47
BAŞ-BOYUN KANSERLERİ Dr. Candan DEMİRÖZ ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ ANABİLİM DALI

BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Embed Size (px)

DESCRIPTION

BAŞ-BOYUN KANSERLERİ. Dr. Candan DEMİRÖZ ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ ANABİLİM DALI. Tüm kanserlerin %10-15’ini oluştururlar %90-95 oranında epidermoid karsinomlardır Erkeklerde daha sık rastlanır 50-60 yaşlarında görülürler - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Dr. Candan DEMİRÖZ

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİRADYASYON ONKOLOJİSİ ANABİLİM DALI

Page 2: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Tüm kanserlerin %10-15’ini oluştururlar %90-95 oranında epidermoid karsinomlardır Erkeklerde daha sık rastlanır 50-60 yaşlarında görülürler Alkol ve sigara başlıca predispozan faktörlerdir,

duman, buhar ve irritan maddelere maruziyette etiyolojide rol oynar

Page 3: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Genellikle lokorejyonel evrede tanınırlar, ileri evrelerde metastaz yapabilirler

Tanı anında %40’ında bir veya daha fazla lenf nodu metastazı bulunur

En sık submandibüler, juguler, supraklaviküler lenf nodları tutulur

Bu hastalarda izlem süresince %10-20 oranında ikinci primer tümörler (Özellikle akciğer kanseri) görülebilir

Page 4: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

İlk semptomlar; disfaji, ağrı, disfoni, otalji şeklinde olabilir

Bulguların medikal tedavi ile geçmemesi ve tekrarlaması önemlidir

Boyundaki lenf bezlerinin büyümesi ilk belirti olabilir

Prognoz lokal invazyona ve lenf nodlarının tutulumuna bağlıdır ( 5 yıllık yaşam %50 & lenf nodları (+) ise %20-30)

Page 5: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Tanı Fizik muayene ile, tümörün lokalizasyonu,

büyüklüğü, çevre dokulara infiltrasyonu, lenf nodlarına yayılımı, kranyal sinir tutulumu değerlendirilir

Endoskopik muayeneler gereklidir Görüntülemede en çok CT ve MR kullanılır

Page 6: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Evreleme: TNM evrelemesi kullanılırTüm baş-boyun tümörlerinde N ve M sınıflaması

aynıdır

N0= lenf bezi tutulumu yok,

N1=3 cmden küçük tek lenf bezi tutulmuş

N2=3-6 cm arasında bir veya daha fazla lenf bezi tutulmuş

N3=6 cmden büyük bir veya daha çok lenf bezi tutulmuş

M1= metastaz varlığı

T evresi ise lokalizasyona göre değişir

Page 7: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Tedavi:En etkili tedavi yöntemleri cerrahi ve

radyoterapidir

Bu tümörlerde Radyoterapi, cerrahi öncesi neoadjuvan olarak, cerrahi sonrası adjuvan olarak kullanılabileceği gibi, olguların çoğunda primer tedavi olarak kullanılmaktadır

Kemoterapi genellikle palyasyon ya da adjuvan olarak kullanılır. Son zamanlarda ise organ koruyucu yaklaşım amacıyla ve radyoterapinin etkinliğini artıracak şekilde radyoterapi ile birlikte uygulanmaktadır

Page 8: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Tedavi prensipleri:Tedavi seçiminde rol oynayan faktörler şunlardır:

Primer tümörün büyüklüğü ve yaygınlığı Tümörün görünümü (ekzofitik ya da infiltran) Kemik ve kas tutulumunun varlığı Tam cerrahi rezeksiyonun mümkün olup olmadığı Metastatik lenf bezlerinin varlığı Hastanın performans durumu Fonksiyonların korunabilmesi olanağı (konuşma, yutma) Hastanın sosyal durumu ve işi Cerrah ve radyoterapistin deneyimi ve becerisi

Page 9: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Tedavi komplikasyonları:

Akut olarak: mukozit, özafajit, bulantı-kusma Geç dönemde: Ağız kuruluğu, trismus, işitme

azlığı, miyelit, körlük, seröz otitis media, osteoradyonekroz görülebilir

Tedavi öncesi dişlerin tedavisi ve sodyum florid profilaksisi gereklidir

Eşzamanlı kemoradyoterapi yapılan olgularda:

organ tolerans dozları düşer ve toksisite oranları artar.

Page 10: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

Baş-boyun tümörleri pratik olarak: Nazofarenks, Nazal kavite/paranazal sinüsler, Oral kavite, Larinks, Hipofarenks, Tükrük bezi tümörleri,

başlıkları altında incelenirler

Page 11: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZOFARENKS KANSERLERİ Kuboid şekilli olup, önde posterior koanalar ve

burun boşluğu, üstte sfenoid kemik, arkada klivus ve ilk iki servikal vertebra, altta yumuşak damak ve orofarenks bulunur. Torus tubariusun (Östaki tübünün açılım noktası) arkasında bulunan Rosenmüller çukuru NF kanserinin en sık görüldüğü bölgedir.

Zengin lenfatik ağ nedeniyle erken dönemde lenfatik metastaz gelişir. İlk tutulan lenf nodu Rouviere nodudur (C1 vertebra seviyesindeki parafarengeal lenf nodu). İkinci ve üçüncü sıklıkla derin posterior servikal nodlar ve jugulodigastrik lenf nodları tutulur.

Page 12: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZOFARENKS KANSERLERİ Görülme sıklığı ABD’de 100 000 nüfusta

erkeklerde 0.8, kadınlarda 0.3 oranındadır. 50-59 yaşları arasında pik yapar.

Güney Çin’de insidansı oldukça yüksektir ve 100 000’de 20 oranında görülmektedir, bu yüksek oran genetik presdispozisyona bağlanmaktadır.

Etiyolojide; geleneksel Çin yemekleri, tuzlanmış balık, duman, sigara, diğer inhalantlar, EBV, çocukluk çağında radyasyona maruziyet sorumlu tutulmaktadır.

Page 13: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZOFARENKS KANSERLERİ-Bulgular Öne doğru büyüyen tümörler nazal dolgunluk,

akıntı ve epistaksise neden olurlar Nazal konuşma, kulak ağrısı, işitme azlığı

görülebilir Trotter triadı: tek taraflı işitme azlığı, yumuşak

damak hareketlerinde azalma ve mandibülar nöraljinin bir arada bulunmasıdır

Page 14: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZOFARENKS KANSERLERİ-Bulgular Kranyal sinir tutulumu oldukça sıktır (%26), en

çok 5. ve 6. kranyal sinirler tutulur (%40-60), olguların çoğunda 3, 4 ve 5 birlikte tutulur (%39).

Orbita tutulumuna bağlı proptozis, orofarenkse ilerleme varsa takıntı hissi, kafatası invazyonu varsa başağrısı görülebilir

İlk muayenede boyunda kitle %60-87 oranında görülmektedir

Page 15: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZOFARENKS KANSERLERİ-Histoloji %90’ı epidermoid ya da indiferansiye

karsinomdur:

Skuamöz hücreli karsinom,

Transizyonel hücreli karsinom,

Lenfoepitelyoma,

İndiferansiye karsinom %10’unu ise lenfoma, adenoid kistik karsinom,

melanom, rabdomyosarkom, plazmositom, yumuşak doku sarkomları ve juvenil anjiofibrom oluşturur

Page 16: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZOFARENKS KANSERLERİ-Tedavi

Yerleşim yeri itibarıyla cerrahinin rolü sadece boyun kitleleriyle sınırlıdır

Primer tedavi modalitesi RT’dir

Işın alanı içine NF ve tüm boyun lenfatikleri dahil edilmelidir

KT, günümüzde neoadjuvan ve RT ile eşzamanlı olarak kullanılmaktadır.

Rezidüel tümörlerin tedavisinde intrakaviter brakiterapi ve lokal nükslerin tedavisinde ikinci seri RT uygulanabilir

Genel sağkalım oranları %40 düzeyindedir

Page 17: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜS TÜMÖRLERİ

Nazal kavite, sinüsler, orbita ve intrakranyal yapılar arasındaki kemik yapılar oldukça incedir ve kanser yayılımına izin verir

Paranazal sinüsler; maksiller antrum, etmoid hücreler, frontal sinüs ve sfenoid sinüs bölgelerini içerir

Erkeklerde iki kat fazla ve 40 yaşından sonra görülürler

Özellikle mobilya sanayinde, odun dumanına maruziyet, radyoaktif maddelere maruziyet etiyolojide rol oynar

Page 18: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜS TÜMÖRLERİ-Bulgular

Olfaktor sinir yoluyla anterior kranyal fossaya, superior orbital fissür yoluyla orta kranyal fossaya ve kavernöz sinüse yayılırlar

İnverting papilloma burun yan duvarından kaynaklanarak paranazal sinüsler, orbita ve ön kranyal fossaya yayılabilir

Estezionöroblastomlar üst nazal kaviteden köken alarak ön kranyal fossaya yayılabilir

NF ve dil kökü gibi lenfatikten zengin bölgelere ulaşmadan lenf nodu metastazı görülmez. En sık submandibüler ve subdigastrik nodlar tutulur

Page 19: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜS TÜMÖRLERİ-Bulgular

Nazal kavite: Kronik nazal obstrüksiyon, sinüzit, nazal akıntı, epistaksis, epifore, diplopi, proptozis, körlük görülebilir

Maksiller sinüs: Genellikle asemptomatiktir, nazal obstrüksiyon, epistaksis, sinüs ağrısı ve dolgunluk olabilir

Etmoid sinüs: İç kantusta nodül, diplopi, proptoz, palpabl orbital kitle görülebilir

Sfenoid sinüs: kranyal sinüs tutulumu, başağrısı Nazal vestibül: krut ve epistaksis görüleblir

Page 20: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜS TÜMÖRLERİ-Histoloji

En sık skuamöz hücreli karsinom görülür, Minör tükrük bezi tm %10-15 oranında, Malign melanom %10-15 oranında görülür. İnverting papillom %10-15 oranında görülen,

benign karakterli ancak skuamöz hücreli karsinomla ilişkili olması ve agresif seyretmesi açısından önem taşıyan bir tümördür

Estezionöroblastomalar, olfaktor sinir uçlarından köken alan nadir tümörlerdir

Page 21: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜS TÜMÖRLERİ-Tedavi

Nazofarenks, sfenoid sinüs, kafa tabanına yayılım, orbita tutulumu varsa unrezektabl kabul edilir

Tek başına RT 70 Gy, postoperatif ise 60-65 Gy dozunda uygulanır

Nazal kavite tm: İnverting papillomada cerrahi, agresif ise cerrahi +postoperatif RT kullanılır. İleri evre tm.lerde de C+RT sağkalım oranlarını artırmaktadır. 5 yıllık genel sağkalım oranları %56-76 arasındadır

Page 22: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜS TÜMÖRLERİ-Tedavi

Etmoid sinüs tm: Tek başına RT veya cerrahi + postoperatif RT kullanılır. Genel sağkalım oranları %50’dir

Maksiller sinüs tm: En iyi sonuç cerrahi ile sağlanır, ancak genellikle postoperatif RT gerekir. 3 yıllık sağkalım %45 dir

Sfenoid sinüs tm: Genellikle RT uygulanır Estezionöroblastom: Cerrahi ile %50 oranında

kontrol sağlanabilmektedir

Page 23: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

NAZAL KAVİTE VE PARANAZAL SİNÜS TÜMÖRLERİ-Tedavi

Nazal vestibül: Cerrahi ve RT ile aynı sonuçlar elde edilir ancak RT ile kozmetik sonuç daha iyidir. Lezyon küçükse cerrahi tercih edilmelidir. İleri lezyonlarda primer tedavi RT’dir, cerrahi RT başarısızlığında uygulanır.

Page 24: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

OROFARENKS KANSERLERİ Orofarenks yapıları:

Tonsiller fossa ve faucial ark

- Anterior tonsiller pli

- Retromolar trigon

- Yumuşak damak ve uvula

- Glossopalatin sulkus

- Posterior tonsiller pli

Dil kökü

Page 25: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

OROFARENKS KANSERLERİ-Tonsiller fossa Tonsiller fossa ve facuial ark tmleri

erkeklerde görülen kanserlerin %0.5’ini oluşturur, insidans yaşla artar, en sık 60-70 yaşları arasında görülür. Alkol ve sigara en önemli etiyolojik ajandır

Semptom ve bulgular nonspesifiktirNodal yayılım başlangıçta olguların %45’inde

görülürEn sık skuamöz hücreli karsinom, daha sonra

lenfomalar(%15), minör tükrük bezi tmleri ve malign melanom görülür

Page 26: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

OROFARENKS KANSERLERİ-Tonsiller fossa/Tedavi

Erken evre tümörler RT veya cerrahi ile aynı başarı şansıyla tedavi edilirler.

T3-4 tmlerde kombine tedavi tercih edilmelidir.

Page 27: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

OROFARENKS KANSERLERİ-Dil kökü Dilin 1/3 arka bölümü olup orofarenkste yerleşmiştir.

Zengin submukozal lenfatikleri lingual tonsil olarak bilinir ve Waldeyer halkasının bir bölümünü oluşturur

Tüm dil tmlerinin %25-30’unu oluşturur, sigara en önemli etiyolojik faktör olup alkol sigaranın etkisini artırır

Farkedilmesi güç olduğundan büyük kitleler oluşturabilirler. Ağrı, yutma güçlüğü, takıntı hissi ve öksürük görülebilir. Boyunda kitle bulunabilir

Skuamöz hücreli karsinom %90’ını oluşturur. NHL ve adenoid kistik karsinom görülen diğer histolojik tipleri oluşturur

Page 28: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

OROFARENKS KANSERLERİ-Dil kökü/Tedavi Küçük yüzeyel lezyonlar tek başına RT ile

tedavi edilirken rezektabl T3-4 lezyonların tedavisinde cerrahi ve postoperatif RT kullanılır. Tam doz RT sonrasında rezidü boyun lezyonları varsa disseksiyon yapılabilir. Son yıllarda eşzamanlı kemoradyoterapiler ile umut verici sonuçlar alınmaktadır

5 yıllık genel sağkalım oranları %20-30 düzeyindedir

Page 29: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

LARENKS KANSERLERİ Supraglottik-glottik-subglottik olmak üzere üç anatomik

bölgede incelenir Supraglottisi; epiglot, yalancı vokal kordlar, ventrikül,

aritenoidler ve ariepiglottik fold oluşturur. Lenfatik ağdan zengindir, erken evrelerde bile lenfatik yayılım sıktır, subdigastrik ve orta internal juguler zincire metastaz yapar

Glottis; gerçek vokal kordlar ve ön kommissürü kapsar. Lenfatik drenajı yoktur

Subglottis; Glottisin altındaki bölgedir, relatif olarak zayıf lenfatikleri vardır, paratrakeal (Delphian) nodlara yayılım görülür, alt juguler zincire de yayılabilir

Page 30: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

LARENKS KANSERLERİ Tüm kanserlerin %2’sini oluştururlar, en sık

görülen baş-boyun tümörleridir Tanı anında %62’si lokal, %26’sı bölgesel

evrede ve %8’i uzak metastazlıdır. Glottik/supraglottik oranı 3:1’dir En önemli etiyolojik faktör sigaradır, alkol

sigaranın etkisini artırır. Marihuana kullanımı, A ve C vitamininden

düşük beslenme, radyasyon ve UV diğer etiyolojik ajanlardır.

Page 31: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

LARENKS KANSERLERİ-Bulgular Supraglottik ve glottik kanserler lokal kalma eğiliminde

olmakla birlikte anatomik bariyer olmadığından diğer bölgelere geçebilirler

Submukozal yayılım ile paraglottik bölge invazyonu görülebilir

Vokal kord lezyonları erken evrede ses kısıklığına neden olabilir. Solunum güçlüğü, kulak ağrısı, tiroid kartilajda lokalize ağrı ve hava yolu obstrüksiyonları ileri evrelerde görülür.

Supraglottik lezyonlarda en sık ağrılı yutma görülür, bazen boğazda takılma hissi şeklinde tanımlanır. Ses kısıklığı ileri evrelerde görülür. Boyunda lenf nodu metastazına bağlı kitle bazen ilk belirti olabilir

Page 32: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

LARENKS KANSERLERİ-Histoloji %99’u skuamöz hücreli karsinomdur, Genellikle

iyi ve orta diferansiyedirler Verrüköz karsinom %1-2’sini oluşturur Nadir görülen diğer tipler: Small cell nöroendokrin karsinom Minör tükrük bezi tümörleri Kemodektoma Karsinoid Yumuşak doku sarkomu Malign lenfoma Plazmositoma

Page 33: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

LARENKS KANSERLERİ-Tedavi Karsinoma insitu: Sınır belirlemek güçtür ve sık yineler,

bu nedenle RT önerilir Erken glottik kanserler: T1-2 lezyonlarda kordektomi ve

hemilarenjektomi veya RT eşit lokal kontrol sağlar. Bu nedenle RT primer tedavi olarak seçilmekte ve cerrahi RT başarısızlığında uygulanmaktadır.

İleri evre glottik kanserler: T3 lezyonlarda havayolu açık olan favorabl grupta sınırlı subglottik veya supraglottik yayılımı olanlarda RT primer tedavi seçeneği olabilir. Olgular yakın izlenmelidir. T4 lezyonlarda ise total larenjektomi ve postoperatif RT uygulanmalıdır. Larenjektomiyi kabul etmeyen olgularda organ koruyucu amaçla neoadjuvan KT+RT uygulanabilir.

Page 34: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

LARENKS KANSERLERİ-Tedavi Postoperatif RT endikasyonları:

T4 tümör

Yakın ya da pozitif cerrahi sınır

Kartilaj invazyonu

Perinöral invazyon

Boyun yumuşak dokuya yayılım

3 lenf nodu tutulumu

Ekstrakapsüler yayılım

Page 35: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

LARENKS KANSERLERİ-Tedavi Erken evre supraglottik kanserler:

Supraglottik larenjektomi veya RT eşit sonuç vermektedir. Total larenjektomi tedavi başarısızlığı durumunda uygulanmalıdır. Klinik olarak negatif boyunlarda elektif boyun tedavisi gerekir

Lokal ileri supraglottik kanserler: Glottik ileri evre gibi tedavi edilirler

Page 36: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

HİPOFARENKS KANSERLERİ Hipofarenks, farenksin en alt bölümünü

oluşturur Priform fossa: larenksin yanlarında kalan

bölümüdür, medial duvarını ariepiglottik fold, lateral duvarını krikotiroid kas oluşturur

Posterolateral farenks: Hyoid kemik düzeyinden krikofaringeus kasına dek uzanır

Postkrikoid bölge: Aritenoid kıkırdaklardan özafagusa kadar uzanır ve larinksin arkasında kalır

Page 37: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

HİPOFARENKS KANSERLERİ Hipofarenksin lenfatikleri üst derin servikal,

jugulodigastrik, üst ve orta juguler zincire drene olurlar

Spinal aksesuar ve retrofaringeal nodlar da sıklıkla tutulur

Tanıda %37 lokal, %43 bölgesel ve %10’u uzak metastazlıdır

Sigara en önemli nedendir, alkol sigaranın etkisini artırır, demir eksikliği ve C vit.den fakir beslenme riski artırır

Page 38: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

HİPOFARENKS KANSERLERİ-Bulgular Piriform fossa tm. submukozal yayılım özelliği

gösterirler, transglottik kanserleri taklit edebilirler. Ayrıca medial yayılımda vokal kord paralizisi yaparak ses kısıklığına neden olabilir, tiroide doğru yayılabilir

Farengeal duvar tm. submukozal yayılımla tirohyoid membran ve konstriktör kasları invaze edebilir, tiroid bez ve paraverebral boşluğa da uzanabilirler

Postkrikoid tm. sirkumferensiyal olarak hipofarengeal duvarı sarabilirler, üst özafagus invazyonları da sık görülür

Page 39: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

HİPOFARENKS KANSERLERİ-Bulgular Erken lezyonlar, nonspesifik yutma güçlüğü ve

takıntı hissi yaparlar İleri lezyonlarda ise katı gıda yutmada güçlük,

yabancı cisim hissi ve takıntı hissine neden olurlar

Page 40: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

HİPOFARENKS KANSERLERİ-Histoloji Olguların %95’i skuamöz hücreli karsinomdur Bu tipin varyantları:

Bazaloid skuamöz hücreli karsinom

Yüzeyel yayılımlı karsinoma

Adenoskuamöz karsinom

Taşlı yüzük hücreli skuamöz karsinom

Verrüköz karsinom Nadiren: Adenokarsinom

Sarkomlar

Malign lenfoma görülebilir

Page 41: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

HİPOFARENKS KANSERLERİ-Prognostik faktörler İleri evre İleri yaş Erkek olmak Zenci olmak Beslenme yetersizliği, kilo kaybı Kötü diferansiye tm

kötü prognostik faktörlerdir

Page 42: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

HİPOFARENKS KANSERLERİ-Tedavi Piriform sinüs tm: En iyi yaklaşım lokal ve bölgesel

kontrolü en yüksek oranda sağlamak ve yutma ve konuşma fonksiyonlarını korumaktır. Erken evrede cerrahi ve RT eşit sonuç verir. İleri evrede cerrahi ve postoperatif RT uygulanır. İndüksiyon kemoterapisi, cerrahi ve RT’nin birlikte kullanıldığı organ koruyucu yaklaşımlar araştırma düzeyindedir.

Farengeal duvar tm: Tek başına RT ile lokal kontrol %25 civarındadır. En iyi sonuç cerrahi ve postop RT ile alınmaktadır

Postkrikoid bölge tm: Bu bölge tm genellikle ileri evrede yakalanırlar. Genellikle küratif cerrahi olanaksızdır. Tek başına RT ile kontrol oranları %13-30’dur.

Page 43: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

TÜKRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ Parotis, submandibüler, sublingual ve minör tükrük

bezlerinin tümörlerini içerir Parotis: en büyük tükrük bezidir, benign ve malign

tmlerin en sık görüldüğü yerdir. Masseter kasının üstünde, mastoid çıkıntı ve dış kulak yolunun hemen altında yerleşmiştir. Yüzeyel ve derin lobları vardır. İçinden fasial sinir geçer. Parotis içinde ayrıca lenfatik pleksus ve çok sayıda intraglandüler lenf nodu vardır

Page 44: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

TÜKRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ Baş-boyun kanserlerinin %3-4’ünü oluştururlar E/K oranı 1.3/1’dir Her 100 parotis tümörüne karşın 10 submandibüler,

10 minör tükrük bezi ve 1 sublingual bez tm görülür A ve C vit açısından yeteriz beslenme, radyasyon

ve UV etiyolojide rol oynar

Page 45: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

TÜKRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ-Bulgular Lokal invazyon yaparlar Parotis tm de %25 oranında lenf nodu ve fasial sinir

tutulumu görülür En sık parotid, submandibüler ve üst servikal

nodlara yayılır Uzak metastaz nadir görülür Parotis tmlerinin %20-25’i, submandibüler tmlerin

%30-40’ı, sublingual tmlerin %95-100’ü maligndir Parotis tm lerinin 1/3’ünde fasyal sinir tutulumu,

%10’unda ise ağrı görülür Derin yerleşimli tmler çevre kaslara ve cilde

invazyon yaparlar, %25 oranında boyun lenfatiklerine yayılım sözkonusudur

Page 46: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

TÜKRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ-Histoloji Düşük ve yüksek gradlı olmak üzere ikiye ayrılırlar Düşük gradlı tmler:

Asinik hücreli tmler

Mukoepidermoid karsinom (grad 1-2) Yüksek gradlı tmler:

Mukoepidermoid karsinom (grad 3)

Adenokarsinom, kötü dif karsinom, anaplastik k.

Skuamöz hücreli karsinom

Adenoid kistik karsinom Adenoid kistik karsinom, adenokarsinom ve indif

karsinomlar daha fazla uzak metastaz yaparlar

Page 47: BAŞ-BOYUN KANSERLERİ

TÜKRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ-Tedavi Parotis bezinin yüzeyel tm. de minimum cerrahi

girişim yüzeyel parotidektomidir, diğer tüm lezyonlarda total parotidektomi yapılmalıdır

Postoperatif RT endikasyonları:

- Fasial sinirin korunmasını gerektiren derin lob lezyonları

- Histolojik olarak benign, ancak üçten fazla nüks,

- Yeterli sınırla rezeksiyonun mümkün olmadığı 5 cmden büyük tmler

- Mikroskopik pozitif cerrahi sınır

- Benign tmlerde malign transformasyon