İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

Embed Size (px)

Citation preview

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    1/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    8.Bask

    t*

    \

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    2/271

    MAM-I

    GAZAL

    islam

    AHLÂKI

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    3/271

    MAM-I

    gazali

    SLÂM

    AHLÂKI

    Terceme:

    ÂKF

    NUR

    SNAN

    YAYINLARI

    STANBUL

    1996

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    4/271

    SNAN

    YAYINLARI

    NU: 16

    © Copright

    (Bu

    tercemenin

    bütün

    basm-yaym

    haklar

    SÎNAN

    YAYINEV'ne

    aid

    olup

    izinsiz

    iktibas

    edilemez.)

    ISBN

    -

    975

    -

    8005

    -

    24

    -

    3

    Kapak

    Hadi

    KARAKAYA

    Bask-Cilt

    UMUT

    MATBAASI

    Birinci

    Basm:

    1969

    Dokuzuncu

    Basm:

    1996

    SNAN

    YAYINEV

    Çatalçeme

    Sok.

    No: 29/6

    (M.

    Üretmen

    han)

    Tel:

    (0.212)

    512

    78 78

    34440

    Caalolu-ST.

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    5/271

    ÇNDEKLER

    Sahife

    Takdim 1

    Goziialinin

    Hayat (Yürüyen kervan)

    9

    Önsöz

    41

    yi

    Huylarn

    Fazleu

    rf

    43.

    yi

    ve Kötü

    Huylarn

    hakikati

    49

    yi

    Ahlâkn

    Alâmetleri

    .....

    5*

    Riyazi Metcdlarla

    Ahlâkn

    Deimesi

    62

    yi

    Huylan

    Elde Etmenin

    Yollar

    69

    Güzel

    Ahlâka

    Giden Yollarn Ayrl

    Noktas

    ... 76

    Gönül

    Hastalklar

    ve

    Tedavi

    Yollar

    83

    ahsi

    Kusurlar Örenmenin

    Yollan

    87

    Gonul

    Hastalklarnn

    Esas Nefse

    Uymaktr

    Allah'a

    Ulamann Yolu ehevi

    Arzular

    Terketmektr

    91

    Çocuk Terbiyesi

    101

    Iraöen'in

    artlan ve Riyazet

    Yolu 109

    Cok Konumak

    121

    Diiin Tehlikeleri.

    Susmann Fazileti 124

    Erenlerden

    Fkraicr

    128

    Bo Yere

    Konumak

    130

    Alay

    Etmek

    134

    Mizah.

    aka

    136

    Fuhu,

    Küfür.

    Dil

    Bozukluu

    ,

    143

    Husumet

    (Dümanlk)

    147

    Sr

    Açklamak

    151

    Yalan

    Vaad'

    :

    152

    • •••••••••••••.«••4

    154.

    Sabrn

    Faziletleri

    158

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    6/271

    Sohife

    Sabrn

    Hakikati,

    cinas

    162

    Riya

    ve

    Nifak

    163

    ki

    Yüzlülük

    179

    Hilim

    182

    Kibir

    .

    190

    Gurur

    197

    Af ve

    hsan

    202

    Husumet ve Kzgnlk

    209

    Cömertlik

    219

    226

    Hrs

    ve

    Tama

    239

    öhret

    244

    Makam

    ve

    Mevki htiras

    246

    Gybet 249

    Nemime 260

    Hased 263

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    7/271

    TAKDM

    Ahlâk

    felsefesi itibariyle arkta

    Gazaü'yl kimse geçemedi..

    Ibnl

    Sina

    nasl

    kendisinden sonra

    do

    esiz

    ve

    nasl

    felsefeden en

    yüksele

    çkm

    ve

    nalefsiz

    kalmsa

    Gazâîl

    de

    ahlâk

    bah-

    sinde

    öyle

    oldu. Bu

    hususta

    çklabi-

    lecek

    tepenin

    en

    sonuna

    çkmt.

    Bütün islâm ahlâklyatt

    bugüne

    kadar

    onun

    yükselttii

    bu

    yüksek

    noktada

    duruyor.

    Carre

    de

    Veou»

    Mil etlerin

    varlma

    yokluu

    içtimaî

    kaidele-

    rine

    baldr.

    Tarihte iktisaden

    geri

    milletlerin

    yaad

    gö-

    rülmütür

    de

    ahlaken

    gerileyen milletlerin

    yaad-

    görülmemitir.

    Merhum

    Akif'in u msralar ne

    büyük hakikatler ihtiva eder?..

    Bir de

    hiçbir

    ey

    gökten

    inmez

    yerden

    taar

    Kendi ahlakyla

    bir millet ölür

    yahut yaar.

    Ahlâk mücerred bir mefhum

    okluundan

    onun

    müahhas târifi yaplamamtr

    ve

    yaplmaz

    da.

    Bizde ahlâk

    telâkkisinin

    esas

    umdesi olarak

    kabul

    edilen pek çok

    deerler

    öbür yanda

    gayet

    normal

    saylr.

    Bunun

    zdd

    da

    variddir.

    Fakat

    insanln

    müterek deerleri

    vardr.

    Ve

    bu

    deerleri

    korumak

    da

    yalnz

    müslümanlann

    de-

    il,

    insan

    olan herkesin vazifesidir. Gerçei

    söyle-

    yecek

    olursak bizim neslimiz

    kilitlenen

    ruhuyla bir-

    likte her

    eyini;

    ahlâkn, imânn,

    örf

    ve âdetini

    de

    kaybetti. Zaten

    bedbahtlmz

    da

    buradan

    geliyor.

    Yaplan

    hareketler,

    millf

    benlii

    ykmaktan

    baka

    hiç

    bir

    ie

    yaramamtr

    diyenler

    pek

    de

    haksz

    de-

    ildirler.

    Nedir

    u

    caddelerde

    sürünen kadn klkl söz-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    8/271

    8

    SLÂM

    AHlAKI

    de

    erkekler?..

    Nedir o

    insanlktan ayrlm

    et

    kül-

    çesi kz

    bozuntular?..

    Bütün

    bunlar hangi

    neslin

    ahfad?

    Doksan

    ya-

    ndaki

    dedeyi

    oluz

    yandaki

    toruna,

    dokuz

    yan-

    daki torunu

    da

    doksan

    yandaki nineye irenç na-

    zarlarla baktran

    ve

    baktrtan bir sistemin

    yetitir-

    dii neslin tâ

    kendisi.

    Baka

    deil. Meselenin

    venameii

    ite

    buradan

    geliyor. Ahlâkî çöküntüyü

    hazrlayan

    âmiiterin

    banda çürük

    bir sistemin

    hcgomonyasnm

    bulunmas

    ve bizzat

    sempatizan-

    lar

    tarafndan

    ahlakszln

    revaçlandrimas

    ge-

    liyor.

    Bir

    gün

    gelir

    de

    ahlâki

    buhranmzn

    müseb-

    bibîerini

    yarglayan

    bir mahkeme

    kurulacak

    olur-

    sa

    ilk önce

    o

    sistemin

    sorumlularn daraacma çe-

    kecektir.

    mam-i Gazali

    bu eserinde büyük bir

    pedagog

    olarak

    karmza

    dikiliyor.

    Hicretin 450

    ylndan

    o

    büyük dehasyla

    900 yHk

    istikbal

    perdesini

    ara-

    dan

    kaldrp

    projoktörierini

    bizim

    cemiyetimizin

    üs-

    tüne

    yöneltiyor.

    Yarnn.

    Türkiyesini kuracak nesil bu

    projektör-

    lerin

    altnda her

    yönden

    mücehhez olarak ye-

    titirilecek

    olan nesildir.

    te

    biz

    bu

    nesli

    bekli-

    yoruz.

    Ve

    bu

    neslin

    ilk mayas

    tutmak

    üzeredir.

    Geçmiin

    bütün

    deerlerini

    uurlu olarak

    incele-

    yip,

    kritiini

    yapp

    benliine yerletiren yirminci

    as-

    rn

    ilim

    ve tekniini

    alp,

    arkla

    Garbn

    sentezini

    yapabilen

    bir

    nesil...

    Allah'm

    sen

    bize

    bu nesli çok

    görme .. Ve u

    700

    milyonluk

    slâm

    âleminin

    tekrar

    batakla

    yu-

    varlanmasna

    müsaade etme ..

    Akif

    Nuri

    KARCIOLU

    5.6.1969

    Üsküdar

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    9/271

    YÜRÜYEN

    KERVAN

    Güne

    tam

    dönüm

    noktasna

    gelmiti,

    etraftaki

    çöl

    kazan

    gibi

    fkr

    fkr

    kaynyordu.

    Çevreyi

    kzl bir

    hâle

    sarmt.

    Sanki

    sahra

    soluyan

    bir ejderha

    gi-

    biydi.

    Aosra

    esen

    rüzgâr

    sahrann

    ate parças

    kumlarn

    yolcularn

    yüzüne doru savuruyor

    da

    sa-

    vuruyordu.

    Kervan

    konak

    yerinden

    kalkal

    epey

    zaman

    ol-

    mutu.

    Bir

    menzillik

    yoiu

    kat

    edebilmek

    çin

    daha

    üc

    saat

    yürümeleri

    gerekiyordu.

    Bir

    zincirin

    halka-

    lar

    gibi ard

    arda dizilen

    u

    mübarek

    hayvanlar

    ne-

    den

    bu

    kadar

    kan-ter

    içinde

    kalmlard?

    Sahra

    ve

    kervan.

    te ebediyyet

    yolculuunun

    örnek

    iki

    numunesi...

    Bir

    yanda

    yürüyen

    kervan,

    öbür

    yanda

    zamannn

    çarklar

    arasnda

    ufalp

    giden

    insanolu.

    Kum

    deryas

    sahra

    ve sonsuzlua

    kadar

    giden

    ebe-

    yolculuk.

    Ne

    ekil

    c.lmaz

    itir

    bu

    yarabbi...

    Kervanc

    ba

    CURCAN'dan

    beri mahmuzlaya-

    rak

    koturduu

    a'.nn dizginini

    zor

    zaptederek

    yürü-

    yordu

    ve

    p^iir

    ;:n

    Hindin

    Çin'in

    elmasl

    ipekli

    ma-

    mulatyîa

    yükiü

    bir

    kervan

    geliyordu.

    Önde

    yürüyen

    mihmandar

    anszn

    durdu

    ve

    çev-„

    reden

    gelen

    seslere

    kulan

    dikti.

    Her

    taraf

    ate

    ko-

    ru

    içinde

    kavruluyordu

    sanki.

    Ta

    uzaklarda

    bir

    sera-

    bn

    hayalî

    denizi

    ve

    içinde yüzen adalar hafifçe

    be-J

    liriyordu.

    Sa

    tarafta

    susuzluktan

    ban

    yana

    emi/'*

    azn

    semaya kaldrp

    «su su»

    diye

    yalvaran

    hurma

    aacnn,

    kavurucu

    sam

    yeli

    ile

    «hu»

    çeken

    derviler

    gibi

    saa

    sola

    kmldad

    görülüyordu.

    Soldaki

    kum

    tepesinin

    üstünde

    yumru yumru

    deve

    dikenleri

    dizil-

    mi

    duruyordu.

    Ve tepenin

    ufukla

    kesit^i noktada

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    10/271

    10

    SLAM AHLÂKI

    klç

    kuanm,

    ellerinde

    ok

    ve

    yay bulunan

    bir ha-

    rami

    grubu dikilmi

    duruyordu.

    Sa

    tarafta

    bulu-

    nanlarn

    ellerinde

    ucu

    sipsivri

    mzraklar

    ata hazr

    vaziyette

    idi.

    Altlarndaki

    safkan

    Arap

    atlan kulak-

    lann

    dikmi

    binicilerinden

    gelecek mahmuz

    darbe-

    lerini bekliyorlard.

    Sakal

    byk birbirine

    karm hal-

    de

    balarn ipekli

    örtülerle

    sarm

    bulunan

    harami-

    ler

    tepenin

    üstünde

    kervana

    tamamen

    hâkim

    vazi-

    yette pençesi

    arasndaki

    av

    le

    oynayan

    kediler

    gibi

    alayvari

    edalarla

    oradakileri süzüyorlard.

    Ve bir av

    daha

    dümütü

    avuçlarna...

    Önde

    yürüyen klavuz

    durmutu azndan tek

    kelime

    çkmyordu

    sanki dili tutulmutu. Ve

    bir anda

    her

    ey

    oluverdi. Develerin

    srtnda

    semerden

    baka

    bir

    ey

    kalmamt.

    Son

    harami

    de

    atna

    atlaynca reis «Her

    ey ta-

    mam

    m?»

    dedi

    ve her

    eyden emin vaziyette

    yava

    yava

    atjn

    sürmeye

    balad.

    Fakat

    pelerinden

    bir

    çocuk kouyordu.

    Henüz

    ondördüne

    yeni basm

    gi-

    bi

    görünen

    tüyü bitmemi

    bu

    delikanl

    ne

    için

    kou-

    *

    yordu?

    Altnlarn

    m kaybetmiti

    yoksa

    ipekli

    mal-

    larn

    istemek

    için

    mi

    kouyordu?

    Vaz m geçmiti

    bu

    çocuk

    canndan?

    Koca

    kervandan

    hiç kimse

    bu

    korkunç

    haramilerin

    peine

    dümek

    cesaretini

    gös-

    terememiti

    de

    kendisi

    mi

    kalmt?

    Soluk solua

    koan

    delikanl

    nihayet

    haramilerin

    yanna

    geldi

    k-

    sk

    seslerle

    :

    Verin

    verin

    diye

    baryordu.

    «Altn ve

    ipekli

    mallar

    çin

    zorla

    u

    çocuk

    canna

    kydracak»

    diyen-

    ler

    de oldu.

    Hiç

    bir

    haraminin

    çinden

    bu delikanlya

    acyan

    olmamt.

    Ba

    harami

    sert

    ve

    iddetli

    bir

    sesle:

    Hey

    ne

    yapyorsun

    dön

    geri

    yoksa öldürürm

    seni

    diye

    bard.

    Delikanl

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    11/271

    SLAM

    AHLÂKI

    11

    Verin.

    Benim

    istediim size

    yaramaz. No

    ya-

    pacaksnz

    onu? Kaç

    seneden

    beri

    CÜRCAN'da

    on*

    lan yazmakla

    urayordum.

    Ne kadar

    emek

    verdim

    onlara

    ders

    notlarm

    benim.

    Verin

    sizin

    inize

    yara-

    maz

    diye

    baryordu. Bunun

    üzerine çölün

    sert

    rüz-

    gârlar

    gibi

    feveran

    dolu, granit

    kayalar

    gibi

    sert

    kalpli

    haremi

    ba

    kalarn

    çatt,

    yüzünü

    ona

    doru

    çevirdi

    «Neymi

    o notlarn diye

    seslendi.

    Dclikan haraminin

    hemen

    yanna gelmiti.

    Adam

    atnn üstünden

    gözlerini,

    soluyan delikanlya

    çevirmi

    öfkeli, sert

    bakiaryle,

    çatk

    kalariyla ona

    bakyordu.

    çinden güiesi geldi.

    Öbür yandan

    mil-

    yonlar

    kaybeden kimselerden

    ses

    bile

    çkmamt.

    Ama

    u

    çocuk

    üc

    be sayfalk notlan

    için canndan

    vazgeçerek kendilerinin

    pelerinde

    koma cesaretini

    gösteriyordu. çinfce

    çocukla

    ilgili bir

    yn

    alayl

    duygular

    jbekmeye

    balad.

    Çlgnlk

    bu

    çocuun

    yap-

    t

    diioöüu/l

    Deiikanl

    dikkatti

    ve

    itinal

    kelimelerle,

    gayur

    tyfr

    ifade tarzyla

    konumaya

    balad:

    Senelerce

    önce

    bu kum

    deryasn

    aarak

    TUS'ta kalkp

    CÜRCAN'a

    geldim

    dedi. Derm

    bir ne-

    fes

    ald. Sanki

    geçmiin

    ac

    ve

    zdTaplarla

    dolu sa-

    niyeleri

    bir

    bir sinema

    eriti

    gibi

    gözünün

    önünden

    geiip

    geçiyordu.

    Devam

    ederek

    «Ünlü

    mam

    Ebu

    Nasr

    el-smail'den

    ders

    ald«m onun

    medresesinde

    göz

    nûru

    dökerek

    notlarm

    yazdm.» ehadet

    par-

    man

    mzrak

    misali

    uzatarak

    ite

    orada

    o kzl

    de-

    venin

    omuzundaki

    heybenin

    içinde.

    Ne

    olur

    verin

    o

    sizin

    iinize

    yaramaz.

    Para

    da etmez, diyordu.

    Heyula

    gibi

    dikilmi

    muhatabn

    seyreden

    ha-

    remi

    ba

    yumuarm

    gibi oldu.

    Gözbsbekleri

    çevri-

    lip

    duruyordu.

    Yüksek

    seslerle

    birden

    kahkaha

    atma-

    ya balad. Az

    kulaklarnn

    hizasna

    doru

    ayrl-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    12/271

    12

    SLÂM

    AHLÂKI

    yor

    tekrar

    kapanyordu.

    Son kahkahasnda

    frlattk-

    tan

    sonra tekrar dik

    nazarlarla

    gözünü

    delikanlya

    çevirdi.

    Bedevi

    arcplarna mahsus

    eda

    ve

    tavrca

    konulmaya

    balad

    Sen ilim

    örendim,

    u

    kadar

    göz

    nûru

    dök-

    tüm diyorsun

    halbuki

    biz

    senin

    o kadar emeini

    ve

    bu

    kadar

    bilgini bir

    anda

    elinden

    aldk

    imdi

    ne gelir

    elinden,

    bu

    kadar

    çalmann

    ne

    deeri

    var?

    dedi.

    Huni

    biçiminue

    açlp

    yumulan

    aznn

    içinde

    sarm-

    trak

    dileri

    kelimelerin

    durumuna

    göre

    belirip kay-

    boluyordu.

    Sonra

    daha

    fazla

    bekietmiyerek;

    «Hey

    vein

    u

    çocuun

    notlarn»

    dedi

    ve

    atn mahmuz-

    la/arak

    uzaklat.

    Az

    sonra

    haramilerin

    alla

    örtül-

    beyaz

    balklar

    rüzgârda

    sallanan

    mendil

    gibi

    ufukta

    kayboiup

    gitti.

    Her

    ey

    bitmiti

    artk,

    bir harp

    scnras

    harabe

    olan

    ehrin

    hazin

    manzarasn

    and-

    ryordu

    kervan.

    Yine

    çöl

    cte

    gibi

    kavruluyor

    yine

    sem

    yeli

    ac ac

    esiyordu...

    Bazen

    basit

    bir kimseden

    duyduumuz

    laflar

    cerya

    gibi

    bilginlerin

    sözüncen

    daha

    çok

    tesir eder

    bize.

    Delikanl

    Gazali

    de

    ayn

    durumca

    idi.

    Bu

    bir

    tesadüf

    idi

    nc idi

    u

    haremi

    çetesi?

    Gerçekten

    doru

    söylüyordu.

    Asla

    bu

    fcr

    tesadüf

    olamazd.

    Evet

    tevafukun

    ta

    kendisi

    ia*i. Kaderin

    cilvesi

    bu

    ba-

    zen

    en

    yüce

    sözler

    en irenç

    azlardan

    da

    çkmaz

    miydi?

    Bayezidi

    Bistami

    «Allah

    Allah»

    diye

    baran

    sarhoun

    azn,

    «Bu

    temiz

    söz

    o

    pis

    aza

    yakm-

    yor»

    diyerek

    su

    ile

    ykamam

    myd?

    Elbette

    o

    mü-

    barek

    kelime

    pis

    aza

    yakmazd

    ama

    bazen

    de

    bir

    çirkeften

    gül

    bile

    yetitirmiyor

    muydu

    Allah?

    O

    mücerret

    olarak

    bir

    haramr

    deildi

    Gezâli'ye

    ders

    olsun

    diye

    Allah

    söyletmiti.

    Söyliyene

    deil

    söyle-

    tene

    bakmak

    gerekirdi.

    Ve

    her

    hadiseden

    kendisine

    düen

    pay

    almas

    lâzm

    di

    nsanolunun.

    Bundan

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    13/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    13

    sonra

    sadece

    yazarak deil

    kavryarak örenecei-

    ne,

    mürekkep adam

    deil

    kafa

    adam

    olacana,

    satrlara

    deil

    gönüllere

    yerletirmeye çalacana

    söz

    vermiti

    Gazali.

    Ve

    bu

    artk

    gelecein

    Hüccet'ül

    slâm için

    bir

    prensip

    halini

    alacakt.

    ÇEVRE

    Peygamberin

    vefatndan çeyrek

    asr

    sonra

    ba-

    gösteren

    karklk

    nikotinle

    biran

    çin

    telafi

    edilen

    hastalklar

    gibi kuvvetli bir devlet otoritesi kurula-

    rak

    ortadan

    kaldrlmt. sâm

    ülkesi gün

    geçtikçe

    geniliyordu. Gaziler

    snrlardan

    snrlara

    at

    kotu-

    rarak,

    klç

    saIlyarak

    kouyor

    «lâyt

    kelimetultah

    için» candan batan ve her eyden fedakârlk ede-

    rek savayorlard.

    Ama

    ne yazk ki çtimai

    bünye-

    ye

    mikroplar

    nüfuz

    etmiti.

    nsan

    vücudunda

    hem

    faydal,

    hem

    de

    zararl mikroplar üslenmilerdir. Ve

    müthi

    bir sava vardr insan bünyesinde. Vücut za-

    yf dütüü

    an

    bu

    korkunç

    sava zararl mikroplar

    kazanrlar

    ki

    bu

    o

    bünyeyi

    ölüme kadar sürükler.

    te

    slâm dünyas

    da

    böyle olmutu. Yerleen

    fitne

    mikroplan

    belki slâm uurunun fertlerin gön-

    lünde

    hâkim

    olduu

    o

    günlerde

    kendisini belirtme-

    yecekti

    ama, bir

    darlk gününde

    mutlaka yakamza

    yapacakt.

    Nitekim

    de

    öyle

    oldu.

    Emevi hakimiye-

    tiyle

    slâmn hilafete

    dayal demokratik

    rejimi, ha-

    nedann

    hâkim olduu

    saltanat

    -

    krallk

    haline

    dön-

    dü. Ve

    bununla birlikte

    balayan

    mikroplar

    harciler

    fitnesi

    le

    daha

    da

    geliti.

    Meydanda

    bir

    Iran

    realitesi

    vard. Mazisi

    iki

    bin

    yk

    yaklaan

    bir

    krallk

    Müslüman

    gazilerin

    ayakla-

    r

    altnda

    yklmt.

    ran

    intikam

    almak için

    frsat

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    14/271

    14

    SLÂM AHLÂKI

    gözetiyordu. stâmn

    eitlik

    umdesi Aristokrat

    züm-

    renin forsunu yoketmiti.

    Bu

    nasl oiurdu? Bir

    ran

    Aristokrat

    halkla

    ayn seviyede

    olabilir

    miydi?

    Birinci

    hicri

    asrda

    ürüyen

    'mikroplan

    dezen-

    fekte

    etmek

    çin

    bir

    Ömer

    bni

    Abdülaziz

    çkar, iki

    yl durmadan

    hergün

    yuvarlanp

    giden

    güne gibi

    o da üful

    eder.

    Abbasîler

    devrinde

    harici

    mikrobuna

    Yunan me-

    deniyetinin

    antik

    mikroplar

    da eklenir.

    slâm

    yaban-

    c

    kültürlere

    bizatihi

    kar

    durmaz.

    Sadece

    onu ken-

    di

    potasnda

    eritir.

    Kendisine

    has

    terimler

    ve ekil-

    ler

    ile

    Müslüman

    olan bu

    yabanc

    geline Isiâm

    kya-

    fetini

    giydirir.

    Böyle

    olmas

    gereken

    felsefe cereya-

    n

    da,

    asl

    mihrakn

    kaybederek

    bünyede saklan-

    m

    olan

    mikroplarla

    birleti

    ve

    bünyeyi

    içten

    ke-

    mirmeye

    balad.

    Kelâm

    ulemas

    alyuvarlar

    rolünü

    oynayarak

    bu

    fegositozda

    mikroplarla

    savamaya

    baladlarsa

    da

    dümana kar

    tam

    mücehhez

    deil-

    diler.

    Peygamberin

    «Dümana

    ayn

    silâhla mukabele

    etme»

    prensibini

    kullanamyorlard.

    Felsefeyi

    kökün-

    den

    ykacak

    esasl

    delilleri

    yice

    bilemiyorlard.

    Ebu'l-Hasan

    el-E'ari'nin

    açt

    çrda

    bir

    müd-

    det

    sonra

    onun tabileri

    tarafndan

    donuktatrlm-

    ti.

    E'ari'nin

    açt

    sava

    pek

    az

    bir

    zaman

    sonra

    taklidler

    yn haline

    gelmiti.

    Ortada

    bir

    felsefi

    cereyan

    vard.

    Bu

    slâm

    pren-

    sipleri

    için

    tehlike

    arzetmeye

    balamt.

    Zamanla

    frkalar

    daha

    da

    artt.

    Hicretin

    beinci

    asrnda

    slâm

    mefkûresl

    darmadank

    bir

    veçhe

    arzediyordu.

    Mu-

    tezileler

    mutlak

    akl

    sevdasna

    kaplarak

    «Rasyona-

    list»

    çn

    açtlar.

    Meydana

    bir

    de

    Batniler

    fobisî

    çkmt.

    Hiç

    bir

    hudud

    tammyan

    batniler

    Islâmn

    bütün

    esas

    umdelerini

    çineyip

    geçtikleri

    gibi

    kendi-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    15/271

    SLÂM AHLÂKI

    15

    terine

    bir

    gizli

    tekilât

    süsü

    veriyorlard,

    t

    eriatn

    si-

    zin

    anladnzda

    baka

    bir de

    battni

    yönü

    vardr

    ki

    onu

    sadece

    imamlar

    biir

    diyorlard.

    «Abdeste

    Batni

    lerin

    dndaki

    bütün

    mezheplerden

    uzak

    bulunmak,

    namaza,

    imama

    dua etmek,

    oruca

    zahir

    ehlinden

    ilmi

    ve

    batn

    mezhebini

    gizlemek,

    Kabe'ye;

    Pey-

    gamberin

    kendisi,

    Kabe'nin

    kapsna;

    mam

    Ali,

    ke-

    lime-i

    tevhide:

    Zamann

    imamndan

    baka

    imam yok-

    tur.»

    (1)

    gibi

    kendiierine

    has

    mânâlar

    vererek

    ef-

    kâr

    umumiyeyi

    bozuyorlard.

    Bu

    arada

    tekilâtn

    fedaileri,

    gizli

    ajanlar

    her

    tarafa

    dehetle

    kark

    korku

    salyordu.

    «Sultan

    olsun

    vezir

    olsun,

    kuman-

    dan

    olsun hiç

    bir

    kimse

    akam

    yatarna

    girince

    sa-

    bahleyin

    bir

    batini

    fedaisinin

    darbesiyle

    ölü

    olarak

    bulunmayacandan

    emin

    deildi.»

    (2)

    Bîr

    ara

    ihvan

    safa

    adnda

    bir

    teekkül

    kurula-

    rak

    din

    ile

    Yunan

    felsefesinin

    doktrinlerini birletir-

    mek

    çin

    faaliyete

    geçildi.

    Çeitli

    risaleler

    yazlp

    et-

    rafa

    datld.

    Keramiler

    de

    daha

    ayr

    bir

    mahiyet arzediyor-

    lard.

    te

    hicretin

    beinci

    asrnda

    slâm

    dünyasnn

    fikir

    corafyas

    bunca

    bölükler

    gösteriyordu..

    Bütün

    bunlara

    ramen

    ehli

    sünet

    akidesi

    tam

    bir

    set

    ha-

    linde

    her

    birisiyle

    ayr ayr

    mücadelesini

    yürütüyor-

    du.

    Buna

    ramen

    kati

    sözü

    hangi

    tarafn söylîye-

    cei

    kestirilemezdi.

    Çünkü

    her

    yönüyle

    kuvvetli

    ke-

    limesinin

    ifade

    ettii

    bir

    ahsiyete

    htiyaç vard.

    Gel-

    mesi

    beklenen

    ahsiyet

    bir

    zülfikâr

    keskinliiyim

    meseleleri

    halledebilecek

    kimse

    olmalyd.

    Ayn

    oîan

    unsurlar

    toplayp

    müterek

    bir

    deal

    birliiyle

    hlza-

    Ml

    Diyanetüna

    ef-lsmaliye

    Sh.

    22

    (2)

    TelbltO

    ibllt

    Sh.

    110

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    16/271

    16

    SLÂM AHLÂKI

    ya

    getirmeliydi.

    Hem

    akla

    dayanan ilimlerde, hem

    de

    nakla

    dayanan

    ilimlerde

    otorite

    olmas gerekirdi.

    Yoksa

    bu sele

    kars

    çkp

    «dun

    demek her

    babayi-

    idin

    kân

    deildi.

    O

    günün insanlar

    elbette

    bu

    ahsiyeti

    bekle-

    mekte

    hakl

    idiler

    çünkü

    Resulü kibriyann

    kendisi

    bizzat

    «her

    yüz ylda

    bir

    müceddit

    geleceini

    söy-

    lememi

    miydi?

    Bu

    gelen

    müceddlt

    belki TUS'tan

    belki

    CÜRCAN'dan

    belki

    NABUR'dan,

    belki

    de

    BADAT'tan

    çkacakt*

    Rahmete

    susayan

    tarlalar

    çin

    elini

    açp

    Allah'a

    yalvaran

    kullarna

    Rabbim

    hazinesinden

    rahmet

    der-

    yasn

    coturmuyor

    mu di?

    Elbette

    bu

    fikir

    aleminin

    rahmeti

    mesabesinde

    olan

    mücedditlerl

    de

    göndere-

    cekti...

    Ve beklenen

    yolcu

    geldi.

    Rahmet

    mi

    coturu-

    yordu

    ne?

    Gönlü

    iman

    arzusuyla,

    tasavvuf

    akyla

    dolu

    bir

    baba...

    Ne

    zaman

    Allah

    dostlarnn

    hikâyelerini

    iitse

    yanaklarnda

    seller

    akan bir

    aile

    reisi

    yün

    ei-

    rerek

    veya

    satarak

    geçinen

    bir

    aile,

    Hicretin

    450

    y-

    lnda

    (1058

    milâdi)

    Tus'a

    bal

    Taberan

    nahiyesinin

    bask

    daml

    duvarlar

    arasnda

    ezel

    âleminden

    bir

    yolcu

    daha

    bu

    fena

    âlemine

    geldi...

    Nur

    topu

    gibi

    bir

    yavru

    adn

    Muhammed

    koydular. Sonra

    «Hücce-

    tül

    islâm,

    Ebu

    Hamlcf, Gazali»

    gibi

    popüler

    lâkablar

    alacak

    olan

    yavru

    bu

    mü'mln

    muhitte

    lk

    yapsnn

    örgüsünü

    biçimlendirmekle

    megul.

    Salih

    baba

    ken-

    disi

    stememi

    miydi?

    Vaaz

    meclisinde

    oturup

    söz

    eden fakn

    bir

    yavru

    Allah'tan?

    te

    bu

    yavru

    fakih

    olmal

    idi.

    Vaaz

    ve

    nasihatlariyle

    çevresini

    irad

    et-

    mellydi.

    Ve

    manrel

    Ahmed'I

    sofi

    dostlarndan

    birisine

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    17/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    17

    emanet

    etmi ve

    din ilmi

    okumalar için

    onlara

    yar-

    dmc

    olmasn tavsiye

    etmiti. Bu tavsiye

    gereince

    adam

    onlan bir

    medreseye

    verdi.

    Gazali

    ilk

    olarak

    fkh

    ilmini

    Taberanda

    Ahmed

    bni

    Muhammed

    Errazikani'de

    okudu.

    Sonra CUR-

    CAN'a gitti

    orada imam

    Ebu Nasr

    el-smatli'den

    ders

    ald.

    Dönüteki haramiler kssas

    malûm.

    Sonra o

    günkü islâm

    dünyasnn

    ikinci derece-

    de

    ilim

    ehri haline gelen

    Nisabur'a

    gelir

    ve mam'ül

    Haremeyn

    Ebu'l Maali

    «el-Cüveyni'den

    ders

    alr.

    Nisabur

    o

    zaman

    Selçuklularn

    bakenti.

    Gazâli

    400

    kiilik talebelerin

    içinden

    en sivrilen

    zekâ

    hamulesi.

    Bir müddet sonra mam'ül

    Harameyn'in

    hizmetine gi-

    rerek

    ona

    asistanlk

    vazifesini

    görür.

    468

    ylnda

    mam'ül

    Haremeyn

    Refiki

    alayc

    yüce

    dosta

    ulanca Gazâli

    de

    Nisabur'u brakarak

    büyük

    vezir

    Nizam'üf-Mülk'ün

    bulunduu

    ordugâha

    horeket

    eder. Henüz

    28

    yanda

    iken

    ad

    Selçuklu

    ülkesinin

    her

    yerinde

    duyulur.

    Ünü ta

    Abbasi

    hilafe-

    tinin

    merkezi

    Badad'a

    kadar

    ular.

    O

    gün

    Nizam'ül

    Müik'ün

    nezaret kona

    âlimler-

    le

    dolup taar.

    Sohbetler

    ycp«ir meclisler kurulur.

    Kelâm

    ve

    fkh

    ilmine dair

    münakaalar

    gece

    yar-

    larna

    kadar

    sürüp

    gider. Gazâli'de

    katlr

    o

    meclis-

    lere.

    O

    da

    münazarada

    söz alr. Ve

    çevredeki bütün

    lim

    adamlarnn

    parman aznda kor. Sevenler

    de

    olur

    sevmeyenler

    de.

    Nizam'ül

    Mülk

    Gozâll'yi Ni-

    zamiye

    Medresesinde Ebu ishak el

    irazl'den

    boa-

    lan usul

    ve hiiaflyat

    kürsüsüne

    müderris

    yapar.

    Yl

    hicretin

    484'ü

    Gazali henüz

    otuzüç

    otuzdört

    yala-

    rnda.

    Nizamiyede

    dersîerlne devam eden

    Gczoli'nln

    F.:

    2

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    18/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    hitabeti,

    konumas, timi

    herkesi

    büyüler.

    Kendisinin

    çada

    olan

    Abd'ül Gaftr

    ei-Farisi

    öyle

    der

    «Ha-

    meti

    o

    dereceyi buldu ki,

    devletin

    ileri

    gelenleri

    ve

    emirleri

    arasnda

    öyle

    hamet

    yoktu.

    (1)

    Bir

    yn

    talebe

    yan

    nda

    ders okuyordu. Kendi-

    si

    nizamiyedeki durumunu

    öyle

    anlatr. «Badat'ta

    bize

    üçyüzden fazla

    talebe

    verilmiti.»

    (2)

    485

    ylnda

    Abbasi

    halifesi

    Muktadi

    bilîah

    (Mu-

    tasn

    Billah)

    Gazâli'yi

    Melikah'n

    kars

    Türkân

    ha-

    tuna takdim

    ederek

    lim

    ve marifetini takdir

    etti'ni

    söyledi.

    Sözün

    k;sas

    Gazâli

    o

    gün

    ulaabilecei

    mervebelerin

    en

    yükseine

    ulat, öhretin

    doruuna

    vard,

    ilmin zirvesine

    eriti.

    DÖNEMEÇTEK

    ADAM

    nsan

    yolda

    yürürken *her

    ey

    bitti

    tamam ga-

    yeme

    ulatm»

    dedii zaman

    karsna

    çok

    kerre

    bir

    dönemeç

    çkve ir. Dönemecin

    az

    ilerisindeki

    iki

    yol-

    dan

    mutlaka

    birisini

    seçmek

    mecburiyetinde kala-

    caktr.

    Gci76li*de

    de durum ayn

    oldu. Herey

    biîmisi

    artk

    onun

    için.

    slâm

    âleminin

    en

    ünlü

    adamyd.

    Her

    âlim

    bilgisinin

    semeresini

    yaarken görmez

    de

    öldükten

    sonra

    yaayarek

    ebedileir.

    Gazâli'ninki

    böylo

    deildi.

    Hem yasarken

    »minin semeresini gö-

    rüyor,

    henHe

    öldükten

    sonra

    yaayarak görecekti.

    te

    Gazâll'nln

    büyük ahsiyeti

    öhretin

    zirvesine

    ulamt.

    Bütün bifginler

    onun adndan bahsediyor-

    lard.

    Devlet

    adamlar

    önünden

    kalkyorlard.

    Bir

    fi] Tobakat

    eafil

    clld.

    1

    Sri.

    107

    '

    (2)

    «I-Munkzu

    Minodolol

    Sri. 85

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    19/271

    SLÂM

    AHLÂK

    bilgin

    için

    bundan

    daha

    baka ne

    kalyordu,

    flimse

    war,

    talebe ise

    var,

    öhret

    ise

    var.,

    iman se

    var.

    ilim yayma ak

    ise

    var.

    Bundan

    sonra

    onun

    için

    bir-

    çok

    bilginlerin

    yapt

    gibi

    en

    pahalsndan

    ipekli

    el-

    biseler

    giymek,

    eeri

    altndan

    atlara

    binmek,

    bana

    kocaman

    sarn

    oturtmak

    »etekleri

    yere kadar

    uza-

    nan

    bembeyaz

    cübbeler

    giymek

    kalyordu.

    Daha

    ne

    yapacakt

    yani?..

    Hayr oma

    dönemeçteki adam

    bunlarn

    hiç

    biri-

    sini yapmad.

    Bu

    öhretin

    bu

    ilmin,

    bu

    mertebenin,

    bu

    hürmetin

    ifade

    ettii

    deerlerden

    hiç

    birisi

    yoktu

    onu

    gözünde.

    Beyni

    zonkluyordu,

    zihni bir

    kazan

    gi-

    bi

    kaynyordu.

    Saylanlarn

    hiç

    birisi

    onu

    aldatm-

    yordu.

    Bunlar

    geçici

    eylerdi.

    Yok

    olmaya

    mahkûm-

    dular.

    O

    ise

    geçmeyen,

    bitmeyen,

    ebedî

    hakikata

    âkt.

    te

    dönemeçteki

    adam

    bunu

    düünüyordu,

    bini

    kavuran bir

    duygu

    vard.

    Susamt,

    susama-

    mt

    cma

    neye?

    Ya

    bu

    geçici olan

    eyleri

    atacak

    adm

    ebediyete

    maledecekti.

    Yahutta

    onlara

    sarla-

    cak

    ve

    onlarla

    birlikte

    yok

    olup

    gidecekti.

    Gazoli'-

    ntn

    sahsiyetindeki

    ikinci

    özeilik burada

    gösteriyor

    kendisini.

    Kahramanlkta

    buradan

    balamyor

    mu

    za-

    ten?

    Hep harp

    meydanlarnda

    savaanlardan

    kah-

    raman

    çkmaz

    ya.

    Asl

    kahramanlar

    kat

    meydan-

    nn,

    gönül

    savann

    gazileridir.

    ,

    Gazali ikinci

    yola

    gitti

    ve

    peini

    brakmyan

    o

    geç

    :

    ci

    eylerin

    hepsine

    bir

    tekme

    atarak

    basaa

    etti ykt.

    Herkesin gönül

    verdii

    deerleri

    bir

    anda

    im buz

    ederek

    sonsuzlua

    eriti. Ve

    ancak

    bu

    kah-

    ramanl

    sayesinde

    «hüccet'ül

    islâm»

    lâkabnn ha-

    kiki

    sahibi oldu.

    Topra

    eliyle

    ovucladktan

    sonra

    tekrar ha-

    vndr

    hiç

    bîr

    deer vermeden

    savuran

    insann

    eda-

    s.

    vard. Gazâli'de.

    O nasl

    topra hiç

    kuku duyma-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    20/271

    20

    SLÂM

    AHLÂK

    dan savuruyordu

    Is*

    Gazâli'de

    topraa

    bal

    in-

    sanlarn

    yücelttii

    deerleri

    öyle

    soukkanllkla

    savuruyordu.

    Bundan

    daha

    büyük

    bir zevk

    ve nee

    var

    m

    âlemde?..

    Tacn

    tahtn

    bir

    kenara

    itip,

    sevgilisinin

    eii-

    ne

    yüz

    sürmek,

    Kabe

    yollarnn

    kum

    karm

    müba-

    rek

    havasn

    teneffüs

    etmek

    için Horasan

    ellerini

    brakan

    Emir

    Edhem'in

    «Neden braktn

    o tac

    da

    bu

    halleri

    tercih

    ettin?»

    diyen

    yezlrine

    cevab

    u

    olmu-

    tu:

    «Tacm

    bamda

    iken

    sadece

    Horasan

    eyaletine

    hükmediyordum

    imdi

    ise

    yaln

    aycm,

    taçsz

    bam-

    la

    kâinata

    hükmediyorum»

    diyerek

    inesini

    nehire

    att

    sonradan

    getirmesi

    için

    nehirdeki

    bala

    em-

    redip

    geri ald

    mehur

    bir

    kssadr.

    Gazâii'ninki

    de

    ondan

    farkszd.

    Dünya

    deerlerini

    tekmelerken

    ka-

    inatn

    ebedî

    deerlerini

    avuçluyordu.

    Fikir

    buhran

    geçiriyordu

    Gazali Her

    eyden

    üphe,

    her

    eyi

    tenkid

    ediyordu.

    Hiç

    bir

    ey

    onu

    do-

    yurmuyordu.

    Susayan,

    bar

    yanan

    bir

    insan

    ne

    ka-

    dar

    su içse

    yine

    de

    kanmaz.

    çer

    içer

    de

    susuzluu

    bir

    türlü

    gitmez.

    Gazâli

    de

    böyle

    olmutu.

    Hiç

    bir

    ey

    onu

    kanriramyordu.

    Bilgisi

    derinletikçe

    susuz-

    luu

    daha

    da

    artyordu.

    imdi

    biz

    onun

    bu

    haletini

    kendi

    dilinden

    dinliyelim:

    «Gençliimin

    bidayetinden

    itibaren

    henüz

    yirmi

    yama

    varmadan

    yani

    bülu

    çama

    yaklaan

    bir

    zamandan

    beri

    -ki

    imdi

    elli

    yam

    geçmi

    bulunu-

    yorum-

    daima

    bu

    derin

    denizin

    dalgalaryla

    mücade-

    le

    etmekte

    korkmadan

    cesaretle

    derinliklerine

    dal-

    maktaym.

    Her

    türlü

    karanlk

    meselelerle

    çok

    me-

    gul

    oluyorum.

    Her

    müküle

    göüs

    gerer,

    her

    uçuru-

    mu

    atlamaya

    çahmm.

    Her

    frkann

    akidesini

    dikkat-

    le

    arat,*,*,.

    Hak

    He

    batl,

    sünnete

    uygun

    okmia

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    21/271

    SLAM ahlâki

    21

    bid'at

    ayrmaya

    ve her

    taifenin

    mezheplerinin

    fula-

    rn

    kefe

    çalrm.

    Ben

    t

    Bâtni»

    mezhebine

    mensup

    oian hiç bir

    kimseyi onun

    yüzünü

    iyiden iyiye

    an-

    lamak

    istemeden

    brakmadm.

    «Zahirilerdin

    de

    zahir

    mânalarna

    göre

    hareket

    etmelerinin

    sebebini

    ara-

    trdm.

    Bir

    felsefecinin

    felsefesinin

    künh

    ve

    hakika-

    tim aniamay

    diledim.

    Keiâmcnn iim-l

    kelâmdan

    gayesini

    ve

    mücadele

    sebeplerini aniamaya

    çal-

    tm.

    Bir

    mutasavvfn

    temizliinin

    srrn anlamay

    çok

    arzu

    ettim.

    Bir

    abidin

    ibadetinin

    kendisine

    ne

    kazandrdn

    inceieaim..

    Ve

    hiç

    bir

    Allah'sz

    brak-

    madm ki, Allah'

    inkâra

    cür'et

    etmesinin

    sebeplerini

    aratrm

    olmyaym.

    Küçük

    yatan beri

    hakikatle-

    rin

    derinliklerine

    vakf olmaya

    susam

    ofmak,

    Allah'-

    n

    bana bahetmi

    olduu bir lütfü

    ilâhidir.

    Bunda

    benim

    arzu

    ve

    ihtiyarmn

    hiç

    bir

    rolü

    yoktur. Bu

    suretle taklitten

    kurtuldum.

    Çocukluk

    devrimde

    an-

    nemden

    .babamdan

    tevarüs

    ettiim

    kaidelerden

    sy-

    rldm.

    Çünkü

    bir

    hristiyan çocuun anne

    ve

    baba-

    snn

    telkiniyle

    Hristiyan,

    Yahudi çocuun

    anne

    ve

    babasnn

    telkiniyle

    Yahudi ve

    Müslüman

    çocuun-

    da

    Müslüman

    oiarak

    yaadn

    gördüm.

    Resûluliah

    (S.A.V.)

    bir hadis-i

    eriflerinde «Her

    doan

    çocuk

    slâm

    ftrat

    (istidad) üzerine

    dünyaya

    gelir.

    Sonra

    onu

    Yahudi

    olan

    anne

    babas

    Yahudi

    yapar.

    Hristi-

    yanlatrr.

    Mecusi

    olan

    anne babas

    da

    ateperest

    yapar.»

    Asla

    yaradln

    hakikati

    le

    anne.

    ve

    baba-

    y,

    üstad

    taklid

    etmekle

    meydana

    gelen

    arzi

    aki-

    delerin

    hakikatini aratrmay

    arzu ettim.

    Evvelleri

    telklnattan

    ibaret olan bu

    taklitleri

    birbirinden

    ayr-

    mak

    hususunda

    kalbimde

    bir

    arzu

    belirdi.

    Halbuki

    bunlarda

    hakk

    batldan

    tefrik

    ve

    temyiz

    etmek

    hu-

    susunda

    bir

    çok

    htilaflar vardr.

    (Bunun

    çinden

    na-

    sl

    çklr

    diye)

    kemli kendime

    düündüm

    ve

    dedim

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    22/271

    22

    SLÂM AHLAKI

    ki, benim

    yegâne

    arzum

    ilerin

    hakikatim

    biimsktir.

    Binaenaleyh ilmin hakikatini

    aramak

    behemehal

    az.mdtr.

    u

    halde ilmin

    hakikati

    nedir?

    Bunu

    mutea-

    k.p

    karma

    i m-i

    yakin

    meselesi

    çkt.

    im-i

    yakn

    öyle

    bir

    bilgidir ki,

    onunla

    bilmen

    eyler

    asiâ

    ek

    ve

    üpheye

    mahal

    brakmayacak

    eklide

    ac»kça anla-

    lr.

    Böyle

    olan ilim,

    vehim ve

    yanlmaktan tamamen

    uzaktr

    .Kalben de bunun yanldna

    imkân

    ve

    ihti-

    mal

    verilemez.

    Bilâkis

    bu

    ilm-i

    yakin

    huta

    ve zühul-

    den

    o

    derece

    emin

    ve

    salim olmaldr ki,

    bir insan

    çkp

    da

    bu

    ilmin

    bâtl

    olduu

    iddiasnda

    bulunsa

    ve

    bunu

    ispat

    için

    de bir

    ta altna, bastonu

    ejderha-

    ya

    çevirse

    bu

    keyfiyet

    c bilgi

    sahibini

    asla

    ek

    ve

    üpheye

    sevketmez.

    Çünkü ben

    (cn) saysnn

    (üç)

    ten

    daha

    çok

    olduunu

    bildiim

    halde, bana

    birisi,

    «Hay.r

    üç,

    on'dan

    daha büyüktür»

    dese ve deHI

    ol-

    mak üzere

    «ben

    u

    gördüümüz

    denei

    ejderhaya

    çevireceim»

    dese

    ve

    dediini

    yapsa

    bende

    bunu

    gözümle

    görsem

    bu benim

    bilgimde

    hiç bir

    ek,

    üp-

    he

    meydana getirmez.

    Yalnz

    bu

    adam. bunu nasl

    yapt

    diye

    hayrette

    kalrm. lm-i

    yakn

    derecesinde

    bilmediim

    melûmat

    /itimada

    âyân bir

    bilgi

    deil-

    dir.

    Kendisine

    ek

    ve üphe

    bulunan

    bir

    ilim, im-i

    yekin

    olamaz.»

    Bu

    üphe haletinden

    sonra

    Gazali kelâm ilmine

    dalar.

    Çevresindeki

    frkalar

    bakar

    esas karakterleri

    bakmndan

    çevresinde

    serpitirilmi

    oîan

    bu

    toplu-

    luklar

    dört

    ksma

    cyrlr.

    a)

    Kelâmalar

    b)

    Botmüer

    c)

    Felsefeciler

    d)

    Tasavvufçular.

    Bu

    aratrmadan

    sonra

    kelâmclann

    da

    kendisi-

    ni

    tatmin

    etmediini

    görür.

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    23/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    23

    Köpüren su

    dalgalar

    mahrekini

    yrtacckm gi-

    bi

    dehetle

    ban

    tatan taa

    vurarak

    akar.

    Haddi-

    zatnda

    suyun bu

    deheti

    sonsuzluk

    arzusundan

    teri

    gelir.

    *Hâki

    payine erem

    der

    ömürlerdir

    muttasl.

    Ban

    tatan taa

    vurup gezer

    avare

    su.»

    diyen

    Fuzuli

    bu

    öziemi

    dile

    getirir.

    Gazâli'nin

    bunra-

    n

    da

    sonsuzluk

    akndan

    gelmektedir.

    Müsbet

    bil-

    gilerin

    hepsini

    kartrr.

    Beynini

    patlatncaya

    kadar

    çrpnr.

    Fakat

    sonsuzluk

    özlemini

    bir

    türlü

    aindire-

    mez.

    Sonra

    felsefeye dalar.

    Belki

    derdinin

    devesi

    ondadr. Ama yine

    heyhat

    gördüü

    suyun

    seraptan

    ibaret

    olduunun

    farkna

    varr. «Kelâm ilmni

    b.tir-

    dikten sonra

    felsefe

    ilmine

    baladm.

    Gerçekten

    an-

    ladm

    ki

    bir

    ilme

    hakk ile

    vakf

    olmayan

    bir

    kimse,

    o ilimdeki

    bozukluu

    anlayamaz. O

    derecs vekil

    el-

    mal

    ki

    o

    ilmin en

    aliminin

    ilmine eit

    olup

    mütaiea

    ve

    tahkikat

    neticesinde

    onun

    derecesini

    geçmeli,

    cnun mutteli olmad

    derinliklere

    daiabilmeli.

    te

    o zaman

    o

    ilmin bozuk

    olduu

    iddiasnn

    bir hak

    ol-

    duu

    meydana çkar.

    Ben

    slâm

    âlimlerinden

    hücce-

    tini

    ve

    dikkatini

    bu

    noktaya

    teksif

    etmi

    bir

    kimse

    görmedim. Ancak

    mütekelliminin

    kitaplarndan

    fel-

    sefecilerin

    sözlerini

    red

    hususunda

    yazlm

    birbiri-

    ne zddiyet ve

    fesad aikâr kark

    bir

    kaç kel'me

    müstesna...

    Onlar

    da,

    ilimlerin

    inceliklerine vakf

    ole'uunu

    iddia edenler söyle

    dursun, avamdan

    bir

    gafilin

    bile

    kendilerine

    aldanmas

    düünülmiyen söz-

    lerdir.

    Binaenaleyh

    andm ki

    bir

    mezhebin hangi

    aki-

    deler

    üzerine

    kurulduunu

    anlamakszm künh

    ve

    ha-

    kikati

    na

    varmakszn

    o

    mezhebi reddetmek karanla

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    24/271

    24

    SLÂM

    AHLÂKI

    ta

    atmak

    gibidir.

    Bu

    ilmi

    bir

    üstaddan

    istifade

    süra-

    tiyle

    deil

    de,

    srf

    kitaplardan

    müteiâa

    ile elde

    et-

    mek

    için

    hemen

    paçalar

    svadm.

    Buna

    seri ilim-

    lerin

    tedris

    ve

    tasnif

    inden

    bo

    kaldm

    zamanlat

    da

    çaltm. Halbuki o

    sralarda

    Badat'ta

    üçyüz

    tale-

    beye

    ders

    vermekte

    dim/C.

    Hak beni bu bo

    vakit-

    lerimdeki

    mütâlalarmla iki

    seneden

    az

    bir

    müddet

    içinde felsefe

    immin

    son

    derecesine erdirdi.

    Bu

    ümi

    aniaüikton

    sonra

    bîr

    seneye

    yakn bunun

    üzerinde

    düünmeye

    devam

    ettim.

    Tekrarladm,

    derinliklerini

    aratrdm.

    Nihayet

    aldatmalara,

    desiselere,

    hakikat

    ve

    hayalde

    ve

    üphe

    brdkmyacak ekilde

    vâkf

    ol-

    dum.

    imdi

    felsefecilerin

    ve

    buna

    dair

    ilimlerin

    hikâ-

    yesini

    benden

    dikkatle dinle:

    Ben,

    onlarn

    ilimlerinin

    bir

    kaç

    ksma

    ayrldn

    gördüm.

    Bu

    snflarn

    çoklu-

    una ramen, eskilerle

    öncekiler,

    sonrakilerle

    evvel-

    kiler,

    arasnda hak

    ve

    hakikate

    yaknlk

    ve

    uzaktk

    itibariyle

    büyük

    farklar

    varsa

    da

    hepsine

    küfür

    ve

    llhad

    damgas

    vurmak

    lâzm

    gelir.»

    Bu geni

    tedkikten sonra

    aradn

    buiamtyan

    adam

    tekrar

    bann çaresine düer.

    Elini

    börüne

    kor,

    akn akn

    ne

    yapacan

    bilmez.

    Ama

    bir

    türlü

    de

    huzura eremez.

    Düünür ve

    kararn

    verir.

    Artk

    tek

    çare

    kalmtr.

    Oraya

    komak,

    Madem

    ki

    arad

    yerlerden

    eli bo

    dönmütür.

    Tek

    snak

    ora-

    sdr

    öyleyse O halde yolcu oraya

    koacaktr.

    Hu-

    zuru

    kurtuluu,

    orada

    cnyacaktr. Ve ite

    dönemeç-

    teki

    adamda tasavvuf denizinin

    derinliine

    doru

    dalmaktadr

    gayri...

    KÖEDEK

    ADAM

    Köe*,

    bizim

    medeniyetimizin bir

    yann

    temsil

    •der. Çünkü

    medeniyetimizi

    kuranlar

    bir bakma

    ko-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    25/271

    SLÂM AHLÂKI

    25

    eden

    gelmektedirler.

    Hele

    kemal

    noktas

    saylan

    «Vahdet

    köesi»ne

    girmemi

    bir

    tasavvuf

    büyüüne

    rastlamanz

    hemen

    hemen

    imkânsz

    gibidir.

    Kimi

    er

    kii

    köeye

    çekilir

    ve

    bir

    daha

    dönmez

    «kesret

    âle-

    mine»

    kimisi

    de

    köeden

    tekrar

    siteye

    döner.

    Bizim

    yolcumuz

    ikinci

    basamakta

    yer

    almaktadr.

    Tasav-

    vuf

    haddizatnda

    engin

    bir

    ruh

    meyvesidir.

    lk

    tasav-

    vufun

    hudud

    boylarndaki

    kalelerde

    (rabat)

    bagös-

    termesi

    de bunun

    alâmeti

    deil

    mî?

    Selçuklu

    ve

    Osmanl

    devrelerinin

    balangcnda

    henüz

    bu rabat

    ruhu

    sönmemitir.

    Ahiler,

    Horasan,

    erleri

    bunun

    ör-

    nekleri.

    Ne

    zaman

    tasavvuf

    rahattan

    çekilip

    köe-

    ye

    cturtulmusa

    bizim

    medeniyetimizin

    temelini

    te-

    kil

    eden

    uzuvlardan

    birisinde

    de siyatik

    emareleri

    bagösterdi.

    Yolcumuzun

    son durak

    olarak

    tasavvuf

    seçmesi

    belki

    de

    genitik

    bir

    mirasn

    eseridir.

    Gönlü

    ilâhi

    ak

    ateiyle

    yanan

    baba

    Gazali

    is-

    temiyor

    muydu

    yavrularnn

    zikir

    kervanna

    katlma-

    sim?..

    «Ad

    geçen

    ilimleri

    tetkik

    ettikten

    sonra

    tasav-

    vuf

    yolunu

    tuttum.

    Anladm

    ki

    bu

    yol,

    iiim

    ve

    amel

    ile

    tamamlanyor.

    Mutasavvflarn

    ilmi;

    nefsin

    geçit

    yellerim

    kesmek

    onu

    kötü

    ahlâktan

    fena

    sfatlardan

    uzak

    tutmaktr.

    kl

    kalbi

    Allah'n

    geyrisinden

    bo-

    altm,

    zikrullah

    ile

    süslenmi

    olsun.

    Tasavvufun

    bu

    lim

    ciheti

    bana

    amelden

    daha

    kolay

    geldi.

    Bu

    se-

    beple

    evvelâ

    mutasavvuffordon

    Ebu

    Taüb

    ei-Mekki'-

    nin

    «Kut'ül-Kulüb»

    adndaki

    eserini,

    Hcrls-I

    Muha-

    sibinin

    kitaplarn,

    Cüneyd,

    ibli

    Ebu

    Yezld-I

    Bîsta-

    m

    ve

    di£er

    sofiyenin

    büyüklerinin

    sözlerini

    htiva

    eden

    kitaplar

    mutelea

    etmek

    suretiyle

    bu

    ilmi

    tah-

    sile

    baladm.

    Bu

    suretle

    ilim

    maksatlarn

    özüne

    mut-

    tali

    oldum.

    Tasavvuf

    yolunun

    örenmek

    ve

    tirakle»

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    26/271

    26

    SLAM

    AHLÂKI

    elde

    edilmesi

    mümkün

    o.'an

    cihetlerini

    tahsil

    ettim.

    Anladm

    ki

    so.yenin büyüklerinin

    ulamak

    istedik-

    ler;

    nî.i.tebe

    örenmekle

    deil, tatmakla, halle (ya-

    amiik)

    ve

    stc.ttar

    deitirmekle

    elde

    edilir.

    Smha-

    ttn

    ve

    tokluun

    tariflerini, sebep ve

    artlarn

    bilmek-

    le

    salam

    oimak,

    tok olmak arasnda

    ne

    kadar

    bü-

    yük

    fark

    vardr?»

    (1)

    8a*

    iarkatlerde

    seyahat çilesi vardr, ûir elinde

    asesi,

    banda lahur

    al

    veya abani sar «Hû de-

    yüp

    dergâh

    be

    aergâh»

    gezen erenlere

    pek çok

    aslarnd eskiaen bizim üikemizde.

    Gazaü'yi

    de ay-

    ni

    hissin

    heyecan bürüdü. Bir

    lürlü oiduu

    yerde

    otu-

    ani.

    yordu.

    Bir

    Sikimi,

    bir

    ukde

    vard içinde.

    u

    gör-

    düü çehreler,

    u ainas oiduu

    yerler' hiç

    birisi

    onun

    bu

    skntsn

    gideremiyordu.

    Bu ruh

    haleti

    haddizatnda

    onun bünyesinde

    mevcut idi. Kayna-

    yan

    bir

    daha,

    fkran

    bir

    volkand

    bu.

    u

    kainatn

    geçici

    crzu.'ar

    hiç

    onu tatmin edebilir

    miydi?

    Sonra

    Resulullch'n

    sefer konusundaki

    hikmetlerini hatrla-

    d

    ve

    dervi

    Gazali «hu » deyip

    yollara dütü. Der-

    vi'in

    fjönül

    âlemi gibi yanan

    kumlardan

    geçti. Te-

    peleri

    at.

    Soluyan

    hurma

    aaçlarnn çölgssinde

    dinlendi.

    Ve

    Badat

    bizim

    Badat,

    Medeniyetler

    mahze-

    ni,

    ehitler

    yata, kervanlar

    kona, bilginler

    ota,

    erenîer

    ba

    Badat,

    imdi

    gerilerde

    çok gerilerde

    kald.

    Biz

    onu

    da

    kendisine

    söyletelim.

    «Anlamtm

    ki ahirette

    saadet (bahtiyarlk)

    tak-

    va

    (günahlardan

    uzaklamak)

    ile,

    nefsi

    hava

    ve

    he-

    vesten

    men'etmekle

    olur.

    Bütün

    bunlarn

    ba

    da

    gurur

    yurdundan

    (dünyadan)

    uzaklamak,

    ahirete

    (1)

    el-Münkzu

    Mln'ed-Dofaf.

    Sh.

    56

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    27/271

    SLAM AHLÂKI

    27

    balanmak,

    bütün varlmla

    Allah'a

    yönelip, kalbin

    dünya

    iie

    olan ilgisini kesmektir. Bunun

    da

    ancak

    makamdan, maldan,

    insan

    yüksek

    derecelerden

    al-

    koyoca*

    meguieeraen,

    alakalardan

    kaçmakla-

    mümkün

    olaca

    aikârdr.

    Sonra kendi hallerimi

    düündüm.

    Bir

    de

    baktm

    ki,

    dünya alâkalarnn

    içine

    acimîm.

    Bu

    alâkalar beni

    her taraftan sarm. Yap-

    tm

    ileri

    gözümün önüne getirdim. Onlarn

    en

    gü-

    zeli

    tedris

    ve tciîm

    idi.

    Burada

    aa

    ehemmiyetsiz,

    ahi-

    ret yoluna

    foiaesi olmayan

    bir takm

    ilimlerle

    megul

    olduumu

    anladm.

    Sonra

    tedris

    hakkndaki

    niyetimi

    yokladm. Onunla

    Allah rzas için

    olmadn;

    mevki

    sahibi

    olmak, an

    ve

    eref

    peinde

    olduuna

    kanaat

    getirdim. Uçurumun kencrnda bulunduumu,

    eer

    kaybettiim

    hallerimi

    düzeltmekle

    megul olamaz-

    sam

    atee

    yuvarlanacam

    anladm.

    Binaenaleyh,

    bir

    müddet

    düündüm ka.'dm. Henüz

    bir

    neticeye

    varm

    deildim,

    düünüyordum.

    Bir

    gün

    Badat'-

    tan

    çkmaa ve

    bu

    hailerden

    ayrlmaya

    karar verir,

    ertesi

    gün

    verdiim

    bu

    karar bozardm.

    Tamamen

    kararszlk

    içinde

    idim.

    Sabahleyin

    ahirete

    kar

    is-

    tek

    ve

    arzum

    kuvvet bulsa, akam üzeri

    dünya

    cr-

    zular

    kalabalk

    bir

    ordu halinde ona saldrarak

    bu

    arzuyu

    datrd.

    Bu

    suretle

    dünya

    arzularnn

    zin-

    cirleri

    beni makama

    doru

    çekiyordu.

    man münadisi

    i?e

    bana

    öyle

    sesleniyordu:

    Göçe hazrlan

    pöçe

    Geriden ömrünün

    pek

    az

    kalmtr,

    önünde

    uzun

    bir

    ahiret

    yolculuu

    var.

    Bugüne

    kadar

    elde

    ettiin bütün

    ilim

    ve

    amel

    hep

    riya

    ve

    gösteritir.

    S»mdi

    oh»ret için

    hazrlk

    yapmaz-

    san

    ne

    zaman

    hazrlanacaksn?

    Dünya

    ile

    alâkan

    imdi

    kesmezsen

    ne

    zaman

    keseceksin?

    Bundan

    sonra içimde

    eski

    Badat'tan kaçp

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    28/271

    SLÂM

    AHLAKI

    uzaklamak

    arzusu kuvvet bulurdu. Fakat

    bu

    sefer

    cie

    eytan

    gelerek

    öyle

    derdi:

    Sona gelen bu hâl

    geçicidir.

    Sakn

    ona

    alda-

    np

    itaat

    etme

    Çünkü

    o

    çabuk

    geçer.

    ayet

    ona

    uya-

    rak

    bu

    büyük mevkii hiç

    kimsenin bozamyaca

    muntazam

    hayat

    ve

    dümanlarn

    tarafndan dahi

    bozulmak

    tehlikesinden uzak

    olan

    bu

    yaay

    terk

    edersen,

    ihtimGki nefsin

    onu

    günün

    birinde

    arzu

    eder, bu hayat tekrar

    elde etmek kolay

    olmaz.»

    (1)

    Belki

    de

    görseler

    deli

    diyeceklerdi

    ona

    dünya

    ehli.

    Dünyann toprann

    hayran topraktan adcmlar

    knayacaklard

    onu.

    an, öhreti,

    mal

    mülkü,

    dünya

    ve

    dünya ile ilgili her

    eyi bir

    tekme

    ile

    devirmiti.

    Elbette

    gözsüz kimseler

    onun

    halini

    görmeyecekler-

    di.

    çlerinden ona

    ccyanlar

    bile

    olmutu belki. te

    Badat,

    ite

    Dimek

    ,ile

    beyt'ül makdis hiç

    birisi

    bu

    onulmaz

    yaraya

    tedavi

    unsuru

    olamyordu.

    Ya-

    ral

    yolcu

    hiç birisinde

    aradn

    bulamamt

    her-

    halde.

    «Böylece

    dünya arzularyla

    ahiret

    düünceleri

    arasnda

    kararszlk

    içinde

    bulunuyordum.

    Bu

    hal,

    488 senesi

    Recep

    ayndan tibaren

    alt

    aya

    yakn

    devam

    etti.

    Recep

    aynda i ihtiyari olmaktan

    çkt.

    Iztrar

    haline döndü.

    Çünkü Cenâb-

    Hak dilimi kilit-

    ledi.

    Ders

    okutmyacak

    bir

    ekilde dilim baland.

    Gelip giden

    talebelerimi

    memnun

    etmek

    için

    bir gün

    olsun

    ders

    vermeye

    kendimi

    zorluyordum. Fakat

    di-

    lim

    bir

    kelime

    dahi

    söylemez

    olmutu. Buna gücüm

    yetmiyordu.

    Sonra

    dilimdeki

    bu tutukluk

    dolaysyla

    kalbime

    bir

    hüzün

    çöktü.

    Bunun

    tesiriyle

    de

    yedii-

    mi

    hazmedemez

    oldum.

    Yemeden

    çmeden

    kesildim.

    (1) el-Munkzu

    Wln

    «d-Dolol,

    Sh. 58—69

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    29/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    Ne

    bir yudum

    su

    içebiliyor

    ne

    de bir

    lokmay

    midem

    hazmediyordu.

    Bu

    yüzden

    bütün

    bedeni

    kuvvetlerim

    zayf dütü. Hattâ hekimler ilaçla

    tedaviden

    ümitle-

    rini kestiler. Dediler

    ki: «Bu kabde

    meydana

    gelen

    bir haldir.

    Buradan mizaca

    sirayet

    etmitir.

    Kalbe

    arz

    olan

    bu elem ve

    hüzün

    giderilmedikçe,

    bunun

    ilâçla tedavi

    edilmesine imkân

    yoktur.»

    Sonra aczi-

    mi hissederek

    ihtiyarm ecien

    gidince

    çaresiz

    kal-

    m bir kimsenin

    snd

    gibi bende

    Allah'a

    sn-

    dm.

    Çaresiz

    kullarnn

    ouâsn

    karlksz

    brakm-

    yan

    Allah

    beni kurtard.

    Mevki,

    mal,

    aile,

    evlât,

    dost

    gibi

    eylerden

    yüz çevirmemi

    bana

    kolaylatrd.

    Mekke'ye

    gitmek

    ister goründüm.

    Halbuki

    niyetim

    am'a

    gitmekti. Halifenin

    ve

    bütün

    arkadalarmn

    am'a

    gidio

    orada ikâmet

    etmek

    istediime

    muttali

    olmalarndan

    kaçnyordum.

    Badat'a

    bir

    daha

    dön-

    memek

    üzere

    oradan

    ç:kmak

    için lâtif birtakm hile-

    lere

    bavurdum.

    Bu

    srada

    bütün

    Irak

    imamlarnn

    tenkidine

    hedef

    oldum.

    Çünkü

    bunlarn

    içinae

    her

    eyden

    yuz çevirip

    ayrlmann

    dinî

    bir

    sebepten

    ileri

    geldiini

    cnlyacak

    kimse

    yoktu.

    Onlar

    zannediyor-

    lard

    ki

    bulunduum

    srfct ve mevkiim

    dinde

    en yük-

    sek

    bir

    mevkidir

    Onlarn

    ümen

    ulaabildikleri

    son

    had

    iste

    bu idi.

    Scnra

    insanlar

    benim

    bu

    davranm

    çeitli

    eküde

    tefsir

    ettiler.

    Irak'tan

    uzak

    bulunan

    kimseler

    bunun

    devlet

    adamlarnn

    arzusundan ile-

    ri

    geldiini

    zannettiler.

    Hükümet

    çevrelerine

    yakn

    olanlar

    ise

    devlet

    büyüklerinin

    Irak'tan

    ayrlmamam

    için

    ne kadar srar

    etliklerini,

    benim

    de onlardan

    yüz

    çevirdiim

    ve sözlerine

    ltifat

    etmediimi

    görüyorlar-

    d.

    «Bu

    semavi

    (Allah'tan

    gelmi)

    bir

    tir.

    Ehl-i

    s-

    lâm

    ve

    ulema

    snfna

    göz dedi.

    Bunun

    baka bir

    sebebi

    yoktur.»

    diyorlard.

    Hemen

    Badat'tan

    ayrldm.

    Kendimin

    ve çocuk-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    30/271

    30

    SLAM

    AHLÂKI

    larlmm

    natakasna

    yetecek

    kadarn

    ayrdktan

    son-

    ra

    geri

    kakn

    malm

    dattm.

    Irak mal

    Müslümanla-

    ra

    vakit

    olduundan

    bu

    kadar mal

    ayrmak

    caizdir.

    Dünyada

    bir

    aümin

    çouk

    çocuu

    çin

    ayrd

    bun-

    dan

    daha iyi

    mal

    görmedim. Sonra

    am'a

    vardm.

    ki

    seneye

    yakn

    bir zaman

    orada kaldm.

    Orada

    kal-

    am

    müddetçe

    sofiye

    kitaplarndan

    örendiim

    veçhile

    kaibmi

    zikrultah

    ile

    tasfiye

    etmek,

    ahlâkm

    düzeltmek,

    nefsimi

    fena

    huyardan

    temzemek

    için

    daima

    insanlardan

    ayr

    yaamay

    riyazat

    yapmay

    ve

    ibadetle

    megul

    olmay

    tercih

    ettim/Bir

    mudoet

    am'daki

    Emevi

    Camiinde

    itikafa

    girmitim.

    Her gün

    Camiin

    minaresine

    çkar,

    kapy

    üzerime

    kilitlerdim.

    Sonra Kudüs'e

    gittim

    «Beyti

    mukaddes»e

    girdim.

    Her

    gün

    Sahra'ya

    g»rer,

    kapy

    üzerime

    kilitlerdim.

    d).

    Sonra oraya

    gider.

    Evet

    her

    yolcunun

    son

    dura-

    olan yere

    «Kuyi

    yâre»

    Belki oras

    teskin

    edecek-

    tir, gönülden

    yaral

    yolcuyu. Ta,

    topra,

    esen

    rüz-

    gâr cümle dertlere

    derman

    olan

    Medine'tün

    nebiye

    ve

    kâ'betullah...

    Pervane

    neden

    mecnunvar

    bir

    açk

    ile

    mumda

    yanar

    bilinmez

    kl.

    Onunda

    bir derdi

    var-

    dr mutlaka.

    Bizim

    Sadi'miz

    «ak

    pervoneden

    ö-

    ren »

    demiyor

    mu?

    «Bende

    mecnundan

    efzun

    aklk

    istidad

    var.

    «Âk-

    sadk menem

    mecnunun

    ancak ad

    vor.»

    diyen

    air

    gibi

    Gazall'de

    de

    pervaneden

    özge

    yank-

    lk

    istidad

    vard,

    âlbette Kuyi

    Yâri

    ziyaret

    edecekti.

    «Hz.

    brahim

    cfeyhisselâm

    ziyaret

    ettikten

    son-

    ra

    hac

    farizasn fa etmek,

    Mekke

    ve

    Medine'nin

    bereketlerinden

    faydalanmak ve

    Hz.

    Peygamberi

    (II

    el-Munki7u

    Min'cd

    Dairi».

    Sh.

    59—61

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    31/271

    SLÂM AHLÂKI

    3t

    (S.A.V.) ziyaret

    etmek arzusunu duydum.

    Hicaz'a

    gittim. Sonra

    gerek

    kendi

    arzu

    ve

    muhabbetim,

    ge-

    rekse

    çoluk

    çocuumun daveti

    beni

    tekrar vatana

    çekti.

    Oraya

    döndüm.

    Halbuki

    Badat'tan

    ayrlrken

    tekrar

    dönmemee

    kat'i karor

    vermitim.

    Yine

    uzleti

    (insanlardan

    ayr

    yaamay) tercih

    ettim.

    Çünkü

    yal-

    nz

    kalmaya,

    Zikrullah

    ile

    kalbimi

    tasfiye

    etmeye

    çok

    haris (arzulu)

    dim.

    Fakat

    zamanm

    hadiseleri,

    çoluk

    çocuk

    derdi, geçim

    zorluu huzurumu

    kaçr-

    yor,

    yalnzlktan

    duyduum zevki

    bozuyordu. Ancak

    baz

    vakitlerde

    eski

    halimi

    bulabiliyordum. Bununla

    beraber

    ondan ümidimi

    kesmiyordum.

    Baz

    hadise-

    ?er

    ben?

    bu zevkten

    alkor

    idiyse

    de

    tekrar ona

    dö-

    nüyordum.»

    (1)

    Hcîve'e

    dalon yolcu acaba

    ölünceye

    kadar

    içine

    gömu.üp

    meydan

    yerine

    köeyi

    mi

    tercih

    edecekti?..

    Her

    eyden

    asude, gönül

    âleminde

    bezmi

    visaîe

    mi

    e.ecc fl«? Yoksa

    tekrar

    «agora»ya

    dönüp

    irad

    ço-

    revine

    mi devam

    edecekti?

    Elbette bu sonsuz der-

    yann dalgalar

    arasnda bouan

    adam

    ikisinden

    b

    :

    ris ni

    seçecekti.

    imdiye

    kadar bu yola

    girip

    de

    ?k

    ne;

    basema tercih

    eden

    olmamt.

    Ama

    Gazal»

    h

    ç

    ce

    «Mütekaddimin»

    benzemiyordu.

    O

    kendisi-

    den

    sonra

    baltyacak

    olan «Müteahhirin»

    çrn

    acyorc.M.

    Bir

    müddet

    önce köeye çefc'fsn adam

    bme? mürshedelerden

    senra tekrar

    cemiyete

    dön-

    meye knrar

    verdi.

    «Birlikle

    çoklua»

    deil,

    «Çokluk-

    ta

    birlie»

    kavumay

    tercih

    etti.

    «te

    her

    çeit

    halkn

    bu

    sebepler

    dolaysyle

    imanlarnn

    bu

    dereceye

    kadar

    zayf

    dütüünü

    oö-

    rüp

    bu

    üpheyi

    gidermek

    için kendimi hazrlam

    bu-

    ji

    )

    rl-Munkzu

    Min'cd-Dolnl.

    Sh

    62

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    32/271

    32

    SLÂM

    AHLÂKI

    Junca

    o

    kadar ki onlarn yani

    mutasavvflarn,

    felse-

    fecilerin,

    taiimcilerin

    ve

    alim

    geçinen kimselerin

    »im-

    iariyle çok megul

    olduum için

    bunlar

    rüsvay

    et-

    mek

    benim

    için

    bir

    yudum

    su

    içmekten

    daha

    kolay

    hale gelmitir. Kalbime dodu ki, imdi

    bunu

    yap-

    mak

    artk

    farz

    olmutur.

    Kendi

    kendime,

    «hastalk

    umumi hale

    gelmi,

    tabibler

    hastala yakalanm,

    haik

    helak olmak

    üzere

    iken

    insanlardan

    ayr

    yaa-

    mann

    yalnz kalmann

    sana

    ne

    faydas olacak» d&-

    dim.

    Sonra

    çimden

    bu

    belay

    ortadan

    kaldrmaya,

    bu

    karanlk

    çarpmaya

    ne

    zaman

    imkân

    bulabilir-

    sin?

    Zaman fetret zamandr. Devir

    tabi batl devirdir.

    Halk saptklar

    batl

    yollardan doru yola davet

    et-

    meye kalkan

    bütün

    zamane

    adamlar sana dü-

    man

    kesilirler.

    Onlara

    nasl

    mukavemet edebilirsin?

    Onlarla

    nasl geçinirsin?

    Bu

    ancak

    müsait

    bir

    za-

    manda,

    dindar,

    kudretli her

    hükümdarn

    yardmyla

    olabilir,

    dedim.

    Binaenaleyh

    deiii ile

    hakk

    izhar et-

    mekten

    aciz

    olduumu

    bahane

    ederek halktan

    ayr

    yaamaya

    devam

    etmei,

    kendimle

    Allah

    arasnda

    ruhsal

    telâkki

    ettim

    ise de Cenab

    Allah

    zamann

    padiahlarnd

    himmetini

    hariçten

    bir

    tesir göster-

    meksizin

    kendiliinden

    harekete

    getirmeyi

    takdir

    buyurmuolacak

    ki.

    padiah

    surette

    emretti.

    Bu

    emir

    o kadar

    kesin

    idi ki,

    muhalefet

    etmekte »srar

    etseydim,

    padiahn

    kalbini

    krm

    olacaktm.

    çime

    dodu

    ki benim

    ruhsat

    telâkki

    ettiim

    eyin

    sebebi

    zayflamtr.

    u

    halde insanlardan ayr

    yaamaya

    devam

    etmek

    için

    tembellik

    »istirahat,

    nefsini

    aziz

    klmak,

    onu

    halkn

    ezasndan

    korumak

    gibi

    eyleri

    sebep

    göstermem

    artk

    muvafk

    deildir.

    Sen

    kendi-

    ne

    hafktan

    gelecek

    güçlüklere

    katlanmak

    ruhsatn

    vermedin.

    Halbuki

    Cenab

    Hak:

    «Elif Lcm-Mim.

    n-

    sanlar

    (yalnz)

    inandk

    diyecekler

    de

    (öylece)

    bira-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    33/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    33

    khverecekler,

    kendileri imtihana çekilmiyecekler

    mi

    sandlar? Andolsun biz

    onlardan

    evvelkileri

    de

    imti-

    han

    etmiizdir.

    Yine

    aziz

    ve

    celil

    olan

    Allah,

    mahlûkatn

    en

    azizi

    olan Resulüne

    buyuruyor

    t

    Muhakkak

    senden

    ev

    velki Peygamber

    de

    tekzip olundular.

    Fakat

    tek-

    zip

    olunmalarna,

    cezalara kar

    sabrettiler. Niha-

    yet yardmmz

    kendilerine

    yetiti.

    Allah'n

    kelime-

    lerini

    tebdil edecek

    yoktur.

    Sona

    Peygamberin ha-

    berleri

    muhakkak gelmitir.»

    Yine Cenab-i

    Allah:

    «Rahman

    ve

    rahim

    olan

    Al-

    lah'n

    adyla

    Yâsin.

    O

    hikmet

    doiu

    Kuran'a yemin

    ederim

    ki,

    sen (habibim) hiç

    üphesiz gönderilen

    peygamberdensin.

    Dosdoru

    bir yol üzerindesin.

    Bu

    Kuran

    yegâne galip,

    cidden

    esirgeyici Allah'n

    indir-

    dii

    bir kitaptr.

    Bunun

    hikmeti

    de

    (yakn)

    atatan

    azap

    ile

    korkutulmam,

    bu

    yüzden

    kendileri

    gaflet

    içinde

    kalm

    olan

    bir kavmi

    (onunla)

    korkutmandr.

    Andolsun

    ki onlarn

    çounun

    üzerine

    söz

    (azabmz)

    hak

    olmutur.

    Artk

    bunlar

    iman etmezler.

    Hakikat

    biz

    onlarn

    boyunlarna

    çene

    kemiklerinin birletii

    yere

    dayanm

    birer

    demir halka

    taktk. Balan

    kal-

    kk duruyor,

    aa

    bakamyorlar.

    Biz, onlarn önle-

    rinden

    bir

    set,

    arkalarndan

    bir

    •set

    çektik.

    Böylece

    onlar

    sanverdik.

    Artk

    görmezler.

    Onlon

    (azao

    ile)

    ha

    korkutmusun,

    ha

    korkutmamsn,

    onlarca birdir.

    Çünkü

    onlar

    iman etmezler.

    Sen

    ancak

    o zikre (Kur-

    an'a)

    uyan ve

    çok esirgeyici

    Allah'a

    gaibarfe büyük

    sayg

    göstereni

    korkutabilirsin.

    te

    onu

    hem

    bir

    mafiretle,

    hem

    çok

    bir

    erefli

    mükâfaatla

    müideiet

    Bu

    hususta

    kalb

    ve

    müahade

    erbabndan

    bir

    cemaatle

    istiarede

    bulundum.

    Hepsi de uzleti bt-

    F: 3

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    34/271

    34

    SLÂM

    AHLÂKI

    rakmas,

    çekildiim

    köeyi

    terketmemi ittifakla

    söy-

    lediler.

    Buna

    Alah

    younda

    buunari büyük

    zatlarn

    gördükleri tevatür

    derecesinde

    çok

    rüyalar inzimam

    etti.

    Bu

    rüyalar,

    bu

    hareketin

    Cenab

    Hakkn

    u

    yuz

    sene

    banda takdir ettii

    hayr ve rüdün

    balangc

    olacana ehadet

    ediyordu.

    Filhakika Allah her yüz

    senenin banda bu dini

    ihya edeceini

    vaad

    buyur-

    mutur.

    te bu

    ehodetler

    sebebiyle

    iyi

    zannrh ga-

    lip

    geldi.

    Ümidim

    kuvvet buldu. Cenab-

    Hak

    bu

    mü-

    him vazifeyi yerine getirmek

    çin

    Niabur'a hareket

    etmemi

    499

    senesinin

    Zilkade

    aynda

    müezser

    kld.

    Badat'tan

    çkm

    4888

    senesinin Zilkade aynda

    vaki olmutu. Buna

    göre

    insanlardan ayr yaadm

    müddet

    11

    seneyi

    bulmutur.

    Bu,

    Allah'n takdir ettii bir

    harekettir. Bu

    ha-

    reket

    Cenab- Hakk'n

    çok

    acaip

    takdirlerinden

    bi-

    ridir

    ki,

    Badat'tan

    çkm,

    ve

    uzlet hallerinden

    ay-

    rlm

    bu

    uzlet

    zamannda

    nasl

    imkân

    hatr

    hayale

    gelmeyen

    eyferdense,

    bu

    takdir

    de

    öylece

    hayalim-

    den

    geçmeyen

    eylerdendi. Kalplerde, hallerde

    cei-

    ikiik

    yapan

    Allah'tr.

    Bir

    hadiste:

    «Mü'minin kalbi

    Allah'n

    esab'inden

    iki

    usbu

    arasndadr.»

    Duyurul-

    mutur.

    Bitiyorum

    ki

    ben görünüte ilim nerine

    dön-

    olsam

    da,

    hakiki

    manâda

    dönmü

    deilim.

    Çün-

    dönmek,

    eski

    hale

    gelmek demektir.

    Ben o za-

    manlar insana

    rütbe

    ve

    mevki

    kazandran

    ilmi

    yay-

    yordum.

    Sözümle, amelimle

    ona davet

    ediyordum.

    Maksadm

    niyetim

    hep

    mevki

    ve

    eref

    kazanmakt.

    imdi

    ise, mevki, rütbeyi

    terkettiren

    ve bunlardan

    uzaklamay

    öreten lme davet ediyordum.

    Allah

    biliyor

    ki,

    îmdikl

    niyetim,

    maksadm

    arzum

    budur.

    Ben

    kendim

    ve

    bakasn Islâh

    etmek

    stiyorum. Ama

    maksadma

    eriirmiylm

    yoksa

    muradma

    ermekten

    mahrum

    mu

    kahrm?

    Onu

    bilsem. Lâkin

    maslyet

    ha-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    35/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    35

    ünden

    dönü,

    taata

    yöneli

    ancak

    Aflahü

    Azimü-

    an'dan

    olduuna

    yakn

    ve

    müahade

    derecesine

    varan bir

    iman ile

    inanyorum.

    Ben

    hareket

    etmedim,

    takat

    Allah

    beni

    harekete

    getirdi.

    Ben

    bir

    amel

    i:e-

    medim,

    o bana

    yaptrd.

    O halde

    evvelâ

    beni

    slah

    etmesini,

    sonra fcenim

    vastalarmla

    bakasn;

    beni

    yola

    sevketmesini,

    sonra

    benimle

    'bakasn doru

    yoîa

    ulatrmasn

    ondan niyaz

    ediyorum.

    Bana

    hakk

    hok

    gösterip

    ona

    uymay,

    batl

    Datl gösterip,

    ondan

    kaçnmak

    çaresini

    ihsan

    etmesini

    diiiyorum.

    (1)

    Ve

    11

    yllk

    bir

    uzletten

    sonra

    Gazali

    tekrar

    Ni-

    abur'a

    dolaysyla

    cemiyete döner.

    Ama

    bu

    dönü

    bakadr.

    Karmzdaki

    kft sadece

    ilim hastas,

    bil-

    gi

    hazinesi

    bir

    alim

    deil,

    eine

    az

    rastlanan

    hem

    'edüv

    ilme,

    hem

    kesbi

    bilgilere

    vakf Hüccetüi

    s-,

    iâm,

    vasfna

    tamamen

    sahip,

    dahi

    bir mütefekkirdir.

    HÜCCETÜL

    SLÂM

    MAMI

    GAZAL

    Gül

    solup,

    dahnca

    gülen

    Gelmez

    artk

    ses

    büfbüfden

    Gül

    so'p.

    bozulunca

    gülistan

    Gül

    kokusun

    kimden

    alam?

    Gül

    suyundan.

    mevlAna

    Yol

    bu.

    Elbette

    kervan

    bir

    yerde

    duracaktr.

    El-

    bette

    giden

    yolcu

    son menziline

    varacaktr.

    Ve

    bir

    gün akar

    su denizi

    bulacaktr.

    Son

    nedir

    diye varsn

    tartadursun

    felsefeciler.

    Biz

    kulamz tHerkes

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    36/271

    36

    SLÂM

    AHLÂK

    ölümü tadacaktr» fermanna

    verelim.

    Ebu'I-Boka;

    Endülüs mersiyesinde

    ne güzel söyler?

    «Tamam

    olan her

    eyde

    vardr

    mutlak bir noksan

    Hayatn

    güzelliine

    marurlanmamaldr

    nsan.»

    nsan

    tepeye çkncaya

    kadar binbir

    tecrübe,

    binbir

    duygu

    tar. Üzüntüler kederler

    ykar

    u

    bün-

    yeyi.

    Ama

    tepeye

    ulanca

    herey

    biter

    mi?

    Heyhat...

    ve

    tepeye

    varan

    nsan niin,

    yuvarlann

    kayglar

    kaplar.

    Halbuki

    oraya

    vannca herey

    bitmi

    olacak-

    t.

    Nerede?

    Hayat

    bir serap gibi

    aldatyor

    insan.

    Bil-

    miyoruz

    ki bu

    çkn

    bir inii

    olacak

    ve yuvarlanp

    gideceiz

    o

    sonsuza

    bizde.

    Bîr kitlenin,

    bir

    toplumun

    bir

    fert

    üzerinde

    ver-

    dii

    hüküm

    umumiyetle

    ayr

    ayrdr.

    Bir kiiyi

    seven-

    ler

    olaca

    gibi

    yerenler

    de bulunacaktr.

    Tarihte

    herkesin

    bir

    kii

    hakknda

    ayn

    hükme

    vard

    görül-

    memitir

    dersek

    pek

    de yanlm

    olmayz.

    Ama

    Gazâ-

    li'ninki

    baka.

    Övenlerde,

    yerenler

    de

    ona

    «Hücce-

    tül

    slâm»

    lâkabn

    çok

    görmemiler.

    «Dinin

    delili»

    hücceti

    manâsna

    gelen

    bu lâkaba

    herkes

    onu

    lâ-

    yk

    görmü.

    Böyle

    bir

    hükme

    nerden

    varlyor

    diyen-

    ler

    çkabilir.

    Gazâli

    kadar

    slâm

    dünyasnda

    eser

    yazan,

    ders

    okutan,

    lim

    sahibi

    yok

    mu? üphesiz

    ki

    pek

    çok.

    Hatta

    Gazali'den

    daha

    çok

    eser

    yazp

    tale-

    be

    yetitirenlerde

    var.

    Var

    ama

    hiç birisine

    «Hücce-

    tül

    slâm»

    lâkab

    verilmi

    deil.

    Yahutta

    böyle bir

    lâkab

    asrlardr

    muhafaza

    etmi

    deil.

    Öyleyse

    Ga-

    zâli'nln

    onlardan

    ayrlan

    bir

    hususiyeti

    olmas

    gere-

    kir.

    te

    Hüccetül

    slâm'n

    gerçek

    ahsiyeti

    ancak

    bu

    muammann

    çözülmesiyle

    ortaya

    çkar. Bir

    kii-

    nin

    yaad

    devrin

    bütün

    ilimlerine

    vukufiyet

    kes-

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    37/271

    SLÂM

    AHLÂKI

    37

    betmesi onu

    kitlenin

    gönlüne

    yerletirmez.

    Hatta

    bir

    eyin

    mücerret

    manta

    uygun

    olmas da

    onu

    genel-

    tetiremez.

    Kitlenin

    kendisi

    bireye sahip

    çkmal ve

    cbu

    benimdir,

    benim

    malmdr»

    demeli.

    te

    sonsuz-

    lua

    eri

    budur.

    Memleketimizde

    krk

    yllk

    devrim

    hareketlerinin

    kitlenin

    benliine

    yerlememesinin,

    alt

    yapya

    ulamamasnn

    sebebini

    de

    burada

    aramak

    gerekir.

    Gazâli

    bir

    kerre devrin bütün

    ilimlerine

    vakftr.

    Fizikten

    .felsefeden

    tutun

    da

    edebiyata

    psikolojiye

    kadar

    bütün

    ilimleri

    bilmektedir.

    Kalbin

    hastalklar-

    n anlatrken

    karnzda

    kalp

    cerrahn bilen bir

    dok-

    torla karlarsnz.

    Toplar damarlarn

    çalmasn-

    dan,

    kan

    dolamna kadar bütün

    biyolojik

    halleri

    an-

    latan doktor  bîr

    satr

    aada

    bir

    gönül

    eridir. Kaib

    adamdr.

    Dolaan

    kanla beraber,

    geçen

    duygular-

    dan

    haber

    verir.

    Aktan

    anlatr, muhabbetten

    dem

    vurur bize. Zikri ilâhi

    ile

    meczup

    olan

    gönülleri serer

    gözlerimizin

    önüne. Sanki

    bir tablodur

    karnzdaki

    ve usta

    ressam eserinde

    sanatnn bütün

    mahareti-

    ni

    göstererek bir

    renkler

    armonisi kurmutur. Frça-

    lardan

    dökülen cazip renklerden

    müteekkil bk

    pey-

    zajla

    kar karya

    bulunursunuz.

    Bütün

    bunlar

    üphesiz

    ki

    ilim

    hamall

    ile

    ol-

    maz. Birde

    hal ehli olmak gerekir.

    Eskiler

    buna

    czül-

    cenaheyn»

    derlerdi.

    Yani

    ki

    kanatl olma.

    Tek

    ka-

    natt

    kuun uçuu

    ne kadar

    ahenksiz olursa

    tek dal-

    da

    yetimi bilginde

    o derece semeresiz olur. Bizce

    asrlardr

    hüccetül islâm

    lâkabn

    alan

    zat

    bu

    czül-

    cenaheyn

    tabirinin

    fade ettii bütün

    mânay

    ben-

    liinde

    toplamtr.

    *

    Medresede

    oturmu kafa

    patlatmtr. Kürsüye

    çkp hakkn emirlerini

    haykrmtr.

    Labaratuvara

  • 8/18/2019 İmam Gazali - İslam Ahlaki_text

    38/271

    38

    SLÂM

    AHLÂKI

    varp

    deneylerle

    uramtr. Gözünü

    semaya

    dikip

    sonsuzluklar

    içinde

    kuranan

    yldzlarn

    seyrine

    dal-

    m

    Allah'n

    hikmetlerini

    bizzat

    görmütür.

    Kzgn

    kum tanelerinin

    deryasna

    dalm

    cihan

    gezmitir.

    Üniversite

    kürsüsünde

    dersler

    okutmutur.

    Evet bunca evsafa

    sahip

    kii en son

    olarak

    gö-

    nüllerin içine

    dal.p hikmet

    kaynan coturacak

    anahtar

    da

    aram bulmutur.

    Kesbi ilminin

    yannda

    Ledün ilmini

    de

    kazanmtr.

    Gazali,

    ite bu

    yüzden

    «Hüccetül

    slâm

    lâkabn

    hak

    etmitir,

    Gazali.

    Hicretin

    499,

    senesi

    Gazali

    Niaburdaki

    Nizami-

    ye

    medreselerinin

    bana

    tekrar

    geçer.

    Bata Me-

    ikah'n

    olu Sultan

    Sencer

    vezirlikte

    de

    Nizamül

    mülkün olu

    Fahrülmülk

    bulunmaktadr. 500 ylnda

    Fahrülmülk

    bir

    batini

    fedaisi