313
ı klamal ı ) DİLBİLİM TER İ MLER İ SÖZL Ü Ğ Ü Prof. Dr. Berke Vardaı

Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

  • Upload
    neania66

  • View
    1.174

  • Download
    265

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 1/302

Açıklamalı)

DİLBİLİMTERİMLERİ

SÖ Z L Ü Ğ Ü

Prof. Dr. Berke Vardaı

Page 2: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 2/302

Prof. Dr. Berke Vardar (1934-1989), dilbilim, göstergebilim, edebiyatbilim, çeviribilim, eleştiri, eğitim ve Atatürkçülük üzerine 

birçok özgün araştırma yaptığı gibi, çevirileriyle Türkçeye birçok yapıtı kazandırdı. Meydan Larousse ve Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi’nin hazırlanmasında katkıda bulundu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Roman Dilleri ve Edebiyatları Bölümünü bitirerek, aynı bölümde asistan olarak bilimsel araştırmalarını sürdürdü ve profesör oldu.

1972 yılında Lütfü Güçer, Şara Sayın, Akşit Göktürk ve Özcan Başkanla birlikte İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nu kurdu, burada müdürlük ve bölüm başkanlığı yaptı.I.Ü. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü (1989) ve Türk Dil Kurumunda yönetim kurulu üyeliği yaptı.

1978 yılında başarılı çalışmalarından dolayı Fransız Hükümeti, Palmes Academiques nişanının uchevalier” ve 1988 yılındaysa 

“officier” payelerinin yanı sıra, 1985 yılında Ordre National de Merite nişanının “chevalier" payelerini verdi.

Etüde lexicologique d’un champ notionnel. Le champ notionnel de la liberte en France de 1627 â 1642 (doktora te

zi); Structure fondamehtale du vocabulaire social et politique en France, de 1815 a 1830 (doçentlik tezi); Fransız Edebiyatı, 3 cilt, 1965, 1967,1972, (yeni baskısı Multilingual 

1998); Dilbilim Sorunları, 1968; Semantik Akımlar, 1969 (yeni baskısı Multilingual, 2001); üne Introductıon â la phonologie, 1975; Dil Devrimi Üstüne, 1977; Dilbilimin Te- 

.mel Kavram ve İlkeleri, 1982 (yeni baskısı Multilingual, 1998); XX. yy Dilbilimi, Kuramcılarından Seçmeler, 1983 (yeni bâs- kısı Multilingual, 1998); Aydınlanma Çağı Fransız Yazını, (yeni baskısı Fransız Edebiyatı, Multilingual, 1998) 1985; Dilbilim Yazıları, 2001; Dilbilimden Yaşama: Yapısalcılık, 2001 

gibi özgün yapıtlarının yanı sıra yayımladığı çevirileri Dillerin Yapısı ve Gelişmesi, A. Meillet - M. Lejeune, 1967; Dil ve Düşünce, J. Vendryes, 1968 (yeni baskısı Multilingual, 2001); An-lambilim, P. Guiraud, 1975, (yeni baskısı Multilingual, 1999); Genel Dilbilim Dersleri, F. de Saussure, 2 cilt, 1976,1978 (yeni baskısı Multilingual, 1998); Göstergebilim İlkeleri, R.

B arthe s, 1979; İşlevsel Genel Dilbilim, A. Martinet, 1985 (yeni baskısı Multilingual, 1998)dir.

Page 3: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 3/302

© MULTİLİNGUAL 2002 ISBN 975-6542-12-x

Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlü üProf. Dr. Berke Vardar yönetiminde Prof. Dr. Nüket Güz,Prof. Dr. Emel Huber, Prof. Dr. Osman Senemo lu,

Prof. Dr. Erdim Öztokat/Yayınlayan: Multilingual/1. baskı 2002: 2. baskı 2007Baskı: Matbaa 70 Ltd Şti, Matbaacılar sitesi, Topkapı 2007İstanbul

Page 4: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 4/302

AÇIKLAMALI DİLBİLİM TERİMLERİ

• • •• w ••

SOZLUGU

Prof. Dr. Berke VARDARyönetiminde

Prof Dr. Nüket Güz, Prof. Dr. Emel I lubcr,Prof. Dr. Osman Senemoğlu, Prof. Dr. Erdim Öztokat

m u l t i l i n g u a l

Yabancı Dil Yayınlan Klodfarer Cd. 40/6 Çemberlitaş- İstanbul 

Tel: (212) 518 22 78 Fax: (212) 518 47 55

Page 5: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 5/302

Page 6: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 6/302

SUNUŞ

Çeşitli bilim ve uygulayım (teknik) alanlarına özgüsözcükler olan terimler , ilişkin oldukları dallardaki söy-lem düzleminin eksenini oluştururlar. Her türden özeluzmanlık etkinliğinin söylemsel biçimi öncelikle terim-lerden örülü bir yapı üstünde yükselir. Bu yapı, ilgiligerçekliğin çözümlenip dizgeleştirilmesinin ürünüdür.

Her bilimsel ve uygulayımsal etkinlik, ulaştığı kavramlaştırma düzeyini yansıtan terimsel bir donanım içe-rir. Çıplak gözle bakıldığında, gerçeklik düzleminde ay-rımsız bir yığın görünümü sunan olgular, uzmanın te-rimlerden oluşan merceği altında yepyeni biı* kimlik ka-

zanır, söz konusu daim kavramlaştırma eylemi sonu-cunda, kendine özgü bir yapının bütünleşmiş parçalanolarak belirir, terimsel dizge aracılığıyla belli bir aşa-malar düzeni içindeki işlevsel konumlan açısından al-gılanarak eklemli bir bütüne dönüşürler. Kısacası, her

uzmanlık alanı kendine özgü belli birüstdil

 içerir, kar;şılıklı olarak birbirini sınırlandıran, dolaylı ya da dolay-sız' biçimde birbirini tanımlayan göstergelerden kuruluözgül bir dizgeye yaslanır.. Bu dizge, inceleme nesnesiniya da konu-dili, bilim ya da uygulayımın ulaştığı aşa-madaki görünümüyle algılayıp kavramamızı sağlar.

Gerçekliğe yaklaşım biçimlerindeki gelişmelere ko-şut olarak terim düzleminde de dalgalanmalar olur; yeniterimler belirir, kimi eski terimler çevrimden çıkar, ki-mileri de, yeni bir yapılanmadan kaynaklanan yeni de-ğerler edinir. İletişim gereksinimlerinin genel dilde yol

açtığı kesintisiz değişim ve dönüşüm özel uzmanlık dal-larında kendini daha da güçlü bir biçimde duyurur: Te-rimsel yapılar, genel dilin sözlüksel yapılan gibi bellioranda aralarında kopukluk bulunan özerk alanlardan

Page 7: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 7/302

oluşmadığı için, yeniliklerden daha da derinlemesineetkilenirler. Çağdaş dönemde yeniliklerin nasıl baş dön-dürücü bir hıza ulaştığı düşünülürse, günümüzdeki "te-rim patlamasının önemi ve anlamı daha iyi anlaşılır.Terimlerin belirlenip tanımlanması, gereksinim duyulandurumlarda yeni terimler oluşturulması ve bunlarınyaygınlaştırılması, vb. konuları'inceleyen terimbilim m gösterdiği gelişim de bu olgudan kaynaklanır.

Atatürk, dilimizin genel kullanım düzleminde ol-duğu gibi özel uzmanlık alanlarında da izlemesi gerekenyolu görerek alınacak tüm önlemleri belirlemiş, böyleceTürkçe’nin, öz ka}^naklaııyla beslenerek saydam terimdizgeleri oluşturulmasını sağlayacak koşulları yaratmış,

çalışmaları kurumlaştırmaya da özen göstermiştir. Bu-nun sonucunda Türk Dil Kurumu, genel dil ve ekin alanlarında olduğu gibi bilimsel ve uygulayımsal terimlerdüzleminde de öncü kurum niteliği kazanmış, kendi dı-şındaki çalışmalar arasında da birlik sağlayarak bu doğ-rultudaki yoğun etkinliklerini çok yakın bir geçmişe de-

ğin sürdüımüştür. Dizi dizi terim sözlükleri ve uzmanlıkyapıtları değinilen parlak gelişimin seçkin örnekleri ara-sında yer alır.

Söz konusu yaratıcı çalışma ortamında dilbiliminçeşitli alanları ve bu arada da terimleri en önemli ilgi

açılarından birini oluşturmuştur. İşte, sunmakta oldu-ğumuz Açıklamak Dilbilim Terimleri Sözlüğü  bu ge-lişim çizgisi üstünde yer alan bir yapıttır. Daha önceTürk Dil Kurumu'nca yayımlanmış olan ve dilbilim ko-nusundaki yapıt, yazı ve çevirilerimizden olduğu gilpi

(Bak. Kaynakça), başka kaynakların yanı sıra, özellikle bu kurum çerçevesinde yapılan çalışmalardan yararlana-rak hazırladığımız Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü1nde varılan aşama kalkış noktası olarak benim-senmiştir. Ancak terim dizelgesi büyük ölçüde genişle-tilmiş, başlıca akımlara ve bunlara özgü terimlere yer

verilirken son gelişmeler özellikle vurgulanmış, bu ara-da henüz Batf ülkelerinde de hiçbir dilbilim sözlüğünde

 bulunmayan kimi önemli yeni terimler sözlüğümüze almmıştır. Bu konudaki etkin katkılarından dolayı ve ö-

Page 8: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 8/302

zellikle Almanca ve İngilizce terimlerden kendi ku-ramını ilgilendirenlere değgin açıklamaları nedeniyleAndre Martinet'ye ve işlevsel dilbilime atılım yaptır-makta olan dilbilimcilerden Christos Clairis'e gönül borcumuz olduğunu belirtmek isteriz.

Kuramları ya da çalışmalarıyla dilbilimde seçkin biryer tutan, sözlüğümüzün çeşitli maddelerinde adı geçen

50 dilbilimcinin katkı ve yapıtları da bağımsız maddelerçerçevesinde ele alınmıştır. Buna karşılık, gösterge

 bilime ancak dilbilimle dolaysız bağlantı kurduğu du-rumlarda değinilmiş, bu önemli bilim dalının özgül te-rimleri, başlıbaşına ayrı bir sözlük oluşturabilecekleri

düşünülerek dizelgemizin dışında bırakılmıştır.Madde başlığı olarak seçilen terimlerin Almanca,

Fransızca ve İngilizce karşılıklarından sonra verilen ta-nımlarını gerekli durumlarda örnekler ve/ya da açıkla-malar izlemektedir. Bu örneklerle açıklamalar tanımlan

 bütünleyen, büyük ölçüde somutiaştıran, bu nedenle desözlüğümüzde önemli bir işlev yerine getiren bölümler-dir. Kimi durumlarda, gerekli açıklamalara göndermeleraracılığıyla ulaşılabileceğini de burada belirtmek isteriz.

İnsan bilimleri arasında seçkin bir yeri olan, yön-temsel katkılarıyla bunlan çağımızda büyük ölçüde ye-nilemiş bulunan dilbilimin kapsadığı çok değişik türdenyaklaşımlann en belirgin olanlanna seçmeci bir yakla-şımla değindiğimiz sözlüğümüzde bu "en ileri" insan bi-liminin Türkçe terimlerle de yetkin bir biçimde dile ge-tirilebileceğini kanıtladığımıza ve çalışmaların ne yönde

sürdürülmesi gerektiğini gösterdiğimize inanıyoruz. Bukonudaki en büyük güvencemiz, Atatürk'ün açtığı yoldaoluşturulmuş bulunan güçlü bir Tüıkçe "dilbilimsel söy-lemedir. Çağdaş dilbilim düzeyine ulaşmanın başlıcakoşullarından biri de böylece gerçekleşmiş bulunmakta-dır. Kuşkusuz, Türkçe'ye gönül vermiş olanların utku-sudur bu.

 Berke VARDAR

Page 9: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 9/302

 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü^ nü Yeniden Yayınlarken

Saussure’ün temellerini attı ı, genç bir bilim dalı o-lan dilbilim alanında farklı yöneliş lerin ve kuramların getirdikleri bakış açılarıyla zenginlik kazanan tartış malar,günümüzde de varlı ını sürdürmekte. Böylesi tartış maların uzantısında kullanılan ve farklı kuramların bilimsel

temelini kuran terimcelerin de çeş itlilik göstererek, kesintisiz bir devinim içinde bulunmaları kaçınılmaz. Dilbilimalanında dünya platformunda oldu u denli, Türkçede desorunları ve sorularını içinde barındırarak geliş im gösteren kuramsal çalış malarla terimlerin Türkçeye kazandırılmasında, de erli bilim adamı Prof. Dr. Berke Vardar’ınöncülü ü ve katkıları tartış masız önemli bir rol oynamaktadır.

Dilbilim alanında öncelikle Saussure’ün Genel Dilbilim Dersleri, Martinet’nin İş levsel Genel Dilbilimi, Guirad’

ın Anlambilim gibi XX. yy’da çı ır açan önemli araş tırmaları Türkçeye kazandıran Prof. Dr. Berke Vardar, bu çalış malar konusundaki «düş üncelerini eleş tiri, yorumlarınıdilselleş tirerek bilimsel bir yöntem olan yapısalcılı ın bilim dünyamıza girmesinde önemli bir köprü iş levi görmüş tür. Yöntem olarak yapısalcılı ı her alanda gerçe e

ulaş mak, aldatıcı görüntüleri aş arak temele, öze inmekiçin kullanan Vardar, bu yöntemle salt batı dillerini incelemekle yetinmemiş , Türkçenin özgüllü ünü ortaya koyabilmek, Türkçenin de bir bilim dili olarak geliş ebilmesiiçin birçok araş tırmayı da gerçekleş tirmiş tir. Onun böyle

si çalış malarından biri olan  Açıklamalı Dilbilim Terim-leri Sözlüğü  aynı zamanda de iş ik dilbilim yöneliş vekuramlarının önerdikleri kavramları yanyana getirerekfarklılıkları kucaklayan bir yapıdadır.

Page 10: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 10/302

Bilimsel bir düzlemde temelini atamayan gelenek-selcili in ve yöntemsizli in karş ısında bilimsel düş ünceyi

ön plana çıkartan Vardar, araş tırmalarını nesnel düzlemde, tümü kapsayıcı, gerçe e uygun ve iç tutarlılı ıolan, kültürler ve dallar arası köprüler kuran niteliktegerçekleş tirmiş tir. Böylesi bir bakış açısıyla ilk kez hazırladı ı Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü  (TDK.

yay. 1980) adıyla yayınlanan baskıda “Terimler ve bunların tanımları her dilbilim dalının kavramsal özünü oluşturur, olguları dizgeleştirme düzeyini gösterir. Hangi alan söz konusu olursa olsun, her türlü bilimsel yaklaşımın temeli terimlerden örülüdür " der. Araş tırmaların bilimseltemeller üzerine kurulması ere ini güden Vardar, busözlü ü daha sonraki yıllarda, dilbilim alanındaki ilerlemeleri gözeterek, terim dizelgesini geliş tirip  Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü adıyla yayınlamış tır. Her ikibaskısıyla da dilbilim terimleri örgüsünün Türkçeye aktarılmasını sa layarak dilbilim alanındaki çalış maların

ufkunu açarak uzun yolların katedilmesini sa lamış tır.

Ça daş olmanın ça ın bilimsel gereklerine uygunçalış maların yapılması anlamına geldi ini vurgulayanVardar, di er insan bilimlerinin benzer ilke ve- iş levlerinedeniyle dilbilimi esin kayna ı edindiklerine iş aret eder.

Yapısalcılı ı insan bilimlerinde 20.yy'ı en iyi tanımlayanbaş lıca akım olarak nitelendirir. Bunun sonucunda daher türlü oluş um ve sürecin kayna ında bulunan diz-.genin, yapımn açıklanmasında, olay ve olguların gerisinde kalan temel gerçekli e ulaş abilmede dilbilimi yol

gösterici bir rol üstlenin Bir olguyu, bir olayı, bir sürecianlamlandırabilmek için gerekli olan, görünürdeki biçimlerine dayanarak, bütünü oluş turan ö elerin iş levlerineulaş ılması gerekti i,denli yüzeysel olandan derin yapıyainilmesi gerekir. Bu ba lamda gerçekli i yakalayabilmek,

yanılsamaları aş arak temele, öze inmek için araş tırmaların yapısal düzlemde gerçekleş mesi kaçınılmazdır.Dilbilimsel araş tırmalara yöntem olan yapısalcılık böylelikle dilbilim ve di er insan bilimleri arasında önemli bir 

Page 11: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 11/302

köprü kurar. Tüm bunlar göz önünde bulunduruldu undabu sözlükle üç ayrı dilden Türkçeye aktarılan kavramlar

dilbilim ve dilbilgisinin özünü oluş turan bir kazanımoldu u denli, Türkçenin kendine özgü bilim dili olarakgeliş mesine ış ık tutmuş tur.

Ancak bir kitabı yeniden yayınlarken, aradan uzunyıllar geçmesine karş ın herhangi bir de iş iklik yapmak

sızın tıpkı baskısını yapmanın kaçınılmaz sorunları da i-çinde barındırdı ı açıktır. Bir de dilbilimin son yıllardakigeliş im süreci ve bunun Türkçeye yansıması, kaynak dilleri farklı olan kimi kavramların Türkçede daha de iş ikbiçimlerde karş ılanıyor olması, böylesi çalış maların yeniden gözden geçirilmesini de zorunlu kılar. GünümüzdeTürkçede kimi dilbilim kitaplarının dizini olarak çıkan çalış maların ötesinde, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlü  ü düzeyinde üç ayrı dilden kavramlarla hazırlanacakolan çalış maların özlemiyle de erli bilim adamı Prof. Dr.Berke Vardar’ın sa lı ında düzelterek yayınlamış oldu u

son baskısını yeniden yayınlıyoruz.

Soyut yargı ve ilkeleri somut koş ullara uydurarakyeni kuramsal sonuçlara varmış , yazdıkları ve yaş adıklarıyla hayata katılmış , dünya platformunda de erli bir bilim insanı olarak yerini almış , Türk dilbiliminin geliş iminde ve yeni aş amalara ulaş masında belirleyici bir rol oynamış olan Prof. Dr. Berke Vardar’ın yönetiminde yayınlanmış olan  Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü  ilkyayınlandı ı yıllarda oldu u denli bugün de dilbilim vedilbilgisi konularında çok önemli bir boş lu u doldurarak

gereksinimlere yanıt verecektir Ancak burada Vardar’ınilk baskıda kaleme aldı ı “Önsöz”ündeki tümcelerini yineleyerek,, bunların gerçekleş mesi ve yeni çalış malarauç vermesini diliyoruz: “1000’in üstünde terim kapsayan bu sözlüğü nicelik açısından olduğu gibi nitelik bakımın

dan da sürekli biçimde geliştirecek, değişiklik ve eklemelere açık bir yapıt olarak gördüğümüzü burada belirtmeliyiz” '

Meral Oraliş, 2003

Page 12: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 12/302

Aabartma (Alm. Hyperbel,  Fr. hyperbole, İng. hypetbole). 

Bir düşünceyi aşın derecede büyülterek ya da küçülte-

rek anlatma eylemini belirten sözbilim terimi (öm. Bu çocuk ateş gibi). abece (Alm.  Alphabet , Fr. alphabet , îng. alphabet).

1. Bir dili yazıya dönüştürmek için kullanılan her türlüyazılı biçimler dizgesi; özellikle sesleri ya da ses dizi .lişlerini belirten ve uzlaşımsâl bir düzen içinde sunu-lan yazaçların tümü (öm. Türk abecesi, Çin abecesi).2. Sözlü dil temel alınarak oluşturulmuş bir bildirişimdizgesinde kullanılan her türlü simgeler bütünü (öm.sağırdilsiz abecesi, mors abecesi). 3. Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, dildeki öğeler belirtilirken, yeni-den yazım sırasında ya da dönüşüm kuralları gösteri-lirken kullanılan sonlu sayıda simgeler bütünü.

açık (Alm. offen,  Fr. ouvert,  îng. öpen).  Ses yolu da-ralmadan ya da kapanmadan dilin aşağıda bulunduğusırada'oluşan sesleri belirtmek için kullanılır. Açık ün-lülerde ([a], [c], [o], [ö]) dil aşağı konumda bulunur ve

ağız açılır. Bak.alçak ünlü.

  îşitimsel bakımdan açıkünlüler daha yoğun niteliklidir,açıklamalı ay raçlama Bak. ayraçlama. açıklık (Alm. Öffnung,  Fr. ouverture,  îng. opening).  A

çık nitelikli seslerin durumu,açıklık derecesi (Alm. Öffhungsgrad,  Fr. aperture,  îng.

opening).  Ses çıkarılırken ses yolunun durumu. F. deSaussure'e göre bütün sesler en küçük ye en büyük açıklık derecelerine göre sınıflandırılabilir. Kapanülılar,en küçük açıklık derecesinde bulunan seslerdir,

açık seslem Bak. seslem. açık uyak Bak. uyak.

açılma (Alm. Öfjhung,  Fr. ouverture, îng. opening).  Açık sesler oluşturulurken ses yolunun genişlemesi,

açımlama (Alm. Paraphrase, Umschreibung, Fr. para-  phrase,  îng. paraphrase). Anlamına bir değişiklik ge-

Page 13: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 13/302

tirmeden bir birim ya da bir tümceyi, betiği açıklayanve kalkış noktasındaki biçimden daha uzun olan söz.Örneğin, sözlüklerdeki tanımlar genellikle açımlamanitelikli bölümlerdir. Açımlama kavramı sözbilimdeoluşarak dilbilimde de benimsenmiştir. Üretici dilbil-gisi bu kavrama ayrıcalıklı bir yer verir,

açımlamak dönüşüm (Alm. Paraphrasierungstrans-  formation,  Fr. transformation paraphrastique,  İng. pa- raphrasing transformation). Z.  S. Harris'in dönüşüm-se! dilbilgisinde, söze yeni bir bilgi katmayan dönü-şüm (öm. Çocuk uyudu Çocuğun uyuması). 

ad (Alm. Substantiv, Gegenstandswort ,  Nomen, Fr.substantif nom,  İng. substantive, noun).  1. Gelenekseldilbilgisinde varlıklarla nesneleri, eylemleri, duygulan,

nitelikleri, görüngüleri, vb. gösteren sözcük. 2. Dağılımsal dilbilimde, belirleyiciler sınıfından bir biçim birimden sonra gelen ve onunla birlikte bir ad dizimioluşturan biçimbirim. 3.* Üretici dilbilimde, ad ulamı-nın egemen olduğu yalancı bir simgenin yerini alabi-len biçimbirim.

adbilim (Alm. Onomasiologie,  Fr. onomasiologie,  İng.onomasiology).  Gösterilenden ya da kavramdan kalka-rak anlaümı, gösterilenin bağlandığı gösterenleri in-celeyen anlambilimsel araştırma. Adbilim, kavrambilimin yaklaşımına karşıt bir yoldan anlam olguianmele alır. Bak. kavrambüim. 

ad çekimi (Alm.  Deklination,  Fr. declinaison,  İng.declension).  Kimi dillerde, tümcedeki işlevlerini yeri-ne getirmek üzere adlann, sıfatların ve adılların uyduklan bükün düzeni. Bükünsel değişiklikler durumekleriyle belirtilir,

addan türeme biçim (Alm.  Denominal, Denominati- 

vum,  Fr. denominal, denominatif   İng. denominative). Eylemden türeme biçimlere karşıt olarak addan türe-tilmiş biçim (öm. çağcıl < çağ-cıl). 

ad durumu Bak. durum. adeylem Bak. eylemlik.ad gövdesi

(Alm. Nominalstamm, 

Fr.theme nominal,

 İng. nominal stem).  Ad ya da eylem kökünden türeme,ad olarak kullanılan gövde (örn. işçilik, satım, vb.),

adıl (Alm. Pronomen, Fr. pronom, İng. pronoun).  Dilsel bağlamda daha önce anılan bir öğeyi, bildirişime katı-

Page 14: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 14/302

lan bir kimseyi, sözcenin oluşturulduğu sırada gözlemalanına giren bir varlık ya da nesneyi gösteren biçim

 birim ve bu niteliği taşıyan biçimbirimlerin oluştur-duğu dilbilgisi ulamı. Adıllar, ad soylu biçimbirimle-rin önemli bir bölümünü oluşturur, genellikle adlarınyerini tutar, kişi, soru, iyelik, ilgi, gösterme ya da bel-gisizlik kavramını içerir,

adıllaşma (Alm. Pronominalisierung,  Fr. pronominali- s a tion,  îng.  pronominalisation).  Ad dizimi yerine biradıl kullanmaya yol açan dönüşüm,

adıllaştırma (Alm. Pronominalisierung, Fr. pronominalisation,  İng.  pronominalisation).  Adıla dönüştürme,adıl niteliği verme,

ad kökü (Alm. Nominahvurzel, Fr. racine nominale, İng.

nominal root).  Bir birimde bulunan ad nitelikli anlam birim (öm. kapıcı  birimindeki kapı). adlandırma (Alm.  Benennung,  Fr. nomination,  îng.

naming).  Bir nesne ya da varlığa bir ad verme. Dil,mantıksal ve coşkusal işlevlerini adlandırma yoluylayerine getirir. Daha önce adı olmayan ya da adı, işle-

vini iyi yerine getirmeyen bir nesne ya da varlığa birad verildiğinde mantıksal adlandırma olayı ortaya çı-kar. Bir nesne ya da varlığı belli bir görünüşüyle yan-sıtmak, konuşucunun o nesne ya da varlığa yüklediğiduygusal, aktörel, vb. değeri dile getirmek amacıylayaratıldığındaysa coşkusal adlandırmadan söz edilir,

adlaşma (Alm.  Nominalisierung,  Fr. nominalisation, îng. nominalisalion).  Bir tümce yerine bir ad dizimigetirerek onu bir başka tümceye katan dönüşüm. Ör-neğin Osman şuna inanıyor  ve Ali geldi tümcelerindenİkincisinin adlaşmasıyla Osman, Ali'nin geldiğine inanıyor   tümcesi elde edilir; burada  Ali'nin geldiği  bö-

lümü adlaşmış bir tümcedir,adlaştırıcı (Alm.  Nominalisierungssuffix,  Fr. nominali- 

sateur,  İng. nominaliser).  Bir eylem ya da sıfatın birada dönüşmesini sağlayan ek (örneğin Türkçe'de -im soneki: yap-ım>yapım). 

adlaştırma (Alm.  Nominalisierung,  Fr. nominalisation, îng. nominalisation). Ada dönüştürme, ad niteliği ver-me.

Page 15: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 15/302

adsayma (Alm. Antonomasie,  Fr. antonomase,  İng. an- tonomasia).  Sözbilimde. ünlü bir özel adı belirgin bir

niteliğin simgesi olarak kullanma,ad tamlaması Bak. tamlama.ad tümcesi (Alm.  Nominalsatz,  Fr.  phrase nominale, 

İng. nominal sentence).  Yüklemi ad ya da ad soylu olan. tümce. .Örneğin Dilbilim oldukça yeni bir bilimdir  tümcesi bir ad tümcesidir,

ağaç (Alm.  Baumdiagramm,  Fr. arbre,  İng. tree- diagram).  Bir tümcenin kurucu öğeleri bakımından içerdiği yapıyı, işlev ve sırayı yansıtacak biçimde gös-teren çizim. Ağaçla gösterime bir ömek (T=Tümce.AD=Ad Dizimi, ED=Eylem Dizimi, S=Sıfat, A=Ad,E=Eylem):

 değerli konuşmacı güzel sözler söyledi

ağız (Alm. Mundart, Lokalsprache, Sondersprache,  Fr. parler,  İng. local language, vocational slang).  Bir dilalanı içinde görülen konuşma biçimlerini, söyleyiş tür-

lerini, kimi durumlarda da toplumsal özellikleri yansı-tan kullanımların her biri. Yerel kullanım anlamındaağız, lehçeye karşıt olarak, çok dar bir alanda yer alır.Bak. taşra ağzı. 

ağız boşluğu (Alm. Mundhöhle, Mundraum,  Fr. cavite buccale,  İng. mouth cavity).  Ses aygıtının, önde kesici

dişler, arkada da eklemleme noktalarıyla sınırlanan ke-simi.ağızsıl (Alm. Oral, Fr. orale, İng. oral).  Damak eteğininyukarı doğru kalkarak geniz boşluklarını kapaması ve

Page 16: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 16/302

havanın ağız boşluğundan akması sonucu gerçekleşenses (öm. [a], [d]),

ağız ünlüsü Bak. ağızsıl 

ağız ünsüzü Bak. ağızsıl aüe Bak. dil ailesi sözcük ailesi. akarsu adları bilimi (Alm.  Hydronymie,  Fr. hydrony

mie,  İng. hydronymy).  Akarsuların adlarını inceleyenözeladbilim dalı,

akıcı (Alm. Liquidae,  Fr. liquide,  îng. liquid).  Ağız yo-lunun kapanması ya da açılmasıyla oluşan ünsüz.İşitimbilim ölçütlerine göre akıcılar hem ünlü, hem deünsüz sayılır. Yanünsüzlerde açılma ve kapanma süremdeş, titreklerdeyse ardışık olarak gerçekleşir,

akışma (Alm. Euphonie,  Fr. euphonie, îng. euphony). 

Kulağa hoş gelen seslerin birbirini izlemesi. Bir teksözcüğü ilgilendiren akışmaya iç akışma, yan yana bu-lunan iki sözcük arasında görülen akışmayaysa dış akışma denir.

akraba diller (Alm. vei'vvandte Sprachen, Fr. langues  parentes,  îng. cognate languages). Bir anadilin değişik

yönlerdeki evrimleri sonucu ortaya çıkan diller,aktarıcı (Alm. Translativ,  Fr. translatif,  îng. translative). 

L.Tesnieıe'den kaynaklanan bağımsal dilbilgisinde, bir birimi belli bir dilbilgisi ulamından bir başkasma ak-tarmaya yarayan biçimbirim. Bak. aktarma►

aktarım (Alm. Entlehnung, Lehngut,  Fr. emprunt,  îng.alienism, boırowing).  Bir başka dilden öğe alma; ödünçleme. Aktarımın aşın boyutlara vardığı durum-larda dilin dengesi bozulur. Türk Dil Devrimi böyle

 bir sakıncaya karşı alınmış etkin bir önlemdir ve Ata-türk Devrimleri'ni düşünsel bakımdan güçlü bir bi-çimde desteklemiştir,

aktarma 1. (Alm. Entlehnung, Lehngut,  Fr. emprunt ,îng. alienism, borrowing).  Aktarım. 2. (Alm. Lehnwort, Fr. mot d'empnınt, İngf alien word, loan word, borrowed  word).  Biı* başka dilden alınmış öğe. Aktarma öğeler

 belli biı* yoğunluğa ulaşüğında, dilin saydamlığını ve

dengesini bozar. 3. (Alm. Translation,  Fr. translation, îng. translation).  Bir sözlükbirimi bir dilbilgisi sını-fından bir başkasına geçirme. Örneğin kardeşlerin bü

 yüğü diziminde yer alan büyük,  aktarma işlemiyle, sıfat

Page 17: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 17/302

sınıfından ad sınıfına geçirilmiştir. Aktarma kavramı,sözcük sınırlan içinde eylemin temel nitelikli olduğuvarsayımına dayanan L. Tesniere kuramında önemli bir yer tutar. Biı* dizi aktarmayla çok karmaşık tümceyapılannı betimleme olanağı sağlayan bu kuram kimiyönlerden üreticidönüşümsel dilbilgisine giden yolüstünde yer alır,

akustik sesbilgisi Bak. sesbilgîsi. 

alan 1. (Alm. Area,  Fr. aire,  İng. area).  Lehçebilimde benzer söyleyiş, dilbilgisi ya da sözlük olgulaııylâ be-lirlenen bölge. Alan incelemeleri, bir olgu ya da olgu-lar bütününü uzamsal konuma bağlı olarak değerlendi-rir. 2. (Alm. Feld,  Fr. champ,  İng. field).  Aralarındagösteren ve/ya da gösterilen düzleminde yapısal ba-

ğıntılar bulunan öğeler bütünü. Alan kavramı özellikleJ.Trier'in çalışmalanyla gündeme gelmiş, G. Matore,P. Guiraud, vb. dilbilimcilerin çalışmalanyla yaygınlıkkazanmıştır.

alan kuramı (Alm. Feldtheorie, Fr. theorie des champs,  İng. field theoıy). Aralarında yapısal bağıntılar bulunan

göstergeleri ele almaya yönelen kuram. Anlamsal, söz-lüksel, biçimselanlamsal alanlar bu kuramın uygu-lanma düzlemini oluşturur. Bak. alan2. 

alçak ünlü (Alm. niedriger Vokal tiefer Vokal,  Fr.voyelle basse,  İng. low vowel).  Dilin aşağı konumda bulunması durumunda oluşan ünlü (örneğin [e], [ö],

[a], [o]),alfabe Bak. abece,alıcı (Alm. Empfânger ; Fr. recepteur , İng. receiver). Bil-

dirişim eyleminde, bildiriyi alan aygıt ya da algılayankişi. Alıcı bir aygıt değil de bir insansa, alıcı terimidinleyici terimiyle özdeşleşir. Alıcıya dönük dilbilgisi,tümcelerin anlaşılmasını sağlayan kurallan saptar,

almaşma (Alm.  Abstufung, Lautwechsel, Altemation, Fr. alternance, İng. gradation, altemation).  Eşsüremliiki biçim dizisinde düzenli değişimler gösteren iki sesya da ses öbeği arasında bulunan bağımlılık. ÖrneğinAlmanca  Bmder   "erkek kardeş" / Brüder   "erkek kar-deşler", İngilizce man "adam" / men "adamlar" gibi bi-çimler arasında almaşma vardır. Genellikle almaşma

 birçok biçim arasında ortaya çıkar ve önemli bir işlev,ulam, vb. karşıtlığını yansıtır. Ses olguları bir değer 

Page 18: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 18/302

karşıtlığı içeren iki dizi öğe arasında düzenli bir seskarşıtlığı yaratınca, bu ayrılıktan anlam aktarmak, kav-ramsal ayrılık sağlamak amacıyla yararlanılır. Dar an-lamda almaşma, kökenlerdeki ünlü değişimini, genişanlamdaysa biçimbilimsel değer taşıyan her türlü eşsüremli değişim olgusunu belirtir,

altanlamlı (Alm. hyponym,  Fr. hyponyme, İng. hypony- mous).  Altanlamlılık gösteren öğeleri belirtmek için

kullanılır. Bak. altanlamlılık. altanlamlılık (Alm. Hyponymie,  Fr. hyponymie,  îng. hy-  ponymy).  Sözlüksel birimler arasındaki anlamsaliçerilme bağıntısı. Örneğin kaplan, hayvanla altanlamlılık ilişkisi kurar,

altkatman (Alm. Substrat, Fr. subsfrat,  îng. substratum). 

Çeşitli nedenlerle, bir bölgede bir başka dilin yerinialdığı, buna karşılık yeni dilde de izleri görülen dil.Altkatmanm dil olarak ortadan kalkmasına göç, sömürgeleme gibi tarihseltoplumsal olgular yol açar.Örneğin Keltçe, Fransızca'nın altkatmamdır. Bak. üst- katman, yankatman. 

altulam (Alm. Subkategorie,  Fr. sous-categorie,  îng.subcategory).  Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, di-zimsel tabana ilişkin ulamların alt bölümlerinin tümü.

Amerikan yapısalcılığı. Özellikle L. Bloomfield’in ça-lışmalarından kaynaklanan ve 1950'lere değin ABD'dedilbilime egemen olan dilbilim akımı. Bak. dağılancıhk.

anadil (Alm. Ursprache,  Fr. langue mere,  îng. primitive language).  Bir ya da birçok dilin kaynaklandığı dil.Örneğin Latince Roman, dillerine göre bir anadildir,

anadili (Alm. Muttersprache, Fr. langue matemelle,  îng.

native languagei mother tongue). İnsanın içinde doğup büyüdüğü aile ya da toplum çevresinde ilk öğrendiğidil. Anadili bilinci dili yabancı öğelere karşı savunur,

anahtar sözcük (Alm. Schlüssehvört,  Fr. mot ele, îng.key-word).  Bir döneme ya da toplumsal çevreye ayırtedici özelliğini veren kavram ya da ülküleri dile geti-

ren sözcüklerin her biri,anatümce (Alm.  Matrixsatz, Fr.  phrase mafrice,  îng.matrix sentence).  Yerleştirme işlemi sonucu bir başkadizilişin eklendiği tümce (örneğin Kapı açılınca kedi kaçtı  bütününde kedi kaçtı).

Page 19: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 19/302

anıştırma (Alm.  Allusion,  Fr. allusion,  İng. allusion). Sözbilimde, bilinen bir olayı, bir atasözünü, vb. anım-

satma.anlam (Alm.  Bedeutung, Sinn,  Fr.sem, signifıcation, îng. meaning, sense, signification). Dildeki bir biriminaktardığı ya da uyandırdığı kavram, tasarım, düşünce;içerik. Anlamı, dil içi bağıntıların yanı sıra bağlam vedurum belirler.

anlambilim (Alm. Semantik,  Fr. semantique,  îng. seman tics).  Dili anlam yönünden ele alan, göstergeningösterilen bölümünü ya da içeriği eşsüremli ve art-süremli açılardan inceleyen dilbilim dalı. Anlama iliş-kin sorunlar dilbilimi olduğu gibi felsefe, mantık, ruh bilim, toplumbilim, vb. dallan da çok yakından il-

gilendirir. Dilbilimsel anlambilim göstergenin göste-rilen yanını ele alır, gösterenle gösterilen arasındaki

 bâğmtılan, anlam düzleminde görülen değişimleri, dil-sel yapıların içerik açısından ortaya çıkardıklan çeşitlisorunları inceler. XIX.. yüzyıl başlannda dil araştır-maları bağımsız bir kimlik kazanarak dilbilime katıl-

maya başladıktan sonra dilin evrimsel boyutu başlıcainceleme alanı olmuş, kuruluş aşamasındaki anlambi-lim de aynı yöntemsel eksene oturtulmuştur. XX. yüz-yıl başlannda dili kendi yapısı ve eşsüremli boyut içinde inceleme ilkesi geçerlik kazanınca, öbür dilbilimdallarına oranla daha geç olmakla birlikte, anlambilimde içkinlik düzlemine, dizge ya da yapı araştırmalannayönelmeye başlamıştır. F. de Saussure'ün gösterdiğidoğrultuyu izleyen Avrupalı dilbilimciler 'davranışçıAmerikan dilbiliminin anlam incelemesini dilbilim dı-şına itmesine karşın yapısal anlambilimi oluşturmuş-lardır. J.Trier'in tanımladığı "alan" kavramı, XX. yüz-yıl anlambiliminin büyük buluşları arasında yer alır:Günümüzde de temel nitelikli bir anlam özellikleridizgesi aracılığıyla sözlüksel bütünleri, anlamsal yapı-ları betimlemek amacını güden bir dizi araştırma ya:

 pılmaktadır. Yapısal anlambilim, genellikle belli sayı-da anlambirimciğe dayanarak anlambirimlerı açıkla-maya, bunların oluşturduğu yapıyı belirlemeye, anlam-lı birimleri çözümlemeye yönelmektedir.  Anlamsal a- lan, kavramsal alan, sözlüksel alan, yapısal dilbilim çerçevesinde dilin anlam boyutu enine boyuna irde-

Page 20: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 20/302

lenmekte, dilsel değer üzerinde odaklaşan çalışmalaryapılmaktadır. Öte yandan, günümüzde kimi dilbilimci-

lerin önce en küçük anlamlı birimler düzleminde içeri-ğin belirlenmesi gerektiğini savunmalarına karşın (sözlüksel anlambilim)   birçok dilbilimci anlamın tümcedüzleminde de ele alınmasından yanadır (sözdizimsei anlambilim).  Gerçekte bu iki bakış açısı birbirini bütünlemektedir. Çağdaş anlambilimin, anlamlı birimlerin di-

zisel düzlemdeki özelliklerini inceleyen dal olmakla ye-tinmesi söz konusu olamaz. Öğelerin tümce içinde kur-dukları bağıntıların anlamsal yönü de bu dalı yakındanilgilendirmektedir. Üreticidönüşümsel dilbilim çerçe-vesinde N. Chomsky’nin dilbilgisini J.J. Katz, J. A.Fodor, P. M. Postal bütünlemek amacıyla yorumlayıcı 

anlambilimi tasarlamışlardır. Amaç, sözcelerin dilbilgi-sel ve anlamsal ulamlarla anlam aynıcı öğelerinin yanısıra, bağdaşma kurallarım belirlemektir. Anlamsal bile-şen, yapı oluşturmayan, var olan yapıyı anlamsal özel-likleriyle donatan bir bileşendir. Anlamsal bileşene iliş-kin olarak üretici anlambilim  (G. Lakoff, J. D.

McCawley), yorumlayıcı anlambilimin yetersizliğinigöstermeye çalışmış, derin yapının anlamsal nitelikliolduğunu savunmuştur. Çağdaş dilbilim, bu anlambilimanlayışları arasındaki ayrımın sonuç olarak salt bir gös-terim ayrılığı niteliği taşıdığım belirlemiştir.

anlambilimsel (Alm. semantisch,  Fr. semantiqüe,  îng.semantic).  Anlambilime ilişkin, anlambilimle ilgili olan.

anlambirim (Alm. Monem, Fr. monem e,  îng. m öneme). Anlamı olan en küçük dilsel birim; dilin birinci eklemlilik düzeyini oluşturan en küçük anlamlı birimle-

rin her biri; en* ufak gösterge. Sözcükle karıştırılma-ması gereken anlambirim genellikle biçimbirim vesözlükbirim olmak üzere iki türe ayrılır. A. Martinet'hin işlevsel dilbilim kuramında anlambirimler tümce-deki işlevleri bakımından üç öbekte toplanır: Bağımsızanlambirimler, anlamlarının işlevlerini de belirttiği bi-

rimlerdir (öm. bugün, dün, hızlı  belirteçleri). Bağımlıanlambirim, sözdizimsei işlevi, ya tümcedeki yeri yada bir başka anlambirimle (işîevsel anlambirimlerle)

 belirtilen birimdir (öm. kimi dillerde, tümcedeki yeri-ne göre özne ya da nesne olan birimler). İşlevsel

Page 21: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 21/302

anlambirimler başka anlambirimlerin işlevini belirtir(öm. kimi ilgeçler, bağlaçlar). Bu anlamb ilimlere,yüklemsel anlambirimler (bunlar olmadan tümce kuru-

lamaz) ve Martinet'nin kiplik diye adlandırdığı tanımlıklarla iyelik öğeleri de eklenir,

anlambirimcik (Alm. Sem, Fr. seme, İng. seme). Anlam birimin gösterilen bölümünü oluşturan en küçük an-lamsal özelliklerin her biri. Örneğin koltuk   anlambirimi, içerik bakımından "arkalıklı", "iki, üç,... kişilik","oturmak için" ve "ayaklı" anlambirimciklerinden olu-şur. Sandalye1deyse, "iki, üç, ... kişilik" in yerini "birkişilik" anlambirimciği alır,

anlambirimcik çözümlemesi (Alm. Semanalyse,  Fr.analyse semique, İng. semic analysis). Anlamlı bir bi-

rimin içeriğini oluşturan anlam özelliklerini belirle-meyi amaçlayan ve büyük ölçüde sesbilim yöntemle-rinden yararlanan çözümleme. Günümüzde yaygın anlambilim kuramları anlambirimcik çözümlemesine bü-yük bir yer vermektedir. B. Pottier'yle A.J. Greimas bu tür çözümlemelerin öncüleri sayılır,

anlambirimcik demeti (Alm. Semem,  Fr. sememe, İng.sememe).  Anlambirimin gösterilen bölümünü oluştu-ran anlam özelliklerinin ya da anlambirimciklerin tü-mü. Anlambirimcik demeti, değişmez anlambirimciklerle değişken anlambirimcikleri kapsar,

anlam daralması (Alm. Bedeutungsbeschrânkung, Be- 

deutungsverengung,  Fr. restriction semantiğue,  îng.semantic restriction). Anlamlı bir birimin daha sınırlı bir kapsam içermeye başlaması; genel bir anlamdandar bir anlama geçerek değişmesi. Örneğin konak  (kökensel olarak "konma yeri") sözcüğü anlam daralmasıyoluyla, bugün de geçerli olan anlamını edinmiştir,

anlamdaş Bak. eşanlamlı.anlam değişimi (Alm. BedeutungswandelyBedeutungs- 

wechsel,  Fr. changement semantique,  îng.. semantic change). Anlamlı dil birimlerinin içerik düzlemlerindeortaya çıkan değişiklik. Örneğin erik  sözcüğü önceleri

çeşitli meyvelerin ortak adıyken anlam değişimi geçi-rerek bir tek meyveyi belirtmeye başlamıştır. Anlamdeğişimleri genellikle tarihsel, dilbilimsel, toplumbi-limsel, ruhbilimsel nedenlerle açıklanır. Bilimlerde,

Page 22: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 22/302

kunımlârda, törelerde görülen değişimler nesneleri de-ğiştirerek dil dizgesini dolaylı olarak etkiler (tarihselnedenler). Seslere, biçimlere, sözdizime ilişkin ne-denler bulaşmaya, köken yakıştırma yâ da yerlileştirmeye, eşadli çatışmasına yol açar (dilbilimsel neden-ler). Sözcüğün dar bir toplumsal kesimden geniş birkesime aktarılmasıyla anlamca genişlemesi ya da bu-nun tersine bir süreç sonunda anlamca daralması içerikalanını etkiler (toplumbilimsel nedenler). Anlatımlılığıartırma çabalar! da anlam değişimine yol açar (ruhbilimsel nedenler). Kimi dilbilimciler daha yalm bir sı-nıflandırmayla yetinerek dış nedenlerle iç nedenlerdensöz ederler. Değişim biçimleri de birçok sınıflandır-maya konu olmuştur. A. Darmesteter, M. Breal, H.Paul: Daralma, genişleme, kayma; G. Stem: Dış deği-şimler; iç değişimler: Sözcük bağıntısının ya da anla-mın yer değiştirmesi, sözcükle bireylerarasındaki özhnel bağıntının yer değiştirmesi: S. Ullmann: Dilsel tu-tuculuktan doğan değişimler: Tarihsel ye dil dışı deği-şimler; dilsel yenileştirmeden doğan değişimler; Adaktarımları anlamsal benzerlikle bitişiklikten doğandeğişimler, anlam aktianmları: Adlar M'âsıııdaki ben-zerlik ve bitişiklikten doğaîi değişimler, kattna* deği-şimler bu alanda görülen başlıca değişim türleridir,

anlam genişlemesi (Alm. Bedeulungserweitemnğ,  Fr.extension semdniique, İng. semantic eoctension).  An-

lamlı bir birimin daha geniş bir kâpsam içermeye baş-laması; dar bir anlamdan geniş bir anlama geçiş sonu-cu gerçekleşen değişim. Örneğin bilim dah sözündekidal, anlam genişlemesi sonucu bu kullanımda yer alır,

anlam kayması (Alm  Bedeutimgsyerschiebung, Fr. de-  placement semanüque, İng. semantic transfer):  Düz

değişmece, eğretileme, kapsamlayış, vb. yoluyla ger-çekleşen anlam değişimi. Örneğin soba yakmak  dizi-mindeki soba  sözcüğü anlam kayması yoluyla "soba-nın içinde yanan kömürj odun, vb,"ni belirtir,

anlamlama (Alm. Siğnifikation,  Fr. signifıcation,.  İng.signification). Bir nesneyi, bir varlığı, bir kavramı, bir

olayı, anlığımızda canlandırabilecek bir göstergeye bağla}^an oluş, gösterenle gösterilenin birleşme süreci;anlam aktarma ve anlam verme eylemi; anlamın eklemlenişi; anlamın üretiliş ve kavranışı. Mantıksal ni-

Page 23: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 23/302

telikli göstergebilim kuramı (A.J. Greimas), anlamlama olgusuna öncelik verir; işlevselci toplumsal ğöstergebiliıiı kuramındaysa (G; Mounin, J. Martinet) bil-dirişim o lguları ağırlık taşır,

anlamsal (Alm. semantisch, Fr. semantique,  îng. semantic). Anlama ilişkin, anlamla ilgili olan,

anlamsal alan (Alm. Bedeutungsfeld, semantisches Feld ’Fr. champ semantique,  İng. semantic field).  Aynı ger-

çeklik kesiminde yer alan olguları belirten; anlam açı-sından ortak bir paydaya indirgenebilir sözlüksel birimlerin içerik düzlemindeki bağıntılarından kuruludüzen. Her sözlüksel alanın temelinde anlamsal bir alan yer alır. Kavramsal bir alanın belli bir dile özgü içerik düzlemindeki eklemlenişi A. Martinet'den kay-

naklanan değerbilimsel alanı oluşturur. Anlamsal alankavramı, dilin sözlük ve anlam boyutlarını yapılaştıfma çabasından kaynaklanır. Ortak amacı, temel

 bir anlam özellikleri dizgesi aracılığıyla sözlüksel bü-tünleri betimlemek olan bir dizi araştırma gerçekleşti-rilmiş (B. Pottier, G. Mounin, J. Dubois, P. Guiraud,

vb.); anlamın eşsüremli ve yapısal biçimde tanımlan-ması öğelerin bağlntılaıına dayandııılmıştır. Birçokaraştırmacı anlamsal alan terimini kavramsal ya dasözlüksel alan terimiyle özdeş tutar. Bir süredir sözlükseldeğerbilimsel ve anlamsaldeğerbilimsel alan-lardan söz edilmeye başlanmıştır: Bunlardan birinci-

sinde göstergeler, İkincisindeyse anlambirimcikler arasmdaki ilişkiler vurgulanmaktadır,anlamsal bileşen (Alm. semantische Komponente,  Fr.

composante semantique,  İng. semantic component). Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, sözdizimşel bile-şende üretilen derin yapı biçimlerini anlam açısından,

 bir başka deyişle, bu biçimlerin hangi anlamları akta-rabileceğini belirleyen bileşen. Bak. sesbUimsel bile-  şen^ sözdizimsel bileşen. 

anlaşılabilirlik (Alm. Verstândlichkeit,  Fr. intelligibilite, İng. intelligibility).  Bir Bildirinin algılanabilip kavra-nabilmesi.

anlatım (Alm. Ausdruck, Fr. expression, İng. expression). 1. Söylemin içerdiği gösteren bölümü. Her dilsel bildi-ri bir anlatımla bir içerik kapsar. 2. Dil göstergeleri a-

Page 24: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 24/302

racılığıyla bildiri oluşturma; bildirinin büründüğü dil-sel biçim,

anlatımbilim Bak. biçembilim.anlatımsa! (Alm. expressiv,  Fr. expressif, İng. expressive).

1. Anlatıma ilişkin olan. 2, Konuşucunun duygusal yada coşkusal durumunu dile getiren sözdizimsel; biçim-

 bilimsel, büriinsel olguları belirtir. Bildirinin konuşu-cuya dönük olduğu, onun duygularını vurguladığı du-

rumlarda dilin anlatımsal işlevinden söz edilir,anlatımsallık işlevi (Alm. Ausdrucksfunktion, Yı.fonc- tion expressive,  İng. expressive function).  Konuşucu-nun duygularım, coşkularım iletirken bildirinin yerinegetirdiği dilsel işlev. Örneğin  Ne günlerdi o günleri tümcesinde anlatımsallık işlevi egemendir. (<Coşkusal 

işlev de denir.) Bak. çağrı işlevi, gönderge işlevi, ilişki işlevi, yazın işlevi, üstdil işlevi. anlıkçılık (Alm. Mentalismus, Fr. mentalisme,  İng men- 

talism). Dil birimlerini ve bunların birleşim kurallarınıanlama dayanarak tanımlayan dilbilimcilerin sezgiselyanı ağır basan tutumuna Bloomfield'ci akımda verilen

ad. Bloomfıeld!cilerin görgül ve sezgisel biçimde ta-nımlandığım öne sürerek eleştirdikleri anlam kavramıve anlıkçılık çağdaş dilbilim akımlarının birçoğundayeniden egemen olarak araştırmalara yön vermeye başlaiiııştır. Bak. karşmnhkçihk.  .'

araç durümü (Alm.  Instrumentalis,  Fr. instrumental, 

İng. instrumental).  Eylemin belirttiği oluşun hangi araçla yapıldığını gösteren durum. Örneğin Portakalı çalayla kesti tümcesinde yer alan çakıyla anlatımı, araç durumundadır,

aratumce (Alm. Schaltsatz,  Fr.  proposition inçidente, incise,  İng. parenthetical clause). Bir   tümceye, yapıdeğişikliğine yol açmadan iki virgül ya da çizgi arası-na alınarak katılan ve açıklama niteliği taşıyan tümce(öm. Gelecek olursa, pek sanmıyorum ya, bize uğrasın'&&pek sanmıyorum ya  bölümü),

arayapı (Alm.  Intermediârstruktur, Zwischenstruktur, 

Fr. structure intermediaire,  İng. intermediate structure). Üreticidönüşümsel dilbilgisi kuranımda derin yapıylayüzeysel yapı arasındaki dönüşüm evresinde görülentümce yapısı.

Page 25: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 25/302

argo (Alm. Argot, Gaunersprache, Fr. argoty İng. argo t, slang).  Bir toplumdaki genelgeçer dilden ayn, ama

ondan türeme olan, belli çevrelerce kullanılan ve her-kesçe anlaşılmayan, eğretilemelerin büyük bir yer tut-tuğu, kendine özgü sözcük ve deyimlerden oluşan özeldil. Genel olarak teklifsiz, kaba, vb. çeşitli konuşma

 biçimlerini de belirten argo terimi, dilbilimde daha sı-nırlı bir anlam taşır; ya kapalı bir yaşamı olan ya da

kendini gizlemek isteyen dar bir topluluğun özel an-laşma aracını belirtir,an (Alm. rein,  Fr. pyr,  İng. püre).  Başka dillerden ya- pılan aktarmalarla karma bir niteliğe bürünmemiş dil-ler ya da bir dilin bu niteliği taşıyan türü için kullanılır(öm. an Türkçe).:

anksayış (Alm.  Litotes,  Fr. litote,  İng. litotes),  Bir dü-şünce ya da gerçeği az söyleyip çok şey anlatma yo-luyla, özellikle de karşıt bir anlatımdan yararlanarakdile getirme yöntemi (örn. iyi  yerine kötü değil  de-mek).

art (Alm. hinter,  Fr. posterie ur,  İng.back).  Eklemleme

noktası ağız boşluğunun arka bölümünde yer alan ses-ler için kullanılır (öm. kul sözcüğündeki jk] [art ün-süz]; [a], [ı], [o], [u] [art ünlü]). Bak kalın. 

artdamaksıl (Alm. Postpalaial, Velary Gaumensegel- laut,  Fl  postpalatâle, ve la ire,  İng. postpalatal, velar). Yumuşak damak bölgesinde^ sert damağın art uç nok-tasıyla küçük dil arasında oluşturulan ses (örneğin bal sözcüğündeki [1]).

art görümlü (Alm. retrospektiv,  Fr. retrospectif,  İng.1retrospective).  Bir biçimi yaratmış olabilecek daha es-ki biçimi araştıran dilbilimsel yaklaşımı belirtir,

artıkbilgi (Alm.  Redundanzy Fr. redondancey İng. re- dundancy).  Bildirişimi bulandırabilecek çeşitli "gü-rültü" etkenlerinden kaynaklanan aksaklıklan engel-lemek için, iletilen "bilgi"nin değişik biçimcte ya daolduğu gibi yinelenmesi. Dilsel bildiri eiı az çaba ilke-sinin gerektirdiği biçimlerle yetinemez, çünkü çoğu

kez, gürültü diye adlandmlan çeşitli etkenler bilgininiletilmesini engelİer. Bu nedenle, kimi dillerde aktarı-lan bilgide nicel bir artış olmadan artıkbilgi oranı yüz-de elliye varır.

Page 26: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 26/302

artıklık derecesi (Alm. Komparativ,  Fr. comparatif,  İng. comparative).  Bir niteliğin iki varlık ya da nesneden

 birinde daha çok bulunduğunu belirten karşılaştırmaderecesi. Türkçe'deki artıklık derecesi daha öğesi ve/ya da çıkma durumundaki karşılaştırma tümcesikullanılarak belirtilir (öm. Onun oğlu senin oğlundan daha çalışkan). 

artsürem (Alm.  Diachronie, Fr. diachronie,  İng. dia- chrony).  Süre içinde dil olgularının evrimi, ilk kez F.de Saussure'ün kavramlaştirdığı artsürem, yine aynıdilbilimcinin tanımladığı eşsüremle birlikte olgularıincelemek için benimsetebilecek bakış açılarından bi-ridir ve temel nitelikli yöntemsel bir ayrımın içerdiğiöğelerden biıi olarak ortaya çıkar,

artsüremli (Alnı. diachronisch,  Fr. diachronique,  İng.diachronic).  1. Evrim açısından ele alınan, süre içinde birbirini izleyen. Örneğin ses değişimleri artsüremli dilolguları arasında yer alır. 2. Olguları, süre içinde ge-çirdikleri evrim açısından inceleyen. Dilbilim tari-hinde XIX. yüzyıl, artsüremli incelemelerin yoğun ol-

duğu dönemdir,artsüremli dilbilim (Alm. diachronische Sprachwissen- schaft,  Fr.  İinguistique diachronique,  İng. diachronic lingluistics).  Süre içinde değişim geçiren, evrim boyu-tunda birbirinin yerini alan öğeler arasındaki bağıntılaıı inceleyen dilbilim. (Evrimsel ya da tarihsel dilbilim 

de denir.) Artsüremli dilbilim incelemelerinde evrimeyol açan etkenleri belirlemek büyük önem taşır. Çağ-daş işlevselcilik artsüremli ve eşşüremli dilbilimler arasmda indirgenemez bir karşrtlık bulunmadığım sa-vunmakta, devimsel eşsürem  kavramı aracılığıyla bukarşıtlığı yumuşatmakta, söz konusu kavram yoluyla

eşsüreme artsüremli bir derinlik kazandırmaktadır.artsüremlilikBak. artsürem: artzamanlı Bak. artsüremli. artzamanlıhk Bak. artsürem.asal ses (Alm. Kardinallaut, Fr. son Cardinal,  İng. Cardi

nal sound). Eklemleme durumu bir ölçü olarak benim-senen, yakın sesler için bir karşılaştırma noktası olarakkullanılan ses. Uluslararası Sesçil Abece'yi (1888) oluşturanlar, her sesin karşılığım yazılı bir göstergeyle

 belirtme güçlüğü karşısında, özellikle ünlülere ilişkin

Page 27: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 27/302

olarak genel çerçeve niteliği taşıyan bir eklemlemedizgesi ortaya koymuşlardır,

asıl sayı sıfatı Bak. sıfat.aşağılayıcı (Alm. pejorativ,  Fr. pejoratif   îng. pejorative). Bir kavramı kötülük, bayağılık değeri katarak belirtenöğeler için kullanılır. Örneğin cimri, tutumlu 'ya oranlaaşağılayıcı bir sözcüktür,

aşın devriklik (Alm.  Hyperbaton,  Fr. hyperbate,  îng.

hyperbaton).  Devriklik ileri boyutlara vardığında or-taya çıkan durum,ayıncı (Alm. distinktiv,  Fr. distinctif   îng. distinctive). 

Ayırt etmeye yarayan özellik, işlev, birim, vb. öğeleriçin kullanılır. (Belirgin de denir.) Ayırıcı işlev, sesbi-limde temel nitelikli işlevdir,

ayırıcı birim Bak. sesbirim.ayıncı özellik (Alm, distinktives Merkmal, Vr. trâit dis

tinctif   îng. distinctive feature).  Varlığı ya da yok-luğuyla bir dil bilimini bir başkasmdan ayırt eden, be-lirgin en küçük özellik. Örneğin Türkçe'deki [t] ve [d]arasındaki karşıtlıkta [d]nin içerdiği "titreşimlilik" yada "ölümlülük" ayırıcı bir özelliktir,

aykırı (Alm. anomal, Fr. anamal,  îng. anomalous). Belli bir olgular bütününü belirleyen örneğe, düzene, kuralaUymayan. (Kural dışı da denfr.)

aykırılık 1. (Alm.Anomalie, Fr. anomalie, îng. anomaly). 

Kurala uymama durumu. Çağdaş dilbilimde özellikletümce düzeyindeki dilbilgisel ve anlamsal aykırılıklarüstünde durulmaktadır. 2! (Alm. Kontrast,  Fr. contraste, '

 İng. contrast). Anlambirim ya da sesbilimlerin bağlamiçinde kendilerini çevreleyen aynı türden birimlerlekurduklan bağıntı. Örneğin Çocuk geldi  tümcesinde

çocuk  ile gel-,  Ve gel- ile -di öğeleri arasında aykırılık bağıntısı vardır. Aykırılık bağıntısı, dizisel bağıntılar-dan kaynaklanan karşıtlık bağıntısının tersine, dizim-sel bağıntıların ürünüdür,

aykırılıkçılar (Alm.  Anamalisten, Fr. anomalistes,  îng.anomalists).  İ.Ö. II. yüzyılda dil olgularını incelerken

düzenlilik ve kurala verilmesi gereken önem konu-sunda ortaya çıkan bir tartışmada aykırılıklar, kural-sızlıklar üstünde durarak, ömeksemecilerm karşısındayer alan, dilin uzlaşım ürünü olmadığını savunan, bun-dan ötürü de kullanıma öncelik tanıyan ilkçağ düşünür 

Page 28: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 28/302

ve dilbilgicileri (Stoacılar, Bergama Okulu dilbilgici-leri; Roma'da Cicero, vb.)

ayraç (Alm. Parenthese, Fr. parenthese,  İng. parerıthe- sis).  1. Bir tümceye sözdizimsel olarak bağlanmayan,ikincil nitelikli sayılan bir öğe, sözcük, tümce parçasıya da tümceyi o tümceye katmak için kullanılan tersyönlü, eğmeç biçimindeki ikili gösterge: ( ). 2. Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, yeniden yazım işlemine iliş-kin olarak T » AD + ED (İD) türünden bir gösterim,Ad Dizimi'yle Eylem Diziminin zorunlu olmasınakarşın İlgeç Dizimi'nin zorunlu nitelik taşımadığını be-lirtir.

ayraçlama (Alm. Klammerdarstellung, Klammerung, Fr. parenthetisation, İng. bracketing). Bir tümcenin (T)

kumcu öğelerinin (AD = Ad Dizimi, ED = Eylem Di-zimi, vb.) yapısını, bu öğelere ilişkin iç içe ayraçlarlagösterme. Ayraçlamada, her ayracın altına kurucu öğenin sözdizimsel ulamım belirten açıklayıcı başlıklareklenir (açıklamalı ayraçlama).  Ağaçla aym özel-likleri taşımakla birlikte, tümce karmaşık olduğunda,

açıklamalı ayraçlama yetersiz kalır,ayrık (Alm. diskret,  Fr. discret,  İng. discrete).  Değeri bağlamdan ya da çeşitli koşulların yol açtığı değişik-liklerden etkilenmeyen; benzer öğelerden ayrı olan,yalnızca varlık ya da yokluğuyla değer taşıyan öğeleriçin kullanılır. Anlambirimler de, sesbilimler de ayrık

nitelikli öğelerdir. Bir başka deyişle, bu birimler bağ-landıkları dizgelerde benzerlerinden ayrı kalırlar,ayrılım (Alm. Dissimilation, Entâhnlichung, Fr. dissimi

lation,  İng. dissimilation).  Söz zincirinde birbirine ya-kın olup, bitişik olmayan iki ses arasında bir ayrılıkyaratan ya da var olan bir ayrılığı daha da belir-

ginleştiren değişim (öm. içerirek > içerlek).  Ayrılım, bir tür uzaktan ayrımlaşma olgusudur,ayrımlaşma (Alm. Differenzierung,  Fr. differenciation, 

İng. differenciation). Söz zincirinde yan yana bulunaniki ses arasında bir ayrım yaratan ya da yar olan bir ay-rımı daha da belirginleştiren değişim (öm. attar > ak

tar).  Ayrımlaşma, söz zincirinde yer alan öğeler ara-sındaki aykırılık bağıntısını pekiştinci bir olgudur,

ayrımsal (Alm. differentiell, Fr. differentiel,  îng. differ- ential).  1. Ayrımlara, ayrılıklara dayanan, bunlardan

Page 29: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 29/302

oluşan. Dil birimleri aynmsal niteliklidir; ne oldukla-rıyla değil, ne olmadıklarıyla tanımlanırlar. 2. Diller

arasındaki ayrılıkları ele alan. Bak. aynmsal dilbilim.ayrımsa! dilbilim (Alm. differentielle Linguistik,  Fr.

linguistique differentielle,  İng. differential linguistics). Bir anadiliyle bir yabancı dili karşılaştırarak bunlar arasındaki ayrılıkları, ayrımları, karşıtlıkları saptamak,

 böylece etkin yabancı dil öğretim yöntemleri oluştu-rulmasını sağlamak amacını güden uygulamalı dilbi-lim dalı. Düzenli karşılaştırmalar yoluyla sesbilim,sözlükbilim, biçimbilim, sözdizim, vb. alanlarında dil-ler arasındaki ayrılıkların saptanması özellikle 1950'den sonra yoğun çalışmalara konu olmuştur. Karşı-laştırmaların, öğrencilerin yaptıkları yanlışların türünüele alan çalışmalarla bütünlenmesi, öğretimde son de-rece yararlı sonuçlar elde edilmesini sağlamış, öğretimbilime etkin katkılarda bulunmuştur. Aynmsal dil-

 bilim özellikle betimleyici dilbilimden yararlanmıştır.(Karşıtsa! dilbilim de denir.)

ayrımsızlaşma (Alm.Synkretismus, 

Fr.syncretisme,

  İng.syncretism).  Bir biçimin birden çok işlevin anlatımıolması. Kimi bağlamlarda biçimsel özdeşliğin ardındaanlam ayrılığıyla karşılaşılır. Bir başka deyişle, iki de-ğişik anlam tek gösterenle anlatılır. Örneğin Latincerosis  hem "güllere", heriı de "güllerle, güllerden" an-

lamına gelir, çünkü yönelme durumuyla çıkma duru-munun çoğullan bu dilde özdeş biçimlere (-is)  bü-rünür.

ayrışkan diller (Alm. isolierende Sprachen, Fr. langues isolantes,  îng. isolating languages). Dillerin genel yapıözelliklerine dayanan tipbilimsel sınıflandırmada, dil-

 bilgisel işlevi tümcedeki yeri ya da titremiyle be-lirlenen, kök ya da gövdelere benzetilebilecek öğelerinyan yana getirildiği diller. (Yalınlayan diller  de denir.)Örneğin Çince aynşkan bir dildir.

Page 30: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 30/302

Bbağdaşık (Alm. kompatibel,  Fr. compatibie,  îng. com-  patible). Bağdaşma gösteren öğeler için kullanılır. Bak.

bağdaşma. bağdaşırlık Bak. bağdaşma.bağdaşma (Alm. Kompatibililât,  Fr. compatibilite,  îng.

compatibility). Tümcede bir arada bulunabilen anlam- birimler arasındaki ilişki. Anlambirimler bağdaşmaözellikleriyle nitelenirler. Aynı bağdaşma özelliğini

gösteren ye aralarında sözcenin bir noktasında seçimyapılmasını gerektiren anlambirimler aynı sınıfta yeralır. Aynı bağdaşmayı gösteren anlambirimlerden bir-

 birini dışlamayanlar değişik sınıflara girer,bağdaşmazlık (Alm. Inkompatibilitât,  Fr. incompatibili- 

te,  îng. incompatibility).  Bağdaşma göstermeyen anlambirimlerin durumu. Bak. bağdaşma. 

bağeylem Bak. ulaç.bağımlanma (Alm. Subordination,  Fr. subordination, 

îng. subordination). Biı* temel tümceye bağlı konumdaolan bir önermenin o tümceyle ilişkisi. Bak. yantumce. 

bağımlanmış ya da bağımlı tümce Bak. yantumce.bağımlı 1. (Alm. abhângig,  Fr; dependant,  îng depend- ent).  İşlevi tümcedeki konumuna ya da işlevsel biranlambirime bağlı olan (anlambilim). işlevsel dil-

 bilimde iki türlü bağımlı anlambilim ayırt edilir: Yüklemsel çekirdeğe bağlı olan birincil işlevli anlambi

rimlerle, tümcenin bir başka parçasına bağlı olan ikin-cil işlevli anlambirimler. 2. (Alm.  Dependens,  Fr. de pendant,  îng. dependent).  Bağımsal dilbilgisinde, ba-ğımlılık gösteren birimlerin, alt düzeyde yer alan, baş-ka bir birimin yöneticisi olduğu birim. Örneğin Genç hz yun onıyor  tümcesindeki kız öğesi örüyor'un, genç 

öğesi de laz'm bağımlısıdır,bağımlı biçim (Alm. gebundene Form,  Fr. forme liee, îng. bound form).  Tek başına kullanılmayan, her za-man başka birimlerle birlikte bulunan öğelere L.

Page 31: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 31/302

Bloomfıeld'in verdiği ad. Örneğin yapısal  sözcüğün-deki -sal bağımlı biçimlerdendir. Bak. bağımsız biçim.

bağımlılık (Alm.  Dependenz,  Fr. dependance,  İng. de pendency). Bağımlı olma durumu.bağımsa] dilbilgisi (Alm.  Dependenzgrammatik, Ab- 

hângigkeitsgrammatiky Fr. grammaire de dependances, İng. dependency grammar):  Tümcenin çözümlenme-sinde, çekimli eylemden yola çıkarak eylemlerden ku-

rulu soyut tümce yapılarını belirlemeyi amaçlayan dil- bilim akımı. L. Tesniere'in ortaya attığı bağırnsal dil- bilgisi görüşü, üreticidönüşümsel dilbilgisinde ele alınan parçabütün ilişkisine d.eğil, tümcenin öğeleri arasındaki soyut bağımlılığa ağırlık verir. Bu bağımlılıkgenellikle yapı ağacı ya da ayraçlama yoluyla görsel-

leştirilir. Çekimli eylem, tümcenin bütün öğelerinikendisine bağımlı kılan ye bunlarla birlikte tümceyioluşturan yönetici öğedir. Yönetilen bağımlı öğelerseeyleyen ve tümleyen olarak ikiye ayrılır. Tümce çö-zümlemesinde çekimli eylemin yönetici öğe (çekirdek)olarak seçilmesi sonucunda, geleneksel özneyüklem

İkilisinin oluşturduğu çerçeve dışma çıkılarak özne,anlamsal olarak belirlenen ayrıcalıklı yerini yitirir. Bağımsal dilbilgisi anlayışı söz zincirinin çizgisel görü-nümüne önem vermez, kimi yönlerden üreticidönüşümsel dilbilgisini de anımsatan bir yaklaşımla tümceyapı biçimlerine ağırlık veren bir yöntem geliştirir.

bağımsız (Alm. frei, Fr. autonome, îng. free). Anlam iş-levini de belirten öğeler için kullanılır. Bak. bağımsız biçim.

bağımsız biçim (Alm. freie Form,  Fr. forme libre, İng.  free form).  Bir tümcede yer alabilen biçimleri be-lirtmek için L. Bloomfield'in kullandığı terim. Örneğin

sözcük bağımsız bir biçimdir. Bak. bağımlı biçim.bağımsız sıralı tümce (Alm. juxtaposierter Satz,  Fr. pröposition juxtaposee,  İng. juxtaposed sentence). An-lam bağıntısı, virgül, noktalı virgül, vb. ile sağlanantümcelere verilen ad (öm. Her gün gelir, kardeşini görür tümcesi).

bağımsız tümce (Alm. unabhângiger Satz,  Fr. proposi- tion independante,  İng. independent clause).  Dilbilgisiaçısından özyeterliği olan tümce (öm. Okullar açıldı).

Page 32: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 32/302

bağıntı (Alm. Beziehung, Relation, Fr. rapport, relation,İng. relation).  Dil birimleri arasında dizisel ya da di-zimsel düzlemde kumlan ilişki. Dilde her şey bağıntı-

lara dayanır, dilin yapısını her düzlemde bağıntılar be-lirler.bağmtılama (Alm. Konnexion,  Fr. connexion,  İng: con- 

nection). Bağımsal dilbilgisinde iki çekirdeği birbirine bağlama. Örneğin Çocuk uyuyor  tümcesinde iki çekir-dekle bunlar arasındaki bağımlılıktan oluşan üç öğevardır.

bağmtılayan (Alm. Konnektiv,  Fr. connecteur ; İng. con- nective).  Önermeler arasında bağmtı kuran öğe. Bak.bağlayıcı.

bağlaç .(Alm. Konjunktion, Bindewort , Fr. conjonction, 

İng. cönjunction). Bir tümcede işlev açısından iki söz-cüğü, iki sözcük öbeğini ya da hem aynı türden, hemde ayrı işlevli iki tümceyi birbirine bağlayan biçimbirim. Biçim açısından bağlaçlaı \ yalın (ve, de, ile...), türemiş (örneğin, kısacası, gerçekten...), bileşik (öyleyse, 

 yoksa, nitekim...)  ve öbekleşmiş (bunun için, gel gele

lim, ne var ki...) b ağlaçlar olarak bölümlenir,bağlam (Alm. Kontext,  Fr. contexte,  İng. context). \. Birdil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen,

 birçok durumda söz. konusu birimi etkileyen, onun an-lamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bü-tünü. (İç bağlam, dil içi bağlam da denir.) 2. Duruma,

konuşucu ve dinleyicinin dil dışı toplumsal, ekinsel,ruhsal nitelikli deneyim ve bilgilerine ilişkin verilerintümü. (Dış bağlam, dil dışı bağlam da denir.)

bağlama (Alm.  Junktion,  Fr.  jonction,  İng. ju<nctio?i), Bağımsal dilbilgisinde bir düğüme aynı türden bir'

 başka düğüm ekleme. Bak. düğüm. 

bağlama bağlı (Alm. kontextsensitiv, kontextabhangig, Fr. dependant du contexte,  İng. context-senşıtive, con- text-restricted). Biçimsel dilbilgilerinde yalnız belli bir

 bağlamda uygulanan kurallar için kullanılır. Örneğin A  B/X:  "A, X’ten önce gelirse yeniden yazımda B  o

lur" anlamında bağlama bağlı bir kuraldır,

bağlamdan bağımsız (Alm. kontextfrei, kontextunab- hângig, Fr. independant du contexte,  İng. context-free). Biçimsel dilbilgilerinde her bağlamda uygulanan ku-rallar için kullanılır. Örneğin A -*B+C: " A, yeniden

Page 33: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 33/302

yazımda, bağlam ne olursa olsun B+C biçimini alır"anlamında bağlamdan bağımsız biı* kuraldır,

bağlamlı dizin (Alm. Konkordanz, Fr. concordance,  îng.concordance).  Sözlükb ilgisinde, bağlamıyla birliktesunulan sözcüklerin oluşturduğu abecesel dizelge.Bağlamlı dizinler, öğelerin işlevlerini belirleme ola-nağı verdiğinden araştırmacılara büyük kolaylık sağla-yan araçlardır,

bağlamsal değişke Bak birleşimsel değişke bağlantılı diller. Bak. bitişimli diller. bağlaşık (Alm Korrelat, Fr. correlat,  îng. corrçlate). Bir bağlılaşımın, bir bağlantının öğesi.Bak.bağlılaşım. 

bağlayıcı (Alm.  Junktiv,  Fr. jonctif,  İng. junctive).  Bağımsal dilbilgisinde, iki sözlükbirimi ya da bunlannoluşturduğu düğümleri birbirine bağlayan biçimbirim.Geleneksel dilbilgisinin bağlaçları bağımsal dilbilgi-sinde bu adı alır. Bak. düğüm. 

bağlılaşık (Alm. korrelativ, Fr. correlatif, İng. correla- tive). Sesbilimde, ikiyanlı, orantılı ve eksikögeli karşıt-lık bağıntısı içinde bulunan sesbirim çiftleri için kulla-nılır (öm. Türkçe'de /t/ ve /d/),

bağlılaşım (Alm. Korrelation,  Fr. cçrrelalion,  îng. cor- relation). Sesbilimde, öğeleri aynı ses özelliğinin var-lığı ya da yokluğuyla karşıtlık bağıntısı kuran sesbirimçiftlerinin oluşturduğu bütün. Bağlılaşımın dayandığı

ses özelliğine bağlılaşım belirtisi denir (öm. Türkçe'-deki /p//b/, /t//d/, /k//g/, /f//v/, vb. çiftlerdeki titreşimlilik).

bağlılaşım belirtisi Bak bağlılaşım.bağlılık (Alm. Hypotaxe, Fr. hypotaxe,  îng. hypotaxis).

Bir önermenin bir başkasına bağlı olması.

Bally, Charles (18651947). isviçreli dilbilimci. Saussuredüşüncesi çerçevesinde araştırmalar yapan CenevreOkulu'nun kurucularındandır. A. Sechelıaye'le birlikteF. de Saussure'ün Cenevre Üiıiversitesi'nde verdiğiderslerin notlarını öğrencilerden toplayarak Cours de linguistique generale'i  (Genel Dilbilim Dersleri) [1916]

yâyıma hazırladı. Bally,  Linguistique generale et  linguistique françâise (Genel Dilbilim ve Fransız Dil- bilimi) [1932] adlı yapıtında Fransızca'nın genel an-lamsal yapısını Almanca'yla karşılaştırarak belirlemiş,

Page 34: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 34/302

 biçem incelemelerinde dilin toplumsal boyutuna ağır-lık veren bir yaklaşım benimsemiştir: Traite de stylis- tique dufrançais (Fransızca'nın Biçemine İlişkin İnce-leme) [İ909}. Baliy'nin çalışmaları hem toplumdil

 bilime, hem de üretici dönüşümsel dilbilgisine gidenyol üstünde yer alır.

Bartoli, Matteo (18731946). İtalyan dilbilimcisi. Dil-lerin gelişimiyle uzamsal veriler arasında ilişkiler kur-muştur.  Introduziorıe alla neolinguistica  (Yeni Dil- bilime Giriş) [1925] başlıca yapıtıdır.

 başftahışıkBak. değişke. başlamalı (Alm. inchoativ,  Fr. inchoatif  İng. inchoative) 

Başlayan bir edimi, bir gelişmeyi belirten eylem bi-çimleri için kullanılır,

 başlangıç görünüşü (Alm. ingressiye Aktionsart,  Fr.aspect ingressif  İng. ingressive aspect). Bir edimi baş-ladığı evreyle sınırlı tutan görünüş. Örneğin (taş) atmak  eylemi başlangıç görünüşü içerir,

 baş uyak Bak. uyak Baudouin de Courtenay, Jan (18451929). Polonyalı

dilbilimci. Sesbilimin öncülerindendir. Sesbirim teri-minin daha oluşmadığı yıllarda (1869), seslerin ayırıcıişlevinden söz etmiş, dural incelemeyle devimsel in-celemenin birbirinden ayırt edilmesini önermiş, dilbi-limde matematiksel ve tümdengelimdi yöntemler kul-lanılmasını öngörmüştür. Başlıca yapıtı O Dreuno 

 poVskom jezylca do XIV Veka  (XIV. Yüzyıldan Ön-ceki Eski Leh Dili Üstüne İnceleme) [1870] adım taşır.'

 belgeç (Alm. Epitheton,  Fr. epithete,  İng. epithet).  Biradı ya da ad değerli bir birimi belirleyen birim; özelolarak, adla tamlama kuran sıfat. (Sanlık   da denir.)[öm. büyük ev dizimindeki büyük]. 

 belgili (Alm. dejînit, bestimmt,  Fr. defini,  İng. defînite).Belli bir varlık ya da nesneye ilişkin olan. Bak. belirli.

 belgisiz (Alm. indefınit, unbestimmt,  Fr. indefînU  İng. in- defınite).  Bir kavramı herhangi bir varlık ya da nes-neye bağlamadan en genel görünüşü içinde sunmaya

yarayan, belirsiz bir anlam içeren dilbilgisel anlambi-rimler için kullanılır. Belgisiz adıllar ve sıfatlar dışın-da kinıi dillerde belgisiz tanımlıklar da vardır. Bak. belirsiz.

Page 35: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 35/302

belgisiz adıl (Alm. unbestimmtes Fürwort, unbestimtn- tes Pronomen, Fr. pronom indefini,  İng. indefınite pro- 

noun). Bir kişi ya da nesneyi kesin biçimde gösterme-den ad yerine kullanılan adıl (öm. kimi, çoğu, bazısı, hepsi, biri, vb.),

belgisiz sıfat (Alm. unbestimmtes Adjektiv, unbestimmtes Beiwort,  Fr. adjectif indefini, İng. indefınite adjec- tive). Belirlenmemiş bir nicelik, özdeşlik, nitelik, ben-

zerlik, ayrılık, vb. belirten sıfat (öm. bir, biraz, birçok, her, kimi, vb.),belirgin (Alm. relevant, Fr. pertinent,  îng. relevant). Be-

lirginlik içeren, aynıcı özellik taşıyan. Örneğin Türk-çe'de İti ve /d/ sesbilimlerinin karşıtlığını sağlayan /d/deki"titreşimlilik ” özelliği belirgin niteliklidir,

belirginlik (Alm.  Relevanz,  Fr.  pertinence, îng. rele- vance). Belli bir dilde, ayırıcı işlev yerine getiren öğe-nin özelliği. R. Jakobson gibi kimi dilbilimciler bukavrama görece olarak geniş'bir anlam verirler ve bil-dirişimde işlevi olan öğelerin belirginliğinden söz edeıler. Önce sesbilim alanında ortaya çıkmış olan bukavram anlambirimcik çözümlemesinde de kullanıl-maktadır.

belirleme 1. (Alm.  Determination,  Fr. determination, îng. deteımination). Belirleyen özelliği taşıyan bir biçimbirimin (tammlık, gösterme sıfaü, vb.) bir adı söy-leme katması. 2. L. Hjelmslev'in kuramında, iki bağmüsal öğeden biri değişmez, biri değişken olduğundaortaya çıkan bağıntı türü. 3. (Alm.  Identifıkation,  Fr.identifıcation,  îng. identifıcatiön). Bölümlemenin yanısıra dil birimlerini saptamak için başvurulan ve çeşitli

 bağlamlarda gerçekleşen biı* birimin dilbilimsel niteli-

ğinin aym kaldığım ortaya koyan işlem. Örneğin ses- bilim, belirleme işlemi sonunda, değişik yönlerinekarşıiı aynı işlevi yerine getirdiği saptanan seslerin or-tak paydasıdır,

belirlenen (Alm. Determinat,  Fr. determine,  îng. deter- minated). Bk  öğenin belirlediği birim. Bak. tamlanan. 

belirleyen (Alm. Determinant, Fr. determinant,  îng. determinant).  Bir öğeyi belirli kılaiı, bir öğenin kap-samını sınırlandıran birim. Bak. tamlayan.

Page 36: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 36/302

belirli (Alm. definit, bestimmt,  Fr. defini, îng. definite). Kesin olarak belirlenmiş, sınırlandırılmış olan. Bak.belgili.

belirli geçmiş zaman (Alm. bestimmte Vergangenheit, Perfekt,  Fr. passe defini, passe simple,  îng. past definite, pası perfect). Eylemlerde oluş, durum ya da edi-min, içinde bulunulan süre diliminden önce olup bitti-ğini bildiren kip. Türkçe'de belirli geçmiş zaman -di (-dı, -dü, -du, -ti, -ti, -tü, -tu) ekiyle oluşturulur: gel-di-m,gel-di-n, gel-di, gel-di-k, gel-di-niz, gel-di-ler.

belirsiz 1. (Alm. indefinit, unbestimmt,  Fr. indefıni,  îng.indefinite). Belirli olmayan. Bak. belgisiz. 2. (Alm. am- big,  Fr. ambigu,  İng. ambiguous). Belirsizlik içeren öğeler için kullanılır.

belirsiz geçmiş zaman (Âlm. unbestimmte Vergangenheit,  Fr. passe indefini, passe indetermine, İng. past indefinite). Eylemlerde oluş, durum ya da edimin, içinde

 bulunulan süre diliminden önce olup bittiğini belirsizolarak gösteren ya da başkalarından duyularak öğre-nildiğini anlatan kip. Türkçe'de belirsiz geçmiş zaman

-miş (-mış, -müş, -muş)  ekiyle oluşturulur: git-miş-im, git-miş-sin, ğit-miş, git-miş-iz, git-miş-si-niz, git-miş- ler,

belirsizlik (Alm. Ambiguitât, Doppelsinn, Fr. ambiguite,İng. ambiguity).  Genellikle biçim ve anlam arasında bire biı* karşılıklılık bulunmaması durumunda dilsel bir

 biçimin iki ya da daha çok sayıda yoruma yol açması.Belirsizlik sözdizimsei ya da sözlüksel olabilir. Söz-lüksel düzlemde eşadlılık ya da çokanlamlılık, söz di-zimsel düzlemdeyse, yüzeysel yapının iki ya da dahaçok sayıda derin yapıya bağlanabilmesi belirsizliğe yolaçar.

belirteç (Alm. Adverb, Umstandswort,  Fr. adverbe, İng.adverb). Geleneksel dilbilgisinde bir eylemin, bir sıfa-tın, bir ilgecin, bir bağlacın ya da kendi türünden bir

 başka birimin anlamını etkileyen, onu kesinleştirerekya da kısıtlayarak belirleyen birim (öm. Kardeşim bugün geliyor. Öğretmen güzel konuştu. Elbette gidecek. 

tümcelerindeki bugün, güzel, elbette  sözcükleri). Be-lirteçler hem işlevleri, hem de çeşitli türlere dağılım-ları açısından çok karmaşık bir dilbilgisi ulamı oluştu-rur. Anlama dayalı sınıflandırmalarda genellikle za-

Page 37: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 37/302

man, yer, ölçü, durum ve/ya da niteleme belirteçleri birbirinden ayırt edilir; saptanan anlam sayısı kadar tür

 belirlenir. Bu da karmaşıklığı artırır. Çeşitli dillerle il-gili olarak yapılan sınıflandırmalarda biçime dayak öl-çütlere başvurulduğu, özel bir belirti ya da sonek içe-ren belirteçlerle bu türlü bir öğe kapsamayan belirteç-lerin ayırt edildiği de olur. Türkçe'deki belirteçler deçok değişik türden sınıflandırmalara konu olûıuştur.

Zaman, yer, ölçü belirteçleri kimi durumlarda değişikterimlerle de olsa genellikle birbirinden ayırt edilir; biınlara soru ve gösterme belirteçleri eklenir; durum belirtecinin kapsamıysa değişkenlik gösterir. Kimileriniteleme belirteçlerini ayrıca ele alır, kimileriyse nite-leme belirteçlerini durum belirteçlerinin bir alt türü o

larak görür; kimi bağlamlarda durum belirteçleriyle ni-teleme belirteçleri eşanlamlı olarak da kullanılır. Nite-leme belirteçlerinden durum belirteçlerinin ayrıldığısınıflandırmalarda anlama bağlı olarak durum belir-teçleri içinde pek çok tur saptanır: Kesinlik (Kuşkusuz, hiç, vb ), yineleme (yine, çoğu kez, vb.), dilek (keşke, 

bari, vb.), yanıt (evet, hayır), umu (sanınm İd, umarım ki,  vb.), olasılık (belki, ola ki,  vb.), sınırlama (ancak,  yalnız,  vb.), koşul (eğer),  üleştirme (üçer üçer,  vb.),yaklaşıklık (şöyle böyle, az çok,  vb.) belirteçleri. Bi-çim yönünden yapılan sınıflandırmalardaysa yalın, tü-remiş, bileşik, öbekleşmiş belirteçler birbirinden ayırt

edilir. Bak. gösterme belirteci, niteleme belirteci, ölçü belirteci,soru belirteci, yer belirteci, zaman belirteci. belirteçleşme (Alm. Adverbialisierung, Fr. adverbialisa- ; tion, İng. adverbialisatıon). Belirtece dönüşme,

 belirteçleştirici (Alm. Adverbialisierungssuffix, Adverb- suffix,  Fr. adverbialisateur,  İng. adyerbialiser). Bir be-lirteç yapan biçimbirim, özellikle de sonek; belirteçeki (örn. Çamaşırı güzelce yıkadı, tümcesinde yer alangüzelce' deki -ce  soneki). Türkçe’de -in (ilkin), -leyin (sabahleyin), -ce (öylece),  vb. belirteçleştiriciler var-dır.

 belirteçleştirme (Alm. Adverbialisierung, Fr. adyerbia- lisation,  İng. adverbialisatıon). Belirteç niteliği kazan-dırma. /

 belirti 1. (Alm.  Index,  Fr. indice,  Icıg. index).  Göstergekuramında (Çh. S. Peirce), bir durumun, bir olgunun

Page 38: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 38/302

varlığım doğal olarak içeren ya da ortaya koyan olgu/Belirti, var olduğunu gösterdiği dış gerçeklikle bir bi-tişiklik, nedensonuç, vb. ilişkisi kurar. 2. (Alm. Merk- 

mal,  Fr. marque,  İng. marker ; feature). Eksiköğeli birkarşıtlık ilişkisi kuran birimlerin karşıtlığını sağlayanayırıcı özellik. Örneğin Türkçe'de /b/ ile /p/ sesbilim-leri /b/de titreşimlilik belirtisinin bulunmasıyla birbi-rinden ayrılır. Belirti kavramı önce sesbilim alanındaortaya çıkmış, giderek, dilbilimin başka alanlarında da

kullanılmaya başlanmıştır,belirtici (Alm.  Indiz,  Fr. indice,  İng. indice).  Bağımsal

dilbilgisinde, bir sözcüğün bağlandığı dilbilgisi smıfmıortaya koyan öğe; Çeşitli dillerdeki tammlıklar, genel-likle belirtici olarak değerlendirilir,

belirtili (Alm. merkmaltragend, markiert,  Fr. marque, İng. marked). Artık bir ayırıcı özellik ya da belirti içe-ren. Örneğin Türkçe'de /d/ sesbilimi "titreşimlilik" be-lirtisi içerdiğinden/t/ye oranla belirtilidir,

belirtili neshe Bak. neshe. belirtili tamlama Bak. târhlama. 

belirtisiz (Alm. merhnallos, nicht-marhert,  Fr. non- marque,  İng. unmarked). Artık bir özellik ya da belirtiiçermeyen. Örneğin Türkçe'de /t/ sesbirimi, "titreşimlilik" belirtisi içeren /d/ ye orâıila belirtisizdir: <

belirtisiz nesneBak.w£sw£. belirtisiz tamlama Bak. tamlama. 

belirtke (Alm. Signal, ¥t. signal, tng. signal).  Göstergesel düzlemde, doğal özellikli bir belirtiye karşıt olarak,

 bildirişini amacı güdülerek istençli ve yapay yoldanoluşturulmuş biçim (öm. demiryolu, karayolu  be-lirtkeleri). Dilsel göstergeler bu anlamda belirtke sayı-lır. Öte yandan, tüm belirtkeler uzlaşımsal ya da say-

maca niteliklidir,belirtme durumu (Alm. Akkusativ,  Fr. accusatif,  İng.

accusative).  Eylemin en dolaysız biçimde etkisi al-tında kalan öğeyi^gösteren durum. Örneğin Evi gördüm tümcesinde ev belirtme durumundadır. Türkçe'de

 belirtme durumu -i (-ı, -ü, -u) ekiyle gösterilir,belirtine sıfatı (Alm. Bestimmmgsbeiwort,  Fr. adjectif  

deteminatif,  İng. determınative adjectiye).^jösternıe,soru, sayı sıfatlarıyla belgisiz sıfata verilen ortak ad.

Page 39: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 39/302

 bemolleşmemiş (Alm. nicht-tief   Fr. non-bemolise,  İng.non-flat).  Bemolleşmiş sesbilimlerin karşıtlarının ni-teliğini belirtmek için kullanılır. Örneğin Türkçe'deki/i/ sesbilimi /ü/ ye oranla bemolleşmemiş özelliğini ta-şır. Bak. bemolleşmiş.

 bemolleşmiş (Alm. tief   Fr. bemolise,  İng. flat).  Sesbi-limde (R. Jakobson), yeğinliği çeşitli nedenlerle (ör-neğin dudaksıllaşmayla, boğazsıllaşmayla) azalan ses

 birimlerin niteliğini belirtmek için kullanılır. ÖrneğinTürkçe'deki /ü/ sesbilimi /i/ ye oranla bemolleşmiş özelliğini taşır. Bak. bemolleşmemiş, ikicilik.

Benveniste, Emile (19021976). Fransız dilbilimcisi.HintAvrupa dilbilimiyle genel dilbilime ilişkin çalış-malarıyla tanınır. Saussure'ün gösterge kuramını irde-

leyerek, buyrultusallık ya da nedensizliğin göstergeyleonun belirttiği gerçeklik arasındaki bağı nitelediğini,ancak gösterenle gösterilen arasındaki ilişkinin zorun-lu bir özellik içerdiğini savunmuştur. Başlıca yapıtlarıarasında Origine de la formation des noms en indo- europeen  (HintAvrupa Dilinde Adların Oluşumunun

Kökeni) [1935] ile Problemes de linguistique generale (Genel Dilbilim Sorunları) [1966] yer alır. benzeşim (Alm. Assimilation, Angleichung,  Fr. assimi

lation,  İng. assimilation). Bir sesin söz zincirinde ken-disinden önce ya da sonra gelen bir başka sesle birlikte

 bulunmasından doğan ve birinden öbürüne özellik ak-

tarımı yoluyla gerçekleşen değişim (öm. Türkçe'de /gii-di/  nin  /gitti/  olması). Dillerin değişim sürecinde benzeşim önemli bir yer tutar: Türkçe'de öyle (<ö+ile), öbür (<ö+bir)  gibi birimler benzeşim ürü-nüdür.

 beti (Alm. Figür, Fr. figüre, İng. figüre). L. Hjelmslev'inkuramında, göstergeden daha küçük boyuttaki birimle-rin ortak adı. Dil sonlu sayıda betilerle (seslem, sesbi-rim, anlambirimcik) sonsuz sayıda gösterge oluştur-maya elverişli bir düzenektir.

 betik (Alm. Text,  Fr. texte,  İng. text).  1. Dilbilimde, in-celeme konusu olan düzlemdeki sözceler bütünü. 2. Kimi kuramlarda F. de Saussure'ün sözü ya da söylem;konuşucunun edimli kıldığı dil (E. Benveniste). Bu bağlamda, dilsel üretim süreci olarak sözceleme olgu-suyla karşılaşılır. .Betik sözcüğünün göstergebilimde

Page 40: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 40/302

de geniş bir kullanım alanı vardır (betiksel göstergebilim).

betikbilim (Alm. Philologie,  Fr. philologie, İng. philol- 

ogy).  Yazılı betikler, özellikle de yazınsal yapıtlararacılığıyla geçmiş uygarlıkları tanımayı amaçlayan, içve dış ölçütlere dayanarak betiklerin aktarılması, tarihlendirilmesi, çözülmesi, değişik betik biçimlerinin veel yazmalarının karşılaştırılması, eleştirel açıdan de-ğerlendirilmesi, vb. sorunlarla ilgilenen dal. (Filoloji 

de deniı*.) Tarihsel bakımdan betikbilim çok önemli birişlev yerine getirmiş, Rönesans'la birlikte ön sırada ge-len insan bilimi olmuştur. XIX. yüzyılda oluşan tarih-sel ve karşılaştırmalı dilbilim, karşılaştırmalı betikbilimden doğmuştur,

betiksel dilbilim (Alm., Textlinguistik,  Fr. îinğuistique textuelle,  İng. text linguistics). Tanımlanabilir bir bil-dirişim işlevi yerine getiren dil birimleri olarak ele al-dığı betikleri, yüzeysel yapıda yakınlık ve uyumluluk,derin yapıda dış dünya ya da gönderge düzlemiyle ilişkileri bakımından tutarlılık, vb. ilkeler uyarınca be-lirlemeye, bu alanda biçimsel biı* tanımlamaya ulaş-maya çalışan inceleme türü,

betimleme (Alm.  Beschreibung, Deskription,  Fr. des- cription, İng. description). Genel olarak görgül ve tü-mevarımdı inceleme, özel olarak da tümceyi kuran öğelerin, anlambirimlerin, sesbirimlerin, bunlara ilişkin

 birleşim kurallarının dizgesel gösterimi. Yöntem bihmsel açıdan, betimleme açıklamayla karşıtlaşır,betimlemeli Bak betimselbetimleyici (Alm. konstativ, Fr. constatif, İng. constative). 

Edimsel tümceye karşıt olarak, oluşu, edimi, durumu,vb. yalnızca betimlemekle yetinen, tümceleri, eylemleri

 belirtmek için kullanılır. (Gözlemleyici de  denir.) Ör-neğin Gilne§ doğuyor   tümcesi betimleyici bir tümce-dir.

betimleyicilik (Alm. Deskriptivismus,  Fr. descriptivisme, İng. descriptivism).  İnceleme konusunu betimlemekleyetinen yaklaşımların özelliği. Bak. betimsel dilbilim. 

betimsel (Alm. beschreibend , deskriptiv,  Fr. descriptif, İng. descriptive).  Dil olgularını betimlemeye yönelen,salt gerçekleşmiş öğelerden oluşan bir bütünceyi ele

Page 41: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 41/302

alarak inceleyen (öm. betimsel dilbilim). [Betimlemeli de denir.]

 betimsel dilbilim (Alm. beschreibende Linguistik, de- skriptive Linguistik,  Fr. linguistique descriptive,  İng.descriptive linguistics).  Bir dildeki gerçekleşmiş öğe-lerden oluşan bir bütünce aracılığıyla o dilin yapısmıinceleyen dilbilim akımı. Betimsel dilbilim, ortaya at-tığı kuralların bir bölümü dil dışı zorunluk ya da ya-

saklamalardan kaynaklanan geleneksel kuralcı dilbil-gisinden de, yalnızca bütünceyle yetinmeyerek ya da bütünce kullanmadan bir dildeki tüm gerçekleşmiş yada güdil doğru tümceleri kurallar aracılığıyla üretmeyiamaçlayan üretici dilbilgisinden de ayrılır. Bu dilbi-lim, tümcelerin salt yüzeysel yapılarını incelemekle

yetinir; doğru olsun olmasın bütüncedeki her türlütümceyi ele alır. biç&n (Alm. Stil,  Fr. style,!ng. style). Bir bireyin, dilsel

gereç ve olanakları kendine özgü ölçütlerleseçip kul-lanması sonucu söyleme kattığı kişisel nitelikli özel-liklerin tümü. (Deyiş de denir.) Biçeni teriminin içer-

diği anlamın karmaşık niteliği birçok durumda bula-nıklığa yol açtığından, kimi araştırmacılar bu terimikullanmamayı yeğler (P. Guiraud). Birçok bağlamda

 biçem söz, kişisel kullanım gibi kavramlarla örtüşür.Biçem incelemesinin dilbilim araştırmalarından yoğun

 biçimde etkilendiği söylenebilir. Biçem terimi, belli

 bir dilsel düzlemdeki gerçekleşmelerin toplu özelliğiolarak da yorumlanır (öm. şiirsel biçem, resmi yazışmalann biçemi, vb.).

 biçembilım (Alm. Stilistik, Fr. siylistique, İng: stylistics). Biçemi, dilin ya da bireyin anlatım araç ve olanak-larını dilbilimsel ilkelerle inceleyen dal. (Deyiş bilim 

de denir.) Dil biçembilimi özellikle konuşma dilineyönelerek, duygusal içerik ve değerleri açışından bü-tün bireylerde görülen anlatım olgularını inceler. Ya-zınsa! biçembilimse yazmsal yapıtları dilin sanatsalişlevi açısından ele alır. Kimi kuramcılar, biçemi herşeyden önce dilsel bildirinin kendine dönük olması

 bakımından değerlendirirken, kimileri de bir "sapma"ya da olağan kullanımların belirlediği genel örnektenayrılma olarak yorumlar.

Page 42: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 42/302

 biçim 1. (Alm. Form, Fr. fomie,  îng. form).  Dilsel bir. göstereni oluşturan ses öğelerinin tümü. Dağıbmsal

dilbilim, biçimi anlama karşıt olarak ele alır ve yalnızgözlemlenebilen biçimlerin inceleme konusu olabile-ceğini savunur. İşlevsel dilbilimse işlevi biçime karşıtolarak ele alır ve dil incelemesinin işlevlerin ortayakonulmasını amaçladığım öne sürer. 2. Dil birimleriarasındaki yapısal ilişkilerin oluşturduğu, hem içerik,

hem anlatım düzlemlerinde ortaya çıkan düzen. L.Hjelmslev'in kuramında biçim töze karşıt olarak yeralır ve dil F. de Saussure'de olduğu gibi bir töz ola-rak değil, biçim olarak tanımlanır. Bak. töz.  3. (Alm.

 Morph, Fr. morphe,  îng. morph).  Biçimbirimin ger-çekleşmelerinin her biri,

 biçimbilim (Alm. Morphologie, Formenlehre,  Fr. mor-  phologie,  İng. morphology). Geleneksel olarak anlamlıdil birimlerini, dilbilgisi ulamlarına, işlevsel sınıflara,

 bükün, türetme, bileştirme açısından sundukları görü-nüme, aldıkları değişik biçimlere, birleşim özellikleri-ne göre inceleyen dal. (Yapıbilgisi de denir.) Gelenek-

sel dilbilgisinde biçimbilim, işlevleri inceleyen sözdizime karşıt olarak, sözcüklerin biçimini, bir başkadeyişle, bükün ve türetmeyi ele alır. Çağımız dilbi-limindeyse ya anlambirim birleşimlerinin iç yapı ku-rallarını (türetme) ve sayı, cins, zaman, kişi, durum açısindan büründükleri biçimleri ya da hem bu olguları,

heriı de dizimlerin tümce düzlemindeki birleşimlerini(sözdizimsel biçimbilim) inceleyen bir dal sayılır. A.Martinet biçimbilimi, anlambirim gösterenlerinin de-ğişkelerini inceleyen dal olarak görür,

 biçimbilimsel (Alm. morpkologisch,  Fr. morphologiqüe, îng. morphological). Biçimbilime ilişkin olan, biçimbi-

limi ilgilendiren, biçimbilimsel sesbilim (Alm. Morpho(pho)nologie, Mor pho (pho)nemik,  Fr. morpho(pho)nologie,  îng. morpho-  phonemics, morpho (pho)nology). Bükün gibi biçimbi-limsel değişimleri sağlayan sesbilimsel yöntemleri in-celeyen dal. N. S. Trubetskoy'un öngördüğü, Ameri-kan dilbiliminde de önemli bir yer tutan bu dalı A.Martinet, M ayrı düzeyi birbirine karıştırdığı için sa-kıncalı bulur. Üretici dilbilgisinde, yüzeysel yapılar-daki son dizilişleri yorumlayan sesbilimsel kurallara

Page 43: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 43/302

da, sözdizimsel ulamlardan türeme simgeleri üstlen-dikleri ölçüde, biçimbilimselsesbilimsel kurallar de-

nir.biçimbilimsel yadsmlık (Alm.  Barbarismus,  Fr. barbarisme,  îng. barbarism).  Biçimbilimsel nitelikli yan-lışlık, aykırı kullanım,

biçimbirim (Alm.  Morphem,  Fr. morpheme,  İng. mor-  pheme)  1. Anlambirimin sözlükbirime karşıt olarak,

dilbilgisini ilgilendiren türü. 2. En küçük anlamlı bi-rim, en küçük gösterge. Amerikalı dilbilimciler bi-çimbirim terimini ikinci anlamda kullanırlar. L.Bloomfıeld'de biçimbirim en küçük dilsel birimdir veiki tür kapsar: Bağımsız biçimbirim tek başma sözceoluşturabilir; bağımlı biçimbirimse hiçbir zaman tek

 başına gerçekleşemez ve sözce oluşturamaz,biçimbirimsel değişke (Alm. AUomorph,  Fr. allomor-  phe,  îng. allomorph).  Bir birime ilişkin göstergeninkapsadığı değişkelerin her biri,

biçimcilik (Alm. Formalismus, Fı.formalisme, îng. formalizm). Dil birimlerini, işlevlerini göz önünde bulun-

durmadan yalnız biçimleri (değişken, değişmez, önekli, vb. birimler) ya da dağılımları, karşılıklı konumlanaçısından ele alan akım,

biçimlendirici (Alm. Formant, Yı.formant, İng.formant). Ses yolundaki tınlatıcılann etkisiyle karmaşık sesin,yeğinliği en üst noktaya ulaşmış titreşkesi (frekans).Seslemede başlıca iki biçimlendirici söz konusudur:Boğaz ve ağız. Bunlar ünlülerin ve ünsüzlerin bir bö-lümünün özel tınısını oluşturur. Kapantılılarda biçim *lendirici söz konusu olmaz; sürtüşmelilerdeyse belir-ginlikten yoksun biçimlendiricilerle karşılaşılır,

biçimleyiçi diller (Alm. Formsprachen, Fr. langues  formatives,  îng.  formal languages).  Tümcedeki hersözcüğü, ayrı ve kendine özgü bir biçimle donattıklaniçin bükünlü dillere verilen bir başka ad.

biçimsel (Alm. formal, Fr. formel^jng. formal)., 1. An-lama karşıt olarak, dilin biçime, sesbilimsel, biçimbi-

limsel sözdizim yönüne ilişkin olan: Anlamı göz önünde tutmayan her dilbilgisel betimlemç biçimseldir.2. Sezgisel ya da örtük olmayıp belirtik (açık) niteliktaşıyan, bir dizi belite dayanan, matematiksel ve man-tıksal kökenli dizgeler için kullanılır (öm. biçimsel dil-

Page 44: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 44/302

ler). Biçimsel dizgeler bir simgeler abecesi ve doğruanlatımlar oluşturulmasını sağlayan bir kurallar bütünükapsar.

biçimsel dilbilgisi (Alm. foımale Grammatik,  Fr. gram- maire formelle,  îng. formal grammar).  Doğal dilleri

 betimleme işlemini biçimselleştirme yoluyla gerçek-leştirmeye çalışan dilbilgisi. Özellikle N. Chomsky'den kaynaklanan biçimsel dilbilgisi dizimsel ve dönüşümsel olmak üzere iki tür dilbilgisi düzeni içerir. Bi

, çimsel bil' dilbilgisi, ses ve anlam açısından yorumla-nabilmek için bir tümcenin yerine getirmesi gerekenkoşullara ilişkin bir varsayım olarak görülür,

biçimselleştirme (Alm. Fomalisierung,  Fr. formalisa- tion,  İng. formalisation).  Simgelerden kurulu bir abe-

ceye ve doğru oluşturulmuş simge dizilişlerini ürete- bilecek nitelikte açık seçik kurallara indirgeme,bildiri (Alm. Nachricht, Fr. message, îng. message). Dil-

sel bildirişim eyleminde konuşucunun belli bir düzgüye uygun olarak oluşturup dinleyiciye yönelttiği gös-tergese! bütün, (îleti de denir.)

bildirim (Alm. Kommunikation, Fr. communication,  îng.communication).  Konuşucunun dinleyiciye bildiri yö-neltmesi; bildirişim eyleminin tek yönlü görünümü.(İletim de denir.)

bildirişim (Alm. Kommunikation,  Fr. communication, îng. communication).  Konuşucuyla dinleyici arasında

 bildiri alışverişi; karşılıklı bildiri aktarımı; bildirim ey-leminin çift yönlü görünümü. (İletişim de denir.) Ger-çekte, konuşucu güçül bir dinleyici, dinleyici de gücül

 bir konuşucudur; daha açık bir anlatımla, her ikisi de birer konuşucudinleyicidir. işlevsel dilbilime göre di-lin temel işlevi bildirişimi sağlamaktır,

bildirme kipi (Alm. Indikativ,  Fr. indicatif,  îng. indica- tive).  Bir eylemin içerdiği gösterileni, konuşucunun

 benimsediği tutumu belirtmeden, yansız biçimde anla-tan kip. Türkçe’de bildirme kipleri belirli geçmiş i, belirsiz geçmişi, şimdiki zamanı.,gelecek zamanı ve geniş 

 zamanı kapsar,bildirme tümcesi (Alm. Aussagesatz, deklarativer Satz, 

Fr. phrase enonciative, phrase declarative,  îng. sen- tence of statement, declarative sentence).  Soru, buy-rum ya da ünlem, vb. tümcesine karşıt olarak, yalnızca

Page 45: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 45/302

olumlu ya da olumsuz bildirimde bulunmaya yarayantümce (öm. Arkadaşımız gitti). 

 bileşen (Alm. Komponerıte, Fr. composante, composant, îng. component).  1. Üreticidönüşümsel kuramda, birdilbilgisini oluşturan bölümlerin her biri. Üreticidönüşümsel dilbilgisinde anlamsal, sözdizimsel, dönü-şümsel ve sesbilimsel bileşenlerin yanı sıra, tabanı oluşturduğu varsayılan ulamsal ve sözlüksel bileşenler-

den söz edilir. 2. Anlam düzlemindeki özellik; anlam- birimcik. bileşen çözümlemesi (Alm. Komponentenanalyse,  Fr.

analyse. componentielle,  îng. componential analysis). Anlambirimcik çözümlemesinin bir b aşka adı.

 bileşik sözcük (Alm. Kompositum, zusammengesetztes 

Wort,  Fr. compose, mot compose,  îng. compound\  compound word).  îki ya da daha çok sözlükbiriminkaynaşıp kalıplaşmasıyla oluşan ve anlamlı bir tek bi-rim işlevi gören öğe (öm. hanımeli, binbaşı, dilbilim, vb. sözcükler),

 bileşik tümce (Alm. zusammengesetzter Satz, Fr. phrase composee,  îng. compound sentence).  Temel bir tüm-ceyle onu bütünleyen bir ya da daha çok sayıda tüm-ceden oluşan tümce (öm. Yağmur yağarsa sokağa çıkmayacağız). Türkçe'de girişik tümce, kaynaşık tümce,koşul tümcesi, ilgi tümcesi, katmerli bileşik tümce tür-leri ayırt edilir. Girişik tümce, bir temel tümceyle birya da birden çok eylemsiden oluşur (öm. Gülerek baktı). Kaynaşık tümce, adlaşmış ad ya da eylem tümcesiiçeren tümcedir (öm.  Böyle yapmalı diyordu).  Koşultümcesi, koşul kavramı içeren ve yüklemi -se, -sa ekialan tümcedir (öm. Unutmazsa gelecek).  İlgi tümcesi,ki

  bağlacıyla birbirine bağlanan tümcelerden oluşur(öm. Öyle sanıyomm ki birazdan gelecek).  Katmerli bileşik tümce, ayrı türden en az iki yan yargı kapsayan bileşik tümcedir (öm. Erken gelseydi kendisine sinemaya gidelim diyecektim). 

 bileşik zaman (Alm.  zusammengesetztes Tempus,  Fr.

iemps compose, İng. compound tense). Yardımcı eylemya da, Türkçe'de olduğu gibi, ekeylemle oluşturulanzaman. Türkçe'de yalın zamanlı ve çekimli bir eylem,ekeylemin -di (<-i-di), -miş (<-i-miş), -se (<-i-se)  bi-çimlerinden birini alarak hikâye, rivayet bileşik zaman

Page 46: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 46/302

lanna ekeyleıîiin -se biçiminin eklenmesiyle katmerli bileşik zamaiı oluşur,

bileştirme (Alm.  Zusammensetzung,  Fr. composition, İng. composition).  İki ya da daha çok sözlükbirimL bi-leşik sözcük ya da birleşkebirim niteliğinde yeni biı*

 birim oluşturacak biçimde kaynaştırma (öm. anayasa, özveri, kamuoyu, vb.). Yeni sözcük yaratımım sağla-yan yöntemler arasında yer alan bileştirmede söz ko-

nusu öğeler söylemde bağımsız kullanımı olan birim-lerdir. Bu nedenle kimi durumlarda yorum güçlüğüdoğabilir.

bilgi (Alm.  Information, Fr. information, İng. informa- tion).  Bir düzgünün içerdiği biçimlere bürünerek kimiolasılıkları ortadan kaldıran, belirsizlik ya da bulanık-

lığı azaltan her türlü öğe. Bilgi birimi, aynı olasılığı ta-şıyan iki ya da daha çok sayıda birim bulunan bir diz-gedeki bir birimin sağladığı niceliktir. Bir birim (öm.anlambirım, sesbilim) ne denli sık kullanılırsa o denliaz bilgi içerir.

bilim dili (Alm. Wissenschaftssprache, Fr. langage scien- 

tifıque,  İng. scientific language). Bir bilim dalma özgüterimlerin oluşturduğu üstdil (öm. hukuk dili, kimyadili, vb.). ...

bireşim (Alm. Synthese,  Fr. synthese,  İng. synthesis)..Çözümlemeye karşıt olarak, karmaşık bir bütünü oluş-turan öğeleri birliğe indirgeme işlemi,

bireşimli (Alm. synthetisch,  Fr. synthetique,  İng. syn- thetic).  Çok sayıda anlambirimi tek sözcük çerçe-vesinde bir araya getiren dilleri belirtir,

bireşimli diller (Alm. synthetische Sprachen, /Fr. langues synthetiques, İng. synthetic languages). Çözümle-yici dillere karşıt olarak, birçok anlambirimi tek söz-cük çerçevesinde toplamaya yönelen Latince, Viet-namca gibi dillere verilen ad.

bireysel değişke (Alm. individuelle Variante, Individuenvariable,  Fr. variante individuelle, İng. individual variant).  Bağlamdan kaynaklanmayan, bireyin kişisel

ya da bölgesel özelliklerinden doğan değişke. (Özgür  değişke de denir.)bireysel dil (Alm.  Idiolekt,  Fr. idiolecte,  İng. idiolect). 

Bir dilin belli bir bireyde aldığı biçim.

Page 47: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 47/302

birim (Alm. Einheit,  Fr. ünite,  İng. unit).  Dilsel yapı i.çinde belli bir düzlemde yer alan ve benzer öbür öğe-lerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrık nitelikliöğe (öm. sesbilimler, anlambirimler).

birinci eklemlilik (Alm. ers te Gliederung,  Fr. premiere articulation,  İng. fırst articulation).  En küçük anlamlı

 birimler ya da anlambirimlerden oluşan eklemlemedüzeyi. Bak. çift eklemlilik. 

birlenme (Alm. Synâresis,  Fr. synerese,  İng. syneresis). Bir sözcükte yan yana bulunan iki ünlünün tek ses-leme indirgenmesi. Bak. ikilenme. 

birleşim (Alm. Kombination,  Fr. combinaison,  İng. com- bination). Bir birimin, dilin dizimsel boyutundaki öbür

 birimlerle kurduğu bağınti; bu türlü bir bağıntıdan

kaynaklanan birleşme,birleşim değeri (Alm. Valenz, Wertigkeit,  Fr. valence, İng. valence).  Bağımsa! dilbilgisinde, eylemleri, bun-lara bağımlı eyleyenlerin sayısına göre nitelendirmeyesınıflandırma ölçütü. Örneğin öğretmen çalışkan öğrenciye armağan verdi tümcesinde üç eyleyen, bundan

ötürü de vermek  eyleminin üç birleşim değeri vardır.L. Tesniere'in kimya alanından dilbilim alanına aktar-dığı bu kavramı, eylemi tümcenin odak noktası sayan

 birçok dilbilimci benimsemiştir. Bak. eyleyen.birleşimsel değişke (Alm. kombinatorische Variante, 

Fr. variante combinatoire,  İng. combinatory variant). 

Bir sesbirimin ya da anlambirimin çeşitli iç bağlam yada çevrelerde değişik gerçekleşmelerinin her biri.(Bağlamsal değişke  de denir.) Birleşimsel değişkelerhiçbir zaman aynı bağlamda gerçekleşmez; ancak ara-larında ses (sesbilimlerde) ya da anlam (anlambirimlerde) yakınlığı vardır,

birleşimsel sesbilgisi Bak. sesbilgisi. birleşkebilim (Alm. Synthematik,  Fr. synthematiifîte, 

İng. synthematics).  A. Martinet'nin kuramında birleşkebirimleri ele alan inceleme. Bak. birleşkebirim. 

birleşkebirim (Alm. Synthem,  Fr. syntheme,  îng. syn- theme). Biçimsel ve anlamsal bakımdan iki ya da dahaçok sayıda anlambirime aynştınlabilmekle birlikte,sözdizimsel açidan, sözcenin öbür öğeleriyle, yerinialdığı öğelerin kurduğu türden ilişkiler içinde bulunan

 birim. A. Martinet'nin ortaya attığı bu kavram türetme

Page 48: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 48/302

ya da bileştirme yoluyla elde edilen bilimleri içerir.Dizime karşıt olarak, öğelerinin ayrı ayrı konuşucununseçimine bağlı olmaması bu türlü birimlerin belirginözelliğidir. Her birleşkebirimbelli bir anlambirim sını-fına bağlanır; dilbilgisi bakımından birleşkebirimleı*hiçbir zaman yeni bir anlamlı birimler sınıfı oluştur-mazlar.

birleştirme (Alm. Konjunktion,  Fr. conjonction,  İng.conjunction).

 İki ayrı derin yapıyı bir tek tümcede biraraya getirme. Örneğin  Ayşe yemek yiyor   ile Fatoş  yemek yiyor, ve bağlacıyla birleştirilir, sonra silme dö-nüştürümü sonucu özdeş öğeler atılır, ikinci ad dizi-mine yer değiştirtilir, böylece  Ayşe ve Fatoş yemek  

 yiyor  elde edilir,

birliktelik (Alm. Kookkurrenz,  Fr. cooccurrence,  İng.cooccurrence). Aynı sözcede iki ya da daha çok sayıdadil biriminin bir arada bulunması. Birliktelik kavramıaracılığıyla sözcüklerin bağlamsal anlamı saptanır,

birliktelik durumu (Alm. Komitativus,  Fr. comitatif, İng. comitative). Birlikte olmayı belirten ad durumu,

bitim (Alm. Endung, Fr. terminaison, İng. ending). Sonekiya da çekim ekini belirten genel nitelikli terim,bitişim (Alm. Agglutination, Fr. agglutination, İng. agglu- 

tination).  Çeşitli dilbilgisel bağıntılar belirtilirken kökeayrı eklerin gelmesi. Bak. bitişme.  Bitişim olgusunarastlanan dillere tipbilimsel sınıflandırmada bitişimli

diller denir. Türkçe bu türlü dillerdendir,bitişimli diller (Alm. agglutinierende Sprachen, anlei- 

mande Sprachen, anfügende Sprachen,  Fr. langues ag- glutinantes,  İng. agglutinating languages, agglutinative languages). Dillere ilişkin tipbilimsel sınıflandırmada,dilbilgisi bağıntılarını köklere getirilen ayrı ayrı ekler-le belirten, sözcüklerinde kök değişimi olmayan, buözellikleriyle ayrışkan ve bükünlü dillerden ayrılandiller. (Bağlantılı diller, bitişken diller   de denir.)Türkçe bitişimli dillerdendir,

bitişke (Alm. Konjunkt,  Fr. conjoint,  İng. conjunct).  Birleşkebirimde yer alan anlambirimleıin her biri (A.Martinet). Bak. birleşkebirim. 

bitişken diller Bak. bitişimli diller. bitişme (Alm. Agglutination,  Fr. agglutination,  İng. ag

glutination).  Başlangıçta birbirinden ayrı olan, ama

Page 49: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 49/302

tümce içinde sık sık bir araya gelen iki ya da dahaçok sayıda öğenin salt nitelikli ya da güç çözümlene-

 bilir bir birim içinde birbirleriyle kaynaşması (öm.nesne < ne+ise+ne, niçin< ne+için, nasıl> ne+asıl,vb.).

 bitmemiştik görünüşü (Alm. imperfektiye Aktionsart, Fr. aspect imperfectif, aspect inaccompli, aspect non- accompli,  İng. imperfect aspect, imperfective aspect, atelic aspect).  Başlaması ve sona ermesi göz önündetutulmadan oluşumu içinde ele alman eylemin görü-nüşü. Örneğin Çocuk yemek yiyor, Adam yürüyordu, vb. bitmemişlik görünüşü içerir.

Bloomfleld, Leonard (18871949^ Amerikan yapı-salcılığının kurucusu ABD'li dilbilimci. Çalışmalarını

önceleri yazılı belgesi bulunmayan Kuzey Amerikayerli dilleri üzerinde yoğunlaştırdı. Sözlü dil incele-melerine ağırlık verdi ve eşsüremli betimsel yönteminAmerika'da gelişmesine katkıda bulundu. 19241925yıllarında Amerikan Dilbilim Demeği’ni ve bu deme-ğin yayın organı olan Language dergisini kurdu. İkinci

Dünya Savaşı sırasında askerlere yabancı dil öğretimikonusunda çalışmalar yaptı. Army Special TrainingProgram adı altında somutlaşan yoğun bir yabancı dilöğretim programı oluşturdu. 1942'de Outline Guide of  Foreign Language Teaching  (Yabancı Dil Öğretimiİçin Kılavuz) adlı yapıtını yayımladı. Bu yapıt Ameri-

ka'da yabancı dil öğretimine yepyeni bir bakış açısıgetirdi. Bloomfleld ayrıca Felemenkçe ve Rusça öğre-timi için elkitapları hazırladı.  An Introduction to the Study of Language (Dil İncelemesine Bir Giriş) [1914]adlı yapıtında Bloomfield Alman ruhbilimcisi W.Wundt'un etkisinde kalarak anlıksa! ruhbilimiden ya-

rarlandı. 1926'da Language dergisinde yayımladığı "ASet of Postulates for the Science of Language" (Dil Bi-limi İçin Bir Koyutlar Dizisi) adlı yazısındaysa an-lıkçılığı bırakarak benimsediği karşıanlıkçı görüşüntemel ilkelerini açıkladı. 1933'te yayımlanan Language (Dil) adlı yapıtında karşıanlıkçı ve davranışçı bir tu-

tumla dile yaklaşan Bloomfield yalnız gözlemlenebilen olguların incelenmesi gerektiğini öne sürerek,dili insan davranışının özel bir biçimi olarak gördü veuyaranyanıt ilişkisi içinde açıklamaya çalıştı. Bu gö

Page 50: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 50/302

nişleriyle Bloomfield Amerikan dilbiliminin öbür bi-lim dallarından bağımsız, kendi inceleme konusu veyöntemleri olan özerk bir bilim dalı durumuna gelme-sini sağladı. Bloomfıeld'e göre dil incelemesine seşbiHmsel biçimden başlamak gerekir. Çünkü bu biçimle-rin anlamlarını tanımlamak olanaksızdır. Anlamı dağılım  kavramıyla açıklamaya çalışan dilbilimci, tümükapsayıcı bîr inceleme olanağı bulunmadığından an-lam incelemesine girmekten kaçınır. Buna karşılık, aynnülı bir biçim incelemesine yönelir. Bloomfield

 Language  adlı yapıtında çözümlemede biçimleri do-laysız kurucularına ayırma ilkesini getirmiştir. Bu ya-

 pıttaki temel kavram ve ilkeler ABD'li dilbilimcilerianlamı inceleme dışı tutmaya yöneltmiş, salt biçimsel

nitelikli incelemelerin geliştirilmesini sağlamıştır.Bloomfıeld'in dağılım  kavramı dağılımsal dilbilimin doğmasına yol açmışür. Diğer yaymlan arasında, özel-likle "Language or Ideas" (Dil ya da Düşünceler)[1936], "Meaning" (Anlam) [1943] gibi yazıları sayıla-

 bilir.

boğazsıl (Alm. Pharyngal, Guttural,  Fr.  pharyngale, gutturale,  îng. phaıyngeal, guttural). Eklemleme nok-tası dilin köküyle boğaz çeperi arasında artdamağıngerisinde yer alan ünsüz. Arapça'da çok sayıda soluklu

 boğazsıl vardır,boğazşıllaşma (Alm. Pharyngalisiemng,  Fr. pharynga- 

lisation,  îng. pharyngealisation).  Boğazsıl özelliği al-ma.boğazsıllaştırma (Alm. Pharyngalisiemng,  Fr. pharyn- 

galisation,  İng. pharyngealisation).  Boğazsıl özelliğiverme.

boğuk (Alm. mild, Fr. mat, İng. mellow). Keskin nitelikli

sesbirimlere oranla yeğinliği daha az, ses dalgası dahadüzenli olan sesbirimlerin özelliğini belirtmek içinkullanılır. Örneğin Türkçe /p/, /b/çiftdudaksıllaıı bo-ğuk özelliğini taşır. Bak. keskin, ikicilik. 

boğumlama Bak. eklemleme. boğumlanma Bak. eklemlenme. boğumlu Bak. eklemli. boğumlııluk Bak. eklemlilik.Bopp, Franz (17911867). Karşılaşürmalı dilbilimin ku-

rucularından Alman dilbilimcisi. Ueber das Konjuga

Page 51: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 51/302

tionssystem der Sansbitsprache (Sanskritçe'nin EylemÇekim Dizgesi) [1816] adlı temel nitelikli yapıtında

Sanskritçe'yle eski Yunanca, Latince, Farsça ve Ger-mence arasındaki bağlan incelemiş, böylece söz ko-nusu dillerin akrabalık ilişkilerini ortaya koymuştur.Bir ilk ve ortak HintAvrupa diline ulaşmaya çalışanBopp'un öbür yapıtları arasında özellikle Vergleichende Grammatik des Sanskrit , Zend, Griechischen, Lateini- 

schen, Litthauischen, Altslawischen, Gothischen und   Deutschen  (Sanskritçe, Zendce, Yunanca, Latince,Litvanca, Eski Slavca, Gotça ve Almanca'nm Karşılaş-tırmalı Dilbilgisi) [18331852] anılabilir.

boş alan (Alm. Leerstelle, Fr. case vide, îng. empty posi- tion, empty slot).  Bağımsal dilbilgisinde, eylemlerin,

 birleşim değerlerine bağlı olarak çevrelerinde oluşturduklan, eyleyenlerle doldurulması gereken alan. Ör-neğin uyumak  eyleminin bir (Ali uyuyorj, görmek  ey-leminin iki (Ali, Ayşe'yi görmüş)  boş alanı vardır.

boşbiıim (Alm. Kenem,  Fr. çeneme,  îng. çeneme).  L.Hjelmslev'in kuramında, sesbirim yerine kullanılan ve

ses tözü bakımından "boş" sayılan, anlatımın biçimidüzlemindeki en küçük ayıncı birim. Bak. dolubirim.bölümleme (Alm. Segmentierung, Fr. segmentation, İng.

segmentation).  Bir sözce ya da dizimsel bütünü birimya da parçalarına ayırma işlemi. (Kesitleme de denir.)Bölümleme yapısal dilbilimin çözümleme yöntemidir;

 bu işlemin dizisel boyuta ilişkin değiştirim işlemiyle bütünlenmesi gerekir. Söylem dilbiliminde bölümle-meye başvurulur.

Breal, Michel (18321915). Fransız dilbilimcisi. Kar-şılaştırmalı dilbilim çalışmalarına Fransa'da hız veril-mesini sağladı. Tarihsel anlambilim çalışmalarını yöntemli biçimde başlattı. Essai de semantique  (Anlam- bilim Denemesi) [1897] adlı yapıtıyla bu çalışmalaradizgeli bir görünüm kazandırdı.

Bröndal, Viggo (18871942). DanimarkalI dilbilimci.Kopenhag Okulu'nun kurucularındandır. Dilde mantıkkavramlannı bulmaya çalışmışür (Les Parties du dis- cours [Sözcük Türleri], 1928).

Brugmann, Fıiedıich Kari (18491919). Alman dilbi-limcisi. Yenidilbilgiciler Okulu'nun en önemli dilbilimcilerindendir. Başlıca yapıtlan:  Morphologischen

Page 52: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 52/302

Untersuchungen der indogermanischen Sprachen (HintAvrupa Dilleri Üstüne Biçimbilim Araştırma-ları; H. Osthoff la birlikte) [18781881] ve Grundriss 

der vergleichenden Grammatik der indogermanischen Sprachen  (HintAvrupa Dillerinin Karşılaştırmalı Dil- bilgisi ilkeleri; B. Delbrück’le birlikte) [1886].

budunbilim (Alm. Ethnolinguistik, Fr. ethnolingui$tique, îng. ethnolinguistics).  Genellikle, dili bir ekmin anla-tım aracı olarak ele alan ve bildirişim koşullarıyla bağ-lantılı olarak inceleyen dal. Kimi dilbilimciler budundilbilimi toplumdilbilimin bir bölümü olarak görürler.Kimi dilbilimcilerse toplumdilbilimin karmaşık top-lumlar, budundilbilimin yalın yapılı toplumlar çerçe-vesinde geçerli olduğunu belirtirler. Genellikle budundilbilim dil ve dünya görüşü arasında ilişki kurar(E. Sapir, B. L. Whorf), çokdillilik sorunları üstüne eğilir.

bulaşma (Alm. Kontamination,  Fr. contamination,  îng.contamination, blend).  Bir öğenin bir başka öğeyi et-kileyerek, her ikisinin de birtakım özettiklerini taşıyan

 bir başka öğenin oluşmasma yol açması.buyrultusal (Alm. arbitrâr,  Fr. arbitraire,  İng. arbi- trary).  Buyrultusallık içeren, buyrultusallık gösteren.

 Bak. nedensiz.buyrultusallık (Alm.  Arbitraritât,  Fr. arbitraire, îng.

arbitrariness).  Dil göstergesinin rastlantısal olma

özelliği. F. de Saussure, kimi durumlarda çelişik yo-rumlara yol açan bu kavrama göstergenin simgeselözellik taşımadığını, saymaca olduğunu belirtmek için

 başvurmuştur. Buyrultusallık, birçok bağlamda nedensizlik teriminin eşanlamlısı olarak kullanılır. Bak. ne- densizlik.

buyrum kipi (Alm.  Imperativ,  Fr. imperaüf,  İng. im-  perative).  Eylemin yapılması gerektiğini buyurarakanlatan isteme kipi. Bu kipin Türkçe 1. tekil ve çoğulkişi kullanımı yoktur, 2. tekil kişi için eylem kökü, 2.çoğul kişi için in,  iniz, 3. tekil kişi için -sin,  3, çoğulkişi için -sinler   ekleri kullanılır: ver, ver-sin, ver-in 

(ver-iniz), ver-sinler.buyrum tümcesi (Alm.  Imperativsatz, Befehlssatz,  Fr. phrase imperative,  İng. imperative sentence).  Yüklemi

Page 53: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 53/302

 buyrıım kipinde olan tümce (öm. Bu çalışmayı hemen bitir!).

bükün(Alm.

Flexion, Fr.

 flexion, Ing.flection, inflexion, accidence).  Bir sözcüğün kökenine bitim denilen so

nekler getirerek ve/ya da köken değişmeleriyle durumve cins (adlarda, sıfatlarda, adıllarda), kişi, zaman, kip,görünüş ve çatı (eylemlerde), sayı belirten biçimbilimsel yöntem. Bükünlü dillerin özelliği olan bükün, ad

(birçok durumda sıfat ve adılları da içerir) ve eylemçekimlerinin tümünü kapsayan genel bir olgudur. Bir biçimbirim bu dillerde birden çok işlev yerine getirir.Örneğin Latince rosas  ("gülleri") sözcüğünde -as  bi-timi hem belirtme durumunu, hem dişili, hem de ço-ğulu gösterir. A. Martinet, bir çekirdekle kipliklerinin

yanı sıra, gerektiğinde sözcenin geri kalan bölümle-riyle bağlantı sağlayan işlevsel bir öğenin oluşturduğu bu türlü birimleri dizimbirim olarak adlandırır.

bükünlü diller (Alm. flektierende Sprachen, Fr. langues  Jlexionnelles,  İng. (in)flexional languages).Dillere ilişkin tipbilimsel smıflandımıada dilbilgisi bağıntıla-

rım sözcüğün değişken bölümündeki değişimlerle, bir başka deyişle bükünlerle belirten, biçimbirimlerin ye-rine getirdiği işlevleri, gösteren düzleminde ayrı ayrıöğelere indirgemeye olanak bulunmayan, bu özellikle-riyle de aynşkan ve bitişimli dillerden ayrılan diller.Örneğin Latince bükünlü dillerdendir..

bürün (Alm.Prosodie, Fr. prosodie,  İng. prosody).  Tit-rem, vurgu, durak, süre, vb. ses olgularının genel adı.Kimi dillerde (İsveççe, Çince, Japonca, Vietnamca,Lonkundo dili, vb.) bürün olgularının bir bölümü dil-

 bilimsel bir işlev üstlenir ve bürünbilimin inceleme alanına girer.

bürünbilim (Alm. Prosodie, Fr. prosodie, prosodemati- que,  İng. prosody).  Sesbilimin, büıünü inceleyen bö-lümü. Kimi İngiliz ve Amerikalı dilbilimciler, genel-likle sesbilim incelemesinde ele alman ve sesbirim di-zilişlerini ilgilendiren birtakım olguları bürünbilim içinde inceleyerek bu alanın kapsamını genişletmiş-lerdir.

bürünbilimsel (Alm. prosodisch,  Fr. prosodique, prosodematique, İng. prosodie). Bürünbilime ilişkin olan.

Page 54: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 54/302

bürünbirim (Alm. Prosodem,  Fr. prosodeme, İng.proso- deme). Burun düzleminde yer alan birim. Parça özelli-

ği taşıyan sesbilime karşıt olarak parçaüstü birim nite-liği gösteren bürünbirimi sesbilimin özel bir bölümüolan bürünbilim inceler,

bürünsel (Alm.  prosodisch,  Fr.  prosodique,  îng.  pro- sodic).  Bürüne ilişkin olan, burun özelliği taşıyan; tit-rem, vurgu, durak, süre, vb. olgulara ilişkin olan,

bütünce (Alm. Korpus, Fr. corpus,  îng. corpus). Bir dili betimlemek ve çözümlemek amacıyla derlenmiş sözlüya da yazılı örnekler, sözceler bütünü. Her bütünce birseçme ürünüdür. Betimlemeye yönelen bir dilbilimciinceleyeceği alanı en iyi biçimde yansıtabilecek vekendisine elverişli bir gözlem temeli sunabilecek bir

 bütünce saptamak zorundadır. Buna karşılık, üreticidilbilgisinde, hiç değilse buradaki anlamıyla bütüncekullanılmaz.

bütünleşme (Alm. Integratiori, Fr. integration, îng. inte- gration).  Sesbilimlerden söz edilirken, bir bağlıla-şımda yer alma. Örneğin Türkçede /p/, /f/, /t/, vb. ile

 fb/, /v/, /d/, vb. titreşimlilik bağlılaşımında bütünleşmegösterirler.bütünleşmemiş (Alm. nicht-integriert,  Fr. non-integre, 

îng. non-integrated).  Bütünleşme göstermeyen sesbi-limleri belirtir. Bak. bütünleşme. 

bütünleşmiş (Alm. integriert,\  Fr. integre, îng. integrated). Bütünleşme gösteren sesbilimler için kullanılır. Bak.bütünleşme.

bütünleyici dağılım (Alm. komplementare Distribution, Fr. distribution complementaire,  îng. complementary distribution).  Özdeş bağlamlarda bulunmayan iki dil-sel öğenin dağılım özelliği. Örneğin çocuk  ve uyuyor  

 bütünleyici dağılım içindedir. Ayrı sınıflara bağlan-makla birlikte, dizimsel düzlemde birbirini izleyebilenya da yalnız kimi yönlerden özdeş olan sınıflara giren,ama aynı bağlamda kullanılmayan birimler bütünleyicidağılım durumundadırlar,

büyük ünlü uyumu (Alm. Palatalharmonie, Fr. harmo- nie palatale,  İng, palatal harmony). Türkçe'de yalm yada eklerle uzatılmış bir sözcüğün ilk sesleminde artünlü varsa, ondan sonraki bütün seslemlerde de art ün-lüler; ön ünlü varsa, öbür seslemlerde de ön ünlü bu-

Page 55: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 55/302

lunması yoluyla oluşan uyum (öm. yapamadı, balıklarınız, vermedi, evleriniz).

büyültme eki (Alm. Vergrösserungssujbc, Fr. augmenta- tif,  İng. augmentative). Çeşitli dillerde büyültme ya daüstünlük kavramı içeren önek ya da sonek. Bak. küçültme eki.

büyültmeli (Alm, vergrössemd,  Fr. augmentatif,  İng.augmentative).  Büyültme eki almış biçimleri belirtir.

Bak. küçültmeü.

Page 56: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 56/302

ccanlı 1. (Alm. belebtes [Genus],  Fr. [genre] anime,  İng.

animate [gender]).  Kimi dillerde canlıları belirten ve

erille dişili kapsayan cins. 2. (Alm. belebt,  Fr. anime, İng. animate). Sözlük içinde sınıflar ve altsınıflar oluş-turmaya yarayan ikili karşıtlıklardan birinin (canlı/cansız) olumlu öğesi. Örneğin insan, kedi, kuş  "canlı"sınıfına girer. Canlı sınıfı da kendi içinde insan vehayvan altsınıflarına ayrılabilir. Bu karşıtlık üretici

dönüşümsel dilbilimde kimi tümcelerin yadırgatıcı yö-nünü (öm. Kapı su içiyor)  açıklamada kullanılır vedilbilgisinin sözlüksel kesiminde yer alır. Böylece ka

 panın özelliği [canlı] ya da [+cansız] olarak belirlenir,(öm. Su içmek  [+canlı özne]). Bak. cansız?. 

cansız 1. (Alm. unbelebtes [Genus], Fr. [genre] inanime, 

İng. inanimate [gender]). Kimi dillerde, canlı sayılma-yan göndergeleri belirten ve doğal yansız cinsle özdeş-leşen cins. 2. (Alm. leblos, Fr. inanime, non-anime, İng.inanimate).  Sözlük içinde sınıflar ve altsınıflar oluş-turmaya yarayan ikili karşıtlıklardan birinin (canlı/cansız) olumsuz öğesi. Örneğin sandalye, bıçak, sokak  

"cansız" sınıfına girer. Bak. canlı2. caymaca (Alm. Andkoluth, Fr. anacoluthe, İng. anacolu- 

thon).  Bir tümceyi oluştururken yapı değişikliğine başvurma, bir kuruluş biçimim bütünlemeden başkası-na geçme, dizimsel bir yapıyı birden keserek bir başkayapıya yönelme biçiminde gerçekleştirilen değişmece(öm. Sen Ankara'ya gel, sonra da bize uğramamak!). 

Cenevre Okulu. Çalışmalarında F. de Saussure'ü yo-rumlamayı amaç edinen, bu arada dilbilimin çeşitlikollarında özgün görüşler geliştiren yapısal dilbilim-cilerden Ch, Bally ile A. Sechehaye, daha sonra da H.Frei ile R. Godel'in oluşturduğu dilbilim okulu. Ce-nevre Okulu'nun görüşleri toplu olarak, yılda bir kezyayımlanan Cahiers Ferdinand de Saussure  adlı der-gide yer alır.

Page 57: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 57/302

Chomsky, Noam (doğ. 1928). Üreticidönüşümsel dil- bilgisi kuramını oluşturan ABD'li dilbilimci. Mantık

ve matematik verilerini doğal dillerin incelenmesineuygulayan Chomsky, dağılımsa! dilbilimin kuramcısıve hocası Z.S. Harris'ten büyük ölçüde etkilendi. Ku-ranımı ilk kez, 1957'de yayımlanan Syntactic Struc- tures  (Sözdizimsel Yapılar) adlı yapıtta ortaya koydu.Olumlu ya da olumsuz çok sayıda eleştiri alan

Chomsky kuramım geliştirdi ve derin yapıya  dayalı,anlam boyutunu da kapsayan ikinci yapıtını yayımladı: Aspects o f a Theory o f Syhtax  (Sözdizim KuramınınGörünüşleri) [1965]. Chomsky'ye göre dilbilgisinin gö-revi bir dilin tümcelerini tanımlamaktır. İncelemedesözdizim ağırlık taşır. Bir dilde oluşturulabilecek tüm-

celer ilkece sonsuz sayıda olduğundan Chomsky'ninöngördüğü dilbilgisi yalnız gerçekleşmiş tümceleri de-ğil, aym zamanda gerçekleşebilecek tümceleri de açık-lamayı amaçlar. Chomsky'nin yöntemi çözümseltümevanmlı değil, bireşimseltümdengelimlidir. Dizgeye

 bir metinden kalkılarak varılmaz, metinler dizgeden

çıkarsanır. Bu anlayışa göre dil, sonlu sayıda kurallasonsuz sayıda tümce üretmeye olanak veren bir düze-nektir; her tümce sonlu1uzunluktadır ve sonlu sayıdaöğeler kümesinden oluşur. Üretici-dönüşümsel dilbilgisi şu katmanları içerir: Biçimbilimsel sesbilim, üretici yapı ve dizilim yapısı. Sözdizim çalışmalan özerktir,

"anlam"dan bağımsızdır. Daha sonra aldığı çeşitli eleş-tirileri değerlendiren Chomsky kuramını genişletir.Saussure'ün dil/söz karşıtlığı doğrultusunda edinç/edim ayrımını getirir. Dilbilgisinin görevinin ülküsel konu- 

 şucu-dinleyicmm dil edincini betimlemek olduğunu ileri sürer. Ona göre dilbilgisini sözdizimsel, arilambi- 

limsel ve sesbilimsel  bileşenler oluşturur.  Derin yapı anlamsal yorumun gerektirdiği tüm bilgileri içerenmantık ilişkilerinden oluşan bir yapı, yüzeysel yapıysa sesçil yoruma gerekli bilgileri içeren bir yapı niteliğitaşır. Chomsky'nin kuramı, o zamana dek Amerika'daegemen olan Bloomfield'in davranışçı yaklaşımını sar-sarak anlıkçı dil anlayışının benimsenmesini sağlamış-tır. Hem anadili, hem de yabancı dil öğretimi ve kulla-nımında çeşitli sorunlar yüzeysel yapı/derin yapı aynmına dayanılarak açıklanmaya çalışılmıştır. Descartes'

Page 58: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 58/302

çı bir yaklaşımla diller arasındaki farklılıkların yüzey-sel yapıda yer aldığını öne süren Chomsky dile getiri-

len düşüncelerin evrenselliğini savunur ve diller ara-sındaki ortak özellikler olarak nitelediği tümeller  üze-rinde durur. Dilin kökeni ve işleyişine ilişkin olarakdoğuştana  bir görüş benimser. Diğer yapıtları arasın-da, Current Issues in Linguistic Theory (Dilbilim Ku-ramında Güncel Sorunlar) [1964], Topics in the Theory 

of Generative Grammar  (Üretici Dilbilgisi Kuramındaîzlekler) [1966], Cartesian Linguistics  (Descartes'çı1 Dilbilim) [1969], Language and Mind  (Dü ve Düşün-

ce) [1969], Reflections on Language  (Dil Üstüne Dü-şünceler) [1976], Rules and Representations  (Kurallarve Gösterimler) [1983] anılabilir,

cins (Alm. Genus,  Fr. genre,  îng. gender).  Kimi dillerdeeril, dişil ya da yansız olma özelliğini gösteren dilbil-gisi ulamı. Dilbilgisel ya da biçimsel nitelikli olan cinsanlamsal ölçütlerle tanımlanmaz, bir başka deyişle do-ğal cins ayrımına uymaz; çünkü doğal cinsle saymacacins bu ulamda iç içedir. Kimi diller eril/dişil/yansız

cinsler dışmda canlı/cansız cinsler de ayırt eder,cins adı Bak. tür adı.Coseıiu, Eugenio (doğ. 1921). Rumen asıllı Alman dil- bilimcisi. Saussure'cü yapısalcılık doğrultusunda anlambilime katkıda bulundu, anlambirimcik araştırma-larım geliştirdi. Başlıca yayınları arasında, İspanyol-ca olarak yazdığı  Logicismo y antilogicismo en la grammatica  (Dilbilgisinde Mantıksalcılık ve Karşımantıksalcılık) [1957], Sinerama, diacronia y historia (Eşsürem, Artsürem ye Tarih) 11958] ve Teoria del lenguaje y lingüistica general  (Dil Kuramı ve GenelDilbilim) [1962] sayılabilir,

coşkusal işlev Bak. anlatunsalhk işlevi. cümle Bak. tümce.

Page 59: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 59/302

Ççağn işlevi (Alm. Appelfunktion, konative Funktion,  İm.

Fr. fonction appellative, fonction conative,  İng. appel- 

lative function, conative function).  Dilin, buyruk ver-me biçiminde gerçekleşen ve dinleyiciye yönelik olanişlevi. Örneğin oraya git!  tümcesinde çağrı işlevi egemendir. Bak. anlatımsalkk işlevi, gönderge işlevi, ir  üşki işlevi, yazın işlevi, üstdil işlevi.

çağrışımsal (Alm. assoziativ,  Fr. associatif, İng. associa- 

tive).  Biçim ya da anlam açısından ortak özellikler su-nan sözcükler arasında söylem düzlemi dışında kuru-lan bağıntılara ilişkin olan, bu türlü bir nitelik taşıyanF. de Saussure'ün dizimsel bağıntılara karşıt olarak ta-nımladığı çağrışımsal bağıntılar, çeşitli öğeleri gücül bir belleksel dizide bir araya getirir. Bu düzlemde her-

hangi bir öğe, bir yıldız burcu öbeğini andırır, kendi-siyle bağıntılı öğelerin yöneştiği bir noktaya benzer.(Birçok dilbilimci günümüzde dizisel  terimini yeğle-mektedir.)

çağrışımsal alan (Alm. assoziatives Feld, Fr. champ associatif,  İng. associative fıeld).  Çağrışım yoluyla arala-

rında biçimsel ya da anlamsal bağıntılar kurulabilensözcüklerin oluşturduğu bütün. Örneğin alım, yazım, bakım arasında biçimsel; us, düşünce, kavram arasındaanlamsal bağıntılar bulunduğundan, her iki düzlemdede çağrışımsal alandan söz edilebilir.

çapraz uyak Bak. uyak.

çatı (Alm. Diathese, Genus Verbi,  Fr. voix,  İng. voice). Öznenin eylemi yapmasına, eylemin etkisi altındakalmasına ya da belli biçimde onunla ilgili olmasınagöre eylemin sunduğu durum; buna ilişkin dilbilgisiulamı. Çatı, özneyle nesne bağıntısına ilişkin bir ulamdır. Geleneksel dilbilgisinde, yüklemin, eyleme katılanlarla kurduğu bağmülan belirtmek için ijki ya dadaha çok biçim bulunduğunda çatıdan söz edilir. Ge-nellikle, eylemin söz konusu çeşitli değerlerini belirt-mek için özel çekim ya da çatı ekleri kullanılır. Türk-

Page 60: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 60/302

çe’de çatılarına göre eylemler etken, edilgen, dönüşlü,işteş, ettirgen türlerine ayrılabilir. Başka sınıflandır-malar davardır.

çekim 1. (Alm. Deklination, Fr. declinaison,îng. declen- si on). Ad çekimi:  Tümcedeki çeşitli durumlarına göreadların uğradıkları biçimbilimsel değişikliklerin tümü.Ad çekimi dillerin yapısına göre büyük bir çeşitlilikgösterir ve genellikle adları, adılları, sıfatlan il-

gilendiren bir dizge niteliği taşır. 2. (Alm. Konjugation, Fr. conjugaison,  îng. conjugation). Eylem çekimi:  Çe-şitli zaman, kip, görünüş, çatı, sayı, kişi, vb. ulamlarını

 belirtmek üzere eylemlerin uğradıkları biçimbilimseldeğişikliklerin tümü. Eylem çekimi de, ad çekimi gibidillerin yapısına göre büyük bir çeşitlilik gösterir.

çekim eki (Alm. Endung, Flexionsendung, Fr. desinence, terminaison,  îng. ending, termination).  Çeşitli dillerde,sözcüğün değişmeyen bölümüne (kök ya da gövdeye)eklenerek bir ad ya da eylemin bağlandığı diziye özel-liğini veren öğe. Çekim eki, ad dizisinde durum, cins,sayı, vb.; eylem dizisindeyse kişi, çatı, sayı, vb. belir-

tebilir.çekimsiz (Alm. undeklinierbar,  Fr. indeclinable,  îng.indeclinable).  Ad çekimi bulunan dillerde, hiçbir du-rumda herhangi bir değişim göstermediğinden çekimdışı sayılan birimleri belirtir.

çekirdek (Alm. Kem , Fr. noyau,  îng. kernel).  Kiplik ya

da tümce kurucusu diye adlandırılan öğeyle birliktetümceyi oluşturan ve ad dizimiyle eylem dizimini kap-sayan öğe. 2. (Alm. Nukleus,  Fr. nucleus,  îng. core).  L.Tesniere'in kuramında, tümcede anlamsal bir işlev ye-rine getiren kurucu öğe. Örneğin Çocuk gülüyor  tüm-cesinde iki çekirdek vardır Çocuk  ve gülüyor  (bu tüm-cenin bir öğesi daha vardır: İki çekirdek arasındaki

 bağ).çekirdek tümce (Alm. Kernsatz,  Fr.  phrase noyau,  phrase nucleaire, İng. kemel sentence).  Üreticidö-nüşümsel dilbilgisinde, dizimsel kuralların uygulan-ması ve zorunlu dönüşümlerin (etken, geçişli, bildirmetümcesi) gerçekleştirilmesi sonucu elde edilen tümce.Çekirdek tümce yalnız zorunlu dönüşümleri içermesi

 bakımından türemiş tümceden aynlır.

Page 61: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 61/302

çeviri (Alm. Übersetzung,  Fr. traduction,  İng. translation). Bir dilde (kaynak dil) düzenlenmiş bildirileri an-lam ve biçem bakımından eşdeğerlik sağlayarak bir

 başka dile (erek dil) aktarma işlemi; bu işlemin ger-çekleşmesiyle ortaya çıkan ürün. Çeviri eyleminin ba-şarılı olabilmesi için dil içi ve dil dışı bağlamları,düzanlamm yam sıra yananlamı göz önünde bulun-durmak gerekir. Kimi durumlarda insansâİ çeviri/özdevimli çeviri, dil içi çeviri/dillerarası çeviri, sözlü çe-viri/yazılı çeviri gibi aynmiar yapılır. Bak. özdevimü çeviri.

çeviribilim (Alm. Übersetzungswissenschaft ; Fr. traductologie, İng. Science o f translation).  Çeviri sorunlarınıele alan, bir çeviri kuramı aracılığıyla olguları değer-

lendirmeye, sorunlara çözüm getirmeye çalışan, dilbi-limin yanı sıra göstergebilim, edimbilim, yorumbilim,vb. dalların katkılarından da yararlanan karnıa niteliklive oluşum içinde bulunan dal.

çevre (Alm. Umgebung,  Fr. environnement,  İng. envi- ronment).  Bir birimden önce ya da sonra gelen aynı

türden birimlerin tümü; bunların oluşturduğu küçük bağlam. Çevre kavramı, dağılımsal dilbilimin temelkavramlanndandır.

çevrikleme (Alm. Anagramm, Fr. anagramme, İng. ana- gram). Bir sözcükteki yazaçların düzenini değiştirmeyoluyla elde edilen sözcük,

çevriyazı (Alm. Transkription, Fr. transcription,  İng.transcription). Gösteren düzlemindeki ses birim ve/yada olgularım oldukları gibi, eksiltmeden ya da çoğalt-madan yazilı biçime dönüştüren yazım türü. En yaygınçevriyazı yöntemi Uluslararası Sesbilgisi Demeği'ninkidir. 1886'da kurulan bu demek 1888'de söz konuşu

çevriyazıyı oluşturup sürekli biçimde geliştirmiştir.Son düzenlemeler 1952 ve 1979'da yapılmıştır. Sesçilçevriyazıya karşıt olarak sesbilimsel çevriyazıda yal-nız anlam ayırıcı ses olguları belirtilir,

çıkak Bak. eklemleme noktası.çıkış dlırumu (Alm. Elativ,  Fr. elatif   İng. elative).  Bir

yerden çıkma devinimini belirten ad durumu,çıkma durumu (Alm. Ablativ, Fr. ablatif İng. ablative). 

Ad ya da ad soylu sözcüklerde genellikle kaynak, u-

Page 62: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 62/302

zaklaşma, ayrılma belirten durum. Türkçe'de çıkmadurumu -den (-dan, -ten, -tan) ekiyle gösterilir,

çiftdudaksıl (Alm. Bilabial,  Fr. bilabiale,  îng. bilabial). Ses yolunun kapanması dudaklar düzeyinde ve her ikidudak aracılığıyla gerçekleştiğinde oluşan ünsüz (öm.[b]).

çift eklemleme Bak. çift eklemlilik. çift eklemlilik (Alm. Doppelgliederung,  Fr. double arti

culation,  îng. double articulation). Dilin, iki türlü çö-zümleme sonucu elde edilen, iki aşamalı bir seçim ey-lemiyle gerçekleşen sözceleri oluşturma düzeneği."Bir dil, insan deneyiminin, topluluktan topluluğa de-ğişen biçimlerde anlamsal bir içerikle sessel bir anla-tım kapsayan birimlere, başka bir deyişle, anlambirim

lere ayrıştmlmasmı sağlayan bir bildirişim aracıdır; busessel anlatım da, her dilde belli sayıda bulunan, öz ni-telikleriyle karşılıklı bağıntıları bir dilden öbürüne de-ğişen ayırıcı ve ardışık birimler, başka bir deyişle ses-

 bilimler biçiminde eklemlenir." (A. Martinet). Çift ek-lemlilik doğal dillerin en belirgin özelliğidir ve işlev

selci okulun çalışmalarında çok önemli bir yer tutar,çiftleme (Alm. Syllepse, Fr. syllepse,  îng. syllepsis).  Birsözcüğü hem öz, hem de eğretilemeli anlamda kul-lanma,

çift uyak Bak. uyak. çift ünlü Bak. ikili ünlü. 

çift ünsüz Bak. ünsüz.çizgisel (Alm. Linear, Fr. lineaire,  îng. linear). Zaman i

çinde gerçekleşen dilsel göstergenin tek boyutlu, çizgiözelliği taşıyan yayılımına ilişkin olan; bu türlü biryayılım gösteren. Dil gösterenleri çizgiseldir,

çizgisellik(Alm. Linearitât,  Fr. linearite, îng. linearity). Ayrık öğelerin dizimsel boyutta art arda sıralanması.

F. de Saussure’ün ortaya attığı bu kavram doğal dille-rin temel niteliklerinden birini belirtir. Bütün dilseldüzenek çizgiselliğe bağlıdır. Dilsel göstergeler tek

 boyutta ilerler; o da, zaman çizgisidir. Bunların öğe-

leri, birbirini izleyen ardışık öğelerdir,çocuk dili (Alm. Kindersprache,  Fr. langage enfantin,îng. child language, infant language).  Küçük yaştaki

Page 63: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 63/302

çocukların kimi sözcükleri bozarak ya da kendilerineözgü kullanımlara başvurarak oluşturdukları anlatım,

çoğul (Alm. PluralyFr. pluriel, İng. plural). Tekile karşıtolarak çokluğu belirten dilbilgisi ulamı. Türkçe'ninçoğul belirten ekleri -ler (göz-ler), -imiz (gözcümüz, gözlerimiz), -k (git-tik, git-sek), -iniz (gitt-iniz), -uz (gidiyorsun-uz), -um (gide-lim), vb. dir.

çokanlamlı (Alm. polysem, mehrdeutig,  Fr. polysemi- 

que,  İng. polysemous). Birçok anlamı olan, çokanlamlılık gösteren. Çokanlamlı sözcükler kimi durumlardayorum yanlışlığına yol açar. Bak. çokanlambhk. 

çokanlamlılık (Alm. Polysemie, Mehrdeutigkeit,  Fr. po- lysemie,  İng.  polysemy).  Bir gösterenin birçok gös-terilen belirtme özelliği; bir birimin birçok anlam i

çerme durumu. Örneğin Türkçe'de baş  anlambirimiçokanlamlılık içeren bir öğedir. Çokanlamlılık sıklıkkavramıyla yakından ilgilidir. En sık rastlanan birim-ler, çokanlamlılığın en yoğun düzeye ulaştığı öğeler-dir. Bağlam ve durum, kullanım düzleminde çokanlamlılığı dengeleyici ve anlam belirsizliğini giderici

etkenlerdir.çokbağlaçlüık (Alm. Polysyndeton, Fr. polysyndete,  İng. polysyndeton).  Benzer işlevi olan öğelerin art arda bağlaçla birlikte kullanılması durumu. Örneğin O da, sen de, ben de bu konuya ne o gün değindik^ ne de bugün.

çokbireşimli diller (Alm.  polysynthetische Sprachen, Fr. langues polysynthetıques,  İng.  polysynthetic lan- guages).  Gövdeleyici dillerin bir başka adı. Bak.gövdeleyici diller .

çokdillilik (Alm. Plurilingu[aljismus,  Mu itilin -gu[al]ismus,  Fr. multilinguisme, plurilinguisme,  İng.

 plurilinğualism, multilingualism).  Bir bireyin ikidençok dil bilmesi ya da bir toplumda ikiden çok dil ko-nuşulması. Çokdillilik kimi kez bildirişim durumlarınagöre değişik diller kullanılması biçiminde ortaya çıkar,

çok uyak Bak. uyak.çokyanlı karşıtlık

(Alm.multilaterale opposition,

  Fr.opposition multilaterale,  İng. multilateral opposition). Bir dizgede iki öğesinin ortak yanına, öbür karşıtlık-larda da rastlanan karşıtlık. Örneğin Latin abecesinde-ki P/R biçimleri arasındaki karşıtlık çokyanlıdır, çünkü

Page 64: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 64/302

P (ortak öğe) B'de de karşımıza çıkar. Bak. ikiyanh karşıtlık.

çözme (Alm. Dekodierung, Fr. decodage, îng. decoding). Bildirişim sürecinde, alıcının bildiriyi algılayıp yo-rumlaması.

çözümleme (Alm. Analyse,  Fr. analyse,  îng. analysis). Dilbilimcinin ele aldığı verileri ayrıştırarak daha kü-çük öğelere indirgemesi, bir bütünü öğelerine ayır-

ması; bu öğelerin öz nitelik ya da işlevlerini belirle-mek amacıyla gerçekleştirdiği değişik türden işlemle-rin tümü. Bak. içerik çözümlemesi, söylem çözümlemesi, anlambirimcik çözümlemesi.

çözümleyici (Alm. analytisch, Fr. analytique, îng. ana- lytic).  Özellikle kökenle dilbilgisel öğelerin ayırt edi-

lemediği, sözcüklerinin değişmez bir nitelik almayayöneldiği dilleri belirtir.

Page 65: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 65/302

Ddağ adlan bilimi (Alm. Oronymie,  Fr. oronymie,  îiig.

oronymy). Dağların adlarını inceleyen özeladbilim da-lı.

dağılım (Alm.  Distribution, Fr. distribution,  îng. distri- bution).  Bir sesbilimin, anlambirimin ya da dizimindeğişik kullanım ya da bağlamlardaki çevrelerinin tü-mü. Örneğin Türkçe yol  anlambiriminde /o/ nun da-ğılımını İyi ve IV  oluşturur. Dağılım kavramı, dağılım-sa! dilbilimin temelinde yer ahr. İki birim aynı bağ-lamlarda gerçekleşirse, aynı dağılım sınıfına girdikleri,aynı ulama bağlandıkları, dağılım açısından eşdeğeroldukları söylenir. Hiçbir bağlam ortaklığı olmayan bi-rimler bütünleyici dağılım durumundadır. Kimi bi-rimlerinse bağlamlarının bir bölümü özdeş, bir bölümü

ayrıdır. Dağılımı özdeş öğelerin dağılımsal sıniflardatoplanması ve çıkarsama yoluyla bir dilin tüm dilbil. gisi ortaya konulabilir.dağılımcı (Alm.  Distributionalist,  Fr. distribu

tion [njaliste,  İng. distributionalist).  Dağılımcılıktanyana olan, dağılımsal dilbilim görüşünü benimseyen.

dağılımcılık (Alm.  Distributionalismus,  Fr. distribution[n]alisine,  İng. distributionalism).  Dil inceleme-lerinde dağılımlara öncelik veren, öğeleri dağılım-larına göre saptayıp sınıflandıran Amerikan yapı-salcılığı; dağılımsal dilbilim. Yapısal dilbilimin bir tü-rü olan dağılımcılık, dil olgularını bir davranış biçimi

olarak görür. Ses dizilişlerine indirgediği dil bi-rimlerini, eşsüremli boyutta ve dizimsel düzlemde bir-leşme özelliklerine göre betimler. L. Bloomfîeld'denkaynaklanan ve Z. S. Harris'in geliştirdiği dağılımcılık

 bir bütünceden kalkarak çeşitli düzeylerdeki (sesbilim-sel, biçimbilimsel, sözdizimsei) ayrık nitelikli öğeleri,

anlamı işe karıştırmadan, karşılıklı bağımlılıkları açı-sından inceler. Bütüncedeki sözceleri dolaysız kurucu-larına, onları da kendi öğelerine, vb. indirger. Sesçilverilerle yetinerek bunların düzenliliklerini, bir başka

Page 66: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 66/302

deyişle yapıyı ortaya koymaya yönelir. Anlama baş-vurmadığı gibi konuşucu ve durum kavramlarını da biryana iterek, çeşitli düzlemlerde belirlenen biçimlerinçevrelerini, dağılımlarını, dağılımsal sınıflarını belir-ler. Betimsel ve tümevanmlı bir yöntem içeren dağılımcılık, sonlu sayıda tümce üstüne işlem yapüğındankonuşan bireyin dilsel yaratıcılığını, üreticiliğini orta-ya koyamaz. Dağılımcılık uzun süre Amerikan dilbi-limine egemen olmuş, bu akıma karşı oluşan tepkiler-den üreticidönüşümsel dilbilgisi akımı doğmuştur.

dağdımsal (Alm. distributionell,  Fr. distributionnel,  îng.distributional). Dağılıma, dağılımlara ilişkin olan; da-ğılımları ele alan.

dağdımsal çözümleme (Alm. Distributionsanalyse',  Fr.

analyse distributionnelle,  İng. distributional analysis). Dizimsel boyuta yönelen ve bir öğeyi işlevi açısındandeğil de söz zincirindeki konumu bakımından tanım-layan çözümleme türü.

dağılımsal dilbilim (Alm. distributionelle Linguistik,  Fr.linguistique distributionnelle,  îng. distributional lin- 

guistics).  Dağılımcılığm bir başka adı. Bak. dağı- hmcıhk.dağınık (Alm, diffus, Fr. diffus,  îng. difjuse). Başlıca iki biçimlendiricinin birbirinden uzakta kaldığı sesbirimlerin niteliğini belirtmek için kullanılır. Türkçe'de /t/,/d/ dişsilleri, /f/,  M  dudaksıldişsilleri, /i/, /ü/, /u/ gibi

kapalı ünlüler dağınık özelliği taşır. Bak. yoğun, ikicilik.dalga kuramı (Alm. Wellentheorie, Fr. theorie des 

ondes,  îng. w av e theory). Komşu diller arasında görü-len benzerlikleri açıklamak amacıyla J. Schmidt'in1872 yılında oluşturduğu kuram. Bir dilin yayılmasınıve bütünlüğünü birleştirici güç sağlar. Bu güç, lehçeselayrımlaşmayı önleyebildiği gibi, bir yeniliğin yayılma-sını da sağlayabilir. Bir lehçe olgusunun uzamsal sınır-larım belirtmek için dalga teriminin kullanılmasını bir-leştirici, birlik sağlayıcı gücün bu ikinci biçimi geçerlikılar.

dalgalanma (Alm. Schwankung,  Fr.  fluctuation,  İng. fluctuation).  Aynı konuşucunun aynı koşullarda biranlambirimde iki ya da daha çok sayıda sesbilimi bir-

 biri yerine kullanabilmesi sonucu ortaya çıkan durum.

Page 67: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 67/302

Çağdaş dilbilimin çok önemli bir kavramı olan sesbi-rim dalgalanması özgür bir almaşmadır. ancak düzenli

 bir işleyiş göstermez ve yansızlaşmayla karışmaz:Çünkü yansızlaşma, anlambirimin herhangi bir ye-rinde belli bir karşıtlığın ortadan kalkmasıdır, oysadalgalanma, anlambirimin herhangi bir yerinde ikisesbirimin almaşmasınm ürünüdür; bu durumda belli

 bir karşıtlık işlemez olur. 1970'lerde 47 kişinin ko-

nuştuğu ve Fransız dilbilimcisi C. Clairis'in incelediğiKavaşkar dilindeki (Güney Amerika yerli dillerinden biri) /l/ /j/ karşıtlığını oluşturan sesbirimlerin almaşması bu oİguya iyi bir örnektir: Gerçekten de, /lejes/"görmek, bakmak", /lawcen/ "balık" ve /lalas/. "yüz-mek" üçlüsü, belirtilen türden bir almaşma sonucu ve

herhangi bir anlam değişikliği olmadan /jejes/,/jawcen/ ve /jajas/ biçimine bürünebilir. Dalgalanmaolgularının saptanabilmesi için, sesbilimsel inceleme-nin yapılmış olması, yansızlaşma durumlarının, sesbi-rimlerin birleşimsel ve özgür değişkeleriyle dağılımalanlarının belirlenmiş olması zorunludur.

damaksıl (Alm. Palatal, Gaumenlaut,  Fr. palatale,  İng. palatal). Damakla oluşturulan ve pek çok türü bulunanünlü ve ünsüzlerin ortak adı. Örneğin kedi  sözcüğün-deki [e] sesi de, Mm sözcüğündeki [k] sesi de damak-sıldır.

damaksıllaşma (Alm. Palatalisierung, Mouillierung, Fr.

 palatalisation, mouillure,  İng. palatalisation).  Bir se-sin eklemlenme bölgesinin artdamak bölgesinden öndamak bölgesine kayması. Örneğin [u], damaksıllaşmasonucu [ü] olur.

damaksıllaştırma (Alm. Palatalisierung, Möuillierurig, Fr. palatalisation, mouillure,  İng. palatalisation).  Bir

sesin eklemlenme bölgesini artdamaktan öndamağakaydırma.

daraltı (Alm. Enge, Konstriktion,  Fr. constriction,  ing.eonstriction). Ses yolunda, sürtüşmeyi andıran bir sesçıkmasına yol açan daralma. Bak. daraltıh.

daraltılı (Alm. Konstriktiv, Engelaut,  Fr. constrictive, İng. constrictive).  Ses yolunda bir daralma, eklemleyici öğenin çeperinde bir sürtüşme sonucu oluşan çe-şitli ünsüzlere verilen ortak ad. (Sürtüşmeli de denir.)Örneğin [f], [v] daraltılılardandır.

Page 68: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 68/302

dar çevriyazı Bak. sesçil çevriyazı.Darmesteter, Arşene (1846-1888). Fransız dilbilimcisi.

Sözlükçülük ve sözlükbilim alanlarındaki çalışmala-rıyla tanınır. La Vie des mots etudiee dans leursignifi- cation  (Anlamlan Bakımından incelenen SözcüklerinYaşamı) [1887] ve A. Hatzfeld'le birlikte hazırladığı,ölümünden sonra A. Thomas'nm katkılanyla bitirilen

 Dictionnaire general de la langue française  (Fransız

Dilinin Genel Sözlüğü) [1890-1900] adlı yapıtların ya-zandır.dar ûnlfi (Alm. enger Vokal,  Fr. voyelle etroite,  İng.

narrow vowel). Kimi sınıflandırmalarda, dil kaslarınıngerilmesi, böylece ses yolunun daralması sonucu olu-şan ünlü (öm. [ı], [i], [u]5[ü], vb.).

Dauzat, Albert (1877-1955). Fransız .dilbilimcisi. il-zamsa! dilbilim ve kökeribilim çalışmalannm yanı sıraFransızca'nın artsüremiyle ilgili araştırmalar yapmıştır.

 Dictionnaire etymologique de la langue française (Fransız Dilinin Kökensel Sözlüğü) [1938] yenilenmiş

 biçimiyle (J. Dubois ve H. Mitterand'ın katkısıyla) bu-

gün de geçerliğini sürdürmektedir. Dauzat aralarında Le Français modeme 'in de bulunduğu çeşitli dilbilimdergilerinin de kurucusudur,

değer (Alm. Wert,  Fr. valeur,  îng. value).  Bir dil biri'minin dizgedeki konumundan, öbür benzer birimlerleaynı dilsel yapı içinde kurduğu bağıntılardan kaynak-

lanan görece durum. Değer kavramı F. de Saussure'le birlikte dilin bir töz olmayıp bir biçim niteliği taşıdığı-nın anlaşılmasıyla doğmuştur. Dilsel bir öğenin değe-rini belirleyebilmek için, onunla aym düzlemde yer alan öbür öğelerle kurduğu karşıtlık bağmülannı gözönünde tutmak gerekir. Bu kavram ışığında dil öğelerine olduklanyla değil, ne olmadıklanyla tanımlanırlar,

değerbilim (Fr. cociologie). Karşıtlıklara dayanılarak or-taya konulmuş göstergesel değerlere ilişkin incele-meye A. Martinet'nin verdiği ad. Değerbilim, dilbilgi-sel ve sözlükbilimsel olmak üzere iki düzlemde işlemyapar.

değini (Alm. Argument ; Fr. argument,  îng. argument). Tümcedeki eyleyenlere verilen bir başka ad. Örneğin

 Arkadaşları onu bilgisayar uzmanı olarak tanır  tüm-

Page 69: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 69/302

cesinde yüklemin (tanır)  üç değinişi vardır: Arkadaşlar, o, uzman.

değişi (Alm. Permutation, Yı.permutation, tng. permuta- tion). 1. Söz zincirinde yer alan öğelerin sıra değiştir-mesi. Örneğin yok  ile koy sözcüklerinde İki ve /y/ ses

 birimleri açısından değişi vardır. 2. Dilbilgiselalmaşma.

değişikleme (Alm. Enallage,  Fr. Enallage,  îng. enal

lage),  Kullanılması beklenen bir biçim, bir kuruluş ye-rine bir başkasını gerçekleştirme (öm. gelecek zamanyerine şimdiki zaman, belirteç yerine sıfat, vb. kul-lanma).

değişim 1. (Alm. Wandel, Fr. changement,  îng. change). Bir dilin belli bir evresinden bir sonraki evresine değin

 birimlerin ya da birim topluluklarının gösteren ya dagösterilen açısından başka duruma girmesi ya da yerle-rini başka öğelere bırakması. 2. (Alm. Kommutation, Fr. commutation,  îng. commutation).  Değiştirim so-nucu ortaya çıkan durum,

değişimsiz (Alm. unverânderlich, Fr. invariable,  îng. in- variable).  Bükünsel değişimlere uğramayan öğeler için kullanılır. •

değişke (Alm. Variante,  Fr. variante,  îng. variant).  Birdil biriminin, değerinde herhangi bir değişiklik olma-dan büründüğü biçimlerin her biri. Değişkeler aynı bi-

rimin çeşitli gerçekleşmeleridir ve o birimin dağılımalanını oluştururlar. Sesbilimlerin bağlamdan doğandeğişkeleri bağlamsal ya da birleşimsel değişkeler, ki-şilerin özelliklerinden kaynaklanan değişkelerse birey-sel değişkeler adını alır. (Başkalaşık  da denir.)

değişken (Alm. Variable,  Fr. variable,  îng. variable). 

Çeşitli değerler alabilecek nicelik. Örneğin, tümce ya- pımıyla ilgili olarak AD (Ad Dizimi) ben, çocuk, ağaç, vb. değerlere bürünebilecek bir değişkendir,

değişkenlik (Alm. Variation,  Fr. variation,  îng. varia- tion). Bir dilin süre, uzam ve toplum içinde değişik bi-çimlere bürünme özelliği. Artsüremli değişkenlik ta-

rihsel dilbilimin; uzamsal değişkenlik dilbilimsel coğ-rafyanın ve toplumsal değişkenlik toplumdilbilimininceleme alanına girer.

Page 70: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 70/302

değişlem.e (Alm.  Hypallage, Fr. hypallage,  İng. hypal- lage). Sözbilimde, tümcedeki bir öğeyi, aynı tümcede-

ki bir başka öğeye ilişkin özellikle niteleme.değişmece (Alm. Figür ; Tropus,  Fr. figüre, trope,  İng. figüre, trope). Kurala ya da eşdeğer, ama daha yalın vedolaysız bir anlatıma oranla belirgin bir değişim göste-ren her türlü dilsel birim ya da bu türlü birimler içerenher türlü düzenleniş; bir göstergenin ya da bir göster-

geler bütününün "gerçek" diye nitelendirilen anlamıdışında kullanılması. Değişmece genellikle iki nesneya da varlık arasındaki benzerlik (eğretileme) ya daherhangi bir eşdeğerlik (düzdeğişmece) ilişkisi aracılı-ğıyla bir gösterge ya da göstergeler bütününün bir

 başka gösterge ya da göstergeler bütününün yerine

kullanılmasından kaynaklanır. Kimi değişmeceler,tümcedeki öğelerin düzenleniş biçiminden, tümce ku-ruluşundan, biçemsel özelliklerden, vb. doğar. Çağdaşkuramcıların çoğu, değişmece kavramının kapsamını büyük ölçüde genişleterek hem göstergelerin anlamınıetkileyen, hem de herhangi bir anlam değişikliğine yol

açmayan, yalnızca düzenlenişle ilgili olguları bu te-rimle belirtir.değişmeceli (Alm. fıgurativ, Fr. figüre,  İng. figurative). 

Değişmece sonucu ortaya çıkan anlam için kullanılır.Örneğin  Aslanlar maçı kazandı  sözünde "güçlülük,vb." belirten aslan sözcüğü, değişmeceli bir anlam içe-

rir.değiştiri (Alm. Permutation,  Fr. permutation,  İng. per- 

mutation). Değişi yapma. Bak. değişi.değiştirici (Alm.  Modifikator ; Fr. modificateur,  İng.

modifier). Dışözeksel bir kuruluşta, dağılımı kuruluşuntümünden ayrı kurucu. Örneğin Kolu kırık adam  ku-ruluşundaki kolu kırık  değiştiricidir.

değiştirim 1. (Alm. Kommutation,  Fr. commutation,  İng.commutation).  Anlatım ya da içerik düzleminde biröğenin yerine bir başka öğe koyarak bu değişikliğinöbür düzlemde de herhangi bir değişikliğe yol açıp

açmadığını sınama işlemi; aynı dizide yer alan öğeler-den birinin yerine dizimsel düzlemde bir başkasınıkoyma. Sesbilimde birimler değiştirimle saptanır. Birtek parçaları birbirinden ayn olan (öm. sel/tel)  gös-terge çiftleri karşılaştırılarak bu ayrılığın gösterilenleri

Page 71: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 71/302

de birbirinden ayırıp ayırmadığı araştırılır. Böylecesesbirim dizileri belirlenir. Sesbilimden esinlenen an

lambilimcileı* de değiştirim kavramından geniş ölçüdeyararlanmaktadır. 2. (Alm. Substitution, Fr. substitution İng. substitution).  Özellikle üreticidönüşümsel dilbil-gisinde, silinen bir kurucu yerine bir başka kurucu ge-tirme.

denek (Alm. Infomant, Fr. informateur,  îng. informant). 

Bütünce oluşturarak bir dili ya da dilsel bir olguyu in-celemeyi amaçlayan dilbilimciye dilsel gereç sağlayan birey.

deneysel sesbilgisi Bak. sesbilgisi.derilme (Alm. Kontraktion, Zusammenziehung,  Fr.

contraction, coalescence,  îng. contraction).  Söz zin-

cirinde yan yana olan kimi ünlülerin kaynaşarak tekünlüye ya da ikili ünlüye dönüşmesi (öm. pazartesi<  pazar+ertesi).derin yapı (Alrtı. Tiefenstruktur , Fr. structure profonde, 

İng. deep structure). Üreticidönüşümsel dilbilgisinde,sözdizimsei bileşende elde edilen, evrensel nitelikli

olduğu varsayılan, biçimsel, soyut tümce yapısı. Birtümcenin dönüşümsel süreç öncesindeki derin yapısı,o tümcenin anlamını belirler. Yüzeysel yapıda eşsesliolan tümcelerin değişik anlamlan derin yapıda göste-rilebilir. Bak. yüzeysel yapı. 

devimsel (Alm. dynamisch, Fr. dynamique, îng. dynamic). Dural dilbilime karşıt olarak, artsüremli dilbilimi be-lirtmek için kullanılır,

devrikleme (Alm. Anastrophe, Fr. anastrophe, îng. ana- strophe).  Sözcüklerin tümce içindeki olağan dizilişineuymayan sıralanış (öm. Oraya git  yerine git oraya; ki

 şilerin çoğu  yerine çoğu kişi).  Devrikleme genellikletumturaklılık sağlayıcı ya da biçemsel bir dönüştürümsonucu elde edilir,

devriklik (Alm.  Inversion, Umkehrung,  Fr. inversion, îng. inversion). Olağan ve sık görülen bir sıralanış dü-zeninin yerini bir tümcede başka türlü bir sıralama dü-

zeninin almasından kaynaklanan durum. ÖrneğinTürkçe'de özneyle yüklem, eylemle tümleç yer değiş-tirdiğinde devriklikten söz edilir: Bak. devrik tümce. 

devrim Bak. dil devrimi.

Page 72: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 72/302

deyim (Alm. Ausdruck, Redensart . Fr. locution, İng. lo- cution,  formula).  Bir tür sözlüksel birim oluşturananlambirim toplaşması; genellikle öz anlamından azçok ayrı bir anlam içeren kalıplaşmış söz (ömküplere binmek). 

deyiş Bak. biçem. deyişbiüm Bak. biçembitim. dış akışma Bak. akışma. 

dış bağlam Bak. bağlam. dış gösterici Bak. gösterici.dışözeksel (Alm. exozentrisch,  Fr. exocentrique, İng.

exocentric).  Dolaysız kurucular çözümlemesinde, da-ğılımı kurucularından biriyle özdeşleşmeyen dizimleriçin kullanılır. Örneğin, özneyle yüklemden oluşan di-

zim dışözekseldir. Bak. içözeksel dış patlama (Alm. Explosion, Fr. explosion, İng. explo- 

sion). Kapantılılar oluşurken iç patlama ve durak-lamayı izleyen sonuncu ve en önemli evre,

dış patlamalı (Alm. Explosiv, Explosivlaut , Verschluss- laut, Fr. explosive, İng. explosive). Dış patlama içerenünsüz. Bak. kapantıb.

Diez, Fıiedrich (17941876). Alman dilbilimcisi. Ro-man dilleri üzerinde çalışmış, tarihsel yöntemin en önemli kuramcıları arasına girmiştir. Grammatik der  ro?nanischen Sprachen  (Roman Dilleri Dilbilgisi)

[18361838] ve Etymologisches lYörterbuch der roma- nischen Sprachen (Roman Dillerinin Kökenbilim Söz-lüğü) [1853] başlıca yapıtlarıdır,

dil (Alm. Sprache,  Fr. langue, langage,  İng. language). Belli bir insan topluluğuna özgü, çift eklemli sesli gös-tergeler dizgesi. F. de Saussure'ün yaptığı ve birçok

dilbilimcinin benimsediği ayrıma göre, dilyetisinintoplumsal ürünü olan dil, bu yetinin bireylerce kullanı-labilmesini (bak. söz) sağlayan ve toplumca benim-senmiş olan uzlaşımsal bir düzendir. Hem gösterenler-le gösterilenlerin birleşmesiyle oluşan bir dizge, hemde bu birleşimin ürünü olan göstergelerle bunları oluş-

turan ve bunların oluşturduğu öğelerin işleyiş kuralla-rını içeren bir düzenektir. A. Martinet'nin ünlü tanımı-na göre "bir dil, insan deneyiminin, topluluktan toplu-luğa değişen biçimlerde, anlamsal bir içerikle sessel

Page 73: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 73/302

 bir anlatım kapsayan birimlere, başka bir deyişleanlambirimlere ayrıştınlmasını sağlayan bir bildirişimaracıdır; bu sessel anlatım da, her dilde belli sayıda

 bulunan, öz nitelikleriyle karşılıklı bağıntıları bir dil-den öbürüne değişen ayırıcı ve ardışık birimler, başka

 bir deyişle sesbilimler biçiminde eklemlenir." 2. Bildi-rişim sağlama aracı olarak kullanılan ve doğal dillerdışında kalan her türlü göstergeler dizgesi, anlatımyöntemi (öm. sinema dili, anlann dili).

dil ailesi (Alm. Sprachfamilie,  Fr. famille de langues, İng. family o f lânguages, linguistic family).  Aynı ana-dilden türemiş, ortak bir kökene bağlanan dillerin oluşturduğu bütün. XIX. yüzyılda özellikle F. Bopp'la

 başlayan karşılaştırmalı dilbilgisi çalışmalarıyla dil ai-

leleri saptanmıştır: HintAvrupa, HamiSami, vb. dilaileleri. Bu konuda kesin sayılabilecek sonuçların yanısıra doğrulanması güçlük gösteren varsayımlara darastlanmaktadır. Türkçe, UralAltay dil ailesinin Altayöbeğindendir.

dil atlası (Alm. Sprachatlas,  Fr. atlas linguistiquef   İng.

linguistic atlas).  Bir bölgedeki belli bir dilsel biçimindeğişik lehçelerde büründüğü görünümleri yansıtan yada dil ve lehçelerin dağılımım gösteren çeşitli haritala-rın oluşturduğu bütün. XX. yüzyıl başlarında J.Gillieron’un E. Edmont'la birlikte Fransa'ya ilişkin ola-rak hazırladığı atlas, en ünlü dil atlasıdır.

dilbilgisel (Alm. grammatisch,  Fr. grammatical,  İng.grammatical).  1. Dilbilgisine ilişkin olan, dilbilgisiyleilgili. 2. Dilbilgisine uygun olan. Bak. dilbilgisellik.

dilbilgisel aylardık (Alm. Agrammatikalitât, Fr. agram- matiealite, İng. agrammaticality).  Bir dilin yapısına,kurallarına uymama durumu. Dilbilgisel aykırılık ko-

nuşucuların edinç düzlemindeki yargısına dayanılarak belirlenir.

dilbilgisel çözümleme (Alm. Satzanalyse, Fr. analyse grammaticale,  İng. grammatical analysis).  Tümcedekiöğelerin dilbilgisi ulamlarını ve işlevlerini belirlemeyeyarayan işlem.

dilbilgiselleşme (Alm. Grammatikalisierung,  Fr. gram- maticalisation,  İng. grammaticalisation).  Dilin evrimsüreci içinde bir sözlükbirimin biçimbirime dö-nüşmesi.

Page 74: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 74/302

dilbilgisellik (Alm. Grammatikalitât,  Fr. grammaticalite, îng. grammaticality).  Dilbilgisine, bir dilin tümce ya-

 pısına uygunluk. Dilbilgisellik yargısı, bir dili anadili

olarak bilen bireylerin edincinden kaynaklanır ve birtümcenin doğru oluşturulup oluşturulmadığına, dilbil-gisine uyup uymadığına ilişkin bir iç duyguya bağla-nır.

dilbilgisi (Alm. Grammatik,  Fr. grammaire,  îng. gram- mar).  1. Bir dilin işleyişini ve sunduğu düzeni ortayakoyan, özellikle de biçimbilimle sözdizimi kapsayaninceleme. Kimi dilbilgileri, biçimbilim düzlemindesözcük yapımını da kapsamına alır. 2. Dilsel kullanı-mın kimi yönlerini kurala bağlamayı amaçlayan buyu-rucu ve kuralcı inceleme. Geleneksel dilbilgisi salt ku-ralcı bir daldır. 3. Üreticidönüşümsel anlayışta, bir di-lin konuşucudinleyicilerince geçerli sayılan tümceleriüretebilecek bir düzenek oluşturmak üzere dilbilimci-nin kurduğu biçimsel dizge. 4. Konuşucudinleyicinintümceleri üretmesini ve anlamasını sağlayan iç dizgeve bilgi; edinç,

dilbilgisibirim(Alm. Gramme?n,

 Fr. grammeme,

 îng.grammatical morpheme).  Dilbilgisel anlambirim (K.

L. Pike, B. Pottier). Dilbilgisibirimlerin kimi bağımlı(ekler), kimi bağımsızdır (çeşitli dillerdeki tanımlıklar,ügeçler, kimi belirteçler),

dilbilgisiyitimi (Alm.  Agrammatismus,  Fr. agramma- 

tisme, îng. agrammatism).  Dilbilgisel anlambirimlerikullanamama biçiminde beliren, tümcelerin salt sözlükbirim sıralanışlarına indirgendiği sözyitimi.

dilbilim (Alm. Sprachwissenschaft, Linguistik,  Fr. lin- guistique, îng. ünguistics).  Kendine özgü yöntemlerlegenel olarak dil olaymı, özel olarak da doğal dilleri

yapılan, işleyişleri, süre içindeki değişimleri, vb. açı-sından inceleyen insan bilimi. însan bilimlerinin engelişmişi sayılan dilbilim, günümüzde sözlü dile ön-celik tanıyan, hem tümdengelimli, hem tümevanmlıyaklaşımlar içeren, yansız gözlemlere, nesnel bakış açılarına dayanan, betimleyici ve/ya da açıklayıcı bir

dal özelliği taşır. Bu nitelikleriyle kuralcı ve buyurucugeleneksel dilbilgisinden, doğrulanamayan varsayım-lara yer veren uygulamalardan, yazılı belgelerle yazm-sal değerlere üstünlük tanıyan betikbilimden aynlır.

Page 75: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 75/302

Dilbilim, başka olguları açıklamak için zaman zamandilden yararlanan ruhbilim, toplumbilim, budunbilimgibi bilimlerden de bağımsızdır. Bütün çağlarda dile ilişkin incelemelere rastlanırsa da, dilbilim özerk birdal kimliğiyle ancak XIX. yy. başlarında, dillerin bir

 birleriyle karşılaşürılabileceği anlaşılmca kurulmuştur.1816'da, F. Bopp'un Sanskritçe'yi Germence, Yunanca,Latince vb. dillere bağlayan ilişkileri incelemesi bu a

landa önemli bir aşama sayılır (bak. karşılaştırmalı dilbilim). Aynı doğrultuda birçok çalışma yapılmış, dilakrabalığı kavramı çerçevesinde geniş kapsamlı araş-tırmalara girişilmiştir. XIX. yy.'m ikinci yansında git-gide ağır basacak olan tarihsel incelemeleri de karşı-laştırmalı yaklaşım olanaklı kılmıştır. J. Grimm, kendi

adıyla anılan yasa aracılığıyla Latince, Yunanca veSanskıitçe'deki ünsüz evrimine ilişkin düzeni ortayakoymuş, aynı türden çalışmalar Roman dilleri için deyapılmıştır (F. Diez). 1870'lere doğru Almanya’da or-taya çıkan Yenidilbilgiciler Okulu tarihsel dilbilimintemel ilkelerini belirlemeye çalışmıştır (A. Leskien, H.

Paul, G. Brugmann). Yenidilbilgiciler karşılaştırmayoluyla elde edilmiş olan sonuçlan tarihsel bir ekseneoturtmaya, olgulan birbirine bağlayan yasalan sapta-maya çalışmışlardır. Özellikle salt ve kesin niteliklises değişim yasalarının geçerliğini tanıtlamaya yöne-len bu dilbilimciler, olgulan zorlamışlar, kimi verileri

görmezlikten gelmişlerdir. XIX. yy.'ın sonlarına doğrudildeki evrimin toplumsal evrimden soyutlanamayacağı görüşü ağır basmaya başlamıştır. Öte yandan, de-neysel sesbilgisL tarihsel bakış açısının birçok olguyugerektiği biçimde açıklayamadığını ortaya koymuştur.XX. yy. başlarında F. de Saussure evrim boyutuna üs-

tünlük tanıyan XIX. yy. anlayışını temelinden sarsmış,dizge incelemesine ağırlık vererek dilbilime, çağımız-da izleyeceği doğrultuyu göstermiş, yapısal dilbilimihazırlamıştır. Bu gelişme önce ses incelemelerini, son-ra da şözdizim araştırmalarım etkilemiş, daha yakın

 bir geçmişteyse sözlükbilimin (özellikle de anlambili

min) yeni bir yörüngeye oturmasına ve çok verimliyöntemlerle donanmasına neden olmuştur (bak.  yapısal dilbilim). Kimi yönleriyle yeni türden bir yapısal-cılık sayılan, ama birçok bakımdan da Saussure'deiı

Page 76: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 76/302

 bağımsız olarak oluşan Amerikan yapısalcılığını (bak.dağıtımcılık ) aşan üreticidönüşümsel dilbilgisi (bak.üretici-dönüşümsel dilbilgisi)  günümüzde büyük birgelişme göstermektedir. Dağılımcılığa karşı bir tepkiolarak ortaya çıkan bu akım geniş kapsamlı bir kuram-laştırma ve biçimselleştirme çabasının ürünüdür. Çağ-daş dilbilim bir iki kurama indirgenemeyecek deiıli çe-şitlilik göstermektedir. Dilin dizgesel yönünün yanı sı-ra toplumsal (bak. toplumdilbilim),   bireysel (bak.ruhdilbilim) yanları üstünde de durulmakta, dilsel kul-lanımın bütün yönleri, ayrıntılı biçimde ele alınmakta-dır. Söylem çözümlemesi, betiksel dilbilim, vb. alanlar-daki çalışmalar aracılığıyla tümce boyutları aşılmış,sözceleme düzlemine yönelişle birlikte dilsel dizgeyi

çevreleyen çeşitli koşullar göz önünde tutulmaya baş-lanmıştır. Göstergebilimle dilbilim arasındaki et-kileşim (bak. göstergebüim) de burada anılmalıdır. Biryandan hiçbir dönemde ulaşılmamış bir soyutluk düz-leminde kuramsal çabalar sürdürülürken, bir yandanda dilsel gereksinimlerden, somut koşullardan kaynak-

lanan uygulamalara yöneliş görülmekte, çeviri, terim,anadili ve yabancı dil öğretimi, vb. ile ilgili yoğun ça-lışmalar yapılmaktadır (bak. uygulamalı dilbilim).  Kı-sacası, XX. yy. dilbilimcileri, hem oluşturdukları ku-ramlarla, hem de giriştikleri geniş kapsamlı uygulamadenemeleriyle sözlü bildirişim aracı dili inceleyen dalı

insan bilimleri içinde örnek bilim düzeyine yükselt-mişlerdir.dilbilim dışı (Alm. ausserlinguistisch,  Fr. extra- 

linguistique,  îng. extra-linguistic).  Dilbilimin dışındakalan, dilbilimi ilgilendirmeyen olguları belirtir. Örne-ğin dağılımcılar anlamı dilbilim dışı sayarlar.

dilbilimsel (Alm. linguistisch,  Fr. linguistique,  îng.linguistic). Dilbilime ilişkin olan, dilbilimle ilgili.dilbilimsel coğrafya (Alm. Sprachgeographie,  Fr.geographie linguistique,  îng. linguistic geography). Dil olgularının uzamdaki dağılış alanlarını inceleyen

 bilim. (Uzamsal dilbilim de denir.) Bak. dil atlası.

dilbirim (Alm. Glossem, Fr. glosseme,  îng. glosseme). L.Hjelmslev'in kuramında, değiştirim yoluyla saptanan,

 biçimsel olarak tanımlanan ve anlatımla içerik düz-lemlerinin en küçük öğesi olarak ortaya çıkan birim.

Page 77: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 77/302

dil devrimi (Alm. Sprachrevolution,  Fr. revolution linguistique,  İng. linguistic revolution).  Bildirişim ve dil

içi denge gereksinimlerinin sonucu olarak bir dili ya- bancı öğelerin egemenliğinden kurtarmak amacıyla gi-rişilen ve her türlü anlaümı o dilin olanaklarıyla, bir

 başka deyişle, dil içi aktarım, türetme ve bileştirmeyollarıyla sağlamaya, böylece dili yenileştirmeye vevarsıllaştırmaya dönük uygulama. Türk Dil Devrimi,

Atatürk Devrimleri'nin ayrılmaz bir parçası, Yazı Devrimi'nin doğal bir uzantısıdır. Dilin kendi özüne döne-rek iç dengesini sarsıcı öğelerden kurtulmasını ve ge-lişmesini sağlayıcı, derleme ve tarama çalışmalarıyladesteklenen büyük bir atılımdır. Türk Dil Kurumu'nundil devrimi sürecine katkısı büyük olmuştur,

dil dışı (Alm. ausşersprachlich,  Fr. extra-linguistique, îng. extra-linguistic).  Dil dizgesi dışmda kalan, özel-likle de konuşucu, dinleyici ya da duruma ilişkin et-kenleri belirtir (öm. dil dışı olgular),

dil dışı bağlam Bak. bağlam.dil düzeyi (Alm. Sprachebene, Fr. niveau de langue, îng.

linguistic level),  Toplumsal ölçütler açısından dilselgerçekleşmelerin, çeşitli kullanımların bağlandıklarıdüzlemlerin her biri. Bireyler, içinde bulundukları çev-relere göre, toplumsal ayrımlaşmanın sonucu olarakortaya çıkan değişik dil düzeylerinde yer alan kul-lanımlara başvururlar.. Bu kullanımlar kimi durum-larda istençli, kimi durumlarda istençdışı bir özelliktaşır. Düzey ayrımı en az üç kullanım türüne bağlanır:Özenli dil, gündelik dil ve yerel ağız. Ayrıca salt söz-lüğe ilişkin düzey ayrımları bulunduğu gibi ses, biçimve sözdizim olgularını ilgilendiren düzey ayrımlarınada rastlanır,

dilek kipi Bak. dilek-koşul kipi.dilek-koşul kipi (Alm.  Desiderativum, Fr. desideratif, 

hg. desiderative).  Dilek kavramı içeren isteme kipi.Türkçe'de dilekkoşul kipi, eylem kök ya da gövdele-rine -s e (-sa) eki getirilerek oluşturulur: kal-sa-m, kal

sa-n, kal-sa, kal-sa-k, kal-sa-nız, kal-sa-lar. dil haritası (Alm. Sprachkarte,  Fr. carte linguistique, İng. linguistic chart).  Dil atlasının bölümlerinden her

 biri. Bak. dil atlası. dil içi bağlam Bak. bağlam.

Page 78: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 78/302

dil öbeği (Alm. Sprachgmppe,  Fr. groupe de langues, İng. linguistic group).  Çeşitli ölçütlere uygun olarak

yapılan sınıflandırmalarda, bir bütün oluşturduğu var-sayılan dil topluluklarına verilen ad.dilsel (Alm. sprachlich, Fr. linguistique, langagier,  Itıg.

linguistic). Dille ilgili, dile ilişkin plan,dilsel topluluk (Alm. Sprachgemeinschaft,  Fr. commu- 

naute linguistique, İng. linguistic community, speech 

community). Aynı dili konuşan bireylerin oluşturduğutopluluk. Böyle bir topluluğun bireyleri arasında çeşitlietkenlere (kuşaklara, uğraşlara, yörelere, vb.) bağlı olarak seslere, sözdizime, sözlüğe ilişkin ayrılıklar gö-rülebilir.

dilsel tutumluluk (Alm. Sprachökonomie, Fr. economie 

du langage,  İng. language economy).  Bildirişim içingerekli olan çabada tutumlu davranmaya yöneliş. Dil-deki tutumluluk anlamlı ayrımlarla gereksiz ayrıntılararasındaki oynak dengenin ürünü olarak görülür,

dil tarihlemesi (Alm. Glottochronologie,  Fr. glotto- chronologie,  İng. glottochronolagy).  Aynı aileden iki

dilin birbirinden ayrıldığı tarihi ya da iki dil durumuarasında geçen süreyi belirlemek için kullanılan yön-tem. Karbon14 yönteminden (canlı varlıkların [örne-ğin ağaçların] kalıntılarındaki karbon 14 [radyokarbon] azlığıçokluğuyla bu kalıntıların yaşlarım be-lirleme olanağını verir) esinlenen Amerikalı dilbilimciM. Swadesh'in 1952fde oluşturduğu dil tarihlemesiyöntemi, önce 100 sözcüklük bir temel sözlükten (ev-rensel kavramlar:  yemek, içmek, insan,  vb.) ya-rarlanarak bin yıllık evrimin ortalamasını saptar; sonraele aldığı olguları, bu ortalamadan yararlanarak de-ğerlendirir. Swadesh'e göre temel sözlük bütün dil-lerde oldukça düzenli bir evrim geçirir ve belirtilen sü-re diliminde yaklaşık % 19 oranında öğe yitirir,

dil ucu ünsüzü (Alm. Apikal,  Fr. apicale,  İng. apical). Dilin sert damağın ön bölümüne (dişlere ya da dişyuvalarına) yaklaştınlmasıyla elde edilen ünsüz (öm.

W).dil üstü ünsüzü (Alm. Dorsal, Fr. dorsale,  İng. dorsal). Eklemleme noktası, dilin üst bölümüyle sert ya dayumuşak damak arasında yer alan ünsüz. Örneğin da-maksıllar dil üstü ünsüzleridir. ^

Page 79: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 79/302

dilyetisi (Alm. Sprache, Sprachfâhigkeit,  Fr. larıgage, îng. language). insanın sesli göstergeler aracılığıyla yada doğal diller kullanarak anlaşma, bildirişim sağlama

yetisi. Dilyetisi hem toplumsal, hem bireysel özellikleriçeren çok karmaşık nitelikli bir bütündür. Bak. dil SÖZ.

dinleyici (Alm.  Hörer,  Fr. auditeur,  îng. listener).  Bil-dirişim eyleminde konuşucunun, bildirisini yönelttiği,kendine özgü kurallarla gerçekleşen bildiriyi algılayıp

çözümleyen kişi. Bildirişim eyleminde birey, hem din-leyici, hem konuşucu özelliği taşır; bundan ötürü dedinleyicikonuşucudan söz edilir. Bildirişim kuramın-da dinleyiciye alıcı denir,

dişil (Alm. Femininum, Fr ./eminin, îng. f eminine). Kimidillerde dişi cinsten sayılaiı anlamlı birimlerin aldığı

 biçim. Birçok durumda dişil, doğal bir özelliği belirt-mez; uzlaşımsal nitelik taşır,

dişsil (Alm.  Dental, Zahnlaut,  Fr. dentale,  îng. dental). Dilin uç bölümünün dişlere dokunmasıyla oluşan ün-süz (öm. [t], [d]),

dişsildudaksıl (Alm.  Labiodental, Lippenzahnlaut,  Fr.labiodentale, dentilabiale, îng. labio-dental). Alt duda-ğın üst dişlere dokunmasıyla oluşan ünsüz (öm. [f],[v]). [Dudaksıl-dişsil de denir.]

dişyuvasıl (Alm. Alveolar,  Fr. alveolaire,  îng. alveolar, gingival).  Üst dişyuvalarımn bulunduğu bölgeye dil

ucunun dokunmasıyla oluşan dişsil [öm. Türkçe'dekiÖl İS])-dişyuvasridamaksd (Alm. Alveopalatal,  Fr. alveopala- 

tale,  îng. alveo-palatal).  Diş yuvalarıyla sert damakarasındaki bölgeye dil ucunun ya da dilin ön üst yüze-yinin dokunmasıyla oluşan ses (örn. Türkçe'deki [ç],

[elişi Di)- *diyalekt Bak. lehçe.diyezleşmemiş (Alm. nicht-spitz, Fr. non-diese, İng.

non-sharp). Diyezleşmiş sesbirimlerin karşıtlarının ni-teliğini belirtmek için kullanılır. Bak. diyezleşmiş, ikicilik.

diyezleşmiş (Alm. spitz,  Fr. diese,  îng. sharp)., ikinci bi-çimlendiririnin yüksek titreşkelere (frekanslara) yö-nelmesi, ağzın daralması, boğazın gevşemesiyle ta-nımlanan sesbirimlerin niteliğini belirtmek için kulla-

Page 80: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 80/302

nılır. Diyezleşmiş sesbirimler, Rumence'de, Slav dille-rinde, vb. önemli bir işlev yerine getirir ve genellikledişsilleri ayrımlaştırır. Bak. diyezleşmemiş, ikicilik. 

dizem (Alm.  Rhythmus, Takt, Sprechtakt,  Fr. rythme, İng. rhythm). Çeşitli ses olgularının (ses niteliği, uzun-luk, vurgu) söz zincirinde düzenli biçimde ve belli ara-lıklarla yinelenmesi sonucu ortaya çıkan titremlemeolgusu. Bak. titremleme. 

dizge (Alm. System, Fr. systeme,  İng. system).  1. Öğeleriya da bölümleri çeşitli ilkeler uyarınca birbirine bağlıdüzenli bütün; yapı. 2. Dizisel düzeydeki ilişkilerdenoluşan bütün.

dizgesel (Alm. systemisch, Fr. systemique, İng. systemic).Dizge niteliği taşıyan, dizgeye ilişkin olan,

dizi (Alm. Paradigma, Fr.paradigme,  İng. paradigm). Aynı sözdizimsel bağlam içinde birbirinin yerini ala- bilecek olan ve gücül bir karşıtlık bağmüsı kuran öğe-lerin oluşturduğu bütün. (Paradigma  da denir.) Aynıdilsel birimle değiştirilebilecek birimlerin tümünü be-lirten dizi kavramı, hem birilici, hem de ikinci eklemli

lik düzeylerinde geçerlidir. Bundan ötürü, sesbirim di-zilerinde olduğu gibi anlambirim dizilerinden de sözedilebilir. Bak. dizim. 

dizibilim (Alm. Paradigmatik,  Fr. paradigmatique,  İng. paradigmatics). Dizimbilime karşıt olarak, söz zinciri-nin her noktasında konuşucunun dil birimlerini seçme

eylemini inceleyen dal. Bak. dizisel bağmtı. dizilimbilim (Alm. Tağmemik ; Fr. tagmemique,  îng.

tagmemics). Dizilimbilim incelemesi (K. L. Pike),diziîimbirim (Alm. Tagmem, Fr. tagmeme, İng. tagmeme). 

Söylemde öğelerin gerçekleşme düzeni. Bak. dizilimbilim.

diziliş (Alm. Sequenz,  Fr. seqıtence,  İng. string).  Di-zimsel eksen üstünde çizgisel biçimde sıralanan bi-limlerin oluşturduğu düzen. Örneğin tümce bir diziliş-tir. ‘ ’

dizim (Alm. Syntagma, Yı. syntagme, İng. syntagm).  Söz

zincirinde birbirini izleyen ve belli bir birim oluşturananlamlı öğelerin birleşimi. (Sentagma da denir.) Bak.dizi.

Page 81: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 81/302

dizimbilim (Alm. Syntagmatik,  Fr. syntagmalique, İng.syntagmatics). Dizibilime karşıt olarak, dil birimlerinisöz zincirinde birbirlerini izlemeleri bakımından ince-leyen dal. Dizimbilim alanına giren bütün olgularsözdizime bağlanmaz; buna karşılık sözdizimsel bütünolgular dizimbilimi ilgilendirir. Bak. dizimsel bağmtı. 

dizimbilim (Alm. Syllemnıa, Fr. syllemme, İng. syllemmâ). Bir çekirdekle kipliklerinin yanı sıra, gerektiğinde söz-cenin geri kalan bölümüyle bağlantı sağlayan işlevsel

 bir öğenin oluşturduğu dizim türü (A. Martinet) [öm.çocukların].

dizimsel (Alm. syntagmatisch,  Fr. syntagmatique,  İng.syntagmatic). Dizime ilişkin, dizimle ilgili olan,

dizimsel bağmtı (Alm. syntagmatische Relation, Fr.

rapport syntagmatique, İng. syntagmatic relation). Birtümcede, dizimde, anlambirimde birbirini izleyen veaynı düzeye bağlanan birimler arasında kurulan yatay

 bağıntı. Bak. dizisel bağırttı. dizimsel belirtici (Alm. syntagmatische Marlcierung, Fr.

indicateur syntagmatique, marqueur syntagmatique,

İng. syntagmatic marker ; syntagmatic indicator).  Üre-tici dilbilgisinde, bir tümcenin yapısını ağaç ya da ay-raçlar yoluyla soyut biçimde yansıtan gösterim. Hertümcenin bir ya da birden çok temel dizimsel belirtici-si vardır; dönüştürüm kurallarının uygulanması sonucutürev ya da son dizimsel belirtici ortaya çıkar; böylece

derin yapıdan yüzeysel yapıya geçilir,dizimsel çözümleme (Alm. syntagmatische Analyse, Fr.: analyse syntagmatiqueJ İng. syntagmatic analysis). Di-lin dizim boyutuna ya da yatay gerçekliğine yönelikçözümleme. Dizimsel çözümleme hem birinci, hem deikinci eklemlilik birimlerini ilgilendirir,

dizin (Alm. Index,  Fr. index,  İng. index).  Sözlükçülükte, bir bütüncedeki sözlüksel birimlerden oluşan abeceseldizelge. Bak. bağlamlı dizin. 

dizisel (Alm. paradigmatisch,  Fr. paradigmatique,  İng. paradigmatic). Diziye ilişkin, diziyle ilgili olan,

dizisel bağmtı (Alm. paradigmatische Relation

, Fr.rapport paradigmatique, İng. paradigmatic relation). Değiştirim sonucu birbirinin yerini alabilen ve aynıdüzeye bağlanan birimler arasında kurulan düşey ba-ğıntı. Bak. dizimsel bağıntı.

Page 82: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 82/302

doğal dil (Alm. natürlicheSprache, Fr. langue naturelle,İng. natural language). Yapay dillere karşıt olarak, in-san türüne özgü, sesli, çift eklemli bildirişim aracı.Bak. yapay dil. 

dolaylama (Alm. Periphrase,  Fr.  periphrase,  İng. pe- riphrasis).  Biı* tek sözcükle belirtilebilecek bir kav-ramı birçok sözcükle anlatma (öm. kısrak  yerine dişi at  demek).

dolaylı anlatım (Alm. Oratio obliqua, Redeenvâhnung, indirekte Rede, Fr. discours indirect, İng. indirect speech). Dolaysız anlatıma karşıt olarak, bir sözün kişi, zaman,gösterici değişiklikleriyle aktarılan biçimi. Örneğin,

 Bana şöyle dedi: "Yarın gideceğim " sözü dolaylı anla-tımda Bana yarın (ya da ertesi gün) gideceğini söyledi 

 biçimine girer. Bak. dolaysız anlatım. dolaylı tümleç (Alm. indirektes Objekt , Fr. complement  indirect,  İng. indirect object). İkincil ve zorunlu olma-yan bir belirleme getiren tümleç. Türkçe'de dolaylıtümleç yönelme, kalma, çıkma duruıûundaki âddn*.

dolaysız anlatım (Alm Oratio recta, direkte Rede,  Fr.

discours direct , İng. direct speech).  Dolaylı anlatımakarşıt olarak, biçimsel değişiklik yapılmadan söylen-diği gibi aktarılan anlatım, (öm. Bana şöyle dedi: "Yarın gideceğim "), Bak. dolaylı anlatım. 

dolaysız kurucu (Alm. unmittelbare Konstituente,  Fr.constituant immediat, İng.immediate constituent).  Biı*

üst düzeye bağlanan biı* kuruluşun iki kurucusundanher biri. Dolaysız kurucular kuramına göre sözce,tümceden biçimbirime (en küçük birim) değin uzanandeğişik düzeylerde kurucu öğelere bölünebilir Dağı •lımsal bir çözümleme yöntemi olan, dolaysız kurucu-lara indirgeme yöntemi, kumcuların oluşturduğu ya-

 pıyı ağaç ya da ayraçlarla gösterir,dolaysız tümleç (Alm. direktes Objekt , Fr. complement  

direct, İng. direct object). Bak. nesne. dolgu (Alm. expletiv,  Fr. exp1etif,  İng. expletive).  Söz-

ceye katılmasıyla yeni bir bilgi, getirmeyen, artıkbilgi

niteliği taşıyan öğeler için kullanılır,dolubirim (Alm. Plerem, ¥x. plereme,  İng. plereme).  L.Hjelmslev'in kuramında, anlambirimcik yerine kul^nılan ve içerik düzlemine ilişkin olan bilim, Bak.boşbirim.

Page 83: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 83/302

dönüşlü adıl (Alm. Reflexivpronomen, rückbezügliches Fürwort,  Fr. pronom reflechi,  îng. reflexive pronoun). Kişi kavramını güçlendirerek belirten adıl. Türkçe'de

dönüşlü adıl kendi dir. dönüşlü çatı (Alm.  Reflexiv, Fr. voix reflechie, voix  pronominale, İng. reflexive).  Eylemin içerdiği kavra-mın özneye dönük olduğunu belirten çatı. Türkçe'de

 bu çatı -n-, -ş-  çatı ekleriyle kurulur (öm. sevinmek, yorulmak, gelişmek). 

dönüşlü eylem (Alm. reflexives Verb,  Fr. verbe nominal, İng. rejlexive verb).  İşi yapanın da, yapılan iştenetkilenenin de aynı özne olduğunu göstermek için dö-nüşlü çatı ekleriyle kurulan eylem,

dönüşlüleşme (Alm. Reflexivierung,  Fr. reflexivisationi İng. reflexivation). Dönüşlü niteliği kazanma,

dönüşlüleştirme (Alm.  Reflexivierung,  Fr. reflexivisation, İng. reflexivation). Temel tümcede nesneyle öznedurumundaki ad dizimi özdeş olduğunda, nesnenin ye-rine dönüşlü adıl ya da eşdeğer bir ek* getirilmesiylegerçekleştirilen dönüştürüm (öm. Çocuk çocuğu yıkı

 yor  » Çocuk kendini yıkıyor  ya dâ Çocuk yıkanıyor). dönüştürüm (Alm. Transformation, Umformung,  Fr.transfoımation,  İng. transformation). Dönüşümün ger-çekleşmesini sağlama,

dönüşüm (Alm. Transformation, Umformung,  Fr.transformation, İng. transformation). Bir tümcenin de-

rin yapısından yüzeysel yapısına geçilmesini sağlayankural ve bu kuralın uygulanmasıyla ortaya çıkan süreç.Belli bir dizimsel yapısı olan bir dizilişe uygulanandönüşüm kuralı, türev sayılan dizimsel bir yapısı olanyeni bir diziliş elde etmeyi sağlar. Böyle bir kuralınuygulanması sonucu katma, silme, değiştiri, değiştirim

işlemleri gerçekleşir. Dönüşüm,, tümcenin üretiliş sü-recinde bir aşamadır. Bir dilbilgisi üretici olmadan da'dönüşümlere yer verebilir (dönüşümsel dilbilgisi). Ör-neğin Z. S. Hams'in dilbilgisi böyledir. Dönüşüm buanlayışta, bir bölümü özdeş birimler içeren iki tümceyâ da yapı arasındaki bağıntıyı belirtir (öm. kimi etken

ve edilgen tümceler arasındakibağıntı). Salt üretici ni-telikli dilbilgileri de vardır (dizimsel dilbilgileri). Bun-larda derin yapı ele alınmadan yüzeysel yapı üretilir.Böylece dolaysız kumcuların biçimselleştirilmesiyle

Page 84: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 84/302

yetinilmiş olur. N. Chomsky'nin dilbilgisiyse. hem üretici, hem de dönüşümseldir.

dönüşümcü (Alm. Trans formationalisty Fr. transforma

tion fnja liste,  İng. transformationalist).  Dönüşüm-cülükten yana olan, dönüşümcülüğü benimseyen,

dönüşümcülük (Alm. Transformationalismus,  Fr.transformationfnjalisme,  İng. transformalionalism). Dönüşüm olgularını incelemeye öncelik tanıyan dilbi-lim akımı. Üretici anlayıştan daha önce ortaya çıkan

dönüşümcülük dilin yüzeysel görünümünü aşma çaba-sıyla özdeşleşir. Bak. dönüşümsel dilbilgisi, üretici- dönüşümsel dilbilgisi 

dönüşümsel (Alm. transfoımationell,  Fr. transforma- tionnel,  İng. transformational). Dönüşüme ilişkin olan,dönüşüm niteliği taşıyan,

dönüşümsel bileşen (Alm. Transformationsteil\ transformationelle Komponente, Fr. composante trans- 

 formationnelle,  İng. transformational component).  Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, derin yapı biçimleriniyüzeysel yapıya dönüştüren işlemlere verilen ad.

dönüşümsel dilbilgisi (Alm. Transformationsgram- 

matik,  Fr. grammaire transformationnelle,  İng. trans formational grammar). Çeşitli tümce türleri arasındakieşdeğerlik ilişkilerini ortaya koyacak kurallar saptaya-rak tümceleri açık seçik işlemler aracılığıyla be-timleyen dilbilgisi. Bak. dönüşüm. 

dudaksıl (Alm.  Labial, Lippenlaut,  Fr. labiale,  İng.

labial).  Dudakların yuvarlak konuma getirilmesiyleoluşan ünsüz. Dudaksılların başlıca türleri çiftdudaksıllar ve dişsildudaksıllardır.

dudaksıl-artdamaksıl (Alm.  Labiovelar ; Fr. labiove- laire,  İng. labio-velar).  Dudakların yuvarlaklaşması vedil sırtının yumuşak damağa doğru/kalkmasıyla oluşan

ünsüz (öm. kimi Afrika dillerinde rastlanan [kp], [gb]kapantüılan).dudaksıl-damaksıl (Alm.  Labiopalatal,  Fr. labiopala- 

tale,  İng. labio-palatal).  Dudakların yuvarlaklaşmasıve sert damak düzeyinde daralma olması sonucu olu-şan ses (öm. öndamaksıl [ş], dudaksıllaşmış damaksıl

ünlü [ö]).dudaksıl-dişsil Bak/ dişsil-dudaksil.

Page 85: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 85/302

dudaksıllaşma (Alm. Labialisierung,  Fr. labialisalion, îng. labialisation).  Bir sesin dudaksıl özelliği kazan-

ması.dudaksıllaştırma (Alm.  Labialisierung, Fr. labialisation,  îng. labialisation). Bir sese dudaksıl özelliği ka-zandırma.

durak (Alm. Pause,  Fr. pause; îng. pause).  Söz zinci-rinde, belli bir süre kapsayan kesinti. Kimi bağlam-

larda durak bulunması ya da bulunmaması ayırıcı birişlev yerine getirir,dural (Alm. statisch,  Fr. statique,  îng. static).  Süre et-

kenini, evrim boyutunu, değişim olgularım göz önün-de tutmadan salt eşsüremli öğelerin oluşturduğu dildurumlarına yönelen, bu durumlara ilişkin olan, du-

rağan. Günümüzde, özellikle işlevsel dilbilim, eşsüremin dural olmadığını ortaya koyarak devimsel essürem kavramını geliştirmiştir,

duralama (Alm.  Haltung, Verschlussdauer ; Fr. tenue, îng. retention). Bir sesin oluşmasında, gerilemeyi izle-yen, gevşemeden önce gelen ve ses örgenlerinin, oluş-turulan sesin gerektirdiği konumda bulunduğu evre,

dural dilbilim (Alm. statische Sprachmssenschaft,  Fr.linguistique statique,  îng. static linguistics).  Evrimseldilbilime karşıt olarak, incelenen dil kesitinde değişimolmadığı varsayımından kalkarak dural olguları ele a

lan dilbilim akımı. Eşsüremli dilbilim bir süre duraldilbilimle özdeşleşmişse de günümüzde devimsel özel-liklere ağırlık vermeye başlamıştır,

dı rum 1. (Alm. Kasus,  Fr. cas,  îng. case).  Adm tüm-cedeki işlevini gösteren, biçimsel değişimlerini ya daçekim eklerini belirten dilbilgisi ulamı. Durumların

sayısı dilden dile, değişir. Masai dilinde iki durum bu-lunmasına karşılık Macarca'da yirmiye yakın, Fince'deon beş durum vardır. Durumların yerine getirdikleri iş-levler de değişkendir. Ad dizimine bağlı bir ulam olandurum, ayrıca doğrultu ya da devinim kavramıyla ilgilideğerler de belirtebilir. Genellikle benimsenen görüşe

göre Türkçe'de şu durumlar vardır: Yalın durum, be-lirtme durumu, tamlayan durumu, yönelme durumu,çıkma durumu, kalma durumu; ayrıca bir de eşiklik du-rumundan söz edilir. 2. (Alm, Situation,  Fr. situation, İng. situation). Bir süre dilimi içinde ve bir yerde dilsel

Page 86: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 86/302

d

üretim ya da algılamayı belirleyen ruhbilimsel, top-lumsal. tarihsel, vb. koşulların tümü. Kimi dilbilimci-ler dış bağlam terimini aynı anlamda kullanır,

durum belirteci Bak. belirteç.durum dilbilgisi (Alm. Kasusgrammatik, Fr. grammaire 

des cas,  İng. case grammar). Tümceyi bir eylem ve bueyleme belli durum ilişkileriyle bağlı ad dizimleri ola-rak ele alan, bunlar arasındaki anlam bağıntısını derin

yapıda incelemeyi öngören dilbilim kuramı; Ch. J.Fillmore'un üretici dilbilgisine verilen ad. Özne kav-ramının değişmez bir anlamsal değerden yoksun oldu,ğu görüşünü savunan bu dilbilgisinde tümcenin iki ku-rucusu vardır: Kiplik ve önerme. Kiplik, zaman, görü-nüş, olumsuzluk öğelerini; öneımeyse, bir eylemle de-

ğişik adlar içerir. Eylem, tümcenin temel kurucusudur;derin yapıda değişik işlevler, eylemden kalkılarak be-lirlenir. Fillmore, durum kavramının geleneksel dilbil-gisinde yalnızca yüzeysel yapı için kullanılmasına kar-şı çıkmış, derin yapıda yer alan eden, araç, nesne,kalma, yönelme, karşıeden, vb. durumların evrensel

nitelikli olduğunu öne sürmüştür,durum ortacı Bak. ortaç.düğüm (Alm. Knoten, Fr. noeud, İng. node). L. Tesniere'

in bağımsal dilbilgisinin öngördüğü özel gösterim yada ağaç düzleminde ve üreticidönüşümsel dilbilgisin-de, kendisine bağlı birimlere egemen olan, bu birim-

lerce belirlenen birim. Örneğin bağımsal dilbilgisinde,Küçük çocuklar top oynuyor,turnesindeki çocuklar  vetop düğüm, oynuyor  ise düğümlerin düğümüdür,

düşün yazı Bak. kavramsal yazı. düzanlam (Alm. Denotation,  Fr. denotation,  İng. deno- 

tation).  1. Bir gösterenin gösterilenini oluşturan kav-

ramın kaplamı, gösterenin belirttiği nesneler sınıfı. 2,Yananlama karşıt olarak, bir birimin mantıksal, biliş-sel, nesnel anlamı. Bilimsel söylemde düzanlam, ya zınsal söylemde yananlam egemendir,

düzdeğişmece (Alm.  Metonymie,  Fr. metonymie,  İng.metonymy).  Eğretilemeye karşıt olarak, tümcede di-zimsel bir bağıntı kuran ya da belirtilen gerçeklik düz-leminde yan yana bulunan öğelere ilişkin olarak, ben-zetme yapılmaksızın sonucun neden, kapsayanın kap-sanan, bütünün parça, genelin özel, somut adın soyut

Page 87: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 87/302

kavram yerine kullanılması yoluyla oluşan değişmecetürü. Örneğin, bütün kentte oturanlar   yerine bütün kent, bir kadeh dolusu içmek 

 yerinebir kadeh içmek,

 vb. denildiğinde düzdeğişmece yapılmış olur,düzdeğişmeceli (Alm. metonymisch, Fr. metonymique, 

İng. metonymical). Düzdeğişmece niteliği taşıyan. Bak.düzdeğişmece. 

düzelticf sesbilgisi Bak. sesbilgisi. 

düzen (Alm. Ordnung,  Fr. ordre, İng. order).  1. Dilselolguların belli bir açıdan gösterdiği durum (öm. bir di-lin ses düzeni). 2. Özellikle, aynı eklemleme nokta-sında oluşturulan ünsüzlerin kurduğu bütün. ÖrneğinTürkçe'deki /p/, /b/} /m/ sesbilimleri çiftdudaksıl ol-duklarından bir düzen oluştururlar. (Takım da denir.)

düzenbirim (Alm. Taxem, Fr. taxeme,  îng. taxeme). Dil- bilgisel düzene ilişkin en küçük özellik (L. Bloomfıeld). Örneğin, kurucuların sırası düzenbirim niteliğitaşır.

düzey (Alm. Ebene,  Fr. niveau,  îng. level).  1. Bir dilinanlatım düzlemi bakımından ya da bildirilerin üretil-mesi açısmdan içerdiği varsayılan katmanların her biri.Yapısal dilbilimin öngördüğü düzeyler genellikle ses-

 bilimler, anlambirimlerle bunlann birleşimleri vesözdizim düzeyidir. Üreticidönüşümsel dılbilgisiysesoyut katmanlar tasarlar ve üretim olgusu açısındansoruna yaklaşır. Her tümce böylece derin yapılardanyüzeysel yapılara değin uzanan boyutta birçok göste-rim düzeyinde betimlenir. 2. Toplumsal ölçütlere göreyapılan bir ayrım uyarınca dilsel kullanımların biçemsel niteliği. Bak. dü düzeyi. 

düzgü (Alm. Kode,  Fr. code,  İng. code). Hem bildiri oluşturmayı, hem de bildiriyi doğru olarak çözümleyipyorumlamayı sağlayan saymaca nitelikli simgeler ve birleşim kuralları dizgesi. Kimi dilbilimciler (öm. R.Jakobson) dil/söz karşıtlığı yerine bildirişim kuramın-dan aktardıkları düzgü/bildiri  karşıtlığını kullanmış-lardır. Yalnız, doğal dillerin, eşseslilik, anlam belir-

sizliği, vb. nedeniyle salt nitelikli düzgülerin smırlannıaşan, daha karmaşık ve esnek nitelikli bildirişim araçlan olduğu unutulmamalıdır. /

Page 88: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 88/302

düzgüleme (Alm: Kodiemng, Fr. encodage, İng. encoding). Düzgüdeki kimi öğeleri seçerek oluk aracılığıyla akta-rılabilecek bir bildiri oluşturma. Bak. çözme. 

düzleşme (Alm. Entrundung,  Fr. desarrondissement, delabialisation, îng. unrounding, delabialisation).  Biryuvarlak ünlünün düz ünlüye dönüşmesi.

düzsÖz (Alm.  Lokution,  Fr. locution,  îng. locution).  Dil- bilgisine uygun olarak ve bir sözlük aracılığıyla dilin

gerçekleşmiş biçimi; edimsöz ve etkisöze karşıt olarakdil dışı olgulardan soyutlanmış söz.düz tümleç Bak. nesne.düz ünlü (Alm. ungerundeter Vokal,  Fr. voyelle non- 

arrondie,  îng. unrounded vowel).  Dudakların ge-rilmesiyle oluşan ünlü (öm. [c], [i], [a], [ı]).

Page 89: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 89/302

Page 90: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 90/302

eden çeşitli olguları (güdülenme, tepki, etkileşim, vb.)inceleyen dal.

edimdilbilim(Alm.

Pragmalinguistik, Fr.

 pragmalm- guistique, İng. pragmalinguistics). Dilbilimle edimbili

min verileri üzerine kurulu karma nitelikli dal.edimsel (Alm. performativ,  Fr. performatif,  îng. perfor- 

mative).  Konuşucunun sözüyle sözün içerdiği eyleminaynı anda gerçekleşmesi durumunda, oluşturulan söz-

ceyi, kullanılan eylemi nitelendirmek için kullandır.(Gerçekleştirici  de denir.) J. L. Austin’den kaynakla-nan bu kavram edimle özdeşleşen sözceleri, özel ko-şullar içinde, belli bir yerde, belli bir tarihte gerçekle-şen eylemleri belirtir. Toplantıyı açıyorum  diyen bir

 başkan bu sözü söylediği sırada, sözün belirttiği eyle-

mi de gerçekleştirir,edimsel bileşen (Alm.  pragmatische Komponente, Fr.composante pragmatiquef   îng. pragmatic component). Genel gösterge kuramında, sözdizimsei ve anlamsal

 bileşenlerin dışında kalan, dilin .kullanımına ilişkinyönleri, bildirişim süreci içinde yer alan, belli bir du-

rumda göstergelerle konuşucular arasındaki bağınüyıiçeren bileşen. (Kullanımsal bileşen de denir.)edimsöz. (Alm. Illokution, Fr. illocution,  îng. illocution). 

Konuşucuyla dinleyici arasındaki ilişkiyi etkileyen birolgu niteliğine bürünen söz. Buyrum tümceleri, edim-söz örneklerindendir. Bak. edimbîUm. 

edinç (Alm. Kompetenz,  Fn competence,  îng. compe- tence).  Üretici dönüşümsel dilbilgisinde konuşucudinleyicilerin edinmiş oldukları, daha önce hiç duyupsöylemedikleri tümceleri de kapsayan sonsuz sayıdatümce oluşturup anlamalarını sağlayan dilsel bilgi. Birüretim ve yorum düzeneği olan edinç, "dilbilgisi" de-nen açık seçik kuralların oluşturduğu bir düzendir. Edim, edincin gerçekleşme düzlemidir. N. Chomsky'ninortaya attığı edinç kavramı, üretici süreçler dizgesi ni-teliği taşımasıyla kimi yönlerden benzediği F. deSaussure'ün dil kavramından ayrılır,

eğretileme (Alm. Metapher,  Fr. metaphore, îng. meta-  phor). Düzdeğişmeceye karşıt olarak, dizisel bağıntılardüzleminde, ortak anlambirimcikler kapsadıklarındanaralarında eşdeğerlik ilişkisi kurulan anlamlı öğelerden

 birini öbürü yerine ve karşılaştırma yapılmasını sağla-

Page 91: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 91/302

yan sözcükleri (öm. gibi) kaldırarak kullanma sonucuoluşan değişmece. Örneğin yaşamın ilkbaharı  sözün-de, "gençlik" çağını belirten ilkbahar  eğretileme ürü-nüdür.

eğretilemeli (Alm. metaphorisch, Fr. metaphorique,  îng.metaphorical). Eğretileme niteliği taşıyan,

ek (Alm. Affa,  Fr. affbce,  îng. ajfbc). Bir sözcükte kökünönüne, içine ya da sonuna katılarak onun anlamını,

dilbilgisi değerini ya da işlevini değiştiren öğe. Eklerinçeşitli dillerde üç türü ayırt edilir: Önekler, içekler vesonekler. Türkçe'deki ekler arasında önek yoktur. İş-levleri açısından ekler yapım ve çekim ekleri olmaküzere ikiye ayrılır. Yapım ekleri sözcüğün niteliğini,çekim ekleriyse tümcedeki görevini belirler. Çekim

eklerine takı adı da verilir. Bak. çekim eki, içek, önek ,sonek , takı, yapım eki. Ek terimi, üretici dilbilgisindezaman, kişi, sayı, görünüş gibi, öğeleri yeniden yazımakatılan bükünsel biçimbirimleri belirtir,

ekeylem (Alm. Verbum Substantivum, Verbum Prâdika- tivum,  Fr. verbe substantif verbe predicatif   İng.

subtantive verb, predicative verb). Ad soylu dil birim-lerinin yüklem işlevi üstlenmesini sağlayan eylem.Türkçe'de ekeylem, eklerden oluşan bir yardımcı ey-lem niteliği taşır (-im, -sin, -dir, -iz, -siniz, -dirler). Olumsuzu değil  biçimbirimiyle kurulan bu yardımcıeylemin -di, -miş, -se ekleriyle hikâye, rivayet ve koşul

 bileşik zamanları elde edilir. Belli bir eylemliği bu-lunmadığını belirterek söz konusu öğeyi imek  eylemiolarak adlandırmaya karşı çıkanlar varsa da, yüzeyselyapıda görülmemekle birlikte dilsel düzenekte imek  eylemliğinin var olduğu söylenebilir. Bak. koşaç. 

ekleme (Alm. Adjunktion, Fr. addition,  îng. addition). 

Üretici dilbilgisinde, bir dönüşüm işlemi sırasında an-lama değişiklik getirmeden sözceye öğe katma. Ömegm Şunu biliyor ve Arkadaşı önümüzdeki hafta gelecek  tümceleri dönüşüm sonucu  Arkadaşının önümüzdeki hafta geleceğini biliyor  biçimine girerken gerçekleşti-rilen ekleme işlemi anlamı değiştirmez,

eklemleme (Alm. Artikulation,  Fr. articulation,  îng. articulation). Sesleme örgenleri aracılığıyla sesleri oluş-turup çıkarma; akciğerlerden gelen havanın belli ko-numlara girmesini sağlayan devinimlerin tümü; özel-

Page 92: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 92/302

likle de, ses yolunun kimi nokta ya da bölgelerde da-ralması ya da kapanması. (Boğumlama da denir.)

eklemleme biçimi (Alm.  Artikulationsart, Artikulati- 

onsweise, Fr. mode d'aniculation,  îng. manrıer o f arti- culation).  Akciğerlerden gelen havanın ses yolundangeçme biçimi. Ünlülerde eklemleme biçimini ağız yo-lunun açıklığı ve dudakların yuvarlaklaşma derecesi;ünsüzlerdeyse, ses tellerinin titreşmesi ya da titreş-memesi, ağız boşluğunun kapanma ya da daralması

 belirler.eklemleme bölgesi (Alm.  Artikulationsort, Artikulati- 

onsstelle,  Fr. regiön d'articulation,  îng. region of articulation). Bak. eklemleme noktası. 

eklemleme noktası (Alm. Artikulationspunkt,  Fr. point  d'articulation, İng. point o farticulation). 

Sesler oluştu-rulurken eklemleyicilerin birbirine yaklaşması ya dadeğmesi sonucu ses yolunun daraldığı ya da tıkandığıyer. (Çıkak  da denir.)

eklemlenme (Alm.Artikulation,  Fr. articulation,  îng.articulation).  Sesleme örgenieri aracılığıyla seslerin

oluşturulup çıkarılması. (Boğumlama da denir.)eklemleyici (Alm. Artikulator,  Fr. articulateur,  îng. ar - ticulator).  Akciğerlerden gelen havanın geçişi sıra-sında çeşitli devinimleriyle tmlaücı boşlukların biçi-mini değiştiren, seslere kendine özgü tınıyı veren sesörgenieri: Dudaklar, dişler, dişyuvalaıı, sert ve yumu-

şak damak, dil, küçükdil, boğaz, gırtlak,eklemli (Alm. artikuliert,  Fr. articule,  îng. articulated). Eklemleme yoluyla oluşturulmuş olan, eklemleme ürünü olan. (Boğumlu da denir.)

eklemlilik (Alm.  Artikulation, Fr. articulation,  îng.articulation).  Eklemli olma özelliği. (Boğumluluk  da

denir.)eklenti (Alm.  Adjunkt,  Fr. adjoint , îng. adjunct).  Bir

tümcede yapısal bakımdan zorunlu olmayan her türkurucu öğe.

eksel dönüşüm (Alm. Verbaffigienmgstransformation, Fr. transformation affbcale,  îng. verb affixation trans

 formation).  Üretici dilbilgisinde, EkE (eylem) dizili-şindeki öğelerin sırasını değiştiren dönüşüm. Derinyapısı Çocuk+geç+yüzmek  olan tümcede Geç, -üyor/du  biçiminde gerçekleşen bir ektir; eksel dönüşüm sonucu

Page 93: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 93/302

Yüzmek  ve Geç  yer değiştiril' (değişi). Çocuk   + Yüz (mek)+Geç elde edilir: Yüz(mek) ve Geç birleşimi yü

 züyordu olur.

eksikli (Alm. defektiv, Fr. defectif,  İng. defective). Ad yada eylem çekimine girmekle birlikte, ilişkin olduğu di-zinin tüm biçimlerini içermeyen öğeleri belirtir,

eksikögeli' karşıtlık (Alm.  privative Opposition, Fr.opposition privative, İng. privative opposition).  Öğele-rinden bilindeki gösterenin öbür öğedeki gösterende

 bulunmayan anlamlı bir yan ya da belirti içerdiği hertürlü karşıtlık. Örneğin geliyor/geliyordu  arasındakikarşıtlık eksikögeli bir karşıtlıktır. Bak. eşöğeli karşıtlık.

eksilti (Alm. Ellipse, Auslassung,  Fr. ellipse,  İng. ellip

sis).  Olağan koşullardaki biçimine oranla kimi öğelerieksik olan, ama anlamayı aksatmayan dizim. Eksiltiürünü biçimler, ya durum ya da dilbilgisi açısından ko-layca kavranabilecek, eksik yanı herhangi bir güçlükolmadan giderilebilecek biçimlerdir,

eksiltili (Alm. elliptisch,  Fr. elliptique,  İng. elliptical).

Eksilti içeren biçim,emir kipi Bak buyrum kipi.en az çaba ilkesi (Alm. Prinzip des geringsten Aujwan- 

des,  Fr. principe du moindre effort,  İng. principle o f  least effort).  Belli bir amacın gerçekleştirilmesi için gereken çabayı insanoğlunun en aza indirdiğini varsa-

yan ilke; özellikle birinci ve ikinci eklemlilik düzlemiçerçevesinde birimleri yalınlaştırma ve genelleştirmeeğilimlerini anlatan ilke. Dilin evriminde bildirişimgerekleri, dizgeyi daha karmaşık bir duruma getirmeyeyönelirken, en az çaba ilkesi, yalınlaştırıcı bir etki ya- par. Böylece iki karşıt eğilim arasında denge kurulur,

engelli (Alm. gehemmt,  Fr. bloque,  İng. checked).  Kısa bir sürede yüksek oranda erke (eneıji) boşalımıyla be-lirlenen sesbilimlerin niteliğini göstermek için kulla-nılır. Engelli sesbirimler, sesleme bakımından gırtlaksıl özellik taşır. Kimi dillerde (Amerika'da, Afrika'da,Kafkasya'da) engelli ve engelsiz kapantılılar arasındakarşıtlık görülür. Bak. engelsiz, ikicilik.'  

engelli ünlü (Alm. gedeckter Vokal\  Fr. vpyelle entravee, İng. blocked vowel, checked vowel). Ünsüzle biten ka-

 palı bir seslemdeki ünlü.

Page 94: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 94/302

engelsiz (Alm. ungehemmt,  Fr. nonbloque,  îng. un- checked). Engelli olmayan sesbirimlerin özelliğini be-lirtmek için kullanılır. Bak. engelli, ikicilik. 

engelsiz ünlü (Alm. freier Vokal\ Fr. voyelle libre, îng. free vowel). Açık bir seslemdeki ünlü,en küçük çift (Alm. Minimalpaar,  Fr. paire minimale,

îng. minimal pair). Biri dışında bütün sesbilimleri aynıve anlamlan ayn gösterge çifti (öm. Türkçe'deki

gül/kül, tay/toy, tek/tel).  Değiştirim işleminde en kü-çük çiftlerden sesbirimlerin saptanması amacıyla ya-rarlanılır.

erek dil (Alm.  Zielsprache,  Fr. langue cible, langue d'arrivee, İng. target language). Çeviri etkinliğinde vanş noktasını oluşturan, çevrilen yazılı ya da sözlü be-

tiğin aktarıldığı dil.eril (A\m. Maskulinum,  Fr. masculin,  îng. masculine). Kimi dillerde erkek cinsten sayılan anlamlı birimlerinaldığı biçim. Dişil gibi eril de birçok durumda doğal

 bir özelliği belirtmez, saymaca, uzlaşımsai bir değer,taşır.

eskü biçim (Alm.  Archaismus,  Fr. archaisme,  îng. ar- chaisrn).  Kullanımdan düşmüş, dilsel çevrimden çık-mış bulunan sözlüksel birim, sözdizimsel olgu, vb.

eskillik (Alm.  Archaismus,  Fr. archaisme,  îng.archaism). Eskil bir biçimin özelliği. Bak. eskil biçim. 

eşadlı (Alm. homonym,  Fr. homonyme,  îng.homonymous). Eşadlılık gösteren sözcükler için kulla-nılır. Bak. eşadhkk. 

eşadlılık (Alm.  Homonymie, Fr. homonymie,  îng. ho- monymy).  Gösterileni ayn, göstereni özdeş olan söz-cüklerin özelliği (öm. bir "renk" belirten kara ve "top-

rak parçası" anlamına gelen kara  sözcükleri). Kimidillerde (öm. Fransızca) görülen yazılışı ayn, söylenişiaynı olan eşadlı sözcüklere eşsesli, söylenişi ayn, yazı-lışı aynı olan sözcüklere eşyazimli  denir. Öte yandan,,dilbilimciler eşadlılık olgulanyla çokanlamlılık olgula-rım âynmaya özel bir özen göstermekte, tarihsel, kö

kensel ölçütler yerine eşsüremli ilkeler uyarınca işlemyaparak eşadlılığm sınırlarını genişletmekledirler,eşanlamlı (Alm. synonym, bedeutungsgleich, Fr. syno- 

nyme,  îng. synonymous). Eşanlamlılık gösteren öğeleri belirtmek için kullanılır. Bak. eşanlamlılık.

Page 95: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 95/302

eşanlamlılık (Alm. Synonymie, Fr. synonymie, îng. syn- onymy).  İki ya da daha çok sayıda göstergenin aynı an-lama gelme, ayrı gösterenlerin aynı gösterileni be-lirtme özelliği. Örneğin siyah ve kam  birçok bağlamdaeşanlamlılık gösteren öğelerdir. Eşanlamlılık çoğu kezsalt nitelikli olmaktan uzaktır, bu nedenle özdeşliktençok, anlamca yakınlık belirtir. Çünkü aynı bağlamdahiçbir anlam ayırtısı getirmeden birbirinin yerini ala- bilecek göstergeler az sayıdadır,

eşbağımblık (Alm. Koordination, Fr. coordination,  İng.coordination). Aynı türden önermeler, sözcükler ya dasözcük öbekleri arasındaki ilişki,

eşbağımlı tümce (Alm. koordinierter Satz, beigeordne- ter Satz, Fr. proposition coordonnee,  îng. coordinate 

sentence).  Eşbağımlılık gösteren tümcelerin her biri.Örneğin Çocuk çok küçüktü ve daha okula gitmiyordu'  da ve  bağlacıyla birbirine bağlanmış tümcelerin her bi-ri eşbağımlı bir tümcedir,

eşbiçimli (Alm. isomorph, Fr. isomorphe, îng. isomor-  phic).  Eşbiçimlilik gösteren öğeler için kullanılır. Bak.

eşbiçimlilik.eşbiçimlilik (Alm.  Isomorphie,  Fr. isomorphisme, îng.isomorphism).  Değişik düzeyden iki ya da daha çokyapının oluşturucuları arasında aynı türden ilişkiler bulunması. L. Hjelmslev'in kuramında içerik biçimiyleanlatım biçimi aynı türden bir düzenleniş gösterir.

Gösterenin sesbilimlere, bunların da sesbirimciklereayrışması gibi gösterilen de anlambirimciklere bölü-nebilir. Eşbiçimlilik ilkesini, anlatım ve içerik düzlem-lerinin koşutluğunu yadsıyanlar eleştirir,

eşdeğerlik (Alm.  Âquivalenz, Fr. equivalence, îng.equivalence).  Karşılıklı içerme bağıntısı. Örneğin öz-

deş çevreleri olan öğeler eşdeğerlik gösterir,eşdeğişirlik (Alm. Kovarianz, Fr. covariance,  îng. co- 

variance).  Dilsel verilerle toplumsal olguların birbi-rine koşut değişkenliği. Töplumdilbilim özellikle eşdeğişirlikler üzerinde durur,

eşdillilik çizgisi (Alm. isoglosse Linie,  Fr. ligne d (iso- glosse,  îng. isoglotic line). Lehçesel alanları belirleyenözellikler arasındaki sınır. /

eşdizimlilik (Alm. Kollokation,  Fr. collocation,  îng. col- location).  İki ya da daha çok sayıda dil biriminin ge-

Page 96: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 96/302

nellikle aynı dizimlerde yer alması. Eşdizimlilik kav-ramı, sözlükbilime dağılımsal ölçütlerin uygulan-masından kaynaklanır ve birimlerin anlam yönünündizim içi kullanımlarıyla yakından ilişkili olduğu gö-rüşüne bağlanır,

eşgönderim (Alm. Koreferenz, Fr. coreference,  îng.coreference).  İki ya da daha çok sayıda göstergenintek göndergeyi belirtmesi. Eşgönderimi olan göster-

geler söz zincirinde bitişik ya da uzak konumlarda bu-lunur.eşil (Alm.  Doppelform, Dubletle, Fr. doublet,  îng. dou

blet, altemative). Aynı kökene bağlanan, ama biçimceayrılık gösteren iki sözcükten her biri (öm. Latince

 fragilem'ç,  bağlanan Fransızca  frele  "zayıf, narin" ile

 fragile "kırılgan").eşitlik derecesi (Alm.  Âquativus,  Fr. equatif   îng.equative).  Kimi dillerde özel bir anlatımı bulunan veçeşitli kavramların eşit ölçüde gösterilmesini sağlayankarşılaştırma yolu. Türkçe'de eşitlik derecesi gibi, kadar  ilgeçleriyle belirtilir,

eşöğeli karşıtlık (Alm. âquipollente Opposition, Fr. op position equipollente,  îng. equipollent opposition).  ficiöğesi de eşdeğerli karşıtlık. Örneğin aygır/kısrak  ara-sındaki karşıtlık bu türdendir. Bak. eksiköğeli karşıtlık. 

eşsesli (Alm. homophon,  Fr. homophone, îng. homopho- nous).  Eşseslilik gösteren sözcükler için kullanılır.Bak. eşseslilik. 

eşseslilik (Alm.  Homophonie,  Fr. homophonie,  îng. ho- mophony). Kimi dillerde görülen yazılışı ayrı, söyleni-şi aynı olan sözcüklerin özelliği (öm. Fransızca seau "kova", saut  "atlama", sot  "budala", sceau  "mühür"),

eşsöz(Alm.

Tautologie,  Fr.

tautologie, îng.

tautology). Aynı içeriği değişik anlatımlarla yinelemekten kay-

naklanan sözlere verilen ad.eşsürem (Alm. Synchronie,  Fr. synchronie,  îng. syn- 

chrony).  Süre içinde geçirdiği evrimden, artsüremden bağmışız olarak, sürenin belli bir nokta ya da kesiti i

çindeki işleyişi açısından ele alınan dil durumu.(Eşsüremlilik  de denir.)eşsüremli (Alm. synchronisch,  Fr. synchronique,  îng.

synchronic).  1. Evrim dışmda ve süreden, artsüremden bağımsız olarak ele alman, birbirleriyle aynı dizge i-

Page 97: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 97/302

çinde bağıntılar kuran öğeleri, olguları, vb. belirtmekiçin kullanılır. 2. Olguları, öğeleri evrim dışında ve sü-reden bağımsız olarak bir dizge biçiminde ele alan.Bak. eşsüremli dilbilim. 

eşsüremli dilbilim (Alm. synchronische Sprachwissen- schaft,  Fr. linguistique synchronique,  İng. synchronic linguistics).  Biı* dilin belli bir evresindeki, bir süremdilimi içindeki durumunu, evrim etkenini göz önünde

 bulundurmadan ele alan inceleme. Eşsüremli dilbilimXX. yüzyılda dil araştırmalarına yön veren ilkeler ge-tirmiş, yapısal yaklaşımı ve iç inceleme kuralını ege-men kılmıştır. Dil böylece belli bir anda sunduğu du-rum ya da yapı çerçevesindeki işleyişi açısından, dışetkenlere yer verilmeden betimlenmiştir. Eşsüremli

dilbilimin en büyük öncüsü F. de Saussure'dür.eşsüremlilik Bak. eşsüremeşyazimli (Alm. hornograph, Fr. homographe, İng. homo- 

graphic). Eşyazımlılık gösteren birimleri belirtir. Bak.eşyazımhlık.

eşyazımlılık (Alm. Homographie, Fr. homographie,  İng.

homography).  Kimi dillerde görülen, söylenişi ayrı,yazılışı aynı olan göstergelerin özelliği (öm. Fransız-ca'da fıls [fil ,,iplik"in çoğulu] ile fils  "oğul"),

eşzamanlıBak. eşsüremli. eşzamanlılıkBak. eşsürem.etken çatı (Alm. Aktiv, Fr. voix active,  İng. active voice).

Dilbilgisel öznenin belirtilen işi yaptığını gösteren çatı,etken eylem (Alm.  Aktiv,  Fr. verbe actif,  İng. active 

verb). ken çatıyla kurulmuş eylem,etkisöz (Alm. Perlokution, Fr. perlocution, İng. perlocu- 

tion). Konuşucunun dinleyici üzerinde dolaylı biçimde

 bir etki yapmasmı sağlayan bildiri. Örneğin bir seçimsöylevinde etkisöz coşkuya, belli bir sava inanmayayol açabilir.

ettirgen çatı (Alm. Kausativ, Faktitiv, Faktitivum,  Fr.voix causative, voix factitive, İng. causative voice, factitive voice).  Öznenin, eylemin belirttiği işi yaptır-

dığım gösteren çatı. Türkçe'de ettirgen çatı -ir-, -tir-, öz-ekleriyle oluşturulur.  ,■ettirgen eylem (Alm. Kausativ, Faktitiv,  Fr. verbe 

causatif verbe factitif   İng. causative verb, factitive

Page 98: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 98/302

verb). Ettirgen çatılı eylem. Türkçe'de ettirgen eylem-ler nesneyle kullanıldıkları için geçişli eylem özelliğitaşır.

evrim (Alm. Wandel, Entwicklung, Evolution, Fr. evolution,  İng. evolution).  Dil düzleminde, olguların biçimve anlam açısından art arda geçirdikleri değişimlerinoluşturduğu süreç. Tarihsel dilbilim evrim incele-mesiyle özdeşleşir,

evrimsel (Alm. evolutiv, Fr. evolutif,  İng. evolutionary). 1. Evrim gösteren. 2. Evrimi inceleyen, evrim olgula-rım ele alan. Bak. evrimsel dilbilim. 

evrimsel dilbilim (Alm. evolutive Sprachwissenschaft ,Fr. linguistique evolutive,  İng. evolutive linguistics). Artsüremli dilbilimin bir başka adı.

evrişik (Alm. konvers,  Fr. converse,  İng. converse).  Biriöbürüne oranla tanımlanabilen, görece nitelikli karşıtanlamlı terimlerin her biri (öm. almak/vermek  eylem-leri).

evrişim (Alm. Konversion,  Fr. conversion,  İng. conversion).  Dilbilgisel anlambirimler aracılığıyla bir dilbil-

gisel ulamın bir başka ulama dönüşmesi. Örneğin yapı sözcüğüne -sal anlambiriminin eklenmesi sonucu ger-çekleşen evrişimle yapısal elde edilir,

eylem (Alm. Verb, Verbum, Zeitwort,  Fr. verbe,  İng.verb).  1. Geleneksel dilbilgisinde, öznenin yaptığı yada konusu olduğu işi, oluşu, kılışı, vb. öznenin duru-

munu, varlığını ya da yüklemle özne arasındaki ba-ğıntıyı kişi, sayı, zaman kavramlarım içererek belirtengösterge. 2. Yapısal dilbilimde, çevresiyle belirlenen,kişi, sayı ve zaman belirtileriyle tanımlanan, dizim ku-rucu (eylem dizimi) öğe. İşlevselci A. Martinet ey-lemleri zaman, kip ve görünüş kiplikleriyle birleşebi

len yüklem işlevli birimler olarak görür,eylem çekimi (Alm. Konjugation,  Fr. conjugaison,  İng.

conjugation).  Eylemin zaman, kip, kişi, sayı, vb. be-lirterek büründüğü değişik biçimlerin tümü. Türkçe'deolumsuzluk kavramı da eylem gövdesi içinde yer alır:-ma, -me  ekiyle olumsuz eylemler oluşturulur (öm.satmamak, gitmemek, vb.). Türkçe'de eylem çekimi de-ğişik zaman ve kişi ekleri kapsar: gel-di-k; yap-tı-n, vb.

eylemden türeme biçim (Alm.  Deverbativum, Ver- balabsti'aktum, Deverbal,  Fr. deverbal, deverbatif,  İng.

Page 99: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 99/302

deverbative). Addan türeme biçimlere karşıt olarak, bireylemden türetilmiş biçim (öm. vergi<ver-gı, bi- linç<bil-inç).

eylem gövdesi (Alm. Verbalstamm,  Fr. theme verbal, İng. verbal stem). Eylem ya da ad kökünden türetilmişgövde (öm. ev-le-n). 

eylem kökü (Alm. Verbalwurzel, Fr. racine verbale, İng.verbal root).  Eylem nitelikli bir göstergenin sözlük birim özelliği taşıyan anlambirimi (öm. bak-[mak], gör-[mek], vb.),

eylemlik (Alm.  Infînitiv,  Fr. infınitif,  İng. inifınitive). Başlıca işlevi, eyİemin belirttiği oluşu göstermek olanad özellikli eylemsi. (Eylemliğe adeylem  de denir.)Türkçe'de eylemlik, eylem kök ve gövdelerine -mek  (-mak), -me (-ma), -iş (-iş, -uş, -üş) 

eklerinin getirilme-siyle oluşturulur,eylemsi Eylemliklerle ortaçlara ve ulaçlara Türkçe'deverilen ortak ad.

eylem tümcesi (Alm. verbaler Satz,  Fr. phrase verbale, İng. verbal sentence).  Yüklemi eylem olan tümce (öm.

 Dün İstanbul'a gitti).  Türkçe'de eylem tümceleri bil-dirme ya da isteme kiplerinden biriyle kurulur ve olumsuzları -me (-ma) ekiyle yapılır,

eyleyen (Alm.  Aktant,  Fr. actant,  İng. açtan t).  L. Tesniere'in kuramında eylemin belirttiği oluşa etkenya da edilgen biçimde katılan varlık ya da nesnelerin

her biri. Örneğin Öğretmen çalışkan öğrenciye ödül verdi  tümcesinde üç eyleyen, vardır: Öğretmen, öğrenci, ödül  Eyleyenler ad nitelikli sözcüklerdir ve tü-mü de eyleme bağlıdır; Tesniere'e göre, bir oluş, çoğukez çeşitli oyuncular ve tümleyenler içeren tümceninodak noktası, eylemdir. Eyleyen kuramından yapısal

anlambilim, göstergebilim (A.J. Greimas) ve kimisöylem incelemelerinde de yararlanılmıştır.ezgi(Alm. Melodi e, Fr. melodie,  İng. melody). Bir tümce

ya da sözcükteki titremleme.

Page 100: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 100/302

Ffiil Bak. eylem.Fillmore, Charles J. (doğ. 1929). ABD'li dilbilimci.

Durum dilbilgisi diye adlandırılan bir örnekçe tasar-lamış ve bununla, üretici bir yaklaşım çerçevesinde,derin yapıda yer aldığını düşündüğü araç, nesne, kal-ma, yönelme, vb. durumları irdelemiştir. îndirect  Object Construction in English and the Ordering of  Transformation  (İngilizce'de Dolaylı Nesneli Kuruluşve Dönüşüm Düzeni) [1965] başlıklı yapıtının yanı sı-ra, araştırmaları derinden etkilemiş olan, "The Casefor Case" (Durumun irdelenmesi) [1965] adlı incele-mesi özel bir önem taşır,

filoloji Bak. betikbilim.  __ 

Firth, John Rupert (1890-1960). İngiliz dilbilimcisi,insanbilimin, özellikle de B. Malinowski'nin etkisi al-tında kalarak anlama ilişkin bir bağlam kuramı ge-liştirdi ve anlamı kullanıma indirgedi. Dilbilimin öbüralanlarında da aynı ölçütü uyguladı. Burun incelemele-rine etkin katkılarda bulundu. Speech  (Konuşma)

[1930] gibi genel nitelikli yapıtlarının dışındaki ince-lemeleri Papers in Linguistics, 1934-1951  (DilbilimYazılan, 1934-1951) adlı yapıtında toplandı. En ünlüizleyicisi YeniFirth'çü M.A.K. Halliday'dir (doğ. 1925). 

fiziksel sesbilgisi Bak. sesbilgisi. fizyolojik sesbilgisi Bak. sesbilgisi. 

fonematikBak. sesbirimbilim.Fouche, Pierre (1891-1967). Fransız sesbilgicisi. Ses bilgisine deneysel yöntemleri uygulamıştır. Phoneti- que et morphologie historiques du rousillonnais (Roussillon Ağzının Tarihsel Sesbilgisi ve Biçimbilimi) [1924], Etudes de phonetique generale  (GenelSesbilgisi Nicelemeleri) [1927] ve Phonetique histori- que du français  (Fransızca'nın Tarihsel Sesbilgisi)[1952-1958] başlıca yapıtlan arasında yer alır.

Page 101: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 101/302

Ggeçerli (Alm. akzeptabel, Fr. acceptable, İng. accept- 

able).  Üreticidönüşümsel dilbilgisi anlayışında, ge-çerlik taşıyan sözceler için kullanılır,

geçerlik (Alm. Akzeptabilitât,  Fr. acceptabilite,  İng. ac- ceptability). Üreticidönüşümsel dilbilgisi anlayışında,

 bir sözcenin belli bir durum ve bağlam içinde uygungörülmesi. Dilbilgiselliğin edinç düzlemini ilgilendir-mesine karşılık, geçerlik edim düzlemine ilişkindir.Dilbilgisi bakımından doğru bir tümce edim düzle-minde uygun görülmeyebilir, geçerlikten yoksun ola- bilir. Örneğin belli bir uzunluğu aştığında tümceningeçerliği sarsılır,

geçişli (Alm. transitiv, Fr. transitif,  İng. transitive). Nes-neyle kullanılan eylem (öm. Pencereyi kapadı tümce-

sindeki kapamak). Türkçe'de geçişli eylemler hem be-lirtili, hem belirtisiz nesne alabilirler; geçişsiz bir ey-lem -ir-, -t-, -tir- ekleriyle geçişliye dönüşür: piş-, pişir-; uyu-, uyu-t-, vb. Bu eklerle geçişli eylemin geçişli-liği başka bir özneye dayandırılır: iç-, iç-ir-, yıka-, yı- ka-t-, vb. Bak oldurgan çatı, ettirgen çatı. 

geçişsiz (Alm. intransitiv,  Fr. intransitif, İng. infransitive).  Nesnesiz kullanılan eylem (öm. Çocuk gülüyor  tümce-sindeki gülmek). 

geçmiş zaman (Alm. Vergangenheit, Fr. passe, İng. past). Eylemin belirttiği oluş, iş, edim, vb.nin, içinde bulunu-lan zamandan önce yapıldığını gösteren zaman. Türk-

çe'de geçmiş zaman, eylem kök ya da gövdesine belirligeçmiş (bildiıme) kipinin ekleriyle (-di)  belirsiz geç-miş (bildirme) kipinin ekleri (-miş)  getirilerek oluştu-rulur.

geçmiş zaman ortacıBak. ortaç. gelecek zaman (Alm. Futur,  Fr. fütur,  İng.future).  Ey-

lemin belirttiği iş, oluş, edim, vb.nin geleceğe ilişkinolduğunu gösteren zaman ve kip. Türkçe'de gelecekzaman (bildirme kipi) eylem kök ya da gövdesi-ne -ecek / -acak  ekinin getirilmesiyle oluşturulur: ver-

Page 102: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 102/302

ecek-im (> vereceğim), ver-ecek-sin, ver-ecek-, ver- ecek-iz (> vereceğiz), ver-ecek-siniz, ver-ecek-ler. 

gelecek zaman ortacı Bak. ortaç. 

genel dilbilgisi (Alm. allgemeine Grammatik,  Fr. grammaire generale,  fng. general grammar). Bütün dillerdegeçerli, ilkeleri ortaya koymaya yönelik, özellikleXVII. ve XVIII. yüzyıllarda, düşünce yasalarındankaynaklandığı öne sürülen dilin niteliği üstüne varsa-yımlar oluşturan akım. XVII. yüzyılda, PortRoyal'inmantıksal genel dilbilgisi anlayışı egemen olmuş, dü-şünceyi yansıttığı varsayılan dilin çeşitli gerçekleş-melerinin evrensel mantık yasalarına uygun olduğusavunulmuştur. Günümüzde N. Chomsky genel dilbil-gisini üretici dilbilgilerinin ilk örneği saymaktadır,

genel dilbilim (k\m. allgemeine Sprachwissenschaft, Fr.linguistique generale,  İng. general linguistics).  Dilleri bir bütün olarak ele alıp bunların ortak özelliklerini, iş-leyiş ve evrim koşullarını araştıran, dil olaylarının ge

. nel görünümlerinin yanı sıra, bu olaya uygulanan te-mel kavramları, kuramları, yöntemleri, vb. irdeleyen,

elde edilen bütün verilerin bireşimini yapmayı amaç-layan inceleme. .genelleşme (Alm. Generalisierung,  Fr. generalisation, 

İng. generalisation). Anlamlı bir birimin içeriğinin da-ha kapsamlı duruma gelmesi,

geniş çevriyazı Bak. sesbitimsel çevriyazı. 

geniş ünlü (Alm. breiter Vokal,  Fr. voyelle large,  İng.wide vowel).  Dil kaslarının gevşemesi sonucu ses yo-lunda açılma olmasıyla belirlenen ünlü (örn [a], [o],[ö], vb.).

geniş zaman (Alm. Aorist,  Fr. aoriste,  İng. aorist).  Ey-lemin belirttiği oluş, iş, edim, vb.nin her zaman yapıl-dığını ve yapılabileceğini belirten kip (bildimie kipi).Türkçe'de geniş zaman, eylem kök ya da gövdesine -r  (Hr, -ir-, -ür, -ur),  -er (-ar)  eklerinin getirilmesiyle oluştürulur: gel-ir-im, gel-ir-sin, gel-ir, gel-ir-iz, gel-irsiniz, gel-ir-ler. 

geniş zaman ortacı Bak. ortaç.genizsil (Alm. Nasenlaut, Nasal, Fr. nasale,  İng. nasal). 

Geniz yoluyla çıkarılan ses (öm. [m]).

Page 103: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 103/302

genizsilleşme (Alm.  Nasalierung, Fr. nasalisation,  İng.nasalisation). Ağızsıl bir sesin genizsil bir nitelik ka-

zanması.genizsilleştirme (Alm.  Nasalierung, Fr. nasalisation,îng. nasalisation).  Ağızsıl bir sesi genizsile dönüş-türme.

geniz ünlüsü Bak. genizsil genizünsüzü Bak. genizsil

gerçekleşme (Alm.  Aktualisiemng,  Fr. actualisation, în g actualisation).  Bir dil biriminin söylemde kulla-nılması.

gerçekleştirici 1. (Alm. Aktualisator,  Fr. actualisateur, İng. actualiser). Bir dil biliminin gerçekleşmesini, söz-lük düzleminden sözdizim düzlemine aktarılmasınısağlayan öğe (öm. bu kapı  dizimindeki bu)  2. (Alm.Performativ,  Fr. performatif  îng. performative). Edim-sel nitelikli öğe.

gerçekleştirme (Alm. Aktualisiemng,  Fr. actualisation, İng. actualisation). Bir dil birimini belli bir bağlam vedunım içinde kullanma,

gereklik kipi (Alm. Notwendigkeitsfoım,  Fr. necessitatif  îng. necessitative).  Eylemin belirttiği oluşun gerçek-leşmesi gerektiğini gösteren isteme kipi. Türkçe'de ge-reklik kipi eylem kök ya da gövdelerine -meli (-malı) ekinin getirilmesiyle oluşturulur: ver-meli-yim, ver

melisin, ver-meli, ver-meli-yiz, ver-meli-siniz, ver- meli-ler.gergin (Alm. gespannt, Fr. tendu, îng. tense). Ağız kasla-

rının büyük bir gerilme konumuna girmesiyle ve biçimlendiricilerin belirgin olmasıyla tanımlanan sesbi-limler için kullanılır. Örneğin Türkçe'deki /i/, /ü/5/u/

gergin ünlülerdir. Kapalı ünlüler gergin sayılır. Bak.gevşek , ikicilik. gerilme (Alm. Spannımg, Fr. tension, İng. tension).  Bir

sesin oluşmasında, duralamadan önce gelen ve ses örgenlerinin gerekli konuma girdiği ilk evre,

gevşek (Alm. ungespannt,  Fr. lâche,  İng. lax). Ağız kas-

larının çok az gerilmesiyle ve biçimlendiricilerin be-lirgin özellik taşımamasıyla tanımlanan sesbilimlerinniteliğini belirtmek için kullanılır. Açık ünlülerle

Page 104: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 104/302

Page 105: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 105/302

nyla sözdizim kurallarında ve sesbirimlerde ortaya çı-kan kimi değişimler bu olguya bağlanır.

glosematik (Alm. Glossematik,  Fr. glossematique,  İng.glossematics).  DanimarkalI dilbilimci L. Hjelmslev'in,dillerin biçimsel yapısını incelemek üzere bir tür dilcebiri olarak tasarladığı kurama verilen ad. Bu kuram

 bir dil betimlenirken gerçekleşme düzleminde karşıla-şılan bütün öğelerin (ses, yazı, vb.) ya da tözün bir ya-na bırakılarak hem içerik, hem anlatım yönünden bi-çimin ele alınmasını öngörür. Bak. Kopenhag Okulu.

Godel, Robert (19021985). İsviçreli dilbilimci. Ce-nevre Okulu'nun önde gelen araştırmacılarından biri-dir. Les Sources manuscrites du Cöurs de linguistique generale de Ferdinand de Saussure  (Ferdinand de

Saussure'ün Genel Dilbilim Dersleri'nin ElyazmasıKaynaklan) [1957] adlı yapıtıyla Saussure düşünce-sinin temellerini aydınlatmış, araştırmalarda devrimyaratmıştır. 19251931 yıllan arasında Galatasaray Lisesi’nde öğretmenlik yapmış olan Godel'in Gratnmaire turque (Türkçe Dilbilgisi) [1945] adlı bir yapıtı da var-

dır.göçüşme (Alm.  Metathese, Lautversetzung,  Fr. meta- these,  İng. metathesis). Bir sözcük içinde birbirini izle-yen iki sesbirimin yer değiştirmesi. Örneğin  yalnız sözcüğünün kimilerince yanlız  biçiminde söylenmesi

 bu olguya bağlanır. Göçüşme teriminin kapsamı çeşitli

dilbilimcilerde oynamalar gösterir. Kimi durumlarda birbirini izlemeyen sesbilimlerdeki yer değiştirmelerlesınırlandırıldığı da olur.

gönderen (Alm. Adressant, Fr. destinateur ; İng. addresser). Bildiri oluşturup dinleyiciye yönelten kişi; dar anlam-da konuşucu.

gönderge (Alm. Referent , Fr. referent, İng. referent). Birgöstergenin belirttiği gerçek ya da düşsel nesne ya davarlık; göndermede bulunduğu bağlam ya da durum.Gönderge, göstergenin içerdiği gösterilen ve gösterenİkilisinin birinci teriminden titizlikle aynlmalıdır. Ör-neğin sabah yıldızı  ve akşam yıldızı  deyimleri ayngösterilenler (anlamlar) içermekle birlikte aynı göndergeyi (Venüs gezegenini) belirtirler (G. Frege). Çev-riyazıda -örneğin yıldız göstergesiyle ilgili olarak şu

Page 106: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 106/302

türlü ayrımlar benimsetebilir: Gösteren: [yıldız], gös-terilen: "yıldız", gönderge: YILDIZ,

gönderge işlevi (Alm. referentielle Funktion,  Fr. fonc- 

tion referentielle,  îng. referential function).  Dilin,gönderge ya da düzanlama yönelik bildirişim işlevi.Gönderge işlevinin anlatımı, dinleyiciye bilgi vermeyi,

 bir düşünceyi iletmeyi sağlayan bildirme tümcesi-dir. Örneğin Bugün hava güneşli tümcesinde göndergeişlevi egemendir. (Gösterim işlevi de denir.) Bak. anla- tımsallık işlevi, çağrı işlevi, ilişki işlevi, yazın işlevi, üstdil işlevi.

göndergesel (Alm. referentiell, Fr . referentiel,  îng. referential). Göndergeye ilişkin olan, göndergeyle ilgili,

gönderilen (Alm.AdressatyFr. destinataire, îng. addressee).

Bildiriyi alan kişi; dar anlamda dinleyici,gönderim (Alm. Referenz, Fr. reference,  îng. reference).Bir göstergeyi bir göndergeye bağlama,

görece (Alm. relativ, Fr. re latif  İng. relative). Bir başkaöğeye bağlı olarak ele alman her türlü biçim, kullanım,vb. Bak. salt. 

görev Bak. işlev. görevselBak. işlevsel. görevselci Bak. işlevselci. görevselcilik Bak. işlevselciük.görüntüsel gösterge (Alm.  Ikon,  Fr. icone, İng. icon). 

Dış gerçekle bir benzerlik ilişkisi kuran gösterge. Ör-neğin bir fotoğraf, görüntüsel gösterge niteliği taşır.Göstergebilimci Ch. S. Peirce bitişiklik ilişkisiyle açıkladığı belirtiyi ve saymaca nitelikli bulduğu sim-geyi, nedenlilik içeren görüntüsel göstergeden ayırır,

görüntüsel yazı (Alm.  Bildersçhrift; Fr. ecriture picto- 

graphique, İng. pictographic \vriting).  Bildirişim ama-cıyla kullanılan, sözlü dile gönderme yapmayan,uzlaşımsal nitelikli görüntülerden oluşan yazı. Gö-rüntüsel yazı, ilk yazı biçimidir. Bak. kavramsal yazı, sesçilyazı.

görünüş (Alm. Aspekt, Aktionsart, Fr. aspect,  îng. aspect). 

Eylemin anlattığı iş, oluş, edim vb.ni konuşucunun na-sıl gördüğünü belirten dilbilgisi ulamı. Zaman ulamın-dan ayrılan görünüş, eylemin, bitmişliği, bitmemişliği,

 başlangıcı, gelişimi, sonucu, yinelenişi, vb. bakımın-

Page 107: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 107/302

dan ele alındığını vurgular. Kimi dillerde görünüşünözel dilbilgisel öğeleri vardır,

gösteren (Alm. Signifıkant,  Fr. signifıant , îng. signifıer). 

Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses ya dasesler bütünü; göstergenin özdeksel yönünü oluşturanişitim imgesi. Örneğin yıldız  göstergesinin göstereni[yıldız]dır. F. de Saussure'ün ortaya koyduğu biçimiy-le gösteren çizgiseldir, bir başka deyişle yalnız süreiçinde gerçekleşir, özelliklerini süreden alır, bir

yayılım gösterir ve bu.yayılım tek boyutta ölçülebilir,o da bir çizgidir. Öte yandan, göstereni gösterilenle

 birleştiren bağ nedensiz ve saymacadır.gösterge (Alm. Zeichen, Fr. signe,  îng. sign).  Genel ola-

rak bir başka şeyin yerini alabilecek nitelikte oldu-ğundan kendi dışında bir şey gösteren her türlü nesne,varlık ya da olgu; özel olarak, dilsel bir gösterenle birgösterilenin birleşmesinden doğan birim, (İm  de de-nir). Dil bir göstergeler dizgesidir. F. de Saussure'üntanımladığı biçimiyle dil göstergesi, ilişkin olduğugerçekle doğal bir bağıntı kuran belirtide,  saymaca

(uzlaşımsal) olmasına karşılık nedenlilik de içeren vedaha çok görsel olan simge den hem nedensiz ya da buyrultusal, hem de saymaca olmasıyla ayrılır. Gös-tergenin öğelerini (gösteren ve gösterilen) birleştiren

 bağ doğal değildir, buyrultusal ya da nedensizdir vesaymacadır. Yansımalar bile toplumdan topluma deği-

şir. Göstergeler, gösterenleri aracılığıyla çizgisel bi-çimde, söz zincirinin birimleri olarak gerçekleşirler.Öte yandan, gösterge aynmsal niteliklidir; hem göste-ren, hem gösterilen düzleminde bağıntı kurduğu öbür benzer öğelerle belirlenir ve bir dizge içinde yer alır,

göstergebilim (Alm. Semiologie, Semiotik,  Fr. semiolo- 

g'ie, semiotique,  îng. semiology, semiotics).  1, Toplumyaşamı içinde ele alınan gösterge dizgelerini inceleyendal. 2. Anlamlamayı ele alan dal. Göstergebilimin ikiöncüsü vardır: Mantıkçı Ch. S. Peirce (anlamlama göstergebilimi) ve F. de Saussure (toplumsal göstergebi-lim). Peirce'e göre mantık, göstergebilimin bir başka

adıdır. Saussure'ün öngördüğü incelemeyse toplumsalniteliklidir ve göstergelerin toplum içindeki yaşamınıele almayı amaçlar. Bu iki öncüden sonra ve onlarınözelliklerine uygun olarak başlıca iki doğrultu izlene-

Page 108: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 108/302

cek, karma nitelikli yaklaşımlara da rastlanacaktır.Mantıkla dil arasındaki çeşitli bağıntıları inceleyenlergöstergebilimden bilimsel bilgiye ulaşılmasını sağla-

yacak üstdiller, kavramsal simge dizgeleri oluşturma-sını beklerler. Ch. Morris, göstergebilim içinde üç bö-lüm ayırt eder: Göstergelerle konuşan bireyler arasın-daki ilişkiyi inceleyen edimsel bölüm, göstergelerlegösterilen nesneler arasındaki bağıntıyı ele alan an-lamsal bölüm ve göstergelerin kendi aralarındaki bi-çimsel bağıntılar üstüne eğilen sözdizim. Özellikle ya-

 pısal dilbilim, dilin gösterge dizgeleri içindeki yerini belirlemeye çalışmıştır. L. Hjelmslev, göstergesel ala-nı, dile benzer bir yapıyla karşılaşılan tüm düzlemlerikucaklayan salt nitelikli b ir . bütün olarak yorum-lamıştır. Ona göre göstergebilim, konudili bilimselolmayan bir dil, bir üstdildir. Konudillerini göstergebilimlerin oluşturduğu bilimsel bir üstdil bir üstgöstergebilimle özdeşleşil*. Yöntemlerin, yorum biçimlerininçeşitliliği birlik sağlanmasını engellemektedir. Bu du-rum genellikle bildirişim kavramının değişik yönlerdeyorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Gerçekten de,kimi göstergebilimciler bilinçli ve amaçlı bildirişimolgusunun sınırlan içinde kalırken (E. Buyssens, G.Mounin, L. Prieto, J. Martinet) kimileri (R. Barthes)toplumsal yaşamın sunduğu çok geniş olgular bütünü-nü, bildirişim amacı içermemekle birlikte anlam taşı

malan, anlamlama eylemine konu olmaları bakımın-dan göstergebilime bağlamışlardır. A.J. Greimas (Pa-ris Göstergebilim Okulu) da olgulan geniş bir açıdandeğerlendirmiş, göstergebilimi, hem dünyanın insan,hem de insanın insan için taşıdığı anlamı araştıran dalolarak yorumlamıştır. Burada göstergebilim, dilbilimle

(yapısal dilbilim) mantıktan yararlanarak yöntemselönerilerde bulunan, yorumlama örnekleri sunan birüstbilim niteliği taşır. Onun için de, somut gerçeklikle-re değil, soyut içeriklere, temci anlamsal düzeneğe,anlamlamaya, anlamlama dizgelerine yönelir. Bu ne-denle, özgül anlamlama dizgeleri olan doğal dilleri de

kapsamına alır. Aynca, dilsel gösterge düzenleri (dilikullanan yazınsal, söylensel, dinsel, tarihsel, bilimsel,vb. söylemler) gibi, dilsel olmayan anlamlama düzen-leri (resim, mimarlık, müzik, moda, vb.) de onun ala-

Page 109: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 109/302

Page 110: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 110/302

gösterim (Alm. Deixis,  Fr. deixis,  îng. deixis).  Göstericikullanarak sözce oluşturma, dili söze dönüştürme. Bak.gösterici.

gösterim işlevi Bak. gönderge işlevi. gösterme adılı (Alm.  Zeigefw'wort, Demonstrativpro- 

nomen, Fr. pronom demonstratif   îng. demonstrative  pronoun).  Varlıkları gösterme yoluyla belirten adıl(öm. bu, şu, o).  Türkçe'de gösterme adılları ad duru-munu belirten ekleri alabilir: bunu, buna, bunda, bundan. Bu durumda ekten önce -n- öğesi kullanılır. Gös-terme adılları çoğul eki alırken de -n-  eki kullanılır:bunlar, şunlar, onlar. 

gösterme belirteci (Alm.  Demonstrativadverb,  Fr. adverb e demonstratif,  îng. demonstrative adverb). Eylem

ve eylemsileri, gösterme yoluyla belirleyen belirteç(öm. İşte değindiğim yazı tümcesindeki işte). gösterme sıfatı (Alm. Demonstrativadjektiv,  Fr. adjectif  

demonstratif,  İng. demonstrative adjective).  Adlarıgöstererek belirten sıfat; belirtme sıfatlarının bir türü(öm. adlardan önce gelen bu, şu, o). 

gövde (Alm. Stamm, Fr. theme, îng. stem). Kökle ona ka-tılan kimi eklerden oluşan sözcük bölümü, türev, bile-şik biçim (öm. gözcü-lük). Anlambirim bir tek gövde-den oluşur; buna karşılık birleşkebirim iki ya da dahaçok sayıda gövde içerir. Eklerin özelliğine göre adgövdeleriyle eylem gövdeleri birbirinden ayırt edilir,

gövdeleyici diller (Alm. inkorporierende Sprachen,  Fr.langues incorporantes,  îng. incorporating languages). Anlambirimleri, sözcükleri tümceden ayırmaya nere-deyse olanak bırakmayacak denli kaynaştıran diller,

gözlemleyici Bak. betimleyici.Greimas, Algirdas-Jıılien (doğ. 1917). Litvanya köken-

li Fransız dilbilimcisi ve göstergebilimcisi. Önceleridilbilim, özellikle de sözlükbilim alanında çalışmalaryaptı. 1958-1962 yıllarında Türkiye'de bulundu, AnkaraÜniversitesi'nin yanı sıra İstanbul Üniversitesi'nde(1961-62) öğretim üyeliği yaptı. İÜ Edebiyat FakültesiFransız ve Roman Dilleri ve Edebiyatları Bölümü'ndeverdiği derslerde çok özgün bir yapısal anlambilim ku-ramı oluşturdu (Semantique structurale  [Yapısal An-lambilim], 1966). Bu çalışmalardan, günümüzde ParisGöstergebilim Okulu diye anılan bir akımın ortak pay-

Page 111: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 111/302

dasını oluşturan güçlü bir göstergebilim kuramı doğdu.Greimas göstergebilimi hem "dünyanın insan için"hem de "insanın insan için" taşıdığı anlamı araştırır;yöntem düzleminde varsayımsaltümdengelimli biryaklaşım benimser. Kuramının içerdiği üstdili yardım-cısı J. Courtes'lc birlikte Semiotique. Dictionnaire raisonne de la theorie du langage  (Göstergebilim. DilKuramının Açıklamalı Sözlüğü) [1979] adlı bir sözlük-te sunan bilgin, bu yapıtın, çeşitli ülkelerden birçokgöstergebilimcinin katkısıyla hazırlanan ikinci cildin-de (1986), kuramından kalkılarak çok değişik doğrultu-larda girişilen yeni denemelerle yorumlan sergilemeyeözen göstermiştir. Yapısal dilbilim, halkbilim, söylemincelemeleri gibi alanlardaki çalışmalardan da esinle-

nen ve bugüne değin mantıksal boyuta ağırlık vermişolan Greimas göstergebilimi, özü bakımından bir beti-ğin (yazınsal ya da yazm dışı), bir söylemin anlamınıdeğil, anlam kuruluşunu çözümlemede yararlanılacakgereci sunar, anlamlamanm yapısını ve kavranmasınıyönlendiren koşullann yorumlanması, anlamsal tümel-

lerin saptanması, anlam yapısını çözümleme yöntemiolarak tanımlanır. Greimas göstergebilimi, özellikleFransız matematikçisi R. Thoıriun "altüstöluşlar kuramı"ndan esinlenen J. Pctitot'nun çalışmalanyla man-tık düzleminden matematik düzlemine doğru bir ge-lişme göstermekte, böylece tüm bilimler arasında

 bilimkuramsal bir ortaklık kurmaya yönelik çabalarınodak noktasında yer almaktadır. Tüm bu gelişmeler,çeşitli yönlerden dilbilimi de çok yakından il-gilendirmektedir. A. J. Greimas'ın öbür yapıtlan ara-sında özellikle  Du Sens  (Anlam Üstüne) [1970],  Du Sens II  (Anlam Üstüne II) [1983], Maupassant  (1976),

Semiotique et sciences sociales  (Göstergebilim veToplum Bilimleri) [1976] anılabilir.Grimm, Jacob (17851863). Germence araştırmalarını

kuran Alman dilbilimcisi.. Germencefnin ses değişimyasalarını, kimi ünsüzlerin değişim kurallannı belir-lemiştir (Deutsche Grammatik   [Almanca Dilbilgisi],

18191837). Bak. Grimm Yasası.Grimm Yasası Bak. ünsüz değişimi.Guillaume, Gustave (18831960). Fransız dilbilimcisi.

Guillaume'un oluşturduğu yapısalcı kuram dili bir diz

Page 112: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 112/302

Page 113: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 113/302

topluluk çerçevesinde, özellikle günlük gereksinim-lerle ilgili bildirişim durumlarında yaygın biçimde

gerçekleşen, yazınsal, bilimsel, vb. dillere karşıt olarakele alman kullanımların tümü,

gürültü (Alm. Gerâusch, Störung,  Fr. bruit,  îng. noise). Bildirişim kurkmnda, bildiri aktarımım bulandıran hertürlü olgu. Genellikle dilsel gürültüyle dilsel olmayangürültü birbirinden ayrılır. Dilsel gürültü, özel bir be-lirtisi olmayan öğelerden kaynakların: (çokanlamlılık,vb.). Dilsel olmayan gürültüyse, kötü söyleyiş, dikkat-sizlik, ağır işitme, işitmeyi güçleştiren koşullara bağlı-dır.

Page 114: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 114/302

Hhalk kökenbilimi Bak. köken yakıştırma.harf Bak. yazaç.harf çevrisi Bak. yazaç çevrisi.Harris, Zellig Sabbetai (doğ. 1909). ABD'li dilbilimci.

İlk çalışmaları Bloomfield'ci yapısalcılık çerçevesindeyer alan Harris dağılımsal dilbilimin kurucusudur.Sözlü dile ağırlık vermiş, dilsel öğeleri dağılımlıma 

 başka bir deyişle değişik kullanım ya da bağlamlardaki

çevrelerinin tümüne göre tanımlamış ve sınıflandır-mıştır. Gerek sesbilimsek gerekse biçimbilimsel düz-lemlerde yer alan incelemelerde çözümleme, ona göre

 bölümleme, sınıflandırma, sınıflar arası bağlan sapta-madır. Bu çözümleme yönteminde öğelerin anlamlandeğil, dağılımları göz önünde bulundurulur. Böylece

Harris’in yöntemi doğrudan doğruya gözleme dayanır.Dilbilimciyi bir bütüncede yer alan ölçülebilir, nesnelolgular dışında, anlam başta olmak üzere başka hiçbirveri ilgilendirmez. Dağılımsal yöntemi zamanla yeter-siz bulan Harris bu kez de, sonraları N. Chomsky tara-fından geliştirilerek üretici-dönüşümsel dilbilimin  do-

ğuşuna yol açan dönüşümsel bir yaklaşıma yönelerekdönüşümsel dilbilimin de temelini oluşturmuştur. Söylem çözümlemesi  çalışmalanyla da tümce smırlannıaşan sözceleri incelemiştir.  Methods in Stmctural 

 Linguistics  (Yapısal Dilbilimde Yöntemler) [1951] veStructural Linguistics (Yapısal Dilbilim) [1960] adı al-

tında yayımladığı yapıtlarında dilsel öğeleri çözüm-leme yöntemini sunmuştur. String Analysis of Sentence Structure (Tümce Yapısının Zincir Çözümleme-si) [1962] adlı yapıtında tümce çözümlemesi yöntemini

 betimleyen Harris söylemle ilgili düşüncelerini ilk kez Language dergisindeki "Discourse Analysis" (Söylem

Çözümlemesi) [1952] başlıklı yazısında açıklamıştır.

hece Bak. seslem. heceleme Bak. seslemleme.

Page 115: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 115/302

Page 116: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 116/302

zorunlu kılar: Tutarlılık , tümü kapsayıcılık  ve yalınlık, Hjelmslev ayrıca dilsel dizgelerle dil dışı dizgeler ara-sındaki ilişkileri inceler. Dili gösterge dizgelerinin yal-nızca bir bölümü olarak görür ve göstergebilimle göstergebilim dışında kalan çalışmalar* arasındaki ilişkileriaraştırır. Böylece çağdaş göstergebilimin, özellikle deGreimas kuramının öncüleri arasında yer alır.

Humboldt Wilhelm von (17671835). Alman dilbi-limcisi ve düşünürü. Dizgeli bir dil felsefesini ilk ta-sarlayan bilgindir. Dili ekinsel bağlamı içinde incele-yen Humboldt, çağdaşı birçok dilbilimci gibi, HintAvrupa dilleriyle sınırlı kalmayan bir yaklaşım benim-semiş, tüm insanlığı açıklamayı amaçlayan bir kuramolarak gördüğü bir insanbilim kuramı tasarlamıştır.

Çeşitli dilleri ve toplumlan karşılaştırmalı olarak in-celeyerek temel düşüncelerinden birini oluşturan şuyargıya varmıştı*: "Dil, olmuş bitmiş bir ürün değil, bir etkinliktir". Dilin iç biçimini, insan anlığının temeloluşturucusu olarak görmüş ve her dil biçiminin o dilikonuşan topluluğu nitelendiren bir özellik taşıdrğmı

savunmuştur. Topluluğun düşünme biçimiyle dili ara-sında sıkı bağlar bulunduğunu, bir dilin yapısının o dilikonuşanların iç dünyalarıyla tüm bilgilerini ortayakoyduğunu ileri sürmüştür. SapirWhorf kuramı diyeanılan görüşün temel düşünceleri Humboldt'tan kay-naklanır. Ü.ber die Verschiedenheit des menschlischen 

Sprachbaues und ihren Einjluss auf die geistige Entwickelung des Menschengeschlechts  (Dillerin Ya- pıları Arasındaki Ayrımlar ve Dilin, İnsanlığın EkinselGelişimine Katkıları Üstüne) [1820] bilginin başlıcayapıtlarındandır. Öte yandan, dile ilişkin çalışmaları-nın önemli bir bölümü H. Steinthal'in girişimiyle  Die 

sprachphilosophischen Werke Wilhelm's von Humboldt  (Wilhelm von Humboldt'ün Dil Felsefesine İliş-kin Yapıtları) [1883] başlığıyla yayımlanmıştır.

Page 117: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 117/302

Mıslıklı (Alm. Sibilant, Fr. sifflante, îng. sibilant). Dilin ön

orta bölümünün bir tür oluk biçimi almasıyla oluşan

kimi daraltılı ünsüzlerin, işitimsel izlenimden kaynak-lanan adı (örneğin [s], [z]).iç akışma Bak. akışma. iç bağlam Bak. bağlam.içek (Alm. Infıx,  Fr. injîxe,  İng. injbc).  Sözcüğün içinde,

kimi durumlarda kökte yer alan ek (öm. Latince iugum "boyunduruk "un köküne katılarak iungere  "boyundu-ruğa vurmak; birleştirmek, bağlamak, vb." eyleminioluşturan -n- eki),

içerik (Alm. Inhalt, Fr. contenu,  İng. content). 1. Bir gös-tergenin anlamı, gösterilen yanı. 2. Anlatım düzleminekarşıt olarak, bir bildirinin anlamsal, kavramsal bölü-mü. L. Hjelmslev'e göre, dil, iki düzlem kapsar: İçerikve anlatım. Hem içerik, hem anlatımdan oluşan bir bü-tün, gösterge niteliği taşır: Tümce gibi. İçerik de, an-latım da biçim ve töz bölümlerinden oluşur. İçerik tö-zü, konuşucunun anlığında henüz dilsel biçime bü-

rünmemiş olguyu belirtir; içerik biçimiyse her dilin buolguya verdiği düzendir. Bir dilin öz niteliği, töz açı-sından değil, ancak biçim açısından kavranabilir,

içerik çözümlemesi (Alm.  Inhaltsanalyse, Fr. anaîyse du contenu, îng. content analysis).  Konuşucu ya dadinleyiciyi göz önünde tutmadan bildiri ya da betiği

içeriği açısından nicel ve/ya da nitel olarak incelemeyöntemi. İçerik çözümlemesi, nesnel ve düzenli be-timlemelere ulaşmak amacını güder, sıklık kavramınaönemli bir yer verir, dilsel öğelerin bağlam içindeki ilişkilerini de göz önünde tutar,

iç gösterici Bak. gösterici.

içindelik durumu (Alm. Inessivus, Fr. inessif,  îng. ine s- sive). Bir yerin içinde, kapalı bir yerde bulunulduğunu belirten ad durumu.

Page 118: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 118/302

içkin (Alm. immanent,  Fr. immanent,  İng. immanent). Dilsel öğelerin salt yapı içindeki bağıntı ve konumla-rını ele alarak dil dışı herhangi bir olgu ya da ilkeyeyer vermeyen incelemeleri belirtir. Bak. içkinlik. 

içkinlik (Alm.  Immanenz,  Fr. immanence, İng. imma- nence).  İçkin olma durumu. İçkinlik ilkesini F. deSaussure, dilbilimin bağımsızlığını sağlamak amacıylaortaya atmıştır. Bu ilke, dili salt kendi içinde ve ken-disi için incelemeyi gerektirir. Birçok yapısalcı (L.Hjelmslev, K. Togeby ve Sauşsure'ün etki alanı dı-şında bulunmakla birlikte dağılımcılar) bu ilkeye bağ-lı kalmıştır.

içlem (Alm.  Intension, Fr. comprehension, intension, İng. intension).  Bir kavramı tanımlayan özelliklerin _ 

tümü. Örneğin, kedi  teriminin içlemi "omurgalı","memeli", "dörtayaklı", "miyavlamak", "evcillik" gibiöğelerden oluşur. Bak. kaplam. 

içözeksel (Alm. endozentıisch,  Fr. endocentrique,  İng.endocentric).  Dolaysız kurucular çözümlemesinde,dağılımı kurucularından biriyle özdeşleşen dizimler i .

çin kullanılır. Örneğin Çalışkan öğrenci geldi tümce-sinde yer alan çalışkan öğrenci kendisini oluşturan öğelerden öğrenciye  göre içözekseldir, çünkü onunlaaynı dağılımı içerir. Bak. dışözeksel. 

iç patlama (Alm.  Implosiotı,  Fr. implosion,  İng.[imjplosion).  Kapantılılar oluşurken ses örgenlerinin

kapanma durumuna girdiği, duralama ve dış patlama-dan önce gelen evre,iç patlamalı (Alm.  Implosiv,  Fr. implosive,  İng.

[imjplosive). Ses yolunun kapanıp açılmaması sonucuoluşan kapanülı.

içstel (Alm. inhârent,  Fr. inherent,  İng. inherent). Ayırıcı

özelliklerin, bürünsel özelliklere karşıt olarak ses birimlerin içkin nitelikleri içihvkullanılır. İçsel özel-likler titreşimlilik (ünlü olan/ünlü'ölmayan, vb.) ve titremlilik (pes/tiz, vb.) özellikleri olmak üzere iki sınıfaayrılır. Kimi koşullarda bağlam ve durumdan etki-lenmeyen anlam özellikleri de içsel terimiyle belirtilir,

içses (Alm.  Inlaut,  Fr. phoneme interieur ; İng. intemal  phoneme).  Önsesle şonses arasında yer alan ses (öm.dil sözcüğündeki [i]).

Page 119: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 119/302

Page 120: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 120/302

ikil (Alm. Dual\   Fr. duel,  İng. dual). Kimi dillerde, tekilve çoğul dışmda yer alan, iki varlık ya da nesnenin söz

konusu olduğunu belirten, ad ve eylem çekimlerindekullanılan dilbilgisel sayı (öm. eskiden Türkçe’de kul-lanılan Arapça kökenli ebeveyn).  Arapça dışmda,Sanskritçe, Yunanca, Gotça gibi dillerde de ikil vardır,

ikileme (Alm. Gemination, Verdoppelung, Reduplika- tion,  Fr. gemination, redoublement, reduplication,  İng.

gemination, reduplication). Anlama güç katmak ama-cıyla bir birimi, seslemi yineleme, aralarında benzerlik

 bulunan birimleri art arda, kullanma (öm. ölen ölene, güzel güzel, ev m ev, vb),

ikilenme (Alm. Diârese, Fr. dierese,  İng. dieresis). Aym

sözcükte yan yana bulunan iki ünlünün iki seslem oluşturacak biçimde söylenmesi,ikili (Alm. binâr, Fr. binaire, İng. binary). İki öğe içeren,

yalnız iki öğeye ilişkin olan. Bak. ikicilik. ikili karşıtlık (Alm. binâre Opposition,  Fr. opposition 

binaire,  İng. binary opposition).  İki seçenekli ayırıcıözelliklere indirgenmiş, öncelikle de sesbilimsel diz-gelerde, bir özelliğin varlığı/yokluğu ya da aynı türüniki zıt öğesini oluşturan özelliklerin varlığıyla belirle-nen karşıtlık. Örneğin "titreşimlilik'V'titreşimsizlik","pes7"tız" ikili karşıtlıklardandır. Bak. ikicilik. 

ikili ünlü (Alm.  Diphthong,  Fr. diphtongue,  İng. diph- thong).  Çıkarılışı sırasında tınısı değişen, başlangıçtaduyulan sesin bitişte yerini başkasına bırakması yoluy-la gerçekleşen ünlü. (Çiftünlü de denir.} Sesbilgisi açı-sından ikiye ayrılabilen ikili ünlü sesbilim bakımındantek birim oluşturur. İngilizce ve Almanca'da çok sayı-

da ikili ünlü vardır,ikili ünlüleşme (Alm. Diphthongierung,  Fr. diphtongai- 

son, İng. diphthongisation). Eşsürem ya da artsüremde, bir ünlünün tek seslem oluşturan ve biri öbüründendaha kapalı olan iki ünlüye dönüşmesi,

ikinci eklemlilik (Alm. zweite Gliederung,  Fr. deuxieme articulation, İng. second articıdation).  En küçük ses birimlerinden (sesbirimler) oluşan eklemleme düzeyi.Bak. çift eklemlilik.

Page 121: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 121/302

ikiyanh karşıtlık (Alm. bilaterale Opposition, Fr. opposition bilaterale,  İng. bilateral opposition).  İki öğenin,

ortak yanının ya da karşılaştırma temelinin, düzgününöbür karşıtlıklarından hiçbirinde bulunmadığı karşıtlık.Örneğin Latin abecesinde E/F biçimleri ikiyanlı karşıt-lık oluşturur, çünkü F başka hiçbir yazaçta bulunmaz.Bak. çokyanh karşıtlık: 

ikizleme (Alm. Zweideutigkeit,  Fr. amphibologie,  İng.

amphibology).  Doğru olmakla birlikte, iki türlü yo-ruma elverişli bir tümce kuruluşundan doğan sözdizimsel bulanıklık,

ikiz ünlü Bak. ikili ünlüikiz ünsüz (Alm.  Doppelkonsonant,  Fr. consonne gemi

me,  İng. geminate consonant).  Yalın bir ünsüzden da-

ha uzun ve daha yeğin biçimde söylenen, içp atlamalı bir evreyle dışpatlamalı bir evrenin seslem sının oluş-turduğu ünsüz türü,

ileti Bak. bildiri iletim Bak. bildirim. 

iletişim Bak.bildirişim

ilgeç (Alm. Prâposition, Nachstellung, Postposition, Partikel,  Fr. preposition, postposition, particule,  İng.

 preposition, postposition, partide).  Çeşitli dillerde,önünde yer aldığı ya da ardından geldiği birimle başka

 bir birim ya da tümcenin geri kalan bölümü arasında

ilgi kurmaya yarayan, anlamı, aynı bağlamdaki öbür birimlerle belirginleşen işlevsel biçimbirim (örn. ile, göre, üzere, gibi, dolayı, için, vb.). îlgeçlerin tanımı vekapsamı değişik görüşlerin ortaya atılmasına yol aç-mıştır. Salt ilgeç özellikli öğelerin sayısının az olduğuTürkçe'de ilgeçler, kendilerinden önce gelen ad ve a

dıllarla sık sık tamlama biçiminde kullanılırlar (ilgeçlitamlama: Ev için) ve iyelik eki aldıklarında ad gibi iş-lem görürler. İlgeçli tamlamalar bir yüklemi et-kilediklerinde ilgeçli tümleç (Okula doğru gitti) olur-lar.

ilgi adılı (Alm. Relativpronomen, Fr. pronom relatif, İng.

relative pronoun). Kimi dillerde açıklayıcı ya da belir-leyici bir işlev yerine getiren bir yantümceyi, daha ön-ce anılmış bir öğeye (öncül) bağlayan adıl. '

ilgi tümcesi Bak. bileşik tümce.

Page 122: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 122/302

ilişki işlevi (Alm.  phatische Fımktion,  Fr.  fonction  phatique,  İng. phatic function).  Bildirişimin, salt ko-

nuşucuyla dinleyici arasında ilişki kurmak ya da ku-rulmuş olan ilişkiyi sürdürmek amacıyla gerçekleştiğidurumlarda ortaya çıkan işlev. Örneğin Beni duyuyor  musunuz? tümcesinde ilişki işlevi egemendir. Bak. anlatimsalhk işlevi, çağrı işlevi, gönderge işlevi, yazın işlevi, üstdil işlevi. 

ilişkilendirme (Alm. Zeugma,  Fr. zeugma, zeugme, İng. zeugma). Yalnız bir sözceyle ilgili ya da gerçek anla-mını yalnız o sözcede taşıyan bir öğeyi bir başka söz-cede de kullanma (öm. Biri kalemi aldı, öbürü defteri). 

im Bak. gösterge. imbilim Bak. göstergebilim. 

imla Bak. yazım. imlenen Bak. gösterilen. imleyen Bak. gösteren.ince (Alm. vorder,  Fr. anterieur ; îng. front).  Ağız boş-

luğunun ön bölümünde oluşan ünlüler için kullanılır

(öm. Türkçe'deki [e], [i], [ö], [ü]). Bak. ön. iniş durumu (Alm. Delativus, Fr. delatif,  îng. delative).İnme ya da uzaklaşma belirten ad durumu,

isim Bak. ad.istek kipi (Alm. Optativ,  Fr. optatif   İng. optative).  Ey-

leme istek kavramı katan isteme kipi. Türkçe'de istek

kipi eylem kök ya da gövdesine -e (-a)  eki getirilerekoluşturulur: ver-e-yim, ver-e-sin, ver-e, ver-e-lim, veresiniz, ver-e-ler  

isteme kipi (Alm. Subjunktiv, Konjunktiv,  Fr. subjonctif, İng. subjunctive). Eylemin belirttiği kavramı öznel açı-dan dilek, istek, gereklik, buyrum biçiminde anlatan

kip. Türkçe'de isteme kipleri istek, dilek-koşul, gereklik  ve buyrum kiplerini içerir,

işaret Bak. gösterge. işitsel seşbilgisi Bak. sesbilgisi.işlemsel süreç (Alm. Algorithmus,  Fr. algorithme,  İng.

algorithm). Biçimsel bir dizgeye ilişkin açık seçik veuygulamada birbirini izleyen işlem ya da kurallar bü-tünü. Tümcelerin üretilmesini sağlayan dilbilgisi, birişlemsel süreç olarak ele alınabilir.

Page 123: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 123/302

işlev (Alm. Funktion,  Fr. fonction,  İng. function).  1. Di-lin, dil birimlerinin dış dünya, düşünce, konuşan bi-

reyler, vb. açısından yerine getirdiği, üstlendiği iş; di-lin, dil birimlerinin belli bir amaçla kullanılışı. (Görev de denir.) Çeşitli kuramcılar dilin işlevi üstünde dur-muşlar, bunun türlerini belirlemeye çalışmışlardır. A.Martinet'ye ve genellikle de işlevselcilere göre dilin

 birincil işlevi bildirişimi sağlamaktır; bu işlev, göste-

rim ya da gönderge işlevine yakından bağlıdır. Göste-rim işlevi, sözü edilen olgunun, dil dışında yer alangerçeğin gösterilmesiyle ortaya çıkar. Ruhbilimci K.Bühler'in saptamalarına göre anlatımsallık işlevi, ko-nuşucunun söz ettiği olgu karşısındaki düşünsel ya daduygusal tutumuna ilişkindir. Çağrı işleviyse, dinleyi-

ciye dönüktür. R. Jakobson, buraya değin anılanlar dı-şında üç işlev daha ayırt eder: İlişki işlevi, üstdil işlevi,yazın işlevi. Bunlardan birincisi salt konuşucuyla din-leyici arasındaki ilişkiye, İkincisi kullanılan düzgüye,üçüncüsüyse doğrudan doğruya bildiriye dönüktür.Kimi işlevselci dilbilimcilere göreyse, dilin yalnızca

 bildirişim işlevi vardır; öbür işlevler gerçekte her bil-diride değişik oranda yer alan kullanım türleridir. Bak.anlatımsallık işlevi çağrı işlevi, gönderge işlevi, ilişki işlevi, yazın işlevi, üstdil işlevi. 2. Bir tümcede bir dil

 biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine ge-tirdiği iş, görev (öm. özne işlevi). .,

işlevsel (Alm.  funktionell, funktional,  Fr. fonctionnel, İng. junctional).  1. Bildirişim sürecinde belirli bir yeri bulunan, bildirişim açısından etkinliği olan. (Görevsel de denir.) 2. Tümcedeki öbür anlambirimlerin sözdizimsel işlevini belirten ya da birlikte kullanıldığı öğe-lerin bağlandığı sûııfı gösteren dilbilgisel anlambirim

için kullanılır. Örneğin ilgeçler, bağlaçlar, tanındıklarişlevsel öğelerdir,

işlçvselci (Alm. Funktionalist,  Fr. forıctionnaliste,  İng. junctionalist).  /şlevselcilikten yana olan, işlevselciliğisavunan. (Görevselci de denir.)

işlevselcilik (Alm. Funktionalismus, Vr.fonctionnalisme, İng. Junctionalism).  işlevsel dilbilim. (Görevselcilik  dedenir.) 7

işlevsel dilbilim (Alm.  funktionelle Linguistik,  Fr.linguistique fonctionnelle, Ing. functional linguistics).

Page 124: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 124/302

Dildeki öğeleri ve bunların bağıntılarını, bildirişim-deki işlevleri açısından ele alan, dil olgularının sap-

tanmasında ve değerlendirilmesinde bildirişim işlevineöncelik ve ayrıcalık tanıyan, dilsel betimlemeyi bukavram aracılığıyla gerçekleştirmeye özen gösterenyapısal dilbilim akımı. (Görevsel dilbilim de denir.) F.de. Saussure'le Prag Dilbilim Çevresi'nin uzantısındayer alan işlevsel dilbilimde çalışmaların yöneşme nok-

tasını işlev kavramı oluşturur. Her araç gibi doğal dilinde insan toplulukları içinde yerine getirdiği temel birişlev vardır: Bildirişimi sağlama işlevi. İşlevsel dil-

 bilimin kuramsal temelini bu kavram oluşturur. Özel-likle A. Martinet'nin çevresinde toplanan ve çift eklemlilik kuramını benimseyen çağdaş işlevselcilere

(Paris İşlevsel Dilbilim Okulu, özellikle de G.Mounin, H. Walter, P. ve M. Ldon, C. Clairis, F.Bentolila, A.M. Houdebine, J.P. Goudaillier, D.François, J. Martinet, P. Martin) göre, birbirini izleyenseslerden kurulu söylem düzleminde değiştirim yoluy-la iki türlü öğe saptanabilir: Anlambirimler ve sesbi

rimler. Dil çift eklemli ve sesli bildirişim aracı olarakalgılandığı ölçüde kendine özgülüğü açısından kav-ranmış olur. Yöntemsel bakımdan temel kural, olgula-rın bildirişim gereksinimini karşılamadaki yerini, gö-revini belirlemek, buna bağlı olarak da dil dizgesi içindeki konumunu saptamaktır. Olabildiğince çok sa-

yıda örnek derlemek, olabildiğince çok sayıda dil be-timleyip yeni olgulara, ulamlara, kendine özgü gerçeğikavrayış biçimlerine ulaşmak yöntemsel bir zorunluksayılır. Güçlü bir toplumsal yaklaşımla da belirlenenişlevsel dilbilim, dilin kendi içinde ve kendisi bakı-mından incelenmesi ilkesinin, toplumla ve dil dışı so-mut durumla bağıntıları göz önünde tutularak ele alınmasını engellemediği görüşünü de içerir. "Olgularasaygı" ilkesini benimseyen ve "gerçekçi" bir yapısalcı-lık yanlısı olan çağdaş işlevselciler, kimilerince katr

 bir karşıtlığa indirgenen eşsürem/artsürem ayrımını dayumuşatarak devimsel eşsürem kavramı aracılığıyla birdil durumunun içerdiği çeşitliliği, tözü de göz önündetutarak saptamaya önem vermektedirler,

işteş çatı (Alm. reziprokes Medium,  Fr. moyen recipro- que,  İng. reciprocal middle).  Eylemi birden çok özne-

Page 125: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 125/302

nin yaptığını gösteren çatı. Türkçe'de işteş çatı -ş- çatıekiyle oluşturulur,

işteş eylem (Alm. reziprokes Verb, Fr. verbe reciproque, îng. reciprocal verb).  Bir işin öznelerce karşılıklı veortaklaşa yapıldığını belirten eylem. Türkçe'de işteşeylem, eylem kök ya da gövdelerine çatı eki getiri-lerek oluşturulur: Gör-(ü)ş-mek, gül-(ü)ş-mek, söyle-ş- mek 

iyelik eki (Alm. Possesivsuffıx, Fr. suffixe possessif,  îng. possessive suffbc).  Adlarla ad görevli sözcükleri kişikavramına bağlamak için kullanılan ek (öm. evim söz-cüğündeki ~[i]m).  Türkçe'nin iyelik ekleri şunlar-dır: -(i)m,-[i]n, -i, -(i)miz,-(i)niz, -leri. 

iyelik öğesi (Alm. Possessiv,  Fr. possessif,  îng. posses

sive).  İyeliği belirten, çeşitli dillerde sıfat, adıl biçim-lerinde gerçekleşen öğe. Örneğin Fransızca'da mon ("benim") iyelik sıfatlan, le mien  ("benimki") iyelikadıllan arasında yer alır,

izdüşüm kuralları (Alm. Projektionsregeln,  Fr. reğles de projeçtion,  îng.  projection rules).  Anlamsal bile-şene bağlanan ve temeldeki sözdizimsel kurucununürettiği derin yapılara uygulanan kurallar.

Page 126: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 126/302

Page 127: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 127/302

Jespersen, Otto (18601943). DanimarkalI dilbilimci.Özellikle genel dilbilim ve dilbilgisi alanlarında çalış-

tı. Novial adını verdiği yapay bir dil oluşturdu. Başlıcayapıtları arasında Modem English Grammar   (Çağcılİngilizce Dilbilgisi) [7 cilt, 19091949], Language, its 

 Nature,  Deyelopment and Origin  (Dilin Yapısı, Ge-lişmesi ve Kökeni) [1922], The Philosophy of  Grammar  (Dilbilgisi Felsefesi) [1924],Analytic Syntax (Çözümsel Sözdmm) [1937] sayılabilir.

Page 128: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 128/302

K /kakışma (Alm. Kakophonie,  Fr. cacophonie,  İng. ca- 

cophony). Kimi seslerin yinelenmesi, art arda gelmesi

sonucu beliren uyumsuzluk,kaim (Alm. hinter,  Fr. posterieur,  İng. back). Ağız boş-luğunun art bölümünde oluşan ünlüler için kullanılır(öm. Türkçe'deki [a], [ı], [o], [u]). Bak. art. 

kalıplı diller (Alm. analogische Sprachen,  Fr. langues analogues,  İng. analogical languages).  Dillerin genel

özellikleri açısından yapılan sınıflandırmada, tersinirdillere karşıt olarak tümcenin belli bir kalıp uyarıncakurulduğu diller. Örneğin özne, eylem ve tümleç dü-zeniyle Fransızca kalıplı dillerdendir. Bak. tersinir diller.

kalma durumu (Alm. Lokativ,  Fr. locatif,  İng. locative). 

Eylemin belirttiği edimin gerçekleştiği yeri gösterenad durumu. Türkçe'de adlara ya da ad görevinde kul-lanılan sözcüklere de (-da, -te, -ta) durum ekinin ge-tirilmesiyle oluşturulan kalma durumu içindelik ve yer belirttiği gibi dolaylı tümleç, zaman tümleci, tamlamakurar, oluş biçimini bildirir,

kapalı (Alm. geschlossen, Yy. ferme,  İng. close, closed). Ses yolundaki bir daralma ya da kapanma sonucu olu-şan sesler için kullanılır. Kapalı ünlülerde ([ı], [i], [u],[ü], vb.) dil yuvarlak konumdadır ve ağız az açılır.Ünsüzlerden kapantılılar sürtüşmelilere oranla dahakapalıdır,

kapalı seslem Bak. seslem. kaipalı uyak Bak. uyak.kapanma (Alm. Schliessung, Vr. fermeture, İng. closure).

Ses yolunun kapalı duruma girmesi,kapantı (Alm. Verschluss, Fr. occlusion, İng. stop, reten- 

tion). Dış patlamadan önce ses yolunda gerçekleşen vekapantılılann söylenişindeki ikinci evreyi oluşturan biranlık kapanma.

Page 129: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 129/302

kapantık (Alm. Verschlusslaitt, Vollverschlusslaut,  Fr.occlusive,  îng. occlusive, stop). Ses yolundaki kapantısonucu oluşan ünsüz (Öm. [p], [b], [ı], [d]). (Patlamalı da denir.) Kapantının hava akışından önce ya da sonragerçekleşmesine göre dış patlamalılar ve iç pat-lamalılar da birbirinden ayırt edilir,

kaplam (Alm. Extension,  Fr. extension,  îng. extension), Bir kavramın kapsamına giren, o kavramın tanımladığıöğelerin tümü; düzanlam. Örneğin kedi teriminin kap-lamını tüm kediler oluşturur. Bak. içlem. 

kapsamlayış (Alm. Synekdöche,  Fr. synecdoque,  îng.synecdoche).  Bir sözcüğü, kapsamını genişleterek yada daraltarak, bütünparça, cinstür, tekilçöğul ilişkisiiçinde bulunduğu bir başka sözcük yerine kullanma.

Günümüzde kapsamlayış özellikle parçanın bütün ye-rine kullanılması (örneğin yelkenli'nin "yelkenle gidendeniz taşıtı"m belirtmesi) açısından ele alınmakta, buda söz koiıusü değişmecenin bir düzdeğişmece türü olarak görülmesi sonucunu vermektedir,

kanşım (Alm. Amalgam, Verschmelzung, Fr. amalğame, 

îng. amalgam).  İki ya da daha çok sayıda anlambiriminçözümlenemeyecek biçimde birbiriyle kaynaşması so-nucu ortaya çıkan gösteren. Ömeğiiı Fransızca nous aimons'daki (aimer   "sevmek" eyleminin bildirme ki-

 pinin şimdiki zamanının çoğul 1. kişisi) -ons hem bil-dirme kipinin şimdiki zamanını, hem de çoğul 1. kişiyi

 belirtir.karma dil (Alm.  Mischsprache,  Fr. larigue mixie, îng.mixed language).  Çeşitli dillerin karışımından olüşandil. Karma diller, yeterince gelişmemiş bir aşamada

 bulunan çeşitli toplulukların, ülkelerine gelen gelişmiştopluluklardan bireylerle daha kolay ilişki ktırabilıüek,

alışveriş yapabilmek, vb. nedenlerle onların dillerin-den büyük ölçüde öğe almaları sonücu oluşmuştur:Akdeniz yöresinde rastlanan Fransızca ve Prövarisça,İspanyolca ve Katalanca, İtalyanca ve Arapça karışımıSabir   (İspanyolca saver   "bilmek"tetı) dilleri tecimleilgili olarak yaratılmış, sınırlı bir âlâna özgü, kısıtlı

 birleşim kuralları olan anlaşma araçlarıdır. Anadili olarak kullanılmazlar. Sabir terimi, başka yörelerderastlanan benzer anlaşma yöntemleri için de geçerlidir.Piçin ([İngilizce pidgin ya da pidgin-english] İngilizce

Page 130: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 130/302

business  "iş"ten) ise İngilizce’yle Uzak Doğu dilleri(özellikle Çince) arasındaki ilişkilerin ürünüdür ve

Sabir'den çok daha gelişmiş bir yapıyla sözlük içerir.Kreoller   ([Fransızca creole]  İspanyolca criollo1dan)çeşitli toplumsal ve tarihsel nedenlerle anadili düze-yine yükselmiş karma dillerdir. Haiti'de, Martinique'te,Guadeloupe'ta Fransız Kreolleri, Jamaika'da İngilizKreolü konuşulur. Portekiz, Hollanda Kreolleri de

vardır.karşıanlıkçılık (Alm.  Antimentalismus, Fr. antimenta- lisme, İng. anti-mentalism).  Davranışçılıktan kaynak-lanan ve her türlü öznelliği bir yana iterek gözlemle-nebilir dilsel davranışları betimlemeye ve açıklamayayönelen dilbilimcilerin anlayışı. L. Bloomfield'le onu

izleyen Amerikan dağılımsal dilbilim okulu, araş-tırmaları kesinlikle algılanabilir düzlemle sınırlandır-mak istemiş, ruhbilimsel, anlıksal saydığı olguları in-celeme dışı saymıştır. Bloomfield'ci okulun aşırı olgu-culuğundan kaynaklanan bu tutumunu özellikle üreticidönüşümsel dilbilgisi kuramcıları eleştirmiştir. Bu

eleştiriler, özellikle karşiâiilıkçıliğm, çocuğun anadili-ni öğrenişini ve konuşucunun yaratıcılığını açıklaya-maması üzerinde yoğunlaşır.

karşılaştırma 1. (Alm. Vergleich,  Fr. comparaison,  İng.comparison).  İki ya da daha çok sayıda dilin birbirine

 benzeyen ve benzemeyen yanlarını ortaya koymak

amaciyla yapılaiı inceleme. XIX. yüzyılda özellikledilbilimsel biçimlere yönelen karşılaştırmalar, çeşitlidillerin akrabalık ilişkilerinin saptanmasını sağla-mıştır. 2. (Alm. Kompamtion,  Fr. comparaison, İıig.degree).  Bir niteliğin çeşitli derecelerini (eşitlik, artık-lık, üstünlük) belirtme olgusu. Türkçe'de karşılaştırmasıfatlarının önüne daha, çok en, vb. öğeler getirilir.

karşiİâştırmacı (Alm. Komparatist,  Fr. comparatiste, comparatmste,  İrıg. comparaiive linguist).  Karşılaş-tırmalı dilbilim uzmanı.

karşılaşiırmacilık (Alm. Komparatistik,  Fr. compara- 

tisme,  İng. comparativism).  Karşılaştırmalı dilbilim alanında etkinlik gösterme. Bak. karştiaşttrmah dilbilim.

Page 131: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 131/302

karşılaştırmalı (Alm. komparativ,  Fr. compare, compa- ratif, İng. comparative).  İki ya da daha çok dilin karşı-

laştırılmasına dayanan. Bak karşılaştırmak dilbilim.karşılaştırmalı dilbilgisi (Alm. vergleichende Gramma- tik, Fr. grammaire comparee, İng. comparative grammar). Karşılaştırmalı dilbilime özellikle XIX. yüzyılda veri-len ad.

karşılaştırmalı dilbilim (Alm. historisch-vergleichende 

Sprachwissenschaft ; Fr. linguistique comparative,  İng.comparative linguistics). Karşılaştırma yöntemiyle çe-şitli diller arasındaki ilişkileri, benzerlikleri belirleyipdil ailelerini saptamayı amaçlayan inceleme. Karşılaş-tırmalı dilbilim dile yönelik ilk bilimsel yaklaşım sayı-lır. Önceleri "karşılaştırmalı dilbilgisi" olarak adlan-

dırılan bu tür incelemelerin kuramsal temelleri J. G.Herder, J. Grimm, A. W. ve F. vön Schlegel ve W.von Humboldt gibi bilginlerde bulunur. Ama HintAvrupa dilleri üstünde yoğunlaşan gerçek büyük atı-lım F. Bopp, R. Rask ve A. Schleicher'le başlamıştır.XIX. yüzyıl ortalarında karşılaştırmalı dilbilim, tarih-

sel dilbilimle karışıp kaynaşmıştır. Önceleri çeşitli dil-lerin türediği ilk dili, "anadiFi belirleme çabalan ağır basmıştır. Daha sonraki çalışmalardaysa dil doğal,canlı bir örgenlik olarak ele alınmış, doğa bilimlerin-deki inceleme yöntemleri bu düzlemde de geçerli sa-yılmıştır. Ses değişimlerine büyük önem veren karşı-

laştırmalı dilbilim yenidilbilgicilerle birlikte salt nite-likli yasalar ortaya koymaya çalışmıştır.karşıt (Alm. konfrâr,  Fr. contraire, İng. contrary).  Bir- birini olumsuzlayan anlamlı birimlerin her biri. Bak.karşrtanlcımhihk 

karşıtanlamlı (Alm. antonym,  Fr. antonyme,  İng. an- tonymous).  Karşıtanlamlılık gösteren öğeler için kul-lanılır (öm. sıcak/soğuk; yüksek/alçak;  vb.). Karşıtanlamlıların kimileri ikili karşıtlık oluşturur, (öm. ölü/  diri),  kimileriyse ara evreler içerir (öm. sıcak/serin/  soğuk).  Karşıtanlamlılar ve içerdikleri türler değişiktamm ve açıklamalara konu olmuşlardır. Bak. karşıt anlamlılık.

karşıtanlamlılık (Alm. Antonymie,  Fr. antonymie,\   İng.antonymy).  Anlam bakımından birbirinin karşıtı olansözcüklerin özelliği. Karşıtanlamlılık, sözlüğün an-

Page 132: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 132/302

lamsal yapısını kuran başlıca olgulardandır. Karşıtanlamlılık ve içerdiği türler, değişik yaklaşım çerçevele-

rinde ele alınmıştır. Genellikle ikili karşıtanlamlılıkolgularıyla (öm. ölü/diri) çeşitli ara evreler içeren karşıtanlamlılık olguları birbirinden ayrılır (öm. sıcak/ılık/  serin/soğuk). Bil' başka aynm da, bütünleyici (öm. evli/bekar),  karşılıklılık (evrişiklik) içeren (öm. satmak/  almak) ve yalnızca karşıtlık anlatan (öm. büyük/küçük) 

karşıtanlamlılık olgularına ilişkindir! Karşıtanlamlılıkilişkisi içindeki öğeler, ortak bir anlam ekseni ve karşıtanlambirimcikler sunar,

karşıtlam (Alm. Antithese,  Fr. antithese,  İng. antithesis). Aralarında anlam karşıtlığı bulunan iki sözcüğü, dizi-mi, vb. bil' arada kullanma,

karşıtlama (Alm. Antiphrase, JVortironisiemng, Fr. antiphrase,  îng. antiphrasis). Bir yargıyı karşıt anlamdakullanma (öm. "hastalanmak” anlamında  şifayı kapmak  demek).

karşıtlık (Alm. Opposition,  Fr. opposition,  îng. opposi- tion). Bir dilsel birimle, belli bir bağlamda onun yerinialabilecek birim ya da bilimler arasındaki bağıntı. Ör-neğin Küçük çocuk  diziminde küçük, kendisinin yerinialabilecek büyük   anlambirimiyle karşıtlık oluşturur.Karşıtlık oluşturan birimler, aralarında dizisel bağıntı-lar kuran öğelerdir ve dilsel değerin temelinde yer alır-lar.

karşıtsal (Alm. kontrastiv,  Fr. contrasüf,  İng. contrastive).Dilsel karşıtlıkları ele alan, ayrımsa!,

karşıtsal dilbilim (Alm. kontrastive Linguistik ; Fr. lin- guistique contrastive,  îng. contrastive linguistics).  Aynmsâl dilbilimin bir başka adı.

kategori Bak. ulam.katma (Alm. Adjunktion,  Fr. addition,  îng. adjunction). Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, dizimsel bir yapıyayeni bir öğe ekleyen dönüştürüm işlemi. ÖrneğinTürkçe'de olumsuzluk, katma yoluyla (-me,  ma)  ger-çekleşir.

katmansal dilbilgisi (Alm. Strâtifıkationsgrammatik, Fr.grammaire stratifıcationnelle,  îng. stratifıcational grammar). Dili çeşitli yapısal katmanlardan oluşan birdizge olarak ele alan dilbilgisi. S. M. Lamb'ın oluştur-duğu katmansal örnekçe sözcelerin sessel biçimiyle

Page 133: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 133/302

Page 134: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 134/302

Page 135: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 135/302

ran diziliş. Kesintili olma durumu, sözcede bitişik bi-çimde gerçekleşmeyen öğelerin oluşturduğu biçimbi

rim ya da kuruluşların özelliğidir. Bir anlambiriminsessel anlatımı her zaman tek parçalı olmaz; kesintiliolma durumu da bundan kaynaklanır,

kesintililik (Alm.  Diskontinuitât,  Fr. discontinuite,  İngdiscontinuity). Kesintili olma durumu. Bak. kesintili. 

kesir sayi sıfatı Bak. sayı sıfatı. 

kesit Bak. parça kesitleme Bak. bölümleme.keskin (Alm. scharf,  Fr. strident,  İng. strident).  Büyük

yeğinlik gösteren bir gürültünün yanı sıra ses dalgası-nın düzensizliğiyle belirlenen sesbirimlerin niteliğini belirtmek için kullanılır. Türkçe'de /f/,  M   dudaksıldişsilleri keskin özelliği taşır. Bak. boğuk , ikicilik. 

keyfî Bak. buyrultusalkılınış (Alm. Aktionsart,  Fr. ordre de proces,  İng. man- 

ner o f action).  Eylemin belirttiği oluşun zaman bakı-mından niteliğini, bir başka deyişle başlama mı, bitiş

mi, süreklilik mi belirttiğini gösteren anlamsal ulam,kısa (Alm. kurz,  Fr. bref  İng. short). Karşılaştırıldığı öğelere oranla süre içinde daha az yer kaplayan sesleriçin kullanılır. Örneğin sevgi sözcüğündeki ünlüler kı-sadır. Kapalı ünlüler açık ünlülere, art ünlüler ön ün-lülere oranla daha kısadır. Ünsüzler, genellikle ünlü-

lere oranla daha kısadır. Ünsüzlerden kapanülılar sür-tüşmelilerden, titreşimliler titreşimsizlerden daha kı-sadır. Kısa sesler her dilde vardır; ama kısa sesbirimİerden yâlnızca öğeleri arasında süre açısından karşıt-lık kurabilen dillerde söz edilebilir,

kısalık (Alm. Kürze, Fr. brievete,  İng. shortness). Bir se-

sin kısa bir süre kaplaması. Bak. kısa. kısaltma 1. (Alm.  Zeichenkürzung, Kurzwort,  Fr. rac- 

courcissement,  İng. clipping). Bir sözcüğü ya da söz-cük öbeğini daha kısa duruma getirme. Kısaltma iki

 biçimde gerçekleşebilir: Güdükleme yoluyla kısaltma(otomobil yerine oto demek gibi) ve eksilti yoluyla kı-

saltma (patlıcan kızartması,  yerine kızartma  demekgibi). 2. (Alm.  Abbreviation, Abkurzung,  Fr. abrevia- tion,  îng. abbreviation). Kısaltılmış sözcük ya' da söz-

Page 136: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 136/302

Page 137: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 137/302

sine, onu benimseyip benimsememesi, kişiselliğini or-taya koyup koymaması, dinleyiciyle arasında gerilim

yaratıp yaratmaması yoluyla kazandırdığı nitelik,kişi (Alm. Person,  Fr. personne,  İng. p erson).  Konuşan(birinci kişi), kendisine söz yöneltilen (ikinci kişi) yada kendisinden söz edilen varlığa ya da nesneye (üçüncü kişi) göre değişik biçimlere bürünen dilbilgisi.ulamı. Kişi ulamı, bildirişime katılan kimselerle söz-

cede değinilen kimse ya da nesneye bağlı olarak ger-çekleşir; tekil de olabilir, çoğul da. Türkçe'de kişi ek-leri, eylem kök ve gövdelerine gelen çatı, kip ye za-man eklerinden sonra gerçekleşerek çekimli eylemioluşturur.

kişi adılı (Alm. Personalpronomen, Fr. pronom person- 

nel,  İng. personal pronoun).  Dilbilgisel kişiyi belirtenya da kişi adlarının yerini tutan adıl. Türkçe'de kişi adıllan: ben, sen, o (tekil); biz, siz, onlar  (çoğul),

kişi adlan bilimi (Alm. Anthroponymie,  Fr. anthropo- nymie,  İng. anthroponymy).  Kişi özel adlarını incele-yen özeladbilim dalı,

kişi eki (Alm. Personalendung,  Fr. desinence person- nelle,  îng. personal ending). Eylem çekiminde kişi be-lirten ek. Türkçe'de kişi ekleri dört öbekte toplanır:1. -m, -n, -,-k, -iniz, -ler (gittim, gitsem; gittin, gitsen; gitti, gitse; gittik, gitsek; gittiniz, gitseniz; gittiler, git

seler); 2. -im, -sin, -, -iz, -siniz, -ler (gitmişim, gidiyorum, giderim, gideceğim, gitmeliyim; gitmişsin, gidi yorsun, gidersin, gideceksin, gitmelisin; gitmiş, gidiyor, gider, gidecek, gitmeli; gitmişiz, gidiyoruz, gideriz, gideceğiz, gitmeliyiz; gitmişsiniz, gidiyorsunuz, gidersiniz, gideceksiniz, gitmelisiniz; gitmişler, gidi

 yorlar, -giderler, gidecekler, gitmeliler; 3. -sin, <(), -in (iniz) -sinler (git, gitsin, gidin [gidiniz], gitsinler); 4. -im, -sin, -, -tim, -siniz, -ler (gideyim, gidesin, gide, gidelim, gidesiniz, gideler). 

kişisiz (Alm. unpersönlich,  Fr. impersonnel,  îng. imper- sonal).  Kişi belirtisi olmayan eylem kipleriyle 3. kişi

çekimlerinde öznesi belli olmayan eylem biçimleri için kullanılır. Örneğin eylemlik kişisizdir;  İçimden geldi  sözündeki eylem de, öznesi belli olmadığındankişisiz sayılır,

kod Bak. düzgü.

Page 138: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 138/302

kodlama Bak. düzguleme.konu (Alm. Thema,  Fr. theme, topiquey îng. theme,

îopic). Söylemde sözü edilen, hakkında bir şey söyle-nen kişi ya da nesne. Biçimsel mantık ve anlambilimdüzlemine ilişkin olan bu kavramın sözdizimsel bo-yuttaki karşılığı, HintAvrupa dilleri alanında genel-likle öznedir. Bak. yorum. 

konu dil (Alm. Objektsprache, Fr. langue objet, langage 

objet,  İng. object language).  Üstdilin konusu olması bacımından ele alman doğal dil. Dilbilimin incelediğiher dil, üstdil niteliği taşıyan dilbilime oranla konudildir. Konudilin olağan göndergeleri, dil dışı özelliktaşır ve dış gerçekliğe gönderme yapar,

konulaştınm (Alm. Topikalisierung,  Fr. topicalisalion, 

İng. topicalisation).  Tümcenin bir kurucusunu, yoru-mun ilişkin olduğu konu durumuna getirme,konuşma (Alm. Sprechen, Fr. parole, .İng. speech).  1. Sö-

zü kullanma, söz söyleme; konuşmak eylemi; dü-şünceyi sözle anlatma. 2. İki ya da daha çok sayıda bi-reyin sözlü bildiri alışverişinde bulunması; belli bir

dilsel topluluktan bireyler arasındaki sözlü bildirişimkonuşma dili Bak. sörfü dil. konuşma örgenleri Bak. ses örgenleri. konuşucu (Alm. Sprecher,  Fr. locuteur,  îng. speaker). 

Dilsel bildiriyi oluşturarak dinleyiciye yönelten kişi,

konuşan birey. Her konuşucu gücül bir dinleyicidir; buolguyu belirtmek için konuşucudinleyiciden söz edi-lir. Bildirişim kuranımda konuşucuya verici denir.

Kopenhag Okulu, 1931 yılında kurulan Kopenhag Dil- bilimin Çcvresi'nde, özellikle F. de Saussure’ün yanı sıraPtajg Dilbilim Çevresi'nin etkisiyle oluşan yapısal dil-

 bilim akımı. Danimarka geleneğinde yer alan R. Raskve O. Jespersen'in yanı sıra F. de Saussure'le Prag Okulu'nun çalışmalarından esinlenen V. Bröndal, L.

. Hjelmslev, H. Uldall, vb. bu okulun önde gelen dilbi-limcileridir. 1936 yılında, görüşlerindeki özgünlüğü

 belirtmek için dilbilim  yerine glosematik   (Yunanca

glossa "diF'den) terimini kullanmaya başlayan Hjelmslev,, Saussure’ün görüşlerini, soyut, mantıksal, biçimsel,tümdengelimli bir bakış açısından kalkarak geliştirmiş,doğal dillerin yani sıra bütün "dillere" uygulanabilecek 

Page 139: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 139/302

 bir tür dilsel mantık, dil "cebir"i, salt kuramsal nitelikli bir bilim tasarlamıştır,

kopukluk (Alm. Asyndese, Fr. asyndete, İng. asyndeton). Yalın ilişki içindeki iki öğe ya da dizim arasında bu ilişkiyi belirten bir bağlama öğesi bulunmaması,

koşaç (Alm. Kopula,  Fr. copule,  İng. copula).  Yüklemiözneye bağlayan öğe. Türkçe'de ekeylemin üçüncü ki-şi eki -dir,  koşaç (bildirme koşacı) olarak kullanılır;

değil biçimbirimi, olumsuzluk koşacıdır,koşul bileşik zamanı Bak. bileşik zaman. koşul durumu (Alm. Essivus,  Fr. essif,  İng. essive). 

Hangi koşul içinde bulunulduğunu, nasıl olunduğunu belirten ad durumu,

koşul tümcesiBak. bileşik tümce. koşuntu (Alm. Apposition,  Fr. opposition,  İng. apposi- 

tion). Belirleyen ya da tamlayan işlevi yerine getirmeküzere bir başka adla birlikte kullanılan san belirtici öğeya da öğeler bütünü. Örneğin öğretmen Ahmet  dizi-mindeki öğretmen birimi koşuntudur,

kreol Bak. karma dilkök (Alm. Wurzel,  Fr. racine,  İng. root). Bir sözcük ai-lesinin çeşitli biçimlerinde yer alan, tarihsel dilbilimin,değişik türevleri açıklamak için yararlandığı, çoğu kezgövdeyle özdeşleşen, sözcükten dilbilgisi ve yapımöğeleri çıkarılarak elde edilen bölüm. Bu kavram daha

çok artsüremli dilbilimde kullanılır ve değişik gerçek-leşmeleri olan, belli bir kavramı anlatan soyut bir bi-çim olarak görülür. Ne var ki, birçok dilbilimcinin buterime köken anlamı verdiği de bir gerçektir. Bak. köken.

köken 1. (Alm. Wurzel, Stammwort,  Fr. radical,  İng.

radical) Bir sözcükten ekler çıkarıldıktan sonra geriyekalan anlambirim. Bu kavram özellikle eşsüremli dil- bilimde kullanılır. Kimi dilbilgicilere göre kökenlekök arasındaki temel ayran, birinci öğenin dilde birsözcük niteliğiyle yer alması, ikinci öğeninse bu türlü

 bir özellik taşımamasıdır. Bir başka deyişle, ayrım

gözetilen durumlarda kök soyut bir biçim, kökeiı onun gerçekleşmesi ya da gerçekleşmeleridir. Ancak,iki terim arasındaki ayrım oldukça bulanıktır. Bak.kök.  2. (Alm.Etymon,  Fr. etymon,  İng. etymon).  Bir 

Page 140: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 140/302

sözcüğün türediği, geldiği kaynak biçim. Köken ince-lemeleri, kökenbilim alanına girer. Bak. kökenbiUm. 

kökenbilim (Alm. Etymologie, Fr. etymologie,  İng. ety- mology).  Bir dildeki gösterenlerin kaynağını, ne za-man ortaya çıktıklarını, nereden geldiklerini, hangi ev-relerden geçtiklerini araştıran dilbilim dalı. Tarihselyöntemin oluşmasıyla birlikte, XIX. yüzyılda kökenaraşürmalan bilimsel bir yörüngeye oturmuştur. Kar-

şılaştırmalı dilbilim, bu gelişimi yakından etkilemiş,anlambirimlerin ses yönleri, yoğun incelemelere konuolmuştur. XX. yüzyıl başlarında, salt sesçil nitelikliolan bu çalışmalara J. Gillieron dilbilimsel coğrafyaalanım açarak etkin katkılarda bulunmuş, özellikle ya-

 pısal dilbilimin geliştirdiği alan kavramından da ya-

rarlanılmasıyla (P. Guiraud) öğeler arasındaki bağın-tıların yanı sıra anlam boyutu da birçok açıklamadayer almaya başlamıştır. Günümüzde kökenbilim artıksalt kaynak, araştıran bir inceleme değil, anlamlı bi-rimlerin hem biçim, hem de içerik düzlemindeki tari-hini ele alan bir daldır,

köken yakıştırma (Alm. Volks etymologie,  Fr. etymologie populaire, İng. folk etymology).  Kökeni bilinmeyen bir sözcüğü gerçeğe uymayan bir kökene bağlama.(Halk kökenbilimi ve yerlileştirme de denir.) Bu işlem,güçlük gösteren bir sözcüğü bilinen bir kökene bağla-yarak açıklama girişimidir ve bireylerin tam anlamıyla

özümleyemediği, az rastlanan ya da yabancı kökenlisözcükler karşısındaki yorumlama çabasını dile getirir,kullanılabilirlik (Alm. Verfügbarkeit\   Fr. disponibilite, 

İng. availability).  Belli bir alana özgü olan, bütün ko-nuşucuların bildiği, ama ancak o alana değinildiğindekullanılan birimlerin özelliği. Örneğin çeşitli taşıt tür-lerini belirten adlar (otomobil, otobüs, vb.) kullanıla-

 bilirlik gösteren birimlerdir. Söz konusu kavram sıklıkkavramıyla birlikte, yabancı dil öğretiminde ele almantemel sözlüğün belirlenmesine ve aşamalanmasma bü-yük katkıda bulunmuştur,

kullanım (Alm. Sprachgebrauch, Fr. usage, emploi, İng..usage).  1. Bir toplulukta ve belli bir dönemde geçerliyaygın ve ortak dilsel kuralların tümü. Kullanım bireşsüremden öbürüne değişir. 2. Dilbilgisel ya da söz

Page 141: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 141/302

lüksel biı* birimi kullanma, söz düzleminde ger-çekleştirme. ....

kullanımsal bileşen Bak. edimsel bileşen.kural 1. (Alm. Norm, Regel, Fr. norme, regle,  İng. norm, 

rule).  Buyurucu nitelik taşıyan geleneksel dilbilgi-sinde, genellikle kullanımın duraksama uyandıranyönlerine ilişkin olan, söyleyiş, biçimbilim, biçem, ya-zım, vb. alanlarda tek doğru sayılan, iyi yazmak ve

konuşmak için uyulması zorunlu görülen örnek; zorla-yıcı ilke, yasa. Geleneksel dilbilgisinin temel kuralıyanlışdoğru karşıtlığından kaynaklanır. 2. (Alm. Regel, Fr. regle,  İng. rule).  Çağdaş dilbilimde, genel bir ku-ram çerçevesinde oluşturulan varsayım; özellikle, üreticidönüşümsel dilbilgisinde, biçimsel bir dizge içinde

doğru oluşturulmuş simge birleşimlerini belirteli ilke.Kural betimsel olduğu, bir başka deyişle, dilin işleyi-şini göstermeyi amaçladığı gibi, dilbilgisine uyguntümceler üretmenin de koşuludur. Biçimsel özellikle-rine ve sıralarına göre, birçok kural türü vardır. Üreticidilbilgisi biı* simgeler abecesiyle bir dizi üretim kura-

lından oluşur: Sözdizimsel kurallar (yeniden yazımkurallarıyla dönüşüm kuralları), temel birleştiricininiçerdiği kurallar (yeniden yazım kuralları ve sözlükselkurallar).

kuralcı (Alm. normativ, prâskriptiv,  Fr. normatif, pres- criptif,  İng. normative, prescriptive).  Gerçekten kulla-

nılan olguları ortaya koymaya çalışan betimsel dilbi-lime karşıt olarak, bir dilde zorunlu olarak ortaya çı-kan yeni biçimleri, ülküsel ve donmuş bir ömek uğ-runa yadsıyan, "iyi kullanım"ı, "güzel küllamm"ı,"yanlış" diye nitelendirilen biçimlere karşı savunan,sorunları yanlışdoğru karşıtlığı içinde ele alan gele-

neksel dilbilgisini nitelemek için kullanılır. Dilbilgi-sinde kuralcı tutum, bilimsel anlayışla çelişir. Gerçek-lik düzlemini gözlemlemek yerine, birtakım beğeni öl-çütlerine dayalı önyargılarla işlem yapar, dil dışı ku-rallara ayrıcalık tanır.

kural dışıBak. aykırılık.

kurallı (Alm. regelmâssig,  Fr. regulier,  İng. regular). Kural sayılan, en çok sayıda biçimi açıklayabilecek birdiziye, bir örneğe uygun, belli bir kurala göre oluştu-rulmuş olan.

Page 142: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 142/302

kuralsız (Alm. unregelmâssig,  Fr. irregulier,  İng. ir- regular). Kurallı sayılan bir örneğe uymayan, belli bir 

kurala bağlanmayan. Kuralsız sayılan biçimler, çoğu kez iyi saptanmanuş kendine özgü kurallara uyar, kurucu (Alm. Konstituerıte, Fr. constituant,  îng. consti- 

tuent).  Kendisinden daha geniş bir bütüne bağlanan her türden anlambirim ya da dizim. Bak. dolaysız kurucu.

kurucu tümce (Alm. Konstituentensatz, Fr. phmse cons- tituante,  İng. constituerıt sentence). Üretici-dönüşümsel dilbilgisinde, yerleşim yoluyla bir ana tümceye katılan her türlü tümce, 

kuruluş (Alm. Konstruktion, JVortfugung, Fr. consiruc- tion, îng. construction). Sözdizimsel kurallar uyarınca, sözcüklerin tümce içinde anlam ve işlevleri bakımından öbeklennüş durumu, 

küçükdfl ünsüzü (Alm. Uvular,  Fr. uvulaire,  îng. uvu- lar). Dil sırtının küçük dile doğru kalkmasıyla oluşan ünsüz. Örneğin Fransızca, Portekizce gibi dillerde kü- 

çükdil ünsüzü vardır, küçük ünlü uyumu (Alm.  Labialharmonie, Labialas- similation,  Fr. hamionie labiale, assimilation labiale, bıg. labial harmony, labial assimilation).  Türkçe'de yâlm ya da eklerle uzatılmış bir sözcüğün ilk sesleminde düz ünlü varsa sonraki seslemlerde de dar yu

varlak ya da geniş düz ünlüler bulunması yoluyla qlu- şan uyum (öm. odalar ;evler, ekmek, vurgun, vb.), küçültme eki (Alm. Verkleinerungssuffix,  Fr. suffixe 

diminutif,  îng. diminutive suffîx). Adlara, sıfatlara küçüklük, sevgi, acıma, vb. anlamı katan ek. Örneğin 

 yavrucuk, minicik, vb. küçültme eki almış sözcüklerdir. 

Türkçe’de küçültme eki adlarda -cik (-cık, -cük, -cuk, -çik,  -çık, -çük, -çuk),  sıfatlardaysa -cik, -ce, -si, -msi, -mtrak, -rak'tır. Bak. büyültme eki. 

küçültmeli (Alm. diminutiv,  Fr. diminutif,  îng. diminutive).  Küçültme eki almış biçimler için kullanılır. Bak. büyültmeli.

Page 143: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 143/302

L

Lamb, Sydney M. (doğ. 1929). ABD'li dilbilimci. Kat-mansal dilbilim kuramım oluşturdu, dili birçok kat-mandan oluşan bir dizge olarak ele aldı. Başlıca yapıtı:Outline of Stratificational Grammar  (Katmansal Dil-

 bilgisinin Ana Çizgileri) [1962]. Bak kaimansal dilbilgisi.

lehçe (Alm. Dialelct,  Fr. dialecte,  İng. dialect). Bir dilin

tarihsel, toplumsal, ekinsel nedenlerle zaman ya da uzamda söyleyiş, dilbilgisi ve sözlük açılarından ay-rımlaşmış biçimi. Örneğin Özbek lehçesi, Azeri leh-çesi Türk lehçelerindendir. (Diyalekt  de denir.) Birçokülkede çeşitli lehçeler vardır ve taşra ağızlarıyla bunlararasındaki ayrılıkları, toplumsal ölçütlere başvurma-

dan belirleyebilmek çoğu kez olanaksızdır. Lehçelerinoluşumu, bir dili konuşan çeşitli toplulukların birbirle-rinden uzaklaşmasıyla açıklanır. Değişimler, anlaşma-nın olanaksızlaşmasıyla ve toplumsalsiyasal koşulla-rın etkisiyle ayrı dillerin ortaya çıkması sonüpunu daverebilir.

lehçebilim (Alm.  Dialektologie,  Fr. dialectologie,  İng.dialectology).  Bir dilin ayrıştığı lehçelere, ağızlara ilişkin olguların saptanması ve betimlenmesiyle ilgile-nen dilbilim dalı. Lehçebilim, özellikle yenidilbilgicilerin ve G. Wenker,in çalışmalarından kaynaklanır.J. Gillieron, bu dala büyük bir atılım yaptırmıştır. Leh-

çe özelliklerinin araşünlması,’ dilbilimsel haritacılıkçalışmalarının kalkış noktası olmuştur. Bunların örnekaldığı çalışma Gillieroriun düzenlediği ve Fransa’yı elealan dil atlasıdır (Bak. dil atlası). Bu türlü araştırmalar,soruşturular aracılığıyla yürütülür. Lehçesel özelliklerarasındaki sınırlara eşdillilik çizgileri denir. Bir dil ha-

ritasına göz atıldığında kimi durumlarda iki ya da üççizginin çakıştığı, belli doğrultularda kaynaştığı görü-lür. Aralarında bu türlü bir bölge bulunan iki A ve B

. noktası, belli bir ayrılıklar bütünü sunar; oldukça ay-rımlaşmış iki ağız oluşturur. Üyarlıkların tikel nitelik 

Page 144: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 144/302

Page 145: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 145/302

MMartinet, Andre (doğ. 1908). işlevsel dilbilimin başlıca

kuramcılarından Fransız dilbilimcisi. Önceleri ağızlara

ve ikidillilik olgularına ilgi duydu. Prag Okulu'nun veözellikle de Trubetskoy'un çalışmalarını yakından iz-ledi. Danimarka'ya giderek glosematik okulunu ince

*ledi. 19461955 yılları arasında kaldığı ABD'de Word  dergisini yönetti. Uluslararası işlevsel Dilbilim Kurumu'nun onursal başkanı olan Martinet, 1977'den bu ya-

na söz konusu demek adına çıkarılan La Lirtguistique dergisinin de kurucusudur (1965). Martinet'nin geliş-tirdiği işlevselci görüşe göre doğal dillerin temel işlevi bildirişimi sağlamaktır. İşlevselcilik çok sayıda dil ör-neğini betimlemeye, her dildeki ulamları saptamaya vediller arasındaki ortak özelliklerden çok özgül yapılan

 belirlemeye yönelir. "Bir dil, insan deneyiminin, top-luluktan topluluğa değişen biçimlerde, anlamsal bir içerikle sessel bir anlatım kapsayan birimlere,...anlambirimlere ayrıştınlmasım sağlayan bir bildiri-şim aracıdır; bu sessel anlatım da, her dilde belli sayı-da bulunan, öz nitelikleriyle karşılıklı bağmtılan da bir

dilden öbürüne değişen, ayıncı ve ardışık birimler,...sesbilimler biçiminde eklemlenir": Elements de linguistique generale  (Genel Dilbilim İlkeleri) [1960]adlı yapıttaki bu tanımda özellikle Martinet'nin geliş-tirdiği çift eklemlilik  kavramı yer alır. Dilde iki türlüöğe saptanır; birinci eklemlilik düzeyini oluşturan

anlambirimler  ve ikinci eklcmlililik düzeyini oluşturansesbilimler.  Çift eklemlilik dilde tutumluluk sağlar.Her dil belli sayıda sesbirimle gereksinim duyduğutüm anlambirimleri üretir. Eşsüremli incelemelerinyanı sıra Martinet artsüremli sesbilimle de ilgilenmiş-tir. Economie deş changements phonetiques: traite de 

 phonologie diachronique (Ses Değişimlerinin Düzeni:Artsüremli Sesbilim İncelemesi) [1955] adlı yapıtmdasesbilimsel dizgenin belli bir andaki durumundan kay-naklanan iç nedensellikle, tarihsel, ruhbilimsel nitelikli

Page 146: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 146/302

dış nedenselliği  ayınr. Ayrıca bu yapıtta devimsel eşsürem kavramını geliştirir. Grammaire fonctionnelle 

du français  (Fransızca'nın işlevsel Dilbilgisi) [1979]adlı yapıtta döküm işlemine başvurarak birçokaıdambirimin birleşmesinden oluşan birleşkebirimhn saptar ve türlere ayırır. Tümcede anlambirimler gibi

 bağıntılar kuran birleşkebiıimler birleşkebilimm.  ince-leme konusunu oluşturur. Bilgin, anlambirimler ve

 birleşkebirimler arasındaki bağınüları dilbilgisel işlevleriz  saptar, işlevsel dilbilim sözdizimde yüklemi kal-kış noktası olarak alır. Sözcede yüklem ve onu gerçek-leştiren öğelerden oluşan çekirdek  saptanır. Anlambirimin gösterilen yönüne de ilgi duyan Martinet değerbi- limi oluşturmuş, bir dildeki, anlamsal değerleri incele-

yen değerbilimle bir dilden bağımsız olarak anlamları'inceleyen anlambilimi birbirinden ayırmıştır. Öbür ya- pıtları arasında  La Prononciation du français contemporain (Çağdaş Fransızca'nın Söylenişi) [1945],Studies in Functional Syntax-Etudes de syntaxe 

 fonctionnelle  (İşlevsel Sözdizim incelemeleri) [1955]

ve La Linguistique synchronique (Eşsüremli Dilbilim)[1965] yer alır. , ^mastar Bak. eylemlik.Meillet, Antoine (18661936). Fransız dilbilimcisi. Top. lumsal dilbilim okulunun kurucularındandır. Hint

Avrupa dilleri, genci dilbilim ve anlam değişimleri

konularındaki çalışmalarıyla tanınır.  Aperçu d'une histoire de la langue grecque  (Yunan Dili TarihineBakış) [1913], Caracteres generaux des langues germaniques  (Germen Dillerinin Genel Özellikleri)[1917], Linguistique historigue et linguisüque generale (Tarihsel Dilbilim ve Genel Dilbilim) [1921] ve  Leş 

 Langttes du monde  (Dünya Dilleri) [M. Cohenîle. bir-likte ; 1924] başlıca yapıtlarıdır,

metin Bak. betik.  .

Page 147: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 147/302

nedenli (Alm. motiviert,  Fr. motive, İng. motivated). Ne- denlilik taşıyan, bir nedene bağlanabilen, açıklana

bilen. Örneğin, ekmekçi  sözeügı ekmek ve -çi  anlam- birimleriyle açıklanabildiği ölçüde dilsel açıdan nedenli sayılır. Nedenli göstergeler dilde bulunan başka öğelerle açıklanabilen birimlerdir. Bak. nedenİiük .

nedenlilik (Alm. Motiviertheit , Motivierung,  Fr. motiva- tion, îng. motivation). Gösterenin ilgili olduğu gösteri

leni, bir başka deyişle, anlamını açıklayıcı nitelikler sunması, bu yönden saydam olması. Dil göstergesi, ilkelce nedenlilik taşımaz; ancak bileştirme, türetme* vb. yollardan oluşturulan birimleri açıklayıcı öğeler saptanabilir. Bundan ötürü de nedenlilik salt görece ve ikincil nitelikli bir olgu olarak karşımıza çıkar. Biçimbi- 

limsel nedenlilik (örn. ekmek  ve -çi öğeleriyle açıklanabilen ekmekçi)  dışmda, kimi dilbilimciler dış gerçeklik düzlemindeki olgularla belli bir işitimsel benzerlik gösteren öğelerdeki sesçil nedenlilikle (yansımalar) anlamsal nedenlilik (örn. [ağaçtaki] yaprak  [defterdeki] yaprak) olgularına da bu bağlamda deği

nirler.nedensiz (Alm. unmotiviert,  Fr. immotive,  İng. ünmoti- 

vated).  Nedenlilik taşmıayan, bir nedene bağlanamayan. Örneğin dil göstergesi, ilkece nedensizdir. F. de Saussure, göstereni gösterilenle birleştiren bağın nedensiz olduğuna dikkati çekmiş, bundan ötürü de dil göstergesini nedensiz saymıştır. Bak. buyruUusal.

nedensizlik (Alm,_ Arbitraritât,  Fr. arbitraire,  İng. arbi- trariness).  Göşjberenle gösteriİ&ı arasında doğal, zorunlu bir iç bağ bulunmaması durumu. E. Benveniste gibi kimi dilbilimciler, F. de Saussure'ün savunduğu nedensizlik (/nedenlilik) ya da buyrultusallık (/simgesellik) ilkesini, dış gerçeklikle gösterge ilişkisi düde- minde onaylamakla birlikte, gösterilenle gösteren ilişkisi ve dilin işleyiş düzleminde yadsımışlardır. Çünkü nedensiz bir seçim sonucu gösterge dile katıldıktan

Page 148: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 148/302

sonra onun öğeleri arasında zorunlu bir bağ kurulur. Ne var ki Sausşure'ün bu olguya oluşaım açısındanyaklaştığını, yoksa dilin işleyiş düzleminde gösterenlegösterilenin zorunlu olarak birbirini çağrıştırdığım be-lirttiğini de unutmamak gerekir. Bak. buyrultusaütk. 

nesne (Alm. direktes Objekt, Objekt,  Fr. complement  d'objet direct, objet,  İng. direct object, object).  Tüm-cede yüklemi bütiînleyen, eylemsel yüklemin olanaklıyayılımları arasında yer alan, geçişli eylemin zorunlukıldığı tümleç (öm. Dağı görüyorum tümcesinde dağ). Türkçe'de nesne, yalm durumda ya da belirtme duru-munda olmak üzere iki durumda bulunabilir. Yalın du-rumdaki nesneye belirtisiz nesne  (öm. Ev aldım  tüm-cesindeki ev),  belirtme durumundaki nesneyeyse be

lirtili nesne denir (öm. Evi aldım tümcesindeki evi). nicel dilbilim (Alm. quantitative Linguistik,  Fr. linguis- tique quantitative,  îng: quantitative linguistics). Dil ol-gularım, özellikle de sözlük verilerini, nicelik açısın-dan inceleyen dilbilim dalı,

niceleyici (Alm. Quantor, Quantifıkator,  Fr. quantifica

teur,  îng. quantifier). Mantıkta bir ya da daha çok sa-yıda değişkeni bir niceliğe bağlayan ve kimi dilbilimcilerce de kullanılan, sözlüksel bağıntılar incelemesin-de ya da anlambilimin ele aldığı belli bir oluşturucutürünü belirten terim (öm. tümel niceleyici [V], varlıksal niteleyici [3]).

nicelik (Alm. Quantitat,  Fr. quantite)  îng. quantity).  Birsesin ya da ses öbeğinin kapladığı süre,niteleme belirteci (Alm.  Adverb der Art und Weise,  Modaladverb, Fr. adverbe de maniere,  îng. adverb of  manner). Belli bir nitelik kavramı içeren ve "nasıl?","ne biçimde?" türünden sorulara yanıt olan belirteç

(öm. Doğru söyledi, iyi düşünüyor ; yanlış göMü tüm-celerindeki doğru, iyi, yanlış öğeleri). Bak. belirteç. 

niteleme sıfatı (Alm. qualifıkatives Beiwort, attributives  Adjektiv,  Fr. adjectif qualifıcatif   îng. attributive adjective). Birlikte kullanıldığı adın niteliğini belirten sıfat(öm. Büyük bir masa aldım tümcesindeki büyük). 

nitelik (Alm. Qualitat , Fr. qualite,  îng. quality).  Tmı(ünlüler) ya da eklemleme biçimleriyle (ünsüzler) ta-nımlanan seslerin özelliği.

Page 149: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 149/302

Page 150: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 150/302

Page 151: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 151/302

o

odak (Alm. Fokus,  Fr. focus,  İng. focus).  Öne çıkanlansöylem öğesi. Örneğin, Arkadaşım geldi yerine Gelen, arkadaşım denildiğinde arkadaşım odak konumuna gi-rer.

odaklaştırma (Alm. Fokusierung, Fr .focalisation,  İng. focalisation).  Söylemde odak konumuna getirme. Bak.odak.

okşamak (Alm. hypokoristisch,  Fr. hypocoristique, İng.hypocoristic). Okşayıcı bir anlatım içeren biçimler içinkullanılır,

okşar (Alm. Paronymori,  Fr. paronyme,  İng. paronym).Okşarlık gösteren sözcük,

ökşarlık (Alm. Paronymie,  Fr.  paronymie,  İng.  paro- 

nymy).  Biçimsel benzerliği olmakla birlikte, anlam açısmdan ayrı olan sözcüklerin özelliği,okumayitimi (Alm. Alexie,  Fr. alexie,  İng. alexia).  O

kuma düzleminde beliren ve sözcüklere ya da ya-zaçlara ilişkin olarak ortaya çıkan sayrılık,

oldurgan çatı Türkçe'de geçişli değilken bir ek katıla-

rak geçişli duruma getirilen çatı. Bak. oldurgan eylem. oldurgan eylem Oldurgan çatılı eylem (öm. uyutmak, 

öldürmek  gibi eylemler),oluk (Alm. Kanal, Fr. canal,  İng. channel).  Bildirinin

konuşucudan dinleyiciye aktarılmasını sağlayan hertürlü özdeksel gereç. Örneğin sözlü bildirişimde hava,oluk işlevini yerine getirir,

olumluluk (Alm. Bejahung, Affirmation,  Fr. affirmation, İng. affirmation).  Olumsuzluğa karşıt olarak, tümceninEkleminin anlattığı oluşu doğru, olanaklı, olası, zo-runlu olarak gösteren ulam. Örneğin Arkadaşım gidi

 yor  tümcesi olumluluk içerir.olumlu tümce (Alm. affirmativer Satz, Fr. phrase affir- mative,  İng. ajfırmative sentence).  Olumluluk içerentümce Bak. olumlucuk.

Page 152: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 152/302

olumsuzluk (Alm. Negation, Vemeinung,  Fr. negation, îng. negation).  Tümcenin içerdiği yüklemin anlattığıoluşu yadsıma yoluyla gerçekleştiren ulam. Örneğin

 Arkadaşım gitmeyecek   tümcesi olumsuzluk içerir.Türkçe’de eyleme olumsuzluk kavramı, -me (-ma)  ekiyle katılır.

olumsuzluk öğesi (Alm. Vemeinungspartikel,  Fr. parti- cule de negation,  îng. negation particle).  Olumsuzluk

kavramı taşıyan biçimbirim. Türkçe'de eyleme ilişkinolumsuzluk öğesi -me (-ma) ekidir ve eylem kök ya dagövdesiyle zaman ve kip ekleri arasında yer alır. Kimidillerde, olumsuzluk öğesi niteliği taşıyan önekler var-dır.

olumsuz tümce (Alm. negativer Satz,  Fr. phrase nega- 

tive,  îng. negative sentence).  Olumsuzluk içeren tüm-ce. Bak. olumsuzluk. oluş (Alm. Vorgang,  Fr. proces,  îng. process).  Eylemin belirttiği çeşitli temel kavramları (iş, devinim, edim,kılış, oluşum, durum) göstermek için kullanılan terim,

oliış durumu (Alm. Translativ,  Fr. translatif,  îng. trans- 

lative). Değişim, oluş belirten ad durumu,oluşturucu (Alm. Formativ, Yı.formant, İag.formative). Üreticidönüşümsel dilbilgisinde kullanılan ve yakla-şık olarak dağıtımcıların en küçük gösterge anlamın

. daki biçimbirimine denk düşen, ama oridân daha soyut bir nitelik taşıyan birim. Oluşturucu kuram düzle-

minde yer alan birimdir, gerçekleşmiş tümce düzle-minde belirlenen öğe değildir. Bundan ötürü de, aşa-malı olarak uygulanan kurallarla ortaya konulur,

orantdı karşıtlık (Alm. proportionetie-Opposition,  Fr.opposition proportionnelle,  îng.  proportional opposition).  Öğeler arasındaki ayrılığın bir ömek niteliğisunduğu karşıtlık. Örneğin Almanca Mann  "adam" /

 Mânner  "adamlar" ve Land  "ülke" / Lânder   "ülkeler"orantılı karşıtlıklardır. Bak. tekükarştûık. 

ornatma (Alm. Substitution, Fr. substitution, îng. substi- tution).  Bir sözcede yer alan öğelerden birinin yerine

 bir başka öğe koyma.Bak. değiştirim2. ' 

orta (Alm! mittel, Fr. moyen,  îng. medium).  Ön ya da artseslere karşıt olarak ses yolunun orta bölgesinde olu-şan ya da açık ve kapalı sesler arasında yer alan sesleri

 belirtir.1

Page 153: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 153/302

ortaç (Alm. Partizip, Fr. partiçipe,  İng. participle).  Eylemden türemiş, çoğunlukla sıfat, arada da ad olarak 

kullanılan eylemsi. Ortaç, Türkçe’de sık kullanılır. Zaman kavramı aktanr, değişik çatılara girer, olumsuzluk eki alabilir; ne var ki kişi kavramı taşımaz. Geniş zaman ortacı, -r, (-ir, -ir, -ür, -ur), -er (-ar) ve o- nun olumsuzu -mez (-maz)  ekleriyle oluşturulur (öm. güler yüz, bulunmaz yapıt, vb.). Geniş zaman kavramı 

içeren bir başka ortaç türü de durum ortacıdır  ve -en (-an) ekleriyle kurulur; olumsuzu -me (-ma) ekini alır (öm. giden kadın, gülmeyen adam, vb.). Gelecek zaman ortacı, -ecek (-acak) ekiyle oluşturulur; bu ortacın olumsuzu da -me (-ma) ekini alır. (öm. gelecek  ay, kalkma

 yacak  uçak, vb.). Geçmiş zaman ortacı, -dik (-dik) ve 

-miş (-mış) ekleriyle oluşturulur; bu ortacın da olumsuzu -ma (-me) ekiyle yapılır (öm. bildik  kişiler, geç- miş günler; saçı bitmedik  yetim, gün görmemiş bir insan, vb.).

ortak dil (Alm. Gemeinsprache,  Fr. langue commune, İng. common language). Belli bir alana yayılmış lehçe 

ya da ağızlardan, birinin alanın tümünde de kullanılmaya başlaması sonucu aldığı ad.

Page 154: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 154/302

••

o

öbek (Alm. Gruppe,  Fr. groupe,  İng. group).  Dolaysızkuruculara, ad, eylem, sıfat, ilgeç dizimlerine, iki du-

rak arasında yer alan ya da bir vurgunun çevresindetoplanan öğeler bütününe verilen ad.öğe (Alm. Element , Fr. element ; İng. element).  Bir tüm-

ceyi, bir dizimi oluşturan birimlerle sesbirim, tümce,vb. birimlere verilen genel nitelikli ad.

ölçü (Alm. Metrum, Versmass,  Fr. metre,  İng. metre). 

Koşuklardaki dizelerin seslem ve durak açısındandenkliği.ölçü belirteci (Alm. Quantitâtsadverb,  Fr. adverbe de 

quantite,  İng. adverb o f quantity). Azlık, çokluk, dere-ce, sayı, vb. anlamı içeren belirteç (öm.  Bu genç çok  çalışıyor  tümcesindeki çok).  Türkçe'de eşitlik (denli), 

artıklık (daha), üstünlük (en, pek çok) kavramım verenölçü belirteçleri vardır,ölçübilim (Alm. Metrik, Fr. metrigue,  İng. metrics).  Ko-

şuk ölçülerini, koşuklamayı ele dan dal.ölçünlü dil (Alm. Standardsprache, Fr. langue Standard, 

İng: Standard language).  Çeşitli yerel ya da toplumsal

değişkenliklerin dışında kalan ve dilsel bir topluluğunortak paydası olarak görülen dil.

ölü dil (Alm. tote Spmche,  Fr. langue morte,  İng. dead  language).  Günümüzde artık bildirişim aracı olarakkullanılmayan, dilsel bir toplulukça konuşulmayan,yalnız bıraktığı çeşitli yazılı belgelerle tanınan dil

(öm. Eski Yunanca, Latince, Dalmaçya dili),ön (Alm. vorder,  Fr. anterieur,  İng. front).  Eklemleme

noktası ağız boşluğunun ön bölümünde yer alan sesleriçin kullanılır (öm. kip  sözcüğündeki [k]; [i], [e), [ö],M).

önceleme (Alm. Antizipation,  Fr. anticipation,  İng. an- ticipation).  Sözdizimde, daha sonra gelmesi gerekenöğeye daha önce yer verme; sesbilgisinde, bir ses oluş-turulurken daha sonra gelecek bir sesin kimi özel-liklerini alması.

Page 155: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 155/302

öncül (Alm. Antezedent, Fr. antecedent, îng. antecedent). Bir adılın gönderme yaptığı ve adıldan önce gelen öğe.

Örneğin Kız, çocuğu kucağına aldı, sonra onu yatağına yatırdı tümcesinde çocuk, ö adılının öncülüdür,öndamaksd (Alm. Vorderpalatal,  Fr. prepalatale,  İng. prepalatal).  Öndamak bölgesinde oluşturulan ses (öm.kir  sözcüğündeki [k]).

önek (Alm. Prafıx, Fr. prefixe, îng. prejbc). Kimi dillerde

 bir sözlüksel birimin önüne getirilen yapım öğesi. Ör-neğin Fransızca independant   "bağımsız, bağımlı ol-mayan" sözcüğündeki m yokluk belirtici bir işlev ye-rine getiren bir önektir. Önek alan birim, dilbilgisel ulam değiştirmez. Kimi önekler bağımsız olarak da kul-lanılabilir. Türkçe'de önek yoktur,

önerme 1. (Alm. Proposition, Fr .proposition,  îng.propo- sition).  Mantıksal açıdan doğru ya da yanlış yargısınakonu olabilecek sözce. Çağdaş dilbilimde mantıksalönerme kavramından geniş ölçüde yararlanılmaktadır.2. (Alm. Satzteil, Satzglied, Fr. proposition, îng. clause). Kimi dilbilimcilerin, temel, bağımsız, sıralı, bağımsıztümcelerle yantümcelere verdikleri ad.

önesığınık (Alm. pröklitisch, Fr. proclitique, İng. procli- tic).  Vurgudan yoksun olan ve kendisinden sonrakisözcükle birlikte bir vurgu birimi oluşturan öğe.

önesürüm (Alm.  Assertion, Befıauptung,  Fr. assertion, 

İng. assertion).  Konuşucunun, bildirisini örtük birtümceye ("Şunu bilgiye sunarım") dayandırarak ger-çekleştirdiği bildirişim türü. Önesürüm, mantıksal açı-dan, bir önermenin doğruluğunu bildiren düşünme ey-lemidir ve söz konusu önermenin içerdiği yargı olumluda olabilir, olumsuz da.

öngörümlü (Alm.  prospektiv,  Fr. prospectif,  îng.  pro- spective).  Bir biçimin hangi biçimi verdiğini araştıran•dilbilimsel yaklaşımı belirtir.

önleme (Alm. Prolepse,  Fr.  prolepse,  îng.  prolepsis). Dinleyicinin öne sürebileceği karşı görüşe öncedenyanıt verme.

önses düşmesi (Alm. Aphârese, Fr. apherese,  îng. aphere- sis).  Bir sözcüğün başındaki sesin kullanılmaz olması(öm. ısıcak > sıcak).

Page 156: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 156/302

öntüreme (Alm. Prothese, Fr. prothese,  İng. prothesis). Bir sözcüğün önünde, kökensel olmayan bir ses oluş-

ması (öm. vurmak [<urmak] eylemindeki [v]).önvarsayım (Alm. Prâsupposition, Fr. presupposition, İng.  presupposition).  Bir sözcede dinleyiciye ulaştı-rılmak istenen bildirinin dışında kalan, tarüşma gö-türmeyecek biçimde sunulan bilgi. Örneğin Kardeşimin çocuğu hasta tümcesinin içerdiği Kardeşimin ço

cuğu var   ve Çocuk hasta  önermelerinden birincisiönvarsayım, İkincisiyse sunulan bilgidir,önyiıtelem (Alm. Katapher, Fr. cataphore, İng. cataphom). 

Anlamlı bir birimin yerini tutan bir öğenin söylemdeondan daha önce anılması (öm. Sesinden tanıdık arkadaşımı tümcesinde yer alan sesinden dizimindeki -i e

ki)örnekçe (Alm. Modeli, Fr. modele,  İng. model).  Arala-

rında çeşitli bağıntılar kurulan bir dizi süreci açıkla-mak için kullanılan mantıksal ya da matematiksel ya-

 pı; belli bir dil olgusunun ya da kuramın biçimsel-leştirme yoluyla gösterimi. Her dilbilim kuramı açıkya da örtük bir örnekçe içerir,

ömekseme (Alm. Analogie,  Fr. analogie,  İng. analogy). Dilbilgisel ya da sözlüksel örneklere uygun yeni öğe-ler yaratılmasına, dilsel birimler arasındaki bir bağıntıaracılığıyla kurulan bir orantıdan kalkılarak yeni bi-çimler oluşturulmasına, kimi öğelerin anlıkta ilişkikurdukları başka öğelerin etkisiyle onlara benzer bir biçime girerek değişmesine yol açan süreç. Örneğinsöylem  terimi eylem  sözcüğü ömek alınarak üretilmiş,ömekseme ürünü bir biçimdir. Dile biçimbilimsel düz*lemde görece bir nedenlilik kazandıran ömekseme, bir

ömek bulunmasını ve düzenli biçimde bû örneğe uyulmasmı gerektirir, ömekseme ürünü biçim, belli birkural uyarınca bir ya da birçok başka biçime göre oluşturulmuş yeni bir biçimdir. Ömekseme genellikledüzenlilik yaratır, yapım ve bükün yöntemlerinde bir-lik sağlamaya yönelir,

ömeksemecüer (Alm. Analogisten,  Fr. analogistes,  İng.analogists).  İ.Ö. II. yüzyılda, dil olgularım incelerkendüzenlilik ve kurala verilmesi gereken önem konusunailişkin bir tartışmada, kurallı biçimler üstünde durarakaykırılıkçılarsL karşı çıkan, kuralı yansıtıcı dizi ömek

Page 157: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 157/302

leri oluşturarak sözcükleri bunlara indirgeyen İlkçağdüşünürleri, yazarları, dilbilgicileri (İskenderiye Oku-

lu, Vaıro, Julius Caesar).örtmece (Alm. Euphemismus,  Fr. euphemisme,  Itıg. euphe- mism).  Dolaysız biçimde söylenmesi uygun gö-rülmeyen bir olguyu örterek dolaylı yoldan anlatma(öm. cinleri belirtmek için İyi saatte olsunlar  demek),

öteleme (Alm.  Me talepse,  Fr. metalepse,  İng.

metalepsis). Bir şeyi belirtmek için ondan önceki ya dasonraki olayları söyleme,

ö tümKi Bak. titreşimli ötümlüleşme Bak. titreşimlileşme. ötümlülük Bak titreşimtitik. 

ötümsüz Bak. titreşimsiz. ötümsüzleşme Bak. titreşimsizleşme. öyküntü (Alm. Lehnübersetzung, Fr. calque, İng, calque). 

Bir dilden öbürüne, genellikle sözcüğü sözcüğüne çe-viri yoluyla içerik ve bileşik biçimler söz konusu ol-duğunda sıralanış düzeni aktarma; bu işlem sonunda

ortaya çıkan biçim. Örneğin bilim-kurgu  terimi İngi-lizce kökenli bir öyküntüdür.özadlılık (Alm. Autonymie, Fr. autonymie, İng. autonymy). 

Bir göstergenin yalnız kendi kendini belirtmesi duru-mu. Örneğin çap ile kap uyak oluşturur  tümcesindeçap ve kap,  göndergelerini değil, salt kendi bileşenle-

rini çağrıştırırlar,özanlam Bak. düzanlam.özdevimli çeviri (Alm. automatische Übersetzung, Fr.

traduction automatique,  İng. automatic translation). Bilgisayar aracılığıyla gerçekleştirilen çeviri. İkinciDünya Savaşı'ndan sonra gelişen bilgisayar çevirisi ça-lışmaları büyük bir umut döneminden (19551960) son-ra bir durgunluk dönemine girmiştir. Günümüzde, özellikle bilgisayarın sezgiden yoksun oluşundan kay-naklanan sorunları çözümleyecek yöntemler üstünegeniş kapsamlı çalışmalar yapılmaktadır,

özel ad (Alm. Eigenname,  Fr. nom propre,  İng. proper  noun): Ayrı olarak ele alman bir tek varlık ya da nes-neyi belirten ad (öm. Türkiye, Anadolu, Ankara, Yeşilırmak, Osman, vb.). Bak. özeladbilim.

Page 158: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 158/302

özeladbilim (Alm. Onomastik, Namenkunde, Fr. onomastique,  İng. onomastics). Özel ad niteliği taşıyan kişi ya da yer adlarının köken ve gelişimini inceleyen

 sözlükbilim dalı. Bak. kişi adlan bilimi, yer adlan bilimi.

özel dil (Alm. Sondersprache,  Fr. langue speciale, langue de specialite, İng. vocaîional slang).  Genel dilin belli bir çevrede kullanılan özel biçimi; özel bir de

neyim alanına giren bilgilerin aktarıldığı bildirişim durumlarında kullanılan dil. Bilimsel ve uygulayımsal dillerin yanı sıra çeşitli uğraş alanlarındaki (kasaplık, marangozluk gibi) diller özel dillerdir. Genel dile o- ranla bu dillerin en önemli yönünü sözlükleri ve bu düzlemde de adlar oluşturur. 

özeDeşme (Alm. Spezialisierung,  Fr. specialisation,  İng. specialisation). Anlamlı bir birimin içeriğinin daha dar bir kapsama geçmesi, 

özellik (Alm. Merkmal, Fr. trait, îng. featufe). Bağımsız varlığı olmayan, ancak bir sesbirim ya da anlambi- rimde gerçekleşen nitelik. Ayırıcı ses özelliklerine 

sesbirimcik, anlam özelliklerineyse anlambirimcik denir. Bak. anlambirimcik , sesbirimcik. özgür değişke {Alm. freie Variante,  Fr. variante libre, 

İng. free variant).  Bireysel değişkenin bir başka adı. Bak. bireysel değişke. 

özne (Alm. Subjekt, Satzgegenstand Fr. sujet,  İng. sub-  ject). Geleneksel dilbilgisinde, eylemin belirttiği oluşu gerçekleştiren ya da bu oluşa konu olan öğe; çağdaş dilbilimde, yüklemi gerçekleştiren ve onunla birlikte en küçük\sözceyi oluşturan öğenin sözdizimsel işlevi; ad dizimiyle eylem diziminden kurulu çekirdek tümcede ad daiminin dilbilgisel işlevi, örneğin Kız gülü

 yor   tümcesindeki kız  öznedir. Çağdaş dilbilimcilere göre özne sözdizimsel bir bağıntı içerdiğinden, oriü, eylemin belirttiği oluşu gerçekleştiren, bu oluşa konu olan ya da bir eylem aracılığıyla bir nitelik alajı varlık, ya da nesne olarak gösteren anlama dayalı tanımlar dilsel gerçeklere uymaz.

Page 159: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 159/302

p

papağanlık (Alm. Psittakose, Fr. psittacisme,  İng. psit- tacism).  Konuşan bireyin (konuşucu) kendi söylediklerini anlamama durumu, 

paradigma Bak. dizi.parça (Alm. Segment ; Fr. segment,  İng. segment).  Da-

ğılım ve değiştirim ölçütleri aracılığıyla çeşitli düz-lemlerde saptanan sesbirim, en küçük gösterge, dizim,kimi durumlarda da tümce gibi öğelerin her biri; bir

dilsel bütünden soyutlanmış bölüm. Sesbilim, en kü-çük parçadır. (Kesit  de denir.)Bak. bölümleme. parçasal (Alm. segmental, Fr. segmental’İng. segmental).

Parçaya ilişkin olan ya da parça niteliği taşıyan,parçaüstü (Alm. suprasegmental,  Fr. suprasegmental, 

İng. suprasegmental).  Söz zincirinde yer alan hiçbir

 parça nitelikli öğeye indirgenemeyen ve gösteren düz-leminde gerçekleşen bürünsel özellikli öğeleri belirtir.Vurgu, titrem, süre, vb. parçaüstü olgulardır. Amerika-lı dilbilimciler bu olguları parçaüstü sesbirim sayarlar,

patlamalı (Alm. Plosiv, Fr. plosive,  İng. plosive).  Dış patlamalı ve iç patlamalı seslerin ortak adı.

Paul, Hermann (18461921). Alman dilbilimcisi.Yenidilbilgiciler akımının önde gelen sözcülerindendir. Karşılaştırmalı dilbilimin sonuçlarına tarihsel öl-çütler uygulamış, tek bilimsel yöntemin tarihsel yön-tem olduğunu savunmuştur. Ses değişim yasalarınınkesin bir nitelik taşıdığını öne sürerek kural dışı sayı-lan durumları da bir kurala bağlamaya çalışmıştır.Prinzipien der Sprachgeschichte  (Dil Tarihinin îlke

’ leri) [1880] ve Deutsche Grammatik  (Almanca Dilbil-gisi) [19161920] başlıca yapıtlarıdır.

Peirce, Charles Sanders (18391914). Göstergebiliminkurucularından ABD'li filozof. Tüm bilgilere ilişkin

 bir biçimselleştimıeden kaynaklandığını düşündüğügöstergebilimi mantıksal kökenli bir etkinlik âlânı ola-rak görmüş, bağıntılara ilişkin evrensel bir cebir oluş-turmak istemiştir. Peirce'e göre gösterge, bir kimse i-

Page 160: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 160/302

çin herhangi bir biçimde ya da herhangi bir bakımdan bir şeyin yerini tutan şeydir; birine seslenir, anlıkta eş-değer bir gösterge yaratır, bu gösterge ilk göstergeninyorumlayanı olur, nesnesinin yerini tutar. Bilgin, gös-tergeler arasında, nesneleri açısından varlıksal bağ-lantı, benzerlik ya da saymacalık içermelerine göre be-lirtiyi, görüntüyü ve simgeyi birbirinden ayırt eder.Peirce çağdaş gösterge kuramlarıyla göstergebilimi de-rinden etkilemiştir,

pekiştirmeli (Alm. Intensivum,  Fr. intensif,  İng. inten- sive).  Kökün belirttiği özelliği artırıcı nitelik taşıyanek almış ad, sıfat, belirteç ya da eylemler için kullanı-lır. Türkçe'de pekiştirmeli biçimler, çoğu kez sıfatın,kimi durumlarda da adın ilk seslemindeki ünlünün,

 baştaki ünsüzle birlikte [p], [m], [r], [s] ünsüzlerinden biriyle ya da ünlüyle başlayan bir ad ya da sıfatın [p]ünsüzüyle kapatılması sonucu oluşan seslemin aynısözcüğün başına getirilmesiyle elde edilir (öm. kupkuru, yemyeşil, tertemiz, masmavi, vb.) 

pekiştirmeli sıfat Bak. pekiştirmeli. 

peltek dişsil (Alm.  Interdentalis,  Fr. interdentale,  İng.interdental). Dilin ön ucunun alt ve üst dişler arasındaaçık bırakılan boşluğa girmesi ve üst dişlere değmesiy-le olüşan dişsil (öm. İngilizce'deki thin,  İspanyolca'daki cinco sözcüklerinin önsesleri).

pes (Alm. dunkel,  Fr. grave,  İng. grave).  Erkenin (ener-

 jinin) düşük titreşkelerde (frekanslarda) toplandığı, aşağı biçimlendiririnin ağır bastığı seslerin niteliğini belirtmek için kullanılır. Dudaksıl ve artdamaksıl ün-süzler, art ünlüler, vb. bu özelliği taşır. Bak. tiz, ikicilik.

Petöfî, Janos Sandor (doğ. 1931). Macar asıllı Alman

dilbilimcisi. Genel dilbilim ve anlambilim konularındaçalışmalar yaptı, betiksel araştırmalar alanında, kendiadını taşıyan bir kuram geliştirdi. Başlıca yapıtları:Vers une theorie du texte  (Bir Betik Kuramına Doğru)[1975], Grammars and Descriptions. Studies in Text  Theory and Text Analysis  (Dilbilgileri ve Betimleme-ler. Betik Kuramı ve Betik Çözümlemesi İncelemeleri)[T. A. van Dijk'le birlikte; 1977], Text vs. Sentence. 

 Basic Questions o f Text Linguistics  (Betik / Tümce.

Page 161: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 161/302

Betik Dilbiliminin Temel Sorunları) [hazırlayan; 1979].

Piçin Bak. karma dil.Pike, Kenneth Lee (doğ. 1912). ABD'li dilbilimci. Ö- zellikle söylemde öğelerin gerçekleşme düzenine ilişkin incelemeleriyle tanınır. Başlıca yapıtları arasında The Intonation o f American english  (Amerikan İngilizcesi'nin Titremlemesi) [1945] ve  Language in 

 Relation to a Unified Theory o f the Structure o f   Human Behaviour   (İnsan Davranışının Yapısına İlişkin Birleşik Bir Kuramla Bağlantılı Olarak Dil) [3 cilt, 1954-1960] anılabilir. Bak. dizHimbüim.

Pottier, Bernard (doğ. 1924). Fransız dilbilimcisi Roman dilbilimi, özellikle de İspanyolca üzerinde çalışmış, bu arada anlambilim alanında büyük yankı u- yandıran ve birçok dilbilimciye esin kaynağı olan anlambirimcik çözümlemesini  geliştirmiştir. Çözümleme yönteminden göstergebilimcilerin de yararlandığı Pottier'nin yapıtları arasında  Linguistique generale (Genel Dilbilim) [1974] ile Theorie et analyse en linguistique (Dilbilimde Kuram ve Çözümleme) [1987] önemli bir yer tutar.

Prag Okulu. 1926 yılında kurulan Prag Dilbilim Çev- resi'yle bü çevrenin çalışmalarına katılan çeşitli ülkelerden dilbilimcilerce oluşturulmuş yapısal dilbilim 

okulu. 1926 yılında V. Mathesiuş’un girişimiyle kuru-, lan Prag Dilbilim Çevresi, S. Karsevskı, N. Trubetskoyr ve R. Jakobsoriun katılmasıyla etki alanım genişletti. 

1928'de La Haye'de yapılan Uluslararası Birinci Dilbilim Kurultayı'nda Çevre'nin görüşleri, önerileri, savlan açıklandı. L. Brun, L. Tesniere, J. Vendryes, E. 

Benveniste, G. Gougenheim, A. Martinet, A. De Groot, N. Van Wijk, A. Sommerfelt gibi dilbilimciler de Prag Okulu'nun çalışma ve yayınlarına katkıda bulundular. Verimli etkinlikleri İkinci Dünya Savaşana değin süren bu dilbilim çevresi, özellikle çağdaş anlamda sesbilimi kurdu; aynca yazınsal dille de yakın

dan ilgilendi. Öncüleri arasında F. de Saussure'le J. Baudouin de Courtenay'nin yer aldığı okulun ilk büyük sözcüsü, işlevsel dilbilimin kurucusu sayılan N. Trubetskoy'dur. Avrupa yapısalcılığı ondan kaynaklanır. A. Martinet ile E. Benveniste, akımın Fransa'da

Page 162: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 162/302

yayılıp gelişmesini sağladılar. R. Jakobson'un A.B.D.'ye yerleşmesi üzerine Avrupa yapısalcılığıyla Ameri-kan yapısalcılığı arasında bağlantı kuruldu. Dilin baş-lıca işlevini, erekliğini bildirişimde gören Prag Okulu'na göre, bir dizge görünümü sunan dilin öz niteliğieşsürem düzleminde belirlenir. Karşılaştırma yöntemi,aralarında hiçbir akrabalık bulunmayan dil dizgeleriniiç özelliklerine göre sınıflandırmada da kullanılabilir.

Bu koşullanıl belirlediği sınırlar içinde artsüremli in-celemeyle eşsüremli inceleme arasında aşılmaz engel-ler yoktur. Çağdaş işlevselcilik. birçok bakımdan PragOkulu'nun açtığı yolda yeııi atılımlar yapmıştır.1977’de Paris'te oluşturulan Uluslararası İşlevsel Dilbi-lim Kurumu, A. Martinet önderliğinde tüm dilbilim a

lanlarında ve dallarında, ilk örnekleri sesbilimde veri-len çalışmalara çok geniş bir kapsam kazandırmış bulunmaktadır. Bak. işlevsel dilbilim. 

 prozodiBak. bürün.

Page 163: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 163/302

RRask, Rasmus (17871832). DanimarkalI dilbilimci.

HintAvrupa dillerinin akrabalık ilişkilerini belirleyip

açıklamıştır. Sanskritçe'yle Avrupa dilleri arasındayaptığı karşılaştırmalara dayanan bir kuramı F. Bopp'tan önce oluşturmuş, böylece HintAvrupa dillerinin,ortak kökenlerini ortaya koymuş, ancak, 1814'te bitir-diği Undersögelse em det gamle nordiske elle 

 Islandske Sprogs Opringelse  (Eski Kuzey Dili ya da

İzlanda Dili Üstüne Araştnma) adlı yapıtım 1818'deyayımladığı için F. Bopp denli etkili olamamıştır,

resmi dil (Alm. offizielle Sprache, Fr. langue officielle,  İng. official language).  Bir devletin ülkesinde yasa uyarınca, uluslararası bir kuruluşun yönetmeliği gere-ğince resmi nitelik taşıyan işlemlerde kullanılması zo-runlu olan dil. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti'nin resmidili Türkçe'dir,

rivayet bileşik zamanı. Bak. bileşik zaman. rühdiİbilim (Alm. Psycholinguistik   Fr. psychölmguisti- 

que,  İng. psycholinguistics).  Bireye ilişkin dilsel üre-

tim, anlama, belleme, tanıma olgularını, bireysel dav-ranış biçimleri olan söz edimlerini, dilin edinilmesini,vb. inceleyen, ruhbılımle dilbilimin arakesit bölgesin-de oluşmuş dal. Bir tür söz dilbilimi olan ruhdilbilim1950'lerde C. E. Osgood, T. E. Sebeok, A. Miller, J. B.Caroll gibi dilbilimcilerin çalışmalarıyla bağımsız bir

dal olarak oıtaya çıkmıştır. Bu aşamada davranışçıruhbilimin, bildirişim kuramının ve dağıtımcılığın bir bireşimi olan ruhdilbilim, 1957'den sonra N. Chomsky'nin üreticidönüşümsel kuramının etkisinde kalmış, bi-reyin dili kullanmasına ilişkin bir edim örneği oluş-turmaya yönelmiştir.

Page 164: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 164/302

s

sabir Bak. karma dil.sağsöyleyiş (Alm. Orthophonie,  Fr. orthophonie,  İng.

orthophony). Düzgün, doğru sayılan söyleyiş biçimi,salt (Alm. absölut, Fr. absolu,  îng. absolute). Özyeterliğiolan, yalnız kendi varlığı içinde ele alman biçimler için kullanılır. Salt nitelikli bir kuruluş dilbilgisel ba-kımdan sözcenin öbür öğelerine bağlı olmayan kuru-luştur (öm. Latince’deki salt çıkma durumu). Bak. gö

rece.saltek(Alm. Konfıx, Fr. confıxe,  İng. conjbc). Salteklemesürecinde söz konusu olan öğelerin her bin (A.Martinet). Bak. saltekleme. 

saltekleme (Alm. Konfıxation,  Fr. confıxation,  îng. cori fıxation). Yunanca ve Latince'den aktanlmış kalıplaragöre Fransızca, İngilizce gibi dillerde özerk kullanımı

 bulunmayan anlambirimlerle bilimsel, uygulayımsaldüzlemleri ilgilendiren birleşkebirimler oluşturma(öm. Türkçe'deki telefonum  kaynaklandığı Fransızcatelephone < tele+phone). 

sanlık Bak. belgeç.Sapir, Edward (18841939). ABD'li dilbilimci. Ame-

rika yerli dilleri üstüne yaptığı incelemeler Sapir'i öz-gün kuramını gerçekleştirmeye yöneltmiştir. Bloomfıeld'ci yaklaşıma karşı arılıkçı  akımın önde gelenlerindendir. Sapir'in adına öncelikle sesbilim alanında

rastlanır. Sesbilimle ilgili düşünceleri Prag DilbilimÇevresi'nin ilkelerine tümüyle uymasa da, sesbilimkavramlarının neredeyse tümü Sapir'in sesbilimindeyer almaktadır. Sapir'e göre sesbilgisel bir çözümlemesonucu elde edilen sesbilimler ardında bir dile özgüiçkin ya da ülküsel dizge; ruhbilimsel işlem yer alır.

Dili toplumsal bağlamına  yerleştiren ilk dil- bilimcilerden olan Sapir önce dilin konusunu, sonra da yapısını  belirlemek gerektiğini savunur. Dil insandavranışından soyutlanamadığmdan bu bağlam içindeele alınır ve çözümlenir. Dilbilimci dili gerek toplum

Page 165: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 165/302

ların, gerekse değişik kavramların aynası olarak gör-mekle kalmaz, gerçeklikle dil arasında sıkı bir bağ ku-rarak gerçekliğin algılandığı biçimde dile getirildiğini,

ayrıca dilm de bir anlamda gerçekliği etkilediğini var-sayar. Sapir-Whorf Varsayımı adı altında anılan bu ün-lü sava göre bir anadilde bulunan ulamlar bireylerindünyaya bakış açılarını, dünya görüşlerini etkiler. Ses-

 bilime ilişkin temel düşüncelerini,  Language  dergi-sinde yayımlanan "Sound Pattems in Language" (Dil-

de Ses Kalıplan) [1925] adlı yazısında sergilemiştir. Language, an Introduction to the Study ofSpeech (Dil,Sözlü Dil İncelemelerine Giriş) [1921] adlı yayınıSapir'in kuramını sunduğu temel yapıtıdır.

sapkın (Alm: unregelmâssig, Fr. aberrant,  İng. aberrant). Kural olarak benimsenen bir örneğe uymayan biçimler

için kullanılır. Bak. aykırılık.sapma (Alm. Abweichung,  Fr. ecart,  İng. deviance).  Bir

dilin konuşan bireylerin uydukları kuralların dışma çı-kan her türlü kullanımı. Kimi araştırmacılar, sapmaolgusunu bir biçem olgusu olarak değerlendirir.

sarma uyak Bak. uyak.Saussure, Ferdinand de (18571913). Çağdaş dilbilimin

kurucusu İsviçreli dilbilimci. Dilbilimde dizgelere yada yapılara yöneliş dönemini başlatan Saussure, diliniç gerçekliğinin ele alınmasını önermiş, dil/söz  veeşsürem/artsürem  ayrımlarının yapılmasını zorunlu

görmüştür: Dilbilimin konusunu, kişisel nitelikli söz-den ayrılan ve toplumsal yönüyle tanımlanan dilin oluşturduğunu vurgulayan bilgine göre dil ancak eşsürem çerçevesinde bir dizge olarak incelenebilir. Gösteren/gösterilen  İkilisini içeren göstergenin buyrultusal ya da nedensiz olduğunu ve uzlaşımsal nitelik taşıdığı-

nı savunan Saussure bu öğenin değerini dilin oluştur-duğu dizgeden aldığını da ortaya koymuştur. Ayrılıkla- ra ye karşıtlıklara dayanan dizge, dilin işleyişine yönveren dizimsel/çağrışımsal  (daha sonraki dilbilimci-lerde dizisel) bağıntılarla  belirlenir. Bu bağıntılar dilindüzeneğim ortaya koyar. Yatay ya da dizimsel eksen,

gösterenin çizgiselliğinden kaynaklanır. Tüm Saussuredüşüncesi şu .yargıda en özlü anlatımını bulur: "Dil birtöz.değil, bir biçimdir". Öte yandan, bu büyük kuram-cının özgün görüşlerinden biri de göstergebilime iliş-

Page 166: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 166/302

kindir: Saussure, dilbilimi, ele aldığı konu (toplumsalnitelikli dil) bakımından, kurulmasını' öngördüğü genel

 bir göstergebilime bağlarken, yöntem ve işlemler açı-sından da dilbilimin göstergebilime kılavuzluk edece-ğini belirtir. Saussure'ün, Cours de linguistique generale (Genel Dilbilim Dersleri) [1916] adlı temel yapıtı,izleyicilerinden Ch. Bally ve A. Sechehaye'nin, 19061907, 19081909 Ve 19101911 öğretim yıllarında Ce-

nevre Üniversitesinde verdiği derslerin notlarını der-leyerek oluşturdukları bir yapıttır ve Cenevre Okuludışında, Prag Dilbilim Çevresi'ni, Kopenhag Okulu'nuve daha başka birçok yapısal dilbilim akımını büyükölçüde etkileyerek XX. yüzyıl dilbilimine yön verdiğigibi, günümüzde büyük bir canlılık gösteren işlevsel

dilbilim üzerinde etkisini güçlü biı* biçimde duyurmak-ta olan Saussure dilbiliminin elkitabıdır. Memoire sur  le systeme primitif des voyelleş dans les langues indo- europeennes  (HintAvrupa Dillerinde Ünlülerin İlkDizgesi Üstüne İnceleme) [1879],  De l'Emploi du genitif absolu en sanscrit  (Sanskritçe’de Salt Tamlayan

Durumunun Kullanımı) [1881] adlı yapıtları da dilbi-lime yeni bakış açılan getiren Saussure, XX. yüzyıldatüm insan bilimlerini yenileyen yapısalcılığın en bü-yük öncüsüdür. Toplum yaşamını geniş bir ilişkiler ağı, çeşitli düzeylerde iletişim sağlayan anlamlı birimle-rin kurduğu bir çevrim olarak ele alan bilgin, dili bu

 bütün içindeki yerine oturtmuş, nerede anlamlı birimvarsa, orada dilbilim yönteminin geçerli olmasını sağ-lamıştır.

sayı (Alm.  Numerus,  Fr. nombre,  îng. number).  Birçokdilde tekliği çokluktan ayırt etmeye yarayan dilbilgisiulamı. Tekil, ikil, üçül... ve çoğul, sayı ulamını oluştu-

rur.sayı adi (Alm. Numerale, Zahhvort,  Fr. nom de nombre, 

îng. numeral).  Sayı kavramı içeren ad (öm. bir, iki, üç...).  Türkçe'de sayı adlan asıl sayılar (öm. bir ; iki, üç),  sıra sayılan (öm. onuncu, yüzüncü, bininci),  üleş-tirme sayılan (öm. ikişer, onar, yüzer),  kesir sayılan(öm. beşte bir ; yüzde beş, binde üç) gibi türlere ayrılır.

sayı sıfatı (Alm.  Zahladjektiv,  Fr. adjectif numeral,  îng.numeral adjective). Sayı kavramı içeren sıfat (öm. on 

 yıl, ikinci gün, birer kişi dizimlerindeki on, ikinci, bi-

Page 167: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 167/302

ver  sözcükleri). Asıl sayı sıfatları adların sayısını (öm.birer kişi),  kesir sayı sıfatları adlann kesirli biçimde

sayısını (öm. dörtte üç pay), sıra sayı sıfatlarıysa adla-rın sırasını (öm. ikinci gün) belirtir.saymaca (Alm. konventional, konventionell,  Fr. conven

tionnel,  İng. conventional). Anlamı doğal bir ilişkidenkaynaklanmayan, toplumsal bir anlaşmanın, bireylerarası üstü kapalı bir uzlaşmanın ürünü olan. (Uzlaşım

sal  da deniı.) Dil göstergelerini oluşturan gösterenlegösterilen arasındaki bağ, herhangi bir nedenlilik taşı-madığından salı saymaca niteliklidir.

Schleicher, August (18211868). Alman dilbilimcisi.HintAvmpa dilleri üzerinde çalıştı. Dilbilimi bir doğa

 bilimi biçiminde ele alarak dili canlı bir varlık gibi in-

celemeye yöneldi, uzun süre de etkili oldu. Dilin top-lumsal bir olgu niteliği ortaya konulunca (özellikleWhitney, Saussure gibi dilbilimcilerce), Schleicher'ingörüşleri geçerliğini yitirdi. Schleicher'in Kompendi- um der Vergleichenden Grammatik der indogermani- schen Sprachen  (HintAvrupa Dillerinin Karşılaştır-

malı Kısa Dilbilgisi) [1861] adlı yapıtı karşılaştırmalıdilbilime b aşlıca katkıları arasında yer alır.seçimlik dönüşüm (Alm.  fakultative Transformation, 

Fr. transformation facultative,  İng. optional transformation). N. Chomsky'nin üreticidönüşümsel dilbilgisikuramının ilk aşamasında, zorunlu dönüşüme karşıtolarak, konuşucunun uygulayıp uygulamamakta özgürolduğu dönüşüm. Edilgen dönüşüm seçimlik dönü-şümlerdendir.

seçme (Alm.  Auswahl, Selektion,  Fr. choix, selection, İng. choice, selection).  Konuşucunun söylemini oluş-tururken, aynı diziye ilişkin seçeneklerden birini yeğ-lemesi; aynı dizideki öğelerden birini kullanma ey-lemi. Seçme, dizisel boyuttaki öğelerin dizimsel bo-yuta katılmasından önceki aşamadır.

seçme kısıtlaması (Alm. Selektionsbeschrânkung,  Fr.restriction de selection, İng. selectional restriction). 

Seçme eylemine dilin getirdiği kısıtlama.seçme kuralları (Alm. Selektionsregeln,  Fr. regles de selection,  İng. selection rules).  Birimlerin kullanılma-sına yön veren anlamsal kurallar. Üreticidönüşümseldilbilgisinde önemli bir yer tutan seçme kuralları, bir 

Page 168: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 168/302

Page 169: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 169/302

Page 170: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 170/302

ve yansızlaşma kavramlarını bir yana bırakarak bütün-leyici dağılım kavramını kullanmıştır. Kopenhag Okulu'ysa, her türlü tözcülüğe karşı çıkarak biçimselleş

tirmeye ağırlık yermiştir. Sesbiigisi gibi sesbilim dekendi içinde birçok alana ayrılır. Bunlardan genel sesbilim,  bütün dillerin sesbilimsel dizgeleriyle bunlarınişleyiş yasalarım inceler.  Ayrımsat sesbilim  iki ya dadaha çok dilin sesbilimsel dizgelerini ele alır, ayrılıkve benzerliklerini saptar. Tarihsel  ya da artsüremli 

sesbilim  sesbilimsel dizgelerin evrimini, bir dil duru-mundan öbüıüne geçişte ortaya çıkan değişimleri be-lirler.  Betimsel ya da eşsüremli sesbilim  bir dilin belli

 bir evresinde yer alan sesbilimsel dizgeyi inceler. Bualanların dışında dağıümcıhğa bir tepki olarak gelişenve sesbilimi dilbilgisine katma çabasından kaynakla-nan üretici sesbilim vardır. Bak. üretici sesbilim. 

sesbilimse! (Alm. phonologisch,  Fr. phonohgique,  îng. phonological).  Sesbilime ilişkin, sesbilimle ilgili olan,sesbilimsel bileşen (Alm. phonologische Komponente, 

Fr. composante phonologique,  îng. phonological çom- 

 ponent).  Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, sözdizimsei bileşende üretilmiş olan soyut biçimlerin yüzeysel ya- pıda nasıl seslendirileceğini belirleyen bileşen. Bak.anlamsal bileşen, sözdizimsei bileşen. 

sesbilimsel çevriyazı (Alm. phonologische Transkripti- on, Fr. transcription phonologique,  İng. phonological 

transcription).  Yalnızca işlevsel ses olgularını, bir başka deyişle sesbirim ve bürünbirimleri gösteren çev-riyazı. (Geniş çevriyazı  da denir.) Sesbilimsel ya dageniş çevriyazıda değişkeler belirtilmez; birçok du-rumda yalnız üstsesbirimleri göstermek yeterlidir.Çevriyazısı yapılan sesbirim ya da gösteren birbirine

koşut iki eğik çizgi içine alınır (/ /).sesbirim (Alm. Phonem,  Fr.  phoneme,  İng. phoneme). En küçük ayırıcı, kesintili, işlevsel, karşıtlığa dayanan,sesbirimciklerden oluşan ve ikinci eklemlilik düzenine

 bağlanan birim. Sesbilimciler, bir dilde anlamı değişikiki bildiriyi ayırt etmeye yarayan ses öğeleri bulun-

duğu görüşünden yola çıkarak en küçük çiftlere uygu-lanan değiştirim işlemiyle, kendi başına anlamı olma-yan sesbirim ya da ayırıcı birime ulaştılar. Sesler ara-cılığıyla gerçekleşen sesbirimler her dilde sayıca şı

Page 171: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 171/302

mrlıdır. Ortalama olarak dillerde 2040 arasında sesbi-lim vardır. En az sesbirim Tahiti dilinde saptanmıştır

(14). Genel ortalamanın çok üstüne çıkan diller devardır: Kullanım dışı kalmak üzere olan Ibıhca, Marji,vd.

sesbirimbilim (Alm. Phonematik, Phonemik ; Fr. pho- nematique, İng. phonematics, phonemics).  Sesbirimleriya da parçasal ses birimlerini çeşitli açılardan (bölüm-

leme, belirleme, sınıflandırma) inceleyen sesbilim da-lı.sesbirimcik (Alm. distinktives Merkmal, Fr. pheme,  îng.

distinctive feature).  Sesbilimi oluşturan ayırıcı özel-liklerin her biri, örneğin /b/ sesbilimi "çiftdudaksıl" ve"titreşimli" sesbirimciklerinden oluşur,

sesbirimcik demeti (Alm. Bündel distinktiver Merkmale, Fr. phememe, îng. bundle o f distinctive features).  Birsesbirim oluşturan ayırıcı özellik ya da sesbirimciklerin tümü. Sesbirimcik demeti sesbirim olarak gerçek-leşir.

sesbirimsel değişke (Alm. AUophon, Fr. allophone,  îng.

allophone). Bir sesbilimin birleşimsel değişkesi,sesçil (Alm. phonetisch, Fr. phonetique,  îng. phonetic).  

Sesle ilgili olan, sese ilişkin olan. Bak. sesbiİgiseP. sesçil abece (Alm. phonetisches Alphabet,  Fr. alphabet   phonetique,  İng. phonetic alphabet).  Çevriyazıda kul-lanılan abece. Sesçil abeceye yön veren temel ilke, herses için tek biçim olması, her biçimin de bir tek sesigöstermesidir. Dilbilimsel işlevi ister olsun, ister ol-masın, bütün ses olgularının gösterilmesi gerektiğindeköşeli ayraç kullanılır: [ ]; salt dilbilimsel nitelikli öğe-ler belirtilirken eğik çizgilere başvurulur: //. Bun-

lardan birincisi sesçil çevriyazıda, İkincisiyse sesbilimsel çevriyazıda yer alır. En ünlü sesçil abece 1888'de Uluslararası Sesbilgisi Demeği'nin benimsediği "Uluslararâsı Sesçil Abece"dir. Bu abece, H. Sweet'in ça-lışmalarına dayanan P. Passy tarafından oluşturulmuş,daha sonra da çeşitli katkılarla günümüze dek gelişti-

rilmiştir. Uluslararası Sesçil Abece, Yunan ve Latinabecelerinden kaynaklanan öğelerin yanı sıra, dilbilimcilerce oluşturulmuş çeşitli simgeleri kapsar,

sesçil çevriyazı (Alm.  phonetische Transkription,  Fr.transcription phonetique,  İng. phonetic transcription).

Page 172: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 172/302

Bir dildeki sesleri tüm söyleniş özellik ve ayrıntılarıylagösteren çevriyazı. (Dar çevriyazı da denir.) Sesçil ya

da dar çevriyazıda gösterilen biçimler köşeli ayraç ([ ])içine alınır.sesçil yazı (Alm. phonetische Umschrift, Lautschrift, Fr.

ecriture phonetique, İng. phonetic serip t).  Sözcük öğe-lerini ya da sesleri belirten, soyut nitelikli göster-gelerden oluşan yazı türü. Sesçil yazılar abecesel de,

seslemsel de olabilir. Abecesel sesçil yazılarda öğelersesleri, seslemsel yazılardaysa seslemleri belirtir. Bak.görüntüsel yazı, kavramsal yazı. 

ses değişimi (Alm. Lautwandel, Lautwechsel>  Fr. charı- gement phonetique, İng. phonetic change).  Bir dilinevrimi sırasında çeşitli nedenlerle ve türlü biçimlerde

seslerin geçirdiği değişim. Örneğin ingek, öpke, men ses değişimi sonucu inek , öfke, ben olmuştur. Ses de-ğişimleri yavaş yavaş gerçekleşil*. Belli bir alan vesüre içinde belirli bir sesin belli durumda bulunduğutüm sözcükleri etkileyen değişimler, özellikle en azçaba yasası, ayrılım, aynmlaşma, benzeşim, göçüşmegibi mekanik nedenlerden kaynaklanır. R. Rask, J.Grimm gibi bilginlerin, değişimlerin birtakımdüzenlilikler sunduğunu göstermesinden sonra, XIX.yüzyılın ikinci yarısında ses değişimlerinin "değiş-mez" yasalara bağlı olduğu görüşü (H. Paul) egemenolmuş, yasalara uymayan biçimler aktarma olgusununyanı sıra ömeksemeyle açıklanmıştır. Çağımızdaysa"yasa" yerine "değişim eğilimleri"nden söz edilmek

ses düşmesi (Alm. Ausstossung, Schwund, Fr. chute, İng.disappearance). Bir ses ya da ses öbeğinin sözcük ba-şında, içinde ya da sonunda söylenmez olması. Bak.

önses düşmesi, içses düşmesi, sonşes düşmesi. seslem (Alm. Silbe,  Fr. syllabe,  İng. syllable).  Bir teksesleme eylemiyle çıkarılan ses ya da sesler öbeği. Ör-neğin kapı sözcüğünde iki seslem vardır: Ka-pı. (Hece de denir.) Seslem, söz zincirindeki her türlü ses dizili-şinin temel yapısını oluşturur. Bu yapının özü ünlü-

lerle ünsüzlerin aykırılık ilişkilerine indirgenebilir.Her dilde bulunan açık seslemler, ünlüyle biter; kapalıseslemlerse ünsüzle son bulur. Seslem, dizemin ölçü

 birimidir.

Page 173: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 173/302

seslemaltı (Alın.  More,  Fr. more,  İng. mora).  Bir ses-lemden daha kısa bir süre kaplayan büriınsel birim,

sesleme (Alm. Phonation,  Lautbildung, Fr. phonation,îng. phonation). Dilsel sesleri çıkarma, oluşturma. Ses-leme. konuşma ediminin temelini oluşturur ve fiz-yolojinin yanı sıra sinir dizgesiyle de yakından ilgilisüreçler içerir. Solunum edimiyle güç kaynağında oluştumlan soluk, ses tellerinin titreşimiyle elde edilen

ses, çeşitli boşlukların (boğaz, ağız boşluğu, geniz boşluğu, dudak boşluğu) tmlatıcı işlevini yerine getir-mesi ve bütün düzenin uyumlu biçimde işleyişini sağ-layan sinir dizgesinin etkisi bu düzlemde göz önündetutulacak başlıca olgulardır,

sesleme aygıtı Bak ses aygıtı. 

sesleme örgenleri Bak. ses örgenleri. seslemleme (Alm. Syllabierung, Fr. syllabation,  İiıg. syl- 

labication).  Söz zincirindeki ses dizilişlerini ses-lemlere ayırma. (Heceleme de denil*.)

seslemsel (Alm. silbisch,  Fr. syllabique} îng. syllabic).Sesleme ilişkin olan, seslem özelliği taşıyan,

seslemsel yazı (Alm. Silbenschrift,  Fr. ecriture syllabi- que, İng. syllabic writing). Sesleri göstermeyip seslem-leri belirtmekle yetinen sesçil yazı türü. Örneğin, Fe-nike yazısı, seslemsel yazı türüne bağlanır,

seslem yutumu (Alm. Haplologie, Silbenschichtung, Fr.

haplologie, hapaxepie, İng. haplology). Bir sözcükteki bir seslemin söylenmemesiyle ortaya çıkan değişim;seslem düşmesi (öm. cumaertesi > cumartesi). 

seslenim (Alm. Anrede, Fr. apostrophe, İng. apostrophe). Sözbilimde, anlatıyı keserek birine ya da kişileştiıilmiş

 bir nesneye seslenme. (Yönenme de denir.)

seslenme durumu (Alm. Vokativ,  Fr. vocatif, İng. voca- tive).  Söz yöneltme kavramı içeren ad durumu. Örne-ğin Latince'de seslenme durumu, ikinci ad çekimine

 bağlanan kimi eril sözcüklerde özel bir ekle (-e) belir-tilir.

ses örgenleri (Alm. Sprechorgane,  Fr. organes de la 

 parole, İng. organs of speech). Seslemeyi sağlayan ak-ciğerler, gırtlak, ağız, dil, vb., ile bunları yöneten kas-lar. (Sesleme örgenleri, konuşma örgenleri de denir.)Bak. s. 172.

Page 174: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 174/302

SES ÖRGENLERİ(Kesitsel Görünüm)

   S   O   L   U   N   U   M

  ı

   S   E   S   L   E   M   E

   |

   E   K

   L   E   M   L   E   M   E

   (   T   I   N   L   A   M   A   L   A   R   I

Page 175: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 175/302

ses türem (Alm. Anaptyxe,  Fr. anaptyxe,  İng. anaptyxis). Bir sözcükte söyleyişi kolaylaştırıcı bir sesin, genellik-

le de bir ünlünün ortaya çıkması,ses yinelemesi (Alm. Alliteration,  Fr. alliteration,  İng.alliteration). Bir sesin ya da ses öbeğinin, aynı sözce-nin birçok seslem ya da sözcüğünde yinelenmesi so-nucu sağlanan uyum,

ses yolu (Âlm. Ansatzrohr, Lautrohr ; Fr. chenal vocal\  

conduit vocal' canal vocal  İng. vocal tract).  Ses ay-gıtının sesyarığı üstünde kalan bölümü,sıfat (Alm. Adjektiv, Eigenschaftswort,  Fr. adjectif,  îng.

adjective). Adın niteliğini belirten ya da onu belirleyensözcük (örn. çalışkan çocuk diziminde yer alan çalışkan). Sıfat, ad diziminin zorunlu nitelik taşımayan ö

ğesidir ve bu nedenle de bir yayılım özelliği taşır.Türkçe'de sıfatlar işlev ve anlam açısından niteleme ve belirtme; biçim açısındansa yalın, türemiş ve bileşiksıfatlar olmak üzere çeşitli öbeklere ayrılır,

sıfatlaşma (Alm.  Adjektivierung, Fr. adjectivisation,adjectivation, adjectivalisation, tng. adjectivisation). Sıfata dönüşme. Bak. sıfatlaştırma. 

sıfatlaştırıcı (Alm.  Adjektivierungssuffix,  Fr. adjectivi- sateur, adjectivateur, İng. adjectiviser). Anlamlı bir bi-rimi, adlar sınıfından sıfatlar sınıfına geçiren biçimbirim (öm. yapısal birimindeki sa/ soneki).

sıfatlaştırma (Âlm. Adjektivierung,  Fr. adjectivisation,. adjectivation, adjectivalisation, İng. adjectivisation). Ad nitelikli bir öğeyi sıfata dönüştürme. Örneğin, sesbilim [kuramı]  dizimindeki sesbilim  sıfatlaştırma so-nucu sesbilimsel [kuram]  olur,

sıfat tamlaması Bak. tamlama.

sıfır biçimbirim (Alm.  Nullmoıphem,  Fr. moıpheme  zero, İng. zero morpheme). Bir dizgede biçimsel ya daanlamsal ayırıcı özellik belirtisi taşımayan bir öğeninayırıcı niteliği. Örneğin, gelirim, gelirsin, gelir...  dizi-sinde gelir  sıfır biçimbirimiyle nitelenil*,

sıfır sesbirim (Alm. Nıdlphonem, Fr. phoneme zero, İng.

 zero phoneme).  Bir sesbirimle aynı çevrede karşıtlaştığı varsayılan "bulunmayan" sesbirim.sıklık (Alnı. Frequenz, Fr. jrequence,  İng. frequency). 

Belli uzunlukta bir konuşma ya da yazıda aynı dilsel

Page 176: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 176/302

Page 177: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 177/302

sınıflandırma (Alm. Klassijîkation, Klassifızienmg, Ta xonomie,  Fr. classification, îaxinomie,  îng. classijîca- 

tion, taxonomy).  Dil birimlerini dağılımsal, anlamsal, biçimbilimsel, sözdizimsel, vb. özelliklerine göre sı-nıflara ayırma,

sınıflandırmacı (Alm. taxonomisch,  Fr. taxinomique, îng. taxonomic). Sınıflandırma yapmaya yönelik, araştırma verilerini sınıflandırmayı amaçlayan yaklaşım

ları belirtir.sınırlandırma (Alm. Begrenzurig, Eingrenzung,  Fr. delimi la tion,  îng. delimitation).  Değiştirim yoluyla sözzincirini en küçük birimlere ayırma işlemi,

sınırlayıcı (Alm. Grenzsignal,  Fr. demarcatif,  îng. de- marcative).  Gösterenlerin başlangıç ya da bitiş sı-nırlarım belirten sesçil ya da bürünsel olgular için kullanılır. Vurgu kimi dillerde sınırlayıcı bir işlev yerinegetiril'.

sıra (Alm. Reihe, Fr. s erie, îng. series). Aynı ayırıcı özel-liği içeren ve ses yolu üstünde sıralanan ünsüz sesbi-limlerin oluşturduğu bütün. Örneğin Türkçe'deki [b],[v], [d], [z], [c], [g] sesbirimleri titreşimli oldukların-dan bir sıra oluştururlar. Sıra kavramı eklemleme bi-çimine bağlıdır,

sıralayıcı diller (Alm. anreihende Sprachen, Fr. langues  juxtaposantes,  Îng. juxtaposing languages).  Dillere i

lişkin tipbilimsel sınıflandırmada, dilbilgisi bağıntıla-rını ve ikincil kavramları, temel kavramı belirtenanlambirime getirilen öneklerle anlatan diller (örn.Bantu dilleri),

sıra sayı sıfatı Bak. sayı sıfatı.sızıcı (Alm. Spirans,  Fr. spirante,  îng. spirant).  Ses yo-

lunun çok az açılmasıyla belirlendikleri için daraltılıya da sürtüşmelilere verilen bir başka ad. Bak.daraltılı. Kimi sesbilgiciler daralmanın az olduğu, yal-nızca ses akışından doğan bir soluk duyulan durum-larda sızıcı terimini yeğler. Örneğin İngilizce'dekithree  "üç" ve then  "o zaman" sözcüklerinin başındaki

sesler bu türdendir,sızıcılaşma (Alm. Spirantisierung,  Fr. spirantisation, îng. spirantisation).  Bir kapantılınm sızıcıya dönüş-mesi.

sibernetik Bak. güdümbiüm.

Page 178: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 178/302

silinme (Alm. Verstummen, Schwâchung,  Fr. amuisse- ment,  İng. silency, weakening).  Biı* sesin söylenmezduruma gelmesi ya da bu duruma yol açan sesçil sü-reç.

silme (Alm.  Deletion, Löschung, Tilgung,  Fr. efface- ment, suppression, İng. deletion).  Üreticidönüşümseldilbilgisinde, bir tümce kurucusunu ortadan kaldmnaişlemi. Örneğin Bu adam çok içki içer  yerine, silme iş-lemiyle Bu adam çok içer  denilir,

simge (Alm. Symbol, Fr. symbole, İng. symbol).  1. Göste-reniyle gösterileni arasında belli oranda nedenlilik ilişkisi kurulabilen, çoğu kez görüntüsel nitelik taşıyan,ama yine de uzlaşımsal özelliği bulunan gösterge türü.Örneğin, F. de Saussure'de tüzeyi belirten terazi bir

simgedir. 2. Uzlaşımsal nitelikli ve istençli olarak kul-lanılan gösterge türü. Ch. S. Peirce'e göre, görüntüselgösterge ve belirtiyle birlikte simge başlıca göstergetürlerini oluşturur. 3. Üreticidönüşümsel dilbilgisindeyeniden yazım ya da dönüşüm kurallarım belirtmek için kullanılan sözcük ya da yazaçlara verilen ad. Bi-

timsiz, bitimli ve işlemsel simgeler biıbirinden ayırtedilir. Bitimsiz simgeler a > b türünden bir yenidenyazım kuralında solda yer alabilir (Tümce [T], Ad Di-zimi [AD], Eylem Dizimi |ED]), bitimli simgelersesolda yer almaz (Kip [K]); işlemsel simgeler ger-çekleştirilecek işlemleri belirtir. Örneğin, + zincirleme

işleminin simgesidir,simgesel (Alm. symbolisch, Fr. symbolique,  îng. sym- bolic). Simgeye ilişkin olan, simge özelliği taşıyan,

sinirdilbilim (Alm.  Neurolinguistik,  Fr. neurolinguisti- que,  İng. neurolingiiistics). Sözyitimi gibi dil sayrılık-larıyla bunlara neden olan beyindeki bozulmalar ara-

sındaki ilişkileri inceleyen dal.soluklu (Alm.  Aspirata, aspirierter Laut,  Fr. aspiree, 

İng. aspirate). Gevşeme evresinde ve bir ünlüden öncesoluk sesi duyuran ünsüz. Örneğin İngilizce'de ve Almanca'da önses durumunda olan titreşimsiz kapantılı1ar vurgulu seslemde soluklu niteliği taşır: İng. kin "ak-

rabalık".soluk verme (Alm. Ausatmung, Expiration,  Fr. expira- 

tion,  İng. expiration).  Akciğerlerdeki havayı ses yolu

Page 179: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 179/302

aracılığıyla dışarıya atma eylemi. Dildeki seslerin bü-yük çoğunluğu, soluk vernıe sırasında oluşur,

somut ad (Alm. Konkretum, Stoffiıame, Fr. nom concreî ,Ing. concrete noun). Soyut ada karşıt olarak, duyularınalgılama alanına giren nesne ya da varlıklara verilenad (örn. pencere, kedi, bardak, vb.),

sonasığınık (Alm. enklitisch, Fr. enclitique,  îng. enclitic). Vurgudan yoksun olan ve kendisinden önceki sözcük-

le birlikte bir vurgu birimi oluşturan öğe.sonek (Alm. Suffıx, Fr. suffixe,  îng. suffbc). Çeşitli diller-

de kök, köken ya da gövdeye getirilen ek (öm. gözlük  sözcüğünde bulunan -lük). Sonek genellikle bir biçim

 birim olarak görülür. A. Martinet bükün soneklerindenayırdığı ve açık dizelge oluşturduğunu savunduğu ya-

 pım soneklerini sözlükbirime yakın bulur,sonses (Alm. Auslaut, Fr. phoneme final,  îng. final pho- 

neme).  Sözcük sonunda yer alan ses (öm.  yıl  söz-cüğündeki [1]).

sonses düşmesi (Alm.Apokope, Fr. apocope, îng. apocope). 

Bir sözcüğün sonundaki sesin kullanılmaz olması (öm.laşlağ>hşla)sontüreme (Alm. Epithese,  Fr. epithese,  îng. epithesis). 

Bir sözcüğün sonunda kökense! olmayan bir sesin be-lirmesi (öm. Farsça kehrüba> Türkçe kehribar). 

sonuç görünüşü (Alm. resûltative Aktionsart, Fr. aspect  

resultatif,  îng. resultative aspect) Bir edimi, daha ön-ceki bir eylemin sonucu biçiminde sunan görünüş. Ör-neğin,  yaşamak   eylemi, doğmak   eylemini içerdiğin-den, sonuç görünüşü kapsamına girer,

sonünlü silinmesi (Alm. Elision, Fr. elision, îng. elision). Bir sözcüğün sonunda yer alan bil* ünlünün bir sonraki

sözcüğün başında bulunan ünlünün etkisiyle silinmesi.Örneğin, Fransızca'da le tanımlığı ünlüyle başlayan bir.sözcükle kullanılırken sonünlü silinmesi olur: b’enfant  "çocuk".

soru adılı (Alm. Fragepronomen,  Fr. pronom interro- gatif,  îng. interrogative pronoun). Şorı* kavramı içeren

adıl (öm. Kim gidecek?  tümcesindeki kim).  Türkçe'desom 'adılları (ne, neyi, neden, kim, lami, kaça,, hangisi, hangisinin,  vb.) ad soylu öğelerin özelliklerini taşır;iyelik ve ad durumu eklerini alır.

Page 180: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 180/302

soru belirteci (Alm. Intetrogativadverb, Fr. adverbe interrogatif,  Ing. interrogative adverb). Belirteçlerin, ey-

lemleri som yoluyla belirleyen türü (öm.  Ne yapabilir  ki? tümcesinde ne). soru eki (Alm. Fragepartikel,  Fr.  particule interro

gative, îııg. interrogative partide).  Som kavramı içe-ren ek (öm. Gelecek yıl mı gidecek? tümcesindeki mı). 

sorti sıfatı (Alm. Fragewort,  Fr. adjectif interrogatif, 

îng. interrogative adjective).  Belirtme sıfatlarının ad-lan soru yönünden belirten türü (öm. Ne gim geliyor? tümcesindeki ne). 

soru tümcesi (Alm. Fragesatz, Fr. phrase interrogative,Îng. intetrogative sentence).  Konuşucunun dinleyiciye

 bir şey sormak için kullandığı, özel öğelerin yanı sıra

kendine özgü bir titremlemeyle belirlenen tümce türü(öm. Arkadaşın gitti mi?). 

soyut ad (Alm. Abstraktum, Begriffswort,  Fr. nom absti'ait,  Ing. abstract noım). Somut ada karşıt olarak saltdüşünsel düzleme ilişkin kavranılan belirten ad (öm.erdemlilik özgürlük, vb.),

soyutlama (Alm.  Abstraktion,  Fr. abstraction,  İng. ab- straction). Bir dizi nesne, varlık ya da olguya ilişkinolarak yalnızca genel nitelikli özellikleri göz önünde

 bulundurmaya dayalı işlem. Örneğin bir tümcede ger-çekleşmiş sesleri sesbirimlere indirgeme bir soyutlama

edimi içerir.söylem (Alm.  Diskurs, Rede, Fr. discours,  îng. dis- course, speech).  1. Söz; dilin sözlü ya da yazılı ger-çekleşmesi, konuşan bireyin kullanımı. 2. Sözce; birya da birçok tümceden oluşan, başı ve sonu olan bil-diri. 3. Tümce smırlannı aşan, tümcelerin birbirine

 bağlanması açısından ele alman sözce. Z. S. Harris'intümceleri de öbür birimler gibi dağılımsal açıdan in-celemeye başlamasıyla dilbilimin önünde yeni bir alan(söylem çözümlemesi) açılmıştır. Böylece tümcelerin

 biıbirlerine eklenme kurallan araştınlmış, dağılımsalölçütler dışında dönüşümsel ölçütler de incelemelere

yön vermiştir.söylem çözümlemesi (Alm. Diskursanalyse,  Fr. analyse de discours,  îııg. discourse analysis). Tümce smırlannıaşarak daha üst düzeyde yer alan söz ürünlerine yöne-len çözümleme. Özellikle dile karş,ıt olarak ele alman

Page 181: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 181/302

söz incelemelerinden kaynaklanan söylem çözümle-mesine ilişkin çalışmalar günümüzde büyük bir çeşitli-

lik göstermektedir. Kimi araşüraıacılar gösterilenleri^(içeriği) incelerken, kimileri geniş bağlamlar içindegöstergeleri ele almaktadır. Özellikle konuşan bireyleürettiği tümceler ya da sözceyle yöneldiği topluluk üs-tünde durulmakta, bir ürün olarak sözceyle bir üretimya da edim biçiminde algılanan sözceleme birbirinden

ayrılmaktadır. Araşürmalarda dağılımsal dilbilimle üreticidönüşümsel dilbilgisinin yanı sıra, anlambilimve göstergebilimden de büyük ölçüde yararlanılmak-tadır.

söyleyim (Alm. Ausdrucksweise, Redekunst,  Fr. diction, İng. diction).  Konuşma ya da sözü kullanma eyleminin

öğeler arasındaki bağlantıları, duraklan, vurgulamayı,titremlemeyi, vb. ilgilendiren bölümü,söyleyiş (Alm. Aııssprache,  Fr. prononciation,  İng. pro- 

nunciation).  Sesleme edimi sırasında seslerle bürünselöğeleri söyleme, gerçekleştirme biçimi,

söyleyiş sesbilgisi Bak. sesbilgisi. 

söz (Alm.  Rede, Sprechen,  Fr.  parole, İng. speech). Dilyetisinin kişisel bir istenç ve anlak eylemiyle öz-deşleşen bireysel yanı. F. de Saussure'ün yaptığı ve

 birçok dilbilimcinin benimsediği aynma göre, toplum-sal nitelikli dilden ayrı olan söz, konuşan bireyin, kişi-sel düşüncesini anlatmak için dil dizgesini kullanma-sını sağlayan birleşimleri ve bunların dışa iletilmesiniolanaklı kılan anlıksalfiziksel düzeneği kapsar,

sözaçmazlık (Alm. Prâterition, Fr.  preterition,  îııg. preterition).  Sözbilimde, bir konuya değinmeyecekmişgibi görünüp değinme, örneğin Dummun ne denli öz

veri gerektirdiğini belirtmeyeceğim  tülünden bir anla-tımda sözaçmazlık vardır,sözbilim (Alm.  Rhetorik,  Fr. rhetorique, İng. rhetoric). 

Söz sanatlarını, her şeyden önce de buluş, düzenleme,tümcedeki sözcüklerin seçilme ve sıralanması (biçem)sorunlarını, anlatım yöntemlerini uygulamaya koyma

etkinliğini ele alan dal. Kökleri İ.Ö. V. yüzyıla değingerilere uzanan, sözü belli bir amaca ulaşmak için, özellikle de dinleyenleri bir sava inandırmaya yönelik

 biçimde kullanma kurallarını oluşturan sözbilim Aris-toteles'te, uzun süre izleyeceği doğrultuyu bulmuş, çok 

Page 182: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 182/302

geçmeden de başlıca alanlarını belirlemiştir (buluş,düzenleme, seçmesıralama, vb.). Yüzyıllar boyunca

geçirdiği evrim sonucu güzel söz söyleme kurallarınaağırlık vermeye başlayan sözbilim, yazınsal biçemi ir-delemiş, sözcük seçmesıralama ya da biçem sanatıylaözdeşleşmiştir. XVIII. ve XIX. yüzyılda Batı'da rast-lanan sözbüim yapıtları genellikle değişmeceleri sun-makla yetinir. Günümüzde bu dal, dilbilimin, biçem

 bilimin, söylem çözümlemesi çalışmalarının etkisiyle büyük bir canlılık göstermeye başlamıştır,sözce (Alm. Âusserung,  Fr. enonce,  Ing. utterance).  Bir

konuşucunun ürettiği, iki suskü arasında yer alan sözzinciri parçası; sözceleme edimiyle ortaya çıkan söy-lem. Tümce, sözün çözümlenmesiyle elde edilen bir

 birimdir, sözceyse bu türlü bir işlemden önce belirle-nen bir bütünclür. Üretici dilbilgisi sözceyi, bir edimolgusu biçiminde yorumlayarak edinç olgusu saydığıtümceye karşıt bir kavram olarak ele alır; kimi dilbi-limcilerse sözceyi tümce ya da birbirini izleyen tüm-celer bütünü olarak görür,

sözceleme (Alm. Âusserung, Fr. enönciation, İng. enun- ciation).  Sözce üretme edimi; bireyin sözceleri belli

 bir bağlam ve durum içinde gerçekleştirmesi. Sözce-leme kuramları dili bir edim olarak kavramaya çalış-makta, sözceyi salt göndergesel işlevi dışında, ko-nuşucunun edimiyle özdeşleşmesi ve dinleyicide bir

etki yaratması açısından ele almaktadır. Adıllar, yer vezaman belirteçleri, vb. ancak sözceleme çerçevesinde

 bir anlam kazanır (E. Benveniste, R. Jakobson).sözcük (Alm. Wort, Fr. mot,  Ing. word). Bir ya da birden

çok sesbirimin oluşturduğu, yazıda iki boşluk arasındayer alan, çoğu kez anlamsal bir birim oluşturan, söy-lemde belli bir biçimsel birlik sunan, çeşitli dizimselkullanımlarında biçimce ya hiç değişmeyen ya dabükünlerde olduğu gibi bir bölümüyle değişim göste-ren eklemli ses ya da sesler öbeği. Örneğin Çocuk gitti tümcesinde iki sözcük, üç anlambirim (çocuk, git-, -ti) vardır. Çağdaş dilbilimcilerin çoğu sözcüğün kesin ni-telikli bir dil birimi olmadığım savunmakta ve onunyerine, duruma göre, anlambirim, dizim, birleşkebirimkavramlarım kullanmaktadırlar.

Page 183: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 183/302

sözcük ailesi (Alm. JVortfamilie, Vr.famille de mots, îrıg. family o f words).  Aynı kökten türeme sözcükler bütü-

nü.sözcükbilim Bak. sözlükbUim.sözcük dağarcığı (Alm. Wortschatz,  Fr. vocabulaire, 

İng. vocabulary).  Bir bireyin kullandığı ya da bir bütüncede yer alan sözcüklerin tümü,

sözcük türü (Alm. Wortart,  Fr. partie du discours,  İng. part o f speech).  Nitelikleri, biçimleri, işlevleri açısın-dan geleneksel olarak sözcüklerin ayrıldıkları ulamla-rın her biri. Türkçe'de sözcükler sekiz türe ayrılır: Ad,sıfat, adıl, belirteç, ilgeç, bağlaç, eylem, ünlem. Bula-nık ölçütlere dayanan sözcük türü kavramı yerine, XX.

yüzyıl dilbiliminde biçimsel smıf, dağılmısal smıf, iş-levsel sınıf, vb. kavranılan yeğlenmektedir.sözcük yapımı (Alm. Wortbildung,  Fr.  formation de 

mots,  İng. word formation).  Türetme ya da bileştiımeyoluyla sözlükbirimlerden yeni birimler yaratılmasınısağlayan dilsel üretim süreçlerinin tümü,

sözdizim (Alm. Syntax, Fr. syntaxe, İng. syntax).  1. Tüm-celere ilişkin olguların, tümce düzeyinde dilsel birim-ler arasında kurulan bağıntıların tümü. 2. Tümcebilim,tümceyi/inceleyen dal.

sözdizimsel (Alm. syntaktisch,  Fr. syntaxiquei İng. syntactic).  1. S özdizime ilişkin, sözdizimle ilgili olan.

2. Tümcebilime ilişkin, tümcebilimle ilgili olan,sözdizimsel bileşen (Alm. syntaktische Komponente, Fr.composante syntaxique,  İng. syntactic component).  Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, derin yapı biçimleri-nin oluşturulduğu temel bileşen. Bak. anlamsal bile şen, sesbiHmsel bileşen. 

sözdizimsel yadsmlık (Alm. Solözismus,  Fr. solecistne, İng. solecism).  Sözdizimsel nitelikli yanlışlık, aykırıkullanım.

sözdüzeltim (Alm. Orthophonie, Fr. orthophonie,  İng.orihophony).  Söyleyiş bozukluklarını düzeltmeye yö-nelik sağaltım,

söz edimi (Alm. Sprechakt ; Fr. acte de parole, İng.speech act). Belli bir konuşucunun belirli bir durumdasöz ya da sözce üretmesi.

Page 184: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 184/302

sözlü dil (Alm. gesprochene Sprache, Fr. langue parlee, langue orale,  İng. spokeh language). Yazı diline karşıt

olarak, gündelik konuşmalarda kullanılan dil. (Konuşma dili  de denir.) Yazı dilinde kullanılan biçimlerlesözlü dildekiler çoğu kez örtüşmez. Dil inceleme-lerinde yazı dilinden sözlü dile yöneliş, XX. yüzyıldilbiliminin başlıca özellikleri arasında yer alır. Dilöğretiminde de İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra sözlü

dile yönelik betimlemeler çeşitli yöntemlerin temelinioluşturmuştur,sözlük 1. (Alm.  Lexikon, Wörterbuch,  Fr. dictionnaire, 

lexique,  İng. dictionary, lexicon). Bir dildeki sözlüksel birimlerin tümünü ya da bir bölümünü, genellikle abe-cesel düzene, kimi durumlarda da konulara ya da kav-

ramsal alanlara göre tanımlan, tanıklan, söylenişleri,kökenleri, kullanımları, dilbilgisi ulamları, eşanlamlılan, vb. ya da bir başka dildeki karşılıklarıyla sunanyapıt. Ekinsel nesneler olan sözlükler kesintisiz birokuma için değil, gereksinim duyulan durumlarda

 başvuruda bulunmak için hazırlanır. "Çokdilli" (ge-

nellikle "ikidilli") sözlüklerle "tekdiüi" sözlükler birbi-rinden ayırt edilir. Bir başka önemli aynm da "nesnesözlükleri"yle (ansiklopediler) "sözcük sözlüklerineilişkindir (B. Quemada). Kapsamlarına, eşsüremli yada artsüremli bakış açısının ağırlık taşımasına göresözlükler arasında ayrım yapılır. 2. (Alm.  Lexikon; 

Wortschatzy Fr. lexique, vocabulaire, İng. lexiconf vo- cabulary).  Bir dildeki sözlüksel birimlerin tümü. Bu-radaki anlamıyla sözlük, dilbilgisine karşıt olarak sü-rekli biçimde yeni birimlerin katıldığı, bu arada kimi birimlerin de kullanım dışı kaldığı açık bir dizelge oİuşturur. Kimi dilbilimciler, dil düzeyindeki sözlükle,

kişisel kullanımda gerçekleşen birimlerin oluşturduğusözlüğü biftirinden ayırır. Üreticidönüşümsel dilbil-gisi kuramı (N. Chomsky) sözlüğü dilbilgisinin temel

 bileşenlerinden biri sayar. Bu anlayışa göre derin ya- pıyı üreten temel bileşen ya da taban, yeniden yazımkurallarını içeren ulamsal bileşenle sözlüğü kapsar.

Yeniden yazım işlemi dizimsel belirticiyi elde etmeyisağlar, sözlükse her sözlüksel birimin sesbilimsel, an-lamsal ve sözdizimsel özelliklerini sıralar.

Page 185: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 185/302

sözlükbilgisi (Alm.  Lexikographie, Fr. lexicographie, Îng. lexicography).  Sözlük yapımıyla ve bu etkinliğeilişkin ilke, yöntem, vb. ile uğraşan uygulamalı söz-lükbilim dalı. (Sözlükçülük   de denir.) Sözlükbilgisi,sözlüğe girecek biçimleri (sözlüksel birimler; sözlük

 birimler, birleşkebirimler), genellikle çekim ekleri dı-şında kalan dilbilgisel birimleri (biçimbirimler) belir-ledikten sonra bunlara ilişkin biçimbilimsel (ulamlar,

 birleşim olasılıkları, bağdaşma kurallan, vb.), anlam bilimsel (tanımlar), kimi durumlardaysa tarihsel (kö-ken, vb.) bilgiler verir. Birçok sözlükte tanımlan ör-neklendiren tanık alıntılar ya da sözlükçünün ürettiğidizimler de yer alır,

sözlükbilim (Alm. Lexikologie, Fr. lexicologie, lag. lexi- 

cology).  Bir dildeki sözlüksel birimleri, bir başka de-yişle, anlambirimlerin sözlükbirim niteliği taşıyanlanyla, dilbilgisel olmayan ve sözlükbirimler gibi işlemgören çeşitli birleşimleri (birleşkebirimler) dilbilimyöntemleriyle inceleyen, bu arada sözlük yapımınınkuramsal sorunlarım ele alan dal. Saussure'cü dilbili-

min en büyük özelliklerinden biri dilin bir yapı, oldu-ğunu ortaya koymuş olmasıdır. Bu bakış açısı ses diz-gesinin yapısal bakımdan incelenmesine yol açmış,sesbilimin kurulmasını sağlamıştır. Sesbilimden sonradilbilimin öbür alanları da yeni görüşlerden etkilen-miş, çok daha geç olmakla birlikte, sözlükbilim de bu

gidişe ayak uydurmuştur. Böylece dilin sözlük kesi-mini yapılaştıraıa çabaları incelemelerde atılım yapıl-masına yol açmış, yapısal sözlükbilim doğmuştur. Söz-lükse! alan, anlamsal alan, vb. kavramların yanı sırasesbilim alanının örnek alınmasıyla gerçekleştirilenanlambirimcik çözümlemeleri araştırmacılara yeni o

lanaklar sağlamıştır. Bu arada sözlüğün toplumsal ya- pılarla kurduğu ilişkiler üzerinde de önemle durulmuş-tur (G. Matore, J. Dubois, vb.). Kimi sözlükbilimcilersözcük   kavramından giderek uzaklaşmışlar, sınırlandaha iyi çizilmiş birimler (sözlükbirim, birleşkebirim,vb.) kullanmaya yönelmişlerdir; kimileriyse tüm sa-

kıncalarına karşın ve sözcüğün tartişma götürmez birgerçeklik olduğu görüşünü benimsemeden bu kav-ramla yetinmişlerdir. Söziükbilimin sözlüksel anlambilim  bölümü anlam sorunlarım ele alır; sözlüksel biçim-

Page 186: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 186/302

bilimse  birimler arasındaki sözlüksel birleşimleri (tü-retme, bileştirme, vb.) inceler,

sözlükbirim (Alm.  Lexem,  Fr. lexeme,  îng. lexeme). Anlambirimin, biçimbirime karşıt olarak dilbilgisel ni-telik taşımayan türü; bir tek anlambirimden oluşansözlüksel birim (öm. oda, ev, yol, vb.),

sözlükçülük Bak. sözUikbügisisözlüksel alan (Alm. Wortfeld,  Fr. champ lexical,  îng.

lexical fıeld).  Aynı gerçeklik düzlemini belirten söz-lüksel birimlerin oluşturduğu yapısal düzen. Sözlükselalan kavramı, yapısal dilbilimin bir ürünüdür ve dilinöbür kesimlerinde olduğu gibi sözlüksel boyutunda darasgele bir sıralanış yerine, çeşitli gerçek kesimleriyleilgili olarak bağmtısal bir düzenleniş bulunduğu var-

sayımına dayanır. Son yıllarda, değer kavramına ön-celik tanıyan dilbilimciler A. Martinet'nin değerbiliminden esinlenerek sözlükseldeğersel aiândan sözetmeye başlamışlardır. Sözlüksel alan terimini kav-ramsal ya da anlamsal alan terimiyle özdeş biçimdekullananlar da vardır,

sözlüksel büeşen Bak. sözlük .sözlüksel birim (Alm. lexikalische Einheit, Fr. lexie,  îng.

lexical unit).  Sözlükbirim, türev, bileşik biçim, vb. de-ğişik boyuttaki birimlere verilen ortak ad.

sözlükselleşme (Alm. Lexikalisierung, Fr. lexicalisation, îng. lexicalisation). Dilbilgisel bir birimin sözlüksel bir

 birime dönüşmesi,söz uzatımı (Alm. Pleonasmus,  Fr.  pleonasme,  İng. pleonasm). Değişik gösterenler aracılığıyla aym göste-rileni aynı sözcede yineleme,

sözyitimi (Alm. Aphasie,  Fr. aphasie,  îng. aphasia).  İşit-

me ya da sesleme düzleminde herhangi bir aksaklıkolmamasına karşılık, bireyin dilsel bildirişim yetisindeortaya çıkan bozukluk. Sözyitimi olgularında dilbilimaçısından özellikle anlama ve anlatma bozuklukları

 birbirinden ayırt edilir. Bunlar da kendi içlerinde, bi-rinci ya da ikinci eklemliliği, sözdizimi, vb. ilgilen-

dirmelerine göre çeşitli altbölümlere ayrılır,söz zinciri (Alm.  Lautkette,  Fr. chaîne parlee,  îng.speech chain).  Dilin gerçekleştiği söz düzleminde dil birimlerinin birbirini izlemesinden doğan ve ardışık-

Page 187: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 187/302

lığa dayanan çizgisel nitelikli düzeıîr Söz zinciri di-zimsel boyutta yer alır.

Spitzer, Leo (18871960). AvusturyalI dilbilimci ve yazmbilimci. Yenibiçimcilikle yapısalcılığm öncüleri arasmda yer alır. Dilbilim ve biçem araştırmalarıyla ta-nınır. 19331936 yıllan arasında İÜ Edebiyat Fakül-tesinde Batı dilleri ve yazınlan (Garp Filolojisi) bö-lümünde görev yapmış, bazı Türk dilbilimcileriyle ya

zınbilimcileri üzerinde de etkili olmuştur. Stilstudien (Biçem incelemeleri) [1928], Essays in Historical Semantics  (Tarihsel Anlambilim Üstüne Denemeler)[1948], Linguistics and Literary History  (Dilbilim veYazın Tarihi) [1948] başhca yapıtları arasında .yer alır,

standart dil Bak ölçünlü dil

süre (Alm.  Dauer ;  Lânge,  Fr. duree,  îng. duration, length).  Bir sesin çıkarılış ya da eklemlenişi sırasındakapladığı zaman dilimi. Süre uzunluk ve kısalık biçi-minde beliren görece bir nicel olgudur ve kimi dillerdeanlam ayırıcı bir işlev yerine getirir. Örneğin Türk-çe'de, yabancı kökenli ama  ile âmâ sözcükleri arasın-

daki ayrım salt süreden kaynaklanır. Fince'de de, ör-neğin tuli  "ateş" ile tuuli  "yıl" arasındaki ayrılık süre-den kaynaklanır,

şürebirim (Alm. Chronem Fr. chroneme, İng. chroneme). Sürenin dilbilimsel amaçla kullanımında karşılaşılan

 birim (uzunluk / kısalık),

sürekli (Alm. dauemd , Fr. continu,  îng. continuant). Akciğerlerden gelerek gırtlaktan geçen havanın kesin-tisiz akışıyla belirlenen sesler için kullanılır. Ünlüler,yan ünlüler, sürtüşmeli ünsüzler sürekli seslerdir.Genizsillerle avurt ünsüzlerini de aynı özellik belirler,

sürekli karşıtlık(Alm.

konstante Opposition, Fr.opposition constante, İng. constant opposition).  Yan

sızlaşmayan karşıtlık (öm. Türkçe'de fol ile İöl arasın-daki karşıtlık). Bak. yansızlaşabilir karşıtlık. 

süreksiz (Alm. abrupt, Fr. discontinu, İng. non-continuant, abrupt).  Akciğerlerden gelen havanın akışı sırasında

kesintiye uğramasıyla oluşan seslerin niteliğini belirt-mek için kullanılır. Örneğin kapantılılar, yankapantılılar süreksiz ünsüz niteliğini taşır. •/

sürem dışı (Alm. achronistisch, Fr. atemporel, İng. time- less).  Zaman kavramı çağnştırmayan eylem biçimleri

Page 188: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 188/302

için kullanılır. Örneğin Dünya, ekseni çevresinde döner  tümcesindeki döner  sürem dışı bir eylemdir,

sürerlik eylemi (Alm. Verbum Durativum,  Fr. verbe duratif   İng. durative verb).  Süre kavramı içeren, süreanlamı belirten eylem. Örneğin bilmek  sürerlik eyleminiteliği taşır.

sürerlik görünüşü (Alm. durative Aktionsart, Fr. aspect  duratif, İng. durative aspect). Eylemin gelişim ve süre-

si açısından ele alındığını belirten görünüş. ÖrneğinKonuşup duruyor  tümcesi sürerlik görünüşü içerir,sürtüşmeli (Alm. Frikativ, Reibelaut,  Fr. fricative,  İng. fricative).  Sürtüşme izleniminden ötürü daraitılılaraverilen bir başka ad. Bak. daraltıh.

Page 189: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 189/302

Ş

şaklamalı (Alm. Schnalzlaut, Sauglaut,  Fr. claquement, claquante, clic, îng. click). En önemlisi Zulu olan kimi

Bantu dilleriyle, yine Afrika'da konuşulan Buşman ağızlanyla Hotanto dilinde bulunan ve dudaklarda, dilinön bölümü aracılığıyla dişlerde ya da damaklarda ger-çekleşen birincil bir kapantının yanı sıra, dilin art bö-lümü aracılığıyla art damakta gerçekleşen ikincil birkapantı yoluyla oluşan ünsüz. Şaklamalılar soluk almasırasında oluşur,

şaklamak diller (Alm. Schnalzlautsprâchen, Fr. langues â clics,  İng. click languages).  Şaklamalı ünsüz içerenve en önemlisi Zulu dili olan kimi Bantu dilleriyle Ho-tanto diline ve Buşman ağızlarına verilen ad.

Şaumyan, Sebastian Konstantinoviç (doğ. 1916).Sovyet dilbilimcisi. Önce sesbilim kuramıyla ilgilendi,sonra dilleri betimlemeyi amaçlayan ve "uygulamasal"diye nitelendirdiği üretici bir örnekçe oluşturdu. Hertürlü somut dilden bağımsız ülküsel bir dil ömekçesiyle gözlemlenebilir biçimleri birbirinden ayırt etti.

Matematiksel nitelikli evrensel bir göstergebilimseldizge oluşturmaya yöneldi. Başlıca yapıtları arasında La Linguistique structurale  (Yapısal Dilbilim) [Fran-sızca çeviri, 1971] ve Problemes philosophiques de la linguistique theoıique  (Kuramsal Dilbilimin FelsefiSorunları) [Fransızca çeviri, 1971] anılabilir,

şimdiki zaman (Alm. Prâsens, Gegenwart,  Fr. present, İng. present).  Eylemin belirttiği iş, oluş, vb.nin içinde bulunulan zamanda yapılmakta olduğunu gösterenzaman. Türkçe'de şimdiki zaman, -yor  ekinin, eylemkök ya da gövdesine getirilmesiyle oluşturulur,

şive (Alm. Akzent,  Fr. accent,  İng. accent). Aym dil çev-

resinde, bir yöreye, bir topluluğa, vb. özgü konuşma biçimi; söyleyiş özelliklerinin tümü; ağız.

Page 190: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 190/302

Ttaban (Alm. Bas is, Fr. base,  îng. basis, base).  1. Kök ya

da gövdeye verilen ad. Örneğin Türkçe'de eylemlikten-mek   eki atıldıktan sonra kalan bölüm, eylem ta-

 banıdır. 2. Üreticidönüşümsel dilbilgisinde sözdizimsel bileşenin, ulamsal bileşenle sözlüğü içeren ve derinyapılan üreten bölümü,

takı (Alm. Suffıx des Kasus, Fr. suffixe de cas,  îng. case ending). Ad durumu belirten ek (öm. Okuldan geliyor  

tümcesinde yer alan okuldan dizinimdeki -dan). takım Bak. düzen2.tamlama (Alm. Zusammensetzung,  Fr. groupe determi- 

natif   İng. determinative group).  Bir tamlayanla birtamlanandan oluşan dizim (öm. kardeşimin kitabı, Türkçe uzmanı).  İki ya da daha çok addan kurulmuş

tamlamalara ad tamlaması (öm. kardeşimin kitabı), sı-fatların birlikte kullanıldıktan adı belirterek (öm. bu ev)  ya da niteleyerek (öm. eski evler)  oluşturduktantamlamalaraysa sıfat tamlaması denir. Bir ad tamlama-sı ikinci bir ad tamlaması kurduğunda zincirleme ad  tamlamasından, (öm. kitabın kapağının yazısı),  bir sıfat

tamlamasına üçüncü kişi iyelik eki ya da fi, -siz getiri-lerek ikinci bir tamlama oluşturulduğunda (öm. kblu kırık çocuk, kırmızı yüzlü adam) zincirleme sıfat tamlamasından  söz edilir. Türkçe'de tamlayanı yalın du-rumda olan ve tamlananı üçüncü kişi iyelik eki taşıyantamlamalara belirtisiz tamlama, tamlayanı -in (-nin), 

tamlananı üçüncü kişi iyelik eki taşıyan tamlamalarabelirtili tamlama denir,tamlanan (Alm. Grundwort,  Fr. determine,  İng. deter- 

minated). Bir tamlamada anlamı belirlenen öğe; ad di-ziminin tek kurucu öğesi (öm. yeni araba, dikiş iğnesi, arkadaşımın babası  dizimlerindeki araba, iğne, baba 

 birimleri). Bak. belirleyen. tamlayan (Alm. Determinant, Bestimmungswort, Fr. de

terminant, İng. determinant).  Tamlananm anlamını be-lirleyen, sınırlandıran, ad diziminde ada bağlı olarak 

Page 191: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 191/302

yer alan birim (örn. yeni ev, dikiş iğnesi, arkadaşımın arabası  dizimlerinde yeni, dikiş, arkadaş  sözcülderi).

Bak. belirleyen. tamlayan durumu (Alm. Genetiv,  Fr. genitif, İng. geni- 

tive).  Bir kavramın başka bir kavrama bağlandığını,onunla bütünlendiğini gösteren durum. Türkçe'de tam-layan durumu -m (-in,-un, -ün; -mn, -nin, -nun, -nün) ekiyle oluşturulur,

tanım (Alm.  Definition,  Fr. definition,  İng. definition). Bir sözcüğün, bir terimin içeriğini açıklayan anlatım.Sözlüklerdeki tanımlar, genellikle açımlamalara büyükyer verirler, incelenen birimlerin ayırıcı anlam özel-liklerine, kaplam ve içlemlerine değinirler, eşanlamlı

ve karşıtanlamlı sözcüklere de sık sık başvururlar,tanımlık (Alm.  Artikel,  Fr. article,  İng. article).  Kimidillerde, ad diziminin zorunlu öğeleri arasında yer alan

 belirleyici öğe (öm. Fransızca; le pere  "baba" dızimindeki/e).

tarihsel (Alm. historisch, Fr. historique,  İng. historical). 

Bir dilin tarihini, evrimini inceleyen, gelişimini ele alan ya da bunlarla ilgili olan; evrimsel, artsüremli.tarihsel dilbilim (Alm. historische Sprachwissenschafi, 

Fr. linguistique historique,  İng. historical linguistics). Artsüremli dilbilimin bir başka adi. F. de Saussure, tarihsel dilbilim  teriminin bulanık bir içerik yansıttığını

 belirterek artsüremli dilbilim  terimini önermiştir. Bak.dilbilim, artsüremli dilbilim, evrimsel dilbilim, taslak   (Alm. Schema,  Fr. schema,  İng. scheme).  L.

Hjelmslev'in kuramında salt biçim olarak ele alman,öğelerin bağıntılarından oluştuğu varsayılan ve somutolgu da, ayırıcı özellik de içermeyen dil. Hjelmslev,

diliiı bu düzlemini dizge, örnek, vb. terimlerle belirt-meyi düşünmüştür. Kimi yorumculara göre bu düzlemSaussure'ün "diT'idir ve özdeksel biçim olarak düşü-nülen dilden (kural)  de, belli bir toplumdaki söyleyişalışkılarının oluşturduğu bütünden (kullanım)  de ayrı-lır. Gerçekte taslak biçim ve kurumla kaynaşır, kural

küilanımsözse töz ve gerçekleşmeyle özdeşleşir.Hjelmslev'e göre kural salt yöntemsel soyutlama, sözyalnızca bir somutlaşma olduğundan, ikili bir karşıt-lığa varılır: Taslak/kullanım. Taslak, dil kavramını ke-sinlikle biçimselleştirir.

Page 192: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 192/302

Page 193: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 193/302

deşleştiği, işlevlerin tüıiıce içi toplaşmalarla belirlen-diği diller. Örneğin Çince, belli ölçüde çokseslemli

öğeler içermesine karşılık, tekseslemli bir dil sayılır,teküıtlüleşme (Alm. Monophthongierung,  Fr. monoph- tongaison,  İng. monophthongisation):  İki ünlünün yalm bir ünlüye dönüşmesi,

temel tümce (Alm. Hauptsazt,  Fr. propositiön princi-  pale, îng. main clause). Bileşik tümcede, bütün ikincil

tümce ya da yan tümcelerin kendisine bağlandığı tüm-ce (örn. Arkadaşımız başını kaldırarak yükselen güne

 şe baktı kuruluşundagüneşe baktı  bölümü),terim (Aİm. Terminus, Fr. terme,  İng. term).  Özel bir bilgi ya da etkinlik alanına, bir bilim, uygulayım ya dauzmanlık dalma özgü sözcük. Terimler uzmanlar ara-sında etkin bir bildirişim sağlanması için gerekli, te-mel nitelikli öğelerdir. Genel dilde geçerli olan çokanlamlılığa kârşm, terim alanında tekanlamlılığa yönelişgörülür. Bu olguya bağlı olarak daha hızlı bir yenilenişsüreci ve yaratım etkinliği gözlemlenir. Bak. terim- bilim.

terimbilim (Alm. Terminologie, terminologie,  îng.terminology).  Terimleri inceleyen, bu incelemeye yönveren ilkeleri belirleyen, terim yaratımıyla ilgili, so-runları ele alan uygulamalı dilbüim dalı. Terimbilimçağımızdaki yoğun terim gereksiniminin bir sonucu

olarak ortaya çıkmıştır. Terimleri, dilbilim ilkelerineuygun biçimde belirlemek, çözümlemek, gereken du-rumlarda yeni terimler yaratmak, olanaklı durumlardada yaratılan terimleri yaygınlaştırmak bu daim başlıcaişlevleri arasındadır,

terimce (Alm. Terminologie,  Fr. terminologie,  İng. ter

minology). Bir bilim, sanat, uzmanlık dalma özgü söz-cüklerin ya da terimlerin oluşturduğu bütün; termi-noloji.

terminoloji Bak. terimbilim, terimce. tersinir diller (Alm. inversive Sprachen,  Fr. langues 

inversives,  İng. inversive languages),  Dillere ilişkin

üpbilimsel sınıflandırmada, kalıplı dillere karşıt ola-rak, tümcede sözcüklerin sırasını değiştirebilen, özgürkuruluşlu diller. Örneğin Latince tersinir dillerdendir.Bak. İcahph diller.

Page 194: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 194/302

Tesöiere, Lucieıt (18931954). Fransız dilbilimcisi.Lehçe ve yapı konularında araştırmalar yaptı. Özel-likle sözdizim alanında, yapısalcı akımın en önemlidilbilimcilerinden biridir. Sözdizimde geliştirdiği öz-gün yöntem gerek anadili, gerekse yabancı dil öğreti-minde çok önemli yeri olan bir ömekçedir. Dilbilgisini bir dizge olarak ele alan bilgin tümcenin kuruluşunuve öğelerinin işleyiş kurallarını saptar. Ona göre işlev kavramı biçim  kavramının varsıl bir görünüme bürünmesiyle belirmiştir. Bu düşünceden yola çıkanTesniere dural sözdizimı devimsel sözdizimden  ayır-maya özen gösterir. Devimsel sözdizimin yapısal bağımlılıklarım  görselleştiımeyi, biçimsel özellikleri dı-şında üreticidönüşümselcilerin ağacına benzemeyen,oluşum ağacı

  (stemma) diye adlandırdığı çizimle ger-çekleştirir. Tümce çözümlemesinin yanı sıra anlamsalyöne de ağırlık vererek sözcük sınıflandırmasına yö-nelen Tesniere’e göre tümceyi eyleyen, tümleyen  ve bunların doğrudan doğruya bağlandıkları eylem  bi-çimlendirir. Ayrıca, tümcenin bütün öğeleri birbirine

zincirlenir. Kendisine bağlı birimleri yöneten, düğümdür. Dilbilimci bağlama ve aktarma gibi sözdizimselişlemleri betimler.  Les Formes du duel en slovene (Slovence'de İkil Biçimleri) [1925] adlı yapıtında dil-

 bilimsel coğrafyayı Slavca'ya ilk kez uygulayanTesniere "Comment constraire une syntaxe" (Bir Söz

dizimi Nasıl Oluşturmalı) [1934] adlı yazısıyla söz-dizim çalışmalarına yönelmiştir. Ama yazarın bu alan-daki başyapıtı, ölümünden sonra yayımlanan Elements de syntaxe structurale(Yapısal Sözdizim Öğeleri)[1959] adlı incelemesidir. Rusça'nın dilbilgisiyle söz-lüğüne ilişkin çalışmaları da bulunan Tesniere kişisel

gözlem ve uygulamalarından kaynaklanan ilkeleri be-lirleyerek oluşturduğu sözdizim örnekçesiyle hem ge-nel sözdizim alanında, henı de dil öğretimi konusundayapısal dilbilimin önde gelen sözcüleri arasına girmiş,özellikle Almanya'da gelişen bağımsal dilbilgisim bü-yük ölçüde etkilediği gibi, göstergebilimei A.J.

Greimas'uı eyleyen kuramının da esin kaynağı olmuş-tur.tını (Alm. Klangfarbe,  Fr. timbre,  İng. timbre).  Yük

şeklik, yeğinlik ve süreden bağımsız olarak sesleri a-

Page 195: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 195/302

yırt etmeye yarayan ve ikincil titreşimlerden (armo-niklerden) oluşan özellik,

tını değişimi (Alm. Umlaut, Fr. inflexion vocalique, İng.mutation).  Bitişik bir sesin etkisiyle bir ünlünün tınıyönünden değişmesi. (Ünlü değişimi  de denir.) Tmıdeğişimi Germence'nin evriminde önemli bir yer tutar([u], [a], [o], kendilerinden sonra gelen bir [i]nin etki-siyle [ü], [a], [ö] olmuştur),

tınlatın (Alm. Resonator, Fr. resonateur, İng. resonator). Boğaz, ağız, geniz, dudak boşluklarının, ses dalgasını büyültmeleri bakımından aldıkları ad.

tipbilimsel sınıflandırma (Alm. Typologie, Fr. typolo- gie,  İng. typology).  Tarihsel ölçütlerle akrabalık kav-ramını göz önünde tutmadan yalnızca ses, biçim ve

sözdizimi benzerliklerine dayanılarak yapılan dil sı-nıflandırması. Bu sınıflandırma özellikle ayrışkan, bitişimli ve bükünlü diller biçimindeki aynma öncelikverir. Bak. ayrışkan diller , bitişimli diter, bükünlü diller.

tiplendirme Bak.tipbilimsel sınıflandırma. 

titrek (Alm. Vibrant, Zitterlaut, Fr. vibrante, İng. flapped, trilled).  Ses yolundan havanın geçişi sırasında eklemleyicinin (dil ucu, küçükdil) yol açtiğı hızlı açılma vekapanma devinimlerinin birbirini izlemesiyle belirle-nen ünsüz. Örneğin Türkçe'deki [r] sesi, eklemleyicisidil ucu olan bir titrektir,

titrem (Alm. Ton, Fr. ton,  îng. tone).  Genellikle, göste-renleri aynı, gösterilenleri ayrı anlambirimleri nitelen-diren ve sesin yüksekliğindeki değişikliklerle gerçek-leşen, ayırıcı, dilbilimsel değer taşıyabilen bürün ol-gusu. (Ton da denir.) Titrem, anlam ayıncı işlev yerinegetirdiği ölçüde sesbirim gibi işlem görür. Bak. titrem- birim.

titrembirim (Alm. Tonem,  Fr. toneme,  İng. toneme). Bürünbirim niteliği taşıyan titrem. Kimi dillerde bulu-nan titrembirim, üpkı sesbirim gibi anlamlı birimleri birbirinden ayırır. Çince, Japonca, SırpçaHırvatça,Litvanca, İsveççe, Norveççe, vb. dillerde yüksekliktekideğişiklikler anlam ayırıcıdır. Hotanto dilinde altı tit-rembirim vardır: Yüksekyükselen, ortayûkselen, alçakyükselen, yüksekinen, ortainen, alçaktekdüze.

Page 196: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 196/302

titremleme (Alm. Intonation, Fr. intonation,  îng. intonation).  Tümcenin ezgisini oluşturan ve seslem ya da

sesbirimi aşan boyuttaki öğeler üstünde yer alan yük-seklik değişikliklerine verilen ad. Titremleme, bil-diriye eşlik eder; anlama duygusal, yananlamsal, coşkusal öğeler katar. Öte yandan, tümcenin türüne göretitremleme de değişkenlik gösterir. Titremleme kimidillerde dilbilimsel bir işlev yerine getirir. Bak. titrem

lemebirim.titremlemebirim (Alm. Intonem,  Fr. intoneme, îng. in- toneme). Bürünbirim niteliği ya da anlam ayırıcı değertaşıyan, tümce düzeyinde yer alan titremleme birimi.Kimi dillerde titremleme, salt kendi başına dilbilimsel bir işlev üstlenir. Bu durumda titremlemebirimden söz

edilir. Örneğin, Fransızca'da soru, herhangi bir biçim birim kullanılmadan, yalnızca yükselen titremlemeylede sorulabilir.

titremsel değişke (Alm. Alloton, Fr. allotone,  îng. allotone).  Bir titrem ya da titrembirimin bağlamca be-lirlenen değişkesi,

titreşimli (Alm. stimmhaft, Fr. sonore, voise, îng. voiced). Ses tellerinin titreşimiyle nitelenen sesler için kullanı-lır. (Ötümlü de denir.) [öm. [b]].

titreşimlileşme (Alm. Sonorisiemng,  Fr. sonorisation, voisement,  îng. sonorisation, voicing).  Titreşimli nite-liğini kazanma. (Ötümlüleşme de denir.)

titreşimlilik (Alm. Sonoritât,  Fr. sonorite, voisement , îng. sonority).  Ses tellerinin titreşmesinden kaynakla-nan ve titreşimli sesleri niteleyen özellik. (Ölümlülük  de denir.)

titreşimsiz (Alm. stimmlos,  Fr. sourd, non-voise,. İng.

voiceless).  Ses telleri titreşmeden oluşan sesler içinkullanılır. (Ötümsüz de denir.) [öm. [p]].titreşimsizleşme (Alm. Verlust der Stimmhaftigkeit,  Fr.

assourdissement, devoisement,  îng. loss o f voicedness, devoicing).  Titreşimli niteliğini yitirme. (Ötümsüzleşme de denk.) 

tiz (Alm. hell,  Fr. aigu,  îng. acute).  Yüksek titreşkelerle(frekanslarla) ve üst biçimlendiricinin ağır basmasıylanitelenen sesbirimleri belirtmek için kullanılır. Türk-çe'deki A/, /ü/ gibi damaksıl ünlüler, /t/,  İdi  gibidişsiller bu özelliği taşır. Bak. pes, ikicilik .

Page 197: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 197/302

ton Bak. titremleme.topluluk adı (Alm. Sammelname, Kollektivum,  Fr. nom 

collectif   îng. collective noun).  Birçok öğeden oluş-makla birlikte bütünlük gösteren, birlik sunan bir top-luluğa verilen tekil ad (om. ordu, bölük, sınıf, vb.),

toplülıik dili (Alm. Soziolekt,  Fr. sociolecte,  îng! socio- lect). Bir dilin belli bir toplumsal öbeğe özgü biçimi,

töplumdilbilim (Alm. Soziolinguistik,  Fr. sociolinguis- 

tique,  İng. sociolinguistics).  Dil olgularıyla toplumsalolgular arasındaki ilişkileri, bunların birbirini etkile-mesini, birbirinin değişkeni olarak ortaya çıkmasını, bir başka deyişle, bu iki tür olgu 4arasındaki, eşdeğişirliği inceleyen karma dal. Töplumdilbilim, hemkonuşucunun, hem de dinleyicimi toplumsal ko-numuyla bildirişim durumlarını, söylem çeşitlerini elealır. Olanaklı durumlarda, eşdeğişirliğin yanı sıra dil-sel ve toplumsal yapılar arasındaki nedensonüç ilişki-sini saptamaya çalışır. Kimi durumlarda bu dalın sı-nırlan budundilbiliminkilerle karışır,

töz(Alm.

Substanz, Stoff, Fr.

substance, îng.

substance). Dizgeyi oluşturan bağıntılar bütününün ya da biçimin

dişmda kalan bölüm. "Dil bir töz değil, bir biçimdir"diyen F. de Saussure'den esinlenen L. Hjelıiıslev, hemanlatım, hem içerik düzleminde töz bulunduğunu varsaymıştır. Özdek düzleminde biçimin görünüşü olarak^

tanımlanan tözün her timi bir biçimi yansıtmakla bir-likte, her biçim ayrı bir töze bürünmez. Bak. biçim2. transkripsiyon Bak. çevriyazı.Trombetti, Alfredo (18661929). İtalyan dilbilimcisi.

Dillerin tek kökenden türediğini savunanlar arasındayer alır. L'Unitâ di Origine del Linguaggio (Dilin Kö

kensel Birliği) [1905], Elementi di Glottologia  (Dilbi-lim Öğeleri) [1923] ve  Lingua etrusca  (Etnisk Dili)[1926] başlıca yapıtlarıdır.

Trıibetskoy, Nikolay S. (18901938). Sesbilimin ku-rucularından Rus dilbilimcisi. Aynı zamanda PragDilbilim Çevresi'nin önde geleiı temsilcisidir. Önceleri

FinUgur budunbilgisiyle uğraştı ve Budunbilgisd Kurumu'nun toplantılarına kaüldı. Daha sonra ülkesindenaynlmak zorunda kaldı. 1922'den ölümüne dek ViyanaÜniversitesi'nde görev yaptı. 1928’de kendisi gibi Rusgöçmeni olan R. Jakobşon ve S. Karsevski'yle birlikte,

Page 198: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 198/302

1926'da kumlan Prag Dilbilim Çcvresi'ne katıldı. Buçevredeki dilbilimcilerin 1928'de La Haye'de toplanan

Uluslararası I. Dilbilimciler Kurultayı'nâ sunduklarısesbilim izlencesi büyük ilgi uyandırdı. Kısa şüre son-ra genişletilerek Prag Okulu'nun ilkelerini içeren bir bildiri niteliği kazandı. Başlıca dilbilim sorunlarıylasesbilim dışında yazınsal dille ilgili saptamalar da içe-ren 1929 Savlan ve Trubetskoy'un Grundzüge der  

Phonologie  (Sesbilim İlkeleri) [1939] adlı, yapıtı ses- bilime yöntem açısından dilbilimin öncü dalı niteliğinikazandırdı. Bu yapıt işlevsel dilbilimin sesbilim ala-nındaki temelini oluşturur ve birçok yapısalcı yakla-şımın esin kaynakları arasında yer alır. Saussure'ündil/söz karşıtlığına uygun olarak Trubetskoy söz düz-

lemindeki seslerle, dil düzlemindeki sesleri ayırt eder.Sesbilgisi sözdeki, sesbilimse dildeki sesleri, bir başkadeyişle sesbirimlen inceler. Sesbilim işlevsel bir kav-ramdır ve Trubetskoy'un düşüncesinin temelini oluştu-rur. En az bir sesbilimsel karşıtlığa  dayanan, ayırıcı, belirgin özellikler içeren sesbilim aynı sesbirimin ayrı

gerçekleşmeleri olan değişkelerden ayrılır. Sesbirimintanımlanması için dizge içindeki yerinin saptanmasızorunludur. Bu da çeşitli karşıtlıkların belirlenmesinigerektirir: İkiyanlı/çokyanlı, orantılı/tekil, yansızlaşa

 bilir/sürekli, vb. Sesbinmler dışında vurgu, titrem, sü-re, vb. bürün olgularıyla da ilgilenen Trubetskoy bu

alandaki incelemelere ilişkin sağlam ilkeler öngörmüş,savlarım iki yüz dolayındaki dil ve lehçeye ilişkin araştırmalann ürünleriyle desteklemiştir. Ayrıca kimiçalışmaları sesbilimi yalnızca eşsüremle sınırlamadı-ğını, artsüremli bir sesbilim de öngördüğünü ortayakoymaktadır.

tumturak (Alm. Emphase,  Fr. emphase, İng. emphasis). Bir düşünceye güç katmak için başvurulan anlatım tü-rü. Tumturak hem sözcük seçimi, hem vurgu ve tit-remleme alanında karşılaşılan bir olgudur,

tutarlılık (Alm. Kohârenz, Fr. coherence, İng. coherence). Birbirini izleyen tümce ya da sözcelerin sözdizim, an-lam ve kullanım bakımından, çelişmezlik ilkesine uy-gun biçimde bir arada bulunuşu,

tümce (Alm. Satz, Fr. phrase, proposition, İng. sentence). 1. Geleneksel dilbilgisinde, anlam açısından eksiksiz

i  *

Page 199: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 199/302

sayılan, bir kesinti ya da durakla sınırlanan söz. 2. Dağılımsal dilbilimde, özyeterliği ve sözdizimsel bağım-

sızlığı olan, kesintili öğelerden oluşan, daha geniş bir parçanın kurucusu olmayan parça. 3. İşlevsel sözdizimde bütün öğeleri bir yüklem ya da eşbağımlı birçokyükleme bağlı söz zinciri parçası. 4. Üreticidönüşümsel dilbilgisinde üretim kuralları (yeniden yazımve dönüşüm kuralları) uyarınca abecede yer alan sim-

gelerin sıralanmasıyla elde edilen, edincin betim-lenmesine ilişkin öğeler bütünü. Tümce terimi, çeşitlikuram ve anlayışlara göre değişen içerikler kapsar. Bu

 bakımdan söz konusu terimi tek tanıma indirgemek olanaksızdır. Yukarıda verilen tanımlardan birincisininyansıttığı anlayış her yönden eleştirilmekte, İkincisi

öğelerle tümce arasındaki ilişkilere yer vermediği içinyetersiz görülmektedir. Türkçe'de tümceler yüklemle-rine göre ad tümcesi ve eylem tümcesi (Bak. ad tümcesi, eylem tümcesi) olmak üzere ikiye ayrılır; yapıla-rına göre yalın tümce ve bileşik tümceler (Bak. yahn tümce, bileşik tümce)  birbirlerinden ayırt edilir. Tüm-celer bağlantılarına göre bağımsız sıralı ve eşbağımlıtümce (Bak. bağımsız sırab tümce, eşbağımlı tümce), açıklamalı ve karma sıralı tümce türlerine ayrılır. Ku-ruluş bakımından düz, devrik (Bak. devrikleme), kesiktümcelerle, ayraç tümceleri birbirinden ayırt edilir. 1çerik bakımından olumlu ve olumsuz tümcelerle soru,

 buyrum, ünlem, dilek tümcelerinden söz edilir,tümcebüim (Alm. Syntax, Satzlehre,  Fr. syntaxe, îng.

syntax). Anlamlı birimlerin tümce oluşturacak biçimde bir araya gelme, tümcelerin birbirine bağlanma, üre-tilme, dönüştürülme, vb. kurallarını inceleyen dal.

(Sözdizim de denir.) Geleneksel tümcebilim, sözcükle-rin işlevine yönelmiş, anlamsal ölçütlere, söz bölüklerikavramına başvurmuş, ömeğiiı özneyi "işi yapan",nesneyi "işin etkisinde kalan", vb. diye tanımlamıştır.Bu anlayışta temel ilkeler düşünceye, mantığa ve ikiişlevin varlığına bağlıdır: Özne ve yüklem işlevleri.

Bunlardan birinin bulunmadığı durumlarda eksiltiden söz edilir. Düzenlilik, kurallılık olmayan yerde düzen-lilik, kurallılık aranır. Onun için de birtakım yarsayımsal düzenlilikler kural sayılır. Olguların nasıl olduğudeğil, nasıl olması gerektiği araştırılır. Kuralcı anlayış

Page 200: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 200/302

da bundan kaynaklanır. Yapısal tümcebilim,  eksiltikavramından kaçınır, anlamsal ölçütlere genellikle

 başvurmaz, biçimbilim/tümcebilim ayrımını bir yanaiter. Açık seçik ölçütlere yer vermeye çalışır, bütüncelerden kalkarak işlemlerini, çözümlemelerini gerçek-leştirir. Bu işlemlerde ikili bir yol izlenir. Sesbilim-lerden biçimbirimlere, dizimlere, tümcelere... ya datümcelerden dizimlere, biçimbirimlere geçilir. L.Bloomfield'e göre tümcebilim bağımsız biçimleri(yaklaşık olarak sözcükleri) incelemeli ve dolaysız ku-rucular kavramına başvurmalıdır. L. Tesniere hem bi-çimsel, hem anlamsal ölçütlerden yararlanır. Ona göre"yapısal" terimi "sözdizim" terimiyle eşanlamlıdır;"biçimbilimsel" terimiyse "anlamsal"la aynı anlama

gelir. G. Guillaume'a göre, sözdizim "anlatım"a bağla-nır ve biçimbilimsel boyuta göre ikincil bir önem taşır. İşlevsel tümcebilim  (A. Martinet) birtakım anlamsalölçütlere de yer verir; "durum" kavramını inceleme dı-şında bırakır, anlambirimleri belirleyerek bunların iş-levlerini saptar, sözdizimsel özerklik derecelerine göre

sınıflandırır: Bağımsız aniambirimler (örn. tek başmasözce oluşturabilen eylem, bugün, yarın  gibi belirteç-ler), bağımlı anlambirimler (genellikle adlar), işlevselanlambirimler (ilgeçler, bağlaçlar). Üretici-dönüşüm-. sel tümcebilim  (N. Chomsky) konuşucunun daha öncehiç oluşturmadığı ya da duymadığı tümceleri nasıl üre-

tip anladığını göstermeyi amaçlar. Bütünce kullanmaz.Bir dildeki olanaklı tümceleri üretebilecek bir kurallardizgesi oluşturmak ister. Öngördüğü üretici taban, de-rin yapıları ele alır; dönüştüıümsel bölümse yüzeyselyapılara geçişi inceler. Bak. sözdizim.

tümcebilimsel (Alm. syntaktisch,  Fr. syntaxique,  îng.

syntactic).  Tümcebilime • ilişkin olan, tümcebilimle il-gili.tümceötesi (Alm.  fransphrastisch,  Fr. transphrastique, 

İng. transsentential).  Tümce boyutlarım aşan, birdençok tümce kapsayan birimleri belirtmek için kullanılır.Geleneksel dilbilgisinin üzerinde durmadığı tümce-

ötesi birimler sorunu, çağdaş dilbilim çalışmalarındaönemli bir yer tular.tümcesel (Alm. phrastisch,  Fr. phrastique,  îng. senten- 

tial) Tümceye ilişkin olan, tümceyle ilgili.

Page 201: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 201/302

tümeller (Alm. Universalien,  Fr. universaux,  İng. uni- versals).  Bütün doğal dillerde bulunduğu varsayılan

ortak özellikler, ortak kavramlar, vb. Dillerin ben-zerliği ilkesini benimseyen özdevimli çeviri ve üreticidilbilgisiyle birlikte tümellerin önemi çok artmıştır. Nevar ki yeryüzünde konuşulan dillerin (kimi saptamala-ra göre 2000* kimi saptamalara göre 6000 dolaylarındadil vardır) tümünün incelenmediği düşünülürse, tümel-

lerin görece bir nitelik taşıdığı anlaşılır. Bugüne değinsaptanmış dilsel tümeller arasında özellikle çift eklemlilik,. sesbirimlerin sınırlı sayıda oluşu (her dilde 2040dolaylarında), yüklem görevini yerine getiren öğelerleişlemsel birimlerin varlığı, vb. dikkati çeker,

tümleç (Alm. Ergânzunğ, Objekt,  Fi\ complementy  İng.

complement).  Geleneksel dilbilgisinde, yüklemin an-lamım çeşitli açılardan bütünlemek, belirginleştirmekya da pekiştirmek amacıyla kullanılan sözcük ya dadizim. Tümleçler içinde genellikle düz tümleç ya danesne, dolaylı tümleç, ilgeç tümleçleri ve belirteç tüm-leçleri birbirinden ayırt edilir. Sözcük kavramına veanlama başvurulmasını eleştiren kimi çağdaş dilbilimakımlan tümleç terimi yerine başka terimler kullanır:Yayılım, tümleyen, vb.

tümleyen (Alm.  Angabe,  Fr. circonstant,  İng. circum- stantial element).  Bağımsal dilbilgisinde, eylemin be-lirttiği oluşla ilgili zaman, yer, koşul nedeıı, vb. anla-tan belirteç ya da belirteç nitelikli birim ya da birimler

 bütünü. Tümleyenlerin sayısı belirsizdir; kullamlmalan da zorunlu değildir,

tümsürem (Alm. Panchronie,  Fr. panchronie,  İng. pan- chrony).  Bir dilin ya da çeşitli dillerin her döneminde

görülen olguların tümü; süreklilik gösteren olgular bü-tünü. Bak. tümsüremli tümsüremli (Alm. panchronisch,  Fr. panckronique İng. panchronic).  Tümsüreme ilişkin olan, tümsüremi elealan. Örneğin sesler her zaman değiştiğine göre, buolgu tümsüremli nitelik taşır. Artsüretîîli ve eşsüremli

olguların karşıtlığını aşan tümsüremli bakış açısı genelkurallar belirlemeye yönelir,tür adı (Alm. Gattungsname,  Fr. nom commun,  İng.

common noun).  Geleneksel dilbilgisinde, kapsam öl-çütü çerçevesinde yapılan ayrım uyarınca, özel adlara

Page 202: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 202/302

karşıt olarak ele alınan, bir tür ya da bütünün herhangi bir öğesini ya da bir soyutlamayı belirten ad. (Cins adı 

da denir.) [öm. çiçek, at, erdem, erkek, vb.] Ay, Güneş  belirttikleri bütün tek öğeli olmakla birlikte tür adı sa-yılırlar.

türemiş tümce (Alm. abgeleiteter Satz,  Fr.  phrase derivee,  İng. derived sentence).  Üreticidönüşümseldilbilgisinde, çekirdek tümceye karşıt olarak, zorunlu

dönüşümlerin yanı sıra seçimlik dönüşümler de içerentümce.türetme (Alm. Ableitung, Derivation, Fr. derivation, İng.

derivation).  1. Çeşitli dillerde, bağımlı ya da bağımsız bir kökene sözlüksel özerkliği olan (kimi önekler) yada olmayan (sonekler) yapım ekleri getirerek ya da bir

eki kaldırarak, değiştirerek yeni sözlüksel birimler oluşturma yöntemi. Örneğin algı, balam, gözlük,  vb.sözcükler türetme ürünüdür. Türkçe’de türetme ad yada eylem kök ya da gövdelerine yapım ekleri getirile-rek gerçekleştirilir. Kimi dilbilimciler türetmenin kap-samına bileştirmeyi de alırlar. 2. Dönüşümsel dilbilgi-

sinde, temel önermelerden gerçekleşmiş tümcelere ge-çilmesini sağlayan sürecin içerdiği aşamalardan biri.

türev (Alm. Ableitung, Derivat,  Fr. derive, İng. deriva- tive).  Türetme yoluyla oluşturulmuş biçim; Örneğinhilaldik   birimi kulak  ve lıktm  oluşmuş bir türevdir.

Page 203: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 203/302

uulaç (Alm. Gerundium,  Fr. gerondif,  İng. gerund).  Ey-

lemden türeme,.çoğunlukla belirteç  işlevi yerine geti-

ren eylemsi. (Bağ-eylem  de denir.) Türkçe'de ulaçlarkişi ve kesin bir zaman kavramı aktarmaz, öğeleri bağ-layıcı bir özellik taşırlar. Ulaç ekleri: -ip (-ıp, -üp, -up),  -erek (-arak), -e (-a), -ince (-ınca, -ünce, -unca), -meden (-madan), -meksizin (-maksızın), -dikçe (-dıkça, -dükçe, -dukça; -tikçe, -tıkça, -tükçe, -tukça), -eli (-alı), -ken (-iken), -diğinde (-dığında, -düğünde, -duğunda; -tiğinde, -tığında, -lüğünde, -tuğunda), vb.

ulam (Alm. Kategorie,  Fr. categorie,  İng. category). Dilbilgisel ya da anlamsal sınıflandırma birimi; çeşitliortak dilbilgisel ve anlamsal ölçütlere göre dil öğeleri-nin yerleştirildiği ya da oluşturduğu sınıf. Ulam, ge-nellikle dizisel boyut düzleminde yapılan bir sınıflan-dırma işleminden kaynaklanır. Dilbilgisel bir ulam,çeşitli biçimbirim ya da belirtilerle anlatılan bir kav-ramı gösterir. Sayı, cins, belirlilik ulamları ad ulamlandir; zaman, kip, görünüş ulamlarıysa eylem ulamla-

rıdır; derece (artıklık, üstünlük) daha çok sıfatı ilgilen-dirir. Öte yandan ad, eylem, vb. birincil; cins, kip, du-rum, vb. ise ikincil dilbilgisi ulamları sayılır. Özne,yüklem, nesne, vb. işlevsel ulamlardır. Üreticidönü-şümsel dilbilgisinde, yeniden yazım kurallarında yeralan simgeler, çeşitli dizim ulamlarını belirtir; AD (Ad

Dizimi), ED (Eylem Dizimi) birer ulamdır,ulama (Alm. Anschluss, Bindung,  Fr. liaison,  İng.. con- nection). Bir sözcüğün sonsesiyle onun ardından gelensözcüğün önsesiniıi kaynaşmasına yol açan birleştirme(öm. art arda dizimindeki öğeler arasındaki ulama),

ulamsal (Alm. kategörial,  Fr. categöriel,.  İng. cate- 

gorial): Ulama ilişkin olan, ulam belirten,ulamsal bileşen (Alm/ kategoriale Komponente,  Fr.composante categorielle,  İng. categorial component). Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, tabanda yer alan vedilbilgisi ulamlarıyla sözdizimsel yapılara ilişkin olan

Page 204: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 204/302

 bileşen. Ulamsal bileşen, bir simgeler abecesiyle yeni-den yazım kurallarını içerir. Simgeler abecesi, başlan-

gıç simgesi (T=Tümce), dilbilgisi ulamlarını gösterenulamsal simgeler (AD=Ad Dizimi, A=Ad, vb,), yapı-lacak işlemlere ilişkin simgeler (+ = zincirleme işlemi,vb.), vb. öğelerden oluşur. Yeniden yazım kural-larıysa, simgelerle yapılan işlemlere ilişkindir,

ulusal dil (Alm. Nationalsprache,  Fr. langue nationale, 

îng. national language).  Bir devletin bayrağı altındayaşayan bir ulusun yasaca tanınan ortak dili. Örneğin: Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal dili, Türkçe'dir,uluslararası sesçil abece (Alm. intemationales phone- 

tisches Alphabet,  Fr. alphabet phonetique International,  îng. International phonetic alphabet).  Çevriya-

zıda yaygın biçimde kullanılan yöntem. Bak. çevriyazı. uyak (Alm. Reim,  Fr. rime,  îng. rhyme).  En az iki dize

sonundaki eşseslilik. Yalın uyakta,  biri ünlü olmak üze-re ikişer ses eş niteliklidir; varsıl (zengin) uyaktaysa. yalın uyaktan önceki ses ya da seslem de özdeştir. Tanm uyakta yahu uyaktan daha az ses özdeşliği vardır.Ündeşli uyak , eşsesli sözcüklere dayanır. Baş uyak  di-zelerin başlarında, iç uyak  dizelerin ortalarında bulu-nan uyaktır  Açık uyak,  açık seslemle, kapalı uyak, ka-

 palı seslemle biter. Sarma uyakta,  birinciyle dördüncü,İkinciyle üçüncü dize sonlarındaki eşseslilik söz konu-sudur. Çapraz uyak,  birinciyle üçüncü, İkinciyle dör-düncü dizeler arasındaki uyaktır. Çok uyak,  dizelerdeikiden çok sözcük arasındaki uyaktır. Dizelerinde iki-şer uyak bulunan koşalara (beyitlere) çift uyak  denir,

uyaran (Alm. Stimulus, Fr. stimulus, İng. stimulus). Dav-ranışçı kuramda, bir yanıta yol açan olgu. Bak. yanıt. 

uyarlık (Alm.  Adâquatheit,  Fr. adequation,  îng. ade- quacy). Dil olgularına ilişkin betimleme ve/ya da açık-lamaların bu olgulara uyması, bunları gerektiği bi-çimde yansıtması (örn. bir dilbilgisinin uyarlığı),

uydu (Alm. Satellit,  Fr. satellite,  îng. satellite).  Çekir-değe bağımlı olan öğe (A. Martinet).

uygarlık dili (Alm. Kultursprache, Fr. langue de çivili- sation,  îng. cultural language). Belli bir uygarlık biçi-minin, ekin türünün yayılmasına aracılık eden, bir ya-zına taşıyıcılık yapan, başka dilleri de etkileyen dil.Örneğin Türkçe, büyük bir uygarlık dilidir. ,f"

Page 205: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 205/302

uygulamak dilbilim (Alm. angewandte Linguistik , Fr.linguisfique appliquee,  îng. applied linguistics).  Dilbi-

limin kuram ve ilkelerinden yararlanarak bildirişimidaha etkin kılmayı, dil öğretiminden özdevimli çevi-riye değin uzanan çeşitli alanların sorunlarına uygu-lama düzleminde çözüm getirmeyi amaçlayan karmadal. Uygulamalı dilbilim terimi, hem dilbilim başkadallara (çeviri, budunbilim, dil öğretimi, vb.), han de

 başka dallar (mantık, matematik, vb.) dilbilime uygu-landığında kullanılmaktadır. Uygulamalı dilbilim, özellikle dil öğretimi alanında çok önemli bir işlev ye-rine getirmiş, geniş kapsamlı yöntemsel yenilikler ger-çekleştirmiştir (öm. görselişitsel yöntemler). Günü-müzde yöntembilimi, uygulamalı dilbilimden bağım-

sızlaştırma çabaları görülmekte, uygulamalı dilbilimalanı, öğretilecek dile ilişkin özelliklerle sınırlandınlmaya çalışılmakta (R. Galisson), "ne öğretilecek?” so-rusu önem kazanmaktadır,

uygunluk (Alm. Konkordanz,  Fx. concordance,  îng.concordance).  Kimi dillerde, yantümcedeki eylem

zamanının temel tümcedeki eylem zamanına uyması,uyum 1. (Alm. Harmonie, JVohlldang, Fr. harmonie, îng.harmony).  Çeşitli ses nitelik ve birleşimlerinden do-ğan, beğenilere uygun düşen işitsel izlenim. 2. Bir sözcükteki ünlüler ya da ünsüzler arasında görülen

 benzeşim olayı. 3. (Alm. Kongruenz, Fr. accord,  îng.

concord, agreement).  Çeşitli dillerde özneyle yükle-min, ad ve sıfatm, vb. cins, sayı, durum, kişi, vb. yö-nünden birbirine uymasıyla ortaya çıkan sözdizim ol-gusu. Uyum, dilden dile büyük değişiklikler gösterir,

uyumluluk (Alm. Kohasion, Fr. cohesion, İng.cohesion).%fjetik düzleminde, öğeler arasındaki anlamsal uygun-

luk.uzama (Alm. Dehnung, Lângung,  Fr. allongement,  îng.

lengthening).  Bir sesbirimin ya da sesbirim öbeğininoluşum süresinin artması,

uzamsal dilbilim Bak. dübUimsel coğrafya. 

uzlaşım (Alm. Konvention, Fr. convention,  îng. conven- tion).  Gösterenle gösterilen arasındaki bağın doğal ol-madığını savunan Saussure’cü görüşte, bireyler arasın-da bulunduğu varsayılan örtük sözleşme. Bak. saymaca.

Page 206: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 206/302

uzlaşımsal Bak. saymaca.uzun (Alm. lang,  Fr. long,  İng. long).  Karşılaştırıldığı

öğelere oranla sürede daha çok yer kaplayan sesler için kullanılır. Örneğin âşık  sözcüğündeki önses uzun-dur. Bak. kısa. 

uzunluk 1. (Alm.  Dauer,  Fr. longueur,  İng. duration). Bir sesin uzun olma özelliği. 2. (Alm.  Lânge,  Fr. longueur,  İng. length).  Bir sesin kapladığı süre. Uzunluk,

 bir nicelik olgusudur ve kimi dillerde dilbilimsel birişlev yerine getirir. Bak. kısalık, süre. uzun seslem (Alm. lange Silbe,  Fr. syllabe longue,  İng.

long syllable).  Uzun ünlü kapsayan seslem, örneğinmali sözcüğünde iki uzun seslem vardır.

Page 207: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 207/302

••

u

üleştirme sıfatı Bak. sayı sıfatı.ülküsel konuşucu-dinleyici (Alm. idealer Sprecher-  Hörer,  Fr. bcuteur-auditeur ideal,  İng. ideal speaker- hearer).  N. Chomsky'nin kuramsal olarak saptadığı,dili kullanırken edim alanında bildirişimsel, ruhbilimsel, vb. bakımından aksaklık göstermeyen kişi..

ündeş (Alm. Wortspiel, Fr. calembour, İng. pun). Eşseslisözcüklerle yapılan söz oyunu, örneğin Deme kış yaz, oku yaz sözü ündeş içerir,

ündeşli uyak Bak. uyak.ünlem (Alm. Interjektion, Ausruf, Empfindungswort, Fr.

interjection,  İng. interjection). Konuşucunun duygusal bir tepkisini dile getiren, korku, sevinç, şaşkınlık, acı-

ma anlatan, çağrı, buyruk, yasaklama, vb. belirten vetek başma tümce oluşturabilen sözcük. Örneğin  A!, ey!, ya!, hadi!, vay!  sözcükleri Türkçe'deki ünlemlerarasında yer alır. Yansımalar, adlar, eylemler, vb. deünlem olarak kullanılabilir. Ünlem içeren tümcelereünlem tümcesi adı verilir,

ünlem tümcesi (Alm. Ausrufesatz,  Fr. phrase exclama- tive, phmse intejyective,  îng. interjective sentence). Ünlem içeren, ünlem değeri taşıyan tümce (öm.  Ha göreyim seni!). 

ünlü 1. (Alm. Vokal,  Fr. voyelle,  İng. vowel).  Akciğer-lerden gelen havanın ses yolunda herhangi bir engelle

karşılaşmadan akışı ve ses tellerinin titreşmesi sonucuoluşan biçimlendiricilerin çok belirgin bir yapı ortayakoyduğu ses (öm. [a], [e], [i], vb). Ünlüler dönemsel,müziksel seslerdir. Dilin konumuna, ağzın açıklık de-recesine ve anlatıcılara göre sınıflandırılırlar. 2. (Alm.vokalisch, Fr. vocalique,  îng. vocalic). Ünlüleri oluştu-

ran özelliği belirtmek için kullanılır. Örneğin akıcılar,ünsüzleri nitelendiren özellikler de içermekle birlikte ün-lü sayılırlar. (Ünsüz olmayan  [Alm. nicht-konsonantisch, Fr. non-consonantique, îtıg. non-consonantat\  da denir.)

Page 208: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 208/302

ünlü almaşması (Alm. Ablauty¥ı. apophonie, alteman- ce vocalique,  îng. apophony, vocalic altemation, vowel gradation).  Kök, sonek, vb. bir yapım öğesindeki ün-lülerde görülen almaşma olgusu. Bak. almaşma. 

ünlü boşluğu (Alm.  Hiat,  Fr. hiatus,  îng. hiatus).  Birsözcükte ya da birbirini durak olmadan izleyen ikisözcük arasında, ayrı seslemlere bağlı iki ünlünün rast-laşması. Örneğin gide-im' deki ünlü boşluğu, -y- öğesi-

nin eklenmesiyle giderilir: gide-y-im. ünlü değişimi Bak. tını değişimi. ünlülerarası (Alm. intervokalisch,  Fr. intervocalique, 

îng. intervocalic).  îki ünlünün arasında yer alan ün-süzü belirtir. Örneğin ece  sözcüğündeki [c] sesiünlülerarası bir ünsüzdür,

ünlüleşme (Alm. Vokalisierung,  Fr. vocalisation,  îng.vocalisation).  Artsürem ya da eşsüremde bir ünsüzününlüye dönüşmesi,

ünlü olmayan Bak. ünsüz.ünlü uyumu (Alm. Vokalharmonie,  Fr. harmonie voca

li qu e,  îng. vowel harmony). Kimi dillerde, bir sözcükte bulunan bir ünlünün etkisiyle öbür ünlülerin de onauyması sonucu ortaya çıkan ilerleyici ya da gerileyici

 benzeşim olayı. Ünlü uyumu özellikle Türkçe'yi de içeren FinUgur dillerinde önemli bir yer tutar. Türk-çe'de bir sözcükteki ünlüler ilk seslemdeki ünlüye göreön ya da art ünlü olurlar, düzlük ve yuvarlaklık bakı-mından ilk seslemin ünlüsüne uyarlar. Bak. büyük ünlü uyumu, küçük ünlü uyumu. 

ünsüz 1. (Alm. Konsonant,  Fr. consonne,  îng. consonant).  Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda birkapanma ya da engelle karşılaşması sonucu oluşan ses

(örn. [p], [d], [c], vb.). Ünsüzler kapanma ya da enge-lin türüne ve yerine göre sınıflandırılan, titreşimsizleridönemsel olmayan, gürültü niteliği taşıyan seslerdir. 2.(Alm. konsonantisch,  Fr. cönsonantiquey îng. conso- nantal).  Ünsüzleri oluşturan özelliği belirtmek içinkullanılır. (Ünlü olmayan  [Alm. nicht - vokalisch,  Fr.

non-vocalique, îng. non-vocalic] da denir.)ünsüz değişimi (Alm.  Lautverschiebung,  Fr. mutation consonantique>îng. consonant mutation).  Özel olarakHintAvrupa kapantılılanmn önce ortak Germence'deki, sonra da Yüksek Almanca'daki evriminde görü-

Page 209: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 209/302

len titreşimlileri titreşimsize, titreşimsizleri de sızıcı-lara dönüştüren süreç. Ortak Germence'deki değişime

 birinci, Yüksek Almanca'daki değişmeyeyse ikinci ün-süz değişimi denir. Değişimlerin yol açtığı evrim Al-man dilbilimcisi J. Grimm tarafından dizgeleştirilmiştir (1822): [bh], [dh], [gh] [b], [d], [g]; [b], [d], [g]> \p l  [t], M; [p], M, [k] » ffl, [0], [h] (Grimm Ya-şası). Birtakım ayrık biçimleri açıklayamayan Grımm

Yasası'nı, sonradan DanimarkalI dilbilimci K.Vemer,vurgunun yerini göz önünde tutarak bütünlemiştir(Vemer Yasası, 1875).

ünsüz olmayan Bak. ünlü.ünsüz uyumu (Alm. Konsonantenharmonie, Fr. harruo- 

nie consonantique, İng. consonarıt harmony).  Bir söz-

cükteki ünsüzler arasında görülen benzeşim. Türkçe'desert ünsüzlerle biten bir sözcüğe [c], [d], [g] ünsüzle-rinden biriyle başlayan bir ek getirilince bu ünsüzlerde sert ünsüze dönüşür (öm. ekmek-ci > ekmekçi; süt - den > sütten; coşgun > coşkun). 

üretici (Alm. generativ,  Fr. generatif,  îng. generative). Sözdizimsel, anlamsal, sesbilimsel bileşenlere ilişkinkuralların uygulanmasıyla bir dilin dilbilgisine uyguntümceleri oluşturup betimleyebilecek bir düzenek nite-liği taşıyan dilbilimsel ömekçeleri, kavramları belirtir,

üretici anlambilim (Alm. generative Semantik,  Fr. se

man ti qu e generative, îng. generative semantics).   N.Chomsky'nin üreticidönüşümsel dilbilgisi kuramındaanlamsal bileşene verilen yer konusu çevresinde oluşa-rak derin yapının salt sözdizimsel nitelikli ve anlamsalyorum için yeterli olduğu görüşüne karşı çıkan, sözdizimle anlamsal düzeni kaynaştıran görüş. G. Lakoff,

derin yapıya karmaşık bir görünüm vererek bununsözdizimselanlamsalmantıksal bir nitelik olduğunusavunur. Chomsky de sözdizim/anlambilim ayrımınısürdürmekle birlikte anlamın belirlenmesinde yüzey-sel yapılara belli bir yer verir.

üretici dübilgisi (Alm. generative Grammatik,  Fr.

grammaire generative, îng. generative grammar).  Ül-küsel konuşucudinlcyicinin edincini biçimselleştire-rek betimleyen kurallar dizgesi. Üretici dilbilgisi, belli bir doğal dilin yalnızca gerçekleştirilmiş tümcelerini

Page 210: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 210/302

değil, gerçekleştirilebilecek bütün gücül tümcelerinide açık seçik olarak betimleme amacı güder,

üretici-dönüşümsel dilbilgisi (Alm. generative Trans

 formationsgrammatiky Fr. grammaire generative trans formalionnelle,  îng. transformational-generative gram- mar). Bir doğal dildeki sonlu sayıda kuralla dilbilgisi-ne uygun sonsuz sayıda tümce üretebilecek, dönüşüm bileşeninin eklendiği üretici dilbilgisi. N. Chomsky'yegöre, derin yapıyla yüzeysel yapının birbirinden ayrıolması üreticidönüşümsel dilbilgisinin temel düşün-cesidir. Yüzeysel yapı, üretici bölümde üretilen biçim-lere yinelenerek uygulanan dönüşüm işlemleriyle eldeedilir. Değişik doğrultularda gelişen üreticidönüşümsel dilbilgisi, genel olarak sözdizimsel bileşen, anlam-sal bileşen ve sesbilimsel bileşen bölümlerinden olu-şur. Bak. derin yapı, yüzeysel yapı. 

üretici sesbilim (Alm. generative Phonologie,  Fr. pho- nologie generative, îng. generative phonology).  Sesbi-rim kavramım kullanmadan yüzeysel yapıdan (dilbil-gisinin sözdizimsel bileşenince oluşturulan gösterge ya

da biçimbirimler düzleminden) gerçekleşen sözcelerinsöylenişine ilişkin sesçil düzeye geçilebileceğini önesüren sesbilim türü. Üretici sesbilim, sesbilimsel bile-şenin işleyişini gösterirken R. Jakobsoriun ikiciliktenkaynaklanan ayırıcı özelliklerine başvurur. Üreticisesbilim, ses olgularını dilbilgisine katma çabasını

yansıtır; genellikle, karşı çıktığı sesbilimden daha tu-tumlu olmakla birlikte, onu aşamayan bir uygulamaolarak görülür,

üretkenlik (Alm. Produktivitât ; Fr. productivite, İng. pro- ductivity).  Yeni birimler üretmeye olanak veren dilselsüreç ya da öğelerin özelliği. Örneğin Türk Dil Dev-

rimi üretken öğeleri canlandırarak Türkçe’yi her alan-da varsıllaştırmıştır.üslup Bak. biçem.üstanlambirim (Fr. archimoneme).  İki ya da daha çok

sayıda altanlamlı birimin ortak paydasını oluşturananlambirim. Örneğin sandalye ve^fo/ftrfcanlambirim

lerine oranla oturacak  üstanlambirimdir. Bu birim gös-terilen olarak ele alındığında üstanlambirimcik deme-tiyle özdeşleşir.

Page 211: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 211/302

üstanlambirimcik demeti (Alm.Archisemem, Fr. archi- sememe,  İng. archisememe).  Yapısal anlambilimde birdizi anlamlı birimin içerdiği ve tümünün ortak payda-sını oluşturan anlambirimcik demeti. Örneğin Sandal

 ye, koltuk, kanape,  vb.'nin üstanlambirimcik demeti"oturacak"tır.

üstanlamlı (Alm. hyperonym, Fr. hyperonyme,  îng. hy-  peronymous). Üstanlamlılık gösteren öğeleri belirtmek

için kullanılır. Bak. Üstanlamlılık. üstanlamlılık (Alm. Hyperonymie, Fr. hyperonymie,  îng.hyperonymy).  Bir sözlüksel birimin içerdiği birimleregöre durumu. Örneğin hayvan terimi kaplan la üstanlamlılık bağıntısı kurar,

üstdamaksıl (Alm.  Zerebral, KakuminalRetroflex,  Fr.

cerebrale, cacuminale, retrojlexe,  îng. cerebral, cacu- minal, retroflex).  Dil ucunun sert damağın üst bölgesi-ne değmesiyle oluşan ses (öm. İngilizce time "zaman"sözcüğündeki [t]),

üstdil (Alm. Metasprache,  Fr. metalangage, metalangue, îng. metalanguage).  1. Doğal dili ya da konudili ince-

leyip betimlemek için oluşturulmuş araç dil; dili anla-tan dil. Örneğin dilbilim terimleri, bir üstdil oluşturur.Doğal dilin göndergeleri, dil dışı gerçeklik düzlemindeyer alır; oysa, üstdilinkiler dilsel niteliklidir, konudilingöstergelerine ilişkindir (öm. dizim, sesbirim, ek, yapı,vb.). L. Hjelmslev'e göre, bir üstdil, bir gösterge diz-

gesini inceleyen gösterge dizgesidir, bir başka deyişle,içerik düzlemi bir anlamlama dizgesince oluşturulandizgedir. Öte yandan, bir üstdilin de yeni bir üstdilinkonudili olmasını ilkece hiçbir şey önlemez. 2. Doğaldil kullanılırken bildiriye açıklık getirmek için yapılantanım. Örneğin bir sözcüğün hangi anlama geldiğinisöyleme,

....

...demek istiyorum, bir başka deyişle gibikullanımlar üstdil işlevine bağlanır,

üstdil işlevi (Alm. metasprachliche Funktion, Fr. fonc- tion metalinguistique,  îng. metalinguistic function). Konuşucunun kullandığı düzgü üstüne bilgi verdiği,onun bir öğesini açıkladığı durumlarda gerçekleşen iş-lev. Örneğin Anlambirim, en küçük anlamlı birimlere verilen addır  tümcesinde üstdil işlevi egemendir. Bak.anlatımsalhk işlevi, çağrı işlevi,gönderge işlevi, Uişki işlevi, yazın işlevi.

Page 212: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 212/302

üstkatman (Alm. Superstrat,  Fr. superstrat,  İng. süper stratum). Bir dilin alanı içinde bir süre etkili olduktansonra, o dilin yerini alamadan, yalnızca birtakım ak-tarma olaylarına yol açtıktan sonra silinip giden dil.Örneğin Germen dillerinden Frankça, Galya'daki Ro-man dilini üstkatman olarak etkilemiştir. Bak. altkat- man, yankatman . 

üstsesbirim (Alm. Archiphonem, Fr. archiphoneme,  İng.archiphoneme).

  Yansızlaşabilir bir karşıtlık bağıntısıkuran iki sesbirimin ayırıcı ortak özelliklerine verilenad. Örneğin /p/ ile /b/ arasındaki karşıtlığın yansızlaşması sonucu İPİ  (ya da /B/) üstsesbirimi gerçekleşir,

üstsözlükbirim (Alm. Archilexem,  Fr. archilexeme,  İng.archilexeme).  Yapısal anlamb ilimde, bir dizi anlamlı

 birimde bulunan, tümünün ortak paydası olan anlambirimcik demetini oluşturan sözlükbirim. Örneğin sandalye, koltuk, kanape, vb.nin üstsözlükbiıimi oturacak'  tır.

üstündelik durumu (Alm. Superessivus,  Fr. superessif, İtıg. superessive).  Bir yüzey üstünde bulunulduğunu

 belirten ad durumu,üstünlük derecesi (Alm. Superlativ,  Fr. superlatif,  İng.superlative).  Bir niteliğin üst derecesi. Örneğin Türk. çe'de üstünlük derecesi en, pek  belirteçleriyle anlatılır.

Page 213: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 213/302

vanş durumu (Alm. Terminativus,  Fr. terminatif,  İng.terminative). Devinimin nereye değin sürdüğünü belir-ten ad durumu,

varsayımlı (Alm. hypothetisch, Fr. assomptif, hypotheti- que, İng. assumptive, hypothetical).  Bir varsayım be-lirtmeye yarayan dilsel öğeler için kullanılır,

varsıl uyak Bak. uyak.Vendryes, Joseph (18751960). Fransız dilbilimcisi.

Genel dilbilim ve özellikle de HmtAvrupa dilleri üre-rine çalışmaları vardır. Toplumsal boyuta büyük önemveren Vendryes, dilin her şeyden önce insanlar arasın-daki ilişkilere bağlı bir olgu olduğunu vurgulamıştır.

 Le Traite d'accentuation grecque  (Yunanca'daki Vur-gulama Üstüne İnceleme) [1904],  La Grammaire du 

vieil irlandais  (Eski İrlanda Dilinin. Dilbilgisi) [1908], Le Traite de grammaire comparee des langues classiques  (Klasik Dillerin Karşılaştırmalı DilbilgisiÜstüne İnceleme) [A. Meillet'yle birlikte; 1924] ve enünlü yapıtı olan  Le Langage (Dil)  [1921] başlıca ça-lışmalarıdır.

verici (Alm. Sender, Fr. emetteur,  İng. transmitter). Bil-dirişim eyleminde, alıcıya karşıt, olarak, gönderilen

 bildirinin kaynağında bulunan aygıt ya da kişi. Bildiri-nin kaynağında bulunan kişiyse, verici  terimi konu şucu  terimiyle özdeşleşir. Vericiye dönük dilbilgisi,tümcelerin oluşturulmasını sağlayan kuralları kapsar.

Verner, Kari (18461896). Alman dilbilimcisi. Kendiadıyla anılan ve Grimm Yasası’m bütünleyen, Germence?ye ilişkin bir ünsüz değişim yasası oluşturmuş-tur. Bak. ünsüz değişimi.

Vemer Yasası Bak. ünsüz değişimi. 

vurgu (Alm.  Intensitâtsbetonung, Druckakzent, Akzent, Fr. accent d’intensite, accent dynamiquei  İng. stress). Bir sözcükteki ya da sözcük öbeğindeki bir seslemiöbürlerine oranla daha belirgin, baskılı kılan yeğinlikartışı. Günümüzde yapılan araştırmalar, vurgunun ço

Page 214: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 214/302

ğu kez başka bürünsel olgularla birlikte ortaya çık-tığını ve onlardan kolay kolay yalıtılamadığını gös-termektedir. Kimi dillerde vurgunun yeri, her zamanaynıdır. Örneğin Fransızca'da sözcük öbeğinin sonseslemi, Fince'de sözcüğün sondan ikinci, Çekçe'de

 baştan birinci seslemi vurgu taşır. Bu durumda vurgu,sınır belirtici bir öğe niteliği taşır. Bak. vurgubirim.

vurgubirim (Fr. accentueme).  Dilbilimsel nitelikli bir

işlev yerine getirdiği durumlarda vurgunun aldığı ad.Vurgunun yeri Türkçe, İtalyanca, İspanyolca, Rusça,vb. dillerde değişkendir, bundan ötürü de dilbilimsel bir işlev yerine getirebilir (öm. Türkçe'de yâlnız/yalnız arasındaki ayrım).

vurgulama (Alm. Betonung, Akzentuierung,  Fr. accen- 

tuation,  îng. accentuation). Bir sözcükteki ya da söz-cük öbeğindeki bir ya da daha çok sayıdaki seslemi,vurgu bakımından öbürlerinden ayırt edilecek biçimdesöyleme.

vurgulu seslem (Alm. betorıte Silbe,  Fr. syllabe accen- tuee, îng. stressed syllable). Vurgu taşıyan seslem (öm.

 yalnızlık  sözcüğündeki son seslem).vurgusuz seslem (Alm. unbetonte Silbe, atonale Silbe, Fr. syllabe inaccentuee, syllabe atone,  îng. unstressed  syllable). Vurgu taşımayan seslem (öm. yalnızlık  söz-cüğündeki ilk iki seslem).

Page 215: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 215/302

 w 

Wartburg, Watther von (1888-1971). İsviçreli dilbi-limci. Roman dilleri ve özellikle de Fransızca üzerine

yaptığı çalışmalarla tanınmış, O. Bloch'la birlikte ünlü bir  Dictionnaire etymologigue de la langue frarıçaise (Fransız Dilinin Kökenbilim Sözlüğü) [1932] hazırla-mıştır.

Whitney, William Dwight (1827-1894). ABD'li dil- bilimci. Dilin toplumsal bir olgu ve bildirişim aracı ni-

teliği taşıdığını ve dilbilimin doğa bilimlerine bağ-lanmadığını, tarihsel bir bilim olduğunu savunmuş,Saussure'ün esin kaynaklan arasında yer almıştır. Baş-lıca yapıtı The Life o f Language (Dilin Yaşamı) [1875] adlı incelemesidir.

Whoıf, Benjamin Lee (1897-1941). ABD’li dilbilimci.

Dünyaya ilişkin kavramsal ulamlaştırmalarm tümüyleya da bir bölümüyle anadilinin içerdiği yapıyla belir-lendiğini savunmuştur. Kökenleri W. von Humboldt'adeğin gerilere uzanan bir kuramı ve E. Sapir'in görüş-lerini yeniden ele alıp değerlendiren Whorf un başlıcaçalışmalarından yapılmış seçmeler Language, Thought  and Reality  (Dil, Düşünce ve Gerçeklik) [1956] başlı-ğıyla yayımlanmıştır. Bak. Sapir, Edward.

Page 216: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 216/302

Page 217: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 217/302

smda katılan ve bildirişenlerin tümünce algılanmayan,ikincil kavramlara, imgelere, öznel izlenimlere, vb. ilişkin olan duygusal, coşkusal ikincil anlam; çağrı-şımsal değer. Yananlamlar bireysel yönler içerdiklerigibi toplumsal, tarihsel, ekinsel, vb. özellikler de kap-sarlar. Kimi dilbilimciler (L. Hjelmslev), yananlamlan, anlatım düzlemi düzanlam dizgesi olan bir içerikdüzlemi olarak ele alırlar. Toplum, doğal dilin kendi-sine sağladığı birinci dizgeden kalkarak yananlam diz-geleri oluşturur,

yanaşık sıralam (Alm. Parataxe, Fr.  parataxe,  îng. parataxis).  İki önermenin, aralarındaki ilişkiyi göste-ren herhangi bir bağlama öğesi kullanılmadan art ardasıralanması biçiminde gerçekleşen sözdizimsel düzen

(öm. Kar yağıyor, sokağa çıkmıyorum). yanıt (Alm. Antwort,  Fr. reponse,  îng. response).  Dav-ranışçı kuramda bir uyarana ya da uyaran duruma kar-şı gösterilen tepki. Yanıt dilsel de olabilir, dil dışı nite-lik de taşıyabilir. B. F. Skinner'e göre bir koşullan-dırmayla belirlenen dil UY (uyaranyamt) çerçeve-

sinde öğrenilir,yankatman (Alm. Adstrat,  Fr. adstrat,  îng. adstratum). Bir dilin kullanıldığı alana yakın ya da koıiışu bir böl-gede konuşulan ve o dili çeşitli açılardan etkileyen dil.Örneğin Almanca, Fransızca'nın, Fransızca da Almanca'nın yankatmanıdır. Günümüzde yankatman etkisi,

uzaktan bildirişim sağlanabilmesi nedeniyle, komşudiller çerçevesini aşmış bulunmaktadır. Bak. altkat- man, üstkatman. 

yanlış kökenleme Bak. köken yakıştırma. yansıma (Alm. Onomatopöie, Lautmalerei, Schallnach

ahmung, Fr. onomatopee,  îng. onomatopoeia). Dış ger-çeklik düzleminde var olan ses ya da gürültüleri, işitimseİ izlenimi yansıtacak biçimde aktaran, adlandırı-lan gerçeği ses öykünmesi yoluyla belirten dilsel öğe(öm. pat, fak, tık tık, vb.). Yansımalar her zaman yak-laşık bir öykünmenin ürünüdürler, bundan ötürü de

 belli oranda saymacalık içerirler. Göstergenin nedensizhği, buyrultusallığı, dillerin kökenini yansıma söz-cüklerde arayan görüşe karşı çıkar. P. Guiraud'nun dagösterdiği gibi, yansımaların seçiminde bile nedensiz

Page 218: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 218/302

lik, buyrultusallık görüldüğü gibi bu türlü birimler dilegirdikten sonra belli oranda evrim bile geçirirler,

yansız (Alm. Neutrum, Fr. neutre, îng. neuter). Kimi dil-lerde bulunan ve birtakım biçimsel ya da bağlamsal

 belirtilerle erilden de, dişilden de ayrılan dilbilgiselcins. Yansız çoğu kez cansızı belirtir, ancak onunlaörtüşmez.

yansızlaşabilir karşıtlık (Alm. neutralisierbare Oppo

si t ion Fr. opposition neutralisable,  İng. neutralisible opposition). Kimi durumlarda işlerliğini yitiren ikiyanlı karşıtlık. Sesbilimde, yansızlaşabilir karşıtlık öğele-ri, yansızlaşma durumlarında üstsesbirim içinde karşıtözelliklerini yitirirler,

yansızlaşma (Alm.  Neutralisierung,  Fr. neutralisation, 

~îng. neutralisation).  iki birim arasındaki karşıtlığın ayıncı niteliğini yitirmesi. Yansızlaşma olgusu, ilkinsesbilim alanında saptanmıştır. Ortak ayırıcı özellikleriçeren kimi sesbilimler, çeşitli bağlamlarda ayırıcı ni-teliklerini yitirirler; zorunlu olarak sesbilimlerden yal-nız biri gerçekleşir. Bu türlü durumlarda genellikle

üstsesbirimlerden söz edilir. Yansızlaşma, dilbilgisi vesözlük alanlarına da uygulanmıştır,yantümce (Alm.  Nebensatz,  Fr. proposition subordon- 

nee,  îng. subordinate clause). Bir başka tümceye bağlıolan, dilbilgisel özerkliği bulunmayan, bundan ötürüde yalın bir tümce olarak kullanılamayacak tümce.

(Bağımlanmış tümce  de denir.) [öm.  Bugün gelirse kendisiyle konuşacağım kuruluşunda bugün gelirse bö-lümü].

yanünsüz (Alm. Lateral\ Seitenlaut, Fr. laterale, îng. lateral). Dil ucunun ya da dil sırtının damağa değmesive havanın böylece ortaya çıkan engelin yalnız bir ya-rımdan ya da her iki yanından birden akmasıyla oluşanünsüz (öm. Türkçe'deki Uf). 

yapay dil (Alm. künstliche Sprache,  Fr. langue artifi- cielle,  îng. artificial language). Başka başka diller ko-nuşan bireyler arasında anlaşma sağlamak amacıyla,çoğu kez doğal dillerdeki öğelerden de yararlanılarakoluşturulan dil. Birçok yapay dil yaratılmıştır (en az200): Yapay öğelerin yanı sıra Roman dillerinden ya-rarlanılarak oluşturulan Esperanto (1887, Dr. L.Zamenhof), Esperanto'nun yalmlaştırılmasıyla yaratı-

Page 219: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 219/302

lan Ido (L. Couturat ve L. Beaufront), Oksidantal(1922, E.de Wahl), İngilizce'den kaynaklanan Volapük

(18791880, J. M. Schleyer), dilbilimcilerce oluşturulanInterlingua (19241951, A. Gode; 1951'de, UluslararasıYardımcı Dil Demeği'nce benimsenmiştir). Bunlarıniçinde doğal dillere en yakın olanı Interlingua, en yay-gın olanıysa, birkaç yüz bin kişinin bildiği varsayılanEsperanto'dur. Öte yandan, FORTRAN gibi, matema-

tiksel ve bilimsel uygulamalara dönük izlenceleme(programlama) dilleri de yapay dil olarak nitelendirilir.yapı (Alm. Struktur,  Fr. structure,  îng. structure).  Genel

olarak, bir bütünü oluşturan çeşitli bölümlerin bir birleriyle kurdukları ilişkilerden ve bütün içinde yerinegetirdikleri işlevlerden doğan düzen; özel olarak, dilsel

öğelerin oluşturduğu, eşsüremli iç bağıntılardan ve öğelerin işlevlerinden kaynaklanan, özerk nitelikli bü-tün, dizge; kimi durumlarda da dizimsel düzlemdeki ilişkilerin oluşturduğu bütün; sözdizimsel düzen. Bak.derin yapı, yüzeysel.yapı.  Yapı kavramı, XX. yüzyıldilbiliminin temel kavramıdır ve dilbilim yöntemlerin-den yararlanan öbür insanbilimlerinde de çok önemli

 bir yer tutar. Yapısalcılığın odaklaşma noktasını oluş-turan bu kavramı, ana çizgileriyle ilk kez F. deSaussure'de buluruz. (Bu bilgin, yapı terimim söz ko-nusu anlamda kullanmamış, dizge  terimini yeğlemiş-tir.) Dili, aynı anda bir arada bulunan eşsüremli öğele-rin işlevleri bakmamdan incelemek gerektiğini ortayakoyan Saussure, evrim olgularına öncelik veren XIX.yüzyılın dil anlayışını kökünden sarsmıştır. Böylecedilin belli bir evresindeki iç gerçeklik önem kazanmış,

 bağıntılardan kurulu, değerini birbirinden alan dayanı-şık öğelerin yarattığı düzene ya da yapıya yönelik araştırmaîar dilbilime egemen olmuştur. Yapı kavramı

 başka birçok bilim dalının da esin kaynağıdır. Bak. ya pısalcılık, yapısal dilbilim.yapı ağacı Bak ağaç.yapıbilgisiBak. biçimbilim.

yapım eki (Alm. Formans, Bildungselement,  Fr. affıxe de formation,  îng. derivational affix).  Sözcüğün anlamve çeşit bakımından ayrı bir nitelik kazanmasını sağla-yan yeni öğeler oluşturmaya yarayan ek (öm. leblebici, evli, gönüldeş sözcüklerindekid, -li, -deş ekleri).

Page 220: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 220/302

yapısal (Alm. strukturell,  Fr. structural,  îng. structural). 1. Yapı niteliği taşıyan, yapı özelliği sunan. 2. Yapıyıele alan, yapılan inceleyen. Yapısal incelemeler,eşsüremli olgulara yönelişin ürünüdür.

yapısalcı (Alm. strukturalist,  Fr. structuraliste,  îng.structuralist).  Yapısalcılıktan yana olan, yapısalcılığı benimseyen.

yapısalcılık (Alm. Strukturalismus,  Fr. structuralisme, 

tıg. structuralism).  Olgulan bir bütünün öğeleri olarakve bu bütün içindeki ilişkileri bakımından ele alan, ya- pı incelemelerine yönelen, dilbilimin yanı sıra, daha başka birçok insan biliminde önemli bir yer tutan çe-şitli akımlara verilen ortak ad. Bak. yapı. XX. yüzyıl,insan bilimlerinde yapısalcılık çağı sayılır. Yapısalcı-

lık ilk kez dilbilim alanında biçimlenmiş ve bilimsel bir yöntemle donanmıştır. Bak.  yapısal dilbilim.  Ki-milerinin salt bir yöntem olarak gördüğü yapısalcılığı,kimileri bir öğreti ya da değişik türden araştırmalardagözlemlenen ortak bir eğilim olarak yorumlar. Yapı-salcılığın kapsadığı akımların çeşitliliği karşısında ya-

 pısalcılık yerine yapısalcılıktanian söz etmenin dahadoğru olacağını savunanlar da vardır. Çeşitli insan bi-limlerinde (tarih, G. Dumezil, F. Braudel; tarih felse-fesi, M. Foucault; ruhçözüm, J. Lacan; yazınsal eleş-tiri, R. Barthes; insanbilim, C. LeviStrauss; vb.) dahaçök 19501960 yılları arasında büyük bir yayılma gös-

teren yapısalcılık, dilbilim dışında özellikle insanbilimalanında, F. de Saussure'ün, R. Jakobson'un ve N.Trubetskoy'un çalışmalarının yanı sıra matematik vemantıktan da yararlanan C. LeviStrauss'ta en ileriyöntemsel aşamasına ulaşmıştır. Yapısalcılık, göstergebilim alanında da etkisini güçlü bir biçimde duyur-

muş, değişik doğrultularda gelişen çeşitli akımların(A.J. Greimas, J. Martinet, vd.) kalkış noktasını oluş-turmuştur.

yapısal dilbilim (Alm. strukturelle Linguistik,  Fr. lin- guistique stmcturale,  îng. structural linguistics).  Dili bir yapı*olarak ele alan, eşsüremli yaklaşıma ağırlık

veren çeşitli dilbilim akımlarının ortak adı. Dilbiliminkonusunu toplumsal nitelikli dille kişisel özellikli sözayrımından kalkarak belirleyen, dizge görünümü su-nan toplumsal dili inceleme konusu olarak ele alan F.

Page 221: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 221/302

de Saussure, onu dış etkenlerle ya da evrimsel olgular-la değil, aynı anda bir arada bulunan eşsüremli öğeler-

le açıklamak gerektiğini belirtmiştir. Böylece yapısaldilbilim önce sesbilim alanında gelişmiş (Bak. Prag Oku1u\   giderek dilbilimin başka alanlarını da etkisialtına almıştır. Sonuçta, yapısal sözdizim, yapısal anlambilim, vb. doğmuştur. Yapısal dilbilim okullarının

 büyük bir çeşitlilik gösterdiğini de belirtmek gerekir.

Bak. Kopenhag Okulu, işlevsel dilbilim,  Amerikan  yapısalcılığı ve dağıtımcılık.  îşlevselci A. Martinet,yapısal akımlar içinde, süre ve uzam içindeki dilseldeğişkenliği unutarak aşırı biçimselleştirme tutkusunakapılanları, mantıksal gerekler uğruna gerçeğe sırt çe-virenleri eleştirir; artsüremli bakış açısını, insanlığın

değişen gereksinimlerinin baskısı altındaki yapınındevingenliğini kavrama aracı olarak görür; böylece,dural nitelikli eşsüremciliğe, durağan yapı kavramınakarşı çıkarak devimsel yapı  kavramını benimser. N.Chomsky, dağılımcılann yapı anlayışım yetersiz bulur,dili matematikselmantıksal çerçeve içinde biçimsel 

 bir yapı olarak betimlemeye, konuşan bireyin dilselolanaklarını belirlemeye, söz konusu yapıya ilişkin ku-ramsal varsayımlar oluşturmaya yönelir. Bak. üretici- dönüşümsel dilbilgisi.

yaratıcılık (Alm. Kreativitât,  Fr. creativite,  İng. creativ- ity).  1. Genel olarak, edim düzleminde gözlemlenen veyeni birleşimler oluşturma yoluyla dili varsıllaştırmaya, kuralları değiştirmeye, kimi kurallara yaygınlıkkazandırmaya yönelik dilsel güç. 2. Özel olarak, edinçdüzleminde yer alan, sonlu sayıda kural aracılığıylasonsuz tümce oluşturma ve anlama yetisi. Bak. üretici* dönüşümsel dilbilgisi.

yardımcı eylem (Alm. Hilfsverb, Fr. verbe auxaliaire, İng, âvodliary verb). Bir başka öğeyle birlikte eylem işleyi yerine getiren kimi sözcüklerin eylem gibi kul-lanılmasını sağlayan eylem. Türkçe'de etmek, eylemek, olmak, kılmak  ve ekeylem, yardımcı eylem olarak kul-

lanılır.yarıkapantijı (Alm.  Affrikata,  Fr affrigupp,  îng,— affricate). ^Eklemleme noktalan bir kap antlıyla birsürtüşmelinin birleşiminden oluşan ünsüz (öm, Türkçe'deki [c], [ç]). ,

Page 222: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 222/302

varım uyak (Alm. Assonanz, Fr. assonance,  İng. assonance). Yalın uyağa oranla daha az sayıda eşsesli öğe

içeren uyak (örn. bas-kes). yarıünlü (Alm. Semivokal, Halbvokal,  Fr. semi-voyelle, İng. semi-vowel, glide). Oluşturulmaları ve seslemdekidağılımları bakımından ünlülerle ünsüzler arasında yeralan, seslemin yanlarında gerçekleşen ses. (Yanünsüz de deniı*). (örn. yen sözcüğündeki [y]).

yanünsüz Bak.yarıünlü.yasaklayıcı (Alm. prohibitiv,  Fr. prohibitif,  İng. prohibi- tive).  Yasaklama belirten her türlü terim ya da dizim,

yaşayan dil (Alm. lebende Sprache,  Fr. langue vivante, İng. living language).  Ölü dile karşıt olarak, günü-müzde bildirişim aracı olarak kullanılan, konuşulan,

yazısı varsa yazılan dil.yayılım (Alm. Eıyveitenıng, Expansion, Fr. expansion, 

İng. expansion). Tümceye eklendiğinde, var olan öğe-lerin işlev ve bağıntılarını değiştirmeyen öğe. ÖrneğinÇocuklar uyuyor  tümcesine katılabilecek okuldaki ve

 yataklmnede (Okuldaki çocuklaryataMmnede uyuyor) dizimleri birer yayılımdır,

yazaç (Alın.  Buchstabe,  Fr. lettre,  İng. letter).  Bir abe-ceyi oluşturan ve tek başına ya da kendisiyle aynı tür-den öğelerle birlikte bir sesi ya da ses öbeğini göster-mek için kullanılan yazı öğelerinin, çizimsel belirtke-

lerin her biıi Genellikle çeşitli abecelerde, bir sözcükiçindeki konumuna ya da benzer öğelerle birleşiminegöre bir yazaç birçok sesi belirtebilir. Öte yandan, aynıses için değişik yazaçlar kullanıldığı da olur. Bu ne-denle dilbilimci yazaçlarla sesleri birbirinden titizlikleayını*.

yazaç çevrisi (Alm. Transliteration,  Fr. translit[t]era- tion, İng. transliteration). Bir yazı dizgesindeki yazaç-ları bir başka yazı dizgesine uyarlama,

yazı (Alm. Schıift,  Fr. ecriture,  İng. writing, s erip t).  Di-lin sesli göstergelerini karşılamayı amaçlayan, gö-rüntüsel öğelerden ya da yazaçlardan oluşan göster-

geler dizgesi. Sözlü dile oranla ikincil nitelik taşıyanyazı, bildirilerin yitip gitmesini önlemek ya da uzaktan bildirişim sağlamak için oluşturulmuştur. Görüntüselyazılar, yazınınilkbiçimi olarak görülür. Kavramsalyazılarda, birinci eklemlilik birimleri gösterilir. Sesçil

Page 223: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 223/302

yazılardaysa, ya doğrudan doğruya sesler (abeceselyazı) ya da seslemler (seslemsel yazı) gösterilmeye ça-

lışılır.yazıbirim (Alm. Graphem, Fr. grapheme,!ng. grapheme). Bir abecedeki yazaçların dizge açısından işlevsel nite-liği.

yazı dili (Alm. geschriebene Sprache, Schriftsprache,Fr. langııe e erite,  îng. written language).  Yazılı anla-

tımda kullanılan dil. Yazı diliyle sözlü dil (konuşmadili) arasında önemli ayrılıklar vardır. Bak. sözlü dil Dil incelemelerinde, yazı dilinden sözlü dile yönelişXX. yüzyıl dilbiliminin özellikleri arasında yer alır.Dil öğretiminde de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra,yazı dili yerine sözlü dile yönelik betimlemeler çeşitli

yöntemlerin temelini oluşturmuştur,yazım (Alm. Orthographie, Rechtschreibung,  Fr. or- thographe,  îng. spelling, orthography).  Bir dili bellikurallar uyarınca yazma, o dildeki sözcükleri yazıdagösterme biçimi,

yazmbilim (Alm. Poetik,  Fr.  poetique,  İng.  poetics). 

Hem özdeği, hem de aracı dil olan yapıtların yaratımya da oluşturulmasını inceleyen dal. Yazmbilim, hemşiiri, hem de düzyazı niteliği taşıyan kimi yapıtlarınnasıl dili öne çıkardığını, bu amaçla kullanılan yön-temleri inceler. Bak. yazın işlevi. 

yazm dili (Alm. Literatursprache,  Fr. langue litteraire, îng. literaıy language).  Yazınsal yapıtlarda kullanılandil. Yazın dili terimi yalnız yazm alanında kullanılandili değil, daha genel anlamda, her türlü ekin dilini de

 belirtir.yazın işlevi (Alm.  poetische Fımktion,  Fr.  fonction  poetigue,

  îng. poetic funetion).

 Bildirinin salt kendisi-ne dönük olduğu, yazınsal yapıtlar dışında da sık sıkrastlanan, biçimsel ya da deyişsel yanı ağır basan bü-tün bildirilerde gerçekleşen işlev. (Yazınsal işlev  dedenir.) Bak. anlatunsalük işlevi5çağrı işlevi, gönderge işlevi, ilişki işlevi, üstdil işlevi 

yazısal değişke (Alm. Allograph, Graphemvariante,  Fr.allographe,  İng. allograph).  Yazı ediminde yazaçların bir bireyden öbürüne değişen biçimlerinden her biı i.

Page 224: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 224/302

yeğinlik (Alm. Intensitat, Tonstârke, Stimmverstârkung, Fr. intensite,  İng. intensity). Bir ses çıkarılırken algıla-nan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik,

yeniden oluşturum (Alm.  Rekonstruktion, Fr.reconstruction, îng. reconstruction).  Eski bir dilsel bi-çimi, akraba diller arasında karşılaştırmalar yaparakortaya koyma yöntemi,

yeniden yazım kuralları (Alm. Produktionsregeln, Fr.regles de reecriture, îng. rewriting rules).  Üreticidönüşümsel dilbilgisinde bir öğeyi bir başka öğeye dö-nüştürmek amacıyla oluşturulan dilbilgisi kuralı. Birdile uygun tümceleri belirleyip sıralamayı amaçlayanüreticidönüşümsel dilbilgisi, tümce yapısını ortayakoyarken yeniden yazım kurallarından yararlanır. U

lamsal bileşene ilişkin olan bu kurallar dizimsel ku-rallar niteliği taşır. Her kural A B (A'yı B biçimindeyeniden yazınız) olarak sunulur. Bu durumda tümce-nin yeniden yazım kuralı şu biçime bürünür:T* AD+ED (TümceAd Dizimi+Eylem Dizimi),

yenidflbilgiciler (Alm.  Junggmmmatiker,  Fr. neogram- 

mairiens,  îng. neogrammarians).  XIX. yüzyıl sonla-rında, ses değişimlerine ilişkin yasaların kesinliğineinanan dilbilimciler. Yenidilbilgicilerin önde, gelen-lerinin tümü de Alman'dı: K. Brugmann, H. Osthoff,W. Braune, E. Sievers, H. Paul, yb. Bu bilginler karşı-laştırma yöntemiyle elde edilen sonuçları tarihsel bir

çerçeveye oturtmayı, olguları doğal düzenleri içinde birbirlerine bağlamayı başarmışlardır. Yenidilbilgi-cilerin çeşitli ülkelerde pek çok izleyicisi olmuştur,

yeni sözcük (Alm. Neologismus, Neubildung, Fr. neolo- gisme, îng. neologism).  Yeni oluşturulmuş ya da birsüre unutulduktan sonra yeniden kullanılmaya baş-

lanmış, bit başka dilden ya da bir ağızdan yeni alınmışanlamlı birimlerle yeni bir anlam edinmiş aynı türden birimlere verilen ad. Türevlerle bileşik yapımlar yenisözcüklerin en sık rastlanan türleridir. Sözdizimseldüzlem gibi sözlüksel düzlem de özdönüşüm kurallarıolan üretici bir düzenek içerir. Üretim süreci kimi du-

rumlarda kurallara uyar, kimi durumlardaysa kurallarıdeğiştirerek yeni kurallar yaratır.

Page 225: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 225/302

yer adlan bilimi (Alm. Toponymie,  Fr. toponymie,  îng.toponymy).  Yer belirten özel adları inceleyen özelad

 bilim dalı.yer belirteci (Alm.  Lokaladverb, Adverb des Ortes, 

Ortsadverb,  Fr. adverbe de lieu,  îng. adverb ofplace). Yer bakımından bir belirleme getiren belirteç (öm. Dı

 şarı çıktı, Geri döndü, Sağa saptı  tümcelerindeki dı şarı, geri, sağa öğeleri),

yerdeşlik (Alm. Isotopie, Fr. isotopie, îng. isotopy). 1. Birsöylem çerçevesinde anlamsal tutarlılığı, bildirinin biraıilam bütünü olarak kavranmasını, tek yönlü an-laşmayı sağlayan uyum; aynı düzlemde yer alan öğele-rin oluşturduğu, çokanlamlılığı engelleyen ve anlambi-rimcik yinelemelerinden doğan uyumluluk. 2. Hem i

çerik, hem anlatım düzleminde dil öğelerinin yi-nelenmesiyle oluşan uyum,yerine (Alm. Allegorie,  Fr. allegorie,  îng. allegory). Bir

soyutlamanın, bir niteliğin kişileştirilmiş biçimi ya dauzun bir geliştirmeye konu olan eğretileme; alegori,

yerleşim (Alm. Einbettung,  Fr. emboîtement,  îng. nest- 

ing). Bir dizimin bir başka dizim içine katılması. A ve2? dizimlerinden^ tümüyle2?'nin içine giriyorsa, yerle-şim var demektir,

yerleşme (Alm. Einbettung,  Fr. enchâssement ; îng. em- bedding).  Üreticidönüşümsel dilbilgisinde bir tüm-cenin (kurucu tümcenin) bir başka tümceye (ana tüm-

ce) katılması. Örneğin Komşumuz A söylüyor  ve Çocuğu hasta  tümceleri yerleşme dönüşümüyle Kom

 şumuz çocuğunun hasta olduğunu söylüyor   biçiminialır. Burada A simgesi kurucu tümcenin alacağı yeri

 belirtir.yerlileştirme Bak. köken yakıştırma. yinelem (Alm. Anapher,  Fr. anaphore,  İng. anaphora). 

Sözcede daha önce kullanılmış bir biçime (öncül) dahasonra gelen bir öğe (özellikle de bir adıl) aracılığıylagönderme yapılması sonucu gerçekleşen sözdizimselsüreç. Bak. öncül, önyînelem. 

yinelemeli (Alm. rekursiv,  Fr. recursif,  îng. recursive). Üreticidönüşümsel dilbilgisinde tümcenin üretiliş sü-recinde birçok kez uygulanabilen bir kuralın ya da bir-çok kez karşılaşılabilen bir öğenin özelliğini belirtir.

Page 226: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 226/302

yinelemsel (Alm. iterativ,  Fr. iteratif   îng. iteralive).  Bireylemin yinelendiğini belirten biçimler için kullanılır,

yoğun (Alm. kompakt,  Fr. compact,  îng. compact).  Baş-lıca iki biçimlendiricinin birbirine çok yakın olduğusesbilimlerin niteliğini belirtmek için kullanılır. Örne-ğin Türkçe'deki artdamaksıl İki ve /g/, damaksıl İyi, I 2  J  ünlüsü yoğun özelliğini taşır. Bak. dağınık , ikicilik. 

yokluk durumu (Alm. Abessiv, Fr. abessif, îng abessive).

Yokluk belirten ad durumu,yorum (Alm. Kommentar, Rhema,  Fr. commentaire, rheme,  îng. commerıt, rheme).  Sözcede konuya ilişkinolarak söylenen. Biçimsel mantık ve anlambilim düz-lemine ilişkin olan bu kavramın sözdizimsel boyuttakikarşılığı, HintAvnıpa dilleri alanında genellikle yük-

lemdir. Bak. konu. yorumlama (Alm. Interpretation,  Fr. interpretation,  îng

interpretation.)  Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, de-rin yapıya anlam verme (anlamsal yorum) ya da yü-zeysel yapıyı gereken sesbilimsel ve sesçil özelliklerledonatma.

yorumlanabilir (Alm. interpretierbar, Fr. interpretable, îng. interpretable).  Doğal konuşucunun bazı kurallararacılığıyla bir anlam verebileceği, anlamsal yorumu-nu yapabileceği sözceleri belirtir,

yöneliş durumu (Alm. Allativus, Fr. allatif,  îng. allative). 

Çıkma durumuna karşıt olarak bir eylemin yöneldiğinoktayı belirten ad durumu,yönelme durumu (Alm.  Dativ,  Fr. datif,  îng. dative). 

Adm belirttiği kavrama dönüş ya da yöneliş anlatandurum. Örneğin Türkçe'de yönelme durumu, -e (-a) ekiyle oluşturulur,

yönenme Bak. seslenim.yöneşme (Alm. Konvergenz,  Fr. convergence,  îng. convergence).  İki ya da daha çok sayıda dilin aynı yönde

 bir değişim süreci geçirmesi,yönetici (Alm.  Regens,  Fr. regissant,  îng. goveming 

item).  Bağımsal dilbilgisinde, bağımlılık gösteren bi-

rimlerin üst düzeyinde yer alan, başka birimlerin ba-ğımlısı olduğu birim. Örneğin Küçük çocuk elma yiyor  tümcesindeki yiyor  öğesi çocuk  ve elma1hm, çocuk  öğesi küçük'ün yöneticisidir. Bak. bağımsal dilbilgisi.

Page 227: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 227/302

yönetme (Alm. Rektion,  Fr. rection,  İng. govemment). Bir birimin belli bir tümleç alması bakımından yerine

getirdiği işlev,yumuşak ünsüz (Alm.  Lenis, weicher Konsonant , Fr.consonne douce,  İng. lenis, soft consonant).  Ağız er-genlerindeki kasların gevşek durumunda ve ağız yo-lundan geçen havadaki basıncın azalmasıyla gerçekle-şen ünsüz (öm. [g]).

yumuşama (Alm. Erweichung,  Fr. adoucissement,  İng.softening).  Titreşimsiz bir ünsüzün titreşimli nitelikedinmesi (öm. [sjnin [z] olması),

yutulma (Alm. Absorption, Fr. absorption,  İng. absorption). Ünlü niteliği taşıyan bir sesin bir selenimin etki-siyle ünsüz niteliği alması ya da tümüyle silinmesi,

yuvarlaklaşma (Alm. Rundung, Fr. aırondissement, İng.rounding).  Bir ünlünün yuvarlak ünlüye dönüşmesi;dudaksıllaşma,

yuvarlak ünlü (Alm. gerundeter Vokal,  Fr. voyelle ar rondie,  İng. rounded vowel).  Dudakların yuvarlak-

laşmasıyla oluşan ünlü (öm. [ü], [u]. [ö], [o]),yücelim işlevi (Alm. gipfeldildende Funktion,  Fr. fonc- tion culminative,  İng. culminative funetion). Bir sözce-de belli sayıda önemli eklemlemeler bulunduğunu gös-tererek bildirinin çözümlenmesini kolaylaştıran işlev.Örneğin özgür vurgulu dillerde vurgu yücelim işlevi

yerine getirir.yüklem (Alm. Prâdikat, Satzaussage,  Fr. predicat,  İng. predicate). Tümcede bütün öğelerin işlevlerini kendi-sine göre belirledikleri, sözdizimsel açıdan tümcenintemelini oluşturan ve hiçbir öğeye bağlı olmayan, or-tadan kalkmasıyla da tümcenin yok olmasına yol açan

öğe (öm.  Arkadaşım çalışıyor, Arkadaşım çalışkan tümcelerinde çalışıyor  ve çalışkan).  Yüklem, bağım-sız, temel nitelikli ve zorunlu olmasıyla nitelenir. Çağ-daş dilbilimcilere göre "tümcede özne için söylenen"

 biçimindeki geleneksel tanım yetersizdir, kimi du-rumlarda dil olgularıyla da çelişir. Yüzeysel tümcede

yüklem her zaman eylemle özdeşleşmediği gibi birözne de gerektirmez,yüklemleme (Alm. Prâdikation,  Fr.  predication,  İng. predication). Yüklem tümcesi ya da dizimi aracılığıylavarlık ya da nesnelere nitelikler verme.

Page 228: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 228/302

yüklemsi (Fr.  predicatoide,  İng. predicatoid).  Yüklemniteliği taşıyan bir dizime bağlı bir yayılımda yer alan

yükleme A. Martinet'nin verdiği ad.yükseklik (Alm. Höhe, Tonhöhe, Fr. hauteur ; İng. pitch). Bir sesin tiz ya da pes olmasını sağlayan, titreşimlerinhızıyla ölçülen nitelik,

yüksek ünlü (Alm. hoher Vokal,  Fr. voyelle haute,  İng.high vowel). Dilin yukarı konumunda gerçekleşen ünlü

(öm. [i], [ü], [ı], [u]).yükselme durumu (Alm. Sublativus, Fr. sublatif,  İng.

sublative). Bir yüzeye yönelik devinimi belirten ad du-rumu. Örneğin Macarca lö-ra iil "ata biniyor"da ra budurumu belirten bir ektir,

yükseltici (Alm. meliorativ,  Fr. melioratif,  İng. meliorative). Bir kavramı iyi, yüksek, yüce, vb. bir değer kata-rak belirten öğeler için kullanılır. Örneğin büyük adam dizim indeki büyük , yükseltici bir değer taşır,

yüzeysel yapı (Alm. Oberflâchenstmktur ; Fr. structure de surface, slructure superfıcielle,  İng. surface structure).

  Üreticidönüşümsel dilbilgisinde, derin yapı bi-çimlerine uygulanan dönüşümler sonucu gerçekleş-tirilen, bildirişime elverişli duruma gelen somut tümce biçimi. Bak. derin yapı.

Page 229: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 229/302

z .

zaman (Alm. Tempus, Zeitform,  Fr. temps,  îng. tense). Eyleme bağlı olarak gerçek ya da doğal sürenin çeşitlidilbilgisel bölümlerini belirten ulam ve bu ulama bağlıolarak ortaya çıkan altulamlardan her biri. Zamana ilişkin olarak en sık rastlanan bölümleme türü şimdiki,

geçmiş ve gelecek zaman bölümlemesi olmakla bir-likte, bu ayrım evrensel nitelik taşımaz. Zaman ulamı-nın temel özelliği, tümcede belirtilen oluş anını konu-şucunun söyleme, sözceleme anma bağlamasıdır. Ey-lem diziminin bir ulamı olan zaman çoğu kez kip, kip-lik, görünüş ulamlarıyla kesişir. Öte yandan, çeşitlidillerin zaman dizgeleri arasında da büyük ayrılıklarvardır. Salt nitelikli zamanlar konuşucunun konuştuğuana, görece zamanlarsa geçmiş ya da gelecekte yer alan bir olaya göre değerlendirilen zamanlardır. Türk-çe'de eylemler yalın ve bileşik zamanlar olmak üzereikiye ayrılır. Yalın zamanlar şunlardır: Geçmiş zaman,şimdiki zaman ve geniş zaman. Bileşik zamanlarsa hi-

kâye, .rivayet, koşul bileşik zamanlarıdır. Bunlara bi-de katmerli bileşik zaman eklenir,zaman belirteci (Alm. Temporaladverb, Zeitadverb, Fr.

adverbe de temps, îng. adverb o f time). Zaman kavra-mı içeren belirteç (örn. Şimdi gidiyorum, Yarın gelecekHemen yola çıkıyor  tümcelerindeki  şimdi, yarın, 

hemen öğeleri),zamir Bak. adıl zarf Bak. belirteç.zincirleme ad tamlaması Bak. tamlama. zincirleme sifat tamlaması Bak. tamlama. zincirlenme (Alm. Konkatenation, Verkettung, Fr. conca- 

tenation, îng. concatenation). Birimlerin yan yana geti-rilip birbirine eklenerek sıralanışı. Örneğin, söz zinciriseslerin zincirlenmesinden oluşur,

zorunlu dönüşüm (Alm. obligatonsche Trans formation,  Fr. transformation obligatoire,  îng. obligatory transformation).  N. Chomsky'nin üreticidönüşümsel

dilbilgisi kuramının ilk aşamasında, seçimlik dönüşü-me karşıt olarak, her tümceye zorunlu olarak uygula-nan dönüşüm. Uyum dönüşümü zorunlu dönüşümler-dendir.

Page 230: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 230/302

 ALMANCA-TÜRKÇE DİZİN 

 Abbreviation: kısaltma2 Abessiv: yokluk durumuabgeleiteter Satz: türemiştümce

abhangig: bağımlı1 Abhangigkeitsgrammatik: 

 bağımsal dilbilgisi Abkürmng: kısaltma2 Ablativ: çıkma durumu Ablaut: ünlü almaşması Ableitung: 1) türetme, 2) türevabrupt: süreksiz

absolut: salt Absorption: yutulma Abstraktion: soyutlama Abstraktum: soyut ad Abstufung: almaşma Abweichung: sapma

achronistisch: sürem dışı Adaquatheü: uyarlık Adessivus: yakınlık durumu Adjektiv: sıfat Adjektivierung:  l) sıfatlaşma,

2) sıfatlaştırma

 A djektivierungsuffbc: sıfatlaştırıcı Adjunkt : eklenti Adjunktion: 1) ekleme, 2) kat-

ma Adressant: gönderen

 Adressat: gönderilen Adstrat: yankatman Adverb: belirteç Adverb der Art und IVeise: 

niteleme belirteci Adverb des Ortes: yer belirteci Adverbiaüsierung: 1) belirteç

ieşme, 2) belirteçleştiıme Adverb ialisiemngssufflx:  belirteçleştirici

 Adverbsuffvc: belirteçleştirici Affirmation: olumlulukajfırmativer Satz: olumlutümce

 Affix: ek  AJfrikata: yarıkapantılı

 Agens: eden Agghıtination: l) bitişim, 2) bitişmeaggbıtinierende Sprachen: bitişimli diller, bağlantılı diller, bitişken diller 

 Agrammatikalitât: dilbilgiselaykırılık  Agranvnatismus: dilbilgisiyi

timi Akkusativ: belirtme durumu Aktant  eyleyen

 Aktionsart: 1) görünüş, 2) kılı-nış Aktiv:  1) etken çatı, 2) etken

eylem Aktualisator: gerçekleştirici1 Aktuatisierung: 1) gerçekleş-

me, 2) gerçekleştirme Akzent: 1) şive, 2) vurgu Akzentuierung: vurgulamaakzeptabd: geçerli

 Akzeptabiütât: geçerlilik Alexie: okumayitimi Algorithmus: işlemsel süreç Allativus: yöneliş durumu Allegorie: yerineaUgemeine Grammatik: geneldilbilgisi

aUgemeine Spradmissensdi aft: genel dilbilim

 Attiteration: ses yinelemesi AUograph: yazısal değişke

Page 231: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 231/302

 AUomorph: biçimbirimseldeğişke

 AUophon: sesbirimsel değişke AUoton: titremsel değişke AUıısion: anıştırma Alphabet: abece, alfabe Altemation: almaşma Alltagssprache: gündelik dil Alveolar: dişyu vasıl Alveopalatah dişyu vasıl

damaksıl Aımılgam: karışımamcılgamierende Sprachen: kaynaştırıcı diller

ambig: belirsiz2 Ambiguitât: belirsizlik

 Anagramm: çevrikleme Anakoluth: caymaca Analogie: ömeksemeanalogische Sprachen: kalıplıdiller 

 Analogisten: ömeksemeciler

 Analyse: çözümlemeanalytisch: çözümleyicianalytische Sprachen: çözümleyici diller

 Anapher: yineleme Ariaptyxe: sestürem

 Anastrophe: devriklemeanfugende Sprachen: bitişimlidiller bağlantılı diller, bitiş-ken diller

 Angabe: tümleyenangmandte Lingııistik: uygu-

lamalı dilbilim Angleichııng: benzeşim Anlcıut: önsesanleimende Sprachen: bitişimli diller, bağlantılı diller,

 bitişken dilleranomal aykırı

 Anomalle: aykırılık Anomaüsten: aykırılıkçılar Anrede: seslenim. yönenme

anreihende Sprachen: sırala-yıcı diller 

 Ansatzrohr: ses yolu Anschluss: ulama Antezedent: öncül Anthroponymie: kişi adları bilimi

 Antizipation: önceleme AntimentaUsmus: karşıanlık

çılık 

 Antiphrase: karşıtlama Anûthese: karşıtlam Antonomasie: adsaymaantonym: karşıtanlamlı

 Antonynde: karşıtanlamlılık Antwort: yanıt

 Aorist: geniş zaman Aphârese: önses düşmesi Aphasie: sözyitimi Apikal: dil ucu ünsüzü Apokope: sonses düşmesi Aposiopese: kesinti

 Aposiopesis: kesinti Appellfunktion: çağrı işlevi Apposition: koşuntu Âquativus: eşitlik derecesiaquipoüente Opposition: eşöğeli karşıtlık

 Âquivalenz: eşdeğerlikarbitrâr: buyrultusal, nedensiz Arbitraritât: buyrultusallık.

nedensizlik  Archaismus: eskil biçim, es

killik 

 Archilexem\  üstsözlükbirim Archiphonem: üstsesbirim Archisemem: üstanlambirim

cik demeti Area: alan1 Argot: argo

 Argument: değini Artikel tammlık 

Page 232: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 232/302

 Artikulaûon: 1) eklemleme. 2)eklemlenme, 3) eklemlilik

 A rtikulationsart: eklemleme biçimi

 Artikulationsort: eklemleme bölgesi

 Artikulationspunkt: eklem-leme noktası

 Artikulationsstelle: eklemleme bölgesi

 Arükulatiomwelse: eklem-leme biçimi Artikulator: eklemleyiciartikuliert: eklemli

 Aspekt: görünüş Aspirata: soluklu

aspirierter Laut: soluklu Assertion: önesürüm Assimilation: benzeşim Assonanz: yarım uyakassoziativ: çağrı şımsalassoziatives Feld: çağrışımsal

alan Asyndese: kopuklukatonale Silh e: vurgusuz ses-lem

attributives Adjektiv: nitelemesıfatı

 Ausatnıung: soluk verme Ausdruck: 1) anlatım, 2) de-yim

 A usdrucksfunktion: an latımsallık işlevi

 Ausdruckswelse: söyleyim

 Ausgang: gevşeme Ausgangssprache: kaynak dil Auslassung: eksilti Aııslaut: sonses Ausruf: ünlem Aıısmfesatz: ünlem tümcesi Aussagesatz: bildirme tümcesiausserlingııistlsch: dilbilimdışı

aussersprachlich: dil dışı

 Âusserung: 1) sözce. 2) sözceleme

 Aussprache: söyleyiş Ausstossung: 1) içses düşmesi,

2) ses düşmesi Auswahl: seçmeautomatishe Übersetzung: özdevimli çeviri

 Autonymie: özadlılık 

 Barbarismus: biçimbilimselyadsmlık

 Basis: taban Baumdiagramm: ağaç Bedeutung: anlam Bedeutungsbeschrânkung: 

anlam daralması Bedeutungsenveiterung: anlam genişlemesi

 Bedeutııngsfeld: anlamsal alanbedeutungsgleich: eşanlamlı

 Bedeutungsverengung: anlam

daralması Bedeutungsverschiebung: _anlam kayması

 Bedeutungswandel anlamdeğişimi

 Bedeutungmechsel: anlam

değişimi Bedeutungszuordnung: anlam lama

 Befehlssatz: buyrum tümcesi Begrenzung: sınırlandırma Begriff: kavram

 Begrıffsfeld: kavramsal alan Begrijfsschrift: kavramsalyazı

 Begriffswort: soyut ad Behaııptung: önesürümbeigeordneter Satz: eşbağımlıtümce

 Bejahung: olumlulukbelebt: canlıbelebtes Genus: canlı1

Page 233: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 233/302

 Benennung: adlandırmabesçhreibend: betimsel, betim-leme! i

beschreibende Lingııistik:  betimsel dilbilim Beschreibung: betimlemebestimmt: belgili, belirlibestimnıte Vergangenheit:  belirli geçmiş zaman

 Bestimnumgsbeiwort:  belirtme sıfatı Bestimınungmort: tamlayanbetonte SUbe: vurgulu seslem

 Betonung: vurgulama, vurgu Bezieh ung: bağıntı Bilabial: çiftdudaksılbiîüterale Vpposition: ikiyanlıkarşıtlık 

 Büderschrift: görüntüsel yazı Bildungselement: yapım eki Bilingıialismus:  iki dillilikbincir: ikilibinâre Opposition: ikilikarşıtlık 

 Binarismus: ikicilik Bindewort: bağlaç Bindung: ulamabreiier Vokal: geniş ünlü

 Buchsiabe. yazaç Bündel distinktiver   Merkmale: sesbirimcikdemeti

Chronem: sürebirim

 Dativ: yönelme durumu Dauer: 1) süre, 2) uzunluk1daııemd: mıçk\\  defektiv:  eksiklidefınit: belgili, belirli

 Defınition: tanım Dehnunğ: uzama DeLxis: gösterim

deklarativer Satz: bildirmetümcesi

 Deklination: ad çekimi.

çekim1 Dekodierung: çözmebelativus: iniş durumu

 Deletion: silme Demonstrativadjektiv: göster-

me sıfatı

 Demonstrativadverb: göster-me belirteci Demonstrativpronomen: 

gösterme adılı Denommah addan türeme bi-

çim Denominativum: addan türe-

me biçim Denotation: düzanlam Dental dişsil Dependens: bağımlı2, Dependenz: bağımlılık Dependenzgrammatik: bağım

sal dilbilgisi Derivat: türev Derivation: türetme Desideraûvum: dilekkoşul

kipi' Deskription: betimleme

deskriptiv: betimsel, betimlemelideskriptive Linguistik: betim-sel dilbilim

 Deskriptivismus: betimleyicilik 

 Determinant: belirleyen, tam-layan Determinat: belirlenen, tam-

lanan Determination: belirleme1,2 Deverbat  eylemden türeme

 biçim Deverbativum: eylemdentüreme biçim 7

Page 234: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 234/302

 Diachronie: art s ürem, artsüremlilik 

diachronisch: artsüremli

diachronische Sprachwissensc!ıaft: artsüremlidilbilim

 Dialekt:  lehçe Dialektologıe: lehçebilim Duirese:  ikilenme

 Diathese: çatıdifferentiell: ayrımsaldifferentielle Linguistik: ayrımsal dilbilim

 Differenzierung: ayrımlaşmadiffus: dağınık

 Diglossie:  ikidillilikdiminutiv: küçültmeli

 Diphthong: ikili ünlü Diphthongierung: ikili ünlü-

leşmedirekte Rede: dolaysız anlatımdirektes Objekt: dolaysız tüm-leç, nesne

diskontinuierlich: kesintili Diskontinuitât: kesintililikdiskret: ayrık

 Diskurs: söylem Diskursanalyse:  söylem

çözümlemesi DissimUation: ayrılımdistinktiv: ayırıcıdistinktives Merkmal: ayırıcıözellik, sesbirimeik

 Distrihution: dağılım

 DistributionaLisnms: dağılımcılık 

 DistributionaUst: dağılımcıdistributionell: dağılımsaldistributionelle Linguistik: dağılımsal dilbilim

 Distributionsanalyse: dağılımsal çözümleme Doppelform: eşil

 Doppelgliederung: çift eklemlilik 

 Doppelkonsonant: ikiz ünsüz

 Doppelsinn: belirsizlik Dorsal dil üstü ünsüzü Druckakzent: vurgu Dual: ikil Dublette: eşildunkel pes

durative Aktionsart: sürerlikgörünüşüdynamisch: devimsel

Ebene: düzeyEigenname: özel ad

Eigenschaftswort: sıfatEinbettung: 1) yerleşim, 2)yerleşmeeinfacher Satv yalm tümceeinfaches Tempııs: yalmzaman

Eingrenzung: sınırlandırmaEinheit: birimEmschuh: içtüremeeinsilbige Sprachen: tekseslemli diller

Elativ: çıkış durumuElement: öğeEüsion: sonünlü silinmesiEüipse: eksiltielliptisch: eksiltiliEmpfânger: alıcı

 jEmpfindungswort: ünlemEmphase: tumturak

Enallage: değişiklemeendozentrisch: içözekselEndııng: 1) bitim. 2) çekim ekiEnge: daraltıEngelaut: daraltılıenger Vokal: dar ünlü

enktitisch: sonasığınıkEntâhnlichung: ayrılım

Page 235: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 235/302

Entlehnung: 1) aktarım, 2)tarma1

Entrundung: düzleşmeEntwicklung: evrim

Epenthese: içtüremeEpithese: sontüremeEpitheton: belgeç. sanlıkErganzungıtümlcç Ergativ: eden durumuerste Gliederung: birinci

eklemlilik Emeichung: yumuşamaErweiterung: yayılımEssivus: koşul durumuEthnolinguistik: budundil bilim

Etymologie: kökenbilimEtyrnon: köken2Euphemismus: örtmeceEuplıonie: akışmaEvolution: evrimevolutiv: evrimsel

evolutive Sprachw'ıssenschaft: evrimsel dilbilimexozenti'isch: dışözekselExpansion: yayılımExpiration: soluk vermeexpletiy: dolguExplosum:

 dış patlamaExplosiv: dış patlamalıExplosivlaut: dış patlamalıexpressiv: ani atım salExtension: kaplam

Faktitiv:  1) ettirgen çatı. 2) et-tirgen eylem

 faktüivum: ettirgen çatı fakultative Trcmsformatum: 

seçimlik dönüşümFeld: alanFeldtheorie: alan kuramıFemininum: dişilFigür: 1) beti, 2) değişmece

 fıgurativ: değişmeceli flektiererıde Sprachen: bükün

lü diller Flexion: bükün

Flexionsendung: çekim ekiFokus: odak Fokusierung: odaklaştırmaForm: biçim 1,2

 fomıah biçimsel formole Grammatik: biçimsel

dilbilgisiFormaüsierung: biçimsel-leştirme

Formaüsmus: biçimcilikFormans: yapım ekiFormant: biçimleıidirici

Formativ: oluşturucuFormenlehre: biçimbilimFormsprachen: bıçimleyicidiller 

Fortis: sert ünsüzFragepartiket  soru eki

Fragepronomen: soru adılıFragesatz: soru tümcesiFragewort : soru sıfatı

 frei: bağımsız freie Form: bağımsız biçim freier Vokal: engelsiz ünlü freie Variante:

 özgür değişkeFrequenz: sıklıkFnkativ: sürtüşmeliFuge. kavşakFunktiorı: işlev, görev

 funktional: işlevsel, görevse!Funktionalismus: işlevselcilik. görevselcilik

Funktionalist : işlevselcL görevselci.

 funktionell: işlevsel, görevsel funktionelle Linguistik : işlev-

sel dilbilim, görevsel dilbilimFusion: kaynaşma.Futur : gelecek zaman

Page 236: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 236/302

Gattungsname. tür adı. cinsadı

Gaumenlaut : damaksılGaumensegeüaut  artdamaksılGaunersprache: argogebundene Form: bağımlı biçimgedeckter Vokal: engelli ünlüGegenstandswort  adGegemmrt : şimdiki zaman

gehenvnt : engelliGemeinsprache: ortak dilGenûnation: ikilemeGeneralisierung: genelleşmegenerativ: üreticigenerative Grammatik : üretici

dilbilgisigenerative Phonologie: üreticisesbilim

generative Semantik : üreticianlambilim

generative Transforma- 

tionsgrammatik: üreticidönüşümsel dilbilgisiGenetiv: tamlayan durumuGenus: cinsGenus Verbi: çatıGerâusch: gürültü

gerundeter Vokal, yuvarlakünlüGerundium: ulaçgeschlossen: kapalıgeschriebene Sprache: yazıdili

gespannt : gergingesprochene Sprache: sözlüdil. konuşma dili

gipfelbildende Funktion: yü-celim işlevi

Glossenr. dilbil imGlossematik : glosematikGlottal: gırtlaksılGlottodıronologie: dil tarihlemesi

Grammatik: dilbilgisiGrammatikaUsierung: dilbil-giselleşme

Grammatikalitât  dilbilgisellikgrammatisch: dilbilgiselGrammem: dilbilgisi birimGraphem: yazıbirimGraphemvariante: yazısaldeğişke

Gren&ignal: sınırlayıcı

Gruppe: öbekGuttural: boğazsıl

 Halbvokal: yarıünlü Haltung: duralama Haplologie: seslem yutumu

 Harmonie: uyum1,2 Hauptsatz: temel tümcehell: tiz

 Hiat. ünlü boşluğu. Hilfsverb: yardımcı eylemhmter: art kaim

hinweisender Ausdruck: gös-tericihistorisch: tarihselhistorische Sprachwissen~ schaft. tarihsel dilbilim

/tistorisch -vergleichende 

Sprachwissenschaft: karşılaştırmalı dilbilim Höhe: yükseklikfttf/ıer Vokal yüksek ürilühomograph: eşyazımlı

 Homographie: eşyazımlılık

homonym: eşadlı Homonymie: eşadlılıkhomophon: eşsesli

 Homophonie: eşseslilik Hörer: dinleyici Hydronymie: akarsu adları

 bilimi HypaUage: değişleme Hyperbaton: aşın devriklik 

Page 237: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 237/302

Page 238: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 238/302

 Lsomorph: eşbiçimli Isomorphie: eşbiçimlilik Isotopie: yerdeşlikiterativ: yinelemesel

 Junggrammatiker: yen idi 1 bilgiciler 

 Junktion: bağlama Junktiv: bağlayıcı Junktur: kavşak juxtaposierter Satz: bağımsız

sıralı tümce

Kakophonie: kakışmaKakuminaL üstdamaksılKanal: olukKardinallaut: asal sesKasus: durum1Kasusgranvnatik: durumdilbilgisi

Katachrese: kaydırmaKatapher: önyinelem

kategoriat  ulamsalkategoriale Konıponente: ulamsal bileşen

Kategorie: ulamKausativ: 1) ettirgen çatı,2) ettirgen eylem

Keh Ikopfversch luss: gırtlakvuruşuKehllaut: gırtlaksılKeneni: boşbirimKem: çekirdek1Kernsatz: çekirdek tümce

Kindersprache: çocuk diliKlammerdarsteUung: ayraçlama

Klammerung: ayraçlamaKlungfarbe: tınıKlasse:  sınıf

Klassem: sınıfbirimKlassifıkation: sınıflandırmaKlassifizierung: sınıflandırma

Knacklaut: gırtlak vuruşuKnoten: düğümKode: düzgtiKodierung: dtizgülemeKohârenz: tutarlılıkKohâsion: uyumlulukKoüektivum: topluluk adıKollokation: eşdizimlilikKombination: birleşimkomb inatorisch e Variante:  birleşimsel değişkeKomitaiivus: birliktelik duru-mu

Kommentar: yorumKommunikation: 1) bildirim,iletim, 2) bildirişim, iletişim

Konunutation: 1) değişim2,2) değiştirim1

kompakt: yoğunKomparation: karşılaştırma2Komparaiist: karşılaştırmacıKomparatistik: karşılaştırma

cılık komparaûv: karşılaştırmalıKomparativ: artıklık detecesikompatibel: bağdaşıkKompatibiUtât: bağdaşmaKompetenz: edinç

komplementâre Distribution:  bütünleyici dağılımKomponente: bileşenKomponentenanalyse: bileşençözümlemesi

Kompositum: bileşik sözcük

konative Funktion: çağrıişleviKonfvc: saltekKonfocation: salteklemeKongmenz: uyum3Konjugation: eylem çekimi,

çekim 2Konjunkt: bitişkeKonjunktion: 1) bağlaç, 2) bir-leştirme

Page 239: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 239/302

Konjunktiv: isteme kipiKonkatenation: zincirlenmeKonkordanz: l) bağlamlı

dizin. 2) uygunlukKonkretıım: somut adKonnektiv: bağıntı layanKonnexion: bağıntılamaKonnexitat: yakınlıkKonnotation: yarianlam

Konsonant: 1) ünsüz12) selensizKonsonantenharmonie: ünsüzuyumu

konsonantisch: ünsüz2konstante Opposition: süreklikarşıtlık 

konstaûv: betimleyici, gözlemleyici

Konstituente: kurucuKonstituentensatz: kurucutümce

Konstriktion: daraltıKonstriktiv: daıaltılıKonstruktion: kuruluşKontamination: bulaşmaKontext: bağlamkontextabhângig: bağlama bağlı

kontextfrei: bağlamdan bağımsızkontextsensitiv: bağlama bağlıkontextunabhângig: bağlam-dan bağımsız

Kontraktion: derilme

kontrâr: karşıtKontrast: aykırılık2kontrastiv: karşıtsalkontrastive Linguistik: karşıtsal dilbilim

Konvention: uzlaşım

konventional: saymaca, uzlaşımsalkonventioneİl: saymaca, uzlaşımsal

Konvergenz: yöneşmekonvers: evrişikKonversion: evrişim

Kookkurrenz: birliktelikKoordination: eşbağımlılıkkoordinierter Satz: eşbağımlıtümce

Kopula: koşaçKoreferenz: eşgönderim

Korpüs: bütünceKorrelat: bağlaşıkKorrelation: bağlılaşımkorrelativ: bağlılaşıkKovarianz; eşdeğişirlikKreativitat: yaratıcılık

Kultursprache: uygarlık dilikünstliche Spradte: yapay dilkurz: kısaKürze: kısalıkkurze Silbe: kı a seslemKurzwort: kısaltmaKybernetik: güdümbilim

 Labial: dudaksıl Labialassimilation: küçük

ünlü uyumu LabiaUtarmonie: küçük ünlü

uyumu y Labialhiemnğ: i) dudaksıl-

laşma, 2) dudaksıllaştırma Labiodentah dişsildudaksıl Labiopalatal: dudaksıldamak

sıl Labiovelar: dudaksılartda

maksıllang: uzun Lânge: 1) süre, 2) uzunluk2lange Silbe: uzun seslem

 Langung: uzama Laryngah gırtlaksıl

 Laryngatisierung: 1) gırtlaksıllaşma 2) gırtlaksıllaştırma Lateral yanünsüz 7

Page 240: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 240/302

 Laut: ses1 Lautbildung: sesleme Lautkette: söz zinciri

 Lautlehre:  sesbilgisi Lautnmlarei: yansıma Lautrohr: ses yolu Lautschrift: sesçil yazı Lau tverseli ieb ung: ünsüz

değişimi

 Lautversetzung: göçüşme LautwandeL ses değişimi Lautwechseb 1) almaşma?

2) ses değişimilebende Sprache: yaşayan dilleblos: cansız2

 Leerstelle: boş alan Lehngut: 1) aktarım, 2) ak-tarma1

 Lehnübersetzung: öyküntü Leltmvori: aktarma2 Lenis: yumuşak ünsüz

 Lexem: sözlükbirimlexikalische Einheit:  sözlüksel birim

 Lexikaüsierung: sözlükselleşme

 Lexikographie: sözlükbilgisi Lexikohgie: sözlükbilim Lexikon: sözlükünear: çizgisel

 Linearitât: çizgisellik Linguistik: dilbilimliHguistisch: dilbilimsel

 Lippenlaut: dudaksıl Lippenzahnlaut: dişsildudaksü

 Liquidae: akıcı Literatursprache: yazın dili Litotes: arıksayış Lokaludverh: yer belirteci

 Lokahprache: ağız Lökativ: kalma durumu Lokution: düzsöz

 Löschung: silme

markiert: belirtili

 Maskıılinıım: eril Matrvcsatz: anatümcemehrdeutig: çokanlamlı

 Mehrdeutigkeit: çokanlamlılıkmeliorativ: yükseltici

 Melodie: ezgi

 Mentalismuş: anlıkçılık Merkmat  1) belirti2. 2) özellikmerktnallos: belirtisizmerkmaltragend: belirtili

 Metalepse: öteleme Metapher: eğretileme

metaphoıisch: eğretilemeli Metasprache: üstdilmetasprachliche Funktion: üstdil işlevi

 Metathese: göçüşme Metonynde: düzdeğişmece

metonynûsch: düzdeğişmeceli Metrik: ölçübilim Metrum: ölçümild: boğuk 

 Minimalpaar: en küçük çift Mischsprache: karma dil

mittel: ortamodal: kipsel Modaladverb: niteleme belir-

teci Modalisator: kipselleştirici ModaUsierung: kipselleştirme Modalitât: kiplik Modeli örnekçe Modifikator: değiştirici Modus: kip Monem: anlambirim Mono1mgıı(al)ismus: tekdil

lilik  Monophthongiemng: tekün

lüleşme Monosemie: tekanlamlılık 

Page 241: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 241/302

 monosemisch: tekanİamlı More:  seslemaltı Morph:  biçim3 Morphent: 

 biçim birim Morphologie:  biçimbilim,yapıbilgisi

 morphologisch:  biçimbilimsel Morpho(pho)nemik:  biçim- bilimsel sesbilim

 Morpho(pho)nologie:  biçim- bilimsel sesbilim

 motıviert: nedenli Motiviertheit:  nedenlilik MouilUerung: 1) damaksıl-

laşma* 2) damaksıllaştırma muüilaterale Opposition: 

çokyanlı karşıtlık Multilingu(al)ismus: çok

dillilik  Mundart: ağız Mundhöhle: ağız boşluğu Mundraunv ağız boşluğu

 Mııtterspradıe: anadili

 Nachricht:  bildiri, ileti Nachstellung: ilgeç Namenkunde: özeladbilim Nasal: genizsil

 Nasalierung:  1) genizsilleşme.2) genizsilleştirme Nasenlaut: genizsil Nationalsprache: ulusal dil natürliclıe Sprache: doğal dil Nebenbedeutung: yananlam

 Nebensâtz: yantümce Negation: olumsuzluk negativer Satz: olumsuz tümce Neologismııs: yeni sözcük Neubildııng: yeni sözcük Neurolmguistik: sinirdil bi 1im

 Neutratisierung: yansızlaşma nmtrallsierbare Opposition: yansızlaşabilir karşıtlık 

 Neutmm: yansız nicht-integriert:  bütünleşme-

miş nicht-konsonantisch: ünsüz

olmayan nicht-markiert:  belirtisiz nicht-spitz: diyezleşmemiş nicht-tief:  bemolleşmemiş nicht-vokalisch: ünlü olmayan niedriger Vokal: alçak ünlü Nomen: ad Nomen agentis: eden adı Nominaüsierung: 1) adlaşma,

2)adlaştırma Notmnatisierungssuffvc: ad

laştıncı Nonünakatz: ad tümcesi Nominalstamm: ad gövdesi Nonûnahvurzel: ad kökü Nominativ: yalın durum Norm: kural1 nortnativ: kuralcı

 Notwendigkeiisform: gereklikkipi Nukleus: çekirdek2 Nulbnorphem: sıfır biçim birim

 Nullphonem: sıfır sesbirim

 Numerale: sayı adı Numerus: sayı

Oberflâchenstruktur: yüzey-sel yapı

Objekt: 1) nesne, 2) tümleç

Objektsprache: könudil obligatorische Transforma-  tion: zorunlu dönüşüm

 offerı: açık  offmette Sprache: resmi dilÖffnung: 1) açıklık. 2) açılma

Öffnungsgrad: açıklık dere-cesi *Onomasiologie: adbilim

Page 242: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 242/302

Onomastik: özeladbilimOnomatopöie: yansımaOpposition: karşıtlıkOptativ:  istek kipiOrah ağızsılOratio obliqua: dolaylı anla-tım

Oratio recta: dolaysız anlatımOrclnung: düzen2, takımOronymie: dağ adları bilimi

Orthographie: yazımOrthophonie:  1) sağsöyleyiş,2) sözdüzeltim

Örtsadverb: yer belirteci

 Palatal  damaksıl

 PalatalJıarmonie:  büyük ünlüuyumu Palatalisierung:  1) damaksıl-

laşma. 2) damaksıllaştırma Panchronie: tümsürem panchronisch: tümsüremli

 Paradigma: dizi, paradigma Paradigmatik: dizi bilim paradigmatisch: dizisel paradigmatische Relation: 

dizisel bağıntı Paraphrase: açımlama

 Paraphrasierungstransformat ion:açımlamak dönüşüm Parataxe: yanaşık sıralam Parenthese: ayraç Paronomasie: sesbenzeşimi Paronymie: okşarlık

 Paronymon: okşar Partikel:  ilgeç Partizip: ortaç Passiv:  1) edilgen çatı. 2) edil-

gen eylem Pause: durak pejorativ: aşağılayıcı Perfekt:  belirli geçmiş zaman

 perfektive Aktionsart:  bitmişlik görünüşü

 Performans edim Performativ: gerçekleştirici2 performativ: edimsel Periphrase: dolaylama Perlokution: etkisöz Pernuıtation:  1) değişi. 2) de

ğiştiri Person: kişi

 Personalendung: kişi eki Personalpronomen: kişi adılı Plıaryngdb  boğazsıl Pharyngalisierung: 1) boğaz

sıllaşma. 2) boğazsıllaştırma phatische Funktum:  ilişki

işlevi Philologie:  betikbilim Piton: ses1 Phonation: sesleme Phonem: sesbirim Phönenuıtık: sesbirimbilim

 Phonemik: sesbirimbilim Phonetik: sesbilgisi phonetisch: 1) sesbilgisel.

2) sesçil phonetisches Alpli ab et: sesçil

abece

 phonetische Transkription: sesçil çevriyazı phonetische Ümschrift: sesçil

yazı PJtonobgie: sesbilim phonologisch: sesbilimsel plıonologisch e Komponente: 

sesbilimsel bileşen plıonologisch e Transkription: 

sesbilimsel çevriyazı phrastisch: tümcesel Platt: taşra ağzı Pleonasnuıs: söz uzatımı Plerem: dolubirim Plosiv:  patlamalı Plural :çoğul

Page 243: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 243/302

 P1uriüngu(al)ismus: çokdillilik 

 Poetik: yazmbilim

 poetische Funktion: yazınişlevi, yazınsal işlev polysem: çokanlamlı Polysemie: çokanlamlılık Polysyndeton: çokbağlaçlılık polysynthetische Sprachen: 

çokbireşimli diller Possessiv: iyelik öğesi Possessivsuffvc: iyelik eki Postpaİatal: artdamaksıl Postposition: ilgeç Pradikat: yüklem

 Priidikation: yüklemleme Prâfpc: önek  Pragmalİnguistık: edimdil bilim

 Pragmaiİk: edimbilim pragmatische Komponente: 

edimsel bileşen Prâposition: ilgeç Prcisens: şimdiki zaman prâskriptiv: kuralcı Prâsupposition: önvarsayım Prâteriûon: sözaçmazlık Prinzip des gereingsten  Aufivandes: en az çaba ilkesi

 privative Opposition: eksiköğeli karşıtlık 

 Produktionsregeln: yenidenyazım kuralları

 Produktivitât: üretkenlik prohibiiiv: yasaklayıcı Projektionsregebı: izdüşüm

kuralları proktitisch: önesığmık Prolepse: önleme Pronomen: adıl Pronominalisierung:  1) adıllaşma. 2) adıllaştırma proportionelle Opposition: 

orantılı karşıtlık 

 Proposition: önerme1 Prosodenv  bürünbirim Prosodie:  1) bürün. 2) bürün

 bilim prosodisch: 1) bürünsel 2) bürünbilimsel

 prospektiv: öngörümlü Prothese: öntüreme Psittakose:  papağanlık

 PsychoJinguistik: ruhdilbilimQualitcit: nitelikquaüfikatives Beiwort: nitele-me sıfatı

Quantifikator: niceleyiciQuantitât: nicelik

quantüative Lingu istik: niceldilbilimQuantitâtsadverb: ölçü belir-teci

Quantor: niceleyici

 Rechtschreibung: yazım Rede:  1) söylem, 2) söz Redeerwâhnung: dolaylı an-

latım Redekunst: söyleyim Redensart: deyim Redundanz: 

artıkbilgi Reduplikation: ikileme Referent: ğönderge referentiell: göndergesel referentielle Funktion: gön

derge işlevi, gösterim işlevi Referenz: gönderim Reflexiv: dönüşlü çatı reflexives Verb:  dönüşlü ey-

lem Reflexivierung:  1) dönüşlü-

leşme. 2) dönüşlüleştirme Refİexivpronomen: dönüşlü

adıl Regel: kural regelmâssig: kurallı' Regens: yönetici

Page 244: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 244/302

 Reibelaut: sürtüşmeli Reihe: sıra Rdm: uyak rein: arı Rekonstruktion: yeniden oluş

tumm Rektion: yönetme rekursiv: yinelemeli R elation bağıntı relativ: görece Relativpronomen:  ilgi adılı relevant:  belirgin Relevanz:  belirginlik Resonator: tınlatıcı resultaûve Aktionsart: sonuç

görünüşü Retroflex: üstdamaksıl retrospektiv: artgörümlü reziprokes Medium: işteş çatı reziprokes Verb: işteş eylem Rhema: yorum Rhetorik: sözbilim

 Rhythmus: dizem rückbezügliches Fünvort: 

dönüşlü adıl Rundung: yuvarlaklaşım

Sammelname: topluluk adı

SateUıt: uyduSatz: tümceSatzanalyse: dilbilgiselçözümleme

Satzcuıssage: yüklemSatzgegenstand: özne

Satzglied: önerme2Satzlehre: tümcebilimSatzteil  önerme2Sauglaut: şaklamakSchaünachaJtmung: yansımaSchaltsatz: aratümce

 scharf: keskinSchema: taslak 

Schliessung:  1) kapalılık.2) kapanma

Schlüssehvort: anahtar sözcükSchnalzlaut: şaklamakSchnalzlautsprachm: şakla-mak diller

Schrift: yazı Schrifitsprache: yazı diliSchwâchung: silinmeSchwankung: dalgalanmaSchwund : ses düşmesiSegment:  parça

 segmentdb  parçasalSegmentierung:  bölümleme,kesitleme

Seitenlaut: yanünsüzSelektion: seçmeS elektionsb esch rânkung: seçme kısıtlaması

Selektionsregebt: seçmekuralları

Sem: anlambirimcik

Semanalyse: anlambirimcikçözümlemesiSemantem: kavrambirimSemantik: anlambilim

 semantisch:  l) anlambilim sel.2) anlamsal

 semantisch e Komponente: anlamsal bileşen semantisches Feld: anlamsal

alanSemasiologie: kavrambilimSemem: anlambirimcik demeti

Semiologie: göstergebilim semiologisch: gösterge bilimselSemiose: göstergesel işlevSemiotik: göstergebilim

 semiotisch: 1) göstergebil im-sel, 2) göstergesel

Semivokal: yarıünlüS ender:  verici

Sequenz: dizilişSibilant: ıslıklı

Page 245: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 245/302

Signal : belirtke Signifıkant: gösteren Signifıkat gösterilen 

Signifıkation: anlamlama Siİbe:  seslem Silbenschichtung:  seslem yutumu

Silbenschrift: seslemsel yazı  silbisch: seslemsel 

Simplex: yalın sözcük Singuîar: tekil Sinn: anlam Situation: durum2Solözismus: sözdizimsel yadsınlık 

Sonant: selenli Sondersprache: 1) ağız,2) özel dil

Sonorisierung: titreşimlileş- me, ötümlüleşme 

Sonoritat: titreşimlilik. ötüm lülük

Soziolekt: topluluk dili Soziotinguistik: toplumdil- bilim

Spannung: gerilme Spezialisierung: özelleşme Spirans: sızıcı 

Spirantisierung: sızıcılaşma  spitz: diyezleşmiş Sprachatlas: dil atlası Sprache: 1) dil, 2) dilyetisi Sprachebene: dil düzeyi Sprachfâhigkelt: dilyetisi 

Sprachfamilie: dil ailesi Sprachgebrmch: kullanım Sprachgemeinschaft: dilsel topluluk

Sprachgeographie: dilbilimsel coğrafya, uzamsal dilbilim 

Sprachgruppe: dil öbeği Sprachkarte: dil haritası  sprachüch: dilsel

Sprachökonomie: dilsel tutumluluk

Sprachrevolution: dil devrimi 

Sprachwissenschaft: dilbilim Sprechakt: söz edimi Sprechapparat: ses aygıtı Sprechen:  1) konuşma. 2) söz Sprecher: konuşucu Sprechorgane: ses örgenleri Sprechtakt: dizem Stamm: gövde Stamnmort: köken1Standardsprache: ölçünlü dil 

 statisch: dural statische Spraclmissenschaft: 

dural dilbilim Stil: biçem, deyiş Stilistik: biçembilim, deyiş bilim

Stimme: ses2 stimmhaft: titreşimli, ötümlü Stimmlippenverschluss: gırt

lak vuruşu stimndos: titreşimsiz, ötümsüz Stimmverstârkuhg: yeğinlik Stimulus: uyaran Stoff: tözStofftıame: somut ad 

Störung: gürültü Stratifıkationsgrammatik: katmansal dilbilgisi 

Struktur: yapıStrukturatismus: yapısalcılık 

 strukturaüst:  yapısalcı 

 struktureü: yapısal  struktureüe Linguistik: yapısal dilbilim 

Subjekt: özne Subjunktiv: isteme kipi Subkategorie: altulam 

Sublativus: yükselme durumu Subordination: bağımlanma Substantiv: ad ‘

Page 246: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 246/302

Substanz: tözSubstiiution: değiştirim2, ornatma

Substrat: altkatman Suffvc: sonek Şuffbc des Kasus: takı Superessivus: üstündelik durumu

Superlativ: üstünlük derecesi 

Superstrat : üstkatman suprasegmental: parçaüstü Syllabierung: seslemleme Syttemma: dizimbirim Syllepse. çiftleme Symbol: simge 

symbolisch: simgesel Synâresis: birlenme Synchronie: eşsürem, eşsü- remlilik

synchronisch: eşsüremli synchronische Sprach- wissenschaft: eşsüremli dilbilim

Synekdoche: kapsamlayış Synkope: içses düşmesi Synkretismus: ayrımsızlaşma synonym: eşanlamlı Synonymie: eşanlamlılık 

Syntagma: dizim, sentagma Syntagmatİk: dizimbilim syntagmatisch: dizimsel syntagmatisch e Analyse: dizimsel çözümleme 

syntagmatisch e Markierurig: dizimsel belirtici 

syntagmatische Relation: dizimsel bağıntı 

syntaktisck: 1) sözdizimsel,2) tümcebilimsel 

syntaktisch e Kompon ente: 

sözdizimsel bileşen Syntax: 1) sözdizim.2) tümcebilim 

Synthenv birleşkebirim

Synthematik: birleşkebilim Synthese: bireşim syntheûsch: bireşimli 

synthetische Sprachen: bireşimli diller System: dizge systemisch: dizgesel

Tagmem: dizilimbirim 

Tagmemik: dizilimbilim Takt: dizem Tautologie: eşsöz Taxem: düzenbirim Taxonomie: sınıflandırma taxonomisch: smıflandırmacı 

Temporaladverb: zaman belirteciTempus: zaman Terminativus: varış durumu Terminologie: 1) terimbilim, 2) terimce 

Terminus: terim

 Text: belikTextünguisûk: betiksel dilbilim Thema: konu tief: bemolleşmiş Tiefenstruktur: derin yapı tiefer Vokal alçak ünlü Tilgung: silme Ton: titrem Tonem: titrembirim Tonhöhe: yükseklik Tonstârke: yeğinlik 

Topikalisierung: konulaştınm Toponymie: yer adları bilimi tote Sprach e: ölü dil Transformation: 1) dönüştürüm, 2) dönüşüm Transformationalismus: dönüşümcülük Transformationalist: dönüşümcü

Page 247: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 247/302

Page 248: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 248/302

Verlust der Stimmhaftigkeit: titreşimsizi eşme, ötümsüzleşme

Verneinung: olumsuzluk Verneinııngspartikel: olumsuzluk öğesiVerschluss:   1) kapalılık.2) kapantıVerschlussdaııer : duralama Verschlusslaut : 1) dış patla

malı. 2) kapantılı Verschmelzung: karışım Versmass: ölçü Verstândüchkeit: anlaşılabilirlikVerstummen:  silinme vemandte Sprachen: akraba 

dillerVibrant: titrek Vokal ünlü1Vokaüiarmonie: ünlü uyumu Vokalislerung: ünlüleşme vokaüsch: ünlü2Vokativ: seslenme durumu 

Volksetymologie: köken yakıştırma, halk kökenbilimi, yerlileştirmeVollverschlusslaut: kapantılı vorder: ince, ön Vorderpalatal: öndamaksıl Vorgang: oluş

Wandeh 1) değişim !.2) evrim weicher Konsonant: yumuşak ünsüz

 IVettentheorie: dalga kuramı Wert: değer

 IVerâgkeit: birleşim değeri Wissenschafissprach e: bilim dili

 IVohlklang: uyum1,2Wort: sözcük  IVortart: sözcük türü Wortbildung: sözcük yapımı 

 IVortfamiUe: sözcük ailesi  IVortfeld : sözlüksel alan  IVortfugung: kuruluş Wörterbudt: sözlük1

Wortironisiemng: karşıtlama Wortschatz: sözcük dağarcığı. sözlük2

Wortspiel  ündeş Wurzel:  1) kök, 2) köken11Vurzelsprachen: tekseslemli diller

 Zahladjektiv:  sayı sıfatı  Zahhvort: sayı adı 

 Zahnlaut: dişsil  Zeichen: gösterge  Zehchensetzung: noktalama  Zeicherkürzjung: kısaltma1 Zeigefîimort: gösterme adılı  Zeitadvedb: zaman belirteci  Zeitform: zaman  Zeitwort: eylem  Zerebrah Ustdamaksıl  Zeugma:  ilişkilendirme  Zielsprache: erek dil  Zischlaut: hışırtılı  Zitterlaut: titrek  zusammengesetzjter Satz: bile

şik tümce zusammengesetzjtes Tempus: 

bileşik zaman zusammengesetzjtes Wort: bi

leşik sözcük Zusanunensetzung: 1) bileş

tirme, 2) tamlama  Zusammenziehung: derilme  Zweideutigkeit:  ikİzleme  Zvveisprachigkeit:  ikidillilik  zweite Gliederung: ikinci 

eklemlilik Zwischenstruktur: arayapı

Page 249: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 249/302

 FRANSIZCA-TÜRKÇE DİZİN 

aberrant: sapkın abessif: yokluk durumu ablaüf: çıkma durumu abreviation: kısaltma2absolu: salt absoıpûon: yutulma 

abstraction: soyutlama accent: şiveaccent d'intensite: vurgu accent dynamique: vurgu accentuation: vurgulama accentueme: vurgu birim 

acceptabiüte: geçerlik acceptable: geçerli accord: uyum3accusatif: belirtme durumu actant: eyleyen a ete deparole: söz edimi 

actuaüsateur: gerçekleştirici1actuaüsation: 1) gerçekleşme. 2) gerçekleştirme 

addition:  ı) ekleme, 2) katma adequation: uyarlık adessif: yakınlık durumu 

adjectif: sıfat adjectifdenıonstratif: gösterme sıfatı

adjectif determinatif: belirtme sıfatı

adjectif indefıni: belgisiz sıfat 

adjectif interrogatif: soru sıfatı adjectif numerah sayı sıfatı adjectif qualifıcatif: niteleme sıfatı

adjectivalisation: 1) sıfatlaşma, 2) sıfatlaştırma 

adjectiyateur :  sıfatlaştırıcı adjectivdiion: 1) sıfatlaşma.2) sıfatlaştırma 

adjectivisateur: sıfatlaştırıcı

adjectivisation: 1) sıfatlaşma, 2) sıfatlaştırma 

adjoint: eklenti adoucissement: yumuşama adstrat: yankatman adverbe: belirteç 

adverbe de lieu: yer belirteci adverbe de maniere: niteleme belirteci

adverbe demonstratif: gösterme belirteci 

adverbe de quantiie: ölçü 

belirteciadverbe de temps: zaman belirteci

adverbe interrogatif: soru belirteci

adverbialisateur: belirteç- 

leştiriciadverbiatisation: 1) belirteç- leşme, 2) belirteçleştirme 

affirmation: olumluluk ajffbce: ekaffvce deformation: yapım eki 

ajfricpı ee: yarıkap antılı agent: edenagglutütaûon: 1) bitişim,2) bitişme

agrammaticaUte: dilbilgisel aykırılık

agrammatisme: dilbilgisi- yitimi aigu: tiz aire: alan1alexie: okumayitimi algorithme: işlemsel süreç allatif: yöneliş durumu allegorie: yerine alliteration:  ses yinelemesi aüographe: yazısal değişke

Page 250: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 250/302

aUomorphe: biçimbirimsel değişke

allongement: uzama 

allophone: sesbirimsel değişke aUotone: titremsel değişke allusion: anıştırma alphabet: abece, alfabe alphabet phonetique: sesçil abece

alphabet phonetique  International: uluslararası sesçil abece 

alternance: almaşma aüernance vocaîique: ünlü almaşması

alveolaire: dişyuvasıl

 alveopalatale: dişyuvasıl - damaksıl

amalgame: karışım ambigu: belirsiz2 ambiguıte: belirsizlik amphibologie: ikizleme amuissement: silinme anacoluthe: caymaca anagramme: çevrikleme analogie: örnekseme analogistes: ömeksemeciler analyse: çözümleme 

anayse componentielle: bileşen çözümlemesi 

analyse de discours:  söylem çözümlemesi 

analyse distributionnelle: dağılımsal çözümleme 

analyse du contenu: içerik çözümlemesi

analyse grammaticale: dilbilgisel çözümleme 

analyse sendque: anlambirimcik çözümlemesi 

analyse syntagmadque: dizimsel çözümleme analytique: çözümleyici anaphore: yinelem

anaptyxe: sestürem anastrophe: devrikleme anime: canlı2

anime (genre): canlı1anontal: aykırı anomatie: aykırılık1anomaüstes: âykırılıkçılar antecedent: öncül anterieur:  ince, ön 

anthroponymie: kişi adları bilimiantidpation: önceleme antimentalisme: karşıanlık- çılık

antiphrase: karşıtlama 

antithese: karşıtlam antonomase: adsayma antonyme: karşıtanlamlı antonymie: karşıtanlamlılık aoriste: geniş zaman aperture: açıklık derecesi aphasie:

 sözyitimi 

apherese: Önses düşmesi apicale: dil ucu ünsüzü apocope: sonses düşmesi apophonie: ünlü almaşması aposiopese: kesinti apostrophe: seslenim, yönen- me

appareilphonatoire:  ses aygıtı appareil vocah ses aygıtı apposition: koşuntu arbitraire (a): buyrultusallık, nedensizlik

arbitraire (s): buyrultusal, nedensiz 

arbre: ağaçarchaiisme: eskil biçim, eskil- lik

archilexeme: üstsözlükbirim 

archimoneme: üstanlambirim archiphonhne: üstsesbirini archisememe: üstanlambirim- cik demeti

Page 251: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 251/302

argot: argo argııment: değini arrondissement: yuvarlaklaş

maarticle: tanımlık articulaieur: eklemleyici articulation: 1) eklemleme,2) eklemlenme. 3) eklemlilik 

articule: eklemli 

aspect : görünüş aspect accompli: bitmişlik . görünüşüaspect duratif: sürerlik görünüşü

aspect imperfectif: bitmem işlik görünüşü

aspect inaccompli: bitmemiştik görünüşü 

aspect ingressif: başlangıç görünüşü

aspect non-accompli: bitmemiştik görünüşü 

aspect parfait: bitmişlik görünüşü

aspect perfectif: bitmişlik görünüşü

aspect resultatif: sonuç görünüşü

aspiree: soluklu assertion: önesürüm assimilation: benzeşim assimilation labiale: küçük ünlü uyumu 

 j associaûf: çağrışımsal 

assomptif: varsayımlı assonance: yarım uyak assourdissement : titreşimsiz- leşme, ötümsüzleşme 

asyndete: kopukluk atemporeh sürem dışı 

atlas ünguistique: dil atlası auditeur: dinleyici augmentatif  (a): büyültme eki augmentatif  (s): büyültmeli

 autonome: bağımsız  autonymie: özadlılık  axiologie: değerbilim

 barbarisme: biçimbilimsel yadsmlık 

 base\ taban bemolise: bemolleşmiş  bilabiale: çiftdudaksıl 

 bilinguisme: ikidillilik  binaire: ikili -  binarisme:  ikicilik  bloque: engelli  bref: kısa  brievete: kısalık  bruit:  gürültü

 cacophonie: kakışma  cacuminale: üstdamaksıl  calembour: ündeş  calque: öyküntü  canal: oluk  canal vocal  ses yolu  carte linguistique: dil haritası  cas: durum1 case vide: boş alan  catachrese: kaydırma  cataphore: önyinelem  categorie: ulam  categorieh ulamsal  cavite buccale: ağız boşluğu  çeneme: boşbirim  cerebrale: üstdamaksıl  chatneparlee: söz zinciri  champ: alan2 champ associaûf: çağrışımsal 

alan champ conceptueb kavramsal 

alan champ lexicah sözlüksel alan 

 champ noiionnel  kavramsal alan

 champ semantique: anlamsal alan

Page 252: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 252/302

 changemmt: değişim1 changementphonetique: ses 

değişimi

 changemmt semantique: anlam değişimi  chenalvocal  ses yolu  chobc:  seçme  chroneme:  sürebirim  chuintcuıte: hışırtılı  chute: ses düşmesi  circonstant: tümleyen  claquanie:  şaklamalı  claquement: şaklamalı  classe: sınıf   classeme: smıfbirim  classifıcaûon: sınıflandırma  clic: şaklamalı  coalescence: derilme  code: düzgü  coherence:  tutarlılık  cohesion: uyumluluk  collocaüorı: eşdizimlilik  combinaison:  birleşim  comitatif :birliktelik durumu  conmıentaire: yorum  cotrmuınaute linguistique: 

dilsel topluluk  comnmnication: l) bildirim, 

iletim 2) bildirişim, iletişim  conmuıtation: 1) değişim2,

2) değiştirim1 conıpcıct: yoğun  comparaison:  karşılaştırma  comparatif:  1) artıklık dere

cesi. 2) karşılaştırmalı  comparatisme: karşılaştır- macılık

 comparatiste:  karşılaştırmacı  comparativiste:  karşılaştırmacı  compare: karşılaştırmalı 

 compaûbiüte:  bağdaşma  compaûble: bağdaşık  competence: edinç  compUment:  tümleç

 coMplement direct: dolaysız tümleç, nesne 

 complement d'objet direct: nesne

 complement indirect: dolaylı tümleç

 composant: bileşen  composante: bileşen  composante categorielle: 

ulamsal bileşen  composante phoriologique: 

sesbilimsel bileşen  composante pragmatique: 

edimsel bileşen  composante semantique: 

anlamsal bileşen 

 composante syntaxique: söz- dizimsel bileşen 

 composante transformationneüe: dönü- şümsel bileşen 

 compose: bileşik sözcük 

 composition: bileştirme  comprehension: içlem  concatenatkm: zincirlenme  concept: kavram  concordance: 1) bağlamlı 

dizin, 2) uygunluk 

 cönduit vocal: ses yolu  confvce: saltek  confücation: saltekleme  conjoint (a): bitişke  conjonction: 1) bağlaç,

2) birleştirme :

 conjugaison: eylem çekimi. çekim2 connecteur: bağıntılayan  connexion: bağıntılama  connexite:  yakmhjc___...  connotation: yananlam 

 consonante: selensiz  consonantique: ünsüz (s)  consonne: ünsüz (a)

Page 253: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 253/302

 consonne douce: yumuşakünsüz

 consonne forte: sert ünsüz

 consonne geminee:  ikiz ünsüz constatif:  betimleyicL gözlemleyici

 constituant: kurucu constituant immediai: dolaysızkurucu

 constriction: daraltı constrictive: daraltıl!

 construction: kuruluş contamination:  bulaşma contenu: içerik contexte:  bağlam continu: sürekli contraction: derilme contraire: karşıt contraste: aykırılık2 contrastif: karşıtsal convention: uzlaşım conventionnel: saymaca,

uzlaşımsal convergence: yöneşme converse: evrişik conversion: evrişim cooccurrence:  birliktelik coordination: eşbağımlılık copule: koşaç coreference: eşgönderim corpus:  bütünce correlat:  bağlaşık correlatif:  bağlılaşık correlation:  bağlılaşım coup de glotte: gırtlak vuruşu covariance: eşdeğişirlik creativite: yaratıcılık cybernetique: güdümbilim

 datif: yönelme durumu

 declinaison: ad çekimi, çekim1 decodage: çözme defectif: eksikli defini:  belgili, belirli

 defmition: tanım deictique: gösterici debcis: gösterim

 delahiaUsation: düzleşme delatif:  iniş durumu delimitation: sınırlandırma demarcatif: sınırlayıcı denominal: addan türeme biçim

 denominatif: addan türeme biçim denotation: düzarilam dentale: dişsil dentilabiale: dişsildudaksıl dependance:  bağımlılık dependant: 

 bağımlı dependant du contexte:  bağla-ma bağlı

 deplacement semantique: an-lam kayması

 derivation: türetme derive: türev desarrondissement: düzleşme descriptif:  betimsel, betimlemeli

 description:  betimleme descriptivisme:  betimleyicilik desideratif: dilekkoşul kipi desinence: çekim eki desinence personneüe: kişi eki destinataire: gönderilen destinateur: gönderen detente: gevşeme determinant:  belirleyen, tam-

layan determination:  belirleme1,2 determine:  belirlenen, tam-

lanan deuxieme articulation: ikincieklemlilik 

 deverbal: eylemden türeme biçim deverbatif: eylemden türeme biçim

Page 254: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 254/302

devoisement: titreşimsizleşme. ötümsüzleşme 

diachronie: artsürem 

diarhronique: artsüremli dialecte:  lehçe dialectologie: lehçebilim dictiorı: söyleyim dictionnaire: sözlük1dierese: ikilenme 

diese: diyezleşmiş differenciation: ayrımlaşma differentiel ayrımsal diffus: dağınık diglossie:  ikidillilik diminutif: küçültmeli 

diphtongaison: ikili ünlüleşme diphtongue: ikili ünlü discontinu: 1) süreksiz,2) kesintili

 dlscontinuiie:  kesintililik  discours:  söylem 

 discours direct:  dolaysız anlatımdiscours indirect: dolaylı anlatım 

discret: ayrıkdisponihilite: kullanılabilirlik dissimilation: ayrılım distinctif: ayırıcı distribution: dağılım distribution complementaire: bütünleyici dağılım 

distribution (n)alisme: dağı- lımcılık

distribution(n)aliste: dağıl imci distributionneL'  dağılımsal dorsale: dil üstü ünsüzü double articulation: çift ek- lemlilik 

doublet: eşil 

duel: ikil duree: süre dynamique: devimsel

ecart: sapmaeconomie du langage: dilsel tutumluluk 

ecriture: yazıecriture ideographique: kavramsal yazı

ecriturephonetique: sesçil yazı

ecriture pictographique: 

görüntüsel yazı ecriture syüabique: seslemsel yazıeffacement: silme elatif: çıkış durumu element: öğe 

elision: sonünlü silinmesi eüipse: eksilti elliptique: eksiltili emboîtement: yerleşim emetteur: verici emphase: tumturak emploi: kullanım emprunt: 1) aktarım.2) aktarma1

enallage: değişikleme enchâssement: yerleşme enclitique: sonasığınık encodage: düzgüleme endocentrique: içözeksel enonce: sözce enonciation: sözceleme environnement: çevre epenthese: içtüreme epithese: sontüreme 

epithete: belgeç, sanlık equatif: eşitlik derecesi equivalence: eşdeğerlik ergatif: eden durumu essif: koşul durumu ethnolinguistique: budundil- 

bilimetymologie:kökenbilim

Page 255: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 255/302

Page 256: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 256/302

 granvnaire des cas: durum dilbilgisi

 grammaire des dependances: bağımsal dilbilgisi 

 grammaire formeüe:  biçimsel dilbilgisi

 grammaire generale: genel dilbilgisi

 grammaire generative: üretici dilbilgisi

 grammaire generative trans-  formaûonnelle: üretici- dönü- şümsel dilbilgisi 

 grammaire stratifı cationn elle. katmansal dilbilgisi 

 grammaire

 transformationneüe: dönü- şümsel dilbilgisi  grammaticat dilbilgisel  grammatiealisation: dilbilgi

selleşme grammaticalite:  dilbilgisellik 

 grammeme: dilbilgisibirim  grapheme: yazıbirim  grave:  pes  groupe: öbek groupe de langues: dil öbeği  groupe determinatif:  tamlama 

 gutturale: boğazsıl hapaxepie: seslem yutumu  haplologie: seslem yutumu  harmonie: uyum1,2 harmonie consonantique: 

ünsüz uyumu harmonie labiale: küçük ünlü uyumu

 harmoniepalatale: büyük ünlü uyumu

 harmonie vocalique: ünlü uyumu

 hauteur: yükseklik  hiatus: ünlü boşluğu  historique: tarihsel

 homographe: eşyazımlı  homographie: eşyazımlılık  homonyme: eşadlı  homonymie: eşadlılık  homophone: eşsesli  homophonie: eşseslilik  hydronymie: akarsu adlan 

bilimi hypaüage: değişleme  hyperbate:  aşırı devriklik  hyperbole:  abartma  hyperonyme: üstanlamlı  hyperonymie: üstanlamlılık  hypocoristique:  okşamalı  hyponyme: altanlamlı  hyponymie: altanlamlılık  hypotaxe: bağlılık  hypothetique: varsayımlı

icone: görüntüsel gösterge  Identification: belirleme3idiolecte: bireysel dil 

illatif: giriş durumu iüocution: edimsöz immanence:  içkinlik immanent:  içkin immotive: nedensiz imperatif: buyrum kipi 

impersonnel: kişisiz implosion: iç patlama implosive: iç patlamalı inanime: cansız2inanime (genre): cansız1inchoatif: başlamalı 

incise: aratümce incompatibilite:  bağdaşmazlık indeclinable: çekimsiz indefıni: belgisiz, belirsiz1independant du contexte: bağlamdan bağımsız 

index: dizinindicateur syntagmatique: dizimsel belirtici 

indicatif: bildirme kipi

Page 257: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 257/302

indice:  l) belirti1, 2) belirticiinessif:  içindelik durumuinfinitif: eylemlik

infvce: içek inflexion voca!ique: tınıdeğişimi

informateur: denekinformation:  bilgiinherent: içsel

instrumental  araç durumuintegration:  bütünleşmeirıtegre:  bütünleşmişintelügibilite: anlaşılabilirlikintensif:  pekiştirmeliintension: içlem

intensite: yeğinlikinterdentale:  peltek dişsilinterference: girişiminterjection: ünleminterpretable: yorumlanabilirinterpretation: yorumlama

intervocaIique: ünlülerarasıintonation: titremlemeintoneme: titremlemebirimintransitif: geçişsizinvariable: değişimsizinversion: devriklik

irregulier: kuralsızisolable: yalıtılabilirisomorphe: eşbiçimliisomorphisme:eşbiçimlilikisotopie: yerdeşlikiteratif: yinelemesel

 joiniure: kavşak jorictif:  bağlayıcı jonction:  bağlama joncture: kavşak 

labiale: dudaksıllabiaüsation:  l) dudaksıl-laşma; 2) dudaksıllaştırma

labiodentale: dişsildudaksıl

lahiopalatale: dudaksıldamaksıl

labiovelaire: dudaksıl

artdamaksıllâche: gevşeklangage:  i) dil, 2) dilyetisilangage enfantin: çocuk dililangage objet: konudillangage scientifique:  bilim dili

langagier: dilsellangue: dillangue artifıcielle: yapay dillangue dble: erek dillangue commune: ortak dillangue courante: gündelik dil

langue d'arnvee: erek dillangue de civilisation: uygar-lık dili

langue de depart: kaynak dillangue de specialite: özel dillangue ecrite: yazı dili

langue litteraire: yazın dililangue matemelle: anadililangue mere: anadillangue mvcte: karma dillangue morte: ölü dillangue nationale: ulusal dil

langue naturelle: doğal dillangue objet: konudillangue offıcieUe: resmi dillangue orale: sözlü dil. konuş-ma dili

langueparlee: sözlü dil?konuşma dili

langues â clics:  şaklamalıdiller 

langues agglutinantes:  biti ;şimli diller, bağlantılı diller,

 bitişken diller langues amalgamantes: kay-

naştırıcı dillerlangues analogues: kalıplıdiller /

Page 258: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 258/302

Page 259: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 259/302

Page 260: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 260/302

 nomination: adlandırma nom propre: özel ad nortranime: cansız2

 non-bemotise:  bemolleşmemiş non-bloque: engelsiz non-consonantique: ünsüz

olmayan non-diese:  diyezleşmemiş non-integre:  bütünleşmemiş non-marque:  belirtisiz hon-vocatique: ünlü olmayan non-voise: titreşimsiz, ölümsüz normatif: kuralcı norme: kural1 notion: kavram noyau: çekirdek1 nucleus: çekirdek2

 objet: nesne occlusion: kapantı occlusive: kapantılı onomasiologie: adbilim onomastique: özeladbilim onomâtopee: yansıma opposition: karşıtlık opposition bilaterale:  ikiyanlıkarşıtlık 

 opposition binaire:  ikili

karşıtlık  opposition constante: sürekli

karşıtlık  opposition eqııipollente: eş

öğeli karşıtlık opposition isolee: tekil

karşıtlık  opposition muitilaterale: çokyanlı karşıtlık 

 opposition neutralisable: yansızlaşabilir karşıtlık

 opposition privative:  eksik

öğeli karşıtlık  opposition proportionnelle: orantılı karşıtlık

 optatif: istek kipi

 orale: ağızsıl ordre: düzen, takım ordre de proces: kılınış organes de la parole: 

sesörgenleri. oronymie: dağ adları bilimi orthographe: yazım orthophonie:  1) sağsöyleyiş,2) sözdüzeltim

 ouvert: açık  ouverture:  1) açıklık, 2) açılma

 paire minimale: en küçük çift palatale: damaksıl palatalisation: 1) damaksıl-

laşma, 2) damaksıllaştırma pandtronie: tümsürem panchronique: tümsüremli paradigmatique (a): dizibilim paradigmatiqııe (s): dizisel paradigme: dizi, paradigma paraphrase: açımlama parataxe: yanaşık sıralam parenthese: ayraç parenthetisation: ayraçlama parler: ağız parole: 1) konuşma, 2) söz paronomase: sesbenzeşimi

 paronyme: okşar paronymie: okşarlık participe: ortaç partimle: ilgeç particule de negation: olum-

suzluk öğesi

 partimle interrogative: sorueki partie du discours: sözcük türü passe: geçmiş zaman passe defini:  belirli geçmiş

zaman

 passe indefıni:  belirsiz geçmişzaman passe indetermine:  belirsiz

geçmiş zaman

Page 261: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 261/302

 passe simple:  belirli geçmişzaman

 pcıtois: taşra ağzı patise: 

durak pejoratif: aşağılayıcı performance: edim performatif: edimsek gerçek-

leştirici2 periphrase: dolaylama perlocution : etki söz permutation: 1) değişL

2) değiştiri personne: kişi perdnence:  belirginlik pertinent:  belirgin pharyngale:  boğazsıl pharyngaüsaiion:  1) boğaz

sıllaşma, 2) boğazsıllaştırma p/ıeme: sesbirimcik phememe: sesbirimcik demeti philologie:  betikbilim phonation: sesleme phone: ses phonematique: sesbirimbilim phoneme: sesbirim phoneme fin a l  sonses phoneme initial  önses phonenıe interieur: içses

 phoneme zero: sıfır sesbirim phonetique (a): sesbilgisi phonetu/ue (s): l) sesbilgisel,

2) sesçil phonoîogie: sesbilim phonologie generative:  üretici

sesbilim p]ıonologique: sesbilimsel phrase: tümce phrase affırmaûve: olumlu

tümce phrase composee:  bileşik

tümce phrase constituante: kurucutümce

 phrase cleclarative:  bildirmetümcesi

 phrase derivee: türemiş tümce phrase enoncıative: 

 bildirmetümcesi phrase exclamative:  ünlem

tümcesi phrase imperative:  buyrum

tümcesi phrase interjective: ünlem

tümcesi phrase interrogative: soru

tümcesi phrase matrıce: anatümce phrase negative: olumsuz

tümce

 phrase nominale: ad tümcesi phrase noyau: çekirdek tümce phrase nucleaire: çekirdek

tümce phrase simple: yalın tümce phrase verbale: eylem tümcesi

 phraştique: tümcesel pleonasme: söz uzatımı plereme: dolubirim plosive:  patlamalı phıriel: çoğul phırUinguisme: çokdillilik

 poetique: yazmbilim point d'articulation: eklemleme noktası

 polysenüe: çokanlamlılık polysemique: çokanlamlı polysyndete: çokbağlaçlılık

 ponctuation: noktalama possessif: iyelik öğesi posterieur: art kalın postpaldtale: artdamaksıl postposition:  ilgeç pragmalingııistique: edimdil

 bilim pragmatique: edimbilim predicat: yüklem / predication:yüklemleme

Page 262: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 262/302

 predicato'ide: yüklemsi prefvce: önek prepalatale: öndamaksıl

 premiere arûculation:  birincieklemİilik preposition: ilgeç prescriptif: kuralcı preseni: şimdiki zaman presuppositionr ön varsayım

 preterition: sözaçmazlık prindpe du moindre effort: eıaz çaba ilkesi

 proces: oluş proclitique: önesığımk productivite: üretkenlik

 prohibüif: yasaklayıcı prolepse: önleme pronom: adıl pronom demonstratif: gös-

terme adılı pronominalisation: 1) adıl

laşma, 2) adıllaştırma pronom indefıni:  belgisiz adıl pronom interrogatif:  soru adılı pronompersonneh kişi adılı pronom reflechi: dönüşlü adıl pronom relatif:  ilgi adılı prononciation: söyleyiş proposition: önerme, tümce proposition coordonnee: eş bağımlı tümce

 proposition inddente: aratümce

 proposition independante:  ba-

ğımsız tümce proposition juxtaposee:  ba-

ğımsız sıralı tümce proposition prindpale: temel

tümce proposition subordonnee: yan

tümce prosodeme:  bürünbirim prosodematique (a): bürün bilim

 prosodematique (s): bürün bilimsel

 prosodie: 1) bürün, 2) bürün

 bilim prosodique: 1) bürünsel, 2) bürünbilimsel

 prospectif: öngörümlü prothese: öntüreme psittacisme:  papağanlık

 psychotinguistique: ruhdil bilim pur: arı

quatite: nitelikquantificateur: niceleyiciquantite: 

nicelik  raccourcissement: kısaltma1 racine: kök  racine nominale: ad kökü radne verbale: eylem kökü radical  köken1 rapport:  bağıntı rapport paradigmatique: dizi-

sel bağıntı rapport syntagmatique: dizim-

sel bağıntı recepteur: alıcı reconstruction: yeniden oluşturum

 recursif: yinelemeli rection: yönetme redondance: artıkbilgi redoublement: ikileme reduptication: ikilenme reference: gönderim referent: gönderge referentiel: göndergesel reflexivisation:  1) dönüşlü-

leşme, 2) dönüşlüleştirme

 region d'arûculation: eklem-leme bölgesi regissant: yönetici regle: kural

Page 263: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 263/302

regles de projection: izdüşüm kuralları

regles dereecriture: yeniden yazım kuralları 

regles de selection: seçme kuralları 

regulier: kurallı relaûon: bağıntı relatif: görece 

reponse: yanıt resonateur: tınlatıcı restriction de selection: seçme kısıtlaması

restriction semantique: anlam daralması

retroflexe: üstdamaksıl retrospectif: artgörümlü revohıtionlinguistique: dil devrimi 

rheme: yorum rhetorique: sözbilim 

rime: uyak rythme: dizem

sateüite: uydu schema: taslak segment: parça 

segmentah parçasal Segmentation: bölümleme, kesitleme 

selection: seçme semanteme: kavrambirim semantique (a): anlambilim 

semantique (s): 1) anlam- bilimsel, 2) anlamsal semantique generative: üretici anlambilim

sefnasiologie: kavrambilim seme: anlambirimcik 

sememe: anlambirimcik demeti semiologie: göstergebilim semiologique: 1) gösterge- bilimsel, 2) göstergesel 

semiosis: göstergesel işlev

semiotique (a): göstergebilim semiotique (s): 1) gösterge- bilimsel, 2) göstergesel 

semi-voyelle: yanünlü sens: anlam sequence: diziliş serie: sıra sifflante: ıslıklı signai. belirtke 

signe. gösterge signifiant  gösteren signification: 1) anlam,2) anlamlama 

signifie: gösterilen singulier : ekil 

situation: durum2sodolecte: topluluk dili sociolinguistique: toplum- dilbilim

soledsme: sözdizimsel yadsmlık 

son: ses1sonante: selenli son Cardinal: asal ses sonore: titreşimli, ötümlü sonorisation: titreşimlileşme. ötümlüleşme

sonorite:titreşimlilik, ötüm- lülüksourd: titreşimsiz, ötümsüz sous-categorie: altulam speciatisation -özelleşme, spirante: sızıcı 

spirantisation: sızıcılaşma statique: dural stimulus: uyaran strident: keskin structural: yapısal structuralisme: yapısalcılık 

structuraliste: yapısalcı structure: yapıstructure de surface; yüzeysel yapı

Page 264: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 264/302

strudure intermedıaire: ara- yapı

strudureprofonde:derin yapı 

structure'superfıddle:. yüzeysel yapı style: biçem, deyiş stylistique\  biçembilim, deyiş- bilim

subjondif. isteme kipi 

sublatif: yükselme durumu subordination:bağımlanma substance: töz substantif: adsubstituûon: değiştirim2, ornatma

substrat : altkatman suffbce: sonek suffbce de cas:takı suffbce diminutif. küçültme eki suffbce possessif: iyelik eki sujet : özne

superessif. üstündelik durumu superlaûf :üstünlük derecesi superstrat :üstkatman suppression: silme suprasegmental:parçaüstü syllabation:seslemleme 

syllabe: seslem syllabe accentuee: vurgulu seslem

syllabe atone: vurgusuz seslem syllabe breve: kısa seslem syllabe inaccentuee: vurgusuz seslem

syllabe longue: uzun seslem syllabique: seslemsel syllemme: dizimbirim syüepse: çiftleme  şymbole: simge symbolique: simgesel 

.synchronie: eşsürem, eşsürem- lilik

synchronique:eşsüremli syncope: içses düşmesi

 syncretisme: ayrımsızlaşma  synecdoque. kapsamlayış  synerese: birlenme 

 synonyme: eşanlamlı  synonymie: eşanlamlılık  syntagmatique (a): dizimbilim  syntagmatique (s): dizimsel  syntagme: dizim, sentagma  syntaxe: 1) sözdizim,

2) tümcebilim  syntaxique: l) sözdizimsel,2) tümcebilimsel 

 synthematique: birleşkebilim  syntheme: birleşkebirim  synthese: bireşim 

 syntheâque: bireşimli  systeme: dizge  systemique: dizgesel

 tagmeme: dizilimbirim  tagmendque: dizilimbilim 

 tautologie: eşsöz  taxeme\ düzenbirim  taxinomie: sınıflandırma  taxinondque. smıflandırmacı  temps: zaman temps compose. bileşik zaman 

 temps simple: yalın zaman  tendu: gergin  tension: gerilme  tenue: duralama terme: terim temdnaison: 1) bitim, 2) çekim 

eki ternünatif : varış durumu  temdnologie: 1) terimbilim,

2) terimce taefe: betik theme: 1) gövde, 2) konu  theme nominal : ad gövdesi  theme verbal : eylem gövdesi  theorie des champs: alan 

kuramı

Page 265: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 265/302

 theorie des ondes: dalga kuramı

 timbre: tını 

 ton: titrem  foneme: titrembirim  topicalisation; konulaştınm  topique: konu  toponynde: yer adları bilimi  traduction: çeviri 

 traduction automatique: özde- vimli çeviri traductologie: çeviribilim tfraif: özelliktfraif distinctif : ayırıcı özellik 

 transcription: çevriyazı 

 transcription phonetique. sesçil çevriyazı  transcription phonologique: 

sesbilimsel çevriyazı  transformation: 1) dönüşüm,

2) dönüştürüm

 transformation affbcale: eksel dönüşüm transformation facuUative: 

seçimlik dönüşüm  transforrhation obügatoire. 

zorunlu dönüşüm  transformationpara-  phrastique: açımlamalı dönüşüm

 transformation(n)a1isme:dönüşümcülük

 transformation(n)aliste: dönüşümcü

 transformationnet. dönü- şümsel

 transitif:  geçişli  translatif:  1) aktarıcı, 2) oluş 

durumu translation: aktarma3

 translit(t)eration: yazaç çevrisi  transphrastique: tümce ötesi fröpe: değişmece

 typologie: tipbilimsel sınıflandırma

unitinguisme: tekdillilik zmilı; birim universaux: tümeller usage: kullanım uvulaire: küçükdil ünsüzü

valence: birleşim değeri valeur: değer variable: değişken variante: değişke variante combinatoire: bir- leşimsel değişke 

variante individuelle: bireysel değişkevariante übre: özgür değişke variation: değişkenlik velaire: artdamaksıl v£r/>e: eylem

 actif: etken eylem ver2>e aıvciüaire: yardımcı eylem

v£rZ>£ causatif: ettirgen eylem v£rZ>£ duratif: sürerlik eylemi verbe factitif: ettirgen eylem verbepassif: edilgen eylem

 verbe predicatif: ekeylem verbe prönominat dönüşlü eylem .

verbe redproque:  işteş eylem verbe substantif: ekeylem vibranie: titrek virtueme: gücülbirim vocabulaire: sözcük dağarcığı, sözlük2

vocalique: ünlü2vocaüsation: ünlüleşme vocatif: seslenme durumu voise: titreşimli, ötümlü voisement: titreşimlileşme, titreşimlilik, ölümlülük' 

vobc: 1) çatı, 2) ses2

Page 266: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 266/302

vobc active: etken çatıvobc causative: ettirgen çatıvobc factitive:  ettirgen çatıvobcpassive: edilgen çalıvobcpronominale: dönüşlüçatı

vobc reflechie: dönüşlü çalıvoyeüe: ünlü1voyette arrondie: yuvarlak

ünlü

voyette basse: alçak ünlüvoyette entravee: engelli ünlüvoyette etroite: dar ünlü

voyette haute: yüksek ünlüvoyette large: geniş ünlüvoyette libre: engelsiz ünlüvoyette non-arrondie: düz ünlü

 zeugma: ilişkilendiıme

 zengine: ilişkilendiıme

Page 267: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 267/302

 İNGİLİZCE-TÜRKÇE DİZİN 

abbreviation: kısaltma2ablative: çıkma durumu aberrant : sapkın abessive: yokluk durumu abrupt : süreksiz absohıte: salt 

absorpûon: yutulma abstraction: soyutlama abstract noun: soyut ad acceni: 1) şive, 2) vurgu accentuation: vurgulama acceptable: geçerli 

acceptability: geçerlilik accidence: bükün accusative: belirtme durumu actant  eyleyen actfive v£/*Z>: etken eylem active voice: etken çatı actualisation: 1) gerçekleşme, 2) gerçekleştirme 

actualiser : gerçekleştirici1acule: tiz addition: ekleme addressee: gönderilen addresser : gönderen 

adequacy: uyarlık adessive: yakınlık durumu adjective: sıfat adjectivisation: lj sıfatlaşma, 2) sıfatlaştırma 

adjectiviser : sıfatlaştırıcı 

adjunct  eklenti adjunctioh: katma adstratunv. yankatman 6 adverb: belirteç adverbiaüsation: l) belirteç- leşme, 2) belirteçleştirme 

adverbialiser : belirteçleştirici adverb of manner: niteleme belirteci

adverb of place: yer belirteci adverbe ofquanûty: ölçü belirteci

adverb o ftime: zaman belirteci

affirmation: olumluluk 

affirmative sentence: olumlu tümce affvc. ekaffricate: yarıkapantılı agent: edenagentialnoun: eden adı agglutinating languages:bitişimli diller, bağlantılı diller, bitişken diller 

agglutmation: 1) bitişim,2) bitişme

agghıtinative languages:bitişimli diller, bağlantılı 

diller, bitişken diller agrammaticatify: dilbilgisel aykırılık

agrammatism: dilbilgisiyitimi agreement  uyum3alexia: okumayitimi 

algorithm: işlemsel süreç alienism: 1) aktarım,2) aktarma1

afim aklarma2aüative: yöneliş durumu aliegory: yerine 

alliteration: ses yinelemesi allograph: yazısal değişke attomorph: biçimbirimsel değişke

aUophone: sesbirimsel değişke attotone: titremsel değişke 

allusion: anıştırma alphabet : abece, alfabe aüemation: almaşma 7

Page 268: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 268/302

altemative: eşil alveolar. dişyuvasıl alveo-palatal: dişyuvasıl damaksıl

amalgam: karışım amalgamating languages: kaynaştırıcı diller 

ambiguity:t  belirsizlik antbiguous: belirsiz2amphibology: ikizi eme 

anacohıthon: caymaca anagram: çevrikleme analogical languages: kalıplı diller

analogists: örneksemeciler analogy: ömekseme analysis:  çözümleme analytic: çözümleyici analytic languages: çözümleyici diller 

anaphora: yinelem anaptyxis: sestürem anastrophe: devrikleme 

animate: canlı2animate (gender): canlı1anomalists: aykınlıkçılar anomalous: aykın anomaly: aykırılık1antecedent: öncül 

anthroponymy: kişi adlan bilimi

antidpation: önceleme anti-mentalism: karşıanlakçılık 

antiphrasis: karşıtlama 

antithesis: karşıtlam antonomasia: adsayma antonymous: karşıtanlamlı antonymy: karşıtanlamlılık aorist: geniş zaman aphasia: sözyitimi 

apheresis: önses düşmesi apical: dil ucu ünsüzü apocope: sonses düşmesi

apophony: ünlü almaşması aposiopesis: kesinti apostrophe: seslenim, yönenme

appellativefiınction: çağrı işleviapplied linguistics: uygulamalı dilbilim

apposition: koşuntu arbitrariness: buyrultusallık, nedensizlik

 arbitrary: buyrultu sal, nedensiz

archaism: eskil biçim, eskillik archilexeme: üstsözlükbirim archiphoneme: üstsesbirim archisememe: üstanlambirim- cik demeti 

area: alan1argot: argo argument: değini article: tanımlık articulated: eklemli 

articulation: 1) eklemleme,2) eklemlenme, 3) eklemlilik 

articulator: eklemleyici artifıciallanguage: yapay dil aspect: görünüş aspirate: soluklu 

assertıon: önesürüm assimilation: benzeşim associative: çağrışımsal assodative fıelâ: çağnşımsal alan

assonance: yarım uyak 

assumptive: varsayımlı asyndeton: kopukluk ateüc aspect: bitmemişlik görünüşü

attributive adjective: niteleme sıfatı

augmentative (a): büyültme ekiaugmentative (s): büyültmeli

Page 269: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 269/302

automatic translation: öz. devimli çeviri 

autonymy: özadlılık auxiüary verb: yardımcı 

eylemavailabitity: kullanılabilirlik

back : art, kalın barbarism: biçimbilimsel yadsınlık 

base: taban basis: taban bilabial çiftdudaksıl bilateral opposition: ikiyanlı karşıtlık

biünguaUsm: ikidillilik 

binarism: ikicilik binary: ikili binary opposition: ikili karşıtlık 

blend: bulaşma. blocked vowel: engelli ünlü 

borrowedword: aktarma2borrowing: 1) aktarım,2) aktarma1

boundform: bağımlı biçim bracketing: ayraçlama bundle of distinctive features: sesbirimcik demeti

cacophony: kakışma cacuminal: üstamaksıl calque: öyküntü Cardinal sound: asal ses 

 case: durum1 case ending: takı  case grammar: durum 

dilbilgisicatadıresiş: kaydırma cataphora: önyinelem categorial ulamsal 

categorial component: ulamsal bileşen 

category: ulam

causative verb: ettirgen eylem causative voice: ettirgen çatı çeneme: boşbirim cerebral: üstdamaksıl 

change: değişim1channel: oluk checked: engelli checked voweh engelli ünlü child language: çocuk dili choice: seçme 

chroneme: sürebirim circunıstanûal element: tüm- leyen

class: sınıf  classeme: sınıfbirim classifıcation: sınıflandırma 

clause: önerme2click: şaklamak cück languages: şaklamalı diller

ctipping: kısaltma1close: kapak 

closed: kapak closure:  1) kapalılık,2) kapanma 

code: düzgücognate languages: akraba diller

coh erence: tutarlılık cohesion: uyumluluk collective noun: topluluk adı coüocation: eşdizimlilik colloquial speeçh: gündelik dil combination: birleşim 

combinatory variant: birleşimsel değişke comitative: birliktelik durumu comment: yorum common language: ortak dil common noun: tür adı, cins adı

communication: l) bildirim, iletim, 2) bildirişim, ilçtişim

Page 270: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 270/302

 commutaûon: 1) değişim2,2) değiştirim1

 compact: yoğun comparative:  1) artıklık

derecesi, 2) karşılaştırmalı comparative linguistics: karşılaştırmalı dilbilim1

 comparative linguist: karşılaştırmacı

 comparative grammar: 

karşılaştırmalı dilbilgisi comparativism: karşılaştırmacılık

 comparison: karşılaştırma1 compatibüity:  befğdaşma compatibîe:  bağdaşık

 competence: edinç complement: tümleç complementary distribution:  bütünleyici dağılım

 complete aspect:  bitmişlikgörünüşü

 component:  bileşen componential analysis:  bileşen çözümlemesi

 çomposition:  bileştirme compound':  bileşik sözcük compound sentence:  bileşik

tümce compound tense:  bileşikzaman

 compound word:  bileşiksözcük 

 conative function: çağrı işlevi

 concatenation: zincirlenme concept: kavram conceptual field: kavramsalalan

 concord: uyum3 concordance: 1) bağlamlı

dizili, 2) uygunluk concrete noun: somut ad confvc: saltek confücation: saltekleme

 conjugaîion: eylem çekimi,çekim2

 conjunct:  bitişke conjunction:  l) bağlaç, 2) bir-leştirme

 connection: 1) bagmtılama, 2)ulama

 connective:  bağıntılayan connexity: yakınlık connotation: yananlam consonant( a): 1) ünsüz1

2) selensiz consonantal: ünsüz2 consonant harmony: ünsüz

uyumu consonant mutation: ünsüz

değişimi constant opposition: süreklikarşıtlık 

 constative:  betimleyici,gözlemleyici

 constituent: kurucu

 constituent sentence: kurucutümce constriction: daraltı constrictive: daraltılı construcûon: kuruluş contamination:  bulaşma

 content: içerik content analysis: içerikçözümlemesi

 context:  bağlam context-free:  bağlamdan bağımsız

 context-restriçted:  bağlama bağlı context-sensitive:  bağlama bağlı

 continuant: sürekli contraction: derilme contrary: karşıt contrast: aykırılık2 contrastive: karşıtsal

Page 271: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 271/302

 cöntrastive linguistics: karşıtsal dilbilim

 convention: uzlaşım convenüonah saymaca, uz

laşımsal convergence: yöneşme converse: evrişik conversion: evrişim cooccurrence:  birliktelik coordinate sentence: eş bağım

lı tümce coordination: eşbağımlılık copula: koşaç core: çekirdek2 coreference: eşgönderim corpus:  bütünce

 correlate:  bağlaşık correlation:  bağlılaşım correlative:  bağlılaşık covariance: eşdeğişirlik creativity: yaratıcılık cubninative function: yücelim

işlevi cultural language: uygarlıkdili

 cybemetics: güdümbilim

 dative: yönelme durumu dead language:

 ölü dil dedaraûve sentence:  bildirmetümcesi

 dedension: ad çekimi, çekim1 decoding: çözme deep structure: derin yapı defective: eksikli definite:  belgili, belirli definition: tanım degree: karşılaştırma2 deictic: gösterici deixis: gösterim delablalisation: düzleşme delative:  iniş durumu deletion: silme delimitation: sınırlandırma

 demarcative: sınırlayıcı demonstrative adjective: gös-terme sıfatı

 demonstrative adverb: göster-

me belirteci demonstrative pronoun: gös-terme adılı

 denominative: addan türeme biçim

 denotation: düzanlam

 dental: dişsil dependency:  bağımlılık dependency grammar:  bağımsal dilbilgisi

 dependent:  bağımlı derivation: türetme

 derivational affbc: yapım eki derivative: türev derived: türemiş derived sentence: türemiştümce

 description:  betimleme

 descriptive:  betimsel, betimlemeli descriptive linguistics:  betimsel dilbilim

 descripüvism:  betimleyicilik desiderative: dilekkoşul kipi determinant:  belirleyen, tam-layan

 determinated:  belirlenen, tam-lanan

 determination:  belirleme1,2 detemdnative adjective:  be-lirtme sıfatı

 determinative group: tamlama determinatum:  belirlenen,tamlanan

 deverbative: eylemden türeme biçim

 deviance: sapma

 devoicing: titreşimsizleşme,ötümsüzleşme diachronic: artsüremli /

Page 272: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 272/302

 diachrönic ünguistics: artsüremli dilbilim

 diachrony: artsürem,artsüremlilik

 dialect: lehçe dicdectology: lehçebilim diction: söyleyim dictionary: sözlük1 dieresis:  ikilenme dijferenciation: ayrımlaşma

 differentidb ayrımsal differential ünguistics: ayrımsal dilbilim

 diffuse: dağınık diglossia: ikidillilik diminutive: küçültmeli

 diminutive sııffvc: küçültmeeki diphthong: ikili ünlü diphthongisation: ikili ünlü-leşme

 direct object: dolaysız tümleç,

nesne direct speech: dolaysız anlatım disappearance: ses düşmesi discontinuous: kesintili discontinuity: kesintililik discourse: söylem discourse analysis: 

söylemçözümlemesi discrete: ayrık dissimilation:ayrılım distinctive: ayıncı distinctive feature: ayırıcı

özellik, sesbirimcik distribution: dağılım distributional :dağılımsal distributional analysis: 

dağılımsal çözümleme distribuüonalism: dağıtımcılık distributionaüst: dağılımcı distributional ünguistics: dağılımcı dilbilim

 dorsaL dil üstü ünsüzü ,

 double articulation: çift eklemlilik

 doublet: eşil dual  ikil

 duration: 1) süre, 2) uzunluk1 durative aspect: sürerlikgörünüşü

 durative verb: sürerlik eylemi dynannc: devimselelative: çıkış durumu

element: öğeetision:sonünlü silinmesiellipsis: eksiltielliptical: eksiltiliembedding: yerleşmeemphasis: tumturak

empty position:  boş alanempty slot:  boş alanenaüage: değişiklemeenclitic: sonasığınıkencoding: düzgülemeending: 1) bitim, 2) çekim eki

endocentric: içözekselenunciation: sözceleme _environment: çevreepenthesis: içtüremeepithesıs: sontüremeepithet:  belgeç, sanlık

equative: eşitlik derecesiequipollent opposition: eşöğeli karşıtlık 

equivalence: eşdeğerlikergative: eden durumuessive: koşul durumuethnolinguistics:  budundil bilimetymology: kökenbilimetymon: köken2euphemism: örtmeceeuphony: akışmaevolution: evrimevolutionary: evrimselevohıtive linguistics: evrimseldilbilim

Page 273: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 273/302

exocentric: dışözeksel expansion: yayılım expiration: soluk verme expletive: dolgu 

explosion: dış patlama explosive: dış patlamalı expression: anlatım expressive: anlatımsal expressive function: anlatım- sallık işlevi 

extension: kaplam extra-lirigııistic:  l) dil dışı,2) dilbilim dışı

 factitive verb: ettirgen eylem  factitive voice: ettirgen çatı 

 family of languages: dil ailesi  fannly of words: sözcük ailesi  feature: 1) belirti2, 2) özellik  /eminine: dişil  fıeld: alan2 fıeld theory: alan kuramı 

 figurative: değişmeceli  figüre: 1) beti, 2) değişmece  finalglide: gevşeme  finalphoneme: sonses  fırst articulation: birinci 

eklemlilik 

 flapped: titrek  flat: bemolleşmiş  flection: bükün  flexional languages: bükünlü 

diller fluctuation: dalgalanma 

 focalisation: odaklaştırma  focus: odak folk etymology: köken yakış

tırma halk kökenbilimi, yerlileştirme 

 form: biçim 1,2 

 formah biçimsel  formolgramnar: biçimsel dilbilgisi

 formalisation: biçimselleştirme 

 formaüsm: biçimcilik  formal languages: biçimleyici 

diller formant  biçimlendirici  formative: oluşturucu  formula: deyim  free: bağımsız  free form: bağımsız biçim 

 free variant: özgür değişke, bireysel değişke 

 free vowel: engelsiz ünlü  frequency: sıklık  fricative: sürtüşmeli  front: ince, ön 

 function: işlev, görev  functiondb işlevsel, görevsel  functionalism: işlevselcilik, 

görevselcilik  funcâonaüst: işlevselci, gö- 

revselci

 funcüonal linguistics: işlevsel dilbilim, görevsel dilbilim  fusion: kaynaşma  future: gelecek zaman

geminate consönant: ikiz 

ünsüzgemination: ikileme gender: cins general grammar: genel dilbilgisi

generaÜsation: genelleşme 

general linguistics: genel dilbilimgenerative: üretici generative grammar: üretici dilbilgisi

generative phonology: üretici sesbilgisi

generative semantics: üretici anlambilim

genitive: tamlayan durumu

Page 274: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 274/302

 gerund: ulaç gingival: di şyuvasıl glide: yarıünlü

 glossematics: glosematik glosseme: dilbirim glottal: gırtlaksıl glottal catch: gırtlak vuruşu glottochronology: dil tarih

lemesi goveming item: yönetici govemment: yönetme gradation. almaşma grammar: dilbilgisi grammaticah dilbilgisel granunatical analysis: dilbil-

gisel çözümleme grammaticalisation: dilbilgi-

selleşme grammaticality: dilbilgisellik granunatical morpheme:  bi

çimbirim1, dilbilgisibirim grapheme: yazıbirim grave:  pes group: öbek guttural:  boğazsıl

 haplology: seslem yutumu harmony: uyum 1,2 hiatus: ünlü boşluğu high vowel: yüksek ünlü historical: tarihsel historicallinguistics: tarihsel

dilbilim homographic: eşyazımlı

 homography: eşyazımlılık homorıymous: eşadlı homonymy: eşadlılık homophonous: eşsesli homophony: eşseslilik hydronymy: akarsu adlan

 bilimi hypaüage: değişleme hyperbaton: aşırı devriklik hyperbole: abartma

 hyperonymous: üstanlamlı hyperonymy: üstanlamlılık hypocoristic: okşamak

 hyponymous: altanlamlı hyponymy: altanlamlılık hypotaxis:  bağlılık hypothetieab  varsayımlı

icon: görüntüsel göstergeidealspeaker-hearer. 

ülküselkonuşucudinleyiciidentifıcation:  belirleme3ideography: kavramsal yazıidiolect:  bireysel dilillative: giriş durumuillocuûon: edimsözimmanence: içkinlikimmanent:  içkinimmediate constituent: dolay-sız kurucu

imperative:  buyrum kipiimperative sentence:  buyrumtümcesi

imperfect aspect:  bitmemişlikgörünüşü

imperfecûve aspect:  bitmemiş-lik görünüşü

impersonal: kişisiz

(ım)plosion: iç patlama(ım)plosive:  iç patlamalıinanimate: cansız2inanimate (gender): cansız1inchoative:  başlamalıincompatibility:  bağdaşmazlık

incorporating languages: gövdeleyici dillerindectinable: çekimsizindefinite:  belgisiz, belirsiz1indefınite adjective:  belgisizsıfat

indefinite pronoun:  belgisizadılindependent clause:  bağımsıztümce

Page 275: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 275/302

index: 1) belirti1, 2) dizinindicative:  bildirme kipiindice:  belirticiindirect speech: dolaylı

anlatımindirect object: dolaylı tümleçindividual variant:  bireyseldeğişke

inessive:  içindelik durumuinfant language: çocuk dili

infinitive: eylemlikinfix: içekinflexion:  bükün(ın)flexional languages:  bükünlü diller

informant: denek

information:  bilgiingressive aspect:  başlangıçgörünüşü

inherent: içselinitialphoneme: önsesinstrumental: araç durumu

integrated:  bütünleşmişintegraüon:  bütünleşmeintelügibiUty: anlaşılabilirlikintension: içlemintensity: yeğinlikintensive:  pekiştirmeli

interdentah  peltek dişsilinterference: girişiminterjection: ünleminterjective sentence: ünlemtümcesi

intermediate structure: ara

yapıinternalphoneme:  içsesinternational phonetic  alphabet: uluslararası sesçilabece

interpretable: yorumlanabilirinterpretaüon: yorumlamainterrogaûvâ adjective: sorusıfatı

interrogative adverb: soru belirteciinterrogative particle: soru ekiinterrogative pronoun: soru

adılıinterrogative sentence:  sorutümcesi

intervocaüc: ünlülerarasıintonation: titremlemeintoneme: titremlemebirim

intransitive: geçişsizinvariable: değişimsizinversion: devriklikinversive languages: tersinirdiller 

irregular: kuralsız

isoglotâc line: eşdillilik çizgisiisolatable: yalıtılabilirisolated opposition: tekilkarşıtlık 

isolating languages: aynşkandiller 

isomorphic: eşbiçimliisomorphism: eşbiçimlilikisotopy: yerdeşlikiteraûve: yinelemsel

 junction:  bağlama junctive: 

 bağlayıcı juncture: kavşak juxtaposed sentence:  bağımsız

sıralı tümce juxtaposing languages: sıra-

layıcı diller 

 kerneh çekirdek1 kemel sentence: çekirdektümce

 key-tyord: anahtar sözcük 

labiah dudaksıllabial assimilation: küçükünlü uyumu

Page 276: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 276/302

labial harmony: küçük ünlü uyumu

labiaüsation: 1) dudaksıllaşma 2) dudaksıllaştırma

 labio-dentah dişsil-dudaksıl labio-palatal dudaksıl-damak- sıl

labio-velar : dudaksıl-artda- maksıl

language: 1) dil, 2) dilyetisi language economy: dilsel tutumluluk 

laryngeah gırtlaksıl laryngeaüsation: 1) gırtlaksıl- laşma, 2) gırtlaksıllaştırma 

lateral: yanünsüz 

lax: gevşeklengih: 1) süre, 2) uzunluk2lengfltening: uzama lenis: yumuşak ünsüz letter: yazaç leveh düzey 

lexeme: sözlükbirim lexical fıeld: sözlüksel alan lexicalisation: sözlükselleşme 

 Iexical unit: sözlüksel birim lexicography: sözlükbilgisi lexicology: sözlükbilim 

lexicon: sözlük1,2linear : çizgisel ünearity: çizgisellik ünguistic: 1) dilbilimsel,2) dilsel

linguistic atlas: dil atlası 

ünguistic chart: dil haritası ünguistic community: dilsel topluluk

ünguistic fanuLy: dil ailesi ünguistic geography: dilbilimsel coğrafya, uzamsal dilbilim 

ünguistic group: dil öbeği ünguistic leveh dil düzeyi ünguistic revolution: dil dev- rimi

linguistics: dilbilim üquid: akıcı tistener: dinleyici 

üterary language: yazın dili ütotes: anksayış living language: yaşayan dil loan word: aktarma2local language: ağız locative: kalma durumu 

locution: 1) deyim, 2) düzsöz long: uzunlong syllable: uzun seslem loss ofvoicedness: titreşimsiz- leşme, ötümsüzleşme 

low voweh alçak ünlü

main clause: temel tümce manner of action: kılmış manner of arûculation : eklemleme biçimi 

marker: belirti2marked: belirtili 

mascuüne: eril matrix sentence: anatümce meaning: anlam ntedium: orta meüorative: yükseltici meIlow: boğuk 

melody: ezgi mentaUsm: anlıkçılık message: bildiri, ileti metalanguage: üstdil metalepsis: öteleme metaünguisticfunction: üstdil 

işlevimetaphor: eğretileme metaphorical: eğretilemeli metathesis: göçüşme metonynücat  düzdeğişmeceli metonymy: düzdeğişmece 

metre: ölçü metrics: ölçübilim minimalpair: en küçük çift mvced language: karma dil

Page 277: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 277/302

 modal: kipsel modalisation: kipselleştirme  modality: kiplik 

 modaliser:  kipselleştirici  mode. kip  model: örnekçe  modifıer: değiştirici  moneme: anlambirim  monolingualism: tekdillilik 

 monophthongisation: tekünlüleşme  monosemic: tekanlamlı  monosemy: tekanlamlılık  monosyttcıbic languages: tek- 

seslemli diller 

 mood: kip  mora: seslemaltı  morph: biçim3 morpheme: biçimbirim1'2 morphological biçimbilimsel  morphology: biçimbilim, 

yapıbilgisi  morphophonemics: 

biçimbilimsel sesbilim  morpho(-pho)nology: 

biçimbilimsel sesbilim  mother tongue: anadili  motivated: nedenli  motivation: nedenlilik  mouth cavity: ağız boşluğu  multilateral opposition: çok- 

yanlı karşıtlık multUingualism: çokdillilik  mutation: tını değişimi

 naming: adlandırma  narrow voweh dar ünlü  nasal: genizsil nasalisation: 1) genizsilleşme, 

2) genizsilleştirme 

 national language: ulusal dil  native language: anadili  natural language: doğal dil  necessitaüve: gereklik kipi

 negation: olumsuzluk  negationpartide:  olumsuzluk 

eki

 negative sentence: olumsuz tümce neogrammarians: yenidil- 

bilgiciler neologism: yeni sözcük  nesting: yerleşim 

 neurolmguistics: sinirdilbilim  neuter: yansız neutraüsable opposition: yan- 

sızlaşabilir karşıtlık  neutralisation: yansızlaşma  node: düğüm 

 noise: gürültü nominalisation: 1) adlaşma,2) adlaştırma 

 nominaliser:  adlaştıncı  nominal roöt: ad kökü  nominal sentence: ad tümcesi  nominal stem  ad gövdesi  nominative: yalın durum  non-consonaritab ünsüz 

olmayan non-continuant: süreksiz  non-flat: bemolleşmemiş  non-integrated: bütünleşme

miş non-sharp: diyezleşmemiş  non-vocalic: ünlü olmayan  norm: kural1 normative: kuralcı  notion: kavram 

 noun: ad  number: sayı  numeral: sayı adı  numeral adjective: sayı sıfatı

 object: nesne 

 object language: konudil  obligatory transformation: 

zorunlu dönüşüm /   occlusive: kapantılı

Page 278: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 278/302

off-güde: gevşeme offıcial language: resmi dil onomasiology: adbilim 

onomastics: özeladbilim, onomatopeia: yansıma öpen: açıkopening: 1) açıklık, 2) açıklık derecesi, 3) açılma 

opposition: karşıtlık 

optative:  istek kipi optional transformation: seçimlik dönüşüm 

oral: ağızsıl order: düzen2, takım organs ofspeech: ses örgen- 

lerioronymy: dağ adları bilimi orthography: yazım orthophony: 1) sağsöyleyiş,2) sözdüzeltim

 palatal: damaksıl  palatalfricaûve: hışırtılı 

 palatalharmony: büyük ünlü uyumu

 palatalisation: 1) damaksıllaşma, 2) damaksıllaştırma 

 panchronic: tümsüremli  pandırony: tümsürem  paradigm: dizi, paradigma  paradigmatic: dizisel  paradigmaiic relation: dizisel 

bağıntı paradigmatics: dizibilim 

 paraphrase: açımlama  paraphrasing transformation: 

açımlamalı dönüşüm  parataxis: yanaşık sıralam  parenthesis: ayraç  parenthetical clause: aratümce 

 paronomasia: sesbenzeşimi  paronymous: okşar  paronymy: okşarlık  partide: ilgeç

 partidple: ortaç  part o fspeech: sözcük türü  passive verb: edilgen çatı 

 passive voice: edilgen çatı  post: geçmiş zaman  past defınite: belirli geçmiş 

zaman past indefinite: belirsiz geçmiş 

zaman

 pastperfect: belirli geçmiş zaman patois: taşra ağzı  pause:dmak   pejorative: aşağılayıcı  perfect aspect: bitmişlik 

görünüşü perfective aspect: bitmişlik görünüşü

 performance: edim  performative: edimsel, gerçek

leştirici2 periphrasis: dolaylama  perlocution: etkisöz  permutation: 1) değişi,

2) değiştiri  person: kişi personal ending: kişi eki  personalpronoun: kişi adılı  pharyngeaL boğazsıl  plıaryngeaüsation: 1) boğaz- 

sıllaşma, 2) boğazsıllaştırma  phaticfuncâon: ilişki işlevi  philology: betikbilim  phonadon: sesleme 

 phone: ses1 phonematics: sesbirimbilim  phoneme: sesbirim  phonemics: 1) sesbilim,

2) sesbirimbilim  phonetic: sesbilgisel, sesçil 

 phoneûc alphabet: sesçil abece phoneûc change: ses değişimi  phonetics: sesbilgisi

Page 279: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 279/302

Page 280: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 280/302

radical: köken1radicallanguages: tekseslemli diller

receiver: alıcıreciprocalntiddle: işteş çat reciprocal verb:  işteş eylem reconstruction: yeniden oluşturum

recursive: yinelemeli 

redundancy: artıkbilgi redupücation: ikileme reference: gönderim referent: gönderge referential: göndergesel referential function: gönderge işlevi, gösterim işlevi 

reflexivation: 1) dönüşlüleşme, 2) dönüşlüleştirme 

reflexive: dönüşlü çatı reflexive pronouh: dönüşlü adıl

reflexive verb: dönüşlü eylem 

region of arûculaiion: eklemleme bölgesi 

regular: kurallı relation: bağıntı relative: görece relative pronoun: ilgi adılı 

relevance: belirginlik relevant: belirgin resonator: tınlatıcı response: yanıt resuîtative aspect: sonuç görünüşü

retention: 1) duralama,2) kapantıretroflex: Üstdamaksıl retrospective: artgörümlü rewriting rules: yeniden yazım kuralları 

rheme: yorum rhetoric:  sözbilim rhyme: uyak

rhythm: dizem root: kökrounded vowel yuvarlak ünlü rounding: yuvarlaklaşma 

rule: kuralsateüite: uydu scheme: taslak Science of translation: çeviri- bilim

scientifıc language: bilim dili script : yazısecond articulation: ikinci eklemlilik 

segment: parça segmentah parçasal segmentadon:

 bölümleme, 

kesitleme selection: seçme selectional restriction:  seçme kısıtlaması

selection rules: seçme kuralları

semanteme: kavrambirim semanlic: 1) anlambilimsel,2) anlamsal

semantic change: anlam değişimi

semantic component: anlam

sal bileşensemantic extension: anlam genişlemesi

semantic fieîd: anlamsal alan semantic restriction: anlam daralması

semantics: anlambilim semantic transfer: anlam kayması

semasiology: kavrambilim seme: anlambirimcik sememe: anlambirimcik 

demetisemic analysis: anlambirimcik çözümlemesi

Page 281: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 281/302

senüological 1) gösterge- bilimsel, 2) göstergesel 

semiology: göstergebilim:

semiosis: göstergesel işlev semiotic: 1) göstergebilimsel, 2) göstergesel 

semioticah  ı) göstergebilimsel, 2) göstergesel 

semiotics: göstergebilim 

semi-vowel: yarıünlü sense: anlam sentence: tümce sentence ofstatement: bildirme tümcesi 

sententiah tümcesel 

series: sıra sharp: diyezleşmiş short: kısa shortness: kısalık short syllabîe: kısa seslem sıbiUmt  ıslıklı 

sign: gösterge signal: belirtke 

signifıcation: 1) anlam,2) anlamlama 

signified: gösterilen signifier: gösteren silency: silinme simple word: yalın sözcük simple sentence: yalın tümce simple tense: yalın zaman singular: tekil situation: durum2slang: argo 

sociolect: topluluk dili sociotinguistics: toplum- dilbilim

sofi consonant: yumuşak ünsüz

softening: yumuşama 

soledsm: sözdizimsel yad- sınlık

sonant: selenli

sonorisaûon: titreşimlileşme, ötümlüleşme

sonority: titreşimlilik, ötüm- 

lülüksound : ses1source language: kaynak dil speaker: konuşucu specialisation: özelleşme speech: 1) konuşma, 2) söy

lem, 3) sözspeech ad: söz edimi speech chain: söz zinciri speech community: dilsel topluluk 

speUing: yazım 

spirant: sızıcı spirantisation: sızıcılaşma spoken language: sözlü dil, konuşma dili

Standard language: ölçünlü dil

static: dural

static Unguistics: dural dilbilim

stenv gövde stimulus: uyaran stop: 1) kapantı, 2) kapantılı,3) gırtlak vuruşu 

straûficaûonal grammar: katmansal dilbilgisi 

stress: vurgu stressed syllabîe: vurgulu seslem

strident: keskin 

string: dizilişstrong consonant: sert ünsüz strudural: yapısal struduralism: yapısalcılık struduralist: yapısalcı strudural Unguistics: yapısal 

dilbilim strudure: yapı style: biçem, deyiş <

Page 282: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 282/302

stylistics: biçembilim, deyiş- bilim

subcategory: altulam 

subject: özne subjunctive: isteme kipi subîative: yükselme durumu subordination: bağımlanma subordinate cimse: yantümce substance: töz 

substantive: ad substantive verb: ekeylem substitution: değiştirim2, ornatma

substratum: altkatman suffvc: sonek 

superessive: üstündelik durumusuperlative: üstünlük derecesi superstratunv üstkatman suprasegmentah parçaüstü surface structure: yüzeysel 

yapısyüabic: seslemsel syllabication: seslemleme syüabic writing: seslemsel yazı

sytlable: seslem 

syÜemma: dizimbirim syîlepsis: çiftleme symbol: simge symbolic: simgesel syncope:  içses düşmesi syncretism: aynmsızlaşma synchronic: eşsüremli synchronic tinguistics: eşsüremli dilbilim 

syrıchrony: eşsürem, eş- süremlilik

synecdoche: kapsamlayış syneresis: birlenme 

synonymous: eşanlamlı synonymy: eşanlamlılık syntactic: 1) sözdizimsel,2) tümcebilimsel

syntactic component: sözdizimsel bileşen 

syntagm. dizim, sentagma 

syntagmatic: dizimsel syntagmatic analysis: dizimsel çözümleme

syntagmatic indicator: dizimsel belirtici

syntagmatic marker: dizimsel 

belirticisyntagmatic rdation: dizimsel bağıntı

syntagmatics: dizimbilim syntax 1) sözdizim, 2) tümce- bilim

synthematics: birleşkebilim syntheme: birleşkebirim synthesis: bireşim synthetic: bireşimli synthetic languages: bireşimli diller

system: dizge systemic: dizgesel

tagmeme: dizilimbirim tagmemics: dizilimbilim target language: erek dil tautology: eşsöz taxeme: düzenbirim taxonomic: sınıflandırmadı taxonomy:  sınıflandırma telic aspect  bitmişlik görünüşü 

tense (s): gergin 

tense (a): zaman tension: gerilme term: terimtermination: çekim eki terminative: varış durumu ternânology: 1) terim bilim,

2) terimce text: betiktext ünguistics: betiksel dilbilim

Page 283: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 283/302

Page 284: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 284/302

wavetheory: dalga kuramı  zero morpheme: sıfır biçimweakening. silinme birim

wide vowd: geniş ünlü  zero phoneme:sıfır sesbirimword :sözcük  zeugma: ilişkilendirmeW0r</ formation. sözcük yapı-mı

writing: yazıwritten language: yazı dili

Page 285: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 285/302

KAYNAKÇAABRAHAM, W. Terminologie zur neueren Linguistik, 

Tübingen. Max Niemeyer Verlag, 1974.AKARSU, B. Wilhebn von ffumboldt'da DiL-Kültür Bağlan tısı, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1984.

AKSAN, D. (yönetiminde) Sözcük Türleri, 2 cilt, Ankara,Türk Dil* Kurumu Yayınları, 1976.

AKSAN, D. Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim,  3cilt, Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1977-1982.

AKSOY, Ö. A. Gelişen ve Özleşen Dilimiz,  4. baskı, An-kara,Türk Dil Kuıumu Y ayınları, 1975.

ALTHAUS, H. P.ve başkaları Lexikon der Germanistischen  Linguistik, Tübingen,Max Niemeyer Verlag, 1973.

ARRTVE, M. ve başkaları La Grammaire d'aujourd'hui, Pa-ris, Flammarion, 1986.

AUSTİN, J. L. Quand dire, dest faire,  Fr. çeviri, Paris,

Editions du Seuil, 1970. Bağlam İÜ Yabancı Diller Yüksek Okulu Almanca Bölümüdergisi, 13, İstanbul, İÜ Yayınları, 1979-1981.

BALLARD, M. (yayımlayan) La Traduction. De la Ûteorie a la didactique, Lille, Presses Universitaires de Lille, 1986.

BARTHES, R. Göstergebiüm tikeleri,  Türkçe çeviri, Ankara,

Kültür Bakanlığı Yayınları, 1979.BAŞKAN, Ö.  Lengüistik Metodu,  İstanbul, Çağlayan 

Kitabe vi, 1967.BAYRAV, S. Yapısal Dilbilimi, İstanbul, İÜ Edebiyat Fakül-

tesi Yayınları, 1969. Yeni basımı Multilingual 1998

BAYRAV, S. Filolojinin Oluşumu. Çağdaş Dilbilim-Eleştiri 

Sorunları,  İstanbul, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayınlan, 1975.Yeni basımı Multilingual 1998

BENVENISTE, E. Problemes de linguistiquegenerale, 2 cilt,Paris, Gallimard, 1966-1974.

BL(X)MFIELD, L. Le Langage, Fr. çeviri, Paris, Payot, 1970.

BUSSMANN, H. Lexikon der Sprachwissenşchaft,  Stuttgart,Kröner Verlag, 1983.BUYSSENS, E.  La Communication et Varticulation 

ünguistique, Paris, P.U.F., 1967.

Page 286: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 286/302

CHOMSKY, N. Structures syntaxiques,  Fr. çeviri, Paris, Editions du Seuil, 1969.

CHOMSKY, N. Âspects de la thiorie syntaxique, Fr. çeviri, Editions du Seuil, Paris, 1971.CHOMSKY, N. Questions de semanûque,  Fr. çeviri, Paris, 

Editions du Seuil, 1975.CLAIRIS, C. El Qawasqar. Linguistica fueguina. Teoria y 

descripciön, Valdivia, Facultad de Filosofıa y Humanidades, 

Universidad Austral de Chile, 1987.CRYSTAL, D. Dictionary of Linguistics and Phonetics, 2. 

baskı, Oxford, Basil Blackwell, 1986.DEMİRCAN, Ö. Türkiye Türkçesinde Kök-Ek Bileşimleri, 

Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınlan, 1977.DEMÎRCAN, Ö. Türkiye Türkçesinin Ses Düzeni, Türkiye 

Türkçesinde Sesler, Ankara,, T.D.K. Yayınlan, 1979.DİLAÇAR, A. Dil, Diller, Dilcilik, Ankara, T.D.K.Yay. 1968.

 D ilbilim i Yabancı Diller Yüksek Okulu Fransızca Bölümü dergisi, 1-6, İstanbul, İÜ Yayınlan, 1976-1981; 10 Edebiyat Fakültesi dergisi, 7, İstanbul, İÜ Yayınları, 1987.

DİZDAROGLU, H. Tümcebügisi, Ankara, Türk Dil KurumuYayınları, 1976.DUBOIS, J. Grammaire structurale du français, 3 cilt, Paris, 

Larousse, 1965-1969.DUBOIS, J. ve başkalan Dictionnaire de ünguistique, Paris. 

Larousse, 1973.

DUCROT, O. ve T. TODOROV Dictionnaire encyclopedique des sciences du langage, Paris, Editions du Seuil, 1972.

FRANÇOIS, F. (yönetiminde)  Linguistique,  Paris, P.U.F.,1980.

GALMICHE, M. La Semantique generative, Paris, Larousse, 1975.

GENCAN, T. N. Dilbilgisi,  3. baskı, İstanbul, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1975.

GLEASON, H. A. Introduction a la ünguistique, Fr. çeviri,Paris, Larousse, 1969.

GODEL, R  Les Sources manuscrites du "Cours de 

linguistique generale" de Ferdinand de Saussure, Geneve,Droz; Paris, Minard, 1957.GÖKTÜRK, A. Çeviri: Dillerin Dili, İstanbul, Çağdaş Yayın

lan, 1986.

Page 287: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 287/302

GALISSON, R. ve D. COSTE Dictionnaire de didactique deş langues, Paris, Hachette, 1976.

GREIMAS, A.-J. Senıantique structurale,  Paris, Larouesse, 1966.

GREIMAS, A.-J.  Du Sens. Essais Semiotiques,  Paris, Edı- tions du Seuil, 1970: Du Sens, II, Paris, Editions du Seuil, 1983.

GREIMAS, A.-J. ve J. COURTES Semiotique. Dictionnaire raisonne de la theorie du langage,  Paris, Hachette, 1979; Semiotique. Dictionnaire raisonne de la theorie du langage, II, Paris, Hachette, 1986.

GROSS, M. Grammaire transformationnelle du français, Paris, Larousse, 1968.

GUIRAUD, P. Anlambilim,  Türkçe çeviri, 2. baskı, Ankara, Kuzey Yayınlan, 1984. Yeni basımı Multilingual 1998.GÜZ, N. Şiirsel İşlev ve Yapısal Çözümleme. Verlaine'in 

Fetes galantes'ı, İstanbul Üniversitesi doktora tezi, 1981.GÜZ, N. "Metin incelemeleri", İÜ Atatürk İlkeleri ve tnkdap 

Tarihi Enstitüsü Yıllığı, 1,1986.

HAGEGE, C. ve A. HAUDRICOURT  La Phonologie  panchronique, Paris, P.U.F., 1978.HARTMANN, R. R. K. ve F. C. STORK  Dictionary of   Language and Linguistics, London, Applied Sciences Publıshers Ltd., 1973.

HATÎPOĞLU, V. Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, 3. baskı, An

kara, AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, 1978.HJELMSLEV, L. Prolegomenes â une theorie du languge,

Fr. çeviri, Paris, Editions de Minuit, 1968.HJELMSLEV, L. Essais linguistiques, 2. baskı, Paris, 

Editions de Minuit, 1971.

HOUDEBINE, A.-M. (yayımlayan)  La Phonologie de Venfant français de six ans. Varietes regionales, Hamburg, HelmutBuskeVerlag, 1985.

JAKOBSON, R. Essais de linguistique generale, Paris, Editions de Minuit, 1963.

KNOBLOCH, J. Sprachwissenschaftliches IVörterbach, Hei- 

delberg, Cari Winter Universitatverlag, 1963.LADMIRAL, J.-R. Traduire: theoremes pour la traduction,Paris, Payot, 1979.

 La Linguistique, revue de la Societe Internationale de linguistique fonctionnelle, 1-23, Pariş, P.U.F., 1965-1987.

Page 288: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 288/302

 Langages,1-87, Paris, Larousse, 1966-1987. Languefrançaise, 1-74, Paris, Larousse, 1969-1987.

LEWANDOWSKI, T.  Linguistisches lVörterbuch, 3 cilt, 2. baskı, Heidelberg, UTB, 1976.LYONS, J. Linguistiquegenerale, Fr. çeviri, Paris, Larousse, 

1970.LYONS, J.  Elements de semantique,  Fr. çeviri, Paris, La

rousse, 1978.

LYONS, J. Semantique 1inguistique, Fr. çeviri, Paris, Larousse, 1980.

MALMBERG, B. Anafyse du langage au XX* siecle, Paris, P.U.F., 1983.

MAROUZEAU, J.  Lexique de la terminologie 1inguistique,3. baskı, Paris, Paul Geuthner, 1951.

MARTINET, A.  Economie des changements phonetiques. Traite de phonologie diachronique,  Beme, A. Francke, 1955.

MARTINET, A. La Linguistique synchronique Paris, P.U.F., 1965.

MARTINET, A. (yönetiminde) Le Langage, Paris, Gallimard, 1968.MARTINET, A. (yönetiminde)  La Linguistique. Guide  alphabetique>Paris, Denoel, 1969.

MARTINET, A. (yönetiminde) Grammaire fonctionneüe du  français, Paris, Credif-Didier, 1979.

MARTINET, A. "La synthematique comme etüde de l'expansion lexicale", Dilbilim, 6,1981.

MARTINET, A. "Pour une approche empirico-deductive en linguistique", Linguistique et semiologie fonctionnelles, İstanbul, İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Yayınları, 1981.

MARTINET, A.  İşlevsel Genel Dilbilim,  Türkçe çeviri, Ankara, Birey ve Toplum Yayınları, 1985. Yeni basımı Multilingual 1998

MARTINET, A. Syntaxe generale,  Paris, Armand Colin, İ985.

MARTINET, J. Clefs pour la semiologie, Paris, Seghers, 1973. 'MOUNIN, G. Histoire de la Unguistique, Paris, P.U.F., 1967.MOUNIN, G.  La Linguistique du XX * siecle, Paris, P.U.F., 

1972.

Page 289: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 289/302

MOUNIN, G. (yönetiminde) Dictionnaire de la linguistique, Paris, P.U.F., 1974.

 NiVETTE. J. Prindpes de grammaire generative, Bruxelles.Labor; Paris,Nathan, 1970.ÖZDEMİR, E. Terim Hazırlama Kılavuzu, Ankara, Türk Dil 

Kurumu Yayınlan, 1973.ÖZTOKAT, E. "Sözçüksel Sıklık ve Bildirinin Algılanışı",  Dilbilim, 3,1978.

ÖZTOKAT, E. "Sözlük Üstüne Gözlemler", Dilbilim, 4,1979.PEIRCE, Ch. S. Ecrits sur le signe, Fr. çeviri, Paris, Editions 

du Seuil, 1978.PETERFALVI, J.-M.  Introduction a la psycholinguistique, 

Paris, P.U.F., 1970.

PIAGET, J. Le Structuralisme,

 Paris, P.U.F.,1968.

PETITOTCOCORDA, J. Les Catastrophes de la parole: de  Roman Jakobson a Rene Thom, Paris, Maloine, 1985.

POTTIER, B. Theorie et analyse en linguistique,  Paris,Hachette, 1987.

POTTIER. B. (yönetiminde)  Le Langage, Paris, Centre 

d'etude et de promotion de la lecture, 1973.QUEMADA, B. Les Dictionnaires du français moderne, Paris, Didier, 1968.

REY, A.  Le Lexique: images et modeles,  Paris, Armand Colin, 1977.

REYDEBOVE, J. Etüde tinguisüque et semiotique des 

dictionnaires du français contemporain,  The HagueParis,Mouton, 1971.

ROBINS, R. H. Breve histoire de la linguistique, Fr. çeviri,Paris, Editions du Seuil, 1976.

SAUŞSURE, F. de Genel Dilbilim Dersleri, Türkçe çeviri, 2. baskı, Ankam, Birey ve Toplum Yayınları, 1985. Yeni basımı Multilingual 1998.

SENEMOGLU, O. "Image et signifıcation", Dilbilim, 6,1981.SENEMOGLU, O. Yabana DİL Öğretiminde Görsel Desteğin  İşlevi, İstanbul Üniversitesi doktora tezi, 1982.

SÖZER, E. Çağdaş Almanca'da Koşul İlişkileri,  İstanbul

Üniversitesi doktora tezi, 1980.SÖZER, E. (yayımlayan) Text Connexity, Text Coherence.  Âspects, Methods, Results, Hamburg, Helmut Buske Verlag,1985.

Page 290: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 290/302

TROUBETZKOY, N. S. Prindpes de phonologie, Fr. çeviri, yeni baskı, Paris, Klincksieck, 1957.

Türkçe Sözlük,. 2 cilt, 7. baskı, Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1983.ULRICH, W.  IVörterbuch. Linguistische Grundbegriffe, 

Kiel; Verlag Ferdinand Hirt, 1972.VARDAR, B. Etüde lexicologique d'un champ notionneL Le  champ notionnel de la liberte en France de 1627 â 1642, İs

tanbul, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1969.VARDAR, B. Structure fondamentale du vocabulaire s o dal  

etpo1itique en France de 1815 a 1830, İstanbul, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1973.

VARDAR, B. (yönetiminde) Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, Ankara, T.D.K.Yayınları, 1980.

VARDAR, B.  Dilbilimin Temel Kavram ve İlkeleri,  Ankara, T.D.K. Yayınları, 1982. Yeni basımı Multilingual 1998.

VARDAR, B. (yönetiminde) XX. Yüzyıl Dilbilimi Ku ramcılardan Seçmeler, Ankara, T.D.K.Yayınları, 1983. Yeni basımı Multilingual 1998.

VARDAR, B. Une lntroduction a la phonologie, 2. baskı, İstanbul, İÜ Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1984.VENDRYES, J. Dil ve Düşünce, Türkçe çeviri, İstanbul, Yeni 

İnsan Yayınları, 1968 Yeni basımı Multilingual 2001.WALTER, H. La Dynamiqi 4e des phonemes dans le Iexique  français contemporain, Paris, France-Expansion, 1973.

WELTE, W.  Modeme Linguistik: Terminologie / Biblio-  graphie, München, MaxHueber Verlag, 1974.

YÜCEL, T. Dil Devrimi ye Sonuçlan, Ankara, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1982.

YÜCEL, T. Yapısalcılık, İst., Ada Yayınları, 1982.

Page 291: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 291/302

T)tT,BTI,tM

Genel D ilbil im Dersleri ,Ferdinand de Saussure,

Çeviren: Berke Vardar

Saussure’ün Cenevre Üniversitesinde verdiği derslerin ölümünden sonra öğrencilerinin 1916’da “Cours de linguistique generale” adıyla yayınladıkları kitabını Berke Vardar Genel Dilbilim Dersleri olarak Türkçeye kazandırmıştır. Saussure’ün “Dil nedir?” sorusunu yanıtlama sürecinde ortaya çıkan her türlü dilin iç öğele

riyle dil dışı öğenin sorgulanışı kitabın çekirdeğini oluşturur.

Dilin “bir göstergeler dizges i”  olduğuna işaret eden Saussure, dilin kendi iç gerçekliğini araştırırken, ”d i l , 

 kendi düzeni dışında düzen tanımayan bir d izgedir ” der. 

Bu yaklaşımıyla gelecekte birçok biliminsamnm sorguladığı yapısalcılığın ilk temellerini atmış olur. Bir başka deyişle 20.yy dilbilimi bu yapıtla başlar ve gelişir. Genel Dilbilim Dersleri tüm dilbilimsel yaklaşımlarına kaynak olur.

Saussure dilin kendi iç gerçekliği incelerken onu salt biçime indirgemez, dil dışı öğeleri de çalışmasının içine kattı. Dilbilimle buduribilime açıldığını, dille siyasal tarihin içiçe geliştiğini, dilin her türlü kurumla bağlantıları olduğunu dile getirerek farklı alanlar arasında köprüler kurdu.

 şlevsel Genel Dilbil im*,Andre Martinet,

Çeviren: Berke Vardar

20. yy’da Saussure’den ardından geliştirilen dilbilimsel çalışmalara getirdiği yeni bakış açılan ve kuramsal açıklamalarıyla, dilbilime yeni bir soluk kazandıran

Page 292: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 292/302

Martinet, Danimarka kökenli Glosematik’in ve Amerikan betimleyiciliğinin de etkilerinde kalarak, Prag Okulunun adeta Amerika’daki uzantısı olmuştur. Ancak 

Prag Okulunun araştırmalarını daha da geliştirmiş, ve işlevsel dilbilimin kuramsal ve kavramsal temelini kurmuştur.

Sesbilimse! incelemeleriyle modem dilbilime katkıları büyük olan Martinet, sessel öğelerle anlamlı birim

lerin farklılıklarından söz ederek dildeki çift eklemlili- ğin önemini vurgular. Söz konusu kuramsal ve kavramsal çerçeveyi bulabileceğiniz işlevsel Genel Dilbilim, Martinet’nin Berke Vardar tarafından dilimize kazandırılan en önemli yapıtlarının başında gelir.

İletişim aracı olarak dilin özünde Martinet’ye göre yapısalcılık ve işlevsel dilbilimin oluşturduğu bütünlüğe gereksinim duyulur. Bu bakış açısında Prag Okuluyla da aynı yerde buluşur. Martinet tüm bu araştırmalarında, yapısalcı dilbilimde henüz çok az irdelenmiş olan, 

yapısalcı anlambilimsel yaklaşımı ön plana çıkartır.Yapısal D ilbilimi, " - ----------------

Prof. Dr. SüheylaBayrav,

20.yy’da dilbilimin amacı dil gerçekliğini tanımak, biçimsel ve sistematik bir bilim dalı olmaktır. Saussure' ü izleyen dilciler dilin bir sistem olduğu ilkesinde birleştiler ve dilin öğelerinin tanınıp belirtilmesi için içinde bulundukları yapının incelenmesi gerektiği görüşünü kabul ettiler.

Prof. Dr. Süheyla Bayrav da bu çalışmasında “Dil nedir?” sorusuna yanıt ararken Saussure’ün çalışmalarını kendisine baz alarak, 20. yy genel dilbilimi konusunda “bütün ciddi dilcilerin görüş birliğine vardıkları^ hususları toplayarak, yapısal sistemi tutarlı bir bütün halinde” açıklamayı amaç edinmiştir.

Prof. Dr. Süheyla Bayrav’ın Yapısal Dilbilimi’nin ilk baskısı yapılalı otuz yıl oluyor neredeyse. Çağdaş

Page 293: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 293/302

genel dilbilimini tanıtan .tfu yapıt otuz yıl önceki kadar taze ve dilbilimi konusunda temel bilgilere gereksinim duyanların hala yararlanabilecekleri kaynak kitaplardan 

biri.

Filolojinin Oluşumu,Prof. Dr. Süheyla Bayrav

“Filolojinin birinci amacı, okunup anlaşılmasında güçlük duyulan metinleri açıklamak, onlan canlı tutabilmek için gereken çabalan göstermektir.Metni açıklamak, anlaşılmasını engelleyen her türlü zorluğu ortamdan kaldırmak olduğuna göre, yapılacak işler çeşitlidir. 

(...) Zorluk bir kelimenin anlamından ya da cümlenin yapısından gelebilir. O zaman dilbilimi. Filologa yol gösterir. Ama, metinde, unutulmuş törelere, iyi bilinmeyen felsefe akımlarına, inançlara, tarih olaylarına, kanunlara telnıihler bulunuyorsa, yardım sosyoloji, felsefe, din tarihi, tarih, hukuk vb. bilim kollarından gele

cektir.” Yaklaşımıyla dili öteki bilim dallarıyla olan etkileşimini göz: önünde bulundurarak hazırlamış Prof. Dr. Süheyla Bayrav Filolojinin Oluşumu’nu.

''. Filolojinin tarihsel gelişim içindeki yerini ve önemini belirleyen Bayrav, filolojinin çeşitli alanlarını irdele

yerek retorik, sözlük, gramer, eleştiri, göstergebilim vb. konulan da araştırmasına katmış, böylelikle dil üzerine oldukça geniş bir yelpaze çizerek, okuruna bütüncül bir bakış açısı kazandırmayı amaçlamıştır.

Dilbilimsel Edebiyat Eleşt i ri leri ,Prof. Dr. Süheyla Bayrav

“Edebiyat türlerinin kesin tanımı yapılan ve her türün belli kurallara uymak zorunda olduğu ilkesine inanı

lan dönemlerde, edebiyat ürünlerini bu kuralların ışığında değerlendirmek doğaldı. (...) Tür kavramının sarsıldığı, tür sınırlarının sürekli çiğnendiği, hatta silindiği çağımızda, edebiyat eleştirisi hangi ilkelere dayanmalı

Page 294: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 294/302

dır?” sorusundan yola çıkan Bayrav edebiyat eleştirisine dilbilimsel bir pencereden bakarak, eleştiride günümüze değin tartışılan kimi farklı yöntem arayışlarını ve edebi

yattaki eleştiri sorunlarım irdeler.Dilbilimsel Edebiyat Eleştirisi yazarının farklı dö

nemlerinde Dilbilim Dergisi’nde yayınlanmış olan makalelerinden oluşmakta,. Yazıları yanyana getiren onların edebiyata, edebiyat metnine bakış açılarının ortaklı

ğı; yazmsal metnin çözümlenmesinde kullanılan yöntemleri belirleyen yaklaşımlar olarak yapısalcılık ve göstergebilim yazıların başat konusu.

Bireyin kendi yaşam deneyimleri ve yazınsal donanımları da yazmsal metnin yeniden anlamlandırılmasın! 

belirleyen başat etkenlerden olsa da, okurun keyfi eleştirinin dışına çıkabilmesi, böylesi sınırlan aşabilmesi i- çin, yazmsal metne nasıl bakılabileceğine ilişkin ipuçları sunar Bayrav bu kitabında. Kitabın bilimsel çalışmalarda, eğitimde kullanılabileceği gibi kitap bireysel o- kumalarda da okura yeni ufuklar açacaktır.

Roman D il lerinin Doğuşu ve Gelişmesi,Prof. Dr. Süheyla Bayrav

Hint-Avrupa dil ailesinin geniş yelpazesi içinde yer 

alan Roman Dillerinin doğuşu ve gelişimi, Avrupa kıtasının tarihsel gelişim sürecinden bağımsız olarak düşünülemez. Prof. Dr. Süheyla Bayrav Roman Dillerini araştırırken bu gerçekliği öne çıkartarak, değişimin neden ve nasıl olduğunu sorgular. Bu bağlamda da dilin 

gelişimi, Roman dilini konuşan ulusların tarihine koşut olarak ele alınarak irdelenir.

“Dilin tarihi fikir ve kültür tarihinden ayrılamaz” diyen Bayrav, dil üzerine yapılan böylesi çalışmaların, arkeoloji kadar tarihin aydınlatılmasına ışık tutacağına i- 

şaret eder. Tarihsel süreç içinde komşuluk iUşkilerinin, ticaretin, akınların etkisiyle değişen uygarlıkların kat-

Page 295: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 295/302

manlaşmalannı, dildeki fonolojik, morfolojik ve sözcük düzlemindeki farklılaşmalarda bulmak olası.

Bayrav farklı coğrafyalarda ortaya çıkmalarına ve ortak bir ırka ait olmamalarına karşın, kültür birliği gösteren Hint-Avrupa dillerinin yapısal farklılaşmalarını da ele alarak, tarihsel gelişiminin yanı sıra Roman dillerinin bu çerçeve içindeki konumunu ayrıntılı olarak belir

ginleştiriyor.Anlambilim,

Pierre Guiraud,Çeviren: Berke Vardar

Anlambilim, dili anlam açısından inceleyen daldır. Anlam sorunu ve bu sorunun türlü uzantıları dilbilimi olduğu gibi felsefe, mantık, ruhbilim, toplumbilim, vb. bilimleri de çok yakından ilgilendirir.

Dilbilimsel anlambilim, göstergenin içerik ya da gösterilen yanını ele alır, gösteren (işitim imgesi) ile  gösterilen arasındaki ilişkileri, gösterilendeki değişim ve oynamalar, dilsel yapıların anlamsal yönden ortaya koyduğu çeşitli olguları, vb. inceler.

Tanınmış Fransız dilbilimcisi, P.Guiraud, 7. baskısından Berke Vardar’ın Türkçeye kazandırdığı La Semantique (Anlambilim) adlı yapıtında söz konusu a- lana genel bir bakış yönelterek anlam sorununu irdelemekte, konuyu hem artsüremli, hem eşsüremli açılardan incelemektedir. Belirtilen yaklaşım türlerini ilginç kuram ve uygulamalarla örneklendiren yazar, yer yer an- lambilimin özel sayılabilecek birtakım yönlerine de değinmekte, bu arada kendi görüş ve savlarını da ayrıntılı biçimde belirtme olanağı bulmaktadır.

Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri ,Prof. Dr. Berke Vardar

Bu yapıtta, dil olgularına.ilişkin incelemelerde göz önünde tutulması gereken temel nitelikli dilbilim kav

Page 296: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 296/302

ramlarıyla ilkelerini sunmayı amaçlıyoruz. Bunların bağlandığı akımlarla yöntemlerin oluşum ve gelişimini de belirterek çizmeye çalıştığımız genel çerçeve, olanaklı durumlarda, değişik kuramların birbirini bütünleyici katkılarından yararlanılarak oluşturulmuştur. Ancak, söz konusu seçmeci yaklaşımda, yapısalcılığın iş- levselci kolunun birçok yönden ağır bastığını da belirtmeliyiz.

Dilin, toplumsal açıdan bir bildirişim aracı, iç düzen bakımından ise bir yapı olarak değerlendirilmesi, bundan ötürü de bildirişim işlevinin yapısal, yapısal işlevinin büdirişimsel bir nitelikle donatılması, izlenen doğrultuyu belirleyen bilimsel tutumun başlıca özellikleri 

arasındadır. İşlev kavramı aracılığıyla bildirişimden kalkarak yapıya, yapıdan kalkarak bildirişime ulaşan düşünsel bir devinim, ele alınan kavram ve ilkelerin saptanmasında benimsenen ölçütlere egemendir ve tüm dil olguları bu devinimin çizdiği uzamda irdelenmektedir.

Yirminci Yüzyü Dilbilimi,Kuramcılardan Seçmeler ;

Çeviri ve Sunuşlar: Berke Vardar yönetiminde Ö.Demircan,EErgun, N. Güz,G.Işık, Ş.Ozil, E.Öztokat, O.Senemoğlu,

 N.Sevil,E.Sözer 

20. yy dilbiliminin kurucusu olan F. de Saussure, başka bilimlerin egemenliğinden kurtardığı dilbilimde yöntemsel bir devrim yaratarak dizge incelemeleri dönemini başlatmış, yapısalcılığa giden yolu açmıştır. 

Toplumsal nitelikli dil olgusuyla bireysel özellikli söz olgusunu birbirinden ayırt ederek birinci olguya öncelik tanımış, dili gösterge dizgeleri arasındaki ayrıcalıklı yerine oturtmuştur. Çağcıl dilbilim Saussure’de ilk güçlü anlatımım bulduktan sonra Avrupa’da özellikle N S.Trubetskoy, G.Guillaume, L.Tesniere, L.Hjemslev,

 A. Martinet gibi kuramcılar aracılığıyla insan bilimleri arasındaki seçkin yerini almıştır.

Page 297: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 297/302

Seçkimizde yer alan kuramsal çalışmalarda, çekimli eylemi, tümcenin yöneticisi niteliğinde ele alan ve geleneksel özne-yüklem kalıbını kıran Tesniere, Kopenhag 

Okulunun önderi, bir tür “dil cebiri” oluşturmayı amaçlamış olan Hjemslev, Avrupa yapısalcılığının günümüzdeki en canlı akımı olan işlevselciliğin sözcüsü, Prag Dilbilim Çevresinin bir uzantısı olan çalışmalarıyla Martinet gibi Avrupa kökenli biliminsanlannın yazılarım bulabileceğiniz gibi; Amerika’da Saussure’den 

bağımsız, ama kimi yönlerden onunkilere koşut ilkelerden yola çıkan Sapir gibi kuramcıların, dil olgularım bir davranış biçimi olarak ele alan Bloomfield, tümeva- nmlı bir yol izleyen, dağılımcılık üzerine çalışmalar yapan Hanis ve Üretici-dönüşümsel dilbilgisi kuramcısı 

Chomsky’nin yazılarım ve bunların yanı sıra Bir yönüyle Avrupa, bir yönüyle de Amerikan dilbilimini yansıtan Jakobson’un iki kıta dilbilimi arasında kurduğu köprüleri, sağladığı bağlantıları bulabilirsiniz.

H er Yönüyle Tahsin Yücel,

Yayma Hazırlayan: Prof. Dr. Mustafa Durak

Çevirmen, dilbilimci, göstergebilimci, edebiyatbi- limci, öykü, roman yazarı, denemeci ve daha birçok yanıyla Tahsin Yücel... 15-16 Ekim 1999’da Bursa’da 

gerçekleştirilen “Her Yönüyle Tahsin Yücel Sempoz yumu ”nda Yücel’in öğrencileri, okurları, meslektaşları onun farklı kimliklerle karşımıza çıkan görüntülerini anlamaya, anlamlandırmaya çalıştılar. Sempozyumdan geriye kalan sözcüklerse birbirleriyle eklemlenerek bu 

kitapta buluştu.Tahsin Yücel’in Türkçeye kazandırdığı bilimsel, dü

şünsel ye yazınsal yapıtları üzerine farklı bakış açılarıyla kaleme alman bu yazılar, okurunun Yücel’i anlayabilmesi yolunda önemli ipuçlarına işaret etmekte. 

“...tüm yazma çabalarımda benim tutkuyla kovaladığım  şey, yani bütünlük ” diyen Yücel’in bütünlüğün ardındaki arayışını, bu farklı alanlar arasındaki köprüleri na-

Page 298: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 298/302

sil kurduğunu, hem bilimadamı hem de yazar olarak bireysel söylemini nasıl oluşturduğunu Her Yönüyle Tah

sin Yücel’de bulmak olası.D ile Genel B i r Bakış, 

Fatma Erkman-Akerson

“Dile Gelen Bir Bakış”, dilbilimin konusu gereği, oldukça karmaşık ve soyut bir bilim dalı olduğu söylemini ortadan kaldırarak, okurun dilbilime karşı önyargılarım yok eden bir çalışma. Kitapta dilbilimin gerek tarihsel gelişimi gerekse ele alınan dilbilgisel işlevler bilimsel bir titizlikle gündelik yaşamdan alınmış örnekler

le bezenmiş. Böylelikle dilbilimin tarihsel gelişiminde olduğu denli dilin adlandırma, belirlenim, niteleme, tümce kurgusu ve kip gibi işlev kategorileri de çok daha açık, yalın ve anlaşılır kılınmakta.

“Dile Gelen Bir Bakış” dilbilim konusunda genel 

bir bakış kazanmak isteyen herkese yönelmiş bir kitap. Kimi- için bir başvuru kimi içinse bir başucu kitabı.

Anaçizgileriyle Ev resel D ilbilgisi ve Türkçe , Nadir Engin Uzun

Günümüze değin dilbilgisi modellerini yabancı dildeki örnekleriyle anlamaya, kavramaya çalışmak sıkça rastlanan bir durumduAnaçizgileriyle Ev resel D ilbilgisi  ve Türkçe   böylesi alışılageldik, salt kuramsal bir çalış

ma olmanın çok ötesinde, bir dilbilgisi modelinin tüm ayrıntılarıyla Türkçeye uyarlanmış olduğu nadir çalışmalardan biri.

Noam Chomsky’nin (1957) ilk temellerini attığı 0- retken-Dönüşümlü Dilbilgisi kavramıyla bilim dünya

sında tartışılan, ardından da farklı adlar ve yaklaşımlarla dönüşüme uğrayarak “Evrensel Dilbilgisi” diye anılan dilbilgisi modeli salt kuramsal bir aktarım, bir tür çeviri metni olmanın ötesine taşındı.

Page 299: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 299/302

Nadir Engin Uzun’un bu çalışmasında “Evrensel Dilbilgisinin ne olduğunu, Noam Chomsky’nin bu konudaki düşüncelerine ulaşabileceğiniz gibi, Türk diline farklı bir pencereden bakarak ve bu alandaki terimleri Türkçeye kazandırarak hazırlanmış olduğunu görecek, henüz yanıtlanmamış sorularınızın yanıtlarını bulurken, önünüze açılacak yeni ufaklarda kendinizi yeni soruların eşiğinde bulacaksınız.

Dilbilimden Yaşama: Yapısalcılık,Prof. Dr. Berke Vardar

Çağdaş bir bilim adamı, gerçek bir aydm ve eğitimci 

olan Prof. Dr. Berke Vardar’ın çeviri, roman, şiir, drama, Atatürk, dil ve toplum, eğitim konularında gazete ve dergilerde yayımlamış olduğu yazılan DİLBİLİMDEN YAŞAMA: YAPISALCILIK’ta toplandı. Çağdaş bilim ve sanata yönelen Vardar, yapısalcı yöntemle öncelikle dile, ardından da öteki insan bilimlerine ve hayata nasıl baktı?

Genelde dilbilim yazılarıyla tanınan Prof. Dr. Berke Vardar’ın bu kitabında farklı yönlerini de bulacaksınız. Hayatla bilimi içiçeleştiren, farklı dallar arasında ilişkiler kuran geniş bir bakış açısının ürünü olan yazılarım içerir kitap.

Dilbilim Yazılan,Prof. Dr. Berke Vardar

^Dilbilim çalışmalarıyla tanıdığımız Prof. Dr. Berke Vardar5ın bu kitapta çağdaş-bilim ve sanata üzerine kaleme aldığı yazılarında da, dilde olduğu gibi yapısalcı yöntemle öteki insan bilimlerine ve hayata nasıl baktığını, dallararasi kurduğu ilişkilerde bulacaksınız.

Bu kitapta toplanan yazılarının kimisinde gerek düzyazı olsun gerekse şiir ya da drama tüm yazınsal ü- rünlerin ele alındığı, gibi, Atatürk’ün Yazı Devriminden,

Page 300: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 300/302

dil anlayışından, dilbilime yaklaşımından, Atatürk’ün toplumsal yapıya, bireylere nasıl yaklaştığını, Atatürkçülüğün özünü kavrayabilmek, onu yaptıklarıyla ve düşündükleriyle anlayabilmek için salt bir isim olmanın ötesine taşınarak, okurun klişelerin ötesinden, farklı bir bakış açısından bakmasını öneren bir yaklaşım söz konusudur. Bunun yanı sıra genel olarak eğitim üzerine kaleme alınan yazılardaysa, Batıda ve Türkiye’de eği

tim sistemindeki aksaklıklar eleştirilerek olası çözümler sunulur.

D il ve Düşünce,

Prof. Dr. Berke Vardar

Çağdaş yönelimler doğrultusunda Tüık dilbiliminin gelişmesinde ve yeni aşamalara ulaşmasında sonsuz katkıları olan Vardar’ın 60’lı yıllarda kendi olanaklarıyla yayınlamış olduğu baskısı tükenmiş üç ayrı kitabını yeniden bilim dağarcığımıza katan bir kitap Dil ve Düşünce.

1968’de J.Vendryes’den çevirdiği Dil ve Düşün- ce’nin yanı sıra 1967’de Cemil Meriç’le birlikte A.Meillet ve M.Lejeune’den çevirdikleri Dillerin Yapısı ve Gelişmesi ve 1969’da N.Anklı ve T.Tunçdoğanlı

 ile hazırladığı Semantik Akımlar adlı kitapları yanyana geliyor. Böylelikle Vardar’ıjı bilimsel çalışmalarıyla sadece Türkçenin sınırlan içinde sıkışıp kalmayan dünya platformundaki konumunu, çevirileri, özgün bilimsel çalışmalarıyla bilim dünyasını ne denli aydın

lattığını bugünden görebilmek, yeni kuşaklara aktarmak amacıyla bugüne ve buraya taşıyor bu kitap.

Dictionary of linguistic terms,Doç. Dr. Ayşe Pamir Dietrich

Dilbilim terimleri Sözlüğü Rusça, İngilizce ve Türk-çe olarak hazırlanmış, dilbilgisi ve dilbilime ilişkin te-rimleri kapsayan bir sözlük. İki ayrı biçimiyle yayınla-

Page 301: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 301/302

nan sözlüğün ilkinde Rus dilbilgisi ve dilbiliminde;kullanılan terimlerin İngilizce ve Türkçe karşılıkları ver

ilmiştir. Sözlük hazırlanırken özellikle Rusçanın sözcük türlerinin ve tümce yapılarının farklılıkları göz önünde bulundurularak, okurun daha kolay anlayabilmesi için karşılaştırmalı bir çalışmanın sonuçlarından da yararlanılarak sözlük hazırlanmıştır.

Birinci kitapta Rusçadan yola çıkan Doç. Dr. Ayşe Pamir Dietrich, İkincisinde sık kullanılan İngilizce dilbilgisi ve dilbilim terimlerini Rusça ve Türkçe olarak vermeyi yeğlemiştir. Çokdilli dilbilim araştırmaları yapanlar için “alınacak kitaplar” listesinin başında bulunması gereken bir sözlük.

Metin Bilgisi,JDoğanGünay

Bir çok tartışmaya yol açan “metin” kavramı Doğan 

Günay’ın Metin Bilgisinde olası tüm soruların yanıtlarım içinde barındırarak kavramı yeniden tanımlıyor.

Kitapta metnin okuma sürecinde büşüt bir rol üstlenen okura ve konumuna öncelik verilir. Ardından metnin ne olduğu, yapısı, tonu, ne tür metin tipleri olduğu 

ve metin türlerinin iletişim çizgesi ile işlevleri aynntılı olarak irdelenmiş.

Türk ve dünya yazınından ve basınından alıntılarla örneklenerek bezenmiş olan kitabın sonuna da, Türkçe- Fransızca bir sözlük eklenerek olası bir kavram karga

şasının önü kesilmiştir.Metin çözümlemeyi ve üretmeyi hedefleyenler için 

gözardı edilmemesi gereken bir kaynak.

Page 302: Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

8/17/2019 Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü

http://slidepdf.com/reader/full/aciklamali-dilbilim-terimleri-soezluegue 302/302