18
1 En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR-GE altyapıları ve Türkiye için öneriler Prof. Dr. Saleh Sultansoy TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Ankara AMEA Fizika İnstitutu, Bakı ATLAS, LHeC and FCC Collaborations, CERN Yarının İlmi nedir? Halbuki gayet müthiş. Maddenin kudret-i zerriyesiuğraştığı iş! M.A. Ersoy, Safahat, 1919 1. En Stratejik STRATEJİ Muasır medeniyet seviyesinin temelinde doğru belirlenmiş, etkin Bilim ve Teknoloji stratejisi yatıyor. Anglosaksonların ve genel olarak Batının yükselişinin asıl nedeni son yüzyıllarda bilim ve dolayısıyla teknoloji alanlarında gerçekleştirdikleri atılımdır. Japonya ve Güney Kore faz geçidini 15 yılda başardı! Aşağıdaki Tabloda Japonya, G. Kore, Türkiye ve İsrail’in kişi başına gayri -safi milli hasılası ve AR-GE harcamaları karşılaştırılmıştır. 1955 ile 2010 arasında aşikar görünen değişimin nedeni İlim-İrfan’ın ayrılmaz parçası olan Doğa Bilimlerine (Göklerdeki ve Yerdeki Ayetlere) yaklaşım farkıdır. Tarih boyunca Bilim ve Teknolojide önde olan toplumlar Dünyayı yönetmiştir. İslam Rönesans’ının temeli müminlere düşünmeyi ve İlim yapmayı emreden yüzlerce Ayetin doğru anlaşılmasına dayanıyor. Maalesef, 11.yızyılda kısmen ve 16.yüzyılın sonundan itibaren tamamen Göklerde ve Yerde var olan nice Ayetlerden yüz çevirdik… (16.yüzyılın sonunda dünyanın en büyük gözlemevi olan İstanbul Rasathanesini yok etmekle yetinmeyip, doğa bilimlerini medrese eğitiminden çıkardık .) 2. Gelişmiş ülkelerin AR-GE altyapıları Gelişmiş ülkelerin AR-GE altyapılarını irdelersek üç ana model ortaya çıkıyor: Anglosakson modeli (en etkin örneği ABD), Kıta Avrupası modeli (en etkin örneği Almanya) ve Uzak Doğu modeli (en etkin örnekler Japonya ve Güney Kore). Son modelin özelliği kalkınmanın kısa sürede sağlanmasıdır. Konu bazında baktığımız zaman 21. yüzyılın çehresini belirleyecek: ~ 10 stratejik (kritik, jenerik) teknoloji, ~ 10 öncelikli (temel) araştırma alanı, ~ 250 alt-alan saptanmıştır.

En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

1

En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR-GE altyapıları ve Türkiye için öneriler

Prof. Dr. Saleh Sultansoy

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Ankara AMEA Fizika İnstitutu, Bakı

ATLAS, LHeC and FCC Collaborations, CERN

Yarının İlmi nedir? Halbuki gayet müthiş. “Maddenin kudret-i zerriyesi” uğraştığı iş!

M.A. Ersoy, Safahat, 1919

1. En Stratejik STRATEJİ

Muasır medeniyet seviyesinin temelinde doğru belirlenmiş, etkin Bilim ve Teknoloji stratejisi yatıyor.

Anglosaksonların ve genel olarak Batının yükselişinin asıl nedeni son yüzyıllarda bilim ve dolayısıyla

teknoloji alanlarında gerçekleştirdikleri atılımdır. Japonya ve Güney Kore faz geçidini 15 yılda

başardı!

Aşağıdaki Tabloda Japonya, G. Kore, Türkiye ve İsrail’in kişi başına gayri-safi milli hasılası ve AR-GE

harcamaları karşılaştırılmıştır.

1955 ile 2010 arasında aşikar görünen değişimin nedeni İlim-İrfan’ın ayrılmaz parçası olan Doğa

Bilimlerine (Göklerdeki ve Yerdeki Ayetlere) yaklaşım farkıdır.

Tarih boyunca Bilim ve Teknolojide önde olan toplumlar Dünyayı yönetmiştir. İslam Rönesans’ının

temeli müminlere düşünmeyi ve İlim yapmayı emreden yüzlerce Ayetin doğru anlaşılmasına

dayanıyor. Maalesef, 11.yızyılda kısmen ve 16.yüzyılın sonundan itibaren tamamen Göklerde ve

Yerde var olan nice Ayetlerden yüz çevirdik… (16.yüzyılın sonunda dünyanın en büyük gözlemevi

olan İstanbul Rasathanesini yok etmekle yetinmeyip, doğa bilimlerini medrese eğitiminden çıkardık.)

2. Gelişmiş ülkelerin AR-GE altyapıları

Gelişmiş ülkelerin AR-GE altyapılarını irdelersek üç ana model ortaya çıkıyor: Anglosakson modeli (en

etkin örneği ABD), Kıta Avrupası modeli (en etkin örneği Almanya) ve Uzak Doğu modeli (en etkin

örnekler Japonya ve Güney Kore). Son modelin özelliği kalkınmanın kısa sürede sağlanmasıdır.

Konu bazında baktığımız zaman 21. yüzyılın çehresini belirleyecek:

~ 10 stratejik (kritik, jenerik) teknoloji,

~ 10 öncelikli (temel) araştırma alanı,

~ 250 alt-alan saptanmıştır.

Page 2: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

2

Tüm modellerin ortak özelliği:

Stratejik teknolojiler ve temel araştırma alanlarının hepsinde binlerce bilim insanının

çalıştığı en azından birer ulusal araştırma merkezi (laboratuvarı, enstitüsü, kurumu)

Alt-alanların birçoğunda (yüzlerce çalışanı olan) orta çaplı araştırma merkezleri gelişmiş

ülkelerin her birinde kurulmuştur.

Aşağıdaki tabloda bu laboratuvarların bağlı olduğu veya finansmanını sağladığı kurumlar belirtilmiştir.

Ülkeler Ulusal Laboratuvarlar Sistemi Alt-alan Laboratuvarları

ABD DOE (Enerji Bakanlığı) NSF vb

Almanya Von Helmholtz Association Max Planck Society

Japonya Tsukuba Science City JSPS vb

Türkiye - TÜBİTAK

2.1. AR-GE harcamaları

Dünya standartlarına göre AR-GE harcamalarının eşik değerleri:

AR-GE/GSMH Asgari Optimum

1970’ler %1 > %2

2010’lar %2 > %3

2003 yılından itibaren alınan BTYK kararlarına (5 yılda %2, 10 yılda %3) rağmen, Türkiye halen

1970’lerin asgari düzeyini yakalayamamıştır. Diğer Türk ve İslam ülkelerinde de bu değer %1’in

(birçoğunda %0.5’in bile) altındadır.

Avrupa Birliği ile ilgili iki not:

15 yıl bundan önce kabul edilen Lizbon Kararları gerçekleşse idi (2010’da tüm AB ülkelerinde

AR-GE/GSMH > %3), bugün AB krizle karşılaşmayabilirdi,

Bu değer Yunanistan’da %1 civarında, Portekiz, İspanya ve İtalya’da %1.5’in altındadır.

AR-GE sistemi üç ana kısımdan oluşuyor: Temel araştırmalar, Uygulamalı araştırmalar ve İnovasyon.

Gelişmiş ülkelerde bu kısımlara toplam AR-GE harcamalarında ayrılan paylar: %15-20, %20-25 ve

%55-65 civarındadır (Güney Kore %18, %18 ve %64). Temel araştırmaların finansmanı kamu (devlet)

tarafından sağlanmaktadır. Uygulamalı araştırmaların finansmanı: kamu ≈%50, özel sektör ≈%50.

İnovasyon ise >90 özel sektör.

Burada Temel araştırmaların, yani Göklerde ve Yerde var olan Ayetlerin, önemini vurgulamam

gerekiyor. Aslında kutsal kitabımızda bu mevzu çok net bir şekilde vurgulanmıştır: Bakara 164, Yunus

6, Yunus 101 ve 105, Casiye 3 ve 13, Rum 25, Ankebüt 44, Âli İmran 190-191. Bu bakımdan

Türkiye’de temel bilimlere olan duyarsızlığı anlamak mümkün değil. Gençlerimizin temel bilim

bölümlerini seçememesinin ana nedeni istihdam problemidir. Bu problemin çözümü Ulusal

Laboratuvar Sistemimizi kurmamıza ve Temel araştırmalara azami bütçe ayrılmamıza bağlıdır.

2.2. Ulusal Laboratuvarlar Sistemi

AR-GE’ye ayrılan harcamalar kadar bu harcamaların etkin bir şekilde yapılması da çok önemlidir.

Burada tüm gelişmiş ülkelerin sahip olduğu Ulusal Araştırma Laboratuvarlar Sistemi ile ilgili bazı

bilgiler aktarıyorum.

Yukarıda belirttiğim gibi ABD’de Ulusal Laboratuvarların çoğu Enerji Bakanlığına bağlıdır. Bunlardan

7’si doğrudan Hızlandırıcı Laboratuvarıdır.

Page 3: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

3

Almanya’nın Ulusal Araştırma Laboratuvarları aşağıdaki resimde gösterilmiştir. Bunlardan 4’ü

doğrudan Hızlandırıcı Laboratuvarıdır.

Page 4: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

4

Bu laboratuvarlardan bazıları 3.bölümde irdelenecektir.

2.3. Bilim Kentleri

Uzak Doğu modelinin ana eksenini (Axis Mundi) Bilim Kentleri oluşturuyor. Yukarıda bahsettiğimiz

ulusal ve alt-alan laboratuvarlarının çoğu Japonya’da Tsukuba, Güney Kore’de Daedeok bilim

kentlerinde kurulmuştur.

Japonya Tsukuba Bilim Kentini 1964 yılında kuruyor, 1970’ler Japon mucizesi.

Page 5: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

5

Güney Kore Daedeok Bilim Kentini 1973 yılında kuruyor, 1980’ler Kore mucizesi.

Güney Kore Sejong’da ikinci Bilim Kentini kurmaya başladı, 5 yıllık süre için ayrılan harcama 40 milyar

dolar (yani Türkiye’nin 5 yıllık toplam AR-GE harcamasından fazla).

İlk Türk Bilim Kenti (Ankara Temel Araştırmalar Merkezi - ATAM) projesi 1994 yılında önerildi ve ilgili

Kanun Tasarısı TBMM’ne sunuldu… (bak bölüm 5.1)

3. Kalkınmayı hızlandıran teknoloji

Bu başlık 2004 yılında Ankara Ticaret Odasının desteğiyle düzenlediğimiz 2.Ulusal Parçacık

Hızlandırıcıları ve Uygulamaları kongresinin şiarı olarak kabul edilmişti. Gerçekten de, Hızlandırıcı

teknolojisine sahip olmadan diğer stratejik teknolojilerin, öncelikli alanların ve alt-alanların birçoğunu

geliştirmek imkansızdır.

Hızlandırıcıların uygulama alanlarını üç ana başlıkla göstermek olur:

Parçacık Fiziği ve Nükleer Fizikte Temel Araştırmalar. Örnek: Elektrozayıf ve kuvvetli

etkileşmelerin Standart Modeli (19.yüzyılda elektro-manyetik birleşmenin analogu)

Page 6: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

6

Fiziksel, Kimyasal ve Biyolojik Nesnelerin Analizi. Örnek: İnsan Genomu (Sinkrotron

Işınımı ve Nötron Spallasyon kaynakları olmadan mümkün olmazdı)

Maddenin Fiziksel, Kimyasal ve Biyolojik Özelliklerinin Modifikasyonu. Örnek: İyon

İmplantasyonu (çağdaş mikro-elektroniğin temel taşı)

Hızlandırıcı teknolojisinin önemini vurgulamak için ABD Enerji Bakanlığını 2004 yılında yayınladığı

beyanının giriş kısmını aşağıda veriyorum:

Türkçe çevirisi: Hızlandırıcılar, Bilim Ofisinin her etkinliğinin ve giderek artan bir oranda tüm bilim

müessesesinin temelini oluştururlar. Biyolojiden tıbba, malzemelerden metalürjiye, temel

parçacıklardan kozmosa, hızlandırıcılar bilimsel anlayış ve uygulamaların temelini oluşturan

mikroskobik bilgiyi sağlarlar. Zemin ve uydu bazlı gözlemevlerinin ve parçacık hızlandırıcılarının

kombinasyonu dünyamızla, gökadamızla, evrenimizle ve kendimizle ilgili olan anlayışımızı

ilerletecektir.

Bu beyanattan esinlenerek “Accelerator Technology for the Mankind” başlıklı bildiri hazırladım ve 2006

yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009

Ekim ayında Washington DC’de “Accelerators for America’s Future” başlıklı toplantında ABD’nin

hızlandırıcılarla ilgili stratejisi belirlendi.

Yukarıda bahsettiğimiz gibi, ABD 7 adet, Almanya ise 4 adet Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarına

sahiptir. Bunların bazı örnekleri (ABD için SLAC ve ORNL, Almanya için DESY) aşağıda gösterilmiştir.

Page 7: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

7

SLAC National Accelerator Laboratory (Silicon Valley, USA). 1962 yılında kuruldu. Kuark modeli

burada kanıtlandı. Dünyadaki ilk X-FEL tesisi 2009 yılından itibaren burada çalıştırılıyor.

Oak Ridge National Laboratory (TN, USA). 1943 yılında Manhattan projesi çerçevesinde kuruldu.

Yıllık bütçesi 1.65 milyar $. 3000’ni alim ve mühendis olmak üzere 4600 tam zamanlı personel. Her yıl

3000 misafir araştırmacıya ev sahipliği yapıyor.

Page 8: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

8

The Spallation Neutron Source (Oak Ridge, TN, USA). 2006 yılında kuruldu. Maliyeti 1.4 milyar $.

15 deney istasyonuna sahip Dünyanın en güçlü nötron kaynağı.

Bir sonraki resimde Almanya’nın en büyük ulusal araştırma merkezi DESY’nin (Alman Elektron

Sinkrotronu) şeması gösterilmiştir. HERA halkasının uzunluğu 6 km.

Deutsches Elektronen-Synchrotron DESY (Hamburg, Almanya). 1959 yılında kuruldu. Yıllık

bütçesi 230 milyon €. 1500’ü alim ve mühendis olmak üzere 2300 tam zamanlı personel. Her yıl 3000

Page 9: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

9

misafir araştırmacıya ev sahipliği yapıyor. Avrupa’ın X-FEL tesisi burada kuruluyor. Maliyeti ~2 milyar

€.

Aşağıdaki resimde Japonya’nın ulusal hızlandırıcı laboratuvarlarından en büyüğü olan KEK

gösterilmiştir. Büyük halkanın çevresi 6 km.

KEK – Japonya Hızlandırıcı Kurumu. Temeli 1964 yılında Tsukuba Bilim Kentinin ilk tesisi olarak

atılmıştır. Madde-antimadde asimetrisini inceleyen en etkin parçacık fabrikası burada çalışmaktadır.

İngiltere, Fransa, G.Kore, Rusya, Çin, Hindistan’ın hepsinde birkaç tane Ulusal Hızlandırıcı

Laboratuvarı mevcuttur. Türkiye için 1993 yılında önerilen Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı projesi

bölüm 5.2’de irdelenecektir.

4. Toryum, Toryum, Toryum!

Enerji üretimi ve tüketimi ülkelerin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergeleri arasında yer

almaktadır. Özellikle elektrik tüketimi refah düzeyi ile doğrudan orantılıdır. Bu bakımdan enerji

kaynakları çeşitliliği ve optimizasyonu çok önemlidir. Günümüzde enerji üretiminin aslan payını fosil

kaynaklar almaktadır; ama küresel ısınmayı azaltmak açısından fosil kaynakların oranı hızla

düşürülmelidir. Enerji arzını gereken düzeyde karşılamak açısından iki seçeneğimiz var: yenilenebilir

enerji kaynakları ve nükleer enerji. Aslında bu iki kaynak bir-birinin alternatifi olarak değil;

tamamlayıcısı olarak ele alınmalıdır.

Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin iki önemli dezavantajı vardır: pahalı olması ve sürekli

olmaması (süreklilik problemi önümüzdeki yıllarda yeni enerji depolama teknolojileri sayesinde

giderilebilir). Pahalılık problemi gelişmiş ülkeleri bile halen zorlamaktadır.

Page 10: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

10

Gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkeler açısından nükleer enerjinin ciddi bir alternatifi yoktur. Burada iki

önemli problemle karşılaşıyoruz: kaza riski ve nükleer atıklar. 3’üncü ve özellikle 4’üncü nesil

teknolojiler güvenirlik problemini çözüyor (Çernobil ve Fukushima 2’inci nesil teknolojiye dayalıydı).

Uranyum yakıtlı reaktörlere nazaran çok daha güvenli olan Toryum yakıtlı nükleer sistemler, özellikle

hızlandırıcı sürümlü reaktörler, atık problemini de çözme imkanını sağlayacaktır. Bu sistemlerde

oluşan atık miktarı çok daha düşük olmakla birlikte, bunlar uranyum yakıtlı reaktörlerden alınan atıkları

yakmak için de kullanılabilirler. Öte yandan bilinen Uranyum rezervleri 50-60 yıllık sürede

tükenecekken, Toryum rezervleri insanlığın enerji gereksinimi bin yıllar boyunca karşılayabilir.

4.1. Bazı rakamlar

Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeni İlimden uzak durmamız ve bu nedenle ileri teknoloji

üretemememizdir. İkinci önemli neden ise enerji kaynakları ithalatıdır. Aşağıdaki Tabloda 2007 yılında

kişi başına elektrik enerji tüketimi (kWh) verilmiştir.

Tablodan görüldüğü gibi nüfusa oranla dünya ortalamasının biraz üzerinde, G8’in 1/3, ABD’nin 1/4

düzeyindeyiz. 2030 yılında gelişmiş ülkelerin bugünkü düzeyini yakalayabilmemiz için en az 100

GW’lık ek güç kurulmalıdır (2012’de kurulu gücümüz 60 GW). Enerji kaynaklarını dışarıdan elde

etmeye devam edersek cari açık artacaktır!

Bir yılda 1 GW’lık kesintisiz güç üretmek için: 3.5 milyon ton kömür veya 200 ton Uranyum veya 1

ton Toryum gerekmektedir. Türkiye’nin 60 GW’lık kurulu gücüne eşdeğer nükleer santral kurulmuş

olsa idi:

mevcut uranyum rezervimiz ile (7300 ton) bunun ikamesi 1 yıl dahi karşılanamazdı.

toryum rezervimizin ise 12000 yıl yeterli olacağı teorik olarak elde edilebilir.

Türkiye’nin Toryum rezervi 100 boyunca Dünya’nın elektrik enerji gereksinimi karşılamak için yeterlidir.

Asıl problem: bu teknolojiye sahip olmalıyız!

Page 11: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

11

Dünya Toryum rezervleri (Kaynak: Nature 492 (2012) 33; 6 December 2012)

4.2. Toryum’un Enerji Teknolojilerinde Kullanılabilirliği

Toryum’un kullanılması için tetikleyici dış nötron kaynağına ihtiyaç var. Bu bağlamda üç seçenek öne

çıkıyor:

a) Geleneksel Teknolojiler (MOX: %5 U veya Pl, %95 Th)

Page 12: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

12

b) Hızlandırıcı Sürümlü Sistemler (ADS)

c) Füzyon-Fisyon Sistem(ler)

Geleneksel Teknolojiler arasında Toryum kullanmaya müsait olanlar:

Heavy Water Reactors (PHWRs): en uygun!

HighTemperature Gas Cooled Reactors (HTRs)

Boiling (Light) Water Reactors (BWRs)

Pressurised (Light) Water Reactors (PWRs)

Fast Neutron Reactors (FNRs)

Akkuyu sonrası reaktör ihalelerinde bunlardan biri seçilmelidir.

Öte yandan ABD, Çin ve Hindistan başta olmakla birçok ülkede özel olarak Toryum kullanımına

yönelik Molten Salt Reactors (MSRs) teknolojisi gelişmeltedir. Bu reaktörlerin 2020’lerde enerji

üretiminde kullanımı planlanmaktadır. Türkiye en kısa zamanda MSR çalışmalarını başlatmalıdır.

Hızlandırıcı Sürümlü Sistemler. Sözün tam anlamında Yeşil Nükleer Enerji: U ve Pl gerekmiyor! Aynı

zamanda atık problemi de çözülüyor. Bu bağlamda en kısa zamanda Ulusal Proton Hızlandırıcısı

Laboratuvarımızı kurmalıyız. Aynı teknoloji gelişmiş ülkelerde en etkin kanser tedavi yöntemi olarak

kullanılmaktadır.

Füzyon-Fisyon Sistemleri. Prof. Dr. Sümer Şahin’in grubu dünya liderleri arasındadır. Bu bağlamda

özel bir araştırma merkezi kurulmalıdır. Öte yandan geliştirilmekte olan ileri düzey nötron jeneratörleri,

d-t çarpıştırıcısı, μCF, elektron demetli ADS gibi yöntemler de göz ardı edilmemelidir.

4.3. Hızlandırıcı Sürümlü Sistemler (ADS)

Bu bağlamda en ilerlemiş teknoloji olarak Nobel Ödülü sahibi Prof. Dr. Carlo Rubbia önderliğinde

geliştirilen Enerji Yükselteci öne çıkıyor. AB, Hindistan, Çin, Japonya, Güney Kore ve Rusya’da

sürdürülen ulusal ve uluslararası programlar sayesinde ADS’nin önümüzdeki 10-15 yıl içinde

ticarileşeceği öngörülmektedir.

Hızlandırıcı Sürümlü Sistemlerinin kullanımı üç başlıkta sınıflandırılabilir:

Geleneksel nükleer reaktörlerde üretilen atıkların yakılması (bu nükleer teknolojiye sahip

gelişmiş ülkeleri ilgilendiriyor)

Toryumun (ve U-238) yakıt olarak kullanılması (bu bizi ilgilendiriyor)

Plutonyum’un yakılması (bu nükleer silahlara sahip ülkeleri ilgilendiriyor)

Page 13: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

13

Kaynak: KEK ve JAERI’nin ortak kurduğu J-PARC’ın web sayfası (Japonya)

Türk bilim insanları ADS ile ilgili çalışmalara 1997 yılında Nobel Ödülü sahibi Profesör Carlo

RUBBIA’nın CERN’de yapılan çalışmaların evraklarını bize iletmesi ile başladı. Bu evrakları

inceledikten sonra 1998 yılında TAEK başkanlığına konuyla ilgili bir Bilgi Notu sunduk. 2001 yılında

düzenlediğimiz 1.Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresinde ADS ile ilgili birkaç

sunum yapıldı.

Page 14: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

14

6-7 Ocak 2003 tarihlerinde Türk Fizik Derneği, DPT ve TAEK desteğiyle Eskişehirde “Toryum Yakıtlı

Nükleer Teknolojiler” Çalıştayı düzenledik. Bunun ardınca düzenlenen Bilim ve Teknoloji Yüksek

Kurulunda (BTYK-9) “Toryumun Enerji Kaynağı Olarak Potansiyelinin Araştırılması” başlıklı karar

kabul edildi.

2005 yılında düzenlenen BTYK-12 kararları arasında Nükleer Teknoloji kapsamında:

Toryumun cevherden ayrıştırılması ve saflaştırılması proseslerinin geliştirilmesi

Hızlandırıcılı sıvı metal soğutmalı reaktör (enerji yükselteci) tipiyle ilgili çalışmalar

öngörülüyordu.

2007 yılında düzenlenen BTYK-15 nükleer teknoloji ile ilgili aşağıdaki kararı kabul etmiştir:

“Ulusal Nükleer Teknoloji Geliştirme Programı’nın uzun vadeli bir devlet politikası olarak

gerçekleştirilmesi için gereken tüm tedbirlerin alınması, program bütçesinin gerek görüldüğünde revize

edilmek kaydıyla, 2007-2015 dönemi için tahsis edilmesi ve Ulusal Nükleer Teknoloji Geliştirme

Programı’nın ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte eşgüdüm içinde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu

tarafından gerçekleştirilmesi”. Bunun ardınca düzenlenen BTYK-16’da Sinop Nükleer Teknoloji

Merkezi (SNTM) kurulması kapsamında yürütülen faaliyetler arasında “SNTM’de Toryum

Mükemmeliyet Merkezi kurulması çalışmaları sürdürülmektedir” ibaresi yer almaktadır…

4.4. Öngörü

Önümüzdeki 5-10 yıl: Toryum yakıtlı (%90 ve üzeri) geleneksel tipli nükleer reaktörlerin ticarileşmesi,

Önümüzdeki 10-20 yıl: %100 Toryum yakıtlı (gerçek anlamda “yeşil” nükleer enerji) hızlandırıcı

sürümlü (ADS) nükleer reaktörlerin ticarileşmesi kuvvetle muhtemeldir.

Buna ilaveten, ADS:

Geleneksel uranyum yakıtlı nükleer reaktörlerden çıkan atıkların yakılmasına,

Askeri Plutonyumun yakılmasına,

U238’i nükleer yakıt olarak kullanılmasına imkan sağlayacaktır.

Asya’da Toryum çalışmaları Çin, Hindistan, Rusya, Güney Kore ve Japonya’da hızlı şekilde

ilerlemektedir. Bu çalışmaları Türk ve İslam coğrafyasında da başlatmalıyız!

5. Türkiye için öneriler

5.1. ATAM projesi

Ankara Temel Araştırmalar Merkezi projesi 1993-1994 yıllarında Ankara Üniversitesi ve Gazi

Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan 15 kişilik bir grup tarafından gelişmiş ülkelerdeki durum

incelenerek hazırlandı. 1994 yılı sonunda proje TBMM’ne sunuldu ve ilgili Kanun tasarısı gündemin

2.sırasına kadar yükseldi. Maalesef, erken seçimden dolayı proje rafa kaldırıldı.

ATAM projesi çerçevesinde isimleri aşağıda verilen ulusal araştırma enstitülerinin kurulması önerilmişti:

1) Yüksek Enerji Fiziği

2) Termonükleer Füzyon

3) Yüksek Sıcaklık Süperiletkenliği

4) Atom ve Molekül Fiziği (Lazerler ve Spektroskopi)

Page 15: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

15

5) Bilişim Teknolojileri

6) Moleküler Biyoloji

7) Biyoteknoloji

8) Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları

9) Lineer Olmayan Çalışmalar

10) Jeolojik Sistemler

11) Uzay Araştırmaları

12) Yeni Malzemeler

13) Polimer Araştırmaları

14) Biyosistemler ve Çevre Bilimi

15) Optoelektronik

16) Nükleer Teknoloji

17) Ergonomi (İnsan Mühendisliği)

Bu listeyi son 20 yılın gelişmelerini göz önünde tutarak güncelleyerek, Türk Bilim Kenti projesini

yeniden TBMM gündemine taşımalıyız.

5.2. TAC (Turkic Accelerator Complex) projesi

Ulusal Yüksek Enerji Fiziği (YEF) merkezinin kurulması fikri Eylül 1991’de Prof. Dr. Engin ARIK ve

Prof. Dr. Asim BARUT ile Bodrum’da düzenlenen Uluslararası Yaz Okulu esnasında yaptığımız sohbet

sırasında doğdu. Aynı ilin Kasım ayında KEK’te (Japonya) düzenlenen Uluslararası YEF

konferansında kurulacak ulusal merkezimizin mutlaka KEK benzeri bir hızlandırıcı kompleksine sahip

olması gerektiğini düşündüm. Bu kompleks bir taraftan çeşitli hızlandırıcı teknolojilerini içermeli, diğer

taraftan ise hem temel, hem de uygulamalı araştırmalar yapmaya imkan sağlamalıydı. İstenen

özellikleri taşıyan linak-halka tipli charm-tau fabrikası projesi ile ilgili bildiri 1992 yılında düzenlenen

Türk Fizik Derneği kongresinde sunuldu ve 1993 yılında Türk Fizik Dergisinde yayınlandı. Konu ile ilgili

“Plenary ECFA – CERN Meeting” (25-26 November 2010, CERN) toplantısında yaptığım sunumdan iki

slayt aşağıdadır.

Page 16: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

16

TAC projesi 1997 yılından itibaren DPT (şimdiki Kalkınma Bakanlığı) desteği ile sürdürülmektedir.

1997-2000 yıllarını kapsayan ilk aşamada Hızlandırıcı teknolojilerinin gelişmiş ülkelerdeki hali

irdelenerek Türkiye’de yapılması gerekenler belirlendi. İkinci aşamada (2002-2005) TAC projesinin

genel tasarım raporu hazırlandı. Bu aşamada TAC projesi temel parçacık fiziğine yönelik Linak-Halka

Page 17: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

17

tipli Super-Charm Fabrikası, pozitron halkası temelinde sinkrotron ışınımı kaynağını, linak bazlı

serbest elektron lazerini ve GeV enerjili proton hızlandırıcısını içeriyordu. Bunlardan birincisi

“Maddenin kudret-i zerriyesinin” ülkemizde de incelenmesi bakımından, sonuncusu ise Toryumun

enerji kaynağı olarak kullanılması bakımından istisnai öneme sahiptir.

Maalesef, teknik tasarım raporu ve küçük çaplı eğitim amaçlı hızlandırıcı kurulması içeren 3.aşama

(2006-2010) zamanında tamamlanamadı ve 2015 yılına kadar uzadı. 2009 yılında kurulması gereken

eğitim amaçlı normal iletken hızlandırıcı TARLA isimli kullanıcı amaçlı süper iletken hızlandırıcıya

dönüştürüldü ve tamamlanması 2019 yılına sarktı…

Aslında bağımsız bir projeye dönüşen TARLA hızlandırıcısı acilen TAC kapsamının dışına

çıkarılmalıdır. Aksi takdirde Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı projesi olarak önerilen TAC’ı TARLA’ya

gömmüş oluruz. TAC’ın finansmanı 2010 yılından itibaren de-facto ve 2015 yılından itibaren de-jure

kesilmiştir. TAC projesi ile ilgili çalışmaların TARLA’nın bitimine dek durdurulması onarılması mümkün

olmayacak feci bir hatadır! Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmayı amaçlıyorsak bu hata en

kısa zamanda düzeltilmelidir.

5.3. Toryum

2003 yılından sonra Toryum ile ilgili alınan 4 adet BTYK kararının gereği yapılmalıdır. Acil olarak

Ulusal Toryum Programı hazırlamalıyız (Toryum ile ilgili ulusal programlar birçok ülkede mevcuttur,

son olarak Ağustos 2016’da Rusya ulusal Toryum programını açıkladı). AB projesi MYRRHA başta

olmak üzere Toryumla ilgili yürütülen çeşitli projelerde yer almalıyız.

5.4. Uluslarası işbirliği

CERN: maalesef, 2012 yılında tam üyelik başvurumuzu geri çekip, asosiye (yedek) üyeliğine

başvurduk ve 2015 yılında asosiye üye olduk. Bizimle birlikte tam üyeliğe başvuran İsrail süreci

tamamlayarak bayrağını CERN’ün girişine dikti. En kısa zamanda tam üyelik sürecini yeniden

başlatmalıyız. Güney Kıbrıs’ın veto hakkını engellemenin yollarını aramalıyız.

ESA, EuroFEL, ESS, vb uluslararası işbirliklerine üyelik başvurusunda bulunmalıyız.

Avrupa Çerçeve Programının benzerini Türk ve İslam devletleriyle başlatmalıyız.

Türkiye’de birkaç alanda Uluslararası Merkez kurma çalışmalarına başlamalıyız.

5.5. Diğer öneriler

7’den 77’ye Bilim: bu bakımdan son yıllarda farklı illerimizde kurulan Bilim Merkezleri büyük öneme

sahiptir. Buna ilaveten tüm bilim alanlarında farklı yaş ve eğitim düzeylerine hitan eden kitaplar

yayınlamalıyız. Yabancı dillerde yayınlanan kaliteli kitapları Türkçeye çevirmeliyiz. Çocuklar için çizgi

filmleri çok yararlı olur. Türk ve İslam alimlerinin hayatı ile ilgili belgeseller toplumun İlim-İrfana

yönlendirilmesinde faydalı olur. Bu görevi TÜBİTAK ve Milli Eğitim bakanlığımız üstlenmelidir.

AR-GE harcamaları: bu mevzuda 2003 yılında itibaren alınan BTYK kararlarının neden uygulanmadığı

irdelenmelidir. 2023 yılında %3 değerine ulaşmak istiyorsak 2017 yılından itibaren AR-GE/GSMH

değerlerini her yıl %20 oranında artırmamız gerekiyor. Eklenen bütçenin yarısını Türk Bilim Kentinin

kuruluşuna ayrılırsa, 2023 yılında yolun yarısını kat etmiş oluruz.

Türkçe bilim terminolojisi: bilim ve teknolojinin çeşitli alanlarında kullanılan terimlerin bir çoğunu

Türkçeleştirmek yararlı olur (aşırıya varmamak şartıyla!!!). Bunu yaparken tüm Türk lehçeleri dikkate

alınmalıdır (2017’de düzenlenecek Türk Dünyası Bilim Kurultayının ana mevzularından biri).

Asım’ın nesli: “maddenin kudret-i zerriyesi”ni umursamayanlar Asımın nesli olamaz. Mehmet Akif

ERSOY’u, İsmail Bey GASPRALI’yı ve diğer büyüklerimizi doğru anlayıp yeni kuşaklara anlatmalıyız.

Page 18: En Stratejik STRATEJİ: Gelişmiş ülkelerin AR GE ... · yılında düzenlenen Avrasya Nükleer Bilimler ve Uygulamaları konferansında sunum yaptım. 2009 Ekim ayında Washington

18

En önemlisi: Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlahiyat Fakülteleri Kuran’daki İlimle ilgili Ayetlerin doğru

anlaşılmasından sorumlu tutulmalıdır.

Son söz

Türkiye'nin asıl görevi yeni bir Türk-İslam Rönesans'ını başlatmaktır. Bunun için ivedilikle

(gelişmiş ülkelerin Ar-Ge altyapısını göz önünde tutarak) etkin bir Bilim ve Teknoloji Stratejisi

hazırlayıp hayata geçirmeliyiz. İlim-İrfan'ın bizim coğrafyada yaygınlaşması için azami gayret sarf

etmeliyiz. Bunu yaparsak Türk-İslam aleminin (ve genelde İnsanlığın) huzur ve refaha kavuşmasını

sağlayabiliriz. Yeter ki Göklerdeki ve Yerdeki Ayetlerden yüz çevirmeyelim !!!

Bu bakımdan 3-6 Ekim 2016 tarihlerinde YTSAM’ın düzenlediği Uluslararası Bilim ve Teknoloji

Konferansının devamı olarak:

Mart 2017’de Türk Dünyası Bilim ve Teknoloji Kurultayı,

Ekim 2017’de İslam Dünyası Bilim ve Teknoloji Kurultayı,

Mart 2018’de “İnsanlığın Refahı için Bilim ve Teknoloji” başlıklı Ümum-Dünya Kurultayı

düzenlemeyi öneriyorum.