27
Temel Bilimler / T 38 - 4 2 www.tusem.com.tr TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1. Foramen spinosum aşağıdaki hangi iki boşluğu birbiri- ne bağlar? A) Fossa cranii media – Fossa infratemporalis B) Fossa pterygopalana – Cavitas nasi C) Fossa cranii media – Fossa pterygopalana D) Orbita – Cavitas nasi E) Fossa cranii anterior – Fossa pterygopalana 1 – A Foramen spinosum os sphenoidale’de bulunur ve fossa cranii media ile fossa infratemporalis’i birbirine bağlar içinden a. meningea media geçer. Fossa pterygopalana ile Cavitas nasi’yi birbirine bağlayan; Foramen sphenopalanum Fossa cranii media ile Fossa pterygopalana’yı birbirine bağla- yan; Foramen rotundum Orbita ile Cavitas nasi’yi birbirine bağlayan;Foramen ethmoi- dale anterius et posterius 2. M. flexor carpi ulnaris’in sonlanma yeri aşağıdaki hangi kemikr? A) Os lunatum B) Os pisiforme C) Os trapezium D) Os scaphoideum E) Os triquetrum 2 – B Os pisiforme sesamoid kemiklerdendir. Pisiforme el bileğin- de distal sıranın en medialindeki kemikr ve m. flexor carpi ulnaris’in tendonu içinde yer alır veya bu kasın insersiyosu olarak da tanımlanır. 3. Aşağıdaki eklem plerinden hangisi iki eksenli eklem cinsidir? A) Sellaris B) Trochoidea C) Spheroidea D) Ginglymus E) Plana 3 – A Plana pi sinovyal eklemlerin eksenleri yoktur. Troklear (ginglimus) ve trokoid (pivot) eklemler tek eksenli- dirler. Elipsoid ve sellar eklemler 2 eksenlidir Sferoid eklem ise 3 eksenlidir. Troklear (ginglimus) eklemler sadece transvers eksende fleksi- yon ekstansiyon yapabilen eklemlerdir. Trokoid eklemler sadece verkal eksende rotasyon yapabilen eklemlerdir. 4. Spinal anestezi için kateterizasyon uygulanacak hasta- da en son hangi yapı geçilir? A) Lig. longitudinale posterius B) Duramater spinalis C) Arachnoidea mater D) Lig. flavum E) Lig. interspinale 4 – C LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- sında subaraknoid aralıktadır ve en son araknoid membran delinir. Epidural blokta ise iğne lig. flavum ile dura mater arasındadır ve en son lig. flavum delinir.

eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

2www.tusem.com.tr

TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR

1. Foramen spinosum aşağıdaki hangi iki boşluğu birbiri-ne bağlar?

A) Fossa cranii media – Fossa infratemporalis

B) Fossa pterygopalatina – Cavitas nasi

C) Fossa cranii media – Fossa pterygopalatina

D) Orbita – Cavitas nasi

E) Fossa cranii anterior – Fossa pterygopalatina

1 – A

Foramen spinosum os sphenoidale’de bulunur ve fossa cranii media ile fossa infratemporalis’i birbirine bağlar içinden a. meningea media geçer.

Fossa pterygopalatina ile Cavitas nasi’yi birbirine bağlayan; Foramen sphenopalatinum

Fossa cranii media ile Fossa pterygopalatina’yı birbirine bağla-yan; Foramen rotundum

Orbita ile Cavitas nasi’yi birbirine bağlayan;Foramen ethmoi-dale anterius et posterius

2. M. flexor carpi ulnaris’in sonlanma yeri aşağıdaki hangi kemiktir?

A) Os lunatum B) Os pisiforme

C) Os trapezium D) Os scaphoideum

E) Os triquetrum

2 – B

Os pisiforme sesamoid kemiklerdendir. Pisiforme el bileğin-de distal sıranın en medialindeki kemiktir ve m. flexor carpi ulnaris’in tendonu içinde yer alır veya bu kasın insersiyosu olarak da tanımlanır.

3. Aşağıdaki eklem tiplerinden hangisi iki eksenli eklem cinsidir?

A) Sellaris B) Trochoidea

C) Spheroidea D) Ginglymus

E) Plana

3 – A

Plana tipi sinovyal eklemlerin eksenleri yoktur.

Troklear (ginglimus) ve trokoid (pivot) eklemler tek eksenli-dirler.

Elipsoid ve sellar eklemler 2 eksenlidir

Sferoid eklem ise 3 eksenlidir.

Troklear (ginglimus) eklemler sadece transvers eksende fleksi-yon ekstansiyon yapabilen eklemlerdir.

Trokoid eklemler sadece vertikal eksende rotasyon yapabilen eklemlerdir.

4. Spinal anestezi için kateterizasyon uygulanacak hasta-da en son hangi yapı geçilir?

A) Lig. longitudinale posterius

B) Duramater spinalis

C) Arachnoidea mater

D) Lig. flavum

E) Lig. interspinale

4 – C

LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara-sında subaraknoid aralıktadır ve en son araknoid membran delinir.

Epidural blokta ise iğne lig. flavum ile dura mater arasındadır ve en son lig. flavum delinir.

Page 2: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

3 www.tusem.com.tr

5. Hangisi nervus hypoglossus tarafından innerve edilmez?

A) M. styloglossus B) M. genioglossus

C) M. Palatoglossus D) M. transversus linguae

E) M. hyoglossus

5 – C

M. palatoglossus plexus pharyngeus (X) tarafından innerve edilir. Diğer kaslar n. hypoglossus tarafından innerve edilir.

6. Kola iç rotasyon yaptırmayan kas aşağıdakilerden han-gisidir?

A) M. pectoralis majör B) M. latissimus dorsi

C) M. teres minör D) M. subscapularis

E) M. teres major

6 – C

M. teres minor ve m. infraspinatus kola dış rotasyon yaptırır-lar. Diğerleri hep iç rotasyon yaptırırlar. M. deltoideus’un ön bölümü iç, arka bölümü ise dış rotasyona yardımcıdır.

7. Aşağıdaki anatomik yapılardan hangisi sağ atriumda bulunmaz?

A) Trabecula carnea

B) Crista terminalis

C) Ostium sinus coronarii

D) Valvula venae cavae inferioris

E) Mm. pectinati

7 – A

Sağ atriumda ostium v. cava inferioris, valvula vena cava in-ferioris, ostium v. cava superioris, tuberculum intervenosum, fossa ovalis, limbus ovalis, ostium sinus coronarii, valvula osti-um sinus coronarii ve mm. pectinati bulunur.

Mm. pectinati’ler atrium kaslarına, trabeculeae carneae’lar ise ventrikül kaslarına verilen isimdir.

8. Glandula parotidea içinde hangisi yer almaz?

A) A. carotis externa B) N. facialis

C) A. Maxillaris D) V. retromandibularis

E) A. facialis

8 – E

Gl. parotidea fossa retromandibularis’te yer alır ve içinde v. retromandibularis, a. carotis externa, a. temporalis superfi-cialis ve a. maxillaris’in başlangıçları, a. auricularis posterior başlangıcı, a. occipitalis başlangıcı, plexus caroticus externus ve n. facialis bulunur.

İçinde a. carotis externa bulunur ancak besleyen a.maxillaris›in dalıdır.

İçinde n. facialis bulunur ancak innervasyonunu n.glossopharyngeus yapar.

9. Aşağıdaki arterlerden hangisi arteria axillaris’in dalı değildir?

A) A. thoracica lateralis

B) A. thoracica interna

C) A. subscapularis

D) A. circumflexa humeri anterior

E) A. thoracica superior

9 – B

Axillaris’in 6 adet dalı vardır. Bunlar a. thoracica superior, a. thoracoacromialis, a. thoracica lateralis, a. subscapularis, a. cir-cumflexa humeri anterior ve posterior’dur. A. subscapularis en büyük dalıdır ve a. subclavia’nın dalları ile anastomozlar yapar. A. circumflexa scapula ve a. thoracodorsalis dalları bulunur.

A. thoracica interna a. subclavia’nın dalıdır.

Page 3: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

4www.tusem.com.tr

10. V. jugularis interna’ya direkt açılan beyin venöz sinüsü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sinus sagittalis superior

B) Sinus petrosus inferior

C) Sinus rectus

D) Sinus transversus

E) Sinus occipitalis

10 – B

Sinus transversus’lar confluens sinuum’dan başlarlar ve kulağın arkasında kafa tabanına doğru dönerek sinus sigmoideus adını alırlar. Sinus sigmoideus for. jugulare üzerinde bulbus jugularis’e dökülür. Bulbus jugularis’in devamı v. jugularis interna’dır. Bir başka deyişle sinus sigmoideus’un devamı v. jugularis interna olarak kabul edilebilir. Sinus cavernosus’ları direne eden sinus petrosus superior’lar sinus transversus’lara açılarak gene sinus sigmodeus yoluyla v. jugularis interna’ya açılırken;

Sinus petrosus inferior kafatasını foramen jugulare’den terk ede-rek kafatasının dışında doğrudan v. jugularis interna’ya dökülür.

11. Üst ekstremiteden gelen şuursuz derin duyuları taşıyan yolun 2. nöronları nerede bulunur?

A) Nucleus dentatus

B) Nucleus gracilis

C) Nucleus cuneatus

D) Nucleus cuneatus accessorius

E) Substantia gelatinosa

11 – D

Üst ekstremiteden gelen şuurlu derin duyuların 1. nöronları ganglion spinale’de yer alır. 2. nöronları ise bulbus’un alt sevi-yelerinde yer alan nucleus cuneatus’dadır.

C8 üzerinden (dolayısıyla üst ekstremiteden) gelen şuursuz de-rin duyular ise nucleus cuneatus accessorius’ta sinaps yaparlar.

12. Jejunum’dan ileum’a doğru gittikçe artan yapı veya özellik hangisidir?

A) Duvar kalınlığı B) Damar yoğunluğu

C) Villi intestinales D) Plica circulares

E) Nodi lymphoidei

12 – E

Jejunum’dan ileum’a doğru gittikçe lenfatik dokular ve jeju-numda da bulunan nodi lymphoidei’ler sayıca artar hatta daha büyük ve yoğun nodi lymphoidei aggregati (Peyer plak-ları) şeklini alırlar.

Jejunum İleumÇap à daha büyük (4 cm) daha küçük (3.5)

Damar à daha damarlı, daha kırmızıtek arkus ve uzun arterler (A)

az damarlı,daha solukçift arkus, kısa arterler (B)

Plica circularis à daha büyük, kalın daha küçük, son kısımda yok

Agregat lenf à az, Çok, Peyer plakları

arter arkuslarıarter arkusları

Vasa rectaVasa recta

13. Aşağıdakilerden hangisi erkekteki corpus spongiosum penis’in kadındaki homoloğudur?

A) Gl. Paraurethrales B) Mons pubis

C) Bulbus vestibuli D) Gl. vestibularis major

E) Crus clitoridis

13 – C

Bulbus vestibuli, kadında vagina girişini çevrelyen bir doku-dur ve erkekteki corpus spongiosum penis’in karşılığıdır.

Mons pubis: Symphysis pubicada bulunan yağ dokunun oluştur-duğu kabarıklıktır. Buradaki kıllara pubes denir.

Clitoris: Erektildir. Erkekte corpus cavernosumun özdeşidir.

Gl. vestibularis major (Bartholin bezi): Erkekteki gl. bulbo-urethralis özdeşidir. Bulbus vestibulinin arkasındadır. Kanalı hymen ile labium minus arası oluğa açılır. Spatium perinei superficialis’de yer alır.

14. Göz küresinde tunica vasculosa bulbi’ye ait olan yapı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Choroidea B) Sclera

C) Lens D) Retina

E) Cornea

14 – A

Göz küresi tabakaları dıştan içe:

Tunica fibrosa bulbi: Sclera ve cornea

Tunica vasculosa bulbi: Choroidea, corpus ciliare ve iris

Tunica interna bulbi (retina): Pars optica ve pars caeca reti-nae tarafından oluşur.

Page 4: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

5 www.tusem.com.tr

15. Littre bezleri aşağıdaki yapıların hangisinde bulunur?

A) Üretra B) Mesane

C) Vajina D) Üreter

E) Böbrek

15 – A

Littre bezleri: Erkek üretrasında duvarda bulunan küçük mu-köz bezlerdir

16. D vitamini sentezi deride aşağıdaki tabakalardan han-gisinde bulunur?

A) St. Bazale B) St.spinozum

C) St. Granülozum D) St.lusidum

E) St.korneum

16 – C

Stratum Granulosum

Poligonal hücrelerin oluşturduğu 3-5 tabakadan meydana gelmiş-tir. Sitoplazmalarında bol miktarda keratohyalin granüller denilen yoğun bazofilik granüller bulunmaktadır. Epidermisin granüler ta-bakasındaki hücrelerde stoplazmada lipid içerikli lameller granül-ler bulunur. Bu lipid şeritleri yabancı maddelerin penetrasyon için geçit tıkayıcı etki oluşturur. D vitamini sentez eder.

17. Meme bezleri salgılarını boşaltma şekline göre hangi tip bezdir?

A) Merokrin B) Apokrin

C) Parakrin D) Ekrin

E) Holokrin

17 – B

SALGI BEZLERİ

Dış salgı bezleri salgılama işlemini asinus denen birim yapar. Bezler salgılarını verme biçimine göre 3 grupta incelenir.

Ekrin (Merokrin) bezler; Salgılarını salgı granülünü çevreleyen zarların hücre zarı ile kaynaşması ile yaparlar. Stoplazma kaybı olmaz. Bezlerin büyük çoğunluğu bu tiptir. (Parotis, pankreas)

Apokrin bezler; Stoplazmanın bir kısmı salgı ile beraber kaybedi-lir. Koltuk altı ter bezleri, meme bezleri, serumen buna örnektir.

Holokrin bezler: Tüm hücre dejenere olarak salgıyı boşaltır. Yağ bezleri (sebacea), gonodlar buna örnektir.

Şekil: Salgı tipleri

18. 18 alfa - hidroksilaz eksikliğinde hangi hormonun biyo-sentezi etkilenir?

A) Tiroid hormonları B) Progesteron

C) Aldosteron D) Testosteron

E) Estrojen

18 – C

Page 5: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

6www.tusem.com.tr

19. Aşağıdakilerden hangisi botulinum toksininin (botoks) sinir-kas kavşağındaki etki mekanizmasını açıklar?

A) Kolinin presinaptik uca geri alınmasını inhibe eder

B) Presinaptik membrandaki voltaja bağlı kalsiyum ka-nallarını kapatır

C) Nikotinik reseptörlere bağlanarak asetilkolinin bağ-lanmasını engeller

D) Asetilkolin veziküllerinin sinaptik aralığa ekzositozu-nu engeller

E) Asetilkolinesteraz enzimini inhibe eder

19 – D

Otonom iletimi etkileyen ilaç ve toksinlerİlaç Etki yeri EtkiLocal anastezikler tetrodotoxin,

saxitoxin

Sinir Hücresi Voltaj bağımlı Na kanal blokeri

Hemikolinyum Kolinerjik sinir uçları Kolin up-take inhibisyonu ve Ach sentezinin azalması

Metiltirozin Adrenerjik Sinir uçları ve adrenal medulla

A ve NA sentez blokasyonu

Vezamikol Kolinerjik sinir uçları Depolanmanın blokasyonu

Rezerpine Adrenerjik sinir uçları Depolanmanın blokasyonu

Conotoxin Presinaptik Kalsiyum kanal blokeri

NT salımının azalması

Botulinum toxin Kolinerjik vezikül Ach salımının azalmasıLatrotoxin Kolinerjik ve adrenerjik

nöronlarda pre-sinaptik kalsiyum kanal açıcısı

NT Salınımının artması

Tyramine, amphetamine

Adrenerjik sinir uçları NT salınımı

20. Aşağıdakilerden hangisi gıda alımını arttırıcı etkilidir?

A) Bombesin B) Leptin

C) Ghrelin D) Peptid YY

E) Glukagon

20 – C

YEME DAVRANIŞI

Yeme davranışı hipotalamusun lateral ve ventromedial çekir-dekler tarafından kontrol edilmektedir. Yağ dokusundan salınan hormonlara adipokin adı verilir. Yağ dokusu artınca adipokin miktarıda artar. İştah üzerinde en etkili adipokin leptindir.

Yağ dokusundaki hücrelerin ürünü olan leptin (ob/ob geni) hipotalamustaki NPY’yi baskılayarak iştah kesici özellik gös-termektedir. NPY hipotalamusta güçlü oroksojen (yeme dav-ranışını uyarıcı) etki oluşturur.

Tablo: Yeme davranışını etkileyen peptidler

21. Aort kapağının kapanması kardiyak siklusun hangi pe-riyodunda gerçekleşir?

A) İzovolumetrik kontraksiyon

B) İzovolumetrik relaksasyon

C) Ejeksiyon periyodu

D) Atrial sistol

E) Hızlı doluş periyodu

21 – B

Ventrikul izovolumetrik gevşemesi: Aort-pulmoner kapak kapanır. S2 sesi oluşur. Ventrikul gevşediği için basınç düşer. AV kapaklar açılmamıştır. İnspiryumda thoraks hacmi genişler sağ ventriküle gelen kan artar, sağ ventrikül ejeksiyon zamanı uzar. Pulmoner kapak daha geç kapanır. Buna fizyolojik inspi-ratuar çiftleşme denir.

22. Kalpte refrakter periyodu en uzun olan hücreler nere-de bulunur?

A) SA nodunda B) Atrium kasında

C) AV nodunda D) Purkinje liflerinde

E) Ventrikül kasında

22 – D

KALPTE AKSİYON POTANSİYELLERİ

Şekil: Kalp aksiyon potansiyeli süreleri

Page 6: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

7 www.tusem.com.tr

Cardiac Tissue

Action Potential Duration (msec)

Upstroke Plateau Phase 4 Depolarization

Sinoatri-al node

150 Inward Ca2+ current

None Onward Na+ current (If)

Ca2+ channels Normal pacemaker

Atrium 150 Inward Na+ current

Inward Ca2+ current (slow inward current)

None

L-type Ca2+ channels

Ventricle 250 Inward Ca2+ current (slow inward current)

None

L-type Ca2+ channels

Purkinje fibers

300 Inward Ca2+ current (slow inward current)

Latent pacemaker

L-type Ca2+ channels

23. Proteinlerdeki glikozilasyon aşağıdaki organellerin hangisinde gerçekleşir?

A) Mitokondri B) Peroksizom

C) Endoplazmik retikulum D) Lizozom

E) Çekirdek

23 – C

GRANÜLLÜ ENDOPLAZMİK RETİKULUMU (GER)

Dış yüzüne ribozomların bağlanmış olduğu, paralel ünit zarlar-la çevrelenmiş tübül ve sisternalardan oluşmuş bir organeldir. Hücre dışına salgı olarak verilecek proteinlerin ve lizozomal enzimlerin sentezinden sorumludur.

GER aynı zamanda proteinlerin glikolizasyonunu da (N-bağlı gliko-lizasyon) yapar. Tunikamisin proteinlerin GER’da glikozillenmesini engelleyerek glikoprotein sentezini bozar. GER lümeni ayrıca pro-teinlerin posttransyonel modifikasyonlarının da yapıldığı yerdir.

Granüllü endoplazma retikulumunda bulunan ribozomlar, ak-tif protein sentezi yapan hücrelerdeki sitoplazmik bazofilinin (ergostoplazma, nissl cisimciği) nedenidir.

24. Deride, miyoepitelyal hücreler aşağıdaki oluşumların hangisinde bulunur?

A) Ekrin ter bezleri B) Kıl folikülleri

C) Stratum granulosum D) Stratum basale

E) Sebase bezler

24 – A

Miyoepitel hücre, histoloji soruları içinde kalıp sorulardan bi-ridir. Mutlaka bilinmesi gereklidir. Miyoepitel hücre adından da anlaşılacağı gibi içinde kasılabilen aktin ve miyozin flaman-ları bulundurur. Salgı bezlerinin (örneğin; ter bezleri) duktus-larının etrafını döşeyen bu hücre, egzokrin salgıların boşaltıl-masını sağlar. Süt bezlerinde oksitosin miyoepitelyal hücrede kontraksiyon oluşturup sütün boşaltılmasını sağlar.

25. Aksonda anterograd taşınmada etkili, ATPaz aktivitesi gösteren motor protein aşağıdakilerden hangisidir?

A) Aktin B) Dynein

C) Kinezin D) İntegrin

E) Katenin

25 – C

MİKROTÜBÜLÜSLER

25 nm çapında, tübülin adı verilen bir proteinden oluşmuş, boru şeklinde bir organeldir. Hücre iskeletinin oluşumunda destek ve hareketle ilgili işlevlerde görevlidir.

Tau protein ve mikrotubul ilişkili protein, mikrotubul oluşu-munu sağlamak için tubulin adı verilen proteinlerin polime-rizasyonunu sağlar. Ayrıca miktrotubuller hücre içi vezikül ve organel transportundan da sorumludurlar. Dynein ve Kinezin gibi ATP-az aktivitesi taşıyan proteinler trasportta fonksiyon görürler.

Akson içinde anterograde (akson terminaline doğru) vezikü-ler taşınımı kinezin yaparken, veziküllerin retrograde (somaya doğru) taşınımını dynein yapmaktadır.

26. Aşağıdakilerden hangisi NMDA-glutamat reseptörü-nün glutamata cevap verebilmesi için gerekli olan nö-rotransmitterlerden biridir?

A) GABA B) Asetilkolin

C) Glisin D) Noradrenalin

E) Dopamin

Page 7: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

8www.tusem.com.tr

26 – C

GLUTAMAT: Beyinde en yaygın bulunan eksitatör nörotrans-mitterdir.

Glutamat reseptörleri 2 tiptir:

1 - Metabotropik tipte olanlar G proteine ile bağlantılı olup IP3 ve DAG seviyelerini yükselten yada hücre içi cAMP seviye-sini düşüren serpentin reseptörleridir.

2 - İyonotropik tipte olanlar ise; AMPA, Kainate ve NMDA reseptörleridir.

NMDA: NMDA reseptörü, Na-K-Ca kanalıdır. Kanalın işlev yapması için glutamat yanında glisinin de olması gereklidir.

27. İdrarda cAMP atılımında artış gözlenmesi durumunda öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir?

A) Plazmaya cAMP geçişinde azalma

B) Renal tübülde parathormon etkisi

C) Distal tübülde aldosteron etkisi

D) Renal kan akımında artış

E) Mesane kas tonusunda artış

27– B

Paratiroid bezin parankimasında iki tip hücre vardır.

1. Esas hücreler:

Stoplazmik granüllerde parathormon içeren hücrelerdir. Gli-kojen inklüzyonlarıda stoplazmada gözlenebilir.

2. Oxyphil hücreler:

Oksifil hücre özellikle puberteden sonra sayıları artar. Stoplaz-masında bol miktarda mitokondri içerdiği için H&E ile stoplaz-ması asidofilik boyanır. Bu hücreler gerektiğinde esas hücrele-re diferansiye olabilirler.

Parathormon:

PTH salınımını uyaran tek faktör kan kalsiyumunun düşme-sidir.

Kemikte osteoklast aktivasyonu yaparak kan kalsiyumunu yükseltir.

Kan fosfatı arttığında PTH artar. Bunun sebebi fosfat arttığın-da, kan kalsiyumunun düşmesidir.

Ayrıca Magnezyum azlığında da PTH artar.

Böbrekten distal tubulde Ca++ geri emilimini artırır. PTH, proksimal tubulde ise Fosfat, bikarbonat, aminoasit atımını arttırır. PTH, etkilerini cAMP üzerinden yaptığından PTH yük-sekliğinde idrarda cAMP atılımı artar.

Böbrekte, 1-alfa hidroksilaz enzimini aktive ederek, 1.25 (OH)2 - D3 dönüşümünü hızlandırır.

28. İncebarsak Lieberkuhn bezleri bazalinde yerleşmiş bol miktarda lizozom içeren, fagositoz yapabilen hücre aşağıdakilerden hangisidir?

A) Parietal hücre B) Esas hücre

C) Goblet D) Paneth hücresi

E) Enteroendokrin hücre

28– D

İncebarsakta Lieberkühn kriptasının tabanında bulunan ve lizozim salgılayan hücre Paneth hücresidir. Paneth hücresi kolonda bulunmaz. Enteroendokrin hücre ise endokrin gast-rointestinal hormonları sentezler.

29. Mide bezlerinden hangisinde intrasitoplazmik kanali-küller vardır?

A) Parietal hücre

B) Yüzeyel müküs hücreleri

C) Boyun müküs hücreleri

D) Esas hücreler

E) Argentaffin hücreler

29 – A

Parietal hücrenin en önemli özelliği mebranın hücre içine yap-tığı sitoplazmik kanalikül sistemidir. Böylelikle asit salınım yüzeyi arttırılır. Ayrıca parietal hücrelerde yoğun miktarda mitokondri bulunur. Mitokondriler asitin mide lümenine pom-palanmasını sağlarlar.

30. Dört haftalık embriyoda aşağıdakilerden hangisi bu-lunmaz?

A) 4-12 adet somit

B) Nöropor

C) Nöral tüp

D) Alt ekstremite tomurcuklanması

E) Nöral crest

30 – D

El ve ayak taslakları 6. haftada ortaya çıkar.

31. Göz intraembriyonel dönemde nereden gelişir?

A) Rhombencephalon B) Mezensephalon

C) Methensephalon D) Telencephalon

E) Prozencephalon

Page 8: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

9 www.tusem.com.tr

31 – E

Göz, 22 günlük embriyoda prozencephalonun iki yanında sığ çu-kurların oluşması ve nöral tüpün kapanmasıyla bu çukurların dış ektoderme doğru genişleyerek ilerlemesi sonucu meydana gelir.

32. 3. haftada embriyoda kafadan caudale uzanan mezo-derm kökenli oluşum aşağıdakilerden hangisidir?

A) Notocord B) Somid

C) Nöral krest D) Nöral kanal

E) İlkel ağız boşluğu

32 – B

SOMİTLERİN GELİŞİMİ

Başlangıçta orta hattın iki yanında gevşek bir doku oluşturan mezoderm germ yaprağı 17. günde orta hattınikiyanında sağlı-ve sollu üç ayrı bölge gösterecek şekilde düzenlenir. Orta hatta yakın bölgelerde prolifere olarak kalınlaşır. Bu kısma paraksiyel mezoderm adı verilir. Paraksiyel mezoderm laterale doğru ara mezoderm (intermediate mezoderm) ve lateral mezoderm olarak devam eder. Lateral mezoderm, yolk kesesi ve amnion kesesini saran ekstraembriyonik mezoderm ile devamlıdır.

33. Aşağıdakilerden hangisi tekrarlayan disakkarit ünitele-ri içinde asidik şeker içermez?

A) Heparin B) Hyaluronik asit

C) Dermatan sülfat D) Keratan sülfat

E) Kondroitin sülfat

33 – D

Cevap: D. Tüm glikozaminoglikanlar tekrarlayan disakkarit üni-telerinden oluşur. Şekerin biri asidik vasıflı bir diğeri aminli şe-kerdir. Keratan sülfat asidik vasıflı şeker içermez. Tekrarlayan disakkarid ünitesi N-asetilglukozamin ve galaktoz’dur.

34. Aşağıdaki serbest amino asitlerden hangisinin yapısın-daki amin grubu, alfa karbon dışında bir başka gruba da bağlı olarak bulunur?

A) Alanin B) Prolin

C) Triptofan D) Histidin

E) Asparagin

34 – B

Prolinin amin grubu diğer amino asitlerden farklı olarak, R grubu ile bağ yaparak imin halka yapısını oluşturur.

35. Aşağıdaki hormonlardan hangisi etkisini bir trans-membran proteinine bağlanarak göstermez?

A) Tiroid stimulan hormon

B) Adrenalin

C) Androjen

D) Glukagon

E) Folikül stimulan hormon

35 – C

Steroid hormonların ve tiroid hormonlarının reseptörleri hücre içindedir. Bu yüzden membranda bir reseptöre bağlanmazlar.

36. Plazma membranı için yanlış ifadeyi seçiniz?

A) Membran simetri gösterir

B) Membranda serbest kolesterol ısı değişimlerinde akışkanlığı düzenler

C) Glikolipidler daima interstisyel alana doğru yönelmiştir

D) Transmembran proteinlerin membranla etkileşim yüzeyine genellikle apolar amino asitler yönelmiştir

E) Membrandaki glikoproteinler antijenik yapıyı belirler

36 – A

Membran hidrofobik etkileşimlerle oluşan, dinamik, asimetrik ve amfipatik bir yapıdır. Membranda serbest kolesterol ısı deği-şimlerinde akışkanlık düzenler. Glikolipidler ve glikoproteinler antijenik yapıdan ve reseptörik faaliyetlerden sorumludurlar ve daima karbonhidratlı yapılar (glikolipid ve glikoproteinler) membranın dış yüzeyine doğru yönlenirler. Transmembran ve integral proteinler membranla hidrofobik etkileşimlerle etkile-şir ve bu yüzeye çoğunlukla apolar amino asitler yönlenir.

37. Aşağıdakilerden hangisinin sentezi için arjinin amino asidinden aktarılan karbon veya azot atomlarına ihti-yaç yoktur?

A) Üre B) Adenin

C) Spermin D) Nitrik oksit

E) Kreatin-fosfat

37 – B

Arjinin ürenin tüm karbon ve azot atomlarını öncülüdür. Sper-min ve spermidin gibi poliaminler; ornitin ve metiyoninden sentezlenir ve arjinin ornitinin önclüdür. NO arjininden sen-tezlenir. Arjinin ayrıca kreatin-P yapısına da katılır.

Page 9: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

10www.tusem.com.tr

38. Hangisi kemik yıkımını göstermekte kullanılan labora-tuvar belirteçlerinden değildir?

A) Hidroksiprolin

B) Hidroksilizin

C) Asit fosfataz

D) N terminal telopeptid

E) Alkalen fosfatazın kemik izoformu

38 – E

Asit fosfataz osteoklastik, alkalen fosfataz osteoblastik akti-viteyi gösterir. Kemik yıkımının tüm belirteçleri kollajen yıkım ürünleridir (hidroksiprolin, hidroksilizin, glikozile hidroksilizin, galaktozile hidroksilizin ve telopeptidler).

39. Glikoproteinlerin sentezi sırasında karbonhidrat kalıt-larının eklenmesi için aşağıdaki amino asitlerden han-gisi kullanılmaz?

A) Serin B) Arjinin

C) Treonin D) Hidroksilizin

E) Asparajin

39 – B

Glikoproteinlerin glikolizasyonu sırasında serin ve treonin O-glikolizasyonda, asparajin N-glikolizasyonda kullanılan amino asitlerdir. Hidroksilizin sadece kollajende olmak üzere O-glikolizsayonda kullanılan diğer bir amino asittir.

40. Hemoglobin için aşağıdaki önermelerden hangisi yan-lıştır?

A) Hemoglobin F’in oksijen dissosiasyon eğrisi Hemog-lobin A’nın solundadır

B) 2,3-bisfosfogliserat beta zincirlerin lizin ve histidin amino asidine bağlanır

C) Akciğerde bağlanan her oksijen hemoglobinin oksi-jen ilgisini azaltır

D) Karbondioksit bağlandığı hemoglobinin oksijen ilgi-sini azaltır

E) Globulin zincirleri üzerindeki histidin amino asitleri ortamdaki protonları bağlar ve kan pH’sını tamponlar

40 – C

Hemogobin A’da oksijen hem substrat hem de pozitif alloste-rik efektörken (oksijen dissosiasyon eğrisini sola kaydırır, ilgi arttırır), CO2, protonlar ve 2,3-BFG molekülleri negatif allos-terik efektörlerdir(oksijen dissosiasyon eğrisini sağa kaydırır, ilgi azaltır). CO2 globulin zincirlerinin N-terminal ucuna (NH3 ucuna); protonlar globulin zincirlerinde histidin amino asitle-rine; 2,3-BFG ise beta zincirde lizin ve histidin amino asitlerine bağlanır. Hemoglobin F in oksijen ilgisi hemoglobin A’dan yük-sek yani eğrisi soldadır.

41. Aşağıdaki enzim-koenzim veya enzim-prostetik grup eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?

A) Dehidrojenaz – NAD+

B) Dekarboksilaz – Piridoksal fosfat

C) Transketolaz – Tiamin

D) Hidroksilaz – Pantoteik asit

E) Sitokrom oksidaz – Hem

41 – D

Dehidrojenaz grubu enzimler oksidasyon ve redüksiyon tepkime-lerini katalizlerler ve elektron alıp vermek için NAD+, NADP+, FAD+ ve FMN+ gibi bir elektron alıcısına ihtiyaç duyarlar. Dekarboksilaz, transaminaz ve ALA sentaz gibi tepkimler de piridoksal fosfat kul-lanılır. Piruvat dehidrojenaz, alfa-ketoglutarat dehidrojenaz gibi oksidatif dekarboksilasyon tepkimeleri ve transketolaz tiamin kullanır. Tüm sitokromlar “hem” prostetik grubu içerir.

42. Aşağıdakilerden hangisi insülinin karaciğerdeki etkisi değildir?

A) Glikoneogenez hızlanır

B) Kolesterol biyosentezi hızlanır

C) Fosfoglukonat yolu hızlanır

D) Glikojenoliz yavaşlar

E) Lipogenez hızlanır

42 – A

İnsülin, glikolizi, glikojenezi, lipogenezi, pentoz fosfat yolunu (heksoz-mono-fosfat yolu veya fosfoglukonat yolu), kolesterol biyosentezini hızlandırıken; glukoneogenezi, glikojenolizi ve lipolizi baskılar.

43. Aşağıdakilerden hangisi elektron transport sisteminin oksidatif fazında bir yavaşlamaya yol açmaz?

A) Rotenon B) Karbonmonoksit

C) Atraktilozid D) Malonat

E) Dinitrofenol

43 – E

Rotenon (kompleks I), CO (kompleks IV), malonat (kompleks II) üzerinden oksidatif faz blokerleridir ve hem oksidasyo-nu hem de fosforilasyonu durdururlar. Atraktilozid ATP/ADP translokaz (adenin nükleotid translokaz)’ın inhibitörüdür ve yine fosforilasyonu ve oksidasyonu durdurur. 2,3-dinitrofenol ise fosforilasyonu durdururken, oksidasyonu hızlandır.

Page 10: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

11 www.tusem.com.tr

44. Aşağıdaki allosterik enzimlerden hangisi kovalent mo-difikasyonla düzenlenmez?

A) İzositrat dehidrojenaz

B) Piruvat dehidrojenaz

C) Glikojen sentaz

D) Asetil-KoA karboksilaz

E) Hormon duyarlı lipaz

44 – A

Enerji metabolizmasının yolaklarından krebs döngüsü insülin ve glukagonun direk etkisi altında değildir ve enzimleri bu yüz-den kovalent modifikasyonla düzenlenmez.

45. Piruvat dehidrojenaz enzim kompleksi için hangisi yan-lıştır?

A) Oksidatif dekarboksilasyon yapar.

B) Çalışması için tiamin gerekir

C) Artan mitokondrial ATP ile aktivitesi artar

D) Mitokondrial bir enzimdir, sitozolik formu yoktur

E) Elektron tansport zincirinde kullanılmak üzere NAD indirgenmesi yapar

45 – C

Piruvat dehidrojenaz mitokondride bulunan, piruvatı asetil-KoA’ya çeviren bir enzim kompleksidir, bir adet karbon CO2 şeklinde atıldığı için oksidatif bir dekarboksilasyondur. Tia-min, lipoik asit, NAD, FAD ve KoA’yı koenzim olarak kullanır. Elektron transport zincirinde kullanılmak üzere NADH üretir. Enzimin allosterik düzenlenmesinde; ATP, NADH ve asetil-KoA negatif allosterik etki ederken; ADP, NAD ve KoA pozitif allos-terik etkilidir.

46. Eritrositlerin oksitleyici ajanlardan membranlarını ko-ruması için hangi metabolik yolak en etkilidir?

A) Glikoliz

B) Heksoz monofosfat yolu

C) Sitrik asit siklusu

D) Glukronik asit yolu

E) Üronik asit yolu

46 – B

Eritrositler membranlarını oksidan streslerden korumak için heksoz-mono-fosfat yolundan elde edilen NADPH’ları kulla-nan glutayon peroksidaz-glutayon redüktaz sistemine ihtiyaç duyarlar.

47. Hücrede oluşan aktif prostanoidler hangi öncülden oluşur?

A) Prostaglandin H2 B) Prostaglandin E2

C) Prostaglandin F2 D) Prostaglandin D2

E) Prostasiklin

47 – A

Prostaglandin sentezinde ilk oluşan prostanoid PGG2, PGI2, TXA2 gibi hücredeki aktif prostanoidlerin öncülü ise PGH2’dir. Sentezde ilk oluşan prostanoid ise PGG2’dir.

48. Dislipidemi tanısı için yapılan bir lipoprotein elektrofo-rozinde anoda (+ kutup) en yakın yürüyen lipoprotein hangisidir?

A) Şilomikron B) LDL

C) IDL D) VLDL

E) HDL

48 – E

Dislipidemilerin tanısında lipoprotein elektroforez kullanılır. Elektroforezde lipoproteinlerin dizilimleri; katottan (- kutup) anoda (+ kutup) doğru, şilomikron, LDL, VLDL ve HDL şeklindedir.

49. Biyotin karboksilaz grubu enzimlere aşağıdaki amino asitlerden hangisinden bağlanır?

A) Lösin B) Asparajin

C) Prolin D) Lizin

E) Fenilalanin

49 – D

Lizin yan zincirinde fazladan bir NH3 grubu içerir. Lizin birçok bağlanmada N atomunu kimyasal bağlanmalar için kullandırır. Bu tip bağlanmalarda oksijen atomu kullandırabilecek amino asitler ise hidroksilli amino asitler; serin, treonin ve tirozindir.

50. Aşağıdaki “Hem” yıkımı ve atlımı ile ilgili önermeler-den hangisi yanlıştır?

A) Hem oksijenaz enzimi halkayı açar ve demiri koparır

B) İndirek bilirubin su çözünürlüğü az olduğu için kan-da albümin ile taşınır

C) Kanda direk bilirubin miktarı total bilirubin değeri-nin en büyük kısmını oluşturur

D) Karaciğerdeki konjugasyonun amacı su çözünürlü-ğünü arttırmaktır

E) Barsakta bakteriler bilirubinden urobilinojenleri oluşturur

Page 11: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

12www.tusem.com.tr

50 – C

Hem yıkımı bir RES enzimi olan hem oksijenazla başlar, enzim porfirin halkasını açar, içinden demiri kurtarır, bu reaksiyon ayrıca CO oluşturur. Daha sonra biliverdin üzerinden indirek (unkonju-ge) bilirubin oluşur. Su çözünürlüğü kötü olduğu için kanda albü-min ile taşınır. Karaciğer tarafından alınan bilirubin UDP-glukronik asitle konjuge edilir (UDP-glukronil transferaz katalizler) ve su çözünürlüğü daha yüksek direk (konjuge) bilirubin oluşur. Saf-raya atılan direk bilirubin, barsağa dökülür ve barsakta bakteriler urobilinojenleri oluşturur. Direk bilirubin normal şartlarda safra yolu ile barsağa atıldığı için kanda çok az rastlanır, kandaki total bilirubinin en büyük kısmı indirek bilirubindir.

51. RNA için aşağıdaki ifadelerden yanlış olanı seçiniz?

A) RNA sentezi olası hatalar için takip ve tamir edilir

B) Bazı RNA’ların katalitik aktivitesi vardır

C) mRNA’yı RNA polimeraz II sentezler

D) rRNA farklı sayıda proteinlerle birleşir ve ribozomla-rı oluşturur

E) Tüm RNA’lar sentez sonrası belirli modifikasyonlara uğrar

51 – A

Tüm RNA’lar sentez sonrası modifiye edilir, en çok modifikas-yon rRNA’da olur. rRNA farklı proteinlerle birleşir ve ribozomları oluşturur, ribozomlar ribo-nukleo-proteinlerdir. RNA polimeraz I rRNA’yı, polimeraz II mRNA’yı, polimeraz III ise tRNA’yı sentez-ler. Protein dışı enzimatik aktiviteye sadece RNA’da rastlanmış-tır (ribozimler). RNA sentezinde takip ve tamir yoktur.

52. Aşağıdaki DNA bölgelerinden hangisi yüksek mutasyon riski içerir?

A) TATA bölgeleri

B) Tekrarlayan sitozin bölgeleri

C) Mikrosatellit bölgeleri

D) Trinukleotid tekrar bölgeleri

E) Telomer bölgeleri

52 – B

Tekrarlayan sitozin bölgelerindeki hataları, kontrol polime-razları yakalamakta zorlanırlar, sitozin tekrar bölgeleri mu-tasyon riski en yüksek bölgelerdir. Tekrarlayan adenin ve tek-rarlayan guanin bölgeleri ikinci yüksek riski oluşturur.

53. ANP’nin (atrial natriüretik peptid) reseptörü ve ikinci habercisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Membrana bağlı adenilat siklaz ve cAMP

B) Sitoplazmik guanilat siklaz ve cGMP

C) Sitoplazmik adenilat siklaz ve cAMP

D) İnizitol trifosfat ve diaçilgliserol

E) Membrana bağlı guanilat siklaz ve cGMP

53 – E

ANP ve BNP membrana bağlı guanilat siklazı aktive ederek cGMP arttırırken, NO sitoplazmik guanilat siklaz üzerinden etkilidir.

54. Yağ asidi sentezinin allosterik enzimi olan asetil-KoA kar-boksilazın aktivitesini aşağıdakilerden hangisi arttırır?

A) Sitrat B) Adrenalin

C) Linolenik asit D) Glukagon

E) Palmitat

54 – A

Asetil-KoA karboksilaz, insülinile aktive edilirken, glukagonla ve insülin karşıtı hormonlarla inhibe edilir (glukokortikoidler, katekolaminler, ACTH ve GH). Sitrat en güçlü allosterik aktiva-törü iken, palmitat başta olmak üzere uzun zincirli yağ asitleri allosterik inhibitörüdür.

55. Karın ağrısı ve ishal şikayetleri ile kliniğe başvuran ço-cuk hastanın dışkı tetkikinde polimorfonüklear löko-sitler saptanıyor. Aşağıdaki etkenlerden hangisinin bu bulgulara yol açması beklenmez?

A) Shigella sonnei

B) Salmonella enteritidis

C) Campylobacter jejuni

D) Vibrio cholera

E) Yersinia enterocolitica

55 – D

Kolera hastalığı etkeni olan V.cholera, salgıladığı toksin (ko-leragen)aracılığı ile hastalık oluşturur. İntestinal mukoza hüc-relerine etki eden toksin, adenilat siklazı aktive eder. Aktive adenilat siklaz, cAMP artışına neden olarak barsak hücrelerin-den elektrolit sekresyonuna ve dolayısı ile sıvı atılımına neden olmaktadır. Toksin aracılığı ile gerçekleşen bu süreçte dışkıda eritrosit ve lökosit görülmesi beklenmez.

Page 12: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

13 www.tusem.com.tr

56. Otuz yaşında erkek hasta cinsel temas sonrası genital alanda oluşan ağrısız ülser lezyonunun kendiliğinden geçtiğini ifade ediyor. Hastanın bir süre sonra tüm vü-cudunda (avuç içi, ayak tabanı dahil) makülopapüler lez-yonları ortaya çıkıyor. Cilt lezyonlarından yapılacak han-gi inceleme tanıyı ortaya koymak açısından faydalıdır?

A) Gram boyama

B) Karanlık saha mikroskopisi

C) Kültür

D) ARB boyama

E) Giemsa boyaması

56 – B

Sifilizde primer infeksiyon, bulaş yerinde ağrısız ülser (şankr) oluşumu ile karakterizedir. Bir süre sonra ülser kendiliğinden kaybolmaktadır. Tedavi olmayan hastalarda bakteri bir süre sonra tüm vücuda yayılarak ateş, LAP ve döküntü ile karakte-rize hastalık tablosunu (sekonder sifiliz) ortaya çıkarmaktadır. Her iki dönemde de bulaştırıcı olan sifiliz hastalarının lezyon-larından alınan örneklerin karanlık saha mikroskopisi ile in-celenmesi tanı koydurucudur. Klasik boyama yöntemleri ve kültür ile sifiliz tanısı yapılamamaktadır.

57. Altmış beş yaşında erkek hasta ateş ve şuur bulanıklığı ile acile başvuruyor. Lomber ponksiyon yapılan hastaya pürülan menenjit tanısı konuluyor. BOS mikroskopisinde Gram (+) çomak saptanıyor. Kültürde oda ısısında hare-ketli, CAMP testi (+) ve +4 C’de üreyebilen bakteri ürüyor.

Bu hastanın tedavisinde hangi antibiyotik öncelikli ter-cih edilmelidir?

A) Ampisilin B) Seftriakson

C) Levofloksasin D) Kolistin

E) Eritromisin

57 – A

Listeria monocytogenes Gram (+) bir çomak olup kanlı besi-yerinde beta-hemoliz oluşturan, oda ısında hareketli, +4 C’de üreyebilen ve CAMP testi (+) fakültatif intrasellüler bir pato-jendir. Fakültatif intrasellüler bir patojen olması nedeniyle hüc-resel immün yetmezliği olan hastalarda patojen olma olasılığı fazladır. Bu nedenle ileri yaş hastalarda ortaya çıkan pürülan menenjit vakalarında olası patojenlerden birisidir. Listeri infek-siyonunun tedavisinde ilk seçenek antibiyotik ampisilindir.

58. Aşağıdaki A grubu biyoterör ajanlarından hangisinin solunum yolu ile bulaşması beklenmez?

A) Clostridium botulinum B) Bacillus anthracis

C) Yersinia pestis D) Variola virüs

E) Ebola virüs

58 – E

Ebola virüs hastalığı etkeninin kan, vücut sıvıları, cinsel temas ve infekte hayvanlar (yarasa, maymun vs) ile bulaştığı göste-rilmiştir. Fakat solunum yolu beklenen bir bulaş yolu değildir. Botulismus, şarbon, veba ve çiçek hastalıklarında solunumsal bulaş bilinmektedir.

59. Aşağıdakileren hangisi mikroaerofilik bakteridir?

A) Mycobacterium tuberculosis

B) Pseudomonas aeruginosa

C) Nocardia astroides

D) Campylobacter jejuni

E) Bordotella pertussis

59 – D

Mikroaerofilik bakteri, üremek için atmosferdeki oksijen mik-tarından daha az oksijene gereksinim duyan organizmalardır. Başlıca mikroaerofilik bakteriler Campylobacter spp., Helico-bacter spp. , Treponema spp. ve Borrelia spp.’dir. Şıklarda ge-çen diğer bakteriler zorunlu aerob bakterilerdir.

60. Chylamidia türlerinin etken olması beklenmeyen klinik tablo aşağıdakilerden hangidir?

A) Üretrit

B) Konjunktivit

C) Pnömoni

D) Lenfogranuloma veneurum

E) Menenjit

60 – E

Chylamidia trachomatis cinsel yolla bulaşan en sık bakteri-yel etkenlerden birisidir. Üretrit ve sonrasında gelişebilecek komplikasyonlar (epididimit, PID, Reiter sendromu vs) dışında lymphogranuloma venereum etkenidir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar dışında erişkinlerde ve yenidoğanda konjunktivit etkeni olabilmektedirler. Ayrıca enfekte anneden doğan ço-cuklarda C.trachomatisin pnömoni yapabileceği bilinmekte-dir. C.psitachi ve C.pneumonia ise atipik pnömoni yapabilen etkenlerdir.

Page 13: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

14www.tusem.com.tr

61. KLL tanılı 64 yaşındaki hasta progressif mental bozukluk ve nörolojik defisitlerle karakterize klinik tablo ile değerlendi-riliyor. Bir süre sonra exitus gerçekleşen hastanın postmor-tem beyin biyopsisinde oligodendrositler içerisinde zarfsız ve ikozohedral yapıda DNA virüs partiküllerine rastlanıyor.

Bu hastada en olası klinik tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Herpes ensefaliti

B) Progressive multifokal lökoensefalopati

C) Kuduz

D) Creutzfeld Jakob hastalığı

E) Subakut sklerozan panensefalit

61 – B

Zarfsız DNA virüsleri parvovirüs, adenovirüs ve papova virüsle-ridir. Papova virüs ailesi içerisinde bulunan Polyamavirüsler onko-jenik virüsler olup immünsüprese hastalarda çeşitli infeksiyonlar oluşturabilirler. JC virüs bunlardan bir tanesidir ve immünsüprese hastalarda progressive multifokal lökoensefalopati etkenidir.

62. IV ilaç bağımlısı bir kişide halsizlik, iştahsızlık ve sarılık tablosu ortaya çıkıyor. Akut viral hepatit tablosu düşünü-len hastada hangi test tanıda yetersiz kalabilmektedir?

A) anti-HBc IgM B) anti-HAV IgM

C) HCV-RNA D) anti-HEV IgM

E) anti-HCV

62 – E

Akut C tipi hepatit tablosu diğer viral hepatit kliniklerine göre nispeten daha az gürültülü bir tablodur ve dolayısıyla kronikleş-me olasılığı daha yüksektir. Akut C hepatiti tablosunda anti-HCV testi çoğu zaman negatif saptanmaktadır. Antikor oluşması için 1-2 aylık süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle akut HCV in-feksiyonu düşünülen vakalarda HCV-RNA istenmelidir.

63. CD4 sayısı 100’ün üstünde olan AIDS hastalarında hangi etkene bağlı fırsatçı infeksiyonlar öncelikle beklenmez?

A) Pneumocystis jirovicii

B) M.tuberculosis

C) HSV infeksiyonu

D) Oral kandida infeksiyonu

E) CMV infeksiyonu

63 – E

AİDS hastalarında ortaya çıkan fırsatçı infeksiyonlar CD4 sayı-sıyla ilişkilidir. CMV, Toxoplasma, Kriptokok ve MAC (Myco-bacterium avium-intracellulare) CD4 sayısı 100/mm3’ün altı-na düştüğü durumlarda düşünülmelidir ve bu hastalarda bu anlamda profilaktif tedaviler başlanmalıdır.

64. Aktivitesi için viral timidin kinaz ile fosforilasyona ihti-yaç duyan antiviral ajan hangisidir?

A) Foskarnet B) Asiklovir

C) Gansiklovir D) Sidofovir

E) Ribavirin

64 – B

Asiklovir HSV, VZV ve bazen EBV infeksiyonlarının tedavisinde kullanılabilen bir anti-viral ajandır. Asiklovirin etkinlik kazana-bilmesi için viral timidin kinaz enzimi ile fosforolize olması gerekmektedir. Bu enzim HSV, VZV ve daha az oranda EBV’de bulunmaktadır. CMV’de bu enzim bulunmadığından asiklovi-rin CMV’de etkinliği söz konusu değildir.

65. Viseral leishmaniasis tedavisinde aşağıdaki ajanlardan hangisi ilk seçenek tedavilerden birisidir?

A) Meflokin

B) Albendazol

C) Lipozomal amfoterisin B

D) Niklozamid

E) Praziquantel

65 – C

Viseral leishmaniasis tedavisinde başlıca tedavi seçenekle-ri 5 değerli antimon bileşiği olan stiboglikonat, lipozomal amfoterisin B ve son dönemde FDA tarafından onaylanan miltefosin’dir.

66. Aşağıdaki parazitlerden hangisi tüm yaşam siklusunu insanda tamamlayabilmektedir?

A) Toxoplasma gondii

B) Plasmodium falciparum

C) Cryptosporidium parvum

D) Tryponosoma cruzi

E) Tryponosoma brucei

66 – C

Enfekte insan dışkısıyla dış ortama yayılan Cryptosporidium ookistleri, su ve infekte besinler aracığı ile insanlara oral yol ile bulaşabilmektedir. Mideyi geçen ookistlerden açığa çıkan spo-rozoidler barsak epiteline tutunurlar. Epitel hücresi içerisinde bir seri seksüel ve aseksüel siklus sonrası oluşan ookistler tek-rar dışkı ile dış ortama atılmaktadır.

Toxoplasmada kedi, plasmodiumlarda sivrisinek, tryponoso-mada raduvid ve çeçe sinekleri bu parazitlerin yaşam döngün-de yer almaktadırlar.

Page 14: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

15 www.tusem.com.tr

67. Trematodların tümünde ara konak olan canlı aşağıda-kilerden hangisidir?

A) Karınca B) Salyangoz

C) Yengeç D) Balık

E) Su kabuklusu (Kopepod)

67 – B

Tüm trematodlarda (Şistosoma hariç) birden fazla ara konak bulunmaktadır. Trematod yumurtası su ile buluştuğunda mi-rasidium larvası yumurtadan açığa çıkar ve bir yumuşakçayı (genellikle salyangoz) enfekte eder. Ardından farklı ara konak-larda (balık, karınca, yengeç vs) serkarya/metasarkarya larval formları oluşan trematodlar insanlara bulaşabilmektedir.

68. İnsandan insana bulaşın olabileceği mantar aşağıdaki-lerden hangisidir?

A) Cryptococcus neoformans

B) Aspergillus flavus

C) Histoplasma capsulatum

D) Epidermophyton floccosum

E) Coccidioides immitis

68 – D

- Epidermophton floccosum anthrophilic (insan kaynaklı) bir dermatofittir. İnsanda tinea pedis, tinea unguinum, tinea cor-poris ve onikomikoz etkenlerinden birisidir. Bulaş genellikle mikrotravma sonucu direkt temas ile gerçekleşmektedir.

- Sistemik ve fırsatçı mikoz etkenleri doğada yaygın olup in-sanlar arası bulaş söz konusu değildir.

69. Kontakt lens kullanıcısı olan hastada keratit tablosu gelişi-yor. Hastanın korneasından alınan örneğin incelenmesin-de fusiform yapıda elemanlar ve septalı hifler saptanıyor.

Bu hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nocardia astroides B) Fusarium spp.

C) Acantamoeba D) Aspergillus niger

E) Rhizopus spp.

69 – B

Kontakt lens ilişkili keratitlerden sorumlu olabilecek birçok pa-tojen bildirilmişken Psödomonas, Acantamoeba ve Fusarium öne çıkan mikroorganizmalardır.

Fusarium fırsatçı funguslardan birisi olup immünsüprese hastalarda invazif infeksiyonlara neden olabilmektedir. Lens kullanan hastalarda keratit etkeni de olabilen bu mantarın makrokonidialarının orak hücre/fusiform/muz şeklinde gö-rülmesi tipiktir.

70. Aşağıdaki etkenlerden hangisinde amfoterisin B diren-cine sık rastlanmaktadır?

A) Aspergillus niger B) Aspergillus flavus

C) Aspergillus terreus D) Aspergillus fumigatus

E) Aspergillus clavatus

70 – C

Amfoterisin B mevcut antifungaller içerisinde en geniş spekt-rumlu olanlardandır. Maya ve küflerin birçoğuna karşı etkin-likleri söz konusudur. Aspergillus infeksiyonlarının tedavisinde vorikonazol ile birlikte altın standard ajanlardır. Aspergillus türlerinden A.terreus amfoterisin B direnciyle öne çıkan pa-tojendir. Bu mikroorganizmanın etken olduğu durumlarda al-ternatif tedaviler söz konusu olmalıdır.

71. Pentamerik yapıda olup en etkin agglutinasyon ve kompleman fiksasyon sağlayan immunglobulin aşağı-dakilerden hangisidir?

A) IgA B) IgM

C) IgG D) IgD

E) IgE

71 – B

Antikorların çoğu monomerik yapıda olup bu konuda istisna oluşturan IgA ve IgM’dir. IgA dimerik yapıda bir antikordur buna karşın IgM pentamerik yapıdadır. Beş immunglobulin ünitesinden oluşuyor olup birbirlerine disülfid ve J zincirleriy-le bağlıdırlar. Pentamerik yapıda olan IgM en etkin aggluti-nasyon ve kompleman fiksasyonu sağlamaktadır.

72. B lenfositlerin plazma hücre dönüşümüne katkı sağla-yarak antikor yapımını sağlamayan sitokin aşağıdakile-ren hangisidir?

A) IL-4 B) IL-5

C) IL-6 D) IL-12

E) IL-2

72 – D

Th2 yanıtı üzerinden gerçekleşen hümoral yanıtta rol oynayan sitokinlerin başlıcaları başta IL4, IL5 olmak üzere IL6 ve IL2’dir.

IL 12, TH1 aktivitörüdür ve hücresel immün cevabı başlatan sitokinlerden birisidir.

73. Doğal immun yanıtta rol almayan yapı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nötrofil B) Makrofaj

C) T lenfosit D) Natural killer hücreleri

E) Kompleman

Page 15: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

16www.tusem.com.tr

73 – C

Anatomik ve fizyolojik engeller (mide asidi, cilt, salgılarda bu-lunan lizozim, idrar asiditesi, flora bakterileri vs), enflamatu-var yanıt, kompleman sistemi ve fagositozda rol oynayan hüc-reler (nötrofil, makrofaj ve natural killer) doğal bağışıklıkta rol oynayan yapılardır. Doğal immün yanıt antijenden bağımsızdır ve bellek yanıt söz konusu değildir.

Kazanılmış bağışıklık ise T/B lenfosit bağımlı olup antijene özgüdür ve bellek söz konusudur.

74. Gram (+) ve Gram (-) hücre duvarları arasındaki temel fark hangisidir?

A) Kapsül B) Peptidoglikan

C) Flagella D) Dış membran

E) Pili

74 – D

Gram (+) ve Gram (-) bakterilerin hücre duvarlarında peptidog-likan tabaka oranları farklı olsa da ortak bir yapıdır. Bunun dışın-da kapsül, flagella, pili gibi yapılar her iki bakteri grubunda bu-lunabilmektedir. Buna karşın, bünyesinde lipopolisakkarit (Lipid A, O antijen), porin bulunduran dış membran sadece Gram (-) bakterilerde bulunmaktadır. Ayrıca peptidoglikan tabakasının bulunduğu periplazmik boşluk Gram (-) bakterilerde bulunan bir yapıdır. Gram (+) bakterilerde ise teikoik ve lipoteikok asit, Gram (-) bakterilerden farklı olarak bulunan duvar elemanlarıdır.

75. Bakteriler arası konjugasyon ile aktarılan yapı aşağıda-kilerden hangisidir?

A) Bakteriyofaj B) DNA parçacıkları

C) Plazmid D) Transpozon

E) Sirküler kromozom

75 – C Bakteriler sex-pili/F-pili aracılığı ile diğer bakteriler ile arala-rında köprü oluşturarak plazmidlerini aktarabilmektedir. Bu şekilde gelişen genetik aktarım konjugasyon olarak adlandırı-lır. Plazmiti aktaran bakteriye F(+) bakteri ve aktarılan plazmid F plazmid olarak adlandırılr.

76. Lipopeptid yapıda olup bakteri sitoplazma membran yapısını ve iyon dengesini bozarak etkinlik gösteren ve VRE gibi dirençli Gram (+) kok infeksiyonlarında kulla-nılan ajan hangisidir?

A) Daptomisin

B) Vankomisin

C) Tigesiklin

D) Quinopristin-dalphopristin

E) Linezolid

76 – A

Bakteri sitoplazma membranına etkiyerek etkinlik gösteren başlıca antibiyotikler daptomisin ve polimiksinlerdir. Dapto-misin sitoplazma membran yapısını ve iyon dengesini boza-rak etkinlik göstermektedir. Sadece Gram (+) bakteri etkinliği olan bu antibiyotik dirençli Gram (+) bakteri infeksiyonlarında (VRE, VRSA, MRSA vb) tercih edilmektedir. Antibiyotik ile ilgili önemli bir özellik, surfaktan tarafından antagonize edilmesi-dir. Bu nedenle akciğer infeksiyonlarında kullanılmamalıdır.

77. Aşağıdakilerden hangisi apoptoziste izlenmez?

A) Hücre şişmesi

B) Kromatin kondensasyonu

C) Hücre fragmantasyonu

D) Kaspaz aktivasyonu

E) Hücre membran bütünlüğünün korunması

77 – A

Apoptotik hücrelerde izlenen 4 major morfolojik bulgu:

1. Hücresel büzülme (küçülme): Apoptozisde hücre ve çekir-değin, hacmi küçülerek yoğunlaşmaya başlar.

2. Kromatin kondansasyonu: Apoptozisin en karekteristik bulgusudur. Kromatin nükleer membranın hemen altında pe-riferal kondanse yerleşim gösterir ve sonra parçalanır.

3. Stoplazmik bleb, hücrenin parçalara ayrılması ve apoptotik cisimlerin oluşumu: Apoptoz sırasında sitoplazmik memb-randan büyük veziküller (kabarcıklar) oluşur ve bunlar hücre yüzeyinden ayrılırlar, bunlara apoptotik cisimler denmektedir.

4. Apoptotik cisimlerin makrofajlar tarafından fagositozu: Apoptotik cisimciklerin makrofajlar tarafından fagositozunu kolaylaştıran moleküller fosfotidilserin ve trombospondindir. Ayrıca apoptotik hücrelere bağlanan C1q apoptotik cisimle-rin tanınmasına yardımcı olur. Apoptozis sürecinde plazma membranı son döneme kadar sağlamdır.

78. Aşağıdaki nekroz tiplerinden hangisinde immün komp-lekslerin birikimine bağlı damar duvarında eozinofilik, homojen madde birikimi görülür?

A) Koagülasyon nekrozu

B) Likefaksiyon nekrozu

C) Kazeifikasyon nekrozu

D) Enzimatik yağ nekrozu

E) Fibrinoid nekroz

78 – E

Fibrinoid nekroz: Vaskülitlerde damar duvarında oluşan pembe, homojen, şekilsiz nekroz olmasıdır. Özellikle immün kompleks vaskülitlerinde izlenir.

Page 16: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

17 www.tusem.com.tr

79. Aşağıdakilerden hangisi akut inflamasyonda izlenmez?

A) Ödem

B) Konjesyon

C) Fibrozis

D) Vasküler permabilite artışı

E) Ağrı

79 – C

İnflamasyon, hem hücre zedelenmesine yol açan etkeni, hem de ortaya çıkan ölü hücre ve dokuları ortadan kaldırmak için oluşan damarsal bağ dokusunun kompleks reaksiyonudur. Akut ve kronik formları vardır. Akut inflamasyon, zedelenmeye karşı hızlı ve erken oluşan kısa süreli bir olaydır ve birkaç dakika veya birkaç gün içinde sonlanır. Akut iltihabın ana hücresi nötrofillerdir. Nötrofiller 4- 6 saatte inflame dokuya toplanmaya başlar, geç dönemde 2. ve 3. günden sonra ise makrofajlar olay yerine gelir. Akut inflamasyon tamamen rezorbe olabilir, süpüratifleşebilir, ab-selere yol açabilir, ya da kronikleşmeyle sonlanabilir. 1.Vazodilatasyon Bazen arteriolar vazokonstuksiyonu takiben gelişir. Histamin ve NO gibi mediatörlerin vasküle düz kas üzerine etkisi ile gelişir. So-nuç olarak kapiller konjesyon ve dokuda eritem gelişir. (kızarıklık)2. Mikrovasküler geçirgenlik artışı Ana sebep: histamin, kinin ve diğer mediyatörlerdir. İleri aşa-malarda proteinden zengin sıvı geçişi olur ve ödem gelişir.3. Staz Sıvı ekstravazasyonu takiben kan akımının yavaşlamasıdır. Sta-za cevab olarak lökosit hareketleri başlar. (ilk olarak nötrofiller)4. Staz sonrası lökosit hareketleriKronik inflamasyon, günler veya yıllar sürebilen uzun süreli bir inflamasyondur ve ana hücresi mononükleer iltihap hüc-releridir (makrofaj, lenfosit ve monositler). Kronik inflamas-yonun, akut inflamasyondan ayırt edici diğer bir özelliği de dokularda fibrozis ve damarlarda anjiogenezis, neovasküla-rizasyon gelişimidir. Akut inflamasyonun ardından başlayabi-leceği gibi başlangıçdan itibaren kronik özellikte olabilir.

80. Aşağıdaki mediyatörlerden hangisi anti inflamatuar et-kilidir?

A) Lökotrien B4 B) Lipoksin A4

C) Tromboksan A2 D) Prostoglandin D2

E) Prostoglandin E2

80 – B

Araşidonik asit linoleik asitten oluşur. Araşidonik asit hücre membranındaki fosfolipidlerden fosfolipaz A2 enzimi ile sen-tezlenip üretim bölgelerinde lokal etki eden ve çok kısa süre-

de elimine edilen yapılardır. Araşidonik asit ürünlerine eiko-sanoid denir ve eikosanoidler birçok hücrede G protein bağlı reseptörlere bağlanarak inflamasyonun birçok basamağını tetikler. Araşidonik asitten;

5-lipooksijenaz yolu ile Lökotrienler sentezlenir.

Siklooksijenaz yolu ile Prostoglandinler sentezlenir

Lökotrienler:

• Lipoksijenaz yolu ile oluşur. 5-lipooksijenaz nötrofilde baskın yoldur. AA’in 5-hidroperoksi türevi olan 5-HPETE oldukça labildir; ya 5-HETE’ye indirgenir, (nötrofiller için kemotaktik) ya da lökotrienlere dönüşür (LT). Önce LTA4 oluşur, bu da ya LTB4 ya da LTC4’e dönüşür.

• Kemotaksi, nötrofil agregasyonuna neden olur.

• LTC4, LTD4 ve LTE4 ‘ e anaflaksinin yavaş reaktan subs-tansları adı verilir (SRS-A) ve vazokonstruksiyon, bronkos-pazm ve artmış damar geçirgenliğine yol açarlar. SRS-A, histamin gibi venüllerde damar geçirgenliğini artırır, fakat histaminden daha potent etkiye sahiptirler.

Lipoksinler (LXA4 ve LXB4) 12 lipooksijenaz enzimi ile oluşur. (Transselüler biyosentez: Nötrofil ve trombosit etkileşimi sonucu oluşur) Antiinflamatuar etkilidir (Nötrofil kemo-taksisini ve adezyon inhibisyonu). Lökotrienlerin etkisini antagonize eder.

Prostoglandinler:

• Siklooksijenaz yolu ile oluşur.

• PGE2, PGD2, PGF2α vasodilatatör maddelerdir.

• PGD2 mast hücrelerinden salınan major prostoglandindir ve PGE2 ile birlikte vazodilatasyon ve postkapiller venül-lerde artmış permeabiliteden sorumludurlar.

o PGD2 nötrofiller için kemaotraktan görevi görür.

o PGF2α uterus düz kas, bronşiyal düz kas ve küçük arteriol-lerin kontraksiyonunu stimüle eder.

o PGE2 ağrı ve ateş oluşmasında etkilidir.

• TXA2 trombositlerden salınır. Trombosit agregasyonu, va-zokonstruksiyona yol açar.

• PGI2 (prostasiklin) ise endotelden salınıp vazodilatasyon yapar ve trombosit agregasyonunu engeller.

81. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde reaktif sistemik amiloidoz (sekonder amiloidoz) görülmez?

A) Romatoid artrit

B) Ankilozan spondilit

C) Kronik osteomyelit

D) Multiple myelom

E) Renal hücreli karsinom

Page 17: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

18www.tusem.com.tr

81 – D

Reaktif sistemik amiloidoz AA proteininden gelişir. Kronik ilti-habi durumlara sekonder gelişir. Günümüzde artık en sık neden romatoid artrittir. Bunun dışında konnektif doku hastalıklarında (ankilozan spondilit gibi), inflamatuar barsak hastalıklarından (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit), kronik infeksiyonlara sekon-der (tüberküloz, kronik osteomyelit, bronşektazi), bazı solid tü-mörlerde (renal hücreli karsinom, Hodgkin lenfoma) görülebilir.

Multiple myelomda immünglobulin hafif zincirlerinden olu-şan AL amiloid birikir ve primer amiloidoza neden olur.

82. Aşağıdakilerden hangisi Tip II hipersensitivite reaksiyo-nuna örnek olarak verilebilir?

A) Allerjik astım

B) Poststreptokoksik glomerülonefrit

C) Myastenia gravis

D) Tip I diabetes mellitus

E) Sarkoidoz

82 – C Allerjik Astım; Tip I Hipersensitivite örneğiPoststreptokoksik glomerülonefrit; Tip III Hipersensitivite örneğiTip I diabetes mellitus; Tip IV Hipersensitivite örneğiSarkoidoz; Tip IV Hipersensitivite örneğiTip II Hipersensitivite örnekleri• Otoimmün trombositopenik purpura• Otoimmün hemolitik anemi• Myastenia gravis• Graves hastalığı• Pernisyöz anemi• Pemfigus vulgaris• Büllöz pemfigoid• Tip II diabetes mellitus• ANCA + vaskülitler (Wegener granülomatozu, Churg-

Straus sendromu, mikroskobik PAN)• Eritroblastoizis fetalis• Akut romatizmal ateş

83. Aşağıdakilerden hangisinde plazma osmotik basınç azalmasına bağlı ödem oluşur?

A) Konjesitif kalp yetmezliği

B) Nörohumoral disregülasyon

C) Nefrotik sendrom

D) Konstriktif perikardit

E) Venöz tromboz

83 – C

Ödemin patofizyolojik nedenleri

Artmış Hidrostatik basınçAzalmış venöz dönüş Arterioler genişleme• Konjesitif kalp yetmezliği• Konstrüktif perikardit• Asit (Karaciğer sirozu)• Venöz tıkanıklıklar (tromboz, dıştan

bası, uzun süreli immobilizasyon)

• Isı• Nörohumoral disregülasyon

Azalmış plazma osmotik (onkotik) basıncı (hipoproteinemi)Protein kaybettiren glomerülopatiler (nefrotik sendrom)Karaciğer sirozu (hipoalbüminemi)MalnütrisyonProtein kaybettiren gastroenteropatilerLenfatik tıkanıklıkİnflamatuarNeoplastikCerrahi sonrasıRadyoterapi sonrasıSodyum retansiyonuBöbrek yetmezliğinde aşırı tuz alımıSodyumun geri emiliminde artış (renal hipoperfüzyon, artmış R-A-A sek-

resyonu)İnflamasyon• Akut inflamasyon• Kronik inflamasyon• Anjiogenez

84. Aşağıdakilerden hangisi benign epitelyal tümörlerden değildir?

A) Hepatik adenom

B) Ürotelyal papillom

C) Overin seröz kistadenomu

D) Kolonda tubüler adenom

E) Subkutan lipom

84 – E

Benign Epitelyal Tümörler: İsimlendirilmeleri komplekstir. Kimi kaynaklandığı doku, kimi mikroskopik paternine kimi ise makroskopik yapısına göre isimlendirilmiştir.

Adenoma: Tübüler yapılar oluşturarak gelişen (bez yapıla-rı oluşturan) benign epitelyal tümörlere denir.

Kistadenoma: Tübüler yapılara ek olarak kistik boşluklar oluşturarak gelişen benign epitelyal tümörlerdir. en sık overlerde görülürler.

Papiller kistadenom: Tübüler yapılar, kistik boşluklar ve bunlara ek olarak kistik yapılara uzanan papiller yapıları olan tümörlerdir.

Papillom: Epitelial yüzeylerden mikroskopik ve makros-kopik olarak parmaksı projeksiyonlar geliştiren epitelyal tümörlerdir.

Polip: Makroskopik olarak mukozal yüzeylerden kabarık-lık oluşturarak gelişen düzgün yüzeyli kitlelere denir.

Page 18: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

19 www.tusem.com.tr

Benign Mezenkimal Tümörler; Bu tümörler, tümörün kaynak-landığı dokunun isminin sonuna om/oma eki ilave edilerek adlandırılırlar. Lipom, kondrom, osteom ve fibrom gibi

85. Akciğer kanserlerinden hangisinde Paratiroid hormon ilişkili protein (PTHRP) salınımına bağlı hiperkalsemi en sık görülür?

A) Adenokarsinom

B) Skuamöz hücreli karsinom

C) Küçük hücreli karsinom

D) Büyük hücreli karsinom

E) Atipik karsinoid tümör

85 – B

Akciğer kanserlerinde hiperkalsemi en sık skuamöz hücreli ak-ciğer kanserinde; hematolojik bulgular, hipertrofik osteoartro-pati ve çomak parmak adenokarsinomda, diğer paraneoplastik bulgular ise küçük hücreli akciğer kanserinde daha sık görülür.

***Küçük hücreli akciğer kanseri en sık paraneoplastik send-rom yapan akciğer tümörüdür.

AC KANSERLERİNDE PARANEOPLASTİK SENDROMLARSkuamöz hücreli karsinom • Hiperkalsemi (Parathormon benzeri pep-

tid, PGE, sitokinler salgılanması)Küçük hücreli karsinom • Nöromusküler sendromlar (miyasteni, pe-

riferik nöropati, polimiyozit) • Diabetes İnsipitus, Düzensiz ADH salgılan-ması, Hipokalemi • Karsinoid sendrom (serotonin, bradikinin) • Hipokalsemi (kalsitonin salgısı) • Cushing Sendromu (ACTH salgılanması)• Jinekomasti (gonodotropinler)

Adenokarsinom • Hematolojik bulgular (gezici tromboflebit, nonbakteriyal endokardit, DIC) • Çomak parmak • Osteoartropati

86. Aşağıdakilerden hangisi aterosklerotik plakta gelişebi-lecek komplikasyonlardan değildir?

A) Distrofik kalsifikasyon

B) Erozyon ve rüptür

C) Trombüs

D) Plak içinde kollajen sentezi

E) Anevrizmal dilatasyon

86 – D

Aterosklerotik plakta gelişen komplikasyonlar A) KalsifikasyonB) Ülserasyon, Erozyon, Rüptür: Bunun sonucunda ateromatöz

plağın intimal yüzeyi kandaki yüksek trombojenik maddelere karşı ekspoze olur ve bunun sonucunda tromboz gelişir.

C) Trombozis

D) Plak içine kanama: Plağı örten fibröz kapın ruptürü son-rası yüzeydeki ince neovasküler damarlardan kanama gelişir. Souç olarak Plak içinde meydana gelen hematom plağın şişmesi ve rüptürüne yol açar.

E) Atheroembolizm

F) Anevrizmal dilatasyon: Atherosklerozis kaynaklı basınç artışı, media tabakasında iskemik atrofi ve elastik doku-da kayıp duvarda zayıflığa, bu da her an patlamaya hazır anevrizma oluşumuna neden olur.

Bu değişiklikler ile küçük çaplı arterlerin lümeninde total tıkanık-lık ve sonuç olarak dokularda iskemik nekroz oluşabilir. Anevriz-mal dilatasyon ise aorta gibi büyük damarlarda tunika mediada hasar sonrası gelişir. Aterosklerotik anevrizmaların en sık izlendiği bölge renal arter seviyesi altındaki abdominal aorta kısmıdır.

Plak içinde kolajen sentezi, aterosklerotik plağa ait bir kompli-kasyon değil; plak oluşum sürecindeki basamaklardan biridir.

87. Aşağıdaki lenfoid tümörlerin hangisinde translokas-yonlar nadiren izlenir?

A) Burkitt lenfoma

B) Mantle hücreli lenfoma

C) Kronik lenfosittik lösemi

D) Akut lenfoblastik lösemi

E) Foliküler lenfoma

87 – C

KRONİK LENFOSİTİK LÖSEMİ (KLL)

Yaşlılarda görülür. Çoğunlukla B hücrelidir. Klinik tablo sıklıkla asemptomatiktir, bulgular nonspesifiktir. Hipogammaglobü-linemi sonucu bakteriyel enfeksiyonlara duyarlılık artmıştır. Otoimmün hemolitik anemi bulunabilir. Generalize LAP sıktır. KLL batı dünyasında en sık görülen lösemidir. Küçük hücreli lenfoma ise Nonhodgkin lenfomaların çok az bir kısmını oluş-turur. Bu iki hastalık bir çok açıdan benzerdir ve ayırım bazen sadece periferik kandaki lenfosit sayısı ile yapılır.

KLL’de translokasyonlar nadiren izlenir.

Burkit lenfomada t(8;14), Mantle hücreli lenfomada t(11;14), akut lenfoblastik lösemide t(12;21) ve foliküler lenfomada t(14;18) sık izlenir.

Page 19: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

20www.tusem.com.tr

88. Asinusların proksimal kısmının tutulduğu, distal kısmı-nın korunduğu ve sigaraya bağlı gelişen amfizem tipi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sentrasiner amfizem

B) Panasiner amfizem

C) Distal asiner amfizem

D) Büllöz amfizem

E) İntertisyel amfizem

88 – A Sentriasiner (sentrilobüler) Amfizem: En sık olan amfizem ti-pidir (% 95). Sigara içenlerde ve kömür işçilerinde sık oluşur. Asinisun santral veya proksimal parçaları (respiratuar bronşi-ol) etkilenir. Distal kısım (alveoller) korunmuştur. Temel patoloji respiratuar bronşiolün dilate olmasıdır. Lezyon üst loblarda, özellikle apikal segmentlerde oluşur.

89. Aşağıdaki bulgulardan hangisi ülseratif kolit lehinedir?

A) Transmural tutulum

B) Serozal yüzey inflamasyonu

C) Non kazeifiye granülomlar

D) Kolonda diffüz tutulum

E) Skip lezyonlar

89 – D

Ülseratif kolit, kolon ve rektumda mukoza ile submukozada sı-nırlı, geniş tabanlı mukozal ülserler oluşturan kronik inflamatu-ar bir hastalıktır. Chrondan farklı olarak lezyonlar atlamasız ve aralıksızdır yani tutulum diffüzdür. Skip lezyon ve granülomlar yoktur. En sık rektum ve rektosigmoid bölge tutulur.

• Bu hastalarda mukozal inflamasyona kript abseleri, muko-zal ülserler, pseudopolipler eşlik eder. Kript distorsiyonu (ÜK’nin kronikleştiğini gösterir), kriptlerin saysında azal-ma ve goblet hücrelerinde azalma görülür.

• Bu hastalarda seroza ve kas tabakası tutulmadığından kalınlaşma yoktur, serozal yüzey normaldir. Striktürler olmaz. (Chrondan farklı olarak)

• Mukozada geniş tabanlı ülserler izlenir.

• Ü. kolit hastalarında HLA B27 %90 (+)‘tir. Hastaların yak-laşık %5 inde primer sklerozan kolanjit eşlik etmektedir. Backwash ileitine neden olabilir. Backwash iletisi iltaha-bın kalın barsaktan terminal ileuma ilerlemesidir.

• Ülseratif kolitin deri lezyonu pyoderma gangrenozumdur.

• Ülseratif kolitin önemli komplikasyonlarından biri de ko-lon kanseri gelişmesi riskidir. Yaşamı tehdit edici şiddetli ishal, elektrolit kaybı, masif kanama, barsak rüptürleri görülebilir. (Toksik megakolon)

90. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi HFE mutasyonlarına bağlı gelişir?

A) Wilson hastalığı

B) Kalıtsal hemakromatozis

C) Non alkolik yağlı karaciğer hastalığı

D) A1 Antitripsin eksikliği

E) Primer sklerozan kolanjit

90 – B Kalıtsal hemakromatozis, barsaklardan aşırı miktarda demir emilmesi ve dolayısıyla organlarda demir birikimiyle karakterize bir hastalıktır. Hemoromatozis sıklıkla idiopatikdir ve otozomal resesif geçişlidir. Hemokromatozis geni 6. kromozomda yer alır ve HLA H olarak adlandırılır. Demir erken yaşlardan itibaren bi-rikse de semptomların ortaya çıkışı ancak 5-6. dekadda görülür. Semptomlar 20 gr. demir birikiminden sonra ortaya çıkar.HEMOKROMATOZİS PATOGENEZİGenetik değişiklikler: Patogenezde sorumlu tutulan major bo-zukluk azalmış hepsidin (hepsidin plazma demir esviyesini azal-tır, yani eksikliği demir birikimine sebep olur) sentezi (hepsidin, HJV, TFR2 ve HFE gen mutasyonları ile gelişir, yetişkinlerde en sık HFE mutasyonu ile ilişkilidir ve bu mutasyonda sistein ve trizozin aminoasitlerinin yer değiştirmesi (C282Y) ile bazen de Histidin’in aspartat üzerine eklenmesi ile (H63D) ilişkilidir. Artmış demirin neden olduğu toksik mekanizmalar: 1. Demir katalizörlüğü ile oluşan serbest radikallerin neden olduğu hücre membranı lipid peroksidasyonu 2. Kollajen oluşumunun uyarılması 3. Demirin DNA hasarı yapması ve irreversible hücre hasarına neden olması (karaciğer kanserine neden olur)

91. Aşağıdaki proteinlerden hangisi otozomal resesif poli-kistik böbrek hastalığı gelişmesinde rol oynar? A) Polisistin B) NefrosistinC) Fibrosistin D) PodosinE) Nefrin

91 – C ÇOCUKLUK ÇAĞI POLİKİSTİK BÖBREK HASTALIĞI (OR) Böbreklerde bilateral çok sayıda küçük kistler vardır. Korteks ve medullada multipl kistler vardır. Daima bilateral olur. Kro-nik böbrek yetmezliğine ilerler. Yaşamla bağdaşmaz yada in-fantil dönemde kronik böbrek yetmezliği gelişir.• Vakaların hemen hepsinde karaciğerde kistler ve portal

safra kanallarında proliferasyonlar vardır (konjenital he-patik fibröz).

• Yaşayan bebeklerde siroz gelişir. • Fibrosistini kodlayan PKHD1 geninde defekt vardır.

Page 20: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

21 www.tusem.com.tr

92. Otuz iki yaşında, sol testisinde 4 cm çapında kitle sapta-nan ve opere edilen hastanın testis kesitlerinde ince fib-röz septalarla ayrılmış lobüllerde, hücre sınırları seçilebi-len büyük yuvarlak berrak sitoplazmalı, büyümüş santal nükleuslu ve nükleolleri belirgin hücrelerin oluşturduğu hücre tabakaları izleniyor. Yapılan immünohistokimyasal incelemede tümör hücreleri CD117, PLAP ve OCT4 bo-yaları ile pozitif boyanıyor.

Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Diffüz büyük B hücreli lenfoma

B) Embryoner karsinom

C) Yolk sak tümör

D) Klasik seminom

E) İmmatür teratom

92 – D

Seminom, testisdeki germ hücreli tümörlerin en sık görüleni-dir. İnfantlarda hemen hemen hiç görülmez. Sıklıkla 3. dekatta izlenir. Uzun süre sessiz kalır, testiste ağrısız kitle yapar.

Mikroskopik olarak geniş berrak sitoplazmalı, sitoplazmik sınırları belirgin, santral nükleuslu hücrelerden oluşur. Bu tümörlere yoğun lenfositik infiltrasyon eşlik eder.

Bu tümörlerde bazen sınırları bozuk granulamatöz reaksiyon gözlenebilir (tüberkülozda granülomun sınırları düzenlidir)

Lenfatik yayılım kommon iliak, paraaortik ve mediastinal len-fatiklere olur. Bazen retroperitoneal, daha nadir olarak da me-diastene olabilir.

Seminomlar radyosensitiftir.

Sıklıkla izlenen genetik mutasyonlar izokromozom 12p malfo-rasyonu, OCT3/4 ve NANOG transkripsiyon faktör ekspresyo-nu. Ayrıca bu hastalarda c-kit mutasyonları izlenebilir.

Plasental alkalan fosfataz (PLAP) pozitifliği olur. HCG ve AFP çoğu zaman negatiftir. %10 vakada HCG pozitifliği görülebilir.

Seminomalar tamamen c-kit (CD117) pozitif boyanırlar (mu-tasyon olmadan bile boyanırlar)

93. Aşağıdakilerden hangisi overlerde en sık izlenen ma-lign tümördür?

A) Seröz karsinom

B) Endometroid karsinom

C) Disgerminom

D) Granüloza hücreli tümör

E) Matür kistik teratom

93 – A

Seröz over tümörleri, uzun, kolumnar epitelyal hücreler ve içi şeffaf seröz sıvıyla dolu kistik tümörlerdir. Epitelyal over tümör-lerinin %50’sini, tüm over tümörlerinin %30’unu oluşturur.

Benign, borderline yada malign olabilirler.

Seröz kistadenokanser malign formudur ve tüm over kanser-lerinin %40’ını oluşturur. En sık malign over tümörüdür.

Seröz kistadenokarsinomlar bilateralitesi en yüksek olan over tümörleridir.

Mikroskopik olarak tuba epiteline benzerler.

Papiller yapılar ve psammoma cisimcikleri içerirler. Seröz over tümörleri (ve tüm epitelyal over tümörlerinde) maligniteyi gös-teren kriter stromal invazyondur. Peritoneal kaviteye implan-tasyon yoluyla yayılabilirler. (peritoneal karsinomatozis)

94. Aşağıdakilerden hangisi postmenapozal kadınlarda daha sık izlenen, anemi ve deride nekrolitik migratuar eriteme neden olabilen pankreas tümörüdür?

A) İnsülinoma

B) Glukagonoma

C) Gastrinoma

D) Somatostatinoma

E) VIPoma

94 – B

Glukagonoma sıklıkla perimenapozal ve postmenapozal dö-nemdeki kadınlarda izlenir. Hafif bir diyabetes mellitus yapabilir. Hastalarda deride nekrolitik migratuar eritem ve anemi sıktır.

95. Aşağıdaki otozomal dominant kanser sendromlarından hangisinde genç erişkin dönemde deride multiple ba-zal hücreli karsinom, medülloblastom ve odontojenik keratokistler görülebilir?

A) Peutz Jegher sendromu

B) Lynch sendromu

C) Gorlin-Gotz sendromu

D) Cowden sendromu

E) Gardner sendromu

Page 21: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

22www.tusem.com.tr

95 – C

Deri bulguları olan kalıtsal kanser sendromları

Hastalık Kalı-tım

Kromo-zom bölgesi

Gen/Pro-tein

İşlev/Bulgu

Ataksia-te-lenjektazi

OR 11q22.3 AT/AT Radyasyon zedelenme-si sonrası DNA onarımı; p53 sinyalizasyonu/nörolojik ve vasküler lezyonlar

Nevoid bazal hücreli kan-sersendromu (Gorlin send-romu)

OD 9q22.3 PTCH/PTCH 20 yaş altında multiple BCC, medülloblastom, over fibromları, odon-tojenik keratokistler

Cowden syndrome

OD 10q23 PTEN/PTEN Benign foliküler deri eki tümörleri (triko-lemmomlar), iç organ adenokarsinomları

Familyal melanom sendromu

OD 9p21 CDKN2/p16/INK4

CDK’ların RB’yi fosfo-rillemesini engeller, böylece siklus durur

CDKN2/p14/ARF

Binds MDM2, pro-moting p53 function/melanoma; pancreatic carcinoma

Muir-Torre sendromu

OD 2p22 MSH2/MSH2

Benign ve malign se-base tümörler, iç organ adenkarsinomlarıMLH1/

MLH1Neurofibro-matosis I

OD 17q11.2 NF1/neuro-fibromin

Nörofibromlar

Neurofibro-matosis II

OD 22q12.2 NF2/merlin Nörofibromlar ve akustik nöromlar

Tuberöz skleroz

OD 9q34 TSC1/ha-martin

Mental retardasyon, rabdomyomlar, anji-yomyolipomlar16p13.3 TSC2/tu-

berinKseroderma pigmento-zum

OR 9q22 XPA/XPA Deride BCC, SCC, MM

96. Aşağıdaki deri hastalıklarından hangisi subepidermal non-akantolitik büllerle karakterizedir?

A) Pemfigus vulgaris B) Büllöz pemfigoid

C) Eritema multiforme D) Lupus vulgaris

E) Liken planus

96 – B

Büllöz pemfigoidde karakteristik bulgusu normal ya da erite-matöz bir deride, berrak sıvı ile dolu, gergin 4-8 cm’ye ulaşan büllerdir. (Subepidermal ve nonakantolitik büller) Bu büller kolayca rüptüre olmaz (Nikolski negatif) ve pemfigusun aksine infeksiyon ile komplike olmazlar. Skar gelişimi olmadan iyile-şirler. Büllöz pemfigoidde karakteristik lezyon, subepidermal, non-akantolytik büllerdir En sık etkilenen bölgeler ön kolun fleksör yüzleri, aksilla, kasık ve alt abdomendir. Oral tutulum % 10 oranında izlenir.

97. Osteolitik-mikst ve osteosklerotik evrelerden oluşan, se-ment çizgilerinin bir araya getirdiği, mozaik paternde geli-şigüzel yerleşmiş kemik lamelleri hangi hastalıkta izlenir?

A) Osteopetrozis B) Osteomalazi

C) Osteoporoz D) Aondroplazi

E) Kemiğin Paget hastalığı

97 – E

Kemiğin Paget hastalığı paramiksovirüslere bağlı yavaş virüs infeksiyonu sonucunda geliştiği düşünülmektedir. Hastalıkta üç evre vardır. Başlangıçta osteolitik evrede, şiddetli osteok-lastik kemik rezorbsiyonu, sonrasında mikst evrede osteok-lastik ve osteoblastik aktivite izlenir. En sonunda yeni kemik oluşumu ve kemik kitlesinde artışla karakterize osteosklerotik evre izlenir. Ancak oluşan kemikler kusurludur, stres altında şekil değiştirir ve kırılgandır. Paget hastalığında lameller ke-miklerdeki mozaik patern patognomiktir. Bu patern sement çzigilerinin bir araya getirdiği düzensiz yerleşmiş lameller ke-mik oluşumu ile karakterizedir. Hastalık %85 poliostotiktir. En sık pelvis, omurga, kafatası, femur ve tibia tutulur. Kotsalar, fibula, el ve ayakların küçük kemikleri genellikle tutulmaz.

98. 12 yaşında erkek hastanın sol dizinde ağrı ve şişlik yakın-ması ile çekilen grafide proksimal tibia metafizinde dest-rüktif, litik-sklerotik karakterde korteksi aşan kitle, direkt grafide bu alanlarda Codman üçgeni bulgusu, biyopside kaba, dantel benzeri osteoid birikimi ve iğsi anaplastik hücreler izleniyor.

Olguda en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ewing sarkom B) Osteokondrom

C) Osteoklastom D) Kondrosarkom

E) Osteosarkom

98 – E

Osteosarkom, kanser hücrelerinin kemik matriksi üretmesi ile karakterize malign mezenkimal tümördür.

Bimodal yaş dağılımı vardır. %75’i 20 yaşın altında görülür, ka-lanları ise 4. dekattan sonra altta yatan bir kemik patolojisine sekonder gelişirler. Birçok alt tipi tanımlanmıştır ve şu özellik-lere göre gruplandırılırlar:

• Çıktıkları kemik bölümü (intramedüller-intrakortikal- yüzey)

• Diferansiyasyon derecesi

• Multisenntrisite

• Primer-sekonder

• Histolojik varyantlar (osteoblastik, kondroblastik, fibrob-lastik, telenjektazik, küçük hücreli, dev hücreli)

Page 22: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

23 www.tusem.com.tr

Klasik osteosarkom genellikle 20 yaş altında uzun kemiklerin metafizinde izlenir. Büyük bir kısmı diz eklemi çevresinden gelişir. En sık proksimal tibia, distal femur ve proksimal hu-merusta izlenen soliter, intramedüller ve kötü diferansiye tü-mörlerdir ve ağırlıklı olarak kemik matriksi üretirler. Olguların %10-20’de hematojen yolla akciğer metastazı izlenir.

Osteosarkomun radyografisinde çoğu kez büyük, destrüktif, litik ve blastik karışımlı ve sınırları permeatif karakterde kitle izlenir. Tümör sıklıkla korteksi aşar, periostu yerinden sıyırır ve reaktif periosteal kemik yapımına neden olur. Korteks ile periostun ayrılan ucu arasında üçgen şeklinde izlenen yapıya Codman üçgeni denir. Osteosarkom için karakteristiktir ama patognomik değildir.

Osteosarkom tipik olarak ağrılı ve büyüyen kitle olarak ortaya çıkar. Bazen fraktür ilk semptom olabilir. Histolojik olarak en sık osteoblastik tipi görülür ve iğsi malign hücreler ve salgıla-dıkları kaba, dantel benzeri osteoid materyal izlenir.

99. Oral yoldan 40 mg dozda kullanılan ilacın plazmada ulaş-tığı en yüksek derişim 0.4 mg/L, dağılım hacmi 30 litre ve klerensi 2.1 L/saattir.

Birinci derece kinetiğe göre metabolize olan yukarıdaki ilacın oral biyoyararlanımı ve yarı ömrü aşağıdakiler-den hangisinde birlikte verilmiştir?

Biyoyararlanım (%) T1/2 (saat)

A) 10 4

B) 10 6

C) 30 10

D) 40 6

E) 40 10

99 - C

C=n/V den; 0.4=n/30 formülünden n=12 mg bulunur. İlacın dozu 40 mg olduğuna göre oral biyoyararlanım %30

T1/2 = 0.7 x VD / KL, yarı ömür = 0.7 x 30 / 2.1 =10 saat

100. Aşağıdakilerden hangisi kalp yetmezliğinin vazodilatör-le tedavisinde ACE inhibitörleri ve anjiotensin II resep-tör blokörlerinin öncelikle tercih edilme nedenlerinden biri değildir?

A) Periferik vasküler direnci azaltmaları

B) Kalbin ön ve art yükünü azaltmaları

C) Sempatik aktiviteyi azaltmaları

D) Kalp ve damarlardaki yeniden yapılanmayı azaltmaları

E) Kalbin kasılma gücünü artımaları

100 - E

ACE İnhibitörleri / Anjiotensin II Reseptör Blokörleri

Anjiotensin II ve aldosteron sentezini inhibe ederek periferik damar direncini, kalbin ön ve art yükünü azaltırlar. Pozitif inot-ropik etkileri yoktur. Sol ventrikül disfonksiyonu olan hastala-rın vazodilatörle tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır.

Norepinefrin sekresyonunu, kalp ve damarlarda re-modelingi inhibe ederler. Egzersize toleransı artırırlar ve so-lunum zorluğunu düzeltirler. Kalp yetmezliğinde mortaliteyi ve morbiditeyi azaltırlar.

101. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi varfarinin antikoagulan et-kisini farmakodinamik etkileşmeyle azaltır?

A) Rifampin B) Diüretikler

C) 3.kuşak sefalosporinler D) Metronidazol

E) Kolestiramin

101 - B

Tablo: Varfarinin Farmakokinetik ve Farmakodinamik Etki-leşmeleri

Sonuç Etkileşme İlaç / DurumProtrombin zamanında ↑

Farmakokinetik Amiodaron / Simetidin / Metronidazol / Disülfiram / Flukonazol / Fenilbutazon / Sulfinpirazon / Ko-trimoksazol

Protrombin zamanında ↑

Farmakodinamik Yüksek doz aspirin / 3.kuşak sefalosporinler / Heparin / Karaciğer hastalığı / Hipertiroidi

Protrombin zamanında ↓

Farmakokinetik Barbitürat / Rifampin / Kolestiramin

Protrombin zamanında ↓

Farmakodinamik Diüretikler / Vitamin K / Hipotiroidi

102. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi farmakolojik etkisini G-protein aracılı reseptörlerini aktive ederek yapar?

A) Teriparatid B) Sinakalset

C) Raloksifen D) Kalsipotrien

E) Alendronat

102 - A

TeriparatidG protein kenetli parathormon reseptörlerini uyaran parat-hormonun (1-34) rekombinant formudur. Osteoporoz teda-visinde subkutan yoldan kullanılır. Yeni kemik oluşumunu sti-müle eden ilk osteoporoz ilacıdır.

Page 23: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

24www.tusem.com.tr

103. Aşağıdakilerden hangisi selektif serotonin re-uptake inhibitörleri (SSRI) ile birlikte kullanıldığında hipertansiyon, hiperref-leksi, hipertermi ajitasyon ve koma ile karakterize “serotonin sendromuna” neden olan ilaçlardan biri değildir?

A) Tranilsipromin B) Linezolid C) Tramadol D) Siproheptadin E) Sumatriptan

103 - D

Serotonin Sendromu Yapan İlaçlar

• SSRI

• MAO inhibitörleri

• Linezolid

• Triptanlar

• Tramadol

• Meperidin

Tedavide; diazepam ve siproheptadin kullanılır.

104. Aşağıdakilerden hangisi antikolinesteraz ilaçların kullanım endikasyonlarından biri değildir?

A) Myastenia gravis B) Süksinilkolinin etkisinin geri çevrilmesi

C) Paralitik ileus D) Supraventriküler taşikardi

E) Atropin zehirlenmesi

104 - B

Tablo: Antikolinesterazların Kullanımı

Endikasyon Antikolinesteraz İlaçİleus / Mesane atonisi NeostigminGlokom Fizostigmin / DemekaryumMyastenia gravis NeostigminKompetetif nöromusküler ilaçların etkisinin geri çevrilmesi NeostigminAtropin zehirlenmesi FizostigminAlzheimer hastalığı Donapezil / GalantaminSupraventriküler taşikardi Edrofonyum

105. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi majör depresyon tedavisinde kullanılır?

A) Klonazepam B) Vareniklin C) Agomelatin D) Ramelteon E) Akamprozat

105 - C

Agomelatin: Melatonin reseptörlerine (MT1 ve MT2) agonist ve 5-HT2C reseptörlerine antagonist etki ile majör depresyon tedavisinde kullanılır. Monoamin re-uptake’ni, adrenerjik, kolinerjik, muskarinik, dopaminerjik ve diğer serotonerjik reseptörleri etkilemez. Böb-rek veya karaciğer yetmezliği olanlarda kontrendikedir. Ramalteon: Suprakiazmik nükleusta bulunan melatonin reseptörlerine (MT1 ve MT2) agonist etki ile insomnia tedavisinde kullanı-lır. GABA’erjik etkinliği doğrudan aktive etmez. Rebound insomnia ve yoksunluk krizine neden olmaz. Terapötik dozlarda bağımlılık yapmaz. Plazma düzeyi rifampin tarafından azaltılır. Gebelik kategorisi C’dir.

106. Aşağıdaki opioid ilaçlardan hangisi μ reseptörlerine parsiyel agonist, К reseptörlerine antagonist etki yapar?

A) Oksikodon B) Meperidin C) Butorfanol D) Levorfanol E) Buprenorfin

106 - E

Tablo: Karma-Etkili Opiyatlar

Opiyat İlaç μ δ К Oral/Parenteral Oranı Analjezik Etki Süresi Maksimum EtkiPentazosin ± + Orta 3-4 OrtaNalbufin -- ++ Yalnızca parenteral 3-6 YüksekBuprenorfin ± -- -- Düşük 4-8 YüksekButarfanol ± +++ Yalnızca parenteral 3-4 YüksekNalorfin ± + Düşük 3-4 Orta

Page 24: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

25 www.tusem.com.tr

107. Aşağıdaki hematopoetik büyüme faktörlerinden hangi-si oral yoldan kullanılır?

A) Eltrombopag B) Filgrastim

C) Darbepoetin alfa D) Oprelvekin

E) Romiplostim

107 - A

Eritropoietin (Epoetin α)

Böbreklerden sentezlenir. Glikoprotein yapıda hematopoetik büyüme faktörüdür. Etkisini JAK/STAT reseptör sistemi üzerin-den yapar.

Rekombinant insan eritropoietin analoğu epoetin-alfa kronik böbrek yetmezliğine bağlı anemi, zidovudin tedavisi alan AIDS hastaları ile myelosupresif anti-kanser tedavisi alan has-talardaki anemi tedavisinde intravenöz veya subkutan yoldan kullanılır. En sık görülen yan tesiri demir eksikliği anemisi, hi-pertansiyon ve trombotik komplikasyonlardır.

Myeloid Büyüme Faktörleri

Filgrastim rekombinant insan G-CSF’si, pegfilgrastim yarı ömrü filgrastimden daha uzun G-CSF’nin konjuge formu ve le-nograstim Avrupa’da yaygın kullanılan rekombinant G-CSF’dir. Sargramostim yarı ömrü 2-7 saat olan, intravenöz veya sub-kutan kullanılan insan GM-CSF’dir. G-CSF preparatları hema-topoetik kök hücrelerini stimüle eden plerixafor ile birlikte kullanılır.

Megakaryosit Büyüme Faktörleri

IL-11 analoğu oprelvekin anti-kanser ilaçlara bağlı trombosi-topenide subkutan yoldan kullanılır.

Romiplostim trombopoetin reseptörlerini uyararak idiopatik trombositopenik purpura (ITP) tedavisinde subkutan verilir. Retiküloendotelyal sistem tarafından metabolize edilir. Yarı ömrü 3-4 gündür.

Eltrombopag oral yoldan aktiftir ve trombopoetin reseptörle-rini uyararak şiddetli ITP tedavisinde kullanılır.

108. Aşağıdakilerden hangisi tip 2 diyabet tedavisinde kulla-nılan eksenatid ve liraglutidin etki mekanizmalarından biri değildir?

A) Glukoz aracılı insülin salgısını artırırlar.

B) Postprandiyal glukagon salgısını baskılarlar.

C) Pankreasın beta hücre kütlesini artırırlar.

D) Mide boşalmasını hızlandırırlar.

E) Santral iştah merkezini baskılarlar.

108 - D

Glukagon Benzeri Peptit-1 (GLP-1) Reseptör Agonistleri

Eksenatid ve liraglutid GLP-1 reseptörlerini uyararak tip 2 diya-bet tedavisinde parenteral yoldan kullanılır. Glukoz aracılı in-sülin sekresyonunu artırırlar, glukagon sekresyonunu azaltırlar, mide boşalma süresini uzatırlar ve santral iştah merkezini bas-kılarlar. Beta hücresinin kitlesini artırarak apoptozisi önlerler.

Tek başlarına verildiklerinde hipoglisemi yapmazlar. Sulfo-nilürelerin hipoglisemi yapıcı etkisini artırırlar. Kilo kaybına neden olurlar. En sık yan tesirleri bulantı, kusma, diyare ve iştahsızlık gibi gastrointestinal yakınmalardır.

Eksenatid tip 2 diyabet tedavisinde tek başına, metforminle veya metformin+sulfonilüre ile birlikte kullanılabilir. HbA1C’yi %0.2-1.2 düşürür. Kreatin klerensi 30mL/dakika’nın altında olanlarda dozu azaltılmalıdır. En ciddi yan tesiri nekrotizan ve hemorajik pankreattir.

Liraglutid uzun etkili GLP-1 analoğudur. Günde tek doz uygu-lamaya uygundur. Metformin, sulfonilüre veya glitazonlarla birlikte verilebilir. HbA1C’yi %0.8-1.5 düşürür. Karaciğer veya böbrek yetmezliğinde dikkatli kullanılmalıdır. Pankreatit ya-pabilir. Ailesinde tiroid medüller kanser veya multip endokrin neoplazi tip 2 öyküsü olanlarda kontrendikedir.

109. Aşağıdakilerden hangisi aneoroblara ve tüberküloz ba-siline karşı gelişmiş etkinliğe sahip, karaciğerde meta-bolize olan solunum florokinolonudur?

A) Siprofloksasin B) Levofloksasin

C) Moksifloksasin D) Norfloksasin

E) Gatifloksasin

109 - C

Moksifloksasin: Solunum kinolonudur. Gram(+) bakterilere ilave olarak birçok aneorob bakteriye etkilidir. Böbrek dışı yolla elimine edildiği için idrar yolu enfeksiyonlarında kulla-nılmaz.

110. Siklosporin ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yan-lıştır?

A) Siklofiline bağlanarak kalsinörin fosfatazı inhibe eder.

B) T lenfosit bağımlı hücresel immuniteyi selektif ola-rak baskılar.

C) Oral verildiğinde kısmen absorbe edilir.

D) Karaciğerde CYP3A4 enzimlerince metabolize olur.

E) Doz kısıtlayan yan tesiri kemik iliği depresyonudur.

Page 25: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

26www.tusem.com.tr

110 - E

Siklosporin

Bir mantardan elde edilir. T lenfositlerden IL-2 sekresyonunda rol alan stoplazmik kalsinörin fosfatazı inhibe eder. T lenfosit-lerin proliferasyonunu selektif olarak baskılar.

Organ transplantasyonu sonrası greft-versus-host reaksiyon-larında, romatoid artrit, psöriyazis, uveit, göz kuruluğu ve Behçet gibi otoimmün hastalıklarda kullanılır.

Oral verildiğinde kısmen (%20-50) absorbe olur. İntravenöz veya oral yoldan verilir. Göz hastalıkları için oftalmik solüs-yonu da vardır. Plazmada LDL ile HDL kolesterole bağlanarak taşınır ve hücreye reseptör aracılı endositozla alınır.

Rifampin, fenitoin, fenobarbital ve karbamazepin CYP3A4 en-zimini indükleyerek etkinliğini azaltır. Eritromisin, simetidin, verapamil, diltiazem ve ketokonazol enzim inhibisyonu ile yan tesir riskini artırır.

Doz kısıtlayan yan tesiri nefrotoksisitedir. Hiperglisemi, hi-pertansiyon, hepatotoksisite, gingiva hiperplazisi, hirşütizm, mental bozukluk, epilepsi ve hiperkalemi gibi yan tesirlere neden olabilir. Kemik iliği depresyonu yapıcı etkisi düşüktür. Transplant hastalarında lenfoma, kaposi sarkomu ve deri kan-seri gelişimine neden olabilir.

111. Böbreklerden atılan A ilacının 70 kilogramlık bir hasta-da sanal dağılım hacmi 700 litre hesaplandığına göre A ilacı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisinin yanlış olma olasılığı daha fazladır?

A) A ilacı dokular arasında hetorojen dağılmıştır.

B) A ilacı ile zehirlenmede diyaliz uygun değildir.

C) Dağılım hacmi ölçüldüğü sırada A ilacının plazma ilaç derişimi oldukça düşüktür.

D) A ilacının vücutta kalma süresi çok kısadır.

E) A ilacı plazma dışı dokulara birikmiştir.

111 - D

Sekestrasyon

• Dağılımla ilgili farmakokinetik bir olaydır.

• İlaçların diyalizle uzaklaştırılmasını zorlaştırır.

• Dağılım hacmini artırır (digoksin 600L, klorokin 13000L, antidepresanlar 2500L, morfin 300L)

• İlaçların dokular arasında eşitsiz dağılımına ve ilaçların vü-cutta kalma sürelerinin uzamasına neden olur.

• Yaşa ve pH farkına bağlı etkinliği değişebilir.

112. Astım tedavisinde kullanılan selektif β2 agonistler ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

A) KOMT enzimine dirençlidirler.

B) MAO enzimine duyarlıdırlar.

C) Bronkodilatör etkilerine tolerans gelişmez.

D) Antimuskarinik ilaçlardan daha zayıf bronkodilatas-yon yaparlar.

E) Akut astım atağında kullanılmazlar.

112 - A

Selektif β2 Agonistler

• cAMP artışına bağlı bronkodilatasyon yaparlar.

• MAO ve KOMT’a dirençlidirler.

• Bronkodilatör etkilerine tolerans gelişmesini önlemek için içlerine kortikosteroid katılır.

• Antimuskarinik ilaçlardan daha güçlü bronkodilatasyon yaparlar.

• Kısa etkili olan salbutamol (albuterol) ve terbutalin astım krizinde yararlıdır.

• Uzun etkili formaterol, salmaterol, indikaterol (ultra-uzun) ve carmoterol profilakside tercih edilir.

• Taşikardi, hipokalemi, hiperglisemi, iskelet kası tremoru gibi yan tesirleri vardır.

113. Dofetilid’in farmakolojik özellikleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Pür sınıf III antiaritmiktir.

B) Gecikmiş potasyum akımını bloke eder.

C) İntravenöz yoldan kullanılır.

D) AV düğümde refrakter periyodu etkilemez.

E) Atrial fibrilasyonlu hastalarda normal sinüs ritminin korunmasında kullanılır.

113- C

Dofetilid

Yalnızca düzeltici potasyum kanallarını (IKr) bloke ederek re-polarizasyonu yavaşlatan ve aksiyon potansiyel süresini (QT) uzatan pür sınıf III antiaritmiktir. Hipokalemi varlığında etkin-liği artar. Atrial fibrilasyon tedavisinde kullanılır. Pacemakeri değiştirmez. AV düğümde refrakter periyodu etkilemez.

Oral verildiğinde %100 emilir. Böbreklerden değişmeden eli-mine edilir. Simetidin renal eliminasyonunu inhibe eder. QT uzamasına neden olur.

Page 26: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

27 www.tusem.com.tr

114. Aztreonam ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Gram(+) ve aneorob bakterilere etki yapmaz.

B) Serebrospinal sıvıya yeterli derişimde geçemez.

C) Parenteral yoldan kullanılır.

D) Böbrekler yoluyla elimine edilir.

E) Diğer beta-laktamlarla çapraz alerjiye girmez.

114 - B

Aztreonam

Monobaktam yapısında beta-laktam antibiyotiktir. Transpep-tidazı inhibe ederek bakteri hücre duvarı sentezini engeller. Zamana bağlı bakterisid etki yapar.

Yalnızca gram(-) aerobik bakteri enfeksiyonlarında (psödo-manas dahil) parenteral yoldan kullanılır. Kimyasal yapısı seftazidime etki spektrumu III.kuşak sefalosporinlere benzer. Gram(+) ve aneorobik bakterilere etkinliği yoktur.

Serebrospinal sıvıya yeterli derişimde geçer. Antibakteriyel etkisine hızlı tolerans gelişmez. Böbrekler yoluyla değişmeden elimine edilir. Böbrek yetmezliğinde yarı ömrü uzar. Penisilin veya diğer beta-laktam antibiyotiklerle çapraz alerji göster-mez. Penisiline alerjisi olan hastalarda gram(-) bakterilere bağlı pnömoni ve menenjitte kullanılabilir. Nefrotoksik ve oto-toksik yan tesir yapmaz.

115. Mide-barsak hareketlerini artıran aşağıdaki ilaçlardan hangisi etki mekanizması ile birlikte verilmemiştir?

A) Lubiproston, tip 2 klorür kanallarını uyarır.

B) Domperidon, dopamin D2 reseptörlerini uyarır.

C) Prukaloprid, serotonin 5-HT4 reseptörlerini uyarır.

D) Linaklotid, guanilat siklaz 2C reseptörlerini uyarır.

E) Alvimopan, periferik µ reseptörlerini bloke eder.

115 - B

Tablo: Prokinetik İlaçlarProkinetik İlaç Prokinetik Etki MekanizmasıBetanekol Muskarinik M3 reseptörlerinin doğru-

dan uyarılmasıNeostigmin Muskarinik M3 reseptörlerinin indirekt

aktivasyonuMetoklopramid Dopamin D2 reseptör blokajı ve seroto-

nin 5-HT4 reseptör uyarısıDomperidon Dopamin D2 reseptör blokajıEritromisin Motilin reseptör uyarısıTegaserod / Prucaloprid Serotonin 5-HT4 reseptör uyarısıLubiproston Tip 2 klorür kanallarının aktivasyonuAlvimopan / Metilnaltrekson Periferik µ reseptörlerinin blokajıLinaclotid Guanilat C reseptörlerinin uyarılması

116. Aşağıda verilen ilaç çiftlerinden hangisinde I. ilaç, II. ilacın metabolizmasını artırır?A) Valproik asit – Lamotrijin

B) Fluoksetin – Diazepam

C) Gemfibrozil – Atorvastatin

D) Siprofloksasin – Teofilin

E) Pioglitazon – Oral kontraseptifler

116 - E

Tablo: Enzim İndüksiyonu / İnhibisyonuİndüksiyon İnhibisyon

• Fenobarbital• Fenitoin• Karbamazepin• Rifampin• Griseofulvin• Glitazonlar• Omeprazol• Kronik alkol kullanımı

• Makrolidler• Simetidin• Ketokonazol / Azoller• Siprofloksasin / Metronidazol• Verapamil / Amiodaron / Gemfibrozil• Fluoksetin• Valproik asit• Sekobarbital• Omeprazol

117. Karvedilol ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) İntrinsik sempatomimetik aktivitesi vardır.

B) Lipit peroksidasyonunu azaltır.

C) Damar düz kaslarındaki mitozu beta blokör özelli-ğinden bağımsız olarak inhibe eder.

D) Konjestif kalp yetmezliğinde mortaliteyi azaltır.

E) Genetik polimorfizm gösteren CYP2D6 ile metaboli-ze olur.

117 - A

KarvedilolAdrenerjik α1, β1 ve β2 reseptörleri bloke eder. Lipit peroksi-dasyonunu azaltır. Damar düz kaslarındaki mitozu beta blokör özelliğinden bağımsız olarak inhibe eder. Astımı olan hasta-larda kullanılmaz. İntrinsik sempatomimetik aktivitesi yoktur. Konjestif kalp yetmezliğinde mortaliteyi azaltır.

118. Aşağıdakilerden hangisi klasik antipsikotiklerin yan te-sirlerinden biridir?

A) Bulantı-kusma

B) Hipertansif kriz

C) Ağız kuruluğu

D) Halüsünasyon

E) Kilo kaybı

Page 27: eklemler tek eksenli- dirlertusem.com.tr/20160226/temel_bilimler_dkl.pdf · LP ve spinal anestezi sırasında iğne pia mater ile araknoid ara- ... Tiroid hormonları B) Progesteron

Temel Bilimler / T 38 - 4

28www.tusem.com.tr

118 - C

Antipsikotiklerin Etkileri

Antipsikotik etki: Bu etkilerine genellikle tolerans gelişmez. Klasik ilaçlar şizofreninin pozitif semptomlarına, atipik ilaçlar negatif semptomlarına daha etkilidir.

Endokrin etkiler: Klasik ilaçlar ve atipik ilaçlardan risperidon median eminencede dopamin D2 reseptörlerini bloke ederek hiperprolaktinemi, amenore-galaktore ve infertiliteye ne-den olurlar.

Prokonvulsan etki: EEG dalgalarının amplitüd ve frekansını değiştirirler. Konvülsiyon eşiğini düşürürler. Epilepsili hasta-larda doz ayarlaması dikkatli yapılmalıdır.

Kardiyovasküler sistem etkileri: Adrenerjik alfa reseptörleri bloke ederek postural hipotansiyon yaparlar. Hipotansif etkisi en yüksek ilaç klorpromazindir. Tipik ilaçlardan tioridazin ati-pik ilaçlardan sertindol, ziprasidon ve ketiapin QTc aralığında uzama yaparak tehlikeli aritmilere neden olabilir.

Antiemetik etki: Flufenazin ve klorpromazin dopamin D2 ve histamin H1 reseptörlerini bloke ederek antiemetik etki yapar. Vestibüler kaynaklı emeziste etkileri sınırlıdır.

Antikolinerjik etki: Muskarinik reseptör blokajına bağlı ağız kuruluğu vücut salgılarında ve mide barsak hareketlerinde azalma, idrar retansiyonu ve midriyazise neden olurlar.

Sedasyon ve kilo artışı: Histamin reseptörlerini bloke ederek ve opiyat reseptörlerini uyararak sedasyon yaparlar. Sedasyon yapıcı etkisi en yüksek klorpromazindir. Olanzapin en fazla ol-mak üzere kilo artışı, hiperglisemi ve hiperlipidemiye neden olurlar.

Hayvan testleri: Hayvanlarda sakınma reaksiyonunu bozarlar. Amfetaminlere bağlı sterotipik hareketler ve psikomimetik et-kiler ile apomorfine bağlı bulantı-kusmayı önlerler.

Bağımlılık yapma potansiyeli: Dopamin reseptörlerini bloke ettikleri için öfori, halüsünasyon ve bağımlılık yapmazlar.

119. Aşağıdaki antifungal ilaçlardan hangisinin oral formu yoktur?

A) Griseofulvin

B) Kaspofungin

C) Terbinafin

D) Flusitozin

E) Flukonazol

119 - B

Ekinokandinler

Kaspofungin, mikafungin ve anidulafungin β (1-3) glukan sen-tezini inhibe ederek mantar hücre duvar sentezini baskılar. Sistemik kandida ve aspergillos tedavisinde intravenöz yol-dan verilirler.

Kaspofungin: Aspergillos ve azollere dirençli kandida dahil kandida enfeksiyonlarında kullanılır. Febril nötropenide önce-likli tercih ilaçlardandır. Böbrek yetmezliğinde doz ayarlanma-sına gerek yoktur. Histamin sekresyonunu artırarak flushinge neden olur. Karaciğer transaminazlarını artırabileceği için sik-losporinle birlikte kullanılmamalıdır.

Mikafungin / Anidulafungin: Mukokutanöz ve özefageal kan-dida tedavisinde intravenöz yoldan kullanılan ekinokandin grubu antifungal ilaçlardır.

120. Kolon kanseri nedeniyle anti-kanser tedavi alan hastada kemik iliği depresyonu, diyare, alopesi, el-ayak sendromu ve nörotoksisite şeklinde ciddi yan tesirler ortaya çıkıyor.

Dihidroprimidin dehidrogenaz enzimi yetersiz bulunan hastaya kullanılan ilaç aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Fludarabin B) Kapesitabin

C) Paklitaksel D) İrinotekan

E) Metotreksat

120 - B

5-Florourasil

Enzimatik reaksiyonlarla aktif metabolitlere dönüşen primi-din antimetaboliti ön ilaçtır. FdUMP, timidilat sentazı irre-versibl inhibe ederek timin sentezini baskılar (timinsiz ölüm). Büyük kısmı genetik polimorfizm gösteren dihidropirimidin dehidrogenaz enzimi ile metabolize edilir. Meme, karaciğer, kolon, mide ve pankreas kanseri gibi solid tümörlere etkinliği yüksektir. Cilt kanserlerinde kullanılan to-pikal formları da vardır.Myelosupresyon, mukozit, nörotoksisite ve el-ayak sendro-mu majör toksik etkileridir. İntravenöz verildiğinde kalsiyum kanal blokörleri ile düzelen koroner damarlarda vazospazma neden olabilir.

Kapesitabin

Tümör hücrelerinde florourasile dönüşen primidin antimeta-boliti ön ilaçtır. Timidilat sentazı inhibe ederek timin sentezini baskılar (timinsiz ölüm). Metastatik meme ve kolorektal kan-serlerin tedavisinde kullanılır. Kemik iliğini deprese eder. Ge-netik polimorfizm gösteren dihidropirimidin dehidrogenaz enzimi ile metabolize olur.