68
1 Şubat 2009 / Sayı: 20 Özel Lokman Hekim Hastanelerinin Yayın Organıdır. 444 9 911 www.lokmanhekim.com.tr SİNCAN HASTANEMİZ 1 YAŞINDA...

Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Antibiyotik Dergisi, Lokman Hekim Hastaneleri yayın organıdır. Üç Ayda bir yayınlanır.

Citation preview

Page 1: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

1

Şubat 2009 / Sayı: 20Özel Lokman Hekim Hastanelerinin Yayın Organıdır.

444 9 911www.lokmanhekim.com.tr

SİNCAN HASTANEMİZ 1 YAŞINDA...

Page 2: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI

Diş ve ağız sağlığı- Muayene,- Teşhis ve tedavi planması- Periapikal radyografi- Panoramik film- Bilinçli sedasyon

Periodental tedavi-diş eti hastalıkları ve tedavisi- Detertraj- Subgingival küretaj- Flap operasyonu- Gingivektomi- Gingivoplasti

Konservatif tedavi- Amalgam dolgu- Işıklı kompozit dolgu- Cam ionomer dolgu restorasyonları- Kırık tedavileri pinli restorasyonlar- Diş ağartma (Beyazlatma)- Onley- Inley-Kompozit veneer

Endodontik tedavi- Kanal tedavileri

Çene cerrahisi- Normal çekim- Komplike cerrahi çekim- Gömülü diş operasyonu- Kök ucu rezeksiyonu- Vestibuloplasti (Yarım çene)- Alveol plastiği - İmplantoloji- Biyopsi- Frenektomi

Protez- Porselen veneer kron ve köprüler jacket

kronlar- Metal destekli bölümlü protezler- Total protezler- Ankerli protezler- Empress porselen (Fullestetiik)- Laminate veneer kron (Akrilik)- Laminate veneer kron (Seramik)- Cercon-Zirkonyum- Roch protez

Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği)- Fissur sealant uygulamaları- Süt dişi çürük önleyici uygulamalar- Flour uygulamaları- Kanal tedavileri- Yer tutucular- Prefabrike kron - Çocuk protezi- Amputasyon

Ortodonti- Diş çapraşıklarının düzeltilmesi - İskeletsel anomalilerin düzeltilmesi

BESLENME VE DİYET- Şişman ve kilolu bireylere zayıflama

diyetleri- Zayıf bireylere kilo aldırıcı diyetler- Normal çocuk beslenmesi- Kilolu ve şişman çocuk beslenmesi - Zayıf ve iştahsız çocuk beslenmesi- Sindirim sistemi hastalıklarında beslenme - Karaciğer, safra kesesi ve pankreas has-

talıklarında beslenme- Böbrek hastalıklarında beslenme - Diabetus mellutusta beslenme- Kalp hastalıklarında beslenme- Kemik ve eklem hastalıklarında beslen-

me ve diyet

BEYİN OMURİLİK VE SİNİR CERRAHİSİ- Travma (Beyin, omurilik veya sinir yara-

lanmaları)

- Çocukluk çağına ait doğumsal bozuk-luklar

- Beyin omurilik sıvısı dolaşım bozukluk-ları

- Tümörler (Beyin, omurilik veya sinirlere ait iyi veya kötü huylu urlar)

- Beyin damarsal bozuklukları- Boyun fıtığı (Mikrodiskektomi)- Bel fıtığı (Mikrodiskektomi, endoskopik

diskektomi, spinal stenoz)- Beyin veya Omuriliğe ait abseler- Sinir sıkışmaları- Omurga kaymaları (Spondilolistezis,

skolyoz)- Omurga travmaları (Kifoplasti, verteb-

roplasti, stabilizasyon)

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI- 0 ve 16 yaş arası yaş grubunda tüm sağ-

lık sorunlarına yönelik hizmet - Hastanemizde gerçekleşen doğumlarda

ilk değerlendirme ve izlem- Doğum sonrası yenidoğanda gelişebilecek

sorunlara yönelik yenidoğan yoğun bakım ünitesi, küvöz, monitör, fototerapi vb.

- Yenidoğan tarama testleri (Topuk kanı)- Yenidoğan işitme taraması- Kalça çıkıklığı taraması (Ultrasonografi

ile)- Sağlam çocuk izlemi- Büyüme izlemi (Boy, kilo, baş çevresi)- Aşı uygulamaları - 09-18 saatleri arası poliklinik ve kesinti-

siz acil sağlık hizmetleri - Acil gözlem ve yataklı servisler- Alerji tetkikleri- Nebülizatör ile ilaç uygulamaları, soğuk

buhar tedavileri - Çocuk nöroloji polikliniği, EEG (Elektro-

ensefalografi) Epilepsi Baş ağrısı Serebral palsi Havale geçirme Havale ile karışan durumlar (Örneğin

katılma nöbeti) Ateşli havale Yenidoğan dönemi havalesi Baş dönmesi Motor ve mental gerilik şüphesi

DAHİLİYE- Hipertansiyon- Diyabet- Obezite- Kalp hastalıkları - Mide ve bağırsak hastalıkları - Karaciğer hastalıkları - Dalak hastalıkları - Sarılık- Kansızlık- İdrar yolları ve böbrek hastalıkları - Akciğer enfeksiyonları- Kolesterol ve damar sertliği- Ateşli hastalıklar - Romatizmal hastalıklar - Tiroid hastalıklarının ileri tetkik ve teda-

visi ile birlikte periodik takibi- Kan hastalıkları - Endokrin bezlerinin hastalıkları - Şeker hastalarının takip ve tedavisi ile

birlikte bilgilendirme hizmetleri - Kilo fazlalığı olanlara doktor ve diyetis-

yen eşliğinde zayıflama- Doktor ve diyetisyen eşliğinde kilo alma- Kemik iliği hastalıkları - Pıhtılaşma ve Kanama Bozuklukları

DERMATOLOJİ- Saç, deri tırnak hastalıkları (Tırnak bat-

ması, tedavileri ve yatak revizyonu)

Page 3: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

- Sedef hastalığı ve benzeri dermatozlar- Mantar hastalıkları (Saç, tırnak, vücut)- Varis ve varis ülserleri- Vasküler diğer hastalıklar- Lazer tedavisi – epilasyon- Kıllanma bozuklukları teşhis ve tedavisi

(IPL, Lazer)- Ürtiker- Behçet sendromu- Cilt bakımı – peeling- Kırışık ve gençleştirme tedavisi (Kimya-

sal peeling, mezolift)- Siğil tedavileri- Dondurma, yakma- Selülit tedavisi (LPG, mezoterapi, kar-

boksiterapi, lipoliz)- Botox, dolgu (Aşırı terleme tedavisinde

botox uygulaması)- Kırışıklıkta botox uygulaması- Akne tedavisi- Cilt yaraları- Egzema (Çocukluk çağı egzeması -Ato-

pik dermatit-)- Venerial hastalıklar (Frengi, genital her-

pes, bel soğukluğu)- Yılancık- Allerjik hastalıklar (Allerji testleri, temas

allerjileri)- Vitiligo (Ala)- Ben tedavisi (Tanısı, dermatoskopi ve

tedavileri)- Bağ dokusu hastalıkları - Ter bezi hastalıkları- Bölgesel ve genel saç dökülmesi – saç

mezoterapisi- İz ve çatlak tedavileri (Karboksiterapi,

mezoterapi)- İlaç reaksiyonları- Intralezyonel tedaviler- Radyofrekansla tedavi- Deri tümörleri- Yaşlılık lekeleri ve tedavisi- Güneş lekeleri ve tedavisi- Diğer leke tedavileri- Lokal beden küçültme, lipoliz, mezote-

rapi- Uçuk tedavisi- Zona hastalığı ve derinin diğer virütik

hastalıkları- Güneş allerjileri- Bakteriyel deri hastalıkları (Gece yanığı,

deri enfeksiyonları)- Uyuz, bitlenme ve diğer paraziter hasta-

lıklar

FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON

Romatizmal hastalıkların tanı, tedavi ve rehabilitasyonu- Boyun, bel, sırt, diz ve diğer eklem ağrı-

larının tanı ve tedavisi- Boyun ve bel fıtığı tedavisi- Artrit (Eklem iltihabı)- Uygun fizik tedavi yöntemleri- Ağrılı bölge enjeksiyonları- İltihabi romatizmal hastalıkların tanı ve

tedavisi

Osteoporoz (Kemik erimesi)- Osteoporoz tanı ve tedavisi

Nörolojik rehabilitasyon- Periferik sinir hastalıkları ve yaralanma-

ların tedavisi - Facial paraliz (Yüz felci) tedavisi - Omurilik yaralanmaları- Serebrovaskülif olaylara bağlı gelişen

hemiplajilef (beyin felci)- Kafa travması- Multiple skleroz (MS)- Parkinson

Ortopedik rehabilitasyon- Kırık vakalarının rehabilitasyonu- Eklem protez cerrahi uygulamalarının

rehabilitasyonu- Spor yaralanmaları- El cerrahisi rehabilitasyonu- Kalça hastalıkları, kalça ve diz protezi

rehabilitasyonu- Cerrahi uygulanan veya uygulanmayan

kırıklarda rehabilitasyon - Sportatif yaralanmaların rehabilitasyonu- Spastisite tedavi ve rehabilitasyon - Diğer tüm ortopedik rahatsızlıkların

fizik tedavi ve rehabilitasyonu

Pediatrik (çocuk hastalıkları) rehabili-tasyon- Çıkıklar- Serebral palsi (Spastik çocuk)- Spina bifida (Ayrık omurga)- Brakiyal pleksus (Sinir eğilmeleri)

Hamilelikte doğum öncesi ve sonrası egzersiz programları- Geriatrik rehabilitasyon

GASTROENTEROLOJİ- Özofagus, mide, duodenum, barsak hasta-

lıkları muayene ve bilgilendirmesi- Poliklinik ve yataklı tedavi hizmetleri- Yoğunbakım tedavi hizmeti- Endoskopik tanı ve tedavi işlemleri;

Skleroterapi, band ligasyonu, termal tedavi yöntemleri (heater tedavisi, bipolar elektrokoagülasyon), balon ve buji dilatasyonu, stent uygulamaları, polipektomi, kromoendoskopi, per-kütan endoskopik gastrostomi – PEG açılması)

- Kolonoskopik tanı ve tedaviler (Rek-toskopi, fleksibl sigmoidoskopi, kolo-noskopi, biyopsi, polipektomi, kanama tedavileri)

- Proktoloji tanı ve tedavileri (Hemoroid band ligasyonu, skleroterapi)

- İnflamatuvar barsak hastalıkları tanı ve izlemi

- Karaciğer hastalıkları izlem ve tedavisi (Kronik hepatitler, siroz, hepatosellüler kanser vs.)

- Hepatobiliyer sistem ultrasonografisi- Karaciğer biyopsisi (ince iğne ya da tru-

cut)- Karaciğer kitle aspirasyon biyopsileri- Karaciğer tümörlerinin perkütan tedavi-

leri (alkol + polidokanol injeksiyonu)- Karaciğer kist hidatiklerinde perkütan

tedavi

GENEL CERRAHİ- Biyopsiler (Deri, derialtı dokusu hasta-

lıkları)- Meme hastalıkları muayene, tetkik, te-

davi ve biyopsi işlemleri- Tiroid ve paratiroid hastalıkları tetkik,

tedavi ve ameliyatları- Varis tedavisi ve skleroterapi (İlaç teda-

visi)- AV Fistül açılması ve kapatılması- Açık ve laparoskopik fıtık tedavisi (Kasık

fıtığı, göbek fıtığı, karın duvarı fıtıkları)- Safra kesesi hastalıkları teşhis ve tedavisi

(Laporoskopik ve açık kolesis tektomi)- Mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, ap-

pendix hastalıkları teshis ve tedavisi- Dalak hastalıkları teşhis ve tedavisi- Cerrahi karaciğer hastalıkları teşhis ve

tedavisi- Anal bölge hastalıkları teşhis ve tedavisi

(Hemoroid,anal fissür,perianal abse ve fistül v.b)

- Rektoskopi, kolonoskopi, gastroskopi (İstanildiği taktirde anestezi altında yapılır)

- Perkutan endoskopik gastrostomi- Plonidal sinus (kıl dönmesi) ameliyatla-

rı ve apse boşaltılması, - Peritan dializ kateteri ve hemodializ

amaçlı kateter yerleştirilmesi- Arterial, venöz ve lenfatik hastalıkla-

rı teşhis ve tedavisi (Burger, arterial damar tıkanıklıkları, lenfanjit, venöz tromboz, tromboflebit

- Tırnak çekilmesi- Gastroozefageal reflü ve diafragma fı-

tıklarının cerrahi tedavisi- Makat sarkması (prolapsus recti)nın

laparoskopik ve açık tedavisi- Travma ve yaralanmalarda acil ve cerra-

hi tedavi- Yoğunbakım hizmeti- İntravenöz ve enteral beslenme

GÖĞÜS HASTALIKLARI

Nefes darlığı nedenlerinin ve anormal göğüs filmi bulgularının araştırılması- Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (Kro-

nik bronşit, anfzem)- Bronşial astım- Pnömoni (Zatürre)- Tüberküloz (Verem)- Akut alt solunum yolu hastalıkları (Akut

Bronşit Trakeobronşit)- Plorezi (Akciğerde sıvı toplanması)- İntertisyel akciğer hastalığı (Yüksek çö-

zünülürlükte bilgisayarlı tomografi)- Akciğerde nodül ve kitle araştırması

(Bilgisayarlı Tomografi)- Mediasten hastalıkları (MR Görüntüle-

me)

Solunum fonksiyon testi

Allerji testi

Bronkoskopi

Ameliyat öncesi akciğer değerlendir-mesi

GÖZ HASTALIKLARI

Muayeneler- Bilgisayarlı göz muayenesi- Kontakt lens muayenesi- Retina hastalıkları tanı ve tedavileri- Şeker hastalığı- Sarı nokta (Makula) hastalığı- Hipertansiyona bağlı kanamalar- Diğer göz kanamaları ve damar tıkanık-

lıkları- Şeker hastalığında göz muayenesi (FA +

Argon Laser Fotokoagülasyon)- Göz tansiyonu ölçümü ve görme alanı

tetkiki ile glokom takibi- Çocuk göz hastalıkları ve şaşılık muaye-

nesi

Ameliyatlar- Fako emilsifikasyon (Dikişsiz katarakt

ameliyatları)- Pekke + İOL (Katarakt ameliyatı)- Ameliyat sonrası göz içi lemi arkası biri-

kimleri açmak için yağ laser kapsüloto-mi

- Glokom hastalarına uygulanabilen yağ laser indotomi

- Şaşılık ameliyatları- Kapak kistleri- Glokom ameliyatları- Pterjium (Greftli ameliyat)

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM- Gebe muayene ve takipleri

- Her türlü jinekolojik muayene, müdaha-le ve cerrahi

- Kontrasepsiyon (doğum kontrol) yönte-mi ile ilgili uygulama ve danışmanlık

- İnfertilite (kısırlık) tedavileri - Vajinal doğum- Ağrısız doğum- Sezeryan uygulamaları- Gebelik ultrasonu- Renkli doppler ultrason- 4 boyutlu ultrason- Transvajinal ve pelvik ultrason takipleri- Yara yakma ve dondurma (Koter-Krio)- Doğum öncesi ve sonrası danışmanlık- Menopoz-Kemik erimesi (Osteoporoz)

danışmanlığı ve tedavisi- İdrar kaçırma tedavisi (Ürojinekoloji)

KALP VE DAMAR CERRAHİSİ- Tüm muayene hizmetleri- Koroner bypass ameliyatları- Kalp kapak ameliyatları- Preferik bypass ameliyatları- Büyük damar ameliyatları- Varis ve ven ameliyatları

KARDİYOLOJİ- Renkli doppler ekokardiyografi- Efor testi (Kardiyovasküler stres testi)- 24 Saatlik ritm holter- 24 Saatlik ambulatuar kan basıncı (Kan

basıncı takibi cihazı)- Hipotansiyon ve hipertansiyon tanı ve

tedavisi - Romatizmal kalp hastalıkları tanı ve

tedavisi - Koroner kapak hastalıkları tanı ve teda-

visi - Kardiyak aritmi tanı ve tedavisi - Kateter laboratuvarında koroner anji-

yografi - Perkütan translüminal koroner anjiyop-

lasti - Elektrofizyolojik çalışma ve kalıcı kalp

pili uygulaması - Kalp ritm problemleri - Kalp yetersizliği bulunan hastalara bi-

ventriküler kalp pili uygulaması

KULAK BURUN BOĞAZ- Horlama tedavisi - Endoskopik muayene - Bilgisayarlı görüntüleme - Baş ağrıları - Ses hastalıkları teşhis ve tedavisi - İleriki yaşlarda işitme azlığı problemi - İşitme cihazı - Baş ve boyun bölgesinde görülen tü-

mörler - Estetik burun cerrahisi - İşitme ve konuşma problemleri - Sık bademcik enfeksiyonu nedeni ile

tonsillektomi ve geniz eti (Adenoidek-tomi) ameliyatları

- Kulakta sıvı toplanması sonucu tüp tat-biki

- Timpanoplasti (Kulak zarı tamiri ve işit-meyi düzeltme)

- Uyku bozuklukları- Yüz felci- Yutma hastalıkları- Uçuk, aft- Tükürük bezi hastalıkları - Sinüzit tedavisi ve ameliyatları (Endos-

kopik cerrahi yöntemi)- Orta kulak iltihabı- Kulak kaşıntısı- Kulak çınlaması- Koku ve tat alma bozuklukları- Burun etlerinde şişkinlik (Konkabüloza)- Kekemelik

- Gürültüden kaynaklanan işitme kayıp-ları

- Reflü- Grip- Dış kulak yolu hastalıkları - Burun tıkanıklığı- Çene eklemi hastalığı ve tedavisi - Burun gerisinde akıntı (Geniz akıntısı)- Burun kanaması- Boğaz ağrısı- Bionik kulak- Baş dönmesi (Vertigo)- Allerjik burun hastalıkları

NÖROLOJİ- Migren tedavisi (Sfenopalatin blokaj)- Baş ağrıları teşhis ve tedavisi - Demans (Bunama - Unutkanlık)- Epilepsi- Parkinson ve hareket bozuklukları- Sinir ve kas hastalıkları - EMG (Tuzak nöropati, Polinöropati, Ra-

dikülopati, Myopati)- Multiple skleroz ve diğer demyelinizan

hastalıklar - Serebrovasküler olay (Beyin felci)- Uyku bozuklukları ve tedavisi - EEG- Uyku hali EEG- Omurilik hastalıkları- Bel ve boyun fıtıkları - Kas hastalıkları - Myastenia gravis- Polinöropatiler (Ellerde ve ayaklarda

uyuşma, karıncalanma, yanma ile belir-ti gösteren hastalıklar)

- Tremor (Ellerde ve başta titremeler)- Baş dönmesi teşhis ve tedavisi - Yürüme ve denge bozuklukları

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ- Doğuştan ve edinsel deformitelerin te-

davisi - El cerrahisi ve mikrocerrahi - Artroskopik cerrahi (Kapalı menisküs

ameliyatı)- Artroplasti (Kalça ve diz kireçlenmesin-

de protez ameliyatları)- Omurga cerrahisi - Travmatoloji - Pediatrik ortopedi - Omuz artroskopisi ve cerrahisi

ÜROLOJİ- Prostat tedavisi ve ameliyatları* TUR-P (Kapalı prostat ameliyatı)* Greenlight (Prostatın laser ameliyatı)* Açık prostat ameliyatı - Böbrek hastalıkları - İdrar yolu hastalıkları - Penis ve testis hastalıkları - İnfertilite (kısırlık) tedavisi - Empotans (iktidarsızlık)- Stent uygulaması- Mesane hastalıkları - Kadın ve erkeklerde idrar kaçırma (in-

kontinans)- Zührevi hastalıklar - Kadın-Erkek cinsel işlev bozuklukları - Böbrek, mesane, prostat, testis tümörleri - Sünnet- Varikosel (Kısırlık problemi)- Hidrosel- İnmemiş testis- İdrar yolu enfeksiyonları - Taş hastalıkları (Endoskopik ve açık cer-

rahi tedavileri)- Çocuklarda gece altını ıslatma- Endoskopik taş ameliyatları - İnmemiş testiste laparaskopik tedavi - Mikrocerrahi ile varikosel ameliyatları

Page 4: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

2

başlarken...

Herkese Merhaba!

Nazım BİLGENGenel Müdür

Özel Lokman Hekim Hastanelerinin son hizmet halkası olan Sincan Hastanemiz, birinci yılını tamamladı.

Bölge halkının ihtiyacı olan büyük bir sağlık hizmeti boşluğunu doldurduğuna inandığımız hastanemiz, aynı inanç ve sevgiyle bölge halkı tarafından da sahiplenmiştir. Bizim için gurur verici olan bu tabloyu, daha da iyiye taşımak, daha güçlü bir hale getirmek hedeflerimizin başında yer alıyor.

Yüksek teknolojik donanımı, uzman hekim ve deneyimli sağlık personeliyle hizmet sunan hastanemiz, alanında öncü sağlık kuruluşu olmaya devam edecektir.

Etlik Hastanemiz ise ulaştığı kalitesini korumaya devam ederken, aynı zamanda verdiği sağlık hizmetlerinin çıtasını yükseltmek için çalışmalarını var gücüyle sürdürmektedir.

2008 yılında her iki hastanemizin hasta memnuniyet anket sonuçlarına baktığımızda, klinik hastalarımızın memnuniyetlerinin çok yüksek olması, poliklinik hastalarımızın ise giderek yükselen bir oranda sağlık hizmetlerinden memnuniyetini ifade etmesi bizim çalışma ve hizmet şevkimizi daha da arttırmaktadır.

Bize olan güveni yansıtan bu durum karşısında 2009 yılı hedefimiz ise hem klinik hem de poliklinik hastalarımızın memnuniyetine layık olmak ve daha çok çalışmak olacaktır.

Bu hizmetin sağlanmasında başta özveri ile çalışan personelimiz olmak üzere emeği geçen tüm Lokman Hekim ailesine teşekkür ederim.

Saygılarımla.

Page 5: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

3

Yıl / Sayı

Şubat 2009 / 20

Engürüsağ A.Ş. adına sahibi

Selamet KOÇ

Editör (Sorumlu)

Bora AYDİN

Yayın Danışma Kurulu

Nazım BİLGENDoç. Dr. Murat ALPER

Dr. Mehmet ALTUĞUzm. Dr. Necmettin DİN

Soner ABACISema GİRGEN

Ümmühan DEMİREZENEsra İÇYER

Yönetim Yeri

Ayvalı Cad. No: 198/A Etlik / ANKARA

Tel: 0312 444 9 911Faks: 0312 326 49 09

[email protected]

Basım Yeri

Afşar Matbaacılıkİvedik OSB 21. Cad. 599 Sok.

No: 29 Yenimahalle / ANKARATel: 0312 394 39 22

Basım Tarihi

Şubat 2009

Grafik-Tasarım

Lokman Hekim Hastanelerinin Yerel

Süreli yayın organıdır. Üç ayda bir

yayınlanır. Ücretsizdir.

editörden

Yeni bir yılın ilk aylarını yaşadığımız şu günlerde 20. sayı-mızla sizlere merhaba diyoruz. Yeni yılın sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini dilerim.

Yeni yılla birlikte dergimizde görsel anlamda bazı değişik-likler yaptık. Umarım bu değişiklikler bizi size biraz daha yaklaştırır, yakınlaştırır.

Sincan Hastanemizin birinci yılının nasıl geçtiğini ve 2009 yılı hedeflerini Başhekimimiz Dr. Mehmet Altuğ’un dilinden aktarıyoruz. Ayrıca bu sayımızda cerrahi branş-lara biraz ağırlık verdik. “Bel ağrıları”, “myomlar”, “koroner arter bypass”, “bebek ve çocuklarda katarakt” ve “meme kitleleri” cerrahi konularımızdan bazıları.

“Dirsek, el ve el bileği ağrıları”, “lazerle epilasyon” ve “çocuklarda işitme kaybı” sağlıkla ilgili diğer konularımız arasında yer alıyor.

Bizden haberler, sizden gelen sorular ve cevaplarının yanı sıra ilginizi çekeceğini düşündüğümüz bir diğer konumuz ise hasta hakları. Hukuk Müşavirimiz Av. Kevser Sezer’in hazırladığı yazı ile hasta hakları konusunda detaylı bilgi bulabileceksiniz.

Bir sonraki sayımıza kadar kalın sağlıcakla…

Merhaba

444 9 911www.lokmanhekim.com.tr

Page 6: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

4

İÇİNDEKİLER

Bel Ağrıları .............................................................................................................. 6Op. Dr. Cengiz Kara

Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği

Çocuklarda İşitme Kaybı ................................................................................. 10Doç. Dr. Erkan Tarhan

Kulak Burun Boğaz Kliniği

Lazerle Epilasyon ............................................................................................... 16Uzm. Dr. Müsteyde M. Dilektaşı

Dermatoloji Kliniği

KVC Hastalarının Gözünden .......................................................................... 18

FTR Hastalarının Gözünden ........................................................................... 20

Koroner Arter Bypass ....................................................................................... 22Op. Dr. Özge Korkmaz Uymaz

Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği

Bebeklerde ve Çocuklarda Katarakt ............................................................ 26Op. Dr. Aygen Batmaz

Göz Hastalıkları Kliniği

Dirsek, El ve El Bileği Ağrıları ......................................................................... 28Uzm. Dr. Sema Atalay Çatal

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği

Meme Kitleleri .................................................................................................... 30Opr. Dr. Hayati Aslantaş

Genel Cerrahi Kliniği

Sincan Hastanemiz 1 Yaşında ........................................................................ 33

Bizden Haberler .................................................................................................. 38

Hastalığınızı ve Haklarınızı Öğrenin ............................................................ 42Av. Kevser Sezer

Hukuk Müşaviri

Soru - Cevap ........................................................................................................ 48

İçimizden Birisi .................................................................................................. 52

Hava Ambulansı ile İlk Hastamızı Kabul Ettik .......................................... 54

Myomlar ................................................................................................................. 56Opr. Dr. Elif Terzi

Kadın Hast. ve Doğum Kliniği

Uyku Laboratuvarı Açıldı ................................................................................. 58

Harput .................................................................................................................... 60

Hastalarımızın Kaleminden ............................................................................. 63

6

10

16

Page 7: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

5

22

26

Bebeklerde ve Çocuklarda

33

42

Page 8: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)
Page 9: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

7

Bel ağrıları, dünyanın herhangi bir zaman ve herhangi bir yerindeki

birinci basamak sağlık birimle-rinde karşılaşılan yakınmalar içinde sıklık sırasında baş ağrı-sından sonra 2. sıradadır ve tüm hastalık belirtilerinin yaklaşık yüzde 15’ini oluşturur.

İnsanların yüzde 60-90’ı yaşam-larının herhangi bir diliminde bel ağrısı çekerler. Son yıllarda zaten dikkat çekici olan bu oran-larda artış eğilimi gözlenmekte-dir. Bu durumun olası nedeni, gelişen teknolojik ortamlardan kaynaklanan işyeri, ev ve kısa-cası şehir tipi yaşamdır.

İnsan teknolojiyi doğaya hakim olmak, giderek daha çok refah içinde yaşamak adına aslında kendi doğasını değiştirmekte, dolayısıyla insan sağlık ve has-talıklarına bakış ve yaklaşım da dönüşmektedir. Bu bağlamda bel ağrılarının nedenleri, önlem-

leri, tedavileri konusunda tartış-mak uygun ve gereklidir.

Konu başlığını bel fıtıkları ola-rak vermememizin nedeni as-lında tüm bel ağrılarının yal-nızca yüzde 1-3’ünün bel fıtığı olmasıdır. Bir başka deyişle bel ağrılarının tümü bel fıtığı değil-dir. Önemli bir kısmı taklit eden hastalıklardır.

İsterseniz biraz hangi tür hasta-lıkların bel fıtığını taklit ettiğin-den konuşalım:

Bu konuda uzun ve ayrıntılı bir liste hazırlamak olanaklıdır, an-cak biz, uzmanlık dallarına göre ana başlıklar şeklinde sunmayı yeğledik. Üroloji, kadın hasta-lıkları ve doğum, ortopedi, trav-matoloji, genel cerrahi, fizik te-davi ve rehabilitasyon, nöroloji, kalp ve damar cerrahisi, roma-toloji (romatizmal hastalıklar), enfeksiyon hastalıkları, onkoloji

Op. Dr. Cengiz KaraÖzel Lokman Hekim Hastaneleri Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

Bel fıtığı bel omurları arasında yastık görevi yapan dokunun bulunduğu yerden taşarak bacağa

giden sinir köklerine basması demektir.

(kanserbilim), geriatri (yaşlılık bilimi), immünoloji, psikiyatri, dermatoloji (deri hastalıkları), spor hekimliği... Başka bir he-kimin elinde listeyi uzatmak olanaklıdır. Bu geniş tıp anadal yelpazesini tek tek konuşmak yer ve zaman alır. Bu köşenin sınırlarını da aşar. Bu nedenle yalnızca iki adet örnek verelim.

Ürolojik hastalıklardan basit bir idrar yolu enfeksiyonu veya deri hastalıklarından halk ara-sında da zona olarak tanınan zona zoster (virüslerin neden ol-duğu, sinir köklerini tutan uçuk benzeri bir sinir ve cilt hastalığı) bel fıtığını taklit edebilir ve bu örnekler (!) konunun genişliği hakkında fikir verebilir.

Elbette bu denli geniş bir ko-nuda hastaya ve hastalığa ha-kim olmak hekimlerin işidir. Ancak tek tek kişilere de sağ-lıklarını korumak adına görev-

Page 10: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

8

ler düşer. Bunun yolu yazının başlarında sunulan yönlerden konuyu akılda tutmak ve şehir tipi yaşamın sağlığa olumsuz etkilerini giderecek, bunlardan korunacak yollar aramaktır. Bu amaçla oturulacak sandalye ve koltuğun ergonomik (çok basit bir ifadeyle bel kavsini kavra-yacak arkalığa sahip) seçilmesi, uygun ergonomik yatak seçimi, uzun süre oturularak yapılan işte çalışanların zaman zaman kalkıp bel kaslarını çalıştırması, en azından yürümesi, yerden kaldırılacak eşyanın bir toplu iğne olsa bile dizleri kıvırarak ve vücudu dik tutarak alınma-sı, bel kuvvetlendirici sporlar yapılması (yüzme özellikle ya-rarlıdır) vb. önlemler son derece önemlidir.

Tüm bunlar yapılsa bile yine de bel fıtığına yakalanmanız olası-lığı vardır. Bel fıtığı hastasının tedavisinde belki de son durak yukarıdaki anadal listemizde sayılmayan, ancak elbette ki ko-nuyla yakından ilgili beyin ve sinir cerrahisidir.

Beyin ve sinir cerrahisi uzmanı daha önce sayılan tüm olasılık-ları akılda bulundurup, hastalı-ğı diğer bel rahatsızlıklarından

ayırarak tedavi etmeye çalışır. Tedavisinde son seçenek ame-liyattır. Ameliyat kararı verme-sinde hastalıklar kadar hastaya ait özellikler de etken olur (yaş, cinsiyet, meslek, hastanın başka hastalıkları vb). Genelde ame-liyat kararı; bacak kuvvetinde azalma veya ayak felçleri, istira-hat veya ilaçlarla giderilemeyen ağrılar, idrar kaçırma türünde sorunlar, diz veya ayak bileği refleks kusurları gibi durumlar-da verilir.

Bel fıtığı bel omurları arasında yastık görevi yapan dokunun bulunduğu yerden taşarak ba-cağa giden sinir köklerine bas-ması demektir.

Tedavi seçeneği cerrahi oldu-ğunda beyin ve sinir cerrahı uygun yöntemle ilgili bölgedeki basıyı kaldırarak siniri rahatla-tır. Yukarıda sunulan türde bir bakış açısıyla yaklaşıldığında, uygun tanı ve cerrahi yöntem-lerle, belirti ve bulguların gide-rilmesi dramatik iyileşme sağ-lar. Ancak sonrasında da yine olumlu bir bel kullanma alış-kanlığı geliştirilmesi, aynı veya başka bir seviyeden bel fıtığı-na yakalanılmaması açısından önemli ve gereklidir.

Bel ağrılarının tümü bel fıtığı değildir. Yalnızca % 1-3’ü bel fıtığıdır. Önemli bir kısmı taklit eden hastalıklardır.

Page 11: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Sık Sorulan Sorular

Hastanelerimizle

ilgili sorulan sorular ve cevapları

Sağlık Rehberi

Uzman doktorlarımız tarafından hazırlanan

başvuru kaynağınız

Sizi Dinliyoruz

Öneri, istek ve şikayetlerinizi iletebileceğiniz elektronik form

İş Başvurusu

İş başvuruları internet sitemizden form

doldurularak yapılır.

E-Geçmiş Olsun

Yatan hastalarınıza geçmiş olsun mesajlarını

iletebilirsiniz.

Hastanelerimiz

Doktorlarımızın özgeçmişleri, hastanelerimizde verilen

hizmetler, alt yapı ve teknolojimiz, anlaşmalı

kurumlar listesi

Bizden Haberler

Hastanelerimizle ilgiligüncel haberler.

Page 12: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

10

Doğumsal işitme kayıplarının yüzde 0,1-0,3 oranında görüldüğü ülkemizde, çocuğunuzun işitme kaybının olup olmadığının belirlenmesi, onun sağlıklı gelişiminde sorunlarla karşılaşmaması için çok önemlidir.

Doç. Dr. Erkan TarhanÖzel Lokman Hekim Hastaneleri Kulak Burun Boğaz Kliniği

Page 13: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

11

Page 14: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

12

duğundan çocukta işitme kay-bı varlığı çocukta konuşmayı öğrenmeyi engeller ve dolayısı ile sosyal ve duygusal problem-lere yol açar. Çocuklarda işitme kaybı doğumsal olanlar ve son-radan gelişenler olarak ikiye ay-rılır. Bunlar da kendi aralarında kalıtımsal nedenler ve kalıtım-sal olmayan nedenler olarak iki-ye ayrılırlar. Doğumsal olanlar, doğum anında mevcut olan işit-me kayıplarını içerir. Doğumsal işitme kayıplarının yüzde 60’tan fazlasını kalıtımsal yani genler yolu ile ebeveynlerden çocuğa geçen rahatsızlıklar oluşturur. Doğumsal olup da kalıtımsal olmayanlar ise gebelik esnasın-da anne karnında geçirilen en-feksiyonlar (kızamıkçık, CMV, frengi, Herpes gibi), toksik veya metabolik rahatsızlıklar ve trav-malardır.

nuşmayı öğrenmesini olumsuz yönde etkiler. Konuşmayı ve dili öğrenmiş olan yetişkinler, dinleme sırasında duyamadık-ları seslerin oluşturduğu boş-lukları beyinlerinde tamamlar. Ancak yeni öğrenmekte olan bebeklerin sesleri algılayıp bel-leklerine kaydedebilmeleri için tüm seslerin açık ve berrak ola-rak duyulması gereklidir.

Doğumsal işitme kayıplarının yüzde 0,1-0,3 oranında görül-düğü ülkemizde, çocuğunuzun işitme kaybının olup olmadığı-nın belirlenmesi, onun sağlıklı gelişiminde sorunlarla karşı-laşmaması için çok önemlidir. Özellikle de akraba evlilikleri, çocuklarda orta ve ileri derecede işitme kaybı bulunan çocukların doğma riskini artırmaktadır. Konuşmanın öğrenilmesinde en önemli unsur ise işitme ol-

Konuşarak anlaşma, insanlar arasında en sık kullanılan önem-

li bir iletişim yoludur. Konuş-ma, öğrenilmiş bir davranıştır. Anne ve babalar, çocuğun yakın çevresindeki kişiler farkında ol-maksızın konuşma öğretmenliği yapar. Diğer koşulların varlığı halinde, konuşmanın öğrenilme-sinde en önemli unsur işitmedir. İşitme kaybı, derecesi ne olursa olsun çocuğun konuşmayı ve dili öğrenmesini etkiler, sosyal ve duygusal sorunlara yol açar. Konuşmanın normal gelişme-si, normal işitmenin varlığına bağlıdır. İşitme kaybı olan çocu-ğun işitmesinin anlaşılabilirliği ise işitme kaybının derecesi ile orantılıdır. Dolayısı ile işitme kaybı ne kadar az ise konuşma o kadar iyi olacaktır. 30 dB’lik işitme kaybı bile çocuğun ko-

Konuşmanın öğrenilmesinde en önemli unsur işitme olduğundan çocukta işitme kaybı varlığı çocukta konuşmayı öğrenmeyi engeller ve dolayısı ile sosyal ve duygusal problemlere yol açar.

Page 15: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

13

Bebeklerde işitme kaybı belirtileri nelerdir?

Yenidoğan (doğumdan 6 aya kadar): Beklenmedik yüksek sesli gürültülerle irkilmiyor, hareket etmiyor, ağlamıyor veya herhengi bir şekilde tepki vermiyor, yüksek sesli gürültü-lerle uyanmıyor, kendiliğinden sesleri takip etmiyor, sesle sa-kinleşmiyor, başını sese doğru çevirmiyorsa.

mı ve özel eğitime erken başlan-ması çocuğun gelişimi ve sağlığı açısından çok önemlidir.

Eğer doğumsal işitme kaybı varsa çocuğun işitme kaybının derecesine göre işitme cihazı kullanma şansı araştırılmalıdır. Eğer iki taraflı ağır işitme kaybı varsa cochlear implant (bionik kulak) şansı akılda tutulmalıdır. Bu çocuklar özel eğitime tabi tu-tulmalıdır.

Sonradan gelişen işitme kayıp-ları da kalıtımsal olanlar ve ol-mayanlar olarak ikiye ayrılır. Kalıtımsal olmayanlar arasında en sık görülenler yenidoğan dönemi hiperbilirubinemisi (sa-rılık) gibi metabolik rahatsızlık-lar, bakteriyel sepsis, menenjit, kabakulak, kızamık, Herpes gibi enfeksiyöz sebepler veya iç kulağa hasar verebilecek ilaç veya madde kullanımı gibi tok-sik nedenlerdir.

Çocuğunuzda işitme kaybı varsa ne yapmalısınız?

Pratikte çocuklarda doğumsal işitme kayıpları çok sık görül-memektedir. Bu tür işitme ka-yıplarını birçoğunun tedavisi mümkündür. Bunlar daha çok kulakta kir ya da kulakta sıvı toplanmasına bağlı işitme ka-yıpları olmaktadır. Bu tür işit-me kayıplarının telafisi, hatta normal işitmenin kazandırılma-sı daima mümkündür. Erken yaşlarda işitme kaybı telafi edilmeyen çocuklarda; özellik-le de ilkokul çağı gibi bilişsel kapasitelerini en fazla kullana-cakları dönemde, ciddi sosyal problemler görülmektedir. Eğer çocuğunuzun işitmesinde kayıp olduğundan şüpheleniyorsanız ya da çocuğunuz risk altında ise mutlaka bir kulak muayenesi ile işitme tetkikleri yaptırmalısınız. Erken teşhis, erken işitme yardı-

Page 16: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

14

Çocukta işitme kaybının erken teşhisi rehabilitasyona yöne-lik tedavinin erken başlaması ve çocukta sosyal ve duygusal anlamda ileriye dönük sorun yaşanmamasını sağlar. En sık kullanılan tarama yöntemi ye-nidoğan döneminde rahatlıkla yapılabilen otoakustik remis-yon testleridir. Bu test iç kulakta sinirsel aktivite sonucu oluşan sinyallerin dış kulak yolundan tespit edilmesi prensibi ile ça-lışır. İşitme kayıplarının büyük bir kısmını oluşturan iç kulak (koklea-salyangoz) tipi kayıp-ların taramasında faydalıdır. Ancak iç kulağın gerisinde ka-lan beyindeki işitme merkezine kadar giden işitme yollarındaki kayıpları tespit etmede yetersiz-dir. Bir diğer test BERA olarak

da bilinen tüm işitme yollarının kontrol edilebildiği testtir. An-cak gelişen teknolojı ile bu testte taşınabilir aletler ile tarama testi olarak kullanıma girmeye başla-mıştır.

Tedavi 6. ayda başlar

İşitme kaybı bebeklerde ilk üç ayda tanımlanmalı ve bebek altı aylıkken tedaviye başlanmalı-dır. İşitme kayıplarında tedavi işitme cihazı uygulamasının dışında, özel eğitim ve rehabi-litasyon ile sağlanmalıdır. Bazı çocuklarda koklear implant (biyonik kulak) da uygulanabi-lir. Ancak sadece işitme cihazı veya koklear implant tedavi için yeterli olmamakta, bunların uy-gulamasından sonra mutlaka rehabilitasyon da yapılması ge-rekmektedir.

Küçük bebeğim (6 aydan 12 aya kadar): Sorulduğunda tanı-dık kişi veya eşyaları göstermi-yor, konuşma sesi çıkarmıyor ya da konuşma sesi çıkarmayı bıraktıysa, 12 aylıkken ‘el salla’, ‘elin çırp’ gibi basit sözleri yal-nız dinlemekle anlamıyor ancak ifade, hareketlerle tamamlandı-ğında anlayabiliyorsa.

Büyük Bebeğim (13 ay- 2 yaş): Hafif bir sesle ilk seslenişte doğ-ru yöne dönmüyor, çevreden gelen seslere duyarsızsa, ilk ses-lenişte cevap vermiyorsa, sese cevap vermiyor veya sesin ner-den geldiğini anlamıyorsa, ben-zer yaştaki diğer çocuklar gibi ses çıkarmıyor ve konuşamı-yorsa, normal ses yüksekliğinde televizyon seyretmiyorsa, anla-ma ve iletişim için kelimelerin kullanımında yeterli gelişmeyi göstermiyorsa.

Bebeğinizde bu göstergelerden bir veya daha fazlası varsa işit-me kaybı olabilir. Çocuğunuzu kulak muayenesi ve işitme tes-tine götürmeniz gerekir. Bu her-hangi bir yaşta veya doğumdan hemen sonra bile yapılabilir.

İşitme kaybı olan çocukların tes-bit edilmesi amacıyla her yeni-doğana “işitme tarama testi”nin yapılması gereklidir. İşitme ci-hazları ve özel işitsel eğitim ile özürlü doğan çocukları özürsüz hale getirmeyi amaçlarız. Ai-leler, çocukları işitme kaybı ile doğdu diye hayata küsmemeli, işitme taramaları ve erken teşhis ile çok şeyler başarılabilmekte-dir.

İşitme kaybı bebeklerde ilk üç ayda tanımlanmalı ve bebek altı aylıkken tedaviye başlanmalıdır.

Page 17: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

15

HAYATA IŞIK VEREN TEKNOLOJİ

UZM

AN

HEK

İM K

AD

RO

SU,

TEC

BELİ

EK

İP,

DO

NA

NIM

LI A

MEL

İYA

THA

NE

ORT

AM

I VE

SON

TEK

NO

LOJİ

Page 18: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

16

Lazerle epilasyonda amaç, lazerin ısı etkisi ile kıl kökün-de tahribat sağlanmasıdır. Kullanılan lazer ışığı, kıllara rengini veren melanin adlı pigment tarafından emilir

ve oluşan ısı kıl köküne iletilir. İletilen ısı kıl kökünü tahrip eder ve kılın uzun süre çıkmasını engeller. Lazer epilasyonda amaç, kalıcı kılsızlık değil, uzun süre kılsızlığı sağlamaktır.

“Lazerle epilasyonda başarı, kılların koyu

ve kalın, ten renginin açık olmasıyla doğru

orantılıdır.”

LAzERLE ePİLASYON

Page 19: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

17

gidir. Ten rengi koyu olanlarda cildin yüzeysel tabakasında me-lanin fazla olduğu için yan etki riski yüksektir. Bu nedenle epi-lasyon amacı ile verilen enerji de dağılacağından başarı oranı düşer. Özetle lazerle epilasyon-da başarı, kılların koyu ve kalın, ten renginin açık olmasıyla doğ-ru orantılıdır.

Tedavi süresi ve yan etkileri Lazer epilasyonla tedavide, ki-şinin ten rengi, kıların yoğun-luğu, kıl rengi, uygulanan böl-ge, kullanılan cihazla bağlantılı olmakla beraber 3 ile 10 seans arasında istenilen başarıya ulaş-mak mümkün olabilir.

Bununla beraber lazer epilas-yonlarında istenmeyen bazı yan etkiler de görülebilmektedir. Melanin sadece kıl yapısında de-ğil, aynı zamanda cildimizin üst tabakasında da yer alır. Lazer epilasyonunda istenmeyen yan etkiler bu bölgedeki melaninin lazer ışığını emmesi sonucu olu-şur. Işığın melamin tarafından emilmesinden dolayı ciltte ya-nık ve bir süre sonra düzelecek lekelenme olasılığı her zaman mevcuttur. Bu olasılığı düşür-menin yolu deneyimli kullanıcı ve soğutma sistemi iyi olan bir cihazla uygulama yapılmasıdır. Bilhassa bronz ciltte lazer kulla-nımında dikkatli olunmalıdır.

Lazerle epilasyonda birçok ci-haz kullanılmaktadır. Alexand-rite, Diode, Ndyag, IPL, RF vb. sistemler bunlardan bazılarıdır. Bu cihazların epilasyonun uy-gulanacağı vücut bölgelerine göre birbirlerine üstünlükleri olmalarına karşın, hiçbir cihaz için tam anlamı ile diğerine göre üstün olduğu söylenemez.

Kullanılan tüm cihazlarda, çalış-ma prensibi olarak melanin he-def olarak seçilmiştir. Melaninin yoğun olduğu koyu ve kalın kıl-larda başarı oranı yüksek olup, melanin düzeyi düşük olan açık renkli kıllarda başarı oranı daha düşüktür. Başarıyı etkileyen di-ğer bir faktör de kişinin ten ren-

Epilasyon nedir? İstenmeyen tüylerin

çeşitli yöntemlerle alın-masına epilasyon denir.

Bu amaçla kullanılan yöntemler cımbız, ağda,

tıraşlama, iğne epilas-yon, lazer epilasyon olarak sıralanabilir.

Uzm. Dr. Müsteyde M. DilektaşlıÖzel Lokman Hekim Hastaneleri

Dermatoloji Kliniği

Page 20: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

18

KALP VE DAMAR CERRAHİSİ HASTALARININ GÖZÜNDEN

[Ali Yüksel] Bir gün ağrı ile kilitlendim, eğilip kaldım. 15 dakika sürdü. Ertesi gün yine aynı sıkıntıyı yaşadım. Tavsiye ettikleri için randevu alıp Özel Lokman Hekim Hastanesine geldik. Anjio oldum ve dört da-marımın tıkalı olduğu anlaşıldı. Ameliyat oldum ve kendimi daha iyi hissediyorum. Tavsiye edenler haksız değilmiş. Allah tüm ekibinizden razı olsun.

[Fatma Kayır] Kalbimdeki rahatsızlıktan dolayı anjiyo oldum ve 2 adet stent takıldı. İkinci stendimden sonra nefes alıp verirken sıkıl-malar ve daralmalar meydana geliyordu. Bu kez hastanenize geldim. Durumumdan dolayı direkt acil servisine gittim. Hastanede aynı gün yoğun bakıma alındım. Anjiyo oldum ve başka bir damarımda tıka-nıklık olduğu için ameliyata olmam gerektiği söylendi. Ameliyattan önce kan grubuma uygun kanlar getirdiler. Fakat yapılan tahliller so-nucunda kanlara karşı alerji gösterdiğim tespit edildi. Bunun üzerine hastaneye özel KİT’ler getirtilerek testler yapılarak uygun kanlar bu-lundu. Bu konuda gösterilen özen üniversite araştırma hastanelerin-deki gibiydi. Ameliyatım çok riskliydi önce Allah, daha sonra Mustafa Emir Hocam sayesinde başarılı bir ameliyat geçirdim. Şu anda kendi-mi manevi olarak çok rahat hissediyorum. Artık rahat bir şekilde yürü-yebiliyorum. Bu arada bir de şeker hastasıyım. Şeker hastası olduğum için sık sık kontrollerimin yapılması gerekiyor. Hemşireler bu konuda çok itinalı çalışıyor. İyi ki bu bölgede böyle bir hastane var.

“Gösterilen özen üniversitearaştırma hastanelerindeki gibiydi”

[Cemile Saçıcı] 44 yaşındayım. Kolumda ağrılar oluşuyordu. Kalbim-le ilgili bir sorunum olduğunu hiç kendime konduramıyordum. Daha sonra hastaneye geldim ve anjiyo oldum. Anjiyo sonucunda ameliyat olmam gerektiği söylendi. Başarılı bir ameliyat geçirdim kendimi çok daha iyi hissediyorum. Doktorum Mustafa Emir’in hastalarına olan il-gisi benim daha çabuk iyileşmeme sebep oldu. Kalp damar cerrahisi ünitesi hemşirelerinden tutun iç hizmetlerine kadar işlerini profesyo-nel yapan insanlar. Hepsine bir kez daha teşekkür ediyorum.

“Doktorumun ilgisi daha çabukiyileşmeme sebep oldu”

“Tavsiye edenler haksız değilmiş”

Page 21: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

19

Hasta Röportajları KALP VE DAMAR CERRAHİSİ HASTALARININ GÖZÜNDEN

[Şahistan Koçer] Yürürken çok zorluk çekiyordum. Nefesim sürekli kesiliyordu. Başka bir hastanede doktora gittim. Doktor her an bir kalp krizi geçirebileceğimi söyledi. Yakın çevremde hastanenizde daha ön-ceden ameliyat olan yakınlarım vardı. Onların tavsiyesi üzerine has-tanenizi tercih ettim. Doktorum Mustafa Emir ve hemşirelerden çok memnunum. Allah onlardan razı olsun. Hizmet çok güzel güler yüz ve samimiyet çok iyi. Her yönü ile dört dörtlük bir hastane.

“Her yönü ile dört dörtlük bir hastane”

[Taşkın Cezar] İki defa göğsüm sıkıştı ve kendimi çok kötü hissettim. Kızım başka bir hastanede hemşire olduğu için, onun çalıştığı yere götürerek kontrol yapıldı. İki defa kalp krizi geçirdiğimi söylediler. Damarlarımın da tıkalı olduğunu öğrendim. Doktorunuzun çok iyi olduğunu söylediler ve burada ameliyat oldum. Teşekkürlerimi sunu-yorum.

“Doktorunuzun çok iyi olduğunu söylediler”

[Bekir Yaman] Nefes almakta zorluk çeken birisiydim. Evden camiye çıkmıştık ama eve tekrar döndüm. Aynı gün içerisinde Acil Servisini-ze geldik. Acilinize gelmemdeki sebep yakın çevremin tavsiyesi idi. Acilde hemen anjiyo olmam gerektiği söylendi. Anjiyo sonucunda ise 2 damarımın yüzde 100 tıkalı olması sebebi ile ameliyat olmam ge-rektiği bildirildi. Hiç tereddüt etmeden ameliyatı kabul ettim. Şimdi çok iyiyim. Hastanenizin Avrupa’daki bir hastaneden hiçbir farkı yok. Gerek doktorum gerek hemşireler olsun çok ilgililer. Birçok hastanede yattım ama burası gerçekten özel. Herkese teşekkürler.

“Hastanenizin Avrupa’daki bir hastaneden hiçbir farkı yok”

Page 22: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

20

FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON HASTALARININ GÖZÜNDEN

[Hilal Kezban Çil] Dizimi kırmıştım. Bu sebepten dolayı da ameliyat oldum. Ameliyattan sonra 47 gün boyunca dizimi hiç bükmedim. Ameliyat olduğum hastanede bana fizik tedavi göreceğim söyleni-yordu fakat ben durumumun bu kadar ciddi olacağını tahmin etmi-yordum. 47 gün boyunca dizimi hiç hareket ettirmediğim için baca-ğım kas katı kesilmişti. Kaslarda zayıflama olmuş. Sizin anlayacağınız yürüyemiyordum. Zaten hastanenize de yürüyemediğim için sedye ile gelmiştim. Fakat şimdi yürüyerek çıkıyorum.

Fizik tedavi ünitesinde çalışan herkese samimiyetleri, ilgileri ve güler yüzleri için çok teşekkür ediyorum. Zahmetli bir iş onlarınki. Bu üni-teye gelen insanların çoğu, kendi işlerini kendileri yapamıyorlar. Bu yüzden de özel bir ilgiye ihtiyaç duyulmakta. Şunu söyleyebilirim ki “acaba tedavimde bir eksiklik var mı?” diye kafamda hiçbir soru işa-reti oluşmadı. Buraya gelmeden önce hastanenizi çok övdüler. Bu se-bepten dolayı bende hastanenizi tercih ettim. Fizik Tedavi Servisinde yapılan tedaviden ve fizyoterapistim Zehra Hanım’dan çok memnu-num. Bu süreç benim açımdan çok olumlu geçti. Benimle ilgilenen ve benim kadar iyileşmemi isteyen tüm Lokman Hekim Fizik Tedavi Servisi çalışanlarına teşekkür ediyorum.

“Tedaviden çok memnunum”

[Sadiye Çil] Boynumu sabit tutamama ve ellerimde uyuşma şikayet-leri ile Fizik Tedavi Ünitenize geldim. Daha önce bir rahatsızlığımdan dolayı tesadüfen hastanenize gelmiştim. Tedavimdeki olumlu süreç ve hastanenizdeki ilgi beni sizlere bağladı. Bu yüzden tekrar Lokman Hekim’i tercih ettim. Tercihimde yanılmadığımdan dolayı da mutlu-yum.

Şu an için rahatsızlıklarımda rahatlamalar oldu. Fizyoterapistim ve sağlık destek personeli Asuman Hanım hastaların dilinden çok iyi an-lıyor. Burada hastalara nasıl yaklaşılacağı çok iyi biliniyor. Rahatsızlı-ğımla ilgili bilgi verilmesi yapılan işlemlerin tek tek anlatılması beni rahatlatıyor. Ünite temizliğe önem veriyor. Yakınlığınızdan dolayı ve tedavimize verdiğiniz önemden dolayı Hastanenize ve Fizik Tedavi Ünitesine çok teşekkür ediyorum.

“Burada hastalara nasıl yaklaşılacağı çok iyi biliniyor”

Page 23: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

21

Hasta Röportajları FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON HASTALARININ GÖZÜNDEN

[Türkan Çetinkaya] Dizimde yüksek derecede kireçleme olduğunu söylediler. Fizik tedavi görmemi doktorum önerdi. Bir yakınımın da Lok-man Hekim’i tavsiye etmesi üzerine sizleri tercih ettim. Tedavimden çok memnun kaldım. Yürürken zorlanıyordum, dizlerim açıldı. Rahatça eğilip kalkabiliyorum. İnsanın yürüyememesi ne kadar zor imiş. Sanki yeniden doğmuş da yeniden yürümeye başlamış gibiyim. Ünitede her tedaviye sonuç verecek ekipmanın olduğunu düşünüyorum. Tedavi boyunca hep bilgilendirildim. Bu benim için çok önemliydi. Ortam sıcak ve temiz. Bu-rada kendini hastanede değil de evindeymişsin gibi hissediyorsun. İlgi, güler yüz çok fazla. Bizleri buraya çeken tedavinin iyi olması ve alanında tecrübeli, samimi personelin bulunması. Benimle ilgilenen tüm fizik te-davi ünitesi personeline teşekkür ediyorum.

“Tedavim boyunca hep bilgilendirildim”

[Rahile Tuncal] Dizime protez takılmıştı. Protezden dolayı yürümek-te zorluklar çekiyordum. Ayaş’ta oturuyorum. Ankara’ya geldiğimde şikayetlerimden de bahsedince Lokman Hekim Hastanesini tavsi-ye ettiler. Bende bu yüzden tercih ettim sizleri. İyi ki de gelmişim. Çünkü servise girer girmez güler yüz başlıyor. Bu güler yüz bizleri çok rahatlatıyor. Ayrıca ilgi ve güler yüz tedavimize de olumlu bir şekil-de yansıyor. Tedaviden önce koltuk değneklerimle zor yürüyordum. Fizyoterapistim Zehra Hanım’ın şifalı elleri sayesinde şimdi rahatça yürüyebiliyorum. Diğer dizimde sıkıntı var. Ameliyat olmam gereki-yormuş. O ameliyatımı da sizin hastanenizde olmayı düşünüyorum.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi donanımı ve tecrübeli eleman-ları ile kendimizi güvende hissetmemize sebep oluyor. Tedavimde ya-pılan soğuk uygulamalar, elektro terapiler ve egzersizlerin tecrübeli kişiler tarafında teknolojik aletlerle yapılması benim için hastaneniz adına artı bir değerdir.

“İlgi ve güler yüz tedavimizeolumlu yansıyor”

Page 24: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

22

Kalbin yeterince besle-nememesi sonucu olu-şan tabloya iskemik

kalp hastalığı denir. Bu tablo so-nucu hastalarda genellikle “anji-na” adı verilen bir ağrı görülür. Anjina, her hastada olmamakla birlikte, genellikle bir kalp kri-zinin en önemli habercileri ara-sında yer alır. Bazen de hiç ağrı olmadan hastalarda kalp krizi görülebilir. Bu durumlarda ya-pılacak koroner bypass ameliya-tı ile hastanın yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve ömrünün uza-tılması amaçlanır.

Koroner arter daralmalarında 3 tedavi seçeneği ,bulunmaktadır.

- İlaç tedavisi

- Koroner balon anjioplasti (stent uygulamaları)

- Koroner bypass ameli-yatları

Seçilecek tedaviyi, hastalığın durumuna göre kalp cerrahı ve kardiyolog birlikte belirler. Bu seçimde, hastanın genel duru-mu, koroner arterlerin yapısı ve kalbin kasılma gücü gibi birçok faktör etkili olur.

Ameliyat yöntemleri

Koroner bypass ameliyatlarında en sık kullanılan yöntem, klasik yöntemdir. Açık kalp ameliyatı da denilen bu yöntemde has-ta genel anestezi ile tamamen uyutulur. Göğüs kemiği özel bir cihazla kesilir, daha sonra kalp ve akciğer kan dolaşımı kalp-akciğer makinesine bağlanır. Bu yöntemde kalp bir süre dur-durulabilir. Bu tür durumlarda kalp ve akciğerlerin görevini cihaz devralır. Cerrah, kalple

Op. Dr. Özge Korkmaz UymazÖzel Lokman Hekim Hastaneleri Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği

Koroner arterlerdeki daralma-lar belli bir seviyeye ulaştığın-da kanın akışında engel olmaya başlar. Bu da kalbin yeterince kanla beslenememesine ve dola-yısıyla görevini tam anlamıyla yapamamasına neden olur. Bu sorunu gidermek için yapılacak cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilir.

Page 25: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

23

Page 26: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

24

ilgili işlemleri bitirdikten sonra kalbi tekrar çalıştırır. Daha son-ra kalp-akciğer makinesiyle ku-rulmuş olan bağlantılar ortadan kaldırılır, kesilmiş olan göğüs kafesi özel çelik tellerle dikile-rek eski durumuna getirilir.

Diğer bir yöntem de minimal in-vesif yöntemdir. Hastalara daha kısa sürede iyileşme olanağı sağlayan bu yöntem ancak belli şartlarda uygulanabilir. Cerrah, hastanın yapısı, ek hastalıkların bulunup bulunmaması, tıkalı damarın yeri ve sayısına göre bu yöntemi uygulamaya karar verebilir. Bu yöntem, genellikle kalbin ön inen dalındaki (LAD) darlıklarda uygulanır.

Üçüncü yöntem ise pompasız yöntem olarak bilinen kalp-

akciğer makinesinin kullanılma-dığı yöntemdir. Cerrah işlemle-rini çalışan kalp üzerinde yapar. Bu ameliyatlarda kalbe erişim klasik yöntemde olabileceği gibi göğüs kemiğinin kesilmesi ya da sol meme altından küçük kesi ile girilmesi şeklinde de olabilir. Kalp çalıştığı için bypass yapıla-cak koroner arter bölgesi hare-ketsiz duruma getirilir, cerraha çalışabileceği hareketsiz bir alan sağlanır.

Ameliyatsonrası

Koroner arter bypass ameliyat-ları yaklaşık 3-4 saat sürer. Has-ta daha sonra koroner yoğun bakım ünitesine alınır. Hastaya solunum desteği sağlanır ve gerekli tedavi ve takip yapılır.

Yoğun bakımda kalış süresi or-talama 2 gün civarında olur. Bu süre ameliyatın türüne ve uygu-lanan tedaviye göre uzayabilir.

Ameliyat sonrası tam iyileşme 2-3 ay sürer.

Koroner arter bypass sonrası ye-niden hasta olma riskini en alt seviyeye indirmek için hastanın dikkat etmesi gereken bazı hu-suslar vardır. Hasta sigara içi-yorsa mutlaka bırakmalı, doktor kontrolünde düzenli egzersiz yapmalı ve fazla kilolardan kur-tulmalı. Ayrıca, kan kolesterol seviyesinin düşürülmesi, şeker hastalığının ve yüksek tansi-yonun kontrol altına alınması, uygun diyet, gerekli ilaçların kullanımı ve düzenli aralıklarla doktor kontrolü de gereklidir.

Page 27: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Kalp ve Damar Cerrahisi (KVC), Genel Cerrahi ve Koroner Yoğun Bakım ünitelerimizde kullanılan tün ekipmanlar son teknoloji ürünü ve tam kapsamlıdır.

Yoğun Bakım Ünitemizin doktor ve çalışanları, kliniklerimizle koordineli olarak her türlü ihtiyaca cevap verebilecek durum-dadır.

Tam teşekküllü, CPR modlu hasta yatakları

Her yatağa ait yatak başı sistemleri

Ventilatör (solunum cihazları)

Çok fonksiyonlu monitörler

KVC ve Genel Yoğun Bakım Servisleri

Tam steril alanlar

KALP VE DAMAR CERRAHİSİYOĞUN BAKIM ÜNİTESİ

Page 28: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

26

Yetişkinlerde olduğu gibi, bebek ve çocuk-larda da kataraktın tek tedavisi cerrahi-dir. Bebeklikte görülen kataraktlarda, acil

olarak ameliyat gereklidir.

Katarakt, normalde saydam olan göz merceğinin saydamlığını yitirmesi ve bunun sonucunda gör-menin azalmasıdır. Bu durum, genellikle yaşlılık hastalığı olarak ortaya çıksa da doğumsal olarak bebeklik çağında veya çocuklukta da oluşabilir.

Doğumsal kataraktların oluşma nedenleri;- Akraba evlilikleri,- Annenin gebelikte geçirdiği kızamıkçık gibi en-

feksiyon hastalıkları veya kullandığı bazı ilaçlar,- Annenin gebelikte radyasyona maruz kalması, - Bebekteki metabolik hastalıklar olabileceği gibi

nedensiz olarak da ortaya çıkabilmektedir.

Ayrıca göze gelen çarpma, vurma gibi eylemler de katarakt oluşumuna yol açabilir.

Bebeklerde ve Çocuklarda

Op. Dr. Aygen BatmazÖzel Lokman Hekim Hastaneleri Göz Hastalıkları Kliniği

Page 29: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

27

Belirtileri

- Bebekler normalde ışığı ve cisimleri gözleriyle takip eder. Aile, bebeğin ışık ve cisim takibinin olmadığını fark edebilir.

- Normalde siyah renkte görünen göz bebekleri, kataraktlı bebek veya çocuklarda beyaz olarak görünür. Bu görünüm tek veya çift taraflı olabi-lir.

- Bebeklik çağında göz kaymalarının bir nedeni de katarakt olabilir.

Tedavisi

Yetişkinlerde olduğu gibi, bebek ve çocuklarda da kataraktın tek tedavisi cerrahidir. Bebeklikte gö-rülen kataraktlarda, hayatın ilk haftalarında acil olarak ameliyat gereklidir. Çünkü yenidoğanda görsel merkezin gelişebilmesi için, bu merkeze ışık ve görüntü uyarıları gitmelidir. Katarakt ne-deniyle bu uyarıların gitmesi mümkün olmadı-ğından, tedavinin gecikmesi durumunda görsel merkezlerin gelişimi sağlanamaz. Bu nedenle, geç dönemde yapılan ameliyatlar iyi bir görsel sonuç sağlamaz.

İleriki yıllarda gelişen çocuk kataraktlarında ise kataraktın durumu ve çocuğun görme derecesi iz-lenerek ameliyatın zamanlamasına karar vermek gerekir.

Katarakt ameliyatı yapılan bebek ve çocuklarda kesifleşen göz merceği alındığından, bunun yeri-ne göz içi lens konması ya da kontakt lensle veya büyük dereceli gözlüklerle görmenin iyileştirilme-si şarttır. 1 yaş altındaki bebeklere göz içi kontakt lens konulması önerilmemektedir. Bu durumda bebeğe kontakt lens takılabilir ama ailenin kon-takt lens takibi ve bakımı konusunda son derece hassas ve kontrollü davranması gerekir.

Bir diğer seçenek de gözlüktür. Küçük bebek ve çocuklarda burun ve kulak destekli çerçeveleri olan, hafif camlı gözlükler kullanılmalıdır.

Doğumsal kataraktlar ve çocukluk çağı katarakt-ları görme açısından çok ciddi risk taşıyan klinik olgulardır. Zamanında uygun teknikle yapılan katarakt ameliyatı sonrasında, dikkatli ve titiz bir şekilde takip edilen hastalarda, uygun görme re-habilitasyonuyla iyi görsel sonuçlar elde edilebi-lir.

Bir gözünde katarakt olan bir çocuğun göz bebeklerindeki renk farkı görülüyor.

Katarakt ameliyatı sonrasında, çocuklara uzak

ve yakın görme için, ortadan kesikli gibi görünen bifokal

(çift odaklı) camlar verilmesi uygundur.

Katarakt, normalde saydam olan göz merceğinin saydamlığını yitirmesi ve bunun sonucunda görmenin azalmasıdır.

Bu durum, genellikle yaşlılık hastalığı olarak ortaya çıksa da doğumsal olarak bebeklik çağında veya çocuklukta da oluşabilir.

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

Page 30: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

28

Uzm. Dr. Sema Atalay ÇatalÖzel Lokman Hekim Hastaneleri Fiziksel Tıp ve Reh. Kliniği

dirsek, el veel bileği ağrıları

Dirsek, el ve el bileği ağrıları, günlük

hayatımızda sıkça karşılaştığımız ama

çoğunlukla ağrı şiddetini çok artırmadığı

ya da sürekli hale gelmediği sürece dikkate almadığımız ağrılardır.

Ancak vücudumuzun alarm mekanizması

olan ağrılar daha büyük sorunlara yol açmadan

dikkate alınmalıdır.

Page 31: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

29

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

DirsekAğrısı

Üç kemiğin (humerus, ulna ve ra-dius) oluşturduğu üç eklemden oluşan dirsek eklemi, kol ile ön kolu birbirine bağlayan bir ara eklemdir. Bu üç kemiğin oluştur-duğu 3 eklem (humeroulnar, hu-meroradial ve radioulnar) ortak bir kapsülle sarılmıştır. Dirsek ek-lemine komşu kapsül, yağ yastığı, snovyal zar, bağ ve kaslar eklemi tamamlayan diğer yapılardır. Dir-sek ekleminin ana görevleri elin boşlukta pozisyonlanması, yemek yeme, saç taranması, yüz yıkama ve diş fırçalama gibi aktivitelerdir.

Dirsek ağrılarının nedenleri, inf-lamatuvar romatizmal hastalıklar (romatoid artrit ve akut eklem ro-matizması), gut, kireçlenme, miyo-fasyal ağrı sendromları, tendinit ve bursitler (tenisçi dirseği- lateral epikondilit, golfçü dirseği-medial epikondilit, olekranon bursiti ve dirseğe yapışan diğer kasların ten-diniti), dirseğin incinmesi, dirseğe yapışan kaslarda yırtılma, sinir skışmaları (ulnar sinir sıkışması-kübital tünel sendromu, radial sinir sıkışması-radial tünel sendromu, median sinir sıkışması-pronotor teres sendromu), dirseğin enfek-siyonları ve tümörleri, dirseğin re-kurren çıkığı ve yerine konamayan eski çıkığı, eklem faresi, yansıyan ağrılar (boyun fıtığı, karpal tünel sendromu gibi), dirsek instabilite-leridir.

El ve el bileği ağrıları

El ve el bileği iskeleti 19’u uzun olmak üzere 27 kemikten oluşur. El hem bir duyu organı hem de uygulayıcı organ olarak insanoğ-lunun çevreyle olan iletişiminde

ve günlük yaşamında bağımsız olarak hareket edebilmesinde çok önemli rol oynar. Elin en önemli fonksiyonları dokunma ile sağla-nan duysal fonksiyon ve tutma-dır. El vurabilen, alıp verebilen, besleyen, yemin edebilen, körler için okuyan, dilsizler için konuşan, dosta uzanan, ritm oluşturabilen ve çekiç, maşa gibi kullanabildi-ğimiz bir cihazdır. (Paul Valery, 1938)

Omuz, dirsek ve el bileği eklemle-ri elin uzayda uygun şekilde po-zisyonlanmasını sağlayarak, elin fonksiyonel işlevini yerine getir-mesine zemin hazırlarlar.

Rehabilitasyonsüreci

Omuz, el, el bileği hastalıklarının rehabilitasyonunun amacı; yara-lanmış, ameliyat edilmiş veya has-talıklı bölgenin kalan fonksiyonel kapasitesini olabilecek en üst dü-zeye ulaştırmaktır. Rehabilitasyon programıyla uygulanan tedavinin başlıca hedefleri, ödemin (şişliğin) önlenmesi ve kontrolü, doku iyi-leşmesinin hızlandırılması, ağrının tedavisi, eklem hareket açıklığını artırmak, kasların güçlenmesini sağlamak amacı ile uygun EGZ te-davisi, el becerilerinin ve fonksiyo-nel aktivitelerinin geliştirilmesidir. İlaç tedavileri, sıcak, soğuk uygu-lama, elektroterapi gibi çeşitli fizik tedavi modaliteleri, ağrı ve enfla-masyonu azaltmak amaçlı dirsek ve el bileği splintleri yararlı olup tedaviyi hızlandırmak amacıyla kullanılabilir. Tedavi programı hastaya özel olmalı, klinik muaye-nelere göre tedavi güncelleştiril-melidir. İlaç ve FTR programından fayda görmeyen hastalar için cer-rahi tedavi düşünülmelidir.

dirsek, el veel bileği ağrıları

Page 32: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

30

Page 33: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

31

Kadınların yarıya yakı-nın da kitlesel meme değişiklikleri görülür.

Meme kitlelerinin değişik şe-killerde görülmesi olağandır. Bunlar arasında en sık rastla-nanlar “kist”, “fibroadenom” ve “papillom’’dur. Hepsinin hacmi, şekli, yeri ve tedavi şekli farklıdır.

Meme kitlelerinin çoğu iyi huy-ludur ve kansere neden olmaz. Ancak memede ele gelen yeni ve farklı bir kitle hissedildiğin-de mutlaka doktora başvurul-malı ve gerekli kontroller yapıl-malıdır.

En sık rastlanan meme kitleleri-nin kist, fibroadenom ve papil-lom olduğunu söylemiştik.

Meme kisti, içi sıvı dolu iyi huylu bir kesedir. Memede ba-zen sert bazen irili ufaklı kistler

oluşabilir. Kitleler, elle hissedi-lebilir ya da memede gerginlik ve ağrı gibi şikayetlere neden olabilir. Bu ağrı, adet kanaması yaklaştıkça artar. Kanamanın başlaması ile şiddeti azalır ve giderek kaybolur. Meme ba-şından beyaza yakın ya da açık yeşil renkte bir akıntı gelmesine neden olabilir.

Fibroadenom ise 40 yaş altın-daki kadınlarda sık rastlanan, gene iyi huylu olarak nitelen-dirilecek bir meme tümörüdür. Memede oluşan iyi huylu tü-mörlerin önemli bir kısmı fibro-adenomdur. Özellikle 20-30 yaş-ları arasında görülebileceği gibi ergenlik çağında da görülebilir. Fibroadenom, genellikle yuvar-lak, birkaç santim çapında ve hareketli bir kitledir. Yalnızca biyopsi ile kesin teşhisi yapıla-

bilir. Çoğu zaman çıkartılmaları gerekir.

İntraduktal papillom, 1-2 mi-limetreden birkaç santimetreye kadar değişen büyüklükte ola-bilir. Meme başının yakının-daki süt kanallarında daha sık görülürler. Genellikle 40 yaş üzerindeki kadınlarda görüle-bilecekleri gibi meme başından kanlı bir akıntı gelmesine neden olabilirler.

Meme muayenesi nasıl yapılmalı?

Kendi kendine meme muayene-si yapmak için en uygun zaman adet kanamasından sonraki haf-tadır.

Yirmi yaşından itibaren her ay düzenli bir şekilde adet kana-malarından sonraki hafta kendi kendinize yapacağınız muayene

Opr. Dr. Hayati AslantaşÖzel Lokman Hekim Hastaneleri Genel Cerrahi Kliniği

Meme kitlelerinin çoğu iyi huyludur ve kansere neden olmaz. Ancak memede ele gelen farklı bir kitle hissedildiğinde mutlaka gerekli kontrollerin yapılması gerekir.

Page 34: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

32

son derece faydalı olacaktır. Bu sizin memelerinizin doğal yapı-sına alışmanızı ve herhangi bir değişiklik ya da kitle oluşumu söz konusu olduğunda bunu kolayca ayırt etmenizi sağla-yacaktır. Meme muayenesinin nasıl yapılacağını öğrenmek için mutlaka doktorunuza baş-vurun.

Teşhis ve tedavi

Meme kitlelerinde teşhis ve te-davi çoğunlukla birlikte yapılır. Meme kitleleri incelenirken en sık kullanılan yöntemler ara-sında muayene, ultrason, ma-mografi ve biyopsiler yer alır. Ultrason, kistleri, katı kitleler-den ayırt etmekte kullanılır. Mammografide ise elle hisse-dilemeyen çok küçük kitlelerin bile görülmesi, daha önceden belirlenmesi sağlanabilir. Mam-mografinin özellikle 40 yaşın-dan sonra en az bir kere, gerekli durumlarda yılda bir kez yapıl-ması gerekebilir. İğne biyopsisi ile kitle içerisinden hücre örneği alınarak mikroskop altında in-celeme yapılır.

Meme kistlerinin tedavisinde genellikle kullanılan yöntem, iğne ile kistin içindeki sıvının boşaltılmasıdır. Çıkan sıvı mik-roskop altında incelenebilir ve gerekiyorsa ek tedavi seçenek-leri uygulanır. Meme kistleri boşaltılmalarına rağmen tekrar edebilir. Fibroadenom ve pa-pillomlar ise genellikle cerrahi yöntemle memeden çıkartılır. Meme kitlelerinin kesin tanısı biyopsidir.

Ne zaman yapılmalı? Adet görüyorsanız; adetini-zin bittiği gün her ay yapmalısınız. Adet görmüyor-sanız; belirlenen bir günde her ay yapmalısınız. 1. Gözle değerlendirme 2. Sırtüstü yatarak değerlendirme 3. Ayakta elle değerlendirme Gözle değerlendirme: - Memenizin yapısı veya şeklinde değişme var

mı?- Meme derisinde girintiler (portakal kabuğu gö-

rüntüsü) var mı?- Meme üzerindeki toplardamarlar belirginleşmiş

mi?- Koltuk altında şişlik var mı? Sırt üstü yatarak: Muayene edeceğiniz memenin olduğu taraftaki elinizi başınızın altına koyarak memenizin üst dış ve iç kadranları ile alt iç ve dış kadranlarını ve meme başını parmak uçlarınız ile muayene ederek ele gelen kitle (şişlik, sertlik) olup olmadığını araştırınız. Gerekli kayganlığı sağlamak için pudra kullanabilirsiniz. Ayakta değerlendirme: Muayene edeceğiniz me-menin olduğu taraftaki elinizi, başınızın arkasına koyarak memenizin üst dış ve iç kadranları ile alt iç ve dış kadranlarını ve meme başını parmak uçları-nız ile muayene ederek ele gelen kitle (şişlik, sertlik) olup olmadığını araştırınız. Gerekli kayganlığı sağ-lamak için duşun altında yapılabilir.

“Yirmi yaşından itibaren her ay düzenli bir şekilde adet

kanamalarından sonraki hafta kendi kendinize yapacağınız muayene son derece faydalı

olacaktır.”

İsta

nbul

İl S

ağlık

Müd

ürlü

ğü w

eb si

tesin

den

alın

mışt

ır.

Page 35: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Mehmet Altuğ ile ilk yılını dolduran Sincan Hastanemizi konuştuk. Hastanemizin kuruluşunu anlatan Dr. Altuğ, Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesinin Sincan ve Etimesgut başta olmak üzere civar il ve ilçelerin de referans gösterdiği bölge hastanesi konumuna geldiğini söyledi.

RÖPORTAJ

Page 36: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

34

Sincan Hastanesinin kuruluşu hakkında bilgi verir misiniz?

[M.A.] Etlik Lokman Hekim Hasta-nesinden elde ettiğimiz hizmet ve işletme tecrübelerimizi farklı böl-gelerde Ankara halkına ulaştıralım istedik ve Sincan İlçesinde bir ça-lışma başlattık. 2005 Nisan ayında arsamızın alınmasıyla başlayan ve yaklaşık 4 ay süren mimari ve di-ğer proje hazırlıklarının sonrasında Ekim 2005’te hastane inşaatımıza başladık. 2,5 yıl süren yoğun gayret ve emeklerin sarf edildiği inşaat, teknik donanım, insan kaynakla-rı, kalite ve tüm tanıtım vs. çalış-maların sonrasında 28 Mart 2008 tarihinde Hastane ruhsatımızı ve

faaliyet izin belgemizi almış olduk. Dolayısıyla bu uzun ve zorlu açı-lış serüvenini hızlı bir şekilde tüm yönetim ve personelimizin özverili çalışmaları sonucu tamamlayarak, mutlu sona ulaştık.

Sincan Hastanesi neredeyse 1 yılını doldurdu. İlk bir yıl nasıl geçti?

[M.A.] Öncelikle yeni bir hastane yeni bir hizmet alanı bizi çok he-yecanlandırdı. Ancak; ilk bir yılın özellikle de sağlık alanındaki ka-munun yapmış olduğu düzenleme-lerin de etkisiyle (Özellikle Sağlık Bakanlığının Planlama Yönetmeliği sebebiyle) çok sıkıntılı geçtiğini söy-

2009 yılının Sincan Hastanemiz ve vermiş olduğu hizmetlerin yaygınlaştırılması anlamında önemli bir yıl olacağını düşünüyoruz.

Page 37: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

35

rağmen zorlanmadan, en az hatayla karşılamayı başarabildiğimizi söyle-yebiliriz. Bu da daha önceden belir-lenmiş süreçler ve bu süreçlere uy-gun verilen eğitimler ve süreçlerin uygulanması anlamına gelmektedir ki standardı belirlenmiş bir hizme-tin sunumu hasta memnuniyeti ve kalite göstergesidir.

Hastalarınızdan gelen tepkiler nasıl? Sincan’da başka bu büyük-lükte bir hastane daha yok. Bunun avantaj ve dezavantajları neler oldu?

[M.A.] Hastalarımızın çok kısa za-manda hastanemize göstermiş ol-dukları büyük ilgi ve alakadan da anlaşılmaktadır ki bölge halkı hasta-nemizi benimsemiş ve artık en ufak bir rahatsızlığında sağlık danış-manı konumundaki hastanesi ‘Şifa Kapısı’na başvurmaktadır. Ayrıca Lokman Hekim Sincan Hastane-miz bu bölgedeki en kapsamlı Acil Servise ve yoğun bakımları olan tek hastane olma özelliğine sahip mer-kez konumundadır. Bu hususlar hastanemizden çok hastalarımızın ve bölge halkının avantajı ve ayrıca-lığıdır.

Yeni açılmış bir hastane olmamıza rağmen ve

özellikle de dönem dönem çok yoğun hasta başvu-

rularına ve sunduğumuz çok çeşitli hizmetlere

rağmen zorlanmadan, en az hatayla karşılamayı

başarabildiğimizi söyleye-biliriz.

leyebiliriz. Haziran ayı sonundaki yeni hastanelere yapılan açılım ile hızlı bir şekilde hekim kadrolarımı-zı önemli ölçüde güçlendirdik. Her branşta 2, 3, 4, 5 olmak üzere, he-kim sayılarını ideale yakın sayılara ulaştırdık. 7 gün 24 saat Dahiliye, Çocuk Hastalıkları, Kadın Doğum ve Genel Cerrahi branşlarında hiz-metlerimiz ilk açıldığımız günden beri devam etmektedir. Hastane-miz, ilk aylardan itibaren Sincan ve Etimesgut başta olmak üzere civar ilçelerin de referans gösterdiği böl-ge hastanesi konumuna gelmiş ve hastalarımızın güvenini kısa sürede kazanmayı başarmıştır. 2009 yılının Sincan Hastanemiz ve vermiş oldu-ğu hizmetlerin yaygınlaştırılması anlamında önemli bir yıl olacağını düşünüyoruz.

Hastanede kalite yönetim sis-temi uygulanmaktadır. Bunun ne tür yararlarını gördünüz?

[M.A.] Kalite belgesinin hizmet ka-litesine ve sürekli gelişime ve hasta memnuniyetine sağlamış olduğu katkı hepimizin malumudur. Yeni açılmış bir hastane olmamıza rağ-men ve özellikle de dönem dönem çok yoğun hasta başvurularına ve sunduğumuz çok çeşitli hizmetlere

Page 38: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

36

artık marka olmuş hastanemizin bu hizmetin devamı diyebileceği-miz tüp bebek hizmetini de veriyor olması özellikle bize güven duyan halkımızın güvenini kat kat arttı-racaktır. Zaman içerisinde Sağlık Bakanlığından planlama yönetme-liğinden dolayı alınacak kadrolar doğrultusunda özellikle de üst ih-tisas dallarında yeni branş ve yeni hekimlerle kadromuz zenginleşti-rilecek ve hastalarımıza çok daha kapsamlı bir hizmet sunulacaktır.

Sağlık sektörüne genel olarak baktığımızda tabloyu nasıl görü-yorsunuz?

[M.A.] Sağlık sektörü bir süredir çok sıkıntılı bir dönemden geçmek-tedir. Mevzuatlar ve geri ödeme an-lamında önemli kısıtlamalarla özel sağlık alanında özellikle de hizmet sunucusu açısından çok zorlu uygu-lamalar ve yaptırımlar getirilmiştir. Ancak bu uygulamaların zaman içerisinde mutlaka hastanın da ka-lite beklentileri doğrultusunda dü-zenleneceğini ve insanımızın layık olduğu ve olması gereken hizmet standartlarının oluşturulacağını dü-şünüyor ve ümit ediyorum.

Teşekkür ediyoruz.

Sağlık sektörü bir süredir çok sıkıntılı bir dönemden geçmektedir. Mevzuatlar ve geri ödeme anlamında

önemli kısıtlamalarla özel sağlık alanında özellikle de

hizmet sunucusu açısından çok zorlu uygulamalar ve yaptırımlar getirilmiştir.

2009 yılı planlarınız neler? Daha çok hangi branşlar üzerine eğilme-yi düşünüyorsunuz?

[M.A.] Yeni yılda Sincan Hastane-mizde özellikle ön plana çıkmasını düşündüğümüz hizmetlere biraz daha hem tanıtım hem de tıbbi ka-lite anlamında ağırlık verilecektir. Bu hizmetlerin başında kalp damar cerrahisi ve kalp hastalıkları hiz-metleri gelmektedir. Hastanemizde yapılan koroner anjiyo hizmetine ve kalp damar tıkanıklıklarına yönelik açık kalp ameliyatlarına (by pass) özellikle ağırlık verilecektir. Ay-rıca bu hizmetlerin yanı sıra diğer branşlarda verdiğimiz hizmetlerde de standart olarak sunduğumuz hizmetlerin yanı sıra üst ihtisas ve ileri teknoloji gerektiren hizmet-lere yönelik de özellikli alanlar ve özellikli birimler oluşturulacaktır (Diyabet Ünitesi, Obezite Ünitesi, Geriatri vb ).

Açılması düşünülen yeni branş-lar var mı?

[M.A.] Tüp bebek merkezimizin açılışını da bu yılın ilk aylarında planlıyoruz. Merkezimizin açılma-sıyla kadın hastalıkları ve doğum hizmetlerinde Ankara genelinde

Page 39: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

37

AĞIZ VE DİŞ TEDAVİLERİ İntraoral kamera ile diş tedavilerinin bilgisayar ortamında görüntülenmesi Teşhis ve tedavi planlanması Periapikal radyografi Periodantal tedavi Diş eti hastalıkları ve tedavisi Detertraş Subgingiunal küretaj Flap operasyonu Ginvivektomi Ginvivoplasti Hemiseksion Konservatif tedavi Amalgom dolgu çeşitleri Işınlı kompozit dolgu çeşitleri Cam iyonemer dolgu restorasyonları Kırık tedavileri pinli restorasyonlar Diş ağartma (beyazlatma) Onley Pinley Endodontik tedavi Direkt kuapaj Kanal tedavileri Cerrahi Normal çekim Komplike cerrahi çekim Mukoza rotansiyonlu gömülü diş operasyonu Kök ucu rezaksiyonu Vestibuloplasti(yarım çene) Alueol plastiği Sinüs plastiği İmplantoloji Çene kemiğine vidalama sistemi ile protez yapımı Protez Sabit protez (biodent veneer kron) Porselen veneer kron ve köprükler jacket kronlar Hareketli protezler Ankerli protezler Empress porselen (fullestetiik) Laminate veneer kron (akrilik) Laminate veneer kron (seramik) Roch protez Pedodonti (çocuk diş hekimliği) Fissur sealant uygulamaları Süt dişi çürük önleyici uygulamalar Flour uygulamaları Kanal Tedavileri Yer tutucular Prefabrike kron Çocuk protezi Amputasyon Ortodonti Diş çapraşıklarının düzeltilmesi İskeletsel anomalilerinin düzeltilmesi

Page 40: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

38

BİZDEN HABERLER

Her ayın ilk cumartesi Özel Lokman Hekim Sincan Hasta-nesinde Diyabet Eğitim Günleri düzenlenmeye başlandı. Diabet Eğitim Günlerinin ilk haftasın-da Dahiliye Doktorumuz Ünal Çalış, ana hatlarıyla diyabet ko-nusuna değindi.

Katılımcı sayısının 35 kişi ol-duğu ilk toplantıda, “Diyabet nedir?”, “Diyabette nelere dik-kat etmeliyiz?” gibi konular da katılımcıların soruları eşliğinde anlatıldı.

Dr. Ünal Çalış’tan sonra söz alan Diyabet Sorumlu Hemşire-si Murat Gülpınar, hipoglisemi ve hiperglesimi konularını anla-tırken, Diyetisyen Emine Sezgin ise “Diyabette Beslenme” konu-sunu işledi.

Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesinde Diyabet Eği-tim Günleri düzenlenmeye başladı.

2008 yılının mart ayından hiz-mete açılan Özel Lokman He-kim Sincan Hastanemizde “Be-bek Dostu Hastane Sertifika Programı” eğitimleri tamam-landı. Bebek Dostu Hastane unvanı taşıyan hastanelerde özellikle ilk 6 ay bebeklerin yal-nızca anne sütü ile beslenmesi teşvik ediliyor. Türkiye’de ilk altı ayda sadece anne sütü ile beslenen bebeklerin oranı yal-nızda yüzde 1.3.

Özel Lokman Hekim Etlik Hastanesinin sahip olduğu “Bebek Dostu Hastane” unvanına çok yakında Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesi de sahip olacak.

Page 41: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

39

Aralık ayında yaklaşık 1100 öğrencinin dişlerini kontrol eden diş hekimle-rimiz Dt. Özlem Garip ve Dt. Ayşe Dinlemez, mev-cut diş sorunlarının yanı sıra ileride oluşabilecek problemlerle ilgili bilgi verdi.

Ayrıca diş hekimlerimiz, koruyucu diş sağlığına yö-nelik, diş nasıl fırçalanır, diş hekimi ve diş macunu seçiminde dikkat edilmesi gerekenler gibi konularda da bilgi verdi.

Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesi Diş Kliniği hekimlerimiz, Özel Ferda ve Özel Samanyolu Ülkü Ulusoy Kolejlerinde diş taraması yaptı.

Aralık ayında bir araya geldiği-miz Sincan Hastanemize yakın bölgelerde görev yapan sağlık ocağı hekimlerimize hastane-mizi tanıtırken, aynı zaman da yoğun iş temposundan bir ara-ya gelemeyen arkadaşları da bir araya getirmiş olduk.

Sincan Hastanemizin Başhekimi Dr. Mehmet Altuğ ve Başhekim Yardımcılarımız Dr. Kemal Kar-tal ve Dr. İbrahim Uğur’un ağır-ladığı hekimler, hastanemizin teknolojisinden oldukça etkilen-diklerini ifade etti.

Sincan, Elvankent ve Eryaman bölgelerindeki sağlık ocaklarında görevli hekimleri Özel Lokman Hekim Sincan Hastanemizde ağırladık.

Page 42: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

40

BİZDEN HABERLER

Aylık İş ve Ekonomi Kültürü Dergisi Turkishtime Türkiye’deki en büyük 250 hastaneyi araştırdı. Araştırma sonuçlarına göre, Özel Lokman Hekim Hastaneleri listede 11. sırada yer aldı. İlk 10 sırada Ankara’dan başka hastanenin yer almadığı araştırma, hastane sayı-sı, yatak sayısı, kapalı alan, toplam çalışan sayısı, doktor sayısı ve muayene olan hasta sayısı verilerine dayandırılarak yapıldı.

Özel Lokman Hekim Hastaneleri Ankara’da birinci ,Türkiye’de 11. en büyük özel hastane olarak gösterildi.

Hastalarına daha iyi hizmet sunmayı amaç edinen Özel Lokman Hekim Hastanelerinde personele yönelik kişisel gelişim eğitimleri devam ediyor.

Hasta danışmanları ve sağlık personelimizin hastalarla daha iyi iletişim kurarak daha iyi hizmet verebilmesi için hazırlanan kişisel gelişim eğitimleri devam ediyor. Ayşe Altuğ tarafından verilen eği-timlerde aynı zamanda hastalarla personel arasında yaşanabilecek sorunların daha da kısa yollardan çözüme ulaştırması hedefleniyor. Eğitimlere katılan personelimiz, eğitim ve eğlenceyi de bir arada yaşıyor.

Doktorumuz Celil Göçer

doçent oldu

Kulak Burun Boğaz Klini-ğinde görevli doktorumuz Celil Göçer doçent oldu.

1970 yılında Turhal’da do-ğan Celil Göçer, 1996 yılın-da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2000 yılında yine aynı üniversitenin Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalından uzmanlığını alan Dr. Gö-çer, 8 Ocak 2009 tarihinde doçent unvanına sahip oldu. Doç. Dr. Celil Göçer, evli ve 3 çocuk babasıdır.

Obezite Okulu başladı

Lokman Hekim Sincan Hastanesinde her ay düzen-lenen “Obezite Okulu”nda hastalarımıza sağlıklı za-yıflama konusunda ücret-siz eğitim veriliyor. Uz. Dr. Ünal Çalışkan ve Diyetis-yen Emine Sezer’in katılı-mıyla verilen eğitimlerde hastaların kilo alma sebep-leri ve metabolizma hızları ile kendileri hakkındaki detaylar özel olarak ayrı ayrı değerlendiriliyor. Ya-pılan değerlendirmeler so-nucunda hastalarımıza en uygun tedavi öneriliyor.

Page 43: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Normal odaAyarlanabilir hasta yatağı

Her türlü tıbbi bakımı sağlayacak teknik altyapıHemşire çağrı cihazı

Banyo-tuvalet19’ LCD televizyonRefakatçi koltuğu

Dahili-harici telefonIsı ayarlı havalandırma sistemi

Kişisel kullanım için ayrılmış gardıropÖzel dezenfektanlarla günlük temizlik

24 saat teknik servis imkanı

VIP odaİçeriden bağlantılı iki ayrı oda

Ayarlanabilir hasta yatağıHer türlü tıbbi bakımı sağlayacak teknik altyapı

Hemşire çağrı cihazlarıBanyo-tuvalet

19’ LCD televizyonOturma grubu

Dahili-harici telefonBuzdolabı

Isı ayarlı havalandırma sistemiHasta ve refakatçi için ayrı gardıroplarÖzel dezenfektanlarla günlük temizlik

24 saat teknik servis imkanı

Page 44: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

42

Page 45: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

43

Hekimin hastayı aydınlatması, sadece hukukî bir zorunluluk değildir. Hastanın aydınlatılma-sı, tıbbî etiğin de gereğidir.

Aydınlanma hakkı, hastanın sağlık hizmetleri, teşhis, tedavi, tedavi süreci ve tedavi sonucu konusunda aydınlatılmasını ge-rektirir.

Hastanın sağlık hizmetleri ko-nusunda aydınlatılması, hasta-nın sağlık kuruluşunun işleyişi hakkında bilgilendirilmesini ifa-de eder. Hastaya, sağlık kurulu-şunda uymak zorunda olduğu kurallar, hakları, muhtemel du-rumlarda yardım isteyebileceği kişi veya birim, sağlık hizmeti-nin mahiyeti, ödeme koşulları, ödemeyi nereye, nasıl ve ne şe-kilde yapması gerektiği konu-sunda yeterli bilgi verilmelidir. Hastanın özellikle tedavi ma-liyetleri konusunda aydınlatıl-maması, bazı olumsuz sonuçla-ra neden olmakta, hastanın geç taburcu olması veya hukuksal ihtilâflara sebep olabilmektedir.

Hasta, sağlık durumunu, kendi-sine uygulanacak tıbbî işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbî mü-dahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıka-bilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri ko-nusunda, sözlü veya yazılı ola-rak bilgi isteme hakkına sahiptir (Hasta Hakları Yönetmeliği md. 15).

Kural olarak, hasta, kendisine tıbbî yardımda bulunacak hekim tarafından bizzat tıbbî müdaha-le öncesinde hastanın anlayaca-ğı şekilde aydınlatılmalıdır.

Bununla birlikte, tıbbî müdaha-lenin niteliği, ivediliği, hastanın

Nizamnamesinin 14/2’nci mad-desine göre, hastalığın artması ihtimali bulunmadığı takdirde, teşhise göre alınması gereken tedbirler, hastaya açıkça söylen-melidir. Aynı Tüzüğün 26/2’nci maddesi, konsültasyon neticesi-nin hastaya bildirilmesi gerek-tiğini hükme bağlamıştır. 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanunun 7’nci maddesine göre, hekimin vericiyi ve alıcıyı ay-dınlatması gerekir.

[Aydınlanma hakkı] Hastanın aydınlanma hakkı, diğer hak-larının temeli ve ön koşuludur. Aydınlanma hakkı, hastanın Anayasa teminatı altında olan “kendi geleceğini bizzat belirle-me hakkının” somutlaşmasına hizmet eder. Hasta, tıbbî duru-munu bildiği takdirde geleceği-ni de belirleme imkanına sahip olacaktır.

Hukukumuzda, hastanın aydın-lanma hakkına ilişkin hükümler bulunmaktadır. Tıbbî Deontoloji

Av. Kevser SezerÖzel Lokman Hekim Hastaneleri Hukuk Müşaviri

Evrensel bir kavram olan “hak” kısaca “hukuk kural-larının kişilere tanıdığı yetki” olarak tanımlanabilir. Hak kavramının en geniş hali insan haklarıdır. Hasta

hakları da temel insan haklarından birisidir. Bu yazıda çok geniş bir kapsamı olan hasta haklarının bazı noktalarına de-ğineceğim.

Page 46: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

44

gerçekleşecektir. İşte, bu irade açıklamasına, hastanın “onay hakkı” denir. Bu irade açıklama-sı, tıbbî müdahaleye tam onay, kısmen onay ya da tıbbî müda-haleyi ret şeklinde olabilir.

Kanımızca, onayın soyut ve genel olarak verilmesi yeterli-dir. Ancak onay belli bir hekim için verilmişse ve/veya belli bir şikâyetin giderilmesi için veril-mişse bunun esas alınması ge-reklidir.

Onayın geçerli olabilmesi için hastanın bilgilendirilmesi ge-rekir. Bununla birlikte onayın hasta tarafından verilmesi; ona-yın tıbbî müdahaleye ve sağlık hizmetini vermeye ehil kişilere yönelik olması gerekir.

Onay, tıbbî müdahalenin ön ko-şulu olduğundan, bu ön koşul gerçekleşmeden tıbbî girişimin yapılmaması gerekir. Bu neden-le, hasta, tıbbî müdahalenin ger-

ması gerekmeyebilir. Yargıtay, haklı olarak, tıbbî müdahale so-nucunda mayubiyetin meydana gelebileceğinin açıkça hastaya anlatılması görüşündedir.

Hastanın tutumu da aydınlat-manın kapsamını etkilemekte-dir. Hekimin aydınlatmasıyla yetinmeyip ayrıca bilgi isteyen hastanın, ayrıntılı bilgilendiril-mesi gerekmektedir.

[Onay hakkı] Tıbbî müdahale-lerin veya daha geniş kavram olan sağlık hizmetlerinin ko-nusu, kişinin maddî ve manevî varlığı, beden tamlığıdır. Bu itibarla, sağlık hizmetlerinden yararlanıp yararlanmama, tıbbî müdahaleyi kabul veya ret etme konusunda kişinin bir karar ver-mesi, yaşama, maddî ve manevî varlığını geliştirme hakkının gereğidir. Bu hakkı kullanması, tıbbî müdahaleye yönelik irade açıklamasında bulunması ile

kişiliği, aydınlanmaya ilişkin iradesi gibi hususlar aydınlan-ma hakkının kapsamını etkile-mektedir.

Tıbbî müdahale ivedi ise, has-tanın aydınlatılması azalmak-ta veya ortadan kalkmaktadır (1219 sayılı Yasa madde 70). Tıbbî müdahale ivedi değilse hasta ayrıntılı olarak aydınlatıl-malıdır.

Tıbbî müdahale sonucunda, zorunlu olarak ortaya çıkacak komplikasyonlar önemli ise, hasta mutlaka bilgilendirilme-lidir. Örneğin, hastanın çocuk yapma yeteneğinin kaybolması söz konusu ise, bunun mutla-ka hastaya anlatılması gerekir. Buna karşılık, tıbbî müdahale sonucunda zorunlu olarak or-taya çıkan, makul bir hasta ta-rafından da kabul edileceği ola-ğan bulunan komplikasyonlar hakkında, hastanın aydınlatıl-

Kural olarak, hasta, kendisinetıbbî yardımda bulunacak hekim tarafından

bizzat tıbbî müdahale öncesinde hastanın anlayacağı şekilde aydınlatılmalıdır.

Page 47: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

45

Bakım ve tedavinin ikinci ba-samağı ise, sağlık hizmetinden yararlanan kişinin konulan ta-nıya göre biyolojik, psikolojik, fizyolojik bozuklukların gideril-mesine ilişkin hekimlik faaliyet-leridir. Bu hekimlik faaliyetle-rine “tedavi” de denilmektedir. Tedavi; hastalığı önlemek, or-tadan kaldırmak veya iyileşme-sini çabuklaştırmak, hastalığın tehlikelerini azaltmak, yarattığı ızdırapları teskin etmek, arazla-rını ortadan kaldırmak veya ha-fifletmek için alınan tedbirlerin, uygulanan ilaçların veya cerrahi müdahalelerin bütününü ifade eder (Tıbbî Deontoloji Nizam-namesi madde 13).

Hekim ile hasta arasındaki iliş-kinin niteliği ne olursa olsun hastanın en temel hakkı, dolayı-sıyla hekimin asıl edimi hastayı tedavi etmektir. Tıbbî faaliyetin özü, hasta hakkının özü, bakım ve tedavidir. Hastanın aydın-lanması, onayın alınması, bakım ve tedavi öncesi gözetilmesi ge-reken hususlar olup bunların da amacı, doğru bakım ve tedavi-nin sağlanmasıdır.

ya da hiç aranmamaktadır. Has-taya tıbbî müdahalenin yapıl-ması çok acil ise ve hasta onay verebilecek durumda değilse, onayın alınmasına gerek yoktur. Kişinin trafik kazası sonucu ağır yaralanması ve şuurunu kaybet-mesi halinde, durum budur.

[Bakım ve tedavi hakkı] Bakım ve tedavi, hekim ve diğer sağlık personelinin hastaya yönelik belli nitelik ve kapsamlara haiz tıbbî faaliyetleridir. Burada sa-dece hekimin değil, diğer sağlık personelinin, doğrudan veya dolaylı olarak, hastanın acıla-rını dindirme, iyileştirme, tıbbî müdahale süresince hastanın kişisel ihtiyaçlarını karşılamaya ilişkin tüm faaliyetleri, bakım ve tedavi hakkının konusunu oluş-turmaktadır. Anlaşılacağı üzere, bakım ve tedavi hakkının konu-su, birbiri içine geçen ve aynı zamanda belli aşamalar da sey-reden pek çok faaliyeti içerir.

Bakım ve tedavinin konusunun birinci aşaması tanıdır. Hastanın yakındığı, giderilmesini istediği hususun tespitidir. Tanı, tedavi-nin temelini oluşturmaktadır.

çekleştirilmesinden önce veya en geç tıbbî müdahale sırasında, onayını bildirmelidir (Biyoetik Sözleşmesi md.5/1).

Mevzuatın öngördüğü istisnalar dışında, onay, herhangi bir şek-le bağlı değildir (Hasta Hakları Yönetmeliği md. 28). 1219 sayılı Yasa, büyük cerrahi ameliyatlar-da hastanın yazılı onay vermesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Yine organ ve doku alınabilme-si için, vericinin yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde söz-lü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması gerekir (2238 sa-yılı Yasa madde 6). Yargıtay da bir kararında, “hekimin, yaptığı ameliyatın çok ağır sonuçlar do-ğurabileceğini hastaya anlata-rak, onun bu muhtemel sonuç-lara rağmen ameliyatı istediğine ilişkin onayını almış olması ge-rektiğini” belirtmiştir.

Kural olarak, hastanın onayı alındıktan sonra tıbbî müdaha-lede bulunulmalıdır. Ancak bazı hallerde onay alınması mümkün olamamakta ve bazı hallerde de verilen onay esas alınmamakta

Hasta, sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbî işlemleri, bunların

faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbî müdahale usulleri,

tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları

ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda, sözlü veya yazılı olarak bilgi

isteme hakkına sahiptir (Hasta Hakları Yönetmeliği md. 15).

Page 48: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

46

Yukarıda değinilen hususlar, hasta ile hekim arasındaki ilişki-nin niteliği ne olursa olsun ge-çerli olacak hususlardır. Hasta-hekim, hasta-sağlık kuruluşu arasındaki hukuksal ilişkinin niteliğine göre, bakım ve teda-vi hakkının konu ve kapsamı genişlemekte veya daralmakta-dır. Yapılan sözleşmede hasta-ya yapılacak tıbbî müdahalenin niteliği, şekli, süresi, bakım ve tedavi süresince barınma, yeme ve diğer temel ihtiyaçların kar-şılanması hükme bağlanmış olabilir. Bu şekilde yapılacak sözleşmelerde belirtilen edimler de bakım ve tedavi hakkının ko-nusunu teşkil edecektir.

Sağlık hizmetlerinin özü-nü oluşturan bakım ve teda-vi, hasta hakları açısından ele alındığında, bazı hususları kapsaması gerektiği ortaya çık-

maktadır. Bakım ve tedaviyi yapacak hekimin hasta tara-fından seçilebilmesi; bakım ve tedavinin meslekî özen içinde tıp biliminin gereklerine göre yapılması, sosyal açıdan kaliteli sağlık hizmeti niteliğinde olma-sı ve ekonomik olması gerekir. Hasta, bakım ve tedaviyi alırken gerek fizikî koşullar açısından ve gerekse de başka bir hasta-lığa yakalanmamak açısından güvende olmalıdır.

Bakım ve tedavinin yukarıda belirtilen hususların kapsaması gerektiği mevzuat hükümlerin-de hükme bağlanmış olup (Tıbbî Deontoloji Nizamnamesi, Hasta Hakları Yönetmeliği, Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun) yargı-sal kararlara da konu olmakta-dır.

KAYNAKÇAAkdur, Recep, 1997, “Koruyucu Sağlık Hizmetlerinde Etik Sorunlar”, Etik Bunun Neresinde, Ankara Tabip Odası Yayınları, Ankara, s.159-168Akın, F. İlhan, 1987, Kamu Hukuku, 5. Bası, Beta Ba-sım Yayım Dağıtım A. Ş. İstanbul.Ayan, Mehmet, 1991, Tıbbî Müdahalelerden Doğan Hukukî Sorumluluk, Kazancı Kitap Ticaret A. Ş., Ankara.Bayraktar, Köksal, 1972, Hekimin Tedavi Nedeniyle Cezai Sorumluluğu, Sermet Matbaası, İstanbul.Cihan, Erol, 1997, “Hukukî Açıdan Hasta Hakları” Tıbbî Etik Yıllığı, IV, İstanbul s., 25-29.Çilingiroğlu, Cüneyt, 1993, Tıbbî Müdahaleye Rıza, Filiz Kitabevi, İstanbul.Çinko, Mehmet Sıddık, 2001, Hasta Haklarının Hukukî ve Tıbbî Açıdan İrdelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, İstanbul.Fişek, Nusret, 1996, “İnsan Hakları ve Hekimlik” He-kimlik ve İnsan Hakları Türk Tabipleri Birliği Deneyi-mi, 1984-1992, (Derleyen Ata Soyer).Göze, Ayferi, 1989, Siyasal Düşünceler ve Yönetimler, 5. Baskı, Beta Basım Yayım ve Dağıtım A. Ş., İstan-bul.Hamzaoğlu, Onur, 1997,” Sağlıklılık ve Etik” Etik Bunun Neresinde, Ankara Tabip Odası Yayınları, An-kara, s., 151-153.Hekim Forumu, 1996, “Neden Hasta Hakları”, s., 107, 15, İstanbul Tabip Odası Yayını, s., 4-9Illıch, İvan, 1995, Sağlığın Gasbı, (Çev. Süha Sertabi-boğlu) 1.Baskı, Ayrıntı Yayınları, İstanbulKalaca, Çağrı, 1997, “Hasta Hakları” Etik Bunun Ne-resinde, Ankara Tabip Odası Yayınları, Ankara, s., 35-52.Lök, Veli,1996, “İnsan Hakları ve Sağlık” Hekimlik ve İnsan Hakları Türk Tabipleri Birliği Deneyimi, 1984-1992 (Derleyen Ata Soyer).Ortaylı, Nuriye, 1996, “İğneyi Kendine Çuvaldızı Baş-kasına” Hekim Forumu, İstanbul Tabip Odası Yayın-ları, 15, s. 107, s.10-11Özsunay, Ergun, “Alman ve Türk Hukuklarında Hekimin Hastayı Aydınlatma Ödevi ve İstisnaları” Sorumluluk Hukukundaki Yeni Gelişmeler, 5. Sem-pozyum, Mukayeseli Hukuk Araştırma ve Uygulama Merkezi, Fakülteler Matbaası, İstanbul, s. 31-59.Öztürk, Hafize, 1997, “Etik Alanında Temel Yakla-şımlar”, Etik Bunun Neresinde, Ankara Tabip Odası Yayınları, Ankara, s. 15-25Terzioğlu, Arslan, 1997 “Tıbbî Etik Açısından Hasta Hakları ve Hekim”, tıbbî Etik Yıllığı, IV, İstanbul. s.7-12.Yargıtay İkinci Ceza Dairesinin 08.04.1994 tarih, 1994/738, E-2971 K. sayılı kararı, YKD, c. 20, sy. 7, Temmuz 1994Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinin 17.10.1964 ta-rih, 6428 E,-4925 K sayılı kararı, (Bayraktar, Köksal, 1972, Hekimin Tedavi Nedeniyle Cezai Sorumluluğu, Sermet Matbaası, İstanbul).Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinin 07.03.1977 ta-rih, 1976/ 6297 E-1977/2541 K. sayılı kararı, YKD, c. 4, s. 6, Haziran1978.Yargıtay Onüçüncü Hukuk Dairesinin 14.03.1983 ta-rih, 1982/7237 E-1983/1783 K sayılı kararı, YKD c. 9, s. 7,Danıştay Onikinci Dairesinin 25.12.1968 tarih, 1967/788 E-1968/2489 K sayılı kararı, (Hancı, İ. Ha-mit, 1995, Hekimin Yasal Sorumlulukları (Tıbbî Hu-kuk), Egem Tıbbî Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, İzmir).Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşme-si, İnsan Hakları ve Biyoetik Sözleşmesi( Biyoetik Sözleşmesi).“İnsan Hakları İhlâli” İddiaları Bağlantısı İçinde Sağ-lık ve Hasta Hakları (Mevcut Durum, Tenkitler ve Hâl Çareleri) Konusunda Sağlık Bakanlığı Raporu

Page 49: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Ne kadar kilo vermelisiniz?

Vücudunuz kaç yaşında?

Kas oranınız ne kadar?

Bir yılda ne kadar rejim yapmalısınız?

Günde kaç kalori almalısınız?

Karın bölgesi yağ oranınız ne kadar?

ÜCRETSİZ RANDEVU

LARIN

IZ İÇİN

ÖZEL LOKMAN HEKİM HASTANELERİ VE İSTİKBAL REGİNA İŞBİRLİĞİYLE...

Page 50: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

48

Myomların gebeliğe engel olması nadir görülen bir durumdur. Rahmin dış duvarında ve kas duvarından gelişen myomlar gebeli-ğe engel olmaz. Ancak, endometriyum (rahim iç zarı) altında yer-leşmiş myomların gebeliğe engel olabildiği durumlar söz konusu olabilir. Kesin tanı ve tedavi için Kadın Hastalıkları ve Doğum Po-likliniğimize başvurabilirsiniz.

SORU-CEVAP

En önemlisi yeme-içme düzen-sizliği, psikolojik faktörler, rüzgar gibi bazı fiziki etkenlerdir. Ancak bunun yanı sıra doğum kontrol ilaçları, bazı antibiyotik ilaçlar, fazla miktarda kahve ve kabuklu yiyecekler de migreni tetikleye-bilir.

Page 51: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

49

Sabit pozisyonda bir süre kalıyor olmak bel omurganızı olduğu gibi boyun omurganızı da zorlar. Diskojenik ağrı dediğimiz fıtık ağrılarını taklit eden mekanik ağrılara ne-den olabilir. İkisinin ayrımını yapmak için basit radyolo-jik tetkikler ile muayene olmanız yeterli olacaktır.

Bilgisayar ekranının ışık şiddeti yüksek oldu-ğundan ve gözünüzü kırpmadan sürekli ek-rana baktığınızdan dolayı gözünüzde kuru-luk şikayeti olabilir. Bu durum yanma, batma ve ağrı gibi şikayetlerle kendini gösterir. Bu konuda, hastanemizin Göz Hastalıkları Polik-liniğine başvurarak yardım almalısınız.

Yüzümle ilgili sorunlarım var, kimyasal peeling yaptırmak istiyorum.

Kimyasal peeling, meyve asitleri ile cildin üst tabakasının soyularak yapıldığı bir tedavi yöntemidir. Seans aralıkları ve sayısı cildinizin durumu ve kullanılacak asidin yüzdesine göre değişiklik göstere-cektir. Sorunuza tam yanıt alabilmek için Dermatoloji Polikliniği-mize başvurmanız gerekmektedir.

Page 52: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

50

SORU-CEVAP

Greenlight PVP, ödeme yol açmayan, has-

tanede kalış gerektirmeyen, anında idrarla

ilgili şikayetleri sonlandıran, her gramda

prostatta uygulanabilen cerrahi risk taşı-

mayan tedavi yöntemidir. Ortalama 20-

40 dakika gibi bir sürede bu sistem bü-

yümüş prostat dokusunu buharlaştırır ve

tamamen ortadan kaldırır. Hastanın tüm

şikayetlerinde kısa sürede azalma görülür.

Ayrıca, hemen hemen kanamanın olmadı-

ğı bir yöntemdir. Özellikle kalp ve damar

hastalığı sebebiyle pıhtılaşmayı önleyen

bazı ilaçları alan hastalar dahi başarıyla bu

yöntemle tedavi edilebilmektedir.

Dudak kurumalarının nedeni ne-dir ve hangi bölümünüze başvur-malıyım?Bu rahatsızlığınızın birçok sebebi olabilir. Rahatsızlığı-nızla ilgili kesin tanı için Hastanelerimizin İç Hastalıkları veya KBB Polikliniğine başvurmanız gerekmektedir.

El bileğinde sinir sıkışmalarına bağlı uyuşmalar olabilir. Hastanelerimizin Nöroloji Kliniğine başvurarak muaye-ne olabilir, doktorunuz uygun görürse EMG yaptırmanız gerekebilir.

Elimi çok kullandığımda, geceleri uykudan uyandıracak uyuşmalar oluyor.

Prostat sorunum var. Greenlight PVP önerildi.

Amniyosentez, hamileliğin 16. haf-tasından itibaren yapılabilir. Ço-ğunlukla yaklaşık 10 dakika süren ve yaygın olarak yapılan bir işlem-dir. Rahimde bebeğin pozisyonu-nu kontrol etmek için bir ultrason taraması yapılır. Sonra ince bir iğne karnınızdan rahme sokulur. Bebeği çevreleyen sıvıdan (amniyotik sıvı) bir örnek alınır. Bu sıvı, bebeğin la-boratuvarda incelenecek hücreleri-ni içerir ve bebeğin kromozomları sayılır.

Page 53: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

51

ANLAŞMALI KURUMLARIMIZ

ETLİK LOKMAN HEKİM HASTANESİ SİNCAN LOKMAN HEKİM HASTANESİ

DEVL

ET K

URUM

LARI Sosyal Güvenlik Kurumu

Maliye Bakanlığı (Kamu personeli)Türkiye Büyük Millet Meclisi (Milletvekili - personel)T.C. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Gen. Md.Türkiye Akreditasyon Kurumu

Sosyal Güvenlik KurumuMaliye Bakanlığı (Kamu personeli)Türkiye Büyük Millet Meclisi (Milletvekili - personel)

ÖZEL

SİGO

RTAL

AR

Acıbadem SigortaAgis Group Sağlık SigortalarıAksigortaAmerican Life Hayat SigortaAxa SigortaBaşak Groupama SigortaDemir Hayat SigortaGenel Yaşam SigortaIşık SigortaInter Partner AssistanceMarm Asistance MedNetPromed RemedSAT Yardım ve Destek (Mondial Assistance)S.O.S InternationalTurquie AssistanceYapı Kredi Sigorta

Acıbadem SigortaAgis Group Sağlık SigortalarıInter Partner AssistanceAksigortaDemir Hayat SigortaIşık SigortaPromed SAT Yardım ve Destek Hizmetleri

BANK

ALAR Türk Eximbank

T.C. Merkez BankasıT.C. Ziraat Bankası

Türk EximbankT.C. Merkez Bankası

ÖZEL

KUR

UMLA

R

ADFA TurizmKarel ElektronikBir-Gür Dek. Paz. Bilkent Holding Sağlık Merkeziİslam Ülkeleri İst. Eko. ve Sos.Araş. Eğt. Mrk.Kiler Alışveriş HizmetleriElektro SağlıkErkunt Sanayi A.Ş.

ADFA TurizmKarel ElektronikBir-Gür Dek. Paz. Erkunt Sanayi A.Ş.

DERN

EK-V

AKIF

-ODA

-SE

NDİK

ALAR

HAK-İŞ Konfederasyonu ve Bağlı SendikalarSosyal Güvenlik Müfettişleri DerneğiTürkiye Halk Bankası Emekli Sandığı VakfıTürkiye Vakıflar Bankası VakfıDeniz Feneri DerneğiT.C. Merkez Bankası Sos. Güv. ve Yard. Sandığı Vakfı

HAK-İŞ Konfederasyonu ve Bağlı SendikalarSosyal Güvenlik Müfettişleri DerneğiTürkiye Halk Bankası Emekli Sandığı Vakfı

EĞİT

İM

KURU

MLA

RI Pi-Analitik DershanesiÇözüm DershanesiÖzel Pınar Eğitim Kurumları

Pi-Analitik DershanesiÇözüm Dershanesi

Page 54: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

İÇİMİZDEN BİRİSİ

Uzm. Dr. Aygün Güler:

Page 55: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

bir sandık, kimi zaman bir dolap evimin bir parçası oluveriyor. Zaman zaman da sevdiklerime hediyeler yapıyor ve onlarla paylaşıyorum. Eğer bu çalışma temposunda çalışmalarımı ço-ğaltabilirsem mutlaka bir sergi açmayı düşünürüm.

Bu sanata başlamayı düşü-nenlere neler tavsiye edersi-niz?

[A.G.] Aslında şunu söylemek isterim. Bu sanat, şu sanat diye bir şey yok. İnsan içinden geleni yapmalı. Bazen bir resim, ba-zen enstrüman... Ama kendini verebileceği ve huzurlu hisse-debileceği, onunla birlikteyken dinlenebileceği bir sanat olmalı. Yani uğraşısı ne olursa olsun, kendini dinlendiren bir şeye va-kit ayırmalı.

Bize vakit ayırdığınız için te-şekkür ederiz.

[A.G.] Ben size teşekkürler ede-rim.

objenin bir ruhu olduğunu dü-şünüp, şık görünmek istediği-ne inanırım. O aşamadan sonra renkler ve tema kendiliğinden oluşuveriyor zaten.

Bu sanat dalıyla uğraşmak size neler hissettiriyor?

[A.G.] Biliyorsunuz çok yoğun bir çalışma hayatımız var. Sa-bah ameliyathaneye geliyoruz ve mesai kavramı olmadan çalı-şıyoruz. Bazen buradan oldukça ilerlemiş bir saatte eve gidebili-yorum. Oğlumla ilgileniyor, va-kit bulabilirsem çalışmalarımın başına geçiyorum. O zaman yeni bir şeyler üretmenin heye-canıyla zaman su gibi geçiyor. Klasik olacak belki ama insan sıkıntılarını bir anda unutuveri-yor. (diyor ve gülüyor :))

Çalışmalarınızı ne şekilde değerlendiriyorsunuz?

[A.G.] Ortaya çıkan çalışmala-rı hiç bir zaman maddi olarak değerlendirmeyi düşünmedim. Onlara tamamen bir hobi gö-züyle bakıyorum. Kimi zaman

Uzm. Dr. Aygün Güler, Özel Lokman Hekim Etlik Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniğinde gö-revli değerli bir hekimimiz. Yoğun iş temposundan fırsat buldukça hem bedenini hem de ruhunu hobisi ahşap boya-ma ile dinlendiriyor. Aygün Güler’le ahşap boyama üzeri-ne kısa bir sohbet yaptık.

Boyama sanatına olan ilginiz nasıl başladı?

[A.G.] Bu tür çalışmalar her za-man ilgimi çekiyordu. Ancak yoğun çalışma temposunun içerisinde kendime vakit ayır-makta güçlük çekiyordum. Bir gün bir sergiye gittim ve adeta büyülendim. O gün, orada ka-rarımı verdim.

Çalışmalarınızda özellikle ağırlık verdiğiniz konu ya da konular veya daha sık vurgula-dığınız temalar var mı?

[A.G.] Hayır. Sürekli üzerinde çalıştığım bir tema yok. Obje bana neyi hissettiriyorsa, ben de onu çalışıyorum. Her zaman,

“İnsan içinden geleni yapmalı. Bazen bir resim, bazen enstrü-

man... Ama kendini verebileceği ve huzurlu hissedebileceği,

onunla birlikteyken dinlenebile-ceği bir sanat olmalı.”

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

Page 56: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

54

Ankara’nın ilk ve tek helikopter pistine sahip özel hastanesi olan Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesi, hava ambulans helikopteriyle Bursa’dan gelen ilk hastasını kabul etti.

Page 57: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

55

Bursa’da özel bir hastanede yatan bir hasta, Sağlık Bakanlı-ğı 112 hava ambulansı ile Özel Lokman Hekim Sincan Hasta-nesine nakledildi.

Bursa’dan Ankara’ya nakli 1 saat 35 dakika süren hastanın yoğun bakım ünitesine alınması yaklaşık 10 dakika gibi kısa bir süre içerisinde gerçekleştirildi.

Hastane Başhekimi Dr. Mehmet Altuğ, helikopterle gelen ilk hastanın sorunsuz bir şekilde

hastaneye alındığını belirterek, “Hastaneye helikopter gelece-ği bilgisi alındıktan sonra heli-kopter pistinin ruhsatlandırma faaliyetleri sırasında danışman-lık yapan Pilot Hilmi Emri ta-rafından pistin son kontrolleri yapıldı. Bütün şartların uygun-luğu yeniden değerlendirildik-ten sonra 112 hava ambulansı pilotları Tuncay Yüce ve Ömer Savranoğlu’na pistin hazır ol-duğu bilgisi iletildi.

Daha sonra sağlık ekiplerimiz

son hazırlıklarını tamamlayarak hastayı almaya hazır halde bek-lemeye başladı. Saat 14:30 civarı helikopter pistimize iniş yaptı. Helikopter pistimize indikten sonra birkaç dakika içerisinde hastanın transportu tamamla-narak yoğun bakım ünitemize alındı” dedi.

Başhekim Altuğ, helikopter pistinin hasta naklinde sağladı-ğı kolaylıktan memnuniyetini ifade ederek, “Özellikle Sincan ve yakın ilçelerin halkına hiz-met veren Sincan Hastanemiz, Bursa’dan yapılan bu nakille tüm Türkiye’ye hizmet sunan konuma geçmiştir. Bu da bizim için ayrıca bir gurur kaynağıdır” diye konuştu.

Çok kısa sürede nakli tamamlandı

Ağustos ayında ruhsat almıştıHastanemiz, 2008 yılının mart ayında açıldıktan sonra helikop-ter pisti Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından ağustos ayında ruhsatlandırılarak faaliyete girmişti.

Page 58: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

56

Leiomyom uterusun yani rahmin en sık görülen tümörüdür. Kadınların

yüzde 20-30’unda bulunur. Rah-min kas dokusundan kaynakla-nırlar. Rahmin içinde kanayan dokuya ve rahmin dış dokusuna olan yakınlıklarına göre sınıflan-dırılır ve isimlendirilir. Bu yerle-şim yeri aynı zamanda, myom-dan kaynaklanabilecek ağrı ve kanama durumları için de kısmi de olsa belirleyicidir. Kanayan dokuya yakın olan myomlarda aşırı adet görme şeklinde şika-yetlerin olması daha çok bekle-nir. Myomlar, rahmin iyi huylu tümörleridir. Binde 2-3 oranın-da malign (kötü huylu) değişim gösterirler. Rahmin malign yani kötü huylu tümörleri çoğunluk-la myomdan değişen değil, baş-langıçtan itibaren kötü huylu olan tümörleridir.

Opr. Dr. Elif TerziÖzel Lokman Hekim Hastaneleri Kadın Hast. ve Doğum Kliniği

“Myom tedavisinde hangi işlemin seçileceğine hastanın yaşı, myomların sayısı ve büyüklüğüne bakılarak karar verilir”

Page 59: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

57

Kadınların yüzde 20 -30’unda bulunan myomlar, rahmin iyi

huylu tümörleri olarak bilinir. Hastaların

yüzde 20’sinde kasıklarda adet sancısı

şeklinde ağrı olur.

Myom belirtileri Myomu olan hastaların çoğunda myomla ilgili hiçbir sorun yoktur. Hasta-ların yüzde 20’sinde kasıklarda ağrı olur. Bu ağrı, sıklıkla adet sancısı şeklindedir. Myomda hızlı büyüme ve kendini boğma (torsiyon) ani başlayan şiddet-li ağrı yapar. Myom ön duvara doğru büyürse idrar yollarına baskı nedeniyle sık sık idrara çıkma ve idrar kaçırma şeklinde belirtiler verebilir. Arka duvara doğru büyüyen myom kabızlık ile bel ve kuyruk sokumu böl-gesinde ağrıya neden olabilir. İdrar yollarına baskı yapan bir myom, böbreklerin idrar kanal-larında şişme (hidronefroz) ile birlikte geri dönüşü olmayan böbrek hasarlarına yol açabilir. Hastaların yüzde 30’unda aşırı adet kanaması görülür. Nadiren de olsa ara kanama yakınması yapabilir. Aşırı kan kaybına bağ-lı kansızlık ve buna bağlı olarak da halsizlik ortaya çıkabilir.

Tedavi seçenekleri Tedavi-de duruma göre izlem, ilaç te-davisi veya cerrahi müdahaleler kullanılır. Belirti vermeyen kü-çük myomlarda takip yeterlidir. Rutinde yılda bir kez yapılan ji-nekolojik muayenelerin bu has-talarda altı ayda bir yapılması daha uygundur. İlaç tedavisi olarak sadece kanamayı azaltan progesteron tedavilerinin myom küçültücü, yani tedavi edici et-kisi yoktur. Yaşı menapoza ya-kın olan hastalarda cerrahi mü-dahaleden önce denenebilecek bir tedavi yaklaşımıdır. GNRH agonistleri olarak bilinen diğer bir grup ilaç ise hastanın erken menapoza girmesine neden ola-rak myom büyüklüğünde azal-ma sağlar. Bu da myomun orta-ya çıkarttığı kanama – ağrı gibi problemlerde gerileme yapar. Ancak bu tedavi bırakıldıktan 3 ay sonra myom eski büyüklüğü-ne döner. Yani kalıcı bir faydası yoktur.

Myom boyutu 6 cm’den fazla ise, hastanın aşırı kanama ve kansızlıkla ilgili şikayetleri baş-lamışsa cerrahi müdahale ter-cih edilir. Cerrahi işlem olarak sadece myom da alınabileceği gibi rahmin tamamı da alınabi-lir. Hangi işlemin seçileceğine hastanın yaşı, myomların sayısı ve büyüklüğüne bakılarak karar verilir. Cerahi işlem sonrası ra-him yerinde bırakılırsa myom yüzde 15-45 oranında tekrarla-yabilir.

Page 60: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

58

Özel Lokman Hekim Sincan Hastanesin-de; uyku bozukluk-ları, horlama, gibi

yaşam kalitesini düşüren rahatsız-

lıkların ileri düzey tetkik ve tedavileri-

nin yapılabileceği Uyku Laboratuvarı

açıldı.

Page 61: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

59

Uyku Laboratuvarının Sorumlu Hekimi Uzm. Dr. Mansur Sezginer, Uyku bozukluğu sorunu-nun yaşam kalitesini etkilediğine dikkat çekti.

Günlük yaşamımızda uykunun çok önemli ol-duğunun altını çizen Dr. Sezginer, “Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı bir uyku şarttır. Yaşantımızın 1/3’ü uykuda geçmektedir. Sağlıklı bir bireyin günlük 7-8 saatlik kaliteli ve iyi bir uykuya ihti-yacı vardır. Bu sürede iyi ve kaliteli uyku uyun-mazsa, kişinin günlük hayatını olumsuz etkile-yecek birçok faktör devreye girer.

Birey, uykusuzluk yüzünden işinde, sosyal ya-şantısında, çevresiyle olan iletişiminde, okulda, trafikte birçok problemle karşı karşıya kalır” dedi.

Uyku Laboratuvarında, hastanın vücudunun çe-şitli yerlerine elektrotlar yerleştirilerek,

- Uyurken beyin elektrik aktivitesi (EEG),

- Göz hareketleri (EOG),

- Kas hareketleri (EMG),

- Vücudun oksijen miktarı,

- Karın ve solunum kaslarının hareketleri,

- Kalp atım hızı (EKG) değerlerinin kayıt altına alındığını belirten Dr. Mansur Sezginer, “Bu kayıtlar, göğüs hastalıkları, nöroloji ve ku-lak burun boğaz uzmanı hekimlerden oluşan Uyku Komisyonunca değerlendirilir. Kurul, gerekli görürse daha ileri tetkikler istiyor ya da bu bilgilere göre tedaviyi düzenliyor” diye konuştu.

Tedavi Seçenekleri: Kurul kararına göre tedavinin; cerrahi, medikal ya da radyofrekans gibi yöntemler kullanılarak yapılabildiğini ifade eden Mansur Sezginer şöyle devam etti:

“Bademcik ve geniz eti, burunda septum devi-asyonu ve polip gibi problemler cerrahi yöntem-lerle giderilirken, konka küçültme, damak ve dil köküne yapılacak uygulamalar radyofrekans yöntemiyle yapılır.”

Page 62: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

60

Yazı ve fotoğraflar: Soner Abacı

Page 63: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

61

azılı kaynaklara göre Harput’un tarihi M.Ö. 2000 yıllarına dayanıyor.

İlk yerleşenler Hurri’ler olarak biliniyor. Hititler, Asurlar ve Urartular bölgede çeşitli süreler yaşamış. Daha sonra sırasıyla Artukoğulları, Anadolu Selçuk-luları, İlhanlılar, Dulkadiroğul-ları ve Akkoyunlular bu top-raklarda hüküm sürmüş. Son olarak ise 1516 yılında Osmanlı-lar Harput’u fethetmiş. Harput, 1834 yılından sonra bugünkü Elazığ kent sınırlarına doğru taşınmaya başlamış. Mamur at-ül Aziz, Elaziz isimlerini almış ve daha sonra Atatürk tarafın-dan “azığı bol” anlamına gelen

Elazık ismi verilmiş. Bu isim son olarak TBMM tarafından Elazığ’a dönüştürülmüş.

Bu kısa tarih bilgilerinden son-ra hemen Harput gezimize baş-layalım. Gezimizin ilk durağı Sara Hatun Camii. Akkoyun-lular zamanından günümüze ulaşan ve taş işçiliğiyle dikkati çeken camii daha yeni restore edilmiş. Halen ibadete açık olan camiinin yapılan restorasyonla orijinalliğinin bozulduğunu gö-rüyoruz. Hele hele camii avlu-suna konulan iki güneşlik tarihi dokuya hiç mi hiç yakışmamış. Ayrıca fotoğraf çekmeyi de son derece zorlaştırmış.

Bir süre önce Adli Tıp tarafın-dan inceleme altına alınan Arap Baba’nın naaşı ikinci durağımız oluyor. Valilikten aldığımız özel izinle Jandarma eşliğinde Arap Baba’nın “çürümeyen” bedeni-ni görmeye gidiyoruz. Selçuklu dönemine ait olan türbenin al-tında yatan Arap Baba hakkında bir çok hikaye anlatılıyor. Kesik başı yanında duran ve bedeni çürümediği için Adli Tıp tara-fından incelemeye alınan Arap Baba’ya dua etmeye gelenler içeri alınmıyor. Daracık bir oda içerisinde camdan bir tabutta yeşil bezlere sarılı Arap Baba’yı bizim dışımızda kimse şimdilik göremiyor. Ancak yetkililer, in-

Tarihi yazılı kaynaklara göre M.Ö. 2000 yıllarına dayanan Harput’un ilk yerleşenleri Hurri’ler olarak bilinir.

Page 64: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

62

celemeler bitince Arap Baba’nın naşının yeniden ziyarete açıla-cağını belirtiyor.

Eğri minaresi ile ünlenen Ulu Camii ve hemen karşısında yer alan Mansur Baba Türbesi’ne dışarıdan göz atarak Harput Kalesine doğru yol alıyoruz.

Urartular döneminde inşa edi-len kale, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Burç ve surlarının bir kısmı ha-len ayakta olan kalede içerisin-de Osmanlı zamanına ait yerle-şim yerlerinde kazı çalışmaları devam ediyor.

Bir rivayete göre kalenin harcı-nın hazırlanması sırasında su yerine süt kullanıldığı için kale-ye “Süt Kalesi” de deniliyor.

Kale alanında duvarlara yazı-lan ve kazınan isimler ve etra-fa atılmış düzinelerce katı atık ve çöplerin oluşturduğu çirkin

görüntüler henüz uygarlaşma-dığımızın bir göstergesi olarak objektifime yansıyor.

Kaleyi geride bırakarak Meryem Ana Kilisesi’ne doğru ilerliyo-ruz. Milattan sonra 6. Y.Y.’da yaptırılan kilise kapalı olduğu için içini gezemiyoruz. Ancak dış duvarları arasında dolaştık-tan sonra rotamızı Feti Ahmet Baba Türbesine çeviriyoruz. Yol üzerinde şifalı termal su kay-naklarının olduğu yerde kısa bir mola verdikten sonra Harput’a 2 km uzaklıkta yer alan Feti Ah-met Baba Türbesine varıyoruz.

Bir kaya üzerine inşaa edilmiş altıgen planlı Türbenin hemen yanında Feti Ahmet Baba ile birlikte şehit düşen 10 arkada-şının mezarlarını ziyaret ediyo-ruz. Burayı da daha çok erkek çocuğu olmayanların ziyaret et-tiğini öğreniyoruz. İnanışa göre, ziyaretten sonra ilk doğan erkek

çocuğa Feti isminin verilmesi de gerekiyormuş.

Harput’a döndüğümüzde şu an restoran olarak hizmet veren Cimşit Hamamında buz gibi yorgunluk ayranlarımızı yu-dumluyoruz. Mekan sahibinin yöresel “saç ekmeği” ve pat-lıcandan yapılma mezesi “sö-ğürtme” ikramı açlığımızı biraz olsun bastırıyor.

Elazığ’a dönüş için yola çıktığı-mızda gene göz ucuyla sadece kubbeyle örtülü kısmı ayakta kalan Hoca Hamamı ve Harput evlerinin ayakta kalan kısımları-na göz atıp turumuzu sonlandı-rıyoruz.

Birçok din ve bir çok kültüre ev sahipliği yapan Anadolu’nun en eski yerleşim birimlerinden birisini daha arkamızda bıra-kıyoruz. Ancak bu kültür mi-rasımıza yeterince sahip çıka-madığımızı görmenin verdiği buruklukla...

Page 65: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Özel Lokman Hekim Hastaneleri

63

HASTALARIMIZIN KALEMİNDEN

Page 66: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

ANESTEZİ VE REANİMASYON - 3 yoğun bakım yatağı- 3 yenidoğan yoğun bakım küvözü- 1 taşınabilir yenidoğan yoğun bakım

küvözü- En iyi hijyenik klima sistemi olan ‘La-

miar Air Flow’ sistemi - Anestezi cihazı ile gaz sistemimizin

koordine çalışabilmesi için ‘Pendant Sistemi’

- Hasta başı monitörü- Ventilatör- Defibrilatör- İlaçları direkt olarak vene kontrollü

verecek olan pompalar,- Sıvı yiyecekleri kolay biçimde hastaya

verilebilecek pompalar - Kan gazı ölçüm cihazı gibi yeterli tek-

nik donanım vs.

BESLENME VE DİYET- Şişman ve kilolu bireylere zayıflama

diyetleri- Zayıf bireylere kilo aldırıcı diyetler- Normal çocuk beslenmesi- Kilolu ve şişman çocuk beslenmesi- Zayıf ve iştahsız çocuk beslenmesi- Sindirim sistemi hastalıklarında bes-

lenme- Karaciğer, safra kesesi ve pankreas

hastalıklarında beslenme- Böbrek hastalıklarında beslenme- Diabetus mellutusta beslenme- Kalp hastalıklarında beslenme- Kemik ve eklem hastalıklarında bes-

lenme ve diyet tedavisi

BEYİN, OMURİLİK VE SİNİR CERRAHİSİ - Bel fıtığı (Mikrodiskektomi, spinal

stenoz)- Boyun fıtığı(Mikrodiskektomi)- Omurga kaymaları ve şekil bozukluk-

ları (Spondilolistezis,skolyoz)- Omurga travmaları (Kifoplasti-

vertebroplasti, stabilizasyon)- Kafa travmaları - Beyin tümörleri - Omurilik tümörleri- Beyin kanamaları - Tuzok nöropotilen (Karpal tünel

sendromu, Cubital tünel vs.)

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI- Muayene - Büyüme-gelişme takibi- Rutin ve özel aşılar- Soğuk buhar tedavisi- Ventolin tedavisi- Çocuk eğitimi danışmanlığı - Beslenme ve emzirme danışmanlığı

- Yenidoğan tarama testleri

- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde

tüm girişimler (kan değişimi, solu-

num desteği vb.)

DERMATOLOJİ - Deri hastalıklarının teşhis ve tedavisi- Mantar tetkik ve tedavisi- Tırnak çekimi- Küçük deri lezyonlarının çıkarılması- Cilt lezyonlarından biyopsi - Koterizasyon, krioterapi- Kimyasal peeling, leke ve akne izleri-

nin tedavisi - Allerji testleri

FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON - Boyun, bel, sırt ve eklem ağrıları te-

davi programı - Boyun ve bel fıtığı tedavisi - Osteoporoz tedavi programı- Periferik sinir hastalıkları ve yaralan-

malarının tedavisi - Kalça hastalıkları, kalça ve diz protezi

rehabilitasyonu - Cerrahi uygulanan veya uygulanma-

yan kırıklarda rehabilitasyon - Sportatif yaralanmaların rehabilitas-

yonu - Nörolojik rehabilitasyon - Ağrı bölge enjeksiyonları - Geriatrik rehabilitasyon tedavileri

uygulanmaktadır

GASTROENTEROLOJİ- Muayene ve bilgilendirme,- Ayakta veya yatarak tedavi imkanı- Yoğun bakım hizmeti,- Endoskopik tanı ve tedavi işlemleri- Özefagogastroduodenoskopi- Kolonoskopi- Flexible Sigmoidoskopi- Rektoskopi- E.R.C.P.- Sindirim sistemi kanamalarının en-

doskopik tedavisi (Perkutan endos-kopik gastrostemi)

- Proktoloji (bağırsağın son bölümünü ve makatı etkileyen hastalıklar)

- İnflamatuar bağırsak hastalıkları ta-kip ve tedavisi

- Hepatoloji (karaciğer hastalıkları)- Karaciğer biyopsisi- Hepatit takip ve tedavisi

GENEL CERRAHİ - Biyopsiler (deri, derialtı dokusu has-

talıkları)- Meme hastalıkları muayene, tetkik ve

tedavisi- Tiroid ve paratiroid hastalıkları tetkik

ve tedavisi- Varis tedavisi ve skleroterapi (ilaç te-

davisi)- Açık ve laparoskopik fıtık tedavisi

(Kasık fıtığı, göbek fıtığı, karın duvar fıtıkları)

- Safra kesesi hastalıkları teşhis ve te-davisi (Laporoskopik ve açık kolesis

tektomi)

- Mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, appendix hastalıkları teşhis ve teda-visi

- Dalak ve pankreas hastalıkları- Karaciğer apsesi ve kistlerinin teşhis

ve tedavisi- Anal bölge hastalıkları teşhis ve te-

davisi (hemoroid, anal fissür, perianal abse ve fistül vb.)

- Rektoskopi- Plonidal sinüs (kıl dönmesi) ameli-

yatları- Gastroozefageal reflü ve diafragma

fıtıklarının laparoskopik tedavisi- Makat sarkmasının (prolapsus recti)

laparoskopik ve açık tedavisi

GÖĞÜS HASTALIKLARI - Kronik obstrüktif akciğer hastalıkları

(Kronik bronşit, amfizem)- Bronşial astım - Pnömoni (zatürre)- Tüberküloz (verem)- Akut alt solunum yolu hastalıkları

(Akut bronşit, trakeo bronşit vs.)- Plörezi (Akciğerde sıvı toplaması)- Solunum fonksiyon testi- Allerji testleri

GÖZ HASTALIKLARI - Muayenelerimiz- Bilgisayarlı göz muayenesi- Kontak lens muayenesi- Şeker hastalarında göz muayenesi- Göz tansiyonu ölçümü ve glokom ta-

kibi- Çocuk göz hastalıkları ve şaşılık mua-

yenesi - Ameliyatlar- Fakoemülsifikasyon (Dikişsiz katarakt

ameliyatları)- Şaşılık ameliyatları- Kapak kistleri, tümörleri, kapak bo-

zuklukları operasyonları- Glokom ameliyatları - Pterjium- Gözyaşı kanalı ameliyatları (Açık-

kapalı)- Argon lazer girişimleri- YAG lazer girişimleri- Fundus fluonesein anjiografi

İÇ HASTALIKLARI- Hipertansiyon - Diyabet- Kalp hastalıkları - Kolestrol ve damar sertliği- Mide ve bağırsak hastalıkları- Tiroid hastalıkları ileri tetkik ve teda-

visi ile birlikte periodik takipleri- Enfeksiyon hastalıkları (Ateşli hasta-

lıklar)

- Karaciğer hastalıkları

- Sarılık

- Kansızlık ve kan hastalıkları - Böbrek hastalıkları - Akciğer hastalıkları - Romatizmal hastalıklar

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM - Jinekolojik muayene ve müdahale- Transvajinal ve pelvik ultrason takip-

leri - Yara yakma ve dondurma

(Elektrokofer-krioterapi)- Kontrasepsiyon (Doğum kontrol)

yöntemi ile ilgili uygulama ve danış-manlık

- İnfertilite (kısırlık) tedavileri- Gebelik öncesi ve sonrası danışman-

lık - Gebe muayene takipleri ve gebelik

ultrasonu

KARDİYOLOJİ- Renkli doopler ekokardiyografi- Efor testi (Kardiyovasküler stres test)- 24 saatlik ritm holter- 24 saatlik ambulatuar kan basıncı

(Kan basıncı takibi cihazı)- Hipotansiyon ve hipertansiyon tanı

ve tedavisi - Romatizmal kalp hastalıkları tanı ve

tedavisi - Koroner kapak hastalıkları tanı ve

tedavisi - Kardiyak aritmi tanı ve tedavisi

KULAK BURUN BOĞAZ - Kulak burun boğaz polikliniğimizde;- Horlama tedavisi- Endoskopik muayene - Bilgisayarlı görüntüleme- Teşhis ve danışma tedavi- Sinüzit ameliyatları (Endoskopik cer-

rahi yöntemi)- Baş ağrıları - Ses hastalıkları teşhis ve tedavisi- İşitme azlığı problemleri - Estetik burun cerrahisi- İşitme ve konuşma problemleri - Geniz eti ve bademcik ameliyatları- Burun ameliyatları- Kulak ameliyatları- Kulak enfeksiyonları- Çınlama- Burun allerjileri- Boğaz reflüsü- Koku alma bozuklukları

NÖROLOJİ- Migren tedavisi (Sfenopalatin blokaj

)- Gon blokajı - Baş ağrıları teşhis ve tedavileri- Demans (bunama)

- Epilepsi

- Parkinson ve hareket bozuklukları

Page 67: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

- Sinir ve kas hastalıkları - EMG - Multiple skleroz ve diğer demyelini-

zan hastalıklar- Serebrovasküler olaylar - Uyku bozuklukları ve tedavisi

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ- Diz ve kalça kireçlenmesinin protez

ameliyatları ile kesin tedavisi- Doğuştan ve edinsel deformitelerin

tedavisi- El cerrahisi ve mikrocerrahi - Artroskopik cerrahi (Menisküs yırtık-

larında, omuz lif yırtıklarında kapalı ameliyat)

- Omurga cerrahisi- Travmatoloji- Pediatrik ortopedi

ÜROLOJİ- Greenlight lazer prostat ameliyatları- Prostat TUR kapalı ameliyatları- Açık prostat ameliyatları- Prostatta ve darlıklarda stent uygula-

ması- Böbrek yolu darlıkları, taş, kanser,

kist vb.- Mesane hastalıkları, kanseri, nörolo-

jik hastalıklar, işeme bozuklukları- Penis hastalıkları (Sertleşme, alttan

işeme (hipospadios), eğrilik, sünnet)- Prostat hastalıkları(Büyümesi, iltiha-

bı, kanseri)- İdrar kaçırma (Gece, gündüz, hare-

ketle, öksürüklü, gülünce, yetiştire-meme, ağır kaldırma)

- Kadın-erkek cinsel bozuklukları (İs-teksizlik, erken boşalma, boşalama-ma)

- Kısırlık (Varikosel, sperm yıkama, aşı-lama, medikal tedavi)

- İdrar yolu organlarının tümörleri, kanserleri

- Testis-yumurta hastalıkları (Variko-sel, kist, tansiyon, hidrosel, inmemiş testis)

- İdrar yolu enfeksiyonları (Sistit, kro-nik sistit, interstisyel sistit)

- Felçli hastaların idrar yolu şikayetleri- Üriner sistem, taş hastalıkları (Hol-

mium lazer ile taş kırma, medikal taş tedavisi, ESWL)

- Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (Bel soğukluğu, siğiller, akıntı, AIDS, fren-gi)

- Çocuk üriner sistemi hastalıkları (Reflü, böbreğe idrarın geri kaçması, işeme bozuklukları)

- Mesane tümörlerinde synergo (Mikro dalga+Mitomicin) tedavisi

- Ürodinamik-sistometrik incelemeler

Page 68: Antibiyotik - Sayı:20 (Şubat 2009)

Bugüne kadar aklınızda kalacak çok şey yaptık

hepsi de sağlığınız için...

Etlik Hastane: Gn. Dr. Tevfik Sağlam Cad. No: 119 Etlik - Ankara

Sincan Hastane: Andiçen Mah. Polatlı 2 Cad. İdil Sok. No: 44 Sincan - Ankara

www.lokmanhekim.com.tr