Upload
phungtuong
View
237
Download
6
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI
ÇOKLU ZEKÂ KURAMI DESTEKLİ KUBAŞIK ÖĞRENME YÖNTEMİNİN
TÜRKÇE DERSİNE İLİŞKİN TUTUM VE OKUDUĞUNU ANLAMAYA
YÖNELİK AKADEMİK BAŞARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Bilge KUŞDEMİR KAYIRAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA – 2007
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI
ÇOKLU ZEKÂ KURAMI DESTEKLİ KUBAŞIK ÖĞRENME YÖNTEMİNİN
TÜRKÇE DERSİNE İLİŞKİN TUTUM VE OKUDUĞUNU ANLAMAYA
YÖNELİK AKADEMİK BAŞARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Bilge KUŞDEMİR KAYIRAN
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ayten İFLAZOĞLU
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA – 2007
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne,
Bu çalışma, jürimiz tarafından Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’nda YÜKSEK
LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan: Yrd. Doç. Dr. Ayten İFLAZOĞLU
(Danışman)
Üye : Yrd. Doç. Dr. Faruk YILDIRIM
Üye : Yrd. Doç. Dr. Mehmet KARAKUŞ
ONAY
Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
......./......./2007
Prof. Dr. Nihat KÜÇÜKSAVAŞ
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil
ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.
ii
ÖZET
ÇOKLU ZEKÂ KURAMI DESTEKLİ KUBAŞIK ÖĞRENME YÖNTEMİNİN
TÜRKÇE DERSİNE İLİŞKİN TUTUM VE OKUDUĞUNU ANLAMAYA
YÖNELİK AKADEMİK BAŞARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Bilge KUŞDEMİR KAYIRAN
Yüksek Lisans Tezi, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ayten İFLAZOĞLU
Ağustos 2007, 188 sayfa
Bu deneysel çalışmada, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin
ilköğretim beşinci sınıf Türkçe dersinde, öğrencilerin okuduğunu anlamaya yönelik
akademik başarıları ve derse ilişkin tutumları üzerinde etkisi olup olmadığı
araştırılmıştır.
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemi, araştırmanın bağımsız
değişkenini oluştururken, okuduğunu anlama başarısı ve Türkçe dersine ilişkin tutum
ise bağımlı değişkenlerini oluşturmaktadır. Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu
deneme modelinde tasarlanmıştır. Uygulama, 2005-2006 eğitim-öğretim yılı güz
yarıyılında, Adana İli Seyhan ilçesinde yer alan orta sosyo-ekonomik düzeydeki bir
devlet ilköğretim okulunun üç dersliğinde okuyan toplam 115 öğrenci üzerinde
gerçekleştirilmiştir.
Araştırmada, bir deney ve iki kontrol grubu kullanılmıştır. Uygulama, 12 hafta
sürmüştür. Dersler, deney grubunda çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme
yöntemine, kontrol gruplarında ise 2005–2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı’na göre
hazırlanan ders planları doğrultusunda işlenmiştir. Dersler, deney ve birinci kontrol
grubunda araştırmacı tarafından yürütülürken, ikinci kontrol grubunda sınıf
öğretmenleri tarafından yürütülmüştür. Çalışmada, ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yönteminin öğretim sürecindeki etkisinin ortaya konulabilmesi için nitel ve nicel
iii
araştırma yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak, araştırmacı
tarafından geliştirilen “Okuduğunu Anlama Başarı Testi” deney ve kontrol gruplarına
öntest-sontest olarak, “Türkçe Dersi Tutum Ölçeği” işlem öncesinde ve işlem
sonrasında uygulanmıştır. Ayrıca “Teele Çoklu Zekâ Envanteri” araştırmanın başında
öğrencilerin zekâ alanlarını belirlemek, “kişisel bilgiler formu” çalışma gruplarında yer
alan öğrencilerin kişisel bilgilerini almak üzere kullanılmıştır. Nitel verilerin
toplanmasında deney grubunda yer alan öğrencilerin sürece ilişkin görüşlerini
belirlemeye yönelik yarı yapılandırılmış görüşme formu ile “Grup Çalışmalarını
Değerlendirme Formu” kullanılmıştır.
Araştırmada başarı testi ve tutum ölçeğinden elde edilen veriler üzerinde,
istatistiksel teknik olarak kovaryans analizi kullanılmıştır. Analizlerde anlamlılık düzeyi
p<.05 olarak alınmıştır. Grup çalışmalarını değerlendirme ve yarı yapılandırılmış
görüşme formundan elde edilen veriler, nitel araştırmalarda kullanılan içerik analizi
yöntemiyle çözümlenmiştir.
Araştırma sonunda elde edilen verilere göre, başarı testi ve tutum ölçeği sontest
puanları açısından deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunurken;
kontrol grupları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme
formundan elde edilen sonuçların bir kısmı aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Öğrenciler, çoklu zekâ destekli kubaşık öğrenme yöntemi sayesinde, Türkçe
derslerini daha çok sevdiklerini, derse daha çok katılma isteği duyduklarını
söylemişlerdir. Ayrıca, bu yöntemin, başarılarını arttırdığını; arkadaşlarıyla daha iyi
kaynaşmalarını sağladığını; dayanışmayı, paylaşmayı ve birlikte çalışmayı öğrettiğini
ifade etmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Çoklu Zekâ Kuramı, Kubaşık Öğrenme Yöntemi, Türkçe
Öğretimi, Okuduğunu Anlama, Türkçe Dersine İlişkin Tutum
iv
ABSTACT
THE EFFECTS OF COOPERATIVE LEARNING METHOD SUPPORTED BY
MULTIPLE INTELLIGENCES THEORY ON READING COMPREHENSION
ACADEMIC ACHIEVEMENT AND ATTITUDES TOWARD
TURKISH LANGUAGE COURSE
Bilge KUŞDEMİR KAYIRAN
MA Thesis, Department of Elementary Education
Supervisor: Asst. Prof. Dr. Ayten İFLAZOĞLU
August 2007, 188 pages
The primary purpose of the study was to find out whether there are significant
differences in terms of reading comprehension achievement and the attitudes towards
the Turkish Language Course between the experimental group in which the cooperative
learning method supported by multiple intelligences theory (MIT) applied in the fifth
grade Turkish language course in elementary education was administered and the
control group in which “the traditional method based on the teaching of whole class
instruction” was administered.
The study was designed on the experimental group with pre-test and post-test
control groups. The study was conducted in a state/public elementary school the district
of Seyhan-Adana in the fall semester of 2005-2006 academic year. The application was
carried out on 115 fifth-grade students attending three classes. The study was conducted
in one experimental and two control groups, and lasted for 12 weeks. The courses were
done on the basis of schemes prepared for cooperative learning method supported by
multiple intelligences theory in the experimental group. As for the control groups, the
courses were done through the course plans prepared for traditional teaching methods.
While the courses were tought by the researcher in the experimental and the first control
group, they were taught by the class-teacher in the second control group. “Reading
Comprehension Achievement Test” and “Turkish Language Course Attitude Scale”
v
were administered as pre-test and post-test to both the experimental and control groups.
Furthermore, prior to the study “Teele Inventory for Multiple Intelligences” and
“Personal Information Form” was utilized to all of the participants. “Assesment Form of
Group Study” was used in order to determine the students’ opinions concerning the
experimantal processes. At the end of instruction, “Semi-Structured Interview Form”
was used for getting opinions about cooperative learning method supported by multiple
intelligence theory instructional teaching.
Covariance analysis was conducted on the data obtained from the achievement
tests and attitude scale. The level of significance was p<.05. Content analysis tecnique
was used in order to analyze the data obtained from “Assesment Form of Group Study”
and “Semi-Structured Interview Form”.
The results obtained at the end of the study indicated that while there was a
significant difference in favour of the experimental group in terms of the post-test
scores on the achievement test, no significant different was observed between the
control groups. Regarding the findings obtained from the “Turkish Language Course
Attitude Scale”, there was a significant difference among the groups in favour of the
experimental group. The results of the interview can be summerized as below:
The students stated that their willing to attend the courses has increased through
the cooperative learning method supported by multiple intelligences theory . They also
stated that this method increased their success, they go well with their friends and they
learned to share, solidarity and studying cooperatively.
Keywords: Attitudes toward the Turkish Language Course, Cooperative Learning
Method, Multiple Intelligences Theory, Reading Comprehension, Turkish Language
Education.
vi
ÖNSÖZ
Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan en önemli iletişim aracıdır. Dili
kullanmadan, sağlıklı bir iletişimden söz edilemez. Bireyin kendini anlatması,
anlatılanları anlaması dili ne kadar etkili kullanabildiğine bağlıdır.
Dil becerileri ancak kullanılarak gelişir. Dil öğretimi uygulamalı bir derstir,
derste öğrencilerin dil becerilerini etkili bir şekilde kullanmaları için farklı yöntemler
kullanılabilir. Öğrencilerin, sınıf ortamında küçük karma kümeler oluşturarak, ortak bir
amaç doğrultusunda, akademik bir konuda, birbirlerinin öğrenmelerine yardımcı
oldukları, küme başarısının değişik yollarla ödüllendirildiği bir öğrenme yaklaşımı olan
kubaşık öğrenme, öğrenci merkezli ve öğrencilerin dil becerilerini kullanabilmelerine
olanak sağlayan bir yöntem olduğu için tercih edilebilir.
Kubaşık öğrenme teknikleri, çoklu zekâ kuramındaki birçok zekâ alanına
yönelik kullanılabilir. Çoklu zekâ kuramını uygulamaya koymak, öğretmen merkezli
öğretim yerine, öğrenci merkezli öğretim yöntemlerini tercih etmek anlamına
gelmektedir. Türkçe derslerinde, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemi
kullanıldığında, farklı zekâ alanlarına sahip öğrencilere ulaşılması daha kolay olacaktır.
Ulaşılabilen kaynaklar çerçevesinde, ülkemizde geleneksel yönteme alternatif
öğretim yöntemlerinin Türkçe dersindeki akademik başarı üzerindeki etkilerine yönelik
deneysel çalışmaların oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Bu durumda farklı
tekniklerin uygulandığı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaç göz önüne
alındığında bu araştırmayla, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin
ilköğretim 5. sınıf Türkçe dersinde, öğrencilerin okuduğunu anlama becerileri ve derse
ilişkin tutumları üzerindeki etkileri sınanmaya çalışılmıştır.
Araştırma sürecinin planlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve
raporlaştırılması aşamalarında birçok kişinin katkısı olmuştur. Bu kişilerden, öncelikle
çalışmamın her aşamasında bana yardım edip, destek olan danışmanım sayın Yard. Doç.
Dr. Ayten İFLAZOĞLU’na; çalışma hayatıma başladığım ilk yıllardaki desteğinden
dolayı, ilk danışmanım sayın Prof. Dr. Müfit GÖMLEKSİZ’e; veri toplama araçlarının
geliştirilmesinde bana rehberlik eden sayın Yard. Doç. Dr. Faruk YILDIRIM’a ve
vii
Ayşegül KARABAY’a, yüksek lisans derslerini aldığım dönemdeki katkılarından
dolayı sayın Prof Dr. Adil TÜRKOĞLU’na, sayın Yard. Doç. Dr. Ahmet
DOĞANAY’a, sayın Yard. Doç. Dr. Mahinur COŞKUN’a ve sayın Yard. Doç. Dr.
Kamuran TARIM’a özellikle sonsuz teşekkür ediyorum.
Ayrıca çalışmanın değişik aşamalarında yardımını gördüğüm sayın Dilek IŞIK
ve özellikle teknik konulardaki desteğinden dolayı sayın Alper YONTAR’a teşekkür
ediyorum.
Araştırmanın yürütüldüğü okullardaki çalışanlara ve öğrencilere; bu çalışmayı
destekleyen Ç.Ü. Araştırma Fonu Saymanlığı’na (EF2005YL42); Ç.Ü. Sosyal Bilimler
Enstitüsü çalışanlarına; Eğitim Bilimleri Bölümü’ndeki, Sınıf Öğretmenliği ve Okul
Öncesi Anabilim Dalı’ndaki değerli hocalarıma ve çalışma arkadaşlarıma; çalışmada
emeği geçen ismini sayamadığım herkese teşekkür ederim.
Son olarak bana her zaman ve her konuda destek olan, yardımlarını esirgemeyen
annem Didem KUŞDEMİR’e, babam Ahmet KUŞDEMİR’e, kardeşim Elif G.
KUŞDEMİR’e ve araştırma süresinde hoşgörüsü, desteği ve sevgisiyle yanımda olan
eşim Turan KAYIRAN’a sonsuz teşekkürler.
Bilge KUŞDEMİR KAYIRAN
viii
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
Türkçe Özet ...................................................................... .............................. ii
İngilizce Özet ................................................................................................... iv
Önsöz ............................................................................................................... vi
Kısaltmalar Listesi ........................................................................................... xii
Tablolar Listesi ................................................................................................ xiii
Çizelgeler Listesi ............................................................................................. xv
Şekiller Listesi ................................................................................................. xvi
Ekler Listesi ..................................................................................................... xvii
BÖLÜM I
GİRİŞ .............................................................................................................. 1
1.1. Problem ..................................................................................................... 2
1.2. Amaç......................................................................................................... 8
1.3. Araştırmanın Önemi .................................................................................. 9
1.4. Sayıltılar .................................................................................................... 11
1.5. Sınırlılıklar ................................................................................................ 11
1.6. Tanımlar .................................................................................................... 11
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR .............. 13
2.1. Dilin Birey ve Toplum Yaşamındaki Önemi .............................................. 13
2.2. Anadili ve Türkçe Öğretimi ....................................................................... 14
2.2.1. Türkçe Öğretiminin Genel Amaçları ................................................ 17
2.3. Temel Dil Becerileri .................................................................................. 18
2.3.1. Dinleme. .......................................................................................... 18
2.3.2. Konuşma.......................................................................................... 18
2.3.3. Yazma ............................................................................................. 19
2.3.4. Okuma ............................................................................................. 21
2.3.4.1. Okumanın Niteliği ............................................................... 21
2.3.4.2. Okuma Eğitimi .................................................................... 22
2.3.4.2.a. Okuma Eğitiminin Fiziksel Unsurları ................... 22
2.3.4.2.b. Okuma Eğitiminin Zihinsel Unsurları .................. 23
ix
2.3.4.3. Okuma Türleri .................................................................... 24
2.3.4.3.a. Sesli Okuma ........................................................ 24
2.3.4.3.b. Sessiz Okuma ..................................................... 25
2.4. Kubaşık Öğrenme ...................................................................................... 26
2.5. Çoklu Zekâ Kuramı ................................................................................... 27
2.5.1. Zekâ Nedir? ..................................................................................... 27
2.5.2. Zekâya Önceki Bakış Açıları ........................................................... 29
2.5.3. Zekâ Kuramları ................................................................................ 30
2.5.3.1. İki Faktör Kuramı ................................................................ 30
2.5.3.2. Çok Faktör Kuramı ............................................................. 31
2.5.3.2.a. Thorndike’ın çok faktör kuramı ........................... 31
2.5.3.2.b. Guilford’un çok faktör kuramı ............................ 31
2.5.3.3. Grup Faktör Kuramı ............................................................. 32
2.5.3.4. Piaget’in Zekâ Kuramı ......................................................... 32
2.5.3.5. Sternberg ve Üç Aşamalı Zekâ Kuramı ................................ 34
2.5.4. Gardner ve Çoklu Zekâ Kuramı ....................................................... 35
2.6. İlgili Araştırmalar ...................................................................................... 42
2.6.1. Türkçe/Dil Öğretimi - Okuduğunu Anlama ve Kubaşık Öğrenme ile
İlgili Yapılan Araştırmalar .............................................................. 42
2.6.2. Çoklu Zekâ Kuramı ile İlgili Yapılan Araştırmalar............................ 50
2.7. Araştırmaların Genel Olarak Değerlendirilmesi ......................................... 61
BÖLÜM III
YÖNTEM ....................................................................................................... 63
3.1. Araştırma Modeli ...................................................................................... 63
3.2. Çalışma Grubu .......................................................................................... 64
3.3. Okuduğunu Anlama Başarı Testi ............................................................... 65
3.4. Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği ......................................................... 66
3.5. Teele Çoklu Zekâ Envanteri ...................................................................... 66
3.6. Kişisel Bilgiler .......................................................................................... 67
3.6.1. Cinsiyet ........................................................................................... 67
3.6.2. Doğum Yeri ..................................................................................... 67
3.6.3. Kardeş Sayısı ................................................................................... 68
3.6.4. Aile Büyüklüğü ............................................................................... 68
x
3.6.5. Öğrencilerin Oturdukları Evin Kendilerine Ait Olup Olmaması ....... 69
3.6.6. Baba Eğitim Durumu ....................................................................... 69
3.6.7. Anne Eğitim Durumu ....................................................................... 69
3.6.8. Baba Mesleği ................................................................................... 70
3.6.9. Anne Mesleği .................................................................................. 70
3.7. Veri Toplama Araçları ............................................................................... 71
3.7.1. Okuduğunu Anlama Başarı Testi ..................................................... 72
3.7.2. Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği ............................................... 75
3.7.3. Teele Çoklu Zekâ Envanteri ............................................................. 80
3.7.4. Kişisel Bilgiler Formu...................................................................... 80
3.7.5. Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu .............................................. 81
3.7.6. Grup Çalışmalarını Değerlendirme Formu ....................................... 81
3.8. Verilerin Toplanması ................................................................................. 81
3.8.1. Ön Deneme Uygulaması .................................................................. 83
3.8.1.1. Ön Deneme Uygulamasının Genel Olarak
Değerlendirilmesi ............................................................... 85
3.8.2. Deneysel İşlemler ............................................................................ 86
3.8.2.1. Öğretim Yöntemleri ve Uygulanması ................................. 87
3.8.2.1.1. Çoklu Zekâ Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme . 87
3.8.2.1.2. 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı
Doğrultusunda Yapılan Öğretim......................... 91
3.9. Verilerin Çözümlenmesi ............................................................................ 92
BÖLÜM IV
BULGULAR ................................................................................................... 94
4.1. Araştırma Denencelerine İlişkin Bulgular .................................................. 94
4.1.1. Birinci Denenceye İlişkin Bulgular .................................................. 94
4.1.2. İkinci Denenceye İlişkin Bulgular .................................................... 96
4.1.3. Üçüncü Denenceye İlişkin Bulgular ................................................. 98
4.1.4. Dördüncü Denenceye İlişkin Bulgular ............................................. 100
4.2. Araştırma Sorularına İlişkin Bulgular ........................................................ 101
4.2.1. Araştırmanın Birinci Sorusuna İlişkin Bulgular ................................ 101
4.2.2. Araştırmanın İkinci Sorusuna İlişkin Bulgular ................................. 107
xi
BÖLÜM V
TARTIŞMA VE YORUM.............................................................................. 110
5.1. Akademik Başarı ....................................................................................... 110
5.2. Türkçe Dersine İlişkin Tutum .................................................................... 112
5.3. Öğrenci Görüşleri ...................................................................................... 114
5.4. Grup Çalışmalarını Değerlendirme ............................................................ 115
BÖLÜM VI
SONUÇ VE ÖNERİLER ............................................................................... 117
6.1. Sonuçlar .................................................................................................... 117
6.1.1. Araştırma Denencelerine İlişkin Sonuçlar ........................................ 117
6.1.2. Araştırma Sorularına İlişkin Sonuçlar .............................................. 118
6.2. Öneriler ..................................................................................................... 120
6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler ......................................................... 120
6.2.2. Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler ....................................... 120
KAYNAKÇA .................................................................................................. 122
EKLER ........................................................................................................... 136
ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................... 187
xii
KISALTMALAR LİSTESİ
ÇZK: Çoklu Zekâ Kuramı
TÇZE: Teele Çoklu Zekâ Envanteri
E: Erkek öğrenci
K: Kız öğrenci
xiii
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa No
Tablo 3. 1. Deneme Modelinin Simgesel Görünümü ............................................. 65
Tablo 3. 3. Deney ve Kontrol Gruplarının Okuduğunu Anlama Başarı Testi
Toplam Öntest Puanlarına İlişkin Artimetik Ortalama, Standart
Sapma Değerleri, Tek Yönlü Varyans Analizi ve Scheffe-f Testi
Sonuçları ............................................................................................. 66
Tablo 3. 4. Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Türkçe Dersi Tutum
Ölçeği Öntest Puanlarının Ağırlıklı Ortalamaları, Standart Sapma
Değerleri, Tek Yönlü Varyans Analizi ve Scheffe-f Testi Sonuçları .... 67
Tablo 3. 7. Araştırmada Kullanılan Ölçme Araçları ve Kullanım Amaçları ........... 73
Tablo 3.7.1.1. Okuduğunu Anlama Başarı Testi Madde Analizi Sonuçları ................. 76
Tablo 3.7.1.2. Okuduğunu Anlama Başarı Testi Test Analizi Sonuçları ..................... 76
Tablo 3.7.1.3. Okuduğunu Anlama Başarı Testinin Öntest-Sontest KR 20
Değerleri ............................................................................................. 77
Tablo.3.7.2. Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği Maddelerinin Anti-imaj
Korelasyon Katsayıları, Faktör Yükleri, Ortak Varyansları, Öz
Değerleri, Açıklanmış Varyans Yüzdeleri, Ortalamaları, Standart
Sapmaları, Madde Alt Ölçek Korelasyonları ve Alt-Üst Grup t
Değerleri ............................................................................................. 79
Tablo 4.1.1.1. Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Okuduğunu Anlama
Başarı Testi Öntest-Sontest Toplam Puanlarının Aritmetik
Ortalamaları, Standart Sapma Değerleri ile Sontest Düzeltilmiş
Ortalamaları ve Standart Hata Değerleri .............................................. 97
Tablo 4.1.1.2 Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Okuduğunu
Anlama Başarı Testi Sontest Toplam Puanlarının Kovaryans
Analizi Sonuçları ................................................................................. 97
Tablo 4.1.1.3 Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Başarı Testi Sontest
Toplam Puanları Düzeltilmiş Ortalamaları Arasındaki Farkların
Anlamlılığına İlişkin Bonferroni Testi Sonuçları ................................. 98
Tablo 4.1.2.1. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Türkçe
Dersine İlişkin Tutum Ölçeğinden Aldıkları Puanların Ağırlıklı
Ortalamaları, Düzeltilmiş Ortalamaları ve Standart Sapma
Değerleri ............................................................................................. 99
xiv
Tablo 4.1.2.2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Türkçe
Dersine İlişkin Tutum Ölçeği Sontest Toplam Puanlarının
Kovaryans Analizi Sonuçları ............................................................... 99
Tablo 4.1.2.3. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Türkçe
Dersine İlişkin Tutum Ölçeği Sontest Düzeltilmiş Ortalamaları
Arasındaki Farkların Anlamlılığına İlişkin Bonferroni Testi
Sonuçları ............................................................................................. 100
Tablo 4.1.3.1. Öğrencilerin Türkçe Dersindeki Başarılarına Yönelik Kendilerini
Değerlendirme Puanlarına İlişkin Betimsel Değerler ........................... 101
Tablo 4.1.3.2. Öğrencilerin Türkçe Dersindeki Başarılarına Yönelik Kendilerini
Değerlendirme Puanlarına İlişkin Yinelenmiş Ölçümler ANOVA
Sonuçları ............................................................................................. 101
Tablo 4.1.4.1. Öğrencilerin Türkçe Dersine Katılımlarına Yönelik Kendilerini
Değerlendirme Puanlarına İlişkin Betimsel Değerler ........................... 102
Tablo 4.1.4.2. Öğrencilerin Türkçe Dersine Katılımlarına Yönelik Kendilerini
Değerlendirme Puanlarına İlişkin Yinelenmiş Ölçümler ANOVA
Sonuçları ............................................................................................. 103
Tablo 4.2.2. Çoklu Zekâ Destekli Kubaşık Öğrenme Yönteminin Sınıfta
Uygulanması ile İlgili Öğrenci Görüşleri ............................................. 110
xv
ÇİZELGELER LİSTESİ
Sayfa No
Çizelge 3.6.1. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Cinsiyetine
Göre Dağılımı ..................................................................................... 68
Çizelge 3.6.2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Doğum
Yerlerine Göre Dağılımı ...................................................................... 69
Çizelge 3.6.3. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Kardeş
Sayısına Göre Dağılımı ....................................................................... 69
Çizelge 3.6.4. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Evde Oturan
Kişi Sayısına Göre Dağılımı ................................................................ 70
Çizelge 3.6.5. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Oturdukları
Evlerin Kendilerinin Olup Olmamasına Göre Dağılımı ....................... 70
Çizelge 3.6.6. Öğrencilerin Baba Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı ........................ 71
Çizelge 3.6.7. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Anne Eğitim
Durumlarına Göre Dağılımı ................................................................ 71
Çizelge 3.6.8. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Baba
Mesleğine Göre Dağılımı .................................................................... 72
Çizelge 3.6.9. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Anne
Mesleğine Göre Dağılımı .................................................................... 72
xvi
ŞEKİLLER LİSTESİ
Sayfa No
Şekil 1. Anadili Öğretiminin Etkinlik Alanları ........................................................... 15
Şekil 2. Sesli Okuma .................................................................................................. 25
Şekil 3. Sessiz Okuma ................................................................................................ 25
Şekil 4. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre bir Türkçe dersinin
planlanması “okuma becerisi için” ............................................................... 90
xvii
EKLER LİSTESİ
Sayfa No
EK 1: Kubaşık Öğrenmeye Hazırlık ve Çoklu Zekâ Farkındalık Çalışmaları............139
EK 2: Küme Çalışma Rehberi ..................................................................................152
EK 3: Ders Planları, Çalışma Yaprakları ve Diğer Ölçme Araçlarının
Hazırlanmasında Yararlanılan Kaynaklar .......................................................156
EK 4: ÇZK Destekli Kubaşık Öğrenme Yöntemine Göre Hazırlanmış Türkçe
Ders Planı Örneği ..........................................................................................157
EK 5: ÇZK Destekli Kubaşık Öğrenme Yönteminin Uygulandığı Deney
Grubundaki Öğrencilerin Çalışmalarından Örnekler ......................................170
EK 6: Küme Başarı Sertifikası ..................................................................................174
EK 7: Olumlu Davranış Sertifikası ...........................................................................175
EK 8: Haftanın En İyi Davranış Kümeleri Formu ....................................................176
EK 9: Haftanın Başarılı Kümeleri Formu ..................................................................177
EK 10: Okuduğunu Anlama Başarı Testi ..................................................................178
EK 11: Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği ............................................................185
EK 12: Kişisel Bilgiler Formu ..................................................................................187
EK 13: Öğrenci Görüşme Formu ..............................................................................188
EK 14: Grup Çalışmalarını Değerlendirme Formu ....................................................189
1
I. BÖLÜM
GİRİŞ
Bireylerin topluma ayak uydurmaları, iletişim kurmaları, bilgi edinmeleri ve
sahip oldukları bilgileri paylaşarak kültürel yaşamın bir parçası haline gelmeleri,
dillerini etkili bir şekilde kullanmalarına bağlıdır. Dil, hem bir düşünme hem de iletişim
aracıdır. Bu aracı doğru kullanmasını bilenler, kendilerini her yönden geliştirebilirler.
İnsanları düşünen bireyler haline getirmek, onları yaşadıkları toplumsal ve
kültürel ortamın bir parçası yapmak, her ulusun kendi dilini o ulusun bireylerine etkili
bir şekilde öğretmesiyle yakından ilgilidir. Türk eğitim sisteminde, bireylere zihinsel
gelişimlerine ve toplumsal gereksinimlerine dayalı olarak dil becerilerinin
kazandırılması, Türkçe dersi aracılığıyla yapılmaktadır. Ancak, Türkçe derslerinin nasıl
işleneceği ve Türkçe öğretiminin nasıl olması gerektiği her zaman tartışılan konular
arasında yer almaktadır (Sever, 1997, s.xiii).
Günümüz bilgi çağında insanların var olup bitenden haberdar olmaları, hızla
gelişen teknolojiye ayak uydurmaları aldıkları eğitimle doğrudan ilgilidir. Hızla gelişen
bilim ve teknoloji, sadece Türkçe derslerini değil, eğitimin her alanını etkilemekte ve
eğitim yaklaşımlarında köklü değişimleri zorunlu hale getirmektedir. İçinde
bulunduğumuz bilgi çağında, öğretmenin merkezde yer aldığı, tüm sınıf yönetimine
dayalı geleneksel öğretimin yetersiz kaldığı gözlenmekte; öğrenciyi öğrenme ortamının
merkezine çeken, onu aktif hale getiren yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Son yıllarda ülkemizde ve dünyada öğrencilerdeki bireysel farklılıklara dikkat
çeken bir gelişme olarak, 1983’te Howard Gardner tarafından ortaya atılan “Çoklu Zekâ
Kuramı” görülmektedir. Gardner’ın her bireyin farklı derecelerde çeşitli zekâlara sahip
olduğunu ileri sürdüğü kuramı, kısa sürede eğitim alanında geniş bir uygulama alanı
bulmuştur (Armstrong, 2000, s.38). Bu kuram, eğitimcilere, öğrencilerin bireysel
farklılıklarına değer veren programlar hazırlama olanağı da sağlamıştır (Demircioğlu ve
Güneysu, 2000).
2
Çoklu zekâ kuramı (ÇZK), temelde bir öğretim yöntemi olmamasına rağmen,
pek çok öğretim yöntemi, bu kuramın ışığında geliştirilebilir, düzenlenebilir ve
uygulanabilir. Dil becerilerinin geliştirildiği dersler olan Türkçe dersleri dikkate
alındığında, ÇZK’nın bu derste işe koşulması ile dil becerilerinin geliştirilmesine
yönelik yeni ve farklı bir adım atılmış olur. Çünkü çoklu zekâ kuramı ile her öğrencinin
sahip olduğu farklı zekâ alanlarını tespit edip, ilgi duyduğu ve başarılı olduğu alan
aracılığı ile öğrenciye ulaşmak hedeflenmektedir (Armstrong, 2000, s.39).
Dil öğretimi uygulamalı bir derstir, derste öğrencilerin dil becerilerini etkili bir
şekilde kullanmaları için farklı yöntemler kullanılabilir. Bu derste kullanılabilecek
alternatif yöntemlerin başında küme çalışmaları gelmektedir. Küme çalışmaları ile
öğretimi daha etkin ve öğrenci merkezli hale getirebilmek için çeşitli etkinlikler
yapılabilir. Küme çalışması fikri, son zamanlarda gündemde olan “Kubaşık Öğrenme
Yöntemi”ni beraberinde getirmektedir. Kubaşık öğrenme, öğrencilerin, sınıf ortamında,
küçük karma kümeler oluşturarak ortak bir amaç doğrultusunda, akademik bir konuda
birbirlerinin öğrenmelerine yardımcı oldukları, küme başarısının değişik yollarla
ödüllendirildiği bir öğrenme yaklaşımıdır (Gömleksiz, 1997, s.1). Kubaşık öğrenme
yöntemi çerçevesinde geliştirilen teknikler ve etkinlikler, çoklu zekâ kuramındaki
birçok zekâ alanına yönelik kullanılabilir. Bu nedenle, çoklu zekâ kuramı ve kubaşık
öğrenmeyi bir arada ele almanın, uygulama açısından birçok kolaylık sağlayabileceği
düşünülmektedir.
Bu çalışmada, çoklu zekâ kuramı ile desteklenmiş kubaşık öğrenme
yönteminin, okuduğunu anlama becerisi ve Türkçe dersine ilişkin tutum üzerindeki
etkisi incelenmiştir.
1.1. Problem
İnsanlar arasında en etkili iletişim aracı dildir. Dil, bir iletişim aracı olduğu
kadar, bir kültür öğesi ve aktarılan bir değerdir. Dil, bireyin her yaşta toplumla uyum
içinde yaşamasını sağlayan büyük bir araçtır. Dil becerilerini kazanan çocuk, kendisini
ifade edebilir. Kendisini ifade edebilmesi, çocuğun özbenliğini dolayısı ile kişiliğini
kazanmasına bir temel teşkil eder. Kişilik gelişimini tamamlamış birey, diğer insanlarla
daha kolay iletişim kurar, ne istediğini ve isteklerine kavuşmak için neler yapması
3
gerektiğini bilir (Demirel, 2000, s.2). Dili etkili olarak kullanabilme becerisi, kişinin
iletişim yeteneğini belirleyen önemli değişkenlerden biridir.
Okuldaki öğrenmeler, temelde bir iletişim ve etkileşim süreci içerisinde
gerçekleştiğine göre, bu iletişim sürecinin sağlıklı bir yapıda sürdürülmesi dil
becerilerinin amaca uygun olarak kullanılmasını gerektirir. Okuma becerisi de bu dil
becerileri içerisinde temeli oluşturan bir yapıya sahiptir (Şengül ve Yalçın, 2004). Yazılı
iletişime dayanan okuma, iletişim ihtiyacını gidermenin bir yoludur ve insanın özellikle
çevresiyle iletişim ihtiyacını gidermek için okuması gerekir. Dil ile iletişime dayalı olan
okuma, çoğu zaman toplumların ekonomik ve kültürel gelişmişliğinin, uygarlık
düzeyinin ölçütlerinden biri olarak kabul edilir. Çağdaş olmanın ölçütlerinden birisi de
okumaktır. Çağdaş ve yaratıcı düşünceye sahip, üretken, eleştirici, yapıcı, özgür
düşünceye sahip bireylerden oluşan bir toplum olmak için, bireylerin okuma bilincine
sahip olması önemlidir (Bircan ve Tekin, 1989).
İnsanın kavrama ve düşünme yönlerini geliştiren okuma, öğrenme kavrayışını,
analiz ve sentez gücünü, yorumlama ve yeni hükümler verme yeteneğini arttırır. Dil ve
kişiliği sistematik olarak geliştirmenin en etkili araçlarından birisi okumadır (Özbay,
2006, s.2-3). Bireylerin yaşamları boyunca kullandıkları en etkili öğrenme yollarından
biri olan okuma, okullardaki öğrenme-öğretme süreçlerinin temel etkinliklerinden
biridir. Öğrenme-öğretme sürecinde okumanın büyük bir yere sahip olması, bu süreçte
gerçekleşen öğrenmelerin, öğrencilerin okuduklarını anlama güçlerine bağlılığını
arttırmaktadır.
İlköğretimden üniversiteye kadar, bütün okul programları içinde okuma en
önemli yeri oluşturur. Aynı zamanda günlük yaşama ayak uydurabilmek için de iyi bir
okuma gerekir. Okul yaşamında herhangi bir dersteki başarısızlık, o dersin gerektirdiği
özel yeteneğin yanı sıra, okumanın zayıf olmasından ileri gelmektedir (Cronbach, 1963,
Akt. Akçamete, 1989). Özellikle ders kitapları dışındaki öğretim gereçlerinin az
kullanıldığı eğitim ortamlarında okuduğunu anlama, başlıca öğrenme yolu durumuna
gelebilmektedir. Bu durumda okuduğunu anlama becerileri yüksek olan öğrencilerin
öğrenmesi kolaylaşmakta, düşük olanların öğrenmesi ise zorlaşmaktadır (Özçelik, 1992,
s.101-102). Okuduğunu anlama ile akademik başarı arasında yüksek ilişki olduğu
belirlenmiştir (Yangın, 1999, s.67). Fidan ve Baykul’un (1994) araştırmasında,
4
öğrencilerin okuduğunu anlama testindeki başarılarıyla diğer derslerdeki başarıları
arasında anlamlı düzeyde ilişki bulunmuştur. Bloom’a (1979, s. 48) göre, genel
nitelikteki bilişsel giriş davranışlarından bir kısmı “okuduğunu anlama” becerisini
içermektedir ve daha ilkokul yıllarında kazanılan bu becerinin, daha sonraki yıllarda
gerçekleşen öğrenmelerin çoğunu etkilemesi beklenmektedir.
Bilgi birikiminin arttığı günümüzde, sadece okul öğrenimini tamamlamış olmak
yeterli olmamaktadır. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler, insanın toplum hayatına etkin
katılımını gerektirmektedir. Bu katılım ise ancak okuma ve bilgilenme sayesinde
olabilir. Bu noktada kişinin ve toplumun ihtiyaçlarının karşılanmasında yaşam boyu
kişisel eğitim gündeme gelmektedir. Kişisel eğitimi sürdürmek ise etkin bir okuma
alışkanlığı kazanmaya, sürekli ve düzenli okumaya bağlıdır (Calp, 2005, s.80).
İnsanların bilgi edinmelerinde çok önemli bir kaynak olan okumanın etkili bir
şekilde kullanılması, okuduğunu anlamaya bağlıdır. Ancak yapılan bazı araştırmalar,
öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerinin yeterli düzeyde olmadığını
göstermektedir. Dökmen (1990), lise ve üniversite öğrencilerinin üzerinde yaptığı
araştırmada, öğrencilerin kendilerine verilen bir metni hem yavaş okudukları hem de bir
okuyuşta yeterince anlayamadıkları sonucuna ulaşmıştır. Tekin (1980) ise yaptığı
araştırmada, lise ve dengi okulları bitirdikten sonra yüksek öğretime girebilen
öğrencilerin, “okuduğunu anlama gücü” ile “yazılı anlatım becerisi”ni yeterli düzeyde
kazanamamış olduklarını saptamıştır. Bu durumun, ilköğretimden liseye kadar
sürdürülen 11 yıllık Türkçe öğretiminin verimsizliğine de işaret ettiği söylenebilir.
Kavcar, Oğuzkan ve Sever’e göre (1997, s.x); dili doğru ve düzgün kullanma
doğuştan gelen bir yetenek değil, doğrudan doğruya eğitimle elde edilen bir beceridir.
Bu beceri, elverişli ortamda, uygulama ve deneyimlerle kazanılır. Türkçe dersleri, temel
dil becerilerinin geliştirildiği derslerdir. Ülkemizde Türkçe öğretimi, örgün eğitim
içinde ilköğretimin ilk kademesinde başlamaktadır. İlköğretim, ilkokuma ve yazma
öğretimi ile dil becerilerinin temel düzeyde kazandırılmasının ve çocuklarda anadili
sevgisi ve bilincinin uyandırılmasının amaçlandığı ilk eğitim basamağıdır. Bundan
dolayı, ilköğretimde Türkçe öğretimi bütün derslerin temelini oluşturur ve büyük önem
taşır.
5
Öğrencilere istenilen öğrenme yaşantılarını kazandırabilecek eğitim
durumlarının seçilip, düzenlenmesi ve özellikle bu süreçte neyin, nasıl öğretileceği
konusu giderek önem kazanmaktadır. Günümüzde üzerinde en çok tartışılan konulardan
biri de, Türkçe öğretiminde kullanılacak yöntemlerin neler olması gerektiği konusudur.
Öğretimde verimsizlik nedeni olarak görülen geleneksel öğretim uygulamalarında
yenilikler ve değişiklikler yapılması ya da yeni öğrenme-öğretme modellerinin
kullanılması gerekmektedir (Sever, 1997, s.28). Havighurst’a göre (1972; Akt. Yavuzer,
2000, s.46), çocuklar ilkokulun beşinci sınıfına kadar sesli ve sessiz okuma hızının
hemen hemen son gelişim noktasına gelmiş durumdadır. Okuduğunu anlama
yeteneğinin gelişimi ise öğrenmeye bağlı olarak devam etmektedir. Bu gelişimin,
öğrenmeye bağlı olarak devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda, öğretmenlerin
sınıfta okuma becerisini geliştirmek için kullanacakları yöntemin seçimi önem
kazanmaktadır. Çünkü en geniş anlamda eğitimin amacı, çocuklardaki farklı ilgileri,
ihtiyaçları ve yetenekleri ortaya çıkarmak ve onları sınıftaki öğrenme-öğretme sürecinin
temelleri olarak kullanmaktır (Saban, 2000, s.2).
Öğretmenin kullanacağı yöntemi seçerken, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri
takip etmesi; öğretim etkinliklerinde öğrencilerini merkeze alan bir yaklaşım izlemesi
ve öğrenciler arasındaki bireysel farklılıkları dikkate alması gerekmektedir. Ders
kitaplarında sunulan bilgiyi ve onun aktarıcısı olan öğretmeni merkez alan eğitim
anlayışları yerine, bilgiyi çeşitli kaynaklardan edinen ve sürekli gelişimin bir aracı
olarak gören, öğrenciyi merkez alan eğitim anlayışlarına gereksinim duyulmaktadır
(Doğanay, 2002, s.171). Öğrencilerin performanslarını geliştirmeleri ve bu
performanslarını geliştirebilecek becerileri kazanabilmeleri, onların olgunlaşmalarının
yanı sıra öğrenmeleriyle mümkündür. Öğrenmenin verimli olması, bireyin kendi
özelliklerine uygun öğrenme koşullarında bulunmasına bağlıdır. Her birey, kendine
özgü özelliklere sahiptir. Öğretmenler, öğrencilerin öğrenmesinde bireysel özellikleri
dikkate almalı ve öğretim ortamını bu özelliklere göre düzenlemelidir (Ülgen, 1997).
Bu bağlamda, Howard Gardner tarafından ortaya atılan çoklu zekâ kuramı,
öğrenci merkezli ve bireysel farklılıkları dikkate alan bir öğretime olanak sağlamaktadır
(Kagan ve Kagan, 1998). Bireylerin çoklu zekâlara sahip olduğunu kabul eden bir sınıf
ortamında öğrenci, kendi potansiyelleri doğrultusunda çalışma fırsatı yakalar ve kendini
keşfeder. Armstrong (2004), okuma işleminin birçok farklı yönü düşünüldüğünde, farklı
6
yollarla öğrenen öğrencilere göre okuma stratejileri üretmek için de çoklu zekâ
kuramını kullanmanın yararlı olabileceğini belirtmiştir.
Çoklu zekâ kuramı temelde bir öğretim yöntemi olmamasına rağmen, bu
kuramın ışığında geliştirilebilecek, düzenlenebilecek ve uygulanabilecek pek çok
öğretim yönteminin varlığı bilinmektedir. Bu yöntemlerin biri de “kubaşık öğrenme”
yöntemidir. Baştürk (2004, s.112), özellikle okuma becerisini kazanmada güçlük çeken
çocukların, grup çalışmalarına katılarak, tiyatro etkinliklerinde yer alarak ve spor
etkinliklerinde bulunarak, kendi düşüncelerini diğerleriyle paylaşma, düşüncesini
başkalarına kabul ettirme çabasına girerek, okumayı daha anlamlı ve etkili bir şekilde
öğrenebileceklerini vurgulamıştır. Öğrenme, bireysel bir etkinliktir. Öğrenenin,
öğrenme sürecine aktif olarak katılımının gerçekleşmesi için, eğitim durumlarının
öğrenenin ilgisini çekmesi gerekmektedir (Senemoğlu, 2005, s. 383). Oluşturulan
öğrenme ortamının öğrencilerin başarılı olmalarında etkili olduğu göz önüne
alındığında, öğrencilerin derste birbirleriyle etkileşime girdiği grup çalışması temelli bir
öğretim yöntemi olan kubaşık öğrenme yöntemi özellikle Türkçe derslerinde dil
becerilerini geliştirmek için kullanılabilir (Karabay, 2006; Aksakal, 2002; Yaman,
1999) Araştırmalar, kubaşık öğrenmenin, bireysel öğrenmeye göre daha yüksek başarı
sağladığını ve daha fazla akran ve öğretmen desteği yarattığını göstermektedir (Johnson
ve Johnson, 1989, s.114, Slavin, 1987, 1988, 1989).
Kubaşık öğrenme yöntemi çerçevesinde geliştirilen teknikler ve etkinlikler,
çoklu zekâ kuramındaki birçok zekâ alanına yönelik kullanılabilir. Bu sebeple çoklu
zekâ kuramı ve kubaşık öğrenmeyi bir arada ele almanın, uygulama açısından birçok
kolaylık sağlayacağı söylenebilir. Çoklu zekâ kuramını uygulamaya koymak, öğretmen
merkezli öğretim yerine, öğrenci merkezli öğretim yöntemlerini tercih etmek anlamına
gelmektedir. Türkçe derslerinde, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemi
kullanıldığında, farklı zekâ alanlarına sahip öğrencilere ulaşılması daha kolay olacaktır.
Ayrıca öğrencilerin, dil becerilerini etkili bir şekilde kullanmalarına da fırsat
sağlanacaktır. Daha da önemlisi kubaşık öğrenme yöntemi kapsamında kullanılan
etkinlikler, bütün zekâ alanlarını kapsadığı için zekâ alanlarını da geliştirecektir.
Sonuçta, heterojen bir kümede, farklı zekâ alanları gelişmiş öğrenciler bir araya
getirildiğinde, bütün öğrenciler kendi gelişmiş zekâ alanlarını kullanmalarını gerektiren
etkinliklerde kümenin lideri konumuna gelebileceklerdir. Böylece, ait olma ve başkaları
7
tarafından kabul görme ihtiyacı karşılanan öğrenciler, daha başarılı hale
gelebileceklerdir. Öğretimde bütün zekâ alanlarına hitap eden etkinlikler
kullanıldığında, öğrencilerin hem bütün zekâ alanlarının geliştirilmesi hem de
birbirleriyle farklılıkları paylaşmaları sağlanabilir (İflazoğlu, 2003).
Yapılan literatür taramasında, ülkemizde, kubaşık öğrenmenin dil dersindeki
akademik başarı üzerindeki etkilerini inceleyen deneysel çalışmalara (Gömleksiz ve
Yıldırım, 1996; Yaman, 1999; Doğan, 2002; Aksakal, 2002; Karabay, 2005) ve bir de
meta-analiz çalışmasına (Tarım, 2003) rastlanmıştır. Yaman (1999), “birleştirilmiş
kubaşık okuma ve kompozisyon” tekniğinin okuduğunu ve dinlediğini anlama
becerilerine etkisini araştırırken; Aksakal (2002) “birlikte öğrenme” tekniğinin
okuduğunu anlama becerisi üzerindeki etkisini araştırmıştır. Karabay (2005) ise kubaşık
öğrenmenin yapılandırılmamış etkinliklerinin dinleme ve konuşma becerisine etkisini
araştırmıştır.
Kubaşık öğrenmede olduğu gibi, ülkemizde, çoklu zekâ kuramının, değişik konu
alanlarında (Türkçe, matematik, fen bilgisi, hayat bilgisi, sosyal bilgiler öğretimi,
program geliştirme vb.) akademik başarı ve diğer duyuşsal özellikler üzerindeki
etkililiğini sınayan çalışmalara rastlanmaktadır (Ay, 2003; Yılmaz, 2002; Batman,
2002; Ayaydın, 2002; Güneş, 2002; Özdemir, 2002; Temur, 2001; Sezginer, 2000;
Coşkungönüllü, 1998). Ayrıca ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin fen bilgisi,
matematik ve Türkçe derslerindeki akademik başarı ve derse ilişkin tutum üzerindeki
etkisini sınayan araştırmalara da rastlanmıştır (İflazoğlu, 2003, Yıldırım, 2006, Susar,
2006). Ancak, beşinci sınıf Türkçe öğretiminde, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık
öğrenme yönteminin okuduğunu anlama başarısı ve derse ilişkin tutum üzerindeki
etkililiğini sınayan bir çalışmaya rastlanmamıştır.
Ulaşılabilen kaynaklar çerçevesinde, ülkemizde geleneksel yönteme alternatif
öğretim yöntemlerinin Türkçe dersindeki akademik başarı üzerindeki etkilerine yönelik
deneysel çalışmaların oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Bu durumda farklı
öğretim yöntem ve tekniklerin uygulandığı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Kagan
ve Kagan (1998), kubaşık öğrenme yaklaşımı çerçevesinde geliştirmiş oldukları
yapılandırılmamış etkinliklerin çoklu zekâ kuramı temelinde birleştirilerek farklı konu
alanlarında değişik öğrenme çıktıları üzerindeki etkililiğinin incelenebileceğini
8
belirtmişlerdir. Bu ihtiyaçlar göz önüne alındığında, kubaşık öğrenme yöntemi, çoklu
zekâ kuramı ile birleştirilerek Türkçe derslerinde kullanılabilir ve etkili olup olmadığı
araştırılabilir. Özetle, belirtilen bu gerekçeler doğrultusunda, böyle bir araştırmanın
yapılmasına gereksinim duyulmuştur.
Bu araştırmanın problem cümlesi; “ilköğretim 5. sınıf Türkçe dersinde çoklu
zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı grupla, 2005-2006
Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretimin uygulandığı grupların
okuduğunu anlamaya yönelik akademik başarıları ve Türkçe dersine ilişkin tutumları
arasında anlamlı bir faklılık var mıdır?” şeklinde ifade edilebilir.
1.2. Amaç
Bu araştırmanın temel amacı; ilköğretim beşinci sınıf Türkçe dersinde
kullanılan çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin işe koşulduğu grup
(deney grubu) ile 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan
öğretimin işe koşulduğu grubun (kontrol grubu) okuduğunu anlamaya yönelik akademik
başarıları ve Türkçe dersine ilişkin tutumları arasında anlamlı farkların olup olmadığını
sınamaktır.
Bu temel amaç doğrultusunda aşağıdaki denenceler sınanmıştır:
1. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubu ile 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretimin
uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin, “Okuduğunu Anlama Başarı Testi”
öntest toplam puanları kontrol altına alındığında, sontest puanları arasında deney grubu
lehine anlamlı bir fark vardır.
2. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubu ile 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretimin
uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin, “Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği”
öntest toplam puanları kontrol altına alındığında, sontest puanları arasında deney grubu
lehine anlamlı bir fark vardır.
9
3. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubundaki öğrencilerin altı farklı zamanda ölçülen Türkçe dersindeki başarılarına
yönelik kendilerini değerlendirme puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
4. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubundaki öğrencilerin altı farklı zamanda ölçülen Türkçe derslerine katılımlarına
yönelik kendilerini değerlendirme puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Deneysel uygulamayla ilgili bu denencelerin yanı sıra aşağıdaki sorulara da
yanıt aranmıştır.
Soru 1: Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin sınıfta
uygulanması ile ilgili öğrenci görüşleri nelerdir?
Soru 2: Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin sınıfta
uygulanması ile ilgili öğrenci görüşleri süreç içerisinde farklılık göstermekte midir?
1.3. Araştırmanın Önemi
Dili etkili kullanabilme, hem birey hem de toplum açısından gereklidir.
Toplum içinde yaşayan birey, ihtiyaçlarını gidermek, duygu ve düşüncelerini
başkalarıyla paylaşmak, bilgi kazanmak ve dengeli bir biçimde yaşayabilmek için
toplumun öteki bireyleriyle iletişim kurmak zorundadır. Dilin etkili kullanımı, hem
bireyin toplum içinde diğer bireylerle anlaşmasını, hem de eğitim alanındaki
öğrenmelerin gerçekleşmesini kolaylaştırır. Bireyin dili kullanmadaki başarısı ile okul
başarısı ve çevreye uyumu arasında yakın bir ilişki vardır (Ünalan, 2001, s.5).
Bireyin sahip olduğu temel dil becerilerinden biri olan okuma becerisi, öğrenim
hayatları boyunca öğrencilerin bütün derslerdeki başarılarını etkiler. Okuduğunu çabuk,
doğru ve tam olarak anlayabilen; duygu düşünce, izlenim ve tasarımlarını, belli bir
maksada yönelik olarak açık ve anlaşılır biçimde ifade edebilen öğrencinin hemen her
derste başarılı olma ihtimali yüksektir. Aslında birçok dersteki başarısızlığın temelinde,
okuduğunu anlayamama ve öğrendiğini anlatamama yatmaktadır (Ünalan, 2001, s.5;
Öz, 2001, s.2). Okuduğunu anlama becerisinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar
ağırlıklı olarak Türkçe derslerinde yapılmaktadır.
10
Temel dil becerilerinin geliştirildiği Türkçe dersi, çok yönlü bir derstir. Bu
nedenle, bu dersle ilgili çalışmalar sırasında birden çok yöntem ve tekniğe başvurulması
hem doğal hem de zorunludur (Kavcar ve ark., 1997, s.16; Ünalan, 2001, s.68). Dil
kullanıldıkça gelişir; kullanılmayan dil becerileri körelir. Bundan dolayı dil becerileri ile
ilgili davranışların kalıcılığı sürekli bir çabayı, kullanımı gerektirmektedir. Birinin
dinlemesi, konuşması, okuma ya da yazması diğerlerinin dinleme, konuşma, okuma ya
da yazma becerilerinin gelişimini sağlamaz. Bunun için, dil becerilerinin geliştirildiği
Türkçe derslerinde, kullanılacak öğretim yöntemleri, öğrencilerin ilgilerini çekmeli;
onları derse katılmaya teşvik etmelidir. Gelenekselleşmiş yöntemlerin yanında, grupla
öğretim ya da işbirliğine dayalı öğretim yöntemleri de kullanılmalıdır (Yangın, 1999,
s.93). Bu bağlamda, kubaşık öğrenme teknik bakımından zengin bir öğretim yöntemi
olduğu için tercih edilebilir. Yapılacak olan bu çalışma ile öğrencilerin okuma ve
okuduğunu anlama becerilerini geliştirmeye yönelik yapılan uygulamalara yeni bir
boyut kazandırmak ve öğretimin etkililiğini arttırmak amaçlanmaktadır. Bu nedenle, bu
araştırmada kubaşık öğrenme yönetimi, çoklu zekâ kuramıyla desteklenerek
kullanılmıştır.
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin öğrencilerin akademik
başarılarını arttırmada, derse ilişkin tutumlarını olumlu yönde geliştirmede,
öğrencilerdeki çoklu zekâ potansiyellerini ortaya çıkarma ve geliştirmede etkili olacağı
düşünülmektedir. Yıldırım, Doğanay ve Türkoğlu’nun da (2000, s.59) belirttiği gibi,
okumaya karşı olumlu tutum ve okuma becerileri birlikte ve eş zamanlı geliştiği
takdirde, öğrenci okulda ve daha sonraki yaşamında başarılı olma yolunda ilerleyebilir.
Çoklu zekâ kuramı ile desteklenmiş kubaşık öğrenme yönteminin, ilköğretim birinci
sınıftan başlanarak Türkçe öğretiminde uygulanmasıyla, öğretimden istenen verimin
alınmasına önemli katkıların sağlanacağı düşünülmektedir.
Çalışmada kullanılacak yöntemin, Türkçe öğretimine yeni bir bakış açısı
kazandıracağı ve öğretmenlerin öğrencileri hakkındaki görüşlerini, beklentilerini, değer
yargılarını etkileyerek, sınıftaki öğrenme-öğretme sürecine olumlu katkı sağlayacağı
beklenmektedir. Aynı zamanda bu bulguların bu alanda yapılacak yeni çalışmalara ışık
tutacağı düşünülmektedir.
11
1.4. Sayıltılar
Bu araştırmada aşağıda yer alan sayıltılardan hareket edilmiştir.
1. Öğrenciler, Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeğini içten bir şekilde yanıtlamışlardır.
2. Öğrencilerin okuduğunu anlama başarı testi öntest ve sontest puanları, gerçek başarı
düzeylerini yansıtmaktadır.
3. Öğrenciler, ölçme araçlarının uygulanması süreçlerinde yaklaşık aynı düzeyde
güdülenmişlerdir.
4. Araştırmada kontrol altına alınamayan değişkenler, bütün grupları aynı ölçüde
etkilemiştir.
1.5. Sınırlılıklar
1. Araştırma, 2005-2006 Eğitim-Öğretim Yılı güz yarıyılında, Adana İli Seyhan
İlçesi’ndeki bir devlet ilköğretim okulunun beşinci sınıfında iki farklı devrede
okuyan, deney ve kontrol gruplarını oluşturan öğrencilerle,
2. Uygulama süresince, İlköğretim Türkçe Programının, beşinci sınıf öğrencileri için
öngördüğü kazanımlarla,
3. Türkçe dersinde okuduğunu anlama becerisi ile,
4. Sekiz zekâ alanı (sözel-dilsel, matematiksel-mantıksal, müziksel-ritmik, sosyal,
içsel, bedensel-kinestetik, görsel-uzamsal zekâ ve doğa zekâsı) ile sınırlıdır.
1.6. Tanımlar
Zekâ: Bir kişinin gerçek yaşamda karşılaştığı sorunlara etkili ve verimli
çözümler üretebilme becerisi veya bir ya da birden fazla kültürde değer bulan bir ürün
ortaya koyabilme kapasitesidir (Gardner, 1999, s.36).
Çoklu Zekâ Kuramı Destekli Öğretim: Öğretim sürecinde sekiz zekâ alanının
dikkate alınarak geliştirilmesine yönelik etkinlikler düzenlemesi, uygulaması ve
değerlendirmesi basamaklarından oluşan ve hedefi öğrencilerin bütün zekâ alanlarını
geliştirmek olan çalışmaların tümü (İflazoğlu, 2003, s.15).
Kubaşık Öğrenme: Öğrencilerin, sınıf ortamında, küçük karma kümeler
oluşturarak ortak bir amaç doğrultusunda, akademik bir konuda birbirlerinin
öğrenmelerine yardımcı oldukları, küme başarısının değişik yollarla ödüllendirildiği bir
öğrenme yaklaşımıdır (Gömleksiz, 1997, s.1).
12
Okuduğunu Anlama: Yazılı olan şeyleri algılama, anlamlandırma ve kavrama
işidir. Bize aktarılmak istenilen bilgi, duygu ve düşüncelerin, olduğu gibi, bir yanlışlığa
yol açmadan, kendi akışı içinde ve hiçbir şüpheli nokta kalmayacak biçimde bütün
boyutları ile kavranmasıdır (Kavcar ve ark., 1997, s.4).
13
II. BÖLÜM
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Bu bölümde, dilin birey ve toplum yaşamındaki öneminden; temel dil
becerilerinden, Türkçe öğretimi, kubaşık öğrenme ve çoklu zekâ kuramından söz
edilmiştir. Ayrıca çoklu zekâ kuramı ile kubaşık öğrenme ve Türkçe öğretimiyle ilgili
araştırmalara yer verilmiştir.
2.1. Dilin Birey ve Toplum Yaşamındaki Önemi
“Dil; düşünce, duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak
olan öğeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan, çok yönlü,
gelişmiş bir dizgedir” (Aksan, 2000, s.55). İnsanların en yaygın şekilde kullandıkları
iletişim aracı dildir. İletişimin temel aracı olan dilin birçok tanımı yapılmıştır. Dil
tanımlarında ortak temel öğeler şunlardır (Demirel, 2000, s.2–3):
1. Dil bir sistemdir. Başka bir deyişle dil, belli kalıplara ve kurallara uyar ve dilin kendine özgü belli bir kodlama sistemi vardır.
2. Dil seslerden oluşur. Her ses, değişken sembollerle belirtilmekte ve her sesin bir anlamı bulunmaktadır.
3. Dil bir iletişim aracıdır. Dilin insanlar arasında iletişim aracı olarak kullanılması dilin toplumsal bir işleve sahip olduğunu ortaya koymakta, ayrıca dil, o toplumla onun kültürü arasında ilişki kurma rolünü de üstlenmektedir.
4. Dil bir düşünce aracıdır. İnsanlar düşünce, duygu ve isteklerini dille belirtirler.
5. Dil, insanların oluşturduğu toplumlarda kullanılır. Her toplumun kendi bireyleri arasında anlaşma sağlamaları, iletişim kurmaları dil olgusuyla gerçekleşmektedir.
Dil, yalnızca bir iletişim aracı değil aynı zamanda bir düşünme aracı ve
insanlararası ilişkilere bağlı toplumsal bir olgudur. Kavcar ve Kantemir (1986)’e göre,
bir toplumun dili, o toplumdaki bireylerin duygu ve düşünce evrenini oluşturan bir
araçtır. Bu niteliği ile anadili “bireyleri birbirine bağlayan, bir toplumu gelişigüzel insan
yığını olmaktan çıkaran, ulus haline getiren en önemli öğelerden biridir” (Akt. Sever,
1997, s.3).
14
Dili kullanmadan, sağlıklı bir iletişimden söz edilemez. Bireyin kendini
anlatması, anlatılanları anlaması dili ne kadar etkili kullanabildiğine bağlıdır.
Chomsky’e göre insanoğlu dili kullanabilecek bir yetenekle doğar. Bu beceri
eğitilebilir. Dil bir alışkınlıktır; kullanılarak gelişir, kullanılmazsa körelir (Ünalan, 2001,
s.2).
Sever (1997, s.5), dilin birey ve toplum yaşamındaki önemini aşağıdaki gibi
özetlemiştir:
• Dil, anlamayı ve anlatmayı sağlayan bir iletişim aracıdır. • Dil, düşünme aracıdır; düşüncenin yaratıcısıdır. • Dil, ulusu meydana getiren en temel öğedir. Aynı dili konuşan insanlar arasındaki duygu ve düşünce birlikteliği, ulus bilincinin de oluşmasını sağlar, bu bilinci pekiştirir. • Dil, ulusun ve insanlığın bütün kültür birikimini aktaran en etkili araçtır.
Dilin yukarıda belirtilen bireysel ve toplumsal işlevlerini yerine getirebilmesi;
her ulusun kendi dilini o ulusun bireylerine etkili bir şekilde öğretmesiyle yakından
ilgilidir.
2.2. Anadili ve Türkçe Öğretimi
Aksan (2000, s.81) anadili, başlangıçta anneden ve yakın aile çevresinden, daha
sonra da ilişkili bulunan çevrelerden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve bireylerin
toplumla en güçlü bağlarını oluşturan dil olarak tanımlamıştır. Birey, anadilini
annesinden ve yakın çevresinden öğrenmekte; konuştuğu dilin tüm özelliklerini
kazanmaktadır. Bu şekilde birey, annesinden ve aile çevresinden öğrendiği anadili tüm
yaşamı boyunca kullanmaktadır. İnsanların yaşamında ve kişilik gelişiminde anadilinin
çok önemli bir yeri vardır. Bireylerin başkalarıyla sağlıklı ilişki ve iletişim
kurabilmeleri, eğitimleri sırasında her türlü öğrenmeyi gerçekleştirebilmeleri, büyük
ölçüde anadilini etkili kullanmalarına bağlıdır (Kavcar, 1996).
Aile ve yakın çevrede başlayan anadili öğrenme süreci, gelişigüzel kültürlenme
yoluyla olmakta; bunu okullarda kasıtlı kültürlenme yolu izlemektedir (Demirel, 2000,
s.6). Türkçe derslerinin amacı; çocukların yazılı ve sözlü dilde tüm iletişim alanlarında
kullanılan farklı dil, seviye ve özelliklerini öğrenmelerini sağlamak, tüm öğretim
alanlarındaki dil becerilerini (konuşma, dinleme, yazma ve okuma) geliştirmek ve
15
ilerletmektir (Yıldız, 2003, s.vi). Kavcar (1996) ise, dil eğitiminin temel amacını,
insanların düşünme ve iletişim becerilerini geliştirmek olarak özetlemiştir. Dille
iletişimin bir yönünü anlatma, diğer yönünü anlama oluşturur. Bu nedenle, bütün
ülkelerin eğitim sistemlerinde dil eğitimine büyük önem verilir.
Kavcar (1996), Türkçe derslerinin amaçlarını; “okuduğunu tam ve doğru olarak
anlayabilme; duygu, düşünce, tasarı ve izlenimleri belli bir amaca yönelik olarak açık
ve anlaşılır bir biçimde sözlü veya yazılı anlatabilme; dinlediğini tam ve doğru olarak
anlayabilme” şeklinde sıralamıştır. Bu temel amaçlar; dinleme, konuşma, okuma, yazma
olarak özetlenebilir. Dil eğitiminde asıl hedef, bu dört becerinin kazandırılması ve
geliştirilmesidir. Bu nedenle, dil öğretimi görevini üstlenen Türkçe dersi bir bilgi
aktarımı dersi değil, bir beceri kazandırma dersidir. Anadili öğretiminin etkinlik alanları
arasındaki ilişki Şekil.1’de gösterilmiştir.
Şekil 1: Anadili Öğretiminin Etkinlik Alanları (Sever, 1997, s.23)
Şekilden de anlaşılacağı gibi, konuşma ve yazma “anlatma”, dinleme ve okuma
ise “anlama” becerisidir. Anlatma, verici “yaratıcı”; anlama ise alıcı “kavrayıcı” olmayı
gerektirir (Sever, 1997, s.23).
Alıcı (Kavrayıcı)
KONUŞMA YAZMA
DİNLEME OKUMA
Verici (Yaratıcı)
ANLAMA ANLATMA
BİREYİN ANLAM (Bilgi, duygu, düşünce vb.)
EVRENİ
16
Dil öğretimine ilişkin özel amaçlar ve davranışlar, 1981 Türkçe Dersi Öğretim
Programı’nda Anlama, Anlatım, Dilbilgisi ve Yazı alt başlıkları altında ele alınmıştır.
Anlama; dinleme ve izleme tekniği, okuma tekniği ve anlama tekniği bakımından olmak
üzere üç alt başlığa ayrılırken; anlatım ise sözlü ve yazılı anlatım olarak iki alt başlığa
ayrılmıştır. Dilbilgisi ve yazı için herhangi bir sınıflamaya gidilmemiştir.
Pilot uygulaması 2004–2005 öğretim yılında yapılan, 2005 Türkçe Dersi
Öğretim Programı, yapılandırmacı yaklaşım merkeze alınıp, çoklu zekâ kuramı ve
öğrenci merkezli öğrenme gibi çeşitli öğrenme-öğretme yaklaşımlarından yararlanılarak
hazırlanmıştır. Programda temel beceriler, öğrencilerin öğrenme alanlarındaki
gelişmeleriyle bağlantılı, yatay olarak bir yılın sonunda, dikey olarak da beşinci sınıfın
sonunda kazanacakları ve hayat boyu kullanacakları beceriler olarak tanımlanmıştır.
Programda ulaşılması beklenen temel beceriler; Türkçe’yi doğru, etkili ve güzel
kullanma; eleştirel düşünme; yaratıcı düşünme; iletişim; problem çözme; araştırma;
karar verme; bilgi teknolojilerini kullanma; girişimcilik; metinler arası okuma; kişisel
ve sosyal değerlere önem verme olarak belirtilmiştir (İlköğretim Türkçe Dersi Öğretim
Programı, 2005, s. 17).
Türkçe Dersi Öğretim Programı (2005), dinleme, konuşma, okuma, yazma,
görsel okuma ve görsel sunudan oluşan beş öğrenme alanı üzerine yapılandırılmıştır.
Ayrıca, “Görsel Okuma ve Görsel Sunu” Türkçe Öğretim Programı’nda ilk kez ele
alınmıştır. Bu programda dile ilişkin kuralları aktarmak yerine; dinleme, konuşma,
okuma, yazma, görsel okuma ve sunu becerilerini geliştirmek amaçlanmış olduğu için
dil bilgisi, programda ayrı bir öğrenme alanı olarak ele alınmamıştır.
Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda (2005), 1981 programında yer alan amaç ve
davranışlardan farklı olarak “kazanımlar” ifadesi kullanılmıştır. Burada sözü edilen
kazanımlar, eğitim sürecinin sonunda öğrencilerin edinecekleri bilgi ve becerileri
kapsamaktadır. Ayrıca bu programda, öğretmenlere öğrenme alanlarının gelişimine
yönelik etkinlik örnekleri önerilmiştir. Programda yer alan açıklamalar, kazanımların
içeriği, uygulanması ve değerlendirilmesi ile ilgili bilgileri içermekte ve çeşitli simgeler
kullanılarak açıklamalar yapılmaktadır. Öğrenme alanlarına ilişkin değerlendirme
formları da kılavuzda yer almaktadır.
17
2.2.1. Türkçe Öğretiminin Genel Amaçları
İlköğretim okullarında Türkçe öğretiminin genel amaçları, Milli Eğitimin genel
amaç ve ilkelerine uygun olarak hazırlanmıştır. 1981 yılında hazırlanan programda bu
amaçlar 8 madde iken, 2004 Türkçe programında bu amaçlar 13 maddeye çıkarılmıştır.
Bu amaçlar:
Öğrencilerin;
1. Dinleme, konuşma, okuma, yazma, görsel okuma ve görsel sunu dil becerilerini
geliştirmek,
2. Türkçe’yi sevdirmek doğru ve etkili kullanmalarını sağlamak,
3. Zihinsel gelişimlerine uygun olarak anlama, sıralama, sınıflama, sorgulama,
ilişki kurma, eleştirme, tahmin etme, analiz-sentez yapma ve değerlendirme gibi
zihinsel becerilerini geliştirmek,
4. Metinler arası düşünme becerilerini geliştirerek söz varlığını zenginleştirmek,
5. Eleştirel ve yaratıcı düşünme, kendini ifade etme, iletişim kurma, işbirliği
yapma, problem çözme ve girişimcilik becerilerini geliştirmek,
6. Bilgiyi araştırma, keşfetme, yorumlama ve zihninde yapılandırma becerilerini
geliştirmek,
7. Bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma ve üretme becerilerini geliştirmek,
8. Bilgi teknolojilerini kullanarak okuma, metinler arası anlam kurma ve öğrenme
becerilerini geliştirmek,
9. Kitle iletişim araçlarıyla verilen mesajları sorgulama becerilerini geliştirmek,
10. Kişisel, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yönlerden gelişmelerini sağlamak,
11. Millî, manevî, ahlâki, tarihî, kültürel, sosyal ve sanatsal değerlere önem
vermelerini sağlamak; millî duygu ve düşüncelerini güçlendirmek,
12. Yazılı ve sözlü ürünlerle Türk ve dünya kültürünü tanımalarını sağlamak,
13. Okuma sevgisini ve alışkanlığını kazandırmaktır (İlköğretim Türkçe Dersi
Öğretim Programı, 2005, s.16–17).
18
2.3. Temel Dil Becerileri
2.3.1. Dinleme
Demirel (2000, s.35) dinlemeyi; konuşan kişinin vermek istediği mesajı,
pürüzsüz olarak anlayabilme ve söz konusu uyarana karşı tepkide bulunabilme etkinliği
olarak tanımlarken; Yalçın (2002, s.124), kişinin kendi iradesi ile, kulağına gelen birçok
sesten birini seçmesi, algılaması ve değerlendirmesi sürecinin tamamı olarak
tanımlamıştır.
Yalçın (2002, s.131) dinlemeyi, seçerek, katılımlı ve eleştirel dinleme olarak üç
grupta incelemiştir. Ünalan (2001, s.72) ise dinlemeyi; seçerek, aktif, eleştirel, yaratıcı
ve empatik dinleme olarak beş gruba ayırmıştır.
Dilin dört alt becerisi içinde en çok kullanılanı dinleme becerisidir. Ancak
dinleme becerisinin eğitimi diğer üçüne göre daha az önemsenir. Bu yanılgının temel
sebebi; dinleme becerisini doğuştan kazandığımız düşüncesidir (Ünalan, 2001, s.71;
Yalçın, 2002, s.123; Calp, 2005, s.137).
Dinlemenin öğrenme sürecindeki yeri ve önemi büyüktür. Öğrencinin bir ders
süresi içinde dinleyerek ve izleyerek öğrenebileceği bir konuyu ders dışında
öğrenebilmesi için üç katı fazla zaman ayırması gerekmektedir (Demirel, 2000, s.37).
Dinleme geliştirilebilen bir beceri olduğu için, öğretmenlerin dikkatinin bu konuya
çekilmesiyle ve etkili bir eğitimle istenilen nitelikte bir dinleme becerisine ulaşılabilir.
2.3.2. Konuşma
Konuşma; kişinin duygu ve düşüncelerini sözle bildirmesidir (Kavcar ve ark.,
1997, s.57; Ünalan, 2001, s.111). Diğer bir deyişle konuşma; düşüncelerin, duyguların
ve bilgilerin seslerden oluşan dil aracılığıyla aktarılmasıdır. İnsanlar arası en önemli
iletişim ve etkileşim aracı konuşmadır. Konuşmanın dört niteliği vardır (Demirel, 2000,
s.45):
1. Konuşmanın fiziksel niteliği: Konuşma, ses dalgalarının boşlukta yayılması ile
gerçekleşen bir süreçtir.
19
2. Konuşmanın fizyolojik niteliği: Konuşma, beyin, sinir sistemi, akciğerler, ses
telleri, küçük dil, büyük dil, damak, dudaklar ve dişler gibi organların dengeli bir
uyum içinde işbirliğiyle gerçekleşen bir süreçtir.
3. Konuşmanın psikolojik niteliği: Anlambilime göre, biz kavramların kendileri
üzerinde değil, o kavramlara ilişkin kendi deneyimlerimiz üzerinde düşünüp
konuşuruz.
4. Konuşmanın toplumsal niteliği: Konuşma, toplumsal yaşamın bir ürünüdür.
Konuşma, dil kullanılarak iletişim kurma yoludur.
Okula belirli konuşma alışkanlıkları edinerek gelen çocukların, konuşmalarını
gelişigüzellikten kurtarıp, onlara doğru ve güzel konuşmanın kural ve teknikleriyle ilgili
davranışların kazandırılması görevi Türkçe derslerine verilmiştir. 1981 İlköğretim
programına göre, sözlü ve yazılı anlatımda genel amaç; çocuklara gördüklerini,
incelediklerini, yaşadıklarını, duyduklarını, zihinlerinde canlandırdıklarını, okuduklarını
ve düşündüklerini söz ve yazı ile doğru, amaca uygun ve güzel bir biçimde anlatma
yeteneği kazandırmaktır (Demirel, 2000, s.46; Ünalan, 2001, s.110).
Konuşma da diğer dil becerileri gibi geliştirilebilen bir beceridir. Konuşmanın
geliştirilmesinde dikkat edilmesi gereken hususlar Calp (2001, s.174-176) tarafından
aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.
1. Öğretmen sınıfta güzel bir konuşma ortamı oluşturmalı,
2. Konuşma için fırsatlar hazırlanmalı,
3. Öğrencilere konuşmalarında güven kazandırılmalı,
4. Dil gelişimi sürekli bir süreç olarak bilinmeli,
5. Çocuğun dili planlı bir çalışma ile geliştirilmeli,
6. Öğrenciler hayal güçlerini harekete geçirecek konular üzerinde konuşturulmalı,
7. Jest ve mimiklerin güzel konuşmadaki önemi kavratılmalı,
8. Sözlü anlatım, yazılı anlatıma paralel olarak yürütülmelidir.
2.3.3. Yazma
Duygu, düşünce ve hayallerin, bilinen ve görülenlerin, okunan ve/veya
duyulanların dil aracılığıyla kağıt üzerine güzel ve etkili bir şekilde aktarılmasına yazma
20
denir (Calp, 2005, s.195). Yazılı anlatım, öğrencinin gördüğü, duyduğu, düşündüğü ve
yaşadığını yazarak anlatmasıdır (Kavcar ve ark., 1997, s.59; Ünalan, 2001, s.123).
Öğrencilere, Türkçe’yi doğru, düzgün, etkili biçimde yazma alışkanlığı
kazandırma ve bu beceriyi geliştirme; öğrencilerin girebilecekleri değişik sosyal
çevrelerde kendilerini rahat ve özgürce ifade etmelerine, bağımsız bir kişilik
oluşturmalarına ve anlatımda kendilerine olan güven duygularını artırmaya katkıda
bulunur (Calp,2005, s.196).
Demirel (2000, s.73-79), sınıf içinde yer alacak yazma çalışmalarını; kontrollü,
güdümlü ve serbest yazma olarak üç gruba ayrıldığından söz etmiştir. Bu yazma
çalışmalarına dönük yapılabilecek alıştırmalar aşağıda verilmiştir.
1. Kontrollü Yazma
a. Dönüştürme alıştırmaları
b. Örneğe uygun kompozisyon yazma
c. Yeniden sıraya koyma
d. Sorulara cevap vererek paragraf yazma
e. Tamamlama alıştırmaları
2. Güdümlü Yazma
a. Dikte yapma
b. Dikteli kompozisyon
c. Not alma
d. Anahatları belirleme
e. Özetleme
3. Serbest Yazma
a. Kompozisyon yazma
b. Mektup yazma
c. Gözlenen ve yaşanan olaylarla ilgili yazılar
d. Resimlere bakarak yazma
21
2.3.4. Okuma
2.3.4.1. Okumanın Niteliği
İlgili literatür incelendiğinde, okumanın çeşitli tanımlarının yapıldığı
görülmüştür. Bu tanımlardan bazıları aşağıda verilmiştir.
Özdemir (1987, s.127) okumayı; basılı ya da yazılı işaretleri yorumlama ve
anlamlandırma amacı ile zihnimizin göz ve ses organlarımızla birlikte ortaklaşa yaptığı
bir etkinlik,
Gürses (1996), basılı veya yazılı metinleri duyu organlarımız vasıtasıyla
algılayıp bunları anlamlandırıp yorumlama işi
Kavcar, Oğuzkan ve Sever (1997; s.41), bir yazıyı, sözcükleri, cümleleri,
noktalama işaretleri ve öteki öğeleriyle görme, algılama ve kavrama süreci,
Sever (1997; s.12), sözcüklerin, duyu organları yoluyla algılanıp,
anlamlandırılması, kavranması ve yorumlanmasına dayanan zihinsel bir etkinlik,
Demirel (2000, s.59), bilişsel davranışlarla psikomotor becerilerin ortak
çalışmasıyla, yazılı sembollerden anlam çıkarma etkinliği,
Öz (2001, s.193), gözün satırlar üzerinde sıçraması sonucu kelime şekillerini
görerek, bunların anlamlarını kavrama ve seslendirme,
Yalçın (2002; s.47) ise, insanların kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları
özel sembollerin duyu organları yoluyla algılanıp beyin tarafından yorumlanarak
değerlendirilmesi işlemi, olarak tanımlamıştır.
Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere okumada üç unsur bulunmaktadır.
Bunlardan birincisi “yazılı veya basılı metin”, ikincisi “duyu organlarıyla bu metinlerin
algılanması” ve üçüncüsü ise “okunan metinlerin anlamlandırılması ve
yorumlanmasıdır”. Gerçek bir okuma ancak, bu üç unsurun eksiksiz bir şekilde bir
arada bulunması halinde gerçekleşebilir. Çünkü okuma, sadece harflerin seslendirilmesi
değildir (Gürses, 1996).
İyi okuma gözün, zihin ve ses organlarının işbirliği içinde organik çalışmasına
bağlıdır. Kelimeler zihinde tanıma merkezinde değerlendirilir. Zihin yeni karşılaştığı
kelimelerle ilgili bilinçaltında var olan kelimeyi çağrışım yoluyla bilinç üstüne çıkarır
(Ünalan, 2001, s.86).
22
Okuma etkinliği, yazıdaki duygu ve düşüncelerin kavranması, çözümlenmesi ve
değerlendirilmesi gibi fizyolojik, zihinsel ve ruhsal yönleri bulunan karmaşık bir
süreçtir. Görme, anımsama, seslendirme ve değerlendirme gibi girişik eylemleri içeren
bu etkinliğin genel nitelikleri şöyle özetlenebilir (Sever, 1997, s.12-15):
1. Okuma bir iletişim sürecidir: Okuma, yazarla okur arasında doğan bir iletişim
sürecidir.
2. Okuma bir algılama sürecidir: Algı, organizmaya ulaşan duyumların gruplar
halinde örgütlenmesi ve anlamlandırılması olarak tanımlanmaktadır. Okuma sözcükleri,
cümleleri dolayısıyla paragraf ve metni görmenin ve seslendirmenin ötesinde, düşünsel
çabayı gerektiren bir etkinlik; bir düşünme süreci ve anlamlandırmayı gerektirir.
3. Okuma bir öğrenme sürecidir: Öğrenme ve bilgilenmenin en temel yollarından
biri de okumadır. Okuma, geniş bir bilgi evrenine açılmak, düşünce ve duyarlığı
geliştirmek, toplumla sağlıklı bir iletişime girmek için başvurulması gereken etkili bir
öğrenme aracıdır.
4. Okuma bilişsel, duyuşsal ve devinişsel boyutlu bir gelişim sürecidir: Anlamaya
dayalı bir okuma eylemi, insan bilincini oluşturan ve geliştiren bir süreçtir. Okuma
bireylerin kişiliğini, değerlerini ve ilgisini de etkiler. Bu etkileme duyuşsal boyutlu
değişimlere neden olabilir. Ayrıca sesli ve sessiz okuma, devinişsel boyutu olan
davranışları (gözün satır üzerindeki sıçrama ve durmaları) da içerir.
2.3.4.2. Okuma Eğitimi
Okuma işi, vücudumuzdaki birden fazla merkezin birlikte gerçekleştirdiği bir
iştir. Vücudumuzun organik bir çalışmasının ürünü olan okuma, başlıca iki unsurdan
oluşur (Ünalan, 2001, s.90). Karmaşık bir süreç olarak nitelendirilen okuma, görme ve
seslendirme yönüyle fizyolojik, kavrama yönüyle de zihinle ilgili bir süreçtir. Bu
karmaşık sürecin kişiye kazandırılması çalışmalarına okuma eğitimi denir. Okuma
eğitiminde, öğrenciye okuma ile ilgili bilgilerin öğretilmesinden çok, öğrencinin fiziki
ve zihinsel unsurlarının geliştirilmesi çalışmaları yapılmaktadır (Özbay, 2006, s.4).
2.3.4.2.a. Okuma Eğitiminin Fiziksel Unsurları
Okuma davranışının oluşması ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalara göre,
gözümüz ve onu hareket ettiren göz kaslarımızın hareketleri, okuma eğitiminin önemli
23
unsurlarını oluşturmaktadır. Gözümüzün ve göz kaslarımızın hareketleri ile ilgili son
bilimsel veriler, okuma öğretimi konusunda bazı yeni kavramları ortaya çıkarmıştır.
Bunlar (Ünalan, 2001, s.90-92; Yalçın, 2002, s.49-50; Özbay, 2006, s.10):
a. Netlik alanı (Aktif görme alanı): Göz kasları bir yere sabitlendiği andan
itibaren 2 derece 56 dakikalık bir alanın içine giren yazıyı net görür. Bu açı içerisinde
kalan ve gözün net olarak görüp buradaki bütün şekilleri anlama merkezine gönderdiği
alana “netlik alanı” denir. Bu alan, 4-5 kelime yani en fazla 25 harftir (Dökmen, 1990).
b. Göz kasları: Göz, göz kaslarının netlik alanı oluşturmasına göre okuma
yapabilmektedir. Yapılan araştırmalarla göz kaslarının sıçrayarak hareket ettiği, tarama
yapmadığı ortaya çıkmıştır. Okuma esnasında gözün sıçraması ne kadar çoksa okuma
da o kadar hızlı olur.
c. Okuma mesafesi: Okuma mesafesi, gözle yazı arasındaki mesafedir. Uygun
netlik alanının oluşabilmesi, görüntünün net olabilmesi ve gözün çok yorulmaması için
gerekli okuma mesafesinin normal oda aydınlığında 30-40 cm arasında olması gerekir.
Beyne görüntü ancak bu mesafeden net ulaşmaktadır.
d. Netlik açısı: Bir yazıya baktığımız zaman, iki gözümüz birden yazıda bir
noktaya odaklanır. Bu odaklanma esnasında göz kasları, göz sinirlerinin uyarmasıyla
13-19 derecelik bir açı yapmaktadır. Bu açıya “netlik açısı” denir. Bu açı gözün net
olarak algılayabildiği alanı belirler.
2.3.4.2.b. Okuma Eğitiminin Zihinsel Unsurları
Göz ve göz kaslarının oluşturduğu ortam sonucu gözün netlik alanı içine giren
kelime grubu beynimizde, görüntü merkezi, görüntü tanıma merkezi, görüntü yorum
alanı ve okuma merkezinde algılanır, değerlendirilir (Ünalan, 2001, s.92; Yalçın, 2002,
s.50, Özbay, 2006, s.11).
Göz aracılığıyla alınan görüntü, okumanın zihinsel unsurları olarak adlandırılan
bu merkezler arasında çok hızlı bir dolaşımdan sonra tanınır, yorumlanır ve
anlamlandırılır (Özbay, 2006, s.11). ‘Görüntü merkezi’, gözün görmesiyle görüntünün
net bir şekilde oluştuğu merkezdir. Netlik sağlanırsa görüntü, ‘tanıma merkezi’ne
24
gönderilir. Tanıma merkezinde bu görüntünün bir şekil mi, bir yazı mı, yoksa bir
fotoğraf mı olduğu anlaşılır. Tanıma işleminde bir sorun çıkmazsa bilgi, ‘görüntü yorum
alanı’ merkezine gönderilir. Bu merkezde o görüntüyle ilgili tüm bilgiler, çağrışım
yoluyla bilinç üstüne çıkar. Daha sonra bu bilgi, beynin ‘okuma merkezi’ne gönderilir.
Bu merkezde sessiz okuma işlemi tamamlanmış olur (Ünalan, 2001, s.92; Yalçın, 2002,
s.51).
Okuma, gözlerin ve ses organlarının çeşitli hareketlerinden ve zihnin anlamı
kavrama çabasından oluşan karmaşık bir etkinliktir. Ancak bu hareketlerin uyumlu
olmasıyla iyi bir okuma sağlanabilir (Öz, 2001, s.129). Okumanın fiziksel ve zihinsel
unsurlarını bilmek, okuma eğitimi veren bir öğretmenin karşılaştığı sorunları
çözmesinde yardımcı olur.
2.3.4.3. Okuma Türleri
Okuma; sesli okuma ve sessiz okuma olmak üzere ikiye ayrılmıştır (Demirel,
2000, s.64; Kavcar ve ark., 1997, s.43; Calp, 2005, s. 97).
2.3.4.3.a. Sesli Okuma
Sesli okuma, gözle okunup zihinle kavranan sözcük ya da sözcük kümelerinin
konuşma organlarının yardımı ile söylenmesidir (Demirel, 1996, s.68; Kavcar ve ark.,
1997, s.43; Ünalan, 2001, s.86). Sesli okumanın tam ve başarılı olabilmesi için yazıdaki
anlamın kavranması, sesin ton ve vurgu bakımından iyi ayarlanması gerekir. Metni
anlamadan iyi okuma yapılamaz (Kavcar ve ark., 1997, s.43; Ünalan, 2001, s.87).
Gürses (1996), sesli okuma sürecini aşağıda şekilde (Şekil.2) görüldüğü gibi
açıklamıştır:
KAYNAK TAŞIYICI ALICI YORUMLAYICI
ışık dalgaları
ses dalgaları
Şekil 2: Sesli Okuma (Gürses, 1996)
Basılı ürünler Göz, görme İnsan hafızası
Ses telleri Kulak, işitme
25
Şekil. 2’de görüldüğü gibi, göz yazılı bir kaynaktaki yazıyı tanır, ses organları
bu yazıyı seslendirir, seslendirilen yazı kulakla işitilerek beyne gönderilir.
Demirel’e (2000, s.64) göre başarılı bir sesli okuma için; metin cümle yapısına,
anlatım özelliğine, yazım kurallarına, birbirinden ayrı sesleri aynı ses olarak
söylememeye, sesli metindeki ana düşünce ya da olayların özelliklerine göre
ayarlayarak anlamı dinleyenlere sezdirmeye dikkat edilmelidir.
2.3.4.3.b. Sessiz Okuma
Sessiz okuma, ses organlarından herhangi birini hareket ettirmeden, gövde ve
baş hareketleri yapmadan, yalnız gözle yapılan okumadır (Kavcar ve ark., 1997, s.44;
Demirel, 1996, s.70; Ünalan, 2001, s.87). Göz hareketleri ve beyinde meydana gelen
okuma sürecine dayanan sessiz okuma, sesli okumaya göre daha çabuk anlamaya ve
kavramaya yöneliktir. Hayatta her alanda gerekli olan bir okuma türüdür. Aşağıda,
Şekil. 3’te sessiz okuma süreci açıklanmıştır.
KAYNAK TAŞIYICI ALICI YORUMLAYICI
ışık dalgaları
Şekil 3: Sessiz Okuma (Gürses, 1996)
Şekil 3’te görüldüğü gibi, sessiz okuma sürecinde, ses telleri, ses dalgaları ve
kulak devreden çıkmaktadır. Yazı gözle görülüp, beyne aktarılmaktadır. Bu okuma
türünde, okuma hızlı olmakta ve anlama düzeyi yükselmektedir. Okuma sürecinde
bölünmeler olmadığından, hızlı bellek gelişmekte ve bilgi kaydı kolaylaşmaktadır.
İlköğretimde sessiz okuma çalışmalarına, ikinci sınıftan itibaren başlanır, ancak
bu tür okumaya ikinci ve üçüncü sınıflarda kısıtlı bir zaman ayrılır. Dördüncü sınıfta
sesli ve sessiz okumaya eşit zaman ayrılmasına özen gösterilir, beşinci sınıfta ise daha
çok sessiz okuma üzerinde durulur (Kavcar ve ark., 1997, s.44; Ünalan, 2001, s.88).
Basılı ürünler Göz, görme İnsan hafızası
26
2.4. Kubaşık Öğrenme
Kubaşık öğrenme; öğrencilerin, sınıf ortamında, küçük karma kümeler
oluşturarak ortak bir amaç doğrultusunda, akademik bir konuda birbirlerinin
öğrenmelerine yardımcı oldukları, küme başarısının değişik yollarla ödüllendirildiği bir
öğrenme yaklaşımıdır (Gömleksiz, 1997, s.1).
Kubaşık öğrenmeyi, diğer öğrenme yaklaşımlarından ayıran bazı temel ilkeleri
bulunmaktadır. Birçok araştırma bulgularıyla desteklenen bu ilkeler, aşağıda yer
almaktadır (Slavin, 1987; Johnson ve Johnson, 1989, Gömleksiz,1997).
1. Küme amaçları: Kubaşık öğrenmenin etkili olabilmesi için, öğrenciler bir küme
amacı doğrultusunda çalışmalıdırlar. Kubaşık kümeler tanınmak, derece almak, ödül
kazanmak ya da küme süreçleriyle ilgili diğer kazanımları elde etmek için ortak çaba
göstermelidir.
2. Bireysel sorumluluk: Küme başarısı, tüm küme üyelerinin bireysel öğrenmesine bağlı
olmalıdır.
3. Olumlu bağımlılık: Öğrenciler bir görevi tamamlamak için kendi çabalarıyla
diğerlerinin çabalarını birleştirip eşgüdüm içinde çalışmalıdırlar. Olumlu bağımlılık
öğrencinin, küme üyelerinin başarısının kendisine, kendi başarısının küme üyelerine
yarayacağını, kendisi başarılı olamazsa kümesinin başarılı olamayacağını algılamasıdır.
4. Yüz yüze destekleyici etkileşim: Destekleyici etkileşim, küme üyelerinin başarı için
birbirlerinin çabalarını kolaylaştırmaları, birbirlerini güdülemeleri ve küme amaçlarına
ulaşmak için birbirlerini başarılı kılmalarıyla mümkün olabilir.
5. Toplumsal beceriler (kişiler arası ve küçük küme becerileri): Küme üyeleri
birbirlerini tanımalı ve güvenmeli, doğru ve açık iletişim kurmalı, birbirlerini kabul
etmeli ve destek olmalı, yapısal çatışmaları çözmelidirler.
6. Küme işleyişinin değerlendirilmesi: Bu ilke, küme üyelerinin etkili çalışma
ilişkilerini oluşturarak amaçlarına daha iyi nasıl ulaşabileceklerini tartıştıkları zaman
ortaya çıkmaktadır.
7. Küme büyüklüğü: Dört kişilik öğrenme kümelerinin işbirliğine dayalı yaşantıların
gerçekleştirilmesi açısından ideal bir sayı olduğu belirtilmektedir.
27
8. Karma küme: Kümeler başarı, yetenek ve diğer değişkenler (cinsiyet, etnik köken,
yaş, tutum, kişilik özellikleri, zekâ alanları gibi) açısından farklı özelliklere sahip
öğrencilerden oluşturulmalıdır.
9. Başarı için eşit fırsat: Hangi yeterlik düzeyinde olursa olsun, öğrencilerin kendi
kümelerine katkıları değerlendirilmelidir.
Kubaşık öğrenmede, öğrencilerin amaçlara ulaşma çabaları arasında olumlu
bağımlılık vardır. Olumlu bağımlılık, bir kişinin herhangi bir şekilde diğerleriyle ilişki
içinde olduğu görüşüne dayanır; başka bir deyişle, bireylerin diğer bireyleri
desteklemesi ve onlarla etkileşim içine girmeleriyle oluşur. Grup halinde başarılı olmak,
ya da olmamak söz konusu olduğu için herkesin başarılı olması için çalışılır. Çünkü
gruptaki bir kişinin başarısızlığı grubun da başarısız olmasına neden olmaktadır
(Johnson ve Johnson, 1989, s.24; Gömleksiz, 1997, s.6).
Kubaşık öğrenme yöntemi içerisinde birçok yapılandırılmış teknik ve
yapılandırılmamış etkinlik geliştirilmiştir (Kagan, 1992, s.17). Yapılandırılmış
tekniklerden bazıları; küme destekli bireyselleştirme, birleştirilmiş kubaşık okuma ve
kompozisyon, öğrenci takımları-başarı bölümleri, takım-oyun-turnuva, birleştirme,
birleştirme 2, küme araştırması, ikili denetim, akademik çelişki, grup araştırması ve
birlikte öğrenmedir.
Bu araştırmada, yapılandırılmamış etkinlikler kullanılmıştır. Bu etkinliklere
örnek olarak; “ikili dönerli okuma, numaralandırılmış birlikte çalışan kafalar, iki
kutucuklu tümevarım, beyin fırtınası, değer çizgileri, soru matrisi, bilenin etrafını çevir,
biçimlendirme (formations), düşün-eşleş-paylaş-yaz, iç-dış çemberler, düşün-yaz-
dönerli görüş paylaşımı, küme gazetesi, yanlış olanı bul” verilebilir. Bu çalışmada
yapılandırılmamış etkinliklerin tercih edilmesinin nedeni, bu etkinliklerin çoklu zekâ
alanlarına göre yeniden düzenlenip kullanılabilmesidir.
2.5. Çoklu Zekâ Kuramı
2.5.1. Zekâ Nedir?
Zekâ, psikolojinin en tartışmalı ve hakkında en çok araştırma yapılan
konularından birisidir (Koman, 2001). Üzerinde yıllardır çalışılan zekâ, soyut bir
28
kavramdır. Bu nedenle de hep merak edilen, çerçeveleri çizilmeye çalışılan, sorgulanan
bir canlı özelliği haline gelmiştir. Terimin ortaya çıkışı Aristoteles’e kadar
uzanmaktadır (Bümen, 2004, s.1).
Literatür incelendiğinde, bu konuda çalışan bilim adamlarının zekâyı farklı
farklı tanımladıkları görülmüştür. Aşağıda bu tanımlardan bazılarına örnekler verilmiştir
(Toker, Kuzgun, Cebe ve Uçkunkaya, 1968, s, 64; Koman, 2001):
Binet zekâyı; “iyi akıl yürütme, iyi hüküm verme ve kendi kendini eleştirme
kapasitesi”,
Terman; “kavram oluşturma ve bunların önemlerini belirleyebilme yeteneği”,
Pintner; “bireylerin göreceli olarak yeni durumlara ve koşullara uyum gösterme
becerisi”,
Thorndike; “gerçek ya da doğru cephesinden bakarak uygun ve gerekli cevapları
bulma gücü”,
Thurstone; “içgüdüsel davranışları dizginlemek, farklı karşılıkların olabileceğine
ilişkin esnek bir hayal gücü geliştirme ve elden geçirilmiş içgüdüsel davranışları elle
tutulur davranışlar haline dönüştürme kapasitesi”,
Piaget; “fiziksel ve sosyal çevreye uyum sağlamada kullanılan kavrayışa dayalı
yapılandırmanın üstün nitelikli düzenleme ya da dengeleme biçimlerini ifade eden cins
bir terim”,
Sternberg; “bilgi işleme sürecini otomatik hale getirmek ve yeni durumlara bir
cevap niteliğinde bağlamsal açıdan en uygun davranışları sergilemeye dönük zihinsel
kapasite”,
Erkuş (1999a); “herhangi bir çevresel bağlamı seçme, biçimlendirme ve uyum
için gerekli olan zihinsel yetenekler”,
Gardner ise (2004, s.xi); “bir ya da birden fazla kültürel çerçeve içinde
değerlendirilen bir sorun çözme veya ürün yaratma becerisi” olarak tanımlamıştır.
Bakış açılarındaki bu farklılığa rağmen uzmanların zekâ tanımlarında
karşılaşılan iki ortak tema; deneyimler aracılığıyla öğrenme kapasitesi ve kişinin
çevresine uyum sağlama becerisidir (Koman, 2001). Günümüze kadar araştırmacılar,
bireylerin zihinsel yapılarına ve davranışlarına bakarak zekâ üzerinde fikirler
yürütmüşler; zekâyı, kimi zaman bir testten alınan puan, kimi zaman çevreye uyum
29
sağlama, kimi zaman da problem çözme olarak düşünmüşlerdir. Bu kuramlarda
çoğunlukla, dil, matematik ve mekanik gibi yeteneklerle, verilen yeni bir problem
durumunun çözülmesi ölçüt alınmıştır (Bümen, 2004, s.1).
2.5.2. Zekâya Önceki Bakış Açıları
18. yy.’ın son döneminde Franz Joseph Gall, okul arkadaşlarının belli bazı
zihinsel nitelikleriyle, kafalarının şekilleri arasında bir bağlantı kurmuş ve “frenoloji”
adlı bir disiplin geliştirmiştir. Frenoloji; insanların kafataslarının birbirinden farklılık
gösterdiği; dolayısıyla kafatasının incelenmesiyle, onun zihinsel kuvvetleri ve
zayıflıklarına ilişkin bir profil çıkarılabileceği düşüncesine dayanmıştır. Beynin farklı
bölümlerinin, farklı işlevlere sahip olduğunu ileri süren ilk modern bilim adamları
arasında olan Gall’e destek veren araştırmacılardan biri de Fransız cerrah ve antropolog
Pierre-Paul Broca olmuştur. Broca da, 1860’larda beynin belli bir bölümüyle belli bir
zihinsel yetenek arasında karşı çıkılamayacak bir ilişki olduğunu göstermiştir (Gardner,
2004, s. 15-17).
Bireysel farklılıkları ilk defa sistemli olarak inceleyen Britanyalı bir matematikçi
olan Francis Galton’dur (1822-1911). Galton’a göre, seçkin kişilerin seçkin evlatlara
sahip olması, zekânın kalıtım yoluyla nesilden nesle geçtiğini göstermektedir. Galton,
bireyler arasındaki zihni yetenek farklarının incelenmesinde istatistiğin kullanılması
çığırını açmıştır (Toker ve ark., 1968, s.18-19). Zekâyı ilk kez Galton ölçmeye çalışmış;
bu çalışmada temel duyuların duyarlılığı incelenmiş; zekâyı, bilgileri yapısallaştırma ve
kullanma olarak ele alınmıştır (Ülgen, 1997, s.26).
Galton’un başlattığı bu geleneği Amerika’ya götüren psikolog McKeen Cattell
(1860-1944) olmuştur. Bellek, imge, görme ve işitme keskinliği, ses ve ağırlık algıları,
zaman algısı, renk tercihleri alanlarındaki testleri çok sayıda üniversite öğrencisine
uygulayarak onların zihin güçlerini ölçmeye çalışmıştır. “Zihni testler” terimini de ilk
defa 1890 yılında yayınlanan “Zihni Testler ve Ölçmeler” adlı makalesinde Cattell
kullanmıştır (Toker ve ark., 1968, s.21).
Galton ile başlayan bireyler arasındaki zihni yetenek farklarının incelenmesi
akımına en büyük katkıyı yapan Alfred Binet (1857–1911) olmuştur. Binet, zekânın
bellek alanı, duyum keskinliği ve tepki hızı gibi basit zihni öğelerde değil, kavrama,
30
hüküm verme, akıl yürütme gibi karmaşık işlemlerde kendini gösterdiğini belirtmiştir.
Bireyin zekâsı hakkında güvenilir bir fikir edinmenin yolunun, bireyi çözümü yüksek
zihni işlemlerin kullanılmasını gerektiren problemlerle karşı karşıya getirerek, bireyin
yaptıklarını objektif olarak saptamak olduğunu belirtmiştir (Toker ve ark., 1968, s.22).
1900’lü yılların başında Binet, Fransız Eğitim Bakanı’nın isteği üzerine,
meslektaşı Theodore Simon ile birlikte, okulda başarı gösteremeyen risk altındaki
çocukları ayırt edip, öbür çocukları uygun sınıflara yerleştirebilmek amacıyla ilk zekâ
testlerini geliştirmişlerdir (Gardner, 2004, s.20; Toker ve ark., 1968, s.25). Bu test
geliştirilen amaç için oldukça etkili bulunmuş, ancak daha sonra bu amacın dışına
çıkılarak bireyin genel kapasitesini ya da zekâsını ölçmede kullanılan psikometrik bir
ölçek haline gelmiştir (Bümen, 2004, s.2).
Terman (1877-1956), 1916 yılında, Binet-Simon zekâ ölçeğini büyük ölçüde
geliştirerek Stanford-Binet zekâ ölçeğini ortaya koymuştur. Bundan sonra, grup ve
bireysel zekâ testlerinin geliştirilmesi fikri bütün dünyaya yayılmıştır (Toker ve ark.,
1968, s.29).
2.5.3. Zekâ Kuramları
2.5.3.1. İki Faktör Kuramı
İlk zekâ kuramı, henüz zekâ testlerinin var olmadığı yıllarda öğretmen ve
öğrenci değerlendirmelerine dayanarak geliştirilmiştir (Erkuş, 1999b). Bu kuramı ortaya
atan ve geliştiren Charles E. Spearman’dır (1863-1945). Spearman, her türlü zihin
etkinliğinde rol oynayan genel bir zihni enerjinin var olduğunu ileri sürmüş ve buna “g”
adını vermiştir. Farklı zihin yeteneklerini ölçen testler arasındaki korelasyonların
mükemmel olmayışını, zihinde özel faktörlerin varlığına bağlamış, bu özel faktörlere de
“s” demiştir. Özel faktör (s), belirli bir zihni etkinliğin gösterilebilmesi için genel zihni
yeteneğin (g) dışında ihtiyaç duyulan zihin gücü olarak tanımlanmıştır. Spearman,
bireylerin sahip oldukları genel zihni yetenek (g) yönünden birbirinden farklı
olduklarını, zekâyı ölçmenin, “g” yi ölçmek olduğunu belirtmiştir. Genel zihni
yetenekle ilgili etkinliklerin; kendi yaşantılarını anlama, ilişkileri bulma, benzer
ilişkileri bulma gibi etkinlikler olduğunu ifade etmiştir (Toker ve ark., 1968, s.31-35;
Erkuş, 1999b).
31
2.5.3.2. Çok Faktör Kuramı
2.5.3.2.a. Thorndike’ın Çok Faktör Kuramı
Spearman’ın çalışmalarını Amerika’da tekrarlayan Edward L. Thorndike (1874-
1949) olmuştur. Thorndike, Spearman’ın “g” faktörünü reddetmiş ve zekânın
birbirinden ayrı faktörlerden meydana geldiğini; faktörlerin birbirinden bağımsız
olduğunu belirtmiştir. Genel bir zekâ değil; zekâların var olduğunu ve zihinsel bir
problem çözümünde birden fazla faktörün rol oynadığını ifade etmiştir. Bu faktörleri;
kelime anlamı, aritmetik akıl yürütme, kavrama ve ilişkileri görsel algılama olarak
sıralamıştır.
Thorndike zekâyı üçe ayırmıştır:
1. Soyut zekâ (sayı ve kelime cinsinden sembolleri anlama ve kullanma yeteneği),
2. Sosyal zekâ (insanları anlama ve onlarla başarılı ilişkiler kurabilme yeteneği),
3. Mekanik zekâ (çeşitli araç-gereç ve makineleri anlama ve kullanma yeteneği)
Thorndike, zekânın düzey (yapılabilecek işlerin zorluk derecesi), genişlik
(yapılacak işin içerik farklılığı) ve hız (çözüme ulaşma süresi) olmak üzere üç boyutu
olduğunu savunmuş; düzey ve genişlik boyutlarını “zekâ alanları” olarak adlandırmıştır.
Bireyin zekâsını değerlendirmenin, sürat faktörünü göz önünde tutarak, zekâ alanını
saptamak olduğunu belirtmiştir (Toker ve ark., 1968, s.37-39; Selçuk, Kayılı ve Okut,
2004, s.3; Erkuş, 1999b).
Goleman, Thorndike’ın sosyal zekâ adını verdiği zekâ üzerinde durmuş ve
duygusal zekâ (EQ) kavramı ortaya atmıştır. Duygusal zekânın; kendini harekete
geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek
doyumu erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların düşünmeleri
engellemesine izin vermeme, umut besleme ile kendini gösterdiğini ifade etmiştir
(Selçuk ve ark., 2004, s.3).
2.5.3.2.b. Guilford’un Çok Faktör Kuramı
Zekâyı ilk kez kuramsal düzeyde inceleyen psikolog Guilford, zihnin birbirinden
bağımsız faktörlerden meydana geldiğini saptamış ve 1959 yılında “Zihnin Yapısı”
(Structure of Intellect) adlı kuramını yayımlamıştır (Toker ve ark., 1968, s.41).
32
Guilford, zekâya ilişkin bu çok faktörlü kuramında 120 faktör ele almıştır. Bu kurama
göre zekânın üç boyutu; içerik, ürün ve işlemdir. İçerik boyutu, figürler, semboller,
anlamlar ve davranışlardan; ürün boyutu, birimler, gruplar, ilişkiler, sistemler, değişik
durumlarda formüle etme (transformasyon) ve doğurgulardan; işlem boyutu ise biliş,
bellek, ayrıştırıcı düşünme, bütünleştirici düşünme ve değerlendirme süreçlerinden
oluşmaktadır (Toker ve ark, 1968, s.42; Erkuş, 1999b).
Guilford’un geliştirdiği zekâ testi, insanın bilişsel sisteminin yapısal bütünlüğü
olduğu ve süreçlerle ilgili işlemlerin bireyden bireye farklılık gösterdiği görüşüne
dayanmıştır. Örneğin, yapısal açıdan herkesin bir kısa süreli bellek kapasitesi vardır
ama herkesin karar verme hızı farklıdır. Bireyin yapısal özelliğinin ölçümü ve işlem
gücü, zekâ kapasitesini tanımlar (Ülgen, 1997, s.26-27).
2.5.3.3. Grup Faktör Kuramı
Louis L. Thurstone (1887-1955), faktör analizi tekniğini uygulayarak “Grup
Faktör Kuramı” diye adlandırılan zekâ kuramını ortaya koymuştur. Bu kurama göre,
zihni etkinliği gerekli kılan işlerin gruplanabileceği belirtilmiştir. Belli bir grupta yer
alan işlerin belli ve diğerlerinden ayrı bir zihin gücünü gerektirdiği vurgulanmıştır.
Gruplardan her biri için gerekli olan zihin gücüne temel faktör veya yetenek adı
verilmiştir. Thurstone çalışmalarında, 12 faktör bulmuş, ancak bunlardan yedi tanesini
adlandırabilmiştir. Bu yedi temel faktör şunlardır (Toker ve ark., 1968, s.56-58):
1. Sayısal: Sayısal işlemleri doğru ve çabuk yapabilme yeteneği,
2. Sözel: Kelimeler arasındaki ilişkileri görebilme yeteneği,
3. Yersel: Bir cismin uzaydaki çeşitli durumlarını göz önünde canlandırabilme
yeteneği,
4. Kelime akıcılığı: Belli bir süre içinde mümkün olduğu kadar çok kelime
söyleyebilme yeteneği,
5. Akıl yürütme: Bir kural veya ilkeyi bulabilme yeteneği,
6. Anlamsız belleme: Mümkün olduğu kadar çabuk belleme yeteneği,
7. Algısal: Çeşitli şekiller arasındaki ince farkları algılayabilme yeteneği.
2.5.3.4. Piaget’in Zekâ Kuramı
İsviçreli psikolog Jean Piaget, 1972’de zekâya gelişimsel temelli bir açıklama
getirmiştir (Selçuk ve ark., 2004, s.5). Piaget, geleneksel zekâ anlayışına karşı çıkarak
33
zekânın, zekâ testinden alınan puan olmadığını belirtmiştir (Gardner, 2004, s.23;
Bümen, 2004, s.3). Piaget, zekâyı uyum süreci olarak görmüş; uyumu, organizma-çevre
etkileşiminde denge olarak tanımlamış; her etkinliğin amacının dengeye ulaşmak
olduğundan söz etmiştir (Toker ve ark., 1968, s.58). Piaget, zekâyı zihnin değişme ve
kendini yenileme gücü olarak tanımlamıştır. Zihinsel yaklaşımda, zihinsel yapı sindirim
sistemine, bilgiler besin maddelerine benzetilmiştir. Algılanan bilgilerin, besin
maddelerinin organizmayı değiştirdiği gibi bilişsel fonksiyonları değiştirdiği ve
geliştirdiği belirtilmiştir. Böylece yeni ve bilinmeyen durumlarla karşılaşan bireyin, eski
tecrübelerinden faydalanarak daha etkili kararlar verdiği; karşılaştığı problemleri daha
kolay çözümlediği ifade edilmiştir (Toker ve ark., 1968, s.60; Selçuk ve ark., 2004, s.3).
Piaget, zihin gelişimini etkileyen etkenler arasında özellikle çocukların aktif
yaşantı geçirmesinin ve toplumsal aktarımın önemini vurgulamıştır. Piaget, yaptığı
çalışmaların sonucunda duyu-hareket (0-2 yaş), işlem öncesi (3-6 yaş), somut işlemler
(7-11 yaş) ve soyut işlemler (12 yaş ve üzeri) dönemlerinden geçildiğini içeren bir
kuram ortaya koymuştur.
Gelişimsel yaklaşımlar içinde söz edilmesi gereken bir başka isim Vygotsky’dir.
Ona göre zihin gelişimi, Piaget’in ileri sürdüğü gibi kendi başına oluşan bir süreç
değildir. Çocuğun çevresindeki bireyler ona problem durumlarında yardımcı olur ve
bazı bilgiler verir. Bu nedenle zekâ gelişiminin toplumsal yönü de vurgulanmalıdır.
Vygotsky’ye göre, belirli bir gelişim düzeyinde çocuğun kendi başına
gerçekleştirebileceği bir takım davranışlar olduğu gibi, bir yetişkinin yardımıyla
başarabileceği davranışlar da vardır. Vygotsky, kavramları kendiliğinden edinilen ve
öğretilen kavramlar olarak ikiye ayırmaktadır. Kendiliğinden edinilen kavramlar
gündelik yaşamda kullanılan kardeş kavramı gibi kavramlardır. Öğretilen kavramlara
ise sömürü kavramı örnek verilebilir (Selçuk ve ark., 2004, s.6; Vygotsky, 1985, s.130).
Bütün bu sözü edilen kuramlar ve diğerleri kimi zaman birbirlerini desteklemiş,
kimi zamansa tam karşıt bir görüşü ortaya koymuştur. Ama genel olarak bakıldığında
bu kuramlar, geleneksel yaklaşımda bireylerin yeterliliklerinin tanınması, buna göre
sınıflandırılması ve uygun eğitim ortamlarının yaratılması gerektiğini savunmuşlardır
(Koman, 2001).
34
Eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerle birlikte, geleneksel yaklaşımda
olduğu gibi bireyin neler yapabildiğinden daha çok, neler yapabileceği üzerine
düşünülmeye başlanmıştır. Bu etkiler zekâ kuramlarında da değişikliklere ve
gelişmelere yol açmıştır. Artık çocukların değerlendirilmesinde zekâ testlerinin yeterli
olmadığı düşünülmektedir. Çocukların potansiyel yeteneklerinin açığa çıkarılmasının
gerektiği görüşü yaygınlaşmaya başlamıştır (Koman, 2001). Bu görüşleri destekleyen
iki önemli kuramcı Sternberg ve Gardner’dir.
2.5.3.5. Sternberg ve Üç Aşamalı Zekâ Kuramı
Robert Sternberg’in kuramı, zekânın üç yönünü ele aldığı için “Üç Aşamalı
Zekâ Kuramı” olarak adlandırılmıştır. Bunlar; analitik, yaratıcı ve pratik zekâdır
(Koman, 2001).
1. Analitik Zekâ: Zekâ kaynaklı davranışlardan sorumlu olan içsel zihinsel
mekanizmalardan meydana gelir. Zekâyla ilgili bir problemin doğasını belirlemekten,
bu sorunu çözmek için bir yöntem seçmekten ve görevin tamamlandığında emin
olmaktan sorumludur. Zekânın bu yönü, zekâ testleri tarafından en iyi şekilde
ölçülebilen zekâdır.
2. Yaratıcı Zekâ: Yetkin bir yaratıcı zekâya sahip olan bir kimse, yeni
durumlarla etkili bir şekilde başa çıkma becerisine sahiptir. Sternberg’e göre, zekâ
sadece daha önceden yüz yüze gelinmiş durumlarla başa çıkmayı değil, aynı zamanda
yeni kavramsal sistemler içerisinde öğrenip düşünme kapasitesini de içermektedir.
Zekânın bu yönünün diğer bir işlevi ise, tekrar tekrar karşı karşıya kalınan durumları
“rutin haline getirme” becerisidir.
3. Pratik Zekâ: Kişinin yaşamına uygun hedefler doğrultusunda gerçek yaşam
koşullarına uyum sağlaması, bunları şekillendirmesi ve seçimler yapmasıyla ilgili
zihinsel etkinlikleri içerir. Pratik zekâ üç bölüme ayrılır. Bunlar; uyum, seçim ve
şekillendirmedir. Uyum, bir kişinin belirli çevresel şartların gerektirdiği becerileri
geliştirme olarak tanımlanır. Seçim, içinde yaşadığımız çevreyi terk edip, yetenek ve
gereksinimlerimize daha uygun olanını seçme davranışıdır. Şekillendirme ise, kişinin
kendisiyle çevresi arasındaki uyumu geliştirmede, özellikle de yeni bir çevre seçimi pek
olanaklı olmadığı zamanlarda kullandığı bir yoldur.
35
Sternberg ve Guilford gibi çağdaş bilim adamları, zekânın farklı yönlerini ve bir
çok yeteneği vurgulayan çoklu modellerini ön plana çıkarmışlardır. Ancak eğitimdeki
uygulamalarının yaygınlığı açısından bu araştırmada, Gardner’ın geliştirdiği “Çoklu
Zekâ Kuramı” esas alınmıştır.
2.5.4. Gardner ve Çoklu Zekâ Kuramı
Nöropsikoloji ve gelişim uzmanı Howard Gardner, geleneksel zekâ anlayışını
inceledikten sonra, 70’li ve 80’li yıllarda bireylerin bilişsel kapasitelerini araştırmaya
başlamıştır. Boston Üniversitesi’nde çalışırken yeteneklerin örüntüsünü anlamaya,
bilişsel ya da duyuşsal kazaların etkilerini belirlemeye çalışmıştır. Aynı zamanda
Harvard Üniversitesi’nde “Project Zero” adlı projede normal ve üstün yetenekli
çocuklarla ilgili araştırmalar yapmış, bilişsel yeteneklerin gelişimini incelemiştir
(Bümen, 2004, s.4). Gardner çalışmalarını; dahiler, zeki insanlar, beyni hasar görmüş
hastalar, idiot savantlar, normal çocuklar ve normal yetişkinlerden meydana gelen
oldukça geniş bir çalışma grubu üzerinde gerçekleştirmiştir (Gardner, 2004, s.11).
Gardner, zekâyı bir kişinin (1) bir veya birden fazla kültürde değer bulan bir
ürün ortaya koyabilme kapasitesi, (2) gerçek hayatta karşılaştığı problemlere etkili ve
verimli çözümlemeler üretebilme becerisi ve (3) çözüme kavuşturulması gereken yeni
veya karmaşık yapılı problemleri keşfetme yeteneği olarak tanımlamaktadır. Gardner,
zekâ konusuna daha geniş bir bakış açısı kazandırarak insanların farklı şekillerde sahip
oldukları yetenekleri, potansiyelleri veya kabiliyetleri “zekâ alanları” olarak
adlandırmıştır (Gardner, 2004, s.85; Saban, 2004, s.5). Gardner’ın, çocuklar ve beyni
hasarlı kişiler üzerinde yaptığı çalışmalar çoklu zekâ kuramının ortaya çıkmasını
sağlamıştır. Gardner’in bu kuramla ulaştığı temel yargı, zekânın tek bir yapıdan
meydana gelmediği, insanların en az birbirlerinden bağımsız sekiz zekâya sahip olduğu
ve bunların zaman içinde geliştirilebileceğidir.
Fareler ve beyni hasarlı kişiler üzerinde yapılan çalışmalar, zekâ alanlarıyla ilgili
davranışların beynin belli merkezlerinden yönetildiğini göstermektedir. Örneğin, beynin
sol tarafındaki bir alanda oluşan hasar, konuşma bozukluğuna; sağ tarafındaki bir alanda
oluşan bir hasar ise resimlerin tanınmasındaki aksaklığa neden olmaktadır. Beyinde
hasar olmasa da, beynin bazı insanlarda sol tarafı, bazı insanlarda sağ tarafı, bazılarında
da her iki tarafı da aynı ölçüde güçlüdür. Bireyler güçlü olunan bölgelere bağlı olarak
36
bir ya da birkaç alanda yüksek performans gösterebilirler. Önemli olan bu alanların
belirlenmesi ve tüm bu alanlara yönelik geliştirici etkinliklerin” planlanmasıdır (Ülgen,
1997, s.26).
Kuramla ilgili ilk çalışmalarda öncelikle, zekâ olarak kabul edilecek aday
kapasitelerin mutlaka özerk ve bağımsız bir tabakada oluşturulmasına karar verilmiştir.
Buna göre temel biyolojik özelliklerin belirlenmesinde sekiz ölçüt kullanılarak zekâlar
özelleştirilmiştir. Zekâ alanlarının belirlenmesinde kullanılan sekiz ölçüt şunlardır
(Gardner,2004, s.89-93; Armstrong, 2000, s. 3-8):
1. Beyin arızalarında potansiyel ayırma: Gardner’e göre, beyinde meydana
gelen hasar, insan zekâsının temelindeki ayırt edici becerilerle ilgili en öğretici bilgileri
sunabilir (Gardner, 2004, s.89). Gardner, kaza veya hastalık sonucu beynin belli
bölümleri etkilenmiş insanlar üzerinde çalışmış ve şunları gözlemiştir: Beyninin sol ön
lobu (dilsel zekânın büyük bir bölümü) zarar gören bir hastanın, konuşma, okuma ve
yazmada büyük zorluk çektiği fakat şarkı söyleyebildiği, matematiksel işlemleri
yapabildiği, dans edebildiği ve duygularını ifade etmekte zorlanmadığını görülmüştür.
Bu örnekte görüldüğü, gibi beynin sol lobu, sadece sözel etkinlikleri etkilemiş diğer
zekâ alanlarını ise etkilememiştir (Armstrong, 2000, s.3).
2. İdiot savant’lar, dahiler ve diğer olağanüstü bireylerin varlığı: Gardner, dahi
terimi ile insani yetkinliklerden birinde vaktinden önce gelişmiş bir bireyden; idiot
savant terimi ile de başka alanlarda son derece geri kalmış bir performansın yanı sıra,
belli bir becerinin gelişmesinden söz etmektedir. Bu bireylerin varlığı, belli bir zekânın
varlığına ilişkin iddiaları güçlendirirken, aynı zamanda belli bir entelektüel becerinin
yokluğu, belli bir zekânın eksikliğini gösterir (Gardner, 2004, s.89).
3. Çekirdek işlemler tanısı ya da işlemler grubu: Gardner, her zekâ alanının,
kendine özgü çeşitli etkinlikleri yürütmek için temel işlemlere sahip olduğunu
söylemiştir. Örneğin; müzikal zekâda, bu işlemler, değişik ritim yapılarını fark etme
yeteneğini ve duyarlılığını kapsayabilir. Bedensel-kinestetik zekâda ise bu işlemler,
diğerlerinin fiziksel hareketlerini taklit etme gibi yetenekleri içerebilir (Armstrong,
2000, s.8).
37
4. Gelişimsel tarih ve tanınmış uzman grubunun performansları: Gardner’e göre
her zekânın gelişimsel bir tarihi vardır. Bütün zekâlar ilk çocukluk yıllarında ortaya
çıkar. Ancak her bir zekâ etkinliğinin gösterdiği tarih kişiden kişiye değişir. Mozart
besteciliğe başladığında sadece beş yaşındaydı. Bunun yanı sıra çok sayıda besteci
80’li-90’lı yaşlarında aktif zamanlarını yaşamışlardır. Bu durum, ilerleyen yaşlarda da
beste yapılabildiğini göstermektedir (Armstrong, 2000, s.3).
5. Evrimsel bir tarih ve olası evrim: Sekiz zekâ alanının her birinin gelişimsel
nedenini, insan evriminin içinde incelemek gerekir. Örneğin görsel-uzamsal zekâ,
mağara çizimleriyle denenmiş olabilir. Benzer şekilde, müzikal zekâ arkeolojik kazılarla
bulunan müzik aletleri ile kanıtlanabilir. Ayrıca, çoklu zekâ kuramı tarihsel bir yapıya
sahiptir. Belirli zekâların, geçmiş zamanlarda şimdikinden daha fazla öneme sahip
olduğu görülür. Örneğin, doğacı ve bedensel-kinestetik zekâ, yüz yıl önce, kırsal
kesimde yaşayan, avcılık yapan ve tarımla uğraşan insanlar için daha önemli
görülmüştür. Benzer şekilde belli zekâlar gelecekte daha önemli olabilir. İnsanların
önemli bir yüzdesinin bilgilerini filmlerden, televizyondan, videodan ve CD-ROM
teknolojisinden alması görsel-uzamsal zekânın değerini arttırabilir (Armstrong, 2000,
s.7).
6. Psikometrik bulguların desteği: Gardner, zekâyı ölçen standart testlere karşı
çıkmasına rağmen, birçok standart ölçeğin çoklu zekâ kuramını desteklediğine dikkat
çeker. Örneğin; Wechsler Zekâ Ölçeği’nin, sözel-dilsel, matematiksel-mantıksal, görsel-
uzamsal ve bedensel-kinestetik zekâların alt ölçeklerini içerdiği; Coopersmith Benlik
Saygısı Ölçeği’nin ise kişisel zekâlarda kullanılabileceği belirtilmektedir (Armstrong,
2000, s.7-8).
7. Deneysel psikolojik çalışmaların desteği: Psikoloji alanındaki çalışmalara
bakarak, zekâların birbirinden ayrı olarak çalıştığı görülebilir. Okuma yeteneğini, başka
yeteneğe çevirmede başarısız olan ya da sözel zekâyı, matematiksel zekâya transfer
etmede başarısız olan bireyler bu çalışmaların odak noktası olmuştur. Örneğin; bazı
bireyler kelimelerde çok iyi bir hafızaya sahip olabilir fakat insan yüzlerini
hatırlamayabilir. Aynı şekilde, bazıları müziksel sesleri algılayabilir ama sözel sesleri
algılamayabilir. Sonuç olarak insanlar, sekiz zekâ alanını farklı düzeylerde gösterebilir
(Armstrong, 2000, s.8).
38
8. Sembolik sistem içinde şifreleme hassasiyeti: Gardner’e göre, zekice
davranışların en iyi göstergelerinden biri, insanoğlunun sembolleri kullanma
kapasitesidir. Sembolize etme yeteneği, insanları diğer türlerden ayıran en önemli
faktörlerden biridir. Sekiz zekâdan her biri kendi sembol sistemine sahiptir. Örneğin,
sözel-dilsel zekâ için İngilizce, Fransızca ve İspanyolca gibi birçok konuşulan ve
yazılan diller; görsel-uzamsal zekâ için, mimarlar, mühendisler ve modacılar tarafından
kullanılan bir seri grafik dilleri vardır (Armstrong, 2000, s.8).
Gardner, yukarıdaki açıklamalar ışığında bütün insanların en azından sekiz hatta
dokuz zekâya sahip olduklarını ileri sürmektedir. Gardner 1993’e kadar yedi farklı zekâ
tanımlamıştır. Bunlar; nesnelerle ilgili zekâlar (matematiksel-mantıksal, görsel-uzamsal
ve bedensel-kinestetik zekâ), nesnelerden bağımsız zekâlar (sözel-dilsel ve müziksel-
ritmik zekâ) ve kişisel zekâlardır (sosyal ve içsel zekâ) (Gardner, 2004, s.398). Bu zekâ
alanları aşağıda açıklanmıştır (Gardner, 2004; Armstrong, 1999; Armstrong, 2000):
1. Sözel-Dilsel Zekâ: Bireyin, kelimeleri yazılı ve sözlü olarak etkili bir şekilde
kullanma kapasitesini ifade etmektedir. Bu türdeki zekâ, bir insanın kendi dilini gramer
yapısına, sözcük dizimine, vurgusuna ve kavramları da kastettikleri anlamlarına uygun
olarak büyük bir ustalıkla kullanmasını gerektirir. Sözel-dilsel zekâ, dili, başkalarını bir
iş yapmak için ikna etmek, başkalarına belli bir konuda bilgi sunmak ve belli bir işin
nasıl yapılacağını açıklamak veya bir dilbilimci gibi dilin özeklikleri hakkında bilgi
sahibi olmak gibi dil ile ilgili bütün faaliyetleri içerir. Sözel-dil zekâsına sahip insanlar,
kendi ana dilleri yanında başka bir dilde de kendi düşünce ve duygularını etkili bir
şekilde ifade etme kabiliyetine sahiptirler. Sözel-dil zekâsı kuvvetli olan bireyler,
işiterek, konuşarak, okuyarak, tartışarak ve başkaları ile karşılıklı iletişime ve etkileşime
girerek en iyi şekilde öğrenirler. Politikacılar, edebiyatçılar, yazarlar, şairler ve
avukatlar sözel-dilsel zekâ alanını baskın olarak kullanan bireylere örnek olarak
verilebilir.
2. Müziksel-Ritmik Zekâ: Bir kişinin, müzik formlarını algılaması, ayırt etmesi
ve ifade etmesi kabiliyetleridir. Bu tür zekâ; ritme, melodiye, vurguya, tonlamaya,
müzik enstrümanlarına ve çevredeki seslere karşı duyarlılığı içerir. Bu zekâ alanı, bir
bireyin müziksel olarak düşünmesi ve belli bir olayın oluş biçimini, seyrini veya
düzenini müziksel olarak algılaması, yorumlaması ve iletişimde bulunması olarak
39
tanımlanabilir. Bu zekâsı güçlü olan kişiler en iyi ve en etkili olarak ritim, melodi ve
müzikle öğrenirler; müzik aleti çalmaktan, şarkı söylemekten ve CD koleksiyonu
yapmaktan hoşlanırlar. Müzisyenler, orkestra şefleri ve müzik eleştirmenleri müziksel-
ritmik zekâ alanını baskın olarak kullanan bireylere örnek olarak verilebilir.
3. Matematiksel-Mantıksal Zekâ: Bireyin, sayıları bir matematikçi, bir vergi
memuru veya bir istatistikçi gibi etkili bir şekilde kullanabilmesi ya da bir bilim adamı
veya bir bilgisayar programcısı gibi mantıklı bir şekilde düşünme kapasitesini ifade
eder. Bu zekâ, tümdengelim ve tümevarım ile akıl yürütme, mantıksal düşünme,
problemlere bilimsel çözümler üretme ve birbiriyle ilişkili kavramlar, düşünceler
arasındaki karmaşık ilişkileri anlama yeteneğidir. Matematiksel-mantıksal zekâsı güçlü
olan bireyler, nesneleri belli kategorilere ayırarak, olaylar arasında mantıksal ilişkiler
kurarak, nesnelerin belli özelliklerini niceliksel olarak sayısallaştırarak, hesaplayarak ve
olaylar arasındaki bir takım soyut ilişkiler üzerinde düşünerek en iyi şekilde öğrenirler.
4. Görsel-Uzamsal Zekâ: Bir insanın, görsel ve uzamsal dünyayı doğru bir
şekilde algılaması kapasitesidir. Bu tür zekâ, görsel düşünme, şekil-uzay özelliklerini
şekil ve grafiklerle ifade etme, çizme, boyama gibi davranışları kapsar. Bu zekâsı güçlü
olan kişiler, varlıkları, olayları veya olguları görselleştirerek ya da resimlerle, çizgilerle
ve renklerle çalışarak en iyi şekilde öğrenirler. Mimarlar, ressamlar, fotoğrafçılar,
avcılar ve denizciler görsel-uzamsal zekâları güçlü bireylere örnek olarak verilebilir.
5. Bedensel-Kinestetik Zekâ: Bu zekânın özelliği, bedenin son derece farklı
biçimlerde hem ifade etmek hem de bir amaca ulaşmak için hünerle kullanılabilmesidir.
Bedensel zekâ, bir bireyin problemi çözmek, bir model inşa etmek veya bir ürün
meydana getirmek için vücudunun belli organlarını kullanabilme kapasitesidir. Bu tür
zekâ, koordinasyon, denge, el çabukluğu, dayanıklılık, esneklik ve hız gibi özel fiziksel
becerileri içerir. Bu zekâsı güçlü olan insanlar, en iyi yaparak, yaşayarak, dokunarak ve
hareket ederek öğrenirler. Dansçılar, aktörler, sporcular, heykeltıraşlar ve cerrahlar
bedensel-kinestetik zekâsı güçlü olan bireylere örnek olarak gösterilebilir.
6. Sosyal Zekâ: Bir insanın çevresindeki insanların duygularını, isteklerini ve
ihtiyaçlarını anlama, ayırt etme ve karşılama kapasitesidir. Bu zekâ türü ile bir insanın
diğer insanlardaki yüz ifadelerine, seslere, mimiklere olan duyarlılığı ve diğer
40
insanlardaki farklı özelliklerin farkına vararak onları en iyi şekilde analiz etme,
yorumlama ve değerlendirme kabiliyetleri kastedilir. Bu zekâsı güçlü olan kişilerin, bir
grup içerisinde grup üyeleri ile işbirliği yapma, onlarla uyum içinde çalışma, bu kişilerle
etkili olarak sözlü ve sözsüz iletişim kurma gibi yetenekleri söz konusudur.
Öğretmenler, terapistler, danışmanlar, aktörler ve politikacılar sosyal zekâlarını etkili
bir şekilde kullanan bireylere örnek olarak gösterilebilir.
7. İçsel Zekâ: Garder’e göre günlük hayattaki en önemli zekâdır. Bir insanın,
kendisini tanıması (güçlü ve zayıf yönlerini bilmesi) ve kendisi hakkında sahip olduğu
bu bilgi ve anlayış ile çevresinde uyumlu davranışlar sergilemesi yeteneğidir. Bu zekâ
türü, kişinin kendisini objektif olarak değerlendirme, sahip olduğu duyguların,
ihtiyaçların veya amaçların farkında olma, kendisini iyi disipline etme, kendisine
güvenme gibi yetenekleri içerir. Bu tür zekâsı gelişmiş bireyler, en iyi şekilde tek
başlarına çalışarak öğrenirler. Filozoflar, terapistler ve yazarlar içsel zekâsı güçlü olan
bireylere örnek olarak gösterilebilir.
1995 yılında Gardner, bu zekâlara sekizinci zekâ olarak doğal nesneleri tanıma
ve sıralama yeteneği olan doğa zekâsını eklemiştir. Son yıllarda varoluşsal zekâ olarak
nitelendirdiği kişinin varolmak, ölüm, yaşam ve sonsuzluk gibi temel sorulara verdiği
yanıtlarla kendini gösteren yeteneği dokuzuncu zekâ olarak belirlemiştir. Ancak bunun
bir zekâ çeşidi olup olmadığı konusunda kesin kayıtlara gerek duyulmaktadır (Silver,
Strong ve Perlin, 2000, s.7-8)
8. Doğa Zekâsı: Bir kişinin, yaşayan canlıları tanıma, onları belli karakteristik
özelliklerine bağlı olarak sınıflandırma ve diğerlerinden ayırt etme kabiliyeti veya
doğadaki çeşitli karakteristiklere karşı aşırı ilgili ve duyarlı olması kastedilmektedir.
Gardner, doğacı zekâsı gelişmiş bir kişiyi, doğal kaynaklara ve sağlıklı bir çevreye
yoğun ilgisi olan, flora ve faunayı tanıyan, canlı ve cansız varlıkları ayırımını doğal
dünyada yapabilen ve bu alandaki yeteneklerini üretken olarak kullanabilen bir birey
olarak tanımlamaktadır. Biyologlar, dağcılar, izciler, avcılar, anatomistler, veterinerler
bu zekâ alanı gelişmiş olan bireylere örnek olarak verilebilir.
Çoklu Zekâ Kuramının anahtar kavramı “çoğul” kelimesidir. Çünkü zekâ çok
yönlüdür. Doğuştan genetik kalıtımla getirilen zekâ geliştirilebilir, değiştirilebilir ve
41
zeki olmak belli bir derecede öğrenilebilir. Gardner, zekânın özelliklerini şöyle
sırlamaktadır (Armstrong, 2000, s.8-9; Selçuk ve ark, 2004, s.12):
1. Her insan, kendi zekâsını arttırma ve geliştirme yeteneğine sahiptir.
2. Zekâ sadece değişmekle kalmaz, aynı zamanda başkalarına da öğretilebilir.
3. Zekâ, insandaki beyin ve zihin sistemlerinin birbirleriyle etkileşimi sonucu
ortaya çıkan çok yönlü bir olgudur.
4. Zekâ, çok yönlülük göstermesine rağmen kendi içinde bir bütündür.
5. Her insan, sekiz zekâ alanının tümüne sahiptir.
6. Her insan, çeşitli zekâ alanlarından her birini yeterli bir düzeyde geliştirebilir.
7. Çeşitli zekâ alanları, genellikle bir arada ve belli bir uyum içinde çalışırlar.
8. Bir insanın her alanda zeki olabilmesinin birçok yolu bulunmaktadır.
Zekâlar her zaman birlikte çalışırlar ancak bu çok karmaşık yollarla gerçekleşir.
Örneğin; bir yemeği pişirmek için kişinin önce tarifi okuması (sözel zekâ), ihtiyacı olan
miktara göre tarif üzerinde hesaplamalar yapması (matematiksel-mantıksal zekâ), aile
bireylerinin memnuniyetini sağlaması (sosyal zekâ) ve kendi damak zevkine
uygunluğunu belirlemesi (içsel zekâ) gerekir. Benzer bir şekilde, bir futbol oyuncusu
bedensel zekâyı koşarken, topa vururken ve yakalarken; uzamsal zekâyı oyun sahasına
uyum sağlarken ve topları takip ederken; dilsel ve sosyal zekâyı oyun kurallarını
öğrenirken ve takımıyla tartışırken, paylaşırken kullanmaktadır (Armstrong, 1994, s.9).
Çoklu zekâ kuramını, öğrenme ve öğretme süreçleriyle bütünleştirme çalışmaları
gündeme geldikçe, zekâ türlerinin öğrenme üzerindeki etkileri de belirlenmeye
başlanmıştır. Bir zekâ türünde gelişme gösteren bir bireyin hangi etkinliklerle veya
araçlarla daha kolay öğrenebileceği incelenmiştir. Elbetteki bireyler yaşamları boyunca
bir zekâ türünde gelişme göstermezler, ancak bu noktada amaç, belli bir zekâ türünde
dikkat çeken bir öğrenciye ulaşma yollarının ve bireylerin nasıl öğrendiklerinden çok,
nasıl öğrenebileceklerinin belirlenmesidir. Kuramın temsilcisi Gardner, eğitimsel
uygulamalar konusunda belirli bir model önermemektedir. Ancak ona göre, ÇZK
eğitime iki önemli yarar sağlamaktadır: (1) Öğrencileri istendik durumlara getirebilmek
için eğitim programlarını planlamamıza imkan verir (Örneğin; müzisyen, bilim adamı,
düşünce adamı yetiştirme gibi). (2) Farklı disiplinlerde önemli kuram ve konuları
öğrenmeye çalışan daha fazla sayıda öğrenciye ulaşmamızı sağlar. Başka bir deyişle,
42
öğrencilere bu zekâ alanları kullanılarak eğitim verilirse öğrenme daha kolay gerçekleşir
(Bümen, 2004, s.21).
2.6. İlgili Araştırmalar
2.6.1. Türkçe/Dil Öğretimi - Okuduğunu Anlama ve Kubaşık Öğrenme ile İlgili Yapılan Araştırmalar
Skeans (1991), birleştirilmiş kubaşık okuma ve kompozisyon (BKOK)
tekniğinin, dil derslerinde, öğrencilerin başarıları üzerindeki etkisini araştırmıştır. Yarı
deneysel olarak planlanan bu araştırmaya, üçüncü sınıftan 24 öğretmen ve 310 öğrenci;
beşinci sınıftan 18 öğretmen ve 320 öğrenci katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı
olarak, “Metropolitan Başarı Testi”nin kelime bilgisi, okuduğunu anlama başarısı ve dil
becerisi alt ölçekleri kullanılmıştır. Veriler, tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir.
Sonuç olarak, birleştirilmiş kubaşık okuma ve kompozisyon tekniğinin, üçüncü
sınıf öğrencilerinin kelime bilgisi üzerinde etkili olduğu belirlenirken, beşinci
sınıflardan oluşan gruplarda, BKOK tekniği lehine anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Wilson (1991), kubaşık öğrenmenin okuduğunu anlama başarısı üzerindeki
etkilerini araştırmıştır. Araştırmada, “California Temel Beceriler Testi”den %15’in
altında başarı gösteren yedi okul seçilmiş, çalışma grubu 455 dördüncü sınıf öğrencisi
ile sınırlandırılmıştır. Öğretmen ve öğrenciler gönüllük esasına göre seçilmiştir. Okullar
deney ve kontrol grupları olarak ikiye ayrılmış; dört okul deney, üç okul kontrol grubu
olarak belirlenmiştir. Deney grubundaki öğretmenler, kubaşık öğrenme stratejileri
üzerine bir eğitim programına katılmışlardır. Dersler, deney grubunda kubaşık öğrenme
yöntemi, kontrol grubunda geleneksel öğretim yöntemi doğrultusunda işlenmiştir.
Araştırmada, sekiz metin ve 56 sorudan oluşan okuduğunu anlama başarı testi, öntest ve
sontest olarak kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, kovaryans analizi
kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda, okuduğunu anlama başarı puanları açısından deney grubu
lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Gruplardaki kız ve erkek öğrenciler arasında ise
anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Rapp (1991), birleştirilmiş kubaşık okuma ve kompozisyon tekniğinin,
okuduğunu anlama başarısı, kelime bilgisi, yazma becerisi ve öğrencilerin benlik
43
saygısı üzerindeki etkisini araştırmıştır. Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu deneme
modeline göre desenlenmiştir. Çalışma, 1989-1990 öğretim yılında, iki ilköğretim
okulundan toplam 88 üçüncü sınıf öğrencisi üzerinde, 24 haftada gerçekleştirilmiştir.
Deney grubundaki üç öğretmene, BKOK ve diğer kubaşık öğrenme tekniklerini
tanıtmak için dört günlük bir eğitim verilmiştir. Kontrol grubundaki iki öğretmenin,
derslerini her zamanki gibi işlemeleri sağlanmıştır. Uygulama boyunca bütün
öğretmenler aynı okuma kitaplarını ve yazı materyallerini kullanmışlardır. Araştırmada
veri toplama aracı olarak, “Iowa Temel Beceriler Testi”nin okuduğunu anlama başarısı,
kelime bilgisi, yazma becerisine yönelik alt ölçekleri ve “Coopersmith Benlik Saygısı
Envanteri” kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde, kovaryans analizi
kullanılmıştır.
Sonuç olarak, öğrencilerin benlik saygısı puanları arasında, deney grupları
lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Okuduğunu anlama başarısı, kelime bilgisi, yazma
becerisi açısından gruplar arasında anlamlı bir fark görülmemiştir.
Gömleksiz ve Yıldırım (1996) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, kubaşık
öğrenme yönteminin, üniversite birinci sınıf öğrencilerinin “Türk Dili II” dersindeki
akademik başarıları ve derse ilişkin tutumları üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Araştırma,
Maliye, Ekonometri ve İşletme bölümlerinde okuyan birinci sınıf öğrencileri ile altı
haftada gerçekleştirilmiştir. Deney grubunda dersler kubaşık öğrenme yöntemine,
kontrol grubunda ise geleneksel yönteme göre işlenmiştir.
Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre, kubaşık öğrenme yönteminin
geleneksel yönteme göre akademik başarıları arttırmada daha etkili olduğu ortaya
çıkmıştır. Tutum puanları açısından, gruplar arasıda anlamlı bir fark görülmemiştir.
Ancak deney grubunun öntest-sontest tutum puanları arasında, sontest lehine anlamlı bir
fark bulunmuştur.
Bromley ve Modlo (1997), Kagan’ın yapılandırılmamış kubaşık öğrenme
etkinliklerinin (numaralandırılmış birlikte çalışan kafalar, dönerli görüş paylaşımı,
düşün-eşleş-payla, köşeler vd.) tanımlanmasına ve dil derslerinde uygulamasına yönelik
çeşitli öğretmen ve öğrenci görüşlerini içeren bir çalışma yapmışlardır. Bir yıllık
uygulamanın sonunda, yaşları altı ile on arasında değişen öğrencilere “kubaşık
öğrenmeyle ilgili en çok sevdiğiniz şey nedir?” sorusu yöneltilmiştir. Ayrıca kubaşık
44
öğrenmeyi kendi sınıfında uygulayan dört sınıf öğretmeni ile görüşme yapılarak
uygulamaya yönelik görüşleri toplanmıştır.
Öğretmen ve öğrenci görüşleri doğrultusunda, kubaşık öğrenmenin dil
derslerinde uygulamasının öğrencileri daha iyi birer dinleyici, konuşmacı, okur ve yazar
haline getirebileceği söylenmiştir. Ayrıca küçük kümler halinde birlikte çalışmanın,
öğrencilerin düşünme, iletişim ve sosyal becerilerini de geliştireceği vurgulanmıştır.
Calderon (1999), yaptığı çalışmada, kubaşık öğrenme yöntemlerinden
birleştirilmiş kubaşık okuma ve kompozisyonun, iki dilli olan öğrencilerin dil yeterliliği
ve akademik başarısı üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Çalışma, iki dilli BKOK
yönteminin uygulandığı 12 deney grubu ile iki dilli 12 kontrol grubu üzerinde
gerçekleştirilmiştir. Çalışma boyunca, kontrol ve deney gruplarındaki öğretmenler,
okuma ve dil eğitimine günde 60 ile 90 dakika süre ayırmışlardır. Deney grubu
öğretmenleri, heterojen kümelerde BKOK, kontrol gruplarındaki öğretmenler ise
öğrencilere homojen kümelerde geleneksel okuma yöntemi uygulamıştır. Kontrol
grubunda İngilizce, günde 30 dakikalık ayrı bir ders olarak, deney grubunda ise yıl
boyunca iki hafta İspanyol Edebiyatı, iki hafta İngiliz Edebiyatı dönüşümlü olarak
işlenmiştir.
Çalışmada uygulanan, “Texas Akademik Beceriler Değerlendirme” testinde
deney gruplarındaki öğrencilerin, kontrol gruplarındaki öğrencilerden daha iyi sonuçlar
elde ettikleri görülmüştür. Öğrencilerin yazma çalışmaları incelendiğinde, deney
grubundakilerin kontrol grubundakilere göre daha uzun, anlaşılır, detaylı ve akıcı
yazdıkları belirlenmiştir. Video kayıtları, deney grubundaki öğrencilerin hem daha çok
yardımlaşma davranışı gösterdiklerini hem de sınıf önünde konuşurken daha rahat
olduklarını göstermiştir.
Yaman (1999), ilköğretim beşinci sınıf Türkçe dersinde kullanılan birleştirilmiş
kubaşık okuma ve kompozisyon tekniğinin, öğrencilerin okuduğunu ve dinlediğini
anlamadaki akademik başarıları ve Türkçe dersine ilişkin tutumları üzerindeki etkilerini
araştırmıştır. Araştırma, 1997-1998 öğretim yılında Mersin ilindeki bir devlet ilköğretim
okulunda beşinci sınıflardan iki derslikte okuyan toplam 81 öğrenci üzerinde, 9 hafta
boyunca uygulanmıştır. Deney grubunda dersler, BKOK tekniğine, kontrol grubunda ise
45
tüm sınıf öğretimine dayalı geleneksel yönteme göre hazırlanan ders planları
doğrultusunda işlenmiştir. Veri toplama aracı olarak, okuduğunu anlama başarı testi,
dinlediğini anlama başarı testi ve Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeği kullanılmıştır.
Elde edilen bulgulara göre, BKOK tekniğinin akademik başarı açısından
geleneksel yönteme göre etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Tutum ölçeği açısından bir alt
ölçek hariç deney grubu lehine anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür.
Özer (1999), “İşbirlikli Öğrenme ve Öğrencilerin Güdülenmesi” adlı
çalışmasında, kubaşık öğrenme ve geleneksel öğretimin ilköğretim öğrencilerinin
Türkçe dersindeki başarıları ve başarı güdüleri üzerindeki etkilerini incelemiştir.
Araştırmada, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeli uygulanmıştır. Dersler,
deney grubunda işbirlikli öğrenme, kontrol grubunda ise geleneksel öğretim yöntemine
göre hazırlanan ders planları doğrultusunda işlenmiştir. Araştırmada veriler, Türkçe
başarı testi ve başarı güdüsü ölçeği ile toplanmıştır.
Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre, işbirlikli öğrenme yönteminin
ilköğretim öğrencilerinin Türkçe başarıları ve başarı güdüleri üzerinde, geleneksel
yönteme göre daha etkili olduğu bulunmuştur.
Doğan (2002) yaptığı çalışmada, strateji öğretiminin, işbirlikli ve geleneksel
sınıflarda, okuduğunu anlama becerileri, güdü ve hatırda tutma üzerindeki etkileri ile bu
etkilerin cinsiyetle olan ilişkisini incelemiştir. Araştırmada, öntest-sontest kontrol
gruplu deneme modeli uygulanmıştır. Çalışma, 2000-2001 eğitim-öğretim yılı güz
döneminde bir resmi ilköğretim okulunda, iki deney ve iki kontrol grubunda bulunan
toplam 154 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Strateji öğretimi, birinci deney
grubunda işbirlikli öğrenme yöntemi kullanılarak, ikinci deney grubunda ise geleneksel
sınıf ortamında uygulanmıştır. Kontrol gruplarında ise strateji öğretimi yapılmamıştır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak, okuduğunu anlama testleri ve başarı güdüsü
ölçeği kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda, strateji öğretiminin, öğrencilerin okuduğunu anlama
becerileri, başarı güdüleri ve hatırda tutmaları üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir.
İşbirlikli ve geleneksel sınıflarda yapılan strateji öğretiminin etkileri arasında, önemli
46
farkların olmadığı saptanmıştır. Strateji öğretiminin, okuduğunu anlama becerileri,
başarı güdüleri ve hatırda tutma üzerindeki etkilerinin cinsiyete göre önemli farklılıklar
göstermediği belirlenmiştir.
Özer (2002), ilköğretim dördüncü ve beşinci sınıfta, Türkçe öğretiminde,
işbirliğine dayalı öğrenme yönteminin kullanımına yönelik değerlendirme çalışması
yapmıştır. Araştırmanın örneklemini, Konya il merkezinde ve ilçelerinde çeşitli
ilköğretim okullarında görev yapan 26 dördüncü ve beşinci sınıf öğretmeni
oluşturmuştur. Nitel bir araştırma olan bu çalışmada, veri toplama aracı olarak görüşme
tekniği kullanılmıştır.
Araştırma sonunda elde edilen verilere göre, öğretmenlerin işbirliğine dayalı
öğrenme yöntemi hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları, klasik küme çalışmaları ile
karıştırdıkları ve bu grup çalışmasını sadece fen bilgisi ve sosyal bilgiler dersinde
kullandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca öğretmenlerin işbirlikli öğrenme tekniklerini
bilmedikleri için Türkçe öğretiminde kullanılması konusunda tereddüt yaşadıkları
ortaya çıkmıştır.
Aksakal (2002), ilköğretim dördüncü sınıf Türkçe öğretiminde, işbirlikli
öğrenme yönteminin “Birlikte Öğrenme” tekniğinin, geleneksel öğretime göre
okuduğunu anlama başarısı üzerinde etkili olup olmadığını araştırmıştır. Araştırma,
2001-2002 eğitim-öğretim yılı içerisinde, 47 dördüncü sınıf öğrencisi üzerinde
uygulanmıştır. Çalışma, deney ve kontrol grubu olarak belirlenen iki grup üzerinde
yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak, “Türkçe Okuduğunu Anlama Testi”
kullanılmıştır.
Sonuç olarak, işbirlikli öğrenme yönteminin okuduğunu anlama başarısı
üzerinde, geleneksel öğretim yönteminden daha etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Caposey ve Heider (2003) yaptıkları çalışmada, kubaşık öğrenme yönteminin
okuduğunu anlama becerisi üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Çalışma, orta sosyo-
ekonomik düzeydeki bir ilköğretim okulunun, dördüncü ve yedinci sınıf öğrencilerinden
random yoluyla seçilen, 45 öğrenci ile on hafta süreyle gerçekleştirilmiştir. Çalışma
öncesinde, öğrencilerin okumaya ilişkin tutumlarını ve ailelerin çocuklarının okuma
47
ihtiyaçlarına olan algılarını belirlemek için öğrenci ve aile anketlerinden; standart bir
başarı testinden ve öğretmen gözleminden elde edilen veriler incelenmiştir. Eldeki
veriler, öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerinin geliştirilmesi için sözcük
dağarcıklarını geliştirmelerine yardımcı olacak bir tekniğe ihtiyaç duyulduğunu ortaya
çıkarmıştır. Araştırmada, öğrencilerin okuma davranışlarına ilişkin ailelerin algılarını
belirlemek için aile anketi; öğrencilerin okumaya ilişkin görüşlerini belirlemek için
öğrenci anketi, öğrencilerin kubaşık öğrenme yönteminin kullanılmasıyla okumaya
ilişkin tutumlarını belirlemek için tutum ölçeği ve sözcük dağarcığı testi veri toplama
aracı olarak kullanılmıştır. Sözcük dağarcığı testleri her haftanın başında ve sonunda
öntest-sontest olarak kullanılmıştır. Sınıf öğretmenleri çalışma boyunca gözlem
yapmışlardır.
Araştırma sonucunda grupların öntest ve sontest sonuçları karşılaştırıldığında,
kubaşık öğrenmenin, öğrencilerin okuduğunu anlama becerilerini geliştirmek için
sözcük dağarcıklarını geliştirmede etkili bir yöntem olduğu ortaya çıkmıştır. Aile
anketinden alınan veriler karşılaştırıldığında, ilk ve son ankete veriler cevaplar arasında
anlamlı bir farlılık görülmemiş; ancak ailelerin kubaşık öğrenme hakkında olumlu
düşünceleri olduğu gözlenmiştir. Sınıf öğretmenleri, kubaşık öğrenmenin diğer
derslerde de kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Chen (2004), ikinci dil olarak İngilizce öğretiminde kubaşık öğrenme
yönteminin etkilerini araştırmıştır. Yarı deneysel olarak planlanan bu çalışmaya, 110
birinci sınıf öğrencisi katılmıştır. Üç ay süren çalışmada, deney grubunda kubaşık
öğrenme tekniklerinden birleştirme ve öğrenci takımları-başarı bölümleri teknikleri;
kontrol grubunda geleneksel gramer-çeviri yöntemi kullanılmıştır. Her iki grupta da
dersler araştırmacı tarafından işlenmiştir. Veri toplama aracı olarak, “Uluslararası
İletişim için İngilizce Testleri (Tests of English for International Communication)”
öntest ve sontest olarak kullanılmıştır. Ayrıca deney grubundaki öğrencilere, İngilizce
öğrenme ve benlik saygıları hakkında bilgi toplamak için bir ölçek uygulanmıştır. Elde
edilen verilerin analizinde, kovaryans analizi kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda, başarı testinden alınan okuma, dinleme ve toplam puanlar
açısından, deney grubundaki öğrenciler lehine anlamlı bir fark bulunmuştur.
48
Chien (2004), yabancı dil olarak İngilizce öğretiminde, kubaşık öğrenmenin
öğrenci başarısı ve öğrencilerin dil öğrenmeye ilişkin tutumları üzerindeki etkilerini
araştırmıştır. Yarı deneysel planlanan bu çalışma, Tayvan’da 167 öğrenci ile altı haftada
gerçekleştirilmiştir. Dersler, araştırmacı tarafından işlenmiştir. Araştırmada veriler,
öğrencilerin dil öğrenmeye ilişkin tutumlarını belirleme ölçeği ve öntest-sontest olarak
kullanılan bir başarı testinden elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizinde,
yinelenmiş ölçümler için tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda, öğrencilerin kelime bilgisi, dinlediğini ve okuduğunu
anlama puanları arasında, gruplar arasında anlamlı bir fark görülmemiştir. Ancak
öğrencilerin sontest puanlarının, öntest puanlarına göre anlamlı bir şekilde yükseldiği
gözlenmiştir. Öğrencilerin dil öğrenmeye ilişkin tutum puanları arasında da anlamlı bir
fark ortaya çıkmamıştır.
Smith (2005), hızlandırılmış okuma (accelerated reader) ve kubaşık öğrenme
yöntemlerinin, lise birinci sınıf öğrencilerinin okuma başarısı üzerindeki etkisini
araştırmıştır. Çalışma, Kasım 2003 ve Mayıs 2004 tarihleri arasında, 25 onuncu sınıf
öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, “Florida
Kapsamlı Değerlendirme Testi (Florida Comprehensive Assessment Test)” ve “Okuma
Gücü Derecesi (Degrees of Reading Power)” kullanılmıştır. Elde edilen verilerin
analizinde, kovaryans analizi kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda, hızlandırılmış okuma (accelerated reader) ve kubaşık
öğrenmenin öğrencilerin okuma başarılarını arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Chen (2005), kubaşık öğrenmenin ikinci dil olarak İngilizce öğretiminde,
öğrencilerin İngilizce öğrenmeye karşı motivasyonları ve dinleme, okuma, konuşma
becerileri üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, yaklaşık altı
yıldır İngilizce eğitimi alan 100 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Yarı deneysel olarak
planlanan bu çalışmada veriler, motivasyon ölçeği ve “Genel İngilizce Beceri Testi”
aracılığıyla toplanmıştır. Sekiz hafta süren çalışmada, dersler deney grubunda kubaşık
öğrenme; kontrol grubunda ise geleneksel gramer-çeviri yöntemiyle işlenmiştir.
49
Sonuç olarak, kubaşık öğrenmenin öğrencilerin dinleme, konuşma ve
motivasyon puanlarını anlamlı bir şekilde arttırdığı görülürken; okuma puanları arasında
anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Karabay (2005), kubaşık öğrenme etkinliklerinin, ilköğretim beşinci sınıf
Türkçe dersinde öğrencilerin dinleme ve konuşma becerileri üzerindeki etkisini
araştırmıştır. Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeline göre
desenlenmiştir. Uygulama, 2003-2004 Eğitim-Öğretim Yılı bahar yarıyılında, Adana İli
Seyhan İlçesi’ndeki iki resmi ilköğretim okulunda, bir deney ve üç kontrol grubunda
bulunan toplam 133 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. On hafta süren çalışmada
dersler, birinci deney grubunda yapılandırılmamış kubaşık öğrenme etkinliklerine,
kontrol gruplarında ise geleneksel yönteme göre hazırlanan ders planları doğrultusunda
işlenmiştir. Veri toplama aracı olarak, “Dinlediğini Anlama Başarı Testi” ve “Konuşma
Testi” kullanılmıştır. Ayrıca deney grubunda, uygulama süresince “Kendini
Değerlendirme Formu” ile öğrencilerin kendilerini değerlendirmeleri sağlanmıştır.
Hazırlık çalışmalarından sonra ve uygulama sonunda dersin işlenişiyle ilgili öğrenci
görüşleri alınmıştır.
Sonuç olarak, dinlediğini anlama başarı testinden elde edilen öntest toplam
puanları kontrol altına alındığında sontest toplam puan ortalamaları açısından deney
grubu ile kontrol grupları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunurken,
kontrol grupları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Konuşma testinden elde edilen
elde edilen öntest toplam ve yapı puanları kontrol altına alındığında sontest toplam ve
yapı puan ortalamaları açısından deney grubu ile kontrol grupları arasında deney grubu
lehine anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Ayrıca üçüncü kontrol grubu ile birinci kontrol
grubu arasında, üçüncü kontrol grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Konuşma
başarı testi öntest söyleyiş, kelime ve akıcılık puanları kontrol altına alındığında sontest
söyleyiş, kelime ve akıcılık puan ortalamaları açısından deney grubu ile kontrol grupları
arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunurken, kontrol grupları arasında
anlamlı bir fark bulunmamıştır. Öğrencilerin kendilerini değerlendikleri formdan elde
edilen bulgulara bakıldığında dinleme becerisine yönelik olarak üçüncü ölçümden
sonra, konuşma becerisinde ise dördüncü ölçümden sonra puanların giderek yükseldiği,
son ölçüm puanları ile diğer ölçüm puanları arasında anlamlı bir fark olduğu
görülmüştür.
50
2.6.3. Çoklu Zekâ Kuramıyla İlgili Yapılan Araştırmalar
Mueller (1995), “Çoklu Zekâ Kuramına Göre Oluşturulan Kubaşık Öğrenme
Gruplarında Eğitimsel Uygulamalar” adlı çalışmasında, heterojen zekâlardan oluşan
kubaşık öğrenme grubu ile homojen zekâdan oluşan kubaşık öğrenme grubu arasındaki
sosyal etkileşimi araştırmıştır. Çalışma, 1994-1995 öğretim yılında, dördüncü sınıf
düzeyinde sekiz öğrenci ile fen bilgisi dersi “Vücudumuzu Tanıyalım” ünitesinde
gerçekleştirilmiştir. Çalışma gruplarından homojen olan grup, matematiksel-mantıksal
zekâsı baskın dört öğrenciden; heterojen grup ise farklı zekâları (sosyal, sözel,
müziksel, bedensel-kinestetik) baskın dört öğrenciden oluşturulmuştur. Öğrencilerin
gruplara ayrılmasında, çoklu zekâda güçlü oldukları alanlara ilişkin kontrol listeleri
kullanılmış; başarı düzeyinin saptanmasında başarı testi öntest-sontest olarak
verilmiştir. Ayrıca sosyal etkileşimin değerlendirilmesinde ise, gözlem, görüşme ve
anketlerden yaralanılmıştır.
Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre, kubaşık öğrenme gruplarının zekâ
alanlarına göre oluşturulması ile öğrencilerin bilgiyi öğrenmeleri arasında anlamlı bir
fark bulunmamıştır. Matematiksel-mantıksal zekâsı baskın öğrencilerden oluşan
homojen grubun, verilen projeleri heterojen gruba göre daha verimli bir şekilde
tamamladığı gözlenmiştir.
Coşkungönüllü (1998), çoklu zekâ kuramının, beşinci sınıfların matematik
erişisine, matematiğe yönelik tutumlarına etkisi olup olmadığını araştırmıştır. Bu
deneysel çalışma, 1997-1998 öğretim yılının ikinci yarıyılında Ankara’da özel bir
ilköğretim okulunda öğrenim gören 5. sınıflardan rasgele seçilen iki derslikteki toplam
64 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Üç hafta süren çalışmada, deney grubunda
dersler, çoklu zekâ kuramına; kontrol grubunda ise geleneksel yönteme göre hazırlanan
ders planları doğrultusunda işlenmiştir. Veri toplama aracı olarak; “Matematik Başarı
Testi” ve “Matematik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Ayrıca deney grubundaki
öğrenciler ve öğretmenleri ile görüşmeler yapılmıştır.
Sonuç olarak, çoklu zekâ kuramının öğrencilerin matematik erişisinde anlamlı
etkisi bulunurken, matematiğe yönelik tutumlarında anlamlı bir etkisi bulunmamıştır.
51
Ayrıca, öğrencilerin ve öğretmenlerinin ÇZK’nın matematik derslerinde uygulanması
ile ilgili olumlu düşüncelere sahip oldukları saptanmıştır.
Demirel (1998), yaptığı çalışmada, çoklu zekâya dayalı öğretimin dil becerileri
üzerindeki etkisini araştırmıştır. Çalışma, 1998–1999 öğretim yılında Ankara
Üniversitesi’nin İngilizce hazırlık okuluna devam eden 31 öğrenci üzerinde
gerçekleştirmiştir. Çalışmada, deney ve kontrol grupları oluşturulmuş; deney
grubundaki öğrencilere İngilizce öğretiminde çoklu zekâya dayalı yeni bir öğretim
programı, kontrol grubundaki öğrencilere geleneksel program uygulanmıştır. Her iki
grup başarı düzeyi açısından karşılaştırılmıştır.
Araştırmanın sonucunda, çoklu zekâya dayalı öğretim programının uygulandığı
grubun başarı düzeyinin, geleneksel programın uygulandığı gruba göre daha yüksek
olduğu görülmüştür. Ayrıca, deney grubundaki öğrencilerin dil becerilerini daha iyi
geliştirdikleri ve etkinliklere zevkle katıldıkları gözlenmiştir.
Hubbard ve Newel (1999), akran öğretiminin, kubaşık öğrenmenin ve çoklu
zekânın, birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinin okuma-yazmadaki akademik başarıları
üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Uygulama, 19 birinci, 20 ikinci sınıf öğrencisi
üzerinde 12 hafta süreyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, akran öğretimi, birleştirilmiş
kubaşık öğrenme ve çoklu zekâ üzerine yapılandırılmış ders planları, okuma-yazmadaki
akademik başarıyı arttırmada kullanılmıştır. Veriler, okuduğunu anlama testi, okuma
becerilerini ve okuma davranışlarını gözlem formu ve öğrencilerin yazma örneklerinden
elde edilmiştir.
Araştırma sonucunda elde edilen veriler, akran öğretimi, kubaşık öğrenme ve
çoklu zekânın, öğrencilerin okuma-yazma becerilerini geliştirdiğini göstermiştir. Sonuç
olarak, kubaşık öğrenmenin, akran etkileşimi yoluyla öğrencilerin başarılı olmalarına
yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Çoklu zekâ derslerinin, çeşitli yollarla öğrenen
öğrencilere yardımcı olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, her iki grupta da benlik saygısının
arttığı görülmüştür.
Sezginer (2000), tanımlayıcı kompozisyonların analizinde çoklu zekâ
etkinliklerinin kullanılmasının, tanımlayıcı kompozisyon yazım performansı üzerindeki
52
etkisini incelemiştir. Nicel ve yarı-deneysel olan bu çalışmada öntest-sontest kontrol
gruplu deneme modeli kullanılmıştır. Çalışma, 1998-1999 öğretim yılında ODTÜ
hazırlık sınıfına devam eden 15’i deney 15’i kontrol grubu olmak üzere toplam 30
öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmada gruplardan, üç örnek tanımlayıcı
kompozisyon analiz etmeleri istenmiştir. Deney grubu örnek kompozisyonları çoklu
zekâ etkinlikleri aracılığıyla incelemiştir. Her iki gruba çalışmanın öncesi ve sonrasında
kompozisyonlar yazdırılmış; bu kompozisyonlar öntest ve sontest olarak
değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, çoklu zekâ aktiviteleri ile çalışan deney grubunun
daha iyi tanımlayıcı kompozisyon yazdığı ortaya çıkmıştır.
Cobb (2001), “Çoklu Zekâ Öğretim Stratejilerinin İlköğretim Dördüncü Sınıf
Öğrencilerinin Okuma Başarıları Üzerine Etkisi” adlı çalışmasında, okuma becerisi
üzerinde çoklu zekâ kuramının etkisini araştırmıştır. Proje, Miami-Dade bölgesinden
dört ilköğretim okulundan dördüncü sınıf öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir.
Araştırmada, 1) Öğrenciler, öğretmenleri onların bireysel zekâlarına odaklanmadıkları
için mi okumada başarısız oluyorlar?, 2) Öğretmenler, kağıt-kalem tipi görevlerin
ötesine geçecek etkinlikler planlamadıkları için mi öğrenciler okumada başarısız
oluyorlar?, 3) Öğretmenler, öğrencilerin bireysel kapasitelerine göre okumayı
öğrenmeleri için ihtiyaç duydukları öğretim stratejilerini kullanmadıkları için mi
öğrenciler okumada başarısız oluyorlar? sorularına yanıt aranmıştır. Araştırmada, 1997–
1998 devlet okulları istatistiksel profil verileri kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem
grubunu, 1997–1998 öğretim yılında dördüncü sınıfı okutan 16 öğretmen oluşturmuştur.
Veriler, okul idarecileriyle ön konferans görüşmelerinden ve örneklem grubuyla yapılan
yapılandırılmış görüşmelerden elde edilmiştir. Diğer veriler ise, gelişimsel okuma
öğretmen el kitabının incelenmesinden ve içerik analizinden elde edilmiştir.
Araştırma sonunda, 1) yüksek okuma puanına sahip okulların, bütün derslerine
çoklu zekâ kuramı stratejilerini dâhil eden gelişimsel okuma metinlerini ve etkinliklerini
kullandıkları, 2) düşük okuma puanına sahip okulların, çoklu zekâ kuramı stratejilerini
dâhil eden gelişimsel okuma metinlerini kullanmadıkları ya da sınıflarda bu stratejileri
uygulayacak öğretmenlerin sayısının çok az olduğu ve 3) bazı öğretmenlerin çoklu zekâ
kuramı stratejilerinden haberdar olmadığı ortaya çıkmıştır.
53
Cobb (2001) çalışmasında ayrıca, çoklu zekâ kuramının etkililiğini test etmek
için, okuma puanları ve davranış becerileri düşük 12 dördüncü sınıf öğrencisi üzerinde,
çoklu zekâ kuramının akademik ve davranışsal stratejilerini içeren bir öğretim programı
uygulamıştır. Sonuç olarak, öğrencilerin tamamının okuma ve davranış becerilerinin
arttığı gözlenmiştir.
Temur (2001), ÇZK’ya göre hazırlanan öğretim etkinliklerinin öğrencilerin
matematik başarılarına ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığına etkisini araştırmıştır.
Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeline göre desenlenmiştir.
Çalışma, Ankara’da özel bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 4. sınıflardan seçilen
iki derslikteki toplam 48 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Deney grubunda dersler
çoklu zekâ kuramına göre hazırlanan ders planları doğrultusunda işlenmiştir.
Araştırmada öntest, sontest ve kalıcılık testi olarak “Zaman Ölçüleri” ünitesi için
hazırlanan çoktan seçmeli bir başarı testi kullanılmıştır.
Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre, öğrencilerin sontest ve kalıcılık
testi puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Ayrıca
öğretmenler tarafından yapılan gözlem ve görüşmelerin sonucunda, ÇZK ile işlenen
derslere katılan öğrencilerin, dersleri çok eğlenceli buldukları ve aktif olarak, yapılan
etkinliklere katıldıkları görülmüştür.
Ayaydın (2002), ilköğretim düzeyinde ÇZK temelli sanat eğitimi yöntemini
kullanarak, bu yöntemin etkililiğini sınıf ortamında denemiş ve yönteme ilişkin öğrenci
tutumlarını belirlemiştir. Bu çalışma, betimsel özellik taşıyan nitel bir araştırmadır.
Çalışma, bir devlet ilköğretim okulundaki altıncı sınıflardan bir şubedeki 19 öğrenci
üzerinde uygulanmıştır. Araştırmada, altıncı sınıf düzeyi sanat eğitimi (Resim-İş) dersi
ele alınmış, “Gelecekte Yaşam” adlı ders konusu ÇZK’ya göre hazırlanan etkinliklerle
işlenmiş; yönteme ilişkin öğrenci tutumları belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma
verilerinin toplanmasında, görüşme ve gözlem kayıtları, anket, öğrenci çalışmaları ve
ürün dosyalarından yararlanılmıştır. Ayrıca, ÇZK ve uygulamaları hakkında bulgulara
ulaşmak için tarama modeli kullanılmıştır.
Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre, ÇZK’ya göre tasarlanan bu
uygulamanın, sanat eğitimine çeşitlilik ve zenginlik getirdiği, dersin geleneksel yönteme
54
göre daha eğlenceli ve verimli olmasını sağladığı ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin derste
geleneksel yönteme göre daha aktif olduğu gözlenmiştir. Ayrıca öğrenciler, ÇZK’ya
göre hazırlanan dersin, geleneksel yönteme göre daha zevkli ve daha öğretici olduğunu
belirtmiş, bu yöntemi daha çok sevdiklerini söylemişlerdir.
Batman (2002), Öğretmenlik Mesleğine Giriş dersinin öğretiminde, çoklu zekâ
kuramına dayalı etkinliklerle destekli öğretimin erişiye, kalıcılığa ve tutuma etkisini
incelemiş ve öğrencilerin uygulanan öğretim hakkındaki görüşlerini belirlemiştir.
Araştırmada öntest-sontest kontrol gruplu model kullanılmıştır. Araştırma, Doğu
Akdeniz Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Ortaöğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz
Yüksek Lisans bölümüne devam eden 34 öğrenci üzerinde, 2001-2002 öğretim yılı güz
döneminde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler, öntest-sontest erişi testi, kalıcılık
testi, tutum ölçeği ve görüşme formu ile toplanmıştır. Bu veriler, t testi, Mann-Whitney
U testi ve içerik çözümlemesi ile analiz edilmiştir.
Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre, çoklu zekâ kuramı etkinlikleriyle
destekli öğretimin uygulandığı deney grubu ile geleneksel öğretimin uygulandığı
kontrol grubunun erişi, kalıcılık ve tutum puanları arasında anlamlı bir fark
bulunmamıştır. Deney grubundaki öğrenciler, çoklu zekâ etkinlikleriyle destekli
öğretimin, öğrencilerin öğrenmedeki bireysel farklılıklarını dikkate almada ve dersteki
başarıyı arttırmada etkili olduğunu belirtmişler; bu yöntemin diğer derslerde de
kullanılması gerektiğini söylemişlerdir.
Güneş (2002), “7. Sınıflarda Kaldırma Kuvveti Kavramını Geliştirmede ve
Öğretmede Çoklu Zekâ Temelli Öğretim Teknikleri Uygulaması” adlı çalışmasında,
çoklu zekâ temelli öğretimin, yedinci sınıf öğrencilerinin fen bilgisi dersine ilişkin
tutumları ve kaldırma kuvvetini öğrenmeleri üzerindeki etkilerini incelemiştir. Nitel
araştırma modelindeki bu çalışma, 2000-2001 öğretim yılında, Ankara’daki özel bir
ilköğretim okulundan üç farklı sınıfta okuyan yedinci sınıftaki 75 öğrenci üzerinde
gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak, fen bilgisi başarı testi, fen bilgisi tutum
ölçeği, video kayıtları, yazılı dokümanlar ve çoklu zekâ envanteri kullanılmış, ayrıca
gözlem tekniğinden yararlanılmıştır.
55
Araştırma sonunda elde edilen bulgulara göre, çoklu zekâ temelli öğretim
etkinliklerinin, öğrencilerin fen bilgisine karşı tutumlarını olumlu yönde değiştirdiği ve
başarılarını arttırmada etkili olduğu görülmüştür.
Özdemir (2002), “Canlılar Çeşitlidir” ünitesinin öğretiminde, çoklu zekâ kuramı
destekli öğretimin, dördüncü sınıf öğrencilerinin fen derslerindeki başarıları, fen dersine
ilişkin tutumları ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığı üzerindeki etkisini araştırmıştır. Ayrıca
eğitim sonrasında, öğrencilerin kullandıkları zekâ türlerinde farklılık olup olmadığı da
incelenmiştir. Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeline göre
desenlenmiştir. Uygulama, 2001-2002 öğretim yılında, iki ayrı derslikte öğrenim gören
toplam 70 öğrenci üzerinde, dört hafta süreyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri
toplama aracı olarak; fen bilgisi başarı testi, fen bilgisi tutum ölçeği ve Teele Çoklu
Zekâ Envanteri kullanılmıştır.
Araştırma sonunda, ÇZK’nın dördüncü sınıf öğrencilerinin fen bilgisi dersindeki
akademik başarıları ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığı üzerinde anlamlı düzeyde etkili
olduğu bulunurken, fen bilgisi dersine ilişkin tutumları üzerinde anlamlı bir etkisinin
olmadığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca çoklu zekâ yöntemi kullanılarak eğitim alan
öğrencilerin, eğitim sonrasında kullandıkları zekâ türlerinde de değişiklikler olduğu
gözlenmiştir.
Yılmaz (2002), sosyal bilgiler öğretiminde, çoklu zekâ kuramının öğrencilerin
akademik başarıları üzerindeki etkisini araştırmıştır. Araştırmacı öğrencilerin zekâ
türlerini belirleyerek, her zekâ tipine uygun öğretim planları hazırlamış, konuların daha
rahat öğrenilmesi ve kalıcı olmasını sağlamaya çalışmıştır. Araştırmada, hem nitel hem
de nicel araştırma yöntemlerinden yararlanılmıştır. Araştırma, özel bir ilköğretim
okulunun beşinci sınıflarından bir şubedeki 16 öğrenci üzerinde, iki hafta boyunca
uygulanmıştır. Araştırmada veriler, Howard Gardner tarafından geliştirilen çoklu zekâ
testi, öntest-sontest olarak kullanılan sosyal bilgiler başarı testi ve araştırmacı tarafından
geliştirilen görüşme formu ile toplanmıştır.
Sonuç olarak, her öğrencide farklı zekâların baskın olduğu, uygulama yapılan
sınıfta matematiksel, müziksel, görsel ve bedensel zekâların baskın olduğu, öğrencilerin
hoşlanarak hatırladıkları etkinliklerin ve materyallerin, sahip oldukları baskın zekâları
56
ile paralellik gösterdiği gözlenmiştir. Kullanılan öntest ve sontest arasında anlamlı bir
fark olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmanın sonunda, kullanılan çoklu zekâ destekli
yöntemin, öğrencilerin akademik başarısına olumlu etkisinin olduğu belirlenmiştir.
Gaines ve Lehmann (2002), öğrencilerin okuduğunu anlama becerileri üzerinde
çoklu zekâ kuramının etkisini araştırmışlardır. Çalışma, Eylül 2001- Ocak 2002 tarihleri
arasında, iki farklı ilköğretim okulunun dördüncü sınıf öğrencileri ile
gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler, öğrencilerin okur olarak kendileri ile algılarını
belirlemek için kullanılan “Burns ve Roe İnformal Okuma Envanteri”, öğretmen
tarafından yapılandırılmış bir başarı test ve anekdot kullanılarak toplanmıştır.
Sonuç olarak, çoklu zekâ kuramı destekli etkinliklerin, okuduğunu anlama
başarısını arttırdığı görülmüştür. Öğrencilerin okur olarak kendileri ile ilgili algılarına
bakıldığında, çalışma sonunda öğrencilerin kendilerini iyi bir okuyucu olarak
gördükleri, öncekine göre daha iyi okudukları, öğretmenin yardımına daha az ihtiyaç
duydukları gözlenmiştir.
Reidel, Tomaszewski ve Weaver (2003), öğrencilerin okuduğunu anlama
başarıları üzerinde, çoklu zekâ öğretim stratejilerinin etkisini araştırmıştır. Araştırma, üç
sınıfta, toplam 90 beşinci sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Sınıflarda ilk olarak, bir
çoklu zekâ ilan tahtası ve okuma merkezleri oluşturulmuş, etkinlikler okuma
müfredatına bağlı olarak haftada iki defa değiştirilmiştir. Araştırmada veriler,
öğrencilerin ve ailelerini okuma ile ilgili algılarını belirlemeye yönelik bir anket ve
okuduğunu anlama başarı testi ile toplanmıştır. Başarı testi çalışmada, öntest ve sontest
olarak kullanılmıştır. Çalışma boyunca araştırmacılar tarafından, haftada iki kere,
öğrencilerin sınıf içindeki davranışlarına yönelik bir gözlem formu doldurulmuştur.
Araştırma sonucunda öğrencilerin, okuduğunu anlama başarılarının arttığı ve
kendilerine güvenen, güçlü ve motive olmuş okuyucular haline geldikleri görülmüştür.
Rondinaro (2003), yaptığı çalışmada, sosyal zekâ ve kubaşık öğrenme
yönteminin arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Çalışmaya, Pensilvanya’dan 34 ilkokul, 35
ortaokul, 34 lise öğretmeni olmak üzere toplam 103 öğretmen katılmıştır. Araştırmada
veriler, araştırmacı tarafından geliştirilen ve öğretmenlerin kubaşık öğrenme yöntemine
57
ilişkin tutumlarını belirlemeye yönelik kullanılan kubaşık öğrenme anketi ve Shearer
tarafından geliştirilen “Çoklu Zekâ Alanlarını Belirleme Ölçeği” ile toplanmıştır.
Araştırma sonucunda, sosyal zekâ ile kubaşık öğrenme yönteminin kullanılması
arasında bir ilişki olmadığı görülmüştür. İlkokul, ortaokul ve lise öğretmenlerinin
kubaşık öğrenme yönteminin kullanılmasına ilişkin tutumları arasında, tek yönlü
varyans analizi sonuçlarına göre, ilkokul öğretmenleri lehine anlamlı bir fark olduğu
ortaya çıkmıştır. Ayrıca, öğretmenlerin çalışma hayatlarının ilk yıllarında, kubaşık
öğrenme yönteminin kullanılmasına ilişkin daha olumlu tutumları olduğu gözlenmiştir.
Ay (2003) yaptığı araştırmada, farklı zekâları baskın, başarılı İngilizce
okuyucuların kullandıkları stratejileri belirlemiş ve baskın olan zekâlarının özelikleri ile
kullandıkları stratejiler arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Nitel araştırma modelindeki bu
çalışma, 2001-2002 öğretim yılında Ankara’daki özel bir lisede 8. sınıfta okuyan farklı
zekâları baskın, en başarılı yedi öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada
veriler, sormaca (Çoklu Zekâ Sormacası ve Okuma Becerilerine Yönelik Strateji
Kullanımı Sormacası), sesli düşünme ve gözlem teknikleriyle toplanmıştır. Veriler,
betimsel çözümleme tekniğinden yararlanılarak analiz edilmiştir.
Araştırma sonunda, başarılı okuyucuların, farklı zekâları baskın olsa da benzer
okuma stratejileri kullandıkları ortaya çıkmıştır. Ayrıca çalışma grubundaki
okuyucuların, ‘bellek’ ve ‘telafi edici’ stratejilerden çok ‘bilişsel’ stratejileri
kullandıkları görülmüştür.
Burma (2003), “Çoklu Zekâ Kuramına Göre Öğretim Ortamlarının
Yapılandırılması” adlı çalışmasında, çoklu zekâ kuramına göre eğitim ortamlarının nasıl
oluşturulması gerektiğini araştırmıştır. Araştırmada, literatür tarama yöntemi
kullanılmıştır. Sonuç olarak, eğitim-öğretim ortamları oluşturulurken, çoklu zekâ
kuramının dikkate alınmasının, eğitim programlarının bu kurama dayalı olarak
hazırlanmasının, öğrenme ve öğretme sürecine olumlu katkılar sağlayabileceği
sonucuna varılmıştır.
İflazoğlu (2003), ilköğretim beşinci sınıf fen bilgisi dersinin “Isı ve Isının
Maddedeki Yolculuğu” ile “Hareket ve Kuvvet” ünitelerinin öğretiminde ÇZK destekli
58
kubaşık öğrenme yönteminin (ÇZK destekli ikili denetim tekniğinin) öğrencilerin
akademik başarıları, öğrenme düzeyleri ve fen bilgisi dersine ilişkin tutumları
üzerindeki etkisini araştırmıştır. Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu deneme
modeline göre desenlenmiştir. Uygulama, 2002-2003 Eğitim-Öğretim Yılı bahar
yarıyılında Adana İli Seyhan İlçesi’ndeki iki resmi ilköğretim okulunda, iki deney ve üç
kontrol grubunda bulunan toplam 187 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Dokuz hafta
süren çalışmada dersler, birinci deney grubunda ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemi, ikinci deney grubunda ikili denetim tekniği, kontrol gruplarında ise geleneksel
yönteme göre hazırlanan ders planları doğrultusunda işlenmiştir. Veri toplama aracı
olarak, “fen bilgisi başarı testi”, “fen bilgisi tutum ölçeği” ve “çoklu “zekâ alanları
tercih belirleme ölçeği” kullanılmıştır.
Sonuç olarak, başarı testinden elde edilen toplam puanlar ile bilgi düzeyi ve
kavrama düzeyi puanları açısından deney grupları arasında anlamlı bir fark
bulunmazken, deney grupları ile ikinci ve üçüncü kontrol grupları arasında deney
grupları lehine anlamlı farklar bulunmuştur. Deney grupları ile birinci kontrol grubu
arasında anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Uygulama düzeyi puanları açısından her iki
deney grubu arasında anlamlı fark bulunmazken, birinci deney grubu ile bütün kontrol
grupları arasında, ikinci deney grubu ile ikinci ve üçüncü kontrol grupları arasında
deney grupları lehine anlamlı farklar bulunmuştur. Tutum ölçeğinden elde edilen
verilere göre, olumlu tutum açısından deney grupları ile sadece ikinci kontrol grubu
arasında deney grupları lehine anlamlı farklar bulunmuş, diğer kontrol grupları ile
aralarında anlamlı farklar gözlenmemiştir. Olumsuz tutum açısından ise deney ve
kontrol grupları anlamlı farklar bulunmamıştır.
Uhlir (2003), çoklu zekâ kuramına dayalı öğretim stratejilerinin, öğrencilerin
okuma başarısı üzerindeki etkisini araştırmıştır. Çalışma, orta sosyo-ekonomik
düzeydeki bir okulun beşinci sınıf öğrencileri üzerinde, Eylül-Aralık 2002 tarihleri
arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, çoklu zekâ kuramına göre oluşturulmuş ders
planları ve okuma merkezleri (reading centers) kullanılmıştır. Araştırmada veriler,
öğrenci davranış anketi, çoklu zekâ anketi, okuma becerileri için öğretmen gözlem
formu, okuduğunu anlama başarı testi ile toplanmıştır. Okuma testleri, her iki haftada
bir öntest ve sontest olarak kullanılmıştır.
59
Çalışma sonucunda, okuma başarısının, çoklu zekâ kuramına dayalı öğretim
stratejileri kullanılarak arttırılabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Gözlem sonuçları,
öğrencilerin çoklu zekâ okuma merkezlerinde çalışmaktan zevk aldıklarını göstermiştir.
Oral ve Öner (2005), 6. sınıf fen bilgisi dersinde, “Canlının İç Yapısına
Yolculuk” ünitesinin öğretiminde, tam öğrenme destekli çoklu zekâ kuramı, çoklu zekâ
kuramı, tam öğrenme ve geleneksel yöntemin uygulandığı gruplar arasında erişi,
kalıcılık ve derse yönelik tutum üzerine anlamlı bir farkın olup olmadığını araştırmıştır.
Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeline göre desenlenmiştir.
Uygulama, 2004-2005 öğretim yılının bahar yarıyılında, üç deney ve bir kontrol
grubunda bulunan toplam 118 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Beş hafta süren
çalışmada, birinci deney grubunda tam öğrenme destekli çoklu zekâ kuramı etkinlikleri,
ikinci deney grubunda çoklu zekâ kuramı etkinlikleri, üçüncü deney grubunda tam
öğrenme etkinlikleri, kontrol grubunda ise geleneksel öğretim yöntemi uygulanmıştır.
Veri toplama aracı olarak, başarı testi ve tutum ölçeği kullanılmıştır.
Sonuç olarak, tam öğrenme destekli çoklu zekâ kuramının erişi açısından
geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu görülmüştür. Çoklu zekâ kuramı ve tam
öğrenme ise geleneksel yöntemle aynı etkiyi yaratmıştır. Tutum ölçeğinden elde edilen
veriler ve kalıcılık puanlarına göre, gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Çengeloğlu (2005), ilköğretim ikinci sınıf hayat bilgisi dersinde çoklu zekâ
kuramına göre düzenlenen öğretim etkinliklerinin öğrenci başarısına ve tutumuna etkisi
olup olmadığını araştırmıştır. Araştırma, 2004-2005 öğretim yılının bahar döneminde,
Bolu ili Dörtdivan ilçesindeki iki resmi ilköğretim okulunda, bir deney ve bir kontrol
grubunda bulunan 43 öğrenci üzerinde, üç hafta süreyle gerçekleştirilmiştir. Araştırma,
öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeline göre desenlenmiştir. Veri toplama aracı
olarak, “Hayat Bilgisi Başarı Testi” ve “Hayat Bilgisi Tutum Ölçeği” kullanılmıştır.
Veriler, bağımsız gruplar t testi ile analiz edilmiştir.
Sonuç olarak, hayat bilgisi başarı testinden elde edilen sontest puanlarında,
deney ve kontrol grupları arasında deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunurken; tutum ölçeğinden elde edilen sontest tutum puanlarında, gruplar arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.
60
Susar (2006), Türkçe dersinde çoklu zekâ kuramına dayalı işbirlikli öğrenme
yönteminin erişi, tutum, öğrenme stratejileri ve çoklu zekâ alanları üzerindeki etkilerini
araştırmıştır. Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeline göre
desenlenmiştir. Uygulama, 2005–2006 öğretim yılında, İzmir ili Buca ilçesindeki orta
sosyo-ekonomik düzeydeki bir ilköğretim okulunda, dördüncü sınıf Türkçe dersinde, üç
deney ve bir kontrol grubunda bulunan toplam 178 öğrenci üzerinde, 14 haftada
gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, birinci deney grubunda, çoklu zekâ kuramı destekli
işbirlikli öğrenme yöntemi, ikinci deney grubunda işbirlikli öğrenme yöntemi, üçüncü
deney grubunda ise çoklu zekâ kuramına dayalı öğrenme uygulanırken; kontrol
grubunda 2005–2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı uygulanmıştır. Bütün gruplarda
dersler araştırmacı tarafından işlenmiştir. Araştırmanın verileri, “Okuduğunu Anlama
Başarı Testleri”, “Okumaya Yönelik Tutum Ölçeği”, “Okuduğunu Anlama Stratejileri
Ölçeği” ve “Çocuklar İçin Çoklu Zekâ Ölçeği” ile toplanmıştır.
Araştırma sonucunda, 1) okuduğunu anlama başarısı yönünden hem işbirlikli
öğrenme yönteminin hem de çoklu zekâ kuramı destekli işbirlikli öğrenme yönteminin,
2005–2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı’yla yapılan öğretime göre daha etkili
olduğu; 2) okumaya yönelik tutumun gelişmesinde, çoklu zekâ kuramına dayalı
öğrenme yöntemi, çoklu zekâ kuramı destekli işbirlikli, işbirlikli öğrenme ve 2005–
2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı’yla yapılan öğretime göre daha etkili olduğu; 3)
okuduğunu anlama stratejilerinin kullanımının geliştirilmesinde, hem çoklu zekâ
kuramına dayalı öğrenme yönteminin hem de işbirlikli öğrenme yönteminin, 2005–2006
Türkçe Dersi Öğretim Programı’yla yapılan öğretime göre daha etkili olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Ayrıca çalışma sonucunda, sözel-dilsel, görsel-uzamsal, bedensel-kinestetik
ve içsel zekâ alanlarının harekete geçirilmesi lehine anlamlı bir farklılaşmanın olduğu
tespit edilmiştir.
Yıldırım (2006), ilköğretim 5. sınıf matematik dersinin öğretiminde ÇZK
destekli kubaşık öğrenme yönteminin öğrencilerin akademik başarıları, benlik saygıları
ve kalıcılık üzerindeki etkisini araştırmıştır. Araştırma, öntest-sontest kontrol gruplu
deneme modeline göre desenlenmiştir. Uygulama, 2005-2006 Eğitim-Öğretim Yılı güz
yarıyılında Adana İli Yüreğir İlçesi’ndeki bir resmi ilköğretim okulunda, bir deney ve
bir kontrol grubunda bulunan toplam 72 öğrenci üzerinde, 16 haftada
gerçekleştirilmiştir. Dersler, deney grubunda ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi,
61
kontrol grubunda ise tüm sınıf öğretimine dayalı geleneksel yönteme göre hazırlanan
ders planları doğrultusunda işlenmiştir. Veri toplama aracı olarak, “Matematik Başarı
Testi”, “Benlik Saygısı Ölçeği” ve “Çoklu Zekâ Alanları Tercih Belirleme Formu”
kullanılmıştır. Öğrencilerin uygulan yönteme ilişkin görüşlerini belirlemek üzere bir
görüşme formu geliştirilmiştir. Görüşme verileri içerik analizi; diğer veriler kovaryans
analizi ile test edilmiştir.
Sonuç olarak, matematik dersinde ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine
göre düzenlen öğretimin akademik başarı ve kalıcılık üzerinde etkili olduğu, benlik
saygısı puan ortalamaları açısından ise etkinin anlamlı olmadığı ortaya çıkmıştır.
Görüşme bulguları, öğrencilerin ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre
düzenlenen öğretimden daha fazla yararlandıklarını ve bu yöntemle ders işlemekten
mutlu olduklarını göstermiştir.
2.7. Araştırmaların Genel Olarak Değerlendirilmesi
Kubaşık öğrenme yöntemi kullanılarak farklı sınıf düzeylerinde yapılan
araştırmalar incelendiğinde (Wilson, 1991; Gömleksiz ve Yıldırım, 1996; Calderon,
1999; Yaman, 1999; Özer, 1999; Doğan, 2002; Aksakal, 2002; Chen, 2004; Chen, 2005,
Karabay, 2005) kubaşık öğrenme yönteminin akademik başarı üzerinde geleneksel
öğretim yöntemlerine göre daha etkili olduğu görülmektedir.
Bromley ve Modlo (19897) öğretmen ve öğrenci görüşlerinden elde ettikleri
bulgular doğrultusunda, kubaşık öğrenmenin dil derslerinde uygulamasının öğrencileri
daha iyi birer dinleyici, konuşmacı, okur ve yazar haline getirebileceğini; kümelerde
birlikte çalışmanın, öğrencilerin düşünme, iletişim ve sosyal becerilerini de
geliştireceğini vurgulamışlardır. Ayrıca bu araştırmada, kubaşık öğrenme yönteminin
diğer duyuşsal özellikler üzerinde de olumlu etkilerinin olduğu belirtilmektedir.
Calderon (1999) tarafından yapılan araştırma da bu bulguları destekler niteliktedir ve
özellikle kubaşık öğrenme gruplarında çalışan öğrencilerin, daha çok yardımlaşma
davranışı gösterdikleri ortaya çıkmıştır.
Çoklu zekâ kuramı ile ilgili değişik konu alanlarında yapılan araştırmalarda daha
çok, uygulanan programın öğrencilerin akademik başarısına ve derse ilişkin tutumlarına
etkisi incelenmiştir. Bu araştırma sonuçlarına göre çoklu zekâ destekli düzenlenen
62
öğretim uygulamalarının karşılaştırılan diğer geleneksel öğretim yöntemlerine göre
akademik başarı ve derse ilişkin tutumlar üzerinde daha etkili olduğu bulunmuştur
(Coşkungönüllü, 1998; Demirel, 1998; Sezginer, 2000; Temur, 2001; Güneş, 2002;
Özdemir, 2002; Yılmaz, 2002; Gaines ve Lehmann, 2002; Uhlir, 2003; Çengeloğlu,
2005; Susar, 2006; Yıldırım, 2006). Bu çalışmalara ek olarak, Hubbart ve Newell
(1999); Cobb (2001); Reidel, Tomaszewski ve Weaver (2003) ve Uhlir (2003)
yaptıkları çalışmalarda, ÇZK destekli etkinliklerin okuduğunu anlama başarısını
arttırmada etkili olduğunu belirtmişlerdir.
Bu araştırmalarda ayrıca çoklu zekâ kuramı destekli öğretimin uygulandığı
sınıflardaki öğrencilerin görüşleri de incelenmiştir. ÇZK destekli öğretim etkinliklerine
katılan öğrencilerin, dersleri çok eğlenceli buldukları, aktif olarak yapılan etkinliklere
katıldıkları, ÇZK’ya göre hazırlanmış dersi, geleneksel yönteme göre daha zevkli ve
daha öğretici buldukları görülmüştür. Bu yöntemin, öğrencilerin öğrenmedeki bireysel
farklılıkları dikkate almada ve dersteki başarıyı arttırmada etkili olduğu belirtilmiş;
diğer derslerde de kullanılması gerektiği vurgulanmıştır (Temur, 2001; Ayaydın, 2002;
Batman, 2002; Gaines ve Lehmann, 2002; Yıldırım, 2006).
63
III. BÖLÜM
YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın modeline, çalışma grubuna, veri toplama araçlarına,
verilerin toplanmasına ve çözümüne yer verilmiştir.
3.1. Araştırma Modeli
Bu araştırmayla, Türkçe dersinde “Çoklu Zekâ Kuramı Destekli Kubaşık
Öğrenme Yöntemi” ile 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda
yapılan öğretimin, ilköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlamaya yönelik
akademik başarıları ve Türkçe dersine ilişkin tutumları üzerindeki etkisi sınanmıştır.
Diğer bir deyişle, bağımsız değişkenlerin (ÇZK destekli kubaşık öğrenme), bağımlı
değişkenler (akademik başarı ve tutum) üzerinde etkili olup olmadıkları sorusuna yanıt
aranmıştır. Bu bağlamda, araştırma deneme modelinde bir araştırmadır. Neden-sonuç
ilişkilerini belirlemeye çalışmak amacı ile doğrudan araştırmacının kontrolü altında,
gözlenmek istenen verilerin üretildiği deneme modelleri; bağımsız değişkenlerin
bağımlı değişkeni etkilemesi, kontrollü koşullarda sistemli değişiklikler yapılması ve
sonuçlarının izlenmesi ile olur. Bağımsız değişkendeki sistemli değişmelerin bağımlı
değişkeni nasıl etkilediği görülmeye çalışılır (Karasar, 2004, s.87–88).
Bu araştırmada, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin
etkililiğini sınamak için bir deney iki kontrol grubu belirlenmiştir. Gruplar arası
etkileşimi kontrol etmek amacıyla, kontrol gruplarından biri deney grubu ile aynı
devreden, diğeri aynı okulun diğer devresinden seçilmiştir. Deney grubunda ÇZK
destekli kubaşık öğrenme yöntemi, kontrol gruplarında ise 2005-2006 Türkçe Dersi
Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretim uygulanmıştır. Deney ve birinci
kontrol grubunda dersler araştırmacı tarafından işlenmiştir. İkinci kontrol grubunda ise
dersler sınıf öğretmeni tarafından yürütülmüştür. Araştırmada deney ve kontrol
gruplarına, deneysel işlemler başlamadan önce ve deneysel işlemlerin bitiminde
“Okuduğunu Anlama Başarı Testi” ile “Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği”
uygulanmıştır. Ayrıca deneysel işlem başlamadan önce bütün gruplardaki öğrencilerin
çoklu zekâ alanlarına yönelik tercihlerini belirlemek amacıyla “Teele Çoklu Zekâ
64
Envanteri” uygulanmıştır. Araştırma süresince grup çalışmaları “Grup Çalışmalarını
Değerlendirme Formu” ile değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonunda “Yarı
Yapılandırılmış Görüşme Formu” ile deney grubundaki öğrencilerin Türkçe dersi ve
derste uygulanan “Çoklu Zekâ Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yöntemi” ile ilgili
görüşleri alınmıştır.
Araştırma “öntest-sontest kontrol gruplu” deneme modeline göre desenlenmiştir.
Ancak gruplar bütün özellikleriyle eşitlenemediğinden bu yönüyle yarı deneysel bir
çalışma olarak nitelendirilebilir (Cohen ve Manion, 1995). Bu modelin simgesel
görünümü Tablo 3.1’de verilmiştir (Karasar, 2004, s.94).
Tablo 3.1. Deneme Modelinin Simgesel Görünümü
Gruplar Öntest Deneysel
İşlem Sontest
G1 O1 X O2
G2 O3 O4
G3 O5 O6
(…..): Deney ve kontrol gruplarının tesadüfî olarak eşitlenemediğini gösterir.
G1: Deney Grubu G2: 1. Kontrol Grubu
G3: 2. Kontrol Grubu
X: Deneysel İşlem O1.O3.O5: Öntest Puanları O2.O4.O6: Sontest Puanları
3.2. Çalışma Grubu
Araştırma, 2005–2006 Eğitim-Öğretim Yılı Güz Yarıyılı’nda, Adana İli Seyhan
İlçesi’ndeki bir resmi ilköğretim okulunda okuyan beşinci sınıf öğrencileri üzerinde 12
hafta süreyle gerçekleştirilmiştir. Uygulama yapılan okulun beşinci sınıflarından üç
derslikte okuyan toplam 115 öğrenci, deney ve kontrol gruplarını oluşturmuştur.
Çalışma grupları belirlenirken ilk olarak, uygulama okulundaki üç beşinci sınıf
öğretmeni ile bir araya gelinmiş, araştırmada kullanılacak yöntemler hakkında bilgi
verilmiştir. Öğretmenlerin gönüllülük esası dikkate alınarak, 5-E sınıfı deney, 5-I sınıfı
65
birinci kontrol ve diğer devrede bulunan 5-B sınıfı da ikinci kontrol grubu olarak
belirlenmiştir.
Çalışma gruplarına, öntest olarak “Okuduğunu Anlama Başarı Testi” ve
deneysel işlemin başında “Türkçe Dersi Tutum Ölçeği” uygulanmıştır. Bu testlerden
elde edilen öntest sonuçları, tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Öntest
puanlarına ilişkin elde edilen bulgular aşağıda sırasıyla verilmiştir.
3.3. Okuduğunu Anlama Başarı Testi
Deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin, okuduğunu anlama başarı
testi toplam öntest puanlarına ilişkin aritmetik ortalama, standart sapma değerleri, tek
yönlü varyans analizi ve Scheffe-f testi sonuçları Tablo 3.3’te sunulmuştur.
Tablo 3.3.’teki veriler incelendiğinde, deney grubunun öntest ortalamasının
22.59; birinci kontrol grubunun 19.57; ikinci kontrol grubunun 18.87 olduğu
görülmektedir. Deney grubunun ortalamasının diğer gruplardan daha yüksek olduğu
gözlenmektedir. Bu ortalamalar arasında anlamlı bir fark olup olmadığı, tek yönlü
varyans analizi ile test edilmiştir.
Tablo 3.3. Deney ve Kontrol Gruplarının Okuduğunu Anlama Başarı Testi Toplam
Öntest Puanlarına İlişkin Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Değerleri, Tek Yönlü
Varyans Analizi ve Scheffe-f Testi Sonuçları
N X SS F P Scheffe-f
Deney grubu 39 22.59 5.07
4.819 .010 Deney - 2. kontrol 1. kontrol grubu 37 19.57 5.86
2. kontrol grubu 39 18.87 5.88
Toplam 115 20.36 5.80
Tablo 3.3’e bakıldığında, grupların öntest puanları arasında .010 düzeyinde
anlamlı bir fark olduğu görülmektedir [F(2)= 4.819, p: .010]. Farkın hangi gruplar
arasında olduğunu belirlemek için yapılan Scheffe-f testi sonuçlarına göre, deney grubu
ile ikinci kontrol grubu arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu
görülmektedir.
66
3.4. Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin, Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeği
öntest puanlarının ağırlıklı ortalamaları, standart sapma değerleri ve tek yönlü varyans
analizi ve Scheffe-f testi sonuçları Tablo 3.4.’te verilmiştir.
Tablo 3.4. Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Türkçe Dersi Tutum Ölçeği
Öntest Puanlarının Ağırlıklı Ortalamaları, Standart Sapma Değerleri, Tek Yönlü
Varyans Analizi ve Scheffe-f Testi Sonuçları
Gruplar N X SS F P Scheffe-f
Deney Grubu 39 3.93 .43
4.478 .013 Deney - 2. Kontrol 1. Kontrol Grubu 37 4.16 .49
2. Kontrol Grubu 39 4.24 .54
Toplam 115 4.11 .50
Tablo 3.4. incelendiğinde, Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeği öntest puanlarının
ağırlıklı ortalamaları açısından, deney grubunun ortalamasının diğer gruplardan düşük
olduğu gözlenmektedir. Deney grubunun öntest ortalaması 3.93; birinci kontrol
grubunun 4.16; ikinci kontrol grubunun 4.24’tür. Bu ortalamalar arasında anlamlı bir
farkın olup olmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir.
Tablo 3.4.’e bakıldığında, grupların öntest puanları arasında .013 düzeyinde
anlamlı bir fark olduğu görülmektedir [F(2,112)= 4.478, p= .013]. Farkın hangi gruplar
arasında olduğunu belirlemek için yapılan Scheffe-f testi sonuçlarına göre, deney grubu
ile ikinci kontrol grubu arasında ikinci kontrol grubu lehine anlamlı bir fark olduğu
görülmektedir.
3.5. Teele Çoklu Zekâ Envanteri
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin çoklu zekâ alanlarına yönelik
tercihlerini belirlemek amacıyla araştırmanın başında “Teele Çoklu Zekâ Envanteri”
bütün gruplara uygulanmıştır. Hem deney hem de kontrol grubundaki öğrencilerin çoklu
zekâ envanterine göre tercih ettikleri ilk üç zekâ alanı; sosyal, bedensel-kinestetik ve
sözel-dilsel zekâ olarak belirlenmiştir. Grupların bu açıdan farklılaşmadığı görülmüştür.
67
3.6. Kişisel Bilgiler
Bu çalışmada kullanılan kişisel bilgiler formu, çalışma gruplarındaki
öğrencilerin, cinsiyeti, doğum yeri, kardeş sayısı, aile büyüklüğü (evde oturan kişi
sayısı), oturdukları evin kendilerine ait olup olmaması, anne-baba öğrenim durumu ve
mesleği ile ilgili değişkenler hakkında bilgi vermektedir. Aşağıda bu değişkenlere
ilişkin sayısal verileri içeren çizelgeler sırasıyla verilmiştir.
3.6.1. Cinsiyet
Çizelge 3.6.1. incelendiğinde, cinsiyet açısından deney ve kontrol grupları
arasında anlamlı bir farkın olmadığı görülmektedir [x²(2)= 1.419, p= .492]. Başka bir
deyişle, gruplar cinsiyet açısından birbirinden farklılaşmamaktadır.
Çizelge 3.6.1. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Cinsiyetine Göre Dağılımı
Gruplar Kız Erkek Toplam
f % f % f %
Deney Grubu 25 64.1 14 35.9 39 100.0
1. Kontrol Grubu 19 51.4 18 48.6 37 100.0
2. Kontrol Grubu 24 61.5 15 38.5 39 100.0
Toplam 68 59.1 47 40.9 115 100.0
[x²(2)= 1.419, p= .492]
3.6.2. Doğum Yeri
Çizelge 3.6.2’de deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin doğum yeri
açısından dağılımları yer almaktadır. Bu değişken açısından gruplar arasında anlamlı bir
farkın olmadığı görülmektedir [x²(2)= 1.625, p: .444].
Çizelge 3.6.2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Doğum Yerlerine Göre Dağılımı
Gruplar Adana Adana Dışı Toplam
f % f % f %
Deney Grubu 29 74.4 10 25.6 39 100.0
1. Kontrol Grubu 31 83.8 6 16.2 37 100.0
2. Kontrol Grubu 33 84.6 6 15.4 39 100.0
Toplam 93 80.9 22 19.1 115 100.0
[x²(2)= 1.625, p: .444]
68
3.6.3. Kardeş Sayısı
Çizelge 3.6.3’te deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin kardeş sayısına göre
dağılımları yer almaktadır. Yüzde ve frekans dağılımına bakıldığında, grupların kardeş
sayısı açısından benzer özellikler taşıdığı söylenebilir.
Çizelge 3.6.3. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Kardeş Sayısına Göre Dağılımı Kardeş Sayısı Kardeşi yok 1-2 kardeş 3-4 kardeş Toplam
Gruplar f % f % f % f %
Deney Grubu 2 5.1 35 89.7 2 5.1 39 100.0
1. Kontrol Grubu 6 16.2 29 78.4 2 5.4 37 100.0
2. Kontrol Grubu 4 10.3 32 82.1 3 7.7 39 100.0
Toplam 12 10.4 96 83.5 7 6.1 115 100.0
3.6.4. Aile Büyüklüğü
Çizelge 3.6.4. incelendiğinde, deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin büyük
çoğunluğunun (%78.3) evlerinde kalan kişi sayısının 4-5 kişi arasında olduğu
görülmektedir. Deney ve kontrol gruplarının evde oturan kişi sayısı açısından da benzer
oldukları görülmektedir.
Çizelge 3.6.4. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Evde Oturan Kişi Sayısına Göre Dağılımı Evde Oturan Kişi
Sayısı 2-3 Kişilik 4-5 kişilik 6-7 kişilik Toplam
Gruplar f % f % f % f %
Deney Grubu 5 12.8 33 84.6 1 2.6 39 100.0
1. Kontrol Grubu 8 21.6 25 67.6 4 10.8 37 100.0
2. Kontrol Grubu 3 7.7 32 82.1 4 10.3 39 100.0
Toplam 16 13.9 90 78.3 9 7.8 115 100.0
69
3.6.5. Öğrencilerin Oturdukları Evlerin Kendilerine Ait Olup Olmaması
Çizelge 3.6.5. incelendiğinde, deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin
yarısından fazlasının (%71.3), evlerinin kendilerine ait olduğu görülmektedir. Bu
değişken açısından gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Çizelge 3.6.5. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Oturdukları Evlerin Kendilerinin Olup Olmamasına Göre Dağılımı
Gruplar Kendimizin Kendimizin Değil Toplam
f % f % f %
Deney Grubu 28 71.8 11 28.2 39 100.0
1. Kontrol Grubu 24 64.9 13 35.1 37 100.0
2. Kontrol Grubu 30 76.9 9 23.1 39 100.0
Toplam 82 71.3 33 28.7 115 100.0
[x²(2)=1.356, p= .508]
3.6.6. Baba Eğitim Durumu
Çizelge 3.6.6. incelendiğinde, öğrencilerin babalarının %10.5’inin ilkokul,
%28.1’inin lise, yaklaşık yarısının (%41.2) ise üniversite mezunu olduğu görülmektedir.
Baba öğrenim düzeyi açısından gruplar arasında farklılıkların olduğu görülmektedir.
Çizelge 3.6.6. Öğrencilerin Baba Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı
Eğitim Durumu Deney Grubu 1. Kontrol Grubu 2. Kontrol Grubu Toplam
f % f % f % f %
İlkokul mezunu 1 2.6 2 5.4 9 23.1 12 10.5
Ortaokul mezunu 1 2.6 2 5.4 4 10.3 7 6.1
Lise mezunu 5 13.2 12 32.4 15 38.5 32 28.1
Meslek lisesi mezunu 6 15.8 4 10.8 3 7.7 13 11.4
İmam hatip lisesi 1 2.6 0 0 1 2.6 2 1.8
Üniversite mezunu 24 63.2 17 45.9 6 15.4 47 41.2
Yüksekokul mezunu 0 0 0 0 1 2.6 1 .9
Toplam 38 100.0 37 100.0 39 100.0 114 100.0
3.6.7. Anne Eğitim Durumu
Çizelge 3.6.7. incelendiğinde, deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin
annelerinin %33’ünün üniversite, %31.3’ünün lise ve %16.5’inin ilkokul mezunu
70
olduğu görülmektedir. Anne eğitim durumu açısından, deney ve kontrol gruplarının
benzer özellikler gösterdikleri söylenebilir.
Çizelge 3.6.7. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Anne Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı
Eğitim Durumu Deney Grubu 1. Kontrol Grubu 2. Kontrol Grubu Toplam
f % f % f % f %
Okur-yazar değil 0 0 0 0 1 2.6 1 .9
İlkokul mezunu 4 10.3 4 10.8 11 28.2 19 16.5
Ortaokul mezunu 3 7.7 3 8.1 7 17.9 13 11.3
Lise mezunu 13 33.3 18 48.6 5 12.8 36 31.3
Meslek lisesi mezunu 5 12.8 2 5.4 1 2.6 8 7.0
Üniversite mezunu 14 35.9 10 27.0 14 35.9 38 33.0
Toplam 39 100.0 37 100.0 39 100.0 115 100.0
3.6.8. Baba Mesleği
Çizelge 3.6.8. incelendiğinde, deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin
babalarının %39.5’inin serbest meslek sahibi ve %38.6’sının memur olduğu
görülmektedir. Baba meslekleri açısından deney ve kontrol gruplarının benzer özellikler
gösterdiği söylenebilir.
Çizelge 3.6.8. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Baba Mesleğine
Göre Dağılımı Gruplar Deney Grubu 1. Kontrol Grubu 2. Kontrol Grubu Toplam
Baba Mesleği f % f % f % f %
Memur 19 50.0 11 29.7 14 35.9 44 38.6
Doktor, Mühendis 8 21.1 5 13.5 1 2.6 14 12.3
Serbest Meslek 9 23.7 18 48.6 18 46.2 45 39.5
İşçi 1 2.6 1 2.7 6 15.4 8 7.0
Emekli 1 2.6 2 5.4 0 0 3 2.6
Toplam 38 100.0 37 100.0 39 100.0 115 100.0
3.6.9. Anne Mesleği
Çizelge 3.6.9. incelendiğinde, anne mesleği açısından deney ve kontrol grupları
arasında farklılıkların olduğu görülmektedir. Deney ve birinci kontrol grubunda anneleri
memur olan öğrencilerin sayısı, ikinci kontrol grubuna göre daha fazladır. Başka bir
71
deyişle grupların, anne mesleği açısından farklılaştığı, benzer özellikler göstermediği
belirlenmiştir.
Çizelge 3.6.9. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin
Anne Mesleğine Göre Dağılımı Gruplar Deney Grubu 1. Kontrol Grubu 2. Kontrol Grubu Toplam
Anne Mesleği f % f % f % f %
İşsiz 22 56.4 21 56.8 34 87.2 77 67.0
Memur 10 25.6 13 35.1 2 5.1 25 21.7
Doktor, Akademisyen 5 12.8 0 0 1 2.6 6 5.2
Emekli 2 5.1 1 2.7 1 2.6 4 3.5
İşçi 0 0 2 5.4 1 2.6 3 2.6
Toplam 39 100.0 37 100.0 39 100.0 115 100.0
Kişisel bilgilere ilişkin değişkenler açısından elde edilen bulgular göz önünde
tutulduğunda, deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin birbirleriyle önemli ölçüde
benzer nitelikler taşıdıkları söylenebilir. Grupların sadece baba eğitim durumu ve anne
mesleği değişkenleri açısından farklılaştıkları görülmektedir.
3.7. Veri Toplama Araçları
Araştırmada, veri toplama araçları olarak, ilköğretim beşinci sınıf Türkçe
dersinde okuduğunu anlama becerisini ölçmeye ilişkin “Okuduğunu Anlama Başarı
Testi” öntest-sontest olarak, “Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği” de araştırmada
işlem öncesinde ve işlem sonrasında verilmiştir. Araştırma başlamadan önce ayrıca
deney grubundaki öğrencilerin zekâ alanlarına yönelik tercihlerini belirlemek amacıyla
“Teele Çoklu Zekâ Envanteri” ile deney ve kontrol gruplarını eşitlemek amacıyla kişisel
bilgiler formu kullanılmıştır. Bütün bunlara ek olarak, uygulama boyunca her haftanın
sonunda öğrencilerden “Grup Çalışmalarını Değerlendirme Formları”nı doldurmaları
istenmiş ve uygulamanın sonunda, öğrencilerin çalışma ile ilgili görüşlerini belirlemek
amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu”
kullanılmıştır. Sözü edilen ölçme araçları ve kullanım amaçları ile ilgili bilgiler Tablo
3.7.’de verilmiştir.
72
Tablo 3.7. Araştırmada Kullanılan Ölçme Araçları ve Kullanım Amaçları
Ölçme Aracı Ölçme Aracının Kullanım Amacı
Araştırmanın Hangi Aşamasında Kullanıldığı
İşle
m
Önc
esi
Önt
est
Sont
est
İşle
m
Sonr
ası
Okuduğunu Anlama Başarı Testi
Okuma becerisine yönelik akademik başarının ölçülmesi X X
Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği
Türkçe dersine ilişkin tutumun ölçülmesi X X
Teele Çoklu Zekâ Envanteri
Öğrencilerin zekâ alanlarının belirlenmesi X
Kişisel Bilgiler Formu Öğrenciler ve aileleri hakkında bilgi toplanması X
Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu
Öğrencilerin çalışma ile ilgili görüşlerinin belirlenmesi X
Grup Çalışmalarını Değerlendirme Formu
Öğrencilerin grupla çalışma ve yapılan etkinliklerle ilgili görüşlerinin belirlenmesi
Her haftanın sonunda
3.7.1. Okuduğunu Anlama Başarı Testi
Öğrencilerin okuduğunu anlamaya ilişkin akademik başarılarını belirlemeye
yönelik kullanılan, “Okuduğunu Anlama Başarı Testi” araştırmanın amaçlarına uygun
olarak, yapılan literatür taraması sonucu elde edilen benzer okuduğunu anlama
testlerinden yararlanılarak, araştırmacı tarafından geliştirilmiştir. Başarı testinin
hazırlanması, aşağıda verilen aşamalarda gerçekleştirilmiştir.
1. Araştırmanın amaçları doğrultusunda, farklı türdeki (bilgilendirici,
betimleyici, öyküleyici yazı, şiir, fabl, fıkra) sekiz okuma parçasından, öğrencilerin
hazırbulunuşluk düzeyleri de dikkate alınarak dörder seçenekli çoktan seçmeli
denemelik maddeler oluşturulmuştur.
2. Sorular hazırlanırken, Türkçe ders kitaplarından, dergilerden ve IOWA sessiz
okuma testinden (Avcıoğlu, 1993) yararlanılmıştır.
3. Sorular, Ç.Ü. Eğitim Fakültesinde Sınıf Öğretmenliği Anabilim dalında görev
yapan iki, Eğitim Programları ve Öğretimi Anabilim dalında görev yapan bir öğretim
üyesi tarafından hem ölçme değerlendirme ilkelerine uygunluk hem de kapsam
73
geçerliliği açısından incelenmiştir. Başarı testindeki sorular ayrıca ilköğretimde görev
yapan iki sınıf öğretmeni ile birlikte sınıf düzeyine uygunluk açısından incelenmiştir.
4. Uzman görüşleri doğrultusunda yeniden gözden geçirilen testten bazı sorular
çıkarılmış, bazı soruların seçeneklerinde düzeltmeler yapılmış veya teste içeriğe uygun
olarak yeni sorular eklenmiştir. Sonuçta, 48 sorudan oluşan denemelik form
hazırlanmıştır.
5. Uygulamaya başlamadan önce, testin ölçme değerlendirme ilkelerine uygun
olup olmadığını anlamak amacıyla geçerlik-güvenirlik çalışması yapılmıştır.
Öğrencilerin soruları yanıtlarken sıkılabilecekleri ve yanıtlama sırasında birbirlerine
bakarak kopya çekebilecekleri göz önüne alınarak, testteki 48 soru, 22 ve 26 soruluk A
ve B formlarına ayrılmıştır.
6. Denemelik formlar, uygulama yapılan okulun, altı dersliğinde bulunan toplam
200 altıncı sınıf öğrencisine A ve B formu olarak rasgele dağıtılmıştır. Kopya çekmeyi
önlemek ve uygulamanın geçerliliğini yükseltmek için yan yana ve arka arkaya oturan
öğrencilere aynı form verilmemiştir.
7. Sonuçta bu öğrencilerin 101’ine A ve 99’una B formu uygulanmıştır.
Öğrencilerden tüm soruları yanıtlamaları istenmiş ve yeteri kadar süre verilmiştir.
Ayrıca öğrencilerden anlamakta güçlük çektikleri soruları da belirtmeleri istenmiştir.
8. Deneme uygulamasından sonra madde ve test analizlerine geçilmiştir. Madde
analizinde, her maddenin güçlük ve ayırıcılık indisleri hesaplanmıştır. Ayırıcılık indisi
.20’nin altında olan maddeler, testten çıkarılmıştır. Sonuçta toplam 7 madde geçerli ve
güvenilir bulunmayıp testten çıkarılmıştır. Kapsam geçerliliğinin sağlanması için test
tekrar gözden geçirilmiş ve bazı maddeler düzeltilmiştir.
9. Kırk bir maddelik başarı testi tek form halinde, uygulamanın yapıldığı okula
denk olan dört ilköğretim okulunda, toplam dört derslikte bulunan 145 altıncı sınıf
öğrencisine uygulanarak, tekrar madde ve test analizleri yapılmıştır. Ayırıcılık indisi
.20’nin altında olan maddeler, testten çıkarılmıştır. Ayrıca maddelerin ayırıcılık
gücünün yanı sıra, alt ve üst %27’lik dilimler arasında anlamlı farklar olup olmadığı,
74
bağımsız gruplar t-testiyle test edilmiştir. Anlamlı fark görülmeyen maddeler ayırt edici
kabul edilmeyip teste alınmamıştır. İkinci uygulamanın sonunda 6 madde geçerli
güvenilir bulunmayıp testten çıkarılmıştır.
10. Son biçimi verilen test maddeleri ile bu maddelerin madde güçlük ve
ayırıcılık indisleri, madde standart sapmaları ile t testi sonuçları Tablo 3.7.1.1’de yer
almaktadır. Test, madde güçlükleri .14 ile .94; ayırıcılık güçlükleri .20 ile .56 arasında
değişen 35 maddeden oluşmaktadır.
Tablo 3.7.1.1. Okuduğunu Anlama Başarı Testi Madde Analizi Sonuçları
11. Madde analizinden sonra, test puanları üzerinde test analizi yapılmıştır. Test
analizi sonuçları Tablo 3.7.1.2’ de gösterilmektedir.
Tablo 3.7.1.2. Okuduğunu Anlama Başarı Testi Test Analizi Sonuçları
Madde No Pj Sj rjx t Madde
No Pj Sj rjx t
1 .74 .44 .20 2.11 19 .79 .41 .42 4.19 2 .79 .41 .38 4.37 20 .22 .42 .46 5.73 3 .76 .43 .31 3.67 21 .52 .50 .32 3.96 4 .90 .31 .36 3.31 22 .48 .50 .45 5.98 5 .47 .50 .46 6.42 23 .38 .49 .30 4.49 6 .78 .42 .45 4.60 24 .68 .47 .40 5.65 7 .52 .50 .48 6.84 25 .31 .46 .30 4.21 8 .31 .46 .36 3.85 26 .59 .49 .31 3.36 9 .37 .48 .23 2.95 27 .68 .47 .40 5.51
10 .59 .49 .31 3.68 28 .65 .48 .32 3.52 11 .70 .46 .37 4.60 29 .14 .35 .27 2.92 12 .59 .49 .49 5.67 30 .59 .49 .56 8.56 13 .50 .50 .29 3.39 31 .63 .48 .28 3.20 14 .43 .50 .34 3.66 32 .48 .50 .39 4.87 15 .69 .46 .45 7.56 33 .62 .49 .55 9.15 16 .57 .50 .41 5.20 34 .48 .50 .55 8.39 17 .88 .33 .27 3.31 35 .48 .50 .47 6.38 18 .94 .24 .24 2.36
N X SS Ortanca Mod Ort. Güçlüğü KR20
145 22.54 6.55 23 23 .58 .83
75
Tablo 3.7.1.2 incelendiğinde, testin ortalama güçlüğünün orta düzeyde (.58)
olduğu görülmektedir. Diğer bir deyişle, başarı testi orta güçlükte bir test niteliği
taşımaktadır. Ortanca ve aritmetik ortalama değerlerinin birbirine oldukça yakın olması
(23; 22.54), testin normal dağılım gösterdiği biçiminde değerlendirilebilir. Bu bulgular
çerçevesinde, KR 20 değeri .83 olan başarı testinin, bu çalışmada kullanılabilecek
düzeyde bir güvenirliğe sahip olduğu söylenebilir. Okuduğunu Anlama Başarı Testi
Ek.10’da sunulmuştur.
Bu araştırmanın çalışma grubundan elde edilen veriler üzerinde, başarı testinin
KR 20 değerleri yeniden hesaplanmıştır. Başarı testinin öntest ve sontest KR 20 değeri
Tablo 3.7.1.3’te verilmiştir.
Tablo 3.7.1.3. Okuduğunu Anlama Başarı Testinin Öntest-Sontest KR 20 Değerleri
Tablo 3.7.1.3. incelendiğinde, başarı testinin hem öntest hem de sontest KR 20
değerinin .85 olduğu görülmektedir.
3.7.2. Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği
Tutum ölçeğinin hazırlanması, aşağıda verilen aşamalarda gerçekleştirilmiştir.
1. İlgili literatür taranmış ve kullanılan tutum ölçekleri incelenmiştir. İlk olarak,
Baykul (1990, s.58–62) tarafından geliştirilen; fen bilimlerine ve matematiğe ilişkin
tutum ölçekleri incelenmiştir. Bu ölçeklerdeki ifadeler, uzman görüşlerine dayalı olarak
Türkçe dersine uyarlanmıştır. Daha sonra, Demirel (1999, s.153) tarafından geliştirilen,
“Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği” incelenmiş ve ilk hazırlanan ölçekten farklı
görülen maddeler alınmıştır.
2. Sonuç olarak, 28’i olumlu 25’i olumsuz olmak üzere toplam 53 maddelik
beşli Likert tipi bir ölçek oluşturulmuştur. Ölçekteki maddeler; “Tamamen
katılıyorum”, “Genellikle katılıyorum”, “Kararsızım”, “Katılmıyorum” ve “Asla
katılmıyorum” şeklinde derecelendirilmiştir.
N Öntest
KR 20
Sontest
KR 20
115 .85 .85
76
3. Uygulamaya başlamadan önce, geçerlik-güvenirlik çalışması yapılan ölçek,
Adana il merkezinde bulunan üç ilköğretim okulunda, toplam altı derslikte okuyan
dördüncü sınıftaki 259 öğrenciye uygulanmıştır.
4. Ölçekte yer alan olumlu ifadeler 5’ten 1’e, olumsuz ifadeler 1’den 5’e doğru
puanlanmıştır. Faktör analizine geçilmeden önce, maddelerin standart sapma değerleri
ile anti-imaj korelasyon katsayılarına bakılmış ve standart sapması 1.00’ın altında, anti-
imaj korelasyon katsayıları .50’nin altında olan maddeler analizden çıkarılmıştır. Daha
sonra ölçeğin faktör yapısını ortaya çıkarmak amacı ile temel bileşenler analizi
yapılmıştır. Sonuçta öz değeri 1.00 ve üzeri olan 11 faktörün varyansın %60.803’ünü
açıkladığı görülmüştür. Ancak öz değeri 2.00 değerini aşan iki faktör (13.861 ve 3.869)
bulunmuştur. Faktörlere ait çizgi grafiği (scree plot) incelendiğinde, iki faktörlü bir
çözümün olabileceği görülmüştür.
5. Ölçeğin faktör yapısını açığa çıkarmak amacı ile asal eksenlere göre
döndürülmüş (varimax rotated) temel bileşenler analizinden yararlanılmıştır. Ölçekteki
bir maddenin yükü .40’ın üstünde ve bu maddenin faktör yükü diğer faktörlerdeki
yükünden .20 kadar veya daha yüksek ise madde o faktörde sayılmıştır. Bu durumda
birinci alt ölçekte 23 madde, ikinci alt ölçekte 22 madde yer almış ve sekiz madde alt
ölçekler dışında kalmıştır. Birinci alt ölçekte bulunan 23 maddenin puan ranjı .33 ve
.77; 2. alt ölçekte bulunan 22 maddenin puan ranjı .36 ve .67 arasında değişmektedir. İki
faktörün varyansın %39.40’ını açıkladığı görülmüştür.
6. Birinci alt ölçek ile ikinci alt ölçekte kalan maddeler incelendiğinde; birinci
alt ölçekte Türkçe dersine ilişkin olumlu ifade edilen maddelerin, ikinci alt ölçekte ise
olumsuz ifade edilen maddelerin yer aldığı görülmüştür. İki ayrı faktörden elde edilen
puanlar, olumlu ve olumsuz maddeler olarak ayrı ayrı değil, tek boyutlu olarak
değerlendirilmiştir.
7. Elde edilen faktör çözümünün faktör yükleri, maddelerin ortak varyans
değerleri, faktörlere ait öz değerler, faktörlerin açıkladığı varyans değerleri, maddelerin
ortalama ve standart sapma değerleri ile madde alt ölçek korelasyon ve alt-üst grup t
değerleri Tablo 3.7.2’de gösterilmektedir. Bu çözüm için Kaiser-Meyer-Olkin örneklem
77
yeterlilik değeri (.92) oldukça yeterli bulunmuştur. Her iki ölçeğin madde analizi
sonucunda madde toplam puan korelasyonlarının .43 ile .73 , aritmetik ortalama
değerlerinin 2.92 ile 4.51; standart sapma değerlerinin ise .85 ile 1.66 arasında değiştiği
bulunmuştur. İki alt ölçeğin de Cronbach alfa değerleri yeterli düzeydedir (sırayla .93
ve .90). Tutum ölçeği Ek.11’de yer almaktadır.
80
3.7.3. Teele Çoklu Zekâ Envanteri
Öğrencilerin çoklu zekâ tercihlerini belirlemek amacıyla “Teele Çoklu Zekâ
Envanteri” (TÇZE) kullanılmıştır. Sue Teele tarafından 1992’de geliştirilen bu envanter,
28 çift, farklı aktivitelerle uğraşan pandaların siyah-beyaz çizimlerden oluşmaktadır
(Örneğin: kitap okuyan ve paten kayan pandalar vb). Bu envanter, sözel-dilsel,
matematiksel-mantıksal, görsel-uzamsal, müziksel-ritmik, bedensel-kinestetik, sosyal ve
içsel zekâyı içermektedir. Her bir aktivite, yedi zekâ alanından biri ile ilgilidir ve
öğrencilerden her çiftten kendilerini en iyi tanımlayanı seçmeleri istenir. Bu envanterde,
zekâ alanları diğer bir zekâ alanı ile eşleştirilmiştir ve öğrencilerin yedi zekâ alanından
her birini seçmeleri için sekiz fırsatları vardır. Böylece her öğrencinin puanı, zekâların
her biri için sıfırdan sekize sıralanabilir. Bu envanter ile bireyin sahip olduğu baskın
zekâ alanları belirlenebilir (Teele, 2000, s.55; McMahon, Rose ve Parks, 2004).
Uygulamaya başlamadan önce, güvenirlik çalışması yapılan envanter, Adana İl
merkezinde bulunan bir ilköğretim okulunda, toplam üç derslikte okuyan dördüncü
sınıftaki 117 öğrenciye uygulanmıştır ve öğrencilerin zekâ alanlarına yönelik tercihleri
arasındaki korelasyon katsayılarına bakılmıştır. Yapılan analiz sonucunda, zekâ
alanlarına ilişkin korelasyon katsayılarının 0.45 ile 0.65 arasında değiştiği ve
istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p< .01) görülmüştür. Bu sonuç, Teele (2005;
12.12.2005 tarihinde elektronik posta ile alınmıştır) tarafından yapılan güvenirlik
çalışmaları ile paralellik göstermektedir.
3.7.4. Kişisel Bilgiler Formu
Öğrencilerin cinsiyeti, doğum yeri, kardeş sayısı, evde oturan kişi sayısı, aile
büyüklüğü, oturdukları evin kendilerine ait olup olmaması, anne-babanın öğrenim
durumu ve mesleği ile ilgili bilgi toplamak amacıyla “Kişisel Bilgiler Formu” (Ek.12)
kullanılmıştır. Form hazırlanırken, Gömleksiz (1997, s.191–192) tarafından geliştirilen
“Kişisel Bilgiler Formu”ndan yararlanılmıştır. Gruplar hakkında bilgi sahibi olmak,
deney ve kontrol gruplarını eşitleyebilmek ve kubaşık öğrenme kümelerinin
oluşturulmasında heterojenlik ilkesinin sağlanması amacıyla kullanılan form, öğrenciler
tarafından doldurulmuştur.
81
3.7.5. Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu
Deney grubundaki öğrencilerin, Türkçe dersi ve derste uygulanan “Çoklu Zekâ
Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yöntemi” ile ilgili görüşlerini belirlemek; aynı
zamanda kendi zekâ alanlarını değerlendirmelerini sağlamak amacıyla, araştırmacı
tarafından yarı yapılandırılmış bir görüşme formu (Ek.13) hazırlanmıştır. Bu görüşme
ile öğrencilerin kullanılan yöntemi, grupla çalışmayı ve yapılan etkinlikleri
değerlendirmeleri istenmiştir. Ayrıca, uygulanan yöntemin, Türkçe dersine ilişkin
düşüncelerini değiştirip değiştirmediği sorulmuş; Türkçe derslerinde ve diğer derslerde
en çok kullandıkları zekâ alanlarını belirtmeleri istenmiştir.
Görüşmeler, ders saatlerinde, sınıf öğretmeninden izin alınarak, boş olan
dersliklerde araştırmacı tarafından öğrenci ile birebir gerçekleştirilmiştir. Görüşmeye,
Türkçe dersine ilişkin tutum puanları iyi düzeyde olan 6, orta düzeyde olan 7, düşük
düzeyde olan 6 öğrenci olmak üzere toplam 19 öğrenci katılmıştır. Görüşmeler, yaklaşık
olarak 10–15 dakika sürmüş ve ses kayıt cihazı ile kaydedilmiştir.
3.7.6. Grup Çalışmalarını Değerlendirme Formu
Öğrencilerin, grupla çalışma konusunda düşüncelerini öğrenmek ve grupla
çalıştıkça bu düşüncelerinin değişip değişmediğini belirlemek için “Grup Çalışmalarını
Değerlendirme Formu” (Ek.14) kullanılmıştır. Araştırmacı tarafından geliştirilen form,
iki bölümden meydana gelmektedir. İlk bölümde öğrencilere, açık uçlu sorularla, grupla
çalışmaktan hoşlanıp hoşlanmadıkları, sevdikleri, sevmedikleri ve zorlandıkları
etkinliklerin neler olduğu sorulmuştur. İkinci bölümde ise öğrencilere, derste kullanılan
yöntemin Türkçe dersindeki başarılarını ve derse katılımlarını arttırmada etkili olup
olmadığı sorulmuş, her bir soru için verilen 10 adet gülen yüzü işaretleyerek, kendilerini
değerlendirmeleri istenmiştir. Diğer bir ifadeyle, öğrenciler işaretledikleri gülen yüz
sayısına göre kendilerine 1 ile 10 arasında bir puan vermişlerdir. Form, ilk ve son hafta
hariç, her haftanın sonunda uygulanmıştır.
3.8. Verilerin Toplanması
Araştırma denencelerini test etmek amacıyla, sırasıyla aşağıda belirtilen işlemler
yapılmıştır:
82
1. 2004–2005 Eğitim-Öğretim Yılı Bahar Yarıyılı’nda, Adana İli Seyhan
İlçesi’ndeki bir devlet ilköğretim okulunun dördüncü sınıfında okuyan toplam 117
öğrenci ile iki haftası hazırlık olmak üzere yedi hafta süreyle ön deneme uygulaması
gerçekleştirilmiştir.
2. Ön deneme uygulamasından elde edilen bulgular doğrultusunda asıl
uygulamanın materyalleri hazırlanmıştır.
3. Asıl uygulama, 2005–2006 Eğitim-Öğretim Yılı Güz Yarıyılı’nda, Adana İli
Seyhan İlçesi’ndeki bir devlet ilköğretim okulunda okuyan 115 beşinci sınıf öğrencisi
üzerinde, dört haftası hazırlık olmak üzere 12 hafta süreyle gerçekleştirilmiştir.
4. Deney grubunda sınıf düzeni kubaşık öğrenmeye uygun olarak (kümeler
oluşturularak) yeniden düzenlenmiştir. Kontrol gruplarında sınıf düzenleri
değiştirilmemiştir.
5. Çalışmanın ilk haftasında Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeği, Teele çoklu
zekâ envanteri ve kişisel bilgiler formu bütün gruplara verilmiştir.
6. Daha sonra deney grubunda dört hafta süreyle kubaşık öğrenmeye hazırlık ve
ÇZK farkındalık çalışmaları (Ek.1) yapılmıştır.
7. Hazırlık çalışmalarının sonunda, “Okuduğunu Anlama Başarı Testi” bütün
gruplara öntest olarak uygulanmıştır.
8. Öntestler uygulandıktan sonra, sekiz hafta boyunca, haftada altı saat olan
Türkçe dersleri, deney ve birinci kontrol gruplarında araştırmacı; ikinci kontrol
grubunda sınıf öğretmeni tarafından işlenmiştir.
9. Deneysel işlemlerin sonunda, başarı testi ve tutum ölçeği sontest olarak
verilmiştir.
10. Uygulama süresince (ilk ve son hafta hariç) her cuma günü öğrencilere,
“Grup Çalışmalarını Değerlendirme Formu” dağıtılarak, haftalık olarak öğrencilerin
kendilerini değerlendirmesi sağlanmıştır.
83
11. Son olarak deney grubundaki öğrencilerin hem uygulanan yöntemle ilgili
görüşlerini belirlemek; hem de kendi zekâ alanlarına yönelik farkındalıklarını
belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır.
3.8.1. Ön Deneme Uygulaması
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemi çerçevesinde geliştirilen
materyallerin/etkinliklerin aksayan yönlerini ve öğrencilerin yöntemle ilgili tepkilerini
belirlemek amacıyla, araştırmacı tarafından, 2004–2005 Eğitim-Öğretim Yılı Bahar
Yarıyılı’nda ön deneme uygulaması yapılmıştır. Ön deneme uygulaması ile ayrıca
yöntemin uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek sorunları önceden görmek
istenmiştir. Ön deneme uygulaması, asıl uygulamanın yapıldığı ilköğretim okulunun
dördüncü sınıflarından üç derslikte okuyan toplam 117 öğrenci üzerinde
gerçekleştirilmiştir. Sınıflardan biri deney ikisi kontrol grubu olarak belirlenmiştir.
Deney grubunda ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi, kontrol gruplarında ise tüm
sınıf öğretimine dayalı öğretmen merkezli geleneksel yöntem uygulanmıştır. Deney ve
birinci kontrol grubunda dersler araştırmacı tarafından işlenmiştir. Uygulama, iki haftası
hazırlık olmak üzere yedi hafta sürmüştür. Bu uygulamanın işlem basamakları sırasıyla
aşağıda verilmiştir:
1. Çalışmanın yapıldığı ilköğretim okulundaki dördüncü sınıf öğretmenlerine
yapılacak ön deneme ile ilgili bilgiler verilmiştir. Çalışmaya katılmaya gönüllü olan üç
öğretmenin sınıflarından biri deney, diğerleri kontrol grupları olarak belirlenmiştir.
2. Uygulama boyunca Türkçe derslerinin, deney grubunda çoklu zekâ kuramı
destekli kubaşık öğrenme yöntemine; kontrol gruplarında tüm sınıf öğretimine dayalı
öğretmen merkezli geleneksel yönteme göre işleneceği söylenmiştir.
3. Çalışmanın ilk haftasında, “Teele Çoklu Zekâ Envanteri” ve “Kişisel Bilgiler
Formu” bütün gruplara uygulanmıştır.
4. Deney grubunda, öğrencilerin cinsiyeti, akademik başarı ve TÇZE’deki
sonuçlar dikkate alınarak karma kümeler oluşturulmuştur. Deney grubunda, 41 öğrenci
84
olması nedeniyle, dörder kişilik dokuz; beş kişilik bir küme olmak üzere toplam 10
küme ile çalışılmıştır.
5. Kontrol gruplarının oturma düzeninde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Kontrol gruplarına hazırlık çalışmaları uygulanmamış, bu sürede gözlemler yapılarak
öğrenciler tanınmaya çalışılmıştır. İkinci kontrol grubunda yapılan gözlemler
sonucunda, derslerin tüm sınıf öğretimine dayalı öğretmen merkezli geleneksel yönteme
göre işlendiği tespit edildiğinden, bu uygulama sürecine müdahale edilmemiştir.
6. Deney grubunda, iki hafta süreyle kubaşık öğrenmeye hazırlık ve ÇZK
farkındalık çalışmaları uygulanmıştır. Kümeler oluşturulduktan sonra küme üyelerinin
birbiriyle tanışmalarını, aralarındaki ilişkilerin artmasını, küme ve sınıf kimliğinin
oluşmasını sağlayacak etkinlikler düzenlenmiştir. Bu etkinliklerden bazıları; tanışma
topu, küme şapkası, küme sloganı, küme el işareti, beyin fırtınası, küme adlığı ve küme
amblemidir.
7. Deney grubundaki öğrencilere “Küme Çalışma Rehberi” (Ek.2) dağıtılmıştır.
Küme çalışma rehberi öğrencilerle birlikte okunmuş, derslerin nasıl işleneceği ve
değerlendirmenin nasıl yapılacağı ile ilgili olarak öğrenciler bilgilendirilmiştir.
8. Hazırlık çalışmalarının sonunda bütün gruplara, “Türkçe Dersine İlişkin
Tutum Ölçeği” işlem öncesinde, “Okuduğunu Anlama Başarı Testi” öntest olarak
uygulanmıştır.
9. Öntestler uygulandıktan sonra, beş hafta boyunca, haftada altı saat olan
Türkçe dersleri, deney ve birinci kontrol gruplarında araştırmacı; ikinci kontrol
grubunda sınıf öğretmenleri tarafından işlenmiştir.
10. Her haftanın sonunda en iyi davranış gösteren kümeler belirlenmiş,
“Haftanın En İyi Davranış Kümeleri” (Ek.8) formuna yazılarak, panoya asılmıştır.
Küme elemanlarına “Olumlu Davranış Sertifikası” (Ek.7) verilmiştir. İki haftada bir
yapılan “Konu Sınavı” ile haftanın başarılı kümeleri belirlenmiş; küme elemanlarına
“Küme Başarı Sertifikası” (Ek.6) verilmiş, küme isimleri “Haftanın Başarılı Kümeleri”
(Ek.9) formuna yazılarak, panoya asılmıştır.
85
11. Deneysel işlem sonunda, başarı testi ve tutum ölçeği sontest olarak
uygulanmıştır.
3.8.1.1. Ön Deneme Uygulamasının Genel Olarak Değerlendirilmesi
Ön deneme uygulaması, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modelinde
tasarlanmış ve yedi hafta sürmüştür. Dersler, deney grubunda çoklu zekâ kuramı
destekli kubaşık öğrenme yöntemine, kontrol gruplarında ise tüm sınıf öğretimine dayalı
öğretmen merkezli geleneksel yönteme göre hazırlanan ders planlarına göre işlenmiştir.
Deney ve kontrol gruplarına, “Okuduğunu Anlama Başarı Testi” ve “Türkçe Dersi
Tutum Ölçeği” öntest ve sontest olarak verilmiştir. Ayrıca “Teele Çoklu Zekâ
Envanteri” araştırmanın başında öğrencilerin zekâ alanlarını belirlemek üzere
kullanılmıştır.
Araştırmada başarı testi ve tutum ölçeğinden elde edilen veriler üzerinde,
istatistiksel teknik olarak kovaryans analizi kullanılmıştır. Analizlerde anlamlılık düzeyi
p<.05 olarak alınmıştır. Kovaryans analizi sonuçlarına göre, başarı testinden elde edilen
sontest puanları açısından deney ve kontrol grupları arasında, deney grubu lehine
anlamlı bir fark bulunmuştur. Kontrol grupları arasında anlamlı bir fark gözlenmemiştir.
Diğer bir deyişle, öntest puanları kontrol altına alındığında, grupların sontest puanları
açısından gruplama ana etkisinin anlamlı olduğu görülmüştür (F (2,113)= 6.795; p=
.002). Araştırma sonunda elde edilen bulgulara bakıldığında, ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yönteminin öğrencilerin okuduğunu anlamadaki akademik başarıları üzerinde
tüm sınıf öğretimine göre daha etkili olduğu görülmüştür.
Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeğinden elde edilen bulgulara bakıldığında,
grupların sontest düzeltilmiş ortalama puanları açısından gruplama ana etkisinin anlamlı
olduğunu göstermiştir [F (2)= 6.107; p=.003). Belirlenen farklılığın hangi gruplar
arasında olduğunu saptamak için Bonferroni ikili karşılaştırmalar testi uygulanmış,
deney ( X = 4.33) ve kontrol grupları arasında ( X = 4.08; X =3.97) deney grubu lehine
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunurken, kontrol grupları arasında anlamlı bir fark
gözlenmemiştir. Bu durum göz önüne alındığında, ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yönteminin, öğrencilerin derse karşı tutumlarını olumlu yönde arttırmada etkili olduğu
86
görülmüştür. Araştırmacının öğrencilerden aldığı tepkiler de aynı doğrultudadır.
Öğrenciler, bu yöntemle işlenirken dersi daha çok sevdiklerini belirtmişlerdir.
Sonuç olarak, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin ön deneme
uygulamasından yaralanılarak, küme çalışma rehberi, yöntemin daha iyi anlaşılması için
basitleştirilmiş; öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda, yapmakta zorlandıkları
etkinlikler ya ders planlarından çıkarılmış ya da uygulanabilir hale getirilmiştir.
3.8.2. Deneysel İşlemler
Ön deneme uygulaması sonunda, araştırmada kullanılan küme çalışma rehberi,
ders planları, çalışma yaprakları ve konu sınavlarına beşinci sınıf düzeyine uygun olarak
son şekli verilmiştir. Asıl uygulamanın işlem basamakları sırasıyla aşağıda yer
almaktadır:
1. Seçilen ilköğretim okulundaki üç beşinci sınıf öğretmeniyle görüşülmüş ve
öğretmenlere deneysel süreç hakkında bilgi verilmiştir.
2. Belirlenen sınıflardaki tüm öğrencilere, işlem öncesinde “Türkçe Dersine
İlişkin Tutum Ölçeği”, “Teele Çoklu Zekâ Envanteri” ve “Kişisel Bilgiler Formu”
uygulanmıştır. Deneysel çalışmalar başlamadan önce gruplara, “Okuduğunu Anlama
Başarı Testi” öntest olarak verilmiştir.
3. Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerle tanışılmıştır. Türkçe derslerinin
sekiz hafta boyunca, deney grubunda çoklu zekâ destekli kubaşık öğrenme yöntemine
göre geliştirilen ders planları doğrultusunda; birinci kontrol grubunda Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından gönderilen öğretmen kılavuz kitabı (2005) doğrultusunda,
araştırmacı tarafından işleneceği söylenmiştir. İkinci kontrol grubunda dersler, sınıf
öğretmenleri tarafından işlenmeye devam edilmiş, bu süreçte herhangi bir değişiklik
yapılmamıştır. Uygulama sürecinde her hafta için bir ders planı hazırlanmıştır. ÇZK
destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre hazırlanan ders planları, Ek.3’te sunulan
kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır.
4. Deney grubundaki karma kümeler, öğrencilerin cinsiyeti, akademik başarıları
ve “Teele Çoklu Zekâ Envanteri”ndeki sonuçlara göre belirlenen zekâ alanları dikkate
87
alınarak belirlenmiştir. Öğrencilerin zekâ alanlarına ilişkin ilk üç tercihleri dikkate
alınmış, farklı zekâ alanlarını tercih edenlerin bir araya gelmeleri sağlanmıştır.
Kümelerde her bir başarı düzeyinden (üst-orta-alt) ve farklı cinsiyetten öğrencilerin
bulunmasına dikkat edilmiştir. Sınıfta 40 öğrenci olması nedeniyle, dörder kişilik 10
küme oluşturulmuştur. Daha sonra deney grubunda dört hafta süreyle kubaşık
öğrenmeye hazırlık ve ÇZK farkındalık çalışmaları yapılmıştır.
5. Kontrol gruplarında, sınıf oturum düzeninde herhangi bir değişiklik
yapılmamıştır. Bu gruplarda hazırlık çalışmaları da uygulanmamıştır. Deney grubundaki
hazırlık süresince bu gruplarda gözlemler yapılarak öğrenciler tanınmaya çalışılmıştır.
İkinci kontrol grubunda yapılan gözlemler sonucunda, derslerin 2005-2006 Türkçe
Dersi Öğretim Programı doğrultusunda işlendiği belirlendiğinden, bu uygulama
sürecine müdahale edilmemiştir.
Araştırmada, deney grubunda işe koşulan ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemi ile kontrol gruplarında işe koşulan 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı
doğrultusunda yapılan öğretimin uygulama aşamaları, aşağıda alt başlıklar altında
açıklanmıştır.
3.8.2.1. Öğretim Yöntemleri ve Uygulanması
Araştırmada, deney grubunda ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi, kontrol
gruplarında ise 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan
öğretim kullanılmıştır. Kullanılan her iki yöntemin uygulama aşamaları, aşağıda alt
başlıklar altında yer almaktadır.
3.8.2.1.1. Çoklu Zekâ Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yöntemi
Deney grubunda işe koşulan ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre
öğretim aşağıdaki basamaklarda gerçekleştirilmiştir.
1. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin kullanıldığı Türkçe ders planları;
İlköğretim Türkçe programının beşinci sınıf öğrencileri için öngördüğü kazanımlar,
belirli gün ve haftalar, mihver derslerde işlenen konular ile ÇZK ilkeleri ve kubaşık
öğrenme teknikleri/etkinlikleri doğrultusunda hazırlanmıştır. Hazırlanan ders
88
planlarında, beş temel dil becerisine/öğrenme alanına (dinleme, konuşma, okuma,
yazma, görsel okuma ve görsel sunu) yer verilmiştir.
2. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine dayalı derslerin işlenişinde
izlenecek adımlar için, Kagan (1992), Martin (1996), Gömleksiz (1997), Andrini
(1998), Kagan ve Kagan (1998), İflazoğlu (1999, 2003), Sönmez (2001) ve Tarım’ın
(2003) çalışmalarından yararlanılmıştır. Ders planlarının biçimlendirilmesinde,
Armstrong’un (2000, s.44) planlama soruları dikkate alınmıştır. Bu çerçevede ilk
olarak, derste geliştirilecek olan beceriye (okuma, dinleme vb.) karar verilmiş ve bu
beceri merkeze alınmıştır. Daha sonra, yöneltilen anahtar sorularla (örneğin, okuma
becerisini geliştirmek için matematiksel-mantıksal zekâyı nasıl kullanabilirim veya
hangi etkinliklerle öğrencilerin bedensel zekâlarını kullanmalarını sağlayabilirim
gibi…) zekâ alanları ve zekâ alanlarına yönelik geliştirilen kubaşık öğrenme etkinlikleri
eşleştirilmiştir (Şekil- 4).
Şekil 4: ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre bir Türkçe dersinin planlanması
“okuma becerisi için”
3. Derslere ilk olarak öğrencilerin dikkatlerinin çekilmesi ile başlanmıştır.
İşlenecek olan okuma parçasının içeriğine göre, bazen öğrencilerden, küme içinde,
OKUMA BECERİSİ
Bedensel-Kinestetik Zekâ
Biçimlendirme İç-Dış Çemberler
Sosyal Zekâ Bilenin Etrafını Çevir Düşün-Eşleş-Paylaş
İçsel Zekâ Dönerli Görüş Paylaşımı Değer Çizgileri
Doğa Zekâsı Sıralama … Olmasaydı Ne Olurdu?
Sözel-Dilsel Zekâ İkili Dönerli Okuma Dönerli Okuma
Müziksel-Ritmik Zekâ
Kümece Şarkı Yazma
Matematiksel-Mantıksal Zekâ Soru Matrisi Yanlış Olanı Bul İki Kutucuklu Tümevarım
Görsel-Uzamsal Zekâ Gözünde Canlandırma Benzerlik – Farklılık
89
kendilerini çok etkileyen, güzel bir anılarını “Dönerli Görüş Paylaşımı” ile anlatmaları
istenmiş (içsel zekâ, sosyal zekâ); bazen de her kümeye metinle ilgili aşağıdaki gibi bir
resim gösterilmiş ve metnin başlığı söylenmiş; resimde kimlerin olduğunu, nerede
bulunduklarını, neler yaptıklarını “Konuşma Kartları” etkinliğiyle tahmin etmeleri
istenmiştir (matematiksel-
mantıksal, sözel/dilsel zekâ).
Bazen de tahtaya bir sayı doğrusu çizilerek, belli bir kavramla ilgili olan
kelimeler bu sayı doğrusuna yazılmış; “Çizgimin Sırrı Ne?” etkinliği ile öğrencilerden
çizgi üzerindeki kelimelerle ilişkili olan kavramı bulmaları; daha sonra bu kavramla
ilişkili kelimelere yeni örnekler vermeleri istenmiştir (matematiksel-mantıksal zekâ).
Orman haftasında, öğrencilere, “Gözünde Canlandırma” etkinliği ile
çevrelerinde bir tane bile ağaç olmadığını hayal etmeleri söylenmiş; “…Olmasaydı ne
olurdu?” etkinliği ile ağaçsız bir dünyada neler olacağını tahmin etmeleri
(matematiksel-mantıksal zekâ) istenmiştir.
Dersin güdüleme, gözden geçirme ve geçiş bölümlerinde de çoklu zekâ
alanlarına uygun olarak geliştirilen etkinlikler kullanılmıştır. Örneğin; gözden geçirme
aşamasında “Bilenin Etrafını Çevir” etkinliği ile öğrencilerden soruyu bilenlerin
etrafında toplanmaları istenmiştir (sözel/dilsel zekâ, sosyal zekâ). Atasözlerinin
işleneceği bir derste aşağıdaki resim öğrencilere gösterilerek, bu resmin hangi atasözünü
Ağaç Çam Piknik Sel Fidan Toprak
90
anlattığını bulmaları istenmiş; öğrencilerden de seçtikleri bir atasözünü resimle
anlatmaları istenmiştir (görsel-uzamsal zekâ).
Bazen de öğrencilerden “Karış-Don-Eşleş” etkinliği ile sınıfta dolaşmaları,
öğretmenin “donun” komutuyla beraber önce ikili, sonra üçlü ve son olarak da dörtlü
gruplar oluşturmaları istenmiştir. Oluşan grupların, konuyla ilgili bilinen şiir veya
şarkıları birbirleriyle paylaşılmaları sağlanmıştır (bedensel-kinestetik zekâ, sosyal
zekâ).
Dersin geliştirme bölümünde tüm zekâ alanlarına yönelik geliştirilen etkinliklere
yer verilmiştir. Okuma çalışmalarında “Bireysel Okuma, Sesli Okuma, İkili Dönerli
Okuma, Dönerli Okuma, Öğretmenin Okuması” gibi etkinlikler kullanılmıştır. “İkili
Dönerli Okuma” ile önce birinci kişi okumuş, diğeri dinlemiş ve daha sonra roller
değiştirilmiştir ya da “Dönerli Okuma” ile kümedeki herkesin birer paragrafı sırayla
okumaları sağlanmıştır (sözel/dilsel zekâ). Dinleme çalışmalarında, seçilen metin, canlı
bir kaynaktan (öğretmen) veya bilgisayardan dinletilmiştir. Öğrenciler, dinledikleri ya
da okudukları metinde, anlamını bilmedikleri kelimeleri tespit edip, küme kelime
kartlarına yazmışlardır. Sözlükten anlamları bulunan bu kelimeler, kümedeki her
öğrenci tarafından cümle içinde kullanılmış, oluşturulan cümleler küme elemanlarınca
kontrol edilmiştir (sözel/dilsel zekâ).
Okunan veya dinlenen metinle ilgili anlama çalışmalarında, öğrencilerden
gözlerini kapatıp; olayın geçtiği yeri, zamanı gözlerinde canlandırmaları
(görsel/uzamsal zekâ) ya da “Biçimlendirme” etkinliği ile hikâyeyi en iyi
özetleyebileceklerini düşündükleri bir anın fotoğrafını oluşturmaları istenmiştir
(bedensel/kinestetik zekâ). “Numaralandırılmış Birlikte Çalışan Kafalar, Düşün-
Eşleş-Paylaş, İkili Denetim” gibi etkinliklerle metinle ilgili hazırlanan soruların küme
içerisinde cevaplandırılması sağlanmış ya da “Bir Problem Gönder, Soru Matrisi”
91
gibi etkinliklerle kümelerden metinle ilgili soru yazmaları istenmiştir
(matematiksel/mantıksal zekâ, sözel/dilsel zekâ, sosyal zekâ). Yazılan sorular diğer
kümeler tarafından çözülmüştür. Bazen de metinle ilgili biri yanlış ikisi doğru üç cümle
yazılmış; “Yanlış Olanı Bul” etkinliği ile yanlış olan cümlenin bulunması istenmiştir.
Dersin değerlendirme bölümünde, öğrencilere bu derste en çok ilgilerini çeken
şeyin ne olduğu sorulmuş, “Bu derste …………öğrendim.”, “…………hakkında daha
fazla öğrenmek isterim.” şeklinde sonuç cümleleri yazmaları istenmiştir (içsel zekâ).
Kümelerden okudukları/dinledikleri metni yazıyla veya resimle anlatmaları, “Küme
Gazetesi” hazırlamaları (sözel/dilsel, görsel/uzamsal zekâ), ya da “Kümece Şarkı
Yazma” etkinliği ile metinle ilgili bir şarkı oluşturmaları istenmiştir (müziksel/ritmik
zekâ). ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre hazırlanmış Türkçe ders planı
örneği Ek.4’te, bu yönteme göre işlenen Türkçe dersinde öğrencilerin yaptıkları
çalışmalardan örnekler Ek.5’te yer almaktadır.
4. Yukarıda belirtildiği gibi dersler işlendikten sonra, kubaşık öğrenme
yönteminin ilkelerine uygun olarak her haftanın sonunda öğrenciler bireysel olarak
konu sınavına alınmışlardır. Konu sınavı sonuçları, öğretmen tarafından
değerlendirilmiş ve küme başarı puanları hesaplanarak başarılı kümeler belirlenmiştir.
Küme başarı puanının hesaplanmasında Slavin’in (1990) geliştirdiği, öğrencilerin
bireysel gelişimini öne çıkararak kendi kendileriyle yarışmasına olanak sağlayan,
bireysel ilerlemeleri esas alan bir değerlendirme yöntemi kullanılmıştır (Tarım, 2003;
İflazoğlu, 2003).
3.8.2.1.2. 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı Doğrultusunda Yapılan
Öğretim
Araştırma süresince, kontrol gruplarında 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim
Programı doğrultusunda yapılan öğretim uygulanmıştır. Dersler birinci kontrol
grubunda araştırmacı, ikinci kontrol grubunda ise sınıf öğretmeni tarafından
yürütülmüştür. Dersler, her iki kontrol grubunda da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
gönderilen Türkçe dersi öğretmen kılavuz kitabı (2005) doğrultusunda işlenmiş;
kılavuzda yer alan etkinlikler dışında herhangi bir zekâ alanına yönelik etkinlik
kullanılmamıştır. Bu yönteme ilişkin bir dersin işlenişi aşağıdaki basamaklarda
gerçekleştirilmiştir.
92
1. Derslere ilk olarak öğrencilerin dikkatlerinin çekilmesi ile başlanmıştır.
Dersin giriş bölümünde metinle ilgili bir resim tepegözde yansıtılmış ve metnin başlığı
söylenmiş; öğrencilerden resimde kimlerin olduğunu, nerede bulunduklarını, neler
yaptıklarını tahmin etmeleri istenmiştir.
2. Dersin geliştirme bölümünde konuya uygun olarak seçilen metin ilk olarak
öğretmen tarafından okunmuş, daha sonra öğrencilerden sessiz okuma yapmaları
istenmiştir. En son olarak da sınıftan birkaç öğrencinin sesli okuma yapmaları
sağlanmıştır. Dinleme çalışmalarında seçilen metinler, ya canlı bir kaynaktan
(öğretmen) ya da bilgisayardan dinletilmiştir.
3. Öğrencilerden okudukları/okunan metindeki anlamını bilmedikleri kelimeleri
tespit etmeleri, sözlük yardımıyla anlamlarını bulmaları ve birer cümle içinde
kullanmaları sağlanmıştır. Metinle ilgili hazırlanan sorular öğrencilere yöneltilerek,
bireysel olarak cevap vermeleri istenmiştir.
4. Metnin ana düşüncesi bulma ve konuyla ile ilgili yazma çalışmaları
yapılmıştır.
5. Dersin değerlendirme bölümünde öğretmen tarafından metinle ilgili sorular
sorulmuş, verilen cevaplar doğrultusunda gerekli dönüt ve düzeltmeler yapılmıştır.
6. Derslerde, bütün dil becerilerinin (okuma, dinleme, konuşma, yazma, görsel
okuma ve görsel sunu) geliştirilmesi hedeflenmiş; öğrencilerin bireysel katılımlarına
dikkat edilmiştir.
3.9. Verilerin Çözümlenmesi
Araştırmada, okuduğunu anlama başarı testi ve tutum ölçeği toplam puanları,
kişisel bilgiler formundan elde edilen bilgiler, görüşme ve grup çalışmalarını
değerlendirme formundan elde edilen verilerin analizi aşağıdaki sırayla yapılmıştır:
1. İlk olarak deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin kişisel bilgiler
formuna verdikleri yanıtlar göz önüne alınmış, gözeneklerin %20’sinden fazlasında beş
93
ve daha az veri olan değişkenler yüzde ve frekans kullanılarak betimlenmiştir. Beşten
fazla veri olan değişkenlerde ayrıca Ki-Kare analizi uygulanmıştır.
2. Grupların öntest ortalamalarının birbirinden farklılaşıp farklılaşmadığını
belirlemek için tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. Farklılığın hangi gruplar arasında
olduğunu belirlemek için Scheffe-f ikili karşılaştırmalar testi kullanılmıştır.
3. Öğrencilerin başarı testi ve tutum ölçeği öntest puanlarına göre düzeltilmiş
sontest ortalama puanları arasında farklılaşma olup olmadığı kovaryans analizi ile test
edilmiştir. Farklılaşmanın yönünü belirlemek için ise Bonferroni ikili karşılaştırmalar
testi kullanılmıştır.
4. Veriler, SPSS 11.5 istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Sonuçların yorumlanmasında .05 anlamlılık düzeyi kabul edilmiştir.
5. Araştırmada, deney grubundaki öğrencilerin, hem Türkçe dersi ve derste
uygulanan ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi ile ilgili görüşlerini hem de kendi
zekâ alanlarına yönelik farkındalıklarını belirlemek amacıyla yapılan görüşme
sonucundan elde edilen veriler, nitel araştırmalarda kullanılan içerik analiz yöntemiyle
çözümlenmiştir. Öncelikle elde edilen veriler, bilgisayar ortamına aktarılmış,
oluşturulan metinler birkaç kez satır satır okunmuş ve buna yönelik kodlamalar
oluşturulmuştur. Ardından kodlar bir araya getirilerek ortak yönleri bulunmuş ve
temalar (kategoriler) ortaya çıkarılmıştır. Bulguları sunarken öğrencilerin görüşlerinden
alıntılara yer verilmiştir. Öğrencilerin cinsiyetleri (E: erkek; K: kız) ve öğrencilere
verilen sıra numaraları (örneğin, E1; K3 gibi) alıntıların sonuna eklenerek kodlanmıştır.
6. “Grup Çalışmalarını Değerlendirme Formu”nun birinci bölümü içerik analizi
yöntemiyle çözümlenerek tablolaştırılmıştır. İkinci ve üçüncü bölümden elde edilen
verilerin çözümlenmesinde, yinelenmiş ölçümler için tek yönlü varyans analizi
kullanılmıştır.
94
IV. BÖLÜM
BULGULAR
Bu bölümde, nicel ve nitel verilere ilişkin bulgulara yer verilmiştir. Elde edilen
bulgular araştırma denenceleri ve soruları çerçevesinde düzenlenmiştir.
4.1. Araştırma Denencelerine İlişkin Bulgular
4.1.1. Birinci Denenceye İlişkin Bulgular
Araştırmanın birinci denencesi aşağıdaki gibi ifade edilmiştir.
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubu ile 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretimin
uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin, “Okuduğunu Anlama Başarı Testi”
öntest toplam puanları kontrol altına alındığında, sontest puanları arasında deney grubu
lehine anlamlı bir fark vardır.
Araştırmanın yürütüldüğü, deney ve kontrol gruplarında yer alan 115 öğrencinin
okuduğunu anlama başarı testinden aldıkları öntest-sontest puanlarının aritmetik
ortalamaları, standart sapma değerleri, kovaryans analizi sonucunda hesaplanan ve
çoklu karşılaştırma testinde temel alınan sontest düzeltilmiş ortalama puanları ile
standart hata değerleri Tablo 4.1.1.1.’de sunulmuştur.
Tablo 4.1.1.1. incelendiğinde, deney ( X =22.59; 26.00) ve kontrol gruplarının
( X =19.57; 20.76; X =18.87; 19.31) başarı testi sontest puanlarının aritmetik
ortalamalarının öntest puanlarına göre yükseldiği gözlenmektedir.
95
Tablo 4.1.1.1. Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Okuduğunu Anlama
Başarı Testi Öntest-Sontest Toplam Puanlarının Aritmetik Ortalamaları, Standart Sapma
Değerleri ile Sontest Düzeltilmiş Ortalamaları ve Standart Hata Değerleri
Gruplar N Toplam Puanlar Düzeltilmiş Sontest
Ortalamaları X SS X d SH
Deney 39 Öntest 22.59 5.07 Sontest 26.00 4.55 23.63 .540
1. Kontrol 37 Öntest 19.57 5.86 Sontest 20.76 6.44 21.66 .534
2. Kontrol 39 Öntest 18.87 5.88 Sontest 19.31 5.82 20.82 .526
Tablo 4.1.1.1.’de görüldüğü gibi, deney grubunun düzeltilmiş sontest toplam
puan ortalaması ( X = 23.63), kontrol gruplarının ortalamalarından ( X = 21.66; X =
20.82) yüksektir. Gözlenen bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için kovaryans
analizi uygulanmış, elde edilen sonuçlar Tablo 4.1.1.2.’de gösterilmiştir.
Tablo 4.1.1.2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Okuduğunu
Anlama Başarı Testi Sontest Toplam Puanlarının Kovaryans Analizi Sonuçları
Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı Sd Kareler
Ortalaması F p
Kontrol Edilen Değişken (Öntest) 2413.172 1 2413.172 232.127 .000
Deney grupları 140.632 2 70.316 6.764 .002 Hata 1153.947 111 10.396
Toplam 4530.783 114
Tablo 4.1.1.2’de görüldüğü gibi, kovaryans analizi sonuçları, öntest toplam
puanları kontrol altına alındığında, grupların sontest düzeltilmiş ortalama puanları
açısından gruplama ana etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir [F(1,2)= 6.764; p=
.002). Belirlenen farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu saptamak için Bonferroni
ikili karşılaştırmalar testi uygulanmış, elde edilen sonuçlar Tablo 4.1.1.3’te
sunulmuştur.
96
Tablo 4.1.1.3. Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Başarı Testi Sontest
Toplam Puanları Düzeltilmiş Ortalamaları Arasındaki Farkların Anlamlılığına İlişkin
Bonferroni Testi Sonuçları
Karşılaştırma Gerçek Farklılık Standart Hata p Deney/ 1. Kontrol 1.957 .771 .037 Deney/ 2. Kontrol 2.793 .774 .001
Tablo 4.1.1.3 incelendiğinde, deney ve kontrol grupları arasında deney grubu
lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunurken, kontrol grupları arasında anlamlı
bir fark gözlenmemektedir.
Başarı testinden elde edilen bulgular, araştırmanın birinci denencesinde ileri
sürülen toplam puanlar açısından deney grubu lehine anlamlı bir fark olacağı yargısını
desteklemektedir.
4.1.2. İkinci Denenceye İlişkin Bulgular
Araştırmanın ikinci denencesi aşağıdaki gibi ifade edilmiştir.
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubu ile 2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretimin
uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin, “Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği”
öntest toplam puanları kontrol altına alındığında, sontest puanları arasında deney grubu
lehine anlamlı bir fark vardır.
Deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin Türkçe dersine ilişkin tutum
ölçeğine ilişkin öntest-sontest puanlarının ortalamaları, standart sapma değerleri ile
kovaryans analizi sonucunda hesaplanan ve çoklu karşılaştırma testinde temel alınan
sontest düzeltilmiş ortalamaları ile standart hata değerleri Tablo 4.1.2.1.’de verilmiştir.
97
Tablo 4.1.2.1. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Türkçe Dersine
İlişkin Tutum Ölçeğinden Aldıkları Öntest-Sontest Puanlarının Ortalamaları, Standart
Sapma Değerleri ile Sontest Düzeltilmiş Ortalamaları ve Standart Hata Değerleri
Gruplar N Toplam Puanlar Düzeltilmiş Sontest
Ortalamaları X SS X d SH
Deney 39 Öntest 3.93 .429 Sontest 4.36 .283 4.49 .076
1. Kontrol 37 Öntest 4.16 .490 Sontest 4.15 .646 4.11 .076
2. Kontrol 39 Öntest 4.24 .540 Sontest 4.14 .720 4.04 .075
Tablo 4.1.2.1. incelendiğinde, Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeği sontest puan
ortalamalarının öntest puanlarına göre deney grubunda yükseldiği; kontrol gruplarında
ise düştüğü görülmektedir. Düzeltilmiş sontest ortalama puanları deney grubunun 4.49;
birinci kontrol grubunun 4.11, ikinci kontrol grubunun 4.04’tür. Gözlenen bu farkın
anlamlı olup olmadığını test etmek için kovaryans analizi uygulanmış, elde edilen
sonuçlar Tablo 4.1.2.2.’de verilmiştir.
Tablo 4.1.2.2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Türkçe Dersine
İlişkin Tutum Ölçeği Sontest Toplam Puanlarının Kovaryans Analizi Sonuçları
Kareler Toplamı Sd Kareler
Ortalaması F p
Kontrol Edilen Değişken (Öntest) 14.227 1 14.227 67.019 .000
Deney grupları 4.286 2 2.143 10.096 .000 Hata 23.563 111 .212
Toplam 38.989 114
Tablo 4.1.2.2’de görüldüğü gibi, kovaryans analizi sonuçları, öntest puanları
kontrol altına alındığında, grupların sontest düzeltilmiş ortalama puanları açısından
gruplama ana etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir [F (1, 2)= 10.096; p=.000).
Belirlenen farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu saptamak için Bonferroni ikili
karşılaştırmalar testi uygulanmış, elde edilen sonuçlar Tablo 4.1.2.3’te sunulmuştur.
98
Tablo 4.1.2.3. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Türkçe Dersine
İlişkin Tutum Ölçeği Sontest Düzeltilmiş Ortalamaları Arasındaki Farkların
Anlamlılığına İlişkin Bonferroni Testi Sonuçları
Karşılaştırma Gerçek Farklılık Standart Hata p Deney/ 1. Kontrol .385 .108 .002 Deney/ 2. Kontrol .452 .108 .000
Tablo 4.1.2.3. incelendiğinde, deney ( X = 4.49) ve kontrol grupları arasında
( X = 4.11; X = 4.04) deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunurken, kontrol grupları arasında anlamlı bir fark gözlenmemektedir.
Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeğinden elde edilen bulgular, araştırmanın ikinci
denencesinde ileri sürülen toplam puanlar açısından deney grubu lehine anlamlı bir fark
olacağı yargısını desteklemektedir.
4.1.3. Üçüncü Denenceye İlişkin Bulgular
Araştırmanın üçüncü denencesi aşağıdaki gibi ifade edilmiştir.
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubundaki öğrencilerin altı farklı zamanda ölçülen Türkçe dersindeki başarılarına
yönelik kendilerini değerlendirme puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Araştırmanın yürütüldüğü deney grubundan görüşmeye katılan 19 öğrenciye,
“Grup Çalışmalarını Değerlendirme Formu” çalışmanın ilk ve son haftası hariç her
haftanın sonunda uygulanmıştır. Öğrencilerin, Türkçe dersindeki başarılarına yönelik
kendilerini değerlendirme puanlarının aritmetik ortalamaları ve standart sapma değerleri
Tablo 4.1.3.1.’de sunulmuştur.
99
Tablo 4.1.3.1. Öğrencilerin Türkçe Dersindeki Başarılarına Yönelik Kendilerini
Değerlendirme Puanlarına İlişkin Betimsel Değerler
N X S Ölçüm I 19 5.84 2.48 Ölçüm II 19 6.42 1.84 Ölçüm III 19 6.53 2.95 Ölçüm IV 19 7.11 2.54 Ölçüm V 19 7.37 2.73 Ölçüm VI 19 8.00 2.24
Tablo 4.1.3.1. incelendiğinde, öğrencilerin Türkçe dersindeki başarılarına
yönelik kendilerini değerlendirme puanlarının her ölçümde artış gösterdiği
görülmektedir. Bu puanlar arasında anlamlı bir fark olup olmadığını test etmek üzere
yinelenmiş ölçümler için tek yönlü varyans analizi uygulanmış, elde edilen sonuçlar
Tablo 4.1.3.2.’de verilmiştir.
Tablo 4.1.3.2. Öğrencilerin Türkçe Dersindeki Başarılarına Yönelik Kendilerini
Değerlendirme Puanlarına İlişkin Yinelenmiş Ölçümler ANOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı Sd Kareler
Ortalaması F p Anlamlı Fark
Denekler Arası 323.614 18 17.979
2.935 .017 6~1 6~2
Ölçüm 56.175 5 11.235 Hata 344.491 90 3.828
Toplam 724.28 113 “~” Ölçümler arasındaki farkı sembolize etmektedir.
Tablo 4.1.3.2. incelendiğinde, öğrencilerin altı farklı ölçümden aldıkları Türkçe
dersindeki başarılarına yönelik kendilerini değerlendirme puanları arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark olduğu görülmüştür [F (18, 5)= 2.935; p= .017]. Bu farkın hangi
gruplar arasında olduğunu belirlemek amacıyla Bonferroni ikili karşılaştırmalar testi
uygulanmış, altıncı ölçümle birinci ve ikinci ölçüm arasında altıncı ölçüm lehine
anlamlı farkların olduğu gözlenmiştir.
Sonuç olarak elde edilen bulgular, araştırmanın üçüncü denencesinde ileri
sürülen, öğrencilerin altı farklı zamanda ölçülen Türkçe dersindeki başarılarına yönelik
kendilerini değerlendirme puanları arasında anlamlı bir fark olacağı yargısını
desteklemektedir.
100
4.1.4. Dördüncü Denenceye İlişkin Bulgular
Araştırmanın dördüncü denencesi aşağıdaki gibi ifade edilmiştir.
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubundaki öğrencilerin altı farklı zamanda ölçülen Türkçe derslerine katılımlarına
yönelik kendilerini değerlendirme puanları arasında anlamlı bir fark vardır.
Öğrencilerin, Türkçe derslerine katılımlarına yönelik kendilerini değerlendirme
puanlarının aritmetik ortalamaları ve standart sapma değerleri Tablo 4.1.4.1.’de
sunulmuştur:
Tablo 4.1.4.1. Öğrencilerin Türkçe Dersine Katılımlarına Yönelik Kendilerini
Değerlendirme Puanlarına İlişkin Betimsel Değerler
N X S
Ölçüm I 19 5.63 2.36 Ölçüm II 19 6.42 2.09 Ölçüm III 19 7.11 1.97 Ölçüm IV 19 7.84 1.83 Ölçüm V 19 8.53 1.61 Ölçüm VI 19 9.05 1.22
Tablo 4.1.4.1. incelendiğinde, öğrencilerin Türkçe dersine katılımlarına yönelik
kendilerini değerlendirme puanlarının her ölçümde artış gösterdiği görülmektedir. Bu
puanlar arasında anlamlı bir fark olup olmadığını test etmek üzere yinelenmiş ölçümler
için tek yönlü varyans analizi uygulanmış, elde edilen sonuçlar Tablo 4.1.4.2.’de
verilmiştir.
101
Tablo 4.1.4.2. Öğrencilerin Türkçe Dersine Katılımlarına Yönelik Kendilerini
Değerlendirme Puanlarına İlişkin Yinelenmiş Ölçümler ANOVA Sonuçları
Varyansın Kaynağı
Kareler Toplamı Sd Kareler
Ortalaması F p Anlamlı Fark
Denekler Arası 322.772 18 17.932
47.444 .000
6~1,2,3,4,5 5~1,2,3,4 4~1,2,3 3~1,2 2~1
Ölçüm 158.886 5 31.777 Hata 60.281 90 .670
Toplam 541.939 113
“~” Ölçümler arasındaki farkı sembolize etmektedir.
Tablo 4.1.4.2.’ye göre, öğrencilerin altı farklı ölçümden aldıkları Türkçe dersine
katılımlarına yönelik kendilerini değerlendirme puanları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır [F (18, 5)= 47.444; p= .000]. Bu farkın hangi gruplar
arasında olduğunu belirlemek için Bonferroni ikili karşılaştırmalar testi uygulanmış,
yapılan bütün ölçümler arasında istatistiksel olarak anlamlı farkların olduğu
görülmüştür.
Sonuç olarak elde edilen bulgular, araştırmanın dördüncü denencesinde ileri
sürülen, öğrencilerin altı farklı zamanda ölçülen Türkçe dersine katılımlarına yönelik
kendilerini değerlendirme puanları arasında anlamlı bir fark olacağı yargısını
desteklemektedir.
4.2. Araştırma Sorularına İlişkin Bulgular
4.2.1. Araştırmanın Birinci Sorusuna İlişkin Bulgular
Araştırmanın birinci sorusu aşağıdaki gibi ifade edilmiştir.
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin sınıfta uygulanması ile
ilgili öğrenci görüşleri nelerdir?
Deney grubundaki 19 öğrenciye, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme
yönteminin sınıfta uygulanması ile ilgili görüşleri sorulmuştur. Görüşmeden elde edilen
bulgular aşağıdaki gibidir.
Görüşme yapılan öğrencilere, dersin ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle
işlenmesi hakkındaki görüşleri sorulduğunda, öğrencilerin tamamı kullanılan yöntemi
102
zevkli/eğlenceli bulduğundan, bu yöntemi “çok güzel/çok iyi bir yöntem” olarak
nitelendirmişlerdir. Öğrencilerden 9’u bu yöntem sayesinde Türkçe derslerini daha çok
sevdiklerini belirtmiş; 6’sı bu yöntemle ve grup çalışması sayesinde derse daha çok
katılma isteği duyduklarını söylemiştir. Öğrencilerin 4’ü ise derslerin, bu yönteme göre
işlenmesinin önceki Türkçe derslerine göre daha iyi olduğunu vurgulamışlardır.
Aşağıda öğrenci görüşlerinden örnekler yer almaktadır:
“Ben bu yöntemle Türkçe dersini daha çok sevmeye başladım. Bu yöntem biraz daha
bize göre oldu sanki. Şimdi etkinlikler ve kümelerle daha iyi oldu… (E12).”
“…Başarımı arttırdı. Küme çalışması beni memnun etti, eğlenceli geçti. Derse daha
çok katılma isteği duydum (E3).”
“Bence çok güzel ve eğlenceli oldu. Türkçe derslerini daha çok sevmeye başladım…
(K14).”
Türkçe derslerinde grupla çalışma konusundaki düşünceleri sorulduğunda,
öğrencilerin tamamı grupla çalışmayı “çok zevkli/çok güzel” olarak nitelendirmişlerdir.
Bu öğrencilerden 12’si arkadaşlarıyla işbirliği yaparak daha farklı, daha fazla bilgi
edindiklerini ve başarılarının arttığını; grupla çalışarak arkadaşlarıyla daha iyi
kaynaştıklarını, onları daha iyi tanıdıklarını ve iyi yönlerini gördüklerini söylemiştir.
Öğrencilerin 7’si grupla çalışarak tek başlarına başardıklarından daha fazlasını
başardıklarını; dayanışmayı, paylaşmayı, görev dağılımını, yardımlaşmayı ve birlikte
çalışmayı öğrendiklerini belirtmiştir. Aşağıda öğrenci görüşlerinden örnekler yer
almaktadır:
“Bu yöntemde arkadaşlarımızla işbirliği yaparak birçok şeyi gerçekleştirdik. Onlarla
daha iyi kaynaştım, onların iyi yönlerini gördüm (K5).”
“Benim yapamadıklarımı hep birlikte yapıyorduk. Grup arkadaşlarıma ben de yardım
ediyordum. Aynı zamanda dayanışma, paylaşma ve görev dağılımını öğrenmiş olduk
(K1).”
103
“Beraber fikirlerimizi paylaşarak tek başıma yapabileceğimden daha iyi şeyler
yaptığımı öğrendim. Gruplar, tek tek oturarak çalışmaktan daha eğlenceli oldu. Çünkü
tek başımıza başaramadığımız işleri grupla başardık (E11).”
Öğrencilere en çok sevdikleri iki etkinlik sorulduğunda, 11 öğrenci “duvar
gazetesi”, 6’sı “hikaye oluşturma”, 5’i “bilmece-bulmaca hazırlama”, 5 kişi “A’dan
Z’ye beyin fırtınası”, 4 öğrenci “fotoğraf oluşturma”, 4’ü de “balık kılçığı” etkinliğini
daha çok sevdiklerini söylemiştir. Öğrencilerin 3’ü ise “karış-don-eşleş” ve “iç-dış
çemberler”i sevdiklerini belirtmiştir.
Öğrencilere bu etkinlikleri niçin sevdikleri sorulduğunda ise 12 öğrenci
etkinlikleri “eğlenceli, güzel ve zevkli” olarak nitelendirmiş ve bu etkinlikleri bilgilerini
arttırdığı ve daha iyi öğrenmelerini sağladığı için sevdiklerini belirtmiştir.
Öğrencilerden 4’ü bu etkinlikleri hareketli olduğu için; 3’ü ise bu etkinlikler sayesinde
arkadaşlarıyla birlikte değişik fikirler ürettikleri için sevdiklerini söylemiştir. Aşağıda
öğrencilerin sevdikleri etkinliklere ilişkin görüşlerinden örnekler yer almaktadır:
“En sevdiğim etkinlikler, duvar gazetesi; araştırıp çok değişik bir şey ortaya çıktı,
farklı bilgilerden gazete yapmayı öğrendik…öykü oluşturmak da çok güzeldi, çok komik
şeyler ortaya çıktı. Karış-don-eşleş çok eğlenceli oldu, sınıf içinde gezdiğimiz ve
arkadaşlarımızla birlikte olduğumuz için hoşuma gitti … fotoğraf oluşturma da çok
hoşuma gitti. Çünkü, bedenimizi ve bedensel zekâmızı kullandık. Bilmece hazırlama da
çok hoşuma gitti (K5).”
“Mimar Sinan hakkında duvar gazetesi hazırlama, balık kılçığı, A’dan Z’ye beyin
fırtınası. Bu etkinlikler çok eğlenceli geçti (E3).”
Görüşme yapılan öğrencilere, sevmedikleri etkinlikler sorulduğunda,
öğrencilerin çoğu (12 kişi) sevmedikleri etkinliğin olmadığını, bütün etkinliklerin çok
güzel olduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin 4’ü, “ikili dönerli/dönerli okuma” etkinliğini,
arkadaşlarının okuduğunu anlamadıkları ve arkadaşlarının yavaş okumalarından
sıkıldıkları için sevmediklerini belirtirken; 3 öğrenci ise etkinliği tamamlamakta
zorlandıkları için “balık kılçığı” etkinliğini sevmediklerini söylemiştir. Aşağıda öğrenci
görüşlerinden örnekler yer almaktadır.
104
“Hiç sevmediğim etkinlik olmadı. Türkçe dersini çok seviyorum, bu uygulamayla daha
da çok sevdim (E19).”
“Dönerli okuma biraz kötüydü, arkadaşlarımın okumasını anlamıyordum, sınıftan da
gürültü geliyordu (K17).”
“Balık kılçığı etkinliğini, hepsi dolmadığı için sevmedim (K4).”
Öğrencilere, dersin bu yöntemle işlenmesi sırasında karşılaştıkları zorlukların
olup olmadığı sorulduğunda 13 öğrenci, grupla çalışmanın bazı zorlukları olduğunu,
arkadaşlarıyla anlaşmada bazen sorunlar yaşadıklarını; 4 öğrenci araştırma ödevlerini
yaparken sorunlar yaşadıklarını belirtmiştir. Öğrencilerden 2’si ise bilgi ve malzeme
yetersizliğinden dolayı zorlandıklarını söylemiştir. Aşağıda öğrenci görüşlerinden
örnekler yer almaktadır:
“Herkes farklı bir şey söyleyince karışıklık çıkıyordu bazen. Arkadaşlarımla iyi
geçinemediğim zaman, arkadaşlarım derse katılmadığında, fikir uyuşmazlığı çıktığında
biraz zorlandım (K13).”
“Araştırma ödevlerini yaparken zorlandım… Kümemizde kavgalar oldu bazen, duvar
gazetesi hazırlarken zorlandık, elimizde fazla materyal yoktu (E11).”
Görüşmenin ikinci bölümünde öğrencilere, Türkçe dersine yönelik görüşleri
sorulmuştur. İlk olarak, bu çalışmadan önceki Türkçe dersleri ile ilgili
görüşleri/duyguları sorulduğunda; öğrencilerden 11’i, Türkçe derslerini pek
sevmediğini; derste hep aynı şeyleri yaptıklarını belirtirken; 2 öğrenci ise Türkçe’nin en
sevmediği ders olduğunu söylemiştir. Öğrencilerden 2’si Türkçe’nin en sevdiği ders
olduğunu, 2’si sevdiği derslerden biri olduğunu belirtirken; 2 öğrenci dersi önceden
sevdiğini ama ilgisinin azalmaya başladığını belirtmiştir. Aşağıda öğrencilerin Türkçe
derslerine ilişkin görüşlerinden örnekler yer almaktadır:
“Önceden deftere yaz, soru cevap, anlamını bilediğin kelimeleri bul gel şeklinde
oluyordu dersler. Eğlenmiyorduk ve hep aynı şeyleri yapıyorduk (E9).”
105
“Ben Türkçe derslerini eskiden çok seviyordum. Sonra ilgim biraz azaldı…(K10).”
Sekiz haftalık uygulama sonundaki Türkçe dersleriyle ilgili duygu ve
düşünceleri sorulduğunda, öğrencilerin çoğu (13 öğrenci), Türkçe derslerini daha çok
sevmeye başladıklarını söylerken; 6 öğrenci Türkçe derslerini eğlenceli, zevkli ve güzel
bir ders olarak nitelendirmişlerdir. Aşağıda öğrenci görüşlerinden örnekler yer
almaktadır:
“Türkçe dersini çok seviyorum ben şimdi. Eskisinden katlarca daha çok seviyorum
(E3).”
“Şu an ki Türkçe dersleri benim için mükemmel diyebilirim. Çünkü artık Türkçe dersleri
öyle bir boyuta geldi ki, Türkçe dersi deyince aklıma gelen şeyler; zekâ alanları,
etkinlikler, eğlence, arkadaşlarımla dayanışma içinde olma, grup çalışması geliyor
aklıma. Eskisinden çok daha fazla seviyorum şu an Türkçe derslerini (K6).”
“Sizinle ders yapmaya başlayınca Türkçe eğlenceli ve zevkli bir ders haline
geldi…Türkçe dersleri daha da güzelleşti, sanki süslediler Türkçe dersini. Şimdi en
sevdiğim ders Türkçe dersi oldu… (K13).”
Sekiz hafta boyunca işlenen Türkçe derslerini, diğer derslerle karşılaştırması
istendiğinde, 10 öğrenci her şeyin grup olarak, işbirliği içinde yapılmasının; 9 öğrenci
de etkinliklerin olmasının farklı olduğunu belirtmiştir. Bu öğrencilerin 7’si ayrıca, bu
dersin diğerlerinden daha zevkli, eğlenceli ve öğretici olduğunu söylemiş; 2 öğrenci
diğer derslerden farklı olarak bu derste farklı zekâ alanlarını kullandıklarını belirtmiş;
2’si de bedenlerini daha çok kullandıklarından söz etmişlerdir. Aşağıda öğrenci
görüşlerinden örnekler yer almaktadır:
“En önemlisi bu derste işbirliği yapıyoruz, diğerlerinde böyle bir şey olmuyor. İkincisi
bu derste diğerlerine göre daha fazla etkinlik yapıyoruz. Etkinlik olunca daha iyi
öğreniyoruz…çok daha zevkli ve eğlenceli oluyor. En önemli fark işbirliği yapmamız;
diğer derslerde arkadaşlarımızla konuşmuyoruz bile (E9).”
106
“Diğer dersleri işbirliği ve dayanışma içinde yapmıyorduk, kümede herkesin fikirleri
öğreniliyor. Diğer dersler tek bir zekâ üzerine şeyler yapılıyor ama Türkçe dersinde
farklı zekâ alanlarımızı kullanıyoruz (K10).”
Öğrencilere bu çalışmaya başlamadan önceki Türkçe derslerini düşündüklerinde,
hangi zekâ alanını/alanlarını kullandıkları sorulduğunda, en çok sözel-dilsel ve
matematiksel-mantıksal zekâ (11 öğrenci); daha sonra içsel (5 kişi) ve görsel zekâ
alanlarının (3 kişi) kullanıldığı belirtilmiştir. Aşağıda öğrenci görüşlerinden örnekler yer
almaktadır:
“Mantıksal zekâ kullanıyorduk; genellikle zekâ soruları çözüyorduk. Görsel zekâ
kullanıyorduk; resim çizmeyle ilgili. Sözel zekâyı; parçayı okuyarak, anlayarak soruları
yaptığımız için (E8).”
“Mantıksal ve sözel zekâ. Bu kadar çok zekâ alanı kullanmıyorduk o zamanlar.
Öğretmen sadece o ders hakkındaki düşüncelerimizi alıyordu ve Türkçeyle ilgili sadece
dilbilgisi işliyorduk (K7).”
Öğrencilere, Türkçe dersleri ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle
işlenirken, hangi zekâ alanlarını daha çok kullandıkları sorulduğunda, 6 öğrenci bu
derslerde bütün zekâ alanlarını kullandıklarını söylerken, 5 öğrenci bedensel zekâyı, 5
öğrenci sosyal zekâyı ve 3’ü ise doğa zekâsını daha çok kullandıklarını belirtmişlerdir.
İkinci olarak en çok kullanılan zekâ alanlarının ise sözel (5 öğrenci), içsel (4 öğrenci) ve
görsel zekâ (4 öğrenci) alanları olduğu belirtilmiştir. Aşağıda öğrenci görüşlerinden
örnekler yer almaktadır:
“Hepsini kullandık, en çok, görsel (kafamızda canlandırmalar yaptık), bedensel
(vücudumuzu kullanarak birçok etkinlik yaptık, fotoğraf oluşturduk), sözel (kümede
neler konuşulduğunu kalkıp söylüyorduk, kendi düşüncelerimizi anlatıyorduk), içsel
(kendimizi yansıtan şeyler söylüyorduk, yazıyorduk) ve sosyal zekâyı (arkadaşlarımızla
paylaşıyorduk fikirlerimizi) kullandık (K18).”
“…sosyal zekâ bunun amacı gibi duruyor; zaten küme çalışması yapıyoruz (E9).”
107
“Sosyal zekâ (arkadaşlarımızla dayanışma içindeydik, birlikte bir şeyler başardık) ve
sözel zekâ (E15).”
Türkçe dışındaki derslerde en çok kullandıkları zekâ alanları sorulduğunda, 9
öğrenci, dersten derse değiştiğini belirterek; matematik dersinde matematiksel-
mantıksal; Türkçe ve sosyal derslerinde sözel; fen dersinde doğa; beden eğitimi
dersinde bedensel; müzik dersinde müziksel; resim dersinde görsel zekâ alanlarını daha
çok kullandıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerden 5’i matematiksel-mantıksal, 3’ü sözel
ve 2’si içsel zekâ alanlarını kullandıklarını söylemişlerdir. Aşağıda öğrenci
görüşlerinden örnekler yer almaktadır:
“Matematikte matematiksel-mantıksal; beden eğitiminde bedensel; müzikte müziksel;
resimde görsel zekâmı kullanıyorum; fen ve sosyalde mantıksal, diğer derslerde daha
çok mantıksal zekâmı kullanıyorum (E3).”
“Diğer derslerde mantıksal ve sözel zekâmızı çok kullanıyoruz… Mantık yürütüp,
anlatım yapıyoruz (K2).”
4.2.2. Araştırmanın İkinci Sorusuna İlişkin Bulgular
Araştırmanın ikinci sorusu aşağıdaki gibi ifade edilmiştir.
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin sınıfta uygulanması ile
ilgili öğrenci görüşleri süreç içerisinde farklılık göstermiş midir?
Deney grubundan görüşme yapılan 19 öğrencinin “Grup Çalışmalarını
Değerlendirme Formu”ndan elde edilen veriler içerik analizi kullanılarak
çözümlenmiştir. Formdan elde edilen bulgular Tablo 4.2.2.’de verilmiştir.
108
Tablo 4.2.2. Çoklu Zekâ Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yönteminin
Sınıfta Uygulanması ile İlgili Öğrenci Görüşleri
* Parantez içindeki sayılar, aynı görüşü paylaşan öğrenci sayısını belirtmektedir.
2. - 3. Hafta 4. - 5. Hafta 6. - 7. Hafta
Grupla çalışmaya ilişkin duygu ve düşünceler
- Grupla çalışmak zevkli/eğlenceli oluyor (6)* - Yardımlaşma ve dayanışma içindeyiz (5)* - Arkadaşlarımla bir şeyler yapmaktan hoşlanıyorum (5)* - Bazı arkadaşlarımdan dolayı grupla çalışmayı çok sevmedim (3)*
- Grupla çalışmak çok zevkli/eğlenceli oluyor (7)* - Yardımlaşma ve dayanışma içindeyiz (4)* - Arkadaşlarımla tartışmayı/çalışmayı seviyorum (3)* - Grupla ortaya güzel şeyler çıkıyor (3)* - Her işi tek bir kişi yapıyor (2)*
- Grupla çalışmak çok zevkli/eğlenceli oluyor (8)* - Küme arkadaşlarım bana yardımcı oluyor, bilmediklerimi öğretiyor (5)* - Kümemi ve kümece çalışmayı çok seviyorum (6)* - Kümece eğlenerek değişik şeyler ortaya çıkarıyoruz, daha fazla şey kazanıyorum (4)*
Grupla çalışarak edinilen kazanımlar
- Arkadaşlarımı daha iyi tanıdım/ arkadaşlık ilişkilerim gelişti (7)* - Bilmediklerimi arkadaşlarımla paylaşarak öğrendim (4)* - Yardımlaşmanın ve dayanışmanın önemini öğrendim (3)* - Takım ruhum gelişti (3)*
- Arkadaşlarımı daha iyi tanıdım (2)* - Paylaşma/dayanışma duygum gelişti (6)* - Yaratıcılığım gelişti. - Hızlı düşünme becerim gelişti. - Görüşlerimden utanmamam gerektiğini öğrendim.
- Arkadaşlarımı daha iyi tanıdım/onlarla daha iyi kaynaştım (8)* - Yardımlaşma/dayanışmayı öğrendim (3)* - Çeşitli zekâlarda geliştim (2)* - Bilgileri, eşyaları, düşünceleri arkadaşlarımla paylaşmayı öğrendim.
En çok sevilen etkinlikler
- Masal oluşturma (9)* - Atasözü bulmacası (6)* - Afiş hazırlama (4)* - Bilenin etrafını çevir (3)*
- Duvar gazetesi (12)* - Şarkı yazma (9)* - İç-dış çemberler (7)* - Bilmece hazırlama (5)* - 5N1K (3)*
- Karış-don-eşleş (12)* - Bulmaca hazırlama (8)* - Duvar gazetesi (7)* - Fotoğraf oluşturma (3)*
Sevilmeyen etkinlikler
- Afiş hazırlama (3)* - İkili dönerli/dönerli okuma (2)*
- Duvar gazetesi (4)* - Balık kılçığı (2)*
- Dönerli okuma (3)*
Zorlanılan etkinlikler
- Atasözü bulmacası (8)* - Afiş hazırlama (3)*
- A’dan Z’ye beyin fırtınası (9)* - Duvar gazetesi (6)* - 5N1K (2)*
- Duvar gazetesi (4)* - Bulmaca hazırlama (2)* - İkili denetim (2)*
En çok kullanılan zekâ alanları
Matematiksel-mantıksal zekâ Sözel zekâ İçsel zekâ
Matematiksel-mantıksal zekâ Sözel zekâ İçsel zekâ Sosyal zekâ
Matematiksel-mantıksal zekâ Sosyal zekâ İçsel zekâ Bedensel-kinestetik zekâ Doğacı zekâ
109
Tablo 4.2.2.’de çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin sınıfta
uygulanması ile ilgili öğrenci görüşleri yer almaktadır. Türkçe derslerinin grupla
çalışması yapılarak işlenmesine ilişkin görüşleri incelendiğinde öğrencilerin, grupla
çalışmayı zevkli ve eğlenceli buldukları, kendilerini yardımlaşma ve dayanışma içinde
hissettikleri, derste arkadaşlarıyla birlikte bir şeyler yapıyor olmaktan hoşlandıkları
görülmektedir. İlk haftalarda, bazı öğrencilerin grup arkadaşlarıyla anlaşmakta
zorlandıkları ve bu sebeple derste kullanılan yöntemi benimseyemedikleri
gözlenmektedir. Yine ilk haftalarda, görev dağılımının yapılmadığı kümelerde, işleri
bir-iki kişinin üstlendiği, bu durumun diğerleri tarafından hoş karşılanmadığı
belirtilmiştir. Daha sonraki haftalarda, grupla çalışmayı zevkli ve eğlenceli bulanların
sayısının arttığı görülmektedir.
Öğrencilerden, Türkçe derslerinde grup çalışması yapmanın bu hafta kendilerine
neler kazandırdığını yazmaları istendiğinde, öğrenciler bu yöntem sayesinde
arkadaşlarını daha iyi tanıdıklarını, arkadaşlık ilişkilerinin geliştiğini ifade etmişlerdir.
Ayrıca bu yöntem sayesinde, öğrencilerin bilmediklerini arkadaşlarından öğrendiklerini,
paylaşma ve dayanışmanın önemini fark ettikleri görülmektedir.
Her hafta yapılan etkinlikler birbirinden farklı olduğundan, öğrencilerin
sevdikleri etkinlikler de farklılık göstermektedir. Öğrencilerin en çok sevdikleri
etkinlikler, ilk iki hafta için; masal oluşturma, atasözü bulmacası, afiş hazırlama, bilenin
etrafını çevir; dördüncü ve beşinci hafta için; duvar gazetesi, şarkı yazma, iç-dış
çemberler, bilmece hazırlama, 5N1K; altıncı ve yedinci hafta için; karış-don-eşleş,
bulmaca hazırlama, duvar gazetesi, fotoğraf oluşturma etkinlikleri olmuştur.
Öğrencilerin sevmediği etkinlikler, afiş hazırlama, ikili dönerli/dönerli okuma,
duvar gazetesi ve balık kılçığıdır. Zorlandıkları etkinlikler ise, atasözü bulmacası, afiş
hazırlama, A’dan Z’ye beyin fırtınası, duvar gazetesi, 5N1K ve ikili denetim olarak
belirtilmiştir.
Öğrencilerin Türkçe derslerinde genel olarak en çok kullandıkları zekâ alanları;
matematiksel-mantıksal, sözel, içsel ve sosyal zekâdır.
110
V. BÖLÜM
TARTIŞMA VE YORUM
Bu bölümde, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemi ile 2005-
2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretimin öğrencilerin
akademik başarıları ve derse yönelik tutumları üzerindeki etkisine ilişkin bulgular ve
öğrencilerin görüşleri tartışılmıştır.
5.1. Akademik Başarı
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin beşinci sınıf
öğrencilerinin okuduğunu anlama başarısı üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla,
deney ve kontrol gruplarının başarı testi öntest-sontest toplam puanları üzerinde
istatistiksel işlem olarak kovaryans analizinden yararlanılmıştır. Kovaryans analizi
sonuçları, öntest toplam puanları kontrol altına alındığında, grupların sontest toplam
puanları açısından gruplama ana etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir (Tablo
4.1.1.2). Bonferroni ikili karşılaştırma sonuçları, farkın ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yönteminin uygulandığı deney grubu lehine olduğunu ortaya çıkarmıştır. Öğrencilerin,
Türkçe dersindeki başarılarına yönelik kendilerini değerlendirme puanları
incelendiğinde de, kullanılan bu yöntemin başarılarını arttırdığını düşündükleri ortaya
çıkmıştır. Bu nedenle ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin, 2005-2006 Türkçe
öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretime göre akademik başarıyı arttırmada
daha etkili olduğu söylenebilir. Bu bulguya paralel olarak, Susar da (2006), ilköğretim
dördüncü sınıf Türkçe dersinde yaptığı çalışmada, ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yönteminin okuduğunu anlama başarısını arttırmada etkili olduğunu bulmuştur.
Literatür incelendiğinde, Kuzniewski, Sanders, Smith, Swanson, Urich (1998);
Sharp, Ashby (2002); Janes, Koutsopanagos, Mason, Villaranda (2000) ve Hubbard,
Newel (1999) tarafından yapılan çalışmalarda da kubaşık öğrenmenin ve çoklu zekâ
kuramı destekli öğretimin birlikte kullanılmasının, geleneksel yönteme göre
öğrencilerin okuduğunu anlama başarısını arttırmada etkili olduğu bulunmuştur. ÇZK
destekli öğretimin ve kubaşık öğrenme yönteminin ayrı ayrı kullanıldığında da
okuduğunu anlama başarısı üzerinde etkili olduğunu gösteren çalışmalara
rastlanmaktadır. Cobb (2001), Uhlir (2003), Gaines ve Lehman (2002), çoklu zekâ
111
kuramına göre hazırlanan öğretim etkinliklerinin; Yaman (1999), Aksakal (2002),
Caposey ve Heider (2003), Chapman (1991), Wilson (1991) ve Smith (2005) ise
kubaşık öğrenmenin okuduğunu anlama başarısını anlamlı bir şekilde arttırdığını
belirtmişlerdir.
Grup içerisinde yardımlaşmayı, fikir alışverişinde bulunmayı, ortak kararlar
almayı gerektiren bir süreç olan kubaşık öğrenmede öğrencilerin, ortak bir amaç için,
bir metin üzerinde işbirliği yaparak çalışmaları, okuduklarını daha iyi anlamalarını
sağlayabilir. Bromley ve Modlo’nun (1997) çalışmaları da dikkate alınarak, kubaşık
kümelerinde öğrencilerin verdikleri cevapları nasıl buldukları konusunda
konuşmalarının, kullandıkları süreçleri incelemelerinin ve nasıl öğrendikleriyle ilgili
farkındalık oluşturmalarının öğrencilerin okuduğunu anlama başarısını arttırmada etkili
olduğu söylenebilir. Kubaşık öğrenmeyle ilgili olarak yapılan deneysel çalışmaların
yanı sıra meta analiz çalışmaları da (Newmann ve Thompson, 1987; Johnson ve
Johnson, 1989; Johnson, Johnson ve Stanne, 2000; Tarım, 2003), kubaşık öğrenmenin
geleneksel öğretimden daha etkili olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Küme çalışmaları, bütün küme elemanlarının katılımı ile tamamlandığından,
kümedeki herkesin derse aktif olarak katılımını sağlamaktadır. Etkinliklerin eksiksiz bir
şekilde tamamlanabilmesi için, öğrencilerin küme içinde, üstlerine düşen bütün
görevleri yerine getirmeleri gerekir. Okuma ve anlama çalışmaları ele alındığında, tüm
sınıf öğretiminde derste birkaç öğrencinin katılımı ile cevaplanabilen sorular, küme
içinde herkesin katılımı ile cevaplanır. Öğrencilerin okuduğunu anlama başarılarının
artması, derste her öğrencinin metni okuma fırsatı bulmasına ve okuduğunu anlama
çalışmalarına aktif bir şekilde katılmasına bağlanabilir.
Bu bulguyu destekler nitelikte, yapılan araştırmalar da, öğrencilerin birlikte
çalışmalarının, paylaşımda bulunmalarının ve derslerde yapılan etkinliklere ve sürece
aktif olarak katılmalarının okuduğunu anlama becerisini geliştirdiğini, okudukları
parçayı daha iyi anlamalarına yol açtığını ortaya çıkarmıştır (Demirel, Arslan, Epçaçan,
Diker, Çoşkuner ve Seçkin, 2005; Smith, 2005; Chapman, 1991; Wilson, 1991;). Smith
(2005) ve Barkley’in (2005) çalışmaları dikkate alınarak, öğrencilerin okudukları veya
okunan metin hakkında birbirleriyle konuşmalarına, tartışmalarına ve okuduklarından
anladıklarını çeşitli yollarla anlatmalarına ve bu tartışma ortamında öğrencilerin metinle
112
ilgili düşüncelerini ve duygularını çekinmeden birbirlerine söyleyebilmelerine fırsat
tanıyan kubaşık öğrenmenin, öğrencilerin başarılarını arttırmada önemli bir faktör
olduğu söylenebilir. Buna ek olarak, kubaşık öğrenmenin, sınıftaki yarışmacı ortamı
azaltıp, öğrenciye grup başarısı için öğrenme sorumluluğu vermesi de başarıyı
arttırmada etkili olabilir (Wilson, 1991). Dolayısıyla öğrencilerin bireysel farklılıklarını
dikkate alarak öğretim ortamını zenginleştiren ÇZK’nın da kubaşık öğrenmeyle birlikte
işe koşulmasının, başarı üzerindeki bu olumlu etkiyi arttırmada önemli bir rolü olduğu
söylenebilir.
Reidel, Tomaszewski ve Weaver (2003), ÇZK’ya dayalı etkinliklerin
kullanılmasının, öğrencilerin okudukları metinle daha fazla ilgilenmelerine, bu durumun
da öğrencilerin daha iyi motive olmalarına yol açtığını belirtmişlerdir. Ayrıca, derste
kullanılan çoklu zekâ etkinliklerinin öğrenci performansını ve başarısını arttırdığını
ifade etmişlerdir. Hubbard ve Newel (1999) ise ÇZK’nın öğrencilerin öğrenmeleri için
farklı yollar sağladığını, öğrencilerin verilen bilgiyi pasif alıcı konumdan kurtarıp,
öğrenmenin içine dahil ettiğini; Janes, Koutsopanagos, Mason ve Villaranda (2000), ise
ÇZK’nın öğrencilerin öğrenmeleri ile ilgili tercihlerinin olması anlamına geldiğini
belirtmişlerdir. Bu bağlamda, öğrencilerin oturarak değil, yaparak öğrendikleri dikkate
alındığında, ÇZK ve kubaşık öğrenmenin bir arada ele alınması sonucu, öğrencilere
anladıklarını farklı yollarla ifade etmelerini sağlayacak fırsatlar ortaya çıkmakta ve
öğrenciler öğrenme sürecine dahil edilmektedir (Hubbard ve Newel, 1999). Uhlir’in de
(2003) belirttiği gibi, metinle ilgili çalışmalarda kullanılan farklı etkinliklerin (hikaye
haritası, balık kılçığı, duvar gazetesi, şiir/şarkı yazma, bilmece oluşturma, fotoğraf
oluşturma), öğrencilerin sahip oldukları baskın zekâ alanlarını kullanarak metni
anlamalarına yardım ettiği söylenebilir. Bu etkinliklerin küme içerisinde etkileşim
halinde yapılması, öğrencilerin bilgiyi yapılandırmasında ve dolayısıyla başarılarının
artmasında etkili olabilir.
5.2. Türkçe Dersine İlişkin Tutum
Türkçe dersine ilişkin tutum, bu araştırmada ikinci bağımlı değişken olarak ele
alınmıştır. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin beşinci sınıf öğrencilerinin
Türkçe dersine ilişkin tutum puanları üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla, deney ve
kontrol gruplarının tutum öntest-sontest puanları üzerinde istatistiksel işlem olarak
kovaryans analizinden yararlanılmıştır. Kovaryans analizi sonuçları (Tablo 4.1.2.2.),
113
öntest puanları kontrol altına alındığında, grupların sontest puanları açısından gruplama
ana etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir. Bonferroni ikili karşılaştırma sonuçları,
farkın ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubu lehine
olduğunu göstermiştir.
Çoklu zekâ kuramı destekli öğretimin ve kubaşık öğrenme yönteminin
öğrencilerin derse ilişkin tutumlarını olumlu yönde geliştirmede etkili olduğu birçok
araştırma (Ellison, 1992; Emig, 1997; Bümen, 2001; Demirel, Akınoğlu, Acat,
Avanoğlu, Bağcıoğlu ve ark, 1998; Güneş, 2002; Oral, 2000; Arslan ve Şahin, 2004,
Acosta, 2004) bulgusuyla desteklenmektedir.
ÇZK ile desteklenmiş kubaşık öğrenme etkinlikleri, öğrencilerin derse aktif bir
şekilde ve eğlenerek katılmalarını sağlamıştır. Bu bulguyu destekler nitelikte
öğrencilerle yapılan görüşmelerde, bu yöntem sayesinde Türkçe derslerini daha çok
sevmeye başladıklarını, derse daha çok katılma isteği duyduklarını, işbirliği yaparak
daha fazla bilgi edindiklerini ve arkadaşlarıyla daha iyi kaynaştıklarını belirtmeleri,
öğrencilerin derse ilişkin olumlu tutum geliştirdikleri şeklinde yorumlanabilir.
Öğrencilerin, derse katılımları ile ilgili kendilerini değerlendirme puanları
incelendiğinde de, öğrencilerin kullanılan yöntem sayesinde derse katılımlarının
arttığını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin, sınıf içi çalışmalara büyük bir
istekle katıldıkları ve kullanılan yönteme ilişkin olumlu görüş belirttikleri göz önüne
alındığında, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin öğrencilerin derse ilişkin
tutumlarını olumlu yönde geliştirmede etkili olduğu söylenebilir.
Bromley ve Modlo (1997), öğrencilerin kümelerde ortak bir hedef için
çalıştıklarında dil dersleri ve öğrenme konusunda daha istekli hale geldiklerini
belirtmişlerdir. Kagan, Kagan ve Kagan da (2000), oluşturulan öğrenme ortamının
öğrencilerin başarılı olmalarında etkili olduğunu belirtmiş ve öğrenme ortamının
öğrencilerde ait olma ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip olması gerektiğini
vurgulamışlardır. Bu bağlamda, öğrencilerin farklı yönlerini birbirleriyle paylaşmalarına
olanak tanıyan kubaşık öğrenme yönteminin, öğrencilerin bu ihtiyaçlarını
karşılamasından dolayı derse ilişkin tutumlarını olumlu yönde etkilediği söylenebilir.
114
5.3. Öğrenci Görüşleri
Deney grubundaki 19 öğrenciye, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme
yönteminin sınıfta uygulanması ile ilgili görüşleri sorulmuştur. Öğrencilerin bu sorulara
verdikleri cevaplar değerlendirildiğinde, öğrencilerin, kullanılan yöntemi
zevkli/eğlenceli buldukları, bu yöntem sayesinde Türkçe derslerini daha çok sevdikleri
ve derse daha çok katılma isteği duydukları görülmüştür. Bu çalışma öncesinde, derste
hep aynı şeyleri yaptıklarından dolayı, Türkçe derslerini pek sevmediklerini söyleyen
öğrenciler de dahil olmak üzere, öğrencilerin sekiz haftalık uygulama sonundaki Türkçe
dersleriyle ilgili duygu ve düşüncelerinin olumlu yönde değiştiği gözlenmektedir.
Yapılan diğer çalışmalarda da (Cluck ve Hess, 2003; Caposey ve Heider, 2003;
Azar, Presley ve Baklaya, 2006; Ayaydın, 2002; Temur, 2001, Yangın 1999, Korkmaz,
2001; Yıldırım, 2006) kubaşık öğrenme ve çoklu zekâ temelli etkinliklerin öğrencilerin
dersi daha çok sevmelerine, dersten zevk almalarına ve derse katılımlarını arttırmada
etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kubaşık öğrenme ve ÇZK’ya dayalı etkinliklerin
öğrencilerin duyuşsal özelliklerinde olumlu değişikliklere yol açtığı ifade edilmiştir
(Oral, 2000; Coşkungönüllü, 1998; Tarım, 2001; Yılmaz, 2002; Suarez, 2002, Açıkgöz,
1990, Sharan, 1980, Slavin, 1980, 1987).
Yapılan görüşmede öğrenciler, Türkçe derslerinde grupla çalışarak ve işbirliği
yaparak daha farklı, daha fazla bilgi edindiklerini ve başarılarının arttığını;
arkadaşlarıyla daha iyi kaynaştıklarını, onları daha iyi tanıdıklarını ve iyi yönlerini
gördüklerini vurgulamış; dayanışmayı, paylaşmayı, görev dağılımını, yardımlaşmayı ve
birlikte çalışmayı öğrendiklerini belirtmişlerdir.
Bu bulgulara paralel olarak; Bromley ve Modlo da (1997) kubaşık öğrenmenin
uygulandığı sınıflarda yaptıkları görüşmelerde öğrenciler, kubaşık öğrenme
etkinliklerini eğlenceli ve öğretici bulduklarını, bu yöntem sayesinde birlikte çalışmayı
öğrendiklerini, düşüncelerini birbirleriyle paylaşma fırsatı bulduklarını, sosyal
becerilerinin ve dersteki başarılarını arttırdığını düşündüklerini ifade etmişlerdir.
Beuscher, Keuer, Muehlich ve Tyra ise (1997), ÇZK ve kubaşık öğrenmenin,
öğrencilerin sosyal becerilerini ve üst düzey düşünme becerilerini geliştirdiğini
belirtmişlerdir. Ayrıca Demirel ve ark (1998), ÇZK’nın, öğrencilerin birbirlerinin
115
kişisel özellikleri konusunda bilgi sahibi olmalarında yardımcı olduğunu
vurgulamışlardır.
Görüşmeden elde edilen bir diğer bulguda öğrenciler, en çok sevdikleri
etkinlikler olarak; “duvar gazetesi, hikaye oluşturma, bilmece-bulmaca hazırlama,
A’dan Z’ye beyin fırtınası, fotoğraf oluşturma, balık kılçığı, karış-don-eşleş ve iç-dış
çemberler” etkinliklerini saymışlardır. Öğrenciler, bu etkinlikleri bilgilerini arttırdığı ve
daha iyi öğrenmelerini sağladığı için sevdiklerini belirtmiştir. Bunların yanı sıra “ikili
dönerli / dönerli okuma” etkinliği, arkadaşlarının okuduğunu anlamadıkları ve
arkadaşlarının yavaş okumalarından sıkıldıkları için sevilmeyen etkinlikler olarak
belirtilmiştir. Öğrencilerin sevdikleri ve sevmedikleri etkinliklerin, yapılan haftalık
değerlendirmelerde de hemen hemen aynı olduğu görülmektedir.
Öğrenciler, bu çalışmaya başlamadan önce Türkçe derslerinde, en çok sözel ve
matematiksel-mantıksal; daha sonra içsel ve görsel zekâ alanlarının kullandıklarını
belirtirken; ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı derslerde, bedensel,
sosyal ve doğa zekâlarını daha çok kullandıklarını vurgulamışlardır. Susar da (2006)
yaptığı çalışmada benzer sonuçlara ulaşmıştır.
Sonuç olarak, öğrenciler için zevkli bir yöntem olan ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yönteminin, dersin daha çok sevilmesinde ve öğrencilerin derse katılımlarını
arttırmada etkili olduğu söylenebilir. Öğrencilerin Türkçe dersinde okuduğunu anlama
başarılarını ve derse ilişkin tutumlarını arttırmada, ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemi kullanılabilir.
5.4. Grup Çalışmalarını Haftalık Değerlendirme
Her haftanın sonunda doldurulan grup çalışmalarını değerlendirme formları
incelendiğinde, grupla çalışmayı zevkli/eğlenceli bulan öğrencilerin sayısının süreç
içerisinde arttığı görülmektedir. Ayrıca ilk haftalarda görülen, grup çalışmasına ilişkin
olumsuz ifadelerin son iki haftada yerini olumlu düşüncelere bıraktığı gözlenmektedir.
Öğrencilerin, grup çalışmasına ilişkin görüşlerinin ilerleyen haftalarda daha olumlu
olması kendilerini daha rahat hissetmelerine ve arkadaşlarını daha iyi tanımalarına
bağlanabilir.
116
Johnson ve Johnson (1984), kubaşık öğrenmenin öğrencilerin öğrenmelerine,
kendilerini daha rahat hissetmelerine, motivasyonlarının artmasına, öğrenilen konuya
ilişkin olumlu tutum geliştirmelerine, psikolojik olarak kendilerini daha sağlıklı
hissetmelerine ve arkadaşlarını farklılıkları ile kabul etmelerine yardımcı olduğunu
belirtmişlerdir. Araştırmalar, öğrencilerin akademik, duyuşsal ve sosyal gelişimlerini
hızlandırmak ve öğretmenlerin öğretimle ilgili sorunlarını ortadan kaldırmak için en
etkili yolun kubaşık öğrenme olduğunu göstermektedir (Sharan, 1980; Slavin, 1980).
Formlar incelendiğinde, her hafta en çok sevilen etkinliklerin, öğrencileri sınıfta
aktif hale getiren etkinlikler olduğu ortaya çıkmıştır. İkili dönerli ve dönerli okumanın
ilk ve son haftalarda sevilmeyen etkinlikler arasında yer aldığı görülmektedir. En çok
zorlanılan etkinliklerin aynı zamanda, en çok sevilen etkinler de olduğu dikkat
çekmektedir.
Grup çalışmalarını haftalık değerlendirme formlarından elde edilen verilerin
görüşme verileriyle tutarlı olduğu söylenebilir. Duvar gazetesi, hikaye oluşturma,
bilmece-bulmaca hazırlama, A’dan Z’ye beyin fırtınası, fotoğraf oluşturma, karış-don-
eşleş ve iç-dış çemberler öğrencilerle yapılan görüşmelerde de en çok sevilen etkinlikler
arasında yer alırken; ikili dönerli/dönerli okuma ve balık kılçığı sevilmeyen etkinlikler
olarak belirtilmiştir.
Öğrencilerin en çok kullandıklarını düşündükleri zekâ alanlarına ilişkin bulgular
incelendiğinde, matematiksel-mantıksal zekânın öğrenciler tarafından, her hafta en çok
kullanılan zekâ alanı olarak seçildiği görülmektedir. Ayrıca, en çok kullanılan zekâ
alanlarının, son haftalarda çeşitlilik gösterdiği gözlenmiştir. İlk haftalarda sözel ve
matematiksel-mantıksal zekâ alanları en çok kullanılan zekâ alanları olmasına rağmen
ilerleyen haftalarda, daha az kullanılmaya başlanmış; son iki haftada ise en son sırada
yer almıştır. Bu durum, öğrencilerin süreç içerisinde zekâ alanlarını daha iyi tanımış
olmalarına ve kendi zekâ alanları ile ilgili farkındalık düzeylerinin artmasına
bağlanabilir.
117
VI. BÖLÜM
SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu bölümde, araştırmanın bulgularına dayalı sonuçlar üzerinde durulmuştur.
Ayrıca araştırma bulguları çerçevesinde, hem uygulamaya hem de bu konuda çalışma
yapmak isteyen araştırmacılara yönelik önerilere yer verilmiştir.
6.1. Sonuçlar
Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar, araştırmanın denenceleri ve
sorularına paralel olarak iki bölümde incelenmiştir.
6.1.1. Araştırma Denencelerine İlişkin Sonuçlar
1. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubu ile
2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretimin
uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin, “okuduğunu anlama başarı testi” öntest
toplam puanları kontrol altına alındığında, sontest puanları arasında deney grubu lehine
anlamlı bir fark bulunmuştur. Başka bir deyişle, çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık
öğrenme yöntemi okuduğunu anlama başarısı üzerinde 2005-2006 Türkçe Dersi
Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretime göre daha etkili olmuştur.
Araştırmanın birinci denencesi doğrulanmıştır.
2. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubu ile
2005-2006 Türkçe Dersi Öğretim Programı doğrultusunda yapılan öğretimin
uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin, “Türkçe dersine ilişkin tutum ölçeği”
öntest toplam puanları kontrol altına alındığında, sontest toplam puanları açısından
deney grubu lehine anlamlı bir fark görülmüştür.
Araştırmanın ikinci denencesi doğrulanmıştır.
3. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubundaki öğrencilerin Türkçe dersindeki başarılarına yönelik kendilerini
değerlendirme puanları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Başka bir ifade ile ÇZK
118
destekli kubaşık öğrenme yöntemi öğrencilerin Türkçe dersindeki başarıları üzerinde
etkili olmuştur.
Araştırmanın üçüncü denencesi doğrulanmıştır.
4. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubundaki öğrencilerin Türkçe derslerine katılımlarına yönelik kendilerini
değerlendirme puanları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur. Başka bir deyişle, ÇZK
destekli kubaşık öğrenme yöntemi öğrencilerin Türkçe dersine katılımları üzerinde
etkili olmuştur.
Araştırmanın dördüncü denencesi doğrulanmıştır.
6.1.2. Araştırma Sorularına İlişkin Sonuçlar
1. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin sınıfta uygulanması ile ilgili
öğrenci görüşleri şunlardır.
• Öğrencilerin, kullanılan yöntemi zevkli/eğlenceli buldukları, bu yöntem
sayesinde Türkçe derslerini daha çok sevdikleri ve derse daha çok katılma isteği
duydukları görülmüştür. Öğrenciler, arkadaşlarıyla işbirliği yaparak daha farklı, daha
fazla bilgi edindiklerini ve başarılarının arttığını; grupla çalışarak arkadaşlarıyla daha
iyi kaynaştıklarını, onları daha iyi tanıdıklarını; dayanışmayı, paylaşmayı, görev
dağılımını, yardımlaşmayı ve birlikte çalışmayı öğrendiklerini belirtmişlerdir.
• Öğrencilerin en çok sevdikleri etkinlikler; “duvar gazetesi”, “hikaye oluşturma”,
“bilmece-bulmaca hazırlama”, “A’dan Z’ye beyin fırtınası”, “fotoğraf oluşturma”,
“balık kılçığı”, “karış-don-eşleş” ve “iç-dış çemberler” etkinlikleridir. Öğrenciler, bu
etkinlikleri bilgilerini arttırdığı ve daha iyi öğrenmelerini sağladığı için sevdiklerini
vurgulamışlardır. Bunların yanı sıra “ikili dönerli / dönerli okuma” sevilmeyen
etkinlikler olarak belirtilmiştir.
• Görüşmenin ikinci bölümünde öğrencilere, bu çalışmadan önceki Türkçe dersleri
ile ilgili görüşleri/duyguları sorulduğunda; öğrencilerden çoğu Türkçe derslerini pek
sevmediğini; derste hep aynı şeyleri yaptıklarını belirtmişlerdir. Sekiz haftalık
119
uygulama sonunda ise Türkçe derslerini daha çok sevmeye başladıklarını belirten
öğrenciler, Türkçe derslerini eğlenceli, zevkli ve güzel bir ders olarak
nitelendirmişlerdir.
• Öğrenciler, bu çalışmaya başlamadan önce Türkçe derslerinde, en çok sözel ve
matematiksel-mantıksal; daha sonra içsel ve görsel zekâ alanlarını kullandıklarını
belirtirken; ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı derslerde, bedensel,
sosyal ve doğa zekâlarını daha çok kullandıklarını vurgulamışlardır.
2. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin sınıfta uygulanması ile ilgili
süreç içerisindeki öğrenci görüşleri şunlardır.
• Öğrenciler, grupla çalışmayı zevkli ve eğlenceli bulduklarını, kendilerini
yardımlaşma ve dayanışma içinde hissettiklerini, derste arkadaşlarıyla birlikte bir şeyler
yapmaktan hoşlandıklarını belirtmişlerdir. İlk haftalarda, bazı öğrenciler grup
arkadaşlarıyla anlaşmakta zorlandıklarını söylerken; görev dağılımının yapılmadığı
kümelerde, işleri bir-iki kişinin üstlendiği belirtilmiştir. Daha sonraki haftalarda, grupla
çalışmayı zevkli ve eğlenceli bulanların sayısının arttığı görülmektedir.
• Öğrenciler, Türkçe derslerinde grup çalışması yaparak, arkadaşlarını daha iyi
tanıdıklarından, arkadaşlık ilişkilerinin geliştiğinden bahsetmişlerdir. Ayrıca bu yöntem
sayesinde öğrenciler, bilmediklerini arkadaşlarından öğrendiklerini, paylaşma ve
dayanışmanın önemini fark ettiklerini belirtmişlerdir.
• Öğrencilerin en çok sevdikleri etkinlikler, ilk iki hafta için; masal oluşturma,
atasözü bulmacası, afiş hazırlama, bilenin etrafını çevir; dördüncü ve beşinci hafta için;
duvar gazetesi, şarkı yazma, iç-dış çemberler, bilmece hazırlama, 5N1K; altıncı ve
yedinci hafta için; karış-don-eşleş, bulmaca hazırlama, duvar gazetesi, fotoğraf
oluşturma etkinlikleri olmuştur.
• Öğrencilerin sevmediği etkinlikler, afiş hazırlama, ikili dönerli/dönerli okuma,
duvar gazetesi ve balık kılçığı; zorlandıkları etkinlikler ise, atasözü bulmacası, afiş
120
hazırlama, A’dan Z’ye beyin fırtınası, duvar gazetesi, 5N1K ve ikili denetim olarak
belirtilmiştir.
• Öğrenciler Türkçe derslerinde en çok matematiksel-mantıksal, sözel, içsel ve
sosyal zekâyı kullandıklarını belirtmişlerdir.
6.2. Öneriler
6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler
1. Deney grubunda dörder kişilik 10 küme oluşturulmuştur. Oluşturulan
kümeler, her dört hafta bir değiştirilmiştir. Kümelerin ilk değiştirildiği gün, öğrencilerin
yeni kümelerine uyum sağlamakta zorluk çektikleri görülmüştür. Bunun engellenmesi
için, hazırlık çalışmaları daha uzun süre uygulanabilir ve öğrencilerin uyum sürecini
kolaylaştırıcı etkinliklerin sayısı arttırılabilir.
2. Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney
grubundaki öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda, ikili dönerli ve dönerli okuma
etkinliklerinin sevilmediği görülmüştür. Öğrenciler, bunun nedenini etkinlik sırasında
sınıftan gelen gürültüye bağlamışlardır. Bu etkinliğin, daha sağlıklı bir şekilde
yürütülmesi için sınıftaki gürültü düzeyinin kontrol altına alınmasına yönelik önlemler
geliştirilebilir.
6.2.2. Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler
1. Bu araştırma, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin ilköğretim beşinci
sınıf Türkçe dersindeki okuma becerisi üzerindeki etkileri ile sınırlıdır. Söz konusu
etkinliklerin diğer dil becerileri üzerindeki etkileri incelenebilir.
2. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin okuma becerisi üzerindeki
etkileriyle ilgili farklı öğretim kademlerinde ve farklı sınıflarda deneysel araştırmalar
yapılabilir.
3. Bu araştırmada, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin okuma becerisi
ve tutum üzerindeki etkileri incelenmiştir. Benzer çalışmalarda, bu yöntemin farklı
duyuşsal özellikler (benlik saygısı vb.) üzerinde etkili olup olmadığı araştırılabilir.
121
4. Bu araştırmada, veriler başarı testi, tutum ölçeği, görüşme ve haftalık
değerlendirme formundan yararlanılarak toplanmıştır. Benzer çalışmalarda, öğrenci
gelişim dosyaları, proje dosyaları vb. değerlendirme tekniklerinden yararlanılabilir.
5. Araştırmada, çoklu zekâ kuramı kubaşık öğrenme yöntemiyle birleştirilerek
kullanılmıştır. Benzer çalışmalarda, çoklu zekâ kuramı farklı öğretim yaklaşımlarıyla
birleştirilerek kullanılabilir (örneğin; ÇZK destekli proje tabanlı öğrenme) ve bu
yöntemler birbirleriyle karşılaştırılarak hangisinin daha etkili olduğu araştırılabilir.
6. Araştırmada, öğrencilerin çoklu zekâ alanlarına yönelik tercihleri kubaşık
öğrenme kümeleri oluşturulurken bir değişken olarak kullanılmıştır. Bundan sonraki
çalışmalarda öğrencilerin çoklu zekâ alanlarındaki değişim incelenebilir.
7. Kubaşık öğrenme yönteminin çoklu zekâ alanlarına yönelik tercihler
üzerindeki etkisi incelenebilir.
122
KAYNAKÇA
Acosta, M. R. (2004), “Does multiple intelligences based instruction have an effect on
students’ attitudes & achievement?”.
http://www.thewritingtutor.biz/articles/index.php#Action_Research. (01.05.2007)
Açıkgöz, K. (1990), “İşbirliğine dayalı öğrenme ve geleneksel öğretimin üniversite
öğrencilerinin akademik başarısı, hatırda tutma düzeyleri ve duyuşsal özellikleri
üzerindeki etkileri”, I. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, 25-28 Eylül 1990. Ankara:
A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi.
Aksakal, Ö.D. (2002), “İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Anadili (Türkçe) Eğitimine
Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü.
Aksan, D. (2000), Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, Ankara: Türk Dil Kurumu
Yayınları: 439.
Andrini, B. (1998), Cooperative Learning and Mathematics, San Clemente: Kagan
Cooperative Learning.
Armstrong, T. (1999), 7 Kinds of Smart: Identifying and Developing Your Multiple
Intelligences, Revised and updated edition, USA: Penguin Putnam Inc.
Armstrong, T. (2000), Multiple Intelligences in the Classroom, Second Edition,
Alexandria, Virginia USA: Association for Supervision and Curriculum
Development.
Armstrong, T. (2004), “Making the words roar”, Educational Leadership, 61(6), 78-82
Arslan, A. ve Şahin, T. Y. (2004), “Oluşturmacı yaklaşıma dayalı işbirlikli öğrenmenin
öğrencilerin duyuşsal öğrenmelerine etkileri”, XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri
Kurultayı, 06-09 Temmuz 2004, Malatya: İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi.
123
Avcıoğlu, H. (1993), “IOWA Sessiz Okuma Testi Düzey - 1 Formu’nun Uyarlama,
Geçerlik-Güvenirlik Çalışması”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara:
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Ay, S. (2003), “Okuma Stratejileri ile Çoklu Zeka Kuramının İlişkilendirilmesi”,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Ayaydın, A. (2002), “İlköğretim Okullarındaki Sanat (Resim-İş) Eğitiminde Çoklu
Zeka Kuramının Uygulanması”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Azar, A.; Presley, A. İ. ve Baklaya, Ö. (2006), “Çoklu zeka kuramına dayalı öğretimin
öğrencilerin başarı, tutum, hatırlama ve bilişsel süreç becerilerine etkisi”, Hacettepe
Eğitim Fakültesi Dergisi, 30, s.45–54.
Barkley, J. M. (2005), “Efficacy Beliefs and Reading Comprehension: Relations
between Middle Grades Teachers’ and Students’ Efficacy Beliefs, Outcome
Expectancies, and Students’ Reading Comprehension Performance”, Dissertation
Abstract International, 66(4), 1308.
Baştürk, M. (2004), Dil Edinim Kuramları ve Türkçe’nin Anadili Olarak Edinimi,
Ankara: PegemA Yayıncılık.
Batman, K.A. (2002), “Çok Boyutlu Zeka Kuramı Etkinlikleriyle Destekli Öğretimin
Erişi, Tutum ve Kalıcılığa Etkisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Baykul, Y. (1990), İlkokul Beşinci Sınıftan Lise ve Dengi Okulların Son Sınıfına Kadar
Matematik ve Fen Derslerine Karşı Tutumda Görülen Değişmeler ve Öğrenci
Yerleştirme Sınavındaki Başarı ile İlişkili Olduğu Düşünülen Bazı Faktörler,
Ankara: ÖSYM Yayınları.
124
Beuscher, S.; Keuer, L.; Muehlich, S. ve Tyra, C. (1997), “Improving student
engagement”, ERIC Document Reproduction Service, No: ED 411 958.
Bircan, İ.; Tekin M. (1989), “Türkiye’de okuma alışkanlığının azalması sorunu ve
çözüm yolları”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 22 (1). s.
393-410.
Bloom, B. S. (1979), İnsan Nitelikleri ve Okulda Öğrenme, Çev: D. A. Özçelik, Ankara:
Milli Eğitim Basımevi.
Bromley, K. ve Modlo, M. (1997), “Using cooperative learning to improve reading and
writing in language arts”, Reading & Writing Quarterly, 13 (1).
Burma, Ş. (2003), “Çoklu Zeka Kuramına Göre Öğretim Ortamlarının
Yapılandırılması”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: Atatürk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Bümen, N. (2001), “Gözden Geçirme Stratejisi ile Desteklemiş Çoklu Zeka Kuramı
Uygulamalarının Erişi, Tutum ve Kalıcılığa Etkisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi,
Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Bümen, N. T. (2004), Okulda Çoklu Zekâ Kuramı, İkinci Baskı, Ankara: PegemA
Yayıncılık.
Calderon, M. E. (1999), “Promoting language proficiency and academic achievement
through cooperation”, ERIC Document Reproduction Service. No: ED 436 983
Calp, M. (2005), Özel Öğretim Alanı Olarak Türkçe Öğretimi, Konya: Eğitim Kitabevi
Caposey, T.; Heider, B. (2003), “Improving reading comprehension through
cooperative learning”, ERIC Document Reproduction Service, No: ED 478 463.
125
Chapman, G. D. (1991), “The Effects of Cooperative Team Learning on Student
Achievement in Verbal Learning Strategies”, Dissertation Abstract International,
52(5), 1621.
Chen, M. L. (2004), “A Study of the Effects of Cooperative Learning Strategies on
Student Achievement in English as a Foreign Language in a Taiwan College”,
Dissertation Abstract International, 65(01), 57.
Chen, M. L. (2005), “The Effects of the Cooperative Learning Approach on Taiwanese
ESL Students' Motivation, English Listening, Reading, and Speaking
Competencies”, Dissertation Abstract International, 66(03), 875.
Chien, Y. C. (2004), “Incorporating Cooperative Learning in Taiwan English as a
Foreign Language (EFL) Classrooms”, Dissertation Abstract International, 65(09),
3311.
Cluck, M. ve Hess, D. (2003), “Improving student motivation through the use of the
multiple intelligences”, ERIC Document Reproduction Service, No: ED 479 864.
Cobb, B. B. (2001), “The Effect of Multiple Intelligences Teaching Strategies on the
Reading Achievement of Forth Grade Elementary School Students”, Dissertation
Abstract International, 62(08), 2686.
Cohen, L.; Manion, L. (1995), Research Methods in Education, Fourth Edition,
London: Routledge.
Coşkungönüllü, R.(1998), “The Effects of Multiple Intelligences Theory on Fifth
Graders’ Mathematics Achievement”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara:
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Çengeloğlu, G. D. (2005), “Çoklu Zeka Kuramına Göre Düzenlenen Hayat Bilgisi Dersi
Öğretim Etkinliklerinin Öğrenci Başarı ve Tutumuna Etkisi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Bolu: Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
126
Demircioğlu, H.; Güneysu, S. (2000), “Eğitimde yeni hedefler ve çoklu zeka
yaklaşımı”, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi, 1(2), 47-50.
Demirel, Ö. (1996), Türkçe Programı ve Öğretimi, Ankara: Şafak Matbaacılık.
Demirel, Ö. (1998), “Developing integrated skills through multiple intelligences in EFL
classrooms”, The fifth EFL Skills Conference, The American University in Cairo, 8-
10 December 1998, Egypt.
Demirel, Ö.; Akınoğlu, O.; Acat, M. B.; Avanoğlu, Y.; Bağcıoğlu, G.; Özkan, B.;
Sayan, H.; Sıvacı, S. Y.; Şahinel, S. ve Talu, N. (1998), “İlköğretimde çoklu zeka
kuramının uygulanması”, VII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, 9-11 Eylül 1998,
Cilt-1, 531-546, Konya: Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri
Bölümü.
Demirel, Ö. (1999), Kuramdan Uygulamaya Eğitimde Program Geliştirme, İkinci
Baskı, Ankara: PegemA Yayıncılık.
Demirel, Ö. (2000), Türkçe Öğretimi, Ankara: PegemA Yayıncılık.
Demirel, Ö.; Arslan, A.; Epçaçan, C.; Diker, Y.; Çoşkuner, P. ve Seçkin, H. (2005),
“Okuduğunu anlama becerilerine ilişkin standartlara ulaşmada etkin öğrenmenin
erişiye ve tutuma etkisi”, XIV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi Kongre Kitabı, c.2.
28-30 Eylül 2005, Denizli: Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi.
Doğan, B. (2002), “Strateji Öğretiminin, İşbirlikli ve Geleneksel Sınıflarda, Okuduğunu
Anlama Becerileri, Güdü ve Hatırda Tutma Üzerindeki Etkileri”, Yayınlanmamış
Doktora Tezi, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Doğanay, A. (2002), “Yaratıcı öğrenme”, Sınıfta demokrasi, (Ed.) Ali Şimşek, Ankara:
Eğitim-Sen Yayınları.
127
Dökmen, Ü. (1990), “Lise ve üniversite öğrencilerinin okuma becerileri, ilgileri, okuma
ve kütüphane kullanma alışkanlıkları”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi Dergisi, 23 (2), s. 395-418.
Ellison, L. (1992), “Using multiple intelligences to set goals”, Educational Leadership,
50(2), 69-72.
Emig, V. B. (1997), “A multiple intelligences inventory”, Educational Leadership,
55(1), 47-50.
Erkuş, A. (1999a), “Zeka konusundaki son gelişmeler–1: Yaşam boyu öğrenme ve
başarıda zekanın rolü”, Türk Psikoloji Bülteni, 12, 42-45.
Erkuş, A. (1999b), “Zeka ölçümleri ne amaçla ve nasıl yapılmalı?”, Cumhuriyet Bilim
Teknik, 635: 18-19.
Fidan, N.; Baykul, Y. (1994), “İlköğretimde temel öğrenme ihtiyaçlarının
karşılanması”, Hacettepe Eğitim Fakültesi Dergisi, 10, s.7–20.
Gaines, D. ve Lehmann, D. (2002), “Improving student performance in reading
comprehension through the use of multiple intelligences”. ERIC Document
Reproduction Service. No: ED 467 515.
Gardner, H. (2004), Zihin Çerçeveleri: Çoklu Zeka Kuramı, (Çev. Ebru Kılıç), İstanbul:
Melisa Matbaacılık.
Gardner, H. (1999), Çoklu Zeka: Görüşmeler ve Makaleler, (Ed.) C. J. Vickers, (Çev.)
M. Tüzel, İstanbul: Enka Okulları BZD Yayıncılık.
Gömleksiz, M. (1997), Kubaşık Öğrenme, Temel Eğitim Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin
Matematik Başarısı ve Arkadaşlık İlişkileri Üzerine Deneysel Bir Çalışma, Adana:
Baki Kitabevi.
128
Gömleksiz, M.; Yıldırım, F. (1996), “Kubaşık öğrenme yönteminin Türk dili derslerine
ilişkin tutumlar ve akademik başarıya etkisi”, Ç.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi, 2 (14),
s.118-129.
Güneş, B. (2002), “7. Sınıflarda Kaldırma Kuvveti Kavramını Geliştirmede ve
Öğretmede Çoklu Zeka Temelli Öğretim Teknikleri Uygulaması”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Gürses, R. (1996), “Okuma-anlama üzerine.”, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurulu Bülteni, Sayı:28, cilt: IX, s. 98-103.
Hubbard, T.; Newell, M. (1999), “Improving academic achievement in reading and
writing in primary grades”, ERIC Document Reproduction Service, No: ED 438
518.
İflazoğlu, A. (1999), “Küme Destekli Bireyselleştirme Tekniğinin Temel Eğitim
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Matematik Başarısı ve Matematiğe İlişkin Tutumları
Üzerindeki Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana: Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
İflazoğlu, A. (2003), “Çoklu Zeka Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yönteminin
İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Fen Bilgisi Dersindeki Akademik Başarı ve
Tutumlarına Etkisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Adana: Çukurova Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü.
İlköğretim Türkçe Dersi (1-5. sınıflar) Öğretim Programı (2005), Ankara: Milli Eğitim
Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı.
Janes, L. M.; Koutsopanagos, C. L.; Mason, D., S. ve Villaranda, I. (2000), “Improving
student motivation through the use of engaged learning, cooperative learning and
multiple intelligences”, ERIC Document Reproduction Service, No: ED 443 559.
129
Johnson, D. W.; Johnson, R. T. (1984), “Relationships between black and white student
in intergroup cooperation and competition”, The Journal of Social Psychology,
125(4), 421–428.
Johnson, D. W.; Johnson, R. T. (1989), Cooperation and Competition, Second Edition,
Minnesota: Interaction Book Company.
Johnson, D.W.; Johnson, R.T.; Stanne, M.B. (2000), “Cooperative learning methods: A
meta-analysis”, [http://www.co-operation.org/pages/cl-methods.html], 24.06.2007
Kagan, S. (1992), Cooperative Learning, Paseo Espada: Resources for Teacher, Inc.
Kagan, S. ve Kagan. M. (1998), Multiple intelligences: The Complete MI Book, San
Clemente: Kagan Publishing.
Kagan, S. ve Kagan. M.; Kagan, L. (2000), Science: Reaching Standards Through
Cooperative Learning. Providing for All Learners in General Education
Classrooms, San Clemente: Kagan Publishing.
Karabay, A. (2005), “Kubaşık Öğrenme Etkinliklerinin İlköğretim Beşinci Sınıf Türkçe
Dersinde Öğrencilerin Dinleme ve Konuşma Becerileri Üzerindeki Etkileri”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Karasar, N. (2004), Bilimsel Araştırma Yöntemi: Kavramlar, İlkeler, Teknikler,
Onüçüncü Baskı, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Kavcar, C, (1996), “Anadili eğitimi”, A.Ü. Tömer Ana Dili Dergisi.
Kavcar, C.; Oğuzkan, F.; Sever, S. (1997), Türkçe Öğretimi. Türkçe ve Sınıf
Öğretmenleri İçin, Ankara: Engin Yayınevi.
Koman, E. (2001), “Zeka ne değildir?”, Çoluk Çocuk Dergisi, Sayı:71.
130
Korkmaz, H. (2001), “Çoklu zeka kuramı tabanlı etkin öğrenme yaklaşımının öğrenci
başarısına ve tutumuna etkisi”, Eğitim ve Bilim, 26 (119), 71-78.
Kuzniewski, F.; Sanders, M.; Smith, G. S.; Swanson, S. ve Urich, C. (1998), Using
multiple intelligences to increase reading comprehension in English and math”,
ERIC Document Reproduction Service, No: ED 420 839.
Martin, H. (1996), Multiple Intelligence in the Mathematics Classroom, Illinois:
Skylight Training and Publishing.
McMahon, S. D. (2004), “Multiple intelligences and reading achievement: An
examination of the Teele Inventory of Multiple Intelligences”, The Journal of
Experimental Education, 2004, 73(1), 41-52.
Mueller, M. M. (1995), “The Educational Implication of Multiple Intelligences
Groupings within a Cooperative Learning Environment”, Dissertation Abstracts
International, 56(10), 3828.
Newmann, F. M. ve Thompson, J. A. (1987), “Effects of cooperative learning on
achievement in secondary schools: A summary of research”, ERIC Document
Reproduction Service, No: ED 288 853.
Oral, B. (2000), “Sosyal bilgiler dersinde işbirlikli öğrenme ile küme çalışması
yöntemlerinin öğrencilerin erişileri, derse yönelik tutumları ve öğrenilenlerin
kalıcılığı üzerindeki etkileri”, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi,
2(19), 43-49.
Oral, B. ve Öner, M. (2005), “Tam öğrenme destekli çoklu zeka kuramının fen bilgisi
öğretiminde uygulanması”, XIV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi Kongre Kitabı,
c.1. 28-30 Eylül 2005, Denizli: Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi.
Öz, F. (2001), Uygulamalı Türkçe Öğretimi, Ankara: Anı Yayıncılık.
Özbay, M. (2006), Türkçe Özel Öğretim Yöntemleri II, Ankara: Öncü Kitap.
131
Özçelik, D. A. (1992), Eğitim Programları ve Öğretim (Genel Öğretim Yöntemi),
Üçüncü baskı. Ankara: ÖSYM Yayınları.
Özdemir, E. (1987), İlkokul Öğretmenleri İçin Türkçe Öğretimi Kılavuzu, Üçüncü baskı,
Ankara: İnkılap Kitabevi.
Özdemir, P. (2002), “Çoklu Zeka Kuramı Tabanlı Öğretim Yönteminin Öğrencilerin
Canlılar Çeşitlidir Ünitesini Anlamaları Üzerine Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Özer, K. (2002), “İlköğretim 4. ve 5. Sınıflarda Türkçe Öğretiminde İşbirliğine Dayalı
Öğrenme Metodunun Kullanımına Yönelik Bir Değerlendirme”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özer, Ö. (1999), “İşbirlikli Öğrenme ve Öğrencilerin Güdülenmesi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Rapp, J. C. (1991), “The Effect of Cooperative Learning on Selected Student Variables
(Cooperative Integrated Reading and Composition on Academic Achievement in
Reading Comprehension, Vocabulary and Spelling and on Student Self-Esteem)”,
Dissertation Abstract International, 52 (10), 3516.
Reidel, J.; Tomaszewski, T.; Weaver, D. (2003), “Improving student academic reading
achievement through the use of multiple intelligences teaching strategies”, ERIC
Document Reproduction Service, No: ED 479 204.
Rondinaro, P. D. (2003), “The Role of Interpersonal Multiple Intelligences on the
Usage of Cooperative Learning Teaching Methods”, Dissertation Abstract
International, 65 (04), 1253.
Saban, A. (2000), Öğrenme Öğretme Süreci, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Saban, A. (2004), Çoklu Zeka Teorisi ve Eğitim, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
132
Selçuk, Z.; Kayılı, H.; Okut, L. (2004), Çoklu Zeka Uygulamaları, Ankara: Maya-Gen
Eğitim Yayınları.
Senemoğlu, N. (2005), Gelişim Öğrenme ve Öğretim Kuramdan Uygulamaya, 12.
Basım, Ankara: Gazi Kitabevi.
Sever, S. (1997), Türkçe Öğretimi ve Tam Öğrenme, Ankara: Anı Yayıncılık.
Sezginer, Y. O. (2000), “Effect of Multiple Intelligence Activities on Expository Essay
Writing Performance”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Orta Doğu
Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Sharan, S. (1980), “Cooperative learning in small groups: Recent methods and effects
on achievement, attitudes and ethnic relations”, Review of Educational Research,
50, 241-271.
Sharp, P. ve Ashby, D. (2002), “Improving student comprehension skills through
instructional strategies”, ERIC Document Reproduction Service, No: ED 468 240.
Silver, H. F.; Strong, R. W. ve Perlini, M. J. (2000), So each may learn: Integrating
learning styles and multiple intelligences, USA: ASCD Publication.
Skeans, S. E. S. (1991), “The Effects of Cooperative Integrated Reading and
Composition, Fidelity of Implementation, and Teacher Concerns on Student
Achievement”, Dissertation Abstract International, 53 (02), 455.
Slavin, R. E. (1980), “Cooperative learning”, Review of Educational Research, 50 (2),
315-342.
Slavin, R. E. (1987), “Cooperative learning and cooperative school”, Educational
Leadership, 45 (3), 7-13.
Slavin, R. E. (1988), “Cooperative learning and student achievement”, Educational
Leadership, 46 (3), 31-33.
133
Slavin, R. E. (1989), “Research on cooperative learning: consensus and controversy”,
Educational Leadership, 47 (4), 52-54.
Slavin, R. E. (1990), “Comprehensive cooperative learning methods: Embedding
cooperative learning in the curriculum and the school”, Cooperative Learning:
Theory and Research, (Ed.) S. Sharan, New York: Praeger, 261-271.
Smith, I. (2005), “Can Accelerated Reader and Cooperative Learning Enhance The
Reading Achievement of Level 1 High School Students on the Florida
Comprehensive Assessment Test?”, Dissertation Abstract International, 67 (04),
1274.
Sönmez, V. (2001), Öğretmen El Kitabı, Ankara: Anı Yayıncılık.
Suarez, E. I. (2002), “Engaging Student Through the Use of Cooperative Learning and
Multiple Intelligences”, Dissertation Abstract International, 41 (02), 358.
Susar, F. (2006), “İlköğretim 4. Sınıf Türkçe Öğretiminde Çoklu Zeka Kuramına Dayalı
İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Erişi, Tutumlar, Öğrenme Stratejileri ve Çoklu Zeka
Alanları Üzerindeki Etkileri”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İzmir: Dokuz Eylül
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Şengül, M.; Yalçın, S. K. (2004), “Okuma ve anlama becerilerinin geliştirilmesine
yönelik olarak hazırlanan bir model önerisi”, Milli Eğitim Dergisi, 164
http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/164/sengul.htm (22.07.2005).
Tarım, K. (2001), “İlköğretim dördüncü sınıf matematik dersinde küme destekli
bireyselleştirme tekniğinin kullanımı ve uygulama sonuçları”, Sosyal Bilimler
Dergisi, 7 (7), 19-33.
Tarım, K. (2003), “Kubaşık Öğrenme Yönteminin Matematik Öğretimindeki Etkinliği
ve Kubaşık Öğrenme Yöntemine İlişkin Bir Meta Analiz Çalışması”,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Adana: Çukurova Üniversitesi Fen Bilimler Enstitüsü.
134
Teele, S. (2000), Rainbows of Intelligences: Exploring How Students Learn. California:
Corwin Pres, Inc.
Tekin, H. (1980), Okullarımızda Türkçe Öğretimi, Ankara: Mars Matbaası.
Temur, Ö. D. (2001), “Çoklu Zeka Kuramına Göre Hazırlanan Öğretim Etkinliklerinin
4. Sınıf Öğrencilerinin Matematik Erişilerine ve Öğrenilen Bilgilerin Kalıcılığına
Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü.
Toker, F.; Kuzgun, Y.; Cebe, N.; Uçkunkaya, B. (1968), Zeka Kuramları, Ankara: Milli
Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Araştırma Değerlendirme Bürosu.
Uhlir, P. (2003), “Improving student academic reading achievement through the use of
multiple intelligences teaching strategies”, ERIC Document Reproduction Service,
No: ED 479 914.
Ülgen, G. (1997), Eğitim Psikolojisi: Kavramlar, İlkeler, Yöntemler, Kuramlar ve
Uygulamalar, Üçüncü baskı. İstanbul: Alkım Yayınevi.
Ünalan, Ş. (2001). Türkçe Öğretimi. İkinci basım. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Wilson, S. R. L. (1991), “The Effects of Cooperative Learning on Reading
Comprehension”, Dissertation Abstract International, 52 (9), 3234.
Vygotsky, L. S. (1985), Düşünce ve Dil, (Çev.) S. Koray, İkinci baskı, İstanbul:
Toplumsal Dönüşüm Yayınları.
Yalçın, A. (2002), Türkçe Öğretim Yöntemleri: Yeni Yaklaşımlar, Ankara: Akçağ
Yayınları.
Yangın, B. (1999), İlköğretimde Türkçe Öğretimi, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı
Modül 4.
135
Yavuzer, H. (2000), Eğitim ve Gelişim Özellikleriyle Okul Çağı Çocuğu, İstanbul:
Remzi Kitabevi.
Yaman, B. (1999), “Birleştirilmiş Kubaşık Okuma ve Yazma Tekniğinin Temel Eğitim
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Türkçe Dersinde Okuduğunu Anlama ve Dinlediğini
Anlamaya Yönelik Akademik Başarıları ile Türkçe Dersine İlişkin Tutumları
Üzerindeki Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana: Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Yıldırım, A.; Doğanay, A.; Türkoğlu, A. (2000), Okulda Başarı İçin Ders Çalışma ve
Öğrenme Yöntemleri, Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Yıldırım, K. (2006), “Çoklu Zeka Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yönteminin
İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Matematik Dersindeki Akademik Başarı, Benlik
Saygısı ve Kalıcılığına Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adana:
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Yıldız, C. (2003), Türkçe Öğretiminde Alternatif Yöntemler, Ankara: Anı Yayıncılık.
Yılmaz, G. (2002), “İlköğretim 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Vatan ve Millet
Ünitesinde Çoklu Zeka Kuramına Göre Geliştirilen Eğitim Durumunun Öğrencilerin
Akademik Başarısına Etkisi ve Öğrenci Görüşleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
136
EK 1: KUBAŞIK ÖĞRENMEYE HAZIRLIK VE
ÇOKLU ZEKÂ FARKINDALIK ÇALIŞMALARI
I. Hafta (17–21 Ekim 2005)
17 Ekim 2005: Öğrencilerle sohbet edildi. Yapılacak çalışma hakkında kısaca bilgi
verildi. Teele Çoklu Zekâ Envanteri uygulandı.
18 Ekim 2005: “Türkçe Dersine İlişkin Tutum Ölçeği” ve kişisel bilgiler formu
uygulandı.
19 Ekim 2005: Sınıfın oturum düzeni değiştirilerek, dört kişilik oturuma olanak
verecek şekilde yeniden düzenlendi. Deney grubunun 40 öğrenci olması nedeniyle
dörder kişilik 10 küme oluşturuldu. “Bak-Ara-Kümeni Bul” etkinliği ile kümeler rasgele
oluşturuldu. Küçük kağıtların üstüne, oluşturulacak küme sayısı ve kararlaştırılan küme
büyüklüğü çerçevesinde sayılar yazıldı. Bu durumda, dört kişilik 10 küme olduğu için,
küçük kağıtların üstüne 4 tane 1, 4 tane 2, 4 tane 3, 4 tane 4, 4 tane 5, 4 tane 6, 4 tane 7,
4 tane 8, 4 tane 9 ve 4 tane 10 yazıldı. Öğrenciler derse girmeden, derslik kapısının
önünde durularak her gelen öğrencinin yakasına bu kağıtlar iliştirildi. Tüm öğrencilerin
yakasına kağıtlar iliştirildikten sonra, aynı sayıyı taşıyan öğrencilerin bir araya gelmesi
istendi. Böylece rasgele kümeler oluşturuldu. Cinsiyet açısından karma kümeler
oluşturulmak istendiğinden, kağıtlar cinsiyet değişkeni dikkate alınarak farklı renklerde
hazırlanmıştır.
“Beyin Fırtınası” etkinliği ile kümelere ad verildi. Küme adının verilmesi,
aşağıdaki aşamalarda gerçekleştirilmiştir:
1. Küme üyelerinden, kümelerine bir ad bulmaları istendi.
2. Ad verirken, öncelikle küme üyelerinin önerdikleri adlar, tüm küme üyeleri pas
geçene kadar tek tek yazıldı. Eğer bir üye başka ad önermeyecekse, “pas” dedi ve diğer
arkadaşına sırasını verdi.
3. Öğrencilerden önerilen adlar için tek tek oylama yapmaları istendi. İlk
oylamada her ad için üyelerin oy kullanabileceği söylendi.
4. İlk oylama sonucunda en çok oy alan üç ad, yeniden oylamaya konuldu. Ancak,
bu oylama sırasında her üyeye tek oy hakkı verildi. Diğer bir deyişle, bir üye bir ad için
137
oy veriyorsa, diğerlerine oy veremedi.
5. Sonuçta, en çok oy alan ad, küme adı olarak belirlendi. Eğer bir kümede aynı
oyu alan iki ad bulunursa, bu adlardan birini yazı-tura atarak belirlemeleri istendi.
Aynı etkinlik kullanılarak sınıf adları da verilmiştir. Bu etkinlik sonunda kümelere verilen adlardan ve küme sloganlarından örnekler:
Haylazlar
Zamane çocukları
Sebzeler
Elma Şekerleri
Son dakika
Tiktaklar
Pofuduklar
HP ve 3C
Kırıntılar
Canciğerler
‘Tiktaklar’, zamanı ayarlar.
Düşündük, düşündük ‘son
dakika’da bulduk.
20 Ekim 2005: Küme amblemleri oluşturuldu ve küme adlıkları yapıldı.
138
21 Ekim 2005: “Kör el”, “Ayna” ve “Ters ayna” etkinlikleri yapıldı. Sınıftaki gürültü
düzeyini azaltmaya yönelik sarı-yeşil ve kırmızı kartlar öğrencilerle birlikte hazırlandı.
Küme çalışmalarını değerlendirme yaprağı dağıtıldı ve öğrencilerle çalışmalar sırasında
karşılaşılan sorunlar tartışıldı.
Küme Çalışmasını Değerlendirme Yaprağı
Adı-Soyadı:........................ Tarih:…………
Bu hafta kümede nasıldım?
Şunları yaptım mı?
Sorular Evet Hayır
1.Düşüncelerimi arkadaşlarımla paylaştım
mı?
2. Arkadaşlarımı destekledim mi?
3. Küme arkadaşlarıma konuşma fırsatı
verdim mi?
4. Küme arkadaşlarımı dinledim mi?
5. Kümede üzerime düşen görevi yaptım
mı?
En iyi davranış kümesi seçilmesine öğrencilerle birlikte karar verildi. Bir
kümenin davranış kümesi seçilebilmesi için hangi davranışları göstermesi gerektiği
tartışıldı ve beyin fırtınası tekniği ile uyulması gereken davranış kuralları sıralandı. Her
bir kümenin bir davranış kuralı ile ilgili bir poster hazırlaması istendi ve hazırlanan
posterler sınıfa asıldı.
Kararlaştırılan davranış kurallarına örnekler:
1. Dersi sessizce dinleme
2. Söz hakkı alarak konuşma
3. Küme arkadaşları ile çalışmak isteme
4. Arkadaşlarını kabul etme
5. Derse zamanında girme ve ders araçlarını hazırlama
6. Başka kümelerle çalışmayı kabul etme
139
II. Hafta (24-28 Ekim 2005)
24 Ekim 2005: Çoklu zekâ kuramı öğrencilere tanıtıldı ve her zekâ alanına yönelik
etkinlikler uygulanmaya başlandı. Bedensel-kinestetik ve sosyal zekâ ile ilgili
farkındalık oluşturmak için “Meslekler” etkinliği yapıldı. Her gruba, üzerinde farklı
zekâ alanı baskın meslek adlarının yazılı oluğu kağıtlar verildi (öğretmen-sözel,
bilgisayar prog.-matematiksel, şarkıcı-müziksel, sporcu-bedensel, fotoğrafçı-görsel,
bahçıvan-doğa, pazarlamacı-sosyal, yazar-içsel). Öğrencilerden kağıtta yazılı mesleğin
bir özelliğini yansıtacak bir hareketi ayrı ayrı ya da kümece, sadece bedenlerini
kullanarak canlandırmaları istendi. Her gruba hazırlanması için yeterince süre
verildikten sonra uygulamaya geçildi. Gruplar sırasıyla canlandırmalarını gerçekleştirdi
ve diğerleri onların hangi meslekleri canlandırdığını ve bu mesleğin baskın olan
zekâsını tahmin etmeye çalıştı. Daha sonra bulunan zekâ alanına yönelik diğer
mesleklere de örnek verildi.
25 Ekim 2005: Sosyal zekâ ile ilgili farkındalık oluşturmak ve öğrencilerin birbirlerini
daha yakından tanımalarını sağlamak için “İnsan Avı” etkinliği uygulandı. Aşağıdaki
“insan avı” için görev listesi her öğrenciye verildi. Öğrencilerden sınıfta dolaşarak, en
az sekiz farklı kişiyle görüşüp, ellerindeki listeyi doldurmaları istendi. Etkinlikteki üç
temel kural öğrencilere açıklandı.
1. Görüşme yapılan kişinin sözü edilen beceriyi gerçekten sergilemesi gerekir;
sadece sözel olarak yapabileceğini belirtmesi yeterli değildir.
2. Görüşme yapılan kişi istenilen beceriyi sergileyebilirse, ismi listeye yazılır.
3. Her avcı bulduğu kişiden sadece bir beceriyi sergilemesini isteyebilir. Bu
sebeple her avcı, en az sekiz farklı kişi ile görüşmek zorundadır.
140
İnsan Avı
Sınıfta dolaşarak, aşağıda yer alan her bir beceriyi sergileyebilecek farklı bir öğrenci bulun. Bulduğunuz kişi eğer söz konusu beceriyi sizin beklentiniz ölçüsünde sergileyebilirse, onun ismini becerinin yanına yazın.
1. -------------------------------- bir şarkıyı mırıldanabilir (müziksel zekâ).
2. -------------------------------- dans edebilir (bedensel zekâ).
3. -------------------------------- bir şiirin en az bir dörtlüğünü hatırlayabilir (sözel zekâ).
4. -------------------------------- kendini üç kelime ile tanıtabilir (içsel zekâ).
5. --------------------------------yaz mevsiminin niçin kıştan daha sıcak oluğunu açıklayabilir (matematiksel-mantıksak zekâ).
6. ----------------------------son gördüğü bir rüyayı başkasıyla paylaşabilir (sosyal zekâ).
7. -----------gözü kapalı olarak sınıfta neyin nerede olduğunu söyleyebilir (görsel zekâ).
8. -------------doğayı korumak için yapılması gereken üç şey söyleyebilir (doğa zekâsı).
26 Ekim 2005: Görsel-uzamsal zekâ ile ilgili farkındalık oluşturmak için “Kaç kare
var?” etkinliği yapıldı. Öğrenciler ikili gruplara ayrıldı. Gruplara aşağıdaki şeklin çizili
olduğu kağıtlar verildi.
Öğrencilerden, bu şekilde kaç adet kare olduğunu bulmaları istendi. Bulan öğrencilerin
yanındaki arkadaşıyla çözüm yollarını karşılaştırmaları söylendi
141
Daha sonra matematiksel-mantıksal zekâ ile ilgili farkındalık oluşturmak için
“Aylar ve Sayılar” etkinliği uygulandı. Aşağıdaki aylar ve sayılar, tahtaya yazıldı ve
öğrencilerden “?” yerine gelecek sayıyı bulmaları istendi.
nisan-20 mayıs-25 haziran-42 temmuz-42 ağustos-?
27 Ekim 2005: “7 fark” etkinliği yapıldı. Bu etkinlik için öncelikle öğrenciler arasına
bir bariyer oluşturuldu ve üzerine karşıda oturan öğrencinin göremeyeceği şeklide
resimler yapıştırıldı. Öğrenciler sırayla önlerindeki resmi birbirlerine anlattılar.
Resimler anlatılırken, aralarındaki 7 fark bulunmaya çalışıldı. Daha sonra resimler
incelenerek, bütün farklılıklar bulundu.
28 Ekim 2005: “Anlattığımı çiz” etkinliği, iki kişilik gruplarda yapıldı Aşağıdaki
resimler öğrencilere verildi. Birinci öğrenci resim 1’i aldı ve arkadaşına resimde
gördüklerini anlattı. Birinci öğrenci anlatırken, ikinci öğrenci anlatılanları çizdi. Çizme
işlemi bittiğinde, ikinci öğrencinin çizdiği resimle, asıl resim karşılaştırıldı ve eksikler
birlikte belirlendi. Aynı işlem, ikinci resmin çizilmesi sürecinde tekrar edildi. Etkinliğin
sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için, çizimlerden önce öğrenciler resimleri
görmedi.
142
Resim 1 ve Resim 2
Çizimler bittikten sonra, resimlerde neyin vurgulanmak istendiği kümelerce
tartışılmıştır. Her kümeye birer “balık kılçığı” verilmiş ve çevre kirliliğinin olası
sebeplerinin yazılması istenmiştir.
Günün sonunda, haftanın en iyi davranış kümeleri seçildi. Seçilen kümeler
haftanın en iyi davranış kümeleri formuna yazılarak panoya asıldı ve küme elemanlarına
olumlu davranış sertifikaları verildi.
143
III. Hafta (31 Ekim- 4 Kasım 2005)
31 Ekim 2005: Her kümeye aşağıdaki resim verildi ve incelenmesi istendi. Öğrencilere
bu resimden yola çıkarak, herkesin birer cümle eklemesiyle, bir hikaye yazacakları
söylendi. Kimsenin bir önceki yazılanı göremeyeceği belirtildi Küme içerisinde herkes
kendisine bir numara verdi ve birinci kişiden başlayarak, herkesin birer cümle
eklemesiyle hikayeler yazılmaya başlandı.
1 Kasım 2005: “Kelime canlandırma” etkinliği yapıldı. Her kümeden dört harfli bir
kelime belirlemeleri istendi. Bu kelimeleri herkesin bir harfi temsil edecek şekilde
tahtaya çıkarak bedenleriyle yazmaları istendi ve gruplara hazırlanmaları için fırsat
verildi. Birinci kümeden başlayarak, sırayla canlandırmalar izlendi.
Tahtaya bir sayı doğrusu çizildi ve belli bir kavramla ilgili olan kelimeler bu sayı
doğrusuna yazıldı. “Çizgimin Sırrı Ne?” sorusu soruldu. Öğrencilerden çizgi
üzerindeki kelimelerle ilişkili olan kelimeyi (okul) bulmaları; daha sonra bu kavramla
ilişkili kelimelere yeni örnekler vermeleri istendi.
144
“…Olmasaydı ne olurdu?” etkinliği uygulandı. “Okul olmasaydı ne olurdu?”
sorusu soruldu ve gözlerinde canlandırmaları istendi. Öğrenciler “konuşma kartlarını”
kullanarak düşüncelerini küme arkadaşlarıyla paylaştılar. Bütün küme üyelerine
konuşma kartlarını kullanmadan tekrar söz alınamayacağı kuralı hatırlatıldı.
2 Kasım 2005: Bir gün önceden, öğrencilerden sevdikleri, merak ettikleri ya da
ilgilerini çeken bir hayvanı araştırmaları istendi. “Benzerlik ve Farklılık” etkinliği ile
ikili gruplara ayrılan öğrenciler, araştırdıkları hayvanları benzer ve farklı yönlerini
aşağıdaki form üzerine kaydettiler.
Benzerlik ve Farklılıkları Kayıt Kağıdı
Karşılaştırılan Hayvalar:………………………………..
Benzerlikler Farklılıklar
1. 1. 2. 2. 3. 3. 4. 4. 5. 5. 6. 6. 7. 7. 8. 8. 9. 9. 10. 10.
Daha sonra öğrencilerden, “kümece şarkı yazma” etkinliği ile tüm küme
tarafından ortak olarak belirlenen bir hayvan ile ilgili şarkı bestelemeleri istendi.
3 Kasım 2005: “Değer Çizgisi” etkinliği ile öğrencilerden aşağıdaki formu
doldurmaları istendi. Her kümeye bir tane form verildi, herkesin farklı renkteki bir
kalemle işaretleme yapması söylendi ve tüm işaretlemelerin sonunda öğrencilere,
tercihlerinin benzerlik ve farklılıkları konusunda konuşmalarına fırsat verildi.
Zil Çanta Öğrenci Sıra Tahta Öğretmen
145
TERCİHİM
Açıklama: Aşağıdaki kelime çiftlerinden tercihinize yakın olacak şekilde çizgi üzerine işaret koyunuz.
Kış Yaz
Kitap Dergi
Televizyon Radyo
Macera filmi Komedi
Sinema Tiyatro
Uçak yolcuğu Gemi yolculuğu
Resim Müzik
Pop Rock
4 Kasım 2005: Okuma etkinlikleri (bireysel okuma, sesli okuma, ikili dönerli okuma,
dönerli okuma ve öğretmenin okuması) yapıldı. Bu etkinliklere uygun metinler seçildi.
Bu metinlere örnek bir metin:
ORMAN KÜSTÜ!
Yeşile hasret kaldığımız şu kış günlerinde, ormanları özlemiş olmalısınız. Yaz gelseydi de kendimizi çamların altına atabilseydik ne güzel olurdu. Ormanın tertemiz havasını doya doya içimize çekerdik.
Ormanı düşünün bir kez. Dereler, çağıl çağıl akar. Kuşlar, cıvıl cıvıl ötüşür. Çamlar, meşeler, gürgenler rüzgarla bir o yana, bir bu yana dalgalanır. Derelerden su sesleri yankılanır. Gözlerimiz yeşilliklerin karşısında bayram eder. Bütün yorgunluğumuzu ya bir çam dibinde, ya bir pınar başında bırakıveririz.
Ama nerede çam, nerede orman? Evet... Orman küstü bize ... Uzaklaşıyor bizden ... Daha doğrusu biz küstürdük onu. Yaktık, kestik. Hala baltalar elimizde ... Hala ateşler içinde orman. Hala keçiler kemirmeye devam ediyor ağaçları. Böylesine yok ettiğimiz orman küsmez mi bize?
Bir köylü şikayet ediyor: "Ormandaki ağaçları kestik, yok ettik. Köyün yakın-larında ağaç kalmadı. Yağmur yağınca gelen seller toprağı aldı götürdü. Su boruları açığa çıktı. Orman adeta dağlara kaçtı. Giderken suyu da götürdü. Zamanla, borulardan su bile akmaz oldu."
Orman gidince yalnız su mu gidiyor? Orman gider, sel gelir. Seller toprağı alır, nehirlere götürür; denizlere götürür. Belki suyu bulabiliriz. Ama kaybettiğimiz toprak ne olacak. Her yıl milyonlarca ton toprağımız kayboluyor. Bunun sebebi yağmur, diyeceksiniz. Hayır, yağmur değil… Orman olan bir yere ne kadar yağmur yağarsa
146
yağsın, bir sünger gibi emer suyu ormanın toprağı. Öyleyse toprak kaybının sebebi, toprağın üstünde bitki örtüsünün olmamasıdır. Yani, ormanın olmamasıdır. Şu halde orman, sadece sağlığımızın, suyumuzun kaynağı değildir. Toprağımızın da koruyu-cusudur.
Ormana zarar veren her şeye karşı koymalıyız. Onu korumalı ve çoğaltmalıyız. Ormanları tüketmekle, ormanlara zarar vermekle çok şey kaybediyoruz. Burası bizim vatanımız. Varımızı, yoğumuzu bu vatanı cennet yapmak için harcamalıyız. Ödevimiz, gelecek nesillere daha güzel ve bakımlı bir yurt bırakmaktır.
Cemalettin ŞENOCAK Köy Öğretmeni Konuşuyor-2
(Kısaltılarak yeniden düzenlenmiştir.)
Bu metin, bölüm bölüm okunduktan sonra “yanlışı bul” etkinliği yapıldı.
Kümeler, okunan metinle ilgili ikisi doğru biri yanlış ifadeler buldular. Her kümenin
ifadelerinin bulunduğu bu kartlar diğer kümelere verildi ve yanlış olan ifadeyi bulmaları
istendi.
Haftanın en iyi davranış kümeleri seçildi. Seçilen kümeler haftanın en iyi
davranış kümeleri formuna yazılarak panoya asıldı ve küme elemanlarına olumlu
davranış sertifikaları verildi.
IV. Hafta (7-11 Kasım 2005)
7 Kasım 2005: Küme çalışmaları değerlendirildi. Öğrencilerle konuşuldu. Eksikler
tartışıldı. Daha sonra aşağıdaki küme ayrılma etkinlikleri yapıldı.
1. Küme Resimleri: Küme dağılmadan kümelerin resimleri çekildi ve sınıfın
panosuna asıldı.
147
2. Küme Sözleri: Kümedeki üyelerin kendi kümelerini ifade eden bir cümle
yazmaları istendi ve bu cümleler bütün kümelerden toplanarak panoya asıldı.
3. Küme Üyelerinin Tanıtımı: Küme üyelerinin birbirlerini sınıfa tanıtmaları
istendi.
4. Ayrılma Mesajları Yazma: Son olarak, öğrencilerden birbirlerine ayrılma
mesajları içeren bir mektup yazmaları istendi. Bu etkinlik yapılırken aşağıdaki
basamaklar izlendi:
* Öğrencilerin her birine aşağıdaki formlardan birer tane verildi.
* Öncelikle formun başına adlarını yazmaları istendi.
* Forma adını yazan kişi, yanında oturan kişiye formunu verdi.
* Arkadaşının formunu alan öğrenci, arkadaşına kendisiyle ilgili düşüncelerini yazdı.
* Yazma işi bitince formu, yanındaki arkadaşına verdi.
* Bu işlem, form asıl sahibine geri dönene kadar devam etti.
Küme ayrılma mesajları:
Küme adı: Tarih: Adı-Soyadı: Sevgili…………………………., Seni……………………………………………………………………………………………………………...…………………………………………………………………………………hatırlayacağım. Yazan: Sevgili…………………………., Seni……………………………………………………………………………………………………………...…………………………………………………………………………………hatırlayacağım. Yazan:
Sevgili…………………………., Seni……………………………………………………………………………………………………………...…………………………………………………………………………………hatırlayacağım. Yazan:
Sevgili…………………………., Seni……………………………………………………………………………………………………………...…………………………………………………………………………………hatırlayacağım. Yazan:
148
8 Kasım 2005: Okuduğunu anlama testi öntest olarak uygulandı.
9 Kasım 2005: Yeni oluşturulan kümelerde de küme kimliği oluşturma etkinliklerinden
kümeye isim verme, küme dörtlüğü yazma ve küme adlığı hazırlama etkinlikleri yapıldı.
10 Kasım 2005: Öğrencilerden kümece Atatürk’e bir mektup yazmaları istenir. Yazılan
mektuplar sırayla sınıfta okundu. Aşağıda yazılan mektuplardan örnekler yer
almaktadır.
11 Kasım 2005: “A’dan Z’ye Beyin Fırtınası” etkinliği ile öğrencilerden aşağıdaki
formu bildikleri kuş türleriyle doldurmaları istendi.
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
149
EK 2: KÜME ÇALIŞMA REHBERİ
KÜMELERLE ÇALIŞMAYA MERHABA! Sevgili çocuklar; Türkçe dersinde, sekiz hafta süreyle küme çalışması yapacağız. Kümedeki arkadaşlarınızla yapmanız gereken etkinlikler aşağıda ayrıntılarıyla verilmiştir. Küme başarınızın nasıl değerlendirileceğini açıklayacağım. Ayrıca küme olarak başarılı olmanız için gerekli öneriler de sunacağım. Çalışmaya başlamadan önce bu rehberi dikkatle okuyunuz. Bu rehberde anlamadığınız yerleri önce arkadaşlarınıza sonra bana sorabilirsiniz. Unutmayın küme olarak başarılı olabilmeniz için, bu rehberi iyi okumanız gerekmektedir.
Hepinize başarılar dilerim. Bilge KUŞDEMİR
1. Sevgili çocuklar, sizlerle Türkçe dersini kümelerde birlikte çalışarak işlemeye başlıyoruz. Birlikte çalışacağız ve birlikte öğreneceğiz. 2. Kümeler benim tarafımdan oluşturulacaktır. Lütfen adınızın okunduğu kümede yerinizi alınız. Sınıf sloganımız; “HEPİMİZ BİRİMİZ, BİRİMİZ HEPİMİZ İÇİN ÇALIŞMALIYIZ” 3. Kümenizin başarılı olabilmesi için öğretmeninizin söylediklerini dikkatlice dinleyiniz. 4. Tek başınıza başaramadıklarınızı arkadaşlarınızla çalışarak başarabileceğinizi unutmayın. 5. Hazırlık çalışmalarında olduğu gibi değişik etkinlikler kullanarak, Türkçe dersini oluşturan okuma, dinleme, konuşma, yazma, görsel okuma ve görsel sunu becerilerimizi daha bir zevkle geliştireceğiz. Bu nedenle sınıfta sürekli hareket halinde olacağız. 6. Kümelerde arkadaşlarımızla işbirliği içinde çalışarak hem kendi bilgimizi arttırabilir hem de anlamadığımız yerleri arkadaşlarınıza kolaylıkla sorabilirsiniz. 7. Sizden verilen yönergeler doğrultusunda hareket etmeniz beklenmektedir. 8. Her bir kümenin bir dosyası olacak ve ders boyunca yapılan çalışmaların (çalışma yaprakları, çalışma kartları, kümece yazılan hikayeler ve şarkılar, küme sözcük yaprakları vb.) bu dosyada toplanması istenecektir. 9. Küme çalışmasını nasıl yapacağımızla ilgili bazı açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
a) Okuma ve dinleme etkinlikleri sırasında anlamını bilmediğiniz kelimeleri belirlemeniz istenecektir. Okuma etkinliği yapılırken, anlamını bilmediğiniz kelimelerin altlarını çizerek, dinleme etkinliğinde ise boş kâğıtlara not alarak kelimeleri belirleyebilirsiniz. Okuma ve dinleme çalışması bittikten sonra, bulduğunuz kelimeleri küme arkadaşlarınızla paylaşmanız ve anlamlarını kümece sözlükten bulup, küme
150
sözcük yaprağına yazmanız beklenmektedir. Küme sözcük yaprağına yazılan kelime ile ilgili bütün küme elemanları isimlerini de yazarak cümle kuracaklardır.
Küme sözcük yaprağı:
ÖRNEK:
KÜME SÖZCÜK YAPRAĞI
Küme Adı: ŞİRİNLER Kelime:
…………….: Anlamı
Cümleler:
………………………………………….( Didem TUNA) ………………………………………….( Ahmet YILMAZ)
………………………………………….( Elif KARA) ………………………………………….( Turan DEMİR)
Kelime: …………….: Anlamı
Cümleler: ………………………………………….( Didem TUNA)
………………………………………….( Ahmet YILMAZ) ………………………………………….( Elif KARA)
………………………………………….( Turan DEMİR)
b) Konuları daha iyi anlayabilmeniz amacıyla her hafta çalışma yaprağı dağıtılacaktır.
c) İki haftada bir konu sınavı yapılacaktır.
d) Konu sınavından bireysel olarak alınan puanlar, aşağıdaki şekilde küme başarı puanına dönüştürülecektir.
151
KÜME BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Didem, Ahmet, Elif ve Turan bir küme oluşturuyorlar. Kümelerine “ŞİRİNLER KÜMESİ” adını verdiler. Örneğin; Cuma günü o haftanın konusuyla ilgili çalışmalarını bitirerek KONU sınavına girdiler.
DERS: Türkçe KONU: Anlama, Anlatım ve Dilbilgisi KÜME ADI: Şirinler TARİH:........................
NO Adı-soyadı BP KSP İP KP 224 Didem TUNA 96 100 +4 3 211 Ahmet YILMAZ 75 71 -4 1 321 Elif KARA 55 61 +6 2 166 Turan DEMİR 25 38 +13 3
KÜME BAŞARI PUANLARI 9 BP:Başlangıç Puanı, KSP:Konu Sınavı Puanı, İP: İlerleme Puanı, KP: Katkı Puanı
Yukarıdaki çizelgede, küme başarı puanının nasıl hesaplandığını görelim: • Başlangıç puanından 4 puan düşük ya da yüksek puan alınırsa, katkı puanı 1 olur.
(Ahmet, BP’den 4 puan düşük aldığı için, KP’si 1 dir.) • Başlangıç puanından 5 puan ya da daha düşük puan alınırsa, katkı puanı 0
olur.(Ahmet, konu sınavından 70 alsaydı, ilerleme puanı –5 ; katkı puanı da 0 olacaktı.)
• Başlangıç puanından 5 ile 9 puan arasında daha yüksek puan alınırsa, katkı puanı 2
olur.(Elif, BP’den 6 puan yüksek aldığı için, KP’si 2’dir.) • Başlangıç puanından 10 puan ya da daha yüksek puan alınırsa, katkı puanı 3 olur.
(Turan BP’den 13 puan yüksek aldığı için, KP’si 3’ dür.) • Başlangıç puanıyla aynı puanı alsa da, konu sınav puanı 95-99 arasında olan
öğrencilerin katkı puanı her zaman 2 olur. (Eğer bir öğrencinin başlangıç puanı 85 olsaydı, konu sınav puanı 95 olduğu için, katkı puanı 3 olacaktı. Çünkü 10 puanlık bir ilerleme sağlanmıştır.)
• Başlangıç puanı 100 bile olsa, bir öğrenci konu sınavından 100 alıyorsa, bu
öğrencinin katkı puanı her zaman 3 olarak geçirilir. Konu sınavından 100 alan bir öğrencinin katkı puanı, başlangıç puanı ne olursa olsun, her zaman için 3’tür. (Didem, BP’ den 4 puan daha yüksek aldığı halde, yani hakkı aslında 1 iken, KSP’si 100 olduğundan, katkı puanı 3’dür. Eğer Didem, 100 yerine 90 alsaydı, katkı puanı 0; 92 alsaydı katkı puanı 1; 95 alsaydı katkı puanı 2 olacaktı.)
• Dört kişilik kümelerin başarı puanı bu şekilde hesaplanacaktır. Ancak bu kümedeki
öğrencilerin 1. ve 2. hafta için katkı puanları toplamı 7 ve üstü, 2. ve 3. hafta katkı puanı toplamı 8 ve üstü olursa başarılı küme olabileceklerdir.
152
UNUTMAYINIZ! Eğer arkadaşlarınızdan birisi konu sınavına girmezse ya da mazereti olmadan çalışmalara katılmazsa, küme başarı puanınız düşecektir. Bu nedenle birbirinize yardım ederek, konu sınavına hep beraber girmeye çalışınız.
Haftanın başarılı kümelerinin tüm üyelerine, BAŞARI SERTİFİKALARI verilecektir. BAŞARILI KÜMELERİN ADLARI, bir hafta boyunca PANODA asılı kalacaktır. Bir kümenin ya da birden çok kümenin üyeleri, aşağıdaki davranışları gösterirse, haftanın “EN İYİ DAVRANIŞ KÜMESİ” olarak seçilecektir. Bu kümelerin adları da, panoda bir hafta boyunca asılacaktır.
Bu davranışlar: 1. Küme arkadaşlarına yardım etmek, onları desteklemek 2. Küme arkadaşlarını çalıştırmak. 3. Zil çaldığında topluca kümesinde oturmak. 4. Sınıfta sessizce “ÖĞRETMENİM ÖĞRETMENİM” demeden parmak kaldırmak. 5. Sınıfta yüksek sesle konuşmamak. 6. Başkasının konuşma hakkına saygılı olmak. 7. Teneffüse birbirini itmeden düzenli olarak çıkmak.
Evet çocuklar! Yukarıdaki uyarıları birlikte okudunuz. Bu yazılanlara uyarsanız,
davranışlarınızı düzelterek başarınızı arttırmış olacaksınız. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
153
EK 3: DERS PLANLARI, ÇALIŞMA YAPRAKLARI VE DİĞER ÖLÇME
ARAÇLARININ HAZIRLANMASINDA YARARLANILAN KAYNAKLAR
1. İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMI (2005)
2. Bilkan, N. (2001). Türkçe Öğretiminde Görsel-İşitsel-Kinestetik Uygulamalar.
Ankara: Özel Ceceli Okulları Yayınları
3. Vural, M. (2001). Ev ve Sınıf Etkinlikleri Antolojisi. İstanbul: Yakutiye
Yayıncılık.
4. Stone, J. M. (1996). Cooperative Learning Reading Activities. San Clemente:
Kagan Cooperative Learning
5. Stone, J. (1994). Cooperative Learning & Language Arts. San Clemente: Kagan
Cooperative Learning.
6. Kagan S. ve Kagan, M. (1998). The Complete MI Book: Multiple Intelligences.
San Clemente: Kagan Cooperative Learning.
7. Jasmine, J. (1996). Multiple Intelligences Activities (Grade 5-8). U.S.A: Teacher
Created Materials, Inc.
8. Selçuk, Z.; Kayılı, H.; Okut, L. (2004). Çoklu Zeka Uygulamaları. Ankara:
Maya-Gen Eğitim Yayınları.
9. Türkçe Öğretimi Kitapları.
ÖĞRENCİ DERS KİTAPLARI VE KAYNAK KİTAPLAR
10. Karaca, A.; Kapulu, A. (2000). İlköğretim Türkçe 5. Ankara: Koza Yayın
Dağıtım
11. Kasap, N.; Nemutlu; M., Doğanay, E. (2000). Temel Dersler – Türkçe –
Matematik. İstanbul: Mutlu Yayıncılık
12. Ergeneci, S.; Ergeneci, G.; Gürbüz, H. (1991). Tüm Dersler. Ankara: Aydan
Yayıncılık.
13. Aydın, G. (2003). Türkçe Dilbilgisi 5. İstanbul: Bahar Yayınevi
14. Çağdaş Ünite Dergisi 4. Sınıf (1999). Ankara: Özgün Matbaacılık. Sayı:3-5-7-8
15. Denge, B. (1997). Türkçe Dilbilgisi ve Dil Yeteneği. İstanbul: Denge Yayınları.
16. Şentürk, E.; Şentürk, N. (1999) Sözlü ve Yazılı Anlatım Dilbilgisi Dil Yeteneği 5.
İstanbul: Mutlu Yayıncılık.
154
EK 4: ÇZK DESTEKLİ KUBAŞIK ÖĞRENME YÖNTEMİNE GÖRE
HAZIRLANMIŞ TÜRKÇE DERS PLANI ÖRNEĞİ
DERSİN ADI: Türkçe
SINIF: 5
TEMA: Değerlerimiz
SÜRE: 40'+40'+40'+40'+40'+40' (6 ders saati)
YÖNTEM VE TEKNİKLER: Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme (8 zekâ
alanına göre)
Çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme teknikleri:
• Gözünde Canlandırma • Düşün-Eşleş-Paylaş • İkili Dönerli Okuma • Düşün-Yaz-Dönerli Görüş
Paylaşımı
• Beyin Fırtınası • Birleştirme • Bilenin Etrafını Çevir • Konuşma Kartları • İkili Denetim
KAZANIMLAR: Öğrenciler,
• Dinlemeye hazırlık yapar. • Dinlediğine dikkatini yoğunlaştırır. • Dinlediği konuya uygun farklı başlıklar bulur. • Dinlediklerini özetler. • Konuşmaya hazırlık yapar. • Konu dışına çıkamadan konuşur. • Grup çalışmalarında duygu ve düşüncelerini paylaşır. • Sesli okumada vurgu ve tonlamalara dikkat eder. • Okuma öncesi, okuma sırası ve sonrasında metinle ilgili soruları cevaplandırır. • Görsellerden yararlanarak içeriği tahmin eder. • Kelimelerin eş ve zıt anlamlarını bulur. • Olayları oluş sırasına göre yazar. • Yazma amacını belirler. • Resimleri yorumlar.
Yararlanılacak Kaynaklar:
a) Yazılı kaynaklar: “Bayram Tatili” ve “Kavuk” adlı okuma ve dinleme parçaları,
sözlük, çalışma yaprakları, kelime kartları
b) Canlı kaynaklar: Öğretmen
155
1. - 2. DERS
GİRİŞ:
Ø Öğrencilere, gözlerini kapatmaları söylenir. Verilen yönergeye uygun olarak
söylenilenleri gözlerinde canlandırmaları istenir (“Gözünde Canlandırma”) (görsel-
uzamsal zekâ).
“Bu sabah erkenden uyandın. İçin kıpır kıpır, heyecanlısın çünkü bugün bayram. Henüz
yataktan kalkmadın ama odana gelen seslerden, evdeki herkesin uyanmış olduğunu
anlıyorsun. Hemen yataktan kalktın ve hazırlanmaya başladın.”
Ø “Düşün-Eşleş-Paylaş” tekniği ile aşağıdaki sorulara cevap verilmesi istenir. (içsel
zekâ, sosyal zekâ). Öğrencilere, sorulan soruları öncelikle bireysel olarak düşünmeleri, daha
sonra bir arkadaşlarıyla eşleşerek, düşüncelerini paylaşmaları söylenir.
Bayram sabahlarında evinizde neler yaşanır?
Bayramda kimlerle birlikte olmak istersiniz?
Ø Her kümeye metinle ilgili aşağıdaki resim gösterilir ve metnin başlığı (“Bayram
Tatili”) söylenir. Resimde kimler var?, Nerede bulunuyorlar?, Neler yapıyorlar? soruları
yöneltilir. Okumaya başlamadan önce parçanın ne ile ilgili olduğunu tahmin etmeleri istenir.
(görsel-uzamsal zekâ; matematiksel-mantıksal zekâ)
156
GELİŞTİRME:
Ø “Bayram Tatili” (Ek.C) adlı parça ilk olarak öğretmen tarafından sesli ve anlamlı bir
şekilde okunmaya başlanır. Dinleme kuralları öğrencilere hatırlatılır. Okunan parça yarıda
bırakılarak, kümelerden parçayı kendilerine göre tamamlamaları istenir (sözel-dilsel zekâ).
Ø Tamamlanan hikayeler sınıfa okunduktan sonra, parçanın tamamı öğretmen tarafından
okunur.
***
Ø Okuma metni bir kere de öğrenciler tarafından “İkili Dönerli Okuma” tekniğiyle
okunur. İkili gruplardan, önce birinci kişi okur ve diğeri dinler daha sonra roller değiştirilir
(sözel-dilsel zekâ).
Ø Öğrencilerden sessiz okuma yapmaları ve parçadaki anlamını bilmedikleri kelimeleri
bulup, renkli bir kalemle daire içine almaları istenir. Öğrencilere buldukları kelimeleri ‘küme
kelime kartına’ yazmaları söylenir.
Ø Buldukları kelimelerin anlamlarını tahmin etmeleri istenir (matematiksel-mantıksal
zekâ, sözel-dilsel zekâ).
Ø İkili gruplarla ayrılan öğrencilerden, kelimelerin anlamlarına sözlükten bakarak,
tahminlerinin doğru olup olmadığını görmeleri sağlanır.
Ø Her öğrenciden bu kelimeleri cümle içinde kullanması ve küme kelime kartına
yazması istenir (sözel-dilsel zekâ).
KÜME KELİME KARTI
Küme Adı: Kelime: …………….: Anlamı
Cümleler: ………………………………………….(…………)
………………………………………….( …………) ………………………………………….( …………)
………………………………………….( …………)
157
Ø Öğrencilere bu derste “hikaye haritası” yapacakları söylenir. Hikaye unsurları kısaca
tanıtılır. “Birleştirme” etkinliği ile okunan parçanın “hikaye haritası” yapılır. Bu etkinlikte,
kümedeki her üyeye, hikaye haritasının öğelerinden biri verilir. 1. öğrenciden hikayenin yerini
ve zamanını; ikinciden, ana ve yardımcı karakterleri; üçüncüden problemin başlangıcını;
dördüncüden ise problem durumunu bulması istenir. Kümelere boş hikaye haritaları (Ek.B)
dağıtılır ve öğrencilerden sırayla doldurmaları istenir. Yazılan bilgilerin doğru olup olmadığı
kontrol edildikten sonra haritada boş kalan diğer yerler birlikte doldurulur (matematiksel-
mantıksal zekâ, sosyal zekâ).
Ø Aşağıdaki sorular kümelere yöneltilir ve “Düşün-Yaz-Dönerli Görüş Paylaşımı”
etkinliği ile öğrencilerin cevapları küme içinde tartışmaları sağlanır. Son olarak kümenin
cevabı alınır (sözel-dilsel zekâ).
* Yazar bayrama ilişkin hangi duygularını yansıtıyor?
* Parçada sizi en çok etkileyen cümle/cümleler hangileridir? Neden?
* Yazarın bu metni yazmadaki amacı ne olabilir?
Ø Öğrencilerden küme içinde “Beyin Fırtınası” yaparak okudukları parçaya yeni bir
başlık bulmaları istenir (sözel-dilsel zekâ).
DEĞERLENDİRME:
Ø Metinle ilgili gösterilen resim ve metnin içeriği arasındaki ilişkiye dikkat çekilir.
Resmin, metindeki hangi bölümünü daha iyi anlattığı sorulur (görsel-uzamsal zekâ).
Ø Kümelerden anlatılan hikâyeyi en iyi özetleyen resmi çizmeleri istenir (görsel-uzamsal
zekâ).
Ø Kümelerden “BAYRAM” kelimesinin harflerini kullanarak akrostiş yazmaları istenir
(sözel-dilsel zekâ). Yazılan şiirler bestelenir ve sınıfa sunulur (müziksel-ritmik zekâ).
158
3. - 4. DERS
GİRİŞ:
Ø Öğrencilere unutamadıkları bir bayram anıları olup olmadığı sorulur. Bu anıların küme
içerisinde paylaşılması sağlanır (içsel zekâ).
Ø Kümedeki herkese bir ‘Konuşma Kartı” verilir ve nasıl kullanacakları açıklanır.
(Konuşan kişi kartını ortaya bırakır, süresi dolana kadar konuşur. Küme içerisinde önceden
belirlenen sırayla herkes konuşmasını yapar. Tekrar konuşmak isteyen kişi ancak herkesin
konuşması bittikten sonra konuşabilir.)
GELİŞTİRME:
Ø “Sizin için bayram günleri ne ifade ediyor?” sorusu öğrencilere sorulur.
Öğrencilerden, “Bayramların hayatımızdaki yeri ve önemi – toplumsal ilişkilerimizde
bayramların önemi” konulu bir konuşma hazırlamaları istenir. Düşünmeleri için yeterince süre
verilir. (Bir gün önceden, öğrencilerden ulusal ve dini bayramlarımızı araştırmaları
istenmiştir. Bu bilgilerini, konuşmalarında kullanmaları istenir.)
Ø Öğrencilere konuşma kartlarını kullanmaları, kurala uygun, 2 dakikalık bir konuşma
yapmaları söylenir. (Kural: Konuşmaya başlayacak olan öğrenci kendisinden önce konuşan
kişinin söyledikleri bir-iki cümle ile özetledikten sonra konuşabilir.) (sözel-dilsel zekâ).
***
Ø Metinden alınan aşağıdaki ifadelerde altı çizili kelimelerin yerine hangi kelimeler
getirilirse, anlatılmak istenen düşünceden tamamen farklı bir düşünce ortaya çıkar? sorusu
tüm sınıfa sorulur. Öğrencilerin bu kelimelerin zıt anlamlılarını bulmaları sağlayacak ipuçları
verilir.
“o iki yaşlı insan”
“uzun bir yolculuk”
“hep olumlu yanıtlar veriyordu”
159
Ø Ek. A’daki çalışma kâğıdı öğrencilere verilir ve “İkili Denetim” tekniğine uygun
olarak çözmeleri istenir. Öğrencilere ilk olarak B sütununu kapatıp, sadece A’ya sonra da
A’yı kapatıp sadece B’ye bakmaları söylenir.
Ø “İki Kutucuklu Tümevarım” etkinliği ile A ve B sütunundaki kelimeler arasındaki
ilişkinin bulunması sağlanır (A ve B sütunları birbirinin zıt anlamlısı olan kelimeler
içermektedir). Daha sonra zıt anlamlı kelimeler sırayla birleştirilir.
DEĞERLENDİRME:
Ø Öğrencilere bu derste en çok ilgilerini çeken şeyin ne olduğu sorulur, “Bu derste
…………öğrendim.”, “…………hakkında daha fazla öğrenmek isterim.” şeklinde
sonuç cümleleri yazmaları istenir (içsel zekâ).
5. DERS
GİRİŞ:
Ø Öğrencilere, Nasrettin Hoca fıkrası bilip bilmedikleri sorulur.
Ø Öğrencilere bu dersin sonunda birkaç fıkra öğrenebilecekleri söylenerek güdülenir.
Ø “Bilenin Etrafını Çevir (Circle-The-Sage)” etkinliği ile Nasrettin Hoca fıkrası
bilenlerin etrafında toplanılır (sözel-dilsel zekâ). Öğrenciler bildikleri fıkraları
birbirleriyle paylaşırlar.
Ø Bu derste, öğrencilere ‘Kavuk’ adlı fıkrayı dinleyecekleri söylenir.
Ø Sorulara cevap verebilmek ve etkinlikleri yapabilmek için çok iyi bir şekilde
dinlemeleri gerektiği hatırlatılır.
GELİŞTİRME:
Ø Öğretmen, ‘Kavuk’ adlı fıkrayı sesli ve anlamlı bir şekilde okur. Öğrenciler isterlerse
parça ikinci kez tekrar okunur. (sözel-dilsel zekâ)
Ø Parçanın şiir şeklinde yazılmış olduğuna dikkat çekilir.
Ø Öğrencilerden, küme içinde “Beyin Fırtınası” yaparak, dinledikleri parçaya yeni bir
başlık bulmaları istenir (sözel-dilsel zekâ).
160
Ø “Formation” (Biçimlendirme) etkinliği ile öğrencilerden, parçayı en iyi özetleyen
nesnenin ne olduğuna kümece karar vermeleri ve bedenleriyle canlandırmaları istenir
(bedensel-kinestetik zekâ).
Ø Öğrencilerden, dinledikleri parçadan akıllarında kalan olayları söylemeleri istenir. Bu
olaylar karışık bir şekilde tahtaya yazılır. Her olaya bir harf verilir. (A, B, C,…. gibi)
Öğrencilerden, bu olayları “Sıralama” etkinliği ile sayı doğrusu üzerinde, parçadaki
olay sırasına göre, sıraya koymaları istenir.
DEĞERLENDİRME:
Ø Öğrencilerden, şiir olarak yazılmış bu metni, düz yazı biçiminde kendi cümleleriyle
tekrar yazmaları istenir.
6. DERS
GİRİŞ:
Ø Öğrencilere, neler öğrendiklerini ve neler bildiklerini görmelerine yardımcı olmak
amacıyla konu sınavına (Ek.D) girecekleri söylenir.
Ø Sınavdan alacakları puanların küme başarısını etkileyeceği hatırlatılır.
Ø Sınavda başarılı olan kümelere “Küme Başarı Sertifikası” verileceği söylenir.
GELİŞTİRME:
Ø Aynı kümede oturan öğrencilerin yan yana gelmesini önleyecek şekilde öğrencilerin
yerleri değiştirilir.
DEĞERLENDİRME:
Ø Konu sınavının cevapları öğrencilere verilir ve yapılan hatalar tartışılır.
161
EK. A: ÇALIŞMA KAĞIDI
Verilen kelimenin hangi resmin karşılığı olduğuna karar verip kelimeyi
o resmin altına yazınız, yanındaki kareye de zıt anlamını yazınız
(Bilkan, 2001)
düzgün yumuşak
b. a. a.
b.
nazik
b.
b.
162
EK. B:HİKAYE HARİTASI
Yer: Zaman:
Ana Karakterler: Yardımcı Karakterler:
Problemin Başlangıcı:
Problem:
Çözüm:
Ana Fikir:
163
EK. C: BAYRAM TATİLİ
Akşam yemeğinden sonra Utku ve ailesi haberleri izliyordu. O sırada bütün ailenin dikkatini çeken bir haber geçti. Haberde, dört günlük bayram tatilinin dokuz güne uzatıldığı söyleniyordu.
Bu haber herkesi çok sevindirdi. Başta Utku olmak üzere evdekiler, “Nereye gidiyoruz?” der gibi anlamlı anlamlı babalarına bakmaya başladılar.
Baba: Tamam, tamam! Söyleyin bakalım ne yapalım, dedi. Aile meclisi kurulmuştu. Herkesin isteği farklı farklıydı. Kimi öneriler için mevsim,
kimi öneriler için de aile bütçesi uygun değildi. Utku, konuşulanları uzun süre sessizce dinledi. Sonra da söz alıp: Köye gitmeye ne dersiniz? diye bir öneride bulundu. Bu öneriye kimse hayır
diyemedi. Baba Metin Bey oğlunun bu önerisine çok sevindiğini, oğlunun yanağını sıkarak
gösterdi. Ailesine, büyüklerine bağlı, yüreği sevgi dolu bir evlat yetiştirdiği için içten içe gururlanıyordu.
Sonunda kesin karar verildi. Tatil köyde geçirilecekti. Bu geziyle hem bayramın özüne uygun olarak büyükler ziyaret edilecek, hem de üç yıllık özlem giderilmiş olacaktı. Çocuklar doğa ile baş başa olmanın mutluluğunu yaşayacaklar, büyükler çocukluk arkadaşlarını görebileceklerdi. Hepsinden önemlisi de o iki yaşlı insan mutlu edilecekti.
Beklenen gün gelip çatmıştı. Sabah erkenden bavullar arabaya yerleştirildi.* Uzun bir yolculuktan sonra akşama doğru köyün görünmesini engelleyen son tepe de aşıldı. Köy, bütün güzelliği ile gözler önündeydi.
Utku, babasının cep telefonunu alıp, büyük babasının ev telefonunu aradı. Sonra da babasına uzattı. Babası arabayı durdurup konuşmaya başladı.
Alo! Baba nasılsın, iyi misin? Annem nasıl?... Biz İzmir’deyiz. Alper’in yanında… Süleyman Bey, biraz buruk, hep olumlu yanıtlar veriyordu. Ne olurdu oğlu şimdi
yanında olsaydı. Telefonu kapattıktan sonra balkona çıkıp, ufka baktı: Hatice Hanım, Allah canlarını sağ etsin, acılarını göstermesin de varsın gelmesinler,
dedi. Bu sözler Hatice Hanımı da hüzünlendirmişti. Tam bu sırada beyaz bir araba ileri köşeden dönmüş, evin olduğu sokağa girmişti. Bu
mevsimde oradan araba pek geçmezdi. Hatice Hanım, “Veli’nin oğlu Caner’dir” diye pek dikkatli bakmadı. Komşusu adına sevinmişti; ama içi burkulmuştu.
O da ne!... Araba evin önünden geçip gideceği yerde bahçe duvarına yanaşıp durdu. Hatice Hanım ne yapacağını şaşırdı. Tanımıştı. Bu Metin’in arabasıydı.
Elindeki kovayı yere bıraktı. Elini yumup ağzına götürdü. Yerinden kıpırdayamıyordu. Damla damla yaşlar akıyordu gözlerinden.
Süleyman Bey’in gözleri de dolu dolu olmuştu: Biliyordum!... dedi. Biliyordum…
Erdoğan DOĞANAY
(Sadeleştirilmiştir.) Mutlu Temel Dersler 5
164
EK. D Adı-Soyadı: Küme Adı:
KONU SINAVI
Aşağıdaki ilk iki soruyu dinlediğiniz parçaya göre cevaplayınız. (14 puan)
1. Yazarın, ne zaman başından kaynar sular dökülüyor? a) Atmosferin kirlendiğini fark edince b) Arkadaşını görünce c) Sokaktaki kazayı görünce d) Duvardaki afişi görünce
2. Yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? a) Doğayı temiz tutmak için çalıştığı, b) Dünyanın bir çöplüğe dönüştüğünü fark ettiği, c) Dünyayı yaşanacak bir yer olarak görmediği, d) Titiz bir insan olduğu.
Aşağıdaki parçayı dikkatle okuyunuz. 3, 4, 5 ve 6. soruları parçaya göre cevaplayınız. (28 puan) Bir komşu der ki Hoca’ya: “Eşeğimi ettim kayıp, Belki inmiştir çaya, Sana zahmet arayıp, Bul da getir çabucak” Rahmetli kıyı bucak, Arayacağı yerde, Başı havada, tiz perde Bir şarkı tutturur; Bahçe, bağ gezip durur.
Biri Hoca’ya rastlar, Der: “Bağda ne işin var?” - Eşeği arıyorum. Dereye varıyorum. - İşi tutarak gevşek, Aranmaz böyle eşek, Bırakır şarkıyı, Fırıldar köşe kıyı, Sendeki bu neşeyi, Gören düğünde sanır. - El alemin eşeği Ancak böyle aranır.
Hasan Ali YÜCEL 3. Aşağıdakilerden hangisi bu şiire en uygun başlık olur? a) Hoca’nın eşeği b) Ancak böyle aranır c) Hoca’nın neşesi d) Dostluk 4. Eşeğin sahibi kimdir? a) Nasrettin Hoca b) Hoca’nın karısı c) Hoca’nın komşusu d) Hoca’nın akrabası
5. Eşeği ararken Hocayla karşılaşan kişi kim olamaz? a) Eşeğin sahibi b) Hoca’nın akrabası c) Bahçenin sahibi d) Hoca’nın arkadaşı 6. Hocayla karşılaşan kişi Hocayı neden eleştiriyor? a) Kendisini hiç arayıp sormadığı için b) Borcunu ödemediği için c) Üstlendiği işi özenli yapmadığı için d) Bahçeye izinsiz girdiği için
165Aşağıdaki parçayı dikkatle okuyunuz. 7., 8. ve 9. soruları parçaya göre cevaplayınız. (21 puan)
“Büyük mimarlarımız, eserlerinin yanı başında birkaç çınar veya serviyi hiç eksik
etmezlerdi. Bazıları, daha ileriye gider, cami ve medrese avlusunun ortasında, çınarın, servinin yetişmesi, sarmaşığın halkalanması için yer ayırırdı. Zaten eski Türk bahçesi, böyle ağaçlı, çiçekli bahçe idi. Mimarlık ile ağacın bu işbirliğinin en iyi örneği, Süleymaniye Cami’nin avlusudur.” 7. Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi mimarlığımızın özelliklerinden değildir? a) Ağaçlara ve çiçeklere gereğinden çok yer verilmiş olması. b) Türk bahçesinde ağaç ve çiçeğin önemli bir yeri olması. c) Yapılarla ağaçların ve çiçeklerin birbirini tamamlaması. d) Eserlerin yanında daima bir çınarın veya servinin bulunması.
8. Yukarıdaki metnin ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? a) Eski Türk bahçelerinde bol ağaç ve çiçek bulunurdu. b) Eski mimarlarımız, ağaçlara ve çiçeklere büyük önem verirlerdi. c) Cami ve medrese avlularının ortası ağaç ve sarmaşıkla süslenirdi. d) Cami ve medrese avlularında ağaç ve çiçek yetiştirilirdi.
9. Süleymaniye Cami, parçada neye örnek olarak gösterilmiştir? a) En güzel mimari eserlere b) Mimar Sinan’ın yaptığı eserlere c) Türkiye’deki en büyük camiye d) Bahçesinde ağaç olan camilere
Aşağıdaki sorular için verilen dört seçenekten yalnızca biri doğrudur. Doğru
seçeneği bulup işaretleyiniz. (18 puan) 10. “Herkesin gönlünde bir aslan yatar.” Atasözünü en iyi açıklayan cümle aşağıdakilerden hangisidir? a) İnsanların istekleri sınırlanamaz. b) Herkesin kendine göre bir amacı vardır. c) Kimin kahraman olduğu belli olmaz. d) Herkesin sevdiği bir şey vardır. 11. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde altı çizili sözcükler arasında zıt anlamlılık yoktur? a) Az söyle, çok dinle. b) Eğri oturalım, doğru konuşalım. c) Aç bırakma hırsız, çok söyleme arsız olur. d) Gelen, gideni aratır. 12. Aşağıdakilerden hangisi atasözü değildir? a) Parayı veren düdüğü çalar. b) Leyleğin ömrü laklaka ile geçer. c) Demir tavında dövülür. d) Para harcandıkça eksilir.
13. Aşağıdaki atasözlerinden hangileri, konuları bakımından birbirine benzemektedir? I) Yalnız taş duvar olmaz. II) Taş düştüğü yerde ağırdır. III) Birlikten kuvvet doğar. IV) İşten artmaz, dişten artar. a) I-III b) I-II c) II-III d) II-IV 14. “Kimse ayranım ……….. demez.” Atasözünde noktalı yere hangi kelime gelmelidir? a) ekşi b) bozuk c) tatlı d) yok 15. “çok, bilmez, bilir, yaşayan, gezen, çok” sözcüklerinden anlamlı bir cümle oluşturulursa, baştan ikinci sözcük hangisi olur? a) bilir b) bilmez c) yaşayan d) gezen
166
16. Aşağıdaki açıklamalara uyan atasözlerini bulunuz. (9 puan) * Yardımlaşarak birçok zorluğu aşabiliriz. …………………………………………………………………. * Kötülük yapan insanlar, daha büyük kötülüklerle karşılaşırlar. …………………………………………………………………. * Sinirlenince çevremizden çok kendimize zarar veririz. …………………………………………………………………. 17. “İşleyen demir ışıldar.” Atasözünü örnek vererek açıklayınız. (10 puan)
167
EK:5 ÇZK DESTEKLİ KUBAŞIK ÖĞRENME YÖNTEMİNİN UYGULANDIĞI
DENEY GRUBUNDAKİ ÖĞRENCİLERİN ÇALIŞMALARINDAN ÖRNEKLER
Elektrik kesilse de bir çalışmaya devam ettik!
Araştırdık, öğrendik…
168
Afiş çalışmalarından örnekler:
Şimdi de hikaye yazalım:
169
Kavga ediyorlar sanmayın, onlar sadece metindeki kahramanları canlandırıyorlar. Duvar gazeteleri hazırlanırken:
Mimar Sinan’la ilgili hazırlanan duvar gazeteleri:
170
Öğrenciler yazdıkları şarkı ve şiirleri sınıfla paylaşıyorlar:
Ve tabii ortaya çıkardıkları ürünleri de…
171
EK 6: KÜME BAŞARI SERTİFİKASI
Küme Başarı Sertifikası
Sevgili ……………………………
Türkçe dersinde …………………………………… Kümesi olarak, sınıfta başarılı kümelerden biri olarak seçildiniz. Küme üyesi olarak, kümene verdiğin destek ve küme arkadaşlarınla yaptığın işbirliğinden dolayı seni kutlar, başarının devamını dilerim. Tarih:
Türkçe Öğretmeni Bilge KUŞDEMİR
173
EK 8: HAFTANIN EN İYİ DAVRANIŞ KÜMELERİ FORMU
HAFTANIN EN İYİ DAVRANIŞ KÜMELERİ
174
EK 9: HAFTANIN BAŞARILI KÜMELERİ FORMU
HAFTANIN
BAŞARILI KÜMELERİ
175
EK 10: OKUDUĞUNU ANLAMA BAŞARI TESTİ
Sevgili öğrenci, Okuduğunu anlamaya yönelik olarak hazırlanmış bu testte, farklı okuma parçaları ile ilgili sorular bulunmaktadır. Öncelikle parçaları dikkatli bir şekilde sessiz okuyunuz. Daha sonra okuduğunuz parçayla ilgili soruları yanıtlayınız. Unutmayın, dikkatlice okumazsanız, sorulara doğru yanıt veremezsiniz. Soruların hepsini yanıtlamaya çalışın. Başarılar dilerim.
Bilge KUŞDEMİR
“1. METİN”
Ertesi gün nehir kabardı, o anda sular uzaktan bir şey tarafından çekiliyormuş gibi
çok hızlı akıyordu. Sonra daha da derinleşip, genişledi ve Atlas okyanusuna doğru yönelen büyük bir nehir haline geldi.
Yaz ortalarıydı. Fakat hava serinliyordu. Peter sadece bir an tereddüt etti. Acaba daha kuzeye gitmenin tehlikesini göze alabilir miydi? Dahası vardı: Bu kadar uzağa gittikten sonra, köye ulaşma arzusunu nasıl engelleyecekti? Köyün adı “Terkedilmiş Kale” idi ve bu isim onu çok etkilemişti.
Köye yaklaştıkça ladin ve çam ağaçları giderek daha da seyrekleşti. Onlar şimdi yalnızca diğer alanlardan soyutlanmış koruluklarda, koyu renkte noktalar halinde görülüyordu. Sanki vahşi doğa içinde, orada burada şans eseri toplanmış insan kümeleri gibi kara üzerinde yerlerini almışlardı. Toprak çalılardan arınmış, çıplak ve taşlık hale gelmişti. Şimdi başka yerde adı hiç bilinmeyen çiçekler, kızılımsı fundalıklar gibi her tarafı kaplamıştı.
Peter, onları daha yakından görmek, bunların gerçek çiçekler olduğundan emin olmak için, akarsuyun içindeki, ana akıntıyı geçmeye çalıştı. Girdapları geçti; suyun gücüne rağmen, karşıya en yakın noktaya geçmek için mücadele etti. Bu şekilde, belki de yarım günlük zamanını kaybetti. Fakat Peter, bu çiçeklerin çarpıcı güzelliğini ve rengini nasıl unutabilirdi? Ve o, bunları bir kez daha görme zevkinden yoksun kalabilir miydi? 1. Peter’in tereddüt etmesinin sebebi aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Kuzeye gitmenin tehlikeli olması B) Havanın giderek serinlemesi C) Nehirin giderek derinleşip genişlemesi D) Köyün adının tehlikeli görünmesi 2. Peter çiçeklere niçin yaklaştı? A) Onlardan birkaçını koklamak için B) Onlardan birkaçını koparmak için C) Onların güzelliğini izlemek için D) Onların canlı olup olmadığına bakmak için
3. Peter için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Cesur C)Meraklı B) Doğayı seven D)Unutkan 4. Peter hangi yöne seyahat ediyordu? A) Batıya C) Güneye B) Kuzeye D) Doğuya 5. Yazar ağaç koruluklarını neye benzetmiştir? A) Fundalık tarlalarına B) Bina kümelerine C) İnsan gruplarına D) Taşlı topraklar
176
“2. METİN”
Keçiciğin aklı bir karış havada ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına otlaya otlaya çekip gitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı; hemen görmüş keçiciği:
“Hah, işte ağzıma layık bir lokma. Yaşasın!” demiş. Keçicik, bakmış, can pazarı. Hiç kurtuluşu yok. “Eh ne yapalım, demek kaderimizde sana yem olmak varmış, kurt kardeş.” demiş.
“Madem ölüm kapıya geldi, bari bana biraz kaval çal ki neşeleneyim, kendimi unutup öyle öleyim…”
Kurt, “son isteği zavallının.” demiş, bulmuş bir kaval, çalmaya başlamış. Kurt çalmış, keçicik oynamış.
Derken ötelerden kaval sesini duyan köpekler koşturmuşlar, gelmişler, kurdu önlerine düşürüp bir güzel kovalamışlar. Kaçmadan önce kurt durumu anlayıp oyuna geldiğini sezinlemiş:
“Suç sende değil bende. Neme gerekti benim kaval çalmak, neme gerekti bana köçekli kurban!...” demiş.
Zamansız bir işe kalkışmanın sonu budur. Ölçmeli, biçmeli, adımını ona göre atmalı. Tersi oldu mu, işte böyle Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olunur.” 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “can pazarı” sözü parçadaki kullanımıyla aynı anlamdadır? A) Bugün can pazarında her şey ucuzdu. B) Sizinle can pazarına gelmeyi çok isterdim. C) Bizim keçiyi dün can pazarında sattık. D) Depremde yaşanan can pazarı bizi üzdü. 7. Bu parçadan çıkaracağımız ders aşağıdaki ifadelerden hangisiyle yakın anlamlıdır? A) Av avlanmış, tav tavlanmış. B) Bin ölçüp bir biçmeli. C) Kurt dumanlı havayı sever. D) Köpeksiz sürüye kurt girer.
8. Aşağıdaki kelimelerden hangisi parçada anlatılan keçi için söylenemez? A) İnatçı B) Kurnaz C) Açıkgöz D) Sorumsuz 9. Aşağıdaki ifadelerden hangisi “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” deyiminde anlatılmak istenen düşünceye uygun değildir? A) Daha fazlasını elde etmek için azla yetinmeliyiz. B) Her koşulda elimizdekilerin kıymetini bilmeliyiz. C) Açgözlü olmanın bize zarar vereceğini bilmeliyiz. D) Çevremizdeki tehlikelere karşı uyanık olmalıyız.
177
“3. METİN”
Japonya’da ay ışığını seyretme toplantısı yaparlar, sizi oraya çağırırlar ancak orada hiç konuşulmaz. Güzel ve zevkli bir bahçede oturur, ayın doğmasını seyreder ve bundan zevk almayı öğrenirsiniz.
Japonlar doğaya, bizim anlayamayacağımız kadar hayranlık duyarlar. Kışın ilk yağan karı seyretmek ve kutlamak için toplantılar yaparlar. Karın çevreyi birden nasıl değiştirdiğini ve yumuşattığını, ışık gölge arasındaki farkları ortadan kaldırmasının zevkini tadarlar. Japonlar güzel bir yaz gecesi kırlarda dinlemeğe giderler. Evet dinlemeğe giderler. Neyi biliyor musunuz? Böceklerin müziğini…
Bir gün beni pek çok kibar bayanın mangal gibi bir şeyin çevresinde oturdukları bir toplantıya çağırmışlardı. Mangal kömürü yanarken içine değişik odun parçaları atıyor, biraz yanıncaya kadar içinde bırakıyorlardı. Sonra duman çıkarken bu odun parçalarını, özel bir tepsi içinde herkes koklasın diye, sıra ile gezdiriyorlardı. İnsan ilk kez orada şeftali, çam, kiraz gibi odunların, müzik notaları gibi birbirinden ayrı kokuları olabileceğinin farkına varıyordu. 10. Parçaya göre “böceklerin müziğini dinlemek” hangi anlamda kullanılmıştır? A) Sevilen müzik parçalarını dinlemek B) Hayvanları sevmek ve onlarla ilgilenmek C) Böceklerin çıkardığı sesleri ayırt etmek. D) Doğadan gelen sesleri dinlemek 11. Japonya’da ay ışığını seyretme toplantısı düzenlenmesinin asıl amacı nedir? A) Konukları ile iyi zaman geçirmek B) Ayın nasıl doğduğunu göstermek C) Ayın doğuşundan zevk almak D) Konuklarını bahçede ağırlamak 12. Parçada hangi duyumuzla ilgili ayrıntıya yer verilmemiştir? A) Görme B) İşitme C) Tatma D) Koklama
13. Değişik odun parçalarının “mangalda yakılması” neyi göstermektedir? A) Japon kadınlarının sanatçı ruhlu olduğunu B) Her bitkinin farklı kokusunun bulunduğunu C) Yanan odun parçalarının tepsiyle taşındığını D) Yanan odunların farklı kokular çıkardığını 14. Parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? A) Japon Gelenekleri B) Doğa Sevgisi C) İlk Düşen Kar D) Böceklerin Müziği 15. Parçaya göre Japonlar kışın neyi seyrederler? A) İlk karın getirdiği değişiklikleri B) Değişen çevre koşullarını C) Işıkla gölge arasındaki farkları D) Yumuşayan insan çizgilerini
178“4. METİN”
Hoca çıkmış, dam aktarmış damda. Kapı çalmış bir an. Eğilmiş bakmış: Bir adam. Ne üst ne baş… Perişan. Merak etmiş, sormuş: “Kimi istedin?” “Seni Hocam, biraz aşağıya in.” “İyi ama, ağam, işim acele, Ne söyleyeceksen oradan söyle.” “Bir ricam var senden, küçük bir ricam, Aşağıya insen ne olur, Hocam?” “Herhalde işi mühim. Anlamak gerek. Bakalım neymiş muradı?” diyerek Takım taklavatı bırakıp dama İnmiş kırk bir basamak merdiveni. Açarak kapıyı sormuş adama:
“Söyle. Ne var? Niçin indirdin beni?” Adam demiş ki: “Hocam ne olursun. Allah kazadan beladan korusun. Dert verip derman aratmasın Rabbim. Sevaptır bir sadaka ver fakirim.” Bu lafları duyunca Deliye dönmüş Hoca. Ta damlardan inişine mi yansın, Yarıda kalan işine mi yansın? Ama Hoca bu, kurnaz… “Hele yukarı gel benimle biraz Üst tarafını orada söylersin.” Varınca, ikisi de nefes nefese, dama, Hoca dönmüş adama, Demiş ki: “Allah versin.”
Orhan Veli Kanık
16. Aşağıdakilerden hangisi bu şiir için uygun bir başlık olamaz ? A) Dilencinin Öfkesi B) Hoca ve Dilenci C) Allah Versin D) Hoca’nın Cezası 17. Hoca’nın damdan inmesini isteyen kimdir? A) Kapı komşusu B) Yoksul bir arkadaşı C) Yardım isteyen biri D) Yakın bir akrabası
18. Hoca neden damdan aşağıya inmiştir? A) Damdaki işini bitirdiği için B) Adama sadaka verebilmek için C) Adamın söyleyeceklerini önemli sandığı için D) Gelen kişiyi göremediği için 19. Hoca damda ne yapıyormuş? A) Damı onarıyormuş B) Damda oturuyormuş C) Damı temizliyormuş D) Gelip geçeni izliyormuş
179
“5. METİN”
“İster kağıt üzerinde olsun ister ağızla, benim sevdiğim konuşma düpedüz, içten gelen, tatlı, büyülü ve kısa süren bir konuşmadır. Güç olsun, zararı yok; ama sıkıcı olmasın; süsten, özentiden kaçsın; düzensiz, gelişigüzel ve korkmadan yürüsün. Dinleyen her yediği lokmayı tadarak yesin.” 20. Yukarıdaki parçaya en uygun başlık, aşağıdakilerden hangisidir? A) Konuşma ve Dinleme B) Konuşmanın Önemi C) Konuşma Sanatı D) Konuşma Yeteneği 21. “Dinleyen her yediği lokmayı tadarak yesin.” Cümlesinde anlatılmak istenen duygu nedir? A) Dinlemekten zevk almak. B) Dinlemek zorunda olmak. C) Dinleme kurallarına uymak. D) İyi bir dinleyici olmak.
22. Aşağıdakilerden hangisi yazarın sevdiği konuşma tarzına girmez? A) Kısa süreli konuşmalar B) İçten gelen konuşmalar C) Özentili konuşmalar D) Gelişigüzel konuşmalar 23. Yazar “düzensiz ve gelişigüzel konuşmayı” istemekle neyi ifade ediyor? A) Özentiden uzak ve eğlenceli konuşmayı B) Büyülü ve korkmadan konuşmayı, C) Deli dolu ve sıkıcı olmayan konuşmayı, D) Doğal ve içten duygularla konuşmayı.
“6. METİN”
Denizle iç içe olmuş insanlar için bile buzkıranla yolculuk etmek çok garip bir deneyimdir. Denizci, açık sularda, geminin dalgalar boyunca ne şekilde tepki göstereceğini öğrenir. Buzla kaplı bir denizde ise, düzenli hareketler yoktur. Onun yerine, orada gemiciyi hayrete düşüren beklenmedik sarsıntılar vardır.
Dev gibi buz parçaları, çelik geminin gövdesine çarpar. Çarpma sırasında çıkan ses, geminin su seviyesini gösteren çizgi boyunca gürültü çıkaran yüzlerce çöp tenekesinin sesine benzer. Geminin içinde, o anda görevli olmayan gemiciler dinlenmeye çalışır, ancak bu gürültüden kaçmak mümkün değildir.
Gemi buz kırma işlemi başladığında, buzlardan oluşan geniş bir alana girer ve aniden yavaşlar. Sonra geminin çelik gövdesi kalın buz parçasının üzerinde yükselir. Bu yüzden bir süre suyun yüzeyinde hareketsiz kalır. Geminin ağırlığı buzu kırar. Motorlarının bütün gücüyle çalışan gemi tekrar geri döner ve tekrar buzların içine gömülür. Bu işlem, gemi donmuş sular arasından yol bulup hareket edene kadar sürer. 24. Aşağıdakilerden hangisi gemicilerin dinlenmesini engellemektedir? A) Gemi motorunun gürültüsü B) Gemiye çarpan dalgalar C) Gürültü yapan gemiciler D) Gemiye çarpan buzlar
25. Aşağıdakilerden hangisi bu parçaya en uygun başlık olur? A) Gemiciliğin Zorlukları B) Kuzey Buz Denizleri C) Bir Gemici Anlatıyor D) Buzkıranla Yolculuk
180
“7. METİN”
Bir adam bir eşek satın almak istedi. Hayvan pazarında satılık bir eşek buldu. Satın almadan önce onu denemek için eşek sahibiyle anlaştı. Hayvanı eve götürdü ve diğer eşeklerle birlikte ahıra koydu. Eşek, ahırda diğer eşeklerden ayrıldı ve en değersiz, haylaz olanıyla arkadaşlık etmeye başladı. Adam, yeni eşeğine hemen bir yular taktı ve sahibine geri götürdü. Bu kadar kısa süre içerisinde uygun bir deneme yapılmasına şaşıran eşek sahibine; “Daha fazla denemeye ihtiyacım yok, arkadaş olarak seçtiği eşekten onun ileride nasıl bir eşek olabileceğini tahmin ediyorum” dedi. 26. Eşeği almak isteyen kişinin hangi hareketi eşek sahibini şaşırttı? A) Böyle bir eşeği satın almak istemesi B) Bir ahır dolusu eşeğe sahip olması C) Eşeği bu kadar hızla geri getirmesi D) Eşeği hemen denemek istemesi 27. Eşek sahibinin eşeğini hemen satamamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Eşeği almak isteyen kişi ile beraber çalışmak istemesi B) Eşeğin denenmek üzere götürülmesine izin vermesi C) Eşek için değerinden çok daha yüksek fiyat istemesi
D) Eşeği almak isteyen kişiyi aldatmayı denemesi 28. Eşeği almak isteyen adam için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dikkatli B) Kurnaz C) Akıllı D) Cimri 29. Parçada anlatılmak istenen temel düşünce nedir? A) Bir malı satın alırken dikkatli olmalıyız. B) Arkadaşlarımızı seçerken dikkatli olmalıyız. C) Denemeden hiçbir şey satın almamalıyız. D) Tek bir kişiyle arkadaşlık etmemeliyiz.
“8. METİN”
Başarılı olma yolunda senin ilk büyük düşmanın tembelliktir. Burada sana tembelliği tarif edecek değilim. Onu sen, ben hepimiz az çok tanırız. Yalnız ben sana şunu söyleyeceğim ki, tembellik insan karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir. Aksine, eski peri hikayelerindeki kahramanlar gibi, şekilden şekle girerek ve bin bir hile kullanarak alt etmeğe çalışan bir korkaktır. Tehlikesinin büyüklüğü de buradan gelmektedir.
Tembelliğin, yerine, adamına ve çağına göre girmediği kalıp yoktur. Herkesin huyuna göre tavır alır ve konuşur. Dilimizde aldığı çeşitli isimler, onun bu sinsiliğini gösterir. Tembelliğin adı havailiktir. Bir adı gevşeklik ve hoppalık, diğer bir adı da uyuşukluk, üşengeçlik ve keyfine düşkünlüktür. Tembellik herkesin karşısına her zaman aynı kılıkta çıkmaz. O, mesleksiz aktör gibi her zaman rol değiştirir. Bazen geçerli bir mazeret kılığına girer; hasta olur, yorgun düşer ve haline acındırır. Bazen tatlı bir dille konuşur, gönül çeler.
Tembelliğin kitabında daha pek çok şey vardır. Yalnız şunu söyleyeyim ki, eğer tembel isen ve tembelliğin organlarla ilgili bir hastalıktan ileri gelmiyor da ruhsal bir gevşeklik, uyuşukluk, üşengeçlik, hoppalık ve havailik şeklinde ise, iradeni kullanmak suretiyle başarının bir düşmanını yenebilirsin.
Anonim
181
30. Aşağıdakilerden hangisi, tembelliğin tehlikelerinden biri olamaz? A) Herkesin huyuna göre tavır alıp, konuşması B) Bin bir hile kullanarak insanı alt etmeğe çalışması C) Tembelliğin, aktör gibi daima rol değiştirmesi D) İnsanın karşısına çıkıp, korkmadan savaşması 31. Parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Tembelliğin, başarının birinci düşmanı olması B) Tembelliğin, herkes tarafından bilinmesi C) Tembelliğin, girmediği kalıbın olmaması D) Tembelliğin, büyük bir yıkım olması 32. Aşağıdakilerden hangisi bu parçaya en uygun başlık olur? A) Başarının Düşmanı B) Maskesiz Aktör C) Başarının Yolu D) En Büyük Düşman
33. “O, mesleksiz aktör gibi daima rol değiştirir.” cümlesi nasıl bir karakterin ifadesidir? A) Tutarlı-sinsi-girişken B) Tutarsız-değişken-sinsi C) Dengesiz-inandırıcı-çalışkan D) Tutarsız-güvenilir-değişken 34. Aşağıdakilerden hangisi parçanın ana düşüncesidir? A) Tembelliği yenmede en büyük silahımız irademizdir. B) Tembellik günümüzde yaygın bir hastalıktır. C) Başarılı olma isteği yaşamda her şeyden önce gelir. D) Başarılı olmak, tehlikeleri göze almaktır. 35. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi tembel bir insanın söyleyeceklerine ters düşer? A) Sınavlar olmasaydı, hiç ders çalışmazdım. B) Şansın varsa her şeyin var demektir. C) Emek olmadan yemek olmaz. D) Kütüphanede pineklemekten hoşlanmam.
182
EK 11: TÜRKÇE DERSİNE İLİŞKİN TUTUM ÖLÇEĞİ Adınız - Soyadınız: Sınıfınız: Okulunuzun Adı: Sevgili öğrenci;
Bu anket sizin Türkçe dersi ile ilgili düşüncelerinizi öğrenmek için hazırlanmış cümlelerden oluşmaktadır. Bu cümlelerin hiç birinin kesin olarak doğru cevabı yoktur. Bunun için vereceğiniz cevaplar sizin kendi görüşlerinizi yansıtmalıdır.
Her cümle ile ilgili görüşlerinizi belirtirken, önce cümleyi dikkatle okuyunuz. Sonra cümlede belirtilen düşüncenin, sizin düşünce veya duygularınıza ne derece uygun olduğuna karar veriniz. Cümlede belirtilen düşünceye;
Tamamen katılıyorsanız, cümlenin karşısındaki 1. kutucuğa, Genellikle katılıyorsanız, cümlenin karşısındaki 2. kutucuğa, Karasız iseniz veya o konuda hiç bilginiz yoksa, cümlenin karşısındaki 3.
kutucuğa, Katılmıyorsanız cümlenin karşısındaki 4. kutucuğa, Asla katılmıyorum diyorsanız, cümlenin karşısındaki 5. kutucuğa,
(X) işareti koyunuz. Bütün soruları mutlaka cevaplayınız. Her cümle için sadece bir kutucuğu
işaretleyiniz. Cevaplarınızı, ilgili cümleye ait kutucuğa işaretlemeyi unutmayınız.
Tam
amen
K
atılı
yoru
m
Gen
ellik
le
Kat
ılıyo
rum
K
arar
sızım
Kat
ılmıy
orum
Asla
Kat
ılmıy
orum
1. Türkçe dersi en sevdiğim üç dersten biridir.
2. Türkçe derslerine çalışmak beni dinlendirir. 3. Türkçe dersindeki konuların azaltılmasından mutlu olurum. 4. Türkçe derslerine çalışırken canım sıkılır. 5. Türkçe dersleriyle uğraşmak beni eğlendirir. 6. Türkçe derslerinden korkarım. 7. İleride Türkçe ile yakından ilgili bir meslek seçmeyi isterim. 8. Türkçe derslerinden hiç hoşlanmam. 9. Okuldaki Türkçe dersleri azaltılsa sevinirim. 10. İleride Türkçe ile ilişkisi en az olan bir meslek seçmeyi isterim. 11. Türkçe dersiyle ilgili her şey ilgimi çeker. 12. Dersler arasında en çok Türkçe dersinden hoşlanırım. 13. Türkçe dersiyle ilgili oyunlardan hoşlanmam. 14. Türkçe dersi ödevlerini sıkılmadan, zevkle yaparım.
15. Türkçe derslerine mecbur olduğum için çalışıyorum; mecbur olmasam çalışmam.
183
Tam
amen
K
atılı
yoru
m
Gen
ellik
le
Kat
ılıyo
rum
K
arar
sızım
Kat
ılmıy
orum
Asla
Kat
ılmıy
orum
16. Türkçe derslerinde kendimi rahat hissederim. 17. Bence Türkçe dersleri, en çekici derslerdir. 18. Yetki verseler Türkçe derslerinin konularını en aza indiririm. 19. Türkçe derslerinden çekinirim. 20. Türkçe derslerine sadece sınıf geçmek için çalışıyorum.
21. Diğer derslere göre Türkçe dersine daha büyük bir zevkle çalışırım.
22. İleride Türkçe öğretmeni olarak çalışmak isterim. 23. Türkçe derslerini sevmem. 24. Türkçe derslerine sıkılmadan, zevkle çalışırım. 25. Türkçe dersi ile ilgili bir soruyu cevaplamak bana zevk verir.
26. Türkçe dersindeki konuların hayatta önemli olduğuna inanmıyorum.
27. Türkçe dersi, derslerin en güzelidir. 28. Türkçe, önemli gördüğüm derslerin en sonunda yer alır. 29. Türkçe ile ilgili her şeye ilgi duyarım. 30. Yetki verseler, okullardan bütün Türkçe derslerini kaldırırım. 31. Türkçe derslerine isteyerek çalışırım. 32. Türkçe dersinin, önemli bir ders olduğunu düşünmüyorum. 33. Türkçe yerine başka bir ders işlenmesini tercih ederim. 34. Türkçe dersleri benim için eğlencelidir. 35. Türkçe’yi daha iyi öğrenmek bana zevk verir.
36. Türkçe derslerinde öğrendiklerim, diğer derslerde daha başarılı olmamı sağlıyor.
37. Dersler zaten Türkçe; ayrıca bir Türkçe dersine gerek olduğunu düşünmüyorum.
38. Türkçe ile ilgili kitaplar ilgimi çeker. 39. Türkçe ders kitaplarını okurken çok sıkılırım. 40. Kitap okumak en çok yorulduğum işlerdendir. 41. Gözlerimi bozar diye kitap okumaktan çekinirim. 42. Daha güzel konuşmak için kitap okurum. 43. Ders kitapları dışında kitaplar okumaktan hoşlanmam. 44. Tatilde yapmaktan en çok hoşlandığım şey kitap okumaktır. 45. İyi düşünmek için çok kitap okumak gerektiğine inanıyorum.
184
EK 12: KİŞİSEL BİLGİLER FORMU
Açıklama: Sevgili Çocuklar, Aşağıda siz ve ailenizle ilgili birtakım sorular yer almaktadır. Lütfen bu soruları doğru olarak yanıtlayınız. Adınız-Soyadınız: Sınıfınız: Numaranız: Cinsiyetiniz: (1)Erkek ……. (2)Kız:……… Doğum yeriniz: (1)Adana…….. (2)Adana dışındaysa, neresi olduğunu yazınız……………………….. Siz dahil toplam kaç kardeşsiniz?............... Ailenizle kaç kişi birlikte oturuyorsunuz? (Siz de dahil).............. Aile içinde anne-babanız ve kardeşlerinizin dışında birlikte yaşadığınız kişiler var mı? (1)Var…….. (2)Yok……… Eğer varsa kimler olduğunu yazınız………………………………………………… Ailenizde Türkçe’den başka bir dil konuşuluyor mu? (1)Evet……………….. (2)Hayır…………….. Oturduğunuz ev kendinizin mi, yoksa kirada mı oturuyorsunuz? (1)Kendimizin………. (2)Kirada oturuyoruz………. Ailenizin maddi durumunu nasıl görüyorsunuz? (1)Çok iyi….. (2)İyi….. (3) Orta….. (4)Kötü….. (5)Çok kötü….. Anne-babanızın eğitim durumu nedir? Babanızın Annenizin (1) Okur-yazar değil (2) Okur-yazar (3) İlkokul mezunu (4) Ortaokul mezunu (5) Lise mezunu (6) Meslek lisesi mezunu (7) İmam hatip lisesi (8) Üniversite mezunu (9) Başka (belirtiniz)
Anne-babanızın mesleği nedir? (Ne iş yapıyor?) Yazınız. Babanız: Anneniz: ………………................... ………...........................
185
EK 13: ÖĞRENCİ GÖRÜŞME FORMU Tarih:
Adı-Soyadı: * Türkçe derslerini küme çalışması yaparak işledik. Dersin, bu yöntemle (ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle) işlenmesi hakkında ne düşünüyorsun? Kullandığımız yöntemle ilgili neler söylemek istersin? * Grup çalışmaları ile ilgili düşüncelerini öğrenmek istiyorum. Grupla çalışmak sence nasıldı? * Birlikte ders işlediğimiz sekiz haftayı düşündüğünde, en çok sevdiğin iki etkinlik hangileri oldu? Neden bu etkinlikleri daha çok sevdin? * Bu süreçte sevmediğin etkinlikler oldu mu? Olduysa hangileri? Neden bu etkinlikleri sevmedin? * Dersin, bu yöntemle işlenmesi sırasında karşılaştığın zorluklar oldu mu? Olduysa ne gibi zorluklarla karşılaştın?
***
* Birlikte çalışmaya başlamadan önce Türkçe dersleriyle ilgili görüşlerin/duyguların nasıldı? Diğer bir deyişle, sence Türkçe nasıl bir dersti? *Birlikte yaptığımız bu sekiz haftalık çalışma ve yapılan etkinlikler sonunda Türkçe dersi ile düşüncelerini öğrenmek istiyorum. Türkçe dersi ile ilgili şuan ki duygu ve düşüncelerini anlatır mısın? * Sekiz hafta boyunca işlenen Türkçe derslerini, diğer derslerle karşılaştırdığında neler söylemek istersin?
***
* Birlikte çalışmaya başlamadan önceki Türkçe derslerini düşünmeni istiyorum. Sence o derslerde hangi zekâ alanını/alanlarını kullanıyordun? * Türkçe dersleri bu yöntemle (ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle) işlenirken, hangi zekâ alanlarını daha çok kullandığını düşünüyorsun? Neden bu zekâ alanlarını daha fazla kullandığını düşündün? * Sence diğer derslerde en çok hangi zekâ alanlarını kullanıyorsun?
186
EK 14: GRUP ÇALIŞMALARINI DEĞERLENDİRME FORMU
Adı-Soyadı: Tarih: Küme Adı: 1. Türkçe derslerini grupla çalışarak işlemekten hoşlanıyor musun? * Evet. Çünkü……………………………………………………… * Hayır. Çünkü……………………………………………………… * Biraz. Çünkü……………………………………………………… 2. Türkçe derslerinde grupla çalışmanın bu hafta sana neler kazandırdığını düşünüyorsun? ………………………………………………………………………. ………………………………………………………………………. 3. Bu hafta yapılan etkinlikler arasında en çok sevdiğin etkinlik hangisiydi? ………………………………………………………………………………… Neden? ………………………………………………………………………………… 4. Bu hafta yapılan etkinlikler arasında sevmediğin etkinlik oldu mu? Olduysa hangisiydi? ………………………………………………………………………………… Neden sevmedin? ………………………………………………………………………………… 5. Bu hafta yapılan etkinlikler arasında zorlandığın etkinlik oldu mu? Olduysa hangisiydi? ………………………………………………………………………………… Neden zorlandın? ………………………………………………………………………………… 6. Bu hafta hangi zekâ alanlarını daha fazla kullandığını düşünüyorsun? ………………………………………………………………………………… Neden? ………………………………………………………………………………… 7. Aşağıdaki ifadelere göre kendini değerlendir. Türkçe dersinde küme çalışması yapmak başarımı arttırdı:
☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ Küme çalışması ile Türkçe derslerine daha fazla katılıyorum:
☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺ ☺
187
ÖZGEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı-Soyadı : Bilge KUŞDEMİR KAYIRAN
Doğum Tarihi : 05.01.1982
Doğum Yeri : Adana
Bildiği Yabancı Diller : İngilizce
Adres : Ç.Ü. Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü,
Sınıf Öğretmenliği A.B.D. 01330-ADANA
İş Tel : 0 322 338 60 76/45
E-posta : [email protected]
ÖĞRENİM DURUMU
2002-2007 Yüksek Lisans - Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Sınıf
Öğretmenliği Anabilim Dalı
1998-2002 Lisans - Çukurova Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Sınıf Öğretmenliği
Anabilim Dalı
1995-1998 Lise - Mithat Topal Lisesi, Adana
1992-1995 Ortaokul - 24 Kasım Ortaokulu, Adana
1987-1992 İlkokul - Emine-Nabi Menemencioğlu İlköğretim Okulu, Adana
İŞ DENEYİMİ
2002- … : Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sınıf Öğretmenliği
Anabilim Dalı araştırma görevlisi
2002 : Kahramanmaraş İli Elbistan İlçesi Karahüyük İlköğretim Okulu’nda sınıf
öğretmeni
188
ULUSAL VE ULUSLARARASI BİLDİRİLER
Kuşdemir, B. ve İflazoğlu, A. (2005), “Çoklu Zekâ Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme
Yönteminin İlköğretim 4. Sınıf Öğrencilerinin Türkçe Dersinde Okuduğunu
Anlamaya Yönelik Akademik Başarıları ve Türkçe Dersine İlişkin Tutumları
Üzerindeki Etkisi”, XIV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, 28 – 30 Eylül.
Denizli: Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi.
Karabay, A., Kayıran Kuşdemir B. ve Işık (Karagöz) D. (2006), “Birinci Sınıf
Öğretmeleri ile Öğretmen Adaylarının Ses Temelli Cümle Yöntemine Yönelik
Görüşleri: Nitel Bir Çalışma Örneği”, XV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, 13 –
15 Eylül. Muğla: Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi.
Karabay A. ve Kayıran Kuşdemir B. (2007), “Yazılı Bilgi Miktarının Dinlediğini
Anlama Başarısı Üzerindeki Etkisi”, III. Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi, 18-20
Haziran. Adana: Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi.
Kayıran Kuşdemir B.; Işık, D. ve İflazoğlu, A. (2007), “Self-Esteem and Academic
Motivation in Preservice Teacher Education”, International Conference on the
Affective Education in Action, 28-30 Haziran. Adana: Çukurova Üniversitesi
Eğitim Fakültesi.
Kayıran Kuşdemir B. ve İflazoğlu, A. (2007), “Çoklu Zekâ Kuramı Destekli Kubaşık
Öğrenme Yönteminin İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Türkçe Dersine İlişkin
Tutumları Üzerindeki Etkisi”, XVI. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, 05 – 07
Eylül. Tokat: Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi.
Katıldığım Uluslararası Seminerler
11. Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Semineri, 28 Mart – 01 Nisan 2007, Çağdaş
Drama Derneği ve A.Ü. Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 21 saat.