5
Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 79 Nurten TURHAN HAKTANIR 1 Yavuz DEMİR 1 F. Hüsniye DİLEK 2 Fatma AKTEPE 2 Çiğdem TOKYOL 2 Önder ŞAHİN 2 1 Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD. 2 Patoloji AD. Afyonkarahisar. Submitted/Başvuru tarihi: 01. 04. 2009 Accepted/Kabul tarihi: 24. 04. 2009 Registration/Kayıt no: 09 04 25 Corresponding Address /Yazışma Adresi: Dr. Nurten Turhan Haktanır Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD. 03120 Afyonkarahisar Tel: 0272 2463333 Fax: 0272 2463322 [email protected] ÖZET Amaç: Sebase nevüs zemininde sık olarak benign lezyonlar gelişirken daha nadir olarak malignite de ortaya çıkabilir. Amacımız kliniğimizde tanı ve tedavisi yapılan hastalarda sebase nevüs zemininde ortaya çıkan patolojileri gözden geçirmektir. Yöntem: Bu çalışmada son altı yılda tanı ve tedavisi yapılan sebase nevüslü yedi hasta gözden geçirilmiştir. Tanılar spesimenlerin patologlar tarafından değerlendirilmesi ile onaylanmıştır. Bulgular: Beşi saçlı deride, ikisi yanakta olan nevüs sebaseumlara ek olarak bu zeminde bir hastada siringokistadenoma papillaferum, bir hastada ekrin spiroadenom, bir hastada ise hem siringokistadenoma papilliferum hem de tubüler apokrin adenom tespit edildi. Tüm hastalarda total cerrahi eksizyon yapıldı. Takipte hiçbir tümörde nüks belirlenmedi. Sonuç: İleri yaşlarda sebase nevüs zemininde gelişebilecek lezyonlar nedeniyle proflaktik eksizyon önerilmektedir. Olgularımızın neredeyse tümünde erken yaşlarda eksizyon yapılmıştır ve hiçbirinde malign dönüşüm tespit edilmemiştir. Neoplastik değişikliklerin daha çok 40-70 yaşlarında görülmesi ve estetik olarak rahatsız edici değişikliklerin adelösan dönemde olmaya başladığı göz önüne alınırsa sebase nevüslerin eksizyonunun adelösan çağa ertelenebileceği görüşündeyiz. Anahtar kelimeler: Sebase nevüs, ekrinbezler, apokrin bezler ABSTRACT Purpose: Benign lesions are frequently develops in nevus sebaceous, while malignancies may also be seen rarely. We aimed to review the pathologies developed from nevus sebaceous in our patients. Material and method: Seven patients with nevus sebaceous, whose diagnoses and managements had been carried out in our department during the last six years, were reviewed. Diagnoses were verified by the examination of a pathologist. Results: In addition to the seven sebaceous nevi that were five in the scalp and two in the cheek, syringocystadenoma papilliferum in a patient, eccrine spiroadenoma in one patient, and both syringocystadenoma papilliferum and tubular apocrine adenoma in a patient were seen. Total surgical excision was performed for all patients. No recurrence was noticed in any of the tumors in the follow-up. Conclusion: Prophylactic excision has been suggested because of the probable neoplastic transformations in elderly. In our series, early excision had been performed in almost all patients and no malignant transformation was detected. Concerning the neoplastic changes are seen usually at the ages of 40-70 and aesthetically disturbing lesions rise in adolescent period, we suggest that excision can be delayed to adolescent period. Key words: Nevus Sebaceous of Jadassohn, eccrine glands, apocrine glands GİRİŞ Sebase nevüs epitelyal ve non-epitelyal yapıları içeren hamartomatöz bir lezyondur. Daha çok saçlı deride olmak üzere yüz ve boyun bölgesinde yerleşen lezyonlar başlangıçta iyi sınırlı, saç içermeyen ve pembe-sarı renktedir. Pubertede sebase bezlerde büyüme, epidermal hiperplazi ve apokrin glandların matürasyonu sonucu sebase nevüste verrüköz ve nodüler değişikler olur. Yaş ilerledikçe (dördüncü-yedinci dekatlarda) %10-20 oranında neoplastik değişiklikler bildirilmiştir (1,2). Sebase nevüs zemininde gelişen benign lezyonlar en sık siringokistadenoma papilliferum olmak üzere siringoma, apokrin kistadenoma, hidradenoma, sebase epitelioma ve Sebase Nevüs ve Eşlik Eden Patolojiler: Yedi Hastanın Klinikopatolojik Değerlendirilmesi * Nevus Sebaceous and Accompanying Lesions: A Clinicopathologic Review of Seven Patients © 2010 Düzce Medical Journal e-ISSN 1307- 671X www.tipdergi.duzce.edu.tr [email protected] * 15-19 Ekim 2008 tarihlerinde Antalya’da yapılan 30. Ulusal Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kongresinde poster olarak sunulmuştur. DÜZCE TIP DERGİSİ DÜZCE MEDICAL JOURNAL OLGU SUNUMU / CASE REPORT

OLGU SUNUMU / CASE REPORT · OLGU SUNUMU / CASE REPORT. Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 80 trikilemmal proliferasyondur. Malignite olarak sıklıkla bazal hücreli karsinom

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: OLGU SUNUMU / CASE REPORT · OLGU SUNUMU / CASE REPORT. Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 80 trikilemmal proliferasyondur. Malignite olarak sıklıkla bazal hücreli karsinom

Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 79

Nurten TURHAN HAKTANIR1

Yavuz DEMİR1

F. Hüsniye DİLEK2

Fatma AKTEPE2

Çiğdem TOKYOL2

Önder ŞAHİN2

1 Kocatepe Üniversitesi TıpFakültesi Plastik,Rekonstrüktif ve EstetikCerrahi AD.

2 Patoloji AD. Afyonkarahisar.

Submitted/Başvuru tarihi:01. 04. 2009 Accepted/Kabul tarihi:24. 04. 2009 Registration/Kayıt no:09 04 25

Corresponding Address/Yazışma Adresi:

Dr. Nurten Turhan HaktanırAfyonkarahisar KocatepeÜniversitesi, Tıp Fakültesi,Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD.03120 Afyonkarahisar

Tel: 0272 2463333Fax: 0272 2463322

[email protected]

ÖZETAmaç: Sebase nevüs zemininde sık olarak benign lezyonlar gelişirken daha nadir olarakmalignite de ortaya çıkabilir. Amacımız kliniğimizde tanı ve tedavisi yapılan hastalarda sebasenevüs zemininde ortaya çıkan patolojileri gözden geçirmektir. Yöntem: Bu çalışmada son altı yılda tanı ve tedavisi yapılan sebase nevüslü yedi hasta gözdengeçirilmiştir. Tanılar spesimenlerin patologlar tarafından değerlendirilmesi ile onaylanmıştır. Bulgular: Beşi saçlı deride, ikisi yanakta olan nevüs sebaseumlara ek olarak bu zeminde birhastada siringokistadenoma papillaferum, bir hastada ekrin spiroadenom, bir hastada ise hemsiringokistadenoma papilliferum hem de tubüler apokrin adenom tespit edildi. Tüm hastalardatotal cerrahi eksizyon yapıldı. Takipte hiçbir tümörde nüks belirlenmedi. Sonuç: İleri yaşlarda sebase nevüs zemininde gelişebilecek lezyonlar nedeniyle proflaktikeksizyon önerilmektedir. Olgularımızın neredeyse tümünde erken yaşlarda eksizyon yapılmıştırve hiçbirinde malign dönüşüm tespit edilmemiştir. Neoplastik değişikliklerin daha çok 40-70yaşlarında görülmesi ve estetik olarak rahatsız edici değişikliklerin adelösan dönemde olmayabaşladığı göz önüne alınırsa sebase nevüslerin eksizyonunun adelösan çağa ertelenebileceğigörüşündeyiz.Anahtar kelimeler: Sebase nevüs, ekrinbezler, apokrin bezler

ABSTRACTPurpose: Benign lesions are frequently develops in nevus sebaceous, while malignancies mayalso be seen rarely. We aimed to review the pathologies developed from nevus sebaceous in ourpatients. Material and method: Seven patients with nevus sebaceous, whose diagnoses andmanagements had been carried out in our department during the last six years, were reviewed.Diagnoses were verified by the examination of a pathologist. Results: In addition to the seven sebaceous nevi that were five in the scalp and two in the cheek,syringocystadenoma papilliferum in a patient, eccrine spiroadenoma in one patient, and bothsyringocystadenoma papilliferum and tubular apocrine adenoma in a patient were seen. Totalsurgical excision was performed for all patients. No recurrence was noticed in any of the tumorsin the follow-up. Conclusion: Prophylactic excision has been suggested because of the probable neoplastictransformations in elderly. In our series, early excision had been performed in almost all patientsand no malignant transformation was detected. Concerning the neoplastic changes are seenusually at the ages of 40-70 and aesthetically disturbing lesions rise in adolescent period, wesuggest that excision can be delayed to adolescent period. Key words: Nevus Sebaceous of Jadassohn, eccrine glands, apocrine glands

GİRİŞ

Sebase nevüs epitelyal ve non-epitelyal yapıları içeren hamartomatöz birlezyondur. Daha çok saçlı deride olmak üzere yüz ve boyun bölgesindeyerleşen lezyonlar başlangıçta iyi sınırlı, saç içermeyen ve pembe-sarırenktedir. Pubertede sebase bezlerde büyüme, epidermal hiperplazi ve apokringlandların matürasyonu sonucu sebase nevüste verrüköz ve nodüler değişiklerolur. Yaş ilerledikçe (dördüncü-yedinci dekatlarda) %10-20 oranındaneoplastik değişiklikler bildirilmiştir (1,2). Sebase nevüs zemininde gelişenbenign lezyonlar en sık siringokistadenoma papilliferum olmak üzeresiringoma, apokrin kistadenoma, hidradenoma, sebase epitelioma ve

Sebase Nevüs ve Eşlik Eden Patolojiler: YediHastanın Klinikopatolojik Değerlendirilmesi *

Nevus Sebaceous and Accompanying Lesions:A Clinicopathologic Review of Seven Patients

© 2010 Düzce Medical Journale-ISSN 1307- [email protected]

*15-19 Ekim 2008 tarihlerindeAntalya’da yapılan 30. UlusalPlastik, Rekonstrüktif veEstetik Cerrahi Kongresindeposter olarak sunulmuştur.

DÜZCE TIP DERGİSİDÜZCE MEDICAL JOURNAL

OLGU SUNUMU / CASE REPORT

Page 2: OLGU SUNUMU / CASE REPORT · OLGU SUNUMU / CASE REPORT. Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 80 trikilemmal proliferasyondur. Malignite olarak sıklıkla bazal hücreli karsinom

Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 80

trikilemmal proliferasyondur. Malignite olaraksıklıkla bazal hücreli karsinom ve daha nadir olmaküzere yassı hücreli karsinom ile sebase karsinomgörülür (3-5). Tümör gelişimini önlemek amacıylaçocuklukta veya lezyonun ilk görüldüğünde eksizyonönerilmektedir (1). Sebase nevüs, epilepsi ve mentalretardasyonun triad oluşturduğu sebase nevüssendromunun bulgusu olabilir. Bu sendroma çeşitlinörolojik, oftalmotolojik, iskelet, ürogenital,kardiovasküler semptomlar eşlik edebilir. Buçalışmada kliniğimizde tanı ve tedavisi yapılan sebasenevüslü yedi hasta ile bu zeminde ortaya çıkansiringokistadenoma papilliferum, ekrin spiroadenomave siringokistadenoma papilliferum ile tubulerapokrin adenom olgularımızı sunuyoruz.

GEREÇ VE YÖNTEM

Son altı yıl (2001–2007) içinde AfyonkarahisarKocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik,Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi kliniğinde tanı vetedavisi yapılan hastaların dosyaları incelendi. Detaylıklinik tablo, yapılan işlemler, tedavi ve tedavisonuçları gözden geçirildi. Yaş, cinsiyet, lezyonyerleşimi ve patolojik özellikler değerlendirildi.Tanılar spesimenlerin patologlar tarafındandeğerlendirilmesi ile onaylandı.

BULGULAR

Sebase nevüslü yedi hastanın beşi erkek, ikisi kadındı.Yaşları 4 ile 32 arasında (ortalama 17,7) değişiyordu.Hastaların hiçbirinde sendromik bulgulararastlanmadı. Yedi tümörün beşi saçlı deride, ikisiyanaktaydı (Resim 1). Lezyonların tümü doğumdanberi mevcut olup genel olarak pembe-kırmızı renkteve papülonodüler görünümdeydiler. En küçük lezyonboyutu 1x0,6 cm, en büyük lezyon boyutu ise 4x1,5cm olarak ölçüldü. 15 yaşında erkek hastada sağmandibula angulusu üzerinde ve sağ boyunsüperiorunda olmak üzere çift lezyon görüldü.Histopatolojik incelemede tüm olgularda epidermisaltında sayıları artmış, hiperplazik sebase bezler, aradakıl follükül yapıları izlendi. Sebase bezlerinçevresinde bir kısım dilate ekrin bezler beraberindeektopik apokrin gland yapılar dikkati çekti. Matürapokrin bezlerin kanalları veya sekretuar kısımları yeryer genişlemişti. Kalınlaşmış ve vaskülaritesi artmışdermisde anormal lokalizasyonda sayıları artmışmalforme duktuslu lobüller görüldü. Epidermisgranüler tabaka hiperplazi ve hiperkeratozlakarekterize papillomatöz yapı göstermekteydi. (Resim2). Sol postauriküler bölgesinden eksizyon yapılan 18yaşında erkek hastada yukarıdaki bulgulara ek olarakkist içine uzanmış, stromasında lenfosit infiltrasyonuolan papiller invajinasyonlar görüldü. Kist yüzeyiprizmatik tek katlı ya da çok katlı epitelle döşeli olupsekresyon içeriği mevcuttu. Görünümler sebasöznevüsde gelişen siringokistadenoma papillaferumolarak değerlendirildi (Resim 3). 16 yaşında kızhastanın verteksinden çıkarılan lezyonu histopatolojikincelemesinde epidermiste hiperkeratoz vepapillomatöz hiperplazi görüldü Malforme kıl

Resim 1. Saçlı deride papüllonodüler görünümdesebase nevüs.

Resim 2. Sebase nevüs: Yetişkin bir hastada bulunansebase nevüsde üst dermisde çok sayıda sebasözglandlar yer almaktadır. bunların hemen altında maturapokrin glandlar görülmektedir.

Nurten TURHAN HAKTANIR ve Ark.

Page 3: OLGU SUNUMU / CASE REPORT · OLGU SUNUMU / CASE REPORT. Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 80 trikilemmal proliferasyondur. Malignite olarak sıklıkla bazal hücreli karsinom

Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 81

yapılarını temsil eden farklılaşmamış hücretomurcukları mevcuttu. Üst dermiste çok sayıda olgunsebase bezler dikkati çekti. Epidermisin altında,cerrahi sınırdan uzakta, çapları 0.5 cm olarak ölçülenkeskin sınırlı demarke lobüller vardı. Küçükbüyütmede, çekirdeklerin yakın kümelenmesinedeniyle lobüller koyu bazofilik olarak görüldü.Daha büyük büyütmede, lobüllerin içindeki epitelhücreleri ikili şeritler şekilde dizilmişlerdi. İki tiphücre görüldü. Küçük koyu çekirdekli hücrelerlobüllerin periferinde yerleşikti. Büyük, solukçekirdekli hücreler lobül merkezinde ve küçük lümençevresindeydiler. Bu bulgularla sebase nevüszemininde gelişmiş ekrin spiroadenom tanısı konuldu(Resim 4). 19 yaşındaki erkek hastanın temporalbölgesinden çıkarılan lezyonun mikroskopikdeğerlendirmesinde hiperkeratoz ve papillomatöziçeren epidermisin bir alanda kistik invaginasyongösterdiği izlendi. İnvajine olan alanın iki sıralıepitelle döşeli olduğu ve papiller yapılar oluşturduğugörüldü.

Periferik alandaki hücreler küboid veya yassı, lümenebakan hücreler ise dekapitasyon sekresyonu içerenkolumnar hücrelerdi. Tümör çevresi stromada yoğunplazma hücre infiltrasyonu bulunmaktaydı. Tümöründerin kısmında ise düzensiz dallanmalar içerentübüler yapılar görüldü. Tubülleri çevreleyen yoğunfibroblastlarda mitotik figürlere rastlandı. Işıkmikroskopunda saptanan bu bulgularla üst seviyedekilezyon siringokistadenoma papilliferum ve derindekilezyon ise tubüler apokrin adenom olarakdeğerlendirildi (Resim 5). Tüm hastalarda total

cerrahi eksizyon yapıldı. Takipte hiçbir tümörde nüksbelirlenmedi. Hastalarımızın demografik, klinik vepatolojik özellikleri Tablo 1’de sunulmuştur.

TARTIŞMA

Organoid nevüs olarak da bilinen ve epitelyal, pilar,sebase, ekrin ve apokrin yapıları içeren sebase nevüsilk olarak 1895’de Jadassohn tarafındantanımlanmıştır (6). Ender rastlanan bu lezyonyenidoğanlarda %0,3 oranında görülür. Olguların üçteikisi doğum sırasında mevcuttur, geri kalanı ise erkençocuklukta ortaya çıkar. Kadın ve erkeklerde sıklığıeşittir. Genellikle tek lezyon şeklindedir. 1965’teMehregan and Pinkus sebase nevüs için üç aşamalıbir seyir tanımladılar (2): Doğumda veya erkençocuklukta sebase nevüs soliter, alopesik, hafifçekabarık pembemsi ya da sarı renkte, parlak kadifemsilezyonken, puberte döneminde apokrin ve sebasebezlerin aşırı büyümesi, epitelyal hiperplazi veapokrin bezlerin matürasyonuyla alopesik, sarı,mumsu papillamatöz-verrüköz bir hal alır; yetişkinde

Resim 3. Sebase nevüsde gelişen sringokistadenomapapillaferum görülmektedir (kalın ok uçları). İnceoklarla apokrin glandlar gösterilmiştir. resmin sol üstköşesinde ise sringokistadenoma papilloferuma aitfarklı bir görüntü yer almaktadır. Burada kist içineuzanmış, stromasında lenfosit infiltrasyonu olanpapiller yapılar görülmektedir.

Resim 4. İki tip hücreden meydana gelmiş tumorhücre lobülleri (HEx100).

Resim 5. Derin kısımda tubuler apokrin adenom üstkısımda sringokistadenoma papilliferum bulguları(H&E, x40)

Nurten TURHAN HAKTANIR ve Ark.

Page 4: OLGU SUNUMU / CASE REPORT · OLGU SUNUMU / CASE REPORT. Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 80 trikilemmal proliferasyondur. Malignite olarak sıklıkla bazal hücreli karsinom

Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 82

ise çoğunlukla benign olmak üzere tümör gelişimigörülür. Yakın zamanda sebase nevüslerde PTCHgeninde defekt tanımlanmıştır (7). Aynı gen defektibazal hücre nevüs sendromunda ve bazı bazal hücrekarsinomlularda da tanımlanmıştır. PTCH genidevreden çıkarılan farelerde multipl trikoblastom vebazal hücreli karsinom geliştiği bildirilmiştir. Ayrıcaultraviyole ve iyonize radyasyonla trikoblastomlardabazal hücreli karsinom histolojik özellikleri geliştiğigösterilmiştir (8). Sebase nevüs zemininde sık gelişenbenign lezyonların başında siringokistadenomapapilliferum gelir, siringoma, apokrin kistadenoma,hidradenoma, sebaseus epitelyoma ve trikilemmalproliferasyon da bildirilmiştir (9). Sebase nevüsüzerinde en sık ortaya çıkan malignite bazal hücrelikarsinomdur (3). Ancak bazı yazarlar sebase nevüszemininde gelişen ve malign olduğu söylenentümörlerin çoğunun trikoblastom olduğu öne sürmüşve yanlış olarak bazal hücreli kanser olarak teşhisedildiğini iddia etmiştir (10). Yine sebase nevüszemininde gelişen sebase karsinom ve kutanözleimyosarkom bildirilmiştir (5,11).

Lineer sebase nevüs sendromu bir fakomatoz olupsebase nevüs, epilepsi ve mental retardasyonuntriadından meydana gelir. Bu sendroma çeşitlinörolojik, oftalmotolojik, iskelet, ürogenital,kardiovasküler semptomlar eşlik edebilir (12).Çalışmamızda taranılan hastaların hiçbirinde lineersebase nevüs sendromu bulguları bulunmamıştır. Sütçocuğu ve küçük çocuklarda sebase nevüsünhistopatolojik özelliği sayıları az olabilen immatür veanormal pilosebase birimlerdir. Epidermaldeğişiklikler genellikle hafif olup bir miktar akantozisve hafif papillomatozistir. Pubertede sebase bezlergenişler, sıklıkla dermisde anormal lokalizasyondasayıları artmış malforme duktuslu lobüller görülür.Sebase glandlar bazen azalmış hatta yoktur. Lezyoniçindeki kıllar vellus şeklindedir ve sayıları azdır.Epidermis daha papillomatöz ve akantotiktir. Apokrinbezler lezyonların yarısından fazlasında bulunur,bazen kanalları veya sekretuar kısımları genişlemiştir.Ekrin bezler az sayıda olup yer yer kanallarda vesekretuar kısımlarda genişleme mevcuttur. Dermiskalınlaşmış, vaskülaritesi biraz artmış ve elastik liflerazalmıştır (13). Bizim hastalarımızın üçünde sebasenevüs zemininde siringokistadenoma papilliferum,ekrin spiroadenoma ve tubuler apokrin adenom ortayaçıkmıştır. Hastalarımızın hiçbirinde sebase nevüsüzerinde gelişen malignite tespit edilmemiştir. Yaygıngörülmeyen bir lezyon olan siringokistadenomapapilliferum sıklıkla saçlı deri ve alında, daha azsıklıkla da gövde, önkol, erkek memesi, göz kapağı,skrotum ve uylukta ortaya çıkar. Olguların yaklaşıküçte biri sebase nevüsle birliktedir. Lezyonların yarısı

doğumda mevcuttur ya da erken çocuklukta gelişir.Diğer konjenital lezyonlarda eşlik edebilir. %10oranında bazal hücreli karsinom eşlik edebilir.Siringokistadenoma papilliferum farklı klinikgörüntüde olabilir: genelde kabarık siğilimsi plak derirenginde yumuşak veya düzensiz, gri, kırmızımsıgörünümdedir; bazen linear papül ve nodüllerşekildedir. Lezyonlar genelde 1-3 cm çapında vesoliterdir. Sebase nevüs gibi doğumda belirenlezyonlarda ergenlikte papillomatöz değişiklikler vekurtlanmalar görülür. Skalpte olanlara alopesi eşlikeder. Lezyonun eritemli ve kadifiemsi nemli biryüzeyi vardır (14). Ekrin spiroadenomun bu şekildegelişimi, bildiğimiz kadarıyla literatürde daha öncebir defa bildirilmiştir (15). Ancak daha önce bildirilenhasta ileri yaştayken (72 yaşında), bizim hastamızıngenç olması (15 yaşında) ekrin spiroadenomun sebasenevüs zemininde genç hastalarda da görülebileceğinigöstermektedir. Ekrin spiradenoma oldukça nadirgörülen bir lezyondur. Pembe, mor, mavi veya gri, birsantimetreden küçük bir nodül şeklinde, baş-boyun vegövde daha sık olmak üzere genellikle vücudun üstyarısında ve ön yüzde ortaya çıkar. Genelde gençyetişkinlerde görülür. Lezyon çok hassastır veyamanüplasyonda şiddetli ağrı meydana gelir. Bubulgularla glomus tümörle karışabilir. Semptomatiklezyonlarda basit eksizyon önerilir (1). Maligntransformasyon nadirdir. Ekrin spiradenomada p53proteinde artış bildirilmiştir (13).

Tubuler apokrin adenom (TAA) ilk olarak 1972’detanımlanan oldukça nadir ter bezi tümörüdür (16).Birkaç santim çapında eritemli, sarı veya kahverengiiyi sınırlı sıklıkla skalpte yer alan soliter lezyonlardır.TAA Fisher tarafındansiringokistadenopapilliferumun varyantı olaraktanımlanmıştır (17). Genel kabul gören görüş ise TAAile papiller ekrin adenomun apoekrin glandlardankaynaklanan, hem apokrin hem de ekrindiferansiyasyon gösterme özelliğine sahip tümörlerolduğu ve bunların tubulopapiller hidradenom başlığıaltında toplanacağı yönündedir (17,18).

Histopatolojik olarak TAA kısmen hyalinize, fibrözbir stroma içinde tubuler yapılardan oluşan iyi sınırlıdermis kitlesidir. Değişik boyutlardaki tubuler yapılaririli ufaklı intralüminal papiller çıkıntılar içerir.Tubullerin dışı yassılaşmış küboidal hücrelerle, içiysekuboidal-kolumnar hücrelerle döşelidir. Tubuleryapılara ek olarak bazı alanlarda solid kordonlarizlenebilir. Fibröz stromada lenfohistiositikinfiltrasyon mevcuttur. TAA’da tümör epidermis veyafollikül epiteliyle ilişkili olup dekapitasyonsekresyonu oluşturur (19). Hastalarımızdan birindeTAA ve SCAP birlikteliği mevcuttur. Bu durum ilkkez 1987’de tanımlanmış olup daha sonra da birkaç

Nurten TURHAN HAKTANIR ve Ark.

Page 5: OLGU SUNUMU / CASE REPORT · OLGU SUNUMU / CASE REPORT. Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 80 trikilemmal proliferasyondur. Malignite olarak sıklıkla bazal hücreli karsinom

Düzce Tıp Dergisi 2010; 12(1):79-83 83

defa az sayıda hastada bildirilmiştir (20).

Sonuç olarak, yetişkin dönemde sebase nevüszemininde gelişmesi beklenen lezyonlar nedeniyleproflaktik eksizyon önerilmektedir. Bununla beraberCribier ve ark. geniş serilik çalışmasında proflaktikeksizyonun gerekli olmadığını bildirdiler (3). Bizimtaradığımız olguların hiçbirinde neoplastik dönüşümsaptanmamıştır, ancak hastalarımızın neredeysetümünde erken yaşlarda eksizyon yapıldığı gözönünde bulundurulmalıdır. Neoplastik değişikliklerindaha sık olarak 4.-7. dekatlarda görülmesi ve estetikaçıdan rahatsız edici değişikliklerin adelösandönemde olmaya başladığı düşünülürse sebasenevüslerin eksizyonunun erken çocukluktayapılmayıp adelösan çağa ertelenebileceğigörüşündeyiz.

KAYNAKLAR

1. Zarem HA, Lowe NJ: Benign Growths and Generalized SkinDisorders. In Thorne CH, Beasley RW, Aston SJ, Bartlett SP,Gurtner GC, Spear SL (eds): Grabb and Smith’s PlasticSurgery. 6th Ed. Philadelphia. Lippincott-Raven. pp. 146-149,1997.

2. Mehregan AH, Pinkus H: Life history of organoid naevi.Special reference to naevus sebaceous of Jadassohn. ArchDermatol. 91: 574–588, 1965.

3. Cribier B, Scrivener Y, Grosshans E: Tumors arising in nevussebaceus: A study Of 596 cases. J Am Acad Dermatol. 42:263-268, 2000.

4. Hidvegi NC, Kangesu L, Wolfe KQ: Squamous cellcarcinoma complicating naevus sebaceous of Jadassohn in achild. Br J Plast Surg.56:50-52, 2003.

5. Kazakov DV, Calonje E, Zelger B, Luzar B, Belousova IE,Mukensnabl P, et al: Sebaceous carcinoma arising in nevussebaceus of Jadassohn: a clinicopathological study of fivecases. Am J Dermatopathol. 29:242-248, 2007.

6. Jadassohn J: II Bemerkungen zur Histologie dersystematisierten Naevi und ueber Talgduesen-Naevi. ArchDermatol Syph. 33: 355-394, 1985.

7. Xin H, Matt D, Qin JZ, Burg G, Böni R: The sebaceous nevus:a nevus with deletions of the PTCH gene. Cancer Res.15:1834-1836, 1999.

8. Aszterbaum M, Epstein J, Oro A, Douglas V, LeBoit PE, ScottMP, et al: Ultraviolet and ionizing radiation enhance thegrowth of BCCs and trichoblastomas in patched heterozygousknockout mice. Nat Med. 5:1285-1291, 1999.

9. Gürel MS, Bitiren M, Özardalı İ: Nevus Sebaceous withAssociated Syringocystadenoma Papilliferum). Turk ClinDermatol. 11:117-120, 2001.

10. Jaqueti G, Requena L, Sanchez Yus E: Trichoblastoma is themost common neoplasm developed in nevus sebaceus ofJadassohn: a clinicopathologic study of a series of 155 cases,Am J Dermatopathol. 22:108-118, 2000.

11. Premalata CS, Kumar RV, Malathi M, Shenoy AM,Nanjundappa N: Cutaneous leiomyosarcoma, trichoblastoma,and syringocystadenoma papilliferum arising from nevus

sebaceus. Int J Dermatol. 46: 306-308, 2007.

12. Jang IG, Choi JM, Park KW, Kim SY: Nevus sebaceoussyndrome.Int J Dermatol. 38: 531-533, 1999.

13. Weedon D, Strutton G: Tumors of cutaneous appendages. InWeedon D, Strutton G (eds): Skin Pathology. 2nd ed. London.Churchill livingstone. pp: 878-879, 2002.

14. Elder D, Elenitsas R, Ragsdale B: Tumors of the epidermalappendages. In: Lever's histopathology of the skin. Elder D,Elenitsas R, Jaworsky C, Johnson B (Eds). 8th ed. Lippincott-Raven, Philadelphia. 1997: pp:763-773.

15. Shapiro M, Johnson B Jr, Witmer W, Elenitsas R:Spiradenoma arising in a nevus sebaceus of Jadassohn: casereport and literature review. Am J Dermatopathol. 21: 462-427, 1999.

16. Landry M, Winkelmann RK: An unusual tubular apocrineadenoma:histochemical and ultrasructural study. ArchDermatol. 105: 869-876, 1972.

17. Fisher TL: Tubular apocrine adenoma. Arch Dermatol. 107:137, 1973

18. Tellechea O, Reis JP, Marques C, Baptista AP: Tubularapocrine adenoma with eccrine and apocrineimmunophenotypes or papillary tubular adenoma? Am JDermatopathol. 17: 499-505, 1995.

19. Toribio J, Zulaica A, Peterio C: Tubular apocrine adenoma. JCutan Pathol. 14: 114-117, 1987.

20. Aktepe F, Demir Y, Dilek FH: Tubular apocrine adenoma inassociation with syringocystadenoma papilliferum. DermatolOnline J. 9: 7, 2003.

Nurten TURHAN HAKTANIR ve Ark.