Upload
phamthu
View
244
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Doç. Dr. Onur POLAT
Bu ünitede;
Göğüs ağrılı hastaya yaklaşımın
değerlendirilmesini anlatılacaktır. Ağrının
patofizyolojisi ve genel olarak ağrıya
yaklaşım işlenecek, ağrının karakterine göre
ayırıcı tanıda düşünülecek hastalıklar
anlatılacaktır.
Göğüs ağrılı hastada alanda yapılması
gerekenler ve güncel tedavi yaklaşımları
basit, anlaşılabilir biçimde öğretilecektir.
Göğüs Ağrılı Hastada İlk Yardım
Göğüs ağrısı, hastaların akut tıbbı
başvurularının en sık sebebidir. Bu hastalarda
kesin ve doğru tanı çok önemlidir. Hayatı tehdit
eden bir durum ile kendiliğinden düzelecek kas
iskelet sistemine ait ağrıyı ayırmadaki başlıca
desteğimiz; klinik tablo, EKG ve göğüs
röntgenidir.
Patofizyoloji
Genel olarak ağrı visseral ve somatik olarak
ikiye ayrılır. Dermis ve parietal plevra somatik
ileti ile iletilirken, visseral plevra, kalp, kan
damarları ve özefagus visseral ileti ile iletilirler.
Visseral iletiler birçok noktadan spinal korda
girerler ve oradan da parietal kortekse ulaşırlar.
Somatik ileti ile iletilen duyular; kolay
tanımlanabilen, tam olarak lokalize edilebilen ve
keskin karakterde olan ağrılardır.
Patofizyoloji
Visseral ağrı; tanımlanması ve lokalizasyonu
daha zordur. Hasta ağrıyı sıkıntı hissi,
huzursuzluk, keyfini kaçıran durum, bunalma,
kasvet ve acıma gibi ifadelerle anlatılmaya
çalışılır. Hasta ağrısının lokalizasyonunu yanlış
yapabilir. Mesela diafragma iritasyonunu omuz
ağrısı, iskemi ağrısını da kol ağrısı zannedebilir.
Tanımlamalar
1. Akut göğüs ağrısı: Ani ve/veya yakın zamanda
başlayan ve son 24 saat içinde hastayı medikal tedavi
arama sürecine sokan ağrıdır.
2. Göğüs: Ksifoid ile suprastrenal çentik arası, sağ-sol
midaksiller alanı kapsayan ön toraks bölümüne denir.
Arkada ise boyun ile lumbal bölge arası kalan alandır.
Hasta bitişik alanlarla ilgili ağrı belirttiği zaman
(epigastrik, boyun, çene, kol, gibi) bunun da mutlaka
intratorasik patolojiler yönünden değerlendirilmesi
gerektiği unutulmamalıdır.
3. Ağrı: Hastaya rahatsızlık veren histir
Genel Değerlendirme
Bilinmesi gerekir ki göğüs ağrısı ile gelen bir
hastanın durumu hızlıca hayatı tehdit eden bir
tabloya dönüşebilir. Bundan dolayıdır ki bu tür
hastalar acilen değerlendirilmelidir.
Visseral tip göğüs ağrısı ile gelen hastaların vital
bulgularında anormal nabız, tansiyon ve nefes
darlığı eşlik ediyorsa acilen tedavi sedyelerine
alınmalıdır. Bu hastalarda kardiyak ve oksijen
mönitörizasyonu yapılırken bir yandan EKG’si
çekilmeli ve intravenöz damar yolu açılmalıdır.
Genel Değerlendirme
Hastanın ilk değerlendirilmesinde hava yolu
açıklığı, solunum ve dolaşıma bakılmalıdır. Hastaya
ağrısı ile ilgili soru sorulmalıdır; ilave olan
semptomlar, kardiyopulmoner özgeçmişine ait
bilgiler edinilmelidir.
Genel olarak kardiyak, pulmoner ve vasküler
yapılar üzerine yoğunlaşmalı ve bunlara dönük
ayırıcı tanıların yapılması amaçlanmalıdır.
Genel Değerlendirme
Eğer hayatı tehdit edici bir durum yoksa o
zaman ikincil bakıya geçilmelidir. Burada; ağrının
karakteri, yeri, yayılımı, şiddeti, başlangıç zamanı,
süresi, provoke eden ve rahatlatan durumlar, eşlik
eden semptomlar öğrenilmelidir.
Hastanın medikal özgeçmişi sorgulanmalıdır.
Yakın zamandaki kardiyak (EKG, EKO), özefagus,
gastrointestinal ve pulmoner tahliller öğrenilmelidir.
Hastanın son altı aydaki kardiyak görüntüleri ve son iki
senedeki anjiografisi bu konuda bize yardımcı olabilir.
Ağrıyı Katagorize Etmek
1. Göğüs duvarına ait ağrılar: Somatik kökenli
ağrılardır. Keskin, kolay lokalize edilebilen,
palpasyonla veya göğüs hareketleri ile artan
ağrılardır.
2. Plöretik veya solunuma ait ağrılar: Somatik
kökenlidir. Keskin karakterde ağrı olup nefes alıp-
verme ve öksürükle artar.
3. Visseral ağrı: İyi lokalize edilemeyen ve kişiyi
rahatsız eden fakat tam olarak ifade edilemeyen
ağrılardır.
Risk Faktörlerine Göre Değerlendirmek
Koroner arter hastalığının değerlendirilmesinde
bazı skorlar kullanılmaktadır. Bunların hızlıca
gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Hastanın bu skorlara göre anjiografiye
gidebileceği unutulmamalıdır.
Risk Faktörlerine Göre Değerlendirmek
Risk Faktörlerine Göre Değerlendirmek
1. Aort diseksiyonu: Orta yaş, erkek olmak,
hipertansiyon ve marfan sendromu risk
faktörleridir.
2. Pulmoner emboli: Hiperkoagülabilite,
malignensi, son zamanlarda istirahat veya
cerrahi girişim. Pulmoner emboli düşünülen
hastalar Wells puanı ile değerlendirilebilir.
Bunlar hızlıca gözden geçirilmeli ve hasta ona
göre ileri tetkik edilmelidir.
Risk Faktörlerine Göre Değerlendirmek
Ani Başlangıçlı Göğüs Ağrısı Nedenleri
Anamnez ve Fizik Muayene
Dikkatle alınan bir öykü göğüs ağrısının etyolojisini
belirlemede yararlanılacak en iyi yöntemlerden biridir.
1. Ağrının ortaya çıkışı ve süresi: Ağrının ani ve şiddetli
ortaya çıkması sponton pnömötoraks, aort diseksiyonu,
özefagus rüptürünü düşündürür. Klasik tipteki anjina
pektoris; yürüyüş, merdiven çıkma, kuvvetli rüzgara
karşı yürüme gibi efor gerektiren durumlarda ortaya
çıkar. Akut MI’da ağrı genelde istirahatta ve gece gelir.
20 dakikadan fazla sürer ve nitrata cevap vermeyebilir.
2. Ağrının özelliği ve yeri: Klasik iskemik göğüs ağrısı
sternumda sıkılı yumruk şeklinde ortaya çıkar.
Anamnez ve Fizik Muayene
3. Pulmoner emboli: Plöretik göğüs ağrısı, nefes darlığı,
senkop, şok, hipoksi, ateş, öksürük, hemoptizi, göğüs
duvarına basmakla hassasiyet, taşikardi ve takipne gibi
semptomlarla birlikteliği olabilir. Hastanın Well’s puanı
hesaplanıp ona göre gerekiyorsa ileri tetkik edilmelidir.
4. Aort diseksiyonu: Hastanın aterosklerotik durumu, kontrol
edilemeyen hipertansiyonu, aort koarktasyonu, biküspit aort
stenozu, marfan sendromu, Ehlers-Danlos sendromu
sorgulanmalıdır. Sternum ortasında interskapular bölgede
yırtılma tarzında keskin bir ağrı olur. Bunun yanında ikincil
patolojilerle de karşılaşılabilir; Serebrovasküler olay (SVO),
Akut Miyokard İnfarktüsü (AMI) ve ekstremitelerde iskemi.
Etkilenen bölge ve disseke olan tarafla ilgili semptom olabilir.
Anamnez ve Fizik Muayene
5. Spontan pnömotoraks: Akciğer patolojisi
olanlarda ani basınç değişimi sonucu ani, keskin
batıcı tarzda göğüs ağrısı ve nefes darlığının olması
durumudur. O taraf solunum seslerinde azalma
olurken perküsyonda hipersonarite vardır.
6. Özefagus rürtürü (Boerhaave sendromu): Çok
miktarda ve sert oluşan bir kusmanın akabinde
substernal ortaya çıkan keskin bir ağrıdır. Hastada
nefes darlığı ve terleme görülebilir. Cilt altı
amfizem veya pnömotoraks eşlik edebilir.
Anamnez ve Fizik Muayene
7. Akut perikardit: Ani, şiddetli, keskin ve sabit karakterde bir
ağrıdır. Substernal; sırta, boyuna, omuza yayılan
inspirasyonla ve yatınca artan bir ağrıdır. Perikardiyal frotman
duyulabilir. EKG’de PR ve ST segment değişikliği olabilir.
8. Pnömöni: Keskin plöretik bir ağrı olur. Genelde ateş öksürük
ve hipoksi eşlik eder. Etkilenen bölgede dinlemekle ral
duyulabilir.
9. Mitral valv prolapsus (MVP): Bayanlarda daha sık
görülmektedir. İstirahatte atipik göğüs ağrısı, baş dönmesi,
hiperventilasyon, anksiyete, depresyon, çarpıntı, yorgunluk
olabilir. Supraventriküler ve ventriküler ritim bozukluğu
yapabilir.
Anamnez ve Fizik Muayene
10.Gastrointestinal bozukluklar: Fizik muayene ve
anamnezle AMI’dan tam olarak ayırt
edilemeyebilirler. Gastrik ve duodenal ulser,
pankreatit ve bilier ağrılar göğüs ağrısı şeklinde de
gözlemlenebilir.
11.Panik bozukluk: Çarpıntı, terleme, titreme, nefes
darlığı, bulantı/kusma, göğüs ağrısı, farkında
olamama, kişiliğini bilememe, baş dönmesi gibi
semptomlar verir
Anamnez ve Fizik Muayene
12. Nöromuskuloskeletal göğüs ağrısı: Servikal disk hastalıklarında
sinir köklerinin kompresyonundan dolayı olabilir. Omuz ve vertebra
artriti, kostokondrit, kostokondral eklemlerin inflamasyonları ağrıya
sebep olabilir. İnterkostal kas krampları göğsün her yerinde olabilir.
Anterior skalen ve hiperabduksiyon sendromları da göğüs ağrısı
yapabilirler. Kostokondral ve kondrosternal artikülasyonlar anterior
muskuloskeletal göğüs ağrısının en sık sebepleridir. Bulgular
arasında şişme, kırmızılık ve sıcaklık nadirdir. Fakat keskin lokalize
hassaslık vardır. Ağrı birkaç saniyelik olabildiği gibi künt ağrı saatler,
günlerce sürebilir. Kas spazmından dolayı sertlik hissi sıktır.
Kondrosternal ve kostokondral eklemlere basınç ve pektoral kaslara
bası göğüs ağrılı her hastanın muayenesinin önemli parçasıdır.
Pediatrik Yaş Grubunda Göğüs Ağrısının Değerlendirilmesi
Çocuklarda göğüs ağrısının değerlendirilmesi erişkine göre
biraz farklılık göstermektedir. Yapılan bir çalışmada uykudan
uyandıran bir göğüs ağrısı ile acile gelen bir hastada % 31
organında organik bir patoloji bulunmaktadır. Ailesine ağrıyı
azaltan, arttıran faktörler, eşlik eden semptomlar ve
özgeçmişinde var olan hastalıklar (kawasaki, marfan,
diabet, hematolojik hastalıklar gibi) sorulmalıdır. Soy
geçmişinde ailede ani ölüm olmaması önemlidir. Aynı
zamanda adolesan yaş grubundakilere yakın zamanda
yaşadığı psikolojik stres, kullandığı ilaçlar veya maddeler
sorulmalıdır.
Pediatrik Yaş Grubunda Göğüs Ağrısının Değerlendirilmesi
Genel olarak çocuklardaki göğüs ağrısının nedenleri;
• sebebi bilinmeyen % 12-61,
• kas-iskelet sistemine ait % 7-69,
• astım/solunum yollarına ait % 13-24,
• gastrointestinal % 3-7,
• psikojenik % 5-9,
• kardiyak % 2-5
TANISAL İŞLEMLER
Hastanın ilk değerlendirilmesi sonucu hayatı tehdit
eden bir göğüs ağrısı düşünülüyorsa mutlaka tedavi
sedyesine alınmalı ve hasta monitörize edilmelidir.
Vital bulguları değerlendirilmeli ve eğer hastanın
durumu stabil ise diğer tanısal işlemlere geçilmelidir.
TANISAL İŞLEMLER
• Elektrokardiyografi (EKG): Hastaya 12 derivasyonlu EKG
çekilmelidir. EKG; AMI, ölümcül ritimler, perikardit gibi durumların
aydınlatılmasında bize yardımcı olur. EKG değerlendirilmesinde;
hızı, ritmi, P dalgasının varlığı, P-QRS ilişkisi, QRS kompleks
genişliği, ST segment durumu, PR mesafesi, T dalgasına,
QTc(QT/√(RR)’sine bakılmalıdır. ST segment yükselmesi, T
negatifliği, hiperakut T, patolojik Q dalgası AMI’ni göstermektedir.
EKG’ye bakarak AMI veya iskemik kalp hastalığı tanısı dışlanamaz.
QRS genişlemesi ve hızının artması ventriküler taşikardi veya
fibrilasyona işaret edebilir. QRS dar hızı fazla ve düzensiz ise atrial
fibrilasyonu, düzenli ise supraventriküler taşikardi veya atrial
flutteri gösterir.
TANISAL İŞLEMLER
• Göğüs filmi: Göğüs ağrısının kalp dışı nedenlerinin
değerlendirilmesinde önemlidir. Kaburga kırığı, aort
diseksiyonu, pnömotoraks, pnomöni, KKY tanısı için yardımcı
testtir.
• Kardiyak enzimler: CK(creatin kinase)4-8 saatte
anormalleşir ve 3-4 günde normalleşir; sensitivitesi yüksek
spesifitesi düşüktür. CK-MB izoenzim 4-8 saatte yükselir
sensitivitesi ve spesifitesi daha yüksektir. Myoglobin3saat
içinde yükselir fakat kas hasarında yanlış pozitiflik
görülebilmektedir. Spesifitesi düşüktür. Troponin I ve T 6 saat
içinde yükselir,7-10 gün yüksek kalır. Spesfitesi en yüksek olan
kardiyak belirteçler Troponin I ve T’dir.
TANISAL İŞLEMLER
• EKO: EKG’nin tanısal olmadığı; kalp pili ve dal bloğu olan ve
eski EKG’sinde de patoloji saptanan hastaların kalp duvar
hareketlerinin, perikardiyal sıvının değerlendirilmesi için
faydalıdır.
• Tomografi: Yeni bir teknik olan triple rule-out ile göğüs ağrılı
hasta değerlendirilebilir. Burada torasik aorta, pulmoner arter
ve koronerler bir protokolle değerlendirilir ve hayatı tehdit
eden diseksiyon, emboli ve AMI ekarte edilmeye çalışılır.
GÖĞÜS AĞRILI HASTA DEĞERLENDİRİLMESİNDEKİ YENİ TEKNİKLER
• Akut koroner sendrom: EKG analizinin geliştirilerek
derivasyon sayısının arttırılması gibi yöntemler denenmektedir.
Biyobelirteçlerden; copeptin (vasopressin analogu),
miyeloperoksidaz, plasental büyüme faktörü, yüksek
sensitiviteli CRP ve iskemi modifiye albüminine bakılarak akut
koroner sendrom tanısının erken konulabilmesine
çalışılmaktadır. Görüntüleme yöntemleri; kardiyak tomografik
anjiografi, plak kompozisyon analizi, kardiyak MRI, PET olarak
sayılabilir. Risk değerlendirme araçları; risk belirlemede
hazırlanmış protokollerin bilgisayara girilmesi ve ona göre risk
durumunun gösterilmesidir. Tedavide ise antiprasugrel,
ticagrelor gibi yeni kuşak antipletelletler denenmektedir.
GÖĞÜS AĞRILI HASTA DEĞERLENDİRİLMESİNDEKİ YENİ TEKNİKLER
• Pulmoner emboli: Yeni biyobelirteçler; d-dimer için cutt-off
değeri, iskemi modifiye albumin gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Görüntülemede; SPECT, MRI anjiografi, tromboview (Tc verilip
SPECT ile taranması) uygulamaları denenmekteyken tedavide;
parenteral ve oral antikoagulanlardan dabigatran, etexilate,
rivaroxaban gibi ilaçlar denenmektedir. Perkütan mekanik
trombektomi gibi girişimsel yöntemlerin tedavide kullanımı
araştırılmaktadır.
• Aort disseksiyonunun tanısında biyobelirteçler; serum düz
kas myosin ağır zincir, kalponin, d-dimer, elastin fragmanları yol
gösterici olabilmektedir. Görüntüleme yöntemi olarak kontrastlı
USG kullanımı önerilmektedir.
GÖĞÜS AĞRILI HASTA DEĞERLENDİRİLMESİNDEKİ YENİ TEKNİKLER
• Gastrointestinal hastalıklar endoskopik tekniklerle
araştırılmalı; tedavide proton pompa inhibitörleri ile birlikte
ocreotide, cilansetron, teofilinefedotozine kullanımı
denenmelidir.
• Kas-iskelet sistemine ait spinal ağrının yansıması
düşünülenlerde Magnetik Rezonans Görüntüleme yöntemi kar-
zarar düşünülerek uygulanmalıdır.
ALANDA YAPILMASI GEREKENLER
Ani başlangıçlı göğüs ağrısı olan hastalara ilk
yaklaşım ayırıcı tanıdan önce hastayı stabilize etme
girişimlerine yönelik olmalıdır. Öncelikle ABC kontrolü
sağlanmalı, hastanın vital bulguları yakından takip
edilmelidir. Hastanın monitörizasyonu, damar yolu ve
oksijenizasyonu sağlanmalıdır.
ALANDA YAPILMASI GEREKENLER
Birinci Bakı:
1. Öykü: dikkatli ve ayrıntılı bir öykü alınmalıdır.
a) Esas şikâyetinin tanımlanması: PQRST diye kısaltılabilir. P;
provakatif ya da palyatif; ağrıyı kötüleştiren ya da rahatlatan
faktörler sorgulanmalıdır (egzersiz, soğuk, yemek, günün belli
saatleri). Q; Quality; kalitesi ve karakteri. Künt veya keskin
olması. R; Region; ağrının lokalizasyonu (substernal,
prekordiyal) ve dağılımı (boyun, çene, sırt, omuz )
sorgulanmalıdır. S; Severity; Şiddeti, T; Time; zamanı. Ara
verip vermediği ve ne zamandır olduğu sorgulanmalıdır.
ALANDA YAPILMASI GEREKENLER
b) Eşlik eden semptomlar:
Dispne: Nefes darlığı olup kalp ve solunum sistemi yakın
etkileşimi nedeniyle miyokard infartüsüne sıklıkla eşlik
etmektedir.
Senkop: Kalp hastalığı ani bayılmanın önemli nedenidir.
Genelde ritim bozukluğuna bağlı gelişir.
Çarpıntı: Hasta kalp atımlarını hissediyorsa kalp atımları
genelde düzensizdir.
c) Özgeçmiş: kardiyovasküler geçmişi, kullandığı ilaçlar,
operasyon ve travma sorgulanmalıdır..
ALANDA YAPILMASI GEREKENLER
2.Fizik muayene; öyküde elde edilen veriler
doğrultusunda yapılmalıdır. Hasta ilk muayenesine
nörolojik muayene de dahildir.
İlk değerlendirme, kısa zamanda ABCDE sıralaması
izlenerek hastanın acil gereksinimleri saptanır.
A. Hava yolu
B. Solunum
C. Dolaşım
D. Kısa nörolöjik muayene
E. Hastayı soyma
ALANDA YAPILMASI GEREKENLER
3.Unutulmaması gereken: Şok tablosundaki bir
hastanın göğüs ağrısı varsa stabilizasyon sağlanırken
ayırıcı tanıda AMI, aort diseksiyonu, masif pulmoner
emboli, tansiyon pnömotoraks, kardiyak tamponand,
özefagus rüptürü akla getirilmelidir.
ALANDA YAPILMASI GEREKENLER
İkincil bakı:
Deri rengi ve kapiller doluş zamanı: Oksijenizasyonu ve
kalbin pompa fonksiyonunu gösterir.
Juguler venöz dolgunluk: Pompa yetmezliğinde geriye
doğru basınç artışını gösterir. Bu bulgunun tamponad ve
tansiyon pnömotoraksta (trakeal deviyasyonla birlikte)
olabileceği unutulmamalıdır. Hasta 45 derecelik açı ile
otururken bakılmalıdır.
Periferal ödem: Kalp yetmezliğinde beklenen bir bulgudur.
ALANDA YAPILMASI GEREKENLER
İkincil bakı:
Solunum sesleri: Sağ ve sol hemitoraksın solunuma
eşit katılıp katılmadığına, patolojik ses (ral, ronkus)
olup olmadığına bakılır.
Vital bulgular: Nabız hızı ve ritmi önemlidir. Sağ ve
sol kol arasındaki kan basıncı farklılıkları varsa
kaydedilmelidir.
GÖĞÜS AĞRILI HASTANIN TEDAVİ YAKLAŞIMI
1. Akut miyokard enfarktüsü (AMİ):
Bu hastalarda erken müdahale ile enfarkt boyutunun sınırlanması,
ciddi disritimlerin önlenmesi, ağrı ve korkunun giderilmesi
hedeflenmektedir. Hastanın EKG’si çekilmeli, akut MI düşünülüyorsa
hastanın monitörizasyonu ve damar yolu açıklığı sağlanmalıdır.
Hastaya,
Morfin: Kalbe venöz dönüşü ve sistemik arter direncini azaltarak
miyokard oksijen gereksinimini düşürür.
Oksijen: 2-4 lt/dk. uygulanabilir. Hastanın saturasyonu % 90
üzerinde ise oksijen uygulanmayabilir.
Nitrogliserin: Periferik arter ve venleri genişleterek ön yük, arka
yük ve miyokard oksijen kullanımını azaltır.
Aspirin: 160-325 mg’lık aspirin çiğnetilmelidir.
GÖĞÜS AĞRILI HASTANIN TEDAVİ YAKLAŞIMI
Trombolitik tedavi endikasyonları:
• AMİ düşündüren göğüs ağrısı ile birlikte EKG’de en
az 2 komşu derivasyonda 1 mm üstünde ST
yükselmesi gösteren ve ilk 12 saat içinde başvuran
tüm hastalara trombolitik ilaç verilmelidir.
• 12 saatten sonra başvuran veya ilk 12 saatlik
süreden sonraki dönemde iskeminin varlığını
gösteren göğüs ağrısı; ayrıca akut reinfraktüs
bulgusu varsa, geç dönemde dahi olsa trombolitik
tedavi uygulanmalıdır.
GÖĞÜS AĞRILI HASTANIN TEDAVİ YAKLAŞIMI
Trombolitik tedavi endikasyonları:
• Bunların yanında invaziv tanı ve tedavi yapılamayan fakat
AMİ’ne bağlı kardiyojenik şok tablosu içindeki hastalara,
AMİ’ne uyan göğüs ağrısı ile birlikte, yeni geliştiği düşünülen
sol dal bloklu hastalara da trombolitik tedavi verilmelidir.
• İleri yaş (>75), kontrol altında hipertansiyon, travmatik
olmayan kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR) da bugün artık
trombolitik tedavi için kontrendikasyon oluşturmamaktadır.
• Diğer taraftan, ST çökmesi ile birlikte olan göğüs ağrılarında
trombolitik tedavi endikasyonu yoktur.
GÖĞÜS AĞRILI HASTANIN TEDAVİ YAKLAŞIMI
2. Aort diseksiyonu:
Olguların çoğu erkek ve hipertansiftir. Ağrı; orta hatta,
göğüs ve sırtta çok şiddetli yırtıcı/parçalayıcı karakterdedir.
Periferik nabızlarda azalma veya kayıp vardır. Sağ kol–sol
kol tansiyon farkı olabilir. EKG’de sol ventrikül hipertrofisi
bulguları gözlemlenebilir.(hipertansiyona sekonder). Bu
hastalarda tansiyon kontrol altına alınmalıdır. Hastalara
gereksiz sıvı yükünden kaçınılmalıdır. Hastalara labetolol,
esmolol, sodyum nitroprusid verilebilir.
GÖĞÜS AĞRILI HASTANIN TEDAVİ YAKLAŞIMI
3. Pulmoner tromboemboli (PTE):
Klinik şüphe önemlidir. Hastanın öyküsünde
immobilizasyon, obezite, gebelik, oral kontraseptif
kullanımı, ileri yaş, cerrahi operasyon, derin ven
trombozu (DVT)/PTE öyküsü gibi predispozan faktörler
sorgulanmalıdır. Well’s skoru PTE tanısında yardımcı
olabilir. Hastanın hidrasyonu, oksijenizasyonu ve
yapılabiliyorsa heparinizasyonu planlanmalıdır.
GÖĞÜS AĞRILI HASTANIN TEDAVİ YAKLAŞIMI
4. Tansiyon pnömotoraks:
Hastada ani başlangıçlı, batıcı tarzda göğüs ağrısı,
nefes darlığı ve şok bulguları mevcuttur. Klinik şüphe
önemlidir. Hastada juguler venöz dolgunluk, trakeal
deviasyon saptanabilir. Etkilenen tarafta solunum
sesleri azalmıştır. Tedavisinde damar yolu açıklığı
sağlanmalıdır. Hastaya oksijen verilmelidir. Etkilenen
tarafa iğne torakostomi sonrası tüp torakostomi
uygulanmalıdır.
GÖĞÜS AĞRILI HASTANIN TEDAVİ YAKLAŞIMI
5. Özefagus rüptürü:
Genelde şiddetli kusma sonrası gelişen ani başlangıçlı
plörotik tarzda, boyuna yayılan bir ağrıdır. Hastada cilt
altı amfizemi olabilir. Şok bulguları eşlik eder (terleme,
nefes darlığı, taşikardi, hipotansiyon). Hasta hızlıca
transport edilmelidir. Mortalitesi oldukça yüksek bir
durumdur.
İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM