8
Sınavlar kalkacak YÖK dağıtılacak Ü niversitelerimiz, YÖK’ün 29 yıldır yarattığı karanlıkta gün be gün daha da çürüyor. Kurulduğu gibi ilk iş olarak kendisine muhalif yüzlerce öğrenci ve akademisyeni okullardan uzaklaştıran, üniversitelerdeki tüm demokratik kurumları kapatan, binlerce öğrenciyi Ortaçağ’dan örnek alınmış bir disiplin yönetmeliğince üniversiteden atan YÖK 12 Eylül 1980 askeri darbesinin bugüne kalan en canlı parçası olarak önümüzde duruyor. Genç-Sen diyor ki; “Kendine demokrat AKP hükümeti, büyük demokrasi söylemlerinde bulunmuş, referandum sonuçları itibariyle darbenin yargılanacağını iddia etmiştir. Darbe ancak kurumlarıyla yargılanabilir. YÖK’ü hedef almayan herhangi bir yargılama yalandan, illüzyondan başka bir şey değildir.” Bu sebeple bulunduğu tüm illerde haftalık eylemler yaparak öğrencileri 6 Kasım Öğrenci Mitingi’ne çağıran Genç- Sen’liler, YÖK’ü kaldırma iddiasıyla örgütlü olduğu tüm illerden yola çıkmaya hazırlanıyor. Genç-Sen’liler 6 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilecek YÖK’e karşı yapılacak mitinge doğru, yürüyorlar. 6 Kasım öncesi tüm illerde haftalık eylemlerle öğrencileri mitinge davet ediyorlar. 5’te 7’de 4’te Rektör üniversiteyi dershaneye kiraladı Üniversiteden öğrenci haberleri KPSS, ÖSS, LYS, Çoktü, Sıra YÖK’te Fotoğraf: Genç-Sen Öğrenci Mitingi 6 Kasım 2009 6> YÖK’ten öğrencilere son darbe: Formasyon 3> Sivil polis uygulamasına karşı özerk demokratik üniversite 2 > YÖK’e karşı yürüyoruz

Kampüs Gazetesi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Genç-Sen'in Kampüs Gazetesi

Citation preview

Page 1: Kampüs Gazetesi

Sınavlar kalkacakYÖK dağıtılacak

Üniversitelerimiz, YÖK’ün 29 yıldır yarattığı karanlıkta gün be gün daha da çürüyor. Kurulduğu gibi ilk iş olarak kendisine muhalif yüzlerce öğrenci

ve akademisyeni okullardan uzaklaştıran, üniversitelerdeki tüm demokratik kurumları kapatan, binlerce öğrenciyi Ortaçağ’dan örnek alınmış bir disiplin yönetmeliğince üniversiteden atan YÖK 12 Eylül 1980 askeri darbesinin bugüne kalan en canlı parçası olarak önümüzde duruyor.

Genç-Sen diyor ki; “Kendine demokrat AKP hükümeti, büyük demokrasi söylemlerinde bulunmuş, referandum sonuçları itibariyle darbenin yargılanacağını iddia etmiştir. Darbe ancak kurumlarıyla yargılanabilir. YÖK’ü hedef almayan herhangi bir yargılama yalandan, illüzyondan başka bir şey değildir.” Bu sebeple bulunduğu tüm illerde haftalık eylemler yaparak öğrencileri 6 Kasım Öğrenci Mitingi’ne çağıran Genç-Sen’liler, YÖK’ü kaldırma iddiasıyla örgütlü olduğu tüm illerden yola çıkmaya hazırlanıyor.

Genç-Sen’liler 6 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilecek YÖK’e karşı yapılacak mitinge doğru, yürüyorlar. 6 Kasım öncesi tüm illerde haftalık eylemlerle öğrencileri mitinge davet ediyorlar.

5’te 7’de 4’te

Rektörüniversiteyidershaneyekiraladı

Üniversitedenöğrenci haberleri

KPSS, ÖSS, LYS,Çoktü,Sıra YÖK’te

Fotoğraf: Genç-Sen

Öğrenci Mitingi 6 Kasım 2009

6> YÖK’ten öğrencilere son darbe: Formasyon3> Sivil polis uygulamasına karşı özerk demokratik üniversite

2 > YÖK’e karşı yürüyoruz

KAMPÜSAsla Yalnız Yürümeyeceksin

Page 2: Kampüs Gazetesi

13 Ekim 20102

Referandum süreci AKP hükü-metinin zaferiyle sonuçlandı. Hü-kümet gerek referandum kampan-yası sırasında gerekse referandum sonrasında yaptığı açıklamalarla anayasa değişikliğini 12 Eylül’le he-saplaşmanın bir zemini haline ge-tirdi ve kamuoyuna böyle sundu. Başbakana göre demokrasi ga-lip geldi darbeciler darbeleri des-tekleyenler yenildi. Referandumla demokrasi geleceğini söyleyenler hemen sonra demokratik siyasete saldırılarını arttırırken okullarsa ya-saklarla, soruşturmalarla açıldı.

12 Eylül Askeri Cuntasının ulusal yapılarından birini anayasa oluş-turuyorsa bir başkasını YÖK oluş-turur. Darbeyle hesaplaşmak dar-be kurumlarıyla hesaplaşmak-tır. Bu 6 Kasım, Genç-Sen açısın-dan AKP’nin ve bir bütün olarak devlet yönetiminin ikiyüzlülüğü-nü teşhir etmenin günüdür. Onla-rın darbeyle hesaplaşma söylemi-ne darbe kurumlarının dağıtılması söylemiyle karşı çıkıyoruz. Anaya-sayı demokratikleştirme söylemi-ne YÖK’ün dağıtılması, üniversite-nin demokratikleşmesi söylemiyle cevap veriyoruz. 6 Kasım’ı referan-dum sonucunun karşısına dikiyo-ruz ve özerk demokratik üniversite mücadelemizi bu 6 Kasım’da daha güçlü haykırıyoruz.

YÖK tartışmaları, referandum kampanyaları başka bir ülkede hü-kümetleri düşürecek kurumsal ya-pıları dağıtacak çok daha büyük bir skandalın gölgelenmesine yol açtı. Yıllardır üniversiteli öğrenci gençli-ği kıskacına alan ve dershane bo-yunduruğuna tekrardan sokan iş-sizlik kâbusunun ürettiği KPSS ve onu organize eden ÖSYM çöktü. KPSS’de ortaya çıkan skandal so-ruların satılması doğal olarak yıl-lardır yapılan sınavlarda soruların kaç kişiye satıldığı sorusunu orta-ya çıkarırken sınavların ve sınavla-rı düzenleyen ÖSYM’nin tarafsızlı-ğı ve adilliği sorgulanır hale geldi. KPSS skandalı bir yanıyla artık adil ve tarafsız bir sınavın imkânsız ol-duğunu ortaya çıkarırken bir baş-

ka yanıyla sınavda soruların satılması şeklinde ortaya çı-kan rezalet daha ciddi bir so-runun işsizlik sorunun bo-yutlarını da gözler önüne serdi. İnsanlar 657’li dev-let memuru olabilmek için 10.000 dolardan fazla pa-rayı gözden çıkarabilmek-tedir. 10.000 dolar yakla-şık bir memurun 1 yıllık geliridir. Söz konusu pa-rayı ödeyenin üniversite mezunları olduğu düşü-nüldüğünde durumun vahameti bütün çıplak-lığıyla ortaya çıkar.

Üniversite mezun-larını bekleyen gele-cek işsiz bir gelecektir. KPSS’ye bu yıl 1,5 mil-yona yakın üniversite mezunu başvurmuş-tur. Pıtrak gibi çoğalan KPSS ders-haneleri kontenjanlarını tamamen doldurmuş ve yeni başvurulara ko-talarını kapatmıştır. Onca yıl okuyup dershanelere ve özel derslere o ka-dar para harcadıktan, ÖSS, ÖYS vb. isimler altında sınavları geçip üni-versiteyi kazandıktan sonra kendi-mizi sağlıkçı, öğretmen, mühendis vb. bir sıfatla anmaya hazırlanırken

e l d e e t t i ğ i m i z tek şey yine dershane, yine para yine sınav olgusu olmuştur. 1.5 mil-yon insanın girdiği sınavda devle-tin 40.000 öğretmen kadrosu dâhil açtığı kontenjan 100.000’i bulma-maktadır. Geriye kalan 1.400.000 kişi işsizlikle boğuşmaya devam ederken kazananlarsa yoksulluk ve

borç batağında devlet memur-luğunu büyük bir fırsat olarak görmek zorunda kalmıştır. Çıp-lak gerçek ortadadır okulu biti-rip kazandığınız diplomanın hiç-bir karşılığı yoktur.

Alınan diplomanın üstünü süs-leyen okul amblemi o diploma-yı bir duvar süsü haline getirecek-tir. YÖK’ün üniversiteleri kışlaya çe-viren uygulamaları devam ediyor, üniversiteleri patronlar, paşalar için dikensiz gül bahçesi yapmaya ça-lışanlar, öğrencilere aslan kesili-yorlar, patronların, paşaların karşı-sındaysa çavuşa dönüyorlar. Bin-bir emekle üniversiteye giren bizler iş bulamıyoruz, sınavlarla sınanıyo-ruz. Genç-Sen her yerde bugün ve gelecek için sokaklara çıkıyor ve 6 Kasım’da kampüsleri, üniversitele-ri Ankara’ya taşıyor, şunu bil ki sen yoksan bir eksiğiz.

Başımızda YÖK, önümüzde bizi bekleyen gelecek ise işsiz-lik. Bizim sabrımızı sınayanlaray-sa cevabımız net, bu 6 Kasım’da bize dünyayı dar edenlere dün-yayı dar etmek, umudu, müca-deleyi, isyanı büyütmek, çün-kü Bir İsyandır 6 Kasım YÖK Yok Oluncaya Dek.

YÖK’e karşı yürüyoruz!Binbir emekle üniversiteye giren bizler iş bulamıyoruz, sınavlarla sınanıyoruz. Genç-Sen her yerde bugün ve gelecek için sokaklara çıkıyor ve 6 Kasım’da kampüsleri, üniversiteleri Ankara’ya taşıyor, şunu bil ki sen yoksan bir eksiğiz.

Aziz GülerGenç-Sen MYK Üyesi

Page 3: Kampüs Gazetesi

13 Ekim 2010 3

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), kuruluş tarihi olan 6 Ka-sım yaklaşırken; son günler-de birbiri ardına yaptığı çelişki-li açıklamalarla gündemde. Bir yandan “YÖK’ü kaldırmak değil değiştirmek gerek” diyen Yusuf Ziya Özcan, bir yandan sivil po-lislerin üniversite içinde oda sa-hibi olmasına neden olan uygu-lamanın altına imza atıyor. Yani darbenin ardından kurulmuş bir kurum olarak yıllardır öğren-cileri baskılayan ve söz hakkı-nı elinden alan YÖK, değişim bir yana dursun, bu yasa ile konu-munu kuvvetlendiriyor.

Sivil Polisler, “Öğrenci-lerin demokratik haklarını kullanması gibi konuların yerinde tespiti” İçinmiş!

Baskının esas kimlere geldi-ği ise yine Özcan’ın açıklama-larından okunabilecek açıklık-ta. Yeni YÖK tasarısına “Özgür” sıfatını ekleyerek üniversitele-ri özgürleştireceğini sanan YÖK, sivil polis uygulaması ile baskı-yı üniversitede bilimsel ve ni-telikli eğitim hakkını savunan, üniversitelerin sermayeleşmesi-ni reddeden, parasız eğitimi ta-lep eden öğrencilere yöneltiyor. Bunu ise şu şekilde ifade ediyor:

“Şiddet içeren eylemler, özgür düşünceyi de baskı altına alaca-ğından güvenli olmayan üniver-sitede özgür düşüncenin ortaya çıkması da olanaksızdır. Ancak, karşıt görüşlü öğrenciler arasın-da istenmeyen olayların yaşan-dığı, yaralama, hatta ölümle so-nuçlanan olayların meydana gel-diği bilinmektedir. Üniversiteler-de güvenli bir eğitim-öğretim ortamının devam ettirilmesi, müessif olayların önlenmesi ve öğrencilerin demokratik hakları-nı kullanması gibi konuların ye-

rinde tespiti, çözümüne yöne-lik çeşitli tedbirlerin alınması bir zorunluluktur.”

Üniversiteyi oligarşinin işga-li altında bırakan, emniyetle iş-birliği halinde saldırılar düzen-leyen rektörlükler ve YÖK, ken-di yarattıkları baskı ve şiddetti çözmek adına üniversiteye yine bu şiddetin esas uygulayıcıla-rını sokuyor. YÖK’ün birbiri ar-dına gerçekleştirdiği bu talih-siz açıklamalar ise üniversitenin esas sahipleri olan öğrencilerin özerk-demokratik üniversite ta-leplerini daha da güçlendiriyor.

Üniversitelerin Esas Sa-hipleri Söz Hakkını İstiyor

YÖK’ün kaldırılması ve üni-versitelerin özerk-demokratik bir işleyişe sahip olmasının haklı ve meşru talebini; YÖK kuruldu-ğundan beri tekrarlayan, YÖK’ü bugün talepleriyle köşeye sıkış-tıran öğrenci gençlik,“YÖK Da-ğıtılacak” diyerek 6 Kasım’da Ankara’da buluşuyor.

6 Kasım’da taleplerini çok daha gür haykıracak olan Genç-Sen’liler; bir yandan da fakülte meclislerinde özerk-demokratik üniversiteye giden yolu çiziyor. (ara başlık ya da spot gibi mec-lis fotoğrafının yanında kullanı-labilir)

Genç-Sen’liler, üniversitede söz yetki karar hakkı için kuru-luşundan beri mücadele ediyor ve öğrenci gençliği, söz hakkını kullanabileceği fakülte meclis-lerinde buluşturarak öğrencile-rin ortak sorunlarına, ortak çö-züm yolları arıyor. Karar meka-nizmalarında tüm yetkinin YÖK ve rektörlerde toplandığı bir üniversite modeline karşı, bi-leşenlerinin öz-örgütlerinin de içinde olduğu bir yönetim ta-lep eden Genç-Sen’liler rektör-

lüklerle yaptıkları görüşmeler ve eylemlerle öğrencinin sesini yö-netime duyurmaya çalışıyor.

Eğitim ve Üretimin Para-lel Olduğu Üniversiteler

Bunun yanı sıra akademik eğitimin günümüzde uygulan-dığı gibi ezberci ve yorumdan uzak bir şekilde değil, öğrenci-leri düşünmeye sevk eden, öğ-renilenleri uygulama imkanı bulduğu, eğitim ve üretimin iç içe gerçekleştiği ve birlikte üre-ten bireyler yaratan bir akade-mik müfredat belirlenerek dü-zenlenmesini savunuyor.

Parasız eğitim için harç zam-larına karşı mücadeleyi büyüten Genç-Sen’liler, sermayeleşme-nin diğer adı olan “mali özerk-liği” değil, sermayeden bağım-sız bir özerklik istiyor. Bilimi; pa-rayla satın alınan bir meta ha-line getiren ve şirketlerin spon-sorluğunda uygulama imkanı veren yüksek öğretim sistemine karşı bilimin özgürleşmesini ta-lep eden Genç-Sen’liler; bunun ancak üniversitelerin sermaye-nin kıskacından kurtarıldığında mümkün olacağını söylüyor.

Darbeci Zihniyet Değil, Demokratik Üniversite

Genç-Sen’liler; 12 eylül cuntasının ürünü olan YÖK’ün soruşturma, Özel Güvenlik Bi-rimleri, okuldan atmalar gibi öğrencilerin eğitim hakkını gasp eden anti-demokratik uygulamalarına karşı rektör-den yana değil öğrenciden yana işleyen bir demokrasi talep ediyor.

Sendikaya yıllardır oda açma talebini reddederken, sivil polislere yani üniversite ile alakası bulunmayan kim-selere oda hakkı veren YÖK, 12 eylül darbesinin ürünü ol-duğunu bir kere daha kanıtla-mıştır. YÖK’e karşı 6 Kasım’da Ankara’da buluşacak olan Genç-Sen’liler; öğrencilerin esas taleplerini alanlara ta-şımaya tüm öğrenci gençli-ği davet ediyor ve ancak bu talepler uygulandığında ideal üniversitelere kavuşacağımı-zın altını bir kez daha çiziyor.

Sivil polis uygulamasına karşı özerk demokratik üniversiteYÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan önce sivil polise oda hakkı verdi, sonra üniversitelerde güvenliğin özerk olması gerektiğini açıkladı. Tüm bu açıklamalar YÖK’ün esas amacını gözler önüne sererken Genç-Sen’liler olarak talebimiz belirginleşiyor: Özerk-Demokratik Üniversite!

Işıl KurtOGÜ Genç-Sen Temsilcisi

Page 4: Kampüs Gazetesi

13 Ekim 20104

Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nü ka-zanan ancak üniversiteye kaydını yap-tırdıktan sonra böyle bir bölüm olma-dığını öğrenen Kübra Aslaner’in 4 yıllık üniversite okuma hakkını kullanamıyor.

Aslaner büyük özveri ile hazırlan-dığı ve sınavı geçtiği bölümün sade-ce kağıt üzerinde olduğunu öğrenin-ce büyük bir şok yaşadı.Aslaner yaptı-ğı açıklamada “2009 yılında Niğde Üni-versitesi Radyo ve Televizyon Yayıncı-lığı Bölümü’nden mezun oldum. Dikey Geçiş Sınavı’na girdim ve Erciyes Üni-versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Gör-sel İletişim Tasarımı Bölümü’nü kazan-dım. Okula kaydımı da yaptırdım. Daha sonra muafiyet için görüşmeye gitti-ğimde bu bölümün aslında olmadığı-nı, sadece kağıt üzerinde olduğunu öğ-rendim. YÖK ile görüşmemi söylediler ve durumumu orada da anlattım.

Bana yapabilecek hiçbir şeyleri ol-madığını ve açık olan bir bölümde okumamı söylediler. Açık olan bölüm ise Erciyes Üniversitesi’nde grafik tasa-rımı bölümü, benimle hiçbir alakası ol-

mayan bir bölüm. Benim ilk yıl intibak yılım olacak. Yüzde 20 derslerden ba-şarısız olursam okuldan atılacağım. Ta-mamen çizime dayalı bir bölüm ve be-nim başarısız olmam çok yüksek. Ben haklıyım ve mağdurum. Kafama göre bir tercih yapmadım, tercih kılavuzuna göre bir tercih yaptım. Böyle bir bö-

lüm yok, üniversite yok, hoca yok. Ben o bölümü kazandım. Dava mı açaca-ğım, bilmiyorum ne olacak.” dedi.

Yaptığı açıklamanın ardından Aslaner YÖK ve Erciyes Üniversitesi Yönetimi’ne dava açarak hakk ını savunacağını söyledi.

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi son sınıf öğrencileri formasyon haklarının ellerin-den alınmasına karşı okulun ilk gününden itibaren tepki göstermeye başladılar.

Öğlen arları sessiz oturma eylemleriyle başlayan süreç konservatuardaki formasyon mağdurlarının da katılmasıyla uzun zamandır Ege’de görül-meyen konsepte 350–400 kişi-lik davullu zurnalı, öğrencile-rin deyimiyle bir “eylemce”’ye dönüştü.Son sınıf öğrenci-lerinin elinden alınan, sınır-lı kontenjanlar getirilen, 2,5 not ortalaması ve 3.500 lira gibi soyguna varan koşulla-rı YÖK-Rektörlük-Eğitim Fa-kültesi Dekanlığı öğrencile-re dayatıyor. Bu dayatmala-ra sessiz kalmayarak eylem-

liliklerini büyüten öğrenci-ler seslerini YÖK’e duyurmak için tepkilerini kampüs dışına, İzmir sokaklarına taşıdılar. 6 Ekim Çarşamba günü slogan-larla İzmir Konak’ta mağdu-riyetlerini duyurmak için ba-sın açıklaması gerçekleştirdi-ler ve Ankara’ya gidecekleri-ni duyurup akşamına yola çık-tılar. 7 Ekim günü YÖK önü-ne yaptıkları eylemle bir kez daha mağduriyetlerini bu se-fer Ankara sokaklarında hay-kırdılar.

Bundan sonraki süreçte daha örgütlü bir şekilde mü-cadele hattı örmek için for-masyon mağduru öğrenciler olarak platform oluşturdular ve eylemliliklerini daha güçlü bir şekilde devam ettirecekle-rini ilan ettiler.

Ege Üniversitesi’nde formasyon eylemi

Şanlıurfa’ da kapıcı bir ai-lenin oğlu olan İbrahim Ha-lil Çelik tıp fakültesini kazan-dı. Fakat Kayıt yaptıracak para bulamadığı için kaydını yaptı-ramadı.

Üniversitelere kayıt döne-minde verilen paralar yüzün-den, kazanmasına rağmen kayıt yaptıramayan öğrenci-ler medyaya yansıdığı kada-rıyla karşımıza çıkmaya baş-ladı. Kapıcı bir ailenin oğlu olan aynı zamanda kendi de apartmanda çalışan İbrahim Halil Çelik bütün sene ders çalışmış ve sınava girmişti. Sı-nav sonucunda kayıt yapma-ya “hak kazandığı” Elazığ Fı-

rat Üniversitesi Tıp Fakülte-si’ ne maddi imkanı olmadı-ğı için kaydını yaptıramadı. Şu anda kayıt dönemi hala de-vam eden İbrahim Halil Çe-lik para bulmaya çalışıyor. Fa-kat üniversiteye kaydını yaptı-ramayan sadece İbrahim Halil Çelik değil. Kayıt döneminde alınan kayıt paraları, harç pa-raları, yurt paraları yüzünden birçok öğrenci üniversitele-re kaydını yaptıramıyor. Yaşa-nan bu olaylar göstermekte-dir ki, herkesin hakkı olan ve devletin herkese sağlaması gerektiği eğitimi maddi imka-nı olmayanlar kullanamıyor.

DGS’de tercih ettiği bölüm, kağıt üzerinde çıktı!

Üniversite kaydına hak kazandı fakat kayıt yaptıramıyor

Dikey Geçiş Sınavı’na girdim ve Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nü kazandım. Kayıttan sonra okula muafiyet için gittiğimde bölümün sadece kağıt üzerinde olduğunu öğrendim.

Page 5: Kampüs Gazetesi

13 Ekim 2010 5

İstanbul Üniver-sitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin taşın-ma kararını açıklayan Dekan Mustafa Te-mel konu ile ilgili ya-pılabilecek eylemler içinde öncesinden tehditler savurdu.

Beyazıt’ta bulu-nan Su Ürünleri Fa-kültesi 2010-2011 eğitim yılında Bü-yükçekmece Celali-ye Mahallesi’ne ta-şınıyor. Taşınma ge-rekçesi olarak “mec-buriyet” açıklama-sı yapan Dekan Te-mel; “Dekan ve De-kan Yardımcıları ha-riç diğer kişilerin bil-gi verme, yönlendir-me gibi davranışlar-da bulunması yasal olarak suçtur. Özel-likle sizi taşınma ko-nusunda yasadışı ey-lemlere çekmeye ça-lışanları derhal De-kanlığımıza bildiriniz (Doğrudan veya do-laylı olarak.) Bu kişi-ler hakkında, hangi düzeyde olursa ol-sun, Dekan olarak yasal işlemleri ya-pacağım.” sözleri ile öğrencilerden arka-daşlarını ihbar etme-lerini istedi.

Eylem yapacak öğrencilerin ‘ülke gerçeklerini’ dikkate almayarak öğrenim hayatlarını tehlikeye atacaklarını söyleyen Temel Su Ürünle-ri Fakültesi öğrenci-lerinden ve ailelerin-den anlayış bekledi-ğini açıkladı. İşte De-kan Temel’in öğren-

cileri açıkça tehdit ettiği ve ihbar etme-lerini istediği açıkla-ma;

“Sevgili Öğrenci-lerim,

Fakültemize tahsis edilen binaya mec-buriyet nedeniyle gi-dilecek olması ger-çeğini bilmenizi, bu nedenle başkalarının telkinine kapılarak hareket etmemeni-zi rica ederim. Dekan ve Dekan Yardımcı-ları hariç diğer kişile-rin bilgi verme, yön-lendirme gibi davra-nışlarda bulunması yasal olarak suçtur. Özellikle sizi taşın-ma konusunda YASA DISI EYLEMLERE çek-meye çalışanları der-hal Dekanlığımıza bildiriniz (Doğrudan veya dolaylı olarak.) Bu kişiler hakkında, hangi düzeyde olur-sa olsun, Dekan ola-rak yasal işlemleri yapacağım.

Bizler, Dekan ve Dekanlık personel-leri olarak, özellikle öğrencilerimiz olan sizler için her tür-lü imkânları seferber ederek karşılaşabile-ceğiniz sorunları çö-zeriz. Özellikle öğ-renci ailelerinden ve öğrenc i ler imizden

anlayış bekliyorum. Geçici bir süre çeki-lecek sıkıntı için öğ-renimlerini tehlikeye atmamalarını özel-likle ülke gerçekle-rini dikkate alarak davranmalarını, oku-mak için İstanbul’dan Erzurum’a, Elazığ’a, Van 100.Yıl Üniversi-tesine giden öğren-cileri de düşünmele-rini rica ederim.”

Öğrencilere Söz, Karar, Yetki Hakkı Yine Tanınmadı

Taşınma ka-rarı İstanbul Üniversitesi’nde üni-versite yönetimi ta-rafından alınmış-tır. Karar, öğren-cileri yakından il-gilendiren bir ko-nuyla ilgili olması-na rağmen öğrenci-lerin görüşleri alın-madan kesinleşir-ken dekanın uzun bir süre önceden yaptı-ğı açıklama öğrenci-lerin buna tepkisin-den ne denli kork-tuğunu açıkça orta-ya koyuyor. İstanbul Üniversitesi’nde öğ-rencilerin söz, yetki, karar haklarına ya-pılan bu müdahale ile öğrencilerin açı-lan yeni dönemde buna tepkisi ise me-rak ediliyor.

Dekan öğrencileri tehdit ediyorDekan, öğrenciler eylem yapmasın diye “hayatlarını tehlikeye atacaklar” dedi. Gaziantep Üniversitesi’nde öğrenciler yaz okulu

dersleri için sınıflarına geldiklerinde üniversitenin kiralandığı sürpriziyle karşı karşıya kaldılar.

Yüksek harç paralarıyla kayıt oldukları yaz okulu derslerinin başladığı saatlerde içeri girmek isteyen öğrenciler, Gaziantep Kariyer Dershanesi’nin Fen-Edebiyat Fakültesi’nde KPSS deneme sınavı yaptığını öğrendiler ve özel güvenlik birimlerinin engellemeleriyle karşılaştılar. Yaşanan bu durumdan dolayı birçok öğrenci derse geç girmek durumunda bırakıldı.

Yakın bir zamanda Gaziantep Üniversitesi’ndeki yaz okulu fiyatlarından muzdarip olduklarını dile getiren öğrenciler Rektör’den; “Daha aşağı çekersek zarar ederiz çocuklar, şu haliyle bile durumu zor toparlıyoruz, daha aşağısı kurtarmıyor.” cevabını almışlardı. Şimdi de okulun alenen ticarethane olarak kullanıldığını gören öğrenciler; “Rektörün yaz okulunda aldığı yüksek harçlar okulun harcamalarına yetmedi, bir de okulu mu kiralıyor?” diyerek özgür düşünce yuvası olan üniversiteleri sermayeye kiralayan zihniyete tepkilerini dile getirdiler.

Gaziantep Üniversitesi RektörüÜniversiteyi Dershaneye Kiraladı

ÖSYM’ye KPSS başvurusu yapan ortaöğretim ve iki yıllık ön lisans mezunlarına yönelik 26 Eylül’de yapılması planlanan fakat üniversite mezunları için yapılan sınavda soruların çalınması nedeniyle ertelenen Kamu Personeli Seçme Sınavı’na 2 milyon 420 bin kişi başvurdu.

‘11 Temmuz 2010 tarihinde lisans mezunlarına yönelik yapılan sınavda sınav sorularının çalındığı ve kopya çekildiği’ yönündeki iddialar nedeniyle KPSS’nin ertelenmesi üzerine sene sonuna kadar ÖSYM’ce yapılacak olan 12 sınavın başvuru tarihleri iptal edilmişti.

Kopya olaylarının ardından ertelenen sınavların açıklanan yeni tarihlerine göre Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) Eğitim Bilimleri sınavı 31 Ekim’de yapılacak. Takvime göre, KPSS Ortaöğretim-Ön lisans sınavı 28 Kasım, Kamu Personel Yabancı Dil Bilgisi Sınavı (KPDS) ile Tıpta Yeterlilik Sınavı 5 Aralık’ta gerçekleştirilecek.ÖSYM, diğer sınavların tarihlerini ise şöyle belirledi:İcra Müdür ve İcra Müdür Yardımcılığı Seçme Sınavı 7 Kasım,Maliye Bakanlığı Mali Hizmetler Uzman Yardımcılığı Özel Yarışma Sınavı 27 Kasım, İdari Yargı Hakim Adaylığı Yarışma Sınavı 4 Aralık,Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı 12 Aralık,Akademik Personel ve Lisans Üstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) 19 Aralık,Üniversiteler Arası Kurul Yabancı Dil Sınavı (ÜDS) Sonbahar Dönemi 26 Aralık tarihlerinde yapılacak.

Adaylar, ortaöğretim ve ön lisans mezunlarının gireceği KPSS’ye daha önce kendilerine gönderilen Sınava Giriş Belgesinde belirtilen yerlerde girecek.

2 Milyon 420 Bin Adayın Umudu Ertelenen KPSS’de

Page 6: Kampüs Gazetesi

13 Ekim 20106

YÖK’ün son darbesi: Formasyon Başvurusu kabul edilen ve kesin kayıt yaptıran 4. sınıf öğrencilerinin başvurusu kayıtların son günü YÖK tarafından iptal edildi. Bu karar ile YÖK, bütün 4. sınıf öğrencilerinin formasyon hakkıı ellerinden alarak bir sene daha okullarının uzamasına sebep oldu. Özellikle Fen-Edebiyat Fakültesi’nde okuyan öğrencilerin geleceği açısın-dan büyük önem taşıyan formasyon uygulamasına YÖK yeni çıkardığı uy-gulama kararı ile engel koydu.Daha önce 3. ve 4. sınıfta okuyan öğrenci-lere 2.50 ortalamayı geçme ve en az iki dersten başarısız olmama koşu-lu karşılığında formasyon alma ola-nağı sağlanıyordu. Dolayısıyla bu uy-gulamayı almak isteyen 3. sınıf öğren-ciler, yaz okuluna kayıt yaptırıp orta-lamalarını yükselterek bir sene son-

rası için plan yapıyorlardı. 2010-2011 Eğitim-Öğretim yılı başladığında ise YÖK bu uygulamada istenen koşulla-rın yanlış anlaşıldığı gerekçesiyle 4. sı-nıfların formasyon almalarını engelledi ve öğrencilerin mezun olduktan son-ra formasyona başvuracaklarını açıkla-dı. Bu ket vurmayla birlikte de öğren-ciler formasyon alıp öğretmenlik ya-pabilmek için mezun olduktan sonra bir sene boş geçirme durumunda bı-rakıldı.Sene başında okullarda öğretmenlik

sertifikası yani pedagojik formasyo-nun 3. ve 4. sınıf ve mezun öğrencile-re verileceği açıklandı. Açılan 300,400 kişilik kontenjanlara binlerce öğren-ci başvurdu. Başvurursu kabul edilen ve kesin kayıt yaptıran 4. sınıf öğren-cilerinin başvurusu kayıtların son günü YÖK tarafından iptal edildi. Bu durum-da bütün 4. sınıf öğrencilerinin for-masyon hakkı ellerinden alınarak hem bir sene daha okullarının uzamasına sebep olundu hem de öğrenciler ma-nevi olarak zarara uğratildı.

ÖHA Muhabiri: Senin de bildiğin üzere Formasyon Uygulaması’na üniversitelerin özellikle Fen-Edebiyat Fakülteleri’nde çok ihtiyaç du-yuluyor. Bize bunun sebebini açıklayabilir misin?

Araf: Bu uygulama Fen-Edebiyat Fakültesi öğren-cileri için büyük bir önem taşır. Neti-cede Öğretmen olabilmenin koşu-lu, Pedagojik Formasyon Eğitimi’nin alınmasından geçer. Fen-Edebiyat Fakülteleri aslında bilim insanı ye-tiştirmek için kurulmuşlardır. Üniver-sitelere akademik personel yetiştir-mek de bu fakültelerin kuruluş amaç-larından birisidir ama şu an baktığı-mız zaman bu amaçların çok çok uza-ğında görüyoruz bu fakülteleri ( he-men hemen bütün Üniversitelerde Fen-Edebiyat Fakültesi vardır. Fakülte-nin her bölümü her yıl ikinci öğretimle beraber en az 100 kadar öğrenci almak-tadır.) Anlayacağınız ortalık bilim insa-nı kaynıyor. Fakülte mezunlarının büyük çoğunluğu şu an işsiz durumda. Formas- yon eği-timini alan bazı mezunlar KPSS engelini de geçtiklerinde öğretmen olabilmişlerdir. Bu, çok az bir sayıdır. Mezunların Formasyon Eğitimi için yatırdıkları ücret yüksek bir rakamdır. Bu durum ise kişiyi apayrı bir sıkıntı içerisine sokmuştur. Öğretmen olabilmenin koşulu olması sebebiyle bu uygulamanın önemi büyüktür.

ÖHA: Bir Fen-Edebiyat öğrencisi olarak YÖK’ün Formasyon hak-kında çıkardığı yeni karar senin geleceğini nasıl etkileyecek?

Araf: Fen-Edebiyat Fakülteleri’nde aslında bu uygulama yoktu. YÖK yeni bir kararla bu uygulamayı getirdi (geçen sene). Fakültenin 3. ve 4. sınıfında okuyan öğrencilere, 2. 50 ortalama ve aldıkları dersler-den 2 den fazla başarısız dersin olmaması kaydıyla bu eğitimi alabile-ceklerine dair karar çıkardı. Belirlenen notun altında olan (o zaman 3. sınıf olan öğrenciler) bu notu yakalayabilmek için yaz okullarına kayıt yaptılar. Bu durum öğrenciyi maddi açıdan epey yordu. Yaz okulun-da istedikleri ortalamayı yakalayan ( 4. sınıf olacak) öğrenciler, 2010-2011 Eğitim-Öğretim yılında bölüm ders kayıtlarıyla beraber Formas-yon Eğitimi için de Eğitim Fakülteleri’ne kayıtlarını yaptılar. İşte YÖK, bu devrede yeni bir karar çıkardı: 4. sınıflara Formasyon Eğitimi ip-tal! Gerekçe: Yanlış anlaşılma! Bu Durum tabiî ki geleceğimizi olum-

suz etkileyecek. Biz de diplomalı işsiz kategorisine gireceğiz. Daha ne diyim… Mezun olduğumuzda da alabiliriz Formasyon Eğitimi’ni ama yüksek bir ücret karşılığında. Maddi imkansızlıklar yüzünden bu eğiti-mi alamayan bir çok mezun arkadaşım var. Yarın bu arkadaşların sa-yısı eminim daha da artacak.

ÖHA: Bu konuya dair sence nasıl bir çözüm getirilebilir?

Araf: Bence çözüm, bölüm dersleriyle beraber Formasyon Eğitimi’nin verilmesidir. Bunu en azın-dan şu an için eşitliğin sağlanması açısından söy-lüyorum yoksa geniş bir açıdan baktığımız zaman bu da çözüm değil. Neticede Eğitim Fakültesi me-zunları var. Kalkıp Fen-Edebiyat Fakültesi mezun-larını da buraya yığarsanız bu sefer KPSS’ ye yö-nelik başvurular ve KPSS yerleşme taban puanı da artacaktır. Kazanan yine ÖSYM olacak. Sınav başvuruların artması ne demek? Cevabını tah-min edebiliyorsunuz. Çözümün geniş kapsamlı bir eğitim projesinden geçtiğini düşünüyorum. E artık bu durumda bunu beklemek düş olsa gerek en azından bizim için. Sonuçta biz yarın mezun olacağız. O yüzden YÖK, 4.Sınıflara iptal ettirdiği Formasyon Eğitimi Uygulaması kararı-nı tekrar çıkarmalıdır.

Kader: Ticarethaneye dönüşen üniversitelerimiz öğrencilere öğ-retmen olabilme yani KPSS (tabi bu sınavında değişeceği söyleniyor ) atanabilme ihtimalini de öğrencilere pahalıya satıyor. Kapitalist sis-temde üniversiteler bilimsel eğitim için değil kendi döner sermayele-rinin kontrolünü kendileri sağlamak için özerk olmak istiyor. Üniversi-teler öğrencilerden öğretmenlik sertifikası karşılığında 2.500 ila 3.000 lira arasında değişen miktarlarda para istemektedirler. Anadolu üni-versitesi ise öğrencilerden alacağı parayı henüz belirlemediği için ka-yıt esnasında öğrencilere açık senet imzalattı. Öğrenciler kayıt yaptır-mak zorunda oldukları için ne kadar ücret ödeyeceğini bile bilmeden bu senetleri imzalamak zorunda kaldılar.Bu senetlerin öğrencilere im-zalatılmasıyla ;üniversite ile öğrenci arasındaki ilişkinin tüccar-müşteri ilişki olduğu gözler önüne serilmiştir. Bankalardan kredi çekmek dı-şında pek alternatifi olmayan işçi-enekçi çocukları öğrencilerin aldık-ları öğrenim kredileriyle ,Kredi Yurtlar Kurumuna binlerce lira borçlu olarak mezun olacakları yetmiyormuş gibi şimdi de formasyon ücreti için bankalara binlerce lira borçla mezun olacaklar. Üstelik çoğumuz mezun olunca diplomalı işsiz olacağız. Gelecek örgütlenmektedir.

Gürkan Köse / A.Ü. Genç-Sen ÜyesiKader Ortakaya / A.Ü. Genç-Sen ÜYK Üyesi

Söz Öğrencide

Page 7: Kampüs Gazetesi

13 Ekim 2010 7

Geleceksizliğe itilenler hangi kurula güvenecek?Öğrencilerin geleceğini 3 saatlik sınavlara sığdıran ÖSYM ve dolayısıyla Yükseköğretim Kurulu (YÖK)’nun iç yüzü bir kez daha su yüzüne çıktı. Burada kritik olan konu ise milyonlarca insanın geleceğinin hangi koşullara göre belirlendiği, kimin güvencesi altında olduğudur.

Yapılan birçok sınavın sorularının çalınması, konunun medyada dahi çok kez yer alması ve kamuoyu toplamasına rağmen, YÖK bu konuda bir çözüm getirmekten yana bir ta-vır sergilemiyor. KPSS sonrasında atanmayı bekleyen binlerce üniversite mezununun yanı sıra, üniversiteye girme umuduy-la yıllarını dershanelerde rekabet öğretisi altında harcayan milyonlarca öğrenci, yaşadıkları haksızlıklar karşısında han-gi kurul ya da kuruluşlara güveneceklerini bilemez durum-dalar. Bununla birlikte Ünal Yarımağan’ın kopya olaylarının geçtiği süreçte yaptığı tutarsız açıklamalar, Devlet Denetle-me Kurulu’nun aylar öncesinden soruların sızdırıldığını bildir-mesine rağmen bu konuda yasal işlemlerin başlatılmaması, en son olarak da ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan’ın emeklili-ği gelmeden istifa etmesi, YÖK’ün uyguladığı geleceksizlik ve işsizlik politikalarının göstergesi olduğu yadsınamaz bir ger-çek. Kopya çektiği tespit edilen insanlara hiçbir uygulama ya-pılmaması ve gelecek dönemki KPSS’ye girişlerin devam ede-cek olması ise içinde ayrı bir çelişki barındırıyor.

Üniversitelere yerleşirken birçok sorunla karşılaşan öğren-ciler, aynı sorunların KPSS’de de karşılarına çıkacağını, yaşa-nan bu olaylardan sonra daha net görebiliyor. Öğrencile-

re bu sorunları yaşatan YÖK, üniversitelerde de öğrencilerin haklarını kullanmalarının önüne ket vuruyor, kendisine muha-lif olan öğrencilere de çeşitli baskılar uyguluyor.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği Hazırlık Öğrencisi Bilge Su Erdoğan ile yaptığımız röportajla

da bu konuyla ilgili görüşlerini aldık;

Kampüs Muhabir: Şu an tercih etti-ğin bölümde misin? YGS-LYS soruları-nın çalınması tercih ettiğin bölümde olup olmamanı etkiledi mi sence?

Bilge Su: Evet etkilediğini düşünüyo-rum. Yerleştirme sıralarına göre geçen sene rahatça girebileceğim bölüme bu sene kontenjanlar arttırı lmış olmasına rağmen yerleşemedim. Bu olayların da üstünün “yanlış tercih” olarak kapatıl-dığını düşünüyorum.

K.M: YÖK’ün üniversiteler üzerindeki etkisi hakkında ne düşünüyorsun?

B.S: Üniversitelerde uygulanan paralı eğitimin niteliksiz olduğunu düşünüyo-

rum. Paralı eğitim olmasının sebebi ise YÖK’ün önayak olduğu bir durum ne-ticede. Üniversitelerde öğrenciler hak-kında alınan kararların, hiçbir şekilde öğrencilere danışılmadan alınıyor ol-ması okullarda öğrencilerin demokra-tik haklarını kullanmalarını engelliyor.

K.M: YÖK’ün paralı eğitimin önünü açtığını söylemiştin. Tam olarak paralı eğitim konusunu bize anlatabilir misin?

B.S: Kayıt sırasında alınan kredi ve harç paralarından, transkript ve öğ-renci belgelerine kadar, yurtlardan yemekhane ücretlerine kadar öde-nen paraların karşıl ığını alamama-mıza rağmen paraların nereye gitti-ğini bilmiyoruz. Bence ödenen harç paraları yeterince yüksek bir miktar. Eğitim hakkı bence parasız olmalıdır. Böylece daha eşit bir eğitim imkanı sağlanabilir .

K.M: Peki YÖK kaldırılmalı mı sen-ce?

B.S: Yıllarca süregelen sınavlardaki adaletsizlik konusunda hiçbir geliş-me yok. Üniversitelerdeki baskılar da neticede YÖK yüzünden uygulanıyor. Demokratik hakkını kullanmaya çalı-şan öğrencilere yönelik baskılar artık çok daha net görülebiliyor. Üniversi-tedeki pek çok öğrenci bunun bilin-cinde ve YÖK, bilim yuvaları olan üni-versitelerdeki eğitimde de bir atılım göstermiyor. Pek çok üniversitede ez-berci ve niteliksiz eğitim uygulanıyor durumda. Dersliklerde ve kantinlerde ne ülkedeki gündem tartışılıyor, ne de üniversitenin her hangi bir yerinde gazete satılıyor. Bu sorunların sorum-lusunu görmek çok da zor değil. Do-layısıyla YÖK kaldırılmalı bence.

Hazal AkyelOGÜ Genç-Sen Üyesi

Page 8: Kampüs Gazetesi

13 Ekim 20108

Tarih’in birçok tanımı, ifadesi vardır. Bir tane de biz ekleyelim; ta-rih, olmaz denip de olan, yapılmaz denip de yapılan, yıkılmaz denip de yıkılan nice ‘şey’lerin kronolojisidir. Nasıl mı? Çok sıkıcı dediğiniz ders bile en geç 1 saate biter. Ne süper güçler fazla dayanamadı da eriyip gittiler. Ya da ne yitik bilinenler güç haline geldiler. Misal, dün büyü-cü ilan edilip giyotine gönderilen Galileo, bugünün fen bilgisi kitaplarında bilime ışık tutuyor. Ya da kanserin tedavisi bulunuyor.

Tarih kendiliğinden yazılmaz elbet. Tarihi yaratanlar yani olmazı olur kılanlar vardır.

Son günlerde üniversitelerin tarihi bir dönemeçte olduğu söylenip duruyor. Yüksek Öğretim Kurumu yani YÖK Yasası’nda yapılan de-ğişikliklerle olacağı söyleniyor bu tarihi değişikliğin. Ya da birileri YÖK’ü kaldıracağından söz ediyor. YÖK’ü kaldır-mak isteyenleri üniversiteden atanlar, YÖK’ü kaldıracakla-rını söylüyor şimdi.

Bunu söyleyenler tarihi unutmuş olsa gerek. Bir hatırlatalım öyleyse.

6 Kasım 1981’den beri YÖK’e karşı duranlar,Üniversite yönetimlerinin her türlü saldırısına direnenler,İşsizliğe karşı işçilerle omuz omuza mücadele edenler,Üniversitelerde eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim diye haykıranlar...yani üniversitelerin esas sahipleri bizleriz.

Tarihimiz direnişlerle; olmazı olur, yapılamazı yapılır kılanlarla dolu. Sarayları, saltanatları yerinden sarsanlarla dolu.Bu tarih, güneşi içenlerin tarihidir. 6 Kasım’da Ankara’da güneşi zaptedeceğiz. Güneşin zaptı yakın.

Saraylar,saltanatlarçöker...

KAMPÜSAsla Yalnız Yürümeyeceksin

Genç-Sen İletişim Adresleri

Abide-i Hürriyet cad. Nakiye Elgün sok. No: 117 Şişli / İstanbul(0212) 291 00 05 / 06

Genç-Sen Olarak Bulunduğumuz İller

Adana | Adıyaman | Afyon | Amasya | Ankara | Antalya | Artvin | Aydın | Balıkesir | Bartın | Bolu | Bursa | Çanakkale | Çankırı | Çorum | Denizli | Edirne | Erzincan Erzurum | Eskişehir | Gaziantep | Hatay | Isparta | İstanbul | İzmir | Kars | Kırklareli | Kocaeli | Konya | Kütahya | Malatya | Manisa | Mersin | Muğla | Nevşehir | Sakarya Samsun | Sivas | Tekirdağ | Tokat | Trabzon | Uşak | Yozgat | Zonguldak

Genç-Sen hakkında daha fazla bilgi almak için www.gencsen.org

Adres: GENÇSENÖGRENCi

GENÇLiKSENDiKASI

(

Haberlerimizi internetten takip etmek içinwww.ogrenciajansi.com

Bize ulaşmanız için [email protected]

Genç-Sen Genel Merkezi | Basıldığı Yer:Ezgi Matbaası Sanayi Cad. Altay Sk. No:10 Yenibosna / İSTANBUL