4
EKOV‹TR‹N MART 2014 97 EKOV‹TR‹N MART 2014 96 i Son yıllarda kanser vakaların- da artış görüyoruz. Bu artışı doğal mı karşılamalıyız, yoksa yolunda gitme- yen bir şeyler mi var? Bunu doğal karşılamak müm- kün değil. Bilimsel camiaya ve resmi otoriteye baktığınız zaman, sanki böyle bir artış kaçınılmazmış, ülkemiz gelişiyor, bunun sonucunda da has- talanacağız gibi söylemler içerisinde olduklarını görüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü de nedenini saptayamadığı için ‘kanser artmaktadır ve önlem alınmazsa 2030’da 22 milyon kişi kanser olacak’ şeklinde ifade ediyor. Ama bu artış bizim ülkemizde çok hızlı gerçekleşti. Bu on beş yılın öy- küsüdür. Sadece kanser artmadı, be- raberinde diyabet, tiroit, romatiz- ma hastalıkları da arttı. Sanki Türkiye’de daha yoğun bir artış varmış gibi... Hayır. Dünya genelinde artış var. Ancak endüstrileşmekte olan ve en- düstrileşmiş ülkelerde çok daha faz- la artış var. Amerika zaten ipin ucu- nu kaçırmış durumda. 2020’de sağlık RÖPORTAJ / DR. YAVUZ DİZDAR Kanserden korunmak için ‘az yiyin, öz yiyin’ İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, kanser vakalarının artmasının en büyük nedeninin doğal beslenememek olduğunu söylüyor ve vatandaşları bu konuda uyarıyor. Dizdar, “Az yiyin öz yiyin” diyor. stanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar halkı en- düstriyel gıdaların zararları konusunda sıklıkla uyaran bir bilim insanı. Dizdar, sağlıkla ilgili tüm uyarılarını ‘Yemezler’ isimli kitabında okurlarına anlatıyor. Endüstriyel gıdalarla ilgili uyarılarda bulunan Dizdar: “Yoğurt, süt, beyaz et gibi yiyecekler sayesinde sağlık- lı beslendiğimizi zannediyoruz. Ama kimse bilmiyor ki o gıdaların doğal olmayanları sağlığımızı mahvediyor” diyor. Dr. Yavuz Dizdar ile son yıllarda kanser vakala- rındaki artışları, sağlıklı beslenme ve sağlıklı kalma adına nelere dikkat edilmesi gerektiğini konuştuk. Önlem alınmazsa 2030'dan sonra yılda 22 milyon yeni kanser vakasının ortaya çıkacağı tahmin ediliyor. Dünyada kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci ölüm sebebi olan kanser, Türkiye’de de son yıllarda büyük artış gösteriyor. Dr. Yavuz Dizdar: Kansere yakalanmamak için yediğimiz besinlerin doğal koşullarda üretilmesi ve sonrasında sofralarımıza gelmesi gerektiğini söyleyen Dr. Yavuz Dizdar, öncelikle yoğurt ve pilicin kaynağının güvenceye alınması gerektiğini söylüyor. Köksal BAYRAMOĞLU [email protected]

Kanserden korunmak için ‘az yiyin, öz yiyin’raberinde diyabet, tiroit, romatiz-ma hastalıkları da arttı. Sanki Türkiye’de daha yoğun bir artıg varmıg gibi... Hayır

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kanserden korunmak için ‘az yiyin, öz yiyin’raberinde diyabet, tiroit, romatiz-ma hastalıkları da arttı. Sanki Türkiye’de daha yoğun bir artıg varmıg gibi... Hayır

EKO V‹T R‹N MART 2014 97EKO V‹T R‹N MART 201496

i� SSoonn yyııllllaarrddaa kkaannsseerr vvaakkaallaarrıınn--

ddaa aarrttıışş ggöörrüüyyoorruuzz.. BBuu aarrttıışşıı ddooğğaall mmııkkaarrşşııllaammaallııyyıızz,, yyookkssaa yyoolluunnddaa ggiittmmee--yyeenn bbiirr şşeeyylleerr mmii vvaarr??

Bunu doğal karşılamak müm-kün değil. Bilimsel camiaya ve resmiotoriteye baktığınız zaman, sankiböyle bir artış kaçınılmazmış, ülkemizgelişiyor, bunun sonucunda da has-

talanacağız gibi söylemler içerisindeolduklarını görüyoruz. Dünya SağlıkÖrgütü de nedenini saptayamadığıiçin ‘kanser artmaktadır ve önlemalınmazsa 2030’da 22 milyon kişikanser olacak’ şeklinde ifade ediyor.Ama bu artış bizim ülkemizde çokhızlı gerçekleşti. Bu on beş yılın öy-küsüdür. Sadece kanser artmadı, be-

raberinde diyabet, tiroit, romatiz-ma hastalıkları da arttı.

� SSaannkkii TTüürrkkiiyyee’’ddee ddaahhaa yyooğğuunnbbiirr aarrttıışş vvaarrmmıışş ggiibbii......

Hayır. Dünya genelinde artış var.Ancak endüstrileşmekte olan ve en-düstrileşmiş ülkelerde çok daha faz-la artış var. Amerika zaten ipin ucu-nu kaçırmış durumda. 2020’de sağlık

RÖPORTAJ / DR. YAVUZ DİZDAR

Kanserden korunmak için

‘az yiyin, öz yiyin’İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi

Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. YavuzDizdar, kanser vakalarının artmasının en büyük

nedeninin doğal beslenememek olduğunu söylüyor ve vatandaşları bu konuda uyarıyor.

Dizdar, “Az yiyin öz yiyin” diyor.

stanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi OnkolojiEnstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar halkı en-düstriyel gıdaların zararları konusunda sıklıkla uyaranbir bilim insanı. Dizdar, sağlıkla ilgili tüm uyarılarını‘Yemezler’ isimli kitabında okurlarına anlatıyor.Endüstriyel gıdalarla ilgili uyarılarda bulunan Dizdar:“Yoğurt, süt, beyaz et gibi yiyecekler sayesinde sağlık-lı beslendiğimizi zannediyoruz. Ama kimse bilmiyor kio gıdaların doğal olmayanları sağlığımızı mahvediyor”diyor. Dr. Yavuz Dizdar ile son yıllarda kanser vakala-rındaki artışları, sağlıklı beslenme ve sağlıklı kalmaadına nelere dikkat edilmesi gerektiğini konuştuk.

Önlem alınmazsa 2030'dan sonra yılda 22 milyon yeni kanser

vakasının ortaya çıkacağı tahminediliyor. Dünyada kalp-damar

hastalıklarından sonra ikinci ölümsebebi olan kanser, Türkiye’de de

son yıllarda büyük artış gösteriyor.

Dr. Yavuz Dizdar:

Kansere yakalanmamak için yediğimiz besinlerin doğal koşullarda üretilmesi ve sonrasında sofralarımıza gelmesi gerektiğini söyleyen Dr. Yavuz Dizdar,

öncelikle yoğurt ve pilicin kaynağının güvenceye alınması gerektiğini söylüyor.

Köksal BAYRAMOĞ[email protected]

Page 2: Kanserden korunmak için ‘az yiyin, öz yiyin’raberinde diyabet, tiroit, romatiz-ma hastalıkları da arttı. Sanki Türkiye’de daha yoğun bir artıg varmıg gibi... Hayır

EKO V‹T R‹N MART 2014 99EKO V‹T R‹N MART 201498

sinden gelir, bunu kaldırır. Genetikmutlaka var ama çok çok küçük.Yüzde 5’i bile bulmaz.

� EEnn öönneemmlliissii yyeemmeekk mmii??Elbette en önemlisi yemek.

Çünkü aynı aileden birkaç kanser çık-tığı zaman diyorlar ki genetik. Niyeöncelikle genetiği düşünüyorlar ki, ay-nı sofradan yemek yiyorlar, aynı şey-

lere maruz kalıyorlar. Aynı ortamdayaşıyorlar. Bunları ekarte etmediği-niz sürece, genetik lafını asla söyle-yemezsiniz.

Çünkü genetik kanser dediğimizşey gen analizine dayalıdır. Ve bu-güne kadar dünyada genetik lafınıedebileceğiniz kanser sayısı yüzde 1-2’yi geçmez. Genetik bir kavramdan

önce mutlaka ortak değişkenleri dış-lamanız gerekiyor. Onları dışlarsanızancak olur. Şöyle düşünün, 50 yıldahayatınızda o kadar çok şey değişmişki. Siz bunların içinde neyi ekarteedip de mevcut bilinen zararlılarıntek zararlı olduğunu yani sigaradanalkolden bahsediyoruz, söyleyebili-yorsunuz. 50 yılda Amerika’da gıda-nın değişimi korkunç boyutlara ulaş-mış ama onlar bunu sigarada kavra-mışlar. Diğer faktörlere hiç bakma-mışlar. Ve her şeyi sigaraya atfetmekeğilimindeler.

Oysa bütün çalışmalar sigarınınakciğer kanseri ve idrar yolları içinrisk oluşturduğunu fakat meme ve ka-lın bağırsaktaki etkisinin marjinaldüzeye bile gelemediğini gösterdi. Ozaman bir akıl tutulması var. Ve sizbu akıl tutulmasının üstünü bir ör-tüyle genetik, sigara ve alkolle ört-meye çalışıyorsunuz. Hayır müm-kün değil, insanların geni 15 yılda mıdeğişti? 15 yıl önce bu kadar hasta-lık yoktu.

“KANSERE YAKALANMAYAŞI DÜŞTÜ”

� TTüürrkkiiyyee’’ddee bbaakkttıığğıımmıızz zzaammaanneenn ççookk hhaannggii kkaannsseerr vvaakkaallaarrıı ggöörrüü--llüüyyoorr?? KKaaddıınn eerrkkeekk oollaarraakk nnaassııll ddee--ğğeerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz??

Türkiye’deki kanser hastalıkları-nın dağılımının yurt dışından çok

RÖPORTAJ / DR. YAVUZ DİZDAR

bütçelerinin toplam bütçenin beştebirine varacağını varsayıyorlar.Dolayısıyla aslında havlu atmış du-rumdalar. Ama ülkemizdeki artışçok kısa süre içinde gerçekleştiğiiçin farkına varabildik.

BÜYÜKŞEHİRLERDE DAHABÜYÜK SORUN VAR

� PPeekkii hhooccaamm kkaannsseerrii tteettiikklleeyyeennffaakkttöörrlleerr nneelleerrddiirr?? BBüüyyüükkşşeehhiirrlleerrddeekkaannsseerr vvaakkaallaarrıınnıınn ddaahhaa ffaazzllaa oolldduu--ğğuunnuu ggöörrüüyyoorruuzz.. BBuunnuunn sseebbeebbii nneeddiirr??

Sorun şuradan kaynaklanıyor:Siz bir şeyi büyükşehirlerde dahaçok görüyorsunuz. O zaman diyor-sunuz ki çevre kirliliğinden, beton-laşmadan olabilir. Öyle değil.Baktığınız zaman esas sorunun gıdayagittiğini görürsünüz. Neden bunusöyleyebiliyorum, çünkü köylerdede artıyor.

Köylere bakıyorsunuz, neredenalışveriş yapıyorlar? Onlar da mar-ketten alışveriş yapıyor. BugünTürkiye’de çok miktarda ucuz mar-ket zinciri var. Hastalara nereden alı-yorsun diye soruyorum, ucuz mar-ketten alıyorum diyor. Aldığı şeyle-rin besleyici bir değeri olmadığını bi-liyorsunuz. Sorun büyükşehirlerdedaha çok görülüyor, çünkü büyük-şehirler bu beslenme ile ilgili açma-zın çok daha fazla pençesine girmişdurumda.

� SSiizz bbuu kkoonnuuddaa bbiirrççookk aaççııkkllaammaayyaappttıınnıızz.. HHaattttaa bbuu kkoonnuuyyllaa iillggiillii bbiirr‘‘YYeemmeezzlleerr’’ aaddıınnıı ttaaşşııyyaann bbiirr kkiittaabbıınnıızzvvaarr....

Kitabı özellikle yazmak zorundakaldım. Çünkü söylemin ötesindeşeyleri anlatıyor. Aslında bir bes-lenme kitabı değil. Bu işin mekaniz-masını ancak o şekilde anlatabili-yorsunuz. Yeter ki alsınlar okusunlar.Alıp okurlarsa bir karşı görüş enazından beyan edebilirler. Çok iyi ge-ri dönüşler aldım ama hiçbir şekildeşurasını daha iyi düşünseymişsiniz gi-bi bir eleştiri almadım.

� GGııddaa sseekkttöörrüünnddeekkii yyöönneettiicciillee--rriinn iillggiissii nnaassııllddıı??

Gıda sektöründeki üreticilerolumsuz hiçbir şey söyleyemediler.Deneysel kısmı az şeklinde bir yorumgeldi. Tabi ki deneysel kısmı az.Benim evimde kendi halinde bir la-boratuvar var. Bu analizle buluna-cak bir şey. Millet zannediyor ki birmakine bulacaksınız oraya gıdayıkoyacaksınız, size neyin yanlış oldu-ğunu şak diye söyleyecek. Böyle birkavram yok. Yapılan işlemlerin hiç-birinin bilimsel bir dayanağı da yok.Bilimsel bir açıklaması da yok. Birhayvanı bir yılda geleceği boyuta 40günde getirirseniz bunun karşılaştı-rılabilecek bir şeyi de yok. Siz hata-nın nerede olduğunu ancak analizlebulabilirsiniz.

KANSERE NEDEN OLANFAKTÖRLER…

� PPeekkii bbuu dduurruummddaa kkaannsseerree nnee--ddeenn oollaann ffaakkttöörrlleerrddeenn eenn öönneemmlliissii yyee--mmeekk iiççmmeekk mmii?? SSttrreess vveeyyaa bbaaşşkkaa bbiirrşşeeyy vvaarr mmıı??

Hepsi bir yere kadar etkili. Amasizin vücudunuz yeterince iyi bes-lenmişse stres gibi koşulların üste-

KANSER IRSİ DEĞİL!

Kansere neden olan faktörler arasında genetik yapının mutlaka etkisi var.

Ama çok küçük. Yüzde 5’i bile bulmaz.

� SSaağğllııkkllıı bbiirr bbeessiinn zziinncciirrii yyookk mmuu??Bu sağlık zincirinden herkesin or-

tak anladığı; hijyen ve ambalajlı ürün.Böyle bir kavram yok. Üretim inanıl-maz derecede doğasından sapmış du-rumda. 2 ton alınan yerden 8 ton alı-yorlar.

40 günde tavuk yaptık diyorlar.Normal koşullara bakarsanız 40 gündehayvan bir yumruk büyüklüğüne gelir.Bu kadar hızlı büyüttüğünüz, veriminiarttırdığınız şey tabi birtakım hastalıktablolarıyla kendini gösteriyor. Bununanlaşılamayacak bir yanı yok. Aslına ba-karsanız insanlar da anladı. Seçeneküretmek de bir zorlanma durumu var.

Türkiye’de doğalkoşullarda üretimyeterli değil

Şimdilik herkes ve ben de dahil olmaküzere seçeneğimizi kendimiz üretiyo-ruz. Ama bu durum düzenleyici otori-te aşamasında bir karşılık bulamadı.Onlar hala en iyisini yapıyoruz diye dü-şünüyorlar.

� SSiizzccee ttiiccaarrii mmii ddüüşşüünnüüyyoorrllaarr??Biraz ticari biraz da devletin ‘en iyi-

yi ben bilirim, sana mı soracağım’ şek-linde bir tavrı var. Ne olduğunu anla-mak, öğrenmek ya da en azından sor-gulamak gibi bir gayeleri yok. Bilimsel

camiaya baktığınızda onlar da aynışekilde artışa hiçbir anlam veremi-yorlar ama sorduğunuz zaman herke-sin kendi önlemini bir şekilde almış ol-duğunu görüyorsunuz. O zaman bu va-tandaşlara yazık diyorsunuz. Onlarsonuçta kendilerine empoze edilenleyaşamaya çalışıyorlar. Bilimsel camia-nın bilmesine rağmen birtakım şeyle-ri söylemekten kaçınmasını ise bendoğrusunu isterseniz vatana ihanetolarak görüyorum.

Page 3: Kanserden korunmak için ‘az yiyin, öz yiyin’raberinde diyabet, tiroit, romatiz-ma hastalıkları da arttı. Sanki Türkiye’de daha yoğun bir artıg varmıg gibi... Hayır

EKO V‹T R‹N MART 2014 101EKO V‹T R‹N MART 2014100

nuştuğum insanların ortalama olarakyaşamları öyle uç sınırlarda falandolaşmıyor. Bunlar da bizim bildiği-miz normal marketlerden alışveriş ya-pan, çalışma koşulları olarak kim-yasala maruz kalma durumu olmayanhastalar. Dolayısıyla bu hastaların ne-denini gıda dışında açıklayamıyor-sunuz.

YENİ NESİL SAĞLIKLI MI?BBiizz kkaannsseerree yyaakkaallaannddııkkttaann ssoonnrraa

tteeddaavvii kkooşşuullllaarrıınnaa bbaakkııyyoorruuzz.. AAssllıınnddaabbuu dduurruummddaa eenn öönneemmllii oollaann şşeeyyiinnkkaannsseerree yyaakkaallaannmmaammaakk oolldduuğğuunnuuggöörrüüyyoorruuzz..

Evet yakalanmamak. En önemlisihastalığın engellenmesi. Yakalan-dıktan sonra ful tedavi herkes alıyor.Bunların bir kısmı da yaşıyor. Böylebir garip durum da var. Çünkü siz gı-dayı çok değiştirdiğiniz zaman insanvücudu da değişime uğruyor.İnsanların simalarına baktığınızda1950 öncesi fotoğraflara bakın, si-

malar arasında fark var. Niye bufark var? Genlerindeki değişikliktendeğil tabi ki, beslenmedeki farktanötürü değişiyor. Daha uzun çeneli da-ha naif yüzlü, ince hatlı çocuklarvar. Bu çocuklar uzun boylu oluyor-lar. Daha önceleri boy bu kadaruzun değil, suratlar daha yayvan gö-rünüyor. Ama sağlıklısı ve doğalıhangisi derseniz, öbürü doğal. Hepaynı şeye işaret ediyor, bir şekilde ye-diklerimiz değişiyor.

� YYaannii bbuunnddaann 3300 yyııll öönncceekkii iinn--ssaannllaarr ddaahhaa ssaağğllııkkllııyyddıı..

Elbette. Anatomik olarak da da-ha sağlıklı. Olması gerektiği gibiler.Bugüne geldiğimizde hatlar matlarhepsi değişti. Bunlar genetikle ilgilibir durum değil. Neslin boyu uzuyordiyoruz. Daha iyi beslenmelerindenkaynaklanmıyor olabilir. Çünkü da-ha iyi beslenmiyorlar. Kendimizikandırmayalım. Aşırı şeker tüketi-yorlar. Yedikleri gıdalar gerçek gı-dalar değil. Şöyle bir durum da var,

siz eğer kaynaklarınızı çok fazla de-ğiştirirseniz, vücut buna büyüme tar-zında da yanıt verebiliyor. Düşününüzki 2 ton alınan yerden 8 ton alıyor-sunuz. Nasıl oluyor bu? Kullandığınızilacın etkisiyle oluyor ve daha fazla-sını elde ediyorsunuz. Sonunda biryerde toprağı bitiriyorsunuz. Aynı şeyinsan vücudu için de geçerli. Aynı şe-yi piliçte de görüyoruz. 40 günde biryumruk büyüklüğü yerine 2,5 kiloağırlığa nasıl geliyor? Çünkü yemi ve-riyorsunuz.

Bu soyla ilgili bir durum değil.Soyun gelişimiyle ancak biraz dahabüyük hayvan elde edebilirsiniz.Mesele yem. 40 günde 2,5 kilo olu-yorlar. Aslında bir yılda erişilebilecekolana erişiyorlar. Aynı şeyi insanadoğru bir yorumlarsanız bizde de ay-nı şey mutlaka oluyor.

Daha uzun boylu olduğumuzudüşünüyoruz. Ama bunun biyolojikolarak normal olduğunu düşünmekbile yersiz.

RÖPORTAJ / DR. YAVUZ DİZDAR

farklı olmadığını biliyoruz. Bölgeselolarak birtakım farklılıklar var.Güneydoğu Anadolu’da mide, sin-dirim yolu kanserleri, İzmir’de özel-likle akciğer kanseri görülür. Bunlarınnedenleri bilinmemektedir. Ama ge-nel fark var mıdır? Hayır biz hala bukadar kanserdeki artışa rağmenAmerika verilerinin gerisindeyiz, buverilere erişmemiz de bir başarı de-ğildir. Bilimsel camia sanki hala bizyeterince modernleşemedik onlarkadar kanser olamıyoruz gibi bir al-gı içerisinde. Buna ihtiyacımız da yok,ama bunun çözümü de farkındalıkkampanyaları ya da erken tanı değil.Erken tanıda da ortada bir kanser vardemektir. Bizim sorunumuz kanserinortaya çıkmasını engellemek. Çünküyaş aşağıya düştü. Yani 25 yaşındameme kanseri 15 yıl önce bilimselkongrelere vaka sunusu olarak gi-derdi. Bugün artık neredeyse herhafta böyle bir hasta geliyor. 30 yaşçok sıradan hale geldi.

KKAADDIINNLLAARRDDAA MMEEMMEE,,EERRKKEEKKLLEERRDDEE AAKKCCİİĞĞEERRKKAANNSSEERRİİ AARRTTIIYYOORR

� KKaaddıınnllaarrddaa mmeemmee kkaannsseerriinnddeessoonn ddöönneemmlleerrddee aarrttıışş vvaarr ddeeğğiill mmii??

Erkeklerde akciğer kanseri deher zaman ön planda yer alıyor.Prostat kanserinde bir saptamayabağlı artış olduğunu biliyoruz. Ama

pankreas kanserleri bizim bildiği-miz şeylere göre çok arttı. Bir dönemgeliyor safra yolu kanserlerinde ya dasafra yolu sorunlarda olağanüstü ar-tış görüyorsunuz. O zaman aklınızahemen tarım ilaçlarını getiriyorsunuz.Bir dönem acaba bir üründe bu çokkullanıldı da biz farkına varmadan tü-kettik mi sorusu geliyor. Benim ko-

Biz hala bu kadar kanserdeki artışa rağmen Amerika verileriningerisindeyiz. Bu verilere erişmemizde bir başarı değil.

�TTüürrkkiiyyee’’ddee kkaannsseerr tteeddaavviilleerriinnddee nnee aaşşaa--mmaaddaayyıızz??

Türkiye’de tedaviler konusunda dünya ileaynı seviyedeyiz. Bakmayın arada böyle birilaç çıkıyor deniliyor ama onlar çok küçük is-tisnalar, teknoloji ve ilaç seçenekleri olaraktüm dünya ile tamamen aynı noktadayız.

TÜRKİYE’DE ONKOLOG YETERSİZLİĞİ VAR

� OOnnkkoolloojjii eennssttiittüülleerrii yyeetteerrllii mmii??Birçok konuda yeterliyiz, tedavi şartla-

rımızda bir eksiklik yok. Ama işgücü yeter-siz. Bu kadar çok hastaya bizim elimizdekionkolog miktarıyla yetişemeyiz. Diğer alan-lar için de geçerli. Bilim camiasını yetiştirirken mevcuthastalık profiline göre kadro açıyorsunuz. Hastalık biranda o kadar çok arttı ki artık doktor sayısı hastalığıkarşılayamaz hale geldi. Bundan yeni doktor yetiştirerekdeğil, beslenme şartlarını düzelterek çıkabilirsiniz.

Aksi takdirde yapacağınız bir şey yok. Benim derdimvatandaşın sürekli karşısına çıkıp ‘onu ye, bunu yeme’demek değil. Onu bilgilendirmeye çalışıyorum. Yoksadüzenleyici otoritenin ya da bilimsel akademinin ca-mianın bu konuda bir duyarlılığı yok. Onu biliyorum.

“Onkolog sayısı yeterli değil”

Page 4: Kanserden korunmak için ‘az yiyin, öz yiyin’raberinde diyabet, tiroit, romatiz-ma hastalıkları da arttı. Sanki Türkiye’de daha yoğun bir artıg varmıg gibi... Hayır

EKO V‹T R‹N MART 2014102

K

RÖPORTAJ / DR. YAVUZ DİZDAR

� KKaannsseerriinn TTüürrkkiiyyee’’ddeekkii eekkoonnoo--mmiikk mmaalliiyyeettii nneeddiirr??

Çok yüksek. Çalışma Bakanlığıaçıkladı, ölüm sayısı 100 bini geçti.Maliyet olarak baktığınızda birinci sı-raya yükseliyor. Çünkü yeni jene-rasyon ilaçlar aslında çok fazla bir şeykatmıyorlar ama çok pahalılar. Aylıkkutusu 8-10 bin lira. Bakanlık öde-miyor haklıdır. 190 bin avroya 3 ay-lık satılan tedaviler var. Sonuçta birşey değişmiyor, hasta yine kaybedi-liyor. Dolayısıyla büyük bir endüstri.Ve biz bunun altından ne para öde-yerek, ne tedavi etmeye çalışarak çı-kamayız. Hastalığı önleyeceksiniz.Aynı şey diyabet için de tiroid için deromatizma hastalığı için de geçerli.Çünkü bu hastalıklar yeni kuşak has-talıklar. Böyle hastalık yoktu. Ama neyapmamız gerekiyor derseniz; mev-

cut koşulları eskiye döndürmeden, ta-rım ilaçlarını doğru düzgün kullan-madan bunun içinden çıkamazsınız.Tarladan başlayacağız. Doğru dü-rüst üretim yapıldığını kontrol ede-ceksiniz. Yapmıyorsa ciddi cezalan-dıracaksınız.

�HHooccaamm ttaavvuukk öörrnneeğğiinnii vveerrddiinniizz..PPeekkii kküüççüükkbbaaşş yyaa ddaa bbüüyyüükk hhaayyvvaann--ccııllııkkttaa bbööyyllee bbiirr ssoorruunn vvaarr mmıı??

Küçükbaşta bir sorun yok, çünkükapalı alanda beslenemiyorlar.Araziye yayılmak zorundalar. Amabüyükbaşta yapabiliyorlar. ÇünküAmerikan endüstrisi büyükbaş üstü-ne kurulu. Bizde de teşvik etmeye ça-lışıyorlar. Bin sığırlık işletmelerde ge-netiği değiştirilmiş yemle hayvan sa-yısının azaldığı ama süt miktarınınarttığını görüyorsunuz. Nasıl oluyordediğiniz zaman, bir açıklamaları

yok. Daha iyi verim veriyor diyorlarama içilen şey süt değil. Çünkü siz birhayvandan normalde 8 litre alırkenbir anda 35 litre alıyorsunuz. Bu ay-nı o 2 ton alınması gereken yerden 8ton alınması gibi.

Hayvana biyolojik müdahale ya-pıyorsunuz. Hayvana biyolojik mü-dahale yaptığınız zaman verdiği ürüntamamen farklılaşır. Bunun ötesindebir işlem daha yapıyorsunuz.Markette satış avantajı sağlayabilmekiçin uzun raf ömrü için birtakım aşı-rı fiziksel işlemler gerçekleştiriyor-sunuz. Yani UHT süt. Süt 140 de-receye kaynatsanız da çıkmaz. Basınçaltında çıkartıyor. Bunu ete de, ket-çaba da, mayoneze de yapıyor. Herşeye yapıyor. Bu nedenle uzun ömür-lü şeylerden bütünüyle uzak dur-mak gerekiyor.

aannsseerree yyaakkaallaannmmaammaakk iiççiinn nneelleerr ttaavvssiiyyee eeddeerrssiinniizz??Kansere yakalanmamak için ne gerekir derseniz, ben

öncelikle yoğurt kaynağının güvenceye alınması ge-rektiğine inanıyorum. Çünkü yoğurt tek başına insanvucudundaki toksinlerin atılmasını sağlıyor. O yüzdenpiyasadan alınabilecek yoğurt yok. Çiğ süt alınacak, çiğsüt 10-15 dakika kaynatılacak. Kaymağı çocuğa yedi-rilir mi?

Mükemmel besleyici bir şey. Bir kere buradan baş-layacaklar. Yoğurt ve kefir çiğ süt kaynağından yapıla-cak. İki, piliçten uzak duracaklar. Tavuk bulurlarsa ala-caklar. Ben bunları söylediğim zaman genellikle tavu-

ğu ve yoğurdu yasakladı diyorlar. Hayır öyle bir şeydensöz etmiyorum.

Doğalına erişilmesi gerekiyor. Bu şakaya gelecek birdurum değil. Biz de aynı şeyi yapıyoruz. Tavuktan vazgeçiyoruz. Yok çünkü. Sütü getirtiyoruz, yoğurdu ondanyapıyoruz. Olağanüstü çeşitli beslenmek falan yok.İlla her gün brokoli yiyeceğim diye bir şey yok. Az yi-yin öz yiyin. Memleket zeytinyağı memleketi. Doğru dü-rüst zeytinyağı tüketimi yok. Onun yerine margarin tü-ketiyorlar. Zeytinyağı diyorsunuz, kokuyor diyorlar.Kokuyor diye gerçek yumurtayı yediremiyorsunuz.Gerçek sütü içiremiyorsunuz.

“Az yiyin öz yiyin”