104
MİKROİKTİSAT TEMEL ÇERÇEVE DERS NOTLARI I- GİRİŞ MİKROİKTİSADIN KONUSU VE MİKROİKTİSADİ ANALİTİK YAKLAŞIMIN TEMEL ÇERÇEVESİ Bilindiği gibi ekonomi biliminin temel sorunsalı kıt kaynaklarla, sınırsız olduğu varsayılan insan ihtiyaçlarının nasıl giderileceğidir. İnsan ihtiyaçlarının sınırlanamayacağı varsayımı altında burada iki amaç ortaya çıkar. Birincisi varolan ihtiyaçların mevcut kaynaklarla en iyi şekilde nasıl giderileceği (burada kaynakların optimal dağılımı incelenir. Optimal mal bileşimi, optimal girdi bileşimi gibi), ikincisi ise mevcut kaynakların miktarına etki eden faktörlerin incelenerek mevcut üretimin nasıl artırılacağıdır. Mikroiktisatta bir bütün olarak ekonomiyi oluşturan birimlerin ve kısımların davranışının ekonomik analizi yapılır. Makroiktisatta toplulaştırılmış iktisadi değişkenler (toplam talep, toplam tüketim, toplam arz gibi) analiz edilirken, mikroiktisatta birey veya birim talebi, firma veya endüstri arzı gibi kısmi analizler yapılır. Gerek makroiktisadi ve gerekse mikroiktisadi yaklaşımlarda tüm ekonomik birimlerin Homo Economicus’luk davranışını (yani iktisadi insan davranışını veya rasyonellik prensibini) göstereceği varsayılır. Mikroiktisadi analiz ile makroiktisadi analizin analitik yaklaşımları birbirlerinden farklılık gösterir. Mikroiktisadi analizde inceleme konusu olan mikroiktisadi değişkenin ilişki içerisinde olduğu iktisadi değişkenlerle bağlılıkları analiz edilirken oldukça standart bir analiz yaklaşımı uygulanır. Örneğin: Bir mikroiktisadi analiz konusu olan bir bireyin bir mala olan talebini ele alırsak, burada önce bireyin ilgili mala olan talep miktarı üzerinde etkili olan

mikro iktisat ders notları

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: mikro iktisat ders notları

MİKROİKTİSATTEMEL ÇERÇEVE DERS NOTLARI

I- GİRİŞ

MİKROİKTİSADIN KONUSU VE MİKROİKTİSADİ ANALİTİK YAKLAŞIMIN TEMEL ÇERÇEVESİ

Bilindiği gibi ekonomi biliminin temel sorunsalı kıt kaynaklarla, sınırsız olduğu varsayılan insan ihtiyaçlarının nasıl giderileceğidir. İnsan ihtiyaçlarının sınırlanamayacağı varsayımı altında burada iki amaç ortaya çıkar. Birincisi varolan ihtiyaçların mevcut kaynaklarla en iyi şekilde nasıl giderileceği (burada kaynakların optimal dağılımı incelenir. Optimal mal bileşimi, optimal girdi bileşimi gibi), ikincisi ise mevcut kaynakların miktarına etki eden faktörlerin incelenerek mevcut üretimin nasıl artırılacağıdır.

Mikroiktisatta bir bütün olarak ekonomiyi oluşturan birimlerin ve kısımların davranışının ekonomik analizi yapılır. Makroiktisatta toplulaştırılmış iktisadi değişkenler (toplam talep, toplam tüketim, toplam arz gibi) analiz edilirken, mikroiktisatta birey veya birim talebi, firma veya endüstri arzı gibi kısmi analizler yapılır.

Gerek makroiktisadi ve gerekse mikroiktisadi yaklaşımlarda tüm ekonomik birimlerin Homo Economicus’luk davranışını (yani iktisadi insan davranışını veya rasyonellik prensibini) göstereceği varsayılır.

Mikroiktisadi analiz ile makroiktisadi analizin analitik yaklaşımları birbirlerinden farklılık gösterir.

Mikroiktisadi analizde inceleme konusu olan mikroiktisadi değişkenin ilişki içerisinde olduğu iktisadi değişkenlerle bağlılıkları analiz edilirken oldukça standart bir analiz yaklaşımı uygulanır. Örneğin: Bir mikroiktisadi analiz konusu olan bir bireyin bir mala olan talebini ele alırsak, burada önce bireyin ilgili mala olan talep miktarı üzerinde etkili olan iktisadi değişkenleri tanımlayarak soyut bir model oluşturmamız gerekir. Talep edilecek miktar bağımlı değişken olmak üzere, talep edilecek miktar üzerinde etkili olduğunu varsaydığımız değişkenleri de bağımsız değişkenler olarak tanımlarız.

Bir malın talebini (D), miktarını da (Q) ile simgeleştirirsek, talep edilecek miktarı QD olarak gösterebiliriz.

Bu talep miktarı (QD) üzerinde etkili olan değişkenlerinde şunlar olduğunu kabul edelim:

a- İlgili malın fiyatı (P)b- Talep edilen malın tamamlayıcısı veya rakibi olan malın fiyatı (PD)c- Talep eden bireyin gelir düzeyi (G)

Page 2: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

d- Talep eden bireyin zevk ve tercihleri (Z)e- Talep eden bireyin geleceğe yönelik beklentileri (B)

Bu durumda talep fonksiyonunu şu şekilde oluştururuz.

QD = f(P, PD, G, Z, B)

Burada talep miktarı (QD) bağımlı değişken, talep edilen miktar üzerinde etkili olduğunu varsaydığımız değişkenler ise bağımsız değişkenler olarak tanımlanır.

Burada şu sorun ortaya çıkar. Bir bağımlı değişken birden çok bağımsız değişkene bağlı olduğu durumda, herhangi bir bağımsız değişkendeki değişmenin bağımlı değişken üzerinde nasıl bir etki yapacağını (artırıp veya azaltacağını) bilmemiz mümkün olmayacaktır. Örneğin; ilgili malın fiyatının düştüğü bir dönemde tüketicinin geliri de azaldı ise talep miktarının bundan nasıl etkilendiğini bilmemiz mümkün değildir. Bu nedenle mikroiktisadi analizde herhangi bir bağımsız değişkenin değişmesinin bağımlı değişkeni ne yönde ve nasıl etkilediğini bilebilmek için diğer bağımsız değişkenlerin değişmediği varsayılır. Buna “Ceteris Paribus” varsayımı denir.

Şimdi, talep miktarı üzerinde etkili olan malın fiyatı dışındaki diğer değişkenlerin değişmediği varsayımı altında bir malın fiyatının değişiminin talep miktarı üzerinde nasıl etkili olduğuna bakalım.

QD = f (P, PD, G, Z, B )

Bu durumda talep edilecek miktar sadece malın fiyatına bağlı olacaktır.

QD = f (P)

Yine burada malın fiyatındaki değişmelerin talep edilecek miktarını ters yönde etkilediğini varsayalım. Varsayalım diyoruz çünkü; bazen malın fiyatının değişimi bazı mallara özgü olmak üzere talep miktarını aynı yönde değiştirir. Yani malın fiyatı arttığında talebi artar, fiyatı düştüğünde talebi düşer (Giffen Mallar). Bazı özel mallar dışında bir malın fiyatının değişimi talep edilecek miktarını ters yönde etkiler. Bu duruma Talep Kanunu denir. Yani talep kanunu Ceteris Paribus varsayımı altında geçerli bir kanundur.

Böyle bir ilişkiyi biz de kabul edelim. Yani diğer koşullar sabitken bir malın fiyatı arttığında talep edilen miktar düşer, fiyatı düşünce de artar varsayalım.

Bir malın fiyatı sıfır olduğunda (serbest mal olduğunda) tüketicimizin bu malı 100 birim tükettiğini kabul edelim (Serbest malda tüketici toplam faydası maksimum yani marjinal faydası sıfır oluncaya kadar tüketir). Eğer malın fiyatı olursa da bir birim fiyat yükselmesinin tüketicimizin tükettiği miktarı 2 birim azaltacağını varsayalım. Bu durumda talep fonksiyonumuz;

QD =100-2P şeklinde olacaktır.

4

Page 3: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Fonksiyonumuzda talep miktarı bağımlı değişken olmak üzere; fonksiyondaki 100 malın fiyatı sıfır iken talep edilen miktarını, -2 ise bağımsız değişken olan fiyatın değişiminin miktar üzerinde yaratacağı etkinin derecesini, 2’nin önündeki (-) işareti ise fiyatın miktarı ters yönde etkileyeceğini gösterir.

Bu matematiksel ilişkiyi geometriksel olarak gösterirsek;

Talep eğrisi şekildeki gibi olacaktır. Malın fiyatı (P) sıfır iken 100 birim talep edilecek. Fiyattaki her birim artış 2 birim miktarı azaltacağından P=50 olduğunda mal hiç talep edilemeyecektir.

Burada talep eğrisinin eğimi meselesi karşımıza çıkacaktır. “Herhangi bir eğrinin eğimi dikey eksende yer alan değişkendeki değişmenin, yatay eksende yer alan değişkendeki değişmeye oranı (bölümü) ile bulunabilir.”

Fonksiyonumuzda fiyatın miktarı etkileme gücü 2 olduğunda bir birim fiyat yükselmesi 2 birim miktarı azaltır. Bu durumda QD=100-2P şeklindeki bir talep

fonksiyonuna göre çizilmiş talep eğrisinin eğimi olacaktır.

Yani miktar bağımlı değişken olarak verilmiş bir talep fonksiyonunda bağımsız değişken olan P’nin önündeki katsayının tersi talep eğrisinin eğimini

verir. Katsayı –2 ise eğim - dir.

Aslında bir fonksiyonel ilişkinin geometrik gösteriminde bağımlı değişkenin dikey eksende, bağımsız değişkenin ise yatay eksende gösterilmesi gerekir. Dikkat edilirse talep eğrisi elde edilirken gösterim ters yapılmıştır.

P

Q

D

1000

50

P2

Q2

P11ΔP

2ΔQ

Q1

1

5

P

QD

1000

50

Page 4: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Bağımlı değişken olan miktar yatay eksende, bağımsız değişken olan fiyat ise dikey eksende gösterilmiştir. Bu Alfred Marshall’ın yaptığı bir gösterimdir. A. Marshall talep eğrisi ile marjinal fayda eğrisini özdeş kabul etmiştir. Bir malın tüketim miktarı arttıkça marjinal faydası azalır. Fiyat sıfır iken yapılan tüketimde toplam fayda maksimum, marjinal fayda sıfır olacağından talep eğrisi aynı zamanda ilgili malın marjinal fayda eğrisi olur. Yani dikey eksende P’nin yanısıra Marjinal Fayda (MU) da gösterilirse; fiyat düştükçe tüketim artar ve marjinal fayda azalır.

Talep fonksiyonunu A. Marshall gibi göstermeseydik;

QD=100-2P fonksiyonunda miktarı dikey eksende, fiyatı yatay eksende

gösterseydik eğim veya den –2 olacaktı.

Eğim tan açısının değerine eşit olacaktı.

tan = =

0Q

D=MU

(MU)P

6

Q

P

D

100

050

αb

a

Page 5: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

O zaman da fonksiyonumuzun içinde görülen bağımsız değişkenin önündeki katsayı olan -2 talep eğrisinin eğimi olacaktı.

Ancak talep eğrileri böyle gösterilemeyeceğinden, talep fonksiyonlarındaki fiyatın önündeki katsayıların tersi eğimi verecektir.

Talep eğrilerine ilişkin bu gösterim özelliği arz eğrisi için de geçerlidir. Yine arz eğrisi elde edilirken bağımlı değişken olan miktar yatay eksende, fiyat dikey eksende gösterilir.

Örneğin; QS=10+2P şeklindeki bir arz fonksiyonunu çizersek;

Fonksiyonu yukarıdaki gibi verilmiş bir arz eğrisinin eğimi

’den 0,5 olacaktır.

İncelediğimiz arz ve talep eğrileri birer doğrusal fonksiyonlardır. Bağımsız değişkendeki değişmeler bağımlı değişkeni daima sabit bir katsayı ölçüsünde etkiler.

Y= a-bx veya Y= a+bx tipindeki fonksiyonlar doğrusal fonksiyonlardır.

Y= a+bx veya Y=a-bx tipindeki fonksiyonların eğimini bulmak istersek,

dikey eksende Y, yatay eksende X’in gösterilmesi gerekeceğinden eğim=

ya da olacaktır. Bu da bağımlı değişken olan Y’nin, bağımsız değişken olan

X’e göre alınmış türevinden başka bir şey değildir. O halde Y= a-bx

fonksiyonunun eğimi; -b olacaktır.

Talep ve arz fonksiyonlarımız eğri olarak gösterilirken bağımlı ve bağımsız değişkenler ters gösterildiğinden;

Örneğin; QD=100-2P fonksiyonunun türevini aldığımızda bulacağımız -2

eğim olmayıp, eğim= olacaktır. Ya da fonksiyonda fiyatı bağımlı değişken

haline getirirsek elde edeceğimiz “ters talep fonksiyonunun” türevi eğimi verir.

QD=100-2P ise P= 50-0,5Q olur. Türevi olan 0,5 eğimi gösterir.

Eğim konusundaki bu bilgilerimizi doğrusal olmayan fonksiyonlara da uygulayabiliriz.

7

P

Q

S

0

P2

Q1

P1

1ΔP

2ΔQ

Q210

Page 6: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Y=20X-2x2 şeklinde doğrusal olmayan bir fonksiyon verilmiş olsun.

Bir eğrinin eğimi sabit olmayıp, her noktasında farklı bir eğimi olacaktır. Bir eğrinin herhangi bir noktasındaki eğimi o noktadan teğet geçen doğrunun eğimine eşit olur.

Fonksiyonumuzun türevini alarak eğimini görürsek;

=20-4x olacaktır. Bu da her X düzeyine karşılık gelen farklı bir eğim

olacağını gösterir.

Örneğin;

x=1 iken eğim 16

x=2 iken eğim 12

x= 3 iken eğim 8

x= 4 iken eğim 4

x= 5 iken eğim 0 olacaktır.

Eğrimiz azalarak artan (yani eğimi gittikçe azalan) bir eğridir. Bir eğrinin herhangi bir noktasındaki eğimi o noktadan teğet geçen doğrunun eğimine eşit olur demiştir.

Y=f(x) fonksiyonunun maksimum noktasında x=5 iken eğimi sıfırdır.

Eğriye teğet geçen doğrunun eğimi bilinirse türev değerine eşitlenerek eğrinin o düzeyindeki bağımsız değişken miktarı bulunabilir.

Varsayalım B noktasındaki teğetin eğiminin 12 olduğunu biliyoruz.

iken20-4x=12

4x=8

Bu bilgilerimizle fonksiyonumuzun maksimum düzeyindeki bağımsız değişken miktarını bulmak istersek şu kuraldan yararlanırız. ‘Herhangi bir

8

y

xo

y=f(x)

veya

y

xx

maksimum

y

xx

minimum

A

BA

CA

DA

Emax

1 2 3 4 5

161121618

4

0 1 2 3 4 5

dy

dx

x

x

y

Page 7: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

eğrinin maksimum veya minimum noktasında teğet geçen doğrunun eğimi yani eğrimizin eğimi sıfır olacaktır.’

Örnek fonksiyonumuzun hangi X düzeyinde maksimum olduğunu hesaplayalım;

20-4x=0

4x=20

x= x= 5 iken maksimumdur.

Not: Birbiriyle kesişen veya teğet olan iki doğru veya bir eğri ile bir doğru veya iki eğrinin o noktasındaki bağımlı ve bağımsız değişken değerleri aynı olacaktır.

Örneğin: Talep fonksiyonu QD= 100 - 2P

Arz fonksiyonu QS= 20 + 3P ise;

QD= QS

100-2P=20+3P

5P=80

P=

QS= 20+3.16=68

QD=100-2.16=68

9

P

Q

E

S

D

0 20 Q=68 100

50

P=16

Page 8: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

II- FAYDA, FAYDA TEORİLERİ,

TÜKETİCİ DENGESİNİN OLUŞUMU

ve TALEP ANALİZİ

Fayda ve Fayda Fonksiyonu:

Giriş kısmında bahsettiğimiz üzere mikroiktisadi inceleme konuları fonksiyonel ilişki tekniği ile ele alınarak incelenir. Bu bakımdan fayda ile ilişkili olduğu düşünülen değişkenler tanımlanmalıdır

Faydanın tüketim sonucu elde edilen doyum olduğunu biliyoruz. Fayda bağımlı değişken olmak üzere bir fonksiyon oluşturursak;

U=f(XYZ...n) fonksiyonunda U faydayı (XYZ...n) ise tüketilen değişik mal ve hizmetleri gösterdiğinde U bağımlı değişken, (XYZ...n) ise bağımsız değişkenlerdir. Yine bağımsız değişkenlerle bağımlı değişken arasındaki ilişkileri analiz etmek için (ceteris paribus) varsayımını kullanıp, diğer malların tüketim miktarı sabitken bir malın tüketimi artırıldığında fayda üzerinde oluşturacağı etkiler incelenebilir.

Bu incelmeye geçmeden önce fayda fonksiyonuna ait özelliklerden bahsetmekte yarar vardır.

Fayda Fonksiyonunun Özellikleri:

a- Fayda fonksiyonu malların ve hizmetlerin tüketim miktarının artan fonksiyondur. Yani pozitif eğimli bir fonksiyondur.

b- Diğer malların tüketim miktarı sabitken belli bir zamanda bir malın tüketim miktarı artırıldıkça toplam fayda “azalarak artar.” Yani marjinal fayda azalır. (Bu durumu birazdan sayısal ve geometriksel olarak inceleyeceğiz.)

c- Her bireyin fayda fonksiyonu birbirinden bağımsızdır (dışsallık yoktur).

d- Bir malın faydası her birey için farklıdır.

e- Fayda fonksiyonu “sürekli” ve “iki kez türevi alınabilir” fonksiyonudur.

Fayda Teorileri:

Faydaya ilişkin iki önemli teori vardır. Bunlardan birincisi faydanın ölçülebilir bir olgu olduğu varsayımından hareket eden Kardinalist yani sayısalcı yaklaşım, diğeri ise faydanın ölçülemeyen fakat sıralanabilen bir olgu olduğu varsayımından hareket eden Ordinalist yani sırasalcı yaklaşımdır.

Kardinalist yaklaşıma göre;

a- Fayda teorik bir ölçü birimiyle (util) ölçülebilir. b- Fayda objektif bir kavramdır, bireyden bireye değişmez.c- Bireylerin tek tek faydalarının toplamı toplam faydaya eşittir. d- Birey bir malın tüketimini artırırken, tüketeceği her ek birimin

kendisine sağlayacağı faydayı sayısal olarak bilir.

10

Page 9: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

e- Malların tek başına tüketilmeleri durumunda sağladıkları fayda ile birlikte tüketilmeleri durumunda sağlayacakları fayda arasında fark yoktur.

Bu yaklaşımın önde gelen isimleri; Gossen, Jewons, Walras’tır. Sayısalcılar tüketici dengesini incelerken dengenin oluşumunu sayısal bir yöntem olan “eş marjinal fayda” ilkesi ile açıklamaya çalışırlar (Birazdan sayısal yaklaşımla dengenin oluşumunu yani, tüketicinin belli bir parasal bütçesi ile faydasını maksimize ettiği durumu inceleyeceğiz).

Ordinalist yaklaşıma göre:

a- Fayda ölçülemez, sıralanabilir.

b- Mallar sağlayacakları faydalar açısından büyüklük - küçüklük sıralamasına sokulabilir. Ancak aralarındaki fark sayısal olarak bilinemez.

c- Fayda objektif değil, subjektif bir kavramdır. Bir malın faydası bireyden bireye farklılık gösterir.

Ordinalist yaklaşım tüketici dengesinin oluşumunu “sıralama mantığına” dayanan “farksızlık eğrileri” ile açıklamaya çalışır.

Ordinalist görüşün önde gelen isimleri; Edgeworth, Antonelli ve Fisher’dir.

Şimdi tekrar Kardinalist görüşe dönelim ve tüketici dengesinin oluşumunu bu görüş açısından inceleyelim.

Kardinalistlerin tüketici dengesinin oluşumuna ilişkin varsayımları:

a- İnceleme döneminde tüketicinin bütçesi sabittir.

b- İnceleme döneminde tüketicinin tükettiği malların fiyatları sabittir.

c- İnceleme döneminde tüketicinin zevk ve tercihleri sabittir.

d- Tüketici tüketeceği malın her ek biriminin kendisine sağlayacağı faydayı yani malın marjinal faydasını sayısal olarak bilmektedir.

e- Bir malın tüketiminin artırılması durumunda her ek birimin faydası yani marjinal fayda giderek azalacaktır. Azalan marjinal fayda ilkesi tüm mal ve hizmetler için geçerlidir (I. Gossen Yasası).

Fayda fonksiyonumuzu tekrar yazarsak; U=f(XYZ...n). Burada diğer malların tüketim miktarının sabit olduğunu varsayalım. Tüketimi artırılan mal X malı olsun. X malının tüketiminin artırılmasının bağımlı değişken olan U üzerindeki etkilerini inceleyelim.

Tüketicimizin susamış bir insan olduğunu ve belli bir zamanda sadece su içerek bu ihtiyacını gidermeye çalıştığını düşünelim.

X (İçilen su Bardak) Toplam Fayda (U) Marjinal Fayda (MU)0 0 01 5 52 9 43 12 34 14 25 15 16 15 0

11

Page 10: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

7 14 -1

Burada marjinal faydanın, X tüketimindeki birim değişikliğin toplam

faydada yaratacağı değişikliğe eşit olduğunu yani; MU= , bununda toplam

fayda fonksiyonun artış hızını yani eğimini vereceğini söyleyebiliriz.

Öyleyse yukarıdaki verilere göre toplam ve marjinal fayda fonksiyonlarını oluşturalım.

Toplam fayda fonksiyonu “azalarak artan” bir fonksiyon olarak karşımıza çıkar. Her noktasında eğimi farklı olan bu fonksiyonda belli bir noktanın eğimi

o noktadan teğet geçen doğrunun eğimine eşit olacaktır. Bu da ile

hesaplanacağından toplam fonksiyonun eğiminin marjinal fonksiyona eşit

olacağı görülür. (mu= )

Bu durumda marjinal fayda sıfır iken toplam fayda maximum değerinde olacaktır.

Tüketici burada ek bir birim daha tüketmek istemeyecektir. Peki marjinal faydanın her ek birimde azaldığını ve tüketicinin her yeni birim tüketimden alacağı faydayı bildiğini varsayalım. Bu durumda tüketici ek birimi elde etmek için ödeyeceği fiyat ile alacağı fayda oranını kıyaslayarak bu malı mı yoksa başka bir malı mı tüketeceğine karar verebilir.

Örneğin: Malın bir biriminin fiyatı 50 olsun ve tüketici bu maldan belli bir miktar tüketirken, tüketeceği ek birimden 100 birim marjinal fayda alabileceğini bilsin. Bu durumda bu tüketim düzeyinde mala harcayacağı son lira ile 2 birim fayda alacağı açıktır.

Fiyatı yine 50 lira olan başka bir maldan tüketeceği ek birimden 150 birim marjinal fayda alabileceğini bilen bu tüketici, birinci mal yerine bu ikinci maldan tüketmek isteyecektir.

12

Uy

x

max

x

Uy

1

15A

12

14

9

5

2 3 4 5 6 70

mu

5

0 2 3 4 51 6 7

mu

4

3

2

1

Page 11: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Buradan yola çıkarak Kardinalist yaklaşıma göre tüketicinin dengesinin oluşumunu yani, belli bir parasal bütçesi ile optimal mal tüketim bileşimini oluşturmasını ve fayda maximizasyonunu inceleyelim.

Tüketicimizin sabit bütçesinin 400 birim TL olduğunu varsayalım. Tüketicimizin tükettiği X ve Y gibi her iki malın fiyatı da 50 TL olsun. Her malın tüketiminin artırılması sonucunda her ek birimin vereceği faydanın azalma derecesi aynı olmayacaktır. Tüketimi artırılacak olan bu iki malın marjinal faydalarının azalan değerleri aşağıdaki gibi olsun.

Marjinal FaydalarMiktarı Fiyatı 1 2 3 4 5 6 7 8

X 50 110 70 50 40 30 20 9 4Y 50 110 100 80 70 50 40 20 9

Tüketicimiz “Homo Economicus”luk varsayımı gereği tüm parasını harcayarak kendisine en yüksek fayda sağlayan mal bileşimini seçmek isteyecektir. Dilerse tüketicimiz sadece tüm parasını bir mala da harcayabilir. Burada birkaç farklı tüketim seçeneğinin vereceği toplam fayda değerlerini araştıralım.

1- Tüm parasıyla sadece X malı alırsa 8 birim X alabilir. Bu durumda toplam faydası;

110+70+50+40+30+20+9+4=333 birim olur.

2- Bu kez tüm parasıyla Y malı aldığını varsayalım. Yine 8 birim Y alabilecektir. Bu durumda toplam faydası;

110+100+80+70+50+40+20+9=479 birim olur.

3- Bu kez her iki maldan da 4’er birim aldığını varsayalım. Bu durumda toplam faydası;

X için: 110+70+50+40=270

Y için: 110+100+80+70=360

Toplam= 630 olur. Peki tüketicimizin bu bütçesi ile alabileceği en yüksek fayda bu mudur? Tüketicimiz kendisine en yüksek faydayı sağlayan mal bileşiminin hangisi olduğunu nasıl bilebilir? İşte burada Kardinalistler bu durumun “eş marjinal fayda” ile bulunacağını ileri sürerler. Yani tüketici mallara harcadığı son lira ile mallardan sağladığı marjinal faydaları eşitlemişse dengededir ve fayda maksimizasyonunu sağlamıştır (II. Gossen Yasası).

Yukarıdaki verilere göre tüketicimiz X malından 3, Y malından 5 birim tüketmelidir. Malların fiyatları 50 ve tüketicimizin bütçesi de 400 birim TL olduğundan bu tüketimi yaparsa tüm bütçesini de harcamış olacaktır. Peki bu seçenek için tüketicimizin toplam faydasına bakalım;

X için: 110+70+50=230

13

Page 12: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Y için: 110+100+80+70+50=410

Toplam= 640

Görüldüğü gibi tüketicimize en yüksek toplam faydayı sağlayan tüketim bileşimi bu olacaktır. Çünkü son birimlere harcanan bir liralar ile alınan marjinal faydalar eşitlenmiştir. Bu son seçenek için;

olmuştur.

Bir önceki tüketim bileşimi seçeneğimizde bu eşitliği görememiştik. X ve Y 4’er birim tüketildiğinde son birimlere harcanan bir liralar ile alınan faydalar eşit olmuyordu. Son birimler için;

ve oluyor ve görüldüğü gibi Y malı harcanan son

lira ile daha yüksek marjinal fayda sağlıyordu. Bu durumda tüketicimiz rasyonellik prensibi gereği Y malının tüketimini artırıp X malını azaltacaktır.

Sonuçta Kardinalistlere göre tüketicinin dengeye gelmesi sayısal olarak ölçülebilen marjinal faydaları eşitleme davranışlarıyla sağlanır.

Bu kez iki mal için tüketici dengesinin sağlanmasını ordinalist yaklaşım çerçevesinde ele alalım. Ordinalistler tüketici dengesinin oluşumunu farksızlık eğrileri ile incelerler.

Farksızlık Eğrisi: Tüketiciye aynı tatmin düzeyini sağlayan, iki malın değişik tüketim bileşimlerinin geometrik yeridir.

Farksızlık eğrileri ölçülebilir bir tatmin miktarını değil, sadece karşılaştırılabilir bir tatmin düzeyini ifade ederler.

Farksızlık Eğrilerinin Özellikleri:

1- Farksızlık eğrisi üzerindeki bütün noktalar aynı tatmin düzeyini gösterir.

2- Orijine göre daha uzakta olan daha yüksek bir tatmin düzeyini gösterir. 3- Mal düzleminde her tüketicinin kendi tercih sıralamasını yansıtan

sonsuz sayıda farksızlık eğrisi vardır. 4- Farksızlık eğrileri birbirini kesmezler. Ancak iki malın birlikte kullanılma

zorunluluğu yoksa eksenleri kesebilirler. 5- Farksızlık eğrileri negatif eğimlidirler. Çünkü aynı tatmin düzeyinde

kalabilmek için bir maldan tüketilen miktar azaltıldığında, diğer malın tüketim miktarı artırılmalıdır. Yani negatif eğimli olmasının nedeni malların birbiri yerine ikame edilmesidir.

14

Y

X0

Y1

Y2

Y3

X1 X2 X3

AX

B

C

D

Page 13: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

6- Farksızlık eğrileri orijine göre dışbükeydirler. Bu durum “Azalan marjinal ikame oranı kavramı” ile açıklanabilir. Dışbükeyliğin nedeni; aynı eğri üzerinde kalındıkça tüketilen mallardan birinin miktarı azaltıldığı zaman toplam faydanın azalmaması için diğer mal miktarının artırılması gerekecektir.

Sürekli ikame yapıldığında tüketimi azaltılan maldan her defasında daha büyük bir marjinal fayda kaybı yaşanırken, yerine ikame edilen maldan her defasında daha az bir marjinal fayda elde edilecektir. Bu durumda tüketimi azaltılan malın her birimi yerine tüketimi artırılan maldan her defasında daha çok tüketmek gerekecektir. O halde mallardan birinin tüketimi azaltılıp diğer malın tüketimi artırılırken ikame oranı (birbiri yerine kullanılma oranı) sabit kalmayıp azalacaktır.

Marjinal İkame Oranı: Aynı fayda düzeyini koruyabilmek için, bir malın bir biriminden vazgeçildiği zaman öteki maldan ikame edilmesi gereken miktarı ifade eden bir kavramdır.

olarak

hesaplanır.

A noktasından B noktasına geçişte marjinal ikame oranı;

dir.

B’den C’ye geçişte marjinal ikame oranı;

0,5 dir.

Görüldüğü gibi bir farksızlık eğrisi üzerinde yukarıdan aşağıya doğru hareket edildikçe, dikey eksende yer alan malın yatay eksendeki mal ile marjinal (yani ilave) ikame oranı düşmektedir. Bunun nedeni “azalan marjinal fayda ilkesi”dir.

Farksızlık eğrisine bakınca iki malın birlikte toplam faydasını gösteren bu fonksiyonun azalan eğimli bir fonksiyon olduğunu ve her noktasındaki eğimin farklı olacağını söyleyebiliriz. Çünkü ancak bir doğrunun her noktasındaki eğimi aynıdır.

Farksızlık eğrisinin her nokta için eğimi ile yani marjinal ikame oranı

ile ölçülür.

Çünkü farksızlık eğrisinin eğimini belirleyen marjinal ikame oranıdır.

İkame oranı hiç değişmese, sabit kalsaydı, eğim de sabit olurdu.

15

A

B

C

0

2

4

6

2 4 8 X

Y

Page 14: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

O halde farksızlık eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın eğimi o noktadan teğet geçen doğrunun eğimine eşit olacaktır.

Yine marjinal ikame oranının derecesi, yani farksızlık eğrisinin eğimi o nokta itibariyle malların marjinal faydalarının birbirine oranına eşit olacaktır. B noktasındaki ikamede 2 birim Y malı azaltılmasında 4 birim X malı artırarak aynı toplam faydayı koruyabiliyorsak o noktada Y’nin marjinal faydasının X’in marjinal faydasının 2 katı olduğunu söyleyebiliriz. O zaman B noktası için marjinal ikame oranı;

şeklinde yazılır.Burada ikame oranını belirleyen

X malının marjinal faydasının, Y malının marjinal faydasına oranıdır.

Örneğin; B noktasında X malının marjinal faydası 50, Y malının marjinal

faydası 100 ise marjinal ikame oranı olacaktır. Yani bir birim Y

azaltıldığında aynı fayda düzeyini koruyabilmek için 2 birim X malı artırılması gerekecektir. O halde toparlarsak “farksızlık eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın eğimi marjinal ikame oranına yani, o noktadan teğet geçen

doğrunun eğimi olan ’e eşittir.

Tipik farksızlık eğrilerinde dikey eksende yer alan malın, yatay eksende yer alan mal ile marjinal (ilave) ikame oranı gittikçe azalacağından farksızlık eğrisinin eğimi gittikçe azalacak ve eğri dışbükey bir yapıda olacaktır.

Bunun yanı sıra belli varsayımlar altında farklı tiplerde (atipik) farksızlık eğrileri de olabilecektir. Şimdi bunları inceleyelim:

a- Malların Birbirinin Tam İkamesi Olduğu Durumda Farksızlık Eğrileri

Mallardan biri horoz eti, biri tavuk eti gibi birbirlerini tam ikame edebilen mallar söz konusu olduğunda farksızlık eğrisi doğrusal ve eksenleri kesebilen bir eğri olacaktır. Dolayısıyla marjinal ikame oranı sabit kalacaktır.

b- Birbirini İkame Edemeyen Malların Farksızlık Eğrileri

Mallardan biri ayakkabının sağ teki, diğeri sol teki olduğunda aralarında bir ikame söz konusu olmayacağından farksızlık eğrisi köşeli bir biçimde olacaktır.

16

0

Horoz eti

Tavuk eti

Page 15: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Farksızlık eğrilerinin değişik tiplerini de gördükten sonra tekrar tüketicimizin davranışını incelemeye dönelim. Her tüketicinin kendine ait bir farksızlık eğrileri sistemi olacaktır. Tüketicinin zevk ve tercih yapısını yansıtan bu farksızlık eğrileri sistemi iki mal düzleminde mallara ilişkin tercih yapısına göre eksenlerdeki yer alan mallardan herhangi birine daha yakın olabilecektir.

Kendine ait tercih sistemini oluşturmuş olan tüketicinin tercih sisteminde, hangi farksızlık eğrisi üzerinde tüketim bileşimi oluşturacağı, malların fiyatı ve tüketicinin parasal bütçe olanaklarına bağlı olacaktır.

“Homo Economicus”luk varsayımı gereği tüketici belli bir bütçe olanağı ile alabileceği en yüksek faydayı sağlayan farksızlık eğrisi üzerinde tüketim bileşimini oluşturacaktır.

Şimdi ise tüketicimizin parasal bütçe kısıtını ve mal fiyatlarına göre belirlenecek bütçe kısıtı fonksiyonunu inceleyelim.

Bütçe Kısıtı Fonksiyonu (Bütçe Doğrusu):

Tüketicimizin parasal bütçesi M= 1000 birim TL,

X malı fiyatı ..........................Px= 50 birim TL,

Y

0 X

l3

l1l2

Tercihlerinde Y malına daha çok yer veren tüketicinin farksızlık eğrileri

l3

l1l2

Y

0 X

Tercihlerinde X malına daha çok yer veren tüketicinin farksızlık eğrileri

Y

0 X

l3

l1l2

Tercihlerinde her iki mala da aynı oranda yer veren tüketicinin farksızlık eğrileri

17

3

2

10

1

2

3

Sağ tek Ayakkabı

Sol tek Ayakkabı

Page 16: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Y malı fiyatı .........................Py= 40 birim TL olsun. Bu durumda tüketicimiz tüm parasal olanağı ile X malı almak istediğinde

birim X alabilecektir.

Yine tüm parasal olanağı ile Y malı almak istediğinde

birim Y alabilecektir. İki malı birlikte tüketme

durumunda ise tüm bütçe olanağını iki mala bölüştürecektir.

İki malın birlikte kullanıldığı durumda bütçe kısıtı M=Px.X+Py.Y biçiminde olacaktır. Elde ettiğimiz bu bütçe kısıtı denkleminden mallardan birini bağımlı değişken haline getirerek bütçe fonksiyonunu elde edebiliriz.

Y malını bağımlı değişken olarak alırsak; denklemimizi;

şeklinde yazabiliriz.

Görüldüğü gibi bütçe doğrusu Y=a-bx gibi bir azalan doğru

fonksiyonudur. Fonksiyonun birinci terimi olan (a) yani bağımsız

değişkenimizin değerinin sıfır olması durumunda bağımlı değişkenimiz Y’nin alacağı maksimum değeri, yani Y malından alınabilecek maksimum miktarı (-b) fonksiyonumuzun eğim derecesini yani bir birimlik X artışı karşısında Y’de oluşacak azalmayı ve (X) ise bağımsız değişkenimiz olan X malını gösterir.

Fonksiyonumuzu çizersek;

Aşağıdaki fonksiyonumuza bakarsak bütçe doğrusunun eğiminin X malı

fiyatının, Y malının fiyatına oranı olan ’ye eşit olduğunu görürüz. Bu

durumda bütçe fonksiyonu eğimi olacaktır.

Görüldüğü gibi mallardan herhangi birinin fiyatı veya aynı oranda ve aynı yönde olmamak üzere ikisinin birden fiyatı değiştiğinde bütçe doğrusunun eğimi değişecektir.

18

0 20 25

20=xP

M

25=yP

M

Y

X

Y

X0

Page 17: mikro iktisat ders notları

A

D

B

İ1

İ3İ4

İ2

X

Y

Y

Y

Y

0 XXX

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Mallardan ikisinin de fiyatı aynı oranda artar veya azalırsa, bütçe doğrusunun eğimi değişmeden sağa veya sola kayacaktır. Aynı durum malların fiyatları sabitken parasal bütçenin artması veya azalmasında da geçerlidir. Parasal bütçe artarsa bütçe doğrusu aynı eğimde kalmak üzere sağa, azalırsa sola kayar.

Bütçe fonksiyonumuza ilişkin bu incelemelerimizi tamamladıktan sonra şimdi belli bir bütçe olanakları ve sabit mal fiyatları ile karşı karşıya olan tüketicimizin bu parasal olanağında bireysel fayda maksimizasyonunu nasıl oluşturduğunu yani, tüketici dengesini Ordinal yaklaşıma göre inceleyelim.

Şekildeki gibi bir bütçe kısıtına sahip tüketicimizin bütçe olanakları, İ3 ve İ4

farksızlık eğrileri üzerinde olacak bir tüketim bileşimini gerçekleştirmeye yetmeyecektir.

Tüketici bu bütçe olanağı ile dilerse A noktasının ifade ettiği mal bileşimi veya B noktasının ifade ettiği mal bileşimini seçerek İ1 farksızlık eğrisinde aynı toplam faydayı iki durumda da elde edebilecektir.

Fakat fayda maksimizasyonu güdüsüyle davranan tüketicimiz bu bütçe olanağı ile D noktasının ifade ettiği tüketim bileşimini seçecek ve İ2 farksızlık eğrisi üzerinde faydasını maksimize edecektir.

Görüldüğü gibi D noktasında farksızlık eğrisi bütçe doğrusuna teğet olmaktadır. D noktası hem farksızlık eğrisi hem de bütçe doğrusu üzerinde bir noktadır. “Bir eğrinin herhangi bir noktasının eğimi o noktadan teğet geçen doğrunun eğimine eşit olacağından” D noktasında bütçe doğrusunun eğimi farksızlık eğrisinin eğimine yani, marjinal ikame oranına eşit olacaktır. Denge noktası için;

dengenin cebirsel ifadesi olacaktır.

Yani tüketici dengesinde malların marjinal faydalarının birbirine oranı (farksızlık eğrisinin eğimi), fiyatlarının da birbirine oranına (bütçe doğrusunun eğimine) eşit olacaktır. Bu durumda Kardinal yaklaşımın tüketici dengesi koşulu olan “eş marjinal fayda” da gerçekleşmiş olacaktır.

Örneğin; tüketici dengede iken X malının fiyatı 50, Y malının fiyatı 40 ve X malının marjinal faydası 100 ise, Y malının marjinal faydası 80 olacaktır. Bu

19

Page 18: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

durumda her malın marjinal faydasını fiyatına bölersek dengede “eş marjinal fayda” nın sağlandığını görürüz.

Bu durumda denge noktasında ikamenin söz

konusu olmayacağı açıktır.

Fakat yukarıdaki şekilde B noktasına bakarsak o noktada bütçe doğrusunun eğiminin, farksızlık eğrisinin eğiminden büyük olduğunu görürüz.

Yine X malı fiyatı 50, Y malı fiyatı 40 olduğundan - ise,

X malının marjinal faydası 100 olduğunda Y malının marjinal faydası B noktasında 80’den fazla olacaktır. Y malının marjinal faydasının 100 olduğunu

yani farksızlık eğrisinin eğiminin; olduğunu varsayalım. Bu

durumda;

B noktasında harcanan son liralar ile Y malından

2,5 birim, X malından 2 birim fayda alınmaktadır. Tüketicimiz bu durumda ikame yapmaya başlayacak ve Y malının tüketimini artırıp X malının tüketimini azaltacak, bütçe doğrusu üzerinde D noktasında bu ikame son bulacaktır. Diğer koşullar değişmediği sürece (Bütçesi, malların fiyatları zevk ve tercihleri) tüketicimiz tüketim bileşimini değiştirmeyecektir.

Tüketici Dengesinin Değişimi

Tüketici dengesini incelerken tüketicimizin parasal bütçe olanaklarının, malların fiyatlarının ve zevk ve tercihlerinin sabit olduğunu varsaydık. Analizimize zaman unsurunu kattığımızda bunların herhangi birinin zaman içerisinde değişimi tüketici dengesini değiştirecektir. Tüketici dengesini değiştirebilecek bu durumları sırayla inceleyelim.

1- Tüketicinin Bütçesinin Değişiminin Dengeye Etkisi

Şekilde tüketicinin parasal olanaklarının artması sonucu (mal fiyatları değişmediğinden bütçe doğrusunun eğimi ve zevk ve tercihleri değişmediği için farksızlık eğrileri paftası sabit kalacağından) tüketici dengesi D1’den D2, D3

gibi yeni fayda maksimizasyonunu sağlandığı noktalara kaymıştır.

Bütçesi artan tüketicimiz görüldüğü gibi bu bütçe artışıyla her iki malın tüketimini artırmıştır. Bu iki malın da tüketicimiz açısından “normal mal” olduğunu söyleyebiliriz (Gelir artışı karşısında tüketimi artırılan mallara normal

20

D3

D2

Y

X0 X1 X2 X3

Y1

Y2

Y3

D1

Gelir Tüketim Eğrisi

Page 19: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

mal, azaltılan mallara düşük mal adı verilir). Oluşan tüketici denge noktalarından geçen eğriye ise “Gelir Tüketim Eğrisi” adı verilir.

Gelir Tüketim Eğrisi: Tüketicinin parasal olanaklarının (bütçesinin) değişmesi durumunda oluşan yeni denge noktalarının geometrik yeridir. Gelir tüketim eğrisinin biçimi hep yukarıdaki gibi olmaz. Eğer mallardan birisi tüketicimiz için “düşük mal” olsaydı Gelir Tüketim Eğrisi aşağıdaki gibi olurdu.

Tüketicimiz için X malının düşük mal olduğunu varsayalım. Bu durumda bütçe olanakları artan tüketicimiz X malının azaltırken normal mal olan Y’yi artıracaktır. Şekilde görüleceği üzere geliri artan tüketicimizin tercih sistemi bu gelir artışıyla değişmiş ve Y malına doğru kaymıştır.

Bu durum gelir artışının zevk ve tercihleri değiştirmesinin bir sonucudur. Ayrıca gelir değişmeden de zevk ve tercihler değişebilir. Bu durumu birazdan inceleyeceğiz.

Gelir değişmelerinin malların tüketimi üzerinde oluşturacağı etki “Engel Eğrileri” ile incelendiğinden, Gelir Tüketim Eğrisinden ilgili malların Engel Eğrisi elde edilebilir. Bu durumu “talep esnekliği” konusunu incelerken göreceğiz.

2- Malların Fiyatlarının Değişmesinin Dengeye Etkisi

Malların fiyatlarının değişiminde birkaç farklı olasılık olabilir. Bunlar;

a- Mallardan birinin fiyatı sabitken, diğer malın fiyatı değişebilir.

b- Mallardan birinin fiyatı artarken, diğer malın fiyatı aynı oranda düşebilir.

c- Mallardan birinin fiyatı artarken, diğer mal fiyatı daha fazla düşebilir.

d- Malların her ikisinin de fiyatı aynı oranda düşüp, artabilir.

Yukarıdaki olasılıklardan ilk üçünde bütçe doğrusunun eğimi değişir. Dördüncü durumda ise bütçe doğrusunun eğimi değişmezken, aynı gelir değişmesinde olduğu gibi paralelce orijine yaklaşıp, uzaklaşabilir.

Şimdi bu dört durumu sırasıyla inceleyelim:

a- Mallardan birinin fiyatı sabitken diğer malın fiyatının değişmesi

21

Düşük mal (X)

Normal mal (Y)

X1

Y1

Y2

X2

D2

D1

Gelir Tüketim Eğrisi

D1

D3

D2

Fiyat Tüketim Eğrisi

Y

X

Y1

Y2

Y3

X2X1 X3

Page 20: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Şekildeki X malının fiyatının düşmesi sonucu tüketici D1 notkasında iken D2 denge noktasında dengeye gelmiştir. Fiyatı düşen X malının tüketiminin X1’den X2’ye artması fiyat düşmesinin yarattığı toplam etkidir.

X’in fiyatının düşmesinin yarattığı toplam etki iki ayrı etkinin birleşmesiyle oluşmuştur. Bu etkiler gelir ve ikame etkileridir.

Gelir Etkisi: Tüketicinin karşılaştığı mallardan birinin fiyatının düşmesi reel olarak gelir artışı yaratır. Tüketici artan bu gelir ile fiyatı düşen mal ve diğer mallardan daha çok satın alma olanağına kavuşur. Buna fiyat düşmesinin yarattığı gelir etkisi denir. Şekilde gelir etkisi nedeniyle X’in tüketiminde oluşan artışı görmek için fiyat düşmesinden sonra oluşan yeni bütçe doğrusunu artan gelir kadar sola kaydırmak gerekir. Şekilde D3-D2 arası (X3-X2 arası) gelir etkisidir.

İkame Etkisi: Mallardan birinin fiyatının düşmesi, fiyatı düşen malı diğer mallara göre daha ucuz hale getireceğinden tüketicinin talebi düşen mal lehine değişecektir. Şekilde X1-X3 arası.

Hicks, gelir ve ikame etkilerini geometrik olarak yukarıdaki gibi incelemiştir. Slutsky ise matematiksel denklemini geliştirmiştir.

Mallardan birisinin fiyatı diğer mal fiyatı sabitken değiştiğinde ortaya çıkan yeni denge noktalarından geçtiği düşünülen eğriye “fiyat tüketim eğrisi” adı verilir. (Şekilde D1-D2’den geçen eğri) Fiyat tüketim eğrisinden bir malın talep eğrisi elde edilebilir.

b- Mallardan birinin fiyatı artarken diğer malın fiyatının aynı oranda düşmesi

Tüketicinin parasal bütçesi (geliri) sabitken mallardan birinin fiyatı (Y malı) artarken, X malı fiyatı aynı oranda düştüğünden tüketicinin reel olarak gelirinde bir artış olmamış, herhangi bir gelir etkisi olmadan sadece ikame etkisi gerçekleşmiştir. Tüketici Aynı farksızlık eğrisi üzerinde malları birbirine ikame etmiştir.

c- Mallardan birinin fiyatı artarken, diğer mal fiyatının daha fazla düşmesi

22

X2

D1

D2

Y

X0

K

L L1

K1

X1

Y2

Y1

İ1İ2

D1 D2

X

Y

0

Page 21: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Y malının fiyatında belli bir yükselme olurken X malı fiyatı daha fazla düşerse bu durum bir reel gelir artışı yaratacağından tüketici daha yüksek bir tatmin düzeyini gösteren İ2 farksızlık eğrisi üzerine geçebilecektir.

d- Malların ikisinin de fiyatlarının aynı oranda artması veya düşmesi

Malların fiyatlarının her ikisinin de aynı oranda artması veya azalması durumunda nispi fiyatlar değişmeyeceğinden bütçe doğrusunun eğimi değişmeyecek ve mallar arası bir ikame söz konusu olmayacak ve sadece reel gelir etkisiyle daha yüksek yada daha düşük tatmin düzeylerine ulaşılabilecektir.

3- Tüketicinin Zevk ve Tercihlerinin Değişmesinin Dengeye Etkisi

Tüketicinin zevk ve tercihlerinin değişmesi tümüyle tüketici farksızlık eğrileri paftasının mal düzleminde eksenlere doğru kayması sonucunu doğuracaktır.

Şekildeki tüketicimiz zevk ve tercihlerin değişmesi sonucu X malını, Y malına daha çok tercih eder hale gelmiş ve farksızlık eğrileri tümüyle kayarak X eksenine yaklaşmış, D2 noktasında dengeye gelmiştir. Bütçesi ve mal fiyatları sabitken tüketicimiz için belli bir tüketim bileşiminde X malının marjinal faydası Y malının marjinal faydasına göre artış göstermiştir.

Bu durumda dengeye gelebilmek için X malı tüketimini artırıp Y malı tüketimini

azaltmıştır.

23

D2

D3

D1Y2

Y3

Y1

X1 X3X2

Y

X

D1

D2

İ3

İ1

İ2

İ3

İ1

İ2

Y

XX10 X2

Y1

Y2

Page 22: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Burada D2 dengesinin D1 dengesine göre tüketicimize daha yüksek bir tatmin sağlayan tüketim bileşimi olduğunu söyleyebiliriz. Tüketici davranışlarının rasyonel olacağı varsayımının bir sonucu olarak, malların fiyatları ve bütçesi sabitken bir tüketici tüketim bileşimini değiştiriyorsa bunu mutlaka daha yüksek bir tatmin düzeyine ulaşacağını bildiği için yapıyordur.

TALEP ANALİZİ

Talebin “ekonomik birimlerin satın alma gücü ile desteklenen ve çeşitli mal ve hizmetlere veya üretim faktörlerine yönelen satın alma istekleri” olduğunu biliyoruz. Bu bölümde tüketici birimlerin mal ve hizmetlere yönelik talebini analiz edeceğiz. Yine bunu yaparken talep miktarının hangi değişkenlerin bir fonksiyonu olduğunu göstererek başlayalım.

Talep miktarı; QD, İlgili malın fiyatı; P, diğer mal fiyatları PD. Tüketicimizin gelir düzeyi; G, tüketici beklentileri B, zevk ve tercihleri; Z olduğunda talebe etki eden değişkenleri bir fonksiyon şeklinde gösterelim:

QD=f(P, PD, G, Z, B....) Talep miktarı QD bağımlı değişken ve (P, PD, G, Z, B....) ise bağımsız değişkenlerdir. Bağımsız değişkenlerin hepsinin birden analize sokulduğu bir durumda bağımlı değişken ile bağımsız değişkenler arasında bir ilişki analiz etmek çok karışık bir durum yaratır. Burada analizimizi kolaylaştırmak için bir mikroanaliz tekniği olan “Ceteris Paribus” varsayımında bulunmamız gerekecektir. Talep üzerinde etkili olduğu düşünülen değişkenlerden fiyat dışındaki değişkenleri sabit varsayalım. Bu durumda talep miktarı sadece fiyatın fonksiyonu olacaktır. QD=f(P)

Diğer koşullar sabit iken genelde bir malın fiyatı ile talep miktarı arasındaki ilişki ters yönlü olacaktır. Yani fiyat düştükçe talep artacak, yükseldikçe talep azalacaktır. Bu durum “talep kanunu” olarak adlandırılır. Talep kanunu Ceteris-Paribus koşullarında geçerli bir kanundur.

O halde talep kanununun geçerli olduğu bir durumda bir malın fiyatı ile talep miktarı arasındaki ilişkiyi analiz edelim.

İlgili malın değişik fiyatlarından talep edilen miktarları gösteren talep tablosu değerlerine göre; bağımsız değişkenin dikey eksende, bağımlı değişkenin yatay eksende gösterildiği bir düzlem oluşturduğumuzda talep eğrisi negatif eğimli (azalan eğimli) bir eğri olarak karşımıza çıkacaktır.

Talep eğrisinin negatif eğimli olması bir malın fiyatı değiştiğinde ortaya çıkan “gelir ve ikame” etkilerinin bir sonucudur. Tüketici dengesi incelememizde hatırlarsak bir malın fiyatı düştüğünde tüketici gelir ve ikame etkisi nedeniyle fiyatı düşen malın talebini artırıyordu.

Yukarıda elde ettiğimiz eğri bir tüketicinin “Bireysel talep eğrisi”dir.

24

P

Q

40

D5 10 15 20 250

20

30

10

50

P Q50 540 1030 1520 2010 25

Page 23: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Piyasa Talebi ise; Belirli bir piyasada bir malı talep eden tüm tüketicilerin o mala olan taleplerinin toplamıdır.

Piyasa talebinde; bir malın fiyatı düştüğünde o malı mevcut talep edenler talep miktarını artırırken, daha önceki fiyattan talep etmeyenlerde talep etmeye başlayacaklarından malın piyasa talep eğrisi daha yatık olacaktır.

Talep kanunu gereği talep eğrilerinin genelde negatif eğimli olacaklarından bahsetmiştik: ancak bazı durumlarda negatif eğimli olmayan talep eğrilerine de rastlayabilmekteyiz. Bunlar;

Normal talep eğrisinde fiyatın değişimi talep miktarını değiştirir. Fiyat değişimi sonucu “talep miktarının değişmesi” ile “talebin değişmesi” farklı kavramlardır.

Talebin Sadece Fiyatın Fonksiyonu Olduğu Durumda Talep Fonksiyonu:

Şekildeki gibi doğrusal bir talep fonksiyonunu cebirsel olarak yazarsak;

QD=40-2P biçiminde gösteririz.

25

P

Q

D

P1

0

P3

P2

Q1

P

Q0

P D

D

P

Q

P3

P1

P2

Q2 Q3Q1

Fiyattan bağımsız, sabit bir miktarda talep edilen malların talep eğrisi. (Tuz, tabut gibi)

Sadece tek bir fiyattan talep edilen mallara ait talep eğrisi (Tam rekabet piyasasında firma malına olan talep)

Giffen mallara ait pozitif eğimli talep eğrisi

0

(A) Tüketicisi

D

P

Q

20

1 2 3 40

5

15

10

(B) Tüketicisi

D

P

Q

20

1 2 30

5

15

10

D

P

QPiyasa Talebi

20

1 3 5 70

5

15

10

D

P

Q0

P1

Q1 Q2

P2

D2

P

Q0

P1

Q1 Q2 Q3

D1 D3

Şekilde fiyat düştüğü için talep miktarı değişmiştir

Talep değişmesi ise fiyat dışı faktörlerin (Ceteris-Paribus kabul ettiğimiz faktörlerin) değişmesinden kaynaklanır. Örn: Normal bir mal için aynı fiyat düzeyinde gelir artarsa daha çok talep edileceğinden talep eğrisi sağa kayar.

0 Q

P

20

40

P

Q

D

Page 24: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Fiyat sıfır iken talep miktarı 40 tır. -2 miktarın fiyattan etkileme

katsayısıdır. Bir birim fiyat değişimi iki birim miktarı değiştirir. =-2 ‘dir.

TALEBİN ESNEKLİĞİ

Genel olarak esneklik bir bağımlı değişkenin fonksiyonel ilişki içinde olduğu bağımsız değişkendeki değişmelere karşı gösterdiği duyarlılık olarak tanımlanır. Talep esnekliğinde bağımlı değişken olan talep miktarının, bağımsız değişkenler olan, fiyat, diğer mal fiyatları, tüketici gelir düzeyi gibi sayısal (kantitatif) olarak ölçülebilen değişkenlere karşı olan duyarlılığı ölçülür. Daha önceki talep fonksiyonumuzu tekrar yazarsak;

QD=f(P, PD, G) gibi talebin esnekliğini bu üç bağımsız değişken açısından inceleyeceğiz. Yine esneklik (duyarlılık) incelememizde bağımsız değişkenlerin belli bir oransal (yüzde) değişmesi karşısında, bağımlı değişkende oluşturacağı oransal (yüzde) değişme incelenecektir. Yani değişkenlerdeki değişmeler mutlak değil oransal (yüzde) değişme olarak ele alınacaktır.

Talebin fiyat esnekliğinde Esneklik=

Talep miktarındaki oransal (yüzde) değişmeMalın fiyatındaki oransal (yüzde) değişme

şeklinde yani, talep miktarındaki oransal değişmenin, fiyattaki oransal değişmeye oranı olarak hesaplanır.

Talebin diğer mal fiyatlarına göre esnekliğinde (çapraz esneklik) ise yine bağımlı değişkenimiz olan talep miktarının, diğer malların fiyatındaki oransal değişmeye gösterdiği duyarlılık olarak ölçülür.

Talebin çapraz fiyat esnekliği=

Talep miktarındaki oransal (yüzde) değişmeDiğer malların fiyatındaki oransal (yüzde) değişme

şeklinde hesaplanır.

Talebin gelir esnekliğinde ise gelirdeki oransal değişmeye karşı ilgili malın talep miktarında oluşacak oransal değişme hesaplanır.

Şimdi analizimize talebin fiyat esnekliğinden başlayalım.

1. Talebin Fiyat Esnekliği:

biçiminde hesaplandığında talep eğrisi üzerinde bir noktada iken o noktada fiyattaki yüzde değişimin miktarda oluşturacağı yüzde değişimi hesaplamış oluruz. Bu formül ile hesapladığımız esnekliğe talebin nokta fiyat esnekliği adını veririz.

Örnek:

26

0 Q

P

P1=50

40

DP2=40

Q1=5 Q2=7

Page 25: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Talep eğrisi üzerinde A noktasında fiyattaki oransal değişmenin miktarda yaratılmış olduğu oransal değişmeyi hesaplayalım.

e=

A noktası için talebin fiyat esnekliği 2 olacaktır.

Not: Talebin fiyat esnekliğinde farklı bir esneklik formülü olarak Yay (Aralık) esnekliği formülü de kullanılır.

Talebin yay esnekliği= bu formülle şekildeki A ve B noktaları

ortasındaki bir esneklik değeri hesaplanmış olacaktır. Talep eğrisinde esneklik oransal olarak incelendiğinden bir talep eğrisinde her noktada farklı esneklik değerleri olacaktır.

Fakat esnekliği her noktasında aynı olan üç tip talep eğrisi vardır.

27

P

Q

D

e = 0

P1

0

P3

P2

Q1

P

Q

De =

P

0 P3P2P1

P

Q0

De=1

Şekildeki gibi bir talep fonksiyonunda fiyat değişimi talebi etkilemiyorsa esneklik sıfır değerini alır. Y=a-bx bir talep fonksiyonu olduğunda (b) katsayısının değeri sıfır ise böyle bir eğri geçerlidir.

Şekildeki gibi bir talep fonksiyonunda ise tek bir fiyattan talep söz konusu ise esneklik sonsuz olacaktır.

Şekildeki gibi bir ikizkenar hiperbol şeklinde talep eğrisinde ise her fiyat düzeyinde esneklik bire eşit olacaktır.

Page 26: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Doğrusal bir talep eğrisinde ise yüksek fiyat düzeylerinde fiyattaki belli bir değişimin miktar üzerinde oluşturacağı nispi değişiklik kendisinden fazla olacağından esneklik 1’den büyük, düşük fiyat düzeylerinde ise 1’den küçük olur.

Doğrusal talep eğrisinde

QD=120-2P biçiminde verilmiş olan talep fonksiyonunda (-2)’yi gösterir.

Bunu fonksiyon eğiminin tersi olarak kabul ederiz.

eşitliğinde fonksiyondaki (-2) yi gösterir.

Bir talep fonksiyonunda eğim belli iken verilen bir fiyat düzeyinde talebin o noktadaki esneklik değeri hesaplanabilir.

Örnek: Talep fonksiyonu QD=40-2P olduğunda P=10 ise talebin nokta fiyat esnekliği;

QD=40-2.10 ve QD=20 yani P=10 ise Q=20 olarak bulunur. Fonksiyonun eğiminin tersi -2 olduğundan;

-2. esneklik 1 olarak bulunur.

Talebin fiyat esnekliği bir malın değişik fiyatlarındaki değişmelerin talep miktarı üzerinde oluşturacağı değişmeler açısından da ele alınabilir. Bu sayede değişik malların talep esnekliklerinin karşılaştırılması mümkün olur.

Malların talebinin esnekliği üzerinde etkili olan faktörler

a- Mala harcanan toplam paranın tüketici bütçesindeki payı yüksek ise tüketici malın fiyatındaki değişmelere daha duyarlı olacağından ilgili malın talebinin fiyat esnekliği yüksek olacaktır. Tersi durumda ise esneklik düşük olur.

b- Bir malın ikame malları çok ise talebinin fiyatı esnekliği yüksek olur. Bir fiyat değişmesinde bu maldan diğer mallara yönelme veya diğer mallardan bu mala yönelme yoğun olacağından fiyat değişimi karşısında talep miktarının değişmesi oldukça güçlü olur.

28

Q0

Pe=∞

e>1

e=1

e<1

e=0

Page 27: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

c- İlgili malın marjinal faydası yavaşça azalıyorsa yine fiyat değişmesinde talebi güçlü etkilenir. Bir fiyat düşmesi malın talebini çok artırır.

d- Esneklikte etkili bir diğer etken ise zamandır. Fiyat düşmesi üzerinden geçen zaman uzadıkça malın talebi daha çok artacaktır.

Malların talebinin fiyat esnekliği ile malı satan işletmenin toplam geliri arasında doğrudan bir ilişki vardır. Esnekliği birden büyük olan mallarda fiyattaki bir düşme talebi daha yüksek oranda artıracağından işletmenin toplam geliri artar. Yine esnekliği düşük bir malda ise fiyat yükseltildiğinde talep miktarı az azalacağından toplam gelir artacaktır. Esneklik e=1 olduğunda ise fiyat değişimi TR’yi değiştirmez. Toplam Gelir TR=P.Q ‘dur.

2- Talebin Çapraz Fiyat Esnekliği

Çapraz fiyat esnekliğinde, ilgili malımızın talep miktarı başka bir malın fiyatındaki değişmelerden ne yönde etkilenir? Bunu inceleriz. Bu bakımdan malları tanımlarsak;

a- Tamamlayıcı mallar (Otomobil – Benzin gibi)

İlgili malımız otomobil olduğunda benzin fiyatlarındaki değişmeler malımızın talep miktarını ters yönde etkiler.

(-)

ex.y=

X malı talebindeki % değişme

olduğundan e değeri (-) çıkar.Y malı fiyatındaki % değişme

(+)

b- İkame mallar (Et-Tavuk gibi)

İlgili malımız et olduğunda tavuk fiyatındaki değişmeler etin talebini doğru yönde etkiler.

(+)

ex.y=

X malı talebindeki % değişme

olduğundan e değeri (+) çıkar.Y malı fiyatındaki % değişme

29

P

QO

D

P1

P2

Q1Q2

e<1 olduğunda fiyat yükseltilirse TR artar. Düşürülürse de azalır.

P

QO

D

P1

P2

Q1 Q2

e>1 olduğunda fiyat düşürülürse TR artar. Fiyat artırılırsa azalır.

Page 28: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

(+)

c- Bağımsız mallar (Buzdolabı – Pantolon gibi)

Mallar arasında herhangi bir ikame veya tamamlayıcılık ilişkisi söz konusu olmadığından çapraz fiyat esnekliği e=0 olur.

3- Talebin Gelir Esnekliği

Talebin gelir esnekliğinde ilgili malın talep miktarının tüketici gelirinin fonksiyonu olduğu varsayılır. QD=f(G) gibi. Buna “Engel Fonksiyonu” adı verilir. Bu fonksiyonun geometrik bir çizimle gösterilmesine “Engel Eğrisi” adı verilir.

Engel eğrilerini ortaya koyan iktisatçı Engel tüketim mallarını üç ana gruba ayırmıştır.

a- Zorunlu tüketim malları (gıda gibi): Gelir arttıkça toplam harcama içindeki oranı azalan mallardır.

b- Giyim, barınma harcamaları gibi gelirle yaklaşık aynı oranda artan mallar.

c- Gelirdeki oransal artıştan daha fazla oranda artan lüks mallar.

Gelir Esnekliği eg=

Malın talebindeki % değişmeTüketici gelirindeki % değişme

Tüketici gelirindeki artma karşısında talebi artan mallara topluca “normal mallar” adı verilir. Normal malların gelir esnekliği pozitif değerli olur.

Talebin gelir esnekliği bazı özel mallarda negatif değer taşıyabilir. Bu mallara “düşük mal” adı verilir. Bu mallarda tüketicinin geliri arttığında talebinde azalma görülür. Engel eğrisi negatif eğimli olur.

Not: Engel eğrileri “Gelir Tüketim Eğrisinden” elde edilir.

Fiyat Tüketim Eğrisinden Talep Eğrisinin Elde Edilişi

30

e>1Lüx mallar

G

Q

Q2

Q1

G10

0<e<1zorunlu mallar

e<0düşük mallar

Page 29: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Tüketici dengesinde bir malın fiyatı, diğer koşullar sabit iken (ceteris-paribus) değiştiğinde oluşan yeni tüketici denge noktalarından geçtiği düşünülen eğriye Fiyat Tüketim Eğrisi adını vermiştik. Sadece bir malın fiyatının değişmesinin tüketici dengesinde oluşturacağı değişiklik ve fiyatı değişen malın talebinde oluşabilecek değişiklik, fiyatı değişen malın nasıl bir mal olduğuna göre farklılıklar gösterecektir. Örneğin; tüketici dengesinde bir malın fiyatı düştüğünde fiyatı düşen malın diğer mal ile ikamesi yoğun olabiliyorsa fiyatı düşen malın talebi daha fazla artacaktır (ikame etkisi nedeniyle). Yok eğer fiyatı düşen malın ikamesi yoksa veya daha fazla tüketmek toplam faydayı artırmayacaksa (tuz gibi) bu durumda fiyatı düşen malın talebinin artması beklenmez. Bu durumu iki ayrı şekille inceleyelim.

Malların Talep Esnekliği ile Satıcı Toplam Geliri Arasındaki İlişki

Bir malın satışı sonucu elde edilen toplam gelir. TR=P.Q biçiminde ifade edilir. Bu durumda malın fiyatındaki değişmelerin talep miktarında oluşturabileceği değişiklik (talebin fiyat esnekliği) toplam geliri etkileyecektir.

Örneğin: e>1 olduğunda fiyattaki değişmeler miktarı daha fazla oranda etkilerken, e<1 olduğunda daha az etkileyecektir. e=1 olduğunda ise fiyat değişimi toplam geliri etkilemeyecektir.

31

D2

D1

E1 E2

Tavuk

T2

T1

0 Et

D2

D1

T2

T1

E2E1 Ekmek

Tavuk

Fiyat Tüketim Eğrisi

0

Tavuk fiyatı sabitken et fiyatı düştüğünde oluşacak güçlü ikame etkisiyle etin talebi daha fazla artacaktır. Aynı bütçe ile tüketici tavuğa harcadığı toplam parayı azaltacağından ete harcanan toplam para artmış olacaktır. Etin fiyatındaki düşme ete harcanan toplam parayı artırdığı için etin talebinin esnekliği e>1 olacaktır.

Bu kez ekmek fiyatındaki düşme gelir etkisi ile tavuk tüketimimizi artıracağı için aynı bütçeye sahip tüketici tavuğa daha çok para harcamış olacağından ekmeğe harcanan para azalmıştır. Fiyatı düşen bir mala harcanan toplam para azalıyorsa e<1 olacaktır.

FTE

Page 30: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları32

e<1 olduğunda fiyat artırılırsa toplam gelir artar

P

0Q

P1

P2

Q1 Q2

D

e>1 olduğunda fiyat düşürülürse toplam gelir artar

P1

P

0Q

Q1 Q2

P2 D

Page 31: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

III- ÜRETİM, ÜRETİM TEORİLERİ,

ÜRETİCİ DENGESİNİN OLUŞUMU ve ARZ ANALİZİ

Üretim dar anlamı ile çeşitli girdileri bir araya getirerek mal ve hizmetlerin meydana getirilmesi faaliyetidir. Geniş anlamı ile üretim ise her türlü fayda yaratma faaliyetidir. Bu anlamda dört ayrı fayda yaratma faaliyeti söz konusudur.

1- Şekil Faydası: Malların fiziksel yapılarını veya kimyasal bileşimlerini değiştirerek yeni ürünler meydana getirme faaliyeti ile yaratılan faydadır. Kısaca imalat ile yaratılan faydadır.

2- Yer Faydası: Malları bol miktarda bulunduğu yerlerden az bulunduğu veya hiç bulunmadığı yerlere ulaştırarak tüketime sunma sonucu yaratılan faydadır. Kısaca taşıma faaliyeti ile yaratılan faydadır.

3- Zaman Faydası: Malları bol bulunduğu dönemlerde saklayarak az bulunduğu veya hiç bulunmadığı dönemlerde tüketicilere sunarak yaratılan faydadır. Kısaca saklama veya stoklama faaliyeti ile yaratılan faydadır.

4- Mülkiyet Faydası: Malları tüketicilere satarak onların fayda görmesini sağlama faaliyetidir. Kısaca satış faaliyetleri ile yaratılan faydadır.

Üretim incelememizde yine daha önce bahsettiğimiz mikroiktisadi analiz tekniklerini aynen uygulayacağız. Yani önce bir üretim fonksiyonu oluşturup ilgili değişkenleri tanımlayıp, daha sonra üretime etki eden faktörlerden diğerlerini sabit varsayıp tek bir faktörün değişiminin üretim üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz. Bağımlı değişkenimiz üretim miktarı, bağımsız değişkenlerimiz ise üretimde kullanılan girdiler olacaktır.

Bu incelemede varsayımlarımız;

a- Sadece bir tane değişken girdi vardır. b- Diğer tüm girdilerin kullanım miktarı sabittir. c- Üretim miktarı değişken girdinin fonksiyonudur. d- Değişken girdi ile diğer girdiler her oranda birleştirilip üretime

sokulabilir.

Bu varsayımlar altındaki incelmemize “Kısa dönemli üretim analizi yada Marshall analizi” adı verilir. Bu arada üretime ilişkin dönemleri tanımlamada yarar vardır.

a- Çok Kısa (Pazar-Piyasa) Dönemi: Üretimde hiçbir girdinin değiştirilmesinin ve üretimin artırılmasının mümkün olmadığı ancak elde hazır bulunan malların satışına imkan veren bir dönemdir. Bu süre her mal için değişebilen bir süredir.

Örneğin: Tarımsal ürünlerde iki hasat dönemi arasında bir dönemde üretim hiçbir şekilde artırılamaz. Hasat sonucu elde edilen ürün ertesi hasat dönemine kadar sabittir. Ancak ürünün satışı yapılabilir. Bir çok tarım ürününde bu süre bir yılı bulmaktadır Fakat bir konfeksiyon işletmesinde

33

Page 32: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

üretim birkaç gün içerisinde yeni girdiler kullanılarak artırılabilir. Burada çok kısa dönem bir gün kadar kısa olabilmektedir.

b- Kısa Dönem: Yine her üretim biçimi için değişebilen bu dönemde, üretimde bazı girdilerin (değişken girdi adını verdiğimiz emek, hammadde gibi) miktarının artırılarak üretimin bir miktar artırılabildiği ancak bina, büyük teçhizat gibi sabit girdilerin değiştirilemediği ve mevcut kapasite içerisinde üretimin kapasite sınıra kadar artırılabildiği bir dönemdir.

c- Uzun Dönem: Mevcut üretim tesisinin ve teknolojisinin değiştirilebildiği, kapasitenin artırılabildiği; hiçbir sabit girdinin olmadığı bir dönemdir.

Üretim incelememizde önce kısa dönemli bir üretim analizi yapacağız. Üretim miktarına; Q ve girdilere de; V dersek;

Üretim Fonksiyonu Q=f(V1,V2………Vn) şeklindedir. Burada V1 tek değişken girdimiz (örneği; emek) olsun. Tek değişken girdinin kullanım miktarının artışı karşısında üretimin artış seyrini analiz edelim.

Tanım:

- Toplam Fiziki Ürün (TPP): Belli miktarda değişken girdi ile sağlanan toplam üretimi göstersin (üretim fonksiyonumuzun bağımlı değişkeni Q)

- Ortalama Fiziki Ürün (APP): Değişken girdi başına sağlanan üründür. Toplam üretimin değişken girdi miktarına bölünmesi ile bulunur.

biçiminde hesaplanır.

- Marjinal Fiziki Ürün (MPP): Değişken girdi miktarının bir birim artırılmasının toplam fiziki üründe yarattığı artıştır.

MPP= biçiminde hesaplanır.

Şimdi Kısa Dönemli Üretim İncelememize Geçebiliriz.

Elimizde işgücü dışındaki tüm girdilerin sabit olduğu ve kapasitesinin değiştirilemediği bir üretim işletmesi olsun. Burada sıfır değerinden başlayarak sadece işgücünü artırıp üretimi kapasite sınırına kadar ulaştırmaya çalışalım. İşçi sayısını artırdıkça elde ettiğimiz üretim verileri aşağıdaki gibi olsun.

V1 TPP MPP APP0 0 0 01 20 20 202 50 30 253 90 40 304 120 30 305 140 20 286 150 10 257 150 0 21,3

34

Görüldüğü gibi kısa dönemde işletmenin maksimum üretim kapasitesi 150 birimdir. Bu üretime ulaşmak için değişken girdimizi artırmaya başladığımızda üretimde işbölümü ve uzmanlaşma sonucu marjinal ürün önce artmaktadır.

Page 33: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

8 140 -10 17,5

Bu durum ortalama ürünü de artırmaktadır. Fakat diğer girdilerin (bina, makine gibi) sabit olması sonucu artan değişken girdi belli bir yerden sonra (3. işçiden sonra) üretime daha az katkı yapabilmekte ve marjinal verim azalmaktadır. Burada “azalan verimler yasası” işletemeye başlamaktadır. Verim gittikçe azalmakla beraber 6. işçiye kadar devam etmekte ve toplam ürünü azalarak ta olsa artırmaktadır. 7. işçinin ise üretime hiçbir katkısı yoktur. 8. işçi de aşırı değişken girdi üretime zarar vermektedir. Marjinal ürün negatif olmuştur.

Toplam ürün fonksiyonu aşağıdaki gibi, önce artarak artan, sonra azalarak artan ve maksimum değerinden sonra azalan bir eğri olacaktır.

Ortalama ürün APP= olduğundan toplam ürün eğrisi üzerinde

herhangi bir noktada ortalama ürün değeri, toplam ürün değerinin o noktadaki değişken girdi miktarına bölünmesi ile bulunur.

Bu durumda toplam ürün eğrisi üzerindeki bir noktayı orijine birleştiren doğrunun eğimi (tan açısı) ortalama ürün değerini verir. Ortalama ürün D noktasına kadar artıp daha sonra azalacaktır.

Yine toplam ürün eğrisine herhangi bir noktada çizilen teğetin eğimi toplam ürün eğrisinin o noktadaki eğimini yani

’i vereceğinden teğetin

eğimi marjinal ürün değerini gösterir. Teğetin eğimi arttıkça

marjinal ürün MPP= artıyor

demektir. MPP (C) noktasında maksimum olacaktır. (F) noktasında ise MPP sıfır değerini alır. Yani MPP sıfır ise TPP maksimumdur.

Yine D noktasında MPP=APP olmuştur. Kısa dönemde ortalama ürünün maksimum olduğu nokta tam kapasite kullanım noktasıdır.

35

TPP

TPP

F

D

C

0 V

APPMPP

APP max.APP=MPP

APP

MPP

V0

Page 34: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Bu noktadan sonraki noktalar aşırı kapasitedir ve ortalama ürünü azaltır. Bu noktadan önceki noktalar ise atıl kapasitedir.

Toplam fizik ürün fonksiyonu verildiği taktirde tam kapasiteyi sağlayan değişken girdi miktarı matematiksel olarak hesaplanabilir.

Örnek:

Q=-V3+12V2+63V biçimindeki TPPV fonksiyonunda kaç işçi kullanıldığında APPv=MPPv olur? (Tam kapasite girdi kullanım düzeyi)

Çözüm:

tür.

tür.

Ortalama ve marjinal fiziki ürün fonksiyonlarını birbirine eşitlersek;

-V2+12V+63=-3V2+24V+63=2V2-12V=0

2V-12=0

V=6 değeri bulunur.

V=6 olduğunda MPP ile APP eşittir. Değişken girdi miktarı 6 iken ortalama ürünün maksimum olduğunu buluruz.

Diğer bir yol ise ortalama fiziki ürün fonksiyonunu maksimum yapan V değerini bulmaktır.

APP ve MPP fonksiyonları APP’nin maksimum olduğu düzeyde birbirine eşit olmaktadır. APP’yi maksimum yapan V değeri aynı zamanda APP=MPP düzeyindeki V değeri olacaktır.

Ortalama ürün fonksiyonunun türevini alıp, sıfıra eşitlediğimizde maksimum düzeyindeki V değerini bulmuş oluruz.

V=6

Üretim incelememizde bu kez tek değişken girdi değil de aynı anda bütün girdilerin değişken olduğunu varsayalım.

Bu kez yeni incelememiz için varsayımlarımız;

a- Üretimde sadece iki girdi kullanıldığını (V1 ve V2 gibi) varsayalım.

36

Page 35: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

b- V1 emek, V2 sermaye girdisi olsun.

c- Girdilerin sürekli olarak birbirleriyle ikamesi mümkün olsun.

Üretimde sadece iki girdinin kullanıldığı ve bu iki girdinin de değişken olduğu bir durumda, aynı toplam ürün miktarını sağlamaya imkan veren girdi bileşimlerinin, iki girdi için çizilmiş bir girdi düzlemindeki geometrik yerlerini birleştiren eğrilere “eşürün eğrisi” adı verilir.

Eşürün Eğrilerinin Özellikleri

1- Eşürün eğrileri üzerindeki her nokta eşit üretim düzeyini gösterir.

2- Eğriler orijinden uzaklaştıkça daha yüksek üretim düzeyini gösterirler.

3- Eşürün eğrileri birbirlerini kesemezler.

4- Tek girdi ile üretimin gerçekleştirilemeyeceği varsayımı altında eşürün eğrileri eksenleri de kesemezler.

5- Eşürün eğrileri girdiler arası ikame yapıldığı varsayımı altında sürekli negatif eğimli olurlar.

6- Eşürün eğrileri genellikle orijine göre dışbükey bir yapıda olurlar. Bunun nedeni azalan marjinal teknik ikame oranı varsayımıdır. Birazdan bunu inceleyeceğiz.

Girdiler arası ikamede dört ayrı durum söz konusu olabilmektedir. Bunlar:

a- Girdiler arası ikamenin azalan oranda olması (Azalan marjinal teknik ikame oranı durumu)

Şekildeki gibi bir eşürün eğrisi üzerinde aynı üretim düzeyini korumak koşulu ile V2 girdisi eşit miktarlarda azaltıldığında üretimin aynı kalabilmesi için V1 girdisi artan oranda artırılacaktır. Burada kullanımı artırılan V1 girdisinin marjinal verimi gittikçe azalırken (azalan verimler yasası gereği), kullanımı azaltılan V2

girdisinin marjinal verimi gittikçe artacaktır.

Dolayısıyla aynı üretimi koruyabilmek için her defasında azaltılan bir birim V2’ye karşılık daha fazla V1 kullanılması gerekecektir.

Marjinal Teknik İkame Oranı: Aynı üretim düzeyini sağlamak, yani aynı eşürün eğrisi üzerinde kalmak koşuluyla iki girdi arasındaki değişim oranına verilen addır.

37

E

D

C

B

A

V2

V10

V2

V2

V2

V2

V1 V1 V1 V1

F

100

300200

E

D

C

B

A

V2

V10

V2

V2

V2

V2

V1 V1 V1 V1

F

100

300200

Page 36: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

=Kullanımından vazgeçilen girdi miktarı ‘dirİkame edilen girdi miktarı

Bu oran yani= eşürün eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın

eğimini verecektir.

Eşürün eğrisi üzerinde sol yukarıdan sağ aşağıya doğru hareket edildikçe

eğim azalacağından sürekli azalacaktır.

b- Girdiler arası ikamenin mümkün olmaması durumu

Girdilerden biri un ve diğeri de su olduğu varsayımı ile ekmek üretildiğini düşünelim. Bu durumda ancak girdilerin belli oranda birleştirilmesi üretim sağlamaya imkan vereceğinden bu oran bozulamaz. Yani girdiler birbirlerine ikame edilemez.

c- Girdiler arası ikamenin sabit oranda olması ve tam ikame durumu

Girdiler bazı üretimler için sabit oranda ve birbirleriyle tam ikame edilebilirler. Örneğin; Bir termik santralde ısıtmada kullanılabilir bir birim fuel-oil’in yerini iki birim kömür alabiliyorsa bu durumda azaltılan her birim fuel-oil için iki birim kömür kullanılarak üretim sürdürülebilir. Yada tercih olarak tek başına bir girdi de kullanılarak aynı üretim yapılabilir.

d- Girdiler arasında artan oranda ikame olması durumu

38

200

100

V2

V10

(Su)

(Un)

(fuel-oil)

1

V1

(kömür)

V2

0

2

2 4

V1 V1V1

V2

V2

V2

V1

V2

0

Page 37: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Girdiler arası ikamenin artan oranda olabilmesi için, bir girdinin daha fazla kullanıldıkça veriminin her defasında artıyor olması gerekir.

gittikçe artar.

Eş ürün eğrileri üzerinde her nokta farklı bir teknolojiyi gösterir. İktisadi anlamda teknoloji, belli bir üretimi mümkün kılan girdi bileşimi olarak tanımlanır. Eş ürün eğrisi üzerinde her nokta farklı bir girdi bileşimini temsil ettiği için aynı üretim farklı teknolojilerle gerçekleştirilebilir. Tabi burada en uygun teknolojinin hangisi olduğu sorunu ortaya çıkacaktır. En uygun girdi bileşimi yani teknoloji seçimi iki girdinin fiyatları oranına bağlı olacaktır.

Eş ürün eğrisi üzerinde bir noktada iken girdilerin birbirine göre kullanım oranlarını bozmadan her iki girdiyi de artırdığımızda üretimin artacağı kesindir. Ancak artış hızının girdilerin artış hızından daha fazla veya daha az mı olacağını bilemeyiz. Bu durum bizi “ölçeğe göre getiri” kavramını açıklamaya götürür.

Ölçeğe Göre Getiri: Bir malın üretiminde geçerli olan teknoloji (yani girdilerin birbirine oranı) sabit kalmak koşulu ile girdi miktarları artırıldığında üretimin hangi hızla artacağını belirleyen bir kavramdır.

Girdiler Sabit Getiri Artan Getiri Azalan GetiriV1 V2 Üretim Artış Üretim Artış Üretim Artış10 20 200 200 20020 40 300 100 320 120 280 8030 60 400 100 480 160 340 6040 80 500 100 680 200 375 3550 100 600 100 950 270 400 25

Girdi miktarları artırıldığında üretimin artış hızı üç ayrı durumda gerçekleşebilir;

1- Ölçeğe göre sabit getiri

2- Ölçeğe göre artan getiri

3- Ölçeğe göre azalan getiri

Girdileri birbirine oranı sabit kalmak koşuluyla belli miktarlarda artırdığımızda, üretim eşit aralıklarla artıyorsa sabit getiri, artarak artıyorsa artan getiri, azalarak artıyorsa azalan getiri durumu söz konusudur.

Ölçeğe göre getirinin ölçülmesinde Coob-Douglas fonksiyonundan yararlanılır. tipindeki fonksiyonda L ve K’nin üst katsayıları toplamı 1 ise ölçeğe göre sabit getiri, 1’den büyükse artan getiri, 1’den küçük ise azalan getiri durumu olur.

Örnek:

Q= 4 ise sabit getiri

39

Page 38: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Q= 4 ise artan getiri

Q= 4 ise azalan getiri vardır.

Tekrar eş ürün eğrileri ve uygun teknoloji seçimine dönelim.

Eş ürün eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın eğiminin o noktadaki

marjinal teknik ikame oranına eşit olacağını söylemiştik. Bu

aynı zamanda o noktadan geçen teğetin eğimi demektir.

Bu durumda değeri o

noktadaki iki girdinin marjinal fiziki ürünlerinin birbirine oranına eşit olacaktır. İki girdinin o noktadaki marjinal fiziki ürünleri birbirine eşit ise bir girdideki azalma ile diğer girdideki artış miktarları aynı olacak ve eğim bir olacaktır.

O halde marjinal teknik ikame oranını yani eş ürün eğrisinin eğimini şu şekilde de yazabiliriz.

yani marjinal teknik ikame oranı girdilerin

marjinal ürünlerinin birbirine oranına eşit olacaktır. Hangi girdi bileşiminin en uygun olacağı girdi fiyatlarına bağlıdır demiştik. O halde girdi fiyatları ile firmanın maliyet olanaklarını analiz edelim.

Firmanın Maliyet Kısıtı

Eşmaliyet Doğrusu: Belli bir maliyetle (firma bütçesi ile) iki girdiden alınabilecek maksimum bileşim noktalarının geometrik yerine verilen addır.

Örneğin; Firmanın maliyet olanağı C= 1000 birim TL.

V1 girdisinin fiyatı.........................r1= 50 birim TL

V2 girdisinin fiyatı.........................r2= 40 birim TL olsun.

Bu durumda tüm maliyetle V1 girdisi alınmak istenirse.

40

A

B

V2

0 V1

V2

V2

V1 V1

Page 39: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

adet alınabilecek, yine tüm maliyetle V2 girdisi

alınmak istenirse de;

adet alınabilecektir.

Ortaya çıkan doğruya “eş maliyet doğrusu” adını veririz. İki girdinin de kullanımı durumunda eş maliyet kısıtı; C=r1.V1+r2.V2 olacaktır.

Buradan eş maliyet doğrusu fonksiyonunu elde edebiliriz. V2 girdisini bağımlı değişken haline getirelim.

r2.V2=C-r1.V1=V2= - V1 şeklini alır.

Elde ettiğimiz fonksiyon Y=a-bx tipinde bir

fonksiyondur. bağımsız değişken V1’in

değeri sıfır iken fonksiyonun alabileceği en yüksek değeri, fonksiyonun

eğimini gösterir. O halde eş maliyet doğrusunun eğimini belirleyen şey girdilerin fiyatlarının birbirine oranıdır. Bu oran değişirse eğim değişir.

r1=50’den 40’a düşerse eğim =1,25 ‘ten, ‘e değişecektir.

Ancak girdi fiyatları oranı değişmeden firmanın maliyet olanakları değişirse bu kez eş maliyet doğrusunun orijine göre konumu değişecektir.

Şimdi de üretici dengesinin oluşumunu (yani belli bir parasal olanakla maksimum üretimin nasıl gerçekleştirildiğini) ve aynı zamanda en uygun

41

V1

V2

0

20

1

r

C

25=r2

C

20

V1

V2

0 20 25

25

Page 40: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

teknoloji seçiminin nasıl oluştuğunu eş ürün eğrisi ve eş maliyet doğrusu ile birlikte inceleyelim.

Üretici Dengesi İçin Varsayımlarımız.

a- Firmanın maliyet olanakları sabittir.

b- Girdilerin fiyatları sabittir.

c- Teknoloji sabittir.

Şekildeki gibi bir eşmaliyet doğrusuna sahip firmamızın parasal olanakları 300 birimlik üretimi gösteren eşürün eğrisi üzerinde girdi kullanmaya yetmeyecektir.

Firma bu maliyetle dilerse A noktasının ifade ettiği girdi bileşimini veya B noktasının ifade ettiği girdi bileşimini seçerek 100 birimlik üretimi yapabi-lir.

Fakat üretim maksimizasyonu güdüsü ile davranacak olan firma bu maliyet olanağı ile D noktasının ifade ettiği girdi bileşimini seçerek 200 birimlik üretimi temsil eden eşürün eğrisi üzerinde üretimini maksimize edecektir. İşte bu bileşim en uygun teknoloji olacaktır.

Görüldüğü gibi D noktasında eşmaliyet doğrusu eşürün eğrisine teğet olmaktadır. D noktası hem eşürün eğrisi üzerinde hem de eşmaliyet doğrusu üzerinde bir noktadır. “Bir eğrinin herhangi bir noktasının eğimi, o noktadan teğet geçen doğrunun eğimine eşit olacağından” D noktasında eşmaliyet doğrusunun eğimi, eşürün eğrisinin eğimine, yani marjinal teknik ikame oranına eşit olacaktır.

dengenin cebirsel ifadesi olacaktır.

Yani, üretici dengesinde girdilerin marjinal fiziki ürünlerinin birbirine oranı (eşürün eğrisinin eğimi), fiyatlarının da birbirine oranına (eş maliyet doğrusunun eğimine) eşit olacaktır.

Örneğin: Üretici dengede iken V1 girdisinin fiyatı 50 ve V2 girdisinin fiyatı 40 ve V1 girdisinin marjinal fiziki ürünü 100 ise, V2 girdisinin marjinal fiziki ürünü 80 olacaktır. Bu durumda dengede girdilere harcanan son lira ile eşit marjinal fiziki ürünler elde edilmiş olacaktır.

42

V1 V1 V1

A

B

D

100200300

0

V2

V2

V2

V2

V1

Page 41: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Bu durumda denge noktasında ikame olmayacağı açıktır. Bu nokta en uygun teknoloji seçimi noktasıdır.

Oysa yukarıdaki şekle bakarsak, B noktasında eşmaliyet doğrusunun

eğiminin, eşürün eğrisinin eğiminden büyük olduğunu yani

iken ve V1 girdisinin marjinal fiziki ürünü 100 iken V2 girdisinin marjinal fiziki ürünü 80’den fazladır. V2’nin marjinal fiziki ürünün 100 olduğunu varsayalım.

olduğu durumda, 2=

B noktasında harcanan son liralar ile V2

girdisinden 2,5 birim, V1 girdisinden 2 birim marjinal fiziki ürün elde edilmektedir. Üreticimiz bu durumda ikame yapmaya başlayacak, V2’nin kullanımını artırıp, V1’in kullanımını azaltacak, eşmaliyet doğrusu üzerinde D noktasında bu ikame son bulacaktır. Bu bileşim belli bir parayla gerçekleştirilen en yüksek üretim ve en uygun teknolojik bileşim olacaktır.

Üretici Dengesinin Değişmesi

Üretici dengesinin değişmesi için üç koşul gerekir.

Genişleme Yolu: Eş ürün eğrileri ve girdi fiyatları sabitken değişik maliyet olanaklarına göre ortaya çıkan üretici dengelerinin geometrik yeridir.

43

D1

D3

D3D2D1

D3

D2

D1

0 V1

V2

0 V1

V2

0 V1

V2

Maliyetlerin artması sonucunda denge noktasında değişme

Girdilerin birinin fiyatının değişmesi sonucunda denge noktasında değişme

Teknoloji değişmesi sonucu denge noktasında değişme

Burada üretim ölçeği büyüdükçe her iki girdi kullanımı da birbirine yakın oranlarda artırılmıştır. Firmanın teknoloji seçimi değişmemiştir.

0 V1

V2

Genişleme Yolu

Genişleme Yolu

0 V1

V2

Burada ise firma üretim ölçeği arttıkça emek yoğun teknolojiye yönelmiştir.

Genişleme Yolu

0 V1

V2

Burada ise firma üretim ölçeği büyüdükçe sermaye yoğun teknolojiye yönelmiştir.

Page 42: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Üretici dengesini ve üretici davranışını analiz ettikten sonra şimdi de üretici davranışının bir diğer boyutu olan arz konusunu incelemeye geçelim.

ARZ ANALİZİ

Arz: Üreticilerin belli bir piyasada belli bir dönemde mal ve hizmetleri satma istek ve arzularına verilen addır.

Arz Fonksiyonu: Bir mal veya hizmetin arzı ile bunun miktarını etkileyen faktörler arasındaki ilişkiye arz fonksiyonu adı verilir.

Arz Miktarı: Qs, ilgili malın fiyatı:P, diğer malların fiyatı: PD Faktör fiyatları: Pf, Teknoloji: T, Vergiler V, Devletin sınırlamalarına: K, Sübvansiyonlara S dersek

Qs=f(P, PD, Pf, T, V, K, S) biçiminde bir arz fonksiyonu yazabiliriz.

Burada ilgili malın fiyatı dışındaki değişkenleri “Ceteris-paribus” kabul edersek arz fonksiyonu; Qs=f(P) şeklinde yazabiliriz.

Bu fonksiyonda arz miktarı bağımlı, fiyat ise bağımsız değişkendir. “Arz Kanunu” gereği arz miktarı fiyatla doğru yönlü ilişki içerisindedir. Arzın sadece fiyatın fonksiyonu olduğu durumda böyle bir ilişkinin nedeni “azalan verimler kanunu”dur.

Malın fiyatındaki artışlar arzını artırırken, azalışlar azaltır. Fakat fiyat artmadan da arz artıyorsa bu diğer bağımsız değişkenlerdeki değişmelerin bir sonucudur deriz.

Toplam (Piyasa) Arz Eğrisi, bireysel (firma) arz eğrilerinin yatay olarak toplanması yoluyla bulunur.

Arz fonksiyonları daha önce talep fonksiyonunda bahsettiğimiz gibi ters fonksiyonlardır. Yani bağımsız değişken dikey eksende, bağımlı değişken ise yatay eksende gösterilmek üzere çizilirler.

44

P Qs

10 5 20 10 30 15 40 20

S1

S2

P

Q0 5 15 2010

10

3020

40

P

Q0

S

10

15

15 18

X firması

10

P

Q0

15

10 13

S

Y firması

P

Q0

10

15

25 31

S

Piyasa Arzı

Page 43: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Y=a+bx tipinde fonksiyonlardır. Q=10+2P gibi bir fonksiyonda +2 arz fonksiyonun duyarlılık katsayısıdır. Bağımlı değişken olan arz miktarının bağımsız değişken olan fiyattan etkilenme derecesini gösterir. Fiyattaki her birim değişme arz miktarını 2 birim artırır.

Arz EsnekliğiArzın esnekliğinde genellikle arzın fiyat esnekliği hesaplanır. İlgili malın

fiyatındaki belli bir oransal (yüzde) değişme karşısında, arz miktarında oluşacak oransal (yüzde) değişim incelenir.

es=

Miktardaki % değişme

Fiyattaki % değişme

biçiminde hesaplanırsa arzın nokta fiyat esnekliği bulunur.

Aynı talepte olduğu gibi arzda da yay esnekliği hesaplanabilir.

Fiyat esnekliği her noktasında sabit olan üç tip arz eğrisi vardır.

Bunun dışında kalan arz eğrilerinde ise her noktanın esnekliği farklı olacaktır.

olduğundan ve arz fonksiyonun duyarlılık

katsayısını vereceğinden fonksiyonu verilmiş bir arz eğrisinde belli bir fiyattaki esneklik değeri bulunabilir.

Örneğin: Arz fonksiyonu Qs=10+0,5P gibi olsun. P=20 ise arzın esnekliği kaçtır?

45

P

Q0

P2

P1

S

e=0

P

Q0

PS

e=∞

P

Q0

S

e=1

Esnekliği her noktasında sıfır olan arz eğrisi Qs=40 gibi bir fonksiyondur. Ya da Y=a+bx gibi bir arz fonksiyonunda b katsayısının değeri sıfırdır

Esnekliği sonsuz olan, sadece tek bir fiyattan arzı olan arz eğrisi

Orijinden çıkan tüm arz eğrilerinin esnekliği daima 1’e eşit olacaktır

40

Page 44: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Çözüm: Qs=10+0,5.20 Qs=20

e=0,5. olur. P=40 olduğunda arz

esnekliği ise;

Qs=10+0,5.40 Qs=30 e=0,5.

olacaktır.

46

S

P

Q0

P2

P1

P

Q1 Q2

Q

Page 45: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

IV- PİYASA DENGESİ ANALİZİ

Piyasa, alıcı ve satıcıların karşı karşıya geldiği her türlü ortama verilen addır. Burada mal piyasalarını incelediğimizden, bir mal veya hizmeti satmak arzusu ile arz edenlerle, söz konusu mal ve hizmeti satın almak için talep edenlerin tümü piyasayı oluşturur. Yani piyasada, piyasa talebi ve piyasa arzı karşı karşıya gelir.

Alınıp satılan malların farklılaşma derecesine ve alıcı ve satıcı sayısına göre piyasalar farklı isimler alırlar. Piyasada alıcı sayısı çok fazla ise alıcılar ve satıcı sayısı çok fazla ise satıcılar fiyatı etkileyemez. Yine çok sayıda firma varsa ve sattıkları mal homojen ise fiyat üzerinde belirleyici olamazlarken, firma malları farklılaştırıldıkça fiyatlar üzerinde firmaların belirleyiciliği artar.

Bu anlamda piyasalar iki temel gruba ayrılır;

1- Tam Rekabet Piyasası: Çok sayıda alıcı ve satıcının olduğu ve alınıp satılan tüm malların homojen olduğu piyasadır.

2- Eksik Rekabet Piyasaları

a- Tekel piyasası: Çok sayıda alıcı karşısında tek satıcının olduğu ve malın homojen ve yakın ikamesinin olmadığı bir piyasadır.

b- Monopson piyasası: Homojen bir malı satan çok sayıda satıcı karşısında tek alıcının olduğu bir piyasadır.

c- Monopolcü (tekelci) rekabet piyasası: Çok sayıda satıcı ve alıcının olduğu fakat her firma malının belli ölçülerde diğerlerinden farklılaştırılmış olduğu bir piyasadır.

d- Oligopol: Az sayıda satıcı ve çok sayıda alıcının olduğu malların homojen veya farklılaştırılmış olduğu bir piyasadır.

e- Oligopson: Çok sayıda satıcı karşısında az sayıda alıcının yer aldığı bir piyasadır.

f- Düopol: Sadece iki satıcı karşısında çok sayıda alıcının olduğu bir piyasadır.

g- Düopson: Sadece iki alıcı karşısında çok sayıda satıcının yer aldığı bir piyasadır.

h- İki yanlı tekel: Bir satıcı ile bir alıcının karşı karşıya geldiği bir piyasa yapısıdır.

Burada tam rekabet koşullarında piyasada fiyat oluşumunu ve değişimini inceleyeceğiz.

Tam Rekabet Piyasalarının Özellikleri

a- Atomize olma özelliği: Bu özellikten, bu piyasada alıcı ve satıcıların sayısının çok fazla olduğu anlaşılır. Alıcı ve satıcıların miktarı sınırlı ise rekabet tam olmayacaktır. Çünkü böyle bir durumda sınırlı sayıdaki alıcı ve satıcı bir araya gelip anlaşarak piyasada oluşan fiyatı etkileyebilecektir. Alıcı ve satıcı sayısı çok olduğunda ise piyasada oluşan fiyat her alıcı ve satıcı için veri olacaktır.

47

Page 46: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

b- Homojenlik özelliği: Bu özellik tam rekabet piyasasına arz edilen belirli bir mal veya hizmetin tüm birimlerinin aynı kalitede ve aynı görünümde olmasını gerektirir. Bu durumda da her satıcının malı aynı olduğundan farklı fiyatlar uygulanmaması gerekir.

c- Mobilite özelliği: Bu özellik alıcıların satıcıların, mal ve hizmetler ile üretim faktörlerinin hiçbir ek maliyete katlanmadan tam bir hareket (piyasa giriş-çıkış) serbestliğine sahip olmaları anlamını taşımaktadır.

d- Şeffaflık özelliği: Bu özellik piyasadaki tüm alıcı ve satıcıların olup bitenler konusunda tam bilgi sahibi olmalarını gerektirmektedir.

Bu özellikler sonucunda tam rekabet piyasasında belirli bir malın sadece bir tek fiyatı olurken, alıcılar bu fiyattan söz konusu malı almaya, satıcılarda satmaya razı olurlar.

Tam rekabet piyasasında fiyat piyasa arzı ile piyasa talebinin karşı karşıya gelmesi sonucu oluşur. Buna denge fiyatı adı verilir.

Piyasa arz ve talep fonksiyonları verildiğinde denge fiyatı ve denge miktarı bulunabilir.

Piyasa arz fonksiyonu: QS=5+2P ve Piyasa talep fonksiyonu QD=30-3P ise denge fiyatı ve miktarı kaç olur?

Dengede S=D olacağından;

5+2p=30-3p ve 5p=25, P=5 olur. Bulduğumuz denge fiyatını arz ve talep fonksiyonundan herhangi birinde yerine koyarsak;

S=5+2.5=15 olarak denge miktarını buluruz.

Bu denge arz ve talep eğrileri değişmedikçe (ceteris-paribus) değişmeyecektir.

Tam rekabet piyasasında toplam piyasa talebini oluşturanlar içinde malı denge fiyatının üstünde bir fiyatta da olsa alabilecek kişilerin olduğu bir durumda, bu kişiler de oluşan denge fiyatından malı satın alarak avantaj elde ederler. Elde edilen bu avantaja “tüketici rantı” adı verilir. Piyasa arz ve talep fonksiyonları verildiğinde tüketici rantı geometrik olarak hesaplanabilir.

Yukarıdaki arz ve talep fonksiyonları geçerli olsun;

Taralı alan toplamı piyasada elde edilen tüketici rantı toplamını gösterir. Üçgenin alanı rant toplamını vereceğinden;

Tüketici rantı= birimdir.

Tam rekabet piyasasında yine bir malı daha düşük fiyatla da olsa satabilecek olan

48

P

Q0

P

Q

S

D

D

P

Q

STüketici rantı10

1510 30

Üreticirantı

5

Page 47: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

satıcılar oluşan piyasa fiyatından satış yaparak “üretici rantı” elde edeceklerdir. (çizgili alan)

Dengede yine üretici rantı da hesaplanabilir.

Tam Rekabet Piyasasında Denge Fiyatı ve Miktarının Değişmesi

Tam rekabet piyasasında denge fiyatı ve miktarı, piyasa arz ve talep fonksiyonlarında oluşacak değişmelerle değişebilir.

Q2Q1

3- Arz ve Talebin Aynı Oranda Artması

D1

D2

S2

S1

P

Q0

P1

4- Arz Artarken Talebin Aynı Miktarda Azalması

Q1

P2

P1

S2

P

Q0

D2

D1

S1

D

S2

S1

S3

P

Q0

P2

P3

P1

Q2Q1Q3

1- Talep Sabitken Arzın Değişmesi

Q2Q1Q3

P2

P3

P1

P

Q0

2- Arz Sabitken Talebin Değişmesi

D2D1

D3

S

49

Page 48: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Arz ve talepte oluşacak farklı miktardaki kaymalarda ise kaymanın şiddetine bağılı olarak denge fiyatı ve miktarı farklı farklı değişebilecektir.

Piyasa Dengesinde Dönemler Analizi (A. Marshall)

Piyasada talepte oluşan değişimler karşısında arzın göstereceği tepki zamana bağlı olarak değişecektir.

1- Çok Kısa (Piyasa-Pazar) Dönemi

Piyasa döneminde arz miktarı sabittir. Bu dönemde talep arttığında üretim artırılamaz. Sadece fiyat artar. Arz esnekliği sıfırdır.

e=0

Bir talep artışı karşısında en çok fiyat yükselmesi bu dönemde görülür.

2- Kısa Dönem

Kısa dönemde talep artışı karşısında üreticiler ellerindeki üretim kapasitesini değiştirmeden mevcut kapasiteyi daha yoğun kullanmak suretiyle üretimi bir miktar artırabilirler. Arzın esnekliği sıfırdan büyük ancak 1’den küçük olacaktır. 0<e<1

3- Uzun Dönem

Uzun dönemde talep artışı karşısında üreticiler ellerindeki üretim olanaklarını

50

D1

D2

S

Q1Q0

P

P2

P1

D2

D1

S

Q1 Q0

P

P2

P1

Q2

S

Q0

P

P2

P1

Q1Q2

D2D1

Page 49: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

genişletip kapasiteyi artıracaklardır. Ayrıca ilgili malın üretimine yeni firmalarda girebileceklerdir. Bu durumda fiyat artışı karşısında arz çok artacak ve esneklik yüksek olacaktır.

Bir talep artışı karşısında en az fiyat yükselmesi bu dönemde görülür.

Örümcek Ağı Teoremi

Burada kullanılan varsayım; “inceleme konusu olan bir malın talebinin değişmesi durumunda arzın uzunca bir süre sonra buna uyum göstermesidir.”

Bu nedenle bu teorem açıklanırken örnek mal olarak tarım ürünleri ele alınır. Çünkü tarımda üretim kararı verildiğinde ürün ancak uzun bir süre sonra elde edilir.

Yani t gibi bir dönemdeki talep t döneminin fiyatının fonksiyonu iken, bu dönemdeki arz (t-1) döneminin fiyatının fonksiyonudur.

QDt=f(Pt) iken QSt=f(Pt-1)

Tarım ürünlerinin talebi incelendiğinde bu ürünlerin taleplerinin fiyat esnekliklerinin farklı farklı olacağı görülür. Meyvelerin fiyat esnekliği genelde sebzelerin fiyat esnekliğinden büyük olurken, arzında da sebzelerin arzının fiyat esnekliği meyvelerin bir çoğunun arzının fiyat esnekliğinden yüksektir. Örneğin: Patatesin talep esnekliği, elmanın talep esnekliğinden düşük iken, muhtemelen arz esnekliği daha yüksek olacaktır. Bu yüzden birkaç farklı varsayımla teoremi inceleyeceğiz.

1- Arz ve Talebin Aynı Esnekliğe Sahip Olduğu Bir Tarım Ürünü Piyasası

t döneminde arz S ve talep D1

olsun. Malın fiyatı P1 ve arz ve talep miktarı Q1 ‘dir. Herhangi bir nedenle talebin artarak D2 haline geldiğini düşünelim. Bu tarım ürününün arzı Q1’de sabit kalacağından fiyat P2’ye çıkacaktır.

Bir sonraki dönemde üreticiler bu fiyatı veri alarak arzlarını bu fiyata göre yapacak ve miktar Q2’ye çıkacaktır. Talep D2 iken Q2 kadar mal piyasada P1

fiyatından alıcı bulabilecek ve fiyat tekrar P1’e düşecektir.

Eğer piyasaya dışarıdan bir müdahale olmazsa bu süreç böyle devam edip gidecektir. Esneklikleri bu biçimde olan bir tarım ürünü piyasasında devlet tarafından müdahale edilip ertesi dönemin fiyatı önceden deklere edilerek dengeye yöneltilebilir. Ya da üretim miktarı sınırlanabilir.

51

0 Q2Q1

S

D2

D1

Q

P

P1

P2

Page 50: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

2- Talep Eğrisi Arza Oranla Daha Esnek (Yatık) Olursa:

Bu durumda fiyat ve miktar dalgalanmaları gittikçe küçülecek ve kendiliğinden istikrarlı dengeye yöneliş olacaktır. Piyasaya devlet müdahalesine gerek kalmayacaktır.

3- Arzın Talebe Oranla Daha Esnek (Yatık) Olması:

Bu durumda dengeden gittikçe uzaklaşan hareketler gerçekleşecek, yine devlet müdahale etmezse denge kurulamayacaktır.

Bazı Tarımsal Ürünlerin Fiyatlarının Belirlenmesinde Devlet Etkisi (King-Kanunu)-(Bolluk Paradoksu)

Tarımda daha fazla ürün elde edilen yıllarda hasılatın daha az , daha üz ürün elde edilen yıllarda ise hasılatın daha çok olacağını ileri süren “King Kanunu” şu cümle ile özetlenir: “iyi ürün kötü hasılat, kötü ürün iyi hasılat sağlar.”

Bunun nedeni genelde tarım ürünlerinin talebinin fiyat esnekliğinin 1’den küçük olmasıdır.

Bunu bir şekille daha iyi görebiliriz.

Toplam gelir TR=P.Q ile hesaplanır. Arz S1 olduğunda satıcıların elde ettiği toplam gelir TR=P1.Q1 kadardır. Herhangi bir

52

S

S

P1

P2

D2

D1

0 Q

P

P3

P4

Q2Q1 Q3

D2D1Q4Q2Q1Q3

S

P5

P1

P2

P3

P4

0 Q

P

P

Q0

D

S2

S1

Q1 Q2

P2

P1

e<1

Page 51: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

nedenle ürünün bol yetiştiği bir yılda arz S2 haline geldiğinde toplam gelir TR=P2.Q2 kadar olacaktır.

Arz artınca fiyat daha çok düşerken talep edilen miktar az artacağından toplam hasılat azalacaktır.

Devlet bu gibi durumlarda üreticiyi korumak amacıyla parite fiyatı denen bir fiyat belirleyerek (taban fiyat) söz konusu ürünün fiyatının asgari seviyesini belirleyebilir.

Taban Fiyatlar

Taban fiyatının piyasa denge fiyatının altında belirlenmesi durumunda piyasada kendiliğinden oluşacak denge fiyatına çıkılması için bir engel olmadığından hiçbir etki görülmeyecektir. Ancak taban fiyatlarının denge fiyatının üstünde belirlenmesi önemli ve bağlayıcı bir etki yaratacaktır.

Dengenin üstünde belirlenen taban fiyat arz fazlası yaratır. Bu fazlalık “destekleme alımları politikası” ile devlet tarafından alınmaz ise üretici zarar görür. Devletin alım yapmadığı bir durumda üreticilerin bazıları mallarını satabilirler.

Tavan Fiyatlar

Devlet bazen tüketiciyi korumak için tavan (azami) fiyat belirler. Bu fiyat denge fiyatının altında bir fiyattır. Bu durum talep fazlası yaratır. Eğer devlet bu durumda üreticileri sübvanse ederek arzın talebi karşılayacak bir düzeyde artırılmasını sağlamaz ise muhtemelen karaborsa oluşacaktır.

Devlet üreticileri sübvanse ederek arzı S1 haline getirirse talep edilip de bulunamayan mal olmayacaktır.

53

P0

P1

Q1 Q2Q0

P

Q0

E

D

SArz fazlası

D

PE

P1

Q1 Q2Q0

P

Q0

E

S

Talep fazlası

S1

Page 52: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Tavan Fiyatlar ve Karaborsa Fiyat İlişkisi

Devlet tavan fiyatı P1 olarak belirleyip üreticileri de sübvanse etmezse arz Q1 kadar olacaktır. Talep Q2 kadar olup talep fazlası oluşur. Talep fazlasına rağmen fiyatlar yasal olarak yükselemez.

Burada satıcılar Q1 kadar malın tamamını yasal piyasada satmak yerine karaborsada satarlarsa, bu kadar miktar mal tüketiciler tarafından P2 fiyatından talep edilecektir.

Bu durumda karaborsacılar (P2,K,P1,L) alanı kadar karaborsa kazancı elde edeceklerdir.

54

DE

L

KS

0 Q

P

P2

P1

P0

Q2Q0Q1

Page 53: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

V- KISA ve UZUN DÖNEMDE FİRMA MALİYETLERİ

A- Kısa Dönemde Maliyet Fonksiyonu

Kısa dönemde firmanın üretimde kullandığı girdilerin büyük bir bölümü değişmez bir nitelik taşır (Bina, büyük makine, araç-gereç, kira, faiz, amortismanlar, idari personel aylığı gibi).

Bazı maliyet öğeleri ise üretim miktarına bağlı olarak değişkenlik gösterir (işçilik, hammadde, enerji, bakım-onarım giderleri gibi).

Firma kısa dönemde bir takım sabit ve değişken olmak üzere “açık maliyetlere” katlanır.

Bunun yanı sıra firma tarafından üretimde kullanılan fakat bir parasal ödeme yapılmayan firmanın kendine ait kaynakları varsa ayrıca “örtük bir maliyete” katlanması söz konusudur. Ne kadarlık bir örtük maliyete katlandığı ise bu kaynakların başka alanlarda değerlendirilmesi ile elde edilebilecek olan “fırsat maliyeti” ile ölçülür.

Bu yüzden firmaların “muhasebe kârı” ile örtük maliyetleri de hesaba katan “ekonomik kârı” farklı kavramlardır.

- Muhasebe Kârı: Toplam Gelir-Toplam Açık Maliyetler iken

- Ekonomik Kâr: Toplam Gelir-(Toplam Açık + Örtük Maliyetler) dir.

“Normal Kâr” ise firmanın toplam gelirinin, açık ve örtük maliyetler toplamına eşit olmasıdır. Normal kâr elde den bir firma, tüm açık maliyetlerinin yanı sıra, kendisine ait kaynakların fırsat maliyetini de kurtarmış ancak bunun üzerine çıkamamış demektir. Yani ekonomik anlamda kâr sıfırdır. Sadece muhasebe anlamında kâr görülür.

Kısa dönemde firmanın toplam maliyet fonksiyonunu yazarsak; TC= Toplam Maliyetleri,(V1.r1+V2.r2+......Vn.rn)= kullanılan değişken girdi maliyetlerini,T: Teknolojiyi,K: Kısa dönemdeki sabit Maliyetleri, N: Örtük maliyetleri gösterdiğinde;TC=f(V1.r1+V2.r2+......Vn.rn,K,T,N) şeklinde yazabiliriz.

Kısa dönemde teknoloji, örtük maliyetler, sabit maliyetler değişmez kalacağından toplam maliyet üretim miktarına bağlı olarak değişken maliyetlerin değişmesi ile değişebilecektir. Kısa dönemde girdi miktarı arttıkça, yani üretim arttıkça toplam maliyet artacak, azaldıkça azalacaktır.

O halde toplam maliyet üretim miktarının fonksiyonu olacaktır. TC=f(Q) şeklinde yazabiliriz.

TC=aq2+bq3+dq+e gibi bir fonksiyonda (e) sabit maliyetleri (aq2+bq3+dq) ise değişken maliyetleri gösterecektir.

Kısa dönemli üretimde önce artan marjinal verimlilik, sonra azalan marjinal verimlilik söz konusu olacağından,üretilen her ek birim önce daha ucuza sonra daha pahalıya mal olmaya başlayacaktır. Bu nedenle toplam

55

Page 54: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

maliyet eğrisi önce azalarak artarken belli bir düzeyden sonra artarak artmaya başlayacaktır.

Şimdi firmanın kısa dönemli toplam maliyet fonksiyonunun öğelerini inceleyelim.

1- Toplam Sabit Maliyetler (TFC): Firmanın üretimi ne olursa olsun katlanmak zorunda olduğu harcamaların tümüne verilen addır.

Toplam sabit maliyetler üretim miktarından bağımsız bir maliyeti oluşturur ve yatay eksene paralel bir doğru şeklinde gösterilir.

2- Toplam Değişken Maliyetler (TVC):

Firmanın belli bir üretimi gerçekleştirmek için kullandığı değişken girdilerin maliyetini gösterir. Üretim miktarına bağlı olarak değişen maliyetlerdir. Kısa dönemli üretimde önce artan, sonra azalan marjinal verimlilik varsayımı nedeniyle önce azalarak artan, sonra artarak artan bir eğri biçiminde gösterilir.

3- Toplam Maliyet (TC): Sabit ve değişken maliyetlerin toplamıdır.

Toplam maliyet eğrisi, toplam değişken maliyet eğrisinin, toplam sabit maliyetler düzeyinden başlatılması ile elde edilir.

Üretim sürecinde toplam değişken maliyetler nasıl bir seyir izliyorsa, toplam maliyetlerde de aynı seyri izleyecektir.

ORTALAMA MALİYETLER

56

TFC

TFC

Q0

TFC

0 Q

TVCTVC

0 Q

TVC

TVC

TFC

TC

TFC

Page 55: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

1- Ortalama Sabit Maliyet (AFC): Ortalama sabit maliyet, toplam sabit maliyetin üretim miktarına bölünmesi ile bulunur. Birim başına sabit maliyettir.

üretim miktarı arttıkça birim başına sabit maliyetler sürekli

azalacaktır.

Ortalama sabit maliyet eğrisi yatay eksene yaklaşan bir hiperbol şeklindedir. Üretim miktarı ne olursa olsun sıfır değerini alamaz.

2- Ortalama Değişken Maliyet (AVC): Birim başına düşen değişken maliyet anlamına gelir. Toplam değişken maliyetlerin üretim miktarına bölünmesi ile bulunur. Toplam değişken maliyetlerin kısa dönemde önce azalarak sonra artarak artması nedeniyle, ortalama değişken maliyet önce azalıp sonra artacaktır.

ile hesaplanır.

Ortalama değişken maliyet, toplam değişken maliyet eğrisi üzerindeki (c) noktasına kadar azalmakta, daha sonra artmaktadır. Yani orijinden çıkan doğrunun toplam değişken maliyet eğrisine teğet olduğu noktada ortalama değişken maliyet minimum değerdedir.

57

AFC

AFC

Q0

B

A

TVC

Q0

C

D

TVC1

TVC2

TVC3

Q1 Q2 Q3

Q1 Q2 Q3

AVC

Q0

AVC

TVC

Page 56: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

tan= ortalamanın değerini gösterir. O halde toplam değişken maliyet

eğrisini orijine birleştiren doğruların eğimi ortalamayı verir.

3- Ortalama Maliyet AC (Ortalama Toplam Maliyet): Her üretim düzeyinde toplam maliyetin üretim miktarına bölünmesi ile bulunur.

Biçim olarak yine AVC görünümünde olacaktır.

4- Marjinal Maliyet (MC): Üretimi bir birim artırabilmek için katlanılması gereken ek maliyettir. Kısa dönemde marjinal maliyetin sabit maliyetle bir ilişkisi yoktur. Değişken maliyetteki artışa eşit bir seyir izler.

0 Q1

TCTC

CBA

TC

QQ2 Q3

0 Q

AC

AC

Q1 Q2 Q3

58

Page 57: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Toplam maliyetteki değişimin üretim miktarındaki değişime

bölünmesi ile bulunur. Kısa dönemli üretimin özelliği nedeniyle önce artan sonra azalan verimler görüleceğinden, marjinal maliyet önce azalıp sonra

artacaktır. Marjinal maliyet , toplam maliyet eğrisinin her hangi

bir noktasının eğimini verecektir. Bu nedenle toplam maliyet eğrisine değişik noktalarda teğetler çizersek teğetlerin eğimi bize marjinalin seyrini gösterir.

(E) noktasında AVC minimumdur. (D) noktasında ise (AC) minimumdur. (MC) ise (C) noktasına kadar azalıp daha sonra artmaya başlar. MC (E) noktasında AVC’ye ve (D) noktasında AC’ye eşit olur.

(D) noktası AC’nin minimum noktasıdır.

Marjinal maliyet ve ortalama maliyet eğrilerinin U biçiminde olmasının nedeni değişen verimler ilkesidir.

Not: Kısa dönemli toplam maliyetlerin örtük maliyetleri de kapsadığı varsayılır.

Kısa Dönemde Kapasite Kullanımı

a- Tam kapasite: Kısa dönemde ortalama üretim maliyetinin minimum olduğu düzeyde üretimde bulunulması durumudur.

b- Atıl (Eksik) Kapasite: Tam kapasite üretiminin altındaki üretim düzeyidir.

c- Aşırı Kapasite: Tam kapasite üretiminin üstündeki üretim düzeyidir.

d- Maksimum Kapasite: Firmanın kısa dönemde mevcut tesisleri ile üretebileceği en yüksek üretim miktarıdır.

59

AC

0 Q3Q2Q1 Q

Tam Kapasite

Atıl Kapasite

Aşırı Kapasite

AC

Maksimum Kapasite

TVC

TC

TC

TVC

Q

C

D

E

MCAC

AVC

Q1 Q2 Q3

AC

AVC

MC

0

0 Q

Page 58: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

B- Uzun Dönemde Maliyetler

Firmalar uzun dönemde, kısa dönemde değişmez olan bir takım maliyet öğelerini değiştirerek (bina, makine, araç-gereç, teknoloji) daha büyük üretim kapasitesine geçebilirler. Bir üretimi daha büyük ölçekte gerçekleştirmek başlangıçta maliyeti düşürür. Bu duruma ölçek ekonomileri adı verilir.

Ölçek Ekonomileri: Üretim ölçeğindeki artış nedeniyle firmanın sağladığı tasarruflara veya maliyet avantajlarına verilen addır.

Ölçek ekonomileri uzun dönemde ortalama maliyetleri azaltır. Uzun dönemde ölçek ekonomilerinin ortaya çıkmasına ve maliyetlerin azalmasına yol açan faktörler iki grupta toplanır.

1- Gerçek ölçek ekonomisi

a- Üretimde emeğin işbölümü ve uzmanlaşması

b- Teknolojik avantajlar

c- Satış ve pazarlama avantajları

2- Parasal ölçek ekonomisi

a- Hammadde fiyatlarında daha ucuza alma ile sağlanan avantajlar

b- Düşük faizle finansman avantajları

c- Daha ucuza reklam

d- Düşük tarifeli taşıma gibi parasal iskontolardır.

Negatif Ölçek Ekonomileri: Yönetim etkinliğinin kaybolması, israf ve denetimsizlik sonucu büyümeye bağlı maliyet artışlarıdır. (Disekonomi)

Uzun dönem ortalama maliyet eğrisi (LAC) kısa dönem ortalama maliyet eğrilerine teğet geçen eğridir.

Uzun dönem marjinal maliyet eğrisi (LMC)

60

AC

MC LAC

AC

MC

ACMC

AC

0Q

Page 59: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

üretim kapasitesinin bir birim artırılması sonucu toplam maliyetteki değişimi gösterir.

Uzun dönemde işletme ölçeği büyüdükçe birim maliyetler önce azalır (ölçek ekonomileri işler). Fakat aşırı büyük bir kapasitede ise yönetsel etkinliğin zayıflaması nedeniyle maliyetler artar. Bu nedenle uzun dönem ortalama maliyet eğrisi (LAC) (U) biçiminde olur.

İşletmelerde büyümenin yanı sıra maliyetleri düşüren başka faktörler de vardır. Bunları iki ana başlıkta toplayabiliriz.

1- İçsel ekonomiler

2- Dışsal ekonomiler

İçsel ekonomiler; işletme üretim yaptıkça bilgi beceri ve deneyim artışı ile maliyetlerini düşürebilir. İşletme büyümeden de oluşan bu maliyet düşmeleri öğrenme sonucudur. Bu durum öğrenme eğrileri ile analiz edilir.

Dışsal ekonomilerde ise; firmaların faaliyetlerini etkileyen ancak firmanın faaliyetlerinin dışından gelen kazanç ve kayıplar söz konusudur. Dışsal ekonomilerde ikiye ayrılır.

a- Pozitif Dışsallıklar:

1- Satın alınan yarı işlenmiş mamullerden sağlanan avantajlar

2- Uzmanlaşmış işgücü temini sonucu sağlanan avantajlar.

3- Satın alınan hizmetlerden sağlanan avantajlar

4- Altyapı tesis ve hizmetlerinden sağlanan avantajlar (Kamusal dışsallıklar)

5- Başka bir üretim faaliyetinin dolaylı olarak sağladığı yararlar

b- Negatif Dışsallıklar: Endüstrinin büyümesi sonucu artan firmaların birbirlerine verdikleri zararlar veya başka bir üretim faaliyetinden kaynaklı dolaylı zararlardır.

Dışsallıklar uzun dönem ortalama maliyet eğrilerini yükseltip, alçaltabilirler.

61

Page 60: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

VI- PİYASALARDA FİRMA DAVRANIŞLARI

A- TAM REKABET PİYASASINDA FİRMA DAVRANIŞI

Daha önce tam rekabet piyasasından bahsederken bu piyasada belirli bir malın sadece bir tek fiyatı olacağını gerek alıcılar ve gerekse satıcıların bu fiyatı veri kabul edeceklerini söylemiştik. Öyleyse tam rekabet koşullarında malını arz eden bir firmanın davranışını ve gelir eğrilerini inceleyelim.

Tam rekabetçi firma piyasada oluşan fiyatı veri kabul edip tüm ürününü bu fiyatla piyasaya arz eder. Alıcılarda bu ürünü piyasa fiyatından talep ederler. Bu nedenle tam rekabet piyasasında bir firmanın malına olan talep sonsuz esneklikte olur. Firma yüksek fiyat uygulamak isterse malına olan talep sıfır olur. Alıcılar ise daha düşük bir fiyat öneremeyeceklerinden fiyat düşürmesine gerek yoktur.

Bu piyasada ürün tek fiyattan satılacağı için firmanın toplam hasılatı TR=P.Q ile hesaplanır.

Ortalama hasılat AR= olduğundan P’ye eşit olacaktır.

Yine marjinal hasılat MR= olacaktır.

Satılan her birim aynı fiyattan satılacağından TR orijinden çıkan bir doğru şeklinde olacaktır. P=MR olduğundan TR’nin eğimini P belirleyecektir.

TR1’deki fiyat TR2’dekinden, TR2’ deki fiyat da TR3’dekinden büyüktür.

TR eğimi sabit bir doğru

olduğundan eğimi ile hesaplanır.

TR=a.q ise MR=a olur.

TR=P.Q olduğundan MR=P ‘dir.

62

0

P

0 Q

S

D

P

P

Q

D=AR=MR

TR

0Q

TR1

TR2

TR3

P1>P2>P3

Page 61: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Şimdi de maliyet eğrilerini de analize sokarak tam rekabetçi bir firmanın kısa dönemdeki kâr analizini yapalım.

Toplam kâr TP= TR-TC ‘dir.

A ve B noktalarında başabaş durumu vardır. Q2

üretim düzeyine kadar ve Q4 üretim düzeyinden sonra toplam zarar söz konusudur. Q3 üretim düzeyinde kısa dönemde toplam kâr maksimumdur.

Marjinal maliyet (MC) ile marjinal hasılat (MR) ‘nin, MC’nin pozitif eğimli olduğu kısmında eşit oldukları Q3 düzeyinde marjinal kâr sıfır ve toplam kâr maksimumdur.

Kısa dönemde toplam kâr (P,H,C1,D1) dörtgeninin alanı kadar olacaktır. Ortalama kâr ise C1, D1 arası kadardır. Ortalama kâr AP=AR-AC’dir.

Tam rekabette kısa dönemde maksimum toplam kâr sağlandığı durumda firma aşırı kapasite durumundadır. Üretim ortalama maliyet eğrisinin artıyor olduğu bir yerde gerçekleştirilmektedir. Firma ekonomik kâr ile çalışmaktadır.

Kısa dönemde tam rekabetçi firmanın kârını maksimum yapan üretim düzeyi, toplam maliyet ve toplam hasılat fonksiyonları yardımı ile bulunabilir.

TC=q3-12q2+51q+20

TR=30 q biçiminde olsun. Buradan marjinal maliyet ve marjinal hasılat fonksiyonlarını elde ederek kârı maksimumlaştıran üretim düzeyi bulunabilir.

TC=q3-12q2+51q+20 ise MC=3q2-24q+51’dir.

TR=30q ise MR=30 ‘dur.

MR=MC maksimum kârı sağlayan üretim miktarını vereceğinden;

30=3q2-24q+51

63

D

MC D=AR=MR

H

P

TR

TC

TCTR

C

A

B

E

0 Q4Q3Q1 Q2

Q4Q3Q1 Q2

Q

Q0

ACARMR

C1

D1

AC

Page 62: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

3q2-24q+21=0q2-8q+7=0

q=7 olarak bulunur.

Tam Rekabette Uzun Dönem Firma Dengesi

Tam rekabet piyasaya serbest girişe imkan veren bir piyasa türüdür. Kısa dönemde bu piyasada ekonomik kâr ile çalışan işletmeleri gören diğer üreticiler bu piyasaya girmek isterler ve girebilirler. Bu durumda piyasa arzı artar ve ürün fiyatı düşer. Ta ki ekonomik kâr sıfır oluncaya kadar bu eğilim sürer. Fiyat düşüp ekonomik kâr sıfır olduğunda tam rekabetçi bir firma ortalama maliyet eğrisinin minimum noktasında normal kâr elde ettiği bir duruma gelir. Bu durumda, kısa dönemde ekonomik kâr elde eden ve aşırı kapasite ile çalışan firma, normal kâr durumunda tam kapasite ile çalışır hale gelir. Uzun dönemde fiyatlar maliyetin minimum noktasına eşit olunca aşırı kapasite ile çalışan yüksek maliyetli firmalar bu fiyattan satış yapmak zorunda olduklarından tam kapasite düzeyine gelmek zorundadırlar. Piyasa fiyatı veri olduğundan uzun dönemde piyasada firmalar bu fiyatla üretim yapabilecek ölçekte bir firma haline geleceklerinden, uzun dönemde bu fiyatın üstünde bir maliyetle üretimde bulunan küçük ölçekli ve aşırı büyük ölçekli firmalarda ortalama maliyeti bu fiyata eşit olan bir büyüklüğe çekilmek zorunda kalacaklardır. Yani bütün firmalar aynı ölçeğe ulaşacaklardır.

Uzun dönemde tam rekabet piyasasında sadece normal kâr elde edileceğinden bütün üretim faktörleri ancak fırsat maliyetleri kadar bir gelir elde edecektir. Yani tam rekabet piyasasında uzun dönemde bir girişimci başka bir firmada yönetici olarak çalıştığında ne kazanacaksa ancak onu kazanır. Bütün üretim faktörleri tam ve etkin olarak kullanılır. Faktörlerin üretimler arası yer değiştirmesi toplam üretimi artırmaz. Kaynak kullanımı optimal düzeye ulaşmıştır.

Tam Rekabette Kısa Dönem Firma Arz Eğrisi

Daha önce arz eğrisi analizimizde kısa dönemde “Azalan Verimler Kanunu” nedeniyle arz eğrilerinin pozitif eğimli olacaklarından bahsetmiştik. Kısa dönemde her ek birimi üretmenin maliyeti artacağından fiyat arttıkça arzın artabileceğini ve düştükçe de arzın azalacağını görmüştük. Şimdi tam

64

Q1 Q2 Q2 Q1

D1.AR1.MR1

D2.AR2.MR2

AC

P1

P2

P1

P2

P

Q0

P

Q0

S1

S2

MCLAC

Page 63: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

rekabet koşullarında malını arz eden bir firmanın fiyat değişimi karşısında arz davranışını görelim.

Tam rekabet koşullarında malını arz eden bir firma için fiyat veridir. Malını piyasada oluşan fiyattan arz etmek zorundadır. Fiyat P1 olduğunda Q1 kadar arz ederek kârını maksimize edecektir. Fiyat piyasa arzının artması sonucu P2’ye düşünce Q2 kadar arz ederek, bu fiyat düzeyinde firma sabit maliyetlerinin bir kısmını kurtaramayacak ve toplamda zarar edecektir. Ancak bu fiyat değişken maliyetlerin üzerinde olduğu için üretimi durdurmayacaktır. Fiyat P3 düzeyine indiğinde üretimi Q3 düzeyine gerileyecek ve bu düzey firmanın arz edebileceği en alt fiyat düzeyi olacaktır.

P3 fiyat düzeyinde firma ancak değişken maliyetlerini kurtarabiliyor, sabit maliyetlerin tamamı kadar zarar ediyordur. Burada firma üretimi durdurursa zaten sabit maliyetleri kadar zararı olacağından üretim yapmanın anlamı olmayacaktır. Bu nedenle şekildeki K noktası firmanın kapama noktasıdır. Firma bu noktanın üzerindeki fiyat düzeylerinde MC=MR eşitliği noktalarında arzda bulunacaktır.

Firmanın kısa dönem arz eğrisi MC eğrisinin AVC üstünde kalan kısmı olacaktır. Firmanın kapama noktası ise P=AVC (minimum) olacaktır.

B- MONOPOL PİYASASI

Monopol piyasasında bir malın tek satıcısı söz konusu olduğundan, piyasa talebi monopolcü firmanın malına olan taleptir. Yani, monopolcü firma azalan eğimli piyasa talebi ile karşı karşıyadır.

Monopol homojen bir malın tek satıcısının olduğu ve satılan malın yakın ikamesinin olmadığı bir piyasadır.

Monopol Piyasasının Özellikleri

a- Tek satıcı, çok sayıda alıcı, b- Homojen olan bir mal c- Piyasaya başka firmaların girişinin engellenmiş olması d- Alıcıların tam bilgi sahibi olmaları

Monopolü Yaratan Nedenler

65

S1

S2

S3

K

MC

ACAVC

Kısa Dönem Arz Eğrisi

P

Q0

D

P

Q0 Q2 Q2 Q1

P1

P2

P3

P1

P2

P3

ACAVCMC

D=AR=MR1

D=AR=MR2

D=AR=MR3

Page 64: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

a- Yasal nedenler: Pazar imtiyazı, patent hakları gibi. b- Ekonomik nedenler: Üretim ölçeğinin sadece tek firmanın faaliyetine

olanak tanıması (doğal tekel), yerleşim üstünlükleri, hammadde kaynaklarının denetimi gibi nedenlerden dolayı başka firmaların girişinin mümkün olmaması.

c- Fiili nedenler: Birleşmeler yoluyla oluşan tekeller (Kartel, Tröst gibi).

Monopolde Firma Analizi

Monopolcü Firmanın Gelir Eğrileri:

Monopolcü firma negatif eğimli piyasa talebi ile karşı karşıya olduğundan belirlediği bir fiyattan belirli bir miktar satar. Eğer fiyat düşürmesi toplam hasılatını artıracaksa fiyat düşürerek daha çok satma girişiminde bulunur. Karşı karşıya olduğu piyasa talep eğrisinde esnekliği bir (1) olduğu düzeye kadar fiyat düşürerek daha çok satma girişiminde bulunur. Esnekliğin bir olduğu fiyatta toplam hasılatı maksimuma ulaşır. Bu fiyat düzeyinin altında esneklik birden küçük olacağından, fiyat düşürüp daha çok sattığında toplam hasılatı azalır. Sonuçta monopolcünün gelir eğrileri aşağıdaki gibi olacaktır.

Tam rekabetçi firma malını sabit bir fiyattan sattığı için toplam hasılatı (TR=P.Q) orijinden çıkan bir doğru şeklindeydi. Oysa monopolde daha çok satmak için fiyat düşürmek gerekeceğinden TR eğrisi parabol şeklinde olacaktır.

Yine belirli bir fiyattan belli bir miktar sattığında ortalama hasılat satış fiyatına eşit olacağından talep eğrisi D=AR olacaktır. Daha çok satmak için fiyat düşürmek gerekeceğinden marjinal hasılat MR negatif eğimli ve esneklik e=1 oluncaya kadar pozitif değerli olacak, e=1 iken MR=0 ve TR maksimum olacaktır. e<1 olduğu fiyat seviyelerinde ise MR negatif değerli olacaktır.

MR=P[1- ] dir ve e=1 olduğunda

MR=0 olur.

Monopolcünün talep fonksiyonundan, marjinal hasılat fonksiyonu elde edilir. Yukarıdaki şekilde marjinal hasılatın sıfır olduğu üretim miktarı, talebin

maksimum olduğu miktar olan a’nın yarısı kadar ( ) dır.

Talep fonksiyonunda bağımsız değişken P iken, marjinal hasılat fonksiyonunda bağımsız değişken Q’dur.

66

0

TR

2

a

max

e>1

e=1

e<1

QMR

AR,MR,TR,

D,P,

P

a

MR,

P

0 Q

30

12060

MR

D=AR

Page 65: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

D=120-4P biçiminde bir piyasa talebi ile karşı karşıya olan monopolcünün marjinal hasılat fonksiyonu MR=30-0,5 Q şeklinde ola-caktır.

Yine marjinal hasılat toplam hasılat fonk-siyonunun herhangi bir noktasına çizilen teğe-tin o noktadaki eğimini vereceğinden toplam hasılat fonksiyonu verilir ise marjinal hasılat fonksiyonu bulunabilir. Marjinal hasılat toplam hasılat fonksiyonun türevine eşit olacaktır.

Monopolde Firma Dengesi

Monopolde kâr maksimizasyon koşulu yine tam rekabette olduğu gibi MC=MR olduğu üretim düzeyinde üretim yapmaktır.

Şekildeki QX üretim düzeyinde toplam kâr maksimumdur.

Kısa dönemde monopolde toplam kârı maksimumlaştıran üretim düzeyi firmanın atıl kapasite ile çalıştığı bir düzeydir.

Aynı maliyetlerle çalışan bir tam rekabetçi firma olsaydı kısa dönem dengesinde marjinal maliyetlerin fiyata eşit olduğu q2

düzeyinde üretimde bulunacak ve P1 fiyatı uygulanacaktı.

Tekelci firma kâr maksimizas-yonu sağladığı düzeyde fiyatı marjinal maliyetten büyüktür. Buna monopol gücü adı verilir ve

ile formüle edilir.

MC’nin fiyata eşit olduğu q2

düzeyi monopolcünün karşı karşıya olduğu piyasa talep eğrisinde esnekliği 1’den küçük olduğu bir nokta olduğu için monopolcü bu fiyatı asla uygulamak istemeyecektir.

Monopol piyasasına giriş engelli olduğundan bu durum uzun dönemde de değişmeyecektir. Bu durumun sonucu olarak monopol piyasasında kaynak kullanım düzeyi tam rekabete göre daha etkinsiz olacaktır. Uygulanan fiyat da tam rekabete göre her zaman daha yüksek olacaktır. Tam rekabette uzun dönemde ekonomik kâr ortadan kalkarken, monopolde kısa dönemde kâr var ise uzun dönemde de ekonomik kâr var olacaktır.

Monopolde Fiyat Farklılaşması

Monopolcü piyasa talep eğrisi ile karşı karşıya olduğu için malına bir fiyat koyduğunda tüm malını bu fiyattan satmaktadır. Ancak alıcı kitle içerisinde bu malı daha yüksek fiyat seviyelerinde de olsa alacak birileri vardır.

67

Y

X

TRTC

A

X

Y

B

TC

TR

Q0

ARMRD, P

TC

MC

AC

D=AR

QQ2QX

MR

Q10

PX

P1

Page 66: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Fiyat farklılaştırması: Monopolcünün malını talep eden büyük kitle içerisinde birbirinden farklı alım gücüne sahip tüketicilerin olduğu bir durumda, aynı malı alım gücü yüksek olanlara daha yüksek fiyattan satmasıyla fazladan bir hasılat elde etme durumudur.

Fiyat farklılaştırması yapabilmek için 4 temel koşul vardır:

1- Piyasanın bölümlü olması (lüks semt, fakir semt gibi)

2- Bu bölümler farklı talep esnekliğine sahip olmalıdır. Talep esnekliği düşük olanlara yüksek fiyat uygulanır.

3- Piyasaları ayırmanın maliyeti, fiyat farklılaştırarak elde edilecek ek geliri aşmamalıdır.

4- Malın ucuz olan piyasadan alınıp, pahalı olan piyasada tüketilmesini engelleyen yasal veya ekonomik kısıtlar olmalıdır (Örneğin; elektrik meskenlere daha ucuz, işyerlerine daha pahalı satılır. Ancak meskenlerden hat çekerek işyelerlerinde kullanmak yasaktır).

C. MONOPOLCÜ (TEKELCİ) REKABET PİYASASI

Monopolcü Rekabet Piyasasının Özellikleri

a- Çok sayıda satıcı firma ve alıcı vardır.

b- Satıcıların malları farklılaştırılmıştır. Bu farklılaştırma gerçek veya görünüşte farklılaştırma olabilir. Mallarını rakiplerine göre daha çok farklılaştıran firmanın malına olan talebin esnekliği azalır.

c- Piyasaya girişte herhangi bir kısıt yoktur.

d- Piyasada eksik bilgi oluşur.

Bu piyasanın en önemli özelliği birbirleriyle tam olarak ikame edilebilen malları üreten firmalara ayrı ayrı monopolcü gücü kazandıran “farklılık imajının” tüketici gözünde yaratılmış olmasıdır. Bu farklılık imajı marka, reklam, renk, koku, görünüm, desen, ambalaj vs. gibi unsurlarla yaratılmaktadır. Türkiye’de deterjan piyasası buna en güzel örnektir.

Tekelci rekabetçi firmanın malına olan talep eğrisi aynı tekelci firmanın talep eğrisi gibi azalan eğimlidir. Değişik firma mallarının ikame edilebilir olması nedeniyle esnekliği tekelciye göre daha yüksektir.

Yine bu piyasada kâr maksimizasyonu MC=MR koşulu ile sağlanır.

Tekelci rekabetçi firmanın kısa dönem dengesi tekelciden farksızdır. Sadece uzun dönemde farklılık söz konusudur. Uzun dönemde bu piyasada aynı tam rekabetteki gibi ekonomik kâr ortadan kalkmaktadır. Bunun nedeni ise piyasaya girişin aynı tam rekabetteki gibi serbest olmasıdır.

Bu nedenle tekelci rekabetçi için kısa dönem denge analizi şekli çizmeyeceğiz. Monopolcünün denge analizine tekrar bakınız.

68

Page 67: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Monopolcü Rekabette Uzun Dönem Dengesi

Monopolcü rekabette uzun dönemde üretim P=LAC olduğu düzeyde yapılmakta ve ekonomik kâr ortadan kalkmaktadır. Firma ekonomik kâr elde etmemesine karşın, tam rekabetçi bir firmanın uzun dönem dengesi ile karşılaştırıldığında üretim miktarı daha az (atıl kapasite) ve uygulanan fiyat daha yüksektir.

Tam rekabet koşulları geçerli olsaydı, yani mallar homojen olsaydı firma P1 fiyatını uygulayıp Q1 kadar üretecekti. Fakat firmalar mallarını farklılaştırarak kendi mallarına özgü bir talep eğrisi yarattıklarından ve bu talep eğrisi de azalan eğimli olduğundan dolayı, tam rekabetle kıyaslandığında kaynak kullanımında yine etkinsizlik ortaya çıkacaktır.

D- OLİGOPOLDE FİRMA DENGESİ

Oligopol ve düopol piyasaları monopolcü rekabet piyasasında firma sayısının az olması sonucu olaşan piyasalardır. Yani bu iki piyasa monopolcü rekabet piyasasının alt piyasaları durumundadır. Bu nedenle hasılat ve maliyet eğrileriyle denge analizi incelemesinde pek farklılık yoktur. Sadece bu piyasalarda bazı özel durumlar geçerlidir. Şimdi bunları inceleyelim.

Oligopol: Birbirini etkileyebilecek kadar az sayıda satıcı firma ile çok sayıda alıcının karşı karşıya geldiği piyasa türüdür. Alınıp satılan mallar birbirini ikame edebilen farklılaştırılmış mallar olabileceği gibi, homojen de olabilir. Örneğin; Türkiye’de oligopolistik bir piyasa özelliği gösteren çimento sektöründe firma malları homojendir. Yine oligopolistik bir piyasa özelliği gösteren bira sektöründe ise firma malları farklılaştırılmıştır.

Bu piyasada alıcılar birbirlerini etkileyemezken, satıcı kararları birbirini etkiler. Oligopolde firmalar fiyat belirlerken genellikle işbirliği yaparlar. Çünkü az sayıda firma olduğundan fiyat yükselten bir firma önemli bir miktarda pazar payını diğerlerine kaptırabilir. Bu nedenle oligopolde fiyat dışı rekabet vardır.

Oligopolde fiyat belirlemede birkaç değişik durum ortaya çıkabilmektedir. Eğer firmalardan biri diğerlerine göre çok güçlü ise egemen firmanın fiyat önderliği geçerlidir. Fiyatları egemen firma belirler ve diğerleri de ona uyar.

69

D=AR=MR

LMCLAC

D

AR=D

MR

Q1QX

PX

P1

0

Page 68: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Ancak belli bir egemenlik kurulamıyorsa ve mallar homojen veya çok yakın ikame ise “Kartel” tipinde anlaşmalarla fiyat belirlenir.

Bu konuyla ilgili olarak Sweezy tarafından “Dirsekli talep teorisi” geliştirilmiştir.

Dirsekli Talep Eğrisi Teorisi

Bu teori oligopol firmalarından birinin satış fiyatını düşürdüğü zaman rakipleri tarafından taklit edileceğini, buna karşılık fiyat artırdığı zaman rakiplerince izlenmeyeceği varsayımına dayanır.

Oligopolde satılan ürüne karşı bir piyasa talebi ve her satıcı firma için kendi malına olan talep olmak üzere iki ayrı talep eğrisi vardır.

D2 oligopolcü bir firmanın, D1 ise ürünün piyasa talep eğrisidir. Başlangıçta fiyatlar P1 olarak belirlenmişken bir firma fiyat düşürüp P2 fiyatını belirlerse diğer firmalarda aynı fiyat uygulayacaklardır.

Yani oligopolde bir anlaşma olmadan da piyasa fiyatları düşürülebilir. Yani fiyatlar aşağı doğru esnektir. Ancak bir firma anlaşma olmadan fiyat yükseltirse rakipleri onu izlemezler ve eski fiyatı sürdürürler. Bunun nedeni fiyat yükseltenin müşterilerini çalma düşüncesidir. Bu nedenle anlaşma olmadan piyasa fiyatları yükseltilemez. Sadece bir firma yükseltir. Bu nedenle fiyatlar yukarıya doğru katıdır. Talep eğrisi K noktasının altında az esnek, üstünde daha esnektir.

Firma mallarının homojen olduğu oligopole tam oligopol, fakat homojen değil de birbirini ikame edebilen mallar sözkonusu ise noksan oligopol adı verilir.

E- DÜOPOL

İki satıcı firma karşısında, çok sayıda alıcının bulunduğu piyasaya verilen addır. Farklı düopol teorilerinden en önemlileri Cournot, Chamberlin ve Hotteling’in teorileridir.

F- İKİ YANLI TEKEL

Bir malın tek satıcısı ve tek alıcısının olduğu piyasadır. Bu piyasada fiyat tarafların pazarlık güçlerine bağlı olarak oluşur.

70

Q

P

P1

P2

K

D2

D1

Q1 Q20

Page 69: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

VII- FAKTÖR PİYASALARI

Faktör piyasaları analizimizde önce faktör talebini daha sonra faktör arzını inceleyeceğiz.

Faktör Talebi: Üretimde bulunmak üzere firmalar tarafından üretim faktörlerine yönelik taleptir. Firmaların üretim faktörlerine olan talepleri birçok değişken tarafından etkilenir. Bu nedenle bir faktör talebi fonksiyonu oluşturalım.

QDf = Firmanın faktör talep miktarı

Pf = Faktörün fiyatı

PfD = Diğer faktörlerin fiyatı

Vf = Faktörün marjinal verimliliği

P = Faktörün üretiminde kullanıldığı malın piyasa satış fiyatı olsun.

QDf=f(Pf, PfD, Vf, P) şeklinde oluşturduğumuz fonksiyonda faktör talep miktarı bağımlı değişkendir. Bağımsız değişkenlerdeki değişmeler faktör talep miktarını etkileyecektir.

İlk incelememizde faktörü talep eden firmanın tam rekabet koşullarında malını satan tam rekabetçi bir firma olduğunu ve faktör piyasasında da tam rekabet koşullarının geçerli olduğunu varsayalım. Faktör piyasasında tam rekabet koşullarında faktör fiyatları veridir. Tüm faktörler homojendir. Firma piyasada oluşan fiyattan istediği kadar faktör talep edebilir.

Ürününü kısa dönemde sabit bir fiyattan satan tam rekabetçinin, azalan verimler yasası nedeniyle elde ettiği marjinal fiziki ürün belli bir noktadan sonra azalmaya başlayacaktır. Marjinal ürün ile bunun piyasa fiyatı ile çarpımı ilave faktörün firmaya parasal katkısı olan marjinal ürün gelirini verecektir.

Marjinal ürün geliri MRP=MPP.P ‘dir. Firma faktörü tam rekabet koşullarında sabit bir fiyattan talep edeceğinden faktörün fiyatı marjinal faktör maliyetini oluşturacaktır.

Marjinal faktör maliyeti MFC= Pf ‘dir.

Firma marjinal ürün geliri eğrisinin azalan kısmında MRP=MFC olduğu düzeyde faktör istih-dam kararını verecektir. Pf1

fiyatından, Qf1 kadar faktör talep edecektir. Eğer faktör fiyatları Pf2’ye düşerse bu kez Qf2

kadar faktör talep edecektir.

Bu nedenle MRP eğrisinin negatif eğimli kısmı firmanın faktör talep eğrisi olacaktır.

Faktörün fiyatı dışında faktör talebini etkileyen diğer etkenleri sabit varsaydığımızda (ceteris-paribus) faktör talep miktarı, faktör fiyatının

71

Pf1

Pf2

MFC1

MFC2

MRP

QfQf1 Qf20

Page 70: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

fonksiyonu olacaktır. Fiyat düştükçe faktör talebi artacak, yükseldikçe azalacaktır. Faktörün fiyatı dışındaki diğer etkenlerin değişmesi ise faktör talep eğrisini (MRP’yi) sağa veya sola kaydıracaktır.

Örneğin; Tam rekabet koşullarında çalışan bir firma belli bir faktör fiyatında istihdam kararını vermiş iken, üretimde kullandığı faktörün marjinal verimliliği artarsa (MPP) veya ürettiği ürünün piyasa satış fiyatı artarsa (P) bu durumda MRP=MPP.P artacağından faktör talep eğrisi MRP sağa kayacak ve belli bir faktör fiyatında daha fazla faktör talebine yol açacaktır.

Faktör Talep Esnekliği

Faktör talep esnekliğinde faktörün fiyat esnekliğini inceleyeceğiz.

Faktör fiyat esnekliği=

Faktörün miktarındaki % değişme =

Faktörün fiyatındaki % değişme

Faktör Talep Esnekliğini Belirleyen Faktörler

1- Faktörün üretiminde kullanıldığı malın talep esnekliği: Malın talep esnekliği yüksek ise faktör talep esnekliği de yüksektir.

2- Marjinal ürün geliri (MRP)’nin azalma seyri: Firmada azalan verimler yasası yavaş işliyorsa MPP eğrisi yavaşça azalacak ve MRP de yavaşça azalacağından esneklik yüksek olacaktır.

3- Faktörün maliyetinin firmanın toplam maliyeti içindeki payı yüksek ise esneklikte yüksek olacaktır.

4- Faktörler arası ikame kolay ise esneklik yüksek olacaktır.

5- Faktör fiyatının değişmesi üzerinden geçen zaman ne kadar çoksa esneklik o kadar yüksek olacaktır.

Mal Piyasasında Monopolcü Olan Firmanın Faktörü Tam Rekabet Koşullarında Talep Etmesi:

Faktör piyasasında faktörü tam rekabet koşullarında veri bir fiyattan talep eden firma eğer ürününü monopolcü olarak satıyorsa sabit bir fiyattan satamayacaktır. Daha çok satmak isterse fiyat düşürmesi gerekeceğinden marjinal geliri MR tam rekabetçi gibi P’ye eşit olmayacak ve gittikçe azalan bir seyir izleyecektir. Bu nedenle marjinal ürün geliri MRP=MPP.MR’de hem MPP ve hem de MR azalıyor olacaktır. Oysa tam rekabetçi firma ürününü sabit bir fiyattan sattığı için MRP=MPP.P’de sadece MPP’si azalıyordu. Bu nedenle monopolcü firma için MRP daha hızlı azalan bir eğri olacaktır.

72

Pf MFC

MRP2MRP1

QfQf1 Qf20

Page 71: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Faktör piyasalarında aynı koşullarda faktör talep eden tam rekabetçi firmaya göre monopolcü firmanın istihdamı daha az olacaktır. Tam rekabetçi firma Qf2 kadar talep ederken, monopolcü Qf1 kadar talep edecektir.

Faktör Piyasalarında Tek Alıcı (Monopson) Durumu

Monopson bir girdinin tek alıcısı olma durumudur. Girdiyi tüm arz edenler tek alıcıyla karşı karşıyadır. Bu nedenle monopsoncu girdi alım fiyatını kendi belirler. Yani girdi fiyatları piyasada oluşmaz ve kendisi için veri değildir. Bu durumda monopsoncu kendisine daha çok girdi arz edilmesini istiyorsa fiyatı yükseltmek zorundadır. MFC eğrisi sabit değil artan eğimlidir.

Monopsoncu faktör istihdam kararını yine MFC=MRP olduğu düzeyde belirler.

Faktör Arzı

Faktör arzını her üretim faktörü için ayrı ayrı incelemek gerekecektir. Çünkü her faktörün arzı farklı değişkenlere bağlıdır. Emek arzını etkileyen faktörlerle, sermaye veya toprak arzını etkileyen faktörler farklıdır.

1- Emek Arzı: Emek arzı temelde reel ücretin ve bir derece diğer etkenlerin fonksiyonudur. Diğer etkenler olarak işin niteliği, yoruculuğu vs. de

etkilidir. Burada emek arzını (Ls) reel ücretin fonksiyonu olduğunu kabul

edelim. Reel ücret arttıkça emek arzı artacaktır.

Bir bireyin çalışma ve boş durmaya ilişkin zevk ve tercihleri olacaktır. Tüm zamanını boş durmaya yada tüm zamanını çalışmaya ayıramaz. 24 saatlik bir günde ne kadar süre çalışıp, ne kadar süre boş durulacağı kararında ücretler etkili olacaktır.

73

Qf

MFC

MRP=MPP.P

Pf

0 Qf1 Qf2

MRP=MPP.MR

Qf

Pf

0

MFC

MRPP

Qf

Page 72: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Her bireyin çalışma ve boş durmaya ilişkin zevk ve tercihleri farklı olacağı için, her bireyin çalışma ve boş zaman arasındaki tercihlerini yansıtan farksızlık eğrileri olacaktır. Yine bütçe doğrusuna benzeyen bireyin zaman kısıtı doğrusu da vardır. Bunları bir grafik-le inceleyelim.

Birey az boş durup çok çalışırsa

çok reel ücret elde ederken ve

daha çok mal tüketip faydasını artırırken, az boş durmakla boş zamanın faydasını kaybeder.

Çok boş durarak boş zamanın faydasını artırmak isterse, bu kez az

çalışacağı için, az reel ücret ve az

mal tüketip fayda kaybı yaşar.

Bir farksızlık eğrisi üzerindeki toplam faydası değişmez.

Birey için saat ücretinin (w) 1 milyon olduğunu varsayalım. 24 saat boş durursa hiç gelir elde edemez iken, 24 saat çalışırsa 24 milyon gelir elde eder.

Bu duruma ilişkin bireyin zevk ve tercihlerini yansıtan farksızlık eğrilerini devreye sokarak ne kadar saat çalışmak isteyip, ne kadar saat boş durmak isteyeceğini bu ücret düzeyi için bulabiliriz.

Bu ücret düzeyi için (saat ücreti w=1 milyon) bireyin 14 saat boş durduğunu ve 10 saat çalışarak 10 milyon gelir ettiğini D1 noktasında dengeye geldiğini varsayalım.

Şimdi aynı zevk ve tercihlere sahip bu birey için saat ücretinin emek arzı üzerinde etkisini görelim. Saat ücreti w=1,5 milyon olsun. Bu durumda 24 saat çalışmakla 36 milyon elde edebileceğinden zaman kısıtı doğrusu dikey

D2

D1

İ2

İ1

2412 14

10

18

24

36

S

PW

0

74

İ1

İ2

İ3

Boş zaman (s)

Çalışma Zamanı

)(p

W

0

Page 73: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

eksende yukarı doğru kayar. Bu durumda birey D2 noktasında dengeye gelerek boş zamanı 12 saate azaltıp, çalışma zamanını 10 saatten 12 saate çıkartarak 18 milyon gelir elde eder.

Yani ücret düzeyinin artması bireyin emek arzını artırmıştır.

Bu duruma “ikame etkisi” adı verilir. Birey ücret haddinin artması ile boş zamanını çalışma zamanına ikame ederek kendisine daha yüksek fayda sağlayan i2 farksızlık eğrisinde D2 noktasında dengeye gelmiştir.

Şimdi ücretlerin daha da artmasının bu bireyin emek arzı üzerindeki etkisine bakalım.

Saat ücretinin w=2,5 milyona çıktığını düşünelim. Birey 24 saatlik çalışmayla 60 milyon kazanabileceğinden zaman kısıtı doğrusu dikey eksende daha yukarı kayar.

Aynı tercihlere sahip birey bu kez D3 noktasında dengeye gelir. Boş zamanını artırarak (14 saate) çalışma süresini 10 saate indirir.

Ücretlerin artmasıyla birey öncekine göre daha az süre çalışarak daha yüksek bir gelir elde edebileceğinden emek arzını azaltır. Bu duruma “gelir etkisi” adı verilir.

Şimdi bireyin iş gücü arz eğrisini çizersek;

İşgücü arz eğrisi belli bir ücret düzeyine kadar pozitif eğimli olurken (ikame etkisi ile işgücü arzı artarken), belli ücret düzeyinden sonra gelir etkisi nedeniyle negatif eğimli hale gelir.

Sermaye Arzı

Sermaye arzını, tasarruf sahiplerinin girişimcilere parasal tasarruflarını

75

60

D1

D2

D3

İ1

İ2

wp

36

25

2418

10

0s

12 14

Ls

w

p

w

p

0 Ls Ls

Reelfaiz

Sk

Ks0

Page 74: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

sermaye teşkili için arz etmeleri olarak düşünelim. Bireylerin daha az tüketmeleri tüketimin marjinal yararını artıracağından, daha çok tasarruf ederek ödünç vermek ancak faizler yükselirse mümkün olacaktır. Çünkü bireyler gelecekteki tüketimin bu günkü değeri bugün tüketmekten yüksek olacaksa tasarruf yapmaya ve ödünç vermeye başlayacaktır. Parasal sermayeye ödenecek faiz arttıkça gelecekteki tüketimin bu günkü değeri yükseleceğinden tasarruf (sermaye) arzı artacaktır.

Toprak Arzı

Normalde faktör arzı faktör fiyatı arttıkça artar. Bu durumun tek istisnası topraktır. Toprak miktar bakımından sabit bir faktördür. Başka yere taşınması ve çoğaltılması mümkün değildir. Bu nedenle kullanım yerinde toprağa talep yoksa rant elde edemez. Talep artarsa sadece rant artar. Arzı sabittir.

Değişik Rant Tanımları

Diferansiyel Rant: Topraklar arası nitelik farkından veya pazara uzaklık farkından dolayı aynı büyüklükteki iki toprak arasında oluşan rant farkıdır. Şehir içerisinde arsanın konumuna göre de bu fark oluşabilir. Buna şehir rantı denir.

Rant Benzeri: Kısa dönemde arzı artırılamayan toprak dışı bazı faktörlerde yoğun talep karşısında yüksek gelir elde edebilirler. A. Marshall buna rant benzeri adını verir (Ünlü bir ses sanatçısı veya doktorun yüksek gelir elde etmesi gibi).

Ekonomik Rant ve Transfer Kazancı

Transfer Kazancı: Bir faktörün arzını teşvik için ödenmesi gereken asgari gelirdir. Bir faktöre en az fırsat maliyeti kadar ödeme yapılması halinde arzı mümkün olacaktır.

Ekonomik Rant: Bir faktör sahibinin fırsat maliyetinin üstünde elde ettiği gelirdir. Vasıflı faktöre ekonomik rant ödenmesi gerekir. Toprağın başka

76

R

Q

R2

R3

D2

D3

D10

SN

Page 75: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

yere taşınması mümkün olmadığı için fırsat maliyeti sıfır kabul edilir. Bu nedenle toprağın elde ettiği gelirin tamamı ekonomik ranttır.

Vasıfsız bir faktöre ise fırsat maliyeti üstünde bir ödemede bulunulmaz. Bu nedenle vasıfsız bir işçinin elde ettiği gelirin tamamı transfer kazancıdır.

Vasıflı emekten daha çok yararlanılmak isteniyorsa daha çok bedel ödenerek arzını artırması sağlanabilir.

Faktöre yapılan toplam ödeme (

) dörtgeninin alanı kadardır.

Taralı alan ekonomik rant, alt bölge transfer kazancıdır. Ekonomik rant üretici rantına benzer.

Vasıfsız iş gücüne fırsat maliyeti kadar bir bedel ödenir. Daha çok yararlanmak için daha yüksek bedel ödemeye gerek yoktur.

Bu nedenle vasıfsız işçiler sadece transfer kazancı elde ederler.

Toprak gibi arzı sabit ve taşınması mümkün olmayan, fırsat maliyeti olmayan faktörler sadece ekonomik rant elde ederler.

77

0 N

R

R

SN

Ekonomik rant

N

SN

Transferkazancı

Ekonomikrant

ücret

wp

0 L L

D

SL

DL

0 L

wp

ücret

SL

DTransfer kazancı

Page 76: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

VIII- GENEL DENGE ve TOPLUMSAL REFAH

Genel denge, tüm girdi ve çıktı piyasalarında arz ve talep eşitliğinin eşanlı olarak sağlanması demektir.

Ekonominin genel dengesine ilişkin ilk görüşlerin 18. yüzyılda Fizyokratlar tarafından ortaya atıldığını görürüz. Fizyokrasi düşüncesinin önde gelen ismi Dr. Quesnay’ın genel ekonomik işleyişe ilişkin görüşleri genel denge analizinin temelini oluşturur.

Daha sonra Neoklasik iktisatçılardan L. Walras, W. Pareto, K. Arrow, G. Debreu ve Edgeworth mikroekonomik analizlerle genel dengeyi açıklamaya çalışmışlardır.

Daha önceki analizlerimizde tüketici dengesi,üretici dengesi gibi kısmi denge analizleri yapmıştık. Şimdi ise genel denge analizlerine geçelim. Genel dengeyi belli varsayımlar altında inceleyeceğiz.

Varsayımlarımız

1- Ekonomide X ve Y olmak üzere iki mal, A ve B olmak üzere iki tüketici, emek (V1) ve sermaye (V2) olmak üzere iki girdi vardır.

2- Gerek girdi ve gerekse mal piyasalarında tam rekabet koşulları geçerlidir. Yani emek ve sermayenin fiyatı tüm üreticiler için aynı ve X ve Y malının fiyatı tüm tüketiciler için aynıdır.

3- Üretimde tam istihdam koşulları vardır.

4- Üretim ve tüketim aynı yer ve zamanda yapılmaktadır. Yani belli bir dönemde üretilen malın tamamı o dönemde o ülke bireyleri tarafından tüketilmektedir. Artık mal yoktur. Ekonomi dışa kapalıdır.

5- Ekonomide dışsallıklar yoktur.

Genel Dengeye İlişkin Kavramlarımız

Pareto Optimalite Kriteri: Başkalarının refahını azaltmaksızın bazılarının refahını artıran her türlü değişiklik toplumun refahını artırır. Başkalarının refahını azaltmadan bir bireyin refahını artırmak mümkün değilse optimallik koşulları sağlanmıştır.

Refah Ekonomisi: Birbirine alternatif olabilecek birden fazla ekonomik durum arasından hangisinin toplumsal açıdan en uygun seçenek olduğu araştırılır. Bu seçeneği belirlemek için “Pareto Optimalite Kriteri” kullanılır.

MAL PİYASASINDA GENEL DENGE (MALLARIN TÜKETİCİLER ARASINDA DAĞILIMINDA ETKİNLİK)

Burada iki birey arasındaki mübadeleyi (değişimi) Edgeworth Kutu Diyagramı ile inceleyeceğiz. Her iki tüketicinin de orijine göre dışbükey farksızlık eğrilerine sahip olduğunu varsayalım. Tam rekabet koşullarında malların fiyatları her iki tüketici için aynı olacağından bütçe doğrusunun eğimi

78

Page 77: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

her iki tüketici için aynı olacaktır. Tüketilmeyen artık mal olmadığını düşüneceğiz.

İki tüketici arasında mallar etkin olarak C, D, E, F ve G gibi noktalarda dağılmıştır. Dağılım bu noktalarda iken bir tüketiciyi daha yüksek refah düzeyine çıkartmak ancak diğer tüketicinin refahının azalması pahasına olacaktır. Bu noktalarda Pareto Optimalite Kriteri sağlanmıştır.

79

Z G

F

ED

C

Tüketicilerarası “Anlaşma Eğrisi”

A

0

B

YA2

YA4

YA3

YA1

YB2

YB4

YB3

YB1

X XB1 XB2 XB3 XB4

XA1 XA2 XA3 XA4

0

Y

X

K

D D

P B tüketicisi

Y

YA YB

0 0X XXA XB

A tüketicisi dengede XA kadar X malı YA kadar Y malı tüketmektedir. Geriye kalan X ve Y mallarını ise diğer tüketici tüketmektedir.

B tüketicisinin denge durumunu gösteren şeklimizi ok yönünde çevirerek A tüketi-cisinin denge şekli üzerine kapatırsak Edgeworth Kutu Diyagramını elde ederiz.

Page 78: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

Ancak Z gibi bir noktada yine tüm mallar iki tüketici arasında tüketilmekte ve artık mal olmamakla beraber bu noktada dağılımda etkinlik yoktur. Bu noktada farksızlık eğrilerinin eğimi bütçe doğrusunun eğimine eşit değildir. Bu durumda tüketiciler ikame yapmaya başlayacak ve K noktasında denge sağladığında her iki tüketicide aynı parayla daha yüksek bir fayda elde edebileceklerdir.

Tüketiciler eğer bir kazanç sağlayacaklarını düşünüyorlarsa malları mübadele edeceklerdir. Eğer değişim tüketicilerin faydalarını artırmıyorsa değişim olmaz. Bu durumda mallar etkin dağılmıştır.

Eğer tüketici tercihleri normal davranış özelliklerine sahipse ve tüketimde dışsallık yok ise, rekabetçi bir piyasanın değişim dengesi Pareto Optimaldir. Bu sonuç refah ekonomisinin “birinci en iyi teoremi”dir.

Eğer toplumda rekabet koşullarında bir aksama mübadele yapmayı engelliyorsa bu durumda devlet tarafından piyasaya müdahale edilerek tüketiciler için farklı fiyatlar uygulanarak etkin dağılım sağlanabilir.

Yukarıdaki şekilde A tüketicisi için X ve Y mallarının fiyatı daha düşük belirlenerek tüketim noktası Z’den F’ye getirilebilir. Bu durumda B’nin faydası azaltılmadan A’nın faydası artırılmıştır. Yani toplumsal refah kamu müdahalesi ile artırılmıştır. Bu sonuç refah ekonomisinin “ikinci en iyi teoremi”dir.

Mal piyasasında tüketiciler arasında etkin dağılım sağlandığı noktalarda her iki tüketici için marjinal ikame oranı birbirine ve aynı zamanda malların fiyatlarının birbirine oranına eşit olacaktır.

Bu koşul mal piyasasında tüketiciler arası denge koşuludur. Bu denge koşulunun gerçekleştiği noktaların geometrik yeri olan eğriye tüketiciler arası “Anlaşma Eğrisi” adı verilir.

Pareto Optimal noktalarda tüketicilerden birinin refahı azaltılmadan diğerinin refahı artırılamaz.

GİRDİ PİYASALARINDA GENEL DENGE

(GİRDİLERİN ÜRETİCİLER ARASINDA ETKİN DAĞILIMI)

Girdi piyasalarında et-kinlik yine Edgeworth Kutu Diyagramı ile incelenir. Emek ve sermaye kullanarak üre-tim yapan iki üretici için orijine göre dışbükey

80

0X

XV11 XV12 V1

YV11 YV12

F

GZ

K

ED

C

V2

XV1

XV22

YV21

YV22

V2

V10

Y

SözleşmeEğrisi

Z

Page 79: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

eşürün eğrilerine göre çizilmiş birey-sel dengelerini birleştirerek kutuyu oluşturalım.

Üreticiler arasında C, D, E, F, G noktalarında tüm girdiler kullanılmakta ve üretim etkin biçimde gerçekleştirilmektedir. Z noktasında da tüm girdiler X ve Y üretimi için kullanılmış, boş girdi bulunmamaktadır. Fakat Z noktası etkin dağılım noktası değildir. Z noktasında eşürün eğrilerinin eğimi, eşmaliyet doğrusunun eğimine eşit değildir. Bu durumda üreticiler ikame yapmaya başlayacak ve bu ikame her iki üretim için belli bir eşmaliyet kısıtıyla en yüksek üretimin sağlandığı (D) noktasında sona erecektir. Bu nokta Pareto Optimaldir. Tam rekabet koşullarında bu durum kendiliğinden sağlanır. Ancak piyasa koşullarında bir aksama bu durumu gerçekleştirmiyorsa müdahale ile girdi piyasalarında etkinlik sağlanabilir. V1 ve V2 girdileri X üretimi için daha düşük fiyatla belirlenerek X üretimi için eşmaliyet doğrusu sağa kaydırılıp E noktasına getirilirse, Y üretimi azalmadan X üretimi artırılmış olur.

Üretimde Genel Denge Koşulu:

ÜRETİM İMKANLARI EĞRİSİ

Üretimde etkinliği incelerken iki mal üretildiği durumda girdilerin etkin olarak kullanıldığı noktaların geometrik yerine “Sözleşme eğrisi” veya “etkin üretim eğrisi” denildiğini gördük. Etkin üretim eğrisi üzerinde girdilerin bir malın üretiminde kullanılan miktarları artırılırsa diğer malın üretimi azalır. Girdilerin tamamı bir malın üretimine tahsis edildiğinde ise diğer malın üretimi sıfır olur. İşte etkin üretim eğrisi üzerindeki bazı üretim düzeylerinin X ve Y ekseninden oluşan bir şekil üzerinde gösterilmesiyle “üretim imkanları eğrisi” elde edilir.

Üretim imkanları eğrisi üzerinde bir malın üretimi azaltılmadan diğeri artırılamaz.

Üretim imkanları eğrisi üç farklı biçimde olabilir.

1- İçbükey Üretim İmkanları Eğrisi

Eğri üzerinde C, D, E, F, G noktalarında girdilerin etkin kullanımı söz konusudur. Z gibi noktalarda ise etkin üretim yoktur ve eksik istihdam söz konusudur. K gibi bir noktadaki üretim ise mevcut kaynaklar ve teknoloji ile gerçekleştirilemez. İç bükey üretim imkanları eğrisinde X üretiminin fırsat maliyeti gittikçe artar.

Üretim imkanları eğrisinin içbükey olmasının nedenleri:

81

C

D

E

F

G

K

Z

X

Y

0

Y1

Y2

Y3

Y4

X1 X2 X3

Page 80: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

a- Her iki mala ilişkin üretim fonksiyonu azalan getiriye sahip olabilir.

b- Üretim fonksiyonlarından biri azalan, diğeri sabit getiriye sahip olabilir.

2- Dışbükey Üretim İmkanları Eğrisi

Üretim imkanları eğrisinin dışbükey olmasının nedeni; Üretim fonksiyonlarından birisi ölçeğe göre artan getiriye sahip iken, diğerinin azalan veya geti-riye sahip olmasıdır.

Bu durumda X üretiminin fırsat maliyeti gittikçe azalır.

3- Doğrusal Üretim İmkanları Eğrisi

Üretim imkanları eğrisinin doğrusal olması-nın nedeni; her iki üretim fonksiyonu da ölçeğe göre sabit getirili ve etkin üretim eğrisinin doğru-sal olmasıdır.

Bu durumda fırsat maliyeti sabit olur.

Üretim imkanları eğrisine herhangi bir nok-tada çizilen teğetin eğimi Y malının X

malına marjinal dönüşüm oranı MRT= ’i

verir. Bu oran dönüşüm eğrisinin (üretim imkanları eğrisi-nin) o noktadaki eğimini

gösterir. Eğri doğrusal ise sabit olur.

Bu durum sabit fırsat maliyeti durumunun geçerli olduğunu gösterir.

Eğri içbükeyse, artan marjinal dönüşüm oranı ve artan fırsat maliyet söz konusu i-ken, eğri dışbükeyse; azalan marjinal dönüşüm oranı ve azalan fırsat maliyeti geçerlidir.

Bir ekonomide üretimde etkinliğin sağlanmış olması tüketimde de etkinliğin sağlan-dığı anlamına gelmez. Yine bir ekonomide üretimde etkinliğin sağlandığı nokta toplumsal tercihlerin doğrultusunda en yüksek toplumsal faydanın sağlandığı anlamına da gelmez.

Şekilde A ve B noktaları üretimde etkin nokta-lardır. Ancak toplumsal farksızlık eğrileri

82

X

Y

0

Y1

Y2

Y3

Y4

X1 X2 X3

Y5

X4

X

Y

0

Y1

Y2

Y3

Y4

X1 X2 X3 X4

İ1

İ2

İ3

Y

0 XX

Y

A

DC

B

Page 81: mikro iktisat ders notları

Mikroiktisat Temel Çerçeve Notları

toplumun tercihlerini gösterdiğinde bu noktaların en yüksek refah sağlayan noktalar olmadığı görülür. Toplumsal tercihler doğrultusunda D noktasındaki etkin üretim daha yüksek bir toplumsal fayda sağlamaktadır.

O zaman üretim bu noktada yapılmalıdır. Y ve X mallarından ne kadar üretilmesi gerektiğini sadece üretim olanakları belirleyemez. D noktasının belirle-diği X, Y bileşimi toplum için en uygun üretimdir.

Bu noktadan teğet geçen doğrunun eğimi; “marjinal dönüşüm oranı”

MRT= Y ve X mallarının fiyatları oranını verecektir. Toplumun tercihleri

değişip X malına kayarsa üretim B noktasına doğru kayacak Y üretimi azaltılıp X üretimi artacak artan fırsat mali-yetinden dolayı X malı fiyatı artarken Y malı ucuzlayacaktır. Malların fiyatlarının oranını gösteren doğru bu kez B noktasından teğet geçen doğrudur.

Tam rekabet koşullarında X ve Y malı fiyatları bu malları tüketen tüm tüketiciler için aynı olacağından genel dengede;

Yani marjinal dönüşüm oranı MRT, bütçe doğrusunun eğimine eşit olacaktır.

Genel dengede bir bireyin refahı artırılırken diğer bireyin refahı azalacak, ancak top-lumsal refah değişmeyecektir.

CD

EF

Y

0B

X

Y

X

A

83