28

Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 2: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 3: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

AVKAE Derg. 2012, 2 (2):6-9 Araştırma Makalesi/Research Article ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yazışma adresi/Correspondance: Ramazan ÖZDEMİR, Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, TR-01170 Adana – TÜRKİYE, E-posta: [email protected]

Adana, Mersin ve Osmaniye İllerinden Gelen Oğlaklarda

Coccidiosisin Prevalansının Araştırılması Ramazan ÖZDEMİR1, Hayrunnisa ÇAYA1

1Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, Parazitoloji Laboratuvarı

Geliş tarihi/Received:17.9.2011, Kabul Tarihi/Acepted: 21.10.2012

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Özet

Coccidiosis, Eimeridae ailesindeki protozoon parazitlerin neden olduğu, tüm evcil ve yabani hayvanları etkileyen, bulaşıcı ve yüksek düzeyde subklinik enteritis meydana getiren bir hastalıktır. Bu hastalık genç hayvanlarda sindirim kanalında yaptığı tahribatla ölümlere; hastalığı atlatanlarda ise gelişme geriliğine ve hayvansal ürünlerde azalmaya yol açmaktadır. Bu çalışma, 2007 - 2011 yılları arasında Adana, Mersin ve Osmaniye illerinden, Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü’ne hastalık teşhisi ve ölüm sebebinin araştırılması amacıyla getirilen, 0-6 aylık oğlaklarda coccidiosis’in prevalansının mikroskobik olarak belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu yıllar arasında Adana’dan gelen 69 adet numunenin 38’i (%55,07), Mersin’den gelen 37 adet numunenin 11’i (%29,73) ve Osmaniye’den gelen 17 adet numunenin 4’ü (%23,53) coccidiosis olarak tespit edilmiştir. Bu araştırma ile hem bu hastalığın önemi hem de Enstitümüzün bölge hayvancılığı için önemi bir kez daha anlaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Oğlak, Eimeria spp., Coccidiosis,

Investigation of Prevalence of the Coccidiosis in Kids from Adana, Mersin and Osmaniye

Abstract

Coccidiosis is illness which is caused by protozoan parasites from family of Eimeridea, affecting all domestic and wild animals, occuring infectious and high level subclinical enteritis. This disease, which is a serious problem particularly for the cultivation of farm animals, seem more often in less sunny with plenty of rainfall countries and causing huge losses at the livestock economy of world every year. This research did with the aim of detecting the microscobic prevalence of the coccidiosis in 0-6 month-old capricorns has been searched thoroughly with a view to investigating the reasons of the deaths and the diagnosis of the diseases for the Adana Veterinary Control Institute from the cities called Adana, Mersin and Osmaniye between the years 2007-2011. During these years, 38 samples out of 69 (that is %55,07) coming from Adana, 11 samples out of 37 (that is %29,73) from Mersin and 4 samples out of 17 (that i %23,53) from Osmaniye are detected as Coccidiosis. Both importance of disease and importance of Institute for the areal livestock were understood once more again with this study.

Key Words: Capricorn, Eimeria, Coccidiosis, -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ---------------------- Giriş

Coccidiosis, Eimeridae ailesine bağlı protozoonlar tarafından meydana getirilen özellikle genç hayvanlarda hemorajik diyare, depresyon, zayıflama ve canlı ağırlık kaybının yanıs sıra bazen de ölümle sonuçlanabilen protozoer bir hastalıktır (6, 16, 19). Dünyanın pek çok bölgesinde oldukça yaygın görülen Coccidiosis, başta kanatlı hayvanlar olmak üzere sığır, koyun, keçi, köpek, kedi, domuz ve tavşan gibi memeli hayvanlarda görülmektedir. Genç hayvanlarda ölümle sonuçlanıp

ekonomik kayıplara neden olmasına rağmen, özellikle hastalığı atlatan yaşlı hayvanlar, preimmun hale gelmelerinden dolayı portör rolü oynamaktadır (5, 13,16, 24). Coccidiosis’ de hastalığın şiddeti hayvana, etkene, çevre koşullarına, bakım ve beslenme şartlarına, diğer hastalıklara ve stres gibi faktörlere bağlı olarak değişmektedir (11).

Özellikle nekropside lezyonlu bağırsak bölgelerinden alınan kazıntılardan hazırlanan preparatların incelenmesinde etkenlerin yoğun miktarda görülmesi hastalığın kesin tanısını sağlar (14).

. 6 .

Page 4: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ÖZDEMİR R. ve ÇAYA H. AVKAE Derg. 2012, 2, 6-9 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

Gerek sağaltım, gerekse korunma amacıyla kullanılan koksidiostatik ilaçların maliyeti de bu kayıplara eklendiğinde Coccidiosis’in hayvan sağlığındaki önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Türkiye’de de Coccidiosis’e karşı uygulanmakta olan koruyucu önlemlere rağmen, özellikle tavuklarda, daha sonra kuzu, oğlak ve buzağılarda önemli bir enfeksiyon olma özelliğini korumaktadır.

Ülkemizde, Adana, Mersin ve Osmaniye İlleri Güney Anadolu Bölgesi’ndeki coğrafik konumunun nemli ve farklı iklim şartlarına sahip olması, yaz ve kış aylarında mera besiciliğinin yapılması ve doğal maki bitki örtüsü nedeniyle keçi beslemeye uygun olması hastalığın bu bölgedeki yaygınlığını artıran en önemli faktörlerdendir. Son yıllarda Enstitümüz parazitoloji laboratuvarına getirilen oğlakların büyük bölümünde Eimeria spp. türlerine rastlanması ve kayıpların büyük olması nedeniyle bu çalışmada, teşhis amacıyla gelen keçi ve oğlaklarda Eimeria türlerinin sebep olduğu Coccidiosis’in prevalansının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Materyal ve Metot

Bu çalışmanın materyalini; 2007 - 2011 yılları arasında Enstitümüze hastalık ya da ölüm sebebinin araştırılması amacıyla Adana, Mersin ve Osmaniye merkez, ilçe ve köylerinden getirilen 0-6 aylık 123 adet oğlak oluşturmuştur. Nekropsi sonucu hayvanlardan alınan iç organların, dışkı örneklerinin ve barsak kazıntısının Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Parazitoloji Laboratuvarında rutin parazitolojik muayenesi yapılmıştır.

Her hayvana ait dışkı örneği veya barsak kazıntısı doymuş tuzlu su solüsyonu (NaCl, ZnSO4) kullanılarak flotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye McMaster Tekniği’ne göre yumurta sayımı yapılarak OpG (Oocyt per gram) ile oocyst sayıları hesaplandı. Her mikroskop sahasında 5 ve 5’den fazla oosit bulunan dışkılar, klinik ve otopsi bulguları göz önüne alınarak coccidiosis olarak değerlendirildi.

Bulgular

Enstitümüze teşhis için getirilen ölü hayvanlar için alınan anamnezde, klinik olarak iştahsızlık, kilo kaybı, ishal, dehidrasyon ve yüksek ateş gibi belirtiler; hasta hayvanlarda yapılan klinik muayeneler de ise durgunluk, koyu yeşil renkte ve bazen de kanlı ishal, 40-41°C ateş, mukozalarda anemik tablo görüldü. Bu semptomlara ek olarak nekropside barsaklarda hiperemik görünüm, duvarında kalınlaşma, iç duvarında beyaz polip benzeri oluşum (difterik membran) ve

mezenterial lenf düğümlerinde büyüme teşhis edildi (Şekil:1). Coccidiosis olduğu düşünülen hayvanlardan alınan barsak kazıntısı ve dışkı örneklerinin rutin mikroskobik muayenelerinde farklı şekil ve büyüklerde Eimeria spp. oocyst’leri görüldü (Şekil:2).

Tablo 1’de de belirtildiği gibi Adana ilinde 2007 - 2011 tarihleri arasında Enstitümüze getirilen oğlaklardaki Coccidiosis vakalarının oranı Adana’ da %55.07 bulunmuştur. Bu oran önemli derecede yüksek bulunmuştur. Bu oran Mersin’de aynı dönemde %29.73 olarak tespit

edilirken, Osmaniye’de ise %23.53 oranında bulunmuştur. Bu oranlara bakıldığında bölgede Coccidiosis’in yaygın olduğu kanısına varılmıştır.

Adana, Mersin ve Osmaniye’den 2007 - 2011 yılları arasında getirilen toplam 123 adet numunenin 53 tanesinde coccidiosis teşhis edilmiştir.

Tartışma ve Sonuç

Dünyanın pek çok bölgesinde oldukça yaygın görülen ve hayvanlarda ölümle sonuçlanabilen, aynı zamanda hastalığı atlatan hayvanların preimmun hale gelmelerinden dolayı portör rolü oynadığı coccidiosis, Dünya hayvancılık

Şekil. 1: Jejenum’ da difterik mebran görüntüsü (orijinal) Şekil. 2 : Eimeria spp. oocytleri (orjinal)

Tablo 1: 2007 - 2011 yılları arasında Enstitümüze hastalık ya da ölüm sebebi ile getirilen hayvan sayıları ve coccidiosis oranları

Adana Mersin Osmaniye

Yıllar + - Oran (%) + - Oran (%) + - Oran (%)

2007 9 5 64,28 3 3 50 -- 3 --

2008 3 -- 100 1 -- 100 -- -- --

2009 6 1 85 1 2 33 -- -- --

2010 15 7 68,18 4 9 30,76 3 4 42,85

2011 5 18 21,73 2 12 14,28 1 6 --

Ortalama 38/69 55,07 11/37 29,73 4/17 23,53

AVKAE Derg. 2012, 2 (2):6-9 Araştırma Makalesi/Research Article ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yazışma adresi/Correspondance: Ramazan ÖZDEMİR, Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, TR-01170 Adana – TÜRKİYE, E-posta: [email protected]

Adana, Mersin ve Osmaniye İllerinden Gelen Oğlaklarda

Coccidiosisin Prevalansının Araştırılması Ramazan ÖZDEMİR1, Hayrunnisa ÇAYA1

1Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü, Parazitoloji Laboratuvarı

Geliş tarihi/Received:17.9.2011, Kabul Tarihi/Acepted: 21.10.2012

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Özet

Coccidiosis, Eimeridae ailesindeki protozoon parazitlerin neden olduğu, tüm evcil ve yabani hayvanları etkileyen, bulaşıcı ve yüksek düzeyde subklinik enteritis meydana getiren bir hastalıktır. Bu hastalık genç hayvanlarda sindirim kanalında yaptığı tahribatla ölümlere; hastalığı atlatanlarda ise gelişme geriliğine ve hayvansal ürünlerde azalmaya yol açmaktadır. Bu çalışma, 2007 - 2011 yılları arasında Adana, Mersin ve Osmaniye illerinden, Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü’ne hastalık teşhisi ve ölüm sebebinin araştırılması amacıyla getirilen, 0-6 aylık oğlaklarda coccidiosis’in prevalansının mikroskobik olarak belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu yıllar arasında Adana’dan gelen 69 adet numunenin 38’i (%55,07), Mersin’den gelen 37 adet numunenin 11’i (%29,73) ve Osmaniye’den gelen 17 adet numunenin 4’ü (%23,53) coccidiosis olarak tespit edilmiştir. Bu araştırma ile hem bu hastalığın önemi hem de Enstitümüzün bölge hayvancılığı için önemi bir kez daha anlaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Oğlak, Eimeria spp., Coccidiosis,

Investigation of Prevalence of the Coccidiosis in Kids from Adana, Mersin and Osmaniye

Abstract

Coccidiosis is illness which is caused by protozoan parasites from family of Eimeridea, affecting all domestic and wild animals, occuring infectious and high level subclinical enteritis. This disease, which is a serious problem particularly for the cultivation of farm animals, seem more often in less sunny with plenty of rainfall countries and causing huge losses at the livestock economy of world every year. This research did with the aim of detecting the microscobic prevalence of the coccidiosis in 0-6 month-old capricorns has been searched thoroughly with a view to investigating the reasons of the deaths and the diagnosis of the diseases for the Adana Veterinary Control Institute from the cities called Adana, Mersin and Osmaniye between the years 2007-2011. During these years, 38 samples out of 69 (that is %55,07) coming from Adana, 11 samples out of 37 (that is %29,73) from Mersin and 4 samples out of 17 (that i %23,53) from Osmaniye are detected as Coccidiosis. Both importance of disease and importance of Institute for the areal livestock were understood once more again with this study.

Key Words: Capricorn, Eimeria, Coccidiosis, -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ---------------------- Giriş

Coccidiosis, Eimeridae ailesine bağlı protozoonlar tarafından meydana getirilen özellikle genç hayvanlarda hemorajik diyare, depresyon, zayıflama ve canlı ağırlık kaybının yanıs sıra bazen de ölümle sonuçlanabilen protozoer bir hastalıktır (6, 16, 19). Dünyanın pek çok bölgesinde oldukça yaygın görülen Coccidiosis, başta kanatlı hayvanlar olmak üzere sığır, koyun, keçi, köpek, kedi, domuz ve tavşan gibi memeli hayvanlarda görülmektedir. Genç hayvanlarda ölümle sonuçlanıp

ekonomik kayıplara neden olmasına rağmen, özellikle hastalığı atlatan yaşlı hayvanlar, preimmun hale gelmelerinden dolayı portör rolü oynamaktadır (5, 13,16, 24). Coccidiosis’ de hastalığın şiddeti hayvana, etkene, çevre koşullarına, bakım ve beslenme şartlarına, diğer hastalıklara ve stres gibi faktörlere bağlı olarak değişmektedir (11).

Özellikle nekropside lezyonlu bağırsak bölgelerinden alınan kazıntılardan hazırlanan preparatların incelenmesinde etkenlerin yoğun miktarda görülmesi hastalığın kesin tanısını sağlar (14).

. 7 .

Page 5: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ÖZDEMİR R. ve ÇAYA H. AVKAE Derg. 2012, 2, 6-9 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

ekonomisinde her yıl büyük kayıplara neden olan protozoer bir enfeksiyondur.

Hastalık, aynı zamanda tüm evcil ve yabani hayvanları etkilemekte, bulaşıcı ve yüksek düzeyde subklinik enteritis oluşturarak, sütten kesilen oğlaklarda ishal, dehidrasyon ve ağırlık kaybı meydana getirmektedir (12). Polonya’da keçi sürüsünde yapılan bir çalışmada oğlakların %100’ünün Eimeria türü ile enfekte olduğu ve yaklaşık %50’sinde klinik semptomların görüldüğü ifade edilmiştir (3). Sharma ve Singh (1997) paraziter hastalıklar içinde en yüksek mortalite oranının coccidiosis’den kaynaklandığını rapor etmişlerdir (22). Yaptığımız çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş olup Enstitümüze getirilen hayvan ve hayvan materyallerinde hastalık oranları yüksek bulunmuştur.

Ülkemiz genelinde keçilerde coccidiosis yönünden farklı illerde ve farklı yıllarda yapılan çalışmalarda mikroskobik prevalansın sırasıyla Orta Anadolu’da %84; Ankara ve Eskişehir’de %86,3; Ankara’da %100; Ege bölgesinde (İzmir, Manisa, Aydın) %53,3; Elazığ’da %94,6; Van’da %69,8 olduğu rapor edilmiştir (7, 8, 9, 15, 20, 21). Yapmış olduğumuz çalışmada elde edilen, Adana’ da % 55.07, Mersin’de % 29,73 ve Osmaniye’de % 23,53 hastalık oranlarının Ülkemizde yapılan diğer çalışmalarla benzer oranlarda olduğu görülmüştür.

Oğlakların büyüme döneminde ölümcül seyir gösteren hastalıkların başında %37 ile ishaller ve %30 ile solunum yolları hastalıklarının olduğu belirtilmektedir (1). Mohammed ve ark. (2000), Nubian oğlaklarında deneysel olarak oluşturdukları coccidiosis’de en önemli bulgunun, hastalığın oluşturulmasından 19-25 gün sonra da yüksek düzeyde öldürücü nitelikte olabilen ishaller olduğunu bildirmektedirler (17). Bizim çalışmamızda da 0-6 ay arası yaşlarda hastalığın görülme oranlarının oldukça yüksek olduğu görülmüştür. İshal ile seyreden hastalıklarda coccidiosisin önemli bir yer tuttuğu bilinen bir gerçektir. Adana, Mersin ve Osmaniye bölgesinde ishal semptomları ile getirilen hayvanlarda coccidiosis’den kaynaklanan ölümlerin yüksek olduğu ve bu hastalığın bölge ve ülke için önemli bir yer tuttuğu görülmüştür.

Hastalıkta hedef organın jejenum olduğu (10) bu organda oluşan lezyonların post mortem tanıda önemli yer tuttuğu ve nekropside jejenum mukozası yüzeyinde makroskobik ve mikroskobik lezyonların şiddetli, diffuz beyaz nodüllerin bulunduğu belirtilmektedir (18). Yine yapılan bir çalışmada nekropside lezyonların jejunum, ileum, sekumda ve bazen proksimal kolonda görüldüğü, bu lezyonların hiperplastik enterositler içinde Eimeria gelişim aşamaları varlığı ile proliferatif enterit ve fena halde olmayan beyaz nodüller olduğu bildirilmektedir (23). Urquhart (1987)’nın ifade ettiği gibi beyaz polip benzeri oluşum ve mezenteryal lenf düğümlerinde büyüme teşhis edildiği bildirilmektedir (24). Bizim yaptığımız çalışmada da şiddetli ishalle seyreden vakalarda ince barsaklarda beyaz

nodüller ve mezenterik lenf düğümlerinde büyüme tespit edilmiştir.

Sonuç

Dünya hayvancılık ekonomisinde her yıl büyük kayıplara neden olan ve Eimeria türlerinin meydana getirdiği coccidiosis’in mikroskobik prevalansı, Adana, Mersin ve Osmaniye illerinden Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü’ne getirilen hayvanlarda oldukça yüksek bulunmuştur. Ayrıca bu bölgeler coğrafi konumları ve yaptıkları hayvancılık çeşidi nedeni ile de risk altındadır. Bölge içerisinde mevcut olan Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü bölge için oldukça stratejik bir öneme sahip olup hastalıkların teşhis ve yaygınlığının araştırılması için de oldukça faydalı olmaktadır. Sonuç olarak hastalığın bölge ve ülke için önemli bir yer tuttuğu görülmüştür.

Teşekkür

Yaptığımız bu çalışmaya yazım sırasında katkılarından dolayı Yrd. Doç.Dr. Aliye SAĞKAN ÖZTÜRK ve Dr. Atilla YOLDAŞ’ a teşekkür ederim.

Kaynaklar

1) Ameh JA, Egwu GO, Tijjani AN, (2000). Mortality in Sahelian goats in Nigeria. Preventive Veterinary Medicine 44: 107-111

2) Anonim 1. Epidemiology, Diagnosis and Control of Poultry Parasites. FAO Animal Health Manual 4. Rome.

3) Balicka-Ramisz A, (1999). Studies on coccidiosis in goats in Poland. Veterinary Parasitology 81: 347-349

4) Çakmak A ve Vatansever Z, (2001). Coccidiosis’in Epidemiyolojisi. Dinçer Ş. Edt. Coccidiosis. Türkiye Parazitoloji Derneği Yayın No:17. İzmir

5) Georgi JR, Theodories VJ, (1980). Parasitology for Veterinarians. Third edition. W.B. Saunders Company, Philadelphia, London, Toronto. p.186-187.

6) Gjerde B, Hele O, (1987). Effects of leucocyte extract, levamisole and sulphadimidine on natural coccidial infections (Eimeria spp.) in young lambs. Acta Vet Scand, 28(1): 33-45

7) Göz Y, Aydın A, Yüksek N, Değer S, (2006). Van Yöresi Keçilerinde Coccidia Türlerinin Yaygınlığı. Kafkas Üniv. Vet. Fak. Derg. 12(2): 163-165

8) Güler S, Dumanlı N, Özer E, Erdoğmuş Z, Köroğlu E, (1990). Elazığ yöresinde kuzu ve oğlaklarda bulunan Eimeria türleri ve bunların yayılışı üzerine araştırmalar. Doğa-Tr J Vet Animal Sci, 14: 295-300

9) Güralp N ve Oğuz T, (1967). Yurdumuz Tiftik Keçilerinde Görülen Parazit Türleri ve Bunların Yayılış Oranı. AÜ Vet. Fak. Derg. 14(1): 55-64

10) Hashemnia M, Khodakaram-Tafti A, Razavi SM, Nazifi S, (2012). Experimental caprine coccidiosis caused by Eimeria arloingi: morphopathologic and electron microscopic studies. Veterinary Research Communications. 36 (1): 47-55

11) Karaer Z ve Nalbantoğlu S, (2001). Coccidiosis’in Epidemiyolojisi. Dinçer Ş. Edt. Coccidiosis. Türkiye Parazitoloji Derneği Yayın No:17. İzmir

. 8 .

Page 6: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ÖZDEMİR R. ve ÇAYA H. AVKAE Derg. 2012, 2, 6-9 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

12) Koudela B, Bokova A, (1998). Coccidiosis in goats in the Czech Republic.Veterinary Parasitology 76:261-267

13) Kreier JP, Baker JR, (1987). Parasitic Protozoa. Allen and Unwin. Baston. p.132-145.

14) Levine ND, (1985). Veterinary Protozoology. Ames. Iowa State Universty. p.150-163.

15) Merdivenci A, (1959). Evcil Koyun (Ovis aries) ve Keçi (Capra hircus)’lerimizde Coccidia (G.eimeria) nev’ileri ve Bazı Deneyler. Türk Vet. Hek. Dern. Derg. 29: 152-153, 260-281.

16) Mimioğlu M, Göksu K, Sayın F, (1969). Veteriner ve Tıbbi Protozooloji II. Ankara Üniversitesi Basımevi. p.607-684.

17) Mohammed RA, Idris OA, El Sanousi SM, Abdelsalam EB, (2000). The effect of coccidian infection on the gut microflora of Nubian goat kids. Deutsche Tierarztliche Wochenschrift 107: 414-416

18) Nourani H, Karimi I, Azizi H, (2006). Severe and diffuse nodular hyperplasia of jejunum due to Eimeria species in an Iranian native kid. Pakistan Journal of Biological Sciences. 9(8): 1584-1586

19) Rue J, Brinton L, (1982). Diseases of sheep. Wyoming State Veterinary Laboratory Universty of Wyoming. Laramine. Second Edition. Lea & Febiger, Philadelphia.

20) Sayın F, Kahyaoğlu T, Çakmak A, (1986). Ege bölgesinde ( İzmir, Manisa, Aydın) koyun ve keçilerde Eimeria türlerinin tesbiti. A.Ü. Vet. Fak. Derg. 33 (1): 90-96

21) Sayın F, (1996). Tiftik Keçilerinde Bulunan Eimeria Türleri: E.parva Kotlan, Mocsy ve Vajda, 1929’nın Biyolojisi Üzerinde Deneysel Araştırmalar. AÜ Vet. Fak. Yay. 199/101.

22) Sharma DK, Singh N, (1997). Mortality among goats due to parasitic infections: A post-mortem analysis. Indian J. Anim. Sci. 67: 463-465

23) Tafti AK, Mansourian M, (2008). Pathologic lesions of naturally occurring coccidiosis in sheep and goats. Journal. Comparative Clinical Pathology. 17(2): 87-91

24) Urquhart GM, Armour J, Duncan JL, Dunn AM, Jennings FW, (1987). Veterinary Parasitology. Printed in Great Britain at the Bath Pres, Avon. p. 217-226.

ÖZDEMİR R. ve ÇAYA H. AVKAE Derg. 2012, 2, 6-9 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

ekonomisinde her yıl büyük kayıplara neden olan protozoer bir enfeksiyondur.

Hastalık, aynı zamanda tüm evcil ve yabani hayvanları etkilemekte, bulaşıcı ve yüksek düzeyde subklinik enteritis oluşturarak, sütten kesilen oğlaklarda ishal, dehidrasyon ve ağırlık kaybı meydana getirmektedir (12). Polonya’da keçi sürüsünde yapılan bir çalışmada oğlakların %100’ünün Eimeria türü ile enfekte olduğu ve yaklaşık %50’sinde klinik semptomların görüldüğü ifade edilmiştir (3). Sharma ve Singh (1997) paraziter hastalıklar içinde en yüksek mortalite oranının coccidiosis’den kaynaklandığını rapor etmişlerdir (22). Yaptığımız çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş olup Enstitümüze getirilen hayvan ve hayvan materyallerinde hastalık oranları yüksek bulunmuştur.

Ülkemiz genelinde keçilerde coccidiosis yönünden farklı illerde ve farklı yıllarda yapılan çalışmalarda mikroskobik prevalansın sırasıyla Orta Anadolu’da %84; Ankara ve Eskişehir’de %86,3; Ankara’da %100; Ege bölgesinde (İzmir, Manisa, Aydın) %53,3; Elazığ’da %94,6; Van’da %69,8 olduğu rapor edilmiştir (7, 8, 9, 15, 20, 21). Yapmış olduğumuz çalışmada elde edilen, Adana’ da % 55.07, Mersin’de % 29,73 ve Osmaniye’de % 23,53 hastalık oranlarının Ülkemizde yapılan diğer çalışmalarla benzer oranlarda olduğu görülmüştür.

Oğlakların büyüme döneminde ölümcül seyir gösteren hastalıkların başında %37 ile ishaller ve %30 ile solunum yolları hastalıklarının olduğu belirtilmektedir (1). Mohammed ve ark. (2000), Nubian oğlaklarında deneysel olarak oluşturdukları coccidiosis’de en önemli bulgunun, hastalığın oluşturulmasından 19-25 gün sonra da yüksek düzeyde öldürücü nitelikte olabilen ishaller olduğunu bildirmektedirler (17). Bizim çalışmamızda da 0-6 ay arası yaşlarda hastalığın görülme oranlarının oldukça yüksek olduğu görülmüştür. İshal ile seyreden hastalıklarda coccidiosisin önemli bir yer tuttuğu bilinen bir gerçektir. Adana, Mersin ve Osmaniye bölgesinde ishal semptomları ile getirilen hayvanlarda coccidiosis’den kaynaklanan ölümlerin yüksek olduğu ve bu hastalığın bölge ve ülke için önemli bir yer tuttuğu görülmüştür.

Hastalıkta hedef organın jejenum olduğu (10) bu organda oluşan lezyonların post mortem tanıda önemli yer tuttuğu ve nekropside jejenum mukozası yüzeyinde makroskobik ve mikroskobik lezyonların şiddetli, diffuz beyaz nodüllerin bulunduğu belirtilmektedir (18). Yine yapılan bir çalışmada nekropside lezyonların jejunum, ileum, sekumda ve bazen proksimal kolonda görüldüğü, bu lezyonların hiperplastik enterositler içinde Eimeria gelişim aşamaları varlığı ile proliferatif enterit ve fena halde olmayan beyaz nodüller olduğu bildirilmektedir (23). Urquhart (1987)’nın ifade ettiği gibi beyaz polip benzeri oluşum ve mezenteryal lenf düğümlerinde büyüme teşhis edildiği bildirilmektedir (24). Bizim yaptığımız çalışmada da şiddetli ishalle seyreden vakalarda ince barsaklarda beyaz

nodüller ve mezenterik lenf düğümlerinde büyüme tespit edilmiştir.

Sonuç

Dünya hayvancılık ekonomisinde her yıl büyük kayıplara neden olan ve Eimeria türlerinin meydana getirdiği coccidiosis’in mikroskobik prevalansı, Adana, Mersin ve Osmaniye illerinden Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü’ne getirilen hayvanlarda oldukça yüksek bulunmuştur. Ayrıca bu bölgeler coğrafi konumları ve yaptıkları hayvancılık çeşidi nedeni ile de risk altındadır. Bölge içerisinde mevcut olan Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü bölge için oldukça stratejik bir öneme sahip olup hastalıkların teşhis ve yaygınlığının araştırılması için de oldukça faydalı olmaktadır. Sonuç olarak hastalığın bölge ve ülke için önemli bir yer tuttuğu görülmüştür.

Teşekkür

Yaptığımız bu çalışmaya yazım sırasında katkılarından dolayı Yrd. Doç.Dr. Aliye SAĞKAN ÖZTÜRK ve Dr. Atilla YOLDAŞ’ a teşekkür ederim.

Kaynaklar

1) Ameh JA, Egwu GO, Tijjani AN, (2000). Mortality in Sahelian goats in Nigeria. Preventive Veterinary Medicine 44: 107-111

2) Anonim 1. Epidemiology, Diagnosis and Control of Poultry Parasites. FAO Animal Health Manual 4. Rome.

3) Balicka-Ramisz A, (1999). Studies on coccidiosis in goats in Poland. Veterinary Parasitology 81: 347-349

4) Çakmak A ve Vatansever Z, (2001). Coccidiosis’in Epidemiyolojisi. Dinçer Ş. Edt. Coccidiosis. Türkiye Parazitoloji Derneği Yayın No:17. İzmir

5) Georgi JR, Theodories VJ, (1980). Parasitology for Veterinarians. Third edition. W.B. Saunders Company, Philadelphia, London, Toronto. p.186-187.

6) Gjerde B, Hele O, (1987). Effects of leucocyte extract, levamisole and sulphadimidine on natural coccidial infections (Eimeria spp.) in young lambs. Acta Vet Scand, 28(1): 33-45

7) Göz Y, Aydın A, Yüksek N, Değer S, (2006). Van Yöresi Keçilerinde Coccidia Türlerinin Yaygınlığı. Kafkas Üniv. Vet. Fak. Derg. 12(2): 163-165

8) Güler S, Dumanlı N, Özer E, Erdoğmuş Z, Köroğlu E, (1990). Elazığ yöresinde kuzu ve oğlaklarda bulunan Eimeria türleri ve bunların yayılışı üzerine araştırmalar. Doğa-Tr J Vet Animal Sci, 14: 295-300

9) Güralp N ve Oğuz T, (1967). Yurdumuz Tiftik Keçilerinde Görülen Parazit Türleri ve Bunların Yayılış Oranı. AÜ Vet. Fak. Derg. 14(1): 55-64

10) Hashemnia M, Khodakaram-Tafti A, Razavi SM, Nazifi S, (2012). Experimental caprine coccidiosis caused by Eimeria arloingi: morphopathologic and electron microscopic studies. Veterinary Research Communications. 36 (1): 47-55

11) Karaer Z ve Nalbantoğlu S, (2001). Coccidiosis’in Epidemiyolojisi. Dinçer Ş. Edt. Coccidiosis. Türkiye Parazitoloji Derneği Yayın No:17. İzmir

. 9 .

Page 7: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 8: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 9: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 10: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 11: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 12: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 13: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye
Page 14: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

AVKAE Derg. 2012,2 (2):22-25 Olgu sunumu/ A case report ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

*The case was reported as a poster (Poster 25) in FEMS Symposium “The Verstality of Listeria Species”, 10-11 October 2002, Izmir, TURKEY. Yazışma adresi/Correspondance: Lale ATASEVER, 1Provincial Control Laboratory, Hatay, TURKEY E-mail: [email protected]

Listeria monocytogenes isolation from a chinchilla (Chinchilla laniger) *

Bir çinçiladan (Chinchilla laniger) L. monocytogenes izolasyonu

Lale ATASEVEN1, Hakan YARDIMCI2, Tuba İÇA2 1Provincial Control Laboratory, Ankara, TURKEY;

2Department of Microbiology, Faculty of Veterinary Medicine, Ankara University, Turkey

Geliş tarihi/Received:13.9.2012, Kabul Tarihi/Acepted: 25.10.2012

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Özet

İshal, çırpınma ve ölüm hikayeli bir çinçiladan Listeria monocytogenes izole edildi. İzole edilen suş, morfolojik, biyokimyasal özellikleri ve L.monocytogenes O-spesifik antiserumları (RSHM) ile meydana getirdiği aglütinasyon yönünden değerlendirilerek identifiye edildi. Doğrulama testi APIListeria (bioMérieux) ile yapıldı. İzole edilen suş, in vitro olarak penisilin, tetrasiklin, florfenikol ve gentamisine duyarlı bulundu.

Anahtar Kelimeler: Antimikrobiyal duyarlılık, L.monocytogenes, çinçila, Türkiye.

Abstract

Listeria monocytogenes was isolated from a chinchilla with the anamnesis of diarrhoea, convulsions and death. The bacteria was identified by the morphological, biochemical characteristics and determination of agglutination with the O specific antisera of L. monocytogenes (RSHM). Confirmation was done with APIListeria (bioMérieux). The strain isolated was found sensitive to penicillin, tetracycline, florfenicol and gentamycine.

Keywords: Antimicrobial susceptibility, chinchilla, L.monocytogenes, Turkey.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -------------------

Introduction

Listeria monocytogenes is a Gram-positive pathogen that can cause listeriosis in a wide range of domestic (sheep, goats, cattle, poultry, birds etc.), wild animals and man (6,12,20,19). L.monocytogenes produces septicaemic and neural listeriosis in animals (19). Several authors have also reported listeriosis in chinchillas (6,8,9,24). In chinchillas, the clinical signs are generally sudden death, anorexia, listlessness, diarrhoea, weight loss and ataxia (14).

The isolates of L.monocytogenes obtained from different sources including food and clinical cases, are susceptible to a wide range of antimicrobials, although there are resistant isolates to some antimicrobials (3,7). The unrestrained use of antimicrobials in animals and human can cause undesired consequences such as the dissemination of resistance among bacterial populations, thus the antimicrobial susceptibility testing is needful for treatment and control of the bacterial infections (7,21).

In Turkey, there were some studies about L.monocytogenes in domestic animals (1,2,10,11,15), food (13,18,22), but as we conducted the study in 2001 we had not seen a report on isolation of L.monocytogenes in chinchillas in Turkey. The current study aimed to determine the infectious agent from three chinchillas with the anamnesis of neural signs and sudden death and its antimicrobial susceptibility.

Materials and Method

Material

Bacterial Isolations: In this study, liver, heart, lung and brain of three chinchillas with the anamnesis of diarrhoea, convulsions and death brought to the Department of Microbiology, Faculty of Veterinary Medicine, Ankara University in 2001 were examined.

. 22 .

Page 15: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ATASEVEN L. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 22-25 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

Susceptibility Tests: For the susceptibility test, isolates were suspended in TSB and the suspension was adjusted to a turbidity equivalent to a 0.5 McFarland standard. The antibiotic susceptibility test was performed with the agar disk diffusion method (4)Isolates were categorized as susceptible, moderately susceptible, and resistant, based upon interpretive criteria developed by the Clinical and Laboratory Standards Institute (16). Penicillin (10 IU), tetracycline (30 IU), gentamicin (10 IU), streptomycine (10 IU), neomycine (10mcg), florfenicol, trimethoprim-sulphamethoxazole (25mcg), amoxicillin (25mcg), amoxicillin-clavulanic acid (30mcg) discs were used to determine the antimicrobial susceptibility of the strain isolated from a chinchilla.

Method

The samples were cultured on blood and McConkey agar and incubated at 37°C for 24 hours. Small pieces of brain with spinal cord and medulla, and the organ samples were homogenized in 10 per cent of nutrient broth suspension. The broth suspension was placed in the refrigrator at 4°C (cold enrichment) and subcultured onto agar plates twice weekly for 3 weeks. The differentiation of L. monocytogenes was carried out according to Bisping and Amtsberg (5) and Quinn et al (19).

Anton test in two rabbits and intraperitoneal inoculation of two mice with the isolated L.monocytogenes were carried out for pathogenity testing. For agglutination with the O spesific antisera of L. monocytogenes, the standard O spesific antisera were obtained from Refik Saydam Central Institute of Hygiene (RSHM) and confirmation of biochemical characters was done with APIListeria (bioMerieux).

Penicillin (10 IU), tetracycline (30 IU), gentamicin (10 IU), streptomycine (10 IU), neomycine (10mcg), florfenicol, trimethoprim-sulphamethoxazole (25mcg), amoxicillin (25mcg), amoxicillin-clavulanic acid (30mcg) discs were used to determine the antimicrobial susceptibility of the strain isolated from a chinchilla.

Results

Bacterial isolation

L. monocytogenes was isolated from brain and visceral organ samples of only one chinchilla with convulsions and a sudden death, but as other chinchillas were not suitable for microbiological isolation. The bacteria with narrow zones of beta haemolysis on blood agar were Gram-stained and, Gram positive rods and coccobacilli were seen. The identification was then carried out by the characteristics given below (Table 1). The strain isolated was CAMP positive with Staphylococcus aureus but not with Rhodococcus equi (Figure 1).

Antibiotic Susceptibility Test

The strain isolated was found sensitive to penicillin, tetracycline, florfenicol and gentamycine and resistant to streptomycine, neomycine, trimethoprim-sulphamethoxazole, amoxicillin and amoxicillin-clavulanic acid.

Discussion

L.monocytogenes is an ubiquitous facultative pathogen bacterium (12,17). The bacteria can live in soil, forage and water, once enters to the host, it can cause the clinical case expressed as visceral (septicaemic) listeriosis and neural listeriosis (12,17,19). There has been a strong agreement among the researchers, in that some of them reported that chinchillas are one of the highly susceptible animals to visceral listeriosis (6,14,23,24). L. monocytogenes was also isolated from chinchillas’ various tissues including brain (24) and, acute diarrhoea and central nervous symptoms following a rapid change of feed were observed in 72 of 78 chinchillas with 50% mortality rate (8). In current

Figure 1. CAMP (R.equi) Şekil 1. CAMP (R.equi)

Figure 2. CAMP (S.aureus) Şekil 2. CAMP (S.aureus)

. 23 .

Page 16: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ATASEVEN L. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 22-25 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

study, L. monocytogenes was isolated from brain and visceral organ samples of only one chinchilla with convulsions and a sudden death, but as other chinchillas were not suitable microbiological isolation. The bacteria with narrow zones of beta haemolysis on blood agar were Gram-stained and, Gram positive rods and coccobacilli were seen. The identification was then carried out by the characteristics given below (Table 1). Furthermore, clinical signs of chinchillas in this study are in agreement with previous studies (14,24).

In the present study, the isolated strain was found sensitive to penicillin, tetracycline, florfenicol and gentamycine. It was resistant to streptomycine, neomycine, trimethoprim-sulphamethoxazole, amoxicillin and amoxicillin-clavulanic acid. Gheene et all (1969) reported that treatment of chinchillas with tetracycline in drinking water prevented further deaths. Pandurov and Kokosharov (1982) examined the antimicrobial activitiy on 14 strains of L.monocytogenes (20). These strains showed good sensitivity to action of erythromycine, penicillin and kanamycin and, weaker sensivity to chloramphenicol, gentamicine, tetracycline and furazolidon, but resistant to streptomycine and polymyxin. Ampicillin, rifampicin, or penicillin plus gentamicin have currently prefered for treatment of listeriosis (7). L.monocytogenes is an important infectious agent for animal and human health. Moreover, a few reports are available on listeriosis in chinchillas worldwide (6,8,9,24). This study provides a new isolation data of L.monocytogenes from chinchillas in Turkey.

References

1. Akça D, Şahin M (2011). Kars yöresi sığırlarından alınan süt ve vajinal sıvap örneklerinden Listeria türlerinin araştırılması. Kafkas Üniv.Vet.Fak.Derg., 17 (6): 987-993.

2. Aras Z, Uçan US (2012). Konya ilinde köpeklerde listeriozis seroprevalansı. Türk Hij.Den.Biyol.Derg., 69 (1):31-36.

3. Ayaz ND, Erol I (2010). Relation between serotype distribution and antibiotic resistance profiles of

Listeri monocytogenes isolated from ground Turkey. Journal od Food Protection, 73 (5): 967-972.

4. Bauer, A.W., Kirby, W.M., Sherris, J.C., Turck, M. (2001). Antibiotic susceptibility testing by a standardized single disk method. Am. J. Clin. Pathol., 1966; 45: 493-496.)

5. Bisping W, Amtsberg G (1988). Colour Atlas for the Diagnosis of Bacterial pathogens in Animals. Paul Parey Scientific Pub., Hamburg-Germany.

6. Cavill JP (1967). Listeriosis in chinchillas (Chinchilla laniger). Vet. Rec., 80: 592-594.

7. Conter M, Paludi D, Zanardi E, Ghidini S, Vergara A, Ianieri A (2009). Characterization of antimicrobial resistance of foodborne Listeria monocytogenes. Int.J.Food Microbiol., 128: 497-500.

8. Furowicz AJ, Broda D, Loczewski P, Czernomysy-Furowicz D (1989). Therapeutic value of immunostimulation with Propionibacterium acnes in the treatment of Listeriosis in chinchilla. Med. Wet., 45: 289-291.

9. Ghenne P, Fievez L, Granville A (1969). Listeriosis of the chinchilla. Ann..Med. Vet., 113: 294-301.

10. Hasökzüz M, Ilgaz A (2000). Marmara bölgesindeki sağlam koyunların kan serumlarında ELISA yöntemi ile Listeria monocytogenes’e karşı oluşan antikorların saptanması ve Listeriozis üzerinde etiyolojik-epizootiolojik çalışmalar. İstanbul Üniv.Vet.Fak.Derg., 26 (1): 157-174.

11. Gür M, Esendal ÖM, Akay Ö, Gülcü B (1990). Koyunların atık fötus’larından Listeria monocytogenes izolasyonu. KÜKEM Derg., 13(2): 31-35.

12. Korsak D, Borek A, Daniluk S, Grabowska A, Pappelbaum K (2012). Antimicrobial susceptibilities of Listeria monocytogenes strains isolated from food and food processing enviroment in Poland. International J. Food Microbiol., 158: 203-208.

13. Kök F, Özbey G, Muz A (2007). Aydın İlinde Satışa Sunulan Fermente Sucukların Mikrobiyolojik Kalitelerinin İncelenmesi. F.Ü. Sağ. Bil.Vet. Derg., 21(6):249-252.

14. MacDonald DW, Wilton GS, Howell J, Klavano GG (1972). Listeria monocytogenes isolations in Alberta 1951-1970. Can. Vet. J., 13 (3): 69-71.

15. Muz A, Ertaş HB, Öngör H, Gülcü HB, Özer H, Eröksüz H, Dabak M, Başbuğ O, Kalender H (1999). Elazığ ve çevresinde koyun ve keçilerde abortus olgularının bakteriyolojik, serolojik ve patolojik olarak incelenmesi. Tr. J. Vet. Anim. Sci., 23 (1):177-188.

Table 1. Biochemical properties of the strain isolated from a chincilla.

+ Anton test - H2S

+ Patogenicity for mice - Urease

+ O/F (glucose) - Reduction of nitrate

- Mannitol - Oxidase

+ Maltose + Catalase

+ l-Rhamnose + β-haemolysis

- Lactose - CAMP test (R. equi)**

+ d-xylose + CAMP test (S.aureus)*

- Arabinose + Growth at 37oC

+ Aesculin + Motility at 22oC

Characteristic Characteristic

. 24 .

Page 17: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ATASEVEN L. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 22-25 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

16. National Committee for Clinical Laboratory Standards (1999) Performance standards for antimicrobial susceptibility testing; Ninth Informational Supplement. Document M100-S9. Natl. Committee Clin. Lab. Stand., Wayne, PA.).

17. Orsi RH, den Bakker HC, Wiedmann M (2011). Listeria monocytogenes lineages: Genomics, evolution, ecology, and phenotypic characteristics. Int. J. Med. Microbiol., 301: 79-96.

18. Öksüztepe G, Güran HŞ, İncili GK, Gül SB (2011). Elazığ’da Tüketime Sunulan Fermente Sucukların Mikrobiyolojik Ve Kimyasal Kalitesi. F.Ü.Sağ.Bil.Vet.Derg, 25 (3):107–114.

19. Quinn PJ, Carter ME, Markey BK, Carter GR (1994). Clinical Veterinary Microbiology.Wolfe Pub., Spain.

20. Pandurov S, Kokosharov T (1982). Sensitivity of Listeria monocytogenes strains to drugs and disinfectants. Veterinarnomeditsinski Nauki, 19: 90-95.

21. Phillips I, Casewell M, Cox T, De Groot B, Friis C, Jones R, Nightingale C, Preston R, Waddell J (2004). Does the use of antibiotics in food animals pose a risk to human health? A critical review of published data. J.Antimicrobial Chem., 23:28-52.

22. Sağun E, Sancak YC, İşleyici Ö, Ekici K (2001). Van ve çevresi süt ve otlu peynirlerinde Listeria türlerinin varlığı ve yaygınlığı üzerine bir araştırma. Turk.J.Vet.Anim.Sci., 25:15-19

23. Shalkop WT (1950). Listeria monocytogenes isolated from chinchillas. J.Am.Vet.Med.Assoc., 116: 447-448.

24. Wilkerson MJ, Melendy A, Stauber E (1997). An outbreak of Listeriosis in a breeding colony of chinchillas. J. Vet. Diagn. Invest., 9: 320-323.

ATASEVEN L. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 22-25 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

study, L. monocytogenes was isolated from brain and visceral organ samples of only one chinchilla with convulsions and a sudden death, but as other chinchillas were not suitable microbiological isolation. The bacteria with narrow zones of beta haemolysis on blood agar were Gram-stained and, Gram positive rods and coccobacilli were seen. The identification was then carried out by the characteristics given below (Table 1). Furthermore, clinical signs of chinchillas in this study are in agreement with previous studies (14,24).

In the present study, the isolated strain was found sensitive to penicillin, tetracycline, florfenicol and gentamycine. It was resistant to streptomycine, neomycine, trimethoprim-sulphamethoxazole, amoxicillin and amoxicillin-clavulanic acid. Gheene et all (1969) reported that treatment of chinchillas with tetracycline in drinking water prevented further deaths. Pandurov and Kokosharov (1982) examined the antimicrobial activitiy on 14 strains of L.monocytogenes (20). These strains showed good sensitivity to action of erythromycine, penicillin and kanamycin and, weaker sensivity to chloramphenicol, gentamicine, tetracycline and furazolidon, but resistant to streptomycine and polymyxin. Ampicillin, rifampicin, or penicillin plus gentamicin have currently prefered for treatment of listeriosis (7). L.monocytogenes is an important infectious agent for animal and human health. Moreover, a few reports are available on listeriosis in chinchillas worldwide (6,8,9,24). This study provides a new isolation data of L.monocytogenes from chinchillas in Turkey.

References

1. Akça D, Şahin M (2011). Kars yöresi sığırlarından alınan süt ve vajinal sıvap örneklerinden Listeria türlerinin araştırılması. Kafkas Üniv.Vet.Fak.Derg., 17 (6): 987-993.

2. Aras Z, Uçan US (2012). Konya ilinde köpeklerde listeriozis seroprevalansı. Türk Hij.Den.Biyol.Derg., 69 (1):31-36.

3. Ayaz ND, Erol I (2010). Relation between serotype distribution and antibiotic resistance profiles of

Listeri monocytogenes isolated from ground Turkey. Journal od Food Protection, 73 (5): 967-972.

4. Bauer, A.W., Kirby, W.M., Sherris, J.C., Turck, M. (2001). Antibiotic susceptibility testing by a standardized single disk method. Am. J. Clin. Pathol., 1966; 45: 493-496.)

5. Bisping W, Amtsberg G (1988). Colour Atlas for the Diagnosis of Bacterial pathogens in Animals. Paul Parey Scientific Pub., Hamburg-Germany.

6. Cavill JP (1967). Listeriosis in chinchillas (Chinchilla laniger). Vet. Rec., 80: 592-594.

7. Conter M, Paludi D, Zanardi E, Ghidini S, Vergara A, Ianieri A (2009). Characterization of antimicrobial resistance of foodborne Listeria monocytogenes. Int.J.Food Microbiol., 128: 497-500.

8. Furowicz AJ, Broda D, Loczewski P, Czernomysy-Furowicz D (1989). Therapeutic value of immunostimulation with Propionibacterium acnes in the treatment of Listeriosis in chinchilla. Med. Wet., 45: 289-291.

9. Ghenne P, Fievez L, Granville A (1969). Listeriosis of the chinchilla. Ann..Med. Vet., 113: 294-301.

10. Hasökzüz M, Ilgaz A (2000). Marmara bölgesindeki sağlam koyunların kan serumlarında ELISA yöntemi ile Listeria monocytogenes’e karşı oluşan antikorların saptanması ve Listeriozis üzerinde etiyolojik-epizootiolojik çalışmalar. İstanbul Üniv.Vet.Fak.Derg., 26 (1): 157-174.

11. Gür M, Esendal ÖM, Akay Ö, Gülcü B (1990). Koyunların atık fötus’larından Listeria monocytogenes izolasyonu. KÜKEM Derg., 13(2): 31-35.

12. Korsak D, Borek A, Daniluk S, Grabowska A, Pappelbaum K (2012). Antimicrobial susceptibilities of Listeria monocytogenes strains isolated from food and food processing enviroment in Poland. International J. Food Microbiol., 158: 203-208.

13. Kök F, Özbey G, Muz A (2007). Aydın İlinde Satışa Sunulan Fermente Sucukların Mikrobiyolojik Kalitelerinin İncelenmesi. F.Ü. Sağ. Bil.Vet. Derg., 21(6):249-252.

14. MacDonald DW, Wilton GS, Howell J, Klavano GG (1972). Listeria monocytogenes isolations in Alberta 1951-1970. Can. Vet. J., 13 (3): 69-71.

15. Muz A, Ertaş HB, Öngör H, Gülcü HB, Özer H, Eröksüz H, Dabak M, Başbuğ O, Kalender H (1999). Elazığ ve çevresinde koyun ve keçilerde abortus olgularının bakteriyolojik, serolojik ve patolojik olarak incelenmesi. Tr. J. Vet. Anim. Sci., 23 (1):177-188.

Table 1. Biochemical properties of the strain isolated from a chincilla.

+ Anton test - H2S

+ Patogenicity for mice - Urease

+ O/F (glucose) - Reduction of nitrate

- Mannitol - Oxidase

+ Maltose + Catalase

+ l-Rhamnose + β-haemolysis

- Lactose - CAMP test (R. equi)**

+ d-xylose + CAMP test (S.aureus)*

- Arabinose + Growth at 37oC

+ Aesculin + Motility at 22oC

Characteristic Characteristic

. 25 .

Page 18: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

AVKAE Derg. 2012, 2 (2):1-5 Araştırma Makalesi/Research Article ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

*Bu çalışma 2011 yılında TÜBİTAK 2209 kodlu Üniversite öğrencileri yurt içi / yurt dışı araştırma projeleri destekleme programı kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir. Yazışma adresi/Correspondance: Gülizar Acar, Mustafa Kemal University, Veterinary Faculty, Hatay, Türkiye E-mail: [email protected]

Hatay Bölgesinde Klinik ve Subklinik Mastitisli İneklerden Streptococcus spp. Etkenlerinin İzolasyonu ve Antibiyotik Duyarlılıklarının Belirlenmesi *

Gülizar Acar1, Ekrem Yılmaz1, Hasan Solmaz2, Zafer Cantekin2 1 Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Hatay, Türkiye 2 Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji ABD, Hatay, Türkiye

Geliş tarihi/Received:13.9.2011, Kabul Tarihi/Acepted: 25.10.2012

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Özet

Bu çalışmada Hatay yöresinde subklinik mastitisli ineklerden alınan süt örneklerinde Streptococcus spp. etkenlerinin varlığı ve tür düzeyinde dağılımı ile bu izolatların çeşitli antibiyotiklere duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlandı. Toplam 200 inekten alınan 800 adet süt örneği CMT (California Mastitis Test) ile incelendi. CMT pozitif bulunan 59 (%7.38) adet meme lobundan aseptik şartlarda alınan süt örnekleri soğuk zincirde laboratuvara getirildi ve Streptococcus spp. yönünden kültür yöntemiyle incelendi. Örneklerin 17’sinden (%28.81) izole edilen streptokok kültürlerinin çeşitli antibiyotiklere duyarlılıkları disk difüzyon testi ile belirlendi. İzole edilen etkenlerin 1’i (%5.88) Streptococcus agalactiae, 8’i (%47.05) Streptococcus dysgalactiae, 2’si (%11.76) Streptococcus uberis ve 6’sı (%35.29) Streptococcus fecalis (Enterococcus fecalis) olarak identifiye edildi. Bu etkenlerin %94.1’i amoksisilin+klavulonik asit’e, %76.4’ü doksisiklin’e, %58.8’i enrofloksasin’e, %52.9’u gentamisin’e, %47’si penisilin-G’ye, %41.2’si amoksisilin’e, %35.3’ü oksitetrasiklin’e, %23.5’i trimetoprim+sulfametaksazole ve %23.5’i de eritromisin’e karşı duyarlı bulundu. Proje kapsamında lisans öğrencilerinin akademik bilgi ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlandı.

Anahtar Kelimeler: Subklinik Mastitis, Sığır, Streptokok

Isolation of Streptococcal Agents from Cattle with Subclinical Mastitis in Hatay Region and Detection of their Susceptibilities against some Antibiotics

Abstract

This study was aimed detection of Streptococcal agents in cattle with subclinical mastitis in Hatay region and detection of their susceptibilities against some antibiotics. 800 milk samples collected from total of 200 dairy cows were examined with CMT (California Mastitis Test). In the CMT examination, 59 (7.38%) milk sample were positive for subclinical mastitis. Milk samples were taken from lobes of udder found positive with CMT. These samples analyzed for Streptococcal agents with culture method. Then, antibiotic susceptibility test applied for isolated and identified Streptococci. In the study, Streptococcus spp. were isolated from 17 (28,81 %) of milk samples. The isolated agents were identified as Streptococcus agalactiae (5.88%), Streptococcus dysgalactiae (47.05%), Streptococcus uberis (11.76%) and Streptococcus fecalis (Enterococcus fecalis) (35.29%). The susceptibilities to antibiotics for Streptococci were as follows: 94.1% to amoxicillin+clavulonic acid, 76.4% to doxycycline, 58.8% to enrofloxacin, 52.9% to gentamycin, 47% to penicillin-G, 41.2% to amoxycillin, 35.3% to oxytetracyclin, 23.5% to trimethoprim+sulphamethoxazole and 23.5 % to erythromicin.

Key Words: Mastitis, Cattle, Streptococci

------------------------------------------------------------------------------------------- -----------------------------------------------------

Giriş

Mastitis, süt sığırcılık işletmelerinde ekonomik kayıpların en önemli nedenleri arasında gösterilmektedir. Yapılan çalışmalarla 130'dan fazla mikroorganizmanın mastitis etkeni olarak

belirlenmesine rağmen, bunlar arasında en önemli grubun bakteriler olduğu bildirilmiştir. Bakteriyel etkenler arasında ise mastitisli süt örneklerinden sıklıkla Staphylococcus spp., Streptococcus spp. ve Enterobactericeae familyasında bulunan bakterilerin izole edildikleri vurgulanmıştır (29, 17). Daha seyrek

. 1 .

Page 19: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ACAR G. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

olarak da, Mycoplasma spp., Corynebacterium bovis, Bacillus subtilis, Bacillus cereus, Micrococcus spp., Candida albicans, Cryptococcus spp, Nocardia spp. gibi çeşitli etkenlerin mastitise neden olduğu bildirilmiştir (4, 5, 13, 25, 26).

Tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de farklı bölgelerde mastitisli ineklerden alınan süt örneklerinden yapılan araştırmalarda (3, 8, 13, 25, 26, 28) sıklıkla Staphylococcus aureus, Staphylococcus spp., Streptococcus spp. ve Enterobactericeae familyasına ait bakteriler izole ve identifiye edilmiştir.

Streptococcus agalactiae ve Staphylococcus aureus'un bulaşıcı mastitis etkenleri olduğu, mastitis olgularında yaygın olarak görüldükleri özellikle de eller ve süt sağım üniteleri ile yayıldıkları bilinmektedir. Daha az yaygın olmasına rağmen çevresel patojenlerin neden olduğu mastitis olgularının çok önemli olduğu, S. agalactiae'nin dışındaki tüm streptokokların (özellikle S. uberis), Gram negatif bakterilerin ve diğer mikroorganizmaların çevresel patojen olduğu belirtilmiştir (7, 12, 19, 21, 24). Yapılan çeşitli çalışmalarda (22, 23, 24) araştırıcılar, Streptokok türleri içinde S. agalactiae dışındaki diğer Streptokok türlerinin primer çevresel patojenler arasında olduğunu belirtmişlerdir.

Çevresel mastitislere neden olan Streptococcus spp. üyeleri içinde de en önemli türün S. uberis olduğu ikinci sırada da S. dysgalactiae’nin geldiği bildirilmiş, bu mikroorganizmaların hayvanın bulunduğu her yerde özellikle de dışkı, barınaklar, rumen ve memede bulunabildiği ve mastitis problemlerinde de önemli yer tuttuğu vurgulanmış, enfeksiyonu önlemede kuru dönemde tedavinin önemli olduğu vurgulanmıştır (1, 20, 24).

Hatay ve çevresinde mastitis etkenlerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar sıklıkla yapılmış olmasına rağmen Streptococcus spp. kaynaklı mastitislere yönelik çalışma ve bilgiler sınırlıdır (10). Bulaşıcı mastitis etkenlerinin çiftlikten tamamen elimine edilmesinin zorluğu, çevresel etkenlerin ise sıklıkla karşılaşılma ihtimallerinden dolayı ve yaptıkları enfeksiyon ile memede ağır tahribatlar oluşturmaları, ayrıca yüksek düzeyde ekonomik kayıplara neden olmaları nedeniyle Streptococcus spp. kaynaklı mastitisler önem arz etmektedir.

Bu çalışmada, Hatay bölgesinde subklinik mastitisli ineklerden alınan süt örneklerinde Streptococcus spp. etkenlerin varlığı ve tür düzeyinde dağılımları ile bu izolatların çeşitli antibiyotiklere duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlandı.

Materyal ve Metot

Çalışmada materyal olarak, Hatay ili merkez ve yakın ilçelerde bulunan süt sığırcılık işletmelerinde laktasyon periyodunda bulunan 200 adet inekten alınan 800 adet süt örneği CMT (California Mastitis Test) ile incelendi. Yapılan analizler ile CMT ile pozitif bulunan toplam 59 adet meme lobundan aseptik şartlarda mikrobiyolojik analiz için süt örnekleri alındı ve soğuk zincirde Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı laboratuvarına getirildi.

Laboratuvarda, CMT pozitif süt örneklerinden (59 adet) Streptococcus spp. izolasyonu amacıyla %7 oranında koyun kanı içeren Kanlı Agar’a ve yine %7 oranında koyun kanı katılarak zenginleştirilmiş Edward’s Medium’a ekimler yapıldı. Ekim yapılan besiyerleri 37oC’de 24-72 saat süresince aerobik koşullarda inkübasyona bırakıldı. Besiyerleri her gün kontrol edilerek üreyen koloniler Streptococcus spp. yönünden değerlendirildi. İnkübasyon sonrası Gram pozitif ve katalaz negatif kok olarak belirlenen koloniler hemoliz tipi, CAMP Reaksiyonu, Mac Conkey Agarda üreme ve Eskülin Hidrolizi gibi özellikleri incelenerek tür düzeyinde identifikasyonları yapıldı (18). Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemine (6) göre yapılan antibiyogram testinde; bir gece 37 C’de Nutrient Buyyonda üretilen suşlardan alınan 0.1 ml bakteri kültürü Mueller-Hinton Agara yayma tarzında ekilerek üzerlerine gentamisin (CN-10mcg), eritromisin (E-15 mcg), trimetoprim/sulfametoksazol (STX-25 mcg), enrofloksasin (ENR-5 mcg), amoksisilin (AML-10 mcg), oksitetrasiklin (T-30), amoksisilin/klavulanik asit (AMC-30 mcg), penisilin-G (P-10 mcg) ve doksisiklin (DO-30 mcg) antibiyotik diskleri yerleştirildi. Antibiyogram test sonuçları NCCLS (15) kriterlerine göre değerlendirildi.

Bulgular

Bu çalışma kapsamında CMT ile subklinik mastitis yönünden pozitif bulunan toplam 59 adet süt numunesinden kültür metodu kullanılarak 17 adet Streptococcus spp. İzole edildi. İzole edilen bu etkenlerin 1’i (%5.88) Streptococcus agalactiae, 8’i (%47.05) Streptococcus dysgalactiae, 2’si (%11.76) Streptococcus uberis ve 6’sı (%35.29) Streptococcus fecalis (Enterococcus fecalis) olarak identifiye edildi. İzole edilen etkenlerin 9’u (%52.9) gentamisin (10 µg), 4’ü (%23.5) eritromisin (15 µg), 10’u (%58.8) enrofloksasin (5 µg), 6’sı (%35.3) oksiterasiklin (30 µg), 7’si (%41.2) amoksisilin (10 µg), 16’sı (%94.1) amoksasilin/klavulanik asit (30 µg), 8’i (%47.0) penisilin (10 µg), 4’ü (%23.5) trimetoprim/sulfametaksazol (25 µg) ve 13’ü (%76.5)

. 2 .

Page 20: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ACAR G. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

olarak da, Mycoplasma spp., Corynebacterium bovis, Bacillus subtilis, Bacillus cereus, Micrococcus spp., Candida albicans, Cryptococcus spp, Nocardia spp. gibi çeşitli etkenlerin mastitise neden olduğu bildirilmiştir (4, 5, 13, 25, 26).

Tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de farklı bölgelerde mastitisli ineklerden alınan süt örneklerinden yapılan araştırmalarda (3, 8, 13, 25, 26, 28) sıklıkla Staphylococcus aureus, Staphylococcus spp., Streptococcus spp. ve Enterobactericeae familyasına ait bakteriler izole ve identifiye edilmiştir.

Streptococcus agalactiae ve Staphylococcus aureus'un bulaşıcı mastitis etkenleri olduğu, mastitis olgularında yaygın olarak görüldükleri özellikle de eller ve süt sağım üniteleri ile yayıldıkları bilinmektedir. Daha az yaygın olmasına rağmen çevresel patojenlerin neden olduğu mastitis olgularının çok önemli olduğu, S. agalactiae'nin dışındaki tüm streptokokların (özellikle S. uberis), Gram negatif bakterilerin ve diğer mikroorganizmaların çevresel patojen olduğu belirtilmiştir (7, 12, 19, 21, 24). Yapılan çeşitli çalışmalarda (22, 23, 24) araştırıcılar, Streptokok türleri içinde S. agalactiae dışındaki diğer Streptokok türlerinin primer çevresel patojenler arasında olduğunu belirtmişlerdir.

Çevresel mastitislere neden olan Streptococcus spp. üyeleri içinde de en önemli türün S. uberis olduğu ikinci sırada da S. dysgalactiae’nin geldiği bildirilmiş, bu mikroorganizmaların hayvanın bulunduğu her yerde özellikle de dışkı, barınaklar, rumen ve memede bulunabildiği ve mastitis problemlerinde de önemli yer tuttuğu vurgulanmış, enfeksiyonu önlemede kuru dönemde tedavinin önemli olduğu vurgulanmıştır (1, 20, 24).

Hatay ve çevresinde mastitis etkenlerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar sıklıkla yapılmış olmasına rağmen Streptococcus spp. kaynaklı mastitislere yönelik çalışma ve bilgiler sınırlıdır (10). Bulaşıcı mastitis etkenlerinin çiftlikten tamamen elimine edilmesinin zorluğu, çevresel etkenlerin ise sıklıkla karşılaşılma ihtimallerinden dolayı ve yaptıkları enfeksiyon ile memede ağır tahribatlar oluşturmaları, ayrıca yüksek düzeyde ekonomik kayıplara neden olmaları nedeniyle Streptococcus spp. kaynaklı mastitisler önem arz etmektedir.

Bu çalışmada, Hatay bölgesinde subklinik mastitisli ineklerden alınan süt örneklerinde Streptococcus spp. etkenlerin varlığı ve tür düzeyinde dağılımları ile bu izolatların çeşitli antibiyotiklere duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlandı.

Materyal ve Metot

Çalışmada materyal olarak, Hatay ili merkez ve yakın ilçelerde bulunan süt sığırcılık işletmelerinde laktasyon periyodunda bulunan 200 adet inekten alınan 800 adet süt örneği CMT (California Mastitis Test) ile incelendi. Yapılan analizler ile CMT ile pozitif bulunan toplam 59 adet meme lobundan aseptik şartlarda mikrobiyolojik analiz için süt örnekleri alındı ve soğuk zincirde Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı laboratuvarına getirildi.

Laboratuvarda, CMT pozitif süt örneklerinden (59 adet) Streptococcus spp. izolasyonu amacıyla %7 oranında koyun kanı içeren Kanlı Agar’a ve yine %7 oranında koyun kanı katılarak zenginleştirilmiş Edward’s Medium’a ekimler yapıldı. Ekim yapılan besiyerleri 37oC’de 24-72 saat süresince aerobik koşullarda inkübasyona bırakıldı. Besiyerleri her gün kontrol edilerek üreyen koloniler Streptococcus spp. yönünden değerlendirildi. İnkübasyon sonrası Gram pozitif ve katalaz negatif kok olarak belirlenen koloniler hemoliz tipi, CAMP Reaksiyonu, Mac Conkey Agarda üreme ve Eskülin Hidrolizi gibi özellikleri incelenerek tür düzeyinde identifikasyonları yapıldı (18). Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemine (6) göre yapılan antibiyogram testinde; bir gece 37 C’de Nutrient Buyyonda üretilen suşlardan alınan 0.1 ml bakteri kültürü Mueller-Hinton Agara yayma tarzında ekilerek üzerlerine gentamisin (CN-10mcg), eritromisin (E-15 mcg), trimetoprim/sulfametoksazol (STX-25 mcg), enrofloksasin (ENR-5 mcg), amoksisilin (AML-10 mcg), oksitetrasiklin (T-30), amoksisilin/klavulanik asit (AMC-30 mcg), penisilin-G (P-10 mcg) ve doksisiklin (DO-30 mcg) antibiyotik diskleri yerleştirildi. Antibiyogram test sonuçları NCCLS (15) kriterlerine göre değerlendirildi.

Bulgular

Bu çalışma kapsamında CMT ile subklinik mastitis yönünden pozitif bulunan toplam 59 adet süt numunesinden kültür metodu kullanılarak 17 adet Streptococcus spp. İzole edildi. İzole edilen bu etkenlerin 1’i (%5.88) Streptococcus agalactiae, 8’i (%47.05) Streptococcus dysgalactiae, 2’si (%11.76) Streptococcus uberis ve 6’sı (%35.29) Streptococcus fecalis (Enterococcus fecalis) olarak identifiye edildi. İzole edilen etkenlerin 9’u (%52.9) gentamisin (10 µg), 4’ü (%23.5) eritromisin (15 µg), 10’u (%58.8) enrofloksasin (5 µg), 6’sı (%35.3) oksiterasiklin (30 µg), 7’si (%41.2) amoksisilin (10 µg), 16’sı (%94.1) amoksasilin/klavulanik asit (30 µg), 8’i (%47.0) penisilin (10 µg), 4’ü (%23.5) trimetoprim/sulfametaksazol (25 µg) ve 13’ü (%76.5)

ACAR G. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

de doksisiklin (30 µg)’e duyarlı bulundu (Tablo 1 ve Grafik 1).

Tartışma ve Sonuç

Mastitis, süt sığırı yetiştiriciliğinde ekonomik kayıpların en önemli nedenlerindendir. Bakteriyel etkenler bulaşıcı ve çevresel kaynaklı mastitis etkenleri olarak değerlendirilmektedir (16). S. dysgalactiae ve S. uberis başta olmak üzere S. parauberis ve S. fecalis gibi Streptococcus spp.’nin üyesi olan Streptokoklar çevresel mastitis etkenleri olarak değerlendirilmektedir. Özellikle S. agalactiae, Staphylococcus aureus’tan sonra en önemli bulaşıcı mastitis etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ekin ve Gürtürk (8), yaptıkları araştırmada 1.100 adet sağmal inekten aldıkları süt örneklerini CMT ile subklinik mastitis yönünden değerlendirmişler ve 200 (%4.54) adet süt örneğinin pozitif olduğunu belirlemişlerdir. Araştırmacılar bu süt numunelerinden yaptıkları kültür işlemi sonucunda 92 (%38.5) adet Streptococcus spp. izole ettiklerini bildirmişlerdir. Gürtürk ve ark (11), Van ili ve çevresinde ineklerde subklinik mastitisli inek sütlerinden yaptıkları bir çalışmada 200 adet süt örneğinden izole edilen 162 etken arasında 59’unun (%23.1) Streptecoccus spp. olduğunu bildirmişlerdir. Trakya bölgesinde yapılan bir çalışmada ise Ak (2), 77 adet CMT pozitif sığır süt örneğinden 105 etken izole ettiğini bildirmiştir. Araştırıcı, izole ettiği etkenlerin 42 (%40) tanesinin Streptococcus spp. olduğunu ve bunların 9’unun (%27.27) S. agalactiae, 10’unun (%30.30) S. uberis,

8’inin (%24.24) S. dysgalactiae ve 15’inin de (%45.45) diğer streptokok türleri olarak identifiye edildiğini bildirmiştir. Ergün ve ark (10), Hatay ve ilçelerinde CMT ile tarama yaptıkları 160 süt ineğinden aldıkları toplam 640 adet sütten CMT pozitif buldukları 115 (%71.9) inekten aldıkları 262 (%40) süt örneğinde mikrobiyolojik inceleme yapmışlardır. Araştırmacılar örneklerin 200’ünden (%76.3) toplam 230 adet etken izole ve identifiye ettiklerini ve bu izolatların da 55’inin (%23.91) Streptococcus spp. olduğunu bildirmişlerdir. Araştırıcılar çalışmalarında bu Streptococcus spp. izolatlarının 26’sını (%47.27) S. uberis, 15’ini (%27.27) S. agalactiae, 8’ini (%14.54) S. dysgalactiae ve 6’sını (%10.90) S. fecalis olarak identifiye ettiklerini

bildirmişlerdir. Tel ve ark (27), 250 sağmal inekte 1000 meme lobunu CMT ile muayene ettiklerini, CMT pozitif buldukları 181 (%72.4) inekten alınan 332 (%33.2) adet süt örneğinin mikrobiyolojik olarak incelenmesi sonucunda 258’inden (%77.7) aerobik mikroorganizma izole ederken bunların 23’ünün (%8.9) Streptococcus spp. olduğunu bildirmişlerdir. Benzer şekilde Macun ve ark. (14), Kırıkkale ilinde yaptıkları bir çalışmada 629 sağmal inekten alınan 2516 adet süt örneğinde CMT ile pozitif bulunan 342 (%54.37) inekten alınan 836 (%33.23) adet süt örneğinin mikrobiyolojik olarak incelenmesi sonucunda 213’ünde (%25.47) etken izole ettiklerini, izole edilen etkenlerin 22 adedinin (%10.32) Streptococcus spp. olduğunu ve bunlarında 4’ünün (%18.18) S. agalactiae ve 18’inin (%81.81) Streptococcus uberis olduğunu bildirmişlerdir.

Bu çalışmada 200 adet inekten alınan 800 süt örneği CMT ile incelendi. CMT pozitif olarak belirlenen toplam 59 (%7.38) süt örneğinin 17’sinden (%28.81) Streptococcus spp. izolasyonu yapıldı. Bu izolatların 1’i (%5.88) Streptococcus agalactiae, 8’i (%47.05) Streptococcus dysgalactiae, 2’si (% 11,76) Streptococcus uberis ve 6’sı (%35.29) Streptococcus fecalis (Enterococcus fecalis) olarak identifiye edildi.

Bu çalışmada bulunan Streptococcus spp. izolasyon oranı (%28.81) Ak (2), ve Ekin ve Gürtürk (8) tarafından bildirilen izolasyon oranından düşük bulunurken, Gürtürk ve ark (11), Ergün ve ark (10), Macun ve ark (14) ve Tel ve ark (27), tarafından

Tablo 1. İzole edilen etkenlerin çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılık durumları

CN E ENR OT AML AMC P SXT DO

Duyarlı (S) 9 4 10 6 7 16 8 4 13

Orta Derecede Duyarlı (I) 1 5 6 5 - - - 2 4

Dirençli (R) 7 8 1 6 10 1 9 11 -

Toplam 17 17 17 17 17 17 17 17 17

CN (Gentamisin-10 mcg), E (Eritromisin-15 mcg), STX (Trimetoprim/Sulfametoksazol-25 mcg), ENR (Enrofloksasin-5 mcg), AML (Amoksisilin-10 mcg), OT (Oksitetrasiklin-30 mcg), AMC (Amoksisilin/Klavulanik asit-30 mcg), P (Penisilin-G -10 mcg), DO (Doksisiklin -30 mcg)

Grafik 1. İzole Edilen Etkenlerin Çeşitli Antibiyotiklere Karşı Duyarlılıkları.

. 3 .

Page 21: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ACAR G. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

yapılan çalışmalara göre yüksek bulundu. Ayrıca bu çalışmada diğer çalışmalara (2, 10, 11, 14, 27) benzer şekilde bulaşıcı mastitis etkeni olan S. agalactiae’nin izolasyon oranı (%5.88), çevresel mastitis etkeni olarak gösterilen diğer Streptococcus spp. üyelerinin izolasyon oranına göre oldukça düşük bulundu.

Ekin ve ark (9). sığır ve insan orijinli Grup B Streptokok (GBS)’ların çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılıklarını karşılaştırdıkları bir çalışmalarında sığır sütlerinden izole ettikleri 55 GBS suşunun %9.09’unun penisilin G’ye dirençli ve %20’sinin orta derecede dirençli, %40’ının makrolid ve/veya linkozamid’e dirençli ve %18.18’inin de oksitetrasiklin’e karşı dirençli olduğunu bildirmişlerdir. Tel ve ark (27), çalışmalarında izole ettikleri 23 adet Streptococcus spp. izolatının %4.3’ünü novobiyosin’e, %26.1’ini ampisilin’e, %56.6’sını amoksisilin’e, %69.6’sını eritromisin’e, %47.9’unu trimetoprim/sulfametaksazol’e, %39.1’ini tetrasiklin’e, %13’ünü gentamisine ve %4.3’ünü de streptomisine karşı duyarlı bulduklarını bildirmişlerdir. Macun ve ark (14), ise 22 adet Streptococcus spp. izolatının %90.90’ını sefoksitin’e, %90.90’ı penisilin’e, %95.45’ini sefaleksin’e, %63.63’ünü kloksasilin’e, %95.45’ini amoksisiline, %90.90’ını sefaperazon’a, %95.45’ini gentamisin’e, %95.45’ini neomisin’e, %77.27’sini eritromisin’e, %90.90’ını spiramisin’e, %86.36’sını enrofloksasin’e, %90.90’ını danofloksasin’e ve %81.81’ini de tetrasiklin’e karşı duyarlı bulmuşlardır.

Bu çalışmada izole edilen etkenlerin %52.9’u gentamisin, %23.5’i eritromisin, %58.8’i enrofloksasin, %35.3’ü oksiterasiklin, %41.2’si amoksasilin, %94.1’i amoksisilin/klavulanik asit, %47’si penisilin-G, %23.5’i trimetoprim/sulfametaksazol ve %76.5’i de doksisiklin’e duyarlı bulundu. Antibiyotik duyarlılık oranları diğer çalışmalar ile benzerlik göstermektedir. Araştırmada eritromisin, trimetoprim/sulfametaksazol ve penisilin grubu antibiyotiklere karşı önemli oranda direnç belirlenmesinin bu antibiyotiklerin sahada yaygın olarak kullanılmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. İzole edilen etkenler arasında en çok duyarlılığın ise amoksisilin/klavulanik asit ve doksisiklin’e karşı bulunmasının özellikle amoksisilin/klavulanik asit kombinasyonunun beta laktamaz inhibitörü içermesinden ve doksisiklin’in ise yaygın olarak kullanılmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Çalışma sonucunda subklinik mastitis olgularının %28.81’inden Streptococcus spp. izole edilmesi ile streptokokların mastitis etkenleri arasında önemli bir paya sahip olduğu görüldü. Ayrıca çevresel mastitis etkenleri olarak bilinen S. agalactiae dışındaki diğer

streptokok türlerinin daha fazla izole edilmesi özellikle ahır ve sağım hijyeni konusunda eksikliklerin olduğunu düşündürmektedir. Yapılan bu çalışma ile bölgemizde Streptococcus spp. kaynaklı mastitisler hakkında önemli veriler elde edildiği ve bu verilerin ileride yapılacak çalışmalara önemli düzeyde katkı sağlayacağı düşünüldü. Ayrıca elde edilen veriler ışığında bölgemizde yetiştiricilere sağım hijyeni ve mastitisten korunma yöntemleri konusunda eğitimlerin verilmesinin yararlı olacağı kanısında varıldı. Proje kapsamında ayrıca lisans öğrencilerinin akademik bilgi ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlandı.

Kaynaklar

1. Abdella M, (1996). Bacterial causes of bovine mastitis in Wondogenet, Ethiopia. Zbl.Vet.Med (B), 43 (6): 379- 384.

2. Ak S, (2000). Trakya Yöresinde Sığır Mastitislerinden Sorumlu Bulaşıcı ve Çevresel Bakteriyel Etkenler ve Antibiyotiklere Duyarlılıkları. İstanbul Üniv Vet Fak Derg 26(2), 353-365.

3. Alaçam E, Tekeli T, Sezen Y, Erganiş, O (1986). Sütçü ineklerin subklinik mastitislerinde cefoperazonun etkisi üzerinde çalışmalar. Selçuk Üniv Vet Fak Derg 2: 65-74.

4. Arda M, İstanbulluoğlu E, (1979). Mastitislere neden olan aerob, anaerob ve mantarların izolasyonu, identifikasyonu, bunlara karşı etkili olan antibiyotik ve fungisitlerin saptanması. Ankara Üniv Vet Fak Derg. 26: 14-29.

5. Ateş M, Erganiş 0, Çorlu M, Serpek B, (1991). Konya yöresindeki mastitisli ineklerden elde edilen süt örneklerinin mikrobiyel florası ve LDH aktivitesi. Tr J Vet Anim Sci. 16: 19-29.

6. Bauer AU, Kirby WM, Sherris JC, Tack M, (1966). Antibiotic susceptibility testing by a standardized single disc method. J. Clin. Pathol. 45: 493-494.

7. Costa EO, Ribeiro AR, Watanabe ET, Melville PA, (1998). Infectious bovine mastitis caused by environmental organism. Zbl. Vet. Med (B), 45(2): 65- 71.

8. Ekin İH, Gürtürk K (1998) .İneklerde subklinik mastitis olgularından izole edilen streptokokların serogruplandırılması ve çeşitli biyokimyasal özellikleri üzerine araştırmalar, YYÜ Sağ Bil Ens Derg, 4 (1-2), 21-27.

9. Ekin IH, Gürtürk K, , Cölcimen N, Babacan F, (2011). The investigation of in vitro antimicrobial susceptibility of bovine and human group B streptococci. YYÜ. Vet Fak Derg, 22 (1), 5-9.

10. Ergün Y, Aslantas, O, Dogruer G, Cantekin Z, (2004). Hatay ilindeki aile tipi süt sığırcılığı isletmelerinde subklinik mastitislerin epidemiyolojisi. Veteriner Bilimleri Dergisi 20 (4): 25-28.

. 4 .

Page 22: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ACAR G. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

yapılan çalışmalara göre yüksek bulundu. Ayrıca bu çalışmada diğer çalışmalara (2, 10, 11, 14, 27) benzer şekilde bulaşıcı mastitis etkeni olan S. agalactiae’nin izolasyon oranı (%5.88), çevresel mastitis etkeni olarak gösterilen diğer Streptococcus spp. üyelerinin izolasyon oranına göre oldukça düşük bulundu.

Ekin ve ark (9). sığır ve insan orijinli Grup B Streptokok (GBS)’ların çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılıklarını karşılaştırdıkları bir çalışmalarında sığır sütlerinden izole ettikleri 55 GBS suşunun %9.09’unun penisilin G’ye dirençli ve %20’sinin orta derecede dirençli, %40’ının makrolid ve/veya linkozamid’e dirençli ve %18.18’inin de oksitetrasiklin’e karşı dirençli olduğunu bildirmişlerdir. Tel ve ark (27), çalışmalarında izole ettikleri 23 adet Streptococcus spp. izolatının %4.3’ünü novobiyosin’e, %26.1’ini ampisilin’e, %56.6’sını amoksisilin’e, %69.6’sını eritromisin’e, %47.9’unu trimetoprim/sulfametaksazol’e, %39.1’ini tetrasiklin’e, %13’ünü gentamisine ve %4.3’ünü de streptomisine karşı duyarlı bulduklarını bildirmişlerdir. Macun ve ark (14), ise 22 adet Streptococcus spp. izolatının %90.90’ını sefoksitin’e, %90.90’ı penisilin’e, %95.45’ini sefaleksin’e, %63.63’ünü kloksasilin’e, %95.45’ini amoksisiline, %90.90’ını sefaperazon’a, %95.45’ini gentamisin’e, %95.45’ini neomisin’e, %77.27’sini eritromisin’e, %90.90’ını spiramisin’e, %86.36’sını enrofloksasin’e, %90.90’ını danofloksasin’e ve %81.81’ini de tetrasiklin’e karşı duyarlı bulmuşlardır.

Bu çalışmada izole edilen etkenlerin %52.9’u gentamisin, %23.5’i eritromisin, %58.8’i enrofloksasin, %35.3’ü oksiterasiklin, %41.2’si amoksasilin, %94.1’i amoksisilin/klavulanik asit, %47’si penisilin-G, %23.5’i trimetoprim/sulfametaksazol ve %76.5’i de doksisiklin’e duyarlı bulundu. Antibiyotik duyarlılık oranları diğer çalışmalar ile benzerlik göstermektedir. Araştırmada eritromisin, trimetoprim/sulfametaksazol ve penisilin grubu antibiyotiklere karşı önemli oranda direnç belirlenmesinin bu antibiyotiklerin sahada yaygın olarak kullanılmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. İzole edilen etkenler arasında en çok duyarlılığın ise amoksisilin/klavulanik asit ve doksisiklin’e karşı bulunmasının özellikle amoksisilin/klavulanik asit kombinasyonunun beta laktamaz inhibitörü içermesinden ve doksisiklin’in ise yaygın olarak kullanılmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Çalışma sonucunda subklinik mastitis olgularının %28.81’inden Streptococcus spp. izole edilmesi ile streptokokların mastitis etkenleri arasında önemli bir paya sahip olduğu görüldü. Ayrıca çevresel mastitis etkenleri olarak bilinen S. agalactiae dışındaki diğer

streptokok türlerinin daha fazla izole edilmesi özellikle ahır ve sağım hijyeni konusunda eksikliklerin olduğunu düşündürmektedir. Yapılan bu çalışma ile bölgemizde Streptococcus spp. kaynaklı mastitisler hakkında önemli veriler elde edildiği ve bu verilerin ileride yapılacak çalışmalara önemli düzeyde katkı sağlayacağı düşünüldü. Ayrıca elde edilen veriler ışığında bölgemizde yetiştiricilere sağım hijyeni ve mastitisten korunma yöntemleri konusunda eğitimlerin verilmesinin yararlı olacağı kanısında varıldı. Proje kapsamında ayrıca lisans öğrencilerinin akademik bilgi ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlandı.

Kaynaklar

1. Abdella M, (1996). Bacterial causes of bovine mastitis in Wondogenet, Ethiopia. Zbl.Vet.Med (B), 43 (6): 379- 384.

2. Ak S, (2000). Trakya Yöresinde Sığır Mastitislerinden Sorumlu Bulaşıcı ve Çevresel Bakteriyel Etkenler ve Antibiyotiklere Duyarlılıkları. İstanbul Üniv Vet Fak Derg 26(2), 353-365.

3. Alaçam E, Tekeli T, Sezen Y, Erganiş, O (1986). Sütçü ineklerin subklinik mastitislerinde cefoperazonun etkisi üzerinde çalışmalar. Selçuk Üniv Vet Fak Derg 2: 65-74.

4. Arda M, İstanbulluoğlu E, (1979). Mastitislere neden olan aerob, anaerob ve mantarların izolasyonu, identifikasyonu, bunlara karşı etkili olan antibiyotik ve fungisitlerin saptanması. Ankara Üniv Vet Fak Derg. 26: 14-29.

5. Ateş M, Erganiş 0, Çorlu M, Serpek B, (1991). Konya yöresindeki mastitisli ineklerden elde edilen süt örneklerinin mikrobiyel florası ve LDH aktivitesi. Tr J Vet Anim Sci. 16: 19-29.

6. Bauer AU, Kirby WM, Sherris JC, Tack M, (1966). Antibiotic susceptibility testing by a standardized single disc method. J. Clin. Pathol. 45: 493-494.

7. Costa EO, Ribeiro AR, Watanabe ET, Melville PA, (1998). Infectious bovine mastitis caused by environmental organism. Zbl. Vet. Med (B), 45(2): 65- 71.

8. Ekin İH, Gürtürk K (1998) .İneklerde subklinik mastitis olgularından izole edilen streptokokların serogruplandırılması ve çeşitli biyokimyasal özellikleri üzerine araştırmalar, YYÜ Sağ Bil Ens Derg, 4 (1-2), 21-27.

9. Ekin IH, Gürtürk K, , Cölcimen N, Babacan F, (2011). The investigation of in vitro antimicrobial susceptibility of bovine and human group B streptococci. YYÜ. Vet Fak Derg, 22 (1), 5-9.

10. Ergün Y, Aslantas, O, Dogruer G, Cantekin Z, (2004). Hatay ilindeki aile tipi süt sığırcılığı isletmelerinde subklinik mastitislerin epidemiyolojisi. Veteriner Bilimleri Dergisi 20 (4): 25-28.

ACAR G. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 1-5 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

11. Gürtürk K, Boynukara B, Ekin İH ve Gülhan T, (1998). Van ve Yöresindeki İneklerde Subklinik Mastitisin Etiyolojisi Üzerine Bir Çalışma. Y.Y.Ü. Vet Fak. Derg. 9(1-2).1-4.

12. Keefe GP, (1997). Streptococcus agalactiae mastitis: a review. Can.Vet. J., 38(7): 429- 437.

13. Kuyucuoğlu Y, Uçar M (2001). Afyon bölgesi süt ineklerinde subklinik ve klinik mastitislerin görülme oranları ve etkili antibiyotiklerin tespiti. Vet Hek Mikrobiyol Derg. 1: 19-24.

14. Macun HC, Pir Yağcı İ, Ünal N, Kalender H, Sakarya F, Yıldırım M, (2011). Kırıkkale'de Belirlenen Subklinik Mastitisli İneklerde Etken İzolasyonu ve Antibiyotik Direnç Durumu., Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 2011, 8(2): 83-89.

15. NCCLS (2003). National Committee for Clinical Laboratory Standards: Performance standards for antimicrobial susceptibility testing. Eighth Edition, NCCLS document M2-A8Volume 23 No 1.

16. NMC, (1996). Current Concept of Bovine Mastitis. The National Mastitis Council. West Medison.

17. Pitkala A, Haveri M, Pyorala S, Myllys V, Honkanen-Buzalski T, (2004). Bovine mastitis in Finland 2001-prevalence, distrubution of bacteria, and antimicrobial resistance. J Dairy Sci; 87: 2433-2441.

18. Quinn PJ, Carter ME, Markey BK, Carter G R, (1994). Clinical Veterinary Microbiology. Mosby-Year Book Europe Limited, Lynton House, London WC1H9LB, England. s.: 209-236.

19. Sargeant, JM, Scott HM, Leslie, KE, Ireland M.J, Bashiri A, (1998). Clinical mastitis in dairy cattle in Ontario: frequency of occurence and bacteriological isolates. Can. Vet. J. 39 (4): 240.

20. Shpigel NY, Winkler M, Ziv G, Saran A, (1998). Clinical, bacteriological and epidemiological aspects of clinical mastitis in Israeli dairy herds. Prev. Vet. Med. 35(1): 1- 9.

21. Sicho W M, Heider LE, Miller GY, Moore, DA, (1993). Prevalence of contagious pathogens of bovine mastitis and use of mastitis control practices. J. Am.Vet. Med. Assoc. 202(4): 595- 600.

22. Smith KL and Hogan JS, (1992). Control of environmental mastitis. In: Proc. Atti International Symposium on Bovine Mastitis. Universita Degli Studi di Milano, Milan. 37- 52.

23. Smith KL and Hogan JS, (1993). Environmental mastitis. Vet. Clin. North. Am. Food Anim. Pract. 9(3): 489- 498.

24. Smith KL, Todhunter DA, Schoenberger PS, (1985). Environmental mastitis: cause, prevalence, prevention. J. Dairy. Sci. 68(6): 1531- 1553.

25. Şahin M, Çolak A, Otlu S, Aydın F, Genç O, Güler MA, Oral H, (1997). Kars yöresi ithal simental ineklerde subklinik ve klinik mastitislerin görülme oranı ve etkili antibiyotiklerin belirlenmesi. Kafkas Üniv Vet Fak Derg. 3: 49-55.

26. Tekeli T, Baysal T, Gökçay Y, (1985). İneklerde subklinik mastitislerin kuru dönemde penisilin-streptomisin kombinasyonuyla sağıtımı üzerine araştırmalar. Selçuk Üniv Vet Fak Derg. 1: 71-79.

27. Tel OY, Keskin O, Zonturlu AK, Arserim Kaya NB, (2009). Şanlıurfa yöresinde subklinik mastitislerin gorulme oranı, aerobik bakteri izolasyonu ve duyarlı antibiyotiklerin belirlenmesi. FÜ Sağ Bil Vet Derg, 23(2): 101-106.

28. Türütoğlu H, Ateşoğlu A, Salihoğlu H, Öztürk M, (1995). Marmara bölgesi süt ineklerinde mastitise neden olan aerobik etkenler. Pendik Vet Mikrobiyol Derg. 26: 125-137.

29. Watts JL, Salmon SA, Yancey RJ, Nickerson SC, Weaver LJ, Holmberg C, Pankey JW, Fox LK,(1995). Antimicrobial susceptibility of microorgansms isolated from the mammary glands of dairy heifers. J Dairy Sci. 78: 1637-1648.

. 5 .

Page 23: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

AVKAE Derg. 2012, 2 (2): 10-14 Araştırma Makalesi/Research Article ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

* Bu çalışma 2011 yılında TÜBİTAK 2209 kodlu Üniversite öğrencileri yurt içi / yurt dışı araştırma projeleri destekleme programı kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir. Yazışma adresi/Correspondance: Sorumlu yazar: Zafer CANTEKİN, Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji ABD, Hatay, Türkiye, E-mail: E-mail: [email protected]

Hatay Yöresinde Kesimhanede Kesilen Sığır Akciğerlerinden Pasteurella multocida ve Mannheimia haemolytica İzolasyonu ve Antibiyotiklere

Duyarlılığı * Hakan ÜLKER1, Dilan KÜÇÜK1, Zafer CANTEKİN2, Hasan SOLMAZ2

1 Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Hatay, Türkiye 2 Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji ABD, Hatay, Türkiye

Geliş tarihi/Received:11.9.2012, Kabul Tarihi/Acepted: 24.10.2012

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Özet

Bu çalışmada, sığır akciğer örneklerinden Pasteurella multocida ve Mannheimia haemolytica izolasyonu ve bu izolatların antibiyotiklere karşı duyarlılıkları belirlendi. Bu amaçla, Antakya’da (Hatay) kesimhanede kesilen sığırlardan alınan akciğerlerde bakteriyolojik incelemeler yapıldı. İzole edilen etkenlerin identifikasyonu PZR ile teyit edildi ve identifiye edilen kültürlerin çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılıkları araştırıldı. Çalışmada, 122 akciğer örneğinden 3 (%2.45) adet P. multocida izole edildi, ancak M. haemolytica ise izole edilmedi. İzole edilen P. multocida suşları amoksisilin, amoksisilin + klavulanik asit, trimethoprim + sulfametoksazol, enrofloksasin ve penisilin-G’ye %100, eritromisin, oksitetrasiklin ve gentamisine de %66 oranında duyarlı bulundu. Çalışma kapsamında lisans öğrencilerinin akademik bilgi ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlandı.

Anahtar Kelimeler: Akciğer, Antibiyotik Duyarlılığı, Mannheimia haemolytica, Pasteurella multocida

Isolation of Pasteurella multocida and Mannheimia haemolytica from Slaughtered Bovine Lung in Hatay Region and Detection of Their Antibiotic Susceptibilities

Abstract

In this study Pasteurella multocida and Mannheimia haemolytica were isolated from cattle lung samples and their susceptibilities were detected to some antibiotics. These bacteria were isolated and identified from slaughtered cow’s lung in Hatay Region. The identification of microorganisms was confirmed by PCR. Antibiotic susceptibilities of identified organisms were determined against different antibiotic groups. In the study, P. multocida were isolated from 3 (2.45%) of 122 Lung samples, but M. haemolytica was not isolated. The susceptibilities to antibiotics for P. multocida were as follow: 100% to amoxycillin, amoxicillin+clavulonic acid, trimethoprim+sulphamethoxazole, enrofloxacin and penicillin-G; 66% to erythromicin, oxytetracyclin and gentamycin. Isolation rate and detection of antibiotic susceptibility of these organisms will provide useful knowledge for treatment of disease. And also, this Project attribute to academic knowledge and skills of students in this project.

Key Words: Lung, Antibiotic Susceptibilities, Mannheimia haemolytica, Pasteurella multocida

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- -------------------

Giriş

Solunum sistemi hastalıkları sığır, koyun ve keçi gibi hayvanlarda sıklıkla görülmekte, ülkemizde ve dünya önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Pasteurellaceae familyasının çoğu üyesi memeli hayvanlar ve kanatlı hayvanlarda üst solunum yolu ve alt genital kanal mukozasının normal florasında bulunurlar ve fırsatçı patojenler olarak bilinirler. P. multocida hayvanlarda major patojenler arasında gösterilirken, M. haemolytica potansiyel hayvan patojeni olarak gösterilmiştir (2, 5). P. multocida’nın sığırlarda hemorajik septisemi, pnömoni, meningoensefalitis ve mastitis (20),

domuzlarda atrofik rinit ve pnömoni, koyunlarda pnömoni ve laboratuvar hayvanlarında da benzer enfeksiyonlara neden olduğu bildirilmiştir (1, 2, 3). M. haemolytica’nın ise koyun ve kuzularda pnömoni ve septisemilere, sığırlarda ise pnömonilere neden olduğu belirlenmiştir (1, 7). P. multocida ve M. haemolytica’ya bağlı oluşan enfeksiyonlar sporadik olarak seyredebileceği gibi, koyunlarda salgınlar rapor edilmiştir (1, 15).

Pastörella enfeksiyonlarının tanısı, klinik bulgular ve mikroorganizmanın izolasyonuna dayanır. Hastalığın etkeni olan mikroorganizmanın izolasyonu antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi için de gereklidir

. 10 .

Page 24: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ÜLKER H. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14 -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

(19). Ancak klasik kültür metodunun zaman alması ve etkenin kesin identifikasyonu amacıyla hayvan deneylerine ihtiyaç duyulması nedeniyle hızlı ve güvenilir bir teknik olarak identifikasyona yardımcı olması amacıyla moleküler yöntemlerin de kullanımı önerilmiştir (23). Çeşitli çalışmalarda bu teknikliklerin hem izole edilen etkenlerin teyidinde hem de direkt klinik materyallerde başarıyla kullanıldığı bildirilmiştir (6, 12, 17).

Çiftlik hayvanlarında sıklıkla hastalık yapmalarına ve önemli düzeyde ekonomik kayıplara yol açmalarına rağmen Hatay Yöresinde konuyla ilgili olarak yapılmış bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışma ile kesimhane de kesilen sığırların pnömoni belirtili akciğer örneklerinden P. multocida ve M. haemolytica izolasyonları yapılması ve izole edilen bu etkenlerin çeşitli antibiyotiklere karşı duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Materyal ve Metot

Bu çalışmada Antakya ilinde bulunan özel bir işletmeye ait kesimhane haftalık olarak ziyaret edilerek toplam 122 adet pnömoni belirtili sığır akciğer örneği toplandı. Akciğerler soğuk zincirde Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı laboratuvarına getirildi. Akciğer örneklerinden bakteriyolojik kültür amacıyla %7 koyun kanı katılarak zenginleştirilmiş Kanlı Agar’a ekimler yapıldı. Besiyerleri 37oC’de aerobik ortamda 24-48 saat süre ile inkübe edildi. Kanlı Agarda üreyen bakterilerin koloni morfolojileri, hemoliz özellikleri, Gram boyama, oksidaz, katalaz, indol ve Mac Conkey Agarda üreme gibi özellikleri incelenerek standart metotlara göre identifikasyonları yapıldı (19, 11).

Konvansiyonel biyokimyasal testler kullanılarak identifiye edilen bu etkenlerin teyidi amacıyla kaynatma yöntemi kullanılarak etkenlerden DNA ektraksiyonu yapıldı. Bu amaçla, Triptic Soy Agar’da inkübe edilen 24 saatlik kültürlerden 1-2 koloni öze yardımıyla alınıp 100 µl steril distile suda süspanse edildi. Bakteri süspansiyonu içeren 200 µl’lik plastik tüpler Thermal cycler (Techne Genius TC 312) içine yerleştirildi. Bu şekilde 99ºC’de 10 dakika tutularak 1 siklus tamamlatıldı. Daha sonra ise 1000 devirde 2 dakika santrifüj edilip analizde kullanılacak DNA kalıbı elde edildi. Bu solüsyondan 5µl alınarak PZR karışımında kalıp DNA olarak kullanıldı (13).

İzolasyonu ve identifikasyonu yapılan etkenlerin teyidi amacıyla PZR işlemi yapıldı. Pasteurella multocida için Townsend ve ark. (22) tarafından uygulanan protokolle KMT-1SP6 5′- ATC CCG CTA TTT ACC CAG TGC -3′ ve KMT1T1 5′- GCT GTA AAC GAA

CTC GCC AC -3′ primerleri kullanılarak, Mannheimia haemolytica için ise Ryan ve Lo (21) tarafından önerilen protokole göre Rpt2 5′- GTT TGT AAG ATA TCC CAT TT-3′ ve Rpt2 rev 5′- CGT TTT CCA CTT GCG TGA-3′ primerleri kullanılarak PZR karışımları hazırlandı (Tablo 1).

Tablo 1. Polimeraz Zincir Reaksiyonunda Kullanılan Karışımlar

Karışım bileşenleri Pasteurella multocida

Mannheimia haemolytica

10XPZR Buffer 2.5 µl 2.5 µl dNTP karışımı 0.5 µl 0.5 µl Primer F 0.2 µl 0.2 µl Primer R 0.2 µl 0.2 µl MgCl2 2 µl 2 µl Taq polimeraz 0.2 µl 0.2 µl Distile Su 14.4 µl 14.4 µl Template DNA 5 µl 5 µl TOPLAM 25 µl 25 µl Amplifikasyon Ürünü(bp)

460 bp 1022 bp

Amplifikasyon işlemi araştırıcılar (21, 22) tarafından önerilen prosedüre göre gerçekleştirildi(Tablo 2).

Tablo2. PZR Amplifikasyon Koşulları Amplifikasyon koşulları

Pasteurella multocida

Mannheimia haemolytica

Ön Denatürasyon 95 C’de 5 dakika

95 C’de 5 dakika

Denatürasyon 94 C’de 30 saniye

94 C’de 1 dakika

Bağlanma 55 C’de 30 saniye

48 C’de 1 dakika

Uzama 72 C’de 30 saniye

72 C’de 30 saniye

Siklus Sayısı 30 siklus 30 siklus Son uzama 72 C’de 5

dakika 72 C’de 5

dakika

Yapılan amplifikasyon işleminden sonra PZR ürünlerinin değerlendirilmesi amacıyla %1.5’lik Agaroz jel kullanıldı. Yüklenen PZR ürünleri agaroz jel elektroforezinde 180 V’da 60 dakika boyunca koşturuldu. Çıkan sonuçlar ultraviyole ışık altında incelenerek fotoğrafları çekildi. Değerlendirmede, marker (Vivantis, 100 bp plus) kullanıldı. P. multocida için 460 bp’lik, M. haemolytica için ise 1022 bp’lik bandlar araştırıldı.

İzole edilen etkenlerin antibiyotik duyarlılıkları Kirby-Bauer Disk Difüzyon yöntemi kullanılarak yapıldı (4). Buna göre, bir gece 37 C’de Nutrient Buyyonda üretilen suşlardan 0.1 ml Mueller-Hinton Agara yayma tarzında ekilerek, üzerlerine gentamisin (CN-10mcg), eritromisin (E-15 mcg), trimetoprim/sulfametoksazol (STX-25 mcg), enrofloksasin (ENR-5 mcg), amoksisilin (AML-10 mcg), oksitetrasiklin (T-30), amoksisilin/klavulanik asit (AMC-30 mcg), penisilin-G (P-10 mcg) ve doksisiklin (DO-30 mcg) antibiyotik diskleri yerleştirildi. Besi yerleri 37 C’de 24 saat inkübe edildikten sonra etkenlerin bu antibiyotiklere

. 11 .

Page 25: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ÜLKER H. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14 -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

duyarlılık/dirençlilikleri antibiyotik diskleri etrafında oluşan inhibisyon zonların çapları ölçülerek değerlendirildi (14).

Bulgular

Çalışmada, 122 akciğer örneğinden 3 (% 2,45) P. multocida izole ve identifiye edildi, ancak örneklerin hiç birinden M. haemolytica izole edilmedi. İzole edilen P. multocida suşlarının identifikasyonları spesifik primerler kullanılarak PZR analizi ile teyit edildi (Resim 1).

P. multocida izolatlarının antibiyotik duyarlılıkları amoksisilin, amoksisilin+klavulonik asit, trimetoprim+sulfametoksazol, doksisiklin, enrofloksasin ve penisilin-G’ye %100, eritromisin, oksitetrasiklin ve gentamisin’e %66 olarak belirlendi (Tablo 3).

Tartışma ve Sonuç

Pasteurellaceae familyasında yer alan P. multocida ve M. haemolytica, hayvanların üst solunum kanalı mukozasının mikrobiyal flora üyeleridirler. Ancak çevresel stres faktörleri ve çeşitli mikroorganizmalar tarafından oluşturulan infeksiyon durumlarında fırsatçı patojenler olarak hastalık yaparlar ve şartlara bağlı olarak şiddetli hastalık tablolarına ve salgınlara neden olabilirler. Oluşturdukları bireysel veya sürü bazında hastalık tabloları ile önemli ekonomik kayıplara neden olurlar. Hastalıkların tedavisinde bilinçsiz antibiyotik kullanımının fazla olmasına bağlı olarak son yıllarda artan oranda antibiyotik direnç sorunu ile karşılaşılmaktadır (9, 12, 16, 22). Antibiyotiklere karşı direnç gelişimi nedeniyle tedavi güçleşmekte, tedavi süresi uzamakta ve oluşan ekonomik kaybın boyutu artmaktadır. Bu çalışmada kesimhaneden alınan pnömoni belirtili sığır akciğer örneklerinden yapılan bakteriyolojik incelemeler ile 122 adet örneğin 3’ünden (% 2.45) P. multocida izole edildi, ancak örneklerin hiç birinden M. haemolytica izole edilmedi. İzole edilen P. multocida suşlarının identifikasyonları spesifik primerler kullanılarak PZR analizi ile teyit edildi.

Gürbüz ve Şahin (9) yaptıkları çalışmada 125 adet sığır akciğer örneğinin 32’sinden (%26) M. haemolytica izole ettiklerini bildirmişlerdir. Öztürk ve Çorlu (18) 150 adet koyun akciğer örneğinin 15’inden (%10) M. haemolitica ve 2’sinden (%1.33) P. multocida izole ettiklerini rapor etmişlerdir. Araştırmacılar izole ettikleri suşlarda amoksisilin+klavulanik asit’e, enrofloksasin’e ve florfenikol’e %100 oranında duyarlılık saptadıklarını ve bunun ardından ampisilin’e, danofloksasin’e ve furazolidon’a %94.11 düzeyinde ve oksitetrasiklin’e %88.23 oranında izolatları duyarlı bulduklarını bildirmişlerdir. Önat ve ark (16), ise 47 adet Holstein ırkı sığırdan aldıkları burun svab örneklerinden 5 (%10.63) adet M. haemolytica, 27 (%57.44) adet P. multocida izole ettiklerini bildirmişlerdir. Araştırıcılar bu çalışmada izole ettikleri Pasteurella multocida izolatlarının florfenikol’e %100, enrofloksasin’e %85.1, sulfametoksazol/trimetoprim’e %80, eritromisin’e (%92.6) ve ampisilin’e %80 oranında duyarlı olduklarını belirlemişlerdir.

Kaoud ve ark (10), Mısırda sığır akciğer örneklerinde yaptıkları çalışmada M. haemolytica’yı %3.6 oranında izole ettiklerini bildirmişlerdir. Gabinaitiene ve ark (8), Mycoplasma bovis infeksiyonu bulunan sığırların %5.7’sinde P. multocida ve %2.9’unda M. haemolitica izole ettiklerini rapor etmişlerdir. Kumar ve ark (12) ise 38 adet sığır orjinli, 34 adet manda orjinli ve 28 adet koyun orjinli olmak üzere toplam 100 adet P. multocida izolatı ve 17 farklı antibiyotik kullanarak yaptıkları çalışmada %94 duyarlılık oranı ile en etkin antibiyotiğin enrofloksasin olduğunu ve bunu %93 ile ofloksasin, %93 ile kloramfenikol, %89 ile doksisiklin, %86 ile tetrasiklin ve %84’lük duyarlılık oranıyla ciprofloksasinin takip ettiğini bildirmişlerdir.

Resim 1: M: VC 100bp Plus DNA Ladder , PK: P. multocida Pozitif Kontrol, 1, 2, 3: P. multocida olarak identifiye edilen örneklere ait bandlar, NK: Negatif Kontrol

Tablo 3. P. multocida İzolatlarının Antibiyotik Duyarlılıkları

Antibiyotik

R (%) İ (%) S (%)

CN 33 - 66 E 33 - 66

SXT - - 100 ENR - - 100 AML - - 100 OT 33 - 66

AMC - - 100 P - - 100

DO - 100 (R; Dirençli, S; Duyarlı, İ; Orta derecede duyarlı, CN (Gentamisin-10 mcg), E (Eritromisin-15 mcg), STX (Trimetoprim/Sulfametoksazol-25 mcg), ENR (Enrofloksasin-5 mcg), AML (Amoksisilin-10 mcg), OT (Oksitetrasiklin-30 mcg), AMC (Amoksisilin/Klavulanik asit-30 mcg), P (Penisilin-G -10 mcg), DO (Doksisiklin -30 mcg)

. 12 .

Page 26: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ÜLKER H. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14 -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

Yapılan bu çalışmada M. haemolytica izolasyonu olmazken, 122 adet örneğin 3’ünden (%2.45) P. multocida izole edilmiştir. Elde edilen bu izolasyon oranları diğer çalışmalar ile karşılaştırıldığında düşüktür. Bu durum bölgesel farklılıklardan kaynaklanabileceği gibi özellikle iklim olanaklarına da bağlı olarak Hatay’da yarı açık besiciliğin yaygın yapılmasından kaynaklanabileceği düşünülmüştür. Ayrıca Hatay’da sığır kesiminin yaygın olarak mahalli kasaplarda yapılmasından dolayı kesimhanede hayvan kesiminin nispeten az olması materyal elde edilmesinde güçlüklere neden olmuştur.

Bu çalışmada izole edilen P. multocida izolatlarında çeşitli antibiyotik gruplarını içeren diskler ile yapılan antibiyotik duyarlılık testleri ile diğer çalışmalarla benzer bir şekilde enrofloksasin başta olmak üzere kinolon grubu, amoksisilin+klavulanik asit başta olmak üzere penisilin grubu antibiyotiklere karşı yüksek oranda duyarlılık belirlenmiştir.

Alınan örneklerden etken izolasyonu amacıyla kullanılan klasik kültür yöntemi ile PZR sonucu alınan sonuçlar birbirini teyit etti. Bu sonuçlar direkt etkene yönelik incelemelerde klasik yöntemlere alternatif olarak PZR’nin de kullanılabileceğini göstermektedir. Proje kapsamında ayrıca lisans öğrencilerinin akademik bilgi ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlandı.

Kaynaklar

1) Adlam C, Rutter JM, (1989). Pasteurella and Pasteurellosis, Academic Press Inc, NewYork.

2) Aydın N, Paracıkoğlu J, (2006). Veteriner Mikrobiyoloji, İlke-Emek Yayınları, Ankara.

3) Barnum DA, (1954). A Herd Outbreak of Mastitis Caused by Pasteurella Multocida, Can J Comp Med Vet Sci. 18(4): 113–119.

4) Bauer AU, Kirby WM, Sherris JC, Tack M, (1966). Antibiotic susceptibility testing by a standardized single disc method, J Clin Pathol. 45: 493-494.

5) Bisgard, M, (1993). Ecology and significance of Pasteurellaceae in animals. Zbl Bakt. 279:7-26.

6) Deressa, A., Asfaw, Y., Lubke, B., Kyule, M. W., Tefera, G., and Zessin, K.-H., (2010). Molecular detection of Pasteurella multocida and Mannheimia haemolytica in sheep respiratory infections in Ethiopia. International journal of applied research in veterinary medicine. 8 (2): 101-108.

7) Frank GH (1986). The role of Pasteurella haemolytica in the bovine respiratory disease complex, Vet Med. 12: 841-846.

8) Gabinaitiene A, Siugzdaite J, Zilinskas H, Siugzda R, Petkevicius S, (2011). Mycoplasma

bovis and bacterial pathogens in the bovine respiratory tract. Veterinarni Medicina. 56 (1): 28–34.

9) Gürbüz A ve Şahin M, (2003) Sığır ve Koyunlara ait Pnömonili Akciğerlerden Pasteurella Haemolytica’nın İzolasyonu, İdentifikasyonu, Biyotiplendirilmesi ve Antibiyotiklere Olan Duyarlılıklarının Belirlenmesi. Kafkas Üniv Vet Fak Derg. 9(2): 169-175.

10) Kaoud H, El-Dahshan AR, Zaki MM, Nasr SA, (2010) Occurrence of Mannheimia haemolytica and Pasteurella trehalosi Among Ruminants in Egypt. New York Science Journal. 3(5): 135-141.

11) Koneman EW, Allen SD, Janda WM, Schreckenberger PC, Winn WC, (1997) Color Atlas and Textbook of Diagnostic Microbiology, fifth edition, Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia.

12) Kumar P, Singh VP, Agrawal RK and Singh S, (2009) Identification of Pasteurella multocida isolates of ruminant origin using polymerase chain reaction and their antibiogram study. Trop Anim Health Prod. 41:573-578.

13) Lench N, Stainer P, Williamson R, (1988) Simple non-invasive method to obtain DNA for gene analysis. Lancet 1988;i:1356-8.

14) NCCLS (2003). National Committee for Clinical Laboratory Standards: Performance standards for antimicrobial susceptibility testing. Eighth Edition, NCCLS document M2-A8Volume 23 No 1.

15) Odugbo MO, Odama LE, Umoh JU, Lamorde AG, (2006). Pasteurella multocida pneumonic infection in sheep: Prevalence, clinical and pathological studies. Small Rum Res. 66: 273–277.

16) Önat K, Kahya S ve Çarlı KT, (2010). Frequency and antibiotic susceptibility of Pasteurella multocida and Mannheimia haemolytica isolates from nasal cavities of cattle. Turk. J. Vet. Anim. Sci. 34(1): 91-94.

17) Özbey G, Muz A, (2004). Pnömonili Koyun ve Keçilerin Akciğerlerinden Aerobik Bakteri İzolasyonları ve İzole Pasteurella multocida ve Mannheimia haemolytica’nın Polimeraz Zincir Reaksiyonu ile Saptanması. Turk J Vet Anim Sci. 28: 209-216.

18) Öztürk D ve Çorlu M, (2006). Pnömonili Kovun Akcigerlerinden İzole Edilen Bakteriler ve Antibivotik Duvarlılıkları. Vet. BiL. Derg. 22(1-2): 59·63.

19) Quinn PJ, Carter ME, Markey B, Carter GR, (1999). Clinical Veterinary Microbiology. Wolfe Publication, London, UK.

20) Radostits OM, Blood DC, Gay CC, (1994). Veterinary Medicine: A Textbook of the Diseases of Cattle, Sheep, Pigs, Goats and Horses, 9 th edition, Saunders (W.B.) Co Ltd, London.

21) Ryan KA, Lo RYC, (1999). Characterization of a CACAG pentanucleotide repeat in Pasteurella haemolytica and its possible role in modulation of a novel type III

ÜLKER H. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14 -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

duyarlılık/dirençlilikleri antibiyotik diskleri etrafında oluşan inhibisyon zonların çapları ölçülerek değerlendirildi (14).

Bulgular

Çalışmada, 122 akciğer örneğinden 3 (% 2,45) P. multocida izole ve identifiye edildi, ancak örneklerin hiç birinden M. haemolytica izole edilmedi. İzole edilen P. multocida suşlarının identifikasyonları spesifik primerler kullanılarak PZR analizi ile teyit edildi (Resim 1).

P. multocida izolatlarının antibiyotik duyarlılıkları amoksisilin, amoksisilin+klavulonik asit, trimetoprim+sulfametoksazol, doksisiklin, enrofloksasin ve penisilin-G’ye %100, eritromisin, oksitetrasiklin ve gentamisin’e %66 olarak belirlendi (Tablo 3).

Tartışma ve Sonuç

Pasteurellaceae familyasında yer alan P. multocida ve M. haemolytica, hayvanların üst solunum kanalı mukozasının mikrobiyal flora üyeleridirler. Ancak çevresel stres faktörleri ve çeşitli mikroorganizmalar tarafından oluşturulan infeksiyon durumlarında fırsatçı patojenler olarak hastalık yaparlar ve şartlara bağlı olarak şiddetli hastalık tablolarına ve salgınlara neden olabilirler. Oluşturdukları bireysel veya sürü bazında hastalık tabloları ile önemli ekonomik kayıplara neden olurlar. Hastalıkların tedavisinde bilinçsiz antibiyotik kullanımının fazla olmasına bağlı olarak son yıllarda artan oranda antibiyotik direnç sorunu ile karşılaşılmaktadır (9, 12, 16, 22). Antibiyotiklere karşı direnç gelişimi nedeniyle tedavi güçleşmekte, tedavi süresi uzamakta ve oluşan ekonomik kaybın boyutu artmaktadır. Bu çalışmada kesimhaneden alınan pnömoni belirtili sığır akciğer örneklerinden yapılan bakteriyolojik incelemeler ile 122 adet örneğin 3’ünden (% 2.45) P. multocida izole edildi, ancak örneklerin hiç birinden M. haemolytica izole edilmedi. İzole edilen P. multocida suşlarının identifikasyonları spesifik primerler kullanılarak PZR analizi ile teyit edildi.

Gürbüz ve Şahin (9) yaptıkları çalışmada 125 adet sığır akciğer örneğinin 32’sinden (%26) M. haemolytica izole ettiklerini bildirmişlerdir. Öztürk ve Çorlu (18) 150 adet koyun akciğer örneğinin 15’inden (%10) M. haemolitica ve 2’sinden (%1.33) P. multocida izole ettiklerini rapor etmişlerdir. Araştırmacılar izole ettikleri suşlarda amoksisilin+klavulanik asit’e, enrofloksasin’e ve florfenikol’e %100 oranında duyarlılık saptadıklarını ve bunun ardından ampisilin’e, danofloksasin’e ve furazolidon’a %94.11 düzeyinde ve oksitetrasiklin’e %88.23 oranında izolatları duyarlı bulduklarını bildirmişlerdir. Önat ve ark (16), ise 47 adet Holstein ırkı sığırdan aldıkları burun svab örneklerinden 5 (%10.63) adet M. haemolytica, 27 (%57.44) adet P. multocida izole ettiklerini bildirmişlerdir. Araştırıcılar bu çalışmada izole ettikleri Pasteurella multocida izolatlarının florfenikol’e %100, enrofloksasin’e %85.1, sulfametoksazol/trimetoprim’e %80, eritromisin’e (%92.6) ve ampisilin’e %80 oranında duyarlı olduklarını belirlemişlerdir.

Kaoud ve ark (10), Mısırda sığır akciğer örneklerinde yaptıkları çalışmada M. haemolytica’yı %3.6 oranında izole ettiklerini bildirmişlerdir. Gabinaitiene ve ark (8), Mycoplasma bovis infeksiyonu bulunan sığırların %5.7’sinde P. multocida ve %2.9’unda M. haemolitica izole ettiklerini rapor etmişlerdir. Kumar ve ark (12) ise 38 adet sığır orjinli, 34 adet manda orjinli ve 28 adet koyun orjinli olmak üzere toplam 100 adet P. multocida izolatı ve 17 farklı antibiyotik kullanarak yaptıkları çalışmada %94 duyarlılık oranı ile en etkin antibiyotiğin enrofloksasin olduğunu ve bunu %93 ile ofloksasin, %93 ile kloramfenikol, %89 ile doksisiklin, %86 ile tetrasiklin ve %84’lük duyarlılık oranıyla ciprofloksasinin takip ettiğini bildirmişlerdir.

Resim 1: M: VC 100bp Plus DNA Ladder , PK: P. multocida Pozitif Kontrol, 1, 2, 3: P. multocida olarak identifiye edilen örneklere ait bandlar, NK: Negatif Kontrol

Tablo 3. P. multocida İzolatlarının Antibiyotik Duyarlılıkları

Antibiyotik

R (%) İ (%) S (%)

CN 33 - 66 E 33 - 66

SXT - - 100 ENR - - 100 AML - - 100 OT 33 - 66

AMC - - 100 P - - 100

DO - 100 (R; Dirençli, S; Duyarlı, İ; Orta derecede duyarlı, CN (Gentamisin-10 mcg), E (Eritromisin-15 mcg), STX (Trimetoprim/Sulfametoksazol-25 mcg), ENR (Enrofloksasin-5 mcg), AML (Amoksisilin-10 mcg), OT (Oksitetrasiklin-30 mcg), AMC (Amoksisilin/Klavulanik asit-30 mcg), P (Penisilin-G -10 mcg), DO (Doksisiklin -30 mcg)

. 13 .

Page 27: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

ÜLKER H. ve Ark. AVKAE Derg. 2012, 2, 10-14 -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.adanavet.gov.tr/tr/e-dergi.php

restriction-modification system. Nucl. Acids Res. 27(6): 1505-1511.

22) Townsend KM, Frosta J, Lee CW, Papadimitriou JM, Dawkins HJS, (1998). Development of PCR assays for species-and type-specific identification of Pasteurella multocida isolates. J. Clin. Microbiol. 36(4): 1096-1100.

23) Townsend KM, Boyce JD, Chung JY, Frost AJ and Adler B, (2001). Genetic organization of Pasteurella multocida cap loci and development of a multiplex capsular PCR typing system. J Clin Microbiol. 39: 924-929.

. 14 .

Page 28: Ramazan ÖZDEMİR - tarimorman.gov.tr 2012-2/AVKE 2013 Dergi.pdfflotasyon metoduyla incelenmiştir (2). Bu metotla, Eimeria oocystleri tespit edilen dışkı örnekleri Modifiye

Değerli Okurlarımız,

Adana Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü’nün bilimsel yayın

organı olan AVKAE Dergisi’ni yeni boyut, şekil ve içeriği ile sunmaktan

büyük mutluluk duymaktayız. Dergimizin içeriğini Türkiye’de ve diğer

ülkelerde yapılmış özgün sonuçları bulunan ve veteriner hekimlik, biyoloji

ve tıp alanlarında yeni katkılar oluşturacak bilimsel çalışmalarla sınırlı

tutarak, dergimizin bilimsel niteliğini ve saygınlığını Türkiye içinde ve

dışında arttırmayı; Türkiye’de büyük eksikliğini duyduğumuz bilimsel

iletişime daha etkin biçimde katkı sağlamayı amaçladık. Bu nedenle

dergimizde önceliğini özgün çalışmalara vererek, Türk Veteriner

Hekimliği’ne bilimsel çalışma ve yayınları konusunda destek olacağımıza

inanıyoruz.

AVKAE Hakemli Dergisi’nin bu sayısının yayımında dergimizin

bilimsel düzeyini yükselten bilim adamlarımıza, yazıları titizlikle inceleyen

ve yazı sahiplerine bilimsel katkı sağlayan bilim hakemlerimize, enstitü

dergisinin her aşamasında çalışan değerli enstitümüz personeline teşekkür

ederim.

Süleyman ASLAN Enstitü Müdürü