11
Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002/2 KELAMCILARIN TANIM KURAMLARI Muhit MERT * Abstract Definition Theories of Kalam Scholars The article discusses that whether kâlam scholars had any definition theories or not and that -if they had- what were the main characteristics of them. Also it investigates the philosophical bases of them. To discuss that whether kâlam scholars had any definition theories or not and that -if they had- what were their major interest in forming such theories gives us an opportunity for evaluating the definitions of kâlam scholars about kâlamic concepts and their considerations about these definitions. Also determining these prevent us from falling into the error of evaluating any definition, which were formu- lated according to a specific theory of definition, by relating it to another theory of definition. Key words: Kalam, Definition, Logic, Universal, Particular. Bu makalede kelamcıların bir tanım teorilerinin olup olmadığı ve varsa bunun ne olduğu sorunuyla ilgileneceğiz. Tanım teorisi klasik mantı- ğın temel problemlerinden birisi olmasına rağmen İslam dünyasında bir dönemden itibaren benimsenmiş; fıkıh, usulü fıkıh, kelam gibi ilim dalla- rında konu edilmiş ve yapılan tanımlarda bu teoriye sadık kalınmaya özen gösterilmiştir. Ancak dış dünyadan gelen bir şey yeni bünyede nasıl kabul gördüğü, aynen mi kabul edildiği, yoksa bir adaptasyon sürecinden mi geçirilmiş olduğunun tespiti önemli bir husustur. Bu konuda özellikle ilk kelamcıların Aristo mantığını kabul etmeyip reddettiklerine dair bir iddia söz konusu olmuştur. 1 Ayrıca klasik mantığın ve özellikle tanım teorisinin Gazzali ile birlikte kelama girdiği ve kelam yapmanın ön şartı olarak kabul edildiği de ileri sürülen iddialar arasında yer almaktadır. 2 Bu iki iddianın ne * Doç. Dr., Gazi Ü. Çorum İlahiyat Fakültesi Kelam Bilimdalı Öğretim Üyesi 1 M. Şemseddin Günaltay ilk kelamcıların Aristo mantığını iptal için çaba gösterdiklerini ifade etmektedir. Bkz. Günaltay, “Mütekellimin ve Atom Nazariyesi”, Daru’l-fünun İlahiyat Fa- kültesi Mecmuası, c. I, s. 67. Richard M. Frank, klasik dönem kelamcıların Aristo’nun kate- goriler mantığından daha çok Stoacıların önermeler mantığını işlerine yarar biçimde kendi ontolojik görüşlerine adapte ettikleri düşünmektedir. Bkz. Richard M. Frank, “The Science of Kalam”, Arabic Sciences and Philosophy, 1992, vol. II, p. 16. 2 Günaltay adı geçen makalesinde (s. 67) böyle bir iddiada bulunmaktadır.

KELAMCILARIN TANIM KURAMLARI

Embed Size (px)

DESCRIPTION

kelam

Citation preview

  • orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    KELAMCILARIN TANIM KURAMLARI

    Muhit MERT*

    Abstract

    Definition Theories of Kalam Scholars

    The article discusses that whether klam scholars had any definition theories or not and that -if they had- what were the main characteristics of them. Also it investigates the philosophical bases of them. To discuss that whether klam scholars had any definition theories or not and that -if they had- what were their major interest in forming such theories gives us an opportunity for evaluating the definitions of klam scholars about klamic concepts and their considerations about these definitions. Also determining these prevent us from falling into the error of evaluating any definition, which were formu-lated according to a specific theory of definition, by relating it to another theory of definition.

    Key words: Kalam, Definition, Logic, Universal, Particular.

    Bu makalede kelamclarn bir tanm teorilerinin olup olmad ve varsa bunun ne olduu sorunuyla ilgileneceiz. Tanm teorisi klasik mant-n temel problemlerinden birisi olmasna ramen slam dnyasnda bir dnemden itibaren benimsenmi; fkh, usul fkh, kelam gibi ilim dalla-rnda konu edilmi ve yaplan tanmlarda bu teoriye sadk kalnmaya zen gsterilmitir. Ancak d dnyadan gelen bir ey yeni bnyede nasl kabul grd, aynen mi kabul edildii, yoksa bir adaptasyon srecinden mi geirilmi olduunun tespiti nemli bir husustur. Bu konuda zellikle ilk kelamclarn Aristo mantn kabul etmeyip reddettiklerine dair bir iddia sz konusu olmutur.1 Ayrca klasik mantn ve zellikle tanm teorisinin Gazzali ile birlikte kelama girdii ve kelam yapmann n art olarak kabul edildii de ileri srlen iddialar arasnda yer almaktadr.2 Bu iki iddiann ne

    * Do. Dr., Gazi . orum lahiyat Fakltesi Kelam Bilimdal retim yesi 1 M. emseddin Gnaltay ilk kelamclarn Aristo mantn iptal iin aba gsterdiklerini ifade

    etmektedir. Bkz. Gnaltay, Mtekellimin ve Atom Nazariyesi, Darul-fnun lahiyat Fa-kltesi Mecmuas, c. I, s. 67. Richard M. Frank, klasik dnem kelamclarn Aristonun kate-goriler mantndan daha ok Stoaclarn nermeler mantn ilerine yarar biimde kendi ontolojik grlerine adapte ettikleri dnmektedir. Bkz. Richard M. Frank, The Science of Kalam, Arabic Sciences and Philosophy, 1992, vol. II, p. 16.

    2 Gnaltay ad geen makalesinde (s. 67) byle bir iddiada bulunmaktadr.

  • Do. Dr. Muhit Mert

    62

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    62

    kadar doru ve ilk kelamclardan kastedilenin kimler olduu, Gazzaliden nceki kelamclarn klasik manta btnyle kar kp kmadklarnn, kar ktlarsa bunun hangi boyutlarda olduunun akla kavuturulmas gerekmektedir. Bir de kelamclarn klasik mantn tanm teorisini nasl karladklarnn ve buna kendilerinden bir ey katp katmadklarnn arat-rlmas nemli bir problemdir. Zira kelamclarn nasl bir tanm teorisine sahip olduklarn belirlemek, kelam terimleri iin yaplan tanmlar deer-lendirebilmede bize k tutacaktr. Bu tespit edilmedii zaman bir kelam-cnn yapt bir tanmn belki de kabul etmedii bir teoriye gre eletirisi yaplm olacaktr ki, ilmi bakmdan bu salkl bir durum olmasa gerektir. te bunlarn tespiti iin ncelikle klasik mantn tanm teorisine atflarda bulunacak, sonra da kelamclarn grlerinin bununla uyuan veya uyu-mayan yanlarn ortaya koymaya alacaz.

    Tanm Aristonun ifadesiyle bir eyin ne olduunu aklayan szdr.3 Aristo mantnda tanm teorisi onun varlk anlayyla temellendirilir. Ona gre varlklarda biri mahiyet/zat, dieri suret/duyumsanan ayni varlk olmak zere iki asl vardr. Mahiyetler trlere aittir. Trsel mahiyetler ayni varlklar zerine zaittir. D dnyadaki varlklar hakknda zihinde tmeller, ve bu zihinsel tmellerin de d dnyada karlklar vardr. Dolaysyla varlklar tanmlanacaksa bu tmeller vastasyla tanmlanabilir. Yani tanm, zihin dnda var olan eylerle ilgili olarak akli bir terkip yapmaktr.4 Aris-tonun tanm tanmlayan bu sz, onun bir eyin zyle, onu o yapan eyle, zati niteliiyle ilgili aklama (had/definition) olduunu ifade eder. Nelik/mahiyet, zle ilgili bir sorudur ve bunu belirleyen de fasl/ayrmdr. Ayrm zati niteliktir. Bunu karakter kavram da karlayabilir. Bir de, zle ilgili olmakszn bir eyi ilintisel nitelikleriyle aklama ekli vardr ki buna ilintisel tanm ya da resm (tasvir /description)denir. Bu da bir eyin neliinden ziyade naslln aklamaya yneliktir. O halde ncelikle bir tanmlamann, had mi, yoksa resm mi olduunu belirlemek, zerinde ko-nutuumuz eyin ne olduunu anlamak bakmndan nemlidir.

    Klasik mantkta tanmlar be tmele gre yaplr. Bunlar cins, tr, fasl, hassa ve ilintidir. Tanm yapmak, cins ve tr dzeneinde bir kavra-mn yerini belirlemektir.5 Bir eyin ne olduunu belirlemek iin, o eyi bir cins iinde tr olarak ifade etmek, fakat onu benzerlerinden ayran, yani ayn cins iindeki dier trlerden onu farkl klan, onu o yapan karakterini, zsel niteliini (ayrm/fasl) sylemek gerekiyor.6 ayet cins veya fasldan biri bulunamazsa tanm eksik olur. Demek ki tanmda iki tmel kavramn bulunmas gerekmektedir. Bunlardan biri trn zsel niteliini, dieri de iinde bulunduu cinsi belirtmelidir. Szgelimi nsan akll canldr tanm-lamasnda akll terimi, onu dier trlerden ayran temel nitelii belirt-mekte, canl terimi de onun trnn iinde bulunduu cinsi ifade etmek- 3 Aristo, kinci Analitikler, ev.: H. Ragp Atademir, stanbul 1967, s. 106. 4 Gnaltay, Mtekellimin ve Atom Nazariyesi, s.67.

    5 Necati ner, Klasik Mantk, Ankara 1986, s. 37.

    6 Abdlkuddus Bingl, Klasik Tanm Teorileri, Ankara 1993, s. 55.

  • Kelamclarn Tanm Kuramlar

    63

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    63

    tedir. ayet tanmda ayrm bildiren kll kavram bulunmazsa, ya iermesi gerekenleri tam olarak iermediinden tanm kapsamn yitirir yahut da iermemesi gerekli czleri/tikelleri ierdiinden kapsam geniletilmi olur. Trn iinde bulunduu yakn cinsi bildiren tmel kavram bulunmazsa tanmlanan yeterince ak olmaz. rnein insan hareket eden canl ya da akll cisim olarak tanmlamak byle bir sonucu dourur. Harekette dier trler de insana ortak olduundan birinci tanm iine almamas gere-kenleri de alm olmaktadr. kinci tanmdaki cisim kavram ise uzak cinsi ifade ettiinden tanm eksik kabul edilmektedir. nk tanmlanann btn fertlerini iermesi ve dta kalmas gerekenleri de darda brakmas (efra-dn cmi ayarn mani olmas) tanmlarda bir esas olarak kabul edilir. Tanmlarn kapsam asndan doru yaplp yaplmadn test etmenin yolu ise dndrmedir (aks/inikas). Bunun iin tanmlardan, nce tmel bir nerme karlr ki elde edilen bu tmel nermeye tard/ttrad denir. Sz-gelimi nsan akll canldr tanmndan karlan Tm insanlar akll canl-lardr hkm tmel bir nermedir. Tard/ttradn doruluu test edilmek istendiinde nerme ters evrilip, yine tmel olumlu olarak bir hkme ulalr.7 Bu ilem ise aks/inikas adn alr. Yukardaki tmel nermenin aksi, Konuan tm canllar insanlardr eklinde olur. Eer aks/inikas yapldnda tard/ttrad ile aks/inikas eitleniyorsa ya da ortaya kan tema doruysa tanm doru demektir.

    Klasik mantn tanm teorisini zetledikten sonra imdi de kelamc-larn tanm teorisiyle ilgili grlerine geelim. Kelamn teekkl ettii ilk dnem itibariyle kelamclarn bir tanm teorisi retip retmedikleri hakkn-da herhangi bir bilgiye rastlayamyoruz. Bu sebeple onlarn bir tanm teori-si olduuna dair kesin bir ey sylememiz zordur. Dolaysyla ilk dnemde yaam olan Ebul-Hzeyl ve Nazzam gibi kelamclarn bir takm kavram-larla ilgili olarak yaptklar tanmlarda, cins ve fasl gibi hususlar ki o d-nemde Aristo mant Arapaya tercme edilmeye henz balanmt- gz nne aldklar sylenemez. Ancak hicr nc asrn sonlarna doru ta-nmlamann nasl yaplmas gerektiiyle ilgili baz tartmalara ahit olmak-tayz. Bunlar tanmn tekniiyle ilgili olmaktan daha ok amacyla ilgili yo-rumlardr. Szgelimi Kad Abdlcebbarn belirttiine gre baba oul Cbbler, tanmn amacn, maksad aklamak olarak grrler.8 Dolaysy-la tanmlayacamz eyi en iyi betimleyen ibare onlara gre tanm olmak-tadr. Buradan hareketle, tanm nazariyesinin onlarda ya henz tam anla-myla gelimedii ya da Aristonun tanm teorisine pek scak bakmadklar ve buna bal olarak ism tanm yaptklar dnlebilir. Biz ikincisinin daha muhtemel olduunu syleyebiliriz. nk bu, onlarn tanm, zlerle ilgili deil de ilintilerle ilgili grdkleri anlamna gelir. Bu, onlarn varlk anlaylaryla da uyum iindedir. Zira onlar, varlklar oluturan cevherlerin

    7 Tmel olumlu nermeler dndrldnde tikel olumlu olduu halde, tanmlar dndrl-

    dnde yine tmel olumlu olarak kalrlar. Bkz. brahim Emirolu, Ana Hatlaryla Klasik Mantk, stanbul 1999, s. 99.

    8 Kad Abdlcebbar, el-Mun, tahk.: brahim Medkr, Kahire 1965, c. XII, s. 14.

  • Do. Dr. Muhit Mert

    64

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    64

    ayn olduu, varlklardaki deiikliin arazlardan kaynakland inancnda-drlar.9 Dolaysyla byle bir yapya sahip olan varlklarda zsel karakter olmad iin, tanm da zle ilgili olmaz. Onlar nazarnda tanm dille ilgili-dir. Nitekim Ebu Haim el-Cbbnin, Tanmlamak istediimiz bir ok eyi yanstacak dilsel ibareyi ou zaman bulamayz. Dolaysyla onunla ilgili durumlar ve hkmleri zikretmeye ihtiya duyarz. sz10 bunu ak bi-imde gstermesi bakmndan olduka anlamldr. Mutezilenin tanm anla-yn konu edinen Cveyn de onlarn bu konuda klasik mantn tanm kuramndan farkl bir anlay sergilediklerini belirtmektedir. Bu hususta o, tanmn Mutezile tarafndan manay kapsayan veciz sz diye de tanmlan-dn syler ve isim, sfat ve hakikat hakknda ibarelere ve dile yneldikle-rini ne srerek onlarn tanm anlaylarn zayf grr, bu tanm anlayn kabul etmez. Onlara gre lafz manay kapsad m o, tanm olur. Halbuki Cveynye gre lafzn kapsad ey, hakikattir. Hakikat lafzsz olmaz, lafz da hakikatin tesinde bir mana ifade etmez.11 Mutezileye gre ise isimlendirmeden nce bir eyin hakikati ve sfat yoktur.12 Mutezilenin bu yaklam, Richard M. Frankn klasik dnem kelamclarn Aristonun kate-goriler mantndan daha ok Stoaclarn nermeler mantn ilerine yarar biimde kendi ontolojik grlerine adapte ettiklerine dair dnce-sini13 byk oranda desteklemektedir. Bunlar arasndaki temel fark udur: Aristo, tmellerin temsil ettikleri eylerden ayr olarak bir gereklie sahip olduklarn dnr, Stoaclar ise, kavramlarn harite tmel gereklii olmadn savunurlar. Birincisi realizm, ikincisi de nominalizmdir.14 Aristo, tmellerin, Stoaclar ise, fertlerin bilinebileceini sylerler. Dolaysyla Aristoya gre trn, Stoaclara gre ferdin tanm yaplabilir.15 lk mutezillerin tanm hakkndaki grlerinin daha ok nominalizmi (adclk) yansttn syleyebiliriz. Bu da slam mantklarnn ism tanmnn kar-l olmaldr. sm tanm bir isimden anlalan anlam, dtaki varlyla ilgilenmeksizin kef ve izah etmektir. limlere konu olan terimlerin tanm byledir.16 Onlarn dncelerini yanstan ge dnem kaynaklar, onlara had anlamndaki tanmla ilgili grler nispet etmekle birlikte bak ala-rndan hareketle biz onlarn ism tanm anlamndaki tanm kabul ettiklerini dnyoruz. nk dini ilimlere konu olan kavramlar konulmu/mevzu

    9 Ear, Makltl-slamiyyn, tahk.: Muhammed M. Abdulhamid, Msr 1985, c. II, s. 9. 10 Kad, Mun, c. XII, s. 14. 11 Cveyn, el-Kfiye fil-cedel, tahk.: Fevkiyye H. Mahmud, Kahire 1979, s. 2.

    12 Cveyn, Kfiye, s. 5. Gnaltay ilk kelamclarn tabii tmelin zihin dnda varln kabul etmediklerini, bunu sadece zihni bir itibar vfeya hal saydklarn sylemektedir. Bkz. G-naltay, a.g.m., s. 67.

    13 Richard M. Frank, The Science of Kalam, Arabic Sciences and Philosophy, 1992, vol. II, p. 16.

    14 ner, age, s. 34.

    15 ner, age, s. 42.

    16 ner, age, s. 38. slam Mantklarna gre tanm yaplann varl ya zihin dndadr ya da yalnzca zihindedir. Birincilerin tanmna gerek tanm, ikincilerin tanmna ise ismi ta-nm denir. Bkz. age, s. 40.

  • Kelamclarn Tanm Kuramlar

    65

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    65

    kavramlardr ve bunlarn bazen zihin d varlklar da olmaz. Dolaysyla bunlarn cins ve fasl esasna gre tanmlar yaplamaz. Bunlar resm anla-mnda da tanmlanamazlar. nk resm de ilintisel olmakla birlikte be tmele gre yaplan bir tanmlama eididir. sm tanm ise be tmele dayanmaz.

    Hicr III. asrn balarndan itibaren tanmn teknii ve yaplan tanm-larn konulan prensip erevesinde olup olmad tartmalar daha da be-lirginlemeye balamtr. rnein Earde tanm teorisi, daha tekniktir. Ona gre bir eyin tek bir hakikati vardr ve tanm/had, tanmlanann ha-kikatini ortaya koymak iin yaplr. Bu yzden o, tanmlarda, var olduun-da hkmn var olaca, yok olduunda da hkmn yok olaca tek bir niteliin kullanlmasn ngrr ve birden fazla sfatn zikredilmesini kabul etmez.17 Ayrca tanm, tanmlanann btn fertlerini iermesi ve dta kal-mas gerekenleri de darda brakmas gerekir.18 Had ve hakikat kavramla-rn birbirine yakn anlamlar gren Ear, tanm iin aks ve tard da gerekli grmekle birlikte bunu, tanmn doruluunun tek lt saymamaktadr.19

    Earye nispet edilen bu grler eer doruysa onun Aristocu an-lamda bir varlk ve tanm teorisine sahip olduunu dnmek mmkn-dr.20 Bu, belki de onu Cbblerden ayran en nemli hususlardan biridir. Bu bilgilerden hareketle Earnin, tanm mahiyet/zlerle ilgili grdn syleyebiliriz. nk Ear, tanmda bir ey ne ise onu o yapan tek temel niteliin kullanlmas gerektiini sylemektedir. Earinin zati nitelik dedii de ayrmdr. Onun, her eyin tek bir hakikati ve bunu belirleyen tek bir nitelii olduuna dair dncesi byle anlamaya imkn tanmaktadr. Bu dncelerinin yannda tanmn efradn cami, ayarn mani olmasn art komas ve doruluunu lmek iin aks-tard yaplarak tanmn denenme-siyle ilgili nerisi de Aristocu anlamda bir tanm teorisine sahip olduunu gstermektedir.

    Earnin takipisi Bakllan tanmla ilgili fazla bir ey sylemez, ama kendi yapt bilgi tanmyla ilgili olarak sylediklerinden hareketle onun tanmdan ne anlad konusunda bir sonuca ulaabiliriz. O, kendi bilgi ta-nm iin, Bu tanm/had, efradn cami, ayarn manidir. Bu yzden do-rudur ve bu vasfa sahip dier tanmlar da dorudur der.21 Tanm hakknda kulland bu kavramlar, onun zihninde bir tanm teorisi bulunduunu ve tanm o erevede yaptn aka gstermektedir. Onun bu artlar sa-layan deiik tanmlamalarn da doru olacan kabullenmesi, tanm z-lerle ilgili grmeyip, bir eyi zat olmayan fakat benzerlerinden ayran nite- 17 bn Frek, Mcerred makltieyh Ebil-Hasen el-Ear, ner.: Daniel Gimaret, Beyrut

    1987, s. 210; Ebul-Muin Nesef, Tabsratl-edille, tahk.: Hseyin Atay, Ankara 1993, ss. 64, 65.

    18 bn Frek, Mcerred, s. 10. 19 Ayn eser, s. 304.

    20 Gnaltay bunun tam aksine Earnin Aristo mantn reddettiini yazmaktadr. Bkz. Gnaltay, Mtekellimin ve Atom Nazariyesi, s.67.

    21 Bakllan, et-Temhid, tahk.: madddin A. Haydar, Beyrut 1987, s. 25.

  • Do. Dr. Muhit Mert

    66

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    66

    liklerle ilgili grd anlamna gelir.22 Bu da onun Earden biraz farkl bir grte olduunu gsterir. Zaten onun varlk anlayna gre eyann tabi-at yoktur. Dolaysyla tabiat olmayan eylerin zlerine ait ayrmn olmas da dnlemez. Bkllnnin Aristo mantna pek scak bakmad bilinen bir gerektir. Ama tanmlamaya balarken had kavramn kullanmas ve tanmnn efradn cmi ayarn mni olduunu sylemesi, ondan az da olsa faydalandn gstermekle birlikte bilgi tanmlarn tahlil ettiimiz makalemizde belirteceimiz zere bilgi tanmn yaparken mutezil formu kullanmas ve bilgiyi mradifiyle tanmlamas da onun daha ziyade ism tanma yneldiini gsterir.

    Mutezil Kad Abdulcebbara gre bir tanm, gerekli olanlar ierecek, olmayanlar da darda brakacak ifadelerle, tanmlanan hakknda bilgisizli-i (cehaleti) giderecek ekilde yaplmaldr. Tanmn amac da tanmlanan snrlamak ve onu kendisinden olmayanlarla karmayacak, kendisinden olanlar dta brakmayacak ekilde bakalarndan ayrmaktr, ancak, bir eyi tanmlayacak en zel ibareyi, maksad ifade edecek en kapsaml ve en ak manay bulmak kolay deildir.23 Buradan anlaldna gre o, tanmn maksadyla ilgili olarak Cbbiler tarafndan belirlenen amac yeterli bul-mad iin daha geni artlar ileri srmektedir. Bu noktada o, tanmlanan iin gerekli olan ve olmayan ifadelerden neyi kastettiini anlatmak iin de baz yanl tanmlara dikkat ekmekte ve tanmda temel ayrc nitelikleri aradnn ipularn vermektedir. rnein renk bir arazdr diye tanmla-namaz. nk o bir mahalde gz ile mahede edilir. Ya da bileni, fiilin salam yaplmasna imkn tanyan bir duruma sahip olan canl diye tanm-lamak uygun deildir. nk canllk gerekli olsa bile tanma girmesi ge-rekmez. Tanmlanann bakalaryla ortak olduu kavramlar tanma girme-melidir.24 Bu ifadeler onun seleflerinden biraz farkl olarak tmellere mra-caat ettii dncesini vermektedir.

    Tanm teorisiyle ilgili grleri bakmndan Cveyn nemli bir d-nm noktas durumundadr. O, tanmn tanmn ve artlarn geni bir tar-tmayla ortaya koyar. ncelikle had, hakikat ve mn szcklerinin ara-snda bir fark olup olmadn inceleyen Cveynye gre bu arasnda dilde bir kullanm fark bulunmasna ramen, usl alimlerinin rfnde ve kullannda ayn anlama gelmektedir. Kullanmda ncelikli olan had sz-c olmakla birlikte bu szck her bir eyin kendisini ve niteliini akla-mada kullanlmaz. rnein, lahn ve niteliklerinin haddi nedir? sorusu pek doru deildir. Bunun yerine lahn ve niteliklerinin hakikati ya da manas nedir? diye sorulmaldr. nk had snrll belirtir.25 Hakikat ile

    22 smail Hakk zmirlinin aklamasna gre Bakllanini bu dncesinin temelinde harite

    kllileri kabul etmemesi yatmaktadr. Ona gre klli olarak adlandrlan kavramlar zihinsel itibarlardr. smail Hakk zmirli, Ebu Bekir Bakllani, Darulfnun lahiyat Fakltesi Mec-muas, stanbul 1927, ay: 5-6, ss. 148-149.

    23 Kad, Mun, c. XII, s. 15. 24 Ayn eser, c. XII, s. 13.

    25 Cveyn, Kfiye, s. 1.

  • Kelamclarn Tanm Kuramlar

    67

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    67

    mn ise szle kastedilendir. Hakikatler szle anlamlandrld iin onlara mn denmitir.26 Bunlardan anlald kadaryla Cveyn, had ile hakikat szckleri arasnda fazla bir fark grmemektedir. Kullanld yerlere gre baz farkllklar ortaya ksa bile, bir eyin haddi, hakikati, manas nedir diye sorulduunda ya da bunlar bir tanmlama cmlesinde kullanldnda ayn eyi ifade ederler.

    Cveynye gre tanm, tanmlanann, kendine zg bir nitelikle be-lirlenmesidir (ihtisas). Tanm akl ve er konularda tanmlanann zatna ve zat sfatna yneliktir. Tanm bu ekilde tanmlamasna bakarak onun anlaynn Ear ile uyutuunu syleyebiliriz. Cveynye gre tanmn amac, ayrmak ve belirginletirmektir. Farkllarn farklln, benzerlerin benzerliini bilmek ise onlar aklayan ibareleri bilmeye baldr. Maksat hakikattir, ibarenin kendisi deil. bare yazlan veya iaret edileni bilme-yen iin yazmak veya iaret etmek gibidir.27

    Cveyn tanmla ilgili bir takm artlar da belirler. Bunlar yledir: a) Tanmlanan ister akl, isterse sem bir konuda olsun tanm onun illetidir. rnein ey sabit ve mevcut diye tanmlanr. eyin ey olmasnn illeti sabit ve mevcut olmaktr. b) tanm ister akl, isterse er bir konuda olsun tard ve aksa elverili olmaldr. ey, mevcut olandr nermesinin tard, her ey, mevcuttur; aksi ise her mevcut, eydir eklindedir. Var olmayan ey deildir, ey olmayan da var deildir.28 c) Akl konulardaki tanmlarda, akl illetlerde olduu gibi tek bir niteliin kullanlmas gerekli-dir. nk tanmlanann kendisi bunu gerektirir. Akl illetler malulu gerek-tirir. Malul ayr iki nitelii birlikte gerektirmedii gibi srasyla ayr ayr da gerektirmez. Tanmlanan tek bir eydir ve iki eyle tanmlanmas, ya da illetlendirilmesi muhaldir.29 Cveyninin ne srd bu art aslnda Aristonun tanmla ilgili olarak ileri srd artlardr.30 Bu da onun Aris-tonun tanm teorisini benimsedii anlamna gelmektedir.31 Bu naklettii-miz hususlardan da aka anlalaca gibi Cveyn, Aristodan esinlenerek Earnin tanmla ilgili grlerini daha gelikin biimde ortaya koymu ve savunmutur.

    Klasik mantn tanm teorisi form olarak, Gazzal ile slam dnce-sinde iyice yerlemi ve Razi sonrasnda ise baz kelam kitaplarnn giri blmnn nemli bir unsuru haline gelmitir. Mantk alanndaki eserlerin-de tanm konusuna geni bir yer ayran Gazali bu konuyu teferruatl bir biimde ele alr ve Aristo mantnda olduu gibi tanmn cins ve fasldan meydana geldiini syler. Bu konuda kelamclarn temyizle ve temyizi

    26 Cveyn, Kfiye, s. 4.

    27 Ayn eser, s. 5.

    28 Ayn eser, s. 6.

    29 Ayn eser, s. 9.

    30 Aristo, Topikler, ev.: H. Ragp Atademir, stanbul 1989, ss. 13, 39, 172, 176. 31 Gnaltay Aristo mantna kar olanlar listesinde Cveyninin ismine de yet vermektedir.

    Bkz. Ayn makale, s. 67.

  • Do. Dr. Muhit Mert

    68

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    68

    meydana getirecek bir takm nitelikleri zikretmekle yetinip, tanm cami ve mani sz diye tanmlamalarn da eletirir. 32 Mantk alannn dnda el-Mustasf adl eserine tanm teorisi ve bilginin tanmyla balayan Gazzliye gre tanm bir eyi hem lafz, hem resm ve hem de hakiki an-lamda tanmlamalar ieren mterek bir lafz olarak kullanlr. rnein Akr nedir? sorusuna verilen, araptr cevab, lafz bir tanmdr. arap nedir? sorusu karsnda sylenen, kpk atan, sonrada ekiyen ve kp-lerde saklanan bir svdr cevab resm/betimdir. zmden sklan ve sar-ho eden bir ikidir cevab ise hakiki bir tanmdr.33 Dolaysyla bir eyin hakikatn tesbit iin, tanmlanann zat, lazm ve arz sfatlarn ayrdetmek gerekir. rnein cisim olmak bir aa iin zat, gnete glgesi olmak lazm ve rengi olmak arz vasflardr.34 Niteliklerin dnda kullanlan lafzalarn yaps bakmndan da Gazzaliye gre tanmlanan, kendisinden daha kapal olan lafzlarla (mphem) veya zddyla da tanmlanmamaldr. nk bunlarda sonuta devr/totoloji meydana gelir.35

    Gazzalnin tanmla ilgili bu sylediklerine bakarak onun ayrmdan anladnn zat nitelik olduunu syleyebiliriz. Nitekim Miyarul-lm adl eserinde ayrmn zati nitelik olduunu aka ifade etmektedir.36 Ancak onun verdii rnekte cinsi ifade eden kavram iki olarak belirtilmi, fakat arabn zmden sklmas ile sarho edici olmas eklinde iki tane temel nitelik sylenmitir. Onun bunlardan hangisini zat nitelik olarak grd ve arabn zn oluturduunu dnd belli deildir.37 Bir baka a-dan deerlendirecek olursak onun varlkta zat nitelik olduunu sylemesi onun varln tabiat hakkndaki grleriyle ne kadar uyum iinde olduu tartlabilir bir husustur. nk Gazzalinin varlk anlayna gre varln tabiat yoktur. Onun bu konuda mehur olmu rneine gre atein tabiat yakclk deil, pamuun tabiat da yanclk deildir. Acaba arabn tabiat sarho edicilik olabilir mi? Varlk hususunda byle, tanm hususunda ise baka trl bir gr ortaya atmas onun dnceleri arasnda bir eliki olduunu artrmaktadr.

    Matrid ekolne mensup bir kelamc olan Nesef, Tanm, kll-ler/tmeller vastasyla czleri/tikelleri bilmek iin konmutur. der. Tan-mn artnn da efradn cami ayarn mani olmak ve ttrad-inikas yoluyla

    32 Gazzali, Miyarul-lm, Kahire 1329, ss. 58, 151, 160. 33 Gazzl, el-Mustasf, Beyrut, ts., c. I, s. 12.

    34 Ayn eser, c. I, s. 13.

    35 Ayn eser, c. I, ss. 18-19.

    36 Gazzali, Miyarul-lm, s. 58. 37 Gazzali Miyarul-lmde sarho ediciliin ayrm olduunu ifade etmektedir (bkz. s. 58,

    152). Ancak zmden sklm olmann da arap iin zati bir nitelik olduunu ve tanmda zikretmek gerektiini de sylemektedir. Buna bal olarak Gazzali tek bir ayrmdan deil ayrmlardan bahseder. Baz ayrmlar zikredilmese, ama temyiz meydana gelse ve tanm dndrlebilir olsa da ona gre tanm eksik olur (s. 153). rnein arabn sarho edici iki olduunu syleyip, zmden skldn sylememek, baka maddelerden retilen dier sarho edicilerin de tanmn kapsamna girmesine neden olur. Demek ki ona gre bir eyin birden fazla ayrm bulunabilir ve bunlarn tanmda zikredilmesi gerekir.

  • Kelamclarn Tanm Kuramlar

    69

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    69

    denenmek olduunu syler.38 Bu ifade onun da klasik mantn tanm teo-risini form olarak benimsedii anlamna gelir. Ayrca onun bilgi konusunda yapt tanm savunurken ve dier tanmlar eletirirken kulland slup-tan ortaya kan da budur. nk o, yaplan tanmlarda cins ve fasl bul-maya, ttrad ve inikas yoluyla tanmlarn doruluunu denemeye alr. Nesef, tanmn gayesinin aklamak ve belirlemek olduunu da syler.39 Bu ise onun klasik mantktan ayrld yndr. Tanmlarda kullanlan kav-ramlarn seimi tanmlanan gereklii belirginletirmesi bakmndan nem-lidir. Bu yzden Nesefye gre dilde kullanlan lafzlarn tek bir anlama veya eitli anlamlara delaletleri mmkn olduundan dolay tanmlarda mecazi ya da mterek lafzlar kullanlmazlar. Kullanlan lafzlarn ncelikle hakiki anlamlarna delalet etmeleri gerekir. nk zihin ncelikle hakiki anlama gider, sonra karineler yoluyla dier anlamlara intikal eder. Bu da zihinde bir karklk meydana getirir. Eer tanmda bu trden lafzlar kul-lanlrsa bu, tanmn gayesini gerekletirmez.40

    Bu konuyu problem eden kelamclardan dier ikisi de Fahreddin Razi ile Kad Beyzavidir. Razi El-Muhassal ve Beyzavi de Tavliul-envr adl eserlerinin giri ksmna tanm teorisini koyarak tanmn, tanmlanann btn fertlerini amil olmas ve onu bakalarndan ayrmas iin umum ve hususlukta denk olmas gerektiini sylerler. Bir ey, aklk ve kapallkta kendisinin dengiyle (rnein ift, tek olmayan saydr), kendisiyle (rnein hareket, nakildir, insan, beerdir) daha kapal olanla (rnein gne, gn-dz yldzdr), mertebelerle (rnein iki, ilk ift saydr), ilgisi olmayanla (rnein ate, nefse benzeyen asldr) tanmlanamaz. Tanmda en genel olann ncelenmesi, garip, mecaz ve tekrar ifade eden lafzlarn kullanl-mamas gerekir. zafetli tanmlarn (rnein babann, nutfesinden kendi trnden bir baka ahsn tredii canl diye tanmlanmas) ise bazen ka-nlmaz olduunu sylerler.41 Gerek Nesefinin, gerekse Razi ve Beyzavinin tanmn ilgili olarak ne srdkleri artlar, yine Aristonun ne srd artlardr.42 Bu da onlarn bn Sina ve Farabi kanalyla klasik man-tktan ve dolaysyla Aristodan ne kadar etkilendiklerini gstermektedir.

    Razi geleneine bal bir dier Eari kelamc olan mid de, tanmn cins ve fasl esasna gre yaplmas gerektiini syler. Onun be tmeli (cins, tr, fasl, hassa ve ilinti/araz) tanmlay ve tanmlar be tmele gre snflandr43 da klasik mantn tanm teorisini ne kadar benimsedi-ini gstermektedir.

    38 Nesef, Tabsra, s. 10.

    39 Ayn eser, s. 12.

    40 Ayn eser, ss. 12-13, 14.

    41 Rz, Muhassalu Efkril-mtekaddimn vel-mteahhirn, tahk.: Taha A. Sad, Beyrut 1984, s. 29; Kad Beydv, Tavliul-envr, tahk.: Abbas Sleyman, Beyrut 1991, ss.56-57.

    42 Bkz. Aristo, Topikler, ss. 30-31, 170-171, 180-181, 200-202.

    43 mid, el-Mbn, ss. 73-74.

  • Do. Dr. Muhit Mert

    70

    orum lahiyat Fakltesi Dergisi, 2002/2

    70

    Sonu

    Verdiimiz bilgilerden hareketle bata ortaya koymu olduumuz problemlere cevap arayacak olursak unlar syleyebiliriz:

    1-Tanmn formu ve enstrmanlar bakmndan Earden itibaren kelamclarn genellikle klasik mantn tanm teorisine sadk kaldklar bir gerektir. Aristo mantna ilk dnem Eari kelamclarn kar ktklar iddias da pek doru grnmemektedir. zellikle Eari ve Cveyni iin bu byledir. Sadece Bakllaninin kar ktn kabul edebiliriz. Eari nce-sinde Aristo mantna kar kanlarn Mutezililer ve zellikle de Cbbiler olduu verdiimiz bilgilerden anlalmaktadr.

    2-Buna bal olarak Gazzaliden nce Aristo mantnn kelamda kul-lanlmad iddias da gerei yanstmamaktadr. Earinin gr olarak sunduumuz bilgiler ikinci el kaynaktan olduundan dolay eletirilebilir, ama kendi eserinden yaptmz alntlar Cveyninin Aristo mantn kul-landn aka gstermektedir.

    3-Kelamclarn bir takm kavramlarla ilgili olarak yaptklar tanmlar, kabul ettikleri tanm teorilerine gre deerlendirmek, eletirel dncenin zorunlu bir yntemi olacaktr. Aksi takdirde yaplan eletirilerin anlam olmayacaktr. Buradan hareketle Eari ve Matridilerin, Mutezililerin yap-t baz tanmlara rnein bilgi tanmlarna- getirmi olduklar eletiriler, kendi mantk anlaylarna gre olduundan isabetli deildir.

    zet

    Bu makale kelamclarn bir tanm kuramna sahip olup olmadklarn, varsa tanmla ilgili nelere dikkat ettiklerini ve bunun felsefi kkenini tartmaktadr. Kelamclarn bir tanm bir tanm kuram olup olmadn ve tanmlarda nelere dikkat ettiklerini tartmak, onlarn kelami kavramlar iin yaptklar tanmlar deerlendirmede pratik bir fayda salayacaktr. nk bunun renilmesi, belirli bir kurama bal kalarak yaplan tanmlarn baka bir kurama gre de-erlendirilmesi yanlln nleyecektir.