19
14 14 11 11 13 13 GÜNCEL RÖPORTAJ KONUK YAZAR Newroz, bask›lar ve ateflkes SIRRI SAKIK Bugün yaflanan geliflmeler dünya ekonomisinin nas›l di- ken üstünde oldu¤unu, dünya ekonomisinin motor gücü duru- mundaki ülkelerde yaflanan durgunluk riskinin dahi di¤er ülkeleri nas›l etkisi alt›na ald›¤›- n› gösteriyor. Özellikle Japonya ve Çin’in dolar rezervlerini h›zla azaltmaya çal›flmas› emperya- listler aras› dalafl› da k›z›flt›raca- ¤a benziyor. S A Y F A 15 2007 Newroz’u öncesinde yarat›lmaya çal›fl›- lan gerginlik ve kimi yerlerde Newroz’u engelle- me giriflimlerine karfl›n; genel merkezimiz ve ye- rel örgütlerimiz ile halk›m›z›n öngörülü politik tu- tumlar›, fliddet ve çat›flma tuza¤›na düflmeden Newroz’un bar›flç› ve kitlesel kutlamalarla geçme- sini sa¤lad›. S A Y F A 14 MKP’lilerin ailelerine tazminat davas› TUYAB’tan befl talepli çal›flma “Taksim’de 1 May›s yasa¤›na son” ‹çiflleri Bakanl›¤›, 2002 y›l›nda ölüm orucunda fle- hit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda Dersim’de devletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düflen Özlem Eker’in ailelerine tazminat davas› açt›. Bakanl›k, 2000 y›l›nda Gaziosmanpafla’da bir çevik kuvvet otobüsüne atefl aç›lmas›yla, iki polisin öldü- ¤ü ve 12 polisin yaraland›¤› olayda, ölen polis ailele- rine ve yaral› polislere verdi¤i 92 milyar 442 milyon liray› faiziyle birlikte Karatafl ve Eker ailelerinden al- mak istiyor. S A Y F A 5 Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yak›nlar› Birli¤i (TU- YAB) üyeleri, hapishanelerde uygulanan tecrit ve izolasyon politikalar›na karfl› verilen mücadeleye ra¤men, hakim s›n›flar›n bask› ve sald›r›lar›n›n de- vam etti¤ini belirterek, hapishanelerdeki bu uygula- malara karfl› befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›kla- r›n› duyurdular. S A Y F A 4 ‹stanbul Devrimci 1 May›s Platformu, Taksim’de yap›lan ve olayl› geçen 1977 1 May›s’›n›n 30. y›ldönü- münde 1 May›s’›, devrimci özüne yak›fl›r bir flekilde devrimci birleflik ve kitlesel olarak Taksim’de kutla- may› hedefledi¤ini duyurdu. Taksim Tramvay Dura- ¤›’nda, 24 Mart’ta bir araya gelen Platform bileflenleri- nin üyeleri, yapt›klar› aç›klamada, bu y›l 1 May›s’› Tak- sim’de yap›lacak mitingle kutlamay› hedeflediklerini duyurdular. S A Y F A 4 Alkoç Deri’de sandika mücadelesi Seksen dört y›ll›k mazisi olan bir kriz yönetiminin, bir buçuk y›ld›r tart›flma konusu olan cumhurbaflkanl›¤› seçi- miyle ilgili karmaflas›na tan›k oluyoruz. Kimine göre sessiz- li¤in hayra alamet olmad›¤› bu noktada, gürültü koparma telafl›yla sa¤a sola sald›ran, “tehlikenin fark›ndal›¤›n›” her- kese göstermeye çal›flan ise devletin resmi ideolojisinden beslenen sosyal-demokratlar oluyor. Söz konusu seçimin halk için ne ifade etti¤i tart›flmalar› bir yana, devlet içinde- ki kliklerin çat›flmas›n›n mazisine bak›ld›¤›nda epeyce ga- riplikle karfl›lafl›yoruz. Demokrasinin bu topraklardaki ifa- desinin kendini nas›l buldu¤u ve ne kadar içsellefltirildi¤i ayr›ca bir sosyo-ekonomik araflt›rma konusu olmakla bir- likte, barut kokusunun sokaklar› kaplad›¤› burjuva demok- ratik devrimlerle aras›na giren üç yüzy›ll›k geri kalm›fll›¤›, “demokrasi”nin gerici s›n›flar elinde eklektik duran yan›n› aç›klamaya yetiyor. Yaklaflan Cumhurbaflkanl›¤› seçimleriyle birlikte egemen s›n›flar aras›ndaki tart›flmalar k›z›fl›rken, bu seçimlerden hiç bir ç›kar› olmayan halklar ise bu tart›fl- malarda taraf olmaya davet ediliyor Krizin efli¤indeki dünya ekonomisi Türkiye-Kuzey Kürdistan ve yurtd› ›nda milyon- larca ki i Demirci Ka- wa’n›n yakt› › Newroz ate ini harlayarak, za- limlere kar › mücade- lenin sürece ini hay- k›rd›. Devlet tar af›ndan yar at›- lan gergin hav aya ve kutlamalar›n hafta içi- ne gelmesine ra men kat›l›mlar›n yüksek ol- du u kutlamalarda, bir- çok yerde polis tar af›n- dan kitleye müdahalede bulunuldu. Ba ta ‹stan- bul, Diyarbak›r, Mer- sin, Van, Malatya, Ada- na, ‹zmir, Bursa olmak üzere 35 ilde kitlesel gösterilerle kutlanan Newroz sonras› yüzler- ce kii devletin kolluk kuvvetleri tar af›ndan gözalt›na al›nd›. Akam s aatlerinde ise ço u emekçi semtinde ate - ler yak›larak eylemler y ap›ld›. S A Y F A 16 Newroz alanlarda coflkuyla kutland› Alkoç Deri Fabrikas› iflvere- ninin, fabrikadaki sendikal fa- aliyetleri engelledi¤ini belirten Tuzla Deri-‹fl sendikas› yetkili- leri ve iflçiler, sendika haklar› için mücadele ediyor. Alkoç Deri’de daha önce 17 sendika üyesinin oldu¤unu, sendika yetkisi almak için 15 iflçiyi da- ha sendikaya üye yapt›klar›n› belirten Deri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› Binali Tay; “Fabrikada 48 kifli çal›fl›yordu ve biz ço- ¤unlu¤u sa¤layarak yetki alma- ya hak kazand›k ama iflveren yetki almam›z› engellemek için sendikal› iflçileri iflten ç›kard›” diye konufltu. S A Y F A 6 ‹stanbul Üniversitesi’nin Beyaz›t’taki kampusun- da 16 Mart 1978 tarihinde katledilen 7 devrimci ö¤- renci ile 1988 y›l›n›n 16 Mart’›nda Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak devletinin Halepçe’de kimyasal bombalarla katletti¤i binlerce Kürt, ‹stanbul Beya- z›t’ta yap›lan eylemlerle an›ld›. Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›n› protesto eden Demokratik Gençlik Ha- reketi, Ekim Gençli¤i, Gençlik Federasyonu, DPG, DSG, EHP Gençli¤i, Ö¤renci Kolektifleri, Ö¤renci Mu- halefeti, ÖDP Gençli¤i ve Ö¤renci Otonomlar›, 16 Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yap- t›lar. S A Y F A 5 e-mail:[email protected] Y›l: 5 • Say›: 108 • 5-16 Nisan 2007 • Fiyat›: 1 YTL 15 Günlük Siyasi Gazete Son bir hafta içerisinde, yani Irak’›n iflgalinin 4’üncü y›l›nda, ABD emperyalizminin yaflad›¤› buna- l›m›n›n çarp›c› sonuçlar› ortaya ç›kt›. Ülkedeki ölü ve yaral› say›s›, göç, iç savafl, etnik kutuplaflmalar gibi trajik tablonun yan› s›ra ABD’nin içinde büyük bir çat›flma bafl gösterdi. Bugüne kadar Irak’taki çat›fl- malar›n insan ve maddi kay›p bilançolar›yla sayfala- r›n› dolduran medya da art›k ABD’nin içinde kayna- yan kazana dikkat çekmeye bafllad›. S A Y F A 10 5. y›l›nda Irak direnifli Beyaz›t ve Halepçe’de katledilenler an›ld› Maoist Parti’nin 4. Ge- nel Sekreteri komünist önder Cüneyt Kahraman’› (Savafl) katlediliflinin 10. y›ldönü- münde bir kez daha say- g›yla an›yoruz KOMÜN‹ST ÖNDER CÜNEYT KAHRAMAN ÖLÜMSÜZDÜR! Düzenin di¤er ad› krizdir GAURAV ‹LE NEPAL ÜZER‹NE SÖYLEfi‹ (1) SIRADA⁄LAR DÜNYANIN GÖZBEBE⁄‹ OLACAK Nepal Komünist Partisi (Maoist) Polit Büro üyelerin- den ve Enternasyonal ‹liflkiler Sorumlusu (kamuoyunda yol- dafl Gaurav olarak tan›nan) Chandra Prakash Gajurel ile bir görüflme gerçeklefltirdik. Van YÜzüncü Y›l Üniversitesi ö¤retim üyesi ve Enerji Ulu- sal Çal›flma Gurubu Bafl- kan› Prof. Dr. ‹lyas Y›lmazer ile ‘Küresel Is›n- ma’ konusunu görüfltük Kriz yaratan seçim de¤ildir Özlem EKER Zeynel KARATAfi RÖPORTAJ

5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

Embed Size (px)

DESCRIPTION

2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.

Citation preview

Page 1: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

1144114411111111 11331133GGÜÜNNCCEELLRRÖÖPPOORRTTAAJJ

KKOONNUUKK YYAAZZAARR

Newroz, bask›lar ve ateflkes

SIRRI SAKIK

Bugün yaflanan geliflmelerdünya ekonomisinin nas›l di-ken üstünde oldu¤unu, dünyaekonomisinin motor gücü duru-mundaki ülkelerde yaflanandurgunluk riskinin dahi di¤erülkeleri nas›l etkisi alt›na ald›¤›-n› gösteriyor. Özellikle Japonyave Çin’in dolar rezervlerini h›zlaazaltmaya çal›flmas› emperya-listler aras› dalafl› da k›z›flt›raca-¤a benziyor. S A Y F A 15

2007 Newroz’u öncesinde yarat›lmaya çal›fl›-lan gerginlik ve kimi yerlerde Newroz’u engelle-me giriflimlerine karfl›n; genel merkezimiz ve ye-rel örgütlerimiz ile halk›m›z›n öngörülü politik tu-tumlar›, fliddet ve çat›flma tuza¤›na düflmedenNewroz’un bar›flç› ve kitlesel kutlamalarla geçme-sini sa¤lad›. S A Y F A 1 4

MKP’lilerin ailelerinetazminat davas›

TUYAB’tan befl talepli çal›flma

“Taksim’de 1 May›syasa¤›na son”

‹çiflleri Bakanl›¤›, 2002 y›l›nda ölüm orucunda fle-hit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda Dersim’dedevletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehitdüflen Özlem Eker’in ailelerine tazminat davas› açt›.Bakanl›k, 2000 y›l›nda Gaziosmanpafla’da bir çevikkuvvet otobüsüne atefl aç›lmas›yla, iki polisin öldü-¤ü ve 12 polisin yaraland›¤› olayda, ölen polis ailele-rine ve yaral› polislere verdi¤i 92 milyar 442 milyonliray› faiziyle birlikte Karatafl ve Eker ailelerinden al-mak istiyor. S A Y F A 5

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yak›nlar› Birli¤i (TU-YAB) üyeleri, hapishanelerde uygulanan tecrit veizolasyon politikalar›na karfl› verilen mücadeleyera¤men, hakim s›n›flar›n bask› ve sald›r›lar›n›n de-vam etti¤ini belirterek, hapishanelerdeki bu uygula-malara karfl› befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›kla-r›n› duyurdular. S A Y F A 4

‹stanbul Devrimci 1 May›s Platformu, Taksim’deyap›lan ve olayl› geçen 1977 1 May›s’›n›n 30. y›ldönü-münde 1 May›s’›, devrimci özüne yak›fl›r bir flekildedevrimci birleflik ve kitlesel olarak Taksim’de kutla-may› hedefledi¤ini duyurdu. Taksim Tramvay Dura-¤›’nda, 24 Mart’ta bir araya gelen Platform bileflenleri-nin üyeleri, yapt›klar› aç›klamada, bu y›l 1 May›s’› Tak-sim’de yap›lacak mitingle kutlamay› hedefledikleriniduyurdular. S A Y F A 4

Alkoç Deri’de

sandika

mücadelesi

Seksen dört y›ll›k mazisi olan bir kriz yönetiminin, birbuçuk y›ld›r tart›flma konusu olan cumhurbaflkanl›¤› seçi-miyle ilgili karmaflas›na tan›k oluyoruz. Kimine göre sessiz-li¤in hayra alamet olmad›¤› bu noktada, gürültü koparmatelafl›yla sa¤a sola sald›ran, “tehlikenin fark›ndal›¤›n›” her-kese göstermeye çal›flan ise devletin resmi ideolojisindenbeslenen sosyal-demokratlar oluyor. Söz konusu seçiminhalk için ne ifade etti¤i tart›flmalar› bir yana, devlet içinde-

ki kliklerin çat›flmas›n›n mazisine bak›ld›¤›nda epeyce ga-riplikle karfl›lafl›yoruz. Demokrasinin bu topraklardaki ifa-desinin kendini nas›l buldu¤u ve ne kadar içsellefltirildi¤iayr›ca bir sosyo-ekonomik araflt›rma konusu olmakla bir-likte, barut kokusunun sokaklar› kaplad›¤› burjuva demok-ratik devrimlerle aras›na giren üç yüzy›ll›k geri kalm›fll›¤›,“demokrasi”nin gerici s›n›flar elinde eklektik duran yan›n›aç›klamaya yetiyor.

Yaklaflan Cumhurbaflkanl›¤› seçimleriyle birlikte egemen s›n›flar aras›ndakitart›flmalar k›z›fl›rken, bu seçimlerden hiç bir ç›kar› olmayan halklar ise bu tart›fl-malarda taraf olmaya davet ediliyor

Krizin efli¤indeki

dünya ekonomisi

Türkiye-Kuzey Kürdistanve yurtd›fl›nda milyon-larca kifli Demirci Ka-wa’n›n yakt›�› Newrozateflini harlayarak, za-limlere karfl› mücade-lenin sürece�ini hay-k›rd›.

Devlet tar af›ndan yar at ›-lan gergin hav ay a v ekutl amal ar›n hafta içi-ne gelmes ine ra�menkat ›l›ml ar›n yüksek ol-du�u kutlamal a rda, bir-çok yerde polis tar af›n-dan kitleye müdahaledebulunuldu. Baflta ‹stan-bul, Diy a rbak›r, Mer-sin, Van, Malatya , Ada-na, ‹zmir, Bursa olmaküzere 35 ilde kitleselgöst er il e rle kutl ananNewroz sonr as› yüzler-ce kifli devletin kollukkuvv e tler i t ar af›ndangözalt ›na al›nd›. Akflams aa tlerinde ise ço�uemekçi semtinde atefl-ler yak›larak eylemlery ap›ld›.

S A Y F A1 6

Newroz

alanlarda

coflkuyla

kutland›

Alkoç Deri Fabrikas› iflvere-ninin, fabrikadaki sendikal fa-aliyetleri engelledi¤ini belirtenTuzla Deri-‹fl sendikas› yetkili-leri ve iflçiler, sendika haklar›için mücadele ediyor. AlkoçDeri’de daha önce 17 sendikaüyesinin oldu¤unu, sendikayetkisi almak için 15 iflçiyi da-ha sendikaya üye yapt›klar›n›belirten Deri-‹fl Tuzla fiubeBaflkan› Binali Tay; “Fabrikada48 kifli çal›fl›yordu ve biz ço-¤unlu¤u sa¤layarak yetki alma-ya hak kazand›k ama iflverenyetki almam›z› engellemek içinsendikal› iflçileri iflten ç›kard›”diye konufltu. S A Y F A 6

‹stanbul Üniversitesi’nin Beyaz›t’taki kampusun-

da 16 Mart 1978 tarihinde katledilen 7 devrimci ö¤-

renci ile 1988 y›l›n›n 16 Mart’›nda Saddam Hüseyin

yönetimindeki Irak devletinin Halepçe’de kimyasal

bombalarla katletti¤i binlerce Kürt, ‹stanbul Beya-

z›t’ta yap›lan eylemlerle an›ld›. Beyaz›t ve Halepçe

katliamlar›n› protesto eden Demokratik Gençlik Ha-

reketi, Ekim Gençli¤i, Gençlik Federasyonu, DPG,

DSG, EHP Gençli¤i, Ö¤renci Kolektifleri, Ö¤renci Mu-

halefeti, ÖDP Gençli¤i ve Ö¤renci Otonomlar›, 16

Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yap-

t›lar. S A Y F A 5

e-mail:[email protected]›l: 5 • Say›: 108 • 5-16 Nisan 2007 • Fiyat›: 1 YTL15 Günlük Siyasi Gazete

Son bir hafta içerisinde, yani Irak’›n iflgalinin

4’üncü y›l›nda, ABD emperyalizminin yaflad›¤› buna-

l›m›n›n çarp›c› sonuçlar› ortaya ç›kt›. Ülkedeki ölü ve

yaral› say›s›, göç, iç savafl, etnik kutuplaflmalar gibi

trajik tablonun yan› s›ra ABD’nin içinde büyük bir

çat›flma bafl gösterdi. Bugüne kadar Irak’taki çat›fl-

malar›n insan ve maddi kay›p bilançolar›yla sayfala-

r›n› dolduran medya da art›k ABD’nin içinde kayna-

yan kazana dikkat çekmeye bafllad›. S A Y F A 10

5. y›l›nda Irak direnifliBeyaz›t ve Halepçe’dekatledilenler an›ld›

Maoist Parti’nin 4. Ge-nel Sekreteri komünist önder

Cüneyt Kahraman’› (Savafl)katlediliflinin 10. y›ldönü-

münde bir kez daha say-g›yla an›yoruz

KOMÜN‹ST ÖNDER CÜNEYTKAHRAMAN ÖLÜMSÜZDÜR!

Düzenin di¤er ad› krizdir

GAURAV ‹LE NEPAL ÜZER‹NESÖYLEfi‹ (1)

SIRADA⁄LAR DÜNYANINGÖZBEBE⁄‹ OLACAK

Nepal Komünist Partisi(Maoist) Polit Büro üyelerin-den ve Enternasyonal ‹liflkiler

Sorumlusu (kamuoyunda yol-dafl Gaurav olarak tan›nan)Chandra Prakash Gajurel ile birgörüflme gerçeklefltirdik.

Van YÜzüncü Y›l Üniversitesiö¤retim üyesi ve Enerji Ulu-

sal Çal›flma Gurubu Bafl-kan› Prof. Dr. ‹lyasY›lmazer ile ‘Küresel Is›n-ma’ konusunu görüfltük

Kriz yaratan seçim de¤ildir

Özlem EKER Zeynel KARATAfi

RRÖÖPPOORRTTAAJJ

Page 2: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007

DevrimciDemokrasi’den

YURT‹Ç‹ HESAP NO:

Ertafl ÖZTÜRK

Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6

‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314

YURTDIfiI HESAP NO:

Ertafl ÖZTÜRK

Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9

‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308

Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699

Abone Süresi Yurtiçi Yurtd›fl›

6 AYLIK 12 YTL 35 EURO

1 YILLIK 24. YTL 70 EURO

2

ABONE OL - ABONE BUL

OKU - OKUT

GÜNCEL

Adres de¤iflikli¤i nedeniyle bir say› aksatt›¤›m›z gaze-

temiz, tafl›nd›¤›m›z bölgeye bakan savc›l›¤›n bürokratik

engelleri de eklenince do¤al›nda bir ay› aflk›n bir süre ge-

cikmeli olarak ç›kmak zorunda kald›.

Elimizde olmayan nedenlerden dolay› yaflanan bu ge-

cikme nedeniyle tüm okurlar›m›zdan özür dileriz.

Bu bir ay› aflk›n süre boyunca Türkiye-K. Kürdistan

ve dünyada önemli geliflmeler yafland›. Özellikle Mart ay›

içerisinde belirli tarihsel günler dolay›s›yla gerçeklefltiri-

len eylem ve etkinlikleri aktaran haberlere, tafl›d›klar›

önemden kaynakl› olarak bu say›m›zda yer veriyoruz.

Ancak bir ay› aflk›n süre boyunca bunlar›n d›fl›nda birçok

güncel geliflme yafland› ve bunlar›n baz›lar›na sayfalar›-

m›z›n s›n›rl› olmas›ndan kaynakl› yer veremiyoruz. Bunu

anlay›flla karfl›layaca¤›n›z› umar›z.

Gazetemizdeki bu aksaman›n Mart ay›na denk gelme-

si ayr› bir olumsuzlu¤a tekabül etti. Dedi¤imiz gibi Mart

ay› belirli tarihsel günleri yo¤un olan bir ay. Bunlar› za-

man›nda aktaramamak belirgin fliflkinli¤e neden oldu.

Ancak bizi anlayaca¤›n›z› umuyoruz.

Esasta tafl›nmadan ve tali olarak da bürokratik engel-

lerden kaynaklanan gecikme dolay›s›yla içinde bulundu-

¤umuz flu durumda tek tesellimiz, yeni büromuzun har-

cad›¤›m›z onca eme¤e de¤ecek durumda olmas›d›r.

Bu say›m›zda sizin de ilgiyle okuyaca¤›n›z› düflündü-

¤ümüz, yine Nepal ile ilgili olan bir ropörtaj› sizlerle pay-

lafl›yoruz. Ropörtaj yapt›¤›m›z yoldafl Chandra Prakash

Gajurel (Gaurav), y›llarca Hindistan gericili¤i taraf›ndan

tutsak edilmifl ve yak›n zamanda esasta Nepal halk›n›n

ve uluslararas› komünist hareketlerin vermifl oldu¤u

mücadele neticesinde özgürlü¤üne kavuflmufltu. Gau-

rav’›n özgürlü¤ü için birçok ülkede yap›lan giriflimle-

rin bir kolu da co¤rafyam›zdaki Maoist ve devrimci

güçler taraf›ndan oluflturulmufltu. O ve yoldafllar›n›n

özgürlü¤üne kavuflmas› hepimizi sevindiren önemli bir

geliflmedir. Bunun arkas›ndaki gücün, emperyalizmin

dünya halklar›na tüm kudurganl›¤›yla sald›rd›¤› günü-

müzde kendi kaderini kendi ellerine alan Nepal halk›-

n›n örgütlü mücadelesinin oldu¤u gözden kaç›r›lmama-

l›d›r. Böylece, do¤ru ideolojik ve politik önderlik alt›n-

da geliflen halk›n iradesinin nelere kadir oldu¤u bir kez

daha pratikte görülmüfl oldu.

Bu say›m›zda geçen y›l Amed serhildan›nda flehit

düflen yoldafl›m›z ‹lyas Aktafl’›n ölüm y›ldönümü vesi-

lesiyle onu ve onun flahs›nda flehit düflen tüm flehitle-

rimizi de bir kez daha sayg›yla an›yoruz. Amed’de hal-

k›m›z›n alanlarda can fede biçimde hayk›rd›¤› özgür-

lük 盤l›klar›n›, Nepal’de oldu¤u gibi, Halk Savafl›’n›n

politik iktidar› zaptetme yönelimiyle buluflturma çaba-

m›zda ‹lyas’ça ›srar edece¤iz. Bu, tüm flehitlerimize ve

halk›m›za sözümüzdür.

Geçti¤imiz y›l Amed’de ve çevre illerin-

de meydana gelen olaylarda aralar›nda ço-

cuklar›n, yafll›lar›n ve Amed büromuzun çal›-

flan› muhabirimiz ‹lyas Aktafl’›n da bulundu-

¤u 14 kifli özel harekat polislerinin kurflunla-

r›yla katledilmiflti.

Muflta yap›lan ve emperyalist ABD’nin

istihbarat deste¤i verdi¤i aç›klanan askeri

operasyonla katledilen 14 HPG gerillas›n-

dan 4’ünün Amed’de yap›lacak cenaze tö-

reni için on binlerce kiflinin bir araya gel-

mesi ile tahammülsüzlü¤ünü kitleye sald›-

rarak gösteren devletin kolluk güçleri, in-

sanlar›n üzerine atefl açarak üç kifliyi katlet-

mifllerdi. Gerillalar›n katledilmesinin ard›n-

dan Amed’de polisin yapt›¤› bu katliam in-

sanlar›n tepkisini iyice artt›r›rken, flehre

gergin bir hava hakim oldu. Çevre illerden

polis ve özel harekat timleri getirilen

Amed’de, polis kurflunlar›yla katledilen üç

kiflinin cenazeleri de kitlesel geçece¤i için,

devletin kolluk gücü de haz›rl›klar›n› yap-

m›flt›. Cenaze töreninin yap›laca¤› 30 Mart

günü polis lojmanlar› dahi tahliye edildi,

valilik, karakollar ve di¤er resmi kurulufllar

önünde güvenlik önlemleri artt›r›ld›.

Özel timler silahlar›n› ateflledi

Enes 7 yafl›nda kald›

fiehirdeki gergin havaya ra¤men 30

Mart günü cenaze törenine büyük bir kala-

bal›k kat›ld›. Gözler Amed’deydi. O gün ö¤-

renciler okullar›na gitmedi, esnaflar ke-

penklerini kapatt›. Yüz binler bir araya gel-

miflti. Cenazelerle birlikte mezarl›¤a yürü-

yen kitleye ilk sald›r› 10 Nisan Polis Karako-

lu önünde biriken polisler taraf›ndan aç›lan

ateflle yap›ld›. Kurflun 7 yafl›ndaki Enes’i

gözler önünde yere serdi. Burada polis ile

çat›flma ç›kt›ysa da, bir süre sonra cenaze-

lerle birlikte mezarl›¤a yürümeye devam

edildi. Kolluk güçlerinin tacizi sürüyordu,

yürüyüfl s›ras›nda kitlenin üzerinden savafl

uçaklar› dahi uçuruldu.

‹lyas yoldafl da polis

kurflunuyla flehit düfltü

Mezarl›k dönüflünde yüz binlerce insan

yine yürüyerek geri dönerken, 10 Nisan

Polis Karakolu önünde yine kitleye atefl

aç›ld›. Burada muhabirimiz ‹lyas Aktafl da

isabet eden kurflunla yaraland› ve flehit düfl-

tü¤ü 14 Nisan tarihine kadar yo¤un bak›m-

da tutuldu.

Sald›r› ile birlikte bir yandan yaral›lar›n

say›s› gittikçe artarken, öte yandan kitle po-

lis ile her yerde çat›flt›. Kitle Diyarbak›r Em-

niyet Müdürlü¤ü’nü tafla tutarken buradaki

polisler binaya s›¤›nmak zorunda kald›lar.

Polisin kitleye karfl›l›¤› ise yine atefl açarak

oldu. Rastgele atefl açan polis birçok kifli-

nin yaralanmas›na sebep oldu.

Amed savafl alan›na döndü

Burjuva bas›n› Amed’de meydana ge-

len olaylar› en bafl›ndan itibaren çarp›tarak

vermiflti, olaylar s›ras›nda daha çok Ofis

semtinde Emniyet Müdürlü¤ü’nün bulun-

du¤u caddede dükkanlar›n tafllanmas› gibi

görüntüleri yans›tarak Amed halk›n›n bu

büyük ayaklanmas›n› marjinalmifl gibi gös-

termeye çal›fl›yordu. Ofis semtinde Emni-

yet Müdürlü¤ü’nün bulundu¤u caddedeki

dükkanlar kepenklerini kapatmay›p tarafla-

r›n› katledenlerden yana belirledikleri için

t›pk› Emniyet Müdürlü¤ü’ne yap›ld›¤› gibi

muamele gördüler. CHP’nin orta¤› oldu¤u

‹fl Banka’s›n›n binas› da olaylar s›ras›nda

CHP’nin özüne uygun yapt›¤› aç›klamalara

cevaben halk›n devrimci eyleminin gazab›-

na u¤rad›. Burjuva bas›n›n›n marjinalmifl gi-

bi göstermeye çal›flt›¤› olaylar asl›nda

Amed’i sar›p sarmalayan bir tepkiydi, so-

kaklar katliama tepkisini gösteren halk›nd›.

Baflbakan’›n a¤z›ndan katlia-

ma destek sözleri

Olaylar nedeniyle Baflbakan’›n yapt›¤›,

“Terörün maflas› kad›n da olsa çocuk da ol-

sa gereken yap›lacakt›r” fleklindeki aç›kla-

ma polisin olaylar s›ras›ndaki pervas›zl›¤›-

n›n ard›ndaki devlet gelene¤inin ifadesi

olarak tarihe geçti.

Meydana gelen olaylarda Amed ve çev-

re illerinde toplam 14 kifli yaflam›n› yitirdi.

Yüzlerce kifli gözalt›na al›nd›, bunlar›n ço-

¤u ise çocuklardan olufluyordu. Hapishane-

lerin doldu¤u Amed’de, onlarca kifli aylarca

tutuklu kald›. 28-31 Mart 2006 tarihlerinde

meydana gelen olaylarda 14 kiflinin hayat›-

n› kaybetmesi, birçok kiflinin de iflkence ve

kötü mumaleye maruz kalmas› ile ilgili ola-

rak aradan geçen bir y›la ra¤men kolluk

güçleri hakk›nda tek bir dava aç›lmad›.

‹lyas yoldafl› Serh›ldan ruhuyla yaflataca¤›z

Amed katliam›n›n üzerinden bir y›l geçti

‹lyas Aktafl’› 1. ölümsüzlüky›ldönümünde an›yoruz

SEN‹ UNUTMALARA SI⁄DIRAMADIK

SI⁄ACAK G‹B‹ DE DE⁄‹LS‹N

HAN‹ D‹YORDUN YA

‹NSAN ÖYLE KOLAY ÖLMEMEL‹

ÖLÜNCE YA DA⁄DA ÖLMEL‹

DUYULUNCA

HEYBET‹NDEN KENTLER SIÇRAMALI

YA DA CADDE ORTASINDA ÖLMEL‹

MEYDANLAR ÖLÜM GÖRMEL‹

28-30 Mart tarihleri aras›nda Amed’de yaflanan olay-

larda bafl›na ald›¤› polis kurflunuyla yaralan ve kald›r›l-

d›¤› hastanede 14 Nisan’da ölümsüzleflen yoldafl›m›z

‹LYAS AKTAfi’› sayg› ile an›yoruz.

O milyonlar›n milyonda biridir, o bir s›ra neferidir.

An›s› mücadelemizde yaflayacakt›r.

DEVR‹MC‹ DEMOKRAS‹ GAZETES‹

PPRROOGGRRAAMM::

Aç›l›fl konuflmas›

fiiir

Sinevizyon Gösterimi

Grup Munzur

‹skender Pafla Mah. ‹nö-

nü Caddesi Ma-Gül ‹fl

Merkezi Kat: 4 No: 109

Da¤kap› Diyarbak›r

Tel: 0412 228 22 92

Cep: 0543 599 92 48

Yer: Miry›ld›z Dü¤ün-Konferans Salonu

Tarih: 18.04.2007 Saat: 18:30-22:30

Adres: Cemilo¤lu Cad. P›nar Petrol Yan› Diyarbak›r.

İRTİBAT ADRESİ

UNUTMAYACA⁄IZADRES‹M‹Z

DE⁄‹fiM‹fiT‹RF›nd›kzade’de bulu-

nan büromuz Okmey-

dan›’na tafl›nm›flt›r. Bü-

romuzun yeni adresi

afla¤›daki gibidir:

Mahmut fievketpafla

Mah. Sivas Sok. No: 2

Kat: 3

Okmeydan›-fiiflli

‹STANBUL

Tel: (0212) 238 37 76

Fax: (0212) 238 37 96

Nisan Günefli ile BaharaMerhaba Pikni¤i’nde Buluflal›m!

PROGRAM

� Vardiya

� P›nar Sa¤

� PSAKD Müzik Grubu

� Nurettin Güleç

� Erdal Bayrako¤lu

� Metin-Kemal Kahraman

� Halk Danslar›

� Konuflmac›lar

‹stanbul Anadolu Yakas› Demokratik Haklar Kültür Ve Sanat Derne¤i

22 Nisan PazarSazakçeflmePiknik Alan›/fi‹LE

‹rtibat Tel: (0216) 389 65 63(0216) 620 99 59

Not: Semtlerden arabakald›r›lacakt›r. Araçkalk›fl saatleri 08:30’dur

ANMA Yakaland›¤› kanser has-

tal›¤› sonucu yaflam›n› yiti-

ren Gültekin Koç’un ailesi

ve dostlar›na baflsa¤l›¤› di-

liyoruz.

GültekinKoç

‹stanbul Anadolu Yakas› Demokratik HaklarKültür ve Sanat Derne¤i

Page 3: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

SINIF TAVRIİsmail Uçar

5-16 Nisan 2007GÜNDEM 3

BAfiYAZI

Seksen dört y›ll›k mazisi olan bir kriz yönetiminin, bir

buçuk y›ld›r tart›flma konusu olan cumhurbaflkanl›¤› seçi-

miyle ilgili karmaflas›na tan›k oluyoruz. Kimine göre sessiz-

li¤in hayra alamet olmad›¤› bu noktada, gürültü koparma

telafl›yla sa¤a sola sald›ran, “tehlikenin fark›ndal›¤›n›” her-

kese göstermeye çal›flan ise devletin resmi ideolojisinden

beslenen sosyal-demokratlar oluyor. Söz konusu seçimin

halk için ne ifade etti¤i tart›flmalar› bir yana, devlet içinde-

ki kliklerin çat›flmas›n›n mazisine bak›ld›¤›nda epeyce ga-

riplikle karfl›lafl›yoruz. Demokrasinin bu topraklardaki ifa-

desinin kendini nas›l buldu¤u ve ne kadar içsellefltirildi¤i

ayr›ca bir sosyo-ekonomik araflt›rma konusu olmakla bir-

likte, barut kokusunun sokaklar› kaplad›¤› burjuva demok-

ratik devrimlerle aras›na giren üç yüzy›ll›k geri kalm›fll›¤›n,

“demokrasi”nin gerici s›n›flar elinde eklektik duran yan›n›

aç›klamaya yetiyor.

Kriz yaratan seçim de¤ildir.

Düzenin di¤er ad› krizdir!Cumhurbaflkanl›¤› seçimleri oldu olal› hakim s›n›flar›n

hakim klikleri aç›s›ndan kriz konusu olmufltur. Ordu birlik-

lerini meclis kuflatmalar›na dek götüren sürecin tek partili

meclis tiyatrolar›n›n çok partili meclis tiyatrolar›na dönüfl-

mesiyle h›zland›¤› söylenebilir. Oyuncu kadrosu geniflle-

yen, replikleri renklenen cümbüflün orta yerinde kopan

h›rlaflmalar ise ayn› vadiye sal›nan kurtlar›n h›rlaflmas› ola-

bilirdi ancak. “Netekim” öyle de oldu. Meclis çok partili,

asker ise eli gülleli olunca karfl› karfl›ya gelmeler ve irade

savafl› kaç›n›lmazd›r. 1960 darbesinin ard›ndan darbenin li-

deri olan Cemal Gürsel’in Çankaya’ya ç›k›fl› bir darbe pa-

zarl›¤›yla ancak mümkün olmufltur. Adalet Parti’li meclisi

aç›k tutma kozuna karfl›l›k askerin aday› Cemal Gürsel

Cumhurbaflkan› yap›l›yorsa, orada de¤il halk demokrasi-

sinden, burjuva demokrasisinden bile bahsedilemez.

12 Eylül 1980’e gelindi¤inde anayasa, mavi “hay›r” pu-

sulas› ile incecik zarflarda sand›k bafl›nda asker eflli¤inde

halka oylat›l›yorsa ve anayasaya eklenen geçici maddeyle

Kenan Evren zoraki olarak Cumhurbaflkan› yap›l›yorsa,

burjuva demokrasisinden dahi söz edilemez. Ancak bunlar

ne geçmiflte kalm›flt›r ne de birer kâbustur. Bunlar saray

entrikalar›yla bafllayan bir gelene¤in sözde cumhuriyet

maskesiyle kaplanm›fl ve meclis ah›r›yla peçelenmifl bir fa-

flizm görüngüsüne daha denk düflüyor.

Evet dünya de¤iflmifltir, ancak de¤iflim mavi gezegeni

özgürlü¤e kavuflturmam›fl, bilhassa gericili¤in karanl›¤›n›

daha da hakim k›lm›flt›r. Karanl›¤›n hakimiyetinin zifirilefl-

ti¤i oranda yeni bir dünyan›n nesnelli¤i olgunlaflsa da geri-

cilik kendini de¤iflen koflullara adapte etmede gecikme-

mifltir. Art›k oyun daha profesyonelce, hissettirmeden ve

sinsice oynanabiliyor. Halk›n bo¤az›ndan geçen bir lokma

ekmekte gözü olanlar kendilerini halk›n dostuymuflças›na

lanse edebiliyor, yetersiz kal›nan noktalarda milliyetçilik-flo-

venizm pohpohlanarak kulaklar sa¤›r, gözler kör k›l›n›yor.

“Devlet, millet, vatan” fetiflizmi aç kar›nlar› doyurmasa da

kitleleri en az din kadar afyonluyor. Bugün gelinen nokta-

da, Cumhurbaflkanl›¤› seçimi de taraf› olmad›¤›m›z bir dala-

fl›n zoraki olarak taraf› yap›lma mücadelesi olarak görülme-

lidir. Yaklaflan genel seçimlerin provas›ym›flças›na seçme-

ne oynayan parti bürokratlar›, sahip olduklar› “halk sevgi-

si”ni ispatta birbiriyle yar›fl›rken, halk› Cumhurbaflkanl›¤›

seçimi tart›flmalar›nda taraf olmaya davet ederek dövüfl

minderinde yer ay›r›yorlar.

Gerek CHP gerekse de AKP, halk›n deste¤ini arkalar›-

na alman›n kendilerine kataca¤› gücün fark›ndad›r ki bu,

demeçlerindeki halk vurgusunun k›ymetini artt›r›yor. CHP

sahip olduklar› tavr› “Türkiye'nin istikrar›, laikli¤in gelece-

¤i ve halk›n mutlulu¤u aç›s›ndan büyük bir sorumluluk

olarak” görürken, AKP ‹stanbul il baflkan› Mehmet Müez-

zino¤lu “belirlenen ya da belirleyece¤imiz isim birilerini

rahats›z edebilir. Fakat bizim için her zaman aslolan halk-

t›r. Bizim aday›m›z halk› asla rahats›z etmeyecektir” diye-

rek nispet yap›yor.

Milliyetçilikte s›n›r yok!

Halk›n gözünü boyamada ustal›k kazanm›fl bu düzen

partilerinin temsil ettikleri s›n›flar›n tarihsel bir olgu olarak

halka karfl› tav›rlar› 1789 Frans›z Devrimi’nin mazisi kadar

eskidir. Onlar›n eflitlik-özgürlük-kardefllik dedikleri kendi-

leri için özgürlük, halk için ise zulüm demektir. Onlar hal-

k› sömürmek için kendilerini eflit görüp, bir retorik olarak

kardefllikten bahsetmektedirler. Onlar›n kardeflli¤i ezilen

uluslar ve az›nl›k milliyetlerin, en baflta da Kürt ulusunun

inkar›na dayanan ve “ya sev ya terk et”çi bir vatan sevgisi

üzerine kurulu “ayn› bayra¤›n alt›nda yafl›yoruz” teranesin-

den ibarettir.

Deniz Baykal’›n “Cumhurbaflkan› Türk milletinin bir

parças›y›m demekten gocunmayan bir insan olacak” de-

mesi sürecin bafl›ndan beri a¤›zlar›ndan düflürmedikleri

“Cumhurbaflkan› toplumun tüm kesimlerini kucaklayan

biri olmal›d›r” sözüyle ne kadar uyuflmaktad›r? Ancak on-

lar›n her sözünün kendi içerisinde bir tutarl›l›¤› vard›r.

Çünkü onlar de¤il miydi ki daha dün alt üst kimlik tart›fl-

mas› yaparak tek tip toplum modellerini sunanlar… “bun-

lar sözde vatandafl” diyerek ötekilefltirme çabalar›n› aç›kça

belli edenler… Linç ayinlerine “halk›n yerinde tepkisi” di-

yerek arka ç›kanlar… Liste uzat›labilir.

Milliyetçilik pastas›ndan pay kapma telafl›ndan gözü dö-

nen tüm kesimlerin oldu¤u gibi MHP’nin de konuya yakla-

fl›m› al›fl›lageldik oldu. MHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Meh-

met fiand›r “Atatürk'ün silah arkadafllar› olan flehitlere 'kelle'

diyen birinin Atatürk'ün makam› Cumhurbaflkanl›¤›na aday

olmas›n› nas›l kabul edece¤iz? Milletimizin en sayg›n maka-

m› olan Cumhurbaflkanl›¤› makam›na 'say›n' diyemeyece¤i-

miz birini nas›l lay›k görebiliriz?” demekle yetinmemifl, ifli

“Erdo¤an Apo’nun yoldafl›d›r” demeye kadar vard›rm›flt›r.

Abdullah Öcalan’›n yakalan›fl› sonras› idam naralar› atarak

flovenist rüzgarla yelkenlerini fliflirerek meclise girebilen

MHP, flimdi de “say›n” polemi¤i üzerinden hükümete yük-

lenerek ve Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti paranoyas› üzerin-

den kendine olanak haz›rlayarak meclis planlar› kuruyor.

Seçim gerici klikler aras›ndad›r…Devlet bir s›n›f örgütü olarak sahip oldu¤u görevi yeri-

ne getirirken kiflilerin belirleyicili¤inden bahsedilemez. Üs-

telik faflizm koflullar›nda bu tart›flma daha da anlams›zlafl-

maktad›r. Halk, gerici klikler aras›ndaki bir klik çat›flmas›-

n›n taraf› olarak yedeklenmeye çal›fl›l›rken devrim ve karfl›-

devrim aras›ndaki ayr›m daha net ortaya konulmal›d›r.

Az›nl›¤›n ço¤unluk üzerindeki diktatörlü¤ünden ibaret

olan gerici devlet mekanizmas›n›n hiçbir basama¤›nda, hal-

k›n umut besleyece¤i bir seçim yap›lamaz. Halk›n umutla-

r›n› büyüttü¤ü odaklar halk›n kendi iktidar mücadelesinin

mevzilerindedir ve o mevziler flimdi bir geliflimin sanc›lar›-

n› çekmektedir. Devrimimiz sanc›l› oldu¤u kadar çetindir

de. fiimdi iktidarlaflma sorunlar› ve bu yoldaki büküntüler

afl›lmay› beklemektedir. Halk›n yar›na ait umutlar›n› seçim-

lere endeksleyen gerici devlete karfl› devrim u¤runa verilen

en küçük bir çaba dahi daha büyük bir de¤er tafl›maktad›r.

Emperyalist efendilerinin koltu¤unun alt›nda uflak-

l›kta kuyru¤a giren ve devletin temel niteliklerinde

hemfikir olmufl zatlar›n suni gerginliklerinin taraf› ol-

mak, halk›n kendi iktidarlaflma mücadelesine yabanc›-

laflmas› demektir ve bu bugün için k›r›lmas› gereken bir

ideolojik kuflatmad›r. Soruna ideolojik bir netlikle ve

devrimle karfl›-devrim aras›ndaki amans›z mücadele ka-

dar net yaklaflmak gerekir. Unutturulmaya çal›fl›lan de-

¤erler, de¤erlerimiz bugün en diri yan›m›zd›r. Devrimci

normlardaki ›srar›m›z kazand›racakt›r. Sar›ld›¤›m›z de-

¤erler do¤rultusunda gerçeklefltirece¤imiz mücadele-

nin kazan›mlar› her türlü krize endekslenmifl gündemi-

miz olmayan çekiflmeleri alt edecek güçtedir ve bu güç

hiçbir zaman olmad›¤› kadar devrimcidir…

Cumhurbafl-kanl›¤› seçimlerioldu olal› hakims›n›flar›n hakim

klikleri aç›s›ndankriz konusu ol-

mufltur. Ordu bir-liklerini mecliskuflatmalar›na

dek götüren süre-cin tek partili

meclis tiyatrolar›-n›n çok partili

meclis tiyatrolar›-na dönüflmesiyleh›zland›¤› söyle-nebilir. Oyuncu

kadrosu geniflle-yen, replikleri

renklenen cüm-büflün orta yerin-de kopan h›rlafl-

malar ise ayn› va-diye sal›nan kurt-

lar›n h›rlaflmas›olabilir ancak

Seçim devrimle karfl›-devrimayr›m› kadar nettir!

Nisan ay›nda yap›lacak cumhurbaflkanl›¤› seçimi ne-

deniyle egemen s›n›flar aras›ndaki dalafl k›z›fl›rken, yakla-

flan genel seçimler nedeniyle Türk egemen s›n›flar› ve on-

lar›n siyasal dayana¤›, temsilcisi olan partiler bugün bir

koro halinde "de¤iflim"den bahsediyorlar. Ve "de¤ifltim"

ya da "düzenin yeniden yap›lanmas›n› yapacak parti be-

nim" vb. tarz›nda siyaset yap›lmakta ve bu eksende arala-

r›nda rekabet sürmektedir. Tüm sömürücü düzen partile-

rinin bu yönlü propagandalar›n›n ana temas›na oturtulan

bu söylemler yeni olmamakla birlikte, her seferinde halk-

lar›m›za sömürü ve zulüm olarak geri dönmektedir.

Egemen s›n›flar›n bu geleneksel politikalar› art›k devle-

ti ayakta tutamaz durumdad›r. Süren it dalafl› ve partilerin

birbirlerine çelme takmalar› vb. düzenin içinde yaflad›¤›

vaziyeti gösteriyor. Aç›k ki, gerici düzen iflas etmifltir.

Devletin temel kurumlar› olan, yasama-yürütme-yarg› me-

kanizmalar› ifllemiyor. Bir belirsizlik yaflan›yor. Egemen

s›n›flar›n ezici ço¤unlu¤u da bu gerçek durumu kabul edi-

yor ve görüyor. Kendi ah›rlar› olan parlamentoya bir bak-

t›¤›m›zda "güvenilir" ve "sayg›n" dedikleri kurumlarda ya-

flanan rezaletlerin, senaryolar›n art›k iyice su yüzüne ç›k-

t›¤›n› görebiliriz. Onlar›n bu çirkin oyunlar›n›, kan ve irin

akan katliamc› politikalar›n› bu maskeler de gizleyemez

hale gelmifltir. Bu durum iyidir. Çünkü s›n›f düflmanlar›-

m›z fiemdinli ve Hrant Dink cinayetinde oldu¤u gibi su-

çüstü yakalanarak halklar›n gözünde bir kez daha teflhir

olmufllard›r.

Türkiye/Kuzey Kürdistan’daki bu geliflmelere paralel

olarak dünya ölçe¤inde varolan temel çeliflkiler, giderek

keskinlefliyor ve sert biçimlere bürünüyor. Objektif flart-

lar devrimin lehine geliflim gösteriyor. Baflta Nepal ol-

mak üzere Maoist partilerin önderli¤inde sürdürülen

Halk Savafllar› bütün heybetiyle ilerleyerek, dünya ezi-

lenlerinin kurtulufl yolunu ayd›nlat›yor!.. Dünya devri-

mimizin en ileri kaleleri durumunda olan bu komünist si-

perlerde süren Halk Savafllar›, dünyan›n iklimini ezilen-

lerin lehine de¤ifltirerek ›s›t›yor ve ›s›tmaya da devam

edecektir. Bugün emperyalist patronlar›n "güven" içinde

yaflad›klar› yerlerde ve kapitalist bafl aktörlerin kaleleri-

nin tekrar atefllenmesi ve yafll› Avrupa k›tas›nda devrim-

ci patlamalar›n olufluna flahidiz. Son y›llarda "sükunet"

ilan ettikleri yerlerde emperyalist haydutlar "rahat" zirve

toplant›lar›n› yapam›yorlar. Evet dünya çap›nda devrim-

ci mücadele geliflim gösteriyor. Devrimci kitleler art›k bir

baflka dünya istiyor!..

Peki mesele nedir? Emperyalizmin ve onlara uflakl›k

edenlerin girdi¤i bu yumuflak ortam›, devrimin lehine çe-

virmek, kitleleri devrim do¤rultusunda yönlendirmek ve

halk iktidar›n›n kurulmas› için örgütlemektir. Bu muaz-

zam ortam› propaganda/ajitasyon seviyesinde yetinip ele

ald›¤›nda, ne bir devrimci mevzi yaratabilir, ne devrimci

kazan›mlar› gelifltirebilir ve ne de kitlelere güven verilebi-

lir. Yap›lmas› gereken, siyasal iktidar perspektifiyle, objek-

tif koflullar› çok yönlü, etrafl› tahlil etmek ve dönüfltürmek

için mücadele yürütmektir. Temel-merkezi mücadele biçi-

mine tabi olarak, dönemin ortaya ç›kard›¤› mücadele bi-

çimlerinden yararlanarak ve sürecin çeliflkilerinden kay-

nakl› imkanlar›, f›rsatlar› siyasi iktidar› almak için kullan-

mal›d›r.

Tekrar yaflad›¤›m›z co¤rafyaya dönecek olursak, mev-

cut politik geliflmeler a¤›r aksak da olsa durumun ileriye

do¤ru ilerledi¤ini göstermektedir. Bu nedenle yaklaflan 1

May›s vesilesiyle mevcut çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rmak

ve bu ilerlemenin evrilece¤i devasa geliflmelere kendimi-

zi haz›rlamak zorunday›z.

Evet bu devasa geliflmelere kendimizi haz›rlamal›y›z.

fiu unutulmamal›d›r ki, Türkiye-Kuzey Kürdistan'da top-

lumsal çeliflkilerin çözümü ve alternatifi Yeni Demokratik

Devrimdir. Bu belirleme Türkiye-Kuzey Kürdistan'n›n so-

mut, candan ve kandan ac›mas›z gerçekli¤i olmaya devam

edecektir.

Kendi güncelimize sar›lmak

Yaklafl›k bir buçuk aydan be-

ri DTP’ye yönelik sistema-

tik karaktere bürünmüfl

kapsaml› sald›r›lar yap›l-

maktad›r. Elbette yap›lan

bu sald›r›lar salt bugüne özgü de¤ildir. Geç-

miflten bugüne gelen devletin temel siyaseti

ve bu siyaset ekseninde yaflam bulan felsefe-

nin çeflitli ton ve düzeylerde aral›ks›z sürdü-

rülmesidir. ‹flte bugün yüzlerce insan›n gözal-

t›na al›nmas›, hemen hemen tüm illerde ve

ilçelerde DTP binalar›n›n bas›lmas›, örgütlü-

lüklerinin üzerinde devlet terörünün estiril-

mesi, onlarca yöneticisinin tutuklanmas›, bir-

çok yönetici ve aktivisti hakk›nda “bölücü te-

rör örgütüne üye olma” kisvesi alt›nda dava-

lar›n aç›lmas›, ölüm tehditleri ve linç terörüy-

le öne ç›kan çal›flanlar›n› sindirmek istemesi

vb. gibi araç ve yöntemlerle itinayla örülen

ve örülmek istenen bu süreç t›rmand›r›ld› ve

daha t›rmand›r›lmak isteniyor.

‘Tek dil, tek millet, tek bayrak’ felsefesi

üzerine bina edilmifl floven, ›rkç› ve faflist ka-

rakterdeki bu sald›r›lar›n mazisi, bir anlamda

burjuva feodal faflist devlet örgütlenmesinin

vuku buldu¤u güne uzan›r. ‹lk kuruldu¤u

günden itibaren faflizmin devlet ve iktidar bi-

çimi olarak üsten afla¤›ya do¤ru toplumun

tüm gözeneklerine kadar zor ve fliddet unsur-

lar› arac›l›¤›yla, ayn› zamanda faflizmi indir-

meyi amaç edinen bir anlay›fl› kurumsallaflt›r-

man›n basama¤›d›r da. Bu öyle bir temel siya-

set ve felsefe ki istisnas›z dünden bugüne çe-

flitli ton ve biçimlerde mazlum Kürt ulusu ve

di¤er az›nl›k milliyetlere karfl› bütün yo¤unlu-

¤uyla derinlik kazand›r›lan bütünlüklü bir

konseptin aya¤› ve sürecin ad› olarak da ci-

simleflir. Baflka bir ifadeyle bunu tan›mlaya-

cak olursak “Düflük Yo¤unluklu Savafl Strate-

jisi”nin farkl› boyut ve tarzlarda kendisini d›-

fla vurmas› olarak da adland›rabilinir. Özellik-

le bu durum, Kürt ulusal hareketinin müca-

delesini bask› alt›na al›p sindirmenin, kanla

bo¤man›n ve tasfiye etmenin bir arac› olarak

devreye sokuldu ve buna yo¤unluk-derinlik

kazand›r›ld›/kazand›r›lmak istendi.

20 fiubat’ta DTP somutunda bafllat›lan bu

sürek av› direkt Kürt ulusal hareketinin mefl-

ru ve demokratik kurumlar›n› ve onun irade-

sini kendisinde flu veya bu biçimde cisimlefl-

tiren örgütlülüklerini darbelemeyi/k›rmay›

ve da¤›tmay› hedefleyen bir noktada devreye

sokulmufltur. Daha do¤rusu flovenist, ›rkç›,

kafatasç›, faflist argümanlar ve araçlarla Kürt

ulusuna ait ne varsa hepsi ya yok say›lmakta-

d›r, ya bu “soylu gelene¤in”(!) k›skac›na al›-

n›p içeri¤i yozlaflt›r›larak had›m edilmektedir

ya da fiziki zor ve fliddetle yok edilmeye çal›-

fl›lmaktad›r. Ki bunu anlamak için ne münec-

cim olmaya gerek var, ne de uza¤a gitmeye

gerek vard›r. Çünkü son bir buçuk ayl›k sü-

reç dahi ›srarla sürdürülen bu vahfletin boyu-

tunu resmetmeye yeter de artar bile…

Özelde Kürt halk› ve ulusu ve en genel

anlamda da Ortado¤u halklar›n›n, zalimin

zulmüne karfl› birlik, dayan›flma, mücadele,

isyan ve kazanma günü olarak harlanan New-

roz atefli karfl›nda günümüzün zalim Dehaqla-

r›n›n, modern demirci Kawalara karfl› baflvur-

du¤u zor ve fliddet araçlar›yla ne kadar kork-

tu¤unu ve acizleflti¤ini de d›fla vurmaktad›r.

Hakim s›n›flar›n tüm engellemelerine ra¤-

men bu y›l da Newroz atefli bir milyonun

üzerinde Kawa’n›n ellerinde harland›. Asl›n-

da bu sald›r›lara en iyi yan›t, bizzat alanlarda

yak›lan ve harlanan Newroz ateflleri olmufl-

tur.

Kürt ulusal hareketinin iradesini çeflitli

düzeylerde temsil eden kurum ve örgütlülük-

lere yönelik topyekün bir sald›r› furyas›n›n

bafllat›lm›fl olmas› bizler aç›s›nda flafl›rt›c› de-

¤ildir. Bilakis bu sald›r›lar bekleniyordu. Çün-

kü emperyalizme uflakl›kta s›n›r tan›maz bir

aymazl›kla efendilerine daha iyi hizmet ede-

bilmeleri için süreci flu veya bu biçimde ken-

di lehlerine döndürmek ya da bir nebze de

olsa kendisine soluk alma alan› yaratmak

maksad›yla ad›m ad›m örülen-örülmek iste-

nen bu karfl›-devrimci ve faflizmin özü üzerin-

de biçimlenen sald›r› dalgas›na ihtiyaç duy-

maktad›r. Hele hele Cumhurbaflkanl›¤› se-

çimleri ve genel seçimlerin gündemde oldu-

¤u bir sürecin içinden geçiyor olmam›z, dev-

let ayg›t›n› elinde bulunduran Türk hakim s›-

n›flar›n›n bu sald›r›lar›n›n yo¤unlaflmas›nda

önemli bir rol oynamaktad›r.

Genifl halk y›¤›nlar› nezdinde bir bilinç

bulan›kl›¤› yaratmak için Kürt ulusunun irade-

sini kendisinde cisimlefltiren kurum ve örgüt-

lülükleri niflangaha oturtarak halklar› birbiri-

ne düflman etme u¤rafl›n› vermektedir. Daha-

s› böl-parçala-yönet siyaseti bab›nda ihtiyaç

duydu¤u dönemlerde y›llard›r baflvurmaktan

asla geri durmad› ve durmuyor da. Tam› tam›-

na bugün sinsi biçimde ad›m ad›m örülen-

örülmeye çal›fl›lan yönelim, bu anlay›fltan bes-

lenmektedir. Di¤er bir deyiflle yapay Kürt-

Türk çat›flmas›n› ç›kartarak kendisine yöne-

len okun sivri ucunu farkl› noktalara çekerek

mevcut durumdan s›yr›lmay› hedefliyor.

Yukar›da vurgusunu yapt›¤›m›z olgu-

nun yan› s›ra gündemine ald›¤› sald›r› kon-

septiyle genel seçimde Kürt ulusunun ira-

desini flu veya bu biçimde parlamentoda

yans›tabilecek ba¤›ms›z adaylar›n önünü

kesmek maksad›yla estirdi¤i terör dalgas›y-

la bugünden bunun önlemini almaya çal›fl›-

yorlar. Keza gerilla bölgelerine yönelik ya-

p›lan kapsaml› operasyonlar› da bu sald›r›

bütünlü¤ü içinde ele almak gerek.

Sonuç olarak; DTP ve di¤er kurumlar öz-

gülünde Kürt ulusuna yönelik gerçeklefltiri-

len bu sald›r› konseptine Maoist komünistler

olarak bulundu¤umuz her alanda tav›r almak

ve onlarla birlikte sald›r›lar karfl›s›nda barikat

olmak bugün önümüzde duran yak›c› görev

ve sorumluluklar›m›zdand›r. Dahas› tüm akti-

vistler bunu bir ödev olarak alg›lamal› ve o te-

melde de hareket etmelidir.

DTP’ye yönelik sald›r›larla Kürthalk› sindirilmeye çal›fl›l›yor

Page 4: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

Gazi Mahallesi’nde bir

araya gelen binlerce insan,

“Yaflas›n devrimci dayan›flma”

pakart› arkas›nda yürüyerek

Gazi katlam›nda yaflam›n› yiti-

renleri and›.

Gazi direniflinin ve katli-

am›n›n y›l dönümü olan 12

Mart günü binlerce insan ola-

ylar›n yafland›¤› Eski Karako-

lun önünde toplanarak Ceme-

vi’ne do¤ru yürüyüfle geçti.

Devrimci ve demokratik ku-

rumlar›n pankartlar› arkas›nda

yürüyen insanlar hep bir a¤›z-

dan, “yaflas›n gazi direniflimiz”

sloganlar›n› hayk›rd›lar. Kor-

tej Cemevi önüne geldi¤inde

burada alilerin flehitleri için

verdi¤i yemek beklenirken

Grup Yorum da k›sa bir dinle-

ti verdi.

Daha sonra aileler, korte-

jin önüne, Gazi flehitlerinin

resimlerinin bulundu¤u pan-

kart›n arkas›na geçerek, Gazi

Mezarl›¤›’ndaki Gazi flehitleri-

nin mezarlar›n›n bafl›na kadar

sloganlar eflli¤inde yürüdüler.

fiehitlerin yatt›¤› mezarla-

r›n bafl›nda toplanan binlerce

insan, flehitler için sayg› duru-

flunda bulundu. Mezarlar›n

bafl›nda yap›lan anmadan son-

ra kitle kortejler eflli¤inde Ce-

mevi’ne do¤ru yürüyüfle geç-

ti. Cemevi önüne gelindi¤in-

de ise anmaya son verildi.

‘Planlayan ve

uygulayan devlettir’

Ümraniye’de bir araya ge-

len ve aralar›nda DHP, Parti-

zan, ESP, Ümraniye PSAKD ve

DTP’nin de bulundu¤u çeflitli

devrimci demokrat ve yurtse-

ver kurumlar yapt›klar› eylem-

le 1995 y›l›nda Gazi Mahallesi

ve Ümraniye’de yaflam›n› yiti-

renleri and›lar.

1 May›s Mahallesi’nde 15

Mart günü bir araya gelen yüz-

lerce kifli, Pir Sultan Abdal

Kültür Derne¤i’nde verilen

yeme¤in ard›ndan Cennet Dü-

¤ün Salonu önünden katlia-

m›n yap›ld›¤› 30 A¤ustos K›z

Meslek Lisesi önüne yürüdü.

Burada yap›lan sayg› duruflu-

nun ard›ndan yap›lan bas›n

aç›klamas›nda konuflan Ayhan

Yüksel, Gazi ve Ümraniye’de

yaflananlar› planlayan ve uy-

gulayan›n devlet oldu¤unu ifa-

de ederek, “Emekçilerin ada-

let talebi görmezden gelindi,

faflist katiller adeta ödüllen-

dirildi. Devlet kontrgerillay›

emekçilere yönelik sald›r›lar

için her dönem örgütlemifl,

kullanm›flt›r. Kontrgerilla

bu devletin gerçek yüzüdür”

fleklinde konufltu.

Gülsuyu’nda

meflaleli yürüyüfl

‹stanbul, Gülsuyu’nda As

K›raathanesi önünde topla-

nan DHP, Partizan, BDSP,

HKM, PDD, ESP ve SDP üyele-

ri, “Gazi flehitleri ölümsüzdür,

Kahrolsun M‹T-C‹A-Kontrge-

rilla” yaz›l› pankart açarak el-

lerindeki meflalelerle Fatma

Han›m Dura¤›’na kadar yürü-

yüfl yapt›. Burada yap›lan ba-

s›n aç›klamas›nda, Gazi ve

Ümraniye katliamlar›n›n unu-

tulmad›¤› ve unutulmayaca¤›-

na vurgu yap›ld›.

Ayn› akflam Gülsuyu Okul

Dura¤›’nda toplanan ve yolu

molotoflarla trafi¤e kapatan

MKP militanlar›, “Gazi’nin

katili patron a¤a devleti”,

“Yaflas›n partimiz Maoist Ko-

münist Partisi” sloganlar›

atarak çeflitli noktalarda yaz›-

lamalar yapt›lar. Militanlar

eylemin ard›ndan sloganlar-

la da¤›ld›lar.

GÜNCEL4

‹stanbul Devrimci 1 May›s

Platformu, Taksim’de yap›lan ve

olayl› geçen 1977 1 May›s’›n›n

30. y›ldönümünde 1 May›s’›,

devrimci özüne yak›fl›r bir flekil-

de birleflik ve kitlesel olarak Tak-

sim’de kutlamay› hedefledi¤ini

duyurdu. Taksim Tramvay Dura-

¤›’nda, 24 Mart’ta bir araya ge-

len Platform bileflenlerinin üye-

leri, yapt›klar› aç›klamada, bu y›l

1 May›s’› Taksim’de yap›lacak

mitingle kutlamay› hedefledikle-

rini duyurdular.

Yap›lan aç›klamada, “77 kat-

liam›n›n hesab›n› sormak için,

Taksim’de 1 May›s yasa¤›na

son vermek için, birleflik, kitle-

sel, devrimci 1 May›s’› Tak-

sim’de birlikte örgütlemek için,

tüm devrimci yap›lar›, sendika

ve kitle örgütlerini güçlerini

birlefltirmeye, bir araya gelme-

ye ça¤›r›yoruz” denildi.

Devrimci 1 May›s Platfor-

mu’nda yer alan kurumlar›n

isimleri flöyle: Al›nteri, Ba¤›ms›z

Devrimci S›n›f Platformu, De-

mokratik Haklar Platformu, Dev-

rimci Hareket, Emekçi Hareket

Partisi, Haklar ve Özgürlükler

cephesi, halk Kültür Merkezleri,

Kald›raç, Köz, Odak, Partizan,

Proleter Devrimci Durufl, Yeni

Dünya ‹çin Ça¤r›.

“Taksim’de

1 May›s

yasa¤›na

son”

Gazi ve

Ümraniye’de

katledilenleran›ld›

5-16 Nisan 2007

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yak›n-

lar› Birli¤i (TUYAB) üyeleri, hapishane-

lerde uygulanan tecrit ve izolasyon po-

litikalar›na karfl› verilen mücadeleye

ra¤men, hakim s›n›flar›n bask› ve sald›-

r›lar›n›n devam etti¤ini belirterek, ha-

pishanelerdeki bu uygulamalara karfl›

befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›kla-

r›n› duyurdular.

TUYAB’l› aileler, F, L ve D tipi hapis-

hanelerde bulunan tutuklu ve hükümlü-

ler üzerinde tecridin devam etti¤ini ve

Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan

genelgenin de keyfi flekilde hapishane

idareleri taraf›ndan uygulanmad›¤›n› be-

lirterek, 31 Mart günü ‹stiklal Cadde-

si’nde yürüyüfl yapt›lar. Beyo¤lu Mis So-

kak’ta bir araya gelerek, “Tecrit kald›r›l-

s›n talepler kabul edilsin” yaz›l› pankart

arkas›nda Taksim tramvay dura¤›na yü-

rüyen TUYAB’l› aileler, burada yapt›kla-

r› bas›n aç›klamas›nda Adalet Bakanl›¤›

taraf›ndan yay›nlanan genelgenin uygu-

lanmas›n› ve hapishanelerin ba¤›ms›z si-

vil toplum kurulufllar›n›n denetimine

aç›lmas›n› istediler.

‘Tutsaklar›n tüm haklar›gasp ediliyor’

Taksim Tramvay Dura¤›’nda yap›lan

bas›n aç›klamas›nda tutuklu yak›nlar›

ad›na konuflan ‹smail Karagöz, hapisha-

nelerdeki siyasi tutsaklara yönelik on y›l-

lard›r devam eden bask› ve sald›r›lar›n

yeni biçimlerle bugün de devam etti¤ini

belirterek, “Hapishanelerde uygula-

nan tecridin yaratt›¤› psikolojik ve fi-

ziksel tahribat›n sonuçlar› ortaday-

ken, bir de çeflitli yasaklamalar ve bafl-

ka keyfi tutumlarla, ikinci bir tecrit

uygulanarak, tutsaklar›n tüm haklar›

gasp edilmektedir” fleklinde konufltu.

Befl talepli çal›flma

Hapishanelerde uygulanan tecrit ve

izolasyon politikalar›na ve hak gaspla-

r›na yönelik ‘Disiplin cezalar› kald›r›l-

s›n’, ‘Hasta tutuklular serbest b›rak›l-

s›n’, ‘Ba¤›ms›z izleme kurullar› olufltu-

rulsun’, ‘Tüm hapishane katliamc›lar›

yarg›lans›n’ ve ‘Tutsaklar›n tüm hakla-

r›n›n kullan›m› koflulsuz olarak sa¤lan-

s›n’ taleplerinin yer ald›¤› bir çal›flma

bafllatt›klar›n› duyuran Karagöz, bafllat-

t›klar› bu çal›flmaya tüm devrimci, de-

mokrat, ilerici kurum ve kiflilerin des-

te¤ini beklediklerini ifade etti.

TUYAB’tan suç duyurusu

TUYAB üyeleri, 23 Mart günü ‹HD

‹stanbul fiubesi’nde düzenledikleri ba-

s›n aç›klamas›nda da, hapishane idare-

lerinin verdikleri disiplin cezalar› nede-

niyle tutsaklar›n temel insani haklar›n-

dan yoksun b›rak›ld›klar›n› belirterek,

uygulanan görüfl yasaklar›yla ilgili Te-

kirda¤ F Tipi Hapishanesi idaresi hak-

k›nda Tekirda¤ Cumhuriyet Savc›l›-

¤›’na suç duyurusunda bulunduklar›n›

söylediler.

TUYAB’dan befl talepli çal›flmaTUYAB üyeleri, hapishanelerdeki tecrit ve izolasyon politikala-

r›na karfl› befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›klar›n› duyurdular

Gazi Mahal-

lesi’nde 12

Mart 1995 ta-

rihinde bir

kahvenin ta-

ranmas› ve

sonras›nda ya-

flanan olaylar-

da yaflam›n›

yitiren 22 kifli

yap›lan çeflitli

eylemlerle

an›ld›

Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi’nin (ADGH) gerçek-

lefltirdi¤i 15. Kongresi’nde, uluslararas› arenada geliflmekte olan

anti-emperyalist mücadele ve bu mücadelenin ald›¤› biçim vesi-

lesiyle gençli¤e daha çok görev düfltü¤ü ve Kongre’nin bu mü-

cadelenin seyri içerisinde önemli bir mevzi oldu¤u vurguland›.

Almanya’n›n Stuttgard kentinde 24 Mart’ta gerçeklefltirilen

Kongre’ye Fransa, Avusturya, ‹sviçre ve Almanya’n›n birçok böl-

gesinden delegeler kat›ld›. Dünya ve Türkiye-Kuzey Kürdis-

tan’da demokrasi ve devrim mücadelesinde flehit düflenler an›s›-

na yap›lan sayg› durufluyla bafllayan Kongre’ye çeflitli ülkelerden

gençlik kurumlar› da dinleyici olarak kat›ld›lar.

‘Emperyalizme karfl› birer

atefl topuna dönüflülmeli’

14. Komisyon baflkan›n›n aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan Kon-

gre’nin ‘Siyasal Taslak’ bafll›kl› maddesinin görüflülmesinin ard›n-

dan, dünyada ve Avrupa’da gençli¤in durumu ve emperyalist sal-

d›rganl›¤›n vard›¤› aflamaya karfl› topyekün direniflin sa¤lanabilme-

si için özgül çeliflkilerin iyi ele al›nmas›, özgül çeliflkilere göre ör-

gütlülük bilincini yükselterek, siyasal kampanyalar eflli¤inde genç-

lik y›¤›nlar›n›n iradeleflmesi ve bu seyir boyunca toplumun en di-

namik ve en apolitize olmufl kesimi olan gençlerin, mevcut irade-

leflmeyle birlikte e¤itim sürecinden geçirilerek, emperyalizme kar-

fl› birer devrimci özneye dönüfltürülmesinin önemi vurguland›.

‘Do¤a tahribatlar› konular›nda

çal›flmalar yap›lmal›’

Ekolojik sistemin tahribata u¤rad›¤›, buzullar›n eridi¤i, hava

s›cakl›¤›n›n artt›¤› gerçekli¤inin emperyalist-kapitalist dünya ge-

ricili¤inin varl›¤›ndan ayr› tutulmamas› gerekti¤i belirtilen Kon-

gre’de, bu alandaki çal›flmalar›n önderli¤inin Green Peace gibi

kurumlara b›rak›lmamas›, dünyay› tehlike alt›na sokan kötü gidi-

flat›n anti-emperyalist mücadeleden kopuk ele al›nmamas› ve

önümüzdeki dönemde gençlik saflar›nda do¤a tahribat›na yöne-

lik çal›flmalar›n h›z kazanmas›n›n gereklili¤i üzerinde duruldu.

‘Kitleselleflmek için

kurumsallaflmaya önem verilmeli’

Gençlik hareketinin 17 y›ll›k geçmifli olmas›na ra¤men iniflli

ç›k›fll› bir seyir izledi¤i, ba¤r›ndaki potansiyeli, süreklili¤i sa¤lan-

m›fl kurumlara dönüfltüremedi¤i ve kurumsallaflma aya¤›n›n ger-

çekleflememesinden kaynakl› kitleselleflemedi¤i belirlemesinin

yap›ld›¤› Kongre’de, memurculu¤a, bürokratik savurganl›¤a,

ben merkeziyetçili¤e de¤il bunun tam tersi, gençlik y›¤›nlar›n-

dan gelen bilgi ve birikimin bir merkezde toparlanarak, analizi

yap›l›p bilince ç›kart›ld›ktan sonra tekrar gençlik y›¤›nl›klar›na

dönen ve bunu enerjiye çeviren bir ortak merkezi büro fikri be-

nimsendi.

Faaliyet raporlar› ve gündem maddelerine iliflkin canl› tart›fl-

malar›n yürütüldü¤ü Kongre, 15. Komisyon’un seçilmesiyle so-

na erdi. FAGB (Fransa Alevi Gençler Birli¤i)’nin k›sa bir konuflma

yapt›¤› Kongre’ye, DGH ve ADKH de mesajlar›n› gönderdi.

ADGH 15. Kongresi’ni

gerçeklefltirdi

Mahir Çayan, Sabahattin Kurt, Nihat Y›lmaz,

Saffet Alp, Sinan Kaz›m Özüdo¤ru, Ertan Saru-

han, Hüdai Ar›kan, Ahmet Atasoy, Ömer Ayna ve

Cihan Alptekin, Tokat’›n Niksar ilçesi K›z›ldere

köyünde katledilmelerinin 35. y›ldönümünde

Ankara’da an›ld›lar.

68’liler Dayan›flma Derne¤i ve Ankara 78’liler

Derne¤i’nin ça¤r›c›s› oldu¤u ve Karfl›yaka Mezar-

l›¤›’nda yap›lan anmaya SDP, ÖDP, EMEP ve Pir

Sultan Abdal Kültür Derne¤i destek verdi.

Mahir Çayan’›n mezar› bafl›nda yap›lan anma-

da, Mahirler, Denizler ve ‹brahimler’den kalan

dayan›flma miras›n›n önemi vurguland›.

Daha sonra Ulafl Bardakç›, Deniz Gezmifl, Yu-

suf Aslan, Hüseyin ‹nan, Sinan Kaz›m Özüdo¤ru

ve Sivas'ta Mad›mak Oteli’nde yaflam›n› yitirenle-

rin mezarlar› da ziyaret edilerek sayg› duruflunda

bulunuldu.

HÖC üyeleri de Mahir Çayan’›n mezar› bafl›n-

da anma etkinli¤i gerçeklefltirdiler.

Ankara’da yap›lan bu anma etkinliklerinin ya-

n› s›ra Türkiye-Kuzey Kürdistan’›n birçok ilinde

ve yurtd›fl›nda da K›z›ldere flehitlerini anmak için

etkinlikler gerçeklefltirildi.

K›z›ldereflehitleri an›ld›

Page 5: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007GÜNCEL 5

‹çiflleri Bakanl›¤›, 2002 y›l›nda Ölüm Orucu’n-

da flehit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda

Dersim’de devletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i

çat›flmada flehit düflen Özlem Eker’in ailelerine

tazminat davas› açt›. Bakanl›k, 2000 y›l›nda Gazi-

osmanpafla’da bir çevik kuvvet otobüsüne atefl

aç›lmas›yla, iki polisin öldü¤ü ve 12 polisin yara-

land›¤› olayda, ölen polis ailelerine ve yaral› polis-

lere verdi¤i 92 milyar 442 milyon liray› faiziyle

birlikte Karatafl ve Eker ailelerinden almak istiyor.

‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n, 2000 y›l›nda devrimci

ve komünist tutsaklar›n hapishanelerde tecride

ve F tipi hapishanelere iliflkin sürdürdükleri

Ölüm Orucu eylemine d›flar›dan destek vermek

amac›yla MKP/HKO militanlar›nca Gaziosman-

pafla’da çevik kuvvet otobüsüne yap›lan sald›r›-

da 2 polisin öldü¤ü 12’sinin de yaraland›¤› olay

nedeniyle yarg›lanan ve olay sonras›nda flehit

düflen MKP/HKO militanlar›ndan Zeynel Karatafl

ve Özlem Eker’in ailelerine tazminat davas› açt›-

¤› ortaya ç›kt›.

fiehit düflen kiflilere dava aç›ld›

2000 y›l›nda Gaziosmanpafla’da çevik kuvvet

otobüsüne MKP/HKO militanlar› taraf›ndan yap›-

lan sald›r›da ölen polislerin ailelerine ve yarala-

nan polislere ‹çiflleri Bakanl›¤› 92 milyar 442 mil-

yon lira ödedi. Bakanl›k, olay›n üzerinden befl y›l

geçtikten sonra 2002 y›l›nda Ölüm Orucu’nda fle-

hit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda Der-

sim’de devletin kolluk kuvvetleri ile girdi¤i çat›fl-

mada flehit düflen Özlem Eker’in ailelerinden,

ödedi¤i paray› faiziyle birlikte geri almaya çal›fl›-

yor. Bu nedenle, ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n talebi üze-

rine, Karatafl ve Eker ailelerine Ümraniye 3. Asli-

ye Ceza Mahkemesi taraf›ndan tazminat davas›

aç›ld›. Bakanl›k, Zeynel Karatafl ve Özlem Eker’in,

ailelerinin mirasç›lar› oldu¤unu ve bu nedenle

söz konusu borcun aileleri taraf›ndan ödenmesi

gerekti¤ini söylüyor.

‘Tazminat› reddece¤iz’

Karatafl ailesinin avukat› Meral Hanbayat, Zey-

nel Karatafl ve Özlem Eker aleyhine 2000 y›l›nda

aç›lan davan›n henüz sonuçlanmad›¤›n›, kesinlefl-

memifl cezadan dolay› söz konusu tazminat› red-

dedeceklerini ifade etti. Mahkemelerin hukuk da-

valar›n› ve ceza davalar›n› ayr› ayr› ele ald›¤›n› be-

lirten Hanbayat, 2000 y›l›nda gerçekleflen olay

nedeniyle ayn› davadan yarg›lanan ve hayatta

olan 6 kifli hakk›nda da tazminat davas›n›n aç›ld›-

¤›n› söyledi. Buna benzer davalar›n çok oldu¤u-

nu, yaflam›n› yitiren kiflilerden TKP/ML üyesi Mu-

harrem Horoz ve MKP üyesi Cemal Çakmak hak-

k›nda da benzer davalar›n oldu¤unu hat›rlatan

Hanbayat, ailelerin böylesi bir durumla karfl›lafl-

malar› için çocuklar›n›n ölümünden sonra miras›

reddettiklerine dair dava açmalar› gerekti¤ini dile

getirdi.

Zeynel Karatafl’›n kardefli Zeki Karatafl ise,

ekonomik durumlar›n›n kötü oldu¤unu, bu ne-

denle tazminat› ödeyecek güçlerinin olmad›¤›n›

belirterek, “Biz Zeynel’in düflüncelerine ve kiflili-

¤ine sahip ç›k›yoruz, sayg› duyuyoruz. Ama Zey-

nel o davadan yarg›lan›yor diye, devletin ölen po-

lislere ödedi¤i tazminat› bizden ç›karmak isteme-

si do¤ru de¤il” dedi.

Daha önce de 30 Haziran 1996’da intihar ey-

lemi sonucu Dersim’de flehit düflen Zeynep K›na-

c› (Zilan)’›n ailesine ve Diyarbak›r’›n Lice ‹lçe-

si'nde 1 A¤ustos 2002 tarihinde devletin kolluk

kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düflen 5

HPG’linin ailesine de benzer flekilde tazminat da-

valar› aç›lm›flt›.

MKP’lilerin ailelerine tazminat davas›‹çiflleri Bakanl›¤›, 2000 y›l›nda hapishanelerde sürdürülen Ölüm Orucu eylemine destek amac›yla ‹stanbul Gaziosmanpafla’da çevik kuvvet otobü-

süne sald›r› gerçeklefltiren ve daha sonra çeflitli tarihlerde flehit düflen MKP/HKO militanlar› Eker ve Karatafl’›n ailelerine tazminat davas› açt›

‹stanbul Üniversitesi’nin Beya-

z›t’taki kampusunda 16 Mart 1978 tari-

hinde katledilen 7 devrimci ö¤renci

ile 1988 y›l›n›n 16 Mart’›nda Saddam

Hüseyin yönetimindeki Irak devletinin

Halepçe’de kimyasal bombalarla kat-

letti¤i binlerce Kürt, ‹stanbul Beya-

z›t’ta yap›lan eylemlerle an›ld›.

Kontrgerilla faaliyetleri

devam ediyor’

Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›n›

protesto eden Demokratik Gençlik

Hareketi, Ekim Gençli¤i, Gençlik Fe-

derasyonu, DPG, DSG, EHP Gençli¤i,

Ö¤renci Kolektifleri, Ö¤renci Muhale-

feti, ÖDP Gençli¤i ve Ö¤renci Oto-

nomlar›, 16 Mart’ta Beyaz›t Meyda-

n›’nda bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›k-

lamada konuflan Dilan O¤uz, Beyaz›t

Katliam›’n›n ülkede yaflanan di¤er kat-

liamlar gibi kontrgerilla operasyonu

oldu¤unu ve kontrgerillan›n hala var

oldu¤unu belirterek, “Hrant Dink ci-

nayetinde ismi geçen Trabzon Emni-

yet Müdürü Reflat Altay’›n da Beya-

z›t Katliam›’nda pay› oldu¤u unu-

tulmamal›d›r” fleklinde konufltu.

O¤uz, üniversitelerde faflist sald›r›lar›n

bugün de sürdü¤ünü belirtti. Aç›kla-

man›n ard›ndan Grup Yorum’un bir

dinleti verdi¤i eylem, katliam›n yap›l-

d›¤› alana karanfillerin b›rak›lmas›n›n

ard›ndan sona erdi.

‘Dava zaman afl›m›na

u¤rayacak’

Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i ‹stan-

bul fiubesi de yapt›¤› eylemde Beyaz›t

ve Halepçe Katliamlar›n› k›nayarak

olaylarda yaflam›n› yitirenleri and›. Be-

yaz›t Meydan›’nda yap›lan eylemde

ÇHD ad›na konuflan Ebru Timtik, Be-

yaz›t Katliam› ile ilgili yarg›lananlar›n

1982’de serbest b›rak›ld›¤›n›, sonra-

s›nda aç›lan ikinci davan›n ise 2008’de

zaman afl›m›na u¤rayaca¤›n› söyleye-

rek, katliam davalar›n›n kas›tl› olarak

çözümlenmedi¤ine dikkat çekti.

Bar›fl ve Kardefllik ‹çin Gençlik ‹ni-

siyatifi, SGD ve DGD üyesi ö¤renciler,

TKP ve Yurtsever Cephe’ye üye ö¤-

renciler, HKP Gençli¤i ve Kald›raç

Dergisi de yapt›klar› eylemlerle katli-

amlar› protesto ettiler.

Katliamlar Erzincan’da

protesto edildi

14 Mart günü Erzincan Üniversite-

si önünde bir araya gelen DHP, Parti-

zan ve Gençlik Derne¤i üyeleri de,

“Halepçe ve Beyaz›t Katliamlar›n›

unutmad›k unutturmayaca¤›z” pankar-

t› açarak, yapt›klar› bas›n aç›klamas›y-

la katliamlar› protesto ettiler.

Beyaz›t ve Halepçe’de katledilenler an›ld›

Ülkede Özgür Gündem, Gündem, Ya-

flamda Gündem ve Azadiya Welat’›n ard›n-

dan, Güncel gazetesi de kapat›ld›.

Kürt gazeteleri üzerindeki bask›lara bir

yenisi daha eklendi. Ülkede Özgür Gündem,

Gündem, Yaflamda Gündem ve Azadiya We-

lat gazetelerinin ard›ndan, k›sa bir süre önce

yay›n hayat›na bafllayan Güncel gazetesi de

15 gün süreyle kapat›ld›. Böylece son alt› ay

içinde befl Kürt gazetesinin yay›n› mahkeme

karar›yla durdurulmufl oldu.

11 günlük gazeteye 15 gün

kapatma

Yay›n hayat›na bafllad›¤› ilk günde da¤›-

t›m engeliyle karfl› karfl›ya kalan Güncel Ga-

zetesi’nin yay›n›, 30 Mart’ta ‹stanbul 13.

A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan ‘suç ve suç-

luyu övdü¤ü’ gerekçesiyle durduruldu. 19

Mart’ta yay›n hayat›na bafllayan gazete, ya-

y›n hayat›n›n on birinci gününde, ülkede ifa-

de ve bas›n özgürlü¤ü olmad›¤›n›n yeni bir

kan›t› olarak 15 gün kapat›ld›.

Üst üste toplatma cezalar› verilen ve ya-

y›n› 22 Mart tarihinden itibaren Diyarbak›r

5. A¤›r Ceza Mahkemesi’nin karar›yla 20

gün süreyle durdurulan Azadiya Welat Gaze-

tesi’nin, Diyarbak›r 4. A¤›r Ceza Mahkeme-

si’ne 2 Mart’ta yapt›¤› itiraz da reddedildi.

Bas›n özgürlü¤ü ‘90’lardan

daha geride

TMY’nin yasalaflmas›yla birlikte gazetele-

rin kapat›lmas›n›n kolaylaflt›r›ld›¤› ve böyle-

ce bas›n özgürlü¤ünün önüne set çekildi¤i

bir dönemde, muhalif bas›n kurulufllar›n›n

yay›nlar› birbiri ard›na engellendi. Özellikle

Gündem gazetesi gelene¤i bu kapatma ve

engelleme politikalar›ndan fazlas›yla nasibi-

ni ald›. Öyleki, Gündem gazetesi gelene¤in-

den olan gazeteler, muhabirlerinin katledil-

di¤i, gazete binalar›n›n bombaland›¤›

1992–1995 y›llar› aras›nda bile yay›nlar›na

devam edebilmifllerdi.

Kürt bas›n›üzerindekibask›lar sürüyor

Zeynel KARATAfi

Özlem EKER

16 Mart 1978tarihinde katle-

dilen 7 devrimciö¤renci ile 1988

y›l›n›n 16Mart’›nda Sad-

dam HüseyinyönetimindekiIrak devletinin

Halepçe’de kim-yasal bombalar-la katletti¤i bin-lerce Kürt, yap›-

lan eylemlerlean›ld›

16 Mart 1978 y›l›nda ‹stanbul

Üniversitesi Hukuk ve ‹ktisat Fa-

kültesi ö¤rencileri toplu ç›k›fl yap-

t›klar› s›rada yap›lan sald›r›da, ö¤-

rencilerin üzerine bomba at›lm›fl

ve ard›ndan silahla taranan ö¤ren-

cilerden yedisi yaflam›n› yitirmiflti.

Tarihe Beyaz›t Katliam› olarak ge-

çen bu sald›r› birçok yönden ülke

gerçeklerini bünyesinde bar›nd›r›-

yordu. Sald›r›n›n yap›laca¤› istih-

barat› ‹stanbul Emniyet Müdürlü-

¤ü’ne verilmesine ra¤men herhan-

gi bir önlem al›nmam›flt›.

Üstelik sald›r›n›n ard›ndan, sal-

d›rganlar›n arkas›ndan koflan polis-

lerin arkas›ndan da o dönemde ko-

miser yard›mc›l›¤› yapan Reflat Al-

tay flöyle emirler ya¤d›r›yordu;

“Durun... Koflmay›n...”. Reflat Al-

tay’›n ismi son olarak Hrant Dink

cinayetiyle an›ld› ve Beyat›z katlia-

m› da geliflimi itibariyle Dink cina-

yetini an›msat›yor. Mehmet A¤ar’a

da yak›n oldu¤u bilinen Altay Em-

niyet Müdürlü¤ü içerisindeki gö-

revleriyle adeta ödüllendirilmiflti,

son olarak Trabzon Emniyet Mü-

dürlü¤ü görevini yaparken Dink

cinayeti nedeniyle bu görevinden

al›narak merkeze atand›. 16 Mart

Beyaz›t Katliam›’nda ad› geçen bir

di¤er kifli de MHP’den milletvekil-

li¤i yapan Mehmet Gül idi. Katli-

amda kullan›lan bomba ise, kont-

rgerilla örgütlenmesi içerisinde

yer alan emekli bir yüzbafl›n›n de-

posunda, Amerikan modeli TNT

kal›plar›ndan imal edilmiflti.

Beyaz›t katliam›bugüne de aynatutuyor

‹stanbul Sar›gazi’de, Meh-

metçik Lisesi ö¤rencileri,

Newroz’da ve sonras›nda yafla-

nan jandarma bask›s›n› protes-

to ederek Sar›gazi halk›n› du-

yarl› olmaya ça¤›rd›.

Sar›gazi Cemevi önünde bir

araya gelen Demokratik Genç-

lik Hareketi, Sosyalist Gençlik

Derne¤i, Yeni Demokrat Genç-

lik, Genç Direnifl ve Sar›gazi Li-

seli Gençlik aktivistleri, “Oku-

lumuzda ve Mahallemizde Jan-

darma Terörüne Son” pankart›-

n› açarak okulda yap›lan New-

roz kutlamalar›n›n ard›ndan ya-

flanan jandarma bask›s›n› pro-

testo etti.

Grup ad›na aç›klamay› oku-

yan Harun Keser, liselilerin

yapt›¤› Newroz kutlamalar›na

jandarman›n müdahale ederek

da¤›tt›¤›n› ve ard›ndan jandar-

ma bask›s›n›n okula s›çrad›¤›n›

söyledi. Keser, “Jandarma,

hukuki yönden hiçbir yasal

gerekçesi olmad›¤› halde

okul içine kadar girip ö¤ren-

cilere tehdit ya¤d›rarak ha-

karetlerde bulunma, fliddet

uygulama ve haks›z yere gö-

zalt›na almaya varan yo¤un-

lukta sald›r› uygulam›flt›r.

Gözalt›na al›nan üç ö¤renci

arkadafl›m›za üç saat kadar

fliddet uygulanm›flt›r” diye-

rek, yaflanan bask›ya izin ve-

ren okul idaresini k›nad›.

Eylem s›ras›nda, “Jandarma

terörüne son”, “Tutuklamalar,

gözalt›lar, bask›lar bizi y›ld›ra-

maz”, “Mehmetçik Lisesi dire-

niflin simgesi” sloganlar› atan

gençler, Demokrasi Cadde-

si’ne kadar yürüyüfl yapt›lar.

Liseliler

jandarma

bask›s›n›

protesto

etti

Page 6: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007 EMEK-HABER6

EME⁄‹N KÜRSÜSÜDursun Baştuğ

‹nsan yaflam›na dair yaflanacak sorunlara, aktif tav›r ta-k›nacak kurum, kurulufl veya kifli, bu sorunlar› en derin-den hissederek yaflayanlard›r. Fakat bu sorunlar›n bilin-cinde olmadan yaflayanlara öncülük edecek olan da, ezi-len s›n›f›n örgütlü gücünden baflkas› de¤ildir.

Yüz y›llardan beri ülkemizde yaflanan sömürü ve bas-k›ya karfl›, sendikal bürokrasinin iflçilerin, köylülerin veemekçilerin haklar›n› ne derecede savunabilece¤ini hepbirlikte gördük. Sözde emekçinin sesi solu¤u olan bu sen-dika a¤alar› ve yanlar›nda tafl›d›klar› yönetim kademesi, d›-flar›dan yap›lacak doktor ithaline seyirci kal›rken, bu vebuna benzer sorunlarda, emekçilerin soka¤a ç›kmas›na ön-derlik etmekten acizdirler. Ancak 1 May›s öncesi devrimcidemokrat ve yurtseverlerin duygular›na hitap ederek, birtak›m sivri ç›k›fllarla gönülleri okflamaya çal›fl›yorlar. Buyapt›klar› manevralarla, neyi ne kadar gö¤üsleyebilecekle-rini tüm emekçiler bilmelerine ra¤men, özellikle de iflçininköylünün ve emekçinin, birlik mücadele ve dayan›flma gü-nü olan 1 May›s’ta, genifl kesimlerin ilgisini çekmeye çal›-fl›yorlar. Bu tarihi iyi kullanarak, kendi hanelerine yaz›lm›flolumsuzluklar› iyilefltirmeye çal›flmaktalar.

‹ktidar›n, IMF ve Dünya Bankas› patentli yürüttü¤üekonomik planlaman›n, iflçiye, köylüye ve emekçiye nelergetirdi¤ini hep birlikte görürken, flimdi ise d›flar›dan dok-tor ithali yap›lmak istenmesi, ülkemizdeki emekçilere yö-nelik yap›lan yeni bir sald›r› dalgas›d›r. Ülkemizde uygula-nan yanl›fl e¤itim sisteminden ve ifl alan› yetersizli¤indendolay› bunca okumufl insan boflta dolafl›rken, çal›flanlar›nçal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi yerine, AB politikalar›n›uygulamak, emperyalistlerle kurulan s›k› ba¤lar›n bundansonrada da devam ettirilmesi anlam›na geliyor.

Sendikalar›n öncelikli görevlerinden biri, çal›flanlar›nhak ve talepleri do¤rultusunda, mevcut iktidara karfl›, ör-gütlü mücadele içerisinde olmas›d›r. Bu haklar ve talepler,ekonomik ve demokratik olmak üzere, genel sorunlar içe-risinde öne ç›kan sadece iki aya¤› oluflturmaktad›r. Fakatülkemizde yaflanan geliflmeler karfl›s›nda demokratik hak-lar›n sözü edilmezken, ekonomik talepler için yap›lan k›s-mi çal›flmalar ise çok yetersiz kalmaktad›r.

Emekçinin güncel sorunlar›n›n yan› s›ra, Kürt ulusunayönelik imha ve inkar politikas›, yine Ortado¤u’daki ABDemperyalizmin sald›rganl›¤› oldukça önemli yerde dur-maktad›r. Yaflanacak olumsuz sonuçlardan en çok etkile-nenler eme¤iyle çal›flanlar olacakt›r. Ve bahsedilen bu so-runlar emekçinin öncelikleri aras›ndad›r. Fakat sorunlaramüdahale ederken hangi argümanlar› kulland›¤›m›z› vebunlar›n nas›l bir sonuca tekabül edece¤ini de iyi bilme-miz gerekir.

Ülkemizde ve dünyada k›sa vadede halklar›n kardeflli-¤ini gerçeklefltirecek temel nokta, emperyalizme ve ezenulus milliyetçili¤ine karfl› yürütülecek mücadelenin seyri-ne ba¤l›d›r. Bu temel mücadele seyri özellikle de Ortado-¤u’da ABD emperyalizmini, ülkemizde ise ezen ulus milli-yetçili¤ini hedef almak zorundad›r. Bunlar yap›lmad›¤›nda,kardefllik ve bar›fl vurgusunun söylemden ileriye gitmesimümkün olmayacakt›r. Her iki söylemi güçlü k›lacak olan-da demokrasi ve özgürlük vurgusudur.

Özgürlü¤ünü kazanmam›fl ulusun, kardeflli¤i ve bar›fl›gerçeklefltirme istemi, iyi niyetten ileriye geçememektedir.Dillendirilen bar›fl ve kardefllik ifadeleri, ezilen herkesinözlemidir. Fakat bu özlemlerin önünde duranlar, bugündaha fazla sömürmek isteyenlerdir. Bunlar›n varl›¤› sür-dükçe bizlerin bu özlemlerimizi gerçeklefltirme durumunasahip olmad›¤›m›z aç›kça ortad›r. Bu özlemleri gerçeklefl-tirmenin yolunun, demokrasi, özgürlük ve tam hak eflitli-¤inden geçece¤i kesindir. Bundan dolay›, temel fliar olarakortaya konan bar›fl ve kardefllik ifadeleri, özgürlük kazan›l-madan gerçeklefltirilme durumu yoktur. Bu sorunun ken-disi çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›z›n sorunu oldu-¤undan, hangi düzlemde çözülmesi gerekti¤ine dair dahasomut dillendirilmesi gerekir.

Sendikal mücadelenin seyrini belirlemede, sendikaa¤alar›n›n yapt›¤› aç›klamalar, söylemden ileriye gitmesede, bu olumsuzluklar› de¤ifltirecek olanaklar da mevcut-tur. Konfederasyonlar içerisinde önemli yere sahip olan ki-mi flubelerin yarataca¤› bask›lanma, hem bugünkü t›kan›k-l›¤› giderebilir, hem de mevcut statükoyu y›kman›n vesile-si olabilir. Bu ba¤lamda, devrimci, birleflik ve kitlesel 1 Ma-y›s’›n örgütlenmesini sa¤laman›n önceli¤i, söz sahibi olma-s› gerekenlerin bu sözlerini yüksek sesle dillendirmelerin-den geçmektedir. Bugün çal›flanlar›n ihtiyaçlar›na göre or-ganize edilmemifl bir eylem veya etkinlik, içi bofl olarak al-g›lanmal›d›r. Tam da bu noktada, tarihine ve anlam›nadenk düflecek bir çal›flmayla o günün manas›na uygun kut-laman›n araçlar›n› yaratmal›y›z.

Bu tarih hem dünya iflçi s›n›f› aç›s›ndan, hem de ülke-miz emekçileri taraf›ndan önemli bir yere sahiptir. Y›llarcabu tarih de yaflanan katliamlar, yine ‘77 1 May›s katliam›-n›n yafland›¤› Taksim’in yasakl› yer ilan edilmesi, üzerindedurulmas› gereken noktalard›r. ‹flte s›n›f›n ihtiyaçlar›n› be-lirleyecek, siyasal kazan›mlar sa¤layacak, bu yasaklar› y›-karak katliamlar›n hesab›n› soracak, birleflik, kitlesel, dev-rimci 1 May›s’› örgütlemek mümkündür. Yeter ki hakl›l›¤›-m›z›n ve meflrulu¤umuzun fark›na vararak, emekten gelengücümüzü do¤ru temelde kullanal›m.

Söz, eylem, örgütlenmehakk›m›z› kullanal›m!

Alkoç Deri Fabrikas› iflvereninin,

fabrikadaki sendikal faaliyetleri engel-

ledi¤ini belirten Tuzla Deri-‹fl sendika

yetkilileri ve iflçiler, sendika haklar›

için mücadele ediyor.

‘Yetki almam›z için sendikal›iflçiler ç›kar›ld›’

Alkoç Deri’de daha önce 17 sendika

üyesinin oldu¤unu, sendika yetkisi al-

mak için 15 iflçiyi daha sendikaya üye

yapt›klar›n› belirten Deri-‹fl Tuzla fiube

Baflkan› Binali Tay, “Biz 15 iflçiyi 13

Mart’ta üye yapt›k, iflveren de üye yap-

t›¤›m›z iflçilerden 8’ini zorla iflten ç›-

kard›. Daha önceden sendikaya üye

olan sekiz iflçi de, patronun çeflitli va-

atleriyle istifa ederek sendikan›n yetki

almas›n›n önüne geçildi. Fabrikada

48 kifli çal›fl›yordu ve biz ço¤unlu¤u

sa¤layarak yetki almaya hak kazan-

d›k ama iflveren yetki almam›z› engel-

lemek için sendikal› iflçileri iflten ç›-

kard›” diye konufltu.

Fabrika sahibinin yalan ifadelerle

haklar›nda suçlamalarda bulundu¤u

söyleyen Tay, kendilerinin de zorla ifl-

ten atmalara karfl› iflveren hakk›nda

savc›l›¤a suç duyurusunda bulundukla-

r›n› ifade etti.

‘Sendikal› olarak çal›flmak isti-yoruz’

Alkoç Deri Fabrikas›’dan ç›kar›lan

sendika üyesi iflçiler ise, sendikaya üye

olduktan sonra iflverenin kendilerini

notere götürerek ‘hiçbir hak talep et-

meden iflimden istifa ediyorum’ ibare-

lerinin bulundu¤u dilekçeye zorla imza

att›rmak istedi¤ini, kendilerinin de bu-

na karfl› koyduklar› için fabrikaya bir

daha al›nmad›klar›n› söylediler. ‹flleri-

ne sendikal› olarak devam etmek iste-

diklerini belirten iflçiler, sendikaya yet-

ki verilmemesi durumunda tazminatla-

r›n› alarak baflka bir iflte çal›flmay› dü-

flündüklerini, aksi halde direnifle de-

vam edeceklerini ifade ettiler ve di¤er

deri fabrikalar›ndaki iflçilerin destek

vermesi durumunda direniflin baflar›yla

sonuçlanaca¤›n› dile getirdiler.

Ayr›ca Alkoç Deri önünde bekleyen

iflçiler s›k s›k jandarman›n; ‘Fabrika

önünde beklemeyin, aksi halde müda-

hale ederiz’ tehditlerine maruz kal›yor.

‹flçi, patrondan çok ödüyor

Devletin vergi sisteminin adaletsizli¤i

Maliye Bakanl›¤› Gelir Politikalar› Genel

Müdürlü¤ü’nün haz›rlad›¤› ve çeflitli mes-

lek gruplar›n›n geçen y›l ödedi¤i ortalama

vergi rakamlar›n› içeren araflt›rma ile bir

kez daha su yüzüne ç›kt›. Buna göre asgari

ücretle çal›flan iflçi ve memurlar 175 YTL

vergi öderken küçük esnaf ve sanatkar ay-

da ortalama 18 YTL vergi ödedi.

Araflt›rmaya göre, basit usulde vergilen-

dirilen yaklafl›k 800 bin esnaf ve sanatkar,

2004 y›l›nda ayda ortalama 7,5 YTL, 2005

y›l›nda da 13 YTL gelir vergisi ödedi. Bu ra-

kam, 2006 y›l›nda 18 YTL'ye yükseldi. Yi-

ne mobilyac›lar 2006 y›l› itibari ile ayl›k 68

YTL, lokantac›lar 63 YTL, seyahat ve tu-

rizm iflletmeleri 76 YTL, kuyumcular 132

YTL vergi öderken, bu dönemde asgari üc-

retlilerin ve memurlar›n ödedikleri vergi

miktar› ise 175 YTL olarak hesapland›.

Hatay’da ek ders eylemi

Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n ç›kartm›fl ol-

du¤u ‘Ek Ders Ücretleri Yönetmeli¤i’ e¤i-

tim emekçilerinin tepkilerini çekmeye de-

vam ediyor.

24 Mart Cumartesi günü Hatay ‹l Milli

E¤itim Müdürlü¤ü önünde bas›n aç›klamas›

yapan e¤itim emekçileri, ç›kar›lan yönet-

meli¤in ö¤retmenlerin cebine göz dikmek-

ten baflka bir anlam ifade etmedi¤ine dik-

kat çekilerek, yönetmelikle birlikte bir gün

sevk alan ö¤retmenden o günkü tüm ders-

lerin ücretinin kesilmesinin öngörüldü¤ü,

bu sebeple, ücret karfl›l›¤› girilen dersle bir-

likte maafl karfl›l›¤› girilen derslerin ücreti-

nin de kesilece¤ini dile getirdiler ve yönet-

meli¤in iptal edilmesini istediler.

E¤itim emekçileri Adana’da da 27 Mart

günü E¤itim-Sen önünden ‹l Milli E¤itim

Müdürlü¤ü’ne yürüdü. Yürüyüflün ard›n-

dan ‹l Milli E¤itim Bakanl›¤› önünde bir ba-

s›n aç›klamas› yapan e¤itim emekçileri, 7

Nisan’da Adana dahil 8 bölgede düzenleye-

cekleri bölge mitinglerinde baflta bu uygu-

lamalar olmak üzere e¤itimin birçok soru-

nuna dikkat çekeceklerini duyurdular.

Sa¤l›k emekçileri, 14 Mart T›p

Bayram›’n› eylemlerle karfl›lad›. Bir-

çok yerde eylemler yapan sa¤l›k

emekçileri, hükümetin 'Sa¤l›kta

Dönüflüm' program›na, sa¤l›kta

özellefltirmeye, sa¤l›k ocaklar›n›n

kapat›lmas›na, aile hekimli¤i ve it-

hal hekimlik uygulamas›na, sözlefl-

meli çal›flmaya tepki göstererek,

bunlar›n iptal edilmesini istediler.

‹stanbul, Ankara, Mersin, Adana,

‹zmir, Hatay ve daha birçok yerde

gerçeklefltirilen eylemlerde AKP hü-

kümetini protesto eden sa¤l›k

emekçileri, hükümetin yapt›¤› icra-

atlar›n sa¤l›kta yaflanan sorunlar›

daha da derinlefltirdi¤ini dile getiri-

rek, Genel Sa¤l›k Sigortas›, yabanc›

hekim, aile hekimli¤i, radyoloji ça-

l›flanlar›n›n ifl saatlerinin yükseltil-

mesi, sa¤l›¤›n özellefltirilmesi, tafle-

ronlaflma, sözleflmeli personel uy-

gulamalar›n›n sa¤l›k hizmetini dur-

ma noktas›na getirdi¤ini kaydetti.

GSS ile sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›l-

d›¤›n›, kamu hastanelerinin iflletme

haline getirildi¤ini, keyfi ilaç k›s›tla-

malar›n›n yap›ld›¤›n›, hastane perso-

nelinin güvencesiz, sözleflmeli, tafle-

ron iflçi statüsüne sokuldu¤unu, va-

tandafl›n müflteri haline getirildi¤ini

belirten sa¤l›k emekçileri; sa¤l›kta

y›kama yol açan IMF, Dünya Banka-

s›, AB patentli bu politikalar›n terk

edilmesi ve sa¤l›kta halka en iyi fle-

kilde hizmet verilmesine yönelik

düzenlemelerin yap›lmas›n› is-

tendiler.

Sa¤l›k(s›zl›k) politikalar›nakarfl› binler Ankara’dayd›Sa¤l›k emekçilerinin ça¤r›s› ile çe-

flitli illerden Ankara’ya gelen binler-

ce kifli, AKP’nin ve IMF’nin sa¤l›kta

y›k›m politikalar›na karfl› 11 Mart

günü S›hhiye Meydan›’nda “Beyaz

Miting” gerçeklefltirdi. Sabah saat-

lerinden itibaren Ankara Gar› önün-

de toplanmaya bafllayan kitle bura-

dan S›hhiye Meydan›’na yürüdü.

Çok say›da sendika, demokratik kit-

le örgütü ve devrimci kurumun ka-

t›ld›¤› mitingi, sa¤l›k ocaklar›n›n

kapat›lmas›, Aile Hekimli¤i uygula-

mas›, GSS, sa¤l›k hizmetlerinin

özellefltirilmesi, kadrolaflma, ada-

letsiz çal›flma sürelerinin belirlen-

mesi ve düflük ücretlerin dayat›lma-

s›, sa¤l›kta büyük bir y›k›m›n yara-

t›lmas› ve emperyalist markal› poli-

tikalar›n birbirinin pefli s›ra uygu-

lanmas›n›n alt›na imza atan AKP’ye

yönelik tepkilerin adresi oldu. Mi-

tingde yap›lan konuflmalarda tepki

oklar›n›n hedefine AKP hükümeti

ve efendisi emperyalist güçler ko-

narken, sa¤l›k alan›ndaki bu sald›r›-

lara karfl› halk›n gereken duyarl›l›¤›

göstererek bu y›k›m› durdurmas›

ça¤r›s› yap›ld›.

Sa¤l›k emekçileri AKP’yi uyard›

Tuzla Deri-‹fl sendikas›n›n örgütlenme faaliyeti yürüttü¤ü ve yetki için gerekli say›ya ulaflt›¤› Alkoç

Deri’nin patronu, sendikal› iflçileri iflten ç›kartarak sendikan›n yetki almas›n›n önüne geçmek istiyor

Alkoç Deri’de sendika mücadelesi

Tuzla Organize Deri Sanayi Böl-

gesi’ndeki Alkoç Deri Fabrika-

s› önünde toplanan Deri-‹fl

Tuzla fiubesi üyesi iflçiler ve Deri-‹fl yöne-

ticileri, Alkoç’tan at›lan 8 iflçinin geri

al›nmas›n›, iflverenlerin yasalara uymas›-

n› talep etti.

Fabrika önünde toplanarak bas›n

aç›klamas› yapmak isteyen deri iflçilerine

jandarma engel oldu. Jandarma, iflçilerin

fabrika önünde eylem yapmalar›n›n ya-

sak oldu¤unu söyleyerek iflçilerin bofl bir

alanda eylem yapmalar›n› istedi. Bunun

üzerine yaflanan tart›flmalar k›sa süreli

gerginli¤e neden olurken, daha sonra

sendika yöneticileri bofl alanda eylem

yapmay› kabul ederek fabrika önünden

ayr›ld›. “Birlik mücadele zafer”, “Alkoç

iflçisi yaln›z de¤ildir”, “‹flçilerin birli¤i

sermayeyi yenecek”, “Sendika yoksa üre-

tim de yok” sloganlar›n› atan yaklafl›k

500 iflçi, Alkoç Deri’den at›lan

arkadfllar›n›n geri al›nmas›n› istedi.

Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde

bir aç›klama yapan, Deri-‹fl Tuzla fiube

Baflkan› Binali Tay, demokratik kurumla-

ra ve siyasi parti yöneticilerine yönelik

tutuklamalar› ve Mersin Serbest Böl-

ge’deki iflçilerin at›lmas›n› k›nayarak, “‹fl-

çiler sendikal haklar›n› kulland›klar›

için iflten ç›kar›l›yor. Bizler, örgütsüz

bir tek iflçi bile kalmay›ncaya dek ör-

gütlenmeye devam edece¤iz. ‹flveren-

ler, zorla iflten atarak yasalar› çi¤ni-

yor. ‹flverenlerden yasalara uymas›n›

istiyoruz” dedi.

Deri-‹fl Genel Baflkan› Yener Kaya, ifl-

verenlerin sendikal haklara sald›rarak ifl-

çileri iflsizli¤e ve açl›¤a mahkum etmek

istediklerini belirterek toplu sözleflme-

lerle ilgili konufltu. ‹flverenlerin toplu

sözleflme masas›ndan çekildi¤ini belir-

ten Kaya, “Gelin bu sözleflmeyi bir an

önce bitirelim. E¤er bitmezse, Deri-‹fl’in

mücadele tarihi nas›l bitece¤inin

örnekleri ile doludur. Deri-‹fl bir tek

sözleflmesini bile mücadelesiz geçirme-

mifltir” diye konufltu. Deri-‹fl Genel Sek-

reteri Musa Servi ise, iflverenlerin toplu

sözleflmelerde iflçilerin sosyal haklar›n›

gasp etmeye çal›flt›klar›n› söyleyerek ifl-

çilerin bu süreçte üretimden gelen güç-

lerini kullanmas›n› istedi.

AlkoçDeri’de

iflçik›y›m›na

tepki

Page 7: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007G Ü N C E L 7

ÖNCÜ KADINRojda Demir

Kad›n›n öncüleflmesinden bahsediyoruz. Peki, öncüleflmekistiyor muyuz? Bunun için nas›l bir ad›m atmak gerekiyor? Pekço¤umuz “öncüleflme” deyince bunun “tam” bir donan›m oldu-¤unu zannediyoruz. Ço¤u zaman bu yan›lsamad›r bizi öncülefl-mekten al›koyan. ‘Haz›r’ olmak istiyoruz. Ama nas›l ve nereyekadar haz›r olmak?

Saflar›m›zda bu ‘haz›r olma’ iste¤i ve haz›r oluncaya dek pa-sif bir bekleyifl konumunda kalmak sadece kad›nlarda görülmü-yor. Bu hastal›k erkeklerde de var: mükemmelleflmeden ad›matmaktan imtina etme hastal›¤›. Evet bu bir hastal›k. Ama bu er-keklerde kad›nlardan daha farkl› sebeplerle ve daha farkl› bi-çimlerde ortaya ç›k›yor. Kad›nlarda yayg›n sebebi, en ufak birad›m için özgüvensizlikken, reçeteler, somut rehberlik, talimat-lar beklemekken; erkeklerde belki de daha fazla bir mükemme-liyetçilik, ilk ad›m› de¤il ama sonrakileri engelliyor.

Savaflmak, mücadele etmek için mükemmel olmaya, çok iyi‘bilmeye’ gerek var m›? Tarihimizde teorinin öneminin yayg›nbir flekilde küçümsendi¤i uzunca dönemlerin ve bunun sonucuoluflan tahribatlar›n karfl›s›nda bir tepki olarak özellikle de kü-çük burjuva ayd›n dokusunun etkisiyle birçok genç arkadafl›-m›z saflarda aktif faaliyet yürütmeden ya da Halk Savafl›’na fa-al bir savaflç› olarak kat›lmadan önce s›n›f›n, mücadelenin vesavafl›n felsefesine, teorisine, bilimine mükemmele yak›n birflekilde hakim olmak gerekti¤ini düflünüyorlar.

Elbette ki teorinin önemini küçümsemeyece¤iz. ‹nsan›n ne-yi neden yapt›¤›n› bilmesi, yapt›¤› iflle, amac›, yöntemi ve so-nuçlar›yla ilgili olmas› gerekir. Baflka bir deyiflle, birey olabil-mek, insanlaflabilmek ve dolay›s›yla özgürleflebilmek için, ken-dimize, insana ve eme¤e yabanc›laflmay› dayatan her türlü kö-lelefltirici ve gerici düflünce, düflünce ak›m› ve sistemden kur-tulabilmek için teoriyi önemsemeli ve dünyaya bak›fl›m›z›, elefl-tirel bilimsel yöntemi kavrayarak gelifltirip berraklaflt›rabilmeli-yiz. Di¤er yandan bilimsel teorik donan›m, bize dar pratik alg›-lar›m›z›n, öznel ya da benmerkezci kavray›fllar›m›z›n ötesindeyaflam›n, dünyan›n, toplumsal bir perspektifle, gerçe¤in hare-keti içerisinde bütünlüklü kavranabilmesinde hem kavray›fl,hem yorumlama hem de de¤ifltirme iradesini, yöntemini ortayakoyabilme noktas›nda yard›mc› olacakt›r. K›sacas› teori, yaflamprati¤imizde bize yol gösterecektir.

Buna karfl›l›k üretim, s›n›f mücadelesi ve bilimsel deneyinortaya ç›kard›¤› bilginin bir birey taraf›ndan bilince ç›kar›lmas›,kelimenin gerçek anlam›yla özümsenmesi ya da nesnel toplum-sal bilginin içsellefltirilmesi, ancak o bireyin prati¤i ile, bilgisiniyaflam›nda uygulamas›yla mümkündür. Teori, yaflamda karfl›la-fl›lan güçlükler ve çeliflkiler karfl›s›nda onlar›n çözümü için mü-cadele içerisinde, söz konusu çeliflkileri çözmek için kullan›l›r-ken bir bilgi olmaktan, özümsenmifl, bilince ç›kar›lm›fl bir kav-ray›fl düzeyine ç›kabilir. K›sacas› gerçek anlamda bir geliflim,donan›m, pratikten kopuk bir flekilde yakalanamaz. Zira bire-yin bilgisi dolay›s›yla kavray›fl› s›nanmam›fl, en az›ndan derin-leflmemifltir. Teori, ancak pratikte uyguland›¤›, pratikte, müca-deleler içinde sorunlar ve çeliflkiler karfl›s›nda kullan›ld›¤› ves›nand›¤› ölçüde bireye malolur. Bireyin kavray›fl› ve bilinci an-cak böyle keskinleflir, derinleflir.

Bazen kimi sorunlar› çözerken ya da kimi sorular› yan›tlar-ken asl›nda cevab›n› biliyor oldu¤umuzu yeni fark eder ve bu-na kendimiz bile flaflar›z. O bilgiyi kullan›ncaya kadar bildi¤imi-zin bile fark›nda de¤ilizdir. Ve gene pratik bize yeni fleyler ö¤ret-menin yan› s›ra yeni teorik çal›flmalar› da gerektirir. Pratiktenedindi¤imiz tecrübeleri muhasebe etme, bir senteze ulaflma ih-tiyac› duyar, bunu yaparken insanl›k tarihinin ve proletaryan›nortak teorik, ideolojik hazinelerinden, birikiminden faydalan›r›z.

Bu bilgilenme ve geliflim süreci, teori ve pratik diyalekti¤ihepimiz için geçerlidir. Geliflmek, donanmak, hele ki öncülefl-mek istiyorsak, bunun için mevcut bilgi birikimimizin, bilinci-mizin gerektirdi¤i ve elverdi¤i; “gerekli ve zorunlu” oldu¤unubildi¤imiz prati¤e girmek için ilk ad›m› atmak cüretini göstere-bilmeliyiz. Zaten öncüleflmek de, “s›n›f mücadelesinin engindenizine tüm varl›¤›m›zla at›lmak” cüretini ortaya koymak dabundan baflka bir fley de¤il. Ayaklar›m›z› suya sokmaktan bilekorkarsak bunu yapamay›z.

Att›¤›m›z ad›mda düflebilece¤imizden, yenilebilece¤imiz-den korkuyorsak, “çok memnun” oldu¤umuz mevcut statüko-muzu kaybetmekten korkuyorsak, ad›m atamay›z. Kendimizide çevremizi de de¤ifltiremeyiz. Att›¤›m›z ilk ad›mda ya da son-rakilerde tabii ki düflebiliriz. Hatta düflmemiz neredeyse kaç›-n›lmazd›r. Yolumuz dümdüz, sorunsuz, çeliflkisiz olsa, çeliflki-siz, kavgas›z, mücadelesiz bir yolda geliflimden, ilerlemeden debahsedemeyiz ki.

Mükemmeli isteyelim. Hatta imkans›z› isteyelim. Ancak mü-kemmele ve imkans›za; özgürlü¤e ulaflman›n s›n›rlar› yoktur.Gerçekçi olal›m. Ad›m atal›m. ilerleyelim.

Yürümek için inisiyatifli ve yarat›c› olmak, kendimizi vedo¤rular›m›z› gerçeklefltirmek için cesur olmak d›fl›nda bir fle-ye ihtiyac›m›z yok. ‹nsanl›¤›n kurtuluflu davas›nda can›n› fedaedenlerimizin, silah elde topra¤a düflenlerimizin, komünizmikazanma azmiyle direnen ve savaflanlar›m›z›n flanl› an›lar›, ya-flamlar› bunu ö¤retiyor. Ocak ay›n›n son haftas›nda flehitlerimi-zi an›yoruz. Onlar› anarken flunu asla unutmayal›m: Onlar mü-kemmel de¤illerdi. Evet, onlar can feda biçimde sergiledikleridestans› direniflleriyle görev ve sorumluluklar›n› yerine getiri-yorlard›. Kahramanl›k, kavranan zorunlulu¤a uygun ad›mlar at-maktan öte bir fley de¤il. Hepimiz kahraman olabiliriz. Ço¤u-muz kahraman oldu¤unda, art›k kahramanlara ihtiyaç olmaya-cak. Kahramanl›k diye bir fley de olmayacak. Onlar önden yü-rüdüler. Biz de öne ç›kabiliriz. Sadece cesur bir ad›m…

Bir ad›m, bir ad›m daha!..

8 Mart’›n 150’nci y›l›nda emperyalist sald›rganl›¤a,

hak gasplar›na ve cins ayr›mc› uygulamalara karfl› emekçi

kad›nlar alanlar› doldurdu.

‹stanbul

Deri-ifl Tuzla fiubesi’nde örgütlü olan kad›n deri iflçile-

ri, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü sendika flube-

sinde yapt›klar› etkinlikle kutlad›. S›n›f mücadelesinde ya-

flam›n› yitiren kad›nlar›n an›s›na yap›lan sayg› duruflu ile

bafllayan etkinlik, “Gündelikçiler” adl› k›sa film gösterimi-

nin ard›ndan müzik dinletisiyle sona erdi.

‹zmir

‹zmir’de 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar günü 11 Mart

günü Bornova’da kutland›. Cumhuriyet Meydan›’nda,

DKH, EKD, BDSP, Partizan, HÖC, Al›nteri, Kald›raç, Dev-

rimci Hareket, Mücadele Birli¤i, Köz ve ‹C‹ kurumlar›n›n

ortak düzenledi¤i miting, tiyatro gösterimi, müzik ve fliir

dinletilerinin ard›ndan çekilen halaylarla sona erdi.

Yine ayn› kurumlar taraf›ndan 8 Mart günü hapishane-

lerde bulunan kad›n tutsaklara Dünya Emekçi Kad›nlar

Günü vesilesiyle Konak postanesinden kart gönderildi.

Adana

8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü kutlamak

için akflam saatlerinde Çakmak Caddesi giriflinde toplana-

rak meflalelerle yürüyüfl düzenleyen DHP, BDSP, ÇHKM,

Mücadele Birli¤i, Partizan ve HÖC’lü kad›nlar ‹nönü Par-

k›’da bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler. Aç›klaman›n

okunmas›n›n ard›ndan eylem, “8 Mart k›z›ld›r, k›z›l kala-

cak”, “Irakl› kad›nlar yaln›z de¤ildir” ve “fian olsun 8

Mart’› yaratanlara” sloganlar›yla son buldu.

Çukurova Üniversitesi’nde ise, DGH, SGD, YDG,

Gençlik Derne¤i ve Ekim Gençli¤i üyesi ö¤renciler tara-

f›ndan, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar günü dolay›s›yla

bir bas›n aç›klamas› düzenlendi.

Dersim

Dersim’de 8 Mart Perflembe günü Dersim Kad›n Plat-

formu taraf›ndan K›flla Meydan›’nda bir miting düzenlen-

di. Miting alan›na girerken yap›lan aramalarda DTP’li ka-

d›nlar›n tafl›d›¤› Kürtçe yaz›l› dövizler ve DKH’nin tafl›d›-

¤› Berna Ünsal, Meral Yakar, Barbara Anna Kistler gibi ko-

münist kad›nlar›n resimlerinin bulundu¤u dövizler alana

al›nmad›. Ayr›ca mitinge kat›lmak isteyen bir grup kad›n

Mameki köprüsünde engellenirken, tertip komitesinin

verdi¤i bilgiye göre okullarda ö¤rencilerin mitinge kat›l-

mas› okul idareleri taraf›ndan engellendi.

Müzik dinletileri ve halaylarla son bulan miting sonra-

s›nda DTP ad›na konuflma yapan Songül Kök konuflmas›n-

da 'Say›n Öcalan' dedi¤i için gözalt›na al›nd›.

Dersim Kad›n Platformundan çekilerek biraraya gelen

EKD, HKM ve HÖC'lü kad›nlar ise 7 Mart günü Sanat So-

ka¤›’nda Dünya Emekçi Kad›nlar günü vesilesiyle bas›n

aç›klamas› düzenlediler.

Hozat ve Ovac›k

Hozat Belediyesi taraf›ndan düzenlenen 8 Mart Dünya

Emekçi Kad›nlar Günü kutlamas› Belediye Dü¤ün Salo-

nu’nda yüzlerce kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Aç›l›fl

konuflmas›n›n ard›ndan yap›lan 1 dakikal›k sayg› durufluy-

la bafllayan etkinlik, sinevizyon, folklor gösterisi ve fliir

dinletisiyle devam etti. Hozat Belediye Baflkan› Cevdet

Konak’›n konuflmas›n›n ard›ndan etkinlik müzik dinletile-

ri ve çekilen halaylarla son buldu.

Ovac›k’taki kutlama da Belediye Dü¤ün Salonu’nda

gerçeklefltirildi. Aç›l›fl konuflmas› ile bafllayan gece sayg›

durufluyla devam etti. DHP, HÖC, EMEP il örgütü, DTP gi-

bi kurumlar›n mesajlar›n›n da yer ald›¤› gece, dia gösteri-

mi, fliir ve müzik dinletisinin ard›ndan sona erdi.

Erzincan

8 Mart günü DHP, Partizan, Gençlik Derne¤i, ESP,

Tuncelililer Derne¤i, E¤itim-Sen, SES, BES ve DTP gibi ku-

rumlar›n Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü kutlamak ama-

c›yla biraraya gelerek oluflturduklar› 8 Mart Platformu ta-

raf›ndan bir bas›n aç›klamas› düzenledi. E¤itim- Sen önün-

de yap›lan eylemde kad›nlar›n yaflad›klar› sorunlara dik-

kat çekilirken, grup taraf›ndan s›k s›k, “8 Mart k›z›ld›r, k›-

z›l kalacak”, “fian olsun 8 Mart’› yaratanlara” sloganlar›

at›ld›.

Yine 8 Mart Platformu taraf›ndan ayn› günün akflam›

‹pek yolu Tesislerinde bir etkinlik gerçeklefltirildi. Sayg›

durufluyla bafllayan etkinlikte sinevizyonun ard›ndan ser-

best kürsü oluflturuldu ve kad›n sorunlar›na iliflkin de¤er-

lendirmeler yap›ld›. Etkinlik müzik dinletisi ile sona erdi.

Malatya

Malatya’da 8 Mart kutlamalar› iki ayr› grubun yapt›¤›

bas›n aç›klamalar›yla gerçeklefltirildi.

‹HD önünden postaneye kadar yürüyen DTP, EMEP,

‹HD ve E¤itim-Sen’li kad›nlar bir bas›n aç›klamas› düzen-

lerken; DHP, Partizan, EKD ve HÖC’lü kad›nlar ise 8

Mart günü Soykan Park› önünde bir araya geldiler. Burada

bas›n metninin okunmas›n›n ard›ndan eylem fliir ve halay-

larla sona erdi.

Afyon ve Kütahya

Afyon’da 10 Mart günü E¤itim-Sen flubesinde gerçek-

leflen etkinlikte ilk çolarak bas›n metni okundu. E¤itim-

Sen, DGH, SGD ve EMEP’in düzenledi¤i etkinlik dia gös-

terimi, fliir dinletisi ve müzik dinletisiyle sona erdi.

Kütahya’da ise Dumlup›nar Üniversitesi ö¤rencileri 8

Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü çeflitli etkinliklerle

kutlad›. Belediye Binas› önünde yap›lan bas›n aç›klamas›

ile bafllayan etkinlik, sokak tiyatrosu ve müzik dinletisiyle

devam ederken yine ayn› gün bir panel gerçeklefltirildi.

Engellemelere ra¤men gerçeklefltirilen etkinliklerde

emekçi kad›nlar›n emperyalizme, sömürüye ve floveniz-

me karfl› birlikteli¤i vurguland›.

Mu¤la

Mu¤la’daki kutlamalar 8 Mart günü Kurflunlu Cami

önünden S›n›rs›zl›k Meydan›’na yap›lan yürüyüflle baflla-

d›. YDG, DGH, SGD, SEH, YÖGEH, HÖC ve DPG’nin ka-

t›ld›¤› eylemde, Duvar Sahnesi tiyatro ekibi taraf›ndan ya-

p›lan skeç gösterisi ve müzik dinletisi yer ald›. Polisin yo-

¤un güvenlik önlemi ald›¤› eylem, bas›n aç›klamas›n›n ar-

d›ndan olays›z bir flekilde sona erdi.

9 Mart günü ise yine S›n›rs›zl›k Meydan›’nda YÖ-

GEH’in düzenledi¤i resim sergisi aç›ld›. “Kad›nlar Bar›fl›

‹stiyor” pankart›n›n alt›na boyalarla el izi b›rak›larak resim

çizildi.

EEmmeekkççii kkaadd››nnllaarr 88 MMaarrtt’’›› aallaannllaarrddaa kkuuttllaadd››

Londra

Britanya Kad›n Dayan›flma Platformu (Demok-

ratik Kad›n Hareketi, Gik-Der Kad›n Komisyonu,

Roj Kad›n Meclisi, AT‹K-Yeni Kad›n) taraf›ndan dü-

zenlenen 8 Mart kutlamalar›, 11 Mart günü yo¤un

bir kat›l›mla gerçekleflti. Etkinlik, kad›n devrim fle-

hitleri an›s›na sayg› durufluyla bafllad› ve kad›n mü-

cadelesini anlatan sinevizyon gösterimi ile devam

etti. Yüz Çiçek Açs›n Tiyatro Toplulu¤u, ‘Tanya’

isimli oyununu, Barbara Halk Sahnesi ise, ‘Tersine

Dünya’ adl› komedi oyununu sergiledi. Kurum tem-

silcilerinin konuflmalar yapt›¤› etkinlikte, Koma

Sersi müzik grubu sahne ald›. Etkinlik çekilen ha-

laylarla sona erdi.

Almanya

Avrupa Demokratik Kad›n Hareketi (ADKH),

Atik-Yeni Kad›n, Courage, Ça¤r›, MLPD, Ceni, Pa-

zartesi Eylemcileri, Göçmen Kad›nlar Birli¤i, Verdi

ve Agif-Kad›n Komisyonu’ndan oluflan Yürüyüfl Ör-

gütleme Komitesi’nin düzenledi¤i 8 Mart kutlama-

lar› Almanya’da, 10 Mart günü Dortmund flehrinde

gerçeklefltirildi.

Eylemde “Özgürleflmek için Örgütlü Mücadele-

ye” pankart›yla yürüyen ADKH üyeleri yürüyüfl bo-

yunca Türkçe ve Almanca att›klar› sloganlarla hem

ataerkil kapitalist sisteme hem de Almanya’da de-

vam eden hak gasplar›na karfl› seslerini yükselttiler.

Kurum temsilcilerinin konuflmalar›n› yapt›klar›

s›rada Alman polisi ile ç›kan tart›flma hareketlilik

yaratt›. “Kürt bayra¤› tafl›yor” gerekçesiyle kimlik

kontrolü yap›lan bir Kürt vatandafl›n› çembere alan

polise müdahale etmek amaçl› giden ADKH ve Co-

urage sözcüleri, polise yap›lan kontrolün yasal ol-

mad›¤›n› ayn› zamanda kamera ile çekim yapmala-

r›n›n da yasal olmad›¤›n› belirtti. Kimlik kontrolü

yap›lan kiflinin serbest b›rak›lmas›n›n ard›ndan ey-

lem kald›¤› yerden devam etti. Müzik dinletisinin

ard›ndan eylem sona erdi.

Avrupa’da kad›nlar Rosa’n›n izinde

Page 8: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan2007 PERSPEKT‹F8

ABD’nin, Geniflletilmifl Ortado¤u

Projesi kapsam›nda, dünya halk-

lar› üzerinde estirdi¤i iflgal ve sal-

d›r›larla emperyal imparatorlo¤u-

nu tesis etmenin ad›mlar›n› att›¤›,

bu kapsamda köklü bir pazar mücadelesi içerisine

girdi¤i ve bu politik-pratik hamlelerin di¤er em-

peryalist güçlerle ABD aras›ndaki ve herbir em-

peryalist gücün bir di¤eriyle olan çeliflkisini derin-

lefltirdi¤i, bunun emperyalizmin yar›sömürgele-

rinde kendisini çok yak›c› bir biçimde ortaya koy-

du¤u bir konjonktürde, 77 1 May›s’›n›n 30. y›ldö-

nümünde 1 May›s’› karfl›lamaya haz›rlan›yoruz.

Baflta ABD olmak üzere dünya emperyalist

güçlerinin, ‘küreselleflme’ aldatmacas› ile neo-li-

beral sald›r› politikalar›n› tüm dünya proletaryas›,

ezilen ulus ve halklar›na dayatt›klar›, bu noktada

emperyalist güçlerin kendi aralar›nda tüm çeliflki

ve çat›flmalara karfl›n belirli bir ortakl›k içinde ha-

reket ettikleri bu koflullarda, yaklaflan 1 May›s’ta

alanlar, ezilen dünya halklar› ve uluslar›n›n prole-

tarya-onun öncü örgütlülü¤ünün k›z›l bayra¤› al-

t›nda proletarya enternasyonalizmi ve halklar›n

kardeflli¤i fliar›n›n ve bu fliarlar›n somut ad› olan

devrim talebinin rengini verece¤i bir arena ol-

mak durumundad›r. Kuflku yok ki bunun gerçek-

leflmesinin yegane yolu proletaryan›n bilimi ›fl›-

¤›nda güne, ana müdahale etmek, kitlelerin so-

runlar›na çözüm üreterek onlara devrim alterna-

tifini tafl›yabilmekten, 1 May›s’› ve 1 May›s faali-

yetlerini sadece 1 May›s ile, dar bir çerçeveye s›-

k›flt›r›lm›fl bir politik-pratik çal›flma ile s›n›rlamak-

tan ç›kartarak iktidar perspektifi ile yürütülen,

kesintisiz ve yo¤unlaflt›r›lm›fl Maoist kitle faaliye-

tinin bir kesiti olarak görmekle mümkündür.

Çokça üzerinde durulan, ‘1 May›s’›n 2, 3 ... Ma-

y›slara tafl›nmas›’ söyleminin iflaret etti¤i tam da

bu reel ihtiyaçt›r. Bu reel ihtiyac›n yaflamla s›k›

bir flekilde kucaklaflmas›n›n önemli araçlar›ndan

biri de flüphe yok ki yaflanan somut geliflmeler

içerisinden esas olanlar›n› merkezine alan ve fa-

kat bununla birlikte di¤er irili ufakl› gündemlere

de müdahale eden kampanyalard›r.

En genel anlamda; bir politikan›n merkezi ve

bütünlüklü olarak örgütlü oldu¤umuz, faaliyet

yürüttü¤ümüz tüm alanlara tafl›nmas› ve bu kap-

samda ortaya konan yo¤unlaflm›fl çabalar›n bilefl-

kesi olarak tan›mlayabilece¤imiz kampanya, bafl-

ta 1 May›s olmak üzere önümüzdeki süreci bü-

tünlüklü bir flekilde ele alamam›z›n da temel yön-

temlerinden biri olmal›d›r. Sürecin bu flekilde ele

al›nmas› örgütsel bütünlü¤ü, ayn› hedefe yönelik

sistemli ve bütünlüklü bir faaliyeti a盤a ç›karta-

ca¤› gibi, kendi içimizde daha bir yetkinleflmemi-

ze, kitlelerle ve yoldafllar›m›zla ba¤lar›m›z›n güç-

lenmesine de önemli bir katk› sunacakt›r.

Bu anlamda 1 May›s’a yönelik faaliyetlerimi-

zin de konusu, çerçevesi belirlenmifl, devrimci

disiplin üzerinden yükselen, içeri¤i her türlü

olumlu katk›ya aç›k, yerellerin somut ihtiyaçlar›-

na uyarlanabilme esnekli¤ine sahip bir kampanya

tarz›nda ele al›nmas› bizler aç›s›ndan esast›r. 1

May›s özgülünde kitle faaliyetimizin bir biçimi

olarak yürütülecek olan kampanyan›n temel ar-

gümanlar›; dünya arenas›nda yaflanan geliflmeler,

emperyalist politikalar, emperyalist güçlerin ken-

di aralar›ndaki dalafllar, bu dalafllar›n ve pazar mü-

cadelesinin genelde dünya proletaryas›, ezilen

halklar› ve ezilen uluslar›na, özelde ise Türkiye-

Kuzey Kürdistan’daki çeflitli milliyetlerden halk-

lara ne flekilde yans›yaca¤›, onlar›n yaflam›nda ne

gibi tahribatlara-y›k›mlara yol açaca¤› biçiminde

seçilmelidir. Böylelikle kitleler kendilerini do¤ru-

dan ilgilendiren geliflmelere iliflkin bilinçlendirile-

rek, bu geliflmelere do¤ru zeminde ve önderlik al-

t›nda müdahale etmeleri sa¤lanmal›d›r. En genifl

halk kitlelerine uluflma, onlara bafl›n› emperyalist

güçlerin çekti¤i gerici hakim s›n›flar› ve onlar›n

çürümeye mahkum düzenlerini teflhir ederek ül-

kemiz somutundaki alternatifimiz olan Yeni De-

mokratik Devrim’i yaflanan geliflmeler somutun-

da, yaflama uyarlayarak halk kitlelerine anlatmak

ve sistemin saflar›ndan kopartarak saflar›m›za ka-

zanmak temel hedefimiz olmal›d›r. Bu hedefe

uluflmak için seferber etmemiz mümkün olan bir-

çok araca sahibiz, ki bunlar› ço¤altma imkan›na

da sahibiz. Bu araçlar›n etkin biçimde kullan›labil-

mesi için, kitlelere giden her bir Maoist aktivistin,

öncelikle kampanyan›n içeri¤ini kendisinin kavra-

yarak bilince ç›kartmas›, elindeki araca vak›f ol-

mas› olmaz ise olmazd›r. Bu nesnel gerçeklikten

hareketle sözünü etti¤imiz kampanyan›n içeri¤i,

üzerinde yükseldi¤i zemini k›saca açal›m.

‹çinden geçti¤imiz süreçte dünyaarenas›nda yaflanan geliflmeler

Dünya tekellerinin ve bu tekellerin hükmetti-

¤i sömürücü s›n›flar›n daha fazla kar amac› ile gö-

zü doymaz bir flekilde mal ve hizmet üretimini sü-

rekli artt›rma çabalar›na karfl›n, yoksul dünya

halklar›n›n al›m gücünün sürekli düflmesi; bu mal

ve hizmetlere olan talebi s›n›rlamaktad›r. Bu s›-

n›rlamaya karfl› baflta tekellerin olmak üzere ser-

maye sahiplerinin daha fazla kar etme tutkular›-

n›n yol açt›¤› ve arz-talep dengesizli¤i üzerinde

yükselen üretim bollu¤una karfl›n, dünya halklar›-

n›n önemli bir bölümü temel ihtiyaç maddelerini

dahi temin edememektedir. Bunun do¤al bir so-

nucu olarak; piyasada çok fazla mal ve hizmet ol-

mas›na karfl›n halk›n al›m gücünün düflük olma-

s›ndan ötürü bu mal ve hizmetlerin tüketiminin

üretilen toplam ürün miktar›n›n oldukça alt›nda

seyretmesi nedeni ile sömürü üzerine kurulu

olan dünya ekonomisi s›k s›k kriz nöbetlerine tu-

tulmaktad›r.

Krizlerden ç›k›fl›n yollar› olarak dünya halkla-

r›n›n üzerindeki sömürü cenderesinin daha da

güçlendirilmesine, yeni pazarlar›n aç›lmas›na

baflvurulmakta, bu da emperyalistler aras›nda çe-

flitli düzey ve biçimlerde çat›flmalara zemin haz›r-

lamaktad›r. 5 y›l› aflk›n süredir Irak’ta ve yine 6 y›-

l› aflk›n süredir Afganistan’da süregiden emperya-

list iflgaller, ‹ran’›n emperyalist iflgal hedefi olarak

ilan edilmesi, bir süredir gözler önünde cereyan

eden ABD-Rusya çekiflmesi, emperyalistler için-

deki ABD, AB, fianghay Befllisi, NATO vb gibi olu-

flum ve saflaflmalar bu gerçekli¤in birer tezahü-

dür. Mal ve hizmet üretiminin kesintisiz olarak

büyüyebilmesini sa¤layacak bir talebin söz konu-

su olmamas› ve emperyalist güçlerin bu sorunu

çözmek için baflvurdu¤u yollar›n yaratt›¤› saflafl-

ma ve rakabet, dünyay› kanl› pazar dalafllar› girda-

b›na sürüklemektedir. Ve hiç kuflku yok ki bu re-

kabet ortam›ndan ve bu ortam›n yol açaca¤› kan-

l› dalafltan en çok etkilenecek olan, ezilen dünya

halklar› olmaktad›r/olacakt›r.

Türkiye-Kuzey Kürdistan

özgülünde yaflanan geliflmeler

Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar› ve halkla-

r› da emperyalist güçler ve onlar›n sad›k stratejik

ufla¤› olan Türk hakim s›n›flar› taraf›ndan yukar›-

da genel hatlar› ile de¤indi¤imiz emperyalist ç›-

kar dalafl›na kurbanl›k olarak sunulmak isteniyor.

Bu kapsamda birbirinin ard› s›ra yaflama geçirilen

politikalar, Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar›

üzerinde yaflayan çeflitli milliyetlerden halklar›m›-

z›n bo¤az›na bir ilmek gibi geçirilmek isteniyor.

Ekomide de¤iflen bir fley yok!

Emperyalist devletlerin, hizmetlerindeki IMF,

Dünya Bankas› vb mali kurulufllar arac›l›¤› ile da-

yatt›klar› y›k›m politikas›na harfiyen riayet eden

Türk hakim s›n›flar›, “vatan-millet” edebiyat›yla

“ülkeyi pazarlama”y› kendilerine görev addet-

mekten ve bunu aç›kça beyan etmekten çekinmi-

yorlar. “Satmad›k bir fley b›rakmayaca¤›z” diyen

Maliye Bakan› Unak›tan, “Ülkemi pazarlamakla

mükellefim” diyen Erdo¤an, emperyalizmin ufla¤›

Türk hakim s›n›flar›n›n duygular›na tercüman

oluyorlar.

Milyonlarca yoksul, orta köylü, emperyalistler

ve Türk devletinin el ele sallad›klar› t›rpan›n he-

defi oluyor. Art›k sabahlar› “günayd›n” sözünden

önce duyar hale geldi¤imiz benzin-akaryak›t zam-

lar›, artan gübre fiyatlar›, yükselen sulama gider-

leri, tavan yapan tohum giderleri, her y›l artan ta-

r›m ürünleri ithalat›, yükseltilen kotalar, tar›m

desteklerinin biçilmesi nedeni ile yoksul, orta

köylü satt›¤› ürün ile üretim maliyetini bile karfl›-

layam›yor.

‹flçi, emekçinin durumu da yoksul, orta köylü-

nün durumundan pek farkl› de¤il. Bir yandan

emekçilerin toplu sözleflme hakk›na sald›ran, be-

deller sonucu kazan›lan bu hakk› ‘yasa d›fl›’ ola-

rak sunan devlet, öte yandan zaten s›n›rl› yararla-

n›labilen sigorta hakk›n› da GSS ile tümden tasfi-

ye etme u¤rafl›nda. 700 YTL’ye ulaflan açl›k s›n›r›-

na karfl›n milyonlarca iflçi ve emekçiyle alay eder-

cesine asgari ücreti 403 YTL olarak belirleyen

devlet, IMF ve Dünya Bankas›’n›n “asgari ücret

düflürülsün, sa¤l›k-e¤itim-ulafl›m gibi kamu harca-

malar› k›s›ls›n, elektrik baflta olmak üzere enerji-

ye zam yap›ls›n” fleklindeki isteklerini a¤z›n›n su-

yu akar vaziyette karfl›layarak, gere¤ini yerine ge-

tirmek için f›rsat kolluyor.

Devletin topyekün sald›r›

seferberli¤i sürüyor

AB, ABD örnek al›narak haz›rlanan yasalar ile

hak ve özgürlük mücadelelerinin önünü kesmek,

Alevilik-Süryanilik vb az›nl›kta kalan inançlar›n

görmezden gelerek yok etmek, tecridi yaflam›m›-

z›n rutin bir parças› yapmak isteyen devlet, Kürt

ulusu ve az›nl›k milliyetler üzerindeki inkar ve

asimilasyon sald›r›lar›n› da aral›ks›z sürdürüyor.

Kürt ulusuna, PKK’ye ve DTP’ye yönelik sald›r›la-

r›n› yo¤unlaflt›ran Kemalist diktatörlük, tutukla-

malar, gerillaya yönelik imha sald›r›lar›, Kürt ulu-

sundan kiflilere yönelik toplu-tekil katliamlar ile

Kürt ulusunu faflist-flovenist girdapta bo¤may› he-

defliyor. Hrant Dink cinayetinde de görüldü¤ü

üzere bu sald›lar›n merkezinde Kürt ulusu olmak-

la birlikte, farkl› renk ve tonlardaki bu sald›r›lar

tüm ezilen uluslara ve az›nl›k milliyetlere yönelmifl

durumdad›r. Türk hakim s›n›flar›n›n, özellikle son

süreçte Kerkük özelinde Güney Kürdistan’daki

özerk Kürt yönetimi üzerinden kopartt›klar› f›rt›-

nayla da besledikleri flovenist dalgan›n hedefi hali-

ne gelin ezilen Kürt ulusu ve az›nl›k milliyetlere

yönelik sald›r›lar›n sürece¤i görülüyor. Türk devle-

ti’nin, PKK’nin halen süren tek yanl› ateflkes kara-

r›n› bitirece¤ini duyurdu¤u Nisan ay›nda, Kuzey

Kürdistan’daki tüm kolluk güçlerinin ve korucula-

r›n izinlerini iptal etti¤ini duyurmas›, yaklaflan sü-

recin habercisi durumunda...

Yaklaflan bu sürecin karfl›s›nda aktif rol alacak

olan devrimci örgüt ve kurumlara yönelik kap-

saml› sald›r›ya giriflen devlet, artan yoksulluk, ifl-

sizlik, tar›mda yaflanan y›k›m, yükselen flovenist

dalga, ezilen ulus ve az›nl›k uluslara yönelik sald›-

r›lar karfl›s›nda halk›n devrimci mecraya akmas›n›

engellemeyi amaçl›yor. ABD’nin ‹ran’a gözünü

dikmifl olmas› da, devrimci, komünist güçlere yö-

nelik sald›r›lar›n perde arkas›nda yatan bir baflka

neden...

Sürecin dayatt›¤› temel görev:Hak kitleleri ile buluflmak

Yukar›da genel hatlar› ile ifade etti¤imiz gelifl-

melerin, çeliflki ve çat›flmalar›n flekil verdi¤i, ve-

rece¤i bir sürece denk gelen bu y›lki 1 May›s’a ni-

tel ve nicel anlamda güçlü bir flekilde haz›rlan-

mak bizler aç›s›ndan oldukça önemli bir noktada

duruyor. Bu ba¤lamda her bir aktivist, bulundu¤u

yerelde, bu y›l kampanya tarz›nda ele alaca¤›m›z

1 May›s’› ve 1 May›s çal›flmalar›n›n merkezine

koydu¤umuz ideolojik-politik yönelimimizi, he-

deflerimizi halk kitleleri ile buluflturmaya dönük

yo¤un bir çaban›n içerisinde olmal›. Faaliyetimi-

zin bulundu¤u her alanda çevremizdeki insanlar›

bizlerle birlikte bu süreci örmek üzere hareket

geçirmeye dönük toplant›lar yapmak, ev ziyaret-

lerimizi yo¤unlaflt›rmak, emekçi semtlerde stand-

lar açarak-paneller düzenleyerek 1 May›s’› kitlele-

rin gündemine sokmak ve onlara kendimizi (siya-

setimizi) tafl›mak, her yerelde yerelin sorunlar›n›

1 May›s’a ba¤lant›l› bir flekilde ele alan duvar ga-

zetelerinden faydalanmak temel araçlar›m›z ola-

rak ele al›nmal›. 1 May›s özgülünde yo¤unlaflt›ra-

ca¤›m›z kitle faaliyetinde görevimiz kitlelerle bu-

luflmak, 1 May›s’› 2, 3, 4 ... May›slara tafl›mak, öne

ç›karaca¤›m›z alternatif ise, Demokratik Halk Ha-

reketi için mücadele, Halk Savafl›'n›n meflrulu¤u

ve zorunlulu¤u ve nihayetinde Yeni Demokratik

Cumhuriyet olmal›d›r. Görevimizi lay›k›yla yeri-

ne getirmek için kollektif çal›flmaya, yarat›c›l›¤a

ve devrim denizine yeni damlalar katmaya önem

vererek “ci¤erlerimizi zorlayal›m”.

1 May›s ve bizi bekleyen görevler

Bu y›l kampanyatarz›nda ele alaca¤›-

m›z 1 May›s’› ve 1May›s çal›flmalar›n›nmerkezine koydu¤u-muz ideolojik-politik

yönelimimizi, hedefle-rimizi halk kitleleri

ile buluflturmaya dö-nük yo¤un bir çaba-n›n içerisinde olma-l›y›z. Faaliyetimizinbulundu¤u her alan-da çevremizdeki in-

sanlar› bizlerle birlik-te bu süreci örmek

üzere harekete geçir-meye dönük toplant›-lar yapmak, ev ziya-retlerimizi yo¤unlafl-t›rmak, emekçi semt-

lerde standlar aça-rak-paneller düzenle-yerek 1 May›s’› kitle-lerin gündemine sok-mak ve onlara kendi-mizi (siyasetimizi) ta-fl›mak, her yerelde ye-

relin sorunlar›n› 1May›s’a ba¤lant›l› bir

flekilde ele alan du-var gazetelerindenfaydalanmak temelaraçlar›m›z olarak

ele al›nmal›

Page 9: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 20079

GENÇ YORUM

Sinan ÇAKIROĞLU

Emperyalist devletlerin, kapitalist tekellerin Ortado¤u’daki faaliyetlerini do¤-rudan zor kullanarak icra etmeye bafllad›klar› tarihten ya da bu e¤ilimlerini artt›r-d›klar›n›n ilk somut göstergesi olan Afganistan iflgalinden buyana, yaflanan iflgalve sald›r›lar›n do¤al sonucu olarak (daha önceki yaz›lar›m›zda bu do¤al geliflimede¤inmifl bulunuyoruz) kaç›n›lmaz bir biçimde ülkemizde sürekli gündemde yerbulan milliyetçilik gerçekli¤i, daha bir tart›fl›l›r hale gelmifltir. Özellikle H›rantDink’in öldürülmesiyle son zamanlarda milliyetçi/›rkç› güruhlar›n kendilerindenfazlas›yla söz ettirmesi, TSK’n›n gerek askeri gerek ekonomik gücünün vermifl ol-du¤u a¤›rl›kla alenen siyaset arenas›nda sesini yükseltmesi, sadece devrimci-de-mokrat kamuoyu nezrinde de¤il, burjuva-feodal medya taraf›ndan da faflizm ger-çekli¤inin yer yer gündeme tafl›nmas›na vesile olmufltur. Faflizmin ülkede kazan-d›¤› niteli¤ini tekil toplumsal sonuçlar›na de¤inmeden, böylece üstyap› üzerinde-ki etkilerine iliflkin tart›flmay› s›n›rland›rarak de¤erlendirelim.

Bilindi¤i gibi faflizm, emperyalizm ve proleter devrimler ça¤›nda emperya-list ya da emperyalizmin güdümünde olan devletlerin karakteristi¤ine iliflkin birbelirlemedir. Veyahut, Dimitrov’un ifadesiyle ‘emperyalizm döneminde ortayaç›kan bir devlet biçimidir’. Geliflmifl kapitalist ülkelerde burjuva diktatörlü¤ü veburjuva demokrasisi aras›ndaki dengenin burjuva diktatörlü¤ü yönünde bozul-mas›yla tabandan ad›m ad›m örgütlenerek geliflen, sömürge, yar› sömürge-yar›feodal ülkelerde ise bir tak›m farkl›l›klar göstermesine ra¤men tepeden örgütle-nen faflizm her zaman sahnededir. Geliflmifl kapitalist ülkeler ile bizimki gibi ya-r› sömürge-yar› feodal ülkeler aras›ndaki maddi hayat›n üretilifl biçimlerindekifarkl›l›klar faflizmin farkl› niteliklere bürünmesine neden olur.

Geliflmifl kapitalist ülkelerde burjuva demokrasisi ile mevcut devlet vetoplum yap›lanmas›n›n idare edilememesi durumunda faflizm devreye girer.Dolay›s›yla, burjuva diktatörlü¤ünün gerçek yüzü olan faflizmin kamufle edi-lebilmesi için, yani burjuva demokrasisinin yaflam bulmas› için, ne gerekirona bakmak laz›m.

Burjuva demokrasisi sosyal refah devleti diye nitelendirilen toplumsal-siya-sal devlet yap›lanmas› içinde hayat bulur. Özcesi, sosyal demokrasinin uygulan-d›¤› devletten bahsetmek gerekir. Sosyal demokrasi ise üretim surecinde eme¤i-ne el konulan›n ma¤duriyetinin süreç sonunda (paylafl›m iliflkileri içinde) k›s-men de olsa telafi edilmesine dayand›r›lan bir düzenek demektir. Bu düzenekde esasta bir dizi ayni deste¤in verilmesiyle (kimi mal ve hizmetlerin cüzi birmiktar karfl›l›¤›nda ya da karfl›l›ks›z sunulmas›) ifller. Bu, sosyal demokrasininemekçi lehine üretim iliflkileri içinde hiçbir düzenlemeye/de¤iflikli¤e tekabül et-medi¤i anlam›na gelir. Bu da üretim iliflkilerinin esas biçimlendiricisi olan mülksahibine dokunmadan, yine üretim iliflkilerinin belirledi¤i paylafl›m iliksileri için-de sömürülenin lehine yer açmak demek oluyor ki imkâns›z gibi görünür. Tamda bu evrede devlet araya girerse bu durum imkânl› hale gelebilir. fiöyle ki, ka-pitaliste dokunulmayacak ise (daha do¤rusu tafl›d›¤› bu nitelik hiçbir biçimdesars›lmayacak ise) sa¤lanacak sosyal sübvansiyon tüm sosyal katmanlar›n s›rt›-na bindirilecektir. Ki bu da, neticede ulusal s›n›rlar dahilinde kal›nd›¤› surece ka-pitaliste mal olaca¤›na göre ve devletin kendisi de bu kayna¤› yoktan var ede-meyece¤ine göre bu kaynak s›n›fsal bazda de¤il, ulusal (uluslararas›) bazda birsömürü iliflkisinin sonucunda sa¤lanmal›d›r. Demek ki bu kaynak ya do¤rudansömürge ülkelerden, ya d›fl ticaret hadlerini kendi lehine iflleterek ya da d›fl ya-t›r›mlardan ve d›flar›ya verilen kredilerden/borçlardan elde edilen karlar›n ülke-ye aktar›lmas›yla sa¤lanacakt›r.

Türk devletinin d›fl pazarlardan elde edebilece¤i bir art›-de¤er yoktur. Aksi-ne d›fl ticarette devaml› aç›k vermekte, milli gelirden önemli bir miktar› borç fai-zi olarak emperyalist devlet ve kurulufllara aktarmaktad›r. Öyleyse rahatl›klasosyal devletin Türkiye-Kuzey Kürdistan’da infla edilmesinin olanaks›z oldu¤u-nu söyleyebiliriz. Baflka bir ifade ile, farkl› tiplerde emek sömürüsüne maruz ka-lan genifl halk y›¤›nlar›n›n öfkesi/tepkisi paylafl›m iliflkileri içinde devletin de-vaml›l›¤› lehine dindirilememektedir. Tam da bundan dolay› zor kullan›lmal›d›rya da sopa gösterilerek sükûnet sa¤lanmal›d›r.

Faflizme süreklilik kazand›ran -bir ölçüde yukar›da bahsetti¤imiz durumunsebebi de say›labilecek- di¤er hususlar dengesiz iç geliflim, iktidar d›fl›ndan fafliz-mi örgütleme gücünden dahi yoksun olan c›l›z bir burjuvazi ve feodalizmin var-

l›¤› (ya da endüstriyel üretimin zay›fl›¤›)d›r.* Emperyalizmin egemenli¤i hükümsürerken iç dinamiklere ba¤l› dengeli bir geliflim ancak emperyalist kalk›nma re-çetelerini toptan y›rt›p atmak suretiyle mümkün olabilir. Bunun içinse kendi içbütünlü¤ü olan bir sisteme ihtiyaç vard›r. Bu sistem proletarya diktatörlü¤üdür.Ülkemizde bunun ilk ad›m› Demokratik Halk Diktatörlü¤ü’dür. Bunun d›fl›ndahiç bir devlet biçimi emperyalizmin güdümünde oldu¤u halde tutarl› ve denge-li bir iç geliflim sa¤layamaz. Sanayinin alt sektörleri aras›nda, tar›m ile sanayi ara-s›nda ve ülkenin farkl› bölgeleri aras›nda eflgüdümlü geliflimi sa¤layamayacakolan sömürge, yar› sömürge-yar› feodal ülkeler tipik biçimde daima, mevcut sis-tem için tehlikeli boyutlarda olacak olan, istihdam fazlas›yla yüz yüze kalmak zo-runda kalacaklard›r. Sistem aç›s›ndan tehlike arz eden bu durum yine fasizme‘ifl’ ç›kartmaktad›r.

‹ç dinamiklerinin tarumar edildi¤i bir ülkede; ‹talya’da ya da Almanya’da ol-du¤u gibi faflizmi iktidar d›fl›ndan örgütleyecek bir güce eriflmifl yerli burjuvazi-den bahsedilemez elbette. Öyleyse emperyalist müdahalenin yaratt›¤› dengesiz-liklerin bekçili¤ini yapan devletin son derece hassas dengeler üzerinde kuruldu-¤unu söyleyebiliriz. Bu hassas dengeleri de korumak zorunda olanlar yine em-peryalistler oldu¤una göre daima ifl bafl›nda olmas› gereken faflizmi de bafltankendileri bina ederler. Bunun için komprador burjuvazi ile en büyük destekçisifeodalite, zaten ellerinde bulundurduklar› iktidar› yukar›dan afla¤›ya faflizan birkurumsallaflma içinde organize bir biçimde revize ederler. Ola¤anüstü durum-lar (askeri dönemler) (hakim s›n›f içi çeliflkilerin uzlaflmaz boyuta varmasi, dev-rimci durumun ya da devrimci hareketin kontrolden ç›kmas›) söz konusu olma-d›¤› sürece fasizm, ‘ola¤an (askeri düzen)’ bir biçimde genellikle de devrimci ha-rekete karfl› baflta kolluk kuvvetleri olmak üzere bütün kurum ve kurulufllar›ylaifl bafl›ndad›r. Ola¤anüstü durumlar belirdi¤inde ise ordu bir ad›m öne ç›kar, sis-temin t›kanan kanallar›n› açar ve ola¤an yerini al›r. En güzel örne¤imiz 12 Eylüldarbesidir… ‘Halk›n güvenli¤ini’ ve efendilerinin olurunu alan Ecevit, kendisinelay›k görülen koltu¤un hakk›n› veremeyince a¤abeylerinin hat›rlatmas›yla karfl›-laflt›: ‘Üstünde oturdu¤un koltuk bizim’ ve sistemin t›kanan kanallar› Öze(a)l la-vabo çözücüsüyle aç›l›verildi.

Toparlamak gerekirse, genelde faflizm olgusu özelde ise ülkemizde faflizminnas›l bir nitelik kazand›¤› üzerine özce de¤inmeye çal›flt›k. Bu hususta daha çok-ça yaz›labilir, ancak biz burada noktalamak durumunday›z. Bitirirken, hepimizinharc›n› az ya da çok karm›fl bir faflisti bir cümleyle de olsa anmadan geçmek ‘ah-de-vefa’ için de¤il, ama faflizmin niteli¤inin daha iyi anlafl›lmas› için faydal›d›r: Negarabet bir ifl, kadrolar›m›z hapisteyken fikirlerimiz iktidarda. (mealen). A.Türkefl.

*Bu hususlar ayn› gerçe¤in farkl› yüzleridir asl›nda, bu nedenle birlikte ele al›yoruz.

Ülkemizde faflizmin niteli¤i

Ankara Ticaret Odas›’n›n haz›rlad›¤›

“Hayvanc›l›k Raporu”, hayvanc›l›k sektö-

rünün topyekün alarm verdi¤ini ortaya

koyuyor. Rapora göre, 1990 y›l›ndan bu

yana nüfusta yüzde 26,9 oran›nda bir art›fl

olurken, hayvan varl›¤› yüzde 33,7 oran›n-

da azald›.

TÜ‹K,

Tar›m ve

Köyiflleri

Bakanl›¤›,

Türk Veteriner

Hekimleri Birli¤i,

Veteriner Hekim-

leri Derne¤i ile

Ankara Veteriner

Hekimleri Odas›

kaynaklar› baz al›narak

haz›rlanan raporda, 1990

y›l›nda toplam hayvan varl›¤›

(kanatl› hayvan hariç) 64 mil-

yon 992 bin bafl iken, 2005

y›l› sonunda 43 milyon 86 bin 802 bafla

düflerek yüzde 33.7 azalma gösterdi.

1990 y›l›nda 40 milyon 553 bin olan ko-

yun say›s› yüzde 37.6 azalarak 25 milyon

304 bine, 10 milyon 977 bin olan keçi say›-

s› yüzde 40.5 azalarak 6 milyon 517 bine, 6

milyon 694 bin olan s›¤›r say›s› da yüzde

45.7 azalarak 3 milyon 633’e geriledi.

Son 20 y›lda baflta terör nedeniyle k›r-

sal kesimde yaflayan ve hayvanc›l›kla u¤ra-

flan nüfusun sektörden uzaklaflmak zorun-

da kalmas›, ülkemizdeki koyun varl›¤›nda

önemli azalmaya neden oldu. 1980 y›l›nda

48 milyon bafl olan koyun varl›¤›, 25 mil-

yon bafla geriledi. Koyun varl›¤›ndaki 23

milyon bafl civar›ndaki azalman›n ekono-

miye maliyeti 3 milyar dolar› buldu.

Hayvansal protein a盤› art›yor

Dengeli beslenme için bir insan›n kilo

bafl›na günde 1 gram proteine ihtiyaç duy-

du¤u ve bir kiflinin ortalama olarak 35

gram protein ihtiyac›n› et, süt, yo¤urt,

peynir, yumurta gibi hayvansal ürünler-

den karfl›lamas› gerekti¤i belirtiliyor.

Rapora göre, geliflmifl ülkelerde kifli

bafl›na günlük 219 gram et, 950 gram süt

tüketilirken, ülkemizde ise 35.6 gram et,

465 gram süt tüketiliyor. Çal›flmalar, nüfu-

sun 80 milyona ulaflaca¤› 2010 y›l›nda,

toplumun hayvansal protein yönünden

dengeli beslenmesi için et üretiminin yüz-

de 300 art›r›larak y›lda 2 milyon 920 bin

tona, süt üretiminin de yüzde 50 art›r›la-

rak y›lda 16 milyon 790 bin tona ç›kart›l-

mas› gerekiyor.

GÜNCEL

Hayvanc›l›k sektörü alarm veriyor

Yaz sürecinden bu yana so-

runlar›n yafland›¤›, sürekli ey-

lemlerin gerçeklefltirildi¤i Gem-

lik Gübre’de patronun, sendika-

ya üye tüm iflçilerin iflten ç›kar-

t›laca¤›n› duyurmas› ile birlikte

gerilim t›rmand›.

‹flveren, amonyak fiyatlar›-

n›n yükseldi¤ini, gübre sektö-

ründe rekabet ç›tas›n›n yüksel-

di¤ini ve üretim maliyetinin

yüksek oldu¤unu öne sürerek

fabrikan›n muhtelif yerlerine as-

t›¤› bildiride; 26 Mart 2007 tari-

hi itibari ile sendikaya üye 207

iflçinin ifl akitlerinin fesh edile-

ce¤ini ve ‹GSAfi örne¤inde ol-

du¤u gibi üretimin durdurulaca-

¤›n› duyurdu. Fabrika iflçileri

ise bu iddialar›n as›ls›z oldu¤u-

nu, iflverenin as›l amac›n›n iflye-

rindeki sendikal faaliyeti engel-

lemek oldu¤unu dile getirerek,

“Patron, iflçiler ve k›s›m amir-

leri ile bire bir konuflup sendi-

kadan istifa eden iflçilerin iflle-

rine devam edebilece¤ini söy-

ledi. Bu durum tek bafl›na ifl-

verenin gerçek niyetini göste-

riyor” dediler.

Patronun bu karar›n› çeflitli

eylemlerle protesto eden iflçi-

ler ve aileleri, 10 Mart Cumar-

tesi günü Gemlik Petrol-‹fl sen-

dikas› önünde toplanarak bir

yürüyüfl gerçeklefltirdiler.

AKP’nin Damla Dü¤ün Sa-

lonu’nda yapt›¤› ve AKP Gu-

rup Baflkan Vekili Faruk Çe-

lik’in de kat›ld›¤› toplant›y› ba-

sarak protesto eylemi yapan ifl-

çiler ve aileleri, AKP ‹lçe Bafl-

kan› Enver fiahin’in tepki gös-

termesini yuhalamalar ile pro-

testo ettiler.

Gemlik Gübre’de özellefltirmek›y›m› devam ediyor

Mehmet GÜLER

1- Siyasi ç›karlar yat›yor.

Ne olabilir ki, tabii ki siyasi

güç elde etme ve bu gücü

kullanma, yani her fleyi ken-

di ç›karlar› do¤rultusunda

yap›yorlar.

2- Bence hiçbir anlam›

yok, ama onlar için önemli

bir konu. Bu tür seçimlere,

siyasi güçlerini daha da pe-

kifltirerek sa¤lamlaflt›rmak

için ihtiyaç duyuyorlar.

Halil ‹brahim KÜLBA⁄

1- O zman siyasi biri ol-

mas›n, halktan birisini seç-

sinler. Mesela Baflbakan ol-

mayabilir. AKP'den olmaya-

bilir. CHP'den de olmas›n.

Halktan birisi seçilsin. fiim-

diki cumhurbaflkan› gibi.

Partiler tarafl›d›r. Partiler-

den biri de olmas›n, normal

s›radan bir bürokrat da ola-

bilir. Bu kadar yo¤un tart›-

fl›lmas›n›n nedeni tamamen

partilerin kendi ç›karlar›d›r.

2- Benim için laik, Ata-

türkçü bir düflünceyi ifade

ediyor. Cumhurbaflkan›

cumhuriyetçi biri olmal›.

Gerisi benim için bir anlam

ifade etmiyor.

Ali ATEfi

1- Bence baz› geliflme-

ler, mesela Kürt sorununun

çözümü yerine yap›lan ope-

rasyonlar›n› halk›n gözünde

gizlemek içindir. Bir yandan

s›n›ra y›¤›naklar yap›l›yor,

çat›flmalar sürüyor, ki bu

durum cumhurbaflkan› seçi-

minden daha önemli olma-

s›na ra¤men bunu gündem-

de tutmuyorlar. Ama cum-

hurbaflkanl›¤› seçimi etraf›n-

da f›rt›na kopart›yorlar. Ya-

ni kim cumhurbaflkan› olur-

sa olsun de¤iflen bir fley ol-

mayacak. Gündemi bununla

gizliyorlar.

2- Hiç bir anlam› yok.

Kim olursa olsun. Bir de

cumhurbaflkan›n› biz seçmi-

yoruz ki, sonuçta bugünkü

meclis seçecek.

Seyithan ÇALIfiAN

1 -Cumhurbaflkanl›¤› tar-

t›flmas› asl›nda yapay olmak-

la beraber karfl›t taraflar›n

yorumlar›na kayg›lar›na ba-

k›ld›¤›nda ilginç hususlar›

da bar›nd›r›yor.

Yapay taraf› halk›n ilgi-

lendi¤i ekonomik, sosyal, si-

yasal, sorunlar›n çözümsüz

kalmas› ortada dururken na-

s›l bu tart›flmadan nemalan›-

r›m, siyasal rant elde ederim

kurnazl›¤›yla ortada duran

sorunlar› unutturmakt›r …

Öyle ki tart›flman›n boyutu

kim daha çok milliyetçi,

ulusalc› tart›flmas›na kayd›r›-

l›p gericilik yar›flmas›na giri-

flilmifl. Bir defa bu tart›flma-

da her iki tarafta da tehlikeli

giriflimler ortada ama daha

tehlikeli daha rant kokulu

e¤ilim için de olan›n CHP

oldu¤unu düflünüyorum.

2- Cumhurbaflkanl›¤› se-

çiminin benim için hiçbir

anlam› yoktur. Benim oy

verdi¤im, ama yüzde 10 ba-

raj›na tak›lan partinin millet

vekili yokken, ne o meclis-

teki baflkan ne de cumhur-

baflkan› beni ilgilendirmi-

yor. Ne o millet vekillerini

ben seçtim ve orda olmala-

r›n› istiyorum, ne de o mec-

listen birinin cumhurbaflka-

n› olmas›n› istiyorum.

Kemal AKÇAY

1- Asl›nda ben politika-

dan hiç anlamam, sizin sor-

du¤unuz soruya ne cevap

verece¤imi de bilemiyorum.

Ben Karadenizliyim. Tayiyp’i

ilk baflta gözümüz tutmufltu,

ama f›nd›k fiyatlar›n› 7 bin li-

radan 2 binlere düflürdü ve

flimdi o da bizim gözümüz-

den düfltü. Sonuçta kim bafl-

bakan ya da cumhurbaflkan›

olursa olsun; bu milleti de-

¤il, hep kendilerini ya da bi-

rilerini koruyor.

2- Sonuçta bu ülkenin bir

cumhurbaflkan› olmak zorun-

da. Her halde ifllerine en iyi

geleni seçeceklerdir. Bence

Tayyip cumhurbaflkan› olur.

GÖZÜYLESORULAR

1-Bugün üzerinde çok tart›fl›lan konulardan biri Cumhurbaflkanl›¤›seçimleri. Sizce Cumhurbaflkanl›¤› tart›flmalar›n›n bu derece gündemdetutulmas›n›n ve tart›fl›lmas›n›n alt›nda hangi politik hesaplar yat›yor?

2-Cumhurbaflkanl›¤› seçiminin sizin için anlam› nedir?Cumhurbaflkanl›¤›Seçimleri

HALKIN

Mehmet GÜLER Halil ‹brahim KÜLBA⁄ Ali ATEfi Seyithan ÇALIfiAN Kemal AKÇAY

Lüleburgaz ve Gönen’deki fabrikalar›n›n ya-

n› s›ra ülkedeki 5 ayr› bölgede bulunan depola-

r› ile faaliyet yürüten, tamam› Frans›z sermayeli

Danone-Tikveflli Fabrikas›’nda sendikal› iflçiler

iflten ç›kartma sald›r›s›n›n hedefinde.

Tek G›da-‹fl Marmara ve Trakya Bölge fiube-

si Teflkilatland›rma Sekreteri Göksel fiengün,

Danone’de 2003 y›l›nda örgütlenme çal›flmala-

r›na bafllad›klar›n›, fakat iflverenin uzlaflmaz tu-

tumu nedeniyle yetki alamad›klar›n› söyledi.

Geçen süre içerisinde fabrikadaki mevcut iflçi

kadar üye yapt›klar›n›, fakat iflverenin çeflitli

yollarla sendikan›n yetki almas›na engel oldu¤u-

nu belirten fiengün, “Danone, üye yapt›¤›m›z

iflçileri iflten ç›kard›, iflçi say›s›n› fazlalaflt›rd›.

Sendika üyesi arkadafllar›m›z›, k›dem ve ih-

bar tazminat› ile iki maafl vererek iflten ç›kar-

d› ve ayn› koflullarda tafleron firmada tek-

rar ifle bafllatt›. ‹flçilerin bafl›na amir konu-

larak, sendikac›larla bir araya gelmeleri en-

gellendi. ‹flyerinde sendikal› sendikas›z ay-

r›m› yap›larak, sendikal› iflçiler sürekli gece

vardiyas›nda çal›flt›r›ld›. Sendikan›n yekti

almamas› için ellerinden geleni yapt›lar”

dedi. Öncelikle uyar› eylemlerinin olaca¤›n›

ifade eden fiengün, “Netice alana kadar, iflçi-

lerimizin cebine toplu sözleflmeyi koyana

kadar eylemliklerimiz sertleflerek sürecek”

fleklinde konufltu.

‘Sendikan›nyetki almas›engelleniyor’

Page 10: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007DÜNYA10

YÖNEL‹M

Kazım Cihan

Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan dolay›yay›mlayam›yoruz

Son bir hafta içerisinde, yani Irak’›n

iflgalinin 4’üncü y›l›nda, ABD emperya-

lizminin yaflad›¤› bunal›m›n›n çarp›c›

sonuçlar› ortaya ç›kt›. Ülkedeki ölü ve

yaral› say›s›, göç, iç savafl, etnik kutup-

laflmalar gibi trajik tablonun yan› s›ra

ABD’nin içinde büyük bir çat›flma bafl

gösterdi. Bugüne kadar Irak’taki çat›fl-

malar›n insan ve maddi kay›p bilançola-

r›yla sayfalar›n› dolduran medya da art›k

ABD’nin içinde kaynayan kazana dikkat

çekmeye bafllad›.

ABD Temsilciler Senatosu taraf›ndan

Irak’tan asker çekme tasar›s› ABD’nin

mevcut yönetimi içinde gedik açan vitrin

geliflme oldu. Fakat bunun geri plan›nda

özellikle asker ailelerinin uzun zamand›r

sürdürdükleri protestolar, iflasa sürükle-

nen ABD sistemi ve ekonomik tahribat

yat›yordu. ABD Baflkan› Bush 2008 y›l›

için 100 milyar dolarl›k Irak savafl bütçe-

si talep etti, fakat Senato bunun karfl›l›-

¤›nda ayn› y›l›n bahar›ndan itibaren tedri-

ci olarak yürürlü¤e girecek bir çekilme

plan›n›n onaylanmas› koflulunu getirdi.

Emperyalizmin merkezindeki bu çat›fl-

man›n, yak›n gelecekte bölgedeki denge-

leri de etkilemesi ve askerler aras›ndaki

huzursuzlu¤un bölgedeki direnifle moral

ve güç kazand›rmas› bekleniyor.

‹flte ABD yönetimini

bo¤an tabloABD yönetimi baflta olmak üzere ifl-

galci güçleri köfleye s›k›flt›ran tablo,

Irak’›n iflgalinden bu yana meydana gelen

sivil ve asker kay›plar›, iç savafl ve Irak’ta-

ki direnifli bitirmenin imkans›zl›¤›n›n orta-

ya ç›kmas› oldu. Bunun üzerine daha ön-

ce Irak’taki askerlerini çeken Nikaragua,

‹spanya, Dominik Cumhuriyeti, Hondu-

ras, Filipinler, Tayland, Yeni Zelanda,

Tonga, Portekiz, Hollanda, Norveç, Uk-

rayna, Japonya, ‹talya ve Slovakya’ya Dani-

marka ve Polonya da eklendi. Bu iki ülke

2007 y›l› içerisinde askerlerini çekecekle-

rini ilan ettiler ve ‹ngilizler de savafl›n ba-

flar›s›zl›¤›n› kabul ederek asker say›s›n›

azaltaca¤›n› duyurdu. Direnifli bast›rmakta

zorluk çeken ABD ise bu tecridi aflmak

için Irak’a göndermeyi planlad›¤› 20 bin

yeni askeri bir türlü gönderemiyor, çünkü

senato ve iç muhalefet taraf›ndan bask› al-

t›nda tutuluyor. Öte yandan özellikle fiii

ve Sünni bölgesindeki bü-

yük direnifl karfl›s›nda aske-

ri kadrolar›n moral tahri-

bat› bir türlü

durdurulam›-

yor.

Direniflçilere de büyük destek veren

bu stratejik koflullar, yüzbinleri bulan

ölüm ve 4 milyona yaklaflan göçe mal ol-

mufltu. BM gözlemcilerine göre ABD’li 3

bin 195 asker direniflçiler taraf›ndan öl-

dürüldü. Ancak ABD uçaklar›nda gazi

olarak dönen ve Irak’a gönderilecek as-

kerlere moral darbesi vuran yaral›lar›n sa-

y›s› daha çok: 32 bin 544... ‹ngiltere or-

dusu da bu ödülden pay›n› ald› ve 134 ‹n-

giliz üniformal›s›, Irak’tan tabut içinde

ç›kt›. Di¤er iflgalci ortaklar›n paylar›na

ise 124 tabut düflüyor.

Ancak savafl›n faturas› bununla s›n›rl›

de¤il. BM Mülteciler Yüksek Komiserli-

¤i’nin tahminlerine göre, savafl öncesi ve

savafltan bu yana 2 milyon Irakl› komflu

ülkelere kaçmak zorunda kald›. Ülke

içinde evlerini terk etmek zorunda kalan-

lar›n say›s› da 1 milyon 700 bini buldu.

Sadece 2006 fiuba-

t › ’ n d a

S a -

marra kentinde bir fiii türbesinin bomba-

lanmas›n›n ard›ndan yaklafl›k 712 bin ki-

fli evsiz kald›. BM örgütüne göre, evlerini

terk edenlerin say›s› ayda 50 bini bulu-

yor. Bunlara Suriye 1 milyon, Ürdün 750

bin, Türkiye-Kuzey Kürdistan, M›s›r, ‹ran

ve Lübnan on biner Irakl› mülteciye ev

sahipli¤i yap›yor. ABD’de de 466 Irakl›

mülteci bulunuyor.

Kan›n diyeti petrolde ifller

yolunda gitmiyor

Ancak ABD’nin Irak’ta u¤rad›¤› bu

hezimet, ülkenin kaynaklar›n› kontrol al-

t›na alma ve emperyal stratejileri hayata

geçirme konusundaki çabalar› durdur-

muyor. Irak Petrol Yasas› ile yürürlü¤e gi-

recek olan Üretim Paylaflma Anlaflmas›

Irak petrollerinin yüzde 75’ini emperya-

list petrol flirketlerine b›rakacak. Böylece

Shell, BP, Exxon, Chevron gibi flirketler

30 y›l sürecek kontratlara imza atacaklar

ve mülkiyet ka¤›t üzerinde Irak’›n olsa da

ülke kaynaklar›na bu flirketler el koyacak-

lar. Bu flirketler, mevcut 80 petrol sahas›-

n›n yüzde 75’ine el koymakla kalmaya-

cak, yat›r›m yapma, rafineri iflletme ve

nakil borusu infla etme gibi haklara sahip

olarak da gelecekte ç›kacak olan petrol-

lerdeki paylar›n› daha da art›racaklar.

Böylece 1972’de millilefltirilen petrol

üzerindeki hak yabanc›lara devrediliyor

ve ekonominin yüzde 95’i petrole ba¤l›

olan Irak’›n y›k›m› tescil edilmifl oluyor.

Kürtler yenilgiyi tolare

edebilir mi?

‹ran’da Mussad›k, M›s›r’da Nas›r’›n

millilefltirme politikalar›na karfl› da ben-

zer bir politika izleyen emperyalizm, bu

kez ifli sa¤lama ba¤lamak için El Maliki

üzerindeki bask›lar›n› art›r›yor ve son

barutunu kullanmak için Kürtlerin pet-

rolden daha fazla pay alaca¤› yerel inisi-

yatife göz yumaca¤› mesaj›n› veriyor.

Böylece Kürtlerin ABD müttefiki olarak

bölgedeki varl›¤›, ABD yenilgisinin yu-

muflat›lm›fl bir kazanca dönüfltürülmesi-

nin sigortas› olarak görülüyor.

5. y›l›nda Irak direnifli

Halklar› milliyetler ve mezhepler te-

melinde birbirine düflürüp direnifli güç-

süzlefltirmek, mezhep çat›flmalar›n› yay-

g›nlaflt›rmak isteyen ABD emperyalizmi

Saddam Hüseyin, Barzan El T›kriti ve

Avad El Bender’in ard›ndan flimdi de Ta-

ha Yasin Ramazan’›, asarak idam ettirdi.

Yasin’in idam› Irak’›n iflgal ediliflinin

4. y›ldönümü olan 20 Mart gününe denk

getirilirken, infaz›n durdurulmas› için Ta-

ha Yasin Ramazan’›n ailesinin Devlet Bafl-

kan› Celal Talabani’ye ça¤r›da bulunmas›

ise sonuç vermedi.

Ramazan’›n cenazesi Tikrit’in Avca

köyünde defnedildi.

Duceyl davas›nda Saddam Hüseyin’le

bilikte yarg›lanan ve idam edilen Taha

Yahsin Ramazan 1938'de Musul'da do¤du.

1956'da bir bankada memurken, henüz

yasal olmad›¤› dönemde Baas Partisine ka-

t›ld›. Partinin 1968 at›l›m›ndan sonra pek

çok bakanl›k görevlerinde bulundu.

Ramazan, 1970'lerde Sanayi Bakan›

oldu¤u dönemde ''Sanayiden hiçbir fley

anlam›yorum ancak flunu biliyorum

ki s›k› çal›flmayanlar öldürülecektir''

demiflti.

Gerek Saddam gerekse de kurmayla-

r› Irak halk›na uygulad›klar› zulüm ve

vahfletle ölümü çoktan haketmifllerdi

ama bu cezay› demokrasi ve adalet ad›na

iflgalcileri kendi ç›karlar› ve planlar› dahi-

linde gerçeklefltiriyorlar ve bizim karfl›

ç›kmam›z gereken nokta da buras› olma-

l›d›r. Emperyalizm Irak’ta yenilmifltir.

“Yeni Strateji”lerine ve devasa askeri gü-

cüne ra¤men, direnen bir halka boyun

e¤dirilememifltir. Askeri, politik tüm

planlar› halklar›n direnifline çarp›p bozu-

luyor. Bu idamlardan medet umanlar bu-

nu baflaramayacakt›r. Çünkü Ortado¤u

halklar›n›n direnifli herhangi bir kifliyle,

örgütle s›n›rl› tutulamayacak kadar bü-

yük, tarihsel ve kitlesel bir direnifltir.

Taha YasinRamazan

idam edildi

Yunanistan parlamentosu, hükümetin sundu-

¤u ve e¤itimde özellefltirmelerin önünü açan

tart›flmal› ‘Yüksek E¤itim Reformu’ yasa tasar›s›n›

kabul etti.

Hükümet bu yasayla e¤itimi kamuya ait bir

görev ve sorumluluk olmaktan ç›kartmay› hedef-

lerken, kamu üniversiteleri, özel okullara dönü-

flecek; e¤itim de pazar kurallar›na göre ayar-

lanm›fl yeni bir yap›laflmayla sermayeye yüksek

kârlar sa¤layan bir sektör haline getiriliyor. Ta-

sar›s›ya karfl› Yunanistan genelinde eylemler ger-

çeklefltirilirken, Atina’da yaklafl›k 40 bin kifli ha-

yat› felç etti.

Tasar›n›n görüflüldü¤ü saatlerde yasan›n geri

çekilmesi talebiyle meclise do¤ru yürüyüfle geçen

kitleye polis müdahale etti. Ç›kan çat›flmalarda,

60 kifli göz alt›na al›n›rken, birçok kifli de yaral›n-

d›. Bu arada tasar›ya karfl› yaklafl›k 300 fakültede

haftalard›r devam eden iflgaller ise devam ediyor.

Hindistan Komünist Partisi

(Maoist), Birlik Kongresi’nin ar-

d›ndan Hindistan egemenlerine

yönelik ald›¤› büyük askeri sald›r›

kararlar›na paralel olarak eylemle-

rine h›z vermifl durumda. Hindis-

tan’›n Chhattisgarh eyaletinin iç

k›s›mlar›nda bulunan bir polis

kamp›na yönelik Maoistlerin dü-

zenledi¤i sald›r›da 60’a yak›n polis

öldürüldü. 300 kiflilik gerilla birli-

¤inin gerçeklefltirdi¤i bu eylem sa-

dece Hindistan'da de¤il, dünya ba-

s›n›nda da büyük yank› buldu. Ne-

pal’de Maoistlerin iktidar› ad›m

ad›m fehtettikleri bir dönemde

Hindistan'da böylesi eylemlerin

geliflmesi, gericilerde büyük bir

tedirginlik yarat›yor.

The Independent: Bat› gör-mezden gelse de, hiç kimse bugerçe¤i inkar edememektedir

‹ngiltere'de yay›mlanan gün-

lük gazetelerden The Indepen-

dent gazetesinin 16 Mart 2007 ta-

rihli say›s›nda "Maoist gerillalar

Bat› taraf›ndan görmezden geli-

nerek, adlar›ndan söz edilmese

de, Hindistan'da hiç kimse bu

gerçe¤i inkar edememektedir"

diye yazd›. Hindistan Basbakan›

Manmohan geçen y›lk› bir aç›kla-

mas›nda, "ülkedeki iç güvenli¤e

meydan okuyan ve ülkenin yüz-

leflti¤i en büyük tehlike Maoist

tehlikedir” belirlemesinde bulun-

mufltu. Ayr›ca ülkenin do¤usunda-

ki, Nepal'e komflu s›n›r bölgesin-

de, büyük genifl arazide, Nepal’li

Maoistler ile Hindistan’l› Maoist-

ler aras›nda "K›z›l Koridor" bu-

lundu¤u da iddia ediliyor. Hindis-

tan devleti Kaflmir'de oldu¤u gibi

büyük askeri operasyonlar dü-

zenlemesine karfl›n, Maoistler,

köylülerden örgütledikleri gerilla

ve Salva Judum ad›ndaki milis

güçleriyle devlet operasyonlar›na

karfl› koyarak devlete büyük dar-

beler vuruyor.

Hindistan’l› Maoistlerin sald›r›lar›gericilerde tedirginlik yarat›yor

ABD baflkan› Bush 6 günlük Latin Ame-

rika ziyaretinde gitti¤i her ülkede halklar›n

öfkesiyle karfl›land›. Bush’un bu ziyaretleri

göreve geldikten sonraki ilk bölgesel ve en

uzun ziyaretiydi. Bu ziyaret ayr›ca son bir-

kaçy›l içerisinde k›tan›n gördü¤ü en genifl,

en büyük ve en fliddetli gösterilere de ne-

den oldu.

Brezilya’n›n Sao Paulo kentinde 8 Mart’ta

bafllayan ziyarete binlerce ö¤renci, iflçi, çev-

re sorunlar›na duyarl› halk kat›larak flehrin ti-

cari bölgesindeki ana caddeyi kapatt›. Halk

“Katil Bush senden nefret ediyoruz” slogan-

lar›yla öfkelerini hayk›rd›.

Bir sonraki gün Uruguay’›n Montevideo

kentinde binlerce insan yine Bush’a öfkeleri-

ni dile getirmek için alanlara ç›kt›lar. Ayn›

anda Buenos Aires’te Venezuella devlet bafl-

kan› Chavez’n hitap etti¤i onbinlerce insa-

n›n yer ald›¤› bir gösteri gerçekleflti.

Bush’un üçüncü dura¤› ise ‹srail ve M›-

s›r’dan sonra en çok askeri yard›mlar›n yap›l-

d›¤› ve Güney Amerika ülkeleri içerisinde

ABD’nin, içifllerine en fazla kar›flt›¤› ülke du-

rumunda olan Kolombiya’yd›. 21 binden faz-

la asker ve 7 bin polis ziyaret süresince düze-

ni sa¤lamak için konumland›r›ld›. Binlerce

gösterici polis ve z›rhl› araçlara karfl› görüfl-

melerin meydana geldi¤i Baflkanl›k Saray›’n-

dan iki kilometre boyunca çat›flarak geri çe-

kildi. Çat›flmalar s›ras›nda ABD bayra¤› yak›-

l›rken, 324 kifli de tutukland›.

Bush’un Latin Amerika gezisinin dördün-

cü dura¤› ise ABD sponsorlu ölüm mangala-

r› üzerinden ABD hakimiyetinin yürütüldü-

¤ü Guatemala oldu. Bush’un Guatemala ziya-

reti ayr›ca, hükümetin Hristiyan köktenci fa-

flist Arena (El Salvador) partisinin dört lideri-

nin katledilmesine bulaflan Guatemala baflka-

n› Oscar Berger için bir destek göstergesiydi.

Göstermelik bir flekilde olaya kar›flan polisle-

ri tutuklayan hükümet, daha sonra kirli iliflki-

lerin a盤a ç›kaca¤› endiflesiyle tutuklanan

polisleri bulunduklar› hapishanede öldürdü.

Bush, Latin Amerika turunun son aya¤›

olan Meksika’da da protesto edilirken, yüz-

lerce kifli polisle çat›flt›.

Bush’un Latin Amerikaturuna halk öfkesi

Yunanistan’da yasatasar›s›na öfke

Mustafa Suphi ile 14 yoldafl›n›n Karadeniz’de faflist Kema-

list diktatörlük taraf›ndan hunharca katledilmesinden hemen

sonra (1924’te) fiefik Hüsnü revizyonisti ve flürekâs›, TKP’nin

önderli¤ini ele geçirir. TKP önderli¤inin bahsi geçen iflah ol-

maz revizyonist flürekan›n eline geçmesi ayn› zamanda

TKP’nin ad›m ad›m s›n›f iflbirlikçisi bir konuma do¤ru gitmesi

sürecinin sinsi biçimde örülmesi demektir.

Sinsice örülen bu süreç, Büyük Proleter Kültür Devri-

mi’nin tüm dünyay› sarst›¤› ana kadar böyle devam eder.

BPKD tüm dünya halklar›n› dalga dalga büyüyen bir kas›rga

misali etkilerken, co¤rafyam›zdaki halklar›n ondan etkilenme-

mesi ise düflünülemezdi. 68 ö¤renci-gençlik, iflçi-köylü hareke-

ti, iflte tam da bu noktada çoflkun bir ›rmak gibi önlerindeki

bentleri bir bir y›karak d›fla vurmufltu...

Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n geliflim sey-

rinde oldu¤u gibi, Mahirler’in ve Denizler’in de geliflim seyri

ayn› döneme denk gelir. ‹lk baflta mücadeleye at›ld›klar› yer,

TKP’nin tipik versiyonu olan revizyonist, reformist ve parla-

menterist Türkiye ‹flçi Partisi olur. T‹P’de mücadeleye at›lma-

lar› ve akabinde, uluslararas› proletaryan›n büyük önderlerinin

yazd›¤› eserlerin Türkçe çevirilerinin yavafl yavafl yap›l›yor ol-

mas›, ‹brahimler’i, Mahirler’i ve Denizler’i araflt›rmaya-incele-

meye iter ve bunun sonucunda baz› sonuçlara var›rlar. Daha

do¤rusu olaylar›-olgular› kavramada yakalad›klar› derinlik,

T‹P’in niteli¤ini görmede önemli bir basamak görevi görür ve

gelinen noktada T‹P’e karfl› amans›z bir ideolojik mücadele ve-

rilmeye bafllan›r ve T‹P yöneticilerine karfl› verdikleri ideolojik

mücadele sonuç vermeyince daha fazla zaman kayb›na mahal

vermemek için T‹P’le ba¤lar›n› kopar›rlar. Ayr›flma, “sosyalist

yol” ile “Milli Demokratik Devrim” yolu aras›nda yaflan›r. Bafl-

ka bir ifadeyle, politik iktidar›n ele geçirilmesinin silahl› dev-

rim yoluyla m› yoksa reform ve parlementer yolla m› olaca¤›-

na dair keskin ve net bir ayr›flma üzerinde vücut bulur. Bunu

takip eden günlerde ise bu sefer de, “MDD” tezini savunan an-

lay›fl içinde bir ayr›flma kaç›n›lmaz bir hal al›r. Yani “MDD” ile

Demokratik Halk Devrimi tezlerini savunan görüfller aras›nda

bir ayr›flma yaflan›r. Böylece Mahirler ve Denizler “MDD” görü-

flünü savunur ve o temelde pratik bir yönelim içine girerler-

ken, ‹brahim, DHD tezini savunanlarla birlikte hareket eder.

Yukarda dikkat çekti¤imiz sürecin kendi mecras›nda belli

bir olgunlu¤a varmas›, ayn› zamanda 71-72 devrimci ve komü-

nist silahl› ç›k›fl›n›n Türkiye-K.Kürdistan topraklar›nda vucut

bulmas›n›n tohumunu bizzat kendisinde cisimlefltirir. Di¤er

bir biçimde ifade edersek, Mahir Çayan’›n ideolojik-politik ön-

derli¤i alt›nda THKP-C, Deniz Gezmifl’in ideolojik-politik ön-

derli¤i alt›nda THKO ve komünist önder ‹brahim Kaypakka-

ya’n›n ideolojik-politik önderli¤i alt›nda ise uluslararas› komü-

nist hareketin Türkiye-K.Kürdistan seksiyonu olan TKP(ML)

kurulur.

THKP-C ve THKO her ne kadar 71-72 devrimci ve komü-

nist kalk›flmas›nda önemli kilometre tafl›n› oluflturuyor olsalar

da, ideolojik olarak dayand›klar› zemin, sistemi bütünlüklü ola-

rak diyalektik materyalist bak›fl aç›s›yla ele al›p irdeleyen, elefl-

tiren, yorumlayan ve de¤ifltirme eylemine dönüfltüren, daha

do¤rusu analiz-sentez bab›nda olay ve ogular› MLM bilimi ve

ideolojisinin penceresinden bak›p çözüm üreten, çözme ira-

desini ortaya koyan bir politik perspektiften yoksundular. fiöy-

leki; Mahir Çayan ve önderli¤indeki THKP-C, Kemalizm, ulu-

sal sorun, faflist Türk devletinin s›n›fsal ve sosyal karekteri,

devrimin yolu, kitle çizgisi, modern revizyonizme karfl› tutum-

lar›, s›n›f ittifaklar› meselesi vb. bir dizi temel konularda ciddi

ideolojik sapmalar› içerir. Keza üç afla¤› befl yukar› benzer ha-

tal› tespitler, Deniz Gezmifl ve önderli¤indeki THKO’da da

mevcuttur. Her iki devrimci önder her ne kadar MLM’den et-

kilenmifl olsalar da, özde küçük burjuva radikal devrimcilerdir.

Mahir ve yoldafllar› küçük burjuva radikal devrimciler ol-

malar›na ra¤men kendi politik çizgilerinde ve durufllar›nda tu-

tarl› bir hat izlerler. Kan ve can bedeli devrimci de¤erleri gelifl-

tirmeye ve onu büyütmeye çabalarlar. Ki Denizler’in idam

edilmesini engellemek için yapt›klar› eylem, devrimci dayan›fl-

man›n en güzel örneklerinden biri olarak bilincimizde tüm ta-

zeli¤iyle durmaktad›r. Dahas› THKO kadrolar›yla birlikte üç ‹n-

giliz teknisyeninin kaç›r›lmas› ve sonuna kadar birlikte hareket

etmeleri, siper yoldafll›¤›n›n en güzel örneklerinden biridir.

Komünist önder Kaypakkaya’n›n Nurhaklar’da katledilen Si-

nan Cemgiller’in ihbarc›s› Mustafa Mordeniz’i a盤a ç›kart›p

ölümle cezaland›rmas› da buna iyi bir örnektir. ‹flte bu türden

pratik yönelimlerin bizler aç›s›nda her zaman örnek teflkil et-

mesi gerekmektedir. Dostlar›m›zla birlikte ortak ifl yapma kül-

türünü gelifltirmenin, biz Maoist komünistlerin asli görev ve

sorumluluklar›ndan biri oldu¤u bilince ç›kar›lmal›d›r.

30 Mart 1972’de Mahirler’in K›z›ldere’de can feda biçimde

yakt›¤› meflale bizim meflalemizdir. Kald›klar› yer düflman kuv-

vetleri taraf›ndan kuflatl›p kendilerine teslim olun ça¤r›s› yap›l-

d›¤›nda, Mahirler’in yan›t› tereddütsüzce olmufltur: “Biz bura-

ya dönmeye de¤il, ölmeye geldik”. Büyük bir adanm›fll›kla ölü-

mü küçülterek yenen devrimci önder Mahir Çayan’› ve yoldafl-

lar›n› 35. ölüm y›ldönümlerinde sayg›yla an›yor, an›lar›n› ve

ideallerini Halk Savafl›’nda yaflataca¤›m›za söz veriyoruz.

“Dönmeye de¤il, ölmeye geldik” fliar›yla destanlaflt›lar

Page 11: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007RÖPORTAJ 11

Diplomatik görüflmelerde bulunmalk üzere ‹ngiltere’de bulunan Nepal Komünist Partisi (Maoist) Polit Büro üyelerinden ve Enternasyonal ‹liflkilerSorumlusu (kamuoyunda yoldafl Gaurav olarak tan›nan) Chandra Prakash Gajurel ile bir görüflme gerçeklefltirdik. Bilindi¤i gibi yol-dafl Gaurav bundan bir kaç y›l önce Hindistan gerici devleti taraf›ndan pasaport yasas›n› ihlal etmekten tutuklanm›fl ve dahasonra ise Hindistan'n›n ulusal güvenli¤ini tehdit etti¤i iddias›yla bir baflka eyalete nakledilerek tutuklulu¤u uzat›lm›flt›. Busahte gerekçelerle üç buçuk y›l politik rehine olarak tutulan Gaurav, Nepal'de NKP(M) ile di¤er 7 politik parti aras›nda var›-lan anlaflmadan bir kaç ay sonra, Hindistan gerici egemen s›n›flar› taraf›ndan serbest b›rak›ld›.

Chandra Prakash Gajurel (Gaurav)ile Nepal üzerine söylefli (1)

ABD, Hindistan kökten dincileri ve ülke-mizdeki ortaça¤ kal›nt›s› güçler süreci sa-bote etmek istemektedirler. Umutlar› önem-li ölçüde k›r›lm›flt›r, ama saboteye devametmektedirler. Hem seçim öncesi, hem desonras›nda ellerinden geleni yapacaklard›r.‹nsiyatif bizdedir. Kitleler Anayasal Meclis’-ten yana iradelerini koydular. Galebe çalanhalk kitleleri olacakt›r

Biz, kitlelere hiç bir zamanbar›flç›l hayeller tafl›mad›k

Sevgili yoldafl, bu k›sa zaman di-

limi içinde birlikte olaca¤›m›z› ve si-

zinle yüzyüze görüflebilece¤imizi bekle-

miyorduk, hofl geldiniz!

Hofl bulduk. Teflekkürler

Kamuoyunda flöyle bir inanç ve e¤ilim var.

Nepal Komünist Partisi (Maoist), iktidar› topye-

kün ele geçirmek yerine burjuvazi ile uzlaflmay› ve

iktidar› paylaflmay› tercih etti. Halk Kurtulufl

Ordusu ve silahlar kamplara kilitlendi

ve Birleflmifl Milletler denetimine ve-

rildi. Bu geliflmeler hakk›nda ne-

ler söylemek istersiniz?

Öncelikle sizinle birlikte ol-

maktan büyük bir mutluluk

duyuyorum. Bu görüflmeyi

üç buçuk y›l önce, yani Hin-

distan'da tutklanmadan önce

istemifltim, ama bu flimdi

mümkün olabildi. Sal›verilme-

mizde sizlerin; Türkiyeli yol-

dafllar›n büyük katk›s› oldu¤u-

nu biliyorum. Bu nedenle ga-

zeteniz Devrimci Demokrasi

arac›l›¤› ile Türkiye-Kuzey Kür-

distan halk›na ve devrimcileri-

ne teflekkür etmek istiyorum.

Çok aç›kt›rki, uluslararas› bir

dayan›flma hareketi olmasayd›,

Hindistan devleti ben ve di¤er

yoldafllar›m›z› Nepal devletine

teslim ederdi ve akibetimiz be-

lirsiz olurdu. Geçen y›l Nisan

ay›nda Nepal'de yaflanan kitlesel

alt-üst olufl sonras›nda, bulundu¤um hapishanede ‘cezam›’ tamam-

lamama ra¤men, tahliye edilip b›rak›lmak yerine, beni yarg›lamak

üzere baflka bir eyalete gönderdiler. Orada "Ulusal Güvenli¤i Teh-

dit" maddesine dayanarak yarg›lamaya çal›flt›lar. ‹lginçtir bu eyalet

Bat›-Bengal'dir ve orada hükümette bulunan sözde komünist parti-

si olan Hindistan Komünist Partisi (Marksist)'tir. Bu revizyonistler,

Hindistan devleti kadar azg›nca Halk Savafl›’na sald›rd›lar. Bizi b›-

rakma niyetleri yoktu. Niyetleri belliydi. Sonuçta b›rak›lmam›zda

esas olarak Nepal'de halk›m›z›n yi¤it mücadelesi etkili olsa da, siz-

lerin; enternasyonal çaptaki çal›flmalar›n›n çok büyük katk›s›n› ya-

detmek gerekir. Di¤er baflka bir fley ise, biz her daim Türkiye'de

yürüttü¤ünüz mücadeleden büyük ilham ald›k ve sizden çok fley

ö¤rendik. DEH içinde birlikte yer almaktan onur duydu¤umuz

MKP’nin kurucu önderi yoldafl ‹brahim Kaypakkaya ve k›sa zaman

önce katledilen Genel Sekreter yoldafl Cafer Cangöz, di¤er 16 yol-

dafl ve tüm devrim flehitlerinin önünde sayg›yla e¤iliyorum.

Sorular›n›z›n cevab›na geçersek; olumlu kayg›larla sorular so-

rulmaktad›r. Teflekkür ederim. Evet, geçen y›l Nisan ay›ndan itiba-

ren Nepal'e özgü ve dünyada tam›tam›na karfl›l›¤› olmayan farkl›

taktikler benimsedik. Bu tamamen Nepal'in somut flartlar›ndan

kaynakl›d›r. Her partinin, somut durumun somut tahlilini yaparak

kendisine özgü taktikler benimsemesi gerekti¤ini düflünüyoruz.

Stratejiye gelince; hedefe ulaflmak anlam›nda bütün gerçek komü-

nist partilerin stratejileri ayn›d›r. Ama koflullar itibariyle taktikler

farkl›d›r/farkl› olacakt›r. Ayn› flekilde taktik ad› alt›nda birçokko-

münist partisi sa¤c›laflm›flt›r. Dünya tarihinde bu örnekleri biliyo-

ruz. Di¤er baz›lar›n›n ise stratejiye sad›k kalmak; ideolojinin safl›-

¤›n› korumak ad› alt›nda t›kand›klar›n› da görüyoruz. ‹ki tür reviz-

yonizm vard›r. Birincisi sa¤ revizyonizm, ikincisi dogmato revizyo-

nizmdir. Devrimci görünse de sol revizyonizm ile de mücadele et-

mek gerekir. HKO ve silahlar›n kilitlendi¤ini sordunuz. fiunu söy-

leyebilirim. Bugüne kadar düflman›n, iktidara yürüyen ve görüfl-

melerde bulunan komünist partilerine uygulamak istedi¤i çeflitli

politikalar› oldu. Düflman politikas›n›n özü fludur: "Silahs›zland›r,

da¤›t ve rehabilite et" (SDR). O halde Nepal'de durum nedir tahlil

edelim. Nepal'de yap›lan SDR politikas› m›d›r, yoksa baflka bir fley-

mi? Garanti ediyoruz ki Nepal'de olan (SDR) "Silahs›zland›r, da¤›t

ve rehabilite et" politikas› de¤ildir. Biz, gerici hakim s›n›flar›na, 30

binden fazla HKO savaflç›s›n›n NKP (Maoist) önderli¤i alt›nda ol-

du¤unu resmen kabul ettirdik. NKP (Maoist) yönetimi alt›ndaki

HKO'yu "Silahs›zland›r, da¤›t ve rehabilite et" politikas› Nepal'de

yoktur ve buna izin vermeyiz. Tersine düflmana, HKO'nun, NKP

(Maoist) önderli¤i alt›ndaki silahl› ordu oldu¤unu ve Nepal'de di-

¤er baflka bir ordu oldu¤unu kabul ettirdik. HKO hala oradad›r ve

bu bir SDR politikas› de¤ildir. Sadece iç güçlere de¤il, HKO'nun

Nepal'de bir baflka ordu oldu¤unu BM gibi uluslararas› gericili¤e

bile kabul ettirdik. HKO'nun bir bölümünün kamplarda oldu¤u

do¤rudur. Ama kamplarda bulunan savaflç›lar tamamen bizim kon-

trolümüz ve insiyatifimiz alt›ndad›rlar. Silahlar HKO komutanlar›-

n›n denetimini alt›ndad›r. fiu ana kadar en az iki defa savaflç›lar

kamplardan d›flar› ç›kt›lar. Bir keresinde karfl› taraf, bize dan›flma-

dan ve tek tarafl› büyükelçi atay›nca; ikincisinde ise yeterli beslen-

me için gerekli yiyecek sa¤lanmay›nca, HKO savaflç›lar› d›flar› ç›-

karak protestoda bulundular. Bu bizzat parti önderli¤i alt›nda ya-

p›ld›. Yapt›¤›m›z bütün kitle toplant›lar›nda, karfl› taraf anlaflmaya

uydu¤u müddetçe, ordumuzun kampta kalaca¤›n› söyledik. Dün-

yaya ve halk kitlelerine flunu aç›kça söyledik; karfl› taraf anlaflmaya

uymazsa kaplarda bulunan savaflç›lar›m›z› orada tutmak için hiç

bir sebep kalmayacakt›r. Ve o koflullarda durum tamamen de¤iflir.

Bu bir komplo de¤ildir. Komplolarla devrimin yap›lamayaca¤›n›

biliyoruz. Biz amaçlar›m›z› aç›k ve net bir flekilde beyan ettik ve

dedik ki; karfl› taraf yapt›¤›m›z anlaflmaya uymazsa, bizim için de

bu anlaflman›n hükmü ve geçerlili¤i kalmaz. fiu anda Nepal'de sü-

ren esas mücadele Geçifl Hükümeti’nin kurulmas› meselesidir.

ABD emperyalistleri, Maoistlerin Geçifl Hükümeti’nde yer almas›-

n› istemiyor. Çünkü diyorlar ki; Maoistler hala eski çal›flmalar›na

devam ediyor ve silahl›d›rlar. HKO'nun kamplardan ç›kmalar› do¤-

rultusunda bir gazeteci bana "yine silahl› mücadeleye devam ede-

cek misiniz?" diye sordu. Ben de kendisine "flayet yeniden bafllar-

sak size bildiririz. Zira biz Halk Savafl›’na böyle bafllad›k ve e¤er ye-

niden bafllarsak bu bizim için bir sorun de¤il" dedim.

Devrimin acil hedefi 238 y›ll›kMonarfliyi y›k›p da¤›tmakt›r

Devrimin acil hedefi nedir? ‹zle-

di¤iniz bugünkü taktiklerin, Nisan

2005’teki kitle gösterileri s›ras›nda

veya sonras›nda ald›¤›n›z söyleni-

yor, bu do¤ru mudur?

Devrimin acil hedefi 238 y›ll›k

Monarfliyi y›k›p da¤›tmakt›r. Nisan

gösterilerinden sonra Kral›n yetkileri

önemli ölçüde düflürüldü-s›n›rland›-

r›ld›. Ama bu yeterli de¤il. Da¤›t›lma-

s› gerekir. Zira Monarfli emperyaliz-

min ve feodalizmin ülke içindeki

sembolüdür. Monarflinin y›k›lmas›

noktas›nda partimiz 2002 y›l›nda, 2.

Ulusal Konferans›’nda bugünkü sü-

reçte izledi¤imiz taktikleri karar alt›-

na ald› ve flimdi bunlar› hayata geçir-

mekteyiz. O zamanlar bu taktikleri-

miz uygulanamad›. Önerilerimiz fluy-

du: 1. Monarflinin da¤›t›lmas›, 2. Ge-

çifl Hükümeti’nin kurulmas› ve 3.

Anayasal Meclis seçimine gidilmesi.

Bu öneriler o zamanlarda, politik par-

tilerin baz›lar› için "vahfli kaz kovala-

mak" ve baz›lar› için ise "hayal gör-

mekle" efl anlaml›yd›. Ve biz Kral

Gyenadra'n›n önceki Kral› (kardefli

kral Brienda) ve tüm ailesini imha et-

ti¤i bir dönemde varolan bütün poli-

tik partilere bu öneriyi yapm›flt›k.

Ama dedi¤im gibi kabul görmedi. Ne

zamanki Kral Gyenandra 2. darbesini

yapt› ve politik partilerin baz› liderle-

ri ve kadrolar›n›n bir bölümünü par-

makl›klar aras›na gönderdi, iflte o za-

man bunlar, bu Monarflinin kuyru¤u-

na tak›larak bir yere var›lamayaca¤›n›

anlad›lar. Di¤er d›fl etkenlerin de yar-

d›m›yla 7 politik parti bizimle ittifaka

girmeye raz› oldu. Burada bir hat›r-

latmada bulunmak istiyorum; devri-

min genel yasalar›ndan biri fludur;

omuzlad›¤›n davada yükün büyük

bölümünü sen çekersin, di¤er bir bö-

lümünü ise düflman›n kendisi bunu

sana tedarik eder. Yeterki çizgin do¤-

ru olsun ve o çizgide ›srar et. Bu ba-

k›mdan Kral Gyenandra'ya teflekkür

etmeliyiz.

fiimdi bu sürecin sonunda ne ç›-

kar, bu biraz da Anayasal Meclis se-

çimleri sonunda belli olur. Biz kaza-

n›rsak Halk Cumhuriyeti Anayasas›’n›

yazaca¤›z. Bunu aç›kça ilan ettik.

Di¤er güçlerin etkisi nedir, neden onlarla bir-

leflme ihtiyac› duydunuz?

Bu güçlerin baz›lar› Nepal'in çeflitli tarihlerinde

hükümette yer alan güçlerdir. 1996 y›l›nda halk

içinde etkileri vard›. Ama hükümet olduklar›nda,

Halk Savafl›’n› ezme hareketine girifltiler ve halk›n

ihtiyaçlar›ndan koptular ve böylelikle kitleler içinde

etkileri azald›. Kral'›n 2. darbesinden sonra daha da

kötü duruma düfltüler ve Maoistlerle ittifak ve anlafl-

maya girmeden hiç bir fley yapamayacaklar›n› anla-

d›lar. Politik partiler, ABD, Hindistan ve Monarfli ta-

raf›ndan kullan›ld›klar›n› anlad›lar. Bizimle ittifak et-

meleri, hayat›n dayatmas›d›r. Kabul etmek zorunda

kald›lar. Bizi sevdiklerinden de¤il. Bir devrimin za-

ferle taçlanmas› için kitlelerle birleflmek ve düflma-

n› bölmek önemli bir ilkedir. 7 politik parti ile anlafl-

mam›z› biraz da bu yönden düflünmek gerekir. Di-

¤er nedenleri zaten izah etmifltim.

Monarfli s›n›flar üstümüdür, politik partiler

hangi s›n›flar› temsil etmektedirler?

S›n›flar üstü hiç bir parti veya güç olamaz. Mo-

narfli de öyle. Monarfli feodal s›n›f›, Ortaça¤’› temsil

etmektedir. Özellikle Kral Gyanendra bir Ortaça¤

yönetimin temsilcisidir. Uzun y›llar ABD emperya-

lizmi ve Hindistan gericili¤i, Monarfli ile 7 politik

partiyi bir arada, ittifak içinde tutmay› baflard›lar.

Bunlar, Monarfliye silah ve di¤er desteklerde bulun-

dular. Baz›lar›m›z› Hindistan devleti do¤rudan tu-

tuklad› ve tutuklad›klar› baz›lar›m›z› Nepal gericili-

¤ine teslim ettiler. Ancak 2005 y›l›nda Kral darbe

yap›nca Nepal'lin siyasi portresi ciddi de¤iflikli¤e

u¤rad›. Hindistan bafllarda Kral›n iktidar›n›n y›k›l-

mas›na karfl› ç›kt›. Bir süre sonra bu tutmunu de¤ifl-

tirdi ve Kral'a silah yard›m›n› durdurdu. Bunun üze-

rine Kral, silah› Çin'den almaya bafllad›. Yani Hin-

distan gericili¤inin "anayasal Monarfli ve çok partili

düzen" biçimindeki iki ayakl› politikas› ifle yarama-

d›. Bu politika çöktü. Geliflmelere uygun olarak 7

politik partinin durumunu yeniden analiz ettik. Ya-

ni burjuva s›n›f çizgilerine ve karekterlerine ra¤-

men koflullar onlar› bize gelmeye zorlad›. Onlarla

ittifak etmemiz onlar›n burjuva s›n›f karekterlerini

görmemize engel de¤ildir. Nepal'deki koflullar öy-

lesine boyut kazanm›flt›r ki, Maoistlerle ittifak

yapmamal›y›z diyen baz› politik partilere karfl›

halk ayaklanmakta ve protestolara giriflmektedir-

ler. Onlar› Maoistlerle ittifaka zorluyor. Nepal'de

politik durum d›flardan göründü¤ü gibi de¤ildi ve

farkl›l›klar arzediyordu. Eski bir unsur, suyun ›s›s›-

n› test etmek için Maoistlerle ittifak yap›lmamas›

için sert bir aç›klama yapt› ve bunun üzerine halk

ayakland› ve bu unsurun evinin önünde protesto-

lar yap›ld›. Durum üzerine ayn› unsur kendisinin

yanl›fl anlafl›ld›¤› ve sözlerinin çarp›t›ld›¤›n› söyle-

mek zorunda kald›. Durum budur.

Politik partiler, kullan›ld›klar›n› anlad›klar›ndabizimle ittifak etmek zorunda kald›lar

Page 12: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007 KÜLTÜR-SANAT12

YÜZ F‹K‹RMuzaffer Oruço¤lu

[email protected]

www.muzafferorucoglu.com

Milliyetçilik nas›l da güçlendi. Bir ulusunç›karlar›n› ve de¤erlerini, di¤er uluslar›n ç›kar-lar›ndan ve de¤erlerinden üstün tutmak. Milli-yetçilik öz olarak budur. Kapitalist mülk sahi-binin anlay›fl›d›r. Mal›m bataca¤›na dünya bat-s›n. Bu, bugünkü küresel tekellerin anlay›fl›d›rayn› zamanda. Ben bataca¤›ma dünya bats›n.‹ki büyük dünya savafl›n›n temelinde yatananlay›flt›r bu. Küresel tekeller, yerel ekonomi-leri, kendi ekonomilerine zorla kat›yorlar.Dünyay› kendilerinin egemen oldu¤u birlefliktek bir dünya pazar›na dönüfltürüyor, kendidillerini ve kültürünü bu pazara dayat›yorlar.Yokolma ve savunma psikozu içine giren ulus-lar, kendi egemen de¤erlerine, milliyetçili¤eve dine sar›l›yorlar. Bu uluslar, bu de¤erlerleküresel tekellerin karfl›s›nda baflar› kazanma,tutunma flans›na sahip de¤iller. Kendi ulusalç›karlar›n› ve de¤erlerini, di¤er uluslar›n ç›kar-lar›ndan ve de¤erlerinden üstün gören milli-yetçili¤in, dünya insanlar›n›, küresel tekellerinkarfl›s›nda birlefltirme, onu umut vadeden mo-dern, küresel bir güce dönüfltürme flans› veyetene¤i yoktur. Küresel bir güce ve anlay›flaancak, ondan daha ileri bir küresel güç ve an-lay›flla karfl› konulabilir. Bu güç bellidir: Dün-ya iflçi s›n›f›.

Her küresel tekel merkezi, kendi ç›karlar›-n›, dilini ve de¤erlerini, bir baflka küresel tekelmerkezinin ç›karlar›ndan, dilinden ve de¤erle-

rinden üstün görür. Buna küresel tekel milli-yetçili¤i de diyebilirsiniz. Bunlar›n dünya sa-vafl› programlar›n›n temelinde bu anlay›fl ya-tar. Sermayenin kendini dünya çap›nda yeni-den üretememesi mi, dünya savafl› m›? Soru-yu böyle sorar ve cevab› verir: Dünya savafl›.‹nsan›n ve do¤an›n görülmemifl boyutlarda y›-k›m›n›n temelinde bu anlay›fl yatmaktad›r. Bugüç ve bu anlay›flla, dünya çap›nda hesaplafla-bilecek, dünyan›n ruhsuz kalabal›¤›n›, tarihikorkutan, o umutsuz, ürkütücü kalabal›¤›n›birlefltirip, gelece¤e, büyük derinli¤e tafl›yabi-lecek bir tek güç vard›r: Dünya iflçi s›n›f›. Kur-tar›c›n›n, kurtar›c›l›k misyonundan s›yr›larak,her insan› bir kurtar›c› olarak görmesi flart›ylamümkün olacakt›r bu. Bu s›n›f›n program›n›tepeleyip geçen bir baflka program bugüne ka-dar ç›kmad›. Nedir bu program? Tüm biçimle-riyle mülkiyete hay›r, parçalanm›fll›¤a, ulusahay›r, devlete ve aileye hay›r, bask›ya ve öz-gürlü¤e hay›r. Hay›rl› hay›r’lardan oluflan buprogram›n yarat›c›s› tek modern, gerçek, küre-sel güçtür ve tüm yerel zenginliklerin, dillerinve kültürlerin, birbirlerini özgürlük ortam›n-da, derinlemesine özümleyerek, tek bir dünyazenginli¤ine, dünya diline ve kültürüne dö-nüflmesinden yanad›r.

Ekranlar ço¤ald›. ‹nsan, eriflilmezle, uzakbir insanla flimdi daha kolay iliflki kurabiliyor.‹nsan›n dinleme, tercih yapma ve konuflma

olanaklar› artt›. ‹nsan› insana ba¤layan damar-lar aç›ld›kça, insan aç›lacak. Milliyetçili¤in vedinin yükselifline ra¤men, ilerlemenin genelseyri, enternasyonalizme do¤rudur. Haks›z sa-vafllara duyulan tepkinin çap›, bunu do¤rulu-yor. ‹nsan parçalan›yor, ayk›r›lafl›yor, giderekzor yönetilen, yönetmeyi ve yönetilmeyi dahaaz seven bir yarat›k haline geliyor. Kolay yö-netilen insan, geri insand›r. ‹nsan, geçmiflindehiç bu denli nefret etmemiflti zorunlu çal›flma-dan. ‹nsanda kendine yaslanma ve kendiniokuma e¤ilimi, geçmifle nazaran geliflti. ‹çindebulundu¤umuz dönemin yükseliflleri ne olur-sa olsun, genel tarihsel ilerleyifl, insan›n dar-l›ktan, yerellikten, dinden, ulusal kimlikten vemilliyetçilikten kurtuluflu yönündedir.

Evet, bugün yeryüzünde iki ciddi küreselgüç var. Küresel tekeller ve iflçi s›n›f›. Tarih,müzelere do¤ru ilerlemiyor. ‹nsanlar, uçaktaninip ka¤n› arabas›na binmiyor. Tarih, her yenibulufla, yeni bir müze yaparak ilerliyor. Tari-hin karfl›s›nda tutunamayan komünizm de¤il,milliyetçilik ve dindir. Mülkiyetin, devletin veailenin yüz y›l önceki durumunu bugünkü du-rumla k›yaslay›n bakal›m. Gelecekte, tek bafl›-na hiç kimsenin sahip olamayaca¤›, merkezi-leflmifl, büyük, küresel mülkiyetler ç›kt› ortayave bu merkezileflme, küçük ve orta mülkiyetinaleyhine devam edecektir. Hayat, sanayiningeliflti¤i bölgelerde, devletler toplulu¤unun

oluflmaya bafllayaca¤›n›n ve her yerel devle-tin, bu toplulu¤un küçültülmüfl, basit bir kara-koluna dönüflece¤inin iflaretlerini veriyor. Ai-le tutunam›yor, da¤›l›yor. Komünizmin madditemelleri olufluyor. Ve küresel kapitalist tekel,büyük korkusunu, Dünya çap›nda, kulaklar›sa¤›r edercesine ba¤›rarak a盤a vuruyor:

“Komünizm öldü!”

Ne kadar ba¤›r›rsa ba¤›rs›n, kaybedecek.‹nsan› ve do¤ay› y›karak ilerleme mant›¤›nasahip oldu¤u için kaybedecek. Herkesi tepele-yip geçen o bencil ‘Ben’ini, varoluflunu, zen-ginleflme flart›n›, bilme ve yaratma flart›na ba¤-lad›¤› için kaybedecek. Yerel ile evrensel,pragmatik ile bütünsellefltirici ya da engin dü-flünce aras›ndaki kavga sürüyor. Dünya, flim-diye kadar d›fl gerçekli¤i kendi arzular›na ben-zetme eylemiyle y›kan kahramanlara tan›k ol-du, geliflmeler, d›fl ve iç gerçekli¤e, kitlenin y›-k›c› atefliyle, engin ve özgür dünyas›yla yükle-nilecek günlerin flartlar›n› haz›rl›yor. Baflta dinolmak üzere tüm geri ideolojiler, varl›k flartla-r›n›, kitlesel itaata, mamut ça¤›ndan kalm›fl, ta-rih öncesi insan›n korkuya dayanan muhte-flem boyun e¤ifline ba¤larlar. Tarih, geçmiflintüm sosyalist uygulamalar›n› bile derinlemesi-ni etkileyen bu geri ideolojilerin maddi temel-lerini, varl›k flartlar›n› zay›flatarak ilerliyor.Gerçek y›k›c›lar›n gücünü gösteriyor bu.

Komünizm öldü

Sanat, toplumsal yaflamda dünü bugüne,

bugünü yar›na aktarman›n en güçlü araçlar›n-

dan biridir. Genifl halk y›¤›nlar›n›n yaflamlar›n-

da yer edinen bir tak›m olgular›n, yorumlan›p

tekrar halka sunulmas›d›r. Sanat estetsize edil-

mifl, hayat›n motorudur. O motor durdu¤u za-

man, kitlelerin de¤iflim ve dönüflümü zorlafl›r.

Bugünün kültürel dokusunun çeflitli üsluplarla

yar›na tafl›nmas›n›n en büyük arac›d›r. Sanat sa-

dece günü de¤il, ileriyi de görmeni ister...

Toplumsal yaflamda vazgeçilmez bir yere

sahip olan sanat›, gelece¤e dair at›lan ad›mlar›n

sa¤lamlaflt›r›lmas› için, daha bilinçli ve hizmet

etti¤i s›n›f›n karakterine uygun yorumlamak ge-

rekir. Çünkü bugün dünya üzerinde hegemon-

ya kuran güçlerin, feodal-burjuva kültürü belli

sanatsal aktiviteler arac›l›¤›yla yayg›nlaflt›rd›¤›n›

bilmekteyiz. Bu kültürün üretim iliflkilerine gö-

re flekillendi¤ini bilmemizden dolay›, bu üre-

tim iliflkilerini de¤ifltirmek için yürütülen mü-

cadeleyi, Yeni Demokratik Halk Kültürü müca-

delesiyle beslemeli, yerel motif ve figürleri ev-

rensel de¤erlerle birlefltirerek, yaflam›n her ala-

n›nda etkileflimi sa¤lamal›y›z.

E¤er bu sistemin kendisi yozlaflmay›, çürü-

meyi, gerili¤i ve yabanc›laflmay› dayat›yorsa, bi-

limsel kültür, sanat ve edebiyat›n geliflmeler

karfl›s›nda alternatif olmas› kaç›n›lmazd›r. Bas-

k›s›z ve yasaks›z bir yaflam ad›na, bilimsel kül-

tür sanat ve edebiyat› toplumsal yaflamdaki üre-

timin iliflkilerinde en üst düzeye ç›kart›lmas›,

ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. Egemen anla-

y›fl›n amac›, Yeni Demokratik Halk Kültürü

mücadelesini ve onun sanatsal icras›n› engelle-

mek oldu¤undan, bizlerin sokakla hafl›r neflirli-

¤imiz ve bu alanlar› birer gösteri merkezine çe-

virme meflrululu¤umuz kaç›n›lmazd›r. Bu et-

kinli¤in iç boyutu, her ne kadar, halk kültürü-

nü içerse de, mevcut demokratik hak ve talep-

lerden ar›nd›rarak ele almak mümkün de¤ildir.

Çünkü; feodal-burjuva kültüre karfl› yürüttü¤ü-

müz çal›flma esnas›nda, bizlere yönelen sadece

bu sistemin kültürel sald›r›s› de¤il. Ayn› zaman-

da bu yozlu¤u dayatan siyasal iktidar›n kendisi

de fiili sald›r›lar gerçeklefltiriyor.

Yapt›¤›m›z sanatsal çal›flmalar›n, içeri¤i si-

yasallaflt›r›lm›fl olsa da, bu sanat›n özünden ay-

r›ld›¤› anlam›na gelmez. Sorunun kendisi, önü-

müzdeki tabloyu iyilefltirmek olmufl olsayd›, so-

runa daha farkl› bakma durumumuz olurdu. Fa-

kat iktidar erkinin genel durumu incelendi¤i

zaman, kültürel de¤iflimin, iktidar de¤iflimin-

den ayr› ele al›namayaca¤›n› görebilmekteyiz.

‹flte sanatla, siyasetin birbiriyle olan s›k› ba¤lar›

somut durum üzerinden ortaya ç›kmaktad›r.

Bu ba¤lar›n kurulmas›nda, hitap edilen kitle ya-

p›s› iyi incelendi¤i zaman, kurulacak dengele-

rin daha sa¤l›kl› oluflmas› kolaylafl›r.

De¤iflik düzeylerde ilerici rolü tafl›yan ku-

rum ve kiflilerle yapaca¤›m›z çal›flma, bizlerin

savunusunu yapt›¤› yüz çiçek, yüz fikir düflün-

cesinin yaflamla buluflmas›nda etkin rol sa¤laya-

cakt›r. Bu bizlerin salt kendimizle yetinmeyip

gelece¤e dair fikir zenginli¤ini nas›l alg›lad›¤›-

m›z› birazc›kda olsa ifade ediyor. ‹fade etmekle

birlikte, gelece¤e dair sözünü etti¤imiz bask›s›z

ve yasaks›z bir yaflama dair, bugünden ad›mla-

r›n at›lmas›, Yeni Demokrasi fikrinin kabul gö-

rürlü¤ü için güven vericidir.

Elbette ki, farkl› düflüncelerden bahseder-

ken, bu düflüncelerin tümünün kendilerini bi-

zim içimizde ifade etmesinden söz etmiyoruz.

Bizlerin dirsek temas›nda oldu¤umuz düflünce-

nin kendisi, bizlerin kabulü olan k›z›l ve tonla-

r›d›r. Fakat flunu da belirtmek gerekir ki; dü-

flüncenin kendisi gerici de olsa, yeni iktidar dö-

neminde bu düflüncelerin kendilerini ifade et-

mesi için bir saha haz›rlanmas› ve önündeki

mevcut engellerin kald›r›lmas› için, bizler tara-

f›ndan mücadele edilmelidir. Bizler yasakç›l›¤›

de¤il, özgürlü¤ü savunuruz. Tekilli¤i de¤il, ço-

¤ulculu¤u savunuruz. Bask›c›l›¤› de¤il, serbest-

li¤i savunuruz. Cezai tedbirler alan tüm iktidar-

lar, yaratt›klar› ikilemlerden dolay› yapmakta-

d›rlar. Bu amaçla bugünün yar›na aktar›lmas› ve

yar›nlar›n yeni iktidar perspektifiyle yürünme-

sini sa¤lamak için, üstümüze düflen görevlerin

bilinciyle, hayat›m›zda yarat›lmak istenen y›-

k›mlar›n önüne geçmeliyiz.

Dünyada cereyan eden olaylar›n birebir ta-

n›¤› olmam›zla birlikte, bize ait olan senaryola-

r› hep baflkalar› yaz›p çizip oynad›. Biz ise seyir-

ci koltu¤una oturup kimlerin bizi nas›l anlatt›¤›-

na bakt›k. Tabi ki, baflkalar›n›n bizlerin verdi¤i

mücadeleyi kenar›ndan da olsa anlatmalar› hofl,

ama bu anlat›m esnas›nda hizmet ettikleri ke-

sim bugün açl›¤a sefalete mahkum edilenler

de¤ilse, bizlerin ne kadar sa¤l›kl› anlat›ld›¤›m›z

tart›fl›l›r olur. D›flar›dan birilerinin anlat›mlar›

tüm ç›plakl›¤› içinde bar›nd›rmad›¤›ndan, tüke-

tim kültürüne hizmet eden bir sonuca götürür.

Yap›lan iflin içinde olmak ve onu hissederek

yapmak, çal›flman›n kalitesini yükseltir. Bun-

dan dolay› gerek üretimi ço¤altmak, gerekse de

halka do¤ru olan› ulaflt›rmak için, bu konularda

daha fazla enerji sarfetmek zorunday›z. Bu ba-

k›fl›n Yeni Demokratik Halk Kültürü mücadele-

si ve onun sanatsal yans›mas›n›n daha genifl kit-

lelerle buluflmas›na büyük destek sa¤layaca¤›n›

düflünmek gerekir. Genifl kitle y›¤›nlar›na an-

cak kolektif bir bilinçle ulafl›laca¤›ndan, bilim-

sel kültür, sanat ve edebiyat cephesinde daha

büyük projeler oluflturmak için çal›flmalar›m›z›

daha bilinçli k›lmal›y›z.

‹ktidar parçalar›n ürünüdür. Bizler bu parça-

lar› do¤ru temellerde gelifltirip, yayg›nlaflt›r›r-

sak, bu parçalar›n ortak paydalarda buluflmama-

s› için hiçbir neden yoktur. Kültürel de¤iflim,

genel anlam›yla uzun soluklu bir sürecin ürünü

olarak ortaya ç›kaca¤›ndan, kendi iç çat›flmas›n›

yaflarken, bir tak›m k›r›lmalar ve parçalanmalar›

yaflayacakt›r. Fakat bu parçalanma ve k›r›lmala-

r›n olaca¤›n› düfllerken, oluruna b›rakmadan,

iflin öznesi olabilmeliyiz. Ancak o zaman iflin

merkezine koydu¤umuz düflüncenin uzun va-

deli yaflamla buluflmas›n› sa¤lar›z. Aksi takdirde,

feodal-burjuva hegemonyan›n, üzerimizdeki

varl›¤› bir karabasan gibi sürecektir.

Yaflam› sanatla yorumlamak

27 Mart ‘Dünya Tiyatro Günü’ vesilesiyle Kad›köy ‹ske-

le Meydan›’nda toplanan Naz›m Hikmet Kültür Merkezi

(NHKM) ve Sanat Cephesi çal›flanlar› “Tiyatrocular Kork-

muyor” ve “Emperyalizmin Oyuncusu Olmayaca¤›z” yaz›l›

pankartlar açarak yapt›klar› k›sa tiyatro gösterileriyle ‘Dün-

ya Tiyatro Günü’nü karfl›lad›. ‹skele Meydan›’nda yap›lan

bas›n aç›klamas› ve tiyatro gösterilerinin ard›ndan Bahariye

Caddesi’ne yürüyen tiyatrocular burada ve NHKM bahçe-

sinde ayn› aç›klamay› yaparak, oyunlar›n› sergiledi. Yürü-

yüfl s›ras›nda “Yaflas›n tiyatro, yaflas›n sanat” slogan› at›l›r-

ken halka bildiriler da¤›t›ld›.

45 tiyatro ve tiyatro derne¤i’nin imza att›¤› aç›klamay›

okuyan fiilannaz Kambur, 27 Mart’›n tiyatrocular için bay-

ram olmad›¤›n›, tiyatrolar›n bafl›na çorap örüldü¤ünü söy-

leyerek “Devlete ait salon kiralar› fahifl fiyatlara ç›kar›l-

d›, oyunlar yasakland›, özel tiyatrolara yard›m›n kald›-

r›ld›. Devlet Tiyatrosu ve fiehir Tiyatrolar›nda yaflanan-

lar ak›l almaz bir aymazl›kt›r. Sistem bu kurumlar› göz-

den ç›karm›flt›r. Yeni yasalar haz›rlatarak sözcükleri-

mizi ezip, yok etmeyi hesapl›yor. Özel tiyatrolar bir bir

kapanacak, kurum tiyatrolar› çökertilecek” dedi.

“Emperyalizmin

Oyuncusu

Olmayaca¤›z”

ESP’nin, Kad›köy Meydan›'nda 20

Ocak günü Irak iflgalinin 4. y›l›nda yap-

t›¤› ABD'yi protesto eyleminde skeç gös-

terisi yapan, Tiyatro ‹mge oyuncusu Er-

gün Demir, oyun s›ras›nda üzerinde bu-

lunan kuru s›k› silah nedeniyle eylem

sonras› polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›.

Kuru s›k› silah tafl›man›n suç oldu¤u ge-

rekçesiyle gözalt›na al›narak Kad›köy ‹s-

kele Polis Karakolu'na götürülen Demir,

burada ifade vermeyi reddetti¤i için Ka-

d›köy Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na götü-

rüldü. Polis taraf›ndan 'Ateflli Silahlar Ka-

nununu’ ile 'Toplant› ve Gösteri Yasala-

r›na' muhalefet etti¤i gerekçeleriyle,

savc›l›k karfl›s›na ç›kar›lan Demir, savc›-

l›kta verdi¤i ifadede, kuru s›k› silah›

oyunda kulland›¤›n› beyan etti. Savc›,

kuru s›k› silah›n sanatsal bir etkinlikte

kullan›ld›¤› gerekçesiyle olay›n ateflli si-

lahlar kanununa muhalefet kapsam›na

girmedi¤ini belirterek Demir'in 'Toplan-

t› ve Gösteri Yasalar›na Muhalefet'

(2911 say›l› kanun) etmekten tutuklan-

mas›n› talep etti. Tutuklanma talebiyle

mahkemeye sevk edilen Demir, mahke-

me taraf›ndan tutuksuz yarg›lanmak

üzere serbest b›rak›l›rken, kuru s›k› sila-

ha da balistik incelemesi yap›lmak üze-

re emniyet taraf›ndan el konuldu.

Afl›k Veysel an›ld›A nadolu'yu kent kent do-

lafl›p fliirlerini saz›yla seslendi-

ren halk oznan› Afl›k Veysel

fiat›ro¤lu ölümünün 34. y›ldönü-

münde ‹stanbul ve Sivas’ta

an›ld›. Yunus Emre, Pir Sultan

Abdal, Karacao¤lan, Emrah, Da-

dalo¤lu gibi halk ozanlar›ndan

etkilenerek türkü yorumu ve

sazda ustalaflan Veysel’in Gülha-

ne Park›’ndaki heykeli önünde

ailesi taraf›ndan bir etkinlik dü-

zenlendi. Etkinlikte söz alan

Veysel’in torunu Çi¤dem Özer;

“Afl›k Veysel’in, ba¤nazl›¤›, hofl-

görüsüzlü¤ü ve kavgay› hiç

onaylamad›¤›n› belirterek, “Sev-

gili dedem yüre¤i insan sevgi-

siyle dolu, ça¤dafl, demokrat,

cumhuriyetçi ve araflt›rmac›

kiflili¤iyle çevresine örnek ol-

mufltur” dedi. Ekinlikte ayr›ca

çeflitli yörelerden gelen halk

ozanları da, Afl›k Veysel için

yazd›klar› fliirlerini saz eflli¤inde

okudular.

Öte yandan Afl›k Veysel’in

do¤um yeri olan Sivas’›n fiar-

k›flla ilçesi Sivrialan köyündeki

mezar› bafl›nda da anma etkin-

likleri düzenlendi. Buradaki et-

kinlikler Veysel’in müzeye dö-

nüfltürülen evinin gezilmesiyle

sona erdi

Tiyatrocuya tutuklama talebi

Page 13: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007 13GÜNCEL

Bugünlerde dünya kamuoyunu çokça mefl-

gul eden bir konu var; ‘küresel ›s›nma’. Geli-

nen aflamada sorun dünyay› ve insan hayat›-

n› alt-üst edecek seviyeye ulaflt›. Nedir küresel

›s›nma?

Güneflli bir karl›, so¤uk günde araban›z›n içe-

risindesiniz. Günefl ›fl›nlar› yüksek frekansta ge-

lip camdan içeri girer. Ancak, konsülden yans›-

yan ›fl›nlar düflük frekansl› oldu¤u için camdan

d›flar› ç›kamaz. Araban›n içinde s›cakl›k artmaya

bafllar. D›flar›da s›cakl›k s›f›rken araban›n içinde

bir saat güneflte kal›rsan›z, s›cakl›k 20 dereceyi

aflar.

Ayn› flekilde yüksek frekansl› günefl ›fl›nlar›;

atmosfer ve d›fl›ndaki gaz örtüsünü (katman›n›)

geçer ve yeryüzüne ulafl›r. Ancak, yans›yan ›fl›n

düflük frekansl› oldu¤u için söz konusu gaz kat-

manlar›n› afl›p uzaya geri dönemez. Böylece yer-

yüzünde s›cakl›k artmaya bafllar. Söz konusu bu

gazlar araban›n veya sebze seras›n›n cam› görevi-

ni görür. Bu gazlar›n bafl›nda; fosil yak›tl› enerji

kaynaklar›n›n ve tafl›tlar›n ç›kard›¤› egzoz gaz›,

barajlar›n ç›kard›¤› gazlar ve di¤er endüstriyel

gazlar gelir. Dünyada kendi do¤al dengesi içeri-

sinde yaklafl›k 40 bin y›lda bir küresel ›s›nma ve

buzul ça¤› yaflanabilir. Ancak düflük boyutlu ol-

du¤u için sorunsuz atlat›l›r. Baflka bir anlat›mla

y›ll›k ortalama ›s› fark› 1,4 derece dolaylar›nda-

d›r. Ancak, endüstrileflirken fosil yak›tlar›n hun-

harca kullan›lmas›yla atmosfer ve atmosferin d›-

fl› bu gazlar›n oluflturdu¤u bir katmanla sar›l›r.

Bu da, s›ra d›fl› ›s›nmaya neden olmaktad›r.

Küresel ›s›nmayla birlikte insanl›¤› k›sa ve

orta dönemde ne gibi tehlikeler bekliyor?

Bu felaketleri düflünmek bile istemiyorum.

Ancak, yine de baz› bilgiler verelim.

-Bengaldefl, Hollanda, Güney Hindistan ve

benzeri genç delta ve k›y› ülkelerinin %80’i de-

niz alt›na girer.

-Akdeniz ve daha güneyindeki benzer ülkeler

susuzluktan k›r›l›r. Toplu ölümler bafllar.

-Munzur ve benzeri s›rada¤lar dünyan›n göz-

bebe¤i yaflama yerleri olur.

-Munzur için yapt›¤›m›z projenin de¤eri y›lda

55 milyar dolardan y›lda 550 milyar dolara f›rlar.

-Barajlarla katledilmemifl olan tüm ana akar-

sular›n beslenme havzalar› ulusal park ilan edilir

ve koruma alt›na al›n›r. ‹flte bunlar› gördü¤ümüz

için Munzur, Çoruh, Yeflil ›rmak, F›rt›na Vadisi

ve di¤er akarsular›m›z› korumak u¤runa can›m›z

pahas›na çal›fl›yoruz. Düflman ise emperyalizmin

içimizdeki uflaklar›d›r.

Geçti¤imiz günlerde aç›klanan BM rapo-

runda küresel ›s›nma sorununda insan faali-

yetlerinin büyük rolü oldu¤u belirtildi. Fakat

bu insan faaliyetlerine kendi ç›karlar› do¤rul-

tusunda yön veren bir de sistem var kuflkusuz.

Olanlar› ve olabilecekleri hesaba katt›¤›n›zda

bu iflin ana sorumlusu olarak kimleri görü-

yorsunuz?

Bu felaketlerin tek sorumlusu: Dünyada az-

g›n ve rakipsiz tekelci kapitalizmdir (emperya-

lizmdir). Ülkemizde ise bunlar›n uflaklar› olan

hükümet yetkilileridir. 26 Kas›m 1938’den günü-

müze yöneticiler emperyalistler ve onlar›n uflak-

lar› taraf›ndan belirlenmifltir. Bu iflin sa¤›, solu

veya askeri, sivili de yoktur. Ülkemiz için bir kur-

tulufl olan 1936 e¤itmen okullar› ve daha sonra-

ki köy enstitüleri 1947 y›l›nda kapat›lmaya bafl-

land› 1950’nin bafl›nda da tamam› kapat›ld›. Ja-

ponya ve Çin bu e¤itim kurumlar›yla devleflti.

1974 y›l›nda da ö¤retmen okullar› kapat›ld›.

1978 y›l›nda Yüksek Ö¤retmen Okullar› kapat›l-

d›. 1982 y›l›nda da Cuntaya kurdurulan YÖK ile

de evrenkentlerde bilimin yeri filme b›rak›ld›.

Üniversitelerde Anfltayn (Einstein) olsan›z em-

peryalistlerin dilinden 70 alamazsan›z yüksele-

mezsiniz. 24 y›ld›r Ziraat Fakültesi olan bir say-

g›n evrenkentimizde dikili a¤aç yok. Di¤er fakül-

teler de farkl› de¤ildir. Bu oyun tam 2000 y›l ön-

ce Romal›lar›n M›s›rl›lar› kölelefltirmek için uy-

gulad›¤› yöntemdir.

Bir ülkede e¤itim yoksa bilim de olmaz. Bili-

min olmad›¤› yerde de özgürlükler olmaz. Baflba-

kan olacak tek kifli Yasamay› (Meclisi), Yürütme-

yi (Bakanlar›), Yarg›y› (Aadalet Bakan› arac›l›¤›y-

la) oluflturur ve/veya seçtirir. K›sacas› faflist dik-

tatörlükle yönetiliyoruz. Böyle bir ortamda bi-

limsel uygulamalar›n yaflama geçmesini bekleye-

meyiz. Bunun için tek çözüm yolu kamuoyunun

do¤ru bilgilerle donat›lmas›d›r. ‹flte bu nedenle,

hiç durmadan ülkemizde ve dünyada kofluflturu-

yoruz. Bu mücadele sonunda kesinlikle kazana-

ca¤›z. Üzüldü¤üm tek fley, elde edilen nimetler-

den grev k›r›c› sar› sendikalar gibi bize karfl› ko-

yan uflaklar da yararlanacaklar. Her neyse, onlar

da insand›r deyip geçelim ve devrimci mücade-

lemizi bilimsel temellerde ve düzlemlerde sürdü-

relim. Çünkü, bu insan onuruna yak›fl›r bir

tav›rd›r.

1992 Kiyoto (Japonya)

küresel ›s›nmay› engel-

leme sözleflmesine im-

za atmayan baflta ABD

emperyalizmi sözcüleri ve uflaklar› bu felaketin

birinci derece sorumlular›d›r. Ülkemizdeki uflak-

lara karfl› verdi¤imiz mücadeleyi de kazanmak

üzereyiz. Çünkü su kayay› oyar. Bu suyun sertli-

¤inden de¤il, inatla ak›fl›n› sürdürmesindendir.

Kanadal› astrofizikçi iki ünlü biliminsan›,

küresel ›s›nmaya dikkati çekerek, bunun in-

sanlar›n yeryüzünden yok olmas›na dahi yol

açabilece¤ini belirterek, yak›n zamanda ise

bir çok canl› türünün yok olaca¤› uyar›s›nda

bulundular. Bu iddialar karfl›s›nda siz neler

söylemek istersiniz?

Kat›l›yorum. Ancak, bilim insanlar› kamu-

oyunu yan›na almay› da mutlaka becerecektir.

Yerli uflaklar da becerileceklerin içerisindedir.

Onlar da, erinde geçinde, onurlu yola kurban

olacaklard›r. Bu insanl›¤›n bir sorunudur.

Küresel ›s›nman›n ülkemizdeki olas› etki-

leri nelerdir?

K›fl ay›nda ya¤mur duas›na ç›k›lmaya bafllan-

d›. Yetmez mi?

AKP hükümetinin küresel ›s›nmaya yöne-

lik kurdu¤u komisyonun en ‘radikal’ olarak

tan›mlanan önerisi; mesai saatlerinin bir saat

öne çekilmesi oldu. Komisyon ayr›ca enerji ta-

sarrufu için sokak ayd›nlatmas›nda günefl

enerjisine geçilmesi ve daha az su kullan›m›

için sifon depolar›n›n 6 litreden 4 litreye düflü-

rülmesini öneriyor. Bu konuda neler düflünü-

yorsunuz?

Bu ça¤d›fl›, gerici ve insanl›k düflman› kafalar

ancak bu kadar yüzeysel düflünebilirler. Yüzler-

ce milyar dolarl›k servetimiz Munzur kaynaklar›-

n›, emperyalizmin emriyle yok etmeye çal›flan

bu uflaklar de¤il mi? Dünyada efli benzeri olma-

yan ulusal servetimiz Çoruh Vadisi’ni do¤a-

s›yla ve kültürüyle yok etmeye çal›flan bu gerici

kafalar de¤il mi? 2000 y›ll›k Allianoi ve 12 bin y›l-

l›k Hasankeyf’i, hem de bir hiç u¤runa yok etme-

ye çal›flan bu bilimd›fl› kafalar de¤il mi? Çoruh’ta,

Dicle’de ve di¤er nehirlerimizde daha fazla ener-

jiyi yeralt› depolama ve selda¤›nakl›k sistemiyle

onda bir maliyetine verece¤imizi dünyaya hay-

k›rmam›za ve kabul ettirmemize karfl›n; bu zihin-

sel özürlüler sald›r›lar›n› sürdürmüyorlar m›? Bu

küçük beyinler, yüzeysel ve göstermelik eylem-

lerle kamuoyunu yan›ltmaya ve kand›rmaya ça-

l›flmaktad›rlar. “Her koyun kendi baca¤›ndan as›-

l›r”› dayatarak halk› koyunlaflt›ran bunlar de¤il

mi? “fieriat›n kesti¤i parmak ac›maz” diyerek ka-

y›ts›z flarts›z itaati bunlar dayatm›yor mu? Barajla

katledilecek Yusufeli’nin yeni yerleflim yeri için

Tayyip helikopterle yer seçimi yapm›fl. Yan›nda

da bir sürü dalkavuk. Oysa yerleflim yerinin seçi-

minde 23 ayr› mühendislik ve mimarl›k disiplini

çal›fl›r. Bu bilim dallar›ndan hiçbirisini rüyas›nda

bile görmeyen Tayyip, yer seçimi çal›flmas› yap›-

yor..! Onu da helikopterle yap›yor. Bu örnek bi-

le bu iflin ne kadar ciddiye al›nd›¤› göstermekte-

dir? Komisyonun sundu¤u öneriler gülünç, gü-

lünç oldu¤u kadar ciddiyetsiz bir yaklafl›md›r.

-Sizce küresel ›s›nman›n olumsuz sonuçla-

r›n› ortadan kald›rmak olas› m›d›r? Bunun

için neler yap›labilir?

Elbette olas›d›r. Öyle olmasa; biz neden bu

dikenli, tafll› ve sarp ayd›nl›k yolda ve bilimsel te-

melde her geçen gün h›z›m›za ivme kazand›r›yo-

ruz? Çözüm, kamuoyunun do¤ru bilgilendirilme-

sinden geçmektedir. Van’da herkesin hayal dedi-

¤i devrimleri bu yaklafl›mla yaflama geçirdik.

Tüm Anadolu’muzda da bu baflar›y› yakalayaca-

¤›z. Su gibi aziz ve inatç› olunuz yeter.

Prof.Dr. ‹lyas YILMAZER ile Küresel ›s›nmaya dair

Nehirler, su ve yaflam için barajlara

karfl› eylem günü olan 14 Mart günü ül-

kenin çeflitli yerlerinde yap›lan eylem-

lerde, Dersim co¤rafyas›nda yap›lan, ya-

p›m›na devam edilen ve yap›m› planla-

nan barajlar protesto edildi.

Ata Holding binas› önünde ke-

fenli protesto

Barajlara karfl› eylem gününde Der-

sim’de yap›lan ve yap›lmas› planlanan

baraj projesinde yer alan Ata Holding’in

binas› önünde bir araya gelen Munzuru

Koruma Kurulu üyeleri ve ‹stanbul’da fa-

aliyet yürüten Dersim dernekleri üyeleri,

“Tarihi, kültürel ve do¤al miras›m›z›n ko-

runmas› için; Ata Holding Munzur’dan

elini çek” pankart› açarak, giydikleri ke-

fenlerle barajlar› protesto ettiler.

Dersim’de protesto

Dersim’de Sanat Soka¤›’nda bir ara-

ya gelen Dersim Kültür Derne¤i üyeleri

de Munzur’a yap›lmak istenen barajlar›

protesto ettiler.

Dernek ad›na yap›lan aç›klamada,

“Ata Holding’in barajlar projesinin ihale-

sinden çekilmesini, kanunsuz bir flekil-

de yürüttü¤ü faaliyetlerine son vermesi-

ni istiyoruz” denildi.

Barajlar co¤rafyam›z›

yok etmesin

‹zmir’deki Dersim dernekleri 14

Mart nehirler, su ve yaflam için barajlara

karfl› eylem günü vesilesiyle yapt›klar›

bir haftal›k etkinliklerde barajlara karfl›

ç›kt›lar.

‹zmir’deki Dersim dernekleri, baraj-

lara karfl› eylem günü vesilesiyle Ada

Kültür Merkezi’nde Dersim co¤rafyas›n›

ve do¤al güzelliklerini anlatan resim ser-

gisi açt›lar ve çeflitli tarihlerde Bornova

Dersimliler Kültür ve Dayan›flma Derne-

¤i’nde, Balçova Tuncelililer Kültür ve

Dayan›flma Derne¤i’nde ve Çi¤li Beledi-

ye Meclis Salonu’nda “Munzur Akmaz-

sa” adl› belgeselin gösterimini yapt›lar.

Posta arac›l›¤›yla TBMM’ye Dersim

co¤rafyas›n›n güzelliklerini içeren kart-

lar gönderen Dersim dernekleri üyeleri,

17 Mart günü de ADA Kültür Merke-

zi’nde Van Yüzüncü Y›l Üniversitesi Ö¤-

retim üyesi Prof. ‹lyas Y›lmazer’in de

kat›l›mc› oldu¤u, “Barajlar sorunu ve

çevreye etkileri” konulu bir panel dü-

zenlediler.

Ayn› gün Konak eski Sümerbank

önünde de ‹zmir Tunceli Kültür ve Da-

yan›flma Derne¤i üyeleri bas›n aç›klama-

s› yaparak barajlar› protesto ettiler.

Barajlarprotesto

edildi

Enerji Ekonomisi Derne-

¤i (EDD), Kyoto Protoko-

lü’nün imzalanmas›n›n, dev-

leti ekonomik bir yükün alt›-

na sokmayaca¤›n› söyleye-

rek, Türk devletinin daha

fazla gecikmeden protokole

imza atmas›n› istedi.

Bo¤aziçi Üniversitesi

Konferans Salonu’nda 20

Mart’ta bas›n toplant›s› dü-

zenleyen EED üyesi ö¤retim

görevlileri, Kyoto Protoko-

lü’nün imzalanmas› ile ülke-

nin sera gaz› emisyonlar›n›

say›sal olarak s›n›rlamak zo-

runda kalmayaca¤›n› ve ül-

keye ekonomik bir yük getir-

meyece¤ini belirterek, pro-

tokolün acilen imzalanmas›

gerekti¤ine iflaret etti.

‘Fazla gecikmeden

imzalanmal›’

Bas›n toplant›s›nda ko-

nuflan EDD Baflkan› ve Bo¤a-

ziçi Üniversitesi Endüstri

Mühendisli¤i Bölümü Ö¤re-

tim Üyesi Doç. Dr. Gürkan

Kumbaro¤lu, ülkemizin

1990-2004 y›l› dönemde kar-

bondioksit emisyon miktar›-

n›n yüzde 72.6 oran›nda art-

t›¤›n›, ülkenin eski teknoloji-

lerle AB’nin çöplü¤ü haline

getirilmek istendi¤ini belir-

terek, “Daha fazla gecikilme-

den Kyoto Protokolü’ne im-

za at›lmas› gerekmektedir”

fleklinde konufltu.

Kyoto Protokolü imzalans›n

UFUK Ç‹ZG‹S‹

Bakış CAN

Yazar›m›z›n yaz›s› elimizeulaflmad›¤›ndan yay›mlayam›yoruz

Baflta çevre ve enerji konular› olmak üzere bir çok konuda araflt›rmalardabulunan, Munzur-Hasankeyf-Allianoi-Yusufeli ve benzeri ulusal ve uluslara-ras› servetleri koruma kurullar›nda görev alan Van YÜzüncü Y›l Üniversitesiö¤retim üyesi ve Enerji Ulusal Çal›flma Gurubu Baflkan› Prof.Dr. ‹lyas YILMA-ZER ile ‘Küresel Is›nma’ konusunu görüfltük

S›rada¤lar dünyan›n gözbebe¤i yaflama yerleri olacak

Page 14: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007 GÜNCEL14

KONUK YAZAR

Sırrı SAKIK*

Newroz, bask›lar ve

ateflkes

2007 Newroz’u öncesinde yarat›lmaya çal›fl›lan gergin-lik ve kimi yerlerde Newroz’u engelleme giriflimlerine kar-fl›n; genel merkezimiz ve yerel örgütlerimiz ile halk›m›z›nöngörülü politik tutumlar›, fliddet ve çat›flma tuza¤›na düfl-meden Newroz’un bar›flç›l ve kitlesel kutlamalarla geçme-sini sa¤lad›.

Yer yer yaflanan gerginliklere karfl›n, milyonlarca insa-n›n kat›l›m› ile gerçekleflen Newroz kutlamalar›, partimizindenetleyici gücü sayesinde, bir bayram flöleni düzeyindegeçti. Newroz’da halk›m›z›n a盤a ç›kard›¤› talepler parti-mize de sorumluluk yüklemifltir. Parti olarak halk›m›z›nortaya koydu¤u taleplerin savunucusu ve takipçisi olaca-¤›m›z› belirtmek istiyorum.

Halk›m›z, 2007 Newroz’unda sosyal, kültürel, siyasaltaleplerini kitlesel coflkuyla dile getirirken; yaratt›¤› de¤er-lere, öncülerine ve oluflturdu¤u kurumlara kararl›l›kla sa-hip ç›kt›¤›n› da göstermifltir. Bu onurlu tutumu nedeniyletüm halk›m›za ve katk›s› olan herkese teflekkürü bir borçbilmekteyiz.

***

Partimizin ülke sorunlar›n›n demokratik bar›flç› yollar-la çözümü konusunda gösterdi¤i özverili tutumu ve çaba-s› sürerken, öte yandan büyük bir sald›r› ve hukuk d›fl› uy-gulamalarla karfl› karfl›ya kald›k. Bu hukuk ve yasa d›fl› uy-gulamalara karfl› sessiz kalmayaca¤›z, demokratik ve mefl-ru yollardan kendimizi savunma gücüne sahibiz.

Partimize yönelik bask›lar son dönemlerde ciddi bir ar-t›fl gösterdi. Onlarca il-ilçe binam›z bas›ld›, yüzlerce kifligözalt›na al›n›rken, 4 il yöneticimizle birlikte yüzü aflk›nyönetici ve üyemiz tutukland›. Eflbaflkanlar›m›z dahil birçok yöneticimiz gözalt›na al›nd›, tutukland›, ceza ald›.

Eflbaflkanlar›m›z Ahmet Türk ve Aysel Tu¤luk’a 8 MartDünya Kad›nlar Günü’nde partimiz Kad›n Meclisi’nin ya-y›nlad›¤› bildiri nedeniyle 1.5 y›l ceza verilmesi, HakkariBelediye Baflkan›m›z Metin Tekçe’nin 7.5 y›l hapis cezas›-na çarp›t›lmas›, Diyarbak›r Sur Belediye Baflkan›m›z Ab-dullah Demirbafl ve belediye meclis üyelerinin görevdenal›nmas› talebiyle Dan›fltay’da dava aç›lmas›, Newroz ko-nuflmalar› nedeniyle, ben ve il baflkan›m›z Do¤an Erbafl’›n‹stanbul’da, Eflbaflkan Yard›mc›lar›m›zdan Orhan Miro¤-lu’nun Ankara’da, Saadet Becerikli’nin Ardahan’da gözalt›-na al›n›p soruflturma aç›lmas›, parti yöneticimiz MedeniK›r›c›’n›n Bingöl’deki Newroz konuflmas› nedeniyle tutuk-lanmas›, dört büyük kentimizin il baflkanlar›n›n yapt›klar›aç›klamalar nedeniyle halen tutuklu bulunmalar›, yüzler-ce üyemizin gözalt›nda veya tutuklu bulunmalar› nas›laç›klanabilir?

Bütün bunlar, partimize ve özgür düflünceye yöneliktahammülsüzlük ve hukuk d›fl› uygulamalar›n sonucudur.Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez temel unsurlar›olarak tan›mlan›r. Bir ülkede düflüncelerinden dolay› siya-si parti yöneticileri tutuklan›yorlarsa demokrasiden nas›lsöz edilebilir? Anti-demokratik uygulamalar karfl›s›nda;yasama, yarg› ve yürütmenin benzer yaklafl›m içinde ol-duklar›n›, hukukun siyasallaflt›¤›n› görmek, ülkenin gele-ce¤i ad›na bizi kayg›land›rmaktad›r.

***

1 Ekim 2006 tarihinde bafllat›lan tek tarafl› ateflkesinKürt sorununun demokratik yollardan çözümüne f›rsat ya-ratt›¤›, ateflkesin Türkiye demokrasi güçleri taraf›ndanmemnuniyetle karfl›land›¤› herkesçe bilinmektedir. Ancakgüvenlik güçlerinin operasyonlar› sürdürmesi, hükümetinaç›l›mlarda gösterdi¤i isteksizlik ve sivil siyasetin gereklirolü oynamamas› yan›nda; Ateflkes sürecini bafllatan vesorunun çözümünde etkisi yads›namayan PKK lideri Ab-dullah Öcalan’›n ‹mral› Cezaevi’nde zehirlendi¤i iddialar›-na tatmin edici bir yan›t verilmemesi, kal›c› bir ateflkes vetümden silahs›zlanmaya gidecek bir süreci olumsuz etkile-mektedir. Ülkemizin insan haklar› kurulufllar› ve sivil top-lum örgütlerinin talebi do¤rultusunda ‹mral› Cezaevi’nezehirlenme iddialar›n› araflt›rmak üzere ba¤›ms›z bir heye-tin gönderilmesi ve yap›lan araflt›rma sonuçlar›n› kamu-oyuna herhangi bir tereddüde yer vermeyecek flekildeaç›klanmas› gerekmektedir.

Ateflkes sürecinin devam› için; sivil toplum örgütleri-nin, ayd›nlar›n ve di¤er demokrasi güçlerinin daha aktifbir çaba içinde olmalar›, ülke bar›fl›n›n sa¤lanmas›na katk›yapacakt›r. Ateflkes sürecinin sona ermesi toplumda ona-r›lmaz yaralara yol açacakt›r. Ateflkes sürecinin devam›için DTP, üstüne düflen görev ve sorumlulu¤u ve bar›flmisyonunu ›srarla sürdürecektir.

*DTP Eflbaflkan Yard›mc›s›

1972 y›l›nda Dersim’in Çemiflgezek ilçesine

ba¤l› K›z›l Evler Köyü’nde do¤an Cüneyt yoldafl

ailesinin proletarya partisine yak›n olmas›ndan

kaynakl› daha küçük yafllarda devrimci düflünce-

lerle tan›flt›. 12 Eylül askeri faflist cuntas›n›n köyle-

rini yakmas› ve babas›n› tutuklamas›n›n ard›ndan

Manisi Akhisar’da akrabalar›n›n yan›na yerleflmek

zorunda kald›. Burada öncü ile iliflkilerini kesme-

den, canla baflla elinden geldi¤ince onlara yard›m-

c› oldu. Cüneyt yoldafl keskinleflen bilinciyle daha

küçük olmas›na ra¤men halk ordusu saflar›na ka-

t›ld› ve ‘savafl, savafl›larak ö¤renilir’ fliar›n›n en

canl› ve yak›c› tan›¤› olarak Türkiye-Kuzey Kürdis-

tan devrim tarihine ad›n› yazd›rd›.

Cüneyt yoldafl, halk ordusuna ka-

t›ld›¤› günden itibaren kendisini

mücadeleye gelifltirmeye ada-

m›flt›. Ald›¤› görev ve sorumlu-

luklar› lay›k›yla yerine getirmek

için b›kmadan, usanmadan tüm enerjisini seferber

ederdi. Kendisini gelifltirmenin yan› s›ra yoldaflla-

r›n› ve partisini de gelifltirmeye özen gösteren ko-

münist kadrolardand›. Di¤er bir deyiflle devrimci

ve komünist yaflam biçimini yaflam›n oldu¤u her

alanda içsellefltiren ve o iç dönüflüme süreklilik

kazand›ran bir önder, bir neferdi.

Bu diyalektik bütünlü¤ü yakalad›¤› için yol-

dafllar›, halk› ve devrimci dostlar› taraf›ndan sevi-

lip say›l›rd›. Mücadele içindeki duruflu, engelleri

ve zorluklar› tek tek aflma ve üstesinden gelme az-

miyle de belirgin biçimde öne ç›km›fl, unutulma-

yacak devrimci flahsiyetlerden biri olmay› baflar-

m›flt›r.

Yukar›da bahsetti¤imiz özeliklerinden dolay›

Halk Savafl›’n› gelifltirmek için sürekli çabalayan

biri olarak öne at›lm›flt›. Proletaryan›n öncü örgü-

tünün çok de¤erli siyasi komiseri ve halk ordusu-

nun yi¤it bir komutan› olarak faaliyet yürüttü¤ü

bölgelerde düflmana kök söktürdü. MLM bilimi ve

ideolojisi rehberli¤inde s›n›f mücadelesinin k›zg›n

ateflinde tereddütsüzce yürüdü, piflti ve çelikleflti.

Geliflim seyri dikkate al›nd›¤›nda bunun ne kadar

gerçekçi oldu¤u aç›k biçimde görülür. Çünkü 21

yafl›nda MK üyeli¤ine ve 24 yafl›nda da Genel Sek-

reterli¤’e seçilmifltir.

Bir gerilla birli¤ini siyasi ve askeri olarak ko-

muta etti¤i bir muharebede a¤›r yaralanan Cüneyt

Kahraman, ci¤erlerinden ve vücudunun de¤iflik

yerlerinden ölümcül yaralar ald›. ‹flte bu özgün

durumdan dolay› bir süreli¤ine gerilla bölgesin-

den uzak kald›. Tedavi amaçl› yurt d›fl›ndayken

görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmekten bir

an dahi geri durmad›. Bu özgün durumu f›rsat bi-

lip kendisini ideolojik, siyasi, örgütsel vb. nokta-

larda daha bir yetkinlefltirdi. Yakalad›¤› bu kavra-

y›fl derinli¤iyle olay ve olgular› çözmeye çal›flt› ve

“her alanda ci¤erlerini zorla” fliar›yla tekrardan ge-

rilla bölgesine döndü. Gerilla bölgesine dönüflüy-

le birlikte Proletarya Partisi için hayati konulara

yo¤unlaflt›. Bir baflka tan›mlamayla yaflam›n oldu-

¤u her yerde çeflitli renklere ve tonlara bürün-

müfl burjuva ideolojisine karfl› mücadelenin

start›n› verdi ve o do¤rultuda da çabalad›. Pro-

letarya partisi içindeki ideolojik zaaf ve k›r›lma-

lara karfl› MLM bilimi ve ideolojisi ›fl›¤›nda cü-

retle ideolojik mücadeleyi yo¤unlaflt›rd›. Bu

perspektifle burjuva ideolojisinin her ton ve

rengiyle MLM ideoloji aras›na kal›n çizgiler çek-

ti, bunu yaparken de Öncü’nün üzerinde yük-

seldi¤i tarihsel köklerine s›k› s›k›ya sar›ld› ve

onun bugünle ba¤›n› kuran yönelimle sürece

yüklendi. ‹flte Kongre Haz›rl›k Konferans› bu

zemin üzerinde ele al›nd› ve iradelefltirildi.

Komünist önder Cüneyt Kahraman yoldafl

önderli¤inde start› verilen Kongre Haz›rl›k Konfe-

rans›, ilk gündemini örgüt içine s›zm›fl düflman

unsurlar›n› bir bir a盤a ç›kart›p etkisizlefltirmek

üzerinde yo¤unlaflt›rd›. Çünkü Proletarya Partisi

için bu varl›k-yokluk meselesi durumundayd›.

Karfl›–devrimci unsurlar a盤a ç›kart›l›p etkisizlefl-

tirilmedi¤i sürece politik iktidar yürüyüflünü de

sa¤lam ve emin ad›mlarla yürütmek olanaks›zd›.

‹flte bu bilimsel öngörü ›fl›¤›nda karfl›-devrimci

hücre elemanlar›, Cüneyt Kahraman’›n büyük kat-

k›lar›yla tek tek a盤a ç›kart›ld›. Elde edilen bu ba-

flar›dan hemen sonra s›zmalar›n üzerinde bar›n-

d›klar› ve kendilerine alan açt›klar› ideolojik, siya-

si, örgütsel, kültürel vb. noktalardaki k›r›lmalar›

ve zaaflar› düzeltmek için tüm örgüt seferber

olurken, Cüneyt yoldafl da bu mücadelenin en ön

saflar›nda yer ald›. Bu kapsamda “Ar›n ve ar›nd›r”

fliar›yla MLM ideolojisi ve bilimini örgütün tüm ya-

p›s›na egemen k›lacak bir düzeltme harekat› bafl-

lat›ld›.

Cüneyt Kahraman Çemiflgezek’te faflist

T.C’nin kolluk güçleriyle 14 Mart’ta girdi¤i ve 3

gün süren çat›flmada yedi yoldafl›yla birlikte 16

Mart 1997’de ölümsüzleflti. fiehit düfltü¤ünde

Maoist öncünün dördüncü Genel Sekreteriydi.

O’nun flahsiyetinde cisimleflen temel olgular-

dan biri; en elveriflsiz koflullarda parlak gelece¤e

uzanma azmi, bilimsel inanc› ve Maoist ideolojide

bilimsel ›srard›r. 10. ölümsüzlük y›ldönümünde

Cüneyt Kahraman› genel geçer biçimde, üstün

körü de¤il, yaflam›, ideolojisi, zorluklar karfl›s›nda-

ki y›lmaz kararl›l›¤›, öncüye ve halk›na olan ba¤l›-

l›¤›n› bilince ç›kart›p rehber edinerek, devrimi ile-

riye götürmenin silah› yapmak, bu perspektifle

prati¤e yüklenmek büyük öneme sahiptir.

Cüneyt yoldafl flöyle diyordu: “E¤er bugünleri

birileri kalk›p da unutmaya/unutturmaya çal›fla-

cak olursa, açl›¤›n kemi¤e yap›flt›rd›¤› deriyi inkar

sofras›na katmaya çal›fl›p o çalkant› ve coflkuyla

çarpan yüreklerini müthifl iradeyle ve o iradeyi or-

taya ç›kart›p etkinlefltiren bilinçleriyle halk›na

mutlu bir gelece¤i arma¤an edebilmek için dur-

durmaktan çekinmediklerinin üstünü ölü topra-

¤›yla örtmeye çal›fl›rsa; onlar› bilimin cenderesin-

de ezmekten geri durmay›n”.

O; ideoloji, siyaset, strateji, taktik, örgüt, pra-

tik bütünlü¤üdür.

O; komünist önderler Kaykapkaya, Cihan,

Çelik, Cangöz gibi Marksizm-Leninizm-Maoizm’in

rehberli¤inde kazanmak için savaflma prati¤inin

örneklerinden biridir.

O; gerçekleri b›kmadan usanmadan kavrat-

man›n ad›d›r.

O; yal›n atefl gençlerimize savafl ça¤r›s›d›r.

O; cins ayr›m›na göre s›n›fland›rman›n aman-

s›z düflman›d›r.

O; zindanlardaki yoldafl s›cakl›¤›n›, yoldafll›k

bilincini Munzurlar’›n doruklar›na tafl›man›n en

canl› ruhudur.

O’nun ad›; önder ve önderli¤i putlaflt›ranlar›n

elefltirisi, en elveriflsiz koflullara ra¤men zafere ki-

litlenme perspektifiyle devrime ve proletaryan›n

öncüsüne ba¤l›l›kt›r.

O’nun ad›; baflta Kürt ulusu olmak üzere di-

¤er az›nl›k milliyetlere karfl› uygulanan milli bas-

k›n›n amans›z düflman› ve uluslar›n kendi kaderi-

ni tayin etmenin bayra¤›d›r.

Ölümsüzlü¤ünün 10. y›ldönümünde komünist önder Cüneyt Kahraman’›n (Savafl) an›s›na

O, gerçekleri b›kmadan

usanmadan kavratman›n ad›d›r

Anadolu’nun kadim halk› olan Erme-

ni halk›n›n tarihinden, yaflam›ndan ve

u¤rad›¤› lanetli soyk›r›mdan bahsedilin-

ce nereden, nas›l bafllayaca¤›m› ve neyi

nas›l ifade edece¤imi hep birbirine kar›fl-

t›r›r›m.

‹simleri, köyleri de¤ifltirilen, tarihi,

mitolojisi yok edilen, yaratt›¤› devasa uy-

garl›¤› ya¤malanan zengin ve çok yönlü

olan sanat› çal›nan, mezarlar›nda ölüleri-

nin dahi rahat yatmas›na f›rsat verilme-

yen ad› yasaklanm›fl F›rat ve Dicle aras›-

na s›k›flan Bat› Ermenistan’›n yerli tarihi-

nin neresine dokunsam acaba?

Ninova’n›n (Musul) kuzeyinde Ara-

rat ve Munzur aras›nda tehcir ve zorla

göç ettirilen Ermeni kitlelerinin yaflad›¤›

›zd›rap, u¤rad›¤› insanl›k d›fl› vahfletler;

küçükken büyüklerimiz taraf›ndan bir

korku filmi gibi anlat›l›rd›. Yafll› Ha-

gop’lar›n ölüm karfl›s›nda inleyifli, iflken-

ceyle öldürülen iki yafl›ndaki Dikran’la-

r›n, öldürülmeden önce tecavüze u¤ra-

yan Arusyak’lar›n ve anal›r›n yaflad›¤› ›z-

d›rab› nas›l ifade edebiliriz?

Ne oldu bize? Yoksa a¤›r ve ateflli bir

hastal›ktan sonra gördü¤ümüz kötü bir

düfl mü?

Çat›s›z evlerin yurdu olan Bat› Erme-

nistan’a ne oldu da ismi an›l›rken t›pk›

masallardaki “bir varm›fl bir yokmufl” sö-

zü gibi tarih mi oldu? Sahiden ne oldu bi-

ze? Siz yok edilirken, bizim insanl›¤›m›z

kaç›p hangi yavru kar›ncan›n yüre¤ine

s›¤›nm›flt›? fiimdi yerimden yurdumdan

uzak so¤uk bir ülkede mülteciyken, yü-

re¤im bir volkan gibi yanarken, beynim-

de depremler olurken ve ac›lar bir aç fa-

re gibi ruhumu kemirirken elbette bu so-

rulara cevap veremem! Ama sanki o su-

çu ifllemifl gibi kendimi suçlu hissediyo-

rum. Çünkü sizi hep yaln›z b›rakt›k.

Sevgili komflum Hrant;

Yaz›n›n bafll›¤›n› “güzel komflum”

ibaresiyle ifade ederken amac›m süslü

cümle kurmak de¤ildi. Dedelerimizin si-

zin ipekli kumafllar›n›z› al›rken komfluy-

dular. Biz Dersim’in Malatya’ya s›n›r olan

Çemiflgezek ilçesindeydik. Dedelerimi-

zin al›fl-verifl ve komfluluk iliflkileri o lanet

olas› soyk›r›m kabusu gelene kadar sürüp

gitmiflti. Ondan sonra zaman aram›za

kara bir y›lan gibi girdi, ne birbirimizi gö-

rebildik ne de ac›lar›m›z› paylaflabildik.

Köyümüzde karfl› karfl›ya olan kilise-

lerin sökülen tafllar›n›, kiliselerin alt›nda-

ki kayal›klardan ç›kan insan iskeletleri ve

kafataslar›n› unutam›yorum. Düflündüm

acaba o insanlar›n ac›lar› ve sevinçleri

nas›ld›? Çocuklar›n›n bafllar›n› okflamaya

bile k›yamayan bu güzel insanlar nas›l

evlatlar›n› F›rat k›y›lar›na aç akbabalara

yem olarak b›rakt›lar?

Katledildi¤in zaman herkes kendine

göre etkilendi ya da karfl› ç›kt›¤› fleyleri

dillendirdi. Kimisi y›rt›k ayakkab›s›n›,

kimisi katledildi¤i yeri bir ana flefkatiyle

kucaklaman›n, kimi anti-faflist gösteriye

dönüflen kitlelerin öfke selini dillendir-

di. Elbette bunlar›n her birinin kendi

içinde ve kendisine göre önemi vard›r.

Ama benim için “Hepimiz Ermeniyiz,

hepimiz Hrant Dink’iz” slogan› en an-

laml› olan›yd›. Çünkü baz›lar› taraf›n-

dan küfürle özdefllefltirilen Ermeni keli-

mesi bir sevgi ve sahiplenmeye dönüfl-

tü. Halklar aras›ndaki kardefllik ve ortak

mücadele azmi mihenk tafl› oldun. Zul-

mü rezil rüsfa ettin, cellad› bile utand›r-

d›n. Cenazende seni sloganlarla u¤urla-

may› çok isterdim, ama ülkemizi sadece

elimizden almakla yetinmediler, oralar›

bize yabanc›laflt›rd›lar.

Hiç unutmuyorum 12 Eylül faflist

cuntas› yeni gelmiflti, bizde bir grup ö¤-

renci ilk kez köyümüzün d›fl›na ç›karak

Çemiflgezek’te ortaokulu basm›flt›k.

Ezan sesini ilk kez orda duymufltum ve

bu bana komik gelmiflti. Garipsemifl ve

gülmüfltüm. ‹lk ve unutulmaz daya¤›m›-

da o zaman yemifltim. ‹lerleyen günlerde

“zorunlu din dersi” ad› alt›nda bizi zorla

müslümanlaflt›rmaya çal›flt›lar. Dualar bi-

ze zorla ezberletiliyordu. Bilmeyenler

horlan›p dövülüyor ve s›n›fta b›rak›l›yor-

du. O zaman ben de tüm zekam› zorlaya-

rak zar zor Fatiha Suresi’ni ezberlemifl-

tim. Ve en kolay olan Fatiha Suresi’nden

baflka sureyi ezberlemeyi beceremedim.

Sevgili güzel komflum!

Bugün yurdumuzdan uza¤›z ama bir-

gün yine birbirimizden al›fl-verifl yapaca-

¤›z. O topraklar zulmün, ac›n›n, sömürü-

nün befli¤i de¤il, çeflitli milliyetlerden

halk›n zengin ve kardeflçe mozai¤i ola-

cak. Buna inanc›m tamd›r. Armenak’lar›n

(Orhan Bak›r), Manuel Demir’lerin, Nu-

bar Yal›m’lar›n ve Hrant Dink’lerin isim-

leri halklar aras› kardeflli¤in bahçesinde

en nadide çiçekler olarak an›lacaklard›r.

Hidayet AYBAR/STUTTGART

Ölümü rezil rüsva eden güzel komflum Hrant

Page 15: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

5-16 Nisan 2007GÜNCEL 15

MAYAArif BİLGİN

Saddam’›n Firdevs Meydan›’ndaki heykelini devirenIrakl› eski halterci Kadim el Cuburi “Bildi¤in, tan›d›¤›n fley-tan, bimedi¤in fleytandan daha iyidir, yapt›¤›mdan piflma-n›m, Amerika daha beter” diyor. Saddam’›n kendi afliretin-den onca insan öldürmesine karfl›n, onu ar›yor flimdi Cu-buri’ler!

Hassan Elmi, Somali’li bir göçmen, 37 yafl›nda 6 çocukbabas›. ‹zledi¤i bir Newroz gösterisi dikkatini çakmifl. “So-mali için, Irak için, Kürtler için, bütün bask› alt›ndaki halklariçin, bask› alt›ndaki halklara özgürlük günü” diyorum, heye-canlan›yor. Kurals›z Almancas›na el ve mimik hareketlerinikatarak o kanl› mezbahadan nas›l kaç›p kurtuldu¤unu anla-t›yor: “‹nsanlar tavuk gibi birbirlerini kesiyorlar, açl›k, sus-suzluk, hastal›k, felaket!” “‹nsanlar berbat, pis sular için bir-birini bo¤azl›yorlar. Afrika art›k yaflanmaz oldu, insanlar,hayvanlar, bitkiler, her fley ölüyor” diyor Elmi. Bunu em-peryalistlerin yaratt›¤›n› biliyor, “Amerika yap›yor ha” di-yor dindar Somali’li. Alkolden söz edilince iffeti ellenmifl gi-bi ürkden Elmi’ye, “Bu felakette dini siyasallaflt›rman›n darolü yok mu” diyorum. “Var var, ama ne yapacaks›n ki bi-rinden yana olmak zorundas›n, emperyalistlerden yana ola-may›z ki.” Do¤ru söylüyor, tam bir açmaz. Her karfl›laflt›¤›-m›zda gözleri çapakl›, yorgun görürüm onu. Belli ki Somalian›lar› uyutmuyor geceleri.

Beni de uyku tutmaz ço¤u geceler. Bomba alevleri için-de havada uçuflan k›v›rc›k saçl› kara gözlü çocuklar›n 盤l›k-lar›yla kan-ter içinde uyan›r›m. Kerbela’da Hüseyin’in bed-duas› m› tuttu! Çöl ortas›nda ufac›k bir kum tepeci¤inin ar-d›ndan yavrusunu gö¤süne bast›rarak iflgalci askerlerinnamlular›na bakan o Irakl› gelinin gözlerindeki dehfleti unu-tamam. Binlerce sivilin aras›nda patlayan bombalar her ak-flam bir de benim yüre¤imde ve zihnimde patlay›verir. Birde Ba¤adat’›n, Basra’n›n, Necef’in, Kerbela’n›n, Tikrit’in, Fel-luce’nin, Kerkük’ün, Musul’un yani kentlerin d›fl›ndaki in-sanlar› düflünürüm. Onlar›n kanl› öyküsüne kimse tan›k ola-maz, bir kayda felan da geçmezler. Zaten “can kayb›”, “bi-lanço” kay›tlar›n› da Bat›l›lar tutuyor morglar üzerinden. Oyüzden say›lar karma kar›fl›k ve muhtelif. Reuter HaberAjans›’n›n BM, ABD ve ‹ngiliz akademisyenlerinin yer ald›¤›“Irak Body Count” giriflimi ve ABD Savunma Bakanl›¤› (Pen-tagon) verilerine dayanarak verdi¤i haberde 20 Mart2003’ten bu yana 64 bin sivil, 6 bin 254 Irakl› polis ve asker,3 bin 197 Amerikan askeri, 134 ‹ngiliz askeri, 124 di¤er ülke-lerin askeri ölmüfl. Buna göre sadece 2006 y›l›nda 34 bin 500sivil hayat›n› kaybetmifl. Bunlar morg kay›tlar› ve hükümetaç›klamalar›na dayan›yor. Ayn› raporda 2 milyon Irakl› ül-keyi terk etmifl, 1 milyon 700 bin kifli de kaçm›fl.

Oysa Cornell Ünüversitesi uzman› Dr. Gideon Bolya’n›nUNICEF verilerine dayanarak haz›rlad›¤› raporda, 20 Mart2003’ten bu yana toplam can kayb› 1 milyon, ölen ABD as-keri 3 bin 218, eski Irak Ordusu ve direniflçilerin toplam kay-b› 40 bin, geri kalanlar ise fliddetin ortas›nda kalan siviler.

ABD’nin Johns Hopkins Ünüversitesi Bloomberg KamuSa¤l›¤› Okulu uzmanlar›n›n Irak’ta yapt›klar› ve 6 ay önceThe Lancet dergisinde yay›mlanan araflt›rmalar›nda ise top-lam can kayb› 655 bin olarak aç›kland› ve bu say› dünyan›ngündemine oturdu.

“Savafla Son Komisyonu” adl› sivil toplum örgütü ise her24 Irakl›dan birinin öldü¤ünü ve say›n›n 1 milyonun üzerin-de oldu¤unu söylüyor.

ABD ekonomisi h›zla askerilefliyor. Di¤er sektörlerdekiistihdam 1 milyon 200 bin azal›rken, askeri sanayideki istih-dam 1 milyon 700 bin artt›. Nazi ekonomisine benzer bir dö-nüflüm yaflan›yor. Bush, 2008 y›l› bütçesinden askeri harca-malara toplam 716.5 milyar dolar ayr›lmas›n› istedi. Bunun481.4 milyar dolar› genel savunma bütçesi, 235.1 milyar do-lar› da Irak ve Afganistan’daki savafl için istiyor. Bush genelsavunma bütçesinde % 11.3 art›fl öngörürken, sivil harcama-larda istenen art›fl sadece % 1. Bu bütçe, önceki dönemlerinindirgenmifl dolar de¤erlerine göre bütün savafl dönemi büt-çelerinden yüksek. Örne¤in: Johnson’›n Vietnam Savafl›’n›sürdürmek için istedi¤i bütçe 1968’de 428 milyar, Reagen’›nso¤uk savafl döneminde, 1985’te istedi¤i bütçe ise 453 mil-yar dolard›. ABD Temsilciler Meclisi’nin 1 y›l içinde askerle-rin Irak’tan çekilmesi karar›n› umursam›yor, t›pk› BM’yeyapt›¤› gibi.

Korsan Colombo’nun petrol ve silah tekelcisi fl›mar›k to-runlar› yaln›zca ABD ekonomisini askerilefltirmiyor, dünyaekonomisini de buna zorluyorlar. Bütün dünyada silahlan-ma yar›fl› h›zland›. ‹nsanlar›n ekme¤nden, suyundan, ilac›n-dan, giysisinden k›s›p k›s›p silahlara yat›r›yorlar. Bir yandanbütün halklar daha çok yoksullaflt›r›l›r, her yerde sistem da-ha da bask›c› dönüflümler yaflarken, baz› ülkeler de tam birinsan mezarl›¤›na dönüflüyor.

‹flgalin dördüncü y›l›nda ayaklar alt›nda ezilen yaln›z-ca Irak halklar› de¤il, bütün insanl›¤›n gelece¤idir. Yaln›z-ca baz› ülkeler mezarl›¤a dönüflmüyor, ötesinde bütün birinsanl›¤›n ve bütün bir kürenin felaketi gözüküyor. Kendigelece¤i için bu haydutlu¤u durdurmaya insanl›¤›n gücüyetmeyecek mi?

Irak iflgal alt›nda birmezarl›¤a dönüflürken

Dünya ekonomisinde gözle gö-

rülür biçimde kendini göste-

ren son e¤ilim asl›nda “küre-

sel” denilen ekonominin ma-

kus talihi olarak addedebilece-

¤imiz yine-yeni-yeniden bir kriz döngüsüne iflaret

ediyor. Yaflanan geliflmeler art›k, ne arz ile tale-

bin Adam Smith ve ard›llar›n›n sözünü etti¤i gibi

“görünmez bir el taraf›ndan düzenlendi¤i” sav›n›,

ne de Frans›z J. Baptist Say’›n “her arz kendi tale-

bini yarat›r” sav›n› destekler nitelikte. Aksine bu-

nun tam tersi bir geliflim seyri sonunda yaflanan,

kapitalist üretimin en önemli koflulu olan yat›r›m-

lar› art›rma yetisinin i¤difl edilmesi sonucu, ser-

mayenin üretken niteli¤inin dumura u¤rat›larak

asalak bir karakter edinmesidir. Emperyalizm afla-

mas›yla doruk noktas›na varan bu e¤ilime paralel

olarak, burjuva iktisatç›lar›n›n da art›k kabul etti-

¤i, kronikleflen bu krizi yönetebilme çabalar›n›n

ön plana ç›kt›¤›n› gözlemleyebilmekteyiz. Mal ve

hizmet üretiminin kesintisiz olarak büyüyebilme-

sini sa¤layacak bir talep söz konusu olmad›¤›

için, afl›r› üretim bollu¤u içinde yaflanan ekono-

mik krizlerin dünyay› kanl› pazar dalafllar›na sü-

rükledi¤ine tarih tan›kl›k etmifltir. Çünkü Marks;

üretim için ortaya sürülen kapitalin artmas› söz

konusuyken, sabit kapitalin iflçi ücretlerine ayr›-

lan k›s›mdan daha h›zl› büyüyece¤ini kan›tlam›fl

ve sonraki y›llarda bu durumun kapitalizmi, üret-

ti¤i ürüne pazar bulamama bunal›m›na sürükleye-

ce¤ini ortaya koymufltu. Öyle ya, üretimi art›r-

mak kolay olsa da pazar› büyütmek ayn› derece-

de kolay yahut mümkün de¤ildir. Bu temel çeliflki-

nin içinden do¤an bir baflka çeliflki de, bugün dün-

ya piyasalar›n›n suni dengesini sürekli bozma po-

tansiyeli tafl›yan “afl›r› birikim” durumudur. Yuka-

r›da aç›klad›¤›m›z temel nedenden ötürü emperya-

lizm aflamas›n›n bir karakteristi¤i olarak sermaye-

nin asalaklaflmas›, tefeci karakter kazanarak para

oyunlar›yla kazanç sa¤lama e¤iliminin geliflmesi

durumudur söz konusu olan. Bu durum Lenin’in

sentezledi¤i “meta ihrac›n›n yerine sermaye ihra-

c›n›n ön plana ç›kmas›” gerçe¤ini de teyit eder bir

durumdur. Ama söz konusu olan tek düze bir ser-

maye ihrac› de¤ildir. Elbette ki problem yo¤unla-

flan sermayenin spekülatif bir hareket tarz› izleme-

sinden ileri gelmektedir. Büyük flirketlerin ellerin-

deki karlar› tekrar üretime yat›rmalar›n›n önünde

engel teflkil eden “kar›n düflme e¤ilimi” onlar› do-

lafl›m alan›na, borsaya, “art› de¤er” üretmek yerine

faiz ve rant sömürüsüne, yani k›sacas› baflkas›n›n

biriktirdi¤ine el koymaya sürüklüyor. Bu durum

sermayenin asalak ve spekülatif niteli¤ini giderek

t›rmand›r›yor ve bu afl›r› birikimin emilme sorunu

ciddi tehlikelere de kap› aç›yor.

Bugün yaflanan geliflmeler dünya ekonomisi-

nin nas›l diken üstünde oldu¤unu, dünya ekono-

misinin motor gücü durumundaki ülkelerde yafla-

nan durgunluk riskinin dahi di¤er ülkeleri nas›l

etkisi alt›na ald›¤›n› gösteriyor. Son günlerde

ABD’de ve Japonya’da yaflanan iki durumu kaste-

diyoruz. Her iki durum da afl›r› sermayenin nere-

ye, nas›l angaje edilece¤i temel meselesinden ile-

ri gelmektedir. Paras›na çok düflük faiz isteyen Ja-

ponya’dan al›nan kredilerin yüksek faizli para bi-

rimlerine yat›r›lmas›yla bafllayan “carry trade”

tehlikesi TC ekonomisini sarsmaya yetiyor. “Çün-

kü Japonya'dan yüzde 0.5 faizle borç al›p Tür-

kiye'de yüzde 20 faize yat›ran uluslararas› bü-

yük yat›r›mc›lar›n Japon Yen'indeki pozisyon-

lar›n›n bir bölümünü kapatmak için Türki-

ye'deki varl›klar›nda da sat›fl yapmas›, borsa

ve dövizde dalgalanmaya neden oluyor. (Milli-

yet,15 mart 2007)” Bu duruma ek olarak ABD’de

yaflanan yeni bir geliflme yine piyasalar› hareket-

lendirirken, dünya ekonomisinde de ciddi bir re-

sesyona yol açaca¤› kayg›s›yla endifleyle karfl›lan-

d›. Düflük gelirli kesime yüksek faizlerle verilen

“subprime mortgage” kredilerinin geri dönüflü-

nün olmamas› hem insanlar› evinden edecek,

hem de ABD ekonomisini sarsacak çapta bir gelifl-

me. Müflterilerine bu flekilde kredi veren kurulufl-

lar birer birer iflas bayra¤›n› çekerken bu durum

‹stanbul Borsas›’nda dahi flimdiden tedirginli¤e

yol açt› ve borsan›n düflmesine neden oldu. “Esas

tehlike, bu alenen riskli kredileri veren firmala-

r›n, risklerini paylaflmak için, bu kredileri tah-

vile çevirerek, mali piyasalarda sat›yor olmala-

r›. Böylece, büyük bankalar›, ABD borsas›n› ve

dolay›s›yla di¤er küresel borsalar› sarsacak bir

zincirleme kriz ihtimali yüksek ve yak›n bir teh-

like olarak kap›da duruyor.” (‘dünya piyasalar›

yine dalgaland›’ Milliyet 15 Mart 2007)

Emperyalist çeliflkiler

derinlefliyor

Özellikle Japonya ve Çin’in dolar rezervlerini

h›zla azaltmaya çal›flmas› emperyalistler aras› dala-

fl› da k›z›flt›raca¤a benziyor. Yak›n zamana kadar

ABD ekonomisinin bafl›n› a¤r›tan Japonya’daki sü-

re¤en kriz halen devam ediyor. ‹hracat yap›s› iti-

bariyle birbirine benzeyen bu iki ülkeden Japon-

ya’n›n Yen’i devalüe ederek ihracat yoluyla stok-

lar›n› tüketmesinin önüne geçmek için ABD bafl-

kanlar› geçmifl y›llarda bu ülkeyi s›k s›k ziyaret edi-

yorlard›. Öyle ki; Japonya’n›n kendi para birimi

üzerinden yapaca¤› bir devalüasyonla stok fazlas›-

n› tüketme yoluna gitmesi özellikle elektronik ve

otomotiv sektöründe ABD’yi zor duruma düflüre-

cekti. fiimdilerde de ABD’nin bafl›n› özellikle Çin

a¤r›tmaktad›r. Muazzam iç pazar›yla flimdilik ken-

dini yaflanan krizlerden muaf tutma potansiyeli

olan bu ülkenin 1 trilyon dolarl›k birikimini nas›l

kullanaca¤› ABD aç›s›ndan ciddi önem tafl›yor.

Elindeki dolar birikimini bugüne kadar ABD hazi-

ne bonolar›na yat›ran Çin’in bu birikimini daha

karl› alanlara kayd›rma yöneliminde olmas›

ABD’yi rahats›z ediyor. “Dev d›fl ticaret fazlas›na

sahip olan Çin, bu birikimini petrol, madencilik

gibi daha stratejik alanlara yönlendirmeye ça-

l›fl›yor. Orta Asya'dan Ortado¤u'ya ve Orta Afri-

ka'ya kadar bütün enerji alanlar›nda güç ka-

zan›rken, ABD'nin bu bölgelerdeki askeri hare-

ketlili¤i asl›nda Çin'in ekonomik yat›r›mlar›n›

sabote etmeyi amaçl›yor. (‹brahim Karagül 16

Mart)” Bu durum yukar›da da sözünü etti¤imiz gi-

bi yaflanan dalafl› daha da k›z›flt›racak bir rol oynu-

yor. 11 Eylül’ün ard›ndan hemen gündeme gelen

Afganistan iflgaliyle bafllayan sürecin fianghay Befl-

lisi’nin, Çin ve Rusya ittifak›n›n önünü kesme

amaçl› oldu¤u gerçe¤i unutulmamal›d›r.

Bir yar›-sömürge

ülke gerçekli¤i

Sermayenin spekülatif ve tefeci bir karakter

kazanmas› yine emperyalizm evresinin bir temel

karakteristi¤i sonucu ortaya ç›kan “eflitsiz geli-

flim” nedeniyle yeni evreye “ilkel bir sermaye bi-

rikiminden yoksun” olarak girmifl yar›-sömürge

ülkelerin ekonomilerini de tepeden t›rna¤a etki-

leme kapasitesine haizdir. Eflitsiz geliflim yasas›na

paralel seyreden dünya ekonomisinde yaflanan

geliflmeler, emperyalist-kapitalist ülkelerle onla-

r›n sömürgeleri aras›ndaki makas› giderek açar-

ken, öte yandan bu ikinci kategorideki ülke eko-

nomilerinin dengelerinin de tamamen “s›cak pa-

ran›n” hareket tarz›na ba¤l› oldu¤unu gözler önü-

ne seriyor.

Son dönemde ülkeye yo¤un bir sermaye giri-

fli oldu¤undan dem vuran Türk egemenlerinin

söylemleri göz boyama amaçl›d›r. Öyle ki orta

yerde apaç›k duran bir gerçek vard›r ki, o da flu-

dur: Sermaye sömürmek ve daha fazlas›n› götür-

mek için gelir. Ve daha flimdiden ulu orta ifade

edemedikleri ancak kayg›s›n› duyduklar› bir ger-

çek var: Sermayenin ülkede eninde sonunda ya-

paca¤› kar transferi sonucunda ortaya ç›kacak

olan döviz giderinin nas›l karfl›lanaca¤› sorunu.

2007 sonunda öngörülen 60 milyar dolarl›k ya-

banc› yat›r›m›n bafllataca¤› kar transferi sonucun-

da 5-10 milyar dolarl›k bir döviz gideri sorunu bi-

le ülke ekonomisini tepe takla edebilecek bir teh-

like olarak orta yerde durmaktad›r. Bu söz konu-

su yabanc› yat›r›m›n da istihdama bir katk›s›n›n

olmamas› gerçekli¤i, yani üretime dönük de¤il,

asalak karakterde olma gerçekli¤i de ayan beyan

ortadad›r. Bu nedenle aç›kça söylemek gerekirse

hükümetin dilinden düflürmedi¤i ekonomideki

büyüme masallar› asl›nda büyüyen bir kriz riskin-

den öte bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü ya-

banc› sermaye girifli yüksek olan ülkelerin ayn›

zamanda cari hesaplar› da aç›k veren ülkeler ol-

du¤u gerçe¤i orta yerdeyken, bu gerçeklik göz

ard› edilmektedir. Bu tür ülkelerdeki k›sa vadeli

büyümelerin hemen bir krizle tepe takla oldu¤u-

nu defaten gördük, görece¤iz.

Esas ifllevi yar›-sömürge ülkelerin ekonomile-

rini uluslararas› mali sermayenin kullan›m›na aç-

mak olan IMF politikalar›n›n ülkeye mali istikrar,

refah getirece¤i yalan› büyük bir balon gibi patla-

m›flt›r. T›pk› ad›na küreselleflme dedikleri; ulusla-

raras› sermayenin dolafl›m›n›n önündeki tüm

ekonomik, siyasi, hukuki engellerin kald›r›lma-

s›ndan, esasta sömürge, yar›-sömürge ülkelerin

tasarruflar›n› emperyalizmin s›n›rs›z talan›na aç-

maktan baflka bir fley ol-

mayan o

göz boyay›c› balonun patlamas› misali patlam›flt›r

bu söylemler de. “Yap›sal reform” ad› alt›nda da-

yat›lan IMF politikalar›n›n emperyalizme ba¤›ml›-

l›¤› daha da derinlefltirmekten ve halk› sefalete

sürüklemekten baflka bir fleye yaramad›¤› ortada-

d›r. Görüldü¤ü gibi ekonomik ba¤›ml›l›k siyasi

ba¤›ml›l›¤›, siyasi ba¤›ml›l›k da ekonomik ba¤›m-

l›l›¤› getirmektedir. Bugün Türk hakim s›n›flar›-

n›n gerek iç politikada, gerekse de uluslararas›

arenada emperyalist efendilerinden ba¤›ms›z bir

hareket tarz› izleyememelerinin baflka türlü bir

aç›klamas› olabilir mi? K›saca söylemek gerekir-

se; neo-liberal ekonomik politikalar dedikleri ve

uygulamaya çal›flt›klar› sürecin özü; ülkenin bü-

tün kaynaklar›n›n emperyalistlerin ihtiyaçlar›

do¤rultusunda özellefltirilmesi ve ülkenin kendi-

ni sermayenin s›n›rs›z talan›na uygun hale getir-

mek için ekonomik, kurumsal, hukuksal, siyasi

düzenlemelere gitmesi fleklinde sirayet eden ba-

¤›ml›l›k politikalar›n›n yaflama geçirilme çabas›n-

dan baflka bir fley de¤ildir.

Bugünlerde ülkemizde 6. gözden geçirme ça-

l›flmalar›n› sürdüren IMF heyeti yeni direktifler

veriyor. Özellikle, teflvik kapsam›n›n geniflletil-

mesi, geçici iflçilerin kadroya al›nmas› gibi yük

getirecek yeni ad›mlar at›lmamas› gerekti¤inin ve

iki y›ld›r özellefltirme gelirinin de oldukça azald›-

¤›n›n alt› çizilerek, sürdürülebilir maliyet ve fiyat

politikas› için elektrikte yüzde 10’un üzerinde

zamma ihtiyaç oldu¤u ifade ediliyor. Bu basit is-

teklerde dahi halk›n cebindeki üç kurufla göz di-

kerek ekonomik düzenin tesis edilmesi çabas›

kendini ele veriyor.

Yaflanan duruma paralel

görevlerimiz

Öncelikle vurgulamal›y›z ki; bu yaflananlar

emperyalizm aç›s›ndan hiç de flafl›rt›c› ve yeni de-

¤ildir. Emperyalizmin, kapitalizmin çürüyen afla-

mas› olarak sürekli krizlere gebe oldu¤u gerçe¤i,

ayn› zamanda devrimin de nesnel zeminidir. So-

run; nesnel olan›n içinde öznel olan›n, yani dev-

rimci durumun uygunlu¤u içinde devrimci hare-

ketin, özelde proletaryan›n örgütlenebilmesi ve

emperyalist zincirin her bir halkas›nda öncü rolü-

nü oynayabilmesindedir. Emperyalist zincirin za-

y›f halkas› konumundaki yar›-sömürge ülkelerde

yüksek olan devrimci durum, her zaman devrim-

ci hareketin geliflip serpilmesinin zeminini de var

eder. Elbette yaflanan krizlerin yükünün halka

yüklenmesi onlar›n yaflam koflullar›n› olumsuz

yönde etkileyecek ve onlar›n alternatif aray›fllar›-

n› h›zland›racakt›r. Çözüm kendi çamurunda de-

belenen bu sistemin köklü de¤iflimiyle, yani bir

alt üst oluflla mümkündür. Bu alternatifin ülke-

mizdeki ilk seyri Demokratik Halk Devrimi yö-

nündedir. Unutmayal›m ki; zay›f halkalar›n kopu-

flu bir bütün olarak emperyalizmin tarih sahne-

sinden silinece¤i yolu da döfleyecektir. Her yö-

nüyle emperyalizmin stratejik zay›f halkas› olan

ülkemizde Yeni Demokratik Devrim mücadelesi-

ni yükseltelim; örgütleyelim, örgütlenelim.

Krizin efli¤indeki dünya ekonomisi

Tüketiciyi Koruma Derne¤i ‹stanbul flubesi,

Mortgage Yasas›’n›n tüketicileri ma¤dur edece¤i-

ni söyleyerek, tüketicileri dikkatli olmaya ça¤›rd›.

‘Kira öder gibi ev sahibi olunacak’ temas›yla

kamuoyuna sunulan Mortgage Yasas› hakk›nda

bilgi veren TükoDer Genel Baflkan Yard›mc›s› Ali

Çetin, yapt›¤› aç›klamada yasan›n tüketicilere da-

n›fl›lmadan IMF istekleri do¤rultusunda haz›rlan-

d›¤›n› belirterek “Ev sahibi olmayan tüketiciler

kira ödeyip ev sahibi olmay› hayal etti. Ancak

bu hayal, ancak hayal olarak kalacak. Tersine

bu sistemde ev alanlar ciddi tüketici hak ihlal-

leriyle karfl›laflacak ve pirince giderken evdeki

bulgurdan da olacak” diyerek yasay› elefltirdi.

Hükümetin, tüketicileri ‘kümesteki kaz’ gibi

gördü¤ünü kaydeden Çetin, “Baflbakan Yar-

d›mc›s› dahi ayda 1.300 YTL tasarruf edeme-

yen sisteme girmesin demektedir. Say›n Ba-

kan’a soruyoruz; yasay› kimin için haz›rlad›-

n›z? Kimin ayl›k 1.300 YTL geliri var? Nüfusun

4’te 1’i açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflarken bu sis-

temde nas›l konut sahibi olacak? Yasa ile

emekli sand›¤› ve iflsizlik fonunda biriken pa-

ralar›n bu sisteme aktar›lmas› düflünülüyor.

‹nflaat sektörüne ve yabanc› yat›r›mc›ya kay-

nak aktar›l›yor böylelikle” dedi.

Çetin konuflmas›n›n devam›nda yasan›n geti-

rece¤i risklere iliflkin flu aç›klamada bulundu:

“Gerçek konut de¤eri ve ekspertiz de¤eri ara-

s›ndaki fark, konutlar›n k›ymet takdiri için ye-

terli uzman bulunmamas›, konutun yüzde

25’inin tüketicinin ödemesi, ödenen faizin ge-

lir vergisi matrah›ndan düflülmemesi, masraf-

lar ve sigorta giderleri. Mevcut konut kredisi

kullananlar da otomatikman yasa kapsam›na

al›nmakta, de¤er art›fl kazanc›ndan muafiyet

de düflülmemektedir.”

‘MorhgageYasas›

bir tuzak’

Page 16: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]

Newroz Piroz Bu!DDHHPP:: *

16 4/4/07 8:36 PM Page 1 (Cyan plate)

Page 17: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]

Türkiye-Ku-zey Kürdis-tan ve yurt-d›fl›nda mil-yonlarca ki-fli DemirciKawa’n›nyakt›¤›Newroz ate-flini harla-yarak, za-limlere kar-fl› mücade-lenin süre-ce¤ini hay-k›rd›

DHP:

‹‹kkii aayyrr›› NNeewwrroozz nnee aannllaammaa ggeelliiyyoorr??

16 4/4/07 8:36 PM Page 1 (Magenta plate)

Page 18: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]

Newroz Piroz Bu!

Türkiye-Ku-zey Kürdis-tan ve yurt-d›fl›nda mil-yonlarca ki-fli DemirciKawa’n›nyakt›¤›Newroz ate-flini harla-yarak, za-limlere kar-fl› mücade-lenin süre-ce¤ini hay-k›rd›

DHP: *

‹‹kkii aayyrr›› NNeewwrroozz nnee aannllaammaa ggeelliiyyoorr??

16 4/4/07 8:36 PM Page 1 (Yellow plate)

Page 19: 5 - 16 Nisan 2007 - Sayı 108

ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]

KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ • Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Hakan ERTEN

Yay›n Türü: Yayg›n Süreli * Yönetim Yeri: Katip Mustafa Çelebi Mah. Tel Sok. No:20 Daire:2 Beyo¤lu/‹stanbul Tel:(0212) 243 9192

BBÜÜ

RROO

LLAA

RR

Teknik Haz›rl›k-Kardelen Yay›mc›l›k Adres: Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3 Okmeydan›/‹STANBUL Tel:(0212) 238 37 76 Faks:(0212) 238 37 96 • Bask›: Gün Matbaac›l›k Adres: Sefaköy Telsizler Mev. Akasya Sok. No:23/A Küçükçekmece/‹ST. Tel( 0212) 580 63 75• DA⁄ITIM: YAY-SAT

Devlet taraf›ndan yarat›lan ger-

gin havaya ve kutlamalar›n haf-

ta içine gelmesine ra¤men kat›-

l›mlar›n yüksek oldu¤u kutlamalarda, bir-

çok yerde polis taraf›ndan kitleye müdaha-

lede bulunuldu. Baflta ‹stanbul, Diyarbak›r,

Mersin, Van, Malatya, Adana, ‹zmir, Bursa

olmak üzere, 35 ilde kitlesel gösterilerle

kutlanan Newroz sonras› yüzlerce kifli dev-

letin kolluk kuvvetleri taraf›ndan gözalt›na

al›nd›. Akflam saatlerinde ise ço¤u emekçi

semtinde atefller yak›larak eylemler yap›ld›.

‹stanbul

Kazl›çeflme Meydan›’nda binlerce kifli-

nin kat›l›m›yla gerçekleflen Newroz kutla-

mas›nda Grup Munzur, Rojin, Ozan Ferhat,

Koma Jihat ve Koma Rewflen sahne ald›.

Kat›l›m›n yüksek oldu¤u kutlamada polis

provokasyonu nedeniyle olayl› anlar yaflan-

d›. Kutlama öncesinde polis ile k›sa süreli

bir gerginlik yaflan›rken, kutlaman›n ard›n-

dan da¤›lan kitleye polisin sald›rmas› sonu-

cu çat›flma ç›kt›, onlarca kifli gözalt›na al›n-

d›. Ayr›ca DTP’li S›rr› Sak›k, Do¤an Erbafl ve

7 kiflilik tertip komitesi de gözalt›na al›nd›.

Yak›lan atefller geceyi

ayd›nlatt›

Newroz’u kutlamak için ‹stanbul’un

Karayollar›, 1 May›s, Gülsuyu, Kurfal›,

Esenyal› gibi birçok semtinde de atefller ya-

k›ld›.

22 Mart akflam› Gaziosmanpafla Kara-

yollar› semtinde bir araya gelen DHP’liler

atefller yakarak Newroz’u kutlad›lar. Dev-

rim flehitleri ad›na yap›lan sayg› durufluyla

bafllayan kutlamalar, Newroz atefli etraf›n-

da çekilen halaylarla devam etti. S›k s›k

‘Newroz piroz be’, ‘Biji bratiya gelan’ ve

‘Newroz atefli Halk Savafl›’yla büyüyor’ slo-

ganlar›n›n at›ld›¤› kutlama, olays›z bir flekil-

de sona erdi. Anadolu Yakas›’nda da, Kurfa-

l›, Esenyal›, Gülsuyu, 1 May›s mahallelerin-

de DHP, Partizan, ESP, DTP, EMEP, SDP,

Al›nteri, PDD ve BDSP gibi kurumlar›n üye-

leri atefller yakarak Newroz’u kutlad›lar.

Amed

Elaz›¤ yolu üzerinde bulunan Fuar Ala-

n›’nda yap›lan Newroz kutlamalar›na yüz

binlerce kifli kat›ld›. Rojamed Müzik Guru-

bu ve Ermeni sanatç› ‹lia Simonia’n›n mü-

zik dinletisi sundu¤u mitingin sona ermesi-

nin ard›ndan da¤›lan kitleye gaz bombala-

r›yla sald›ran polis, onlarca kifliyi gözalt›na

ald›.

Ankara

Abdi ‹pekçi Park›’nda, 25 Mart günü ya-

p›lan mitingte DTP, EMEP, SDP, DHP, ESP,

‹HD, ÇHD, KESK fiubeler Platformu ile bir-

çok demokratik kitle örgütünün üyeleri bir

araya gelerek Newroz’u kutlad›. Kat›l›mc›

kurumlar›n temsilcilerinin konuflmalar yap-

t›¤› miting Koma Dilan’›n verdi¤i müzik

dinletisiyle sona erdi.

Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kam-

pusu’nda DGH, Gençlik Derne¤i, Tüm-‹GD

ve Ekim Gençli¤i üyeleri 22 Mart günü atefl

yak›p halay çekerek Newroz’u kutlad›lar.

‹zmir

Önceki sene olaylar›n yafland›¤› Gün-

do¤du Meydan›’nda kutlama yap›lmas›na

izin verilmeyince, Newroz kutlamas› Buca

ilçesinde yine binlerce kiflinin kat›l›m›yla

gerçeklefltirildi.

‹lk olarak alana gelen kitleye polisin sal-

d›rmas› sonucu tertip komitesinden bir kifli

de dahil olmak üzere çok say›da kifli gözal-

t›na al›nd›. Ancak polisin tüm engelleme

çabalar›na ra¤men kat›l›m›n yüksek oldu¤u

miting kurum temsilcilerinin yapt›¤› konufl-

malar›n ard›ndan müzik eflli¤inde çekilen

halaylarla sona erdi.

Konya

DTP’nin organize etti¤i ve binlerce kifli-

nin kat›ld›¤› kutlamada, Koma Avaz ve Ko-

ma Xelikan’›n verdi¤i müzik dinletisi ile

Newroz atefli etraf›nda halaylar çekilmesi-

nin ard›ndan miting sona erdi.

Mitingden hemen sonra aralar›nda DTP

‹l Baflkan› Muzaffer Küçüky›ld›z’›n da bu-

lundu¤u 13 kifli göz alt›na al›nd›. Tutuklan-

ma talebiyle bir sonraki gün mahkemeye

sevk edilen 13 kifli serbest b›rak›ld›.

Malatya

Cemal Gürsel Mahallesi’nde bir araya

gelen DHP, Partizan ve HÖC üyeleri atefller

yak›p halaylar çekerek Newroz’u kutlad›-

lar. Cemal Gürsel minibüs dura¤› önünde

topland›ktan sonra, “Yaflas›n Halklar›n Kar-

deflli¤i-Newroz Piroz Be!” pankart›yla yap›-

lan yürüyüflün ard›ndan, atefl yak›larak ma-

halle halk›yla birlikte halaylar çekildi.

Eskiflehir

Anadolu Üniversitesi Yunus Emre

Kampusu’nda, DGH, DTP Gençli¤i, SDG

ve SGD üyeleri düzenledikleri etkinlikle

Newroz’u kutlad›lar. Müzik dinletisi veri-

len ve ortak bir aç›klama yap›lan etkinli-

¤e, Gençlik Derne¤i, Ö¤renci Kolektifle-

ri, Ekim gençli¤i, DPG ve EHP de destek

verdi.

Afyon

‹zmir’de yap›lacak Newroz kutlamalar›-

na kat›lmalar› polis taraf›ndan engellenen

DGH, SGD, YÖGEH ve EMEP üyeleri, Af-

yon Kocatepe Üniversitesi ANS Merkez

Kampusu’nda Newroz’u kutlad›lar. Kutla-

ma s›ras›nda bir gurubun ‘tekbir’ getirerek

devrimci demokrat ö¤rencilerin üzerine

yürümesi üzerine yaflanan gerginlik, eylem-

cilerin kararl› tutumu ve okul yönetiminin

araya girmesi ile büyümeden sona erdi.

Bursa

DTP, DHP, ESP, EMEP ve SDP’nin orga-

nize etti¤i kutlamalar Gökdere Bulvar›nda

yap›ld›. ‹lçelerden gelen kat›l›mc›lar›n en-

gellenmesi nedeniyle geç bafllayan miting,

söylenen türküler eflli¤inde çekilen halay-

larla sona erdi.

Elaz›¤Geçen iki y›lda oldu¤u gibi bu y›l da iki

ayr› kutlaman›n yap›ld›¤› Elaz›¤’da, DTP ve

EMEP, valili¤in belirlemifl oldu¤u miting

alan› olan ‹stasyon Meydan›’nda yapt›klar›

etkinlikle Newroz’u kutlarken, DHP ve

HÖC ise akflam saatlerinde Fevzi Çakmak

Mahallesi’nde etkinlik düzenledi. Davul

zurna eflli¤inde çekilen halaylarla bafllayan

Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeki kutlamalar,

Newroz ateflinin yak›lmas›n›n ard›ndan

Grup Umuda Türkü’nün verdi¤i dinleti ile

son buldu.

DersimNewroz mitingi ‘w’ harfine tak›l›nca,

Dersim’de Newroz, “fiovenizme Karfl› Halk-

lar›n Kardeflli¤i Mitingi” ad› alt›nda kutland›.

K›flla Meydan›’nda yap›lan kutlamada DHP

ad›na konuflan Murat Kur konuflmas›n›, “Biz

kazanaca¤›z, halk kazanacak, Halk Savafl› ka-

zanacak” sözleriyle bitirdi. DHP’liler s›k s›k,

“Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya”, “A¤a pat-

ron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca-

¤›z”, “Kürt halk›na özgürlük Halk Savafl› ile

gelecek” ve “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”

fleklinde sloganlar att›lar.

UrfaNewroz kutlamalar›ndan sanatç›lar ‹l-

kay Akkaya, Xemgin Birhat ve Koma Xewin

sahne ald›lar. Kutlama nedeniyle birçok ki-

fli gözalt›na al›nd›, dört kifli tutuklanarak Ur-

fa E tipi kapal› hapishanesine gönderildi.

Xemgin Birhat da, ‘Blind Apo’ türküsünü

söyledi¤i için örgüt propagandas› yapt›¤›

gerekçesiyle mahkemeye ç›kart›ld›.

Maoist Komünist Partisi (MKP)

militanlar› 21 Mart gecesi Ümrani-

ye 1 May›s Mahallesi’nde yapt›klar›

eylemle Newroz’u selamlad›lar.

Karakol Dura¤› önünde topla-

nan militanlar, “Maoist Komünist

Partisi/Halk Kurtulufl Ordusu” pan-

kart› açarak, yola att›klar› molotof-

larla caddeyi trafi¤e kapatarak, yü-

rüyüfl yapt›lar. Yürüyüfl boyumca

“Yaflas›n partimiz Maoist Komünist

Partisi”, “Faflistlerin korkusu Halk

Kurtulufl Ordusu”, “Yaflas›n New-

roz, Newroz piroz be”, “MKP’nin

hedefi patron a¤a devleti” sloganla-

r› atan militanlar, Çeflme Dura-

¤›’nda mahalle halk›na yapt›klar›

ajitasyon konuflmalar›n›n ard›ndan

eylemlerine son verdiler.

Militanlar jandarmayla çat›flt›Sar›gazi’de Newroz kutlamas› ya-

pan MKP, TKP/ML, MLKP ve

TEKP/L militanlar› ile jandarma ara-

s›nda çat›flma ç›kt›.

21 Mart akflam› Demokrasi Cad-

desi üzerinde yap›lmak istenen kut-

lamaya müdahale eden jandarmaya

molotof kokteyli ve tafllarla yan›t ve-

ren militanlar, ara sokaklarda çat›fl-

maya devam etti. Çat›flmalar s›ras›n-

da molotoflar›n isabet etti¤i bir ak-

rep hafif flekilde hasar görürken, üç

jandarma da at›lan molotof ve tafllar

nedeniyle yaraland›.

MKP militanlar› Newroz’u selamlad›

Demokratik Haklar Platformu, Newroz

dolay›s›yla yaz›l› bir aç›klama yay›nlad›. Ege-

men s›n›flar›n bugün de Newroz’un devrim-

ci, ilerci ve yurtsever güçlerce baflkald›r› ve

isyan ruhuyla kutlanmas›n› engellemek iste-

dikleri ve alt›n› boflaltmak istedikleri belirti-

len aç›klamada, “Nevruz; Türk hakim s›n›f-

lar›n›n inkar ve imha politikalar›n›n ifa-

desidir. Bahar bayram› ad› alt›nda, resmi

törenlerle devlet erkan›n›n yapt›¤› kutla-

malar, halk›m›z›n bilincini mu¤laklaflt›r-

ma çabas›ndan baflka bir fley de¤ildir” de-

nildi.

Aç›klamada, devletin ›rkç›, flovenist ka-

rakteri karfl›s›nda ‹brahim Kaypakkaya’n›n

ülke özgülünde çizmifl oldu¤u tüm uluslara

ve az›nl›klara kendi kaderini tayin hakk›,

tam hak eflitli¤i talebi ve halklar›n kardeflli¤i

fliar›n›n daha gür hayk›r›lmas› gerekti¤i be-

DDHHPP:: ‘NewrozPiroz Be!’

Elaz›¤’da çal›flmalar›na bafllad›¤›m›z›n 3.

y›l›nda da Newroz’da önceki y›llar gibi bir ay-

r›flma yaflad›k. Elbetteki bu ayr›flmada her ha-

reketin oldu¤u gibi bizim de pay›m›z var. Biz

hatalar›m›zla yüzleflecek bir konumda oldu-

¤umuza inan›yoruz. Elaz›¤’da tarihsel günle-

rin karfl›lanmas›nda tam olarak bir birlik sa¤-

lanamad›. Her defas›nda ayr›flma, tart›flmalar-

dan kaç›nma politikas› izlendi. Elaz›¤’da ge-

çen y›l yaflanan 1 May›s prati¤i bu ba¤lamda

önemli dersler içermekteydi... 1 May›s günü

meydanda bir saate yak›n beklememize ra¤-

men gelece¤ini söyleyen dostlar›m›z yürüyüfl

alan›ndaki yerlerini almam›fllard›... Yürüyüfle

onlars›z bafllama karar› al›nd›. Bu karara alan-

da bulunan sendikal› dostlar da kat›ld›lar. Yü-

rüyüfle sald›r› olunca as›l suçlular da devrimci

kurumlar oldular. Ad›m›z› provokatöre ç›ka-

ran, sald›r›n›n faturas›n› bizlere kesen de bu

dostlar›m›zd›. Oysa sald›r›da bedel ödeyen,

tutuklanan, kurumsal çal›flmalar› aksayan biz-

lerdik. Üç devrimci kurumun 11 aktivisti 2,5

ay hapiste kald›.

Bunlar› niye anlatt›k. Çünkü bu sene biz-

den habersiz adeta yang›ndan mal kaç›r›r gibi

Newroz baflvurusunu yapan dostlar›m›z›n te-

mel dayanaklar› bu tür argümanlard›. Dostla-

r›m›z da iyi bilirler, faflizm ilerici kurum ve

partilere her dönem sald›rm›flt›r. Bu onlar›n

stratejik ç›karlar›n› koruma politikas›ndan

kaynaklanmaktad›r. Kald› ki biz sistemin so-

palar› konumunda olan kolluk güçleriyle di-

diflme oyunu oynayan maceraperestler de¤i-

liz, Demokratik Halk ‹ktidar› perspektifi ile

mücadele eden, temel mücadele taktiklerini

düflman›n yönelimi ve kendi gücümüze göre

beliryen, devrimin bilimsel yürüyüflünde

kendi misyonunu yerine getirmeye çal›flan,

meflru devrimci-demokratik kurumlar›z. Yani

dostlar›m›z›n iddia etti¤i gibi ne kendilerinin

gerçeklefltirdi¤i yasal miting için, 'yasalc›lar

afla¤›da, biz yukarday›z' dedik, ne de s›n›f mü-

cadelesinin bir parças› olarak sald›r›lara karfl›

koyma görevimizi es geçtik. Biz yasalar›n bofl-

lu¤undan yararlanmay› hiçbir zaman küçüm-

semedik. Program›m›zda belirtildi¤i gibi, "ya-

salar›n izin verdi¤i yere kadar yasalarla, yasa-

lar›n s›n›rlad›¤› yerden sonra da yasalara ra¤-

men" bir eylem çizgisi izleriz... Birileri bizi ta-

n›mama, yok sayma politikas› izleyerek bir

yerlere varaca¤›n› san›rlarsa da fena halde ya-

n›lacaklard›r. Bu sekter, ben merkezci tarz

halk güçlerine zarar verecektir. Önemli tarih-

sel günlerde yakalanamayan birliktelikler

halk kitlelerinde güvensizlik yaratmaktad›r.

Hiçbir kurum bu ülke tarihinde onurlu bir ye-

re sahip olan devrimci kurumlar› d›fllama hak-

k›na sahip de¤ildir. Egemenlerin umutsuzlu¤u

alternatifsizli¤i dayatt›¤›, örgütsüz, bireyci ya-

flam› kutsad›¤› bir dönemde ortak tarihi gün-

lerde birli¤i de¤il, parçal›l›¤› dayatmak halkla-

r›m›z›n bilincinde az›msanmayacak bir etki b›-

rakan karamsar-tasfiyeci ideolojilere kan tafl›-

yacakt›r. Ülkemiz devrimci hareketinin tari-

hinde yaflanan çat›flmalar›n nas›l bir bütün ola-

rak devrim cephesine zarar verdi¤ini devrim

tarihi bilinci olanlar iyi bilirler. Herkesin süre-

ce yeniden bakmas›n› umuyoruz.

Elaz›¤ Demokratik Haklar Platformu

ADHK, ADGH ve ADKH yapt›klar› ortak aç›k-

lamayla, insanl›¤›n her tarihsel dönem ve ça¤da,

kendi gelece¤ini karartmak isteyen zalimlere karfl›

canlar› pahas›na verdi¤i mücadelelerle bu günlere

geldi¤ini belirterek, dünya gericili¤ine karfl› New-

roz’un isyan›n› kuflanmak gerekti¤ini belirttiler.

Paris

Türk, Kürt ve Frans›z emekçileri Paris’te 17

Mart günü Newroz’u kutlad›. Basille Meydan›'nda

toplanarak yürüyen binlerce kifli, Nation Meyda-

n›’ndaki mitinge kat›ld›. Türkiye-Kuzey Kürdistan-

l› örgütlerden MKP, TKP/ML, MLKP, TK‹P ve

T‹KB’nin Frans›zca, Türkçe ve Kürtçe “Yaflas›n

Newroz” pankart› ile kat›ld›¤› mitingde, ADHK,

AT‹K, AVeG-Kon, B‹R-KAR, Yaflanacak Dünya Ga-

zetesi’nin imzas›n› tafl›yan, “Biji Newroz” bafll›kl›

bildiri okundu ve yo¤un flekilde da¤›t›ld›.

Londra

Londra YÇKM, Fed-Bir, AT‹K-LK, Halkevi,

Kurdish Derne¤i, Gik-Der, Day-Mer taraf›ndan 21

Mart akflam› yap›lan yürüyüflle Newroz kutland›.

Londra’n›n Wood Green bölgesinde toplanarak

Haringay bölgesinde bulunan Kurdish Derne¤i

önüne yürüyen kitle, yürüyüfl boyunca Türkçe,

‹ngilizce ve Kürtçe “Yaflas›n Newroz”, “Yaflas›n

halklar›n kardeflli¤i” ve “Yaflas›n devrimci dayan›fl-

ma” sloganlar› att›.

Avrupa’daNewroz coflkusu

Demokratik kurumlar›n tavr› üzerine k›sa bir de¤ini

16 4/4/07 8:36 PM Page 1 (Black plate)