52
SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝ SEZGÝ DÝLÝNÝ ÖÐRENMEK GEREK AÐUSTOS 2014 Sayý: 548 Fiyat: 7 TL

SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SHASTA, Yaz Iþýðý KonferansýORB FENOMENÝ SEZGÝ DÝLÝNÝ ÖÐRENMEK GEREK

AÐUSTOS 2014 Sayý: 548 Fiyat: 7 TL

Page 2: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü:Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

0535 4554223 - 0549 7220248

Yönetim Yeri:Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap.

No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst.

Baský:Hedef Dijital Baský

Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

Fiyatý: 7 TLYýllýk Abone: 80TLYurt Dýþý: 100 TL

Cilt: 46 Sayý: 548 Aðustos 2014

Sezgi Dilini Öðrenmek Gerek ............. 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Yalanla Yaþayanlar ve Hz. Hûd ............................................... 7Ahmet Kayserilioðlu

Aklýn Özgürlüðü ................................ 13Güngör Özyiðit

Deniz Bitiyor ...................................... 19Cem Gürdeniz (Aydýnlýk’tan)

Antik Helenlerde Kitap ...................... 22 (Kitap Yakan Ýnsan da Yakar)Yalçýn Kaya

“Bir Hristiyan Masalý” ......................... 27 (Kitap Tanýtýmý)Seyhun Güleçyüz

Orb Fenomeni ................................... 34

Yalan - II ............................................ 39Çeviren: Nelda Bayraktar

Shasta, Yaz Iþýðý Konferansý........................... 43(Canlý Kryon Celsesi)

Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org

adreslerinden ziyaret edebilirsiniz

ÝÇÝNDEKÝLER

Page 3: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

1

Sevgili DostlarBir keresinde denmiþti ki bize: “Sabýrlý ve istekli olanlar için hiçbir

zorluk yoktur... Yalnýz siz, o gülyüzlüler gibi üstün ahlâkýn yücelik-lerine ulaþýnýz...” Sonra bir yerde yine eklenmiþti: “Siz varolanlarýnþüphesiz ki, en mükemmelisiniz. Güzellik sizin þeklinizde deðil,aklýnýzda ve ahlâkýnýzdadýr. Ahlâký en iyi olan, kötülüklerin herçeþidinden korkandýr” Bu iki prensip bize her zaman yön göstermiþ,Bizi Sevgisinden Vareden’in bizden nasýl bir ahlâk istediðinibildirmiþtir. Bunun içinde insan ayýrýmý yoktur, bunun içinde cinsayýrýmý yoktur, bunun içinde cinsellikle ilgili bir gönderme yoktur.Bunun içinde doðru ve yanlýþ ayýrýmý bile yoktur. Sadece iyilik veonun çeþitleri, kötülük ve onun çeþitleri vardýr. Düþüncelerini üstünbilgiler yönünde eðitip geliþtiren kiþilerin þimdi ahlâk adýna, dinadýna ve hattâ maalesef Allah adýna yapýlanlarý sindirmeleri, doðrubildikleri adýna sabýrlý olmalarý gittikçe güçleþmektedir. Ama ne den-miþti? Sabýrlý ve istekli olanlar için hiçbir zorluk yoktu. ÖyleyseGülyüzlüler’in hayatlarýný tek tek incelemeli, onlarýn her türlü insanve davranýþ karþýsýnda nasýl hareket ettiklerini, neden ve ne uðrunasabrettiklerini, neden durmadan inandýðýný vermeye çalýþtýklarýnýanlamaya çalýþmalýyýz. Onlarýn Yaradan’la iliþkilerindeki temel nok-talarý bulmaya çalýþmalýyýz. Fikren de olsa onlarýn dünyalarýna birkez adým atmak bile bizi bambaþka bir insan haline getirecektir.Onlarýn gülyüzlü, yani peygamber oluþlarý, onlarý örnek almayönünde bizi durdurmamalýdýr. Zaten bilgi verirken ayný zamandaörnek olmak için de gelmiþlerdir. Hz. Muhammed için söylenen“Emrolunduðun gibi ol!” sözü onun þahsýnda hepimiz için söylen-miþtir. O halde ahlâklý olmak için birilerinin din adýna, töreler adýnasöylediklerini benimsemek, yapamadýðýmýz için suçluluk duymakyerine, O’nun gerçek sözlerine ve gülyüzlülerinin zamanlar üstüyaþamlarýna eðilmeliyiz. O zaman kin, nefret, ölüm ve gözyaþý yerineyavaþ yavaþ özlediðimiz düzenin taþlarýný yerleþtirebiliriz.

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin Sevgilerimizle

SEVGÝ DÜNYASI

Page 4: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI2

Sezgi Dilini Öðrenmek Gerek

Dr. Refet Kayserilioðlu

Sezgi dilini herkesöðrenebilir ve öðrenmesigereklidir. Sezginin bilgi, tecrübe vedüþünce ile yakýn iliþkisivardýr.

Sezgi düþüncenin ulaþa-madýðý bölgeden gelen birhaberdir. O haberi alabilmek içindüþünceyi ulaþabileceðiyere kadar götürmekgerekir.

Page 5: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

3SEVGÝ DÜNYASI

aktiyle bilgili birkýlavuz, yanýndakigezginle birlikte

bir yoldan bir yere gidiyor-lardý. Yoldaki izlere bakankýlavuz: "Buradan üstündegenç bir sürücüsü olan, saðgözü kör, sað arka ayaðýtopal ve sol diþleri noksan,yaþlýca bir deve geçmiþ"dedi. Gezgin hayret vemerakla sordu: "Dostum,haydi ayak izlerinebakarak buradan birdevenin geçtiðini söyledin.Ama bu devenin arka saðayaðýnýn topal olduðununereden bildin? Ya saðgözünün kör, sol diþlerininnoksan olduðunu nasýlsöyleyebilirsin? Ve görme-den devenin yaþlýolduðunu nasýl iddia ede-bildin? Hele üstündekisürücünün genç bir adamolduðunu söyeleyebilmeniçin, senin gizlilikleri bilenbir kâhin olman gerekir."

Kýlavuz kendinden vebildiðinden emin birifadeyle: "Bu deveye ilkkonakta yetiþeceðimizitahmin ederim. Sözlerimindoðruluðunu görürsün"dedi ve gülümsedi.Gezgin meraklý ve þüphecibakýþlarla baktý. Belki odeveyi daha önce gör-müþtür þimdi bana bilgiç-lik taslýyor diye düþündü.

Ayak izlerine bakýlarak bukadar bilgi verilebilirmiydi? Yoksa bu adamdatelepati veya durugörü gibibir yetenek mi vardý?

Bu tereddütler içinde birsüre yol aldýlar, baþkakonulara daldýlar. Birzaman sonra bir konakla-ma yerine vardýlar. Oradakýlavuzun tarif ettiðideveyi ve genç sürücüsünübuldular. Deve de,sürücüsü de bu yöreye ilkkez geliyorlardý ve bizimkýlavuza hiç rastla-mamýþlardý önceden.Gezginin hayreti arttý,þüpheleri kayboldu vemerakla sordu: "Siz nasýlbilebildiniz bunca ayrýn-týyý?"

Kýlavuz nasýl bilebildiði-ni, daha doðru bir deyimlenasýl sezebildiðini þöyleanlatmaya baþladý: "Budevenin sað arka ayaðýnýntopal olduðunu, o ayaðýnizlerinin yarým olmasýndananladým. Sað gözünün körolduðunu yolun hep solunakaçmasýndan, sol diþlerininolmayýþýný, otlarý ýsýrýrkenhep sol tarafa isabet eden-lerin iyi kopmamasýndansezinledim. Devenin yaþlýolmasýný, bu kadarsakatlýðýn ancak yaþlý birdevede olacaðýndan

çýkardým. Üstündekisürücünün gençliðini de,bu denli yaþlý ve sakatdeveyi hep yolun ortsýnaçekmeye ve hýzlý yürüt-meye çalýþmasýndan tah-min ettim."

Böyle küçük delillerle bukadar çok çok doðru sonu-ca ulaþabilmek için çoktecrübeli, çok bilgili veçok düþünen olmakgerekirdi. Burada kýlavuzküçük ipuçlarýna tutu-narak, tecrübelerinin ve ogüne kadar edindiði bilgi-lerin yardýmýyla doðruvargýlara ulaþabilmiþti.Elbette delilleri deðer-lendirmiþ, onlar üzerindedüþünmüþtü. Ama vardýðýsonuçlar düþünce alanýndýþýna taþmýþtý. Kendisinasýl sonuca vardýðýnýolaðan bir þey gibi açýk-lamýþtýr ama bunlardüþünerek varýlacaksonuçlar deðildir yalnýzca.Ýþin içine sezgi de gir-miþtir. Öyleyse sezgi,düþüncenin ulaþamadýðýgerçekleri yakalayabilmekyeteneðidir.

Sözlüklerde sezgi için þutarif yapýlmaktadýr: "Aklýnyardýmý olmadan gerçeðindoðrudan görülmesidir."Aslýnda bu tarif tam doðrudeðildir. Aklýn yardýmý hiç

V

Page 6: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

olmuyor deðil, bir yerekadar oluyor. Bilgi vetecrübelerin de yardýmýoluyor. Ama sezgi,düþünceyle varýlan mantýkîbir sonuç deðildir. Öylesezgiler vardýr ki, mantýðave düþünceye aykýrý gibigörünür ama sezen kiþionlarýn doðruluðunu bir içbilgiyle hisseder. Baþýnabir kazanýn veya olayýngeleceðini sezen ve bununsýkýntýsýný duyan kiþilervardýr. Sezgilerinin doðruçýktýðýný bir çok tecrübeleronlara göstermiþtir. Veonlar kuvvetle iddia eder-ler. Ama burada bazývehim ve kuruntularý ya daakýl hastalýðý nedeniylealdýklarý yanlýþ mesajlarýdoðru sananlarý ayýrtetmek gerekir.

Sezginin Ýngilizce karþý-lýðý "perception", Fran-sýzca ve Ýngilizce diðer birkarþýlýðý da "intuition" dýr.Osmanlýca karþýlýðý ise"tahaddüs" tür. Bunlarýyazmam, sezginin ilhamlakarýþtýrýlmasýný önlemekiçindir. Ýlham (esin)Ýngilizce ve Fransýzcasý"inspiration". Kelimelerinanlamlarýný iyicebelirtmeden berrak birsonuca varmak zor olur.

Sezgiyi tek doðru olarakkabul eden felsefe ekolü

vardýr: Sezgicilik(Intuitionism). H.Bergsonsezgicilik ekolünün baþlýcatemsilcisidir. Onlara göresezgi, mantýksal akýl yürüt-meye baþvurmaksýzýngerçeði doðrudan kavramayeteneðidir. Sezgiyle endoðru sonuçlara varýlabilirdiyorlar. Onlara karþý olan-larsa, sezginin bir araþtýr-ma metodu olamayacaðýnýsöylüyorlar. Son devirdüþünürleri ise: "Gerçeðibirdenbire kavramayeteneði, aslýnda tecrübeve bilgilerin insandabirikmesi sonucu olmak-tadýr" demektedirler.

SEZGÝ GEREKLÝ MÝDÝR?

Sezgi, yükselme yolun-daki insanýn önünü aydýn-latan bir fener gibidir. Ofener olmadan insan çokyanlýþ yollara sapabilir veçok yanlýþ iþler yapabilir.Sezgi, bilmekten, kesinolarak doðruluðuna kaniolmaktan önceki ilkadýmdýr. Bir þeyin varlýðýönce sezilir, sonra bilinir. 5duyu organýmýzla algýlaya-madýðýmýz bazý þeylerisezgi yardýmýyla hisseder,ona göre önlemler alýrýz.Sezgi bize bir þeylerin var-lýðýný hissettirir ve bizi oyönde araþtýrmalarayöneltir. Ýnanca vara-

bilmek için de önce sezgigerekir. Sonra düþüncelerve araþtýrmalarla inanýla-cak þeyin doðruluðugörülür. Ýnanca, þüphetünelinden geçilerekvarýlýr. Þüphe kiþiyi düþün-meye yöneltince gerçeklerönce sezilmeye baþlanýr.Deliller çoðaldýkça, sezgi-lerin doðruluðu ortaya çýk-týkça, o konuda bir inançdoðmaya baþlar. Ýþte busebepten sezgi, inanmanýnda, bilmenin de öncüsüdür.Bu açýklamalar eþliðindesezgiye, bulanýk bir bilme,tam berrak olmayan birbilme de diyebiliriz. Yahutda ispatlanmamýþ birbilmedir.

Sezgi, ilmi araþtýrmalar-da çok önemlidir.Araþtýrmacý, gerçeðin neve nerede olduðunu sezerönceden, sonra o yöndeyürümeye baþlar. Sezgi birsanat eseri meydanagetirenlerin de en büyükyardýmcýsýdýr. Sezgiyöneticilerin, liderlerin vekumandanlarýn baþarýlýolmalarýnda en büyük et-kendir. Sezgi sahibi olanliderler ve komutanlardaima büyük olmuþlardýr.Bunu Atatürk'ün kendiifadelerinde de görmekmümkündür. Bir günAtatürk'e gücünün vebaþarýsýnýn sýrrý sorul-

SEVGÝ DÜNYASI4

Page 7: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

duðunda, "durur,durur din-lerim" demiþtir. Fazladüþünmeye ve araþtýrmayaimkân olmayan durumlar-da, verilmesi gereken anikararlarda kiþiye sezgisiyardým eder.

SEZGÝ NASIL OLUÞUR?

Bir bilginin veya birgerçeðin akla veya ruhadoðuvermesi nasýl olur?Bunu hazýrlayan ve kolay-laþtýran etkenler nelerdir?Sezgi herkeste neden farklýderecelerdedir? Bu birAllah vergisi midir?Görüyoruz ki sezgi çocuk-larda hattâ hayvanlarda davardýr. Bir hayvan kimindost kimin düþmanolduðunu çoðu kez sezin-ler. Küçük bir bebek dekendisini sevenlerinkucaðýna atýlýr.

Sezgi, geliþmiþ, bilgisinive tecrübesini arttýrmýþkimselerde daha çoktur vedaha büyüktür. Öyleysesezginin bilgi ve tecrübeile yakýn iliþkisi vardýr.Ayrýca sezginin akýl,düþünce ve tahayyüllerlede ilgisi büyüktür.Düþünen, bir olayý veyabir iþi zihninde yaþayankiþiye gelecek sezgilerelbette daha büyüktür.Demek ki bilginin,

tecrübenin ve düþünmeninsezgiyi hazýrladýðý vekolaylaþtýrdýðý bir gerçek-tir. Sezgi doðuþtan gelenbir yetenek olabilir. Ama oda geçmiþ hayatlarýmýzdaedindiðimiz bilgi ve tecrü-belerden güç almaktadýr.Aklýn temeli de bilgi vetecrübelerdir. SezgiAllah'ýn iltimasla verdiðibir yetenek deðildir. Sezgiyeteneðini herkes geliþtire-bilir ve sezgi dilini herkesöðrenebilir. Sezgininherkeste farklý olmasýnýnsebebi, kiþilerin farklý bilgive tecrübelere sahipoluþlarýna baðlý olduðugibi, bazýlarýnýn daha çokaraþtýran, daha çok bul-maya çalýþan ve daha çokdüþünen olmalarýdýr.

Bir sezgiyi alan þahýsyolun yarýsýný, bazen deyarýdan daha fazlasýnýkendi çabasýylayürümüþtür. Yürüyemediðikýsýmlarda sezgi onunyardýmýna gelmektedir.Sezgi düþünce yordamýylayolu bulma iþlemidir. Nasýlkaranlýkta el yordamýylayol bulursak, bilinmeyenalanda da düþünce yor-damýyla ile doðrularý bula-biliriz. Yalnýz hemenbelirtmeliyim ki, sezgimantýklý bir düþünce veakýl yürütme sonucuvarýlan bir vargý ve karar

deðildir. Aksinedüþüncenin ulaþamadýðýbölgeden gelen bir ha-berdir. Ama o haberi ala-bilmek için düþüncemiziulaþabileceðimiz yerekadar götürmemiz gerek-mektedir. BizimCelselerimiz'de bu çokkýsa bir cümleyle çokgüzel belirtilmiþtir:"Düþünen insana yardýmcýçoktur." Bu yardýmcýlarinsanlar, bedensiz varlýklarolabildiði gibi olaylar daolabilir. Çünkü yaþam, var-lýklar ve olaylar bir zin-cirin halkalarý gibi bir-birine baðlýdýrlar. Zincirinbir halkasýna sýký tutunun-ca ondan sonra gelenlersize kendini belli etmeyebaþlar. Yaþamý, varlýklarýve olaylarý iyi bilmek,onlar arasýndaki baðlantýve iliþkileri iyi görmek,görmediklerimizi bize bul-durmada büyük yardým-cýdýr.

ÝLHAM, SEZGÝ VE RUHÝ ALIÞLAR

Sezgi, ruhun ve aklýndilidir. Sezgiyi akýl ve ruhalýr. Öyleyse sezgiyleilhamýn benzerliði veayrýlýðý nedir? Kanaatimegöre ilham (esin), habercirüya, içe doðma sezginindaha ileri bir safhasýdýr.Ýlhamda bir bildirme söz

5SEVGÝ DÜNYASI

Page 8: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

konusudur. Bize yardýmeden ruhsal bir varlýðýnyardýmý, bir mesajýdýr. Bel-ki de bizim aracýlýðýmýzlainsanlýða bir yardýmdýr.Bunun bir medyumun bilgiiletmesinden hiç farký yok-tur. Ruhsal alýþlar isetelepati, durugörü, duruiþi-ti, radyestezi, psikometrive telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzünaldýðý ve beyne bildirdiðihaberlerdir. Bunlarý dasezginin bir ileri þekliolarak yorumlayabiliriz.Aradaki fark, sezgide bilgi,tecrübe ve düþüncelerlegerçeklere bir el uzatmavardýr. Ruhsal alýþlarda ise,ruhsal yeteneklerin vealýcýlýðýn bir geliþmesi sözkonusudur.

YANLIÞ SEZGÝ OLABÝLÝR MÝ?

Elbette olabilir. Busebeple aldýðýmýzsezgilerin doðru-luðunu mutlakaaraþtýrmak gerekir.Yanlýþ sezgi, eksikbilgi ve tecrübeleri-mizden olabildiðigibi, etraflý ve derindüþünmeden acelekarar vermemizdende olabilir. Yolunyarýsýný veya dahafazlasýný biz alýyo-ruz, gerisini ise sezgitamamlar demiþtim.

Yürüdüðümüz yarý yan-lýþsa, ondan sonrakisezgiler de yanlýþ olacakdemektir. Onun içindüþüncelerimizin, bilgile-rimizin doðruluðunu herzaman araþtýrmamýz, tecrü-belerle doðrulamamýzgerekir.

Akýl hastalarý ise, onlarýetkisinde bulunduran(obsede eden) geri ruhlarýngönderdiði bilgileridevamlý olarak alýrlar vebunlarýn doðruluðunu irde-lemeden inanýrlar. Hattâonlardan gelen bu direk-tifleri aynen uygulamayakalkarlar. Bunlarýn aldýk-larýný sezgiyle asla karýþtýr-mamak lâzýmdýr.

SEZGÝ NASILGELÝÞÝR?

Sezgi dilini öðrenmekisteyen kimseler her olaya,her rüyaya, her fikre veher kiþiye çok dikkatetmelidir. Her tecrübedenve geçirilen her kazadan,belâdan, her yapýlanhatadan alýnacak dersleriiyice almalý, bunlarýnnedenlerini araþtýrmalýdýr-lar. Nedenlerle sonuçlararasýndaki baðlarý görmeyebaþlayan kiþi sezgi kanal-larýný da açmaya baþlamýþdemektir. Öðrenmek, bilgiedinmek, edinilen bilgileridenemek, uygulamak vevarýlan sonuçlarý etraflý birþekilde düþünerek deðer-lendirmek sezgileri arttýrýr.

Araþtýrýcý ve inceleyicibir düþünce, insana yenibilgilerin, üstün bilgilerinyolunu açar. Sezgiler araþ-týrýlýp, uygulanýp doðrulu-ðu kanýtlanýnca bizim içindenenmiþ bilgiler olurlarve onlar yeni sezgilerebasamak teþkil ederler.

Evet sezgi, içimizedoðuveren, aklýmýza geli-veren bilgilerdir. Amaonlarýn gelivermesi vedoðuvermesi, bizim öncekiçalýþma, araþtýrma, öðren-me ve düþünmelerimizebaðlýdýr.

SEVGÝ DÜNYASI6

Resim: “Aziz Matthew’un Ýlham Almasý” Caravaggio (1602).

Page 9: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI7

GÖSTERÝÞ ÝÇÝN NAMAZ KILANLAR

Yedi âyetlik çok kýsa bir sûre olmasý-na raðmen, Prof. Dr. Yaþar Nuri ÖztürkKuran'daki Mâûn Sûresi üzerine kocabir kitap yayýnladý. Amacý açýk: Diniyalanlayanlarýn Yaradan tarafýndanortaya açýkca konmuþ yaþam biçimleri-ni, davranýþlarýný gözler önüne sermek.Dini yalanlayanlar denince insanýn aklý-na ilk ön; sözleriyle, yazýlarýyla tümpeygamberleri ve onlarýn vahiyle aldýk-larý mesajlarý, kitaplarý inkâr edenlergelir öyle deðil mi?.. Ama söz konususureyi okuyunca, Yaradan'ýn öyle sözler,yazýlar üzerinde durmayýp, davra-nýþlarýmýza göre bizleri yargýladýðý açýk-ca anlaþýlmaktadýr. Çünkü namazkýldýklarý halde, hem de baþkalarýnýngözüne soka soka ibadetlerinisergiledikleri halde, Mâûn sûresindeyine de birçoklarýnýn Yaradan tarafýn-dan dini yalanlamakta suçlandýklarýnýgörmekteyiz. Ýþte Prof. Öztürk'ünçevirisinden o sûre:

** "Gördün mü o, dini yalan sayaný?Ýþte odur yetimi itip kakan!.. Yoksuludoyurmayý özendirmez o. Vay haline onamaz kýlanlarýn ki, namazlarýndangaflet içindedir onlar! Riyaya sapan-lardýr onlar / gösteriþ yaparlar. Ve onlarkamu hakkýna/ yardýma/ zekâta/ iyiliðeengel olurlar."

Mâûn sûresinde sözleriyle çok dindargöründükleri halde, dini yalanlayanlar-dan söz edilir. Zamanýmýzdan çok öncesadece davranýþlarýyla deðil sözleriylede Allah'ýn dinini yalanlayan putpe-restler çoðunluktaydý.

Yaradan'ýn doðru, ahlâklý yaþamakurallarýnýn çiðnendiði, her tarafýnyalanlar, yanlýþlar, zulümlerle doluolduðu bir beldede, dönemin gülyüzlüpeygamberi onlarý Allah'ýn doðru yolun-dan çýktýklarý için lânetliyordu. Bu lânetatalarýnýn tek Allah'a inanýp, O'nunbuyruklarýna göre yaþadýklarý adaletlidüzenleri adým adým unutan toplumlarý-na idi. Yüce Allah'ýn hiçbir devirde

Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

Gülyüzlülerden Ýbretler: 9

Yalanla Yaþayanlar ve Hz. Hûd

Page 10: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI8

deðiþmeyen ahlâk kurallarýný terkeden-lereydi. Onun yerine kendi elleriyleözene bezene yaptýklarý putlara tapan,türlü hüner ve çýkarla ortaya koyduklarýfesat ve kinleri din diye nesilden nesileaktaran toplumlarda, düzen diye, adaletdiye birþey söz konusu olabilir miydi?Bunun yerine egolarýna göre yaþayan,maddeye ve servete kulluk eden yalancý,dedikoducu, ayrýmcý, iftiracý, rüþvet vehaksýz mal edinenlerin her tarafý sardýðý,adaletin yerlerde süründüðü, zalim birtoplum resmi ortaya çýkýyordu. Amatarih þahittir ki, böyle toplumlarda bile,tek tük de olsa bu gidiþattan yürekleriyanan, çýkýþ yolu bulmak için tenhalar-da derin düþüncelere dalan iyi gönüllübireyler de yaþamamýþ deðildi. Toplum-larý tarafýndan ayrýksý, iþe yaramaz hattâbiraz da "deli midir nedir" diye garipse-nen bu kiþilerdir ki, çaresizliklerinin en

dibine vurduklarý bir anda Rab'leritarafýndan peygamber olarak görev-lendirilmiþlerdir. Bizim Celselerimizdebundan ne güzel söz edilir, tekrar hatýr-layalým:

"Önceki gülyüzlüler önce varedildi-ler ve onlar ne için varolduklarýný birzaman bilmediler. Yaþadýlar olaylariçinde ve sizi üzerinde rahatçadolaþtýranýn üstünde gezindiler. Sonragözlerini açýp baktýlar etraflarýna bite-viye. Onlarý ürküten, onlarý korkutan,onlara yanlýþ gelen vardý çok, heryerde ve herkes onlardan uzakta idi,onlarýn içlerinden bildiklerinden.Sonra uzun bir müddet düþünceyevardýlar, etraflarý için hayýr aradýlar.Kendilerini düþünceye verdiler, bek-lediler, beklediler... Bir zaman geldi,artýk düþündüklerinden, O'na, her yer-leri ve her yönleri ile açýk oldular. Ýþteo zaman vermek için aldýlar, aldýlar,aldýlar... Her güçlüðe göðüs gerip yal-nýz verdiler."

EÞSÝZ BÝR BELDEDE YAÞAYAN ÂD KAVMÝ

Nuh Tufanýn üzerinden epeyce yüzyýl-lar geçmiþti. Kuran'da Âd diye anýlanbir kavim tufandan kurtulanlarýn ve Nuhailesinin neslinden türemiþ ve çoðalmýþinsanlardan oluþuyordu. Tanrý'nýn binbirbereketle donattýðý, Kuran'da "Ahkaf"diye anýlan Arap Yarýmadasýnýn engüneyindeki bir bölgeye yerleþmiþlerdi.Umman denizi, Aden ve Umman kör-fezleri arasýnda, denize yüzlerce kilo-metre sahili olan; baðlar, bahçeler,

Page 11: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI9

ýrmaklarla dolu, þimdi Yemen diyebildiðimiz bu coðrafyada yaþamak nekadar da keyifliydi. Þiirlere, mesellerekonu olmuþ ünlü Ýrem baðlarý, bahçelerionlarýn eseriydi. Sütunlar üzerine kur-duklarý yüksek binalarda refah içindebir ömür sürüyorlardý. Kuran da bunlarýaynen onaylar:

** "Görmedin mi, ne yaptý Rabbin Âdkavmine, sütunlarla dolu Ýrem'e. Kibeldeler içinde onun benzeri yaratýl-mamýþtý..." (89/6-8)

Sanki Bizim Celselerimizde sözü edi-len þu beldeye çok da uyan bir yer orasý:

"Hani bir zaman, bir yerde o denizkenarýndaki ülkede her þeyin en güzelivardý ya. Hani insanlar son derecemutlu, Güneþ altýnda hür, neþeiçindeydiler ya. Ýþte bu rahatlýk onlarýzaman içinde yanlýþ düþünceye itti de,birbiri aralarýnda kýskançlýk hasýloldu. Ve onlar bu kýskançlýk yüzündenyalan söylemeye baþladýlar. Sonlarýkapkaranlýk, kupkuru günler oldubiliyorsunuz. Öyleyse siz o günlere var-mamak için hayýrla çalýþýnýz..."

Âd insanlarý boylu poslu, güçlükuvvetli bir nesil olduklarý için, komþukavimlerden de pek çok esir devþir-miþlerdi. Az çalýþarak günlerini günetmenin tadýyla mutlu, mesut yaþamakiçin her þeyleri mevcut. Kendilerini bili-me, sanata, edebiyata adamak, doðrudürüst insanca bir düzen kurmayaçabalamak için de her þeyleri mevcut.

Ama ne yazýk ki, dünyamýzýn pek çokþanslý ülkesinde defalarca yaþandýðý veyukarýdaki celsede anlatýldýðý gibirahatlýk batmýþ, kýskançlýkla birbir-lerinin elindekine göz dikerek, en öndeolmak için binbir yalan, hile ve tuzaðýnyapýcýsý olmuþlardý... Halbuki yaþam-larýnda sadece þu öðüdü öne alabilseler-di sonlarý ne güzel olacaktý:

"Her istediðinizi elde etmek istiyor-sanýz, onun en kýsa yolu, kendiniziyükseltmektir. Kötülerin zannettiðigibi, baþkalarýný hiçbir þey yapamazhâle getirmek deðil."

Düzenlerine, daha doðrusu düzensiz-liklerine geçerlilik, meþruiyet kazandýr-mak ve kendilerini saðlama almakzorunluydu onlar için. Allah'ýn gerçek

dini iþlerine gelmezdi. Öyleysesahte bir din oluþturmalýydý. Enkolayý elleriyle yaptýklarý putlarýAllah yerine koyup, çýkarlarýnauygun bir takým kurallarý dinî birkisveye büründürmek. Ve ortayakoyduklarý bu þeytani düzenebaþkaldýracak her kiþiyi de dinsiz-likle suçlayýp kýsa yoldan icabýnabakmak.

Page 12: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI10

HÛD PEYGAMBER

Ýþte Hûd, rahatlýðýn battýðý, düzenin,adaletin bozulduðu, yalanýn, kýs-kançlýðýn, zalimliðin ve ayrýmcýlýðýn heryeri kapladýðý böyle bir zamanda yaþa-ma adým atmýþtý. Aslýnda deðerlendire-bilse ne þanslý bir doðumdu onunkisi.Hükümdara en yakýn bir yakýn aileden-di. Dileseydi yan gelip yatarak, gül gibibir yaþam sürebilirdi. Ama o büyüyüp,aklý etrafýnda olup bitenleri kavrayacakyaþa gelince, bunalýmdan bunalýmadüþmeye baþlamýþtý. Gönlünden gelen-ler ve için için bildikleriyle, þu etrafýndagördüðü yalan-dolan, zalimlik, acý,gözyaþý birbirine hiç uymuyordu.Düþünüyor, taþýnýyor çare arýyordu amabunu konuþabileceði, onu anlayacak nekadar az kiþi var etrafýnda. Hemenherkes: "Böyle gelmiþ böyle gider..."umutsuzluðundaydý sadece. Ýþte hergülyüzlünün yaþadýðý gibi, çare aradýðýfakat bulamadýðý derin düþüncelerininen dip noktasýnda, Yüce Melek ona

Yaradan'ýn emir ve dileðini vahyetmeyebaþlamýþtý. Peygamber olarak doðruyaþama bilgilerini, iyiliði, çalýþmayý,bilgiyi ve sevgiyi, yani gerçek islâmýteblið edecek, insanlarý putlardan uzak-laþtýracak, Âlemlerin Sahibi veyaratýcýsý tek Allah düþüncesi veahlâkýnda onlarý birleþtirecekti...

Hz. Hûd, önce fikren yakýn bulduk-larýndan, sonra da zor bir yaþam süren,gece gündüz çalýþmaktan bitap düþmüþkölelerden iþe baþladý. Gizli gizli birazolsun taraftar toplayabilmiþti. Amatoplumun hâkim zümresi onlar deðildiki!.. Düzenlerinin bozulacaðýndankorkan kodamanlarýn onu kabul etmeolasýlýðý çok azdý. Hükümdar ailesindenve güçlü bir kabileden olduðu için, kandavasýndan korkanlar caný ile oynaya-mazlardý. Ama yakýnlarý dahil onudinleyenlerin fazla olacaðý boþ bir ümitolarak görünüyordu. Kuran'da Ârafsûresi 65-69 âyetlerinde bu þöyleanlatýlýr.

** "Âd'a da kar-deþleri Hûd'u gön-derdik. Dedi ki: 'Eytoplumum! Allah'akulluk edin. SizinO’ndan baþka ilâhý-nýz yok, hâlâ sakýn-mýyor musunuz?'Toplumunun inkâr-cý kodamanlarý de-diler ki: 'Biz senibir beyinsizliðedüþmüþ görüyoruzve kesinlikle yalan-

Page 13: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI11

cýlardan olduðunu düþünüyoruz.' Hûddedi: 'Ey toplumum! Bende beyinsizlikyok, ben Âlemlerin Rabbin'den birresûlüm. Rabbimin mesajlarýný sizeteblið ediyorum. Ben sizin için güve-nilir bir öðütçüyüm. Sizi uyarmak içiniçinizden bir adam aracýlýðýyla sizeRabbinizden bir ihtar gelmesine þaþtýnýzmý? Hatýrlayýn ki, O sizi Nuh toplumun-dan sonra halefler yaptý ve yaratýlýþtasize daha fazla bir boy bos verdi. Allah'-ýn nimetlerini anýn ki kurtulabilesiniz."

Âyetler açýkca anlatýyor ki, peygam-berin vahiyle aldýðý bilgileri inceleyipbunlardaki derin anlamlar üzerinde kafaçalýþtýrmadan peþinen onu reddediyorve yalancýlýkla suçluyorlar. Biraz kulakverseler gerçek huzuru, doðru düzeniHûd'un getirdiklerinde bulacaklar amaderin düþünen ne kadar az aralarýnda.Birkaç yýl üst üste yaþadýklarý kuraklýkve kýtlýktan da bir ders çýkaracaklarýyok. Bunca çabasýna raðmen kölelerdenepeyce ama kendi kavminden pek azkiþi yandaþý olmuþtu. Çoðunluk onaancak bir mucize gösterdiði takdirdeinanabileceðini söylüyordu. Peygamberise mucizenin kendi gücüyle aslagerçekleþemeyeceðini, ancak Yaradandilerse bunun mümkün olabileceðinisöylüyordu. Gerçekte bu peþ peþeyaþadýklarý kýtlýklarýn da onlara bir kanýtolmasý gerektiði üzerinde duruyordu.

Çok geçmiþ yüzyýllarda Hz. Nuh'untufan mucizesi dilden dile anlatýlarakonlara kadar ulaþmýþtý ama bunlara,eskilerin masallarý gözüyle baktýklarýn-dan pek kulak asmýyorlardý.

MUCÝZE BAZEN AZAP DAVETÝYESÝDÝR

Âlemleri ve hepimizi yaratan YüceRabbimiz için mucize göstermek aslýn-da ne kadar kolay bir iþtir. Amamucizeyi görmelerine raðmen yine deinanmadýklarý takdirde, azap hükmününçabuklaþacaðýndan dolayý Yaradan bunuöne almýyordu. Kuran'da Hz. Muham-med'e de bir örnek teþkil etmesi için Ýsra59'da bu þöyle anlatýlýr:

** "Bizi mucizeler göstermektenalýkoyan daha öncekilerin onlarý yalan-lamýþ olmasýndan baþka bir þeydeðildir..."

Hz. Hûd'un, böyle çirkin,vahþi yaþam-larýný sürdürürlerse Tanrý'nýn gazabýnauðrayacaklarý tehditlerini de alaylakarþýlayýp: "Haydi göster öyleyse" diye-rek meydan okuyorlardý. Kendilerinekurtulmalarý için verilen süre dolmuþ,azap hükmü çok yaklaþmýþtý. Ahkafsûresi 21-24 de bundan söz edilir:

** "Âd (toplumunun) kardeþi (Hûd'u)hatýrla!.. O, kendinden önce ve sonrauyarýcýlarýn gelip geçtiði Ahkaf'ta,toplumunu þöyle uyarmýþtý: 'Allah'tanbaþkasýna kulluk/ ibadet etmeyin!Gerçek þu ki, ben sizin büyük bir gününazabýna uðramanýzdan korkuyorum'Dediler: 'Sen bizi, tanrýlarýmýzdan yüzgeri etmek için mi geldin? Eðer doðrusözlülerden isen, bizi tehdit ettiðin þeyiortaya getir.' Dedi: 'Ýlim, ancak Allahkatýndadýr. Ben size, bana vahyedileniteblið ediyorum. Fakat sizin, cahillik

Page 14: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI12

edip duran bir toplum olduðunuzugörüyorum.' Nihayet onu, vadilerinedoðru gelen geniþ bir bulut halindegörünce: 'Ha, bu bize yaðmur getirecekbir bulut' dediler. Hayýr o, aceleden iste-diðiniz þeyin ta kendisi. Bir rüzgâr ki,içinde acýklý bir azap var."

Hz. Hûd ve ona inananlar, Rabbin birsözü ile önceden o beldeden uzak-laþtýrýlýp kurtarýldýktan sonra Kuran'daHâkka sûresi 6-8 âyetlerde anlatýlanlarise Âd kavminin acý sonudur:

** "Âd ise gürleyen sesle gelen soðukrüzgarlý bir fýrtýnayla mahvedildi. Onu,onlarýn üzerine 7 gece 8 gün hiç ara ver-meden saldý. Topluluðu orada yerlereserilmiþ görürsün. Ýçleri boþaltýlmýþhurma kütükleri gibidirler."

...YA ÞÝMDÝ NE HALDEYÝZ?!..

Geçen sayýmýzdaki Nuh ve þimdi deHûd peygamberin toplumlarýnýnYaradan'ýn deðiþmeyen ahlâk prensip-lerinden çok uzaklara düþmüþ yaþam-larýný ve Mâûn sûresinde dinlerin nasýlyalanlandýðýný okurken, günümüzde deislâm ülkelerinde ve daha pek çok yerdenice yanlýþlarýn, zulümlerin sergilenipdurduðunu kuþkusuz üzülerek düþün-müþünüzdür. Haklýsýnýz. Bir yandanenerji ve çevre sorunlarý, nüfus artýþý,kirlenen toprak, su ve denizler. Öte yan-dan bitmeyen çekiþmeler, savaþlar...birkaç dünyayý yok edecek nükleer si-lâhlar... bütün bunlarý düþündüðümüzdeRabbimizden, birbirimizden ve hattâ

bizzat kendimizden ne kadar uzakta veayrýlýkta yaþamakta olduðumuzu görüpdehþete ve ümitsizliðe düþmemekimkânsýz. Yazýnýn sonunda insanlýðýnbugünkü sýkýntýlý durumunun nedeniBizim Celselerimiz'den aktaracaðýmmesajda özlü bir þekilde dile getiril-mektedir. Böyle yokoluþa doðru hýzlasürüklenirken, Yaradan'ýn ve ilâhiâlemdeki onun yüce görevlilerininseyirci gibi bir kenarda durup: "Ne hal-leri varsa görsünler" demeyeceklerimuhakkak. Çünkü dünyamýza iyikullarýn mirasçý olacaðý ve DinGün'ünden sonra O'nun dileðinin bütüngönüllerde yer alacaðý, göklerinmelekûtunun yeryüzünde de yaþanacaðýbizlere Kutsal Kitaplarda yeminlerlevaat edilmedi mi? Bunlar çok öncedeninsanlýðýn kader planýnda ve Levhi mah-fuzda kalýn harflerle yazýlmýþ ve silin-mez. O vaadinde durucudur. Geleceksayýmýzda Salih peygamber ve Semudkavmini anlattýktan sonra bu konu, yaniyaþayacaðýmýz büyük günler üzerindeana baþlýklar halinde duracaðým. Þimdiise son olarak Bizim Celselerimiz'dengünümüzün gerçek fotoðrafý:

"Ve biliniz ki insan sýkýntýdadýr. Vebiliniz ki, þimdi gönüllerde yer edenO'nun dilediðinden baþkadýr da,ondandýr hep sýkýntý ve ondandýr hepböyle ayrý ayrý, bölük bölük toplanmak.Ve iþte ondan yalan ortada. Ve iþteondan kavga her zaman var. Ve iþteondan düzen böyle bozuk. Böyle gide-cekse, böyle duracaksa her þey yerinde,size ve kardeþlerinize ne yazýk!.."

Page 15: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI13

ünya gezegeninde aklý olan vebu yüzden böbürlenen tek var-lýk insan. Ama ne yazýk ki, en

akýlsýz iþleri yapan da yine insan!Doðru ve özgürce kullanýldýðýnda,insana en büyük avantajý ve ayrýcalýðýsaðlayan akýl, kullanýlamadýðýnda veyayanlýþ kullanýldýðýnda dezavantajadönüþür. Akýl, insaný varlýklarýn enonurlusu konumuna yükselten tanrýsalbir armaðan.

ÝNSANIN DEÐERÝ

Shakespeare bunun bilincinde olarakinsaný þöyle tanýmlar:

Ýnsan, ne yaman bir yapý!Akýl gücüyle ne soylu bir varlýk!Düþünme yetenekleri ne sonsuz!Duruþu, kýmýldanýþý ne anlamlý, ne güzel!Ne melekçe davranýþlarý ne Tanrýca kavrayýþlarý var

D

Aklýn ÖzgürlüðüGüngör Özyiðit, Psikolog

Page 16: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI14

Evrenin gözbebeði insan, canlýlarýn baþ tacý!..

Þeyh Galip ise, insanýn yüceliðini,ondaki can mumunun çýkardýðý ýþýðýn,gökyüzünün fanusuna sýðmayacaðýnýbelirterek dile getirir:

Bir þûlesi var ki þem-î canýnFânûsuna sýðmaz âsumânýn

Pascal'ýn dediði gibi, insan bedeni ilecýlýz, ince, narin bir kamýþ. Ama aklý vegönlü ile evreni içine alacak kadargüçlü ve soylu bir varlýk.

Diðer varlýklar, doða yasalarý veiçgüdülerle donatýlmalarý sayesindeçevreleriyle rahatça uyum saðlayabilir-ler. Ýnsan ise, içgüdülerin azalmasý,uyum için doðal donanýmlarýnýn olma-masý nedeniyle çevreye uymakta zor-lanýr. Ne var ki, insanýn bu güçsüzlüðü,onun gücünü oluþturur aslýnda. Ýnsankendiliðinden çevreye uyamayacakkadar güçsüz olduðundan, çevreyikendine uydurmak için akýllanmak veaklýný kullanmak zorunda kalýr.Böylece beyni büyüyüp, aklý geliþerek,evrim zincirindeki en yakýn canlýya,hayvana fark atar. Böylece insanla hay-van arasýnda bir nitelik ayrýlýðý olduðuortaya çýkar. Gerçi insanýn hayvanlaortak bir yaný vardýr. Ama insan denenvarlýk, bu hayvanlýk sýnýrýný aþtýktansonra baþlar. Hayvanýn her organý çev-reye uyum saðlamaya yönelik olduðuhalde, insanýn hiçbir organý çevreyeuyum için ayarlanmýþ deðildir. Ýnsanyaþamýný çevreye uymakla deðil,

çevreyi kendine uydurmakla sürdürür.Ýþte insaný insan yapan, aklý ilebaþardýðý bu etkinliktir.

Baþý yukarda dik yürümesiyle,insanýn elleri serbest kalýr ve çevresinekarþý bir ölçüde özgürleþir. Akýl veellerin birlikteliði ise yapýcý ve yaratýcýeylemlere yol açar. Ýnsan özgürlüðünü,yapabilme gücünü, büyük ölçüde akýlile ellerin iþbirliðine borçludur.Böylece insan çevre koþullarýnýdeðiþtirebilir, doða yasalarýný öðrenmeve kendi yararýna kullanma yoluyla onaegemen olabilir. Bu anlamda, aklýn üre-timi olan kültürle, insan doðayýdeðiþtirebildiði gibi, ona katký dasaðlar. Ýnsana özgü dil sayesinde insandýþ dünyayý sözcüklerle içselleþtirir;öylece dýþ dünyanýn aðýrlýðýndan veyükünden kurtulur. Dili ona büyük birözgürlük saðlar. Dil, insana eðitim yol-larýný açar. Kültürü sonraki kuþaklaraaktarma olanaðý saðlar. Ve insanýn yük-selmesine hýz kazandýrýr.

AKIL VE BÝLGÝ

Görüldüðü üzere bütün geliþmeleredamgasýný vuran, insaný insan yapanakýl ve bilgidir.

Akýl, öðrenmeye açýk yaný ile bilici,bulucu, yapýcý ve yaratýcý Tanrýsal birgüç. Aklý, Tanrýsal bir töz (cevher)olarak sonsuz gözenekleri olan bir balpeteðine benzetebiliriz. Her gözenek,bir yeteneðe karþýlýktýr. Tecrübe vebilgi ile beslenen akýl yapýsý gereðigeliþir, gözenekleri açýlýr. Yetenekler,

Page 17: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI15

beceriler, ustalýklar ortaya çýkar. Yapýcýve yaratýcý güçler kendini gösterir.Burada beyin aklýn yüksek düzeyde birenstrümanýdýr. Beyne piyano dersek,akýl da onu çalan piyanisttir.

Bilgi ile aklýn iliþkisine gelince, bilgiaklýn yapýtaþý deðildir. Akýl bilgidenyararlanýr ve bilgi ile geliþir. Bilgi aklaýþýk tutar, yol gösterir. Akýl bilgiyi kul-lanarak doðruyu bulur ve onu ruhabenimsetir. Ruh da özgür iradesi ileaklýn gösterdiði yolda uygulamayageçer. Yani bilgi olaya doðrudangirmez, olayýn meydana gelmesineyardýmcý olarak katalizör rolünüüstlenir. Böylece akýl da içinde saklýözellikleri, tecrübe, bilgi ve düþünceylegeliþtirir.

Akýl, ayný zamanda doðruyu, yanlýþý,iyi ile kötüyü ayýrt eden yönüyle,davranýþlarýmýzý düzenleyen pratik akýlolarak ahlâký meydana getirir. Öyleceakýl yönüyle özgür ve serbest olaninsan, sorumluluk yüklenir.

Eylemlerimizde özgür olupolmadýðýmýz, ahlâk felsefelerinintartýþýlan konularýndan biridir.Psikolojik olarak insan eylemdebulunurken, kendini gözlediðinde, hürolduðunu yani yaptýklarýný öyle istediðiiçin yaptýðýný hisseder.

Toplumsal bir varlýk olarak insanýneylem ve davranýþlarý onun özgürolduðu varsayýmýna dayanýr. Toplumsaliliþkiler bu temel üzerine kurulur. Onagöre anlaþmalar yapýlýr, sözler verilir.

Bütün bu iliþkilerde insanýn kararlarýnýözgür olarak verdiði kabul edilir.

Hukuk, özellikle ceza hukuku insanýnyaptýklarýnýn sorumluluðunu taþýdýðýilkesinden hareket eder. Sorumluluk iseözgürlük kavramýna gönderme yapar.Çünkü hareketlerinde hür olmayan birinsan, davranýþlarýndan ötürü sorumlututulamaz.

Ahlâk alanýnda insandan birtakýmkurallara, buyruklara uymasý istenir.Böylece örtülü olarak, onun uyupuymama konusunda özgür olduðubelirtilir.

Keza din alanýnda Tanrý,Peygamberler kanalýyla bize yap-mamýzý ve yapmamamýzý istediðibuyruklar gönderdiðine, ayrýca dindezorlama olmadýðýný bildirdiðine göre,inanýp inanmama veya istediðimizeinanma konusunda da özgürüz demek-tir. Eðitim de, insanýn eðer istersedeðiþebileceðine, istenilir davranýþlaredinebileceðine olan inançtan kay-naklanýr.

Ýnsanýn iradesini kullanarak, bir þeyiyapmak üzere çaba göstermesi, cehtiçinde olmasý, kendini zorlamasý daözgür olduðumuzun bir baþka kanýtýdýr.Sanat alanýndaki yaratýcýlýk ise, özgür-lüðün eser halinde görülmesidir. Çünküyaratýcýlýk, daha önce olmayan bir þeyiortaya koymak, doðaya katkýda bulun-maktýr. Bu da engin düþünceyle derinduygunun iþbirliðinde, güzele gönülvermiþ sanatçýnýn bir hüneridir.

Page 18: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI16

Eylemlerimizde özgür ve sorumluolduðumuzun karþý tezi, davranýþ-larýmýzýn belirli nedenlere baðlýolduðunu, o yüzden zorunlu olarak oþekilde davrandýðýmýzý ileri süren belir-leyiciliktir.

Leibnitz'e göre hareketlerimizin mut-laka bir nedeni vardýr. Ýrade, onuharekete sürükleyen sebepler arasýndanen aðýr basanýný seçer. Ýrade bir tera-ziye benzetilirse, onun kefelerindesebepler bulunmaktadýr. En kuvvetlisebep aðýr basacaktýr ve irade orayayönelecektir. Öyleyse irade hürdeðildir; kendini sürükleyen sebeplerlezorunlu olarak o þekilde davranýr.

Diðer bir filozofa, Spinoza'ya görede, hareketlerimizde hür deðiliz. Ýç vedýþ nedenler bizi zorunlu olarakharekete sürükler. Dýþ dünyadanaldýðýmýz her türlü algý bizi etkiler. Ýçdünyamýzda arzu ve ihtiraslarýmýz dabizi peþinden sürükler. Buna raðmenbiz, bilgisizliðimiz ve kibrimiznedeniyle kendimizi özgür sanýrýz.

ÝKÝSÝNÝ UZLAÞTIRMA ya da SENTEZ

Eylemlerimizde özgürüz teziyle,davranýþlarýmýz belli sebeplerle belir-lenir antitezinin içlerindeki doðrulukpaylarýný bulup çýkararak bir sentezeulaþýr, iþi tatlýya baðlayabiliriz. Bunagöre biz üç yönümüzden baðlý, ama biryönümüzle, aklýmýzla hürüz. Ve serbestbýrakýlan bu yönümüzle sonsuzdüþünebilme özelliðine sahibiz.

Baðlý bulunduðumuz üç yanýmýzdanbirincisi, biz bilmeden baþlangýçtavarolmamýz ve evren yasalarýylakuþatýlmamýz. Ýkincisi, istemimiz dýþýn-da, kendiliðinden çalýþan organlarýmýz.Üçüncüsü, her zaman bir çekime tabiolduðumuz. Yani durduramayacaðýmýzbir deðiþimin ve evrim sürecinin içindebulunmamýz.

Ýþte üç yanýmýzla baðlý olduðumuzevrensel çerçeve içinde aklýmýzla,genelin içindeki detaylarý deðiþtirebili-riz ancak. Bu ise, insana aklýný özgürcekullanma sorumluluðunu yüklediðikadar, haddini de bildirir.

Aklýný her detayda hayra kullanmakinsanýn elinde. Ama insan çoðu kezaklýný özgürce kullanamaz da o yüzdenhem kendine hem çevresine zarar verir.

ÖZGÜRLÜÐÜN ANLAMI

Aklýn özgürlüðünü sorumlu bir þek-ilde kullanmak, özgürlüðü doðrutanýmlamakla eþanlamlýdýr. En geniþanlamda özgürlük, insanýndüþündüðünü ve istediðini mutlakolarak yapabilmesidir. Ancak böylesineuçsuz bucaksýz bir özgürlük olsa olsamutlak varlýk Tanrý için düþünülebilir.Ýnsanlar bu enginlikte sýnýrsýz birözgürlüðe hiç bir zaman sahipolmamýþlardýr ve olamazlar da. Çünküevrenin kendisi doðal yasalarlakuþatýlmýþtýr ve evrenin bir parçasýolarak insan da ona baðýmlýdýr. Örneðindünyaya gelip gelmemek insanýn elindedeðildir. Geldikten sonra da uzun süre

Page 19: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI17

korunmak, bakýlmak, beslenmek vebüyütülmek zorundadýr. Büyüdüktensonra da yine fizik ve toplumsalçevrenin etkisi ve denetimi altýndadýr.Doða yasalarý ve insan iliþkileriüzerinde bilgisi arttýkça, fizik vetoplumsal çevre içinde özgürce dav-ranma olanaklarý geniþler. Demek kiözgürlük bilgiyle geniþlemekte, onakoþut (paralel) bir açýlým göstermek-tedir.

Ýnsan bir yandan kiþisel özgür-lüðünün bilincine varmaya çalýþýrken,diðer taraftan özgürlük bilincinitopluma yaymak gibi bir çabayý gözealmak zorundadýr. Nedir kiþisel özgür-lük? Ýnsanýn, baþkalarýna zarar vermek-sizin, diðerlerinin özgürlüðünü çiðne-meksizin, dilediðini yapmasý. Dahaaçalým. Zengin bir tecrübe çeþitliliðiiçinde, kiþinin kendi yolunu kendiseçmesi, yeteneklerini alabildiðine veserbestçe geliþtirme olanaklarýna sahipolmasý. Yani özgürce düþünüp inana-

bilmesi, düþünce ve inançlarýný söz,yazý ve diðer yollarla yayabilmesi, aynýdüþünce ve inancý paylaþabilenlerleörgütlenebilmesi Ve yönetimi denet-leyip, genel oy gücüyle gerektiðindedeðiþtirebilmesi. Böylece yönetimdesöz sahibi olmasý. Bunlar kiþinin doðal,dokunulmaz vazgeçilmez ve devredile-mez hak ve özgürlükleri olarakgörülmüþtür.

Özgürlük için verilen uðraþ,neredeyse insanlýk tarihi ile yaþýttýr.Ýnsanlarýn kendilerini kuþatan siyasal,toplumsal, ekonomik ve eðitsel baðlar-dan kurtulma çabalarý tarihi oluþtur-muþtur denilebilir. Üretenlerin baskýsý-na karþý yönetenlerin "kiþisel hak veözgürlüklerini" koruma olarak baþlat-týklarý bu uðraþ; yönetenlerin etkilerinisýnýrlama, yönetimden pay alma ve onakatýlmaya doðru giderek geniþlemiþ vesiyasal özgürlükten sonra toplumsal,ekonomik ve eðitsel özgürlükler gibiyeni içerikler kazanmýþtýr.

Resim: “Ve O Zaman Özgürlüðü Bildim” Mijaafa

Page 20: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI18

Özgürlük uðraþýnýn özünde birbirinitamamlayan iki öðe bulunmaktadýr:Ýlki; insanýn yetilerini serbestçe ve ala-bildiðine geliþtirmesi, kendini yenileyipaþabilmesi ve kiþiliðini kaybetmedentoplumla kaynaþabilmesi demek olankiþisel özgürlük. Buna özgürlüðünolumlu yaný da diyebiliriz. Ýkincisi ise,aslýnda ilkinin gerçekleþmesi için, onuönleyen dýþ baskýlardan kurtulmaçabasý. Kiþinin zengin bir tecrübeçeþitliliði içinde serbestçe geliþipyücelmesini elveriþli kýlan siyasal,toplumsal, ekonomik ve düþünselkoþullarýn saðlanmasýdýr. Bu çabaözgürlüðün ön koþulu olmakla beraber,tek baþýna yeterli deðildir.

Ne var ki, daha çok dýþ baskýlardankurtulma, özgürlük ortamýný saðlamayolunda yürütülen ve bugün desürdürülen özgürlük savaþýmý, özgür-lüðün özünü, insanýn kendini gerçek-leþtirmesi demek olan olumlu yanýnýunutturmuþa benzer. Tüm çabalarýn,baskýnýn her türlüsüne karþý odaklan-mýþ olmasý, insanlarda sanki baskýdankurtulunursa özgürlüðe kendiliðindenkavuþulabilir sanýsýný uyandýrmýþtýr.Özgürlüksüz yaþanamayacaðýanlaþýlmýþtýr ama özgürlük içinde nasýlyaþanacaðý konusunda henüz yeterincehazýrlýk yapýlmamýþtýr.

AKLI ÖZGÜR KULLANMAK ÝÇÝN...

Ýnsan akýl yönü ile hür ve sorum-ludur. Zaten sorumluluk, hür ve akýllýolan kimsenin kendi hareketlerinin

sonuçlarýna katlanmasýdýr. Bir baþkadeyiþle, özgür bir seçimle, bilerek veisteyerek yaptýklarý karþýsýnda, odavranýþla ilgili yaptýrýmlara konuolmasýdýr. Sorumluluðun koþullarýnýnoluþabilmesi için önce yapýlmasý vesakýnýlmasý gereken belli kurallarýnolmasý lâzým. Sonra o kurallarýn insan-larca bilinmesi. Özgür seçim ve niyetlekarara varýlmasý. En sonunda eylemolarak uygulamaya dökülmesi gerekir.

Bir yerde irade, sonuç almak üzere,bir maksada yönelik olarak, deðiþikseçenekler içinde, akla en uygunolanýný yapmak kararý ve hareketidir.Azim, bu kararýn gücünü, hareketinsürekliliði ise sebatý gösterir.

Bilgi akla yol gösterdiðine göre aklýnöncelikle inanýp baðlanacaðý bilgilereihtiyacý var. Çünkü insan ancak, akýl vegönülle baðlandýðý, yani inandýðý þeyiyapabilir. Ýnsana aklý veren kaynak,onu nasýl kullanacaðýnýn bilgisini devermiþtir. Ve bu bilgiler akýlla dadoðrulanmýþtýr. Öyleyse aklýn özgür-lüðü yüce deðerlere inanmakla baþlar.Doðruda ve iyide olup, çalýþýpöðrenerek, herkesi ve her þeyi severekgeliþir. Yalandan kaçmakla özünü veözgürlüðünü zedelemekten korur. VeYaradan'ý anmak, O'na yönelmek veO'nu içinde duymakla taçlanýr. Buda"Gerçek sizi özgür kýlacaktýr" der.Doðru bilgilerin ýþýðýnda aklýný özgürcekullanan tüm gerçeðe varýr, evrenle birve hür olur. Ýþte bunu baþarmak,insanýn ödevi olduðu kadar, mutlu-luðudur da ayný zamanda.

Page 21: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI19

asifik Okyanusu'nda HawaiiAdasý'nýn 600 mil kuzeyinde,Türkiye büyüklüðünde yeni bir

ada oluþtu. 1970 'li yýllardan itibarenoluþmaya baþlayan bu ada plastikçöplerden oluþuyor. Endüstriyelmedeniyetin insanlýða büyük armaðaný.Denizler ve okyanuslardaki katý atýklarson 40 yýlda 100 kat arttý. Yapýlanbilimsel çalýþmalara göre günümüzdedünya okyanus ve denizlerinde her 3km²'ye 40,000 plastik çöp düþüyor.Sadece Pasifik'te 18 milyon plastik

çöpün dolaþtýðý deðerlendiriliyor.Denizlere ve okyanuslara her saat baþý,yarýsý plastik olan 700 ton çöp atýlýyor.

Sadece katý atýklar deðil, denizlerisývý atýklar, özellikle kimyasal atýklarda mahvediyor. Her yýl 450 milyar m³arýtýlmamýþ endüstri atýðý deniz suyunasalýnýyor. Okyanus ve denizlerdeki bukirliliðin bir çok nedeni var. Endüstriatýklarý arasýnda petrol/gaz sondaj tesis-leri (özellikle oluþan kazalar sonucu)ile kara içlerinde nehirlere verilen

Deniz BitiyorCem Gürdeniz (Aydýnlýk’tan)

P

Page 22: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI20

kimyasal ve biyolojik atýklar öneçýkarken, katý atýklar içinde tsunami-ler sonrasý denize çekilen materyal;denizlerde dolaþan yaklaþýk 50 bincivarýndaki büyük tonajlý ticaretgemisinin katý atýklarý ile Amazon,Missisipi, Yangtze, Nil, Hindus, Ganj,Tuna gibi dünyanýn sayýlý büyüknehirlerine, kara içlerinde býrakýlan katýatýklar rol oynu-yor. Bu arada denizinüzerinde görülen çöplerin yaklaþýk 10katý deniz ve okyanus diplerinde davet-siz misafir olarak bekliyor. Bir plastiksu þiþesinin denizde 200 yýldaçözülebildiðini hatýrlarsak bu misafirlikbiraz uzun sürecek gibi.

Üç okyanusu kürekle geçen, rekorsahibi Türk kürekçi, yakýn dostumErden Eruç bir sohbetimizde okyanusgeçiþlerinde en yakýn karanýn 1500milde olduðu alanlarda bile plastikçöpler gördüðünü söylemiþti. Atýklarýnokyanuslarýn ortasýnda oluþma nedenide akýntýlar. Biriken bu atýklar doðayazararlý yeni bir habitat oluþturarak,deniz ve okyanuslardaki besin zincirinive dengeleri alt üst edecek yeni mikro-biyolojik bir dünya kurulmasýna daneden oluyor. Bunun dýþýnda insan-oðlunun aç gözlülüðü ve zengin ülkel-erdeki hedonistlerin sýnýr tanýmaz vetatmin edilemez haz ihtiraslarý sonucuokyanus ve denizlerdeki balýklar datükenme aþamasýna geldi. 1950 yýlýn-dan bu yana denizlerdeki ticari deðeriolan balýk stoklarý % 90 oranýnda düþ-tü. 2012 yýlýnda 250 kiloluk bir mavikanat orkinos Japonya'da 1,5 milyon

dolara alýcý buldu. Balýk kaynaklarýnýsýnýrsýzca kullananlar arasýnda liderülkenin Japonya olduðunu ekleyelim.

DOÐAL DENGE BOZULUYOR

Ýnsanoðlu son 50 yýlda milyonlarcayýlda oluþan okyanuslardaki doðaldengeyi bozmayý baþardý. Kirlilik, aþýrýavlanma, habitat yýkýmý ve iklimdeðiþikliði okyanus ve denizlerdekicanlý hayatýný yok ediyor. Endüstriyelmedeniyet, daha çok kazanmak, dahaçok yemek ve tüketmek için torun-larýmýzýn yaþayacaðý dünyayýmahvediyor. BM'’ye baðlý 194 üyeliHükümetlerarasý Ýklim DeðiþikliðiPanelinin geçen ay yayýnlanan raporu,son derece moral bozucu. Bu raporözellikle CO2 salýnýmlarýnýn doðayaverdiði zararý ortaya koyuyor. Son 50yýlda CO2 salýnýmlarý her 10 yýlda bir,ikiye katlanarak büyümüþ. Bunun ananedeni, fosil yakýt kullanýmý. Busalýnýmda en büyük katkýyý ABD veÇin saðlýyor. ABD, önlem alýnmasý içingerekli baðlayýcý tedbirleri dikte edenKyoto Protokolü'nün onayýnýSenatosunda bekletiyor. Çin, devasasosyal projeleri içinde en çok havakirliliði, su kýtlýðý ve çevre felaketleriile uðraþýyor.

CO2 salýnýmlarýnýn önlenemez yük-seliþi, sadece iklim deðiþikliðine nedenolmuyor. Okyanus ve denizlerdeasitleþmeyi de artýrýyor. Bu da,soluduðumuz havadaki oksijenin %75'ini saðlayan deniz/okyanus dibi

Page 23: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI21

planktonlarýn yok olmasýna nedenoluyor. Aþýrý asitleþme ve özellikle sunigübre atýklarýnýn nehirler yolu ileokyanus ve denizlere karýþmasýnýnbüyük rol oynadýðý kirlenme nedeniyle,Meksika Körfezi'nden Baltýk Denizi'nekadar halen okyanus ve denizlerin 600deðiþik bölgesinde, her biri Hollandabüyüklüðünde biyolojik hayat olmayan,çöl alanlar oluþtu.

ZENGÝNLER DOÐAYI KATLEDÝYOR

Dünya nüfusu her hafta 1,5 milyonartýyor. Ýnsanlarýn sürekli tükettiðidoðal kaynaklarýn yenilenme hýzý isegeride kalýyor. Bugünkü tüketimseviyesi böyle devam ederse, çok deðil15 yýl sonra çok ciddi kaynak sorunlarýile karþýlaþýlacak. Zira tarým alanlarý,otlaklar, balýkçýlýk alanlarý ve ormanlardoðanýn yaþam kaynaklarý olarak hýzla

tükeniyor. Bu kaynaklarý bazý ülkelerhoyratça kullanýp, diðer ülkelerin hak-larýný dolaylý olarak gasp ediyor veböylece toplumlar arasý sözleþmeyi deyok ediyorlar. Geliþmiþ ülkelergeliþmekte olan ve geliþmemiþ ülkelerenazaran, doðayý 5 kat daha fazla kul-lanýyor ve tahrip ediyor. Dünya DoðalHayatý Koruma Vakfýna (WWF) göre,fert baþýna en çok CO2 salýnýmý yapanilk üç ülke Katar, Kuveyt ve BAE.Dünya uygarlýðýna hiçbir katkýlarýolmaksýzýn, sadece petrol ve doðal gazihraç eden bu orta çað devletleri, denizsuyundan tatlý su yapmak için bilepetrol kullanýyor. Bu üç ülke insanýnýnortalama CO2 salýnýmýný dünyadaki herinsan yapsaydý, yaþam için 5 yeni geze-gene ihtiyacýmýz olurdu.

Özetle, doðal sermaye hýzla tükeni-yor. Son 40 yýlda gelir eþitsizliði, fakir-lik ve doðanýn emsali görülmemiþ

boyutlardakitahribatý, neo-liberalizmininsanlýðaarmaðaný oldu.Tek kutupludüzenin artýkortadan kalk-týðý yeni dünyadüzeninde,insanlýðýn enacil sorunudoðayý yenidenkazanmakolmalýdýr.

Page 24: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI22

Antik Helen Ýlk Çaðýnda Kitap

Ýlk Çað kitabýný iyi anlayabilmek içingünümüzle ilgili modern anlayýþý birkenara býrakmak gerekir. Ýlk Çaðda herkitap bir kendine özgüydü; çünkü iste-nilen sayýda ve birbirinin eþi olan ikikopyayý bile bulma olanaðý yoktu.

Ýlk kitaplar rulolardan oluþuyordu.Kaðýt, kumaþ veya papirüs tabakalarýbirbirine tutturularak uzun bir þeritoluþturuluyor ve rulo halinde sarýlaraksaklanýyordu.

Metin genellikle bir yüze yazýlýyor ve"paginae" adý verilen yazý alanlarýnaayrýlýyordu. Rulolara, Latince rulo yap-mak sözcüðünden türeyen "volumen"adý veriliyordu. Ve rulonun dýþ kýsmýna,"titulus" adý verilen ve üzerinde rulo-nun içeriðini betimleyen bir notunbulunduðu bir kaðýt parçasý iliþtirili-yordu. Rulonun sarýlmasý ve açýlmasýzordu ve belli bölümlere ulaþabilmekhiç de kolay olmuyordu. Sonundakitaplar akerdeon tarzýnda katlanmayabaþladýlar. Bu, modern kitabýn ilköncüsüydü.

Antik HelenlerdeKitap Yalçýn Kaya

Kitap Yakan Ýnsan da Yakar: 2

“Bir kitabý yok etmek bir insaný öldürmekle eþdeðerdir.Bir insaný öldüren akýllý bir yaratýðý, Tanrý'nýn yansýmasýný öldürmüþ olur. Bir kitabý yok eden ise aklýn kendisini öldürmüþ olur…”John MÝLTON

Page 25: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI23

Bunun yerini, M.S. 200 - 400'lü yýl-larda iç içe konan ve kýrýlarak birbiriniizleyen formalarla oluþturan "codex"aldý. Bu biçimsel deðiþim bir bakýmaGutenberg'in matbaasý kadar önemli birbuluþtur. Çünkü volumen biçimindeyazýlmýþ bir kitabýn okunmasý oldukçazordu; bir defa iki elle tutulmasý þarttý,elbette bu durumda okuyanýn notalmasý olanaðý yoktu.

Kodeks, bir yapraðýn ikiye katlanýpdört sayfa edilmesi ve sonra bunlarýnsýrt tarafýndan birbirine tutturulmasýbiçiminde oluþturuluyordu. Ýstenen say-falara kolaylýkla ulaþabilmeyi saðlayankodeksler ayný zamanda daha rahattaþýnabiliyordu.

Ýlk Hýristiyanlar kodeks kitap for-munu benimsediler. Bazý tarihçilerkodeksin Hýristiyan metinlerini Yahudirulolarýndan ayýrmak için bilinçliolarak kullanýldýðýný söylüyorlar amakodeks formundaki bir kitabýn dahakullanýlýþlý olduðunu da kabul etmekgerekir.

Kodeks biçimindeki kitap daha kul-lanýlýþlý olmasýna karþý tek mahzuruvardý: Parþömen kullanmak zorunluyduzira papirüs rulolarýndan kodeks formuyaratmak son derece zordur. Bazý araþ-týrmacýlar, kodeks biçiminin Hýristiyandini açýsýndan çok önemli olduðunuvurgular, ilk Hýristiyanlarýn dinlerininyasaklý dönemlerinde kutsal metinlerinkolayca saklanabilmesi, kolay taþýna-bilmesi gibi nedenler yüzünden bubiçimini yeðlediklerini savlarlar.

En ünlükodeks kitap-larýndan biriyaklaþýkM.S.800 yýlýn-da hazýrlanmýþolan KellsÝncili'dir. Ýrlan-da'ya özgütarzda resim-lenmiþ olan buþaheserde,üzerinde metinolmayan tam sayfa süslemelerdenoluþan ve "ara-kapak sayfasý" [carpetpage] denilen sayfalar vardýr. Ara-kapak sayfalarý 4 Ýncili birbirindenayýrmak için kullanýlýr.

Yazar ve yayýncý hakký o çaðlardabilinmez, her yazar metnin çoðaltýl-masýný ayný zamanda birden çokyayýncýya býrakabilirdi. Bir kitaba sahipolan herkes dilerse ona eklemeler yapýpbazý sayfalarý içinden çýkarabilirdi.M.S.IV. yüzyýlda þair Symmachus,dostu Ausonius'a yazdýðý bir mektuptaþöyle diyordu.

"Belli sayýda þiiri teslim ettiðinzaman, onlar üzerindeki tüm hakkýnýyitirirsin; bir söylev bir kez yayýn-landýðýnda, o artýk herkese ait olan birþeydir."

Yazara ücret ya da telif hakký diye birþey ödenmezdi, yayýncýlar bu iþten parakazanýrken yazarýn tek kazancý þan veün idi. Klasik çaðda ve Hellenistikdönemde, bugünkü anlamýyla kitap

Page 26: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI24

ticareti diye bir þey yoktur, ancak bazýyazýlý belgelerden; özellikle Atina,Bergama (Pergamon) ve Teos, Ephesosgibi kentlerin Agora'larýnda kitap satanbelirli yerler olduðunu öðreniyoruz.

Antik Helen Uygarlýðýnda Kitap Kýyýmý

Antik Çað araþtýrmacýlarý çoðu zamaneski Helen ve Ýyon uygarlýklarýnda kitapve düþünce suçu düþmanlýðýnýn hiçbirzaman olmadýðýný öne sürerlerse de bazýörnekler bu konuda onlarýn pek de haklýolmadýklarýný ortaya koymaktadýr.

Ancak kitap yasaklamalarý ile ilgiliolarak elimizdeki örnekler genellikle EgeDenizi'nin Batý kýyýsýndaki Helen uygar-lýðýna aittir, Ege'nin Doðu kesiminde yeralan Ýyon uygarlýðýnda bu türlü bir kitapyasaklamasýna bu güne deðin rastlana-mamýþtýr.

Atinalý aydýn devlet adamý Perikles'indostu Abderalý Protagoras (M.Ö 481-

Sunmaya çalýþtýðýmýz konununana temasý; düþünce özgürlüðü-

nün bir çeþit simgesi ya da simge-lerinden birisi olan kitap'týr.

Kitap, bilginin kaynaðý, düþünceözgürlüðünün simgesi olarak

sunulmakta, tarih boyunca yapý-lagelen kitap düþmanlýðýnýn ince-lenmesi, baðnazlýðýn tarihi olarak

deðerlendirilmektedir.

Düþünme: Tefekkür, Ýdrak,Teemmül, Zihin, Us, Þuur, Pensée

(Fr), Gedanke (Alm), Thought(Ýng), Pensiero (Ýta), Reflexion,

ReflectionFelsefe kitaplarýnda düþünme

için: "Usun kendi kendisini bilgikonusu yaparak, zihinsel (ansal)çalýþmayý incelemesi." biçiminde

bir taným yapýlmaktadýr.

Fransýzca düþünce anlamýnagelen pensée sözcüðü Latince

tartmak, karþýlaþtýrmak anlam-larýný taþýyan pensare kökündentüretilmiþtir, düþünceleri ölçerek

ve kýyaslayarak incelemekanlamýna gelir.

Bir bakýma düþünme eylemi bil-giye yönelen tüm ussal olaylarý

dile getirir; algýlama, duyma,kavrama, isteme, tasarlama,

imgeleme gibi bilinç olgularý'nýntümünü içerir.

Page 27: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI25

411) yazdýðý Peri Teon (Tanrýlar Üzerine)adlý kitapta "Tanrýlarýn ne var olduklarýnýne de var olmadýklarýný, ne de þekillerinibilmeye gücüm yeter; çünkü onubilmeme birçok þeyler engel oluyor;özellikle bu sorunun karanlýðý ve insanömrünün kýsalýðý. Oysa insan üzerine çokþey söyleyebilirim. Çünkü insan herþeyin ölçüsüdür." biçiminde bir tümcekullanýr. Bu kitabý o günkü gelenekleregöre dostu Euripides'in evinde okuduðuzaman orada hazýr bulunan karþýt görüþlübir politikacý, toplum düzenini bozduðuiddiasýyla Protagoras hakkýnda dinsizlikdavasý açar.

Bu dava sonunda kitap yakýlmayamahkûm olur, Protagoras ise Sicilya'yakaçarken bir gemi kazasýnda ölür. Ünlütrajedi yazarý Euripides, Palamedes adlýtrajedisinde bu ölümü þöyle dile getirir:

"Heyhat o bilgeyi, esin perilerinin ogünahsýz bülbülünü öldürdünüz."

Protagoras'ýn kitaplarýnýn yakýldýðýAtina Agora'sýnda bu kitaplar yakýlýrkenayný Agora'da yasaklanmýþ baþka birkitabýn da açýkça satýlmasý AntikHelenlerde kitap yasaklama iþlemininpek fazla ciddiye alýnmadýðýnýn, sadecemahkeme kararýnýn uygulanmasý açýsýn-dan göstermelik yasaklamalaryapýldýðýnýn göstergesidir.

"Ýyonya'nýn Klazomenai kentinde(Ýzmir ilinin Urla ilçesinin bugünkü adýile Kilizman beldesi) doðan, sonralarýAtina'ya felsefe dersleri vermek üzeregiden Anaksagoras (M.Ö.500-428),yazýlarýnda, söylemlerinde "halkýn taptýðýtanrýlara inanmadýðýný" açýkça dile

Düþünme anlamýna gelen ikincisözcük olan reflexion ise Latincereflexio kökünden türetilmiþtir,asýl anlamý yansýma demektir.

Düþüncenin baþlangýcýnda kuþkuvardýr, bize öðretilen kavram-larýn nedenselliðini, birbirleriyleiliþkilerini, neden ve sonuçlarýnýkuþku ile karþýlamayabaþladýðýmýz anda düþüncebaþlamýþ demektir.

Alman düþünürü Kant, düþün-mek yargýlamaktýr biçiminde birtaným yaparken, Ýngilizdüþünürü J. Locke düþünmeyibilincin kendi üstüne dönerekkendi iþlemleri hakkýnda bilgiedinmesi olarak tanýmlar. Butaným iki katlý bir düþünmeyiyani düþünmenin düþünülmesini(Osmanlýca teemmül, Fr. reflex-ion) anlatýr ve normal düþünmeolan, Osm. tefekkür, Fr. pensée'-den ayrýlýr, buna "iç düþünme"adý da verilir.

Aristoteles'e göre düþünme,insaný hayvandan ayýran belir-gin bir özniteliktir, usun baðým-sýz ve kendine özgü eylemidir,ayýrma, karþýlaþtýrmalar yapma,birleþtirme, baðlantýlarý vebiçimleri kavrama yetisidir.

Page 28: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI

getirdiði için "kutsal þeylere dil uzatmayasasý" uyarýnca mahkûm edilir. Sonra daPeri Fysesos adlý yapýtý yasaklanýr, ken-disi de yüklü bir para cezasýna çarptýrýlýr.Perikles gibi önemli bir dostu olmasaydýbelki de ölüm cezasýna çarptýrýlacaktý.

Anaksagoras Atina'dan kaçarakLampsakos'a (bugünkü Lapseki) sýðýnýr,üstelik orada hayli itibar görür ve oku-lunu açarak gençlere felsefe öðretir.Ölümünden sonra Lampsakos Agora'sýnaheykelinin dikildiði de söylenir.

"Abderalý atomcularýn en ünlüsüsayýlan Demokritos'un atomcu görüþüçaðdaþý birçok filozofun olduðu gibi ünlüPlaton'un da eleþtirisine uðramýþtýr.Birçok eserinde bu görüþü eleþtirenPlaton'un Demokritos'un bütün yapýt-larýný satýn alarak yakmaya kalkýþtýðýþeklinde söylenceler vardýr.

"Aydýn devlet adamý olarak tanýdýðýmýzPerikles'in, Atinalýlarýn Ispartalýlarayenildiði ünlü Peleponnes savaþýnýtarafsýz bir görüþle yazdýðý için tarihçihukidides'i (M.Ö.460-395) sürgüne yol-ladýðýný satýrlarýmýzýn arasýna ekleyelim.

Ne gariptir ki her devirde en çok zulmeuðrayan düþünce adamlarý olduðu haldezulüm ve adaletsizliði destekleyen,despotlara yeþil ýþýk yakan, fetva, aforozyetkisi verenler gene filozof, aydýn veulema olmuþtur. En iyi niyetli devrimci-leri yolundan saptýran onlarý çýkmazlarasürükleyen onlar olmuþtur. Biz bunaaydýnlarýn ihaneti diyebiliriz.

26

Düþünme özgürlüðünün bir anlamtaþýyabilmesi için onun düþündüðünü

açýklayabilme özgürlüðüyle birlikteolmasý gerekir. Özgürlük baðlý olma-mak, baðýmlý bulunmamak demektir,Descartes'in "Düþünüyorum öyleyse

varým." deyiþi bir anlamda insan var-lýðýnýn düþünme ile birlikteliðini de

vurgular. Düþüncenin ön ölçütü olanyaratýcý oluþ onun özgür olmasýyla

olanaklýdýr.

Düþünce özgürlüðü, doðuþtan var olanama çevrenin peþin yargýlarýyla,

inanç, korku, kaný, umutlarýn etkisiylekolayca kaybedilebilecek bir özgürlük-

tür. O beraberinde yeni düþüncelergetireceðinden ve bu güne deðin

toplumda yerleþmiþ bulunan kabulleri,inançlarý sarsmaya yöneleceðinden

insanlar ve toplumlar düþünce özgür-lüðünü kimi zaman bilinçsizce ve kimi

zaman bilinçli bir biçimde fakat genel-likle güdümlü olarak tepki ile

karþýlamýþlardýr.Çaðýmýzda en uygar ülkelerde

düþüncelerini açýklayabilme özgürlüðüdoðal ve olaðan bir durum gibi

görülür. Bizler bunu doðal bir hak gibisaymaya alýþmýþýz, oysa bu hakký

almak insanoðlunun yüzyýllarca sürenuðraþýlarý sonucunda var olabilmiþ,

ona varmak için aþýlan yollar kanderyalarýndan geçmiþtir. Bazý toplum-larda günümüzde bile bu özgürlüðün

olmadýðýný hatýrlayalým. Bir toplumca kabul edilmiþ ilkelerin

nedeni ve niçini hakkýnda yerli yersizsorular soran insanlar her dönemzararlý kiþiler sayýlýrlar. Düþünce

özgürlüðüne karþý oluþun belli baþlýnedenlerinden biri de budur.

Page 29: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI27

nsanlar tarih boyunca birbirleriylesavaþtýlar. Bu savaþlar iyi ile kötü,doðru ile yanlýþ arasýndaydý. Kar-

þý taraf düþmandý. Öteki taraf da karþý-sýný düþman gördü. Yani çatýþmak için,düþman olmak için birinci þart öteki-leþtirmektir. Ötekileþtirmek birlik bozar,ayrýþtýrýr ve eninde sonunda çatýþtýrýrinsanlarý. 20 yy'a kadar din ve ýrksavaþlarý yaptýlar. Irka dayalý savaþlaryeryüzünde iki dünya savaþýna yol açtý.Daha önce de din ve baþka topraklarasahip olmak, ulus olmak için savaþtýlar.Þimdi ise siyasal ve ekonomik egemenlikkavgasýný yine dinler, mezhepler, etnikkökenler, milletler üzerinden veriyorlar.

Yazarýn kitabýndan anlatacaklarým, son2000 yýllýk Dünya tarihini deðiþtirmeözelliði taþýmaktadýr.

M.S. 300 yýllarý civarýnda Batý RomaÝmparatorluðu yorgun, fakir durumda idi.Ýktidar mücadeleleriyle çöküþü yaþýyor-du. I. Konstantin (232-337) M.S. 306'dababasý ölünce "Agustus Cesar" YüceSezar ilan edildi. Roma Ýmparatorluðu

Bir Hristiyan Masalý Seyhun Güleçyüz

Bir Kitap:

Ý

Deðerli araþtýrmacý yazar Mine G. Kýrýkkanat'ýn "Bir Hýristiyan Masalý" adlý araþtýrma kitabýndan çok etkilendim. Sizinle paylaþmak istedim,beðeneceðinizi umarým.

Page 30: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI28

çok geniþ olduðu için birden fazla sezarlaidare ediliyordu. Konstantin Ýmparator-luðu tek elde topladý. Tarih onu artýk"Büyük Konstantin" diye anmayabaþladý. Kendi pagandý çoðu Roma'lý gibiama Hýristiyan oldu. M.S. 313'de"Milano Fermaný" ile hýristiyanlara uygu-lanan yýldýrma politikasýna son verdi.Aziz Petrus'un Vatikan tepesinegömüldüðü efsanesini yayýp ilk SanPietro bazilikasýný inþa ettirdi.

Büyük Konstantin pagan Roma'yý hýris-tiyanlýðýn Kudüs'ten sonraki merkeziyapmak istedi ama aklý fikri Doðudaydý.Ordularýyla yola çýktý feth ede ede Haliçkýyýlarýndaki Byzantium'a geldi. Çok aznüfuslu ve göz kamaþtýrýcý zenginliðiolan bu bu þehri kolay zaptetti. M.S.324'te Doðu Roma Ýmparatorluðunukurdu, baþþehrine de "Nova Roma" adýnýverdi. Ama daha sonra "Konstantinopo-lis" dendi bu muhteþem þehire. Þehiryenilenmeye baþladý. M.S. 330'da ilkAyasofya'nýn temelini attýrdýðýnda oyerde o zaman Apollon Tapýnaðý vardý vebu uygarlýk M.Ö. 600 yýllarýndan berioradaydý. M.S. 325'te Ýznik'de I.Ekümenik (küresel) Konsil'in toplantýsýnýyaparak hýristiyan öðretisindeki ilk anlaþ-mazlýðý çözdü Ýncil'lerin 4'e inmesinisaðladý. Bu toplantýya DoðuKiliselerinden gelen 300'den fazla dinâlimi katýldý. Bu konsilde onaylanan"Ýnanç Bildirisi" M.S. 325 yýlýndanberi tüm hýristiyan mezheplerinin ortakkabulüdür.

M.S.381'de ise hýristiyanlýðý 600 yýlayný çatý altýnda tutacak beþ devletin

patrikleri ile "Beþli Hükümet" yönetiminegeçildi. Bunlarýn içinde derecelenmevardý. Bunlar Roma, Konstantinopolis,Ýskenderiye, Antakya, Kudüs, kiliseleridiye sayýlýyordu. Konstantinopolisböylece Roma'dan sonra ikinci sýrayayerleþmiþti. Fakat Konstantin Patriðininonursal önceliði vardý ve son karar yet-kisi ve atamalar Ýmparator Konstantin'eaitti. Bir baþka deyiþle hýristiyanlýðýn güçmerkezi ister istemez Ýstanbul olmuþtu.Ýmparator eseri olan bu kenti BakireMeryem'e ithaf etti. M.S. 330'da AyaÝrini'deki görkemli ayin Roma Ýmparator-luðu'nun yeni baþkenti Konstantino-polis'in (Ýstanbul) tarihe doðuþu sayýldý.Roma'nýn resmi dili Latince olmasýnakarþýn fetih topraklarýnda daima Yunancavardý ve yer adlarýndan dinsel tanýmlaraher iki dil daima iç içeydi. Ýkinci tek tan-rýlý dinin adý da (Hristos'dan) Yunancakonuþulan Antakya'da konuldu.

31 yýllýk hükümdarlýktan sonraM.S.337'de ölen Büyük Konstantin'densonra Batý Roma'nýn son imparatoruFlavius Romulus Germenlere esir düþtüve tahtan feragat edince Batý Romaçöktü. Doðu Roma Ýmparatoru ZenonRoma emperyal otoritesinin tek meþruvarisi oldu. Þehir týpký þimdiki Vatikangibi hýristiyanlýðýn güç merkeziydi. YeniRoma'nýn tahtýnda 527-565 yýllarý arasýn-da hüküm süren Ýmparator I. Justinianuskaybedilen topraklarý geri alarak Doðu ileBatý'yý tekrar birleþtirdi. Roma Ýmparator-luðu neredeyse eski sýnýrlarýna kavuþtuk-tan sonra tüm Akdeniz havzasý GrekoRomen sanat ve kültürünün etkisi altýnagirdi. Justinianus hukuk ve devlet yöneti-

Page 31: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI29

minde yaptýðý reformlarla AntikRoma'nýn sonuncu büyük Ýmparatoruolarak tarihe geçti ve Konstantinopolisdünya baþkenti olarak en parlak döneminiyaþadý. Ne yazýk ki varisler zamanýndadevam edemedi.

8. yüzyýla gelindiðinde Hz. Ýsa'yý çar-mýha gerdirten ýrk olduklarý gerekçesiyleYahudi düþmanlýðý baþlamýþtý veÝslâmiyet henüz 100 yaþýndaydý.

Batý Roma uzun süredir emperyalotorite boþluðu yaþýyordu ve bir yandanda Germen saldýrýlarýyla boðuþuyordu.Kiliseyi temsil eden ama korumasýz kalanRoma'daki Papalýk makamý kurtuluþ içinçare aradý ve Hýristiyanlýðý çok etkileyen,krallarýn üzerinde güçlendiren çareyibuldu. Papalýðý Doðu Roma Ýmparator-luðundan (Konstantinopolis'ten)otoritesinden çýkarcak ve Batý'ya getire-cekti. Ama nasýl? Bunu ancak güçlü birÝmparator yapabilirdi. Sene 754 yýlý idi.Öyle bir yalan olmalý ki, güçlü birreferansa dayansýn ve herkes inansýn.Nihayet yalanýn kýlýfý Papalýk danýþman-larýnýn aklýna geldi: Büyük Konstantin'inhüküm sürdüðü 314-335 yýllarý arasýndailk Roma Papalýðýný yapmýþ olan olaneski Roma Patriði Silvestro güyaKonstantinopolis'te iken ölmek üzereolan Ýmparator Konstantin'i vaftizettiðinde kendine vasiyetini teslimetmiþti, üstüne bir de Ayný Silvestro'nunBüyük Konstantin'i cüzzam hastalýðýndaniyileþtirdiði mucizesi eklenmiþti. Bunuyazýp ortaya çýkarmak da o devrin ustahattatlarýna býrakýlmýþtýr. On sayfalýk busahte belge tarihe "Donatio Constantini"

Konstantinin Baðýþý olarak geçecekti veDünya tarihini deðiþtirecekti.

Böylece Papa Stefano'nun yalan dolan-la baþlattýðý plan Büyük Konstantin'inölümünden 417 yýl sonra bulunmuþ gibiortaya çýkarýlýp 754 de ilk desteði FransaKralý kýsa Pepin'in desteðiyle halkasunulmuþtu. Kral Pepin'e bununkarþýlýðýnda "Batý Roma Ýmparatoru"ünvanýný önerdi.

Ne yazýk ki Konsatantin 337'de ölmüþve bu vasiyeti teslim aldýðý söylenenPapa Silvestro ise 335 yýlýnda. Budurumda Ýmparator Konstantin'i vaftizedemezdi çünkü yaþamýyordu. Yalanýndelili buradan baþlýyordu.

Tarihin ilk 1000 yýlýnda eðitim sýkýsýkýya kilisye baðlý ve okur yazarlýktamamen ruhban sýnýfýn tekelindeydi.Krallar bile okuma yazma bilmiyordu.Böylece tarihten coðrafyaya, gökbilim-den týbba her bilim Kilisenin kontrolüaltýndaydý. Ayrýca pagan bilgin vedüþünürlerin býraktýðý yazýlý kayýtlar,Hýristiyan olmadýklarý için yasaktý. Amaruhban sýnýfý bu kadim bilgileri yine desakladý. O dönemde pagan bilgileriyleuðraþanlar, tedavi yapanlar büyücü, cadýveya þeytanla iþbirlikçi kabul edilipyakýlýyordu. Bilgiye eriþimi özenle engel-lenen halk her türlü hurafeye kolaycainandýrýlýyordu. Böylece Konstantin'inBaðýþý yazýtý kabul gördü ama hemensýkýca saklandý. Kilise'nin bilgi üstündekitekelini kýracak matbaanýn icadýna veaydýnlýða yani Rönesans'a da daha 700yýl vardý.

Page 32: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI30

Peki bu Papa kararýyla kralý Ýmparatoryapacak kadar deðerli vasiyette neleryazýyordu?

1) Doðu Roma Ýmparator Konstantinöldükten sonra Ekümenik (küresel)Papanýn yani tüm kiliselerin üstündekimevki olan Baþ Papalýðý Roma Patrik'iolan Aziz Silvestro'ya býrakýyordu.

2) Dünya durdukça Aziz Petrus'untahtýna oturanlarýn Ekümenik Papa ola-caðýný söylüyordu. Yani Hýristiyanlýðýndini merkezini Konstantinopolis'ten alýpRoma'ya veriyordu.

3) Ýtalya'daki tüm kentlerin yönetiminide Aziz Silvestro'ya býrakýyordu.

4) Herkesi Kutsal Roma Kilisesi'ninkanunlarýna tabi kýlýyordu.

5) Diðer dört kiliseyi (Antakya, Ýsk-enderiye, Kudüs, Konstantinopolis)Roma'ya baðlýyor. Böylece son söz hakkýolan Doðu Roma Kilisesi'ni geriye çekipBatý Roma Kilisesi'ni lider yapýyordu.

6) Roma Ýmparatorluðu'nun eskivilayetlerindeki bazý gayrýmenkulleri vebugünkü Vatikan ile Roma kentinin sýný-rýný oluþturan Laterno Sarayýný, impara-torluk ile senato armalarýný taþýma izniniPapalýk maiyetine miras býrakýyordu.

Papa Stefano'nun yalan dolanla baþlat-týðý bu planla Konstantin'in ölümünden417 yýl sonra bir yerlerde bulunmuþ gibiortaya çýkarýlan bu belge " KonstantininBaðýþý" diye halka sunuluyordu.

Þimdi size soruyorum, ÝmparatorKonstantin Doðu'da yeni bir baþkentkurup imparatorluðunu buradan idareediyorken malýný mülkünü ve EkümenikPapalýðýný neden emrindeki RomaPatriðine býraksýn? Mantýklý mý? Bunlaryetmemiþ gibi Franklarýn Kralýna rüþvetolarak Batý Roma Ýmparatoru payesiniveriyor. Kýsa Pepin ise buna karþýlýkDoðu Roma Ýmparatorluðu topraklarýnýsavaþla kazanýp bu devletlerin anahtar-larýný Papa'ya teslim ediyor. Böylecemülkiyetler Hýristiyan Roma'nýn kuru-cusu ve resûlüne devrediliyor. "PapaDevletleri" diye anýlan bir kurum böylecekuruluyor. Özetle Vatikan'ýn temelleriatýlýyor. Sahte vasiyete bakýn neler yap-týrýyor!.. Daha bitmedi... Böylece ÝtalyaResûl Petrus'un selefleri Papalarýn ege-menliðine giriyor. Papa Silvestro(sahtekâr) aziz ilan ediliyor. Bir 31 Aralýkgecesi öldüðü için tüm Hýristiyan âlemi31 Aralýk gecesini Aziz Silvestro bayramýdiye hâlâ kutluyor.

768'de Fransýzlarýn atalarý Franklarýntahtýna Kýsa Pepin'in oðlu Þarlman(Büyük Þarl) oturuyor. Þarlman buvasiyetin çakma olduðundan emindi veBatý Roma'yý, güçlerini aldýktan sonra,Doðu Roma'dan koparmak için plan-landýðýný biliyordu. Bu yüzden PapalýkDevleti'nin varlýðýný reddetti. Roma'yýfethetti. Avrupa'ya sahip olmak istediðiiçin önce dil ve din birliðini saðladý.Böylece dinsel ayin dilini kadim RomaKilisesi geleneðine göre Latinceyeuyarladý. Roma Kilisesi onunla anlaþmayaptý. Rüþvet olarak savaþ ganimetlerialtýnlarý verdi. Þarlman hem zengin hem

Page 33: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI31

de Roma Kilisesi'nin koruyucusu oldu.Orta Avrupa ve Balkanlarý istila etti.Ordularýna Slav ve Germenleri kattý.Sarayýný Almanya Aachen'de kurdu.Avrupa tarihinin ortak efsanesi olanÞarlman 19 yüzyýl Victor Hugo'nun"Yüzyýlýn Efsanesi" kitabýnýn kahramanýolmaktan öte Birleþik Avrupa hayalininatasýdýr. Avrupa Topluluðunun kurucuüyeleri tam da Þarlman'ýn kurduðuimparatorluðun üyeleridir: Almanya,Fransa, Belçika, Hollanda, Ýtalya,Lüksemburg.

Bakýn daha bizim sahte vasiyetsayesinde neler oluyor!.. 800 yýlýndaPapa Leo Þarlman'ý "Romalýlarýn Ýmpara-toru" ilan etti. Yani Papalýk meþruiyetinisaðlayýp, mülkün tapusunu sunanvasiyete dayanarak. Böylece Ortaçaðýnkaranlýðý krallarý da etkisi altýna aldý,kraldan çok kralcý Papalýk sayesinde.Ayrýca Vatikan'ýn gizli arþivlerinde yeralan bu sahte belge Dünya tarihinin enbüyük sahtekârlýðý ile Asya'yý Avrupa'danayýran siyasal coðrafyanýn da temeliniattý. Yazýlý halini çok az kiþinin gördüðübu düzmece baðýþ belgesi, toplumsalbelleðe atýflarla yerleþtirildi ve zamanlaalýþtýrýlýp tartýþýlmaz hâle getirildi.

809'da Þarlman, ÝmparatorKonstantin'in topladýðý Ýznik Konsil'indealýnan Kredo (inanç birliði= Ýsa Tanrý'nýnözünden varedildi) dogmasýný bozupyerine Filioque = Baba Tanrý ile oðulÝsa'nýn irade aynýlýðý diye özetlenenkuramý yerine koydu. Böylece Doðu veBatý Kiliselerinde ayrýlýk çanlarý çalmayabaþladý. Bu arada Roma ruhban sýnýfýnýn

dokunulmazlýðýný saðlamak için 833yýlýnda Roma'nýn ilk Hýristiyan Ýmpara-toru Konstantin'in zamanýnda kaydageçmiþ çakma fetvalar hazýrladý. Bu fet-valar Kilise'yi baþtan aþaðýya "yargýlana-maz" zýrhýyla donattý. Sonunda 979'da 7.Benedictus tarfýndan söze döküldü vevarlýðý kayýtlara geçti.

Peki bu arada kadýn nerdeydi? Tabii kiadý bile yoktu. Onu Tanrý annesi (Hz.Meryem) aziz, kahraman yaptýlar ölüolarak, canlý olarak ise ancak 6 yüzyýldadini görevli diye manastýrlara soktular.

Batý ve Doðu Roma Kiliseleri arasýnda-ki rekâbet Konstantin zamanýndan berivardý ve giderek arttý. En önemlisi de dilrekâbetidir. Doðu Roma halký Yunancakonuþuyordu ama devletin resmi diliLatinceydi. Bu yüzden Doðu Roma'yaGreko Romen de deniyordu. ZatenÝncil'in þimdiye kadar bulunan en eskiyazýlý örneðinde, Eski Ahit Ýbranice, YeniAhit Yunanca idi. Yeni Ahitte sadecesýnýrlý sayýda Aramice bölümler vardý.1054'deki bu bölünmede Roma Kilisesiönce Latinceyi kabul ettiði için LatinRoma Kilisesi adýný aldý, sonra daKatolik kelimesini kullandý Latin yerine.Katholike = Evrensel anlamýna geliyorYunanca. Latince evrensel= Univer-salist'dir, bunu beðenmediler. Böyelce 16.yüzyýldan itibaren Katolik Kilisesi oldu.Batý Roma Kilisesi'nin dili Latincedir.Doðu Roma Hýristiyanlarýn da GrekoRomen Kilisesi temsil etti ve dillerYunanca oldu. Tüm Hz. Ýsa dinini kabuledenlere hýristiyan dendi. HristosYunanca Ýsa demektir.

Page 34: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI32

"Birbirinizi sevin" diyen sevgi peygam-beri Hz. Ýsa'ya karþý 754'de ortaya çýkansahte vasiyetden 400 yýl sonra bu kilise-ler, temelde siyasal egemenlik olan, dinkavgalarýný uluslararasý savaþlaradönüþtürdüler. 1095'den 1270'e kadar 100yýl savaþtýlar. Latin Hýristiyan haçlýlarDoðu Roma Ýmparatorluðunu talan etti-ler. Buralardan temel eserleri, kutsalemanetleri ve çok büyük bilgi birikimini,ganimetleri Avrupa'ya getirdiler Ýskende-riye Kütüphanesi’nden sonraki en zenginve deðerli kitaplarýn bulunduðu Konstan-tinopolis Kütüphanesini, Patrikhanebinasýný ve Fenerli Azize MeryemKilisesi'ni talan ettikten sonra yaktýlar.Hazineyi Roma'ya taþýdýlar. Haçlýlar,Roma ve krallar zengin oldu. RomaKilisesi krallara borç verir hâle geldi.En önemli geliþme Avrupa'ya uygarlýðýntemellerini taþýdýlar, ticarette söz sahibioldular. Yani Güneþ Doðudan doðmuþtur.Bitmedi þu çakma vasiyetin yaptýklarý....

1204'de Haçlý iþgâli sýrasýnda DoðuRoma'dan kaçabilen Roma soylularý, biri"Trabzon Ýmparatorluðu" diðeri "ÝznikÝmparatorluðu" olarak iki ayrý devlet kur-dular. Konstantinopolis EkümenikPatrikliði makamý ve merkezi Ýznik'deyapýlandý. Doðu Roma'dan artakalansaraylýlarýn Fener Patrikhanesine dönüþü1261 yýlýnda olmuþtur. Papa'nýn atadýðýLatin Patrik ve papazlar kentten kovuldu.Kiliseler tekrar Ortodoks ritüellere dönüpEkümenik Patrikliðe baðlandýlar. 1054'de4. Haçlý seferinden sonra Doðu ve BatýRoma Kiliseleri iki mezhebe ayrýldý.Ekümenik konsillerin kurallarýna uyanhýristiyanlara Ortodoks, yani doðru yolu

izleyenler deniyordu. Bunlar Ýsa öðretisi-ni Yunanca yazýp okuyordu. Ýsa öðretisiniLatince yazýp okuyan Batý Romalýlarýnmezhebiyse "Latin Rumlar" diye anýldý.Görüyoruz ki, Büyük Konstantin'in Ýstan-bul'a yerleþmesi nelere malolmuþ. PekiÝmparator ya Batý Roma'da kalsaydý nelerolabilirdi?

Katolik Roma Papalýðý ile kendi kur-durduðu Kutsal Roma-Germen Ýmpara-torluðu'nun arasý bozuldu. Bunun sebebiPapalýðýn , 1455'de Gutenberg'in mat-baayý bulmasýyla halkýn aydýnlanmasýnadirenmesidir. Büyük dil bilgini LorenzoValla'nýn 1440 yýlýnda yazýmýný bitirdiði"Konstantin'in Sahte ve Yalan BaðýþýnaDair Bildiri" adlý incelemesinin mat-baadaki ilk baskýsý 1506'da, ölümündenelli yýl sonra yapýldý. Kutsal metinlereeleþtirel bakýþýn geliþtiði ve bilimselbuluþlarýn birbirini izleyeceðiAydýnlanma baþlýyordu. Toplumdaprotestolar arttý. Germen çoðunluðunkararýyla Protestan Kilisesi kuruldu.Mücadeleleri 1520'den 1787'ye kadar250 yýl sürdü. Papalýk taraftarlarýndançok zulüm gördüler. Liderleri MartinLuther'dir. Bu sýralarda Ýngiltere de kendiAngilikan Kilisesini kurdu ve Angilikanmezhebini benimsediler.

Gelelim Doðu Roma'ya. Yüz yýl sürenHaçlý Seferleriyle çok güçsüzleþti ve1453'de Osmanlý Sultaný II. Mehmet(Fatih) tarafýndan feth edildi. Bu fetihtenyüz yýl sonra 1557'de Latince yazýlanbir kitapta 1123 yýl Doðu Roma diye bili-nen bir imparatorluktan Bizans diyebahsedildi.

Page 35: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI33

Batý Roma 476'da yýkýldý ve Batýlýlarýnhiçbir zaman benimseyemedikleri DoðuRoma Ýmparatorluðu 1123 yýl ayaktakaldý. Roma ordularýnýn M.Ö.189'da fethettiði bu topraklardaki varlýðý 1642 yýllýkbir tarihe yayýlýr. Doðu Roma'dan öncebu topraklarda 600 yýldýr Bizans'lýlarvardý ve Konstantin Ýstanbul'u küçük veçok zengin Bizanslýlardan aldý. DoðuRoma Ýmparatorluk halký yaþadýðýdevlete Yunanca "Basileia Rhomaion"(Roma Ýmparatorluðu) kendilerine ise"Romalý" adýný verdiler. Osmanlýlar tammülküne sahip olduklarý bu bu eskiimparatorluða ve tebaasýna "Rumeli veRum" dediler.

Peki 1557 yýlýnda Hieronymus Wolfadlý Alman tarihçisi, Doðu Roma Ýmpara-torluðu üzerine yaptýðý bir çalýþmayý"Corpus Historiae Byzantinae" diyeyayýnladý. Neden "Bizans" demeyebaþladýlar bu kadim imparatorluða? Sahtevasiyetin tesiriyle Doðu Roma Ýmparator-luðu'na küçücük Bizantion'dan türeterek"Bizans"n adýný verdikleri batýnýn perde-sini kaldýrýnca altýndan bakýn ne çýkýyor?!

Latin Katoliklerin Hýristiyanlýk âlemiliderliðini Grek Ortodokslardan çaldýk-tan sonra giriþtikleri ikinci büyüksahtekârlýk, bu yapay adlandýrmadýr.Wolf elbette Katolik bir Almandýr.Latince yazdýðý Bizans Tarihi, RomaKatolik Kilisesi'nin Ortodoks Roma'yýinkâr kurgusuna çok deðerli bir katkýdýr.

Diðer bir sebebi, Ekümenikliðin kay-naðýný unutturmak. 6. Yüzyýldan beri"ekümenik" yani "küresel" sýfatýnýtaþýyan Konstantinopolis EkümenikPatrikliði'nin hýristiyan âlemine öncülükyetkisini 8. Yüzyýlda düzmece birvasiyetle "Katolik" adýný (evrensel) alanRoma Papalýðý'na kaptýrdý.

Bir baþka sebepse, Osmanlýlarýn kocabir Doðu Roma Ýmparatorluðu'nu fethet-mek yerine küçük bir Bizans'ýzaptetmesini zihinlere yerleþtirmek,Osmanlýyý küçültmek. Buna raðmengerek tarihçiler gerekse halklar biryüz yýl daha Fatih'in baþkentini alarakyýktýðý devlete Doðu Roma Ýmparator-luðu demeye devam etmiþlerdir. 17.Yüzyýldan itibaren Doðu Roma tamamenuyduruk bu adla anýlmaya baþlanýr.

Bir diðer önemli nokta da, Doðu RomaÝmparatorluðu'nun ortodoks ahalisi baþtaUkrayna, Rusya, Belarus slavlarý, Gürcü,Bulgar, Sýrp, Makedon, Rumen ortodokskiliseleri en üst makam olan Konstantino-polis Patrikliði'ne baðlýydýlar. 1448'deMoskova Patrikliði kendi baðýmsýzlýðýnýilan etti. Zamanla "Üçüncü Roma, Mos-kovadýr" iddiasýna dönüþtü. MoskovaPatrikhanesi halen iddiasýný sürdürüyor.

Okuduðum, sizlere anlattýðým buncabelgeli bilgilerden sonra söyleyeceðimtek söz: Hiçbir þeyin deðiþmediðidir tarihboyunca...

Page 36: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI

iç fotoðraflarýnýzda sise veyadumana benzer, yuvarlak þekil-li, içi görünür þeffaf baloncuk-

lara rastladýnýz mý? Bazý baloncuklarflaþlý fotoðraflarda kendini göstermek-tedir. Bazýlarý ise akþamlarý daha belir-gin olup, gündüz çekiminde daha trans-paran (þeffaf) bir þekilde görünürler.

Onlara Ýngilizce'de 'orb' denilmesininsebebi küreye benzeyen þekillerindenileri gelmektedir. 'Orb' anlam olarak'küre, daire, gökcismi' demektir. Neolduklarina dair birden fazla sav var:

* Ölen kisilerin ruhlarý* Doða enerjileri* Çok boyutlu ýþýk varlýklarý* Elektromanyetik ýþýmalar* Bir takým belirlenemeyen bilinçli

varlýklar* Fotoðraf anomalisi* Havadaki toz zerreciklerinden yan-

sýyan flaþ ýþýðý

Þekillerine göre üç gruba ayrýlýyorlar:1. Orblar2. Huniler (funnels)3. Plazmalar

34

Orb Fenomeni

H

Resim: Jacquie tarafýndan Güney Avustralya’da çekilmiþtir.

Page 37: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI

Genel Özellikleri:

* Sürü halindeler ve organikler/can-lýlar.

* Soðana benzer cok katlý derinliklerivar.

* Hem fiziksel hem de eterik beden-leri var.

* Zekâ ve Bilince sahipler: Bazýmedyumlar onlarla konuþabiliyor.

* Hýzlýlar… Çok çok hýzlýlar.

Baþka bir boyuttan geldikleridüþünülüyor, bazý bilim adamlarý bizimboyutumuzda görünür olabilmek içinbazý ruhlarýn titreþimlerini özellikledüþürdüklerini ileri sürüyorlar.

Ve NASA'da görevli bilim adamlarýn-dan Prof Klaus HEINEMANNfotoðraflardaki paranormal orblargerçeðini desteklediðini açýklamýþtýr.

Prof. Klaus HEINEMANN, "DailyMail"in "Strange orbs of light" baþlýklýincelemesine katýlan birkaç biliminsanýndan biridir. Prof. HEINE-MANN, kendisiyle konuþan bir gazete-ciye, ruhsal þifacýlarýn bir toplantýsýnda,karýsýnýn çektiði fotoðraflarda minyatürAy'a benzer ýþýk dairelerinin bulun-duðunu gördüðü zaman çok þaþýrdýðýnýsöylemiþtir. Prof. HEINEMANN önce,bu ýþýklý lekeleri su ve toz parçacýk-larýyla ortaya çýkmýþ oluþumlar san-mýþsa da, sonra merakýný yenemeyerekyakýndan incelediði zaman onlarýn bukadar basit bir oluþum olmadýklarýnýanlamakta gecikmemiþtir. Mikroskop

teknolojisinde de epeyce bir deneyimve birikime sahip olan Prof. HEINE-MANN, resimlerin çekildiði kameradada bir arýza bulamamýþtýr.

"Bununla da yetinmeyen Prof.HEINEMANN" diyen H.COURTENEY, Daily Mail'e hazýrladýðýaraþtýrma yazýsýný þöyle sürdürüyordu:"Bu gizemli dairelere neyin nedenolduðunu düþünmeyi sürdürdü. Bununiçin karýsýyla birlikte orada buradayüzlerce dijital resim çekti durdu. Buoluþuma neden olan gizemli etkiyikeþfetmek istiyordu. Pek çok çekimdensonra buldular. Ýnanýlacak gibi deðildiama yakýn gerçek buydu: Evet, bugizemli daireler ("orb"lar) sadece,kendilerinden kameraya görünmeleririca edildiði zaman ortaya çýkýyorlardý!Ayrýca, spritüel nitelikli toplantýlardaonlarý çekme þansýna daha çok sahipoluyorlardý."

Prof. HEINEMANN bu ilk baþarýlýsonuca ulaþtýktan sonra durmadý ve busefer daha sýký ve kontrollü koþullaraltýnda çekimlerde çift kamera kullan-maya baþladý. Bu þekilde ve bu ikinciaþamada "orb" larýn saatte 500 milhýzla hareket edebildiðini saptadý vebeklenen ilk açýklamasýný yapmaktagecikmedi: " Bence artýk hiç kuþku yokki, orblar, pekâlâ þimdiye kadar insan-lýðýn tanýk olduðu, bu realitenin öte-siyle ilgili bir oluþum olabilir. Þimdiyekadar ruhsal âlemin varlýðý yokluðukonusunda ciddi ya da gayrý ciddi pekçok þey söylendi. Bence bu konunun

35

Page 38: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI

þakaya gelir yaný yok. Fiziksel olmayanama gerçek bir fenomenle karþý karþýyabulunuyoruz. Artýk sayýlarý giderekartan saygýn bilim insaný 'orblar'konusunu kabul ediyor."

Gazetenin bu konudaki ayrýntýlýhaberine göre, 2007'nin baþlarýnda"orblar" üzerine ilk uluslararasý konfe-ransý Arizona'da yapýlmýþtýr. Dünyanýnbirçok üniversitesinden konuyla ilgiliprofesörlerin katýldýðý bu konferanstaaðýrlýklý görüþ "orblar"ýn paranormalkökenli olmalarýyla ilgiliydi.Konferansa bildiri sunanlardan teorikfizik profesörü, madde ve þuur araþtýr-malarý konusunda Stanford Üniver-sitesinde uzman bir araþtýrmacý olanWilliam TILLER, Dünyada beþeriolarak bizlerin, görünen evrenin sadeceonda birini algýlayabildiðimizisöylemiþtir.

Ýrlanda Ulusal Üniversitesi'ndenteoloji profesörü Miceal LEDWITH de,"Bana göre, hiç kuþkusuz bu orbfenomeni gerçektir ve ciddi çalýþmalara

lâyýktýr. Elimizdeki birikim sadecebirkaç orb fotoðrafý deðildir. Dün-yanýn dört bir yanýndan gelen yüzbin-lerce gerçek orb fotoðrafý bulunuyorelimizde."

Vatikan'da Uluslararasý TeolojiKomisyonu Üyelerinden olan Mr.LEDWITH'in sadece kendi özel orbresim koleksiyonu 100.000 parçadanoluþuyormuþ. "Her boydan orb var: 3-5santimden, çapý 90 cm, 1 metreyekadar deðiþenler var. Ayrýca renk olarakda çeþitlilik gösteriyorlar. Beyazdanaltýn sarýsýna kadar her renkte olaný var.Zamanla kendi çekimlerimde anladýmki, çekimlerde flaþ gerekiyor, günýþýðýnda bile. Çünkü orblar floresanýþýkta daha iyi görülebiliyorlar;bildiðiniz gibi, fotoðraf flaþýnda dafloresan yayýný vardýr."

Mr. LEDWITH'e göre bir kýsmýbedensiz varlýklara, bir kýsmý daenkarne olmak üzere sýra ve zamanbekleyen bedensiz varlýklara aittir. YineMr. LEDWITH'e göre orblar, fizikselortamlara henüz hiç enkarne olmamýþbir tür enerji varlýklara ait oluþumlar daolabilirler…

Psiþik önemi olan mekânlarda"orblar"ýn fotoðraflarý daha güzel çe-kilmektedir. Spiritüel amaçlý ve ruhsalkonulu toplantýlar "orblar"ýn görün-tülenmesi için ideal fýrsatlardýr. Orblar,ruhsal þifa celselerinde de þifacýnýnyakýn çevresinde ve yoðun olarak daþifacýnýn elleri civarýnda görülür.

36

Page 39: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI

Deneyimli fotoðrafçý Anna DON-ALDSON da konferansa katýlanlararasýndaydý. A. DONALDSON ünlümedyum Keith WATSON'un da çalýþ-madayken birçok fotoðrafýný çekmiþtir.Ayrýca, A. DONALDSON büyükan-nesinin Batý Sussex'teki evi yakýnýndaoynarken kaçýrýlan Sarah PAYNEolayýnda da araþtýrmacýlara yardýmetmiþti. Kaçýrýlan Sarah'ýn, A. DON-ALDSON tarafýndan çekilen en sonresimlerinden birinde sanki alev alevyanan ýþýklý ve gizemli bir nokta daortaya çýkmýþtý. A. DONALDSONkonferansta yaptýðý konuþmada:

"Benim aslýnda paranormal ile aramaçýktýr, inanmam. Bu ýþýklý lekeninbulunduðu kareden dolayý makinemitekrar tekrar kontrol ettim, hiçbirbozukluk yoktu. Eðer makine de birþey olmuþ olsaydý, çektiðim tüm resim-lerde sýradýþý bir þey olmasý gerekirdi."

Nihayet deneyimli fotoðrafçýmedyum K. WATSON'u, çocuðunkaçýrýldýðý o noktada bir daha çekmeyekarar verdi ve o karede de mavi bir orbgörünmüþtü medyumun görüntüsününyanýnda. Ertesi gün ayný yerde çekilenresimlerde de orblar vardý ama renklerideðiþik: Bu kez turuncu renkte.

Arizona Üniversitesi'nden psikiyatriprofesörü Dr. Gary SCHWARTZ dakonferansýn konuþmacýlarý arasýndaydý.G. SCHWARTZ "orblar"la ilgili çalýþ-malarýný Katherine CREATH adlý optikbilimci ile birlikte yapmýþ.

Konferansýn sonunda tekrar söz alanProf. HEINEMANN, orblar konusun-daki araþtýrmalarýn henüz emeklemeaþamasýnda olduðunu ama eldekifotoðraflarýn daha þimdiden spritüelgerçekliðin bilimsel kanýtlarýný oluþtur-duðunu söylemiþtir.

Orblar Hakkýndaki Diðer Görüþler

** Ýnsanlar sadece belli bir frekansaralýðýnda duyabilmekte ve göre-bilmektedirler. Melek, Peri, Cin vediðer ýþýk varlýklar ise farklý birfrekansta titreþirler. Çok sayýda insan,sadece somut olana inandýðýndan, ruh-sal varlýklarýn olmadýðýný düþünüp, yoksayarlar. Bunun sonucunda bu varlýk-larýn sunduklarý yardým elinin farkýnavarmadan, umutsuz bir yaþam sürerler.Melekler ve Yükselmiþ Üstatlar insan-larýn dikkatlerini çekebilmek için, Orbolarak görünmeye baþlamýþlardýr.Böylece hem insanlara bir kanýtsunulacak, hem de Orb gören kiþi iletemas kurulabilecektir.

** Orblarýn daire þeklinde olmasýnýnsebebi nedir? Bir Orb görüntüsüyakaladýðýnýzda, siz ýþýk varlýðýn enerjialanýný görmektesiniz. Iþýk beden veyaMerkabah normalde 6 köþeli yýldýzþeklindedir. Varlýk geliþtikçe daire þek-lini almaya baþlar. Bu ise tamlýðý vebütünlüðü simgeler. Ayrýca küre diðerþekillerden daha yüksek bir enerjiyesahiptir ve enerji akýþýný kýsýtlayacakköþeleri yoktur. Ýçindeki varlýðý korurve seyahati sýrasýnda zarar görmesiniengeller.

37

Page 40: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI

** Orblar bir futbol topu büyük-lüðüne kadar çýkabilen bir ruhani birenerjidir. Çok yoðun, yüksek frekanslýyaþam enerjisini içermektedir. Orbfiziksel bir nesne deðildir, ama saf birenerjiden oluþmaktadýr. Yaþam enerjisiiçin bir anten gibi çalýþýr ve devamlý birþekilde enerji üretir.

Neden Her Fotoðrafta Orblar Görünmez ?

Orblar daha çok kutsal alanlarda, þifaseanslarýnda, ekin çemberlerinde ya dabelli bilinç seviyesindeki kiþilerin çek-tikleri resimlerde belirirler. Sevgi iþinanahtarýdýr.

Orblarý Nasýl Görüntüleyebiliriz ?

Sadece kalbinizi açýn, melekleri vevarlýklarý düþünün fotoðrafýnýza davetedin. Sonuca þaþýrabilirsiniz. Birçok

boyut bulunduðu ve hepsi farklý fre-kansta titreþtiðinden bir çok deðiþikrenk ve þekilde orblar görülebilir. Hermelek, baþmelek, ruh kendine özel birþekle ve renge sahiptir. Her Orb mer-kez bölgesinden ilâhi enerjiye baðlýdýrve en saf ilâhi ýþýðý yansýtýr. Dýþ hatkorunma hattýdýr. Korunma halkasýnýndýþýnda aura bulunur ve bu bölge sizinauranýzla temas eder. Böylece aranýzdabilgi alýþveriþi saðlanýr.

Orblarýn Renklerine Göre Anlamlarý:

1. Pembe: Doðruluk, dürüstlük2. Açýk Kýrmýzý: Yüksek enerji3. Kýrmýzý: Stres, huzursuzluk4. Altýn rengi: Serbest akamakta olan

enerji, tolerans5. Sarý: Ýkaz, uyarý6. Yeþil: Þifa7. Turkuaz: Eðlence, neþe

8. Açýk Mavi:Huzur9. Koyu Mavi.Koruyucu10. Lavanta:Tanrý ile barýþýkolmak11. Beyaz:Yüksek frekanskoruma12. Gümüþrengi:Telekinetik güç

KAYNAK: Psychic News

38

Resim: Özenç K. tarafýndan Kuþadasý’nda çekilmiþtir.

Page 41: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI39

ERDEM ETÝÐÝ

Erdem etiði, iyi ve erdemli insanlarýnyaptýklarý þeylere bakar. Eðer dürüstlükbelli bir sistem içinde erdem sayýlýyor-sa, yalan söylemek de kötü bir þeydir.

Bu yaklaþýmla ilgili zorluk, erdemlikiþinin baþka bir erdem uðruna (belkide þefkat) yalan söyleyebilmesidir.Çözüm, ideal kiþinin belli þartlardanasýl davranabileceðini dikkate almakolabilir.

Yalan - IIÇeviren: Nelda Bayraktar

Geçen ay, "Yalan Söylemek ve Etik Teoriler" baþlýðý altýnda "Sonuç Odaklý Etik Teoriler" ve "Evrensel Yasalarý Temel Alan Etik Anlayýþ" konularýnýincelemiþtik. Konumuza kaldýðýmýz yerden devam ediyoruz.

Page 42: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI40

FÝLOZOFLARIN YALAN ÝLE ÝLGÝLÝ GÖRÜÞLERÝ

Immanuel Kant

18. yüzyýl filozofudur. Kant, yalansöylemenin her zaman yanlýþ olduðunusavunmuþ bir filozoftur. Bu görüþünüde yalan söylemenin söyleyen için biraraç olduðuna dayandýrmýþtýr. Çünküyalancý, yalanýný istediði þeye ulaþmakiçin bir araç olarak kullanan kiþidir.

Kant ayrýca, bir þeyin evrenselyasalara uygun olduðunda, iyi sayýla-bileceðini öne sürmüþtür. Eðer yalansöylemenin doðru bir þey olduðunusöyleyen evrensel bir yasa olsaydý, ozaman hayat herkes için zor olurdu,çünkü o zaman kiþi yalan söylemekteya da eðer dilerse doðruyu söylemekteözgür olurdu. Böylece insanlar neyiciddiye alacaklarýndan hiçbir zamanemin olamayacaklarýndan, toplumçöküþe doðru gidecekti.

St. Augustine

"Her yalancý, bir baþkasýný kandýrmakiçin gönlündekine aykýrý olaný söyler".Bir Hristiyan Teologu olan St.Augustine (354-430) yalan söylemeninher zaman yanlýþ olduðuna inanmýþ birdüþünürdü. Ancak bununla birliktegerçek hayatta insanlarýn buna gerçek-ten uyarak yaþamalarýnýn zor olduðunuda itiraf etmiþti. St. Augustine,Tanrýnýn, insanlara, birbirlerinedüþüncelerini aktarabilsinler diye,konuþma yeteneði bahþettiðini, bundandolayý da konuþma yeteneðini kulla-

narak baþkalarýný kandýrmanýn, günaholduðunu iddia etmiþti. Yalan söyle-menin günah olmasýnýn temelinde birbaþkasýný bilerek aldatmak vardý.Augustine, bununla birlikte yalansöylemenin yapýlabilecek en doðrueylem olmasý durumunda, bazý yalan-larýn affedilebileceðine inanýyordu.Augustine'e göre yalanlar onlarýaffetme derecemize göre sekiz sýnýfaayrýlabilirdi:

* Din'i öðretirken söylenen yalanlar(Takiyye)

* Birisini inciten ve baþka hiç kim-seye yararý dokunmayan yalanlar

* Birisini inciten ancak bir baþkasýnayarar saðlayan yalanlar

* Birisini salt kandýrmak adýna söyle-nen yalanlar

* Bir konuþma esnasýnda gönüllerihoþ etmek için söylenen yalanlar

* Hiç kimseyi incitmeyen ancak birbaþkasýna yarar saðlayan yalanlar

* Hiç kimseyi incitmeyen ve birbaþkasýnýn tövbe etme olasýlýðýný açýkbýrakarak ona yarar saðlamayýamaçlayan yalanlar

* Hiç kimseyi incitmeyen ve birbaþka kiþiyi fiziksel lekelenmedenkorumak amacýyla söylenen yalanlar

St Augustine, tüm yalanlarýn yanlýþolduðunu inanýyor ancak, bununla bir-likte yalanlarýn da kendi aralarýndahiyerarþik bir sýnýflandýrmasýnýnolduðunu ve en altta olanlarýn daaffedilebileceðini söylüyordu. Bunagöre belli baþlý yalanlar þunlardý:

Page 43: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI41

* Ýçinde kötülük olan yalanlar:Baþkasýna zarar vermek için söylenenyalanlardýr. Kötü yalanlar ölümcülgünahlardýr.

* Þaka amaçlý yalanlar: Bunlaraffedilebilir yalanlardýr.

* Ýþgüzarlýk amacýyla söylenen yalan-lar: Bunlar bazen yarar saðlayabile-ceðinden affedilebilir.

* Ciddi bir tehdit altýndayken söyle-nen yalanlar: Örneðin bir esir kampýn-da yalan söylemek kiþiye avantajsaðlayabilir. Ýnsanlardan en fazla sem-pati toplayan yalan çeþidi: O yalanýsöylemediðinizde sizin veya birbaþkasýnýn baþýna korkunç bir þey gele-ceðidir. Bu yalanlar diðerlerine göredaha az kötüdürler çünkü daha büyükbir zarardan korumaktadýrlar. Bunlarmasum bir kurbanýn kendisini savunmaamaçlý eylemleridir.

Hangi tarz durumlarda yalanlarýnkabul edilebileceði düþünülebilir: Biryalanýn iyi sonuçlarý kötü sonuçlarýn-dan daha fazla olduðunda. Bu tarzyalanlar, aksi takdirde korkunç adalet-sizliklere maruz kalacak olan, masuminsanlarý korumak amacýyla söylenir.Öyle ki söylenmediðinde, geriyedönüþsüz zararlar meydana getirebilir.Ancak bu tarz zorlayýcý durumlar çoknadirdir, öyleyse yalanýn yanlýþ bireylem olduðu inancýna zarar vermezdiye düþünülür. Bu tarz yalanlar çokacil durumlarda söylenir ve söyleyen

kiþinin o an baþka hiçbir alternatifininolmadýðý bir zamandýr bu.

Tehdit edici durumlar acil durumlarabenzemez, çünkü uzun vadeyi kap-sayan tehdit edici þartlar mevcut ola-bilir. Böyle bir durumda yalan söyle-mek kiþiye hayatta kalma þansý vere-bilir. Gulag ve diðer konsantrasyonkamplarýnda esirler yetenekleriyle ilgiliveya esir arkadaþlarýnýn eksiklik-leriyle/yanlýþ davranýþlarýyla ilgilionlarý ele verecek en ufak bir þeysöylemezlerdi.

* Düþmanlara Yalan Söylemek Ýki ülke birbiriyle savaþtýðýnda,

doðruyu söyleme zorunluluðu daortadan kalkmýþ olur. Çünkü her ikiülke de savaþ stratejisi gereði birbiriniyanýltmak için elinden geleni yapacak-týr.

Ayný þekilde, her iki savaþan taraf dabirbirlerine gerektiðinde doðrularýgizleyecek ve yalan söyleyecek olanajanlar yollayacaklardýr.

Düþmanlara yalan söylemenin ikitemel argümaný vardýr: Düþmanlarzarar vermek amaçlý olduklarýndanarkadaþlar veya dostlar sýnýfýna sokul-mazlar ve ayný davranýþlara layýkgörülmezler. Düþmanlara yalan söyle-mek diðer pek çok kiþinin zarargörmesini engeller. Böylece iyisonuçlar terazide daha aðýr basar.

Page 44: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI42

DÝÐER YALAN TÜRLERÝ

“Karýmý asla aldatmadým”(Geçen Perþembe hariç)

“Kekleri ben aþýrmadým”(Tamam, belki o gün deðildi ama

diðer günler aþýrmýþtým ve ben kekaþýrma iþlemini hep yapýyorum. Farkedilinceye kadar iþler yolunda gidiyor)

“Resme dokunmadým”(Eldivenlerim dokundu)

Birinci kiþi karýsýný asla aldatmadýðý-na dair yemin ediyor, çünkü onu sadecegeçen Perþembe gününün dýþýnda hiçaldatmamýþ.

Ýkinci kiþi o gün kekleri ben aþýr-madým diyerek spesifik durum içindoðruyu söylüyor ama aslýnda o hepkek aþýran bir kiþi. Belki o gün yap-madýðýný söyleyerek doðruyu söylüyorama genelde tersini yaþýyor. Kekleriaþýrdýðý gün, keklerin aþýrýldýðýnýn farkedildiði güne denk gelmeyince ken-dince yalan söylememiþ oluyor.

Üçüncü kiþi ise resme dokunuyorama dokunmadým diyor, çünkü yeminetse baþý aðrýmaz misali, elindekieldivenlerin dokunduðunu söylüyor.

Sisela Bok, benzer söylemin doktor-lara hastalarý için önerildiðini söylüyorkitabýnda. Ateþi çýkmýþ bir hasta, dok-tora ateþinin kaç olduðunu sorduðunda,doktor aslýnda tersi doðru olduðuhalde: "Ateþiniz bugün normal" diye-

cek ama gerçek doðruyu yalnýzca ken-disi bilecekti.

DOÐRUYU HÝÇBÝR ÞEKÝLDE BÝLMEYE HAKLARI OLMAYANLAARAYALAN SÖYLEMEK

Alman Filozofu ve hukukçusu HugoGrotius (1583-1645) kiþi hiçbir þekildedoðruyu bilme hakkýna sahip deðilse,ona yalan söylemenin gerçekten yanlýþolmayacaðýný söylemiþti. Bu, bir þeyingerçekten yanlýþ ve adaletsiz olabilmesiiçin bir baþkasýnýn haklarýný ihlaletmesi gerektiði fikrinden doðmuþ olanbir vargý idi. Eðer birisinin doðruyubilmeye hiçbir hakký yoksa, o zamanyalan söylendiðinde, onlarýn haklarý daihlal edilmemiþ olmaktadýr.

Bu argüman, bir soyguncuya,paranýzýn olmadýðý yalanýný söylemeninasla yanlýþ olmadýðýný ifade eder. Ya dabir ölüm timine, aradýklarý kurbanýnnerede saklandýðýný söylememek de,etik olmayan bir davranýþ sýnýfýnagirmeyecektir.

Gelecek Ay: "Yalancýlara Yalan Söylemek", "Aldatmayan Yalanlar Günah Ýçerir mi?" "Beyaz Yalanlar", "Týbbi Yalanlar" Baþlýklarýyla konumuza devam edeceðiz.

Page 45: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI43

elâmlar sevgili varlýklar, benManyetik Hizmetten Kryon.Partnerim, bu mesajý senin

bedenin aracýlýðý ile vermek zorun-dayýz. Onun için uyum faktörünü birazdüzeltsen iyi olur. Partnerim bir þeylerhissediyor. Ona bugün hakkýnda bilgivermedim, ona derinlik ve hikmetverdim. Sorun olan onun bu akþamparatoner görevini üstlenmek isteme-yen tarafý. Partnerim bu akþam dinleyi-cilerin arasýnda olmak istiyor ve sahneýþýklarý altýnda olmayý arzu etmiyor.

Nereden baþlasam acaba? Bu songünlerde size verilmiþ olan bilgilermuazzamdýr ve dolayýsýyla sizlerinhazmetmeniz gereken çok þey var.Burada oturup size daha fazla bilgi ver-

mek yerine biraz tarih ve buradagerçekte nelerin olduðu hakkýndakonuþacaðýz. Bu o kadar da uzunsürmeyecek sevgili varlýklar.

Galaksinizin merkezinde bir olay var.Biz buna olay diyoruz ve bu, eskidenolan veya daha sonra olacak bir þeydeðil, olan ve her zaman olmayadevam edecek bir þeydir. Bu zamansýzolan bir olaydýr. Her zaman vardý.Biliminiz ona baktýðýnda onunGalaksinizin tam ortasýnda olduðunugörmektedir. Bilim insanlarý onun neolduðunu anlayabilmek için ellerindengelenin en iyisini yaptýlar ve nihayetonun bir tür tekillik olduðunu, bir çeþitmerkezi kuvvet olduðu söylediler vekara delik olarak nitelendirdiler.

S

ShastaYaz Iþýðý Konferansý 2014

Kryon Celsesi, Medyum: Lee Carroll, Çeviren: Necati Tarýman

15 Haziran 2014 Shasta Daðý

Page 46: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI44

Size yýllar önce onun bir kara delikolmadýðýný söylemiþtik. Böyle bir þeyidüþünmenin bile saçmalýk olduðunuçünkü en büyükten hücresel sisteme veDNA'ya kadar fizikte her yasanýn veher þeyin çift olarak ortaya çýktýðýnýsöylemiþtik ama sizler Galaksinin tamortasýnda tek bir þeyin olduðuna kararverdiniz. Oysa bu doðru deðildir.Galaksinin merkezinde bir çift vardýrve bu size açýklanamaz çünkü henüzgerekli olan bilime sahip deðilsiniz.Aslýna bakarsanýz, onun ne olabileceðiile ilgili kavrama bile sahip deðilsiniz.

Bugün size Ruh'tan, Tanrý'dan, büyükmerkezi Güneþten, kaynaktan veyabuna her ne demeyi seçerseniz, ondankaynaklanan sürekli bir yayýn olabile-ceðine dair imâlar yapýldý, buna iþareteden þeyler söylendi. Daha öncekicelselerden birinde, sizin 3 boyutunuzdýþýnda kalacak boyutlararasý biçimdefiziði tanýmlamýþ ve bunu itme-çekmeenerjisi olarak adlandýrmýþtýk. Bunuþimdiye kadar hiç tanýmlamadýk, hiçaçýklamadýk ve þimdi de yapamayýz.Bununla birlikte, söyleyebileceðimizþey orada bir çift olduðu ve sürekliyayýn yaptýðýdýr.

Size daha önce söylemiþ olduðumuzgibi, 3 boyut ötesine geçerseniz veorada çok boyutlu þekilde ne olduðunugerçek anlamda görebilirseniz, þimdiyegöre çok daha fazla görebilecekdurumda olacaksýnýz. Sizler þu andabunun tam kenarýna kadar geldiniz. Birsüre sonra daha iyi açýklayabilecekdurumda olacaðýz çünkü fizikçilerinizneyin ne olduðunu daha iyi kavraya-caklardýr.

Bugün fizikçileriniz Galaksiye baký-yorlar ve gördükleri her þeyi üç boyut-lu Newton tavrý çerçevesinde açýkla-maya çalýþýyorlar. Fizikçiler çok boyut-lu enerjilerin ve hattâ karanlýk mad-denin bile (ki ne karanlýktýr, ne demaddedir ama görünmezdir.) Newtonfiziðine uygun olduðunu iddia ediyor-lar çünkü açýklayabilmek içinellerindeki tek þey bu. Onlarýn bildik-leri tek þey bunlarý bir yapý içine yer-leþtirmektir. Oysa yapýlmasý gerekenþimdiye dek bilinenden daha büyükolan bir þey oluþturmaktýr.

Galaksinin kuantum halinde olmasý,onun geniþlemesine ve hattâ dönüþünebile bir açýklama getirebilir. Hýzlar hepaynýdýr. Her þey orada ama matematikhenüz yok. Ancak matematiðe henüzsahip olmamanýzýn bir sakýncasý yok,çünkü kýsa süre içinde elinizde olacak.Dolayýsýyla, þu aþamada siz siyah,beyaz ve grinin tonlarýný görüyorsunuzama benim size anlatacaðým renkli birhikâyem var. Bunu þu anda gerçekanlamda göremez ve anlayamazsýnýz.Bu nedenle size bilgileri vermekleyetineceðim ve size bir gün bu celseyidinleyip her þeyi anlayacaðýnýzýsöyleyeceðim.

Fizikçiler, fizikte iki yasa eksiktir.Aslýnda bunu bilmeniz gerekir. Her þey12'li sistemde gerçekleþir. Bununfarkýndasýnýz. Eskilerin ölçü sistemle-rine bir göz atýn. Onlar onlu sistemkulanýyorlardý çünkü el ve ayak par-maklarýnýzý saymak gibi bir kolaylýðývardý. Daha sonra 12'li sistem geldi vebunun bir nedeni vardý. Bu Galaksininve evrenin sistemidir. 360 derece deGalaksinin ve evrenin sistemidir.Kutsal sayýlara bir göz atýn. DNA'ya

Page 47: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI45

bir bakýn. Her þey 12 ile ilgilidir veiþleri biraz anlamaya baþladýðýnýzda buçok boyutlu fizikte önemli bir yer tuta-caktýr.

Her yerde itme-çekme enerjisi vardýrve bu sayede hayýrsever ve güzel enerjiyayýnlanmaktadýr. Bunun hepsini bura-da alabiliyorsunuz. Bu sizin Güneþiniztarafýndan sürekli olarak yayýnlanmaktave dünyanýn heliyosferinden geçerekdoðrudan manyetik aða, doðrudaninsan bilincine ve doðrudan tüm günboyunca üzerinde konuþtuðumuz ogörünmez dokuya gitmektedir ve buher þeyi deðiþtirebilir. Bilim bir güngörünmez kuvvetin, sizin 3 boyuttabildiðiniz her þeyden çok daha büyükolduðunu anlayacaktýr. Bunun gerçekgücü görünmezdir ve büyücek birkýsmý sizden kaynaklanmaktadýr. Busizin için yeni haber deðil herhalde.

O zaman þimdi biraz geriye çekile-lim. Gündönümlerinin devinimindekadim halklar dünyanýn yalpalamasýnýdikkate alarak bir takvim geliþtirdilerve belirli bir tarih itibarýyla eski ener-jinin devrinin biteceðini ilan ettiler.Bunun þerefine bir tören gerçekleþtirdi-niz ve buna "Lemuryalý Koro" adýnýverdiniz. O yerde ve o gün sizlereEpifizi kullanma talimatý verilmiþti.Sesler Üstat Yawee tarafýndan sezgiselve Akaþ kaynaklý hatýralar temelinedayalý olarak oluþturulmuþtu. Bu seslerikullanýp merkezi kaynaða þarký söyle-yerek çok boyutlu enerjiler yarattýnýzve böylece Galaksinin geri kalanbölümüne gerekli noktaya varmýþolduðunuzu ilan ettiniz.

O gün yapýlan bir celsede sizeanahtarý kilidin içinde döndürmüþ

olduðunuzu söylemiþtim. Sevgili var-lýklar, kapýyý açmakla, sadece anahtarýkilidin içinde döndürmek arasýndaciddi fark vardýr. Sizler benimle birliktekapýyý açma aþamasýndasýnýz. Bunutanýmlamak çok zordur. Son üç yýldayeryüzünde 24 adet mekan belirledikve bunlarý sýfýr ve düðüm noktalarýolarak adlandýrdýk. Bunlar çifter çiftergruplandýrýlýrsa, Dünyaya sizin tohumebeveynleriniz tarafýndan yerleþtirilmiþolan 12 adet itme-çekme enerjisizaman kapsülü oluþmaktadýr.

Þimdi bir an için duralým çünküsizler tohum ebeveynlerini anlayanakadar daha ileri gitmek istemiyorum.Bu varlýklarla þimdiye dek hiç karþýlaþ-mamýþ olduðunuzdan emin olabilirsinizveya onlarla hiç karþýlaþmamýþolduðunuzu düþünebilirsiniz veyaböyle bir þey size tuhaf ve garip gibigörünebilir veya yeniçaðcý olduðunuziçin ET'lere (dünya dýþý varlýklara)inanmak zorunda olduðunuzudüþünebilirsiniz. Ama gerçek sizinsoyunuzun yýldýzlardan geliyorolmasýdýr. Bunu daha açýk bir þekildeifade etmek mümkün deðil sanýrým.Sizin kimyanýz bu dünyaya ait olabilirama içinizdeki Pleiadeslidir. Bu neden-le, eðer Pleiadeslilere bakýp onlaratuhaf isimler verirsiniz, onlardankorkar ve onlarýn buraya fethetmekamacý ile geldiklerini söylersiniz.Sizlerin Pleiadesli olduðunuzgerçeðinin farkýnda varmanýzý istiyo-rum. Bundan daha açýk ifade edilebilirmi? Onlar sizi çok seven ruhsalebeveynlerinizdir ve bu Dünyada sizinkendi bilincinizi oluþturabilmeniz veDNA'nýzý kendiniz geliþtirebilmeniziçin sizden uzak durmalarýný gerektirenbir politika belirlemiþlerdir.

Page 48: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI46

Bunu ister beðenirsiniz, ister beðen-mezsiniz ama önceden belirlenmiþkader yoktur. Kadim insanlar siziniþaret noktasýný geçeceðinizi, dörtseferde oluþmuþ olan kalýbý beþinciseferde kýracaðýnýzý ve insan bilincindeilerleyeceðinizi tahmin etmiþlerdi.Bunu bir kez daha söyleyeceðim.Aslýnda bunu siz duymaktan usananakadar tekrar tekrar söyleyeceðim.Tarihçiler bu zamaný sayfanýn çevrilmiþolduðu zaman olarak belirleyecekler vebundan öncesini barbarlýk çaðý olarakadlandýracaklardýr. Ýþte potansiyeller bukadar farklýdýr. Uyanmanýn yerli yerineoturmasý için uzun yýllarýn geçmesigerekecektir. Nesiller gelip geçmeli,eski enerji ve eski düþünce tarzýtopraða karýþmalý ve yeni düþünce tarzýayný topraktan yeþerip çýkmalýdýr.

Ezoterik açýdan sizler artýk kapýyýaçmaya hazýrsýnýz. Bir gün sonra buodada büyük Epifiz toplantýsýndaþarkýlar terennüm edilecek, provalaryapýlacak, celseler gerçekleþtirilecek,alýþtýrmalar yapýlacaktýr. Eðer siz veben þu anda burada bir þey yapmazsakhiçbiri iþe yaramayacaktýr. Adý zamankapsülü olan 12 çift itme-çekme ener-jisi vardýr ve onlarýn içinde hiçbir þeyyoktur. Zaman kapsülü ifadesi onlarýniçinde zamanla ilgili olan bir þeylerinolduðuna iþaret etmek amacýyla mecazolarak kullanýlmýþtýr. Zaman þimdigelmiþtir. Bu kapsüller açýldýklarýndakapý gibi iþlev görürler ve hiçbir þeyiletmezler. Onlar aslýnda alýcý olarakiþlev göreceklerdir.

Bugün de duyduðunuz gibi, bilimdensöz ederken kesir sistemlerinin tekrarý,

küçüðün en küçüðünden büyüðün enbüyüðüne gitmektedir. Küçüðünsadeliðinin içinde bulduðunuz þeyyankýlanýp tekrarlanarak hayal edebile-ceðiniz en büyük þeye, içinde bulun-duðunuz Galaksiye gitmektedir. Büyükmerkezi kaynaktan yükseliþ statüsünegeçmiþ olan ve hepsinde alýcýlar bulu-nan özgür irade gezegenlerine iletilenitme-çekme enerjisi böyle çalýþmak-tadýr. Alýcý olmadýðý zaman düdüklütencere gibisiniz. Sizin alýcýlarýnýzýnortaya çýkýp birinci yýlda süreci baþlata-bilmesi için iþaret noktasýný geçmenizgerekiyor sevgili insanlar. Biz bunedenle o 12 çifti belirliyoruz.

Ýtme-çekme enerjisinin ne olduðunusize izah edebilmeyi isterdim. Aslýndaitme ve çekme ile hiç ilgisi yok amayapabileceðimin en iyisi budur. Buifadeyle size belirli nedenden dolayýileri geri gidip gelen bir sistem olduðusöylenmek isteniyor.

Sýfýr ve düðüm noktalarýnýn çiftolarak nerede bulunduklarýnýbelirlediðinizde, çift halinde iþ göre-bilmek için bunlar arasýnda en iyiiletiþim yolunun havadan deðil toprak-tan geçtiðini anlayacaksýnýz. Toprakiçinde yapýlan iletiþim! Tesla'ya selâmolsun demek gerekir. Dolayýsýyla, eðerçiftlerden biri bir yerde, diðeri dedünyanýn ters tarafýnda olursa, bu siziþaþýrtmasýn.

Þimdiye kadar üç çifti belirleyip sizebildirdik. Siz sistemin çalýþmasý içinneyin gerekli olduðunu bilmiyorsunuzama 12 çift içinden üçünün belirlenmiþolmasý sistemin devreye girmesi için

Page 49: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI47

yeterli deðildir zira kapsüllerin devreyegirmeleri ve alýcý olarak görev ifaetmeye baþlamalarý için belirli bir yüz-denin tutturulmasý gerekmektedir. Sizinhenüz bilmediðiniz ama bir gün elbetöðreneceðiniz formül bunu gerektiri-yor. Korolar üçünü devreye girmeyehazýr hale getirdiler.

Bu odada þarký söyleyecek olan koro,bu çifti devreye almýþ olacaktýr amahenüz buradakinin çifti belirlenmedi.Ben bu çiftin diðer yarýsýný belir-lediðimde, dört çift görev ifa etmeyehazýr gelmiþ olacaktýr. Dördüncü çiftdevreye girer girmez, hepsi alýcý olarakgörev ifa etmeye baþlayacaklardýr. Bugezegende daha yüksek bilince gidenhýzlý þeritli yol olacaktýr. Çünkü busizin arzunuzdur, çünkü bu sizinniyetinizdir ve çünkü bu sizin bu odadasahiplendiðiniz inançtýr.

Daðýn gölgesinde yaklaþýk 500kiþinin toplanmýþ olmasý tesadüfdeðildir. Bu akþam Adamus'un buradaolmasý, Aurelia'nýn burada olmasýtesadüf deðildir. Onlar uzun zamandýrbunu bekliyorlardý. Tohum ebeveyn-lerinizin etrafta duruyor ve zamanýngeldiðini söylüyor olmalarý tesadüfdeðildir. Þimdi en yeni çifti devreyesokacaksýnýz. Bu gerçekleþtiðinde,bazýlarýnýz bunu hissedecektir. ÞimdiShasta Daðýnýn çiftini ilan etmek isti-yorum. Bir düðüm noktasý olan ShastaDaðýnýn çifti, itme-çekme sýfýr noktasýolan Türkiye'deki Aðrý Daðýdýr.

Partnerim, anlaþýlan artýk Türkiye'yegitmen gerekiyor. Bu söylediklerimdendolayý senaryolar yazmayýn lütfen.

Bunlar biraraya getirilip yerleþtiril-diðinde Türkiye diye bir ülke yoktu.Bunlar biraraya getirildiðinde ABDdiye bir ülke de yoktu. Bunu anlaya-bildiðinizi sanýyorum. Bunlarýn yer-lerinin belirlenmesi aþamasý ile ilgiliolarak sýnýrlara önem atfetmeyin çünkügezegenin coðrafyasýnda, içindekicoðrafya ile ilgili daha büyük nedenlervardýr.

Size çiftin nerede olduðunu birazönce söyledim ama baðlantý henüzyapýlmadý. Baðlantý yapýldýktan sonrayeterli yüzdeye ulaþýlmýþ olacak vesüreç baþlayacaktýr. Sürecin 2013 yýlýn-da deðil de, 2014 yýlýnda baþlamasýdaha makul deðil mi? Baþlamazamanýnýn karmaþa, yeniden ayarlanmave yeniden düzenleme dönemi deðil de,þimdi olmasý daha makul deðil mi?Sözü edilen karmaþýklýk buradaki pekçok kiþi için ortadan kalkmayabaþlamýþtýr.

Þimdi hepinizin bana el vermeniziistiyorum. Burada pek çok kiþi ne yap-týklarýný bilmeyecektir ve eðer buonlarý rahatsýz ediyorsa, o zaman yap-mamalarý daha iyi olur. Diðerlerinin iseburaya gelme nedeni budur. Bu odadatutarlýlýk ve uyum olmasýný istiyorum.Ekranda gösterileni gördünüz mü?Kalbin neler yapabileceðini duydunuzmu? Ýnsan bilincinin farkýnda mýsýnýz?Sizlerin toplu olarak sahip olduðunuzgörünmez kuvveti biliyor musunuz?Bundan sonraki anlarda yapacaklarýnýzbu gezegeni çevirim içi hâle getirecek-tir. Yarýn haberlere göz attýðýnýzdaonlarýn bugünkü haberlerden veyadünkü haberlerden farklý olmadýðýný

Page 50: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

SEVGÝ DÜNYASI48

göreceksiniz. Çünkü bu iþlerinsonuçlarý çok yavaþ ortaya çýkar. Ýþlernesiller boyu sürer ama gezegen,Galaksi etrafýndaki yörüngesinde yeniyerlere geldikçe almasý gerekenialmaya baþladýðýnda, her þey yolunagirmeye baþlar. Hýzlý þeritte hareketsize yardým için buradadýr.

Odada uyum istiyorum. Adamusburada. Þu anda sessizlik içinde odak-lanmanýzý istiyorum. Sevginizi göstere-bilir misiniz? Kalbinizdeki o malumyere gidebilir misiniz? Çekirdeðinizeulaþabilir misiniz? Bunu beraberceyapmanýza ihtiyacýmýz var. Odadakiinanç amaca uygundur. Rastgelebiraraya getirebileceðimiz herhangi birgrupta olabilecekten fazla inanç var þuanda burada. Uyum oluþtu. Ýþte baþlý-yor. Louise bunun için sana teþekkürediyorum. Adamus buradayýz.Olmasýný ümit ettiðin þey oldu. Grupuyum içindedir. Grup dað üzerindeyoðunlaþýyor.

4 çiftin yeterli yüzdeyi oluþturarakçalýþmaya baþlamasý ile tepedeki þehirortaya çýkacak, 4 çift de uyanacak vezamanla diðerleri de uyanýp devreyegirecekler ve bilgi almaya baþlayacak-lardýr. Eðer insanlýk o bilgilere uyan-mak isterse, o bilgiler insanlýðayardýmcý olacaktýr. Ýnsanlýk tarihiboyunca hiç olmadýðý kadar hazýrdýrbuna. Bu binada ve bu uyum ve sevgiiçinde olanlar sonunda korkuyla deðil,sevinçle ve birbirlerini tebrik ederek,DNA'larý aynen onlarda olduðu gibiolduðu için Pleiadeslileri tohumebeveynleri olarak kabul etmektedirler.

Bu odada ortaya çýkmýþ olan sevginintepedeki þehre gönderilmesine izinverin. Bu ikisinin, sýfýr ile düðüm nok-tasýnýn, biraraya gelmelerine izin verin.Bu odada bazýlarý bunu sadece hisset-mekle kalmýyorlar. Burada büyük birþifa enerjisi ortaya çýkmýþtýr. Buradapek çok þey olabilir, eðer böyleolmasýný seçerseniz. Sizleri bunu his-setmeye davet ediyorum. Sizler doðruzamanda ve doðru yerdesiniz. Burada500 kiþi uyum içindedir. Bu uyum buodada bulunan herkesi ve bizim içinayný anda ve onlar için daha sonraki birzamanda bunu dinleyenleri etkileye-cektir. Þu anda bir enerji vardýr.

Baþtan beri burada bulunan maiyet þuanda kutlama yapmaktadýr. Bazýlarýnýzbu gece iyi uyuyamayacaksýnýz çünküsizin baþarmýþ olmanýz nedeniyle þuanda daðýn içinde bir parti veriliyor.Çiftin tamam olmasýna izin verin. Bugezegenin ilerlemesine izin verin. Be-nim burada olmamýn nedeni budur. He-pimizin bir düzeyde sahnede olma-mýzýn nedeni budur. Þu anda þimdiyedek hiç olmadýðý kadar ümit vardýr.

Acaba bu fazla ezoterik mi? Bazýlarýiçin öyle olabilir. Gelecekte benim buakþam sözünü ettiðim þeylere tuhafdenecek kadar benzeyen bilim olacak-týr. Burada çok önemli bir þeyin oldu-ðunu ve sizin de bunun bir parçasý ol-duðunuzu bilerek buradan ayrýlmanýzýistiyorum. Sevgili yaþlý ruh, doðru za-manda ve doðru yerde olmandan dolayýsana teþekkür ediyorum. Partnerimbeklenti içinde olmasýna þaþmamalý. Osizlerle birlikte olmak istedi.

Ve öyledir.

Page 51: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne

DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Haberleþme Adresi: [email protected] içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................2014 yýlý için tek dergi fiyatý: 7.00 TLAbone ücreti: Yurt içi 80 TL

Yurt dýþý 100 TLPosta Çeki No: 10214085 (Sevgi Yayýnlarý) Ýþ Bankasý IBAN:TR77 0006 4000 0011 0180 6837 24

“Lütfen Yeni Yýlda AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”

Page 52: SHASTA, Yaz Iþýðý Konferansý ORB FENOMENÝınları.com/arsiv/1408Dergi.pdfti, radyestezi, psikometri ve telekinezi gibi meleke-ler, önce ruh yönümüzün aldýðý ve beyne