sömürünün, Mülteciliğin

Sorumlusu EmperyalizmdirAtina’da ırkçılığa karşı yürüyüş düzenlendi. Propilaıa Mey-

danı’nda çeşitli ülkelerden halk oyunları gösterileri ve kon-ser verildi. Yunanistan Halk Cephesi Tutsaklarla DayanışmaKomitesi imzalı İsmail Zat pankartı: “Alman EmperyalizmiTarafından Tutuklanan İsmail Zat Serbest Bırakılsın” ve “Kri-zin, İşsizliğin, Yoksulluğun, Sömürünün, Mülteciliğin So-rumlusu Emperyalizmdir" pankartlarıyla eyleme katıldı. İs-mail Zat için Alman konsolosluğu önünde yapılacak olan açık-lamaya çağrı bildirileri dağıtıp afişlerini astı.

ŞADİ ÖZPOLAT ONURUMUZDUR!19 Mart Perşembe günü

Hamburg Halk Cephesi, Ham-burg Mahkeme binası önündeeylem gerçekleştirdi. BochumHapishanesi'nde bulunun ÖzgürTutsak Şadi Özpolat üzerinde,hapishane yönetiminin keyfi olarak özgürlüklerini ve haklarınıkısıtlayıcı uygulaması devam ediyor. Eylem boyunca bu bas-kıların anlatıldığı Almanca bildiri okundu ve “Siyasi TutsaklaraÖzgürlük!”, “Şadi Özpolat'a Özgürlük!” sloganlarının atıl-dığı eylemde çevreden geçen insanlara bilgi verildi. Yakla-şık 20 kişinin katıldığı eylem 16.30’da sona erdirildi.

Gerçek Bilgiyi PaylaştığımızHalk Toplantılarımız Var

Birlikteliğimiz beraberliğimizi büyütmek amaçlı yapılan haf-

talık halk toplantıları her hafta pazar olduğu gibi bu hafta da Lon-

dra'da yapıldı. 17 Mart’ta aramızdan ayrılan yoldaşımız Hüseyin

Kasım Armutlu’yu yeniden konuşulup anarak başlandı toplantıya.İstanbul Gülsuyu’na uğurlandığı anlatıldı kısaca. Umudun Ço-cuğu Berkin Elvan için yapılan boykotla ilgili bilgi verildi. Yü-rüyüş Dergisi’nde “AKP Berkin'in Katillerini Koruyor!" baş-lıklı yazı ile Çizgilerle Anadolu Tarihi kitabından 21 Mart New-roz’un anlam ve önemini anlatan bir yazı okundu. Grup Yo-rum’un Wan konseri konuşuldu. Toplantıya 20 kişi katıldı.

Emperyalistler Ukrayna'dan Elinizi Çekin!

...Gökçelere, İbrahimlereMinnettarız!!!

29 Mart2015

Yürüyüş

Sayı: 462

55KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!

Page 56: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

“Türkiye devrimini gerçekleştirecek, halkı kurtuluşa götüre-

cek tek yol olarak görüyorum hareketi. Hareket benim için

adaleti, onuru, eşitliği, özgürlüğü ifade ediyor.”

Gülender Çakmak

5 Nisan – 11 Nisan

Servet DELİCE:

1982, Amasya Aydınca Beldesi KarsanKöyü doğumludur. Lise yıllarında İstanbulÜsküdar’da iken devrimci mücadeleye katıldı.Amasya Eğitim Fakültesi’ne gittiğindeTÖDEF’lilerle birlikte öğrenci meclislerindeaktif görevler aldı. Gençlik Derneği’nin kuru-luşunda katkıları oldu. 6 Nisan 2005’te

Amasya’da geçirdiği trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı.

Bülent ÇOBAN:

Büyük Direniş’te 2. Ölüm Orucu Ekibi içindeyer aldı. 19-22 Aralık Katliamı’ndan sonra KandıraF Tipi’ne götürüldü. Direnişini tereddütsüz sürdürerek7 Nisan 2001’de ölümsüzleşti. Bülent, 18 Temmuz1974, İstanbul-Kartal doğumluydu. ‘92’de müca-deleye katıldı. Liseli Dev-Genç ve mahallelerdesorumluluklar yaptı. Birçok kez gözaltı ve tutsaklık

yaşadı. Susurluk’a karşı kitlesel eylemlerin Kartal-Pendik bölgesindeörgütleyenlerinden oldu. ‘98 yılında tutsak düştü.

8 Nisan 2007’de Dersim’in Hozat İlçesi kırsal alanındaoligarşinin askeri güçleriyle çıkan çatışmada şehit düştüler.

1981 Çorum-Dodurga-Mehmet Dede Obruk Köyüdoğumlu olan Ergani Arslan, 1999’da örgütlü mücadeleyekatıldı. Dortmund ve Duisburg’da demokratik faaliyetlerdeyer aldı. Son görevinde Dersim dağlarında gerilla olarakumudu büyütüyordu.

2 Nisan 1973 Çorum doğumlu olan Gülender Çakmak,örgütlü mücadeleye 1995’te üniversite yıllarında başladı.Çeşitli alanlarda görev yaptıktan sonra gerillaya katıldı.

5 Ocak 1980, Dersim, Çemişkezek Gözlüçayır doğumluolan Yunus Gündoğdu bir emekçiydi. 2002’de oligarşininordusunda askerlik yaptı. Ankara’da askerliği sırasındaÖlüm Orucu direnişçileriyle tanıştı ve devrimci olmayakarar verdi. 2006’da gerillaya katıldı.

25 Nisan 1984, Dersim Hozat, Taçkirek Köyü doğumluolan Solmaz Demir, bir emekçi olarak kadın kuaföründeçalışıyordu. Devrimcileri yakından tanıdıktan sonra devrimciolmaya karar verdi. 16 Eylül 2006’da gerillaya katıldı.

Fatma ERSOY:

10 Mart 1974 Dersim doğumluydu. Ebehemşire olarak çalışırken, halkının kurtuluşmücadelesine katıldı. Malatya örgütlenme-sinde yer aldı. ‘94’te tutsak düştü. F tiplerinekarşı Büyük Direniş’te, 1. Ölüm Orucuekiplerinde yer aldı. 19 Aralık Katliamı’ndansonra zorla müdahaleyle direnişi kırılmak

istendi. Fatma tüm bilinciyle zafere kilitlenmişti. 11 Nisan2001’de direnişte 174. gün şehit düştü.

Fatma Ersoy

Gülsüman DÖNMEZ:

28 Mayıs 1964 Tokat Karaoluk Köyü doğumlu.Yoksulluktan dolayı okula gidemedi. 17 yaşındaevlendi. Çocuk bakıcılığı, temizlikçilik, hizmetçilikyaptı. 1994’te Küçükarmutlu’ya taşındı.Devrimcilerle burada tanıştı. Devrimcilerin ablası,anası oldu. F tiplerine karşı direnişte dışarıdaölüme yatarak, TAYAD’lılarla birlikte bir tarih

yazdı. Dünyada bir İLK olma onurunu yaşayarak, 9 Nisan2001’de ölüm orucunun 147. gününde şehit düştü.

Gülsüman Dönmez

Faruk BAYRAKÇI,

Olcay UZUN:

SDB üyeleri Olcay ve Faruk,9 Nisan 1991’de İzmirKarşıyaka’da kaldıkları üssünölüm mangaları tarafından kuşa-tılması karşısında direnerek şehitdüştüler. Faruk, devrimci müca-

deleye ‘87 sonlarında Liseli Dev-Genç saflarında katılırken,Olcay 80 öncesinden beri mücadelenin içindeydi. Bir süreKKDD’de (Kadıköy Kültür Dayanışma Derneği) görev yaptı.

Faruk Bayrakçı

Bülent Çoban

Olcay Uzun

Gülender Çakmak Yunus Gündoğdu Solmaz DemirErgani Arslan

Servet Delice

Selçuk KÜÇÜKÇİFTÇİ:

Devrimci hareketin kadrolarındandı. 1959yılında doğdu. Devrimci mücadelede hızla gelişti.Dev-Genç'in yöneticilerinden biri oldu. SDB’lerdeyer aldı. 12 Eylül cuntası koşullarında tereddütsüzmücadeleyi ve görevlerini sürdürdü. 7 Nisan1981’de bulunduğu evin kuşatılması sonucu İstanbulKüçükköy’de polis tarafından katledildi.Selçuk Küçükçiftçi

Hamiyet YILDIZ:

İzmir’de 9 Nisan 1992’de halk düşmanlarınayönelik bir eylemde çatışarak şehit düştü. 1969Adapazarı Kaynarca doğumluydu. İ.Ü. BasınYayın Yüksek Okulu’nda Dev-Genç’li olarakçalıştı. 1 Aralık direnişinin yaratıcısı oldu. Örnekbir Dev-Genç’liydi.Hamiyet Yıldız

Page 57: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

Partimizin kuruluşunun birinci yıldönümü ve şehitlerimizi andığımız günlerdi.Şehitlerimizin yarattığı geleneklerle büyümüş, onlara verdiğimiz Parti sözünüyerine getirmiştik. Verdiğimiz sözlerden birini daha yerine getirmiş olmanıncoşkusuyla anıyorduk onları.

Kampanyamızın sürdüğü bu günlerde, Ankara, yeni bir katliama dahatanıklık edecekti. 12 Nisan 1995 gecesi Batıkent Kardelen mahallesinde birkatliam yaşandı.

Önemli bir süreçti. Birçok yoldaşımızı şehit, birçoklarını da tutsak verdiğimizbir süreçti. Darbeci kontra çetesinin, faşizmin ve oportünizmin üçlü kuşatmasınışehitlerimizden aldığımız güçle, hareketimize duyduğumuz güvenle yarmıştık.Zorlu bir süreçti. İşte böylesi zorlu süreçlerin insanıydı Mustafa Selçuk.

Sivil faşist saldırıların alabildiğine arttığı 1978'li yıllarda mücadele saflarında,halkın yanında yerini almıştı Mustafa Selçuk. İstanbul'un yoksul gecekondu mahal-lelerinde faşizme karşı mücadelenin içinde, önündeydi. Faşizm katliamlarla teslimalamadığı halkı cuntayla teslim almak istiyordu. Birçok önder kadronun tutsakdüştüğü bu yıllarda Mustafa Selçuk da uzun sürecek olan ilk tutsaklığını yaşadı.

12 Eylül faşizmi dışarıda halklara saldırırken, hapishanelerde de devrimcileresaldırarak onları teslim almak ve sindirmek istiyordu.

Mustafa Selçuk tüm tutsaklığı boyunca direniş hattının en önünde yer alan-lardandı. "Tereddüt ile ihanet arasındaki çizginin sanıldığı kadar kalın" olmadığınıbilen Mustafa Selçuk'un hapishaneye gelişini bir yoldaşı şöyle anlatır; "Uzunişkencelerden geçmiş bir deri bir kemik kalmış vücudu, falakadan tabanlarıpatlamış ayakları ve yoldaşlarının yardımıyla yürürken gayet sakin, mütevazigörünümüyle cunta sonrası Alemdağ Hapishanesi’ne gelen ilk tutsak yoldaşları-mızdan en genç olanıydı Mustafa Selçuk." 1987 yılına kadar süren tutsaklığındaher direnişte, saldırıda yoldaşlarıyla birlikte en önde olmuştur. Özgürlüğünekavuştuğunda her şeyiyle mücadeleye hazır, kendine güvenli, tereddütsüz vesavaşma coşkusuyla hep sıcak savaşın içinde yer almak isteyen, yeni bir MustafaSelçuk vardır. Yeni oluşturulan bir birliğe savaşçı olarak görevlendirilir. Ancakonun bu özgürlüğü kısa süreli olur. Bir hainin ihanetiyle birlikte yeniden tutsakdüşer. Savaşa ve özgürlüğe olan tutkusu hiç sönmeyen Mustafa Selçuk hapishanekoşullarında üzerine düşen her türlü görevi büyük bir özveriyle yerine getirir.Özgürlük eylemlerinin yılmaz bir savaşçısıdır.

Hareketimiz tarihinde iç düşmanın şaha kalkarak gerçekleştirdiği darbekendisine söylendiğinde verdiği cevap "Dayı haklıdır" olur. Bu onun önderliğineve hareketine duyduğu güvenin en özlü ifadesidir. Bu güveni birçok defa daortaya koyan Mustafa "... Ben eksiklerimi biliyorum. Asla korkmuyorum.Eksiklerimi aşmada hareketime ve yoldaşlarıma güveniyorum... Hareketimi veyoldaşlarımı utandırmayacağım..." diyordu.

Kendine, hareketine ve yoldaşlarına güvenini tüm yaşamı boyunca uygulamıştır.İkinci kez özgürlüğüne kavuştuğu 1994 yılı da bu güvenin bir parçası olmuştur.Yine zorlu bir süreçtir. Hep zorlu koşulların insanı olmayı başaran MustafaSelçuk bu kez de aynı kararlılıkla atılmıştır sıcak mücadeleye. Darbeciliği altettiğimiz, Partili sürece adım attığımız ve Önderliğimizin tutsak düştüğü birsüreçtir. Ama o 12 Eylül'ün karanlık yıllarından, ihanet çetelerine karşı aldığıtavırlarla, devrimciliğin zorlukları aşmak olduğu bilinciyle hareket etmiş, kendinisakınmadan yılların kendisine sağladığı birikimi, deney tecrübesiyle ve tümenerjisiyle koştu kavgaya...

Kendisini her zaman bir mücadele adamı, profesyonel bir devrimci olarakgören ve bunun gereği olarak da her türlü kaygıdan uzak, kendini sakınmadangörevler alan Mustafa Selçuk şehit düşerken zor yılların, işkencelerin, kuşatmalarınnasıl yarıldığını bir kez daha göstermiştir.

Mustafa SELÇUK,

Seyhan AYYILDIZ,

Şirin EROL:

12 Nisan 1995’te AnkaraBatıkent’te bulundukları evegece polis tarafından düzenlenenbaskında infaz edildiler.

Mustafa Selçuk, 1978’de İstanbul gecekondu halkının mücadelesi içindeyer alarak başladı mücadeleye. Cunta yıllarında tutsaklık koşullarında direnişinisürdürdü. Son görevi İç Anadolu Bölge Sorumluluğu idi. Seyhan Ayyıldız,Lise yıllarında mücadeleye katıldı. Zile Halkevi’nin kurucularındandı. ŞirinErol, lise yıllarının ardında düzende yaşamayı reddetti ve devrimin saflarındayer aldı.

Mustafa Selçuk

Enver HOCA:

Arnavutluk halkının İtalyan işgaline karşı bağımsızlıksavaşının ve kurtuluştan sonra sosyalist devriminin önderiydi.Savaşın içinde Arnavutluk Komünist Partisi GenelSekreterliği’ne seçildi. Devrimin ilerleyen aşamalarındadevrimi yalnızlığa mahkum eden politikaların da mimarı olanEnver Hoca, emperyalizm ve kapitalizmle uzlaşmayan birsosyalist olarak 11 Nisan 1985’te aramızdan ayrıldı.

Enver Hoca

Abdullah BOZDAĞ:

Buca Hapishanesi Ölüm Orucu ekibinde yer aldı. 19Aralık Katliam saldırısı, zorla müdahale baskısı, işkenceleronu direnişinden vazgeçiremedi. 12 Nisan 2001’de ölümorucunun 175. gününde şehitler kervanına katıldı.

Abdullah Bozdağ, 25 Şubat 1975’te Adana’da doğdu.Aslen Mardin Kızıltepeli Kürt’tür. Devrimci hareketle‘92 yılı ortalarında tanıştı. Adana’da demokratik kurumlarda

çalıştı. Daha sonra İstanbul’da değişik alanlarda görev aldı ve ‘96 yılındaEge Bölge sorumlusu olarak atandı. Aynı yıl tutsak düştü, zindanlardadirenişler içinde ölümsüzleşti.

Abdullah Bozdağ

Muharrem KARAKUŞ,

Mustafa BEKTAŞ:

10 Nisan 1996’da İstanbul Göztepekavşağında kuşatılan iki SPB komutanı,teslim ol çağrılarına ateş açarak cevapverdiler. Muharrem Karakuş, GöztepeKöprüsü altındaki çatışmada, son mer-misini kullandıktan sonra sloganlar atarak

şehit düştü. Mustafa Bektaş ise yaralı bir şekilde kuşatmayı yardı, ancakÜsküdar Kısıklı’da başka bir kuşatmada çatışarak şehit düştü. Her ikiside gecekondu halkının mücadelesi içinde yetişen kadrolardı. MuharremGazi Ayaklanması’nın ön saflarındaydı.

Muharrem Karakuş

Şirin ErolSeyhan Ayyıldız

Mustafa Bektaş

Niyazi TEKİN:

1946 MalatyaKürecik doğumlu NiyaziTekin, İstanbul’da Dev-Genç saflarında yeralmıştı. Balıkesir ÖğrenciYurdu’na faşistlerin ger-çekleştirdiği baskında

silahla ağır yaralandı. 11 Nisan 1971’dehastanede şehit düştü.

Niyazi Tekin

Esat ATMACA:

Esat HÖC’lüydü.Gazi halkınınmücadelesininiçinde biriydi. 8Nisan 2005’deİstanbul Gazi’depolis işbirlikçisi

mafyacı faşistler tarafından bıçak-lanarak katledildi.

Esat Atmaca

Anıları Mirasımız

Bir yoldaşı Mustafa Selçuk’u Anlatıyor:

“Zor Yılların Boyun Eğdiremediği

Koskoca Devrimci Bir Yaşam”

Page 58: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

22 Mayıs 2014 günü, Okmeyda-nı’ndaki cemevi bahçesinde bir cena-ze törenine katılmak için beklerken, po-lisin açtığı ateş sonucu hayatını kay-beden Uğur KURT’u katleden polisinyargılamasına 20 Mart 2015 günü başlandı.

Uğur KURT’un öldürülmesi olayının bütün soruşturmasüreci, katil polislerin yalancılıklarını, sahtekarlıklarını,iki yüzlülüklerini göstermekle birlikte, halkı vuran teti-ği çeken ellerin devlet tarafından nasıl korunduğunun daaçık bir örneği...

Uğur KURT’u vuran polisin, soruşturma sürecindesavcılıkta yalan beyanda bulunduğu kamera kayıt-larının incelenmesiyle anlaşıldı. 21 Ağustos 2014'te sav-cılıkta ifade veren S.K, cemevinde birinin vurulduğu söy-lentisi duyduğunu, 1,5-2 dakika kadar olay yerinde dur-duktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ndeki yaralı po-lis arkadaşının yanına gittiğini söyledi. S.K, o gün dahasonrasında yaşanan olaylara katılmadığını belirtti. Oysakikatil polis S.K. akrep aracının kamera kayıtlarına göre olaysonrası olay yerinde bulunmaktadır.

Yine şüphelisi olduğu bir cinayetin olay yeri incele-mesine katıldığı, olay yeri inceleme ekipleri tarafındanel konacak delillerin başında durduğu ortaya çıktı. Budurumu katil polis S. K. savcılık ifadesinde gizlemiştir. Çün-kü şüpheli kişinin delil toplama işlemine katılması, so-ruşturma sürecini yürütenler içinde yer alması hukukenmümkün değildir. Ancak devletin işlediği suçların, cina-yetlerin üstü hep bu biçimde örtülmeye çalışılmıştır.

Bunlardan önce de katil polis S.K.’nın Kağıthane İlçeEmniyet Müdürlüğü’nde polis olan babasının olay ye-rinde bulunduğuna dair haberler basında yer almış-tı. Yapılan bu haberlere göre, baba E.K.’nin görev yap-tığı Kağıthane Emniyet Müdürlüğü, olay yerinde bulu-nan shortland marka zırhlı araca ait olay anlarını içerengörüntüleri karartılmış halde savcılığa göndermiş; dahası,baba E.K.’nin de şüpheli oğlu S.K. ile birlikte, ‘Olay Tu-tanağı’na imza attığı belirlenmiştir. Olaydan altı saat son-ra hazırlanan bu tutanakta Uğur Kurt’un vurulmasına hiçdeğinilmezken, bu yönde bulgu olmadığı halde “göste-rici grubun bulunduğu istikametten silah sesleri gel-diği” ileri sürüldü. Bunun üzerine polis memurlarının da“yanan görevlileri kurtarmak, kendi can güvenlikle-rini sağlamak ve saldırıyı bertaraf etmek için” hava-ya ateş ettiği savunuldu.

Oğlunun şüphelisi olduğu olayla ilgili tutanaklara imzaatan baba E.K.’nin adı, dosyada ‘hayalete’ çevrildi. Gö-rüntülerde, ateş ettiği için oğluna kızdığı görüldüğü hal-de baba E.K.’nin ifadesi alınmadı. Buna karşılık, babaE.K. ile aynı listede adları bulunan F.K., M.Y., H.K. veÖ.Ö. adlı polislerin ifadeleri dosyaya girdi.

Liseli Dev-Genç’lilerin Berkin için adalet isteyen ey-lemlerine saldıran, gençlerimizin üzerine doğrudan silahlaateş etme cüreti gösteren AKP’nin polisi, cemevi bah-çesinde bekleyen bir insanımızı öldürünce bu kez de du-ruşmada Malatya Arguvanlı olduğunu ve annesinin,anneannesinin Alevi olduğunu söyleyerek suçlamadankurtulmaya çalıştı. Bu durumun kendisi de başlı başı-na AKP polisinin niteliğini göstermeye yetmektedir.

Yine Uğur KURT ailesinin ve avukatının haklı ola-rak ileri sürdüğü ve yasaya göre tutuklama nedenlerinioluşturan hususlar mevcut olduğu halde, katil polis tu-tuklanmamış korunmaya devam edilmektedir.

Uğur KURT’un katledilmesi olayında ve bu olayın so-ruşturma ve kovuşturma sürecinde bir kez daha gö-rülmüştür ki devlet hem suçu işler, hem delili toplar, hemkarartır, çarpıtır, hem iddianameyi hazırlar, hem dehükmü verir. Böylelikle devletin faili olduğu tüm ci-nayetler aklanır, ceza verilmesine yer olmadığına ka-rar verilir ya da zamanaşımına uğrar. Devletin işle-diği suçların cezasız kalmaması bizim adalet talebimiziısrarlı bir biçimde sürdürmemize bağlıdır. AKP görme-lidir ki, vermezlerse adaleti, zorla alacağız !

UĞUR KURT’U KATLEDEN POLİSİN YARGILAMASINA

BAŞLANDI. DELİLLERİ KARARTTIĞI, YALAN

İFADE VERDİĞİ ANLAŞILMASINA RAĞMEN

KATİL POLİSİN TUTUKLANMASI TALEBİ REDDEDİLDİ

Haziran Ayaklanması’nda 1 MayısMahallesi'nde gerçekleşen yürüyüş sı-rasında 20 yaşındaki Mehmet Ayva-lıtaş'ı öldürenlerin 24 Mart'ta görü-lecek duruşma öncesi polis, MehmetAyvalıtaş’a adalet için mahkemeye

gelenlere ve Mehmet’in ailesine sal-dırdı. Adliye dışında biber gazı ve TO-

MA'dan sıkılan tazyikli su ile saldıran po-lis, adliye içinde de oluşturduğu bariyerleri aşarak salonagirmek isteyen Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş’asaldırdı. Kartal Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gö-rülecek duruşma öncesi mahkeme salonunun bulunduğu katapolis ve özel güvenlik yığınağı yapıldı. Ayrıca adliye bah-çesine de çok sayıda çevik kuvvet yerleştirildi. Duruşma-da daha fazla kalamayan baba Ayvalıtaş, sedye ile adliye-den çıkarılırken, “Beni dövdüler" diye bağırdı.

Mehmet Ayvalıtaş MahkemesindeAdalet Değil Evlatlarını

Katlettikleri Babaları Döven Polis Saldırısı Var!

DEVLET ‘KENDİSİ İÇİN

KURŞUN SIKANLARI’ KORUYOR

Yürüyüş

29 Mart2015

Sayı: 462

KIZILDERE DEVRİMİN YOLUDUR!58

Page 59: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

� � ��

� � � �� � � � � ��

�� �

� � �� � � � � � �� �� � �� � �

� � �� � �� ��

�� � � � �

� � � �� � � �

�� � � � �����

" � � � �

� �� �

� ��

� �� �� �� �

� � �

��� ����������

� �

>>G6+82+3/2/<G6+82+3/2/<

�F<F1*+6+��*A3*+3�(9-A3+��3'*419E*''0'3�*+:6/2�F62'GF3F3�*@3A2�3408'7F*F6��'101'6F2F<F3�/7;'3�-+1+3+G/3+�0A18A6�:+

'.1'0F3'��'GF8F3'�:+�8A60A7A3+(/<�7'./5�?F08F0�

"A2�(9�*+G+61+6/�;+3/�*+78'31'61'(+<+;+6+0��3'*419�/.8/1'1/3/3

@3)A7A�41*90��

��&���� ��3'*419�/.8/1'1/3/3�('J1'3-F)F*F6��C�3'*419�.'101'6F3F3�(/61/08+

@6-A81+32+08+3��(/61/08+�7':'J2'08'3�:+(/61/08+�/08/*'6F3*'3�('J0'

0968919J�;40896���9��3'*419�/.8/1'1/3/38+0�<',+6�J'37F*F6���9�(/61/G/�/7+2/11/;+8?/�.'6+0+81+6�*+G/1�

'3)'0�*+:6/2)/�.'6+0+8�('J'6'(/1/6�D

Page 60: ˝ ˇ! (%%(%# !˜ ˆ ˆ ˆ ˆyuruyus.biz/pdf/pdf/462.pdf · 2015. 3. 28. · samnda maa olarak snrsz kulla-nlmtr. Ancak Suriye halknn di-renii karsnda çöken Amerikann Büyük Ortadou

� � � ��

� � �

�0%'��#%("("("�,/+0!0��� ����3%��!��'����4� ���"'���!$�%*� �&'����"'��� ���%7���� ��5�'���%3"���3%�

�.��� 5��5���,5�������5����������� 2�����������������������������������

�0+�"���/"�" �%���)%�!���07!�" �73% �%1�5&'�"�( 2������2"�"��# �&�����"2�����2 � �%�

�%($��#%(!2���� �3%3*#%������2 � �%��%($��#%(!2("���"��#"&�%�2"���"�� ��� �%�

�.������-�.6.��.��.�.�-�� ��,�������

���������������

���� ����������

�0%'�� �3!3+�

��

� � �� � � � � �

� �� �