Upload
others
View
9
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
SEYFE GÖLÜ EKOSİSTEMİ*
Yrd. Doç. Dr. Hakan YİĞİTBAŞIOĞLU**
Ö Z E T
İç Anadolu'da, Kırşehir'in doğusunda yer alan Seyfe Gölü geniş ve sığ bir göldür. Yörenin fiziki coğrafya koşullan buraya özgü bir ekosistem gelişmesine olanak sağlamıştır.
Seyfe Gölü çevresi yarıkurak iklim özelliklerine sahiptir. Gölün suları tuzludur. Gölün başlıca beslenmesi kaynak suları ve dipten beslenme yoluyla olmaktadır. Seyfe Gölü çevresinde ancak halofıt ve kserofıtlerden ibaret step formasyonuna ait bitkiler görülmektedir.
Seyfe Gölü'nün en önemli özelliği göçmen kuşların göç yollan üzerinde bulunmasıdır. Özellikle ilkbahar ve sonbahar başlarında Seyfe Gölü'ne çok sayıda kuş gelmektedir. Bu kuşların büyük bir bölümünü tuzlu göllerden hoşlanan Flam ingolar ve ördek türleri oluşturmaktadır. Değişik türdeki çok sayıda kuşun bir kısmı burada sadece konaklamakta, bir kısmı ise yuva yapmakta ve kuluçkaya yatmaktadır. Bu özellikleri Seyfe Gölü'nü 1. sınıf sulak alan sınıfına sokmakta ve yurdumuzun önemli bir kuş cenneti olma özelliği kazandırmaktadır.
Seyfe Gölü bugün "Tabiatı Koruma Alanı" statüsünde olmakla beraber korunmaya muhtaçtır. Göle ulaşan tarım ilaçları yanında gölün kurumasına yolaçabilecek projeler Seyfe Gölü'nün en büyük sorunlarını oluşturmaktadır.
* Türkiye Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin II. Sempozyumu'nda bildiri olarak sunulmuştur.
** A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Coğrafya Bölümü.
148 Seyfe Gölü Ekosistem i
ABSTRACT
The seyfe Lake is situated almost in the middle of Central Anatolia, and it is about 227 kilometers of Ankara. The waters of the Seyfe Lake, which is located an endoreic basin, are very salty. The Seyfe Lake and the vicinity have a semi-arid climatic feature. Despite the dry summer months, the region gets plenty of rain in the winter months.
The mountainous areas, which consist o f metamorphic rocks such as marble and micaschist, surround the Seyfe Lake from north to south. The hilly areas are the east of the region. Quite a vast and slightly undulated flat area encircles the Seyfe Lake. The Lake overflows in winter, enlarging its basin, but retreats in the summer months.
The major characteristic of the Seyfe Lake is that its one o f the most significant heavenly bird sanctuaries in Turkey. Every year, thousands of migrant birds visit here. While some of these birds dwell the sanctuary temporarily, and then, continue their journeys, some spend the whole winter in the Seyfe Lake. Whereas many different species of birds can be spotted in the sanctuary, the Flamingos and duck are in majority.
Hunting should be banned and any projects which will endanger the lake should be stopped in order to preserve the ecosystem of the Seyfe Lake. It would be most appropriate to declare the lake and the vicinity a national park and assess the touristic potentials.
GİRİŞ
Yakın zamana kadar, düzgün bir karayolu ile 10 km lik bir mesafede olan M ucur ilçesinde bile çoğu kimsenin adını duymadığı veya görmediği Seyfe Gölü özellikle son yıllarda adını duyurmuştur. Bu tanınmada göçmen kuşlar rol oynamıştır. Özellikle kuşların göç dönemlerinde burada toplanan binlerce kuş giderek daha fazla ilgi çeker hale gelmiştir. Seyfe Gölü, yurdumuzdaki büyük kuş cennetlerinden biri olarak korunmaya çalışılmaktadır, bununla beraber, buradaki ekosistemin özelliklerini araştırmak üzere bugüne kadar yeterli araştırmalar yapılmamıştır. Bu durumda, Seyfe Gölü ekosis- temini tam anlamıyla kavrayabilmek için doğal ortam koşulları ile buradaki canlıların özelliklerini ve cansız ortamla aralarındaki karşılıklı ilişkileri incelemek gerekmektedir.
Seyfe Gölü Ekosistem i 149
Seyfe Gölü İç Anadolu'nun Orta Kızılırmak bölümünde yer almaktadır. Göl dar ve dış drenaja kapalı bir havzanın batı kısmındaki en alçak yeri işgal etmektedir. Buraya ulaşım son derece kolaydır. Kırşehir'e 20 km uzaklıktaki Mucur ilçesinden göl kıyısına asfalt bir yolla ulaşmak mümkündür.
Seyfe Gölü Çevresinin İklim Özellikleri
Seyfe Gölü ve buna bağlı olarak çevresindeki iklim özellikleri gerek coğrafi gerekse ekolojik koşulları hazırlayan en büyük etmenlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Seyfe Gölü'nü etkileyen hakim iklim tipi İç Anadolu step iklimidir. Seyfe Gölü çevresinde yıllık ortalama sıcaklık değeri 11.3 C dir. Kış mevsimi oldukça soğuk geçer fakat ilkbaharda sıcaklıkta hızlı bir artış görülür. Ağustos ayma kadar artış gösteren sıcaklık değerleri Eylülden itibaren azalmaya başlar (Bkz. Sıcaklık Grafiği).
Kırşehir meteoroloji istasyonunun verilerine göre, rüzgârın esme sayısının en fazla olduğu yön kuzeydir (Bkz. Rüzgâr Gülü). Bununla beraber, Kırşehir'in kuzey-güney yönlü bir vadide yer aldığı gözardı edilmemelidir. Yıllık ortalaması 2.1 m/sn olan rüzgâr hızında yaz aylarında artış görülmektedir.
Seyfe Gölü ve çevresinde yıllık yağış miktarı 377.5 mm dir. En fazla yağış 50.8 mm ile Ocak ayında, en az ise 4.6 mm ile Temmuz ayında olmaktadır (Bkz. Yağış Grafiği). Bununla beraber, sıcaklıkta olduğu gibi, kış ile ilkbahar arasında büyük bir farklılık yoktur. Yaz aylarında en düşük değerine inen yağış sonbaharda yavaşça artış gösterir. Yıldan yıla değişimler görülmekle beraber, kar yağışı genelde Kasım ayında başlar ve Nisan ayı başlarında sona erer. Yıl içindeki karla örtülü gün sayısı 22.6 dır.
Seyfe Gölü Çevresinin Jeolojik ve Jeomorfolojik Özellikleri
Seyfe Gölü ve çevresinin jeoloji haritasına baktığımızda, burasının bir kıvrım sisteminde yer aldığını görürüz. Temelde yer alan Kırşehir masifi'ne ait metamorfik seri, yan basınçların etkisiyle, an- tiklinal ve senklinal oluşturacak şekilde kıvrımlanmıştır. Ana kıvrım yönü batıkuzeybatı-doğugüneydoğudur. Antiklinalin en yüksek kesimlerini Kervansaray Dağı (1679 m), Ayrıdağ (1550 m) ve Kırlangıç Tepesi (1520 m) oluşturmaktadır. Senklinal ise Neojen depoları ile doludur ve ekseni Seyfe Gölü'nün hemen hemen tam ortasından geçmektedir.
150 Seyfe Gölü Ekosistem i
Seyfe Gölü, genişliği fazla olmayan bir alüvyal düzlükte bulunmaktadır. Neojen formasyonu tüm alüvyal alanı çevrelemektedir. Bu formasyon kum, çakıl, kil, marn ve kaba göl kalkerlerinden oluşmaktadır. Ayrıca, yer yer parçalar halinde jips tabakalarına rastlanmaktadır. Seyfe Gölü çevresinde, tektonik hareketlerden fazla etkilenmemiş olan Neojen formasyonuna ait tabakaların yataylık- ları bozulmamıştır (Bkz. Jeoloji Haritası).
Seyfe Gölü ve çevresi jeomorfolojik açıdan oldukça monoton bir görünümdedir. Dağlık alanlar gölün batısında yer almaktadır. Bunlar, Kırşehir Masifı'nin açığa çıkmış yüksek kısımlarıdır. Kervansaray Dağı bu alanın en yüksek yerini teşkil eder (1679 m). Seyfe Gölü havzasının büyük bir bölümü hafif dalgalı düzlüklerden ibarettir. Uzunluğu 60 km ye, genişliği ise 37 km ye ulaşan hafif dalgalı düzlükte eğim % 1 den azdır. Yüzeyde bulunan toprak tabakasının derinliği 150 cm den fazladır. Hafif dalgalı düzlükleri oluşturan Neojen formasyonundaki jipsler toprakta tuzlanmaya neden olmaktadır.
Seyfe Gölü'nün de içinde yer aldığı Seyfe Ovası kuzeybatı- güneydoğu yönünde uzanmaktadır. Uzunluğu yaklaşık olarak 33 km, genişliği ise 13 km dir. Ovanın güneyindeki Kızıldağ bir ada gibi yükselmektedir. Seyfe Gölü kabarık döneminde ovanın bir kısmını kaplamaktadır. Ovadaki vejetasyon özellikleri hafif dalgalı düzlük- tekiler ile benzerlik gösterir yani burada step bitkileri yaygındır.
Ova tabanının batı kenarında, senklinalin en alçak kesiminde yeralan Seyfe Gölü (110 m) yaklaşık olarak 22 km2 lik bir alan kaplamaktadır. Bunun yanısıra, gölün yaklaşık 45 km2 lik bataklık alanı da bulunmaktadır. Göl oldukça sığdır ve ortalama derinliği 1 metredir, en derin yeri ise 3.5-4 metreyi bulur. Göl, ilkbaharda akışa geçen dönemli akarsular ile ve en önemlisi Seyfe Köyü gerisindeki gür kaynağın sularıyla olmak üzere, Kervansaray Dağı eteklerindeki kaynaklarla yüzeyden beslenir. Seyfe kaynağının suları geniş bir birikinti yelpazesi oluşturmuştur. Buradaki sedimantasyon tarzı deltaik bir özellik göstermediği için birikinti yelpazesi olarak tanımlamanın daha doğru olacağı düşünülmüştür. Göl, yeraltı kaynaklan ile dipten de beslenmektedir. Yeraltı sulan Neojen seri içinde parçalar halinde bulunan jipsi eriterek bünyesine alır ve göl suyunun tuzlu olmasına yolaçar.
Gölün seviyesi karların erimeleri ve yağışın fazla olduğu ilkbahar aylarından itibaren yükselmeye başlar ve güneye doğru geniş-
Seyfe Gölü Ekosistem i 151
ler. Kızıldağ'ın kuzeyinde kurulmuş olan Kızıldağyeniyapan köyü yakınlarına kadar geniş bir alanı kaplayan ve sığ bir bataklık oluşturan göl, buradan itibaren ince bir kol halinde Kızıldağ'ın doğusundan, Güzyurdu köyüne kadar uzanır. Gölün bu kadar genişlemesinde, tabanda killerin hakim olmasının rolü büyüktür.
Yaz aylarında ise, şiddetli buharlaşma sonucu sular gittikçe azalarak göl geri çekilir. Suda eriyik ve süspanse halde bulunan maddeler kil, mil ve tuzdan oluşan açık krem, beyazımsı renkte ince unsurlu materyal halinde tabana çökelir. Yüksek sıcaklık nedeniyle bu materyal üzerinde poligonal çatlaklar meydana gelir. Buranın vejetasyonu kserofit ve halofıtlerdir. Gölün yükselmesi ile su altında kalan, daha sonra suların çekilmesi sonucu eski haline dönen geçici göl tabanı Playa olarak nitelendirilmiştir (Hoşgören, 1984: 22). Bu görüş, iklimin yarıkurak özellikler göstermesinden dolayı desteklenmektedir. Bununla beraber, Seyfe Gölü çevresinde yaptığımız arazi gözlemleri Playa karakterine uygun olmayan bir görüntü vermektedir. Özellikle 1989 yılında tüm Türkiye'de yaşanan büyük kuraklıkta bile Seyfe Gölü Kızıldağyeniyapan köyüne kadar uzanmaktaydı; aynı durum daha sonraki yıllarda da gözlenmiştir. Köy halkının vermiş olduğu bilgiye göre, Seyfe Gölü 1985 yılından sonra eski şekline dönmemiş ve yüksek seviyesini korumuştur.
Bu durum en çok Kızıldağyeniyapan köyünü etkilemektedir, çünkü tarım alanlarının bir kısmı göl suyunun altında kalmıştır, bir kısmı ise tabandan birkaç metre yüksekte bulunduğu için adalar halindedir ve ancak kayıklarla ulaşılabilmektedir. Seyfe Gölü'nün bu seviyesinin geçici olup olmadığını söyleyebilmek çok zordur, çünkü kuraklığın diğer yıllara göre daha fazla olduğu yıllarda bile gölün yüksek seviyesinde bir değişim olmamıştır. Kişisel gözlemlerimize göre, bu durum Seyfe Gölü'nün beslenme şartlarında bir değişim olduğunu göstermektedir. Geçmiş yıllardaki yağış değerleri incelendiğinde büyük bir anomaliye rastlanmamıştır. Gölü besleyen akarsuların ve kaynakların debilerinde de anormal bir farklılık bulunmamaktadır. Öyleyse, gölün yeraltı suyu kanalı ile beslenmesinde bir artış olmalıdır. Göl çanağının yeraldığı senklinalin ve buna bağlı olan antiklinalin yapısında mermerler mevcuttur. Bu nedenle, gelişen karstlaşmaya bağlı halde, antiklinal kanadından gelen suların senklinalde toplanarak buradan gömülü faylar veya Jeoloji haritasında görülen olası fay boyunca yükselerek, gölü beslediği düşünülebilir.
150 Seyfe Gölü Ekosistem i
Seyfe Gölü, genişliği fazla olmayan bir alüvyal düzlükte bulunmaktadır. Neojen formasyonu tüm alüvyal alanı çevrelemektedir. Bu formasyon kum, çakıl, kil, mam ve kaba göl kalkerlerinden oluşmaktadır. Ayrıca, yer yer parçalar halinde jips tabakalarına rastlanmaktadır. Seyfe Gölü çevresinde, tektonik hareketlerden fazla etkilenmemiş olan Neojen formasyonuna ait tabakaların yataylık- ları bozulmamıştır (Bkz. Jeoloji Haritası).
Seyfe Gölü ve çevresi jeomorfolojik açıdan oldukça monoton bir görünümdedir. Dağlık alanlar gölün batısında yer almaktadır. Bunlar, Kırşehir Masifı'nin açığa çıkmış yüksek kısımlarıdır. Kervansaray Dağı bu alanın en yüksek yerini teşkil eder (1679 m). Seyfe Gölü havzasının büyük bir bölümü hafif dalgalı düzlüklerden ibarettir. Uzunluğu 60 km ye, genişliği ise 37 km ye ulaşan hafif dalgalı düzlükte eğim % 1 den azdır. Yüzeyde bulunan toprak tabakasının derinliği 150 cm den fazladır. Hafif dalgalı düzlükleri oluşturan Neojen formasyonundaki jipsler toprakta tuzlanmaya neden olmaktadır.
Seyfe Gölü'nün de içinde yer aldığı Seyfe Ovası kuzeybatı- güneydoğu yönünde uzanmaktadır. Uzunluğu yaklaşık olarak 33 km, genişliği ise 13 km dir. Ovanın güneyindeki Kızıldağ bir ada gibi yükselmektedir. Seyfe Gölü kabarık döneminde ovanın bir kısmını kaplamaktadır. Ovadaki vejetasyon özellikleri hafif dalgalı düzlük- tekiler ile benzerlik gösterir yani burada step bitkileri yaygındır.
Ova tabanının batı kenarında, senklinalin en alçak kesiminde yeralan Seyfe Gölü (110 m) yaklaşık olarak 22 km2 lik bir alan kaplamaktadır. Bunun yanısıra, gölün yaklaşık 45 km2 lik bataklık alanı da bulunmaktadır. Göl oldukça sığdır ve ortalama derinliği 1 metredir, en derin yeri ise 3.5-4 metreyi bulur. Göl, ilkbaharda akışa geçen dönemli akarsular ile ve en önemlisi Seyfe Köyü gerisindeki gür kaynağın sularıyla olmak üzere, Kervansaray Dağı eteklerindeki kaynaklarla yüzeyden beslenir. Seyfe kaynağının suları geniş bir birikinti yelpazesi oluşturmuştur. Buradaki sedimantasyon tarzı deltaik bir özellik göstermediği için birikinti yelpazesi olarak tanımlamanın daha doğru olacağı düşünülmüştür. Göl, yeraltı kaynakları ile dipten de beslenmektedir. Yeraltı suları Neojen seri içinde parçalar halinde bulunan jipsi eriterek bünyesine alır ve göl suyunun tuzlu olmasına yolaçar.
Gölün seviyesi karların erimeleri ve yağışın fazla olduğu ilkbahar aylarından itibaren yükselmeye başlar ve güneye doğru geniş-
Seyfe Gölü Ekosistem i 151
ler. Kızıldağ'ın kuzeyinde kurulmuş olan Kızıldağyeniyapan köyü yakınlarına kadar geniş bir alanı kaplayan ve sığ bir bataklık oluşturan göl, buradan itibaren ince bir kol halinde Kızıldağ'ın doğusundan, Güzyurdu köyüne kadar uzanır. Gölün bu kadar genişlemesinde, tabanda killerin hakim olmasının rolü büyüktür.
Yaz aylarında ise, şiddetli buharlaşma sonucu sular gittikçe azalarak göl geri çekilir. Suda eriyik ve süspanse halde bulunan maddeler kil, mil ve tuzdan oluşan açık krem, beyazımsı renkte ince unsurlu materyal halinde tabana çökelir. Yüksek sıcaklık nedeniyle bu materyal üzerinde poligonal çatlaklar meydana gelir. Buranın vejetasyonu kserofıt ve halofıtlerdir. Gölün yükselmesi ile su altında kalan, daha sonra suların çekilmesi sonucu eski haline dönen geçici göl tabanı Playa olarak nitelendirilmiştir (Hoşgören, 1984: 22). Bu görüş, iklimin yarıkurak özellikler göstermesinden dolayı desteklenmektedir. Bununla beraber, Seyfe Gölü çevresinde yaptığımız arazi gözlemleri Playa karakterine uygun olmayan bir görüntü vermektedir. Özellikle 1989 yılında tüm Türkiye'de yaşanan büyük kuraklıkta bile Seyfe Gölü Kızıldağyeniyapan köyüne kadar uzanmaktaydı; aynı durum daha sonraki yıllarda da gözlenmiştir. Köy halkının vermiş olduğu bilgiye göre, Seyfe Gölü 1985 yılından sonra eski şekline dönmemiş ve yüksek seviyesini korumuştur.
Bu durum en çok Kızıldağyeniyapan köyünü etkilemektedir, çünkü tarım alanlarının bir kısmı göl suyunun altında kalmıştır, bir kısmı ise tabandan birkaç metre yüksekte bulunduğu için adalar halindedir ve ancak kayıklarla ulaşılabilmektedir. Seyfe Gölü'nün bu seviyesinin geçici olup olmadığını söyleyebilmek çok zordur, çünkü kuraklığın diğer yıllara göre daha fazla olduğu yıllarda bile gölün yüksek seviyesinde bir değişim olmamıştır. Kişisel gözlemlerimize göre, bu durum Seyfe Gölü'nün beslenme şartlarında bir değişim olduğunu göstermektedir. Geçmiş yıllardaki yağış değerleri incelendiğinde büyük bir anomaliye rastlanmamıştır. Gölü besleyen akarsuların ve kaynakların debilerinde de anormal bir farklılık bulunmamaktadır. Öyleyse, gölün yeraltı suyu kanalı ile beslenmesinde bir artış olmalıdır. Göl çanağının yeraldığı senklinalin ve buna bağlı olan antiklinalin yapısında mermerler mevcuttur. Bu nedenle, gelişen karstlaşmaya bağlı halde, antiklinal kanadından gelen suların senklinalde toplanarak buradan gömülü faylar veya Jeoloji haritasında görülen olası fay boyunca yükselerek, gölü beslediği düşünülebilir.
152 Seyfe Gölü Ekosistem i
Seyfe Gölü ve Çevresinin Jeoekolojik Özellikleri
Seyfe Gölü ve çevresindeki iklim özellikleri, yerşekilleri, bitki ve hayvanlar ile insanların karşılıklı etkileşimleri sonucunda, buraya özgü bir ekosistem meydana gelmiştir. Neojen'de havzayı kaplayan gölün alanı giderek daralmış ve senklinalin en alçak yerinde bugünkü şeklini almıştır. Seyfe Gölü'nün çevresi vejetasyon açısından son derece fakirdir. Bu fakirlikte, yarıkurak iklim özelliklerinin olduğu kadar topraktaki tuzlanmanın da önemli rolü vardır. Ksero- fıt ve halofıtler yağışlı ilkbahar aylarında yeşerirler ve daha sonra kururlar. Bu bitkilerden bazıları şunlardır: Artemisia (Yavşan otu), Astragalus (Geven), Peganum harmala (Üzerlik otu). Seyfe Gö- lü'nü besleyen kaynaklar çevresindeki sulak alanlarda ise ağaç toplulukları göze çarpar. Bu ağaç topluluklarda en sık rastlanan ağaçlar Populus (Kavak), Salix alba (Beyaz söğüt) ve Juglans regia (Ceviz) dir. Gölde ise, özellikle güneyde sazlıklar dikkati çeker. Seyfe kaynağı sularının oluşturduğu geniş birikinti yelpazesi 1920'li yıllara kadar çok sık bir sazlıkta kaplı idi ancak daha sonra sivrisinek mücadelesi yapılmıştır (Ertan, Kılıç, Kasparek, 1989:73).
Seyfe Gölü'nün suyu oldukça tuzludur ve bu nedenle çevresindeki köyler tarafından kullanılamamaktadır. Gölün değişik yerlerinden alman su örneklerinin kimyasal analizlerinin sonuçları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
Katyonlar Anyonlar Sertlik
Örneğin Yeri PH Na+K Ca-H- Mg++ Cl s o 4 FS
Seyfe G. Kuzeyi 9.02 429.7 21 114 523 113 725
Seyfe G. Doğusu 9.38 556.7 13 112 435 243 625
Seyfe G. Güneyi 9.50 582.8 16 75 391 231 455
Seyfe G. Batısı 9.24 451.6 17 98 361 204 575
Seyfe G. Ortası 9.33 558.2 23 120 483 216 715
Kaynak: DSİ
Yukarıdaki tablodan da anlaşıldığı gibi, Seyfe Gölü'nün sulan alkali karakterde, yüksek derecede tuzlu ayrıca çok serttir. Göl suyunun çok tuzlu olması nedeniyle bazı kaynaklarda gölün kış aylarında hiçbir zaman donmadığı belirtilmektedir (Saraçoğlu, 1990:
Seyfe Gölü Ekosistem i 153
355). Bununla beraber, 1994 kış aylarında, gazete haberlerine göre, Seyfe Gölü donmuş ve bu yüzden kışı burada geçiren pek çok kuş başka yerlere gitmek zorunda kalmıştır.
Genel olarak gölün tamamında balık türü canlılar yaşamamaktadır. Bir istisna olarak, göle ulaşan kaynak sularının ağız kısımlarında göl suyunun tuzluluğu biraz daha az olduğundan, sadece buralarda küçük balıklar yaşayabilmektedir. Bunlar, boyları 5-6 santimi geçmeyen Aphanius, Spirlinius gibi, küçük balık türleridir (Evirgen, Gürpınar, 1987: 40). Tatlı suya sahip göllerde ortama uyum sağlamış olan kurbağa, semender, su yılanı ve su kaplumbağasının bulunması olağandır, fakat yüksek tuzluluktan dolayı Seyfe Gölü'nde bu canlılar yaşayamaz. Buna karşın, Seyfe Gölü fı- toplanktonlar ve zooplanktonlar bakımından hayli zengindir. Ayrıca, gölde karides benzeri küçük kabuklu hayvanlar, bazı kurt ve solucan türleri ile bazı yumuşakçalar da bulunmaktadır.
Seyfe Gölü bu özellikleri ile çok sığ, tuzlu-alkali karakterde suyu olan, sınırlı sayıda canlı yaşamına izin veren önemsiz bir göl gibi görünmekte ise de bu özellikleri Seyfe Gölü'nü dünya çapında bir kuş cenneti haline getirmiştir.
Seyfe Gölü'nde yaşayan canlılar az olmasına rağmen, burası göç mevsimlerinde kuşların önemli bir uğrak noktasıdır. Kışı geçirmek üzere sonbahar mevsiminde, yüksek enlemlerden doğru güneye göç eden ve Türkiye'ye de gelen kuşların bir kısmı sadece dinlenme amacıyla konaklar, bir kısmı da burada kuluçka dönemlerini geçirirler. Böylece, İç Anadolu'nun tuzlu göllerindeki kuş populas- yonunda bu dönemde büyük bir artış görülür. Bu tip göllerin en önemlileri Seyfe Gölü ile Sultan Sazlığı'dır. İki gölün arasındaki mesafe kuş uçuşu 120 km kadardır.
Seyfe Gölü'nün ortasında bile derinlik 1 metreyi geçmez, bu nedenle Flamingo gibi uzun bacaklı kuşlar çoğunlukla gölün ortasına yakın bölümlerde toplanırlar. Zaman zaman da Seyfe Kayna- ğı'nın sularının göle ulaştığı birikinti yelpazesine yaklaşırlar. Kıyıya yakın, daha sığ kesimlerde ise, kısa bacaklı küçük kuşlar toplanırlar. Gölün tuzluluk oranı hayli yüksek olduğundan kış aylarında kolay donmaz. Bu durum kuşlar için kış aylarında beslenme kolaylığı sağlamaktadır. 1969-1970 kış aylarında gölde yapılan sayımda 152.380 tane kuş tespit edilmiştir (Ertan, Kılıç, Kasparek, 1989: 74). Seyfe Gölü'nde 29 Eylül 1986 tarihinde yapılan daha yeni bir sayımda ise, 320.000 i aşan sayıda kuş saptanmıştır (Evirgen,
154 Seyfe Gölü Ekosistem i
Gürpınar; 1987: 41). Bu kadar çok sayıdaki kuş, uzaktan bakıldığında, göl yüzeyinde adeta renkli şeritler oluşturmaktadır. Uluslararası Sukuşlan Araştırma Bürosu (IWRB) ve Uluslararası Tabiat Kaynaklarını Koruma Birliği (IUCN) tarafından yapılan sınıflandırmaya göre, aynı anda 25.000 ve daha fazla sayıda kuşu birarada bulunduran sulak alanlar I. sınıf olarak kabul edilmektedir. 1971 yılında İran'ın Ramsar kentinde imzalanan ve "Su Kuşları Yaşam Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme" olarak da bilinen Ramsar Sözleşmesi'nin onaylanması Türk Hükümeti tarafındaan uygun görülerek 30.12.1993 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Bu sözleşmenin ana hedefi sulak alanların ekolojik değerlerinin, özellikle sahip oldukları zengin hayvan çeşitlerini ve bitki örtüsünü uluslararası işbirliği ile korumaktır. Bu sözleşmeye şimdiye kadar 64 ülke imza atmıştır ve Ramsar Listesi'ndeki sulak alan sayısı 500 ü geçmiştir. Türkiye Ramsar Sözleşmesi'ne beş sulak alan ile katılmaktadır. Bunlar; Burdur Gölü, Göksu Deltası, Manyas Kuş Cenneti, Sultan Sazlığı ve Seyfe Gölü'dür.
Özellikle Afrika'nın tuzlu göllerinin simgesi haline gelmiş olan Flamingo da (Phoenicopterus ruber) Seyfe Gölü'ne gelen kuşlardan biridir. Flamingo'lar Türkiye'nin bütün tuzlu ve alkali karakterdeki sulara sahip göllerinde görülebilirler. Yazın İç Anadolu'daki sulak alanlarda, kışın ise Ege ve Akdeniz kıyılarındaki lagünlerde bulunurlar (Evirgen, Gürpınar, 1987: 43). Seyfe Gölü'nde, yukarıdaki tarihte yapılan sayımda 32.000 tane Flamingo tespit edilmiştir. Fla- mingo'lar, genellikle konaklama amacıyla Seyfe Gölü'ne uğrarlar ve bunların çoğu kışı burada geçirirler. Fakat 1971 de birkaç çiftin kuluçkaya da yattıkları belirtilmiştir (Ertan, Kılıç, Kasparek, 1989:74).
Seyfe Gölü'ne Flamingo'lar dışında çok çeşitli türde kuşlar da gelmektedir. Bunların arasında ördekler geniş yer tutarlar. Bunların başlıcası Aythya cinsi ördeklerdir (Elmabaş, Pasbaş, Karabaş patka, Tepeli patka). Yaban ördeklerinin sayısı 100.000 civarındadır. Seyfe Gölü ve çevresi Leylekler'in (Ciconia ciconia) sonbahar göçünde önemli bir toplanma alanıdır ve bu-dönemde sayılan 1300 e ulaşır. Bu çevrede oldukça geniş leylek yuvalarına rastlanmaktadır. Bundan başka, çok sayıda Suna (Tadoma tadoma) ve Angıt da (Tador- na ferruginea) bulunmaktadır. Aynca, Gri balıkçıl (Ardea cinerea), Turna (Grus grus), Bataklık Kırlangıcı (Glareola pratincola), Çamurcun (Anas crecca), Sakarmeke (Fulica atra), Akdeniz martısı
Seyfe Gölü Ekosistem i 155
(Larus melanocephalus), Toy (Otis tarda), Kızdbacak (Tringa tota- nus), Küçük sumru (Stema albifrons) ile Akkanatlı sumru (Chlido- nias leucopterus) da göle gelmekte ve bazdan kuluçkaya yatmakta, bazdan ise kışı da burada geçirmektedirler (Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, 1989: 166).
Seyfe Gölü son derece büyük bir omitolojik değere sahip olmasına rağmen, çevresinde fakir bir fauna bulunur. Bu durumu yaratan başlıca faktörler, iklimin yankurak karakteri ve düzlük alanların çok zayıf bir bitki örtüsüne sahip olmasıdır. Dağlık alanlar ise çıplaktır. İnsanın yerleşmesinden sonra düzlükler tarım alanı olarak kullanılmaya başlanmış ve varolan hayvanlann çoğu insanlar tarafından yokedilmiştir. Bu durumda, sadece çıplak dağlık alana uyum sağlayabilen türler yaşamlarını sürdürebilmişlerdir. Günümüzde, dağlık alanda az sayıda olmak üzere kurt (Canis lupus) ve tilki (Vulpes vulpes) yaşamaktadır.
Seyfe Gölü çevresindeki ilk yerleşmelerin yaşı 5000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Höyükler genellikle suyun kolaylıkla elde edilebileceği kaynakların çevresinde kurulmuştur. İlk yerleşmeler esnasında insanların yer seçiminde oldukça titiz ve isabetli karar verdikleri söylenebilir, çünkü günümüzde, bu havzadaki köylerin çoğunluğu höyüklerin hemen yanıbaşında kuruludur. En büyük höyük ise, en bol suyun bulunduğu Seyfe Kaynağı yakınındaki birikinti yelpazesi üstünde yeralmıştır. En son yerleşmenin Romalılar zamanında olduğu sanılan höyüğün yüksekliği, yaklaşık olarak 34 metredir. Göl kıyısı yakınlannda kurulu bu höyükleri yapanlar bir yandan tarımla uğraşırken diğer yandan da göçmen kuşları avlıyor olmalılardı. Bugün Seyfe Gölü çevresindeki köylerde genellikle kuru tarıma dayalı olarak tahıl yetiştirilmektedir. Sulanabilen alanlarda ise, kısıtlı miktarda meyve ağacı dikilidir. Göl'ün kuzeyinde, oldukça geniş bir alanda, Malya Tarım İşletmesi'nin ziraat alanları bulunmaktadır.
Seyfe Gölü’nün Sorunları
Seyfe Gölü ekosisteminde kendine yeterli ve iyi işleyen bir besin zinciri gelişmiştir. Bu zincir, dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi, Seyfe Gölü çevresinde de tehdit altındadır. İnsan tarafından yapılan işlemler ise, en büyük tehdit unsurunu oluşturmaktadır. Seyfe Gölü, Orman Genel Müdürlüğü, Milli Parklar Dairesi tarafından 1990 yılında "Tabiatı Koruma Alanı" ilân edilmiştir. Bugün ise, bir b a .'.a devlet kuruluşu olan DSİ'nin projesi nedeniyle yokolma teh
156 Seyfe Gölü Ekosistem i
likesi altındadır. DSİ'nin hazırlamış olduğu M ucur Seyfe Projesine göre, gölün güneyinde, sular altındaki bölüm drenaj kanalları açılarak drene edilecek ve bu sular bir ana kanal aracılığıyla Kalaycık Deresi'ne boşaltılacaktır. Böylece kurutulacak alandaki toprak ıslah edilerek tarım yapılabilecektir. Bu proje için 49.6 km lik bir kanal açılması planlanmıştır (DSİ, 1987: 6). Çalışmalara başlanılmıştır ve halen devam etmektedir.
Seyfe projesi tamamlandığında ortaya çıkacak en büyük potansiyel tehlike göl seviyesinin kaç metrede tutulacağıdır. Sultan Sazlı- ğı'nda bu konuda acı bir deney yaşanmış ve tüm su drene edilerek göl alanı tamamen kurutulmuştur. Bir hata veya su seviyesi konusundaki DSİ ile Milli Parklar arasındaki bir anlaşmazlık Seyfe Gö- lü'nde de aynı tehlikeyi yaratabilir. Seyfe Gölü'ndeki ekosistemin durumu bir masaya dikine konulmuş bir kurşun kaleme benzetilebilir, yapılacak en küçük bir müdahele kalemin devrilmesine yani ekosistemin dengesinin bozulmasına yol açabilir. Seyfe Gölü ve çevresindeki doğal ortam koşulları dengesi bozulan ekosistemi kısa zamanda tekrar eski haline getirmeye uygun değildir.
Buradaki bir diğer ve önemli sorun ise tarım alanlarında kullanılan tarım ilaçlarıdır. Özellikle Seyfe Gölü'nün kuzeyinde yer alan Malya Tarım Işletmesi'nde yoğun bir şekilde kullanılan tarım ilaçları gerek yüzey suları gerekse yeraltı suları kanalıyla göle ulaşmaktadır. Ayrıca, DSİ'nin Seyfe projesi tamamlandığında bu ilaç miktarı daha da artacaktır. Tarım ilaçları göldeki besin zincirindeki ilk halka olan planktonları etkilemektedir. Planktonlardaki azalma tüm canlıları etkileyecek bir zincirleme reaksiyon başlatabilir.
Seyfe Gölü ekosistemini ilgilendiren bir başka konu ise spor adı altında yapılan avcılıktır. Kişisel görüşümüze göre, bir başka canlıyı zevk amacıyla öldürmek asla spor sayılamaz. Seyfe Gölü'ndeki yoğun kuş populasyonu her zaman avcıların ilgisini çekmiştir. Bugün göl çevresinde avcılık yasaktır fakat bunu sıkı bir şekilde denetleyecek sayıda personel ve araç yoktur.
SONUÇ
Görüldüğü gibi, fiziki coğrafya koşullan her ne kadar uygunsuz gibi görünse de Seyfe Gölü dünya çapında öneme sahip bir kuş cennetidir. Tüm dünyada ve Türkiye'de çevre kirliliğinin büyük boyutlara ulaştığı günümüzde böyle alanları korumak sadece ilgili kişilerin değil bütün bireylerin görevi olmalıdır. Son derece materya-
Seyfe Gölü Ekosistem i 157
list bir açıdan bakılırsa, artan nüfusumuzu besleyebilmek için daha çok tarım alanına ihtiyacımız vardır ve bir kaç yüz bin kuş için böyle bataklık alanları korumaya gerek yoktur gibi bir görüş her zaman için karşımıza çıkabilir. Aslında, Seyfe Gölü büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir. Ürgüp-Nevşehir çevresi mevsim farkı olmadan ülkemizin en çok turist çeken yörelerindendir. Bu yöreye ulaşım genellikle Ankara-Kayseri karayolu üzerinden sağlanmaktadır. Bu yolun üstünde yer alan Mucur ilçesi Seyfe Gölü'ne 10 km uzaklıktadır ve asfalt bir yolla göle gidilebilmektedir. Bu durumda, yöreye gelen turistlerin günü birlik ziyaretleri özellikle göl çevresindeki köylerde ekonomik canlılık sağlayacaktır. Göl çevresinde kuşları ürkütmeyecek gözetleme kuleleri ve yürüyüş alanları yapılabilir. Çevre kirliliği yaratılmaması için, konaklama tesisleri göl çevresinde değil Mucur'da yapılmalıdır. Mucur'daki fazla bilinmeyen yeraltı şehri de ilgi çekicidir. Devlet kuruluşları koordineli ve rasyonel çalışmalarla, bu ekosistemi tehlikeye atacak projeler yerine, ülkemize ve yöre halkına daha yararlı olacak turizme yönelik projeleri yürürlüğe koymalıdırlar.
Y A R A R L A N IL A N K A Y N A K L A R
DSİ. 1987, Mucur Seyfe Projesi Planlama Raporu, Kayseri
E rentöz, C, K etin, İ. 1963. 1:500 000 Ölçekli Türkiye Jeoloji H aritası (K ayseri Paftası), MTA Yay., Ankara.
E rguvanlı, K. 1954. Kırşehir Doğusunun Jeolojik Etüdü Hakkında Rapor. MTA Rap. No: 2373, Ankara.
E rtan, A , K ılıç, A , K asparek, M . 1989. Türkiye'nin Önemli Kuş Alanları. Doğal Hayatı Koruma D em eği, İstanbul.
E virgen, M, G ürpınar, T. 1987. Seyfe ve Yay Gölleri. Çevre ve İnsan Der. No:3, Ankara.
H oşgören, Y. 1984. Hidrografyanın Ana Çizgileri I. İÜ Ed. Fak. Yay. No: 2619, İstanbul.
Saraçoğlu , H. 1990. Bitki Örtüsü, Akarsular ve Göller. MEB Öğretmen Kitapları Serisi, İstanbul.
Sür, O . 1963. Yozgat-Akdağmadeni ile M ucur-Himmetdede Arasındaki Bölgede Bazı Jeomorfolojik Müşahedeler. AÜ DTCF Der. C: XXI, No: 1-2, 41-46, Ankara.
T ürkiye Çevre Sorunları Vakfı. 1989. Türkiye'nin Sulak Alanları. Ankara.
Y iğitbaşıoğlu, H. 1993. Seyfe Gölü ve Çevresinin Jeomorfolojisi. A Ü Sosyal Bil. Ens. (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara.
158 Seyfe Gölü Ekosistem i
LOKASYON H A R İ T A S I
Lokasyon Haritası.
KIR
ŞEH
İR’İN
OR
TALA
MA
SI
CAKL
IK
GR
AFİĞ
İ (1
929-
1985
)
Seyfc Gölü Ekosistcm i 159
160 Seyfe Gölü Ekosistem i
K I R Ş E H İ R ' İ N YI L L I K R Ü Z G Â R F R E K A N S G Ü L Ü( 1 9 3 7 - 1 9 8 0 )
N
N E
20 __j E s m e sayı sı
Kırşehir'in Yıllık Rüzgâr Frekans Gülü (1937-19X0).
KIR
ŞEH
İR’İN
YILL
IK
YAĞI
Ş G
RAF
İĞİ
Seyfe Gölü Ekosistem i 161
162 Seyfe Gölü Ekosistem i¡I □
□ 0 S
S \
SE
YF
E
GÖ
LÜ
ve
ÇE
VR
ES
İNİN
JE
OL
OJİ
H
AR
İTA
SI
Seyfe Gölü Ekosistem i İfi'î
SE
YFE
G
ÖLÜ
ve
Ç
EV
RE
SİN
İN
JE
OM
OR
FO
LO
Jİ
HA
RİT
AS
I
<Ö4 Seyfe Gölü Ekosistem i
Seyfe Gölü Ekosistem i 165
166 Seyfe Gölü Ekosistem i
Foto
: 2.
Seyf
e Kö
yü'n
ün
geri
sind
eki
yam
açla
rın
alt
kısm
ında
n çık
an
kayn
ak
sula
rı g
ür
bir
veje
tasy
onun
ge
lişm
esin
i sa
ğlam
ıştır
. G
ölde
ki a
çık
renk
li şe
ritle
r ku
ş to
plul
ukla
rıdı
r.
Scyfe Gölü Ekosistem i 1(57
Foto: 4. Seyfe Gölü çevresinde pek çok höyük bulunmaktadır. Fotoğrafta görülen H acet Höyük Budak Köyü yakınında y e r almaktadır.
168 Seyfe Gölü Ekosistem i
Foto: 5. Göl çevresindeki höyüklerin çoğu kaçak kazılarla tahrip edilmektedir. Fotoğrafta Kale Höyük'te kaçak kazıyla açığa çıkarılm ış Roma Devrine a it b ir kapı görülmektedir.
Foto: 6. G öç m evsim inde göle gelen Leylek'ler kendilerine uygun gelen ve bazen çok ilginç yerlere, geniş yuvalar kurmaktadır.
Buradaki yuva Gümüşkümbet Köyü'nde görülmüştür.
Seyfe Gölü Ekosistem i 169
Foto: 7. Bacakları uzun olan F lam ingolar gölün ortasına yakın yerlerde toplanmaktadır, bu nedenle fotoğraflarının çekimi ancak güçlü teleobjektiflerle mümkün olmaktadır.