90

Tarih Nedir - E. H. Carr

  • Upload
    halobin

  • View
    1.052

  • Download
    6

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tarih Nedir - E. H. Carr
Page 2: Tarih Nedir - E. H. Carr

verdi. 1941-46 Yillan arasmda <;ah~tlglThc ..Times gazetesindeki

yaym ybnetmen yardlmclhgl gbrevindenaynlarakCambridge Oni-

vetsitesi'ne bagh Trinity College'da akademisyenolarak <;ah~tl.Carr,

i LETi ~ i M 59

ARA~TIRMAiNCELEME 12

ISBN 975·470·126·1

1111111111111111111111111111119 789754 701265

Page 3: Tarih Nedir - E. H. Carr

EDWARD HALLETT CARR

Tarih NedirOCAK-MART 1961'DE

CAMBRIDGE UN1VERSlTES1'NDE VER1LM1SGEORGE MACAULAY TREVELYAN

KONFERANSLARI

\Vhat is History?

Birikim Yaymlan, 1980 (l bask!)lleti;;im Yaymlan 1987-1996 (5 baskl)

What is History© 1961 Edward Hallett Carr© 1987 The Estate of Edward Hallett Carr© 1987 (Editorial matter copyright) R. W DaviesAkcah Telif Haklan

lleti;;im Yaymlan 59 • Ara;;tuma-Inceleme Dizisi 12ISBN 975-470-126-1© 2002 lleti;;im YaymClhk A. ~.1. BASKI 2002, Istanbul (500 adet)2. BASKI 2002, Istanbul (500 adet)

KAPAK Omit Klvan~KAPAK RESMI Ash Louvres Muzesi'nde (Paris) bulunan, Eski MlSlr'm

3. Hanedan donemine ait bir rolyefteki Aa-akhti figuruDtZGI Maraton DizgieviIIYGUlAMA Husnu AbbasIJOZI'LTI Mustafa ~ahin - Fatih M. OztanB;\\I\ I VI" ClLT Sena Ofset

IICli-:;im Yaymlan1\1"&11(")" Cad. lleti;;im Han No.7 Cagaloglu 34400 Istanbul1.1.' I"db 22 60-61-62· Fax: 212.516 12 58(' mill. Ikli',illl(iililctisim.com.tr· web: www.iletisim.com.tr

Page 4: Tarih Nedir - E. H. Carr

EDWARD HALLETT CARR 28 Haziran 1892'de Londra'da dogdu. 3 Kaslm 1982'deCambridge'de oldu. 1916'da DI~i~leri Bakanhgl'nda <;ah~maya ba~lad!. 1919'daIngiliz delegasyonuyla Versailles Konferansl'na katlidl. Ingiliz DI~i~leriBakanhgl'nda kuru Ian Sovyetler Birligi Dairesi'nde <;al~malanm surdurdu. 1936'dabakanhktan aynlarak, <;e~itliuniversitelerde ogretim uyeligi yapt!. 1941-46 )'lllanarasmda The Times'da yaym yonetmen yardlmclsl olarak <;ah~tl.Carr'a gore tarih<;i,olgulan ya da ki~isel yorumunu one <;lkarmamah, tarih<;i ile olgular arasmdakikar~t!lkh ve kesintisiz etkile~im surecinde, bugun ile ge<;mi~ arasmdaki diyalogusurekli kIlmahdlr. Bu nedenle tarih<;i, sundugu olgulann dogrulugunu kamtla-manm 6tesinde, ara~tlrdlgl konuyla ilgili bilinen ya da bilinebilecek turn verileri elealmak zorundadlr. Ba~hca Eserleri: Dostoyevshy, 1931: The Romantic Exiles, 1933("Surgundeki Romantikler"); Karl Man, 1934; International Relations Since the PeaceTreaties, 1937 ("Ban~ Antla~malanndan Soma Uluslararasl Ili~kiler"); Michael Balm-nin, 1927; The Twenty Years' Oises, 1919-1939, 1939 ("Yirmi Yt!hk Bunahm, 1919-1939"); Britain: A Study ofForcign Policy from Versailles to the Outbreah of War, 1939"Ingiltere'nin Versailles Antl~masmdan Sav~m Ba~lamasma Dek Izledigi Dl~ Politi-ka Ozerine Bir <;:ah~ma"); Conditions of Peace, 1942 ("Ba~ Ko~ullan"); Nationalismand After, 1945 ("Milliyet<;ilik ve Somasl"); TIle Soviet Impact on the Western World,1946 ("Sovyetler'in Bat! Dunyasl Ozerine Etkisi"); Studies in Revolution, 1950 ("Dev-rim Ozerine <;:ah~malar"); The Bolshevih Revolution, 1917-1923,3 cilt, 1950-1953("Bol~evik Devrimi"); The New Society, 1951 (''Yeni Toplum"); Gennan-Soviet Relati-ons Beetween the Two World Wars, 1951 ("Iki Dunya Sava~l Arasmda Sovyet-AlmanIli~kileri"); The Interregnum 1923-1924, 1954 ("Iktidar Bo~lugu D6nemi 1923-1924"); Socialism in One Countty 1924-1926, 3 cilt, 1958-1964 (''Iek Olkede Sosya-lizm 1924-1926"); What is History?, 1961 (Tanh Nedir?, 1980); Before and Afte);1969 ("1917: Oncesi ve Somasl"); Foundations of a Planned Economy (1. cilt R.WDavies ile), 3 cilt, 1969-1978 ("Planh Ekonominin TemeIleri"); The Russian Revoluti-on from Lenin to Stalin, 1979 ("Lenin'den Stalin'e Rus Devrimi"); Lenin to Stalin,1979 ("Lenin'den Stalin'e"); From Napoleon to Stalin, 1980 ("Napoleon'dan Sta-lin'e"); The Twilight of the Comintern, 1982.

f'J -01-0:;J(ttdd<l1

"Boylesine cansIkICt almaSI hep tuhafImagidiyar, (unkii (agu uydurulmu~ almall. "

Catherine Morland'm Tarih us tunebir sozu, CNorthangier Abbey, bl, XIV)

Page 5: Tarih Nedir - E. H. Carr

1. Tarihl;i ve Olgulan .

2. Toplum ve Birey.. .

3. Tarih, Bilim ve Ahlak .

4. Tarihte Nedensellik ...

5. ilerleme Olarak Tarih ...

6. Geni~leyen Ufuklar

..9

. .37

. 65

. 99

...123

.............151

Page 6: Tarih Nedir - E. H. Carr

1. Tarih~ive Olgulan

Tarih nedir? Bu sorunun anlamSlZ ya da gereksiz saYllma-maSl ic;:in,Cambridge Modem History'nin slrayla birinci veikinci baslmlarma ili~kin iki parc;:a ustunde durarak s6zeba~layacaglm. Lord Acton, baslmml ustlendigi c;:ah~mahak-kmda Cambridge Universitesi Yaymevi'nin ybneticilerine,Ekim 1896 tarihli raporunda ~byle diyordu:

Eu, 19. yUzYllm gelecek ku:;;aklara miras blrakmak uzereoldugu bilgileri, en c;:ogaen yararlmm verilmesi yolundayazlmlamak (kaydetmek) ic;:ine:;;siz bir fIrsattu ... AkIlhcabir i:;;bolumuyle bunu yapabilmeli ve herkese en son bulu-nan belgeleri, uluslararasl ara:;;tlrmamn en olgun sonuc;:la-nm sunabilmeliyiz.

Nihal tarihe, biz bu ku:;;akta ula:;;amaYIz;fakat gorenekseltarihi a:;;abiliriz, artlk bUtun bilgiler ula:;;llabilir, her sorunc;:ozulebilir duruma geldigine gore de, goreneksel tarihtennihai tarihe giden yolda vardlglmlz noktaYl gosterebiliriz.'

The Cambridge Modem History: Its Origin, Authorship and Production, 1907, s.10-12.

Page 7: Tarih Nedir - E. H. Carr

Ve hemen hemen tam 60 yll soma Profesor Sir GeorgeClark Cambridge Modem History'nin ikinci baslmma yazdl-gl genel giri?te, Lord Acton ve arkada?lannm bir gun nihaltarihin ortaya konulabilecegi yolundaki inan<;,:lanm ele?tir-mektedir:

Bir sonraki ku~agm tarih<;:ileri, boyle bir imkam ummu-yorlar. <;:ah~malanmn tekrar tekrar a~llmasml bekliyorlar.Ge<;:mi~inbilgilerinin bir ya da birka<;: ki~inin zihnindenge<;:erekve bu zihinler tarafmdan "i~lenerek" kendilerineula~tlgml, bu nedenle hi<;:bir~eyin degi~tirmeyecegi birim-sel, ki~ilik-izi ta~lmayan atomlardan olu~madlgml dU~lmu-yorlar ... Ara~tlrma u<;:suzbucakslz gozukuyor; bazl sablrslzbilginler, ~uphecilige ya da en azmdan tarihe ili~kin yargl-lam alar ki~ileri ve bakl~ a<;:llanm i~in i<;:inekan~tudlgmdanhepsinin birbirinden farkslz oldugu ve ortada "nesnel" birtarihi ger<;:eginbulunmadlgl bgretisine slglmyorlar.2

bilmeyerek, zaman ic,;indeki kendi tutumumuzu yanSltIr vedaha geni? bir soruya, i<;,:indeya?adlglmlz toplum hakkmdane du?undugumuz sorusuna verecegimiz kar?lhgm bir par-c,;asllllolu?turur. Ele aldlglm konunun, daha yakmdan birincelemede onemsiz bulunmasmdan <;,:ekinmiyorum.Yallllz-ca, bbylesine engin ve boylesine onemli bir soruya el attl-glm i<;,:infazlaca kustah gozukmekten korkuyorum.

19. yuzYII olgular i<;,:inen parlak <;,:agdl.Hard Times'da* Mr.Grandgrind "lstedigim," diyordu, "olgulardlr ... Hayatta yal-lllzca olgular aralllr." 19. yUzyll tarih<;:ilerigenellikle onunlaaYlll du?uncedeydi. Ranke, 1830'lard::. tarihten ahlak dersle-ri <;,:lkartananlaYI?a kar?l hakh itirazmda, tarih<;,:ininodevi-nin yallllzca "Nastlsa oylece gostermek" (Wie es eigentlichgewesen) oldugunu soylediginde, bu <;,:okderin anlamh 01-mayan ozdeyi?, ?a?lrtlCl bir ba?an saglaml?tl. ** Alman, lngi-liz ve hatta FranSlZ tarih<;,:ilerinin U<;':ku?agl, bir buyu gibi"Wie es eigentlich gewesen" afsunlu sozlerini tekrarlayaraksava?a' girdiler. (Bu buyU de <;,:ogubUyUler gibi, insanlan bez-dirici bir i? olan kendi ba?lanna du?unme yUkumlulugun-den kurtarmak i<;,:inyapllml?tIr.) Tarihin bir bilim oldugutezlerini dogrulamaYI pek isteyen pozitivistler de, olgularkultune kendi etkilerinin aglrhgml kamlar. Pozitivistler, on-ce olgulan ortaya koyun, onlardan sonuc,; c,;lkann, derler. Butarih goru?u Ingiltere'de Locke'dan Bertrand Russell'a deginIngiliz felsefesinin ba?at ozelligi olan ampirik gelenek ile<;,:okiyi uyu?maktadlr. Ampirik bilgi teorisi ozne ile nesnearasmda tam bir aynlma ongorur. Olgular duyu izlenimlerigibi, dl?andan gozlemciye kendilerini zorlarlar ve gozlemci-nin bilincinden baglmslzdlrlar. Ah? sureci edilgendir: Goz-

USl,1dlann birbirleriyle bbylesine a<;':lk<;,:a<;,:eli?tigiyerde,alan soru?turmaya ac,;lktIr.Ben, 1890'larda yazllanlann sa<;,:-malIgml teslim edecek kadar a<;':lkfikirli oldugumu umanm.Fakat 1950'lerde yazI1ml? her ?eyin de mutlaka dogru oldu-gu goru?une baglanacak kadar ileri fikirli degilim, henuz.Ger<;,:ekten,bu incelemenin tarihin dogasmdan da daha ge-ni? kapsamlt bir alana sapabilecegi, belki ?imdiden akltmzagelmi?tir. Acton ile Sir George Clark'm arasmdaki <;,:atl?mabu yazI1ann arasmdaki zaman boyunca topluma bakI? a<;':l-mlzdaki degi?menin bir yanslmasldlf. Acton Victoria <;,:agl-mn sonlanndaki temiz yUzlu kendine guvenin, pozitif inan-em goru?unu, Sir George Clark beat ku?agmm ?a?km, akhba?mdan gitmi? ?upheciligini yansltlf. "Tarih nedir?" soru-sunu cevaplamaYI denedigimizde, cevablmlz bilerek ya da (*) Charles Dickens'in faydaclhgl ve pozitivizmi ele~tirdigi romam. Grandgrind,

buradaki a~m faydacl ogretmen.

(**) Ranke, tarihi olgulara dayah bir pozitivizm haline getiren ve 20. yUzYJldaolu~an tarihyazlclhgma onciiliik eden Alman tarihc;;i.

Page 8: Tarih Nedir - E. H. Carr

lemci verileri aldlkt~n soma, bunlann uzerinde i?ler. Ampi-rik okulun yararh, fakat taraf tutan bir ~ah?maSl, OxfordShorter English Dictionary, olgu'yu "vanlan sonu~lardanfarkh olarak bir deneyim verisi" olarak tammlamakla iki su-recin aynhgml keskin bir bi~imde gostermektedir. Sagduyu-cu tarih goru?u denebilecek alan goru? i?te budur. Tarihdogrulanml? bir olgular kumesidir. Tipkl bir bahk~mm tab-lasmdaki bahklar gibi, belgeler, yazltlar vb. i~inde olgularhaZlr dururlar. Tarih~i onlan ahr, evine gotUrur, pi?irir, camnasll istiyorsa a ?ekilde sofraya koyar. Damak zevki pek sa-de alan Lord Acton, onlann sofraya yalm olarak konulmasl-m isterdi. Birinci Cambridge Modem History'nin yazarlannagonderdigi yonerge yazlsmda ?u istegini bildirmi?ti: "BizimWaterloomuz Franslz ya da Ingiliz, Alman ya da Hollandah-lar i~in aym derecede doyurucu olmah, hi~ kimse yazarlarlistesine bakmadan, Oxford piskoposunun yaZlsmm neredebittigini ve yazlya Fairbairn'in mi yoksa Gasquet'nin mi, Li-ebermann'm ml yoksa Harrison'un mu devam ettigini anla-yamamah."3 Lord Acton'un tutumunu ele?tiren Sir GeorgeClark bile -ama belki meyvenin etli kismmm ~ekirdektendaha yararh oldugunu unutarak- tarihte "olgulann olu?tur-dugu katl ~ekirdek" ile "onu saran ge~erligi tartl?mah yo-rumlann olu?turdugu etli klsml" birbirine kar?lt goruyordu.Once olgulanm ortaya kay, soma kendi hesabma tehlikeyigoze alarak, yorumlann kaygan kumlanna dal. l?te deneyci,sagduyucu tarih okulunun en temel bilgelik kurah. Bu, bu-ytik liberal gazeteci c.P. Scott'm "Olgular kutsal, kamlar oz-gurdur" diyen unlu sozunu akla getiriyor.4

Imdi, besbelli ki boyle ?ey olmaz. Ge~mi? hakkmdaki bil-gilerimizin dogasl ustune felsefi bir tartl?maya giri?meyece-

gim. ~imdiki amaClmlZ i~in, tutahm, Caesar'm Rubicon'uge~mesi olgusu ile ?u odanm ortasmda bir masa bulunmaslolgusu aym ya da oranlanabilir duzeyde olgulardlr. Her ikiolgu da bilincimize aym ya da oranlanabilir bi~imde girer-ler ve her iki olgu da onlan bilen ki?i a~lSlndan aym nesnelkarakterdedir. Fakat bu curetli ve pek a kadar inandmClgorunmeyen varsaYlmla bile, tezimiz hem en, ge~mi?e ili?-kin butun olgulann tarihi olgular olmamasl ya da tarih~i ta-rafmdan boyle kabul edilmemesi gibi bir zorlukla kar?lla?lr.Tarihin olgulanm ge~mi?e ili?kin oteki olgulardan aYlrde-den ol~ut nedir?

TarihYolgu nedir? Daha yakmdan bakmamlz gereken ~e-tin bir soru bu. Sagduyucu goru?e gore, adeta tarihin omur-gasml olu?turan ve butun tarih~iler i~in degi?mez alan, be-lirli birtaklm temel olgular vardlr. Ornegin, Hastings Sava-?l'nm 1066'da yapl1ml? olmasl olgusu. Fakat, bu goru?ekar?lhk ?u iki noktaYI da gozonunde bulundurmamlz gere-kir. Bir kere, tarih~inin aSll ilgilendigi buna benzer olgulardegildir. ~uphesiz, bu buyuk sava?m 1065 ya da 1067'dedegil, 1066'da, Eastbourn ya da Brighton'da degil, Has-tings'de yapl1ml? oldugunu bilmek onemlidir. Tarih~i bun-Ian dogru bilmeli. Fakat bu tur noktalar ileri surulunce,Housman'in "Kesin dogruluk bir odevdir, erdem degil" so-zunu hatlrhyorum.5 Bir tarih~iyi kesinliginden dolaYl ov-mek, bir miman yaplsmda iyi fmnlanml? kereste, geregincekan?tmlml? har~ kullandlgmdan oturu ovmeye benzer. Bu,onun i?inin zorunlu bir ko?uludur, fakat onun temel i?levidegildir. Tarih~iye tarihin "yardlmcl bilimleri" denilen -ka-zlbilim, yazltbilim, eski para bilimi, olaydizim bilimi vb. gi-bi- disiplinlerden yararlanmasma izin verilmesi, i?te bu tursorunlardan oturudur. Bir ~omlek ya da mermer par~asmm

3 Acton, Lectures on Modem History, 1906, 5.318.

4 19 Haziran 1952 tarihli The Listener'de aktanlml~tlf, s. 992.

Page 9: Tarih Nedir - E. H. Carr

kokenini ve d6nemini belirlemesini, ne dedigi bilinmeyenbir yaZltl e;ozmesini, kesin tarihi ortaya koymak ie;in gerekliderin hesap Ian yapmasml mumkCm ktlan bir uzmanm ozelhunerlerine sahip olmasl bir tarihe;iden beklenmez. Butuntarihe;iler ie;in aym olan ve temel olgular denilen bu gibi bil-giler, genellikle tarihin kendisinden e;ok, tarihc;inin kullan-dlgl hammaddeler bolumune girer. lkinci olarak, bu temelolgulan kamtlama gerekliligi, olgulann kendilerindeki her-hangi bir nitelikten degil, fakat, tarihc;inin verdigi bir a pri-ori karardan C;lkmaktadlr. c.P. Scott'un ozdeyi~ine kar~m,bugun her gazeteci bilir ki, kamuoyunu etkilemenin en et-kin yolu, uygun olgulann see;ilmesi ve duzenlenmesidir.Olgularm dogrudan dogruya kendilerinin konu~tuklansoylenirdi. Bu, elbette, dogru degildir. Olgular yalmzca ta-rihe;i onlara ba~vurunca konu~urlar; hangi olgulara, hangiSlra ya da baglam ic;inde soz hakkl verilecegini kararla~ttrantarihc;idir. Samnm, Pirandello'nun yarattlgl ki~ilerden biri:Olgu c;uvala benzer - ic;ine bir ~ey koymadlkc;a dik durmaz,diyordu. Sava~m 1066'da Hastings'de yaplldlgml bilmekleilgilenmemizin tek nedeni, tarihc;ilerin bunu onemli bir ta-rihI olgu saymalandlr. Caesar'm 0 kue;uk e;aYI,Rubicon'ugee;i~inin bir tarih olgusu olduguna, kendisince birtaklmnedenlere dayanarak, karar veren tarihc;idir; oysa, ondanonce ya da soma milyonlarca ba~ka insamn Rubicon'u gee;i-~i hiC;kimseyi ilgilendirmez. Bu binaya yanm saat once yli-ruyerek, yahut bisikletle ya da arabayla gelmi~ olmamz daCaesar'm Rubicon'u gee;i~i kadar gec;mi~e i1i~kin bir olgu-duro Fakat buyuk bir ihtimalle tarihe;iler bunu gormezliktengeleceklerdir. Bir keresinde Profesor Talcott Parsons, bilimi"gerc;ege sec;meli bir bilimsel yonelmeler sistemi" diye ta-mmlaml~t1.6 Bu belki daha basit soylenebilirdi. Fakat, tarih

ba~ka ~eylerin yams Ira i~te budur. Tarihe;i zorunlu olaraksee;mecidir. TarihI olgularm olu~turdugu, tarihe;inin yoru-mundan baglmslz ve nesnel bir sert e;ekirdegin var oldugu-na inanmak ahmakc;a, fakat silinmesi e;ok gue; bir yamlgldu.

Gee;mi~e ili~kin suadan bir olgunun tarihI bir olguya do-nu~me surecine bir goz atahm. Stalybridge Wakes' de 1850Yllmda, bir zencefilli e;orek satlClsl kuc;uk bir tartl~ma sonu-cu klzgm bir kalabahk tarafmdan dovulerek oldurulmu~tur.Simdi bu, bir tarih olgusu mudur? Bir yll once duraksama-dan "haYlr" derdim. Bir gorgu tamgl bu olaYI az bilinen am-lanna yazml~tl;7 fakat herhangi bir tarihc;i tarafmdan bununs6zu edilmeye deger saylldlgml ben hie; gormemi~tim. Biryll once Dr. Kitson Clark Oxford'daki Ford derslerinde buolaYIzikretti.8 Bu, onu tarihI olgu yapar 1m? Samnm, henuzdegil. Bana kahrsa, bu olay ~u anda sec;kin tarihI olgularkulubu uyeligine adaydlr. Simdi daha ba~ka destekleyicilerbekliyor. Belki de onumuzdeki birkac; yll ie;inde bu olgunun19. yuzyll Ingilteresi hakkmdaki makale ya da kitaplannonce dipnotlannda, soma yaZllann ie;inde boy gosterdiginigbrecegiz ve 20-30 yll ic;inde iyice yerlel?mi~ bir tarihI olguolacak. Ya da belki hie; kimse onu ele almayacak, bu du-rumda Dr. Kitson Clark'm yigitc;e kurtarmaya kalkt~ml~ 01-dugu gee;mi~e i1i~kin tarihI-olmayan olgulann unutulmu~bo~luguna yeniden du~ecektir. Bu ikisinden hangisinin ola-cagml ne belirleyecektir? byle samyorum ki, sonuc; Dr. Kit-son Clark'm kamtlamak ie;in bu olaYI ileri surdugu tez yada yorumun obur tarihe;ilerce de gee;erli ve anlamh olarakkabul edilip edilmemesine bagh olacakttr. Olaym bir tarihIolgu slfattyla durumu, bir yorum sorusuna yol ae;acaktu. Buyorum bgesi her tarihl olgunun ie;inde vardu.

7 Lord George Sanger, Seventy Years a Showman, 1926, s. 188-89.

8 Dr. Kitson Clark, The Making of Victorian England, 1962.

Page 10: Tarih Nedir - E. H. Carr

Ki~isel bir amml aktarmama izin verir misiniz? Ylllar oncebu universitede ben eski tarih okurken "Pers sava~lan e,;agm-da Yunanistan"l ozel e,;ah~makonusu olarak alml~tlm. Rafla-nma 15-20 cilt dizdim; bunlarda konumla ili~kili butun tari-hi olgulann yazIlI bulunduguna kesinlikle inamyordum. Tu-tahm ki, bu ciltlerde konumla ilgili olarak 0 zaman bilinenya da bilinebilecek butUn olgular vardl - gere,;ekten de a~aglyukan bOyleydi. Bir zamanlar herhalde baZl kimselerce bili-nen sonsuz saYldaki olgulann ie,;inden see,;ilmi~bu minik 01-gular demetinin, hangi rastlann ya da a~mma sureciyle tari-hin olgulan olarak ya~ayabildigini dU~lmmek hie,;akhma gel-memi~tir. Bana oyle geliyor ki, bugun bile Eski ve Ortae,;agtarihinin e,;ekiciliklerinden biri, bize ustesinden gelinebilecekslmrlar ie,;indeemrimize haZlr butun olgulara sahipmi~iz iz-lenimi vermesidir - tarihin olgulan ile gee,;mi~inoteki olgula-n arasmdaki tartl~mah aynhk ortadan kayboluyor, e,;unkubi-linen az saytdaki olgulann hepsi tarihi olgulardu. CambridgeModern History'nin her iki yaznnmda da e,;ah~ml~ olanBury'nin dedigi gibi, "Eski ve Ortae,;agm kaYltlan bo~luklarladelik de~iktir".9 Tarihe, pek e,;okpare,;aslkaYlp bir ie,;ie,;egee,;-meli bulmaca denmi~tir. Fakat ana zorluk bu bo~luklar de-gildir. 10 5. yUzyI!daki Yunanistan tablosu basite,;ebir cevap-la, pek e,;okpare,;asl rastlannyla kaybedilmi~ oldugundan de-gil, fakat genellikle, tablo Atina kentindeki kue,;uk bir insankumesi tarafmdan olu~turuldugu ie,;ineksiktir. 5. yUzyIl Yu-nanistam'mn bir Atinah yurtta~a nasll gozuktUgu hakkmdaepeyce ~ey biliyoruz, fakat bir 1ranh'ya ya da bir koleye ya-hut Atina'da yerle~mi~ bir Korintoslu'ya nasIl gorundugu us-tune pek az ~ey biliyoruz. Tablomuz rastlantlyla olmaktane,;ok,bilerek ya da bilmeyerek belirli bir dunya gOrU~une sa-hip ve bu goru~unu destekleyen oigulann sakiamimaya de-

ger oidugu du~uncesindeki ki~ilerce bizim ie,;inonceden se-e,;ilmi~ve belirlenmi$tir. Aym $ekilde Ortae,;ag ustune yazll-ml~ bir e,;agda~tarihte, 0 devir insanlannm yogun bir bie,;im-de dinin etkisinde oldugunu okuyunca, bunu nasI! bildigi-mizi ve dogru olup oimadlgml merak ediyorum. Ortae,;agta-rihinin oigulan olarak bildiklerimizin hepsi, bizim ie,;in,dinidu~uncenin teorisi ve uygulamasl ile ugra~aniar (din adam-Ian) ve bundan dolaYI dini e,;okonemli bulan -ba~ka $~yleridegil de- yaImzca onunia ili$kili her $eyi yazan Kronik Yazanku~aklarmca see,;ilmi~tir.Rus koylusunun koyu dindar oldu-gu yolundaki imge 1917 Devrimi ile ylkIldl. Ortac,;aginsam-mn e,;oksofu oldugu yolundaki imge ise, dogru da oisa yanh~da oisa e,;urutulemez, e,;unku Ortae,;ag ile ilgili olarak bilinenolgulann neredeyse hepsi, buna inanan, ba~ka ki~ilerin deinanmasml isteyenlerce bizim ie,;inonceden see,;ilmi~tir vebelki de ie,;lerinde tersine kamtiar bulabilecegimiz oigularkutlesi geri getirilemeyecek bir bie,;imdekaybolmu~tur. Orta-dan kaybolan tarihe,;iler,yazlCllar ve Kronik Yazarlan ku~agl-nm olu eli, temyiz ihtimalini ortadan kaldlracak ~ekilde gee,;-mi~in kahbml belirlemi~tir. Kendisi de Ortac,;agtarihinde uz-man olan Profesor Barraclough ~oyle yazlyor: "Bizim okudu-gumuz tarih, dogrusunu soylemek gerekirse, hie,;de oigusaldegildir, bir dizi kabul edilmi~ yargllardan ibarettir.,,10

Fakat ~imdi de c,;agda~tarihin degi~ik, ama e~it olc,;udekikotu durumuna donelim. Eskie,;agve Ortae,;ag tarihc,;isi ken-disine ba~edilebilir bir tarihi oigular toplulugunu sunanuzun yI!lann eleme surecine ~ukredebilir. Kendine ozgualayh deyi~iyIe, Lytton Strachey'in soyledigi gibi, "Tarihe,;i-nin ilk ihtiyaCl bilgisizliktir, basitIe~tiren ve ae,;lkhga kavu~-turan, sec;en ve atlayan bilgisizlik."11 Eskic,;agve Ortac,;ag ta-

10 G. Barraclough, History in a Changing World, 1955, s. 14.

11 Lytton Strachey, Eminent Victorians, Onsoz.

Page 11: Tarih Nedir - E. H. Carr

12 G.P. Gooch, History and Historians in the Nineteenth Century, s. 385'te almtl;daha sonralan Lord Acton, Dollinger hakkmda ~oyle demi~ti: "Onda, tarih fel-sefesini gelmi~ ge<;:mi~en buyuk tumevanmm ustunde kurma yetenegi var-dlr." (History oJ Freedom and Other Essays, 1907, s. 435.)

burada, ;;uphesiz, kendisi, yani <;;ogukimseye gore, bu uni-versite'de <;:agda;;Tarih Kursusu'ne gelmi;; ge<;;mi;;en yetkinki;;i alan, fakat hi<;;tarih yazmaml;; bir garip tarih<;;ifenome-ni us tune almyazlslm onceden a<;;lkhyordu. Lord Acton,olumunden hem en soma basllan Cambridge Modern His-tory'nin birinci kIsmmdaki giri;; notunda, tarih<;;iye bask!yapan gereklerin "onu bilim adaml olmaktan ansiklopediyazlClsma dondurmekle tehdit ettigi"nden yak!mrken, as-Imda kendi mezarta;;ml yazmaktaydl.13 Bir ;;eyler yolundagitmemi;;ti. Yolunda gitmeyen, somut olgulann yorulmakbilmez vesonsuz Ylglh;;ma tarihin temeli diye inanmaktl;olgulann kendiliklerinden konu;;tuklan ve gereginden fazlaolgu YIgma diye bir ;;ey olmadlgl inam;;lydl; bu oylesineku;;kulamlmayan bir inam;;tl ki, pek az tarih<;;i kendisine"Tarih nedir?" sorusunu sormaYI gerekli buldu - bazllan,bugun de MIa gereksiz saymaktadlrlar.

19. yuzYllm olgular feti;;izmi, bir belgeler feti;;izmiyle ta-mamlanml;; ve hakh kIlmml;;tu. Belgeler olgular tapmagm-daki "kutsal sandlk"taydl. Sayglh tarihr,;i onlara ba;;l onun-de yana;;lyor ve onlardan hu;;u dolu bir sesle soz ediyordu.Bir olguyu belgelerde bulursamz a oyledir. l;;in aslma ba-karsamz, bu belgeler -resmi buyr ..l1tular, antIa;;malar, kirakayltlan, hukD.met raporlan, resmi yazl;;malar, ozel mek-tuplar ve amlar- bize ne soylerler? Hi<;;birbelge bize a bel-geyi yazanm kendisinin ne du;;undugunden - neyin olmu;;oldugunu du;;undugunden, neyin olmu;; olmasl gerektigiya da olabilecegini du;;undugunden, yahut belki yalmzcaba;;kalannm onun neyi du;;undugunu sanmalanm istedi-gin den ya da hatta kendisinin ne du;;undugunu sandlgm-dan fazla bir ;;ey soylemez. Bunlann hi<;;biri tarihr,;i onlaruzerinde <;;ah;;mayave onlan r,;ozmeye giri;;medik<;;ebir an-

rihi yazmayl ustlenmi;; meslekda;;lanmm ytiksek yeterlikle-rini kIskanmaya kalkmca (ki, bazen gerr,;ekten bu <;;e;;itbirduygunun etkisinde kalmm), boylesine yeterli olmalannmnedeninin ba;;hca kendi konulannda boylesine bilgisiz 01-malanndan ileri geldigi du;;uncesi ile avunuyorum. <;:agda;;tarih<;;ibilgisizligin ustunluklerinden yararlanmaz. 0 bu zo-runlu bilgisizligi edinmek i<;;inkendisini egitmek zorunda-dlr - kendi ya;;adlgl <;;agayakla;;tlkr,;a bu zorunluluk <;;ogahr.<;:agda;;tarih<;;inin iki gorevi birden vardlr: Az saYldaki an-lamh olgulan bularak onlan tarihin olgulanna donu;;tur-mek ve pek r,;ok olgulan tariM degildir diye bir kenara bl-rakmak. Fakat bu anlaYI~, tarihin en <;;oksaYlda yadsmmazve nesnel olgular toplulugundan olu;;tugu yolundaki 19.yuzyllm sapkmca du;;uncesinin tam kar;;ltldlr. Bu sapkmh-ga kendisini kaptlran bir kimse ya kotu bir i;; diye tarihi bl-rakacak ve pul toplamaya ya da ba;;ka tur bir antikaClhgaba;;layacak, yahut tlmarhaneyi boylayacaktu. <;:agda~tarihr,;iuzerinde boylesine YlklCI etki yapan, i;;te bu sapkmhktu;Almanya'da, Ingiltere'de ve Amerika'da olu~turulan, inceince uzmanla~l1ll~, gitgide daha az ~ey hakkmda daha r,;ok~ey bilcn sozde-tarih<;;ilerin monografilerinin geni;; ve gitgi-de <;;ogalankupkuru olgusal tarihler toplulugu, olgular ok-yanusunda hir,;bir iz buakmakslZll1 battl. Bana oyle geliyorki, Lord Acton'un tarihr,;i olarak tutarslzhgmm nedeni, -hepdenildigi gibi, Liberal ve Katolik sadakat baglan arasmdaki<;;atl;;madegil- bu sapkmhktl. Eski bir denemesinde, ogret-meni Dollinger hakkmda ;;oyle diyordu: "0, yetkinlige eri~-memi;; malzemeyle yazmazdl ve ona gore malzemeler herzaman yetkinlige ula~ml~ olmaktan uzaktl.,,12 Lord Acton

Page 12: Tarih Nedir - E. H. Carr

lam ta~lmaz. Belgeler i<;inde bulunsun ya da bulunmasmlar,olgular, tarih<;i onlardan herhangi bir bi<;imde yararlanma-dan once tarih<;i tarafmdan yine de i~lenmek zorundadlr:Tarih<;inin onlarla yaptlgl ~ey -eger boyle diyebilirsem- biri~leme surecidir.

Neyi anlatmaya <;ah~nglml, rastlantl sonucu iyi bildigimbir ornekle gostereyim. Weimar Cumhuriyeti'nin DI~i~leriBakam Gustav Stresemann 1929'da oldugunde, ardmda he-men hemen hepsi dl~i~leri bakam olarak <;ah~ngl aln Ylllaili~kili olan -300 kutu dolusu- resml, yan resml ve ozel, bu-yuk bir kaglt ylgml blraktl. Elbette arkada~lan ve akrabalanboyiesine buyuk bir insanm amsma bir amt dikilmesi ge-rektigini du~unduler. Sadlk sekreteri Bernhard <;ah~mayakoyuldu ve u<;yll i<;inde 300 sandlk i<;inden se<;ilmi~belge-lerden olu~an, Stresemanns Venniichtnis (Kahn/Mirasl) gibigozahcI bir ba~hkla her biri a~agl yukan 600 sayfahk u<;iricilt ortaya <;lktl. Normal olarak belgelerin kendileri bir bod-rumda ya da <;anarasmda <;uruyup gidecek ve ortadan kay-bolacak, belki de 100 yll falan soma bir merakh bilgin on-Ian bulacak ve Bernhard'm metniyle kar~lla~tlrmaya ba~la-yacaktl. Oysa ger<;ekte ba~larma gelen daha dramatik oidu.Belgeler 1945'de i~gal ordulannm eline ge<;ti, onlar da hep-sinin fotograflanm aIdllar; kopyalan Londra'da KamusalBelgeler Ofisi'nde ve Washington'da Ulusal Ar~iv'de bilimadamlannm yararianmasma sunuldu; boylelikle, yeterincesabnmlz ve meraklmlz varsa, Bernhard'm ne yaptlgml tamltamma saptayabiliriz. Bernhard'm yaptlgl ne <;ok olaganus-tu ne de <;ok ~a~lrnCI bir ~eydi. Stresemann oidugu slradaonun Ban politikasl pariak bir ba~anlar dizisi ile ta<;lanml~gorunuyordu - Locarno, Aimanya'mn Milletler Cemiyeti'nekabulu, Dawes ve Young planlan ve Amerikan kredileri,Ren boyundan i~gal ordulannm geri c;ekilmesi. Bu, Strese-mann'm dl~ politikasmm onemli ve odullendirici bolumu

20

gibi gorunuyordu ve bunun Bernhard'm belgelerden yaptlglse<;mede fazlaslyia gosterilmesi dogaldl. Ote yandan Strese-mann'm Dogu politikasl, Sovyetler Birligi ile ili~kileri, belir-Ii bir yere gotUrulmuyor gibi gozukmekteydi; yalmzcaonemsiz sonu<;lar veren goru~meler hakkmdaki beIge YIgm-Ian pek ilgin<; oimadlgl ve Stresemann'm unune hi<;bir ~eyeklemedigi i<;in, buradaki se<;im i~lemi daha slk bir elekleyapI1abilirdi. Ger<;ekte Stresemann daha surekli ve daha ti-tiz dikkatini Sovyetier Birligi ile olan ili~kilere yoneltmi~ti.Bir butUn olarak onun dl~ politikasl i<;inde, bunlar Bern-hard'm se<;mesini okuyanm du~uneceginden <;ok daha ge-ni~ bir yer tutuyordu. Yine de, sanmm, Bernhard'm ciltlerislradan tarih<;ilerin dolayh olarak dayandlgl baslh belgelerkoleksiyonlanmn bir<;ogundan daha iyidir.

Oykumun sonu bu degil, Bernhard'm ciltierinin baSlmm-dan az soma Hitler iktidara geldi, Aimanya'da Strese-mann'm adl unutturuldu, ciltier piyasadan kaIkn; kopyala-nn bir<;ogu, belki de buyuk <;ogunlugu yok eclilmi~ oimall.Bugun Stresemanns Vermiichtnis olduk<;a ender bir kitapnr.Fakat Ban'da Stresemann'm unu suruyordu. 1935'te bir In-giliz baslmClsl Bernhard'm <;ah~masmm kIsaltIlml~ bir <;evi-risini <;lkarcll. Bu, Bernhard'm se<;mesinden yapI1ml~ birse<;meydi; ashmn u<;te biri kadan atlanml~tl. Tanmml~ AI-manca <;evirmeni Sutton'un bu <;evirisi ustahkh ve iyidir.Onsozunde a<;lklandlgma gore, lngilizce <;eviri "hafif<;e kI-salnlml~nr, fakat yalmz lngiliz ara~tmClsI ve okurlann ilgi-sini pek <;ekmeyecek, ge<;icidegerde oldugu duygusu verenbazl ~eyler atlanml~nr. "14 Yine de bu, gayet dogaldlr. Fakatsonu<; ~u olmu~tur ki, Bernhard'da zaten az belirtilen Stre-semann'm Dogu politikasl lngilizce metinde busbutun goz-den uzakla~makta ve Sovyetler Birligi Sutton'un ciltlerinde

14 Gustav Stresemann, His Diaries, Letters and Papers, cilt 1, 1935, yaYlmcmmnotu.

Page 13: Tarih Nedir - E. H. Carr

Stresemann'm BatlClhgl aglr basan dl~ politikasl i~inde yal-mzea zaman zaman kendini g6steren ve hayli de keyif ka~l-nel bir 6ge olarak belirmektedir. Ama ~urasl guvenle sbyle-nebilir ki, birka~ uzman dl~mda herkes i~in Stresemann'l-belgelerin kendileri ~byle dursun- Bernhard degil, Suttontemsil etmektedir. Belgeler 1945'te bombardlmanda yokol-saydl, geriye kalan Bernhard'm eiltleri ortadan kaybolsaydl,Sutton'un ger~eklik ve otoritesinden hi~bir zaman ku~kula-mlmayaeaktl. Tarih~iler tarafmdan, aSlllannm yoklugundaminnetle kabul edilen pek ~ok baslh belge derlemeleri bun-dan daha saglam bir temele dayanmamaktadlr.

Fakat ben bu 6ykuyU bir adlm daha ileri gbturmek istiyo-rum. Bernhard ve Sutton'u unutahm ve isterseniz, Yakm~agAvrupa Tarihi'nin bazl bnemli olaylanna katllml~ ileri gelenbir devlet adammm ger~ek belgelerine ba~vurabileeegimizi~in ;;ukredelim. Bu kagltlar bize ne anlatlr? Ba~ka ;;eylerinyamslra bunlarda Stresemann'm Berlin'deki Sovyet Buyu-kel~isiyle yaptlgl yuzleree gbru;;menin ve 20 kadar da (::i~e-rin'le yaplhm~ gbru;;mesinin kaYltlan vardu. Bunlar, konu;;-malarda Stresemann'm asIan payml aldlgml ve onun ilerisurdugu tezlerin iyi sbylenmi~ ve tutarh ~eyler oldugunug6stermektedir. Oysa, kar~lsmdakinin s6zlerinin ise, ~o-gunlukla kan;;lk, derme ~atma, inandmel olmayan tezleroldugu izlenimini vermektedir. Bu, diplomatik gbru;;mele-rin butun tutanaklarmm pek bilinen bir bzelligidir. Bu bel-geler bize, ne oldugunu degil, yalr:lzea Stresemann'm ne 01-dugunu du~undugunu ya da ba~kalanmn ne du~unmesiniistedigini, belki de kendisinin olup biten hakkmda ne du-~unmek istedigini g6stermektedir. Se~me surecini ba~latanSutton ya da Bernhard degil, Stresemann'm kendisidir. Di-yelim, aym g6ru~melerin (:i~erin tarafmdan almml;; tuta-naklan elimizde olsaydl, yine onlardan da yalmzea (:i~e-rin'in ne du;;undugunu bgreneeektik ve ger~ekten ne oldu-

22

gu tarih~inin bilincinde yeniden kurulmak gerekeeekti. EI-bette, olgular ve belgeler tarih~i i~in zorunludur. Fakat on-Ian bir feti;; haline getirmeyin. Olgular ve belgeler kendiba;;lanna tarihi olu~turmazlar; i~lerinde, ~u slkICl "Tarih ne-dir?" sorusuna hazlr bir eevap ta;;lmazlar.

Bu noktada, 19. yuzYII tarih~ilerinin neden genellikle ta-rih felsefesine kar;;l kaYltslz kaldlklan sorusu ustune birka~sbz s6ylemek isterdim. Bu terim Voltaire tarafmdan ieadedilmi~tir, 0 zamandan beri de degi;;ik anlamlarda kullaml-ml;;tlr; ben onu, eger kullanaeak olursam, "Tarih nedir?"sorusunun eevabl anlammda alaeaglm. Batl Avrupa du~u-nurleri i~in, 19. yuzyll ken dine guven ve iyimserlik ta;;anrahat bir dbnemdi. Olgular genel olarak doyurueu saYlh-yordu; onlar usWne bi~imsiz sorular sormak ve bunlan ee-vaplamak egilimi ise bir 0 kadar k6tu bir ;;eydi. Ranke, egerkendisi olgulara bakarsa, tarihin anlamml Takdir-i llahI'nin~bzeeegine sofuea inanmaktaydl. Burekhardt'a gelinee, 0

daha ~agda~ bir kinik~e tutumla "Sonsuz bilgeligin ama~la-nmn gizi bize a~lklanmaml~tlr" (Tannnm i;;ine akIl-slr er-mez) diyordu. 1931 gibi ge~ bir tarihte Profes6r Butterfield,besbelli bir ho~nutlukla, "Tarih~iler ~eylerin dogasl ve hattakendi konulanmn niteligi ustunde pek az du;;unmu~lerdir."diye yazmaktaydl.15 Fakat benim bu konferanslardaki 6neu-lum, Dr. A.L. Rowse, daha hakh bir ele~tiriei tutumla, SirWinston Churehill'in Birinci Dunya Sava~l hakkmdaki kita-bl World Crisis'in, Tro~ki'nin History of the Russian Revoluti-on'lyla ki~ilik, eanhhk, hareketlilik baklmmdan ba~aba~ gel-mekle birlikte, bir baknna ondan daha a;;agl kaldlgml, ~un-ku "gerisinde bir tarih felsefesi olmadlgl"m sbylemi;;tir.16

Eskiden Ingiliz tarih~ileri tarihin bir anlaml olmadlgma

15 H. Butterfield, The Whig Interpretation of History, 1931, s. 67.

16 A.L Rowse, The End of an Epoch, 1947, s. 282-83.

Page 14: Tarih Nedir - E. H. Carr

inandlklarmdan degil, bu anlamm onun i<,:inde sakh vekendiliginden belli oldugunu sandlklan ir;in, bir tarih felse-fesine sahip olmak gerektigini kabul edemiyorlardl. Liberal19. yUzyll tarih goru~unun, dunyaya serinkanh ve kendineguvenli bir bakI~m urunu olan laissez-faire ekonomik agre-tisiyle yakm bir benzerligi vardl. Herkes kendi i~ine baksm,gizli el evrensel uyumu nasllsa saglar. Tarihin olgulannmkendileri, daha yuksek ama<;lara dogru, iyicil ve gorunu~tesmlrSlZ bir ilerleyi~ gibi ustun bir olgunun belirtileriydi. Bumasumluk <;aglydl ve tarih<;iler Cennet Bah<;esinde tarihintannsmm anunde <;ml<;lplak ve <;lplakhklanndan utanma-dan dola~lyorlardl. 0 zamandan soma, biz Gunahl tamdlkve Du~u~u ya~adlk; bugun tarih-felsefesiz olmaya <;ah~antarih<;iler ise, sadece, bo~ubo~una ve bile bile, bir <;lplaklarka'npmm uyeleri gibi, kendi evlerinin bah<;esinde CennetBah<.;esiniyeniden canlandlrmaya ugra~maktadlrlar. Bugunartlk bizim tedirgin edici sorumuzdan kar;lmlamaz.

Ce<:en 50 yll boyunca "Tarih nedir?" sorusu ustune bir-<;okciddl <;ah~malar yapI1ml~tIr. Tarihte olgularm ba~l r;eki-~i ve ozerkligi teorisine kar~l ilk mucadele r;agnsl, 1880'ler-de ve 1890'larda, 10. yuzyI1liberalizminin rahat saltanatmlylkmak i<;in <;ok ~ey yapacak olan ulkeden, Almanya'dangelmi~tir. Bugun 0 mucadele <.;agnsmlyapan filozoflann ad-lanndan ate pek bir ~ey kalmaml~tIr. Bunlardan yalmz Dilt-hey, son zamanlarda Ingiltere'de biraz gecikmi~ bir une eri~-mi~tir. YuzYlhn degi~iminden once, bu ulkede olgular kul-tune saldlran sapkmlara herhangi bir ilgi gasterilmesineimkan vermeyecek kadar zenginlik ve guvenlik vardl. Fakatyeni yuzYllm ba~lannda me~ale, Alman ustalara besbelli<;okbor<;lu olan Croce'nin bir tarih felsefesi kurmaya giri~-tigi Italya'ya ge<;ti. Tarihin ashnda, ger;mi~i ya~anan anmgozlerinden ve 0 amn sorunlannm l~lgmda gormektenolu~tugu ve tarih<;inin ba~hca i~inin kaydetmek degil, de-

24

gerlendirmek oldugu anlammda, Croce butun tarihin "r;ag-da~ tarih" oldugunu ilan etmi~tir.17 <;::unku, tarih<;i deger-lendirme yapmayacak olursa, neyin kaydedilmeye deger 01-dugunu nasll bilecektir? 1910'da Amerikah tarih<;i CarlBecker bilerek kl~kIrtlCl bir dille "tarih olgulan, herhangibir tarihr;i i<;in, kendisi onlan yaratmcaya kadar varolmaz-lar" demi~ti.18 Bu meydan okumalann 0 zamanlar pek azustUnde duruldu. Croce'nin Fransa ve Ingiltere'de haylimoda olu~u, ancak 1920'den soma ba~ladl. Bu, onun Al-man ancellerinden daha ince bir du~unur ya da daha iyi biruslupr;u olmasmdan degil, Birinci Dunya Sava~l'ndan somaolgulann bize 1914 yI1lanna oranla daha az lutufkar bir bi-<;imdegulumser gazukmesinden ve bu nedenle, bizim onla-nn saygmhgml azaltmaya yanelen bir felsefeye kar~l dahaapk olu~umuzdandl. Tarih felsefesine ciddl bir katkIsl bu-lunan, i<.;indeya;;adlglmlz yuzYlldaki tek Ingiliz du~unuru,Oxford felsefeci ve tarih<;isi Collingwood uzerinde Cro-ce'nin anemli bir etkisi vardl. Collingwood'un amru tasar-ladlgl sistemli buyuk eserini yazmaya yetmedi, fakat bu ko-nu uzerine basllml;; ve basllmaml;; yazI1an olumunden son-ra 1945'te <;lkan The Idea of History (Tarih Fikri) adl altmdabir ciltte toplandl.

Collingwood'un goru~leri ;;oylece azetlenebilir. Tarih fel-sefesi "kendi ba;;ma ge<;mi;;"leya da "tarih<;inin kendi ba;;l-na onun hakkmda du~unceleri" ile degil, "kar;;lhkh ili;;kile-ri ir;inde bu iki ;;eyle birden" ilgilidir. (Bu yargl "tarih" keli-mesinin bugun kullamlan iki anlamml yansltmaktadlr -

17 Eu anlamh ozdeyi~ ~u baglamda ge<;er: "Her tarihi yargmm altmdaki pratikgerekler biitiin tarihe '<;agda~tarih' karakterini verir, <;iinkii boylelikle anlatl-Ian olaylar zaman i<;inde her ne kadar uzak goziikseler de, tarih ger<;ekte 0

olaylann hatlrlandlgl ~imdiki anm gerekleriyle ve konumlanyla ilgilidir." (B.Croce, Ozgilrlilgiln Oyhilsil Olarah Tanh, Ingilizce <;evirisi:History as the StOIYOf Liberty, 1941, 5.19.)

18 Atlantic Monthly, Ekim 1910, s. 528.

Page 15: Tarih Nedir - E. H. Carr

hem tarihe;,:itarafmdan yurutulen soru;;turmaYI hem de ta-rihe;,:ininsoru;;turdugu gee;,:mi;;olaylar dizisini.) "Tarihe;,:ininustlinde e;,:ah;;tIglgee;,:mi;;,olu bir gee;,:mi;;degildir, belli biranlamda bugun haJa ya;;ayan bir gee;,:mi;;tir."Fakat gee;,:mi;;bir eylem, tarihe;,:ionun ardmda yatan du;;unceyi anlama-dlke;,:aoludur, yani tarihe;,:i ie;,:inanlamslzdu. Bu nedenle,"Butun tarih du;;uncenin tarihidir" ve "tarih, tarihi ustundee;,:ah;;tIgldu;;uncenin, tarihe;,:ininzihninde yeniden olu;;masl-dlr." Tarihe;,:inin zihninde gee;,:mi;;inyeniden kurulmasl de-neysel kamtlara dayamr. Fakat bu, kendi ie;,:indedeneyselbir suree;,:degildir ve yalmzca olgulann ardarda dizilmesin-den ibaret olamaz. Tersine, olgulann see;,:ilmesinive yorum-lanmasml, yeniden kurulma sureci yonetir: Zaten, onlan ta-rih'i olgular yapan da budur. Bu noktada Collingwood'undu;;uncelerine yakm olan Profesor Oakeshott "Tarih, tarih-e;,:ilerinya;;antIsldlr. Tarihe;,:idenba;;kasl onu 'yapamaz': Tari-hi yapmamn tek yolu, onu yazmaktlr" der.19 Bu keskin ele;;-tiri, her ne kadar birtakIm ciddl e;,:ekincelerta;;lyabilirse de,ihmal edilmi;; baZl gere;,:ekleril;;lga e;,:lkarmaktadlr.

Bir kere, tarihin olgulan bize hie;,:birzaman "an" olarakgelmezler, e;,:unkuan bir bie;,:imdevarolmazlar ve varolamaz-lar: Her zaman kaYlt tutanm zihninden kmlarak yanslflar.Bundan ;;u sonue;,:e;,:lkarki, bir tarih eserini ele almca, ilk il-gilenecegimiz, ie;,:indekiolgular degil, onu yazan tarihe;,:i01-mahdlr. Ornek olarak, adma bu konferanslann duzenlendi-gi buyuk tarihe;,:iyiele alaYlm. Bize kendi otobiyografisindeanlattlgma gore, G.M. Trevelyan "biraz a;;m bir Whig gele-negi olan bir evde yeti;;tirilmi;;ti";20 umanm ki, onu Whiggeleneginden buyuk Ingiliz liberal tarihe;,:ilerinin onem ba-klmmdan degil, ama zaman bakImmdan sonuncusu diye

19 M. Oakeshott, Experience and its Modes, 1933, 5.99.

20 C.M. Trevelyan, An Autobiography, 1949, s. 11.

tammlarsam, buna kar;;l e;,:lkmazdl. Kendi soyagaClm, bu-yuk Whig tarihe;,:isi George Otto Trevelyan'm ustunden,Whig tarihe;,:ilerinin tartI;;maslz en buyugu alan Macaulay'adegin goturmesi, bo;;una degildir. Trevelyan'm en iyi ve enolgun eseri olan England under Queen Anne (Kralie;,:eAnneDoneminde Ingiltere) adh kitabl, bu ortamdan bakIlarakyazllml;;tlr ve okur eserin tam olarak ne demek istedigini veanlamml, ancak 0 ortaml gozonunde tutarak okuyuncakavrayacaktlr. Hatta, yazar okura bunu anlamamasl ie;,:inbirozur nedeni blfakmamaktadlr. ~unun ie;,:inki, dedektif ro-mam merakhlarmm teknigini izleyerek, once sonucu okur-samz, ue;,:uncucildin son birkae;,:sayfasmda bugunlerde tari-hin Whig yorumu denilen ;;eyin benim omrumde gordu-gum en iyi ozetini bulursunuz; burada Trevelyan'm yapma-ya e;,:ah;;tlgl;;eyin, Whig geleneginin kokenini ve geli;;iminiincelemek ve onu, bu gelenegin kurucusu olan III. Willi-am'm olumunden sonraki yIllara dogru ve durust olarakyerle;;tirmek oldugunu goreceksiniz. Belki bu, Kralie;,:eAnnedonemi olaylannm du;;unulebilecek tek yorumu degildir,ama pekala gee;,:erlive Trevelyan'm elinde verimli bir yo-rumdur. Fakat bunun tam degerini bie;,:ebilmekie;,:in,tarihe;,:i-nin ne yaptlgmm iyi anla;;Ilmasl gerekir: C;=unkuCollingwo-od'un soyledigi gibi, mad em ki tarihe;,:iki;;ilerinin akIllann-dan neler gee;,:mi;;oldugunu zihninde yeniden olu;;turmakzorundadlr, okur da kendi payma tarihe;,:inin zihninden ne-ler gee;,:tiginiyeniden olu;;turmahdlr. Olgulan incelemedenonce tarihe;,:iyiinceleyin. Alt tarafI, bu anla;;Ilmasl pek gue;,:bir ;;ey degildir. Zaten, filanca okulun 0 unlu bilgini falan-camn bir kitabml okumasl sahk verilince, 0 filanca okulda-ki bir arkada;;ma 0 falanca adamm ne cins biri oldugunu vekafasmm ie;,:indeneler bulundugunu sormaya giden zeki biruniversite ogrencisinin yaptIgl i;; budur. Bir tarih eseriniokuyunca, daima fIsIltllara kulak verin. Eger bir ;;ey seze-

27

Page 16: Tarih Nedir - E. H. Carr

miyorsamz, ya siz duyarslzsmlZ ya da tarihe;iniz ahk biradamdu. Olgular gere;ekte hie; de bahkpnm tablasmdakibahklar gibi degildir. Olgular ue;suz bueakslz ve haWl.bazensmlrSlZ bir okyanusta dola~an bahklara benzerler, tarihe;i-nin ne yakalayaeagl kIsmen ~ansa, fakat aSll, avlanmak ie;inokyanusun neresine gidecegine ve hangi oltaYI kullanmaylsee;eeegine baghdlr - elbette bu iki etkeni de ne tur bir bahkyakalamak istedigi belirlemi~tir. Genellikle, tarihe;i istedigiturden olgulan elde edeeektir. Tarih yorum demektir. Ger-e;ekten, Sir George Clark'm sozunu ters <,;evirerek, tarihe"tartl~mah olgularea e;evrelenmi~ yorum e;ekirdegi" desey-dim, ~uphesiz, benim sozum de tek yanh ve yanh~ -fikir-veriei olurdu, fakat aS11sozden daha fazla deg;il, samnm.

Ikinci nokta daha bildiktir: Tarih<,;inin inceledig;i insanla-nn zihniyetleri, eylemlerinin gerisindeki du~uneelerini, ha-yalgucu yolu ile anlamasl geregi: Ben ola ki duyguda~hkonaylamaYI akla getirir diye, duyguda~hk deg;il de "hayal-gueu yoluyla anlaYI~" diyorum. 19. yuzyll Orta<,;ag;tarihikonusunda zaylftl. <:=unkuortae;ag insam ustune hayalgucuyolu ile anlaYI~a varamayaeak kadar sert tavlr alml~tl. Orta-e;aglann bo~inane;lan ve onlann esinlettigi barbarhg;a kar~l.Ya da Burckhardt'm 30 Yll Sava~l ustune kmaylci sozunualahm: "Ister Katolik olsun, ister Protestan, ruhf kurtulu~uulusun bUtllnlugunun ustunde gormek, bir din i<,;inrezilcebir ~eydir. "21

Vatam ugruna adam oldurmeyi dogru ve ovguye deger,fakat dini ug;runda oldurmeyi kotu ve yanh~ bulan bir anla-YI~layeti~tirilmi~ olan 19. yUzYlhn liberal tarih<,;ileri i<,;in,30Yll Sava~lan'nda <,;arpI~ml~birinin ruh haline nufuz etmekfazlaslyla zordu. Bu zorluk ~u anda benim uzerinde <,;ah~tl-glm alanda ozellikle daha buyuktur. Son 10 yll ie;inde Illgi-

lizce konu~ulan ulkelerde Sovyetler Birlig;i ve Sovyetler Bir-lig;i'nde Ingilizee konu~ulan ulkeler hakkmda yaZllanlarme;og;u,kar~l yamn aklmdan neler gee;tigini hayalgucu yoluHe anlamaya en ufak ol<,;udebile eri~ilememesi yuzundenbozulmu~tur, boy Ieee oteki tarafm sozleri ve davram~lanher zaman habis, sersemce ya da ikiyUzlu diye gosterilmi~-tir. Tarih<,;i,hakkmda yazdlg;l kimselerin zihinleriyle ~oyleya da boyle bir ili~ki olu~turmadlk<,;a tarih yazllamaz.

U<,;uncunokta da ~udur: Biz gee;mi~i aneak gunumuz ae;l-smdan ineeleyebilir, gee;mi~i anlaYI~lmlzl bugunun gozle-riyle olu~turabiliriz. Tarihe;i e;ag;mm insamdlr ve e;ag;main-san varolu~unun ko~ullan He bag;hdu. Kullandlgl - demok-rasi, imparatorluk, sava~, devrim gibi kelimelerin kendileri-nin bile, onlan aYlramayacagl bugune ozgu anlam yUklerivardlr. Antik donem ustune e;ah~an tarihe;iler Slrf bu tuzag;adu~memi~ olduklarm gostermek i<,;inpolis ve pleb gibi keli-meleri ozgun bie;imleriyle kullanma yoluna ba~vurmu~lar-dlr. Bu onlan kurtaramamaktadlr. Onlar da bugcmde ya~a-maktadlrlar, nasll derslerini Khlamys yahut toga'ya burun-mu~ olarak verseler daha iyi Yunan ya da Roma tarihe;Heriolamazlarsa, ah~llmaml~ ya da yitik kelimeleri kullanarakda kendilerini hileyle gee;mi~e sokamazlar. Birbirini izleyenFransa tarih<,;ilerinin FranslZ Devrimi'nde oylesine belirginbir rol oynayan Parisli kalabahklan anlatmakta kullandlkla-n isimler -les sans-culottes, Ie peuple, la canaille, les bras-mus- bunlar hep, oyunun kurallanm bilenler ie;in, siyasalbir ili~ki ve belirli bir yorumun anlanmlanydl. Yine de, ta-rihe;i se<,;mek zorundadu: Dili kullanmasl onu tarafslz 01-maktan ahkoyar. Bu, yalmzea kelime sorunu da degildir.Ge<,;enyUzyll boyunea Avrupa'da degi~en gue; dengesi, Ingi-liz tarihe;ilerinin Buyuk Friedrich'e kar~l tutumlanm tama-mlyla deg;i~tirmi~tir. Huistiyan kiliseleri ie;indeki Katolik veProtestanhk arasmda degi~en gue; dengesi, Loyola, Luther

29

Page 17: Tarih Nedir - E. H. Carr

ve Cromwell gibi ki~ilere olan tutumlanm koHo bir ~ekildedegi~tirmi~tir. 1917 Rus Devrimi'nden ne kadar derinligineetkilendiklerini farketmek i~in, Fransa tarih<;,:ilerininson 40Yllda FranslZ Devrimi ustune yazdlklan hakkmda az bir bil-gi sahibi olmak yeterlidir. Tarih~i ge~mi~in degil, bugunOninsamdu. Profesor Trevor-Roper, bize tarih~inin "ge<,;mi~isevmesi gerektigi"ni soyler.22 Bu, dogrulugu olduk<;,:aku~-kulu bir oguttur. Ge<;,:mi~isevmek kolayhkla ya~h kimsele-rin ve ya~h toplumlann ozlemli romantizminin bir sonucubugune ya da gelecege olan inan~ ve ilginin kaybedildigini~bir belirtisi olabilir.23 Basmakahp formullerden birini se<,;-mek zorunda olsaydlm, kendimi "ge~mi~in olu elinden"kurtarmaYl sahk vereni yeglerdim. Tarih~inin gorevi ge<;,:mi-~i sevmek ya da kendisini ge~mi~ten kurtarmak degil, bu-gunu anlamanm anahtan olarak onun llstunde <;,:ah~makveanlamaktlr.

Boyle olmakla birlikte, bunlar eger Collingwoodcu tarihgoru~u diyebilecegim ~eyle ilgili birtaklm ger<;,:eklerse,baZltehlikeleri ortaya koymamn zamamdu. Tarih~inin tarihiyapmadaki roluOstunde lsrar edilmesi, akll sonucuna ka-dar goturulurse, her turlu nesnel tarihi imkanslz ktlar: Bu-na gore tarih tarih~inin yaptlgl ~eydir. Nitekim, Collingwo-od, yaYlmClsl tarafmdan daha sonra aktanlml~ bir notunda,bir ara bu sonuca varml~ gibidir:

mamn bir anlaml yoktur. Bunlann her biri, onu benimse-yen ki~i iyin olabilecek tek ~eydi.24

St. Augustine tarihe erken d6nem Huistiyanlanmn g6nl~aylsmdan bakml~tlr; Tillamont bir 17. yuzytl FranslZl'nm;Gibbon bir lB. yUzYlllngilizi'nih; Mommsen bir 19. yUzyllAlmam'nm ... Hangisinin g6ru~unun dogru oldugunu sor-

Bu, Froude'un tarih "istedigimiz her kelimeyi yazabilece-gimiz, bir ~ocugun harf kutusudur,,25 sozunde oldugu gibi,tam bir ~uphecilige vanr. Collingwood, "makas-zamk tari-hi"ne, tarihin salt bir olgular ylgmasl oldugu yolundaki go-ru~e kar~l tepkisinde, tarihi insan beyninden dokunmu~ bir~ey diye ele almaya tehlikeli bir bi~imde yakla~makta, dahaonce aktardlglm par~ada Sir George Clark'ca ~lkartllml~ so-nucuna geri donmektedir. Tarihin bir anlaml olmadlgl te-orisi yerine, burada bize anlamlann smlrslzhgl teorisi sunu-luyor: Buna gore anlamlann hi~biri otekinden daha saglamdegildir - ki bu da a~agl yukan aym kaplya pkar. lkinci te-ori de birincisi kadar savunulamayacak niteliktedir. Bir dag,farkh goru~ a~llanndan farkh bi~imlerdeymi~ gibi gozuku-yor diye, bundan 0 dagm nesnel olarak hi~bir bi~imi yokturya da bi~imleri smlrslzdu sonucu ~lkartllamaz. Tarihin ku-rulmasmda yorum vazge~ilmez bir rol oynadlgmdan ve va-rolan hi~bir yorum butunuyle nesnel olmadlgl i~in her yo-rumun bir oteki kadar iyi oldugu ve ilkece tarih olgularmmaslmda nesnel yoruma elveri~li olmadlgl sonucu da ~lkmaz.Daha ileri bir a~amada tarihte nesnellikle tam ne denmekistendigini belirtmem gerekecek.

Fakat Collingwood'un varsaylmlannda daha da buyukbir tehlike kol gezmektedir. Eger tarih~i, uzerinde ~ah~tlgltarih donemine zorunlu olarak kendi gununun gozlerindenbakarsa ve ge~mi~in sorunlanm bugunun sorunlanna biranahtar olarak incelerse, bir salt pragmatik olgular goru~u-ne du~mez, dogru yorumun ayracmm bugunku bir amacauygunlugu oldugunu ileri surmez mi? Bu varsaylma gore

22 J. Burckhardt, Judgements on History and Historians'a Giri~, 1959, s. 17.

23 Nietzsche'nin tarih goru;;uyle kar;;lla;;tmmz: "Geriye bakmak ve muhasebeyapmak, ge~mi;;in amlannda, tariht kulturde avuntu aramak, ya;;h insanm i;;i-dn ve ya;;hhk ~agma ozgudur." Unzeitgemctsse Betrachtungen (Mevsimsiz Du-~iinceler), lng. ~ev. Thoughts Out of Season, 1909, s. 65-66.

24 R. Collingwood, The Idea of History, 1946, s. 12.

25 A. Froude, Short Studies on Great Subjects" cilt I, 1894, s. 21.

Page 18: Tarih Nedir - E. H. Carr

~mdan ya da oteki akademik disiplinlerden arkada~lar- ba-na tarih~inin tarih yazarken nasi! <;ah~tlg;ml sorarlar. Enyaygm sam, tarih~inin ~ah~malanm kesinlikle aYlrdedilebi-lir iki eyre ya da doneme aylrdlgl yolundadlr. Once, kaynakokuyarak ve defterlerini olgularla doldurarak uzun bir ha-zlrhk donemi ge~irir; soma bu bitince, kaynaklanm bir ya-na koyar, defterlerini ~lkanp, ba~tan sona kitabml yazar.Bu, bence inandmCl ve kabul edilir deg;ildir. ~unku, anakaynak saydlklanmdan birka~ml okumaya ba~lar ba~la-maz, bana ~iddetli bir itilim gelir ve yazmaya ba~lanm -mutlaka ba~mdan degil, bir yerinden, herhangi bir yerin-den. Boylece, okuma ve yazma birlikte ilerler. Ben bir yan-dan okumaya devam ederken yazdlklanm <;ogahr, eksilir,yeniden bi~imlenir, Ylrtlhp atlhr. Yazma, okumaya kIlavuz-luk eder, onu yonetir, verimli kIlar: Yazdlk~a neyi aradlglmldaha iyi bilir, buldug;umun anlamml ve konuyla ili~kisinidaha iyi kavranm. Belki bazl tarih~iler bu onyazlml, baZlki~ilerin satran~ tahtasma ve oyuncusuna ba~vurmakslzmaklldan satran~ oynamalan gibi kalem-kag;lt ya da yaZl ma-kinesi kullanmadan aklldan yaparlar; i~te bu, benim glptaettigim, fakat taklit edemeyeceg;im bir tann vergisidir. Ben~una inamyorum: Adma deg;er her tarih~i i~in, iktisat~lla-nn "girdi" ve "~lktl" dedikleri iki sure~ aym zamanda iler-ler, bunlar uygulamada bir tek surecin par~alandlr. Gnlanbirbirlerinden aYlrmaya kalkar ya da birine oburunun us-tunde bir oncelik tamrsamz, iki sapkmhktan birine du~er-siniz: Ya anlamslz ve onemsiz makas-zamk tarihi yazarsmlzyahut yazdlgmlz propaganda ya da tarihi roman olur, ge~-mi~in olgulanm yalmzca tarihle hi~ ilgisi olmayan bir yazl-yl suslemek i~in kullamrsmlz. -

Boylece, tarih~inin tarihin olgulan kar~lSlndaki tutumu-nu inceleyince nazik gorunen bir durumda kahrlZ: ~oyle ki,bir yanda nesnel olgular toplulug;u olarak savunulamaz bir

33

tarihin olgulan hi~tir, yorumsa her ~eydir. Nietzsche ilkeyikoymu~tur bile: "Bir goru~un yanh~hg;l ona kar~l ~lkmamlzi~in bir neden degildir... Sorun, onun ne ol<;ude hayatl sur-durucu, hayatl koruyucu, turleri koruyucu, hatta turleri ge-li~tirici oldugudur. "26 Amerikan pragmatistleri daha bir us-tu ortulu olarak ve daha az i~tenlikle aym ~izgiden gitmi~-lerdir. Bilgi bir ama~ i~in bilgidir. Bilginin ge~erlilig;i amaClnge~erliligine bag;hdlr. Fakat, boyle bir teorinin bne surul-medig;i yerde bile, uygulama daha az tedirgin edici olma-ml~tl[. Ben, kendi ~ah~ma alammda, bu tehlikenin ger~ekli-ginden slynlmak i~in olgulann hakkl ~ig;nenerek yapllana~m yorumlann pek ~ok brnegini gordum. Sovyet ve anti-Sovyet tarih~ilik okullannm kimi a~m urunlerine bakma-mn, bazen 19. yUzyllm salt olgusal bir tarih yapIlabileceginisanan hayali anlaYl~1i~in bir ~e~it ozlem yaratmasl hi~ de~a~lrtlCldegildir.

Oyleyse, 20. yuzYllm ortasmda tarih~inin olgulanna kar-~l yukumlUlugunu nasll tammlayacaglz? Samnm, ben, 01-gular, belgeler kar~lSlnda ~ok savruk davrandlglm su~lama-smdan kurtulmak i~in, son yIllarda belgeleri izlemek ve in-celemek, tarihi eserimi geregince dipnotlanml~ olgularladoldurmak i~in yeterince zaman harcadlm. Tarih~inin, 01-gulanna saygl gbsterme odevi olgulann dogru olmasmlsaglama yukumluluguyle bitmez. Ozerinde ~ah~tlgl konuy-la ve onerdigi yorumla ~u ya da bu anlamda ilgili, bilinenya da bilinebilecek butun olgulan i~in i~ine katmaya ~ah~-mahdlr. Eger Victoria ~agmm Ingilizi'ni ahlakh ve mantlkhbiri olarak gostermeye kalkI~acaksa, 1850'de StalybridgeWakes'de olanlan unutmamahdlr. Fakat bu da onun tari-, ,hin ozsuyu olan yorumu bir kenara blrakabilecegi anlaml-na gelmez. Meslekten olmayan bazIlan -yani universite dl-

Page 19: Tarih Nedir - E. H. Carr

tarih teorisinin Scylla kayahgl, yorumun ko;;ulsuz olarakolgudan onde geli;,;i,ote yanda, e;,;derecede savunulamaya-cak tarihin olgulanm saptayan ve on1ara yorum1ama sureciic,;indehakim olan tarihc,;inin zihninin oznel bir urunu diyegbren tarih teorisinin Charybdis girdabl; yani, aglrhk mer-kezi gec,;mi;,;teolan tarih gbru;,;u ile aguhk merkezi bugundeolan tarih gbru;,;u arasmda, hassas bir dikkat1e yo1 a1mak.Fakat gen,;ekte durumumuz gbrundugu kadar da nazik de-gildir. Bu konferans1ar boyunca olgu ve yorum ikiligiy1eba;,;ka klhk1ar i<,;inde tekrar kar;';lla;,;acaglz - bze1 ve gene1,deneysel ve teorik, nesnel ve oznel. Tarihc,;inin yazglsl insandogasmm bir yanslYl;';ldlr. Insan, be1ki ilk c,;ocuk1ugu veya;,;hhgmm sonu dl;,;mda, c,;evresiy1ebusbutun ili;,;kili ve ko-;,;u1suzolarak onun etkisi altmda degildir. Ote yandan, hi<,;-bir zaman da <,;evresinden tumuy1e baglmslz ve onun kaYlt-SIZ;,;artslz efendisi de degildir. Insamn <,;evresiy1eili;,;kisi ta-rih<,;inin konusuyla olan ili;,;kisidir. Tarih<,;iolgulanmn neaciz bir kblesi ne de zalim bir efendisidir. Tarih<,;iyleolgula-n arasmdaki ili;,;ki bir e;,;itlik, bir ah;,;veri;,;ili;,;kisidir. Du;,;u-nur ve yazarken bir an durup da "Ben ne yaplyorum?" so-rusunu kendisine soran her tarih<,;inin bildigi gibi, tarih<,;iarahkslz bir bi<,;imde olgulanm yorumuna, yorumunu daolgulanna gbre kahplandlrma sureci i<,;indedir. Bun1ardanbirine bncelik vermek imkanslzdlr.

Tarih<,;ige<,;icibir olgular se<,;imive -kendisi gibi ba;,;kala-rmca da yapI1ml;';olan- 0 se<,;iminl;';lgmda 0 sec,;imin yapII-dlgl gec,;ici bir yorumla i;,;eba;,;lar. Tarihc,;i, c,;ah;,;tlk<,;ahemyorum hem de 0lgu1ann sec,;imi ve slraya konmasl, birininya da btekinin etkile;,;imiyle, ince ve belki bir blc,;udebilinc,;-siz degi;,;iklik1ere ugrar. Tarihc,;i bugununun bir parc,;asl veolgularsa gec,;mi;,;eait olduklanndan, bu kar;';lhkh etkile;,;im,aym zamanda bugun ile gec,;mi;,;arasmda bir kar;';lhkhhgli;,;ini<,;inekatar. Tarih<,;ive tarihin olgulan birbirleri ic,;inge-

34

reklidir. Tarih<,;i0lgu1an olmakslZln kbksuz ve bo;,;, 01gu1artarihc,;ileri olmadan blu ve anlamslzdlr. Bundan bturu, "Ta-rih nedir?" sorusuna ilk cevablm ;,;uolacaktu: Tarihc,;iile 01-gulan arasmda kesintisiz bir kar;';lhkh etkile;,;im sureci, bu-gun ile gec,;mi;,;arasmda bitmez bir diyalog.

Page 20: Tarih Nedir - E. H. Carr

2. Toplum ve Birey

Toplumun mu bireyin mi once geldigi sorusu, tavugun muyumurtanm ml once geldigi sorusuna benzer. Bunu mannkIbir soru olarak alsamz da, tarihI bir soru olarak alsamz da,kar;;lt ve e;;it ole;;ude tek yanh bir ba;;ka onerme ile duzeltil-mesi gerekmeyen, ;;oyle ya da boyle hie;;birhukum veremez-siniz. Toplum ve birey birbirlerinden aynlamaz, kar;;lt degilbirbirlerine gerekli ve tamamlaY1Cldular. Donne'nm unlusozleriyle: "Hie;;kimse kendi ie;;indebutun bir ada degildir,herkes kltanm bir pare;;asl,karamn bir kIsmldu.'" Bu, gere;;e-gin bir gorumlmudur. Ote yandan, klasik bireyci J .5. Mill'inozdeyi;;ini aIm: "lnsanlar bir araya getirilince, ba;;ka bir ozedonu;;mezler."2 Elbette donu;;mezler. Fakat yanh;; olan, on-lann "bir araya getirilmi;;" olmadan once varolduklanm yada herhangi bir oze sahip bulunduklanm du;;unmektir. Bizdogunca, dunya ustumuzde i;;lemeye ba;;lar ve bizi, salt bi-yolojik birimler olmaktan e;;lkanp toplumsal birimlere do-

1 Devotions upon, Emergent Occasions, No. 17.

2 ].5. Mill, A System oj Logic, 7, 1.

Page 21: Tarih Nedir - E. H. Carr

nu~turur. Her insan, tarihin ya da yazlh tarih oncesinin herdoneminde bir toplumda dogmu~ ve daha ilk JIllardan ba~-layarak bu toplumca kahplanml~tu. Kullandlgl dil, bireyselbir kaht deg;il, i\inde buyudug;u gruptan toplumsal biredinmedir. Dil ve \evre, her ikisi de onun du~uncesinin ni-telig;ini belirlemekte etkili olurlar; ilk fikirleri ona ba~kala-nndan gelir. Pek guzel soylenmi~ oldugu gibi, toplumdanayn birey, hem dilsiz hem de akllslz olurdu. Robinson Cru-soe efsanesinin devam etmekte olan \ekiciligi, toplumdanbaglmslz bir birey tasarlama \abasmdan ileri gelmektedir.Bu \aba ba~anslzhg;a ug;raml~tu. Robinson soyut1anml~ birbirey deg;il, Yorklu bir Ingilizdir. Kutsal kitabml yanmda ta-~H, kabilesinin tannsma dua eder. Efsane ona hemen adamlCuma'YI verir ve yeni bir toplumun kurulmasl ba~lar. Bunaili~kin bir ba~ka efsane Dostoyevski'nin Ecinniler romanm-da, yetkin ozgurlugunu kamtlamak i\in kendini oldurenKirilov'un oykusudur. Intihar, bireye a\lk olan tek yetkinozgur eylemdir; ba~ka her eylem ~oyle ya da boyle onuntopluma uyelig;ini i~in i\ine katar.3

Antropologlar genellikle, ilkel insanm uygar insandandaha az "birey" oldugunu, toplum tarafmdan daha \ok ka-hplandmldlg;lm soylerler. Bu, ger\egin bir par\asml i\er-mektedir. Daha karma~lk ve geli~mi~ toplumlara oranla, ba-sit toplumlar \ok daha ku\uk bireysel huner ve i~ \e~itle-rine ihtiya\ duyarlar ve bu tur imkanlar hazlrlama anlamm-da, daha tekbi\imlidirler. Bu anlamda artan bireycilik, \ag-da~ geli~mi~ toplumun zorunlu bir urunudur ve bu top-lumda tepeden tlrnag;a kadar etkindir. Fakat, bireyciligin builerleyi~i ile toplumun buyuyen gucu ve birlig;i arasmda bir

kar~lthk gormek ciddl bir yanh~ olurdu. Toplumun ve bire-yin geli~imi elele gider ve birbirini ko~ullar. Zaten, karma-~lk ve geli~mi~ toplumla demek istedigimiz, bireylerin bir-birlerine olan baglmhhklannm geli~mi~ karma~lk bi\imleraldlgl toplumlardlr. <;:agda~bir ulusal toplulugun bireyleri-nin nitelik ve du~uncelerini kahplanduma, onlar uzerindebelli bir benzeyi~ ve tekbi\imlilik derecesi olu~turma gucu-nun, ilkel bir kabile toplulug;undan daha az oldugunu san-mak tehlikeli olurdu. Biyolojik farkhhklara dayanan 0 eskiulusal ki~ilik kavrammm yanh~hgl \oktan anla~llnll~tu; fa-kat degi$ik ulusal ki~ilik farklanm yadslmak zordur. "Insandogasl" denilen kaypak ~ey, ulkeden ulkeye, \agdan \aga 0

kadar \ok degi~mi~tir ki, onu egemen toplumsal ko~ullannve goreneklerin bi\imlendirdigi bir tarihi olgu saymamakgu\tur. Sozgelimi, Amerikahlar, Ruslar ve Hintliler arasmdapek \ok farkhhklar vardlr. Fakat, bu farkhhklann banlan,belki de en onemlileri, bireyler arasmdaki toplumsal ili~ki-ler ya da ba~ka bir deyi~le, toplumun nasll orgutlenmesi ge-rektigi konusunda farkh tutumlar bi\imini ahrlar; boylece,Amerikan, Rus ve Hint toplumlan arasmdaki farkhhklannincelenmesinin, genel olarak Amerikan, Rus ve Hint birey-leri arasmdaki farklan incelemenin belki de en iyi yolu ol-dugu anla~llabilir. Uygar ins an da ilkel insan gibi, onuntoplumu kahplandlrdlgl kadar etkinlikle toplum tarafmdankahplandmlml~tlr, yumurtaslz tavuk elde edilemeyecegi gi-bi, tavuksuz da yumurta elde edilemez.

Batl dunyasmm i\erisinden daha yeni yeni slynldlgl, dik-kate deg;er, ayncahkh tarih donemi bunlan bizden gizlemi~olmasaydl, bu apa\lk ger\ekler ustunde durmak gereksizolurdu. Bireycilik kultu, \agda~ tarihi efsanelerin en yaygl-mdlr. Burckhardt'm, ikinci aynml "Bireyin Geli~imi" altba~hgml ta~lyan Italya'da R6nesans Kiiltiirii kitabmm unluanlatlmma gore, 0 zamana dek kendisinin "yalmzca bir uk,

39

3 Durkheim intiharla ilgili iinlii ~ah~masmda, toplumdan yahtllml~ bireyin du-:umunu anlatmak i~in anomie terimini bulmu~tur. Bu, duygusal tedirginlige vemnhara 6zellikle elveri~li bir durumdur; fakat yine Durkheim, intihann top-lumsal ko~ullardan baglmslz olmadlgml g6stermi~tir.

Page 22: Tarih Nedir - E. H. Carr

halk, parti, aile ya da lonca uyesi" olarak bilincinde bulu-nan ki~inin, en sonunda "ruhu olan bir birey oldugu vekendini boylece tamdlgl" Ronesans'la birlikte birey kultuba~laml~tlr. Eu kult daha soma kapitalizmin ve Protestanh-gm yukseli~i, Endustri Devrimi'nin ba~langlCl ve laissez-fa-ire ogretileri ile birle~tirilmi~tir. Franslz Devrimi'nin ilan et-tigi Insan ve Yurtta~ Haklan, aslmda birey haklanydI. Eirey-cilik, 19. yuzYllm unlu faydaClhk felsefesinin dayanaglydI.Victoria c,;aglliberalizminin karakteristik bir belgesi olan,Morley'in Uzla?ma VsWne (On Compromise) denemesi, bi-reycilige ve faydaClhga "insan mutluluk ve genliginin dini"demektedir. "Ha~in bireycilik" insan ilerlemesinin temeliy-di. Eu, belirli bir tarihl donemin ideolojisinin yetkinliklesaglam ve gec,;erli bir analizi olabilir. Fakat benim buradabelirtmek istedigim ~udur ki, <;,:agda~dunyanm dogu~unae~lik eden, gitgide artan bireycilik, uygarhgm ilerlemesininolagan bir surecidir. Toplumsal bir devrim, erk yerlerine ye-ni toplumsal gruplar getirdi. Her zaman oldugu gibi, bu, bi-reyler tarafmdan ve bireysel geli~me ic,;inyeni imkanlar su-narak yapllml~tlr; kapitalizmin ilk a~amalannda uretim vedagltlm birimleri geni~ olc,;ude tek tek bireylerin elinde 01-dugundan yeni toplumun ideolojisi, toplumsal duzende bi-reysel giri~kenligin rolu ustunde lsrarla durmu~tur. Fakatbutun bu surec,;, tarihi geli~im ic,;indeozgul bir a~ama goste-ren toplumsal bir surec,;ti. Ve bu bireylerin topluma kar~layaklanmasl ya da bireylerin toplumsal slmrlamalardankurtulmasl terimleriyle ac,;lklanamaz.

Eu geli~imin ve bu ideolojinin adak noktasl olan Eatldunyasmda bile, tarihin bu doneminin sana erdigini goste-ren pek <;,:oki~aret vardlr: Eurada benim, kitle demakrasisidenilen ~eyin yukseli~i ya da iktisadi uretim ve orgutlenme-nin bireyin aglr bastlgl bic,;imleri yerine, derece derece ko-lektifligin aglr bastlgl bic,;imlerin ge<;,:i~iustunde durmam

40

gerekmez. Fakat, bu uzun ve verimli donemin ortaya koy-dugu idealaji, Eatl Avrupa'da ve Ingilizce konu~ulan butunulkelerde halen ba~at bir guc,;tUr.Soyut terimlerle, ozgurlukile e~itligin ya da birey ozgurlugu ile toplumsal adaletinarasmdaki gerilimden soz ederkL.l sava~lann sayut fikirlerarasmda almadlgml unutmak egilimindeyizdir. Ashnda,bunlar kendi ba~lanna bireyler ile kendi ba~ma toplum ara-smda degil, toplumdaki birey kumeleri arasmdaki c,;atl~ma-lardlr: Her biri kendine uygun taplumsal palitikalan ilerlet-meye ve buna aykm taplumsal palitikalan ise engellemeyeugra~lr. Artlk, buyrtk bir toplumsal hareket demeye gelme-yip, bireyle toplum arasmdaki yanh~ kar~lthk anlamml ta~l-yan bireycilik, bugun c,;lkan olan bir grubun slogam olmaslve tartl~mah niteligi nedeniyle de, dunyada neler alup bitti-gini anlamamlZIn bir engelidir. Eireyi arac,;, toplum ya dadevleti amac,;olarak goren sapkmhga kar~l bir c,;lkl~alarakbirey kultu aleyhine soyleyecek bir ~eyim yak. Fakat, eger,toplumun dl~mda duran sayut bir birey fikriyle i~ gormeyekalkl~lrsak, ne gec,;mi~ne de bugun ustune ger<;,:ekbir anla-YI~avarabiliriz.

Eu, beni, uzunca bir suredir ac,;tlglmparantezin ozune ge-tiriyor. Tarihin sagduyulu goru~u, tarihi bireyler hakkmdabireylerce yazllml~ bir ~ey diye ele allr. Eu goru~, kesinlikle19. yuzyll liberal tarihc,;ilerince kabul edilip, geli~tirilmi~tirve ozunde yanh~ degildir. Fakat ~imdi fazla basitle~tirilmi~ve yetersiz gorunmektedir; bunu daha derinlemesine ara~-tlrmamlz gerekiyor. Tarihc,;inin bilgisi ba~kalanna kapah bi-reysel mulku degildir: Herhalde pek c,;akku~ak ve pek c,;okdegi~ik ulke insanlan onun toplanmasma katI1ml~lardlr. Ta-rihc,;inin, eylemlerini yazdlgl ki~iler bir bo~luk ic,;inde hare-ket eden, yahtllml$ kimseler degildir: Onlar ge<;,:mi~bir top-lumun i<;,:indeve onun etkisi altmda hareket etmi~lerdir.Ge<;,:enkanu~mamda tarihi kar~lhklI bir etkile~im sureci,

41

Page 23: Tarih Nedir - E. H. Carr

bugllnde ya~ayan tarihr;i ile ger;mi~in olgulan arasmda birdiyalog olarak tammlaml~tlm. Simdi, denklemin iki yanm-daki, bireysel ve toplumsal ogelerin gorece aglrhklanmara~tumak istiyorum. Tarihr;iler nereye kadar tek tek birey-lerdir, nereye kadar kendi toplum ve donemlerinin urunu-durler? Tarih olgulan nereye kadar tek tek bireyler hakkm-daki olgular, nereye kadar toplumsal olgulardlr?

Oyleyse, tarihr;i de bir bireydir. Oteki bireyler gibi, 0 daaym zamanda bir toplumsal olaydlr, ait oldugu toplumunhem llriinii, hem de isteyerek ya da istemeyerek sozciisu-dur; tarihI ger;mi~in olgulanna i~te bu slfada yakla;m. Bazentarihin gidi~inden "yuruyen bir toren alaYl" diye soz ederiz.Bu, hakh biT benzetmedir - yeter ki, tarihr;i kendini lSSlZbirkayahktan r;evresine bakan bir kartal ya da toren hlrsiisun-de onemli hir ki~i saymaya kalkl~masm. Bunlann hir;biridegildir! Tarihr;i, alaym bir ba~ka bOlumunde yorgun argmyuruyup giden bir ba~ka golgeli ki~idir yalmzca. Toren ala-Yl donup dola~tlgl, bir saga bir sola Saptlgl, bazen tam geri-ye katlandlgl, farkh kesimlerinin birbirlerine gore durumla-n siirekli olarak degi~tigi ir;in, ornegin bugun Ortar;aglaradedelerimizin 100 Yllonce oldugundan r;ok daha yakm bu-lundugumuzu ya da Caesar r;agmm bize Dante r;agmdandaha yakm durdugunu soylemek pekala mumkundur. Ge-r;it alaYl -ve onunla birlikte tarihr;i de- ilerledike, yeni goru-numler ve yeni goru~ ar;llan belirir. Tarihr;i tarihin bir par-r;asldlr. Tarihr;inin bu ger;it alaYl ir;inde kendini buldugunokta, onun tarihi goru~ ar;lSlm belirler.

Bu, dogrulugu besbelli soz, inceledigi donem, tarihr;ininya~adlgl zaman a uzak oldugunda da, daha az "dogru" degil-dir. Ben eski tarih okuturken, bu konudaki klasikler -her-halde ~imdi de oyledir ya- Grote'nin Yunan Tarihi (Historyof Greece) ile Mommsen'in Roma Tarihi (Romische Gesc-hichte) idi. 1840'larda aydm bir radikal egilimli banker

42

olan Grote, yukselen ve siyasal anlamda ilerici Britanya ortaslmfmm ozlemlerini (Perikles'in Benthamvari * bir reform-eu, Atina'mnsa, dalgmhkla bir imparatorluk sahibi oluver-mi~ diye gosterildigi) idealize edilmi~ bir Atina demokrasisitablosunda canlandlrml~tu. Grote'nin Atina'daki kolelik 50-

rununu ihmalinin, onun bagh oldugu grub un fabrikalardar;ah~an yeni Ingiliz i~r;i slmfmm sorunlanyla yuzyuze gel-mekten kar;mmasmm bir yanslmasl oldugunu soylemek,fazla hayalci olmayabilir. Mommsen ise, 1848-49 AlmanDevrimi'nin karga~a ve a~agI1aYIClhklan yuzunden, du~kI-nkhgma ugraml~ bir Alman liberaliydi. Realpolitik admmve kavrammm r;lktlgl 10 yll ir;inde, yani 1850'lerde yazanMommsen, Alman halkmm siyasal ozlemlerini gerr;ekle~tir-mede ba~arlSlzhga ugramasmm geride buaktlgl bozukluguduzeltecek gur;lu birine olan ihtiyar; du~uneesiyle dolmu~-tu' biz onun Caesar'l idealize eden unlu du~uncesinin Al-, ,manya'yl harap olmaktan koruyacak gur;lu adama duydugubu bzlemin urunu oldugunu, 0 etkisiz, geveze ve kaypak,savsaklaylCl, hukukr;u-politikaCl Cicero'nun 1848'deFrankfurt'un Paulikirche'sindeki tartl~malann ir;inden r;lklpgeldigini anlamadlkr;a, Mommsen'in tarihine gerr;ek de~eri-ni veremeyiz. Grote'nin Yunan Tarihi'nin bugun bize 10 5.yUzylldaki Atina demokrasisi kadar, 1840'lardaki 1ngiliz fel-sefecilerinin du~uncelerini de anlatabilecegi ya da 1848'inAlman liberallerine ne yaptlgml anlamaYl isteyenlerin, anakitaplardan biri olarak Mommsen'in Roma Tarihi'ni almaSlgerektigi soylenseydi, bunu a~m bir paradoks saymazdlm.Bu, onlan bUyUk tarihl eserler olarak kur;ultmez. Bury'ninar;l~ konu~masmda yarattlgl, Mommsen'in buyuklugununRoma Tarihi'ne degil de, yazlt toplamasma ve Roma anayasahukuku uzerine r;ah~masma dayandlgml one suren modaya

(*) Bentham: 19. yUzyJlm, kapitalizmi dolayh olarak savunan faydacl Ingiliz filo-zofu.

Page 24: Tarih Nedir - E. H. Carr

tahammllhim yok: Bu, tarihi, top lama eser dllzeyine indir-mektir. Anlamh tarih, tarih~inin ge~mi~e bakI~l, bugllnllnsorunlanm kavraYl~mea aydmlatlldlgl zaman kesinlikle ya-Zllml~ olur. Mommsen'in eumhuriyetin YlkIh~mdan somakiRoma tarihine devam edememesi, genellikle hayretle kar~l-lanml~tlr. Gnun, bu i~ i~in zamam da yok degildi, imkamda, bilgisi de. Fakat, Mommsen tarih yazdlgl suada Alman-ya'da gll~lll adam henllz dogmaml~tl. Gnun etkin olarak ~a-h~tlgl Ylllarda, sorun, bncelikle gll~lll adamm iktidara geli-~inin ger~ekle~memi~ olmaslydl. Hi<;,:bir~ey Mommsen'e buolguyu Roma zemini llstllne gbtllrmeyi esinlettirmedi, im-paratorluk tarihi de yazIlmaml~ olarak kaldl.

<:=agda~tarih~iler arasmdaki bu olguya ili~kin brnekleri~ogaltmak kolaydlr. Ge~en konferanslmda G.M. Trevel-yan'm Krali(;e Anne Doneminde Ingiltere'sini onun dikmi~ 01-dugu, i~inde yeti~tigi Whig geleneginin bir amtl olarak say-glyla amm~tlln. ~imdi, <;,:ogumuzun Birinci Dllnya Sava-~l'ndan bu yana akademik sahneye ~lkml~ en bllyllk Ingiliztarih~isi saydlglmlz Sir Lewis Namier'in etkileyici ve anlam-h ba~anlarma bir bakahm. Namier, ger~ek bir tutueuydu _llstll biraz kazmmea yllzde 75 liberal ~lkan tipik bir Ingiliztutueusu degil, Britanyah tarih~iler i~inde 100 Ylldan uzunbir zamandJr gbrmedigimiz tllrden bir tutueuydu. Ge~enyllzyllm ortasmdan 1914'e kadar bir Ingiliz tarih~isinin da-ha iyiye olan dl~mda, tarihI degi~meleri kavramasl zor birihtimaldi. 1920'lerde ise, degi~menin geleeek i~in korkuylabirlikte dll~llnlllmeye ba~landlgl ve aneak bir kbtllye gidi~saylldlgl bir dbneme girdik ki, bu, tutueu dll~llncenin yeni-den-dogu~ dbnemidir. Aeton'un liberalizmi gibi Namier'intutueulugu da Kara Avrupasl temeline dayanmaktan kuvvetve derinlik ahyordu.4 Fisher ya da Toynbee'nin tersine, Na-

mier'in 19. yllzyllliberalizmi i<;,:indekbkleri yoktur ve onaduyulan bllyllk bzlemlerin basklsl altmda degildir. BirinciDllnya Sava~l ve eksik kalml~ ban~m liberalizmin iflasmlilan etmesinden soma, tepki ~u iki bi~imden biri olarak ge-lebilirdi - sosyalizm ya da tutueuluk. Namier, tutucu tarih<;,:iolarak belirdi. Se~tigi iki alanda ~ah~tl ve her iki se~mesi deanlamhydl. Ingiliz tarihinde, egemen smlfm dllzenli ve as-lmda durgun bir toplum i~inde konum ve erki, bl~lllll birbi~imde ybnetebildigi en son dbneme geri dbndll. Birisi,Namier'i, ruhu tarihin dl~mda blrakmakla su~laml~tlr.5 Bubelki pek guzel dile getirilmi~ bir sbz degil, ama elqtirininanlatmaya ~ah~tlgl nokta gbrlllebiliyor. Ill. George'un tahta~lktlgl dbnemde siyasete henllz fikir bagnazhgl da, FranSlZDevrimi'yle dllnyaya yayllaeak ve muzaffer liberalizm yllz-yl1mda yol gbsterieilik edecek olan 0 tutkulu ilerleme inan-el da bula~maml~tl. Daha ortada ne fikirler, ne devrim, neliberalizm vardl: Namier, bize blitlln tehlikelerden uzak he-nllz gllvenli olan bir ~agm portresini vermeyi se~mi~ti, nevar ki bu gllven uzun sllrmeyeeekti.

Fakat Namier'in ikinei konuyu se~mesi de e~it bl~llde an-lamhdlr. Namier, Ingiliz, FranSlZ ve Rus devrimleri gibi ~ag-da~ bllyllk devrimleri atlaYlp, bunlar llstllne di~e dokunurhi~bir ~ey yazmaml~, ba~anslZhga ugraml~ bir devrim, libe-ralizm yolunda yllkselen umutlar i~in blltlln Avrupa'da birgerileme, silahh gll~ler kar~lsmda fikirlerin, askerlerle kar~lkar~lya gelince demokratlann bo~lugunu gbsteren bir serim-Ierne olan 1848 Avrupa Devrimi llstllne, konusunun ta i~inei~leyen bir ~ah~ma vermeyi se~mi~tir. Siyaset ciddI bir i~tir,

4 Iki sava~ arasmdaki donemde dikkate deger tek Ingiliz tutucu yazan, Mr. TSEliot'un da Ingiliz dogumlu olmamamn iistiinliigiinden yararlandlgma i~aret

etmeye deger, herhalde. 1914'ten once Ingiltere'de yeti~mi~ hi~ kimse liberalgelenegin slmrlaYlcl etkilerinden tiimiiyle ka~amaml~tlr.

5 Ele~tirinin ash, 28 Agustos 1953 tarihli The Times Literary Supplement'daki"Namier"in Tarih Gorii~ii" ba~hkh irnzaslz bir yazlda ~oyledir: "Darwin, ruhuevrenin dl~mda bHakml~ olmakla su~lanml~tl, Sir Lewis de siyasal tarihin Dar-win'i olmu~tur. Hem de birden ~ok anlamda."

Page 25: Tarih Nedir - E. H. Carr

bunun i<;:inefikirlerin sokulmasl hem gereksiz hem de tehli-kelidir: Namier, "aydmlann devrimi" demekle, <;:lkardlgldersi daha da belirgin kllml~tlr. Bizim vardlglmlz sonu<;:yal-mzca bir <;:lkarsama degildir: C;:unku, her ne kadar Namiertarih felsefesi ustune sistematik hi<;:bir~ey yazmaml~sa dabirka<;:yll once yaylmlanan bir denemede her zamanki a<;:lk-11kve kesinligiyle goru~unu a<;:Iklaml~tlr:"lnsan, siyasal og-reti ve dogmalarla zihninin serbest<;:e<;:a11~masmlne kadar azengellerse, du~uncesi i<;:in0 kadar iyidir." Ruhu tarihin dl-~mda blraktlgl yolunda kendisine yoneltilen su<;:lamaYlred-detmeyerek andlktan soma, sozlerine ~oyle devam eder:

Ban siyaset felsefecileri, "blkkm bir ara"dan ve bu ulkedegend siyaset ustune ;,;imdikitartl;,;mayoklugundan yaklm-yorlar; her iki parti de somut sorunlara pratik c;:ozumlerararlarken, programlan ve ilkeleri unutuyorlar. Fakat, bututum bana daha yttksek bir ulusal olgunlugun i;,;aretigibigorunuyor ve ben kendi paYllua,yalmzca siyaset felsefeci-sinin c;:ah;,;malanylaengellenmeksizin bunun uzun zamansurmesini diliyorum ..6

Az once kendilerinden soz ettigim tarih<;:ilerin -Grote veMommsen'in, Trevelyan ve Namier'in- her biri adeUi tekbir toplumsal ve siyasal kahba dokulmu~lerdir; onceki vesomaki <;:ah;;malanmn arasmda belirgin hi<;:birbakt;; degi-~ikligi olmaml;;tu. Fakat, hIZll degi;;im donemlerinde, baZltarih<;:iler,yazI1annda bir toplumu ve bir toplumsal duzenidegil, ardarda farkh duzenleri yansltml;;lardu. Buna benimbildigim en iyi ornek, hayan ve <;:ah;;masuresi, ah;;I1madlkbi<;:imde uzun olan ve ulkesinin yazglSlndaki devrimci ve~iddetli bir dizi degi;;imi kapsayan unlu Alman tarih<;:isiMeinecke'dir. Aslmda, burada, her biri farkh bir tarih do-neminin sozcusu olan ve belliba;;h u<;:eserinde dile gelenu<;:ayn Meinecke vardlr. 190Tde yaYlmlanan Weltburgert-hum und Nationalstaat (Kozmopolitiklik ve Ulusal Devlet)kitabmdaki Meinecke, Bismarck'm devletinde Alman ulu-sal ulkulerinin ger<;:ekle~mesini guvenle gorur ve (Mazzinive ondan somaki pek <;:ok19. yuzyll du~unuru gibi) ulus-<;:ulugu evrenselligin en yuce bi<;:imiyle bir tutar: Bu, Bis-marck <;:agmaeklenen barok Wilhelm doneminin urunu-duro 1925'te yaYllulanan Die Idea der Staatsriison (KamuYaran Fikri) kitabmm Meinecke'si Weimar cumhuriyetininbolunmu;; ve ~a~kmla~ml;; kafaslyla konu~ur: Siyaset dun-yasl, raison d'etat (kamu yaran eregi) ile siyasetin dl;;mdaolan, fakat son kertede devlet hayatml ve guvenligini a~a-mayan bir ahlak arasmda sonu<;:lanmaml;; bir <;:arpl;;maala-m haline gelmi~tir. Sonunda, Nazi tufamyla universitedenuzakla~tlnldlktan soma, 1936'da yaYlmlanan Die Entste-hung des Historismus (Historisizmin Kokeni) kitabmm Me-inecke'si, "Olan her ~ey hakhdu" demeye gelen bir histori-sizme kar;;l <;:lkarakve tarihI gorecilik ile akI1ustu bir mut-lakhk arasmda tedirginlikle gidip gelerek, bir umutsuzluk<;:lghglatar. En sonunda Meinecke ya;;hhgmda ulkesinin1918'den daha ezici bir askeri yenilgi altmda ezildigini

47

Bu g6ru~e ;;u anda kar;;l <;:lkmak istemiyorum: Bundansonraki bir konferanslma saklayacaglm. Burada amaClm,yalmzca iki onemli ger<;:egigostermek: Birincisi, tarih<;:ininkendisinin konuya yakla;;lmmdaki hareket noktasml kavra-madlk<;:a, onun <;:ah;;masmltam olarak anlayamaz ya da de-gerini veremeyiz, ikincisi, 0 hareket noktasmm kendisi top-lumsal ve tarihI bir temelden kaynak ahr. Marx'm bir yerdededigi gibi egitimcinin kendisinin de egitilmesi gerektigiunutulmamahdlr; <;:agda;;dille soylemek gerekirse, beyin Yl-kayan kimsenin kendi beyni de Ylkanml;;nr. Tarih<;:i, tarihyazmaya ba;;lamadan once, tarihin urunudur.

Page 26: Tarih Nedir - E. H. Carr

gordugu zaman, 1946'daki Die Deutsche Katastrophe (Al-man FelaketO kitabmda c;aresizlikle, kor yazgmm insafmakalm1~ bir tarih inam~ma sapar.7 Burada, bir psikolog ya dabiyografici, birey olarak Meinecke'nin geli~imiyle ilgilene-bilirdi: Tarihc;iyi ilgilendirense, Meinecke'nin tariM gec;mi~ic;inde ya~anan zamanm birbirini izleyen ve keskin bir bi-c;imde birbirine kar~lt uC;-hatta dort- donemini yanslt1~ bi-c;imidir.

Ya da ulkemize daha yakm onemli bir ornek alahm. libe-ral partinin Ingiliz siyasetinde etkin bir guC;olmaktan he-nuz c;lktlgl, putkmci 1930'larda, Profesor Butterfield buyukve hakh bir ba~an toplayan The Whig Interpretation of His-tory (Tarihin Whig Yorumu) adh kitabml yazdI. Bu, birc;okbaklmdan dikkate deger bir kitaptl - en azmdan, Whig yo-rumunun yadsmmasma 130 sayfadan fazla yer aYlrdlgl hal-de (bir indeks yardlml olmakslzm gorebildigim kadanyla)tarihc;i olmayan Fox dl~mda tek bir Whig ya da Whig olma-yan Acton dl~mda tek bir tarihc;i adl vermeyi~i baknmn-dan.8 Fakat, kitabm aynntr ve kesinlikteki eksikliklerini,parlak saldmsl denkle~tirmektedir. Okurda Whig yorumu-nun kotU bir ~ey oldugu hakkmda hic;bir ~uphe blrakmaz;bu yoruma kar~l saldmlanndan biri de, "gec;mi~i ya~ananzamana atrDa incelemesi"dir. Bu noktada Profesor Butterfi-eld aC;lkve sert konu~ur:

safsatamn kaynagldlr... Bu, "tarihe aykm" sozuyle demekistenenin ozudur.9

Gec,:mi~i,boyle denebilirse tek gozu ic,:indeya~anan zama-na dikerek incelemek, tarihteki butun sapkmhklann ve

12 yrl gec;ti. Putkmclhk modasl bitti. Butterfield'in ulkesislk slk denildigi gibi, Whig geleneginde somutla~an anaya-sal ozgurlukleri savunmaSI iC;in, "boyle denebilirse tek g~-zunu ic;inde ya~anan zamana dikerek" surekli olarak gec;ml-~e deginen buyuk bir onderin yonetimi altmda sava~a gird~.1944'te yaYlmlanan The Englishman and His History (lngl-lizler ve Tarihleri) adh kuc;uk kitapta Butterfield, yalmzcatarihin Whig yorumunun tek "lngiliz" yorum olduguna ka-rar vermekle kalmaz, co~kuyla "lngilizlerin tarihleriyle ara-lanndaki bagla~ma"lanndan ve "bugunle dunun evlili-gi"nden de sozeder.lO Bu goru~ degi~tirmelere dikkati c;ek-mekle du~manca bir ele~tiri yapml~ olmuyorum. Amaclm,birinci Butterfield'i ikinci Butterfield ile yuzle~tirmek degil.Eger biri C;lklpda benim sava~tan one, sava~ srrasmda ve sa-va~ sonrasmda yazdlklanma bir goz atmak zahmetine kat-lansaydl, bunlarda en azmdan benim otekilerinde buldu-gum kadar apaC;lk c;eli~ki ve tutarslzhklar olduguna beniinandlrmakta hic;bir zorluk c;ekmeyeceginin de tamamlylafarkmdaynTI. Zaten, bakl~ aC;lsmda bazr kokten degi~iklikleryapmakslzm, son 50 yrlm dunyaYI sarsan olaylanm ya~aml~oldugunu ciddiyetle one surebilen bir tarihc;iyi klskanmamgerektigini sanmlyorum. Benim amaClm, tarihc;inin ustun-de c;ah~tIgl toplumu nasll slklslkrya yanSlttIglm gostermek-ten ibaret. Akl~m ic;inde olan, yalmzca olaylar degildir. Ta-rihc;inin kendisi de akl~m ic;indedir. Bir tarih eserini ele al-dlglm1zda, ba~sayfadaki yazann adma bakmak yeterli degil-dir Yaym ya da yaz1m tarihine de bakm - bu, kimi zam~nc;ok daha bile aC;lklaYlc1olur. Eger filozof bize aym nehlre

7 Burada Die Idea der Staatsrason'un Machiavellism adlyla yaYlmlanan bir Ingiliz-ce ~eviri5ine yazdlgl iinsiiziinde, Meinecke'nin geli~iminin parlak bir analiziniapan Dr. W Stark'a bor~Iuyum; ancak Dr. Stark, belki, Meinecke'nin ii~iinciidiinemindeki akIliistiicii iigeyi abartmaktadlr.

8 H. Butterfield, The Whig Interpretation oj History, 1931; yazar s. 67'de "i~eriktensoyutlanml~ usavurma"ya kar~l "saghkh bir tiir giivensizligi" oldugunu teslimetmektedir.

9 H. Butterfield, The Whig Interpretation oJ History, 1931, s. 11,31-32.

10 H. Butterfield, The Englishman and His History, 1944, s. 4-5.

Page 27: Tarih Nedir - E. H. Carr

iki kere giremeyecegimizi soylemekte hakhysa, aym neden-Ie, iki kitabm aym tarih<;;itarafmdan yazl1amayacagl da bel-ki e;;it ol<;;udedogrudur.

Ve, bir an i<;;in,bireysel tarih<;;iden tarihyazlmmdaki geni;;egilimler denebilecek ;;eylere bakacak olursak, tarih<;;inin neol<;;ude toplumun urunu oldugu daha da belirginle;;ir. 19.yuzyl1da Ingiliz tarih<;;ilerinin hemen hepsi tarihin akI;;mlilerleme ilkesinin bir serimlenmesi olarak kabul etmi;;ler-dir: Gnlar olduk<;;ahlZh bir ilerleme durumundaki bir top-lumun ideolojisini dile getirmektedir. Ingiliz tarih<;;ilerii<;;in,tarih istenen yoIda gidiyor gibi gorundugu surece, an-lam doluydu; ;;rmdi yanh;; bir yone dondugune gore, artrktarihin bir anlaml olduguna inanmak sapkmhk olmu;;tur.Birinci Dunya Sava;;l'ndan soma, Toynbee, tarihte dogrusalbir teori yerine -<;;oku;;halindeki bir toplumun karakteristikogretisi olan- dongusel bir teoriyi koymak i<;;inumutsuzcabir giri;;imde bulundu.11 Toynbee'nin ba;;arlSlzhgl uzerine,Britanyah tarih<;;ilerin buyuk bir bolumu ellerindeki kartla-nm atrp, tarihte genel hir model bulunmadlgml soylemekdurumunda kalml;;lardlr. Ranke'nin ozdeyi~i ge<;;enyUzyJ!-da ne kadar geni;; bir yaygmhk kazannll;;sa, Fisher'in buanlama gelen bayagl bir sozu de 0 kadar yaygmhk kazan-ml~LJr.12Eger birisi bana son 30 Yllm Britanyah tarih<;;ileri-nin ugradlgl gonul degi;;ikliginin kendi yogun tefekkurleri-nin ve hucrelerinde sabaha dek <;;ah;;malanmn sonucu 01-dugunu soylerse, buna kar;;l <;;lkmaYIgerekli bulmam. Fa-kat ben bu bireysel du;;unu;;u ve sabahlara dek <;;ah;;maYItoplumsal bir olgu, 1914'ten bu yana toplumumuzun goru-

numunun niteligindeki temelli bir degi;;imin urunu ve an-latlml saymaya devam ederim. Bir toplumun niteliginin, netur tarih yazdlgl ya da yazmadlgmdan daha guvenilir birgostergesi yoktur. Hollandah tarih<;;iGeyl, Napoleon For andAgainst (Napoleon Lehinde ve Aleyhinde) adlyla Ingilizce-ye <;;evrilenbUyUleyici incelemesinde, 19. yuzYJI Franslz ta-rih<;;ilerinin birbirleri ardmdan Napoleon hakkmdaki yargl-lanmn yuzYll boyunca FranSlZ siyaset hayatl du;;uncesinindegi;;en ve <;;atl;;ankahplanm nasIl yanSlttlgml gostermekte-dir. Tarih<;;ilerindu;;unceleri de oteki insanlannkiler gibi za-man ve yer ortamlyla kahplanml;;tlr. Bu ger<;;egitamamlylateslim eden Acton', bundan tarihin kendi i<;;indebir slynlmayolu araml;;tu:

Tarih, bizi yalmz ba~ka zamanlann uygunsuz etkisindendegil, kendi zamammlzm uygunsuz etkisinden, c;evrenintiranhgmdan ve soluk aldlglmlz havamn basmcmdan dakurtaran ~ey olmahdlrB

II Roma Imparatorlugu'nun batI~mda, Marcus Aurelius, "~imdi biitun olanlannge<;mi~te de oldugunu, gelecekte de olacagml" du~unerek kendini avuttu(Kendime DU~iinceler, To Himself, 10, s. 27); pek iyi bilindigi gibi Toynbee budU~iinceyi Spengler'in Batmm C;;6kii~ii'ndenalml~tIr.

12 Avrupa Ta,-ihi'ne (History of Europe) 4 Arahk 1934 tarihli 6ns6z.

Bu belki tarihin rolunun degerlendirilmesinde a;;m biriyimserlik gibi gelebilir. Fakat, ben, kendi durumunun en<;;okbilincinde olan tarih<;;inin onun ustesinden gelmeye vekendi toplumu ve gorunumuyle oteki donemlerin ve otekiulkelerin toplumlannmkiler arasmdaki farklann oz niteligi-ni degerlendirmeye, kendisinin toplumsal bir olgu degil,bir birey oldugunu yuksek sesle one suren tarih<;;iden dahayetenekli oldugunu du;;unmek egilimindeyim. byle anla;;l-hyor ki, insamn toplumun ve tarihi konumunun us tune <;;1-kabilmesi kendinin ona kan;;ml;;hgmm derecesini gorebil-me duyarhglyla ko;;ullanml;;tlr.

11k konferanslmda ;;oyle soylemi;;tim: Tarihten once ta-rih<;;iyiinceleyiniz. Simdi buna ;;unu ekliyorum: Tarih<;;iyi

Page 28: Tarih Nedir - E. H. Carr

incelemeden once de, onun tarihI ve toplumsal e;;evresiniinceleyiniz. Tarihe;;i,bir birey olarak aym zamanda hem ta-rihin hem de toplumun bir urunudur; tarih ogrencisi i~teonu bu ikili l~lk altmda gormeyi ogrenmelidir.

~imdi tarihe;;iyibir yana blrakahm ve aym sorunun l~lgm-da denklemimin oteki tarafml -tarihin olgulanm- ince1eye-limo Tarihe;;inin ara~tlrma konusu bireylerin davram;;lan ml-dlr yoksa toplumsal gue;;lerin i~leyi~i mi? Burada e;;oki~len-mi~ bir alana gee;;iyorum. Sir Isaiah Berlin birkae;;yI1once ya-Ylmlanan Tarihi Ka<:mtlmazllh (Historical Inevitability) admlverdigi parlak ve unlu denemesine -ki bu denemenin ana te-zine ileriki konferanslanmda tekrar donecegim- Mr. T.S. Eli-oCun eserlerinden bir sozle ba~lar: "Engin ki;;ilikdl;;l gue;;-ler"; bUtun deneme boyunca da, tarihte kesin etlnen olarak"engin ki;;ilikdl;;l gCl<;;ler"einananlarla alay eder. Tarihin Kb-tu Kral John* teorisi diyecegim ~eyin -tarihte 6nemli olanmbireylerin ki~ilik ve davram~lan oldugu goru;;unun- uzunbir gee;;mi~ivardlr. Tarihte yaratlCl gucun bireysel dehalar 01-dugunu kamtlama istegi tarih biliminin ilkel duzeylerine 6z-gudur. Eski Yunanhlar ge<;;mi~tekiba;;anlanm sozde onlar-dan sorumlu olan ad-buaklCl kahramanlann adlanyla an-mak, destanlanm Homeros denilen bir ozana, yasa ve ku-rumlanm Lykurgos ya da Solon'a yakI~tlrmak egilimindey-diler. Aym egilim Ronesans'da yeniden belirir; nitekim bi-yografici-ahlake;;l Plutarkhos bu donem klasikleri canlandm-hrken Antik donem tarih<;;ilerinden e;;okdaha unlu ve etkilibir ki~i olmu~tur. Ozellikle bu ulkede Clngiltere'de) hepimizbu teoriyi anne1erimizin dizlerinin dibinde ogrendik; bugunbunda e;;ocukca, hie;;degilse e;;ocuksu bir ~ey oldugunu gbre-biliyoruz. Bunun toplumun daha basit oldugu, kamu i~leri-

(*) lngiltere'de, "Arslan Yurekli Richard"m karde~i olan John, iizellikle folklor(Robin Hood) veya Walter Scott'un romanlanndan edinilen bilin,ten dolaYI"kiitu" bir kral olarak bilinir. .

nin, belli bir avue;;bireyce yurutuldugu gunlerde bir pare;;aakla yakm tarafl vardu. ZamammlZln karma~lk toplumunay-sa, bu teori kesinlikle uymaz; ve 19. yuzYllda yeni sosyolojibiliminin dogu~u da, i~te bu artan karma~lkhga bir cevaptl.Ge1ge1e1im, eski gelenek zor yokoluyor. Bu yuzytlm ba;;la-nnda "Tarih buyuk adamlann biyografisidir" sozu hala ge-<;;erlibir ozdeyi~ti. Daha 10 yl1 once ileri ge1en bir Amerikahtarihe;;i,belki de pek ciddi olmayarak, meslekda~lanm "tari-hi ki~ileri toplumsal ve ekonomik gue;;lerin kuklalan" saya-rak "topluca katletmekle" su<;;laml~tlr.14Bu teoriye du;;kunolanlar, gunumuzde bu y6nlerini bir e;;e~itutanmayla sakI a-mak egiliminde1er; fakat biraz aradlktan soma bu teorinin<;;okiyi bir anlatlmml Miss Wedgwood'un kitaplanndan biri-nin giri;; bolumunde buldum.

Insanlarm birey olarak davram~lan benim i<;;ingruplar yada smlf1ar olarak davram~lanndan daha ilgin<;;tir. Tarihba~ka bir egilim kadar bu egilimle de yazllabilir; bu egilimotekilerden ne daha fazla ne daha az yanh~ yonlendirici-dir. .. Bu kitap ... bu insanlann i<;;lerindeneler duyup kendidu~uncelerine gore neden oyle hareket ettiklerini anlamayolunda bir giri~imdir.15

Bu sozler gayet kesin; Miss Wedgwood da tutulan bir yazarolduguna gore, eminim ki, pek e;;okkimse onun gibi du~un-mektedir. Ornegin, Dr. Rowse bize Elizabeth sisteminin 1.Ja-mes'in onu anlayamamasmdan oturu ylklldlgml, 17. yUzyl1Ingiliz Devrimi'nin Stuart krallanmn ilk ikisinin aptalhgm-dan ileri ge1en "rastlantlsal" bir olay oldugunu soyler.16 Dr.

14 American Historical Review, cilt 56, No.1, Ocak 1951, s. 270.

15 c.v. Wedgwood, The King's Peace, 1955, s. 17.

16 A.L. Rowse, The England of Elisabeth, 1950, s. 261-62, 3S2. Daha iinceki birdenemesinde, Mrs. Rowse'un "Bourbonlann IS70'ten soma Fransa'da monar-~iyi yeniden kuramaYI~lannm nedeninin yalmzca Henry'nin ku,uk bir beyaz

Page 29: Tarih Nedir - E. H. Carr

Rowse'dan daha katl bir tarihc;i olan Sir James Neale bile, ba-zen Tudor monar~isinin neyi temsil ettigini aC;lklamaktanc;ok, Kralic;e Elizabeth'e alan hayranhgml anlatmaya hevesligbrunmektedir; biraz bnce aktarma yapnglm denemede SirIsaiah Berlin, tarihc;ilerin Cengiz Han ve Hitler'i kbtu ki~ilerolarak ilan etmemelerinden muthi~ tedirgindir. Kbtu KralJohn ve iyi Kralic;e Bess teorisi daha yeni zamanlara gelindik-c;e bzellikle gec;er akc;e olmaktadu. Komunizme "KarlMarx'm beyin urunu" demek (bu inciyi borsaCllann bir sir-kulerinden aldlm), onun kbkenini ve niteligini analiz etmek-ten, Bol~evik Devrimi'ni II. Nikola'nm aptalhgma ya da Al-man alnmna yormak, derin toplumsal nedenlerini ara~nr-maktan, bu yUzyllm iki dunya sava~ml II. Wilhelm' in ve Hit-ler'in bireysel kusurlanmn sonucu diye gbrmek uluslararaslili~kiler sisteminde yerle~ik birtakIm bozukluklann sonucudiye gbrmekten daha kolaydlr.

Oyleyse, Miss Wedgwood'un sbzu iki bnermeyi birle~tir-mektedir. Birincisi, insanlann birey olarak davram~lan,grup ya cia sllllflann uyeleri olarak davram~lanndan ayndlrve tarihc;i 11 i 11 blllllardan biri yerine bteki ustunde daha fazladurmaYl SC\Il11'~llldebir uygunsuzluk yoktur. lkincisi, in-sanlann bire) l>larak davram~lanm incelemek, onlarm ey-lemlerinin bilinc;li durtulerini incelemekten ibarettir.

Yukanda sbylediklerimden soma, birinci noktaYl i~leme-ye gerek duymuyorum. Sorun, insam birey olarak ele alangbru~un onu bir grubun uyesi olarak ele alan gbru~ten da-ha az ya da c;ok yamltlCl olu~u degildir; yamltlcl olan, ikisiarasmda bir aynm yapmaya kalkl~maktlr. Birey, tamml ge-regi bir toplumun, belki de -adma grup, slmf, kabile, ulusya da ne isterseniz deyin- birden c;ok toplumun uyesidir. 11k

bayraga du~kunlugu oldugunu du~unen tarih~ileri" aYlpladlgma i~aret etmekyerinde olur. (The End oj an Epoch, 1949, s. 257); ama, boyle ki~isel a~lklama-Ian belki de Ingiliz tarihi i~in sakhyordur.

biyologlar kafeslerde, akvaryumlarda ve vitrinlerdeki ku~,vah~i hayvan ve bahk tttrlerini smlflamakla yetinmi~, ya~a-yan canh yaranklan kendi ortamlanyla ili~kileri ic;inde in-celemeye c;ah~maml~lardl. Belki toplum bilimleri bugun builkel duzeydenhenuz tamamlyla C;lkmaml~lardu. BazI1an,bireyin bilimi olarak psikolojiyle, toplumun bilimi olaraksosyolojiyi aymrlar. Butun toplumsal sorunlan bireysel in-san davram~lanmn analizine indirgeyen gbru~e "psikolo-jizm" adl verilmi~tir. Fakat, bireyin ic;inde ya~adlgl toplum-sal ortaml incelemeyi bir yana blrakacak bir ruhbilimci pekileri gidemeyecektir.17 lnsam bir birey olarak ele alan biyog-rafi ile insam bir butunun parc;asl olarak ele alan tarih ara-smda aynm yapmak ve iyi biyografi kbtu tarih olur, demekc;ok c;ekicidir. Acton bir keresinde ~byle demi~tir: "lnsanmtarih gbru~unde hic;bir ~ey, bireysel ki~ilerin esinledigi ilgi-den daha buyuk yanh~hk ve hakslzhga yol ac;amaz."18Fakatbu aynm da gerc;ege uygun degildir. G .M. Young'un Victo-rian England (Victoria C:=agllngilteresi) kitabmm ba~makoydugu "U~aklar insanlar hakkmda konu~ur, kibarlar ~ey-ler hakkmda tartl~lr" ~eklindeki Victoria c;agl bzdeyi~ininarkasma da slgmmak istemem.19 Bazl biyografiler tarihe

17 Yine de ~agda~ ruhbilimciler bu yanh~tan oturu mahkum edilmi~lerdir: "Birgrup olarak psikologlar bireyi toplumsal bir sistem i(inde i~ goren bir birim ola-rak ele almaktan ~ok, ortaya ~lktlktan soma toplumsal sistemlere ~eki! vereceksomut bir insan olarak ele alml~lardlr. Boylece kategorilerinin oze! bir anlamdasoyut oldugunu hesaba katmaml~lardlr." Profesor Talcott Parsons'un (Max We-ber'in The Theory oj Social and Economic Organization, 1947, s. 27) kitabmayazdlgl onsozde. A~aglda (son bolumde) Freud'!a ilgili sozlere de baklmz.

18 Home and Foreign Review, Ocak 1863, s. 219.

19 Bu fikir, Herbert Spencer'in The Study oj Sociology kitabmm ikinci bolumunde,onun en aglrba~h uslubuyla i~lenmi~tir: "Eger birinin zihinsel ~apml kabaca tah-min etmek isterseniz, bunu en iyi konu~masmdaki genellemelerin ki~iliklere ora-mm gozlemekle yapabilirsiniz. Bireyler hakklndaki basit ger~eklerin yerini, insan-lann ve ~eylerin ~ok sa)'lda deneyiminden ~lkartllml~ ger~ekler ne kadar alml;<tlr?Boyle pek ~ok o\yme yapmca, goriirsunuz ki, insan i~leri ustune biyografik birgorii~un ustune ~lkabilenler, ~uraya buraya dagIiml~ birka~ ki~iden ibarettir."

Page 30: Tarih Nedir - E. H. Carr

ciddI katkilardlr: Benim kendi alammda Isaac Deutscher'inStalin ve Tro<;kibiyografileri bunun parlak ornekleridir. Ba-zllan ise tarihI romanlar gibi edebiyata aittirler. ProfesorTrevor-Roper ~oyle demektedir: "Lytton Strachey i<;in tarihIsorunlar her zaman ve yalmzca bireysel davram~ ve bireyseltuhafhk sorunlandlr ... Siyaset ve toplum sorunlan anlamm-da tariM sorunlan cevaplamaya haWl sormaya ise hi<;bir za-man kalkl~maml~tlr. "20

Hi<;kimse tarih yazmak ya da okumak zorunda degildirve ge<;mi~ hakkmda tarih olmayan mukemmel kitaplar dayazI1abilir. Fakat samnm, gorenek, bize "tarih" kelimesinitoplum i<;indeki insamn ge<;mi~ini ara~tlrma surecine aYlr-mak hakkml vermi~tir.

Ikinci nokta, yani, tarihin bireylerin "kendi du~unceleri-ne gore" neden "oyle hareket ettiklerini" ara~tlrmaya ili~kinoldugu, ilk bakl~ta <;ok garip gozukmektedir; Miss Wedg-wood da, oteki akh ba~mda ki~iler gibi, kendi ogutledigi~eyleri herhalde uygulamamaktadlr. Eger uygulaml~sa <;okgarip bir tarih yaZlyor olmah. Bugun herkes bilir ki, insan-lar her zaman, hatta belki de genel olarak, tamamlyla bilin-cinde olduklan ya da a<;lk<;asoylemeyi isteyecekleri durtu-lerle hareket etmezler; tarih<;inin bilin<;siz ve a<;lklanmayandurtDlerin varhgml du~unmekten vazge<;mesi, <;ah~masmabilerek tek gozu kapah ba~lamasl demektir. Ne var ki, baZl-lanna gore tarih<;inin yapmasl gereken budur. Sorun ~udur:Kral John'un kotDlugunun a<;gozlulugunden ya da aptalh-gmdan yahut tiran olma tutkusundan ileri geldigini soyle-mekle yetindiginiz surece, anaokulu duzeyinde bile anla~l-labilir olan bireysel nitelik terimleriyle konu~uyorsunuz de-mektir. Ama bir kez, Kral John'un feodal baronlann gucu-nun yukselmesine kar~l yerle~ik <;lkarlann bilin<;siz aleti 01-

dugunu soylemeye ba~larsamz, yalmzca KralJohn'un kotu- .lugu hakkmda daha karma~lk ve fazla incelmi~ bir goru~a<;ISIgetirmekle kalmaz, tarihI olaylann bireylerin bilin<;lieylemleriyle degil, onlann bilin<;siz isteklerini yoneten dl~kaynakh ve tDmerkli kuvvetlerce belirlendigini ileri surmu~olursunuz. Elbet bu sa<;madlr. Kendi paylma ben, Takdir-iHahI, Dunya Ruhu, Tecelli Etmi~ Kader, ba~harfi buyuk Tile Tarih ya da bazen olaylann akl~ml yonelttigi samlan ote-ki soyutlamalardan herhangi birine inanmlyorum; veMarx'm ~u sozunu kaYltslz ~artslz kabul ediyorum:

Tarih hi<;bir :?eyyapmaz, buyok servetleri yoktur ve sava;;-larda dogu:?mez. Her :?eyiyapan, sahip olan ve dogu;;en in-sandlr, sahici canh insan.21

Bu konuda benim belirtmek istedigim iki noktanm her-hangi bir soyut tarih goru~uyle ilgisi yoktur ve salt dene-yimsel gozlemlere dayanmaktadlr.

Birincisi, tarihin geni~ ol<;ude bir saYI sorunu oldugudur."Tarihin bUyDk adamlann biyografisi" oldugu yolundaki ta-lihsiz iddiadan Carlyle sorumludur. Fakat onun en guzel ya-zI1ml~ve en buyDk tarihI eserinde dediklerine kulak veriniz:

A<;hk ve <;lplakhk ve 25 milyonun yuregini ezen kil.busbasklSl: Franslz Devrimi'nde birincil surukleyiciler, felsefe-ci avukatlann, zengin dukkil.n sahiplerinin, yerel soylula-nn yaralanan gururlan ya da r,;eli:?enfelsefeleri degil, bun-lar olmu;;tur; butUn ulkelerdeki benzer butun devrimlerdede boyle olacaknr.22

Ya da Lenin'in soyledigi gibi: "Siyaset kitlelerin bulundu-gu yerde ba~lar; ciddI siyasetin ba~ladlgl yer, binlerin degil

21 Marx-Engels, Gesamtausgabe, I, 3, s. 625.

22 History of the French Revolution, III, 3, hI. 1.

Page 31: Tarih Nedir - E. H. Carr

milyonlann oldugu yerdir."23 Carlyle'm ve Lenin'in milyon-lan, milyonlarca bireydir: Bununsa ki~ilikdl~l olmayla ilgisiyoktur. Bu sorun ustundeki tartl~malar, bazen adl belli 01-mamayla ki~ilikdl~l olmaYI birbirine kan~tmr. Onlann ad-lanm bilmedigimiz ic;:inhalk halk olmaktan, birey de bireyolmaktan C;:lkmaz.Mr. Eliofun "engin, ki~ilikdl~l guc;:ler"i,daha cesur ve daha aC;:lksbzlu bir tutucu olan Clarendon'un"adl bile olmayan pis adamlar" dedigi bireylerdir.24 Bu adslzmilyonlar oldukc;:a bilinc;:siz bir bic;:imde, birlikte eylemdebulunan ve toplumsal bir guc;:olu~turan bireylerdir. Tarihc;:i-nin, olagan ko~ul1arda, tek bir ho~nutsuz koyluyu ya daho~nutsuz bir koyu ele aIm as1 gerekmez. Fakat, binlercekoydeki milyonlarca ho~nutsuz koylu hic;:birtarihc;:inin yad-slyamayacagl bir etmendir. ]ones'u evlenmekten cayduannedenler, aym nedenler ]ones'un ku~agmdaki binlerce ba~-ka bireyi de evlenmekten ahkoyamadlkc;:a ve bu, evlenmeoranmda onemli bir du~u~ olu~turmadlkc;:a, tarihc;:iyi ilgi-lendirmez: Ama boyle olursa, soz konusu nedenler tarihYbaklmdan pekala anlamh olabilirler. Hareketlerin azmhk-larca ba~latlldlgl yol,ndaki beylik sozden rahatslz olmaml-za da gerek yoktur. Biitun etkili hareketlerin c;:okaz sayrdaonderi ve kalabahk bir izleyici kitlesi vardrr; fakat bu, kala-bahklann onlann ba~ansmda ko~ul olmadlgl anlamma gel-mez. Tarihte onemli olan saYllardrr.

lkinci gozlemimin daha da c;:oktamklan vardlr. Pek c;:okfarkh du~unce okulundan yazarlar, birey olarak insan dav-ram~lannm, c;:ogucaslonlan yapanlann hatta ba~ka herhan-gi birinin niyetli ya da istekli olmamr~ oldugu sonuc;:lan bu-lundugunu belirtmekte birle~mi~lerdir. Hlristiyanlar c;:ogu-

23 Lenin, Selected Works, 7, s. 295.

24 Bay Hobbes'un Leviathan adh kitabmdaki, Kilise ve Devlet a~lSlndan tehlikelive zararh hatalann klsaca gozden ge~irilmesi ve incelenmesi (1676 baslmh In-gilizce ash), s. 320.

casl bilinc;:li olarak kendi bencil C;:lkarlanic;:inhareket edenbireylerin, bilinc;:dl~lolarak Tann'nm isteklerinin araClSl 01-duklarma inamrlar. Mandeville'in "ki~i kusurlan-kamu ya-rarlan" bu bulu~un ilk ve bile bile paradoksal bir anlatlmlY-dl. Adam Smith'in gizli eli ve Hegel'in, bireyler kendi ki~iselisteklerini yerine getirmekte olduklanna inamrlarken, onla-n kendi ugruna c;:ah~tlranve kendi maksatlanna hizmet et-tiren "aklm kurnazhgl", amlmaya degmeyecek kadar bili-nen ~eylerdir. Ekonomi Politigin Ele~tirisi kitabmm onso-zunde Marx ~oyle der, "uretim arac;:lannm toplumsal ureti-minde insanlar, isteklerinden baglmslz olarak belirli zorun-lu ili~kiler ie;:ine girerler." Tolstoy 5ava~ ve Ban~'ta AdamSmith'i ~oyle yankllar: "lnsan biline;:liolarak kendisi ie;:inya-~ar; fakat insanhgm tarihi ve evrensel amae;:lanna eri~ilme-sinde biline;:dl~l bir arae;:tu."25Burada, ~imdiden yeterinceuzun olan bu antolojiyi toparlamak ie;:inProfesor Butterfi-eld'in sozlerini aktaraYlm: "TarihY olaylann dogasmda tari-hin akr~rm hie;:birinsanm du~unmedigi yonlere saptlran bir~ey vardrr". 26Yalmzca tek tek kue;:uk yerel sava~larla gee;:enyuzYlldan sonra, 1914'ten beri iki buyuk dunya sava~l 01-mu~tur. Bu olgunun akla uygun bir ae;:rklamasl olarak, 20.yuzyrlm birinci yansmda, 19. yuzyrhn son uC;:e;:eyregindeoldugundan daha e;:okki~inin sava~ istedigi ya da daha azki~inin ban~ istedigi ileri surulemez. Herhangi bir bireyin1930'lann buyuk iktisadi buhramm istemi~ ya da arzulaml~olduguna inanmak gue;:tur. Ama, bu, hie;:~uphesiz her biribiline;:li olarak tamamryla farkh birtaklm amae;:lar pe~indeolan bireylerin davram~lanyla ortaya e;:lkml~trr.Bireyin ni-yetleriyle davram~lanmn sonue;:lan arasmda bir aynhk 01-dugunun te~hisi, her zaman, geriye bakan tarihe;:iyi bekle-

25 L. Tolstoy, Sava~ ve Ban~, 9, bl. l.

26 H. Butterfield, The Englishman and His History, 1944, s. 103.

Page 32: Tarih Nedir - E. H. Carr

mek zorunda degildir. 1917 Mart'mda Hemy Cabot Logge,Woodrow Wilson hakkmda ~byle yazml~tl, "Sava~a girmekistemiyor, fakat samnm olaylar tarafmdan suruklenecek."27Tarihin, "insan niyetleriyle ac,,:lklanmasl"28ya da ki~ilerinkendi durtuleri hakkmda kendilerinin sbyledi kleri ya da"bireylerin kendilerine gbre neden byle davranmls, olclukla-n" temeline dayanarak yaZllabilecegini ileri surmek, ortadaapa<;;lkduran ger<;;egekar~l c,,:lkmaktlr.Tarihin olgulan, ger-<;;ektende insanlar hakkmda olgulardlr; ama bireylcrce, ya-htlamm~ olarak yapl1ml~ davram~lar ya da bireylcrin gcr<;;ekyahut hayall olarak kenclilerini byle hareket ettircligini san-dlklan durtuler hakkmda olgular clegildir. Bunlar, hir top-lum ic,,:indebireylerin birbirleriyle olan ili~kileri vc hi reyle-rin kendi istedikleri sonu<;;larclan c,,:ogukez dcgis.ik, hazende bunlara tam kar~lt sonu<;;lan olan birey davrallls.bnnclanolu~an toplumsal guc,,:lerhakkll1daki olgulardlr.

Gec,,:enkonferanslmda sbzunu ettigim Collingwoodcu ta-rih gbru~unlln ciddt yamlgllanndan biri, tarihc,,:inin aras.lir-maSl istenilen bir hareketin arkasll1daki du~unceJlin 0 hare-keti yap an bireyin dU~lll1Cesioldugu samslydl. Bu, yan"s. birvarsayllndlr. Tarihc,,:ininaras.tmnasl istenilen, harckctin arka-sll1da yatan s.eydir ve bu, hareketi yapan bireyin bilill~:li clu-~uncesinden ya da clurtusunden tamamlyla ilgisiz olabilir.

Burada bas.kalduan ya da kars.l c,,:lkamn tarihleki roluhakkmda bir ~eyler sbylemeliyim. Topluma bas.kaldmm bi-reyin yaygm portresini bne surmek, toplum ile birey ara-smdaki yanhs. kar~lthgl yeniden sunmak olur. Hi<;;birtop-lum tamamryla homojen degildir. Her toplum bir toplum-sal anla~mazhklar meydamdlr, varolan otoriteye kar~l yeralanlar, otoriteyi tutanlar kadar 0 toplumun urunleri ve

27 B.W Tuchman'm The Zimmerman Telegram'mdaki almtJ. New York, 1958, s. 180.

28 Bu sozler, insan niyetleri a<;lsmdan tarih yazmamn sahk veriliyor gibi goriin-diigu. Isaiah Berlin'in Historical Inevitability adh eserindedir, 1954, s. 7.

yanslmalandu. II. Richard ve Buyuk Katerina, 14. yuzY1IIngilteresi'nde ve 18. yuzY1I Rusyasl'nda guc,,:lutoplumsalkuvvetleri temsil etmi~lerdir: Ama, Wat Tyler ve buyuk serfisyanlannm bnderi Pugac,,:evde byle idiler. Gerek hukum-darlar gerekse ba~kalduanlar, e~it blc,,:udekendi dbnemleri-nin ve ulkelerinin bzgul ko~ullanmn urunudurler. WatTyler ve Pugac,,:ev'itopluma ba~kaldlran bireyler olarak ta-mmlamak yamltlcl bir basitles.tirmedir. Eger butunuylebbyle olsalardl, tarihc,,:inin onlardan hic,,:birzaman haberi 01-mazdl. Tarihteki rollerini, bu kimseler izleyici kitlelerineborc,,:ludurlar ve toplumsal bir olgu olarak anlam ta~ular yada hic,,:biranlam tas.lmazlar. Ya da daha incelmi~ bir anlam-da, gbze c,,:arplClbir ba~kaldmCl ve bireyciyi alahm. Gunu-nlln toplumuna ve ulkesine Nietzsche kadar ~iddet1e vekbklu tepki gbsteren pek az ins an vardu. Ama yine de Ni-etzsche Avrupa, bzellikle Alman toplumunun dogrudan birurunuydu - <:;in'de ya da Peru'da olu~amayacak bir olguy-duo Nietzsche'nin blumunden bir ku~ak soma, bu bireyinanlatlm kazandlrdlgl Avrupah ve bzellikle Alman toplum-sal guc,,:lerinin ne kadar kuvvetli oldugu, onun c,,:agdas.lan-nm gbrdugunden daha buyuk bir ac,,:lkhklaortaya c,,:lktl:Ni-etzsche kendi ku~agl ic,,:inoldugundan c,,:ok,somaSl ic,,:inda-ha anlamh bir ki~i oldu.

Ba~kaldlranm tarihteki roluyle bUyUk adamlannki arasm-da baZl benzer yanlar vardlr. lyi Kralic,,:eBess okulunun bzelbir brnegi olan, tarihin buyuk adam teorisinin, -arada slradasevimsiz yuzunu gbstermekle birlikte- son Ylllarda artlkmodasl gec,,:mi~tir.lkinci Dunya Sava~l'ndan soma yaYlmlan-maya ba~layan populer bir tarih kitaplan dizisinin duzenle-yicisi, yazarlanm "bnemli tarih konulanna bUyUk adamla-nn biyografileri yoluyla girmeye" c,,:aguml~tl.A.j.P. Taylor daku<;;ukdenemelerinden birinde bize, "c,,:agda~Avrupa'nm ta-rihi uc,,:tiran a<;;lsmdan yazI1abilir: Napoleon, Bismarck ve

61

Page 33: Tarih Nedir - E. H. Carr

Lenin"29 demi;;tir, ne var ki onun daha ciddi yazllanndaboyle kaba bir giri;;ime atllmadlgml goruyoruz. Tarihte bu-yttk adamm rolu nedir? Buyttk adam bir bireydir ve yttksel-mi;; bir birey olarak da, yuksek degerde bir toplumsal olgu-duro Gibbon ;;u g6zlemde bulunmu;;tu: "Zamamn ustun ki-;;iliklere uygun olmasl gerektigi, apaC;lkbir gerc;;ektir; Crom-well ya da Retz'in dehasl, bugun belki de karanhkta yitip gi-derdi. "30 Marx, Louis Bonaparte'm Onsekiz Brumaire'indekar;;lt bir olguyu ortaya koymu;;tur: "Fransa'da slmf sava;;l,kaba bir adiligin kahraman klhgmda c;ahmla dola;;masmlsaglayan ko;;ullan ve ili;;kileri olu;;turmu;;tur." Bismarck 18.yuzyl1da dogmu;; olsaydl -bu elbette sac;;mabir varsaYlludlr,C;llnku 0 zaman Bismarck olamazdl- Almanya'yl birle;;tire-l11eyecek ve belki de buyuk bir adam da olamayacaktl. Fa-kat Tolstoy'un yaptIgl gibi buyttk adamlan "olaylara ad ve-ren etiketlerden" ba;;ka bir ;;ey degilmi;; gibi balIrl11aya dagerek yoktur. Elbette bazen buyuk adamlar kultunlln k6tusonuc;lan olabilir. Nietzsche'nin ustun-insam itici bir tiptir.Hitler 6rnegini ya da Sovyetler Birligi'ndeki "ki;;ilik kultu-nun" aCIkh sonuc;;lanm hatlrlatmam gerekmez. Fakat benimamaCllU, buyuk adamlann buyttklugunu s6ndurmck degil-dir: "Buyuk adamlann hemen hepsi k6tu adal11larchr" tezi-nin altml imzalamayl da istemem. Engellemeyi umdugumg6ru;;, buyuk adamlan tarihin dl;;ma koyan ve onlan bu-yukluklerinden 6turu tarihe kendilerini kabul ettirm, tari-hin "gerc;;ek surekliligini kesmek uzere bilinmezliklcrdenmucizeli bir bic;imde, kutudaki yayh palyac;;ogibi C;;llmcren"ki;;iler olarak g6ren anlaYl;;tlr.31Bilmiyorum, bugun bile He-gel'in klasik tammlamasmdan daha iyisini yapabilir miyiz:

<;:agmbUyUk adamI, <;:agmmistemini dile getirebilen, <;:agl-na isteminin ne oldugunu soyleyebilen ve bu istemi yerinegetirebilen ki!?idir. Onun yapngl, <;:agmmyuregi ve 6zudur;o <;:agmlger<;:ekkIlar.32

Dr. Leavis de, buyttk yazarlar "yaramklan insan bilinc;li1i-giyle orantlh olarak anlamhdlrlar"33 dedigi zaman, bunabenzer bir ;;ey s6ylemek ister. Buyuk adam her zaman ya va-rolan guc;;leriya da varolan otoriteye kar;;l C;;lkarakyaratllma-sma yardlm ettigi guc;leri temsil eder. Fakat belki, Cromwellya da Lenin gibi kendilerini buyukluge g6turen guc;;lerin ;;e-killenmesine yardlm edenlere, Napoleon ya da Bismarck gibizaten varolan guc;;lerin slrtmda buyukle;;mi;;lerden dahayuksek bir yaratlClhk derecesi yakl;;tmlabilir. Kendi zal11an-lannm c;;okilerisinde olduklan ic;in, buyuklukleri ancak da-ha sonraki ku;;aklarca degerlendirilmi;; olan buyuk adamlanda unutmamahdlr. Bence en 6nel11lisi, dunyanm ;;eklini veinsanlann du;;uncelerini degi;;tiren toplumsal guc;lerin aymzamanda hem temsilcisi hem yaratlClSl olan buyuk adamI,tarihi surecin aym zamanda hem bir urunu hem de bir et-meni olan sivrilmi;; bir birey diye g6rmektir.

B6ylece tarih kelimesi her iki anlammda da -tarihc;;ininyaptIgl ara;;tlrma ve tarihc;;inin gec;;mi;;teara;;tlrdlgl olgularanlammda- bireylerin toplumsal varhklar olarak ic;ine gir-dikleri toplumsal bir sCtrec;;tir;toplum ile hirey arasmdakihayali kar;;lthksa, du;;uncemizi ;;a;;lrtmak ic;;inyolumuzunkar;;lsma C;;lkartllml;;konuyu dagltlCI bir 6geden ba;;ka bir;;ey degildir. Benim, bugunle gec;mi;; arasmdaki diyalog de-digim, tarihc;;iyle olgulan arasmda kar;;lhkh etkile;;im sure-ci, soyut ve yahtl1ml;; bireyler arasmda bir diyalog degil,bugunun toplumu ile dunun toplumu arasmda bir diyalog-

29 A.].P. Taylor, From Napoleon to Stalin, 1950, 5.74.

30 Gibbon, Decline and Fall oj Roman Empire, bl. 19.

31 VG. Child, History, 1947, 5.43.

32 Philosophy oJRight, Ingilizce <;ev.,1942, 5.295.

33 FR. Leavis, The Great Tradition, 1948, 5.2.

Page 34: Tarih Nedir - E. H. Carr

duro Burckhardt'm deyi~iyle, tarih "hir d(llH'llIill (l!ll'mlndekayda deger hulduklanmn yazlml"dn.34 (;q'llli.>, hizim ie;:inhugumln l~lgmda anla~llabilir ve bUgllllil IillllllYIc ancakgee;:mi~inl~lgmda anlayabiliriz. Insanm gq:llli~; (Oplllll1Uan-lamaslm ve bugunun toplumuna daha c;:ok {'g('IIl<'11 Olll1aSI-m saglamak tarihin e;:iftei~levidir.

Ben kue;:ukken, bahk gibi gbrunu~une kar~m, balinanm ba-hk olmadlgml bgrenince, ~a~lp kaltm~tlm. Bugunlerde, buslmflama sorunlan beni daha az heyecanlandmyor ve bana,tarih bir bilim degildir denmesi camml fazla slkmlyor. Buterim sorunu Ingilizce'nin ken dine bZgll bir acayipligidir.Ba~ka butUn Avrupa dillerinde "bilim" kelimesinin kar~lltk-lan, tarihi hie;:duraksamadan kapsar. Fakat Ingilizce konu-~ulan dunyada, bu sorunun uzun bir gee;:mi~ivardlr ve bu-nun ortaya C;:lkardlglmeseleler, tarihte ybntem sorunlannauygun bir giri~ olur.

18. yUzYllm sonunda, bilim insamn hem dunya hakkm-daki bilgisine, hem de kendi fiziksel bzelliklerinin bilgisinebyle gbrkemli bir katkIda bulununca, bilimin, insanm top-lum hakkmdaki bilgisini de ilerletip ilerletemeyecegi sorul-maya ba$lanml~tlr. Aralannda Tarih'in de bulundugu top-Iumsal bilimler kavraml, 19. yuzyll boyunca derece derecegeli$ti ve bilimin doga dtmyasml inceledigi ybntem, insansorunlannm incelenmesine de uygulandl. Bu dbnemin bi-rinci bblumunde Newtoncu gelenek egemendi. Toplum,

65

Page 35: Tarih Nedir - E. H. Carr

tlpb doga dunyasl gibi, bir mekanizma olarak du~unul-mekteydi; Herbert Spencer'in 1851'de yaYlmlanan bir kita-bmm Toplumsal Statih ba~hgml ta~ldlgl hala hatlrJanmakta-dlr. Bu gelenek i<,;indeyeti~en Bertrand Russell, daha sonra-lan, zamanla "makinelerin matematigi kadar pekin bir in-san davram~lan matematigi"nin 1 olabilecegini umclugu db-nemi hatulamaktadlr. Soma, Darwin ba~ka hir bilimseldevrim yaptl ve toplumbilimcileri biyolojiden csinlenerektoplumu bir organizma olarak du~unmeye ba~laddar. Fakat,Darwinci devrimin aSll bnemi, Darwin'in Lyell'in jcolojideba~latml~ oldugu hareketi tamamlayarak tarihi bilimin i<,;i-ne sokmasldlr. Bilim artlk duragan (statik)2 vc Zal1landl~lbir ~eyle degil, degi~im ve geli~im sureciyle ilgilcniyordu.Bilimdeki evrim, tarihte ilerlemeyi destekledi vc tal1lamladl.Bununla birlikte, ilk konu~mamda, "bnce olgulartnlZl top-laym, sonra bunlan yorumlaym" diye anlattlgnn tumeva-nmCI tarihi ybntem gbru~unu degi~tirecek hi<,;bir~cy olma-ml~tlr. Bunun, hi<,;ara~tmlmadan, aym zamandabilil1lin deybntemi oldugu varsaYllml~tlr. Ocak 1903'teki a<;;l~konu~-masmm son sbzlerincle, tarihi "ne eksik ne fazla bir bilim"diye betimleyen Bury'nin kafasmdaki gbru$ besbelli ki buy-duo Bury'nin a<';l~konu~masmdan sonraki 50 yd, bu tarihgbru~une kar~l gU<,;lubir tepkiye tamkhk etmi~tir. Colling-wood, 1930'larcla yazarken bilimsel ara~tlrmanm konusuolan doga dunyasl ile tarih dunyasl arasmda keskin bir <,;iz-gi <,;ekmeye bzellikle itina ediyordu; bu donem boyuncaBury'nin sbzu, a~agdama amaCl dl~mda hemen hi<,;yinelen-memi~tir. Fakat tarih<,;ilerin 0 zaman farkedemedikleri ~ey,bilimin kendisinin koklu bir devrim ge<;irmi~olmaslydl; budevrim, Bury'yi yanh~ bir nedenle de olsa, dogruya bizim

sandlglmlzdan daha yakla~ml~ gostermektedir. Lyell'in je-olojide ve Darwin'in biyolojide yaptlgl, ~imdi evrenin buduruma nasll gelmi~ oldugunu gosteren bilim halini alml~olan astronomi i<;in yapdmaktadlr; <;agda~fizik<;iler de su-rekli olarak, bize, inceledikleri ~eyin olgular degil olaylaroldugunu soylemektedirler. Tarih<;inin, bugun kendini bi-lim dunyasmm i<;inde hissetmek i<;in, 100 yd bnce oldu-gundan daha <;oknedeni vardlr.

Once yasalar kavramma bakahm. 18. ve 19. yuzydlar bo-yunca, bilim adamlan, doga yasalanmn -Newton'un devi-nim yasasl, yer<;ekimi yasasl, Boyle yasasl, evrim yasasl vb.-bulunmu~ ve kesinlikle saptanml~ oldugunu ve bilim ada-mmm ugra~mm, gozlemlenmi~ olgulardan tumevanm sure-ci ile bu gibi daha <;okyasalar bulmak ve saptamaktan iba-ret bulundugunu sanml~lardlr. "Yasa" kelimesi, arkasmdazafer bulutlan blrakarak, Galileo ve Newton'dan gelmi~tir.Toplumu ince1eyenler, bilin<;li ya da bilin<;siz olarak kendi<;ah$malanmn bilimse1ligini gbstermek arzusuyla, aym dilibenimsediler ve kendilerinin aym ybntemi izlediklerineinanddar. Gresham yasasl ve Adam Smith'in piyasa yasalanile bu alanda ilk gorulenler iktisat<;llar olmu~tur. Burke,"dogamn, bu nedenle de Tann'nm yasalan olan ticaretinyasalan"ndan dem vurmu~tur.3 Malthus, bir nufus yasasl,Lassalle ise bir fiyatlann tun<; yasasl ortaya koymu~tur;Marx da Kapital'in onsozunde "<;agda~toplumun mekaniz-masmm ekonomik yasasl"m ke~fetmi~ oldugunu ileri sur-mu~tur. Buckle, History of Civilization'l bitiri~ sozlerinde,insan i~lerinin akl~mda "gbrkemli bir evrense1 ve ~a~mazduzen ilkesi oldugu" inanClm dile getirmi~tir. Bugun bu

1 B. Russell, Portraits from Memory, 1958, S. 20.

2 1875 gibi ge\=bir tarihte Bradley, "bilim zamandl~l ve 'kahd olanla ilgilenir" di-yerek, onu tarihten aynmlaml~tlr. EH. Bradley, Collected Essays, 1953, 1, s. 36.

3 Thoughts and Details on Scarcity, 1795, The Works of Edmund Burke'iin i\=inde4,1846, s. 270; "Takdir-i Ililhi'nin yoksullardan bir siire i\=inesirgenmesini uygungordiigii ihtiya\=lan onlara vermek, ne hiikiimet olarak hiikiimetin ne de hattilzengin olarak zenginlerin elindedir" sonucunu pkarml~tlr.

Page 36: Tarih Nedir - E. H. Carr

sozler ukalaca oldug;u kadar, modasl ge~mi~ de gorunuyor;fakat bu sozler dog;a bilimcisine de, hemen hemen toplumbilimcisine oldug;u kadar modasl ge~mi~ gelmektedir.Bury'nin a~l~ konu~masml yapmasmdan bir yll once, Fran-SlZ matematik~isi Henri Poincare bilimsel dU~LlI1cedebirdevrim ba~latan, La Science et !'hypothese (Bilim ve Varsa-Ylm) isminde ku~uk bir kitap yaYlmladl. Poincar(:'nin ba~h-ea tezi, bilim adamlannca ileri surulen genel ()ncrmelerinyalmzea tammlar ya da dilin kullamh~lyla ilgili Clslu ortukgorenekler olmadlklan yerlerde, daha ileri dU5Llnccleri bil-lurla~tlrmak ve orgutlemek i~in bie,;imlendirilmi5 varsaytm-lar olduklan ve dog;rulanmaya ya da duzeltilmeyc yahut e,;u-rutulmeye ae,;lkolduklanydl. ButUn bunlar ar1l1<basmaka-hpla~ml~tlr. Newton'un Hypotheses non Jingo (Varsayllnlaruydurmuyorum) boburlenmesi, bugun ie,;ib05 lmlamakta-dlr; bilim adamlan, hatta toplumbilimciler boyle dcnebilir-se, gee,;mi~in hatm ie,;inhala, bazen yasalardan S(lZ cdiyor-larsa bile amk yasalann varhg;ma 18. ve 19. YClzydbilimadamlanmn hepsinin birden inandlg;l anlamda inanmamak-tadlrlar. Bilim adamlanmn yapllklan bulu~lara vc clde et-tikleri yeni bilgilere, tam ve kapsamh yasalar koyarak deg;il,yeni ara~tmnalara yol ae,;acakvarsaYlmlar ortaya alarak eri~-tikleri teslim edilmektedir. lki Amerikah felsefecinin bilim-sel y6ntem uzerine yazdlklan bir ders kitabl, bilimin yonte-mini "6zunde d6ngusel" diye betimlemektedir:

"Olgu" oldugu ileri surulen deneysel malzemeleri I~ullana-rak ilkeler ic,:inkamtlar elde ederiz, deneysel malzemeleride ilkelere dayanarak sec,:er,analiz eder ve yorumlanz.4

kural ve uygulama arasmdaki kar~lhkh etkile~im sureciic,;indeyeni bulu~lara dog;ru ilerlemedir. Her turlu du~unce,gozleme dayanan, birtaklm varsaYlmlann kabul edilmesinigerektirir. Bunlar bilimsel du~unmeyi mumkun kI1arlar, fa-kat kendileri de a du~uncenin l~lg;mda yeniden gozden ge-e,;irilmeye ac,;lktlr. Bu varsaYlmlar, kimi bag;lamlarda ya dakimi amae,;larla gee,;erli olabilecekleri gibi, ba~ka bag;lamlarya da amae,;lar ie,;ingec,;ersiz olduklan gorulebilir. Her du-rumda, ole,;ugere,;ekten bunlann yeni sezgiler getirip getir-medig;i ve bilgimize katklda bulunup bulunmadlg;l yolun-daki deneysel ole,;udur. Rutherford'un y6ntemlerini, onunen unlu og;renci ve i~ arkada~lanndan biri, yakmlarda ~oyleanlatml~tlr:

Mutfakta olup bitenleri bilmekten soz edilebilecegi anlam-da, c,:ekirdek fizigin nasll i~ledigini ogrenmeye iten bir dur-Wsu vardl. Birtaklm temel yasalan kullanan bir teorininklasik bic,:iminde bir ac,:lklama aradlglm sanmlyorum; neolup bittigini bildigi surece, bununla yetinirdi.5

"Kar~lhkh" kelimesi "dongusel" kelimesine yeg;lenebilir-di: (:unku sonue,; aym yere donmek deg;il, ilkeler ve olgular,

Bu betimleme, temel yasalan bulmaktan vazgee,;mi~alanve ~eylerin nasll i~ledig;ini ara~tlrmakla yetinen tarihc,;iye dee~it ole,;udeuygundur.

Tarihe,;inin ara~tlrma surecinde kullandlg;l varsaYlmlanndurumu, doga bilimcisinin kullandlg;l varsaYllnlann duru-muna belirgin bir bie,;imde benzer. Ornek olarak, Max We-ber'in Protestanhk ile Kapitalizm arasmdaki unlu ili~ki te~-hisini alahm. Daha onceki bir donemde bOyle denilebiliridiyse de, bugun buna hie,;kimse yasa demez. Bu, yol ae,;tlglara~tlrmalar slrasmda belli bir ole,;ude deg;i~iklige ug;raml~olmakla birlikte, ~uphe yak ki, her iki hareket hakkmdakianlaYl~lmlzl geni~leten bir varsaylmdlr. Ya da Marx'mki gibi

Page 37: Tarih Nedir - E. H. Carr

bir yarglYI ele alahm: "Kol gucune dayanan fabrikalar bizederebeyli bir toplumu, buhar gucune dayanan fabrikalarendustriyel kapitalistli bir toplumu verir.,,6 Marx belki bunabir yasa demeye kalkabilirdi, ama <;agda~terminoloJide bizbuna bir yasa degil, ileri ara~tlrma ve yeni anlaYI~lann yolu-nu gbsteren bir varsaylm diyoruz. Bu tur varsaYlmlar du-~uncenin vazge<;ilemez ara<;landlr. 1900'lerin ba~lannda ya-~ayan tamnml~ Alman iktisat<;lsl Werner Sombart, kendi-sinde de, Marksizm'den dbnenlerin ugradlklan bir "tedir-ginlik duygusu" bulundugunu itiraf eder:

geldigi i<;in, toplumsal bilimin ybntemleri us tune genel bira<;lklama)'l aktarmak istiyorum. KIrk ya~lannda toplum so-runlan ustllne yazI1ar yazmaya ba~laymcaya kadar muhen-dislik yapan Georges Sorel, fazla basitle~tirme tehlikesineragmen her durumda belirli bgelerin yahtlanmasl geregiuzerinde durmu~tur:

Varolu~un karma~lkhklan ortasmda §imdiye clcgi11yol g6s-tericilerimiz olan rahatlatlcl fonnullerimizi kaylll'd ince, ...yeni bir tutamak bulana ya da yUzmeyi 6grel1cI1c kaelar 01-gular okyanusunda boguluyor gibi 01uTUz7

Tarihteki dbnemlere aymna tartl~masl da bu kalcgori i<;i-ne girer. Tarihi dbnemlere b6lmek bir olgu degil, gcrckli birvarsaylm ya da du~unce araCldlr; aydmlatlci oldugu 61<;udege<;erlidir, saglamhgl da yoruma baghdlr. Orta<:aglll ne za-man bittigi sorununda birbirleriyle anla~amayan larih<;iler,belli olaylan yorumlamakta birbirleriyle anla~anwlllakladlr-lar. Bu sarun bir olgu sorunu degildir; ama anlal11SIZda de-gildir. Tarihin cografl bblgelere bblumlenmesi dc, llpkl bu-nun gibi bir olgu degil, bir varsaylmdlr: Avrupa larihindensbz elmek, belli baglamlar i<;inde ge<;erli ve verilllli, ba~kabaglamlar i<;inde ise yamltlCl ve zararh bir varsaYllll olabilir.<;;:ogutarih<;iler Rusya'yl Avrupa'nm bir par<;asl kabul eder,bazl1an ise bunu ;;iddetle reddederler. Tarih\:inin cgilimihakkmda, kabul ettigi varsa)'lma gbre karar verilcbilir. Birfizik bilimci olarak yeti~mi~ unlu bir toplumsal bilirnciden

Insan yolunu yoklaya yoklaya ilerlemeli; muhtemel ve ti-kel varsaytmlan denemeli ve her zaman giderek yapllacakduzeltmelere kaplYl ar,:lk tutacak bir,:imde gerr,:ege ger,:ici

yakla~lmlarla yetinmelidir.8

Bu, fizik bilimcilerin ve Acton gibi tarih<;ilerin, <;ok iyismanml;; olgulann ylgllmaslyla, tartl~mah butun sorunla-nn <;ozumlerini kesinlikle kestirip atacak tam bir bilgi bu-tununun kurulacagl gunu bekledigi 19. yuzYlldan pekuzak du;;en bir sestir. Fizik bilimciler olsun, tarih<;i1er 01-sun, ~imdilerde, yorumlan araclhglyla olgulanm yahtlaya-rak ve olgularla yorumlanm smayarak smlrh bir varsaylm-dan bir ba;;kasma ilerlemek yolunda daha al<;akgonullu birumut beslemektedirler; bunu yaparken izledikleri yol, ba-na ozunde birbirlerinden pek farkh gozukmuyor. 11k kon-feranslmda Profesor Barraclough'un "tarih hi<; de olgusaldegildir, kabul edilmi~ bir yargllar dizisinden ibarettir" de-digini aktarml;;tlm. Bu konferanslanml haZlrladlglm Slra-da, bir BBC yaymmda bu universiteden [Cambridge'den]bir fizik<;i bir bilimsel dogruyu "uzmanlarca a<;lk olarakkabul edilmi~ bir onerme" olarak tammlad1.9 Nesnellik so-rununu tartl~acaglm zaman ortaya pkacak nedenler yu-zunden, bu formullerin hi<;biri butunuyle doyurucu degil-dir. Fakat, birbirlerinden baglmslz olarak aym sorunu he-

6 Marx-Engels: Gesamtausgabe, I, 6, s. 179.

7 W Sombart, The Quintessence of Capitalism, Ingilizce <;:eviri,1915, s.154.

8 G. Sorel, Mattriauxd'unethtoneduproletaliat, 1919, 5.7.

9 The Listener'de Dr.]. Ziman, 18 Agustos 1960.

Page 38: Tarih Nedir - E. H. Carr

men hemen aym kelimelerle formule eden bir tarihe;;i vebir fizike;;ibana e;;arplclgeldi.

Ne var ki, benzetmeler, dikkatli olmayan kimselerin du-~egeldikleri bir tuzaknr; ben de, matematik ile doga bilim-leri ya da bu kategorilere giren ayn ayn bilimler arasmdakifarklar buyuk olmakla birlikte, bu bilimlerle tarih arasmdatemel bir aynm yapllabilecegi ve aynmm tarihe -belki, ote-ki toplumsal bilimler denilen disiplinlere de- bilim adl ve-rilmesini yamlncl klldlgl inancmm dayanaklanlll sayglylakabul etmek istiyorum. Bazllan ba~kalanndan daha inandl-nCl olan bu kar~1 e;;lkmalar bzetle ~byledir: 1) Tarih yalmzve yalmz tek (biricik) olan ~eylerle, bilim ise gencl ;;eylerleilgiJenir; 2) tarihten clers e;;lkmaz;3) tarih geleecgi (>neeclenhaber veremez; 4) tarihte insan kendini gbzledigi i<.:in,tarihzorunlu olarak ozneldir; ve 5) tarih, bilimin tersinc, din veahlak sorunlanm i~in ie;;inekatar. Eunlann her birini sirayiaineelemeye e;;ah~aeaglln.

Bir kere, tarihin, sozcle, biricik ve tikel, biliminse genelve tUmel ~eylerle ilgilendigi one surulmektedir. Bu gbru-;;un, ~iir genel dogrularla ve tarih bzel dogrularla iIgilendi-ginclen, ~iirin tarihten "daha felsefi:" ve "daha eiddi" oldu-gunu bildiren Aristoteles ill' ba~ladlgl sbylenebilir.lO Col-lingwood'l cla ie;;incleolmak uzere Collingwood'a kadar, da-ha sonraki bir suru yazar, bilim He tarih arasmda benzer biraynm yapml~lardlf. Bu, bir yanh~ anlamaya dayali gbrun-mekteclir. Hobbes'un "Adlar dl~mda dunyaya hic;;bir;;ey tu-me! degilclir, e;;unku ad takllan ~eylerin her biri bireyse! vebiriciktir" diyen unlu kurah hala gee;;erlidir.12 Eu, fizik bi-limlerde kesinlikle dogrudur: Eirbiriyle ozde~ olan iki je-

olojik olu~um, aym turden iki hayvan ve iki atom yoktur.Bunun gibi iki tarihi olay da ozde~ degildir. Fakat, tarihiolaylann biricikligi ustunde lsrar etmenin Moore'un Pisko-pos Butler'dan aldlgl ve bir zamanlar bzellikle dilci filozof-lann tutkun oldugu "her ~ey neyse odur ve ba~ka bir ~eydegildir" cliyen beylik soz kadar fe!ce ugrancl bir etkisi var-dlr. Eu aklma kapllimrsa, e;;okgee;;meden hie;;bir~ey hakkm-da soylemeye degecek bir sbz edilemeyen bir e;;e~itfelsefinirvanaya ula~llir.

Dilin kullamlmasmm kendisi tarihe;;iyi de genelleme yap-maya baglar. Pe!oponnessos sava~lan ile lkinci Dunya Sava-~l e;;okfarkhydllar ve ikisi de biriciktiler. Fakat tarihe;;iikisi-ne de sava~ der ve buna yalmzca ukalalar kar;;l e;;lkarlar.Gibbon, Konstantin'in HlTistiyanhgl kabulu ile lslam'myukseli~inin ikisine de devrim dedigi zaman da, iki biricikolay] genellemektedir.13 <;::agda;;tarihe;;iler de Ingiliz, Fran-SlZ,Rus ve <;::indevrimleri derken aym ~eyi yapmaktacllrlar.Tarihe;;igere;;ekte biriciklerle degil, biricikler ie;;indeki genelolanla ilgilenir. Tarihe;;ilerin 1920'lerde 1914 sava~mm ne-denleri ustune tartl~malan, bunun ya gizlilik ie;;indeve ka-muoyunun denetimi dl~mcla e;;ah~an diplomatlann kbtuidaresinden ya da ne yaZlk ki, dunyamn egemen devletlerarasmda kotu bir bie;;imdeb6lunmu~ olmasmdan ileri geldi-gi varsaYlmmdan hareketle yaplhyordu. 1930'larda aym ko-nu ustline tartl~malarda ise, bunun e;;okmeyeba;;layan kapi-talizmin baskllanyla emperyalist gue;;ler arasmclaki rekabetsonueu oldugu varsaylmma dayamhyordu. Bu tartl~malar,hep sava~m nedenleri ya da hie;;degilse, 20. yuzyllm ko~ul-lanndaki sava~m nedenleri hakkmdaki genellemeleri i~inie;;inekatlyorclu. Tarihe;;i,kendi kamtml smamak ie;;insurekligenelleme kullamr. Riehard'm Londra Kulesi'nde prensleri10 Poetilla, bL 11.

11 R.G. Collingwood, Historical Imagination, 1935, 5.5

12 Leviathan, 1,4.

Page 39: Tarih Nedir - E. H. Carr

oldurup oldurmedig;i hakkmda kamt a<;lk deg;ilse, tarih<;i-belki bilin<;li olmaktan <;ok bilin<;dl;;l olarak- kendisine, 0

donemde tahtlanna rakip <;lkabilecek ki;;ileri yoketmek i<;inhukumdarlann bir ah;;kanhklan olup olmadlg;ml soracak-tlr; yarglSl tamamlyla hakh olarak bu genellemeden etkile-necektir.

Tarih okuru da tarih yazlclsl gibi surekli bir genellemeci-dir, bunu tarih<;inin gozlemlerini kendine daha bildik gelenoteki tarihI bag;lamlara -ya da belki kendi zamamna- uygu-layarak yapar. Carlyle'm French Revolution kitablm okur-ken, kendimi bir<;ok kereler onun yorumlanm ()zcl olarakilgilendig;im Rus Devrimi'ne uygularken buldurn. ~iddethakkmdaki ;;u sozleri aIm:

Genellemenin tarihe yabancl oldug;unu soylemek sa<;ma-du; tarih, genellemelerle beslenir. Mr. Elton'un CambridgeModem History'nin yeni baslmmdaki bir ciltte a<;lk-se<;iksoyledig;i gibi, "tarih<;iyi tarihI olgular toplaYlClsmdan aYlr-deden genellemedir";16 Elton, dog;a bilimcisini doga merak-hSl ya da koleksiyoncusundan aYlrdeden ;;eyin de bu oldu-gunu ekleyebilirdi. Fakat, genellemenin, ozel olaylann i<;i-ne oturtulacagl <;okgeni;; kapsamh bir tarih <;er<;evesikur-mamlza izin verdigi samlmamahdu. Marx, genel olarak,boyle bir <;er<;evekurmakla ya da boyle bir <;er<;eveninva-rolduguna inanmakla su<;lananlardan biri oldugu i<;inmek-tuplanndan birinin, sorunu yerli yerine oturtan bir par<;asl-m ozetleyerek aktaracaglm:

Dikkati <;:ekecekol<;:udebirbirine benzeyen fakat farkh ta-rihi ortamlarda meydana gel en olaylar birbirine hi<;:benze-meyen sonuc;:lara vanrlar. Bu geli;,;melerin her birini aynayn inceleyip sonradan kar;';lla;,;tlrarak bu olgunun anla;';ll-maslie;:in bir anahtar bulmak kolaydu; fakat, tarihin us-tUnde olmak gibi bUyUk bir erdemi olan, tarihi-felsefI birteorinin her kaplYI ae;:an anahtanm kullanarak boyle biranlaYI;,;avarmak imkanslzdlr.17

E;,;itadaletin bilindigi yerlerde, bu korkun<; bir .)cydir - bu-nun hie;:bilinmedigi yerlerdeyse 0 kadar olaganilst Lldcgildir.

Dogal olmakla birlikte, yaZlk ki, bu donem larihi bilyukbir <;ogunlukla isterik bir ;,;ekilde yazllml;,;tIr. Bol bol abart-ma, lanetleme, yakmma; ve butUnunde, karanltk.14

Ya da bu kez bir ba;;kaslm, 16. yuzyllda moclern c1evletinbuyumesi hakkmcla Burckhardt'm ;;u sozlerini aim: Tarih biricik ve genel arasmdaki ili;;kiyle ug;ra;;lr. Tarih<;i

olarak olgu ile yorumu birbirinden aYlramayacaglmlz gibibunlan da birbirinclen hi<; ayuamaYlz ya da birine otekinegore oncelik veremeyiz.

Burasl, belki tarih ile sosyoloji arasmdaki ili;;kiler ustun-

Erk (iktidar) ne kadar yakm zamanlarda olu;,;mu;,;sa, dura-gan kalabilmesi 0 kadar ihtimal dl;';ldu - c;:unkLl,bir kerebu erki yaratanlar hlZh ilerlemeye ah;,;ml;,;larchrve c;:unkudosdogru yenilike;:idirler, boylece de kaiacaklardlr; ikinciolarak da, bunlar tarafmdan harekete gee;:irilen ya da bo-yunduruk altma aIm an gue;:ler, ancak ;,;iddet eyiemierinedevam edilerek kullamlabilecektir.15

16 Cambridge Modem History, 2, 1958, s. 20.

17 Marx ve Engels, BaWn Eserleri (Rus~a baslm), 15, s. 378. Bu par~anm almdlglmektup 1877'de Rus dergisi Ote~estvennye Zapiski'de ~lkml~nr. Profesar Pop-per, Marx'm "historisizmin ba$ yanh$l" dedigi, tarihi egilim ya da gidi~lerin"yallllzca evrensel yasalardan, dogrudan dogruya ~lkartllabilecegi" inancmdaoldugunu sayler gibidir (The Poverty of Historicism, 1957, s. 128-29), oysa,Marx'm kesinlikle reddettigi ~ey tam budur.

14 History of the French Revolution, I, 5, bl. 9; 1II, 1, bl. 1.

15 j. Burckhardt,Judgements on History and Historians, 1959, s. 34.

Page 40: Tarih Nedir - E. H. Carr

de durmanm yeridir. Sosyoloji zamammlzda iki kar~lt tehli-keyle yuzyUzedir - a~m teorik olma tehlikesi ve a~m ampi-rik olma tehlikesi. Bunlann birincisi, genel olarak toplumhakkmdaki soyut ve anlamslz genellemeler ic,.:indekaybol-mak tehlikesidir. Buyuk harf ile Toplum, bUyUk harf ile Ta-rih kadar yamltlCl bir yanh~tlr. Sosyolojinin gorevinin yal-mzca tarihin kaydettigi tek olaylann genellemesini yapmak·oldugunu savunanlar, bu tehlikeyi daha da buyutmektedir;sosyolojiyi tarihten aYlrdeden ozelliginin "yasalan" bulun-maSl oldugu bile soylenmi~tir. 18 Oteki tehlike ise, KarlMannheim'm hemen hemen bir ku~ak once gormu~ olduguve ~imdi buyuk c,.:aptaortaya c,.:lkml~bulunan sosyolojinin"toplumun yeniden duzenleni~iyle ilgili bir dizi ayn aynteknik soruna bolunmesi"dir.19 Sosyoloji, her biri tek alanve ozel tarihi gec,.:mi~lerive ko~ullannca kahplancltrllml~ ta-rihi toplumlarla ilgilidir. Fakat bir kimsenin kenclini slrala-ma ve analizin sozde "teknik" sorunlanna vererek genelle-me ve yorumdan kac,.:mmaya kalkI~masl, bilinc,.:siz olarakyalmzca duragan bir toplumun savunucusu olmasl c1emek-tir. Sosyoloji, eger verimli bir <;ah~ma alam olacaksa, tlpkltarih gibi tekle genel arasmdaki ili~kilerle ugra~mahdlf. Fa-kat aym zamanda dinamik de olmahdlr - hareketsiz bir top-lumun degil (zaten boyle bir toplum yoktur), toplumsal de-gi~menin ve geli~menin incelemesi olmahdlf. Bitirmek i<;inyalmzca ~unu soyleyeyim ki, gerek sosyologun tarihe daha

<;okdayanmasl, gerekse tarih<;inin sosyolojiye daha <;okda-yanmasl her ikisinin de haynnadlr. lkisi arasmdaki smlr ikiyonlu gidi~-geli~e ac,.:lkolmahdlr.

Genelleme sorunu, benim ikinci sorumla, yani tarihtenc,.:lkanlacakdersler sorusuyla yakmdan ilgilidir. Genelleme-nin can ahel noktasl ~udur ki, onunla bir olaylar dizisindenba~ka bir olaylar dizisine gec,.:erektarihten bir ~eyler ogren-meye, ders c,.:lkarmaya kalkl~mz: Genelleme yaparken bi-lin<;liya da bilinc,.:dl~lbunu yapmaya <;ah~lyoruzdur. Genel-lemeyi bir yana blrakIp, tarihin tamamlyla biricik olanlarlailgilendiginde lsrar edenler, mannkc,.:a bununla tutarh ola-rak tarihten bir ~ey ogrenebileeegini reddedenlerdir. Fakat,insanlann tarihten hic,.:bir~ey ogrenmedigi tezi, pek c,.:okgozlemlenebilir olgu tarafmdan yalanlanmaktadlr. Bu, pekyaygm bir deneyimdir. Ben, 1919'da Paris Ban~ Konferan-sl'nda Ingiliz heyetinde ait duzeycle bir gorevli olarak bulu-nuyordum. Heyetteki herkes 100 yll oneeki son buyuk Av-rupa ban~ toplantlsl olan Viyana Kongresi'nin derslerindenyarariamiabileeegine inamyordu. 0 slralar, Sava~ Bakanh-gl'nda <;ah~an (~imdi Sir Charles Webster adlyla unlu bir ta-rihc,.:iolan) Yuzba~l Webster diye biri bize 0 derslerin ne 01-dugunu anlatan bir deneme yazml~tl. Bunlardan ikisi ak-hmda kalml~. Biri, Avrupa haritasmm yeniden c,.:izimindeuluslann kendi geleeeklerini kendilerinin belirlemesi ilke-sinin ihmal edilmesinin tehlikeli olduguydu. Oteki ise, gizlibelgelerin c,.:optenekesine atllmasmm tehlikeli olduguydu;<;unku, oteki heyetlerin gizli orgutleri bunlan kesinlikle elege<;ireeeklerdi. Bu tarih dersleri kesin bir gerc,.:ekolarakalmml~ ve davram~lanmlzl etkilemi~ti. Bu, en yeni ve basitbir ornektir. Fakat, goreee uzak bir tarihte ondan daha geri-deki bir tarihin derslerinin etkisinin izlerini bulmak kolayolacaktlr. Herkes Roma uzerinde Eski Yunan'm etkisini bi-lir. Fakat hic,.:birtarihc,.:inin Helles tarihinden Romahlar'm

77

18 Profes6r Popper'in bu g6rii?te oldugu anla?lhyor. (The Open Society, 2. baslm,1952, 2, s. 322) YaZlkki, Popper ~6yle bir sosyoloji yasasl 6rnegini vermekte-dir: "Dii?iince 6zgiirliigiiniin ve dii?iince bildiri?imi 6zgiirliigiiniin yasal ku-rumlarca etkili olarak korunmadlgl ve kurumlann tartl~malann a~Ji{olmasmlsagladlgl yerlerde bilimsel ilerleme olacaktlr." Eu 1942 ya da 1943'te yazllml~-tir ve a~lkca Batl demokrasilerinin, kurumsal diizenleme sayesinde, bilimselilerlemenin 6nciisii kalacagl inancmdan esinlenmi~tir. Bu inam~ Sovyetler Bir-ligi'ndeki geli~melerce ~oktan Ylkllml? ya da geni~ 61~iide"diizeltilmi~tir. Bu,yasa olmak ~6yle dursun, ge~erli bir genelleme bile degildir.

19 Ideology and Utopia, Ingilizce ~ev., 1936, 5.228.

Page 41: Tarih Nedir - E. H. Carr

bgrendigi ya da kendilerinin bgrendiklerine inandlklanderslerin kesin bir analizini yapmaya kalktlgml sanmlYo-rum. Eat! Avrupa'da 17., 18. ve 19. yuzYllda Eski Ahit tari-hinden aktanlan derslerin bir incelenmesi bdullendirici 50-

nu\;lar verebilirdi. Eu olmadan lngiliz Puriten Devrimi bu-tunuyle anla~llamaz; \;agda~ milliyet\;iligin yukselmesindede se\;ilmi~ halk kavraml bnemli bir etkendir. Klasik egiti-min lngiltere'de 19. yuzYlldaki ybnetici slmf ustunde bu-yuk bir etkisi varch. Grote, yukanda belirttigim gibi, Atina-hlar'l yeni demokrasi i\;in bir brnek diye gbstermi~ti; Romalmparatorlugu'nun tarihinden lngiliz lmparatorlugu'nunyaplCllanna iletilmi~ kapsamh ve bnemli derslerin bir ince-lemesini de gbrmek isterdim. Eenim bzel ilgi alalllll1da, RusDevrimi'nin yaplcllan FranS1Z Devrimi'nin, 1848 dcvrimle-rinin, 1871 Paris Komunu'nun derslerinden derindcn etki-lenmi~lerdi - haWi, bu derslerin egemenligi altmdayddar bi-le denebilir. Fakat, burada tarihin ikili niteliginden ilcri ge-len bir bzelligini hatlrlatmak isterim. Tarihten deI's ~~Ikar-mak hi\;bir zaman tek ybnlu bir sure\; degildir. Ge~~llli~inl~lgmda bugunu bgrenmek, aym zamanda bugunlll1 I?lgm-da ge\;mi~i bgrenmek demektir. Tarihin i~levi, ge~~llli~ve ya-~amlan zaman hakkmda daha saglam bir anlaYl~l, hunlannkar?lhkh ili~kileri i\;inde, ilerletmektir.

UstUnde duracaglm u\;uncu nokta, tarihte bng{)runun(bndeyinin) roludur: Tarih, bilimin tersine gelecegc ili~kinbngbrulerde bulunmadlgl i\;in, tarihten ders \;lkanlamaya-cagl sbylenir. Eu sorun, bir suru yanh~ anlamayla ilgilidir.Gbrdugumuz uzere, bilim adamlan artlk eskiden oldugu gi-bi, doganm yasalan hakkmda konu~maya fazla istekli degil-dirler. Gunluk hayatlmlzl etkileyen bilimin yasalan denilen?eyler, aslmda egilim gbsteren bnermelerdir; bunlar, ba~kaher ?ey degi?meden kahrsa ya da laboratuvar ko?ullanndane olacagml sbylerler. Somut durumlarda ne olacagml bn-

78

ceden bildirebileceklerini kendileri de ileri surmezler. Yer-\;ekimi yasasl ?u belirli elmanm yere du?ecegini kamtlamaz:Eiri onu sepete alabilir. l?lgm duz \;izgide gittigini gbsterenoptik yasasl, belirli bir l?lk l?lmnm araya giren bir cisim ta-rafmdan kmlmayacagl ya da dagIlmayacagl anlamma gel-mez. Fakat, bu, bu yasalar degersiz ya da ilkece ge\;ersiz de-mek degildir. (:agda? fizik teorilerinin olan olaylann ihti-malleriyle ilgilendigi sbyleniyor. Eilim, bugun tumevanmmak11olarak ancak ihtimaller ya da akla uygun inam~lara gb-turebilecegini hatlrlamaya daha \;ok egilimlidir; onun ifade-lerini de ge\;erlilikleri ancak bzgul eylemlerle smanabilecekgenel kurallar ya da yol gbsterici sbzler saymaya daha istek-li gbrunmektedir. Comte'un dedigi gibi, "Science d' ou pre-voyance; d'ou action" (Eilimden bngbru, bngbruden ey-lem).20 Tarihte bngbrumleme sorununun ipucu, genelle oz-gul, tumelle tek arasmdaki bu aynmda yatmaktadlr. Gbr-mu? oldugumuz gibi, tarih\;i gcnelleme yapmak zorunda-dlr: Eunu yaparken de ozgul bngbruler olmamakla birlikte,gelecekteki eylemler i\;in hem ge\;erli hem de yararh genelyol gbstericilik kurallan verir. Fakat,bzgul olaylan once-den kestiremez \;unku ozgul olan biriciktir ve i\;ine rastlantlve rastlantl bgesi girmektedir. Filozoflan ugra?tlran bu ay-nm, slradan bir kimse i\;in gayet a\;lktlr. Okulda iki ya daU\; \;ocuk klzamlk \;lkanrsa, hastahgm yayllacagl sonucunavanrsmlZ, bu ongoru (ona boyle demek isterseniz), ge\;mi~-ten gelen deneyimlere dayanmaktadlr ve eylem i\;in ge\;erlive yararh bir yol gbstericidir. Fakat Charles ya da Mary'ninkIzamlga yakalanacagl yolunda ozgul bir bndeyide buluna-mazsmlZ. Tarih\;i de aym yolu izler. lnsanlar tarih\;iden Ru-ritania'da gelecek ay devrim olacagml bildirmesini bekle-mezler. Onlann, kIsmen Ruritania'nm durumu hakkmda

Page 42: Tarih Nedir - E. H. Carr

ozgul bilgilerden, klSmen tarih okumaktan <;lkarmaya <;ah-~acaklan sonu<;, Ruritania'da ko~ullann birisi bir ate~ do-kunduracak olursa ya da yonetici taraftan biri durdurmaki<;in bir ~ey yapmadlk<;a yakm zamanda devrimin <;lkmasl-mn muhtemel bulundugudur; ve bu sonucun yamslra hal-km degi~ik kesimlerinin benimsemesinin beklenebilecegitutumlar ustune, ba~ka devrimlere benzetme yoluyla yapl-Ian tahminler de ileri surulebilir. Eger boyle denebilirse, buongoru ancak kendileri onceden kestirilebilemeyecek ()zgulolaylarm yer almaslyla ger<;ekle~ebilir. Fakat geleceklc ilgiliolarak tarihten <;lkanlan sonu<;lann degersiz oldugu ya dahem eyleme yol gostericilik yapma hem de ~cylcrill nasllmeydana geldigini anlamamlza anahtar i~ini gorell, ko~ullubir ge<;erlilikleri olmadlgl anlamma gelmez. Pckilllik bakI-mmdan sosyolog ya da tarih<;inin <;lkanmlannlll rizik bi-limcinin <;lkanmlanyla e~ oldugunu ya da onlalill hu ba-Imndan a~agIllklarmm yalmzca toplum bilimlerin (:ok c1ahageride olmalanndan ileri geldigini bne surmek isle miyo-rum. Hangi a<;ldan bakIlsa, insan, bildigimiz en k;\Il11a~lkdogal varhktlr ve onun davram~lannm incelctllllCsillde fi-zik bilimcinin kar~Ila~tlgl turdekilerden farkh obrak, daha<;okzorluk olacaktlr. Butun kabul ettirmek istedif~ill1ama<;-lannm ve ybntemlerinin temelinde benzemez olllladlgldlr.

Dorduncu nokta, tarih bilimi de i<;inde olmak ilzcre top-lum bilimleriyle fizik bilimleri arasma <;izilecek .SIIIIIIa ilgiliolarak daha tutarh kamtlar getirmektir. Bu kanll [oplumsalbilimlerde ozneyle nesnenin aym bolume ait oldll)',ll ve kar-~lhkh olarak birbirlerini etkiledigidir. Insan doga n III yalmz-ca en karma~lk ve degi~ken varhgl olmakla kalmaz, aym za-manda, bir ba~ka tiirun bagnnslz gbzlemleyicilcrincc elegil,oteki insanlarca incelenmesi sozkonusuelur. Burada, arnk,insan biyoloji biliminde oldugu gibi, kendi fizikscl olu~u-munu ve fiziksel tepkilerini incelemesiyle yetilllllcmekte-

dir. Toplumbilimci, iktisat<;l ya ela tarih<;i iradenin etkin 01-elugu insan elavram~l bi<;imlerine nufuz etmek, incelemesi-nin konusu olan insanlarm neden oyle davranmaYJ istedik-lerini ara~nrmak durumundaelu. Bu, gbzlemleyen ve goz-lemlenen arasmda, tarihe ve toplumsal bilimlere bzgu birili~ki kurmaktadlr. Tarih<;inin goru~ a<;lsl, yaptlgl butungozlemlere mutlaka girer: Tarih, butunuyle goreliligin i<;in-dedir. Karl Mannheim'm deyi~iyle "deneyimlerin i<;ine gir-eligi, biriktigi ve slralanellgl kategoriler bile gozlemleyicinintoplumsal durumuna gore elegi~ir."21Fakat, dogru olan, yal-nIzca toplumbilimcinin yan tutma egiliminin onun butungozlemlerine girdigi degildir. Gozlemleme surecinin goz-lemlenmekte olam etkiledigi ve ~ekillendirdigi de dogru-duro Bu, iki kar~lt yonde olabilir. Analiz ve ongbrmeye ko-nu edinilen, insan davralll~lan, istemedikleri sonu<;lannbngbrumlenmesiyle, onceden uyanlabilir ve bununla ey-lemlerinin degi~mesine neden olabilir; boylece ongbru, nekaelar elogru analizlere dayansa da kendi kendinin bo~a <;lk-masma yol a<;abilir. Tarihi bilince sahip ki~iler arasmela tari-hin kenelini ender olarak yinelemesinin bir nedeni oyuncu-lann ikinci gosteride birincinin biti~ini bilmeleridir; eylem-leri bu bilgiden etkilenmi~tir. 22

Bol~evikler FranSlZ Devrimi'nin bir Napoleon ile sonu<;-landlgml biliyor ve kendi devrimlerinin de boyle bitebilece-ginden korkuyorlardl. Eu nedenle onderleri i<;inde Napole-on'a en <;ok benzeyen Tro<;ki'ye guvenmediler ve Napole-on'a en az benzeyen Stalin'e guvendiler. Fakat bu sure<; tersbiT yonde de <;ah~abilir. Varolan iktisadi ko~ullan analizeden bir iktisat<;l, yakla~an bir deflasyon ya da enflasyonuongorurse, eger otoritesi buyuk ve kamtlan inandmCl ise,

21 K. Mannheim, Ideology und Utopia, 1936, 5.130.

n Bu tezi yazar, The Bolshevik Revolution, 1917-1923, cilt 1,1950, s. 42'de geli~ti-rilmi~tir.

Page 43: Tarih Nedir - E. H. Carr

ongorunun kendisi ongorulen olgunun meydana gelmesinekatklda bulunabilir. Bir siyaset bilimcisi tarihi: gozlemIeredayanarak tiranhgm ktsa omurlu oldugu inanClm savunur-sa tiramn du~u~une katktda bulunabilir. Adaylann se<;;im-Ierdeki davram~lanm herkes bilir; onlar, ongorulerinin da-ha buyuk bir ihtimalle ger<;;ekIe~mesi yolunda bilin<;;libirama<;;lazaferin kendilerinin olacagmi ileri surerler. Insanmiktisat<;;llann, siyaset bilimcilerinin ve tarih<;;ilerin ongorme-ye kaIkl~tlkIannda bazen ongormelerinin ger<;;ekle~mesinihlZlandlrmak i<;;inbilin<;;sizbir umuttan esinlendiklcrini du-~unesi geliyor. Bu karma~lk ili~kiler hakkmda, guvcnle soy-Ienebilecek ~ey ~undan ibarettir: Goziemleyen ile gilZicmIe-nen, toplumsal bilimci ile verileri, tarih<;;iile olgulan arasm-daki etkile~me sureklidir ve surekli olarak degi~ir; i?te bu,tarihin ve toplumsal bilimlerin aymledici ozelligi gibi go-runmekteclir.

Belki, burada bazl fizik<;;ilerinson yIilarcla kencli bilimlerihakkmda, fiziksel evren ile tarih<;;inin dunyasl araslIlcia da-ha <;;arplClbenzerlikler oldugllnu du~undurecck bi<.;imdekonu~tuklanm belirtmem gerekir. 11k olarak, sonu~:Iarmdabir belirsizlik ya da gerekirsizlik ilkesinin sozkonusu oldu-gll soylenmektedir. Gelecek konu~mamda tarihtc gcrekirci-lik (determinizm) denilen ~eyin dogasmdan vc Sll1lrlann-dan soz edecegim. Fakat, <;;agda~fizikteki belirsizlik ilkesi,ister evrenin dogasma dayansm, ister dogaYl anlamanllzda-ki eksikIigimiziri. bir gostergesi olsun (ki, bu nokta hala tar-tl~mahdlr) benim, bununla, tarihi: ongorme yapma yetene-gimiz arasmda anIamh benzerlikIer blllma konllsunda ku~-klllanm olacaktlr; tlpkl birka<;;yll once bazl eo~kun kimse-Ierin evrenin i<;;indebzgur iradenin i~leyi~inin kamtml bul-mak giri~imlerine kar~l ku~kular duydugum gibi. lkineiolarak, bize <;;agda~fizikte mekandaki uzakhkIann ve za-mandaki arahkIann "gozlemci"nin hareketine bagh bIc;uIeri

82

oldugu soylenmektedir. <:=agda~fizikte "gozlemIeyen"legozlem altmdaki nesne arasmda degi~mez bir ili~ki kurul-masmm imkanslzhgl nedeniyIe butun ol<;;uIerdogalanndangelen degi~melere ugrarlar; "gozlemleyen" de gozlemlenen~ey de -ozne de nesne de- gozlemin nihai: sonueu ic;ine gi-rerler. Fakat, bu tammlamalar, tarihc;iyle onun gozlemleri-nin konulan arasmdaki ili~kiye <;;okkuc;uk bir degi~iklikleuygulanabilir oldugu halde, bu ili~kilerin ozunun herhangibir gerc;ek anlamda, fizikC;i ile evreni arasmdaki ili~kilerlekar~l1a~tmlabileeegine inanmlyorum; ben, ilke olarak tarih-<;;ininyakla~lmml doga bilimeininkinden aylran farkhhkIanabartmaktansa, ku<;;ultmekten yana oldugum halde, bu pe-kin olmayan benzerliklere dayanarak, farkhhklan gozdenkaprmak dogru olmaz.

Fakat, toplumsal bilimeinin ya da tarih<;;inin c;ah~ma ko-nusuyla ilgisinin fizik bilimeininkinden farkh bir turde 01-dugunu ve bu alanda ozne ile nesne arasmdaki ili~kilerden<;;lkansonu<;;lann c;ok daha karma~lk oldugunu soylemek,sanmm dogrudur; ama bu da sorunun hepsi degildir. 17.,18. ve 19. yUzYlllar boyunea egemen olan klasik bilgi teori-lerinin hepsi, bilen ozne ile bilinen nesne arasmda keskinbir ikilik oldugunu varsayml~lardu. Filozoflann kurdugumodel, ozne ile nesnenin, ins an ile dl~ dunyamn birbirIe-rinden ayn durdugunu gosteriyordu. Bu, bilimin dogup ge-li~tigi buyuk donemdi; bilgi teorileri bilimin onculeriningoru~unden kuvvetle etkilenmi~lerdi. Insan kesinlikIe dl~dunyanm kar~lsma konulmu~tu. DI~ dunyayla yola gelmezve gizli bir du~manla oldugu gibi ugra~lyordu - dl~ dunyayola geImezdi, c;unku anIa~l1masl zordu; gizil bir du~mandl,<;;unkuustesinden gelmek gu<;;oluyordu. <:=agda~bilimin ba-~anlan ile bu goru~ kokten degi~mi~tir. Bugun bilim adam-Ian doga guc;lerini mucadele edileeek bir ~ey olarak du~un-mektense, i~birligi yapaeaklan ve ama<;;lanna ko~umlaya-

83

Page 44: Tarih Nedir - E. H. Carr

caklan bir ~ey olarak dU~lmmeye daha yatkmdlrlar. Klasikbilgi teorileri yeni bilime arnk uymamaktadlr, hele fizik bi-limine. Son 50 yl1 i~inde filozoflann, bunlara ku~kuyla bak-mak ve ozne ile nesnenin kesin olarak ayn konulmasl ~oyledursun, bilgi surecinin bir ol~ude bunlar arasmdaki etkile-~im ve kar~lhkh baglmhhkla ilgili oldugunu kabul etmeyeba~lamalan ~a~lrtlcl degildir. Fakat, bu, toplumsal bilimleri~in ozellikle anlamhdu. 11kkonferanslmda, tarih yazmamngeleneksel ampirik bilgi teorisiyle uzla~tmlmasmm zor 01-duguna deginmi~tim. ~imdi de, toplumsal bilimler bir bu-tUn olarak insanla hem ozne hem nesne, hem ara~tIrlcl hemde ara~tmlan olarak ilgili olduklanndan ozne ile nesne ara-smda katl bir aynlmaYI dile getiren bir bilgi teorisinin bun-lara uymayacagml ileri surmek istiyorum. Sosyoloji tutarhbir ogreti butunu olarak kendini kurma giri~imlerinde, ~okdogru olarak bilgi sosyolojisi denilen bir kol olu~lurmu~tur.Fakat, bu pek otelere gidememi~tir - samnm, bunun ba~nedeni, geleneksel bir bilgi teorisinin kafesi i~incle donupdola~maslydl. Eger filozoflar, once ~agda~ fizik biliminin ve~imdi de ~agda~ toplumsal bilimin etkisiyle, bu kaksi kmp~lkmaya, bilgi sureci i~in verilerin edilgen bir bilinc.lilik us-tunde bilardo topu gibi etkiler yapngrm soyleyen eski mo-deli bir yana buakarak, i~inde ya~adrgrmrz ~aga daha yakl-~rr bir model kurmaya ba~lamr~larsa, bu, toplumsal bilimlerve ozellikle tarih i~in hayuh bir belirtidir. Bu, daha soma,tarihte nesnellikle ne demek istedigimizi incelemcye ba~la-ymca gene donecegim hayli onemli bir noktadlr.

Son fakat hi~ de onemsiz olmayan bir nokta: Tarihin dinve ahlak sorunlanyla yakmdan ilgili bulundugu i~in genelolarak bilimden, hatta belki de oteki toplumsal bilimlerdenaynldrgr goru~unden de soz etmeliyim. Tarihin dinle ili~kisinoktasmda kendi konumunu a~lkhga kavu~turmak i~insoylenmesi gereken krsa bir ~ey vardrr, ben de onu soyleye-

84

cegim. Ciddl bir gokbilimci olmak, evrerii yaratan ve yone-ten bir Tann'ya inan~la bagda~abilir. Fakat, bu, bir gezege-nin gidi~ini degi~tirmek, bir tutulmayr ertelemek ya da ev-rensel gidi~in kurallanyla oynamak i~in istedigi gibi i~e ka-n~abilen bir Tann inanclyla bagda~amaz. Aym ~ekilde, cid-dl bir tarih~inin bir blitun olarak tarihin akl~rm duzenlemi~ve ona anlam vermi~ olan bir Tann'ya inanabilecegi, ama,Amalekitler'in dogranmasrm onlemek i~in i~e kan~an ya daYo~ua'nm ordusuna yardlm olsun diye gunduzun suresiniuzatarak Zrlman birimini degi~tiren Eski Ahit turu bir Tan-n'ya inanamayacagl, bazen ileri surulmu~tur. Buna gore, ta-rih~i belirli birtakrm olaylann a~rklamasr olarak Tann'danyararlanamaz. Peder D'Arcy yeni bir kitapta bu aynml yap-maya ~ah~ml~trr:

Bir inceleyicinin tarihte her soruyu bunda Tann'mn par-magi oldugunu soyleyerek cevaplamasl dogru olmaz. Dun-ya olaylanm ve insan dramml derleyip toparlamak ic;:ineli-mizden geleni yap madan, daha geni~ kavramlan i~in ic;:inekatmamlz dogru olmaz.23

Bu goru~un tuhafhgl, dini ba~ka Wrlu kurulamayacakger~ekten onemli oyunlar i~in saklanml~, bir deste iskam-bildeki joker gibi gormesidir. Lutherci, din bilgini KarlBarth, ilaM ve dunyevl tarih arasmda kesin bir aynm yap-mak ve dunyevl tarihi din adaml olmayan tarih~ilere blrak-makla daha iyi etmi~ti. Eger onu dogru anladlysam, Profe-sor Butterfield de, "teknik" tarihten soz ederken aym ~eyidemek istemektedir. Teknik tarih, sizin ya da benim yazabi-lecegim ya da onun kendisinin yazml~ oldugu, tek tarih ~e-

23 M.C. D'Arcy, The Sense of History: Secular and Sacred, 1959, s. 164. Eu fikir da-ha once Polybios tarafmdan dile getirilmi~ti: "Olup bitenin nedenini bulmanmrnumkun oldugu yerlerde, Tannlar'a ba~vurmamak gerekir." K. van Fritz, TheTheory of the Mixed Constitution in Antiquity, New York, 1954, s. 390'daki almn.

Page 45: Tarih Nedir - E. H. Carr

~ididir. Bu tuhaf ad1 kullanm<;lkla, kendisi i<:;inesoterik ya dailahYbir tarihin varhgma inanma hakkm1 sakh tutmaktad1rki, bizlerin bununla ilgilenmemiz hi<:;gerekmez, Berdyaev,Niebuhr ve Maritain gibi yazarlar tarihin erek ya da amaCl-mn tarihin d1~mda bulundugu ustunde lsrar ederler. Ben ki-~isel olarak dogru durust bir tarih kavram1yla tarihin anla-mmm ve anlamhhgmm dayand1g1 herhangi bir buyuk tari-hustu kuvvet inanClm -bu kuvvet ister Se<:;ilmi~bir Halk'mTanns1 olsun, ister YaradanCllar'm Gizli El'i, ister Hegel'inDunya Ruhu olsun- bagda~tlrmaYl zor buluyorum. Bu kon-feranslann amaCl <:;er<:;evesindetarih<:;inin boyle bir Deus exmachina'ya (HIZlf' mucizesine) ba~vurmadan sorunlanm<:;ozmesigerektigini ve tarihin, boyle denebilirse, i<,;indejo-ker olmayan hir deste kagltla oynand1gm1 varsayacagllll.

Tarihle ahlakm ili~kisi daha karma~lktlf ve ge<:;l11i~te,bu-nun uzerine yap1lan tart1~malardan baz1 bulamkhklar orta-ya <:;lkm1~tlf.Bugun, tarih<:;iden tarihinde ge<;:en ki~ilerinozel hayatlan ustune ahlakl yargllarda bulunmaslI1In iste-nilmedigini soylemek bile gerekmez. Tarihc;iyle ahlak<:;mmbakl~ ac;l1an aym degildir. VIII. Henry belki kolD. bir koca,ama iyi bir Kral idi. Fakat larihc;i onunla ilk nilcligi bakl-mmdan, ancak tarihl olaylan etkiledigi ol<:;udeilgiliclir. Egeronun ahlakl kusurlan kamu i~lerinde, II. Henry'ninkilerkadar az etkili olsayd1, tarihc;inin bunlarla ilgilcn l11esihi<:;gerekmezdi. Bu, kusurlar ic;in oldugu kadar erclcmler ic;inde gec;erli bir kurald1r. Pasteur ile Einstein'm ozel hayatla-nnda ornek, hatta evliya denecek kadar iyi insanlar oldugusoylenir. Fakat, tutahm ki sadakatsiz kocalar, zalim babalarve meslekda~lanna kar~l kotu davranan insanlar olsalard1,tarihe adlanm yazdlran ba~anlan kuc;ulur muydu? Tarihc;iher ~eyden once bunlara bakar. Stalin'in ikinci kansma za-lim ve kaba davrand1g1 soylenir; fakat, Sovyetler ustune c;a-h~an bir tarih<:;iolarak, kendimi hununla pek ilgili hisset-

86

miyorum. Bu, ki~isel ahlakm onemli olmad1g1 ya da ahlaktarihinin, tarihin yasal bir bolumu olmadlg1 anlamma gel-mez. Fakat, tarihc;i sayfalannda boy gosteren bireylerin ki-~isel hayatlan us tUne donup de ahlak yarg1lan vermeyekalkmaz. Onun yapacak ba~ka i~leri vard1r.

Daha ciddl bir bulamkhk, kamusal eylemler ustune ahlakyargllan sorunundan <:;lkmaktadlr. Oyunun 6nemli ki~ileriuslune ahlilk yargllannda bulunmasmm tarihc;inin gorevioldugu inanCl uzun bir ge<:;mi~edayamr. Fakat, bu hic;birzaman gerek donemin ahlaklle~tirme egilimleri ve gereksesmlfS1Zbireycilik kultuyle peki~tirildigi 19. yuzYlllngiltere-si'ndekinden daha kuvvetli olmam1~tlr. Rosebury, Ingilizhalkmm en <:;okNapoleon'un "iyi bir adam" olup olmad1g1-m bilmek istedigine deginir.24 Acton, Creighton ile yaZl~-malannda, "Ahlakl ilkelerin bukulmezligi, Tarih'in otorite-sinin, degerinin ve yarannm gizidir" demi~ ve kendisinintarihi "anla~mazhklarda bir hakem, amac;slz gezinenlere biryol gosterici, yeryuzu guc;lerinin ve dinin kendisinin, dur-madan batlfmaya yoneldigi ahlak sancagm1 dik tutacakkuvvet" haline getirdigini ileri surmu~tu.25 Bu, tarih admatarih<:;iyetarihl olaylarda yer alan ki~iler ustune ahlak yargl-Ian verme zorunlulugunu yukleyen ve hakkm1 veren, Ac-ton'un, bir tur tarihustu gu<:;olarak tarihY olgulann nesnel-lik ve ustUnlugu hakkmdaki neredeyse mistik inancma da-yanan bir goru~tUr. Bu tutum, umulmad1k bic;imlerde bazenhill a yeniden belirmektedir. Profesor Toynbee, Mussoli-ni'nin 1935'te Habe~istan'l i~galini "bile bile i~lenmi~ ki~iselbir gunah" olarak tammlaml~tlf;26 Sir Isaiah Berlin de, almtlyapt1g1m denemesinde, Charlemagne ya da Napoleon ya da

24 Rosebury, Nepoleon: The Last Phase, s. 364.

25 Acton, Historical Essays and Studies, 1907, 5.505.

26 Survey of International Affairs, 1935,2,3.

Page 46: Tarih Nedir - E. H. Carr

Cengiz Han'l ya da Hitler'i ya da Stalin'i toplu klYlmlan ne-deniyle mahkum etmenin tarih\;inin gorevi oldugunda ~id-detle lsrar etmektedir.27 Bu goru~e Profesor Knowles a\;l~konu~masmda, tarih\;inin yetki alanma girmeyen ahlil.k yar-gllarma ornek olarak, Motley'in II. Philip'i ("Eger onun dl-~mda kaldlgl su\;lar var idiyse, bu, insan dogasmm su~ta bi-le yetkinlige ula~maya izin vermeyi~indedir") ~eklindekisu\;lamasml ve Stubb'm Kral ]ohn'u ("insam gozden du~u-rebilecek butun su~larla kirlenmi~") olarak tammlamaslmgostererek, "Tarih~i yargl\; degildir, hele adam asmaya me-rakh bir yargl~ hi~ degildir" demekle, yeterince ~aLITIl~tlr.28

Fakat bu noktada Croce'nin de aktarmak istedigim nefis hirpar~asl var:

huna nufuz eden ve onlan anlayan yargle;lar dl~mda hie;kimse tarafmdan yargllanamazlar ... Tarih anlatryoruz diyeyargwhk taslayrp, tarihin g6revi bu oldugu inanClyla ~unumahkum edip bunu bagl~layanlar ... genellikle, tarih duy-gusundan yoksundurlar.29

Eger biri \;lklp da Hitler ya da Stalin -yahut isterseniz, Se-nator McCarthy- hakkmda hukum vermenin bizim i~imizolmadlgml, ~unku onlann ~ogumuzun ~agda~Ian oldugu-nu, onlann eylemlerinden ~ekmi~ yuzbinlerce kimsenin ha-1<1sag oldugunu ve i~te bu nedenlerden 6turu, onlara tarih-~i olarak yakla~mamlZln ve onlarm yaptlklan hakkmda yar-glda bulunmamlZl me~ru kllabilecek bteki niteliklerdenannmamlzm zor olacagml ileri surerse: Bu, ~agda~ tarih~i-nin slkmtl1anndan biridir - ba~ slkmtlSldlr da, diyebilirim.Fakat, Charlemagne ya da Napoleon'un gunahlanm a\;lkla-makta bugun kim ne yarar bulur ki?

Bunun i\;in, gelin biz ipe~ekme egilimli bir yargl~ turun-deki tarih\;i fikrini bir yana blraklp, daha zor, fakat daha ya-rarh bir sarun olan ge~mi~in bireyleri degil de, olaylan, ku-rumlan ya da siyasetleri hakkmda ahl<1ki:yarglda bulunma-yl ele alahm. Bunlar tarih~inin bnemli yargllandlr; bireylerhakkmda ahlakI yargllarda bulunmada ~iddetle lsrar eden-ler, bazen bilin\;dl~l olarak butUn gruplar ve toplumlar i~inbzur hazlrlamaktadlrlar. FranSlZ Devrimi'ni, Napoleon sa-va~lanmn felaketleri ve kan dbkmelerinin sorumlulugu dl-~mda tutmaya \;ah~an, FranSlZ tarih~isi Lefebvre, bunlan"mizaCl ban~ ve bl\;ululukle kolay kolay bagda~amayan birgeneralin diktatbrlugu"ne baglaml~tlf.3o Almanlar bugunHitler'in bireysel kbtulugunun kmanmaslm, onu yaratantoplum us tune tarih\;inin bir ahlak yarglsmda bulunmasma

Sue;lamada bulunanlar ~u cinemli noktaYl unuluyorlar ki(ister adliye, ister ahlak mahkemesi anlamllla), bizimmahkel11elerimiz, ya~ayan, eylel11de bulunan vc tchlikeliolabilen kil11seler ie;in kurulmu~ zamammlzm mahkemele-ridir; oysa 6teki kimseler, kendi zal11anlannm mahkcmele-rinde yargllanl111~lardH ve ikinci kez mahkum cclilcmez yada bagl~lanamazlar. Onlar her ne olursa olsun, hcrhangibir mahkel11e huzurunda sorumlu tutulamazlar; salt ~u ne-denle ki, artlk huzura enni~ gee;mi~in insanlandlr ve bu Sl-fatla ancak tarihin konusu olabilirler ve yapttklanmn ru-

27 I. Berlin, Historical Inevitability, s. 76-77. Sir Isaiah'll1 tutumu 19. yuzyilll1inat<;l tUlucusu, hukuk<;u Fitzjames Stephen'in goru~unu hallrlalmaktadlr:"Ceza yasasl, boylelikle, sudulardan nefrel etmenin ahlak<;a hakh oldugu ilke-sine gore i~ler... Su<;lulardan nefret edilmesi, onlara verilen cezalann bu nefre-te anlatlm kazandlracak ve kamunun saghkh bir dogal duyguyu dile getirecekve doyuracak ara<;lan saglamaS1l11hakh gosterecek ~ekilde duzenlenmesi sonderece istenilen bir ~eydir." (A History oj Criminal Law oj England, 1883, 2, s.81-82, L. Radzinowics, Sir James Fitzjames Stephen, 1957, s. 30'da almll.) Eugoru~ler kriminologlar tarafmdan artlk geni~ ol<;ude payla~llmamaktadlr; fa-kat, benim onlara buradaki kar~l <;lkl~lm, oteki yerlerdeki ge<;erlilikleri neolursa olsun, tarihin yargllanna uygulanamayacagmdan oturudur.

28 D. Knowles, The Historical and Character, 1955, s. 4-5,12,19.

29 B. Croce, History as the Story oJ Liberty, lngilizce <;eviri, 1941, s. 47.

30 Peeuples et Civilisations, cilt 14, Napoleon, s. 58.

Page 47: Tarih Nedir - E. H. Carr

memnuniyetle yeglemektedirler. Ruslar, Ingilizler ve Ame-rikahlar, kendi toplu sue;:lanmn gtmah kee;:ileri olarak Sta-lin, Neville Chamberlain ya da MeCarthy'ye kar~l ki~iselsaldmlara kolayhkla katllmaktadular. Aynea, bireyler hak-kmdaki ovgu dolu ahlak yargllan da tlpki bireylerin ahlak-e;:asue;:lanmalan kadar yanh~a yol ae;:lelve zararh olabilir.BaZl kole sahiplerinin yuee gonullu olduklanmn teslimedilmesi koleligiri ahlaka aykm oldugunun reddedilmemesiie;:insurekli bir ozur olarak kullamlmv;;tlr. Max Weber "ka-pitalizmin i~e;:iyiya da bare;:luyu ie;:inesoktugu efendisiz k6-lelige" i~aretle ve hakh olarak tarihe;:inin onlan yaralan bi-reyler hakkmda degil de, kurum hakkmda yarglda bulun-maSl gerektigini one surer.31 Tarihe;:i bireysel bir Doguludespot hakkmda yarglda bulunmaz. Fakat, onclan diyelimki, Dogulu despotizm ile Perikles Atinasl'mn kurumlanarasmda tarafslz ve kaYltslz kalmasl da beklenenwz. Birey-sel bir kole sahihi hakkmda yarglda bulunmayaeakllr. Fakatbu onu koleei bir toplumu reddetmekten ahkoyillaz. Gor-dugumuz gibi, tarihl olgular bir ole;:udeyorumu gcrektirir-ler; larihl yorumlarsa her zaman ahlak yargllanchr .' islerse-niz daha tarafslZ gorunen bir terimle soyleyelim, deger yar-gllanm i~in ie;:inekatarlar.

Gene de, bu, zorluklanmlzm yalmzea ba~langICl(hr. Ta-rih, oyle bir mueadele sureeidir ki, sonue;:lanna, biz onlanister iyi ister kotu sayahm, dogrudan ya da dolayll -e;:ogukez dolayhdan e;:ok,dogrudan dogruya- ba~kalart 11m zaran-na olmak uzere eri~ilir. Kaybedenler oder. Tarihle ezilmekdogaldlr. Tarihin her buyuk doneminde zaferler kadar dak;ylplar vardlr. Bu, son dereee karma~lk bir sorundur, e;:un-ku kaybedenlerin zaranm baZllannm daha e;:okyararh e;:lk-maslyla dengelememize imkan vereeek bir ole;:UIUI11UZyok-

tur: Yine de boyle bir dengeye eri~ilmesi gerekir. Bu tariheozgu bir sarun degildir. Gunluk ya~aYl~ta, kabule yana~tlgl-mlzdan e;:okdaha buyuk ole;:ude, daha az kotuyu see;:mekyada iyi geleeek diye kotuyu yapmak zorunlulugu ile kar~lkar~lya kalmz. Tarihte bu sorun bazen "geli~menin bedeli"ya da "devrimin fiyatl" ba~hgl altmda tartl~lhr. Bu, yamltlClbir adlandlrmadlr. Baeon'm On Innovations (Yenilikler Dstu-ne) denemesinde soyledigi gibi, "goreneklerde diretmek,yenilik kadar kan~lkhk e;:lkanClbir ~eydir." Varolam koru-manm ayneahksIZlar bakimmdan maliyeti, yeniligin aynea-hklanndan yoksun kIlmanlar bakimmdan maliyeti kadarbuyuktur. BazIlannm yarannm ba~kalanmn aCllanm me~rukildlgl tezi, her turlu hukumet fikrinin ie;:inde vardlr, bukoktenci bir ogreti oldugu kadar tutueu bir ogretidir de. Dr.Johnson, daha az kotu olma (ehven-i ~er) kamtml varolane~itsizliklerin surdLirLilmesini hakh gostermek ie;:inba~any-la kullanml~tlr.

Hi<; kimsenin mutlu olmamasmdansa bazllanmn mutsuzolmasl daha iyidir, genel bir e;;itlik durumunda hi<; kimsemutlu olmazdL32

Fakat bu sorun en dramatik bie;:imleriyle kokten degi~medonemlerinde gor(l1Lir;larihe;:inin bu sorun kar~lsmdaki tu-tumunu en kolay burada ineeleyebiliriz.

1780 ile 1870 yllian arasmda Buyuk Britanya'nm endust-rile~mesi oykusunu alahm. Hemen her tarihe;:iendustri dev-rimini belki de hie;:larn~madan buyuk ve ileri bir ba~an ola-rak ele ahr. Aym zamanda, koylulerin topraktan anhp, i~e;:i-

32 Boswell, Life of Doctor Johnson, 1776, Everman Yay.,2, s. 20. Bunda apksozlii-liik erdemi vardlr; Burckhardt (Judgements on History and Historians'da, s. 85),"Genel olarak parta tl.leri'den ba~ka bir ~ey istememi~" olan ilerleme kurbanla-nnm "susturulmu~ iniltileri" i~in gozya~lan doker, fakat kendisi gene! olarakkorunacak hi~bir ~eyleri olmayan ancien regime kurbanlarmm iniltileri kar~l-smda sessiz kahr.

Page 48: Tarih Nedir - E. H. Carr

lerin saghga aykm fabrikalara ve berbat konutlara tIkllma-lanm ve \;oeuk emeginin somurulmesini de anlataeaktlr. Bukotuluklerin sistemin i~leyi~i i\;inde olu~tugunu; baZl i~ve-renlerin otekilerden daha aClmaSlZoldugunu soyleyebilir vebir kez bu duzen yerle~inee, insanCll bir viedanm yava~ ya-va~ geli~eeegini bir ol\;ude eo;;kuyla vurgulayaeaktIr. Muh-temelen, gene soylemeden, hi\; degilse ilk a~amalarda, birol\;ude zorlama ve somurunun endustrile~menin bedelininka\;lmlmaz bir par\;aSI oldugunu varsayaeaktlr. Ote yandan,ben, bu bedeli du;;unerek, ilerleme engellenseydi ve en-dustrile;;ilmeseydi diyen bir tarih\;i de duymu;; c1cgilim;boyle biri varsa ~uphesiz Chestron ve Belloe okulundanduve hakh oIarak eiddI tarih\;ileree onemsenmeyeccktir. Buornek beni ilgilendiriyor, \;unku, yakmda, yazdlg1l11SovyetRusya tarihinde koylulugun kolektifle;;mesini endllstrile~-menin bedelinin bir par\;aSI olarak ele almak ul11udunda-yun ve pekala biliyorum ki, Ingiliz sanayi devriminin tarih-\;ileri ornegini izleyerek kolektifiqmenin zuluJllkrini veaCllanm kotuleyeeek, fakat bu sureei istenilir vc zorunlubir endustrile~me politikasmm maliyetinin ka\;ll1drnaz birkar;;lhgl olarak alaeak olursamz, kiniklik ve kotulllkleri ba-gl;;lamak su\;lamasma ugrayaeaglm. Tarih\;iler 19. Yllzyl1daAsya ve Afrika'mn BatI uluslannea somurgele~tiril mesiniyalmzea dunya ekonomisine dogrudan etkileri ncdeniyledegil, bu kItalann geri kalml;; halklan i\;in uzun d0nemlisonu\;lan a\;lsmdan da bagl;;Iama egilimindedirler. Sonu\;tadenir ki, ne de olsa, C;:agda~Hindistan Ingiliz idaresi nin \;0-eugudur, C;:agda~C;:inde 19. yuzyll Batl emperyalizmininurunudur (buna Rus Devrimi'nin etkisi de eklenebilir). Ya-Zlk ki, a\;lk limanlardaki Batlhlar'm fabrikalannda \;ah~tm-Ian C;:inlii~\;iler ya da Guney Afrika madenlerindekiler ya-hut Birinci Dunya Sava~l'nda Batl Cephesi'ndekiler sag ka-hp da, C;:inDevrimi'nden saglanan ;;an, ;;eref ya da yararlan

92

payla;;amaml;;lardlr. Kar;;lhgml odeyenler nadiren kazan\;la-n toplayanlardlr. Engels'in iyi bilinen ~u unlu s6z1eri bura-ya rahatslz edici dereeede uygun du~mektedir.

Tarih butun tann<;:alann a;?agl yukan en aClmaslZldu; yal-mzca sava;?ta degil, "ban;?(,;1"ekonomik kalkmma donem-lerinde de zafer arabasml arkasmda ceset Ylgmlan blraka-rak surer. Biz erkekler ve kadmlar, ne yazlk ki, gen;:ek birilerleme ir,;inhemen hemen oranSlZ gOr11nen aCllar tarafm-dan zorlanmachkr,;a, cesaretimizi toplamayacak kadar apta-

hzdu.33

Ivan Karamazov'un unlu kar;;l \;lkl~l yigit\;e bir yanh;;tIr.Biz, toplumun i\;ine doganz, tarihin i\;ine doganz. Bize ka-bul ya da reddi se\;me hakklyla verilen bir giri~ biletininonerildigi bir an yoktur. Tarih\;i aCl \;ekme sorununa dinbi-limciden daha kesin bir eevap getiremez. 0 da, daha az ko-tu (ehven-i ;;er) ya da iyinin daha agu basmasl tezine ba~-vurmak zorunda kahr.

Fakat, tarih\;inin -bilginden farkh olarak- malzemesi ge-regi bu ahlakI yargdama sorunlanna girmesi olgusu, tarihintarih-ustu bir deger ()I\;utline uyruk kllmmasml i\;ermezmi? Boyle oldugunu sallllllyorum. Diyelim ki, "iyi" ve "ko-tu" gibi soyut kavramlar ve bunlann daha incelikli olarakgeli~tirilmi~leri tarihin slmrlannm dl;;mda kahrlar. Fakat,boyle olsa da, tarihI ahlak ineelemelerinde, matematik yada mantIk formulleri fizik biliminde nasI1 bir rol oynarsaa~agl yukan aym rolu oynarlar. BunIar, du;;uneenin onsuzolunamaz kategorileridir; fakat, ozgul bir i\;erikle dolduru-Iana kadar, bunIar, aniam ya da uygulamadan yoksundur-lar. Ba;;ka bir benzetmeyi yegierseniz, tarihte ya da gunlukya;;aYI;;ta ba~vurdugumuz ahlakI kurallar banka \;eklerine

33 24 ~ubat 1893 tarihli Danielson'a mektupta, Karl Marx and Friedrich Engels:Correspondance 1846-1895, 1934, s. 510.

Page 49: Tarih Nedir - E. H. Carr

benzerler: BaSlh ve yazlh kIslmlan vardlr. BaSlh klSlm bz-

gurluk ve e:;;itlik, adalet ve demokrasi gihi soyut kelimeler-den olu:;;mu~tur. Bunlar, zorunlu kategorilerdir. Fakat, <;:ek,e:;;itimiz olarak kabul ettigimiz kimseler i<;:inne kadar ve nemiktarda bzgurluk aYlrmaYl bnerdigimizi belirleyen btekiklSlmlanm doldurmadlk<;:a degersizdir. Degi:;;ik zamanlarda<;:ekinasll doldurdugumuz tarihin ara:;;tlrma konusudur. 50-yut ahlaki kavramlara, bzgul tarihi i<;:erikverilmesi surecitarihi bir sure<;:tir; ger<;:ekten, bizim ahlaki yargI1aruTIlzmi<;:indeolu:;;tugu kavramsal <;:er<;:evetarihin kendi cseridir.Ahlak sorunlan ustune <;:agda:;;uluslararasl anla:;;mazhklannen yaygll1 bi<;:imibzgurluk ve demokrasi ustline, rakip iddi-alar ustline bir tartl:;;madlr. Kavramlar soyut ve evrcnseldir.Fakat, bunlara verilen i<;:erikler tarih boyunca, zamandanzamana ve yerden yere degi:;;ir; bunlann uygulamal"1nnaili:;;kinpr"1tik sorunlar ancak t"1rihibaglamlan i<;:indc"1nla:;;l-labilir ve tartl:;;llabilir. Biraz daha az yaygll1 bir brnek alahm.Ekonomik poli tikalann istenilirliginin bl<;:ulup degerlendi-rilebilecegi nesnel ve tartl:;;maslz bir bl<;:utolar"1k, "ekono-mik rasyonellik" k"1vramll1ll1alll1maSl bnerilmi:;;tir. Bu giri-:;;im,hemen <;:bkmu:;;t1ir.Klasik ekonomi yasalanyla yeti:;;ti-rilen teorisyenler akli ekonomik sure<;:lere akllc1I51hi r mu-dahale diye, planlamaYl ilkece reddederler; brnegin, plancl-lar fiyat politikalannda arz ve talep yasasma bag It olmaYlreddederler, planlama dbneminde saptanan fiY"1tlann iseaklI bir temeli olamaz. Elbette, planCllann <;:ogukez akIldl:;;lolarak ve bu nedenle de akI1s1zca davrandlklan clogru ola-bilir. Fakat, onlann klasik ekonominin eski "ekonomik ras-yonellik" bl<;:utuyle clegerlendirilmemeleri gerekir. Ki:;;iselolarak benim, aslll1da aklldl:;;l olamn, denetimsiz ve brgut-suz blrakm-yapsmlar ekonomisi oldugu ve planlamanll1 busurece "ekonomik rasyonellik" getirme yolunda bir giri:;;imoldugu :;;eklindeki kar:;;lt teze daha fazla yakll1hglm vardlr.

94

Fakat :;;uanda i:;;aretetmek istedigim tek :;;eytarihi eylemle-rin yargI1anabilecegi soyut ve tarih-ustu bir bl<;:utkurmamnimkanSlZhgldlI. Her iki taraf da ka<;:lmlmaz olarak kendi ta-rihi ko:;;ullanna ve emellerine bzgu i<;:erikleri bl<;:utolarakgbrmu:;;lerdir.

Bu, tarihi olaylann ve clurumlann yargI1andlgl, tarih-ustlibir bl<;:utkurma <;:abasll1dabulunanlann ger<;:ekgunahldlI -bu bl<;:utister dinbilimcilerce bne surulmu:;; kutsal bir otori-teden <;:lkanlml:;;olsun, ister Aydll1lanma filozoflarll1ca bnesurulmu:;; degi:;;mez AkI1 ya da Doga'dan <;:lkanlml:;;olsun.Bu gunah, bl<;:utunuygulanmasll1dan <;:lkankusurlardan yada bl<;:Utunkendi i<;:indeki eksikliklerden gelmemektedir.Bu, boyle bir bl<;:utkurma giri:;;iminin tarihe aykm olu:;;udurve tarihin bzunun ta kendisiyle <;:eli:;;mesidir.Bu, tarih<;:ininmesleginin kendisini surekli olarak sormaya zorladlgl soru-lar konusunda clogmatik bir cevabl olmasl demektir: Bu so-rulara cevaplan bnceden kabul etmi:;; tarih<;:i,<;:ah:;;mayagbz-leri bagh ba:;;lamaktacllr ve gbrevine ihanet etmektedir. Tarihharekettir ve hareket kar:;;I1a:;;tlrmademektir. Tarih<;:ilerinah-laki yargI1anm "ilerici" ve "gerici" gibi kar:;;I1a:;;tlrmaClnite-likteki kelimelerle a<;:lklamaya,"iyi" ve "kbtu" gibi uzla:;;mazmutlaklarla a<;:lklamaktan daha <;:okegilimli olmalannll1 ne-cleni budur; bunlar farkh toplumlan ya da olgulan bazl so-yut bl<;:utlerle degil birbirleriyle ili:;;kileri i<;:indetammlamagiri:;;imleridir. Dstelik, bu, sbzde soyut ve tarih-dl:;;l degerleriinceleyince, bunlann da ger<;:ektetarihten temellendiklerinigbruruz. Belli bir zaman ya da yerde belirli bir degerin ya daulkunun ortaya <;:lkI:;;l,0 yer ve zamanll1 tarihi ko:;;ullanylaapklanabilir. E:;;itlik, bzgurluk, adalet ya da Dogal Hukukgibi varsaYlmsal mutlak kavr~mlann pratik i<;:erikleri clb-nemden dbneme ya da kltadan 'kItaya degi:;;ir. Hergrubuntarihten kaynaklanan kendi degerleri vardlI. Her grup, ya-banCl ve kendine uymayan degerlerin i<;:inegirmesine kar:;;l,

95

Page 50: Tarih Nedir - E. H. Carr

bunlan burjuva ve kapitalist ya da anti-demokratik ve to tali-ter yahut daha da kabaea, lngiliz-aleyhtan ve Amerikan-aleyhtan gibi hakaret dolu slfatlarla damgalayarak kendinisavunur. Toplumdan aynlml~, tarihten aynlml~ soyut bh;utya da deger, soyut birey kadar hayaldir. Ciddt tarihc;:i, kendidegerlerinin tarihin dl~mda bir nesnelligi oldugunu bne sur-meyerek, butun degerlerin tarihlolarak ko~ullandmlml~hk-lanm kabul eden tarihc;:idir. lnanc;:lanmlz ve bagh oldugu-muz deger blc;:utleri, tarihin parc;:alandlr ve insan davram~l-nm ba~ka herhangi bir yam kadar, bunlar da tarihI ara~tlr-mamn konusudurlar. Bugun c;:okaz bilim -nerde kaldl kitoplumsal bilimler- tam bir baglmslzhk iddiasmda bulunabi-lir. Fakat tarihin onu bteki herhangi bir bilimden aYlrdede-eek kendi dl~mdaki bir ~eye temel bir baglmhhgl yoktur.

Tarihin bilimler arasmda saYllmasl tezi ustune ncler sby-lemeye c;:ah~tlglml bzetleyeyim. Bilim kelimesi kden pekc;:okfarkh ybntemi ve teknigi olan bylesine farklI bilgi dalla-nm kapsamaktadlr ki, tarihi bilimin dl~mda bm.d\lnak iste-yenlerin tezlerini kamtlamalan, tarihi bilimler i<;indc sayan-lann bunun aksini kamtlamasmdan c;:okonlara dCl~cr.Tari-hi, bilimler dl~mda sayma c;:abalannm tarihc;:ileri kcndi se-e;:ilmi~topluluklannm dl~mda tutma endi~esinde olan bilimadamlanndan degil de, tarihin insan duygulanl1l geli~tiricibir edebiyat dah olma durumunun korunmasl endi~esinde-ki, tarihc;:i ve filozoflardan gelmesi anlamhdu. Bu tartI~ma,edebiyat adl altmda toplanan insan bilimlerinin egemen 51-

mfm geni~ kulturunu, fen bilimlerinin de bu slmfa hizmeteden teknisyenlerin beeerilerini temsil ettigini varsayan,edebiyat ile fen arasmdaki eski aynmm bnyarglSll1l yanslt-maktadlr. "Be~ert bilimler" ve "insana ili~kin" kelimelerininkendileri bu baglam ic;:inde, eskiden beri gee;:erli olan birbnyargmm kalmtlSldu; gere;:i,bilimle tarih arasmda kar~lth-gm lngilizee dl~mda hie;:bir dilde anlamh olmamasl da bu

96

bnyargmm adahlara bzgu niteligini gostermektedir. Tarihebilim demeye kar~l C;:lkllmasmabenim ba~ itirazlm, bunun"iki kultUr" denilegelen aynml hakh gbstermesi ve sureklikllmaSldlr. Bu aylrmamn kendisi, lngiliz toplumunun ken-di gee;:mi~inebzgu slmf yaplsma dayanan eski bir bnyargl-mn bir urunudur; ben, kendi paylma, tarihc;:iyle jeologubirbirinden ayuan w;urumun jeologu fizikc;:iden ayuanuc;:urumdan daha derin ya da bir kbpruyle birle~tirilemezolduguna inanmlyorum. Fakat, benim gbru~umee bu yana~manm yolu tarihc;:ilere temel fen bilimleri ya da fen bilim~eilere temel tarih bilimleri bgretmek degildir. Bu, kan~lkkafah kimseleree ybneltildigimiz C;:lkmazbir sokaktlr. Ba-kIn, fen bilimeilerinin kendileri bbyle davramyorlar ml?Muhendislerin temel botanik derslerine devam etmelerininbgutlendigini hie;:duymadlm.

Benim bnerebileeegim bir e;:are, tarihimizin ble;:utleriningeli~tirilmesi, -eger bbyle diyebilirsem- daha bilimsel kllIn-maSl, tarih ara~tlrmaetlanndan daha slkl isteklerde bulun-mamlzdu. Tarih, akademik bir disiplin olarak bazen buuniversitede klasiklcri c;:okzor ve fen bilimlerini e;:okciddIbulanlann toplandlgl, i~e yaramayan her ~eyin ie;:ineatlldlglbir sepet olarak du~unulmektedir. Bu konu~malarda sizevermeyi umdugum bir izlenim, tarihin klasiklerden c;:okda-ha zor ve herhangi bir fen bilimi kadar ciddt bir konu oldu-gudur. Fakat bu e;:arenin uygulanmasl tarihe;:ilerin kendiaralannda yaptlklan i~e daha guc;:lubir inanc;:la baglanmala-nm gerektirir. Sir Charles Snow, bu konuda verdigi yeni birkonferansta bilim adamlanmn "aeeleei" iyimserligiyle ken-disinin "edebiyate;:l aydmlar" dediklerinin "klSllml~ sesleri"ile "topluma kar~l duygulan"m kar~lla~tlrdlgmda hakh birnoktaya deginiyordu.34 Bazl tarihc;:iler -hele, tarihe;:i olma-

Page 51: Tarih Nedir - E. H. Carr

dan tarih ustune yazanlar- bu "edebiyatC;;laydmlar"dandlr.Bunlar tarihin bir bilim olmadlgml soylemek ve onun neolamayacagml ya da yapamayacagml, ne yapmamasl gerek-tigini aC;;lklamaklaoylesine me;;guldurler ki, onun ba;;anla-nm ve imkanlanm degerlendirmek ic;;inzamanlan yoktur.

Aradaki yan kapatmamn bir ba;;ka yolu da bilim adamla-nyla tarihc;;iler arasmdaki amac;;ozde;;liginin daha iyi anla-;;llmasml saglamaktlr; tarih ve bilim felsefesi konusunda ye-ni yeni duyulan ve buyuyen ilginin degeri de, ba;;hca bun-dan ileri gelmektedir. Bilim adamlan, toplumsal bilimcilerive tarihc;;ilerin hepsi aym inceleme alamnm ayn dallannabaghdular: Insamn ve c;;evresinin, insanm c;;evresinc etkisinive c;;evrenin insana etkisini incelemek. Bu incelemcnin ama-Cl aymdlr: Insanm c;;evresini anlamaSlm ve onun (Islundekiegemenligini geli;;tirmek. Fizikc;;inin, yerbilimcinin, ruhbi-limcinin ve tarihc;;inin varsaYllnlan ve yontemleri birbirle-rinden ayrmnlarda aynhrlar; daha bilimsel olmak i<;in,ken-dimi, tarihc;;inin fizik bilimlerin yontemlerini daha yakm-dan izlemesi gerektigi onerisine baglamak istcd igimi desanmaym. Fakal, tarihc;;i ve fizik bilimci aC;;lklamaaramakgibi temel bir amac;;ta ve sorup cevaplamak gibi temel birsurec;;te birle;;mi;;lerdir. Tarihc;;i, butUn bilim adamlan gibi,durmadan "nic;;in" sorusunu soran bir yaranktu. Gelecekkonu;;mamda, bu soruyu ne gibi yollardan ortaya koydugu-nu ve cevaplamaya c;;ah;;tlgmlinceleyecegim.

Sut bir tencereye konup da kaynatI1dlgl zaman ta;;ar. Bununneden oldugunu bilmiyorunt, hic;;birzaman bilmek de iste-medim; eger, zorlansaydlm, bunu belki de, sutUn ic;;indekita;;ma egilimine baglarchm ki, bu, yeterince dogrudur, amahic;;bir;;ey aC;;lklamaz.Fakat, zaten ben de doga bilimcisi de-gilim. Aym ;;ekilde birisi neden olduklanm bilmek isteme-den gec;;mi;;in olaylanm okuyabilir, hatta yazabilir ya dalkinci Dunya Sava;;l'nm Hitler sava;; istedigi ic;;inC;;lktlgmlsoylemekle yetinebilir, bu da yeterince dogrudur, ama hiC;;-bir ;;ey aC;;lklamaz.Fakat, oyleyse kendine tarih ara;;tmclslya da tarihc;;ilik yakl;;ttrarak yanh;; bir adlandumada bulun-mamahdlr. Tarih incelemesi nedenlerin incelenmesidir. Ge-c;;enkonu;;mamm sonunda soyledigim gibi, tarihc;;i durma-dan "nic;;in"sorusunu sorar; cevap bulmaYl umdugu surecede duramaz. BUyllk tarihc;;i -ya da, daha geni;; soyleyeyim,buyuk du;;unur- yeni olaylar hakkmda ya da yeni baglamlaric;;inde"nic;;in"sorusunu soran kimsedir.

Tarihin babasl Herodotos, kitabmm en ba;;mda amaClm;;oyle tammlaml;;tl: Yunanhlann ve barbarlann yaptlklan-

99

Page 52: Tarih Nedir - E. H. Carr

nm amSml korumak, "ve ozellikle, her !?eyin otesinde, bir-birleriyle sava!?malannm nedenini vermek." Herodotos, es-ki dtmyada ~ok az izleyici bulmu!?tur: Thukydides bile a~lkbir neden anlaYI!?1olmamakla su~lanml!?tlr. * Fakat, 18. yuz-Yllda ~agda!? tarih~iligin temelleri anlmaya ba!?landlgmda,Ramahlann Buyuhluguniin, Yiihseli?inin ve (ohii?iiniin Ne-denleri Ostiine Dii?Uncelerkitabmda Montesquieu ~lkl!?nok-tasl olarak !?u ilkeleri alml!?tl: "Her kralllgl yukselten, sur-duren ya da Ylkan manevi ya da maddi genel nedenler var-dlr" ve "blitCm olanlar bu nedenlerledir." Birkae; yll somaYasalann Ruhu kitabmda bu fikrini geli!?tirdi ve genelle!?tir-di. "Dunyada gordugumuz butun olaylan kor talihin uretti-gini" varsaymak sae;maydl. lnsan "yalmz keyfince yoneltil-mez"; davram~lan "qyalann dogasl"ndan gelen belirli ya-salan ve ilkeleri izler. ** Bundan soma hemen hemen 200yll boyunca, tarih~iler ve tarih filozoflan yogun bir ;;ekildetarihi olaylann nedenlerini ve bunlan yoneten yasalan bu-larak insanhgm gee;mi;; deneyimlerini duzenlemekle ugra;;-ml;;larchr. Nedenler ve yasalar bazen mekanik, bazen biyo-lojik terimler ie;inde du;;unuldu; bazen metafizik olarak, ba-zen ekonomik, bazen de psikolojik. Fakat, kabul edilen te-ori, tarihin duzenli birneden ve sonue; suaSI ic;inde gee;mi-~in olaylanm ardarda duzenlemekten ibaret olcluguydu.Voltaire, Encyclopedie ie;in yazcllgl tarih ustune bolumcle~oyle demekteclir, "Amu Derya ve Sir-i Derya klYllannda birbarbann otekinin yerini aldlgmdan ba;;ka bize anlatacak bir~eyiniz yoksa, bundan bize ne 7" Son Yillarda bu tablo birdereceye kadar degi;;mi~tir. Gee;en konu;;mamda sbz ettigimnedenlerden bturu, bugunlerde artlk tarihi "yasalar"dan sbz

edilmemektedir; bir ble;ude burada tarn~masma girmemin

gerekmedigi bazl felsefl bulamkhklardan, bir ole;ude de, bi-raz soma deginecegim determinizmle birlikte geldigi du~u-nuldugunden, "neden" kelimesinin bile modasl gee;mi!?tir.Bu yuzden bazllan tarihte "neden" den sbz etmez, "a~lkla-ma" ya da "yorum" veya "durumun mantlgl" ya da "olayla-nn i~ mantlgl"ndan (bu, Dicey'den gelmektedir) soz eder,ya da, nedensel yakla~lml (neden oldu'yu) reddeder, onunyerine, i!?levselyakla~lml (nasll oldu'yu) savunur; oysa, bu,kae;lmlmaz olarak olaylann nasl1 olup da meydana geldigisorusunu i~in i~ine katar ve bizi gene "ni~in" sorusuna gb-turur. Daha ba!?kalan farkh neden turleri -mekanik, biyolo-jik, psikolojik ve btekiler- arasmda aynm yapar ve tarihinedeni kendine ozgu bir bolum sayar. Bu aynmlar bir dere-ceye kadar gec;erliyse de, butun neden turlerini birbirindenaylran !?eyin ustunde durmaktan c;ok, bunlarda ortak olanustunde durmak ~imdiki amac;lanmlz ic;in daha yararh ola-bilir. Ben kendi paYlma, herkesc;e, anla!?l1dlgl anlammda"neden" kelimesini kullanmakla yetinecegim ve bu ozel in-celiklere aldlrmayacaglm.

Olaylarm nedenlerini gbstermek zorunluluguyla kar~lkar~lya kalmca tarihc;inin uygulamada ne yaptlgml soraraki!?eba~layahm. Neden sorunu kar!?lsmda tarihc;inin yakla!?l-mmm ilk bzelligi genel olarak aym olaya birkae; neden bir-den gbstermektir. IktisatC;1Marshall, bir keresinde !?oylede-mi~ti, "lnsanlar ba~ka nedenlerin etkisini hesaba katmadanherhangi bir tek nedenin etkisini incelemek uzere uyanl-mahcllr; e;unku, 0 ba!?ka nedenlerin etkileri de incelenen 0

tek nedenin etkileri ile kan~ml~tu."1 "191Tde Rusya'da ni-c;in devrim oldu" sorusunu cevaplarken tek bir neden gos-teren ogrenci orta ahrsa !?ansh sayl1u. Tarihc;i c;ok nedenlee;ah!?u.Bol~evik devriminin nedenlerini slralamasl istenirse ,

(*) EM. Cornford, Thucydides Mythistoricus, passim.

(**) De I'esprit des lois, 6ns6z ve b61um I.

Page 53: Tarih Nedir - E. H. Carr

Rusya'mn birbiri ardmca gelen asked yenilgilerini, sava~mbasklslyla <;oken Rus ekonomisini, Bol~eviklerin etkin pro-pagandasml, <;arhk huko.metinin tanm sorununu <;ozeme-yi~ini, Petrograd fabrikalannda yoksulla~ml~ ve somurulenproletaryanm birikmesini, Lenin'in ne yapmak istediginibildigi, oysa kar~l taraftan hi<;kimsenin ne yapmak istedigi-ni bilmedigi olgusunu - klsacasl ekonomik, siyasal, ideolo-jik ve ki~isel nedenlerin, uzun ve l<lsa donemli nedenlerinrasgele bir karma~asml slralar.

Fakat, bu bizi hemen tarih<;inin yakla~lmmm ikinci ozel-ligine getirir. Sorumuzun cevabmda Rus Devrimi'nin birduzine nedenini birbiri ardmca sualaYlp, boylece blrak-makla yetinen bir ogrenci iyi ahr, ama pekiyi alamaz. SmaVIyapanlann yarglsl, "bilgili, fakat du~unme gucu zaYlf' olur.Ger<;ek bir tarih<;i, kendi topladlgl bu nedenler lislesini eli-ne almca, bir <;e~itmeslek1 zorlama ile bunu bir clllzene in-dirgemek, birbirleriyle ili~kilerini kuran bir neclenler hiye-rar~isi meydana getirmek, belki hangi neclenin ya cia neden-ler grubunun, "son bakl~la" ya da niha1 analizde (larih<;;ile-rin pek sevdikleri deyi~ler) en son neden, biitun neclenlernedeni olarak ele almmasl gerektigini kararla~tIrlnak gere-gini duyacaktIr. Bu, ~u konu hakkmda onun yapllgl yorum-dur; tarih<;;iaglrhk verdigi nedenlerle tammr. Gibbon, Ro-ma Imparatorlugu'nun gerilemesini ve <;;oku~unu barbarh-gm zaferine ve dine baglar. 19. yuzylilngiliz Whig tarih<;;i-leri, Ingiliz gucunu ve ba~ansml Anayasal ozgurliigun ilke-lerini i<;;indeta~lyan siyasal kurumlann geli~mesine bagla-ml~lardIr. Bugun Gibbon ve 19. yUzylllngiliz tarih<;;ilerininbakI~ a<;;ISIbize modasl ge<;;mi~gorunuyor, <;;unku, <;;agda~tarih<;;ilerin en ba~a koyduklan ekonomik nedenleri gor-mezhkten gelmi~lerdir. Her tarih tezi nedenlerin onceligisorunu <;;evresindedoner.

Ge<;;enkonu~mamda sozunu ettigim <;;ah~masmda Henri

102

Poincare, bilimin aym zamanda hem "<;;e;;itlilikve karma-~lkhga", hem de "birlik ve basitlige dogru" geli~tigini, buikili ve goriinurde <;;eli~kilisurecin bilginin gerekli bir ko~u-lu oldugunu belirtmi~tir.2 Bu, tarih i<;;inde bir 0 kadar ge-<;erlidir. Tarih<;;iara~tIrmasml geni~letip, derinlqtirirken,"ni<;in" sorusuna durmadan daha <;;okcevap toplaYlp birik-tirir. Son ylllarda tomurcuklanan ekonomik, toplumsal,kultiirel ve yasal tarih -haydi siyasal tarihin karma~lkhklan-na getirilen yeni bakl~ a<;;llanve yeni psikolojik ve istatistiktekniklerden soz etmeyelim- cevaplarmm saYIsml ve dizisi-ni son derece biiyiitmu~tiir. Bertrand Russell, "bilimdekiher ilerleme, bizi ilk gozlemlenen kaba tekbi<;imliliklerdenuzakla~tmr, daha buyiik bir once gelen - sonra olan farkh-la~masma ve gitgide buyuyen ilgili olduklan anla;;llan oncegelenler dongiisune goturur"3 dedigi zaman, tarihin duru-munu da dogru olarak betimlemi;;ti. Fakat, tarih<;;ige<;;mi;;ianlama durtusuniin basklslyla, aym zamanda llpkl bir fenbilimcisi gibi cevaplannm <;;e;;itliliginiazaltmaya, bir cevablbir ba;;kasma baglamaya, olaylann karga~asma ve ozgul ne-denlerin karga;;asma bir <;e;;itSlra ve birlik getirmeye zorla-mr. "Tek Tann, lek yasa, tek age ve uzaktaki tek Tannsalolay"; ya da Henry Adams'm "egitilmi;; olma iddiasma par-lakhk verecek buyuk bir genelleme"yi araYI;;14- bunlar, bu-gun modasl ge<;;mi;;;;akalar gibi geliyor insana. Fakat, tarih-<;;ininnedenlerin <;;ogaltllmaslyla oldugu kadar basitle;;tiril-mesiyle de ugra;;masl gerektigi bir olgudur. Tarih, bilim gi-bi, bu ikili ve <;;eli;;ikgorunen sure<;;i<;;indeilerler.

Bu noktada, yoldan <;;lkanCliki <;;ekicisorunu ele almaki<;in bir an konudan aynlmam gerekiyor - bu sorunlardan

2 H. Poincare, La Science et I'hypothese, 1902, s. 202-203. "Bilim ve VarsaYlm"MEB Klasikleri arasmda ~evrilmi~tir.

3 B. Russell, Mysticism and Logic, 1918, 5.188.

4 The Education of Henry Adams, Boston, 1928, s. 224.

Page 54: Tarih Nedir - E. H. Carr

biri 'Tarihte Determinizm ya da Hegel'in Kotulugu", oteki"Tarihte Rastlantl ya da Kleopatra'mn Bumu" adml ta~)lmak-tadlr. Oncelikle bunlann nasI1 kar~lmlza <;lktlklan hakkmdabir iki soz soylemeliyim. 1930'larda Viyana'da bilimde yenibakl~ a<;ISlustune onemli bir eser [The Logic of Scientific En-quiry (Bilimsel Ara~tlrmamn Mantlgl) adlyla Ingilizceye <;ev-rildi] yazan Profesor Karl Popper'in sava~ slrasmda dahahalk duzeyinde iki kitabl yaYlmlamm~tlr: The Open Societyand Its Enemies (A<;lk Toplum ve Du~manlan) ve The Po-verty of Historicism (Tarihsiciligin Sefaleti).5 Bunlar Platon'labirlikte Nazizmin manevI atasl saYllan Hegel'e ve 1930'lar-daki Ingiliz solunun fikrI ortaml olan hayli yuzeysel birMarksizme kar~l duygusal bir tepkinin etkisiyle yaZlhm~lar-dlr. Bu eserlerin ba~hca ni~an tahtalan "tarihsicilik" (histori-siZln) diye hakaretamiz bir ad alLmda bir araya getirilcn He-gel ve Marx'm sozde determinist tarih felsefeleridir.6 1954'de

Sir Isaiah Berlin Historical Inevitability (TarihI Ka<;lmlmaz-hk) ustline denemesini yazml~tlr. Belki Oxford kurumununbu eski teme1 diregine hala suren bir saygl nedeniyle Pla-ton'a saldmda bulunmaml~7 ve soruna Popper'de bulunma-yan bir tez eklemi~tir; Hegel ve Marx'm "tarihsiciligi" insandavram~lanm nedensel terimlerle a<;lklayarak insanm ozguristemini red anlamma geldigi ve tarih<;ilerin, tarihin Charle-magne1an, Napoleonlan ve Stalinlerini mahkum etmeleriyukumlulugunden (ki, bundan ge<;en konu~mamda soz et-mi~tim) kae;;mmalanna imkan verdigi i<;in kar~l <;lkmalangereken bir tutumdur. Ba~kaca da fazla bir ~ey degi~tirme-mi~tir. Fakat, Sir Isaiah Berlin hakkIyla tanmml~ ve geni~ 01-e;;udeokunan bir yazardlr. Son be~ aIrI Yllda bu ulkede ya daBirle~ik Amerika'da tarih hakkmda bir makale yazan, hattabir tarih eseri hakkmda ciddI bir e1e~tiri yazan hemen her-kes, Hegel ve Marx ve determinizme bilgie;;ce burun klVU-ml~tlr ve tarihte rastlantmm rolunu kabul etmemenin sa<;-mahgma i~aret etmi~tir. Sir Isaiah Berlin'i <;omezlerinden so-rumlu tutmak belki hakslzhk olur. Kendisi sa<;ma konu~tu-gu zaman bile, bunu <;ekici ve ahmh bir bi<;imde sunarakho~gorumuzu kazanmaktadlr. C;=omezlerisa<;mahgl yineli-yor, ahmh da olalmyorlar. Her neyse, butun bunlarda yenibir ~ey yoktur. Bizim, C;=agda~Tarih kursusune gelmi~ gee;;-mi~ profesorler arasmda en parlagl oldugu soylenemeyecekve herhalde Hegel'i hie;;okumaml~, MarX'1 duymaml~ olanCharles Kingsley 1860'taki ae;;l~konu~masmda tarihte hie;;bir"ka<;lmlmaz sonue;;" bulunamayacagma kamt olarak insamn"kendi varolu~ yasalanm kIran gizemli gucu"nden sozetmi~-tir.8 Fakat iyi ki Kingsley'i unutmu~uz. Popper ile Sir IsaiahBerlin, kendi aralannda bu olu beygiri klrba<;laya kuba<;laya

5 ]arihsiciligin SeJaleti kitap olarak ilk kez 1957'de basllml~tlr, fakat, ozgiln ola-rak 1944 ve 1945'te yaYlmlanan makalelerden olu~maktadlr.

6 Keskinlik gereklirmeyen bir ya da iki yer dl~ll1da "tarihsicilik" (historicism)kelimesini kullanmaktan ka,lllml~tlm; ,lmkil, Profesor Popper'in bu konu iis-tilne geni~ c>],iide okunan yazilan terimi kesin anlamdan yoksun kilml~tlr. Te-rimlerin kesinligi iistiinde siirekli olarak lsrar etmek ukalalrkm. !'akat. insanne hakklllda konu~tugunu bilmelidir. Profesc>r Popper "tarihsici"ligi fazlalrkla-nn i,ine atlldlgl bir sepet gibi, tarih hakkll1da ho~lanmadlgl (bazllan bana sag-lam gc>ziiken, baZllan ise, korkanm, bugiin hi,bir ciddi yazarea savunulmayan)her gc>ril~i,in kullanmaktadlr (Tarihsiciligin SeJaleti s. 3'te.) Kendisinin de tes-lim ettigi gibi, Popper, bilinen hi,bir "tarihsici"nin kullanmadlgl "larihsici"tezler icat etmektedir. Onun ele alr~lllda, tarihsicilik hem tarihi bilimle c>zde~ti-ren hem de bu ikisini keskin bir bi,imde aylran teorileri kapsamaktadlr. Onde-yiden sakman Hegel A,lk ]oplum'da tarihsiciligin ba~papazl olarak snulmu~tur,ama Tarihsiciligin SeJaleti'ne giri~te tarihsicilik, "ana amaClm tarihi ondeyileryapmah sayan, toplumsal bilimlere bir yakla~lm" olarak tammlanml~tlr. 1'01'-per'e kadar "tarihsicilik" genel olarak Almanca "Histarismus"un Ingilizce kar~l-hgl olarak kullamlml~m; ~imdi Profesbr Popper "tarihsiciligi" (histarisizm),"tarih,ilik"ten (histarism) aYlrdetmekte, bbylece de terimin zaten kan~lk kulla-nrimasllla daha biiyiik bir kan~lklrk eklemektedir. M. C. D'Arcy, The Sense ojHistmy: Secular and Sacred, 1959, s.2'de, "tarihsicilik" kelimesini "herhangi birtarih felsefesiyle bzde~" olarak kullanmaktadlr.

7 Ne var ki, ilk fa~ist diye Platon'a saldlllimasl, Oxfordlu biri, R.H. Crossman ta-rafllldan bir radyo yaym dizisinde ba~laml~tJr. Plato Today, 1937.

8 C. Kingsley, The Limits oj Exact Science As Applied to Histmy, 1860, s. 22.

Page 55: Tarih Nedir - E. H. Carr

~oyle boyle canlanml~ gibi gostermeyi ba~arml~lardlr; QU

karmakan~lkhga bir duzen getirmek i<,;inbir miktar sablrgostermemiz gerekecektir.

Once determinizmi ele alayml, onu -umanm, tartl~llmaslgerekmeksizin- olmu~ olan her ~eyin neden ya da nedenleribulundugu ve neden ya da nedenler degi~ik olmadlk<,;afarkh (bir ~eyin) olamayacagl inanCl diye tammlayacaglm.9

Determinizm, tarihin degil butUn insan davram~mm bir 50-runudur. Eylemlerinin nedeni olmayan ve bu yuzden debelirlenmi~ olmayan insan, onceki konu~mada soz ettigi-miz toplum dl~mdaki birey kadar bir soyutlamadlr. Profe-sor Popper'in "insan i~lerinde her ~eyin 0labilecegi"10 teziya anlamSlZ ya yanh~tIr. Gunlllk hayatta buna hi<,;kimseinanmaz cla, inanamaz cla. Her ~eyin bir necleni olclugu beli-ti (aksiyomu) <,;evremizde olup bitenleri anlama yetenegi-mizin bir ko~uluclur.ll Kafka'nm romanlanndaki karabasan6zelligi olup biten hi<,;bir~eyin gorunur ya cla dogrulugubelirlenebilir bir necleni olmaYI~mclan ileri gelmekteclir; buinsan ki~iliginin toptan par<,;alanmasma vanr, <,;unkuolayla-nn neclenleri bulunclugu ve bu neclenlerin yeteri kaclannminsan zihnincle bir eylem kIlavuzu olmaya eIverecek kaclartutarh bir ge<,;mi~ve ~imdi tablosu kurmaya yaradlgl varsa-yuuma clayamr. Gunluk hayat insan davram~lannm ilkelcedogrulugu ara~tIrllabilir nedenler tarafmdan belirlendigivarsayIlmadlk<,;a imkanslz olurclu. lnsanlar bir zamanlar do-

gal fenomenleri ara~tlrmanm, bunlar besbelli ki tannsal is-temce yoneltilclikleri i<,;inkufur oldugunu clu~unurlercli. Bi-zim insanlann ni<,;inoyle davranml~ olduklanm a<,;lklama-mlza, Sir Isaiah Berlin'in bu eylemlerin ins an istemince yo-neltilmi~ olduklanna dayanarak kar~l <';lkl~laym tur bir du-~unceclir, belki cle toplumsal bilimlerin bugun, kenclilerinebu tUr tezler yoneltilcligi zaman cloga bilimlerinin bulundu-gu geli~me duzeyincle olclugunu gostermekteclir.

Bu sorunu gunluk hayatta nasl1 ele aldlglmlzl gorelim.Gunluk i~lerimize bakarken Smith'e raslarsmlz. Ona sevim-Ii bir bi<,;imcle,fakat herhangi bir ~ey kastetmeksizin, hava-dan ya cia kolejin clurumunclan veya universite i~lerindens6z eclersiniz; 0 da size sevimli, fakat herhangi bir ~ey kas-tetmeksizin, havaclan ya da i~lerin clurumunclan dem vurur.Fakat, tutahm ki bir sabah sizin sozlerinizi olagan bi<,;imdecevaplamak yerine, gorunumunuz ya cia ki~iliginiz ustunesert bir soylev <,;ekiyor.Omuzunuzu silker ve bunu Smith' inistem ozgurlugunun ve insan i~lerinde her ~eyin olabilecegiolgusunun inancimci bir gostergesi olarak ml ahrslmz? Sa-mnm almazsmlz. Tersine herhalcle ~oyle bir ~ey sbylersiniz,"Zavalh Smith! Elbette, biliyorsun, babasl akII hastahane-sinde olmu~tu" ya cia "Zavalh Smith! Vine karlSlyla ba~1be-lada olmah." Bir ba~ka deyi~le, mutlaka ortacla bir neclenolmasl gerektigine inandlgmlz i<,;in,Smith'in gorunu~te ne-densiz davram~mm nedenini tammlamaya <,;ah~lrsmlz.Boy-le yapmakla da, korkanm, Smith'in davram~ma nedenselbir a<';lklama getirmekle, Hegel'in ve Marx'm determinist<,;evarsaYlmml benimsediginizi ve Smith'i bir al<,;akdiye ilanetme yukumlulugunuzden ka<;tlgmlzl size soyleyecek olanSir Isaiah Berlin'in hl~mma ugrarsmlz. Fakat, gunluk hayat-ta hi<;kimse bu bakl~ a<;lsml kullanmaz, ya determinizminya ahlaki sorumlulugun tehlikede oldugunu du~unmez.Ozgur istem ve determinizm hakkmclaki mantIkiikilem

107

9 "Determinizm ... veriler boyle olduk~a, olan her ~ey kesinlikle boyle olacaktlrve farkh olamaz ... demektedir. Farkh olabilecegini kabul etmek yalmzea, veri-lerin farkh olacagl anlamma gehr." Essays Presented to Ernst Cassia, 1936, s.IS'de S.W Alexander.

10 K.R. Popper, The Open Society, 2. baslm, 1952, s. 197.

11 "Nedensellik yasasml dunya bizim ustumuze zorlamaz," bu "bizim i~in, belkikendimizi dunyaya uyarlamamlZln en elveri~1i yontemidir", J. Rueff, From thePhysical to the Social Sciences, Baltimore, 1929, s. 52. Profesor Popper'in ken-disi de nedensellik inancma "Gayet hakli bir metodoloji kurahnm metafizik-sel varsaYlmlanmasl" demektedir.

Page 56: Tarih Nedir - E. H. Carr

gen;ek hayatta kar~lmlZa C;;lkmaz.Bu, insan eylemlerininbazllannm ozgur, bazllanmn ise belirlenmi~ oldugu anla-mma da gelmez. Gerc;;ekte, onlara hangi bakl~ aC;;lSlndanba-kIldlgma bagh olarak, butUn ins an eylemleri hem ozgurhem de belirlenmi~tir. Uygulamadaki sorun yine farkhdu.Smith'in eyleminin bir ya da birc;;oknedeni vardlr; fakat, bueylem bir dl~ zorlamayla degil de, kendi ki~iliginden gelenbir zorlamayla olmu~sa, Smith eyleminden ahlakc;;a sorum-ludur, c;;unku normal ergin insanlann kendi ki~iliklerindenahlakc;;a sorumlu olmalan toplumsal hayatm bir ko;;uludur.Bu ozel durumda, onu sorumlu tutup tutmamaksa sizin uy-gulamadaki yargmlza ili;;kin bir sorundur. Fakat, eger boyleyaparsamz, bu, onun davram;;ml nedensiz saymamz demekdegildir: Neden ve ahlakI sorumluluk ayn ayn kategoriler-dir. Yakmlarda bu universitede bir Kriminoloji Enstitusu veKursusu kurulmu;;tur. Eminim ki, suc;;un nedenlerini an;;-tlrmakla ugra;;anlardan hic;;birinin aklma gelmez ki, bu, on-Ian suc;;lunun ahlakl sorumlulugunu inkara baglamaktadlr.

~imdi de tarihc;;iye bakahm. Slradan ki;;iler gibi, 0 da in-san eylemlerinin ilkece ara;;tmlabilir nedenleri bulundugu-na inamr. Bu varsaylm yapl1maymca, gunluk hayat gibi ta-rih de imkanslzdlr. Bu nedenleri ara;;nrmak tarihc;;inin ozeli;;levidir. Bunun onda insan davram~mm belirlenmi;; yonu-ne ozel bir ilgi yaratngl du;;unulebilir: Fakat 0 -meger kigonullu eylemlerirr nedeni olmadlgl yolundaki iler tutar ta-rah olmayan bir varsaylma dayanan- istem ozgurlugunureddetmesin. Kac;;ml1mazhk sorununu da kendine dert et-mez. Oteki insanlar gibi, tarihc;;iler bazen tumturakh konu~-ma merakma du~erler ve yalmzca ogelerin bir olaym olma-sml beklemeyi c;;okolasl kIlan bir bic;;imde ustUste geldiginisoyleyecek yerde, boyle bir olaydan "kac;;mIlmaz" diye sozederler. Bu yakmlarda yazdlglm tarihi taraYlp bu suc;;lukeli-meyi bulmaya c;;ah~tlm;ne yalan soyleyim, kendime busbu-

108

tUn temiz bir saghk karnesi veremedim: Bir bolumde, 1917Devrimi'nden soma Bol~eviklerle Ortodoks Kilisesi arasm-da c;;atl;;manm "kac;;mIlmaz" oldugunu yazml~lm. ~uphesiz,"buyuk olc;;udeolaslydl" demem daha akIlhca olurdu. Fakatboyle demenin biT parc;;a ukalaca kac;;acagml soylemek ge-c;;erlimazeret olmaz mlydl? Uygulamada tarihc;;iler, olaylannvarolmadan once kapmlmaz olduklanm du~unmezler. Ta-rihc;;iler hayli dogru olarak bir nedenin sonuc;;ta nic;;inoteki-lerden daha fazla sec;;ilmi~ oldugunu aC;;lklamaya devameder, bir yegleme imkammn bulundugu varsaYlml ile slkslk oykudeki ogelere ne gibi eylem imkanlanmn aC;;lkoldu-gundan soz ederler. Tercihte hic;;bir~ey kaC;;lmlmazdegildir,bir ;;eyin ba;;ka tUrlu olmu~ olmasl ic;;inondan onceki ne-denlerin de ba;;ka turlu olmasl gerektigi bic;;imsel durum dl-;;mda. Ben kendi paylma bir tarihc;;i olarak, "kac;;mIlmaz",duzeltilemez", "kaC;;llamaz"hatta "silinemez" gibi kelimele-ri kullanmadan yapmaya pekala hazmm. BunlarSlZ hayatdaha tekduze olacaktu. Fakat gelin onlan ozanlara ve meta-fizikc;;ilerebuakahm.

Kac;;mJlmazhk suc;;lamasl oylesine yavan ve anlamslz ola-rak ortaya C;;lkml;;ve son yJllarda pe;;ine oylesine hlrsla du-~ulmu~tUr ki, bence bunun arkasmdaki durtulere bakma-mlZ gerekmektedir. Samnm, bunun ba~hca kaynagl "olmaslolaslydl" du~unce -ya da daha dogrusu duygu- okulu diye-bilecegim ;;eydir. Bu okul kendini hemen hemen yalmzcac;;agda;;tarihe baglamaktadu. Gec;;en donem burada, Cam-bridge'de, bir dernegin "Rus Devrimi kac;;mllmaz mlydl?"ba~hglyla bir konu~ma ilamm gormu~tum. Fakat, "GullerSava;;l kac;;mJlmazmlydl?" diye bir konu~ma ilam gorseydi-niz, hemen bir ~aka oldugundan ku~kulamrdmlz. Tarihc;;i,Norman istilasl ya da Amerikan Baglmslzhk Sava~l hakkm-da yazdlgl zaman, sanki bunlann olmalan zorunluymu~ vesanki onun i~i sadece neyin nic;;in oldugunu aC;;lklamakml;;

109

Page 57: Tarih Nedir - E. H. Carr

gibi yazarsa; hi<;kimse onu determinist olmakla ya da FatihWilliam'm ya da Amerikah isyanCllann yenilmi;:; olma ihti-malini taru;:;mamakla su<;lamaz. Ne var ki, 1917 Devrimihakkmda tam bu ;:;ekilde -tarih<;iye yakI;:;an tek yolda- yaz-d1g1m zaman, ele;:;tirieilerin olup biteni olmu;:; olmak zo-runda olan bir ;:;eydiye gosterdigim ve olmu;:; olabileeekoteki;:;eyleri ara;:;tlrmad1gllu yolundaki hucumlanna ugru-yorum. Denmektedir ki, sozgelimi, Stolypin tanm reformu-nu tamamlamaya zaman bulmu;:; olsaydl ya da Rusya sava;:;agirmeseydi, belki devrim olmayaeaktI; ya da sozgelimi, Ke-renski hukumeti i;:;lerin ustesinden gelseydi ve devriminonderligi Bol;:;evikler yerine Men;:;evikler ya da ToplumsalDevrimcilerce ustlenseydi. Bu varsaYlmlar teorik olarak du-;;unulebilecek ;;eylerdir; insan tarihte olmu;; olsaydIlarla herzaman salon oyunlan oynayabilir. Fakat, bunlann determi-nizmle bir ilgisi yoktur; <;unku, boyle olmu;:; olanlar i<;inde-terminist sadece ;:;oyle der; bunlar.m farkh olmu;; 0lmas1i<;in nedenlerin de farkh olmu;; olmasl gerekirdi. Bunlarmtarihle de bir ilgisi yoktur. Sarun ;;udur ki, bugun hi<;kimseciddi olarak Norman istilasmm ya da Amerika'mn bag1m-slzlIgmm sonu<;lanm tersine <;evirmeyi ya da bu olaylarakar;;l ate;;li bir protestoyu dile getirmeyi istememektedir; ta-rih<;ibunlan kapanm1;; bir bolum olarak kabul ettiginde hi<;kimse ona kar;;l <;lkmaz: Fakat, Bol;:;evik zaferinden dogru-dan ya da dolayh olarak zarar gormu;; olan ya da onun ileri-ki sonu<;lanndan halenkorkmakta olan pek <;okinsan, onakar;;l itirazlanm dile getirmek arzusundadular; bu da tarihokuduklan zaman olabileeek butun ho;; ;;eyler uzerine im-gelemlerini a;;m ol<;ude i;;letmek, olup biteni a<;lklamak veonlann ho;; ruyalannm ni<;in ger<;ekle;;meden kald1gm1a<;lklamak yolundaki i;;ini sakin sakin yerine getiren tarih-<;iyek1zmak bi<;imini ahr. (:agda;; tarihin zorlugu, insanla-nn butUn imkanlann a<;lk oldugu zamam hat1rlamalan ve

110

bunlannfait accompli (olmu;:; bitmi;:;) ile kapandlgml sapta-yan tarih<;inin tutumunu kabul etmenin onlara zor gelmesi-dir. Bu, butUnuyle duygusal ve tarihe aykm bir tepkidir. Fa-kat, sozde "tarihi ka<;lmlmazhk" teorisine kar;;l son zaman-lardaki kampanyaya malzemenin <;ogunu da bu saglaml;:;tlr.Konuyu dag1tan bu sorunu kestirip atahm.

Saldmnm oteki kaynag1, unlu, Kleopatra'nm bumu gize-midir. Bu, tarihin geni;; ol<;ude ;;ansa bagh rastlantllarca be-lirlenmi;; bir olaylar dizisi oldugu ve en raslansal nedenlerebaglanabilecegi yolundaki teoridir. Actium Sava;:;l'nm sonu-nu tarih<;ilerce genellikle ileri surulen turden nedenler degil,Antonius'un Kleopatra'ya delicesine tutkunlugu belirlemi;;ti.BayeZlt'm damla hastahg1 yuzunden Orta Avrupa'ya ilerle-mesi ahkonuldugunda Gibbon "bir adamm tek bir lifine du-;;ecek aykm bir safranm uluslann felaketini onleyebilecegiya da geciktirebilecegini" soylemi;:;ti.12 Yunan krah Alek-sandros, 1920 guzunde maymunun lSJrmaS1sonueu olarakoldugu zaman, bu kaza Sir Winston Churehill'e ''<;eyrek mil-yon insan bu maymunun lSlrmaS1yuzunden oldu" dedirte-eek bir olaylar dizisini ba;:;latml;;tl.13 Ya da, 1923 guzundeZinovyev, Kamenev ve Stalin'le <;atl;;masmm kritik bir nok-tasmda Tro<;ki'yi eylemin dl;:;ma <;lkaran bir ordek aV1sonu-cunda u;;ii.terek ate;;lenmesi ustune kendisinin yapt1g1yoru-mu ele alahm: "Insan bir devrimi ya da bir sava;;l oncedenkestirebilir, fakat sonbaharda bir yaban ordegi avmm sonu<;-lanm onceden kestirmesi imkansJZd1r."14A<;lkhga kavu;:;tu-rulmasl gereken ilk ;:;ey,bu sorunun determinizm sorunuylabir ilgisi 0lmad1g1du. Antonius'un Kleopatra'ya tutulmas1 yada Bayez1t'm damla hastahgma yakalanmas1 veya Tro<;ki'nin

12 Decline and Fall of Roman Empire, bl. 1, 14.

13 W Churchill, The World CJisis: The Aftermath, 1929, 5.386.

14 L. Tro,ki, My Life, Ing. ,eviri, 1930, s. 425.

Page 58: Tarih Nedir - E. H. Carr

u~uterek atqlenmesi, olup biten ba~ka her ~ey kadar neden-sel olarak belirlenmi~tir. Antonius'un tutkunlugunun bir ne-deni olmadlgml soylemek, Kleopatra'mn guzelligine kar~lgereksiz yere kabahk etmek olur. Kadm guzelligi ile erkektutkusu arasmdaki neden ve sonue;; ili~kisi gunluk hayattagozlemlenebilir en duzgun olu~lardan birisidir. Bu, tarihterastlantl denilen ~eyler, tarihe;;inin aSll ara~tlrmakla ilgilendi-gi ardardahk dizilerinin arasma giren -boyle denebilirse, on-larla e;;atl~an-neden ve sonue;; dizilerinin ifadesidir. Bury, ta-mamiyle hakh olarak, "birbirinden baglmslz iki nedensellikzincirinin e;;arpl~masl"ndan soz eder.15 Historical Inevitabilityadh denemesine, Bernard Berenson'un "The Accidental Vi-ew of History" (Tarihin Rastlantisal Goru~u) adh makalesi-ne ovguyIe ba~Iayan Sir Isaiah Berlin, bu anlamda rastlantJile nedensel belirlenme yoklugunu kan~tlranlardan birisidir.Fakat, bu kan~tmna bir yana, elimizde gere;;ekbir so run var-dlr. Neden ve sonue;;slfalamamlz, her an bir ba~ka ve bizimgoru~umi.ize gore ilgisiz siralama tarafmdan bozulma tehli-kesiyle kar~l kar~lya iken, insan nasil tarihte uygun bir ne-den ile sonue;;SlraSIbulabilir; boyle olunca da, biz tarihte na-sll bir anlam gorebiliriz?

Bu yakmlarda tarihte rastlantmm rolunun vurgulanmasl-nm kaynagllll gostermek ie;;inbir an ie;;indurabiliriz. byle an-la~lhyor ki, Polybios bununla sistemli bir ~ekilde ugra~mayakendini vermi~ ilk tarihe;;idir;Gibbon bunun nedenini hemenortaya koymu~tur. Gibbon ~u gozlemde bulunur: "Yunanhlar,ulkeleri Roma'nm bir eyaletine indirgendikten soma, Ro-ma'nm zaferlerini Cumhuriyetin bunu hak etmesine degil, iyibahtma baglaml~Iardlr. "16Olkesinin zaYlflama donemindeki

15 Bu noktada Bury'nin tezi i,in The Idea of Progress, 1920, s. 303-304'e bakmlz.

16 Decline and Fall of Roman Empire, bl. 38. Romahlann egemenligine girdiktensoma, Yunanhlann kendilerini, yeniliklerin ba~ avuntusu, tarih! "olmu~ olsa-lardl" oyununa vermeleri ilgin<;tir: Kendi kendilerine Buyuk lskender gen,

bir tarihe;;isi olan Tacitus da, rastlantl ustunde geni~ oIe;;udedu~unen bir ba~ka eski donem tarihe;;isiydi.Ingiliz yazarlann-da, bu yuzyilda ba~layan ve I914'ten soma belirginle~en be-lirsizlik ve endi~e duygusunun buyumesi slrasmda tarihterastlantmm rolunun onemi ustunde durulmasl yeniden can-lanml~tlf. 1909'da "Tarihte Darwinizm" us tune bir makale-sinde "toplumsal evrimde olaylann belirlenmesine" geni~ 01-e;;ude"yardlm eden rastlantl ogesinin bulunu~u"na dikkati e;;e-ken Bury, uzun bir aradan soma bunu ara~tlran ilk Ingiliz ta-rihe;;isiolarak ortaya e;;lkmaktadlr; bu konuda "Kleopatra'nmBurnu" adJYla ayn bir makale de yazml~tlr.17 Fisher, BirinciDunya Sava~l'ndan soma liberal du~lerin bo~a e;;lkl~lkar~lsm-da duydugu hayal kmkhglm yansltan, daha once aktardlglmbir pare;;asmda okurlanndan tarihte "olumsalm ve oncedengOrOlemeyenin etkisi"ni farketmelerini istemektedir.18

Tarihi bir rastlantllar demeti olarak goren bir teorinin buulkede yaygmhk kazanmasl Fransa'da varolu~un -Sartre'munlu I:Etre et la neant'ml (Varhk ve Hie;;lik) aktanyorum-"ne nedeni, ne sebebi ne de gerekliligi" oldugunu bildirenbir felsefe okulunun ortaya e;;lkI~lyIaaym zamana raslaml~-tu. Almanya'da ya~h tarihe;;i Meinecke kaydettigimiz gibi,hayatmm sonuna dogru tarihte rastlantmm rolunun etkisi-ne kapllml~tlr. Buna yeterince dikkat gostermiyor diye Ran-

ya~ta olmeseydi, "Batl')'! fethedecekti ve Roma, Yunan Krallanna uyruk ola-cakn" demi~lerdir. K. Yon Fritz, The Theory of the Mixed Constitution in Anti-quity, New York, 1954, s. 395.

17 Her iki makale].B. Bury, Selected Essays'ta (1930) yeniden basllml~tlt;Bury'nin hakkmda Collingwood'un yorumlan i,in The Idea of History, s. 148-50'ye bakmlz.

18 Bu par,a i,in yukanda s. 52'ye bakmlz. Toynbee'nin A Study of History, 5, s.414'te Fisher'den yapngl almn, butun olarak bir yanh~ anlamaYI ortaya koy-maktadlr: ~oyle ki, Toynbee, bunu laissez-faire'i "doguran", rastlantmm tu-merkililigine "C:agda~Ban inam~l"mn bir urunu saymaktadlr. Laissez-faire te-orisyenleri rastlann degil, insan davram~lannm ,e~itlilikleri ustune iyicil du-zenlilikleri getiren gizli ele inamrlardl; Fisher'in sozu laissez-faire'in liberaliz-minin degil, 1920'ler ve 1930'larda liberalizmin ,oku~unun bir urunuydu.

Page 59: Tarih Nedir - E. H. Carr

ke'yi kmaml~tn; lkinci Dunya Sava~l'ndan soma da son 40yllm ulusal felaketlerini, bir rastlanttlar dizisine -Kayzer'inkendine guvenine, Weimar Cumhurba~kanhgma Hinden-burg'un sec;ili~ine, Hitler'in sabit fikirli karakterine ve oteki-lerine- baglalm~ttr, bu, buy1.\k bir tarihinin aklmm ulkesi-nin kotu kaderinin basklSlyla iflas edi~inin bir tablosudur.19

Tarihl olaylann tepesinde degil de, c;ukurunda bulunan birtopluluk ya da ulusta tarihte ~ansm ya da rastlantmm rolu-nu vurgulayan teoriler egemen olaeakttr. Smav sonuc;lanmnhep ~ansa bagh oldugu goru~u, du~uk not alanlar arasmdaher zaman yaygm olaeaktlr.

Fakat bir inam~m kaynaklanm ortaya C;lkarmak, onu or-tadan kaldmnak demek degildir, hala Kleopatra'nm burnu-nun tarih sayfalannda ne aradlgml kesin olarak bulmamlzgerekiyor. Montesquieu, anla~llan tarihin yasalanm bu mu-dahaleye kar~l korumaya kalkan ilk ki~idir. Romahlann bu-yuklugu ve du~u~u ustune eserinde ~oyle yazmaktadu:"Eger, bir sava~m rastlantlsal sonueu gibi ozel bir neden birdevleti Ylkml~sa, bu devleti bir tek sava~l sonueunda Ylkangenel bir neden vardn'." Marksistlerin de bu sorunla ilgilibazl zorluklan olmu~tur. Marx buna bir kez deginmi~tir, 0

da bir mektuptadlr:

Marx, boyleee tarihte rastlantl ic;in uC;~ey soylemektedir.Birincisi, rastlantt pek onemli degildir; olaylann gidi~ini"hdandlrabilir" ya da "geeiktirebilir"; bu da kokten degi~-tiremeyeeegini ic;erir. lkincisi, bir rastlantl otekiyle dengele-nir, boyleee sonuc;ta rastlantl ogesi ortadan kalkar. Dc;uneu-su, rastlantl ozellikle bireylerin ki~iliklerinde kendini goste-rir.21 TroC;ki,zekiee bir benzetmeyle denkle~tiren ve kendikendini gideren rastlanttlar teorisini peki~tirmi~tir.

Dunya tarihi ic,:indeeger rastlantlya yer olmasaydl, c,:okgi-zemli bir nileligi olurdu. Bu rastlantl dogal olarak, geli~-menin gene! egiliminin bir parc,:asldlrve bteki rastlantl tur-lerince denge!enir. Fakat, hlzlanma ya da gecikme ba~lan-gte,:tahareketin ba~mda bulunan bireylerin "rastlantl"yabagh nitelikleri de ic,:indeolmak uzere bu tur "rastlantlsalbge!er"e baghdlr.20

Butun tarih1:surec,:,tarih1:yasamn rastlantlsalm ic,:indekml-ml~ ~eklidir. Biyoloji diliyle, tarih1:yasamn rastlantllanndogal aytklanmaslyla gerc,:ekle~tiginisoyleyebiliriz.22

ltiraf ederim ki, bu teori bana doyurueu ve inandmCl gel-miyor. Bugunlerde, tarihte rastlantmm rolu, bunu vurgula-makla ilgilenenleree eiddl ~ekilde abarttlmaktadn. Fakat,rastlantt diye bir ~ey vardlr, bunun butUn olarak sonueu de-gi~tiTmedigini, aneak geli~meyi hlzlandndlgml ya da yava~-lattlgml soylemek kelime oyunu yapmaktlr. Dstelik rastlan-ttsal bir olaym -diyelim ki, Lenin'in 54 ya~mda zamanSlZolumunun- herhangi bir rastlantlyla denkle~tirileeegineinanmak ic;in hic;bir neden de gormuyorum.

Tarihte rastlantmm butUnuyle bilgisizligimizin olc;usu 01-dugu goru~u de -bilgisizlik, anlayamadlglmlz bir ~eye taktl-gmllz bir addan ba~ka bir ~ey degildir- aym dereeede yeter- .sizdir.23 ~uphesiz bu bazen boyle olmaktadn. Planetler, "ge-zegen" anlamma gelen bu adlanm elbette onlann gokte ras-gele dola~tlklanmn samldlgl ve hareketlerinin duzenliligi-

19 lIgili boliimler, E Meinecke'nin Machiavellism adh eserine yazdlgl giri~ bolii-miinde W. Stark tarafmdan aktanlml~lir, s. 35-36.

20 Marx ve Engels, Eserler, Rus<;:abaslm, 26, s. 108.

21 Tolstoy, Sava~ ve Ban~'m son soziiniin birinci bohimiinde "rastlanli" ile "de-ha"yl insanm nihal nedenleri anlamasmdaki yetersizligini dile getiren terimlerolarak ozde~ sayml~lir.

22 L. Tro<;:ki,My Life, 1930, s. 422.

23 Tolstoy, bu gorii~tedir: "Akildl~l olaylara, yani akJicJhgml anlamadlglmlz ola)'-lara bir a<;:lklama olarak kadercilige ba~vurmaya zorlamnz." (Sava~ ve Ban?kitap 9, boliim 1); daha once aktanlan par<;:ayada bakmlz.

Page 60: Tarih Nedir - E. H. Carr

nin anla~l1maml~ oldugu bir zamanda alml~lardlr. Bir ~eyitalihsizlik olarak betimlemek, onun nedenlerini ara~tumasorumlulugundan kae;mmamn yaygm bir yoludur; biri banatarihin bir rastlannlar demeti oldugunu soyleyince, onunkafaca tembel ya da du~uk duzeyde oldugundan ku~kulam-nm. Ciddl tarihe;ilerin kendilerine degin rastlantlsal olarakele alman ~eylerin hie; de rastlannsal olmaYlp akll olaraka<;lklanabilir olcluklanm ve olanlann genel e;ere;evesi ie;ineanIamh olarak yerle~tirilebilecegini kabul ettikieri slk rasla-nan bir clurumdur. Fakat, bu cla sorumuza yeterli bir cevapdegildir. Rasllanll sorununun e;ozumunun tamamlyla farkhbir dU~Cll1cedizisi ie;inde aranmaSI gerektigi inancmdaYlm.

Tarihin, olgulann tarihl olgular haline gelmeleri ie;in la-rihe;i larafmdan see;ilmesi ve sualanmaslyla ba~ladlglm dahaonceki bir a~amada gormu~tuk. Bulun oigular tarihl olgularclegildir. Fakat larihl alan ve oimayan olgular arasmdaki ay-nm kall ve degi~mez degildir; herhangi bir olgu bir kez ta-rihe;inin genel e;ere;evesiyle ilgili ve anlamh olclugu farkedi-lirse larihl olguya terfi edebilir. ~imdi de tarihe;inin neden-lere yakla~lmmcla buna oiduke;a benzer bir surecin i~ledigi-ni gbruyoruz. Tarihe;inin nedenleriyIe alan ili~kisi, olgula-nyla olan ili~kisi gibi aym e;ifte ve kar~lhkh niteligi ta~lf.Nedenler onun tarihl sureci yorumlaYI~ml belirler. Neden-leri bnem Slrasma koymasl, bir nedenin ya da nedenler di-zisinin gbrece daha e;ok anlamh olduguna karar vermesi ta-rihe;inin yorumunun ozudur. Bu, tarihte rastlantlsal soru-nuna da bir ipucu saglamaktadlr. Kleopatra'mn burnununbie;imi, Bayezlt'm damla hastahgl, Kral Aleksandos'u bldu-ren maymun lSlrmasl, Lenin'in olumu -bunlar tarihin akl~l-m degi~tiren rastlannlarcllr. Bunlan bir tarafa blrakmak, ve-ya ~byle ya da boyle bunlann bir etkisi oimadlgmi bne sur-mek, bo~una bir e;abadlr. Ote yandan, rastlannsal olduklanole;ude, bu olgular tarihin herhangi bir akll yorumuna ya da

116

tarihe;inin anlalllh nedenier dizisi ie;ine girmezier. ProfesorPopper ve Profesbr Berlin -bu okulun en tamnml~ ve ene;ok okunan temsilcileri olduklanndan onlardan bir kez da-ha soz ediyorum- tarih<;inin tarihl suree;te anlamhhk bul-maya ve bundan sonue;lar e;lkarmaya kalkI~masmm, deneyi-min "lumunu" simetrik bir duzene indirmeye kalkl~maklaaym ~ey demek oldugunu ve tarihte rastlantmm varhgmmboyle giri~imleri ba~anslzhga mahkum edecegini one sur-mu~lerdir. Fakat akh ba~mda hie;bir tarihe;i "deneyimin tu-munu" kapsamak gibi olmayacak ~ey yapmaya kalkmaz;kendi se<;ilmi~alamnm ya da tarih turunun olgulannm bilekue;ucuk bir pare;asmdan fazlasml kapsayamaz. Tarihe;inindunyasl tlpkl bilim adammm dunyasl gibi, gere;ek dunya-nm bir fotografI degil, daha ziyade onu az ya da e;ok etkin-liide aniamasmi ve ustesinden gelmesini saglayan bir e;ah~-ma modelidir. Tarihe;i, gee;mi~ deneyimden ya da bu dene-yimden onun eri~ebilecegi kadar bolumunden akla yatkmae;lklama ve yoruma elveri~li diye saydlgl bolumleri suzupaymr ve bundan eylem kIlavuzu olarak i~e yarayabilecekolamm se<;er. Son Yillarda popliler kitaplar yazan bir yazar,bilimin ba~anlanm anlatlrken, insan zihninin 'suree;lerinegrafik bir bic;imde deginmektedir: mantlga ve akla uygunbir "bilgi" yamah bohc;asl dikilene kadar, "gozlemlenmi~ 01-gu parc;alan altust edilerek sec;ilir, uygun parc;alan aynhr veilgili gbzlemlenmi~ olgular bir araya getirilerek bunlardanbir patron C;lkanhr, ilgisizler ise bir yana buakIhr." Yersizbir bznellik tehlikesine dli~me baklmmdan bazl c;ekinceler-Ie, bunu tarihc;inin zihninin c;ah~masmm bir betimi olarakkabul edebilirim.

Bu ybntem filoioflan, hattc'i bazl tarihc;ileri ~a~lftabilir,sarsabilir. Fakat hayatm pratik i~leri ic;indeki suadan ki~ilerie;in bu, pek bilinen bir ~eydir. AC;lklayaYlm.Jones, ah~lk ol-dugundan daha fazla alkol aldlgl bir partiden frenlerinin

Page 61: Tarih Nedir - E. H. Carr

bozuk oldugu ortaya e;lkan arabaslyla dbnerken, gbrme im-kanlan zaylf bulunan bir virajda, kb~edeki dukkandan siga-ra almak ie;in kar~lya gee;en Robinson'a e;arpar ve onu bldu-rur. Ortahk temizlendikten soma -diyelim ki, yerel poliskarakoluna- olaym nedenlerini ara~tumak ie;in gittik. Bukaza, surucunun yan sarho~ olmasl yuzunden mi meydanagelmi~tir - ki, bu durumda blume sebebiyet vermekten cezadavasl ae;llmasl gerekir. Ya da bozuk frenler yuzunden mi -ki, bu durumda arabaYl daha bir hafta bnce ba~tan a~aglgozden gee;irmi~ olan garajm sorumlulugu soz konusudur.Yoksa, goru~ imkanlan zaylf olan viraj yuzunden midir - budurumda ise yollarla ilgili belediye yetkililerinin dikkati e;e-kilmelidir. Biz bu pratik sorunlan tartl~lrken iki onemli bay-kimliklerini ae;lklayamayacagml- odaya dahp, buyuk birustahk ve inandmClhkla, 0 ak~am eger sigara almak ie;in dl-~an e;lkmasaydl, Robinson'un kar~IYa gee;iyor olmayacagmlve ()lmeyecegini, bu yuzden Robinson'un sigara tiryakiligi-nin onun blum nedeni oldugunu; bu nedeni ihmal eden birsoru~turmamn zamam bo~a harcamak ve bundan e;lkanla-cak sonue;lann da anlamslz ya da bo~una olacagml anlatma-ya ba~lasmlar. Bu durumda ne yapanz? Bu guzel konu~ma-nm akl~lm kesebilecegimiz ilk hrsatta, konuklanmlZl nazikfakat kesin bir tavlrla kaplya goturup, odaClya onlan hie;birnedenle bir daha ie;eriye almamasml tenbihleyip soru~tur-mamlza devam ederiz. Fakat, bizi engelleyen bu ki~ilere ve-rebilecek ne cevablmlz vardu? Robinson elbette, sigara tir-yakisi oldugundan olmu~tur. Tarihte, rastlantl ve olumsalh-ga baglananlarca soylenen her ~ey yetkinlikle dogru ve yet-kinlikle mantlkldir. Bu kimselerin gbru~unde Alis HarikalarDiyannda ve Aynamn Ic;inden kitaplannda buldugumuz aCl-maSlZ turden mantlk vardlr. Fakat, Oxford bilginliginin buolgun orneklerine benim duydugum hayranhk hie; kimse-den geri kalmamakla birlikte ben kendi mantlk tarzlanml

118

ayn ayn bolumlerde tutmaYI yegliyorum. Dodgson tarzl ta-rihin tarzl degildir.

Bu nedenle, tarih, tarihl anlamhhk terimleriyle yapI1anbir see;me surecidir. Talcott Parsons'un deyimini bir kez da-ha kullanarak soylersek, tarih, gere;eklige yalmzca bilimseldegil, aym zamanda nedensel yakla~lmlann da see;meci birsistemidir. Tarihe;i nasll amaCl ie;in anlamh olanlan, SlmrSlZolgular okyanusundan see;erse, onun gibi e;ok saYldaki ne-den-sonue; ardarda geli~lerini, yalmz ve yalmzca tarihl ba-klmdan anlamh ardarda geli~ler ie;inden see;er; tarihl baklm-dan anlamhhgm ole;utu ise, bunlan kendi akllcI ae;lklamaslve yorumlama kahbma uydurma yetenegine dayamr. atekineden-sonue; ardarda geli~leri, nedenle sonue; arasmdakiili~ki farkh oldugundan degil, bu ardarda geli~in kendisiuygun olmadlgmdan rastlannsal diye reddedilmelidir. Ta-rihe;inin bunlarla yapabilecegi bir ~ey yoktur; bunlar akIlelyoruma elveri~li degildir, ne gee;mi~ ne de gelecek ie;in biranlam ta~lmazlar. Kleopatra'nm burnunun ya da Bayezlt'mdamla hastahgmm ya da Aleksandros'u maymunun lSlrma-smm veya Lenin'in blumunun ya da Robinson'un sigara tir-yakiliginin birtaklm sonue;lan oldugu dogrudur. Fakat, ko-mutanlarm guzel kralie;elere olan du;;kunluklerinden otUrusava~lan kaybettiklerini ya da krallann evcil maymunlarbeslemeleri nedeniyle sava;;lann e;lktlgml ya da insanlannsigara ie;meleri yuzunden yollarda eZilip blduklerini soyle-mek genel bir bnerme olarak hie;bir anlam ta;;lmaz. ateyandan, suadan herhangi birine Robinson'un surucununsarho;;lugu ya da frenlerin bozuklugu ya da yoldaki kotubir viraj yuzunden bldugunu sbylerseniz, bunlar ona pekakla uygun akIlel ae;lklamalar olarak gbzukecektir; eger biraymm yapmak isterse, Robinson'un olumunun gere;ek ne-deninin sigara tiryakiligi degil de, bu oldugunu bile soyle-yebilir. Onun gibi, tarih inceleyicisine de Sovyetler Birli-

119

Page 62: Tarih Nedir - E. H. Carr

gi'nde 1920'lerdeki c;:atl~malarm, endustrile~menin oram yada koyluleri kentleri besleyecek tahll yeti~tirmeye neyin eniyi te~vik edecegi hakkmdaki tartl~malardan, hatta rakiponderlerin ki~isel hlrslan yuzunden oldugunu soy1erseniz;bun1ann, ba~ka tarih1:durum1ara da uygulanabilecekleri an-lammda ussal ve tarih1: baknndan anlamh aC;:lklamalar veLenin'in zamanmdan once olmesi rastlantlslmn degil de,bunlann olmu~ olanlann "gerc;:ek" nedenleri oldug;unu his-sedecektir. Hatta bunlar hakkll1da dU~lmecek olursa He-gcl'in Hulwh Felsefesi kitabmll1 giri~indeki bo1 bo1 aktanlanve c;ogu kerc de yanh~ anla~t1an "akl1:olan gerc;:ektir, ve ger-\~ekolan akl1:dir" ozdeyi~ini ammsayabilir de.

Bir an ic;in Robinson'un alum ncden1erine donelim. Buncdcnlerden bazI1anmn akl1: ve "gerc;:ek", bazI1anmn isealoldl~l ve rastlantIsal oldugunu anlamakta bir zor1uk c;:ek-IllCllli?lik. Fakal aynllli hangi olC;:iHleyaptIk? A101 gucu,normal olarak birtalolll amac;lar ic;in kullamhr. Ayd1l11arba-zen belirli bir amac; gutmeden i~ olsun diye a101yuruturler.Fakal geni~ anlamda sbyleyccek olursak, insan1ar bir amacaycinelik olarak aktl yurulurler. Ban aC;:lk1amalanakl1:bteki-leri ise aktldl~I kabul ederken, bence, belirli bir amaca hiz-met eden ve etmeyen ac;:I1damalan aymyorduk. Surucu1erinic;ki kullanma ah?Lanhg;mm bnlenmesinin ya da fren1erindaha slkl bir dcnetimden gec;irilmesinin ya da yollann gu-zergahlanmn duzenlenmesinin, traftk kaza1annll1 saYISll1lazaltma amacma hizmet edecegini varsaymamlZll1 bir anla-ml vardlr. Fakat trafik kazalanmn insan1ann sigara ic;:mele-rinin onlenmesiyle azaltiiabilecegini varsaymanll1 an1amlyoktur. l~te bu blc;:ute gore aymmlmlzl yapml~ olmahYlz.Aym ~ey, tarihteki neden1er konusunda takll1acaglmlz tavlric;:inde gec;:erlidir. Grada da akl1:ve rastlantIsal neden1er ara-sll1da aynm yaplYoruz. Birincisi, ba~ka u1kelere, ba~ka do-nem1ere, ba~ka ko~ullara uygu1anabilme oze1liginden bturu

120

bizi yararh genellemelere goturur ve on1ardan ders1er C;:lkar-tabiliriz; bun1ar an1aYI~lmlzl geni~letmemize ve derin1e~tir-me amaCll1a hizmet eder1er.24 RastlantIsal neden1er genelle~-tirilemez1er; bun1ar kelimenin tam an1amly1a benzersiz 01-duk1an ic;:in,kendilerinden ders C;:lkan1amazve bir sonucagbturmezler. Fakat, burada bir ba~ka noktaYI belirtmeliyim.Tarihte nedensellik konusundaki ara~tumamlZll1 anahtantam, i~te bu, bir amac;:gozetme fikridir; ve bu, zorun1u ola-rak, deger yargI1anm i~in ic;:inekatar. Gec;:enkonu~mamdagbrdugumuz gibi, tarihte yo rum her zaman deg;er yargl1an-na baghdlr ve nedensellik de yoruma baghdlr. Meinecke'nin-buyuk Meinecke'nin, 1920'lerin Meinecke'sinin- deyi~iy1e,"tarihte nedensellik ili~kilerinin ara~tm1masl, deg;er yargl1a-nna ba~vurmakslZln imkanSlzdlr... nedensellik ili~kilerininaranmasmm ardmda her zaman, dolayh ya da do1ayslz, de-gerlerin aranmaSI vardlr.25 Bby1elikle yeniden tarihin ikili vekar~lhkh i~levi -bugunun l~lg;mda gec;mi~i anlamamlzl vegec;:mi~inl~lgmda bugunu anlamamlzl geli~tirmek- hakkm-da daha once soy1edigim noktaya gelmi~ oluyorum. Anto-nius'un K1eopatra'mn burnuna tutu1masl gibi, bu ikili ama··ca katklda bu1unmayan herhangi bir ~ey tarihc;:inin goru~aC;:lsmdan,olu ve verimsizdir.

Bu noktada, size oynadlglm bir oyunu itiraf etmemin za-mam geldi: Herha1de bunu an1amakta zor1uk c;:ekmeyecek-siniz, belki, farketmi~sinizdir de, birc;:ok durum1arda benim

24 Profse6r Popper, bir an bu noktaya geliyor, fakat goremeden ge~iyor. "Temel-de, gerek esinleyicilik gerekse keyfilik bakImmdan" (bu iki kelime kesinliklene demek istiyorsa) "esas itibariyle aym duzeyde alan bir yorumlar ~oklu-gu"nu varsaydlktan soma, parantez i~inde ~unu ekler: "Bunlann bazrlan ve-rimli olu~lanyla otekilerden aYlrdedilirler - bu, bir miktar onem ta~lyan birnoktadlr." (Poverty oj Historicism- s. 151.) Bu, bir miktar onem ta~lyan birnokta degildir, bu "tarihsi"ciligin (terimin bazl anlamlannda) hi~ de a kadaryoksul olmadlglm kamtlayan en onemli noktadlr.

25 KauJsalitaeten und Werte in der Geschichte, 1928, F. Stern Varieties oJ History'deIngilizce'ye ~evrilmi~tir, 1957, s. 268-273.

Page 63: Tarih Nedir - E. H. Carr

soyleyeceklerirni ozetlememi ve basitle~tirmemi sagladlglic;;in,bunu, kullam~h bir klsaltma ornegi sayarak ho~gor-mu~sunuzdur. Bu ana kadar surekli olarak goreneksel,"gec;;mi~ve bugun" sozunu kullanage1dim. Fakat, hepimi-zin bildigi gibi, bugun, gec;;mi~lege1ecegi aylran imgese1 birC;;izgiolarak tasanmdan ote bir anlamda varhgl yoktur. Bu-gunden soz ederken, ba~ka bir zaman boyutunu tarll~ma-mn ic;;inegizlice sokmu~ bulunuyorum. Sanmm, gec;;mi~vegelecek aym zaman arahgmm parc;;alan oldugu ic;;inbugun-Ie ilgilenmek ile ge1ecekle ilgilenmenin birbirine bagh bu-lundugunu gostermek kolaydlr. Tarihoncesi ile tarihI za-man arasmdaki Slmr C;;izgisiinsanlar yalmzca bugunde ya~a-maYI blralup, surekli olarak hem kendi gec;;mi~lerihem dekendi gelecekleriyle ilgilenmeye ba~ladlklan zaman gec;;il-Jl1i~tir.Tarih, ge1enegin ku~aktan ku~aga aktanlmaslyla ba~-lar; gelenek ise gcc;;mi~inah~kanhk ve derslerinin ge1ecegeta~mmasldJr. Gec;;mi~teolup bitenler, gelecek ku~aklann ya-ran ic;;inkaydedilmeye ba~lamr. Hollandah tarihc;;i Huizin-ga, "tarihi du~(tnu~ her zaman bir amaca hizmet eder" (te-leolojiktir)26 clemi~tir. Sir Charles Snow, yakmlarda Ruther-ford hakkmda ~unlan yazml~llr: "0 da butun bilginler gi-bi ... bunun ne anlama ge1digini hemen hemen hiC;;du~un-meden, geJecegi iliklerinde ta~lyordu. "27Samnm, iyi tarih-c;;iler, onlar boyle du~unsun ya da du~unmesin, ge1ecegiiliklerinde ta~lrlar. Tarihc;;i, "nic;;in" sorusunun ardmdan"nereye" sorusunu da sorar.

Sozlerime, 30 yJ1once Profesor Powicke'nin, Oxford'da Re-gius ~agda~ Tarih Kursusu Profesoru oldugu zaman yaptl-gl aC;;l~konu~masmdan bir bolumu aktararak ba~lamak isti-yorum:

Bir tarih yorumu ic;;induyulan ihtiyac;;bylesine derin kbk-ludur ki, gec;;mi~ustUne yaplClbir bakl~a sahip olmadlkc;;a,ya gizemciligeya da kiniklige du~eriz.l

"Gizemcilik", samnm, tarihin anlammm tarihin dl~mdabir yerlerde, dinbilim ya da eskatologya alanlannda bulun-dugunu -Berdyaev ya da Niebuhr ya da Toynbee gibi yazar-lann goru~unu- anlatmaktadlr.2 "Kiniklik" ise, birkac;; kezaktarml~ oldugum orneklcrde gordugumuz, tarihin anlamlolmadlgl ya da e~it olc;;udegec;;erliya da gec;;ersiz c;;e~itlian-lam lara sahip bulundugu ya da bizim ona, arzumuza goreverdigimiz be1irli bir anlaml bulundugu gbru~unu anlat-

26 ]. Huizinga, Varieties of History'de Ingilizce'ye ~evrilmi~tir, der. F Stern, 1957,5.293.

27 The Baldwin, a.g.e., der. John Raymond, 1960, 5.246.

1 F.Powicke, Modem Historians and the Study of HistOlj, 1955, s. 174.

2 Toynbee'nin gururla s6yledigi gibi, "tarih dinbilime d6nl1~l1r". Civilisation onTrial, 1948, 6ns6z.

Page 64: Tarih Nedir - E. H. Carr

maktadir. Bunlar bugun, tarih hakkmdaki belki de en yay-gm g6ru;;lerdir. Fakat ben her ikisinide duraksamakslZlnreddedeeegim. Bu, bizi, 0 tuhaf, ama esinleyici deyi;;le ba;;-ba;;a bIrakmaktadIr: "Gec;:mi;;ustCme yapICl bir bakI;; ac;:lSl."Bu deyi;;i kullalllrken, Profesbr Powieke'nin aklmdan ge-c;:enleribilmeme imkan bulunmadlgmdan bunun hakkmdakendi yorumumu aC;:lklamayac;:ah;;aeagnu.

Asya'mn eski uygarhklan gibi, klasik Yunan ve Roma uy-garhklan da aslmda tarihsizdirler. Gbrduk ki, tarihin babaslHerodotos'un pek az c;:oeuguvardl; klasik antik c;:agmyazar-Ian genel olarak gec;:mi;;leoldugu kadar geleeekle de az ilgi-lenll1i;;lerdi. Thukydides, betill1ledigi olaylardan bneeki za-ll1anda anJall1h herhangi bir olaym meydana gelmedigineinanml~, claha sonra da anlamh hic,bir ;;ey olabileeegini du-~unmemi;;tir. Lucretius, insanm gelecege olan ilgisizliginigec,mi~ine duyclugu i1gisizliginden C;:lkarsamI;;tI:

SIZyetki verdim) sbzu klasik du;;unceye pek aykm bir gb-ru;;tur.

Tarihe butunuyle yeni bir bge getirenler, tarihi surecinbir hedefe dogru ilerledigini varsayan -amac;:sal (gai = tele-olojik) gbru;;- Yahudiler ve Hiristiyanlar olmu;;tur. Bbyleee,tarih dunyevi niteligini kaybetmek pahasma, bir anlam veamac;:edinmi~tir. Tarihin hedef kazanmasI, otomatik olaraktarihin sonu demek olacaktlf; tarihin kendisi bir teodise(Tann savunusu ya da kallltlamasl) haline gelmi~tir. Bu, ta-rihin Ortac;:ag gbru~udur. Rbnesans insan-merkezli dunyave aklm bnceligi ~eklindeki klasik gbru;;u geri getirmi;;tir,fakat gelecek hakkmdaki klasik kbtumser g6ru~un yerine,Yahucli-Hlfistiyan geleneginden kaynaklanan iyimser birgbru~ koymu~tur. Bir zamanlar du~manca ve c;:urutucu olanzaman, ;;imdi dost ve yaratICl hale gelmi~tir: Horatius'un"Damnosa quid non imminuit dies?" (Ugursuz gun neyi ku-c;:ultmemi~tir?) s6zunu Bacon'm "Veritas temporis filia"(Gerc;:ek, zamanm klZldIr) sbzuyle kar~lla~tmlllz. <::agda~tarihc;:iligin kuruculan olan Aydmlanma <::agI'llln akIICllan,Yahudi-Hlfistiyan amac;:salgbru~u ahkaymu~, fakat amac;:salgbru~u laikle~tirmi~lerdir; tarihi surecin kendisinin akil ni-teligini, bbylece geri getirebilmi;;lerdir. Tarih, insanm yer-yuzundeki kanumunun yetkinle~tirilmesi hedefine dagruilerleme haline gelmi;;tir. Ugra~tlgi kanunun niteligi, Ay-dmlanma <::agi tarihc;:ilerinin en buyugu alan Gibban'u"dunyanm butun c;:aglannm insan sayunun gerc;:ekzengin-ligini, mutlulugunu, bilgisini, belki de erdemini c;:ogaltml~aldugu ve halen de c;:ogaltmakta aldugu yolundaki sevindi-rici sanuc;:" dedigi ;;eyi kaydetmekten ahkoymaml;;tlr.4 lngi-

Bir du~unun, dogumumuzdan bnceki gec;mi;; sonsuz haya-1m bizi nasil ilgilendirmeyecegini. Eu, 61l1ml1ml1zden son-raid gelecek zamam gcirmemiz ic,in dogamn tuttugu bir ay-nadlr.3

Daha parlak bir gelecek ustune ~airane gbru~ler gec;:mi-~in altm c;:agma d6nu~ gbru~leri bic;:imini alml~lardlr -bu,tarihin s1.lrec;:lerinidagamn surec;:lerine benzeten dbnguselbir anlaYl~tJr. Tarih hic;:biryere gitmiyardu: <::unku, gec;:mi-;;in bir anlalUl yaktu, aYlll ~ekilde gelecegin de bir anlamiyaktu. Yallllzca, dbrduncu kasidesinde altm c;:agageri db-nu~un klasik bir tablasunu vermi~ alan Vergilius, Aeneid'debir an ic;:indbngusel kavrami a~maya esinlenmi~tir: Dahasanralan Vergilius'un neredeyse bir Hiristiyan peygamberkabul edilmesine yal ac;:an"Imperium sine fine dedi" (Smlf-

4 Gibbon, The Decline and Fall oj Roman Empire, b61iim 38; bu aras6z Bat! RomaImparatorlugu'nun ~6kii~ii vesilesiyle s6ylenmi~ti. Bir ele~tirici, 18 Kaslm 1960tarihli The Times Literary Supplement'da bu b61iimii aktararak Gibbon'un ger-~ekten bunu demek isteyip istemedigini sormaktadlr. Elbette bunu demek iste-

125

Page 65: Tarih Nedir - E. H. Carr

lizlerin zenginligi, gucu ve kendine guveni en yuksek nok-tasma vardlgl anda ilerleme kultu de doruguna ula~ml~tlr;Ingiliz yazarlan ve Ingiliz tarih<,,:ileri,kendilerini bu kulteadaml~ olanlar i<,,:indeen co~kun olanlardl. Bu olgu, ornegegerek kalmayacak kadar bildiktir; ilerlemeye olan inancmbutun du~unumuz i<,,:indevarsaylm olarak, hemen bu yakmzaman lara gehnceye dek nasIl devam ettigini gostermeki<,,:inyalmzca bir-iki par<,,:aaktarmam yeter. Ilk konu~mamdaahnll yapllgml Cambridge Modem History tasanSl ustuneyazchgl 1869 tarihli raporda, Acton, tarihi "ilerleyen bir bi-lim" saYlnI~tJr; tarihin birinci cildinin giri~ bolumunde "ta-rihin dayanacagl bir varsaylm olarak, insanm ba~anlanndabir ilerleme bulundugunu kabul etmemiz gerekir" demi~tir.Bu Taril1'in 1910 Yllmda yaynnlanan son cildinde yazan vebenim ogrenciligimde aym okulda ogretmen olan Dampi-er'in "gelecek <,,:aglanninsanmIn kendi soyunun yaran i<,,:indoga kaynaklan uzerindeki egemenliginin ve bunlan akIlh-ca kullanI!masmm geli~mesine Sllllr talllmayacagl"ndanku~kusu yoktur.5 ~imdi soyleyecegim ~ey a<,,:lsmdanbenimde bu hava i<,,:indeegitildigimi belirtmem dogru olur vebenden yanm ku~ak once okuyan, Bertrand Russel'm ~u so-zunu ko~ulsuz onaylanm: "Ben Victoria <,,:agliyimserligiyledolu bir denizde buyudum ve 0 zaman kolay olan umutlu-luktan bende hala bir ~eyler kalml~llr."6

Bury'nin The Idea of Progress kitabml yazdlgl 1920 yllmdadaha kasvetli bir hava hukum surmeye ba~laml~tl bile;Bury, 0 zamanm modasma uyarak, "Rusya'da bugunku te-

ror egemenligini kuran doktrincileri" bundan sorumlu tu-tuyor, ama bir yandan da ilerlemeyi hala "Bat! uygarhgmlcanh tutan ve denetleyen fikir" diye talllmhyordu.7 Dahasoma bu konu sessizlige burunmu~tur. Rus <,,:an1. Niko-la'mn "ilerleme" kelimesini yasakladlgl soylenir: ~u slralar-da Bat! Avrupa, hatta Birle~ik Devletler'in filozoflan ve ta-rih<,,:ilerigecikerek de olsa, onunla aym kamya gelmi~lerdir.Ilerleme varsaYlml yadsmml~t!r. Batl'nm <,,:oku~udeyimi oy-lesine bildik olmu~tur ki, tlrnak i~aretleri artlk gerekme-mektedir. Butun bu yaygaralann dl~mda, ger<,,:ekteolan ne-dir? Bu yeni goru~ aklmml kim ortaya atml~tlr? Ge<,,:engun,Bertrand Russell'm samnm, bir smlf duyusunu keskin birbi<,,:imdea<,,:lgavuran, ~imdiye kadar gordugum tek sozuneraslamak beni ~a~uttl: "~imdi, dunyada genellikle 100 ylloncekinden daha az ozgurluk bulunmaktadlr."8 Ozgurluguol<,,:meki<,,:inelimde bir metre yok ve <,,:ogunlugun <,,:ogalanozgurluguyle azmhgm azalan ozgurlugunun nasIl dengele-nebilecegini bilmiyorum. Fakat, hangi ol<,,:utleolursa olsun,bu sozu fantastik bir bi<,,:imdeger<,,:ek-dl~lsaymamak mum-kun degil. A.J.P Taylor'un, Oxford'daki akademik ya~aYl~ustune bize zaman zaman yaptlgl 0 nefis gozlemlerden biri,ban a daha <,,:ekicigeliyor. Uygarhgm <,,:oku~uhakkmdaki bu-tun bu soylenenler, "sadece ~u demektir ki, universite pro-fesorlerinin eskiden hizmetkarlan vardl ve ~imdi ise kendibula~lklanm kendileri ylkamaktadlrlar."9 Elbette, eski hiz-met<,,:ileri<,,:in,profesorlerin bula~lklanm kendilerinin Ylka-maSl bir ilerleme simgesi olabilir.

Imparatorluk yanhlanm, Afrikaaner Cumhuriyet<,,:ilerini,altm ve baklr madenlerinin hisse senetlerine yatmm yap an-

mi~ti: Yazann bakl~ a~ISll1m hakkmcla yazcllgl konuclan ~ok, i~inde ya~adlgldonemi yansltmasl daha olasldlr - bu, kendisinin 20. yilzyIi ortasma 6zgil ~ilp-heciligi 18. yilzYlI sonlanndaki bir yazara aktannaya kalkan ele~tirmenin pekgilzel ornekledigi bir ger~ektir.

5 Cambridge Modem History: Its Origin, Autorship, and Production, 1907, s. 13;Cambridge Modem History, 1, 1902, s. 4; 12, 1910, s. 79l.

6 B. Russell, Portraits From Memory- 1956, s. 17.

7 ].B. Bury, The Idea oj Progress, 1920, s. 7-8.

8 B. Russell, Portraits From Memory, 1956, s. 124.

9 The Observer, 21 Haziran 1959.

Page 66: Tarih Nedir - E. H. Carr

Ian endi;;elendiren, Afrika'daki Beyaz egemenliginin sonaeri;;i, ba;;kalan aC;;lsmdan ilerleme gibi gbrulebilir. llerlemesorununda 1950'lerin yargllanm 1890'lannkine, Ingilizcekonu;;ulan dunyanm yargJlanm Rusya'nmkilere, Asya'nm-kilere ve Afrika'nmkilere, ya da, orla slmf aydmm yargllan-111,durumu hic;;birzaman Mr. Macmillan kadar iyi olmaml~olan sokaktaki adammkine, ipso facto (salt bundan bturu)yeglemek i<:;inhic;;bir neden gbrmClyorum. Bir an ic;;in,biri1erleme mi yoksa clll~ll~ckmemi i<:;indemi ya~adlglmlz so-runu hakkmda bir yarglya varmaYl erteleyelim ve ilerlemekavramll1ll1 neleri i<:;ercligini,bunun ardmda hangi varsa-ynnlann yallIglllJ ve bunlarll1 ne bl<:;C\desavunulamaz halegeldiklerini bin\z daha yakll1c1an inceleyelim.

Her ~eyclen ()nc:e, ilerleme ve evrimle ilgili kan;;lkllgla<:;lkhgakavu~turmak isterim. Ayd1l11anma C;;:agldu~unurle-ri besbelli, birbiriyle <:;eli~ikiki g()ru~u benimsemi~lerdi. In-sanlll doga dClIlyasmdaki yerini savunmaya c;;ah~ml~lardlr:Tarihin yasalan doga yasalanyla birdi. Ote yandan, ilerle-meye de inamyorlarch. Fakat, c10gaYlbir hedefe dogru, SCI-rekli ilerleyen ileric:i bir ?ey saymak nasll temellendirilebi-Iirdi? Hegel, ileric:i tarihle, ileric:i olmayan doga arasmdakesin bir aynm g('Jzeterek bu zorlugun ustesinden gelmi?tir.Darwin devrimi, evrim ile ilerlemeyle bir sayarak butUn Sl-kmtIlan kalchnl1l;; gibi gC'Jrundu: Sonuncla doga da, tarih gi-bi ileric:i olmw;;tu. Fakat bu, evrimin kaynagl olan toplum-sal eclinmeleri birbirine kan~tJrarak c1aha katu bir yanh~anlamaya yol ac;;ml~nr.Aralannclaki fark bilinen ve aC;;lkbir~eyclir. Avrupah bir bebegi bir C;;:inliaileye veriniz, c;;ocukBeyaz clerili olarak buyuyecek, fakat C;;:incekonu?aeaktlr.Deri rengi biyolojik bir kahnm, clil ise insan beyni araClh-glyla iletilen toplumsal bir eclinmedir. Kahtlm yoluyla ev-rim binleree ya cla milyonlarca yJ1da blc;;ulmek gerekir; yazl-h tarihin ba?langlCmdan bu yana insancla ortaya C;;lkml;;bl-

128

c;;ulebilir hic;;birbiyolojik c1egi;;iklik bilinmemektedir. Eclin-melerle ilerleme ise, ku;;aklar ic;;inde blc;;ulebilir. AklI birvarhk olarak insanm bZu, gec;;mi?ku?aklann deneyimlerinibiriktirerek gizil yetilerini geli;;tirmektir. C;;:agcla?insamn5000 bin yJ1 bneeki atasmdan daha buyu.k bir beyni ya dac1aha geni? bir dogu?tan c1u~unme yetenegi olmadlgl sby-lenmektedir. Fakat, du~uncesinin etkinligi, bgrenme yoluy-la ve aradan gec;;enku;;aklann deneyimlerini kendi deneyi-mine katarak pek c;;okartmlml~tlr. Biyologlarea reclcledilenedinilmi;; niteliklerin gec;;i~i,toplumsal ilerlemenin temeli-nin ta kendisidir. Tarih, edinilmi~ becerilerin ku?aktan ku-;;aga iletilmesi ic;;indebir ilerlemedir.

lkinci olarak, ilerlemenin belirli bir ba?langlCI ve sonu bu-lundugunu varsaymamlza gerek yoktur ve boyle bir ?ey 01-dugunu varsaymamahYlz. Elli yJl bncesine kadar yaygmolan, uygarhgm Isa'dan 4000 yll bnee Nil Vadisinde c;;lktlglyolundaki inam?, bugun artlk, dunyanm yaratJlI?ml 104004 yJ1ma koyan olaydizin Slfasmdan daha inandmcl de-gildir. Dogu~unu belki de ilerleme konusundaki varsaYlml-mlzm ba?langlC;;noktasl olarak alabileeegimiz uygarhk, ~up-hesiz ki bir bulu? degil, ic;;inde muhtemelen zaman zamangbzahCl slc;;ramalann da 'oldugu, son derece yava? bir geli?-me sureciydi. llerlemenin -ya da uygarhgm- ne zaman ba~la-dlgl sorununu kendimize dert etmek ic;;inbir neden yok.llerlemenin nihaI bir amacI bulundugu varsaYlml daha eicldiyanh? anlamalara yol ac;;ml~tlr.Hegel, ilerlemenin nihai ama-cml Prusya monar;;isinde gbrdugu ic;;in,hakh olarak suc;;lan-ml?tlr -bnbildirimin imkanslzhgl hakkmdaki gbru~unun a?l-n zorlanrm~ bir yorumunun sonueu, besbelli Hegel'in hata-smm c;;okdaha buyugunu, 1814'te Oxford'a C;;:agda?TarihRegius Profesbru olarak atandlgmda verdigi ap? konu?ma-smda Rugbyli Arnold yapml?tlr. Victoria dbneminin bu gbz-de tarihc;;isic;;agda?tarihin insanhk tarihinin son dbnemi 01-

129

Page 67: Tarih Nedir - E. H. Carr

Dart yUzy:tlmhIZll degi~me, [akat yava~ ilerlemesi ic;:indeozgurlugun esirgenmesi, sakmllmasl, yaytlmasl ve sonun-da anla~llmasl, surekli zulmun egemenligine kar~l durmakic;:in,bunlann zorlamaslyla zaYlflann gucunun birle~mesisonunda olmu~tur.11

lllg-cmanla;;llmasma dogru ilerleme diye dll~llnmll~tllr: Onagore, bu iki sllrec;;yanyana geli~mektedir. 12Evrime dayahbenzetmelerin moda oldugu bir donemde yazan filozofBradley, "dini inanca gore, evrimin nihai amacmm evrilipgeli~mi~ bulunan ~ey diye sunuldugu"na i~aret etmi~tir.13Tarihc;;i ic;;inilerlemenin nihai amaCl evrilip geli~mi~ degil-dir. Bu haLl, sonsuz derecede uzak bir ~eydir; buna ili~kini~aretler gorll~ alamna ancak biz ilerledikc;;e girerler. Ama,bu onun onemini azaltmaz. Pusula degerli ve gerc;;ektenvazgec;;ilmez bir rehberdir. Fakat, yol haritas1 degildir. Tari-hin ic;;erdigiyalmzca biz onu ya~ad1kc;;agerc;;ekle~ir.

Ustllnde durmak istedigim lle;:llncll nokta da ~udur, akhba~mda hie;:kimse, geri donll~sllz, sapmas1z ve kesintisiz,sllreklilik ie;:inde devam eden, kopuksuz duz bir e;:izgibo-yunca ilerleyen turden bir geli~meye hic;;birzaman inanma-m1~tlr, oyle ki, en keskin bir geri donu~lin bile zorunlu ola-rak ilerleme inanClyla bagda~mayacag1 soylenemez. Ae;:lkt1rki, ilerleme donemleri oldugu gibi, gerileme donemleri devard1r. Ustelik, gerilemeden soma ilerlemenin aym nokta-dan ya da aym C;;izgiboyunca yeniden ba~layacagm1 du~un-mek de dogru degildir. Hegel'le Marx'm dart ya da ue;:uy-garhgl, Toynbee'nin 21 uygarhgl, uygarhklann dogu~, yuk-seli~ ve c;;oku~ten gec;;enbir hayat dongllleri oldugu teorisitllrunden tasanmlann kendi ic;;lerinde hic;bir anlamlan yok-tur. Fakat, bunlar, uygarhg1 ileri gotllrmek ic;;ingerekli c;a-banm bir noktada yava~layarak yok oldugu ve soma ba~kabir yerde yeniden ortaya c;;lkt1gl,boylece tarihte gozleyebile-cegimiz her turlu ilerlemenin kesinlikle zamanca da me-kanca da surekli olmad1g1 yolundaki olgunun belirtileridir.Gerc;ekten, ben eger tarih yasalan formulle~tirme merakbsl

mas1 gerektigini du~unmektedir: "<::agda~tarih sanki ardm-dan gelecek bir tarih yokmu~ gibi, zamanm tam olgunlugu-nun izlerini ta~lyor gibi gorunmekte."10 Marx'm proleterdevriminin smlfs1z toplum nihai hedefini gerc;;ekle~tirecegiyolundaki ondeyi~i mantlk ae;:lsmdan olsun, ahlak aC;;lsmdanolsun, bunlara oranla daha saglamdlr; fakat, tarihin bir nihaiamaCl oldugu yolundaki onkabullln, tarihc;;iden c;;okdinbi-limciye yakI~an bir eskatolojik bir rengi vardu ve bu, bizi ta-rihin d1~mda bir hedef bulundugu sapkmhgma geri goturur.~uphesiz belirli bir nihai amaCln insan akh ic;;inbir tur c;;eki-cilikleri vard1r; Acton'un tarihin gidi~inin ozgurluge dogrubitrnez bir ilerleme oldugu yolundaki goru~u ise, soguk vebelirsizdir. Fakat tarihc;;inin ilerleme varsaY1m1m ille de ko-rumas1 gerekiyorsa, samyorum, bunu birbirini izleyen do-nemlerin istemlerinin ve ko~ullanmn kendi ozel ic;eriklerinikatacaklan bir surec;;olarak incelemeye haz1rlanmahd1r. l~te,Acton'un tarihin yalmzca ilerlemenin kaydedilmesi degil,"ilerleyen bir bilim" oldugu tezi, ya da isterseniz tarihin, ta-rih kelimesinin her iki anlam1 ic;;inde olaylar dizisi ve buolaylarm kaydedilmesi olarak- ilerleyici bir bilim dah oldu-gu anlat1lmak istenen budur. Acton'un tarihte ozgurlugllnilerleyi~ini betimleyi~ini yineleyelim:

Acton, olaylar dizisi olarak tarihi ozgurliige dogru ilerle-me diye, bu olaylann kaydedilmesi olarak tarihi ise ozgiir-

10 T. Arnold, An Inaugural Lecture on the Study of Modem History, 1841, 5.38.

11 Acton, Lectures on Modem History, 1906, s. 51.

12 K. Mannheim, Ideology and Utopia'da (Ingilizce ~eviri, 1930), insanm "tarihi~ekillendirme arzusu" He onun "bunu anlama yetenegi"ni birle~tirmektedir.

13 EH. Bradley, Ethical Studies, 1876, s. 293.

Page 68: Tarih Nedir - E. H. Carr

olsaydlm, ~oyle bir tarih yasasl olabilirdi; bir donemde on-der rolundeki grubun -buna slmf, uIus, klta, uygarhk, ne is-terseniz deyin- gelecek donemde benzer bir rolu oynamaslolasl degildir, ~u gec,;erlinedenden oturu ki, boyle bir gruponceki donemin geIenekleri, c,;lkarlan ve ideolojileriyle,kendisini gelecek donemin istemierine ve ko~ullanna du-yumiayamayacak kadar butunIe~mi~tir.14 DolaYlsl)lla, birgrub a du~u~ donemi olarak gozuken bir zaman pekala ote-kine yeni bir ilerlemenin dogu~u olarak gozukebilir. llerle-me herkes ic,;ine~it ve aym zamanda ilerieme anlamma gel-mez ve ge1emez. Gunumuzdeki gerileme habercileri, tarihteanlam bulamayan ve ilerlemenin oidugunu varsayan ~uphe-cilerimizin hemen hepsinin, birkac,; ku~ak boyunca uygarh-gll1 ilerlemesinde, gururla onder ve egemen bir rol oynaml~olan bolgeden ve toplumsal slmftan oimalan anIamhdrLGec,;mi~tekendi gruplannm oynadlgl rolun ~imdi otekileregec,;tigini soylemekle onlar avutulamaziar. Besbelli ki, onla-nn ac,;lsmdan kendilerine boy1esine kotu bir oyun oynalm~olan tarih, anIamh ve akl1 bir surec,;olamaz. Fakat, eger iler-Ierne varsaYlm1l11muhafaza edeceksek, samnm kopuk c,;izgiko~ulunu kabul etmeliyiz.

Son olarak, tarihl eylem terill1leri ic,;inde ilerlemenin ozic,;eriginin ne oidugu sorununa geliyorum. Diyelim, toplum-sal hakiann herkese yayllmasl, ya da ceza uygulamasmdareform yapIlmasl ya da soy ve servet farkhhkIanmn kaIdl-nlmasl ic,;inc,;abagasterenler bilinc,;liolarak tam bunlan yap-maya ugra~maktadular: Yoksa, onlar bilinc,;li olarak "ilerIe-me"yi gozetmemekte, herhangi bir tarih1 "yasa"yl ya da

"varsaYlm"l ya da ilerlemeyi gerc,;ekIe~tirmeye c,;ah~mamak-tadlrlar. Oniann eyiemierine, kendi ilerleme varsaYlmmluygulayan, eyiemierini ilerleme olarak yorumiayan tarihc,;i-dir. Fakat bu, ilerleme kavramml gec,;ersizklimaz. "llerlemeve irtica ne denli kotuye kullamlml~ oluriarsa oisun, bo~kavramlar degildir"15 diyen Sir Isaiah Berlin ile bu noktadaaym fikirde oimaktan mutIuyum. Bu, ins an kendinden on-cekilerin deneyimierinden yararlanabilir (zoruniu olarakyararlanabilecegini soylemek istemiyorum); tarihte ilerle-menin, dogadaki evrimden farkh olarak, kazamlml~ ba~an-lann aktanlmasll1a dayandlgl tarihin bir onvarsaylmldu. Buba~anlar, hem maddl ~eyleri hem de ki~inin c,;evresine ege-men olma, degi~tirme ve kullanma yetenegini kapsar. Ger-c,;ektende, bu iki age birbiriyle slklSlklya baghdlr ve birbir-leri ustunde etkide buiunuriar. Marx, insan emegini butunyapmm temeli sayar: "Emege" yeterince geni~ bir anIam ve-rilirse, bu formul kabul edilebilir gazukuyor. Fakat, yaImz-ca kaynakiann birikimi, beraberinde, sadece artan teknik,toplumsal bilgi ve deneyimi degil, daha geni~ aniamda, in-sanll1 c,;evresine artan egemenligini de getirmedikc,;e, i~e ya-ramaz. ~imdilerde, samnm, ilerieme olgusunu hem maddIkaynakiann ve bilimsel bilginin hem de teknik anlamdac,;evreustunde egemen olmamn birikimi aniamma geldiginepek az insan kar~l c,;lkar.Ku~ku duydugum ~ey, 20. yUzYlldatopiumu duzenleyi~imizde, toplumsal c,;evreye egemen 01-mamlzda herhangi bir ilerleme olupolmadlgldir. Topl1.lmsalbir varhk olarak insanm evrimi, tehlikeli bir bic,;imde, tek-nolojik ilerlemenin gerisinde kalmaml~ mldlr?

Bu sorunu akla getirten belirtiler besbellidir. Fakat, kor-kanm, sorun yine de yanh~ bic,;imde konulmu~tur. Tarihteanderligin ve giri~kenligin bir gruptan bir ba~kasll1a, dun-

14 Boyle bir durumun tamlanmasl i,in R.S. Lynd, Knowledge for What?, NewYork, 1939, s. 88'e bakmlz: "Bizim kulturumuzde ya~h insanlar, ,ogucasl ge,-mi~e, yani kendi zindelik ve kuvvet zamanlanna yoneliktirler ve gelecege teh-dit edici bir ~ey olarak kar~l koyarlar. Muhtemelen, goreli kuvvetin kaybedil-mesinin ve dagIlmanm ileri bir a~amasmda, butun bir ku!tur, hayat buguni,inde aglr aksak ilerlerken, altm <;agyonunde ba~at bir egilim gosterir."

Page 69: Tarih Nedir - E. H. Carr

yanm bir b6lumunden otekine gec,;tigipek c,;okdbnu~ nok-tasl gbrulmu~tUr: <;;:agda~devletin yukseli~i ve kuvvet mer-kezinin Akdeniz'den Batl Avrupa'ya gec,;i~idonemi, FranSlZDevrimi donemi bunun belirgin c,;agda~ornekleridir. Boyledonem1er hep ~iddetin yukse1digi ve iktidar ic,;inmucadelezamanlandlr. Eski otoriteler zaYlflar, eskiden onemli olan~eyler kaybolur, tutkulann ve klzgmhklann keskin c,;atl~ma-Sl arasmda yeni duzen ortaya c,;lkar.~u anda boyle bir clo-nemden gec,;tigimizi du~unuyorum. Toplumsal orgutlenmesorunlanm anlaYl~lmlzm ya da bu anlaYl~lmlzm l~lgmdatoplumu orgutleme konusuncla iyiniyetin geriledigini soy-lemek, bana ac,;lkc,;ayanh~ gozukmektedir: HatHl., bunlannbuyuk olc,;ude arttlgml bile soyleyebilirim. Ne imkanlaru11lzazah11ls ne de ahlakl niteliklerimiz c,;okmu~tur. Fakat, ic,;in-de ya~~chg1l11lzve kltalar, uluslar ve slmflar arasmda guc,;dengesinin yer degi~tirmesi yuzunclen bir c,;atl~mave karga-~a clonemi olan bu donem, yetenekleri ve nitelikleri a~m 01-c,;udezorlaml~tlr ve bunlann olumlu ba~anlara ula~acak et-kinliklerini SmlTlaml~ ve engellemi~tir. Son 50 yllda Batldunyasmda ilerlemeye olan inanca kar~l c,;lkllmasmm gucu-nu kuc,;umsemek istemiyorum, ama, tarihte ilerlemenin so-nuna gelinmi~ olduguna gene de inanml~ degilim. Fakat,ilerlemenin ic,;erigikonusunda daha da uste1erseniz, samnmbunu ancak ~oyle cevaplayabilirim. 19. yuz)'ll du~unurleri-nin c,;ogucaslvarsaydlklan tarihte ilerlemenin kesin ve ac,;lk-hkla tammlanabilir bir hedefi bulundugu yolundaki anlaYl-~m uygulanamazhgml ve klslrhgml kamtlaml~tlr. llerleme-ye inanmak, otomatik ya da kapmlmaz herhangi bir surecedegil, insan yeteneklerinin ilerleyen geli~mesine inanmakanlammdadu. llerleme soyut bir terimdir, insanhgm pe~inedu~tUgu somut amac,;lar ise ba~ka herhangi bir kaynaktandegil, tarih surecinin ic,;inden zaman zaman ortaya c,;lkar.Ben, insanm. yetkinle~ebilecegi ya da ge1ecekte yeryuzunun

134

bir cennet olacagl inancmda degilim. Bu kadanyla, tarihteyetkinligin gerc,;ekle~tirilemez oldugunu iddia eden dinbi-limciler ve gizemcilerle aym fikirdeyim. Fakat, kendi payl-ma smUSlZ -ya da ne olduklanm ongoremeyecegimiz ya daongormemiz gerekmeyen slmrlan olmayan- bir ilerlemeyeinanmakla yetinirim; bu ilerlemenin hedefleri onlara dogruilerledikc,;e tammlanabilecek ve gec,;erlilikleri ancak onlarailerleme sureci ic,;inde ince1enebilecek bir ilerlemeye. Boylebir ilerleme anlaYl~l olmakslzm, toplumun nasll ayakta ka-labilecegini de bilmiyorum. Her uygar toplum henuz dog-maml~ ku~aklar ugruna, ya~ayan ku~agl birtaklm ozverilerezorlar. Bu ozverileri ge1ecekteki daha iyi bir dunya adma te-mellendirmek, bunlan bir tannsal amac,;adma temellendir-menin laik bir benzeridir. Bury'nin deyi~iyle, "ge1ecek ku-~aklara kar~l odev ilkesi, ilerleme du~uncesinin dogrudandogruya zorunlu bir sonucudur."16 Be1ki bu odevin hakhh-gml temellendirmeye gerek yoktur, ama varsa, bunu temel-lendirmek ic,;inba~ka bir yol bilmiyorum.

Bu, beni 0 unlu soruna, tarihte nesnellik konusuna geti-riyor. Nesnellik kelimesinin kendisi yamltlCldlr ve soru~tu-rulmak gerekir. Onceki konu~malanmdan birinde toplum-sal bilimlerin -ve bu arada da tarihin- ozne ile nesneyi aYl-ran ve gozlemleyenle gozlemlenen ~ey arasmda katl bir ay-nm yapllmasml zorlayan bir bilgi teorisine kendilerini uy-duramayacagml ileri surmu~tUm. Bunlann arasmdaki kar~l-hkh ili~ki ve etkile~menin karma~lk surecinin hakkml ve-ren yeni bir modele ihtiyaclmlz vardlr. Tarihin olgulan bu-tUnuyle nesne1 olamaz, c,;unku, bunlar ancak tarihc,;i tarafm-dan onlara verilen anlamhhgm gucuyle tarihin olgulan ha-line gelirler. Tarihte nesnellik, bu gelenekse1 terimi halakullanmamlz gerekiyorsa, olgunun nesnelligi degil, ili~ki-

Page 70: Tarih Nedir - E. H. Carr

nin, olgu ile yorum arasmdaki ili~kinin, ge<;:mi;;,bugun vegelecek arasmdaki ili~kinin nesnelligi olabilir. Beni, tarihindl~mda ve ondan baglmslz mutlak bir deger ol<;:utUkura-rak, tarihi olaylann yargJlanmasl <;:abasml tariM degil diyereddetmeye goturen nedenlere donme geregini duymuyo-rum. Zaten, mutlak dogru kavraml, tarih dunyasma uygundcgilclir - haWi, sanmm bilim dunyasma da uygun degildir.Mutlak olarak yanh~ ya da mutlak olarak dogru diye yadlr-ganabilecek olan tarihi ()nermeler en basitleridir. Daha yu-kan bir clcizeycle, diyelim ki, kendinden once gelenlerclenbirinin yarglsma kar~1 <,;lkantarih<;:i,bunu mutlak yanh~ 01-dugui<,;in clegil, yetersiz ya da tek yonlu ya da yamltlcl 01-dugundan ya cia daha sonraki kamtlamalann ylktlgl veya il-gisiz kllchgl bir bakl;; a<;:lsmmurunti oldugu i<;in reddecler.Rus Devrimi'nin II. Nikola'nm aptalhgmm ya da Lenin'indehasmm sonucu oldugunu soylemek busbutun yetersizdir- <''>yleki, busbutun yal1lltlcl olacak kadar yetersizdir. Fakat,l1lul!ak olarak yanh~ oldugu soylenemez. Tarih<;i bu tlirl1lutlaklarla i~gormez.

Robinson'un UZUCll()!UI1lolayma geri donelim. Bu olaydasoru~turl11al11lZm nesnelligi olgulammzl dogru almamlzadegil -bunlar tartJ~mah degildi- bizi ilgilendiren ger<;ek veanlamh olgularla onem vermeyebilccegimiz rastlantlsal 01-gular! aymletmel11ize baghdu. Bu aynml yapmaYl kolaybulduk, <;UI,U, anlamhhk ol<;utumtiz ya da aynmlmlz, nes-nellik temelimiz a<;:lktl ve gozonunde tuttugumuz -yani,yollardaki olumleri azaltma amacma- uygunluktan ibaretti.Fakat tarih<;i, trafik kazalanm azaltmak gibi basit ve smlrhamaCI olan ara~tlrmaClya oranla daha az bahth bir ki~idir.Tarih<;inin de yorum yapma odevi bakImmdan, anlamholanla rastlantlsal olam aYlrdedebilmek i<;in, bir anlamhhkol<;utune gerek vardlr, bu aym zamanda onun nesnellik 01-<;utudur; ve 0 da bunu ancak gozonunde tuttugu ama<;tan

136

yola <;lkarak bulabilir. Fakat, bu, zorunlu olarak evrilen birama<;tlr, <;unku <;e~itlige<;:mi~yorumlannda bir evrim orta-ya koymak tarihin zorunlu bir i~levidiT. Degi~menin her za-man sabit ve degi~mez etmenlerle a<;lklanmasl gerektigi yo-lundaki geleneksel varsaylm tarih<;inin deneyimine aykm-du. Profesor Butterfield, "tarih<;:ii<;in tek mutlak, degi~me-dir"17 der; bunu soylerken belki, tarih<;ilerin onu izlemelerigerekmeyecek bir alam, ustu ortulu olarak, kendisine aYlr-maktadlr. Tarihte mutlak, ge<;mi;;te kendisinden yola <;lktl-glmlz bir ~ey degildir; ~imdiki zamanda bir ~ey de degildir,<;unku, bugunun butun du~unceleri zorunlu olarak goreli-dir. Bu, halen tamamlanmaml;; ve olu~ma surecinde biT ~ey-dir; gelecekte kendisine dogru ilerledigimiz, ancak biz onadogru ilerledik<;e bi<;im almaya ba~layan ve biz ileri gittik<;ege<;mi;;eili~kin yorumumuzu aydmlatan bir ~eydir. Tarihinanlammm Yargl Gunu'nde (Klyamet'te) belli olacagml soy-leyen dini gizemin arkasmdaki laik ger<;ek budur. Ol<;utu-muz, dun, bugun ve her zaman aym olan, degi~meyen bir~ey anlammda mutlak degildir: Boyle bir mutlakhk tarihindogaslyla bagda~maz. Fakat, bu, bizim ge<;mi~iyorumlaYl~l-mlZ a<;lSlndan bir mutlaktlr. Bu, hem bir yorumun bir ba~-kasl kadar iyi oldugu ya da her yorumun kendi zamam vel1lekam i<;inde dogru oldugu ;;eklindeki goreli bakI~ a<;IS1l11reddeder, hem de ge<;:mi~eili~kin yorumumuzu en sonundayargllayacak mihenk ta~1l11saglar. Tarihteki bu yonlenmeduygusudur ki, bir ba~ll1a ge<;mi~in olaylanm duzene ko-yup, yorumlamamlza imkan verir -bu, tarih<;inin odevidir-

17 H. Butterfield, The Whig Interpretation oj Histmy, 1931, s. 58. Bunu, A. yonMartin'in The Sociology oj the Renaissance (Ingilizce r;:eviri,1945), s. l'deki ~udaha incelikli s6zuyle kar~ila~tmmz: "Hareketsizlik ve hareket, statil< ve dina-mik, tarihe sosyolojik bir yakla~lmla ba~lamak ir;:inteme! kategorilerdir. .. Ta-rih hareketsizligi yalmzca g6reli anlamlyla bilir: ASlI sorun, hareketsizligin miyoksa degi~menin mi ba~at oldugudur." Degi~me, tarihte olumlu ve mutlak,hareketsizlik ise 6zne! ve goreli oge!erdir.

Page 71: Tarih Nedir - E. H. Carr

ve gelecegi gozonlinde tutarak bugunun insamm ozgurle~-tirip, orgutlememize flrsat verir - bu da devlet adammm, ik-tisatc;mm ve toplumsal reformcunun odevidir. Fakat sure-cin kendisi, ilerici ve dinamik kalmaktadu. Bizim yon duy-gumuz ve gec;mi~ hakkmdaki yorumumuz biz ilerledikc;esurekli olarak degi~meye ve evrime ugrar.

Hegel, kendi mutlagma dunya ruhu diye mistik bir bi<;imgiydirmi~ ve tarihl surecin akl~mm amacma vararak sonaermesini gelecege yansltacagma, bugune getirerek en bu-yuk yanh~lm yapnll~tIr. Ge<;mi~te surekli bir evrim surecioldugunu kabul etmi;;, [akat gelecek i<;inbunu gereksiz ye-re reddetmi~tir. Hegel'clen bu yana, tarihin dogasl ustune enderin bic;imde clu;;unenler, bunun i<;inde gec;mi~ ve gelece-gin bir sentezini gormu~lcrdir. Kendini zamanmm dinbi-lilmel anlatIm c;erc;cvesinclen busbutun kurtaramayan vemutlagml <;okdar bir ic;eriklc tammlayan Tocqueville, genede sorunun ozunc vanm;;tlr. E~itligin geli~mesinden evrcn-sel ve surekli bir [enomen diye soz ettikten soma ~oyle der:

tune bir ondeyiyi gerektiren bir teori" diye aC;lklaml~tu.19Namier, her zaman yaptlgl gibi bir suru ornekle bezedigibile bile paradoksal bir cumlesinde, "tarihc;iler," demekte-

I .h I I "20dir, "gec;mi~i hayaller (tasarlar) ve ge ecegl atu ar ar.Ge<;mi~in yorumunun anahtanm ancak gelecek saglayabi-lir: Ve ancak bu anlamdadlr ki, tarihte nihal bir nesnellik-ten soz edebiliriz. Gec;mi~in gelecege ve gelecegin de gec;-mi?e l~lk tutmasl, tarihin aym zamanda hem temellendiril-mesi, hem aC;lklanmasldlr.

Oyleyse, bir tarihc;iyi nesnel oldugu ic;in ovdugumuzdeya da bir tarih<;inin otekinden daha nesnel oldugunu soyle-digimizde ne demek istiyoruz? Besbelli ki yalmz olgulann-da yanlI~hk yapmadlgml soylemek istemiyoruz, bundan da-ha c;ok, dogru olgulan sec;tigini ya da bir ba~ka deyi~le,dogru anlamhhk (manidarhk) ol<;utunu kullandlgml soyle-mek istiyoruz. Bir tarihc;inin nesnel oldugunu soylersek, sa-nmm iki ~eyi demek isteriz. Her ?eyden once onun toplumve tarih ic;indeki kendi konumunun smuh bakl~ aC;lsmmustune <;lkma yetenegi oldugunu - onceki bir konu?mamdadegindigim gibi, bu yetenek, kendisinin 0 konuma ne denli<;okkan~ml~ oldugunu anlayabilmesi, yani tam nesnelliginimkanslzhgml teslim edebilmesi ile ilgilidir. lkinci olarak,gec;mi~e bakl~lan, kendilerinin hemen ic;inde bulunduklankonumla busbutun smuh olan tarihc;ilerin eri~ebildikleridaha saglam ve daha surekli bir kavraYI~a sahip olabilecek~ekilde kendi goru~ gucunu gelecege yansltabilme yetenegioldugunu soylemek istiyoruz. Bugun Acton'un "nihal tari-hin imkam"na inancml yankIlayan hic;bir tarih<;i yoktur.Fakat, bazl tarih<;iler ba~kalanna oranla dayamkh olan venihal ve nesnel niteligini daha c;ok ta~IYan tarihler yazmak-

Eger insanlann e~itligin derece derece ve ilerleyerek geli~i-mini, tarihlerinin hem ge<;:mi~ihem de gelecegi diye gbrme-leri saglanabilseydi, bu tek bulgu 0 geli~ime tannlanmn vedendilerinin iradesinin kutsal niteligini vermeye yeterdi.18

l?lenmesi henuz tamamlanmamJ;; olan bu konu ustuneonemli bir tarih bblumu yazl1abilirdi. Hegel'in gelecege ba-kl~la ilgih olarak kendine koydugu smulardan kimilerinipayla~an ve ilkece ogretisini gec;mi? tarih ic;ine saglamcaoturtmaya onem veren Marx, konusunun dogasmca kendislmfslz toplum mutlagml gelecege yansltmaya zorlanml?tIr.Bury, ilerleme du~uncesini biraz tuhaf bir bic;imde, [akatbesbelli ki aym niyetle, "ge<;mi?in bir sentezi ile gelecek us-

19 ].B. Bury, TheIdea of Progress, 1920, s. S.

20 L.B. Namier, Conflicts, 1942, 5.70.

Page 72: Tarih Nedir - E. H. Carr

tadular: Bu tarih~iler, ge~mi~ ve geleeek konusunda uzunomurlu diyebileeegim bir goru;; gueu alan kimselerdir.Ge~mi;;in tarih~isi aneak geleeegi anlamaya dogru yakla~-t1k<;anesnellige yakla~abilir.

Bu yilzden, daha oneeki bir konu~mamda tarihten ge~-mi~le geleeek arasll1da bir soyle~i diye soz ettigimde, buna,daha iyisi, ge<;mi~in olaylanyla geleeegin derece dereee or-taya ~lkan ama<;lan arasll1da bir diyalog demem gerekirdi.Tarih~ilerin ge~mi~i yorumlaYl~l, anlamll ve ilgili olgulanse<;mesi, yeni ama~lann derece derece ortaya ~lkI;;lyla evri-lir. En basit bir <')rnek alahm; ana al11a~anayasal ozgurluk-lerin ve siyasal haklann orgutlenmesi diye goruldugu sure-ee, tarih~i ge<;mi~i anayasal ve siyasal terimlerle yorumla-111l~tU.lklisadI ve toplumsal ama<;lar anayasal ve siyasalama<,)ann yerini almaya ba~laYll1ea, tarih~iler de gemi~iniktisadI ve toplulI1sal yorumuna yonelmi;;lerdir. Bu sure<;i<.;inde ~l1pheci bir kill1se yeni yorumun eskisinden dahadogru 0lmac!Ig1l11inandmCl bir bi<.;imdeileri surebilir; hep-si kendi donemi i<;indogrudur. Bununla birlikte, iktisadI veloplumsal ama<.;lann aglrhk kazanmasl insanhgm geli~imin-de siyasal ve anayasal all1a~larm oncelik konumunda dahageni~ ve daha ileri bir dllzeyi temsil ettiginden, tarihin ikli-sad I ve loplumsal yorumunun larihte yalmzca siyasal yo-rumdan daha ileri bir duzeyi temsil ettigi de soylenebilir.Eski yorum reddedilmiyor, yenisinin i<.;inehem katlllyorhem de onun i~inde a~lllyor. Tarih<.;ilik, kendisi ilerleyicibir bilimdir, olaylar sureeine surekli geni~leyen ve derinle-;;en bakl;; a~I1an saglamak amaCl anlammda ilerleyen bir bi-limdir. "Ge~mi~e yaplel bir bakl;;a" ihtiyaelmlz oldugunusoylerken demek istedigim i~te buydu. <;::agda$tarih~ilikson 200 yI1da, geli;;meye olan bu ikili inam~ i~inde geli;;-mi$tir ve bu olmadan ya;;ayamaz; ~unku, ona anlamhllk 01-~utCmu yani ger~ekle rastlantIsall aYlrdetme ol<.;utu.nusagla-

140

yan bu inam;;tlr. Goethe, hayatmm sonuna dogru bir soyle-;;isinde Gordion'un dugumunu sert~e kesmi;;tir:

Dbnemler <;:bkerken, butun egilimler bzneldir; ote yandanyeni bir <;:agmko~ullan olgunla~lrken, butl1n egilimlernesneldir.21

Hi~ kimse tarihin geleeegine ya da toplumun geleeegineinanmak zorunda degildir. Mumkundur ki, toplumumuzylkI1sm, donu;;sun ya da yava;; yava;; ~uruyerek ortadankalksm ve tarih dinbilime -yani, insan eylemlerini degil,lannsal ama~lann ineelenmesine- ya da edebiyata -yaniozel bir amael ya da anlamllhgl olmayan oykuler ve masal-lar anlatmaya- donu~sun. Fakat bu, bizim son 200 Ylldubildigimiz anlamdaki tarih olmaz.

~imdi tarihI yargllamamn niha! o!<;utunu geleeekte bulanher turlu teoriye kar~l one surulen bildik ve yaygm bir iti-raZI ele almam gerekiyor. Denilmektedir ki boyle bir teoribir kere ba;;annm niha! yargllama ol~utii olmasml, soma daolan degilse bile olaeak olan her ~eyin hakhllg1 goru;;unui<.;ermektedir. Son 200 yuz yll i~inde tarih~ilerin ~ogu, yal-mzea, tarihin i~inde ilerledigi bir yonu kabul etmekle kal-maml;;, bilin~li ya da bilin~siz olarak, bu yonun sonu~tadogru oldugunu, insanhgm daha kotu.den daha iyiye, dahaa~agldan daha yukanya ilerledigine inanml;;lardu. Tarih~ibu yonu tammlamakla kalmaml;;, onaylaml;;tIr da. Ge~mi;;eyakla~llnmda uyguladlgl anlamllllk ol~usu, yalmzea tarihinilerledigi yolla ilgili degil, bu sureee kendisinin ahlak~a ka-tI1maslyla da ilgilidir. "Olan" ile "olmall", olgu ile degeryarglsl arasmdaki aynhga bakIlmaml;;tlr. Bu, gelecek hak-kmda guvencin aglr baStIgl bir donemin urunu olan iyim-ser bir goru;;tur; Whigler ve Liberaller, Hegelciler ve Mark-

Page 73: Tarih Nedir - E. H. Carr

sistler, dinbilimciler ve akllCllar, buna, kuvvetle ve olduk<;;aa<;;lkbiT bi<;;imdebagh kalml~lardlr. Bunun 200 Ylldlr "Tarihnedir?" sorusunun onaylanml~ ve kabul edilmi~ cevabl 01-dugunu sbylemek, pek fazla biT abartma olmaz. Buna kar~ltepki, bugunun endi~eli ruh hali ve kbtumserligiyle birliktegelmi~ ve bu da, tarihin anlamml onun dl~mda arayan din-bilimcilere ve tarihte hi<;;hiranlam bulmayan ~uphecileremeydam a<;;l1zblrakml~tlr. Herkes, buyuk bir lsrarla "olan"ile "olmah" arasmclaki aynmm mutlak olcluguna, kalclmla-mayacagma, "deger yargl"lannm "olgu"larclan <;;lkanlama-yacagma bizi inanchrmaya <;;ah~maktadlr. Sanmm, bu, yan-h~ bir yolclur. Bu soruyu olcluk<;;arasgele bir bi<;;imdese<;;il-mi;,;birkac,: tarih<;;inin ya da tarih ustune yazan ki~inin nasllele aJchklanm gbrelim.

Gibbon, tarihinde lslamm zaferlerine ayucllgl yerin <;;ok-lugunu, "Muhammecl'in izleyicileri Mia Dogu clunyasmmtoplumsal ve clin! egemenligini ellerincle tutmaktacllr" cliye-rek hakh gbstermekteclir. ~unu cla eklemektedir ki, 7. ve12. yuzyI1lar arasmcla lskit cluzluklerinclen inen yaban su-rulerine aym emegi harcasaycll, onlara laYlk olmadlklan birbnem verilmi~ olurclu, <;;unku, "Bizans tahtl bu duzensizsaldmlan p(iskurtmll~ ve kencli gbrkemli hayatml surclur-mu~tur."22 Bu, pek manUkslz gbrunmuyor. Tarih, genel ola-rak, insanlann yapamacllklannm clegil, yaptlkIanmn kaycll-cllr: Bu baglamcla ister istemez bir ba~an bykusu olmakta-dlr. Pro[esbr Tawney, tarih<;;ilerin "galip gu<;;lerisivrilterekve onlann yuttuklanm geri plana iterek" varolan durumabir "ka<;;mI1mazhk gbruntusu" verdiklerine i~aret etmekte-dir.23 Fakat, bir anlamda, tarih<;;inin i~inin ash da bu degilmidir? Tarih<;;ikar~l tara[m degerini ku<;;ultmemelidir; eger

yengi ucu ucuna kazamlml~sa, bunu kolayca dde edilmi~bir ~ey gibi gbstermemelidir. Bazen, yenilenler de niha! so-nuca yenenler kadar bUyUk bir katklda bulunmu~lardir. Fa-kat, tarih<;;igene1 olarak ister yensin ister yenilsin, bir ~eylerba~arml~ olanla ilgilenir. Ben kriket tarihinde uzman degi-Jim. Fakat, bu spor dalmm tarihinin sayfalan, herhalde saYIyapamayan ve oyun dl;,;ma <;;lkanlardan <;;ok,100 saYl ya-panlann adlanyla susludur. Hege1'in tarihte "yalmzca devIetkuran halklann dikkatimize degdigi"24 yolundaki unlu yar-glSI bir toplumsal brgutlenme bi<;;imine tekelci bir degerverdigi ve menfur (kbtu) bir devIet kultune yol a<;;tlgli<;;inhakh olarak e1e~tirilmi~tir. Fakat, Hege1'in sbylemek istedi-gi ~ey, ilkece dogrudur ve tarihbncesi ile tarih arasmdaki bi-linen aynml yansltmaktadu; yalmzca, kendi topiumlanmbrgutlemekle be1irli bir derecede ba~anh olmu~ halklar ilke1yabaniler olmaktan <;;lkarve tarihe girerler. Carlyle, FranslZDevrimi adh kitabmda xv. Louis'ye "ki~ile~mi~ bir DunyaYanh~l'nm ta kendisi" demektedir. Besbelli, bu deyi~i sev-mi~ olacak ki, ileride daha uzun bir bblum i<;;indebunu sus-lemektedir:

Nedir bu ba~dondurucu yeni evrensel hareket: Bir zaman-lar uyum ic;inde i~birligi eden kurumlar, toplumsal duzen-ler, bireysel kafalar, ~imdi ~a~km bir c;atl~ma ic;inde yuvar-lamyor, eziliyar. Kac;mllmaz alarak boyle aluyar; c;unkubu, en sanunda kendini gostermi~ alan bir Dunya Yanh-~l'nm C;oku~udur.25

Burada bl<;;utyine tariM oluyor: Bir <;;agauyan, bir ba~kasli<;;inyanh~ haline geliyor ve bu nedenle kbtuleniyor. Sir Isa-iah Berlin bile fe1sef150yutlamanm tepe1erinden inip de 50-

22 Gibbon, The Decline and Fall of the Roman Empire, bl. 4.

23 R.H. Tawney, The Agrarian Problem in the Sixteenth Century, 1912, 5.177.24 Lectures on the Philosophy of History, lng. <;ev.,188~, s. 40.

25 T. Carlyle, The French Revolution, 1, 1, b1.4, 1,3, bl. 7.

Page 74: Tarih Nedir - E. H. Carr

mut tarihY durumlan dU~lmurken, bu goru~e yakla~ml~ go-zukmektedir. TarihY Kac,:lmlmazhk ustune denemesinin ba-snmndan bir sure sonra bir radyo konu~masmda, Bis-marck'l ahlakc,:a kusurlanna kar~m, bir "dahY" ve "en yuk-sek siyasal yargllama guc,:lerine sahip politikaCl tipinin ge-c,:enyuzYlldaki en buyuk ornegi" diye ovmu~ ve onu, bu ba-kllndan Avusturya Imparatoru II. Joseph, Robespierre, Le-nin ve Hitler ile, kendi olumlu amac,:lanm gerc,:ekle;;tirmekac,:lsmclankar~l1a~tlrarak onlann hepsinden daha buyuk 01-dugunu soylemi~tir. Bu hukmu tuhaf buluyorum. Fakat ~uanda beni ilgilencliren, yargllamasmm olc,:utu. Sir Isaiah de-mektedir ki, Bismarck elincleki malzemeyi anlaml~tl; oteki-leriyse, i~ gormeyen soyut teorileri yanh~ yollara gotUrmu~-ti'l. Bunclan almacak clers $udur, "ba~anslzhk, evrensel birgec,:erlik iddiasmdaki sistemli herhangi bir yontem ya da il-ke ugruna ... en iyi i~ gorecek $eylere kar~l koymaktan ilerigelir."26 Ba~ka bir cleyi$le, tarihte yargl olc,:utu herhangi bir"evrensel gec,:erlik idcliasll1daki ilke" degil, "en iyi i~ go-ren"dir.

Soylememe pek gerek yok, bu "en iyi i;; goren" olc,:utunilyall1lzca gec,:mi~iincelerken i~in i<;,:inekatmaYlz. Eger birisisize gelecekte Buyuk Britanya ile ABD'nin tek bir egemenlikaltll1da birle~mesinin, tek bir clevlet olmasmm arzu ediliroldugunu du~unclugunu soylese, belki de bunun hayli aklauygun bir goru~ oldugunu kabul edersiniz. Anayasal Mo-nar$inin ba~kanhk sistemine yeglenir oldugunu soyleyereksbzlerine devam etse, bunun da hayli akla 'uygun oldugunukabul edebilirsiniz. Fakat, soma tutup iki ulkeyi Ingiliz taClaltmda yeniden birle;;tirmek ic,:inbir kampanya ac,:makiste-digini belirtse; siz, muhtemelen ona zamamm bo;;a harca-ml~ olacagml sbylersiniz. Nedenini a<;,:lklamaya <;,:ah~acak

olursamz, bu tur sorunlann genel bir ilkeye gore degil de,eldeki tarihY ko;;ullarda neyin i~ gorecegine bakarak du;;u-nulmesi gerektigini soylemek zorunda kahrdlmz; hatta, bel-ki de, tarihten bUyUk harf "T" ile sbz etmek ba~ yanh;;mlyapar ve Tarih'in kendisine kar;;l oldugunu soylerdiniz. Po-litikacmm i~i, yalmzca ahlak<;,:aya da teorke neyin istenme-ye deger oldugunu degil, aym zamanda, dunyada hangiguc,:lerin varoldugunu ve gozonunde tutulan ama<;,:lanbirblc,:udegerc,:ekle;;tirmek ic,:inbunlann nasll yonlendirilebile-cegini ya da kullanabilecegini dU$unmektir. Tarihi yorum-laYI~lmn l~lgl altmda aldlgl siyasal kararlar bu uzla;;mayaclayamr. Fakat, tarihi yorumlaYl;;lmlz da aym uzla;;maya da-yanmaktachr. Kabul edilebilir herhangi bir istenilirlik olc,:u-til kurmak ve gec,:mi;;i bunun l;;lgmda kotulemek kadarkokten bir yanh~ yoktur. "Ba;;an" kelimesi klzdmCl anIam-lar ta;;lmaya ba~ladlgl ic,:inonun yerine, elbette, tarafslz birdeyi;;le "en iyi i;; goren" sozunu koyabiliriz. Bu konu;;malarslrasmda c,:e;;itlivesilelerde, Sir Isaiah Berlin'e kar~l c,:lktlglmic,:in,sonu<;,:takonuyu ne de olsa bir ol<;,:udeanla;;mayla ka-patabilmek beni mutlu ediyor.

Fakat, "en iyi i;; gbren" ol<;,:utununkabul edilmesi, bununuygulanmasml kolayla;;tmr ve kendiliginden belli bir halegetirir. Bu alelacele kararlan te;;vik eden ya da olan her ~eyindogru oldugu goru;;une ba;; egen bir olc,:utdegildir. Tarihtedaha ileri geli;;melere gebe ba;;arlSlzhklann olmadlgl soyle-nemez. Tarih, "ertelenmi;; ba;;an" diyebilecegim bir ;;eyi ka-bul eder; bugun gorunu;;te ba;;anslzhk olan ;;eyler yanmnba;;ansma hayan katklsl bulunan bir ~eyler diye ortaya <;,:lka-bilir. Bunlar zamanmdan once dogan peygamberler gibidir.Gerc,:ekten, bu ol<;,:utunsozde degi;;mez ve evrensel bir ilkeolc,:utUneoranla ustun yanlanndan birisi, bizden bunu du-zeltmemizi isteyebilmesidir. <:=ogucasoyut ahlak ilkelerin-den hareket eden Proudhon, Ill. Napoleon'un coup d'etat'sl-

145

26 EEe O~iincu Programmda, 19 Haziran 1957'de yaptlgl "Political Judgement"(Siyasal Yargl) ustune konu~masl.

Page 75: Tarih Nedir - E. H. Carr

m (huko.met darbesini), ba~anh olduktan soma hakh gor-mu;,;tur; soyut ahlak ilkeleri ol<;,:utunu reddeden Marx ise,Proudhon'u bunu hakh gordugu i<;,:insU<;,:laml;,;ttr.Daha uzakbir tarih! gorunumden, Proudhon'un yamldlgml Marx'm butarim yargilama sorunu i<;,:inbize <;,:okiyi bir ba;,;langl<;,:nokta-Sl verir; Sir Isaiah Berlin'in ise "en iyi i;,;goren" ol<;,:utCmllka-but ctmckJc birlikte, bu ayraCi uygulamakla yetindigi bcs-belli dar vc klsa dbnemli slmrlara da ;,;a;';lyorum.Bismarck'myaratttgi kurumlar gen,:ekten iyi i;,;gorduler mi? Bana kahrsabunlar boyok bir felakete gotOrmO;,;lerdir. Bunu soyleyi;,;im,Alman Devletini kuran Bismarck'l ya da bunu isteyen ve 01-masll1a yarclnn cden Alman halk kitlelerini sU<;,:lamaya<;,:ah;,;-llgnn anlal11l11agcll11ez. fakat, bir tarih<;,:iolarak sorulacakpek c,:oksorum var. Sonunda ortaya <;,:Ikanfelaket Reich'lI1yaplsll1da gizli birtakll1l <;,:atlaklannvarolmasl yo.zunden mimeydana geldi? Yoksa, onu doguran i<;,:ko~ullar i<;,:indekibir$cy1er,bu elcvletin kcnclisini zorla kabul ettirici ve saldlrganoll11asll1lgcrckli loldlgl i<;,:inmi? Yoksa, Reich kuruldugu za-man, Avrupa ya da DOnya sahncsi zatcn <;,:okkalabahk oldu-gu vc BClyOkDcvlcllcr ic,:indeki yaYllma egilimleri zaten <;,:okgClc,:luoldugu, boylecc ba;,;ka bir yayilmaCl Buyuk Devletinclogu;,;unun bOYllk bir <;,:arpl;,;mayaneelen olmaya ve butOnsistemi harabe haline getirmeye yeterli oldugu i<;,:inmi? Sonvarsayu11l kabul cdersek Bismarck', ya ela Alman halkml fe-laketten sorumlu ya da biricik sorumlu tutmak yanh~ olabi-lir: Gerc,:ekten, son clamlaYI sU<;,:layamazslillz. Fakat, Bis-marck'lI1 yapttklan ve bunlarm nasll i;,;ledigi ustune nesnelbir yargl1amada bulunabilmesi i<;,:intarih<;,:ininonce bu soru-Ian cevaplamasl gerekmekteelir, oysa onun hala bunlan ke-sinlikle cevaplayabilecek konumda olclugunclan emin degi-limo Soyleyebilecegim ;,;ey;,;udur ki, I920'lerin tarih<;,:isines-nel yargllamaya 1880'lerin tarih<;,:isinden daha yakmcllr. Bu-gunun tarih<;,:isi1920'lerinkinden daha yakmcllr; 2000 Ylh-

146

mn tarih<;,:isiise belki <;,:okdaha yakm olacaktlr. Bu, bana ta-rihte nesnelligin burada ve ~imdi varolan bazl yerle~ik vedegi~mez yargl ol<;,:utlerinedayanmadlgl ve dayanamayacagl,ancak, gelecekte yer alan ve tarihin aki~l ilerledik<;,:ekendiniortaya koyan bir ilerleme ol<;,:utunedayandlgl ve dayanabile-cegi yolundaki tezimin dogrulugunu gostermektedir. Tarih,yalmzca ge<;,:mi;,;ile gelecek arasmda tutarh bir ili;,;ki kurdu-gu zaman anlam ve nesnellik kazamr.

Olgu ile deger arasmda varoldugu one surulen bu ikiligebir daha bakahm. Degerler olgulardan <;':lkanlamaz.Bu oner-me klsmen dogru, fakat kismen de yanh;,;tlr. Herhangi birclonemde ya da herhangi bir ulkede egemen olan degerlersistemini onun <;,:evreolgulan tarafmdan ne kadar <;,:okbi-<;,:imlendirilmi;,;oldugunu anlamak i<;,:inbu sistemi inceleme-niz yeterlidir. Daha onceki bir konu;,;mamda, ozgurluk, e;,;it-lik, adalet gibi deger ifade eden kelimelerin tarih! i<;,:erikleri-nin clegi;,;mesine dikkatinizi <;,:ekmi~tim.Ya da geni~ ol<;,:udemanev! degerlerin yaYllmasma <;,:ah~anHlristiyan Kilisesiniaim. 11k Hlristiyanhgm degerlerini Orta<;,:aglardaki papahksistemiyle ya da Orta<;,:agpapahk sisteminin degerlerini 19.yUzyl1Protestan Kiliselerininkiyle kar~lla~tmn. Ya da bugun,diyelim ki lspanya'daki Hlristiyan kilisesinin savundugu de-gerlerle Birle~ik Devletler'deki Hlristiyan kiliselerinin savun-dugu degerleri kar;,;l1a;,;tmmz.Deg~rlerdeki bu farkhhklar ta-riM olgu farklanndan kaynaklanmaktadlr. Son 150 ytlda, es-kiden hepsi de ahlak<;,:acaiz ya da saygldeger kabul edilenkoleligin, Irk e~itsizliginin, <;,:ocuki~<;,:iligininbugun genellik-Ie ahlaka aykm saydmasma neden olan tarih! olgulan du;,;u-nun. Degerlerin olgulardan <;,:lkartdamayacagl onermesi, enazmdan tek tarafh ve yamltlCldlr. Ya da bu sozu tersine <;,:evi-relim. Olgular degerlerden <;':lkanlamaz.Bu, klsmen dogru-dur, fakat gene klsmen de yamltlcl olabilir; buna da kayltlarkoymak gerekir. Olgulan bilmek istedigimiz zaman, sordu-

147

Page 76: Tarih Nedir - E. H. Carr

gumuz sorular ve bu nedenle de elde ettigimiz cevaplar bi-zim deger sistemimizden kaynaklamrlar. (:evremizin olgula-n hakkmda kafamlZdaki tablo, degerlerimiz tarafmdan, yaniolgulara yakla~tlglmlz kategorilerce kahplandmlml~tlr ve butablo, hesaba katmamlZ gereken onemli olgulardan biridir.Degerler olgulann i<;ine girerler ve onlarm vazge<;ilmez birpar<;asldlrlar. (:evremize uyma, <;evremizi kendimize uydur-ma yetenegimiz ve <;evremiz uzerinde egemen olu~umuz,degerlerimizin araclhglyla ger<;ekle~ir ve tarihi bir ilerlemeoykusu kdan da budur. Fakat, insanm <;evresiyle mucadele-sini kavramaya <;ah~lrken olgular He degerler arasmda yanh~bir kar~lthk ye yanh~ bir aynm kurmaymlz. Tarihte ilerle-me, olgular ile clegerlerin kar~lhkh baglmhhgl ve etkile~i-miyle meydana gelir. Nesnel tarih<;i, bu kar~lhkh surece enclerinlemesine nufuz eclen tarih<,:iclir.

Bu, olgular ve clegerler sorununa ipucunu "dogru" keli-mesini gunluk kullanmumlz saglar; bu, olgu dunyaslyla cle-ger clunyasl arasmcla uzanan ve her ikisinin ogelerindenolu~an bir kelimedir. Boyle olu~u, Ingilizcenin bir ozelligidegildir. Latin clillerinde dogru kar~lhgl kullamlan kelime-lerin hepsi gibi, Almanca Wahrheit, Rus<;a Pravda27 cia buikili niteligi ta~lrlar; oyle gorCmClyor ki, her dilin yalmzcabir olgu onermesi olmayan, yalmzca cleger yarglsl cia olma-yan, fakat her iki ogeyi cle kapsayan boyle bir kelimeye ihti-yaCl yarcllr. Benim ge<;en hafta Lonclra'ya gitmi~ olmam birolgu olabilir. Fakat, buna normal olarak clogru clemezsiniz:Bu, herhangi bir cleger i<;erigi ta~lmamaktadrr. Ote yanclan,Bagllnslzhk Bildirisi'ncle Birle~ik Devletler'in Kurucu Baba-Ian kencliliginclen ortada oldugunu soyleclikleri bir clogru-

ya, biitun insanlann e:;;it yaratllml~ buluncluklarma i~aretettiklerinde, bu onermedeki deger i<;eriginin olgusal i<;erigeaglr bastlgml ve bu bakrmdan, olgusal i<;erigin bir dogru sa-Yllmaya hak iddia etmesini ku~kuya du~urebilecegini du~u-nebilirsiniz. Bu iki kutup arasmda bir yerde -"cleger"siz 01-gulann kuzey kutbu ile henuz kendilerini olgulara donu~-turmek i<;in <;lrpman deger yargllanmn guney kutbu- Ta-rih'i clogru ulkesi bulunmaktacllr. 11kkonu~mamcla soyledi-gim gibi, tarih<;i olgu ile yorum, olgu ile deger yarglsl ara-smda dengededir. Bunlan birbirinden ayrramaz. Belki clura-gan bir dunyacla olgu ile cleger yarglsl arasmda bir aynmyapma zorunlulugu vardlr. Fakat, duragan bir dunyada ta-rih anlamslzdrr. Tarih, ozuncle, clegi~imdir, harekettir ya da-bu eski moda kelimeden gocunmazsamz- ilerlemedir.

Bu neelenle, sonu<;ta Acton'un ilerlemeyi "tarihin kenelisi-ne dayamlarak yazllmasl gereken bilimsel varsaYlm" e1iyebetimleyi~ine donuyorum. lsterseniz, ge<;mi~in anlamlm ta-rih-e11~1ye akIl-ustli herhangi bir guce baglayarak tarihi din-bilime donu~turebilirsiniz. lsterseniz onu eelebiyata -yani,ge<;mi~hakkmda anlaml ya da manidarhgl olmayan bir oy-kuler ve efsaneler toplamasma- donu~turebilirsiniz. Ancakfarkh olarak denildigi gibi, tarih adma laYlk olan tarih, tari-hin kendi i<;indebir yon duygusu bulan ve bunu kabul eelenkimselerce yazIlabilir. Bir yerlerden gelmi~ oldugumuz inan-CI, bir yerlere gitmekte oldugumuz inanClyla Slkr slklya bag-helrr. Gelecekte geli~me yetenegine inancml kaybeelen birtoplum, ge<;mi~indeki ilerlemeyle ilgilenmekten de <;abucakvazge<;er. 11k konu~mamm ba~mda soyledigim gibi, tarihhakkmdaki goru~umuz, toplum hakkmdaki goru~umuzuyansltu. Boylece, toplumun gelecegine ve tarihin gelecegineinanClml a<;lklayarak ba~langl<;noktama donuyorum.

27 Pravda'nm durumu 6zellikle ilgin~tir, ~iinkii, ger~ek i~in bir ba~ka eski Rus~akelime vardlr, istina. Fakat, bunlar arasmdaki aynm degildir; pravda her ikianlamda insanl ger~ektir, istina ise her iki anlamda tannsal ger~ektir -Tannhakkmdaki ger~ek ve Tann tarafmdan a~llan ger~ek.

Page 77: Tarih Nedir - E. H. Carr

6. Geni~leyenUfuklar

Bu konu~malarda bne surdugum, ta'ihin, tarihe;inin deie;inde bulundugu, hie; durmadan hareket eden bir sure<; 01-dugu yolundaki anlaYl~, byle gbrunuyor ki, beni zamam-mlzda tarihin ve tarih<;inin konumu ustline sonuca yonelikbirtaklm du~uncelere zorlamaktadlr. Dunyanm kesin bir fe-lakete gittigi kehanetlerinin ortahkta dola~tlgl ve herkesinustune e;bktugu bir dbnemde ya~lYoruz - bu, tarihte ilk kezolmuyor. Bu kehanetler ne kamtlanabilirler ne de <;urutule-bilirler. Fakat, ne olursa olsun bunlar, herkesin blecegi yaz-glsmdan e;ok daha az kesindir; ve nasI! bu yazgmm kesinli-gi, bizi kendi gelecegimiz hakkmda planlar yapmaktan ah-koymuyorsa, onun gibi bu ulkenin -ya da bu ulke degilse,dunyamn buyuk bir b61umunun- bizi tehdit eden tehlike-lerden kurtulacagl ve tarihin devam edecegi yolunda birvarsaylma dayanarak, toplumumuzun bugununu ve gelece-gini tartl~maya giri~ecegim.

20. yUzyI!m ortasmdaki Ylllar dunyayt, Ortae;ag dunyasmmpare;alamp Ylkllmasmdan ve e;agda~ dunyanm temellerinin15. ve 16. yuzYlllarda kurulmasmdan bu yana gelmi~ ge<;mi~

151

':1

\ ..

Page 78: Tarih Nedir - E. H. Carr

hepsinden daha koklu ve sHip supurucu bir degi"im surecii~inde buluyor. Bu degi"im hi~ "uphesiz, son analizde, biIim-sel bulgularlll ve bulu"lann, bunlann gitgide yaYllan uygula-m"lIlm ve dolaylt ya da dolayslz bunlardan kaynaklanan ge-li"melerin un1nudur. Bu, degi"menin en beIirgin yonu top-lumsal bir elevrim olmaslchr; 15. ve 16. yuzyIllarda, maliye veticarele, daha soma encluslriye dayanan yeni bir slmfm erkiele almaslyla ba"layan devrimlc oranlanabilecek bir toplum-sal clevrimdir. Encluslrinin yeni yaplsi ve toplumun yeni ya-plsl, benim burada tartI"masma giremeyecegim kadar geni"sorunlar ortaya koymu"lur. Fakal bu degi"imin benim ko-numla daha dogrudan ili"kili y(\nii vardlr -bunlara derinligi-ne bir degi0im vc cogran kapsamda bir degi"im- diyebilirim.~imdi her ikisinc de klsaca deginmeye ~ah"acaglm.

Tarih, insanlar zamanm ge(,)"ini -l11evsimlerin dongLlsLl,insanm ()l11rugihi- dog'll sure~lerin lerimleriyle degil ele, in-S'lnHl bilin~li olarak i~ine k'ln"LIgl ve bilinc;li olarak etkileye-hildigi belli olay dizilcrinin lerimlcriyle du"unmeye ba"lach-gl zaman ba"lar. Burckhardl, l'lrih "bilincin uyam?mm ne-den olclugu dogadan kopu"lur"* der. Tarih, insanm akhmkulJanarak, l,Tvrcsini anlarnak vc onu etkilemek ic;in yapllgluzun l11iicadcledir. Fakal, ~agcla? c\(\nem devrimci bir bi~im-de bu miicadclcyi gcni"lclmi?lir. Insan "imdi yalmzca ~evre-sini elcgil, kendisini de anlamaya ve etkilemeye c;ah?makta-dlr; bu durum, boyle elenebilirsc, akla yeni bir boyut, tariheyeni bir boyut cklcmi"tir. ~imdiki ~ag, butUn c;aglar ic;indetarihl bilince en ~ok sahip olanellr. c,;:agda?insan, daha oncegorulmemi" bir dcrecede kendi varhgmm bilincindedir, bunedenle de tarihin bilincindedir. Gec;ip geldigi belirsiz pm 1-ldan, varmakta oldugu belirsizligi aydmlatabilecegi umu-duyla, co"kuyla incelemekte, tersine olarak da, onunde uza-

nan yol hakkmdaki arzulan ve endi?eleri ardmda kalanlannanlayl"ml guc;lendirmektedir. Gec;mi?, bugun ve gelecek, ta-rihin sonsuz zinciri ic;inde birbirlerine baghdu.

Insamn kendi bilincini geli"tirmesinin olu"turdugu c;ag-da? dunyadaki degi"menin Descartes ile ba"ladlgl s6ylenebi-lir; insanm konumunu ilk kez yalmzca du"unen degil, kendidu"unu"u hakkmda du"unebilen, g6zleme eylemi ic;indekendini g6zlemleyebilen ve b6ylece de insamn du"uncesininve g6zlemin aym zamanda hem 6znesi hem de nesnesi oldu-gunu ortaya koyan Descartes'tlf. Fakat, bu geli"me Rousse-au'nun insamn kendini anlamasmda ve kendi bilin~liligindeyeni derinlikler ortaya C;lkardlgl ve insana doga dunyaslylave geleneksel uygarhga bakl"mda yeni bir aC;1getirdigi 18.yuzyllm ikinci yansma kadar butunuyle aC;lkhga kavu"ma-1l11"tlr.De Tocqueville, Franslz Devrimi'nin "istenilenin, 0

gunun loplumsal duzenini y6neten geleneksel ah"kanltklaryerine, insan aklmm kullamlmasl ve dogal yasadan C;lkanyalm temel kurallar konulmasl oldugu inanCl"ndan esinlen-digini s6ylemi"tir.1 Acton, elyazmalarmda "0 zamana kadarinsan" demi"tir, "6zgurlugu hic;bir zaman neyi istedigini bi-lerek istememi"ti."2 Hegel ic;;inoldugu gibi, Acton ic;;inde,6zgurluk ve akll hic;;birzaman c;;okayn olmaml"lardlr. Fran-SIZ Devrimi de Amerikan Devrimi ile ili"kiliydi.

Seksen yedi yll once babalanmlz bu kItada, ozgiirluk ic,:in-de olu~mu~ ve butun insanlann e~it yaratlldlgl inancmagonul vermi~ yeni bir ulus ortaya koydular.

Lincoln'un sozlerinin g6sterdigi gibi, bu, g6rulmedik birolaydl - insanlar tarihte ilk kez bilerek ve bilinc;;li olarakkendilerini bir ulus bic;imine soktular ve soma bilinc;li ola-

Ck) ]. Burckhardt, Rejlections on History, 1959, s. 31.

152

1 A. de Tocqueville, De l'Ancien Regime, 3, bl. 1.

2 Cambridge University Library: ek yazmalar, s. 870.

Page 79: Tarih Nedir - E. H. Carr

rak ve bilerek oteki insanlan da bu bic,,:iminic,,:indekahpla-maya koyuldular. 17. ve 18. yuzyIllarda insan kendisini c,,:ev-releyen dunyamn ve onun yasalanmn tam bilincine varml~bulunuyordu. Bunlar artlk anla~Ilmaz bir Tannsal takdiringizemli buyruklan degil, akhn eri~ebilecegi yasalardl. Fakal,bunlar insanm kendi yapllgl yasalar degil, insanm kenclisi-nin bagh bulunclugu yasalarcll. Bir somaki a~amada, insan,c,,:evrcsive kenclisi Clslunclcki gucunun ve uyannca ya~ayaca-gl yasalan yapma hakkmm lam bilincine varacaktrr.

18. YClzytldan c,,:agda~clunyaya gec,,:i~,uzun sunnu~ ve dc-rcce derece olmu~lur. Bu ge<;i~clonemini temsil eclen filozof-lar, ikisi de kan~lk c1egerli bir konumcla olan Hegel ileMarx'lrr. Hegel Tannsal Takdir'in yasalanmn aklm yasalan-na cl()nCl~liigulikrinden kaynaklamr. Hegel'in dunya Ruhu,bir eliyle Tannsal Takdir'j stlo slklya kavramaktadrr, olekiylede akh. Hegel, Adam Smilh'i yankilar. Bireyler "kendi c,,:d<ar-lanm doyururlar; fakat bunu yaparken bilinc,,:lerinde olma-maida birlikle eylemlerindc saklI duran ba~ka bir ~ey dahaorlaya c,~lkar."DClI1yaRuhu'nan akli eregi hakkmda demek-lcclir ki "insanlar, bunu gcrc,,:ekle~lirmeeyleminin kendisiyle,onlan 0 crcktcn farklI olan kcndi arzulanm yerine getirmevesilesi kdarlar." Bu, dllpeclLlz, <;;lkarlann uyumunun Almanfelscfcsinin c1iline <,;cvrilmesiclir.3Smith'in "gizli el"inin, in-sanlan bilincinde olmachklan erekleri gerc,,:ekle~tirmek ic,'in<;;a!I~mayako~an Hegel'deki e~clegeri unlu kavram "akhnkurnazlIgl"dlr. Boyle olmakla birlikte, yine de Hegel FranslzDevrimi'nin filozofuclur, ger<;;egin6zunu tarihl degi~mede veinsamn kendi bilin<;;liliginin geli~mesincle goren ilk filozof-tur. Tarihte geli~me, 6zgurluk kavramma clogru geli~me c1e-mektir. Fakat, 181S'ten soma, FranSIZ Devrimi'nin etkisiReslorasyon'un kasvetli havasl ic,,:incles6nup gitmi~tir. Hegel

siyasal olarak fazla urkekti, hayatmm son Ylllanncla zama-mn yerle~ik cluzenine fazlaslyla baglanml~tr; bu yuzclen me-tafizik onermelerine herhangi bir somut anlam koymaml~trr.Herzen'in Hegel'in ogretilerini "clevrimin cebiri" cliye tamm-lamasl pek yerincleclir. Hegel i~aretleri saglaml~, fakat onlarapratik ic,,:erikvermemi~tir. Hegel'in cebirsel clenklemleriniarilmelige clonu~turmek Marx'a kalml~tlr.

Hem Adam Smith'in hem Hegel'in izleyicisi olan Marx,Doga'nm akl1 yasalannca duzenlenmi~ bir dunya kavramm-dan yola c,,:lkml~tlr.Hegel gibi, fakat bu kez pratik ve somutbir bic,,:imde,insan'm devrimci giri~ken1igine uygun olarakakll bir surec,,:ic,,:indeevrilen yasalann yonettigi bir clunyakavramma gec,,:i~isaglaml~tlr. Marx'm son sentezincle tarih,birbirinclen aynlamayacak, tutarlr ve akll bir bUtun olu~tu-ran uc,,:anlam ta~lmaktadlr. Olaylann nesnel, ozellikle deekonomik yasalara uygun hareketi; buna kar~llrk olmakuzere, du~uncenin cliyalektik bir surec,,:ic,,:indegeli~mesi; yi-ne buna kar~llrk olmak uzere, clevrimin teorisiyle uygula-maSlm uzla~tlran ve birle~tiren, slmf c,,:atl~maslbi<;;imindekieylem. Marx'm bne surclugu, nesnel yasalarla bunlan uygu-lamaya c,,:evirenbilinc,,:li eylemin bir sentezidir; bu, bazen(ama yanlr~lrga g6turucu olarak) determinizm ve volonta-rizm denilen ~eylerin bir bilqimidir. Marx, surekli olarakinsamn ~imdiye dek bilincinde olmaclan uydugu yasalarhakkmcla vazml~trr: Kapitalist bir ekonomi ve kapitalisttoplumcla ~a~ayanlarm "yanlr~ bilinc,,:leri"clecligi~eye birc;,:okkereler dikkati c;,:ekmi~tir:"Uretim ve clola~lml yapanlannzihinlerincle uretim yasalan hakkmcla olu~an anlaYI~lar,gerc,,:ekyasalarclan geni~ blc,,:ude farklr olacaktrr."4 Fakat,Marx'm yazllannda bilinc,,:lidevrimci eylem c;,:agnlanmn c,,:ar-pIC!brnekleri de bulunmaktadlr. Feuerbach ustune unlu te-

Page 80: Tarih Nedir - E. H. Carr

zinde, "filozoflar yalmzca dunyayl farkh bic,:imlerde yorum-ladl1ar, fakat so run onu dbnu~turmektir" der. Komiinist Ma-nifesto'da da ~ayle sayler, "proletarya siyasal egemenliginibutlln sermayeyi burjuvaziden adlm adlm almak ve butllnuretim arac,:lanm devletin eline toplamak ic,:inkullanacak-tlr." Louis Bonaparte'Ln Onsehiz Brumaire'inde Marx, "zihin-sel benlik bilincinin yuzYllhk bir sureci kullanarak butunge!eneksel fikirleri ~bzu~u"nden sbz eder. Kapitalist toplu-mun yanh~ bilincini c,;bzeeek ve slmfslz toplumun ger~ekbilin~Iiligini getirecek olan proletaryaydl. Fakat, 1848 dev-rimlcrinin ba;;anslz!Jgl, Marx c,'ah;;mayaba~ladlgl zaman he-men olacak gibi gbzuken geli~meler bakImmdan cidd! vedramatik bir gerileme olmu~tur. 19. yuzYlhn ikinci yansl,refah ve guvenligin h5l5 agll- bastlgl bir hava i~inde ge~ti.Akhn birineil i;;levi artIk toplum i~indeki insan davram;;la-nm y()neten nesne! yasalan anlamaktan c,;ok, toplumu veonu olu;;turan bireyleri bilin~1i eylemle yeniden bic,;imlen-c1irmek olclugu, pgcla;; tarih c!bnemine ge~i$imiz yuzyl1mc!c)nCIIl1l1nekadar lamamlanmanll~tIr. Marx'da "slmf" pe-kinliklc tal1lmlanmaml;; olmakla birIikte, gene! olarak eko-nomik analizlc eri;;ileeek nesnel bir kavram kalmaktachr.Lenin'c1e "sll1lf" yerine, slmfll1 bneu kolunu olu$turan veona zorunlu slmf bilincini gbturen "parti" kavraml vurgu-lanmaktac!lr. Marx'c1a "icleoloji" olumsuz bir terimdir - ka-pitalist toplumsal duzenin yanh;; bilincinin bir urunudur.Lenin'deyse "ideoloji" tarafsJz ya da olumlu hale gelir - slmfbilin~1i bnderlerden olu~an se~kin bir grubun, gizil olarakslmf bilinci olan i~~i kitlesine a~lladlklan bir inanc,:tlr. Slmfbilincinin bic,:imlenmesi artlk kendiliginden i~leyen bir su-re~ degil, ustlenilen bir gbrevdir.

Zamannlllzda, akla yeni bir boyut ekleyen bir ba$ka bu-yuk du;;unur Freud'dur. Freud bugun hala oldukc,:a gizemlibir ki$i olarak kalmaktadlr. Gbrdugu egitim ve geIdigi c,:evre156

bakImmdan bir 19. yuzyll liberal bireycisiydi ve bireyle top-lum arasmdaki temel bir kar$lthk oldugu yolundaki yaygm,ama yamltlCl bir varsaYlml kabul ediyordu. Freud, insanatoplumsal bir varhk olmaktan c;ok, biyolojik ~i~ varhk dlyeyakla;;makla, toplumsal c,:evreyi,insanm kendlsmce ger.c;ek~le$tirilen durmak bilmez bir yaratma ve dbnu$turme sureeldegil, tarihl olarak belirlenmi~ diye kabul etmek egiIi~inde-dir. Gerc,:ekte toplumsal nitelikte olan sorunlara blreym ac,:l-smdan yakla;;tlgl ic;in, her zaman Marksistlerin sa~dlr~sl~augraml;; ve bu bakImdan geriei diye mahkum edllml;;tlr;Freud'un kendisi ic;in yalmzea klsmen gec,:erliolan bu suc,:la-ma, uyumsuzluklann toplumun yaplsmda degil, bireyin do-gasmda sakh oldugunu kabul eden ve bi~eyi~ topluma u~ar-lanmasml psikolojinin asI1 i~levi sayan Blrle;;lk Devletler de-ki yeni-Freudcu aknn ic,:inc;ok daha tam bir hakhhk ta.$l-maktadlr. Freud'a kar~l bir ba$ka yaygm suc,:lama, onun m-san i;;lerindeki aklldl;;lhgm rolunu buyuttugu suc;lamasl, bu-tunuyIe yanh;;tlr ve insan davram~lanndaki aklldl;;l bgeninkabuluyle akI1dl;;1bir kult haline getirmenin kabaea kan$tl-nlmasmdan ileri gelmektedir. Bugun Ingilizce konu$ulandunyada, esas itibariyle aklm yaptlklan ve yapabilecekleri-nin kuc,:umsenmesi bi~imindeki bir akIldl;;lhk ku!tunun va-roldugu ne yazlk ki dogrudur; bu, daha soma sbzunu edece-gim kbtumserligin ve a~m-tutuculugun bugu~ku da~gasmmbir parc,:asldlr. Fakat, bu, katlkslZ ve biraz da Ilke! blr akIlClolan Freud'dan gelmemektedir. Freud'un yaptlgl, insan dav-ram$mm bilinc;siz kbklerini bilince ve akIlCl ara$tlrmayaac,:arakbilgi ve anlaYI;;lmlzm alamm geni;;letmekti. Bu, aklmegemenlik alanmm bir geni$lemesi, insanm kendi.si ve dola-YlSlyla c,:evresinianlama ve denetleme gucunun blr artl;;ldlr;bu devrimci ve ilerici bir ba$an demektir. Bu ybnden Freud,M~rx'm c,:ah;;maslylac,:eli;;mez,onu tamamlar. Freud sabit vedegi;;mez bir insan dogasl anlaYI;;mdan busbutun kurtulma-

157

Page 81: Tarih Nedir - E. H. Carr

ml~ olmakla birlikte, insan davram~mm koklerini daha de-rinlemesine anIamak ve boylece aklYsUre<;;leryoluyla onunbilin<;;libir bi<;;imdedegi~tirilmesi i<;;inara<;;larsaglaml~ olmaanlammda <;;agda~dunyamn insamdlr.

Tarih<;i i<;inFreud'un ozel {memi iki yonIudLlr. Birinci ola-rak, Freud insanIann bir hareket yaptlklan zaman, 0 hara-keti yapmalanna neden oldugunu soyledikIeri ya da nedenolcluguna inandlklan dllrtulcrin, gcn~cktc onlarm eylemleri-ni a<;lklamaya ycterli oJdugu yoluncIaki <;ok eski bir hayalintabuluna son C;iviyi <;akml~tlr: Bu, olcluk<;a onemli, amaolulllsuz bir ba~ancllr; ne var ki, kimi heveskarlann tarihtekibllyuk acIalllJann davranl~lanna psikanaliz yontemleriyleI~lk tUlma yolundaki iddialanna cia ku~ku ile bakmak gerc-kir. Psikanaliz uygulalllasl, durumu ara~tmIan hastanm ~a-~lItlllacali bi\'illlcIe sorguya \:ekilmcsine dayamr: Oysa, olu-Ier sorguya c;ekilemez. lkinci olarak, Freud Marx'm <;ah~ma-Sllli peki~tirerek, larih<;inin kendisini ve tarih i<;;indekikencIikonumunu, llSlullcIc \'ah~tIgl konuyu ya cia donemi yegle-Illcsini, olgulann se<;imini vc yorumlaYl~ml yoneltmi~ olandurtlileri -belki de gizli dLirtUlcri- kendi bakl~ a<;lsmlbelirle-mi~ olan ulusal ve topIumsal <;evreyi,ge<;;mi~hakkmdaki an-laYl~lm bic;im1endiren gelecek hakkmdaki anlaYI~ml, incele-mesini istemi~tir. Marx ve Freud escrlerini vereli beri, tarih-<;inin kcndisini toplumun dl~mda ve tarihin dl~mda duranayn bir birey diye dLi~unmesi i<;;inhi<;bir ozru kalmaml~tlr.l<;inde ya~adlglmlz bu clonem, benlik bilinci donemidir: Ta-rih<;ine yaptlgml bilebilir ve bilmelidir.

<:=agda~dLinya dedigim ~eye, yani akhn i~levi ve gucununyeni alanlara yayllmasma bu ge<;i~henLiz tamamlanmaml~-tlr: Bu, 20. yuzYlhn i<;;indenge<;mekte oldugu devrimci de-gi~imin bir par<;;asldlr. Bu ge<;;i~inbelliba~h belirtilerindenbazllannm ustlinde durmak istiyorum.

Ekonomi ile ba~layaYlm. 1914 yllma kadar, ins anIann ve

158

ulusIann ekonomik davram~Ianm yoneten ve ancak kendizararlanna olarak kar~l <;lkabilecekIeri nesnel ekonomik ya-salar bulundugu inancmdan adeta hi<;;~uphelenilmemi~ti.Ticaret donguleri (trade cycles), fiyat dalgaIanmalan, i~sizlikbu yasaIarca belirlenmekteydi. BUyUk Bunahm'm <;;oktligu1930 gibi ge<;;bir tarihte bile, bu goru~ MIa ba~attl. Bundansoma her ~ey hlzla degi~ti. 1930'Iarda ekonomik yasaIaruyannca, tutarh olarak kendi ekonomik <;;lkarlanm izIeyeninsan anIammda "ekonomik insanm sonu"ndan soz edilme-ye ba~Iandl; 0 zamandan beri, 19. yuzYIIdan kaIma birka<;;Rip Van Winkle dl~mda hi<; kimse bu anIamda ekonomikyasalara inanmamaktadlr. Bugun, iktisat bir dizi teorik ma-tematik denklemi ya da bazl insanIann otekileri oraya bura-ya nasIl iti~tirdikIerinin pratik bir incelemesi haline gelmi~-lir. Bu, degi~me esas oIarak bireysel kapitalizmden buyuk<;;aphkapitalizme ge<;i~inbir urunudur. Bireysel giri~imci vetuccar aglr baStlgl surece, hi<;;kimse ekonomiyi denetim aI-linda tutma ya da onu anIamh bir bi<;;imdeetkileme imkam-na sahip gorunmuyordu; bbyIelikle de, ki~ilikdl~l yasaIar vesure<;;lerimgesi korunmaktaydl. Ingiltere Bankasl bile, gucu-nun dorugunda oldugu gunIerde, hunerti bir i~Ietici ya dayoneltici oIarak degil, ekonomik egilimIerin nesnel ve yan-kendiliginden bir kaydedicisi diye du~unuImekteydi. Fakat,bir laissez-faire ekonomisinden gudumlu bir ekonomiye -gudulen ister bir kapitalist ekonomi ya da sosyalist bir eko-nomi oIsun, guden ister bUyUk <;;aphkapitalist ve gorunu~teozeI <;;lkarlarya da devIet olsun- ge<;;i~ile bu imge sona er-mi~tir. Belli insanIarm belli ama<;;larlabelli kararlan aldlklanve kararlann ekonomik gidi~imizi bizim i<;;induzenledigigitgide apk olmaktadlr. Bugun herkes yagm ya da sabununfiyatmm nesnel bir arz-taIep yasasma gore degi~mediginibilmektedir. Herkes, durgunlugun ve i~sizligin insan yaplmloIdugunu bilmekte, ya da bildigini sanmaktadu, hukumetler

159

Page 82: Tarih Nedir - E. H. Carr

bunlan nasll iyi edeceklerini bHdiklerini sbylemekte, haLtaiddia etmektedirler. Laissez-jaire'den planlamaya, biline;siz-likten benlik-bilincine, nesnel ekonomik yasalar inancmdaninsanm kendi eylemiyle kendi ekonomik kaderine egemenolacagl inancma gee;ihnis.tir. Toplumsal politika, ekonomikpolitikayla elele gitmis.Lir,haLta ckonomik pohLika, toplul1l-sal politikamn bir par\~asl haline ge1mis.tir. 1910 Yllmda ya-Ylllllanan Cambridge Modern His/ory'nin son cHdinden biralmLI yapmak istiyorum; bu, MarksisLten bas.ka her s.cy olanvc muhLcmelen Lenin'i hie; duymal1l1s. bulunan bir yazannson deren> sezgili bir yorlll1l11dur:

tan e,,:ok,insanm dogaYl kendi amae,,:larma kos.umlamasmave c,,:evresinidegis.tirmesine imkan verecek e,,:ahs.mavarsa-Ylmlan s.ekillendirmekle ilgilenmektedir. Daha bnemlisi,insan, aklm bilinc,,:likullammlyla yalmzca e,,:evresinidegil,kendisini de degis.tirmeye bas.lamls.tlr. 18. yuzyJlm sonun-da, c,,:lglrae,,:anbir eserinde Malthus, Adam Smith'in piyasayasalan gibi hie,,:kimsenin bilincinde olmakslZln is.leyennesnel nufus yasalanm ortaya koymaya kalkls.mls.tl. Bugunhie,,:kimse bu tur nesnel yasalara inanmamaktadu; [akat,nufus denetimi, akJlcJ ve biline,,:libir toplum politikasl ko-nusu haline gelmis.tir. Zamammlzda insan e,,:abaslHe insanbmrunun uzatllmasml ve nufusun ie,,:indekikus.aklar arasm-da dengenin degis.tirHdigini gbrduk. Insan davrams.ma etki-de bulunmak ie,,:inbiline,,:liolarak ilac,,:lannkullamldlgml veinsan karakterini degis.tirmek amaClyla cerrahI ameliyatlaryaplldlgml duyduk. GbzIerimizin bnunde, insan da toplumda degis.mis., bilinc,,:liinsan c,,:abaslHe degis.tirilmis.tir. Fakat,bu degis.ikliklerin belki de en anIamhlan, gelis.tirHmesi veas.llamada (endoktrine etmede) c,,:agdas.ybntemlerin gelis.ti-rilmesi ve kullamlmaslyla gerc,,:ekles.tirilen degis.ikliklerdir.Her duzeyden egiticiler zamammlzda toplumun belirli birbic,,:imde kahplandmlmasma katkJda bulunmakla gitgidedaha bilinc,,:libir s.ekilde ilgHenmekte ve yeni yeLis.enkus.agabu tip topluma uygun tavlrlar, baghhkIar ve gbrus.ler bellet-mekteler; egitim politikasl, akJICl olarak pIanIanmls. hertlirlu toplumsal politikanm bblunmez bir pare;asldu. Top-Ium ic,,:indeuygulanmasl baklmmdan akIm birinci is.levi, ar-tlk, insam yalmzca incelemek degiI, dbnus.turmektir ve bu,insamn akJlcl surec,,:leriuygulayarak kendi toplumsal, eko-nomik ve siyasal is.Ierinin idaresini 20. yuzyll devrimininbas.hca YbnIerinden biri gibi gbrunmektedir.

AkIm bu genis.Iemesi, sadece, daha bnceki bir konus.-mamda "bireyselles.me" -Herleyen bir uygarhkla birlikte,

161

'roplllll1sal rdormlarIl1 bilin(:1i (,:abaile yapIlabilecegi inan-CI, I\vrllpah di"I~LlI1cesindeba~at aklmdlr; bu, bzgllrlugLII1her derc!c tek deva oldllgll inancmm yerine ge<;;ll1i~tir...Franslz Dcvrimi suaslI1da insan haklan inanCl ne kadaranlall111ve (:e~itli geli~ll1clere gehe o]mu~sa, bu inancll1 ~uanclaki varllgl cia iiy!c giirilnll1ektedirs

BugOn bll siizlerin yazJ!masJnln LlstCmden50, Rus Devri-mi'nin CtstClndcn40 kCtsur yll ve bOyCtkbunahmm ustlinden30 ytl gC\~tiktensonra, bu inan\~ bcyliklcs.mis.tir. Sbzde akll 01-maIda birliktc, insal1ln dencLimi d1s.mda kalan nesnel ekono-mik yasalara boyun egis.ten, insamn bilinc,,:lieylemiyle kendiekonomikkaderini denetleme yetenegi oldugu inancma ge-e;is.,bana, insan is.Ierine akIm uygulams,mda bir ilerleme, insa-nm kendisini ve c,,:evresinianlama ve bunlara egemen olmayeteneginde bir arLls.mifadesi olarak gbrlinmektedir; ben bu-na, gerekirse, eski moda kelimeyle Herleme demeye hazmm.

Oteki alanlarda is.leyen benzer surec,,:lerinustunde ayrmtl-h olarak durmak ie,,:inyerim yok. Bilim bile, gbrdugumuzgibi, doganm nesnel yasalanm aras,tumak ve olus,turmak-

5 Cambridge Modern History, 12, 1910, s. 15; bu b6lumun yazan History'ninedit6rlerinden biri ve yiiksek bir devlet memuru alan S. Leathes'dlr.

Page 83: Tarih Nedir - E. H. Carr

var-olan birey hunerlerinin, yeteneklerinin ve imkanlannm<;e~itlenmesi- dedigim surecin bir par<;asmdan ibarettir. En-dustri Devrimi'nin be!ki de en bnemli toplumsal sonucudu~unmeyi, akhm kullanmaYI bgrenenlerin saylsmdaki git-gicle buyuyen artl~tlr. Buyuk Britanya'da, bizim her ~eyinyava~ yava~ geli~mesine olan tutkumuz bylesine gu<;ludurki sozunu ettigim bu hareket kimi zaman zor se<;ilmektedir.YLlzythn buyuk bir bblumunde, gene! ilkbgrenim konusun-da kazandlglmlz unle yetindik ve yuksekbgrenimdeyse ge-nel hir kapsamlthga ula~ma konusunda pek ileri ya cia pekImh gitmi~ degiliz. Biz dunyaya ()nderlik ederken, bu 0 ka-dar (memli bir sornn clegildi. Ama daha hlZh olanlar hizigec.;inceve her yerde teknolojik degi~im yan~mm temposu-nll hlZ1andlnllaya ba~laymca, bu bir sorun olmaya ba~la-ml~tlr. C.:unkLI,toplumsal devrim ile teknolojik devrim vebilimse! devrim aym tek SLlrecin aynlmaz par<;alan ve bo-lumlcridir. Bireyselle~me surecine akademik bir ornek ister-seniz, ge<,;en50 ya cia 60 yJ1 i<;inde tarihin ya da bilimin yacia belli bir bilimin SlmrSlZ <,;e~itlenmesini ve bunun yol a<,;-lIgt bireysel uzmanla~mamn c.;e~itliligindeki olaganustU artJ-~t dU~lll1Un. Fakat, benim bu sure<; i<;inba~ka bir duzeyde<,;okdaha <;arplcl bir brnegim var. Otuz ylh a~km bir zamanonce, Sovyetler Birligi'ni ziyaret eden yuksek bir Alman as-ked yetkilisi KlZll Hava Kuvvetleri'ni geli~tirmekle gbrevlibir Sovyet subaymdan ~1Iaydmlatlcl a<;lkbmalan i?itmi~ti:

Bugun, yalmzca bir ku;;ak soma, Rus makine!erinin artlkilkel olmadlgml ve bu makineleri planlayan, yapan, kulla-nan Rus erkek ve kadmlanmn da amk ilkel olmadlklanmbiliyoruz. Tarih<;i olarak ben, bu ikinci fenomenle daha <;okilgileniyorum. Uretimin akllcI1a~tmlmasmdan <;ok dahaonemli bir ~ey, insamn akIIClla;;tmlmasldlr. Bugun blitCmclunyada ilkel insanlar karma~lk makineleri kullanmaYl og-reniyorlar ve boyle yaparken de du;;unmeyi, akIllanm kul-lanmaYl ogreniyorlar. Sizin hakh olarak topillmsal bir dev-rim diyebileceginiz, ama benim bu baglam i<;inde aklm ya-yllmasl diyecegim clevrim, henuz yeni yeni ba;;lamaktadlr.Fakat bu, ge<;en ku;;agm ba~dbndurucu teknolojik ilerleme-lerine ayak uydurmak i<;inba;;dbndurucu bir hIZla ilerliyor.BlI bana, 20. yuzyll devrimimizin en onemli Ybnlerindenbiri gibi goro.nmektedir.

Kotumser ve ~uphecilerimizden kimileri, besbelli ki, bunoktada, <;agda~dunyada akla verilen rolun tehlikeli ve <;okanlamh ybnlerini farkettigimi ortaya koymazsam beni hiza-ya getireceklerdir. Daha bnceki bir konu;;mamda a<;lkladl-glm anlamlyla artan bireyselle;;menin uyum ve birligin sag-lanmasl i<;inyapIlan toplumsal basklda herhangi bir azalma-yl i<;ermedigine i;;aret etmi~tim. Bu, ger<;ekten de, karma;;lk<;agda~toplumumuzun paradokslanndan birisidir. Bireyselyeteneklerin ve imkanlann ve bu nedenle de artan bireysel-le;;menin yaYllmasml ilerletmenin zorunlu ve gu<;lu bir ara-Cl olan egitim, aym zamanda <;lkan olan gruplann elindegu<;lu bir toplumu tek-bi<;imle;;tirme araCldlr. Slk slk duyu-lan, radyo ve televizyonda daha sorumlu olunmasl ya da ba-smda daha sorumlu davramlmasl yolundaki istekler, ilk on-ce mahkum edilmesi kolay, belirli olumsuz fenomenleri onesurerler. Fakat, bunlar kIsa zamanda istenen begenileri veistenen goru;;leri benimsetmek i<;inkitlenin ikna edilmesin-de bu gu<;lu ara<;,:lannkullamlmasl yolundaki isteklere db-

163

Biz RlIslar M.la ilkel bir insan malzemc~1 kullanmak zo-rundaylZ. D<;;anmakineyi, elimizdeki u<;;ucutipine goreuyarlamamlz gerekiyor. Yenibir insan tipi geli~tirmeyi ba-~ardlglmlz ol<;;ude,malzemenin teknik geli~imi de yetkin-le~ecektir. Bu iki etmen birbirini ko~ullandlflr. Karma~lkmakinelerin i<;;ineilkel insanlar konamazlar6

Page 84: Tarih Nedir - E. H. Carr

nu~urler ki bu istenilirligin olc;utu, toplumun kabul edilmi~begeni ve goru~leridir. Bu tur kampanyalar, onlan yoneten-Ierin elinde tek tek uyelerini istenilen hir yonde kahba sok-maIda toplumu bic;imlendirmek ic;in tasarlanml~ bilinc;li veaklJ surec;lerdir. Bu tehlikelerin ba~ka gozahcl orneklerini,ticarI reklamCllar ve politik propagandacilarda gorehiliriz.Nitekim, bu iki rol slk slk birlikte oynanmaktachr; Birle~ikDevletler'de a\~lk<,;ave Buyuk Britanya'da biraz claha c;ekini-Ierck , partiler ve adaylar kenclilerini kazandlrtmasl ic;in pro-fesyonel reklamCllar c;ah~tIrlrlar. Bu iki yontem bic;imselolarak ayn olduklan zaman bile, belirgin bir bi<,;imdebirbir-lerinc bcnzerler. Profesyonel reklamCllar ile bUyllk siyasalpartilerin propaganda birimlcrinin ba~mdakiler, akhn butunill1kanlanl1l kcndi ama<.;lan i<,;inkul1anma konusunda ~;okyetcnckli kis.ilerdir. Nc var ki, aktlinceledigimiz oteki or-neklcrclc oldugu gibi, buracla cla yalmzca ara~tlrmada clegil,olus,turmacla da, statik olarak clegil, dinamik olarak kul1a-11lImaklac!Ir. Profesyonel rcklamcdar vc kampanya yurutu-clderi, ()ncelikle varolan olgulann Clstllnde durmazlar. Tu-keticinin ya cla se<';ll1enins,u anda ncye inandlglyla ya dayall1lzca sonu<,;olarak <';lkacakUrlll1l1etkiledigi olc;ude olay-hula, yani tuketici ya da ahcll1ll1 ustahkh bir davral1ls,lainanclmlabilecegi ya cla istemeye y()nlendirilebilecegi ~eyler-Ie ilgilcnirler. Ustelik, kitle psikolojisi ustune c;ah~malan,onlara kcncli g()ru~lerinin kabul eclilmesini guvencelemeninen hdl yolunun tllketicinin ya da sq:menin yaplsmda akIl-dlS,1ogeyi kullanmak oldugunu gostermi~tir; b6ylece, yuz-yuze geldigimiz g6runtUlerden biri, profesyonel endustrici-lerinden ya cla parti onderlerinden olu~an bir sec;kinler gru-bunun ~imdiye kadar gorulmu~ en geli~kin akli sUre<;,:leryo-luyla kitlelerin akI1dl~lhgml kavrayarak ve kullanarak, ken-di amac;lanna ula~malandlf. (ikanlan c;agn esas olarak aklayonelmez: Daha c;ok, Oscar Wilde'm "zekadan a~agl vur-

164

mak" dedigi yontemden yararlanmaktadlr. Tehlikeyi ku-c;umsemekle suc;lanmayaYlm diye, ben bu sorunu birazabarttlm.7 Fakat, s6ylecliklerim geni~ olc;ude dogrudur veoteki alanlara kolayhkla uygulanabilir. Her toplumda, kitle-nin goru~unu (kamuoyunu) orgutlemek ve denetlemek ic;inyonetici gruplar az ya da c;ok zorlaYlCl onlemler kullal1lrlar.Bu yontem ba~ka bazl yontemlerden daha kotu gorunmek-tedir, c;unku, akIm kotuye kullammldu.

Bu ciddi ve saglam dayanakh teze kar~l soyleyecek yalmz-ca iki sozum var. Bunlardan birincisi, tarihin akl~l ic;inde ya-pilan her buIu~un, her yeniligin, her yeni teknigin olumluyanlan kadar da olumsuz yanlan bulundugu yolundaki bil-dik du~uncedir. Bedeli her zaman birilerinin odemesi gerek-mektedir. Matbaamn buIunu~undan ne kadar zaman soma,bunun yanh~ goru~lerin yayIlmasml kolayla~tlrdigma i~areteden ele~tirilerin ba~ladlgml bilmiyorum. Bugun motorluarac;lann ortaya C;lkI~mm neden oldugu, trafik kazalanndacanlanm kaybedenlere dovunmek yaygm bir tutum olmu~-tur; hatta, bazl bilim adamIan, atom enerjisinin serb est blra-klIma yollan ve arac;lan konusundaki kendi buIu~lannm fe-laket getirici bic;imde kullamlabilmesinden ve nitekim ger-c;ekten de kullamlml~ olmasmdan oturu, yerinmektedirler.Bu tur itirazIann yeni buIguIann ve buIu~lann ilerlemesinidurdurmak bakImmdan gec;mi~te bir yaran olmaml~tlr vegelecekte de olacaga benzememektedir. Kitle propagandasltekniklerinin imkanlan konusunda ogrendiklerimiz siline-mez. Buyuk Britanya'da 19. yUzyllm ortalannda kIsmen ger-c;ekIe~tirilen Lockecu kuc;uk c;aph bireyci demokrasiye ya daerken donem laissez-faire kapitalizmine donu~ kadar imkan-slzdlr. Fakat, sorunun gerc;ek cevabl bu kotuluklerin kendic;arelerini de beraberlerinde getirdikIeridir. (are, bir aklldl~l-

7 Eu konu hakkmda daha geni~ bilgi i~in yazann The New Society (1951) adheserinde hI. 4 ve devamma bakmlz.

Page 85: Tarih Nedir - E. H. Carr

hk kultunde ya da aklm <;;agda~toplumda geni~leyen rolun-den vazge<;;i~tedegil, aklm oynayabilecegi rol hakkmda, yu-kandan oldugu kadar a~agldan da artan bir bilin<;liliktedir.Bu, teknolojik ve bilimse1 devrimimizin, toplumun her dLI-zeyincle, bizi, akh giclerek artan bir bi<;;imclekullanmaya zor-lacllgl bir zamancla, utopyaCl bir du~ c1egildir. Tarihteki bl\-tun ()teki buyuk ilerleme1er gibi, bu ilerleme de, bdenmesigereken bedellerini ve zararlanl1l ve yuzyuze gelinmesi gere-ken tehlike1crini beraberinde ta~lIuaktadu. Gene, bzelliklc,daha bneeki ayneahkh konumlan zaylflayan ulkelerin ay-dmlan araslndan <;;d{an,~Llpheeilere, kiniklere ve felaket ka-hinlcrine kar~m, ben bunu, tarihtc ilerlemenin dikkatc dc-ger bir ()rnegi saymaktan utanmayaeaglm. Bu, belki de za-mal1lmlZIll cn <;;arplClve en c1evrimci olaYlc1u.

kinde ya~achgmllz ilcrleyen dcvrimin ikinci ybnu, c1unya-nlll c1q!;i~enbi<;;imleni~idir.Orta<;;agdunyasmm sonunda yl-kdchgl ve <;agda~c1unyamn temcllerinin atIldlgl 15. ve 16.Yl\zydlardaki buyuk dbnem, yeni lotalann bulunmaslyla vec1LlI1yanll1agll'hk mcrkezinin Akcleniz klYllanndan AtlantikklydarIna ge<;;mesiylebelir1enmi~tir. Franslz Devrimi'nin enkll<,'ukbir alt-ust olu~u bile, eografT uzantasml, eski dengeyi(kgl~llrlnckle yarclllua <;;agmhgl yeni c1unyada bulmu~tur.Fakat, 20. yuzyIl c1evrimirnizin olu~turdugu degi~iklikler,16. ),llzyI1dan bu yana olan her ~eyclen <;;okdaha geni~ kap-samhc11r.Dbrtyuz yIl kadar bir surec1en soma dunyanm aglr-hk merkezi Batl Avrupa'dan kesinlikle uzakla~ml~tu. BalIA~r~pa ve onun dl~mda kalan Ingilizee konu~ulan dunya ileblrhkte, Kuzey Amerika kltasmm bir par<;;asl,deyim yerin-cleyse, Birle~ik Devletler'in hem santral hem de komuta ku-lcsi gibi <;;ah~tlglbir topluluk haline gelmi~tir. Bu, tek ya dabe Ik I en anlamh degi~iklik de degildir. Dunyanm aguhkmerkczinin ~imdi, Batl Avrupa ekiyle birlikte Ingilizce ko-nu~ulan c1unyada durclugu ya da uzun sure burada kalacagl

166

hi<;;de kesin degildir. Oyle gbrunuyor ki, bugun dunya i~le-rinde borusunu btWren Afrika'daki uzannlanyla birlikte,Dogu Avrupa ve Asya'daki bUyUk kara kitlesidir. "Degi~mezDogu" sbzu, bugunlerde iyice a~mml~ bir kli~eden ibarettir.

Bu yUzyIlda Asya'da neler olduguna hlzla bir gbz atahm.Oyku, 1902 yIlmcla Ingiliz-]apon bagla~maslyla ba~lar. Bu,Avrupah Buyuk Devletlerin bUyUlu <;;evresinebir Asya ulkesi-nin ilk kez kabul edili~idir. ]aponya'mn, Rusya'ya meydanokuyup onu yenerek yukseli~inin dogrulugunu kamtlamaslve bbyle yapmakla da, bUyUk 20. yUzYJldevrimini tutu~turanilk klVllclml <;;lkartmasl,belki rastlann olarak kabul edilebilir.1789 ve 1848 Franslz devrimleri taklite;;ilerini Avrupa i<;;indebulmu~lardl. 1905 Yllmdaki Birinei Rus Devrimi ise Avru-pa'da hie;;yankl uyandlrmadl, fakat, raklit<;;ileriniAsya'da bul-du; devrimden somaki birka<;;yll i<;;indelran'da, Turkiye'deve (:in'de devrimler meydana geldi. Birinci Dunya Sava~l ger-<;;ektenbir dunya sava~l degil, Avrupa diye bir birimin varol-dugunu kabul edersek, dunya <;;apmdasonu<;;lan olan bir Av-rupa ie;;sava~lydl; bu sonu<;;lar,pek <;;okAsya ulkesindeki en-dustriyel kalkmmaYl, (:in'deki yabanci du~manhgl duygusu-nu, Hint ulus<;;ulugunu ve Arap ulus<;;ulugunun dogu~ununkl~kIrnlmasllll i<;;ermektedir. 1917 Rus Devrimi de bunlandaha ilerletici ve kesin bir itici gu<;;olmu~tur. Burada anlamholan, devrimin bnderlerinin inatla, fakat bo~una Avrupa'dataklit<;;ileraramalan ve sonunda bunlan Asya'da bulmalandlr."Degi~mez" hale gelen Avrupa'ydl, Asya hareket ediyordu.Bu bilinen bykuyu zamalllmiza gelene dek anlatmama gerekyok. Tarih<;;i,Asya ve Afrika devriminin alallllll ve anlamhh-gml degerlendirecek durumda henuz, pek degildir. Fakat,<;;agda~teknolojik ve endustriyel sure<;;lerle,egitimin ve siya-sal biline;;liliginba~langrc;;lannm Asya ve Afrika'nm milyonlar-ca nufusu arasmda yayIlmasl bu klt'alann <;;ehresinidegi~tir-mektedir; gelecekte neler olup bitecegini bugunden gbre-

167

Page 86: Tarih Nedir - E. H. Carr

mem, ama dunya tarihinin perspektifi i<;;inde,bu durumu,gitgide ilerleyen bir geli~meden ba~ka bir ~ey saymama izinvereeek herhangi bir yargIlama ol<;;utubilmiyorum. Bu olay-lann sonueunda dunyanm degi~en bi<;;imi,dunya i~lerindeIngiltere'nin kesinlikle, belki de Ingilizee konu~ulan ulkele-rin bULunun, aglrhgmda gbreli bir du~u~u yamslra getirmi~-tir. Fakat, goreli du~u~ mutlak du~u~ degildir; beni rahalslzeden ve tela~landm1l1, Asya ve Afrika'daki ilerlemenin hlZldegil, hu ttlkedeki -ve belki ha~ka yerlerdeki de- ba~at grup-lann, hu geli~meleri g()nnezlikten gelmeleri ve bunlar kar~l-sll1da ku~kulu hir ho~gortl ile llltfen tenezzul arasmcla gidipgelen hir tutum benimseyerck, Idee ugratlcl sonu<;;lar vere-eek hi(,jmde gec.ll1i~ehir ozlem dUYlllaegilimleridir.

20. yuzyI! devrimilllizde akhn yaydmasl dedigim ~eyintarih(,'i ic.in Mel sonuc.lan varchr; (,:unku, aklm yayllmasl()zunde, ~illldiye kadar tarihin cll~ll1clakalllll~ gruplann veSII1IUann, halklann vc 1<It'aJann tarihe girmelcri demektir.Uk konu~mamda Orta(,:ag tarihc.ilerinin Orta<;;agtoplumunadinin g()zlttlderiyle bakma egilimlerinin, kullandlldan kay-naklann salt dint olma ozelligiyle ilgili bulundugunu onesurmu~tum. 13u ac,:ddamaYI biraz claha geli~lirmek istiyo-rum. ~uphcsiz biraz abarularak, ama samnm dogru olarak,Hlristiyan kilisesinin "Ortac,:aglann tek akll kurumu" olclu-gu soylenmi~tir.8 Tek aklt kurum oldugu ic,in tek tarihi: ku-rumdu cla; bu, tarihc,inin kavrayabilecegi tek akll geli~mesurecinin konusu olmaktaydI. Dunyevl loplum kilise tara-fmdan kahplandlfllml~ ve orgutlenmi~ti, kendine ozgu akl1bir ya~antlSl yoktu. Insan YIgmIan, tarihoneesi insanlan gi-bi, tarihten <;;ok,dogaya baghydllar. <;;:agda~tarih, giderekdaha <;;okinsamn toplumsal ve siyasal bilin<;;liligeeri~mesiy-Ie, her biri kendi gruplannm, bir ge<;;mi~ive bir geleeegi

olan tarihi: birimler olarak bilinee vararak tarihe tam olarakgirinee ba~lar. Toplumsal, siyasal ve tarihl bilin<;;liligin nu-fusun <;;ogunluguna benzer bir ~eye ya)'llmaya ba~lamasl, en<;;okson 200 yll ic,inde olmu~tur. Butun dunyaYI tam anIa-mlyla tarih i<;;inegirmi~ ve artIk somurge yoneticisi ya daanlropologun degil tarih<;;inin ilgi konusu olan insanlardanolu~an bir ~ey diye imgelemek bile ancak bugun ilk kezmumkun olmaktadlr.

Bu, bizim tarih anIayl;;lmlzda bir devrimdir. 18. yuzYlldatarih MIa bir se<;;kinler tarihiydi. 19. YUZYlldaIngiliz tarih-<;;ileriaglr aksak ve zaman zaman butun ulusal topluluguntarihi bi<;;iminde bir tarih goru~une dogru ilerlemeye ba~la-dilar. Biraz suadan bir tarih<;;iolan].R. Green, ilk (Historyof the English People'l (lngiliz HaIkmm Tarihi) yazarak unkazandI. 20. yuzyllda her tarih<;;i, hi<;;degilse bu goru~tenyanayml~ gibi gozlikmektedir; uygulama, ileri surulen gb-ru~un gerisinde kalmakla birlikte, ben, bu eksiklikIer us-tunde durmayacaglm. <;;:unku,tarih<;;iler olarak, bu ulkenindl~mda ve Batl Avrupa'mn dl~mda tarihin geni~leyen ufku-nu hesaba katmama kusurumuzIa daha <;;okilgileniyorum.1896 yllmda yazdlgl raporda, Acton evrensel tarihten "bu-tun ulkelerin tarihlerinin toplammdan farkh" bir ~ey diyesbz eder. Ardmdan ~unlan soyIer:

[Evrensel tarih] uluslann ikincil onemde olduklan bir ar-dardahk SlraSli<,;indehareket eder. Onlann oykusu, kendiulusal tarihlerini yazma ugruna degil, insanhgm ortak kade-rine katkllannm zamamna veo!<,;usunegore, daha yDksekbir ardardahk dizisine ili~kinve bagh olarak anlanlacaktlr.9

Gerek bile yoktur ki, herhangi bir ciddl tarih<;;inin ilgi ko-nusu, onun kavradlgl bi<;;imdeevrensel tarihtir. Bu anlamda

Page 87: Tarih Nedir - E. H. Carr

evrensel tarihe yakla;;lIIll kolayla;;tlrmak i<;;in;;u anda ne ya-plyoruz?

Bu konu;;malarda, bu Cmiversitede (Cambridge) tarih egi-timine deginmek niyetinde degildim: Fakat, bu, anlatmakistedigirn ;;ey baklmmdan bana byle <;arplClbrnekler sagla-maktadn ki, lSlrgam avu<;lamaklan <;;ekinrnem korkakhkolurdu. Gec,:en40 Yllda Birle;;ik Devletler tarihine dersleri-rnizcle bllyllk bir yer aYIrChk.Bu, C'memlibir ilerlemeclir. Fa-kal, bunun $byle bir tehlikesi var; clers programlanmlzclazaten ('JIll bir el gibi aglrllgll1l hissettiren Ingiliz tarihinindargi'Jrll$ILtlllgllnll, Ingilizcc konu~ulan dcmyamn dargbrL\$-Illlligll gibi, daha sinsi, ama e$it bl<;;lldetehlikeli bir dargb-rll$ILtlLddcpeki~tirmck tlirllndcn bir lehlikeyi beraberindegctirmi$tir. Son 400 yd i<;;incleIngilizcc konu;;ulan dunya-nm tarihi, hi<;;$llphesiz, larihlc bllyllk bir yer tutmaktadlr.Fakal, bunu evrensel tarihin rnerkezi vc ba;;ka her ;;eyi deon un <;;cvrcsisaymak kolLl bir bakl$ <;arplkhgldlr. Birllni-versitenin gi'Jrevi, bu lllr yaygm c,~arplkhklan clllzeltmektir.Bu lmiversitcdeki <;agda~ tarih b(lillmu, bana (lylc geliyorki, bu giircvi yefine getirmekle yelcrsiz kalmaktachr. Bir og-rencinin Ingilizcedcn ba$ka (;agda$ bir dil hakkmda yeterlibir bilgisi olmadan, belliba~hllniversitelerden birinde larihokumasma izin vcrilmesi kesinlikle yanh;;tlr; Oxford'da es-ki ve saygldeger bir disiplin olan felsefe dahnda, bu dalda<;;ah;;anlar basit, gunlllk Ingilizceleriyle i~lerine pek guzeldevam edebilecekleri karanm verdikleri zaman, bu disipli-nin ba;;ma gelenlerden ibret dersi alahm. Ogrenciye her-hangi bir Klta Avrupasl ulkesinin <;agda;;tarihini incelemesii<;;inders kitabl duzeyininustunde hi<;;birimkan sunulma-masl, elbette yanh;;tlr. Asya, Afrika ya da Latin Amerika'daolanlar hakkmda biraz bilgi sahibi bir ogrencinin, bu bilgi-sini halihazlrda bUyUleyici "Avrupa'nm yaYllmasl" bi<;;imin-de 19. yUzylla ozgu suslu bir ba;;hkla bir odevde sergileme

170

imkam pek azdn. Ba;;hk, yazlk ki i<;;indekilere uygundur:Ogrenciden onemli ve iyi belgeli tarihleri olan (:in ya daIran gibi bir ulke hakkmda herhangi bir ;;ey bilmesi isten-mez, yalmzca, Avrupahlar bunlan almaya kalkl;;mca neleroldugunu soylemesi beklenir. Bana anlanldlgma gore, buuniversitede Rus, Iran ve (:in tarihi ustune dersler veril-mektedir fakat, tarih fakultesinin uyelerince degil. Be;; yllonce yapngl a<;l;;konu;;masmda bir (:ince profesorunun di-Ie getirdigi "(:in insanhk tarihinin ana nmagmm dl~mdadU$unulemez" fikrini, Cambridgeli tarih<;iler duymazhktangelmi~lerdir. Cambridge'de son 10 yll i<;;indeortaya konanve gelecekte pekala en buyuk tarihI eser saYllabilecek bir<;;ah~ma,tarih hblumunun busbutun dl;;mda ve bu kursu-den hi<;bir yardlm almmadan yazIlml;;tlr: Dr. Needhan'mScience and Civilization in China «:in'de Bilim ve Uygarhk)kitabml kastediyorum. Bu, du~undllrucu bir durumdur.Bunlarm 20. yuzyl1m ortasmdaki ;;U ylllarda, oteki IngilizOniversitelerinin <;ogunun ve genel olarak Ingiliz aydmlan-nm ozelligi olduguna inanmasaydlm, bu i<;;sorunlan kamu-oyunun gozu onune sermeye kalkmazdlm. Victoria <;agmaozgu;;u bayat "Man$'da futmalar var - Klta yahtlandl" alayhsozu, bugunku duygulara da rahatslz edici bir bi<;;imdeuy-gun du;;mekteclir. Flrtmalar bir kez daha dLmyamn otesinialtust etmektedir; ve Ingilizce konu;;ulan dunyada birbiri-mize sanhp, sade gunluk Ingilizcemizle, oteki ulkeler veoteki kltalann acayip davram;;lan yuzunden, bizim uygarh-glmlzm nimetlerinden ve inayetlerinden yararlanamadlkla-nm anlanrken, bu bazen, anlama yeteneksizligimiz ya daisteksizligimizle, kendimizi dunyada ger<;;ekten neler oldu-gundan yahnyormu;;uz gibi gorunmektedir.

Ilk konu;;mamm a<;l;;cumlelerinde, 20. yUzyllm ortasmda-ki Ylllan, 19. yUzyllm son Ylllanndan aylran go~unu~teki ke-sin farkhhga clikkat <;;ekmi;;tim. Konu;;malanmm sonunda

171

Page 88: Tarih Nedir - E. H. Carr

bu kar;,;rthk ustunde biraz daha durmak istiyorum; bu bag-lamda "liberal" ve "tutucu" kelimelerini kullamrsam, bunlanIngiliz siyasal partilerinin adlan anlammda kullanmadrgrmae,;lke,;aanla;';llacaktrr. Acton, ilerlemeden soz ederken, yaygmIngiliz "tedricllik" ("derece derece geli;,;me") kavramr e,;izgi-sinde du;,;unuyordu. Onun 1887 tarihli bir mektubunda ,"Devrim ya da bizim Liberalizm dedigimiz ;,;ey"sbzleri gibie,;arprcrbir ifade kullamlmr;,;trr. (::agda;,;tarih ustUne 10 yrlsomaki bir konu;,;masmda, Acton "(::agda;,;ilerlemenin ybn-temi, devrimdi" der; bir ba;,;ka konu;,;masmda, "devrim dedi-gimiz genel fikirlerin ilerlemesi"nden sbz eder. Bu, yayrm-lanmamr;,; elyazmasr notlanndan birinde ;';byleae,;rklanmakta-drr: "Whigler uzla;,;mayla ybnetmi;,;lerdir; Liberaller fikirlerinegemenligini ba;,;latml;,;lardrr."10 Acton, "fikirlerin egemenli-gi"nin liberalizm anlamma ge1digine ve liberalizmin de dev-rim olduguna inanml;,;tl. Acton, ya;,;adrgl srrada liberalizmtoplumsal degi;,;menin bir dinamigi olarak gucunu henuz tU-ketmemi;,;ti. Gunumuzde, liberalizmden arda kalan ne varsaher yerde, toplumun tutucu bir ogesi haline gelrni;,;tir. Bu-glln, Acton'a geri dbnmeyi ogutlemek anlamsrz olur. Fakat,tarihe,;i,birinci olarak Acton'un durdugu yeri saptamak, ikin-ci olarak onun konumunu e,;agda;';ldu;,;unurlerinkiyle kar;,;r-la;,;tumak, ue,;uncu olarak da onun tutumundaki bgelerdenhangilerinin bugun h:1l:1gee,;erlioldugunu ara;,;tIrmakla ilgili-dir. Acton'un ku;,;agl, ;,;uphesiz a;,;m bir ken dine guven duy-

gusu ve iyimserligin ezici etkisi aItmdaydr ve bu guvensizli-gin dayandlgl yapmm her an e,;bkebilecek niteligini yeterincesezememi;,;ti. Fakat, bu inancm ic,;indebugun fena halde ge-rek duydugumuz iki ;,;eybulunuyordu: Tarihte ilerletici biretmen olan bir degi;,;me duygusu ve bunun karma;,;rkhklanmanlamak ie,;inbize yol gbsterecek olan akla inane,;.

~imdi, 1950'lerin bazl seslerine kulak verelim. Daha bnce-ki bir konu;,;mamda Sir Lewis Namier'in "somut sorunlar"ie,;in"pratik e,;bzumler" aramrken "programlann ve ideallerinher iki parti tarafmdan da unutulmakta" oldugu yolundakisbzlerini ve bunu "ulusal olgunlugun" bir be1irtisi diye anla-tarak ho;,;nutlugunu ae,;lklayl;,;ml aktarml;,;tllu.11 Bireylerinomru ile uluslannki arasmda benzetmeler yapmaktan ho;,;-lanmam; boyle bir benzetmeye ba;,;vurulursa, insanm "01-gunluk" a;,;amasmdan soma neyin geldigi sorusu gelir. Fa-kat, burada beni ilgilendiren ;,;ey,bvu.len pratik ve somut ilekmanan "programlar ve idealler"arasmda e,;izilenkar;,;rthk-tIr: Pratik eylemi idealiste,;e teorisyenligin ustunde yuceIt-mek, elbette, tutuculugun damgasmr ta;,;u.Namier'in du;,;un-cesine gbre, bu, 18. yuzYllm III. George'un tahta e,;lkl;';lSlfa-smdaki Ingiltere'nin sesini temsil etmektedir ve yakla;,;anActon'un devrimiyle, fikirlerin egemenliginin saldmsmakar;,;rkoymaktadlf. Fakat, bu kopkoyu tutuculugun kopko-yu bir fenomenalizm bie,;iminde aym bildik anlatllula dilegetirilmesi gunumuzde de e,;okyaygmdlr. Bunun en yaygmbie,;irniProfesbr Trevor-Roper'in ;,;usbzunde g6rulebilir: "Ra-dikaller yenginin kesinlikle kendilerinin oldugunu haykrr-drklan zaman, sagduyulu tutucular onlann burunlarmm us-tune ustUne vururlar."12 Profesbr Oakeshott modaya uygunfenomenalizrnin daha geli;,;mi;,;bir e,;e;,;idinisunar: Siyasal il-

ro Eu almnlar i<;inActon, Selections from Correspondance, 19r7, s. 278; Lectures onModem History, 1906, s. 4, 32; Elyazmas! 4949 (Cambridge Oniversitesi Kitaph-gmda) balGmz. Yukanda almtl verilen 1887 tarihli mektubunda Acton eski"Whigler"den yeni "Whigler"e dogru gec;i~in"buhincun bulunu~uyla" i~ar~tlen-digini sbylemektedir: Eurada "bulun<;" besbelli ki "bilin<;"liligin geli~mesiyle birarada dO~OnOlmO~tUr(10. sayfaya bakmlz) ve "fikirlerin egemenligine" denkdu~mektedir. Stubbs da <;agda~tarihi Franslz Devrimi'yle iki d6neme aymm~tlr:"Ilki bir iktidarlar, gu<;ler ve hanedanlar tarihidir; ikincisi ise ic;inde, fikirlerinhem haklar hem de fonnullerin yerini aldlgl bir tarihtir." W Stubbs, SeventeenLectures on the Study of Mediaeval and Modem History, 3. baslm, 1900, s. 239.

172

11 Yukanda sayfa 46'ya bakmlz.

12 Encounter, 7, No.6, Haziran 1957, s. 17.

Page 89: Tarih Nedir - E. H. Carr

gilerimiz ic;inde, demektedir, biz, "ne bir ba~langlC;yeri, neula~llacak bir hedef olan" ve biricik emelimizin ancak "tek-nenin omurgaslm dik tutup suyun ustunde kalmak" oldugu"smUS1Z ve dipsiz bir denizde yelken ac;anz. "13 Siyasal"utopyaClhgl" ve "mesihciligi" reddeden yeni yazarlan Slra-lamaYI surdurmeme gerek yok; bunlar, toplumun gelecegiustune ilerilere uzanan radikal fikirleri a~agl1amak ic;in sonzamanlarda pek gec;er akc;e terimler olmu~lardlr. Tarihc;ilerinve siyasal teorisyenlerin tutuculuga baghhklanm aC;lkc;ailanetmekte bu ulkedeki meslekda~lanndan daha az c;ekingendavrandlklan Birlqik Devletler'deki son egilimlerden sbz et-meye de kalkl~mayacaglm. Yalmzca, Amerikah tutucu tarih-c;ilerin en ileri geleni ve en dlmhsmm, Harvard'dan ProfesbrSamuel Morisan'un sbzlerini aktaracaglm. Morison, Arahk1950 ydmcla Amerikan Tarih Dernegi'nin ba~kanhgma sec;il-digi zaman yaptlgl konu~mada "Jefferson-Jackson-FD. Ro-osevelt c;izgisi" cledigi ~eye kar;;l c,;lkmazamanmm gelcliginiileri surerek, "akh ba~mda bir tutucu bakl~ aC;lsmdan yazd-ml~ hir Birle~ik Devletler tarihi" dilemi~tiT.14

Fakat, en aZll1dan Bo.y1ikBritanya'da, bu sakmgan tutucugbnJ~u en aC;lkve uzla~maslz bic;imde bir kere daha dile ge-tiren Profesbr Popper'dir. Namier'in "programlan ve iclealle-ri" reddetmesini yankdayarak, "belirli bir plana gbre °toplu-mun butunu'nu sbzumona "yeniden ~~ki1lendirme" amacmlgo.den politikalara saldmr, "bbluk pbrc;uk yaplsalclhk" decli-gi ~eyi bver ve besbelli ki "bblo.k pbrc;uk onanClhk" ve "ka-n~lkhk ic,;inde el yordamlyla yurume" suc;lamalanndan dac;ekinmez.15 Aslmda, bir noktada Profesbr Popper'i sayglylaselamlamam gerekir. Akhn saglam bir savunucusu olarak

13 M. Oakeshott, Political Education, 1951, 5.22.

14 American Historial Peview, No.1, 6, No.2, Ocak 1951, 5.272-73.

15 K. Popper, The Poverty of Historicism, 1957, 5.67,74.

kahr ve eski ya da yeni aklldl~lhk aklmlanna kendisini kap-tlrmaz. Fakat, "bbluk pbrc;uk yaplsalcrhk" konusundakibgutlerine bakarsak, akla verdigi rolun ne kadar smlrh oldu-gunu gbruruz. "Bbluk pbrc;uk toplumsal yaplsalclhk" ic;inonun verdigi tamm her ne kadar apk clegilse de, bize"amac;lann" ele~tirisinin dl;;arda blrakddlgl bzellikle anlatll-ml~tu; uygun buldugu eylem turlerine verdigi sakmmah br-

nekler -"anayasal reform" ve "daha buyuk bir gelir e~itligiegilimi"- bugunku toplumumuzun varsaYlmlan ic;inde i;;le-mesinin du~unuldo.gunu aC;lkc;agbstermektedir.16 ProfesbrPopper'in ~eyleri slralamasmda, aklm konumu, gerc;ekte, ik-tidarclaki hukumetin politikasml uygulamakla, hatta bunla-nn daha iyi i~lemesi ic;in uygulamaya ili;;kin duzeltme1erbnermekle gbrevli olan, fakat bunlann teme1 varsaylmlanmve nihai: amac;lanm soru~turmaya yetkisi olmayan bir Ingilizkamu gbrevlisinin durumuna benzer. Bu, yararh bir c;ah~ma-du: Ben de bir zamanlar kamu gbrevlisiydim. Fakat, aklm,verilmi~ olan duzenin varsaYlmlarma bbyle uymasl, bana,uzun vade de butunuyle kabul edilmez bir ~ey olarak gbru-nuyor. Insan i~lerinde ilerleme, ister bilimde, ister tarihte,ister toplumda olsun, insanlann yalmzca ~eylerin yapllmak-ta oldugu bic;imi bbluk pbrc;uk duzeltmekle ilgilenmeleri so-nucunda degil, 0 slrada ~eylerin yapllma bic,;imine ve bunundayandlgl aC;lkya da kapah varsaYlmlara akll adma temel-den kar~l C;lkmaya cesurca hazlr olmalanyla gerc;ekle~mi;;tir.Ingilizce konu~ulan dunyada tarihc;ilerin ve sosyologlann vesiyaset du~unurlerinin bu bdevi yerine getirmek ic;in cesa-retlerini yeniden kazanacaklan zamam bekliyorum.

Aslmda beni en c;ok rahatslz eden, Ingilizce konu~ulandunyadaki aydmlar ve siyaset du~unurleri arasmda aklaalan inancm azalmasl degil, surekli hareket halincle bir

Page 90: Tarih Nedir - E. H. Carr

dcmya ustune kapsamh anlaYl~m kaybedilmesidir. Bu, ilkbakl~ta paradoksal gibi gozukuyor; ~unku, ~evremizde de-gi~me hakkmda yuzeysel de olsa bu kadar ~ok konu~uldu-gu az duyulmu~tur. Fakat, anlamh olan, degi~menin artlkbir ba~an, bir imkan, bir ilerleme degil de, korkulan bir ~eyolarak du~unulmesidir. Siyaset ve iktisat bilginlerimiz bizeakll verecek olduklannda, devrim kokan her ~eyden sakm-mamlZl -ilk de ilerlememiz gerekiyorsa- mumkun oldugukadar yava~ ve sakmarak ilerlememiz i~in bizi uyarmaktanba~ka sunacak bir ~eyleri yoktur. Dunyamn bi~imini son400 yll ic;;indeoldugundan ~ok daha hlZh ve radikal bir ~e-kilde degi~tirdigi ~u anda, bu bana ~arplcl bir korluk gibigozukmektedir; bu, dunya ~apmdaki hareketin durdurula-cagl degil, bu ulkenin -belki Ingilizce konu~ulan oteki ul-kelerin de- genel bir ilerlemenin gerisinde kalabilecegi veumutsuzca yakmmadan belli bir ge~mi~ ozlemine sapabile-cegi tahminine hak kazandlfmaktadlr. Ben kendi paYlma,hala iyimserim; Sir Lewis Namier beni programlar ve ideal-lerden c;;ekinmem ic;;inuyarsa, Profesor Oakeshott bana bellibir yere gitmedigimiz ve onemli olan tek ;;eyin hi~ kimse-nin tekneyi sallamamasml saglamak oldugu soylese, Profe-sor Popper boll'tk porc;;uk yaplsalClhkla 0 eski T-modelininyola devam etmesini istese,17 Profesor Trevor-Roper haykl-ran radikallerin burunlannm ustune vursa, Profesor Mori-son tarihin akh ba~mda bir tutucu anlaYl;; i~inde yaZllmasl-ill dilese, onlar bunlan isteyedursunlar, ben kan;;lkhk i~in-de bir dunyaya, sanCl ic;;inde bir dunyaya bakmaya devamedecegim ve onlara buyuk bir bilim adammm ~ok kullaml-ml~ sozleriyle cevap verecegim: "Gene de - donuyor."