12
VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında kalmış olan Mısır'da, Mehmed Ali Paşa tarafından çıkarılmış bulunan Vakayi-i Mısriye, İslâm Basın Tarihi'nde önemli bir yere sahip olduğu gibi, Türk Basın Tarihi'nin başlangıcında da pek mühim bir mevki işgal eder. Vakayi-i Mısriye'nin değeri, bir müslüman tarafından yayınlanan ilk Türkçe-Arapça gazete olmasından kaynaklanmaktadır. Bağdad Valisi Davud Paşa'nm 1816'larda yayın- ladığı rivayet edilen Türkçe-Arapça CurnaluH-Irakhiı varlığı kesinleşin- ceye kadar, bu ilk olma vasfını koruyacak olan Vakayi-i Mısriye aynı zamanda devamhlığı dolayısıyla da Türk ve islâm Basın tarihlerinin en önemli, müşterek süreli yayınlarından biri olma özelliğini elinde bulun- duracaktır. Vakayi-i Mısriyye'nin çıkartılma aşamasına gelmeden önce, süreli ba- sının İslâm ülkelerindeki geçmişi üzerinde kısaca durmak, bizzat onun durumunu daha iyi kavramamıza imkân verecektir. Avrupa'da XVII. yüzyıl başlarında görülen gazetelerin, islâm ülkelerinde ilk örneklerinin ortaya çıkması, 200 seneye yaklaşan bir gecikme ile mümkün olabilmiş- tir. Şüphesiz bu durumun değişik nedenleri olmakla birlikte, hemen ha- tırlanabilecek bir sebep de ülkelerin sahip oldukları siyasal, ekonomik ve sosyal şartların farklı olmasıdır. Fakat XVIII. yüzyılın sonlarına ge- lindiğinde, islâm ülkelerinde de bir kısım süreli yayının ortaya çıktığı- nı tesbit etmekteyiz. Bunlar için söylenebilecek müşterek özellik, hep- sinin yabancılar tarafından ve yayınlandıkları bölge halkının konuştuğu diller haricindeki bir dille çıkarılmış olmalarıdır, istanbul'da Eylül 1795' te Fransız Büyükelçiliği tarafından, elçilik yayın organı olarak çıkarı- lan Le Bulletin de Nouvelles, İslâm ülkelerinde görülen ilk süreli yayın- dır. Bunu bir sene sonra La Gazette Française de Constantinople takip- etrrıiştir. Osmanlı ülkesinin bir başka şehrinde, izmir'de de 1824'ten iti- baren yine Fransızlar tarafından Le Smyrnien, Le Spectateur Oriental ve Le Courrier de Sınyme gibi gazeteler çıkarılmıştır. * Ankara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi.

VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ

Doç. Dr. Nesimi YAZICI*

Bugün sınırlarımız dışında kalmış olan Mısır'da, Mehmed Ali Paşatarafından çıkarılmış bulunan Vakayi-i Mısriye, İslâm Basın Tarihi'ndeönemli bir yere sahip olduğu gibi, Türk Basın Tarihi'nin başlangıcındada pek mühim bir mevki işgal eder. Vakayi-i Mısriye'nin değeri, birmüslüman tarafından yayınlanan ilk Türkçe-Arapça gazete olmasındankaynaklanmaktadır. Bağdad Valisi Davud Paşa'nm 1816'larda yayın-ladığı rivayet edilen Türkçe-Arapça CurnaluH-Irakhiı varlığı kesinleşin-ceye kadar, bu ilk olma vasfını koruyacak olan Vakayi-i Mısriye aynızamanda devamhlığı dolayısıyla da Türk ve islâm Basın tarihlerinin enönemli, müşterek süreli yayınlarından biri olma özelliğini elinde bulun-duracaktır.

Vakayi-i Mısriyye'nin çıkartılma aşamasına gelmeden önce, süreli ba-sının İslâm ülkelerindeki geçmişi üzerinde kısaca durmak, bizzat onundurumunu daha iyi kavramamıza imkân verecektir. Avrupa'da XVII.yüzyıl başlarında görülen gazetelerin, islâm ülkelerinde ilk örneklerininortaya çıkması, 200 seneye yaklaşan bir gecikme ile mümkün olabilmiş-tir. Şüphesiz bu durumun değişik nedenleri olmakla birlikte, hemen ha-tırlanabilecek bir sebep de ülkelerin sahip oldukları siyasal, ekonomikve sosyal şartların farklı olmasıdır. Fakat XVIII. yüzyılın sonlarına ge-lindiğinde, islâm ülkelerinde de bir kısım süreli yayının ortaya çıktığı-nı tesbit etmekteyiz. Bunlar için söylenebilecek müşterek özellik, hep-sinin yabancılar tarafından ve yayınlandıkları bölge halkının konuştuğudiller haricindeki bir dille çıkarılmış olmalarıdır, istanbul'da Eylül 1795'te Fransız Büyükelçiliği tarafından, elçilik yayın organı olarak çıkarı-lan Le Bulletin de Nouvelles, İslâm ülkelerinde görülen ilk süreli yayın-dır. Bunu bir sene sonra La Gazette Française de Constantinople takip-etrrıiştir. Osmanlı ülkesinin bir başka şehrinde, izmir'de de 1824'ten iti-baren yine Fransızlar tarafından Le Smyrnien, Le Spectateur Oriental veLe Courrier de Sınyme gibi gazeteler çıkarılmıştır.

* Ankara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi.

Page 2: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

2 6 8 ••;./ .; . • ; - > : ; , ,, N E S İ M İ Y A Z I C I *;•*,':

Vakayi-i Mısriyc'nin yayınlandığı Mısır'da da basın Frausızlar ta-rafından ve Fransız diliyle başlatılmıştır. Mısır'ı işgal eden Napolyonberaberinde getirdiği matbaa ile ve önce Marc Aurel, sonra J. J. Marcelvasıtasıyla evvela Le Courrier de VEgypte'i (28 veya 29 Ağustos 1798) (Ortaboy dört sayfa, her sayfa iki sütun olarak 5 günde bir çıkıyor. Mısır'lailgili çeşitli haberlere yer veren bu gazete 117 sayı yayınlandı), bunu mü-teakip de daha ziyade ilmî yazılar içeren La Decade Egyptienne'!i (15Eylül 1798'de ilk sayısı çıktı, 1-2 Ekim'de satışa sunuldu) (Önceleri 10günde, sonraları ayda bir yayınlandı. Sekiz sayfa. Ziraat, tıp, eğitim...konularını işliyo.r) çıkarmıştır. Fransızların daha sonra da Arapça-Fran-sızca bir gazete olan et-Tenbih (Avertissement)''i (26 Kasım 1800) (Çe-,şitli haberler, hükümet işleri, divanların çalışmaları, dış haberler, ilmîkonular içerir...) çıkarmaları söz konusudur. ; ,' \. '•/, " >'

Fransızların Mısır'dan çıkarılmalarından sonra, burada gördüğü-müz Mehmed Ali Paşa (1805-1848)'nın ülkede düzeni önemli ölçüde de-ğiştirecek, alışkanlıkları yıkıp yerine yenilerini getirecek bir kısım ısla-hat teşebbüslerine girişmiş olduğunu biliyoruz. Paşa bu çalışmaları sı-rasında, taşradan merkeze, merkezden taşraya hızlı haber akışının veyönetici sınıfı kendi uygulamaları doğrultusunda yönlendirmenin gerek-lerini de anlamış bulunuyordu. Ayrıca o, ülke ekonomisini geliştirmek,ziraati modernleştirmek, refahı artırmak, öğretimi yaymak istiyordu,işte bu anlayış ve hedefler dolayısıyladır ki, bu sahadaki ilk uygulama-sını, D iv anuH-CurnaV'in kurulmasını gerçekleştirmiştir. Divanu'l-Curnal,gerek ülkenin değişik yörelerindeki alt kuruluşlarından ve gerekse diğerdevlet birimlerinden buraya intikal eden haber ve raporları, kendisineverilen talimat doğrultusunda düzenler, sonra da bunları birer haber bül-teni haline getirerek 1826'larda CurnaluH-Hidivi ismiyleTürkçe- Arap-ça neşrederdi. Dar bir çerçeve içinde kalan Curnalu'l-Hidivî, 100 adetbasılarak üst kademe yöneticilere ve askerlere gönderilirdi. Bu sıralardagerek Avrupa ve gerekse Osmanlı Devleti'nde basılan gazeteleri yakındantakip eden Mehmed Ali, bu sahadaki ilk teşebbüsünü geliştirmek ihti-yacını hissetmiş ve sonuçta kapalı devre çalışan Curnalu-1-Hidivî tama-men ortadan kalkmamakla birlikte, daha düzenli ve daha geniş kütleleriçin Vakayi-i Mısriye'yi çıkarmıştır. Paşa, Avrupa kamuoyu içinse Tak-vim-i VekayVin Fransızca nüshası Le Moniteur Ottoman örneği Le Moni-teur Egyptien'i 1833'te çıkartacaktır. ,. ^ /•

Vakayi-i Mısriye, Türkçe-Arapça olması, yayınlanmaya başladığıAralık 1828 tarihi ve Mısır'ın resmî gazetesi olarak hayatiyetini hala de-vam ettirmesi dolayısıyla, hem. Türk ve hem de Arap Basın Tarihi'nin

•• S :

Page 3: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

' ; VEKAYİ-İ MtSRİYYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ 269

en önemli süreli yayını olarak karşımıza çıkar. Şimdi dikkatlerimizi,özellikle de MeUmed Ali Paşa dönemindeki durumu üzerinde yoğunlaş-tırarak, onu en önemli hususiyetleriyle değerlendirmeye çalışalım.

Vakayi-i Mısriye'nin ilk sayısının tarihi üzerinde oldukça ihtafedilmiştir. Nitekim bu konuda 20 Kasım, 3 veya 4 Aralık 1828 tarihlileriyanmda 21 Ocak 1829 tarihi, hatta 31 Mayıs 1832 tarihi de verilir, Ka-naatimizce konuyla ilgili görüş ileri sürenlerin büyük çoğunluğunun, ga-zetenin ilk sayısını görmemiş olmaları, bu sonucu doğurmaktadır. Vakayi-iMısriye ile ilgili ilk ve günümüze kadar da en kapsamlı çalışma olmaözelliğini koruyan Mısırlı müellif ibrahim Abduh (Tarihu'l-Vekayii'l-Mısriye, Kahire, 1983, s. 36. Üçüncü baskı, ilk baskısı 1942)'un eserindegazetenin bir numaralı nüshasının fotokopisi bulunmaktadır. Bir başkakolleksiyondan alınmış olan ve ilk nüshanın ilk sayfasının tamamınıgösteren bir fotoğraf daha sonra Ebu'l-Fütûh Rıdvan'ın eserinde de(Tarihli Matbaati Bulak, Kahire, 1953, Ek. 27) yer almıştır.Burada ilksayının üzerinde gösterilen tarih 25 C. evvel 1244'tür. Bunun miladî kar-şılığı 3 Aralık 1828'dir. Nitekim İbrahim Abduh, Ebu'l-Fütûh Rıdvanve diğer bir kısım, araştırmacılar da Vakayi-i Mısriye'nin 25 C. evvel1244/ 3 Aralık 1828'de çıktığını ifade etmişlerdir. Bununla birlikte builk sayıda Numara 1 yazısının hemen altında ve fi 25 Cemaziyelûlâ sene1244 yazısının tam karşısında gün ismi de kaydedilmiş bulunmaktadırki, buradaki yevmu's-sulâs ( "̂jtJI ^ ) ibaresinden bu günün salı oldu-ğu kesin olarak anlaşılmaktadır. Araştırmacıların dikkatlerinden kaç-mış bulunan bu küçük ayrıntı dikkate alındığında, gazetenin çarşam-baya isabet eden 3 Aralık'ta değil, 2 Aralık'ta çıktığı ortaya çıkar. Budönem belgelerinde oldukça sık karşılaştığımız benzeri örnekler de göz-önüne alındığında (örn: İlk Türkçe telgrafın çekildiği tarih), 1244 C.evvel ayının bir gün önce başlatıldığı, bü nedenle gazeteye 24 yerine 25C. evvel tarihinin konulduğu anlaşılır. Bütün bunlardan sonra artıkTürkçe kısımlar ihtiva eden bu ilk süreli yayının birinci sayısının 24 C.C. evvel 1244 / 2 Aralık 1828 salı günü çıktığını kesin- biçimde belirlemekmümkün olur.

Vekayi-i Mısriye, uzun hayatı boyunca hem şekil yönünden, hem demuhtevası ve hedefleri itibariyle değişik görünümler ortaya koymuştur.İlk çıkışında pek düzenli olmasa da, genel olarak haftalık bir gazete ola-rak değerlendirilebilecek olan Vakayi-i Mısriyo 37 X 22 cm. boyutunda4 sayfadan ibarettir. Hor sayfa iki sütundan oluşmaktadır ve sağdakisütun Türkçe, soldaki ise Arapça'dır, Mısır'ın resmî gazetesi olan Va-kayi-i Mısriye,. idarenin görüşlerini, yaptıklarını, bunların neden ve ni-

Page 4: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

, * # • • • • , - . ; ; - • ' " - ' • • •,.'•••;•;••• ' N E S İ M Î Y A Z I C I " \ - • ' • • ' . \ ' : \ • ' •

cinlerini, hedeflerini yönetim kademelerine iletmeyi amaçlıyordu. Bubakımdan onunla dış kamuoyundan "ziyad* iç kamuoyuna hitap etme-nin hedeflenmiş olduğunu belirtmek gerekir. Bunun için de gazete, be-lirli kademelerdeki mülkî erkân, ilmiye mensupları ve askerlere mecburîabone kaydı suretiyle iletilmiştir. Onun zaman içerisinde değişikliklergöstermesi doğal olan baskı sayısı konusunda, çok kesin verilere sahipdeğilsek de, ilk dönemde 600 adet basıldığı konusundaki görüşlere katı-lıyoruz. Vakayi-i Mısriye ilk çıkışından 17 sene geçtikten sonra bile 1000'in çok az üstünde bir aboneye sahip olabilmişti. Halbuki 1 Kasım 1831'den itibaren bizzat devletin başkenti İstanbul'da çıkarılmaya başlananTakvim-i Vekayi'in, aynı şekilde mecburî abone kaydı yöntemiyle ol-makla birlikte, 3000'in üzerinde bir aboneye sahip bulunduğunu biliyo-ruz. Nitekim Takvim-i Vekayi'in, bizzat Mehmed Ali'nin Mısır'ında 300abonesi bulunuyordu. Bu durumun sebebinin, Osmanlı idarecilerininresmî gazete çıkarma ve onu iyi bir organizasyonla okuması gereken ki-şilere ulaştırma konusunda ciddî gayretler göstermiş oldukları tarzındayorumlamak, kanaatimizce yanlış olmayacaktır. Ayrıca da unutmamakgerekir ki, Vakayi-i Mısriye'nin yayınlandığı Mısır, ne kadar geniş bircoğrafyayı ihva ederse etsin, onun valisi ne kadar güçlü ve gazeteninönemini kavramış olursa olsun, nihayet Mehmed Ali, Osmanlı valilerin-den bir vali, Mısır da Osmanlı vilayetlerinden bir vilayetti.

Vakayi-i Mısriye'yi, öncelikle Türkçe olarak keleme alınıp sonraArapça'ya çevrilen metinlerle birlikte Türkçe-Arapça basılması dolayı-sıyla, ilk Türkçe gazete olarak kabul etmek yerinde olacaktır. Çoğu defailk Türkçe gazete diye nitelendirdiğimiz Takvim-i Vekayi'in ondanfarkı ise, tamamıyla Türkçe olması yanında, günümüz Türkiye sınırlarıiçinde yayınlanmış olması ve Vakayi-i Mısriye'ye nisbetle çok daha kalıcıetki bırakmış olması dolayısıyladır. Nitekim Vakayi-i Mısriye daha son-ra bir dönem (16 Muharrem 1263-21 Z. hicce 1267/4 Ocak 1847-17Ekim 1851 arası) bütünüyle Türkçe olarak neşredilmiş, nihayet gaze-te tamamen Arapça olduğu gibi, Türk gazeteciliğinden ziyade Arap gaze-teciliğinin bir okulu olmuştur. Tahtavî, Hasan el-Attâr, Şihabuddin,Ahmed Faris eş-Şidyak, Muhammed Abduh v.b. hep Vakayi-i Mısriye'de görev üstlenmiş önemli Arap müellifleridir. Takvim-i Vekayi isegerçek Türk gazeteciliğinin en eski okulunu oluşturmuştur. Bununlabirlikte Mehmed Ali Paşa zamanında gazetenin esasını daima Türkçe bö-lümü oluşturmakta, Arapçalar bundan tercüme edilmekte idi. Bu sıradaTürkçe metinlerin Arapçaya yer yer kısaltılarak tercüme edildiğini söy-lemek mümkündür. Burada yeri gelmişken gazetenin iki dilde birdenyayınlanması üzerinde bir başka noktadan da duralım. Hedef belirli

Page 5: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

VEKAYÎ-İ MISRİYYE ÜZERÎNE BİRKAÇ SÖZ 2W

zümrelere ulaşmak olduğunda ve onlar da aynı dili konuşmadıklarındabu durumu, pratik bir çare olarak nitelemek mümkündür. Takvim-iVekayi'in çıkışında da benzer durum söz konusu edilmiş, gazetenin Türk-çe-Fransızca olması veya Rumca, Ermenice metinler ihtiva etmesi düşü-nülmüştür. Fakat sonuçta bundan vazgeçilerek, bir nüshasının tama-mıyla Türkçe, diğerinin de Fransızca olması kararlaştırılmış ve bu uygu-lanmıştır. Bunu müteakip ise Ermenice, Rumca, Arapça ve Farsça Tak-vim-i Vekayi nüshaları müstakil gazeteler şeklinde çıkarılmıştır. Vakayi-iMısriye'nin iki dilde yayınlanmış olmasının benzeri, 1865'lerden itibarenOsmanlı vilayetlerinden çıkarılan resmî vilayet gazetelerinde görülebilir.Bunlar bölgenin ihtiyacına göre biri Türkçe olmak üzere, iki, hatta üçdille yayınlanmışlardır. Bu münasebetle M. Ali Paşa'nın Vakayi-i Mıs-riye'de kullanılan dilin sade bir Türkçe olmasını özellikle arzu elmişolduğunu ve bu konuda ilgilileri uyarmaktan geri kalmadığını belirtelim.Aynı durumun Takvim-i Vekayi için de geçerli olduğunu ve II. Mahmud'un bu konuda Takvim-i Vekayi Nazırı Es'ad Efendi'yi uyardığını bili-yoruz. . . •

Vakayi-i Mısriye, içeriği itibariyle, gerek günümüz ve gerekse kendidöneminin Avrupa'smdaki resmî gazetelerden farklıydı. Zira onda birresmî gazetede bulunması doğal olan yasalar, divan kararları, çeşitlitalimatlar gibi idarî konularla ilgili yazılar yanında, çeşitli konulardamakaleler, özellikle haberler ve ilanlar bulunabiliyordu. Şüphesiz 1840'a kadar aynen, 1860'a kadar a da kısmen Takvim-i Vekayi'de gördüğü-müz bu durumun sebebi, ülkede söz konusu gazetelerden başka gazetebulunmamasıyla ilgilidir. Bununla birlikte Vakayi-i Mısriye'nin esasamacı, M. Ali Paşa'nın yaptıklarının ve yapacaklarının duyurulması,bu doğrultuda idarecileri yönlendirmekti. Bu nedenle de Vakayi-i Mıs-riye, kurucusunun özel ihtimamına muhatap olmakta idi. M. Ali Paşa,gazetenin her şeyiyle çok yakından ilgileniyordu. Müsveddelerini kont-rol ediyor, basıldıktan sonra da müsveddenin aynen neşredilip edilme-diğini araştırıyordu. Paşa, Vakayi-i Mısriye'nin hükümetin resmî gaze-tesi olması dolayısıyla, her türlü hatadan uzak kalmasını arzu ediyor-du. Abonelerine gazetenin düzenli gönderilmesinin teminini istiyor, bukonuda gerekli emirleri vermekten, uyarılar yapmaktan geri kalmıyordu.

İlk dönemde genelde haftada bir neşredildiğini belirttiğimiz gazete,her zaman bu düzenini koruyamamıştır. Nitekim ikinci sayısı ilkinden14, üçüncü ikinciden 20, dördüncü iki hafta, beşinci 11 gün sonra, altın-cı 8 gün, yedinci bir hafta, sekizinci ise 8 gün sonra çıktı. Bununla bir-likte arka arkaya bir haftada üç sayısının çıktığı da oluyordu.

Page 6: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

*?2 NESİMt YAZICI \ " .

Gazete ile çok yakından ilgilenen M. Ali Paşa, 1000 kuruştan yuka-rı maaş alan herkesin mecburî abone kaydedilmesini istemişti. Bizzatvaliye 5, oğlu İbrahim Paşa'ya 5, Kethüde Bey'e 3, diğer ileri gelenlere3'er, sair görevlilerle ulemaya da durumlarına göre birer Vakayi-i Mıs-riye gönderilecekti. Bu sırada gazetenin yıllık abone ücreti 77 kuruş11 para idi. Bununla birlikte mecburi abone kaydının ve bunun için be-lirlenen yıllık ücretin, gazetenin masraflarının karşılanması düşüncesin-den öteye, gelir temini gibi bir düşünceye bağlı olamayacağını da belirt-mek gerekir. Zira burada hedef gazetenin okunması ve bu# vasıta ile ida-recilerin yönlendirilmesidir. Nitekim ulemadan bazısına Vakayi-i Mısriyeücretsiz verildiği gibi, 1262 (1845-46) senesi hesaplarına bakıldığındaancak 1 kese 109 kuruş gibi cüz'î bir kâr elde edildiği görülür. (Ebu'l-Futûh Rıdvan, A.g.e., 274). Bu sırada abone kaydı suretiyle 1004 Va-kayi-i Mısriye satılmaktadır. Bununla birlikte mecburî abone kaydı usu-lü 5 Aralık 1852'de değiştirilmiştir. I. Abbas maaşı 1000 kuruşu geçen,fakat gazetenin ne demek olduğunu bilmeyen, okum.a-yazması olmayan-lara mecburî abone yoluyla Vakayi-i Mısriye'nin gönderilmesinin ma-nasızlığını ileri sürerek buna bir çözüm bulunmasını istiyordu. Ona göreVekilharç Hasan Ağa, Feyzullah Ağa v.b. ne gazete gönderilmesinin hiçbir kıymeti yoktu. Bundan sonra Vakayi-i Mısriye ancak Ferik, Mirmi-rân, Mirliva ve Miralay rütbesindekilere, yani onu anlayacaklara gön-derilecekti. Aynı konudaki Takvim-i Vekayi uygulamasının da Vakayi-iMısriye ile paralellik gösterdiğini ifade etmemiz gerekir. Takvim-i Ve-kayi'e mecburî abone kaydına ilk tepki Ocak 1862'de gazeteye yeni birdüzen verilmesi için kurulan ve Ahmed Cevdet Paşa'nm da içinde bu-lunduğu komisyondan gelmiştir. Fakat uygulama ancak Haziran 1868'de değiştirilebilmiştir. Bununla birlikte bunun da devamlı olamadığınıbelirtmek gerekir.

Vakayi-i Mısriye'nin esas olarak ülke içi hedeflenerek yayınlandığınıbiliyoruz. Bu durumda o, Mısır Paşa'smın gücünün ulaştığı bölgeleredağıtılmış olmalıdır ki, bunlar arasında Mısır haricinde, Sudan, Hicaz,Girit, Mora, Suriye, Lübnan ve Güneydoğu Anadolu'yu saymak müm-kündür. Osmanlı ülkesinin diğer yörelerine Vakayi-i Mısriye ne orandaulaşmıştır? Bu soruya kesin cevap vermek oldukça güçtür. Fakat hiçdeğilse belirli yerlere ulaştırıldığını, dönemin Osmanlı basınındaki bazıkayıtlardan öğrenebilmekteyiz. .

Vakayi-i Mısriye ilk çıkışından 535. sayısına (26 Safer 1249/15Haziran 1833) kadar M. Ali Paşa tarafından 1235/ 1819-20'de faaliyetegeçirilmiş olan meşhur Bulak Matbaası'nda basıldı.' Bundan sonra 12

Page 7: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

• VEKAYİ-t MİSRİYYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ %U

sene süreyle26 C. âhir 1261 / 3 Haziran 1845'e kadar kendisi için yaptı-rılan Kal'a Matbaasi'nda basılan gazete, bu tarihten itibaren tekrar ilkmatbaasında, yani Bulak Matbaası'nda basılmıştır (Basıldığı diğermatbaalar ve" tarihleri için bkz. H. Duman, Katalog, s. 441-442).

Vakayi-i Mısriye'nin gerek Türkçe kısmında ve gerekse Arapçakısmında veyahutta gazetenin yönetiminde, değişen zamanla birliktebirçok kişi görev yapmıştır. Bunların hepsini burada zikretme imkânı-mız bulunmamakla birlikte, hiç değilse ilk dönemdeki en önemlilerinihatırlamamız yerinde olacaktır. Sami Efendi ilk dönemde Vakayi-iMısriye Nazırı olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda ikinci sayı-sından itibaren Türkçe kısmında yazıyor. Onun Nazırlığı üç sene sonra19 Z. hicce 1247 / 21 Mayıs 1831'de bu görevden ayrılışına kadar sürüyor.Yerine Derviş Ahmed Efendi Nazır oldu. Onu takip edenler arasında Kâ-şif Efendi, Ahmed Efendi, Hasan Ratib Efendi, Sabri Efendi ve FatihEfendi bulunuyor. Aziz Efendi ilk sıralarda Türkçe Muharriri olarakgörev yapıyor.

Arapça bölümünde yazı işlerine kimin baktığı konusunda ihtilafedilmiştir. Bu mevzuda Hasan el-Attar, Rıfa'a Râfî et-Tahtavî ve Ah-med Faris eş-Şidyak isimleri ileri sürüldüyse de, İbrahim Abduh'unaraştırmalarına göre; Türkçe metinleri Arapça'ya tercüme edenlerin ba-şında Hoca Nasrullah (Nasrî) bulunmaktaydı. Kendisine yardım edenlerarasında Şihabuddin Muhammed b. İsmail ve Abdurrahman es-Safedîbulunuyordu.

Vakayi-i Mısriye gibi bir gazete konusunda yazılabilecekler bunlar-dan ibaret değilse de, biz bu kadarla yetinmek istiyoruz. Bununla bir-likte son olarak M. Ali Paşa'nın Vakayi-i Mısriye haricinde çıkarmışolduğu diğer gazetelerden de en kısa çizgileriyle bahsetmenin yararlıolacağını düşünüyoruz.

Osmanlı Devleti ile arası bozulan Mehmed Ali Paşa'nın orduları oğluİbrahim Paşa komutasında önce Suriye ve sonra da Güney Anadolu'yagirdiğinde, askerlik konusuna özellikle önem vermekte olan Paşa, orduy-la ilgili haberleri içeren bir Türkçe gazete çıkarmaya başladı. Ceride-iAskeriye adlı bu gazeteyi, daha sonra bizzat Osmanlı başkentinde görü-lecek olan Türkçe askerî süreli yayınların da ilki kabul etmek gerekir.

Vakayi-i Giridiye ise, Rum isyanını bastırmaktaki katkıları dolayı-sıyla Girit Valiliğinin M. Ali Paşa'ya verilmesi üzerine, Paşa tarafındanGirit'te girişilen ıslahatın bir parçası^oimak üzere çıkarılmıştır. Bununiçin öncelikle Hanya'da bir matbaa kurulmuştur. Ebu'l-Futûh Rıdvan'

Page 8: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

2 7 4 . • ' • • . - • ' • . - N E S İ M İ Y A Z I C I - . • , , / .

in Tarihu Matbaati Bulak adlı meşhur eserinde yer verdiği bir belge-ye göre (s. 368—9) bu matbaanın malzemesi ve biri Nazır Süleyman Usta,biri Makinaci ve üçü de diğer görevlerde olmak üzere beş kişilik kadro-su 18 Ekim 1830'da Hanya'ya ulaşmıştır. Bu tek kişinin çalıştırabilece-ği basit bir makinaydı. Aradan 6 ay geçince 29 Nisan 1831'de bir taşnas-kı makinası ilave edildi. Bunun için de 6 kişilik yeni bir kadro ilk grubailave edildi. Bunlar Bulak Matbaası'nda matbaacılığı öğrenmişlerdi, ilksayısının Aralık 1830 sonu veya Ocak 1831'de çıkarılmış olması gerektiğiaraştırmacı Orhan Kologlu tarafından ifade edilen Vakayi-i Giridiye,Türk Basın Tarihi'nde Türkçe kısımlar ihtiva eden ilk gazeteler arasın-da yer almış olması dolayısıyla önemlidir. Hanya'da Türkçe-Rumcaolarak yayınlanmış olan Vakayi-i Giridiye (Rumca Kritiki Efimeri)muhtemelen 1841'e kadar varlığını devam ettirmiştir.

Mehmed Ali Paşa'nın çıkardığı Meniteur Egyptien''den de buradakısaca bahsetmek yerinde olacaktır. Vakayi-i Mısriye içe dönük, yanidevlet görevlileri ve iç kamuoyu için yayın yaparken, bu sırada içindebulunulan durum, ülke dışına haber akışını da yönlendirmeyi gerektiri-yordu. Bu ise o sırada geçerli bir yabancı dille, Fransızca bir gazete çı-karmakla olabilirdi. Nitekim Osmanlı başkentinde bu konu daha iyideğerlendirilmiş ve 1 Kasım 1831'de ilk sayısı çıkan Takvim-i Vekayi'denhemen 4 gün sonra 5 Kasım'da onun Fransızca nüshası sayılabilecek LeMoniteur Ottoman çıkarılmıştır. Bu.gelişmeden M. Ali'nin ne ölçüde etki-lendiğini bilemiyorsak da, bir örnek olarak onun önünde bıdunduğunuve Ağustos 1833'te Le Moniteur Egyptien'in çıkarıldığını görüyoruz.Gazete Charles Turles'in yönetiminde idi. Fakat Le Moniteur Egyptien,Osmanlı Başkentinde Alexandre Blacque'm çıkardığı Moniteur Ottoman'in gördüğü ilgiyi göremedi ve bu ilk çıkışında 8 ay sonra Mart 1834'teyayınına ara verdi. Onun tekrar doğuşunu görmek için Hidiv İsmail(1863-1879) dönemini 1874'ü beklemek gerekecektir.

M. Ali'nin Mısır'da gazeteciliğin önemini kavrayıp, resmî gazetelerşeklinde süreli yayınlar çıkardığı sıralarda, Osmanlı başkentinde degazetecilik yavaş ta olsa gelişme gösteriyordu. 31 Temmuz 1840'da ilközel gazete Ceride-i Havadis çıkmış, bunu Agâh Efendi'nin Tercüman-ıAhvaTi (21 Ekim 1860) ve Şinasi'nin Tasvir-i Efkârh (27-28 Haziran1862) takip etmiştir. Bu arada ileride önemli görevler üstlenecek olanAhmed Faris eş-Şidyak'ın el-Cevâib'i (31 Mayıs 1861) ortaya çıktı. Dev-let desteğindeki bu gazete, Arapça idi ve zaman içerisinde bütün Arapbölgelerine ulaştırıldı. İşte bu gelişmelerin olduğu sıralarda, daha 1855'te Ceride-i Havadis idaresi, Kırım'da devam eden savaş dolayısıyla esas

Page 9: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

J ••

• <\ •'•."••.-, VEKAYİ-İ MISRİYYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ 275

gazete yanında Ruznâme adıyla ekler çıkarmaya başladı. Daha sonraRuznâme-i Ceride-i Havadis ismini alacak olan bu gazetenin, o sıradahaberin hızlı dağıtımının gereğini anlamak bakımından önemli bir iş-lev üstlenmiş olduğunu biliyoruz. Nihayet benzer durum Mısır'da dagörüldü ve Mısır gazetesi Vakayi-i Mısriye yayınlanmaya devam eder-ken, daha geniş çevrelere hızlı bir biçimde ulaşılmak üzere Ruznâme-iVakayi-i Mısriye adıyla yeni bir gazete yayınlanmaya başladı. Hidivebağlı olmakla birlikte, özel bir durumu olan bu gazetenin 9 Şubat 1863'te ilk sayısı çıkarıldı. İstanbul ve Anadolu'nun muhtelif yerlerine bugazete ulaştırılmakta idi. Bazı istanbul ve vilayet gazeteleri de ondanalıntılar yapmakta idiler. Önce Rüştü Bey tarafından çıkarılan bu ga-zete, daha sonra Ahmed Hayri Bey tarafından çıkarıldı.

Vakayi-i Mısriye ile başlamış olan Mısır'daki gazetesilik ve Türkçebasının durumu, Mehmed Ali Paşa ve onun hemen sonrasında kısaca buşekilde idi.

• ' - Seçilmiş Bibliyografya -

1. Filip di Tarrazi, Tarihu's-Sıhafeti'l-Arabiye, Beyrut, 1913, c, I.

2. Edip Mürüvve, es-Sıhafetü'I-Arabiye (Neş'etühâ ve Tatavvuruhâ),Beyrut, 1961.

3. İbrahim Abduh, Tatavvuru's-Sıhafeti'l-Mısriye (1798-1951), Ka-hire, 1951.

4. İbrahim Abduh, Tarihu Vakayii'l-Mısriye, Kahire, 1983.

5. Ebu'l-Futûh Rıdvan, Tarihu Matbaati Bulak, Kahire, 1953.

6. Orhan Koloğlu, İlk Gazete İlk Polemik, Vakayi-i Mısriye'nin öyküsüve Takvim-i Vekayi ile Tartışması, Ankara, 1989.

7. Orhan Koloğlu, Basımevi ve Basının Gecikme Sebepleri ve Sonuç-ları, İstanbul, 1987.

8. Nesimi Yazıcı, Takvim-i Vekayi "Belgeler", Ankara, 1983.

9. Clement Huart, Arap ve İslâm Edebiyatı, çev: Cemal Sezgin, An-kara, Tarihsiz. •

10. M. Hartmann, Matbuat, Î.A., VII, 362-366.

11. Orhan Klloğlu, İlk Türkçe Gazete Vakayi-i Mısriye, Tarih ve Top-lum, s. 58 (İstanbul Ekim 1988), s. 201-204.

12. Orhan Koloğlu, Giıit'de Türkçe Basın, Tarih ve Toplum, s. 48 (İs-tanbul Aralık 1987), s. 9-12.

13. Hasan Duman, İstanbul Kütüphaneleri Arap Harfli Süreli. Yayınlar Katalogu 1828-1928, İstanbul, 1986.

Page 10: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

276 •' ^ .'• N E S Î M t Y A Z I C I • ! '.

EK: I VAKAYİ-I MISRİYE'NİN MUKADDİMESİ

Cevâhir-i tahmîd-i hüdâ senâ-rû zevâhir-i tasliye-i sultân-ı enbiyaisâr kılındıktan sonra malum olaki nüsha-i matbûa-i âlemde nakış-ze-de-i sufûf-ı sutûr olan nev'-i benî Ademin bi't-tab' temeddün ve içtimave i'tilâf ve ihtilâflarından neş'et iden harekât ü sekenât ve yekdiğereihtiyaç iktizasıyla vaki olan muâşerât ve muamelâtlarının meânî-i ve-kâyi ve mebâni-i mevâkıını zabt ve tahrir ile miyanelerinde nev-be-nevneşr olunarak mizâc-ı vakte vâkıf ve keyfiyet-i hâle arif olmaları ez-hercihet tebeh ve ibrete badî ve be-her suret-i ikan ve tebşire m.üeddî birhalet idügi nûr-âver-i mir'ât-ı kulûb-ı uli'l-elbâbdır Siyyemâ hıtta-iMısır-ı feridu'l-asrın mesâlih-i ziraat ve hırâset ve envâ-ı sanayi ve hır-fet mevâddmdan serzede-i zuhur olan fetk-i retk-i umuru bi'1-muâyenemûcib-i refah ve rehâ olacak esbâb-ı mümkinenin istihsâline sa'y u gû-şiş ve mûris-i zarar-gezend olan keyfiyâttan ictinâb ve ihtiraza cehd veverziş-i sermâye-i nizâm ve intizâm-ı imâret-i kura vu bilâd ve medâr-ıvâye-i asayiş ve râhat-ı ahalî ve ibâd olduğundan fikr ü tedabbürü in-tizâm-ı imâret-i kura ve bilâda sarf ve re'y ve reviyyeti refâhiyyet verâhat-ı fukarâ-yı ibâda vakf olagelen âsaf-ı merhamet-mutad efendimi-zin Curnal Divanının vaz' ve tesisinden murâd-ı nıa'delet-itiyâd-ı dâ-verâneleri ekâlim-i Mısriye memurları marifetleriyle hasbe'l-maslahamenâfi' ve mazârra dair kaleme alınan hususât-ı vakıa Curnal Divanınagelmek ve ol divanda tenkiye ve tenkîh kılınmak ve kaide hâsıl olacaksurete konulmak ve iktiza idenlere neşr olunub her bir maslahatta gö-rünen menfaat ve mazarrat memurların malumları olarak mûcib-i nefolanı intihâb ve müstelzim-i dârr olandan ictinâb olunmak suretleri olubbu irade-i hayriye-i hidivî bu ana kadar Curnal Divanında oldukça icraolunmakta ise de lâyıkıyla neşr ü ilân olunması ve meclis-i dâverîdemüzakere olunan ve Divân-ı Hidivîde ru'yet kılınan hususât ve Hicazve Sudan vilâyetlerinden vesâir etraf ve eknâftan gelen ahbâr ve âsârdahî kaleme alınub zikr olunan vakâyi-i matbuaya ilâve kılınması mak-sûd olan fevâid-i hasenenin hüsn-i husulüne badî ve memurîn-i izamvesâir hükkâm-ı zevi'l-ihtirâmın muvâfık-ı maslahat olan sunûf-ı umu-ra aşinalığa müeddî olacağı vazıh olduğu zam>r-i ilham-semîr-i hazret-idâverîye lâyıh olub tab' ve temsil ile tenşîrine emr ü iradeleri sânih ol-duğundan müstaînen billâhi'1-muîn tab' ve temsile mübaşeret olunmuşve Vakâyi-i Mısriye nâmıyla isim ve şöhret verilmiştir ve billâhi't-tev-fîk. . . .

Page 11: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

VEKAYÎ-İ MİSRİYYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ 277

iT-H,

t "

'• J£IJAIU

E k - I IVekayi-i Mısriyye'niu İlk Sayısı

Page 12: VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Dr. YAZICI* · 2016. 4. 12. · VAKAYİ-İ MISRİYE ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ Doç. Dr. Nesimi YAZICI* Bugün sınırlarımız dışında

2Î8 NESİMİ YAZICI

' . ' • • • • - ' "

mmmmmmmİ^IİİİİÜİI

MamımmıwsmmmIBSİİIIIİİBİİSS

BüiiHiiİiÜiWKKm

ݧİ>

gfcSîSJ!«İŞİSBİ5

«»İS

pil

mm

mm

» is«ife

mmms*teΫB

Üiİiliii

m-mi

mm

İSİMa

•Siİ

Ü İ

Ek- JJJVekayi-i Misriyye'nin Başlıklarından Örnekler