158

Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin
Page 2: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

tiıİİgf Uf âk bnjğgjgfttii-hıptalî s.tn tibiti.•»= tifay^iji >)• >yrii bir kaynattınKllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH• nrg, a< MHnEi/ HİI hairTplIİtA lrş ll I ııttuii | / tını ıtlltk Öll Iplieltl If II ilil Imittlllkl IIDokloı lııiurıtlıuı beklenmeyen bir masraftır.Çocukluk,yaşamın en mutlu zamanıdır.Yılanlar sürüngendir.Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır.Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur.Güneş, güneş sisteminin merkezidir.Fazla kilosu ve stresi olan orta yaşta kimseler kalp hastalığının tipik adaylarıdır.Son toplantının yapıldığı salon budur.Bugün, evliliğimizin sekizinci yıldönümüdür.

Golds is a metal.The lung is an organThe nucleus is the centre of the atomİt is a skill deficiencyWhere are the new facilities?A little knowledge is a dangerous thing.Age is not a barrier to furthering one's educationA hearing aid is not a complete solution to the problemIt's very fine example of traditional architectureCoffee is the region's majör source of foreign exchangeUnemplöyment and concealed-ernployment are perhaps the vvorst prob-lems in Turkey.What's the main purpose of the United Nations Organization?

Retina çok duyarlıdır.Hareket yasaldır.Hastalığı kronik (tir).Pasaportu geçerlidir.Ağrı dayanılmaz derecede (dir)Su, yaşam için gereklidir.Çölde hava sıcaklığı/sıcaklıkları gündüzleri çok yüksektir.Şiir felsefe kadar ciddi ve önemlidir.Sağlık açısından şehir kırsal bölgeyle karşılaştırılamaz.Babamızın hastalığından çok endişeliyiz.Öğretimin kalitesinden memnun musunuz?Bu belge savunma açısından davamız için önemlidir.Çocukların kemikleri ve organları radyasyona karşı çok duyarlıdır.

3

Page 3: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

4 1 Absenteeism is too high.2 The truth of that statement is arguable3 Is divorce common in your country?4 The camera and the eye are similar in many respects5 This drug is harml'ul.6 His views are not verey diffeıent from mine.7 Are you eligible for free medical treatment?8 Her courage is worthy of the highest praise

x 9 Typhoid, paratyphoid, dysentery, polio viral hepatitis and food poisoning are endemıc in the area, and there are periodic outbreaks ot cholera.

10 Lip-reading is difficult and requires extra ordinary attention 1 1 Wolves are almost non-existent now 1 2 The accusation is wrong and unjustified1 3 Nowadays it is fashionable to say how incffıcient the government is.14 Many tranquillizers which are widely advertised are not much eftective.

5 1 Yaşlı adam ölmek üzere.2 Pek çok endüstri kazaları dikkatsizlik sonucudur.3 Küçük lob kafatasının dışındadır.4 Orta kulak, dış kulakta iç kulak arasındadır.5 Bugün Türk ekonomisi yeniden bir dönüm noktasındadır.6 Benz'in ilk otomobili bugün Münih’te bir müzededir.7 Çocukların Televizyon izlemelerine karşı mısınız?8 Kuzey'in havası Güney’inkinden çok farklı mıdır?9 Bu program bütünüyle nükleer enerji konusunda (dır)

10 Dr Steward yağlı cildliler için az yağlı kafeinli diyet taraftarı (dır) 1 1 Senin yanındayız (Seni destekliyoruz)

1 The machine is out of order2 He is in good health3 Everything is in good order4 Hats are out of fashion5 We are not at war6 We are now in a very awkward situation7 We are ali in a deep shock8 The firm is in financial difficulty9 The projects is stili in the planning stage

10 He’s on a student grant1 1 The heaıt is about the size of a fist

7 1 Aile göçmendi2 Kııllıy pek çok bakımdan sorunlu bir çocuklui «> ııimiiyl' brninı lininindi1 Pal/ ayda yıl/de oltı/dıı

4

Page 4: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

0 hirkaç TV şov programının yapımcısıydı" ’ »Ninni onun için büyük bir üzüntü kaynağı/yıkım oldu

<> Hollywood'un en dayanıklı ve saygın aktörlerinden biriydi H ı >. sorumun ilk cevabıydı " Son suçum şiddet kullanarak soygun yapmaktı

10 Annemin şikayetçi olduğu şey sadece vesveseydi

l l'lıe young man was a politician1 vvas a Beatles tan

> Slu- vvas a woman of pıinciple i lı vvas a rudejoke

iı wns not my fault.0 lı vvas onr First night at Kemer t Ycsterday vvas a holidayM S he believed that her illness vvas a punishment for her earlier sins'• His heartbeat vvas 20 at minute for several hours

Hl Unemployment vvas the key issue during the last eleetion

1 Film sıkıcıydı 1 Yastık sertti' Ispanyolcası akıcıydı I Maceralı iş parasal yönden başarılı olmadı

Hükümet, seçmenlerin tümüne karşı sorumludur " Zihni çok meşguldü

Bakışı minnettarlık ifade ediyordu H Niyetinizin farkında değildimü öğretmen, derste konuştuktan için öğrencielere kızdı

10 Sistem, yarı elektrik fiyatıyla çalıştığı için son derece ekonomikli

I The results vvere tangibleHer younger daughter vvas mentally retarded

' His vvork vvas alvvays perfect I The rent on his flat vvas three vveeks overdue > The leaves vvere long and prickly

0 The quality of the photograph vvas poor7 1 vvas helplessS His black eyes vvere full of fury and defiance *> Tlıcir profil forccast vvere över optimistic

lo lı vvas evident that his faitlı in the government vvas severely shaktıı

1 llııhuının bitimli sırasında Londra'daydım ' 'h’hıı ıkı ay kuşatma allıııdıı kaldıt Mı l lııhıııı ynıısı lııjalll/ıı ^riisi dr I iıuısı/ı tiydi I Moltni pijitmglıydı

n

Page 5: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

t

i 1

I I

î 'lıiiurt f l t M ı i t şjstt=iîiin*ifcy>ll

n ö jy İH İf laiHtfİl slİOfMİ e!§|tjf|;ytifîjH

f ^iıamnlipt tJfittvBHm Yedi f lıuik»s« anuımlevd»H ( Miti kitthltmaK İçin vflj'lıjlımu hiİtİİM çabalat bn§UMa>>h y » iiiliyri Hilesinin hi^hiti o iifB sarayda nttmmiv"n]u

lo ngtıMinrnitil/ son ılrıniıuli' sinirli mıydı?

I Wf weıe ali out of brculh.; Wr were on hollday in Marmaris, ı The exhibition was on at the Turco - British Association i Wm- you lor or against the plan?1 I was on cali at the hospital f. Wc were out of cigarettes / ı was in insurance for a while h Hu- project was under discussion last week0 i İn- İlcin was not on the agenda

l o h mı and Iraq were at war last year

E ı1 I »ulardan daha yüksek hayat standardına sahip bulunuyoruz

l’rk çök dolgusu varl Televizyonun kişiler üzerinde kötü etkileri vardır

•I Kültürlerin belli düzenleri vardır 1 (Hiç müzik kulağı yok) Hiç müzik yeteneği yok (< Ucynin üç ana bölümü vardır 1 Maşında bir eşarp varh Demir ve kurşunun yüksek yoğunluğu yardır/Demir ve kurşunun yoğunluğu

yüksektir0 Yaklaşık 6*cc hacmi var..

10' Umduğumdan daha az güveni var.I I İstenilen yerde «e istenilen zamanda bulunmadıkça malların değeri azalır.I Toplardamarların ince çeperleri vardır ve esneme özelliği yoktur I 3 Okyanusların- bitişiğindeki kara parçasının iklimi üzerinde (bir) etkisi

vardır14 l(lem gözün'hem de fotoğraf makinasının (bir) merceği vardır.15 İrlandalIların‘İngilizlerin iki kat; bulaşık makinası var

1 I have a j?ood job2 The earth has one satellite4 Wc havle too much spare time,4 Atmosphere has an âltitude of 1300 kilometres s Most plants have ğreen leaves.6 The Nile has aiength, of 6690 kilometres7 I te's got a very soft heart t H Yoıı have no alternative

Hu news nuder has got a bad cold.-

6

Page 6: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

I =1! 4I 5

I i I

\

4

5fi7H9

10

2345678 9

10

I 7 123456 7

MfşffiS İİİVB Vgf|f İIHİm iaiııfal!l‘v# gül ItüIİİı|# IfitiiltfllillM# has vtîfV liillo »•ıltlfidr-lıı a in lıittisrlf'.lif (i Ha vrıy i i it lr> iniltini nvf?ı Ilır t hllıliriıllow ııuıı h fevet hım #he got?

( ir11)i111i11 nedeni onun hastalığıdır.Ikumetguh evrakları hazırdır.Kilitlinin vok şiddetli çarptığını hissediyordu.Ölüm yıldfinümlerindc, 10 Kasım günü saat dokuzu beş geçe, bütün trafik »lınıır ve iki dakikalık saygı duruşu yapılır.Dağlını madenlerle doludur.Davasına, şeriat yasasına göre bakılıyor.İdinden geleni yaptı.Grup ilk toplantısını geçen hafta yaptı.Gelecek sizindir, onu (elinizden) almalarına izin vermeyin.Kişiler uzun süre (1er) paralarını, bağlamak istemezler

S uzan was an old friend of mine.You saw it with your own eyes.İt is his own fault, not theirsA woman who smokes during pregnaney may have her baby too early. The plan has succeeded beyond our expectations.I took her temperature, and it was 40°CTeachers should try not to smöke in front of their pupils.She apologized for her behaviour.There is mud ali över your jacket.Tom's car is more reliable than mine.

Hastanın kansızlığı besbelli.Annenin durumu ciddidir.Hemşirenin meslektaşı izinde (dir)Radyolog'un muayenehanesi saat 7'ye kadar açıktır.Hekimin muayenehanesi konforlu değildir.Hastanın şikayeti iyiye işaret değildirBacanağımın kızkardeşi Hacettepe Üniversitesinde hemşiredir.Gamze'nin erkek kardeşi orta dereceli bir okulda öğrencidir.Bill'in bavulu oradadır.Mr. Brown'un kocasının matematiği çok iyidir.

1 8 1 The children's clothes are on the table2 Today's exam is easy.3 Our daughter's fînglish is good.

7 A

ı

Page 7: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

4

(l789

10

123456789

101 11213141516

123456789

10I I12

13141516

12

Mv fHlhü İm İM-' s H». ımnrv • Altınlı mı My luııliii i ' ■ ılıJiııa lü ilil leıiMill İm ıny mlttinji I lir ilin tili1! ıılliıı is ııl 155 Sl Joltıı Slrecl Ihc lnwyer's oiller r> vn'y conılortuhlc

The worker's wugcs «re lıigh in Germany The doctor's responsibility is great The attache's son is. 12 years old.

Ateşin bulunuşu önemli bir olaydı Bu bölümde İngiliz Dili Tarihi çok önemlidir Ticarette malların nitelikleri çok önemlidir.İnsanların gereksinmeleri birbirinden farklıdır.Gözün görme alanı sınırlıdır.Bugünlerde arabaların taşınması kolay değildir Hükümetin sorumluluğu çok önemlidir.Bu ülkede kömür endüstrisinin millileştirilmesi kaçınılmazdır.Türkiye'nin batı kes\mi dağlıktır.Kulüp üyeleri gezidedirler Olayın görgü tanığı hapistedir.Öğretmenin hayat hikâyesi gazetede (dir).Bu hükümetin politikası açık değildir.Parlemento üyeleri İspanya'dalar.Nil'in uzunluğu 6690 kilometredir.Bilgisayarın kalbi, merkezdeki bilgi işleme aygıtıdır.

The translation of these sentences is on a seperate page.The results of their research are not in the report The decision of the committee is in favour of them The majority of the teachers are in favour of the decision The object of the research is at the beginning of the report The date of the next exam is on the notice board.The list of the names is in the drawer.The address of every hotel in Ankara is in this book The names of ali our patents are in this file.The records of ali the students are not in this file.The arragement of the classroom is very important in language teaching The invention of electricity vvas an important event in the history ol man.The discovery of nuclear energy was an important event öf our cenlury Freedom of speech is an integral part of democracy.The atomic number of hydrogen is 1.Deficiency of iron is a cause of anemia.

Benim bir kitabımı ödünç aldı, lohn'ıın bir arkadaşı toplantıdaydı

8

Page 8: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

'■Ititl' r îiprtll ı İli O V (I İt IİİM tliİH M IİjH (j|u|ıı ıh) «}y linktik İliNhü\v‘tjfi hım oyu ıılnrıiıı okudum Inhiii *• hıiK u h pcurr' i ti oyunlu rıntıt hiçbirim okunuldunMıdt •.ımlıt ıııkmlıışlıııının bazısı pilollur.Onlunu ıııkııdıışlnrımn hiıi oradadırIı.ık.ın'ın arkadaşlarının kimileriyle sinemada karşılaştımi) I nail m hiçbiı arkadaşımla karşılaşmadıOnun bazı arkadaşları şimdi TV izliyorJane'in kitaplarından hiçbirini istemiyorumArkadaşlarından birkaçı ile karşılaştım.Sizin bu huysuzluğunuzdan sıkılmaya başladık.

One of my friends is in Londonl've got some records of hersA friend of Fatih's is an electrical engineerAli of the students were pleased with their gradesMost of the people at the meeting were against the planEven though he is a friend of mine, I can't recommend him for the jobAny friend of yours is also a friend of mineAli of the guests were Alice's friendsDon't teli me your problems. I have enough problems of my own.A friend of my father's is a painter. He painted this portraıt of mine.

Daha gidecek çok yol var.Geçen kış don sert oldu.Soğuk duştan daha sağlıklı birşey yoktur Bekleme salonunda birkaç kişi var Herhangi bir yanlış anlaşılma olmasını işlemem Savaş (lar) hep olmuştur.Şüphesiz ki Tanrı vardır.Hergün yapacak epeyce ev işi varBatı uluslarının daha az şanslı oldukları bir dönerh gelebilir.Yaşlı bir kimseyle genç bir kimse arasında yalnızca tek bir fark vardır. Denizciler arasında yunus balıklarının boğulan kimseleri suyun yüzüne iterek kurtardıklarına ilişkin bir boş inanç vardır.Teknolojinin yıkıcı olduğu yolunda yaygın bir inanış vardır.21 yüzyılın başında dünyada aşağı yukarı 8 milyar insan olacak (tır) İnsanlığın geleceği konusunda kötümser olmak için çeşitli nedenler var k’ok sayıda aritmetik veriyi talimatlara uygun olarak ele alına ve çözümleme yeteneğinin büyük önem taşıdığı birçok durum vardır.

Tlıerc were no industrial research centers in the modern sense in those dııysI İm ir will he eııoııgh looıl for eveıybody,I lıı ıı nppeııı lıı he m \ ı ı.d i. .imiiis Ibı elınnjiing İlle pm«M,,'mıııe

Page 9: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

4 There remains nothing more to be done.5 There's something worrying him.6 There's a post office in the village.7 There was no one at home when I called for him.8 THere are a few sandvviches left över from yesterday9 There were stili several empİyTseats in the plane when we arrived

10 There are hard times ahead of us.I 1 There will be no time for tea if we don't hurry. ,12 There may be crovvds of people at the stations vvaiting to greet (meet)

the film star.13 There is a lot to be saki for your point of view.14 There is a time and place for everything15 There won't be a queue for that film.

1 Her öğrencinin birer öğrenci kimliği vardır.2 Yiyeceklerin hepsi bizim için (dir)3 Onların hiçbiri odada yok.4 Bu çocukların bir kısmı Amerika'ya gitmeyi planlıyor.5 Oyuncuların çoğu hâlâ geçen haftaki oyunu düşünüyorlar.6 Öğrencilerin yarısı şimdi eve gidiyorlar.7 Adamların birkaçı otelde kalmak istiyor.8 Öykünün her ikisi de oldukça eğlendirici.9 Hemşirelerin çoğu hastanede kalmaktadır.

10 Doktorlardan biri İngiltere'ye gitmek istiyor.II Kampüsün bir kısmı güzel12 Telaffuzunun epey bir kısmı iyi.13 Sınıfların yarısı boş14 Bütün kitaplar ilginçtir.15 Birçok şey sana bağlı.16 Her ikisi de aynı güçlüğü çektiklerinden söz ettiler.17 Sonuçların birkaçı doğruydu.18 Kalemlerinizin hiçbirini kullanmadım.19 Sebzenin birazını istiyorum.20 Yeni (gelen) öğrencilerden birkaçını gördüm

1 Some of the students live in the dormitory2 The rest of the students have houses near the campus3 1 saw most of your classmates.4 He visited two of the museums.5 They saw some of the athletes.6 I didn't see much of the money.7 She doesn't vvant aııy of (hal salacl.8 I ııscd some of yoıır toolh-pnıte0 |İr ııir İmli ol tı stııuhvU'lı

10 I sn w n lal uf ılı© playurı I I A lol of İiıfğffflflliih ıleMH‘1

İ i k

Page 10: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

27

- H

121314151617181920

9 10 1 1 12 13

A lot of students come from the villages.A couple of the players are leaving today.Both of the coaches play football.Many of the ııurses haven't met the doctor yet.Each of the students has a tape-recorder Ali of the building is warm.Most of the students swim in this pool.Half of the salad is yours. ».One of the engineers doesn't expect to find any work here.

Afrika'da çok sayıda insan sürekli açlık korkusu ile yaşar.Sıkıyönetim zamanında konuşma özgürlüğü olmaz. >Yeni hükümetin politikası kamu harcamalarını denetim altına almaktır Kömürün var olması İngiltere'de endüstrileşmenin önemli nedenlerindi n birisidir. .Bakterinin bulunuşu bilimde (en) önemli (bir) gelişmeydi.Kulüp üyeleri başkanlarını seçtiler.Dekan geldiğinde Tarih profesörü içerde değildi.Fabrikanın müdürü iyi bir adamdı.Son zamanlarda ham madde üretiminde düşüş oldu.Diktatörlük demokratik olmayan bir yönetim biçimidir.Amerikan dolan ile Türk lirası arasındaki bugünkü döviz kuru nedir? Suyun hacmi basınçla değişir.Bir metalin özellikleri onun kullanımını belirler.

Large numbers of students live in dormitories.1 anı studying Linguistics at the university of HacettepeThe invention of writing was an important event in the history ocivilisation.The history of man is full of accounts of war.Lighting of large cities is stili difficult and expensive.The members of Committee are in the Hail.The students of medicine are not in the classroom.The motion öf the earth is obvious.The firm has not yet discovered the existence of petrol in this arca. Democratic govemments allow freedom of religion.

ÎM

1 1 The lactory. has a productive capacity-of 150 cars a day 1 ’ The speed of light is approximately 300.000 km/s

i öğrencilerin herbirinin kendi kitabı var.llnbu soru birbirinden farklıdır.

\ lln öğrenci hu sorunun cevabını bilir, i liri profesyonel kemancı günde birkaç unu ah-dil ma yııpaı â Het oyumu lıun formundaydı.0 i ilaplaMii hiçbiri doğru ervahı vratneaurM-

) İ

Page 11: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

7K9

10

I23456789

101 1121314151617181920

123456n789

10I 112131415

12

lliçbii Ojjitn. j l l)iij|*lıntıpılrn misil kılup .ıltıı.iLiipını bilim I h. İm pimi uıııı uygUli değil Herhangi hu öğrenci İni soruya cevap verebilir Kalemlerden herhangi biri işe yarayacakor/yarar.

Each student must do his best.Each teacher signed the contract Every student has to learn this.Evcry unit is different from each other.Either man can do the jobEither train will get you to Polatlı in time.Neither book was on the table.Neither job is easy.Neither patient was in the room Either patient was not anemic.Each knovvs what to do in this situationEach had a sports carEither of you could do itEither of these is correctNeither seems to be here now.Neither (of them) is exactly what I want.Everyone was ready for the race Everyone vvas carefully controlled Neither (of them) wanted to go to the meeting Each comes up in his turn.

Tiyatrodaki bütün insanlar (oyunda) eğlendiler ve çok alkışladılar Birgün yaptığınız için üzüleceksiniz.Kazada onun her iki bacağı da kırıldı.Birçok şey size bağlı.Hazirandaki seminere birkaç öğretmen katıldı.Dün birçok hasta taburcu edildi.Bu konu üzerine birçok araştırma yapıldı.Biri okumak, diğeri televizyon izlemek istedi.Çok şey onun söyleyeceği şeye bağlı.Onun ailesi hakkında çok az şey biliniyorduÇok şey midedeki tümörün tipine bağlıHer ikisi de ceplerinde çalman parayla bulundu.Öğrencilerin birçoğu dün müzeyi gezdi.Hepsi eğlendiler.Pek azının akademik değeri var.

Ali the world has heard of his name.Ali the sludeııts werc preseni.

I 1

Page 12: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 1

M

i Both men were l'ounfi gılilly4 Bolh students have I• * • • n t" I ııplniul5 Few prople can speak a loieıgn lıınguage in America6 A few students are gning lo visil the ınuscum.7 Much time has been wasted al the bus-stalion.8 Several methods werc tıied on this subject.9 A lot of information was collectod about it.

I 0 Few English teachers agree with you on this matter.1 I A little improvemenl was observed in three months.12 Little was known about the cancer 10 years ago.13 Many inereased the prices before January.1 4 Few blame the parents of the child for this.I 5 Both look equally good to rae.1 6 Both went to England last year.1 7 Few realize the importance of solar energy.1 8 A few were from Canada.19 Some are born lucky.20 Ali is not gold that glitters

1 Fabrikadaki işçiler grevde değiller.2 Masasının üstündeki kâğıtlar yarınki sınav içindir.3 Bu eşyaların pazarı şehrin merkezindedir.4 Amerika'ya ilişkin kitap rafın üstündedir.5 Köşedeki binalar Milli Eğitim Bakanlığına aittir.6 Üyelerin çoğunluğu kararların lehindeydi7 Onların mahkumiyetlerinin nedenleri bugünkü gazetedeydi.8 Parçanın anlaşılmasıyla ilgili sorular sayfanın alt kısmındadır.9 Herkes hükümetin politikasını onaylamaktadır.

10 Demokrasi, Lincoln'un meşhur tanımıyla, halkın, halk tarafından, halk için kendi kendini yönetmesidir.

1 I Demokraside tüm devlet memurları vatandaşların istek ve arzularına hizmet etmelidirler.

1 2 Bu zamana kadar kansere bir çare bulamadılar.I 3 Doktor ciğerdeki tümörü röntgenle inceledi.14 Gazetenin bu makalesindeki düşünceleri onaylamıyorum I 3 Bugün bazı kanser türlerine çare bulunmuştur.16 İngilizce sınavına hazırlanmak oldukça güçtür.17 Ankara'lı hastaların isim listesi bu dosyanın içindedir.I 8 Onun resmini gazetenin ön sayfasında görmedim.

I İ liç shop on the coıner is a bookstore.The llniversity recl"i is <>ıı leave.

t The unsNver lo this 'im t|uıı Is ul the cıul of t he book •I The trnnslntiötı ol ıh* se at nteticcs Is in ıı sperme book

1 \

Page 13: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

7K9

10

I23456789

101 1121314151617181920

123456n789

10I 112131415

12

lliçbii Ojjitn. j l l)iij|*lıntıpılrn misil kılup .ıltıı.iLiipını bilim I h. İm pimi uıııı uygUli değil Herhangi hu öğrenci İni soruya cevap verebilir Kalemlerden herhangi biri işe yarayacakor/yarar.

Each student must do his best.Each teacher signed the contract Every student has to learn this.Evcry unit is different from each other.Either man can do the jobEither train will get you to Polatlı in time.Neither book was on the table.Neither job is easy.Neither patient was in the room Either patient was not anemic.Each knovvs what to do in this situationEach had a sports carEither of you could do itEither of these is correctNeither seems to be here now.Neither (of them) is exactly what I want.Everyone was ready for the race Everyone vvas carefully controlled Neither (of them) wanted to go to the meeting Each comes up in his turn.

Tiyatrodaki bütün insanlar (oyunda) eğlendiler ve çok alkışladılar Birgün yaptığınız için üzüleceksiniz.Kazada onun her iki bacağı da kırıldı.Birçok şey size bağlı.Hazirandaki seminere birkaç öğretmen katıldı.Dün birçok hasta taburcu edildi.Bu konu üzerine birçok araştırma yapıldı.Biri okumak, diğeri televizyon izlemek istedi.Çok şey onun söyleyeceği şeye bağlı.Onun ailesi hakkında çok az şey biliniyorduÇok şey midedeki tümörün tipine bağlıHer ikisi de ceplerinde çalman parayla bulundu.Öğrencilerin birçoğu dün müzeyi gezdi.Hepsi eğlendiler.Pek azının akademik değeri var.

Ali the world has heard of his name.Ali the sludeııts werc preseni.

I 1

Page 14: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 1

M

i Both men were l'ounfi gılilly4 Bolh students have I• * • • n t" I ııplniul5 Few prople can speak a loieıgn lıınguage in America6 A few students are gning lo visil the ınuscum.7 Much time has been wasted al the bus-stalion.8 Several methods werc tıied on this subject.9 A lot of information was collectod about it.

I 0 Few English teachers agree with you on this matter.1 I A little improvemenl was observed in three months.12 Little was known about the cancer 10 years ago.13 Many inereased the prices before January.1 4 Few blame the parents of the child for this.I 5 Both look equally good to rae.1 6 Both went to England last year.1 7 Few realize the importance of solar energy.1 8 A few were from Canada.19 Some are born lucky.20 Ali is not gold that glitters

1 Fabrikadaki işçiler grevde değiller.2 Masasının üstündeki kâğıtlar yarınki sınav içindir.3 Bu eşyaların pazarı şehrin merkezindedir.4 Amerika'ya ilişkin kitap rafın üstündedir.5 Köşedeki binalar Milli Eğitim Bakanlığına aittir.6 Üyelerin çoğunluğu kararların lehindeydi7 Onların mahkumiyetlerinin nedenleri bugünkü gazetedeydi.8 Parçanın anlaşılmasıyla ilgili sorular sayfanın alt kısmındadır.9 Herkes hükümetin politikasını onaylamaktadır.

10 Demokrasi, Lincoln'un meşhur tanımıyla, halkın, halk tarafından, halk için kendi kendini yönetmesidir.

1 I Demokraside tüm devlet memurları vatandaşların istek ve arzularına hizmet etmelidirler.

1 2 Bu zamana kadar kansere bir çare bulamadılar.I 3 Doktor ciğerdeki tümörü röntgenle inceledi.14 Gazetenin bu makalesindeki düşünceleri onaylamıyorum I 3 Bugün bazı kanser türlerine çare bulunmuştur.16 İngilizce sınavına hazırlanmak oldukça güçtür.17 Ankara'lı hastaların isim listesi bu dosyanın içindedir.I 8 Onun resmini gazetenin ön sayfasında görmedim.

I İ liç shop on the coıner is a bookstore.The llniversity recl"i is <>ıı leave.

t The unsNver lo this 'im t|uıı Is ul the cıul of t he book •I The trnnslntiötı ol ıh* se at nteticcs Is in ıı sperme book

1 \

Page 15: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

3 5

3 6

5 The statement in the newspaper doesn't belong to me6 The bones in the leg are broken7 The machine for cutting grass is över there8 The building in the centre of the town is called "Gima"9 The statement from the employer was in yesterday's paper.

10 The offices inside the town are near the bus-station11 The cottage at the edge of the village bellongs to a friend of mine.12 An operation is not necessary to cure the disease in the stomach of this

patient13 The disease is due to a substance in the blood of the patient14 The patients in this hospital are ali from the Middle East countries15 The opposition leader does not agree with .the policy of the government.

1 Bu alıştırma, yardım olmaksızın yapabileceği kadar kolay2 Yerini yaşlı bir hanıma verecek kadar düşünceliydi ( nazikti )3 Özür dileyecek kadar kibardı.4 Zamanında duramayacak kadar hızlı araba sürüyordu.5 Kimi yabancılar anlayamacağım kadar hızlı konuşuyorlar.6 Babam yolculuk edemeyecek kadar yaşlanıyor.7 Patika yürünemeyecek kadar kaygandı.8 Bu tür şeyleri bilemeyecek kadar genç.9 Söylediğim her şeye inanacak kadar aptaldı.

10 Tarlalar sürülemeyecek kadar yaş.1 1 Geçen yıl işçilerin iş bulması son derece zordu.12 Yeni yasalar eğitimsiz kişilerin yararlanamayacağı kadar çapraşıktır.1 3 Sorumlu davranacak kadar dürüsttür.14 Herhangi bir dildeki ileti, yeterince açıksa çevrilebilir.15 İşaretler, az görebilen kişilerin göremeyecekleri kadar küçük uyarılardır.

1 This problem is too difficult for me to solve2 The patient was too ili to undergo the operation.3 The calculation were too complicated to do vvithout using a Computer.4 The project was too expensive to be continued.5 The policeman could not run fast enough to catch the burglar6 This novel is short enough to be read in a fevv hours.7 He is not good enough for me to marry.8 The current was to strong to swim against.9 I don't have enough wool to make a jumper.

10 There was enough food to feed dozen more people11 The atomic power station will produce enough energy for thrce large

cities.12 Work places must be cheap enough to be eıeııted in laiğe numbers.13 İn somc countries the land is loo poof to gmw nnyihing 0|i I 4 Sonic people tur too old |o ehtinge,1 5 i hr- |pı turp ws§ too bor!hu to to

I ^

Page 16: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 Benden başka kimse yoktu orada.2 Polisin kendisi arabayı tam zamanında durdurdu.3 kabahat yıldızlarımızda değil bizlerdedir.4 Kendini öldürürcesine çalıştı.5 Sabah zaman kazanmak için gece tıraş olurum.6 Aynanın önünde durup hayranlıkla kendini izledi.7 Mirasçılar kendi aralarında vasiyetin içeriği hakkında tartıştılar.8 Hayatta başarınız daha ziyade (sizin) kendinize ba'ğlıdır.9 Mektubu Bakan'ın kendisi imzaladı.

10 Hırsızlar ganimetin bölüşülmesi konusunda kendi aralarında tartıştılar. 1 1 Çocuklar kendi başlarına eğleniyorlar.12 (Onlar) evi kendileri yaptılar.13 Misafirler partide eğlendiler.14 Kendi kendine korkulacak birşey olmadığını söyledim.15 Bakanın kendisiyle (bizzat) konuştum.16 O beni ben olduğum için sever, param olduğu için değil.17 Ona madalyayı Kral'ın kendisi verdi.1 8 Dekanı kendim gördüm.19 O kendine bir pasta yaptı.20 Ödevini kendin yapmalısın.

1 Teaching English is an art in itself.2 The delegates themselves want to elect you president3 He ordered himself a bottle of red wine.4 She made herself a new dress.5 Onur has to depend on himself.6 1 myself can not solve this problem.7 Ayşe asked herself the same question.8 Hakan himself is not interested in speçializing9 Ajda herself gave it to me.

10 They got out of the swimming pool and dried themselves.I 1 The director himself spoke to me.I 2 Hakan and Fatih blamed themselves for the accident I 3 Özlem spoke to the president himself.14 I want to see the director himself.I ’ı Yıldız herself telephoned me yesterday I <> I myself took the director to the airport.I / Meri himself stopped just in time.1 k You ınust take çare of yourself I ') S lir inadı' the omelette for herself

I () kilahı Türkçe'ye tek başına çevirdi' l.(İçtik l ı/ Ankııın'dou İKiıtnhııl'a tckbaşınu yolculuk elti.

i a

Page 17: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

\ O büyük evde (onlar) kendi başlarına oturmaktadırlar.4 Bebek şimdi kendi başına yürüyebiliyor. #5 Hakan orada tek başına oturmaktadır6 İngilizceyi kendi kendine öğrendi7 Keman çalmayı kendi kendime öğrenemem8 Bu resmi kendi başıma çizemem9 Seda ödevini kendi kendine yaptı.

10 Tüm soruları kendi kendine cevapladı.

4 0 1 1 studied English by myself2 Selçuk did ali the work by himself3 This machine works by itself4 The oldest part of the building collapsed by itself.5 I feel, lonely living here ali by myself.6 Ayşe wanted to do it by herself7 The engine stopped by itself8 He did the job on his own9 1 am on my own today.

10 I can't carry on my own, because it is too heavy.

4 1 1 Bu küpeler çok güzel, fakat ben daha pahalı olanları yeğlerim.2 Bir kimse Sivas'a otobüsle dokuz saatte gidebilir.3 Kişi kesinlikle başkalarını küçümsememelidir.4 Genç öğrencilere yaşlıları yeğlerim.5 Sadece sert çikolatalar kalmış. Biz bütün yumuşakları yedik.6 - Dilbilimine ait kitaplarınız var mı? Bir tanesini ödünç almak istiyorum.7 Kullanılmış bir araba sahibi olmaktansa yeni bir arabayı yeğlerim8 İkiz çift o kadar birbirine benziyor ki, birini ötekinden ayırdedemiyorum9 Bir bardak demli çayı demsizden daha çok severim

10 Bavuldan her şey düşmüş (düştü).11 Bu sorunun cevabını herkes bilir.12 Yarın herkes partiye geliyor.13 Herkes yanlış yapmaktan kaçınır.14 Herkes seyahatten hoşlanır.15 Arabanızda her şey ters gitmiş (bozuk)16 Türk halkı asırlarca Orta Asya'da yaşamıştır.17 Türkiye'nin her yanında insanlar çok samimidir.18 Şu insanlar pasaportlarını bekliyorlar19 Zengin insanların hemen hemen hiç sorunu yoktu.20 Köydeki insanlar yeni öğretmeni seviyorlar.

4 2 I He wants to rent fiat. He is looking for one vvith nice fumiturc.2 Ayşe is going to buy a car. She wants one with black seats.3 The new slıoes are much better than the old ones.

İn

Page 18: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

4 # Which biscuits do you like best? I like the ones with chocolate on them.5 Mr. Hutchinson s old car is a good one, it is much better than our new one.6 One told another and so the news got around7 One can always try to do a little better than one’s best8 One can only do one's best.9 One can't be too careful in matters like this

10 One knows it is good for the country.11 Everyone likes their own way of doing things.12 Everyone has read the news in tbe paper.13 Everybody was in the hallvvhen the Minister came.14 Everything has been wasted.15 People who work in offices are lucky.16 Everybody knows that Ankara is the Capital of Turkey.17 Everything in the house was destroyed by the fire.18 Turkish people drink much beer than they used to.19 People are same ali över the vvorld.20 People who live in the north of England speak English in a different

way from the people who live in the south.

1 Bu arabalardan hiçbiri Richard’ın değildir.2 Hiçbirimin Kayseri'li değiliz.3 ' Bu oteldeki hiçbir oda çok konforlu değildir*4 Hiçbir (erkek) çocuk sınavını veremedi.5 Tatil için hiç kimse Bermudaya gitmez.6 Gelecek Cuma izin yapmayı hiç kimse istemiyor.7 Bu gece hiç kimse Jane'le dans etmeyi istemiyor.8 Başka yapılacak birşey olmadığı için İngilizce çalışıyorum.9 Peter Jane'i dansa götürmedi, başka birini götürdü.

10 Jim'i görmek istemiyorum, başka birini görmek istiyorum I 1 Size soracak birşeyim yoktur.1 2 Ayrıldığımda odada herhangi bir kimse yoktu.1 3 Bu öğleden sonfa kimseyi bekliyor musunuz?14 Hiçbir kimseye birşey söylemedim.I 3 Sizin için herhangi birşey yok.1 6 Bu benim paltom değil, başka birisinindir.I / Herhangi bir kimsenin söyleyeceği birşey var mı?I 8 Bu iş için (bu) çocukların hiçbiri uygun değil 19 () gece otelde kimse yoktu.’<• Yapacak başka birşeyi olmadığı için Onur bu gece erken yatacak.

Nmır ol nıy filemin ln/arc ılırıc.Notip ol ılıese hoah ıııe pılvulely nvvıinl Nott»- ol my lılends live ıteaı ılır ımlvetMly

Page 19: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

456789

101 1121314151617181920

123456789

101112

1234567

. 89

101 II 2

None of the drivers has/have had a terrible accident No one wished me a happy birthday.No one is interested in economics.There wasn't anything in the shop that I vvanted to buy I can't believe anything he says.Do you want anything.else?I will do anything for a quiet life.You must ask this question to someone else.Would you like anything else to eat?İlker took someone else to the dance Was anyone else there?Cesur will do nothing else tonight.There isn't anything else in the cupboard.Maybe someone else would do it.Someone else took the car to the garage yesterday There is nothing else to do No one konws where Burcu is.

Arkadaşlarımın çoğu İngiltere'ye göçmeyi düşünüyor Partiye çok öğretmen çağrıldı.Bu sorun üzerinde çok zaman harcandı.Okul kitapları ithaline oldukça çok para harcanıyor Bu çiftlik arizisinin çoğu verimlidir.Kitapların çoğu diğer odadadır.Çok miktarda et depoda muhafaza edilir.Bu yumurtaların bir çoğu bozuk.Hırsızlıkla ilgili çok bilgi elde edildi.Afrika'da çok sayıda insan sürekli açlık korkusu içinde yaşarlar. Birçok arkadaşım sizi orada gördüklerini söylediler. Öğrencilerimin çoğu mühendis olmak istiyor.

A lot of students won't be here by eight.A lot of doctors come from there.A lot of food comes from Konya.A lot of information doesn't seem necessary.A lot of students don't like onion soup.A great deal of money was stolen yesterday.A large amount of money was sent abroad.A good deal of money was transferred yesterday.A great number of guests were in the hail.A good deal of research has bceıı done on that subjecl A lot of pcoplc know a foreign language İn Ankıını A gırıit ııumbet ol his storles me pretty lıınııy

Page 20: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

•17 1 Rusya, Hindistan kadar nüfusça yoğun değildir.2 Melda kızkardeşi kadar akıllı değildir.3 Burçak İngilizceyi kızkardeşi kadar iyi konuşamaz.4 Mümkün olduğu kadar erken geldi.5 Bugün dünkü kadar soğuk olduğuna inanmıyorum.6 Ailemi mümkün olduğu kadar sık ziyaret ederim.7 Kızım diğer öğrenciler kadar sıkı çalışmaz.8 Badana, kâğıt kaplama kadar zor değildir.9 Öğretmenle kızkardeşi gibi kibarca konuştu.

10 Onun kızı bir dansöz kadar güzel dansetti.11 Hamal çıkabildiği kadar çabuk dışarı çıktı.12 Tom'un terfi ettirilir ettirilmez iğine son verildi.13 Türkiye'de hiçbir öykü Nasrettin Hoca'nın öyküleri kadar bilinmez.14 Hiçbir kuş tavuskuşu kadar güzel değildir.15 Dünyada hiçbir dağ Everest kadar yüksek değildir.16 Yaşar Kemal, Reşat Nuri kadar ünlüdür.17 Tren de otobüs kadar pahalıdır.1 8 Ne yazık ki haber beklediğimiz kadar kötüydü.19 Bugün dünkü kadar soğuk değil.20 İzmir, İstanbul kadar güzeldir.

IH 1 Japon is as industrialized as the United States.2 Cairo is as fascinating as some people say it is3 The meat is as tough as shoe leather.4 He is as stubborn as a mule.5 He vvasn't as stupid as people thought he was6 I am as hungry as a wolf.7 Your coffee is not as/so good as the coffee my mother makes,8 She doesn't work as hard as me. (as hard as too)9 Riding a horse is not as easy as riding a bicycle

10 Burcu is as tali as her sister.1 1 Mert drives as fast aş Onur.12 Füsun drives as dangerously as Yıldız.1 3 They came as quickly as they could.14 Seda doesn't prepare her homevvork as carefully as she should.15 She didn't arrjve as early as I expected.16 Burçak can do her homevvork as easily as her sister can.1 7 Selçuk doesn't attend elass as regularly as he should.I 8 She sings as vvell as her sister does.19 Ayşe spcaks English as fluently as her friend does..’() 1‘lıey vveııt down the Street as happily as before.

|y ttıı öııee yemiş olduğunu? yemeğin aynıdır. Ahmet kardeşimle aynı binada olımıyoı

ıy

Page 21: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

50

5 I

3 Ankara'nın iklimi Sivas’ın iklimi ile aynıdır.-4 Bu hastanın hastalığı o hastanınkiyle aynı.5 Konya, Nevşehir'le aynı uzaklıktadır.6 Benim gömleğim seninkiyle aynı renktedir.7 Senin kadar çok para harcarım.8 İstediğiniz kadar çok aspirin alabilirsiniz.9 İstediği kadar tereyağ kullanabilir.

10 istediğiniz kadar viski içebilirsiniz.11 İstediğimiz kadar test verebiliriz.12 Ankara'da İstanbul kadar çok tiyatro vardır.13 Sizin kadar çok sigara içiyorum.14 İstanbul Sivas'ın dört katı büyüklüktedir.15 Her banka kadar faiz vermekteyiz.16 İhtiyaçlarının yarısı kadar paraları var.17 Sizin harcadığınızın üç katı kadar para harcadım.1 8 Bizim, onların iki katı kadar öğrencimiz var.19 Hakan'ın Orhan'ın üç misli (daha fazla) kız arkadaşı var.20 Öğretmenin benim iki katım kadar öğrencisi var.

1 İlker is the same age as 1 am.2 The Amazon is about the same length as the Nile.3 Spring is the same as sumrner.4 ' This book is the same colour as that one.5 You have made the same mistake as last time6 1 think the same way as you do.7 İstanbul has as much beauty as İzmir8 İzmir attracts as many tourists as İstanbul.9 There aren't so many people here as usual

10 I ate as much food as I did yesterday 1 1 She ate as many sandwiches as I did12 He can drink twice as much wine as l can.1 3 Dr. Kocaman has four times as many patients as Dr. Savaş has14 She is three times as old as her husband15 Mr. Brown is four times as rich as Mr. Ford16 Fuat has twice as many books as Gürkan17 Mr. Brown has as much money as Mr. Ford18 I don't have so much money in the bank as you do19 You can drink as much water as you can20 Her husband earns as much money as she does.

1 Hasta bugün dünden daha iyi (dir).2 Nabız (alışı) genellikle jimnastik sonrası daha yüksek olııı\ Sıcaklık sabahleyin daha düşük, akşamleyin dalın yüksek olııı4 Fuat Nur den çok daha lîUillIlklldıı

MI

Page 22: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

' 2

5 Buzdolabı, diğer eşyalardan daha mı önemlidir?6 Gerçek, hayalden daha güçlüdür.7 Şehir köyden daha işlektir.8 Elektrik ışığı mumdan daha emniyetlidir.9 Ay dünyaya güneşten daha yakındır.

10 Demir odundan daha serttir.11 O Rose'dan daha düşünceli olup düşünecek daha çok şeyi vardır.12 Dünya güneşten çok daha küçüktür.1 3 İstanbul'daki yaşam Ankara'dan daha heyecan vericidir.14 Sinemaya gidiş TV seyretmekten çok daha pahalıdır.1 5 Bizler gerçekten atalarımızdan daha mı mutluyuz?16 İstanbul'dan Ankara'ya uçak fiyatı tren fiyatından çok daha yüksektir. 1 7 Benim bundan çok daha karmaşık bir sorunum var.I 8 Ondan daha huysuz birini bulamazdınız.19 O, bunda (bu konuda) düşündüğümden daha iyidir.20 Biftek piliçten daha pahalıdır.

1 Jim left later than the other boys.2 This lesson looks longer than the other one.3 The last lesson vvas easier than this one.4 Turkish food is better than English food.5 İstanbul is bigger than Ankara6 This sumrner is hotter than last sumrner.7 The weather this vvinter is vvorse than the vveather last year8 Your car is more expensive than my car9 This contract is more satisfactory than the previous one

10 Oya is more attractive than her sisterII These exercises are more difficult than some of the others.12 This book is more interesting than that book13 My room is more comfortable than your room14 Betty's car is more expensive than Jane's1 5 This book is a lot simpler than that oneI 6 This story is a Iittle more interesting than that17 I haven't got a far more interesting book than that1 8 Fuat has to work a bit harder than Yılmaz19 Onur is more intelligent tham Özlem20 A Volksvvagen is more economical than a Cadillac2 I This problem is a Iittle simpler than the previous one.22 The prices are a lot higher there than in this part of the country.23 My fitıncce is a Iittle more intelligent than yours' I The smnll hnvvel is longer than the large bowel"> I irinin im v ıs Itrin ı ılımı aııy otheı governmental forms

I mıılıııı i fi Mittir t - 1 ıt n*ii \ ı İmi n imi! isi t h illi Ankara27 Thr ı- Milımmt i§ ImtiPi ıhan t lir Saktıryn

İ I

Page 23: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

28 Our teacher is much more firendly ıhan v«»m *,29 She is thinner than her mother.30 The crop was vvorse last year than it iş i his ynıı

5 3 1 Jane erkek kardeşinden daha az akıllıdır.2/ Bu kuralın bir öncekinden daha az istisnaları vııı3 Doktorun bugün düşündüğünden daha az hastası var.4 Hastanın doktorun düşündüğünden daha az k.nıa ihtiyacı oldu5 Sizden daha az zamanım var.6 Kabakulak kanserden daha az zararlıdır.7 Bugün ağaçta dünkünden daha az yaprak vardır.8 Murat 124 (bir) Renault'dan daha az benzin yakar.9 Öğretmen (bir) doktordan daha az para kazanır.

I 0 Oya Jane'den daha az güzeldir.II Senin ve benim onlardan daha az arkadaşımız var.12 Ben sizden daha az bira içtim.

5 4 1 The hotel lobby is less crovvded than the museum.2 Nilüfer is less popular than Ajda.3 Ali has fewer books than 1 have.4 Diana has got less work to do than 1 have.5 There were fewer people in the shop than usual.6 Ahmet has less trouble with English than Mehmet.7 There are fevver boys than giriş in my class.8 Aykut has spent less time on his homevvork than he ought to have done.9 There were fewer volunteers for the job than usual.

10 There are fewer students in the classroom today than yesterday11 The president had fevver supporters than last year12 I have less money than you.

5 5 1 Hergün gittikçe/giderek iyileşiyorsunuz.2 Sesi zayıfladıkça zayıfladı.3 Hızlı koştukça koştu.4 Fırtına gittikçe şiddetlendi.5 Hayat gittikçe pahalanıyor.6 Ne kadar çabuk başlarsanız o kadar çabuk bitirirsiniz.7 Orada kalması uzadıkça, orayı daha da az beğendi.8 Yaşlandıkça daha ihtiyatlı olursunuz.9 Ne kadar az yerseniz o kadar ince olursunuz.

10 Ne kadar çok çalışırsanız o kadar çok paranız olur.11 Bir yer herhangi bir büyük su, deniz veya göle ne kadar yakın olursa

iklimi de o kadar ılıman olur.I 2 Bir yer deniz seviyesinden ııc kııdaı yüksek olursa o kadın soğuk nluı| t Itır Öğretmen ıır kadın yetenekli olurmı o kadın etkili öğretim ynpHİıİllı

i 3

Page 24: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

14 Arabanızı ne kadar hızlı sürerseniz kaza yapma olasılığınız o kadar artar. I 5 Hasta ne kadar genç olursa cerrahi müdahale de o kadar güvenli olur.16 Sınıfta ne kadar çok öğrenci olursa öğretim de o kadar az etkili olur.17 Öyküyü ne kadar dikkatli okursanız o kadar iyi anlarsınız I 8 Ne kadar çok ekmek yerseniz o kadar çok şişmanlarsınız.19 Şarap içmeyi ne kadar çabuk bırakırsanız o kadar iyileşirsiniz.20 Çocuğu ne kadar şımartırsanız o kadar çol<c sorunlu olur.

56 1 The old man is getting weaker.2 İt is getting darker and darker.3 The weather was getting colder and colder.4 Vehbi was getting richer and richer.5 The girl was getting thinner and thinner.6 The sea is getting calmer and calmer.7 Adile is getting to be more tolerant like her mother.8 The richer you are, the more comfortably you can live.9 The earlier you start, the sooner you will arrive.

10 The more dangerous it is, the more 1 like it.11 The more people you know, the less time you have to visit them.12 The longer we stayed there, the less we liked the people.13 The larger the pearl, the more valuable it is.1 4 The harder you work, the greather the revvard will be.15 The older he gets, the less he remembers.16 The more you study, the more you learn.17 The colder it gets, the more fuel we use.İ 8 The younger we are, the more hopeful we become.19 The more they have, the more they want.20 The more money you invest, the greather your income.

57 1 (Bir) insan ne kadar doğru düşünürse, bir yurttaş olarak görevlerini yerine getirmede o kadar çok başarılı olur.

2 Modern bilimin en çarpıcı özelliklerinden biri, tüm dünyada bilim adamları ile bilimsel kurumlar arasında daha yakın işbirliğine doğru artan bir eğilim olmasıdır.

3 Bilim adamları, sezginin, bilimsel araçların en az güvenileni olduğuna inanmaktadır.

4 İnsan ve evrenle ilgili gittikçe daha çok bilgi toplanmaktadır.5 Günümüz dünyasını etkileyen problemlerin çoğunun, bilimsel çabaların

ve mahalli kaynakların dünya çapında birleştirilmesi dışında çözülemeyeceği hususu gittikçe daha belirgin hale gelmektedir.

(* Ulııslararasında gittikçe artan karşılıklı bağımlılık bugüne kadarolduğundan çok daha büyük boyutta uluslararası işbirliğine yol açmıştır.

/ Gözledikleri yıldız, bir galaksinin o uzaklıkta olması gerektiğinden 200 delil dıılıa parlak vr çok dıılıu kilçilkıi!

i 1

Page 25: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

58

8 Kuramsal bilimci ile uygulamalı bilimci arasındaki sözde ayrım gerçek olmaktan çok görünürde bir ayrımdır.

9 Sudan ağır olan sıvılar havasız bir tüpte daha fazla yükselirler10 Okyanus dibindeki basınç, yüzeyindeki basınçtan daha büyüktür.1 1 Biz gençliğimizde bugünkü nesilden daha kötü davrandık.1 2 Enflasyon geçen yıl bu yıldan daha kötüydü.13 Bundan önceki krizlerin herhangi birinden daha ciddi bir krizle karşı

karşıya bulunuyorlar.14 "Fena halde şişmanlıyorum". Nedeni yaktığından çok kalori almandır.1 5 Bu yılki partide geçen yılkinin iki katı insan vardı.16 Satış pavyonunda sadece üçte bir sayıda satıcı vardı.17 Toplantı odası dört kat fazla paraya maloldu.18 Bu yılki bütçe ancak yarı büyüklükteydi.19 Demek ki Tom harcaması gerekenin iki katı para harcamış.20 Birisi / bir kimse ne kadar doğru düşünürse, bir yurttaş olarak görevlerini

o kadar başarıyla yerine getirebilir.21 "Alüminyum bronz" alüminyumun yaklaşık 19 katı kadar bakır içerir.22 Makina Mühendisliğinin Elektrik Mühendisliğinin üç katı öğrencisi var.23 Mücadele ruhuna sahip hastaların, hastalıklarına boyun eğmiş olanlara

göre iyileşme şanslarının daha fazla olduğu anlaşılmaktadır.24 Bana öyle geliyor ki, çocuklar Tanrının yarattığı harikaları haketmeyecek

derecede meşgul olan biz yetişkinlere göre Tanrıya daha yakınlar ve onun küçük mucizelerinin daha fazla farkındalar.

25 (Küçük) hesap makinaları bir çift ayakkabı kadar ucuz olup binlerce okul öğrencisi için kalem silgi kadar gereklidir.

26 Sigara içmeyenlerle karşılaştırıldığında, sigara içenin kalpten ölme olasılığı yaklaşık iki kattır.

27 Fazla nüfus yoğunluğu nedeniyle şehirlerde daha fazla suç işlenmektedir.28 Bayanların vücutlarında aynı yaştaki erkeklerin vücutlarından daha büyük

oranda yağ bulunmaktadır.29 Teknoloji, şimdiye kadar olduğundan daha çok sayıda kimseye rahat ve

kolay bir yaşam sürme olanağı sağlamıştır.30 İnsan, çevresi üzerinde daha önce olduğundan daha fazla etkiye sahip

bulunmaktadır.

Kızamık, her yıl çocuk felcinin şimdilerde öldürdüğünün iki katı (kadar) Amerikalıyı öldürmektedir. Kızamıktan ölen çocuk sayısı diğer herhangi bir çocuk hastalığından ölenden daha fazladır. Ayrıca yaklaşık altı çocuktan birinde hastalığın önemli ölçüde komplikasyonu görülmektedir. En yaygın komplikasyonları zatürre ile kulak rahatsızlıklarıdır. Kızamığın ardından görülen bir yan etki de (beyin-hasarı) daha az görülmekle birlikte ciddi sonuçlar doğurabileceğinden özel dikkat gerektirir.Kızamığı mltattıktan sonra (bir) çocuğun lıııyıı değişrldlıı yu da öğrenmesi İnin/ dıılıu yııvuvluyubiliı

M

Page 26: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Başka bazı çocuk hastalıkları, kızamığa bağlı ateş kadar ya da ondan daha da yüksek ateş yapabilirler, ama bunların beyinde hasar yapma olasılığı daha azdır.

1 Bu, kitabın eh az önemli (en önemsiz) dersidir.2 Bu en, az pahalı settir, (takımdır)3 O, sınıfın eri az yakışıklı olan çocuğudur.4 Bu, en az yaygın telaffuzdur.5 İngilizcede en az sorunu olan Jane'dir.6 Ahmet şehrimizde en hızlı yüzen kişidir.7 Bu, kitabın en zor dersidir.8 Nesrin Topkapı en iyi dansözdür.9 En yumuşak sandalyede oturmaktasınız.

10 Kitaptaki en kolay alıştırma o idi.11 O bütün öğrencilerin en cana yakınıdır.12 Semra kızların en güzelidir.13 Bu ders hepsinin en zorudur14 Beyaz Ford (onların) arabalarının en hızlısıydı.15 O bütün kitaplarının en ilginç olanıdır.16 Bu en önemli toplantıdır.17 En kesin planı seçtiler.18 Ferda okuldaki en nazik kimsedir.19 (O) satın alınacak en pahalı yiyecektir.20 O şimdiye değin konuştuğum en zeki kimsedir.

1 That was the happiest day of my life.2 Kâzım is the tallest of the three brothers and is the oldest boy in the

school.3 This is the oldest mosque in the town.4 Ahmet is the kindest man (that) I know.5 İstanbul has the finest harbour in Turkey.6 Antalya is the most important city in Southern Anatolia.7 Shakespeare is the most farmous writer in the world.8 Experience is the best teacher.9 Gold iş the most precious of metals.

I 0 Aylin is the most industrious girl in the school.I I This is the most difficult exercise (that) I have ever done.I 2 It was the best film (that) I had ever seen.I 3 Slıc was the most beautiful girl (that) I have ever met in my life.M lı is the best programme that I have ever vvatched.I 5 Tokyo is the largest city in the world.16 İstanbul is ihe largest city in the vvorld.17 Mı. Armut is the highcst mountain in Turkey.IH Ayça has got ılır Icnst cxpcnsive,book,I u lop İkin ılır IrıiNt bcıııılIfiil ganimi in oııı lovvıı.'•) fhlgM BİT |||r> |pj|Bİ IİMI milli MIİİMials

i 8

Page 27: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

6 1 1

3

(Hepsinin) en kötüsünü yapıyorsunuz Zerrin hepsinden iyimser konuştu.İlker derse hepsinden düzenli gider/gidiyor.

45678 9

10 1 1

Cem hepsinden sorumlu biçimde davrandı. O hepsinden dakik geldi.Hepsinden sabırlı şekilde bekledim.Kız hepsinden akıllı davrandı.Jack hepsinden hızlı araba kullanıyor. Jack hepsinden kötü araba kulldmyor.Bu hemşire hepsinden gönülsüz çalışır. Tim en özel (bir) şekilde eğitildi.

12 Akın hepsinden emniyetli araba kullanıyor.

62 12345678 9

. 10

Burçak vvalks the most slowly of ali.The taxi goes the fastest of ali.The blue bus leaves the earliest of ali. Burcu is doing the best of ali.We will get there the latest of ali. Meltem driveş the most slovvly of ali.He behaves the most honestly of ali. Ayşegül speaks the most politely of ali. Jim spoke the most aggressively of ali. Mehmet argues the most logically of ali.

63 12345678 9

10 11 12131415

Irak, İran'dan farklıdır.Washington D.C., Washington eyaletinden farklıdır.Jim'in uyruğu Jane'inkinden farklıdır.Ülke bir kıtaya benzer.Konya Kayseri'ye benzer.Onun mavi Murat 124'ü yarış arabasına benziyor.Masanın cilalanan üst kısmı bir aynaya benziyordu.Ersin'in davranışı çocuk davranışı gibiydi.İtalya'nın iklimi İstanbul'un iklimine benzer Naylon (oldukça) dakrona benzer Bu yöntem eskisine benzer.Antalya ve Mersin'in iklimleri benzerdir.Onlar hep benzer biçimde konuşurlar.Erkek kardeşinin tersine, onda bir nükte yetisi var.Japonya'nın hava kirliliği sorunları ile bizimki benzerdir/ aynıdır.

64 1234

They have similar opinions.His opinions are similar to mine.Burcu is different from Burçak.Jale is different girl from what »he was 5 years ago,

fl I

Page 28: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

6 5

î» 6

f. 7

5 This is a different car from the one he drove last week.6 They each wanted to see different film from each other.7 Melda is different from / (than) Selda (is).8 He was like a mad man.9 You seem (look) like a sensible man.

10 You tvvo are more alike than I thought.11 The two brothers are very much alike.12 Ayşe is very unlike her father.13 The tvvo sisters are completely unlike each other.14 The climate of California is similar to the climate of Antalya.15 Japan's geographical situation is different from ours.

1 Küçük kız oldukça sakin.2 Çocuk babasını gördüğü zaman oldukça mutluydu.3 Ne yapacağımı neredeyse bilmiyorum.4 (Onlar) onu o zaman hemen hemen başarmışlardı.5 Az kalsın treni kaçırıyordu.6 Onlar bizimle tamamen aynı görüşteydiler.7 Biz tiyatroya çok seyrek gideriz.8 Genç adamın boyu hemen hemen 1.60 m. dir.9 O hemen hemen benim boyumdadır.

10 Karısı kendisinden oldukça yaşlıdır.11 Genç bayan bir hayli çaba gösterdi fakat yeterli olmadı.12 Onun oldukça güzel (bir) sesi var.13 Saat dokuzda hemen hemen oraya varmışlardı.14 Hemen hemen hiç param yok.

1 1 quite understand what you mean.2 The old man had hardly left the house when the storm broke.3 My friend is fairly rich, but his father is rather poor.4 The vveather was rather worse than we had expected.5 The child can nearly swim.6 Selcan is almost as clever as Seda.7 There is quite a good film on at the Talip.8 You can hardly expect the girl to smile at you after vvhat you said.9 I hı- giıl nearly stopped and asked vvhat he vvanted.

10 Okiay hardly ever has lıınch with us.

I lletıı t‘ı/rl sanayi İn in ile devlet daireleri yakın / kısa vadeli sonuçlar

fi/rtindr ılınma eğiliminde olduk lalından, bilim adamları sürekli olarak

kııraınaıl alandan uyttıılamalı alana kaymakladı!İmi

Page 29: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

68

2 Bu durum yalnızca kurumsal bilim için değil, uygulamalı bilim için de önemli tehlikeler taşımaktadır.

3 Kamuoyu, gürültü kirlenmesinin hem tehlikelerine hem de ekonomik maliyetine karşı uyarılmalıdır.

4 İlacın ne uzun süreli ne de kısa süreli kötü etkileri vardır.5 Emniyet kemerlerinin hayat kurtardığı hem sezgisel olarak bellidir, hem

de durumu destekleyecek çarpıcı birçok kanıt vardır.6 Hem genel olarak teknoloji hem de özel olarak iletişim teknolojisi

toplumsal gelişmede önemli rol oynar.7 Nükleer enerji, yalnızca tehlikeli değil, çok da pahalıdır.8 Paranın ya değer kaybedeceğini ya da değer kazanacağını umuyorlardı.9 Akademik çalışmalardan değil işten büyük zevk aldı.

10 Müdür önerimizi ne geri çevirdi ne de kabul etti.11 ‘Ne kollarını ne de bacaklarını oynatabildi.12 Ya ıspanağını yersin ya da dondurmasız kalırsın.13 Sağlık, birçok yönlerden yiyeceğin miktar ve kalitesine bağlı

olduğundan beslenmenin sağlık üzerindeki etkisi hem dolaylı ve hem de dolaysızdır.

14 Sadece hediye göndermekle kalmadı', telefon da etti.15 Gerek rüzgar, gerekse güneş enerji sağlar.16 Hükümet ne işsizlik sorunlarına ne de enflasyonu kontrol etmedeki

güçlüklere çözüm getirdi.1 7 Her sabah kahvaltıdan sonra ya iki kilometre yürüyor ya da bir kilometre

koşuyor. - «I 8 Ne açık seçik müziği duyabildim ne de oyuncuları görebildim.19 Onun hem aslım hem de çevirisini okudum.20 Ne hasarımı ödedi ne de özür diledi.

1 You either pay everyone the same rate or pay people more for doing boring work.

2 Both Jim and I drank too much3 You can dial direct or ask the operatör to put you through.4 They both play the piano and they sing.5 He trusts neither the manager (director) nor the accountant.6 We have neither enough time nor enough patience.7 Neither rain nor snow nor snowstorm keeps the postman from delivering

our letters we so much look forward to receiving.8 Archaeologists have neither history nor legends to help tlıem to find out

where the first modern men came from.9 It was not the disturbance of sleep that mattered but the disturbance ol

dreaming.10 Science both improves the structıırc of socuMy anıl lıelps man lo imin

iıu ıvasing eoııtıol oveı hin ctiviruıunsntII A sı temiM* not »ıııly ■ ıiiU ıtl of ılıt ıvoıK of uiln ıs )hii of ith ovvıı

Page 30: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

7 O

1 2 A scientist's data are not only complex but also frequently incomplete.13 Both physicists and engineers often use electronic computers.14 They neither tested the new system or considered the implicatio'ns of the

problem.15 Many branches of applied science are practical extension of either purely

theoretical or experimental work.16 I have not only stopped smoking but almso stopped-eating too much. s1 7 Neither you nor 1 could have done that.1 8 The bomb not only wrecked the hotel but also seriously damaged the

houses opposite.1 9 To win you must either play very well or be very lucky.20 Either Murat or Cem will meet you at the airport

1 Uğraşırsanız hepiniz İngilizce öğrenebilirsiniz2 Şişman bir kimse nasıl kilo verebilir?3 Dinazorlar uçabiliyor muydu?4 Son sorunun cevabını duyabildin mi?5 Beş yaşındayken yüzebiliyor muydun?6 Büyük deden araba kullanabiliyor muydu? *7 Bir kişi hipermetropsa yakındaki cisimleri net olarak göremez.8 Planlarımdan kendisine söz etmek için dün gece babamla irtibat

kuramadım.9 İsterseniz size bir çek bozabilirim.

UO Artık oğlumuz yürüyebildiği için, merdiveni dayalı değil yerde yatık vaziyette bırakıyoruz ve bahçe kapısını da kapatıyoruz.

1 1 Gözlerinizi zorlayabilirsiniz. Ama yine de birşey göremeyeceksinfe. .12 Anlayamadığım şey soruma niçin cevap vermek istemediğidir.13 Taşları olmasa temeli atamazlardı.14 Çocuk miyop olmasına rağmen gözlüksüz okuyabiliyor.15 İnsanlar, kulağın her birine gelen sesleri beyinde karşılaştırarak sesin

kaynaklarını tespit edebilirler.16 Uzay gemileri havada hareketsiz kalabilmektedir ve Amerikan Deniz

Kuvvetleri tarafından Kuzey Kutbundaki aysbergleri inceleme amacıyla kullanılmaktadır.

17 Yeşil bitkiler kendi besinlerini yapabilirler.1 8 Yaşlı adam, yiyeceğe yeterince para harcayamadığından öldü.19 Daktilo yazmayı bildiğin için, iş bulmakta hiç zorluk çekmeyeceksin.20 Gerek fotoğraf makinası ve gerekse göz, küçük cisimlerle uzaktaki

cisimleri tespit edebilirler

1 Locusts can destroy a wheat field in a few minutes.2 Wlıen he fiııishes university, he will be able to find a job easily.' I caıı't speak English fluently yet, but I'll be able to by the time I finish

ılıe course.I I could (wns able U>) wıılk lor kilometres vvithmıt getting tiıed, when I

wıttt ymınger * Ihcy wr!r ahir to put Ilır Ilır ottl aile! fottı İHHİ t S

Page 31: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

678 9

, 10 1 1 12131415

We vvere able to catch the five thirty train in spite of the heavy rain. One cannot correct ali the wrongs in the world.Stand up. Othenvise.you won't be able to see anything.At what age could you read ?We can see lightning before we can hear the thunder.I'm sorry, I can't understand you.Bats cannot see well in the dark.Some organisms are able to look for suitable environment.İn spite of the drought, we were able to grow asparagus.I could save a lot of money if I was able to do the maintenance myself.

1 123456789 ,

10

Oturum başkanı üyelerin sigara içebileceklerini söyledi.Dolmakaleminizi kaybettinizse kurşunkalemle yazabilirsiniz,Hiç kimse pasaportsuz ülkeyi terkedemez.Ne zaman isterse bizimle kalabilir.Sizinle gelemeyebilirim.Bu gece belki de fırtına çıkar.Herkes hata yapabilir.Size kişisel bir soru sorabilir miyim ?Bana onun telefon numarasını verebilir miydiniz ?Cimnastik yapmak zamanalıcı olabilir, ama zinde ve sağlıklı olma duygusu, günde bunun için ayrılan bir kaç dakikayı telafi etmektedir.

1 1 Bilim adamları sigara içmenin kişinin akciğer kanserine yakalanma olasılığını artırabileceğini öne sürdüklerinde, bu bazı çevrelerce pek fazla

12benimsenmemişti.Alınan besinler [diyet], miktar olarak yeterli olsa bile vitamin

131415

bakımından yetersizse hastalığa yol açabilirler.Vücut sakatlıkları da hamilelik sırasında alınan ilaçlara bağlı olabilir. Sıtma, kronik sağlıksızlık ya da ölümle sonuçlanabilir.Nükleer bomba, milyonlarca insanı öldürebilir ve gelecek kuşaklarda hastalık ve vücut sakatlıklarına neden olabilir.

1617

Masanın üstünde bir kitap var. Belkide benimkidir.Tom bugün okulda yok.-Belkide hastadır./ Hasta olabilir.

2 12345678 9

You can' t see the doctor without an appointment. Arms race may end in disasters.Smoking can damage your health.It can't be true.May I cali you Jenny ?That man looks like Bili. They could be relatives. Can there be any other explanation ?İt might rain , but 1 don't think it wi 11.IJııscientifiç agriculturc can cause a loss ol mineral,s.

o i’hyMu-ıl rinıesH can Help yen in llvr luiıgpf. İçel heallhlfi mal "*pc vviıh lİfa's ptuhlcms

Page 32: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

7 3

7 4

1 1 A developing embryo can be affected by a disease of the mother.12 There is no doubt that radiation can be harmful to life. It can also savr

life, vvhen used for medical purposes.13 Eating fatty foods may well lead to a rıse in the level of cholesterol in

the blood.14 There may be a logical explanation, but l can't think of one.15 The Landlord can't be serious vvhen he says he wi 11 evict us

1 . Son tren on dakika sonra kalkıyor. Artık gitmeliyim.2 Bebek uyudu. Gürültü yapmayalım.3 Arabalar burada saatte yirmi kilometreden fazla surat yapamaz4 Mühendislik öğrencilerinin çoğunluğu İngilizce dergiler okumak

zorundadır.5 O film hakkında çok şey duydum, onu mutlaka görmeleyim.6 Okul müdürü koridorlarda konuşmamamızı söylüyor.7 Yarın dişçiye gitmem lazım. Randevum var.8 Böyle davranmak zorunda olduğumuz için son derece üzgünüz.9 Kaybedilen zamanı telafi için acele etmeliyiz.

10 Daha fazla cimnastik yapmalısın yoksa ciddi biçimde hastalanacaksın1 1 Kalp masajı yaparken neden kaçınmalıdır?12 Onbirden önce (otelden) ayrılmamız gerekecek/gerekiyor13 Gelişmekte olan ülkeler halkı yaşamın temel gereksinimlerini karşılamak

için daha uzun süre çalışmak zorundadır.14 Bir kilogram şeker kazanabilmek için işçilerin büyük çoğunluğumu! en

az on üç saatlik iş yapmaları gereken Burma'da şeker bir lüks olmak görülmektedir.

15 Her ülke işsizlik için kendi çözümünü bulmalıdır. Aynı seki M* enflasyonla mücadelede de kendi yöntemini bulmalıdır.

1 You must be more careful2 You must stop telling lies3 I must take an umbrella It is raınıng4 You mustn't talk in the library5 I must not eat chocolate, potatoes and bread, bccausel I anı fat6 In Turkey ali children have to go to school vvhen thcy are seven yetini

old7 Ayşe is stili too young. She must have her father's consent belim ■ılı­

can marry, according to lavv8 Ali students have to do their homevvork regularly becausc il lıclp\ ılımı9 You have to/must pay money to the bride's family in villages vvlıeıı yun

vvaııi to many10 Do I have to book in advance?I 1 I he people of a country must obey the lavvI ’ W e must reduce the rise of unemployment in order to keup ................ ,

ııı c(|iıilihnıım.I 3 Hiç Prime M i nişler must rcsigıı14 lle 's very old, s<> you ııııısi not expect lıiııı to bc ııble to İmik nln ı

hlmiHiI *■ I lir ilm ini ntıI<I I ııııısi lııke Ilır plin İmime meni-.

1 !

Page 33: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 Bir çift yeni ayakkabı için Kızılay'a kadar gitmeniz gerekmez.2 Eskisi çöpe atılıncaya değin yeni bir şapka almam gerekmez.3 Selin'in eteğini değiştirmesi gerekmez.4 Ödevini yeniden yapman gerekmez.5 Kızım Cumartesi işe gitmek zorunda değildir.6 Piyanoyu köşeye itmeleri gerekmez.7 Ahmet bugün öğleden sonra dişçiye gitmek zorunda değildir.8 Cuma öğleden sonra toplantıya katılmak zorunda değildir.9 Tüm sorulan cevaplamınız gerekmez, yedi tanesini cevaplamanız

yeterlidir.10 Aysel'in anahtarı olduğu için kapıyı açık bırakmamıza gerek yok.11 Öğrenciler sınav kağıdındaki tüm soruları cevaplandırmak zorunda

değiller.12 Arkadaşım o kadar zengin ki çalışmak zorunda değildir.

1 You don't,need to study this lesson today.2 In my opinion, the Prime Minister doesn't need to resign.3 You needn't (don't need to) wait for me.4 The students don't have to write in ink every time.5 I hope the plane leaves on time and that I won't need töAvon't have

to/wait at the airport.6 You don't need to get a visa if you go to England.7 You don.'t need to show your ID card every time.8 The doctor says it is nothing serious. We needn't worry.9 As I hear you've got a car. So now you don't have to travel by bus.

10 I'm sure 1 don't need to teli you how dangerous the situation is.1 1 Do you really need to spend ali your money on books?

1 O konuda babanızla konuşsanız iyi olur.2 Annemin ateşi yüksek olduğu için doktoru arasaııı ini ulur.3 Bugün çok çalıştın. Yorgun olmalısın.4 Bir saat önce ayrıldı. Bu nedenle şimdiye kadar eve varmıştır.5 Dışarı çıkmayı tercih ederdim ama, onu bu gece yapsam m ulur.6 Anne babanızla konuşsanız iyi edersiniz sanıyorum.7 Bu buz ısıtılırsa süya dönüşür.8 Çok sosyal bir kız olmalı.9 Sigarayı bırakıyorum.

10 Bana mektup yazmak isteyebilirsin, adresimi bir yere yazsan iyi edersin.11 Uzun yürüyüşten sonra sanırım şimdi açlıktan öliiyorsundur.1 2 Niye her derse geç geliyorsun?1 3 Basit bir soru için niçin bana kestirme bir cevap vermiyorsun?14 Mektubu bugün gönderirseniz yarına Londra'da olur/oinıası lâzım.15 İstanbul seyahatinin yedi saatten fazla sürmemesi gerekir.16 Önerim konusunda hâlâ itirazlarınız varsa baııa söylemekle leıeddül

etmeyiniz.Hisselerin kâr payları ilân edilmelimi bıı lur.tf.lnrm gi/li iııiulıınr.ı mih derece önemlidir,

17

Page 34: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

n

*

18 Doktor babamı sigarının bugünkü sağlık durumu açısından gerçekten tehlikeli olduğu konusunda uyardı ama o akşam yemeklerinden sonra (mutlaka) bir puro içer.

19 Yaz aylarında Türkiye'nin güneyine gidilirse, plajlar çok kalabalık olabilir.

20 Spor totodan 12 milyon kazandığı için sevinçli olmalı.21 Çok yorulmuş olmalısın. Bütün gün hiç ara vermedin.22 Haberi duyunca herhalde sevinecektir.23 Alınan besinlerde C vitamini yoksa iskorbüt hastalığı meydana gelir.24 Nancy hiç pop müzik dinlemez. Herhalde ona merak duymuyor.25 Yeni televizyon dizileri çok tutuluyor olmalı.26 Yeni makinaların kullanılması, gelecek yıl daha fazla kazanç

sağlanmasında büyük ölçüde yardımcı olacaktır.27 Önümüzdeki seçimi herhalde Anavatan Partisi kazanır.28 Çözülmesi gereken bir problemi olduğunda, cevap bulana kadar onun

üzerinde çalışır.29 Cebinizdeki lira bugün iki yıl önce satın aldığından çok daha azını satın

almaktadır.30 Yarın da hastalığınız devam ederse bir doktora görünürseniz iyi olur.

1 1 don't know-how old she is , but she must be at least 252 He can't be singing. He must be crying.3 İt can't be 4 o'clock yet.4 His car vvasn't outside the house. "Then he must be out."5 Damage to soil will destroy the balance of nature.6 This must be the book you're looking for.7 That may, or may not, be true8 A teacher must be tolerant.9 If you have a headache, you'd better take an aspirin

I 0 Ali is allergic to sea food, so he had better not eat fishII You are not fit. You ought to walk more.1 2 No-one is ansvvering the phone. They must be out 1 3 This story can't be true.14 The children shouldn'l go to bed so late. They won't be able to gct tıp in

the morning15 A candle will not burn unless oxygen is present I 6 Something must be bothering Cem.17 One of the causes of the high cancer rate in big cities may be aiı

pollution.Ih l'll lıoover the carpet for you.19 The lights in the library are out. It may not be öpen.’() I have (got) a headache in the evenings. "You'd better not vvateh TV m*

tııııch."'I Do you llıink he is married or single? He can't be single, lıe ııııe.i !>r

mnrrled,' l' vr got tnnthnchc. "Yoıı'd betini' go to ılın denlisi,"' I l'vr Iteeıı leeling "II eninin lıtlıls Anıt Huıulıl (oııght lo) ser ii doelııı

Page 35: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

24 What a terrible draught! The front door must be öpen "it can't be öpen. I closed it when I came in."

25 You'd better go down to the river. He may be fishing.

Computers are able to perform- extremely complex calculations. A rocket has to follow a precise path. In other words, it has to Ieave the earth's orbit at a precise moment. In addition, it has to enter the moons's orbit at a precise moment. A Computer can perform the complex calculations which are necessary to work out the rocket's path precisely. Any errors in the rocket's path must be corrected immediately. A Computer can control the rocket’s progress. That is it can both detect errors and correct them.

1 Beş dil öğrenmiş olamaz.2 Kız dün yüzmeye gitmiş olabilir.3 Erkek çocuklar dün balık tutmaya gitmiş olabilirler.4 Doktor arabasıyla bir kaza yapmış olabilir.5 Hatanız için özür dileyebilirdiniz.6 Köpeğin tehlikeli olduğu hususunda birini uyarabilirdiniz.7 Hemşire, fikir değiştirmiş olduğunu bana söyleyebilirdi.8 Bebeği doyurmasa da olurdu,çünkü aç değildi.9 Bahçeyi sulamasak da olurdu, çünkü yağmur yağdı.

10 Oğlunun ödevi için üzülmesi gerekmezdi, çünkü notlan çok güzeldi.1 1 Annesini karşılamaya gitmesine gerek yoktu, çünkü gelmedi.12 Herhangi bir kimseye söylemiş olamazdı, çünkü arkadaşları onun nerede

olduğunu bilmiyor.13 Kız arkadaşım tatilini Antalya'da geçirmeyi kararlaştırmış olabilir.14 Aysel evde değil. Okula gitmiş olabilir.15 Ayhan devriye arabasını görmemiş olabilir, yoksa yavaşlardı16 Uçak öğleden sonra saat 2'de kalkmış olmalı.17 Ünsal avukatı ile temasa geçmeliydi.1 8 Erkek çocuk yedek parça için dışarı çıkmış olmalı.19 Patronum çabuk durmuş olamazdı.20 Otel resepsiyonundaki katip ona yanlış anahtar vermiş olabilir.21 Kızla ilgili öyküyü uydurmuş olabilir.22 Arkadaşınız bize yer ayırmış olamaz.23 Benzinimiz bitmiş olabilir.24 Kardeşim arabasını satmış olamaz.25 Arkadaşının yardımı olmaksızın kitabı yazmış olamızdı.

1 The man must have died because he has stopped breathing.2 He can't have paid his bili because they have cut ott his eleclıicity.3 You could have married someone quite clil'ferent.4 Her bedrooııı light is on so she can't Imvr göne <>ui 6 I lır boy muit! have mel ilmi giıl hıTmr

I I

Page 36: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

M 2

8 \

6 Eray can't have göne abroad because he hasn't got a passaport.7 They must have worked hard because they look exhausted.8 The girl speaks excellent Engilish so she must have been to England.9 He couldn't have decorated his house because he had it done only ıı

month ago.10 The sea may have been calm.11 He may have göne abroad with his supporters.12 They may have spoken English at home.13 The teacher may have göne to school yesterday.14 Oya can't have remained single, she must have been married.1 5 The lights have göne out. A fuse must have blown.16 I can't fınd my pen. 1 must have lost it.17 My son was very late last night. He must have missed. the last bus.18 The doctor can't have discharged the patient.19 Serpil could have telephoned to say that she was going to stay there foı

a few days more.20 The boy needn't have göne to a language school.21 He needn'thave washed his shirt, because it was clean.22 The boy needn't have spoken loudly to his sister, because she vvasn't

deaf.23 They needn't have hurried, because there was plenty of time.24 The student needn't have been afraid of his teacher because he was veı y

kind25 Your son needn't have had his hair cut because it was not long.

1 Kızınıza yardım etmeliydiniz.2 Daha dikkatli olmalıydık.3 Yeni bir araba yerine parayı borcunuzu ödemek için kullanmalıydım/4 Sanırım nişanlınıza üzüldüğünüzü söylemeliydiniz.5 Her ay maaşınızın bir kısmını bankaya yatırmalıydınız.6 Onun yanlışlarına gülmemeliydiniz.7 Anne, bebeğe oynamak için makası vermemeliydi.8 Caddeden geçmeden önce yeşil ışıkların yanmasını beklemeliydiniz9 Doktorun yazdığı ilâcı almalıydınız.

10 Öğrenci o kitapları geçen hafta kütüphaneye geri vermeliydi. .Şimdi zaman geçtiği için ceza ödemek zorundadır.

1 I Doktorun maaşında bir artış olmalıydı.

1 The diseased cows shouldn't have been sold to the public.2 You slıould have realised that I was only joking.' The child ought to have been punished for disobedieııce.■I You shouldn't have married the vvrong girl.’> We slıould have turned left at the crossroads.(t You oııght to have looked ılıe word up in the diclioıuuy,/ lir shotlld llııvr done ItU Inımrvvnıl last ııifdıl M Voli ıllijjlll |o llııvr lold VIUI ! ilin t ıil.ııtıl İlmi lırlıur

Page 37: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

8 4

9 I lought to have vvritten to her last week.10 You ought to have göne to the dentist.1 1 W e ought to have asked each canditate his/her age

1 Dışarda yağmur yağdığı için çocuklar içerde durmak zorunda kaldı.- 2 Hasta, doktorun muayenehanesinde uzun süre beklemek zorunda kaldı.

3 Mektuplarının cevabını uzun süre beklemek zorunda kaldılar.4 Yaşlı çiftçinin evi yandığı için küçük bir kulübede yaşamak zorunda kaldı.5 Hizmetçi çok fakirdi ve yıllarca sade bir yaşam südürmek zorunda kaldı.6 Uçak saat 10'da hareket etmek durumundaydı, bu nedenle Dr. Törüner

uçağa yetişmeyi granti etmek için evden saat 8'de ayrılmak zorunda kaldı.

7 Ödevimi bitirmek için tüm öğleden sonra çalışmak zorunda kaldım.8 Yaşlı kadın kendini çok yorgun hissettiği için bir saat yatmak

zorundaydı.9 Veznedar dürüst değildi, bu nedenle idareci onu işten çıkarmak zorunda

kaldı.10 Sabri benimle saat 10'da buluşacaktı ama saat 10.30'a kadar gelmedi;

böylece çok uzun bir süre beklemek zorunda kaldım.1 1 Biz Antalya'da iken öğleden sonra yatmak zorundaydık, çünkü çok

sıcaktı.1 2 Oya, zamanı olmadığı için bizi görmeden gitmek zorunda kaldı.

8 5 1 The students had to be economical.2 The man had to cali the poliçe. •3 1 vvas broke, so I had to borrow some money from my l'riend.4 We had to change our policy on Cyprus issue.5 As he had to speak with his clients he had to learn English.6 I had to go to the dentist yesterday about my bad loolh.7 The doctor had to seli his house at önce as he intended to leave that

country.8 The driver had to be ready yesterday morning at 8 o'clock.9 As my father lost ali his money in business he had to seli his car.

10 We ran short of money while we were in England and we had to borrowsome from a fricnd.

1 1 They had to leave 10 million liras as a deposit.1 2 We ali had to leave the party early because one of our friends was sick.

86 12

345678'i

10

Eğer aksanlarına alışık değilseniz. Amerikalıları anlamak güçtür.İranlılar bir sandviç ve bir bardak meyve suyuna o kadar çok para ödemeye alışık değillerdir.Ankara'da yaşamaya çabuk alışacaksınız.Yurt dışındayken tenis oynardım, fakat şimdi yüzmeyi yeğlerim.Mustafa, Tom'un dürüst olmadığını anlayıncaya kadar onu takdir ederdi. İnsanlar güneşin dünya etrafında döndüğüne inanırlardı.Ankara'da hayat önceden olduğu gibi kolay değil.Kapıyı kahverengiye boyamanızı yeğlerim,I .okuntuda yemekteıısc evde yemeği yeğlerim riyan oyu ğlimeklema' iyi bit film göıtflfvl yeğini/

i r,

Page 38: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

8 7

1 1 Hava soğuk olunca içerde kalmayı tercih ederler.12 Kız arkadaşım birbirimizi bir daha görmememezi tercih ediyor.13 Yarın sabah ayrılmayı yeğlerim.14 Alper bu gece Elifi dansa götürecek.1 5 Bu geç saatte onu uyandırmak güç olacak.1 6 Arkadaşım Haziranda evlenecekti, fakat sonra Eylül'e kadar bekledi.17 Ona büyük bir ziyafet verecektik, fakat sonra vazgeçtik.18 Önce çocuğu başlangıç düzeyinde bir sınıfa koyacaklardı, fakat sonra

ileri bir kısma yerleştirdiler.19 Yarın gece bir film gösterimiz olacak.20 Aktörün bu gece burada seyircilerle buluşması gerekiyor.21 Yaşlı başkan savaş ilân edilmesi gerektiğini bilmiyordu.22 Terörist öldürülmeliydi.23 Milli Eğitim Bakanının ödülleri vermesi gerekiyor (verecek)24 Güzel kadının dul olduğu sanılmaktaydı.25 Soyguncunun bu otelde uzun süre kaldığı sanılmaktadır.26 Genç kadının ehliyet sınavını geçmesi gerekir.27 Soyguncunun parayı bankaya yatırması gerekir.28 Çocuğun doktordan bir randevu alması gerekir.

1 I'd rather watch television than go to a movie.2 They'd rather walk than take a taxi.3 The students would rather study in this class than in the advanced class.4 The girl would rather drive a small car than a big one.5 We are going to have an examination in June.6 The giriş are going to stay home and watch television.7 My family is going to spend the summer holiday in Antalya8 1 was going to cali you, but 1 didn't have your telephone number.9 We were going to play football yesterday, but it rained.

10 They vvere going to spend the whole year in İzmir, but their money ran out.

I 1 I'd rather you went home right away.1 2 Please don't come on Sunday, I'd rather you came next weekend.13 J would prefer starting early, rahter than leaving everything to the last

minute.14 1 would prefer to spend the weekend at home rather than drive ali the way

to your hotel.15 1 am to meet my girlfriend at the airport at 10.00 o'clock.16 There is to be dancing in the garden at the party tomorrovv.1 7 I have got to seli my car.I X The doctor has got to change his job.19 The businesman is supposed to attend the meeting in the afternoon.20 The doctors are supposed to stay at the hospital until 5.00 o'clock.■’ I My daııghtcr uscd to speak English when she was 10 years old, but she

ıloesn't any more now.7 3 ( Vs ur ıısed to be a good svvinmıer, but he isn't any ınore ııovv.23 llıe you tıg ııuııı vviisn'ı ıısed in ıravelliııg in ıı tıoıı-smoklng

ı unıpın lmeni

37

Page 39: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

24 The denstist has lived in London for five years, so he is quite used to the traffic.

25 You can say vvhatever you like! I am used to beinğ criticized.

1 Koşucu 2 saattir koşuyor olmalı.2 Kız plajda güneş banyosu yapıyor olmalıydı.3 Türk delegasyonu geri dönmekte olabilir.4 Türkiye'nin doğu kesiminde kar yağıyor olabilir.5- Öğretmenin sınıfta ne yaptığına dikkat ediyor olmalıydınız.6 Yılın bu zamanında annemiz Avrupa'da seyahat ediyor olamazdı.7 O arkadaşına tüm parayı ödüyor olamaz.8 O ilâcı her iki saatte bir alıyor olmalıydınız.9 Geçen yıl burada çalışıyor olmalı, fakat ben bilmiyorum.

10 Baba geçimini sağlamayı düşünüyor olmalıydı.1 1 Çocuklar oyun oynuyor olmayı yeğlerdi.12 Veysel çocuklara ders veriyor olmayı tercih ederdi.1 3 O kadınlar yaşamlarını kazanıyor olabilirlerdi.14 Anne babaların kızlarını eğitiyor olmaları gerekirdi.

1 You look very tired. You must have been working h?/d.2 The farmer must have been liviııg alone when his wife was in hospital.3 The Prince might have been working in this room.4 The maid should have been doing the vvashing -up5 The murderer couldn't have been staying at this hotel.6 Ayhan may have been driving the car.7 You ought to have been driving on the left.8 The secretary might have been trying to teli the manager something9 The Prime Minıster must have been arriving

10 The girl's finance can have been living in France.

1 Hasta taburcu edilmiş olamaz.2 Sorunuz hiçbir kimse tarafından cevaplanamaz.3 Tüm bu kitap ve kağıtlar derhal temizlenmelidir.4 Eğer yanlış herhangi birşey yapmamışsanız tutuklanamazsınız.5 Ziyaretçiler havaalanında karşılanacaklar.6 Eğer o garip şapkayı giyerseniz size gülerler.7 Senin polisçe hapse atılman gerekir.8 Dersler öğrenciler için daha ilginç hale getirilmeli.9 İnsanların öyle şeyleri ortalıkta konuşmamaları gerekir.

10 Şapkalar ve paltolar vestiyere bırakılmalı,1 1 Onlar gülünmeye alışıktırlar.1-2 Kızlar tanıştırılmaya istekliler,13 Bardakların hizmetçi laralindıtn 1 ııılmmumu gm-klıdiI-I İstediğin!/, kitap Ödlııtç nlıntnıç olabillt15 I şy ilif dilli? yoluyla gtftltiiillmililidİ

İH

Page 40: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

o 1

16 O mektubu bulamıyorum. Atılmış olmalı.17 Bir çek yazarken aşağıdaki hususların akılda tutulması, gerekir.18 Kimse bize kaç yeni sözcük yazılacağını söylemedi.19 Kaç tümce çevrilecek (çevrilmesi gerekir)?20 Öğretmenin konuşmasının yayınlanacağını söylüyorlar.21 Sonuçlar hemen duyurulacak.22 İçkiler bardan dışarı çıkarılamaz.23 İş haftaya yapılabilirdi.24 Makalenin yerel bir gazetede yayınlanması gerekliydi.25 Tüm sorunların öğrenciler tarafından cevaplanması gerekiyordu.26 Cevapların sadece kağıtların bir yüzüne yazılması gerekir.27 İşçi hergün işe geç gitmeyi alışkanlık haline getirdiği için dün işten

çıkarıldı.28 Öneriniz kabul edilmiş olabilir.

1 The girl would rather be married ııext year.2 A teacher should be dedicated to his work.3 Thq people of the community could be helped.4 Maıkets could be found for their tobaccoj Anothcr school will be opened in the area.6 In the old days most of our coal used to be transported by sea.7 The little child was later to be examined by a doctor8 1 aın supposed to have been invited to the reception9 The doctor ought to be told about the situation.

1 0 Jhat picture got damaged (was damaged) when we were moving1 1 The terrorist might have been killed1 2 He should have been told about it1 3 These doors must be kept shut14 I've heard that his lecture is going to be cancelledI 5 I thought the mateh vvas going to be cancelled16 The room isnİ to be used without my permission.1 7 The doctor telis the nurse that the patient mustn't be disturbed 1 8 Ali of them should be told to attend the meeting1 9 The dictionary you want may have been stolen 20 The plates might have been broken2 I This broken vase can not be repaired.22 l'he patient might be recommended a long holiday.23 The meeting could be put off till the direetor came.’ l That boy must be taught a lessom '

» The meeling had to be broken ııp by the poliçe.2ö İle ‘.hould be told never to do iı agnin27 The peıson you ıııeıılioııed vvill be pul inin piısoıı ııexl week -'M I he MifHhnd nııe.l lıave lıeeıı % lırtHg' d

Page 41: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

9 2 1 Durumu hafifletmek için hükümetin bir şeyler yapacağı varsayılıyor.~~"2 Kızının ipek elbise giymesinin gerekmediğini söyledi.

3 Patron, tezgâhtar kızın erken gelmesi gerekmediğini söyledi.4 Konu daha sonra tartışılacak.3 Bu kitaplar uzağa götürülmemeli.6 Bu kapı kolayca onarılabilir.7 Savaş sona erdirilebildi.8 Savaş- sona erdirilebilirdi.9 On yıl önce bu okulda Almanca öğretilirdi.

10 Türkçe,, okullarımızda daha iyi öğretilmeliydi.1 I Ona matematik öğretilse iyi olur.12 Kazada yaralanabilirdi.13 Bu güçlük birkaç biçimde ortadan kaldırılabilir.14 Gemi şimdiden kalkmış olamaz; 10'a kadar gitmemesi lâzım.15 Jane'le evlenmem gerekmezdi; başka biriyle pekâlâ evlenebilirdim.16 (Onun) cezalandırılması gerekliydi.17 Bu yöntemin hepsinden iyi olduğu söylenebilir.1 8 Okuldan doğru eve gitmek zorundaydı.1 9 Döndüğünde onu görmek zorundaydım.20 Bu hesaplar insanlar tarafından yapılırdı, şimdi (onlar) bilgisayar

tarafından yapılıyor.21 Bu elbise yıkanamaz. kuru temizlenmelidir.22 Biletlerin kontrol edilme ihtimali olduğundan yolcularca atılmaması

gerekir.23 Arabanın derhal garaja çekilmesi gerekir.24 Bu dokümanlar masanın üstünde bırakılmamalı, kilitlense iyi olur.25 İndirimli satışlar sırasında alınan eşyalar değiştirilemez.26 Ona yazmanıza gerek yoktu, çünkü yarın buraya geliyor.27 Herhalde paraşütü vardı, yoksa ölürdü.28 O süveteri Pazar günü almış olamazsınız, çünkü Pazar günleri tüm

dükkanlâr kapalı.29 Bütün işi yapmasanız da olurdu, çünkü o tür işleri yapacak bir

bilgisayarımız var.30 O kız bir düzine insandan herhangi biriyle evlenebilirdi, çünkü gerçekten

bir güzellik timsaliydi, fakat nişanlısı hapisten çıkıncaya kadar bekledi.3 1 Bebek için bilet almasanız da olurdu, zira bebekler parasız seyahat eder.32 Bir içki için durmuş ve tartışmaya karışmış olabilir.33 Birisi yanan sigara düşürmüş olabilir.34 Birisi uçağı kaçırmayı denemiş ve uçağın düşmesi sırasında bir boğuşma

meydana gelmiş olabilir. ’35 Bu iş mektubunun gönderilmesi gerekirdi.36 Tavsiye daktilo makinasında yazılabilirdi, cl \.mM\hı drpll,37 Edison, bildiğimizden daha çok anne ImIm silin »aıdıiıı * ıın«■ çalışmış

olabilir.ta hu lütbitb makiııayı durdm midiydik

iJO

Page 42: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

9 3

9 4

39 Matematik ve fen öğrenimi görmüş olmayı yeğlerdi.40 Gelecek ay evlenmiş olacaklardı ama şimdi kavga ettiler ve düğünleri

iptal edildi.

1 A smal file #nn be used when eleaning s park plugs.2 Petrol wi!l not burn unless it is mixed with air.3 Some of ıhe had effccls of earthquakes in towns can be prevented by

making special buildings.4 Exposure to radiation may result in sickness and even death.5 Lung cancer may occur as a result of lıcavy smoking.6 You should read as much English as you can, to improve your

understanding and your vocabulary.7 There was only limited money. however, I was able to obtain a grant.8 We had to read three articles on the population explosion, which ruined

our day.9 The available statistics also suggest that the modern industrial nations

of the West must have passed through a phase like this in the nineteenth century.

10 Is it possible that coırıpetition for available natural resources may lead to a war and then to a reduetion in population.

1 1 Policies ought to have been shaped to inçrease the incomes of the poor.1 2 Everyone should make a habit of elosing his/her mouth when sneezing

and coughing13 Athletes should take salt tablets when they indulge in vigorous cxercise

in the summer, to replace the salt lost through svveating14 Money can bring down governments, start wars, create power or

poverty.15 We must be albe to solve this problem.

1 Oldukça basit işlemlerle aklı başında ve normal vatandaşlar (bile) duyularından gelen açık kanıtları inkara yöneltilebilirler.

2 Pilot kendisine hız, yükseklik ve benzeri konularda önemli bilgiler veren birkaç göstergeyi sürekli gözlemek zorundadır.

3 Ekilen bitkiler geliştirilen çevre ve uygulamalara tam olarak uyum göstermezse, alana daha çok su getirmek, toprağı geliştirmek, bitkilere gübre sağlamak, çiftçiye daha iyi ekim yöntemleri öğretmek en iyi sonuçları vermeyebilir.

4 Gelişmekte olan ülkeler çoğu durumlarda ekonomik ve etkili basit ve ucuz yöntemler izlemek durumundadırlar.

5 Ulaşılacak önemli bir hedef olmadıkça haşarat ilaçlarının düzenli olarak büyük ölçüde kullanılması akılcı görünmemektedir.

6 Asit ya da baz çözeltileri sınanmadan önce nötürleştirilebilirler.7 Biyoloji öğrencisi kültür ortamı hazırlama, siterlizasyon, kültür aktarımı

bakımı ve aseptik tekniği, gibi temel bakteriyolojik teknikleri bilmelidir.

8 Trafik sorununun kökenine inmek için konuya kentlerimizde etkinliklerin düzenlenme biçimlerini belirleyen toplumsal ve ekonomik 1'ukıörlor yoluyla yaklaşmalıyız.

o MühendK Honınlnıı urluya çıktıkça çözmeli ve çözümleri birbirine karşıtgeirt singn in i kuı 11 ' a< uf biçimdi ııliııalnliı

|U ı . mı-a y(i/b ittim 1 " Itht M inli gı nı l l rn i r l r i r V"! ıtçabılu

4 I

Page 43: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

11 Yeni kuramların geliştirilmesinde kesin nesnellik mutlaka uygulanmalıdır.12 Sınanmamış varsayımlar araştırmada yanıltıcı etkiler ortaya çıkarabilir.13 İçten yanmalı motorlarda yüksek oktanlı yakıt kullanımı yüksek verim

sağlar.14 Bu sonuç rastlantıya dayanan olguların yanlış yorumlanmasından ileri

gelmiş olabilir.15 Araştırmacı hastalığın bölgedeki dumandan ileri geldiği sonucuna

varabilir.1.6 Yanlışları ortadan kaldırmak için daha büyük özen gösterilmelidir.17 Verilerin kaydedilmesinde duygular işe karışabilir, bu nedenle konu

dikkatle denetlenmelidir.18 Yanlışları azaltmak ya da ortadan kaldırmak için sürekli uyanıklık ve

çokça öngörü gerekir.19 Ölçüm yanlışları çalıştırıcıdaki beceri eksikliğinden ileri gelebilir, ya da

aracın keıldisindeki bozukluklardan kaynaklanabilir.20 Akıl yürütmeyi etkileyebilecek olan kimi etkenler şunlardır : a) Yanlış

örnekseme b) Yaygın biçimde, yeterli olarak kabul edilen daha ileri araştırma kavramlarının köstekleyici etkisi, ve c) Yetkililerin sorunun yeniden ele alınmasını engelleyici rolleri.

21 Uygulamalı bilimin tümüyle yeni hertür sentetik ürünün üretimini büyük ölçüde artırmasını bekinebiliriz.

22 Otomasyonun bir başka sonucuda fazla (artık) kapital birikiminihızlandırmak olmalıdır. Bu, gelişmekte olan ülkelerin kimi az gelişmişlik sorunlarını çö/ınek için onlara yardım etmek amacıyla kullanılabilir.

23 Büyük çoğunluğu üçüncü dünyada bulunan milyonlarca insan açlıksınırında güç durumda yaşarken nekadar iyi düşünülmüş olursa olsun hiçbir eğitim politikası yalnız başına cehaleti ortadan kaldıramaz.

24 Başka ülkelerden kopye edilen ve bir ulusun özel koşularını vegereksinmelerini gözönüne almayan eğitim sistemlerinin cehaletin temel sorunlarıyla başa çıkması beklenemez.

25 Mühendislik öğrencilerine endüstri artıklarının ortadan kaldırılmasıkonusunda bir konferans vermem gerekiyor.

‘>5 . 1 Magellan 16. asırda gemiyle dünyayı dolaştı.2 Ayda ilk kez kim yürüdü?3 Bu sıcak suda erir4 Odam bahçeye bakıyor.5 Televizyonda izlediğimiz sana gerçekçi göründü mü?6 Güneş sistemi, güneş ve dokuz gezegenden oluşur.7 Heyecanını bizden gizledi.8 Patatesin insanları şişmanlattığı sanılıyor.9 Hayvanlar yiyecek için bitkilere gereksinim duyarlar.

10 Pntih Sultan 1453 tarihinde İstanbul'u I* ilintil l Prova hu itlin öğleden soma devam miI J KiMt oimanda yatiH çifardmfl/ia -UmImiI? in tümü I İth in • < i

Page 44: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

13 O kasabada yaşayan insanların hepsi kimyasal madde üreten fabrikanın dumanından etkilendi/ etkilenmişti.

14 Hisse senedi fiyatları her yıl değişir/dalgalanma göstepr.15 Hayat pahalılığı endeksi geçen yıl yüzde on dolaylarında arttı.16 Enflasyon, fiyatların genel düzeyinde sürekli (bir) artış olarak

tanımlanmaktadır.17 Yiyecek(ler) uygun şekilde saklanmazsa çabucak bozulup çürürler.1 8 Grip normal olarak, üç ya da dört gün sonra etkisini kaybeder (ancak) bir

süre daha hastayı zayıf solgun ve çoğu kez de hayattan bezmiş halde bırakır.

19 Sigara içmiyorsanız kalp krizinden ölme olasılığınız daha azdır.20 Sigara hır yıl Birleşik Krallıkta 300.000'den fazla kişinin akciğer

kanserinden ölümüne neden olmaktadır.21 Hastaya suni solunum yaptırıldı.22 Sizce hangi yaşta çocuklar annelerinin fazla ilgilerine ihtiyaç duyarlar?23 Telefon faturaları ayda bir gönderilir.24 Yeni bir öğrenci başlangıçta yalnızlık duyar ama kısa sürede arkadaş

edinir.25 Doktor, ameliyat olman gerektiğini söylediğinde neler hissettin?26 Her birimize değişik bir armağan verildi.27 Teröristlerce kaçırıldı ama ellerinden kurtulmayı başardı.28 Çok fazla konuşmaktan boğazı ağrıdı.29 Meyve, vücuda vitamin sağlar.30 Gübre(ler) mineral kaybını önler.3 1 Buzdolapları meyveleri soğutmada kullanılırlar.32 Çoğu metaller ısıyı tahtadan daha iyi iletir.33 Aşırı soğukta insan vücudu dayanma sınırına kısa sürede ulaşır.34 Birçok üniversitede derslere devam zorunlu değildir ve yoklama yapılmaz.35 Bilimsel problemler meraktan doğar.36 Partiler tartışmalarını uygar bir biçimde sonuçlandırdılar.37 Penicilin tesadüfen bulunmuştur.38 Toplam nüfus başarılı bir şekilde aşılandı. .39' İslam dini cinayeti, zulmü, zinayı, kumarı, tefeciliği ve leş, kan, domuz

eti ve alkol tüketimini yasaklamaktadır.40 Bilim adamları, kolesterolün beyin hücrelerinin oluşmasında bir şekilde

gerekli olduğunu kabul ediyorlar.41 Başbakan, hâlâ enflasyonla etkili bir şekilde mücadele gereğine büyük

önem vermektedir.42 Normal olarak bağımsız ülkeler birbirlerini tanımakta ve ilişkilerini

diplomatik kanallarla sürdürmektedirler.■I t Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı, aşağı yukarı yeryiizündeki karaların

onda biri üzerindeki Asya'nın güneydoğu ucunda (yaşamaktadır), beşte hu i de Avrupa'da yaşamaktadır.

I I Hüliin önemli kararlar kabinedeki bakanlar tarafından alınır.l ı Kalıiıiı- üyelı-ıi normal olarak parlamentodaki kendi partisinin liderleri

immımlttn Hıışbıtkaıı laıalııulaıı MCçlllı

4 4

Page 45: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

96

46 Hindistan limanlarına yılın her günü yaklaşık 25.000 tonluk hububat gelmedikçe, açlık olacağı söylenmektedir.

47 Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi'nin önerisiyle Genel Kurul tarafından beş yıllık bir dönem için atanır.

48 Doktorların iyi para kazandıkları kabul edilmektedir.49 Türkiye'de konut sorununun nasıl çözüleceğini bilen birisi olup olmadığı

konusunda şüphem var.50 Dün meydana gelen tren kazasına sabotajın neden olduğu iddia

edilmektedir.

1 Water boils at 100°C2 What do you generally take if you have a headache?3 How is your house heated?4 Who killed Kennedy?5 W hat causes heart disease?6 The First World War began in 19147 My car never starts in the morring.8 Was the telephone invented by Edison?9 Another plane was hijacked last night.

10 Almost everyone in the city was vaccinated against cholera.1 1 His temperature dropped suddenly.12 The transistor was invented in 1948.13 The right side of the brain Controls the left side of the body.14 The söil provides nitrates for plants.15 Vitamins are produced synthetically in large amounts.16 Animals and plants continually take in and give out carbon during

respiration.17 Many women are employed in the growing and processing of tea.18 The Prime Minister declines to make a statement to the press.19 The majority of traffic accidents are caused by human error.20 It is time you went homc.2 1 This drug is blieved to have some side effects.22 The fact that this drug has some side effects constitutes a dravvback23 The patient was taken to hospital last night.24 The army put down the rebellion and dcclared martial law.25 A cease fire is expected to be decleared later this week.26 They retaliated by pouring cold water över my head.27 The prisoner was found guilty.28 When did you last have stomach ache?29 She concealed her nervousness from us.30 İndustrialists do not çare about pollution. They're concerned aboııt

profits.31 Whcn I svvallovv, my throat hurts.32 A doctor bândaged my head caıefıilly,33 They reduccd air pollııiioıı bul ccıııUI imi (demlimle iıt-I Ihey rxpuıird a mı llioıı ılnl İn m \vntlli uf d» tm (H|Ulptnenl fi I Mnpprd smnklhu ynıl = ilin

4 4

Page 46: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

36 Penicillin was discovered in 192837 The first photograph was taken in 1826.38 On October 16, 1979 Prime Minister Bülent Ecevit submitted the

goverment's resignation to the President.39 The President accepted the resignation but requested the Prime Minister

to continue in office pending formation of a new government and its approval by the National Assembly.

40 At the end of October 1922 the Allies invited both the Ankara and the İstanbul goverments to a conference at Lausanne.

9 7 Kalp, vücudun her tarafına kan pompalayan bir kastır. Duracak olursa, vücut kanın taşıdığı oksijeni alamaz.Kalp, yaklaşık bir yumruk büyiiklüğündedir. Erkek kalbi yaklaşık 11 ons (341 gr), kadınınki de aşağı yukarı 9 ons (279 gr) ağırlığındadır. Erişkinklerin kalbi yaklaşık 5 inç (12.7 cm) uzunluğunda, 3,15 inç (8.8 cm ) genişliğinde ve 2.5 inç (6.3 cm) kalınlığındadır. Normal bir kalp dakikada 70 ve bir günde de 100.000'in üzerinde atış yapar. İçinde her altmış saniyede 5 litre kan dolaşır.

20. yüzyılın büyük kadın liderlerinden biri olan İndira Gandi, Hindistan'ın Uttar Pradesh şehrinde doğmuştur. Babası, Jawaharlal Nehru, hep politikayla ilgilenirdi. İngiltere'deki öğrenimini tamamlayınca Hindistan'a döndü ve Hindistan'ın Büyük Britanya'ya karşı yürüttüğü kurtuluş savaşına katıldı. Hindistan 1948’de bağımsızlığına kavuştu. 1959'da babasının partisi olan Kongre Partisinin genelbaşkanı, beş yıl sonra d<j Enformasyon ve Yayın Bakanı oldu. 1966'da Başbakan Shastri'nin ölümü üzerine Hindistan başbakanı oldu. Kocasının adı Ferez Gandhi idi. 1977'de tekrar seçilemedi ama 1980'de yeniden başbakan oldu. 31 Ekim 1984'te Yeni Delhi'de öldürüldü. İki oğlu vardı.

£ * *

Leroy işine tekrar döndü, fakat bir hafta çalıştıktan sonra beni görmeye geldi. Sol kolundaki güçsüzlükten şikayet ediyordu. Kolunu dik olarak pek fazla tutamadığını söyledi. Tuttuğunda (böyle yaptığında) kolu titremeye başlıyordu. Patronunun para kaybetmesine neden oluyordu. Leroy telaşlanmaya başladı ve tansiyonu yükseldi. Kan basıncı çok fazla yükseldi, aşırı ölçüde terliyordu; iştahı kalmadı, iş ve evde huysuz biri oldu.t' ıh ı yaptık ve röntgen filmleri çektik. Fiziksel hiçbir anormallik

s'i'ililmÜYiıi'ilıı Şu halde burada şaşırtıcı vakalardan biriyle karşı karışya

bilinmiyoruz. hlıçok belirli vnı ama lıiçbiı organik neden yok. Belirtileri

l ‘ii ||i|ltom!ıill) tedavi rdrbllllb' ıdbelle, umu nedeni ın diı?

Page 47: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Bu (neden) yerin kendisi olabilir. Leroy orada ciddi bir kaza geçirmişti. Biz bunu tedavi ettik. Yine de tedavi edemeyeceğimiz (bir) ruhi sarsıntı olabilir.

, ruhsal bir yarayı dikemiyoruz.Leroy'e fiziksel terapi gerektiği kanısında değilim. Güçlüdür ve bedensel olarak işini yapabilecek şekilde yetiştirilmiştir. Ama (sağlığındaki) bozulma devam ederse, tavsiyelere ihtiyacı olabilir. • İşini ya da en azından iş yerini- değiştirmesi gerekebilir. Bu aşamada prognoz değişkendir.

9 8 Ancient Egypt consisted of the desert regions surrouııding the Nile. This reigon was the çenter of one of the great early civilization. The civilization was based on cereal productio'n. The soil near the river was very fertile. Drainage and irrigation necessitated large scale cooperative effort. Consequently, the growth of urban communities and Central organization was stimulated.

, In the follovving years the Egyptians developed a strong system of goverment.They began to buıld pyramids and temples and ıriade magnifiçient works of art.

# * î*î

Thermostats are used in most water heaters. A thermostat consists of a bimetallic strip. It is connected to a heater in a hot water tank. The water in the tank is heated: Consequently, the strip expands and bends. As a result, contact is broken and the heater is swicthed off. After that the .vvater cools...

* % *

First a seed germinates in warm, damp soil. İn germination, a root and a shoot grow out of the seed. At the same time the remains of the seed decay. Then a young plant grows and leaves are formed. When the plant matures, flovvers are formed. The flovvers are pollinated by wind insects or water and then fruits are formed. After that, the flovvers die.

% ;|î

The pulse is the vvave of distension produced in the arteries when the left ventricle of the heart contracts and pumps blood into the aorta. İt is most easily felt where a large superficial artery crosses a bone. The most conveııient point is on the arterior surface of the wrist, where the radial artery, crosses the radius.The pulse rate is the frequency of the heart beat. This can vary considerably. The normal pulse rate of some adults is as slow as 50 per minute and otlıcrs as I.m .ıs 90 per minute: the average is said to be 72. İn the in fani (he pulse rate can be as rapid as 140.The pulse volüme indicales the ninnimi ol hlmul m cin ıil.ıinm aıul ılır propıılsive power of the lıeıııi. The pulse ılı . ılım ıs 11<«ıınoIIs n.nı m liııı* ıml Inice, bul inggUİtit İÜÖn meni iıı illnrv lıı *ıll ı nsrs uhnır h mgiıhtı111r-«

4 fi

Page 48: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

are noted. the heart apex beat is counted. The apex beat can be located in the fifth intercoastal space about two inches to the left of the sternum.

9 9 1 Bu akşam yemeği dışarda yiyorum (yiyeceğim).2 Bay Aktaş'ın haftaya Cuma Paris'e gidecek uçağa bir bileti bulunmaktadır.3 İngiltere'ye gitmeden önce İngilizce öğreneceğim.4 Hükümetin amaçları yakında gerçekleştirilecek.5 Ticaretteki gelişmeler vergi sistemindeki reformları izleyecek.6 Hastalık vakalarındaki azalma ergeç tespit edilecek, (tayin edilecek)7 Hükümetin politikasını gerçekleştirmek için yapacağı girişimler derhal

onaylanacak.8 Yamaçlardaki toprak, erozyonla yerinden oynatılamayacak.9 Hükümetin önündeki sorunlar olaysız çözülecek.

1 0 Cumhuriyetçilerce yeni bir hükümet kurulacak.1 1 Yeni Endüstriyel gelişmeler yeni bakan tarafından sunulacak.1 2 Umarım öksürüğünüz daha ciddi birşeye yol açmayacak (açmaz).1 3 Şu anda yaşam zor, fakat herşey yakında değişecek.14 Tülin 20 yaşına gelince evleneceğini ve iki çocuk sahibi olacağını

söylüyor.1 5 Gelecek Pazartesi meslektaşlarım adına konuşmam gerekecek.1 6 Zanlı suçludur ve altı ay hapsedilmesi gerekir.1 7 Tanıkların duruşma süresince hergün mahkemeye gitmesi gerekir.18 Babam 50'sinde emekli oluyor, böylece ben gelecek yıl işi ondan

devralıyorum.1 9 Sınav duyurulduğu gibi gelecek ay yapılacak.20 Yarın büro her zaman olduğundan bir saat geç kapanıyor.2 1 ■ Kötü hava nedeniyle uçaklar yarın kalkmayacak.22 Öğrencilerin kimileri yaz tatillerini Kuşaadasında geçirecek.23 Gece rahat bir uyku uyuyacaksınız.24 Orkestra bir vals çalacak; vals programda iki numara.25 Ortalık aydınlanmadan evden ayrılabilmek için yarın kahvaltıyı çok

erken yapacağız.

t 0 0 1 Next birthday I'll be 36.2 We're going to hire a mini bus lor the trip.3 The meeting wi11 be över by 5.4 What lime does the bus arrive?5 The train is Ieaving in ten minutes.6 W i 11 you pay in cash or by cheqııe?V Tlıcrc wi 11 definitely be a few tickets left.8 l'ın sure I'll pass my exams.9 Tlıe Iiısi race is to bc rıııı at tvvo o'clock.

M) ı ‘»ıı'll he in lı ;ıııd successl'ııl wheıı yoıı'rc okler,I I 0 yon iı o llımtıgh ılıe ırd Ilglıl, yoıı'll lıuvc ıııı accident.I ' H you eui ılı.ıi lislı, ymı'ıv hotıııd lo be sirkI ' I in mu yolııg lo pny voıı ıııılil voıı Ilın h ıhı \votk

41

Page 49: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

14 My father is retiring next summer.15 This law will have a bad effect on the economy.16 The P.M. will announce the government's decision about bilateral agree-

ments soon.17 The employers will start negotiatnions as soon as the workers return to

work.18 The patient will not be given any treatment until the doctor has exami-

ned him.19 The new government will be recognised by the United Nations.20 According to law, my younger brother joins the army next year.21 The plan is going to be approved by the committee.22 This story will eventually get translated into Turkish.23 If they make such criticism, they «zili get treated with the contempt they

deserve.24 The Prime Minister is to visit Italy next week.25 I will remember this day ali my life.26 You'll lose vveight if you don't eat fatty foods and svveet things.27 You're to go and see the director at önce.28 It is going to be hard to change his mind.29 If you play poker tonight, you're bound to lose money.30 The price of bread will definitely go up within a few weeks.

101 Lira'nın değeri düşükse, Türkiye'deki fiyatlar yabancılar için daha ucuz, dış fiyatlar da Türkler için daha pahalı olur. Bu daha az sayıda Türk'ün yurt dışına seyahata gideceği ve daha çok yabancının Türkiye'ye geleceği anlamını taşır. Bu ayrıca, daha çok yabancının Türk mallarını satın alması ve dolayısiyle Türk ekonomisinin düzelmesi ve liranın tekrar güç kazanması demektir.

102 1 Doktor hastaya sigarayı bırakmasını söylüyor.2 Yeni hükümet fiyatları kontrol etmeye uğraşıyor.3 Paranın alım gücü azalıyor.4 Şirketin yurt dışındaki faaliyetleri genişliyor.5 Çocuk İngilizce konuşmada sürekli yanlış yapıyor.6 Çoğu şirketler yönetim kurulları tarafından yönetiliyor.7 Almanya'da Türk çocukları Türk öğretmenlerce eğitilmektedir.8 Hastaya şarap içmeyi bırakması söyleniyor.9 Ateşkes her iki ülke tarafından ihlâl ediliyor.

10 Haber bültenleri gazetecilerce hazırlanıyor.11 Uyandırıldığı zaman derin bir uykudaydı.12 Ne olup bittiğini anlamak için aşağı indi.13 Sami karısıyla ilk karşılaştığı zaman tatilde deniz kenarında bir otelde

kalıyordu.14 Kahvenizi getirdiğim zaman telefonda kiminle konuşuyorduruı/715 Havaalanından ayrıldığımda, Fuat'la hamım hâlâ gümrük memurlıırtylit

konuşuyorlardı.16 Savaş patlak verdiğinde o 5 yılılır Inm'da nimmakinydı17 iti/ dışnii çıMığımı/da İM adam {telis Mırtıkolıııuı yölürülüyoidu

4 B

Page 50: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

\

18 Dün, bütün gün şirketin durumu tartışılıyordu.I 9 Dün gece adam polis tarafından izleniyordu.20 Sandalyeler çocuklar tarafından odaya taşınıyordu.21 Misafirler dans ederlerken hırsrzlar eve girip birçok kürk çaldılar.22 Bay Demirsoy son 5 yıldır İzmir'de oturmaktadır.23 Buraya geldiğimden beri kar yağıyor.24 Duruşma 2 yıldır devam ediyor.25 Altı aydır aylığında bir yükselme bekliyor, fakat henüz (onu) istemiye

cesaret edemedi.26 Toplantı başladığından bu yana iş üzerinde konuşuyorlar.27 Polis haftalardır esrarı çözmeye uğraşmaktaydı, fakat başaramamıştı.28 Nişanlanmadan önce Remzi iki yıldır Ayşin'in kendisiyle evlenmesini is­

tiyordu.29 Babam sırtında bir ağrıdan şikayet ediyordu, bu nedenle dün onu doktora

götürdük.30 Emekli olduğu gün prefesör 30 yıldır (o) üniversitede hocalık etmektey­

di.31 Gerçekten üne kavuşmadan önce Shakespeare birkaç yıldır yazı yazmak­

taydı.32 Bir saatten fazladır bekliyorduk ama hâlâ otobüsten eser yoktu.33 Şu anda 600.000 Türk, çoğunluğu Batı Almanya'da olmak üzere, dünyanın

otuz değişik ülkesinde çalışmaktadır.34 Gelirleri düşük insanların boş apartman dairesi bulmaları / kiralamaları

gittikçe güçleşiyor.35 Kliniğe girdiğimde bir bayan çok genç bir doktor tarafından muayene

ediliyordu.36 Taşınmaya karar verdiklerinde, şirket aynı yerde on yıldır iş yapıyordu.37 Bilim adamları belirli bir virüsün hareketini incelerlerken hücre yapısı

hakkında yeni olgular ortaya çıkarttılar.38 Avustralya ve Kanada, kalifiye işçilerin Avrupa'dan göçlerini hâlâ teşvik

ediyorlar.39 Birkaç yıldır süren kuraklık nedeniyle ülkenin kırsal alanlarında pek çok

insan açlık çekerken, hükümet bir gıda programı başlatmaya karar verdi.40 Jenny son zamanlarda çok fazla yemek yiyor beş kilo aldı.

I 0 3 1 They are spending a loft of money on building new roads.2 Living standards are rising significantly in most European couintries.3 The poliçe are investigating the erime.4 The strike at Atatürk Airport is resulting in heavy delays to passangers.5 The farmer is raising cattle in his farm.6 The garden is being vvatered by the gardener.7 Your car is being mended by the mechanic.8 The ııurse is being shown how to bath a baby.9 The clıairs are being carried out into the garden.

10 İ liç visitors are being shown the new buildings.I I ( olıımbus vvas tıying to reach India when he found America.I ’ The lamily w:ıs vvaitiılrıg a lelevision programme wlıen the burglar hroke

iıılu Ilır hotlMC,! i VVlılle the wuıket \vfls in huspitsii his fitin pıılıl his vvıtges eveıy wee!

4 »

Page 51: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

14 While İlker was vatching television his wife was laying the tables.15 As I was typing the letter I tıoticed many spelling mistakes.16 When I was on leave, I was always being asked question about my new

wife.17 Information was being collected about it ali last year.18 The garden was being watered when 1 came home from the office.19 The bridge was being built last year, but it wasn't linished when I savv it.20 The guns were stili being fired although the ship was sinking.21 I have been learning English for three years.22 My brother has been working in the bank for fi ve years.23 The price of oil is increasing.24 Dr. Önbayrak has been living in Amkara since 197525 I have been waiting since 6 o'clock and stili my turn hasn't come.26 Ozan has been breaking things ever since he was a little boy.27 1 felt tired because 1 had been vvorking hard.28 The doctor told me that he had been examining a patient.29 They've been repairing the road for two months.30 The tap has been dripping since morning.31 I'd been thinking about calling you.32 Had be been vvorking when the machine broke?33 Many countries are facing the question of vvhether or not to use nuclear

energy.34 The government is planning to develop a nuclear energy programme to

provide the region with ali the electricity it needs.35 A strong nationalism is accompanying the population explosion in

some areas of Asia, Africa and Latin America.

1 Türkiye son zamanlarda dalgalı kur sistemini benimsemiştir.2 Kral ülkeden kaçmadan önce yabancı bankalara çok miktarda para

yatırılmıştı.3 Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin batı ve güneyinde birçok tatil

köyleri kurulmuştur.4 Kabine üyesi bakanlar bir hafta önce Cumhurbaşkanı tarafından kabul

edilmişti.5 Nobel ödülü tanınmış yazarımız tarafından geri çevrilmişti.6 Adam hırsız tarafından bıçaklanmış. •7 Gelecek Haziranda ikinci kitabımı yazmış olacağım.8 Sömestir sonunda öğretmen bize İngilizce konuşmayı öğretmiş olacak.0 Politikacı partisinin her zaman sosyal güvenliğin destekçisi olduğunu

bildirdi.10 111ayiciler yetişmeden önce yangın bitişik binaya sıçramıştı.I I Onun 13 yaşında böyle zor bir sınavı geçmiş olduğunu işitince şaşırdık.1 Irmağa düştükten sonra onu doğruca eve getirmiş olmanız gerekirdi.I t Gelecek yaz geldiğiniz zaman umarım bu yol yapılmış (tamir edilmiş)

olacak.I I İki ay içinde onu temel eğitimi bitmiş olacak ve biz işe başlıyor ola

e a kI'ı Gezimin sonunda aynı konlcıaıvu l|r? G -' vrıııtlş olacağını1 f, un sokaktaki evlerin çoğu yık ılım? ama köşe.Irkî eski dnkl nıuı dokunul

mami|

= A

Page 52: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 7 Ozan bu tepelerden altın olduğundan emin, ama altı aydır arıyoruz, henüz (altının) izine ratlamış değiliz.

18 Bu yolu bir ay önce genişletmeye başladılar fakat işçiler son 10 gündür grevde olduklarnından (daha) fazla iş yapamadılar.

19 Size karşı birkaç yıldır çok sabırlı davranmaktayım.20 Okuldan ayrıldığımdan beri hayatımı kendim kazanmaktayım.21 Gelecek Ocak'ta gelir vergisi olarak 50 milyon lira ödemiş olacağım.22 Gelecek ilkbahara o arazide 100 ev inşa etmiş olacaklar.23 Geçen yıldan bu yana hayat pahalılığı çok artmıştır.24 Aslı, kocasından beş yıldır haber alamadığı için tekrar evlendi.25 Bana daha yüksek bir aylıkla çok iyi bir iş teklifi yapıldı.26 Bay Boztaş'a Londra'ya gitmeden önce arkadaşları tarafından bir hediye

verilmişti.27 Kalabalık polis tarafından dağıtılmıştı.28 Onlar bir karara varmadan önce öneri ayrıntılı bir biçimde tartışılmıştı.29 Son birkaç yılda okulu terkeden öğrencilerde azalma olmuştur.30 1969'dan bu yana sigara içenlerin sayısı yüzde 42'den yaklaşık yüzde

30'a düşmüştür.31 Tıp bilimi, hayvansal yağlarla fazla şeker ve karbonhidratın zararlı

olduğunu saptamıştır.32 Çiçek aşısı oldunuz mu?33 İzmir'deki taşkınları duydunuz mu?34 Yardım beklemeden kendi işlerini yapmayı öğrenmiş bulunuyor.35 Enerji kullanımı insanlığın ilerlemesinde yeni bir anahtar durumuna

gelmiştir.36 Türk teröristler için yıllarca cennet olarak kabul edilen Suriye, güvenlik

işbirliği ve terörist sızmaların önlenmesi yolunda Ankara'nın yaptığı çağrılara birden bire daha duyarlı hale gelmiş bulunuyor.

37 Bir güvenlik görevlisi, çete ayrıldıktan sonra tüneli buldu.38 Hastalık, gelişimini geciktirdi.39 Son on yılda konut durumunda fazla gelişme gözlediniz mi?40 Genel Sekteter, Sovyetlerin önerdiği yeni planın, birçok bakımdan, daha

önce reddedilenle aynı olduğunu söyledi.

I A ğrcat deal ol reasearch has been done receııtly in the possible causes of AIDS.

1 Nevv instttomii.ib . e been ınvented for reducing accidcnt risks..3 Prenelı has been laughl in Tıııkey for many years.I lı has been decided by the Municipality that a special inquiry should be

Held. about t he ııcw sııbway pıoject.I I hal soııg had been sung before you arrived.

h i1' obvioıı.s t hal he hasıı'ı siudied his lesoııs.I he ne w hıidge vvill luıve heeıı lini.shcd in (ive yeaıs' lime.

II IİH Ihın llas maile gum! pıııllls İhı*, yjail

s I

Page 53: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

9 Doctors have learnt a great deal in the last fifty years.10 Our students have progressed very well this term so far.1 1 Nobody has discovered a cure for the common cold yet.1 2 My daughter had broken her leg 'the previous day so she couldn't go to

school.1 3 Our guests had met before, so we didn't need to introdııce them to one

another.14 The old man had been a great traveller in his youth and could teli a tale

about many places he had been.1 5 The train had already left so I waited for the next one.16 Our team couldn't play football that Sunday as it had rained ali the pre­

vious week717 The telegram will have reached London before your plane lands.1 8 By noon tomorrow we will have travelled more than thousand kilome-

ters.19 When the time comes for me to retire 1 will have risen to a high posi-

tion in the firm.20 My brother will have come back from New York I "fore we leave.21 It was clear that the poliçe had been given the wrong address. ■22 My collection of stamps has been stolen.23 İt was told me that the train had been cancelled.24 A proforma invoice has already been sent.25 When the aeroplane landed the pilot had found that one of the wings had

been damaged.26 The man died after he had been ili a long time.27 By next month ali his furniture will have been sold.28 She has been given a birthday present every year.29 Ali the patients will have been discharged by the time we come back.30 The centre of gravity of Turkey's economic and commercial ties has star-

ted shiftmg to the West.3 1 The oil crisis has had a significant effect on the car industry. It has for-

ced industrialized countries to recognize the need to Conserve energy and to turn away from oil as the dominant fuel of the future.

32 A scientific research has established that there are direct correlations bet- ween air pollution and the frequency of motor vehicle accidents.

33 You'll only be able to answer the question when you've read the report in detail.

34 ' Most of us have put ali our faith in one thing, have put ali our eggs inone basket, and our lives have no richness apart from our families and our jobs.

106 Bilim ve teknolojideki ilerlemeler, dünyaya pek çok yararlı şeyler getirmiş, yaşamı kolaylaştırmış ve insan sağlığını ve ömrünü olumlu biçimde etki İt­miştir. Fakat, her güzel şeyde olduğu gibi, beraberlerinde yeni sorumluluk ve tehlikeler de getirmişlerdir. İçlerinden iyi olanları benimsemede genellikle acele ediyoruz da getirdikleri sorumlulukları kavramada o derece süratli ollıuıvo rıız.Belki dr bunun bayla gelen örneği otomobilin b ntlnlıı Geçen yıl ll < B m ) K i yi otomobil ka?fisihdii Öldü

Page 54: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

I 0 7

I ON

Yurttaşlar ve bilim güvenlik ve yaşamımıza yönelik bu tehdidi önlemek için bir yol bulmalıdır.Tıp geçtiğimiz yüzyılda sarı humma, sıtma, tüberküloz, çocuk felci ve başka birçok hastalıkta büyük aşamalar kaydetmiştir. Öyle ki, insanın tahmini ömrü 40'tan 70'e fırlamıştır.Yakıt elektrik ve gaz kullanımımız, yangın tehlikelerini büyük ölçüde artırmıştır. Bunların yanlış kullanımlarının yolaçtığı can ve mal kaybını önlemek için, herkesin, bunlar hakkında yeterince bilgiye sahip olma konusun­da kendisine, ailesine ve yurttaşlarına karşı sorumluluğu vardır.

1 Zil çaldığında tam bir saattir İngilizce öğretiyor (olmuş) olacağım.2 Karım da bütün gün çalışıyor olmuş olmasına rağmen bulaşıkları

yıkamaya aldırmaz.3 Müdür Londra'ya vardığında beş saatten fazla seyahat etmiş olacak.4 Bitirme sınavı gününde yaklaşık yedi yıldır İngilizce çalışıyor (olmuş)

olacağım. ,5 Tekrar sınav (yapıldığı) verildiği zaman İngilizce dersine dört yıldır

devam ediyor (olmuş) olacağız.6 Karanlık bastığında istirahat etmeksizin on saattir çalışıyor olacağız.7 Haziran'a kadar altı aydır Ankara'da çalışıyor olacak.8 Gelecek yıl bu zaman arkadaşım bir fabrikada tam beş yıldır çalışıyor

olacak.9 Üzgünüm, doktor henüz evde değil fakat gelmesi an meselesi.

10 Sanırım hastanede bir arkadaşı ziyaret ediyor olacağımdan gelemiye- ceğim.

1 I Haftaya bugün kar eriyor olacak ve kayak sona erecek.12 Önümüzdeki seçim, gelecek 15 günün ana konuşma konusu olacak. Parti

liderleri televizyonda konuşuyor ve yerel adaylar seçim çevrelerinde top­luluklara hitabediyor olacaklar.

1 3 Sömestrenin ilk günü berbat olacak, çünkü herkes kendi tatili hakkında konuşuyor olacak.

14 Arkadaşım sizi Esenboğa Havaalanında bekliyor olacak.15 Havaalanına vardığımızda bir refakatçi sizi bekliyor olacak.16 Bu akşam büroda geç’ vakte kadar çalışıyor olacağız, bu nedenle saat 10'a

kadar eve gelemiyeceğiz.I 7 Alışverişten döndüğümde kocam bahçede çalışıyor olacak.I 8 Gelecek ay bu zaman Avrupa'da seyahat ediyor olacağız.19 Yarın öğleden sonra bu vakit Karadeniz üzerinde uçuyor olacağız.20 Yarın sabah her zamanki vakitte sizi köşede bekliyor olacağım.

1 İn Scptember, I vvill have been living in Ankara for ten years.2 By June of next year I’ll have been teaching for twenty years.1 By the (ime Ziya ise forty-five he vvill have been teaching for 25 years.1 Aı ılıc end of tlıis year we vvill have been doing the same job for ten

ycnrs,I lıc ırmıcs will have been fightiııg for four years by the end of this mı>ııt lı

tı Mil* Ilıtır lir M nınrHlı I vvill ü llUİtlg tin tı beııtlı/ lıı e lıııınlı.ıl \tıu§ lime jiMipl# -İli l.t gniıtn I " M bB» l»M lliçit ItııliılaV’s

Page 55: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

9

10 1 I

1213

14

15

8

1 0 9 123456

78 9

10 1 1

121314151617181920 21 2223242526 27 İH

It won't be easy for the terrörist to get out ot the country bccuse the po­liçe will be vvatching ali the ports.The football club has lost some of its players because they wi 11 be loo- king out for new men next week.1 wonder what she wi 11 be doing this time tıext year.This time tomorrow everyone will be reading of your success and al! sorts of people will be ringing up to congratulate you.We caıı't meet before sunday as 1 will be working oveıtime until then.She will be sending out her iııvitations at the last minute again, 1 suppo- se.My vvife's mother will be coming for the summer holiday next week today.It's may daughter's birthday next Monday so we. wi 11 be giving a paıty as usual.

Hırsız, polis karakolunda daha fazla sorgulama için iki saattir tutuluyor. Her öğrenciye bir kâğıt verilecek.Öğrencilerin İngilizce'deki düzensiz fiilleri ezberlemeleri bekleniyor. Müdür ne yemek isterse servis yapılacak.Bu hatalar kimin tarafından yapıldı?Erkek arkadaşım, arabası çalınmış olduğu için :-vc yaya gitmek zorunda kaldı.Evimizin neden hemen satılmış olduğu bize söylenmedi.Bu zor sorular kim tarafından cevaplandırılacak?Tırmanışın çök zor, yorucu olmasına karşın tepedeki manzara yorgunluğa değdi.Toplantının şimdiye kadar bitmiş olması beklenmektedir.Kabine ekonomik durumu görüşmek için muhtemelen yarın toplanıyor olacak.Yeni kurallar şu anda ülkede yaşıyan yabancıları etkilemiyebilecek. Fabrikadaki gayri resmi grevlerin sayısı geçen yıl arttı.Başkan daha genç birine yol açmak için istifa etti.Sanırım mesele üstündeki görüşlerimi şimdiden biliyorsunuz.Sokaktaki adam görüşlerini (kısaca) birkaç sözcükle ifade etti.Gele, k ay bu evin borcunu ödemeyi bitirmiş olacağız.Toplantının neden ertelendiğini bilmiyorum.Programın neden iptal edildiğini araştıracağım.Bu arabanın ne kadar kullanılmış olduğu söylendi mi?Başkanın ne kadar zamanda bir seçileceğini bilmek isterim.O, lisanı kısa bir süre çalıştığı için belki iyi konuşamaz.O yeni takımı aldıktan iki gün sonra Hatlar yüzde yirmi yükseldi.Onun nerede çalıştığını başka kim bilir?Genç adam onu yapmak zorunda Olduğu için yapıyor.Herkes dönemin soııtı ermesi ve luliliıı başlama'.mı özlemli bekliyordu İşi /umanında bitirebildin ıııiVKm alini ogınu iletin y iv ili bit MbtiH Muti yöiiPimeloıijtl y.

M

i. I (Iflı

Page 56: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

29 Müşteri parayı tezgâhın arkasındaki uzun boylu kıza verdi.30 Yaşlı adam işi kurdu ve oğlu da onun adına işi yürüttü.3,1 Ülkenin ithalatını karşılayacak kadar ihracatı yok.32 Genellikle hemen herkesin yüzmeyi'sevdiği bilinir.33 Henry Ford zamanından bu yana endüstride seri üretim yöntemleri

yaygınlaştı ve bu birçok inalın fiatını düşürdü.34 Katlandığı sıkıntı için kadına çok acelece teşekkür ettim ve evden

mümkün olduğunca çabuk ayrıldım.35 Polis kalabalığı dağıtmak için ateş açtı.36 O son dört yılda on yıl yaşlandı.37 Polis gösteriyi bastırdı.38 Onun ilk karısından olan çocukları başka bir kasabada oturmaktadırlar.39 Ordunun kışlasına dönmesi bekleniyor.40 Ortadoğu politikasında 180 derece dönüş yaptılar.41 İktidardaki Anavatan partisinin gelecek genel seçimi kazanması bekle­

niyor.42 Reagan'ın Moskova gezisine bugünkü gazetelerde geniş yer veriliyor.43 General Ertürk silahlı kuvvetler başkomutanlığına vekalet ediyor.44 Devlet bakanı. Başbakan ve Dışişleri Bakanlıklarına da vekalet etti.45 Bunu daha fazla tartışmada bir yarar görmüyorum.46 Soygunla ilgili olarak birçok kimse göz altına alınmıştır.47 Yaklaşık iki milyon lira değerinde kaçak sigara ele geçirildi.48 Olayla ilgili olarak 100 kişinin sorguya çekilmiş olduğu bildiriliyor.49 Roman bir gazetede tefrika (yayınlanmakta) edilmektedir.50 Katillerin çok kısa bir zamanda yakalanmaları bekleniyor.5 I Bu ülkede kurallara uymayan öğrenciler genellikle cezalandırılır.52 İstanbul-Aııkara arasında kısa bir süre içinde altı şeritli bir yol

yapılacak.53 Kurşun kalemlerin bir düzinesi 50 bin, liraya satılıyor.54 Korkunç kazanın kurbanları hastaneye kaldırıldı.55 Suçun yoksulluktan doğduğuna inanılmaktadır.56 İnsanlar yalnızca nesnel bir dünyada yaşamazlar ne de herzaman

anlaşıldığı biçimiyle bir toplumsal etkinlik dünyasında yaşarlar aksine büyük ölçüde yaşadıkları toplumda anlatım aracı olan belli bir dilin tutsağıdırlar.

57 İçinde bulunduğumuz toplumun dil alışkanlıkları birtakım yorum seçeneklerine yatkın olduğu için büyük ölçüde şimdiki gibi görür, işitir, ya da yaşantımızı sürdürürüz.

58 İlgisi sonuçta söylence (myth) yapılarının insan zihnini yansıtması kadar ne ölçüde onları oluşturduğu konusuna yöneliktif-doğa ve kültür arasındaki ayırımı ortadan kaldırma derecesi ile ilgilidir.

59 Sonuç olarak şiirde sözcükler yalnızca düşünce aracı değil, kendi başlarına bir nesne, özerk, somut varlıklardır.

00 Şiiı dilinin işlevi sözcenin en üst düzeyde ön plana çıkarılmasından oluşur.

01 ||rı yııpıt, her roııııın. olayların dokusu yoluyla keıuli yaratılışının kendi t,ıııhçt .ııını öyküsünü anlatıl blı yapılın nnlamı kendi kendisini anlat masın#, tendi vıırlifindim o limesindedli*

S i

Page 57: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Sistemin karmaşıklığı açıkça şundan ileri gelir. Çıkış noktası belirlen­diğinde, ayrılabilen daha sonra başka bir şeyce birleşebilen ve yorumla­nabilen herhangi birşey bir gösterge görevi yapabilir.Aslında reklam standartları yetkilisi kendi kendine denetim sisteminin kamu yararına işlemesini şağlamak için reklamcılık dünyası tarafından oluşturulmuştur.Erkeklerin kadınlar üzerinde uyguladıkları otorite loplumumuzda en önemli bir baskı kaynağıdır.Televizyon kameraları olmasa Etopyayı kasıp kavuran açlık bugünkü gibi dünyanın refah içindeki kesiminin ilgisini çekmiyecekti, bu ülkelere her programdan sonra para ve öteki tür yardımlar akmaktadır.Küçücük milero bilgisayarlar geliştirilmemiş olsa bilgisayar devrimi düşünülemezdi.

The visiting President was met at the airport by the Preşident, Prime Mi- ıı i s ter some cabiııet Ministcrs and senior (high ranking) officers.The results haven't been announced yet.

Three persoııs were detained on suspeets.He was arrested on charges of robbery.The electricity was completely cut olT today.Both soldiers were avvarded medals.Ali the old houses wi11 be demolished.Most of the iron reservoirs of the country are concentrated in contral AııatoMaThe story is bcing follovved wilh interest.The appeal to join the campaign was well received.Ali the foıeign oil companies have been natioııalized in Venezuela. Smoking was proved to be hazardous to health.A new project has been vvorked on for three days.The decisioıı was taken unanimously in the joint session of the Grand National Assembly.This fact is known by everbody.The last Five-Yeâr Development plan has been implemented since 1973 It is estimated that the factory will cost 9 billon liras.It is understood that his lailure was due to lack of financial mcans.It is alleged that the man has killed his wife out of jealousy.He is suspected to belong to a gang.They were seen Crossing the river.Nothing has been heard from him since he left.İt is believed that the three parties wi 11 form a coalilioıı govemnıeııi.The meeting was pos.tponed to anot liri davThe Turkish Cup Final vvill lir lelecaMrd /ic.len-.nl livc on I V (irlrvi-.nl) Has Ih is novcI boru itinde inin a lilıııV Ali his bolııglngN have biett eonhn gtrdVVİIO VVflfe Ilır ı aı loUflt! I'v '

Page 58: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

29 What's urgently needed is not money but food.30 1 hope everything will turn out ali right in the end.3 1 Even the lapse of many years will never erase your image from my tnınd.32 This was given us as a prcsent on the occasion of our silver weedding33 He owes his success entriely to his own etforts.34 This room will hold two hundred people quite comfortably.35 My father is retiring becausc of his poor health.36 On his doctor's advice, the patient took a month's holiday.37 Out of ali the members present, only, two spoke in favor of the propo-

sal.38 A seaıch was made throughout the house, but no clue was found39 The price has been reduced to 10.000 liras.40 Leyla took the lion's share.41 1 know ali the ins and outs of this business.42 He broke the record in both the high jump and the 100 meter dash.43 They are going to Bursa with the intention of climbing to Uludağ:44 The thief was caught red-handed, just as he was pultiııg the watch in his

pocket.45 He thinks of nothing, but making money.46 He is not thinking of retiring yet.47 The airport is being enlarged.48 The Nobel Prize wa-s .ptesented to the famous Russian scientist for his

work in the field of physics.,49 Heart disease takes more lives annually in the United States than any

other ilness.50 A committe has been inquiring into the cause of the recent outbreak ol

illness and in its report the epidemic is put down to contaminated meal.

I I 1 Günümüzde doktorlar çocukları kızamığa karşı aşılıyabiliyor. Tarihte ilk kıv, kızamığın yayılmasını önlemek mümkün olacaktır. Eğer çocuklaı aşı il< bağışıklık kazanabilse kızamık, çiçek hastalığı gibi geçmişte kalabiliı. Kızamık aşısı, özel olarak işleme tabi tutulmuş, zayıflatılmış, kı/.amıl virüsünden hazırlanır. Virüs zayıflatılmış olmasına rağmen, yine de siiıekli doğal kızamığı geçirdikten sonra kazanılan süreklilik gibi, bağışıklık ka zaııdırma gücüne sahiptir.

* * *

19 Mayıs 1919 Mustafa Kemah Atatürk'ün Samsun'a çıktığı ve Türk Ulusunun Bağımsızlık savaşına başladığı tarihtir. Anadolu toprağına ayak baslığı gün İstanbul hükümetine İzmir'in işgalini protesto eden bir telgraf göndermiştir. <' telgrafta şöyle diyordu: Ulus bu haksız saldırıyı kabul etmiyeccktir. Hav/a vı Amasya'dan asker ve sivil yetkililere gönderilen bildirilerde şöyle iliyordu Ulu .un bağımsızlığını koruyacak olan ulusun azim ve kararıdır, böylcee dayandığı gücün ulus iradesi olduğunu açıkça belirtmiş oluyordu.hlmibul'un yabancı güçleı tarnfındnn işgalinden ve yeni seçilen met Ibdıı daûılmıumıdmı soııııı, M Keııınl = ' Ni -aıı 1‘UO'de Ankara'da uluğıınüslü yelklle ıi ulan ve tdumıtı lıadoslnl milisi! bileli bit Millet Me« lUj topladı Millet Metli

Page 59: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

sine karşı sorumlu, Türkiye'nin bağımsızlığını savunmaya kararlı bir hükümet kurdu.Mustafa Kemal Atatürk İstanbul Hükümetinin başkente dönme buyruğuna uymayı kabul etmedi ve birçok kahramanlıklardan dolayı kazandığı askeri rüt­belerinden vazgeçti. Ulusal savaşımdan vazgeçmektense, çok sevdiği askerlik mesleğinden ayrıldı ve savaşımı ulusun bir bireyi olarak sürdüreceğini söyledi. Erzurum ve Sivas kongrelerinde ulusal direnme hareketine yön verdi ve ayrı dağınık düşünceleri düzene sokmayı başardı. Ayrıca, Milli Misakla oluşturulan sınırlar içinde kalan Türk vatanının kurtarılması için savaşma kararını bütün di­renme örgütlerinin ortak kararı haline getirmeyi başardı. Bir temsilciler Heyeti seçtirdi ve Heyetin başkam olarak bütün ulusu ve Anadoludaki asker ve sivil kaynaklan ülkeyi her yandan işgal eden düşman ordularına karşı harekete geçirilmesi çabalarını başlattı.

1 Yiyeceğin nereden geldiği konusunda titizlik göstermezsek, yine yeterin­ce yiyeceğimiz olur.

2 (Eğer bir) pulunuz yoksa mektup gönderemezsiniz.3 Seda'nın yarın sınavı varsa çok çalışması gerekir.4 Dişiniz ağrıyorsa dişçiye gitmeniz gerekir.5 Gamze rejim yaparsa kilo verir.6 Araba çok pahalı ise almayacağım.7 (Eğer) hava iyi olursa pikniğe gidcce|,jjv8 Karımı başka bir adamla görsem adamı derhal öldürürüm.9 Başbakan olsam kesinlikle gece uyuyamam.

10 Aslan kaçarsa alarmı çalın.I I Kız arkadaşım telefon edecek olursa ona bu akşam birazcık gecikeceğimi

söyleyin.12 Şarap içmeyi bırakmayacak olursanız hastalanmanız hiç de şaşırtıcı olmaz.13 Dikkatli araba kullanmıyacak olursa, sık sık kaza yapması hiç de

şaşırtıcı olmaz.14 Hava düzelirse yürüyüşe çıkacağız.15 Tren gelince yolcular binecekler.1 6 Hakem düdüğünü çalınca oyunu bırakacaklar.17 Milyoner olmasa uçakla seyahat etmezlerdi. ?18 Daha ucuz olmasa uçakla seyahat etmezlerdi.19 Eğer zengin olsam iyi bir ev alırdım.20 Birisi ona vermemiş olsa Ahmet benim adresimi bilemezdi.21 Roy evini satacak olsa önce bana teklif eder.22 Fırsat elinize geçse hangi ünlü kişi ile tanışmayı islerdiniz?23 Babam bana biraz para verecek olursa gelecek ay yeni bir araba

alacağım.24 Türkiye yeterli ihracaat yapsa sürekli ödemeler dengesi sorunu olmazdı25 Öğretmenimiz herşeyi iyice açıklnınasa derslerini anlıyaııı.ı/dık.26 Bir kişi yabancı bir ülkeyi ziyaret elim4 ı u r. o kısının ma.-ılı luı p.ı

saporta sahip olması geıeklidiı• ığeı elektrik km... . olursa ilim el. i iril İl ah ıh . dniııı27

Page 60: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

I 1 3

28 Gelecek yıl maaşımda bir artış olursa bir ev almayı düşünürüz.29 Bugün dünyada en önemli üç kişinin ismini vermeniz istense hangi in

sankları seçerdiniz.30 Herhangi bir ürün piyasada kıtsa o ürünün fiyatı yükselir.31 Otobüs bekliyorsanız kuyruğa girseniz iyi olur.32 Birisi bana şantaj yapacak olsa polise söylerdim.33 Yerinizde olsam evin etrafına biraz ağaç dikerdim.34 Tatilde olsam İtalya'ya giderdim.35 Çok zamanım olsa makaleyi okurdum.36 Bu belgeyi lütfedip imzalar ve mümkün olduğunca çabuk tekrar bana

gönderirseniz çok minnettar kalırım.37 Onur'u görürsen ona bir haberim olduğunu söyle.38 Bu gece don yaparsa yarın yollar kaygan olur.39 Fatih-kütüphaneden aldığı kitabı yarın geri götermcdikçe ceza vermek zo

runda kalacak.40 Yerinde olsam nişanlıma bütün bunları derhal söylerdim.

1 If yoıı don't mind we wi 11 compare notes before the last candidate coıııes in.

2 If by an chance we miss the train, we shall not get there till after lunclı.3 If I were you I would not take this exam.4 If we were to be appointed, she would do everything to help.5 If he had a car. he would never stay at home.6 If we did not bring our umbrellas, we vvould get wet.7 If there is stili vacany in your company, I wi 11 be glad to apply for t İn*

position.8 If you should receive an aiternative ofter in the meantime, please let ııs

know.9 I vvould be grateful if you'd let me knovv the result of the exam as sooıı

as possible.10 Unless there is something else to discuss, I'll declare the meeting closcıl.11 If you smoke in an non-smoking cornpartment, the other passenpeih

vvill object.12 If you teli too hot during the night, turn down the Central heatiııg.13 If a driver brakes suddenly on a wct road, he vvill skid.14 If you don't knovv the meaniııg of a vvord, you may use a dictionary.15 If your fingerprints are on the knife, you vvill be charged vvilh murdcı.16 I'm not expecting any messages, but if someone rings vvhile I anı nııl.

could you say that I'll be back by 5.00?17 If I get a vvork permit, I'll stay for another year.18 İf he agrees to let me go on vvorking after marriage, I'll marry lıiııı.19 Provided you remember the passvvord, you'll be in no danger.'O II Hsenboğa Airport is clear off fog vve'll land there..M II you vvould like to see the photographs I'll bring llıeııı in ılır almı

n.oon.II you vvould like a copy ol ılır lumk, I can gel one,II yoıı vvould like to see Atıkııı*ı from ılır air, I'll aııangc -ı hrllıopieı ıııplor yoıı.I'll cnine huri ıııul 1 m ıh H imiKiııo” il vmı vvould İli • me toİl ||ı HrHlt ı)(!f vvjtfl ıillolİH! pÜİ t - -11111 im o ııımi y lıiııı

t

Page 61: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

114

26 If we worked ali night we would finish it in time, but we have no inten- tion of working ali night.

27 If canıe across two men lighting with knives 1 wou!d cali the poliçe.28 If sonteone rang my doorbell at 3 a.m. I would be very unvvilling to

öpen the door.29 If I had a unıversity degree I would now sit in a comfortable Office ins-

tead of standing at a Street corner sellıng newspapers.30 If he smoked less he might get rid of his cough.3 1 If they spoke English to her, her English would improve.32 If 1 could drive we would be able to take the car.33 If we had Central heating the house would be vvarmer.34 If people drove less slowly there wouldn't be so many accidents.35 If the flats were clearly numbered and the names were on the doors, it

would be casier to find people.36 If I were you, I would get married again.37 If you were a doctor, what would you do?38 lf I were you, I would go by train.39 If he is deaf, he ought to wear a hearing aid.40 If you have a headache, you should take an aspirin.

1 Kapalı devre televizyon kullanmamış olsalardı dükkanda hırsızlık yapanı belirleyemeyeceklerdi.

2 Sokaklar açıkça işaretlenmiş olsaydı evi bulmamız çok zaman almaya­caktı.

3 Şikağo gibi büyük kentte yaşamış olsaydınız ve akşam caddelerde dolaşsaydınız birisi paranızı almak için sizi öldürebilirdi.

4 Doktorun söylediği gibi sessizce yatmış olsaydı ikinci bir kalp krizi geçirmeyebilecekti.

5 John sınavını geçmek isteseydi, sınav için daha çok çalışırdı.6 Kardeşimin yerinde olsaydım, konuşmanın ortasında ahizeyi bırakırdım.7 Nasıl çalıştığım bilmiş olsaydım ne yapacağını ona söyleyebilirdim.8 Üstelemiş olsa, o işi yapmak zorunda kalacaktınız.9 Bana sormuş olsaydınız, size yardım etmekten ancak kıvanç duyardım.

1.0 Program ilginç olmuş olsaydı, televizyonu açık tutardık.1 1 Araba pahalı olmuş olsaydı, onu satın almazdık.12 Hemen doktora gitmiş olsaydı, bugün yaşıyor olabilirdi.13 Önemli olmasaydı arkadaşım benden ricada bulunmazdı.14 Daha fazla zamanı olmuş olsaydı, sınavı bitirebilirdi.15 'Aya ilk yolculuğu yapma olanağınız olmuş olsaydı gider miydiniz?16 Atatürk'le aynı gün ve yılda doğmuş olsaydınız şimdi kaç yaşında olurdu

nuz?17 Arkadaşımın hastalığına bir yıl önce teşhis konmuş olsaydı hastalık m

davi edilmiş olabilirdi.18 Annemle babam fakir olmamış olsıılaıdı ıııııverslieye gidebilirdim19 Sizin yardımını? olmamış olsaydı yeiçekim o dunundu ııe yupm ııgııiıı

bilmezdim.

Page 62: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

20

115 12

3.4

5

6

1

8

9 10 I 1 1213

14

1516 17

19

20

Niyetinizin ne olduğunu farketmiş olsaydım sorunları sana açıklamak için boşuna zaman kaybetmezdim.

If Cengiz had paid the fine, he wouIdn't have been sent to prison.If I had knovvn that you vvere short of money, I would have lent you some.If iny telephone hadn't rung at ten o'clock I might stili be in hed.I'm sorıy. If I had knovvn you vvere stili reading those books 1 vvouldn't have taken them avvay.Most. studeııts vvould have attended the meeting if thcy had knovvn it be- forehad.If Mehmet had been vvaiting for an hour in an icy vvind, he vvould be very angry.If my mother had told me we had run out of berad I vvould have bought some.If he had booked the. seats, as I told hini to, we vvould have had quite a combfortable Journey.If my father had knovvn you vvere in hospital, he vvould have visited you. If the train hadn't stopped quickly, the little boy vvould have been killed. If I had vvorked hard at school I might have got a good job.If he had killed somoeone he vvould have göne to prison.If the teacher had been more intelligent he vvould have realized that Ayşe couldn't have been guilty.If Atatürk hadn't abolished the caliphate the Turkish Republic could not have been a secuiar State.If there had been taxis vve vvould have taken a taxi to go to the museum. If you hadn't vvashed your shirt in boiling vvater it vvouldn't have shrunk. If the driver hadn't been driving so quickly the accident vvouldn't have been so terrible.If the rich man hadn't paid the ransom at önce, he vvouldn't have got his son back alive.If the exit doors hadn't been blocked / closed people vvould have been able to escape from the burning hail.If Selçuk had admitted his guilt, he could not have been expelled from the school.

I 1 6 1 Yurtdışına seyahat benim için her zaman heyecan vericidir.2 Özlem için matematiği anlamak zordur.3 Küçük çocuk için bir bisiklet sahibi olmak önemliydi.4 Anne babaların çocuklarına yardım etmeleri doğaldır.5 Mektupları cevaplamak zor iştir.(> (Hir) tez daktilo etmek uzun zaman alır.7 İngilizce öğrenmek zor görünüyor.8 Sebzeler için tazelik gereklidir.o Itıı hastalığı tedavi etıııel. için cerrahi müdahale gerekebilir.

İti Hastayı ıııuayi'iie etimi iyin hlı tlokloı gerekir

o i

Page 63: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 1 Ameliyatı yapmak için deneyimli bir operatör gerekir.12 Başka bir ilaç vermek yararlı olmayabilir.13 Çoğu kimse yaşamını kazanmak için çalışır.14 Hataları önlemek için sonuçlar kaydedilmelidir.15 Onun cezasını kararlaştırmak için duruşma gizli olurumda yapılmalıdır.16 Sekreter telefona cevap vermek için odadan ayrıldı.17 Bu ilaç mikroplan önlemek için kullanılır.18 Arkadaşım okumak için bir öykü kitabı aldı.19 Tıp tahsili yapmak için Hacettepe Üniversitesine devam etti.20 Parçayı doğru çevirebilmek için İngilizce bilmek zorundasınız.

1 17 1 To make mistakes in Englislı is easy.2 To explain the rules in Englislı is vcry difficult for me.3 To seli used-cars was enjoyable for me at that lime of the year.4 To learn a foreign language requires lots of practice.5 To prevent forest fires precautions must be taken.6 To complele the construction more iron and Steel are needed.7 To achieve accurate results the machine must be in good working condi-

tion.8 To keep down the costs factories must be placed near the mines.9 To understand Turkish is not always difficult.

10 To earn my living I teach English.1 1 To colleet stamps is very inleresting.I 2 To vvatclı television ali night is boring.1 3 To understand English was difficult for Seda at the begining.1 4 My daughter has learned English to speak to foreigners.1 5 Tülin needs a l'riend to play wilh.1 6 My father sent me some money to buy books.1 7 1 havc got a key to unclock this door.18 The little girl needs a box to hold her pencils.1 9 Selçuk got a job to earn money for his summer holiday20 Mert went to England to learn English.21 To understand the passage properly, the whole text must be read.22 To solve the problem, you havc to study haıd.23 To prevent soil erosion precautions should be laken.24 To pay for the import larger export are needed.25 It is necessary to change the system.

118 1 Kurul ayda iki kez toplanmaya karar verdi.2 Bizi müzeye götürmek için söz verdiler.3 J ıı 1 i a telefona cevap vermeyi reddetti.4 Öğretmen pazartesi günü başka bir sınav veımeyr 'enli5 Tüm köylüler yeni seçim sonuçlarını bilmek iMeılileı u Tanık gerçeği söylemekten çekindi

fi î

Page 64: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

I 19

7 Türkiye Amerika Birleşik Devletlerinden geniş ölçüde buğday almaya niyetlendi.

8 Gelecek yıl kasabanın dışında yeni bir fabrika inşaatına başlayacaklar.9 Yeni araştırma projesinde işbirliği yapmayı kararlaştırdık.

1 0 Adalara bir gezi düzenlemek olanaksızdı.I 1 Karışıklığın nedenini bilmek önemlidir.I 2 Yabancı öğrenciler için yeni kurslar düzenlemek mümkündü.1 3 Sudan'lı öğrenciler için ek kurslar düzenlemek kolay olurdu.1 4 Konuk heyete durumu açıklamak zor olacak.1 5 Çocuklukta yaşanan olayları unutmak genellikle mümkün değildir.16 Onun dürüst olduğunu duymak önemlidir.I 7 Ayşe sınavı kazandığını öğrenmekten mutluydu.I 8 Çocuk ne kadar para harcadığını öğrenince şaşırdı.19 Öğretmen bu soruya nasıl cevap verileceğini bilir.20 Genç kız burada bir hafta daha kalıp kalmayacağını merak ediyordu.21 Hırsız kasayı nasıl açacağını keşfetti.22 Ali bana kibritsiz nasıl ateş yakılacağını öğretti.23 İdareci, sekretere anahtarlarla ne yapacağını gösterdi.24 Milletvekili adayı seçmenlerden kendisine oy vermelerini niçin istedi?25 Hız sınırlaması getirilmesinin amacı, ölümle sonuçlanan karayolu kaza­

larının sayısını azaltmaktır.

1 The swimmer failed to reach the shore.2 They ran to help the injured man.3 The patient vvanted to see the doctor.4 The doctor thought the patient to die before morning

.5 I regret to say that you were mistaken.6 The boy decided to go to America bul later he changed his mind.7 I want you to vvait before deciding to accept his offer.8 She learned to control her temper at last.9 The class seems to understand everything the teacher said.

10 İt is helpful to use a dictionary.II It is enjoyable to watch television in the evening12 İt wi 11 be difficult to learn English after forty.I 3 İl vvill be interesting to collect stamps.I 4 It was impossible to answer the question.I 5 İt vvas often difficult to accomplish the task.I (t Slıc vvas very pleased to hear that her fiance vvas well.I / He vvas sıırprised to learn that he failed in the exam.1 8 I doıı'l koııvv vvho to go to for advice.19 Wr eoııklıı'l decide vvlıat to do next.20 i mı musi learn when to laik and vvhen to be silent.' I I knmv lıovv lo solve llıis problem.

2 J A y Bel ı illi İ r i l y o u vvllielı b ll t lo ıı İn pirit/*

- 1 l l l r |ı Mı li ri e«pl ılh|rı| İI İIU llıivv lo BMŞVVel (Ilı I r l l r t

Page 65: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

24 We found out where to by fruit cheaply.25 My father showed me how to change a fuse.

1 2 0

121

1 Mustafa'nın yeni görevine derhal başlamış olması gerekirdi.,2 Firma işi 27 Mayısa kadar tamamlamış olmayı (islenmektedir.3 Arkadaşım kırkına varmadan bir servet sahibi olmayı istemektedir.4 Hakan, iki yıl içinde borçlarını ödemiş olmayı ummaktadır.5 Mühendisin beş treni ile ayrılmış olması gerekiyordu.6 Sizi ziyaret etmiş olmaktan memnunduk.7 Size çok fazla sıkıntı vermiş olmaktan üzgünüm.8 Kazayı görmüş olan tek kişi Onur'du.9 Batan gemiyi terketmiş olan en son kişi kaptandı.

10 Ahmet'in her zaman dürüst bir insan olduğunu biliyorum.11 Saat 10'a kadar daktilo yazmayı bitirmiş olmamız gerekir.12 Yaşlı adam diğer adamın adını unutmuş numarası yaptı.13 Hükümetin enflasyonu aşağı çekmiş olması gerekirdi.14 Başvuru formlarının posta ile gönderilmesi gerekmektedir.15 Bu elbise modaya uygun biçimde yapılmalıdır.16 Onu dün görecektim.17 Hükümetin ücret politikası başarıya ulaşacaksa,fiyatları kontrol altında

tutmaya çalışmalıdır.1 8 Sahanın suyla kaplanmış olması nedeniyle ertelenen maç gelecek Pazaı

oynanacak

1 They are to be married in June.2 The Dean was to öpen the new hospital.3 A new governmet was to be established- by the Democratic Party.4 New machines are to be used by the ındustrialists.5 The manager expects him to have finished the job in time.6 1 want to have travelled round the world by the time I am 25 years old.7 We are to have left the hotel on 30 May.8 Serap was to have telophoned ıhe theatre to book seats.9 My father was to have bought fish for lunch.

10 My brother was to have arrived on the fi ve o'clock train.1 1 My daughter wants to have learned English by next spring.12 The parcels are to be sent by post.13 The doctor expected the aiçl to have arrived before morning.14 We are sad to have lost such a good friend.15 My friend vvants to have lived iıı evory eapilal in liıııopr.16 The motorvvay is to be compkicd by 199717 My son was to have golle to I ııplnnd to -.iııdy r|e< lıU al eıipiııcı liılg la a

yem but in the end he wenl to Ihe Matçı|8 Ilır llbnil V VVflN to llttVr becit npellfd hv Ihr t't İttie M i İtildi t büt İte tvdS

Page 66: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

12345

6

789

10

1234567

. 89

10

123456789

1011121314151617

1 NİM

Diş sorununuz için görmeniz gereken kişi Bay Aydınlık'tır. ilk konuşmanız gereken kişi Tıp Fakültesi Dekanı'dır.En ucuz yemek yenecek yer kafeteryadır.Artık düşünülecek tek şey, görüşmeden nasıl uzaklaşacağımızdır. Toplantıda üzerinde düşünmemiz gereken son sorun parayı nasıl değerlendireceğimizdir.Hükümet refahın yeniden dağıtımını sağlayacak yöntemler üzerinde dur­maktadır.Kaçınılması gereken yiyecekler karbonhidratlarla yağlardır.Konferansta tartışılacak on'dan fazla öneri var.Yapılacak en kötü şey onu kendinizin tamir etmesi.Yapılacak en iyi şey formu iade etmek.

The person to consult is your lawyer.The easiest thing to do is to start again.This is a point to bear in mind.The coüntry to go is Japon.The person to phone is theplumbenThe chemist gave her the tablets to be taken three times daily.The first man to set foot on the moon is Neil Armstrong.The specialist to see for your eye trouble is Dr. Esenyel.Here's something for you to do while you're waiting.The teacher was the first one to enter the classoom.

Her akşam televizyon izlemek eğlendirici değildir.Buraya ev yapmak büyük bir hata olacak.Geri kalmış ülkeleri geliştirmek çok zaman alır.Beş çocuğa bakmak hizmetçiyi tamamen meşgul ediyor.Sözcük alıştırmalarını tekrarlamak onları ezberlemek için iyi bir yoldur. Kardeşinden mektup almak onun sıla hasretini biraz daha azaltmaktadır. Yabancı bir dil öğrenmek kolay değildir.Bir tıp metnini çevirmek zordur.Verimsiz bir toprakta sebze yetiştirmek ekonomik değildir.Başkalarını eleştirmek kolaydır.Adam,olay hakkında herhangi bir bilgisi olduğunu inkâr etti.Hırsız bankayı gece yarısı soyduğunu kabullendi. ^Yaşlı adam sürekli yatakta kalmaktan nefret ediyor. X,.Seni görünce gülmemek elimde değil. -İşçi tatile çıkmayı Ağustos'a kadar erteledi.Hırsız bankaya bir camı kırarak girdiğini kabul etti.Onun İlker'e aşık .olduğu yolunda size herhangi bir şey söylediğimi red­dediyorum, •Ilıdığı ellmi/le vr-rnmın.lıı «(/««- lııı ınah/ımı vııı mı?Kı/ Öğle VeltiefiİHİ bil Inkmıjida . en ir yi üiH'tlJI

Page 67: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

M3i

Lütfen sizi rahatsız, etmemi bağışlayın.Onun karısnı terketmesini anlıyamıyorıım.Yemeklerde çok fazla su içmekten kaçınınız.Ona yaş günü için bir kitap vermeyi düşündük.Kayak öğrenirken bana bakılmasından nefret ederim.Onun doktor olmak için öğrenim görüyor olmasını düşünemiyorum.Sizi görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum .Aynı şey için iki kez ödeme yapmaya itiraz ediyorum.Doktorunun tavsiyesi üzerine sigarayı bıraktı.Çok cimnastik yapmak kişiyi (sizi) sağlıklı tutar.Birkaç aspirin alıp denedi ama hiç etkisi olmadı.

Reading,is my favorite pastime.Driving a car through busy streets,is hard work.Giving up smoking is very difficult for me.Smoking is bad for your health.Understanding English is easier than speaking it.Seeing is believing.Studying ali day is hard.Having breakfast at 11 o'clock is a bad habit.Speaking English well requires a lot of practice.Reading in a bad light is very bad for the eyes.Mert enjoyed taking Özlem to the cinema last week.I can't understand him going to the theatre with Jane.My father doesn't consider buying a new house before selling the old one.The young man mentioned going to the theatre.Do you mind my seeing your photos again?We ali appriciate your wanting to help us in our difficulties.My mother dislikes getting up early on Sundays.The thief admitted stealing the money.Aylin avoids meeting her fiance after their quarrel.I gave up smoking when 1 was 25 years old.

Adam müdür tarafından eleştirmiş olmaya karşı çıktı.Araba bir saatten daha fazla bir kovalamadan sonra yakalandı.Bu, hastalığı tedavi etmek için güvenilir bir yöntemdir.Halihazırda azınlıkların haklarını korumak için bazı yasalar vardır.Bu kitap yabancı dil öğretimi hakkında çok bilgi içerir.Amerika'dan dışarı çıkan kapitalin denetimine ilişkin bazı tarşıtmalar var.Bu alet uzak bulutların yüksekliklerini ölçmek için kullanılır.Hükümet deviet ormanlarında yasa dışı kesime karşı yasa çıkarmalıdır. Planlamış oldukları gibi yapmamaya (davranmaya) hiı nnh-ıı göremediler.Bu plan yerel halkın isteklerini karılamaıD l>u havli nşuıııu k.ivdcdrıHtir,() Ium /aıııaıı İyi giyimin koiHisUH^g tminHiİym m liııiiı

Page 68: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

12 Öğretmen yeni konuyu hemen sunmak kararından vazgeçti13 Annem ameliyat olmama düşüncesinin aksine karar verdi.14 Adam şerefsiz olarak adlandırılmaya tepki gösterdi.15 Küçük çocuk ezilmekten kıl payı kurtardı.1 6 Genç adam benim kendinden önce terfi etmeme (yükselmeme) öfkelendi.17 Soygundan kendisine söz edildiğini inkar etti.18 Yabancı dil öğretiminin çeşitli yöntemleri vardır.19 Jale partiye çağrılmadığına kızdı.20 Sözümün kesilmesine tahammül edemem.21 Adam halkı cesaretlendirerek ülkesine yardım etti.22 Arkadadaşlarıyla konuşarak yardım sağladı.23 Yazar yoksullara yardım etmekten onur duydu.24 Genç kız iyi bir adamla evlendikten sonra ikinci bir okula başladı.25 Kız kendi kocasını kendi seçmede direndi.26 Genç adam birçok kitap okuyarak kendi kendini eğitti.27 Kadın Nobel ödülünü kazanmayı başardı.28 Günümüzde kadın olmanın hiçbir avantajı yok, ama eskiden akıllı bir

kadın, dişi olmanın avantajından yararlanabiliyordu.29 Nükleer silahların denenmesi sonucu radyoaktif maddelerin aşırı oranda

arttığı (bir) gerçektir.30 Televizyonun çocuklar ya da erişkinler tarafından çok fazla izlenmesine

karşıyım.

27 1 There was no. hope of finding any survivors from the crash2 She apologized for disturbing us.3 The Government was unable to make any promises about lifting restric-

tions in the near futu re.4 My doctor advised me to give up smoking5 My daughter, has difficulty in speaking English well.6 His wife made a lot of money by selling her house.7 The general iıısisted on seeing the document.8 Tlıey made money by buying and selling wool.9 My friend earned his living by selling used cars.

10 The lecturer began by telling us where the old city was, and went on talkıng about its history.

1 I Tom denied having been sent to prison when he was, 20 years old.1 2 The terrorist denied having been taken to the hospital on Sunday.I ' The littlc gir! was puııished by being sent to bed without any dinner.M My duııghtiT remembers being taken to Cyprus as a small child.I ■ I lır .ali slıowcd no siııgs of having been touched.l o Ilıt' drlveı vvas lineti lor being drıınk in charge of a car.I / M \ pul lıirnd likt". being inken mil in İrmeli

IH İnlin irİpM in ıivolıl being seril lıy liri > ■■ lııi'thnınl

t

Page 69: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

128

129

19 The worker complained of being underpaid.20 • The woman boasted of having been seen in his hoııse that evening.

1 Adam kapının yanında durarak ağaçtaki kuşu vurdu.2 Bir uğraşa gereksinim duyduğundan, üniversite İngilizce öğre’tiyor.3 İlker öğrencilerinin takdir edeceğini bildiği için boş zamanlarında onlara

İngilizce öğretiyor.4 Başka bir mesleği olmadığı için adam balıkçılık yapıyor.5 Çekmeceyi açarak bir tabanca çıkardı.6 Hırsız ayakkabılarım çıkararak tedbirli bir biçimde koridordan sürünerek

geçti.7 Öğrenci iken tarih konusunda kitap okumaya ilgi duyardı.8 Dili bildiğinden bir iş buldu.9 Talimatı okuyarak şehirlerarası (bir) konuşma yaptı.

10 (Kendimi) oldukça yorgun hissettiğimden telefon ettim ve eğlenceye ge- lemiyeceğimi söyledim.

11 Herşeyi dikkate alırsak fena bir tatil değildi.12 Yükselen fiyatlar hammadde tutarlarındaki yükşelişin sonucudur.13 Hükümetin mevcut sorunları tümüyle parasaldır.14 Makinaya büyütücü bir alet yerleştirildi.15 Düşmekte olan ihracaat hükümetin asıl kaygısıdır.16 Farklı sonuçlarımız için bir neden bulamadık.17 Gezegenin çizdiği yol döner bir teleskopla izlendi.18 Polis kalabalığı basınçlı su (akarsu) ile dağıttı.19 Adlar döner bir kapı üzerine kazındı.20 içinde bulunduğumuz durumda şaşırtıcı olan şey hükümetin müdahale hare­

ketidir.21 Temel nedeni bildiğinize göre, anlaşmazlığın nedeni hakkında bana

birşeyler söyleyebilirsiniz.22 Kötü haberi alınca arkadaşına ielefon etti.23 Aşık olduğundan, Oya'dan kendisiyle evlenmesini istemeye karar verdi.24 Bir adamı ameliyat ederken operatör fena halde soğuk algınlığına yaka­

landı.25 Doktor olduğu için gece geç vakit sık sık çağrılır.

1 Deceiving people, one can not get anything.2 Using public transportation, one can save a lot of money.3 Seeing her chance, the girl studied hard.4 Loving his work, he has been teaching at a primary school.5 Thinking of ali the possibilities, he solved the problem correctly.6 Desiring to publish an article, the teacher translated an English text.7 Hoping to finish his book, the writer worked veıy hard.8 Putting down the book, I vvalked över to ılır wirıd<*w .mil looked oııt.9 Living in a big city, vve have lots of opportilflillf^

10 Holding the ropu w i 111 one hıııııl. ılır rümlın t timin d yp ila ImıldluyI I 1’mltH'tlüjj nri’H lıııve been planım) ıntmd (İn u u lmı

f.H

Page 70: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

121 3 14

1 5 1617

181920

3 0 123456 7

910

1 1

12

13

14

15

161718

1920 21 22

232425

i l

The transmitting devices are not in good working condition.The tape recörders are in good working condition.Soldiers vvere killed in increasing numbers during the war between İran and IraqThe old woman was poisoned by the escaping gas.Walking through the park, vve saw a lot of lovely flovvers.,Singing a song, the school children marched smartly into their class rooms.Similing happily, the mother took the baby in her arms.The man went into the mosque by muttering a prayer.Summoning my courage, 1 attacked the lion again.

Arabayı kullanan adam içkiliydi.Kucağında (bir) bebek tutan kadın doktoru görmek için bekliyor.Erken ayrılmayı arzulayan ayrılabilir.Cinayet hakkında bilgisi olan herkesin polise haber vermesi isteniyor. Hastayı ameliyat eden cerrah, kasabanın ünlü bir doktorudur. Kayınbiraderimi muayene eden doktor İngilterelidir (İngilizdir).Telefonda konuşan güzel kız benim sekreterimdir.Sözlerini dikkatle seçerek (seçtiğinden) konuşmacı iyi bir konuşma yaptı.Kalabalığın ortasında durarak siyasi duruma ilişkin bir konuşma yaptı. Son olaylar dikkate alındığında hükümetin saygınlığının arttığı belli oluyor.Müzik yeteneğini keşfettiğinden öğretmen profesyonel bir şarkıcı olmak için işini bıraktı.Sınavda iki kez başarısız (olmuş) olduğundan bir kez daha denemek iste­mediUzun süre kendi kendinin patrnonu olduğundan başkalarından emir almanın zor olduğunun farkına vardı.Romeo, Juliet'in ölmüş olduğuna inanarak, kendini öldürmeye karar verdi.En iyi hareket tarzını seçmiş olduğundan babasının kendisiyle gurur duy­masını sağladı.Ders kitabını adamakıllı okuduğunuzdan soruları doğru yanıtladınız. Sekreter mektupları daktilo ettikten sonra müdüre imza için verdi. Londra'yı görmüş olduğumdan herkese onun hakkında herşeyi anlatabil­dim.Bekleme salonunda oturan kadın, doktoru görmek istiyor.Yatmış olduğundan hiç kimse tarafından rahatsız edilmek istemedi.Sınavı veremeyince askere gitti.Uzun bir alış veriş listesi yapmış olduklarından (yaptıktan sonra) süper­markete gittiler.Diş hekimi delgi aletini tutarak hastayı muayene etti.Akşam yemeğini yedikten sonra tatlı ve kahve rica ettiler.Politikacı sandalyenin üstüne çıkarak kalabalığa hitabetti.

The imin sittiııg över there is iııtelligentl'luTe i1, one .iııdeııt in the classroom, preparing his lesson.1 hal pul. lonkiıtg vcıy sinccre, cnine (rom America 1 he nnııı. MftiHİlııg by llıe üooı is my Ungligh inıeheı.

Page 71: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

5 1 love the girl sitting on the right.6 The man vvorking on the machine is in some danger.7 Having wrapped the package, the girl went to the post Office.8 Having completed the requiremenis lor the course, thcy were allowed to

register.9 Having broken his leg, he was laken to the hospital.

10 Having received special training the man staıted to teach English.1 1 Having vvorked hard ali winter, we took a vacation.12 Having thought ali the possibilities, the girl solved the problem.1 3 Having done well on the cxamination the boy was sent to England.14 Having listened carefully to the speech, they asked intelligent questions.15 Being in London, I was ablc to visit- the museums.16 Visiting, the director at nine, I left the town.17 Seeing the new film, she was able to teli the boy about it.18 Being a successful leacher. he can answer ali your questions.19 Looking out of the wiııdow, Burcu noticed that there was a thief in the

garden.20 Feeling very ili, he wanted to see the doctor.21 The policeman directing the traffic looked tried.22 The girl driving the blue car is Burçak.23 The man sıttıng on the chair is my doctor.24 The people attending the conference are ali engineers.25 Having been ili, the director stayed in bed for a few days.,26 The dog, barkıng furiously, ran down the Street.27 Having risked his life to save the child, the young man disappeared info

the crowd.28 The river being in danger of flooding, ali the local residents havc been

evacuated to higher ground.29 Judging from recent events, the Government appears to be gaining in

popularity.30 Having witnessed the erime, he was expected to give evidence in.court.

1 3 2 1 "Cumhuriyet'in başyazarı, bay Demir'in mektubundan etkilenerek onubaşmakale sayfasında yayınladı.

2 İşinden usanmış olan Aydın, halen orta dereceli bir okulda İngilizce öğretmektedir.

3 Kütüphaneden alınan kitap okuma dersi için istenen kitaptı.4 Okuldan kovulan öğrenci başka bir muafiyet sınavına girmeyi reddetti.5 Üç ay yaşayacağı belirlenen Jane, bir dünya turuna çıkmaya karar verdi.6 Işık, ışık kaynağının ürettiği titreşimlerden oluşur.7 Sahil bölgelerinde sel tehlikesine bırakılmış geni.ş bir itlim

görebilirsiniz.8 Bir atomun meydana getirdiği enerji, kömür veya petrolün meydana geiıı

diği enerjiden daha pahalıdır.9 Bazı televizyonlar yapay uydıılıu ve mi,filer imalından göınleıllpn ıudv<*

sinyallerini de alırlar

Page 72: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

I 3 3

10 Yıldızlar tarafından gönderilen elektro manyetik dalgalar özel alet İril, kaydedilir.

1 1 Bu ormanlar vahşi hayvanların yaşadığı ormanlardı.12 Köylüler ağaçları keserek ormanı harap ettiler.13 Yangın tehlikesi, ormanların yakınındaki kolay tutuşabilir maddeleri ir

mizleyerek azaltılır.14 Ürün kimyasal madde püskürtülerek korunur.15 Bir işe baş vurmadan önce kişi kendi niteliklerini dikkate almalıdır.16 Tarihi inceleyerek insanoğluna ilişkin bilgiler ediniriz.17 Kıbrıslı Türkler işgalcileri yenerek ada üzerindeki egemenliklerini kuv­

vetlendirdiler.18 Aşırı yüklü kamyon tepeden aşağı inmeye başlamıştı.19 1940 ve 1941 'de üst üste bombalanan Londra birçok ünlü tarihi yerlerini

kaybetmiştir.20 Ev sahibi, geleneksel bir saygıyla, peşinde karısı ve birkaç çocuğu

olduğu halde bizi karşılamaya geldi.21 Yiyecek kokusunu alan aç kediler, yiyecek için ta kapının eşiğine kadar

geldiler.22 Herkes tarafından sevilen ve saygı duyulan yaşlı kral halkı için çok

şeyler yaptı.23 18'inci yüzyılda Fransızca'ya çevrilen Shakespeare'in oyunları Fransız

Edebiyatını önemli bir biçimde etkiledi.24 Yeni maaş derecelerinden hayal kırıklığına uğrayan birçok kişi -yer

değiştirmek için başvurdular.25 Soyguncular tarafından acımasızca dövülen yolcular çaresizce yere

yattılar.26 Dört değişik yönden iyi yollara sahip olan kasaba önemli bir pazar hali-

. ne geldi.2*1 Sözünün kesilmesine öfkelenen konuşmacı, daha fazla konuşmak isteme­

di.28 15 yaşındaki çocuğun verdiği konser çok başarılı oldu.29 Bir taşralı olarak doğup büyüyen adamı İstanbul şaşkına çevirdi.30 Tempo tutarak tezahürat yapan çocukların çevrelediği genç adam mutlu

bir biçimde otobüse bindi.

1 Weakened by successive storms, the bridge was no longer safe.2 The young woman came into the room, followed by her husband.3 VVarned about the bandits, they left their valuables at home before clim-

bing the mountain.4 Convinced by his doctor, the boy began to use the pills.5 Mı. Bozlaş, pleased by a rerhark of the spcaker. shouted "Bravo"o Pleased by the response of audience, Mr. Kocaman explained everything

ngnin./ Mı AKsoy, impressed by an articlc in the local paper "Express" wrote a

Irlleı lo the etliloKk Hu-. ınıiHtızıne ınnınins pieiıııes sinıplificd lor children imdcr olcvcıı.ö İnil ı \ « hm mıt pımluı r ali Ilıt mninii ih ner«|rıl lor liri iıullllliy.

7 I

Page 73: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

10 The energy produced by an atomic pile is very expensive.1 1 The Ministry of Education provides the information needed to develop

new programmes.12 The beneficial effects expected fıonı the programmes were oulined in the

report of the committee.13 There were representatives from five nations united in their desire for

peace.14 By cutting the trees illegally some people ruined the forests in this part

of Turkey.15 A scientist must prove his theory by demonstrating with experiments.16 By taking measures to prevent the spread of the disease, the doctors

, saved the lives of their patients.17 Working conditions are improved by introducing modern methods of air

conditioning.18 Plants purify the air by removing the carhon dioxide from it.19 Fresh water is obtaincd by dislilling sea - water.20 Before starting the car, 1 checked the gasoline.21 Without being harsh, the man alway«rmakes the children do what he

wants.22 Supported by his mother, the girl won the examination.23 The birds, madc bold by hunger, came to the very doorstep for foot.24 The acroplane. caught in the searchlight, looked like a firefly.25 Exhausted by his work, the young man threw himself on his bed.

1 Yeni yasaları uygulamak kolay olmayabilir, ama herkes kendine düşeni yaparsa başarıya ulaşırız.

2 Doğrusunu söylemek gerekirse, kötü bir niyeti olduğunu sanmıyorum.3 Sorunu tanımlamak çözüm bulmaktan daha kolaydır.4 Onları hâlâ ilerlediklerine inandırmak güç.5 Beş çocuk annesi olduğu için o tür sorunları biliyor.6 Daha önce söylediklerini yineleyerek, başkan, pay sahiplerine kazancın

gelecek yıl kesin bir gelişme göstereceği konusunda güvence verdi.7 Manş'ın üçte ikisini yüzmüş olduğundan Dixon (yüzmekten)

vazgeçemezdi.8 Zamanında gelmiş olmanız beni kurtardı.9 Kitabı okumuş olmamız filmi sıkıcı hale getirdi.

1 0 Elvis, tanındıktan sonra, yandaşlarının saldırısına uğradı.1 1 O filmi görmüş olduğumuzdan başka bir yere gittik.12 Terfi edemediğinden işe. karşı ilgisini kaybetti *1 3 Birkaç yıldır satışı sürekli düşen gazete sonunda yayını durdurdu.14 Resmi bitirdikten sonra daha bir nefes aldı (rahatladı).15 Konuşmalarının bir bölümünü duyduktan sonra, onlar ayrılaııcaya değin

gizlenmenin iyi olacağını düşündü.16 Fransa yıllardır geçirdiği en çetin kışı yaşıyoı; doğudaki kimi bölgelu

neredeyse beş aydır 1,5 m kaı altında I .ılım, durumdu.17 Polisçe sorguya çekilen hiıkııç lııııık t. yumm mıluilıIH I toklum I m ıı 111 u Istı ı ijyntılnıı Iıtı.l |diliaih< haşlmlı

Page 74: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1920

21222-32425

26

27

2829

303132

3334

3536

3738

3940

■ 12345

6 7 K 9

10 I I I 2 | 1 I 'I I 1 I fi

Araştırmacılar daha önceki teorilerin yanlış olduğunu kanıtladılar. Üyelerin kendileri çoğu tahminlerinin aşırı iyimser olduğunu kabul ediyorlar.Tim'in parayı getirmiş olması bekleniyordu.Daha önce size raslamamış olduğum için üzgünüm.Vergiler çok yüksek olduğundan, bugünlerde geçinmek çok güç.Sınavlar çok zor olduğundan üniversiteye girmek kolay değil. Konuşmaların (konferansların) kötü yanlarından biri, konuşmayla ortaya çıkan sorunları, genel olarak, konuşmacı ile tartışma olanağı bulunma­masıdır.Kendini uzun bir sözleşmeye bağlamak istemediğinden, önerilen işi geri çevirdi.Derneğin başkanlığı için en iyi aday olarak düşünülmesi çok hoşuna gitti.Tatil bittiğine gere, şimdi biraz çok çalışabiliriz.Toplantının şimdiye kadar bitmiş olması gerekiyordu (betmesi bekle­niyordu).Biraz daha incelikli olmalıydı.Zengin olduğundan kesinlikle para kaygısı yoktu.Orada bulunan en yaşlı kişi olduğundan önceliğin kendisine verilmesi ge­rektiğini düşündü.Bir mühendis olarak makinalarla ilgili çok büyük deneyime sahip.Yüksek oranda protein içerdiğinden soya fasulyesi et yerine geçen gözde bir gıdadır.Monte edildikten sonra yeni alet adamakıllı denendi.İşlenmemiş ipek fabrikaya vardıktan sonra, dikkatli bir şekilde yıkanır ve kurutulur.Suudi Arabistan, çok petrolü olduğundan, zengin bir ülkedir.Doktor, yeni bir ilâç geliştirdikten sonra, bir konuşma yapması için davet edildi.Göğüs rahatsızlığı olması, sigaranın bırakılması gerektiği anlamına gelir. Saatimi kaybettiğim için yenisini almak zorunda kaldım.

Bcfore serving in the army. he was much too fat.We ali are surprised at his making that mistake.Listening to chamber music is my greatest pleasure.Exhausted after the long journey, I fell asleep at önce.Speaking clearly, I made myself heard by everyone sitting at the back of the hail.There being no quorum, the meeting was postponed.To speak in public for the first time can be a terrifying experience. Closing the factory means putting people out of work.İle resented having been criticized by the manager.The company has decided to elose down uneconomic factories.I'm sorry (o keep you vvaiting.I d n o t vvaste time arguing about this.I luviııg losl his job, he is now unemployed.Anyone inirıesed in the job can npply.I■ vnyoıır m ılıt- aıiılience rnyo|cd Ilır Irdıııv givcıı by Dr. Emir.II yoıı ınrıl soııır lırlp, l'lll Ih* |mimmi İn nnk

1 ı

Page 75: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

17 Purchased Irom Russia in 1867, Alaska cost about seven million dollars. 1 8 She docsn't enjoy bitting her nails, but she can't help doing it.1 9 Our ansvvering the letter quickly pleased llıe man.20 We were happy about Murat's wanting to help us.

136 1 Her ay saçımı kestiririm.2 Kardeşim geçen yıl bademciklerini aldırdı.3 Dişinizi doldurtmaksınız.4 Kanı, hasta için kan bankasından getirttiler.5 Dişinizi çektirmek zorundasınız.6 Tatile gitmeden önce arabanızı tamir ettirmelisiniz.7 Randevumu iptal ettirebilirsiniz.8 Hastayı doktora muayene ettirdim.9 Adam .doktora hastayı taburcu ettirdi.

10 Polis hırsıza gerçeği söyletti.1 1 Hasta hemşireye ateşini ölçtürdü.12 Bulaşıkları hergün hizmetçiye yıkatırız.13 hastayı doktora muayene ettiriniz.14 Siz içeri girdiğinzde o Fuat'a odayı temizlettiriyordu.15 Yarın radyoyu birine tamir ettireceğim.1 6 Yarın radyoyu birine tamir ettireceğim.17 mektubu çevirtsem iyi olur.1 8 Odaları badana yaptırıyorlar.1 9 Saçınızı kime kestirirsiniz?20 Elbiselerinizi nerede temizlettiniz?2 1 Elbiselerinizi kime temizletiniz?22 Dişinizi kime çektirmeyi düşünüyorsunuz?23 Resminizi ne zaman çektirmeyi düşünüyorsunuz?24 Öğretmen öğrencinin dışarı çıkmasına izin vermedi.25* Anne kızının filmi izlenmesine izin vermedi.26 Faiz oranlarını düşürtünüz.27 Garsona biraz su getirtiniz.28 Sorunlarını avukatına hallettiriyor.29 Bu resmi çerçeveletmek istiyorum.30 Elbiseyi satın aldığı mağazada kısalttırdı.31 Çalıyı geçen hafta tamir ettirdik, (ve) 75 milyon liraya maloldu.32 Pantolonu katlamayıp aşmalıydınız. Arlık ütületmeniz gerekecek.33 Kapı anahtarının tek olması biraz tehlikeli. Yedek biı analıi.ıı

yaptırsanıza.34 Çocukları sıralarında dik oturtmak, onları mutlaka öğrenmeye dulu h.

vesli hale getir8mez.35 Bisikletimin zinciri gevşemiş. Oııtı geıdıımeni lA/.ıııı

I Yoııı lıııiı is lııo lıoiıg Ynll ııııisl iıa t iı * ut

Voııı Hİıoeı m • ıliıiy Hitı -aıı ha * r Ilımı |mlj|ıe,l

U

I 3 7

Page 76: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

345678 9

10 1 1 121314151617181920 21 2223242526272829303132333435

2345 U

78

The old man had is eyes exaınined by a famous oculist.His father made John go to the dentist.My brother wil have the tyres changed tomorrovv.more and more people are getting kılled in the war nowadaysWe got somebody to whitewash the who!e building.They are gonig to have someone to add an extra room.You needn't have had your trousers lenghtened.The doctor made John give up smoking.The poliçe had been having the suspect watched for several vveeks.They would have the man followed if they thought in necessary.He alvvays has his burglar alarm tested every year. you might have had the locks changed.She had the doctor vaccine her baby when he v/as six months old.The doctor let the patient \valk in the room.We have had the films printed.Ahmet had his tooth extracted yeterday.The mother made her son clean up his room.I must have my blood pressure checked Have the specimens taken to the laboratory.The teacher gets the blackboard cleaned several times a day.They had iron bars fitted to ali the laboratory.I'm getting / having my teeth seen to tomorrovv.Robert got his favourite teacher to vvrite a recommendation lor him.He'll have the repairs on the house dmv in ıho aııtumn.Sleeping pills make people sleep.Cigarettes make people coııgh.Who do you have your car vvashed by 1 don't have it vvashed.-1 vvash it myseif.Why doesn’t the municipality have the garbage collected'.’Janet had the cashier change a ten-dollar bili.I've recently had my appendix removed.He must have had a new lock put on the door.They made him teli everything.

Dünya olaylarına ilgi duymaması şaşırtıcı.Bütün politikacıların dürüst oduğu tümüyle doğru değildir.Son zamanlarda çok meşgul olduğu belli.=Kızın yalnızlığı tercih etmesi mümkündür.Büyük sosyal toplantılardan hoşlanmadığı belli.Başka bir gezegende yaşam olabileceğine hemen hemen hiç ihtimal ve­rilmiyor.Konuşmamın keyfini kaçırdığı çok geçmeden belli oldu.Sürürünün bir kazadan kurtulmayı başarması, birden karar vermeden çok şans eseriydi,< Malilik İm ımmıı Mimli olması gelişmemizi engelliyor.Adamın hu alımda deneyimi olıuama'u bıigııısı/lıflıum ııcdeııldlı

Page 77: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 3 9

1 1 Senin sınava giriyor olman, benim şansımı azaltacak.1 2 Ağabeyimle evleniyor olması beni ilgilendirmiyor.1 3 Sırrı şimdi onun da bilmesi, oldukça zor bir durum yaratıyor.14 Yasadan habersiz olması, suç işlemesine bir mazeret olarak kabul edile­

mez.1 5 Bu işi kabul etmiş olmanız eşinizi çok üzecek.16 İngilizceyi İngiltere'de öğrenmiş olması, dili kusursuz konuşabileceği

anlamına gelmez.17 Kriz zamanında Başbakanın ciddi biçimde hasta oduğu artık genellikle bi­

liniyor.1 8 Son cinayetle ilgili olarak polisin onunla görüştüğü yalanlandı.19 Böyle bir öneriyi kabul edeceğini düşünemiyorum.20 Polisin cineyeti kısa zamanda çözmesi bekleniyor.21 Çalışma Bakanı, sendika liderleriyle görüşmeyi kabul etti.22 Sanık, avukatın sorusunu anlamamış gibi davrandı.23 Komutan askerlerin silâhlarını bırakmalarını emretti.24 Dinleyicilerin çoğu, konuşmacının sorunu abarttığını düşündüler.25 Eleştirmenlerin çoğunluğu filmi son derece orjinal buldular.26 Adamın karısını kıskançlıktan öldürdüğü iddia ediliyor.27 Hiç kimsenin yargılanmadan gözaltına alınamayacağı açıkça ifade edil­

miştir.28 Hiçbir şeyin elektro manyetik dalgalardan daha hızlı gidemediğine

inanılmaktadır.29 Kuzey yarım küreden güney yarım küreye giden/uçan kuşların her yıl aynı

yolu izledikleri sanılıyor.30 Yeryüzünde görülen ilk bitkilerin denizde bulundukları sanılıyor.31 Yeşil bitkilerin, havadaki karbondioksiti alarak haVayı temizleme gücüne

sahip olduğu biliniyor.32 Türkiye ile Arap dünyası arasında yakın bir ilişki olduğu bilinmektedir.33 Çok zengin olduğu söyleniyor.34 Cinayetin Pazar günü genç bayan tarafından işlendiği sanılıyor.35 Askerlerimizin kahramanca çarpıştıkları bildiriliyor.36 Muhalefet liderlerine danışmadan Anayasa'da değişiklik yapılmayacağı

kabul edildi.37 Teröristler tarafından öldürülmüş olmasıdan korkuluyor.38 Ormanların yokolmasına keçilerin neden olduğu çoktandır biliniyor.39 Muhtemelen hükümet istifa edecek.40 Başbakan, partisinin gelecek seçimleri kazanma şansının azlığından

açıkça kuşku duyuyor.

1 It is knovvn that the earth is round. (The earth is known to be roıınd).2 It is claimed that the world had come to the brink of a nuclcnı wuı3 It is assumed that our economic conditions aıe improving ııovvaduys,4 It was observed that the depressioıı had boen approaehiııp. (Thr dc-pı<-\

sion had been observed to lıııvt* betin appiunçlmıg),İl is silici llıııl ınallıeıiMliı ■■ b. Ilır- I»m ■ ol ali olheı sıiOllıcs iHHİ lliııl mil metil , Ihe Nflrllı ı- ol İllinibp»s, İs lh,: has» ol nmlhnımtic s

5

Page 78: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

678 9

10 1 1 12

13

1415

16

17

1 819

20

2122

232425

262728

293031

32

33

140

The fact that he would not betray his friends is very much to his credit The fact that she had no boy-friends worried her parents a lot.The fact that she was foreign made it difficult for her to get a job.That Ahmet doesn't want to see his fiances is quite obvious.That the war was över was a rumour That the dean will resign is not true.That learning a foreign language does not require a special skill is a claım.That prices have raised will be .apparent to you after a c'areful investiga- tion.The fact that many of the laws were not enforced was not trııe.The fact that the land lies in rthe temperate zone makes it possible to grow a great variety of crops.The fact that the rainfall is highest in spring and autumn, greatly increa- ses the danger of floods.The fact that the rainfall is highest in spring and autumn, greatly increa- ses the danger of floods.It is believed that true freedom is impossible vvithout discipline. Everybody hopes that deadly nuclear weapons will not be used to destroy civilisation.Educationists'agree that the most satisfactory size for a language class is betvveen 10 and 15. <The poliçe believed that the infor8mant was reliable.The Prime Minister clearly suspects that his party has little chance of vvinning the next election.Our correspondent reports that the situation is now under control. the accused admitted that he had received the stolen goods.The witness reported that he had seen a blue car parked outside the bank at the time of the robbery.It's vvidely believed that the economy is slowly improving.I've been told that you're an expert on Computer.Dentists advise that cleaning teeth after every meal and avoiding eating sweets and sugary foods, prevents tooth decay.The fact that his room is unitdy prevents him from finding anything.The fact that I passed ali my exams first time amazed my parents.The fact that there is no-one to meet us at the airport suggests that we are not expected.When sicientists argued that cigarette smoking may increase one's chan-' ces of developing cancer of the lung, this was not well received in cer- tain quarters.Most people are unaware of the world population could double in thirty or forty years.

Küçük çocuk ayın öteki yüzünü görmenin mümkün olup olmadığını merak etli.(,'oğu bilim adamları lıfllû virüslerin canlı organizma sayılıp sayılma­yacak İmım hilmlyoıinıKendisine suali shyl> yip in. U m Mllryeı-eğimi hi 1 itte) isledi

4 -4

Page 79: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

4 Polis, adama hırsızı görüp görmediğini sordu.5 Katil, adamı öldürüp öldürmediğini bilmiyor.6 Selçuk, şimdi proje üzerinde çalışıp çalışmadıklarını ordu.7 Seda, Onur'a hediye alıp almadığını sordu.8 Mert'in doğum gününün Pazartesi olup olmadığını bilmiyorum.9 Onu yapıp yapmamanız koşullara bağlı.

10 Bankayı soyup soymadığı hâlâ bilinmiyor.11 İngiltere'ye uçakla ya da gemiyle gitmek (bir7 para sorunudur.12 İyi bir yazar olup olmadığı artık biliniyor.1 3 Kızım çalışmak mı yoksa partiye gitmek mi istediğine karar veremiyor.14 Fiat ya da Ford alması, babasına bağlı.15 Birleşik Devletler'de kalma şansım var mı acaba?16 Acaba orada oturmanızın bir sakıncası var mı abaca?1 7 Size yardım edip edemememiz güç bir sorun.1 8 Evi satıp satmayacağımıza karar vermeliyiz.1 9 Arabanızın bozulup bozulmaması beni ilgilendirmez.20 Ona gereksinim duyup duymamamız ayrı bir konu.

141 12345678 9

10 11 12131415161718

1920

I don',t know vvhether he is coming or not.He asked me if I had seen the film.I don't know whether I should go away or stay here.He asked me vvhether you vvould rather have tea or coffee for breakfast.I am doubtfu! vvhether 1 can find time to see you or not. l'II ask him whether he is coming on Friday or not.We haven't decided whether to sail or fly to England.I vvonder if they are going to London.He wondered if his brother could find a better job.The girl wonders if her friend will wait till tomorrovv.1 doubt if they can give us a little tnore time.The policeman asked if I had seen the accident.He vvanled to know if I wanted to insure my house or not.Whether anyone told him about it or not is doubtful.Whether to speak with the girl or not is the question.Whether he will sign the contract or not depends on several factors. Whether he will come to the party or not depends on his wife.Whether the plane ili arrive at the airport in time or not depends on the weather.If wild plants are-poisonous or not is now known.If yo have enough ınoney or not to buy that car is not important.

142 1234

Geç kalışının nedeni demiryolunda arıza olmasıydı. Adama yardım etmek istemeyişlerinin nedeni bilinmiyor. Onu nasıl yaptığım öğrenmek Istedlleı l'.lhlseınlıı ne /umun hitirlle» eğitti bilini vurum

7 fi

Page 80: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

5 Kızın kalemini nereye koyduğunu bilmek istiyor.6 O kadar yüksek sesle şarkı söylemesinin nedenini merak ettik.7 Sorunumun / derdimin ne olduğunu sordu.8 Kiminle sinemaya gideceğini bilmek istiyorum.9 Öğretmen ona hangi kitabı alacağını sordu.

10 Tatile ne zaman çıkacağımı merak etti.1 1 Geçen derste size anlattıklarımı unutmamalısınız.12 Ne yapacağımıza karar vermeliyiz.13 Yapmak istediklerimi bitirecek kadar zamanım yok.14 Zeka yeteneği, insanın ne kadar çok bildiğiyle ölçülemez.15 Söylediklerin doğru değildi.16 Önemli olan, ürünün pazarlanmasıdır.1 7 ilgilendiğimiz konu, yeni enerji kaynakları ve çeşitleri bulmaktır.1 8 İstanbul'a ne zaman geleceği bilinmiyor.19 Sorunu nasıl çözecekleri herkesçe bilinmiyor.20 Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiş nedenleri tamamen bir sır.21 İnsanların vergi ödemeden kurtulmak için nelere başvuracağına

şaşırırsınız.22 En fazla gereksinme duydukları şey birkaç çağdaş resim23 Beni üzen, onun suçluluğundan emin olamamamızdır.24 Söyledikleriniz, çoğu zaman söyleyiş biçiminden daha az önemlidir.25 Konuşmacının daha sonra söyledikleri genel gürültü (kargaşa) içinde kay­

bolup gitti.

143 1 Advertisements generally persuade people to buy what they do not want.2 1 didn't understand what you said3 1 don't know where the post office is.4 We don't know more about how the body vvorks5 The girl doesn't know who invented the wheel.6 The policeman told me where 1 could find a taxi7 You must know how to swim.8 I don't know why Erdem is cutting down that tree.9 The reason why we are closing the factory is obvıous.

10 The main reason why he lost his job was that he was drunk.1 I What the patient needs is medicine.12 What the government is trying to prevent is the anarchy.1 3 Why he wants to go to America is not known.14 How she will travel has not been arranged yet.I 5 What we are trying to find out is the cause of cancer.1 6 What television and video have ınfluenced most is the film industry.I 7 Wlıat wc nıust decide is the type of educatıon I 8 llow he arrived at the Island ıs a mystery.i ‘> Wlıy she waııls to marry her daughter to a rıch man ıs now known by

everybody.-’i) The lunon why he d i ed wns İnek of meılical çare.-'I M \ problem ıs lımv vve enli inline ılır lııglı leınpeı alın e

7 M

Page 81: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

22

232425

123456789

101 1121314151617181920

123456789

101 1121314I16I 7I H

The question why he didn't say he was feeling ili is irrelevant at thi slage.What caused the fire was a cigarette end.What amazes me is where he gets ali his energy from.Mınd what you say to her. She is very sensitive.

Keşke onu bana daha önce söylemiş olsaydın.Daha dikkatli okumuş olsan, yazarın ne söylemek istediğini anlardın. Mantıklı hareket etmiş olsaydın şimdi böyle zor durumda olmazdın. Onun kadar yakışıklı olmak isterdim.Keşke kardeşim bizi daha sık ziyaret etse.0 zaman deniz kenarında bulunmuş olmayı istiyor.Keşke benim fikrimi sorsaydı.Keşke (onun) nerede olduğunu bilsem.Keşke ona (mektup) yazmış olsaydım.Araba kullanabilmeyi istiyor.Keşke o sorunun cevabını bilsem.Keşke (onun) adını bilmiş olsam.Ne vardı dün gece o kadar sarmısak yemeseydi.Keşke sana tüm öyküyü anlatmış olsaydı.Onu görmüş olsaydım eğer, sana telgraf çekerdim.Ne vardı şimdi eve gitmek zorunda olmasaydın.Ne olurdu çocuklar her zaman pencereleri açık bırakmasalardı (Onun) İngilizceyi daha iyi konuşmasını isterdim.Keşke tatil için Bermuda'ya gidebilseydim.Keşke Oya dün geceki partide beni görebilseydi.

1 wish you had not said Sunday. We'll never be read\ hv then.I wish 1 had not tried to repair it. 1 Only madc it vvorse.1 wish transistor radios had never been inveııted.If only I had kept my mouth shut.If only I had been insured.If only I had taken your advice!I wish you could have bought the car you vvanted.I wish he would get up earlier. He is lale for school every day.1 wish you vvould teli me what he said in his letter.If only I h?'. been able to speak to her belore she died.I vvish I ’ ad a room of my own.She v spes she weren’t so shy.Si vvishes her husband didn't drink so much.He vvishes he wou!d stop smoking.If only I were taller.II only the children vvould stop making so much noisc.I vvish 1 eoiııed ınore mmıey.Ilı vvIM iöh lir ı oill<I spetlk sevriıil İMjljptiayt ■

Page 82: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1920

lf only it would stop raining.I wish she coıılcl have come to the dance.

1 4 6 1 Beni ameliyat edecek doktoru bulmalıyız.2 Ondan daha karmaşık bir problemin var.3 İlgi duyan tüm öğrenciler bu listeye lütfen adlarını yazsınlar.4 Kaynağı burada olan nehir sonunda Karadeniz'e dökülür.5 Toplumu ileriye götürebilecek olan yararlı fikirlerden biridir o.6 Dünya, güneşin yaydığı ısı ışınlarıyla ısınır.7 Yanıtlanması zor gelen sınav sorularını en sona bırakmalısınız.8 Bize deneyi yarı zamanda tekrarlayabilmemizi sağlayan birkaç değişiklik

önerdi.9 O, hiç şikayet etmeyen bir insan.

10 Yuri Gagarin ilk uzay- uçuşunu yapan astronottu.1 1 Daha yüksek hayat standartları ve çağdaşlaşma için çaba harcayan

gelişmekte olan ülkeler, dünya üretiminin dörtte birine ama nüfusunun üçte ikisine sahiptir.

1 2 Belli bir hacmi olup da şekli olmayan maddelere sıvı denir.13 Mıknatıs, öteki bazı maddeleri çeken bir madde olarak tanımlanabilir.14 K vitamini, kanın pıhtılaşması için gerekli olan bir maddenin - prolh-

rombinin oluşması için gereklidir.15 Sindirim, midedeki enzimlerce kolaylaştırılır. (Midedeki enzimler sindiri­

mi kolaylaştırırlar).I 6 Gaz, belli bir şekli ve hacmi olmayan bir maddedir.17 Klorofil, bitkilere yeşil rengi veren maddedir.18 Bir filmin yüzeyi; ışık ışınlarının oluşturduğu görüntüyü yakalayan

gümüş bromürle kaplıdır.19 Parazit bilimi, parazit hastalığının cinsi ve bunun gerek parazit ve ge­

rekse parazitli kişi üzerinhdeki etkilerini inceleyen biyoloji dalı olarak tanımlanabilir.

20 Katalizör, kimyasal reaksiyonu hızlandıran (bir) maddedir.21 Sağlıklı olabilmek için kişinin protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve

mineraller içeren dengeli bir beslenme rejimine gereksinimi vardır.22 Dalgalar, bir su kütlesi yüzeyinin karşı tarafına doğru esen rüzgârın

sürtünmesiyle oluşur.23 İzinsiz olarak işe gelmeyen herkes işten atılır.24 Bilgisayar kullanımında eğitime gereksinimi olan personelin, müdürü

görmesi gerekiyor.25 Neil Armstrong ayda yürüyen ilk insan olmuştur.26 Dün kırılan sandalye onarıldı.27 Atadıkları yeni öğretmen odur.3 8 Bu otobüsle bırakılan her eşya derhal Kayıp Eşya Bürosuna gönderilir.’9 luplamı on Sterlini geçmeyen hediyeler gümrüksüz ithal edilebilir.U) Ehliyeti olmayım heı sürücü derhal hapse atılmalıdır.' I •) gürültüyü duymayım birinin .sağır olması geıekir(di).' ı i,i/ı iı dı okuduğunu/ İm şeye inanmayın

M İ

Page 83: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

33 AIDS, insandaki bağışıklığı yok eden virüs anlamına gelen (ve) HIV diye adlandırılan bir virüsün neden olduğu bir hastalıktır.

34 Tarımda, kendilerine çoğu kez çok düşük para ödenen çok sayıda işçi çalıştırılmaktadır.

35 Gelişme; yoksulluk, eşitsizlik, işsizlik ve kendine güvenle ilgili çeşitli ölçütlerle tespit edilebilir.

36 Batmaz diye nitelendirilen Titanik ilk yolculuğunda batmıştı.37 Dünya barışı için çalışan Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nııı pek çok ulus­

tan üyesi vardır.38 Büyük bir insan sever olan Albert Schvveitzer, yıllarca Tropikal Afrika'da

çalışmıştır.39 Yetişkinler için belki de eğlendirici olan bir film, çocuklar için korkutu­

cu olabilir.40 Aşırı nüfus artışı, hepimizi ilgilendirmesi gereken bir sorundur.41 Erkek kardeşimin gayet ilginç olan telefon konuşmasına kulak misafiri

oldum.42 İki esas dersle, zor bir yabancı dil (dersi) aldı.43 Mide, karaciğer ve pankreasın salgıladığı sıvıların hepsi sindirim

işleminde görev yaparlar.44 Oy verdiğim aday seçimi kazandı.45 Birçok az gelişmiş ülkede, en büyük sektör olan tarım çok yetersizdir.46 Ekonomik gelişme için gerekli koşul olan ekonomik büyüme, ekonomik

refahın artışını sağlamada tek başına yeterli koşul değildir.47 Hastaneye getirildiklerinde, antibiyotikle tedavi edilmiş çocukların daha

ciddi biçimde hasta oldukları gözlenmiştir.48 Atmosferden solukla içeri çektiğimiz toz ve mikroplar burunda tutulur ve

sonunda da yutulur.49 Yarışı kazanan kız, rekoru da kırdı.50 Bu ilacın bulunuşu, son on yılda yapılan en büyük keşiftir.51 Dün gece televizyonda gösterilen maç hayal kırıcıydı.52 TV’de gördüğümüz film sana gerçekçi geldi mi?53 Mulâkat yaptığımız adaylar sınava gayet iyi hazırlanmışlardı.54 Bugün öğleden sonra yapılan deney yarın tekrarlanacak.55 Dünya, güneşin gönderdiği ısı ışınlarıyla ısınır/ısıtılır.56 Bir zamanlar yılda binlerce insanı öldüren çiçek hastalığı, artık tamamen

ortadan kaldırılmıştır.57 Bu, geçen yılki seminerde tanıştığımız Bay Dyson'dır.58 Bütün (bir) akşamı, hiçbirimizin asla duymadığı son filmini aıılafaı.ıl

geçirdi.59 Radyomu bulan Mari Crue'ye Nobel Ödülü verilmişti.60 Güneş etrafında dönen dokuz uyduya gezegen denir.61 Gelişmeyi, aşağı yukarı ilerlemeyle aynı anlamda tanımlayan Dudlev

Seers, pek çok ekonomistin görüşünü etkilemiştir.62 Gelişmeyi ölçme sorunuyla ilgili dön değişik yaklaşımı ini eleyen llirk

ve Stresten, şimdilik brüt milli Iiu m Iu ktılIntıımıiHİıııı ılıdın gtlvrrdllı bit

Ölçül oltmulığı »ortueıma vnrtm|İ8l:d(i

s i

Page 84: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

63 Londra nın batısında yer alan ve Middleford diye adlandırılan küçük bir kasabada intörn olarak çalışırlarken tanıştığı Rose ile evlidir.

64 Bir hobi olarak başlayan kendin yap, artık bir gereksinim halini alıyor.65 130 dan fazla üyesi bulunan Genel Kurul'un görevi dünya sorunlarını

tartışmak ve Birleşmiş Milletlerin mali durumunu kontrol etmektir.

147 1 A biologist is a person who studies iiving things.2 Fleming who was born in Scotland, discovered penicilin.3 Watt was an engineer who iııvented a steam engine.4 Hacettepe University, which was founded in 1967 has some of the most

advanced research equipment in the world.5 The Dean, who is retiring in the summer, will be a great loss for the fa-

culty.6 Ali the giriş I work with are trying to lose weight.7 The person who is on the phone wants to speak to you.8 I told you ali that is necessary.9 The actor who played Hamlet seemed to me much too old for the part.

10 Mehmet Terzi, who won the marathon, is an exceptional runner.1 1 İt was a film which really moved me.12 She is someone who is easily moved.1 3 He who pays the piper calls the tüne.14 Melvin Calvin, who won a Nobel Prize, says carbon dioxide is accumu-

lating.1 5 Industrialists, who are concerned about profits, do not çare abo'ut pollu-

tion.1 6 The dirty air that accumulates över cities is called smog.1 7 Women who smoke in pregnancy are more likely to lose their babies or

have babies vvith lover body vveight.1 8 Atatürk's aim, which he constantly repeated, was to raise the Turks"to

the level of contemporary civilization" This was the phrase he consis-tently used during his lifetime, which his followers use today.

1 9 Most teachers prefer a class that is fairly consistent in having pupils ofthe same level.

20 The shoes you are wearing are identical to the pair 1 bought last week.2 1 A calorie is the amount of heat that is required to raise the temperature

of 1 g of water from 14.5'C to 155'C.22 A fire extingüisher is a device that is used to extinguish small fires.23 Anyone who is seen smoking will be asked to leave the laboratory.24 Blood that is stored at 4'C can be kept for only three weeks.25 Foods that decompose quickly, such as meat, eggs, and milk, should be

stoıcd in a temperature of 5'C - 10'C.26 I he results of the experiments that are described above lead me to three

ınain conclıısions.7 7 An atom is the smallest part of an element that can take part in a Che­

mical reaction.' Ihr Mudoııt who failed his cxaıninations is dcprcssed "J A llinnglc is ıı ligim* (hal İWN llıırr sjdrs

« 4

Page 85: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

30 Sevcral young mothers, who ali had babies in iheir arms, waited paiient- ly at the clinic.

31 My son likes potatoes l'ried in oil.32 The students objected to the questions askcd by their teacher.33 He invested ali his money in a company establjshed by the government.34 Turkey has large industrial plants which can produce a variety ol' goods.35 The teacher caught the student cheating in the exam.36 The young woman bought the horse who won the race.37 The policeman stopped the driver driving the lorry.38 The atomic bombs which vvere dropped on Hiroshima and Nagasaki had a

power of 20 kilotans which is equal to that of 20.000 toııs of TNT39 Anyone who is thinking of taking the exam slıould give his name to

me.40 Has the person who canae to see us about the vacant post left her name

and address?

148 1 Hastaya verilecek ilâç dikkatli seçilmelidir.2 İngilizce öğretecek öğretmen bu (dur).3 Sınavı verecek öğretmen bir bayandır.4 Alınacak önlemler amaca hizmet etmelidir.5 Kullanılacak öğretim yöntemi güvenilir olmalıdır.6 Seni görecek olan adam bir doktor (dur).7 Arabayı satacak olan kadın bir dansözdür.8 Öğleden sonra konferans verecek olan ünlü bilim adamı benim

öğretmenim.

149 1 The patient who will have an operation is my brother. (The patienl tohave an operation is my brother)

2 The patient who wiII see the doctor is my son. (The patient to see the doctor is my son).

3 The technician who will repair the car must be efficient. (The technician to repair the car must be efficient).

4 The publisher who will publish our ncw book is a famous one. (The pub- lisher to publish our new book is a famous one).

5 The car which wi 11 be hired must be a Mercedes. (The car to be hired must be a Mercedes)

6 The doctor who will examine the patient is famous. (The doctor to ex:ı mine the patient is famous)

7 The bank manager who will go to England is very young. (The bank ma nager to go to England is very young) •

8 The chief of the poliçe who will work vvith you is a elever man. (’l lu- chief of the poliçe to woık with you is a elever man)

150 1 Danıştığım avukat bana bazı yararlı tavuyclmlr bulundu.2 Partide tanıştığını/, hay Aksoy, Ihmiİiii mll/lk öğretmenimt Ö/vll lklr hlldlNİııi göimek için yı İdiyim I »» tnir Hey çok m< iMiıldllI Mehmet'in ııyııı dalird> lıiıliku kaldıfİHtl un Mİ- bil dflırin iMydi

Page 86: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

5 l

5 2

5 Dün karşılaştığın öğretmenim seninle konuşmak istiyor.6 Uzun zamandır görmediğim karımın annesi çok fazla konuşur.7 Daha önce kendisini hiç dinlemediğim Başbakan, dün gece televizyonda

konuştu.8 Daha önce hiç görmediğim bir bey bana gülümsedi.9 (O) tartışmada dinlediğiniz bayan Gürçay, onbeş yıldır gazete bürolarında

çalışıyor.10 Az önce sözünü ettiğim şair, elli yaşından önce acı bir biçimde öldü.1 1 Daha önce birkaç kez karşılaştığım bay Demirel, plânlarından sözetti.1 2 Hiç sevmediğim, üvey annem bana karşı pek müşfik değildir.13 Az önce tesadüfen tanıştığım yirmi yaşındaki nişanlınız çok güzel bir

kız.

1 The man, whom you met at my house yesterday, is a Müslim.2 Selda, whom Alper hopes to marry, is a very attractive girl.3 His girl friend, whom he trusted absolutely, lel't him.4 The young girl. whom he met at the dance, didn't know English.5 My brother, vvhom you saw yesterday, is coming to tea tomorrow.6 Ayça, whom you saw at the dance, wants to go out with me,7 My father, whom you never met, was born in Sivas.8 Ayten's father, vvhom we have knovvn for about two years, helped us.9 The doctor, vvhom vve have complete confidence in, camc to the tovvn

last vveek.10 The Minister, vvhom the nevvspaper reporters intervievved. explained his

policy to the press.1 1 My fiancee, vvhom you had never met before, vvent to England yesterday.12 The minister, vvhom I introduced you last vveek, attempted to cut the

tax dovvn by half.1 3 My mother - in - lavv, vvhom I dislike, vvorks in the next room.

1 Güzelliği o anda nefesimi kesen güzel bir kız gördüm.2 Öğrencinin, zamanında önemini kavramadığı bir toplantıydı.3 Alper, hiçbirini satın almak istemediği plâkları dinledi.4 Birlikte olduğumuz yazı hatırlıyorum.5 Benzin için durduğumuz köyde güzel, eski bir kale vardı.6 Atatürk'ün doğduğu (yer olan) Selanik, her yıl binlerce turist tarafından

ziyaret edilir.7 Paltosu çalınan adam, hırsızlığı derhal polise bildirdi.8 Evi okula yakın olan öğretmen, okulun bütün öğrencileri tarafından se­

vilmektedir.9 Ücretleri pek sık artırılmayan işçiler grev yapmıyorlar.

10 Benim sadece bir kilo çay almama izin verdi; onun da dörtte birini bir ar­kadaşıma vermek zorundayım.

I I Birçok ünlü kişinin gömüldüğü Wesinıinster Abbcy çok eski bir binadır.I 1 Gıdı*' Vül cllileıel iç yiil 1 I ligi Mlllııltlbilccek ulan eski ev. modern bil

ev İndim goilıiiuıclidil

Page 87: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

13 Aşk mektuplarını hâlâ çekmecemde sakladığım eski karım, dün bana bir hediye göndermiş.

14 Yönetim dönemi Türk tarihinin en büyük dönemlerinden biri olan İsmet İnönü, 1973'te öldü.

15 İdman yapmaya niyet ettiği golf sahasına gidecek.1 6 Kızı kaçırılan bakan polise durumu bildirmeye çekinmektedir.17 Hayatı tehlikede olan hakim daha çok polis korumasına alınmayı istedi18 Brown ailesi, babanın hemen iş bulduğu bir büyük şehre taşındı.19 Polis, cinayetin işlendiği odayı gösterdi.20 Aylarca süren sıkı çalışmadan sonra, dinlenebileceğim yaz tatilini

sabırsızlıkla bekliyorum.

153 1 Selçuk, whose sister teaches music, is himself a teacher of the piano.2 Dickeııs, whose novels are stili very popular, lived in the nineteenth

century.3 The man whose car had been stolen got in contact vvith the poliçe.4 This is the place where the accident happened.5 İskenderun, vvhere the pipeline from the Kerkük oi! fields reaches the

sea, is becoming important6 Cevat Şakir, vvhose novels are about life in western Anatolia, lived near

Bodrum.7 Kemal Atatürk, vvhose, speeches children knevv by h-. art, was one of the

greatest leaders of the vvorld.8 İstanbul, vvhere Fatih Sultan Mehmet lived, was the capital of Ottoman

Empire.9 Yaşar made a good impression, as a result of vvhich he got the job.

10 1 looked at the pullovers, some of vvhich had price-tags attached.1 1 We have two spare rooms upstairs, neithcr of vvhich has been used for

years.12 She remembers the day vvhen she First sent that letter to me,13 İt vvas the ltalian restaurant, vvhere vve celebrated Eray's birthday.14 This book, the author of vvhich is a man of eighty, is very interesting.1 5 This large map, in the middle of vvhich you can see part of America, be-

longs to my daughter.1 6 This is the vvoman vvhose daughter I am going to marry.17 ' There vvas a vvonderful vievv from the hill vvhere the tvvo passengcrs had

stopped to have a rest.1 8 We usually take a long vacation in. June vvhen there is a little vvork foı

us to do.19 We ali vvant to spend our vvinters in Antalya vvhere vve enjoy the vvarııı

climate.20 Mr. Boztaş vvhose party vve are invited, lives in a vvealthy part of the cily.21 The secretary vvhose duty is to type the report is ili loday.22 Most farmers plant their vegetable gardens in the spring vvhcıı Ilır carili

is vvarm and moist.

154 1 Tepesinde sürekli kur bulunun dağ. gözde tu* kayak ıncrke/.ldlı? Geçen halta kaldığını Kont (iteli mlnıt u*u/

S fi

Page 88: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

3 Her yıl içinden on milyon ton petrol akan bu petrol boru hattına Irak'ın üçüncü nehri denmektedir.

4 Bindiğinde Seda'yı her zaman hasta eden, gemiler Mert'e romantik geliyor.5 Askerlerin öldüğü çatışma, Türkiye'nin doğusunda oldu.6 Kız arkadaşım annemle karşılaşmış, ondan da evlenme haberimi almış.7 O, hakkında birçok kitap yazılmış ünlü bir siyaset adamıdır.8 Hakkında hiçbir şey bilmediğim matematik, sıkıcı bir derstir.9 Son zamanlarda çok hızlı ilerleme gösteren tıp bilimi, belki de bilimle­

rin en önemlisidir.10 kendisine büyük güven duyduğum arkadaşım Jane, sıkı çalışırsam

sınavımı verebileceğimi söylüyor.11 Birlikte kaldığım üvey annem, bana karşı pek şefkatli değil.1 2 Geçen hafta evine çağrıldığınız eski dostum, yurdu terketti bile.13 Erkek kardeşim birkaç ev yaptı; bunların hiçbiri Ankara'nın merkezinden

beş kilometreden fazla uzak değildir.14 Hepsi de İngilizce öğretmeni olan birkaç arkadaşım var.15 Üç yıl önce iki yüz milyon lira ödediğim bu araba şimdi yüz milyon lira

değerinde.16 İlker, Erkut'un hemen hemen hakkında hiçbir şey bilmediği ekonomi ko­

nusunda tartışmak istedi.17 Hırsızın bürosundan televizyon çaldığı yaşlı adam çok fakirdir.l r Dertlerine hiçbir çare bulunamayan hasta, dün taburcu edildi.19 Kendisiyle Amerika'ya gittiğim doktor, zengin bir adamın oğludur.20 Hakkında hiçbir şey bilinmeyen terörist, bölgenin doğusunda görüldü.

155 1 The man's salary with half of which he can buy a pair of shoes is not enough to support a family of four.

2 My glasses, without which I was like a blind man, Teli to the ground and broke.

3 This shop, at which 1 buy my tea and coffee, is elosed betvveen one and two c'clock.

4 The language, in which the letter vvas vvritten, is difficult to translate5 The vvorkers held a meeting, at vvhich they decided future policy.6 The earth vvas covered vvith clouds, from vvhich rain Teli lor centuries.7 My vvife, to vvhom you vvere speaking just novv, vvants to get divorced.8 The castle of Ankara, about vvhich a lecture is to be given tomorrovv, is a

famous historic building.9 He only let me have a bottle of vvhisky, half of vvhich I must give to my

. friend10 My teacher Mary Bruder, through vvhose kindness I got my present job,

has just paid me a visit.1 I The trip, about vvhich he knevv very little, vvas to be a great adventure for

lıirn.! 2 Wc have tvvo spare rooms upstairs, neither of vvhich has been used for

ycars.I 3 İ liç house, in the vvindovvs of vvhich there is a light is mine.M Mr. Hrdoğdu, in vvhose Office there are three telephones refuses to have

oııe at lıomc.I ’> (lıocolale. for vvhich I pay a lot of ıııoney every month is goiııg up in

pı 1(0,

Page 89: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

16 The Government may decide lo öpen an ımestigation, lor which the mi- nister has to give an explanation.

17 The car shovvcd its true qııalitics on the highway. on which it was pos- sible to drive up to 150 kilometerş per hour.

1 8 The boys from some of whom ıny son has borrowed nıoney are very ıich.

19 These two drugs between which there is no diflerence can be used inlerc- hangeably.

20 There are-times at \vhich everyone needs to be alone.

15 6 1 Ahmet'i düşünüp durdu, hu durum kendisini rahatsız etti.2 Mehmet'in çok sayıda kitabı vardı, bu arkadaşlarını kıskandırdı.3 Çalılar sıktı, bu da yolculuğu ağır ve yorucu hale getirdi.4 Akıntılar hesapta yoktu, bu balık tutmayı zorlaştırdı.5 Çok çeşitli deniz üriinü vardı, bu turistler için büyük bir sürpriz oldu.6 Başına bir şey düştü, bu çığlık atmasına neden oldu. /7 Çocuk üniversite öğrenimini tamamlamamaya karar verdi, bu anne babası

için büyük bir hayal kırıklığı oldu.8 Eski dostum her şey için beni suçladı, ben bunu çok haksız buldum.9 Bakan istifasını verdi, bu durumda yapabileceği en iyi şeydi.

10 Niyazi, hastalanmış yatıyordu, bu geçen hafta görünmeyişinin nedenini açıklıyor.

1 1 Dişçi dişimi oydu, bu çok berbat bir şeydi.I 2 Kız arkadaşım bana bir şişe tıaş losyonu verdi, bu beni çok sevindirdi.13 Uzakta bir şey göründü, bu askerleri çok mutlu etti.14 Kampçılar ateşlerini söndürmeden gittiler, bu hemen hemen cinayet dere­

cesinde bir ihmaldi.15 Kız sınavlarını takdirle geçti, bu anne babasının kendisiyle gurur duyma­

larına neden oldu.16 Geçen gün eve sarhoş geldim, bu durum kızımı çok şaşırttı.1 7 Üç makale okumak zorunda kaldık, bu da günümüzü berbat etti.18 Erkek kardeşimin telefon konuşmasına kulak misafiri oldum, sonra da

kendimi suçlu hissettim.19 Polis, genç bayana arabasını girişten çekmesini söyledi, o bunu çok si­

nirlerdi.20 İki esas dersle bir yabancı dil aldı, bu zor oldu.

157 1 He didn't know the language, which made it difficull for him to gel a job.

2 He played the violin ali night, which annoyed the ncighbours.3 The frogs eroaked ali night. which kept us avvake.4 We went to the theatrc every week, which was our sole relaxatiorı.5 He gave five encores, which was a very generous acknovvlcdgeıııcııi ol

the welcome he had received.6 They spent three nights on the mouniııiıı.sidc, vvlıielı was the İmidir .ı

part of ıheir ordeal,7 W e leşi eveıy hl>llk' "I M ey mi wl»i* h i \\lıı il t *» m» relljıblı

MM

Page 90: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

158

8 He tries to pleasc everybody, vvhich is impossible.9 He vvas not looking forvvard to seeing her, wlıich was very unıısual.

10 I missed my bus this morning vvhich made me lale lor work.1 1 The rail dispute has finally been settled, vvhich is a great relief to coın-

muters.12 He had a good education in his youth vvhich contribııted to his great suc-

cess in later life.13 He reads a lot, vvhich is a vvonderful vvay to spcnd oııe's free time.14 Trecs are being cut dovvn, vvhich leads to erosion.15 The environment is being degraded, vvhich llıreatens our lives.

1 Kare, kenarları uzunlukları bakımından birbirine eşil olan bir dikdörtgendir.

2 Karnesini görmek istediğiniz öğrenci bu(dur).3 Atatürk'ün doğduğu oda budur.4 Fotoğrafımı yırttı, bu da beni üzdü.5 Amacı bütünüyle belirsiz bir toplantı yaptık.6 Hepsi de tıp öğrenimi gören dört çocuklu bir ailedir.7 10 milyonun üzerinde nüfusa sahip bulunan Mexico City, belki de

dünyada en hızlı büyüyen kentidir.8 Kanımca evli olduğunuz kişiye sadık kalmalısınız.9 Beklediğimiz kimseler gelmişe benzemiyor.

10 Sebzeleri doğradığım bıçağı kaybettim.1 1 insan,ilk haftasında topukları düşen ayakkabı alırsa, mağazaya (bu) ayak

kabıları geri götürmelidir.12 20 mil yüzdü, onun yaşındaki bir adam için bu çok önemli bir başarıdır.13 Eğer evlenmeye karar verirse, bunu öğrenecek son kişi eminim ki ben

olacağım.14 Kitabımı, bıraktığım masanın üstünde buldum.15 Kansızlık, kandaki hemoglobin yoğunlaşmasında bir azalma olması hali

dir.16 Yoklukları kansızlığa yol açan en önemli besinler, demir, folik asit ve

B12 vitaminidir.17 Ekim sayısında yayınlanan "Bugünkü Türkiye" konulu araştırmayı oku

maktan zevk duydum.1 8 Bir ülke hakkında karar vermede en önemli ölçüt olarak gördüğüm

eğitimde şikâyet edilecek fazla şey bulunduğunu sanmıyorum.19 Babası fabrikanın sahibi olan Roger, şirketin, hava temizleme cihazının

takılması için bir milyon Sterlin ödediğini söylüyor.20 Oğlu fizik öğrenimi gören Ruth, babasının Açıköğretim Üniversitcsı'ııı

kaydolmuş olmasına seviniyor.2 I Kocası (bir) kazada ölen Susan'ın kızkardeşi çocuk psikologu oldıı.

Esas itibariyle azot ve oksijenden oluşan hava MOOC'in ü-iümlı ısıtıldığı zaman, azot oksitler, özellikle de nitrik oksit ekle celiliı.

.M Ford, biı kısmı kendinden daha çok para kazanan arkadaşlarını k ıskıınmıyoı.

' I t Hilelini bilerek güneşe manız hıliıktiıılBl. vücudu örierel ünlenebilecek bit tehlikeyle Itri zıımnıı y(|z yi| • dit

Page 91: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 5 9

25 Bilim adamları endişeli, bu da sorunun ciddi olduğunu gösteriyor.26 Proteinler, yeni hücrelerin oluşumu için gerekli olan maddelerdir.27 Barometre, atmosfer basıncını ölçmeye yarayan bir alettir.28 Yiyecekler, yaşam için son derece gerekli olan protein, yağ, karbonhid­

rat ve vitaminleri içerirler.29 Böbrek makinaları, geçişme (osmoz) prensibiyle çalışırlar. Geçişme,

katiların sıvılardan süzülmesini sağlayan bir işlemdir.30 Kan bankaları, kanını gereksinim duyanlara veren kişilerin yardımıyla

kurulmaktadır.

1 His father İst a man who bellieves in discipline.2 A person who habitually telis lies is called a liar.3 Those who wön the beauty contest is not nearly as beautiful as my mot-

her was when she was a bride.4 These kinds of people who have little cducation, who have no desire for

cultural pursuits, and whose sole purpose is acquiring wealth, are not the type I wish to associate with.

5 Consumers who buy products are only interested in the contents.6 Workers (who are) paid by the hour, find it convenient to do overtime.7 Advanced students are confronted by a bewildering variety of idioms

which can only be leamt by practice.8 His latest play, which was well received by the critics, has been a great

success.9 His doctor advised him to change to an outdoor job, which would do

much better for his health.10 My wife's sister, whom 1 haven't seen for a year, talks too much.1 1 The headmaster, with whom the parents had discussed their son's future,

advised the boy to take up engineering.12 I remember the night when we locked ourselves out of the house13 Marthy will be at the place where we met him last night.14 The school wherç he is educated was founded two hundred years ago.1 5 He has given in’ his resignation, which was the, best thing the could do

in the circumstances.I 6 He would like to retire to the town where he spent his yoııth.1 7 The whole family wants to emigrate to a country where there is more

space for individual enterprise.1 8 Children whose future we must safeguard deserve a happier world.19 Bertrand Russel, whose philosöphical writings madc a profound impaci

on philosophers ali över the world, died in 1970.20 Very few people understood his lecture. the subjcct of whiclı wa\ vcıy

obsurc.21 The lire st sırı od «m the liısi Ilımı ı*l ılır İm ipimi nıtttıy pıılioııln "I vvlılclı

are eklet ly,

û II

Page 92: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

22 Many planners believe that towns in which everybody lives near his neighbour should be compact places.

23 The scientist produced a vvorking model on which reliable tests could be conducted.

24 The intererest with vvhich'a book is read depends to some exteht upon the language used.

25 The mountain at the top of which the snow is always present is a popu­lar skiing site.

26 Turkey, two thirds of vvhich is surrounded by seas has to develop its commercial fleet.

27 He invested his money in several different companies, by means vvhich he hoped to reduce the natural hazards of investment.

28 Of the two cars that the Brovvııs have, the Plymouth is, vvithout any question, the cheaper to run.

29 Our standart of living (vvhich is) measured at present by consumption, may one day measurd in terms of rubbish.

30 Louis Pasteur vvas one of several great nineteenth ccntury scientists vvhose dicoveries stili affect our daily life.

I 6 0 Ç E V R E M İZSon zamanlarda, bilim adamları sera etkisi olarak bilinen atm osfer sıcaklıklarındaki artış nedeniyle kutuplardaki buzul tepelerinin erimekte olduğunu bildirmişlerdir. Daha önceki araştırmasıyla Nobel Ödülü kazanan Melvin Calvin'e göre, kömür ve petrol yakıldıkları zaman çıkan karbon diok- sit atmosferde birikmekte ve sıcaklıklarda artışa neden olmaktadır. Bunun so­nucunda, kuzey ve Güney kutuplarını örten buz(lar) erimektedir ve bu durum ergeç New York, Londra ve Tokya da dahil olmak üzere dünyanın pek çok yerini belki de sular alatında bırakabilecek deniz seviyesi yükselmelerine yol açacaktır.

Sera etkisi, çevrede oluşmakta olan pek çok önemli değişiklikten sadece bi­ridir. Yetişmeleri elli milyon yıl alan tropikal yağmur ormanları, dakikada on dört hektarlık bir hızla azaltılmaktadır. Dünyadaki çöller yıldan yıla genişlemektedir. Batı Almanya ve İngiltere'deki fabrikalardan çıkan kükürt dioksitin neden olduğu asit yağmurundan, İskandinavya'nın güzel göllerinde canlı bir şey kalmamaktadır, pek çok hayvan ve bitki türü yok olma tehdi­diyle karşı karşıya bulunmaktadır.

İR İN İD A D T A R İH İVcnesr.uela kıyısının hemen açığında yer alan Trinidad adası, başlangıçla Güney Amerika kıtasının (bir) parçasıydı ve yaklaşık MÖ 10.000 yılında (kıtadan) koptu. İlk yerlileri, bugün bile ziyaretçilerin görebildikleri Küçücük kuşların çokluğu nedeniyle adalarına Sinekkuşları Adası adını veren Aıneıiçliaııliiıılı, (Amerikalı Kızılderililerdi)ı lııİNiopheı ('olumlum adayı M^K'dekl üçüncü seyahatinde keşfetmiş ve vaklıışık laJi'de (adaya) U|iıınyullni \» ıh ıiiıllltıişti Ihımı llJ(V2'de Tılnlılavn

11

Page 93: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Tobago'nun bağımsızlıklarını kazandıkları uzun bir İspanyol, Fransız ve İngiliz sömürge tarihi izledi. Adada, aralarında şeker (kamışı) tarla­larında çalıştırılmak üzere getirilen kölelerin neslinden olanlarla, daha sonradan gelen Doğıı Hintliler ve Çinlilerin de bulundukları bir ırk ve kültür karışımı vardır. Trinidad ve Tobago 1976'da İngiliz Uluslar Toplu­luğuna dahil bir Cumhuriyet olmuştur.

YİYECEKLERİN KORUNMASIYiyecekler neden bozulur?Yiyecekler, yaşam için son derece önemli oian protein, yağ, karbon hidrat ve vitaminleri içerir. Yediğimiz anda taze olmaları gerekir. Bozulmuşlarsa, bizi hasta edebilirler. Yiyecekleri bozan iki ana etken vardır - mantarlar (maya ve çeşitli küfler gibi) ve bakteriler. Bunlar, kendi besinlerini yapamayan ve bizim yiyeceklerimiz üzerinde yaşayıp beslenen mikro - organizmalardır.

Örneğin küfler, bayat ekmeklerin üzerinde sıklıkla görülür. Maya, taze yiye­cekleri bozabilir, ama aynı zamanda bunun gayet yararlı özellikleri vardır. (Maya) yüzyıllardan beri insanlar tarafından ekmek ve şarap yapımında kul­lanılmaktadır. Fermantasyon işleminde katalizör görevi yapmaktadır.Gelişip çoğalabilmeleri için, bütün bu mikro-organizmaiarın yiyecek, su , sıcaklık ve bazı hallerde de, havaya gereksinimleri vardır.Yiyeceklerimizi korumak amacıyla kullanılan yöntemler, mi kro - organizmaların gelişme ve çoğalmalarına elverişli olmayan kuru ve çok soğuk ortamları yaratmayı amaçlamaktadır.20. yüzyılda, çoğu kez yiyecek üreticisiyle tüketiciyi ayıran büyük mesafeler, yiyeceklerin etkili bir şekilde korunmasını son derece önemli (hayati) hale getirmektedir. Fakat çoğu koruma işleminde, pek çok önemli vitamin ve protein tamamen ya da kısmen zarara uğramaktadır. Zamanımız gıda teknolojisi uzmanların görevlerinden biri bu hayati maddeleri kaybetmeden koruma yollarını bulmaktır.

161 1 Hammadde teinini, bu maddelere taleple karşılaşılmadan artırılmalıdır.2' Bankalarla bilgisayar girmeden önce, işlerde çok fazla gecikme oluyordu.3 Hasta, uzun süre rahatsız kaldıktan sonra öldü.4 Acı haberi duyduktan sonra, bir telgraf gönderdim.5 Soluk verdiğimiz zaman gögüs boşluğumuzun küçülür.6 Eldeki bütün bilgileri toplayınca, komisyon bir rapor sunacak.7 Arabayla eve giderken, yol kenarında birşey patladı.8 Dışarı çıkarken evimizin önünde bir polis arabası gözüme ilişti.9 Babam ne zaman sin iri ense, daima dışarı çıkar.

10 Ne zaman gelirsen konuyu seninle tartış /.1 1 Ankara'ya geldiğinden bu yana İngilizce aşıyor.12 Zavallı çocuk üniversiteden ayrıldığından i işsiz.13 Bitirene kadar işine devam etli.14 Uçak, öteki uçaklar kalkmadan knlkmuvani'15 Her şey hazır oltııuı ktulaı olurup bekledim1 (ı Şampiyon lııılsizleşiikçe. mMbİiıİıı lıih ııııılan gldeıef şiddetlendi

Page 94: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

162

I 6 3

17 Bitirme sınavına girdiğim için umarım beni biraz düşünürsünüz.1 8 Güvenlik görevlileri olup bitenleri anlayana kadar, çete bankaya girmişti

bile.19 Sen eve geldiğinde ben evde olmayacağım.20 Parti istediğimiz kadar devam edecek.21 Bana haber verdiğin sürece nereye gittiğin umurumda değil.22 Gözlerimi kapar kapamaz en garip şekilleri hayal etmeye başladım.23 Babası öleli uzun zaman oluyor.24 Kardeşim gelir gelmez buradan ayrılmayı düşünüyorum'.25 Köşeyi döner dönmez 21 yaşında bir çocuğun saldırısına uğradı.

1 We must collect some more information before we start to study.2 The armies rested ffor a day before they advanced towards the city.3 There will be less work to do after computers have been introduced into

the banks.4 The tourist intended to visil İzmir after he had seen İstanbul.5 When the temperature falls at night, the water freezes.6 The chest cavity becomes larger when we breathe in.7 She pul the baby to bed while her husband was watching TV.8 Ozan came in while his father and motlıer were arguing about summer ho-

liday.9 He visits as many places as possible whenever he is in İstanbul.

10 Whenever Igo to school, I study in the library.1 1 They have been friends since they moved to İstanbul.12 I haven't got any news from my fiancee since she went to America.13 We had never met each other until we moved to t h i s lıouse.14 You should wait in the vvaiting room until 1 come.15 We can stay home till it stops raining.16 The poliçe caught the thief as he was getting on the bus.17 As Selda was going to school it began to rain.18 You'll understand the problem by the time we lıave solved it.19 You’ll be in bed by the time I get home.20 You can stay in this country as long as you want to.21 Ilı never forget you as long as I live.22 I had hardly closed my eyes when the telephone rang.23 The commiltee has not held any meetings since the new president was

elected.24 I suggest you join the club as soon as youn can.25 No sooner had he druıık the wine than he began to shout.

1 Evimiz üç yolun birleştiği yerdedir.2 Başkalarının bulunduğu yere gitmek istemiyoruz.3 Nereye gitsem ilginç insanlarla karşılaşıyorum.■I Nereye gittikse insanlarını cana yakın bulduk.5 Nehre kadar yürüdük.0 Itu köpeğe istediğiniz kadın yaklaşabilirsiniz; ısırmaz.1 Benim önerdiğim gibi va^nuıı/ iyi nlm

y i

Page 95: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

164

1 6 5

8 Onlar sayıca ikiye bir bizden fazla olduklarından (biz) dezavantajlıydık.9 Cevabı biliyorsunuz sanki. /Bana cevabı biliyorsunuz gibi geliyor.

10 Öğretmenmiş gibi konuştu.1 1 Yağmur yağacağa benziyor. /Galiba yağmur yağacak.12 Hiçbir şey senin düşündüğün kadar kötü değil.13 Bu sabah her zamanki kadar iyiyim.14 İşi elden geldiğince hızlı biçimde yaptı.15 Oraya nekadar çabuk varırsak, o ölçüde dinlenme olanağınız olacak.16 Onu nekadar çok görürsem o kadar hoşuma gidiyor.17 Ders uzadıkça, öğrencilerin daha çok uykusu geldi.18 Kıta sahanlığına ne kadar yakın oturulursa, deprem tehlikesi de o derece

büyük oluyor.19 Bana sorarsanız burada kalabilirsiniz.20 Görev ne kadar güç olursa, (onun) o ölçüde hoşuna gidiyor.

1 My father always lived where he was born.2 I would like to meet you where I first met you.3 They will meet vvherever the committee decides.4 NVherever you go, she will not forget you.5 She walked as far as she could.6 You can go as near as you like to this elephant.7 Do your homevvork as I teli you.8 You may finish it how you like.

9. He did his assignment as if he had never done il in his lite before.1 0 The girl looks as if she is enjoying the party.1 1 He acted as if he had never seen me before.12 I can't ruıı as/so fast as he can.I 3 She doesn't work as hard as I do.14 You can stay here so long as you are quiet.15 These problems do not present more difficulty than they did before.1 6 VValkıng fast doesn't burn quiet as many calories as running slovvly.17 The more we control pollution, the cleaner environment we will have.1 8 The harder you study, the more you learn.19 The more money you invest, the greater your income is.20 The more capable a teacher is, the more effectıvely he can teach.

1 Hepimiz burada olduğumuza göre başlayabiliriz.2 (Onu) okumamışsa, öyküyü bilmesini bekleyemezsiniz..3 Öyküyü okumadığına göre size anlatmasını bekleyemezsiniz.4 Veba, nüfusun çok büyük bir kısmını öldürdüğü için, Yüzyıl Savıışhıımu

son verdi.5 Makimi kullanıldığı için Türkiye büyük ölçüde ve çeşitli ıııtıl iimirbıhı

İM

Page 96: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

166

6 Topluluklar, büyüklükleri süratle artığından, ilkel kabile yöntemleriyle idare edilemeyecek kadar büyüdüler.

7 Kocasının arabaya ihtiyacı olduğundan, o otobüse bindi.8 Hasta yüksek tansiyondan rahatsız olduğu için, doktorlar ameliyatı yap­

makta isteksizdiler.9 Zamanım olmadığından bilim uzmanlığı tezimi bitirmede büyük güçlükle

karşılaştım.10 Borç veren kurumlar halkın ev yapmasına yardım ettiklerinden,

Türkiye'de büyük şehirlerdeki çok kişinin evi vardır.1 I Çok yorgun olduklarından işi bırakmaya karar verdiler.12 Bu yıİki soğuk kış nedeniyle hiç kimse uzun bir seyahata çıkmak iste­

miyor.13 Ankara'daki hava kirliliği nedeniyle bu yıl burada daha az turist var.14 Unutma ihtimaline karşı sanırım adresimi yazmanız gerekiyor.15 Birinin arabanızı çalma ihtimaline karşı onu kilitlemelisiniz.16 Ahlâkını bozarlar diye onu kendi yaşındaki öğrencilerden ayrı tuttular.17 (Onunla) birlikte kaybederim korkusuyla hiçbir partiyi destekleyemedi.18 Arkadaşlarına söyliyebilir diye, memur, adamın resmi evraki görmesine

izin vermedi.'19 Herkes kendisini faıketsin diye o şekilde giyiniyor.20 Öğretmen, hepimiz duyabilelim diye sesini yükseltti.2 1 Soyulurum endişesiyle cebine her zaman az para koyar.22 Kökleri açıkta kaldığından bahçemdeki bazı bitkiler kışın öldü.23 Çalışmasını, öğreneyim diye babam bana bu piyanoyu aldı.24 Oda arkadaşım çalışabilsin diye televizyonu kapattım.25 Paranın değeri yeni düşürüldüğü için ihracatın artık düzelmesi gerekir.

1 Now that you are a big boy, you must behave better.2 Seeing that we are ali here, we mjght as well begin.3 She went downtown early because she had a lot of shopping to do.4 As you have already studied that chapter, ıt wi 11 not be necessary to read

it again.5 There is no need to rush, since wc have plenty of time.6 Ali methods to prevent the sprcad of infeetion failed because the cause

vvas not understood.7 Since most of the land is cultivated for erops, very littlc of it can be

phınted with trees.8 As 1 was feeling very hol 1 took off my coat.ö Owing to the fact that many scieniists have contributed to its develop-

ment, technology is advaııced very much today.10 Duc to the fact that tlıe price of petrol went up agair. there was almost

ııo traffic.I I My lailıcı nlvvay.s goes lo the seaside. for he likev svvimming.I İlminse ol ılır economic erisin we had, tlıe govemmeııt had to take

sollu' ilerisi ve liclion,

Page 97: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

167

13 Because of the great difficulties they faced, they gave up thc idea of climbing the mountain.

14 You had better slow down in case there is a train coming.15 You should wash your hands before eating in case they have germs on

them.16 You'd better take an umbrella when you go out in London in case you get

wet.17 He has put ali his money in a Swiss bank, Iest war should break out.1 8 She dressed the chıld in a heavy overcoat, lest he should catch cold.19 He has insured his son's education, lest he should die before the boy

reaches twenty.2 0 I have vvritten my address down for her, lest she should forget.21 The Government has started a scholarship system, so that intelligent pu-

pils from poor homes may have the chance of enterig a school.22 The man alvvays took a bodyguard with him for fear that he should be at-

tacked.23 These policemen risk their lives so that/in order that we may live more

safely.24 Due to the fact that the prices went up again, 1 couldn't buy another car.25 He left his clothes on the beach so that/in order that we would think he

was drowned.

1 Başka bir yolu olmadığını düşünmedikçe (o işi) yapmaz.2 Bol yiyecek ve içecekleri olduğu sürece mutlu idiler.3 Yıldız'ın neşeli ve konuşkan olmasına karşın kızkardeşi sessiz ve

çekingendi.4 İhtiyacı olmadıkça ona ödünç para vermeyeceğim.5 Bana ihtiyacınız olması ihtimaline karşı saat beşte evde olacağım.6 Hava kötü olmasına rağmen eğleniyoruz.7 Para için yalvarsam bile bana parayı vermeyecek.8 Geçerli bir sürücü ehliyetiniz olduğu sürece araba kullanmanıza izin veri

rim.9 Tut ki oğlunuz bir kaza yaptı, ne yaparsınız?

10 Benden rica etmesi koşuluyla onunla Amerika'ya giderim.11 Tut ki senden rica ediyor, onunla gider misiniz?12 Keşke daha önceden bilmiş olsaydım, sana bir araba alırdım.1 3 Tüm koşulları yerine getirilirse onunla gitmeyi düşünecek.14 Oraya gitmek bir hayli yol olmasına karşın (mesafe epeyce uzak

olmasına karşın) uçak bu yolculuğu bir günde yapabilir.15 Taksi tutmadıkça Ziya gecikir.16 Konya'nın bir milyon nüfusu olmasına rağmen birkaç müze vardır.17 Ziyaretiniz kısa bile olsa Sivas'ı görseniz iyi olur.18 Yemek ne kadar pahalı olursa olsun Gaziantep'te yiyecek mükemmellin19 İngilizce'yi ne kadar kötü konuşursanız konuşun, Pittsburgh halkı M/i

nazik bir şekilde dinler.20 Derhal gitmezseniz polis çağırırım.21 Ne kadar hızlı koşsa da kardeşi (ondan) öne vnıdı22 Kardeşimi ne kadar ııyardıysam da İçkiyi bırakmadı23 Nc kadar çok kn/.umniimı/. kıı/umm/ bir >' ıilttimıvnxuıkı*inıır.M i ı km lanı konmanı vr M a v i kuşi||Myla t atisem çatı laılımahlllı

« 6

Page 98: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

25

26'27

28

2930

168 1234

5678 9

10 1 I 12131415

1617

181920 21 222324

25

26

27

28 29 U)

Gıda üretimi hızlı bir biçimde artırılmadıkça nüfusun büyük bir bölümü açlıktan ölecektir /ölür.Askerlik hizmetini tamamlamış olmadıkça banka hiçbir erkeğe işvermez. (Eğer) dünyadaki bütün yiyecekler tüm nüfusa bölüştürülürse hiç kimse yeterli yiyecek alamaz.Hükümetten cömertçe yardım sağlanması halinde, birçok kente örnek çiftlikler kurulabilir.Ne söylersen söyle, sana inanmıyorum.Cumartasi sabahı çalışman koşuluyla sana bir günlük izin veriyorum.

If only she had told me what was on her mind 1 could have helped her.He won't do it unless he is ordered to do it.We vvon't do it even though we know there is not other way.

l'll lend you the- money on condition that you return it vvithin three months.Provided that they had plenty to eat and drink, the men would be happy. Unless he improves his English, he'll fail the exam.Take these pilis in case you feel ili on the boat.1 alvvays enjoy swimming, even if the weather is bad.You won't catch the train unless you hurry.Her father will let her drive provided that she has a driving licence Supposing that I had had an accident what would you have done ? Supposing that the boat capsized, what would you do?You won't be able to speak English unless you go to England.Even if you don't like him you can stili be polite.However rich people are, they alvvays seem anxious to make more money.She is happy in spite of the fact that she can't go on a holiday.Although Ürgüp is not a large city, there are many interesting things for a turist to see.We prefer the Hotel Dedeman even though it is not the most luxurious. You should see Göreme, no matter how short your visit may be.No matter how long you stay in Turkey, you will want to stay longer.He vvon't manage it hovvever hard he tries.In spite of the fact that he was very popular he didn't win the election. Even though 1 don't like him, 1 visit hiıfı very often.Hovveveı carefully you drive, you will probably have an accident even- tually,Each living organism will multiply provided that the conditions are fa- vorable.Unless the increase in population can be checked, large numbers of people vvill die of hunger.İf the patient is under vveight, oral anti - diabetic theraphy may be re- conımendedAlthough the doctor has forbidden father to smoke, he is stili smoking.I wouldıı'l buy that second -hand car if vvere you, hovvever cheap it is.I İn < ı mıpiiııy s prof its vvere iınınensc t h i s ycar, yet the eıııployccs did llot leeelve t» buııuN.

Page 99: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

169 I23456789

10 1 1 12131415

161718

1920

170 12345678 9

10

1 1 121314

15161718

1920

Rüzgâr o kadar kuvvetli esti ki şapkası uçup gitti.O kadar güzel bir kitap aldım ki İngilizceyi iyi öğrendim.Uçak o kadar hızlı gidiyor ki iki saat sonra Paris'te olursunuz.O, İngiltere'de bulunmadı, bunun için de İngilizceyi iyi konuşamaz.Kışın kar o kadar kalın olur ki kuşlar yiyecek bir şey bulamaz.Öğretmen o kadar zor sorular sordu ki öğrenciler (onları) cevaplayamadı. Öğretmenim o kadar hızlı konuşur ki hiçbir şey anlayamayız.Cengiz o kadar güçlü birisidir ki herkes ondan korkar.Yapacak fazla bir şey olmayışı dışında sanırım tatil yapmak için mükemmel bir yer olacak.Londra'ya uğranmaması dışında iyi bir geziydi.Biraz yorucu olması dışında iyi bir seyahatti.O kadar büyük bir cesaret gösterdi ki oy birliği ile seçildi.O kadar çok para kazanıyor ki bu parayla ne yapacağını bilemiyor.Fazla içki içmesi yanında hazır bulunan herkese de kaba davrandı.Bizim orada bulunduğumuz sürede deniz o kadar soğukki bir kez bile gir­medik.Arabayı eski olması dışında beğendim.Öylesine öfkeliydi ki tek söz söylemeden odayı terketti.Toplantı öylesine gürültülü oldu ki konuşmacı mikrofona bağırarak konuşmak zorunda kaldı.Suyu atarlar böylece bütün vitaminler kaybolur.0 kadar çok para istedi ki onu işe alamadık.

Shc was. so hungry that site had lunch eariy.it was such a vvindy day that we decided to take a taxi to the restaurant. They offeıed such lovv prices that we bought two radios.The engine makes so ırıuch noise that we can't hear each other.He doesn't have much money so he is looking tor a cheap hotel.He vvanted to save some money, so he walked to work every day.The food was so delicious that 1 ate more than 1 should.İt was such a good opportunity that I didn't want to miss il.1 think il is a good plan except that it misses out a visit to İstanbul. Except for the fact that the actors were not famous. the film was quite good.Apart from the fact that we had a flat tyre. we had also faully brakes.His speech was so clear that we could understand every word.We had a pleasant time, except that the vveather was cold.There was such a long queue at the bus stop that 1 decided to vvalk ins- tead.He treated his wife so badly that in the end his wife posioned lıinı.They offered me son much money that I couldn't refu.se.It's such a boring show that they should pay the public to go to it.The new film of Cinderclla is so long that it won't hold childrcıı's ailen lion.İle played the part so wcll ılım the aııdieıu o elupped foı ten mlmıle*,The elassıooııı \vjin sileni. rxııpt İtti ılır lııısy Mcıııtcllillg ol pens on pıt

per».

US

Page 100: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

7 I ] Eleştirmenler oyunları gördükten sonra deneyimleri ve eski bilgilerinin sonucu hangisinin daha etkileyici ve sürükleyici olduğunu söyleyebilir­ler.

2 Tartışmada bir konuşmacı, para yönelimli bir toplumda yaşadığımızdan sıradan bir bireyin başkasının sorunlarını çözmeye pek ..kafa yormadığını öne sürdü.

3 Kızkardeşim televizyon seyrederken kazak örebilir.4 Kılavuz geldiğinde yollarını bulma umudunu yitirmişlerdi.5 Uzaktan gelen bir silâh sesi nöbetçilerin tünelin farkına vardıklarım bil­

dirdiğinde,, son adam kaçış tünelinden çıkıyordu.6 Kitap yayınlandığında dikkate değer bir çoşku yarattı.7 Yangının olduğu yerde kararmış yıkıntılardan başka bir şey görmedik.8 Ona her zaman en az beklediğimiz yerde rastlarız.9 Nereye gitse köpeğini de yanında götürür.

10 Dizlerime/ ayaklarıma kapansa bile, onu bağışlamazdım.1 1 Diinya yiyecek stokları konusunda kötümser olmak için' haklı nedenler

bulunsa bile, bütün uzmanlar bu genel karamsarlığı paylaşmıyor.12 Yeni teknikler ortaya atılsa bile bizim yiyecek düzenimiz aynı olacaktır.13 Çocuk, zayıf notlarının okulu bitirmesini engelleyebileceği söylendi­

ğinde ağlamaya başladığı halde, öğretmen çocuğu yüreklendirmek için hiçbir sey yapmadı.

14 Dünya nütusiı hızla artmakla birlikte, yiyecek üretimi de buna ayak uydur­maktadır.

15 Oyun heyecanlı olmasına karşın hiç gol atılmadı.16 Yaşamaları bir mucize gibi görünse bile, ileride karşılaşacakları yanında

bir hiçti.I 7 Hava soğutma düzenindeki bir arıza nedeniyle, dinleyicilerden birçoğu

asıl konuşmacı gelmeden toplantıdan ayrılmışlardı.I 8 Ona ödünç para verdim çünkü (ona) ihtiyacı vardı.19 Patika yürünemeyecek ölçüde kaygandı.20 Evde yollardan daha çok kaza oluyor.21 İstediğimizden daha çok para harcadınız.22 Ona hiç dikkat etmedim, bu yüzden öfkelendi.23 Bizden sayıca iki kat çok olmaları açısından dezavantajlı durumdaydık.24 Kaça malolduğu düşünülürse, bu makina bir başarısızlık sayılmalıdır.25 Başka tartışma çıkmadığından, toplantı sona erdirildi.26 Biitün tasarruflarımız bittiğinden iş aramaya başladık.27 Dil geriliği ve dil gelişiminde aksamalar olan hastaların tedavisinde,

daha sonraki dil öğretimini anne - baba ve öğretmenler yapacağından, te­davi bir ölçüde hastanın sorunlarını onlarla tartışmaktan oluşacaktır.

'-S öğrencilerin kendini anlayabilmeleri için, öğretmen açıklamalarını açık ve basit yapmalıdır.

"* Isı yürekli ihtiyar, yiyecek alabilmesi için dilenciye (biraz) para verdi.bi ( »filmcilerin daha iyi sııııllaıı olabilmesi için okulu genişletiyorlar.O Dol im İm ııı İyi» e ııımiyene edebilmesi için çm tjğu lı.iNlımrye gülündüm

*

Page 101: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

32 Öğrencilerin güvenle karşıya geçebilmeleri için polis trafiği durdurdu.33 Çocuklarına iyi bir eğitim (olanağı) sağlamak için çok çalışıyor.34 Kuşkusuz günde 15 saat çalışmanızı bekleyecek kadar akılsız değil35 Yaşlılığında rahat etmek için elinden geldiği ölçüde çok para birikti­

riyor.36 Haber öylesine sürpriz oldu ki ne söyliyeceğini bilemedi.37 O kadar çok parası var ki nereye harcayacağını bilmez.38 Öylesine soğuk bir geceydi ki evde ocak başına oturup (kitap) okumaya

karar verdiler.39 Madem ki işinizi bitirdiniz, dışarı çıkıp oynayabilirsiniz.40 Olimpiyatlardan sonunda bir altın madalya kazanmayı başardığından atle­

tizmi bırakmaya karar verdi.41 Kocası öldüğü için yaşamdaki bütün ilgisini yitirmiş görünüyor.42. Adayların 21 yaşından küçük olmaları gerektiğinden açıkçası siz seçim

dışısınız.43 Beklemekten usandığımız için, onlar olmaksızın gitmeye karar verdik.44 Makine onarılmış olduğundan, gezimizi sürdürebildik.45 Yağmur yağmadığından ürün az oldu.46 Zamanında gelmemizi istediklerine göre, şimdi yola çıkmamız gerekir.47 Herkes tarafından alarmı zamanında çalmamak ve hırsızların kaçmasına

izin vermekle suçlandım.48 Verdikleri parayı yitirdiği için çocuğa kızdılar.49 Birlikte kaldığımız bir arkadaş nedeniyle, nazik akşam yemeği, çağrınızı

kabul edemiyeceğim.50 Yakışıklı bir adam olmamasına karşın kadınlar onu çekici bulurlar.5 1 Arabası 20 yıllık olmasına karşın iyi işliyor.52 Öğretmeni dinler görünmesine karşın, hep futbol maçını düşünüyordu.53 Ne kadar az kazanırsanız kazanın, her hafta bir şeyler biriktirmeye

çalışmalısınız.54 Ne tür yanlış yapmış olursanız olun, fazla üzülmenize gerek olduğunu

sanmıyorum.55 Ne kadar iyi eğitim görmüş olursanız olun, öğreneceğiniz daha pek çok

şey var.56 Eşinin tehlikede olmadığına ilişkin güvence verildiğinde hastaneden

ayrılmayı kabul etti.57 Tutukevinden çıktığında, kötü şöhreti nedeniyle iş bulmakta güçlük

çekti.58 Kış sona erer ermez, yakında dikilen ağaçlardan yeni dallar çıktı.59 Hava ısınır ısınmaz yünlü iç giysilerimizi ayırdık.60 Sanki anlamlarını tam anlayamamış gibi, sözcükleri kendi kendine yine

ledi.61 Adım atamayacak duruma gelinceye değin yürümeyi sürdürdü.62 Mektubu beğeninceye kadar tekrar tekrar yazılı63 Fiyatı öğrendikten sonra (onu) sntmııMı64 .lohıı'uıı öylesine hiı yabancı şivesi vnıtlı kİ kimse kendisini aıılnva

mudi.na İm (llk> I I vah m a t}8 kadit! yakıtı HİHisâ. n ölçüde §n uf plut

Page 102: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

172 1 Neden söz ettiğinizi anlamak zor.2 Ondan hoşlanıyor olman ilgi çekici3 Önceden yer ayırtmak önemlidir.

_ 4 Onun fikrini değiştirtmek kolay değildir.5 Biraz geç kalmamız olasıdır.6 Cuma günü oraya gitmek anlamsız - tatil var.7 Kuaförlere bahşiş vermek âdettir.8 Seninle konuşmayı reddetmesi gerçekten şaşırtıcı9 Farklı kültür ve yaşam biçimleri görmek ilginç olur.

10 Herkese tüm gerçeklerin söylenmesi önemlidir.1 1 Kendini savunur biçimde konuşman tamamen haklı.12 Onu başka birinin çalmış olması olası değil midir?13 Hiç yer kalmadığı doğru mu?14 Katılmamız zorunlu değildir.15 Öğretmenin hem zihnen ve hem de ruhen dürüst olması esastır, bu aziz

olmak anlamına gelmez.1 6 Mevcut doğal kaynaklar için yapılan mücadele savaşa ve bunun sonucu

olarak da nüfus bakımından bir azalmaya yol açabilir mi?17 Anne babaların, çocuklarının sınavda başarılı olmalarını istemeleri

anlaşılır bir şeydir.18 İngilizce öğrenmek amacıyla Ingiltere'ye giden öğrencilerin diğerlerine

(gitmeyenlere) göre büyük avantajları olduğu açıktır.19 Adil bir toplum istiyorsak, ayrıcalığın kaldırılması gerektiği aşikârdır.20 Her çocuğun öğrenme fırsatına sahip olması gerektiği gayet açıktır.21 Eski moda öğretmenlerin öğrencileriyle iletişim kurması zordur.22 Check - up (Genel sağlık denetimi) için bir doktora görünmeniz iyi olur­

du.

23 Televizyon açıkken dikkatimi toplamam mümkün olmuyor.24 Öğrendiklerinin kendilerine yararlı olacağım gösteremedikçe,

öğretmenlerin çocukların ilgisini çekmeleri zordur.25 Anne babaların, bir okulu kendi çocuklarının sınav sonuçlarıyla

değerlendirmeleri mantıklı değildir.26 Testlerde iyi yapanlar (başarılı olanlar) her zaman en parlak öğrenciler

olmazlar.27 Öyle anlaşılıyor ki kimse gelmiyor.28 Bu tip konserve açacağını icat eden babamdı.29 Hükümetin, olayı kamuoyundan gizlemeye çalışmaktan vazgeçmesinin

zamanıdır.30 Durumu uzun vadede değerlendirmek şüphesiz önemlidir.' I Gözlerimin uyum sağlaması sadece birkaç saniye sürdü.

I'insleiıı. hiçbir şeyin ışıktan daha hızlı hareket edemeyeceğini izafet teorisinde ispatladı.

' t Video kasetlerinin mağaza lorda görünmesi birkaç yıl önceydi.* I Nr dediğini nnlnımııııı/ blın/ vaktimizi aldı' =* t iHİİşeleııdlğlııı annenullı3<« Harın, parayı una vnın ı i ulan iummiıiitt siisi hakıvnttjıı

Page 103: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

37 Ona gönderilen mesajın yolda engellenmiş olduğu ortaya çıktı.38 Onları uzun süredir lanıyormuşum gibi geldi.3 9 Öyle bir şeyi yapması imkânsız görünüyor.40 Işığın zerreciklerden oluştuğunu ilk söyleyen Newıon’du.

173

İ

1 Iı is useful for teachers to kııow that group work is diffiçult with more that 2 0 students.

2 .i is usually impossible for a person to forget the unhappy experieııces of his childhdod.

3 a is necessary for nıe to leanı a foreign langııage in iwo ycars.4 il is diffiçult for a child to get tıp so early.5 İt was hard for an old man to live on his small pension.6 it was surprising for men and womcn to sil apart.7 n is quite easy for a rich widow to find a handsome husband.8 It was lııeky that you left before the explosion.9 İt iş likely that they'll announec their engagement soon.

10 İt is unbelievable that the teachcr should have forgottea.11 Iı is no tise your telling the truth after ali.12 The re is no denying that 1 enjoy listening to music.13 İt is no use your talking to her beeause she decided to get engaged lo a

handsome man.14 There is no use asking her this queslion beeause she doesn't know anyl-

hiııg.13 There is no poinl in leaving ali your revision until the night before the

cxam.16 It is no good expceling ine to correet your mistakes.17 İs secms that tlıc old man doesn’t kııow wlıat he is talking about.18 It appcaıs to mc that we are ııoı going to be able to go on a holiday

next summer.19 I happened to be otu Üten nıy friend called.2 0 It seems that no one kııew what had happened that night.21 It turned out that she knew my father.2 2 İt was the Minister that they tltrew eggs at.23 It is social reforms that they are insisting to be enlorced.24 It is the cconomy that’s being brought to ruin.25 İt was he that we heard singiııg.26 İt wasn’t Eisenhower who started the Peaec corps il vvas Kennedy.27 It took nıe lwo houıs to get home yesterday.28 It takes a long lime to do shoppiııg every weekend.29 It took her ages to get a diploma from the Linguistics Department.30 It appears that the plaııe did not land an Ankara.31 İt is usually impossible for the dcfendaııt to tlelend himsell in ılır roıııı

without a lawyer.32 İt is dilfieıılı foı Ihc «iııdenis to pıoiHHiıın mnr lîngllslı wortUt t |ı r, Htııpıislny İm Aykııi lo nnrivr ,t leilt ı ol nTu-ml lıoııı Jant?14 Iı w (ta qtlitr Ofisy loı ot|ı Iı 41 İl»» to s- ılır (HHİılriii

Page 104: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

35 it would bc qtıite ail right tor thcm to Icavc early.36 lı was ÇoJumbus who fim discovered America.37 İt would be expeıısive for her to come by sea.38 It is slrange that he should have said that.39 it is splendid news that you have foutıd a good job.40 İt is amusing that the man cauglıt the wrong train.41 It is not known what will happen next.42 It is no use your trying fo borrovv any money after the car was sold.4 3 There are no'rcasons for questioııing the lcclurer.44 it is not important how you look but lıow you behave.45 İt is no fun reading ansvvcrs vvhich are laken straight from the book.46 It is no use copying from yoıır neighboıır's exam paper.47 It appcared that the student was unwilling to ansvver Lhc question. '48 It appeared that his intention was to arrive ycsterday.49 İt so happened that I had no money vvith me.50 it seems that you have been out in the rain.5 I Everything turned out ali right ın the end.52 It is the people that I'm concerned about. not the money.53 İt is private industry that has heeıı given a bigger role.54 It's the system of State control that's being encouraged.55 It's money that he doesn't have mııch of.56 Iı \vas his recommcndation that they didn't follow.57 It took my daughter Ionger than she expected to get a visa.58 It lakes me an hour to go to İstanbul by platıe.59 It toot me fi ve hours lo drive there.60 It happened that we wercn'l Ankara at the time.

1 Her şeyden önce, öyle görülüyor ki bir bilim adamı çok meraklı olur.2 Ayrıca, varolan durumu düzeltebileceğini düşünür ve bunun içerdiği sorun­

ları çözmeye çalışmak hoşuna gider.3 Eldeki en eksiksiz kanıtlara dayanmayan yargıları kabul etmez, bu neden­

le gerçeğin tek dayanağı olarak otoriteyi reddeder.4 Yukarıda özetlenen koşulların bir sonucu olarak, son 20 yılda uluslararası

işbirliği büyük ölçüde artmıştır.5 Sonuç olarak, azgelişmişliğin biıbiriyle bağıntılı birçok sorununu

çözmede başarılı olmak istiyorsak, bunu ancak bütün bilim adamlarına ilişkin kaynakları tam ve en akıllı biçimde kullanarak başarabiliriz (gibi görünüyor)

6 lîüıün insan dilleri iletişim aracı olarak aynı ölçüde eksiksizdir. Açıkçası İm dil konuşanların söylemek istediklerini söylemede diğerleri kadar ni­telikli gibi görünüyor.

/ Sözgelimi, eebiı simgelen anlııniM/sa, bilgisayarlı bir denetim sistemin ile gete|-,Iı işlemleri ııçıh hllimk kıtlıı\ degilılu

Page 105: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

8

9

10

1 1

12

13

14

15

16

17

1819

20

175 1

2

3

4

5

6

7

Öo

10

Bu bakımdan, hem işletme hem de emek, işleyişle ilgili araştırma ka­rarlarının ortadan kaldırılması ve can sıkıntısına ve bezginliğine doğru bir gidiş anlamına gelebilir.lki-üç yüzyıllık araştırmaların sonucu olarak doğanın anlaşılabilir olduğuna inanmaya başladık.Bilimde onlu ölçek yanında ikili ölçek de kullanılır, ayrıca birçok başka ölçek de kullanılabilir.Ölçüm araçları bozuktu, bu nedenle deney başarısızdı.1980'lerin yolcu uçağı supeısonik jet, dünya halkları arasındaki ilişkileri değiştirecektir.Hafta boyunca arabayı sık kullanmazlar. Bu bakımdan isterseniz (onu) ödünç alabilirsiniz.Kurul, tüketicilerin yerel tüketiciyi koruma derneklerince yeterince koru­nabilecekleri düşüncesini kabul etmedi. Buna paralel olarak da raporda daha iyi önlemlerin sağlanması için en kısa sürede yasa çıkarılmasını önerdi.Belli bir yönde ölçülen bir cismin sürati hız olarak bilinir. Bu nedenle, hız bir vektör miktarıdır.Büroda hiç kimse hukuki mesele hakkında ne yapılacağını bilmiyordu. Dahası sorunu nasıl ele alacaklarını bile bilmiyorlardı.Kentin her yanında ayaklanmalar başlamıştı. Bunun sonucu olarak pek çok kimse dışarı çıkmaktan korkuyordu.Meclis tasarıyı reddetti. Bu nedenle vergiler indirilmedi.Dağlık bölgedeki halk deprem konusunda uyarılmıştık Bu sayede pek çok hayat kurtarıldı.Hayvanlar yiyecek olarak yararlıdır. Ayrıca, ipek ve bal gibi hayvan ürünleri çok faydalıdır.

Düşman, teröristlerin etkinliklerini hoşgörebilir. Daha da kötüsü istek­lerine de boyun eğebilir.İstediği şey işi yıkıntıya sürükleyecek. Ya da etkinliğini büyük ölçüde azaltacak.Bebeklerdeki ölüm oranlarında kesin bir düşüş var. Öyleyse, (ayrıca) tıp bilimi insanları daha uzun süre yaşatıyor.Bana bütün belgeyi açıkladı; başka bir anlatımla, belgeyi benim için sözcüğü sözcüğüne irdeledi.Kadın modası iki yıl öncekinden çok daha çirkin. Yoksa böyle şeylere dikkat etmez misiniz?Araba almak için, tasarruflarımdan yararlanabilirim. Öle yandan, ödünç para için anne babama da başvurabilirim.İsterseniz eve yürüyerek gidebiliriz; ya da oiulaıı bizi arabasına alma .mı rica edebiliriz.

İsterseniz kitabı satın alabiliri/, vıı da İm hnlhılığlııu Ödünç (dahilili/ Kitabı l/ıııslz aldığını söyltlyol Ibrd a bit •!< >, işU (oitıl) çıdüllş I glrtılytnlııi Uıılııı doÛltlSU ogltMtivor amibin-,m İni

Page 106: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Jeolojik katmanları tarihlendirmenin yerleşik yöntemlerinden birisi fo­sillerin korelasyonudur; buna karşılık, radyoaktif elementlerin bozulma oranını ölçmeyi içeren bir ölçüde yeni yöntem de birçok durumda kul­lanılabilir.Hasta görünüyor. Öyleyse bir doktora görünmeli.Cimri olduğu söylenir. Öyleyse, ondan ödünç para istemenin yararı yok. (Belki de) yarışı kazanırsın. Dahası, dünya rekoru kırabilirsin.Korkunç cinayetin yarattığı aşırı heyecan, sanıklar aleyhine karar verme­miş kimselerden oluşan yerel bir jüri bulmayı imkânsızlaştırıyor, bu ne­denle yargılama belki de başka bir bölgede yapılacak.

Kitapta ünlü film yıldızlarının yaşamlarına ilişkin kimi eğlendirici parçalar var. Ancak (kitap) genel olarak son derece sıkıcı.Arkadaşım sınavdan önceki haftayı boşa harcamadı; tanı tersine her akşam çok çalıştı.Yaş günü için bir fotoğraf makinesi istedi. Babası (onun) yerine bir kitap aldı.Hiç dersine çalışmıyor buna karşılık bütün gün televizyon seyrediyor. Gerçekte hiç kimse onun suikastın ardında olduğundan kuşkulanmadı Ancak bunu akla getiren açık kanıtlar vardı.Arkadaşımı eğlenceye çağırmadım. Zaten gelmezdi.Askere çağrılmadım. Aslında gönüllü oldum.Gerçekten, şu andaki politikacılarla ilgili serinkanlı (yansız) gözlemler var. Ancak kitabın büyük kısmı yüzeysel ve önyargılarla dolu.Resmi olarak (o) görevli. Gerçekte bütün işi sekreteri yapar.Uzun süredir oynadıklarından daha güzel oynadılar. Kuşkusuz Selçuk mükemmel oynadı.Buharlı makinede ısı biçimindeki enerji harekete dönüşür; buna karşılık bir meteor dünya atmosferine girdiğinde hareket ısıya 'dönüşür.Elbisesinde bir acayiplik ya da çirkinlik yoktu, aksine onda kendine özgü bir zerafet vardı.Etrafındaki her şey param parça oldu, ama Başbakan bir sıyrıkla kurtuldu. Eşyaların kalitesi mükemmeldi. Ancak, fiyatlar aşırı yüksekti.O, dürüst bir politikacı olabilir, ama dış politika görüşüne katılmadığım için hiçbir zaman ona oy vermem. ■

Araştırmalar, sigaranın insan sağlığı için tehlikeli olduğunu göstermektedir. Ne var ki, milyonlarca insan sigara içmeye, devam ediyor.Bilim adamları güneş ısısının önemli bir enerji kaynağı olduğuna inan­makladır. Bununla birlikte, güneş teknolojisinin henüz başlangıç (bebek­lik) aşamasında olduğunu da kabul ediyorlar.Çevrebilimciler de yeni enerji kaynaklarıyla ilgileniyorlar ama bunlar çevreye zarar vermeyecek yeni kaynaklar arıyorlar.Bu .mada. endüstrileşmiş ülkeler halkının enerji tasarrufu yapmayı öfiıemııeHİ geıekıneklediı ü a İnilde kendilerini uruba kullanırken değil, vilMlıkeiı bulabilirin

Page 107: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

ıo t

o5 Buraya kadar, çok değişik öğrenme faaliyetlerinin ortak pek çok yönü

olduğunu vurgulamış bulunuyoruz. Ancak bir farenin labirentten çıkış yo­lunu bulmasına yönelik öğrenme biçimi ile üniversite öğrencisinin nükleer fizik problemini çözmesine yönelik öğrenme biçimi arasındaki farklılıkları önemsememek yanlış <■(m.

6 Büyük kentlerde kırsal alanlardan daîta fazla kirlenme vardır; bu nedenle, kentlilerin kansere yakalanma riski daha yüksek olabilir.

7 İsteklerinde haklı olabilirler. Yine de greve gitmemeleri gerekirdi.8 (Yüksek) gürültülü müzik çalmak, sigara içmek kadar toplumsal bir sorun/

dert olabilir. Bununla beraber, hava kirliliğine neden olmuyor.9 Tam gizlilik esastır. Bu nedenle, plandan ne kadar az kişi haberdar olursa

o kadar iyi olur.10 Kültürlerin belli biçimleri vardır. Fakat bu biçimler, bir nesilden ötekine

aktarılırken değiştirilirler.I I Muhalefet, sürekli olarak hükümeti rüşvetle suçluyor, üstelik; isimler de

vererek.12 Kırsal alanlardaki fakir kimseler iş bulmak amacıyla kentlere göç etmek­

tedir ve neticede pek çok banliyöde gecekondu alanları artmaktadır.1 3 Çöllerdeki değişmeler gündüzleri son derecede yüksektir. Ancak, geceleri

de çoğu kez pek düşüktür.14 Kaktüs, fazla suya gereksinme göstermez. Bu nedenle çöllerde

yetişebilir.15 Sıcaklık değişmeleri kayaları parçalar. Arkasından bu parçaları rüzgar

uzaklara taşır.16 Başlangıçta, satın alırken, el halıları, elbette fabrika halılarından çok

daha pahalıdır. (Ama) öte yandan bunlar iyi bir ekonomik yatırım olabi­lirler de.

17 Muazzam bir. sekreter kadron var, ama anlaşılan bir basit mektuba cevap vermek bile bir haftayı alıyor.

18 Anne-babamın yaşları arasında epeyce fark var, ama buna rağmen başarılı bir evlilik olmuştur.

19 lanet, hayata oldukça kaygısız bakıyor, ancak hiç de aptal değil.20 Yaşlanma fikri hiç hoşunuza gitmeyebilir. Bununla beraber, muhtemelen

bir gün kendinizi yaşlanmış bulacaksınız.21 Talep arttı. Bu nedenle, fiyatlar yükselir.22 Karbon, suda değişikliğe uğramaz, ancak oksitleme (izciliği olan asitlerle

ısıtıldığı zaman hafif şekilde oksitlenir.23 Yirminci yüzyılda enerji tüketimi artmıştır; üstelik, artmaya da devam

ediyor.24 Öğretme ve öğrenme bir süreçtir ve bu nedenle yaparak gerçek leşi iri le

bilir.5 O. iyi bir bilim adamıdır, üstelik, sorunu da biliyor,6 1970'lerde ihracat hacminin büyüme oranında bir .ııtr. olınuşıtı Aın ,ıl,

ihracatın salın ulum gücü de ıı/,almıştı.İşsizlik ıııkaınlııı ııııiı bir İyileşme gÜMeı inciliği dogrudııı A inak dutum dlMelmekn dlı çltiıkii okulu ter).etlen çok nuyııln I işi İş luılııııiştıii

27

Page 108: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

178 1 Refences to psychology in dail press and in popular pcriodicals arc novv numerous, but the variety of idcas as to the naturc of psychology is coı- respondingly extereme.

2 The passanger plane of the 1980s, namely the supersonic jet, vvill traııs- form relations betweeıı peoples of the world.

3 Many pcoplc. my sister incltıdcd, vvill not forgive him for that.4 To see you after suclı a long time, that was good.5 His <excuses, say the breakdovvn of his car, never seetned plausible.6 The book contains sonıe fascinating passages, ııotably an account of

their trip to the North Pole.7 AH human languages arc equally eomplete as instruments of commtınica-

tion. That is, cvery languagc appears to be as wcll equipped as any olher to say the things the speakers want to say.

8 İn brief, there is as yet no knovvn way of obtaining the benefits of the nevv insecticides vvithout some risk of revoking resistance.

9 Most of the scicntific methods devloped are equally applicable everyvvhe- ıe. İn faCl, plant breeding work is already in progress in more develo- ping countrieş.

10 As a rcsult of the conditioris outlined above, international cooperation has been greally intensified during the last 2 0 years.

I 1 While industialization enables us lo raise our standarts of living at an ever-accelerating ra.te, it also leads to a corresponding grovvth of interdç- pendence between the differeııt regions of the vvorld. Given (in view of) these conditions, it is easy to see that any permanent economic crisis or instability in one area is bound to have an increasingly serious effect upon the rest of the vvorld.

12 The sensitivity of the economy is greally intesified in cases vvhere ex- ports are confined to any one or two prodııcts.

13 Notv/ithstanding (Inspite of) what has been stated above, hovvevcr, it may be doubted vvhether the measures referred to vvill be sulfficient to prevent the situation from deteriorating.

14 To be sure, nobody suspectcd him of bcing behind the plot. Yet, there was clear evidence implicating him.

I 3 Moıe leisure, as well as abundance of goods. is attainable thıough auto- mation.

16 Controversial matters involving the groups vverc discussed, nevertheless most of the representatives ıemained calm.

17 Novv that the stress of examinations and intervievvs is över, we can ali ıelax for a vvhile.

I 8 Thcy have not paid my rent for six monlhs. Accordingly, l'm going lo see a lavvyer.

19 A storm knocked dovvn our electric vvires. thereforc we had to eat by cundlc liglıt.

20 Ihc jtıdjit .ıvvıni.ıl ı U’.iodv ol ıhı1 ıhi İti lo i t s ınoihoı. Moreovcr the jutlgc sıM Htıiı ı uulılt I i tu -s loı vlttlllnu prlvlh'ui'H,

İH 1

Page 109: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

21 We saw many interesting iowııs and cities on our tour. in addition. we met several nice people.

22 Several of the conspiıators lıave been arrested but their leader is as yel unknovvn.

23 Several reasons can be given for the change in the aüitude of many people. To begin with, they fear the outbreak of a nuclear war. Iıı the se- coııd place, they are concerncd över ilıe continuing pııllution of the eııvi ronment.

24 She did not object to our proposal. İndeed. shc gavc several reasons for, supporting it.

25 Mary has several elose friends. As for Jane, shc is a!ways surrounded by friends.

26 He is a seholar who is devoted to his research to a reprehensible extent. That is to say, he neglects his family and does not fulfill his responsibi- litifes as a Citizen.

27 They refused to pay the higher rent when an inetease was announced. As a result, they were evieted from their apartment.

28 Agriculture will have to undergo a drastiç change to mect the needs ol the new situation. Otherwise, the couııtry will starve.

29 It is possible that France might condone the terrorists' aetivity. Worsc stili, she might agree to give way to their demands.

30 I did not ask her to leave. On the contrary, I tried to persuade her to stay.

31 On the one hand you don't want to be too aggressive. On the other hand, you should not be too timid.

32 She does not stııdy at ali. İnstead, she sits and daydreams.33 What he waııts will ruin the business. Or else, it vvill reduce its effective-

ness considerably.34 Their essays were very brief. Stili, they were better than 1 expected.35 They played betler than they had done for a loııg time. Certainly, Tiırı

played splendidly.

Kabaca söylemek gerekirse, bugüne kadar yirminci yüzyılda daha önceki on dokuz yüzyılda tüketilen kadar enerji tüketilmiştir, üstelik dünya tüketimi her yıl artış göstermektedir. Sadece toplam tüketim artmakla kalmamakta, aynı zamanda pek çok ülkede kişi başına tüketim de artmaktadır. Başka biı deyişle, her insan, her yıl daha çok enerji kullanmaktadır.Bir yandan tüketin} artmakta, diğer yandan birçok enerji rezervi yenilcncıne mektedir. Ne yapılabilir? Ne gibi olasılıklar vardır? Olasılıklardan biri yem kömür, gaz ve petrol yatakları aramadadır, ne var ki, yeni yataklar hıılıınmuM her geçen yıl daha da zorlaşmakta ve pahalanmaktadır. Ancak yüzden |n/la sondajdan biri petrol çıkarmaya elverişli olmnkladıı Nakliye (Ijmciİ »k yiiksektir; bunun sonucu olarak da, petrol ya da gaz hulıııısn hile, nakliye •-•> rıınları nedeniyle bundan yararlanma gllçleşıneklcdiıDiğeı Ihı olasılık da başka enerji kaynaklan gcllşılrıueıledlı ••ani pelini en Viı da lÖıutlnleıı elde nl l l i nryni emı j j hu \ulil lniii i oy l ı üm *.o| a nbı

M il

Page 110: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

önemli kullanımları vardır ki, bunları akıllıca kullanmak zorundayız. Bazı başka (alternatif) kaynaklar hep bizlerle olmuştur ve bunlar hiçbir zaman'bit­meyecekler de: Rüzgâr, güneş ve okyanus gelgitleri; ne var ki, bunlardan ya­rarlanma konusunda öğrenmemiz gereken daha çok şey var. Bunların herbiri- nin yararlı ve yararsız yanları vardır.

i 8 ü Most people are horrified by the idea of laboratory animals being used in ex- periments. Nevertheless, scientists insist Ihat drug testiııg using only la­boratory cultures is incapable of fully replicating carcinogenic affects on hu- mans and that consequenlly live animals nnıst be used. Otlıervvise potentially very harmful substances may not be detected until it is too late. The scientists point out that, vvhile celi cultures do reveal certain effects, other affects cannot be identified ıınless fully-functioning animals are utili- zed. Therefore, they suggest that celi cultures be used first in tesling any new Chemical, so that any Chemicals showing carcinogenic effects at that stage need never be tested on live animals.Although it is clear that every effoıt has been made to clarify the lest's instructions, many students stili fail to understand tlıem. So, despite the rela- tiv simplicty of the test itself, many students fail. Because of the high failu- re rate, an even simpler test is being devised. If that does not work, perhaps we should give up testing in the present way altogether unless we find some way of testing the students satisfactorily, however complete choas will cnsue. Furthermore tha lack of an adequate test would probably lead to loss of funds Since we connot affort to lose these, we must absolutely ensure that new test is effective.

181 1 Politikacı, gördüğümüz gibi, büyük ölçüde bilim adamlarının tavsiye ve hizmetlerine dayanmak zorundadır.

2 Ölçme yanlışları, özellikle karmaşık araçlar kullanıldığında, yaygındır.3, Kurstaki öğretim görevlisi konuyu açıklamada umutsuzdu.4 Onun yapılacak aptalca bir iş olduğunu sonra kabullendi.5 Seksen yaşında olan büyük annem halen hareketli bir yaşam

sürdürmektedir.6 İstersen yarına kadar bekleyebilirsin.7 Ara teknolojileri geliştirmek için ulusal ve uluslararası ölçekte eylem

programları geliştirmek gerekir.8 Modern endüstri, büyük ölçekli işleri, iyice gelişmiş teknolojisi ve

ayrıntılı işletmecilik yöntemleriyle, pazar için gerekli en büyük miktar­daki mal üretmenin en etkili ve en ucuz yoludur.

9 Öyle görünüyor ki haberleşme, gerekli teknolojinin toplum için son de­rece önemli olduğu bir alandır.

10 Nükleer gücü tehlikelerine inanılabileceği ölçüde geliştirip geliştirmeme kararı, sonuçtaki riskleri ölçmek için gerekli deneysel verileri elde etme­den önce verilmelidir.

I 8 J! İn many ı hm ■ imvıl wiı!ı ıııııııııınlly, the volunteer lenves llıe phıiıı evi ılrm e ol his seım-s asit!»

HMJ

Page 111: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

2 A message that he would be late arrived by speeial delivery.3 The possibilities that we were novv olTered seemed very attractive.4 The man vvriting the obituary is my friend5 Any coins found on tlıis site must be handed to the poliçe.6 This scholar. to be scen daily in the National library, has devoted his

life to the history of Science.7 Any atlempt to leave early is against regulations.8 The proposal concerning child lıcalth was unanimously approved.9 Many types of industry. including the largest, are strictly linked to de­

lence requiremenis. ,10 Scientisls, whethcr tlıcy like it or not, are becoming involved in poli-

lics itself to a far grealer extent Ihan ever before.

183 1' Gazete bayii, Guardian’un Pazarları çıkmadığım belirtti.2 Spiker, bakım mühendisleri grevinin geniş çapta zarara neden olacağının

tahmin edildiğini söyledi.3 Bana, yeni dönemin gelecek hafta başlayacağı söylendi.4 Yorumcu, geçen ay Amerika'nın güney doğu sahilini kasıp kavuran

kasırganın birkaç bin kişiyi evsiz bıraktığını söyledi.5 Roma'da bir hapishanede ayaklanma olduğu bildirilmektedir.6 Konuyu yarın görüşeceklerini söyledi.7 Gazeteler, Başbakan'm Yunanistan gezisinin ertelendiğini yazıyor.8 Toplantının önceki gün yapıldığını söyledi.9 Gelecek perşembe tekrar toplanabileceğimizi ifade etti.

10 Biraz baygınlık hissettiğimi, belki de bir parça temiz hava almamı ge­rektiğini söyledim.

1 i Ertesi gün yeniden deneyeceğini, ama daha iyisini yapacağından emin olmadığını söyledi.

12 Mektubu hemen çevirteınediğini, ama yarın sabaha kadar yaptırabileceğini söyledi.

13 Hava tahmini, havanın yarın güzel olabileceğini söylüyor.14 Onun bdzı çok nüfuzlu kişileri tanıdığını söylüyorlar.15 Halk önünde konuşmaya alışık olmadığını söyledi.

184 1 The conducior told mc 1 was on the wrong bus.2 He said it took a loııg lime to get Ihere.3 The man says he has been a jouı nalist for a year.4 The teacher told the studcnts to lıave their hair cut.5 The policeman ordered the criminal to do vvhat he was told.6 The doctor advised him to take a cold shower before bıcakfast il ıhc vvnıı

ted to keep fit.7 He told us we musln't eross the rontl ngıılıiM tlu: reıl ligin.8 İle said he h&dn'I hail eııough lime i" Ilımdı ulıni İn* had Inhınl'il i<> do

1 İÜ

Page 112: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

9 The assistant explained that lıis previous employers consideted him to be very capable.

1 0

1 1The man said he expected he could do it the following week. Slıe said she didn't belieVe a word 1 was saying.

1213

He told us that the scientists used accurate systems of measurement.We were told that-every type of scientist would require knowledge of sla tisties.

14 He explained that the technologist was concerned with the development'. 'o f new processes and techniques.

15 The scholar insisted that püre Science was as much useful as applinl Science ^

185 12

3

Bana babamın niçin kabul etmediği sordu.Hangi dilleri konuşabildiğimi / bildiğimi sordu.Müdür bana nerede çalıştığım sordu, ben de ona serbest çalıştığım söyledim.

45

Bana, dekanla nasıl temas kurabileceğini sordu.Kendisine, ona son olarak ne zaman telefon ettiğini sordum ve bıııuı (ona) dün telefon ettiğini söyledi.

678

Bana sabahleyin gelen/gelmiş olan adamın kim olduğunu sordu.Bana politikayla ne derece ilgilendiğimi sordu.Yönetim daha yüksek ücret isteklerine boyun eğmediği takdirde işçilerin ne yapabileceklerini öğrenmek istedim.

9 Bana, otomobil emniyet kemerlerini takmanın ne zaman zorunlu hale ge tirildiğini sordu.

1 0 Bana önümüzdeki seçimlerde iki büyük partiden hangisinin çoğunluğu elde edeceğini sordu.

18 6 12

345678

91 0

11

12

131415

They wanted to know where we lived.Can you teli me where the bus stops?May I ask how old you are?Have you any idea how much they'll earn this year?He wanted to know vvhat the Tyrkish for linguistics was.He asked if I could teli him where he could find the Bristsh library, They wanted to know why 14aad to take that exam.Önce everyone wondered when man would set foot on the moon. Everyone wondered what it meant.We wondered when the plane would leave.I wanted to know vvhat the advantages of each system wcre.He wondered vvhat the work of an applied linguist was.1 wanted to know why he disagreed.He vvondered why people made avoidable errors.They asked which books I enjoyed reading most.

1 H7 12

3

Terziye, elbisesinin yarına kadar hazır olup olamnyııcıığıııı sonlu Londra'da bulunup huluttliuıdtğıını sordıı.Asansörün çalışıp udışmsuliljıiıı öğrenmek isledi

i i i

Page 113: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

188

189

1 9 0

234567

89

10 1 1•12

13

1415

1234567

8 9

10

12345

Ona araştırmasının bu yılın sonuna kadar tamam olup olmayacağını sor­dum.Ona her gün falını okuyup okumadığını sordum.Yeni döviz kurlarının fiyatlarınızı etkileyebileceğini hesaba katıp kat­madığınızı sizden öğrenmemi rica etti.Onlara, ülkelerinde fiyatların giderek artıp artmadığını sordum.'Gelir vergisi ödeyip ödemediğimi sordu.Babam bana gelecek ay maaşında artış olup olmayacağını sordu.Söylediği her şeyi anlayıp anlamadığımı bilmek istedi.

He asked if I knew how far it was to the station.The teacher asked if we understood the instruction.She asked ıf I minded if she closed the window.The lavvyer asked if this was the spot vvhere the murder was committed.He asked if I could remember when 1 had last heard that melody.They vvanted to know if we had seen the fire last night.He asked the electrician if they would be able to use the tape-recorder the follovving day.I asked if she was worried about anything.My father asked if the telephone bili had come.They asked me if 1 wanted to see a doctor about it.He vvanted to knovv if an artist had any thing to do with politics I vvondered if there was any interdependence betvveen linguistics and lite­ratüre.The student asked if Science vvould contribute to international coopera- tion.The economists vvondered if the rate of inflation could be lovvered soon. Everyone vvonders if a cure could be found for cancer in the near luture.

Soyguncu, yaşlı adama polise telefon etmemesini söyledi.Ondan kendisini dinlemesini rica etti.Annem bana radyoyu kısmamı söyledi.Doktor otıa yataktan kalkmamasını önerdi.Ondan kendisini rahat bırakmasını rica ediyor.Kocasından, ev masrafları için kendine biraz daha para vermesini rica etti. Duyuru, halka kırmızı bayrak çekili iken suya girmemelerini hatırlatıyordu.Arkadaşından, kocasına söylememesini rica etti.Öğretmen, öğrenciye yaptıklarına dikkat etmesini söyledi.Doktor bana nişastalı yiyecekler yemekten vazgeçmemi önerdi.

He advised me to see a specialist immediately.Father told me not to be late.Mother told me to put everything in its place.The nurse asked the old man to raise his arms.The stevvardess asked the passangcrs to rcmain scated vvlıilc the aiırraiı was in motion.The teacher asked tlıc childrcıı lo keep t|ulel

1 1 1

Page 114: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

7 The poliçe told us not to touch anything in the room.8 One ot my friends advised me to gel my teeth seen to.9 Father told his son to take avvay his books.

10 The lieutenant ordered the soldiers to clean the barracks.

191

192 .

1

2345678 9

101 1

1 2

1314151617181920

1

2345‘

89

10

I I 121314

You are not going to wear that funny hat, are.you?On cannot learn a foreign language in a year, can he?It is possible to prevent air-pollution, isn't it?Cancer will be cured one day, won't it? l'm right, aren't?He Avasn't tired, was he?We'II have. eaten dinner by then, won't we?They answered your questions, didn't they?He has finished his school, hasn't he?They vveren't listening to you, were they?Be çareful, will you?There is no problem, is there?You can't lie to your teacher, can you?I ought to smoke less, oughtn't I?You had to be there early, didn't you?When you savv them, they hadn't been vvorking, had they?Don't forget to do your assignment, will you?Modern Science is objective and descriptive, isn't it?You vvould prefer coffee vvouldn't you?A hypothesis was formed earlier, wasn't it?

Ödevimi yapmaya çalıştığım zaman onlar hep gürültü yaparlar.Ne zaman alıştırma yapsa, ne kadar çaba gösterse de, yanlış yapar. Yolculuk eden kimse, nereye gitse, ev gibi yer bulamaz.Bu yaramaz çocuklara bakacak kimse adına üzülüyorum.Ne söylerse, nasıl söylersem söyliyeyim, o hep haksız olduğııı düşünür.Ne kadar az kazanırsanız kazanın, her ay birşeyler biriktirmeye çnlııı göstermelisiniz.Ne yanlış yapmış olursanız olun, kaygılanacak birşey olacağım sanmıyorum.Ne kadar iyi eğitilmiş olursanız olun, daha öğreneceğiniz çok şey vaı Ne kadar çaba gösterirseniz . gösterin, Türkçe aksanını/ı oıı.nl,m kaldıramazsınız. ,Ne söylediği ya da ne yaptığı önemli değil.Ne zaman Londra'ya gitsem. Buckingham Sarayını gezerim.Ona ne söylerseniz söyleyin, gülmesini sürdürür.İnsan ne kadar sağlıklı olursa olsun, her an hastalanabilir.Miı ülkenin ne tür kaynakları olursa olsun, yeterli insan gllcil nlm.ı/ .ıbaşarıya ulaşamaz.

Page 115: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

193

194

195

1 However much advice you give hem. he does exactly what he wants.2 Whatever your opinions are, you are vvelcome to join the society.3 No matter hovv hard I try, I can ııever catch up with him.4 She looks pretty whatever she wears.5 However great the diffıculties are, we must do our best to succeed.6 You can learn whichever poem you find most interesting.7 They agreed that whoever arrived first should save seats for the others.8 They were warmly welcomed wherever they went.9 We shall be pleased to see you whenever you çare to come.

10 Whoever smashed my glasses shall pay for them.11 Wherever I stay in İstanbul, I meet an old friend of mine.12 You can take vvhichever one you want.13 I'II seli it to whoever arrives first.14 Students cannot dress however they like.15 You can give these books. to vvhoever vvould read them.

1 Biz, yasalarını ve türlerini anlayacak zekâya ulaşana kadar, insan yaşamının temel olguları anlaşılmaz olarak kalacaktır.

2 O saçma bir öneri gibi görünüyor ama ilk kuramlarda benimsenendüşünce buydu. / *

3 Endüstri ve maliye ona, beyefendilere yakışmayan etkinlikler gibi görünüyor.

4 Trafik çok yavaş hareket ederken insanlar öfke ve kızgınlık duyarlar.5 Adayın yeteneklerinden etkilenmiş görünüyorduk.6 Bu sabah berbat göründüğümü söyledi.7 Çorba nefis.8 Tartışmayı sürdürmenin anlamı kalmadığı görülüyor.9 Önerileri çok ilginç ve çekici geliyor.

10 Herkes bu güçlükleri ilk kez yaşar görünüyor.I 1 Bilim, devlet adamlarının tek dünya yaratılmasına ilişkin düşlerinde baş

rolü oynar görünüyor.

1 I seem to be unable to find my glasses anyvvhere.2 He is looking very unhappy.3 The soup tastes wonderful.4 You don't seem to have looked into the matter.5 He appears to be studying the figures now.6 The leaves-turn yellovv in autumn.7 The new technique seems promising.8 She appears (to be) a very religious person.9 There appears to be a misunderstanding.

10 The valley lies peaceful in the sun.II She felt cold after staying out late at night.12 You must remain calm when facing danger.13 What she says sounds quile interesting.14 The clıiltl fell ili after luııd wotK! ‘i Medltcmıııeaıı c oast sprnıs tın idi al (thııt tut löllday

H ! H

Page 116: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

196 1 Öylesine yorgunki çocuk, neredeyse hemen uyudu.2 Gençler ne kadar çok şey öğrenmeleri gerektiğinin pek az farkındalar.3 Öylesine eskiydi ki kitap, yapraklan sararmıştı.4 Gece yansından önce yattığı geceler sayılıdır.5 Sevgisi o kadar büyüktü ki, herşeyini çocuklarına adadı.6 Oğlunu övücü sözleri pek azdı.7 O kadar büyüktü ki şaşkınlığı, neredeyse bayılıyordu.8 Öylesineydi ki kazanma arzusu, gece gündüz idman yaplı/çalıştı.9 Birincilik Ödülünü kazandığından pek haberi yoktu.

10 Yorgun olmasaydı partiyi kaçırmazdı.1 1 Bir miktar ödünç para almasalardı, yeni bir ev satın alamazlardı.12 Artış olmasaydı, şirketten ayrılacaktı.I 3 Önemli olmasaydı arkadaşım benden bunu istemezdi.14 Çok hasta olmasaydı, hastanede olmazdı.1 5 Ziya'yı görürsen, bana telefon etmesini söyle.16 Yaşlı adarrv hastalünsa, karnı doktor çağıramazdı.1 7 Derhal doktora gidebilendi, bugün hayatta olurdu,,.1 8 Sınavı vermiş olsaydı, şimdi gülümsüyor olurdu. *19 Gerçek bilinse, o adam hapse girerdi.20 Bilseydi, gelirdi.21 Yarasalar mağaradan geceleri ayrılırlar sadece.22 Bu kadar çok sorunla hiçbir zaman karşılaşmamıştır dünya.23 Vaktinde gelmiş olsaydı davetiye, partiyi kaçırmazdım.24 Böylesine kısa sürede d kadar çok yağmuru hiç görmemişti.25 Gitmekle kalmadılar sadece, sonuna kadar oturdular.26 Ancak annesi öldükten sonra anladı gerçek yalnızlığı.27 Hiçbir zaman tehlikede olmadı yolcular.28 Hamit derse bir kere geç kaldı.29 Hava kirliliği şimdiki kadar kötü olmadı hiç.30 Onu bu kadar öfkeli pek az görmüştür ailesi.3 1 Ancak seviye sınavına girdikten sonra seviyenizi söyleyebiliriz.32 Telefon çaldığında henüz oturmuşlardı akşam yameğine.33 Dünyanın hiçbir yerinde Londra'daki kadar değişken değildir hava.34 Çöllerdeki akasyalar yağmur yağdıktan sonra çiçek açarlar ancak.35 Sadece polisler değil, itfaiyeciler de geldi.36 Yaralı (adam) hastaneye gelir gelmez acele ameliyathaneye alındı.37 O kadar azdı ki kadının öteberisi, tek bir valizde taşıyabilirdi onları38 Ancak fillerin nesli tükendikten sonra, onların değerini anlayanı! İm

çok insan.19 Bu kadar çok sayıda yabancı öğrenci hiç gelmemişti Türkiye'ye 10 Araba kullanırken emniyet kemeri takmanın önemini pek az ksıvrıyoıl««ı •I 1 Ynp.ıııııı yağarsa pikniği iptal etmek zorunda kalacağız,-I ‘ 3 rai İşlinle bauıııılı olabilirse, çek şaşnııııı

Page 117: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

'43 Makina bozulacak olursa, tamirciyi hemen göndeririz.44 Ağrılar tekrarlarsa, bana telefon etmekte tereddüt gösterme.45 Fikrini değiştirirsen, yine ilgilenirim.46 Selda'yı görürsen (mutlaka) en içten dileklerimi ilet.47 Ahmet sadece evinin depozitosunu bulmakla kalmadı avukatının ücretini

de ödemek zorunda kaldı. •48 Eve henüz varmıştım ki annemler kapıda belirdi.49 Eve varır varmaz, yine dışarı çıkmak zorunda kalacağım.50 Cape Tovvn'dayken gördüğüm kadar berbat insan hiç görmedim.51 Hava güzel olmuş olsaydı, oraya giderdik.52 Onu unutmuş olsaydım, sana bir tane göndermezdim.5 3 İlgi çekici olmuş olsalardı (onu) taşıyabilirdim.54 Haya soğuk olmuş olsaydı, (ona) gereksinme duyardım.

197 l2

34

56

78 9

. 10 11

12

13

14

15

16171819

20

21

Such an enormous crowd has rarely been seen at the airport.Not only was the cancellation of the concert unfair to me but it was also inconvenie'nt for everybody concerncd.Little did he think that he would one day be Prime Minister.Scarcely had the Minister opened his mouth to speak, when shouts were heard from every side.'Never again shall I offer to help those ungrateîful people.Only if I am consulted beforehand about the arrangements will 1 agree to take part.So upset were they that they coııld hardly speak.Novvhere have 1 ever seen a more wonderful collection of pictures. vSeldom have I seen such a beautilul sunset.Hardly had I reached the top of the mountain when the shooting began. To such an extent had the river eaten into the protecting dams that there wasa serious danger of floods.Never before had there been so many people assembled at the shrine ot the saint.No sooner had he turned the corner of the Street than he was atta.ek.ed by a gang of ruffians. ,Only after several hours of heated argument did 1 succeed in persuading him to come with me.Hardly had he begun to speak when the poliçe arrived and dispersed the crovvd.Less and less did he understand about the plan as time weııt on.At no time has he claimed to be able to do more than he can.In no way is your brother to blame for what has happened.So tired was 1 at the end of the day’s march that ali 1 wantcd lo do vvır. sleep.So suddcn and licrcc vvas our attııek ılıtıl the eııonıy wus tüken coıııpleirly by sıırprise.Kltiely hlld they şeen ’hmi ııuınv !î§h in iheit nel n! mıe lime

i i fi

Page 118: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

198

I 9 9

2 2 Occasionlaly the mental patients were faken for an outing to the seaşide or the country.

23 In no way can the cases be considered paralel.24 Only when ali the possible remedies had been tried did they give ııp

hope of saving the patient.25 Only by an enormous human effort can the values of civilization be p ır

served.26 So powerful were the waves that the ship was in danger of being overw*

helmed.27 To such an extent were they under his influence that they could scarccly

trust their own judgement.28 Should you come to London, look me up.29 Had I had a washing machine, I would have used that.30 Neither have 1 read the book nor seen the play.

1 Çocuğa fikrini açıklama hakkı verilmesi gerekir.2 Öğretmen, öğrencinin beklemesini istedi/önerdi.3 Yargıç, teröristin cezalandırılmasında ısrar ediyor.4 Duruşmanın adil olması esastır.5 Herşeyi bize anlatsa, ona yardım etmeye çalışırdık.6 Olabildiğince kısa sürede bir toplantı yapılmasında ısrar ediyorlar.7 Her üyenin abone ücretini ay Sonuna kadar göndermesi önemlidir.8 Keşke şimdi evde olsaydım.9 Zamanında varmanız önemlidir.

1 0 Keşke kitaplar için o kadar çok para harcamasaydım.1 1 Sema burada olsaydı ne yapacağımızı bize söyleyebilirdi.1 2 Bana karısıymışım gibi emir veriyor.I 3 Ayşe'nin Bay Karaduman'a oy vermesini önerdi.14 Adam, ona erken oy kullanmasını tavsiye etti.1 5 Onun herşeyi açıklaması olanaksızdır.1 6 Belediye başkanımn iyi bir izlenim bırakması önem taşımaktadır.1 7 Öğretmen herkese Hamlet'i okumasını tavsiye etti.1 8 Öğretmen herkesin teste girmesini diledi.1 9 Keşke bütün parasını bana bırakmış olsaydı.2 0 Keşke yaşam daha basit olsaydı, herşey bizim planladığımız şekilde olın

du.2 1 Keşke bu evi satın almamış olsaydık.

I1 İl is necessary that he be given the right to express his opinioıı2 lı is essential that he come on time.' İl is required that the contractor sign the contract immedialcly.•I İle pıoposed that we should go there tornorrovv.‘ı There was a suggestion that Brovvn be dropped from the tcıım. fı W ere il lo reveal its secrets, that hoııse wpuid coHapse m slıame / lı il weıen'l for (he. rain, vve vvoııld yo om to play banket İni IIİt l ir Ipoke lo I1IP im il I w rır ılt al

Page 119: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

9 10 1 1

121314

• 151617181920 21 22

2 0 0 12

3456

78 9

10 1 1

12

1314

15

16

17

18

19

I wish 1 were you.He wishes he spoke several languages.I wish I had been more cautious in the past.If only he hadn't eaten so much garlic last night.If only I knew ihe ansvver now.If only I knew earlier, I'd have seni you a telegram.Come what may we will go ahead.We insisi that a mecting be held as soon as possiblc.Were he to teli us everything, we could try to solve his problem.It is essential that everybody have the same educational opportunities. The judge recommended that he not be released for at least live years.It is inıportant that everybody be told about the problem.The doctor demanded that the patient be brought.I recommend that you read that book.

Öğrenciler her yıl birkaç proje geliştirmeye alıştılar.Yanlış örneksemeye gelince, bir sorunla Ötekini örneksiyerek uğraşmanın hava basıncı konusunda olduğu gibi, sık sık yararlı sonuçlar verdiği vurgulanmalıdır.Uygulama sözkonusu olduğunda birinci yöntem pratik görünmektedir. Denizci yemekten yakınmaktan başka birşey yapmadı.Birinci güçlük sözcüklerin kullanımıyla ilgilidir.Yerbilim (jeoloji) insanlığın gereksinim ve etkinlikleri açısından pratik önemi olmayan birşey değildir.Saat 10'da orada olmamız gerekiyor.Mektubu müdüre vermeniz gerekirdi.Ayda yaşamanın sıkıcı olacağını düşünmekten kendimi alamıyorum.Söz aramızda, Franz'ın durumu ele alış biçimini onaylamıyorum. Yerbilimciler su sağlanması gibi hayati bir konuyla da doğrudan ilgilidir­ler.Kuramsal bilim öncelikle kuramların geliştirilmesi ile ilgilidir. Bu ne­denle radyoaktivite incelemesi kuramsal araştırmanın bir bölümü olarak başlamıştır; ancak sonuçları bugün çok çeşitli biçimlerde uygulanmak­tadır.Kimi roketlerde oksijen ve petrolden oluşan sıvı yakıtlar kullanılır. Hastalığın varlığının, bölgenin dumanlı olmasından ileri geldiği sonucu­nu çıkardı.Sözcüklerle ilgili yaygın yanlışlardan birisi de sözcük ya da adı olgu ile karıştırmaktır.Halkın refahı büyük ölçüde ülkenin ekonomik gücüne ve zenginliğine dayanır.Bilim adamı bu sorunları gözlem ve deneyle toplanabildi bütün ilgili ol guların ışığında biçimlendirmeye çaba gösterir.Gelişmekte olan ülkelerin i11snnI|tr111ıt yeterli lıiı yaşam standardı sağlaması zordur.Öğrendim * kitaplığa gidip ııısltıdıklmı ilk kitabı alnınların! söylemimin bit yanın yoktur

Page 120: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

20 Akşam'tyemegı için dışarı gideli yıllar oluyor.21 Konya otobüste üç saat sürer.22 Evden ayrılmamızın zamanıdır.23 Çocuk 20 yaşına gelmeden ölürüm diye, oğlunun eğitimini sigorta ettirdi.24 Soğuk alması olasılığına karşı çocuğa kalın bir palto giydirdi.25 Deneyde iyi bilinen yanılgılardan birisi de yeterli denetim olmamasıdır.26 Öğrenciye verileni yeniden gözden geçirdim.27 Kirlenmeyi ne ölçüde denetlersek, çevre o ölçüde temiz olur.28 Hiçbir kitabın daha büyük etkisi olmamıştı.29 İnsan hiçbir zaman elindekiyle yetinmez.30 Virüsler canlı ve cansız maddeler arasında bir yer tutan varlıklardır.31 İnandıklarınız bir yana, Şam'ın hiçkimseyi incitmediğine, en iyi aıLı

daşlarını ise hiç incitmediğine inanıyorum.32 Öylesine basit insanlardı ki onlardan yararlanmak utanç vericiydi.33 Hiç - kimse ülkenin gelişmesinde öylesine belirleyici bir rol oyıı.ı

mamıştır.34 Bursu belirli alanlarla sınırlamamak için çeşitli akademik ilgileri olan

kimselerin alınması konusunda direndi.35 Düşündüğünüzü bana açıkça söylemenizi yeğlerim.36 Gariptir, ceza sistemi kuralların çiğnenmesinde bir artışa yol açtı.37 Teknoloji sayesinde bilim toplumun yapısını geliştirir ve insanın çevre

üzerindeki denetiminin artmasına katkıda bulunur.38 O tür bir eylemin mantıksal bir nedeni var gibi görünüyor.39 Japonya'nın durumu Ingiltere'ninkiyle karşılaştırıldı.40 Her çağdaş romancı, öykülerinin Dickens'inkilerle karşılaştırılmasından

kıvanç duyacaktır.41 Amacını gerçekleştirmek için binanın büyük ve pratik olması gerek. , . !

ti.42 Laboratuarımızı yenileştirmek için gereken aygıt yakında çalışmasa

başlayacak.43 Kuramsal bilimci ile uygulamalı bilimci arasındaki sözde aynın getç't k

olmaktan çok görünürde bir ayrımdır.

MY NEW HOUSE20 1 1 have just moved into a new house and 1 have been vvorking hani ali

morning. 1 have been trying to set my new room in order. Tlıis Inıs fmi been easy because I owıı över a thousand books. To makc m alin . « m im

the room is rather small, so 1 have temporarily pul my books '"i dn floör. Tlıen 1 carried my old bookcases into the room and placed dİ ılı. books on it.

ON STRIKElUıs drivers have decided to go on strike ııext week in Adana Tin ani , is dne to begin on Mornlay. No one knovvs how lotıg il wi11 İnsi Un Inıs driveıs lıave stııiı-d ilmi ılın siıike vvill coııtiımıe ıııılil grimi nl ngıp

Page 121: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

2 0 2

1

I

1

I

ment is reached about pay and working conditions. Most people believe that the strike will last for at last a week. Many owners of private cars are going to offer ’free rides' to people on their way to work. This will relieve pressure on the trains to some exten.t. Meanwhile, a number of university students have volunteered to drive buses until the strike lasts. But before they drive any of the buses, they wi 11 have to pass a special test. The students are going to take the test in two days' time.

1 Anlayışı ağır bir çocuğun uyumlu ve başarılı bir öğrenci olma olasılığı zayıf/zor.

2 Ceza hukuku ile haşır neşir olmadan suç konusunda rapor düzenlemek ner- deyse olanaksızdır.

3 İstikrarlı bir para birimi olmakla birlikte yılda yüzde ikilik bir artış doların alım gücünü 30 yılda yüzde kırkbeş azaltacaktır, öyle ki bir kişinin gençliğindeki emekli ücreti ya da yaşam sigortası kişi emeklilik yaşına gelmeden ahırı gücünün yaklaşık yarısını yitirecektir.

4 Bir işe karışmanın sonuçlarını değerlendirdikten sonra birçok kimse mi­silleme bir saldırının kurbanı olurum korkusuyla acil bir durumda hareke­te geçmemeyi yeğlerler.

5 Bakanın ulusu yatıştırmayı amaçlayan konuşması bir dizi ulusal güvensizlik üretti yalnızca.

6 Maliye Bakanı Federal hükümetin devrimi geliştirmek için gereken ödenmemiş borçları üstlenmesi konusunda ısrar etti.

7 Spor meraklılarına seslenen dergilerin satışı küçük bir meslek grubuna yönelik meslek dergilerinden daha çoktur/yaygındır.

8 Demokratik disiplin düşüncesinin ardındaki temel felsefe, çocukların kendi davranışları üzerinde denetim getirmeyi öğretecek olmasıdır; böylece başlarında kendilerini ceza ile tehdit eden biri olmadığında da doğru dürüst davranacaklardır.

9 Kabilenin kurallarını herkes bildiğinden, bir yasanın çiğnenmesi, uygun bir çözüm konusunda oydaşlık sağlanabilir umuduyla resmiyet dışı bir tartışma ortamında ele alınır.

0 İnsan boyutu eklemek için iş ve devleti merkeziyetçilikten kurtarmalıyız ve merkeziyetçiliğe en uygun noktaya değin olanak tanımalıyız, çünkü endüstrisinin gerekleri bir ölçüde merkezi denetimi gerekli kılmaktadır.

1 Borsa giderek kestirilemez olduğundan ve kamu harcamaları hükümetin ekonomik politikasına karşı bir güven eksikliği gösterdiğinden, maliye Bakam paranın devalüe edildiğini/ değerinin düşürüldüğünü bildirdi.

2 Ciddi okuma güçlükleri olan öğrenciler konusunda daha doğru bir görüş sahibi olmak için yerleşik ölçüm teknikleri yerine daha az resmi olanlara güvenilmelidir.

3 Bizim dönemimizde vatanseverlik, toplumsal refah, yasa ve düzen konu sunda yaygın tartışmalar göze çarpar. Bazı kimseler İni tilr komışmalaım genel konularda kişisel kayıtsızlığı gizlemeye yönelil oltlupuna inanırlar.

Page 122: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

14 Bir öğretmenin gerçek bir sempati yeteneği olması-bu sözcüğün gerçek anlamında-yalnızca istenen birşey değil, gerekli birşeydir; çocukların /.i hinlerine ve duygularına ulaşma yeteneğidir bu. Bununla yakından ilgili bir yetenek de hoşgörülü olma yeteneğidir- salt yanlışlara karşı değil, iıı sanları ve özellikle çocukları yanlışa yönelten, insanın doğasından gelen zayıflık ve eksiklerine karşı hoşgörü.

15 Romantikleri tanımlamak için salt estetik motiflerin önemini gözönüın- almak yetmez, onların güzellik duygusunu/anlayışını kendilerinden öncekilerden ayrı, yapan zevk değişimini de gözönüne almak gerekir.

16 Batı toplumlarında insanların güçlü .bir bireysel kimlik duygusuyla kendi lerini hem bilim hem de yazında birlikte ifade etmeleri raslantı sayılı» maz.

17 Dünyamızda her ulusun kendi, dili olduğu gerçeği nerdeyse peşinen benim sediğimiz bir konudur.

18 Ondokuzuncu yüzyıl romanlarının birçoğunda yoksullar kötü, pis ve suçlu olarak betimlenir. Buna karşılık varsıllar kibar, cömert ve erdemlidirler,

19 Topluma ve gerçeğin niteliklerine ilişkin kimi varsayımları miras olımık devraldığı yerleşik bir kültürün bir parçası olmak yerine, günümii/ sanatçısı bütün geleneksel değerlerin tartışma konusu olduğu bir kültür

. bunalımı döneminde yaşamaktadır.20 Yaşıtlarla kaynaşma deneyimi yetişkin yaşamına alışmada temel İm

hazırlıktır, çünkü iş yaşamında ya da boş zamanlarda birçok önemli eylem yaşıtlarla birlikte yapılır ya da onlarla epeyce zaman geçirilir.

21 Tek bir kültür düzeni olmaması yüzünden, belli bir kültür topluluğu içinde kullanılan özel disiplin yöntemleri geniş ölçüde değişir.

22 Yaşamın yetersiz kanıtlardan sonuç çıkarma açısından sürekli bit de neyim olduğu belirtilmiştir; sözgelimi, işe gitmek için evden nyıılıı D n şemsiye alıp almamamız gibi önemsiz bir kararda yapmamı/ l < n budur.

23 17. yüzyıldan beri bilimdeki hızlı gelişmelere karşın dijital bilgisııymın bulunuşuna değin bilim geleceğin kestirilmesi konusunda hiç etkili olmamıştır, ancak güçlü yeni bilgisayarlar sayesinde insan olguluıımü. dikkate değer kestirimler olanaklı hale gelebilmiştir.

24 Özenle belirtmek istediğim nokta şudur: bu tür modellerin araştır ılımı ı bunların davranışlarının ve bu davranışların simgelediği gerçek dııııımlıu la ilişkilerinin incelenmesi ve güvenilir tahminlere ve kararltuu yol açmaları için sonuçta değişikliğe uğramaları, dijital bilgisayarın maşın macıya sağladığı yardımlar olmasa olanaklı olamazdı.

25 Yaşadığımız dünya şaşkınlığımızı ve merakımızı uyandıran ■..mat/ çeşitlilikte büyüleyici sorunlar sunmaktadır.

’ü Bitki yetiştiricilerinin temel amaçları bütün dünyada aynıdır. l’hün |"Uun siyeli yüksek çeşitler geliştirmek yanında, olağan temel erekleri küllili bakım ından daha güvenilir, hastalık ve zararlılara karşı tlııhıt dayanıklı, değişik lüı küllili uygulamalarının özci gereklerine uyumlu hem besin lınu endüstri açınındım nitelikçe yelişıniş oluluklu

Page 123: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

27 Teknolojik gelişmeler üretim tekniklerini, mekanik araç-gereç tiplerini ve ürün çeşitlerini değiştirdiğinden toplum ekonomik ilerlemenin yalnız makineîcrde değil insanda da, yalnız araç gereçlerdeki giderlerde değil in­sana ilişkin harcamalarda da, bir değişiklik gerektirdiğini anlamaya başlamıştır. İnsana yatırım, teknik ilerlemeden yararlanmayı ve Iju ilerle­meyi sürdürmeyi olanaklı kılar. Sağlıktaki iyileşmeler yaşam süresini uzatarak eğilime yatırımı daha verimli hale getirir. Eğitime yatırım büyür ve bilgiyi genişletir, bu da üretkenliği ve sağlığı geliştiren ilerlemelere yol açar.

28 Ortaçağlardan beri geliştiği biçimiyle laiklik doğaüstü ve dinsel açıklamalar yerine doğal ve usa dayananları koymayı içerir. Bu değişik­lik insanlığı etkileyen en önemli değişikliklerdendir ve çağdaş demokra­tik yönetimin ve bilim-teknoloji çağımızın temelini oluşturur. Kralların kutsal haklarına dayalı bir toplumda çağdaş anlamda gerçek demokratik bir yönetim olamazdı. Demokrasi bireyin siyasal konular üzerinde \argıda bulunma hakkı bulunduğu düşüncesi ii/.erine kurulmuştur.

2y Eğitimin amacının programın içeriğini, kullanılacak yöntemi, okul türlerini, çocuk ve gençlere verilen eğitimin miktarını belirleyeceği açıktır. Son zamanlara değin eğitimin amaçlarına ve sunulduğu toplumun değerlerine değinilmeden de tartışılabileceğini düşünen birçok eğitimci vardır. Çağdaş koşulların etkisiyle bu tür kuramcıların sayısı azalmıştır, ancak hala program sorunlarının böyle soyut bir biçimde ele alınabile­ceğini düşünen birçok eğitimci bulunmaktadır.

3Ü Yine de bilimin işlerliği olan ilkelerinin oluşturulmasında gerekli olan bir dizi işlem bulunduğu açıktır.

31 Uyku için gerekli koşullar büyük ölçüde değişir, kimileri içirt tam ses­sizlik gerekliyken, kimileri büyük gürültülü delgi sesine ya da geçen jet­lerin sesine hiç aldırmazlar.

32 Rüya zihin için bir soluklanma aralığıdır, zihin bu dönemde yeni de­neyimleri bellekle düzene koyar ve dosyalar.

33 Çağdaş Olimpiyat oyunları dört yıllık aralıkla yapılmaları dışında eski Yunandaki yarışmalarla çok az benzerlik gösterir; bunların en saygın olanı ülkenin güneybatısında Olimpiyada yapılırdı.

34 Onun kutlama vesilesi yapılması gibi bir yükümlülük bulunmamakla bir­likte hemen bütün yeni evliler evliliklerini bir biçimde kutlarlar. Bir bölümü için bu hem karşı ailede hem de toplumda iyi bir izlenim bırakma fırsatıdır. Gücü olan için bir ikram çadırı ve sabah giysileri duruma uygun düşer. Daha az varlıklı olanlar aileleri ve birkaç yakın dostlan için biı otel odasında .soğuk büfe ikramı ile yetinmek durumundadırlar.

35 Garsona bunun televizyon için bir gösteri olduğu söylendi, o •da çekim sırasında asık yüzünü korudu.

36 Şimdi evde başıboş dolaşıyorlar, bu da komşularının hoşuna gitmiyor.37 Bu onyılın sonunda Ingiliz televizyonu mı büyük devrimi geçırnır. ol.ı

cak, ve bilgisayar teknolojisinde olduğu gibi, biıkııç yıl Önce mili bit dilş olan gerçeğe döııllşrırk

Page 124: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

38 1 Nisanda, aslında kaynağı eski Romada olan şakalar yapmak günümüzde birçok ülkede süren bir gelenektir.

39 Söylenceler kaynaklan ırkların ilkel halk inançlarında bulunan ve somut ve özel olanı insanın ve kozmik görüşün özel bir algılaması haline gc tirmek amacıyla doğaüstü öykücükleri doğal olayları yorumlamanın bit bir aracı olarak sunan, yazarı belirsiz öykülerdir.

40 Roman terimi en geniş anlamda uzun kurmaca nitelikli düzyazı biçimindeki anlatıyı belirtmek için kullanılmaktadır. Uygulamada ise li­rimin kullanımının karakterlerin ya durağan bir biçimde ya da olayların ve işlerin sonucu olarak gelişme içinde bulunduğu anlatılarla sınırlanması adettir.

41 Şiir insanın dünyayı, kendisini ve bu ikisi arasındaki bağıntıları « ıı düşsel ve yoğun algılama biçimine ritmik bir anlatım kazandırtlipı çeşitli biçimler için kullanılan bir terimdir. Böyle bir tanım, ne denli ye tersiz olsa da, basit bir formülce başat ve kalıcı ama şiir gibi sürekli ili­ği şen bir anlatım biçimini bütünleştirmenin olanaksızlığını gösterir.

42 Metin çözümlemesinde yapısalcı dilsel yaklaşım şöyle özetlenebilir:a) Dilsel yapıların çözümlenmesinde biçimsel bakımdan açık ve kesin

olma gereği vurgulanır.b) Bu açıklık metin çözümlemesinin gerçek söylem evreni yerine ideni

dil dizgesi evrenini örneklemesi için düzenlenmiştir; eleştirel dilin lim sayesinde bu durum değişmektedir.

c) Dil dizgelerinin anlaşılması üzerinde durulması, evrenselliklerin ve dil düzeneğinin vurgulanmasını gerektirir. Yazın metinlerinin bu im çözümlenmesi, metinlerin yorumlanması, okumaların açıklanması ve metinlere ilişkin sezgilerin tartışılmasından daha çok evrensel dilsel yapıların, düzeneklerin ve. söylencelerin ayrıştırılmasıyla ilişil İnin

Uygulamada kuramsal tartışma ve felsefe geliştirme yerine söylem çözümlemesi ve metin açıklamayla ilgilenen yazın yönelimli bın.ni dilbilimci, etkili bir biçimde dile duyarlı pratik eleştiri ll/eiimle yoğun olarak dursalar da, yapısal dil çalışmasının kuramsal lem<-li budur.

43 Derrida Heidegger'in metinlerin nasıl 'göründükleri" tartışmasıyla um aştı ve bu tartışmayı, yazının sürekli bir ayrımlama ve erteleme yoluyla anlamı nasıl ürettiği tartışmasına dönüştürdü (kendisi buna dilieırm «-/ ayrımlaşma diyordu.) Uygulamada bu düşünce metinlerin değişmez imlanı odakları olduğu görüşüne meydan okumaktadır. Sözgelimi, y ılı d an lamları öncelemeyi ve yine sözgelemi bir metin için belirleıu-bilıı hu merkez gerektiren (yerleşiklik gerektiren ya da bilinmezden (liken IMıdüşünce, felsefe, dini savunan) görüşe karşı çıkmadır bu. Den u la....söylemek islediği şey anlamın en iyi, bilinenle bilinmeyen. vıiılıMa yokluk, yerleşik ve değişken arasındaki ilişkilerin işleyişi ıh anlaşılacağı düşüncesidir.

I I I

Page 125: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

44 Feminist ya da feminizm sözcükleri 1960'ların son yıllarında ortaya çıkan, yeni kadın hareketinin amaçlarını desteklemeyi anlatan siyasal etiketlerdir. Bu nedenle 'feminist eleştiri' özel bir tür siyasal söylemdir: ataerkilliğe ve cinselliğe karşı savaşımı amaçlayan eleştirel ve kuramsal

. bir uygulamadır, hele yazın ortaçağ şiirinde deniz imgesi, ya da savaş eğretilemeleri çizgisinde değişik eleştirel yaklaşımdan başka birşey ola­rak sunulmuyorsa, salt yazında cins konusuyla ilgilenmek hiç değildir.

45 Yazın kuramı yüzyilımızda kendi başına incelenen ve öğretilen bir yazın' ’ incelemesi dalına dönüşmüştür. Elbette bütünüyle yeni bir konudur. Felse­

feciler, yazarlar, eleştirmenler ve bilginler hep yazın uygulamasının ku­ramsal sezdirimleri üzerine kurgulama yapmak eğiliminde olmuşlardır ve 20. yüzyılın birçok yazın kuramcısı en azından Plato ve Aristoya kadar uzanan bir geleneğe ait olmanın bilincindedirler. Çağdaş yazın kuramının bu tür öncüllerle birçok orlak yanları ve epeyce borcu vardır ama onlar­dan önemli bir bakımdan ayrılır: yazın incelemelerindeki yeri açısından.

46 Altıncı kalkınma planı döneminde GSMH (gayri safi milli hasıla)'nın yılda %1 artması hedeflenmektedir. Günümüz fi atlarıyla ihracat % 13.2, it­halat %12.4 artacaktır. Tarım kesiminin ek değerinin yılda ortalama %4.1 artması beklenmektedir.

47 Özelleştirmenin amacı:a) Yarışmaya dayalı bir pazar düzeni oluşturmakb) Devletin sanayi ve ticaret etkinkliklerini azaltmakc) Kamu İktisadi Teşebbüslerinin bütçe üzerindeki yüklerini azaltmakd) Pazar geliştirmek ve pasif tasarrufları ekonomiye katmake) Özelleştirme sonucu kazanılan fonları altyapıya aktarmak

48 Dilbilim bir bilim midir? Köklü bir tartışmayı başlatmak için kısaca, kimi çağdaş dilbilimcilerin dilbilimin herhangi bir tür bilimsel inceleme olduğu savını etkin bir biçimde red ettikleri noktasından başlamak is­tiyorum: Temel görüşleri şöyle açıkanabilir: betimlemeli ya da açıklamalı bir bilim olmanın koşulu genelleme yapabilmektir, ancak her dil olgusu, hiç de önemsiz olmayan bir biçimde bir sanat yapıtı gibi, tektir ve onunla ilgii olarak genel biçimde söylenebilecek ya da genelle­me yapılabilecek birşey. yoktur. Bu nedenle dilsel olgular için bilim ola­naksızdır.

49 Sıradan bir bilimsel yayın okurunun gündelik bir biçimde aşina olduğu kimi terimlerin bilimde incelikli bir anlamda, yeniden tanımlanarak kul­lanıldığını görmesi beklenebilir. Bu kendi içinde bir sorun yaratmaz. So­runlar bilim bir terimi hem gündelik anlamda kullandığında, hem dc gündelik sözvarlığının kuramsal olarak yetersizliğini öne sürdüğünde or taya çıkar. Gündelik terminolojiden alınan bir terimin bilim alanındaki kullanımında içlem ve gönderim bakımından bilim çevreleridc bir görüş birliği yoksa daha başka, değişik sorunlar da ortaya çıkar. Dil yayınla rının gündelik bir okuru olarak, ’dil düşüncesinin serbestçe hem gündelik hem dc değişik kuramsal anlamlarda !■ ull.mıldığı dilbilimde yaygın olduğu görünüyor.

1 i 4

Page 126: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

50 Bu sözcükten anladığım kadarıyla felsefe teoloji ile bilim arasında birşeydir. O da teoloji gibi şimdiye değin kesin bilgi belirlemesi yapılamayan konularda kurgulamalardan oluşur; öte yandan bilim gibi, ister geleneksel isterse ilahi olsun, otoriteden çok insan usuna seslenir, Bütün kesin bilgi, öyle söylemeliyim, bilim alanındadır; kesin bilginin ötesindeki bütün doğmalar teolojiye aittir. Ama teoloji ile bilim arasında her iki taraftan saldırıya uğrayan bir 'sahipsiz ülke' vardır. Bu sahipsiz ülke' felsefedir.

1 YVhether an economic system works properly or not is judged by Ilır possibility of employment to be found for everyone who wants to vvnıK on current wages. That some people cannot be employed althouglı tlıey warıt to work is a fault to be attributed to the current economic system rather than to the people concerned.

2 Money is the ratio and relationship established between the amotıni ol goods regarded as a unit and an arriount of money. The distinctive qunlily of money is that in the historical process it has no more value ot lir ı than simply being a measurement of equivalence, when the value ol a commodity changes in relation to the real value of money, the priee of the commodity has to change as well. The ratio of the commodity pıır» to that of the money is equal to the ratio of commodity valııc to ılı< value of money.

3 Insurance is to risk a loss in order to guarantee a loss in the fulııır İn other vvords, it is to take a risk. The Capital invested in insurancc r. aıı unproductive capital and it is a necessary expense in its circıılntioıı İm its protection. Some capitalists may earn a profit out of the capital in vested in insurance while insurance expenses is/are a loss for the u lu T capitalist class. To put it more explicitly, insurance, by comprıısatlug for the loss of some capitalists distributes these losses to the wholr ı a pitalist class.

4 Another area that occupies an important place besides judicial reform Iıı the Rebuplican are is education. Modernization of this arca is beset wıılı even more numerous difficulties than the system of justice. Justice ı m organize interpersonal matters according to certain principles but edin a tion is not only to educate people to conform to the society orpnni/ed in terms of these principles but also to make him’sensitivr to iiii| iihi practices in the society and also to enable him to change this injustnr For this reason, although the same principles equally apply to edut'iıllon and judicial system in the republican are, practice has becıı very eotııpl. \ because of extraeducational factors. As in judicial system, in edııcnmuı the fundamental principle is the unification of the system On ılır mu lıand, the duality of the Islamic education shoııld be abolislıed and on tin

Page 127: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

other hand, whether Islamic or not, primary education' should be taken under the control of the State, that is, nationalization of education is.es- sential.

5 The reformist moves r^nlized in the fields of religion, administration, language and writing underfhe provverful leadership of Atatürk and descri- bed as cultural crisis by the intcllectuals in the constitutional monarchy period (Meşrutiyet) indicate that the.door was opened for the freedom of thought and opinion prerequisite for the change towards modern civiliza- tion. While century old problems created by the administrative and reli- gious conventions were solved through revolııtionary changes under Atatürk's leadership, when the same changes were extended to cover the fields regardedas the inseparable and unchangeable components of natio- nal identity, pre-Atatürk period nationalists claimed in chorus that the country was in deep cultural crisis because these people were not able to grasp that these changes opened a period of freedom and that they brought a new concept of natiorîûl society and weı-e not at ali the result of psychological crisis.

6 The basis of Atatürk's idea of modernization is republicanism. In the - vvords of Atatürk, republic is the most suitable type of administration for

the nature and distinctive character of the Turkish nation. Linguistic stu- dies have a unique place among the reforms of the republican period. Atatürk regarded language as an important component of national identi­ty and urged the whole administration to be very careful and attentive for the Turkish language to preserve its original beauty and wealth. İn spitc of this determination, things did not move very smoothly.

7 Approximately 40.000 books were published during the period from 1726 (in which the first printing house was established) to the adoption of the Roman alphabet in 1928. Looking only at this statistics one can easily say that we come from a non-reading society. I don’t want to talk about the type and quality of the books presented to the public in thi's period. But it will suffice to say that those books were far from reflec- ting Western civilization. After the proclamation of the republic, espe- cially in 1940's there has been almost an explosion in the nurhber of books published in the new alphabet. The publication of the World cias- sics by the State has been a kind of Renaissance in itself and private publishing houses continued this tradition with enthusiasm and success. But were the sales in this flourıshing period that we recall with somc nostalgia high enough for the level of a civilized country? Ol coursc not, but one could observe good progress in the way to familiari/.e mu people and youth with books. Books were popular and readiııg was upp- reciated.

8 The ancient Greek sophist said: ’I knovv one thing: that I kııo\V nollıing 'This maxim taught to the studenis at school was uttered thousamls ol ycars ago. Wasn't the man who ıılleıvd llıis, Icss cqııipptxl wiilı kıunvleıl gc llıan a priıuury school pııpll? AıiMo dldn'l kııovv Anırın ıı. .'•orııılrh

I it i

Page 128: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

was unavvare of the law of gravitatioıı but both were men of wisdonı. A man of wisdom is one who can say ’I don't know.' I have met very IV vv people wlıo could say this.

9 Education, Science and art, in sum culture, is the conscious of a natioıı Education is more: it is the act which forms that conscious. Educaiionul and cultural assets are components of the conscious of every natioıı. Man is a slave of his time, environment and rhilieu with his life, reasoıı, comprehension and understanding and he can get rid of this captivity and win his freedom only through his education and culture.

10 The aim of modern inspection in the national education system can I» summarized as fo!lows:a) To help develop the appropriate relationship between teacher;; and

students and teacher's enthusiasm to motivate students.b) inspection is not a one way concept, it is something collaboıatıvr,

something interactive.c) inspection is a continuous act, not something conducted om e m.i

for ali at a specified time; it should provide resolution to di ffit ıı İl irid) The committee of inspection has to carry out research and inveslıgm

tion too. This covers issues such as vvhether schools, instilulimın, educational organizalions carry out their tasks in terms of their ı goals and the measures to be taken to guide these institutioııs I* m >t better realization of their objectives.

1 1 We know that novel is not a narrative genre that developed graduııllv in our country under the influence of historical, social and economit ( nııtli tions in the transition period from feudalism to capitalisın, dıııiııg ılın birth of bourgeoisie and development of individualism as in tlıc VVom lı started as imitation and translation of the Western novel: llınt is, ıi wı$ read articles by Ş. Sami, N. Kemal, and A. Mithad, pionens ..ı ılı. genre, we see that they consider European literatüre and novel .. . ılı. sign of an advanced civilization whereas our own literatüre and ı* . ı.d ly our narrative works as the produets of an uncivilized sociely. I İn-\ I» lieved that the Western Civilization was not only an advancemeııl ııı in dustry and technology, but it was a total progress ineluding lıirıalım an.i education. That is to say, the transition form the traditioııal .im . m novel was a transition from imaginary to rationalistic, from ehildim..d to maturity, in brief from primitivism to civilization.

12 The chief difficulty façing the person who comes new lo the .iıuly "i in. guistics is that of being prepared to look at language objcriivrly I < >ı language is something we tend to take for granted; soıııcllnm- ■ 111. vvhich we are familiar from childhood in a practical, unrcfloeiiııg w o y And as has often been observed, it requires a particııl.ırly slrong elimi m look al familiar thingis afresh. Nor is it merely our intuilivr «m pimin =d famllinrity witlı language that stands in ıhc wny of ils objeetlvr eMtttıi mumu İ llere ure ali soıis ol soı lal and nutionııl ıtrejıulices and muin po

ı i 4

Page 129: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

pular misconceptions fostered by the distorted version of traditional grammar that is frequenhtly taught in schools. To free one's mind ot these prejudices and misconceptions is indeed difficult but it- is both a necessary and rewarding step.

13 Comparative linguistics (as a branch of general linguistics) is an expla- natory scıence. It sets out to explain the evident tact that languages change and that different languages are related to one another in different degrees. The changes that languages undergo and the different degrees of relationsnhip between languages are accounted for in terms of hypothe- ses which, like any other scientific hypotheses, are subject to revision as a result of the discovery of new evidence or of the adoption of a new way of looking at, and systematizing, the evidence. The 'Indo-European'

-hypothesis has been continually modified for both of these reasons. We now give a rather different interpretation to the term ’evolution' from that given to it by certain 19 th century scholars; we may understand the terms 'sound-law', 'rceonstruction' and 'analogy' somewhat differently; we may recognize more clearly than our predecessors that language change is not simply a function of time, but also of social and geographical conditions; and we may admit that languages can, under certain condi-

' tions, ’converge' as well as 'diverge'in the course of time.14 Some of our intellectuals, following a definition by Z. Gökalp, think

that culture characterized as a national asset is different from civilization and that it is impossible to change it. With his hypothesis it is claimedthat a nation can change its civilization but not its culture. For this rea-son, when the issue is to preserve national culture, one is not satisfied with longing for the past centuries but a return to the social values, life style, behavior prevalent in those days. There is no doubt that societies owe their present day to yesterday or to the past. But there is a big diffe- rence of conception between evaluating and reconsidering the past and exploiting it and being its slave or trying to relive the past. In thevvords of Nietze, to live one's age requires that we use the past for lifeand make history out of what happened. Otherwise, as Atatürk stressed, in a period of drastic changes in the world brought about by the inven- tions of civilization and miracles of science, it is impossible to preserve national identity through century old, outdated modes of thought and yearning for the past.

15 They talk of one source of my poetry: folk poetry. Those vvho appreeiatc my poetry better contend that it derives from Anatolian tolk soııgs. IIo wever, it is vvrong to speak of one single source of my poetry; that is. il will be very insufficient if I say there is only the folk poetry aıul lolf songs in the source of my poetry. Tlıis i:, my sincere virw. Bul İd lık* to point out this: l'm 64 foıır yeur> old IVv ‘.oiiumİiih’n snid i itinde n .< ol folk poetry, nomotlmen ılıtıl I w m i n full j»OH and ttl ot liri ılıtır’, t hat I hr-Nl trflrı Ifltl ılır tini ti ı < Hut wlıeıı i lt»ol İm* t i t* * I »s II Itfld nöl lived.

Page 130: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

I had neither seen nature nor perhaps observed dosely the life of ılır people; I aiways felt this in my life.

16 The 19th century originated conception whiciı considers the work ol aıi as a harmonious syslem created by a genius and the eriticisin based ou this vievv is no longer a principle adopted offhand ,by literary şcholaıs hip. This vievv is based on the idea that every work of art is a Godlv creation and every critie is a genius. İt was at least implicitly prevaloııi until 1960s but nowadays it is being questioned. One of the basic priıı ciples of the modern theory of art, and also of literary seholarship is io consider artistic produets outside such definite judgments and to bring .11 tistic activity down to earth.It is hard to think of one single abstract aesthetic system to be ablr t o account for ali works of art and furthermore, theories to be ıısed in sftı dying literary works should come out of the concrete literary structıııı- ut the texts themselves rather than out of philosophy. Literary seholarship should above ali consider the effect of the vvritten word and the rendi' 1 \ response to it. When we consider the overall communicati ve printıph >» governing a language at large, the formation, coprehension and elleri ol those classical vvorks have much in common with those of non-liteı.ıı v works. On the tirst level of analysis, the laws governing both types ol activity are basically the same.

17 We are right to cali our age the age of Science. İt is true that then .m many people who don't believe in Science and that the majority h.e. imi taken advantage of Science sufficiently and yet it is in our age tlıat vvmld countries came to believe that Science is the only means to ıtınkı- m;m kind happy and in this period Science reached even the poorest peoph m a gradually accelerating manner. No matter hovv much politiciaııs loof down on scientists as they usually do, to find firm support foı ılıoınst I ves in and outside the country, at least at the begiııning of llıciı govrm ment, they feel they have to say that they support Science. Fven iImmi vvho consider God beyond Science, 'buy' scientists to make (lıotiı i" al for their vested interests or they support helpless and pessimisiie İm lars vvho defend the inadequacy of sciencc.

18 An important objeetive in science is to calculate the strueture of colovad

molecules such as DNA using quantum mechanics. İn this vvay ılıt* n,nım

of the effect of structural changes occurring at the end of molemlr-. mı the Chemical properties will be determined. The information ohialnrd will be helpful in the animate-inanimate interface designs as vvell .1. m genetics. Furthermore, it will be easy to reach the hasis of varimr. ptu cesses tlıat can only be considered at maero level in hiology. Al pn -mtıl lıy means of süper compurters il is easy to compute eneıgy and atomu şimdine ol maero molecules composed ol 1OOU-CİOOO atomi, lu ıln nem luluıc. || Is esperini ilini M "ili im 1 * * * r} | n n |() eoıııpııie lıırgrı uınlrı ııle-s

İJA

Page 131: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

composed of 10.000 atoms through computers carrying out parallel ope- rations and appropriate algorithms.

19 WorId Population and Development Conference attracted much more at- tention (even though for wrong reasons) than the previous ones alt- hough it was not the first of its kind organized on governmental level. Even the Turkish press. notorious for its indifference to population problems, discussed the issues for days and private TV channels organi­zed panels on the same issue. İt is hard to say that the discussions held and the decisions reached at the conference were properly reflected in the press because nevvspapers and TV channels emphasized the sensational part of the conference and preferred to foreground issues like currettage, radicalist vievvs on family and birth contıol and sex education.

20 The rate of population increase started to decline as a result of decrease in fecundity. Hovvever, great differences between local fecundity and death rates and intense migration lead to an unbalanced rate of growth in population in different parts of the country. One of the crucial issues on the agenda of Turkey in the near future is to decrease the demographic differences between regions, to reduce the migration rate, to secure a more stable population: sedentary, balanced in terms of fecundity, death and regional distribution. When considering economic and social deve­lopment, one shoud not overlook the balance in demographic issues.

21 The aim of agricultural research is to increase production and to do this with the least cost. To reach this goal it won't suffice simply to investi- gate its biological properties as the plant has a life of its own within the system of soil, plant and atmosphere. ıt is necessary to analyze pro­perly the relationship between the development of the plant and the me- teorological conditions. In fact, the objective of meteorology is to study the impact of meteorological occurrences of the amount and quality ot agricultural output.

22 . According to the draft law of transplantation, the individual is free to do-nate or not to donate his/her bodily organs but if he chooses not to, he has to assert this. For this reason, there is no constraint on the will of he individual, on the contrary individual rights are respected. According to our legal system, one's relatives cannot use a right not used by the person himself and since a dead person's body is not within the concept of property, it can't be inherited. The new draft bili will bring the mattcı to a level of understanding in üne with this system.

23 Fat consumption is very high in England, a country knovvn to ha ve the highest death rate in cardiac diseases in the world. As in the previous ıe port, the recent reports warn people aboııt İliç consumpıioıı ol lal, salı and sugar. But the ncw repon goes one step İmlim and e.xplains lıovv this deficiency in dict can be eunıpemtıılnl fol llıtmıgh a sliglıl eluııtge iti nutrilion system

4 M

Page 132: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

24 One should have a healthy ear to have a healthy voice because our car Controls our voice through a feedback system. Although the saying: ’Yoıı don't hear what you say' is not an expression used for this situation, wc ali notice that people who can't hear vvell talk loudly as they can't chc< k their own voice. Singers in particular, should be able to judge vvhelheı they are producing the right note through the tone of voice. Maııy l'a mous singers had to stop singing very young as their ears didn't fime tion well.

25 Understanding the events leads to their control. We can't imagine the u m -

of events we can't comprehend. When it was found that light is the icmiIi of the change of atoms, artificial light and laser were made. And tisin/.; the latter we tried to understand other happenings. For example, since vvc can't quite comprehend nuclear physics we can't control nuclear cncı/’v fully. In spite of billions of money and so much effort, we haven't v< ı obtained positive effects we expected ten years ago in nuclear energy.If Science goes vvith ’trial and error1 it is hard to get substantial resull» In my opinion, it is more appropriate to understand nuclear plıysu , today than to use nuclear energy which is hazardous at the preseni mo ment. In the samc way, we can't control the happening and treatınnıi ıı| disease as we don't know exactly how human body funetions.

Page 133: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

YİYECEKLERİN SAKLANMASIB'lim adamları tuzun niçin yiyeceklerin bozulmasını önlediğini ortaya

çıkardılar.Cinlerce yıldan beri yiyeceklerin korunması için tuz kullanılmaktadır. Çok

çeşitli et, balık ve öteki bozulabilir yiyecek maddeleri tuzlanırsa uzun süre saklanabi­lir. Ancak son zamanlara değin bunun tam olarak nasıl olduğunu kimse bilmiyordu. Amerikan Tarım Bakanlığı tarafından son zamanlarda yapılan araştırmalar, yüksek miktarlarda tuzun yiyeceklerin bozulmasına neden olan bakterilerin yaşamını güçleştirdiğini gösteriyor. Anlaşıldığı kadarıyla olay şöyle olmaktadırı^Bakterilcr tuz ortamına girdiklerinde olağanüstü çok çalışmak zorunda kalırlar. Xu^bakterilerin sıvı dengesini altüst eder, bu yüzden bakteriler tuzu dışarı pompalamak zorunda kalırlar. Bu onları yorar ve büyük enerji gerektirir. Bakteriler böyle çalışırken temel besin madde­lerini almayı daha az başarırlar. Böylece enerjileri çoğalma gücü bulamayacakları ölçüde, daha da azalır. Bakteriler büyüyemedikleri için yiyeceğe daha az zarar verirler.

ÇİN HARABELERİBilim adamları ve arkeologlar ilk Çin Devletini ya da hanedanının tarihini

I.Ö. 2000 yılına değin götürürlerdi. Bu dönemden kalan Xia hanedanı diye bilinen kalıntılar merkezi Çinin Sarı İrmak bölgesinde bulunmuştur.

Öteki, daha eski kalıntıların göstergeleri, Çin'in başka bir bölümünde, kuzey­doğu Çinde Lio Ning ilinin bir bölgesinde, şiddetli yağmurlar toprağı sürüklediğinde, ilk kez 1979'da ortaya çıkarılmıştı. Kazı 1983'te başladı. Birkaç yıllık çalışmadan sonra arkeologlar bulgularını şimdilerde açıkladılar. Taş mezarlar, bir tapınak, heykel­ler, boyalı çanak çömlek, yeşil gözlü bir tanrıçanın başı ve canlı biçimde oyulmuş yeşil renkli bir ejder ortaya çıkardılar. Bu buluş dikkate değer, çünkü bu kalıntılar 5000 yıl eskiye, (Xia hanedanından 1000 yıl daha eskiye) kadar götürülebi.lir gibi görünüyor. Birçok yapı bulunan büyük bir kente ilişkin kanıtlar var. Bu gösteriyor ki Çinde I.Ö. 3000 yılı dolaylarında, dinsel yapısı gelişmiş, son derece iyi örgütlenmiş bir toplum var. Durum böyleyse ilk çin uygarjığı Fırat (Mezopotamya) ve batı Akdeniz (Mısır) çevresindeki insan yerleşimleriyle çağdaştır. Çinliler bunun eski tarihlerini tümüyle yeniden yazmak anlamına ‘geldiğini söylüyorlar.

KURŞUN ZEHİRLENMESİGeleneksel uygulamalar yüzünden milyonlarca çocuk tehlikeye düşebilir.Batı dünyasında birçok kimse kendileri ve çocuklarının çevreden aldıkları

kurşun miktarı konusunda kaygı içindedirler. Trafikten ileri gelen egzos dumanlarında ve çocukların emebilecekleri oyuncak ya da mobilyalarda bulunan kurşun birçok iilkcdc yasa konusu olmuştur.

Kurşun vücutta birikir ve ölü doğumlara, sinir bozukluklarına ve /.ilıiıı geri liğine neden olabilir. Araştırmacılar, kimi geleneksel Asya ve Arap Kökenli ilaçlatın ve kozmetiklerin Birleşik Krallık ve Kuveyt'le inceledikleri Asyalı topluluk lalda

kurşun zehirlenmesine neden olduğunu Asya Alııl » m* Oıimloğunuıı kimi bölüm leriııde çocukları dit etkiliyor olululrt eğim oıtuvıi 1 •»%himîloı»J*ı

t İ l

Page 134: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Genellikle sürmenin yararlı etkileri olduğu düşünülür. Birçok kadın bunu kozun- lik olarak kullanır. Küçük çocukların gözlerine ve kaşlarına da sürülür. Ancak sürme kurşun içeren bir kayadan yapılır. Deriye, özellikle gözlerin etrafına sürüldüğümü gözyaşı kanalları yoluyla kana karışır. Anneler rahim yoluyla bunu çocuklarına ilete* bilirler. Kimi Asyalı aileler çocukların, belki de kurşun zelirlenmesinin neden olduğu çırpınma ve kusmalarını, çocuğu daha çok kurşun dumanıyla karşı karşıya bırakarak te davi ederler. Bokhoor denilen bir uygulamada aileler kurşunu ısıtırlar ve kötü ruhimi dağıtıp çocuğu sakinleştirdiğine inanırlar.

Ingiltere'de araştırmaları yöneten, Nottingham Üniversitesinden Dr. M. Aslanı, birçok kimsenin bu geleneksel uygulamayı izleyerek karşı karşıya kaldıkları tehlike ııin ayırdında olmadıklarını vurguluyor. Kurşuna dayalı kozmetiklerin'satıldığı ülkelerdeki sağjık bakanlıklarının, tıp mensupları ve genel nüfus için sağlık izlencrlr ri düzenleyebileceğim umut ediyor.

BEYİN CERRAHLARI DİLE İLİŞKİN BİLGİ EDİNİYORLARBeynin hangi yarısı dilin soyut kavramlarını denetliyor?Beynin sol ve sağ yarımkürelerinin değişik konularda uzmanlaştıkları iyi bilin

inektedir. Beynin sağ tarafı, çevreyi görme ve çevreyi denetleme işlevleri yarımda., vücudun sol yarısını denetler. (Bunlar tenis topunu atma, kalem kullanma, mobilyaya çarpmama gibi işlerde söz konusu olan şeylerdir). Beynin sol yanı vücudun sağ yanım denetler. Beynin sol yanı dilimize ve dudaklarımıza bağlı sinir hücreleri yoluyla konuşmayı da denetler.

Amerika'daki doktorların şimdi sol beynin dilin kendisini de denetlediğin, inanmak için nedenleri vaı. Öyle görünüyor ki başımızın o tarafındaki sinir hücrelerinin bağları arasındaki birşeyler, sözdizimi ve gramer gibi soyut kavlanılın la uğraşma konusunda uzmanlaşmıştır.

Sağır ve/veya dilsiz kimseler çoğu zaman konuşma yerine işaret dili kullunu İm İşaret dili açıkça karmaşık bir yer ve yönlendirme becerisidir. Geçenlerde Ameıikada doktorlar hastalık nöbetlerinden acı çeken bir kadına lobektomi denilen bir ıınu-livai yapmak zorunda kaldılar. Ameliyat beynin bir yasısındaki lobun kesilmesini gerekti riyor. Cerrahlar genellikle lobektomiyi beynin sağ tarafına uygulamayı yeğlıvmlm Beynin sol yanındaki ameliyat hastanın konuşma yetisini etkileyebilir. Ancak bu va kada kadının işinde işaret dilini kullanması gerekiyordu. Kendisi işitebiliyor ve konuşabiliyordu fakat geçimini sağırlarla çalışarak sağlıyordu ve Amerikan Isım ı <lilı ııi de akıcı biçimde kullanıyordu.

Ameliyattan önceki bir deneyde doktorlar hastaya geçici olarak beynin sol yanını etkileyen bir ilaç enjekte ettiler. Bunun hem konuşma yeteneğini hem de ışmri dili kullanımını etkilediğini anladılar. Sonunda sağ beyne lobektomi yapıldı, şukm

ameliyat başarılı oldu. Kadında hastalık nöbetleri yok ve hem konuşması hem ile ı-.m, ı dili etkilenmemiş durumda..

Konuşma dilleri gibi, işaret dillerinin de dilbilgisi ve sözdizimleıi vaı .'><> •< ı)k unlanması ya da sözcük takılarındaki "değişmeler yerine, işaret dilleri dilinim m

işlevlerini yer ilişkileri yoluyla gösterirler. Öyle görünüyor ki işaret dilini Oj-n ıım, ı ıçııı beynin sağ yanı gerekli olabilir, ama bir kez öğrenildimi işaret dili daim .<m»o ol beyin taralından denetlenir. Amerikalı doktorlar bu göriişii smnmuyıı çnhşıymini

Page 135: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

YAŞLANMAYaşlanmanın nedenini hâlâ çok az anlayabilmemiz şaşırtıcıdır. Geçen 200 yılda

yaşam umudu epeyce artmışsa da bunun tıpta ya da hastalık tedavisindeki çarpıcı gelişmelerden çok basit sağlık bilgisi ve beslenmedeki gelişmelerden ileri geldiği anlaşılıyor. Ne var ki kemoterapinin ortaya çıkışındanberi değişik ölüm nedenlerinin görece sıklığı büyük ölçüde değişmiştir.

YOKSULLARA YARDIMHabeşistan'a yapılan uluslararası yardım, olabileceğinden daha az yaşam kur-

tardı.DanimarkalI araştırmacılar açlık kurbanlarına gönderilen yiyecek örneklerini

incelediler, onda altısında mineral bulunmadı. Örnekler Habeşistan içinde çişitli dağıtım yerlerinden alında ve vucudun büyümesi ve onarımı için iki hayatı mineral olan magnezyum ve potasyum yönünden incelendi. Günlük erzak, 500 gr tahıl ve 30 er sıvı yağ olarak kabul edildiğinde, kimi örnekler sağlıklı bir yetişkinin olağan ge­reksinmesinin yalnızca yarısını sağlıyordu. Araştırmacılar, İngilizce Tıp Dergisi Lan- cet'teki bir raporda, açlık çeken insanların enfeksiyonlarla savaşmak için çoğu zaman daha çok minerale gereksinmeleri olduğunu eklemektedirler.

Aurhus Üniversitesi ve Hvidovre hastanesinde çalışan araştırmacılar kimi çözümler önermektedirler. Birincisi, yardım amaçlı yiyecekler, yıkanmış pirinç ya da beyaz un gibi oldukça saf yiyecekler yerine kepekli tahıl içermelidir. İkincisi, günlük erzağa bakliyat, fasulye unu ya da öğütülmüş fındık eklenmelidir. Son olarak mineral kaybını azaltmak için yiyecekler olabildiğince az suda pişirilmelidir.

KAYIP GERDANLIKBir fotoğraf makinesi ve bir bilgisayar belki milyonlarca çift gözün son 480

yıldır görmeyi başaramadığı birşeyin izlerini ortaya çıkardı. Mona Lizanın kaybolan gerdanlığını .

Ünlü tabloya ilişkin bu buluş, bir sanat tarihçisi ya da resim düzeltmeni tarafından değil, uzay fotoğrafçılığı için geliştirilen teknikleri kullanan bir Amerikan fizikçisi tarafından gerçekleştirildi. İtalyan L. De Vinci tarafından yapılan Mona Lisa (La Gioconda da denir) Paris'te Louvre sanat müzesinde asılı duruyor. Bu resmin özel bir fotoğrafı çekildi. Bu fotoğraf elektronik işleme tabi tutuldu ve Pasadeno'da.d jet Propulsion laboratuvarında bilgisayarla işlenmeye hazır dijital biçime dönüştürüldü. Burada, teknisyenler boyunda, belki de sanatçının daha sonra yaptığı, inci gerdanlığın kalıntıları olan, bir sıra beyaz benek ortaya çıkardılar. Şimdi, Luvr kızıl ötesi incele­me yöntemleri kullanarak resmi daha derinden incelemeyi planlıyor. Lazer teknolojisi, bitmiş yapıtın yüzeyinin altında bulunan şeyi göstermekte kullanılabilir. Bu sanatçıların kullandıkları yöntemleri anlamamıza yardımcı olur. Sözgelimi sanatçı bir kaba taslakla mı başladı? Ayrıntılı bir resim çizip onu mu boyadı? resmi boyarken dıı raksamalar oldu mu?

Bu tür bilgi bize işbaşındaki yaratıcı kişiyi gösterecektir. Aynı /unumda .aıı.ıi severleri yüzyıllardır şaşırtan Moıın I Isa'nın gi/enıll gÜllİınHemeHİllI ıçıl>lamıd ta da vnı.ıılt olııhiüı

I u

Page 136: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

SİGARANIN ZARARLARI

Sigara içmek sağlığımıza zarar verebilir - kendiniz içmeyen biri olsanız bile.Sigara (içme) ile kanser (özellikle akciğer kanseri) arasındaki ilişkili ı

günümüzde iyice anlaşılmış (tır) ve içenlerin bir çoğunu bu alışkanlıktan vazgeçmeye yöneltmiştir. Ancak geçenlerde Amerika'da yapılan bir inceleme, içmeyenlerin de içen öteki insanlardan dolayı tehlikede olduklarını göstermektedir.

inceleme, yakından ilişkili iki kümeyi karşılaştırmıştır. Kümelerin birindekileı kanserli kimselerdi, ötekilerde ise kanser yoktu. Hepsine kendi sigara içme alışkanlıkları, anne-babalarının ve birlikte yaşadıkları kimselerin sigara içim alışkanlıkları soruldu. Sonuçlar, evde sigara içen tek bir kişiyle oturan bir yetişkinin, hiç sigara içmeyen bir evde oturandan 1.4kat daha büyük tehlike içinde olduğunu göstermiştir vc evde herbir sigara içenle kanser riski artmaktadır, içenlerle bir arada olmanın yanı sıra kendiniz de içiyorsanız, risk aynı ölçüde artar çocukluğunda sigara içenlerle bir arada oturan bir kimse için risk iki katına çıkıyor.

Sigarada kansere neden olan bazı kimyasal maddeler, içenler tarafından nefesli içeıi çekilmemektedir. Bu olası tehlikeli kimyasal maddeler havada kalmakta vc d.ılm sonra başkaları tarafından solunumla içeri çekilmektedir. Bu yüzden dumanlı bir havudu herkes tehlikededir, bebekler bile. Amerika'da Kuzey Kaliforniya Tıp Fakültesinde bu grup doktor, bebeklerin sigara dumanından önemli ölçüde nikotin aldıklarını bcliılr inişlerdir. Sigara içen ve içmeyenlerle birlikte bulunan bebekleri incelemişler ve sigara dumanıyla karşı karşıya kalan bebeklerden alınan örneklerde nikotin düzeyinin bit hayli yüksek olduğunu saptamışlardır.

Doktorlaı, özellikle alt düzey ölçümlerinde nikotinin bebekler üzerinde gerçekle ne ölçüde zararlı olduğunu bilmemektedirler ancak sigara içenlerle birlikte bulunan be beklerin akciğer ve kulak enfeksiyonlarına yakalanma olasılığının daha fazla olduğunu ilişkin dolaylı, kuvvetli kanıtlar vardır.

Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde sigara içenlerle karşı karşıya kalmak bu edilgin sigara içiminden ortaya çıkacak kanser riskini iki kat artırır. Yetişkin, sigma içen öteki insanlardan uzak durabilir ama bebek uzak duramaz, bu nedenle doktorların sigara içenlere önerisi şudur: Sigara içmeniz gerekiyorsa ve bir bebekle aynı odada ısr niz, hiç olmazsa bir pencere açınız.

KALP AKCİĞER MAKİNESİKalp-akciğer makinesi, dolaşımı sürdürmek - ve hastanın kanına ok\i|rn

sağlamak için kullanılır. Bir yapma akciğer, pompalar, tüpler, ısıyı denetleyen ve kam süzen düzeneklerden oluşur. Yapay akciğer, kalbe ulaşmadan önce vena cavu'dmı sapan kanı oksijenlemeye yarar.

Vena cava'dan ayrılınca kan plastik bir tüpe geçer ve yapay akciğere girin< ev<I ;ulaı aşağıya doğru akar. Bu bir ölçüde kanla dolu, yatay durumda bir cam silimliıdir Umde dönen çelik diskler vardır. Kan silindire girdikten sonra disklerin yd/cyitı.l. hh e bir tabaka oluşturur. Bu, kanın silindirden pompalanan oksijeni emmesini -..ipini ' ’l '•11• ‘"11 katı daha sonra, hastanın vücut dolaşımına dönmeden önce biı ısı regülatörü vc İlilir dr ıı geçer

Page 137: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Eskiden ölçümler, nesneler vücudun parçaları ile karşılaştırılarak yapılırdı. İlk ölçü birimleri dirsekten parmaklara olan uzaklığı, elin ve parmakların genişliğini

içerirdi.Bu insan öiçüerinden kimileri bugün de kullanılır. Örneğin inç başpaımağın

yan uzunluğuna dayanır. Ayak, başlangıçta insan ayağının uzunluğuydu. Bir mil, bin

yürüyüş adımıydı.Bu birimler yalnızca yaklaşık birimlerdi, çünkü ölçü aldıkları insan vücudu

değişmez değildi. Hükümetler, belli uzunlukta çubuklar kullanarak bunları standart hale getirmeye çalıştılar. Ancak bu çubuklar ülkeden ülkeye yine de değişiyordu. Fransız devrimi sırasında bilim adamları değişmez bir ölçü standardı aradılar. Dünya çemberinin 1/4’ü olan Ekvator kuzey kutbu uzaklığını seçtiler. Bunun on milyonda bi­rine metre denildi ve metrik sistemin temel birimi oldu. Öteki metrik bilimler ona dayanır. Örneğin cm. metrenin yüzde biridir, gr., bir cm3,lük suyun kütlesidir.

Standart metre platin bir çubuk üzerinde işaretlendi. Ölçüm aletlerinin doğruluğu bu çubukla karşılaştırılarak denetlendi. Günümüzde metre, başka bir değişmezle - belli bir ışığın dalga uzunluğu ile karşılaştırılarak standart hale getirilir.

ÖLÇÜ B İRİM LERİ

RADYASYON NEDİR?

Radyasyonun yaşam için zararlı olabileceğine hiç kuşku yok. Tıbbi amaçlarla kullanıldığında yaşam da kurtarabilir. Nükleer bir bomba patladığında öldürücü etkileıi olan tehlikeli radrasyon serbest kalır, birçok kimse nükleer reaktörün de aynı ölçüdetehlikeli olabileceğinden korkmaktadır. Binlerce yıl öldürücü radyasyon saçabilecek olan reaktörlerden ortaya çıkacak radyoaktif artıklar büyük kaygı konusudur. Aşırı duy­gusallığa gerek yoksa da kaygalanmakta haklıyız.

Radyasyon çok karmaşıktır. Canlı hücreleri harap edebilen elektromanyetik dal galardan ve yüksek hızla hareket eden atom parçacıklarından oluşabilir. Değişik ra­dyoaktif maddeler, kendine özgü biyolojik etkileri olan değişik türde radyasyon yayar­lar. Burada konunun ancak kısaca anahatları verilebilir.

Çevreye yayılan radyoaktif maddeler, vücudun dışındaki dokuları etkileyen Gama-ışınları saçarlar ya da birkaç doku katmanına işleyebilen ve böylece yalnızca vu cudun gerçekte tam üstünde ya da içindeyken etkili olabilin p - ışınları yayabilirin. Son olarak kimileri a-partikülleri üretirler, bunlar büyük miktardaki enerjileıini doku Iardaiı çok kısa bir çizgi üzerine bırakırlar. Bu a-partikülleri biyolojik olarak eıı yıkıcı olanlardır.

NÜKLEER SANTRALLAR

Nükleer elektrik santrallimnın kendileri tehlikeli olabileceği için, I medde nükleer »llnhlnıdn belki de

kurulmasına güçlü biı ımılıalelei vat, hlı m ölçüde ıııdyııııklll allıkları nedeniyle,

leıntisilm t ımıl imlan kulİHiıılablIrı el I

ölçüde ama İr ürünler

I tr»

Page 138: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

ürettikleri için, insanlığı yokedebilecek olan nükleer savaştır, büyük tehlike bin İti ı Nükleer güç endüstrisi genişlese de genişlemese de çoğu ülkelerin nükleer bomba yap ı bileceği ve insanlığın bu enerji kaynağından en üst düzeyde yarar sağlayabileceği dne sürülebilir (planlandığı gibi çalışırsa fosil yakıtı kullanmaktan çok daha az kirlenmeye neden olacağı anımsanarak)

Ancak elektrik santralı sayısı ne ölçüde çok olursa, tehlikeli miktarda radyn.syo uıın açığa çıkmasıyla kaza riski o ölçüde büyük olur. Bu tesislerin bütün ülkelerde koı kunç sayıda artmaşıyja, tümünde özellikle radyoaktif artıklarının elden çıkarılması bakımından şirpdiki birkaç santralda bulunan türden önlemleri almayı garanti etmenin güçlenmesi olasılığı vardır. Bu bakımdan, nükleer güç şimdiye değin çok az zarar vermiş olmakla bitlikte uzun vadede insanın neden olduğu en tehlikeli kirlenme biçimi olabılıı

A N AL İZ VE SENTEZKimyacılar tarafından uygulanan iki temel işlem analiz ve sentezdir. Amili/,

karışım, bileşik ve element açısından bir maddenin tam olarak nelerden oluştuğunu bulgulamaktır. Sentez, maddelerden karmaşık maddeler yapmaktır. Bu tür karmaşık maddeler içinde plastik ve sentetik kablolar da vardır.

Hem analiz hem de sentezde çoğu zaman katılan sıvılardan ayırmak gerekil Kimi katı maddeler bir sıvı ile karıştırıldıklarında görünmez olıırlaç, Tuzun suda bir m.- çözeltisi oluşturmak için erimesi gibi, çözelti oluşturmak üzere çözünürler. Çözilniın / biı madde çözünebilir olandan filtreleme yoluyla ayrılabilir. Çözünmez madde itlin ii/.eıind; kalır, oysa sıvı akar. Çözünen madde, çözgen kaynatılarak içinde çözündüğü sıvıdan ayrılabilir. Bu buharlaşma işlemidir. Buna karşılık çözgen damıtma yolııvbı uyıılabiliı. Bu işlemde sıvı kaynatılır, böylece buharlaşır. Buhar daha soma yitu soğutulur, böylece yeniden yoğunlaşır. İki ya da daha çok karışık sıvı, d. a e. i t sıcaklıkta kaynamaları koşuluyla, kesimli damıtma ile ayrılabilir. İlk kez en düşük di* ıecede kaynayan sıvı ayrılır, daha sonra ondan sonraki düşük kaynama noktasında h|hii ayrılır vb. Bu işlem rafinerilerde benzin, parafin ve makine yağını ham |>,mi«>1,1. n ayırmak için kullanılır.

LN LEM VE B O Y LA M

Yeryüzündeki yerlerin konumu enlem ve boylamla verilir. Bunlııı yı-tvll^ıı çevresini saran düşsel çemberlerdir. Enlem çizgileri yatay olarak uzanır vc I l.\,u<>ı.ı paraleldir. Kuzey ve güney kutuplarında birleşirler.

Şikago'nın konumu 42derece kuzey ve 88 derece batıdır. Bu 42 enlemin 88. boylamı kestiği noktada bulunduğu anlamına gelir. "K ekvatorun kuzeyi anlamımı geliı. B ise 0 boylamının batısı anlamına gelir. Bu Greenvvich'ten geçen boylam çizgisidir.

Konumlar derecelerle bilinilir. Yeryüzünün merkezinden ekvatora bir çizgi düşünün ve yeryüzünün merkezinden Şikago'ya başka bir çizgi düşünün. Bu çizgiler .ilasındaki açı 42 derecedir. Bunun gibi O boylamı ile Şikago arasındaki açı mesafesi 88 derecedir.

Dünya, güneş etrafındaki yörüngesine dik değildir. Bu nedenle güneşin dünya vüzeyino göre konumu yıl boyunca değişir. Yılda iki kez, Mart 21 ve Eylül 21 'de,

l 'kvi",H üzerinde dik durumdadır. Öteki zamanlarda, tropikal bölgeler arasında, '"'■I 1 ' Mİ‘ »ıl.-ı üzerine dik olarak gelir. Bunlar oğlak dönencesi (23°27'K) ve Yengeç dönem esi f.’ i m j j arasında uzonıı Güneş ,’ l Haziranda oğlak dönencesine dik durum • l,ı*iıt I Altılıkla İse Yengeç döllemesine dik dııııııııdınlıı

I t f

Page 139: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Her yıi dünyanın çe.şitli bölgelerinde iklim değişiklikleri olur. Bu değişiklik­lerin kimi doğal nedenler yü/ündendir. Ancak kimi iklim değişiklikleri hava kirlenme­sinden ileri gelir ve bu değişiklikJ|;r artabilir. Kirlenmenin bir türü ulaşımda ve fabri­kalarda petrol ve kömür yanmasının sonucudur.

Kirlenme atmosferdeki karbon dioksit düzeyini etkilerse sonuçlar ciddi olabilir. Karbondioksit atmosferin yalnızca kiiçük bir bölümünü oluşturur. Ancak atmosfere güneşten giren radyasyon ile yeryüzünü terkeden radyasyon arasındaki dengeyi koruma­da önemli bir işlevi vardır. Radyasyonun bir bölümü yeryüzü tarafından emilir, bir bölümü ise radyasyon olarak atmosfere döner. Atmosferdeki karbondioksit radyasyo­nun bir bölümünün atmosferi terketmesini önler. Böylece ısı atmosferde kalır ve kar­bondioksit yeryüzü ısısının düşmesini önlemede yardımcı olur.

Kirlenme sonucu atmosferdeki karbondioksit oranı artarsa, atmosferin ısısı yükselebilir. Bu, sonunda kuzey ve güney kutuplarındaki karların erimesine neden ola­bilir. Böyle olursa deniz yüzeyi yükselir ve yeryüzünün kimi bölümleri seller altında kalabilir. Bunun olma olasılığı uzaktır ama olasılık vardır.

Atmosferdeki toz düzeyinin endüstri kirlenmesi sonucu yükselme olasılığı da oldukça çoktur._ Bu toz kirlenmesi güneş ışığını yeniden uzaya yansıtır. Böyle olursa yeryüzüne daha az ışık ulaşır ve ısı düşer.

Başka bir tehlike de çiftlik ve kent yapmak için açılan Brezilya ormanları gibi, yeryüzü bitki örtüsünün harap olmasından ileri gelir. Ağaçlar karbondioksitten yarar­lanır, bunların yokedilmesi atmosferdeki karbondioksit dengesini altüst edebilir.

T ER M O ST A T LA R

Isı, maddeleri genleştirir. Bunun nedeni, ısının maddedeki atom ve moleküllerin hareketini daha çok hızlandırmasıdır. Sonuçta daha çok yer kaplarlar. Bu, gazlar, katilar ve sıvılar için doğrudur, fakat gazlar sıvılardan, sıvılar katilardan daha çok genleşir. Bir madde soğutfllduğunde moleküller yavaşlar ve sonuç olarak madde daralır.

Termostatlar genleşme ilkesinden yararlanır. Termostatın fonksiyonu ısıyı bir süre sabit tutmaktı!-. Buz dolaplarında, ısıtma ve soğutma sistemlerinde ve birçok sa­nayi işlemlerinde kullanılır.

Değişik maddeler ısıtıldığında kimileri ötekilerden daha çok genleşir. Sözgelimi pirinç madeni I°C ısıtılırsa uzunluğunun binde beşi kadar genleşir. Öte yan­dan ısınan bakır %90 kadar genleşir. Bir termostat türünde, iki metalIi bir çubuk oluşturmak üzere birleştirilen bir pirinç çubuk ve bir bakır çubuk bulunur. Çubuk ısıtıldığında değişik metaller, değişik miktarlarda genleşirler. Sonuçta çubıık daim a/ genleşen yana doğru bükülmeyc zorlanır. Bu bükülme bir vanayı işletmek ya ila bu elektrik devresini açıp kapamak için kullanılır.

Bu tür "iki metalli çubuk" merkezi ısılına sistemlerinde kııllaııılıı Hava belli bir ısıya ulaştığında ısıtıcıları kapalıı ve ra <İn;ıiic-titul« imlan arın Çubuğun im ucu sabit iken öteki ucu hareket edehlllı ,Serbest ıiy ya/ı ya da |ieiml yakıcısını dı m ılıyın

İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ

Page 140: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

bir elektrik devresini tamamlar. Isınınca çubuk bükülür. Belli bir derecede, çubuk teması kesmeye yetecek ölçüde bükülür, böylece yakıcıyı söndürür. Hava soğuduğunda çubuk değinceye kadar büzülür ve yakıcıyı yeniden yakar.

İŞ G E R İL İM İ

Teknolojideki değişmeler, bilgi patlaması, baskılı yaşam ve yaşam temposun daki hızlanma ile birlikte toplum evrim geçirdikçe, insanoğlu gittikçe artan baskılınla karşı karşıya kalır ve sonuçta daha çok gerilim duyar. Bu savı destekler biçimde, psi koz, nevroz, sinirsel yıkım, damar hastalıkları, yüksek tansiyon, hazımsızlık gibi psikolojik gerilim belirtisi olan hastalıklarda artıştan söz eden kanıtlar bulunabilıı Son 15 yılda yalnızca fiziksel hastalıklara bağlanabilen işten uzak kalma miktarımla %22'lik bir artış olmuşken, aynı sürede nevroz ve psikozdan ileri gelen işten uzak Raima, erkekler için % 152, kadınlar için %302'lik artışlar göstermiştir. Bu lilı artışların yalnızca artan gerilimin göstergesi olup olmadığı belirsiz bir konudur, çünkü değişen tanı uygulamaları ya da işten uzak kalma konusunda psikolojik nedenimin geçerliğine ilişkin daha "aydınlık" görüşler de bu konuyu anlamamıza katkıda bulun.m etmenler olabilir. Ne olursa olsun, iş gerilimini ciddi olarak incelemenin haklılığını gösterecek yeterli kanıt vardır.

B İL İN Ç A K IM I R O M A N I

Konusunu karakterlerinin kesintisiz, dalgalı ve sonsuz bilinç akışından .dan psikolojik roman türü. Bu bağlamda bilinçlilik, bir bireyin, en alt konuşma üııccd düzeyden önce düşüncenin tümüyle dile getirildiği en üst düzeye değin, (:ıın bu hilinçliliği ve duygusal-zihinsel tepkisi anlamındadır. Varsayım şudur. Bir bireyin zili ııinde belli bir andaki bilinç akışı her düzeydeki bilincin bir karışımı, duygulunu, düşüncelerin, anıların, çağrışımların ve yansımaların bitim tükenmez bir akışıdır; /ılı ııin (bilincin) içindekiler herhangi bir anda tanımlanacak olursa bu çeşitli, bağlanımı/ mantıksız öğeler, zihnin düzensiz akışına benzer biçimde sözcük, imge vc düşün ut ışı halinde anlatılmalıdır. Bilinç akışı romanı bu bilinçi yeterince yansıtmak için ı<ştili teknikleri kullanır. Genel olarak çoğu psikolojik romanlar H. Jamcs'tc olduğu yild bilinç akışını ve düzenli zihni ya da M. Proust'ta olduğu gibi çağrışımın amm-.ıiiıyı bellek akışını anlatır, ancak bilinç akışı romanı dikkatini en başta konuşum fim esi sözel olmayan düzeyde yoğunlaştırır; burada imge söylenmemiş tepkiyi nnlaiıııalnhı ■ burada dilbilgisi mantığı başka bir dünyanın ürünüdür. Kullanılan tekniklin no ölçüde farklı olursa olsun, bilinç akışı roman yazarları kimi ortak varsayım!ıın |my bn<> görünürler.

1) İnsanın anlamlı varlığı dış dünyada değil zihinsel-duygıısal süreç İnimI»bulunur.

*' 2) Bu zihinsel-duygusal yaşam parçalı ve mantıksızdır vc ı) düşüm r ilr duygu dizisindeki değişmeleri mantık ilişkilerinden çok serbest psikolojik çağnşım lnı ıli/.gesi belirler.

G E R Ç E K Ç İL İK

Gerçekçilik açıkça, en geniş nnUımıyln, yazında «imgelendiği hlçlıuivI* ycıçrl.l|ğc* bağlılıkın; doğruluk HÖ/cdğü ılr kabaca oşunljımldlı. vc hu luilıunıla İti anlık ı mi İdilde lıcıııcn her yıı/ııı ııkıılıımln um uıll bb Öğe tılnu||iuı Aııuık dilin kesin

Page 141: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

\

bir tanım vermek için bu akımı 19. yüzyılda, kabaca yüzyılın ortalarından son on yılma, yerine doğalcılık geçinceye değin uzanan, Fransa, İngiltere ve Amerika'da ege­men romanda odaklanan, romantizme hiç değilse bir ölçüde tepki olarak ortaya çıkan akımla sınırlamak gerekir. Bu ikinci anlamda gerçekçilik, bir yazın yöntemi felsefi ve siyasal bir tavır ve belli bir konu demektir.

Gerçekçilik, en ateşli savunucularından birisince (W.D. Hovvell) "gerçeğin doğru biçimde ele alınması" olarak tanımlanmıştır, ancak gerçekçinin doğru kavramı ve gereç seçimi belirleninceye değin bu yargının çokça anlamı yoktur. Genel olarak gerçekçi pragmatizme inanır ve bulup anlatmaya çalıştığı doğru, anlaşılabilir sınırlarla bağıntılı ve deneyimle doğrulanabilen göreli bir doğrudur. Yine genel olarak, gerçekçi demokrasiye inanır ve anlatmak üzere seçtiği konular yaygın sıradan gündelik gereçlerdir. Ayrıca orta sınıf sanatının doruğu olarak düşünülebilir ve konularını burju­va yaşam ve davranışlarından alır.-Romantik, ideali bulmak için şu andakinin ötesine geçerken ve doğalcı, eylemlerini denetleyen bilim yasalarını bulmak için güncelin anlamını irdelerken, gerçekçi, dikkatini büyük ölçüde yakındakine buraya, şimdiye be­lirli eyleme ve doğrulanabilen sonuca çevirir.

DESTAN

Yüksek konumdaki kişileri, kahramanlık boyutlarında temel bir kişiyle ilişkileri açısından ve bir ulus ya da ırkin tarihi bakımından önemli olayların gelişimi yoluyla, organik bir bütün oluşturacak biçimde bir dizi serüven aracılığıyla sunan ince biçimli, uzun anlatı şiiridir. Destanın kaynağı büyük akademik tartışma konusudur. Bir kurama göre ilk destanlar bilinmeyen çeşitli ozanların dağınık yapıtlarından oluşmuştur ve birikim yoluyla bu ilk öyküler giderek tek bir bütün ve sıralı bir düzen biçimine geti­rilmiştir. Kimilerince hararetle savunulmakla birlikte, bu kuram yerini gereçleri böyle toplansa bile, destanın ona yapı ve anlatım sağlayan tek bir dahinin ürünü olduğunu öne süren bir kurama bırakmıştır. Belli yazarı olmayan destanlara halk destanlarr denir. Des­tanların, ister halk, ister sanat destanları olsun, bir dizi ortak özellikleri vardır.

1) Kahraman, ulusun ya da uluslararası önemde büyük tarihsel ya da söylence değeri olan yiğit (yapılı) bir kişidir.

2) ' Yer, büyük ulusları, dünyayı ya da evreni kapsayacak ölçüde geniş boyut­ludur.

3) Eylem, büyük yiğitlik ve insanüstü cesaret gerektiren işlerden oluşur.4) Doğaüstü güçler (tanrılar, melekler ve cinler) eylemle ilgilenirler ve

zaman zaman ise karışırlar.5) Incelmişliği sürekli ve son derece yalın bir biçem kullanılır.6) Destan şairi, kahramanlarının işlerini nesnel bir biçimde aktarır. Bu

genel özelliklere çoğu destan şairi tarafından kullanılan bir dizi ortak araç ya da gele ııekler de eklenmelidir. Şair izleğini belirterek işe koyulur, kendisine ilham vermek ve öğretmek için bir ilham perisi çağırır ve anlıtısına işin ortasında başlayıverir, gerekli açıklamaları destanın daha sonraki bölümlerinde verir, savaşçıların gemilerin ve onlu ların dizelgesiııi ekler; ana karakterlere uzun resmi söylevler verdidir, destansı benzet meleri sık kullanılır.

EL E ŞT İR İ T İP LE R İ

Eleştiri 17. yüzyıldım beli '..inal yııpılhu ıııııı I • lir E mııe'.lııde açıl I.mime,ıınlü, çözümlenme simle ve (legeıleınlIrUım -sinde knllimılnuşiıı ■ h liti biıyıd hiçimd'

İ 4 tl

Page 142: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

s

sınıflandırılabilir. M.H Abrams'ın öykünıneci, programatik, anlatımcı ve nesnel en önemli eleştiri kuramları arasındaki ayrımına ek olarak burada kimi en yaygın sınıflamalar verilmiştir. Eleştiri için yaygın bir ikili karşıtlık Aristocu-Platoncıı karşıtlığıdır. Aristoculuk bu anlamda bir yapıtın değerlerini ya yapıtın içinde ya (la yapıta ayrılmaz biçimde bağıntılı bulma eğiliminde yargısal mantıklı ve biçimsel eleştiri demektir; Platonculuk ise yapıtın değerlerinin, sanatın öteki, sanat dışı amaçlardaki yararında bulunması gerektiği yolunda ahlakçı, yararcı bir sanat görüşü anlamındadır. Bu tür Platoncu eleştiri görüşü dar ve bir ölçüde eksiktir ama bu görüşle olanlar ozanın Platon'un Devlet'inden çıkarıldığına işaret ederler. Aslında Pİatoncıı Aristocu ikiliği ile anlatılmak istenen bir iç-dış ayrımı konusudur.

Göreli eleştiri ve mutlakçı eleştiri arasında bir ayrım sıkça yapılır. Binada göreli eleştirmen sanat yapıtının niceliğine ulaşmada ve onu açıklamada' kendisine yardımcı olacak herhangi bir ya da bütün dizgeleri kullanır, oysa mutlakçı eleştirmen tek doğru eleştiri işlemi ya da ilkeler dizisi olduğunu ve eleştiri işinde başkalarının ııv gulanmaması gerektiğini ileri sürer. ,

Sanatın genel ilkelerine varmaya ve kapsayıcı, kalıcı estetik ve eleştiri ilkeli rini düzenlemeye çalışan kuramsal eleştiri ile, bu ilke ya da ölçütlerin belli sanal yapıtlarıyla ilişkisini kuran pratik (kimi zaman uygulamalı eleştiri denir) eleştiri arasında da açık bir ayrım vardır.

Eleştiri kullanılması düşünülen amaca göre de sınıflandırılır. Eleştirmeninin başlıca amaçları şunlar olmuştur: 1) Kendi yapıtının uygunluğunu göstermek ya da an lamayan okurlar için yapıtı.ve temelindeki ilkeleri açıklamak, 2) Değerini kuşku ıl. karşılama eğiliminde olan bir dünyada düşsel sanatın yerindeliğini göstermek 3) Yn/m lar için kurullar belirlemek ve okurlar için beğeni tasarımlamak; 5) Yapıtları açıkla belirlenen ölçütlere göre de değerlendirmek; 6) İyi sanatın temellerini tanımlayan ilke leri bulmak ve uygulamak.

K O M ED İ

Tekniklerde epeyce.örtüşme olduğundan ve değişik "türler" sık sık İmI. ı..in den komedi ve öteki tiyatro biçimleri arasında sınır tam olarak çizilemez. A Muindi im belirttiği gibi daha ideal biçimlerinde komedi ile trajedi arasındaki ayrını bile kavimi ma eğitimindedir. -İnce komedi ve kaba komedi, trajedi ve kimi komedi İn dm mu iii bakımından birbirinden daha uzak olabilir. Ruhbilimciler kahkaha ile gü/vıışı arasındaki yakın ilişkiyi göstermişlerdir ve komedi de trajedi de heııı.eski Yun.unla hem ortaçağ Avrupa'sında tören uygulamalarının değişik işlenişinden kaynakI,mm,ıl ladır.

Komedi, gülümseme ve kahkahayı özendirmeye çalıştığından, heııı nlikir İn i,, mizah kullanılan Genel olarak komik etki konuşma, eylem ya da kişinin açıklamasındaki birtakım aykırılıklardan ileri gelir. Aykırılık sözcük oyunları \n da nlıartmalı anlatımı vb lerinde olduğu gibi salt sözel olabilir, ya da basamaklı uıki nm kışının bacaklarını çok uzatmakta kullanılmasında olduğu gibi fiziksel olabilin \,ı tin 'ik i seyredenin yüksekten atan kimsenin ortaya koyduğu gerçek vr yapımn d ilasındaki aykırılıkları algılamasına dayanmasında olduğu gibi, yergi KlrUndcıı olubi l|ı İtinada ilgi alanı geniştir kaba komedinin yavııll ıM kilen ilden İnce komedinin m lava çık ılıdığı eıı İncelikli, ideal lepklhh değin ıı/aniı Komedi tülleri ve biı ölçüde

i â i

Page 143: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

komedi iJe trajedi arasındaki ilişki böylece açıklanır. Bir yazarın dediği gibi "komik etkilerin aykırılıkta, karşıtlıkta ortak bir temeli vardır, başlıca aykırılık olaylar dünyasında olabilir, böylece komik karakter elde edilir, oysa genellikle bu ikisi bir­likte bulunur ama ağırlıklı vurgu birinde ya ela ötekindedir; bu bize bir yandan fars ve entrika komedisini, öte yandan karakter komedisini verir... Komedinin kendisi, yazarın ya da alıcısının tavrına göre değişir; yargısal olduğunda yergi olma, sevimli olduğunda ise acımaklı trajedi olma eğilimindedir.

D Ü ZY A Z I

Terirp en geniş anlamıyla, düzenli ritmik bir görüntüsü olmayan, yazılı ve sözlü anlatımın bütün biçimleri için kullanılır. Ancak böyle bir tanımın biraz geliştirilmesi gerekir, çünkü sözgelimi bir araya getirilmiş bir küme sözcük, rasgele bir konuşmanın yalnızca yazılması genellikle düzyazı olarak "düşünülmemektedir. Düzyazı çoğu zaman yalnızca sözcüklerin bir araya getirilmesi, düşüncelerin sıralanması, nesnelerin dizelgesinin yapılmasını değil, bilinçli, işlenmiş yazıyı anlat­mayı amaçlar, iyi düzyazının ritmi olması bakımından düzyazı nazıma benzerse de, bu ritm olağan ölçü düzenleriyle vezne uydurulamaması bakımından da nazıma benzemez.

Ancak düzyazı ve şiir arasına açık bir sınır çizmek zordur. Kötü nazım düzyazı mıdır? Ritmik düzyazı nazım mı dır? Mıss Lovvell'in çok sesli düzyazısı düzyazı biçimi mi nazım biçimi mi yoksa ikisi arası birşey mi? Belki de düzyazının kim: niteliklerini sıralamak daha kolaydır: 1) Sürekli ritmik bir düzeni yoktur 2) Bir mantık ve dilbilgisi düzeni vardır ve düşünceleri yalnızca sıralanmak yerine bağlantılı olarak açıklanır 3) Her ne kadar biçem doğal olarak yazardan yazara değişirse de biçem yoluyla belirlenir. 4) Anlatım çeşitliliği sözcük seçimi ve tümce yapısıyla güvenceye alınır.

M J

Page 144: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

1 . A great deal of intensive research in viruses has led to the development of' vaccines for an increasing number of virüs diseases. Spectacular results in preven ting poliomelitis have been obtained by the use of a variety of vaccines. The first of these was the Saik vaccine. Now the more convenient oral vaccinûN. such as the Sabin, are used most. A number. of vaccines have been developed for influenza, which is caused by several different strains of virüs. The measlrs (rubeola) and whooping cough (pertussis) vaccines are proving to be very cl feetive.

2 . The mathemâtical system that has stood the longest test of time is undoublnllvthe natural number system. The permanence of the natural numbers is due to the fact that they are the counting numbers; and man, from the earliest times, found it convenient to count objeets. Just like the farmer today, the priminv< shepherd kept record of his flock boy counting the animals. The symbols fut. and names of, the various pumbers have changed but the counting concept o- mains'the same.

3 . What we normally think of as the sense of touch is really several sensatioıi'.pressure, warmth, cold and pain. Ali other tactile sensations result from •,um< combination of these four. Usually messages from ali these senses.are comhi ned but it is possible to sepaıate them and to map the areas of the skin ilmi respond most strongly to each sense. In general, the most mumerous areas .tır

the skin areas that respond to pain, follovved by those that record pressure I he least numerous are the areas that are sensitive to cold and to warmth.

4 . MATTER AND VOLÜME

Matter may exist in three States: solid, liquid and gas. Ali substances, exı ept those which decompose when heated, like wood, may be changed from om State into an other. A substance in the solid State may be changed inim a M quids and one in the liquid State may be changed into a gaseous sıılv.tnm e Changes can take place in the reverse order as/well, gases may be changed mio liguids and liguids into solids.Ali matter occupies space. The space occupied by a quantity of matter ıs > alimi its volunıe, and this is usually measured in units such as cubic metres ot • tıl>ı< centimetres. Solids have a definite volüme and shape, liquids have a ciciiııtı. volüme büt no shape; the latter take on the shape of the Container in w İt i« lı they rest. Gases have no definite volüme and no shape.

5 . MAGNETS

A magnet is a substance whiçh attrac.ts certain other substances. A suhMam • vvhich is attracted by a magnet can itsejf be made into a magnet.Gcnerally speaking, there are three substances vvhich are attracted by a magııci iıon, cobalt and nickel., Substances vvhich are attracted by a magnet are knovvıt a:. ımıgııetic substances, and those vvhich are not are referred lo as mnı magnet ir substances. Iron, cobalt and nickel are .magnetic sııbsltutces I lır v atv tıll ıtır led by magnets and llıey ı atı IIipiiim Ivcn be maguetized

i 4 î

Page 145: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Mixtures of metals or alloys, which contain a magnetic substance generally also have magnetic properties. Some alloys containing none of the above mc- lals, However, are also magnetic. Certain alloys containing manganese. alumi- nium and copper belong to this class. They are magnetic, even though they contain no metal which is itself magnetic

6 . ACIDS

An acid is a compound containin hydrogen which can be replaced directly or indirectly, by a metal. İts solution ın water turns blue litmus red.Acids can be classıfıcd ınto two groups. Acids which alvvaays contam the ele­ment carbon are called organic acids and they often come from growing things, like fruit. Citric acid which ıs l'ound in lemons, oranges and other citrus fruit and citric acid which is found in vtnegar are organic acids. Acids which do not contain element carbon ase knovvn as inoıgnnic acids. They are usually prepa- red from non living matter. Inorganic acids consist only of hydrogen and an acid radı al. Hydrochloric acid coıısısts ot hydrogen and the chloride radıcal, and sulphuric acid consists of hydrogen and the mi İpimle radıcal. They are inorganic acids.

7 . The methods that scientısts use have five basic characteristics. First the beha- vior must be observable. For observable behavior can be measured. Second, the methods and data mııst be objeclive. That is, the opiııions of the experi- menters must enter into the gathering and ıntcrprcting ot data as little as possıble. Third, the procedures must be repeatable. Other individuals who wish to do the same experiment- or expand upon the data must be able to do so. Fourth, scientists must be able to ’communicatc the rcsıılt to others. They often do this at scientific meetings or through articles ın professioııal journals. Fi- nally experimenters must use a systematic approach. This means that they must follow an orderly arrangement of procedures. They must stick to a fixed plan that they determine before starting the experimont.

8 . FERROUS METALS

Ferrous metals contain iron (Fe). One kind of lcrrous melal ıs cast iron. It has high coınpressive strength and ıs easy to cast because it has high fluıdıty and relatively high fusibility. Hovvever, ıt has low malleability and a relatively low tensile strength.Wrought iron has greater toughness than cast iron. It is very malleablc and duetile. It has relatively high corrosion resistance. It ıs often uscd lor tin* chains of anehors and cranes.Mild Steel is more often used in ındustry hamise ıt has a low<ı cosl and a slightly highcr strength Ihan wrought iron. Iı İne. high ımılleııbiliiy and din ıı tity. İl can be easıly woıkcd wlu‘u it | | eolıl and w(1811 d is hol Iı Ihis HUlliy ııses including ıhe pıodtıeilon ol etti hodlr = ımU and I»t*», muin mıd bolla r|«

İ M

Page 146: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

9 . A relay is a switching device för opening and closing one or more elediu il cırcuits on receipt of an electrical signal.A simple kind of relay consists of two parts, a svvitch in a high voltage cin mı which is operated by a spring loaded armatüre and a low voltage electro mayın- tic Circuit. The electro - magnet comprises a soft iron core shaped like a hm seshoe. Each arm of the core has a coil wound around it. The coils are coıım * ted to each other and to a battery through an on/off svvitch.When the switch is closed, the electro-magnet is energised, and the armanın is attracted tovvards it. This closes the contacts and enables the currcnt to Ih.w through the high voltage cjrcuit. When the switch is opened a spring pulb. ıh. armatüre away from the magnet, and the contacts öpen again.

10 . We have seen two types of reasoning at work in the development of matlınmı tics: inductive and deductive. Inductive reasoning that arrives at a general cmu lusion based on multiple observations or multiple occurrences. It is this ivp. of reasoning that is tısed by the chemist in his laboratory when after obseı vir»jj that certain Chemicals behave ın a particular manner during repeated ex|>< n ment, he concludes that these Chemicals will alvvays behave in the same ııımı net ın the same circumstances.Deductive reasoning, on the other hand is the process of reasoning that ar ı nı - at a conclusion based on an accepted set of premises. It is this type of rotun ning that the chemist employs when he predicts the behavior of chemioıh based on accepted principles, It is this type of reasoning that is employcd İn estabiıshing proofs of theorems in mathematics.

1 I . The general structure of tissues and orgaı* has been studied for a long time Iı is now faırly well understood. This is not the case wıth the study of celi sum türe, vvhich ıs comparatively new. Cytology is particularly dependent on ılı. development ol new examination techniques. These techaniques are largely sup histicated methods of light microscopy but recently the electron microst npe has been added to the tools of research.Ali methods ol microscopy have two functions. They must give a magnlii..i image with a high degree of resolution or definition of detail. In addıtıon, ilıry must achıeve a sharp contrast betvveen the specimen and its environmeııi sn that the specimen is clearly visible. Light microscopy functions by explom. tion of the properties of light waves. The image is formed because of the ahili ty of an object to aborb, reflect or refract light waves.The electron mıcroscope uses a beam of electrons instead of light vvaves.

12 . I he basıc umt of the nervous system is the neurone or nerve celi. Iı coıısisis

ol a ccll body and ıts processes. Each neurone has two types of process a mımber of short, freely branching fıbres called dendrites, and a siııglc |nnı< callcd the axoıı, which may or may not give off branchcs along 11 s omum Un deııdriles coııvey impulses to the celi body, the axon, whiclı ıs the mam .ou

Page 147: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

ducting fibre conveys ımpulses away from the celi bady. The axon varies in length in different kinds of neuröne. In a motor neurone it can be very long, ninning, for example, from a celi body ixı the spinal cord to a muscie in the l'oot. • ; ■ \

1 3 . Proteins are essential for the grovvth and rebuilding of tissue, but they can also be ııtilized as a source of energy. In some diets, such as the diet of the Eskimo, they form the main source of energy. Proteins are tirst broken down into amino acids. They they are absorbed into the blood and pass round the body. Amino acids not used by the body are eventually excreted in the urine in the form of urea. Proteins, unlike carbohydrates and fats, cannot be stored for tutu- re use.

14. Whenever one surface moves över another, a force is set tıp .vvhich resists the movement. This force, which we cali friction, always opposes motion. It exists in every machine. İt can be reduced by lubrication but never completeiy removed. In general, the'force opposing motion is slightly greater before one surface starts moving över another surface than after movement has started. This slightly greater force is called static friction. The force vvhich must be overcome to keep one surface moving över another is known as sliding fric­tion. Static friction is greater than sliding friction.

1 5 . The human body is made up of a number of different systems. each system has • a separate function, but some work together. One system is the skeleton which

serves to support the body and protect the internal organs. The respiratory sys­tem enables us to breathe and take oxygen into the blood, which moves around the body by means of the circulatory system. The digestive system enables us to take in food needed for grovvth. Waste matter is ejected from the body by means of the urinary system.The endocrine system consists of various glands, such as the thyroid, sex and adrenal glands. The function of these glands is to secrete Chemicals knovvn as hormones, into the blood. These hormones control various pıocesses in the body such as grovvth sexual activities and digestion. The nervous system Cont­rols the other systems and enables human bcings to think.Each system is made up of organs. The lungs, for esample. are part of the res-

r piratory system. The liver funetions as part of the digestivc system and other systems*Every organ is composed of several kinds of tissue. Epithelial tissue, vvhich ıncludes the skin, forms a covering över organs. Connective tissue supports and holds together parts of the body and ineludes bone and cartilage. Otlıcı types of tissue inelude nerve tissue and blood tissue.Ali tissue consists of cells. These are so small that they are measured in ılımı- sandths of a milimetre and can only be seen vvitlı a microscopr Earlı celi i', covered vvith a thirt membranc vvhich sıırroumls -> mıdc-ıiN, ııııd a |elly III" subslance. callctl cytoplasm This in ınrıı coninim ııılmıE p.ııin f * >* i< u ıllı İth ovvıı gpedn! (tmctlöh

! 4f,

Page 148: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

I 6 . PRESSUREGases are made up of atoms and molecules, which are in constant and rapid ıım tion. The atoms and molecules are constantiy hitting the wal!s of the gas emi tainer. In doing so they exert pressure on the walls.Gases have no definite shape or volüme. The shape and volüme of a gas depemi on ils Container. Compared with solids and liquids^ the molecules of a gas ut e relatively far apart. Hence they can be compressed, or forced into a .sııudlt t space. But if the volüme of a gas is decreased, its pressure increases, becuıe.t the molecules hit the walls more often and more rapidly. Thus pressure is in in verse proportion to volüme.A liquid, on the other hand, cannot be compressed. If we try to force a liıpııd into a smaller space, it seeks a way out of the Container. The pressure wlm iı a !iquid exerts on the walls of a Container is equal in ali direetions. This is why Iiquids are used for transmilting power in different direetions, in hydraulh tun kes and lifts. *The more a gas is compressed, the greater its resistance to compression 11 n largc amount of gas is forced into a small space, it becomes difficult lo * oıtıp ress further. Undcr very high pressure, compressed gas can be used for Hım mitting power.As gas pressure is inereased, the molecules are forced eloser together. II t İn s contiııues, the molecules eventually become attached to one another. Al llıi§ point, the gas changes into a liquid.The pressure of a gas varies with temperature. Pressure is in direct propmiimı to absolute temperature, since the higher the temperature, the more rapid ılır motion ol the molecules, and consequently the greater the pressure excıı< G mı the walls of the Container. Conversely, the higher the pressure ol a pas ıhe higher its temperature. When a gas is compressed, it becomes hotteı.

7 . VITAMINSFood ’contains only minute quantities of the substances called vitamin- hııt they are vital for good health. For example, if you eat a diet of meal, lıtr-ad sugar and lat you may become ili with a disease called scurvy. This is • hum d by a deficiency in vitamin C, which is found in fruit and vegetables.About fifty different vitamins have been identified and a deficiency in maııv ul these can Iead to illness. Vitamin A is most important for good eyrsighı. l.m is also important for general good health. Liver contains a considruıhlo amount of vitamin A but vitamin A is also found in fish, meal, mı İL İmli. ı some truits and vegetables. Vitamin B in fact consists of twclve dilicmıı • I»? micals, vvhich are found in eggs, eheese, butter, vvholemeal flouı and vrgru.n les. If a person has an inadequate amount of vitamin B in his diet, this may d fect his vvhoİe body, particularly the skin, the nervous system and tin- İn mi Üclicieııcy in vitamin B results in a disease called beri-beri.Vitamin C prevents scurvy and helps to heal injuries. Some dodur. 1 >«-1». ■.. ılıat largo quantities of vitamin C help people'to avoid colds. Fruit s and um mı ked vegetables are rich in vitamin C, but vvhen they are overcooked. m Iriı im a long lime, tlıey lose most of thcir vitamins.

I J t

Page 149: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

Vitamin D is essential for the growth of bones and teeth and is found in tish. liver, oil and milk. Vitamin D is the only vitamin which the body can make for itself, biti it can only do this if there is suffıcient sunlight. A lack of both sunlight and vitamin D can result in a disease called rickets, which causes bones to soften and to be deformed.Vitamins are only needed in very small quantities. A quantity sufficient tor a whole life vvould weigh only a quarter of a kilogram. Vitamins can be manufac- tured and are sold as addıtions to our food. but a wel! balanced dict provide an adequate amount of vitamins.

THE PROPERTIES OF ELEMENTS, COMPOUNDS AND MIXTURES

A substance may be an element, a compound or a mixture. An element such as nıtrogen or iron, cannot be broken down into simpler substances. When two or more elements combine, they form a compound.When elements combine to form compounds, there is a Chemical reaction. Some properties of the elements change during the Chemical reaction. For example, the element chlorine (C), is a poisonous yellow gas. Sodium (Na),*on the other hand, is a soft sılvery - vvhite metal which reacts violently with water. However, if these elements combine, they form sodium chloride or salt. This is a harmless white substance.When substances are mixed vvithout a Chemical reaction they do not change their properties. Thus, a mıxturc of sand and salt is yeilovvish - vvhite in co- lour. It tastes both salty and gritty. İf we put the mixture in vvater, the salt wi 11 dissolve, because it is soluble. But the sand vvill not dissolve.Every substance has a melting point and a boling point. The former is the tem- perature at vvhich it changes from solid to liquid. The latter is the temperature at vvhich it changes from 1 i q u i d to gas. These changes are called changes of State. Sometimes the propeıties*of a substance change vvhen il changes its State. For example, if the temperature of oxygen fafls belovv - 183 C, it chan­ges frorn a colourless gas to a bluısh iiquıd. vvhich is highly magnetıc.

The danger fıom any radioactivc substances depends on vvhere they are located. Strontuim - 90 is often spoketı of, somevvhat emotionally, as a "bone seeker". This is intended to indicate that it may be concentrated by man from his food or drink and stored in his bones. There is not any special concentration of ra- dioactive substances. Bones normally contain much calcıum and a substantial fraetion of strontium. Man and anima'is naturally concentrate these elements into their bones and if radioactive strontium is present, it is also concentrated together vvith the normal element. The dangfer from strontium - 90 is particulıır ly great because it is concentrated adjacent to the bone marrovv. The marrovv is aetive in blood produetion, and radiation may cause a lypc of caııcer vvlıiclı ıııa nifests itself in the fatal disease Icukaemin, When vveapon testin# hcgaıı. llırtr vvas a sliglıt vvorld - vvide inerease iıı tlıe in* idem e **l İnil,leıımı, ıml '»m*- .scientists eoırelate this vvith rmliatloıı and iti partlt ulat vvith this un mis*- in

M *

Page 150: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

strontium - 90. The risk to any one individual is stili so small as to bc alınosi ıınmeasurable, but nevertheless several thousand cases may well have döveloped among the whole of the world's population. This, and the risks from othcr İm »

topes is sufficient to make the complete cessation of vveapon testing desiı alile Since above - ground tests have been restricted world radation levels have in fact decreased greatly but could casily increase again if the restrictive ugıeo- ments bıoke down or if more countries evaded them.

Toplum Bilimleri

The factors known to aıd or to hinder learning can be classified into thrcc ııımn groups. First is the learncr himseîf-the factors that endow him vvith grenin »>ı lesser ability to leaın. lncluded in these personel factors are the amouııt nıul kind of his previous learning. Second is his methods of learning how he j?ih*s about it. And third is the kind of material he has to leaın.

One way to fight off boredom is to alternate one subject with another vvlıen you study. There is no rule that you have to spend a four-hour block of liıiu • >m one subject. Another way to reduce boredom is to take study breaks eveıy İn hu or so. Try to do something different for five or ten minutes. When you ;m m the middle of vvriting a paper, a break to write a letter may not be as rclakiııgj as a break in vvhich you vvalk the dog. Taking a break is always bcttcr ıhını sin ring at a book without absorbing anything. Not only does the staring stop you from resting but ıt also establishes the habit of nonconcentration whil< mu dying.

Art, like love, is easier to experience than to define. That is beeaır.r. life love, it is experienced on different Içvels. There is art that servers as cııln Itıitt* ment and offers a pleasant escape from the cares of life. There is art lluıl propıts gates the artist's point of view, vvhether religious, political or philosuphh al There is art that fulfills Aristotle's precept by purging our emotioııs "ıhmugh pıty and terror". There is art that leads us to a broader understanding utul < mır passion.

Halley's Comet is unquestionably the most famous of ali the cnim i', '.»»m. hıstorians believc that Halley's Comet ıs the Christmas star. Alnın ı < > • ı .• • n- rccognizes the comet's name, and many people are truly surprisod İn Iranı ilmi Halley's Comet is just one of many comets that ride through ille .İv Halı a dozun or more arı- seon every ycar. Two or llırec of these aıe on vvell pırdı. ı. d nıımı v i s i ı s. Ihıl Halley's is vvell kııovvn because il is one ol Ilır |r\\ ılıai is bııglıl eımilglı lo be seen casily vvillı Ilır ıttıkcd eye Also, M»me people lıııvt Ilır oppoılııuily lo ser Ilır eoinel Ivviır İn ıltriı lllrilım

Page 151: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

2 4 . Song is the most natural form of music. From time immemorial singing has been the most widespread way of making music. In folk music we have a trea- sury of song that refleets ali phases of life-work songs. love songs, drinking songs, patriotic songs, dance songs, play songs, marehing song, songs of mourning, narrative songs. Some are cenluries old others are of recent origin; but ali come out of human experience and affirm the indissoluble bond betvveeıv ırıusic and life.

2 5 . Throughout history, a solar edipse has been a fearlul experience, especially in the days when its cause was not understood. Al such times, may thought that the end of the world was at hand. The early Chinese thought that a dragon vvas swa!lowing the sun, and they made a great commotion in an effort to induce the dragon to release the sun. Such noisemaking during eelipses vvas common to many early cultures, and even occurs presently among some tribes. Natural- ly, the drumbeating and cymbal elanging alvvays seemed to be a complete suc- cess. The sun alvvays returned, shining as brightly as ever.

2 6 . THE MENACE OF ÖVER - POPULATİON

The essential fact about the population problem is vvell knovvn. It is simply that vvorld population is inereasing at a rate vvith vvhkvh food produetion may not be able to keep pace and vvill certainly be an important problem in the un- derdeveloped countries. World population is thought to have inereased by 1.000 million since 1900. The present rate of inerease. vvhich far exceeds the estimates of 25 years ago, is such as to conjure up visions of staggering num- bers in the foreseeabie future.

2 7 . For your ovvn safety, as vvell as for the safety of your family and society, you should learn to svvim. With the heavy inerease in the nuınber of aquatic facili- ties and equipment, both public and private, safety in and around vftater beco- mes a daily necessity. If you cannot swim it is extremely unvvise to participate in aquatic activities. The ability to svvim safely and the prudence to recognizc and practice safety procedures are of prime importance to you.

2 8 . By itself, punishment simply inhibits responses. Ideally, punishment should be paired vvith reinforcement of the desired behavior. This is a more produetive approach, since it teaches an alternative behavior to replace vvhat is being pıı nished. Children vvho mispronounce vvords vvhile reading might learn faster ıl the teacher besides scolding them, also praises them for pronouncing other vvords correctly. The praise acts as a positive reinforcement for Icarniııg to pıtı nounce vvords correctly. It also makes the children less fearlul about Icaııımj’ in general.

! 80

Page 152: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

2 9 . Since the beginning of the tvventieth century. the vvorld population lıas mm.t thaıı tripled. While most of the phenomenal grovvth is attributed to modern m. dicine, better famine relief, and more sanilary living conditions, one lacim’ i-, usually ignored. More food has been produccd because. during most ol ılı. twcntieth century, and belvveen 1935 and 1965 in particular. the farmeıs ol ılı.

world have enjoyed a uniquely favorable warm, wet, and stable climatc

3 0 . NATIONALISMLanguage alone is not, of course, enough to explain the rise of modern milin nalism. Language is a shorthand for the sense of belonging togethcr, ol sini ring the same memories, the same historical experience, the same cullur.ıl lı.ai tage. When in the eighteeııth century, nationalism began to take form a . a modern movement. its forerunners in many parts of Europe were not sol.İl.. and statesmen but scholars and poets who sought to find in ancient legeıııb. un.i half forgotten folksongs the "soul" of the nation. But it was language tlıııl eni hrined the memories, the common experience and the historical record.

3 1 . THE DEATH PENALTYThe death penalty is a bad thing. If we catch a man vvho has committod a muti der, try him and convict lıim, we have to do sömething more vvith him ıhını pu lish him, because, although he must be punished, there are scvcrııl m ılı» ı

things that ought to happen to him. 1 think that the vvhole thcoıy ol ulıui ought to be done to a convictcd murderer can be surnmed up in the fi ve verhiı prevent, reform, research, deter and avenge.

3 2 . THE BALANCE OF PAYMENTSWe have seen how the demand and supply, and therefore. the pricc of a mııııi ry's currency will be determined on the foreign exchange market. A gov.-ınm. m must know‘ the current demand and supply of its currency in order to cıın ..ı ı<> restall a change in its foreign exchange rate. This knovvledge vvill be helplııl in understanding the reasons of change in the foreign exchangc value I lı. .. >. >ı way of shovving any country's international financial position is lo dıuvv up o balance of payments.The international balance of payments of a coııntry is a record of ali ılı. inin nationa! economic and monctary transactions betvveen the eountry and ıh. .. M of the vvorld for a given period of time, usually one year, This ıs ılı. b.ılum .sheet of the country's international transactions. İt shovvs ali ılıe reccıpis ........and payments to the rest of the vvorld during a year. Bor any given prım .l .a time the total payments must be equal lo the total receipts-that ıs ılı. l.aluu. of payments must balance.

3 3 . TAXES

A tnx is a cotnpulsory charge imposed by a public authority. A İmge ımmuni tasalımı ıs necessaıy in neıırly ali modern comnııınilies. C’oıııpiılsioıı U ılı. y. lirıal elim ııeteı isliı ol (ases lı t a ı ompulsory t mılıtbıılınn lıoııı ılı. peıson ı<> ılıe yoveınıiK’tıt

İ Ü

Page 153: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

The objective of taxation is to raise revenue. The introduction ot new tax mea- sures means an increase in government income, to tinance normal expansion of govermental activity.A second objective of taxation nıay be that of regulation or control. For example, the protective tariff eliminates foreign compctition. The practıce o t , the government to iınpose high consuption taxes upon liquor and tobacco be explained by a desire to discourage usc.Generally, taxes are classitied as direct and indirect taxes according to admi- nistrative and economic distinctions. The tirst distinction bctvveen direct and indirect taxes lies in the relationship between the taxpayer and the revenue aut- horities. In indirect taxalion there is no direct relationship betvven the revenue authoıities and the taxpayer. On the other hand, in direct taxation. the liability of a taxpayer is assessed and calculated seperately and individudliy, The second distinction is fundamentally economic. Taxcs on income are regarded as direct taxes. On the other hand, taxes on consumption and produclion are regarded as indirect taxes.

3 4 . BUDĞETBudgetary pıocedure is sometimes regarded and trealed as an aspect of public • expenditure, but any system of financial planning must involve considerations of revenue as well as expenditure. Budgetary procedure may also involve public borrovving, usually as a result of unbalanced budgets. Most items of expenditure that ofter the community a new and ,expanded service are desirable, but their cost must be balanced against other claims on the public revenue and against the rcsources of government. İt is much easier to make ends meet il expenditu- res^and revenues are plaııned in a considcrable time in advance.The planning requires some responsibility and leadership. Budgeting requires a careful consideration of the effecls of taxes, expenditures, and dcbt on the eco- nomy as a whole. i.e., fiscal policy. After the plan is agreed upon, disciplinc and technique are reguired to carry it outThere are three well-recognized steps in budgetary procedure: (1) preparation of the tentative budget, (2) determination of an accepted budget, and (3) execution of the budget as accepted.

3 5 . ECONOMİC GROWTHThe term economic growth refeıs to any situation in which national output ine reases. The man in the Street often uses this term in a narrovver sense when İn­iş referring to the increase in per capita output.The first condition for grovvth is that the ecopomy's produetive capacity hm. to increase. One vvay in which the economy's produetive rcsources may incırnsr r. through a rise in the supply of ııatural lesoıım lodny, ltoweveı. ım ı«.ı < ın tutturul resomees »re moıe olleıı lle.l tıp wlth mİMimı s İn tn Ituology. < litingiııg leelımtlogy »uule it puMHİhlf n» I»»t»ıy tıp oil Irum uıuln tin anı

t s i

Page 154: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

From another point ot view, it might be argued that grovvth of population m m tes the possibi.lity ot economic grovvth in the sense that it provides more vvoı» kers. It also provides us vvith more consumers. If the increase in population r not accompanied by the increase in a nation's Capital stock, each addilinnnl vvorker vvho enters the labor force wi 11 have less and less plant and equipm.nl to work vvith.

PUBLIC DEBTBorrovving is a supplementary method of government financing. Govcrnmeiıis usually levy sufficient taxes to pay lor their ordinary operating expenses. Ilm rovving by the treasury takes place vvhen current revenue receipts are inade<|iı.ıi. to maintain a tıeasury cash balancc and not large enough to meet current p.ıv ments. Borrovving is resorted in order to provide funds for financing a um . m budget deficit.Government debts arise out ot borrovving by the treasury from banks, busım organizations, and individuals. The debt is in the form of promises by ıho tın ı

sury to pay to the holders of these promises a principal sum and inteıu.ı mı that pıincipal. The treasury must either pay the principal sum out of the eıııı» m hadget surplus or borrovv nevv funds to retire old debt.ıhe treasury’s gross debt ineludes the principal sum of ali outstanding tıraşın s debt obligations. Debt obligations are those represented by securities. Al .ttıv moment the treasury may ovve accrued but unpaid salaries of governmenl eınp loyees. Such accrued current cxpenses are not a part of the gross debt. Nel ılı İn is the gross debt minus the sum of the sinking funds and the treasury halam .v

PERSONNEL MANAGEMENTPersonnel management refers to the management of human resources m ıh. operation of an enterprise. It is concerned vvith the relationship of an emph.vm and his indıvidual employes as conlrasted to labour relations vvhich is rom m ned vvith an employer and groups of employees. Personnel management .IphIs pâıticularly vvith the problems ol obtaining employees and developing n-lalımı ships: so that the employees vvill contribute their maximum potential in ılı. goals of the organization.Hiring well-qualified employees is an important funetion of personnel mıınnge ment. For this funetion to be performed, it is necessary to determine apgli cants, qualifications and to hire those vvhose quaiifications mateh the jul e tu be filled.Ncvv employees and transterred employees to nevv jobs must be tıaiııul ( ‘han ges in jobs. in machines.in processes, and in policies requirc adilin.m ıl imi ııiııg lor vvorkers. The employees also need training vvhich vvill pıepaı.- ılıem for promotion.Promotion is the advancement of an employee to a posilioıı in wlıulı h. ı umre authority and responsihillty. Usually a promotion itlin imlinle* mı iminiI 111 pil) İIIKI .. •■.ılı ........... . r . {jgj

Page 155: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

ı

3 8 . STATİSTİCSStatistics is a tool that may bc ııscd. in many aspects of business. For example,

' a personnel manager nıay have to linçi the average wage tor men in a factöry. A sales manager ırıay vvanl to delerini ne, with a survey, whether consumers like a new produet. An accountant may have to compare current assets with those of previous year. İn almost every phase of business some statistical techniques are used. The main task of ali statistical- methods is to aid in the ınterpretation of fact.Data for statistical analysis may come from both ınternal and external sources. Accountıng records are very impoıtant internal sources. They contain intorma- tion on sales, costs and profits. The accounting department is not the only in­ternal soıırce of dala^Employee lijes in the personnel ollice, marketing records from the sales department, and produetion information from the factory are other internal sources of data.Many pıoblems can bc solved by means of outsidc intormalion, hı general, thfe most fruitful source of external data is the State Institute ol Statistics. il is the publisher of statistical data and reports.

3 9 . The advantages to Turkey of dcveloping tourism are ıhreel'old. First, it bringsin foreign exchange. Second, it provides labour opportunities and tluıs helps solve to a ccrtain extent, the serioııs problem of unemployment. The thiıd ıvıı- son may be the most impoıtant. Most Turkish people think that through some unfavourable propaganda abıoad, Turkey has a wroııg image in the Wcst. and that, owing to this, Americans. and Europeans have a completely wrong idea about the country of its people. They believe that the best way to correct this is to encourage as many visitoıs as possible to come to see for themselves.

x But this may take some lime, and one must learn to be patient. Sooner or latertıuth will be discovercd to shame those workiııg against Turkey.

4 0 . A rapid grovvth is taking placc in translation at the present time, both in res-pect to quantity and to quality. İnformation given by 60 countries indicatesthat during 1978 aİone 57.158 books were translated. This phenomenon is explained by the constantly grovving need of individuals and peoples to know something about one another.The extraordinary changes in ırfodern communication techniqııes givc men grea- ter facilities to know the culture other ıhan their own. In this way, each ol us can d i sco ver new values, bccome avvare ol lorms ol behaviour witlı which we were previously unfamiliar, and get to know mankind in ali its diversily. llıis phenomenon which has developed particularly since the Second World War Ims considerably inereased the dcnıand for tıanslators.The existence of many langııages has ol'ten been a sııbjeci ol complaint. loı centuries il was hopecl that a new language would become the comınon laııgııagr of ali mankind. Descartcs, for instanco vvas loı the avalimi nl a lani'iı.ııo ilmi vvoııld bc as universal as mailıeımıtic and İliç i» Ira ol rn-,ıtıııt' ait idr.d laıııniıi ge and tlıııs ol ovcrconıing ılır ohsincli", < nuscd İn n tntilüpliçilv "I bmgtMg* oi'cıııred lo ımıny ollii’i plı|liiMi|iher loglı jam hihI ıttrtlheıtınllı lim*

İ i 4

Page 156: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

(

41 THE LINGUISTIC COMMÜNITY AND THE BODY POLITICWe mııst first of ali attempt to define the notioıı of a linguistic communil^, tl

such a thing is possible. Today the world is divided into political units, cadı .>ı which, as a general rule, uses one special official languagfe. There is a tendency ilini- töre to believe that ali the members ot one and the same nation form a linguistic coıti* ınunity which is homogeneous and closed. Many French people find it difficult to be lieve that citizens of the United States are English-speaking, and some of t hem ıtır convinced that önce their own northern frontier is passed, people speak 'Belgimi'. ılı. oflicial languages are usually presented in a written form mostly fixed in every delini, vvhich is the form with which the foreigner gets acquainted first. Within the frontieı ol lıis own country the Citizen is generally very sensitive to the prestige of the vvıillnı l°rm. Because this written lorm, lixed in ali details, is the same for everyone he rendi ly believes that this applies to the olticial language itself. Linguists tbcmselves İm % •- long concentrated their attention on the great literary languages, which they study ipin philologists, i.e. students of literary texts. Only very recently have they come i" realizc the importance of the iııvestigation of the illiterate idioms which coexist willı the official languages. It took even longer for them to take note of the often consuh- ıable dilierences which exist between the official and literary languages, on the oıııt lıaııd. and, the colloguial language even of those prestige figııres whose behavioıır gr nerally appears most worthy of imitation.

The general use of the word 'language' in a restricted sense is founded on ıh. s;,me simple identification of the national body politic and the linguistic commıınılv The same restriction is mirrored in the use of the term bilingual’in French, Iıı ordimııy ıısage, to be bilingual means to be able to use with equal ease two national languages lf this vvas not the case, that person is not bilingual in this sense.

42. BASIC REQUIREMENTS FOR THE TRANSLATOR

The first and most obvious requirement of any translator is that he have ,ı mı lisfactory knowledge of the source language. It is not enough that he be able to gel the "general drift" of the meaning, or that he be adept in Consulting dictionaries ttlıtshe will have to do even at best). Rather, he must understand not only the ..........content ol the message, but also the subtleties of meaning, the significant eninim values of words, and the stylistic features Vlıich determine the "flavor and feel" ot ılı. message. Even more important than knowledge of the resources of the source Inıiruao. is a complete control of the receptor language. A certain amount of data on ılır soııne language message can usually be secured from dictionaries, çommentaries, anıl terim al trcatises, but there is no substitute for through mastery of the receptor language ( «ı lainly the most numerous and serious errors made by translators arise pıim.ıııh h..m ılıciı lack ol thorough knowledge of the receptor language.

İt is one thing, however, to know a language in general and anotlıeı io lı.m . I'.rıal knowledge of a particular sııbject. For example, one may bc geıırınlly Iamlli.it

" illi a language and stili know nothing about nııelcar physics oı örgünle • lı< ıııı%ıı \'.m lı a general klıovvlcdgc is qıılle inedeıjııaiı as bark gemimi loı nanslailng in-jmiı al

ı m

Page 157: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

ınaterials in such l'ields. In other vvords. in addilion to a ktıowledge of the two or morc languages involved in Ihe traditional pıocess, the translator must have a thorough ac­il uaintance with the subject matter concerned (limage, 1955)

Even if the translator possesses ali the necessary technical knovvlcdge, he is not really competent unless he has also a truly empathetic spirit. Basil Anderton (1920. p.66) Campares this empathy of the translator for the original outhor with that of the good actor, able to "feel" his parti "The words which he is to employ are set down for him. These words he has to interpret into the language of movement and aesture, of voice, of facial expression: in a word. he must translate them into visible and audible hııman emotion; he must iıııpersonate the characters". Similarly, the trans­lator must have the gift of mimicry, the capacity to act the author’s part. impersona- liııg his demeanor, speech, and vvays. wilh the utmost verisimilitude (Nabokov,' 1941)

43. EDU CALLS ON BULGARIA TO SIGN IMMIGRATIONACCORD WITH TURKEY

The European Democratic Union meeting in Antalya ended last Sunday with a resolıition calling on Bulgaria to sigıı an immigration agreemdnt vvith Turkey.

The resolution adopted by conservalive lawmakers from Western European eountries, asked Bulgaria to pay damages to the ethnic Turks forced to eınigrate to Tur­key and to put an end to the oppression on the Turkish minority.

Representative of the Greek New Democracy Party did not object to the resolu- tion but asked for the expression 'ethnic Turkish minority' to be changed to 'ethnic Turks and other Moslem minorities"?

This request was accepted by representatives from Prime Minister Turgut Özal's Motherland Party (ANAP). Foreign Ministıy officials attending the meeting said Tur­key had no objection to the amendment because Islamic Conference documents İncilide similar expressjons.

The resolution also refers to the Cyprııs problem, and calls an representatives of the lwo communities on the island to stil ve the problem through negotiations.

References to the righı of İrce circulation, ovvnership of real estate and free employment of ali Cypriots were taken oııl of the resolution when ANAP members ob- jected to their inclusion.

Glafcos Klerides, leader ol the Grcck-Cypıiol Democratic Union Party (DIŞI), was also in Antalya for the EDU meeting. On the day he arrived, Klerides told repor- ters he expected to meet vvith Turkish Foreign Minister Mesut Yılmaz and, possibly, vvith Prime Minister Özal. During the tvvo-day meeting Klerides failed to talk privatcly vvith either man.

Yılmaz told reporters that a meeting vvith Klerides did not take place because it vvould have been interprcied as an official event by the Greek- Cypriots.

44. FOREIGNERS IN PKK, SAYS GOVERNORHayri Ko/akyıoğlu, the regional govenıor in elıargo of seeıırily in I I <miIİk ı

tern provinces, speaking at a press conference on Mondsıy in Diyıiılmkıı, elnimcd llı.ıt ılıere vvere loreigncrs in the sepanıtiM VVoıkır- I’aıtı "I KuıılFdım ıI'FKı lıglıllng.ıgaııisi hııkışlı seeıırily korce».

! S A

Page 158: Kllp ktipj İılç ittiitiılı= bil fbgfthtİH · Yılanlar sürüngendir. Kan,koyu kırmızı bir sıvıdır. Ulaşım, turizmde diğer bir hayati unsurdur. Güneş, güneş sisteminin

"Terror in the area has been planned an directed from abroad for years. InteJli- gence reports clearly show that vvcapons, logistics and propaganda used by the terro- rist groups come from these channels. There are foreign nationals and people who don't s.peak a word of Kurdish among the terrorists in the mountains", Said Kozakçıoğlu.

The governer said foreign povvers are usiııg the terrorists to split and divide Furkey. He did not name the countries involved.

"To a certain extent, the terrorists receive support from the local population. People are helping them out of fear" Said Kozakçıoğlu. He added that the majority of the people in the area support the government.

"We knovv who is collaborating with them (PKK). The investigation techniques reguire us to detain a large number of peopie after each incident. This should not be seen as something against the local people", Said Kozakçıoğlu.

The governor asked for help from the local people (population). He said that it is difficult for government forces to capture terrorists without assistance from the people.

"The only way to bring the incidcnts to and end and safeguard the rights of the cizitens is for people to help the security forces", said the governor.

The PKK was resorting to ali means to spread its propaganda", Said Kozakçıoğlu. "They are even using weapons to intimidate the people" he Said. He pointed out that hc had never interfered with the freedom of the press but vvarned that they should be careful how they presented the news.

The regional governor has authoıity to impose a ban on the publication of cer­tain news stories il he sees them as detrimental to security operations.

IS 7