Upload
ahmet-hakan
View
248
Download
10
Embed Size (px)
DESCRIPTION
2001-2010 yılları arasında yayınlanan, Devrimci Demokrasi gazetesi.
Citation preview
1144114411111111 11331133GGÜÜNNCCEELLRRÖÖPPOORRTTAAJJ
KKOONNUUKK YYAAZZAARR
Newroz, bask›lar ve ateflkes
SIRRI SAKIK
Bugün yaflanan geliflmelerdünya ekonomisinin nas›l di-ken üstünde oldu¤unu, dünyaekonomisinin motor gücü duru-mundaki ülkelerde yaflanandurgunluk riskinin dahi di¤erülkeleri nas›l etkisi alt›na ald›¤›-n› gösteriyor. Özellikle Japonyave Çin’in dolar rezervlerini h›zlaazaltmaya çal›flmas› emperya-listler aras› dalafl› da k›z›flt›raca-¤a benziyor. S A Y F A 15
2007 Newroz’u öncesinde yarat›lmaya çal›fl›-lan gerginlik ve kimi yerlerde Newroz’u engelle-me giriflimlerine karfl›n; genel merkezimiz ve ye-rel örgütlerimiz ile halk›m›z›n öngörülü politik tu-tumlar›, fliddet ve çat›flma tuza¤›na düflmedenNewroz’un bar›flç› ve kitlesel kutlamalarla geçme-sini sa¤lad›. S A Y F A 1 4
MKP’lilerin ailelerinetazminat davas›
TUYAB’tan befl talepli çal›flma
“Taksim’de 1 May›syasa¤›na son”
‹çiflleri Bakanl›¤›, 2002 y›l›nda ölüm orucunda fle-hit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda Dersim’dedevletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehitdüflen Özlem Eker’in ailelerine tazminat davas› açt›.Bakanl›k, 2000 y›l›nda Gaziosmanpafla’da bir çevikkuvvet otobüsüne atefl aç›lmas›yla, iki polisin öldü-¤ü ve 12 polisin yaraland›¤› olayda, ölen polis ailele-rine ve yaral› polislere verdi¤i 92 milyar 442 milyonliray› faiziyle birlikte Karatafl ve Eker ailelerinden al-mak istiyor. S A Y F A 5
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yak›nlar› Birli¤i (TU-YAB) üyeleri, hapishanelerde uygulanan tecrit veizolasyon politikalar›na karfl› verilen mücadeleyera¤men, hakim s›n›flar›n bask› ve sald›r›lar›n›n de-vam etti¤ini belirterek, hapishanelerdeki bu uygula-malara karfl› befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›kla-r›n› duyurdular. S A Y F A 4
‹stanbul Devrimci 1 May›s Platformu, Taksim’deyap›lan ve olayl› geçen 1977 1 May›s’›n›n 30. y›ldönü-münde 1 May›s’›, devrimci özüne yak›fl›r bir flekildedevrimci birleflik ve kitlesel olarak Taksim’de kutla-may› hedefledi¤ini duyurdu. Taksim Tramvay Dura-¤›’nda, 24 Mart’ta bir araya gelen Platform bileflenleri-nin üyeleri, yapt›klar› aç›klamada, bu y›l 1 May›s’› Tak-sim’de yap›lacak mitingle kutlamay› hedefledikleriniduyurdular. S A Y F A 4
Alkoç Deri’de
sandika
mücadelesi
Seksen dört y›ll›k mazisi olan bir kriz yönetiminin, birbuçuk y›ld›r tart›flma konusu olan cumhurbaflkanl›¤› seçi-miyle ilgili karmaflas›na tan›k oluyoruz. Kimine göre sessiz-li¤in hayra alamet olmad›¤› bu noktada, gürültü koparmatelafl›yla sa¤a sola sald›ran, “tehlikenin fark›ndal›¤›n›” her-kese göstermeye çal›flan ise devletin resmi ideolojisindenbeslenen sosyal-demokratlar oluyor. Söz konusu seçiminhalk için ne ifade etti¤i tart›flmalar› bir yana, devlet içinde-
ki kliklerin çat›flmas›n›n mazisine bak›ld›¤›nda epeyce ga-riplikle karfl›lafl›yoruz. Demokrasinin bu topraklardaki ifa-desinin kendini nas›l buldu¤u ve ne kadar içsellefltirildi¤iayr›ca bir sosyo-ekonomik araflt›rma konusu olmakla bir-likte, barut kokusunun sokaklar› kaplad›¤› burjuva demok-ratik devrimlerle aras›na giren üç yüzy›ll›k geri kalm›fll›¤›,“demokrasi”nin gerici s›n›flar elinde eklektik duran yan›n›aç›klamaya yetiyor.
Yaklaflan Cumhurbaflkanl›¤› seçimleriyle birlikte egemen s›n›flar aras›ndakitart›flmalar k›z›fl›rken, bu seçimlerden hiç bir ç›kar› olmayan halklar ise bu tart›fl-malarda taraf olmaya davet ediliyor
Krizin efli¤indeki
dünya ekonomisi
Türkiye-Kuzey Kürdistanve yurtd›fl›nda milyon-larca kifli Demirci Ka-wa’n›n yakt›�› Newrozateflini harlayarak, za-limlere karfl› mücade-lenin sürece�ini hay-k›rd›.
Devlet tar af›ndan yar at ›-lan gergin hav ay a v ekutl amal ar›n hafta içi-ne gelmes ine ra�menkat ›l›ml ar›n yüksek ol-du�u kutlamal a rda, bir-çok yerde polis tar af›n-dan kitleye müdahaledebulunuldu. Baflta ‹stan-bul, Diy a rbak›r, Mer-sin, Van, Malatya , Ada-na, ‹zmir, Bursa olmaküzere 35 ilde kitleselgöst er il e rle kutl ananNewroz sonr as› yüzler-ce kifli devletin kollukkuvv e tler i t ar af›ndangözalt ›na al›nd›. Akflams aa tlerinde ise ço�uemekçi semtinde atefl-ler yak›larak eylemlery ap›ld›.
S A Y F A1 6
Newroz
alanlarda
coflkuyla
kutland›
Alkoç Deri Fabrikas› iflvere-ninin, fabrikadaki sendikal fa-aliyetleri engelledi¤ini belirtenTuzla Deri-‹fl sendikas› yetkili-leri ve iflçiler, sendika haklar›için mücadele ediyor. AlkoçDeri’de daha önce 17 sendikaüyesinin oldu¤unu, sendikayetkisi almak için 15 iflçiyi da-ha sendikaya üye yapt›klar›n›belirten Deri-‹fl Tuzla fiubeBaflkan› Binali Tay; “Fabrikada48 kifli çal›fl›yordu ve biz ço-¤unlu¤u sa¤layarak yetki alma-ya hak kazand›k ama iflverenyetki almam›z› engellemek içinsendikal› iflçileri iflten ç›kard›”diye konufltu. S A Y F A 6
‹stanbul Üniversitesi’nin Beyaz›t’taki kampusun-
da 16 Mart 1978 tarihinde katledilen 7 devrimci ö¤-
renci ile 1988 y›l›n›n 16 Mart’›nda Saddam Hüseyin
yönetimindeki Irak devletinin Halepçe’de kimyasal
bombalarla katletti¤i binlerce Kürt, ‹stanbul Beya-
z›t’ta yap›lan eylemlerle an›ld›. Beyaz›t ve Halepçe
katliamlar›n› protesto eden Demokratik Gençlik Ha-
reketi, Ekim Gençli¤i, Gençlik Federasyonu, DPG,
DSG, EHP Gençli¤i, Ö¤renci Kolektifleri, Ö¤renci Mu-
halefeti, ÖDP Gençli¤i ve Ö¤renci Otonomlar›, 16
Mart’ta Beyaz›t Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yap-
t›lar. S A Y F A 5
e-mail:[email protected]›l: 5 • Say›: 108 • 5-16 Nisan 2007 • Fiyat›: 1 YTL15 Günlük Siyasi Gazete
Son bir hafta içerisinde, yani Irak’›n iflgalinin
4’üncü y›l›nda, ABD emperyalizminin yaflad›¤› buna-
l›m›n›n çarp›c› sonuçlar› ortaya ç›kt›. Ülkedeki ölü ve
yaral› say›s›, göç, iç savafl, etnik kutuplaflmalar gibi
trajik tablonun yan› s›ra ABD’nin içinde büyük bir
çat›flma bafl gösterdi. Bugüne kadar Irak’taki çat›fl-
malar›n insan ve maddi kay›p bilançolar›yla sayfala-
r›n› dolduran medya da art›k ABD’nin içinde kayna-
yan kazana dikkat çekmeye bafllad›. S A Y F A 10
5. y›l›nda Irak direnifliBeyaz›t ve Halepçe’dekatledilenler an›ld›
Maoist Parti’nin 4. Ge-nel Sekreteri komünist önder
Cüneyt Kahraman’› (Savafl)katlediliflinin 10. y›ldönü-
münde bir kez daha say-g›yla an›yoruz
KOMÜN‹ST ÖNDER CÜNEYTKAHRAMAN ÖLÜMSÜZDÜR!
Düzenin di¤er ad› krizdir
GAURAV ‹LE NEPAL ÜZER‹NESÖYLEfi‹ (1)
SIRADA⁄LAR DÜNYANINGÖZBEBE⁄‹ OLACAK
Nepal Komünist Partisi(Maoist) Polit Büro üyelerin-den ve Enternasyonal ‹liflkiler
Sorumlusu (kamuoyunda yol-dafl Gaurav olarak tan›nan)Chandra Prakash Gajurel ile birgörüflme gerçeklefltirdik.
Van YÜzüncü Y›l Üniversitesiö¤retim üyesi ve Enerji Ulu-
sal Çal›flma Gurubu Bafl-kan› Prof. Dr. ‹lyasY›lmazer ile ‘Küresel Is›n-ma’ konusunu görüfltük
Kriz yaratan seçim de¤ildir
Özlem EKER Zeynel KARATAfi
RRÖÖPPOORRTTAAJJ
5-16 Nisan 2007
DevrimciDemokrasi’den
YURT‹Ç‹ HESAP NO:
Ertafl ÖZTÜRK
Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 0094208-6
‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: 1002 30000 1153314
YURTDIfiI HESAP NO:
Ertafl ÖZTÜRK
Yap› Kredi Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 3013710-9
‹fl Bankas› ‹st. Aksaray fiubesi: (Euro) 1002 301000 1107308
Emlak Bankas› ‹st. Atatürk Bulvar› fiubesi: (FRF) 00235699
Abone Süresi Yurtiçi Yurtd›fl›
6 AYLIK 12 YTL 35 EURO
1 YILLIK 24. YTL 70 EURO
2
ABONE OL - ABONE BUL
OKU - OKUT
GÜNCEL
Adres de¤iflikli¤i nedeniyle bir say› aksatt›¤›m›z gaze-
temiz, tafl›nd›¤›m›z bölgeye bakan savc›l›¤›n bürokratik
engelleri de eklenince do¤al›nda bir ay› aflk›n bir süre ge-
cikmeli olarak ç›kmak zorunda kald›.
Elimizde olmayan nedenlerden dolay› yaflanan bu ge-
cikme nedeniyle tüm okurlar›m›zdan özür dileriz.
Bu bir ay› aflk›n süre boyunca Türkiye-K. Kürdistan
ve dünyada önemli geliflmeler yafland›. Özellikle Mart ay›
içerisinde belirli tarihsel günler dolay›s›yla gerçeklefltiri-
len eylem ve etkinlikleri aktaran haberlere, tafl›d›klar›
önemden kaynakl› olarak bu say›m›zda yer veriyoruz.
Ancak bir ay› aflk›n süre boyunca bunlar›n d›fl›nda birçok
güncel geliflme yafland› ve bunlar›n baz›lar›na sayfalar›-
m›z›n s›n›rl› olmas›ndan kaynakl› yer veremiyoruz. Bunu
anlay›flla karfl›layaca¤›n›z› umar›z.
Gazetemizdeki bu aksaman›n Mart ay›na denk gelme-
si ayr› bir olumsuzlu¤a tekabül etti. Dedi¤imiz gibi Mart
ay› belirli tarihsel günleri yo¤un olan bir ay. Bunlar› za-
man›nda aktaramamak belirgin fliflkinli¤e neden oldu.
Ancak bizi anlayaca¤›n›z› umuyoruz.
Esasta tafl›nmadan ve tali olarak da bürokratik engel-
lerden kaynaklanan gecikme dolay›s›yla içinde bulundu-
¤umuz flu durumda tek tesellimiz, yeni büromuzun har-
cad›¤›m›z onca eme¤e de¤ecek durumda olmas›d›r.
Bu say›m›zda sizin de ilgiyle okuyaca¤›n›z› düflündü-
¤ümüz, yine Nepal ile ilgili olan bir ropörtaj› sizlerle pay-
lafl›yoruz. Ropörtaj yapt›¤›m›z yoldafl Chandra Prakash
Gajurel (Gaurav), y›llarca Hindistan gericili¤i taraf›ndan
tutsak edilmifl ve yak›n zamanda esasta Nepal halk›n›n
ve uluslararas› komünist hareketlerin vermifl oldu¤u
mücadele neticesinde özgürlü¤üne kavuflmufltu. Gau-
rav’›n özgürlü¤ü için birçok ülkede yap›lan giriflimle-
rin bir kolu da co¤rafyam›zdaki Maoist ve devrimci
güçler taraf›ndan oluflturulmufltu. O ve yoldafllar›n›n
özgürlü¤üne kavuflmas› hepimizi sevindiren önemli bir
geliflmedir. Bunun arkas›ndaki gücün, emperyalizmin
dünya halklar›na tüm kudurganl›¤›yla sald›rd›¤› günü-
müzde kendi kaderini kendi ellerine alan Nepal halk›-
n›n örgütlü mücadelesinin oldu¤u gözden kaç›r›lmama-
l›d›r. Böylece, do¤ru ideolojik ve politik önderlik alt›n-
da geliflen halk›n iradesinin nelere kadir oldu¤u bir kez
daha pratikte görülmüfl oldu.
Bu say›m›zda geçen y›l Amed serhildan›nda flehit
düflen yoldafl›m›z ‹lyas Aktafl’›n ölüm y›ldönümü vesi-
lesiyle onu ve onun flahs›nda flehit düflen tüm flehitle-
rimizi de bir kez daha sayg›yla an›yoruz. Amed’de hal-
k›m›z›n alanlarda can fede biçimde hayk›rd›¤› özgür-
lük 盤l›klar›n›, Nepal’de oldu¤u gibi, Halk Savafl›’n›n
politik iktidar› zaptetme yönelimiyle buluflturma çaba-
m›zda ‹lyas’ça ›srar edece¤iz. Bu, tüm flehitlerimize ve
halk›m›za sözümüzdür.
Geçti¤imiz y›l Amed’de ve çevre illerin-
de meydana gelen olaylarda aralar›nda ço-
cuklar›n, yafll›lar›n ve Amed büromuzun çal›-
flan› muhabirimiz ‹lyas Aktafl’›n da bulundu-
¤u 14 kifli özel harekat polislerinin kurflunla-
r›yla katledilmiflti.
Muflta yap›lan ve emperyalist ABD’nin
istihbarat deste¤i verdi¤i aç›klanan askeri
operasyonla katledilen 14 HPG gerillas›n-
dan 4’ünün Amed’de yap›lacak cenaze tö-
reni için on binlerce kiflinin bir araya gel-
mesi ile tahammülsüzlü¤ünü kitleye sald›-
rarak gösteren devletin kolluk güçleri, in-
sanlar›n üzerine atefl açarak üç kifliyi katlet-
mifllerdi. Gerillalar›n katledilmesinin ard›n-
dan Amed’de polisin yapt›¤› bu katliam in-
sanlar›n tepkisini iyice artt›r›rken, flehre
gergin bir hava hakim oldu. Çevre illerden
polis ve özel harekat timleri getirilen
Amed’de, polis kurflunlar›yla katledilen üç
kiflinin cenazeleri de kitlesel geçece¤i için,
devletin kolluk gücü de haz›rl›klar›n› yap-
m›flt›. Cenaze töreninin yap›laca¤› 30 Mart
günü polis lojmanlar› dahi tahliye edildi,
valilik, karakollar ve di¤er resmi kurulufllar
önünde güvenlik önlemleri artt›r›ld›.
Özel timler silahlar›n› ateflledi
Enes 7 yafl›nda kald›
fiehirdeki gergin havaya ra¤men 30
Mart günü cenaze törenine büyük bir kala-
bal›k kat›ld›. Gözler Amed’deydi. O gün ö¤-
renciler okullar›na gitmedi, esnaflar ke-
penklerini kapatt›. Yüz binler bir araya gel-
miflti. Cenazelerle birlikte mezarl›¤a yürü-
yen kitleye ilk sald›r› 10 Nisan Polis Karako-
lu önünde biriken polisler taraf›ndan aç›lan
ateflle yap›ld›. Kurflun 7 yafl›ndaki Enes’i
gözler önünde yere serdi. Burada polis ile
çat›flma ç›kt›ysa da, bir süre sonra cenaze-
lerle birlikte mezarl›¤a yürümeye devam
edildi. Kolluk güçlerinin tacizi sürüyordu,
yürüyüfl s›ras›nda kitlenin üzerinden savafl
uçaklar› dahi uçuruldu.
‹lyas yoldafl da polis
kurflunuyla flehit düfltü
Mezarl›k dönüflünde yüz binlerce insan
yine yürüyerek geri dönerken, 10 Nisan
Polis Karakolu önünde yine kitleye atefl
aç›ld›. Burada muhabirimiz ‹lyas Aktafl da
isabet eden kurflunla yaraland› ve flehit düfl-
tü¤ü 14 Nisan tarihine kadar yo¤un bak›m-
da tutuldu.
Sald›r› ile birlikte bir yandan yaral›lar›n
say›s› gittikçe artarken, öte yandan kitle po-
lis ile her yerde çat›flt›. Kitle Diyarbak›r Em-
niyet Müdürlü¤ü’nü tafla tutarken buradaki
polisler binaya s›¤›nmak zorunda kald›lar.
Polisin kitleye karfl›l›¤› ise yine atefl açarak
oldu. Rastgele atefl açan polis birçok kifli-
nin yaralanmas›na sebep oldu.
Amed savafl alan›na döndü
Burjuva bas›n› Amed’de meydana ge-
len olaylar› en bafl›ndan itibaren çarp›tarak
vermiflti, olaylar s›ras›nda daha çok Ofis
semtinde Emniyet Müdürlü¤ü’nün bulun-
du¤u caddede dükkanlar›n tafllanmas› gibi
görüntüleri yans›tarak Amed halk›n›n bu
büyük ayaklanmas›n› marjinalmifl gibi gös-
termeye çal›fl›yordu. Ofis semtinde Emni-
yet Müdürlü¤ü’nün bulundu¤u caddedeki
dükkanlar kepenklerini kapatmay›p tarafla-
r›n› katledenlerden yana belirledikleri için
t›pk› Emniyet Müdürlü¤ü’ne yap›ld›¤› gibi
muamele gördüler. CHP’nin orta¤› oldu¤u
‹fl Banka’s›n›n binas› da olaylar s›ras›nda
CHP’nin özüne uygun yapt›¤› aç›klamalara
cevaben halk›n devrimci eyleminin gazab›-
na u¤rad›. Burjuva bas›n›n›n marjinalmifl gi-
bi göstermeye çal›flt›¤› olaylar asl›nda
Amed’i sar›p sarmalayan bir tepkiydi, so-
kaklar katliama tepkisini gösteren halk›nd›.
Baflbakan’›n a¤z›ndan katlia-
ma destek sözleri
Olaylar nedeniyle Baflbakan’›n yapt›¤›,
“Terörün maflas› kad›n da olsa çocuk da ol-
sa gereken yap›lacakt›r” fleklindeki aç›kla-
ma polisin olaylar s›ras›ndaki pervas›zl›¤›-
n›n ard›ndaki devlet gelene¤inin ifadesi
olarak tarihe geçti.
Meydana gelen olaylarda Amed ve çev-
re illerinde toplam 14 kifli yaflam›n› yitirdi.
Yüzlerce kifli gözalt›na al›nd›, bunlar›n ço-
¤u ise çocuklardan olufluyordu. Hapishane-
lerin doldu¤u Amed’de, onlarca kifli aylarca
tutuklu kald›. 28-31 Mart 2006 tarihlerinde
meydana gelen olaylarda 14 kiflinin hayat›-
n› kaybetmesi, birçok kiflinin de iflkence ve
kötü mumaleye maruz kalmas› ile ilgili ola-
rak aradan geçen bir y›la ra¤men kolluk
güçleri hakk›nda tek bir dava aç›lmad›.
‹lyas yoldafl› Serh›ldan ruhuyla yaflataca¤›z
Amed katliam›n›n üzerinden bir y›l geçti
‹lyas Aktafl’› 1. ölümsüzlüky›ldönümünde an›yoruz
SEN‹ UNUTMALARA SI⁄DIRAMADIK
SI⁄ACAK G‹B‹ DE DE⁄‹LS‹N
HAN‹ D‹YORDUN YA
‹NSAN ÖYLE KOLAY ÖLMEMEL‹
ÖLÜNCE YA DA⁄DA ÖLMEL‹
DUYULUNCA
HEYBET‹NDEN KENTLER SIÇRAMALI
YA DA CADDE ORTASINDA ÖLMEL‹
MEYDANLAR ÖLÜM GÖRMEL‹
28-30 Mart tarihleri aras›nda Amed’de yaflanan olay-
larda bafl›na ald›¤› polis kurflunuyla yaralan ve kald›r›l-
d›¤› hastanede 14 Nisan’da ölümsüzleflen yoldafl›m›z
‹LYAS AKTAfi’› sayg› ile an›yoruz.
O milyonlar›n milyonda biridir, o bir s›ra neferidir.
An›s› mücadelemizde yaflayacakt›r.
DEVR‹MC‹ DEMOKRAS‹ GAZETES‹
PPRROOGGRRAAMM::
Aç›l›fl konuflmas›
fiiir
Sinevizyon Gösterimi
Grup Munzur
‹skender Pafla Mah. ‹nö-
nü Caddesi Ma-Gül ‹fl
Merkezi Kat: 4 No: 109
Da¤kap› Diyarbak›r
Tel: 0412 228 22 92
Cep: 0543 599 92 48
Yer: Miry›ld›z Dü¤ün-Konferans Salonu
Tarih: 18.04.2007 Saat: 18:30-22:30
Adres: Cemilo¤lu Cad. P›nar Petrol Yan› Diyarbak›r.
İRTİBAT ADRESİ
UNUTMAYACA⁄IZADRES‹M‹Z
DE⁄‹fiM‹fiT‹RF›nd›kzade’de bulu-
nan büromuz Okmey-
dan›’na tafl›nm›flt›r. Bü-
romuzun yeni adresi
afla¤›daki gibidir:
Mahmut fievketpafla
Mah. Sivas Sok. No: 2
Kat: 3
Okmeydan›-fiiflli
‹STANBUL
Tel: (0212) 238 37 76
Fax: (0212) 238 37 96
Nisan Günefli ile BaharaMerhaba Pikni¤i’nde Buluflal›m!
PROGRAM
� Vardiya
� P›nar Sa¤
� PSAKD Müzik Grubu
� Nurettin Güleç
� Erdal Bayrako¤lu
� Metin-Kemal Kahraman
� Halk Danslar›
� Konuflmac›lar
‹stanbul Anadolu Yakas› Demokratik Haklar Kültür Ve Sanat Derne¤i
22 Nisan PazarSazakçeflmePiknik Alan›/fi‹LE
‹rtibat Tel: (0216) 389 65 63(0216) 620 99 59
Not: Semtlerden arabakald›r›lacakt›r. Araçkalk›fl saatleri 08:30’dur
ANMA Yakaland›¤› kanser has-
tal›¤› sonucu yaflam›n› yiti-
ren Gültekin Koç’un ailesi
ve dostlar›na baflsa¤l›¤› di-
liyoruz.
GültekinKoç
‹stanbul Anadolu Yakas› Demokratik HaklarKültür ve Sanat Derne¤i
SINIF TAVRIİsmail Uçar
5-16 Nisan 2007GÜNDEM 3
BAfiYAZI
Seksen dört y›ll›k mazisi olan bir kriz yönetiminin, bir
buçuk y›ld›r tart›flma konusu olan cumhurbaflkanl›¤› seçi-
miyle ilgili karmaflas›na tan›k oluyoruz. Kimine göre sessiz-
li¤in hayra alamet olmad›¤› bu noktada, gürültü koparma
telafl›yla sa¤a sola sald›ran, “tehlikenin fark›ndal›¤›n›” her-
kese göstermeye çal›flan ise devletin resmi ideolojisinden
beslenen sosyal-demokratlar oluyor. Söz konusu seçimin
halk için ne ifade etti¤i tart›flmalar› bir yana, devlet içinde-
ki kliklerin çat›flmas›n›n mazisine bak›ld›¤›nda epeyce ga-
riplikle karfl›lafl›yoruz. Demokrasinin bu topraklardaki ifa-
desinin kendini nas›l buldu¤u ve ne kadar içsellefltirildi¤i
ayr›ca bir sosyo-ekonomik araflt›rma konusu olmakla bir-
likte, barut kokusunun sokaklar› kaplad›¤› burjuva demok-
ratik devrimlerle aras›na giren üç yüzy›ll›k geri kalm›fll›¤›n,
“demokrasi”nin gerici s›n›flar elinde eklektik duran yan›n›
aç›klamaya yetiyor.
Kriz yaratan seçim de¤ildir.
Düzenin di¤er ad› krizdir!Cumhurbaflkanl›¤› seçimleri oldu olal› hakim s›n›flar›n
hakim klikleri aç›s›ndan kriz konusu olmufltur. Ordu birlik-
lerini meclis kuflatmalar›na dek götüren sürecin tek partili
meclis tiyatrolar›n›n çok partili meclis tiyatrolar›na dönüfl-
mesiyle h›zland›¤› söylenebilir. Oyuncu kadrosu geniflle-
yen, replikleri renklenen cümbüflün orta yerinde kopan
h›rlaflmalar ise ayn› vadiye sal›nan kurtlar›n h›rlaflmas› ola-
bilirdi ancak. “Netekim” öyle de oldu. Meclis çok partili,
asker ise eli gülleli olunca karfl› karfl›ya gelmeler ve irade
savafl› kaç›n›lmazd›r. 1960 darbesinin ard›ndan darbenin li-
deri olan Cemal Gürsel’in Çankaya’ya ç›k›fl› bir darbe pa-
zarl›¤›yla ancak mümkün olmufltur. Adalet Parti’li meclisi
aç›k tutma kozuna karfl›l›k askerin aday› Cemal Gürsel
Cumhurbaflkan› yap›l›yorsa, orada de¤il halk demokrasi-
sinden, burjuva demokrasisinden bile bahsedilemez.
12 Eylül 1980’e gelindi¤inde anayasa, mavi “hay›r” pu-
sulas› ile incecik zarflarda sand›k bafl›nda asker eflli¤inde
halka oylat›l›yorsa ve anayasaya eklenen geçici maddeyle
Kenan Evren zoraki olarak Cumhurbaflkan› yap›l›yorsa,
burjuva demokrasisinden dahi söz edilemez. Ancak bunlar
ne geçmiflte kalm›flt›r ne de birer kâbustur. Bunlar saray
entrikalar›yla bafllayan bir gelene¤in sözde cumhuriyet
maskesiyle kaplanm›fl ve meclis ah›r›yla peçelenmifl bir fa-
flizm görüngüsüne daha denk düflüyor.
Evet dünya de¤iflmifltir, ancak de¤iflim mavi gezegeni
özgürlü¤e kavuflturmam›fl, bilhassa gericili¤in karanl›¤›n›
daha da hakim k›lm›flt›r. Karanl›¤›n hakimiyetinin zifirilefl-
ti¤i oranda yeni bir dünyan›n nesnelli¤i olgunlaflsa da geri-
cilik kendini de¤iflen koflullara adapte etmede gecikme-
mifltir. Art›k oyun daha profesyonelce, hissettirmeden ve
sinsice oynanabiliyor. Halk›n bo¤az›ndan geçen bir lokma
ekmekte gözü olanlar kendilerini halk›n dostuymuflças›na
lanse edebiliyor, yetersiz kal›nan noktalarda milliyetçilik-flo-
venizm pohpohlanarak kulaklar sa¤›r, gözler kör k›l›n›yor.
“Devlet, millet, vatan” fetiflizmi aç kar›nlar› doyurmasa da
kitleleri en az din kadar afyonluyor. Bugün gelinen nokta-
da, Cumhurbaflkanl›¤› seçimi de taraf› olmad›¤›m›z bir dala-
fl›n zoraki olarak taraf› yap›lma mücadelesi olarak görülme-
lidir. Yaklaflan genel seçimlerin provas›ym›flças›na seçme-
ne oynayan parti bürokratlar›, sahip olduklar› “halk sevgi-
si”ni ispatta birbiriyle yar›fl›rken, halk› Cumhurbaflkanl›¤›
seçimi tart›flmalar›nda taraf olmaya davet ederek dövüfl
minderinde yer ay›r›yorlar.
Gerek CHP gerekse de AKP, halk›n deste¤ini arkalar›-
na alman›n kendilerine kataca¤› gücün fark›ndad›r ki bu,
demeçlerindeki halk vurgusunun k›ymetini artt›r›yor. CHP
sahip olduklar› tavr› “Türkiye'nin istikrar›, laikli¤in gelece-
¤i ve halk›n mutlulu¤u aç›s›ndan büyük bir sorumluluk
olarak” görürken, AKP ‹stanbul il baflkan› Mehmet Müez-
zino¤lu “belirlenen ya da belirleyece¤imiz isim birilerini
rahats›z edebilir. Fakat bizim için her zaman aslolan halk-
t›r. Bizim aday›m›z halk› asla rahats›z etmeyecektir” diye-
rek nispet yap›yor.
Milliyetçilikte s›n›r yok!
Halk›n gözünü boyamada ustal›k kazanm›fl bu düzen
partilerinin temsil ettikleri s›n›flar›n tarihsel bir olgu olarak
halka karfl› tav›rlar› 1789 Frans›z Devrimi’nin mazisi kadar
eskidir. Onlar›n eflitlik-özgürlük-kardefllik dedikleri kendi-
leri için özgürlük, halk için ise zulüm demektir. Onlar hal-
k› sömürmek için kendilerini eflit görüp, bir retorik olarak
kardefllikten bahsetmektedirler. Onlar›n kardeflli¤i ezilen
uluslar ve az›nl›k milliyetlerin, en baflta da Kürt ulusunun
inkar›na dayanan ve “ya sev ya terk et”çi bir vatan sevgisi
üzerine kurulu “ayn› bayra¤›n alt›nda yafl›yoruz” teranesin-
den ibarettir.
Deniz Baykal’›n “Cumhurbaflkan› Türk milletinin bir
parças›y›m demekten gocunmayan bir insan olacak” de-
mesi sürecin bafl›ndan beri a¤›zlar›ndan düflürmedikleri
“Cumhurbaflkan› toplumun tüm kesimlerini kucaklayan
biri olmal›d›r” sözüyle ne kadar uyuflmaktad›r? Ancak on-
lar›n her sözünün kendi içerisinde bir tutarl›l›¤› vard›r.
Çünkü onlar de¤il miydi ki daha dün alt üst kimlik tart›fl-
mas› yaparak tek tip toplum modellerini sunanlar… “bun-
lar sözde vatandafl” diyerek ötekilefltirme çabalar›n› aç›kça
belli edenler… Linç ayinlerine “halk›n yerinde tepkisi” di-
yerek arka ç›kanlar… Liste uzat›labilir.
Milliyetçilik pastas›ndan pay kapma telafl›ndan gözü dö-
nen tüm kesimlerin oldu¤u gibi MHP’nin de konuya yakla-
fl›m› al›fl›lageldik oldu. MHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Meh-
met fiand›r “Atatürk'ün silah arkadafllar› olan flehitlere 'kelle'
diyen birinin Atatürk'ün makam› Cumhurbaflkanl›¤›na aday
olmas›n› nas›l kabul edece¤iz? Milletimizin en sayg›n maka-
m› olan Cumhurbaflkanl›¤› makam›na 'say›n' diyemeyece¤i-
miz birini nas›l lay›k görebiliriz?” demekle yetinmemifl, ifli
“Erdo¤an Apo’nun yoldafl›d›r” demeye kadar vard›rm›flt›r.
Abdullah Öcalan’›n yakalan›fl› sonras› idam naralar› atarak
flovenist rüzgarla yelkenlerini fliflirerek meclise girebilen
MHP, flimdi de “say›n” polemi¤i üzerinden hükümete yük-
lenerek ve Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti paranoyas› üzerin-
den kendine olanak haz›rlayarak meclis planlar› kuruyor.
Seçim gerici klikler aras›ndad›r…Devlet bir s›n›f örgütü olarak sahip oldu¤u görevi yeri-
ne getirirken kiflilerin belirleyicili¤inden bahsedilemez. Üs-
telik faflizm koflullar›nda bu tart›flma daha da anlams›zlafl-
maktad›r. Halk, gerici klikler aras›ndaki bir klik çat›flmas›-
n›n taraf› olarak yedeklenmeye çal›fl›l›rken devrim ve karfl›-
devrim aras›ndaki ayr›m daha net ortaya konulmal›d›r.
Az›nl›¤›n ço¤unluk üzerindeki diktatörlü¤ünden ibaret
olan gerici devlet mekanizmas›n›n hiçbir basama¤›nda, hal-
k›n umut besleyece¤i bir seçim yap›lamaz. Halk›n umutla-
r›n› büyüttü¤ü odaklar halk›n kendi iktidar mücadelesinin
mevzilerindedir ve o mevziler flimdi bir geliflimin sanc›lar›-
n› çekmektedir. Devrimimiz sanc›l› oldu¤u kadar çetindir
de. fiimdi iktidarlaflma sorunlar› ve bu yoldaki büküntüler
afl›lmay› beklemektedir. Halk›n yar›na ait umutlar›n› seçim-
lere endeksleyen gerici devlete karfl› devrim u¤runa verilen
en küçük bir çaba dahi daha büyük bir de¤er tafl›maktad›r.
Emperyalist efendilerinin koltu¤unun alt›nda uflak-
l›kta kuyru¤a giren ve devletin temel niteliklerinde
hemfikir olmufl zatlar›n suni gerginliklerinin taraf› ol-
mak, halk›n kendi iktidarlaflma mücadelesine yabanc›-
laflmas› demektir ve bu bugün için k›r›lmas› gereken bir
ideolojik kuflatmad›r. Soruna ideolojik bir netlikle ve
devrimle karfl›-devrim aras›ndaki amans›z mücadele ka-
dar net yaklaflmak gerekir. Unutturulmaya çal›fl›lan de-
¤erler, de¤erlerimiz bugün en diri yan›m›zd›r. Devrimci
normlardaki ›srar›m›z kazand›racakt›r. Sar›ld›¤›m›z de-
¤erler do¤rultusunda gerçeklefltirece¤imiz mücadele-
nin kazan›mlar› her türlü krize endekslenmifl gündemi-
miz olmayan çekiflmeleri alt edecek güçtedir ve bu güç
hiçbir zaman olmad›¤› kadar devrimcidir…
Cumhurbafl-kanl›¤› seçimlerioldu olal› hakims›n›flar›n hakim
klikleri aç›s›ndankriz konusu ol-
mufltur. Ordu bir-liklerini mecliskuflatmalar›na
dek götüren süre-cin tek partili
meclis tiyatrolar›-n›n çok partili
meclis tiyatrolar›-na dönüflmesiyleh›zland›¤› söyle-nebilir. Oyuncu
kadrosu geniflle-yen, replikleri
renklenen cüm-büflün orta yerin-de kopan h›rlafl-
malar ise ayn› va-diye sal›nan kurt-
lar›n h›rlaflmas›olabilir ancak
Seçim devrimle karfl›-devrimayr›m› kadar nettir!
Nisan ay›nda yap›lacak cumhurbaflkanl›¤› seçimi ne-
deniyle egemen s›n›flar aras›ndaki dalafl k›z›fl›rken, yakla-
flan genel seçimler nedeniyle Türk egemen s›n›flar› ve on-
lar›n siyasal dayana¤›, temsilcisi olan partiler bugün bir
koro halinde "de¤iflim"den bahsediyorlar. Ve "de¤ifltim"
ya da "düzenin yeniden yap›lanmas›n› yapacak parti be-
nim" vb. tarz›nda siyaset yap›lmakta ve bu eksende arala-
r›nda rekabet sürmektedir. Tüm sömürücü düzen partile-
rinin bu yönlü propagandalar›n›n ana temas›na oturtulan
bu söylemler yeni olmamakla birlikte, her seferinde halk-
lar›m›za sömürü ve zulüm olarak geri dönmektedir.
Egemen s›n›flar›n bu geleneksel politikalar› art›k devle-
ti ayakta tutamaz durumdad›r. Süren it dalafl› ve partilerin
birbirlerine çelme takmalar› vb. düzenin içinde yaflad›¤›
vaziyeti gösteriyor. Aç›k ki, gerici düzen iflas etmifltir.
Devletin temel kurumlar› olan, yasama-yürütme-yarg› me-
kanizmalar› ifllemiyor. Bir belirsizlik yaflan›yor. Egemen
s›n›flar›n ezici ço¤unlu¤u da bu gerçek durumu kabul edi-
yor ve görüyor. Kendi ah›rlar› olan parlamentoya bir bak-
t›¤›m›zda "güvenilir" ve "sayg›n" dedikleri kurumlarda ya-
flanan rezaletlerin, senaryolar›n art›k iyice su yüzüne ç›k-
t›¤›n› görebiliriz. Onlar›n bu çirkin oyunlar›n›, kan ve irin
akan katliamc› politikalar›n› bu maskeler de gizleyemez
hale gelmifltir. Bu durum iyidir. Çünkü s›n›f düflmanlar›-
m›z fiemdinli ve Hrant Dink cinayetinde oldu¤u gibi su-
çüstü yakalanarak halklar›n gözünde bir kez daha teflhir
olmufllard›r.
Türkiye/Kuzey Kürdistan’daki bu geliflmelere paralel
olarak dünya ölçe¤inde varolan temel çeliflkiler, giderek
keskinlefliyor ve sert biçimlere bürünüyor. Objektif flart-
lar devrimin lehine geliflim gösteriyor. Baflta Nepal ol-
mak üzere Maoist partilerin önderli¤inde sürdürülen
Halk Savafllar› bütün heybetiyle ilerleyerek, dünya ezi-
lenlerinin kurtulufl yolunu ayd›nlat›yor!.. Dünya devri-
mimizin en ileri kaleleri durumunda olan bu komünist si-
perlerde süren Halk Savafllar›, dünyan›n iklimini ezilen-
lerin lehine de¤ifltirerek ›s›t›yor ve ›s›tmaya da devam
edecektir. Bugün emperyalist patronlar›n "güven" içinde
yaflad›klar› yerlerde ve kapitalist bafl aktörlerin kaleleri-
nin tekrar atefllenmesi ve yafll› Avrupa k›tas›nda devrim-
ci patlamalar›n olufluna flahidiz. Son y›llarda "sükunet"
ilan ettikleri yerlerde emperyalist haydutlar "rahat" zirve
toplant›lar›n› yapam›yorlar. Evet dünya çap›nda devrim-
ci mücadele geliflim gösteriyor. Devrimci kitleler art›k bir
baflka dünya istiyor!..
Peki mesele nedir? Emperyalizmin ve onlara uflakl›k
edenlerin girdi¤i bu yumuflak ortam›, devrimin lehine çe-
virmek, kitleleri devrim do¤rultusunda yönlendirmek ve
halk iktidar›n›n kurulmas› için örgütlemektir. Bu muaz-
zam ortam› propaganda/ajitasyon seviyesinde yetinip ele
ald›¤›nda, ne bir devrimci mevzi yaratabilir, ne devrimci
kazan›mlar› gelifltirebilir ve ne de kitlelere güven verilebi-
lir. Yap›lmas› gereken, siyasal iktidar perspektifiyle, objek-
tif koflullar› çok yönlü, etrafl› tahlil etmek ve dönüfltürmek
için mücadele yürütmektir. Temel-merkezi mücadele biçi-
mine tabi olarak, dönemin ortaya ç›kard›¤› mücadele bi-
çimlerinden yararlanarak ve sürecin çeliflkilerinden kay-
nakl› imkanlar›, f›rsatlar› siyasi iktidar› almak için kullan-
mal›d›r.
Tekrar yaflad›¤›m›z co¤rafyaya dönecek olursak, mev-
cut politik geliflmeler a¤›r aksak da olsa durumun ileriye
do¤ru ilerledi¤ini göstermektedir. Bu nedenle yaklaflan 1
May›s vesilesiyle mevcut çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rmak
ve bu ilerlemenin evrilece¤i devasa geliflmelere kendimi-
zi haz›rlamak zorunday›z.
Evet bu devasa geliflmelere kendimizi haz›rlamal›y›z.
fiu unutulmamal›d›r ki, Türkiye-Kuzey Kürdistan'da top-
lumsal çeliflkilerin çözümü ve alternatifi Yeni Demokratik
Devrimdir. Bu belirleme Türkiye-Kuzey Kürdistan'n›n so-
mut, candan ve kandan ac›mas›z gerçekli¤i olmaya devam
edecektir.
Kendi güncelimize sar›lmak
Yaklafl›k bir buçuk aydan be-
ri DTP’ye yönelik sistema-
tik karaktere bürünmüfl
kapsaml› sald›r›lar yap›l-
maktad›r. Elbette yap›lan
bu sald›r›lar salt bugüne özgü de¤ildir. Geç-
miflten bugüne gelen devletin temel siyaseti
ve bu siyaset ekseninde yaflam bulan felsefe-
nin çeflitli ton ve düzeylerde aral›ks›z sürdü-
rülmesidir. ‹flte bugün yüzlerce insan›n gözal-
t›na al›nmas›, hemen hemen tüm illerde ve
ilçelerde DTP binalar›n›n bas›lmas›, örgütlü-
lüklerinin üzerinde devlet terörünün estiril-
mesi, onlarca yöneticisinin tutuklanmas›, bir-
çok yönetici ve aktivisti hakk›nda “bölücü te-
rör örgütüne üye olma” kisvesi alt›nda dava-
lar›n aç›lmas›, ölüm tehditleri ve linç terörüy-
le öne ç›kan çal›flanlar›n› sindirmek istemesi
vb. gibi araç ve yöntemlerle itinayla örülen
ve örülmek istenen bu süreç t›rmand›r›ld› ve
daha t›rmand›r›lmak isteniyor.
‘Tek dil, tek millet, tek bayrak’ felsefesi
üzerine bina edilmifl floven, ›rkç› ve faflist ka-
rakterdeki bu sald›r›lar›n mazisi, bir anlamda
burjuva feodal faflist devlet örgütlenmesinin
vuku buldu¤u güne uzan›r. ‹lk kuruldu¤u
günden itibaren faflizmin devlet ve iktidar bi-
çimi olarak üsten afla¤›ya do¤ru toplumun
tüm gözeneklerine kadar zor ve fliddet unsur-
lar› arac›l›¤›yla, ayn› zamanda faflizmi indir-
meyi amaç edinen bir anlay›fl› kurumsallaflt›r-
man›n basama¤›d›r da. Bu öyle bir temel siya-
set ve felsefe ki istisnas›z dünden bugüne çe-
flitli ton ve biçimlerde mazlum Kürt ulusu ve
di¤er az›nl›k milliyetlere karfl› bütün yo¤unlu-
¤uyla derinlik kazand›r›lan bütünlüklü bir
konseptin aya¤› ve sürecin ad› olarak da ci-
simleflir. Baflka bir ifadeyle bunu tan›mlaya-
cak olursak “Düflük Yo¤unluklu Savafl Strate-
jisi”nin farkl› boyut ve tarzlarda kendisini d›-
fla vurmas› olarak da adland›rabilinir. Özellik-
le bu durum, Kürt ulusal hareketinin müca-
delesini bask› alt›na al›p sindirmenin, kanla
bo¤man›n ve tasfiye etmenin bir arac› olarak
devreye sokuldu ve buna yo¤unluk-derinlik
kazand›r›ld›/kazand›r›lmak istendi.
20 fiubat’ta DTP somutunda bafllat›lan bu
sürek av› direkt Kürt ulusal hareketinin mefl-
ru ve demokratik kurumlar›n› ve onun irade-
sini kendisinde flu veya bu biçimde cisimlefl-
tiren örgütlülüklerini darbelemeyi/k›rmay›
ve da¤›tmay› hedefleyen bir noktada devreye
sokulmufltur. Daha do¤rusu flovenist, ›rkç›,
kafatasç›, faflist argümanlar ve araçlarla Kürt
ulusuna ait ne varsa hepsi ya yok say›lmakta-
d›r, ya bu “soylu gelene¤in”(!) k›skac›na al›-
n›p içeri¤i yozlaflt›r›larak had›m edilmektedir
ya da fiziki zor ve fliddetle yok edilmeye çal›-
fl›lmaktad›r. Ki bunu anlamak için ne münec-
cim olmaya gerek var, ne de uza¤a gitmeye
gerek vard›r. Çünkü son bir buçuk ayl›k sü-
reç dahi ›srarla sürdürülen bu vahfletin boyu-
tunu resmetmeye yeter de artar bile…
Özelde Kürt halk› ve ulusu ve en genel
anlamda da Ortado¤u halklar›n›n, zalimin
zulmüne karfl› birlik, dayan›flma, mücadele,
isyan ve kazanma günü olarak harlanan New-
roz atefli karfl›nda günümüzün zalim Dehaqla-
r›n›n, modern demirci Kawalara karfl› baflvur-
du¤u zor ve fliddet araçlar›yla ne kadar kork-
tu¤unu ve acizleflti¤ini de d›fla vurmaktad›r.
Hakim s›n›flar›n tüm engellemelerine ra¤-
men bu y›l da Newroz atefli bir milyonun
üzerinde Kawa’n›n ellerinde harland›. Asl›n-
da bu sald›r›lara en iyi yan›t, bizzat alanlarda
yak›lan ve harlanan Newroz ateflleri olmufl-
tur.
Kürt ulusal hareketinin iradesini çeflitli
düzeylerde temsil eden kurum ve örgütlülük-
lere yönelik topyekün bir sald›r› furyas›n›n
bafllat›lm›fl olmas› bizler aç›s›nda flafl›rt›c› de-
¤ildir. Bilakis bu sald›r›lar bekleniyordu. Çün-
kü emperyalizme uflakl›kta s›n›r tan›maz bir
aymazl›kla efendilerine daha iyi hizmet ede-
bilmeleri için süreci flu veya bu biçimde ken-
di lehlerine döndürmek ya da bir nebze de
olsa kendisine soluk alma alan› yaratmak
maksad›yla ad›m ad›m örülen-örülmek iste-
nen bu karfl›-devrimci ve faflizmin özü üzerin-
de biçimlenen sald›r› dalgas›na ihtiyaç duy-
maktad›r. Hele hele Cumhurbaflkanl›¤› se-
çimleri ve genel seçimlerin gündemde oldu-
¤u bir sürecin içinden geçiyor olmam›z, dev-
let ayg›t›n› elinde bulunduran Türk hakim s›-
n›flar›n›n bu sald›r›lar›n›n yo¤unlaflmas›nda
önemli bir rol oynamaktad›r.
Genifl halk y›¤›nlar› nezdinde bir bilinç
bulan›kl›¤› yaratmak için Kürt ulusunun irade-
sini kendisinde cisimlefltiren kurum ve örgüt-
lülükleri niflangaha oturtarak halklar› birbiri-
ne düflman etme u¤rafl›n› vermektedir. Daha-
s› böl-parçala-yönet siyaseti bab›nda ihtiyaç
duydu¤u dönemlerde y›llard›r baflvurmaktan
asla geri durmad› ve durmuyor da. Tam› tam›-
na bugün sinsi biçimde ad›m ad›m örülen-
örülmeye çal›fl›lan yönelim, bu anlay›fltan bes-
lenmektedir. Di¤er bir deyiflle yapay Kürt-
Türk çat›flmas›n› ç›kartarak kendisine yöne-
len okun sivri ucunu farkl› noktalara çekerek
mevcut durumdan s›yr›lmay› hedefliyor.
Yukar›da vurgusunu yapt›¤›m›z olgu-
nun yan› s›ra gündemine ald›¤› sald›r› kon-
septiyle genel seçimde Kürt ulusunun ira-
desini flu veya bu biçimde parlamentoda
yans›tabilecek ba¤›ms›z adaylar›n önünü
kesmek maksad›yla estirdi¤i terör dalgas›y-
la bugünden bunun önlemini almaya çal›fl›-
yorlar. Keza gerilla bölgelerine yönelik ya-
p›lan kapsaml› operasyonlar› da bu sald›r›
bütünlü¤ü içinde ele almak gerek.
Sonuç olarak; DTP ve di¤er kurumlar öz-
gülünde Kürt ulusuna yönelik gerçeklefltiri-
len bu sald›r› konseptine Maoist komünistler
olarak bulundu¤umuz her alanda tav›r almak
ve onlarla birlikte sald›r›lar karfl›s›nda barikat
olmak bugün önümüzde duran yak›c› görev
ve sorumluluklar›m›zdand›r. Dahas› tüm akti-
vistler bunu bir ödev olarak alg›lamal› ve o te-
melde de hareket etmelidir.
DTP’ye yönelik sald›r›larla Kürthalk› sindirilmeye çal›fl›l›yor
Gazi Mahallesi’nde bir
araya gelen binlerce insan,
“Yaflas›n devrimci dayan›flma”
pakart› arkas›nda yürüyerek
Gazi katlam›nda yaflam›n› yiti-
renleri and›.
Gazi direniflinin ve katli-
am›n›n y›l dönümü olan 12
Mart günü binlerce insan ola-
ylar›n yafland›¤› Eski Karako-
lun önünde toplanarak Ceme-
vi’ne do¤ru yürüyüfle geçti.
Devrimci ve demokratik ku-
rumlar›n pankartlar› arkas›nda
yürüyen insanlar hep bir a¤›z-
dan, “yaflas›n gazi direniflimiz”
sloganlar›n› hayk›rd›lar. Kor-
tej Cemevi önüne geldi¤inde
burada alilerin flehitleri için
verdi¤i yemek beklenirken
Grup Yorum da k›sa bir dinle-
ti verdi.
Daha sonra aileler, korte-
jin önüne, Gazi flehitlerinin
resimlerinin bulundu¤u pan-
kart›n arkas›na geçerek, Gazi
Mezarl›¤›’ndaki Gazi flehitleri-
nin mezarlar›n›n bafl›na kadar
sloganlar eflli¤inde yürüdüler.
fiehitlerin yatt›¤› mezarla-
r›n bafl›nda toplanan binlerce
insan, flehitler için sayg› duru-
flunda bulundu. Mezarlar›n
bafl›nda yap›lan anmadan son-
ra kitle kortejler eflli¤inde Ce-
mevi’ne do¤ru yürüyüfle geç-
ti. Cemevi önüne gelindi¤in-
de ise anmaya son verildi.
‘Planlayan ve
uygulayan devlettir’
Ümraniye’de bir araya ge-
len ve aralar›nda DHP, Parti-
zan, ESP, Ümraniye PSAKD ve
DTP’nin de bulundu¤u çeflitli
devrimci demokrat ve yurtse-
ver kurumlar yapt›klar› eylem-
le 1995 y›l›nda Gazi Mahallesi
ve Ümraniye’de yaflam›n› yiti-
renleri and›lar.
1 May›s Mahallesi’nde 15
Mart günü bir araya gelen yüz-
lerce kifli, Pir Sultan Abdal
Kültür Derne¤i’nde verilen
yeme¤in ard›ndan Cennet Dü-
¤ün Salonu önünden katlia-
m›n yap›ld›¤› 30 A¤ustos K›z
Meslek Lisesi önüne yürüdü.
Burada yap›lan sayg› duruflu-
nun ard›ndan yap›lan bas›n
aç›klamas›nda konuflan Ayhan
Yüksel, Gazi ve Ümraniye’de
yaflananlar› planlayan ve uy-
gulayan›n devlet oldu¤unu ifa-
de ederek, “Emekçilerin ada-
let talebi görmezden gelindi,
faflist katiller adeta ödüllen-
dirildi. Devlet kontrgerillay›
emekçilere yönelik sald›r›lar
için her dönem örgütlemifl,
kullanm›flt›r. Kontrgerilla
bu devletin gerçek yüzüdür”
fleklinde konufltu.
Gülsuyu’nda
meflaleli yürüyüfl
‹stanbul, Gülsuyu’nda As
K›raathanesi önünde topla-
nan DHP, Partizan, BDSP,
HKM, PDD, ESP ve SDP üyele-
ri, “Gazi flehitleri ölümsüzdür,
Kahrolsun M‹T-C‹A-Kontrge-
rilla” yaz›l› pankart açarak el-
lerindeki meflalelerle Fatma
Han›m Dura¤›’na kadar yürü-
yüfl yapt›. Burada yap›lan ba-
s›n aç›klamas›nda, Gazi ve
Ümraniye katliamlar›n›n unu-
tulmad›¤› ve unutulmayaca¤›-
na vurgu yap›ld›.
Ayn› akflam Gülsuyu Okul
Dura¤›’nda toplanan ve yolu
molotoflarla trafi¤e kapatan
MKP militanlar›, “Gazi’nin
katili patron a¤a devleti”,
“Yaflas›n partimiz Maoist Ko-
münist Partisi” sloganlar›
atarak çeflitli noktalarda yaz›-
lamalar yapt›lar. Militanlar
eylemin ard›ndan sloganlar-
la da¤›ld›lar.
GÜNCEL4
‹stanbul Devrimci 1 May›s
Platformu, Taksim’de yap›lan ve
olayl› geçen 1977 1 May›s’›n›n
30. y›ldönümünde 1 May›s’›,
devrimci özüne yak›fl›r bir flekil-
de birleflik ve kitlesel olarak Tak-
sim’de kutlamay› hedefledi¤ini
duyurdu. Taksim Tramvay Dura-
¤›’nda, 24 Mart’ta bir araya ge-
len Platform bileflenlerinin üye-
leri, yapt›klar› aç›klamada, bu y›l
1 May›s’› Taksim’de yap›lacak
mitingle kutlamay› hedefledikle-
rini duyurdular.
Yap›lan aç›klamada, “77 kat-
liam›n›n hesab›n› sormak için,
Taksim’de 1 May›s yasa¤›na
son vermek için, birleflik, kitle-
sel, devrimci 1 May›s’› Tak-
sim’de birlikte örgütlemek için,
tüm devrimci yap›lar›, sendika
ve kitle örgütlerini güçlerini
birlefltirmeye, bir araya gelme-
ye ça¤›r›yoruz” denildi.
Devrimci 1 May›s Platfor-
mu’nda yer alan kurumlar›n
isimleri flöyle: Al›nteri, Ba¤›ms›z
Devrimci S›n›f Platformu, De-
mokratik Haklar Platformu, Dev-
rimci Hareket, Emekçi Hareket
Partisi, Haklar ve Özgürlükler
cephesi, halk Kültür Merkezleri,
Kald›raç, Köz, Odak, Partizan,
Proleter Devrimci Durufl, Yeni
Dünya ‹çin Ça¤r›.
“Taksim’de
1 May›s
yasa¤›na
son”
Gazi ve
Ümraniye’de
katledilenleran›ld›
5-16 Nisan 2007
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yak›n-
lar› Birli¤i (TUYAB) üyeleri, hapishane-
lerde uygulanan tecrit ve izolasyon po-
litikalar›na karfl› verilen mücadeleye
ra¤men, hakim s›n›flar›n bask› ve sald›-
r›lar›n›n devam etti¤ini belirterek, ha-
pishanelerdeki bu uygulamalara karfl›
befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›kla-
r›n› duyurdular.
TUYAB’l› aileler, F, L ve D tipi hapis-
hanelerde bulunan tutuklu ve hükümlü-
ler üzerinde tecridin devam etti¤ini ve
Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan
genelgenin de keyfi flekilde hapishane
idareleri taraf›ndan uygulanmad›¤›n› be-
lirterek, 31 Mart günü ‹stiklal Cadde-
si’nde yürüyüfl yapt›lar. Beyo¤lu Mis So-
kak’ta bir araya gelerek, “Tecrit kald›r›l-
s›n talepler kabul edilsin” yaz›l› pankart
arkas›nda Taksim tramvay dura¤›na yü-
rüyen TUYAB’l› aileler, burada yapt›kla-
r› bas›n aç›klamas›nda Adalet Bakanl›¤›
taraf›ndan yay›nlanan genelgenin uygu-
lanmas›n› ve hapishanelerin ba¤›ms›z si-
vil toplum kurulufllar›n›n denetimine
aç›lmas›n› istediler.
‘Tutsaklar›n tüm haklar›gasp ediliyor’
Taksim Tramvay Dura¤›’nda yap›lan
bas›n aç›klamas›nda tutuklu yak›nlar›
ad›na konuflan ‹smail Karagöz, hapisha-
nelerdeki siyasi tutsaklara yönelik on y›l-
lard›r devam eden bask› ve sald›r›lar›n
yeni biçimlerle bugün de devam etti¤ini
belirterek, “Hapishanelerde uygula-
nan tecridin yaratt›¤› psikolojik ve fi-
ziksel tahribat›n sonuçlar› ortaday-
ken, bir de çeflitli yasaklamalar ve bafl-
ka keyfi tutumlarla, ikinci bir tecrit
uygulanarak, tutsaklar›n tüm haklar›
gasp edilmektedir” fleklinde konufltu.
Befl talepli çal›flma
Hapishanelerde uygulanan tecrit ve
izolasyon politikalar›na ve hak gaspla-
r›na yönelik ‘Disiplin cezalar› kald›r›l-
s›n’, ‘Hasta tutuklular serbest b›rak›l-
s›n’, ‘Ba¤›ms›z izleme kurullar› olufltu-
rulsun’, ‘Tüm hapishane katliamc›lar›
yarg›lans›n’ ve ‘Tutsaklar›n tüm hakla-
r›n›n kullan›m› koflulsuz olarak sa¤lan-
s›n’ taleplerinin yer ald›¤› bir çal›flma
bafllatt›klar›n› duyuran Karagöz, bafllat-
t›klar› bu çal›flmaya tüm devrimci, de-
mokrat, ilerici kurum ve kiflilerin des-
te¤ini beklediklerini ifade etti.
TUYAB’tan suç duyurusu
TUYAB üyeleri, 23 Mart günü ‹HD
‹stanbul fiubesi’nde düzenledikleri ba-
s›n aç›klamas›nda da, hapishane idare-
lerinin verdikleri disiplin cezalar› nede-
niyle tutsaklar›n temel insani haklar›n-
dan yoksun b›rak›ld›klar›n› belirterek,
uygulanan görüfl yasaklar›yla ilgili Te-
kirda¤ F Tipi Hapishanesi idaresi hak-
k›nda Tekirda¤ Cumhuriyet Savc›l›-
¤›’na suç duyurusunda bulunduklar›n›
söylediler.
TUYAB’dan befl talepli çal›flmaTUYAB üyeleri, hapishanelerdeki tecrit ve izolasyon politikala-
r›na karfl› befl talepli yeni bir çal›flma bafllatt›klar›n› duyurdular
Gazi Mahal-
lesi’nde 12
Mart 1995 ta-
rihinde bir
kahvenin ta-
ranmas› ve
sonras›nda ya-
flanan olaylar-
da yaflam›n›
yitiren 22 kifli
yap›lan çeflitli
eylemlerle
an›ld›
Avrupa Demokratik Gençlik Hareketi’nin (ADGH) gerçek-
lefltirdi¤i 15. Kongresi’nde, uluslararas› arenada geliflmekte olan
anti-emperyalist mücadele ve bu mücadelenin ald›¤› biçim vesi-
lesiyle gençli¤e daha çok görev düfltü¤ü ve Kongre’nin bu mü-
cadelenin seyri içerisinde önemli bir mevzi oldu¤u vurguland›.
Almanya’n›n Stuttgard kentinde 24 Mart’ta gerçeklefltirilen
Kongre’ye Fransa, Avusturya, ‹sviçre ve Almanya’n›n birçok böl-
gesinden delegeler kat›ld›. Dünya ve Türkiye-Kuzey Kürdis-
tan’da demokrasi ve devrim mücadelesinde flehit düflenler an›s›-
na yap›lan sayg› durufluyla bafllayan Kongre’ye çeflitli ülkelerden
gençlik kurumlar› da dinleyici olarak kat›ld›lar.
‘Emperyalizme karfl› birer
atefl topuna dönüflülmeli’
14. Komisyon baflkan›n›n aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan Kon-
gre’nin ‘Siyasal Taslak’ bafll›kl› maddesinin görüflülmesinin ard›n-
dan, dünyada ve Avrupa’da gençli¤in durumu ve emperyalist sal-
d›rganl›¤›n vard›¤› aflamaya karfl› topyekün direniflin sa¤lanabilme-
si için özgül çeliflkilerin iyi ele al›nmas›, özgül çeliflkilere göre ör-
gütlülük bilincini yükselterek, siyasal kampanyalar eflli¤inde genç-
lik y›¤›nlar›n›n iradeleflmesi ve bu seyir boyunca toplumun en di-
namik ve en apolitize olmufl kesimi olan gençlerin, mevcut irade-
leflmeyle birlikte e¤itim sürecinden geçirilerek, emperyalizme kar-
fl› birer devrimci özneye dönüfltürülmesinin önemi vurguland›.
‘Do¤a tahribatlar› konular›nda
çal›flmalar yap›lmal›’
Ekolojik sistemin tahribata u¤rad›¤›, buzullar›n eridi¤i, hava
s›cakl›¤›n›n artt›¤› gerçekli¤inin emperyalist-kapitalist dünya ge-
ricili¤inin varl›¤›ndan ayr› tutulmamas› gerekti¤i belirtilen Kon-
gre’de, bu alandaki çal›flmalar›n önderli¤inin Green Peace gibi
kurumlara b›rak›lmamas›, dünyay› tehlike alt›na sokan kötü gidi-
flat›n anti-emperyalist mücadeleden kopuk ele al›nmamas› ve
önümüzdeki dönemde gençlik saflar›nda do¤a tahribat›na yöne-
lik çal›flmalar›n h›z kazanmas›n›n gereklili¤i üzerinde duruldu.
‘Kitleselleflmek için
kurumsallaflmaya önem verilmeli’
Gençlik hareketinin 17 y›ll›k geçmifli olmas›na ra¤men iniflli
ç›k›fll› bir seyir izledi¤i, ba¤r›ndaki potansiyeli, süreklili¤i sa¤lan-
m›fl kurumlara dönüfltüremedi¤i ve kurumsallaflma aya¤›n›n ger-
çekleflememesinden kaynakl› kitleselleflemedi¤i belirlemesinin
yap›ld›¤› Kongre’de, memurculu¤a, bürokratik savurganl›¤a,
ben merkeziyetçili¤e de¤il bunun tam tersi, gençlik y›¤›nlar›n-
dan gelen bilgi ve birikimin bir merkezde toparlanarak, analizi
yap›l›p bilince ç›kart›ld›ktan sonra tekrar gençlik y›¤›nl›klar›na
dönen ve bunu enerjiye çeviren bir ortak merkezi büro fikri be-
nimsendi.
Faaliyet raporlar› ve gündem maddelerine iliflkin canl› tart›fl-
malar›n yürütüldü¤ü Kongre, 15. Komisyon’un seçilmesiyle so-
na erdi. FAGB (Fransa Alevi Gençler Birli¤i)’nin k›sa bir konuflma
yapt›¤› Kongre’ye, DGH ve ADKH de mesajlar›n› gönderdi.
ADGH 15. Kongresi’ni
gerçeklefltirdi
Mahir Çayan, Sabahattin Kurt, Nihat Y›lmaz,
Saffet Alp, Sinan Kaz›m Özüdo¤ru, Ertan Saru-
han, Hüdai Ar›kan, Ahmet Atasoy, Ömer Ayna ve
Cihan Alptekin, Tokat’›n Niksar ilçesi K›z›ldere
köyünde katledilmelerinin 35. y›ldönümünde
Ankara’da an›ld›lar.
68’liler Dayan›flma Derne¤i ve Ankara 78’liler
Derne¤i’nin ça¤r›c›s› oldu¤u ve Karfl›yaka Mezar-
l›¤›’nda yap›lan anmaya SDP, ÖDP, EMEP ve Pir
Sultan Abdal Kültür Derne¤i destek verdi.
Mahir Çayan’›n mezar› bafl›nda yap›lan anma-
da, Mahirler, Denizler ve ‹brahimler’den kalan
dayan›flma miras›n›n önemi vurguland›.
Daha sonra Ulafl Bardakç›, Deniz Gezmifl, Yu-
suf Aslan, Hüseyin ‹nan, Sinan Kaz›m Özüdo¤ru
ve Sivas'ta Mad›mak Oteli’nde yaflam›n› yitirenle-
rin mezarlar› da ziyaret edilerek sayg› duruflunda
bulunuldu.
HÖC üyeleri de Mahir Çayan’›n mezar› bafl›n-
da anma etkinli¤i gerçeklefltirdiler.
Ankara’da yap›lan bu anma etkinliklerinin ya-
n› s›ra Türkiye-Kuzey Kürdistan’›n birçok ilinde
ve yurtd›fl›nda da K›z›ldere flehitlerini anmak için
etkinlikler gerçeklefltirildi.
K›z›ldereflehitleri an›ld›
5-16 Nisan 2007GÜNCEL 5
‹çiflleri Bakanl›¤›, 2002 y›l›nda Ölüm Orucu’n-
da flehit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda
Dersim’de devletin kolluk kuvvetleriyle girdi¤i
çat›flmada flehit düflen Özlem Eker’in ailelerine
tazminat davas› açt›. Bakanl›k, 2000 y›l›nda Gazi-
osmanpafla’da bir çevik kuvvet otobüsüne atefl
aç›lmas›yla, iki polisin öldü¤ü ve 12 polisin yara-
land›¤› olayda, ölen polis ailelerine ve yaral› polis-
lere verdi¤i 92 milyar 442 milyon liray› faiziyle
birlikte Karatafl ve Eker ailelerinden almak istiyor.
‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n, 2000 y›l›nda devrimci
ve komünist tutsaklar›n hapishanelerde tecride
ve F tipi hapishanelere iliflkin sürdürdükleri
Ölüm Orucu eylemine d›flar›dan destek vermek
amac›yla MKP/HKO militanlar›nca Gaziosman-
pafla’da çevik kuvvet otobüsüne yap›lan sald›r›-
da 2 polisin öldü¤ü 12’sinin de yaraland›¤› olay
nedeniyle yarg›lanan ve olay sonras›nda flehit
düflen MKP/HKO militanlar›ndan Zeynel Karatafl
ve Özlem Eker’in ailelerine tazminat davas› açt›-
¤› ortaya ç›kt›.
fiehit düflen kiflilere dava aç›ld›
2000 y›l›nda Gaziosmanpafla’da çevik kuvvet
otobüsüne MKP/HKO militanlar› taraf›ndan yap›-
lan sald›r›da ölen polislerin ailelerine ve yarala-
nan polislere ‹çiflleri Bakanl›¤› 92 milyar 442 mil-
yon lira ödedi. Bakanl›k, olay›n üzerinden befl y›l
geçtikten sonra 2002 y›l›nda Ölüm Orucu’nda fle-
hit düflen Zeynel Karatafl ve 2005 y›l›nda Der-
sim’de devletin kolluk kuvvetleri ile girdi¤i çat›fl-
mada flehit düflen Özlem Eker’in ailelerinden,
ödedi¤i paray› faiziyle birlikte geri almaya çal›fl›-
yor. Bu nedenle, ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n talebi üze-
rine, Karatafl ve Eker ailelerine Ümraniye 3. Asli-
ye Ceza Mahkemesi taraf›ndan tazminat davas›
aç›ld›. Bakanl›k, Zeynel Karatafl ve Özlem Eker’in,
ailelerinin mirasç›lar› oldu¤unu ve bu nedenle
söz konusu borcun aileleri taraf›ndan ödenmesi
gerekti¤ini söylüyor.
‘Tazminat› reddece¤iz’
Karatafl ailesinin avukat› Meral Hanbayat, Zey-
nel Karatafl ve Özlem Eker aleyhine 2000 y›l›nda
aç›lan davan›n henüz sonuçlanmad›¤›n›, kesinlefl-
memifl cezadan dolay› söz konusu tazminat› red-
dedeceklerini ifade etti. Mahkemelerin hukuk da-
valar›n› ve ceza davalar›n› ayr› ayr› ele ald›¤›n› be-
lirten Hanbayat, 2000 y›l›nda gerçekleflen olay
nedeniyle ayn› davadan yarg›lanan ve hayatta
olan 6 kifli hakk›nda da tazminat davas›n›n aç›ld›-
¤›n› söyledi. Buna benzer davalar›n çok oldu¤u-
nu, yaflam›n› yitiren kiflilerden TKP/ML üyesi Mu-
harrem Horoz ve MKP üyesi Cemal Çakmak hak-
k›nda da benzer davalar›n oldu¤unu hat›rlatan
Hanbayat, ailelerin böylesi bir durumla karfl›lafl-
malar› için çocuklar›n›n ölümünden sonra miras›
reddettiklerine dair dava açmalar› gerekti¤ini dile
getirdi.
Zeynel Karatafl’›n kardefli Zeki Karatafl ise,
ekonomik durumlar›n›n kötü oldu¤unu, bu ne-
denle tazminat› ödeyecek güçlerinin olmad›¤›n›
belirterek, “Biz Zeynel’in düflüncelerine ve kiflili-
¤ine sahip ç›k›yoruz, sayg› duyuyoruz. Ama Zey-
nel o davadan yarg›lan›yor diye, devletin ölen po-
lislere ödedi¤i tazminat› bizden ç›karmak isteme-
si do¤ru de¤il” dedi.
Daha önce de 30 Haziran 1996’da intihar ey-
lemi sonucu Dersim’de flehit düflen Zeynep K›na-
c› (Zilan)’›n ailesine ve Diyarbak›r’›n Lice ‹lçe-
si'nde 1 A¤ustos 2002 tarihinde devletin kolluk
kuvvetleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düflen 5
HPG’linin ailesine de benzer flekilde tazminat da-
valar› aç›lm›flt›.
MKP’lilerin ailelerine tazminat davas›‹çiflleri Bakanl›¤›, 2000 y›l›nda hapishanelerde sürdürülen Ölüm Orucu eylemine destek amac›yla ‹stanbul Gaziosmanpafla’da çevik kuvvet otobü-
süne sald›r› gerçeklefltiren ve daha sonra çeflitli tarihlerde flehit düflen MKP/HKO militanlar› Eker ve Karatafl’›n ailelerine tazminat davas› açt›
‹stanbul Üniversitesi’nin Beya-
z›t’taki kampusunda 16 Mart 1978 tari-
hinde katledilen 7 devrimci ö¤renci
ile 1988 y›l›n›n 16 Mart’›nda Saddam
Hüseyin yönetimindeki Irak devletinin
Halepçe’de kimyasal bombalarla kat-
letti¤i binlerce Kürt, ‹stanbul Beya-
z›t’ta yap›lan eylemlerle an›ld›.
Kontrgerilla faaliyetleri
devam ediyor’
Beyaz›t ve Halepçe katliamlar›n›
protesto eden Demokratik Gençlik
Hareketi, Ekim Gençli¤i, Gençlik Fe-
derasyonu, DPG, DSG, EHP Gençli¤i,
Ö¤renci Kolektifleri, Ö¤renci Muhale-
feti, ÖDP Gençli¤i ve Ö¤renci Oto-
nomlar›, 16 Mart’ta Beyaz›t Meyda-
n›’nda bas›n aç›klamas› yapt›lar. Aç›k-
lamada konuflan Dilan O¤uz, Beyaz›t
Katliam›’n›n ülkede yaflanan di¤er kat-
liamlar gibi kontrgerilla operasyonu
oldu¤unu ve kontrgerillan›n hala var
oldu¤unu belirterek, “Hrant Dink ci-
nayetinde ismi geçen Trabzon Emni-
yet Müdürü Reflat Altay’›n da Beya-
z›t Katliam›’nda pay› oldu¤u unu-
tulmamal›d›r” fleklinde konufltu.
O¤uz, üniversitelerde faflist sald›r›lar›n
bugün de sürdü¤ünü belirtti. Aç›kla-
man›n ard›ndan Grup Yorum’un bir
dinleti verdi¤i eylem, katliam›n yap›l-
d›¤› alana karanfillerin b›rak›lmas›n›n
ard›ndan sona erdi.
‘Dava zaman afl›m›na
u¤rayacak’
Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i ‹stan-
bul fiubesi de yapt›¤› eylemde Beyaz›t
ve Halepçe Katliamlar›n› k›nayarak
olaylarda yaflam›n› yitirenleri and›. Be-
yaz›t Meydan›’nda yap›lan eylemde
ÇHD ad›na konuflan Ebru Timtik, Be-
yaz›t Katliam› ile ilgili yarg›lananlar›n
1982’de serbest b›rak›ld›¤›n›, sonra-
s›nda aç›lan ikinci davan›n ise 2008’de
zaman afl›m›na u¤rayaca¤›n› söyleye-
rek, katliam davalar›n›n kas›tl› olarak
çözümlenmedi¤ine dikkat çekti.
Bar›fl ve Kardefllik ‹çin Gençlik ‹ni-
siyatifi, SGD ve DGD üyesi ö¤renciler,
TKP ve Yurtsever Cephe’ye üye ö¤-
renciler, HKP Gençli¤i ve Kald›raç
Dergisi de yapt›klar› eylemlerle katli-
amlar› protesto ettiler.
Katliamlar Erzincan’da
protesto edildi
14 Mart günü Erzincan Üniversite-
si önünde bir araya gelen DHP, Parti-
zan ve Gençlik Derne¤i üyeleri de,
“Halepçe ve Beyaz›t Katliamlar›n›
unutmad›k unutturmayaca¤›z” pankar-
t› açarak, yapt›klar› bas›n aç›klamas›y-
la katliamlar› protesto ettiler.
Beyaz›t ve Halepçe’de katledilenler an›ld›
Ülkede Özgür Gündem, Gündem, Ya-
flamda Gündem ve Azadiya Welat’›n ard›n-
dan, Güncel gazetesi de kapat›ld›.
Kürt gazeteleri üzerindeki bask›lara bir
yenisi daha eklendi. Ülkede Özgür Gündem,
Gündem, Yaflamda Gündem ve Azadiya We-
lat gazetelerinin ard›ndan, k›sa bir süre önce
yay›n hayat›na bafllayan Güncel gazetesi de
15 gün süreyle kapat›ld›. Böylece son alt› ay
içinde befl Kürt gazetesinin yay›n› mahkeme
karar›yla durdurulmufl oldu.
11 günlük gazeteye 15 gün
kapatma
Yay›n hayat›na bafllad›¤› ilk günde da¤›-
t›m engeliyle karfl› karfl›ya kalan Güncel Ga-
zetesi’nin yay›n›, 30 Mart’ta ‹stanbul 13.
A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan ‘suç ve suç-
luyu övdü¤ü’ gerekçesiyle durduruldu. 19
Mart’ta yay›n hayat›na bafllayan gazete, ya-
y›n hayat›n›n on birinci gününde, ülkede ifa-
de ve bas›n özgürlü¤ü olmad›¤›n›n yeni bir
kan›t› olarak 15 gün kapat›ld›.
Üst üste toplatma cezalar› verilen ve ya-
y›n› 22 Mart tarihinden itibaren Diyarbak›r
5. A¤›r Ceza Mahkemesi’nin karar›yla 20
gün süreyle durdurulan Azadiya Welat Gaze-
tesi’nin, Diyarbak›r 4. A¤›r Ceza Mahkeme-
si’ne 2 Mart’ta yapt›¤› itiraz da reddedildi.
Bas›n özgürlü¤ü ‘90’lardan
daha geride
TMY’nin yasalaflmas›yla birlikte gazetele-
rin kapat›lmas›n›n kolaylaflt›r›ld›¤› ve böyle-
ce bas›n özgürlü¤ünün önüne set çekildi¤i
bir dönemde, muhalif bas›n kurulufllar›n›n
yay›nlar› birbiri ard›na engellendi. Özellikle
Gündem gazetesi gelene¤i bu kapatma ve
engelleme politikalar›ndan fazlas›yla nasibi-
ni ald›. Öyleki, Gündem gazetesi gelene¤in-
den olan gazeteler, muhabirlerinin katledil-
di¤i, gazete binalar›n›n bombaland›¤›
1992–1995 y›llar› aras›nda bile yay›nlar›na
devam edebilmifllerdi.
Kürt bas›n›üzerindekibask›lar sürüyor
Zeynel KARATAfi
Özlem EKER
16 Mart 1978tarihinde katle-
dilen 7 devrimciö¤renci ile 1988
y›l›n›n 16Mart’›nda Sad-
dam HüseyinyönetimindekiIrak devletinin
Halepçe’de kim-yasal bombalar-la katletti¤i bin-lerce Kürt, yap›-
lan eylemlerlean›ld›
16 Mart 1978 y›l›nda ‹stanbul
Üniversitesi Hukuk ve ‹ktisat Fa-
kültesi ö¤rencileri toplu ç›k›fl yap-
t›klar› s›rada yap›lan sald›r›da, ö¤-
rencilerin üzerine bomba at›lm›fl
ve ard›ndan silahla taranan ö¤ren-
cilerden yedisi yaflam›n› yitirmiflti.
Tarihe Beyaz›t Katliam› olarak ge-
çen bu sald›r› birçok yönden ülke
gerçeklerini bünyesinde bar›nd›r›-
yordu. Sald›r›n›n yap›laca¤› istih-
barat› ‹stanbul Emniyet Müdürlü-
¤ü’ne verilmesine ra¤men herhan-
gi bir önlem al›nmam›flt›.
Üstelik sald›r›n›n ard›ndan, sal-
d›rganlar›n arkas›ndan koflan polis-
lerin arkas›ndan da o dönemde ko-
miser yard›mc›l›¤› yapan Reflat Al-
tay flöyle emirler ya¤d›r›yordu;
“Durun... Koflmay›n...”. Reflat Al-
tay’›n ismi son olarak Hrant Dink
cinayetiyle an›ld› ve Beyat›z katlia-
m› da geliflimi itibariyle Dink cina-
yetini an›msat›yor. Mehmet A¤ar’a
da yak›n oldu¤u bilinen Altay Em-
niyet Müdürlü¤ü içerisindeki gö-
revleriyle adeta ödüllendirilmiflti,
son olarak Trabzon Emniyet Mü-
dürlü¤ü görevini yaparken Dink
cinayeti nedeniyle bu görevinden
al›narak merkeze atand›. 16 Mart
Beyaz›t Katliam›’nda ad› geçen bir
di¤er kifli de MHP’den milletvekil-
li¤i yapan Mehmet Gül idi. Katli-
amda kullan›lan bomba ise, kont-
rgerilla örgütlenmesi içerisinde
yer alan emekli bir yüzbafl›n›n de-
posunda, Amerikan modeli TNT
kal›plar›ndan imal edilmiflti.
Beyaz›t katliam›bugüne de aynatutuyor
‹stanbul Sar›gazi’de, Meh-
metçik Lisesi ö¤rencileri,
Newroz’da ve sonras›nda yafla-
nan jandarma bask›s›n› protes-
to ederek Sar›gazi halk›n› du-
yarl› olmaya ça¤›rd›.
Sar›gazi Cemevi önünde bir
araya gelen Demokratik Genç-
lik Hareketi, Sosyalist Gençlik
Derne¤i, Yeni Demokrat Genç-
lik, Genç Direnifl ve Sar›gazi Li-
seli Gençlik aktivistleri, “Oku-
lumuzda ve Mahallemizde Jan-
darma Terörüne Son” pankart›-
n› açarak okulda yap›lan New-
roz kutlamalar›n›n ard›ndan ya-
flanan jandarma bask›s›n› pro-
testo etti.
Grup ad›na aç›klamay› oku-
yan Harun Keser, liselilerin
yapt›¤› Newroz kutlamalar›na
jandarman›n müdahale ederek
da¤›tt›¤›n› ve ard›ndan jandar-
ma bask›s›n›n okula s›çrad›¤›n›
söyledi. Keser, “Jandarma,
hukuki yönden hiçbir yasal
gerekçesi olmad›¤› halde
okul içine kadar girip ö¤ren-
cilere tehdit ya¤d›rarak ha-
karetlerde bulunma, fliddet
uygulama ve haks›z yere gö-
zalt›na almaya varan yo¤un-
lukta sald›r› uygulam›flt›r.
Gözalt›na al›nan üç ö¤renci
arkadafl›m›za üç saat kadar
fliddet uygulanm›flt›r” diye-
rek, yaflanan bask›ya izin ve-
ren okul idaresini k›nad›.
Eylem s›ras›nda, “Jandarma
terörüne son”, “Tutuklamalar,
gözalt›lar, bask›lar bizi y›ld›ra-
maz”, “Mehmetçik Lisesi dire-
niflin simgesi” sloganlar› atan
gençler, Demokrasi Cadde-
si’ne kadar yürüyüfl yapt›lar.
Liseliler
jandarma
bask›s›n›
protesto
etti
5-16 Nisan 2007 EMEK-HABER6
EME⁄‹N KÜRSÜSÜDursun Baştuğ
‹nsan yaflam›na dair yaflanacak sorunlara, aktif tav›r ta-k›nacak kurum, kurulufl veya kifli, bu sorunlar› en derin-den hissederek yaflayanlard›r. Fakat bu sorunlar›n bilin-cinde olmadan yaflayanlara öncülük edecek olan da, ezi-len s›n›f›n örgütlü gücünden baflkas› de¤ildir.
Yüz y›llardan beri ülkemizde yaflanan sömürü ve bas-k›ya karfl›, sendikal bürokrasinin iflçilerin, köylülerin veemekçilerin haklar›n› ne derecede savunabilece¤ini hepbirlikte gördük. Sözde emekçinin sesi solu¤u olan bu sen-dika a¤alar› ve yanlar›nda tafl›d›klar› yönetim kademesi, d›-flar›dan yap›lacak doktor ithaline seyirci kal›rken, bu vebuna benzer sorunlarda, emekçilerin soka¤a ç›kmas›na ön-derlik etmekten acizdirler. Ancak 1 May›s öncesi devrimcidemokrat ve yurtseverlerin duygular›na hitap ederek, birtak›m sivri ç›k›fllarla gönülleri okflamaya çal›fl›yorlar. Buyapt›klar› manevralarla, neyi ne kadar gö¤üsleyebilecekle-rini tüm emekçiler bilmelerine ra¤men, özellikle de iflçininköylünün ve emekçinin, birlik mücadele ve dayan›flma gü-nü olan 1 May›s’ta, genifl kesimlerin ilgisini çekmeye çal›-fl›yorlar. Bu tarihi iyi kullanarak, kendi hanelerine yaz›lm›flolumsuzluklar› iyilefltirmeye çal›flmaktalar.
‹ktidar›n, IMF ve Dünya Bankas› patentli yürüttü¤üekonomik planlaman›n, iflçiye, köylüye ve emekçiye nelergetirdi¤ini hep birlikte görürken, flimdi ise d›flar›dan dok-tor ithali yap›lmak istenmesi, ülkemizdeki emekçilere yö-nelik yap›lan yeni bir sald›r› dalgas›d›r. Ülkemizde uygula-nan yanl›fl e¤itim sisteminden ve ifl alan› yetersizli¤indendolay› bunca okumufl insan boflta dolafl›rken, çal›flanlar›nçal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi yerine, AB politikalar›n›uygulamak, emperyalistlerle kurulan s›k› ba¤lar›n bundansonrada da devam ettirilmesi anlam›na geliyor.
Sendikalar›n öncelikli görevlerinden biri, çal›flanlar›nhak ve talepleri do¤rultusunda, mevcut iktidara karfl›, ör-gütlü mücadele içerisinde olmas›d›r. Bu haklar ve talepler,ekonomik ve demokratik olmak üzere, genel sorunlar içe-risinde öne ç›kan sadece iki aya¤› oluflturmaktad›r. Fakatülkemizde yaflanan geliflmeler karfl›s›nda demokratik hak-lar›n sözü edilmezken, ekonomik talepler için yap›lan k›s-mi çal›flmalar ise çok yetersiz kalmaktad›r.
Emekçinin güncel sorunlar›n›n yan› s›ra, Kürt ulusunayönelik imha ve inkar politikas›, yine Ortado¤u’daki ABDemperyalizmin sald›rganl›¤› oldukça önemli yerde dur-maktad›r. Yaflanacak olumsuz sonuçlardan en çok etkile-nenler eme¤iyle çal›flanlar olacakt›r. Ve bahsedilen bu so-runlar emekçinin öncelikleri aras›ndad›r. Fakat sorunlaramüdahale ederken hangi argümanlar› kulland›¤›m›z› vebunlar›n nas›l bir sonuca tekabül edece¤ini de iyi bilme-miz gerekir.
Ülkemizde ve dünyada k›sa vadede halklar›n kardeflli-¤ini gerçeklefltirecek temel nokta, emperyalizme ve ezenulus milliyetçili¤ine karfl› yürütülecek mücadelenin seyri-ne ba¤l›d›r. Bu temel mücadele seyri özellikle de Ortado-¤u’da ABD emperyalizmini, ülkemizde ise ezen ulus milli-yetçili¤ini hedef almak zorundad›r. Bunlar yap›lmad›¤›nda,kardefllik ve bar›fl vurgusunun söylemden ileriye gitmesimümkün olmayacakt›r. Her iki söylemi güçlü k›lacak olan-da demokrasi ve özgürlük vurgusudur.
Özgürlü¤ünü kazanmam›fl ulusun, kardeflli¤i ve bar›fl›gerçeklefltirme istemi, iyi niyetten ileriye geçememektedir.Dillendirilen bar›fl ve kardefllik ifadeleri, ezilen herkesinözlemidir. Fakat bu özlemlerin önünde duranlar, bugündaha fazla sömürmek isteyenlerdir. Bunlar›n varl›¤› sür-dükçe bizlerin bu özlemlerimizi gerçeklefltirme durumunasahip olmad›¤›m›z aç›kça ortad›r. Bu özlemleri gerçeklefl-tirmenin yolunun, demokrasi, özgürlük ve tam hak eflitli-¤inden geçece¤i kesindir. Bundan dolay›, temel fliar olarakortaya konan bar›fl ve kardefllik ifadeleri, özgürlük kazan›l-madan gerçeklefltirilme durumu yoktur. Bu sorunun ken-disi çeflitli milliyetlerden emekçi halk›m›z›n sorunu oldu-¤undan, hangi düzlemde çözülmesi gerekti¤ine dair dahasomut dillendirilmesi gerekir.
Sendikal mücadelenin seyrini belirlemede, sendikaa¤alar›n›n yapt›¤› aç›klamalar, söylemden ileriye gitmesede, bu olumsuzluklar› de¤ifltirecek olanaklar da mevcut-tur. Konfederasyonlar içerisinde önemli yere sahip olan ki-mi flubelerin yarataca¤› bask›lanma, hem bugünkü t›kan›k-l›¤› giderebilir, hem de mevcut statükoyu y›kman›n vesile-si olabilir. Bu ba¤lamda, devrimci, birleflik ve kitlesel 1 Ma-y›s’›n örgütlenmesini sa¤laman›n önceli¤i, söz sahibi olma-s› gerekenlerin bu sözlerini yüksek sesle dillendirmelerin-den geçmektedir. Bugün çal›flanlar›n ihtiyaçlar›na göre or-ganize edilmemifl bir eylem veya etkinlik, içi bofl olarak al-g›lanmal›d›r. Tam da bu noktada, tarihine ve anlam›nadenk düflecek bir çal›flmayla o günün manas›na uygun kut-laman›n araçlar›n› yaratmal›y›z.
Bu tarih hem dünya iflçi s›n›f› aç›s›ndan, hem de ülke-miz emekçileri taraf›ndan önemli bir yere sahiptir. Y›llarcabu tarih de yaflanan katliamlar, yine ‘77 1 May›s katliam›-n›n yafland›¤› Taksim’in yasakl› yer ilan edilmesi, üzerindedurulmas› gereken noktalard›r. ‹flte s›n›f›n ihtiyaçlar›n› be-lirleyecek, siyasal kazan›mlar sa¤layacak, bu yasaklar› y›-karak katliamlar›n hesab›n› soracak, birleflik, kitlesel, dev-rimci 1 May›s’› örgütlemek mümkündür. Yeter ki hakl›l›¤›-m›z›n ve meflrulu¤umuzun fark›na vararak, emekten gelengücümüzü do¤ru temelde kullanal›m.
Söz, eylem, örgütlenmehakk›m›z› kullanal›m!
Alkoç Deri Fabrikas› iflvereninin,
fabrikadaki sendikal faaliyetleri engel-
ledi¤ini belirten Tuzla Deri-‹fl sendika
yetkilileri ve iflçiler, sendika haklar›
için mücadele ediyor.
‘Yetki almam›z için sendikal›iflçiler ç›kar›ld›’
Alkoç Deri’de daha önce 17 sendika
üyesinin oldu¤unu, sendika yetkisi al-
mak için 15 iflçiyi daha sendikaya üye
yapt›klar›n› belirten Deri-‹fl Tuzla fiube
Baflkan› Binali Tay, “Biz 15 iflçiyi 13
Mart’ta üye yapt›k, iflveren de üye yap-
t›¤›m›z iflçilerden 8’ini zorla iflten ç›-
kard›. Daha önceden sendikaya üye
olan sekiz iflçi de, patronun çeflitli va-
atleriyle istifa ederek sendikan›n yetki
almas›n›n önüne geçildi. Fabrikada
48 kifli çal›fl›yordu ve biz ço¤unlu¤u
sa¤layarak yetki almaya hak kazan-
d›k ama iflveren yetki almam›z› engel-
lemek için sendikal› iflçileri iflten ç›-
kard›” diye konufltu.
Fabrika sahibinin yalan ifadelerle
haklar›nda suçlamalarda bulundu¤u
söyleyen Tay, kendilerinin de zorla ifl-
ten atmalara karfl› iflveren hakk›nda
savc›l›¤a suç duyurusunda bulundukla-
r›n› ifade etti.
‘Sendikal› olarak çal›flmak isti-yoruz’
Alkoç Deri Fabrikas›’dan ç›kar›lan
sendika üyesi iflçiler ise, sendikaya üye
olduktan sonra iflverenin kendilerini
notere götürerek ‘hiçbir hak talep et-
meden iflimden istifa ediyorum’ ibare-
lerinin bulundu¤u dilekçeye zorla imza
att›rmak istedi¤ini, kendilerinin de bu-
na karfl› koyduklar› için fabrikaya bir
daha al›nmad›klar›n› söylediler. ‹flleri-
ne sendikal› olarak devam etmek iste-
diklerini belirten iflçiler, sendikaya yet-
ki verilmemesi durumunda tazminatla-
r›n› alarak baflka bir iflte çal›flmay› dü-
flündüklerini, aksi halde direnifle de-
vam edeceklerini ifade ettiler ve di¤er
deri fabrikalar›ndaki iflçilerin destek
vermesi durumunda direniflin baflar›yla
sonuçlanaca¤›n› dile getirdiler.
Ayr›ca Alkoç Deri önünde bekleyen
iflçiler s›k s›k jandarman›n; ‘Fabrika
önünde beklemeyin, aksi halde müda-
hale ederiz’ tehditlerine maruz kal›yor.
‹flçi, patrondan çok ödüyor
Devletin vergi sisteminin adaletsizli¤i
Maliye Bakanl›¤› Gelir Politikalar› Genel
Müdürlü¤ü’nün haz›rlad›¤› ve çeflitli mes-
lek gruplar›n›n geçen y›l ödedi¤i ortalama
vergi rakamlar›n› içeren araflt›rma ile bir
kez daha su yüzüne ç›kt›. Buna göre asgari
ücretle çal›flan iflçi ve memurlar 175 YTL
vergi öderken küçük esnaf ve sanatkar ay-
da ortalama 18 YTL vergi ödedi.
Araflt›rmaya göre, basit usulde vergilen-
dirilen yaklafl›k 800 bin esnaf ve sanatkar,
2004 y›l›nda ayda ortalama 7,5 YTL, 2005
y›l›nda da 13 YTL gelir vergisi ödedi. Bu ra-
kam, 2006 y›l›nda 18 YTL'ye yükseldi. Yi-
ne mobilyac›lar 2006 y›l› itibari ile ayl›k 68
YTL, lokantac›lar 63 YTL, seyahat ve tu-
rizm iflletmeleri 76 YTL, kuyumcular 132
YTL vergi öderken, bu dönemde asgari üc-
retlilerin ve memurlar›n ödedikleri vergi
miktar› ise 175 YTL olarak hesapland›.
Hatay’da ek ders eylemi
Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n ç›kartm›fl ol-
du¤u ‘Ek Ders Ücretleri Yönetmeli¤i’ e¤i-
tim emekçilerinin tepkilerini çekmeye de-
vam ediyor.
24 Mart Cumartesi günü Hatay ‹l Milli
E¤itim Müdürlü¤ü önünde bas›n aç›klamas›
yapan e¤itim emekçileri, ç›kar›lan yönet-
meli¤in ö¤retmenlerin cebine göz dikmek-
ten baflka bir anlam ifade etmedi¤ine dik-
kat çekilerek, yönetmelikle birlikte bir gün
sevk alan ö¤retmenden o günkü tüm ders-
lerin ücretinin kesilmesinin öngörüldü¤ü,
bu sebeple, ücret karfl›l›¤› girilen dersle bir-
likte maafl karfl›l›¤› girilen derslerin ücreti-
nin de kesilece¤ini dile getirdiler ve yönet-
meli¤in iptal edilmesini istediler.
E¤itim emekçileri Adana’da da 27 Mart
günü E¤itim-Sen önünden ‹l Milli E¤itim
Müdürlü¤ü’ne yürüdü. Yürüyüflün ard›n-
dan ‹l Milli E¤itim Bakanl›¤› önünde bir ba-
s›n aç›klamas› yapan e¤itim emekçileri, 7
Nisan’da Adana dahil 8 bölgede düzenleye-
cekleri bölge mitinglerinde baflta bu uygu-
lamalar olmak üzere e¤itimin birçok soru-
nuna dikkat çekeceklerini duyurdular.
Sa¤l›k emekçileri, 14 Mart T›p
Bayram›’n› eylemlerle karfl›lad›. Bir-
çok yerde eylemler yapan sa¤l›k
emekçileri, hükümetin 'Sa¤l›kta
Dönüflüm' program›na, sa¤l›kta
özellefltirmeye, sa¤l›k ocaklar›n›n
kapat›lmas›na, aile hekimli¤i ve it-
hal hekimlik uygulamas›na, sözlefl-
meli çal›flmaya tepki göstererek,
bunlar›n iptal edilmesini istediler.
‹stanbul, Ankara, Mersin, Adana,
‹zmir, Hatay ve daha birçok yerde
gerçeklefltirilen eylemlerde AKP hü-
kümetini protesto eden sa¤l›k
emekçileri, hükümetin yapt›¤› icra-
atlar›n sa¤l›kta yaflanan sorunlar›
daha da derinlefltirdi¤ini dile getiri-
rek, Genel Sa¤l›k Sigortas›, yabanc›
hekim, aile hekimli¤i, radyoloji ça-
l›flanlar›n›n ifl saatlerinin yükseltil-
mesi, sa¤l›¤›n özellefltirilmesi, tafle-
ronlaflma, sözleflmeli personel uy-
gulamalar›n›n sa¤l›k hizmetini dur-
ma noktas›na getirdi¤ini kaydetti.
GSS ile sa¤l›k ocaklar›n›n kapat›l-
d›¤›n›, kamu hastanelerinin iflletme
haline getirildi¤ini, keyfi ilaç k›s›tla-
malar›n›n yap›ld›¤›n›, hastane perso-
nelinin güvencesiz, sözleflmeli, tafle-
ron iflçi statüsüne sokuldu¤unu, va-
tandafl›n müflteri haline getirildi¤ini
belirten sa¤l›k emekçileri; sa¤l›kta
y›kama yol açan IMF, Dünya Banka-
s›, AB patentli bu politikalar›n terk
edilmesi ve sa¤l›kta halka en iyi fle-
kilde hizmet verilmesine yönelik
düzenlemelerin yap›lmas›n› is-
tendiler.
Sa¤l›k(s›zl›k) politikalar›nakarfl› binler Ankara’dayd›Sa¤l›k emekçilerinin ça¤r›s› ile çe-
flitli illerden Ankara’ya gelen binler-
ce kifli, AKP’nin ve IMF’nin sa¤l›kta
y›k›m politikalar›na karfl› 11 Mart
günü S›hhiye Meydan›’nda “Beyaz
Miting” gerçeklefltirdi. Sabah saat-
lerinden itibaren Ankara Gar› önün-
de toplanmaya bafllayan kitle bura-
dan S›hhiye Meydan›’na yürüdü.
Çok say›da sendika, demokratik kit-
le örgütü ve devrimci kurumun ka-
t›ld›¤› mitingi, sa¤l›k ocaklar›n›n
kapat›lmas›, Aile Hekimli¤i uygula-
mas›, GSS, sa¤l›k hizmetlerinin
özellefltirilmesi, kadrolaflma, ada-
letsiz çal›flma sürelerinin belirlen-
mesi ve düflük ücretlerin dayat›lma-
s›, sa¤l›kta büyük bir y›k›m›n yara-
t›lmas› ve emperyalist markal› poli-
tikalar›n birbirinin pefli s›ra uygu-
lanmas›n›n alt›na imza atan AKP’ye
yönelik tepkilerin adresi oldu. Mi-
tingde yap›lan konuflmalarda tepki
oklar›n›n hedefine AKP hükümeti
ve efendisi emperyalist güçler ko-
narken, sa¤l›k alan›ndaki bu sald›r›-
lara karfl› halk›n gereken duyarl›l›¤›
göstererek bu y›k›m› durdurmas›
ça¤r›s› yap›ld›.
Sa¤l›k emekçileri AKP’yi uyard›
Tuzla Deri-‹fl sendikas›n›n örgütlenme faaliyeti yürüttü¤ü ve yetki için gerekli say›ya ulaflt›¤› Alkoç
Deri’nin patronu, sendikal› iflçileri iflten ç›kartarak sendikan›n yetki almas›n›n önüne geçmek istiyor
Alkoç Deri’de sendika mücadelesi
Tuzla Organize Deri Sanayi Böl-
gesi’ndeki Alkoç Deri Fabrika-
s› önünde toplanan Deri-‹fl
Tuzla fiubesi üyesi iflçiler ve Deri-‹fl yöne-
ticileri, Alkoç’tan at›lan 8 iflçinin geri
al›nmas›n›, iflverenlerin yasalara uymas›-
n› talep etti.
Fabrika önünde toplanarak bas›n
aç›klamas› yapmak isteyen deri iflçilerine
jandarma engel oldu. Jandarma, iflçilerin
fabrika önünde eylem yapmalar›n›n ya-
sak oldu¤unu söyleyerek iflçilerin bofl bir
alanda eylem yapmalar›n› istedi. Bunun
üzerine yaflanan tart›flmalar k›sa süreli
gerginli¤e neden olurken, daha sonra
sendika yöneticileri bofl alanda eylem
yapmay› kabul ederek fabrika önünden
ayr›ld›. “Birlik mücadele zafer”, “Alkoç
iflçisi yaln›z de¤ildir”, “‹flçilerin birli¤i
sermayeyi yenecek”, “Sendika yoksa üre-
tim de yok” sloganlar›n› atan yaklafl›k
500 iflçi, Alkoç Deri’den at›lan
arkadfllar›n›n geri al›nmas›n› istedi.
Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde
bir aç›klama yapan, Deri-‹fl Tuzla fiube
Baflkan› Binali Tay, demokratik kurumla-
ra ve siyasi parti yöneticilerine yönelik
tutuklamalar› ve Mersin Serbest Böl-
ge’deki iflçilerin at›lmas›n› k›nayarak, “‹fl-
çiler sendikal haklar›n› kulland›klar›
için iflten ç›kar›l›yor. Bizler, örgütsüz
bir tek iflçi bile kalmay›ncaya dek ör-
gütlenmeye devam edece¤iz. ‹flveren-
ler, zorla iflten atarak yasalar› çi¤ni-
yor. ‹flverenlerden yasalara uymas›n›
istiyoruz” dedi.
Deri-‹fl Genel Baflkan› Yener Kaya, ifl-
verenlerin sendikal haklara sald›rarak ifl-
çileri iflsizli¤e ve açl›¤a mahkum etmek
istediklerini belirterek toplu sözleflme-
lerle ilgili konufltu. ‹flverenlerin toplu
sözleflme masas›ndan çekildi¤ini belir-
ten Kaya, “Gelin bu sözleflmeyi bir an
önce bitirelim. E¤er bitmezse, Deri-‹fl’in
mücadele tarihi nas›l bitece¤inin
örnekleri ile doludur. Deri-‹fl bir tek
sözleflmesini bile mücadelesiz geçirme-
mifltir” diye konufltu. Deri-‹fl Genel Sek-
reteri Musa Servi ise, iflverenlerin toplu
sözleflmelerde iflçilerin sosyal haklar›n›
gasp etmeye çal›flt›klar›n› söyleyerek ifl-
çilerin bu süreçte üretimden gelen güç-
lerini kullanmas›n› istedi.
AlkoçDeri’de
iflçik›y›m›na
tepki
5-16 Nisan 2007G Ü N C E L 7
ÖNCÜ KADINRojda Demir
Kad›n›n öncüleflmesinden bahsediyoruz. Peki, öncüleflmekistiyor muyuz? Bunun için nas›l bir ad›m atmak gerekiyor? Pekço¤umuz “öncüleflme” deyince bunun “tam” bir donan›m oldu-¤unu zannediyoruz. Ço¤u zaman bu yan›lsamad›r bizi öncülefl-mekten al›koyan. ‘Haz›r’ olmak istiyoruz. Ama nas›l ve nereyekadar haz›r olmak?
Saflar›m›zda bu ‘haz›r olma’ iste¤i ve haz›r oluncaya dek pa-sif bir bekleyifl konumunda kalmak sadece kad›nlarda görülmü-yor. Bu hastal›k erkeklerde de var: mükemmelleflmeden ad›matmaktan imtina etme hastal›¤›. Evet bu bir hastal›k. Ama bu er-keklerde kad›nlardan daha farkl› sebeplerle ve daha farkl› bi-çimlerde ortaya ç›k›yor. Kad›nlarda yayg›n sebebi, en ufak birad›m için özgüvensizlikken, reçeteler, somut rehberlik, talimat-lar beklemekken; erkeklerde belki de daha fazla bir mükemme-liyetçilik, ilk ad›m› de¤il ama sonrakileri engelliyor.
Savaflmak, mücadele etmek için mükemmel olmaya, çok iyi‘bilmeye’ gerek var m›? Tarihimizde teorinin öneminin yayg›nbir flekilde küçümsendi¤i uzunca dönemlerin ve bunun sonucuoluflan tahribatlar›n karfl›s›nda bir tepki olarak özellikle de kü-çük burjuva ayd›n dokusunun etkisiyle birçok genç arkadafl›-m›z saflarda aktif faaliyet yürütmeden ya da Halk Savafl›’na fa-al bir savaflç› olarak kat›lmadan önce s›n›f›n, mücadelenin vesavafl›n felsefesine, teorisine, bilimine mükemmele yak›n birflekilde hakim olmak gerekti¤ini düflünüyorlar.
Elbette ki teorinin önemini küçümsemeyece¤iz. ‹nsan›n ne-yi neden yapt›¤›n› bilmesi, yapt›¤› iflle, amac›, yöntemi ve so-nuçlar›yla ilgili olmas› gerekir. Baflka bir deyiflle, birey olabil-mek, insanlaflabilmek ve dolay›s›yla özgürleflebilmek için, ken-dimize, insana ve eme¤e yabanc›laflmay› dayatan her türlü kö-lelefltirici ve gerici düflünce, düflünce ak›m› ve sistemden kur-tulabilmek için teoriyi önemsemeli ve dünyaya bak›fl›m›z›, elefl-tirel bilimsel yöntemi kavrayarak gelifltirip berraklaflt›rabilmeli-yiz. Di¤er yandan bilimsel teorik donan›m, bize dar pratik alg›-lar›m›z›n, öznel ya da benmerkezci kavray›fllar›m›z›n ötesindeyaflam›n, dünyan›n, toplumsal bir perspektifle, gerçe¤in hare-keti içerisinde bütünlüklü kavranabilmesinde hem kavray›fl,hem yorumlama hem de de¤ifltirme iradesini, yöntemini ortayakoyabilme noktas›nda yard›mc› olacakt›r. K›sacas› teori, yaflamprati¤imizde bize yol gösterecektir.
Buna karfl›l›k üretim, s›n›f mücadelesi ve bilimsel deneyinortaya ç›kard›¤› bilginin bir birey taraf›ndan bilince ç›kar›lmas›,kelimenin gerçek anlam›yla özümsenmesi ya da nesnel toplum-sal bilginin içsellefltirilmesi, ancak o bireyin prati¤i ile, bilgisiniyaflam›nda uygulamas›yla mümkündür. Teori, yaflamda karfl›la-fl›lan güçlükler ve çeliflkiler karfl›s›nda onlar›n çözümü için mü-cadele içerisinde, söz konusu çeliflkileri çözmek için kullan›l›r-ken bir bilgi olmaktan, özümsenmifl, bilince ç›kar›lm›fl bir kav-ray›fl düzeyine ç›kabilir. K›sacas› gerçek anlamda bir geliflim,donan›m, pratikten kopuk bir flekilde yakalanamaz. Zira bire-yin bilgisi dolay›s›yla kavray›fl› s›nanmam›fl, en az›ndan derin-leflmemifltir. Teori, ancak pratikte uyguland›¤›, pratikte, müca-deleler içinde sorunlar ve çeliflkiler karfl›s›nda kullan›ld›¤› ves›nand›¤› ölçüde bireye malolur. Bireyin kavray›fl› ve bilinci an-cak böyle keskinleflir, derinleflir.
Bazen kimi sorunlar› çözerken ya da kimi sorular› yan›tlar-ken asl›nda cevab›n› biliyor oldu¤umuzu yeni fark eder ve bu-na kendimiz bile flaflar›z. O bilgiyi kullan›ncaya kadar bildi¤imi-zin bile fark›nda de¤ilizdir. Ve gene pratik bize yeni fleyler ö¤ret-menin yan› s›ra yeni teorik çal›flmalar› da gerektirir. Pratiktenedindi¤imiz tecrübeleri muhasebe etme, bir senteze ulaflma ih-tiyac› duyar, bunu yaparken insanl›k tarihinin ve proletaryan›nortak teorik, ideolojik hazinelerinden, birikiminden faydalan›r›z.
Bu bilgilenme ve geliflim süreci, teori ve pratik diyalekti¤ihepimiz için geçerlidir. Geliflmek, donanmak, hele ki öncülefl-mek istiyorsak, bunun için mevcut bilgi birikimimizin, bilinci-mizin gerektirdi¤i ve elverdi¤i; “gerekli ve zorunlu” oldu¤unubildi¤imiz prati¤e girmek için ilk ad›m› atmak cüretini göstere-bilmeliyiz. Zaten öncüleflmek de, “s›n›f mücadelesinin engindenizine tüm varl›¤›m›zla at›lmak” cüretini ortaya koymak dabundan baflka bir fley de¤il. Ayaklar›m›z› suya sokmaktan bilekorkarsak bunu yapamay›z.
Att›¤›m›z ad›mda düflebilece¤imizden, yenilebilece¤imiz-den korkuyorsak, “çok memnun” oldu¤umuz mevcut statüko-muzu kaybetmekten korkuyorsak, ad›m atamay›z. Kendimizide çevremizi de de¤ifltiremeyiz. Att›¤›m›z ilk ad›mda ya da son-rakilerde tabii ki düflebiliriz. Hatta düflmemiz neredeyse kaç›-n›lmazd›r. Yolumuz dümdüz, sorunsuz, çeliflkisiz olsa, çeliflki-siz, kavgas›z, mücadelesiz bir yolda geliflimden, ilerlemeden debahsedemeyiz ki.
Mükemmeli isteyelim. Hatta imkans›z› isteyelim. Ancak mü-kemmele ve imkans›za; özgürlü¤e ulaflman›n s›n›rlar› yoktur.Gerçekçi olal›m. Ad›m atal›m. ilerleyelim.
Yürümek için inisiyatifli ve yarat›c› olmak, kendimizi vedo¤rular›m›z› gerçeklefltirmek için cesur olmak d›fl›nda bir fle-ye ihtiyac›m›z yok. ‹nsanl›¤›n kurtuluflu davas›nda can›n› fedaedenlerimizin, silah elde topra¤a düflenlerimizin, komünizmikazanma azmiyle direnen ve savaflanlar›m›z›n flanl› an›lar›, ya-flamlar› bunu ö¤retiyor. Ocak ay›n›n son haftas›nda flehitlerimi-zi an›yoruz. Onlar› anarken flunu asla unutmayal›m: Onlar mü-kemmel de¤illerdi. Evet, onlar can feda biçimde sergiledikleridestans› direniflleriyle görev ve sorumluluklar›n› yerine getiri-yorlard›. Kahramanl›k, kavranan zorunlulu¤a uygun ad›mlar at-maktan öte bir fley de¤il. Hepimiz kahraman olabiliriz. Ço¤u-muz kahraman oldu¤unda, art›k kahramanlara ihtiyaç olmaya-cak. Kahramanl›k diye bir fley de olmayacak. Onlar önden yü-rüdüler. Biz de öne ç›kabiliriz. Sadece cesur bir ad›m…
Bir ad›m, bir ad›m daha!..
8 Mart’›n 150’nci y›l›nda emperyalist sald›rganl›¤a,
hak gasplar›na ve cins ayr›mc› uygulamalara karfl› emekçi
kad›nlar alanlar› doldurdu.
‹stanbul
Deri-ifl Tuzla fiubesi’nde örgütlü olan kad›n deri iflçile-
ri, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü sendika flube-
sinde yapt›klar› etkinlikle kutlad›. S›n›f mücadelesinde ya-
flam›n› yitiren kad›nlar›n an›s›na yap›lan sayg› duruflu ile
bafllayan etkinlik, “Gündelikçiler” adl› k›sa film gösterimi-
nin ard›ndan müzik dinletisiyle sona erdi.
‹zmir
‹zmir’de 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar günü 11 Mart
günü Bornova’da kutland›. Cumhuriyet Meydan›’nda,
DKH, EKD, BDSP, Partizan, HÖC, Al›nteri, Kald›raç, Dev-
rimci Hareket, Mücadele Birli¤i, Köz ve ‹C‹ kurumlar›n›n
ortak düzenledi¤i miting, tiyatro gösterimi, müzik ve fliir
dinletilerinin ard›ndan çekilen halaylarla sona erdi.
Yine ayn› kurumlar taraf›ndan 8 Mart günü hapishane-
lerde bulunan kad›n tutsaklara Dünya Emekçi Kad›nlar
Günü vesilesiyle Konak postanesinden kart gönderildi.
Adana
8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü kutlamak
için akflam saatlerinde Çakmak Caddesi giriflinde toplana-
rak meflalelerle yürüyüfl düzenleyen DHP, BDSP, ÇHKM,
Mücadele Birli¤i, Partizan ve HÖC’lü kad›nlar ‹nönü Par-
k›’da bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler. Aç›klaman›n
okunmas›n›n ard›ndan eylem, “8 Mart k›z›ld›r, k›z›l kala-
cak”, “Irakl› kad›nlar yaln›z de¤ildir” ve “fian olsun 8
Mart’› yaratanlara” sloganlar›yla son buldu.
Çukurova Üniversitesi’nde ise, DGH, SGD, YDG,
Gençlik Derne¤i ve Ekim Gençli¤i üyesi ö¤renciler tara-
f›ndan, 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar günü dolay›s›yla
bir bas›n aç›klamas› düzenlendi.
Dersim
Dersim’de 8 Mart Perflembe günü Dersim Kad›n Plat-
formu taraf›ndan K›flla Meydan›’nda bir miting düzenlen-
di. Miting alan›na girerken yap›lan aramalarda DTP’li ka-
d›nlar›n tafl›d›¤› Kürtçe yaz›l› dövizler ve DKH’nin tafl›d›-
¤› Berna Ünsal, Meral Yakar, Barbara Anna Kistler gibi ko-
münist kad›nlar›n resimlerinin bulundu¤u dövizler alana
al›nmad›. Ayr›ca mitinge kat›lmak isteyen bir grup kad›n
Mameki köprüsünde engellenirken, tertip komitesinin
verdi¤i bilgiye göre okullarda ö¤rencilerin mitinge kat›l-
mas› okul idareleri taraf›ndan engellendi.
Müzik dinletileri ve halaylarla son bulan miting sonra-
s›nda DTP ad›na konuflma yapan Songül Kök konuflmas›n-
da 'Say›n Öcalan' dedi¤i için gözalt›na al›nd›.
Dersim Kad›n Platformundan çekilerek biraraya gelen
EKD, HKM ve HÖC'lü kad›nlar ise 7 Mart günü Sanat So-
ka¤›’nda Dünya Emekçi Kad›nlar günü vesilesiyle bas›n
aç›klamas› düzenlediler.
Hozat ve Ovac›k
Hozat Belediyesi taraf›ndan düzenlenen 8 Mart Dünya
Emekçi Kad›nlar Günü kutlamas› Belediye Dü¤ün Salo-
nu’nda yüzlerce kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Aç›l›fl
konuflmas›n›n ard›ndan yap›lan 1 dakikal›k sayg› durufluy-
la bafllayan etkinlik, sinevizyon, folklor gösterisi ve fliir
dinletisiyle devam etti. Hozat Belediye Baflkan› Cevdet
Konak’›n konuflmas›n›n ard›ndan etkinlik müzik dinletile-
ri ve çekilen halaylarla son buldu.
Ovac›k’taki kutlama da Belediye Dü¤ün Salonu’nda
gerçeklefltirildi. Aç›l›fl konuflmas› ile bafllayan gece sayg›
durufluyla devam etti. DHP, HÖC, EMEP il örgütü, DTP gi-
bi kurumlar›n mesajlar›n›n da yer ald›¤› gece, dia gösteri-
mi, fliir ve müzik dinletisinin ard›ndan sona erdi.
Erzincan
8 Mart günü DHP, Partizan, Gençlik Derne¤i, ESP,
Tuncelililer Derne¤i, E¤itim-Sen, SES, BES ve DTP gibi ku-
rumlar›n Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü kutlamak ama-
c›yla biraraya gelerek oluflturduklar› 8 Mart Platformu ta-
raf›ndan bir bas›n aç›klamas› düzenledi. E¤itim- Sen önün-
de yap›lan eylemde kad›nlar›n yaflad›klar› sorunlara dik-
kat çekilirken, grup taraf›ndan s›k s›k, “8 Mart k›z›ld›r, k›-
z›l kalacak”, “fian olsun 8 Mart’› yaratanlara” sloganlar›
at›ld›.
Yine 8 Mart Platformu taraf›ndan ayn› günün akflam›
‹pek yolu Tesislerinde bir etkinlik gerçeklefltirildi. Sayg›
durufluyla bafllayan etkinlikte sinevizyonun ard›ndan ser-
best kürsü oluflturuldu ve kad›n sorunlar›na iliflkin de¤er-
lendirmeler yap›ld›. Etkinlik müzik dinletisi ile sona erdi.
Malatya
Malatya’da 8 Mart kutlamalar› iki ayr› grubun yapt›¤›
bas›n aç›klamalar›yla gerçeklefltirildi.
‹HD önünden postaneye kadar yürüyen DTP, EMEP,
‹HD ve E¤itim-Sen’li kad›nlar bir bas›n aç›klamas› düzen-
lerken; DHP, Partizan, EKD ve HÖC’lü kad›nlar ise 8
Mart günü Soykan Park› önünde bir araya geldiler. Burada
bas›n metninin okunmas›n›n ard›ndan eylem fliir ve halay-
larla sona erdi.
Afyon ve Kütahya
Afyon’da 10 Mart günü E¤itim-Sen flubesinde gerçek-
leflen etkinlikte ilk çolarak bas›n metni okundu. E¤itim-
Sen, DGH, SGD ve EMEP’in düzenledi¤i etkinlik dia gös-
terimi, fliir dinletisi ve müzik dinletisiyle sona erdi.
Kütahya’da ise Dumlup›nar Üniversitesi ö¤rencileri 8
Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü çeflitli etkinliklerle
kutlad›. Belediye Binas› önünde yap›lan bas›n aç›klamas›
ile bafllayan etkinlik, sokak tiyatrosu ve müzik dinletisiyle
devam ederken yine ayn› gün bir panel gerçeklefltirildi.
Engellemelere ra¤men gerçeklefltirilen etkinliklerde
emekçi kad›nlar›n emperyalizme, sömürüye ve floveniz-
me karfl› birlikteli¤i vurguland›.
Mu¤la
Mu¤la’daki kutlamalar 8 Mart günü Kurflunlu Cami
önünden S›n›rs›zl›k Meydan›’na yap›lan yürüyüflle baflla-
d›. YDG, DGH, SGD, SEH, YÖGEH, HÖC ve DPG’nin ka-
t›ld›¤› eylemde, Duvar Sahnesi tiyatro ekibi taraf›ndan ya-
p›lan skeç gösterisi ve müzik dinletisi yer ald›. Polisin yo-
¤un güvenlik önlemi ald›¤› eylem, bas›n aç›klamas›n›n ar-
d›ndan olays›z bir flekilde sona erdi.
9 Mart günü ise yine S›n›rs›zl›k Meydan›’nda YÖ-
GEH’in düzenledi¤i resim sergisi aç›ld›. “Kad›nlar Bar›fl›
‹stiyor” pankart›n›n alt›na boyalarla el izi b›rak›larak resim
çizildi.
EEmmeekkççii kkaadd››nnllaarr 88 MMaarrtt’’›› aallaannllaarrddaa kkuuttllaadd››
Londra
Britanya Kad›n Dayan›flma Platformu (Demok-
ratik Kad›n Hareketi, Gik-Der Kad›n Komisyonu,
Roj Kad›n Meclisi, AT‹K-Yeni Kad›n) taraf›ndan dü-
zenlenen 8 Mart kutlamalar›, 11 Mart günü yo¤un
bir kat›l›mla gerçekleflti. Etkinlik, kad›n devrim fle-
hitleri an›s›na sayg› durufluyla bafllad› ve kad›n mü-
cadelesini anlatan sinevizyon gösterimi ile devam
etti. Yüz Çiçek Açs›n Tiyatro Toplulu¤u, ‘Tanya’
isimli oyununu, Barbara Halk Sahnesi ise, ‘Tersine
Dünya’ adl› komedi oyununu sergiledi. Kurum tem-
silcilerinin konuflmalar yapt›¤› etkinlikte, Koma
Sersi müzik grubu sahne ald›. Etkinlik çekilen ha-
laylarla sona erdi.
Almanya
Avrupa Demokratik Kad›n Hareketi (ADKH),
Atik-Yeni Kad›n, Courage, Ça¤r›, MLPD, Ceni, Pa-
zartesi Eylemcileri, Göçmen Kad›nlar Birli¤i, Verdi
ve Agif-Kad›n Komisyonu’ndan oluflan Yürüyüfl Ör-
gütleme Komitesi’nin düzenledi¤i 8 Mart kutlama-
lar› Almanya’da, 10 Mart günü Dortmund flehrinde
gerçeklefltirildi.
Eylemde “Özgürleflmek için Örgütlü Mücadele-
ye” pankart›yla yürüyen ADKH üyeleri yürüyüfl bo-
yunca Türkçe ve Almanca att›klar› sloganlarla hem
ataerkil kapitalist sisteme hem de Almanya’da de-
vam eden hak gasplar›na karfl› seslerini yükselttiler.
Kurum temsilcilerinin konuflmalar›n› yapt›klar›
s›rada Alman polisi ile ç›kan tart›flma hareketlilik
yaratt›. “Kürt bayra¤› tafl›yor” gerekçesiyle kimlik
kontrolü yap›lan bir Kürt vatandafl›n› çembere alan
polise müdahale etmek amaçl› giden ADKH ve Co-
urage sözcüleri, polise yap›lan kontrolün yasal ol-
mad›¤›n› ayn› zamanda kamera ile çekim yapmala-
r›n›n da yasal olmad›¤›n› belirtti. Kimlik kontrolü
yap›lan kiflinin serbest b›rak›lmas›n›n ard›ndan ey-
lem kald›¤› yerden devam etti. Müzik dinletisinin
ard›ndan eylem sona erdi.
Avrupa’da kad›nlar Rosa’n›n izinde
5-16 Nisan2007 PERSPEKT‹F8
ABD’nin, Geniflletilmifl Ortado¤u
Projesi kapsam›nda, dünya halk-
lar› üzerinde estirdi¤i iflgal ve sal-
d›r›larla emperyal imparatorlo¤u-
nu tesis etmenin ad›mlar›n› att›¤›,
bu kapsamda köklü bir pazar mücadelesi içerisine
girdi¤i ve bu politik-pratik hamlelerin di¤er em-
peryalist güçlerle ABD aras›ndaki ve herbir em-
peryalist gücün bir di¤eriyle olan çeliflkisini derin-
lefltirdi¤i, bunun emperyalizmin yar›sömürgele-
rinde kendisini çok yak›c› bir biçimde ortaya koy-
du¤u bir konjonktürde, 77 1 May›s’›n›n 30. y›ldö-
nümünde 1 May›s’› karfl›lamaya haz›rlan›yoruz.
Baflta ABD olmak üzere dünya emperyalist
güçlerinin, ‘küreselleflme’ aldatmacas› ile neo-li-
beral sald›r› politikalar›n› tüm dünya proletaryas›,
ezilen ulus ve halklar›na dayatt›klar›, bu noktada
emperyalist güçlerin kendi aralar›nda tüm çeliflki
ve çat›flmalara karfl›n belirli bir ortakl›k içinde ha-
reket ettikleri bu koflullarda, yaklaflan 1 May›s’ta
alanlar, ezilen dünya halklar› ve uluslar›n›n prole-
tarya-onun öncü örgütlülü¤ünün k›z›l bayra¤› al-
t›nda proletarya enternasyonalizmi ve halklar›n
kardeflli¤i fliar›n›n ve bu fliarlar›n somut ad› olan
devrim talebinin rengini verece¤i bir arena ol-
mak durumundad›r. Kuflku yok ki bunun gerçek-
leflmesinin yegane yolu proletaryan›n bilimi ›fl›-
¤›nda güne, ana müdahale etmek, kitlelerin so-
runlar›na çözüm üreterek onlara devrim alterna-
tifini tafl›yabilmekten, 1 May›s’› ve 1 May›s faali-
yetlerini sadece 1 May›s ile, dar bir çerçeveye s›-
k›flt›r›lm›fl bir politik-pratik çal›flma ile s›n›rlamak-
tan ç›kartarak iktidar perspektifi ile yürütülen,
kesintisiz ve yo¤unlaflt›r›lm›fl Maoist kitle faaliye-
tinin bir kesiti olarak görmekle mümkündür.
Çokça üzerinde durulan, ‘1 May›s’›n 2, 3 ... Ma-
y›slara tafl›nmas›’ söyleminin iflaret etti¤i tam da
bu reel ihtiyaçt›r. Bu reel ihtiyac›n yaflamla s›k›
bir flekilde kucaklaflmas›n›n önemli araçlar›ndan
biri de flüphe yok ki yaflanan somut geliflmeler
içerisinden esas olanlar›n› merkezine alan ve fa-
kat bununla birlikte di¤er irili ufakl› gündemlere
de müdahale eden kampanyalard›r.
En genel anlamda; bir politikan›n merkezi ve
bütünlüklü olarak örgütlü oldu¤umuz, faaliyet
yürüttü¤ümüz tüm alanlara tafl›nmas› ve bu kap-
samda ortaya konan yo¤unlaflm›fl çabalar›n bilefl-
kesi olarak tan›mlayabilece¤imiz kampanya, bafl-
ta 1 May›s olmak üzere önümüzdeki süreci bü-
tünlüklü bir flekilde ele alamam›z›n da temel yön-
temlerinden biri olmal›d›r. Sürecin bu flekilde ele
al›nmas› örgütsel bütünlü¤ü, ayn› hedefe yönelik
sistemli ve bütünlüklü bir faaliyeti a盤a ç›karta-
ca¤› gibi, kendi içimizde daha bir yetkinleflmemi-
ze, kitlelerle ve yoldafllar›m›zla ba¤lar›m›z›n güç-
lenmesine de önemli bir katk› sunacakt›r.
Bu anlamda 1 May›s’a yönelik faaliyetlerimi-
zin de konusu, çerçevesi belirlenmifl, devrimci
disiplin üzerinden yükselen, içeri¤i her türlü
olumlu katk›ya aç›k, yerellerin somut ihtiyaçlar›-
na uyarlanabilme esnekli¤ine sahip bir kampanya
tarz›nda ele al›nmas› bizler aç›s›ndan esast›r. 1
May›s özgülünde kitle faaliyetimizin bir biçimi
olarak yürütülecek olan kampanyan›n temel ar-
gümanlar›; dünya arenas›nda yaflanan geliflmeler,
emperyalist politikalar, emperyalist güçlerin ken-
di aralar›ndaki dalafllar, bu dalafllar›n ve pazar mü-
cadelesinin genelde dünya proletaryas›, ezilen
halklar› ve ezilen uluslar›na, özelde ise Türkiye-
Kuzey Kürdistan’daki çeflitli milliyetlerden halk-
lara ne flekilde yans›yaca¤›, onlar›n yaflam›nda ne
gibi tahribatlara-y›k›mlara yol açaca¤› biçiminde
seçilmelidir. Böylelikle kitleler kendilerini do¤ru-
dan ilgilendiren geliflmelere iliflkin bilinçlendirile-
rek, bu geliflmelere do¤ru zeminde ve önderlik al-
t›nda müdahale etmeleri sa¤lanmal›d›r. En genifl
halk kitlelerine uluflma, onlara bafl›n› emperyalist
güçlerin çekti¤i gerici hakim s›n›flar› ve onlar›n
çürümeye mahkum düzenlerini teflhir ederek ül-
kemiz somutundaki alternatifimiz olan Yeni De-
mokratik Devrim’i yaflanan geliflmeler somutun-
da, yaflama uyarlayarak halk kitlelerine anlatmak
ve sistemin saflar›ndan kopartarak saflar›m›za ka-
zanmak temel hedefimiz olmal›d›r. Bu hedefe
uluflmak için seferber etmemiz mümkün olan bir-
çok araca sahibiz, ki bunlar› ço¤altma imkan›na
da sahibiz. Bu araçlar›n etkin biçimde kullan›labil-
mesi için, kitlelere giden her bir Maoist aktivistin,
öncelikle kampanyan›n içeri¤ini kendisinin kavra-
yarak bilince ç›kartmas›, elindeki araca vak›f ol-
mas› olmaz ise olmazd›r. Bu nesnel gerçeklikten
hareketle sözünü etti¤imiz kampanyan›n içeri¤i,
üzerinde yükseldi¤i zemini k›saca açal›m.
‹çinden geçti¤imiz süreçte dünyaarenas›nda yaflanan geliflmeler
Dünya tekellerinin ve bu tekellerin hükmetti-
¤i sömürücü s›n›flar›n daha fazla kar amac› ile gö-
zü doymaz bir flekilde mal ve hizmet üretimini sü-
rekli artt›rma çabalar›na karfl›n, yoksul dünya
halklar›n›n al›m gücünün sürekli düflmesi; bu mal
ve hizmetlere olan talebi s›n›rlamaktad›r. Bu s›-
n›rlamaya karfl› baflta tekellerin olmak üzere ser-
maye sahiplerinin daha fazla kar etme tutkular›-
n›n yol açt›¤› ve arz-talep dengesizli¤i üzerinde
yükselen üretim bollu¤una karfl›n, dünya halklar›-
n›n önemli bir bölümü temel ihtiyaç maddelerini
dahi temin edememektedir. Bunun do¤al bir so-
nucu olarak; piyasada çok fazla mal ve hizmet ol-
mas›na karfl›n halk›n al›m gücünün düflük olma-
s›ndan ötürü bu mal ve hizmetlerin tüketiminin
üretilen toplam ürün miktar›n›n oldukça alt›nda
seyretmesi nedeni ile sömürü üzerine kurulu
olan dünya ekonomisi s›k s›k kriz nöbetlerine tu-
tulmaktad›r.
Krizlerden ç›k›fl›n yollar› olarak dünya halkla-
r›n›n üzerindeki sömürü cenderesinin daha da
güçlendirilmesine, yeni pazarlar›n aç›lmas›na
baflvurulmakta, bu da emperyalistler aras›nda çe-
flitli düzey ve biçimlerde çat›flmalara zemin haz›r-
lamaktad›r. 5 y›l› aflk›n süredir Irak’ta ve yine 6 y›-
l› aflk›n süredir Afganistan’da süregiden emperya-
list iflgaller, ‹ran’›n emperyalist iflgal hedefi olarak
ilan edilmesi, bir süredir gözler önünde cereyan
eden ABD-Rusya çekiflmesi, emperyalistler için-
deki ABD, AB, fianghay Befllisi, NATO vb gibi olu-
flum ve saflaflmalar bu gerçekli¤in birer tezahü-
dür. Mal ve hizmet üretiminin kesintisiz olarak
büyüyebilmesini sa¤layacak bir talebin söz konu-
su olmamas› ve emperyalist güçlerin bu sorunu
çözmek için baflvurdu¤u yollar›n yaratt›¤› saflafl-
ma ve rakabet, dünyay› kanl› pazar dalafllar› girda-
b›na sürüklemektedir. Ve hiç kuflku yok ki bu re-
kabet ortam›ndan ve bu ortam›n yol açaca¤› kan-
l› dalafltan en çok etkilenecek olan, ezilen dünya
halklar› olmaktad›r/olacakt›r.
Türkiye-Kuzey Kürdistan
özgülünde yaflanan geliflmeler
Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar› ve halkla-
r› da emperyalist güçler ve onlar›n sad›k stratejik
ufla¤› olan Türk hakim s›n›flar› taraf›ndan yukar›-
da genel hatlar› ile de¤indi¤imiz emperyalist ç›-
kar dalafl›na kurbanl›k olarak sunulmak isteniyor.
Bu kapsamda birbirinin ard› s›ra yaflama geçirilen
politikalar, Türkiye-Kuzey Kürdistan topraklar›
üzerinde yaflayan çeflitli milliyetlerden halklar›m›-
z›n bo¤az›na bir ilmek gibi geçirilmek isteniyor.
Ekomide de¤iflen bir fley yok!
Emperyalist devletlerin, hizmetlerindeki IMF,
Dünya Bankas› vb mali kurulufllar arac›l›¤› ile da-
yatt›klar› y›k›m politikas›na harfiyen riayet eden
Türk hakim s›n›flar›, “vatan-millet” edebiyat›yla
“ülkeyi pazarlama”y› kendilerine görev addet-
mekten ve bunu aç›kça beyan etmekten çekinmi-
yorlar. “Satmad›k bir fley b›rakmayaca¤›z” diyen
Maliye Bakan› Unak›tan, “Ülkemi pazarlamakla
mükellefim” diyen Erdo¤an, emperyalizmin ufla¤›
Türk hakim s›n›flar›n›n duygular›na tercüman
oluyorlar.
Milyonlarca yoksul, orta köylü, emperyalistler
ve Türk devletinin el ele sallad›klar› t›rpan›n he-
defi oluyor. Art›k sabahlar› “günayd›n” sözünden
önce duyar hale geldi¤imiz benzin-akaryak›t zam-
lar›, artan gübre fiyatlar›, yükselen sulama gider-
leri, tavan yapan tohum giderleri, her y›l artan ta-
r›m ürünleri ithalat›, yükseltilen kotalar, tar›m
desteklerinin biçilmesi nedeni ile yoksul, orta
köylü satt›¤› ürün ile üretim maliyetini bile karfl›-
layam›yor.
‹flçi, emekçinin durumu da yoksul, orta köylü-
nün durumundan pek farkl› de¤il. Bir yandan
emekçilerin toplu sözleflme hakk›na sald›ran, be-
deller sonucu kazan›lan bu hakk› ‘yasa d›fl›’ ola-
rak sunan devlet, öte yandan zaten s›n›rl› yararla-
n›labilen sigorta hakk›n› da GSS ile tümden tasfi-
ye etme u¤rafl›nda. 700 YTL’ye ulaflan açl›k s›n›r›-
na karfl›n milyonlarca iflçi ve emekçiyle alay eder-
cesine asgari ücreti 403 YTL olarak belirleyen
devlet, IMF ve Dünya Bankas›’n›n “asgari ücret
düflürülsün, sa¤l›k-e¤itim-ulafl›m gibi kamu harca-
malar› k›s›ls›n, elektrik baflta olmak üzere enerji-
ye zam yap›ls›n” fleklindeki isteklerini a¤z›n›n su-
yu akar vaziyette karfl›layarak, gere¤ini yerine ge-
tirmek için f›rsat kolluyor.
Devletin topyekün sald›r›
seferberli¤i sürüyor
AB, ABD örnek al›narak haz›rlanan yasalar ile
hak ve özgürlük mücadelelerinin önünü kesmek,
Alevilik-Süryanilik vb az›nl›kta kalan inançlar›n
görmezden gelerek yok etmek, tecridi yaflam›m›-
z›n rutin bir parças› yapmak isteyen devlet, Kürt
ulusu ve az›nl›k milliyetler üzerindeki inkar ve
asimilasyon sald›r›lar›n› da aral›ks›z sürdürüyor.
Kürt ulusuna, PKK’ye ve DTP’ye yönelik sald›r›la-
r›n› yo¤unlaflt›ran Kemalist diktatörlük, tutukla-
malar, gerillaya yönelik imha sald›r›lar›, Kürt ulu-
sundan kiflilere yönelik toplu-tekil katliamlar ile
Kürt ulusunu faflist-flovenist girdapta bo¤may› he-
defliyor. Hrant Dink cinayetinde de görüldü¤ü
üzere bu sald›lar›n merkezinde Kürt ulusu olmak-
la birlikte, farkl› renk ve tonlardaki bu sald›r›lar
tüm ezilen uluslara ve az›nl›k milliyetlere yönelmifl
durumdad›r. Türk hakim s›n›flar›n›n, özellikle son
süreçte Kerkük özelinde Güney Kürdistan’daki
özerk Kürt yönetimi üzerinden kopartt›klar› f›rt›-
nayla da besledikleri flovenist dalgan›n hedefi hali-
ne gelin ezilen Kürt ulusu ve az›nl›k milliyetlere
yönelik sald›r›lar›n sürece¤i görülüyor. Türk devle-
ti’nin, PKK’nin halen süren tek yanl› ateflkes kara-
r›n› bitirece¤ini duyurdu¤u Nisan ay›nda, Kuzey
Kürdistan’daki tüm kolluk güçlerinin ve korucula-
r›n izinlerini iptal etti¤ini duyurmas›, yaklaflan sü-
recin habercisi durumunda...
Yaklaflan bu sürecin karfl›s›nda aktif rol alacak
olan devrimci örgüt ve kurumlara yönelik kap-
saml› sald›r›ya giriflen devlet, artan yoksulluk, ifl-
sizlik, tar›mda yaflanan y›k›m, yükselen flovenist
dalga, ezilen ulus ve az›nl›k uluslara yönelik sald›-
r›lar karfl›s›nda halk›n devrimci mecraya akmas›n›
engellemeyi amaçl›yor. ABD’nin ‹ran’a gözünü
dikmifl olmas› da, devrimci, komünist güçlere yö-
nelik sald›r›lar›n perde arkas›nda yatan bir baflka
neden...
Sürecin dayatt›¤› temel görev:Hak kitleleri ile buluflmak
Yukar›da genel hatlar› ile ifade etti¤imiz gelifl-
melerin, çeliflki ve çat›flmalar›n flekil verdi¤i, ve-
rece¤i bir sürece denk gelen bu y›lki 1 May›s’a ni-
tel ve nicel anlamda güçlü bir flekilde haz›rlan-
mak bizler aç›s›ndan oldukça önemli bir noktada
duruyor. Bu ba¤lamda her bir aktivist, bulundu¤u
yerelde, bu y›l kampanya tarz›nda ele alaca¤›m›z
1 May›s’› ve 1 May›s çal›flmalar›n›n merkezine
koydu¤umuz ideolojik-politik yönelimimizi, he-
deflerimizi halk kitleleri ile buluflturmaya dönük
yo¤un bir çaban›n içerisinde olmal›. Faaliyetimi-
zin bulundu¤u her alanda çevremizdeki insanlar›
bizlerle birlikte bu süreci örmek üzere hareket
geçirmeye dönük toplant›lar yapmak, ev ziyaret-
lerimizi yo¤unlaflt›rmak, emekçi semtlerde stand-
lar açarak-paneller düzenleyerek 1 May›s’› kitlele-
rin gündemine sokmak ve onlara kendimizi (siya-
setimizi) tafl›mak, her yerelde yerelin sorunlar›n›
1 May›s’a ba¤lant›l› bir flekilde ele alan duvar ga-
zetelerinden faydalanmak temel araçlar›m›z ola-
rak ele al›nmal›. 1 May›s özgülünde yo¤unlaflt›ra-
ca¤›m›z kitle faaliyetinde görevimiz kitlelerle bu-
luflmak, 1 May›s’› 2, 3, 4 ... May›slara tafl›mak, öne
ç›karaca¤›m›z alternatif ise, Demokratik Halk Ha-
reketi için mücadele, Halk Savafl›'n›n meflrulu¤u
ve zorunlulu¤u ve nihayetinde Yeni Demokratik
Cumhuriyet olmal›d›r. Görevimizi lay›k›yla yeri-
ne getirmek için kollektif çal›flmaya, yarat›c›l›¤a
ve devrim denizine yeni damlalar katmaya önem
vererek “ci¤erlerimizi zorlayal›m”.
1 May›s ve bizi bekleyen görevler
Bu y›l kampanyatarz›nda ele alaca¤›-
m›z 1 May›s’› ve 1May›s çal›flmalar›n›nmerkezine koydu¤u-muz ideolojik-politik
yönelimimizi, hedefle-rimizi halk kitleleri
ile buluflturmaya dö-nük yo¤un bir çaba-n›n içerisinde olma-l›y›z. Faaliyetimizinbulundu¤u her alan-da çevremizdeki in-
sanlar› bizlerle birlik-te bu süreci örmek
üzere harekete geçir-meye dönük toplant›-lar yapmak, ev ziya-retlerimizi yo¤unlafl-t›rmak, emekçi semt-
lerde standlar aça-rak-paneller düzenle-yerek 1 May›s’› kitle-lerin gündemine sok-mak ve onlara kendi-mizi (siyasetimizi) ta-fl›mak, her yerelde ye-
relin sorunlar›n› 1May›s’a ba¤lant›l› bir
flekilde ele alan du-var gazetelerindenfaydalanmak temelaraçlar›m›z olarak
ele al›nmal›
5-16 Nisan 20079
GENÇ YORUM
Sinan ÇAKIROĞLU
Emperyalist devletlerin, kapitalist tekellerin Ortado¤u’daki faaliyetlerini do¤-rudan zor kullanarak icra etmeye bafllad›klar› tarihten ya da bu e¤ilimlerini artt›r-d›klar›n›n ilk somut göstergesi olan Afganistan iflgalinden buyana, yaflanan iflgalve sald›r›lar›n do¤al sonucu olarak (daha önceki yaz›lar›m›zda bu do¤al geliflimede¤inmifl bulunuyoruz) kaç›n›lmaz bir biçimde ülkemizde sürekli gündemde yerbulan milliyetçilik gerçekli¤i, daha bir tart›fl›l›r hale gelmifltir. Özellikle H›rantDink’in öldürülmesiyle son zamanlarda milliyetçi/›rkç› güruhlar›n kendilerindenfazlas›yla söz ettirmesi, TSK’n›n gerek askeri gerek ekonomik gücünün vermifl ol-du¤u a¤›rl›kla alenen siyaset arenas›nda sesini yükseltmesi, sadece devrimci-de-mokrat kamuoyu nezrinde de¤il, burjuva-feodal medya taraf›ndan da faflizm ger-çekli¤inin yer yer gündeme tafl›nmas›na vesile olmufltur. Faflizmin ülkede kazan-d›¤› niteli¤ini tekil toplumsal sonuçlar›na de¤inmeden, böylece üstyap› üzerinde-ki etkilerine iliflkin tart›flmay› s›n›rland›rarak de¤erlendirelim.
Bilindi¤i gibi faflizm, emperyalizm ve proleter devrimler ça¤›nda emperya-list ya da emperyalizmin güdümünde olan devletlerin karakteristi¤ine iliflkin birbelirlemedir. Veyahut, Dimitrov’un ifadesiyle ‘emperyalizm döneminde ortayaç›kan bir devlet biçimidir’. Geliflmifl kapitalist ülkelerde burjuva diktatörlü¤ü veburjuva demokrasisi aras›ndaki dengenin burjuva diktatörlü¤ü yönünde bozul-mas›yla tabandan ad›m ad›m örgütlenerek geliflen, sömürge, yar› sömürge-yar›feodal ülkelerde ise bir tak›m farkl›l›klar göstermesine ra¤men tepeden örgütle-nen faflizm her zaman sahnededir. Geliflmifl kapitalist ülkeler ile bizimki gibi ya-r› sömürge-yar› feodal ülkeler aras›ndaki maddi hayat›n üretilifl biçimlerindekifarkl›l›klar faflizmin farkl› niteliklere bürünmesine neden olur.
Geliflmifl kapitalist ülkelerde burjuva demokrasisi ile mevcut devlet vetoplum yap›lanmas›n›n idare edilememesi durumunda faflizm devreye girer.Dolay›s›yla, burjuva diktatörlü¤ünün gerçek yüzü olan faflizmin kamufle edi-lebilmesi için, yani burjuva demokrasisinin yaflam bulmas› için, ne gerekirona bakmak laz›m.
Burjuva demokrasisi sosyal refah devleti diye nitelendirilen toplumsal-siya-sal devlet yap›lanmas› içinde hayat bulur. Özcesi, sosyal demokrasinin uygulan-d›¤› devletten bahsetmek gerekir. Sosyal demokrasi ise üretim surecinde eme¤i-ne el konulan›n ma¤duriyetinin süreç sonunda (paylafl›m iliflkileri içinde) k›s-men de olsa telafi edilmesine dayand›r›lan bir düzenek demektir. Bu düzenekde esasta bir dizi ayni deste¤in verilmesiyle (kimi mal ve hizmetlerin cüzi birmiktar karfl›l›¤›nda ya da karfl›l›ks›z sunulmas›) ifller. Bu, sosyal demokrasininemekçi lehine üretim iliflkileri içinde hiçbir düzenlemeye/de¤iflikli¤e tekabül et-medi¤i anlam›na gelir. Bu da üretim iliflkilerinin esas biçimlendiricisi olan mülksahibine dokunmadan, yine üretim iliflkilerinin belirledi¤i paylafl›m iliksileri için-de sömürülenin lehine yer açmak demek oluyor ki imkâns›z gibi görünür. Tamda bu evrede devlet araya girerse bu durum imkânl› hale gelebilir. fiöyle ki, ka-pitaliste dokunulmayacak ise (daha do¤rusu tafl›d›¤› bu nitelik hiçbir biçimdesars›lmayacak ise) sa¤lanacak sosyal sübvansiyon tüm sosyal katmanlar›n s›rt›-na bindirilecektir. Ki bu da, neticede ulusal s›n›rlar dahilinde kal›nd›¤› surece ka-pitaliste mal olaca¤›na göre ve devletin kendisi de bu kayna¤› yoktan var ede-meyece¤ine göre bu kaynak s›n›fsal bazda de¤il, ulusal (uluslararas›) bazda birsömürü iliflkisinin sonucunda sa¤lanmal›d›r. Demek ki bu kaynak ya do¤rudansömürge ülkelerden, ya d›fl ticaret hadlerini kendi lehine iflleterek ya da d›fl ya-t›r›mlardan ve d›flar›ya verilen kredilerden/borçlardan elde edilen karlar›n ülke-ye aktar›lmas›yla sa¤lanacakt›r.
Türk devletinin d›fl pazarlardan elde edebilece¤i bir art›-de¤er yoktur. Aksi-ne d›fl ticarette devaml› aç›k vermekte, milli gelirden önemli bir miktar› borç fai-zi olarak emperyalist devlet ve kurulufllara aktarmaktad›r. Öyleyse rahatl›klasosyal devletin Türkiye-Kuzey Kürdistan’da infla edilmesinin olanaks›z oldu¤u-nu söyleyebiliriz. Baflka bir ifade ile, farkl› tiplerde emek sömürüsüne maruz ka-lan genifl halk y›¤›nlar›n›n öfkesi/tepkisi paylafl›m iliflkileri içinde devletin de-vaml›l›¤› lehine dindirilememektedir. Tam da bundan dolay› zor kullan›lmal›d›rya da sopa gösterilerek sükûnet sa¤lanmal›d›r.
Faflizme süreklilik kazand›ran -bir ölçüde yukar›da bahsetti¤imiz durumunsebebi de say›labilecek- di¤er hususlar dengesiz iç geliflim, iktidar d›fl›ndan fafliz-mi örgütleme gücünden dahi yoksun olan c›l›z bir burjuvazi ve feodalizmin var-
l›¤› (ya da endüstriyel üretimin zay›fl›¤›)d›r.* Emperyalizmin egemenli¤i hükümsürerken iç dinamiklere ba¤l› dengeli bir geliflim ancak emperyalist kalk›nma re-çetelerini toptan y›rt›p atmak suretiyle mümkün olabilir. Bunun içinse kendi içbütünlü¤ü olan bir sisteme ihtiyaç vard›r. Bu sistem proletarya diktatörlü¤üdür.Ülkemizde bunun ilk ad›m› Demokratik Halk Diktatörlü¤ü’dür. Bunun d›fl›ndahiç bir devlet biçimi emperyalizmin güdümünde oldu¤u halde tutarl› ve denge-li bir iç geliflim sa¤layamaz. Sanayinin alt sektörleri aras›nda, tar›m ile sanayi ara-s›nda ve ülkenin farkl› bölgeleri aras›nda eflgüdümlü geliflimi sa¤layamayacakolan sömürge, yar› sömürge-yar› feodal ülkeler tipik biçimde daima, mevcut sis-tem için tehlikeli boyutlarda olacak olan, istihdam fazlas›yla yüz yüze kalmak zo-runda kalacaklard›r. Sistem aç›s›ndan tehlike arz eden bu durum yine fasizme‘ifl’ ç›kartmaktad›r.
‹ç dinamiklerinin tarumar edildi¤i bir ülkede; ‹talya’da ya da Almanya’da ol-du¤u gibi faflizmi iktidar d›fl›ndan örgütleyecek bir güce eriflmifl yerli burjuvazi-den bahsedilemez elbette. Öyleyse emperyalist müdahalenin yaratt›¤› dengesiz-liklerin bekçili¤ini yapan devletin son derece hassas dengeler üzerinde kuruldu-¤unu söyleyebiliriz. Bu hassas dengeleri de korumak zorunda olanlar yine em-peryalistler oldu¤una göre daima ifl bafl›nda olmas› gereken faflizmi de bafltankendileri bina ederler. Bunun için komprador burjuvazi ile en büyük destekçisifeodalite, zaten ellerinde bulundurduklar› iktidar› yukar›dan afla¤›ya faflizan birkurumsallaflma içinde organize bir biçimde revize ederler. Ola¤anüstü durum-lar (askeri dönemler) (hakim s›n›f içi çeliflkilerin uzlaflmaz boyuta varmasi, dev-rimci durumun ya da devrimci hareketin kontrolden ç›kmas›) söz konusu olma-d›¤› sürece fasizm, ‘ola¤an (askeri düzen)’ bir biçimde genellikle de devrimci ha-rekete karfl› baflta kolluk kuvvetleri olmak üzere bütün kurum ve kurulufllar›ylaifl bafl›ndad›r. Ola¤anüstü durumlar belirdi¤inde ise ordu bir ad›m öne ç›kar, sis-temin t›kanan kanallar›n› açar ve ola¤an yerini al›r. En güzel örne¤imiz 12 Eylüldarbesidir… ‘Halk›n güvenli¤ini’ ve efendilerinin olurunu alan Ecevit, kendisinelay›k görülen koltu¤un hakk›n› veremeyince a¤abeylerinin hat›rlatmas›yla karfl›-laflt›: ‘Üstünde oturdu¤un koltuk bizim’ ve sistemin t›kanan kanallar› Öze(a)l la-vabo çözücüsüyle aç›l›verildi.
Toparlamak gerekirse, genelde faflizm olgusu özelde ise ülkemizde faflizminnas›l bir nitelik kazand›¤› üzerine özce de¤inmeye çal›flt›k. Bu hususta daha çok-ça yaz›labilir, ancak biz burada noktalamak durumunday›z. Bitirirken, hepimizinharc›n› az ya da çok karm›fl bir faflisti bir cümleyle de olsa anmadan geçmek ‘ah-de-vefa’ için de¤il, ama faflizmin niteli¤inin daha iyi anlafl›lmas› için faydal›d›r: Negarabet bir ifl, kadrolar›m›z hapisteyken fikirlerimiz iktidarda. (mealen). A.Türkefl.
*Bu hususlar ayn› gerçe¤in farkl› yüzleridir asl›nda, bu nedenle birlikte ele al›yoruz.
Ülkemizde faflizmin niteli¤i
Ankara Ticaret Odas›’n›n haz›rlad›¤›
“Hayvanc›l›k Raporu”, hayvanc›l›k sektö-
rünün topyekün alarm verdi¤ini ortaya
koyuyor. Rapora göre, 1990 y›l›ndan bu
yana nüfusta yüzde 26,9 oran›nda bir art›fl
olurken, hayvan varl›¤› yüzde 33,7 oran›n-
da azald›.
TÜ‹K,
Tar›m ve
Köyiflleri
Bakanl›¤›,
Türk Veteriner
Hekimleri Birli¤i,
Veteriner Hekim-
leri Derne¤i ile
Ankara Veteriner
Hekimleri Odas›
kaynaklar› baz al›narak
haz›rlanan raporda, 1990
y›l›nda toplam hayvan varl›¤›
(kanatl› hayvan hariç) 64 mil-
yon 992 bin bafl iken, 2005
y›l› sonunda 43 milyon 86 bin 802 bafla
düflerek yüzde 33.7 azalma gösterdi.
1990 y›l›nda 40 milyon 553 bin olan ko-
yun say›s› yüzde 37.6 azalarak 25 milyon
304 bine, 10 milyon 977 bin olan keçi say›-
s› yüzde 40.5 azalarak 6 milyon 517 bine, 6
milyon 694 bin olan s›¤›r say›s› da yüzde
45.7 azalarak 3 milyon 633’e geriledi.
Son 20 y›lda baflta terör nedeniyle k›r-
sal kesimde yaflayan ve hayvanc›l›kla u¤ra-
flan nüfusun sektörden uzaklaflmak zorun-
da kalmas›, ülkemizdeki koyun varl›¤›nda
önemli azalmaya neden oldu. 1980 y›l›nda
48 milyon bafl olan koyun varl›¤›, 25 mil-
yon bafla geriledi. Koyun varl›¤›ndaki 23
milyon bafl civar›ndaki azalman›n ekono-
miye maliyeti 3 milyar dolar› buldu.
Hayvansal protein a盤› art›yor
Dengeli beslenme için bir insan›n kilo
bafl›na günde 1 gram proteine ihtiyaç duy-
du¤u ve bir kiflinin ortalama olarak 35
gram protein ihtiyac›n› et, süt, yo¤urt,
peynir, yumurta gibi hayvansal ürünler-
den karfl›lamas› gerekti¤i belirtiliyor.
Rapora göre, geliflmifl ülkelerde kifli
bafl›na günlük 219 gram et, 950 gram süt
tüketilirken, ülkemizde ise 35.6 gram et,
465 gram süt tüketiliyor. Çal›flmalar, nüfu-
sun 80 milyona ulaflaca¤› 2010 y›l›nda,
toplumun hayvansal protein yönünden
dengeli beslenmesi için et üretiminin yüz-
de 300 art›r›larak y›lda 2 milyon 920 bin
tona, süt üretiminin de yüzde 50 art›r›la-
rak y›lda 16 milyon 790 bin tona ç›kart›l-
mas› gerekiyor.
GÜNCEL
Hayvanc›l›k sektörü alarm veriyor
Yaz sürecinden bu yana so-
runlar›n yafland›¤›, sürekli ey-
lemlerin gerçeklefltirildi¤i Gem-
lik Gübre’de patronun, sendika-
ya üye tüm iflçilerin iflten ç›kar-
t›laca¤›n› duyurmas› ile birlikte
gerilim t›rmand›.
‹flveren, amonyak fiyatlar›-
n›n yükseldi¤ini, gübre sektö-
ründe rekabet ç›tas›n›n yüksel-
di¤ini ve üretim maliyetinin
yüksek oldu¤unu öne sürerek
fabrikan›n muhtelif yerlerine as-
t›¤› bildiride; 26 Mart 2007 tari-
hi itibari ile sendikaya üye 207
iflçinin ifl akitlerinin fesh edile-
ce¤ini ve ‹GSAfi örne¤inde ol-
du¤u gibi üretimin durdurulaca-
¤›n› duyurdu. Fabrika iflçileri
ise bu iddialar›n as›ls›z oldu¤u-
nu, iflverenin as›l amac›n›n iflye-
rindeki sendikal faaliyeti engel-
lemek oldu¤unu dile getirerek,
“Patron, iflçiler ve k›s›m amir-
leri ile bire bir konuflup sendi-
kadan istifa eden iflçilerin iflle-
rine devam edebilece¤ini söy-
ledi. Bu durum tek bafl›na ifl-
verenin gerçek niyetini göste-
riyor” dediler.
Patronun bu karar›n› çeflitli
eylemlerle protesto eden iflçi-
ler ve aileleri, 10 Mart Cumar-
tesi günü Gemlik Petrol-‹fl sen-
dikas› önünde toplanarak bir
yürüyüfl gerçeklefltirdiler.
AKP’nin Damla Dü¤ün Sa-
lonu’nda yapt›¤› ve AKP Gu-
rup Baflkan Vekili Faruk Çe-
lik’in de kat›ld›¤› toplant›y› ba-
sarak protesto eylemi yapan ifl-
çiler ve aileleri, AKP ‹lçe Bafl-
kan› Enver fiahin’in tepki gös-
termesini yuhalamalar ile pro-
testo ettiler.
Gemlik Gübre’de özellefltirmek›y›m› devam ediyor
Mehmet GÜLER
1- Siyasi ç›karlar yat›yor.
Ne olabilir ki, tabii ki siyasi
güç elde etme ve bu gücü
kullanma, yani her fleyi ken-
di ç›karlar› do¤rultusunda
yap›yorlar.
2- Bence hiçbir anlam›
yok, ama onlar için önemli
bir konu. Bu tür seçimlere,
siyasi güçlerini daha da pe-
kifltirerek sa¤lamlaflt›rmak
için ihtiyaç duyuyorlar.
Halil ‹brahim KÜLBA⁄
1- O zman siyasi biri ol-
mas›n, halktan birisini seç-
sinler. Mesela Baflbakan ol-
mayabilir. AKP'den olmaya-
bilir. CHP'den de olmas›n.
Halktan birisi seçilsin. fiim-
diki cumhurbaflkan› gibi.
Partiler tarafl›d›r. Partiler-
den biri de olmas›n, normal
s›radan bir bürokrat da ola-
bilir. Bu kadar yo¤un tart›-
fl›lmas›n›n nedeni tamamen
partilerin kendi ç›karlar›d›r.
2- Benim için laik, Ata-
türkçü bir düflünceyi ifade
ediyor. Cumhurbaflkan›
cumhuriyetçi biri olmal›.
Gerisi benim için bir anlam
ifade etmiyor.
Ali ATEfi
1- Bence baz› geliflme-
ler, mesela Kürt sorununun
çözümü yerine yap›lan ope-
rasyonlar›n› halk›n gözünde
gizlemek içindir. Bir yandan
s›n›ra y›¤›naklar yap›l›yor,
çat›flmalar sürüyor, ki bu
durum cumhurbaflkan› seçi-
minden daha önemli olma-
s›na ra¤men bunu gündem-
de tutmuyorlar. Ama cum-
hurbaflkanl›¤› seçimi etraf›n-
da f›rt›na kopart›yorlar. Ya-
ni kim cumhurbaflkan› olur-
sa olsun de¤iflen bir fley ol-
mayacak. Gündemi bununla
gizliyorlar.
2- Hiç bir anlam› yok.
Kim olursa olsun. Bir de
cumhurbaflkan›n› biz seçmi-
yoruz ki, sonuçta bugünkü
meclis seçecek.
Seyithan ÇALIfiAN
1 -Cumhurbaflkanl›¤› tar-
t›flmas› asl›nda yapay olmak-
la beraber karfl›t taraflar›n
yorumlar›na kayg›lar›na ba-
k›ld›¤›nda ilginç hususlar›
da bar›nd›r›yor.
Yapay taraf› halk›n ilgi-
lendi¤i ekonomik, sosyal, si-
yasal, sorunlar›n çözümsüz
kalmas› ortada dururken na-
s›l bu tart›flmadan nemalan›-
r›m, siyasal rant elde ederim
kurnazl›¤›yla ortada duran
sorunlar› unutturmakt›r …
Öyle ki tart›flman›n boyutu
kim daha çok milliyetçi,
ulusalc› tart›flmas›na kayd›r›-
l›p gericilik yar›flmas›na giri-
flilmifl. Bir defa bu tart›flma-
da her iki tarafta da tehlikeli
giriflimler ortada ama daha
tehlikeli daha rant kokulu
e¤ilim için de olan›n CHP
oldu¤unu düflünüyorum.
2- Cumhurbaflkanl›¤› se-
çiminin benim için hiçbir
anlam› yoktur. Benim oy
verdi¤im, ama yüzde 10 ba-
raj›na tak›lan partinin millet
vekili yokken, ne o meclis-
teki baflkan ne de cumhur-
baflkan› beni ilgilendirmi-
yor. Ne o millet vekillerini
ben seçtim ve orda olmala-
r›n› istiyorum, ne de o mec-
listen birinin cumhurbaflka-
n› olmas›n› istiyorum.
Kemal AKÇAY
1- Asl›nda ben politika-
dan hiç anlamam, sizin sor-
du¤unuz soruya ne cevap
verece¤imi de bilemiyorum.
Ben Karadenizliyim. Tayiyp’i
ilk baflta gözümüz tutmufltu,
ama f›nd›k fiyatlar›n› 7 bin li-
radan 2 binlere düflürdü ve
flimdi o da bizim gözümüz-
den düfltü. Sonuçta kim bafl-
bakan ya da cumhurbaflkan›
olursa olsun; bu milleti de-
¤il, hep kendilerini ya da bi-
rilerini koruyor.
2- Sonuçta bu ülkenin bir
cumhurbaflkan› olmak zorun-
da. Her halde ifllerine en iyi
geleni seçeceklerdir. Bence
Tayyip cumhurbaflkan› olur.
GÖZÜYLESORULAR
1-Bugün üzerinde çok tart›fl›lan konulardan biri Cumhurbaflkanl›¤›seçimleri. Sizce Cumhurbaflkanl›¤› tart›flmalar›n›n bu derece gündemdetutulmas›n›n ve tart›fl›lmas›n›n alt›nda hangi politik hesaplar yat›yor?
2-Cumhurbaflkanl›¤› seçiminin sizin için anlam› nedir?Cumhurbaflkanl›¤›Seçimleri
HALKIN
Mehmet GÜLER Halil ‹brahim KÜLBA⁄ Ali ATEfi Seyithan ÇALIfiAN Kemal AKÇAY
Lüleburgaz ve Gönen’deki fabrikalar›n›n ya-
n› s›ra ülkedeki 5 ayr› bölgede bulunan depola-
r› ile faaliyet yürüten, tamam› Frans›z sermayeli
Danone-Tikveflli Fabrikas›’nda sendikal› iflçiler
iflten ç›kartma sald›r›s›n›n hedefinde.
Tek G›da-‹fl Marmara ve Trakya Bölge fiube-
si Teflkilatland›rma Sekreteri Göksel fiengün,
Danone’de 2003 y›l›nda örgütlenme çal›flmala-
r›na bafllad›klar›n›, fakat iflverenin uzlaflmaz tu-
tumu nedeniyle yetki alamad›klar›n› söyledi.
Geçen süre içerisinde fabrikadaki mevcut iflçi
kadar üye yapt›klar›n›, fakat iflverenin çeflitli
yollarla sendikan›n yetki almas›na engel oldu¤u-
nu belirten fiengün, “Danone, üye yapt›¤›m›z
iflçileri iflten ç›kard›, iflçi say›s›n› fazlalaflt›rd›.
Sendika üyesi arkadafllar›m›z›, k›dem ve ih-
bar tazminat› ile iki maafl vererek iflten ç›kar-
d› ve ayn› koflullarda tafleron firmada tek-
rar ifle bafllatt›. ‹flçilerin bafl›na amir konu-
larak, sendikac›larla bir araya gelmeleri en-
gellendi. ‹flyerinde sendikal› sendikas›z ay-
r›m› yap›larak, sendikal› iflçiler sürekli gece
vardiyas›nda çal›flt›r›ld›. Sendikan›n yekti
almamas› için ellerinden geleni yapt›lar”
dedi. Öncelikle uyar› eylemlerinin olaca¤›n›
ifade eden fiengün, “Netice alana kadar, iflçi-
lerimizin cebine toplu sözleflmeyi koyana
kadar eylemliklerimiz sertleflerek sürecek”
fleklinde konufltu.
‘Sendikan›nyetki almas›engelleniyor’
5-16 Nisan 2007DÜNYA10
YÖNEL‹M
Kazım Cihan
Yazar›m›z›n yaz›s› elimize ulaflmad›¤›ndan dolay›yay›mlayam›yoruz
Son bir hafta içerisinde, yani Irak’›n
iflgalinin 4’üncü y›l›nda, ABD emperya-
lizminin yaflad›¤› bunal›m›n›n çarp›c›
sonuçlar› ortaya ç›kt›. Ülkedeki ölü ve
yaral› say›s›, göç, iç savafl, etnik kutup-
laflmalar gibi trajik tablonun yan› s›ra
ABD’nin içinde büyük bir çat›flma bafl
gösterdi. Bugüne kadar Irak’taki çat›fl-
malar›n insan ve maddi kay›p bilançola-
r›yla sayfalar›n› dolduran medya da art›k
ABD’nin içinde kaynayan kazana dikkat
çekmeye bafllad›.
ABD Temsilciler Senatosu taraf›ndan
Irak’tan asker çekme tasar›s› ABD’nin
mevcut yönetimi içinde gedik açan vitrin
geliflme oldu. Fakat bunun geri plan›nda
özellikle asker ailelerinin uzun zamand›r
sürdürdükleri protestolar, iflasa sürükle-
nen ABD sistemi ve ekonomik tahribat
yat›yordu. ABD Baflkan› Bush 2008 y›l›
için 100 milyar dolarl›k Irak savafl bütçe-
si talep etti, fakat Senato bunun karfl›l›-
¤›nda ayn› y›l›n bahar›ndan itibaren tedri-
ci olarak yürürlü¤e girecek bir çekilme
plan›n›n onaylanmas› koflulunu getirdi.
Emperyalizmin merkezindeki bu çat›fl-
man›n, yak›n gelecekte bölgedeki denge-
leri de etkilemesi ve askerler aras›ndaki
huzursuzlu¤un bölgedeki direnifle moral
ve güç kazand›rmas› bekleniyor.
‹flte ABD yönetimini
bo¤an tabloABD yönetimi baflta olmak üzere ifl-
galci güçleri köfleye s›k›flt›ran tablo,
Irak’›n iflgalinden bu yana meydana gelen
sivil ve asker kay›plar›, iç savafl ve Irak’ta-
ki direnifli bitirmenin imkans›zl›¤›n›n orta-
ya ç›kmas› oldu. Bunun üzerine daha ön-
ce Irak’taki askerlerini çeken Nikaragua,
‹spanya, Dominik Cumhuriyeti, Hondu-
ras, Filipinler, Tayland, Yeni Zelanda,
Tonga, Portekiz, Hollanda, Norveç, Uk-
rayna, Japonya, ‹talya ve Slovakya’ya Dani-
marka ve Polonya da eklendi. Bu iki ülke
2007 y›l› içerisinde askerlerini çekecekle-
rini ilan ettiler ve ‹ngilizler de savafl›n ba-
flar›s›zl›¤›n› kabul ederek asker say›s›n›
azaltaca¤›n› duyurdu. Direnifli bast›rmakta
zorluk çeken ABD ise bu tecridi aflmak
için Irak’a göndermeyi planlad›¤› 20 bin
yeni askeri bir türlü gönderemiyor, çünkü
senato ve iç muhalefet taraf›ndan bask› al-
t›nda tutuluyor. Öte yandan özellikle fiii
ve Sünni bölgesindeki bü-
yük direnifl karfl›s›nda aske-
ri kadrolar›n moral tahri-
bat› bir türlü
durdurulam›-
yor.
Direniflçilere de büyük destek veren
bu stratejik koflullar, yüzbinleri bulan
ölüm ve 4 milyona yaklaflan göçe mal ol-
mufltu. BM gözlemcilerine göre ABD’li 3
bin 195 asker direniflçiler taraf›ndan öl-
dürüldü. Ancak ABD uçaklar›nda gazi
olarak dönen ve Irak’a gönderilecek as-
kerlere moral darbesi vuran yaral›lar›n sa-
y›s› daha çok: 32 bin 544... ‹ngiltere or-
dusu da bu ödülden pay›n› ald› ve 134 ‹n-
giliz üniformal›s›, Irak’tan tabut içinde
ç›kt›. Di¤er iflgalci ortaklar›n paylar›na
ise 124 tabut düflüyor.
Ancak savafl›n faturas› bununla s›n›rl›
de¤il. BM Mülteciler Yüksek Komiserli-
¤i’nin tahminlerine göre, savafl öncesi ve
savafltan bu yana 2 milyon Irakl› komflu
ülkelere kaçmak zorunda kald›. Ülke
içinde evlerini terk etmek zorunda kalan-
lar›n say›s› da 1 milyon 700 bini buldu.
Sadece 2006 fiuba-
t › ’ n d a
S a -
marra kentinde bir fiii türbesinin bomba-
lanmas›n›n ard›ndan yaklafl›k 712 bin ki-
fli evsiz kald›. BM örgütüne göre, evlerini
terk edenlerin say›s› ayda 50 bini bulu-
yor. Bunlara Suriye 1 milyon, Ürdün 750
bin, Türkiye-Kuzey Kürdistan, M›s›r, ‹ran
ve Lübnan on biner Irakl› mülteciye ev
sahipli¤i yap›yor. ABD’de de 466 Irakl›
mülteci bulunuyor.
Kan›n diyeti petrolde ifller
yolunda gitmiyor
Ancak ABD’nin Irak’ta u¤rad›¤› bu
hezimet, ülkenin kaynaklar›n› kontrol al-
t›na alma ve emperyal stratejileri hayata
geçirme konusundaki çabalar› durdur-
muyor. Irak Petrol Yasas› ile yürürlü¤e gi-
recek olan Üretim Paylaflma Anlaflmas›
Irak petrollerinin yüzde 75’ini emperya-
list petrol flirketlerine b›rakacak. Böylece
Shell, BP, Exxon, Chevron gibi flirketler
30 y›l sürecek kontratlara imza atacaklar
ve mülkiyet ka¤›t üzerinde Irak’›n olsa da
ülke kaynaklar›na bu flirketler el koyacak-
lar. Bu flirketler, mevcut 80 petrol sahas›-
n›n yüzde 75’ine el koymakla kalmaya-
cak, yat›r›m yapma, rafineri iflletme ve
nakil borusu infla etme gibi haklara sahip
olarak da gelecekte ç›kacak olan petrol-
lerdeki paylar›n› daha da art›racaklar.
Böylece 1972’de millilefltirilen petrol
üzerindeki hak yabanc›lara devrediliyor
ve ekonominin yüzde 95’i petrole ba¤l›
olan Irak’›n y›k›m› tescil edilmifl oluyor.
Kürtler yenilgiyi tolare
edebilir mi?
‹ran’da Mussad›k, M›s›r’da Nas›r’›n
millilefltirme politikalar›na karfl› da ben-
zer bir politika izleyen emperyalizm, bu
kez ifli sa¤lama ba¤lamak için El Maliki
üzerindeki bask›lar›n› art›r›yor ve son
barutunu kullanmak için Kürtlerin pet-
rolden daha fazla pay alaca¤› yerel inisi-
yatife göz yumaca¤› mesaj›n› veriyor.
Böylece Kürtlerin ABD müttefiki olarak
bölgedeki varl›¤›, ABD yenilgisinin yu-
muflat›lm›fl bir kazanca dönüfltürülmesi-
nin sigortas› olarak görülüyor.
5. y›l›nda Irak direnifli
Halklar› milliyetler ve mezhepler te-
melinde birbirine düflürüp direnifli güç-
süzlefltirmek, mezhep çat›flmalar›n› yay-
g›nlaflt›rmak isteyen ABD emperyalizmi
Saddam Hüseyin, Barzan El T›kriti ve
Avad El Bender’in ard›ndan flimdi de Ta-
ha Yasin Ramazan’›, asarak idam ettirdi.
Yasin’in idam› Irak’›n iflgal ediliflinin
4. y›ldönümü olan 20 Mart gününe denk
getirilirken, infaz›n durdurulmas› için Ta-
ha Yasin Ramazan’›n ailesinin Devlet Bafl-
kan› Celal Talabani’ye ça¤r›da bulunmas›
ise sonuç vermedi.
Ramazan’›n cenazesi Tikrit’in Avca
köyünde defnedildi.
Duceyl davas›nda Saddam Hüseyin’le
bilikte yarg›lanan ve idam edilen Taha
Yahsin Ramazan 1938'de Musul'da do¤du.
1956'da bir bankada memurken, henüz
yasal olmad›¤› dönemde Baas Partisine ka-
t›ld›. Partinin 1968 at›l›m›ndan sonra pek
çok bakanl›k görevlerinde bulundu.
Ramazan, 1970'lerde Sanayi Bakan›
oldu¤u dönemde ''Sanayiden hiçbir fley
anlam›yorum ancak flunu biliyorum
ki s›k› çal›flmayanlar öldürülecektir''
demiflti.
Gerek Saddam gerekse de kurmayla-
r› Irak halk›na uygulad›klar› zulüm ve
vahfletle ölümü çoktan haketmifllerdi
ama bu cezay› demokrasi ve adalet ad›na
iflgalcileri kendi ç›karlar› ve planlar› dahi-
linde gerçeklefltiriyorlar ve bizim karfl›
ç›kmam›z gereken nokta da buras› olma-
l›d›r. Emperyalizm Irak’ta yenilmifltir.
“Yeni Strateji”lerine ve devasa askeri gü-
cüne ra¤men, direnen bir halka boyun
e¤dirilememifltir. Askeri, politik tüm
planlar› halklar›n direnifline çarp›p bozu-
luyor. Bu idamlardan medet umanlar bu-
nu baflaramayacakt›r. Çünkü Ortado¤u
halklar›n›n direnifli herhangi bir kifliyle,
örgütle s›n›rl› tutulamayacak kadar bü-
yük, tarihsel ve kitlesel bir direnifltir.
Taha YasinRamazan
idam edildi
Yunanistan parlamentosu, hükümetin sundu-
¤u ve e¤itimde özellefltirmelerin önünü açan
tart›flmal› ‘Yüksek E¤itim Reformu’ yasa tasar›s›n›
kabul etti.
Hükümet bu yasayla e¤itimi kamuya ait bir
görev ve sorumluluk olmaktan ç›kartmay› hedef-
lerken, kamu üniversiteleri, özel okullara dönü-
flecek; e¤itim de pazar kurallar›na göre ayar-
lanm›fl yeni bir yap›laflmayla sermayeye yüksek
kârlar sa¤layan bir sektör haline getiriliyor. Ta-
sar›s›ya karfl› Yunanistan genelinde eylemler ger-
çeklefltirilirken, Atina’da yaklafl›k 40 bin kifli ha-
yat› felç etti.
Tasar›n›n görüflüldü¤ü saatlerde yasan›n geri
çekilmesi talebiyle meclise do¤ru yürüyüfle geçen
kitleye polis müdahale etti. Ç›kan çat›flmalarda,
60 kifli göz alt›na al›n›rken, birçok kifli de yaral›n-
d›. Bu arada tasar›ya karfl› yaklafl›k 300 fakültede
haftalard›r devam eden iflgaller ise devam ediyor.
Hindistan Komünist Partisi
(Maoist), Birlik Kongresi’nin ar-
d›ndan Hindistan egemenlerine
yönelik ald›¤› büyük askeri sald›r›
kararlar›na paralel olarak eylemle-
rine h›z vermifl durumda. Hindis-
tan’›n Chhattisgarh eyaletinin iç
k›s›mlar›nda bulunan bir polis
kamp›na yönelik Maoistlerin dü-
zenledi¤i sald›r›da 60’a yak›n polis
öldürüldü. 300 kiflilik gerilla birli-
¤inin gerçeklefltirdi¤i bu eylem sa-
dece Hindistan'da de¤il, dünya ba-
s›n›nda da büyük yank› buldu. Ne-
pal’de Maoistlerin iktidar› ad›m
ad›m fehtettikleri bir dönemde
Hindistan'da böylesi eylemlerin
geliflmesi, gericilerde büyük bir
tedirginlik yarat›yor.
The Independent: Bat› gör-mezden gelse de, hiç kimse bugerçe¤i inkar edememektedir
‹ngiltere'de yay›mlanan gün-
lük gazetelerden The Indepen-
dent gazetesinin 16 Mart 2007 ta-
rihli say›s›nda "Maoist gerillalar
Bat› taraf›ndan görmezden geli-
nerek, adlar›ndan söz edilmese
de, Hindistan'da hiç kimse bu
gerçe¤i inkar edememektedir"
diye yazd›. Hindistan Basbakan›
Manmohan geçen y›lk› bir aç›kla-
mas›nda, "ülkedeki iç güvenli¤e
meydan okuyan ve ülkenin yüz-
leflti¤i en büyük tehlike Maoist
tehlikedir” belirlemesinde bulun-
mufltu. Ayr›ca ülkenin do¤usunda-
ki, Nepal'e komflu s›n›r bölgesin-
de, büyük genifl arazide, Nepal’li
Maoistler ile Hindistan’l› Maoist-
ler aras›nda "K›z›l Koridor" bu-
lundu¤u da iddia ediliyor. Hindis-
tan devleti Kaflmir'de oldu¤u gibi
büyük askeri operasyonlar dü-
zenlemesine karfl›n, Maoistler,
köylülerden örgütledikleri gerilla
ve Salva Judum ad›ndaki milis
güçleriyle devlet operasyonlar›na
karfl› koyarak devlete büyük dar-
beler vuruyor.
Hindistan’l› Maoistlerin sald›r›lar›gericilerde tedirginlik yarat›yor
ABD baflkan› Bush 6 günlük Latin Ame-
rika ziyaretinde gitti¤i her ülkede halklar›n
öfkesiyle karfl›land›. Bush’un bu ziyaretleri
göreve geldikten sonraki ilk bölgesel ve en
uzun ziyaretiydi. Bu ziyaret ayr›ca son bir-
kaçy›l içerisinde k›tan›n gördü¤ü en genifl,
en büyük ve en fliddetli gösterilere de ne-
den oldu.
Brezilya’n›n Sao Paulo kentinde 8 Mart’ta
bafllayan ziyarete binlerce ö¤renci, iflçi, çev-
re sorunlar›na duyarl› halk kat›larak flehrin ti-
cari bölgesindeki ana caddeyi kapatt›. Halk
“Katil Bush senden nefret ediyoruz” slogan-
lar›yla öfkelerini hayk›rd›.
Bir sonraki gün Uruguay’›n Montevideo
kentinde binlerce insan yine Bush’a öfkeleri-
ni dile getirmek için alanlara ç›kt›lar. Ayn›
anda Buenos Aires’te Venezuella devlet bafl-
kan› Chavez’n hitap etti¤i onbinlerce insa-
n›n yer ald›¤› bir gösteri gerçekleflti.
Bush’un üçüncü dura¤› ise ‹srail ve M›-
s›r’dan sonra en çok askeri yard›mlar›n yap›l-
d›¤› ve Güney Amerika ülkeleri içerisinde
ABD’nin, içifllerine en fazla kar›flt›¤› ülke du-
rumunda olan Kolombiya’yd›. 21 binden faz-
la asker ve 7 bin polis ziyaret süresince düze-
ni sa¤lamak için konumland›r›ld›. Binlerce
gösterici polis ve z›rhl› araçlara karfl› görüfl-
melerin meydana geldi¤i Baflkanl›k Saray›’n-
dan iki kilometre boyunca çat›flarak geri çe-
kildi. Çat›flmalar s›ras›nda ABD bayra¤› yak›-
l›rken, 324 kifli de tutukland›.
Bush’un Latin Amerika gezisinin dördün-
cü dura¤› ise ABD sponsorlu ölüm mangala-
r› üzerinden ABD hakimiyetinin yürütüldü-
¤ü Guatemala oldu. Bush’un Guatemala ziya-
reti ayr›ca, hükümetin Hristiyan köktenci fa-
flist Arena (El Salvador) partisinin dört lideri-
nin katledilmesine bulaflan Guatemala baflka-
n› Oscar Berger için bir destek göstergesiydi.
Göstermelik bir flekilde olaya kar›flan polisle-
ri tutuklayan hükümet, daha sonra kirli iliflki-
lerin a盤a ç›kaca¤› endiflesiyle tutuklanan
polisleri bulunduklar› hapishanede öldürdü.
Bush, Latin Amerika turunun son aya¤›
olan Meksika’da da protesto edilirken, yüz-
lerce kifli polisle çat›flt›.
Bush’un Latin Amerikaturuna halk öfkesi
Yunanistan’da yasatasar›s›na öfke
Mustafa Suphi ile 14 yoldafl›n›n Karadeniz’de faflist Kema-
list diktatörlük taraf›ndan hunharca katledilmesinden hemen
sonra (1924’te) fiefik Hüsnü revizyonisti ve flürekâs›, TKP’nin
önderli¤ini ele geçirir. TKP önderli¤inin bahsi geçen iflah ol-
maz revizyonist flürekan›n eline geçmesi ayn› zamanda
TKP’nin ad›m ad›m s›n›f iflbirlikçisi bir konuma do¤ru gitmesi
sürecinin sinsi biçimde örülmesi demektir.
Sinsice örülen bu süreç, Büyük Proleter Kültür Devri-
mi’nin tüm dünyay› sarst›¤› ana kadar böyle devam eder.
BPKD tüm dünya halklar›n› dalga dalga büyüyen bir kas›rga
misali etkilerken, co¤rafyam›zdaki halklar›n ondan etkilenme-
mesi ise düflünülemezdi. 68 ö¤renci-gençlik, iflçi-köylü hareke-
ti, iflte tam da bu noktada çoflkun bir ›rmak gibi önlerindeki
bentleri bir bir y›karak d›fla vurmufltu...
Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya yoldafl›n geliflim sey-
rinde oldu¤u gibi, Mahirler’in ve Denizler’in de geliflim seyri
ayn› döneme denk gelir. ‹lk baflta mücadeleye at›ld›klar› yer,
TKP’nin tipik versiyonu olan revizyonist, reformist ve parla-
menterist Türkiye ‹flçi Partisi olur. T‹P’de mücadeleye at›lma-
lar› ve akabinde, uluslararas› proletaryan›n büyük önderlerinin
yazd›¤› eserlerin Türkçe çevirilerinin yavafl yavafl yap›l›yor ol-
mas›, ‹brahimler’i, Mahirler’i ve Denizler’i araflt›rmaya-incele-
meye iter ve bunun sonucunda baz› sonuçlara var›rlar. Daha
do¤rusu olaylar›-olgular› kavramada yakalad›klar› derinlik,
T‹P’in niteli¤ini görmede önemli bir basamak görevi görür ve
gelinen noktada T‹P’e karfl› amans›z bir ideolojik mücadele ve-
rilmeye bafllan›r ve T‹P yöneticilerine karfl› verdikleri ideolojik
mücadele sonuç vermeyince daha fazla zaman kayb›na mahal
vermemek için T‹P’le ba¤lar›n› kopar›rlar. Ayr›flma, “sosyalist
yol” ile “Milli Demokratik Devrim” yolu aras›nda yaflan›r. Bafl-
ka bir ifadeyle, politik iktidar›n ele geçirilmesinin silahl› dev-
rim yoluyla m› yoksa reform ve parlementer yolla m› olaca¤›-
na dair keskin ve net bir ayr›flma üzerinde vücut bulur. Bunu
takip eden günlerde ise bu sefer de, “MDD” tezini savunan an-
lay›fl içinde bir ayr›flma kaç›n›lmaz bir hal al›r. Yani “MDD” ile
Demokratik Halk Devrimi tezlerini savunan görüfller aras›nda
bir ayr›flma yaflan›r. Böylece Mahirler ve Denizler “MDD” görü-
flünü savunur ve o temelde pratik bir yönelim içine girerler-
ken, ‹brahim, DHD tezini savunanlarla birlikte hareket eder.
Yukarda dikkat çekti¤imiz sürecin kendi mecras›nda belli
bir olgunlu¤a varmas›, ayn› zamanda 71-72 devrimci ve komü-
nist silahl› ç›k›fl›n›n Türkiye-K.Kürdistan topraklar›nda vucut
bulmas›n›n tohumunu bizzat kendisinde cisimlefltirir. Di¤er
bir biçimde ifade edersek, Mahir Çayan’›n ideolojik-politik ön-
derli¤i alt›nda THKP-C, Deniz Gezmifl’in ideolojik-politik ön-
derli¤i alt›nda THKO ve komünist önder ‹brahim Kaypakka-
ya’n›n ideolojik-politik önderli¤i alt›nda ise uluslararas› komü-
nist hareketin Türkiye-K.Kürdistan seksiyonu olan TKP(ML)
kurulur.
THKP-C ve THKO her ne kadar 71-72 devrimci ve komü-
nist kalk›flmas›nda önemli kilometre tafl›n› oluflturuyor olsalar
da, ideolojik olarak dayand›klar› zemin, sistemi bütünlüklü ola-
rak diyalektik materyalist bak›fl aç›s›yla ele al›p irdeleyen, elefl-
tiren, yorumlayan ve de¤ifltirme eylemine dönüfltüren, daha
do¤rusu analiz-sentez bab›nda olay ve ogular› MLM bilimi ve
ideolojisinin penceresinden bak›p çözüm üreten, çözme ira-
desini ortaya koyan bir politik perspektiften yoksundular. fiöy-
leki; Mahir Çayan ve önderli¤indeki THKP-C, Kemalizm, ulu-
sal sorun, faflist Türk devletinin s›n›fsal ve sosyal karekteri,
devrimin yolu, kitle çizgisi, modern revizyonizme karfl› tutum-
lar›, s›n›f ittifaklar› meselesi vb. bir dizi temel konularda ciddi
ideolojik sapmalar› içerir. Keza üç afla¤› befl yukar› benzer ha-
tal› tespitler, Deniz Gezmifl ve önderli¤indeki THKO’da da
mevcuttur. Her iki devrimci önder her ne kadar MLM’den et-
kilenmifl olsalar da, özde küçük burjuva radikal devrimcilerdir.
Mahir ve yoldafllar› küçük burjuva radikal devrimciler ol-
malar›na ra¤men kendi politik çizgilerinde ve durufllar›nda tu-
tarl› bir hat izlerler. Kan ve can bedeli devrimci de¤erleri gelifl-
tirmeye ve onu büyütmeye çabalarlar. Ki Denizler’in idam
edilmesini engellemek için yapt›klar› eylem, devrimci dayan›fl-
man›n en güzel örneklerinden biri olarak bilincimizde tüm ta-
zeli¤iyle durmaktad›r. Dahas› THKO kadrolar›yla birlikte üç ‹n-
giliz teknisyeninin kaç›r›lmas› ve sonuna kadar birlikte hareket
etmeleri, siper yoldafll›¤›n›n en güzel örneklerinden biridir.
Komünist önder Kaypakkaya’n›n Nurhaklar’da katledilen Si-
nan Cemgiller’in ihbarc›s› Mustafa Mordeniz’i a盤a ç›kart›p
ölümle cezaland›rmas› da buna iyi bir örnektir. ‹flte bu türden
pratik yönelimlerin bizler aç›s›nda her zaman örnek teflkil et-
mesi gerekmektedir. Dostlar›m›zla birlikte ortak ifl yapma kül-
türünü gelifltirmenin, biz Maoist komünistlerin asli görev ve
sorumluluklar›ndan biri oldu¤u bilince ç›kar›lmal›d›r.
30 Mart 1972’de Mahirler’in K›z›ldere’de can feda biçimde
yakt›¤› meflale bizim meflalemizdir. Kald›klar› yer düflman kuv-
vetleri taraf›ndan kuflatl›p kendilerine teslim olun ça¤r›s› yap›l-
d›¤›nda, Mahirler’in yan›t› tereddütsüzce olmufltur: “Biz bura-
ya dönmeye de¤il, ölmeye geldik”. Büyük bir adanm›fll›kla ölü-
mü küçülterek yenen devrimci önder Mahir Çayan’› ve yoldafl-
lar›n› 35. ölüm y›ldönümlerinde sayg›yla an›yor, an›lar›n› ve
ideallerini Halk Savafl›’nda yaflataca¤›m›za söz veriyoruz.
“Dönmeye de¤il, ölmeye geldik” fliar›yla destanlaflt›lar
5-16 Nisan 2007RÖPORTAJ 11
Diplomatik görüflmelerde bulunmalk üzere ‹ngiltere’de bulunan Nepal Komünist Partisi (Maoist) Polit Büro üyelerinden ve Enternasyonal ‹liflkilerSorumlusu (kamuoyunda yoldafl Gaurav olarak tan›nan) Chandra Prakash Gajurel ile bir görüflme gerçeklefltirdik. Bilindi¤i gibi yol-dafl Gaurav bundan bir kaç y›l önce Hindistan gerici devleti taraf›ndan pasaport yasas›n› ihlal etmekten tutuklanm›fl ve dahasonra ise Hindistan'n›n ulusal güvenli¤ini tehdit etti¤i iddias›yla bir baflka eyalete nakledilerek tutuklulu¤u uzat›lm›flt›. Busahte gerekçelerle üç buçuk y›l politik rehine olarak tutulan Gaurav, Nepal'de NKP(M) ile di¤er 7 politik parti aras›nda var›-lan anlaflmadan bir kaç ay sonra, Hindistan gerici egemen s›n›flar› taraf›ndan serbest b›rak›ld›.
Chandra Prakash Gajurel (Gaurav)ile Nepal üzerine söylefli (1)
ABD, Hindistan kökten dincileri ve ülke-mizdeki ortaça¤ kal›nt›s› güçler süreci sa-bote etmek istemektedirler. Umutlar› önem-li ölçüde k›r›lm›flt›r, ama saboteye devametmektedirler. Hem seçim öncesi, hem desonras›nda ellerinden geleni yapacaklard›r.‹nsiyatif bizdedir. Kitleler Anayasal Meclis’-ten yana iradelerini koydular. Galebe çalanhalk kitleleri olacakt›r
Biz, kitlelere hiç bir zamanbar›flç›l hayeller tafl›mad›k
Sevgili yoldafl, bu k›sa zaman di-
limi içinde birlikte olaca¤›m›z› ve si-
zinle yüzyüze görüflebilece¤imizi bekle-
miyorduk, hofl geldiniz!
Hofl bulduk. Teflekkürler
Kamuoyunda flöyle bir inanç ve e¤ilim var.
Nepal Komünist Partisi (Maoist), iktidar› topye-
kün ele geçirmek yerine burjuvazi ile uzlaflmay› ve
iktidar› paylaflmay› tercih etti. Halk Kurtulufl
Ordusu ve silahlar kamplara kilitlendi
ve Birleflmifl Milletler denetimine ve-
rildi. Bu geliflmeler hakk›nda ne-
ler söylemek istersiniz?
Öncelikle sizinle birlikte ol-
maktan büyük bir mutluluk
duyuyorum. Bu görüflmeyi
üç buçuk y›l önce, yani Hin-
distan'da tutklanmadan önce
istemifltim, ama bu flimdi
mümkün olabildi. Sal›verilme-
mizde sizlerin; Türkiyeli yol-
dafllar›n büyük katk›s› oldu¤u-
nu biliyorum. Bu nedenle ga-
zeteniz Devrimci Demokrasi
arac›l›¤› ile Türkiye-Kuzey Kür-
distan halk›na ve devrimcileri-
ne teflekkür etmek istiyorum.
Çok aç›kt›rki, uluslararas› bir
dayan›flma hareketi olmasayd›,
Hindistan devleti ben ve di¤er
yoldafllar›m›z› Nepal devletine
teslim ederdi ve akibetimiz be-
lirsiz olurdu. Geçen y›l Nisan
ay›nda Nepal'de yaflanan kitlesel
alt-üst olufl sonras›nda, bulundu¤um hapishanede ‘cezam›’ tamam-
lamama ra¤men, tahliye edilip b›rak›lmak yerine, beni yarg›lamak
üzere baflka bir eyalete gönderdiler. Orada "Ulusal Güvenli¤i Teh-
dit" maddesine dayanarak yarg›lamaya çal›flt›lar. ‹lginçtir bu eyalet
Bat›-Bengal'dir ve orada hükümette bulunan sözde komünist parti-
si olan Hindistan Komünist Partisi (Marksist)'tir. Bu revizyonistler,
Hindistan devleti kadar azg›nca Halk Savafl›’na sald›rd›lar. Bizi b›-
rakma niyetleri yoktu. Niyetleri belliydi. Sonuçta b›rak›lmam›zda
esas olarak Nepal'de halk›m›z›n yi¤it mücadelesi etkili olsa da, siz-
lerin; enternasyonal çaptaki çal›flmalar›n›n çok büyük katk›s›n› ya-
detmek gerekir. Di¤er baflka bir fley ise, biz her daim Türkiye'de
yürüttü¤ünüz mücadeleden büyük ilham ald›k ve sizden çok fley
ö¤rendik. DEH içinde birlikte yer almaktan onur duydu¤umuz
MKP’nin kurucu önderi yoldafl ‹brahim Kaypakkaya ve k›sa zaman
önce katledilen Genel Sekreter yoldafl Cafer Cangöz, di¤er 16 yol-
dafl ve tüm devrim flehitlerinin önünde sayg›yla e¤iliyorum.
Sorular›n›z›n cevab›na geçersek; olumlu kayg›larla sorular so-
rulmaktad›r. Teflekkür ederim. Evet, geçen y›l Nisan ay›ndan itiba-
ren Nepal'e özgü ve dünyada tam›tam›na karfl›l›¤› olmayan farkl›
taktikler benimsedik. Bu tamamen Nepal'in somut flartlar›ndan
kaynakl›d›r. Her partinin, somut durumun somut tahlilini yaparak
kendisine özgü taktikler benimsemesi gerekti¤ini düflünüyoruz.
Stratejiye gelince; hedefe ulaflmak anlam›nda bütün gerçek komü-
nist partilerin stratejileri ayn›d›r. Ama koflullar itibariyle taktikler
farkl›d›r/farkl› olacakt›r. Ayn› flekilde taktik ad› alt›nda birçokko-
münist partisi sa¤c›laflm›flt›r. Dünya tarihinde bu örnekleri biliyo-
ruz. Di¤er baz›lar›n›n ise stratejiye sad›k kalmak; ideolojinin safl›-
¤›n› korumak ad› alt›nda t›kand›klar›n› da görüyoruz. ‹ki tür reviz-
yonizm vard›r. Birincisi sa¤ revizyonizm, ikincisi dogmato revizyo-
nizmdir. Devrimci görünse de sol revizyonizm ile de mücadele et-
mek gerekir. HKO ve silahlar›n kilitlendi¤ini sordunuz. fiunu söy-
leyebilirim. Bugüne kadar düflman›n, iktidara yürüyen ve görüfl-
melerde bulunan komünist partilerine uygulamak istedi¤i çeflitli
politikalar› oldu. Düflman politikas›n›n özü fludur: "Silahs›zland›r,
da¤›t ve rehabilite et" (SDR). O halde Nepal'de durum nedir tahlil
edelim. Nepal'de yap›lan SDR politikas› m›d›r, yoksa baflka bir fley-
mi? Garanti ediyoruz ki Nepal'de olan (SDR) "Silahs›zland›r, da¤›t
ve rehabilite et" politikas› de¤ildir. Biz, gerici hakim s›n›flar›na, 30
binden fazla HKO savaflç›s›n›n NKP (Maoist) önderli¤i alt›nda ol-
du¤unu resmen kabul ettirdik. NKP (Maoist) yönetimi alt›ndaki
HKO'yu "Silahs›zland›r, da¤›t ve rehabilite et" politikas› Nepal'de
yoktur ve buna izin vermeyiz. Tersine düflmana, HKO'nun, NKP
(Maoist) önderli¤i alt›ndaki silahl› ordu oldu¤unu ve Nepal'de di-
¤er baflka bir ordu oldu¤unu kabul ettirdik. HKO hala oradad›r ve
bu bir SDR politikas› de¤ildir. Sadece iç güçlere de¤il, HKO'nun
Nepal'de bir baflka ordu oldu¤unu BM gibi uluslararas› gericili¤e
bile kabul ettirdik. HKO'nun bir bölümünün kamplarda oldu¤u
do¤rudur. Ama kamplarda bulunan savaflç›lar tamamen bizim kon-
trolümüz ve insiyatifimiz alt›ndad›rlar. Silahlar HKO komutanlar›-
n›n denetimini alt›ndad›r. fiu ana kadar en az iki defa savaflç›lar
kamplardan d›flar› ç›kt›lar. Bir keresinde karfl› taraf, bize dan›flma-
dan ve tek tarafl› büyükelçi atay›nca; ikincisinde ise yeterli beslen-
me için gerekli yiyecek sa¤lanmay›nca, HKO savaflç›lar› d›flar› ç›-
karak protestoda bulundular. Bu bizzat parti önderli¤i alt›nda ya-
p›ld›. Yapt›¤›m›z bütün kitle toplant›lar›nda, karfl› taraf anlaflmaya
uydu¤u müddetçe, ordumuzun kampta kalaca¤›n› söyledik. Dün-
yaya ve halk kitlelerine flunu aç›kça söyledik; karfl› taraf anlaflmaya
uymazsa kaplarda bulunan savaflç›lar›m›z› orada tutmak için hiç
bir sebep kalmayacakt›r. Ve o koflullarda durum tamamen de¤iflir.
Bu bir komplo de¤ildir. Komplolarla devrimin yap›lamayaca¤›n›
biliyoruz. Biz amaçlar›m›z› aç›k ve net bir flekilde beyan ettik ve
dedik ki; karfl› taraf yapt›¤›m›z anlaflmaya uymazsa, bizim için de
bu anlaflman›n hükmü ve geçerlili¤i kalmaz. fiu anda Nepal'de sü-
ren esas mücadele Geçifl Hükümeti’nin kurulmas› meselesidir.
ABD emperyalistleri, Maoistlerin Geçifl Hükümeti’nde yer almas›-
n› istemiyor. Çünkü diyorlar ki; Maoistler hala eski çal›flmalar›na
devam ediyor ve silahl›d›rlar. HKO'nun kamplardan ç›kmalar› do¤-
rultusunda bir gazeteci bana "yine silahl› mücadeleye devam ede-
cek misiniz?" diye sordu. Ben de kendisine "flayet yeniden bafllar-
sak size bildiririz. Zira biz Halk Savafl›’na böyle bafllad›k ve e¤er ye-
niden bafllarsak bu bizim için bir sorun de¤il" dedim.
Devrimin acil hedefi 238 y›ll›kMonarfliyi y›k›p da¤›tmakt›r
Devrimin acil hedefi nedir? ‹zle-
di¤iniz bugünkü taktiklerin, Nisan
2005’teki kitle gösterileri s›ras›nda
veya sonras›nda ald›¤›n›z söyleni-
yor, bu do¤ru mudur?
Devrimin acil hedefi 238 y›ll›k
Monarfliyi y›k›p da¤›tmakt›r. Nisan
gösterilerinden sonra Kral›n yetkileri
önemli ölçüde düflürüldü-s›n›rland›-
r›ld›. Ama bu yeterli de¤il. Da¤›t›lma-
s› gerekir. Zira Monarfli emperyaliz-
min ve feodalizmin ülke içindeki
sembolüdür. Monarflinin y›k›lmas›
noktas›nda partimiz 2002 y›l›nda, 2.
Ulusal Konferans›’nda bugünkü sü-
reçte izledi¤imiz taktikleri karar alt›-
na ald› ve flimdi bunlar› hayata geçir-
mekteyiz. O zamanlar bu taktikleri-
miz uygulanamad›. Önerilerimiz fluy-
du: 1. Monarflinin da¤›t›lmas›, 2. Ge-
çifl Hükümeti’nin kurulmas› ve 3.
Anayasal Meclis seçimine gidilmesi.
Bu öneriler o zamanlarda, politik par-
tilerin baz›lar› için "vahfli kaz kovala-
mak" ve baz›lar› için ise "hayal gör-
mekle" efl anlaml›yd›. Ve biz Kral
Gyenadra'n›n önceki Kral› (kardefli
kral Brienda) ve tüm ailesini imha et-
ti¤i bir dönemde varolan bütün poli-
tik partilere bu öneriyi yapm›flt›k.
Ama dedi¤im gibi kabul görmedi. Ne
zamanki Kral Gyenandra 2. darbesini
yapt› ve politik partilerin baz› liderle-
ri ve kadrolar›n›n bir bölümünü par-
makl›klar aras›na gönderdi, iflte o za-
man bunlar, bu Monarflinin kuyru¤u-
na tak›larak bir yere var›lamayaca¤›n›
anlad›lar. Di¤er d›fl etkenlerin de yar-
d›m›yla 7 politik parti bizimle ittifaka
girmeye raz› oldu. Burada bir hat›r-
latmada bulunmak istiyorum; devri-
min genel yasalar›ndan biri fludur;
omuzlad›¤›n davada yükün büyük
bölümünü sen çekersin, di¤er bir bö-
lümünü ise düflman›n kendisi bunu
sana tedarik eder. Yeterki çizgin do¤-
ru olsun ve o çizgide ›srar et. Bu ba-
k›mdan Kral Gyenandra'ya teflekkür
etmeliyiz.
fiimdi bu sürecin sonunda ne ç›-
kar, bu biraz da Anayasal Meclis se-
çimleri sonunda belli olur. Biz kaza-
n›rsak Halk Cumhuriyeti Anayasas›’n›
yazaca¤›z. Bunu aç›kça ilan ettik.
Di¤er güçlerin etkisi nedir, neden onlarla bir-
leflme ihtiyac› duydunuz?
Bu güçlerin baz›lar› Nepal'in çeflitli tarihlerinde
hükümette yer alan güçlerdir. 1996 y›l›nda halk
içinde etkileri vard›. Ama hükümet olduklar›nda,
Halk Savafl›’n› ezme hareketine girifltiler ve halk›n
ihtiyaçlar›ndan koptular ve böylelikle kitleler içinde
etkileri azald›. Kral'›n 2. darbesinden sonra daha da
kötü duruma düfltüler ve Maoistlerle ittifak ve anlafl-
maya girmeden hiç bir fley yapamayacaklar›n› anla-
d›lar. Politik partiler, ABD, Hindistan ve Monarfli ta-
raf›ndan kullan›ld›klar›n› anlad›lar. Bizimle ittifak et-
meleri, hayat›n dayatmas›d›r. Kabul etmek zorunda
kald›lar. Bizi sevdiklerinden de¤il. Bir devrimin za-
ferle taçlanmas› için kitlelerle birleflmek ve düflma-
n› bölmek önemli bir ilkedir. 7 politik parti ile anlafl-
mam›z› biraz da bu yönden düflünmek gerekir. Di-
¤er nedenleri zaten izah etmifltim.
Monarfli s›n›flar üstümüdür, politik partiler
hangi s›n›flar› temsil etmektedirler?
S›n›flar üstü hiç bir parti veya güç olamaz. Mo-
narfli de öyle. Monarfli feodal s›n›f›, Ortaça¤’› temsil
etmektedir. Özellikle Kral Gyanendra bir Ortaça¤
yönetimin temsilcisidir. Uzun y›llar ABD emperya-
lizmi ve Hindistan gericili¤i, Monarfli ile 7 politik
partiyi bir arada, ittifak içinde tutmay› baflard›lar.
Bunlar, Monarfliye silah ve di¤er desteklerde bulun-
dular. Baz›lar›m›z› Hindistan devleti do¤rudan tu-
tuklad› ve tutuklad›klar› baz›lar›m›z› Nepal gericili-
¤ine teslim ettiler. Ancak 2005 y›l›nda Kral darbe
yap›nca Nepal'lin siyasi portresi ciddi de¤iflikli¤e
u¤rad›. Hindistan bafllarda Kral›n iktidar›n›n y›k›l-
mas›na karfl› ç›kt›. Bir süre sonra bu tutmunu de¤ifl-
tirdi ve Kral'a silah yard›m›n› durdurdu. Bunun üze-
rine Kral, silah› Çin'den almaya bafllad›. Yani Hin-
distan gericili¤inin "anayasal Monarfli ve çok partili
düzen" biçimindeki iki ayakl› politikas› ifle yarama-
d›. Bu politika çöktü. Geliflmelere uygun olarak 7
politik partinin durumunu yeniden analiz ettik. Ya-
ni burjuva s›n›f çizgilerine ve karekterlerine ra¤-
men koflullar onlar› bize gelmeye zorlad›. Onlarla
ittifak etmemiz onlar›n burjuva s›n›f karekterlerini
görmemize engel de¤ildir. Nepal'deki koflullar öy-
lesine boyut kazanm›flt›r ki, Maoistlerle ittifak
yapmamal›y›z diyen baz› politik partilere karfl›
halk ayaklanmakta ve protestolara giriflmektedir-
ler. Onlar› Maoistlerle ittifaka zorluyor. Nepal'de
politik durum d›flardan göründü¤ü gibi de¤ildi ve
farkl›l›klar arzediyordu. Eski bir unsur, suyun ›s›s›-
n› test etmek için Maoistlerle ittifak yap›lmamas›
için sert bir aç›klama yapt› ve bunun üzerine halk
ayakland› ve bu unsurun evinin önünde protesto-
lar yap›ld›. Durum üzerine ayn› unsur kendisinin
yanl›fl anlafl›ld›¤› ve sözlerinin çarp›t›ld›¤›n› söyle-
mek zorunda kald›. Durum budur.
Politik partiler, kullan›ld›klar›n› anlad›klar›ndabizimle ittifak etmek zorunda kald›lar
5-16 Nisan 2007 KÜLTÜR-SANAT12
YÜZ F‹K‹RMuzaffer Oruço¤lu
www.muzafferorucoglu.com
Milliyetçilik nas›l da güçlendi. Bir ulusunç›karlar›n› ve de¤erlerini, di¤er uluslar›n ç›kar-lar›ndan ve de¤erlerinden üstün tutmak. Milli-yetçilik öz olarak budur. Kapitalist mülk sahi-binin anlay›fl›d›r. Mal›m bataca¤›na dünya bat-s›n. Bu, bugünkü küresel tekellerin anlay›fl›d›rayn› zamanda. Ben bataca¤›ma dünya bats›n.‹ki büyük dünya savafl›n›n temelinde yatananlay›flt›r bu. Küresel tekeller, yerel ekonomi-leri, kendi ekonomilerine zorla kat›yorlar.Dünyay› kendilerinin egemen oldu¤u birlefliktek bir dünya pazar›na dönüfltürüyor, kendidillerini ve kültürünü bu pazara dayat›yorlar.Yokolma ve savunma psikozu içine giren ulus-lar, kendi egemen de¤erlerine, milliyetçili¤eve dine sar›l›yorlar. Bu uluslar, bu de¤erlerleküresel tekellerin karfl›s›nda baflar› kazanma,tutunma flans›na sahip de¤iller. Kendi ulusalç›karlar›n› ve de¤erlerini, di¤er uluslar›n ç›kar-lar›ndan ve de¤erlerinden üstün gören milli-yetçili¤in, dünya insanlar›n›, küresel tekellerinkarfl›s›nda birlefltirme, onu umut vadeden mo-dern, küresel bir güce dönüfltürme flans› veyetene¤i yoktur. Küresel bir güce ve anlay›flaancak, ondan daha ileri bir küresel güç ve an-lay›flla karfl› konulabilir. Bu güç bellidir: Dün-ya iflçi s›n›f›.
Her küresel tekel merkezi, kendi ç›karlar›-n›, dilini ve de¤erlerini, bir baflka küresel tekelmerkezinin ç›karlar›ndan, dilinden ve de¤erle-
rinden üstün görür. Buna küresel tekel milli-yetçili¤i de diyebilirsiniz. Bunlar›n dünya sa-vafl› programlar›n›n temelinde bu anlay›fl ya-tar. Sermayenin kendini dünya çap›nda yeni-den üretememesi mi, dünya savafl› m›? Soru-yu böyle sorar ve cevab› verir: Dünya savafl›.‹nsan›n ve do¤an›n görülmemifl boyutlarda y›-k›m›n›n temelinde bu anlay›fl yatmaktad›r. Bugüç ve bu anlay›flla, dünya çap›nda hesaplafla-bilecek, dünyan›n ruhsuz kalabal›¤›n›, tarihikorkutan, o umutsuz, ürkütücü kalabal›¤›n›birlefltirip, gelece¤e, büyük derinli¤e tafl›yabi-lecek bir tek güç vard›r: Dünya iflçi s›n›f›. Kur-tar›c›n›n, kurtar›c›l›k misyonundan s›yr›larak,her insan› bir kurtar›c› olarak görmesi flart›ylamümkün olacakt›r bu. Bu s›n›f›n program›n›tepeleyip geçen bir baflka program bugüne ka-dar ç›kmad›. Nedir bu program? Tüm biçimle-riyle mülkiyete hay›r, parçalanm›fll›¤a, ulusahay›r, devlete ve aileye hay›r, bask›ya ve öz-gürlü¤e hay›r. Hay›rl› hay›r’lardan oluflan buprogram›n yarat›c›s› tek modern, gerçek, küre-sel güçtür ve tüm yerel zenginliklerin, dillerinve kültürlerin, birbirlerini özgürlük ortam›n-da, derinlemesine özümleyerek, tek bir dünyazenginli¤ine, dünya diline ve kültürüne dö-nüflmesinden yanad›r.
Ekranlar ço¤ald›. ‹nsan, eriflilmezle, uzakbir insanla flimdi daha kolay iliflki kurabiliyor.‹nsan›n dinleme, tercih yapma ve konuflma
olanaklar› artt›. ‹nsan› insana ba¤layan damar-lar aç›ld›kça, insan aç›lacak. Milliyetçili¤in vedinin yükselifline ra¤men, ilerlemenin genelseyri, enternasyonalizme do¤rudur. Haks›z sa-vafllara duyulan tepkinin çap›, bunu do¤rulu-yor. ‹nsan parçalan›yor, ayk›r›lafl›yor, giderekzor yönetilen, yönetmeyi ve yönetilmeyi dahaaz seven bir yarat›k haline geliyor. Kolay yö-netilen insan, geri insand›r. ‹nsan, geçmiflindehiç bu denli nefret etmemiflti zorunlu çal›flma-dan. ‹nsanda kendine yaslanma ve kendiniokuma e¤ilimi, geçmifle nazaran geliflti. ‹çindebulundu¤umuz dönemin yükseliflleri ne olur-sa olsun, genel tarihsel ilerleyifl, insan›n dar-l›ktan, yerellikten, dinden, ulusal kimlikten vemilliyetçilikten kurtuluflu yönündedir.
Evet, bugün yeryüzünde iki ciddi küreselgüç var. Küresel tekeller ve iflçi s›n›f›. Tarih,müzelere do¤ru ilerlemiyor. ‹nsanlar, uçaktaninip ka¤n› arabas›na binmiyor. Tarih, her yenibulufla, yeni bir müze yaparak ilerliyor. Tari-hin karfl›s›nda tutunamayan komünizm de¤il,milliyetçilik ve dindir. Mülkiyetin, devletin veailenin yüz y›l önceki durumunu bugünkü du-rumla k›yaslay›n bakal›m. Gelecekte, tek bafl›-na hiç kimsenin sahip olamayaca¤›, merkezi-leflmifl, büyük, küresel mülkiyetler ç›kt› ortayave bu merkezileflme, küçük ve orta mülkiyetinaleyhine devam edecektir. Hayat, sanayiningeliflti¤i bölgelerde, devletler toplulu¤unun
oluflmaya bafllayaca¤›n›n ve her yerel devle-tin, bu toplulu¤un küçültülmüfl, basit bir kara-koluna dönüflece¤inin iflaretlerini veriyor. Ai-le tutunam›yor, da¤›l›yor. Komünizmin madditemelleri olufluyor. Ve küresel kapitalist tekel,büyük korkusunu, Dünya çap›nda, kulaklar›sa¤›r edercesine ba¤›rarak a盤a vuruyor:
“Komünizm öldü!”
Ne kadar ba¤›r›rsa ba¤›rs›n, kaybedecek.‹nsan› ve do¤ay› y›karak ilerleme mant›¤›nasahip oldu¤u için kaybedecek. Herkesi tepele-yip geçen o bencil ‘Ben’ini, varoluflunu, zen-ginleflme flart›n›, bilme ve yaratma flart›na ba¤-lad›¤› için kaybedecek. Yerel ile evrensel,pragmatik ile bütünsellefltirici ya da engin dü-flünce aras›ndaki kavga sürüyor. Dünya, flim-diye kadar d›fl gerçekli¤i kendi arzular›na ben-zetme eylemiyle y›kan kahramanlara tan›k ol-du, geliflmeler, d›fl ve iç gerçekli¤e, kitlenin y›-k›c› atefliyle, engin ve özgür dünyas›yla yükle-nilecek günlerin flartlar›n› haz›rl›yor. Baflta dinolmak üzere tüm geri ideolojiler, varl›k flartla-r›n›, kitlesel itaata, mamut ça¤›ndan kalm›fl, ta-rih öncesi insan›n korkuya dayanan muhte-flem boyun e¤ifline ba¤larlar. Tarih, geçmiflintüm sosyalist uygulamalar›n› bile derinlemesi-ni etkileyen bu geri ideolojilerin maddi temel-lerini, varl›k flartlar›n› zay›flatarak ilerliyor.Gerçek y›k›c›lar›n gücünü gösteriyor bu.
Komünizm öldü
Sanat, toplumsal yaflamda dünü bugüne,
bugünü yar›na aktarman›n en güçlü araçlar›n-
dan biridir. Genifl halk y›¤›nlar›n›n yaflamlar›n-
da yer edinen bir tak›m olgular›n, yorumlan›p
tekrar halka sunulmas›d›r. Sanat estetsize edil-
mifl, hayat›n motorudur. O motor durdu¤u za-
man, kitlelerin de¤iflim ve dönüflümü zorlafl›r.
Bugünün kültürel dokusunun çeflitli üsluplarla
yar›na tafl›nmas›n›n en büyük arac›d›r. Sanat sa-
dece günü de¤il, ileriyi de görmeni ister...
Toplumsal yaflamda vazgeçilmez bir yere
sahip olan sanat›, gelece¤e dair at›lan ad›mlar›n
sa¤lamlaflt›r›lmas› için, daha bilinçli ve hizmet
etti¤i s›n›f›n karakterine uygun yorumlamak ge-
rekir. Çünkü bugün dünya üzerinde hegemon-
ya kuran güçlerin, feodal-burjuva kültürü belli
sanatsal aktiviteler arac›l›¤›yla yayg›nlaflt›rd›¤›n›
bilmekteyiz. Bu kültürün üretim iliflkilerine gö-
re flekillendi¤ini bilmemizden dolay›, bu üre-
tim iliflkilerini de¤ifltirmek için yürütülen mü-
cadeleyi, Yeni Demokratik Halk Kültürü müca-
delesiyle beslemeli, yerel motif ve figürleri ev-
rensel de¤erlerle birlefltirerek, yaflam›n her ala-
n›nda etkileflimi sa¤lamal›y›z.
E¤er bu sistemin kendisi yozlaflmay›, çürü-
meyi, gerili¤i ve yabanc›laflmay› dayat›yorsa, bi-
limsel kültür, sanat ve edebiyat›n geliflmeler
karfl›s›nda alternatif olmas› kaç›n›lmazd›r. Bas-
k›s›z ve yasaks›z bir yaflam ad›na, bilimsel kül-
tür sanat ve edebiyat› toplumsal yaflamdaki üre-
timin iliflkilerinde en üst düzeye ç›kart›lmas›,
ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. Egemen anla-
y›fl›n amac›, Yeni Demokratik Halk Kültürü
mücadelesini ve onun sanatsal icras›n› engelle-
mek oldu¤undan, bizlerin sokakla hafl›r neflirli-
¤imiz ve bu alanlar› birer gösteri merkezine çe-
virme meflrululu¤umuz kaç›n›lmazd›r. Bu et-
kinli¤in iç boyutu, her ne kadar, halk kültürü-
nü içerse de, mevcut demokratik hak ve talep-
lerden ar›nd›rarak ele almak mümkün de¤ildir.
Çünkü; feodal-burjuva kültüre karfl› yürüttü¤ü-
müz çal›flma esnas›nda, bizlere yönelen sadece
bu sistemin kültürel sald›r›s› de¤il. Ayn› zaman-
da bu yozlu¤u dayatan siyasal iktidar›n kendisi
de fiili sald›r›lar gerçeklefltiriyor.
Yapt›¤›m›z sanatsal çal›flmalar›n, içeri¤i si-
yasallaflt›r›lm›fl olsa da, bu sanat›n özünden ay-
r›ld›¤› anlam›na gelmez. Sorunun kendisi, önü-
müzdeki tabloyu iyilefltirmek olmufl olsayd›, so-
runa daha farkl› bakma durumumuz olurdu. Fa-
kat iktidar erkinin genel durumu incelendi¤i
zaman, kültürel de¤iflimin, iktidar de¤iflimin-
den ayr› ele al›namayaca¤›n› görebilmekteyiz.
‹flte sanatla, siyasetin birbiriyle olan s›k› ba¤lar›
somut durum üzerinden ortaya ç›kmaktad›r.
Bu ba¤lar›n kurulmas›nda, hitap edilen kitle ya-
p›s› iyi incelendi¤i zaman, kurulacak dengele-
rin daha sa¤l›kl› oluflmas› kolaylafl›r.
De¤iflik düzeylerde ilerici rolü tafl›yan ku-
rum ve kiflilerle yapaca¤›m›z çal›flma, bizlerin
savunusunu yapt›¤› yüz çiçek, yüz fikir düflün-
cesinin yaflamla buluflmas›nda etkin rol sa¤laya-
cakt›r. Bu bizlerin salt kendimizle yetinmeyip
gelece¤e dair fikir zenginli¤ini nas›l alg›lad›¤›-
m›z› birazc›kda olsa ifade ediyor. ‹fade etmekle
birlikte, gelece¤e dair sözünü etti¤imiz bask›s›z
ve yasaks›z bir yaflama dair, bugünden ad›mla-
r›n at›lmas›, Yeni Demokrasi fikrinin kabul gö-
rürlü¤ü için güven vericidir.
Elbette ki, farkl› düflüncelerden bahseder-
ken, bu düflüncelerin tümünün kendilerini bi-
zim içimizde ifade etmesinden söz etmiyoruz.
Bizlerin dirsek temas›nda oldu¤umuz düflünce-
nin kendisi, bizlerin kabulü olan k›z›l ve tonla-
r›d›r. Fakat flunu da belirtmek gerekir ki; dü-
flüncenin kendisi gerici de olsa, yeni iktidar dö-
neminde bu düflüncelerin kendilerini ifade et-
mesi için bir saha haz›rlanmas› ve önündeki
mevcut engellerin kald›r›lmas› için, bizler tara-
f›ndan mücadele edilmelidir. Bizler yasakç›l›¤›
de¤il, özgürlü¤ü savunuruz. Tekilli¤i de¤il, ço-
¤ulculu¤u savunuruz. Bask›c›l›¤› de¤il, serbest-
li¤i savunuruz. Cezai tedbirler alan tüm iktidar-
lar, yaratt›klar› ikilemlerden dolay› yapmakta-
d›rlar. Bu amaçla bugünün yar›na aktar›lmas› ve
yar›nlar›n yeni iktidar perspektifiyle yürünme-
sini sa¤lamak için, üstümüze düflen görevlerin
bilinciyle, hayat›m›zda yarat›lmak istenen y›-
k›mlar›n önüne geçmeliyiz.
Dünyada cereyan eden olaylar›n birebir ta-
n›¤› olmam›zla birlikte, bize ait olan senaryola-
r› hep baflkalar› yaz›p çizip oynad›. Biz ise seyir-
ci koltu¤una oturup kimlerin bizi nas›l anlatt›¤›-
na bakt›k. Tabi ki, baflkalar›n›n bizlerin verdi¤i
mücadeleyi kenar›ndan da olsa anlatmalar› hofl,
ama bu anlat›m esnas›nda hizmet ettikleri ke-
sim bugün açl›¤a sefalete mahkum edilenler
de¤ilse, bizlerin ne kadar sa¤l›kl› anlat›ld›¤›m›z
tart›fl›l›r olur. D›flar›dan birilerinin anlat›mlar›
tüm ç›plakl›¤› içinde bar›nd›rmad›¤›ndan, tüke-
tim kültürüne hizmet eden bir sonuca götürür.
Yap›lan iflin içinde olmak ve onu hissederek
yapmak, çal›flman›n kalitesini yükseltir. Bun-
dan dolay› gerek üretimi ço¤altmak, gerekse de
halka do¤ru olan› ulaflt›rmak için, bu konularda
daha fazla enerji sarfetmek zorunday›z. Bu ba-
k›fl›n Yeni Demokratik Halk Kültürü mücadele-
si ve onun sanatsal yans›mas›n›n daha genifl kit-
lelerle buluflmas›na büyük destek sa¤layaca¤›n›
düflünmek gerekir. Genifl kitle y›¤›nlar›na an-
cak kolektif bir bilinçle ulafl›laca¤›ndan, bilim-
sel kültür, sanat ve edebiyat cephesinde daha
büyük projeler oluflturmak için çal›flmalar›m›z›
daha bilinçli k›lmal›y›z.
‹ktidar parçalar›n ürünüdür. Bizler bu parça-
lar› do¤ru temellerde gelifltirip, yayg›nlaflt›r›r-
sak, bu parçalar›n ortak paydalarda buluflmama-
s› için hiçbir neden yoktur. Kültürel de¤iflim,
genel anlam›yla uzun soluklu bir sürecin ürünü
olarak ortaya ç›kaca¤›ndan, kendi iç çat›flmas›n›
yaflarken, bir tak›m k›r›lmalar ve parçalanmalar›
yaflayacakt›r. Fakat bu parçalanma ve k›r›lmala-
r›n olaca¤›n› düfllerken, oluruna b›rakmadan,
iflin öznesi olabilmeliyiz. Ancak o zaman iflin
merkezine koydu¤umuz düflüncenin uzun va-
deli yaflamla buluflmas›n› sa¤lar›z. Aksi takdirde,
feodal-burjuva hegemonyan›n, üzerimizdeki
varl›¤› bir karabasan gibi sürecektir.
Yaflam› sanatla yorumlamak
27 Mart ‘Dünya Tiyatro Günü’ vesilesiyle Kad›köy ‹ske-
le Meydan›’nda toplanan Naz›m Hikmet Kültür Merkezi
(NHKM) ve Sanat Cephesi çal›flanlar› “Tiyatrocular Kork-
muyor” ve “Emperyalizmin Oyuncusu Olmayaca¤›z” yaz›l›
pankartlar açarak yapt›klar› k›sa tiyatro gösterileriyle ‘Dün-
ya Tiyatro Günü’nü karfl›lad›. ‹skele Meydan›’nda yap›lan
bas›n aç›klamas› ve tiyatro gösterilerinin ard›ndan Bahariye
Caddesi’ne yürüyen tiyatrocular burada ve NHKM bahçe-
sinde ayn› aç›klamay› yaparak, oyunlar›n› sergiledi. Yürü-
yüfl s›ras›nda “Yaflas›n tiyatro, yaflas›n sanat” slogan› at›l›r-
ken halka bildiriler da¤›t›ld›.
45 tiyatro ve tiyatro derne¤i’nin imza att›¤› aç›klamay›
okuyan fiilannaz Kambur, 27 Mart’›n tiyatrocular için bay-
ram olmad›¤›n›, tiyatrolar›n bafl›na çorap örüldü¤ünü söy-
leyerek “Devlete ait salon kiralar› fahifl fiyatlara ç›kar›l-
d›, oyunlar yasakland›, özel tiyatrolara yard›m›n kald›-
r›ld›. Devlet Tiyatrosu ve fiehir Tiyatrolar›nda yaflanan-
lar ak›l almaz bir aymazl›kt›r. Sistem bu kurumlar› göz-
den ç›karm›flt›r. Yeni yasalar haz›rlatarak sözcükleri-
mizi ezip, yok etmeyi hesapl›yor. Özel tiyatrolar bir bir
kapanacak, kurum tiyatrolar› çökertilecek” dedi.
“Emperyalizmin
Oyuncusu
Olmayaca¤›z”
ESP’nin, Kad›köy Meydan›'nda 20
Ocak günü Irak iflgalinin 4. y›l›nda yap-
t›¤› ABD'yi protesto eyleminde skeç gös-
terisi yapan, Tiyatro ‹mge oyuncusu Er-
gün Demir, oyun s›ras›nda üzerinde bu-
lunan kuru s›k› silah nedeniyle eylem
sonras› polis taraf›ndan gözalt›na al›nd›.
Kuru s›k› silah tafl›man›n suç oldu¤u ge-
rekçesiyle gözalt›na al›narak Kad›köy ‹s-
kele Polis Karakolu'na götürülen Demir,
burada ifade vermeyi reddetti¤i için Ka-
d›köy Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na götü-
rüldü. Polis taraf›ndan 'Ateflli Silahlar Ka-
nununu’ ile 'Toplant› ve Gösteri Yasala-
r›na' muhalefet etti¤i gerekçeleriyle,
savc›l›k karfl›s›na ç›kar›lan Demir, savc›-
l›kta verdi¤i ifadede, kuru s›k› silah›
oyunda kulland›¤›n› beyan etti. Savc›,
kuru s›k› silah›n sanatsal bir etkinlikte
kullan›ld›¤› gerekçesiyle olay›n ateflli si-
lahlar kanununa muhalefet kapsam›na
girmedi¤ini belirterek Demir'in 'Toplan-
t› ve Gösteri Yasalar›na Muhalefet'
(2911 say›l› kanun) etmekten tutuklan-
mas›n› talep etti. Tutuklanma talebiyle
mahkemeye sevk edilen Demir, mahke-
me taraf›ndan tutuksuz yarg›lanmak
üzere serbest b›rak›l›rken, kuru s›k› sila-
ha da balistik incelemesi yap›lmak üze-
re emniyet taraf›ndan el konuldu.
Afl›k Veysel an›ld›A nadolu'yu kent kent do-
lafl›p fliirlerini saz›yla seslendi-
ren halk oznan› Afl›k Veysel
fiat›ro¤lu ölümünün 34. y›ldönü-
münde ‹stanbul ve Sivas’ta
an›ld›. Yunus Emre, Pir Sultan
Abdal, Karacao¤lan, Emrah, Da-
dalo¤lu gibi halk ozanlar›ndan
etkilenerek türkü yorumu ve
sazda ustalaflan Veysel’in Gülha-
ne Park›’ndaki heykeli önünde
ailesi taraf›ndan bir etkinlik dü-
zenlendi. Etkinlikte söz alan
Veysel’in torunu Çi¤dem Özer;
“Afl›k Veysel’in, ba¤nazl›¤›, hofl-
görüsüzlü¤ü ve kavgay› hiç
onaylamad›¤›n› belirterek, “Sev-
gili dedem yüre¤i insan sevgi-
siyle dolu, ça¤dafl, demokrat,
cumhuriyetçi ve araflt›rmac›
kiflili¤iyle çevresine örnek ol-
mufltur” dedi. Ekinlikte ayr›ca
çeflitli yörelerden gelen halk
ozanları da, Afl›k Veysel için
yazd›klar› fliirlerini saz eflli¤inde
okudular.
Öte yandan Afl›k Veysel’in
do¤um yeri olan Sivas’›n fiar-
k›flla ilçesi Sivrialan köyündeki
mezar› bafl›nda da anma etkin-
likleri düzenlendi. Buradaki et-
kinlikler Veysel’in müzeye dö-
nüfltürülen evinin gezilmesiyle
sona erdi
Tiyatrocuya tutuklama talebi
5-16 Nisan 2007 13GÜNCEL
Bugünlerde dünya kamuoyunu çokça mefl-
gul eden bir konu var; ‘küresel ›s›nma’. Geli-
nen aflamada sorun dünyay› ve insan hayat›-
n› alt-üst edecek seviyeye ulaflt›. Nedir küresel
›s›nma?
Güneflli bir karl›, so¤uk günde araban›z›n içe-
risindesiniz. Günefl ›fl›nlar› yüksek frekansta ge-
lip camdan içeri girer. Ancak, konsülden yans›-
yan ›fl›nlar düflük frekansl› oldu¤u için camdan
d›flar› ç›kamaz. Araban›n içinde s›cakl›k artmaya
bafllar. D›flar›da s›cakl›k s›f›rken araban›n içinde
bir saat güneflte kal›rsan›z, s›cakl›k 20 dereceyi
aflar.
Ayn› flekilde yüksek frekansl› günefl ›fl›nlar›;
atmosfer ve d›fl›ndaki gaz örtüsünü (katman›n›)
geçer ve yeryüzüne ulafl›r. Ancak, yans›yan ›fl›n
düflük frekansl› oldu¤u için söz konusu gaz kat-
manlar›n› afl›p uzaya geri dönemez. Böylece yer-
yüzünde s›cakl›k artmaya bafllar. Söz konusu bu
gazlar araban›n veya sebze seras›n›n cam› görevi-
ni görür. Bu gazlar›n bafl›nda; fosil yak›tl› enerji
kaynaklar›n›n ve tafl›tlar›n ç›kard›¤› egzoz gaz›,
barajlar›n ç›kard›¤› gazlar ve di¤er endüstriyel
gazlar gelir. Dünyada kendi do¤al dengesi içeri-
sinde yaklafl›k 40 bin y›lda bir küresel ›s›nma ve
buzul ça¤› yaflanabilir. Ancak düflük boyutlu ol-
du¤u için sorunsuz atlat›l›r. Baflka bir anlat›mla
y›ll›k ortalama ›s› fark› 1,4 derece dolaylar›nda-
d›r. Ancak, endüstrileflirken fosil yak›tlar›n hun-
harca kullan›lmas›yla atmosfer ve atmosferin d›-
fl› bu gazlar›n oluflturdu¤u bir katmanla sar›l›r.
Bu da, s›ra d›fl› ›s›nmaya neden olmaktad›r.
Küresel ›s›nmayla birlikte insanl›¤› k›sa ve
orta dönemde ne gibi tehlikeler bekliyor?
Bu felaketleri düflünmek bile istemiyorum.
Ancak, yine de baz› bilgiler verelim.
-Bengaldefl, Hollanda, Güney Hindistan ve
benzeri genç delta ve k›y› ülkelerinin %80’i de-
niz alt›na girer.
-Akdeniz ve daha güneyindeki benzer ülkeler
susuzluktan k›r›l›r. Toplu ölümler bafllar.
-Munzur ve benzeri s›rada¤lar dünyan›n göz-
bebe¤i yaflama yerleri olur.
-Munzur için yapt›¤›m›z projenin de¤eri y›lda
55 milyar dolardan y›lda 550 milyar dolara f›rlar.
-Barajlarla katledilmemifl olan tüm ana akar-
sular›n beslenme havzalar› ulusal park ilan edilir
ve koruma alt›na al›n›r. ‹flte bunlar› gördü¤ümüz
için Munzur, Çoruh, Yeflil ›rmak, F›rt›na Vadisi
ve di¤er akarsular›m›z› korumak u¤runa can›m›z
pahas›na çal›fl›yoruz. Düflman ise emperyalizmin
içimizdeki uflaklar›d›r.
Geçti¤imiz günlerde aç›klanan BM rapo-
runda küresel ›s›nma sorununda insan faali-
yetlerinin büyük rolü oldu¤u belirtildi. Fakat
bu insan faaliyetlerine kendi ç›karlar› do¤rul-
tusunda yön veren bir de sistem var kuflkusuz.
Olanlar› ve olabilecekleri hesaba katt›¤›n›zda
bu iflin ana sorumlusu olarak kimleri görü-
yorsunuz?
Bu felaketlerin tek sorumlusu: Dünyada az-
g›n ve rakipsiz tekelci kapitalizmdir (emperya-
lizmdir). Ülkemizde ise bunlar›n uflaklar› olan
hükümet yetkilileridir. 26 Kas›m 1938’den günü-
müze yöneticiler emperyalistler ve onlar›n uflak-
lar› taraf›ndan belirlenmifltir. Bu iflin sa¤›, solu
veya askeri, sivili de yoktur. Ülkemiz için bir kur-
tulufl olan 1936 e¤itmen okullar› ve daha sonra-
ki köy enstitüleri 1947 y›l›nda kapat›lmaya bafl-
land› 1950’nin bafl›nda da tamam› kapat›ld›. Ja-
ponya ve Çin bu e¤itim kurumlar›yla devleflti.
1974 y›l›nda da ö¤retmen okullar› kapat›ld›.
1978 y›l›nda Yüksek Ö¤retmen Okullar› kapat›l-
d›. 1982 y›l›nda da Cuntaya kurdurulan YÖK ile
de evrenkentlerde bilimin yeri filme b›rak›ld›.
Üniversitelerde Anfltayn (Einstein) olsan›z em-
peryalistlerin dilinden 70 alamazsan›z yüksele-
mezsiniz. 24 y›ld›r Ziraat Fakültesi olan bir say-
g›n evrenkentimizde dikili a¤aç yok. Di¤er fakül-
teler de farkl› de¤ildir. Bu oyun tam 2000 y›l ön-
ce Romal›lar›n M›s›rl›lar› kölelefltirmek için uy-
gulad›¤› yöntemdir.
Bir ülkede e¤itim yoksa bilim de olmaz. Bili-
min olmad›¤› yerde de özgürlükler olmaz. Baflba-
kan olacak tek kifli Yasamay› (Meclisi), Yürütme-
yi (Bakanlar›), Yarg›y› (Aadalet Bakan› arac›l›¤›y-
la) oluflturur ve/veya seçtirir. K›sacas› faflist dik-
tatörlükle yönetiliyoruz. Böyle bir ortamda bi-
limsel uygulamalar›n yaflama geçmesini bekleye-
meyiz. Bunun için tek çözüm yolu kamuoyunun
do¤ru bilgilerle donat›lmas›d›r. ‹flte bu nedenle,
hiç durmadan ülkemizde ve dünyada kofluflturu-
yoruz. Bu mücadele sonunda kesinlikle kazana-
ca¤›z. Üzüldü¤üm tek fley, elde edilen nimetler-
den grev k›r›c› sar› sendikalar gibi bize karfl› ko-
yan uflaklar da yararlanacaklar. Her neyse, onlar
da insand›r deyip geçelim ve devrimci mücade-
lemizi bilimsel temellerde ve düzlemlerde sürdü-
relim. Çünkü, bu insan onuruna yak›fl›r bir
tav›rd›r.
1992 Kiyoto (Japonya)
küresel ›s›nmay› engel-
leme sözleflmesine im-
za atmayan baflta ABD
emperyalizmi sözcüleri ve uflaklar› bu felaketin
birinci derece sorumlular›d›r. Ülkemizdeki uflak-
lara karfl› verdi¤imiz mücadeleyi de kazanmak
üzereyiz. Çünkü su kayay› oyar. Bu suyun sertli-
¤inden de¤il, inatla ak›fl›n› sürdürmesindendir.
Kanadal› astrofizikçi iki ünlü biliminsan›,
küresel ›s›nmaya dikkati çekerek, bunun in-
sanlar›n yeryüzünden yok olmas›na dahi yol
açabilece¤ini belirterek, yak›n zamanda ise
bir çok canl› türünün yok olaca¤› uyar›s›nda
bulundular. Bu iddialar karfl›s›nda siz neler
söylemek istersiniz?
Kat›l›yorum. Ancak, bilim insanlar› kamu-
oyunu yan›na almay› da mutlaka becerecektir.
Yerli uflaklar da becerileceklerin içerisindedir.
Onlar da, erinde geçinde, onurlu yola kurban
olacaklard›r. Bu insanl›¤›n bir sorunudur.
Küresel ›s›nman›n ülkemizdeki olas› etki-
leri nelerdir?
K›fl ay›nda ya¤mur duas›na ç›k›lmaya bafllan-
d›. Yetmez mi?
AKP hükümetinin küresel ›s›nmaya yöne-
lik kurdu¤u komisyonun en ‘radikal’ olarak
tan›mlanan önerisi; mesai saatlerinin bir saat
öne çekilmesi oldu. Komisyon ayr›ca enerji ta-
sarrufu için sokak ayd›nlatmas›nda günefl
enerjisine geçilmesi ve daha az su kullan›m›
için sifon depolar›n›n 6 litreden 4 litreye düflü-
rülmesini öneriyor. Bu konuda neler düflünü-
yorsunuz?
Bu ça¤d›fl›, gerici ve insanl›k düflman› kafalar
ancak bu kadar yüzeysel düflünebilirler. Yüzler-
ce milyar dolarl›k servetimiz Munzur kaynaklar›-
n›, emperyalizmin emriyle yok etmeye çal›flan
bu uflaklar de¤il mi? Dünyada efli benzeri olma-
yan ulusal servetimiz Çoruh Vadisi’ni do¤a-
s›yla ve kültürüyle yok etmeye çal›flan bu gerici
kafalar de¤il mi? 2000 y›ll›k Allianoi ve 12 bin y›l-
l›k Hasankeyf’i, hem de bir hiç u¤runa yok etme-
ye çal›flan bu bilimd›fl› kafalar de¤il mi? Çoruh’ta,
Dicle’de ve di¤er nehirlerimizde daha fazla ener-
jiyi yeralt› depolama ve selda¤›nakl›k sistemiyle
onda bir maliyetine verece¤imizi dünyaya hay-
k›rmam›za ve kabul ettirmemize karfl›n; bu zihin-
sel özürlüler sald›r›lar›n› sürdürmüyorlar m›? Bu
küçük beyinler, yüzeysel ve göstermelik eylem-
lerle kamuoyunu yan›ltmaya ve kand›rmaya ça-
l›flmaktad›rlar. “Her koyun kendi baca¤›ndan as›-
l›r”› dayatarak halk› koyunlaflt›ran bunlar de¤il
mi? “fieriat›n kesti¤i parmak ac›maz” diyerek ka-
y›ts›z flarts›z itaati bunlar dayatm›yor mu? Barajla
katledilecek Yusufeli’nin yeni yerleflim yeri için
Tayyip helikopterle yer seçimi yapm›fl. Yan›nda
da bir sürü dalkavuk. Oysa yerleflim yerinin seçi-
minde 23 ayr› mühendislik ve mimarl›k disiplini
çal›fl›r. Bu bilim dallar›ndan hiçbirisini rüyas›nda
bile görmeyen Tayyip, yer seçimi çal›flmas› yap›-
yor..! Onu da helikopterle yap›yor. Bu örnek bi-
le bu iflin ne kadar ciddiye al›nd›¤› göstermekte-
dir? Komisyonun sundu¤u öneriler gülünç, gü-
lünç oldu¤u kadar ciddiyetsiz bir yaklafl›md›r.
-Sizce küresel ›s›nman›n olumsuz sonuçla-
r›n› ortadan kald›rmak olas› m›d›r? Bunun
için neler yap›labilir?
Elbette olas›d›r. Öyle olmasa; biz neden bu
dikenli, tafll› ve sarp ayd›nl›k yolda ve bilimsel te-
melde her geçen gün h›z›m›za ivme kazand›r›yo-
ruz? Çözüm, kamuoyunun do¤ru bilgilendirilme-
sinden geçmektedir. Van’da herkesin hayal dedi-
¤i devrimleri bu yaklafl›mla yaflama geçirdik.
Tüm Anadolu’muzda da bu baflar›y› yakalayaca-
¤›z. Su gibi aziz ve inatç› olunuz yeter.
Prof.Dr. ‹lyas YILMAZER ile Küresel ›s›nmaya dair
Nehirler, su ve yaflam için barajlara
karfl› eylem günü olan 14 Mart günü ül-
kenin çeflitli yerlerinde yap›lan eylem-
lerde, Dersim co¤rafyas›nda yap›lan, ya-
p›m›na devam edilen ve yap›m› planla-
nan barajlar protesto edildi.
Ata Holding binas› önünde ke-
fenli protesto
Barajlara karfl› eylem gününde Der-
sim’de yap›lan ve yap›lmas› planlanan
baraj projesinde yer alan Ata Holding’in
binas› önünde bir araya gelen Munzuru
Koruma Kurulu üyeleri ve ‹stanbul’da fa-
aliyet yürüten Dersim dernekleri üyeleri,
“Tarihi, kültürel ve do¤al miras›m›z›n ko-
runmas› için; Ata Holding Munzur’dan
elini çek” pankart› açarak, giydikleri ke-
fenlerle barajlar› protesto ettiler.
Dersim’de protesto
Dersim’de Sanat Soka¤›’nda bir ara-
ya gelen Dersim Kültür Derne¤i üyeleri
de Munzur’a yap›lmak istenen barajlar›
protesto ettiler.
Dernek ad›na yap›lan aç›klamada,
“Ata Holding’in barajlar projesinin ihale-
sinden çekilmesini, kanunsuz bir flekil-
de yürüttü¤ü faaliyetlerine son vermesi-
ni istiyoruz” denildi.
Barajlar co¤rafyam›z›
yok etmesin
‹zmir’deki Dersim dernekleri 14
Mart nehirler, su ve yaflam için barajlara
karfl› eylem günü vesilesiyle yapt›klar›
bir haftal›k etkinliklerde barajlara karfl›
ç›kt›lar.
‹zmir’deki Dersim dernekleri, baraj-
lara karfl› eylem günü vesilesiyle Ada
Kültür Merkezi’nde Dersim co¤rafyas›n›
ve do¤al güzelliklerini anlatan resim ser-
gisi açt›lar ve çeflitli tarihlerde Bornova
Dersimliler Kültür ve Dayan›flma Derne-
¤i’nde, Balçova Tuncelililer Kültür ve
Dayan›flma Derne¤i’nde ve Çi¤li Beledi-
ye Meclis Salonu’nda “Munzur Akmaz-
sa” adl› belgeselin gösterimini yapt›lar.
Posta arac›l›¤›yla TBMM’ye Dersim
co¤rafyas›n›n güzelliklerini içeren kart-
lar gönderen Dersim dernekleri üyeleri,
17 Mart günü de ADA Kültür Merke-
zi’nde Van Yüzüncü Y›l Üniversitesi Ö¤-
retim üyesi Prof. ‹lyas Y›lmazer’in de
kat›l›mc› oldu¤u, “Barajlar sorunu ve
çevreye etkileri” konulu bir panel dü-
zenlediler.
Ayn› gün Konak eski Sümerbank
önünde de ‹zmir Tunceli Kültür ve Da-
yan›flma Derne¤i üyeleri bas›n aç›klama-
s› yaparak barajlar› protesto ettiler.
Barajlarprotesto
edildi
Enerji Ekonomisi Derne-
¤i (EDD), Kyoto Protoko-
lü’nün imzalanmas›n›n, dev-
leti ekonomik bir yükün alt›-
na sokmayaca¤›n› söyleye-
rek, Türk devletinin daha
fazla gecikmeden protokole
imza atmas›n› istedi.
Bo¤aziçi Üniversitesi
Konferans Salonu’nda 20
Mart’ta bas›n toplant›s› dü-
zenleyen EED üyesi ö¤retim
görevlileri, Kyoto Protoko-
lü’nün imzalanmas› ile ülke-
nin sera gaz› emisyonlar›n›
say›sal olarak s›n›rlamak zo-
runda kalmayaca¤›n› ve ül-
keye ekonomik bir yük getir-
meyece¤ini belirterek, pro-
tokolün acilen imzalanmas›
gerekti¤ine iflaret etti.
‘Fazla gecikmeden
imzalanmal›’
Bas›n toplant›s›nda ko-
nuflan EDD Baflkan› ve Bo¤a-
ziçi Üniversitesi Endüstri
Mühendisli¤i Bölümü Ö¤re-
tim Üyesi Doç. Dr. Gürkan
Kumbaro¤lu, ülkemizin
1990-2004 y›l› dönemde kar-
bondioksit emisyon miktar›-
n›n yüzde 72.6 oran›nda art-
t›¤›n›, ülkenin eski teknoloji-
lerle AB’nin çöplü¤ü haline
getirilmek istendi¤ini belir-
terek, “Daha fazla gecikilme-
den Kyoto Protokolü’ne im-
za at›lmas› gerekmektedir”
fleklinde konufltu.
Kyoto Protokolü imzalans›n
UFUK Ç‹ZG‹S‹
Bakış CAN
Yazar›m›z›n yaz›s› elimizeulaflmad›¤›ndan yay›mlayam›yoruz
Baflta çevre ve enerji konular› olmak üzere bir çok konuda araflt›rmalardabulunan, Munzur-Hasankeyf-Allianoi-Yusufeli ve benzeri ulusal ve uluslara-ras› servetleri koruma kurullar›nda görev alan Van YÜzüncü Y›l Üniversitesiö¤retim üyesi ve Enerji Ulusal Çal›flma Gurubu Baflkan› Prof.Dr. ‹lyas YILMA-ZER ile ‘Küresel Is›nma’ konusunu görüfltük
S›rada¤lar dünyan›n gözbebe¤i yaflama yerleri olacak
5-16 Nisan 2007 GÜNCEL14
KONUK YAZAR
Sırrı SAKIK*
Newroz, bask›lar ve
ateflkes
2007 Newroz’u öncesinde yarat›lmaya çal›fl›lan gergin-lik ve kimi yerlerde Newroz’u engelleme giriflimlerine kar-fl›n; genel merkezimiz ve yerel örgütlerimiz ile halk›m›z›nöngörülü politik tutumlar›, fliddet ve çat›flma tuza¤›na düfl-meden Newroz’un bar›flç›l ve kitlesel kutlamalarla geçme-sini sa¤lad›.
Yer yer yaflanan gerginliklere karfl›n, milyonlarca insa-n›n kat›l›m› ile gerçekleflen Newroz kutlamalar›, partimizindenetleyici gücü sayesinde, bir bayram flöleni düzeyindegeçti. Newroz’da halk›m›z›n a盤a ç›kard›¤› talepler parti-mize de sorumluluk yüklemifltir. Parti olarak halk›m›z›nortaya koydu¤u taleplerin savunucusu ve takipçisi olaca-¤›m›z› belirtmek istiyorum.
Halk›m›z, 2007 Newroz’unda sosyal, kültürel, siyasaltaleplerini kitlesel coflkuyla dile getirirken; yaratt›¤› de¤er-lere, öncülerine ve oluflturdu¤u kurumlara kararl›l›kla sa-hip ç›kt›¤›n› da göstermifltir. Bu onurlu tutumu nedeniyletüm halk›m›za ve katk›s› olan herkese teflekkürü bir borçbilmekteyiz.
***
Partimizin ülke sorunlar›n›n demokratik bar›flç› yollar-la çözümü konusunda gösterdi¤i özverili tutumu ve çaba-s› sürerken, öte yandan büyük bir sald›r› ve hukuk d›fl› uy-gulamalarla karfl› karfl›ya kald›k. Bu hukuk ve yasa d›fl› uy-gulamalara karfl› sessiz kalmayaca¤›z, demokratik ve mefl-ru yollardan kendimizi savunma gücüne sahibiz.
Partimize yönelik bask›lar son dönemlerde ciddi bir ar-t›fl gösterdi. Onlarca il-ilçe binam›z bas›ld›, yüzlerce kifligözalt›na al›n›rken, 4 il yöneticimizle birlikte yüzü aflk›nyönetici ve üyemiz tutukland›. Eflbaflkanlar›m›z dahil birçok yöneticimiz gözalt›na al›nd›, tutukland›, ceza ald›.
Eflbaflkanlar›m›z Ahmet Türk ve Aysel Tu¤luk’a 8 MartDünya Kad›nlar Günü’nde partimiz Kad›n Meclisi’nin ya-y›nlad›¤› bildiri nedeniyle 1.5 y›l ceza verilmesi, HakkariBelediye Baflkan›m›z Metin Tekçe’nin 7.5 y›l hapis cezas›-na çarp›t›lmas›, Diyarbak›r Sur Belediye Baflkan›m›z Ab-dullah Demirbafl ve belediye meclis üyelerinin görevdenal›nmas› talebiyle Dan›fltay’da dava aç›lmas›, Newroz ko-nuflmalar› nedeniyle, ben ve il baflkan›m›z Do¤an Erbafl’›n‹stanbul’da, Eflbaflkan Yard›mc›lar›m›zdan Orhan Miro¤-lu’nun Ankara’da, Saadet Becerikli’nin Ardahan’da gözalt›-na al›n›p soruflturma aç›lmas›, parti yöneticimiz MedeniK›r›c›’n›n Bingöl’deki Newroz konuflmas› nedeniyle tutuk-lanmas›, dört büyük kentimizin il baflkanlar›n›n yapt›klar›aç›klamalar nedeniyle halen tutuklu bulunmalar›, yüzler-ce üyemizin gözalt›nda veya tutuklu bulunmalar› nas›laç›klanabilir?
Bütün bunlar, partimize ve özgür düflünceye yöneliktahammülsüzlük ve hukuk d›fl› uygulamalar›n sonucudur.Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez temel unsurlar›olarak tan›mlan›r. Bir ülkede düflüncelerinden dolay› siya-si parti yöneticileri tutuklan›yorlarsa demokrasiden nas›lsöz edilebilir? Anti-demokratik uygulamalar karfl›s›nda;yasama, yarg› ve yürütmenin benzer yaklafl›m içinde ol-duklar›n›, hukukun siyasallaflt›¤›n› görmek, ülkenin gele-ce¤i ad›na bizi kayg›land›rmaktad›r.
***
1 Ekim 2006 tarihinde bafllat›lan tek tarafl› ateflkesinKürt sorununun demokratik yollardan çözümüne f›rsat ya-ratt›¤›, ateflkesin Türkiye demokrasi güçleri taraf›ndanmemnuniyetle karfl›land›¤› herkesçe bilinmektedir. Ancakgüvenlik güçlerinin operasyonlar› sürdürmesi, hükümetinaç›l›mlarda gösterdi¤i isteksizlik ve sivil siyasetin gereklirolü oynamamas› yan›nda; Ateflkes sürecini bafllatan vesorunun çözümünde etkisi yads›namayan PKK lideri Ab-dullah Öcalan’›n ‹mral› Cezaevi’nde zehirlendi¤i iddialar›-na tatmin edici bir yan›t verilmemesi, kal›c› bir ateflkes vetümden silahs›zlanmaya gidecek bir süreci olumsuz etkile-mektedir. Ülkemizin insan haklar› kurulufllar› ve sivil top-lum örgütlerinin talebi do¤rultusunda ‹mral› Cezaevi’nezehirlenme iddialar›n› araflt›rmak üzere ba¤›ms›z bir heye-tin gönderilmesi ve yap›lan araflt›rma sonuçlar›n› kamu-oyuna herhangi bir tereddüde yer vermeyecek flekildeaç›klanmas› gerekmektedir.
Ateflkes sürecinin devam› için; sivil toplum örgütleri-nin, ayd›nlar›n ve di¤er demokrasi güçlerinin daha aktifbir çaba içinde olmalar›, ülke bar›fl›n›n sa¤lanmas›na katk›yapacakt›r. Ateflkes sürecinin sona ermesi toplumda ona-r›lmaz yaralara yol açacakt›r. Ateflkes sürecinin devam›için DTP, üstüne düflen görev ve sorumlulu¤u ve bar›flmisyonunu ›srarla sürdürecektir.
*DTP Eflbaflkan Yard›mc›s›
1972 y›l›nda Dersim’in Çemiflgezek ilçesine
ba¤l› K›z›l Evler Köyü’nde do¤an Cüneyt yoldafl
ailesinin proletarya partisine yak›n olmas›ndan
kaynakl› daha küçük yafllarda devrimci düflünce-
lerle tan›flt›. 12 Eylül askeri faflist cuntas›n›n köyle-
rini yakmas› ve babas›n› tutuklamas›n›n ard›ndan
Manisi Akhisar’da akrabalar›n›n yan›na yerleflmek
zorunda kald›. Burada öncü ile iliflkilerini kesme-
den, canla baflla elinden geldi¤ince onlara yard›m-
c› oldu. Cüneyt yoldafl keskinleflen bilinciyle daha
küçük olmas›na ra¤men halk ordusu saflar›na ka-
t›ld› ve ‘savafl, savafl›larak ö¤renilir’ fliar›n›n en
canl› ve yak›c› tan›¤› olarak Türkiye-Kuzey Kürdis-
tan devrim tarihine ad›n› yazd›rd›.
Cüneyt yoldafl, halk ordusuna ka-
t›ld›¤› günden itibaren kendisini
mücadeleye gelifltirmeye ada-
m›flt›. Ald›¤› görev ve sorumlu-
luklar› lay›k›yla yerine getirmek
için b›kmadan, usanmadan tüm enerjisini seferber
ederdi. Kendisini gelifltirmenin yan› s›ra yoldaflla-
r›n› ve partisini de gelifltirmeye özen gösteren ko-
münist kadrolardand›. Di¤er bir deyiflle devrimci
ve komünist yaflam biçimini yaflam›n oldu¤u her
alanda içsellefltiren ve o iç dönüflüme süreklilik
kazand›ran bir önder, bir neferdi.
Bu diyalektik bütünlü¤ü yakalad›¤› için yol-
dafllar›, halk› ve devrimci dostlar› taraf›ndan sevi-
lip say›l›rd›. Mücadele içindeki duruflu, engelleri
ve zorluklar› tek tek aflma ve üstesinden gelme az-
miyle de belirgin biçimde öne ç›km›fl, unutulma-
yacak devrimci flahsiyetlerden biri olmay› baflar-
m›flt›r.
Yukar›da bahsetti¤imiz özeliklerinden dolay›
Halk Savafl›’n› gelifltirmek için sürekli çabalayan
biri olarak öne at›lm›flt›. Proletaryan›n öncü örgü-
tünün çok de¤erli siyasi komiseri ve halk ordusu-
nun yi¤it bir komutan› olarak faaliyet yürüttü¤ü
bölgelerde düflmana kök söktürdü. MLM bilimi ve
ideolojisi rehberli¤inde s›n›f mücadelesinin k›zg›n
ateflinde tereddütsüzce yürüdü, piflti ve çelikleflti.
Geliflim seyri dikkate al›nd›¤›nda bunun ne kadar
gerçekçi oldu¤u aç›k biçimde görülür. Çünkü 21
yafl›nda MK üyeli¤ine ve 24 yafl›nda da Genel Sek-
reterli¤’e seçilmifltir.
Bir gerilla birli¤ini siyasi ve askeri olarak ko-
muta etti¤i bir muharebede a¤›r yaralanan Cüneyt
Kahraman, ci¤erlerinden ve vücudunun de¤iflik
yerlerinden ölümcül yaralar ald›. ‹flte bu özgün
durumdan dolay› bir süreli¤ine gerilla bölgesin-
den uzak kald›. Tedavi amaçl› yurt d›fl›ndayken
görev ve sorumluluklar›n› yerine getirmekten bir
an dahi geri durmad›. Bu özgün durumu f›rsat bi-
lip kendisini ideolojik, siyasi, örgütsel vb. nokta-
larda daha bir yetkinlefltirdi. Yakalad›¤› bu kavra-
y›fl derinli¤iyle olay ve olgular› çözmeye çal›flt› ve
“her alanda ci¤erlerini zorla” fliar›yla tekrardan ge-
rilla bölgesine döndü. Gerilla bölgesine dönüflüy-
le birlikte Proletarya Partisi için hayati konulara
yo¤unlaflt›. Bir baflka tan›mlamayla yaflam›n oldu-
¤u her yerde çeflitli renklere ve tonlara bürün-
müfl burjuva ideolojisine karfl› mücadelenin
start›n› verdi ve o do¤rultuda da çabalad›. Pro-
letarya partisi içindeki ideolojik zaaf ve k›r›lma-
lara karfl› MLM bilimi ve ideolojisi ›fl›¤›nda cü-
retle ideolojik mücadeleyi yo¤unlaflt›rd›. Bu
perspektifle burjuva ideolojisinin her ton ve
rengiyle MLM ideoloji aras›na kal›n çizgiler çek-
ti, bunu yaparken de Öncü’nün üzerinde yük-
seldi¤i tarihsel köklerine s›k› s›k›ya sar›ld› ve
onun bugünle ba¤›n› kuran yönelimle sürece
yüklendi. ‹flte Kongre Haz›rl›k Konferans› bu
zemin üzerinde ele al›nd› ve iradelefltirildi.
Komünist önder Cüneyt Kahraman yoldafl
önderli¤inde start› verilen Kongre Haz›rl›k Konfe-
rans›, ilk gündemini örgüt içine s›zm›fl düflman
unsurlar›n› bir bir a盤a ç›kart›p etkisizlefltirmek
üzerinde yo¤unlaflt›rd›. Çünkü Proletarya Partisi
için bu varl›k-yokluk meselesi durumundayd›.
Karfl›–devrimci unsurlar a盤a ç›kart›l›p etkisizlefl-
tirilmedi¤i sürece politik iktidar yürüyüflünü de
sa¤lam ve emin ad›mlarla yürütmek olanaks›zd›.
‹flte bu bilimsel öngörü ›fl›¤›nda karfl›-devrimci
hücre elemanlar›, Cüneyt Kahraman’›n büyük kat-
k›lar›yla tek tek a盤a ç›kart›ld›. Elde edilen bu ba-
flar›dan hemen sonra s›zmalar›n üzerinde bar›n-
d›klar› ve kendilerine alan açt›klar› ideolojik, siya-
si, örgütsel, kültürel vb. noktalardaki k›r›lmalar›
ve zaaflar› düzeltmek için tüm örgüt seferber
olurken, Cüneyt yoldafl da bu mücadelenin en ön
saflar›nda yer ald›. Bu kapsamda “Ar›n ve ar›nd›r”
fliar›yla MLM ideolojisi ve bilimini örgütün tüm ya-
p›s›na egemen k›lacak bir düzeltme harekat› bafl-
lat›ld›.
Cüneyt Kahraman Çemiflgezek’te faflist
T.C’nin kolluk güçleriyle 14 Mart’ta girdi¤i ve 3
gün süren çat›flmada yedi yoldafl›yla birlikte 16
Mart 1997’de ölümsüzleflti. fiehit düfltü¤ünde
Maoist öncünün dördüncü Genel Sekreteriydi.
O’nun flahsiyetinde cisimleflen temel olgular-
dan biri; en elveriflsiz koflullarda parlak gelece¤e
uzanma azmi, bilimsel inanc› ve Maoist ideolojide
bilimsel ›srard›r. 10. ölümsüzlük y›ldönümünde
Cüneyt Kahraman› genel geçer biçimde, üstün
körü de¤il, yaflam›, ideolojisi, zorluklar karfl›s›nda-
ki y›lmaz kararl›l›¤›, öncüye ve halk›na olan ba¤l›-
l›¤›n› bilince ç›kart›p rehber edinerek, devrimi ile-
riye götürmenin silah› yapmak, bu perspektifle
prati¤e yüklenmek büyük öneme sahiptir.
Cüneyt yoldafl flöyle diyordu: “E¤er bugünleri
birileri kalk›p da unutmaya/unutturmaya çal›fla-
cak olursa, açl›¤›n kemi¤e yap›flt›rd›¤› deriyi inkar
sofras›na katmaya çal›fl›p o çalkant› ve coflkuyla
çarpan yüreklerini müthifl iradeyle ve o iradeyi or-
taya ç›kart›p etkinlefltiren bilinçleriyle halk›na
mutlu bir gelece¤i arma¤an edebilmek için dur-
durmaktan çekinmediklerinin üstünü ölü topra-
¤›yla örtmeye çal›fl›rsa; onlar› bilimin cenderesin-
de ezmekten geri durmay›n”.
O; ideoloji, siyaset, strateji, taktik, örgüt, pra-
tik bütünlü¤üdür.
O; komünist önderler Kaykapkaya, Cihan,
Çelik, Cangöz gibi Marksizm-Leninizm-Maoizm’in
rehberli¤inde kazanmak için savaflma prati¤inin
örneklerinden biridir.
O; gerçekleri b›kmadan usanmadan kavrat-
man›n ad›d›r.
O; yal›n atefl gençlerimize savafl ça¤r›s›d›r.
O; cins ayr›m›na göre s›n›fland›rman›n aman-
s›z düflman›d›r.
O; zindanlardaki yoldafl s›cakl›¤›n›, yoldafll›k
bilincini Munzurlar’›n doruklar›na tafl›man›n en
canl› ruhudur.
O’nun ad›; önder ve önderli¤i putlaflt›ranlar›n
elefltirisi, en elveriflsiz koflullara ra¤men zafere ki-
litlenme perspektifiyle devrime ve proletaryan›n
öncüsüne ba¤l›l›kt›r.
O’nun ad›; baflta Kürt ulusu olmak üzere di-
¤er az›nl›k milliyetlere karfl› uygulanan milli bas-
k›n›n amans›z düflman› ve uluslar›n kendi kaderi-
ni tayin etmenin bayra¤›d›r.
Ölümsüzlü¤ünün 10. y›ldönümünde komünist önder Cüneyt Kahraman’›n (Savafl) an›s›na
O, gerçekleri b›kmadan
usanmadan kavratman›n ad›d›r
Anadolu’nun kadim halk› olan Erme-
ni halk›n›n tarihinden, yaflam›ndan ve
u¤rad›¤› lanetli soyk›r›mdan bahsedilin-
ce nereden, nas›l bafllayaca¤›m› ve neyi
nas›l ifade edece¤imi hep birbirine kar›fl-
t›r›r›m.
‹simleri, köyleri de¤ifltirilen, tarihi,
mitolojisi yok edilen, yaratt›¤› devasa uy-
garl›¤› ya¤malanan zengin ve çok yönlü
olan sanat› çal›nan, mezarlar›nda ölüleri-
nin dahi rahat yatmas›na f›rsat verilme-
yen ad› yasaklanm›fl F›rat ve Dicle aras›-
na s›k›flan Bat› Ermenistan’›n yerli tarihi-
nin neresine dokunsam acaba?
Ninova’n›n (Musul) kuzeyinde Ara-
rat ve Munzur aras›nda tehcir ve zorla
göç ettirilen Ermeni kitlelerinin yaflad›¤›
›zd›rap, u¤rad›¤› insanl›k d›fl› vahfletler;
küçükken büyüklerimiz taraf›ndan bir
korku filmi gibi anlat›l›rd›. Yafll› Ha-
gop’lar›n ölüm karfl›s›nda inleyifli, iflken-
ceyle öldürülen iki yafl›ndaki Dikran’la-
r›n, öldürülmeden önce tecavüze u¤ra-
yan Arusyak’lar›n ve anal›r›n yaflad›¤› ›z-
d›rab› nas›l ifade edebiliriz?
Ne oldu bize? Yoksa a¤›r ve ateflli bir
hastal›ktan sonra gördü¤ümüz kötü bir
düfl mü?
Çat›s›z evlerin yurdu olan Bat› Erme-
nistan’a ne oldu da ismi an›l›rken t›pk›
masallardaki “bir varm›fl bir yokmufl” sö-
zü gibi tarih mi oldu? Sahiden ne oldu bi-
ze? Siz yok edilirken, bizim insanl›¤›m›z
kaç›p hangi yavru kar›ncan›n yüre¤ine
s›¤›nm›flt›? fiimdi yerimden yurdumdan
uzak so¤uk bir ülkede mülteciyken, yü-
re¤im bir volkan gibi yanarken, beynim-
de depremler olurken ve ac›lar bir aç fa-
re gibi ruhumu kemirirken elbette bu so-
rulara cevap veremem! Ama sanki o su-
çu ifllemifl gibi kendimi suçlu hissediyo-
rum. Çünkü sizi hep yaln›z b›rakt›k.
Sevgili komflum Hrant;
Yaz›n›n bafll›¤›n› “güzel komflum”
ibaresiyle ifade ederken amac›m süslü
cümle kurmak de¤ildi. Dedelerimizin si-
zin ipekli kumafllar›n›z› al›rken komfluy-
dular. Biz Dersim’in Malatya’ya s›n›r olan
Çemiflgezek ilçesindeydik. Dedelerimi-
zin al›fl-verifl ve komfluluk iliflkileri o lanet
olas› soyk›r›m kabusu gelene kadar sürüp
gitmiflti. Ondan sonra zaman aram›za
kara bir y›lan gibi girdi, ne birbirimizi gö-
rebildik ne de ac›lar›m›z› paylaflabildik.
Köyümüzde karfl› karfl›ya olan kilise-
lerin sökülen tafllar›n›, kiliselerin alt›nda-
ki kayal›klardan ç›kan insan iskeletleri ve
kafataslar›n› unutam›yorum. Düflündüm
acaba o insanlar›n ac›lar› ve sevinçleri
nas›ld›? Çocuklar›n›n bafllar›n› okflamaya
bile k›yamayan bu güzel insanlar nas›l
evlatlar›n› F›rat k›y›lar›na aç akbabalara
yem olarak b›rakt›lar?
Katledildi¤in zaman herkes kendine
göre etkilendi ya da karfl› ç›kt›¤› fleyleri
dillendirdi. Kimisi y›rt›k ayakkab›s›n›,
kimisi katledildi¤i yeri bir ana flefkatiyle
kucaklaman›n, kimi anti-faflist gösteriye
dönüflen kitlelerin öfke selini dillendir-
di. Elbette bunlar›n her birinin kendi
içinde ve kendisine göre önemi vard›r.
Ama benim için “Hepimiz Ermeniyiz,
hepimiz Hrant Dink’iz” slogan› en an-
laml› olan›yd›. Çünkü baz›lar› taraf›n-
dan küfürle özdefllefltirilen Ermeni keli-
mesi bir sevgi ve sahiplenmeye dönüfl-
tü. Halklar aras›ndaki kardefllik ve ortak
mücadele azmi mihenk tafl› oldun. Zul-
mü rezil rüsfa ettin, cellad› bile utand›r-
d›n. Cenazende seni sloganlarla u¤urla-
may› çok isterdim, ama ülkemizi sadece
elimizden almakla yetinmediler, oralar›
bize yabanc›laflt›rd›lar.
Hiç unutmuyorum 12 Eylül faflist
cuntas› yeni gelmiflti, bizde bir grup ö¤-
renci ilk kez köyümüzün d›fl›na ç›karak
Çemiflgezek’te ortaokulu basm›flt›k.
Ezan sesini ilk kez orda duymufltum ve
bu bana komik gelmiflti. Garipsemifl ve
gülmüfltüm. ‹lk ve unutulmaz daya¤›m›-
da o zaman yemifltim. ‹lerleyen günlerde
“zorunlu din dersi” ad› alt›nda bizi zorla
müslümanlaflt›rmaya çal›flt›lar. Dualar bi-
ze zorla ezberletiliyordu. Bilmeyenler
horlan›p dövülüyor ve s›n›fta b›rak›l›yor-
du. O zaman ben de tüm zekam› zorlaya-
rak zar zor Fatiha Suresi’ni ezberlemifl-
tim. Ve en kolay olan Fatiha Suresi’nden
baflka sureyi ezberlemeyi beceremedim.
Sevgili güzel komflum!
Bugün yurdumuzdan uza¤›z ama bir-
gün yine birbirimizden al›fl-verifl yapaca-
¤›z. O topraklar zulmün, ac›n›n, sömürü-
nün befli¤i de¤il, çeflitli milliyetlerden
halk›n zengin ve kardeflçe mozai¤i ola-
cak. Buna inanc›m tamd›r. Armenak’lar›n
(Orhan Bak›r), Manuel Demir’lerin, Nu-
bar Yal›m’lar›n ve Hrant Dink’lerin isim-
leri halklar aras› kardeflli¤in bahçesinde
en nadide çiçekler olarak an›lacaklard›r.
Hidayet AYBAR/STUTTGART
Ölümü rezil rüsva eden güzel komflum Hrant
5-16 Nisan 2007GÜNCEL 15
MAYAArif BİLGİN
Saddam’›n Firdevs Meydan›’ndaki heykelini devirenIrakl› eski halterci Kadim el Cuburi “Bildi¤in, tan›d›¤›n fley-tan, bimedi¤in fleytandan daha iyidir, yapt›¤›mdan piflma-n›m, Amerika daha beter” diyor. Saddam’›n kendi afliretin-den onca insan öldürmesine karfl›n, onu ar›yor flimdi Cu-buri’ler!
Hassan Elmi, Somali’li bir göçmen, 37 yafl›nda 6 çocukbabas›. ‹zledi¤i bir Newroz gösterisi dikkatini çakmifl. “So-mali için, Irak için, Kürtler için, bütün bask› alt›ndaki halklariçin, bask› alt›ndaki halklara özgürlük günü” diyorum, heye-canlan›yor. Kurals›z Almancas›na el ve mimik hareketlerinikatarak o kanl› mezbahadan nas›l kaç›p kurtuldu¤unu anla-t›yor: “‹nsanlar tavuk gibi birbirlerini kesiyorlar, açl›k, sus-suzluk, hastal›k, felaket!” “‹nsanlar berbat, pis sular için bir-birini bo¤azl›yorlar. Afrika art›k yaflanmaz oldu, insanlar,hayvanlar, bitkiler, her fley ölüyor” diyor Elmi. Bunu em-peryalistlerin yaratt›¤›n› biliyor, “Amerika yap›yor ha” di-yor dindar Somali’li. Alkolden söz edilince iffeti ellenmifl gi-bi ürkden Elmi’ye, “Bu felakette dini siyasallaflt›rman›n darolü yok mu” diyorum. “Var var, ama ne yapacaks›n ki bi-rinden yana olmak zorundas›n, emperyalistlerden yana ola-may›z ki.” Do¤ru söylüyor, tam bir açmaz. Her karfl›laflt›¤›-m›zda gözleri çapakl›, yorgun görürüm onu. Belli ki Somalian›lar› uyutmuyor geceleri.
Beni de uyku tutmaz ço¤u geceler. Bomba alevleri için-de havada uçuflan k›v›rc›k saçl› kara gözlü çocuklar›n 盤l›k-lar›yla kan-ter içinde uyan›r›m. Kerbela’da Hüseyin’in bed-duas› m› tuttu! Çöl ortas›nda ufac›k bir kum tepeci¤inin ar-d›ndan yavrusunu gö¤süne bast›rarak iflgalci askerlerinnamlular›na bakan o Irakl› gelinin gözlerindeki dehfleti unu-tamam. Binlerce sivilin aras›nda patlayan bombalar her ak-flam bir de benim yüre¤imde ve zihnimde patlay›verir. Birde Ba¤adat’›n, Basra’n›n, Necef’in, Kerbela’n›n, Tikrit’in, Fel-luce’nin, Kerkük’ün, Musul’un yani kentlerin d›fl›ndaki in-sanlar› düflünürüm. Onlar›n kanl› öyküsüne kimse tan›k ola-maz, bir kayda felan da geçmezler. Zaten “can kayb›”, “bi-lanço” kay›tlar›n› da Bat›l›lar tutuyor morglar üzerinden. Oyüzden say›lar karma kar›fl›k ve muhtelif. Reuter HaberAjans›’n›n BM, ABD ve ‹ngiliz akademisyenlerinin yer ald›¤›“Irak Body Count” giriflimi ve ABD Savunma Bakanl›¤› (Pen-tagon) verilerine dayanarak verdi¤i haberde 20 Mart2003’ten bu yana 64 bin sivil, 6 bin 254 Irakl› polis ve asker,3 bin 197 Amerikan askeri, 134 ‹ngiliz askeri, 124 di¤er ülke-lerin askeri ölmüfl. Buna göre sadece 2006 y›l›nda 34 bin 500sivil hayat›n› kaybetmifl. Bunlar morg kay›tlar› ve hükümetaç›klamalar›na dayan›yor. Ayn› raporda 2 milyon Irakl› ül-keyi terk etmifl, 1 milyon 700 bin kifli de kaçm›fl.
Oysa Cornell Ünüversitesi uzman› Dr. Gideon Bolya’n›nUNICEF verilerine dayanarak haz›rlad›¤› raporda, 20 Mart2003’ten bu yana toplam can kayb› 1 milyon, ölen ABD as-keri 3 bin 218, eski Irak Ordusu ve direniflçilerin toplam kay-b› 40 bin, geri kalanlar ise fliddetin ortas›nda kalan siviler.
ABD’nin Johns Hopkins Ünüversitesi Bloomberg KamuSa¤l›¤› Okulu uzmanlar›n›n Irak’ta yapt›klar› ve 6 ay önceThe Lancet dergisinde yay›mlanan araflt›rmalar›nda ise top-lam can kayb› 655 bin olarak aç›kland› ve bu say› dünyan›ngündemine oturdu.
“Savafla Son Komisyonu” adl› sivil toplum örgütü ise her24 Irakl›dan birinin öldü¤ünü ve say›n›n 1 milyonun üzerin-de oldu¤unu söylüyor.
ABD ekonomisi h›zla askerilefliyor. Di¤er sektörlerdekiistihdam 1 milyon 200 bin azal›rken, askeri sanayideki istih-dam 1 milyon 700 bin artt›. Nazi ekonomisine benzer bir dö-nüflüm yaflan›yor. Bush, 2008 y›l› bütçesinden askeri harca-malara toplam 716.5 milyar dolar ayr›lmas›n› istedi. Bunun481.4 milyar dolar› genel savunma bütçesi, 235.1 milyar do-lar› da Irak ve Afganistan’daki savafl için istiyor. Bush genelsavunma bütçesinde % 11.3 art›fl öngörürken, sivil harcama-larda istenen art›fl sadece % 1. Bu bütçe, önceki dönemlerinindirgenmifl dolar de¤erlerine göre bütün savafl dönemi büt-çelerinden yüksek. Örne¤in: Johnson’›n Vietnam Savafl›’n›sürdürmek için istedi¤i bütçe 1968’de 428 milyar, Reagen’›nso¤uk savafl döneminde, 1985’te istedi¤i bütçe ise 453 mil-yar dolard›. ABD Temsilciler Meclisi’nin 1 y›l içinde askerle-rin Irak’tan çekilmesi karar›n› umursam›yor, t›pk› BM’yeyapt›¤› gibi.
Korsan Colombo’nun petrol ve silah tekelcisi fl›mar›k to-runlar› yaln›zca ABD ekonomisini askerilefltirmiyor, dünyaekonomisini de buna zorluyorlar. Bütün dünyada silahlan-ma yar›fl› h›zland›. ‹nsanlar›n ekme¤nden, suyundan, ilac›n-dan, giysisinden k›s›p k›s›p silahlara yat›r›yorlar. Bir yandanbütün halklar daha çok yoksullaflt›r›l›r, her yerde sistem da-ha da bask›c› dönüflümler yaflarken, baz› ülkeler de tam birinsan mezarl›¤›na dönüflüyor.
‹flgalin dördüncü y›l›nda ayaklar alt›nda ezilen yaln›z-ca Irak halklar› de¤il, bütün insanl›¤›n gelece¤idir. Yaln›z-ca baz› ülkeler mezarl›¤a dönüflmüyor, ötesinde bütün birinsanl›¤›n ve bütün bir kürenin felaketi gözüküyor. Kendigelece¤i için bu haydutlu¤u durdurmaya insanl›¤›n gücüyetmeyecek mi?
Irak iflgal alt›nda birmezarl›¤a dönüflürken
Dünya ekonomisinde gözle gö-
rülür biçimde kendini göste-
ren son e¤ilim asl›nda “küre-
sel” denilen ekonominin ma-
kus talihi olarak addedebilece-
¤imiz yine-yeni-yeniden bir kriz döngüsüne iflaret
ediyor. Yaflanan geliflmeler art›k, ne arz ile tale-
bin Adam Smith ve ard›llar›n›n sözünü etti¤i gibi
“görünmez bir el taraf›ndan düzenlendi¤i” sav›n›,
ne de Frans›z J. Baptist Say’›n “her arz kendi tale-
bini yarat›r” sav›n› destekler nitelikte. Aksine bu-
nun tam tersi bir geliflim seyri sonunda yaflanan,
kapitalist üretimin en önemli koflulu olan yat›r›m-
lar› art›rma yetisinin i¤difl edilmesi sonucu, ser-
mayenin üretken niteli¤inin dumura u¤rat›larak
asalak bir karakter edinmesidir. Emperyalizm afla-
mas›yla doruk noktas›na varan bu e¤ilime paralel
olarak, burjuva iktisatç›lar›n›n da art›k kabul etti-
¤i, kronikleflen bu krizi yönetebilme çabalar›n›n
ön plana ç›kt›¤›n› gözlemleyebilmekteyiz. Mal ve
hizmet üretiminin kesintisiz olarak büyüyebilme-
sini sa¤layacak bir talep söz konusu olmad›¤›
için, afl›r› üretim bollu¤u içinde yaflanan ekono-
mik krizlerin dünyay› kanl› pazar dalafllar›na sü-
rükledi¤ine tarih tan›kl›k etmifltir. Çünkü Marks;
üretim için ortaya sürülen kapitalin artmas› söz
konusuyken, sabit kapitalin iflçi ücretlerine ayr›-
lan k›s›mdan daha h›zl› büyüyece¤ini kan›tlam›fl
ve sonraki y›llarda bu durumun kapitalizmi, üret-
ti¤i ürüne pazar bulamama bunal›m›na sürükleye-
ce¤ini ortaya koymufltu. Öyle ya, üretimi art›r-
mak kolay olsa da pazar› büyütmek ayn› derece-
de kolay yahut mümkün de¤ildir. Bu temel çeliflki-
nin içinden do¤an bir baflka çeliflki de, bugün dün-
ya piyasalar›n›n suni dengesini sürekli bozma po-
tansiyeli tafl›yan “afl›r› birikim” durumudur. Yuka-
r›da aç›klad›¤›m›z temel nedenden ötürü emperya-
lizm aflamas›n›n bir karakteristi¤i olarak sermaye-
nin asalaklaflmas›, tefeci karakter kazanarak para
oyunlar›yla kazanç sa¤lama e¤iliminin geliflmesi
durumudur söz konusu olan. Bu durum Lenin’in
sentezledi¤i “meta ihrac›n›n yerine sermaye ihra-
c›n›n ön plana ç›kmas›” gerçe¤ini de teyit eder bir
durumdur. Ama söz konusu olan tek düze bir ser-
maye ihrac› de¤ildir. Elbette ki problem yo¤unla-
flan sermayenin spekülatif bir hareket tarz› izleme-
sinden ileri gelmektedir. Büyük flirketlerin ellerin-
deki karlar› tekrar üretime yat›rmalar›n›n önünde
engel teflkil eden “kar›n düflme e¤ilimi” onlar› do-
lafl›m alan›na, borsaya, “art› de¤er” üretmek yerine
faiz ve rant sömürüsüne, yani k›sacas› baflkas›n›n
biriktirdi¤ine el koymaya sürüklüyor. Bu durum
sermayenin asalak ve spekülatif niteli¤ini giderek
t›rmand›r›yor ve bu afl›r› birikimin emilme sorunu
ciddi tehlikelere de kap› aç›yor.
Bugün yaflanan geliflmeler dünya ekonomisi-
nin nas›l diken üstünde oldu¤unu, dünya ekono-
misinin motor gücü durumundaki ülkelerde yafla-
nan durgunluk riskinin dahi di¤er ülkeleri nas›l
etkisi alt›na ald›¤›n› gösteriyor. Son günlerde
ABD’de ve Japonya’da yaflanan iki durumu kaste-
diyoruz. Her iki durum da afl›r› sermayenin nere-
ye, nas›l angaje edilece¤i temel meselesinden ile-
ri gelmektedir. Paras›na çok düflük faiz isteyen Ja-
ponya’dan al›nan kredilerin yüksek faizli para bi-
rimlerine yat›r›lmas›yla bafllayan “carry trade”
tehlikesi TC ekonomisini sarsmaya yetiyor. “Çün-
kü Japonya'dan yüzde 0.5 faizle borç al›p Tür-
kiye'de yüzde 20 faize yat›ran uluslararas› bü-
yük yat›r›mc›lar›n Japon Yen'indeki pozisyon-
lar›n›n bir bölümünü kapatmak için Türki-
ye'deki varl›klar›nda da sat›fl yapmas›, borsa
ve dövizde dalgalanmaya neden oluyor. (Milli-
yet,15 mart 2007)” Bu duruma ek olarak ABD’de
yaflanan yeni bir geliflme yine piyasalar› hareket-
lendirirken, dünya ekonomisinde de ciddi bir re-
sesyona yol açaca¤› kayg›s›yla endifleyle karfl›lan-
d›. Düflük gelirli kesime yüksek faizlerle verilen
“subprime mortgage” kredilerinin geri dönüflü-
nün olmamas› hem insanlar› evinden edecek,
hem de ABD ekonomisini sarsacak çapta bir gelifl-
me. Müflterilerine bu flekilde kredi veren kurulufl-
lar birer birer iflas bayra¤›n› çekerken bu durum
‹stanbul Borsas›’nda dahi flimdiden tedirginli¤e
yol açt› ve borsan›n düflmesine neden oldu. “Esas
tehlike, bu alenen riskli kredileri veren firmala-
r›n, risklerini paylaflmak için, bu kredileri tah-
vile çevirerek, mali piyasalarda sat›yor olmala-
r›. Böylece, büyük bankalar›, ABD borsas›n› ve
dolay›s›yla di¤er küresel borsalar› sarsacak bir
zincirleme kriz ihtimali yüksek ve yak›n bir teh-
like olarak kap›da duruyor.” (‘dünya piyasalar›
yine dalgaland›’ Milliyet 15 Mart 2007)
Emperyalist çeliflkiler
derinlefliyor
Özellikle Japonya ve Çin’in dolar rezervlerini
h›zla azaltmaya çal›flmas› emperyalistler aras› dala-
fl› da k›z›flt›raca¤a benziyor. Yak›n zamana kadar
ABD ekonomisinin bafl›n› a¤r›tan Japonya’daki sü-
re¤en kriz halen devam ediyor. ‹hracat yap›s› iti-
bariyle birbirine benzeyen bu iki ülkeden Japon-
ya’n›n Yen’i devalüe ederek ihracat yoluyla stok-
lar›n› tüketmesinin önüne geçmek için ABD bafl-
kanlar› geçmifl y›llarda bu ülkeyi s›k s›k ziyaret edi-
yorlard›. Öyle ki; Japonya’n›n kendi para birimi
üzerinden yapaca¤› bir devalüasyonla stok fazlas›-
n› tüketme yoluna gitmesi özellikle elektronik ve
otomotiv sektöründe ABD’yi zor duruma düflüre-
cekti. fiimdilerde de ABD’nin bafl›n› özellikle Çin
a¤r›tmaktad›r. Muazzam iç pazar›yla flimdilik ken-
dini yaflanan krizlerden muaf tutma potansiyeli
olan bu ülkenin 1 trilyon dolarl›k birikimini nas›l
kullanaca¤› ABD aç›s›ndan ciddi önem tafl›yor.
Elindeki dolar birikimini bugüne kadar ABD hazi-
ne bonolar›na yat›ran Çin’in bu birikimini daha
karl› alanlara kayd›rma yöneliminde olmas›
ABD’yi rahats›z ediyor. “Dev d›fl ticaret fazlas›na
sahip olan Çin, bu birikimini petrol, madencilik
gibi daha stratejik alanlara yönlendirmeye ça-
l›fl›yor. Orta Asya'dan Ortado¤u'ya ve Orta Afri-
ka'ya kadar bütün enerji alanlar›nda güç ka-
zan›rken, ABD'nin bu bölgelerdeki askeri hare-
ketlili¤i asl›nda Çin'in ekonomik yat›r›mlar›n›
sabote etmeyi amaçl›yor. (‹brahim Karagül 16
Mart)” Bu durum yukar›da da sözünü etti¤imiz gi-
bi yaflanan dalafl› daha da k›z›flt›racak bir rol oynu-
yor. 11 Eylül’ün ard›ndan hemen gündeme gelen
Afganistan iflgaliyle bafllayan sürecin fianghay Befl-
lisi’nin, Çin ve Rusya ittifak›n›n önünü kesme
amaçl› oldu¤u gerçe¤i unutulmamal›d›r.
Bir yar›-sömürge
ülke gerçekli¤i
Sermayenin spekülatif ve tefeci bir karakter
kazanmas› yine emperyalizm evresinin bir temel
karakteristi¤i sonucu ortaya ç›kan “eflitsiz geli-
flim” nedeniyle yeni evreye “ilkel bir sermaye bi-
rikiminden yoksun” olarak girmifl yar›-sömürge
ülkelerin ekonomilerini de tepeden t›rna¤a etki-
leme kapasitesine haizdir. Eflitsiz geliflim yasas›na
paralel seyreden dünya ekonomisinde yaflanan
geliflmeler, emperyalist-kapitalist ülkelerle onla-
r›n sömürgeleri aras›ndaki makas› giderek açar-
ken, öte yandan bu ikinci kategorideki ülke eko-
nomilerinin dengelerinin de tamamen “s›cak pa-
ran›n” hareket tarz›na ba¤l› oldu¤unu gözler önü-
ne seriyor.
Son dönemde ülkeye yo¤un bir sermaye giri-
fli oldu¤undan dem vuran Türk egemenlerinin
söylemleri göz boyama amaçl›d›r. Öyle ki orta
yerde apaç›k duran bir gerçek vard›r ki, o da flu-
dur: Sermaye sömürmek ve daha fazlas›n› götür-
mek için gelir. Ve daha flimdiden ulu orta ifade
edemedikleri ancak kayg›s›n› duyduklar› bir ger-
çek var: Sermayenin ülkede eninde sonunda ya-
paca¤› kar transferi sonucunda ortaya ç›kacak
olan döviz giderinin nas›l karfl›lanaca¤› sorunu.
2007 sonunda öngörülen 60 milyar dolarl›k ya-
banc› yat›r›m›n bafllataca¤› kar transferi sonucun-
da 5-10 milyar dolarl›k bir döviz gideri sorunu bi-
le ülke ekonomisini tepe takla edebilecek bir teh-
like olarak orta yerde durmaktad›r. Bu söz konu-
su yabanc› yat›r›m›n da istihdama bir katk›s›n›n
olmamas› gerçekli¤i, yani üretime dönük de¤il,
asalak karakterde olma gerçekli¤i de ayan beyan
ortadad›r. Bu nedenle aç›kça söylemek gerekirse
hükümetin dilinden düflürmedi¤i ekonomideki
büyüme masallar› asl›nda büyüyen bir kriz riskin-
den öte bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü ya-
banc› sermaye girifli yüksek olan ülkelerin ayn›
zamanda cari hesaplar› da aç›k veren ülkeler ol-
du¤u gerçe¤i orta yerdeyken, bu gerçeklik göz
ard› edilmektedir. Bu tür ülkelerdeki k›sa vadeli
büyümelerin hemen bir krizle tepe takla oldu¤u-
nu defaten gördük, görece¤iz.
Esas ifllevi yar›-sömürge ülkelerin ekonomile-
rini uluslararas› mali sermayenin kullan›m›na aç-
mak olan IMF politikalar›n›n ülkeye mali istikrar,
refah getirece¤i yalan› büyük bir balon gibi patla-
m›flt›r. T›pk› ad›na küreselleflme dedikleri; ulusla-
raras› sermayenin dolafl›m›n›n önündeki tüm
ekonomik, siyasi, hukuki engellerin kald›r›lma-
s›ndan, esasta sömürge, yar›-sömürge ülkelerin
tasarruflar›n› emperyalizmin s›n›rs›z talan›na aç-
maktan baflka bir fley ol-
mayan o
göz boyay›c› balonun patlamas› misali patlam›flt›r
bu söylemler de. “Yap›sal reform” ad› alt›nda da-
yat›lan IMF politikalar›n›n emperyalizme ba¤›ml›-
l›¤› daha da derinlefltirmekten ve halk› sefalete
sürüklemekten baflka bir fleye yaramad›¤› ortada-
d›r. Görüldü¤ü gibi ekonomik ba¤›ml›l›k siyasi
ba¤›ml›l›¤›, siyasi ba¤›ml›l›k da ekonomik ba¤›m-
l›l›¤› getirmektedir. Bugün Türk hakim s›n›flar›-
n›n gerek iç politikada, gerekse de uluslararas›
arenada emperyalist efendilerinden ba¤›ms›z bir
hareket tarz› izleyememelerinin baflka türlü bir
aç›klamas› olabilir mi? K›saca söylemek gerekir-
se; neo-liberal ekonomik politikalar dedikleri ve
uygulamaya çal›flt›klar› sürecin özü; ülkenin bü-
tün kaynaklar›n›n emperyalistlerin ihtiyaçlar›
do¤rultusunda özellefltirilmesi ve ülkenin kendi-
ni sermayenin s›n›rs›z talan›na uygun hale getir-
mek için ekonomik, kurumsal, hukuksal, siyasi
düzenlemelere gitmesi fleklinde sirayet eden ba-
¤›ml›l›k politikalar›n›n yaflama geçirilme çabas›n-
dan baflka bir fley de¤ildir.
Bugünlerde ülkemizde 6. gözden geçirme ça-
l›flmalar›n› sürdüren IMF heyeti yeni direktifler
veriyor. Özellikle, teflvik kapsam›n›n geniflletil-
mesi, geçici iflçilerin kadroya al›nmas› gibi yük
getirecek yeni ad›mlar at›lmamas› gerekti¤inin ve
iki y›ld›r özellefltirme gelirinin de oldukça azald›-
¤›n›n alt› çizilerek, sürdürülebilir maliyet ve fiyat
politikas› için elektrikte yüzde 10’un üzerinde
zamma ihtiyaç oldu¤u ifade ediliyor. Bu basit is-
teklerde dahi halk›n cebindeki üç kurufla göz di-
kerek ekonomik düzenin tesis edilmesi çabas›
kendini ele veriyor.
Yaflanan duruma paralel
görevlerimiz
Öncelikle vurgulamal›y›z ki; bu yaflananlar
emperyalizm aç›s›ndan hiç de flafl›rt›c› ve yeni de-
¤ildir. Emperyalizmin, kapitalizmin çürüyen afla-
mas› olarak sürekli krizlere gebe oldu¤u gerçe¤i,
ayn› zamanda devrimin de nesnel zeminidir. So-
run; nesnel olan›n içinde öznel olan›n, yani dev-
rimci durumun uygunlu¤u içinde devrimci hare-
ketin, özelde proletaryan›n örgütlenebilmesi ve
emperyalist zincirin her bir halkas›nda öncü rolü-
nü oynayabilmesindedir. Emperyalist zincirin za-
y›f halkas› konumundaki yar›-sömürge ülkelerde
yüksek olan devrimci durum, her zaman devrim-
ci hareketin geliflip serpilmesinin zeminini de var
eder. Elbette yaflanan krizlerin yükünün halka
yüklenmesi onlar›n yaflam koflullar›n› olumsuz
yönde etkileyecek ve onlar›n alternatif aray›fllar›-
n› h›zland›racakt›r. Çözüm kendi çamurunda de-
belenen bu sistemin köklü de¤iflimiyle, yani bir
alt üst oluflla mümkündür. Bu alternatifin ülke-
mizdeki ilk seyri Demokratik Halk Devrimi yö-
nündedir. Unutmayal›m ki; zay›f halkalar›n kopu-
flu bir bütün olarak emperyalizmin tarih sahne-
sinden silinece¤i yolu da döfleyecektir. Her yö-
nüyle emperyalizmin stratejik zay›f halkas› olan
ülkemizde Yeni Demokratik Devrim mücadelesi-
ni yükseltelim; örgütleyelim, örgütlenelim.
Krizin efli¤indeki dünya ekonomisi
Tüketiciyi Koruma Derne¤i ‹stanbul flubesi,
Mortgage Yasas›’n›n tüketicileri ma¤dur edece¤i-
ni söyleyerek, tüketicileri dikkatli olmaya ça¤›rd›.
‘Kira öder gibi ev sahibi olunacak’ temas›yla
kamuoyuna sunulan Mortgage Yasas› hakk›nda
bilgi veren TükoDer Genel Baflkan Yard›mc›s› Ali
Çetin, yapt›¤› aç›klamada yasan›n tüketicilere da-
n›fl›lmadan IMF istekleri do¤rultusunda haz›rlan-
d›¤›n› belirterek “Ev sahibi olmayan tüketiciler
kira ödeyip ev sahibi olmay› hayal etti. Ancak
bu hayal, ancak hayal olarak kalacak. Tersine
bu sistemde ev alanlar ciddi tüketici hak ihlal-
leriyle karfl›laflacak ve pirince giderken evdeki
bulgurdan da olacak” diyerek yasay› elefltirdi.
Hükümetin, tüketicileri ‘kümesteki kaz’ gibi
gördü¤ünü kaydeden Çetin, “Baflbakan Yar-
d›mc›s› dahi ayda 1.300 YTL tasarruf edeme-
yen sisteme girmesin demektedir. Say›n Ba-
kan’a soruyoruz; yasay› kimin için haz›rlad›-
n›z? Kimin ayl›k 1.300 YTL geliri var? Nüfusun
4’te 1’i açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflarken bu sis-
temde nas›l konut sahibi olacak? Yasa ile
emekli sand›¤› ve iflsizlik fonunda biriken pa-
ralar›n bu sisteme aktar›lmas› düflünülüyor.
‹nflaat sektörüne ve yabanc› yat›r›mc›ya kay-
nak aktar›l›yor böylelikle” dedi.
Çetin konuflmas›n›n devam›nda yasan›n geti-
rece¤i risklere iliflkin flu aç›klamada bulundu:
“Gerçek konut de¤eri ve ekspertiz de¤eri ara-
s›ndaki fark, konutlar›n k›ymet takdiri için ye-
terli uzman bulunmamas›, konutun yüzde
25’inin tüketicinin ödemesi, ödenen faizin ge-
lir vergisi matrah›ndan düflülmemesi, masraf-
lar ve sigorta giderleri. Mevcut konut kredisi
kullananlar da otomatikman yasa kapsam›na
al›nmakta, de¤er art›fl kazanc›ndan muafiyet
de düflülmemektedir.”
‘MorhgageYasas›
bir tuzak’
ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]
Newroz Piroz Bu!DDHHPP:: *
16 4/4/07 8:36 PM Page 1 (Cyan plate)
ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]
Türkiye-Ku-zey Kürdis-tan ve yurt-d›fl›nda mil-yonlarca ki-fli DemirciKawa’n›nyakt›¤›Newroz ate-flini harla-yarak, za-limlere kar-fl› mücade-lenin süre-ce¤ini hay-k›rd›
DHP:
‹‹kkii aayyrr›› NNeewwrroozz nnee aannllaammaa ggeelliiyyoorr??
16 4/4/07 8:36 PM Page 1 (Magenta plate)
ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]
Newroz Piroz Bu!
Türkiye-Ku-zey Kürdis-tan ve yurt-d›fl›nda mil-yonlarca ki-fli DemirciKawa’n›nyakt›¤›Newroz ate-flini harla-yarak, za-limlere kar-fl› mücade-lenin süre-ce¤ini hay-k›rd›
DHP: *
‹‹kkii aayyrr›› NNeewwrroozz nnee aannllaammaa ggeelliiyyoorr??
16 4/4/07 8:36 PM Page 1 (Yellow plate)
ADANA : Dr. Ali Menteflo¤lu Cad. M. Rüfltü Ünald› ‹flhan› Kat:3 No:56 Kuruköprü-Seyhan/ADANA ‹ZM‹R : 853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27 Kat:8/802 Konak/‹zmir Tel-Fax: : (0232) 482 01 63KARTAL : ‹stasyon Cad. P›nar ‹flhan› Kat:2 Daire:38 KARTAL Tel-Fax: (0216) 389 65 63MERS‹N : Hastane Cad. 5111 Sok. Ekrem Örkün ‹flhan› No:71/8 Kat:3ELAZI⁄ : ‹cadiye Mah. Yakup fievki Cad. No:8 Kat:1 Daire:1 Tel-Fax: (0424) 212 34 42MALATYA : Dabakhane mah. Boztepe Cad. Babacan ‹flhan› Kat:4 No:28 Tel: (0422) 323 06 97KONYA : Gazi Alemflah Mah. Tahirpafla Sok. No: 3 Daire: 102 Tel-Fax: : (0332) 351 59 55D‹YARBAKIR : ‹skender Pafla Mah. ‹nönü Cad. MA-GÜL ‹flhan› Kat:3 No: 109 Da¤kap›/Diyarbak›r Tel: (0412) 228 22 92AT‹NA : Spiro trikoupi 21 10683 eksarxia GREECE/Yunanistan e-mail: [email protected] TEMS‹LC‹L‹⁄‹ : Kaiser-Wilhelm Str. 275 47169 Duisburg/DEUTSCHLAND Tel: 0049 175 642 00 27- e-mail: [email protected]
KARDELEN BASIM-YAYIM REKLAM GÖSTER‹ ORGAN‹ZASYON L‹M‹TED fi‹RKET‹ • Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Hakan ERTEN
Yay›n Türü: Yayg›n Süreli * Yönetim Yeri: Katip Mustafa Çelebi Mah. Tel Sok. No:20 Daire:2 Beyo¤lu/‹stanbul Tel:(0212) 243 9192
BBÜÜ
RROO
LLAA
RR
Teknik Haz›rl›k-Kardelen Yay›mc›l›k Adres: Mahmut fievket Pafla Mah. Sivas Sok. No:2 Kat:3 Okmeydan›/‹STANBUL Tel:(0212) 238 37 76 Faks:(0212) 238 37 96 • Bask›: Gün Matbaac›l›k Adres: Sefaköy Telsizler Mev. Akasya Sok. No:23/A Küçükçekmece/‹ST. Tel( 0212) 580 63 75• DA⁄ITIM: YAY-SAT
Devlet taraf›ndan yarat›lan ger-
gin havaya ve kutlamalar›n haf-
ta içine gelmesine ra¤men kat›-
l›mlar›n yüksek oldu¤u kutlamalarda, bir-
çok yerde polis taraf›ndan kitleye müdaha-
lede bulunuldu. Baflta ‹stanbul, Diyarbak›r,
Mersin, Van, Malatya, Adana, ‹zmir, Bursa
olmak üzere, 35 ilde kitlesel gösterilerle
kutlanan Newroz sonras› yüzlerce kifli dev-
letin kolluk kuvvetleri taraf›ndan gözalt›na
al›nd›. Akflam saatlerinde ise ço¤u emekçi
semtinde atefller yak›larak eylemler yap›ld›.
‹stanbul
Kazl›çeflme Meydan›’nda binlerce kifli-
nin kat›l›m›yla gerçekleflen Newroz kutla-
mas›nda Grup Munzur, Rojin, Ozan Ferhat,
Koma Jihat ve Koma Rewflen sahne ald›.
Kat›l›m›n yüksek oldu¤u kutlamada polis
provokasyonu nedeniyle olayl› anlar yaflan-
d›. Kutlama öncesinde polis ile k›sa süreli
bir gerginlik yaflan›rken, kutlaman›n ard›n-
dan da¤›lan kitleye polisin sald›rmas› sonu-
cu çat›flma ç›kt›, onlarca kifli gözalt›na al›n-
d›. Ayr›ca DTP’li S›rr› Sak›k, Do¤an Erbafl ve
7 kiflilik tertip komitesi de gözalt›na al›nd›.
Yak›lan atefller geceyi
ayd›nlatt›
Newroz’u kutlamak için ‹stanbul’un
Karayollar›, 1 May›s, Gülsuyu, Kurfal›,
Esenyal› gibi birçok semtinde de atefller ya-
k›ld›.
22 Mart akflam› Gaziosmanpafla Kara-
yollar› semtinde bir araya gelen DHP’liler
atefller yakarak Newroz’u kutlad›lar. Dev-
rim flehitleri ad›na yap›lan sayg› durufluyla
bafllayan kutlamalar, Newroz atefli etraf›n-
da çekilen halaylarla devam etti. S›k s›k
‘Newroz piroz be’, ‘Biji bratiya gelan’ ve
‘Newroz atefli Halk Savafl›’yla büyüyor’ slo-
ganlar›n›n at›ld›¤› kutlama, olays›z bir flekil-
de sona erdi. Anadolu Yakas›’nda da, Kurfa-
l›, Esenyal›, Gülsuyu, 1 May›s mahallelerin-
de DHP, Partizan, ESP, DTP, EMEP, SDP,
Al›nteri, PDD ve BDSP gibi kurumlar›n üye-
leri atefller yakarak Newroz’u kutlad›lar.
Amed
Elaz›¤ yolu üzerinde bulunan Fuar Ala-
n›’nda yap›lan Newroz kutlamalar›na yüz
binlerce kifli kat›ld›. Rojamed Müzik Guru-
bu ve Ermeni sanatç› ‹lia Simonia’n›n mü-
zik dinletisi sundu¤u mitingin sona ermesi-
nin ard›ndan da¤›lan kitleye gaz bombala-
r›yla sald›ran polis, onlarca kifliyi gözalt›na
ald›.
Ankara
Abdi ‹pekçi Park›’nda, 25 Mart günü ya-
p›lan mitingte DTP, EMEP, SDP, DHP, ESP,
‹HD, ÇHD, KESK fiubeler Platformu ile bir-
çok demokratik kitle örgütünün üyeleri bir
araya gelerek Newroz’u kutlad›. Kat›l›mc›
kurumlar›n temsilcilerinin konuflmalar yap-
t›¤› miting Koma Dilan’›n verdi¤i müzik
dinletisiyle sona erdi.
Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kam-
pusu’nda DGH, Gençlik Derne¤i, Tüm-‹GD
ve Ekim Gençli¤i üyeleri 22 Mart günü atefl
yak›p halay çekerek Newroz’u kutlad›lar.
‹zmir
Önceki sene olaylar›n yafland›¤› Gün-
do¤du Meydan›’nda kutlama yap›lmas›na
izin verilmeyince, Newroz kutlamas› Buca
ilçesinde yine binlerce kiflinin kat›l›m›yla
gerçeklefltirildi.
‹lk olarak alana gelen kitleye polisin sal-
d›rmas› sonucu tertip komitesinden bir kifli
de dahil olmak üzere çok say›da kifli gözal-
t›na al›nd›. Ancak polisin tüm engelleme
çabalar›na ra¤men kat›l›m›n yüksek oldu¤u
miting kurum temsilcilerinin yapt›¤› konufl-
malar›n ard›ndan müzik eflli¤inde çekilen
halaylarla sona erdi.
Konya
DTP’nin organize etti¤i ve binlerce kifli-
nin kat›ld›¤› kutlamada, Koma Avaz ve Ko-
ma Xelikan’›n verdi¤i müzik dinletisi ile
Newroz atefli etraf›nda halaylar çekilmesi-
nin ard›ndan miting sona erdi.
Mitingden hemen sonra aralar›nda DTP
‹l Baflkan› Muzaffer Küçüky›ld›z’›n da bu-
lundu¤u 13 kifli göz alt›na al›nd›. Tutuklan-
ma talebiyle bir sonraki gün mahkemeye
sevk edilen 13 kifli serbest b›rak›ld›.
Malatya
Cemal Gürsel Mahallesi’nde bir araya
gelen DHP, Partizan ve HÖC üyeleri atefller
yak›p halaylar çekerek Newroz’u kutlad›-
lar. Cemal Gürsel minibüs dura¤› önünde
topland›ktan sonra, “Yaflas›n Halklar›n Kar-
deflli¤i-Newroz Piroz Be!” pankart›yla yap›-
lan yürüyüflün ard›ndan, atefl yak›larak ma-
halle halk›yla birlikte halaylar çekildi.
Eskiflehir
Anadolu Üniversitesi Yunus Emre
Kampusu’nda, DGH, DTP Gençli¤i, SDG
ve SGD üyeleri düzenledikleri etkinlikle
Newroz’u kutlad›lar. Müzik dinletisi veri-
len ve ortak bir aç›klama yap›lan etkinli-
¤e, Gençlik Derne¤i, Ö¤renci Kolektifle-
ri, Ekim gençli¤i, DPG ve EHP de destek
verdi.
Afyon
‹zmir’de yap›lacak Newroz kutlamalar›-
na kat›lmalar› polis taraf›ndan engellenen
DGH, SGD, YÖGEH ve EMEP üyeleri, Af-
yon Kocatepe Üniversitesi ANS Merkez
Kampusu’nda Newroz’u kutlad›lar. Kutla-
ma s›ras›nda bir gurubun ‘tekbir’ getirerek
devrimci demokrat ö¤rencilerin üzerine
yürümesi üzerine yaflanan gerginlik, eylem-
cilerin kararl› tutumu ve okul yönetiminin
araya girmesi ile büyümeden sona erdi.
Bursa
DTP, DHP, ESP, EMEP ve SDP’nin orga-
nize etti¤i kutlamalar Gökdere Bulvar›nda
yap›ld›. ‹lçelerden gelen kat›l›mc›lar›n en-
gellenmesi nedeniyle geç bafllayan miting,
söylenen türküler eflli¤inde çekilen halay-
larla sona erdi.
Elaz›¤Geçen iki y›lda oldu¤u gibi bu y›l da iki
ayr› kutlaman›n yap›ld›¤› Elaz›¤’da, DTP ve
EMEP, valili¤in belirlemifl oldu¤u miting
alan› olan ‹stasyon Meydan›’nda yapt›klar›
etkinlikle Newroz’u kutlarken, DHP ve
HÖC ise akflam saatlerinde Fevzi Çakmak
Mahallesi’nde etkinlik düzenledi. Davul
zurna eflli¤inde çekilen halaylarla bafllayan
Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeki kutlamalar,
Newroz ateflinin yak›lmas›n›n ard›ndan
Grup Umuda Türkü’nün verdi¤i dinleti ile
son buldu.
DersimNewroz mitingi ‘w’ harfine tak›l›nca,
Dersim’de Newroz, “fiovenizme Karfl› Halk-
lar›n Kardeflli¤i Mitingi” ad› alt›nda kutland›.
K›flla Meydan›’nda yap›lan kutlamada DHP
ad›na konuflan Murat Kur konuflmas›n›, “Biz
kazanaca¤›z, halk kazanacak, Halk Savafl› ka-
zanacak” sözleriyle bitirdi. DHP’liler s›k s›k,
“Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya”, “A¤a pat-
ron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca-
¤›z”, “Kürt halk›na özgürlük Halk Savafl› ile
gelecek” ve “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”
fleklinde sloganlar att›lar.
UrfaNewroz kutlamalar›ndan sanatç›lar ‹l-
kay Akkaya, Xemgin Birhat ve Koma Xewin
sahne ald›lar. Kutlama nedeniyle birçok ki-
fli gözalt›na al›nd›, dört kifli tutuklanarak Ur-
fa E tipi kapal› hapishanesine gönderildi.
Xemgin Birhat da, ‘Blind Apo’ türküsünü
söyledi¤i için örgüt propagandas› yapt›¤›
gerekçesiyle mahkemeye ç›kart›ld›.
Maoist Komünist Partisi (MKP)
militanlar› 21 Mart gecesi Ümrani-
ye 1 May›s Mahallesi’nde yapt›klar›
eylemle Newroz’u selamlad›lar.
Karakol Dura¤› önünde topla-
nan militanlar, “Maoist Komünist
Partisi/Halk Kurtulufl Ordusu” pan-
kart› açarak, yola att›klar› molotof-
larla caddeyi trafi¤e kapatarak, yü-
rüyüfl yapt›lar. Yürüyüfl boyumca
“Yaflas›n partimiz Maoist Komünist
Partisi”, “Faflistlerin korkusu Halk
Kurtulufl Ordusu”, “Yaflas›n New-
roz, Newroz piroz be”, “MKP’nin
hedefi patron a¤a devleti” sloganla-
r› atan militanlar, Çeflme Dura-
¤›’nda mahalle halk›na yapt›klar›
ajitasyon konuflmalar›n›n ard›ndan
eylemlerine son verdiler.
Militanlar jandarmayla çat›flt›Sar›gazi’de Newroz kutlamas› ya-
pan MKP, TKP/ML, MLKP ve
TEKP/L militanlar› ile jandarma ara-
s›nda çat›flma ç›kt›.
21 Mart akflam› Demokrasi Cad-
desi üzerinde yap›lmak istenen kut-
lamaya müdahale eden jandarmaya
molotof kokteyli ve tafllarla yan›t ve-
ren militanlar, ara sokaklarda çat›fl-
maya devam etti. Çat›flmalar s›ras›n-
da molotoflar›n isabet etti¤i bir ak-
rep hafif flekilde hasar görürken, üç
jandarma da at›lan molotof ve tafllar
nedeniyle yaraland›.
MKP militanlar› Newroz’u selamlad›
Demokratik Haklar Platformu, Newroz
dolay›s›yla yaz›l› bir aç›klama yay›nlad›. Ege-
men s›n›flar›n bugün de Newroz’un devrim-
ci, ilerci ve yurtsever güçlerce baflkald›r› ve
isyan ruhuyla kutlanmas›n› engellemek iste-
dikleri ve alt›n› boflaltmak istedikleri belirti-
len aç›klamada, “Nevruz; Türk hakim s›n›f-
lar›n›n inkar ve imha politikalar›n›n ifa-
desidir. Bahar bayram› ad› alt›nda, resmi
törenlerle devlet erkan›n›n yapt›¤› kutla-
malar, halk›m›z›n bilincini mu¤laklaflt›r-
ma çabas›ndan baflka bir fley de¤ildir” de-
nildi.
Aç›klamada, devletin ›rkç›, flovenist ka-
rakteri karfl›s›nda ‹brahim Kaypakkaya’n›n
ülke özgülünde çizmifl oldu¤u tüm uluslara
ve az›nl›klara kendi kaderini tayin hakk›,
tam hak eflitli¤i talebi ve halklar›n kardeflli¤i
fliar›n›n daha gür hayk›r›lmas› gerekti¤i be-
DDHHPP:: ‘NewrozPiroz Be!’
Elaz›¤’da çal›flmalar›na bafllad›¤›m›z›n 3.
y›l›nda da Newroz’da önceki y›llar gibi bir ay-
r›flma yaflad›k. Elbetteki bu ayr›flmada her ha-
reketin oldu¤u gibi bizim de pay›m›z var. Biz
hatalar›m›zla yüzleflecek bir konumda oldu-
¤umuza inan›yoruz. Elaz›¤’da tarihsel günle-
rin karfl›lanmas›nda tam olarak bir birlik sa¤-
lanamad›. Her defas›nda ayr›flma, tart›flmalar-
dan kaç›nma politikas› izlendi. Elaz›¤’da ge-
çen y›l yaflanan 1 May›s prati¤i bu ba¤lamda
önemli dersler içermekteydi... 1 May›s günü
meydanda bir saate yak›n beklememize ra¤-
men gelece¤ini söyleyen dostlar›m›z yürüyüfl
alan›ndaki yerlerini almam›fllard›... Yürüyüfle
onlars›z bafllama karar› al›nd›. Bu karara alan-
da bulunan sendikal› dostlar da kat›ld›lar. Yü-
rüyüfle sald›r› olunca as›l suçlular da devrimci
kurumlar oldular. Ad›m›z› provokatöre ç›ka-
ran, sald›r›n›n faturas›n› bizlere kesen de bu
dostlar›m›zd›. Oysa sald›r›da bedel ödeyen,
tutuklanan, kurumsal çal›flmalar› aksayan biz-
lerdik. Üç devrimci kurumun 11 aktivisti 2,5
ay hapiste kald›.
Bunlar› niye anlatt›k. Çünkü bu sene biz-
den habersiz adeta yang›ndan mal kaç›r›r gibi
Newroz baflvurusunu yapan dostlar›m›z›n te-
mel dayanaklar› bu tür argümanlard›. Dostla-
r›m›z da iyi bilirler, faflizm ilerici kurum ve
partilere her dönem sald›rm›flt›r. Bu onlar›n
stratejik ç›karlar›n› koruma politikas›ndan
kaynaklanmaktad›r. Kald› ki biz sistemin so-
palar› konumunda olan kolluk güçleriyle di-
diflme oyunu oynayan maceraperestler de¤i-
liz, Demokratik Halk ‹ktidar› perspektifi ile
mücadele eden, temel mücadele taktiklerini
düflman›n yönelimi ve kendi gücümüze göre
beliryen, devrimin bilimsel yürüyüflünde
kendi misyonunu yerine getirmeye çal›flan,
meflru devrimci-demokratik kurumlar›z. Yani
dostlar›m›z›n iddia etti¤i gibi ne kendilerinin
gerçeklefltirdi¤i yasal miting için, 'yasalc›lar
afla¤›da, biz yukarday›z' dedik, ne de s›n›f mü-
cadelesinin bir parças› olarak sald›r›lara karfl›
koyma görevimizi es geçtik. Biz yasalar›n bofl-
lu¤undan yararlanmay› hiçbir zaman küçüm-
semedik. Program›m›zda belirtildi¤i gibi, "ya-
salar›n izin verdi¤i yere kadar yasalarla, yasa-
lar›n s›n›rlad›¤› yerden sonra da yasalara ra¤-
men" bir eylem çizgisi izleriz... Birileri bizi ta-
n›mama, yok sayma politikas› izleyerek bir
yerlere varaca¤›n› san›rlarsa da fena halde ya-
n›lacaklard›r. Bu sekter, ben merkezci tarz
halk güçlerine zarar verecektir. Önemli tarih-
sel günlerde yakalanamayan birliktelikler
halk kitlelerinde güvensizlik yaratmaktad›r.
Hiçbir kurum bu ülke tarihinde onurlu bir ye-
re sahip olan devrimci kurumlar› d›fllama hak-
k›na sahip de¤ildir. Egemenlerin umutsuzlu¤u
alternatifsizli¤i dayatt›¤›, örgütsüz, bireyci ya-
flam› kutsad›¤› bir dönemde ortak tarihi gün-
lerde birli¤i de¤il, parçal›l›¤› dayatmak halkla-
r›m›z›n bilincinde az›msanmayacak bir etki b›-
rakan karamsar-tasfiyeci ideolojilere kan tafl›-
yacakt›r. Ülkemiz devrimci hareketinin tari-
hinde yaflanan çat›flmalar›n nas›l bir bütün ola-
rak devrim cephesine zarar verdi¤ini devrim
tarihi bilinci olanlar iyi bilirler. Herkesin süre-
ce yeniden bakmas›n› umuyoruz.
Elaz›¤ Demokratik Haklar Platformu
ADHK, ADGH ve ADKH yapt›klar› ortak aç›k-
lamayla, insanl›¤›n her tarihsel dönem ve ça¤da,
kendi gelece¤ini karartmak isteyen zalimlere karfl›
canlar› pahas›na verdi¤i mücadelelerle bu günlere
geldi¤ini belirterek, dünya gericili¤ine karfl› New-
roz’un isyan›n› kuflanmak gerekti¤ini belirttiler.
Paris
Türk, Kürt ve Frans›z emekçileri Paris’te 17
Mart günü Newroz’u kutlad›. Basille Meydan›'nda
toplanarak yürüyen binlerce kifli, Nation Meyda-
n›’ndaki mitinge kat›ld›. Türkiye-Kuzey Kürdistan-
l› örgütlerden MKP, TKP/ML, MLKP, TK‹P ve
T‹KB’nin Frans›zca, Türkçe ve Kürtçe “Yaflas›n
Newroz” pankart› ile kat›ld›¤› mitingde, ADHK,
AT‹K, AVeG-Kon, B‹R-KAR, Yaflanacak Dünya Ga-
zetesi’nin imzas›n› tafl›yan, “Biji Newroz” bafll›kl›
bildiri okundu ve yo¤un flekilde da¤›t›ld›.
Londra
Londra YÇKM, Fed-Bir, AT‹K-LK, Halkevi,
Kurdish Derne¤i, Gik-Der, Day-Mer taraf›ndan 21
Mart akflam› yap›lan yürüyüflle Newroz kutland›.
Londra’n›n Wood Green bölgesinde toplanarak
Haringay bölgesinde bulunan Kurdish Derne¤i
önüne yürüyen kitle, yürüyüfl boyunca Türkçe,
‹ngilizce ve Kürtçe “Yaflas›n Newroz”, “Yaflas›n
halklar›n kardeflli¤i” ve “Yaflas›n devrimci dayan›fl-
ma” sloganlar› att›.
Avrupa’daNewroz coflkusu
Demokratik kurumlar›n tavr› üzerine k›sa bir de¤ini
16 4/4/07 8:36 PM Page 1 (Black plate)