92
OCAK / ŞUBAT 2012

Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Citation preview

Page 1: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

OCAK / ŞUBAT 2012

Page 2: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Türkiye, Petrol, Kimya, Lastikİşçileri Sendikası Yayın Organı

İÇİNDEKİLER

PETROL-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU

Mustafa ÖZTAŞKIN

Genel Başkan

Ali Ufuk YAŞAR

Genel Sekreter

İbrahim DOĞANGÜL

Genel Mali Sekreter

Nimetullah SÖZEN

Genel Örgütlenme ve

Eğitim Sekreteri

Ahmet KABACA

Genel Yönetim Sekreteri

SAHİBİ Türkiye,Petrol,Kimya,

Lastik İşçileri Sendikası Petrol-İş Adına

Genel BaşkanMustafa ÖZTAŞKIN

Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü Mehmet YILMAZ

Grafik Tasarım ve UygulamaZeynep ALTUN

Yönetim Yeri Altunizade Mah. Kuşbakışı Cad.

No:23 34662

Yerel, süreli ve aylık yayın

e-mail:[email protected]

Web Adresi: www.petrol-is.org.tr

Tel: (02l6) 474 98 70 (l0 Hat)

Fax: (02l6) 474 98 67

Baskı : Ezgi Matbaası Sanayi Caddesi Altay Sokak No:10Çobançeşme/Yenibosna-İSTANBUL

Tel: 0212 452 23 02 - 654 94 18

Baskı Tarihi: 26.01.2012

Pakpen işçileri Petrol-İş’te örgütlendi................................................................2Recordati İlaç’ta TİS yetkisi almaya kararlıyız....................................................4Polyplex Europa’da hukuksal zafer....................................................................5Türkiye’nin yüreğini yakan faciada35 insanımızı kaybettik.....................................................................................6Depremzedeye 60 bin TL yardım......................................................................7Emeğin Gündemi..............................................................................................8Küresel sendikalardan Erdoğan’a uyarı...........................................................13Öztaşkın: 2012 Türkiye işçi sınıfına dabahar rüzgarları estirecek................................................................................16Şube Genel Kurulu/Akyüz yeniden seçildi.......................................................18Toplu iş sözleşmeleri......................................................................................20Eğitim..............................................................................................................23Lojmanlar.......................................................................................................30Türk-İş Genel Kurulu......................................................................................31Gazeteci ve Akademisyenlerin değerlendirmeleri...........................................................................................42ICEM’in 5. Dünya Kongresi............................................................................60Enflasyon çift haneli.......................................................................................62Türkiye basın ve ifade özgürlüğünü yargılıyor................................................63Kamu emekçileri alanlarda.............................................................................66Dosya.............................................................................................................69Ziyaretler........................................................................................................85Şube etkinliklerimiz........................................................................................86Vefat ve başsağlığı..........................................................................................88

Sendikal Güç Birliği Platformu’nun Türk-İş Genel Başkanlığına aday gösterdiği Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın, Genel Kurulda yaptığı konuşmada, hedef-lerinin Türk-İş’i ayağa kaldırmak olduğunu söyledi.

Page 3: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

1

BAŞYAZI

Değerli üyelerimiz, değerli okurlar;

Genelde Türkiye sendikal hareketi özelde de Petrol-İş açı-sından oldukça yoğun geçen 2011 yılının ardından 2012yılının da işçi sınıfı için zorlu geçeceğinin bütün işaretleridaha şimdiden mevcut. Siyasi iktidarın programında yeralan ve Ulusal İstihdam Stratejisi başlığı altında gündemegetirilen esnekleşme ve hak kaybı yaratacak düzenlemele-rin yanısıra, Bakanlar Kurulu'ndaki Toplu İş İlişkileriKanun Taslağı'nın yasalaşması durumunda ortaya çıkacakyeni çalışma yaşamı tablosu önümüzdeki en kritik gündem-leri oluşturuyor. Sermaye ve siyasi iktidar kıdem tazminatıkonusunu bir türlü gündemlerinden düşürmek istemiyor,kıdem tazminatını işverenin üzerinde bir yük olarak görensermaye bu yükten bir an önce kurtulma taleplerini sürekligündemde tutuyor.

Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden birini deyeni Anayasa konusu oluşturuyor. Sendikaların bu konudaaktif bir tutum ortaya koymaları gerekiyor ancak Türk-İşbu konuda da ciddi bir hazırlık yapmamıştır. Oysa Türk-İş'in önce hukukçularını, sonra Başkanlar Kurulu’nu top-layıp Anayasa konusunda bir çalışma yapması gerekirdi.Anayasa konusu Türk-İş Genel Kurulu’nda da tartışılmadı.

Bizler Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal vehukuk devleti olması yanında Anayasa'nın eşitlikçi, özgür-lükçü bir Anayasa olmasını, sosyal hak, sosyal eşitlik ilke-lerinin Anayasa'da güvence altına alınmasını talepediyoruz. TÜSİAD’ın talep ettiği gibi sadece bireysel öz-gürlüklerin değil, toplu özgürlüklerin, sendikalaşma hak-kının da güvence altına alınmasını istiyoruz.

Durum öyle gösteriyor ki siyasi iktidarın ve sermayeninemeğe yönelik bitmez tükenmez saldırıları bu dönemde desürecek. O halde emekçilerin de “bitmez tükenmez birenerjiyle” bu saldırılara karşı koyması gerekiyor. Türkiyesendikal hareketinin artık uyanık ve enerjik bir hale gel-mesi, bu ağır gündemler karşısında ortak, güçlü tavırlar ge-

liştirmesi zorunlu. Yeni dönemde mücadeleci olmayan birsendikal hareketin hiçbir şansı olamayacağı, iktidar ve ser-maye ile uyumlu sendikacılık pratiklerinin mevcut durumubile korumaya hizmet edemeyeceği çok açık olarak görü-lecektir.

Örgütlenme öncelikli, mücadeleleri ortaklaştıran, ilkeli veprogramlı bir emek hareketi yaratma görevinin ilk ciddiadımları 2012 yılı içinde atılmak durumundadır.

Sendikal Güç Birliği Platformu daha önce ilan ettiği gibiTürk-İş Genel Kurul'u sonrasında çalışmalarını bu yöndesürdürecektir. Diğer emek örgütleriyle ve emek dostlarıyladayanışma içinde başka türlü bir sendikal hareketin bugün-den inşa edilmesi için çalışacaktır. Türk-İş Genel Ku-rul'unda alınan kararların öncelikli takipçisi bizler olacağız.

Sendikal Güç Birliği Platformu olarak yaptığımız bölgetoplantıları ve Türk-İş Genel Kurul salonunda yaşananlarbize Türkiye işçi sınıfının arayış içinde olduğunu, yaşanan-lar karşısında ciddi bir tepki biriktirdiğini göstermiştir.Şimdi sendikalara düşen, bu arayışları somut mücadele he-deflerine yöneltmek ve tepkileri örgütlü hale getirmek ol-malıdır. Sendikal Güç Birliği Platformu altı aylıkprogramını oluşturmuştur. Yeni Anayasa, 8 Mart DünyaKadınlar Günü ve 1 Mayıs 2012 şu andaki en önemli gün-dem maddelerimiz.

SGBP sendikal harekete yeni bir güç katacak, yeni bir umutyaratacaktır. Dünyada yeni bir dönem açılıyor. Arap halk-larının özgürleşme hareketlerinden ABD'deki Wall Streetİşgaline; Yunanistan emekçilerinin büyük direnişine kadardünyanın her yerinde kapitalizmin tahammül sınırlarınıaşan adaletsizliklerine ve otoriter rejimlere karşı eşitlik veözgürlük rüzgârları yeniden güçlü biçimde esiyor. Bu biz-leri de umutlandırıyor, esin kaynağı oluyor. 2012 yılınınTürkiye işçi sınıfı ve emek hareketi için de bahar rüzgarlarıtaşıyacağına inanıyoruz.

Mustafa ÖZTAŞKINGenel Başkan

Örgütlenme öncelikli, mücadeleleri ortaklaştıran, ilkeli ve programlı bir emek hareketi yaratmalıyız

petrol-iş

Page 4: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Pakpen işçileri Petrol-İş'te örgütlendi

ÖRGÜTLENME

petrol-iş2

Konya Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren ve PVC kapı, pencere, panjur, kepenksistemleri üreten PAKPEN Plastik Boru ve Yapı Elemanları Sanayi ve Ticaret A.Ş. firması iş-çileri Petrol-İş Ankara Şubesi'nce örgütlendi.

500 işçinin çalıştığı Pakpen'de ör-gütlenen sendikamızın çoğunluktespiti için yaptığı başvuruya Ça-lışma Bakanlığı olumlu yanıtverdi. Ancak bakanlığın olumluyanıtına Pakpen işvereni itiraz et-tiği için konu yargıya (Konya 3. İşMahkemesi) taşındı. Diğer yandansendikamızın Pakpen işyerindekiörgütlenme sürecinde işten çıkar-tılan 11 Pakpen işçisinin de işeiade davası sürüyor.

Petrol-İş yöneticileri Pakpen'de...Genel Sekreterimiz Ali UfukYaşar, Genel Örgütlenme ve Eği-tim Sekreterimiz NimetullahSözen, Ankara Şube BaşkanımızŞuayip Gül ve şube yöneticileri-mizin fabrikaya giderek birkaçkez ziyaret ettiği Pakpen üyeleriile Eğitim servisimiz de bir günsüren bir eğitim ve tanışma top-lantısı gerçekleştirdi.

Pakpen işçileriyle toplantıGenel Başkanımız Mustafa Öztaş-kın, Genel Örgütlenme ve EğitimSekreterimiz Nimetullah Sözen,Ankara Şube Başkanımız ŞuayipGül, Ankara Şubemiz İdari Sekre-terimiz Sabri Polat, Ankara ŞubeYönetim Kurulu Üyeleri TemelDiktaş, Murat Yıldırım ve İbrahimİnci'den oluşan Petrol-İş yönetici-lerinin katılımıyla 29 Kasım'da

Tes-İş Sendikası Konya Şube-si'nde Pakpen işçileriyle bir top-lantı yapıldı. Toplantıda Pakpenişçilerine hitaben bir konuşmayapan Genel Başkanımız MustafaÖztaşkın, Pakpen işyerindeki çalı-şanların çok büyük bir bölümününPetrol-İş'e üye olduğunu ancak ör-gütlenme sürecinin yargıya taşın-dığını belirterek yargı sürecinibekleyeceklerini söyledi.

Page 5: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 3

Öztaşkın bu arada Pakpen işve-reni ile de diyalog yolunun açıl-dığını, karşılıklı anlayışla busürecin devam edeceğini um-duklarını söyledi.

Toplantı sonrasında Genel Baş-kanımız Mustafa Öztaşkın ve be-raberindeki heyet, Pakpenişyerini ziyaret ederek İnsanKaynakları Müdürü RamazanNugay ile görüştüler.

Üretim Müdürü Hüseyin Man-dacı da Pakpen'in dev entegre

üretim tesislerini Petrol-İş yöne-ticilerine gezdirdi. Üretim birim-lerini, Pakpen işçilerini fabrikada

ziyaret eden yöneticilerimiz dahasonra fabrikadan ayrıldılar. Pet-rol-İş Sendikası olarak yargı sü-recinin en kısa sürede olumlusonuçlanarak Pakpen işvereniyletoplu iş sözleşmesi görüşmele-rine başlanacağını öngörüyoruz.

Erze Plastik işvereni Petrol-İş'i tanıdı, TİS görüşmeleri başladı

İzmir-Kemalpaşa OrganizeSanayisi Bölgesi'nde faaliyetgösteren ve İzmir şubemizin

10 Eylül 2009 tarihinde örgüt-lenme çalışmalarına başladığı ve250 işçinin çalıştığı Erze Amba-laj ve Plastik Sanayi ve TicaretA.Ş, işyerinde Petrol-İş'in ver-diği hukuk mücadelesi uzun biraradan sonra yerel mahkemedesendikamız lehine sonuçlandı.

Sendikamız Erze Plastik'te ör-gütlenmiş ve Çalışma Bakanlı-ğı'ndan da yetki tespitini almıştı.Ancak Erze Plastik işvereniyetki tespitine itiraz etmişti.Dava hala Yargıtay'da sürüyor.Yargı süreci devam ederken ErzePlastik işvereni ile yapılan gö-rüşmeler sonucunda işveren buişyerinde Petrol-İş Sendikası'nınörgütlülüğünü tanıdı ve toplu iş

sözleşmesi masasına oturdu.Erze Plastik işvereni ile toplu işsözleşmesi görüşmelerine İzmirŞubemizde 1 Aralık 2011 tari-hinde başlandı.Toplu iş sözleş-mesi görüşmelerinin sendikamızüyesi Erze Plastik işçilerine, Pet-rol-İş'e ve şubemize hayırlı ol-masını temenni ediyoruz. Zafer,sabırla mücadele eden emekçi-nin hakkıdır.

Page 6: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş4

İstanbul 2 Nolu Şubemizin ör-gütlü olduğu Osel İlaç çalışan-ları ile Beykoz Vakfı'nda 8

Ocak 2012 Pazar günü Genel Se-kreterimiz Ali Ufuk Yaşar, 2 NoluŞube Başkanımız Ecvet Eşlegül veSendikamız Hukuk Müşaviri Av.

Serap Özdemir biraraya gelerek is-tişarede bulundular. Yapılan toplan-tıda konkordato teklif eden Oselİlaç işvereninin bu talebi 30. 12.2011 günü mahkemece kabul edil-diğinden, fabrikanın son durumu,hukuki süreç ve bundan sonra neler

yaşanabileceği noktaları tartışılarakişyerinin geleceği değerlendirildive bilgi alışverişinde bulunuldu.

Ayrıca Osel İlaç BaştemsilcisiSelim Çamurcu ve Tuncay Akyolda bu toplantıda yer aldılar.

Osel İlaç'ta değerlendirme toplantısı yapıldı

İstanbul 1 Nolu şubemi-zin iki yıl önce örgütlen-diği, Esenyurt'ta faaliyet

gösteren, İtalyan sermayeliYeni Recordati İlaç ve Ham-maddeleri A.Ş. (Yeni Recor-dati İlaç) işyerindeçalışmakta olan Petrol-İşüyesi işçilerle 8 Ocak'taEsenyurt, Gala Düğün Salo-nu'nda bilgilendirme toplan-tısı yapıldı. 70 üyemizinkatıldığı toplantıda İstanbul 1Nolu Şube Başkanımız ReşatTüysüz, Şube Başkan Yar-dımcısı Nihat Can, HukukMüşavirimiz Av. Serap Öz-demir ve örgütlenme uzman-larımız da işçilerle birlikteoldu.

Toplantıda Recordati işye-rinde toplu iş sözleşme yet-kisi ile ilgili hukuki süreçdeğerlendirilirken şube yöne-ticilerimiz ve uzmanlarımız

da üyelerimizden gelensoruları yanıtladılar. Sen-dikamız bu işyerinde ör-gütlenme çalışmalarınıtamamlayarak 2010 yılıAralık ayında yetki başvu-rusunda bulundu. Haladevam eden hukuki süreçtemyiz aşamasında. 140 üye-mizin çalıştığı Yeni Recor-dati İlaç firmasında yeni işbaşı yapanlarla birlikte üyesayımız her geçen gün artı-

yor. 2008 yılında yerli ser-mayeli Yeni İlaç firmasınısatın alarak Türkiye'ye girenRecordati, merkezi İtalya'daolan, başlıca Avrupa ülkeleri

ve Türkiye'de de iştiraki bu-lunan, Ortadoğu ve DoğuAvrupa'nın yeni pazarla-rında büyüyen varlığıylaAvrupalı bir ilaç grubu.Yeni Recordati İlaç, genişyelpazeli ilaç üretimi vekrem, merhem, jel gibiürünleriyle sektörde önemlipazar payına sahip birfirma.

Sendikamız, hukukisüreç yanında uluslar-arası ilişkileri ve daya-nışmayı da sürdürdüğüYeni Recordati İlaç fir-masında Petrol-İş bayra-ğını dalgalandırmaya vebu işyerinde toplu iş söz-leşmesi imzalamaya ka-

rarlıdır. Yeni Recordati İlaçişverenini Petrol-İş Sendika-sı'nı tanımaya ve bu işyerindebir an önce TİS masasınaoturmaya davet ediyoruz.

Sendikamız Recordati İlaç'ta TİS yetkisini almaya kararlıPetrol-İş üyesi Recordati İlaç çalışanlarıyla bilgilendirme toplantısı yapıldı

ÖRGÜTLENME

Page 7: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 5

Çorlu İş Mahkemesi Polyplex Eu-ropa işyerinden haksız nedenlerleişten çıkartılan 20 üyemizin işe ia-desine karar verdi. Polyplex Europaişvereni işten çıkartılan üyelerimiziişe geri almaz ise 1 yıllık ücretleritutarında işe başlatmama tazminatıödeyecek.

Çorlu Avrupa Serbest Bölgesi'ndefaaliyet gösteren Hindistan kökenliPolyplex Europa işçileri Petrol-İş'in Trakya şubesinde örgütlenince,işveren 2010 yılı Kasım ayında ilkaşamada 5 işçiyi işten çıkartmıştı.Sendikamızın Polyplex Europa'daörgütlenmesini engellemeye çalışan

işveren daha sonra da değişik gerek-çelerle 35 işçiyi daha işten çıkart-mıştı. Sendikamız ilk aşamada iştençıkartılan Şenel Seçer, Mete Tacı,Muammer Gedik, Osman Kırcı veVolkan Çildan adına Çorlu İş Mah-kemesi'nde işe iade davası açmıştı.03/11/2011 tarihinde 5 üyemizinhaksız yere, sendikal örgütlenme ne-deniyle işten çıkartıldığına hükme-den yerel mahkeme işçilerin işe

iadesine karar verdi. Mahkeme 26Aralık 2011 tarihinde de 15 üyemi-zin daha işe iadesine karar verdi.Polyplex Europa işvereni işten çı-kartılan üyelerimizi işe geri almazise 1 yıllık ücretleri tutarında işebaşlatmama tazminatı ödeyecek.

Üyelerimizin işe iade davasını kaza-nan Petrol-İş, işten çıkartılan diğerPolyplex Europa işçilerinin davala-

rını da takip ediyor. Sendikamı-zın Polplex işyerinde sürdürdüğüörgütlenme mücadelesi hukukende zaferle sonuçlanarak ilk dava-larını kazanıldı. Davalar şu andaYargıtay aşamasında.

Sendikamız Polyplex Europa iş-yeri örgütlenmesinde çoğunluğusağlayarak yetki tespiti için Ça-

lışma Bakanlığı'na başvuruda bu-lunmuş, Bakanlık'tan da yetkiyazısını almıştı. Ancak PolyplexEuropa işvereni yetkiye de itirazetmişti. Yetki itirazı ile ilgili davaise yerel mahkemede sürüyor.Sendikamız, Polyplex Europa işye-rinde sürdürdüğü örgütlenme mü-cadelesini Petrol-İş'in bayrağı buişyerinde dalgalanana kadar heralanda sonuna kadar devam ettire-cektir.

İşten çıkartılan 20 üyemizin işe iade davalarını kazandık

Sendikamız, PolyplexEuropa işyerinde sürdür-düğü örgütlenme müca-delesini Petrol-İş'inbayrağı bu işyerinde dal-galanana kadar heralanda sonuna kadardevam ettirecektir.

ÖRGÜTLENME

Polyplex Europa örgütlenmesinde hukuksal zafer...

Page 8: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

YENİ YILA ULUDERE’DE YAŞANAN BÜYÜK FELEKATLE, BÜYÜK ACIYLA GİRDİK

Türkiye’nin yüreğini yakan faciada 35 genç insanımızı kaybettik

Yeni yıla barış ve kardeşlik duygularının yükseldi-ği bir coşkuyla, yeni umutlarla girmek isterken 28 Aralık gecesi Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Or-

tasu köyü sınır noktasında f-16 savaş uçaklarının bombardı-manı ile yaşanan büyük felakette, büyük faciada 35 genç in-sanımızı yitirmemizle 2012’ye büyük bir acıyla girdik. Sen-dikamız Merkez Yönetim Kurulu 30 Aralık’ta kamuoyuna yaptığı basın açıklamasıyla, yaşanan olayın bir vahşet oldu-ğuna dikkat çekerek sorumluların yargı önüne çıkarılmaları ve hesap vermeleri çağrısında bulundu. Sendikamızdan ya-pılan açıklama şöyleydi:

“Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyü sınır nokta-sında 28 Aralık’ta, akşam saatlerinde F-16 savaş uçakları-nın bombardımanı ile yaşanan faciada çocuk yaşta, genç 36 insanımız hayatını kaybetti, 3 yurttaşımız da yaralandı. Ya-şanan bu büyük felaket, bu büyük acı Türkiye’nin yüreğini dağladı, hepimizi derinden üzdü, sarstı. Bu vahşete yol açan-ları kınıyor ve bir an önce yargı önüne çıkarılarak hesap ver-melerini talep ediyoruz. Sivil köylülerin hava bombardıma-nıyla vahşice öldürülmesi hiçbir gerekçeyle, bahaneyle, ya-lanla geçiştirilemez.

Bombardımanın göz göre göre sivil halkı hedef alan bir nok-taya ulaşmasında sorumluluğu olanlar araştırmalı ve yargıda hesap vermelidirler. Bu facianın yaşanmasında köylülerin kaçakçılık yaptığına ilişkin iddialar da gerekçe gösterilemez.

Petrol-İş Sendikası olarak bu büyük faciada yaşamını yiti-renlere Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz. Kaybolan yurt-taşlarımızın bir an önce bulunmasını temenni ediyor, ya-kınlarını kaybeden vatandaşlarımızın acılarını paylaşıyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Kırıkkale’deki patlamada Harb-İş üyesi dört işçi kardeşimizi kaybettik

Kırıkkale’de Türk Silahlı Kuv-vetleri Askeri Mühimmat Deposunda yaşanan kazada

Harb-İş üyesi Salih Erkeç, Adnan Dağ-deviren, Samet Aygar ve Cezayir Ça-lışkan adlı işçi kardeşlerimizin hayatını kaybetmesinden derin üzüntü duyduk.

Kazada yaşamını yitiren Harb-İş üye-si kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ai-

lelerine, yakınlarına, çalışma arkadaş-larına ve Harb-İş camiasına başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Şırnak - Uludere’de yaşanan ve 35 genç insanımızın yaşamını yitirdiği acı olay-dan sonra Kırıkkale’de de böyle bir ka-zayla işçilerin yaşamını yitirmesi yeni bir yıla girerken ve yeni yılın ilk gün-lerinde yaşanan acıları daha da ağırlaş-

tırdı. Bu tür işyerlerinde çalışanlar her zaman ölüm ve yaralanma riski altın-da, zor koşullarda görev yapmaktadır-lar. Bu tür riskli işyerlerinde işçi sağlı-ğı ve iş güvenliği tedbirlerine daha faz-la dikkat edilmesini ve bu kazada so-rumluluğu olanların araştırılmasını ta-lep ediyor, kazada yaşamını yitirenle-rin yakınlarının acılarını paylaşıyoruz.

Page 9: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Tüpraş ve Petrol-İş’ten depremzedeye 60 bin TL

Yardım Vali Karaloğlu’na teslim edildi23 Ekim 2011 günü tüm ulusumuzu acıya boğan deprem felake-tinin ardından Tüpraş çalışanları ve Petrol-İş Sendikası ile başla-tılan, Van’a Yardım Kampanyası sonucunda 60 bin TL. Toplandı. Kampanyamıza ilişkin nakdi yardım 13 Ocak 2012 tarihinde Van Valilik hesabına yatırıldı. Aynı gün Tüpraş Genel Müdür Yar-dımcısı Yılmaz Bayraktar ile sendikamız Genel Başkanı Mus-tafa Öztaşkın, Petrol - İş Sendikası Batman Şube Başkanı Mus-tafa Mesut Tekik, Vali Münir Karaloğlu’nu makamında ziyaret etti. Heyet, tüm Tüpraş çalışanları adına afet sırasında yaşamla-rını kaybeden yurttaşlarımız için başsağlığı dileğinde bulundular.

Van Valiliği Makamına yazılan yazıda da “23 Ekim 2011 günü tüm ulusumuzu acıya boğan deprem felaketinin ardından Tüpraş Ailesi ve Petrol-İş Sendikası olarak yeniden yapılanmanıza katkı sağlamak amacıyla çalışanlarımıza yönelik düzenlediğimiz kam-panyada toplanan 60.000 TL. Van Valiliği Vakıfbank TR74 0001 5001 5800 7299 3312 54 hesabına yatırılmıştır.” denildi. Ziyaret sonrasında Van Valiliği Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın’ın nezdinde, Petrol-İş Sendikası’na depremzedeler adına teşek-kür mektubu gönderdi. Yardım kampanyamızı tamamlarken, bir daha böylesi bir afet yaşanmaması temennisi ile duyarlılık gös-teren tüm Tüpraş çalışanlarına, Petrol-İş üyelerine teşekkür edi-yor, yardımlarımızın depremzedelerin acılarını bir miktar da olsa dindirebilmesini diliyoruz.

Hükümet yasa değişikliğini Meclis’e getirmedi!YASA ÇIKMAZSA BİRÇOK SENDİKA BARAJA TAKILACAK

Çalışma yaşamını ilgilendiren ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-lığı tarafından Bakanlar Kurulu’na sunulan 3 taslak hala görüşülüp TBMM’ye sevk edilemedi. Hala Ba-kanlar Kurulu’nda görüşülmeyi bek-leyen 2821 sayılı Sendikalar Yasası ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası’nın birleşti-rilmesiyle hazırlanan Toplu İş İliş-kileri Yasa Taslağı, Kamu Görev-lileri Sendikaları Yasa Taslağı, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağı işçi-memur tüm çalışanların hakları-nı düzenliyor.

İşçilerin haklarını düzenleyen Top-

lu İş İlişkileri Yasa Taslağı’nın işko-lu istatistiklerinin yayımlanacağı bu ay sonuna kadar yasalaştırılması ge-rekiyor. Yeni taslakta iş kolu bara-jı binde 5’e düşürülüyor. Eğer Sos-yal Güvenlik Kurumu işkollarındaki işçi sayısı ve sendikaların üye sayısı istatistiklerini Yasa çıkmadan yayın-larsa birçok sendika yüzde 10 bara-jına takılacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-kanlığınca 1984’ten bu yana her yıl Ocak ve Temmuz aylarının 17’sinde yayımlanan ‘Bir işkolunda işçi sayı-sı ve sendikaların üye sayısı’ ile il-gili istatistikler 2009 yılından beri

açıklanmıyor. Sendikalar yayınla-nan istatistiklere göre yetki belgesi alıyor ve işverenle toplu iş sözleş-me imzalıyor. Eğer yasa çıkmadan istatistikler yayınlanırsa bir çok işçi sendikası yüzde 10 barajına takılma ve TİS imzalayamama tehlikesi ile karşı karşıya kalabilecek.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-lığı yetkili sendikanın belirlenme-sinde ve istatistiklerin düzenlenme-sinde, 1/8/2010 tarihinden itibaren kendisine gönderilen üyelik ve isti-fa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimleri-ni esas alıyordu.

Page 10: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Hükümetin programında, işçi-lerle, emekçilerle ilgili olaraköne çıkan en önemli konular,

Kıdem Tazminatı, Ulusal İstihdamStratejisi, 2821 sayılı Sendikalar Ya-sası ile 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşme-leri Grev ve Lokavt Yasaları. YeniAnayasa çalışmaları da gündemin enönemli konuları arasında yer alıyor.

Ülkemizde işçilerin, emekçilerin, Pet-

rol-İş üyelerinin en fazla gündeminioluşturan konuların başında gelenkıdem tazminatı ile ilgili HükümetProgramda geçen ifadeler aynenşöyle:

“İşçilerimizin büyük çoğunluğununalamadığı, işletmelerimizin üzerindeödeme baskısı oluşturan, çalışma ha-yatının en önemli sorun alanlarınınbaşında gelen kıdem tazminatı soru-

nunu kazanılmış hakları koruyan vebütün işçilerin kıdem tazminatlarınıgaranti altına alan bir fon teşkil etmeksuretiyle, sosyal taraflarla istişareiçinde çözeceğiz. “

Programının açıklanmasının hemenardından kıdem tazminatı konusu Tür-kiye’nin gündemine oturdu. Kıdemtazminatları konusu 1962 yılındanberi işverenlerin ve hükümetlerin gün-

12 Haziran 2011 genel seçimleri sonucu iktidara gelen AKP'nin bu dönemde uygulayacağı ekonomi poli-tikalarına ilişkin 61. Hükümet Programını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 8 Temmuz 2011 tarihindeTBMM'de okudu. Programda, işçilerle, emekçilerle ilgili olarak öne çıkan en önemli konular, Kıdem Taz-minatı, Ulusal İstihdam Stratejisi, 2821 sayılı Sendikalar Yasası ile 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmeleri Grevve Lokavt Yasaları. Yeni Anayasa da gündemin en önemli konuları arasında...

EMEĞİN GÜNDEMİ

petrol-iş8

Emek, yeni yıla da ağır sorunlarla girdi...

UİS, KIDEM TAZMİNATI, 2821, 2822 SAYILI YASALAR VE YENİ ANAYASA GÜNDEMİN EN ÖNEMLİ KONULARI

Page 11: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

deminde oldu. 75 yıl önce 1936 yı-lında yürürlüğe giren ve çalışanla-rın vazgeçilmez kazanımı olankıdem tazminatının kaldırılmasıveya fona devredilmesi konusu son20 yıldır zaman zaman gündemegetirilmektedir. AKP'nin 61. Hükü-met programını açıklamasıyla yinetartışmalar başladı.

Kıdem tazminatı, işçinin iş sözleş-mesinin devamı süresince, hergeçen tam yıl için hizmet akdininyasada sayılan nedenlerden biriyleson bulması halinde işverence iş-çiye ya da mirasçılarına yapılan birödemedir.

Kıdem tazminatının tarihi...

Kıdem tazminatı konusunda ilkdefa, 1936 yılında yürürlüğe girenilk İş Yasasında, bütün işçiler hak-kındaki fesihlerde, 5 seneden fazlaolan her tam iş senesi için 15 gün-lük ücret tutarında tazminat verile-ceği düzenlemesi yapılmıştır. Budüzenlemede, fesih için hiçbir ge-rekçe aranmamış ve feshin kimin ta-rafından yapıldığı da önem arzetmemiştir. Aranan tek şart işçinin 5iş senesini doldurmasıdır.

1950 yılında, kıdem tazminatını dü-zenleyen yasa hükmünde yapılandeğişiklikle kıdem tazminatı alabil-mek için 5 yılını doldurmuş olmaşartı, 3 yıla düşürülmüş ve askerlikhizmeti nedeniyle fesih halindekıdem tazminatı alınacağı hükmüyasaya ilave edilmiştir.

Bu değişiklikten iki yıl sonra 1952yılında emeklilik veya toptanödeme almak amacıyla iş akdinifesheden işçinin de kıdem tazmina-tına hak kazanacağı hükmü yer al-mıştır. 1967 yılında yapılandeğişiklikle, işçinin ölümü halinde

tazminat tutarının mirasçılarınaödeneceği hükmü ilave edilmiştir.Daha sonra 1971 yılında 1475 sayılıİş Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bukanunun 14. maddesinde kıdem taz-minatı düzenlenmiştir. 1975 yılındayapılan değişiklikle, kıdem tazmi-

natına hak kazanılacak üç yıllık ça-lışma süresi bir yıla indirilmiş veher geçen tam yıl için ödenecekkıdem tazminatı miktarı, 15 günlükücret tutarından 30 günlük ücret tu-tarına çıkarılmıştır.

MEVCUT DÜZENLEMEDE KIDEM TAZMİNATI NASIL HAK EDİLİYOR?

Mevcut yasal düzenlemeye görekıdem tazminatına hak kazanabil-mek için iş sözleşmesinin

İşveren tarafından suçlu çıkarmahalleri dışındaki sebeplerle feshedil-mesi,

İşçi tarafından mazeretli ayrılmalarve zorlayıcı sebepler nedeniyle fes-hedilmesi,

İşçinin muvazzaf askerlik hizmetinedeniyle feshedilmesi,

İşçinin ölümü sebebiyle,

Emeklilik veya malullük yahut top-tan ödeme almak amacıyla feshedil-mesi,

Kadın işçilerin evlendikleri tarihtenitibaren bir yıl içerisinde kendi istek-leriyle ayrılmaları gerekmektedir.

Yaş dışında, sigortalılık süresi veprim ödeme gün sayısını dolduranişçilerin kendi istekleriyle işten ay-rılmaları gerekmektedir. Bu hallerdeişverence işçiye 30 günlük ücreti tu-tarında kıdem tazminatı ödenir.

Kıdem tazminatının üst sınırı, enyüksek devlet memurunun bir hiz-met yılı için alacağı emeklilik ikra-miyesini geçemeyecektir. Kıdemtazminatının süresinde ödenmemesihalinde mevduata uygulanan enyüksek faizin ödenmesi esası getiril-miştir.

Page 12: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş10

KIDEM TAZMİNATI FONA DEVREDİLİRSE İŞÇİLER NELERİ KAYBEDECEK?

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ

Yine Başbakan Erdoğan'ın oku-duğu 61. Hükümet ProgramındaUlusal İstihdam Stratejisi ile ilgiliolarak da şu ifadeler yer alıyor:

“İşsizliği kalıcı bir şekilde çözmeyiamaçlayan, 22 adet somut hedef ile102 politika ve tedbirden oluşanUlusal İstihdam Stratejisini karar-lılıkla uygulayacağız.”

Önceki Hükümet döneminde açık-lanan “ulusal istihdam stratejisi

sunum özeti”nde işsizliğin çözümüolarak işçi hak ve çıkarlarını geriyegötüren bir dizi tedbir yer almıştı.

Ulusal istihdam stratejisinde yeralan Asgari ücretin bölgeselleşmesi,

Esnek çalışma biçimlerinin yaygın-laştırılması,

Özel istihdam bürolarına işçi kira-lama yetkisi verilmesi

gibi yaklaşımlar kazanılmış haklarıgeriye götürecek olan yaklaşımlar-

dır. Hükümet programında isebunların “kararlılık”la uygulanaca-ğından bahsediliyor. Ulusal İstih-dam Stratejisi (UİS) AKPhükümetinin geçtiğimiz dönemdeişgücünün ve istihdamın esnekleş-tirilmesi ile ilgili gündemine aldığıdüzenlemeleri, emeğe ve emek sü-reçlerine ilişkin genel bir stratejininiçerisine yerleştirmiştir.

Aynı stratejinin bu yıl emeğe sal-dırı politikalarının temelini oluştu-racağı anlaşılmaktadır.

2003 yılında, 1475 sayılı Kanun kıdem tazminatını düzen-

leyen 14. maddesi hariç yürürlükten kaldırılmış olup 4857

sayılı İş Yasası yürürlüğe girmiştir.

4857 sayılı İş Yasasında kıdem tazminatı için bir fon ku-

rulması öngörülmüştür. AKP Hükümeti de, TBMM'de 61.

Hükümet Programı'nı açıklarken “Kıdem Tazminatı

Fonu”nun kurulacağını açıkça ifade etmiştir. Kıdem taz-

minatı uygulamasının kaldırılarak kıdem tazminatı fonu

getirilmesi işçilerin aleyhine olacaktır. Fonun uygulanmaya

başlaması halinde;

İşçilerin bağlı oldukları kurum veya sandıklardan yaşlılık,

emeklilik, malullük aylığı bağlanması yahut toptan ödeme

almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri halinde,

İşverence hizmet akdinin feshedilmesi durumunda işçinin

hak kazandığı yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya top-

tan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa baş-

vurması halinde,

Adına en az 10 yıl Fona prim ödenen işçinin isteği halinde,

İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları kıdem tazmina-

tına hak kazanacaklar.

Diğer durumlarda askerlik, evlilik, işçinin işveren tarafın-

dan işten çıkarılması veya işçinin haklı sebeple işini bırak-

ması hallerinde ve yaş nedeniyle emekli olamayanlara

kıdem tazminatı ödenmeyecektir.

Yine kıdem tazminatına esas işçinin 30 günlük ücreti he-

saplanırken, bir yıl içinde işçiye ödenen her türlü maddi

menfaatler dikkate alınmaktadır. Yani, giydirilmiş ücret

üzerinden kıdem tazminatı ödenmektedir. Fona ödenecek

miktar işçinin brüt ücreti ile sınırlı olduğu için kıdem taz-

minatına esas ücreti de düşecektir.

Ayrıca kayıt dışı çalışanlar hiçbir şekilde kıdem tazminatı

alamayacakları gibi, ücretleri yüksek olmasına rağmen as-

gari ücret olarak gösterilenler de, çok az bir kıdem tazmi-

natı alabileceklerdir.

Kurulacak olan fon, daha önce uygulanan Tasarrufu Teşvik

Fonu veya Konut Edindirme Fonu gibi fonlarda olduğu

gibi, Devlet tarafından kullanılacaktır. Bu fon en çok Dev-

letin işine yarayacaktır.

Fon yürürlüğe girmeden önce çalışanlar için eski uygula-

manın geçerli olacağı, yani işverence ödeneceği, fon yü-

rürlüğe girdikten sonraki çalışmalar için fona

başvurulacağı ve işçilerin kazanılmış haklarının koruna-

cağı ifade edilmekte ise de, bu söylemler yukarıda belirt-

tiğimiz gibi gerçek değildir, aldatmacadır.

Kıdem tazminatlarının kaldırılması veya fona aktarılması

konusunda tartışma yaratılarak kamuoyu yoklaması yapıl-

maktadır. Türk-İş'in 8-11 Aralık tarihinde yapılan son

Genel Kurulu'nda kıdem tazminatının kaldırılmasının

genel grev gerekçesi sayılacağı karar altına alınmıştır.

Page 13: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 11

2821 SAYILI SENDİKALAR VE2822 SAYILI TOPLU İŞ SÖZLEŞ-MESİ GREV VE LOKAVT YASASI

Hükümet, işçi ve işveren sendika-larının temsil edildiği konfederas-yonlar düzeyindeki kurulda buyasalar tartışılmaya açıldı ve biruzlaşıya varıldı. Bu görüşmeleresendikaları temsilen Türk-İş yöne-timi ve uzmanlar katıldılar. 2821olarak adlandırılan Sendikalar Ka-nunu ile 2822 olarak adlandırılanToplu İş Sözleşmesi Grev ve Lo-kavt Kanunu birleştirilerek tek biryasaya dönüştürüldü ve adına daToplu İş İlişkileri Kanunu denildi.Bu yasalarda öngörülen değişiklik-leri dergimizin geçen sayısındavermiştik. Çalışma hayatını düzen-leyen 2821 ve 2822 sayılı yasalargeçtiğimiz dönemde değiştirileme-miştir. Sendikalarımızın toplu işsözleşmesi yapabilmesi için gerekliolan yüzde 10 barajı halen varlığınıkorurken, iş kolu istatistiklerininSGK verilerine göre yayınlanma-sını öngören yasa hükmü ise 2012yılında uygulamaya sokulacak. İşkolu istatistiklerinin yasa değişme-den, yani iş kolu barajı düşürülme-den SGK verilerine göreyayınlanması halinde ise bir çoksendikamız toplu iş sözleşme yapa-bilme yetkisini kaybedecek.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-kanlığı, 12 Eylül yasaları olarak bi-linen ve işçilerin örgütlenmesinin

önündeki en büyük engelleri oluş-turan 2821 sayılı Sendikalar Yasasıile 2822 sayılı Toplu İş SözleşmesiGrev ve Lokavt Yasası'nda değişik-likler öngören ve iki yasanın birleş-tirilmesiyle hazırlanan Toplu İşİlişkileri Kanunu Tasarı TaslağınıBakanlar Kurulu'na sundu. Ancakbu tasarıda grev yasakları hala ko-runuyor. Sözleşme prosedürlerininsadeleştirilmemesi, kolaylaştırıl-maması, sürelerin uzun tutulması,arabulucuk makamının korunması,Yüksek Hakem Kurulu makamınınkorunması, grev yasaklarınınönemli ölçüde korunması, grev er-telemenin yine Bakanlar Kurulunaverilmesi, ayrıca genel grev hakkı-nın, dayanışma grevi hakkının ta-nınmamış olması bu yasalarınbirçok eksikliklerle Bakanlar Ku-ruluna sunulduğunu gösteriyor. Buyasalar 12 Eylül 1980 darbesindensonra yeni anayasanın yürürlüğegirmesiyle birlikte 1983 yılında yü-rürlüğe girdi. Bu yasalar yasakçı,baskıcı, özgürlüklerden uzak, sen-dikaları ve sendikacıları kalıba sok-mayı hedefleyen, toplu işsözleşmesi yapma yerine yapma-mayı, grev yapma yerine yaptırma-mayı, örgütlenme yapma yerineyaptırmamayı hedefleyen yasa-lardı.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)Türkiye'yi listeye alarak bu yasala-rın değiştirilmesini istiyor. Diğertaraftan AB İlerleme Raporlarında

bu yasaların değiştirilmesi içinTürkiye'ye telkinlerde bulunuluyor.Fakat bugüne kadar işbaşına geleniktidarlar, çeşitli yasa tasarıları ha-zırlamalarına rağmen bu yasalardabir değişikliğe gitmediler.

Yeni taslak ILO veAB standartlarından uzak

Yapılan değişikliklerde uluslararasınormlara, ILO'nun sözleşmelerineuyulmadı. AB'nin bu konudakiyaklaşımları ve uyarıları dikkatealınmadı. Bu yasa değişikliklerinamacının, uluslararası sözleşmelereTürkiye'deki yasaları uyumlu halegetirmek olduğu iddia edilse debuna uyulmadı. Bu yasalar, uluslar-arası sözleşmeleri baz alarak hazır-lama yerine tamamen Türkiye'ninkendi koşullarını gözeten, işyerle-rini koruyan, grev yapmayı engel-leyen, sözleşmeyi zorlaştıranbirçok hükümler içermektedir. Do-layısıyla biz bu yasa tasarısına tem-kinli yaklaşıyoruz. Elbette bazıdeğişikliklere, noter şartlarınınkalkması, barajların indirilmesigibi konulara olumlu bakıyoruz.Ancak özellikle grev yasaklarınınişkolumuzda korunması bizim açı-mızdan hayal kırıklığı yaratmış du-rumda. Oysa daha öncekitartışmalarda bu grev yasaklarınınkaldırılacağı ifade edilmişti. Sondakikada bu grev yasakları tekrartasarıya konulmuş. Değişikliklerinbir olumlu tarafı 28 olan işkolu sa-yısının 18'e indirilmiş olması. Bu-rada da ILO'nun normu aslında16'dır ve en üst sınırdır. Bu sayı 8-10'a çekilebilir. Tam ILO standart-larına uyulmamış ama o sayıyayaklaşılmış. Yasa değişikliklerindeolumlu yönler var ama olumsuz-lukları da bizim için hayal kırıklığıyarattı. Küresel sendikalar da Baş-bakan Erdoğan'a konuyla ilgilihayal kırıklıklarını belirten birmektup gönderdi.

Page 14: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş12

DEMOKRATİK, ÖZGÜRLÜKÇÜ, EŞİTLİKÇİ VE SOSYAL BİR ANAYASA İSTİYORUZ

Sendikamızın da içinde bulunduğu

emek ve demokrasi güçlerinin

muhalefetine rağmen darbe döne-

minde kabul edilmiş olan 12 Eylül Ana-

yasası, yıllar içinde uğradığı

değişikliklere ve son referandumla geti-

rilen düzenlemelere karşın, hiçbir şekilde

demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve sos-

yal bir nitelik kazanmamıştır.

Özellikle 1980 darbesi ürünü olarak gö-

rülen Anayasa, temel hak ve hürriyetleri

insan haklarına aykırı bir şekilde kısıtla-

yan, idarenin keyfiliğini artıran, getirdiği

kurum ve kurallarıyla, askerin TBMM ve

Hükumet üzerinde etkinliğini artırdığı ve

sürdürmesine neden olduğu, çalışma ha-

yatına ilişkin düzenlemelerinde emeğin

değil sermayenin korunmaya değer gö-

rüldüğü bir Anayasa olması nedenleriyle

toplum tarafından sürekli eleştirilmiştir.

Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanıl-

masının devlet tarafından güvence altına

alınması gerekirken tam aksine, Anayasa

ile yasaklama ve sınırlama yolu seçilmiş-

tir. Petrol-İş, anayasa konusunda taah-

hütlerini yerine getirmemiş iktidarlar

karşısında uzun yıllardır demokratik, öz-

gürlükçü, eşitlikçi ve sosyal bir Anayasa

talep etmektedir. Bugünlerde gündeme

gelen çeşitli anayasa taslaklarının da

bizim muradettiğimiz çerçevede olma-

dığı gözlenmektedir. Anayasanın emeğin

temel hak ve özgürlüklerini güvence al-

tına alan bir şekilde yeniden düzenlen-

mesi, öncelikli gündemlerimizdendir.

Sendikamız sosyal hakların ve toplu hak

arayışlarının güvence altına alındığı bir

anayasa talep etmektedir. Çalışma yaşa-

mıyla ilgili olarak yapılacak tüm düzen-

lemelerde öncelikle Türkiye sendikal ha-

reketinin yüzyılı aşkın mücadele ve biri-

kiminin sonuçları dikkate alınmalıdır.

Mevcut Anayasanın 90. maddesinde yer

alan “usulüne göre yürürlüğe konulmuş

uluslararası anlaşmalar kanun hükmün-

dedir” ifadesi, uluslararası hukukun

önemi ve belirleyiciliğine vurgu yap-

maktadır. Sendikamız bu çerçevede,

Anayasa ve çalışma yasalarında yapıla-

cak tüm düzenlemelerde, özellikle Ana-

yasanın 90. maddesindeki ilkelerin ve

uluslararası hukukun hak ve özgürlük-

lerde sağladığı gelişmelerin esas alınması

gerektiğini savunmaktadır. Yapılacak

yeni Anayasanın, metin olarak kısa, ay-

rıntıdan uzak, temel hak ve hürriyetleri

sınırlayan değil, çağın ilerisinde güvence

altına alan, temel hak ve hürriyetlerin sı-

nırlandırılmasını zorlaştıran bir Anayasa

olması gerekir. Anayasa, devlet iktidarını

sınırlandıran ve temel hak ve özgürlük-

leri güvence altına alan kurallar bütünü

olduğu için genel ilkeler, hak ve özgür-

lükler ayrıntılı olarak değil, genel hatları

ile belirlenmeli, ayrıntılı düzenlemeler ise

ilgili kanunlarda yapılmalıdır. Anayasa

düzenleyici değil, çerçeve anayasası ol-

malıdır. Bilindiği gibi 1961 Anayasa-

sı’nda, sendikal hak ve özgürlükler ile

toplu sözleşme, grev lokavt hakkı ile il-

gili iki madde halinde çerçeve düzenle-

mesi yapılmıştır.

Ancak 1982 Anayasasında, aksine sen-

dikal hak ve özgürlükler ile toplu söz-

leşme, grev ve lokavt hakları oldukça

detaylı olarak düzenlenmiş ve haklar kı-

sıtlanmıştır.

Bu doğrultuda hazırlanacak bir Anaya-

sa'da;

- Temel hak ve özgürlükler güvence al-tına alınmalı,

- Sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkıgeliştirilmeli ve korunmalı,

- Grev yasakları kaldırılmalı,

- Toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzen-leme hürriyeti olmalı,

- Eğitim ve çalışma hayatında fırsateşitliği sağlanmalı,

- Çalışma yaşamında kadın-erkek eşit-liği öne çıkarılmalı,

- Çalışanların hayat standardını yüksel-tecek düzenlemeler, Hükumetler içinAnayasal yükümlülük olarak düzenlen-meli,

- Çocuk istihdamı yasaklanmalı,

- İşsizler, Emekliler ve bakıma muhtaçolanlar için sosyal koruma modellerigenişletilmeli,

- Sendikal örgütlülüğü engellediği içinaynı zamanda ve aynı işkolunda birdenfazla sendikaya üye olmaya ilişkinyasak yeniden getirilmeli,

- Toplu sözleşme yapmak için barajlarkaldırılmalı,

- Üçlü Danışma Kuruluna anayasal ni-telik kazandırılmalı,

- Kamulaştırma devlet politikası olmalı,Karma ekonomik sistem yeniden kurul-malı,

- Sosyal devlet olma anlayışı ile bağ-daşmayan, mevcut anayasadaki 65.Maddede, Devletin sosyal ve ekonomikalanlarda Anayasayla belirlenen görev-lerini mali kaynaklarının yeterliliği öl-çüsünde yerine getireceği hükmükaldırılmalı, yeni anayasada yer alma-malıdır.

- Pozitif ayrımcılık anlayışı uyarıncaher alanda kadın kotaları getirilmelidir.

Sonuç olarak yeni anayasa, demokratik,

özgürlükçü, eşitlikçi ve sosyal bir ana-

yasa olmalı, düzenleyici değil çerçeve

anayasası olmalıdır.

Page 15: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 13

ERDOĞAN’A UYARI

Küresel sendikalardan Başbakan Erdoğan'a mektup:

Toplu İş İlişkileri Kanun Taslağı ILO ve AB standartlarından uzak

Küresel sendika federasyonlarının genel başkanları Başbakan Erdoğan'a yazdıklarımektupta “Sayın Başbakan, bizler önerilen Toplu İş İlişkileri Kanunu'ndaki değişik-liklerden bazılarının mevcut durumda bir ilerleme sağlayacağını takdir ediyoruz.Ancak, ortak görüşümüz; bir bütün olarak düşünüldüğünde bu değişiklikler temel sen-dikal hakların, örgütlenme hakkının, toplu pazarlık ve grev hakkının özgürce kulla-nılması konusunda demokrasi sınavını geçemiyor. Kanun taslağının ILO standartlarınave Avrupa Birliği normlarına aykırı bir dizi hüküm taşıdığına inanıyoruz” diyerek ta-sarının ILO ve AB standartları dikkate alınarak Meclis'e sunulması gerektiği konu-sunda uyardılar.

Sn. Recep Tayyip Erdoğan

BaşbakanTürkiye CumhuriyetiAnkaraTürkiye

Brüksel, 7 Aralık 2011

Konu: Sendikalar kanununda değişiklikler

Sayın Başbakan:

Size bu mektubu içinde Türkiye'nin farklı ulusal sendikalmerkezlere üye sendikalarının da yer aldığı bütün dün-yada yüz milyonlarca işçiyi temsil eden küresel sendikalörgütler adına yazıyoruz.

Sendikal hak ve özgürlükler küresel sendikal hareketiningündeminde öncelik arz etmiştir. Türkiye'deki kardeşsendikalarımız Türkiye hükümetinin onayladığı ancakgerektiği gibi uygulamadığı uluslararası sözleşmelerlegüvence altına alınan temel hakların uygulanmasında

uzun zamandır büyük engel ve zorluklarla karşı karşıya-dır. Yıllardır Türkiye işçi hakları konusunda hem ILOhem de üyelik müzakereleri yürüttüğü Avrupa Birliği ta-rafından yakından izleniyor.

Bizler sendikalar kanununda yapılacak değişilikler ko-nusunda hükümetiniz ile ulusal sendikal merkezler ve iş-verenler arasında süregiden tartışmaları yakından takipediyoruz. Sendikal mevzuatı uluslararası standartlarauygun hale getirerek ILO sözleşmelerinin ve AB kriter-lerinin bazı gereklerini yerine getirmeye yönelik çabala-rınızı takdir ediyoruz.

Ancak, özellikle sizin ve partinizin sendikal haklar ve işçihaklarını da içeren daha fazla özgürlük vaadi çerçeve-sinde kampanya yürüttüğü 12 Eylül 2011 Anayasa Refe-randumu'ndan sonra, hükümetinizin daha ciddi adımlaratacağını ve sendikal haklar konusunda daha fazla iler-leme kaydedeceğini umuyorduk.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 51. maddesi sendi-kaya üye olma hak ve özgürlüğünü şöyle tanımlamakta-dır: “Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışmailişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini ko-

Page 16: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş14

rumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendi-kalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üyeolma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir.”

Ayrıca, Türkiye tarafından onaylanan ILO'nun 87 sayılıSözleşmesi işçi örgütlerinin tüzük ve iç yönetmeliklerinidüzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim vefaaliyetlerini düzenlemek ve programlarını belirlemekhakkına sahip olduğunu öngörmektedir. Sözleşme şöylebir hüküm de içermektedir: “Kamu makamları bu hakkısınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kulla-nılmasını engelleyecek her türlü müdahaleden kaçınma-lıdır.”

Çalışma Bakanınızın “2821 Nolu Sendikalar Kanunu”ile “ 2822 Nolu Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Ka-nunu”nun yerini alacağı düşünülen “Toplu İş İlişkileriKanunu” adlı yeni mevzuat taslağını imza için kabineninbütün bakanlarına gönderdiğini biliyoruz. Bu aynı za-manda bu yasa taslağının öncelikli Hükümet önerisi ola-rak görüşülmesi ve kanunlaşması için Meclise gitmesinisağlayacaktır.

Bu konuda şu noktaların altını çizmek istiyoruz:

Sendikal örgütlenmenin önünde önemli bir engel olarakduran sendika üyeliği konusunda noter şartının kaldırıl-masını takdir ediyoruz. Ne var ki, önerilen sistem, “e-devlet” aracılığıyla sendika-üye ilişkilerini devletinmüdahalesine açık hale getiriyor. Bu ise ILO'nun 87Nolu Sözleşmesi'nin özüne aykırı. Bu sürecin devlet mü-dahalesi olmaksızın sendikalara ve üyelerine bırakılmasıgerekmektedir.

İşkolu sayısının azaltılmasını ve işverenlerin işyerlerindefarklı sendikaların varlığını toplu sözleşme yetki sürecinisürüncemeye sokama nedeni olarak artık kullanamaya-cak olmasını olumlu bir gelişme olarak görüyoruz.

Sendikaların işleyişlerinin kendi tüzükleri tarafından be-lirlenmesini sağlayan yeni maddelerin getirilmesi, sen-dika yönetici kadrolarının korunmasının yenidensağlanması, hapis cezasının para cezasına çevrilmesi veişsiz kalan sendika üyelerinin sendika üyeliğinin bir yıldaha devam etmesi ileriye dönük küçük adımlardır.

2821 sayılı mevcut kanuna yönelik bu değişiklik önerile-rinin 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve LokavtKanunu'nda da benzer değişiklikler yapılmasını zorunlukılacağını umuyoruz. Bu değişiklikler etkin bir çalışmailişkileri sistemi oluşturmak için birbirini tamamlayacaktır.

Bu sınırlı değişikliklere rağmen, yeni taslak konusundayaşadığımız derin hayal kırıklığını dile getirmek istiyo-ruz. Bu taslak ne bizim beklentilerimizi karşılıyor ne deuluslararası çalışma standartlarına uyuyor.

İşkolu, işletme ve işyeri düzeyinde sendikal barajlarındevam etmesine şiddetle karşı çıkıyoruz. Sendikalarıntoplu sözleşme yetkisini elde edebilmeleri için bir önkoşulolan yüzde 10 barajını yüzde 0.5'e düşürme önerisinerağmen, daha geniş işkolları oluşturulmasıyla birliktebirçok sendika işkolu düzeyindeki yetkisini kaybedebile-ceğinden, bu oran örgütlenme özgürlüğü önünde birengel olmaya devam ediyor.

Ayrıca işyeri düzeyinde toplu sözleşme imzalamak içingereken yüzde 50+1 şartının devam etmesi ve işletmedüzeyinde bunun yüzde 40+1 düzeyine getirilmesi sendi-kal haklar konusunda temel ILO standartlarına hâlâ ay-kırıdır.

Daha da önemlisi, yeni taslak, işverenlerin Çalışma Ba-kanlığı'nın yetki kararlarına itiraz için açtığı davalarınyargıda sürüncemeye girmesi konusunda hiçbir yenilikgetirmiyor. Türkiye'de işverenlerin sendikanın toplu söz-leşme yapması için gerekli çoğunluğu sağlamadığı iddia-sıyla açtığı itiraz davaları genel bir uygulama halinegelmiştir. Bu, sendikal hakların tanınmasını önlemek içinuygulanan yaygın bir yöntemdir. Ayrıca, yasal işlemlersüresince işçiler sık sık işten atılıyor. Bu da yine sendikalhak ve özgürlüklerin açık ihlalidir. Üstelik hepimiz bir-çok davanın sonuçlanmasının yıllar sürdüğünü biliyoruz.Bu durum sendikaların etkin ve özgür bir şekilde faaliyetyürütmesini önlemekle kalmıyor, aynı zamanda temelsendikal hakların altını oyuyor. Yeni kanun işçilerin butür gecikmeler olmaksızın toplu pazarlığa katılmasınısağlayan bir mekanizma öngörmek zorundadır.

Grup toplu sözleşmelerinin tanınmasını ve çerçeve söz-leşmelerin öngörülmesini memnuniyetle karşılıyoruz.Ancak, çerçeve sözleşme kavramı iyi tanımlanmalı vegrev hakkını içermelidir.

Son olarak maalesef kuşkuyla belirtiyoruz ki, yıllardırsüregelen olumuz deneyimler göz önüne alındığındatoplu sözleşme yetki süreçlerindeki bütün o bürokratikişleyiş korunmuş olacak.

Hâlâ ciddi düzeyde kısıtlanmış olan grev hakkı konu-sunda mevcut yasada olumlu bir gelişme olmamasınınyeni yasa önerilerinin önemli bir temel kusuru olduğunudüşünüyoruz. ILO'nun kabul ettiği “asli hizmet” tanımı-

Page 17: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 15

nın sınırlarını bir hayli aşacak bir şekilde işkollarındagrev yasakları varlığını sürdürüyor. Bu açıkça ILO söz-leşmelerine aykırıdır. Kanun hâlâ Bakanlar Kurulu'nayasal bir grevi “genel sağlık” ya da “ulusal güvenlik” gibinedenlerden dolayı kararnameyle erteleme hakkı vermek-tedir.

Geçen yıllarda lastik sanayisi, cam sanayisi ve belediyehizmetlerinde konuyla ilgili ILO'nun tutumunu ve Danıştaykararlarını dikkate aldığımızda, “ulusal güvenlik”, “genelsağlık” gibi bu tür muğlak ifadelerin kullanımının grevhakkının açık bir şekilde ihlal edilmesine yol açtığını gö-rüyoruz. Yeni yasaya göre yerel mahkemelerin böylesi be-lirsiz bir formülasyon çerçevesinde grev eylemini askıyaalma yetkisine sahip olması mevcut yasa hükmünün dahada geriye gitmesine yol açacaktır.

Bizler, siyasi grev, dayanışma grevi ve genel grevin ya-saklanmasına şiddetle karşı çıkıyoruz.

Sayın Başbakan, bizler önerilen Toplu İş İlişkileri Kanu-nu'ndaki değişikliklerden bazılarının mevcut durumda birilerleme sağlayacağını kabul ediyoruz. Ancak, ortak gö-rüşümüz, bir bütün olarak düşünüldüğünde bu değişiklik-ler temel sendikal hakların, örgütlenme hakkının, toplupazarlık ve grev hakkının özgürce kullanılması konusundademokrasi sınavını geçemiyor. Kanun taslağının ILO stan-dartlarına ve Avrupa Birliği normlarına aykırı bir dizihüküm taşıdığına inanıyoruz.

Hükümetinizin önerilen yeni bir anayasanın getireceği öz-gürlükler vasıtasıyla Türkiye'yi demokratikleştirmek içinçaba harcadığını biliyoruz. Fakat, bizler, önce Türkiye'nin1980 sonrası askeri rejim döneminde getirilmiş baskıcısendikal mevzuatın bütün kalıntılarının ortadan kaldırıl-ması gerektiğini düşünüyoruz. Hiçbir vatandaşın ve işçi-lerin, askeri rejimden kalan kısıtlamaları hak etmediğinidüşünüyoruz.

Sizi, Toplu İş İlişkileri Kanun Taslağı'nda, işçilere günlükyaşamlarında daha somut özgürlükler sağlayacak anlamlıdeğişiklikler yapmaya çağırıyoruz. Bizler, uluslararasısendikal merkezler olarak, Türkiye'deki kardeş sendikala-rımızı demokrasi, insan hakları ve sendikal özgürlüklermücadelesinde var gücümüzle desteklemeye devam ede-ceğiz.

İlginize teşekkür ediyoruz. Mektubumuza kısa süredecevap vermeniz bizi memnun edecektir.

Saygılarımızla,

Peter Waldorff,Genel SekreterKamu Hizmetleri Federasyonu PSI

Sharan Burrow,Genel SekreterUluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC

Beth CostaGenel SekreterUluslararası Gazeteciler Federasyonu IFJ

Jyrky Raina Genel SekreterUluslararası Metal İşçileri Federasyonu IMF

John EvansGenel SekreterOECD Sendikal Danışma Komitesi TUAC

Philip JenningsGenel SekreterUluslararası Hizmet Federasyonu UNI

Klaus PriegnitzGenel SekreterUluslararası Tekstil Giyim ve Deri İşçileri FederasyonuITGLWF

Ambet YosunGenel Sekreterİnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu BWI

David CockroftGenel SekreterUluslararası Nakliyat İşçileri Federasyonu ITF

Fred van LeeuwenGenel SekreterUluslararası Eğitim Emekçileri Federasyonu EI

Benoit MachuelGenel SekreterUluslararası Sanat ve Eğlence İşçileri FederasyonuIAEA

Manfred WardaGenel SekreterUluslararası Enerji Kimya Maden ve Genel İşçi Sendi-kaları Federasyonu ICEM

Ron OswaldGenel SekreterUluslararası Gıda, Tarım ve Turizm İşçileri FederasyonuIUF

Page 18: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş16

Genel Başkanımız Mustafa Öz-taşkın, 2011 yılını Türkiye işçisınıfı açısından değerlendirir-ken, 2012 yılında da emeğe yö-nelik saldırıların devamedeceğine dikkat çekerek bu sal-dırılara karşı nasıl bir mücadelehattı örülmesi gerektiğini anlatı-yor. Öztaşkın'ın yazısının tammetnini yayımlıyoruz...

2011 yılı, Türkiye işçi hareketi içinyeni engelleri ve mücadele gündemle-rini yarattığı gibi bazı umut verici ge-lişmeleri de beraberinde getirdi. 12Eylül 2010 Anayasa Referandumundabeklediği desteği arkasına alan AKPhükümeti, emeğin haklarını eriten, yo-keden yasal düzenlemeleri ardardagündeme getirirken daha da pervasız-laştı. Sendikal hareketin bağımsızlığınıkoruyan, sağduyulu kesimlerinin Re-ferandumda hayır oyu kullanılması yö-nünde yürüttükleri kampanyanın nekadar isabetli olduğu görüldü. Anaya-sada istenen değişikliklerin yaptırıla-bilmesi için işçi sınıfına yönelik olarakortaya atılan vaatlerin, müjdelerin hiç-biri yaşama geçmediği gibi; torba ya-salarla, ulusal istihdam stratejisiyle,kıdem tazminatı fonu tartışmalarıylayeni kayıpların zemini hazırlandı. İş-sizlik sigortası fonunun işsizler içinkullanılması gereken fonları serma-yeye devredildi, devletin 4/C statü-sünde güvencesiz işçi çalıştırmasıonaylandı, sendikalar kapatıldı. Özetlehükümet, esası emeğin haklarını sis-

temli olarak sınırlandırmak olan neo-liberal politikaları daha da çeşitlendi-rirek sürdürdü ve bunun devamedeceğini de gösterdi.

HERŞEYE RAĞMEN

İktidarın bu kadar kendine güvenli ha-reket edebilmesi kuşkusuz karşısın-daki işçi direncinin zayıflığıyla ilgili.En büyük işçi konfederasyonu olanTürk-İş'in giderek derinleşen suskun-luğu, eylemsizliği işçi hareketinin gö-rünür, ciddi bir muhalefet odağıolmasını engelledi. Türkiye'nin her ta-rafında ve birçok işkolunda sürdürülendirenişlerin, mücadelelerin ortaya çı-kardığı enerji konfederasyonun Anka-ra'daki merkezine hiç ulaşamadı. Oysabu dönemde işçi sınıfı olağanüstü di-renişlerle örgütlenme iradesini ortayakoydu.

Örneğin sendikamızın üyeleri Çorlu'daPolyplex, Gebze'de Bericap işyerleri-nin önünde zorlu kış ayları boyuncaözverili direnişlerle sendikal örgüt-

lenme haklarını aradılar. Direnişlerinbirleştirilmesi, güçlendirilmesi ve bü-yütülmesi için konfederasyonun ciddibir çabası olmadı. Direnişçi işçiler vesendikalar herşeye rağmen araların-daki dayanışmayı geliştirmesini bildi;konfederasyon ve sendika ayrımlarınıaşan ortak eylemlerle sınıf dayanışma-sının anlamlı örnekleri yaratıldı.

SGBP SENDİKAL ÖNDERLİKİHTİYACINDAN DOĞDU

2011 1 Mayıs'ında Taksim meyda-nında biraraya gelen yüzbinlerceemekçinin oluşturduğu görkemli tabloemek hareketimiz açısında umut veri-ciydi. Genç ve dinamik bir emekçi kit-lesi uzun yıllar boyunca sürdürülen birmücadeleyi birlikte kazanmış olmanınverdiği gururu, coşkuyu yaşadılar. İşçihareketinin ve sınıf dostlarının müca-dele birikimlerini ve güçlerini göster-mesi açısından bu tablo dikkatledeğerlendirilmelidir. Ortaya çıkan ger-çek şudur: Türkiye işçi sınıfının herşeye, tüm zaaflarına karşın küçümsen-

Öztaşkın: 2012 Türkiye işçi sınıfına dabahar rüzgârları taşıyacaktır

DEĞERLENDİRME

Page 19: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 17

meyecek bir örgütlenme iradesi, kit-lesel gücü vardır. Eksikliği gözlenen;ciddi, tutarlı, ufku açık ve mücadeleperspektifi olan bir sendikal önderlik-tir. 2011 yılının bizce sendikal hareketiçin en önemli kazanımlarından birisiolan Sendikal Güçbirliği Platformu(SGBP) da işte böyle bir ihtiyaçtandoğdu. Demokratik, mücadeleci vegüçlü bir sendikal hareket yaratmakiçin biraraya gelen Türk-İş'e bağlısendikalar 1 Temmuz 2011'de Tak-sim'de yaptıkları kitlesel bir açıklamaile yürüyüşlerini başlattılar. ArdındanTürkiye'nin birçok bölgesinde yapılanbölge toplantıları ile işçi sınıfı içindeyeni bir umudun tohumları atıldı. Sen-dikal hareketin hem yapısında hem demücadele yöntemlerinde yaratılmasıkaçınılmaz hale gelen değişimin ön-cülüğüne soyunan SGBP kendisini birkongre hareketi olmakla sınırlamadı-ğını ilan etti ve kendisini tabandaninşa etmek için çaba harcadı. Aralık2011'deki Türk-İş Genel Kurul'undaPlatformun kendi listesiyle ve tü-müyle kendi özgücüne dayanarak yü-rüttüğü mücadalenin uzun yıllar sonrasendikal hareketimizde yeniden bircanlanma yarattığını heyecanla göz-lemledik.

BİTMEZ TÜKENMEZ ENERJİYLEKARŞI KOYMAMIZ GEREKİYOR

2012 yılının işçi sınıfı için zorlu ge-çeceğinin bütün işaretleri mevcut.Ulusal İstihdam Stratejisi başlığı al-

tında gündeme getirilen esnekleşmeve hak kaybı yaratacak düzenlemele-rin yanısıra, geçtiğimiz günlerde net-lik kazanan Toplu İş İlişkileri KanunTaslağı'nın yasalaşması durumundaortaya çıkacak yeni çalışma yaşamıtablosu önümüzdeki en kritik gün-demleri oluşturuyor.

Son Genel Kurul'da, Türk-İş genelbaşkanı Mustafa Kumlu'nun da söyle-diği gibi: “Hükümetin emeğe karşıbitmez tükenmez saldırılarının önü-müzdeki dönemde devam edeceğiaçık.” O halde bizim de “bitme tüken-mez bir enerjiyle” karşı koymamızgerekiyor. Türkiye sendikal hareketi-nin artık uyanık ve enerjik bir halegelmesi, bu gündemler karşısındaortak, güçlü tavırlar geliştirmesi gere-kiyor.

Yeni dönemde mücadeleci olmayan

bir sendikal hareketin hiçbir şansı ola-mayacağı, iktidar ve sermaye ileuyumlu sendikacılık pratiklerininmevcut durumu bile korumaya hizmetedemeyeceği çok açık olarak görüle-cektir. Örgütlenme öncelikli, mücade-leleleri ortaklaştıran, ilkeli veprogramlı bir emek hareketi yaratmagörevinin ilk ciddi adımları 2012 yılıiçinde atılmak durumundadır.

SGBP daha önce ilan ettiği gibi Türk-İş Genel Kurul'u sonrasında çalışma-larını bu yönde sürdürecek. Diğeremek örgütleriyle ve emek dostlarıyladayanışma içinde başka türlü bir sen-dikal hareketin bugünden inşa edil-mesi için çalışacak.

Türk-İş Genel Kurul'unda alınan ka-rarların öncelikli takpiçisi bizler ola-cağız.

BİZLERİ UMUTLANDIRIYOR

Yaptığımız bölge toplantıları ve Türk-İş Genel Kurul salonunda yaşananlarbize Türkiye işçi sınıfının arayışiçinde olduğunu, yaşananlar karşı-sında ciddi bir tepki biriktirdiğini gös-terdi. Şimdi sendikalara düşen buarayışları somut mücadele hedeflerineyöneltmek ve tepkileri örgütlü halegetirmek olmalıdır.

Dünyada yeni bir dönem açılıyor.Arap halklarının özgürleşme hareket-lerinden ABD'deki Wall Street İşga-line; Yunanistan emekçilerinin büyükdirenişine kadar dünyanın her yerindekapitalizmin tahammül sınırlarınıaşan adaletsizliklerine ve otoriter re-jimlere karşı eşitlik ve özgürlük rüz-gârları yeniden güçlü biçimde esiyor.

Bu bizleri de umutlandırıyor, esinkaynağı oluyor. 2012 yılının Türkiyeişçi sınıfı ve emek hareketi için debahar rüzgarları taşıyacağına inanıyo-ruz. Tüm emekçilerin yeni yılını kut-luyoruz.

Evrensel Gazetesi /31.12.2011

Page 20: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş18

ŞUBE GENEL KURULU

Gebze Şubemizin 15 Ocak 2012Pazar günü Gebze Delta Ho-tel'de yapılan 9. Olağan Genel

Kurulu'nda Şube Yönetim Kurulu Asilüyeliklerine de Murat Çetinkaya, UfukAsker, Dönmez Aytekin, Ramazan Ateşseçildi. Seçimlere Süleyman Akyüz veEyüp Akdemir rakipsiz girerken ŞubeBaşkan Yardımcılığına (Mali) aday olanOrhanettin Yıldız yine bu göreve adayolan Şivan Kırmızıçiçek ile yarıştı. ŞubeDenetim Kurulu asil üyeliklerine NamıkKuşkulu, Selçuk Cihan ve ErdoğanOrak, Şube Disiplin Kurulu asil üyelik-lerine de Cihan Türker, Metin Aksu, Ra-mazan Ongur seçildiler.

Divan Başkanlığını sendikamız Genel

Başkanı Mustafa Öztaşkın'ın yaptığıGenel Kurul'da Divan Üyeliklerini deİzmir Şube Başkanı A. Gani Gündoğdu,Kocaeli Şube Başkanı Salih Akduman,Batman Şube Başkanı Mustafa MesutTekik ve Trakya Şube Başkanı TurgutDüşova yaptı.

Yeni bir krize doğru gidiyoruzDaha sonra kürsüye gelen Gebze ŞubeBaşkanı Süleyman Akyüz yaptığı açışkonuşmasında, dünyadaki gelişmelerebakıldığında savaş ve sömürün, global

baskıların daha da arttığını söyleyerekşunları söylerdi: “Dört yıl önceki genelkurulda ABD'nin Afganistan ve Irak'ı iş-gali gündemdeydi. Bugün bu ülkelereMısır, Libya, Tunus, Yemen, Suriye ek-lendi, İran da eklenmek isteniyor. Dün-yadaki gelişmeler daha da olumsuz.Ülkemize gelince; asgari ücret Türk-İş'inbelirlediği açlık sınırı rakamının da al-tında. Bu ücret bile aranır hale geldi. Bugelişmelere, bunlara birilerinin dur de-mesi lazım. Değişim gerekiyor.

Örgütlenme oranları yüzde 5'lere düş-müş. Herkes konuşuyor ama icraatta birşey yok. Özelleştirilen yerlerde taşeron-laşma başladı. Sendikalar birbirleriyleuğraşmayı bırakmalı. Belli siyasi parti-lerin arkasına saklanarak sendikacılık ya-pılamaz. Sınıf bilinci tekrar yaratılmalı.2008'de yaşanan kriz teğet meğet geç-medi, biz yüzde 20 üye kaybettik o dö-nemde. Şu anda 2800 üyemiz var amayine de bir krize doğru gidiyoruz. Avru-pa'da 5 hükümet gitti, bu krizin bize yan-sımaması mümkün değil. Sendikalarolarak bir karşı duruş sergileyebilecek

GEBZE ŞUBE 9. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI

Süleyman Akyüz yeniden Şube Başkanı

Gebze Şubemizin 15 Ocak 2012Pazar günü Gebze Delta Ho-tel'de yapılan 9. Olağan GenelKurulu'nda Şube BaşkanlığınaSüleyman Akyüz, Başkan Yar-dımcılıklarına Eyüp Akdemir veOrhanettin Yıldız (Mali) yeni-den seçildiler.

Page 21: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 19

miyiz? Önemli olan bu.”Bu dönemde de,yeni yılda da işçi sınıfına yönelik saldı-rıların kapıda olduğunu söyleyen Akyüz,Emek Platformu'nun uyuduğunu, konfe-derasyonların hükümetin peşine takıldı-ğını, emekçilerin yeni Anayasa'nın

neresinde, ne kadar yer bulabilecekleri-nin belli olmadığını söyledi. Gebze şubeolarak tüm çalışmalarını ekip ruhuylayürüttüklerini, örgütlenme,eğitim, topluiş sözleşmeleri, eylem, direniş...ne yap-tılarsa ekip ruhuyla yaptıklarını ve başa-rılı olduklarını söyleyen Akyüz, 7 aysüren Bericap direnişinin Türkiye'deörnek bir direniş olduğunu söyledi.

Tepemizde Demokles'in kılıcı var!Genel Kurul'da konuşan sendikamızGenel Başkanı Mustafa Öztaşkın ise sen-dikaların gücünü, etkinliğini yitirdikle-rini, itibar kaybettiklerini, toplumsal vesosyal sorumluluklarını yerine getireme-diklerini, üyelerinin hak ve çıkarlarını da

koruyamadıklarını belirtti. Sendikalarınüyeleri için yeni kazanımlar elde edeme-diklerini, küçüldüklerini ifade eden Öz-taşkın şöyle devam etti:

“Sendikacıların tepesinde şu anda De-moklasin kılıcı var. Çalışma Bakanlı-ğı’nın kayıtlarına göre sendikalı işçisayısı şu anda 3 milyon 200 bin. Gerçeksendikalı işçi sayşısı ise 600-650 bin. 2yıl önce çıkarılan AB uyum yasalarınagöre kayıtların Sosyal Güvenlik Kurumuverilerine göre tutulması gerekiyor. Bizde bunu destekliyoruz. Ancak bunun ya-nında bir de yüzde 10 barajı var. ŞU anda96 sendika var. Bunların da yüzde 51’iyüzde 10 barajını aşarak TİS imzalamayetkisine sahip. Hala Bakanlar kuru-lu’nda bulunan ve üç bakanın, Türki-ye’nin rekabet koşullarını olumsuzetkiler diye karşı çıkıp imzalamadığıToplu İş İlişkileri Kanun Taslağı’ndabaraj binde 5’e düşürülüyordu. Eğer butasarı yasalaşmadan SGK verileri açıkla-

nırsa yüzde 10 barajını aşan sendika sa-yısı ancak 12. Petrol - İş de dahil 39-40sendika TİS yapma yetkisini kaybediyor.İşte bu durum Demoklesin kılıcı gibi te-pemizde tutuluyor. Bu verilerin açıklan-ması üç kez ertelendi.17 Ocak’taaçıklanacak. Sendikalar Kanunu değiş-medi, barajlar aşağı inmedi. Bu durum-dan Başbakan’ın da bilgisi olduğunudüşünüyoruz. Sermaye bu yasaya dakarşı çıkıyor.Türk-İş İse bu konuda Baş-kanlar Kurulu’nutoplama ihtiyacı bileduymadı. Gidip Hükümetten ricacı ola-caklar.Biz bir işyerinde örgütlüysek işve-reni masaya getiririz.Ancak bukoşullarda, bu tehditlerle sendikacılıkyapılamaz Herkes hazırlığını yapsın.Sendikacılığı ayağa kaldırma zamanı.”

İki yasanın birleştirilmesiyle hazırlananToplu İş İlişkileri Yasa Taslağı’nda 2822sayılı yasada olan uzun ve karmaşık TİSprosedürlerinin korunduğuna ve düzen-lemenin sendikal harekette hayal kırık-lığı yarattığına dikkat çeken Öztaşkın,Hükümetin böyle bir yasayı dahi çıkara-madığını kaydetti.

Sendikalar Anayasa konusunda aktif tutum almalıTürkiye’nin en önemli gündem madde-lerinden birinin de yeni Anayasa oldu-ğunu, sendikaların bu konuda aktif birtutum ortaya koymaları gerektiğini belir-ten Öztaşkın şöyle konuştu:“Türk-İş bukonuda da ciddi bir hazırlık yapmadı.Oysa önce hukukçularını, sonra Başkan-lar Kurulu’nu toplayıp Anayasa konu-sunda bir çalışma yapmalıydı.Buyapılmadı, konu Genel Kurul’da bile tar-tışılmadı. Genel Kurul sonrası Türk-İşyönetimi sendikalara birer yazı göndere-rek nasıl bir anayasa talep ettikleri konu-sunda konfedarasyona görüş bildir-melerini istedi. Bizler, demokratik, laik,sosyal, hukukun üstünlüğünü temel ilke-ler olarak yer aldığı, sosyal devletin gü-vence altına alındığı bir anayasa talepediyoruz. TÜSİAD’ın talep ettiği gibi sa-dece bireysel özgürlüklerin değil, topluözgürlüklerin, sendikaşma hakkının dagüvence altına alınmasını talep ediyoruz.”

Page 22: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş20 petrol-iş20

2012 sözleşme dönemindesendikamız kapsamındaki iş-yerlerini tanımak ve üretim

süreçlerini üyelerimizin çalıştığıalanlarda izlemek ve bilgi edinmekamacıyla Genel Sekreterimiz,Genel Yönetim Sekreterimiz vetoplu sözleşme uzmanları olaraköncelikli sözleşme görüşmesi halendevam eden işyerleri olmak üzerehazırlanan bir takvim çerçevesindeişyeri ziyaretleri yapılıyor. Ayrıcatoplu sözleşme süreci devam eden

işyerlerine ait güncel bilgiler desendikamız web sayfasında verili-yor. Bu yılın Ocak, Şubat ve Nisanayında yürürlük süresi başlayacak11 işyerinden, 1 Ocak yürürlük baş-langıçlı Neşe Plastik, GöktepePlastik, Acıselsan, Mecaplast veTekno Kauçuk'ta toplu sözleşmegörüşmelerine başlandı.

Ender Kauçuk'ta toplu iş sözleş-mesi 13.1.2012 tarihinde imzalandı.Soda Sanayi A.Ş.'de 16.1.2012 de

sözleşme görüşmelerine başlana-caktır. Faurecia Polifleks'te işverenönce olumlu tespite itiraz etmişdaha sonra itirazını geri alması üze-rine prosedüre devam edildiğindenBakanlıktan yetki belgesi beklen-mektedir.

Mersin Şubemiz kapsamında bulu-nan Soda Sanayi A.Ş. Kromsan veTuz işletmelerinde, 17 Ocak 2012tarihinde ilk toplantı gerçekleşti-rildi. 528 üyemizin çalıştığı Soda

Genel Kurul kararları yeni dönem TİS metinlerinde...

Bu yılın Ocak, Şubat ve Nisan ayında yürürlük süresi başlayacak 11 işyerinden,1 Ocak yürürlük başlangıçlı Neşe Plastik, Göktepe Plastik, Acıselsan, Mecaplastve Tekno Kauçuk'ta toplu sözleşme görüşmelerine başlandı. Ender Kauçuk'datoplu iş sözleşmesi 13.1.2012 tarihinde imzalandı.

TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİMİZ

Gebze Şubemiz kapsamında bulunan Mecaplast işyerinde 5 Ocak 2012 tarihinde ilk toplantı gerçekleştirildi. 375 üyemizin çalıştığıMecaplast Otomtiv Ürünleri Sanayi ve Tic. A.Ş. toplu iş sözleşmesi dönemi 31.12. 2011 tarihi itibariyle sona erdi. İki yıl süreliyeni TİS dönemi ise 1.1. 2012 tarihinde başladı.

Mecaplast Faurecia

Page 23: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 21

petrol-iş 21

Sanayi A.Ş. Kromsan ve Tuz işletme-lerinde sözleşme dönemi 31.12.2011tarihi itibariyle sona erdi. Bir sonrakioturum ise 03.02.2012 tarihinde SodaSanayi A.Ş işyerinde yapılacaktır.

Yeni dönem teklif metinlerinde ay-rıca, 26. Olağan Genel Kurul'da alı-nan kararlar doğrultusunda;

1- Kadınlara yönelik her türlü ayrım-cılığa karşı, toplumsal cinsiyet eşitli-ğinden yana, eşdeğerde işe eşit ücrettalebini ön plana alan ve işyerlerindekadınlara yönelik cinsel tacizleri ön-leyici tedbirler alınması ve bu konudafarkındalık sağlayacak faaliyetlereyönelik sendikayla işverenin işye-rinde ortaklaşa eğitim vb. çalışmayapması hususunda,

2- Kuralsız ve sınırsızca tahrip edilendoğa ve çevrenin korunabilmesi içinişletmelerin faaliyetleri süresince bukonudaki Uluslararası Sözleşmelerve Yasal Mevzuata uymaları husu-sunda,

3-”Mobing” olarak nitelenen, işyer-

lerinde çalışanlara gerek işveren vevekillerince gerek diğer çalışanlarcakasıtlı, zorbaca ve sistematik olarakyapılan yıldırma, aşağılama, dışlamavb. amaçlı her türlü davranış ve ta-cizlerin engellenmesi ve bu konudafarkındalık yaratılmasında işverenle-rin sorumlulukları hususunda, aşa-ğıda düzenlediğimiz üç madde de yeralmaktadır.

İşyerinde Sistematik Zorbalık- MobingEsasen “İşyerinde Sistematik Zorba-lık” olarak nitelendireceğimiz mo-bing ve cinsiyet ayrımcılığı ve cinseltaciz uygulamaları çalışma hayatı veiş ilişkileri içerisinde emekçilerin far-kında olmadan büyük zararlar gör-melerine, ruhsal ve bedenselsağlıklarının çok ciddi hastalanma-sına neden olmaktadır.

İşverenler, vekilleri veya diğer çalı-şanlar tarafından aşağılanma, kü-çümsenme, dışlanma, alay edilme,görmezden gelinme, işten atma teh-didi vb. tacizler karşısında bu dav-ranışlara maruz kalanların genellikle

yapacakları bir şey bulunmamakta,yoğun stres altında çalışmaya devametmekte, çoğunlukla da tüm hakla-rını bırakarak işten ayrılmak duru-munda kalmaktadırlar.

Sendikamız bu konularla ilgili getir-diği düzenlemelerle, öncelikle birtoplumsal farkındalık yaratılması veemek dayanışmasıyla birlikte şirketyönetimlerinin birincil derecede so-rumlu oldukları bu süreçleri daha ya-kından takip ederek bu vahşiuygulamaları engelleme uğraşını ve-recektir.

1-KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNEİLİŞKİN DÜZENLEME:

İşveren işyerinde ; Türkiye'nin taraf olduğu UluslararasıSözleşmeler, T.C Anayasası ve yasalmevzuat gereği , kadın erkek eşitli-ğine ilişkin düzenlemelerin yaşamageçirilmesi için gerekli tedbirleri alır.Buna yönelik olarak sendika ileortak, işyerinde cinsiyet ayrımcılığı-nın önlenmesine ilişkin eğitim vbgibi çalışmalar yapar.

Mersin Şubemiz kapsamında bulunan Soda Sanayi A.Ş. Kromsan ve Tuz işletmelerinde, 17 Ocak 2012 tarihinde ilk toplantı ger-çekleştirildi. 528 üyemizin çalıştığı Soda Sanayi A.Ş. Kromsan ve Tuz işletmelerinde sözleşme dönemi 31.12.2011 tarihi itibariylesona erdi. Bir sonraki oturum ise 03.02.2012 tarihinde Soda Sanayi A.Ş işyerinde yapılacaktır. Gebze şubemizin örgütlü olduğuve 200 üyemizi kapsayan Tekno Kauçuk işyerinde ise toplu iş sözleşmesi görüşmelerine 4 Ocak'ta başlandı. Yeni dönem TİS1.1.2012-31.12.2013 dönemini kapsıyor.

Soda Sanayi Tekno Kauçuk

Page 24: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş22

Çalışan kadınlara yönelik olası, fi-ziksel, psikolojik, sözel ve cinsel hertürlü taciz ve şiddetin önlenmesi içinişyerinde gerekli önlemleri alır.Kadın ve erkekler arasında fırsateşitliğini sağlayacak, mesleki eğitimve kariyer ilerlemesi olanaklarındankadın çalışanların yeterli biçimde ya-rarlanması için gerekli tedbirleri alır.Kadın ve erkek çalışanlar arasındaücret eşitliğinin temini için, eş de-ğerde işe eşit ücret prensibini esasalır.

2-ÇEVRE İLE İLGİLİ DÜZEN-LEME:İşveren, üretim faaliyetinin, çevreyeolumsuz etkilerini ortadan kaldırmakiçin ,Türkiye'nin taraf olduğu Ulus-lararası Sözleşmeler ve yasal mev-zuatın gerektirdiği tüm önlemlerialır. Bu konuda yeni teknolojileritakip ederek gerekli yatırımlarıyapar.

3-MOBBİNG:İşveren işyerinde, İnsan haklarının

korunması, iş sağlığı ve güvenliği ileiş barışının temini için; kasıtlı ve sis-tematik olarak belirli bir çalışanınaşağılanması, küçümsenmesi, dışlan-ması, kişiliğinin ve saygınlığının ze-delenmesi, kötü muameleye tabitutulması, yıldırılması ve benzeri şe-killerde ortaya çıkan psikolojik taci-zin önlenmesi için eğitim dahil tümçalışmaları yapar. Bu konuda gerekliönlemleri almak işverenin sorumlu-luğundadır.

SÜPERLAS SÜPERLASTİK KAUÇUK VE PLASTİK SANAYİİ VETİCARET A.Ş.

(1.7.2011-30.6.2013)Gebze Şubemize bağlı 504 üyemizin çalıştığı SüperlasSüperlastik Kauçuk ve Plastik Sanayii ve Ticaret A.Ş iş-letmesi için 1.7.2011-30.6.2013 yürürlük süreli toplu işsözleşmesi 14.12.2011 tarihinde imzalanmıştır. Söz-leşme öncesi ortalama çıplak ücretlerin 1316.-TL olduğuişletmede, sözleşmenin 1.yılı için bazı gruplara yapılanücret iyileştirmeleri ve herkese alınan aylık 145.-TLzamla , ortalama %13,17 oranında ücret zammı alınmış-tır. Sözleşmenin 2.yılında ücretlerin yıllık enflasyon artıbir puan refah payı oranında artırılması kararlaştırılmış-tır. Sosyal yardımlar birinci yıl yaklaşık %10- %50 ara-sında değişen oranlarda artırılmıştır. Bu yardımlar da2.yıl ücret zammı oranında artırılacaktır. Ayrıca sendi-

kamızın talebi olan "Kadın Erkek Eşitliği" ne ilişkinmadde kabul edilerek, toplu sözleşme düzenine bumadde metni ilk defa girmiş oldu. Toplu sözleşmede an-laşmaya varılmasaydı 15.12.2011 tarihinde grev uygu-lamasına başlanacaktı.

ENDER KAUÇUK VE PLASTİK SAN. LTD. ŞTİ.

(1.1.2012-31.12.2013)İstanbul 1 nolu şube kapsamında bulunan 22 üyemizinçalıştığı işyerinde sürdürülmekte olan sözleşme gö-rüşmelerinde 12.01.2012 günü anlaşma sağlandı.1.1.2012-31.12. 2013 yürürlük tarihli toplu iş sözleşme-siyle 1.565 TL. olan ortalama ücretlere 1. yıl için 160.-TL, 2 .yıl enflasyon oranında ücret zammı yapılmasıkararlaştırılmıştır. Sosyal yardımlarda % 9 ile %13 ara-sında değişen oranlarda artırılmıştır.

İMZALANAN SÖZLEŞMELER

Süperlas Ender Kauçuk

Page 25: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 23

64 temsilci/yöneticimiz eğitim aldı... GÜZ DÖNEMİ EĞİTİMLERİ YAPILDI

2011 yılı Güz Dönemi Temsilci/Yö-netici seminerlerinin ilki planlandığışekilde 28 Kasım ilâ 2 Aralık 2011 ta-rihleri arasında yapıldı. Temsilci/Yö-netici seminerleri, EğitimServisimizin organizasyonu ile yürü-tülmektedir. Ancak, sendikamız or-ganlarında ilk kez görev alanyönetici/temsilcilerimizin davet edil-diği bu seminerlere sendikamızın tümuzmanlık birimleri de katılmaktadır.Bazı servislerin birer saat, bazılarınınise iki, üç saat süren eğitimleri sonu-cunda yeni seçilen temsilci ve yöne-ticilerimiz sendikamız hakkındadoğrudan bilgi edinme şansına sahipoldular.

Henüz yeni seçilen temsilci ve yöne-

ticilerimizin görevlerini yaparken ilkelden ihtiyaç duyacakları temel bilgi-

leri vermeyi amaçladığımız bu eğitimmodelimizin sendikamızın kalıcı vegeleneksel eğitimleri arasında yer al-dığını söyleyebiliriz. Merkez Yöne-tim Kurulu da, programları uygunoldukça yeni seçilen arkadaşlarımızladoğrudan değerlendirmeler yapıyor.MYK ile temsilci yönetici arkadaşla-rımız bu kez Perşembe günü sabahbuluştular ve sendikanın sorunlarınıbirlikte ele alma fırsatı buldular.

Bu grubumuz gayet disiplinliydi vederslere katılımda hiçbir sorun yaşa-madık. Yeni tanışma tekniklerinin uy-gulandığı, eğitim müfredatındadeğişiklikler yaptığımız bu seminer-lerde, yeni dönemin ihtiyacı olan daha

2011 yılı Güz Dönemi Temsilci/Yönetici seminerlerinin ilki planlandığı şekilde 28 Kasımilâ 2 Aralık 2011 tarihleri arasında yapıldı. İkinci eğitim ise Türk-İş Kongresinin ardından19-23 Aralık tarihlerinde yapıldı.

EĞİTİM

Page 26: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş24

yoğun mücadele günlerine hazır-lıkları tamamladığımızı umut edi-yoruz.

Teorik eğitimin pratik gündem-lerle yoğrulduğu bu seferki Tem-silci/Yönetici seminerine çeşitlişubelerden toplam 35 üyemiz ka-tıldı. Katılımcılara günlük 7 saatibulan derslerde gösterdikleri azimve kararlılık için verilen Sertifika-lar, son gün Genel Örgütlenme veEğitim Sekreteri Nimetullah Sö-zen tarafından dağıtıldı.

İkinci seminerlere 29 yönetici/temsilci katıldı

2011 yılı Güz Dönemi Tem-silci/Yönetici seminerlerinin ikin-cisi de başarıyla tamamlandı. 5

gün boyunca süren bu eğitim ile2011 yılı için dönemi tamamlamışolduk. Şimdi ikinci dönemin ha-zırlığı içindeyiz.

Eğitimlerde bütün denetim, disip-lin ve yönetim kademeleri ile tem-

silcilerimiz genel merkeze gele-rek bundan sonraki hayatlarındakarşılaşabilecekleri sorunlarıçözme yöntemlerini öğrenmekte-dirler. Bu seminerlerde amaç,henüz yeni seçilen ve çoğunluklasendikal dünyanın yönetim kade-mesiyle ilk kez tanışan temsilcive yöneticilerimizin görevleriniyaparken ilk elden ihtiyaç duya-cakları temel bilgileri vermek.2011 Güz dönemi için yeni ta-nışma tekniklerinin uygulandığı,eğitim müfredatında değişiklikleryaptığımız bu seminerlerde, yeni

dönemin ihtiyacı olan daha yoğunmücadele günlerine hazırlıklarıntamamlandığını umut ediyoruz.

Teorik eğitimin pratik gündem-lerle yoğrulduğu bu seferki Tem-silci/Yönetici seminerine çeşitlişubelerden toplam 29 kişi katıldı.Bir üyemizin katıldığı işyerindehenüz toplu sözleşme imzalanma-dığı için, arkadaşımız bireysel birözveri göstererek seminere katıl-mayı başardı.

Katılımcılara günlük 7 saati bulanderslerde gösterdikleri azim ve ka-rarlılık için verilen Sertifikalar,son gün Genel Başkan MustafaÖztaşkın, Genel Örgütlenme ve

Page 27: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 25

Eğitim Sekreteri Nimetullah Sö-zen ve bir başka amaçla sendika-mızda bulunan İCEM KimyaSorumlusu Kemal Özkan tarafın-dan dağıtıldı. Sertifika dağıtım tö-reninden önce Öztaşkın, Sözen veÖzkan temsilci ve yönetici arka-daşlarımıza yeni dönemin zorluk-ları ve imkanları üzerine kısa birsöyleşi de gerçekleştirdiler.

28 KASIM-2 ARALIK TARİHLERİ ARASINDA EĞİTİME KATILANLAR

ALİ RIZA YILDIRIM BANDIRMA ETİ MADEN ŞUBE YÖNETİCİSİ

CEMİL DEMİR BANDIRMA BAĞFAŞ BAŞ TEMSİLCİ

RAMAZAN BAYRAKTAROĞLU BANDIRMA ETİ MADEN ŞUBE YÖNETİCİSİ

AHMET ERCAN BANDIRMA ETİ MADEN DİSİPLİN KURULU

MUSTAFA SARIOĞLAN BANDIRMA ETİ MADEN TEMSİLCİ

SERVET ALGIN ANKARA TPAO TEMSİLCİ

MEHMET YILDIRIM ANKARA TPAO İŞYERİ TEM/DİSİPLİN

ALİ HALUK KOŞAR ANKARA TPAO BAŞ TEMSİLCİ

ERTUĞRUL DEMİRCİ MERSİN SODA ŞUBE YÖNETİCİSİ

ALİ DÖNMEZLER MERSİN TOROS TARIM ŞUBE YÖNETİCİSİ/ BAŞTEMSİLCİ

YÜKSEL SUSEVEN MERSİN SODA-TUZ ŞUBE YÖNETİCİSİ

DURAN ASLAN MERSİN SODA-KROM DENETİM

Page 28: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş26

SERDAR ELTUTAN MERSİN SODA-KROM TEMSİLCİ

MEHMETALİ GÖZ MERSİN SODA TEMSİLCİ

ÇETİN AVARA ADANA İSKENDRUN GÜBRE BAŞ TEMSİLCİ

RECEP KIZIL MERSİN SODA-KROM DENETİM

KORAL KOŞAK GEBZE ÜNİLEVER DENETİM

BİLAL ARMAĞAN GEBZE STROPACK TEMSİLCİ

KENAN YILDIRIM GEBZE ALPLA TEMSİLCİ

EMRAH DAŞDEMİR GEBZE PLASCAM TEMSİLCİ

EMEK NALBANT GEBZE MECAPLAST TEMSİLCİ

TÜLAY KUŞ GEBZE BETESAN TEMSİLCİ

HİKMET ŞAHİN GEBZE BAYER TEMSİLCİ

TEVEKKÜL GÜÇLÜTÜRK ANKARA MKE BAŞ TEMSİLCİ

HÜZEYİL SÜNBÜL ANKARA MKE TEMSİLCİ

MUSTAFA İLHAN ANKARA MKE DENETİMHAKAN ÇERİ ANKARA MKE DENETİM

ALİ OSMAN MERAKLI ANKARA MKE DİSİPLİN KURULU

CEMİL BALAMAN GEBZE ENPLAST TEMSİLCİ

ABDÜLKADİR KEMİKLİ KIRIKKALE BOTAŞ-SİVAS TEMSİLCİ

TEVFİK MERT KIRIKKALE BOTAŞ-KAYSERİ TEMSİLCİ

HAKAN KOÇ KIRIKKALE BOTAŞ-SAMSUN TEMSİLCİ

SERKAN KILINÇ İSTANBUL-1 POLİMER TEMSİLCİ

AHMET ATALAY İSTANBUL-1 POLİMER BAŞ TEMSİLCİ

GIYASETTİN DİKİCİ İSTANBUL-1 POLİMER BAŞ TEMSİLCİ

19-23 ARALIK TARİHLERİ ARASINDA EĞİTİME KATILANLAR

AYHAN ÇİFTÇİ ADANA SASA YÖNETİM KURULU

HALUK AKTAŞ ALİAĞA PETKİM YÖNETİM KURULU

MEHMET GÜVEN ANKARA TPAO TEMSİLCİ

TEMEL DİKTAŞ ANKARA TPAO YÖNETİM KURULU

ÖZDEMİR YILDIRIM ANKARA TPAO GENEL MÜD DENETİM KURULU

İLHAMİ KANSU ANKARA TPAO JEOFİZİK BAŞTEMSİLCİ

LAZGİN AKBAY ANKARA TPAO JEOFİZİK TEMSİLCİ

AYDIN ALTAN BANDIRMA ETİBOR TEMSİLCİ/DENETİM KURULU

AYHAN KORKMAZ BANDIRMA ETİBOR DİSİPLİN KURULU

MAHMUT ATALAR BANDIRMA ETİBOR DENETİM KURULU

MUSTAFA ÜNSAL BANDIRMA ETİBOR DENETİM KURULU

TURGUT CEYHAN BANDIRMA ETİBOR TEMSİLCİ

MEHMET SAİT AKBAŞ BATMAN TPAO BAŞTEMSİLCİ

Page 29: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 27

OSMAN KARDAŞ GEBZE ALPLA TEMSİLCİ

HASAN TAŞDELEN GEBZE BAYER BAŞTEMSİLCİ

SEBEHATTİN GÜRBÜZ GEBZE BETESAN TEMSİLCİ

RESUL ÇELİK GEBZE DYO TEMSİLCİ

MUHAMMET ALTUNTERİM GEBZE PLASCAM BAŞTEMSİLCİ

YAKUP BİLGAY GEBZE PLASCAM TEMSİLCİ

ENVER ÖZTÜRK GEBZE POLİFEN TEMSİLCİ

UMUT ELÇİN İSTANBUL-1 BAYER İLAÇ TEMSİLCİ

EYÜP MUTLU İSTANBUL-1 YENİ RECORDATİ TEMSİLCİ

MUSA TÜRKMEN KIRIKKALE BOTAŞ TEMSİLCİ

KEMAL ÖKTEN KIRIKKALE MKE BAŞTEMSİLCİ

ALİ SATI KIRIKKALE PETLAS TEMSİLCİ

LEVENT ALAN KIRIKKALE PETLAS TEMSİLCİ

SERBÜLENT ÇİFTÇİ KIRIKKALE PETLAS TEMSİLCİ

ERDAL CİRİT MERSİN TOROS TEMSİLCİ

METİN YALÇIN MERSİN TOROS TEMSİLCİ

Eğitim Servisimiz,dost ve kardeş ör-gütlerle ortak eği-

timlerine devam ediyor.Petrol-İş, neredeyse kurul-duğu dönemden beri diğersendikalarla ortak eylem-ler yapmış ve mücadele et-miştir. Sendikamız, diğerörgütlere dönem dönemuzmanlarını yollamış,bazen araç, kimi zaman isemekân desteğinde bulun-muştur. İşçilerin, emekçi-lerin daha fazla gelir eldeetmesi için yürütülen bumücadele içinde kardeş ör-gütlerle ortak işler yapıl-ması bir zorunluluktur.

Çünkü, zenginlerin değil,yoksul işçilerin kurduğusendikaların bir aradaolmak dışında yaşamaşansları olamaz. Sömü-rüye, baskıya, ezilmeyekarşı çıkan bütün muhalifhareketlerin ortak noktasıbirlikte hareket etmektir.

Sendikamız, ortaklaşmabağlamında diğer sendika-lardan belirli konulardauzman desteği aldığı gibi,bazen de uzmanlarımızındiğer sendikalara gitmesiniteşvik etmiştir. Yakın dö-nemde birisi Türkiye'dendiğeri Kıbrıs'tan iki kardeş

örgütümüzle ortak işler ya-pıldı.

Oyuncular SendikasıEğitim talebinde bulunansendikalardan birisi, yenikurulan Oyuncular Sendi-kası idi. Oyuncular Sendi-kası yönetiminin Petrol-İşMerkez Yönetim Kuru-lu'ndan “sendikalardakizorunlu kurulların işleyişi-nin nasıl olması gerekti-ğine dair” bilgilendirmeiçeren bir eğitim taleplerioldu. Henüz yeni kurul-muş bir sendika olduklarıiçin, çok ayrıntılı bilgi sa-hibi olmadıkları sendika-

lardaki Denetim ve Disip-lin kurullarının nasıl işle-mesi gerektiğinin kurulüyelerine anlatılması is-tendi. Eğitim Servisimizde, bu konuda bir hazırlıkyaparak 25 Kasım 2011 ta-rihinde Oyuncular Sendi-kasının Şişli'de bulunangenel merkezine giderek

Sendikal Dayanışma EğitimleriOYUNCULAR SENDİKASI ve KIBRIS DEV-İŞ FEDERASYONU ÜYELERİNE SEMİNER

Eğitim Servisimiz, dost ve kardeş örgütlerle ortak eğitimlerine devam ediyor. Petrol-İş, ne-redeyse kurulduğu dönemden beri diğer sendikalarla ortak eylemler yapmış ve mücadeleetmiştir.

Page 30: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş28

yaklaşık dört beş saatsüren, yarım günlük bireğitim düzenledi.

Konunun önceliğinin de-netim kurullarının pratikişleyişi olduğu için, ay-rıca yasal olarak mecburibir kuruldan söz edildiğiiçin, eğitime, işin sosyalboyutunun yanısıra, pra-tik işleyişine hakim birarkadaşımızın katılması-nın uygun olduğu düşü-nüldü. Bu nedenle,eğitime, Petrol-İş MerkezDenetim Kurulu başkanıYusuf Ziya Kâhyaoğlu daEğitim Servisi ile birliktekatılarak denetim kurulla-rının işleyişine dair bilgi-ler iletti.

Oyuncular SendikasıMerkez Yönetiminin dehazır olduğu eğitime, ör-gütün merkez yönetim,denetim ve disiplin kurul-larının hem asil, hem deyedek üyeleri katıldılar.Çok canlı bir toplantı ya-pıldı. Yaklaşık bir saatlikgenel bir sunumun ardın-dan ilgili tüzük maddele-rinin tek tek okunması vedüzeltmelerin yapılmasıile devam edildi. Açıkla-malardan sonra gelen so-ruların ardından eğitimeson verildi.

Yapılan eğitimin Oyuncu-lar Sendikası'nın daha dakurumsal hale gelmesineküçücük bir katkı yapmışolması bile, eğitiminamacına ulaştığının kanıtıolacaktır.

Dev-İş FederasyonuKıbrıs'ta bulunan ve çokeskiye dayalı bir ilişkiiçinde olduğumuz kardeşörgütümüz Dev-İş Fede-rasyonu ile ortak eğitim-ler kapsamında Kıbrıs'aiki kez gidildi. Eğitiminamacı, Federasyonunkadro ihtiyacını gidermekolarak belirlenmişti. Dev-İş Federasyonu yönetimiile Petrol-İş Merkez Yö-netim Kurulu tarafındankararlaştırılan ortak eği-tim, Eğitim Servisimiz ta-rafından takvime veprograma bağlandı.

Dev-İş'in kadro ihtiyacınısağlamak üzere yapılmasıhedeflendiğinden, eğiti-min biçim ve içeriği debuna uygun olarak hazır-landı. Sendikamızda uzunyıllardır uyguladığımızve artık ciddi bir tecrübeile bilgi birikimine sahipolduğumuz Aktif ÜyeEğitimi adlı kadro eğitimimodelini uygulama kararıaldık. Kasım ayı içindeGenel Örgütlenme ve

Eğitim Sekreteri Nime-tullah Sözen, Eğitimcilerİsmail Hakkı Kurt veErhan Kaplan'dan oluşanbir heyetle Kıbrıs'a gi-dildi.

Eğitim, FederasyonunLefkoşa'da bulunan genelmerkezindeki eğitim sa-lonunda yapıldı. “KıbrısDev-İş Federasyonu veTürkiye Petrol-İş Sendi-

kası Ortak Eğitimi”adıyla, “Sendikal Değer-lendirme ve YenilenmeEğitimi” başlığı altındaoturumlar gerçekleşti-rildi. Dev-İş Federasyo-nuna bağlı çok çeşitliişkollarında örgütlü sen-dikalardan toplam 22 ki-şinin katıldığı ve iki tamgün süren 15-18 Kasım2011 tarihleri arasındakiilk eğitimde, grup çalış-ması ve çalışmaların su-numları gerçekleştirildi.Birinci gün verilen konu-

ların bizzat grup üyeleritarafından tartışılması,değerlendirilmesi, hazır-lanması ve yazıya dökül-mesi ile geçti. Konulartümüyle Kıbrıs özelinde,işçilerin hayatında yeralan sorunlardan seçildi.Böylece tartışanların ya-bancılaşmasının önünegeçildi. İkinci gün ise,gruplar, sırayla seçtiklerikonuları kürsüye çıkarak

anlattılar. Tek tek herke-sin konuşmasını mecburikılarak kürsü korkusununda alt edilmesi hedef-lendi. Her grup bir saatlikders süresinde anlattı, so-ruları aldı, sorulara cevapverdi. Her dersin sonkalan 10 dakikasında Eği-timciler eksik kalan kı-sımları tamamladılar vedersteki her bireyin tümaktarılanlar hakkındafikir sahibi olmasına gay-ret ettiler. Eğitimin so-nunda katılımcıların

Page 31: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 29

tümüne, ucu açık sorular-dan oluşan bir de anket da-ğıtıldı. Anket sonuçlarıdaha sonra değerlendirildi.Eğitimin ikinci kademesi-nin yapılıp yapılmayaca-ğını Aktif ÜyeEğitimlerinde uyguladığı-mız yöntem gibi, bizzatkatılımcıların gönüllülüğübelirledi. Birinci kademesonunda verilen “Dev-İşFederasyonunun yeni iş-yerlerinde örgütlenebil-mesi için neler yapılabilir”konulu ödeve cevap veren-

lerin çağrılacağı belirtildi.Bunun dışında hiç kimse-nin eğitimlere katılamaya-cağı bildirildi.Katılımcıların ikinci kade-meye gelmek için de gö-nüllü olduğunu büyük birçoğunluğun ödev yollama-sından anladık. Gönderi-len ödevler bir kitapçıktatoplandı ve böylece Kıb-rıslı Dev-İş üyeleri de “ha-yatlarının ilk ortakkitabını” yayınlamış oldu-lar. Yazıların basılma dö-neminde bize ulaşan 14

ödev ile elimize geç ulaşan3 ödevle birlikte toplamda17 kişi ödev yapmış oldu.

Dev-İş yönetiminin tale-biyle ikinci kademe eğitimbir günle sınırlandı. 11Ocak 2012 günü yapılaneğitime bir mazeretliolmak üzere 16 kişi katıldı.Neredeyse yüzde yüzevaran bir başarı ile eğiti-min ikinci kademesi degerçekleştirildi. İkinci ka-deme eğitimde “sendikanedir, grev nedir, başarılı

bir sendikacılık nasıl yapı-lır, temsilcilerin üyelerleilişkisi nasıl olmalıdır” so-rularına cevap arandı.Günün sonunda, her ikikademe eğitimi başarıylatamamlayan katılımcılaraDev-İş ve Petrol-İş yöneti-cileri tarafından imzalan-mış başarı sertifikalarıDev-İş Genel BaşkanıMehmet Seyis ve GenelSekreteri Hasan Felek ta-rafından dağıtıldı.

Petrol-İş Sendikası Kocaeli Şubesi geçtiğimiz aylardaiş başı yapan Gübretaş ve Tüpraş’ ta çalışan üyelerine13.12.2011 tarihinde sendikal eğitim verdi. Petrol-İş

Sendikası Eğitim uzmanları, Erhan Kaplan ve İsmail HakkıKurt tarafından verilen eğitimlere 2’şer gruplar halinde top-lam 50 üyemiz katıldı. Petrol-İş’e üye olan her çalışanın al-dığı eğitimlerde, sendikal, sosyal haklar, sendika veörgütlülüğün önemi ve güncel konularda bilgiler veriliyor.Ayrıca eğitim programına Petrol-İş Sendikası Genel Sekre-teri Ali Ufuk Yaşar, Petrol-İş Kocaeli Şube Başkanı SalihAkduman, Başkan Yardımcıları Nesimi Yetişoğlu, TekinKara ve, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ile işyeri temsilcileride katıldı. Şube Başkanımız Salih Akduman eğitim prog-ramına katılan üyelerimize teşekkür ederek, iş hayatında ba-şarılar diledi.

Kocaeli şubemizde yeni üyelere eğitim

Page 32: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

LOJMANLAR

Depreme dayanıksız olması nede-

niyle yıllarca atıl durumda

kalan ve yıkılarak yeniden ya-

pılmasına karar verilen Beşiktaş - Orta-

köy'deki Petrol-İş lojmanları yükseliyor.

Temeli geçtiğimiz 22 Kasım'da, Petrol-İş

Genel Başkanı Mustafa Öztaştın, Genel

Sekreter Ali Ufuk Yaşar, Genel Mali Se-

kreter İbrahim Doğangül, Genel Örgüt-

lenme ve Eğitim Sekreteri Nimetullah

Sözen, Genel Yönetim Sekreteri Ahmet

Kabaca, Kocaeli Şube ile Gebze Şube

Başkanlarının, şube yöneticilerinin, Pet-

rol-İş çalışanlarının katılımıyla atılan ko-

nutların yapımı belli bir aşamaya geldi.

Yıllarca Petrol-İş çalışanları ile yönetici-

lerinin oturduğu, bazı bloklarının da mi-

safirhane olarak kullanıldığı ve “Petrol-İş lojmanları” olarak adlandırılan binalar yı-

kılarak yerine yeni bir proje ve günü-

müz inşaat teknolojisiyle, depreme

dayanıklı, 5 blok ve 36 daireden oluşan

konutlar inşaa ediliyor. 8 -10 ay gibi

kısa bir sürede bitirilmesi planlanan ko-

nutların Petrol-İş'e önemli gelir kay-

nağı yaratması hedefleniyor. Petrol-İş

Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ko-

nutların yeniden inşaası ile ilgili olarak

yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Ben bu lojmanlarda 8 yıl oturdum. Şu

anda sendikamız açısından çok iyi bir

şey yapılıyor. Tabii ki 1970'li yılların

teknolojisiyle yapılan eski binalarla,

günümüz teknolojisi, inşaat malzemesi

ve kalitesiyle yapılan bu binaların dep-

reme dayanıklılığı bir tutulamaz. Zaten

yıkım esnasında da görüldü ki dozer,

kepçe dokunduğu zaman beton bir toz

halinde havaya kalkıyordu. Burada otu-

ranların hiçbir güvenliği yoktu. Şu

anda günümüz inşaat teknolojisi kul-

lanılarak tabii ki depreme dayanıklı-

lık hesaplar yapılarak bu binalar

yapılıyor. Bu konutlar sendikamız

açısından da önemli bir gelir kaynağı

olacak. Biz buranın arsasını veya

komple bina olarak satıp değerlendi-

rebilirdik. Ama bu şekilde yeniden

yaptırarak, yüksek katma değer elde ede-

rek, sendikamıza önemli bir gelir kaynağı

sağlıyoruz. Buranın zamanında bitme-

sini, kazasız belasız tamamlanmasını te-

menni ediyoruz.” Aynı zamanda

Petrol-İş'e danışmanlık hizmeti de veren

“Mete Yapı” tarafından çizilen projeye

göre bina 5 blok ve 36 daire şeklinde ola-

cak. Petrol-İş konutlarının ihalesini 17

Aralık 2010 tarihinde “Çetinkayalar Ltd.

Şirketi” kazanmıştı.

Kısa bir sürede bitirilmesi planlanankonutların Petrol-İş'e önemli gelirkaynağı yaratması hedefleniyor

Petrol-İş konutları yeniden inşaa ediliyor36 DAİREDEN OLUŞAN SİTENİN YAPIMI BU YIL TAMAMLANIYOR

petrol-iş30

Page 33: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 31

TÜRK-İŞ GENEL KURULU

Aralarında sendikamız Petrol-İş'in de yer aldığı Türk-İş'ebağlı 10 sendika, Sendikal Güç

Birliği Platformu'nu oluşturuyor ve 1Temmuz 2011 tarihinde İstanbul - Tak-sim'de yapılan kitlesel basın açıklama-sıyla “demokratik, mücadeleci ve güçlüyeni bir sendikal hareket için bir araya

geldiklerini, yola çıktıklarını” kamuo-yuna deklare ediyordu. Böyle bir hare-ketin oluşturulmasında ise özetle şugerekçeler gösteriliyordu:

“Türkiye’de sendikal hareket ciddi birtıkanıklık yaşıyor. Sendikal hareketemekçilerin karşı karşıya olduğu sorun-

lara çözüm üretemiyor. İşçi sınıfının hakve çıkarları ciddi biçimde tahrip edil-mekte, çalışma ve yaşama koşulları 19.yüzyıl vahşi kapitalizmine benzer bir halalmaktadır. Sendikal hareket ise bu sü-rece müdahale etme ve tersine çevirmekapasitesinden uzak kalmıştır. Yasal, si-yasal kısıtlamalar ve işverenlerin sen-dika karşıtı uygulamaları sendikalhareketi güçsüz kılmıştır. Bunun somutsonucu sendikal hareketin toplumsalağırlığının azalması ve tabanın daral-ması olarak ortaya çıkmaktadır. Sendi-kal hareketin içinde bulunduğu bu tablokarşısında yapısal bir dönüşüme gitmekacil bir ihtiyaç haline gelmiş durumda-dır. Bizler Türk-İş’e bağlı 10 sendikaolarak sendikal harekete yeni bir ivmeve dinamizm kazandırmak amacıyla güç

Türk-İş yönetiminin 4 yıllık faaliyetinin genel kurul salo-nundaki delegelerin çoğunluğu tarafından onaylanmadığıbilinirken seçimi neden Kumlu kazanıyordu? Bunun yanı-tını da yine kürsüden Kumlu söylemişti: Salondakilerinyüzde 95’i profesyonel yöneticilerden oluşuyor. Biz birbiri-mizi biliyoruz. Kimin ne yaptığını da biliyoruz.”

SGBP, Türk- İş içerisindeki muhalif duruşunu sürdürecek

GENEL KURULA DAMGASINI VURAN SENDİKAL GÜÇ BİRLİĞİ PLATFORMU OLDU

Page 34: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş32

birliğine gitme kararı aldık. Türk-İşiçinde ortak yaklaşımlara sahip, aynı sen-dikal anlayışları benimseyen sendikalarolarak, demokratik ve sınıf mücadelesiperspektifine sahip, güçlü yeni bir sendi-kal hareket yaratmak üzere yola çıkıyor,yürüyüşümüzü başlatıyoruz.”

Sendikal Güç Birliği Platformu genelmerkezler düzeyinde oluşturmuş olduğubu birlikteliğin bölgeler düzeyinde deyatay örgütlenmesinin önünü açmak, sen-dikaların şube başkan ve yöneticilerinin,temsilcilerinin, üyelerinin birlikteliklerinisağlamak ve bölgesel düzeyde bu sendi-kaların ortak mücadele yürütmeleri içinbölgeler düzeyinde toplantılar organizeediliyordu. İstanbul, Lüleburgaz, İzmir,Bursa, Adana, Diyarbakır, Ordu, Anka-ra'da toplantılar yapılıyordu. En son top-lantı ise yine İstanbul'da 26 Kasım2011'de yapılıyordu.

Bu mücadelenin kısa ve uzun vadeli he-defleri vardı; uzun vadede Sendikal GüçBirliği Platformu birlikteliklerini her ko-şulda büyüyerek devam ettirecek prog-ramlarını uygulayacaktı. Kısa vadede isePlatformun hedefi 8-11 Aralık tarihleriarasında Ankara'da toplanacak olan Türk-İş'in 21'inci Olağan Genel Kurulu idi.Platform, 10 sendikayı destekleyen diğersendikalarla birlikte Türk-İş yönetiminetalip olacak, mevcut yönetime alternatifyönetim listesini çıkaracaktı. Platform,alternatif olduğunu bütün Türkiye'ye, ka-

muoyuna gösterecek, Türk-İş Yöne-tim Kurulu'nu kazanırsa Platformunilkeleri ve programı Türk-İş Yöne-timi tarafından da uygulanır halegelecekti... Genel Kurul Türkiyesendikal hareketinde de bir dönümnoktası olacaktı.

Böyle bir Türk-İş'i hak ediyormuyuz?Sendikal Güç Birliği Platformu, GenelKurula sayılı günler kala kamuoyunayaptığı açıklamada Türkiye toplumununyaşadığı sorunlara ve Türk-İş'in duyarsız-lığına dikkat çekerek şunları dile getiri-yordu:

“-Kıdem tazminatı kaldırılmak isteniyor,Türk-İş’ten güçlü bir ses yok.

-İşsizlik Sigortası Fonu'na el konuyor, iş-çinin parası sermayeye, kamu yatırımla-rına kaynak olarak kullanılıyor,Türk-İş’te teslimiyet.

- Özelleştirmelerle işyerleri kapanıyor, iş-çiler kapı önünde Türk-İş ilgisiz.

- Sendikalaşma hakkı ağır saldırı altında,örgütlenen işçiler kapı önünde, Türk-İşduyarsız.

Page 35: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 33

- Güvencesiz çalışma uygulamalarıgenişliyor ve yaygınlaşıyor, Türk-İş'in bir mücadele planı yok.

-Gelir dağılımı adaletsiz, yetersiz olanasgari ücret; bölgesel asgari ücret yo-luyla iyice sefalet ücretine dönüşecek,Türk-İş sessiz.

- Mücadeleci sendikalar eylemleriylehak arıyor, Türk-İş seyirci.

-Hükümet yanlısı sendikalar Türk-İş’ebağlı sendikaları, üyelerini baskıyla, teh-ditle, sürgünle eritmeye çalışıyor, Türk-İş izliyor. "

Biliyoruz, sizler de böylesi bir Türk-İş'ihaketmediğimizi düşünüyorsunuz. Biz,konfederasyonumuzun tabanını oluşturanyüzbinlerce emekçinin ve onları temsileden genel kurul delegelerinin arzuladığı,umut ettiği itibarlı, güçlü ve mücadeleciTürk-İş'i hep birlikte oluşturabileceği-mize inanıyoruz. Ülkenin her yerinde zorşartlarda, özveriyle hak mücadelesi sür-düren sendikalıların sırtlarını güvenleyaslayabilecekleri, yaptıklarından gururduyacakları bir Türk-İş'i istediklerini,bunu konuşup tartıştıklarını biliyoruz.Biz başka türlü bir sendikal hareket ya-ratmak için yola çıktık ve nasıl bir Türk-İş istediğimizi sizlere anlatmakistiyoruz.”

SGBP'nin Türk-İş Genel Başkan adayı Öztaşkın

Sendikal Güç Birliği Platformu, 2 Aralıktarihinde kamuoyuna yaptığı basın açık-lamasıyla, 8-11 Aralık tarihlerinde Türk-İş'in yeni yönetimini seçecek olan 21.Genel Kurul’a yönelik çalışmaları doğ-

rultusunda, Türk-İş Genel Başkanadayı olarak Petrol-İş Sendikası GenelBaşkanı Mustafa Öztaşkın'ı belirledi-ğini bildiriyordu. Platform, 6 AralıkSalı günü de Ankara'da Türk-İş Kon-ferans Salonunda bir basın toplantısıdüzenliyordu.

Türk-İş Genel Başkanlığına aday olansendikamız Genel Başkanı Mustafa

Öztaşkın Ankara'daki basın toplantısındayaptığı konuşmada, Sendikal Güç Birliğiolarak ayrı liste çıkarsalar bile Türk-İş’ebağlı 35 sendikanın ve bütün işçilerinadayı olduklarını ifade ederek şunlarısöylüyordu:

“Biz konfederasyonumuzun iyi yönetil-

Page 36: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş34

mediği kanısındayız. Sorunlara yeterli öl-çüde duyarlı olunmadığı, bu sorunlar kar-şısında gerekli tepkilerin ortayakonmadığı kanısındayız. Türk-İş toplum-sal ve sosyal sorumluluklarını unuttu-ğunu ifade ediyoruz. Sadece işçilerinsorunlarıyla değil ülkenin bütün sorunla-rıyla ilgilenen bir Türk-İş’i yaratacağız.Türk-İş’i ayağa kaldıracağız. İşçi sınıfınıayağa kaldıracağız.”

Öztaşkın, açıklamasında “artık kazanıl-mış haklarımızı koruyalım” politikasınınötesine geçilmesi gerektiğini, yeni talep-lerin ve yeni kazanımların elde edileceği,özellikle kuralsız çalışmaya karşı duru-lacağı, esnek çalışma yaşamına karşı du-rulan ve ucuz iş gücü döngüsünükırmaya çalışan bir anlayışla hareket ede-ceklerini belirtiyor ve konuşmasını şöylesürdürüyordu:

“Önce Türk-İş içerisindeki 35 sendikaarasındaki ayrılıkları ortadan kaldıraca-ğız. Bütün sendikalara, bizi genel kuruldadestekleyen, desteklemeyen herkese ilgigösterilecek. Onların sorunlarıyla yakın-dan ilgilenilecek. Türk-İş Başkanlığıveya Türk-İş yönetim kurulu üyelikleri

kendi sendikalarımızın kendi iş kolumuz-daki işyerlerinin sorununda bir çözümmercii olarak değerlendirilmeyecek,bütün sendikaların, bütün işyerlerinin vebütün iş kollarının sorunlarıyla yakındanilgilenilecek. Türk-İş içerisindeki birliğive beraberliği sağlayacağız. Ve bunun dı-şında da emeğin diğer örgütleriyle yakıntemas içerisinde olacağız. Emeğe yapılansaldırılara karşı birlikte hareket edeceğiz.Ve giderek emeğin birleşik gücünü oluş-turma yönünde çabalarımız olacak. Bu

Genel Kurul bir dönüm noktası olacak.”

Türk-İş Genel Kurulu gergin başlıyor

Türk-İş'in 21. Olağan Genel Kurulu, 362delegenin katılımıyla 8 Aralık'ta Ankaradışındaki Türk- Metal Sendikası'nınBüyük Anadolu Hoteli'nde başlıyordu.Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ça-lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı FarukÇelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı HayatiYazıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç-daroğlu, MHP Grup Başkanı OktayVural, KESK Genel Başkanı LamiÖzgen, Kıbrıs Başbakanı İrsem Küçük,TİSK Genel Başkanı Tuğrul Kudatgobi-lik'in de katıldığı genel kurul oldukça ger-gin başlıyordu.

Genel Kurul'un açılışını Türk-İş GenelSekreteri ve Türk Metal Sendikası GenelBaşkanı Pevrul Kavlak yaparken, DivanBaşkanlığını da Türk-İş Eski Genel Baş-kanlarından Bayram Meral yürütüyordu.

Kumlu'ya protesto: “Suskun Türk-İş istemiyoruz!”

Genel Kurulda açılış konuşmasını yapanTürk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu,küreselleşme ile ekonomik ve politik açı-dan uluslararası ilişkilerin bir ülkede ya-şanan olumlu ya da olumsuz sonuçlarınındiğer ülkeleri de etkilediğini, yoksullu-ğun küresel bir sorun haline dönüşme-sinde, işsizliğin derinleşmesi, açlığıninsani bir boyuta ulaşmasında küresel sü-

Page 37: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 35

reci yönetmek için ortaya konulan stratejive politikaların yanlışlığının etkin oldu-ğunu belirtiyordu. Kumlu, sosyal devletanlayışını tasfiye eden ekonomik politi-kaların yaşanılan bunalımın kaynağı ol-duğunu belirterek,işçinin en büyükgüvencesi olan kıdem tazminatının, para-sal değerinden öte sosyal boyutu olan,yalnızca işçiyi değil ailesini de ilgilendi-ren bir konu olduğunu ifade ediyordu.Kumlu, işverenlerin ise maliyetsiz ve gü-vencesiz çalışma biçimine olan özlemininbir ürünü olarak sürekli kıdem tazmina-tını yük olarak ifade ettiklerini, işveren-lerin kıdem tazminatını, işgücüpiyasasının esnekleştirilmesi ve işten çı-kartmanın önünde bir engel olarak gör-düğünü belirtiyordu. Kıdem tazminatı

konusunda kırmızı çizgilerinin kazanıl-mış haklar olduğunu söyleyen Kumlu, buhakları geriye götürecek hiçbir düzenle-meye izin vermeyeceklerini belirterekşöyle konuşuyordu:

“Hükümetin, çalışan haklarını geriletendeğil, ileriye götürecek konular üzerindeçalışması 21. yüzyıl Türkiyesi için dahauygun olacaktır. Kayıt dışı istihdamın ön-lenmesi, asgari ücretin iyileştirilmesi,vergi adaletsizliğinin giderilmesi, taşeronişçiliğin engellenmesi, iş güvencesininartırılması gibi işçilerin emekçilerin ça-lışma şartlarını iyileştirmek dururken, işçihaklarını geriye götürmek istemesi üzü-cüdür.”

Kumlu konuşması sırasında sık sık, “Sus-kun Türk-İş istemiyoruz!” sloganıylaprotesto ediliyordu..

Gücünüzü sokakta gösterin!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğluise genel kurulda yaptığı konuşmada,“Gücünüzü salonda değil sokakta göste-rin” diyor, anayasayı değiştirmek için ya-pılan referandumda birçok kişinin evetoyu verdiğini, iki sendikaya üye olmakhakkının getirildiğini hatırlatarak şöylesesleniyordu: “Hadi gidin üye olun baka-lım, başınıza neler gelecek görün.”

Taşeron çalışma konusuna da değinen Kı-lıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürü-yordu:

“En çok taşeronu devlet çalıştırıyor.Neden? Çünkü sendikalı olarak çalışma-

Page 38: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş36

larını istemediği için. Türk-İş taşeron iş-çilerin haklarına sahip çıkmalı ki işçilerde buraya gelsin. Tekel işçilerine neoldu? Soğuk havada suya atıldılar, cop-landılar. Haklarını alabildiler mi? Ben busalonda Tekel işçilerinin haklarının alın-dığının söylenmesini isterdim.Toplumsalbarışın sağlanmasının yolu da herkesinkarnının doymasından geçer.”

Başbakan YardımcısıBozdağ protesto ediliyor

Türk-İş Genel Kurulu'na katılan ve ko-nuşmak için kürsüye çıkan BaşbakanYardımcısı Bekir Bozdağ, konuşması sı-rasında delegeler tarafından protesto edi-liyordu. Bozdağ, kürsüye çıkıp,GenelKurul'a Başbakanı temsilen katıldığınısöylemesinin ardından başlayan protesto-lar konuşması bitene kadar sürüyordu.Bozbağ konuşmasını, Sendikal Güç Bir-liği Platformu (SGBP) üyelerinin protes-tosu eşliğinde zor yapabiliyordu.Bozdağ’ın “Özelleştirme sonrası kapıönüne konulanlara ekmek verdik” demesiise tepkilerin daha da artmasına nedenoluyordu. Bozdağ konuşmasını, “1 Mayıskutlamalarına Taksim’i biz açtık, resmibayram ilan ettik. Bundan sonra da emek-çilerin emrinde olmaya devam edeceğiz”diye sürdürüyordu. Salondaki delegelerinprotestoları artınca daha yüksek sesle ko-nuşmaya başlayan Bozdağ, “Eski anaya-sada siyasi, dayanışma grevi yapılamaz,

işgal, direniş, üretim yavaşlatma yasaktı.Biz bunları değiştirdik. Artık siyasi grev,dayanışma grevi yapılabiliyor. Direniş,işgal, üretimi yavaşlatmayı yasal hale ge-tirdik” diyordu.

Geçici işçileri kadroya aldıklarını söyle-yen Bozdağ, belediyelerde yaşanan vesürgün olarak yorumlanan yer değiştir-meleri, “Maaşlarını alamayan işçileribaşka kamu kurumlarına gönderdik. Ma-aşlarını alır hale geldiler” diye açıklıyor,konuşmasını kan-ter içinde bitirmek zo-runda kalıyordu. Bekir Bozdağ’ın ko-nuşma yaptığı sırada salondaki delegelerpankart açarak, Bozdağ'ı protesto ediyorve konuşmasını şu sloganlarla kesiyor-lardı: “Tazminata uzanan eller kırılsın!”,“Gün gelecek, devran dönecek, AKPhalka hesap verecek!”, “Hükümet yasanıal başına çal!”, “İşçiler birleşin iktidarayerleşin!”, “Zam, zulüm, işkence işteAKP!”, Kahrolsun işçi düşmanları!.”

Protesto, “Hükümet 4-C’yi al başınaçal!”, “Türk İş yüzünü işçiye dön!”,“Suskun Türk İş istemiyoruz!”, “Türk-İş’te değişim olacak, başka yolu yok!”,

“Tazminatlar gidiyor, Türk-İş susuyor!”,“Kurtuluş yok tek başına ya hep beraberya hiçbirimiz!” sloganlarıyla sürüyordu.

Taşeron tam bir kölelik düzeni

Çalışma ve Sosyal Güvenlik BakanıFaruk Çelik ise genel kurulda yaptığı ko-nuşmada kamu sözleşmelerinde yapabi-leceklerinin en iyisini yaptıklarınıbelirterek şunları söylüyordu:

“Daha fazlasının verilmesine hiçbir siya-setçi hayır diyemez ama ne yapalım bukadar oluyor. 2821-2822 sayılı yasalarıdeğiştirerek Toplu İş İlişkileri Yasası ola-rak düzenledik. Her gün 4 işçinin yaşa-mını yitirdiği bir ortamda İş Güvenliği veİş Sağlığı yasasını da yeniden düzenleye-rek Bakanlar Kurulu'na sevk ettik. Buölümlerin önüne geçeceğiz.Taşeron çalış-

İşçiden, sokaktan, fabrikalardan kopmuş, üzerinde işçinin,sokağın, fabrikanın, kamuoyunun baskısını hissetmeyenTürk-İş delegeleri genel başkanlarının baskılarına boyuneğiyor ve yine onaylamadıkları Türk-İş yönetimini tekrarseçiyorlardı...

Page 39: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 37

mayı biz getirmedik. 1936’dan beri var.12 saat çalışıyorlar, izinleri yok, sendikalörgütlenme hakları yok, tazminatları yok.Bu tam bir kölelik düzenidir. Karşı çıkı-yoruz. Bunu değiştireceğiz.”

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)üyeleri ise genel kurul salonunda, “Gaze-tecilere özgürlük”, “Tutsak gazetecilereözgürlük”, “Yıpranıyoruz” yazılı dövizleraçarak “Gazeteciler yıpranıyor mu ki,yıpranma payı istiyorlar” diyen BakanÇelik’i protesto ediyorlardı.

600 bin üyenin adayıyım

Genel Kurul'un ikinci günü ise sendikagenel başkanlarının konuşmalarına ge-çildi. Sendikal Güç Birliği Platformu da

bu arada Türk-İş Yönetimin listesini şuşekilde belirlemişti:

Genel Başkan adayı (Petrol-İş Genel Baş-kanı) Mustafa Öztaşkın, Genel SekreterAdayı (Hava-iş Genel Başkanı) AtilayAyçin, Genel Mali Sekreter Adayı (TGSBaşkanı) Ercan İpekçi,Genel TeşkilatmaSekreteri Adayı (Deri-İş Genel Başkanı)Musa Servi, Genel Eğitim SekreteriAdayı (Kristal-İş Genel Başkanı ) BilalÇatintaş.

Konuşma sırası ikinci gün, akşam saatle-rinde gelen Türk-İş Genel Başkan adayıve Petrol-İş Sendikası Genel BaşkanıMustafa Öztaşkın, yaptığı konuşmasındaTürk-İş Genel Başkanlığına aday oldu-ğunu da belirterek, kendisini, sadece

Türk-İş Genel Başkanlığına aday olarakgösterenlerin değil, Türk-İş’e bağlı 35sendika ve tüm delegelerin, 362 delege-nin, Türk-İş’in 600 bin üyesinin adayıolarak gördüğünü söylüyordu.Öztaşkın,nasıl bir Türk-İş istediklerini veTürk-İş Genel Başkanlığına seçildiğindenasıl bir politika ve strateji izleyecekle-rini ise şöyle açıklıyordu:

“İnsanların ırkına, inancına, cinsiyetine,felsefi düşüncesine bakmadan, önyargısızbir anlayışa sahibim. Ayrıştırıcı üslup, dilve davranışlarda bulunmam, ayrılıklarüzerinden politika yapmam, tam aksinebirleştirici bir yapım vardır. Herkese eşitmesafede yaklaşırım ve önce insani değeryargılarına önem veririm.Türk-İş’e GenelBaşkan olursam Türk-İş’teki birliği, be-raberliği çok kısa sürede sağlarım.”

Türk-İş bunlara tavırsız kaldı

“4857 sayılı Yasa çıkarılırken bu yasayaesnek çalışmaya ilişkin hükümler ko-nuldu. Daha önceki yasanın felsefesi iş-çinin korunması iken bu yasada işyerininkorunması felsefesi getirildi. Türk-İş birtavır ortaya koyamadı. 5510 sayılı GenelSağlık ve Sosyal Güvenlik Yasası ileemeklilik yaşı yükseltildi, SSK hastane-lerine el konuldu, sağlık ticarileştirildi.Türk-İş tavır koyamadı. Özelleştirmeleryapıldı, onbinlerce işçi işini kaybetti,kamu zarara uğratıldı. Türk-İş tavır koya-

Page 40: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş38

madı. Örgütlendikleri için işten çıkartı-lan, kapının önüne konulan işçilere Türk-İş sahip çıkamadı.

Örgütsüz işçilere sahip çıkamadı. Türk-İşTekel işçilerine sahip çıkamadı. Toplum-sal sorunlara karşı duyarsız kaldı, sosyaldevlet tasfiye edilirken duyarsız kaldı.Toplumsal ve sosyal sorumluluklarını ye-rine getiremedi. Demokrasi, barış, ana-yasa değişikliği, kadına şiddet, depremgibi ülkemizin yaşadığı sorunlara duyar-sız kaldı. TÜSİAD gibi bir dernek kadarbile etkin olamadı. Ülkenizin, insanları-nızın, işçilerin, emekçilerin sorunlarınaduyarsız kalırsanız elbette itibar kaybe-dersiniz.”

Sendikacılığın itibarını düşürenlerden hesap soracağız

Türk-İş’in üyelerinin, toplumun gözündeitibar kaybetmesinde tabii ki sadece bun-ların değil, dünya ve ülke genelinde uy-gulanan küresel politikaların da etkisiolduğunu belirten Öztaşkın, “Bu politika-ların zaten sendikalara itibar kaybettir-meye çalıştıklarını biliyoruz. Ancakeleştiri oklarını önce kendimize yönelt-meliyiz. Eleştiriyi önce kendimize yap-malıyız. Sendikacılığın evrenseldeğerlerini yıpratanlardan, sendikacılığınitibarını düşürenlerden önce biz hesapsoracağız. Biz hesap verilebilir bir sendi-kal hareket yaratacağız” diyordu.

İtibarın emek, inanç, mücadele ve karar-lılıkla, söylediğini yapan yöneticilerlesağlanabileceğini ifade eden Öztaşkınşöyle devam ediyordu:

“Türk-İş Genel Başkanı olursam söyled-ğini yapan bir Türk-İş olacak. Asla yapa-mayacağımızı söylemeyeceğiz,söylediğimizi de yapacağız. Artık top-lumsal ve sosyal sorumluluklarını yerinegetiren bir Türk-İş olacak. Her konudasözümüz, görüşümüz, önerilerimiz ve ta-leplerimiz olacak. Demokrasi ve özgür-lükler konusunda taleplerimiz olacak.Herkesin dilini, kültürünü, inancını, vedüşüncelerini özgürce ifade edebileceği

bir Türkiye talebimiz olacak.. Barış tale-bimiz olacak. Kürt Sorununun, ülke bü-tünlüğünden taviz vermeden, demokratikve barışçıl yöntemlerle, eşitlik, özgürlükve emeğin birleştirici gücü temelinde çö-zümü yönünde önerilerimiz olacak. De-mokratik, eşitlikçi,özgürlükçü, hukukunüstünlüğünü temel prensip alan, sosyaldevleti güvence altına alan, sosyal hak vesosyal eşitlik temelinde sosyal bir ana-yasa talebimiz olacak. Sermayenin, TÜ-SİAD’ın talep ettiği gibi ekonomik değil, sosyal bir Anayasa talebimiz olacak”

Türk-İş Genel Başkanlığına seçildiğinde,toplumsal muhalefete önderlik edecekle-rini, tavırsız değil, tavır koyan bir Türk-İş, sendikal hareketin birleşmesineöncülük eden bir Türk-İş olacağını belir-ten Öztaşkın, “Diğer emek örgütleriyle,bütün emek örgütleriyle birleşmeyi he-defleyen bir politika izleyeceğiz.Türki-

Page 41: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 39

ye’de emeğin birleşik hareketini yarata-cağız. Türkiye’nin kaderini emek hareke-tiyle değiştireceğiz ” şeklinde konuştu.“Türk- İş yönetimine aday olurken ken-dimizi siyasi yelpazenin herhangi bir ye-

rinde tanımlayarak aday olmadık” diyenÖztaşkın şöyle devam ediyordu:

“Bizi biraraya getiren Türk-İş’li olmaktır.Üst kimliğimiz Türk-İş’li olmaktır. Siyasi

partilere eşit mesafedeyiz. Hiç bir siyasipartinin düşmanı da değiliz, yandaşı daolmayacağız. Ama hiç bir siyasi partininelini Türk-İş’in içine sokmasına müsaadeetmeyeceğiz. Hele hele Türk-İş’in dizaynedilmesine, yandaş hale getirilmesineasla müsaade etmem. İktidarın hiç birsendikamıza müdahale etmesine de aslamüsaade etmem. Hele hele Hak-İş’e ge-çirilme girişimlerine hiç müsaadeetmem.”

“Türkiye’de Türk-İş var” dedirteceğim

“Biz seçilirsek kendinizi güvende hisse-deceksiniz. Seçilir seçilmez fabrikaları,işyerlerini, direnişleri, bölgeleri ziyaretedeceğim. Bir grev başlarsa grev gömle-ğini ilk giyen ben olacağım. Bir eylem,bir direniş olursa orada olacağım. Eğitimprogramlarımız olacak” diyen Öztaşkın,

PLATFORM GENEL KURULDA ÖNEMLİ KARARLARIN ALINMASINI SAĞLADIKIDEM TAZMİNATI GREV NEDENİ

Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulu'nda Sendikal Güç BirliğiPlatformu'nun önergeleriyle Türk-İş'in önüne mücadelegörevleri konuldu. Türk-İş Genel Kurulu'nda alınan en

önemli karar, kıdem tazminatı hakkının savunulmasına ilişkinkarar oldu. AKP hükümetleri döneminde emekçilerin pek çok hak-kının gasp edildiğine dikkat çekilen karar önergesinde, sıranınkıdem tazminatına geldiğinin gerek 61. hükümet programı, ge-rekse Ulusal İstihdam Strateji Belgesinden anlaşıldığı ifade edildi.Kıdem tazminatının işçi sınıfının 75 yıl önce elde ettiği ve kul-landığı bir hak olduğu belirtilen önergede, “Kıdem tazminatı işgüvencesine olumlu etki yapan bir düzenlemedir.

Milyonlarca çalışanı ilgilendiren kıdem tazminatı hakkından hiç-bir şekilde vazgeçilemez” denildi. Sendikal Güç Birliği Platfor-munun sunduğu önergenin karar bölümünde, “Kıdem tazminatıTürkiye işçi sınıfının ve Türk-İş’in kırmızı çizgisidir. Türk-İşGenel Kurulu bugün çalışanlar ve gelecekte çalışanlar için KıdemTazminatı hakkının mevcut haliyle korunmasından yanadır. Türk-İş Genel Kurulu kıdem tazminatının fona devredilmesi, süresininazaltılması gibi bu hakkın tasfiyesine ya da zayıflatılmasına yö-nelik her türlü girişimi karşısında cevabı genel grev olacaktır” de-nildi.

Oylamaya sunulan önerge delegelerin oy birliğiyle kabul edildi.Kararın kabulü delegeler tarafından ayakta alkışlandı.

TUTUKLU GAZETECİLERLE DAYANIŞMA KARARI

Genel kurulda cezaevlerindeki fikir suçlularının, gazeteci, yazarve bilim insanlarının serbest bırakılmasını talep eden karar öner-gesi de kabul edildi. Platform bileşeniTürkiye Gazeteciler Sendi-kası'nın önerisiyle kabul edilen karara göre, Gazetecilere ÖzgürlükPlatformunun “Basın Özgürlüğü” kampanyası da Türk-İş tarafın-dan desteklenecek.

Oy birliğiyle geçen kararda, “Türk-İş 21. Genel Kurulu, basın veifade özgürlüğünü kısıtlayan maddeler içeren başta Terörle Mü-cadele Kanunu (TMK) olmak üzere, Türk Ceza Kanunu (TCK)ve diğer ilgili mevzuattaki tüm hükümlerin acil olarak değiştiril-mesi amacıyla gerekli girişimlerin başlatılması için parlamentoyave hükümete çağrıda bulunur” ifadesi yer aldı.

KAMPANA VE SAVRANOĞLU DİRENİŞLERİNE DESTEK

Kampana ve Savranoğlu Deri işçilerinin direnişine Türk-İş'in Ör-gütlenme Fonu'ndan yardım aktarılması da oy birliğiyle kabuledildi.

1 Temmuzdan itibaren yaklaşık altı aydır bir araya gelen ve ça-lışma yürüten Sendikal Güç Birliği Platformunu (SGBP) oluşturan10 sendika, işçi sınıfının yanında olmayan Türk-İş yönetiminekarşı ortak bir muhalif güç olduğunu gösterdi. Genel Kurul’da iş-çilerden ve sınıftan yana kararların alınmasını sağladı.

Page 42: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş40

“Türkiye’de Türk-İş var” dedirteceğimdiyordu.

Bu genel kurulun tarihi bir genel kurul ol-duğunu, eğer Türk-İş’te bir değişim ol-mazsa bu durumun, herşeyin doğruyapıldığı anlamına geleceğini söyleyenÖztaşkın,“Bu, aynı zamanda iktidarınemek karşıtı politikalarının da onayı an-lamına gelecektir.Ulusal İstihdam Strate-jisi’nin, bölgesel asgari ücretin, istihdam

bürolarının da yürürlüğe konulacağı an-lamına gelecektir. Kıdem tazminatınıntekrar gündeme getirilmesi anlamına ge-lecektir “ diyordu. Türk-İş yönetiminegeldiklerinde sendikal anlayışı değiştire-ceklerini, herkesi kucaklayacaklarını be-lirten Öztaşkın sözlerini şöyletamamliyordu: “Türk-İş Genel Başkan-lıına seçildiğimde ilk ziyaretimi dünyanınen zor işi olduğu için maden ocaklarınayapacağım. İkinci ziyaretimi de barışa

katkı için Diyarbakır’a yapacağım. Artıksadece Ankara’da değil, Türkiye’deTürk-İş olacak. Türk-İş değişecek, Tür-kiye değişecek.”

Seçimleri Kumlu'nun listesi kazanıyor

Sendika Genel Başkanlarının konuşma-ları genel kurulun üçüncü günü de sürdüve son gün, Pazar günü seçimler yapıldı.Seçimde, 362 delegenin tamamı oy kul-

SGBP Türk-İş Genel Kurulu'na endeksli bir oluşum değil

Daha sonra Sendikal Güç Birliği PlatformuDönem Sözcüsü Hava-İş Genel Başkanı AtilayAyçin imzasıyla da kamuoyuna şu açıklama ya-

pılıyordu: 21. Türk- İş Genel Kurulu 8- 11 Aralık tarih-leri arasında yapılmış ve Mustafa Kumlu başkanlığındakilistenin kazanımıyla sonlanmış bulunmaktadır. SendikalGüç Birliği Platformu olarak,Türk –İş genel kuruluna ba-şından itibaren olabildiğince objektif bakmaya çalışmışve değerlendirmelerimizi buna uygun yapmıştık. Yapmışolduğumuz tahlil ve tespitlerin yanı sıra, genel kurulunsonucuna ilişkin olarak gerçekçi önermelerde bulunmayaözen gösterdik. Genel kurul öncesi, hatalı ve eksik bul-duğumuz noktalara dikkat çekerek, gerekli uyarılardabulunarak genel kurulun eşit ve adaletli koşullar sağla-narak yapılmasının önemine değinmiştik. Bu uyarıları-mıza rağmen tüzük maddesi ihlal edilerek şişirme üyesayısı üzerinden ödenen aidatlarla, şişirme delegeningenel kurula gelmesi önlenememiştir. Adaletsiz ve eşitolmayan şartlarda başlayan bir yarıştan, adaletli sonuççıkmayacağını biliyoruz. Sendikal Güç Birliği Plat-formu,Türk-İş genel kuruluna endeksli bir oluşum olma-dığını daha önceden açıklamış ve sonucu ne olursa olsunvarlığını sürdüreceğini söylemişti, öyle de olacak.

SGBP Genel Kurul'a nitelik kazandırdı

İlk kez genel kurul öncesi ,işçilerle bölge toplantıları ya-pılmış,işçilerin öneri ve görüşleri genel kurula taşınmış-tır. Sendikal Güç Birliği,Türk – İş'te muhalefetanlayışının değişmesine yol açan uygulamaları, kürsü-den yapılan konuşmaların içeriği ve genel kurul salonunadelegelerle birlikte taşımış olduğu heyecanla nitelik ka-zandırmıştır. Kısır liste tartışmaları dışına çıkarak, öner-melerde bulunmuş, sınıf sendikacılığını öne çıkarmış,

sendika içi demokrasiye olan ihtiyaca değinerek güçlüsendikal harekete olan ihtiyacın altını kalın çizgilerle çiz-miştir.

Kadına şiddet uygulamalarına karşı çıkılmasına vurguyapılarak, tutuklu gazeteciler başta olmak kaydıyla, ce-zaya dönüşen uzun tutukluluk sürelerinin barış ve adaletduygularını yaraladığını söyleyerek, bu uygulamalardanvazgeçilmesi çağrısında bulunmuştur. Türk-İş ülke so-runlarına hiçbir ayırım yapmadan duyarlı davranması,devlet, patron ve hükümetlere eşit mesafede durarak, sı-nıfa karşı olan sorumluluğunun bilinciyle hareket etmesigerektiğine vurgu yapılmıştır. “Konfederasyon çatısı al-tında bulunan sendikalara eşit davranılması,eylemleresahip çıkması, kıdem tazminatı başta olmak kaydıylahaklarımıza yönelik saldırılarda,genel grev kararı almalıve hayata geçirmelidir” önerisini somutlaştırarak genelkurul kararına dönüştürmüştür. Toplumsal muhalefetinana nüvesini oluşturmas, demokrasi ve özgürlükler mü-cadelesinin içerisinde olarak tarihi misyonuna uygundavranması konusu hatırlatılarak, sessiz kalmak gibi birlüksünün olmayacağı mesajı verilmiştir.

Sendikal Güç Birliği,Türk –İş genel kurulunda sergile-miş olduğu duruşuyla, verdiği mesajlarıyla tüm ülke sat-hına yayılmış, rüştünü ispatlamıştır. 1 Temmuz 2011duyurusunda söylediği gibi,Türk –İş içerisindeki muhalifduruşunu devam ettirecek, sokaklarda birleşerek büyü-mesini sürdürecektir.Türkiye bu harekete ihtiyaç duy-maktadır, sendikal yapılar bu hareketin varlığınısürdürmesiyle sorunlarını aşacak ve güçlenecektir. Buiradeyle,genel kurulu geride bırakarak önümüze bakmayısürdüreceğiz, katkı sunan tüm gönül dostlarına,sınıf yan-daşlarına teşekkür ediyoruz.”

Page 43: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 41

landı. Oyların 350'si geçerli sayıldı.Genel Başkan adaylarından MustafaKumlu 223, Mustafa Öztaşkın 127 oyaldı.

Musafa Kumlu, yeniden Türk-İş GenelBaşkanı seçildi. Genel Kurul sonuçlarınagöre TÜRK-İŞ’in yeni yönetimi şöyleoluştu: Genel Başkan: Mustafa Kumlu(TES-İş Sendikası Genel Başkanı), GenelSekreter: Pevrul Kavlak (Türk MetalSendikası Genel Başkanı), Genel Mali

Sekreter: Ergün Atalay (Demiryol-İş Sen-dikası Genel Başkanı), Genel Eğitim Se-kreteri: Ramazan Ağar (Yol-İş SendikasıGenel Başkanı), Genel TeşkilatlandırmaSekreteri Nazmi Irgat (TEKSİF Sendi-kası Genel Başkanı).

Neden Kumlu ve listesi kazandı?

Türk-İş yönetiminin 4 yıllık faaliyetinegenel kurul salonundaki delegelerinbüyük çoğunluğunun onay vermediğiherkes tarafından bilindiği halde nedenseçimleri yine Kumlu ve listesi kazanı-yordu? Bu soruya en iyi yanıtı yineMustafa Kumlu’nun kürsüden söylediğişu cümleler veriyordu: “Salondakilerinyüzde 95’i profesyonel yöneticilerdenoluşuyor.

Biz birbirimizi biliyoruz. Kimin ne yap-

tığını da biliyoruz.” İşçilerden, emekçi-lerden, fabrikalardan, sokaktan, halktankopmuş, işçi, emekçi, kamuoyu baskısınıüzerinde hissetmeyen delegeler, sendikagenel başkanlarının baskılarına boyuneğiyorlardı.

Sendikal Güç Birliği Platformu yoladevam edecek!

Sendikal Güç Birliği Platformu'nun Türk-İş Genel Başkan adayı ve sendikamızGenel Başkanı Mustafa Öztaşkın seçimsonuçlarını şöyle değerlendiriyordu:

“Yıllardır Türk-İş'in politikalarının değiş-mesi için mücadele ettik. Türk-İş delege-lerinin önüne bir seçenek koyduk ancakTürk-İş'de bu değişim ve yenilenme ger-çekleşmedi. Değişim, demokrasi ve yeni-lenme şiarı ile yola çıkan Sendikal GüçBirliği Platformu yoluna devam edecek.”Öztaşkın açıklamasına şöyle sürdürü-yordu: "Biz görüş ve düşüncelerimizibundan sonrada, önce Türk-İş'in YönetimKurulunda, sonra Başkanlar Kurulundagündeme getireceğiz.

Genel Kurul'da alınan kararların uygulan-masına çalışacağız. Biz bugüne kadarTürk-İş'in aldığı eylem kararlarının, 26eylem kararının arkasında durduk. O ka-rarlara sahip çıktık ve sonuna kadar dasahip çıkacağız. Ancak bizim önerileri-miz, taleplerimiz gerek Yönetim Kuru-lunda, gerekse Başkanlar Kurulundakabul edilmediği taktirde biz de bunungereklerini yapacağız.”

Page 44: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

05.12.2011

42

Page 45: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

UTKU ÇAKIRÖZER

***

***

43

Page 46: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

*

44

Page 47: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

*

*

*

09.12.2011

MEHMET AKKAYAAYDINLIK/ 08.12.2011

45

Page 48: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Marmara Üniversitesi

46

Page 49: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

47

Page 50: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

ö üyeleri (üye o ç

ö

ç ü ü ü Çünkü

ü ö .

08.12.2011

48

Page 51: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

yönetimlerini üyeleri (üye olan delegeler) seçer ve sen-dika yönetimleri de onlara

gerçek daha büyüktür. Çünkü

üst yönetimine oy vermeyi

49

Page 52: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

SAYGI ÖZTÜRKSÖZCÜ- 9/12/2011

50

Page 53: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Köle gibi...

51

Page 54: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Sendikalarda delegeler ve demokrasi

YILDIRIM KOÇ /AYDINLIK

ü ’ ü ü

52

Page 55: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

EVRENSEL / 10.12.2011

Türkiye’nin en büyük konfe-

53

Page 56: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

ü

54

Page 57: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Tersine bu muhalefet;

netiminde ifadesini bulan sendi-

Sendikal hareketin durumu, hü-

halif kesimi temsil eden Sendikal

55

Page 58: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

56

Page 59: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

57

Page 60: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Toyata ve Hyundai’ye Selam, Yola Devam

58

Page 61: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

59

Page 62: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Sendikamızın Dünya örgütü ICEM’in 5. Dünya Kongresi Arjantin’in Başkenti Buenos Aires’te yapıldı:

Çokuluslu şirketler çifte standartlı, Türkiye gibi ülkelerde sendikal örgütlenme hakkına saygı göstermiyorlar...

Dünyanın dört bir yanından gelen Uluslararası Kim-ya, Enerji, Maden ve Genel İşçi Sendikaları Federas-yonu ICEM’e üye sendikaların delegeleri 24-26 Ka-sım arasında yapılan ICEM Kongresi öncesinde 23 Kasım 2011 tarihinde Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te uluslararası işçi hareketinin en büyük sorun-larından biri haline gelen taşeron işçiliği tartıştı. Ya-pılan toplantıda ICEM bölge koordinatörleri bölge-lerde taşeron işçiliğine karşı mücadeleyi anlattı. Yine farklı ülkelerden sendikacılar kendi ülkelerindeki ta-şeron işçiliği uygulamalarına karşı mücadele yön-temlerini sundular.

ICEM Taşeron İşçiliği Konferansı’nda Petrol-İş Ge-nel Sekreteri Ali Ufuk Yaşar bir konuşma yaparak sendikamız Petrol-İş’in örgütlü olduğu işyerlerin-de taşeron işçiliğine karşı verdiği mücadeleyi anlattı. Petrol-İş Sendikası’nın genel anlamda taşeron işçili-

ğin ortadan kaldırılması ve her işçinin kadrolu çalış-ma hakkı için mücadele ettiğini belirten Ali Ufuk Ya-şar, sendikamızın Tüpraş ve Gübretaş’ta taşeron işçi-liğine karşı verdiği mücadeleyi sundu.

ÇUŞ’lar çifte standartlıPetrol-İş Sendikasının ICEM Kongresine sunduğu önerge ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda’nın Kongre açış konuşması metnine girdi. Warda, Kong-

re açış konuşmasında çokuluslu şirketlerin uymaları gereken etik kuralları anlatırken şunları söyledi. “Bu konuda, Türkiye’den üyemiz Petrol-İş’in Kongreye sunduğu önergedeki şu saptamaya tümüyle katılıyo-rum: Avrupa kökenli şirketler de, başka ülkelerde fa-aliyete geçer geçmez, ülkelerinde uyguladıkları etik kuralları ve standartları genellikle unutuyorlar.”

Kongre sürecinde Petrol-İş Sendikasının örgütlenme faaliyeti yürüttüğü Polyplex, Standart Profi l işyer-leri ile ilgili Hindistan Sendikası delegesi ve ICEM Kampanyalar ve İletişim Sorumlusu Dick Blin ile gö-rüşmeler yapıldı. Yine bu çerçevede Petrol Ofi si’nin önemli bir bölümünü devralan Avusturya köken-li OMV şirketinde örgütlü Avusturya Sendikası Die Produktionsgewerkshaft PRO-GE temsilcisi Peter

Dünyanın dört bir yanından gelen ICEM’e üye sendikala-rın delegeleri 24-26 Kasım arasında yapılan ICEM Kong-resi öncesinde 23 Kasım 2011 tarihinde Buenos Aires’te uluslararası işçi hareketinin en büyük sorunlarından biri haline gelen taşeron işçiliği tartıştı.

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

Page 63: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Schissler ile Petrol-İş Sendikası Genel Sekreteri Ali Ufuk Yaşar bir görüşme yaptı. Kongrenin son günü ise Latin Amerika Lastik İşçileri Sendikalarının da-veti üzerine lastik işçilerinin dünyada karşılaştıkla-rı zorlukları ve bu zorluklarla başedebilmeye yöne-lik oluşturulacak küresel ağların öneminin altının çi-zildiği toplantıda bulunuldu.

Kongreye Türkiye’den Petrol-İş Sendikası ve Tes-İş Sendikası delegeleri, Kıbrıs’tan da Türk-Sen’e üye El-Sen Sendikası delegeleri katıldı. Yine Türkiye’den Türk Metal Sendikası, ICEM-IMF ve ITGLWF bir-leşmesi öncesi yapılan ICEM Kongresine gözlemci olarak katıldı.

Kongrede ICEM Başkanı Senzeni Zokwana’yı ye-niden başkanlığa seçen delegeler, Genel Sekreter Manfred Warda’yı da alkışlarla yeniden ICEM’in Genel Sekreterliğine getirdiler.

İki yüzün üzerinde ulusal sendikal merkezden yak-laşık sekiz yüz delegenin hazır bulunduğu ICEM 5. Dünya Kogresi’nde Arjantin Çalışma ve Sosyal Gü-venlik Bakanı Dr. Carlos Tomado da bir konuşma yaptı.

Üç federasyon birleşiyorKongreye katılan delegeler bölgelere göre içinde 20 başkan yardımcısının bulunduğu 59 üyeli Yönetim Kurulu’nu seçtiler. Kongrede Ortadoğu ve Kuzey Af-rika bölgelerinden temsilcilerin seçimi bu bölgeler-de devam eden siyasi çalkantılardan dolayı ertelendi. Kuzey Afrika Bölgesi’nin temsilinin Mart 2012’de düzenlenecek yerel konferansla belirlenmesi bekle-niyor.

Kongrenin ikinci günü, 25 Kasım 2011, ileriye dö-nük bir eylem planı kabul edildi. ICEM’in gelecek yıl Uluslararası Tekstil Federasyonu ITGLWF ve Ulus-

lararası Metal Federasyonu IMF ile birleşmeye gide-ceği dönemde böyle bir eylem planının kabul edilme-si ICEM’in sendikal etkinliğini bu süreçte devam et-tireceği anlamına geliyor. ICEM Kongresi 26 Kasım 2011’de ICEM’in varlığının yeni küresel sanayi fe-derasyonunun yapacağı kuruluş kongresinin ertesin-de 2012 yılı Haziran ayında sona ereceğini kabul etti. Yeni küresel sanayi federasyonunun kuruluş kongresi 18-20 Haziran 2012 tarihinde Danimarka’nın başken-ti Kopenhang’da yapılacak. Kongre’de Filistin’deki sendikaların durumundan Kolombiya’daki sendikacı cinayetlerine, Petrol-İş Sendikası’nın sunduğu Avru-palı çokuluslu şirketlerin çifte standartlı uygulamala-rından Endonezya Free Port işçilerinin mücadelesine birçok önerge kabul edildi.

ICEM’in 5. Kongresi, 26 Kasım 2011 tarihinde ICEM çalışmalarının özellikle Irak ve Filistin sendi-kaları olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölge-lerinde daha da geliştirilmesi; mali krize karşı daha aktif karşılık verilmesi; Kolombiya’da işçi hakları; Macaristan’da ve diğer Avrupa ülkelerinde hükümet-lerin baskıcı tutumları; Avrupa merkezli çokuluslu şirketlerin Türkiye’de sendikal haklara ve insan hak-larına engel olması; elektrik enerjisi; Trans-Pasifi k sendikal ortaklık anlaşması; Papua eyaletindeki grev-ci PT Freeport Endonezya İşçileri Sendikası’nın ço-kuluslu şirket Freeport McMoRan’a karşı verdiği ce-sur mücadelenin desteklenmesine yönelik kararalar üzerine yapılan tartışma ile sona erdi.

Page 64: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş62

2011 yılı Aralık ayında Tüketici Fiyatları Endeksi’nde (TÜFE)

bir önceki aya göre %0,58, bir önceki yılın Aralık ayına göre

%10,45 ve on iki aylık ortalamalara göre %6,47 artış gerçekleşti.

Üretici Fiyatları Endeksi'nde (ÜFE) ise bir önceki aya göre

%1,00, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,33 ve on iki aylık

ortalamalara göre %11,09 artış yaşandı.

Hükümetin hesabı şaştı

Son açıklanan verilerle birlikte, ay sonları itibariyle 19 ayın ar-

dından TÜFE tekrar çift haneli rakamlara ulaşırken, Kasım

2008'de gerçekleşen yıllık %10,76'lık artıştan sonra fiyatlarda en

yüksek artış yaşandı. Yıllarca “enlasyonun başını ezdik” söyle-

miyle ekonomide başarı hikayesi anlatan AKP hükümetinin 2011

programında enflasyon hedefi %5,3 idi. Program hedefinin ne-

redeyse iki katı kadar çıkan TÜFE artışı, Türkiye'nin yeniden en-

flasyonist bir döneme girmekte olduğunu gösteriyor.

Gıda, ev eşyası ve ulaşımda artış daha fazlaTÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranları, TÜFE'de ana har-

cama gruplarına göre incelendiğinde bir başka gerçek ortaya çı-

kıyor. Emekçilerin bütçesinin büyük kısmını oluşturan gıda ve

ulaştırma gibi harcama kalemlerinde fiyat artışları ortalama

TÜFE artışlarının da üzerinde. Yıllık bazda bakıldığında; yani

bir önceki yılın aynı ayına göre TÜFE’de en yüksek artış %18,50

ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşirken, çeşitli mal

ve hizmetler %17,14, ulaştırma %12,22, gıda ve alkolsüz ve içe-

cekler %12,21, ev eşyası %11,04 oranında artış gösterdi.

Bir önceki yılın aynı ayına göre yüksek artış görülen kalemler-

den, ev eşyası, ulaştırma, çeşitli mal ve hizmetlerde ise 12 aylık

ortamalara göre artışlar da TÜFE'nin üzerinde gerçekleşti. Öte

yandan, giyim ve ayakkabı, lokanta ve otellerde 12 aylık ortala-

maya göre fiyatlar TÜFE ortalamasının üzerine çıktı.

Asgari ücret artışları ancak enflasyon kaybını karşıladı2012 yılı için uygulanacak asgari ücret, 16 yaşından büyükler

için ilk altı ay için net 701,14 TL, ikinci 6 ay için ise 739,80 TL

olarak belirlendi. Böylece 2012'de emekçinin eline geçecek net

asgari ücret ortalamada 720 TL oldu. Bir önceki yılın ortalama

asgari ücret düzeyine göre artış %11,7 dolayında gerçekleşirken,

bu artış 2011 yılı için açıklanan %10,45'lik enflasyon artışının

çok az üzerinde.

Türk-İş'in verilerine göre, Aralık 2011'de 4 kişilik bir ailenin

açlık sınırı 940 TL, yoksulluk sınırı ise 3.063 TL iken ve asgari

ücretin zaten düşük bir düzeyde olduğu ortadayken, asgari ücrete

“fedakarlık” yaptık denilerek yapılan artışın ancak enflasyon ar-

tışını karşıladığı görülüyor. 2011 yılında emekçilerin bütçesinin

%34'ünü ayırdığı gıda ve ulaştırma fiyatlarındaki TÜFE ortala-

masının üzerindeki yüksek artışlar ise asgari ücretlinin aldığı

zammın çoktan eridiğini gösteriyor.

2011 yılı enflasyonu %10,45 oldu. Enflasyonoranlarında yeniden çift haneli rakamlara ula-şılırken, emekçilerin aldıkları zamlar eridi.

Enflasyon yeniden çift haneli

ANA HARCAMA GRUPLARINA GÖRE TÜFE DEĞİŞİM ORANLARI (%) (2003=100)

ARAŞTIRMA SERVİSİ

Page 65: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 63

DAYANIŞMA

Türkiye basın ve ifade özgürlüğünü yargılıyor

CEZAEVLERİNDEKİ GAZETECİ SAYISI 96'YA ULAŞTI

İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde, 26Aralık sabahı yapılan Odatv dava-sının 2. duruşmasını izleyen Tür-

kiye Gazeteciler Sendikası, TürkiyeGazeteciler Cemiyeti, Gazetecilere Öz-gürlük Platformu,Çağdaş GazetecilerDerneği, Ahmet ve Nedim'in GazeteciArkadaşları (ANGA), Avrupa gazeteci

örgütleri, siyasi partilerin ve sendika-ların temsilcileri, milletvekilleri, siviltoplum kuruluşlarının temsilcileri,gençlik örgütleri, yazarlar, aydınlar,okurlar, Adliye binası önünde yapılankitlesel basın açıklamasında tutukla-maları protesto ettiler, “ YargılananAhmet, Nedim ya da diğer gazeteciler

değil, ifade özgürlüğüdür. Özgür basınsusturulamaz” diyerek tepkilerini dilegetirdiler, tutuklu gazetecilerin serbestbırakılmasını talep ettiler.

Ergenekon soruşturması kapsamındaOdatv'de yapılan aramalar sonrasında,gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener

“Sanık sandalyesinde kitaplar, haberler, yazılar var. Hakim önüne çıkarılanAhmet veya Nedim değil, ifade özgürlüğüdür. Davaların, soruşturmaların adıfarklı olsa da amacı aynı; toplum sindirilmek, baskı normalleştirilmek ve siyasiiktidara her türden muhalefet bastırılmak isteniyor. Tutuklu gazeteci arkadaş-larımız serbest bırakılmalı.”

Page 66: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş64

ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulun-duğu 12'si tutuklu 14 sanık hakkındaaçılan davanın 2. duruşması 26 Aralıksabahı başladı.

Türkiye Gazeteciler Sendikası GenelBaşkanı Ercan İpekçi, sendikamızGenel Başkanı Mustafa Öz-taşkın,Genel Mali Sekreterimiz İbra-him Doğangül, CHP İstanbulmilletvekilleri Umut Oran, Oktay Ekşi,Binnaz Toprak ve CHP Denizli Millet-vekili İlhan Cihaner ile BDP MersinMilletvekili Ertuğrul Kürkçü de duruş-mayı izleyenler arasındaydı. Duruş-mayı takip etmek isteyen çok sayıdagazeteci ve uluslararası gözlemci deduruşma salonuna giremedi.

Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın

İçeride dava sürerken saat 12.30'da daÇağlayan Adliyesi önünde kitleselbasın açıklaması yapıldı. Çağlayan Ad-liyesi'nin önünü dolduran kitle elle-rinde, “Tutuklananlar serbestbırakılsın,”, “Basın özgürlüğü, ifadeözgürlüğü istiyoruz,” “Özel YetkiliMahkemeler Kaldırılsın”, “Kitaptan,yumurtadan bomba olmaz Başbakan”,“Halkın haber alma özgürlüğü var”,“AKP faşizmine geçit yok” şeklindedövizler taşıyarak tutuklamaları pro-testo etti. Basın açıklamasında ilk ko-nuşmayı gazeteciler Ahmet ve

Nedim'in Gazeteci Arkadaşları(ANGA) adına Emel Soy yaptı. Aynızamanda TGS İstanbul Şube Başkanıolan Soy, Odatv davasında sadece ga-zetecilerin değil, halkın haber alma öz-gürlüğünün, ifade özgürlüğününyargılandığını söyleyerek, “Sanık san-dalyesinde kitaplar, haberler, yazılarvar. Hakim önüne çıkarılan Ahmetveya Nedim değil, ifade özgürlüğüdür.Davaların, soruşturmaların adı farklıolsa da amacı aynı; toplum sindiril-mek, baskı normalleştirilmek ve siyasiiktidara her türden muhalefet bastırıl-mak isteniyor. Tutuklu gazeteci arka-daşlarımız serbest bırakılmalı” dedi.Gazetecilere Özgürlük Platformudönem sözcüsü Turgay Olcayto da

yaptığı konuşmada, “Adalet için, öz-gürlük için buradayız. Düşünce veifade özgürlüğü istiyoruz. Ülkenin hertarafı cezaevine dönüştü. Demokrasi-miz utanç içinde. Umarız Türkiye buayıplardan kısa sürede kurtulur” dedi.

Avrupa Gazeteciler Federasyonu Tem-silcisi de yaptığı konuşmada, “Şu andaburada gördüğümüz durum utanç ve-rici.100'e yakın gazeteci cezaevinde.Eğer bu durum devam ederse Türkiyegazeteciler için tamamen bir hapishaneolacak. Biz Avrupalı gazeteciler olarakbu durumun değişmesi için her türlüçabayı göstereceğiz” diye konuştu.

Tutuklu Gazeteciler Örgütü TemsilcisiNecati Abay ise “Odatv'den yargılananarkadaşların tümünün serbest bırakıl-masını istiyoruz. Tutuklanan son 36gazeteci ile cezaevindeki gazetecilerinsayısı 96'ya ulaştı. Tutuklamaları pro-testo ediyoruz. Özel Yetkili Ağır CezaMahkemeleri ve Terörle Mücadele Ya-sası kaldırılmalıdır” dedi.

YARSAV Eski Başkanı Emin Emina-ğaoğlu, Mersin Bağımsız MilletvekiliErtuğrul Kürkçü, CHP MilletvekilleriOktay Ekşi, Binnaz Toprak, SezginTanrıkulu da birer konuşma yaparaktutuklamaları protesto ettiler.

Ağaoğlu,”Önce yargı bağımsızlığınıortadan kaldırdılar. Şimdi basın özgür-

Page 67: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 65

lüğünü ortadan kaldırıyorlar. Yargıla-nan basın özgürlüğüdür. Böyle birdurum, olağanüstü dönemlerde bile ya-şanmadı. Basının işlevi, Resmi Gazetegibi görülüyor. Bizler bu mücadeledebedel ödeyenlerin yanındayız” dedi.

Mersin Bağımsız Milletvekili ErtuğrulKürkçü de konuşmasında bu davanınHopa Davası gibi çökmeye mahkumolduğunu belirterek, “Bu davalarla ga-zeteciler değil Ağır Ceza Mahkemelerive Savcıları itibarsızlaşıyor. Kürtleri,gazetecileri, aydınları, devrimcileri ce-zaevlerine dolduruyorlar. Ancak bugüçler bu cezaevlerinin duvarlarınıaşıp özgürlüklerine kavuşacaklardır.Bizler parlamentoda gereği neyse onuyapacağız.”

Oktay Ekşi ise yaptığı konuşmada,”Bu

kadar utanç verici bir duruşma izleme-dim. Beni çok utandırdı. Gazetecilerideğil, düşüncelerini tutukladılar. Ayıp-tır, utanç vericidir. 96 düşünce adamı-

nın tutuklanması bu ülkeyi yönetenzihniyetin ne kadar faşizan bir anlayışasahip olduğunu gösteriyor. Ancakbizim geleceğimiz aydınlık, bu zihni-yeti savunanların geleceği ise karanlık-tır” dedi. Sezgin Tanrukulu da yaptığıkonuşmada, Türkiye'nin AKP'nin bas-kısı altında inim inim inlediğini belir-terek yapılanın, AKP'nin yargıoperasyonu olduğunu söyledi. Tanrı-kulu, “Bu dava ile savcılar bu baskılarıdünyaya ve Türkiye'nin tümüne göster-diler. Bizler dayanışma içinde olarakbunların üstesinden geleceğiz” dedi.

Sendikal Güç Birliği Platormu adınadönem sözcüsü olarak bir konuşmayapan Hava-İş Genel Başkanı AtilayAyçin ise saldırıların sadece gazeteci-lere yönelik olmadığını, toplumun herkesimine saldırı olduğunu belirterekşunları söyledi: “İddianameler boş,gerçekçi değil, söylenenler yalan. Amaher şey bu ceberrut iktidar tarafındangerçekleştiriliyor.

Artık bizlerin de alternatif olarak bir-şeyler yapması lazım. Ortak düşünce,ortak eylem temelinde sonucu değişti-recek birşeyler yapmalıyız. Yarın içe-ride olanların yanında olmamamız gibibir şeyin garantisi yok. Bizler, Sendi-kal Güç Birliği Platformu olarak taşı-dığımız sorumluluğun gereği olaraküzerimize düşen görevi yapmaya çabagösteriyoruz. Bu anlamda da herkesi,her kesimi göreve çağırıyoruz.”

Özel yetkili İstanbul CumhuriyetBaşsavcıvekilliğince hazırlanan id-dianamede, Yalçın Küçük'ün ''silahlıörgüt kurmak ve yönetmek'', ''kaosortamı oluşturmak amacıyla halkı kinve düşmanlığa tahrik etmek'', ''devle-tin güvenliği veya iç ve dış siyasalyararları bakımından niteliği itiba-rıyla gizli kalması gereken bilgileritemin etmek'', ''yasaklanan bilgileritemin etmek'', ''adil yargılamayı etki-lemeye teşebbüs etmek'' suçlarındanve ''örgüt yöneticisi sıfatıyla diğerşüphelilerin işlemiş olduğu özel ha-yatın gizliliğini ihlal etmek'' suçun-dan 21 yıldan 43 yıla kadar hapislecezalandırılması isteniyor.

Soner Yalçın'ın ''silahlı örgüte üyeolmak'', ''kaos ortamı oluşturmakamacıyla halkı kin ve düşmanlığatahrik etmek'', ''devletin güvenliğiveya iç ve dış siyasal yararları bakı-mından niteliği itibarıyla gizli kal-ması gereken bilgileri temin etmek'',''yasaklanan bilgileri temin etmek'',''adil yargılamayı etkilemeye teşeb-büs etmek'', ''özel hayatın gizliğiniihlal etmek'' ve ''kişisel verileri hu-kuka aykırı olarak kaydetmek'' suçla-

rından 14 ile 36,5 yıla kadar hapis ce-zasına çarptırılması istenen iddiana-mede, gazeteci Ahmet Şık ile eskiEmniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın ''si-lahlı örgüte yardım etmek'' suçundan7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis ceza-sına çarptırılması talep ediliyor.

Kaşif Kozinoğlu'nun ''silahlı örgüteüye olmak'', ''devletin güvenliği veyaiç ve dış siyasal yararları bakımındanniteliği itibarıyla gizli kalması gere-ken bilgileri temin etmek'' ve ''yasak-lanan bilgileri temin etmek'' suç-larından 11,5 yıldan 26 yıla kadarhapis cezasına çarptırılması talep edi-len iddianamede, Nedim Şener'in de''silahlı örgüte yardım etmek'' suçun-dan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis ce-zasına çarptırılması öngörülüyor.

İddianamede, diğer sanıkların dabenzer suçlara ilişkin olarak 7,5 ila23 yıl arasında değişen hapis cezala-rına çarptırılması isteniyor. Davanınsanıkları arasında yer alan Kaşif Ko-zinoğlu, tutuklu bulunduğu SilivriCezaevinde 12 Kasım'da rahatsızlan-mış ve daha sonra hayatını kaybet-mişti.

Ceza istemleri

Page 68: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş66

Kamu Emekçileri SendikalarıKonfederasyonu (KESK) veTürk Tabipleri Birliği (TTB)

üyesi kamu emekçileri 21 Aralık Çar-şamba günü, “ En uzun gecenin bittiği21 Aralık'ta aydınlığa ulaşmak içingrevdeyiz” diyerek, ülke genelindegreve çıktılar, hükümetin uygulamala-rını protesto ettiler. Ülke genelinde iş-yerleri önünde toplanıp kentlerin en

işlek merkezlerine, alanlarına yürüye-rek basın açıklamalarının yapıldığıgenel eylemde Ankara, İstanbul, İzmirve Diyarbakır'da da ayrıca mitingler ya-pıldı. KESK ve TTB'nin genel eylemineTMMOB gibi meslek odaları, Türk-İşve DİSK gibi konfederasyonlar ve si-yasi partilerle sivil toplum örgüleri dedestek verdi. Ülke genelinde acil sağlıkhizmetleri dışında hastanelerde çalışan-

lar, öğretmenler ve diğer kamu kurum-ları çalışanları iş bıraktı. Genel eylemeİstanbul'da Genel Başkanımız MustafaÖztaşkın, Genel Örgütlenme ve EğitimSekreterimiz Nimetullah Sözen ve Pet-rol-İş üyeleri de katılarak destek verdi.

“Taleplerimiz, sadece kamu hizmeti ve-renlerin değil kamu hizmeti alan 75milyon insanın ortak talebidir” denilenKESK açıklamasında, “ Sağlık ve eği-tim başta olmak üzere kamu hizmetle-rinin piyasalaştırılmasına karşıgrevdeyiz. Emeklilerimizin sefalet ko-

DAYANIŞMA

Grevli toplu sözleşme, güvenceli istihdam, insanca yaşaya-cak temel ücret, ek ödemelerin emekli aylıklarına dahil edil-mesi, baskı, ceza ve sürgünlerin durdurulması, herkeseparasız sağlık hakkı için 21 Aralık Çarşamba günü Türkiyegenelinde tüm illerde greve çıkan KESK ve Türk TabipleriBirliği üyesi kamu emekçileri ayrıca Ankara, İstanbul, İzmirve Diyarbakır'da da grev mitingleri yaptı.

Kamu emekçileri, sağlık çalışanları alanlarda...

Page 69: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş 67

şullarına karşı grevdeyiz. Çocuklarımı-zın geleceği için grevdeyiz” denildi.

TTB ise 663 sayılı Kanun HükmündeKararname ile sağlık hakkının paralıhale getirilmesine karşı ülke genelindebir günlük greve gitti, mitingler yaptı.

İstanbul'da Anadolu Yakası'nda çalışankamu emekçileri Eminönü Garıönünde, Avrupa Yakası'nda çalışan

kamu emekçileri de Çapa Tıp Fakül-tesi önünde toplanarak ortak mitingalanı olarak belirlenen Beyazıt Mey-danı'na doğru her iki koldan KESKpankartı arkasında kortej oluşturarakyürüyüşe geçtiler. İşçi sendikaları,meslek odaları, siyasi partiler, demo-

kratik kitle kuruluşları ve gençlik örgüt-leri de KESK kortejlerinin arkasındayürüyüşe katıldılar.

Yürüyüş boyunca sık sık, “Kapıkuludeğiliz, emekçiyiz”, “Bu sömürü düze-nine karşı grevdeyiz”, “İnsanca yaşanı-lacak bir ücret için grevdeyiz” “Tümemekçiler için grevdeyiz”, Taşeronlaş-maya karşı grevdeyiz”, “Parasız eğitim

için grevdeyiz”, “Parasız sağlık içingrevdeyiz”, “İş, ekmek, özgürlük, eşit-lik, barış için grevdeyiz” “1 Ocak'tanitibaren yeşil kartın iptal edilmesinekarşı grevdeyiz”, “İnsanca bir yaşamiçin grevdeyiz” “İşsizliğe, yoksulluğakarşı grevdeyiz” , “Toplu sözleşmehakkımız, grev silahımız”, “ Kurtuluşyok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Gün gelecek, devran döne-cek, AKP halka hesap verecek”, “Emeğimize, geleceğimize ve sağlıkhakkına sahip çıkmak için g(ö)revde-yiz”, “ “Sağlık haktır satılamaz”, “Pa-rasız eğitim, parasız sağlık” şeklindesloganlar atıldı, dövizler taşındı.

Emekçiler saat 13.00'de Beyazıt Mey-danına ulaştığında sendikalar, meslekodaları, demokratik kitle örgütleri adınatemsilciler birer konuşma yaptı. BeyazıtMeydanını dolduran emekçilere hitabenTürk-İş adına Hava-İş Genel BaşkanıAtilay Ayçin, DİSK adına Genel Baş-kan Vekili Tayfun Görgün, Türk Tabip-ler Birliği adına Merkez Konseyi ÜyesiOsman Öztürk ve KESK adına daGenel Sekreter İsmail Hakkı Tombulbirer konuşma yaptılar.

Yapılan konuşmalarda, uygar dünya ül-kelerinde 50 yıl önce tanınan grevlitoplu sözleşme hakkının Türkiye'de,“ileri demokrasi”yi ağzından düşürme-

Page 70: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş68

yen iktidar tarafından kamu emekçile-rine çok görüldüğü ifade edilerek şuaçıklamalar yapıldı:

“Kamu emekçilerinin yıllardır verdiğimeşru mücadele, uluslararası söz-leşme ve anlaşmaların yanısıra Ana-yasa'nın 90. maddesi yok sayılarakgrevli toplu sözleşme hakkımız engel-lenmeye çalışılmaktadır. 4688 sayılı ya-sada değişiklik öngören kanun tasarısıtaslağı var olanın da gerisinde düzenle-meler içeriyor.”

KESK'in bir günlük greve çıkmasınıngerekçeleri ise şöyle sıralandı:

“Kamuda esnek, güvencesiz ve perfor-mansa dayalı çalıştırma temel istihdambiçimi olmuştur. Taşeronlaştırma veözelleştirme uygulamalarıyla kamu ser-mayeye peşkeş çekilmiştir.

Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesiiçin çıkarılan yasalar yetmezmiş gibiKanun Hükmünde Kararnameler ile busürece son nokta konmak istenmekte-dir.

Kamu emekçileri ortalama 1500 TLmaaş alarak açlığa yakın, yoksulluğauzak bir yaşam mücadelesi veriyor.Milyonlarca insanımıza layık görülen659 TL'lik asgari ücretten bile vergi ke-sintisi yapılmaktadır.

Yıllardır maaşlarımıza yapılan yüzdelikzamlar “Ek Ödeme” statüsüne sokula-rak emekliliğimize yansıtılmadığı içinçalışırken yaşadığımız sefalet koşullarıemekliliğimizde daha da derinleşmek-tedir.

Sendikal hak ve özgürlük mücadelesiyürütenler de AKP'nin baskılarından

payına düşeni almaktadır. BugünKESK'in toplam 33 yönetici ve üyesi-nin hala tutuklu olması da sendikal hakve özgürlükleri için mücadele edenleretahammülsüzlüğün vardığı boyutlarıgöstermektedir.”

TTB Merkez Yönetim Kurulu ÜyesiOsman Öztürk ise mitingde yaptığı ko-nuşmada, AKP'nin başlattığı sağlık re-formu çerçevesinde sağlık sektörününpiyasalaştırılarak hem doktorların hemde hastaların mağdur edildiğini belirte-rek şunları söyledi:

“ AKP 663 nolu KHK'yi bir gece ya-rısı, bırakın meslek örgütlerini, sendi-kalar, muhalefet ve kendimilletvekillerine dahi sormadan çı-karttı. Bu KHK ile 1 Ocak'tan itibarenyeşil kartlar kalkacak.

Neredeyse herkes sağlık primi ödeye-cek. İlaç başına katkı payı ödenecek.Biz bugün hastanelerde kurduğumuzHalk Meclislerinde bu KHK'ye kırmızıkart göstererek parasız sağlık için mü-cadele ediyoruz.”

Beyazıt mitingi Grup Yorum ve Mezo-potamya Kültür Merkezi sanatçılarınınşarkıları eşliğinde halaylar çekilereksona erdi.

Page 71: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Hazırlayan : Dış İlişkiler Servisi

DOSYA

YUNANİSTAN’DA KRİZ ve SENDİKALAR

Page 72: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Köhnemiş neoliberal ideoloji ve politi-kaların yarattığı küresel ekonomik kriz ABD’den Avrupa’ya sıçradı. Avrupa’da

bu küresel kasırganın merkezine çekilen ilk ülke ise Yunanistan oldu. Sırada kıtanın -Portekiz da-hil- özellikle Akdeniz sahilinde yer alan öbür “Güney ülkeleri” var.

IMF, AB ve Avrupa Merkez Bankası’ndan oluşan troyka krizden çıkış reçetesi olarak Yunanistan hükümetinin alacağı kredi paketleri karşılığında kemer sıkma programı uygulamasını istedi. Hü-kümet bu dayatmayı kabul etti.

İktisatçı Stiglitz’in bu konudaki saptaması çok net:

“Serbest piyasa ideolojisi daha birkaç yıl önce dünyayı yıkımın eşiğine getirdi. Yunanistan’daki kriz karşısında verilen ilaç köhne kemer sıkma paketleri ve özelleştirmeden ibaret. Uygulama-yı kabul eden ülkeleri daha da yoksul ve savun-masız hale getiren bu reçete Doğu Asya’da, La-tin Amerika’da ve başka yerlerde başarısız kaldı. Bu sefer de öyle olacak. Yunanistan sorunlarını kemer sıkma politikasıyla asla çözemeyecek. Ba-şarısızlığı defalarca kanıtlanmış fi kirleri ve reçe-teleri bir kez daha denemeye aslında ihtiyacımız var mı? Olmamalı. Bu konuda yaşanacak başarı-sızlık yıkıcı olacaktır.”

Papandreu’nun 2004-2007 döneminde ekono-mi danışmanlığını yapmış Atina Üniversitesi öğ-retim üyesi Yanis Varufakis ise bu saptamayı te-yit ediyor:

“Sorun şudur: Kemer sıkma programının uygu-lanması krizden çıkışı sağlar mı? Sağlamaz. Ke-merlerin daha fazla sıkılması borç krizini derin-leştirir ve bütün avro bölgesini negatif büyüme kapanına sokar.”

Kemer sıkma politikalarının ne anlama geldiği-

ni kendi toplumsal yaşam deneyimleriyle öğren-miş olan Yunanistan işçi sınıfı ve onun sendikal hareketi toplumun diğer emekçi kesimleriyle bir-likte ayağa kalktı. Kemer sıkma önlemlerini içe-ren yasa iktidarın ve muhalefetteki Yeni Demok-rasi Partisi’nin başını çektiği sağ blokun oylarıy-la parlamentodan geçmiş olmasına rağmen, sen-dikal hareket birlikte davrandığı toplumsal güç-lerle birlikte, “Krizi biz yaratmadık, faturasını da biz ödemeyeceğiz. Geçit yok!” diyor. Sendikal hareketin direnişi sürüyor.

Dosyamız, Papandreu hükümetinin görevden çe-kildiği ana kadar olan dönemi kapsıyor.

Yunanistan’da ilk sendika 1879’da tersane-lerdeki ağaç işçileri tarafından kuruldu. Bu-gün de faaliyette olan Yunanistan Genel İşçi Konfederasyonu’nun (GSEE) kuruluş tarihi ise 1918. Yunanistan işçi sınıfı ve sendikal hareketi faşist Alman işgalinin, iç savaşın ve faşist askeri diktatörlüğün ateş çemberinden geçti.

Ülkede sendikalı işçi oranı kamuda yüzde 30, özel sektörde ise yüzde 18. Kamu sektörünün kü-çülmesi ve özelleştirmeler, esnek istihdam, vb. neoliberal politikalar nedeniyle sendikalı işçi ora-nı son 20 yılda ortalama yüzde 12 kadar düşmüş.

Yunanistan’da bugün üç büyük sendikal merkez var: GSEE (Yunanistan Genel İşçi Konfederasyo-nu), ADEDY (Memur Sendikaları Konfederasyo-nu) ve konfederal yapıda olmamakla birlikte işçi sınıfının önemli kesimlerini harekete geçirebilen birleşik hareket PAME (Tüm İşçilerin Mücade-le Cephesi).

Yunanistan’da haklı ve onurlu bir mücadeleyi sürdüren kardeşlerimize dayanışma selamlarımı-zı gönderiyoruz.

Dostça selamlar.

Merhaba

70

Page 73: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

YUNANİSTAN’DAKİ KEMER SIKMA ÖNLEMLERİ NELER?YUNANİSTAN’DAKİ KEMER SIKMA ÖNLEMLERİ NELER?

Kesintiler

• Kamu sektöründe ücretler yüzde 20, kamu işletmelerinde ise yüzde 30 düşürülecek.

• 30.000 memura normal ücreti-nin yüzde 60’ı ödenecek.

• 1.000 avronun üzerindeki emek-li maaşlarında yüzde 20 kesin-ti olacak; 55 yaş altındaki emekli-lerin aynı düzeydeki maaşlarında ise yüzde 40 kesintiye gidilecek.

• Sağlık harcamaları 2011’de 310 milyon avro kısılacak, 2012 ila 2015 arasında ise 1,8 milyar avro-luk bir kısıntıya daha gidilecek.

• Eğitim harcamaları 1.976 okulu kapatmak veya birleştirmek sure-tiyle kısılacak.

• Savunma harcamaları 2012’de 200 milyon avro kısılacak, 2013’ten 2015’e kadar ise her yıl 333 milyon avro kısılacak.

Vergiler

• Vergi muafi yet sınırı 12.000 av-rodan 5.000 avroya indirilecek.

• İşsizlere yönelik kaynak yarat-mak amacıyla, hane başına yüzde bir ila beş oranında “dayanışma vergisi” uygulanacak.

• Doğalgaz, sigara ve alkolde do-laylı vergiler üçte bir oranında ar-tırılacak.

• Katma değer vergisi (KDV) oranları artırılacak.

Satışlar

• Hellenic Telecom’un yüzde 10’u 400 milyon avroya Deutsche Telekom’a satılacak.

• Çeşitli bankalardaki, kamu hiz-meti veren kuruluşlardaki, li-manlardaki, havalimanların-daki ve arazilerdeki hisseler 2011/2012’de satılacak.

Yunanistan’da Ekim 2011 genel grevi

Kesintiler

• Kamu sektöründe ücretler yüzde

Kesintiler

333 milyon avro kısılacak.

Vergiler

333 milyon avro kısılacak. Satışlar

• Hellenic Telecom’un yüzde

oranları artırılacak.

Satışlar

Yunanistan’da 19-20 Ekim 2011’de 48 sa-atlik genel grevle hayat durdu. Genel grev sırasında Atina’da 500.000’in üzerinde

kamu ve özel sektör işçisi, memur, emekli, öğren-ci, serbest meslek mensubu, vb. yürüdü. Bu rakam tüm Yunanistan’da ise bir milyonu aştı. Bakanlık binaları işgal edildi. İki gün boyunca ülkede hayat durdu. Şehirlerdeki toplu taşıma araçları, yük ge-mileri, kamyonlar, uçaklar çalışmadı. Küçük esna-fın önemli bir bölümü dükkânlarını kapattı. Çalışan otobüs ve trenler ise grevcileri ve göstericileri taşı-yordu. Bazı fırınlar bedava ekmek ve çörek dağıt-mak için açık kalmıştı.

Genel grev haftalar öncesinden başlayan ve giderek tırmanan zincirleme sendikal eylemlerden sonra ya-pıldı. Birçok bakanlık binası Ekim ayının başından beri işgal altındaydı. Temizlik işçileri üç hafta bo-yunca çöp sahalarını işgal ettiler. Hükümetin özel

kamyonlarla grevi kırma girişimleri sonuçsuz kaldı.

Troyka 152 milyar ve 157 milyar avro tutarında iki kurtarma paketinin karşılığında kemer sıkma ön-lemlerini şart koşuyor. İşçi ücretleri yüzde 40’a va-ran oranlarda düşürüldü. Özel sektördeki toplu söz-leşmelerin kaldırılması öngörülüyor. 30.000 işçi iş-ten çıkarıldı; 90.000 işçi ise sırada. 2012 ve 2013’te istihdam daha da daraltılacak. Emekli ve memur maaşları daha da düşürülüyor. Vergi muafi yet sını-rı aşağı çekiliyor: Yılda 6.700 dolar gibi düşük üc-ret kazanan işçi de vergilendirilecek. Buna muka-bil vergi kaçakları devam ediyor ve vergi tabanı ge-nişletilmiyor.

“Şok tedavisi” denen önlemler Yunanistan’ı düze çıkarma konusunda hiçbir sonuç vermedi. Sadece, insani ve toplumsal bedeli büyük, eşi görülmemiş bir resesyona ve yıkıma yol açtı.

İşçi sınıfı ve toplumun emeğiyle geçinen diğer ke-simleri bu yıkım sürecine 24 Şubat, 11 Mart, 5 Ma-yıs ve 20 Mayıs 2010 günlerinde genel grevle ce-vap verdi. En son 19-20 Ekim 2011 günlerinde 48 saatlik genel grev geldi.

“Şok tedavisi” denen önlemler Yunanistan’ı düze çıkarma konusunda hiçbir sonuç vermedi. Sadece, insani ve toplum-sal bedeli büyük, eşi görülmemiş bir resesyona ve yıkıma yol açtı.

71

Page 74: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Andy GianniotisDimitris FasfalisDimitris Fasfalis

“Hükümet, IMF ve AB, işçi-leri ve toplumumuzu şim-diye kadar görmediğimiz

acımasızlıkta bir sosyal barbar-lığa sürüklüyor. Ücretlerimi-zi çalıyorlar, emekli maaşlarımı-zı çalıyorlar, sosyal haklarımızı çalıyorlar, yaşama hakkımızı ça-lıyorlar. Çalışma ilişkilerine or-man kanunu dayatıyorlar.”

Büyük sermayenin ken-di yarattığı krizin faturası-nı emekçi halka ödetme gi-

rişimine karşı Avrupa’da yaygınla-şan mücadelenin ön safında bugün Yunanistan’daki işçiler var. Yunanistan’daki direniş, sendi-ka aktivistlerine, ekonomik krizin akıbetini belirlemede mücadelenin yeni olanaklar açabileceğini göste-riyor. 20 Mayıs’taki 24 saatlik genel grev sendikal hareketin başarısını tescil etti. Atina’da 50.000’den faz-la insan sokaklara döküldü ve ülke-nin büyük kent merkezlerinde gös-teriler yapıldı. Devlet okullarındaki öğretmenler de Atina’daki gösteriye yığınsal biçimde katıldılar. Kamu sektöründe greve katılım, özel sek-tördekinden farklı olarak, çok yük-sekti.

5 Mayıs genel grevi

5 Mayıs 2010’daki genel grev ve gösteriler kesinlikle başarı-lıydı. Genel İşçi Konfederasyo-nu (GSEE) ile memurların sendi-kal merkezi ADEDY’nin yaptığı 24 saat iş durdurma çağrısına yığın-sal olarak uyuldu. Bütün büyük şe-hirlerde gösteriler yapıldı. Kuzey Yunanistan’ın metropolü Selanik’te binlerce gösterici sokaklardaydı.

Ne var ki gösterilerin en bü-yüğü 250 bin kişinin katıldığı Atina’daydı. Katılımcıların bileşi-mi işçi sınıfının başkentteki bütün kesimlerini yansıtıyordu: Pire tersa-nelerindeki özel sektör işçilerinden kamu kesimindeki öğretmenlere, hemşirelere, elektrik şirketi işçileri-

ne, işsizlerden ve emeklilerden göç-men ve kayıt dışı işçilere, üniversite ve lise öğrencilerine kadar çok de-ğişik kesimler katılmıştı. Gösteriler-deki sloganların hepsi, küresel ser-mayenin tetiklediği kapitalist krizin faturasını ödemeyi halkın reddetti-ğini dile getiriyordu: “İşçi düşmanı fırtınaya hayır”, “Esnekliğe hayır, 35 saatlik çalışma haftasına evet”, “İşçiler ayağa kalkın! Elimizde-ki her şeyi alıyorlar”, “Kârlarını biz ödedik, krizlerini ödemeyeceğiz”.

ADEDY’nin başkan yardımcısı Ili-as Vretaku IMF/AB/Hükümet üçlü-sünün kemer sıkma planına karşı di-renişi şöyle açıklıyordu:

“Bütün Avrupa ülkelerinin işçileri-ne, sermaye piyasalarının, hükümet-lerin ve Avrupa Birliği’nin barbar-lığına karşı Atina’dan mücadele ve direniş mesajı gönderiyoruz. Hükü-met, IMF ve AB, işçileri ve toplu-mumuzu şimdiye kadar görmediği-miz acımasızlıkta bir sosyal barbar-lığa sürüklüyor. Ücretlerimizi ça-lıyorlar, emekli maaşlarımızı çalı-yorlar, sosyal haklarımızı çalıyorlar, yaşama hakkımızı çalıyorlar. Çalış-ma ilişkilerine orman kanunu da-yatıyorlar. Yaşlı bir işçiyi işten atıp onun yerine aynı parayla güvence-siz koşullarda çalışacak üç ya da dört genç işçiyi işe alma olanağını işverenlere veriyorlar.”

Buna karşılık Fransa Genel İşçi Konfederasyonu’ndan (CGT) Paul Fourier’nin şu mesajı anlamlıydı: “Bugün hepimiz Yunanız!”

5 Mayıs’tan önce ve sonra

5 Mayıs eylemleri başarılıydı, çün-kü hazırlanmıştı: Birleşik yığın ey-lemi kendiliğinden gerçekleşmedi, tersine sendikaların üç ay boyunca hareket halinde olmasının sonucuy-du. Daha 24 Şubat’ta, sendikal ha-reket açıklanan kemer sıkma planı-na direnişle karşılık verdi. Böyle-ce egemen sınıfın ve onun sözcüle-

rinin enformasyon ve siyaset tekeli-ne karşı çıktı. Sokaklarda ve işyer-lerinde başlatılan eylemlerle veri-len bu cevap, mali sermayenin yaz-dığı senaryonun dışında başka seçe-nekler de olabileceğini ortaya koy-du. Böylece, kemer sıkma planının zorunlu tek seçenek olduğu yönün-deki gerici ve hareketsizlik aşılayan anlayış sarsıldı. Halkın karşı atağı-nın önü açıldı. 24 Şubat 2010’da, hükümetin açıkladığı önlemlere ilk genel grevle cevap verildi. Atina’da 45.000 kişi, Selanik’te 10.000 kişi sokaklardaydı. 11 Mart’ta ise göste-riler eşliğinde ikinci 24 saatlik ge-nel grev yapıldı.

24 Şubat, 11 Mart, 5 Mayıs ve 20 Mayıs genel grevleri kemerlerin sı-kılmasına karşı halkın harekete geç-mesinin en gözle görülür örnekle-riydi. Ne var ki kapsamca daha sı-nırlı olan öbür eylemler de direni-şe ivme ve süreklilik kazandırmada önemli bir rol oynadı.

Çoğunluğun kafasında kaçınılmaz görünen şey, adım adım, toplumsal güçler arasındaki ilişkide çözüle-cek bir sorun haline geldi. Toplum-sal hareket içinde katılımcılar özgü-venlerini kazanıyorlar ve mücade-lenin sonucunun henüz alınmadığı fi kri güçleniyor.

“Hükümet, IMF ve AB, işçi-“Hükümet, IMF ve AB, işçi-“leri ve toplumumuzu şim-“leri ve toplumumuzu şim-“diye kadar görmediğimiz acımasızlıkta bir sosyal barbar-lığa sürüklüyor. Ücretlerimi-zi çalıyorlar, emekli maaşlarımı-zı çalıyorlar, sosyal haklarımızı çalıyorlar, yaşama hakkımızı ça-lıyorlar. Çalışma ilişkilerine or-

acımasızlıkta bir sosyal barbar-

Hükümet, IMF ve AB, işçi-leri ve toplumumuzu şim-diye kadar görmediğimiz

acımasızlıkta bir sosyal barbar-

Ekonomik kriz: Yunanistan’da sınıf mücadelesi kızışıyor

72

Page 75: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Yunanistan’da uygulama-ya konulan önlemlerle ulaşım, enerji ve bazı hiz-

metler liberalleştirilecek ve özel-leştirmeye açılacak; fi nans sek-törü, AB ile IMF’nin yardımıyla kurulacak bir fondan yararla-nacak; çalışmada “esneklik” ar-tacak; işten atmalar kolaylaşa-cak; ve ekonomi IMF’nin kont-rolüne girecek.

Mayıs’ın yirmisindeki ge-nel grevle birlikte, Atina ve diğer şehirlerdeki bü-

yük gösterilerle, Yunanistan’da iş-çiler, hükümetin, Avrupa Birliği’nin ve Uluslararası Para Fonu’nun da-yattığı kemer sıkma programına di-renmeyi sürdürdü. Bu yılki dördün-cü genel grevde, Atina’da 50.000 kişi parlamentoya yürüdü.

Gösteriler sırasında, üç büyük ulusal sendikal merkezden biri olan PAME üyesi işçiler Çalış-ma Bakanlığı’nı işgal ettiler. Diğer ulusal sendikal merkez Genel İşçi Konfederasyonu (GSEE) Yönetim Kurulu üyesi Stathis Anestis gös-teriye katılan işçilere şöyle diyor-du: “Emekli maaşlarından 600-700 avro kesilmesi akıl almaz, insaf dışı ve kabul edilemez bir şey. Emekli fonlarını yağmalayanlara ise doku-nulmuyor; onların hiçbiri hapse gir-medi.”

Gösterilerde öğretmenler, hasta-ne işçileri, ulaşım işçileri, beledi-ye işçileri, elektrik ve banka işçi-leri, özel sektörden birçok sendi-kayla birlikte kendi pankartları al-tında yürüdü. GSEE, katılımın ter-sanelerde, rafi nerilerde ve doklarda yüzde 100, inşaat sektöründe yüz-de 90, sanayide, bankalarda ve dev-let işletmelerinde yüzde 70 olduğu-nu açıkladı. Grevde okullar kapan-dı, feribotlar ve trenler çalışmadı,

hastanelerde sadece acil servis per-soneli çalıştı. Akropol ve öbür tari-hi yerler kapalıydı.

Borç krizi

Yunanistan ekonomisi 2000’lerde avro bölgesindeki en hızlı büyüyen ekonomilerden biriydi. 2000’den 2007’ye kadar yıllık büyüme hızı yüzde 4 idi. 2008’de küresel fi -nans krizinin patlaması özellikle Yunanistan’ı ağır bir şekilde etki-ledi. Ülkenin en büyük sanayi kol-larından ikisi olan turizm ve deniz taşımacılığı sektörlerinde gelirler 2009’da yüzde 15 düştü.

2009 sonlarında yeni seçilmiş sos-yal demokrat PASOK hüküme-ti, 2009 bütçe açığının GSYH’nin yüzde 13,6’sı dolayında olduğunu açıkladı. Ekim 2009 seçimlerinden önce, muhafazakâr Yeni Demokrasi Hükümeti, açığın GSYH’nin yüzde 6-8’i kadar olduğunu öne sürmüş-tü. Oysa, toplam 2009 kamu sektö-rü borcu GSYH’nin yüzde 115’ini buluyordu.

O zaman ortaya çıktı ki Yunan hü-kümetleri avro bölgesinde kalabil-mek için toplam borç düzeyini giz-liyordu. Borç gerçeğinin açığa çık-ması sonucunda, uluslararası fi -nans kurumları Yunanistan’ın kre-di notunu düşürdü. 27 Nisan’da ise Yunanistan’ın kredi notu “ifl as” sta-

tüsüne düşürüldü. Yunanistan’ın devlet tahvillerini “ifl as” statüsüne düşüren aynı kredi derecelendirme kuruluşları, ABD’deki milyarlarca dolarlık ipotek kredisi tahvillerine “3A” kredi notu vermişti. PASOK hükümeti temerrütten kaçınmak için AB ile IMF’den bir kurtarma paketi istedi. AB ve IMF acil durum kredisi olarak 110 milyar avro (150 milyar dolar) sağlayacak. Tarihteki en büyük kurtarma paketidir bu.

Bunun Yunanistan halkına faturası yüksek olacak. Kredi paketi, büyük vergi artışları ile harcamalarda kı-sıntıların yanı sıra, kamu sektörün-de ücretlerin 2014’e kadar dondu-rulmasını şart koşuyor. Bu aslında ücretlerin aşağı çekilmesi demek. Çünkü ikramiye adı altında veri-len, düşük ücretli kamu kesimi iş-çilerinin gelir paketinin önemli bir bölümünü oluşturan izin paraların-da büyük kesintiler olacak. “Kur-tarma paketi”, Yunanistan’ın bor-cunun büyük bölümünü elinde tu-tan Alman, Fransız ve diğer Avru-pa bankalarını hedefl iyor. Temer-rüt halinde, borcun yüzde 70 kada-rı muhtemelen ödenemez hale gele-cek ve bankaların bilançoları bun-dan zarar görecek. Bu nedenle, kur-tarma paketi bankaların kârlarını te-lafi etmeye yönelik bir sübvansi-yondan ibarettir. 6 Mayıs’ta hükümet kemer sık-

Yunanistan’da işçiler kemer sıkma programına direniyorAndy Gianniotis

Yunanistan’da uygulama-Yunanistan’da uygulama-Yya konulan önlemlerle Yya konulan önlemlerle Yulaşım, enerji ve bazı hiz-Yulaşım, enerji ve bazı hiz-Ymetler liberalleştirilecek ve özel-leştirmeye açılacak; fi nans sek-törü, AB ile IMF’nin yardımıyla kurulacak bir fondan yararla-nacak; çalışmada “esneklik” ar-tacak; işten atmalar kolaylaşa-

unanistan’da uygulama-ya konulan önlemlerle ulaşım, enerji ve bazı hiz-

73

Page 76: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

ma önlemlerinin dördüncü paketi-ni uygulamayı kabul etti. Pakette memurlara yönelik maaş indirim-leri, kamu kesimi ücretlerinin üç yıl dondurulması, kamu kesimi iş-çilerinin emeklilik yaşının 61’den 65’e çıkarılması, devlet şirketleri-nin 6.000’den 2.000’e düşürülmesi ve içki, sigara, yakıt ve lüks malla-ra uygulanan vergilerde ve KDV’de kapsamlı artışlar öngörülüyordu. Bu önlemler fi nans piyasalarının başına devlet kuşu konması demek-tir: ulaşım, enerji ve bazı hizmet-ler liberalleştirilecek ve özelleştir-meye açılacak; fi nans sektörü, AB ile IMF’nin yardımıyla kurulacak bir fondan yararlanacak; çalışma-da “esneklik” artacak; işten atmalar kolaylaşacak; ve ekonomi IMF’nin kontrolüne girecek.

Başbakan Papandreu, parlamento-da yaptığı açıklamada, bütün bun-ların ekonominin köklü bir biçimde yeniden yapılanmasının bir parçası olduğunu öne sürdü. 121 oya kar-şılık 172 oy kemer sıkma tasarısı-nın kabulü yönünde kullanıldı. Yeni Demokrasi Partisi milletvekilleri de kabul oyu kullandı. Komünistler ve sol koalisyon red oyu kullandı.

Kemer sıkma programı neden hiçbir şeyi çözmeyecek

Yunanistan avro bölgesinin bir par-çası olduğu için, ne parasını devalüe edebilir ne de faiz oranlarını değiş-tirebilir. Borcu da yeniden yapılan-dırılamaz, çünkü borcun yüzde 80’i Avrupa fi nans kurumlarının elinde-dir. Bu Avrupa bankaları hükümet-lere yüksek faizli kredi vermek üze-re Avrupa Merkez Bankası’ndan yüzde 1 faizle ödünç para alır.

Yukarıda sözü geçen kemer sıkma önlemlerine karşılık, avro bölgesin-deki ülkeler Yunanistan’a üç yıl bo-yunca yüzde 5 faizle 100-135 mil-yar avro kredi verecek. Böylece, avro bölgesinde en zengin ülkeler-deki bankalar Yunanistan emekçi halkının sırtından muazzam miktar-da paralar kazanacak. Fransa mali-ye bakanı yılda 150 milyon avroluk bir kâr bekliyor.

Ekonomistler önlemlerin Yunanis-tan ekonomisinde bütün Avrupa’da zincirleme etki yaratabilecek eşi görülmemiş bir çöküşe yol açaca-ğı konusunda kaygılarını dile ge-tiriyorlar. Brüksel’den ekonomist Daniel Gros’un hesaplarına göre: “Yunan hükümetinin harcamala-rında GSYH’nın yüzde biri oranın-daki her düşüşe karşılık, ülkede-ki toplam talep GSYH’nın yüzde 2,5’u oranında düşer.” Buna göre, eğer Atina devlet harcamalarını GSYH’nın yüzde 10-15’i oranında kısarsa, ekonomi kabaca yüzde 30 oranında gerileyecektir.

Sermaye basınının kemer sıkma ön-lemleriyle ilgili ana mesajı, bunun borç krizini çözmek için gerekli ol-duğu yolundadır. Ama bu doğru de-ğil. Önlemler krizin yükünü Yuna-nistan işçi sınıfının omuzlarına yık-mak için gerekiyor. Vergi kaçakçılı-ğı bir spor olsaydı, zengin Yunanlar dünya şampiyonu olurdu.

Yazın sıcaklığın genellikle 35 dere-cenin üzerine çıktığı Atina’nın zen-gin kuzey banliyölerinde, vergi ia-desi dolayısıyla sadece 324 banliyö sakini yüzme havuzu olduğunu be-yan etti. Vergi müfettişleri yüksek duvarların arkasına gizlenmiş paha-lı villaların uydu fotoğrafl arını in-celeyince, 16.974 havuz bulundu-ğunu saptadılar.

Yunanistan dünyanın ikinci en bü-yük ticaret fi losuna sahip: her yıl yaklaşık 6 milyar avro tutarında

KDV kaybına yol açarak devle-ti soyan 4.000 küsur gemi. Bu de-niz nakliyatı şirketleri, GSYH’nın yüzde beşini temsil etseler de, as-lında hiç vergi ödemez. Sektördeki şirketler geçen yıl genel olarak kü-çüldüğü için, Yunan deniz nakliya-tı kodamanları satılık gemileri yok pahasına kapattılar. Büyük patron-ların çoğunluğu mali varlıklarını, sadece yüzde 10 vergiye tabi olduk-ları Kıbrıs’a transfer ettiler.

Ayrıca, Yunanistan, GSYH’ya oran-la, AB’de en büyük askeri harcama-ya sahiptir (bütçe açığının yaklaşık üçte biri). Almanya ve Fransa’daki kapitalist politikacılardan bu aske-ri harcamaların kısılması yönünde herhangi bir öneri gelmiş değil. Al-manya ve Fransa, Yunanistan’a en büyük askeri donanımı satan ülke-lerdir.

PASOK geçen yıl iktidar olmak için klasik bir sosyal demokrat seçim kampanyası yürüttü.

Parti yöneticileri gelirin yeniden dağılımından ve sosyal harcamala-rın artırılmasından söz ettiler ve ça-lışma ilişkilerindeki “ortaçağ” ko-şullarını eleştirdiler. PASOK’un se-çim zaferi oyların Yeni Demokra-si Partisi’nin önerdiği kemer sıkma politikalarına karşı kullanılmasın-dan da kaynaklanıyordu. Şimdi ise PASOK 1949’daki iç savaşın biti-minden bu yana emekçi halka uy-gulanan en ağır önlemleri benimsi-yor.

74

Page 77: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Zoe LanaraYunanistan Genel İşçi Kon-federasyonu (GSEE) Ulusla-rarası İlişkiler Sekreteri

Yunan hükümetinin son kemer sıkma önlemleri emekli maaşlarına yeni ke-

sintiler getiriyor, kısıntıya gidile-cek memur sayısını 30.000’e çıka-rıyor ve mükellefl erin gelir vergisi ödemeye başlayacağı vergi dilimini (muafi yet sınırını) üçte bir oranında düşürerek haftada 100 avroya çeki-yor. Her konut sahibinden, durumu-na bakılmaksızın, elektrik faturala-rıyla yeni bir emlak vergisi alına-cak: İşsizler, engelliler ve emekliler varlıklı kesimlerle aynı vergiyi öde-yecek, yoksa elektrikleri kesilecek.

Yunanistan’ın takati zorlanıyor ve biz Yunanların bundan sonraki ha-yatı ipotek altına alınıyor. Bir öfke ve çaresizlik rüzgârı ülkeyi sarsı-yor. Buna cevap olarak 5 Ekim’de düzenlenecek 24 saatlik kamu ke-simi grevini, Yunanistan Genel İşçi Konfederasyonu’nun (GSEE) ve memurların sendikal örgü-tü ADEDY’nin çağrısıyla, iki haf-ta sonra 19 Ekim’de yapılacak bir günlük genel grev izleyecek.

Kemer sıkma politikasının ilk yılı, ilacın hastalıktan daha kötü oldu-ğunu gösteriyor. AB-IMF kredi me-kanizmasının dayattığı koşullar, Yunanistan’ı fasit bir daireye kıstı-rıyor. Kemerlerin sıkılması reses-yonu besliyor, onu daha sert ke-mer sıkma önlemleri, yeni vergiler ve daha derin bir resesyon izliyor. Bu politikalar Yunanistan’ın mali-yesini düze çıkaramıyor ya da avro bölgesini istikrara kavuşturamıyor. Ancak resesyona yol açıyor. Büyü-me olmadan bütçeyi toparlamanın mümkün olmayacağı açık. Bu du-

rumda, işsizlik ve ifl aslar tırmanı-yor, vergi gelirleri düşüyor ve hal-kın haklı direnişi kabarıyor.

Sokaktaki Yunan vatandaşı KDV’yi de içine alan bir vergi tsunamisiy-le karşı karşıya. Bu tsunami düşük ücretlileri, emeklileri ve direnme-ye devam eden diğer aileleri boğu-yor. Hükümet ise vergi tabanını ge-nişletemiyor ya da vergi kaçağının önünü alamıyor. Alınan her önlem-le birlikte işçilere adım adım krizin faturası ödetiliyor. Alınan her ön-lem daha önceki bütçe kısıntıları-nın, ücret kesintilerinin, yeni ver-gilerin ve 50 milyar avro değerin-deki hızlı özelleştirme programının üzerine tüy dikiyor. IMF/AB/Avru-pa Merkez Bankası üçlüsü (troyka) yeterli bulmazsa, iş bununla da bit-miyor. Toplumsal adaletten yoksun ağır önlemler troykadan gelecek acil durum yardımının önkoşulunu oluşturuyor. Bütün bu önlemler sür-dürülebilir bir çıkış ve gelişme bek-lentisini boğuyor.

İşsizlik görülmemiş düzeylerde. İş-sizlik oranı 2008’den bu yana ikiye katlanarak beşte biri buldu. Bir mil-yonun üzerinde insan işsizken, önü-müzdeki iki yılda kamu kesimin-de istihdam alanında 150.000 kişi-lik bir kısıntıya gidilecek. Bütün bu

uygulamalar Yunanistan’ı 1950’le-rin düzeyine geriletiyor ve sosyal güvenlik faturasına beş milyar avro daha ekliyor. Gençlerin yarısı işsiz. Kadınların işsiz kalma olasılığı er-keklerden yüzde 50 daha fazla ve kemer sıkma politikaları toplumsal cinsiyet uçurumunu yüzde 20’ye kadar çıkardı.

Enfl asyon baskısı yoğunlaşıyor, üc-retlerdeki düşme nedeniyle talep büyük ölçüde daralıyor. Ekonomi-nin belkemiğini oluşturan küçük ve orta işletmeler ifl asa zorlanıyor. Üretim kapasitesi yıkıma uğruyor.

Devletin işsizlere sosyal koruma sağlama yükümlülüğü ücretlerden kesilen zorunlu işsizlik priminde-ki görülmemiş artışla işçilerin sırtı-na yıkılmış durumda. İşsizlik tehdi-diyle karşı karşıya kalan işçilerden aslında kendi mezarlarını kazmaları isteniyor. Kemer sıkma önlemleri, sosyal tarafl ara danışılmadan, po-litik ve sosyal etkileri dikkate alın-madan, fi nans piyasalarının baskı-sıyla alelacele alındı. Yapıcı sosyal diyalog süreci es geçildi.

Yunanistan işyerinin ve sendikal hakların yeniden yapılandırılma-sı için bir laboratuvara dönüştürü-lüyor. Çalışma ilişkileri en azından yirmi yıl geriye götürülmüş durum-

Kemer sıkma politikası: Sendikalar tam bir Yunan tragedyasıyla karşı karşıya

Zoe LanaraYunanistan Genel İşçi Kon-federasyonu (GSEE) Ulusla-rarası İlişkiler Sekreterifederasyonu (GSEE) Ulusla-rarası İlişkiler Sekreterifederasyonu (GSEE) Ulusla-

Zoe Lanara

75

Page 78: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

da. Son 12 ayda, işgücü piyasasının ağır bir şekilde yeniden yapılandı-rılması amacıyla 100 küsur yasa hükmü çıkarıldı. Yunanistan’a, işçi-lerin asgari haklarını güvence altına alan işkolu sözleşmelerini kaldır-ması ve onun yerine şirket düzeyin-de sözleşmeleri getirmesi için bas-kı yapılıyor. Böylece her işveren, işten atma tehdidiyle, neden gös-termeden, bir sendikayı, bağlayı-cı işkolu sözleşmelerinde olduğun-dan daha düşük standartları kabul-

lenmeye zorlayabilecek. Keza, tam gün iş sözleşmelerini -esnek istih-damın en kötü biçimi olan ve yeni iş sözleşmelerinin beşte birine va-ran- kısaltılmış süreli rotasyon ça-lışmasına tek tarafl ı olarak dönüş-türebilecek. Bireysel iş sözleşmele-ri toplu sözleşme kavramını ortadan kaldırıyor.

Ama bunların hiçbiri Yunanistan’ın yararına değil. AB-IMF stratejisi avro bölgesi bankalarını kendi so-

rumsuzluklarının etkilerinden kur-tarmaya yönelik. Yunanistan’ın borç krizi kuşkusuz ülke içi aksa-malardan kaynaklanıyor. Ne var ki mali sermayenin kârı azamiye çı-karma güdüsü nedeniyle kontrol-den çıkmış bulunuyor.

Önümüzde ekonomimizi ve haya-tımızı düze çıkarma, işçileri koru-ma ve sendikalar olarak gücümü-zü ve etkinliğimizi gösterme göre-vi duruyor.

Uluslararası ekonomik kriz ve Yunanistan’ın durumuEleni Mpellou

Uluslararası kapitalist eko-nomi belirgin özelliği yaygın eşzamanlılık olan derin bir krizden geçiyor. Kriz önce 2007 yılında ABD’de inşaat sektöründe ortaya çıktı.

Yunanistan’da ekonomikkrizin patlaması

Yunanistan ekonomisin-de kriz, avro bölgesin-deki öbür ülkelere göre

biraz gecikmeyle prtaya çık-tı. GSYH’daki büyümesi 2008’de yavaşlayan Yunanistan ekonomi-si 2009’da resesyon evresine gir-di. Sürecin en önemli yönü, 2005’te resesyona giren sanayi sektörünün (madencilik, imalat, elektrik, su te-dariki sektörlerinin) 2007/2008’de yüzde dört daralmasıydı. 2008’de, yüzde 1,2 artış gösteren gıda sana-yisi hariç, imalatın bütün kolları re-sesyondaydı.

İmalat sektöründeki kriz, sanayi mallarındaki (yaklaşık yüzde 7’yi bulan) büyük düşüşe yansıyordu. İnşaat sektörü büyük düşüş yaşadı (yüzde -9,4). 2002-2008 döneminde temel tarım ürünlerinin büyük bölü-münün üretiminde büyük bir düşme eğilimi gözlendi.Eurostat’ın verile-rine göre, üreticilerin satış fi yatla-rındaki durgunluk ve sanayi ürünle-rinin fi yatlarındaki büyük artış ne-

deniyle, gerçek tarım geliri 2008’de yüzde -7,1 oranında geriledi.2008’de Atina Borsası’nda büyük bir fi yat düşüşü oldu. Bu düşüşün önemli bir bölümü, Ekim 2008’de yabancı yatırımcıların toplu olarak çekilmesinden kaynaklanıyordu.GSYH’nın büyümesindeki yavaşla-ma devletin borçlanma koşullarını büyük ölçüde kötüleştirdi.Yunanis-tan ekonomisindeki resesyonun de-recesi krizin şu yönlerdeki seyrine bağlı olacaktır:

a. Yunanistan kökenli şirketlerin önemli yatırımlar yaptığı Balkan ülkelerinde, bu süreç, nispeten yük-sek kapitalist büyüme oranlarına sahip Romanya ve Bulgaristan gibi ekonomileri kaygılandırıyor. Bu ül-kelerde büyümede düşme öngörü-lüyor.

b. Uluslararası ticaretin büyük bö-lümü deniz taşımacılığı yoluyla ya-pılıyor ve bu ülkeye girdi sağlayan önemli bir kaynak.

c. Yunanistan’a gelen turistlerin bü-yük bölümü (sadece sayı olarak de-ğil, bir gecelik konaklamalar bakı-mından da) Almanya ve Britanya gibi Avrupa ülkelerinden geliyor.

Yukarıda değinilen faktörler, Yu-nan ekonomisinde patlayan krizin derinleşeceğini gösteriyor. Tahmin-lere göre iki yıl sürecek kriz, işsiz-liğin ve yarım zamanlı istihdamın artmasıyla ve esnek çalışma iliş-

kilerinin yaygınlaşmasıyla mevcut toplumsal çelişkileri keskinleştire-cektir.

Mevcut dünya ekonomik krizinin değerlendirilmesiMevcut resesyonun öncekinden daha uzun süreceği ve yeni bir can-lanma ve büyüme evresine geçi-şin bünyede daha fazla kan kaybı-na yol açacağı tahmin ediliyor. An-cak daha da önemlisi, resesyondan çıkış sürecinde işçi sınıfının ve üc-retli emekçilerin durumuyla ilgili öngörülerdir.

Sendikal hareket hükümet ve işve-renlerin yönlendirdiği sendikacılık anlayışından ve AB’nin manipülas-yon mekanizmalarından kurtulma-dıkça, önceki yirmi yılda işçi sını-fının durumunda gözlenen kötüleş-me eğiliminin süreceğini ve keskin-leşeceğini düşünüyoruz.

Kapitalizmin iç çelişkileri ve ulus-lararası kapitalist rekabet öyle bir düzeye ulaştı ki işçi sınıfı ve orta katmanların alt kesimleri ancak karşı atakta bulunurlarsa, krizden çıkmak adına zorunlu olduğu id-dia edilen politik tuzaklardan ka-çınırlarsa, durumlarındaki kötüleş-meyi yavaşlatabilirler. Aksi takdir-de, sendikal hareket ücretler, çalış-ma saatleri, vb. için mücadele eden bir hareket olarak özelliklerini yiti-recektir. AB içinde eşitsizlik ve çe-lişkiler kaçınılmazdır

76

Page 79: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Avro bölgesindeki mevcut ekono-mik kriz üye devletler, hatta AB’nin çekirdeğini oluşturan devletler ara-sındaki çelişkileri kuşkusuz keskin-leştirdi.

Sermayelerin iç içe geçmesine rağ-men, işçi sınıfına karşı ortak strateji izlenmesine rağmen, ulus-devlet te-kellerin ekonomik egemenliğini gü-vence altına alan organ olarak var-lığını sürdürüyor ve AB’nin diğer üye devletlerindeki benzer süreç-lerle rekabet içinde, sermayenin yo-ğunlaşmasına ve merkezileşmesine hizmet ediyor.

Kapitalizm koşullarındaki eşit-siz gelişme hem genişletilmiş ye-niden üretim evresinde hem de re-sesyon evresinde varlığını sürdü-rüyor. Eşitsizlik genel üretim düze-yinde, emek üretkenliği düzeylerin-de, sektörler arasındaki ilişkilerde, maaşlarda ve ücretlerde, GSYH’nın yüzdesi olarak mal ihraç ve ithalin-de, sermaye çıkış ve girişinde orta-ya çıkıyor.

Bu eşitsizlik her devletin mali du-rumuna, kamu borç ve açığında-ki farklı büyüklüklere, her devletin Avro bölgesindeki konumuna göre uluslararası piyasanın belirlediği üzere, devletlerin kredi faiz oranla-rındaki farklılaşmaya yansıyor.

Bu eşitsizliktir ki resesyon koşul-larında bile ortak bir mali politi-ka oluşturulmasını olanaksız kı-lıyor. Krizin yönetimi için gerek-li önlem ve politika paketleri ko-nusunda (sözgelimi Almanya ve Britanya’nın) farklı öneriler getir-mesi bunu gösteriyor. Faiz oranla-rının Avrupa Merkez Bankası’nın faiz oranlarının üzerinde oluşması da bunu gösteriyor.

İstikrar Paktı’na yaklaşımda, paktın daha çok mali esnekliğe mi, yoksa parasal istikrara mı yönelik olaca-ğı konusundaki görüş farklılığı üye devletlerin farklı ihtiyaçlarının ifa-desidir.

Mevcut resesyon koşullarında, eşit-sizlik, Yunanistan ekonomisinde önceki evrelerden daha ağır bir şe-kilde ortaya çıktı. Kamu borcu, ti-

caret açığı ve imalat sanayisinde uzun vadeli durgunluk gibi uzun süreli sorunlar yoğunluk kazanıyor.

BitirirkenTicari ya da fi nansal sermayenin de-ğer kaybetmesi ve meta olarak işgü-cünün değer kaybetmesi gibi bugün gözlediğimiz her şey geçmişte de defalarca gerçekleşti. Kapitalizm varlığını sürdürdükçe tekrar ger-çekleşecek. Krizlerin kaçınılmazlı-ğı kapitalizmin DNA’sında var: Ka-pitalist üretimin çelişkili meta ka-rakterinde, anarşi ve eşitsizlik içe-ren doğasında, daha üretken yeni teknoloji uygulayarak ve işgücünün ucuz olduğu ülkelere sanayi ser-mayesi ihraç ederek kârı azamileş-tirme eğiliminde var. Kâr oranının düşmesi eğilimini besleyen işte bu azami kâr arayışıdır.

Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu EPSU Yunanistan’daki sendikaların mücadelesini destekliyor

EPSU Yunanistan sendikala-rının eylemlerine 19 ve 20 Ekim’de verilen muazzam

desteğe dikkat çeker. Federasyonu-muz Yunan toplumuna ağır bir fatu-ra çıkaran kör kemer sıkma politi-kasına dur demek için verdiği mü-cadeleyle Yunan halkının Avrupa Troykası’na verdiği güçlü mesajı vurgular. Troyka’nın müdahaleleri yaşama ve çalışma koşullarında bir gerilemeye yol açarak 18 aydır uy-gulanmakta olan kemer sıkma prog-

ramıyla zaten zor durumda olan bir halkı daha da kötü bir duruma so-kuyor. EPSU Yunanistan’dan üye-si olan ADEDY’nin halkı daha da yoksullaştıran ve ekonomiyi tahrip eden ağır önlemlere karşı eylemle-rini desteklediğini bir kez daha be-lirtir. Yunanistan’daki mücadele, 53 yaşındaki sendikalı bir inşaat işçi-sinin gösterilerde ölmesiyle ciddi bir bedel ödedi. Yunanistan’daki mücadele birçok ülkeye dayatılan kemer sıkma politikalarının yıkı-

cı sonuçları konusunda AB lider-lerinin gözünü açmalıdır. EPSU Avrupa liderlerinin kemer sık-ma politikalarına son vermesini ve Yunanistan’da, Macaristan’da, Çek Cumhuriyeti’nde ve diğer ülkelerde sendikal ve sosyal haklara yönelik saldırıları kınamasını talep ediyor. Avrupa’yı istihdam ve büyümeyle düze çıkaracak politikalar gereki-yor. EPSU gerçek bir seçenek için eylemini sürdürecektir.

77

Page 80: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

ETUC kemer sıkma önlemlerine karşı mücadeleveren Yunan sendikalarını destekliyor

ETUC Yunanistan’da hal-kı yoksulluğa iten ve eko-nomiyi açmaza sürükleyen

ağır önlemlere karşı sürdürülen eylemlere tam desteğini veriyor.

Yunanistan’a kredi veren kurum-ların talep ettiği yeni sert önlem-lere karşı Yunan sendikaları 19 ve 20 Ekim günlerinde genel grev ör-gütledi.

ETUC Genel Sekreteri Bernadet-te Ségol şu açıklamayı yaptı: “Ül-

kelerini dize getirmeye yönelik ön-lemlere karşı mücadele veren Yu-nan sendikalarının yanındayız. Troyka’nın müdahalesi yaşama ko-

şullarını acımasız bir şekilde geri-ye çekiyor, 18 aydır kemer sıkma önlemlerinin zorluğunu zaten yaşa-yan bir halka bir darbe daha indiri-yor. Uzun ve derin bir sosyal reses-yon yaklaşıyor.

ETUC toplu sözleşmelere yönelik saldırıdan kaygı duyuyor. Bu ön-lemlerle sendikalar saldırı altında. Sadece kemer sıkma önlemleriyle kriz yönetimi çözüm değildir. Üste-lik, zorluk çeken diğer ülkeler için tehlikeli bir emsal oluşturur.”

Yunanistan’da işçilerin haklarına yönelik saldırılar

uzun vadeli ekonomik toparlanmayı tehdit ediyor

ITUC’un 11 Ekim 2011 tarihli açıklaması

Uluslararası sendikal hare-ket Yunanistan’da sendikal haklara yönelik saldırıları

kınadı ve Yunan Parlamentosu’ndan geçecek olan yeni iş yasasının ör-gütlenme özgürlüğüne saldırı oldu-ğunu ve ILO standartlarına uygun-luğu sağlamak üzere ILO tarafın-dan derhal gözden geçirilmesi ge-rektiğini vurguladı.

ITUC Genel Sekreteri Sharan Bur-row, temel bir hak olan toplu söz-leşmenin, IMF ve AB’nin ağır bas-kısı altında, Yunanistan hüküme-ti tarafından tehdit edildiğini söy-ledi. Burrow şöyle dedi: “Son 100 yılda mücadeleyle kazanılmış sen-dikal haklar Yunanistan’da geri alı-nıyor. ITUC işçi haklarının ulusla-rarası düzeyde savunulmasına ön-cülük edecek.”

Parlamentodan geçecek yasa tasa-rısı sendikaları devre dışı bırakarak

“işçi gruplarına” şirket sözleşmele-ri imzalama yetkisi veriyor. Tasarı 20’den az işçinin çalıştığı işletme-lere bu tür sözleşmelerin imzalan-ması olanağını sağlıyor.

Sharan Burrow bu konuda şu açık-lamayı yaptı: “Sendikaların temsil ve gerçek toplu sözleşme bağıtla-ma hakkı yasada yer alan uluslara-rası ve ulusal bir haktır. Mali kriz bahanesiyle işçilerin haklarını geri

almak işçilerin yararına değildir.”

IMF, Avrupa Merkez Bankası ve AB temsilcilerinden oluşan troy-ka, ücret artışlarını etkisizleştir-mek için, üç yıl süreyle ulusal işko-lu toplu sözleşmelerinin yenilenme-mesini talep ediyor. Burrow açıkla-masında, “Toplu sözleşme uluslara-rası fi nans krizinin altında yatan ne-den olan gelir eşitsizliğini azaltma-nın önemli bir unsurudur,” dedi.

78

Page 81: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Yunanistan’daki üç büyük sendikal merkezden biri olan PAME’nin 14 Ekim 2011 günlü genel grev çağrısı

Çalışan kadınlar ve erkek-ler, genç kadınlar ve er-kekler,

İşlenecek yeni suça dur demeliyiz.

“Giyotin” yasa taslağının oylan-masına dur demeliyiz.

2012, 2013, 2014’te durumun biz-ler için daha da kötüleşmesi için yaptıkları hazırlıklara dur deme-liyiz.

19-20 Ekim’de 48 saatlik genel greve hep birlikte katılalım. Hiç kimse işe gitmesin.

Sermayenin ve AB’nin kurtarıl-ması için artık fedakârlık yok.

Hep birlikte sokaklarda olalım.

Emek düşmanı fırtınaya bütün ru-humuz ve gücümüzle PAME’nin önderliğinde hep birlikte karşı ko-yalım.

PASOK hükümeti sanayicilerin, ar-matörlerin, bankerlerin, büyük tüc-

carların, büyük otel sahiplerinin ve onların AB’deki ortaklarının talep-leri doğrultusunda acımasız ve in-sanlık dışı yeni bir suç örgütlüyor.

Parlamentoda oylanacak yasa tas-lağıyla hükümet halkımızın temel haklarını gömüyor.

Hükümet toplu sözleşmeleri, çalış-ma ilişkilerinden arta kalan ne var-sa onu ve sosyal güvenlik, emekli-lik, sosyal yardım, işsizlik yardımı haklarını yok etmeye çalışıyor. Ço-cuklarımızı işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm ediyorlar. Çocuklarımı-zın eğitim görmemesini istiyorlar. Kamu varlığını satıyorlar.

Sosyal demokrat PASOK hükü-meti, muhafazakâr Yeni Demokra-si Partisi, milliyetçi LAOS, liberal Demokratik Koalisyon ile birlikte, Bulgaristan’dakine benzer ücret-leri, yeni ağır vergileri, haklarımız ve sigortamız olmadan çalışmayı dayatmak istiyor. Onlar tekellerin hizmetinde köleler istiyorlar.

Çalışan kadınlar ve erkekler, genç kadınlar ve erkekler,

PAME hepinizi 19 Ekim Çar-şamba saat 11.00’de Omonya Meydanı’nda olmaya, parlamen-toya yürümeye çağırıyor. 20 Ekim Perşembe günü parlamentoyu ku-şatan bir mitingle devam edeceğiz. Egemenlerin kârları uğruna işçile-rin haklarının katledilmesine dur diyecek güce sahibiz. Her fabrika-da, şirkette, büroda, okulda, mağa-

zada mücadeleye hep birlikte katı-lalım.

Atina’yı, Sintagma Meydanı’nı, parlamento çevresindeki bütün so-kakları örgütlü ve koordine bir şe-kilde insanlarla dolduralım. İnsan-ların hayatlarını kendi ellerine al-ması gerekiyor.

Hükümetin emek karşıtı planı-na dur demek için şimdi mücadele edin. Egemenlerin yönetimine ha-yır. AB’nin “kurtlar ittifakı”ndan kurtulmak için şimdi mücadele edin. Güçler dengesini değiştirmek için mücadele edin. Halk kendi gü-cünü göstermelidir.

79

Page 82: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

Pepa Krasteva Bul-garistan’da özel sek-törde faaliyet gösteren

Sendikalar Genel Merkezi’nin genel sekreteri. Merkez’in esas olarak yazlık dinlenme tesislerinde çalışan toplam 92 bin üyesi var. Aşağıda Kraste-va ile GRReporter adlı haber sitesinde Nisan 2011’de Victo-ria Mindova tarafından yapıl-mış bir söyleşinin Yunanistan sendikal hareketiyle ilgili bö-lümünü yayımlıyoruz.

Yunanistan’daki sendikal faali-yet hakkında ne düşünüyorsunuz? Sendikaların eylemleri haklı mı ve doğru hedeflere mi yönelik?

Bulgaristan’daki sendikalar Yu-nanistan’da olduğu kadar aktif değil. Yunanistan’da sendikal örgütler bize göre çok daha aktif. Çünkü uzun yıl-lardır ciddi sendikal faaliyet gösteri-yorlar ve sendikal birlik yolunda hay-li adım atmışlar. Yunanistan’da emek-çi halk kapitalizm koşullarında yaşı-

yor ve çalışıyor. Bulgaristan’da ise kapitalizm aslında ancak 20 yıl önce doğdu. Yunanistan’daki sendikaların giriştiği bütün eylemlerin sadece hak-lı değil, son derece doğru hedefl ere yönelik olduğunu da düşünüyorum. Sendikaların eylemleri işçilere birçok kazanım getiriyor. Bu ise çok önemli.

Yunanistan’daki sendikaların dene-yiminden öğrenilecek bir şeyler ol-duğunu düşünüyor musunuz?

Evet, Yunanistan sendikal hareketinin

kesinlikle örnek işlevi görebileceğini düşünüyorum. Yıllar önce Napoli’de (İtalya) 52.000 kişinin katıldığı bir grevin örgütlenmesine katılmak üze-re çağrılmıştım.

Böylesi yığınsal bir eylem ancak yük-sek örgütsel kapasiteye ve beceriye sahip insanlarca örgütlenebilir. Böy-le bir eylemi herkes gerçekleştire-mez. Bunun için özel olarak eğitilmiş insanlar ve elbette, sendikal eylemle-ri aktif olarak destekleyen işçiler ge-rekir.

“Yunanistan sendikalarından öğreneceğimiz çok şey var”

BULGARİSTAN SENDİKALAR GENEL MERKEZİ SEKRETERİ PEPA KRASTEVA:

Yunanistan Petrol ve Kimya İşçileri Federasyonu’nun 9 Ekim 2011 tarihli basın açıklaması

Hükümet Avrupalı ve yerli efendileriyle birlikte, “te-fecileri”, bankerleri ve büyük iş çevrelerini kurtar-mak için Yunan halkını feda etmeye çalışıyor.

Yunan halkını ifl as tehdidiyle yıldırmaya çalışıyorlar, Yunanistan’daki bütün aileleri, işçileri ve emeklileri ifl a-sa sürüklüyorlar.

Sadece kazanımlarını ve haklarını savunanları değil, onur-larından geriye kalan her şeyi savunmaya çalışanları da tehdit ediyorlar.

Ücretlerin ve emekli maaşlarının hoyratça aşağı çekilme-

si, vergi tahsilatının ağırlaştırılması, özel vergiler dayatıl-ması, toplu işten atmalar, öyle anlaşılıyor ki “piyasaları” sağlama almaya yetmiyor.

Bu nedenle, yerli ve yabancı patronlarının sözünü dinle-yen hükümet, bizlere son darbeyi vurmak için, aşağılık ve utanç verici bir yasa taslağını meclisten geçirmeye çalışı-yor. Bizleri köleleştirmek, sermayedarların ve büyük pat-ronların çıkarlarına teslim etmek istiyorlar. En ufak bir utanç hissetmeden Yunanistan Anayasası’nı ortadan kal-dırıyorlar, demokrasiye son veriyorlar, işçilerin toplu söz-leşme hakkını ellerinden alıyorlar. Aslında hükümet sen-dikaları tasfi ye etmeyi amaçlıyor.

Pepa Krasteva Bul-garistan’da özel sek-Pgaristan’da özel sek-Ptörde faaliyet gösteren

Sendikalar Genel Merkezi’nin genel sekreteri. Merkez’in esas olarak yazlık dinlenme tesislerinde çalışan toplam 92 bin üyesi var. Aşağıda Kraste-va ile GRReporter adlı haber sitesinde Nisan 2011’de Victo-ria Mindova tarafından yapıl-

genel sekreteri. Merkez’in

Pepa Krasteva Bul-garistan’da özel sek-törde faaliyet gösteren

Sendikalar Genel Merkezi’nin genel sekreteri. Merkez’in

80

Page 83: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

“Komşumuzun evindeki yangın kapımıza geldi dayandı” ve eğer önünü almazsak yakıp yıkmaya devam edecek. Bunun istisnaları olduğunu düşünenler büyük bir hata ya-pıyor. Çünkü tek bir kural var: işçilerin, emeklilerin, genç-lerin ve Yunan toplumunun tümünün “tefecilere ve piyasa-lara” teslim olması.

Hükümetin planladığı ve uyguladığı “sömürge sistemi”nin kölelere ihtiyacı var. Ama onların yıllardır efendilerine gösterdiği itaatkârlığı bizlere geçirmek istiyorlarsa, onlara sözümüz şu: HAYIR, GEÇİT YOK.

Yunanistan Petrol ve Kimya İşçileri Federasyonu (PFEPP-RCI) sektörümüzdeki sendikalarla birlikte kararlı bir mü-cadele başlatıyor. Şu an tek yol budur. Başka seçenek yok-tur. Eşyaymışız gibi bizleri hükümetin patronlarına teslim eden yasa taslağı geri çekilmelidir. İşçilerin sesi ve gücü var, cesareti ve kararlılığı var. Onlara demeliyiz ki: AR-TIK YETER, ÇEKİP GİDİN.

Federasyonumuz 11 Ekim 2011 Salı günü sektörümüzün

tamamında genel grev ilan ederek mücadeleyi başlatıyor.

Bu mücadele diğerlerine benzemeyecek. Onlar bu utanç verici yasa taslağını geri çekene kadar sürecek. Zor bir mücadele bu, ama dürüst ve zorunlu bir mücadele.

Bütün işçiler birlikte etkin bir blok kurarak, bizi yıldırmak isteyenleri yıldırabiliriz. Yakın tarih göstermiştir ki müca-dele gücü ve etkin bir şekilde harekete geçmek sonuç ve-riyor. Şimdi harekete geçmek için daha da fazla nedenle-rimiz var. Emeğimizi çaldılar. Kaynaklarımızı yağmaladı-lar. Hayallerimizi sattılar.

• Önceki kuşaklar bizlere mücadeleyle elde edilmiş kaza-nımlar bıraktı. O kazanımları savunmalıyız, bunu emek-lilerimize borçluyuz.

• Mücadelelerimizle bu kazanımları genişlettik.Bunları savunmalıyız, bunu kendimize borçluyuz.

• Bu çeyizi (drahomayı) gelecek kuşaklara teslim etme-liyiz. Bunu genç meslektaşlarımıza, çocuklarımıza borç-luyuz.

YETER ARTIK! HEPİMİZ BAŞKALDIRALIM!UTANÇ VERİCİ YASA TASLAĞI GERİ ÇEKİLENE KADAR,

11 EKİM 2011 SALI GÜNÜ GÜÇLÜ VE YIĞINSAL BİR GREV BAŞLATIYORUZ

Başkan Genel SekreterNikos Orfanos Panagiotis Kontusyadis

Yunanistan Petrol ve Kimya İşçileri Federasyonu’nun (P.F.E.P.P.R.C.I.) ICEM 5. Dünya Kongresi’ne verdiği önerge

YUNANİSTAN’ın uluslararası banka lobileri ve piyasalarla ilgili deneyimi: İşçilerin ve sendikaların gerçek durumu

Son iki yıldır, “yönetim-aşırı borçlanma-maliyesi zayıf ve aşı-

rı borçlu ülkelerin (özellikle Avrupa’nın güneyindeki ülke-lerin) krizi” olarak sunulan eşi görülmemiş bir küresel kriz ya-şıyoruz. Krizin resmi başlama

tarihi, Lehman Brothers’ın 15 Eylül 2008’de ifl asıyla aynı za-mana rastlıyor, ama ne zaman biteceği bilinmiyor. Avro ve Avrupa’nın uyumu açısından da sonuçlar doğuran krizin kur-banları Avrupa’nın ve özellikle Güney Avrupa’nın aşırı borçlu

ülkeleri. Niyetimiz ne krizin nedenleri-ni yorumlamak ne de üstesin-den gelecek önlemler önermek. Soruna krizin darbesini doğru-dan yiyen işçiler ve onların ör-gütleri açısından yaklaşmak is-tiyoruz. Kriz bahanesiyle işçile- 81

Page 84: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

re ve onların sendikalarına yöne-lik bu saldırıdan önce yıllar sü-ren bir ideolojik hazırlık yapıl-dı. Bu saldırıda, başta elektronik basın, imaj oluşturma ve popü-list propaganda olmak üzere, en modern teknolojik araçlar kulla-nıldı. Amaç, işçileri bölmek, aşı-rı borçlu ülkelerin işçilerini “za-rarlı”, “ayrıcalıklı” ve krizde so-rumluluk payı olan insanlar ola-rak damgalayacak bir kamuoyu oluşturmak.

Aynı zamanda, özel ve kamu sektörü işçileri arasına, sürek-li işlerde çalışan işçilerle esnek ve düşük ücretli işlerde çalışan-lar arasına, çalışacak işi olanlar-la işsizler arasına kama sokma-ya çalışıyorlar. Böylece, işsizli-ğe ve rekabet gücünün düşüklü-ğüne yol açtığını öne sürdükleri ücretlere ve iş yasasına yönelik ağır bir saldırının koşullarını ya-ratıyorlar. Aynı zamanda, -daha fazla koruma altındaki- kamu sektöründeki çalışma koşulları-nın kötüleşmesi, ekonomik yel-pazenin bütününde çalışma iliş-kilerini (endüstri ilişkilerini) za-afa uğratıyor.

Bu krizi bütün ağırlığıyla Yuna-nistan ve Güney Avrupa işçileri yaşamasına rağmen, bunun dün-

yanın her yerindeki işçilerin or-tak sorunu olduğu kanısındayız.

Belirtmek isteriz ki krizden önce Yunan işçilerinin yıllık geliri, AB’nin 15 üyesinin ortalaması-nın ancak yüzde 68’i, AB’nin 27 üyesinin ise yüzde 97’si kadardı.

Öte yandan, -onların deyimiyle- “tembel” Yunan işçileri, tamgün istihdam koşullarında, AB’nin 15 üyesinin ortalamasından yıl-da toplam 150 saat (haftalık ya-sal çalışma saatleri, ücretli yıllık izin günleri ve tatil sayısı dahil) daha fazla çalışıyordu.

Üstelik, Yunan işçilerin faz-la mesai bakımından Avrupa’da ikinci geldiği düşünülecek olur-sa, çalışma saatlerinin gerçek sa-yısı çok daha yüksektir.

Eurobarometer’a göre, sözümo-na “aşırı tüketen” Yunan işçile-rinin aynı malları alabilmek için Alman meslektaşlarına oranla iki kat daha fazla çalışması ge-rektiğini vurgulamalıyız.

Yunanistan’da hükümetlerin Av-rupa Birliği ile IMF’nin talima-tıyla geçmişten bu yana uygula-yageldiği işveren dostu mevzuat çerçevesinde iş yasası -geçmiş-

te olduğu üzere ve hatta bugün daha da fazla- sürekli ihlal edil-mektedir. Bu olgu çalışma ilişki-lerinin içeriğini daha da kötüleş-tiriyor.

Yukarıda değinilen saptamalar, krizi yaratmakla suçlanan ve kri-zin faturasını ödemesi istenen Yunan işçileriyle ilgili gerçeği ortaya koymayı amaçlıyor.

Kamu açıklarının ve ulusal borç-ların yükü, sanki büyük politik ve mali rezaletlerden onlar so-rumluymuş gibi, işçilerin sırtına yıkılıyor. Ekonominin rekabet gücünün düşüklüğü işgücü mali-yetinin yüksekliğinden kaynak-lanmıyor. Açıkladığımız gibi, bu doğru değil. Asıl neden, nitelik-li büyüme göstergelerinin (söz-gelimi yeni teknolojiler, işçile-rin eğitimi, etkin kamu yöneti-mi) yokluğudur. Ulusal ve Av-rupalı işletmeler, Avrupa orta-lamasının iki katı kâr etmeleri-ne rağmen, üretken yatırımlara yönelmemektedir. Onun yerine, kârlar, kazanç getirici ama üret-ken olmayan başka işlerin yanı sıra İsviçre veya diğer Avrupa bankalarındaki hesaplara yatırıl-maktadır. Bu bankalar ise o pa-rayı muazzam faiz oranlarıyla Yunanistan’a ödünç olarak ver-mektedir.

Ne var ki patlayan kriz ve Yuna-nistan ile TROYKA (IMF, AB ve Avrupa Merkez Bankası) ara-sında imzalanan anlaşma, işçi-lere ve sendikalara karşı en ağır saldırıya fırsat sağladı.

• İki yıl içinde ücretler yüzde 10 ila yüzde 50 arasında düşürül-dü. Buna karşılık, işsizlik yüz-de 9’dan yüzde 18,4’e, yoksul-

82

Page 85: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

luk oranı yüzde 21’den yüzde 26’ya fırladı. Yaşam standartla-rı ise sadece bir yıl içinde 15 AB üyesinin ortalamasından yüzde 10’luk bir sapma gösterdi.

• Toplu sözleşme sistemi, işkolu sözleşmeleri başta olmak üze-re, kaldırılıyor. İşkollarında as-gari ücretler yürürlükten kaldı-rılıyor, buna karşılık bireysel iş sözleşmeleri teşvik ediliyor.

• Ödenen meblağ (hak edilen son ücret dikkate alınmaksızın asgari ücretin yüzde 56’sı) ve ödeme süresi bakımından (aza-mi 12 ay) en düşük işsizlik öde-neğinin uygulandığı bir ülkede bireysel ve toplu işten çıkarma-lar son derece kolaylaştırılıyor.

• Esnek ve güvencesiz çalış-ma biçimlerinin uygulanması-nı teşvik ediyorlar, kısmi süre-li çalışmanın çeşitli biçimlerini düşük maliyetli hale getirerek kolaylaştırıyorlar, geçici sözleş-melerin üç yıla kadar uzatılma-sına ve hatta sınırsız bir şekil-de yenilenmesine olanak sağlı-yorlar.

• Kamu sektörünün daraltılma-sı ve dağıtılması, ücretlerin zor-la aşağı çekilmesi, yaygın işten

atmalar ve işçi haklarının baskı altına alınması, Yunanistan’da zaten yetersiz olan sosyal devle-tin ve çalışma ilişkilerinin tüm-den kuralsızlaştırılmasına yol açıyor.

Karşı karşıya kaldığımız bu ge-lişmeler ve baskılar, genelde Avrupa’nın Güney’ini oluşturan ülkeleri ve Güneydoğu Avru-pa ülkelerini gelişmiş ülkelerin belli bir şekilde himayesi altına sokma eğilimini taşıyor.Avrupa Paktı çerçevesinde öngö-rüldüğü üzere, Avrupa’nın bütü-nüne yönelik yakın gelecekteki değişim açısından Yunanistan’ı “kobay” olarak kullanıyorlar. Bu değişim, işgücü maliyetinin aşa-ğı çekilmesi ve baskı altında tu-tulması politikalarının uygulan-masını daha da kolaylaştırmayı amaçlıyor.

Yunanistan işgücü piyasasıyla ilgili bu bilgi, çeşitli güç mer-kezlerinin kara çalmaya uğraştı-ğı Yunan işçisinin imajının bazı yönlerini aydınlığa kavuşturma-yı amaçlıyor. Bu güç merkezleri zenginliğin esas olarak işçilerin ve emeklilerin aleyhine eşi gö-rülmemiş ve acımasız bir şekil-de yeniden dağılımını sağlama-ya yelteniyor.

Bu bilgi, ayrıca, Yunanistan’da işçilerin karşılaştığı sorunların, yoğunluğu ve derecesi ne olursa olsun, öbür ülkelerdeki işçilerin karşılaştıklarından farklı olma-dığını göstermeyi amaçlıyor.

Aynı çerçevede, enerji gibi gele-cek vaat eden sektörler, sermaye yoğun sektörler, ülkenin geliş-mesi için gerekli sektörler kasır-ganın merkezinde yer alıyor.

Yunanistan’daki petrol sektö-rünün durumu budur. 13 mil-yar avro yıllık ciroyla, 2,7 mil-yar avro tutarında yatırım prog-ramıyla ve muazzam büyüme potansiyeliyle sektör kasırganın merkezine çekildi.

CO2 emisyonları ya da düşük üretkenlik bahane edilerek Av-rupa rafi naj endüstrisi üzerinde kuşku yaratılıyor. Büyük enerji üretim tesislerinin ticari işletme-lere dönüştürülmesi tehdidi san-dığımızdan daha yakın.

Küresel düzeyde ilk adım te-sislerin yönetiminin bankerle-re devredilmesi oldu. Böylece, enerji şirketlerinin üretiminin yeniden yapılanması ve teknolo-jinin geliştirilmesi gibi sorunla-rın yerini faiz oranları, hisseler, risk primleri ve borsa oyunları gibi sorunlar aldı.

Reel üretime yönelik para fi k-ri ve reel ekonomi yavaş yavaş gözden kayboldu. Enerji ürünle-rine yönelik tek üretim ve tica-ret sisteminin yerini üretim, da-ğıtım ve ticarete yönelik ayrı sis-temler aldı.

Simsarlar miktarlardan, fi yatlar-dan ve “hava”dan söz ediyorlar, böylece sanal para ve “balon-

83

Page 86: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

lar” üretiyorlar, yapay sermaye kârları, büyüme rakamları ve cö-mert bonuslar yaratıyorlar. Reel üretimi/ürünü tümüyle göz ardı ediyorlar.

Reel ekonominin banka/fi nans ekonomisinden çok daha küçük olduğu görüldüğünde ise şirket-lerin değerinin çok altında fi yat-larla elden çıkarılması vakti gel-mişti.

Bir örnek:7,7 milyar avroluk cirosu ve 2,7 milyar avroluk yatırım progra-mıyla bir Yunan petrol şirketinin piyasa değerinin bugün 2 milyar avrodan ibaret olduğuna kim ina-nır?

Krizin yönetimini onu yaratanlar üstlenmiş bulunuyor. Çünkü on-lar hiç kimseye güvenmiyorlar. Böylece, şunları hedefl iyorlar:

• İşçilerin ideolojik ve örgütsel yönden silahsızlandırılması

• Krizin işçilere yıkılması

• Son olarak, krizin “aşılması” için her tür önlemin benimsen-mesi

Buna izin verecek miyiz?

Yeryüzünde -candan ve konuk-sever halkından ya da uygarlı-ğından ötürü değil, İkinci Dünya Savaşı’nın tarifsiz yaralarından ve onca dış müdahaleden son-ra ayakta kalmayı başarmasın-dan ötürü de değil- her ülkeden daha fazla tartışılmakta olan ül-kemiz, -onların aşağılayıcı deyi-miyle- “disiplinsiz tembel işçile-rinden” ötürü kasırganın merke-zine çekildi. Çünkü:• Geleceğin bankerlere, muaz-zam bonusları cebe atan “Altın

Çocuklar”a, acımasız şirket yö-neticilerine ve kuklalara ait ol-madığına inanmaya devam edi-yoruz.

• Emek insanlarını ve bilgiyi her şeyin merkezine koyan bir top-lumu düşlemeye devam ediyo-ruz.

• Sendikaların daha iyi bir hayat için mücadele veren -adil geliş-me faktörü- örgütler olduğuna inanmaya devam ediyoruz.

Bugün Yunanistan’da “piyas-alar”ın bütün işçilerle ilgili “kos-tümlü provası” yapılıyor.

Toplumun bütün kesimlerine git-meli ve onları bir bütün olarak bu yönetim modelinin böyle devam edemeyeceği ve ekonomilerimi-

zin üretime yönelik bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğu ko-nusunda ikna etmeliyiz. • Finans balonlarına değil, ger-çek çalışmanın ürünü olan para-ya ihtiyacımız var.

• Onların daha da zenginleşme-sinin bedelini ödemek için borç-lanmayı kabul etmiyoruz.

• Kazanımlarımızdan hiçbiri-ni pazarlık konusu etmeyeceğiz, aksine kazanımlarımızı savun-maya ve genişletmeye kararlıyız. Sendikalarımız ailemizdir, onla-ra güveniyoruz ve sorunlarımız varsa, onları kendimiz çözece-ğiz. Onların krizinin küreselleş-mesinin karşısında bizim eyle-mimizin küreselleşmesini bula-caklar.

Sizlerden sadece dayanışma iste-miyoruz, sorunlarımıza ve eyle-mimize müdahil olmanızı da is-tiyoruz. Sendikalarımızın piya-salara karşı eyleminin koordinas-yonunu istiyoruz.

SENDİKALARIMIZ GÜCÜ-MÜZDÜR

HÜKÜMETLERE EMİRLER DAYATAN VE ULUSLARI AŞAĞILAYAN PİYASALARA KARŞI ÇIKIYORUZ

84

Page 87: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

85

Page 88: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012
Page 89: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

yenerek turnuvanın şampiyonu oldu.

18 Aralık Pazar günü, saat 13.00-14.00 arasında MutluAkü A takımı ile Benciser Takımı arasında oynanan 3.’lük ve 4.’lük maçında Mutlu Akü A Takımı Benciser takımını yenerek üçüncü oldu. Bu maçı takiben saat 14.00 - 15.00 arasında da Mutlu Akü B Takımı ile Arılı Plastik Takımı arasında şampiyonluk maçı oynandı.

Futbol turnuvasının üçüncü ve dördüncülük maçı ile fi nal maçlarını Ge-nel Örgütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Nimetullah Sözen, Genel Yönetim Sekreterimiz Ahmet Ka-baca, İstanbul 2 Nolu Şube

Başkanımız Ecvet Eşlegül

ve

şube yöneticilerimiz, işyerlerinden temsilci ve üyelerimiz de izledi. Final maçının oynanmasından sonra yapılan törende bu turnuvada şampiyon, ikinci ve üçüncü olan takımlara kupaları ver-ildi. Turnuvada 3. olan Mutlu Akü A takımının kupasını İstanbul 2 Nolu Şube Başkanımız Ecvet Eşlegül verirken, 2. olan Arılı Plastik Takımı’nın kupasını ise Genel Yöne-tim Sekreterimiz Ahmet Kabaca verdi. Turnuva’da şampiyon olan Mutlu Akü B Takımı ise şampiyonluk kupasını Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreterimiz Nimetullah Sözen’in elinde aldı. Şampiyon olan takım oyuncularına da madalya takıldı.

Yöneticilerimiz tur-nuvada oynayan tüm takımlara teşekkür ederek, turnuvanın amacının İstanbul 2 Nolu şubemizde

örgütlü işyerlerimiz ve üyelerimiz arasında birlik, beraberlik ve kaynaşmayı sağlamak olduğunu belirttiler.

Şubelerimizde Futbol Turnuvaları...

87

Page 90: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012

petrol-iş88

VEFAT / BAŞSAĞLIĞI

Tüpraş çalışanı, üyemiz Murat Recep Silahtar'ı kaybettik

Sendikamız üyesi,Tüpraş İzmit Rafi-nerisi Plant 63 çalı-

şanı Murat Recep Silahtar(39) 8 Ocak gecesi 24-08vardiyasına gitmeye ha-zırlanırken; geçirdiği yük-sek tansiyona bağlı beyinkanaması sonucu vefat

etti. Silahtar'ın cenazesiKartepe Uzunçiftlik Ata-kent Mahalesi OsmangaziCamii'nde kılınan cenazenamazıyla toprağa ve-rildi.

Cenazeye; SendikamızGenel Sekreteri Ali UfukYaşar, Tüpraş Genel Mü-dürü Yavuz Erkut, GenelMüdür Yardımcıları Yıl-maz Bayraktar, HasanTan, Gürol Acar, Sendika-mız Kocaeli Şube BaşkanıSalih Akduman, Tüpraşİzmit Rafineri MüdürüMesut İlter, Kocaeli Şubeİcra ve Yönetim Kurulu,Tüpraş İzmit RafineriBaştemsilcisi ve Temsilci-

leri ile merhum Silahtar'ınmesai arkadaşları da ka-tıldı. Kılınan cenaze na-mazının ardından merhummesai arkadaşlarının

omuzlarında son yolculu-ğuna uğurlandı. Petrol-İş Sendikası olarak gençyaşta yitirdiğimiz M.Re-cep Silahtar'a Allah'tanrahmet, Silahtar ailesine,yakınlarına, mesai arka-daşlarına başsağlığı vesabır diliyoruz. Örgütü-müzün başı sağolsun.

Adnan Atlas

Faruk Ağzıdeli

Adana şubemizin örgütlü olduğu İskenderun Gübre Fabrikası'nda çalış-makta olan Adnan Atlas 31 Ekim 2011 tarihinde iş kazası geçirmiş, 11Kasım 2011 tarihinde de vefat etmiştir. 01.03. 1974 doğumlu olan evli ve

iki kız çocuğu babasıydı. Üyemize Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve ça-lışma arkadaşlarına başsağlığı ve sabır diliyor, acılarını paylaşıyoruz.

Adana şubemizin örgütlü olduğu Botaş Ceyhan işyerinde çalışmakta olanüyemiz, itfaiye personeli, 01.01.1966 doğumlu Faruk Ağzıdeli 3 Ocak 2012tarihinde vefat etmiştir. Genç yaşta vefat eden üyemiz Faruk Ağzıdeli'ye

Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına, çalışma arkadaşlarına başsağlığı ve sabırdileriz. Örgütümüzün başı sağolsun.

VEFAT - BAŞSAĞLIĞI

Page 91: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012
Page 92: Petrol-İş Dergisi Ocak/Şubat 2012